Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Âhir 1446
24 December 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Allah İçin Sevgi ve Kardeşlik

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

19 Cemâziye'l-Âhir 1417 / 01.11.1996
AKRA- İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Samîmî Tevbenin Karşılığı, Allah İçin Sevmenin Mükâfâtı, Allah İçin Kardeşlik, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Allah İçin Sevgi ve Kardeşlik

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

19 Cemâziye'l-Âhir 1417 / 01.11.1996
AKRA- İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Samîmî Tevbenin Karşılığı, Allah İçin Sevmenin Mükâfâtı, Allah İçin Kardeşlik, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berakâtüh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berakâtüh!

Cumanız mübarek olsun. Allahu Teâlâ hazretleri cümlenizi sevdiği kul eylesin. Cumanız mübarek olsun. Allahu Teâlâ hazretleri cümlenizi sevdiği kul eylesin. Hem dünyada hem âhirette bahtiyar eylesin. Cennetiyle cemaliyle taltif eylesin. Hem dünyada hem âhirette bahtiyar eylesin. Cennetiyle cemaliyle taltif eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in Ebû Zerr el-Gıfârî radıyallahu anh'ten, İbn Asâkir'in rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfiyle Ebû Zerr el-Gıfârî radıyallahu anh'ten, İbn Asâkir'in rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfiyle cuma sohbetime bu sefer İstanbul'dan başlamak istiyorum. cuma sohbetime bu sefer İstanbul'dan başlamak istiyorum.

Ekseriyetle seyahatte oluyorum. Başka bir ilden veya ilçeden size sesleniyordum. Ekseriyetle seyahatte oluyorum. Başka bir ilden veya ilçeden size sesleniyordum. Bu sefer, nadir de olsa, İstanbul'dan seslenme durumu oldu. Bu sefer, nadir de olsa, İstanbul'dan seslenme durumu oldu.

Allah cümle ulemâya, geçmişlerimize, fâzıl, kâmil kimselere rahmet eylesin. Allah cümle ulemâya, geçmişlerimize, fâzıl, kâmil kimselere rahmet eylesin.

Nasreddin Hoca'ya hanımını şikâyet etmişler. Demişler ki; Nasreddin Hoca'ya hanımını şikâyet etmişler. Demişler ki;

"Hocaefendi! Hanımına bir şey söyle, çok geziyor!" "Hocaefendi! Hanımına bir şey söyle, çok geziyor!"

"Yok. Hanımın günahını almayın. O kadar çok gezmiyor, gezseydi arada bizim eve de uğrardı!" demiş. "Yok. Hanımın günahını almayın. O kadar çok gezmiyor, gezseydi arada bizim eve de uğrardı!" demiş.

Ben de İstanbullu olduğum halde İstanbul'da konuşmak arada bir nasip oluyor. Ben de İstanbullu olduğum halde İstanbul'da konuşmak arada bir nasip oluyor. Durumum o duruma benzedi. Bu latifeden sonra hadîs-i şerîfi okuyorum. Durumum o duruma benzedi.

Bu latifeden sonra hadîs-i şerîfi okuyorum.

Bismillâhirrahmânirrahîm. Kâle resûllulâh sallallahu aleyhi ve sellem; Bismillâhirrahmânirrahîm. Kâle resûllulâh sallallahu aleyhi ve sellem;

Men ahsene fi mâ bakiye ğufire lehû mâ madâ ve men esâe fî mâ bakıye uhize bi mâ madâ ve mâ bakıye. Men ahsene fi mâ bakiye ğufire lehû mâ madâ ve men esâe fî mâ bakıye uhize bi mâ madâ ve mâ bakıye.

Sadaka resûlullâh fî ma kâl ev kemâ kâl. Sadaka resûlullâh fî ma kâl ev kemâ kâl.

Biliyorsunuz, Allahu Teâlâ hazretleri "Bana dua edin, ben duanızı kabul ederim." buyurmuş. Kesin. Biliyorsunuz, Allahu Teâlâ hazretleri "Bana dua edin, ben duanızı kabul ederim." buyurmuş. Kesin.

Ve kâle rabbukumud'ûnî estecib leküm. Ve kâle rabbukumud'ûnî estecib leküm.

Sonra, Ve innî le ğaffârun limen tâbe ve âmene ve amile sâlihan sümme'h-tedâ. Sonra,

Ve innî le ğaffârun limen tâbe ve âmene ve amile sâlihan sümme'h-tedâ.

"Ben iman edip de gereğince kulluk vazifelerini yapanları "Ben iman edip de gereğince kulluk vazifelerini yapanları çok afv u mağfiret ediciyim, Gaffâr'ım." diye pek çok âyet-i kerîme var.çok afv u mağfiret ediciyim, Gaffâr'ım." diye pek çok âyet-i kerîme var. Biliyoruz, ümitliyiz, sevinçliyiz ki Allahu Teâlâ hazretleri günahkâr da olsa kullarını bağışlıyor.Biliyoruz, ümitliyiz, sevinçliyiz ki Allahu Teâlâ hazretleri günahkâr da olsa kullarını bağışlıyor. Tevbe edenleri seviyor. İnnallâhe yuhibbu't-tevvâbîne ve yuhibbü'l-mütetahhirîn. Tevbe edenleri seviyor.

İnnallâhe yuhibbu't-tevvâbîne ve yuhibbü'l-mütetahhirîn.

Tevbe edenleri, tevbekâr kulları sevdiğini bildiriyor. Tevbe edenleri, tevbekâr kulları sevdiğini bildiriyor.

Biliyorsunuz, insanın tevbesi aslında bir kesin dönüş demektir. Biliyorsunuz, insanın tevbesi aslında bir kesin dönüş demektir.

İnsan, hayatında bir dönüş yapıp da Cenâb-ı Hakk'ın yoluna girdi mi bu esaslı bir dönüştür.İnsan, hayatında bir dönüş yapıp da Cenâb-ı Hakk'ın yoluna girdi mi bu esaslı bir dönüştür. Hayatında bir devrimdir, bir gelişmedir, bir dönüm noktasıdır. Hayatında bir devrimdir, bir gelişmedir, bir dönüm noktasıdır.

Böyle tevbeye tevbe-i nasuh derler. Allah eski günahlarını bağışlar. Böyle tevbeye tevbe-i nasuh derler. Allah eski günahlarını bağışlar. Müslüman olmayan bir kimse imana gelse;Müslüman olmayan bir kimse imana gelse; eşhedu en lâ ilâhe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhû ve resûluhû dese, eşhedu en lâ ilâhe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhû ve resûluhû dese, o imanı, geçmiş bütün günahların hepsini silmesine sebep oluyor. o imanı, geçmiş bütün günahların hepsini silmesine sebep oluyor. Günahkâr bir kul tevbe-i nasuh ile; samimi, içten candan bir tevbe ile tevbe etse,Günahkâr bir kul tevbe-i nasuh ile; samimi, içten candan bir tevbe ile tevbe etse, hayatının akışını, hayata bakışını değiştirse,hayatının akışını, hayata bakışını değiştirse, davranışları tamamen Cenâb-ı Hakk'ın rızasına uygun şekilde olmaya başlasa,davranışları tamamen Cenâb-ı Hakk'ın rızasına uygun şekilde olmaya başlasa, böyle bir dönüşü Allah sever ve geçmiş günahlarını siler. Bunu da biliyoruz. böyle bir dönüşü Allah sever ve geçmiş günahlarını siler.

Bunu da biliyoruz.

Bu hadîs-i şerîfte bu konunun devamı ile ilgili bir bilgi kazanmış olacağız. Bu hadîs-i şerîfte bu konunun devamı ile ilgili bir bilgi kazanmış olacağız. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki;

Men ahsene fi mâ bakiye ğufire lehû mâ madâ. Men ahsene fi mâ bakiye ğufire lehû mâ madâ. "Kim tevbe ettikten sonraki yaşamında, ömründe iyi kulluk yaparsa, "Kim tevbe ettikten sonraki yaşamında, ömründe iyi kulluk yaparsa, iyilik yaparsa, kulluğunu Allah'ın istediği tarzda yaparsa iyilik yaparsa, kulluğunu Allah'ın istediği tarzda yaparsa bu tevbesinden önceki geçmiş günahları Allah tarafından afv u mağfiret olunur. Neden? bu tevbesinden önceki geçmiş günahları Allah tarafından afv u mağfiret olunur.

Neden?

Artık dönüşünün samimi olduğunu ispat etti. Döndü; dönüşünde de sebat gösterdi, iyi bir kul oldu,Artık dönüşünün samimi olduğunu ispat etti. Döndü; dönüşünde de sebat gösterdi, iyi bir kul oldu, iyi bir yolda devamlı gidiyor, tamam. iyi bir yolda devamlı gidiyor, tamam. Allahu Teâlâ hazretleri bunun geçmiş günahlarını afv u mağfiret eder. Ama; Allahu Teâlâ hazretleri bunun geçmiş günahlarını afv u mağfiret eder. Ama;

Ve men esâe fî mâ bakıye uhize bi mâ madâ ve mâ bakıye. Ve men esâe fî mâ bakıye uhize bi mâ madâ ve mâ bakıye. "Geriye kalan zamanında kötülük ederse sonra"Geriye kalan zamanında kötülük ederse sonra hem geçmişte işlediği günahlardan yakasına yapışılır hem geçmişte işlediği günahlardan yakasına yapışılır hem de daha sonraki işlediklerinden yakasına yapışılır; hem de daha sonraki işlediklerinden yakasına yapışılır; sorgu ve sual sorulur, hesaba çekilir, cezası verilir. sorgu ve sual sorulur, hesaba çekilir, cezası verilir.

Demek ki insan tevbesinde sadık olmalı, tevbesini bozmamaya çok gayret etmeli. Demek ki insan tevbesinde sadık olmalı, tevbesini bozmamaya çok gayret etmeli. Dönüşü erkece, mertçe, samimi, sağlam, tam, kesin olmalı.Dönüşü erkece, mertçe, samimi, sağlam, tam, kesin olmalı. Artık imandan sonra geriye dönmemeye, güzel yola döndükten sonra Artık imandan sonra geriye dönmemeye, güzel yola döndükten sonra eski hatalarını tekrar işlememeye çok gayret etmeli. eski hatalarını tekrar işlememeye çok gayret etmeli.

Bu hadîs-i şerîfin şöyle anlaşılması da mümkün, çünkü ibareler ona da müsait: Bu hadîs-i şerîfin şöyle anlaşılması da mümkün, çünkü ibareler ona da müsait:

İnsanın ömrü var, bu ömür üçe ayrılıyor: Çocukluk, olgunluk, ihtiyarlık. İnsanın ömrü var, bu ömür üçe ayrılıyor: Çocukluk, olgunluk, ihtiyarlık.

Çocukluk; muaf bir devresi, kusurları bağışlanıyor. Çocuk olduğu için,Çocukluk; muaf bir devresi, kusurları bağışlanıyor. Çocuk olduğu için, henüz sorumluluk çağında olmadığı için bağışlanıyor. henüz sorumluluk çağında olmadığı için bağışlanıyor.

Ama gençlik ve olgunluk devresi artık sorumlu olduğu devre oluyor. Bir de ihtiyarlık devresi var. Ama gençlik ve olgunluk devresi artık sorumlu olduğu devre oluyor.

Bir de ihtiyarlık devresi var.

İnsan ömrü devre devre, tabaka tabaka. Ömründe; başında hatalar işlemiş de olsa, İnsan ömrü devre devre, tabaka tabaka. Ömründe; başında hatalar işlemiş de olsa, çocukluğunda hatalar affediliyor ama delikanlılığında insan daha çok hata ediyor. çocukluğunda hatalar affediliyor ama delikanlılığında insan daha çok hata ediyor. Çocukluğundan daha büyük hatalar ediyor. Çünkü o çağın adı üstünde "delikanlılık çağı".Çocukluğundan daha büyük hatalar ediyor. Çünkü o çağın adı üstünde "delikanlılık çağı". Delikanlılık çağında hatalar etmiş oluyor filan. Ama sonlarına doğru hayatını güzelleştiripDelikanlılık çağında hatalar etmiş oluyor filan. Ama sonlarına doğru hayatını güzelleştirip güzelleştirip iyi bir insan olmaya yönelirse, kâmil bir insan, güzel huylu bir kul olursagüzelleştirip iyi bir insan olmaya yönelirse, kâmil bir insan, güzel huylu bir kul olursa ömrünün sonuna doğru çizgisi iyiye doğru gittiğinden geçmiş kusurlarını Allah affeder, ömrünün sonuna doğru çizgisi iyiye doğru gittiğinden geçmiş kusurlarını Allah affeder, mânasına da o zaman daha geniş bir müjde olmuş oluyor. Allah affedermânasına da o zaman daha geniş bir müjde olmuş oluyor.

Allah affeder
ama hani ecdadımız "Kırkından sonra azanı teneşir paklar." demiş. Ömrünün nihayetinde de artık insaf! ama hani ecdadımız "Kırkından sonra azanı teneşir paklar." demiş. Ömrünün nihayetinde de artık insaf! Delikanlılık çağı geçmiş, olgunluk çağı gelmiş, esen rüzgârlar durulmuş, çağlayan sular sakinleşmiş;Delikanlılık çağı geçmiş, olgunluk çağı gelmiş, esen rüzgârlar durulmuş, çağlayan sular sakinleşmiş; hâlâ gaflette, günahta, isyanda devam ediyor. O zaman hem eskileri hem de o hâlâ gaflette, günahta, isyanda devam ediyor. O zaman hem eskileri hem de o devrede o zamanda yaptıkları hepsi birden hesaba girer, hepsinden cezalandırılır,devrede o zamanda yaptıkları hepsi birden hesaba girer, hepsinden cezalandırılır, mânasında da olabilir. Bir tevbesinden öncesi ve tevbesinden sonrası diye anlamak mümkün mânasında da olabilir.

Bir tevbesinden öncesi ve tevbesinden sonrası diye anlamak mümkün
bir de ömrünün evveli ve ömrünün geriye kalan mütebâki kısmı diye anlaşılır. bir de ömrünün evveli ve ömrünün geriye kalan mütebâki kısmı diye anlaşılır.

İnsanın ömrü ilerledikçe halini güzelleştirmesi lazım. İslâm o bakımdan bize çok güzel İnsanın ömrü ilerledikçe halini güzelleştirmesi lazım. İslâm o bakımdan bize çok güzel kaideler veriyor, öğretiyor, tavsiye buyuruyor: İki günü dahi müsavi olmayacak! kaideler veriyor, öğretiyor, tavsiye buyuruyor: İki günü dahi müsavi olmayacak! İkinci gün birinciden daha güzel olacak. İkinci gün ömrünün daha sonraki bir devresi İkinci gün birinciden daha güzel olacak. İkinci gün ömrünün daha sonraki bir devresi olduğuna göre daha sonraya, daha sonraya doğru yaşadıkça, günler, olduğuna göre daha sonraya, daha sonraya doğru yaşadıkça, günler, yıllar geçtikçe insanın gittikçe bir şeyler kazanarak daha güzel ahlâklı, daha sakin, tatlı, yıllar geçtikçe insanın gittikçe bir şeyler kazanarak daha güzel ahlâklı, daha sakin, tatlı, sevimli, olgun, erdemli, bilge, daha faziletli bir kimse haline gelmesi lazım. sevimli, olgun, erdemli, bilge, daha faziletli bir kimse haline gelmesi lazım. Geçen zamanlar ona bir şeyler kazandırmalı, kötülüklerini bırakmaGeçen zamanlar ona bir şeyler kazandırmalı, kötülüklerini bırakma ve onlardan kurtulma sonucu vermeli.ve onlardan kurtulma sonucu vermeli. Ta ilk zamanlardaki kötü alışkanlıkları ömrünün sonuna kadar devam etmemeli. Ta ilk zamanlardaki kötü alışkanlıkları ömrünün sonuna kadar devam etmemeli.

Allahu Teâlâ hazretleri insanoğlunun yapısını biliyor, nefsini, iç dünyasını biliyor,Allahu Teâlâ hazretleri insanoğlunun yapısını biliyor, nefsini, iç dünyasını biliyor, ona musallat olan şeytanı, dünyanın aldatıcı zevklerini biliyor. Onlar zaten imtihan!ona musallat olan şeytanı, dünyanın aldatıcı zevklerini biliyor. Onlar zaten imtihan! Onların karşısında kulun düzelmesini sağlamak için hastalıkları geçsin diye ilaçlar göndermiş Onların karşısında kulun düzelmesini sağlamak için hastalıkları geçsin diye ilaçlar göndermiş ve düzelmesi için çok fırsatlar ihsan eylemiş. Bu fırsatlar nelerdir? ve düzelmesi için çok fırsatlar ihsan eylemiş.

Bu fırsatlar nelerdir?

Mesela bir gün içindeki namaz vakitleridir. Mesela bir gün içindeki namaz vakitleridir. İnsan ezanı duyunca abdest alıp camiye gitti mi camiye giderse tertemiz oluverir. Bu bir fırsattır. İnsan ezanı duyunca abdest alıp camiye gitti mi camiye giderse tertemiz oluverir. Bu bir fırsattır.

Hafta içinde cuma günleridir. Cuma günü insan gusül abdesti alırsa, camiye giderse, Hafta içinde cuma günleridir. Cuma günü insan gusül abdesti alırsa, camiye giderse, tevbe ediverirse bir fırsat... Camide vaizleri dinler, hutbeleri dinler, öteki insanları görür; tevbe ediverirse bir fırsat... Camide vaizleri dinler, hutbeleri dinler, öteki insanları görür; "Benim hâlim niye böyle?!" der, insafa gelir kendisini düzeltebilir, bir fırsat. "Benim hâlim niye böyle?!" der, insafa gelir kendisini düzeltebilir, bir fırsat.

Ramazanlar bir fırsat. Üç aylar; Receb, Şaban, Ramazan fırsat. Ramazanlar bir fırsat.

Üç aylar; Receb, Şaban, Ramazan fırsat.

Üç aylarda insanın Receb'in biriyle, Regaib kandiliyle beraber -bunlar mübarek günler ve geceler-Üç aylarda insanın Receb'in biriyle, Regaib kandiliyle beraber -bunlar mübarek günler ve geceler- toparlanması lazım. Allah bu vesileleri vermiş. Dinimizin ibadetleri aslında birer ilaç;toparlanması lazım.

Allah bu vesileleri vermiş. Dinimizin ibadetleri aslında birer ilaç;
insanın yapısındaki tehlikeleri, hastalıkları karşılayan, önleyen, geçiren, tedavi eden birer ilaç. insanın yapısındaki tehlikeleri, hastalıkları karşılayan, önleyen, geçiren, tedavi eden birer ilaç. Onun için müslümanlar o ibadetlerin hikmetini anlamalı, onları aşk ile şevk ile severek yapmalı. Onun için müslümanlar o ibadetlerin hikmetini anlamalı, onları aşk ile şevk ile severek yapmalı. Öyle yaptığı zaman yavaş yavaş kurtulacak. İnsan işin ne olduğunun farkına varmasaÖyle yaptığı zaman yavaş yavaş kurtulacak. İnsan işin ne olduğunun farkına varmasa bile Allah'ın emirlerini tuttu mu o emirler onu tedavi eder, olgunlaştırır; bile Allah'ın emirlerini tuttu mu o emirler onu tedavi eder, olgunlaştırır; o emirler onu sonunda çok tatlı bir insan hâline getirir. o emirler onu sonunda çok tatlı bir insan hâline getirir.

O halde ne yapmalıyız? Bu hadîs-i şerîfi duyduktan sonra yapmamız gereken şey nedir? O halde ne yapmalıyız? Bu hadîs-i şerîfi duyduktan sonra yapmamız gereken şey nedir?

Düzelmeye çalışmalıyız. Tevbe edip tevbemizde sabitkadem olmaya, sebatlı olmaya gayret etmeliyiz. Düzelmeye çalışmalıyız. Tevbe edip tevbemizde sabitkadem olmaya, sebatlı olmaya gayret etmeliyiz. Ömrümüzün daha sonraki yılları daha önceki yıllarına göre gelişme, Ömrümüzün daha sonraki yılları daha önceki yıllarına göre gelişme, değişme ve güzelleşme göstermeli; buna çalışmalıyız. Daima daha iyi olacağım,değişme ve güzelleşme göstermeli; buna çalışmalıyız. Daima daha iyi olacağım, kötülüklerimi atacağım, iyilikleri alacağım, diye çalışmalı. kötülüklerimi atacağım, iyilikleri alacağım, diye çalışmalı.

Bu birinci hadîs-i şerîf çok önemli. Her zaman hepimize lazım. Sizlere de lazım; Bu birinci hadîs-i şerîf çok önemli. Her zaman hepimize lazım. Sizlere de lazım; söyleyene de lazım, dinleyene de lazım. söyleyene de lazım, dinleyene de lazım.

Hepimiz bu dünyada imtihan olmakta olduğumuza göre imtihan devam ediyor.Hepimiz bu dünyada imtihan olmakta olduğumuza göre imtihan devam ediyor. Melekler bizim davranışlarımızı yazıyorlar. Hakemler gibi, hakemlerin puanları tespit ettiği gibiMelekler bizim davranışlarımızı yazıyorlar. Hakemler gibi, hakemlerin puanları tespit ettiği gibi hayatımızdaki her şey tespit ediliyor, yazılıyor. hayatımızdaki her şey tespit ediliyor, yazılıyor.

Bunların mükâfatı veya cezası mahkeme-i kübrâda karşımıza gelecek. Bunların mükâfatı veya cezası mahkeme-i kübrâda karşımıza gelecek. Onun için mutlaka kendimizi daha iyi bir kul etmeye çalışma gayreti içinde olmamız lazım.Onun için mutlaka kendimizi daha iyi bir kul etmeye çalışma gayreti içinde olmamız lazım. Bu hadîs-i şerîfler bize bu şevki, bu aşkı vermeli veyahut mevcut olan şevkimizi aşkımızı Bu hadîs-i şerîfler bize bu şevki, bu aşkı vermeli veyahut mevcut olan şevkimizi aşkımızı kamçılamalı, irademizi takviye etmeli, niyetimizi kuvvetlendirmeli. "Tamam, kamçılamalı, irademizi takviye etmeli, niyetimizi kuvvetlendirmeli. "Tamam, zaten ben böyle yapacaktım, niyetim böyleydi, o halde bu cuma yapayım…"zaten ben böyle yapacaktım, niyetim böyleydi, o halde bu cuma yapayım…" diye insan adımını atıvermeli, hayırlı olan tarafa kararını verivermeli. diye insan adımını atıvermeli, hayırlı olan tarafa kararını verivermeli.

İşte Cuma! Buyurun; gusül abdesti alın, bir güzel tevbe edin, İşte Cuma! Buyurun; gusül abdesti alın, bir güzel tevbe edin, bundan sonraki ömrünüzde güzel olmaya çalışın! bundan sonraki ömrünüzde güzel olmaya çalışın!

Ebû Hüreyre radıyallâhu anh'ten rivayet edilmiş, metni kısa bir hadîs-i şerîf:Ebû Hüreyre radıyallâhu anh'ten rivayet edilmiş, metni kısa bir hadîs-i şerîf: Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Men ehabbe enyecide ta'mel imânPeygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Men ehabbe enyecide ta'mel imân
fe'l-yuhibbu'l-mer'e lâ yihubbuhû illâ lillâh. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; fe'l-yuhibbu'l-mer'e lâ yihubbuhû illâ lillâh.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Sizden herhangi biriniz eğer imanın lezzetine varmak, tadını hissetmek istiyorsa, "Sizden herhangi biriniz eğer imanın lezzetine varmak, tadını hissetmek istiyorsa, sizden her kim ki imanın lezzetini duymayı severse…" Fe'l-yuhibbe'l-mer'e. "Kişiyi sevsin." sizden her kim ki imanın lezzetini duymayı severse…"

Fe'l-yuhibbe'l-mer'e. "Kişiyi sevsin."

Yuhibbe, yuhibbu, yuhibbi olur; üç hareke de caizdir. Çünkü emir, emr-i gâip. Fe'l-yuhibbe'l-mer'e,Yuhibbe, yuhibbu, yuhibbi olur; üç hareke de caizdir. Çünkü emir, emr-i gâip. Fe'l-yuhibbe'l-mer'e, fe'l-yuhibbu'l-mer'e, fe'l-yuhibbi'l-mer'e olabilir. Lâ yihubbuhû illâ lillâh.fe'l-yuhibbu'l-mer'e, fe'l-yuhibbi'l-mer'e olabilir.

Lâ yihubbuhû illâ lillâh.
"Ancak onu sadece Allah için sevsin!" Sevgili kardeşlerim! "Ancak onu sadece Allah için sevsin!"

Sevgili kardeşlerim!

Birbirimizi seveceğiz, bu Allah'ın emri. Sevince de bu sevgiden, sevdiğimizden dolayı Birbirimizi seveceğiz, bu Allah'ın emri. Sevince de bu sevgiden, sevdiğimizden dolayı içimizde bir değişiklik olacak; bir gelişme, bir başkalaşım olacak.içimizde bir değişiklik olacak; bir gelişme, bir başkalaşım olacak. O zaman İslâm'ın ne olduğunu anlayacağız, imanın ne kadar tatlı olduğunu anlayacağız,O zaman İslâm'ın ne olduğunu anlayacağız, imanın ne kadar tatlı olduğunu anlayacağız, o mânevî lezzetlerin farkına varacağız. O büyük mü'min insanların, o mânevî lezzetlerin farkına varacağız. O büyük mü'min insanların, evliyâullahın hayatlarındaki güzelliklerin neden olduğunu, sırrını anlayacağız.evliyâullahın hayatlarındaki güzelliklerin neden olduğunu, sırrını anlayacağız. İmanın ne kadar hoş bir şey olduğunu anlayacağız. İmanın ne kadar hoş bir şey olduğunu anlayacağız.

Peygamber Efendimiz bunun için bir çare söylüyor: Müslümanlar birbirlerini sevecek ama; Peygamber Efendimiz bunun için bir çare söylüyor: Müslümanlar birbirlerini sevecek ama; "Kişi bir kişiyi sevsin ancak Allah için sevsin, başka bir şey için sevmesin."Kişi bir kişiyi sevsin ancak Allah için sevsin, başka bir şey için sevmesin. Sadece Allah rızası için sevsin!" İnsanlar birbirlerini seviyorlar, dost ediniyorlar,Sadece Allah rızası için sevsin!" İnsanlar birbirlerini seviyorlar, dost ediniyorlar, arkadaş oluyorlar, komşu oluyorlar; bu muhtelif vesilelerle oluyor. Mahalle arkadaşlığı diyoruz, arkadaş oluyorlar, komşu oluyorlar; bu muhtelif vesilelerle oluyor. Mahalle arkadaşlığı diyoruz, çocukluk arkadaşlığı, komşuluk, dükkân dostluğu, askerlik arkadaşlığı diyoruz,çocukluk arkadaşlığı, komşuluk, dükkân dostluğu, askerlik arkadaşlığı diyoruz, okullardaki arkadaşlık, okul sıralarındaki mektep arkadaşlığı diyoruz…okullardaki arkadaşlık, okul sıralarındaki mektep arkadaşlığı diyoruz… Sonra kahvedeki arkadaşlık, kulüpteki arkadaşlık vs. Sonra kahvedeki arkadaşlık, kulüpteki arkadaşlık vs.

Çeşitli şekillerde insanlar birbirlerini seviyorlar ve kızıyorlar. Sevmek duygusu da var.Çeşitli şekillerde insanlar birbirlerini seviyorlar ve kızıyorlar. Sevmek duygusu da var. Sevmemek duygusu da negatif bir sevgi; sevginin olumsuzu, sevmiyor. Sevmemek duygusu da negatif bir sevgi; sevginin olumsuzu, sevmiyor. Sevmemek; bir çeşit sevmek, negatif bir sevgi diye veya onun zıddı diye düşünebiliriz. Sevmemek; bir çeşit sevmek, negatif bir sevgi diye veya onun zıddı diye düşünebiliriz. İnsanlar birbirlerini seviyor veya sevmiyor. Peki, sevdiğimiz insanların hepsi sevilmeye layık mı?İnsanlar birbirlerini seviyor veya sevmiyor. Peki, sevdiğimiz insanların hepsi sevilmeye layık mı? Kimleri sevmeliyiz? Çok kısa söylememiz gerekirse insan kimi seveceğini düşünmeli Kimleri sevmeliyiz?

Çok kısa söylememiz gerekirse insan kimi seveceğini düşünmeli
ve kimi seveceğini seçmeli. Kiminle dostluk yapacağını iyi düşünüp dostunu seçmeli.ve kimi seveceğini seçmeli. Kiminle dostluk yapacağını iyi düşünüp dostunu seçmeli. Herkese sevgi bağı ile bağlanmamalı. Neden? Bazı sevgiler o sevdiği insana bağlanmayı,Herkese sevgi bağı ile bağlanmamalı.

Neden?

Bazı sevgiler o sevdiği insana bağlanmayı,
o bağlılık da onun yoluna gitmeyi meydana getirir, gitmeyi sağlar. o bağlılık da onun yoluna gitmeyi meydana getirir, gitmeyi sağlar.

Mesela bir insan bir kötü insanı severse sonunda onun yanında gezerken tozarken Mesela bir insan bir kötü insanı severse sonunda onun yanında gezerken tozarken onun yaptığı kötülüklere bulaşır. Mesela içkiye bulaşır, kumara bulaşır, onun yaptığı kötülüklere bulaşır. Mesela içkiye bulaşır, kumara bulaşır, daha başka kötülüklere bulaşabilir. Havaileşebilir, ailesinin istemediği, yaka silktiği, daha başka kötülüklere bulaşabilir. Havaileşebilir, ailesinin istemediği, yaka silktiği, ana babasının kızdığı, komşularının ayıpladığı çeşitli bataklıklara saplanabilir. ana babasının kızdığı, komşularının ayıpladığı çeşitli bataklıklara saplanabilir.

O halde kimi seveceğiz? Kısaca söylemek gerekirse; Allah'ın iyi kullarını sevmek lazım, O halde kimi seveceğiz?

Kısaca söylemek gerekirse; Allah'ın iyi kullarını sevmek lazım,
Allah'ın sevdiği kulları sevmek lazım. Dost edinirken birtakım vasıflar aramak lazım. Allah'ın sevdiği kulları sevmek lazım.

Dost edinirken birtakım vasıflar aramak lazım.

Bunlar nelerdir? İnsan kimi seçmeli? Bu hususta İmam Gazzâlî'nin İhyâu ulûm kitabında,Bunlar nelerdir?

İnsan kimi seçmeli?

Bu hususta İmam Gazzâlî'nin İhyâu ulûm kitabında,
Kardeşlik ve Arkadaşlık Bölümü diye bir bölüm var. Dinleyicilerimden onu dikkatle okumalarını Kardeşlik ve Arkadaşlık Bölümü diye bir bölüm var. Dinleyicilerimden onu dikkatle okumalarını rica ederim. Mutlaka İhyâu ulûm vardır veya onun özeti mahiyetindeki Kimyâ-yı Saadet vardır. rica ederim. Mutlaka İhyâu ulûm vardır veya onun özeti mahiyetindeki Kimyâ-yı Saadet vardır.

Tabii sevilecek, dost edinilecek insanın dindar olması, İslâm'ı bilmesi ve İslâm'ı uygulayan Tabii sevilecek, dost edinilecek insanın dindar olması, İslâm'ı bilmesi ve İslâm'ı uygulayan bir insan olması lazım. Namaz kılan, oruç tutan, Kur'an okuyan, haramlardan kaçınan,bir insan olması lazım. Namaz kılan, oruç tutan, Kur'an okuyan, haramlardan kaçınan, sevaplı işleri yapmaya çalışan bir insan seçmek lazım. sevaplı işleri yapmaya çalışan bir insan seçmek lazım.

Neden? Ötekiler günahları işlediği için bu da onunla arkadaşlık ederseNeden? Ötekiler günahları işlediği için bu da onunla arkadaşlık ederse o da günahları onunla beraber işler, sonunda cehenneme düşer; dünyası, o da günahları onunla beraber işler, sonunda cehenneme düşer; dünyası, âhireti mahvolur diye ne yapması lazım? Dindar insan seçmesi lazım! âhireti mahvolur diye ne yapması lazım?

Dindar insan seçmesi lazım!

Dindar insanların hangisini öncelikle seçmeli? Dindar insanların hangisini öncelikle seçmeli?

Dini en iyi bilen alimleri seçmeli! Hem de ilmiyle âmil olan fâzılları seçmeli.Bazı âlimler vardır,Dini en iyi bilen alimleri seçmeli! Hem de ilmiyle âmil olan fâzılları seçmeli.Bazı âlimler vardır, İslâm'ı bilir; Arapça'sı vardır; Arap ülkelerinde tahsil görmüştür; İslâm'ı, Kur'an'ı bilir… İslâm'ı bilir; Arapça'sı vardır; Arap ülkelerinde tahsil görmüştür; İslâm'ı, Kur'an'ı bilir…

Hatta ben, bunlardan bazı kimseler tanıdım. Osmanlı devresinde okuduğu için Arapça, Hatta ben, bunlardan bazı kimseler tanıdım. Osmanlı devresinde okuduğu için Arapça, Farsça okumuş, İslâm'ı küçükken öğrenmiş, Amme cüzünü bitirmiş, şu yaşta hatmetmiş, Farsça okumuş, İslâm'ı küçükken öğrenmiş, Amme cüzünü bitirmiş, şu yaşta hatmetmiş, babası müftüymüş, dedesi vaizmiş… Kendisi anlatıyor ama kendisinin İslâm'la, babası müftüymüş, dedesi vaizmiş… Kendisi anlatıyor ama kendisinin İslâm'la, imanla hiç alakası yok! Hatta münkir! Açıkça söylüyor. "Ben inanmıyorum!" diyebiliyor. imanla hiç alakası yok! Hatta münkir! Açıkça söylüyor. "Ben inanmıyorum!" diyebiliyor. Mesela inançsız insanların cemiyetlerine gitmiş, kaydolmuş filan olabiliyor. Yani bilgi yetmiyor! Mesela inançsız insanların cemiyetlerine gitmiş, kaydolmuş filan olabiliyor. Yani bilgi yetmiyor!

Bilgi ne olmalı? Uygulanmalı, insan ilmiyle âmil olmalı. Bilgi ne olmalı?

Uygulanmalı, insan ilmiyle âmil olmalı.

O halde insan hangi alimle ahbap olmalı? İlmiyle âmil olan, ilmini kendi hayatında uygulayan, O halde insan hangi alimle ahbap olmalı?

İlmiyle âmil olan, ilmini kendi hayatında uygulayan,
faziletleri kazanmış olan bir alimle arkadaş olmalı. Aksi takdirde ötekisi faziletleri kazanmış olan bir alimle arkadaş olmalı. Aksi takdirde ötekisi zaten kendisini kurtaramamış! Hani yine halkımızın güzel sözlerini ben çok seviyorum; zaten kendisini kurtaramamış! Hani yine halkımızın güzel sözlerini ben çok seviyorum;

Kendisi muhtac-ı himmet bir dede, Nerede kaldı gayriye himmet ede. Kendisi muhtac-ı himmet bir dede,

Nerede kaldı gayriye himmet ede.

Kendisi muhtaç, kendisini kurtaramamış başkasını nasıl kurtaracak? Kendisi muhtaç, kendisini kurtaramamış başkasını nasıl kurtaracak?

İnsan öyleleri değil, ilmiyle âmil olan faziletli insanları dost edinmeli. İnsan öyleleri değil, ilmiyle âmil olan faziletli insanları dost edinmeli.

Câlisi'l-ulemâ. "Âlimlerle oturup kalkın, onların meclislerine devam edin!" Câlisi'l-ulemâ. "Âlimlerle oturup kalkın, onların meclislerine devam edin!" diye hadîs-i şerîflerde tavsiye var. Çünkü Peygamber Efendimiz'in bir umumi tavsiyesi var. diye hadîs-i şerîflerde tavsiye var. Çünkü Peygamber Efendimiz'in bir umumi tavsiyesi var. Peygamber Efendimiz; "Gördüğün zaman onun görüntüsü sana Allah'ı hatırlatıyorsaPeygamber Efendimiz;

"Gördüğün zaman onun görüntüsü sana Allah'ı hatırlatıyorsa
böyle bir kimseyle arkadaşlık et! böyle bir kimseyle arkadaşlık et! Bir kimse konuştuğu zaman sohbeti, konuşması senin dindarlığını, takvânı, âhirete olan şevkini,Bir kimse konuştuğu zaman sohbeti, konuşması senin dindarlığını, takvânı, âhirete olan şevkini, Allah'a olan kulluk arzularını artırıyorsa öyle kimseyle arkadaşlık et!" diye buyuruyor. Allah'a olan kulluk arzularını artırıyorsa öyle kimseyle arkadaşlık et!" diye buyuruyor.

Bunlardan çıkan sonuç şudur: İnsanın esas itibarıyla Allah'ın rızasını kazanması lazım,Bunlardan çıkan sonuç şudur: İnsanın esas itibarıyla Allah'ın rızasını kazanması lazım, Allah'ın sevdiği, razı olduğu kullarını soktuğu cenneti kazanmaya sebep olacakAllah'ın sevdiği, razı olduğu kullarını soktuğu cenneti kazanmaya sebep olacak bir hayat tarzı sürmesi lazım. Bunu sağlayacak, buna engel olmayacakbir hayat tarzı sürmesi lazım. Bunu sağlayacak, buna engel olmayacak kimselerle arkadaşlık etmesi gerekiyor. Peki, tamam. Bir insan böyle iyi kimsenin yanına yanaşıyor.kimselerle arkadaşlık etmesi gerekiyor.

Peki, tamam. Bir insan böyle iyi kimsenin yanına yanaşıyor.
Onun meclislerine devam ediyor, sözünü dinliyor filan. Bunun da bir niyeti olması lazım,Onun meclislerine devam ediyor, sözünü dinliyor filan. Bunun da bir niyeti olması lazım, her işte niyet olduğu gibi! Namaza başlarken niyet var, oruca başlarken niyet var, her işte niyet olduğu gibi! Namaza başlarken niyet var, oruca başlarken niyet var, zekâtta niyet var, hacda niyet var... Arkadaşlıkta da niyet ne olacak? zekâtta niyet var, hacda niyet var...

Arkadaşlıkta da niyet ne olacak?

Allah'ın rızasını kazanmak olacak, Allah için arkadaşlık olacak! Allah'ın rızasını kazanmak olacak, Allah için arkadaşlık olacak!

Başka sebeplerle arkadaşlıklar olabilir mi? Olabilir. Menfaat ilişkisi olabilir. Başka sebeplerle arkadaşlıklar olabilir mi?

Olabilir. Menfaat ilişkisi olabilir.
Kendisi oradan bir menfaat umuyordur, onun için bu arkadaşlığı kurmayı düşünür, Kendisi oradan bir menfaat umuyordur, onun için bu arkadaşlığı kurmayı düşünür, onun için yanına yanaşır. Dünyevî bir menfaat için, bir şey kazanmak için,onun için yanına yanaşır. Dünyevî bir menfaat için, bir şey kazanmak için, bir sonucu elde etmek için yanına yanaşabilir. bir sonucu elde etmek için yanına yanaşabilir.

Ameller niyetlere göre olduğu için kötü niyetle yanaşan insanların da sevap alması mümkün değil. Ameller niyetlere göre olduğu için kötü niyetle yanaşan insanların da sevap alması mümkün değil. Bu gibi insanlara verilecek olan mükâfatları kazanması mümkün değil.Bu gibi insanlara verilecek olan mükâfatları kazanması mümkün değil. İyi insanlara verilecek mükâfatı kazanamaz. Onun için sevdiğimizi Allah için seveceğiz. İyi insanlara verilecek mükâfatı kazanamaz.

Onun için sevdiğimizi Allah için seveceğiz.
Dünya menfaati için sevmeyeceğiz. Onu sömüreyim, ondan istifade edeyim, Dünya menfaati için sevmeyeceğiz. Onu sömüreyim, ondan istifade edeyim, diye arkadaşlık, ahbaplık etmek doğru olmaz. Allah rızası için arkadaşlık, ahbaplık edecek. diye arkadaşlık, ahbaplık etmek doğru olmaz. Allah rızası için arkadaşlık, ahbaplık edecek.

Onun için bizim büyüklerimiz tasavvufu tarif ederlerken diyorlar ki; Onun için bizim büyüklerimiz tasavvufu tarif ederlerken diyorlar ki;

Tasavvuf yâr olup bâr olmamaktır Tasavvuf; arkadaşlarla arkadaş olacak, muhabbet edecek,Tasavvuf yâr olup bâr olmamaktır

Tasavvuf; arkadaşlarla arkadaş olacak, muhabbet edecek,
birilerini sevecek, onlarla kardeş olacak ama yük olmayacak. Onları sömürmeyecek, birilerini sevecek, onlarla kardeş olacak ama yük olmayacak. Onları sömürmeyecek, onların maddi imkânlarından faydalanmayı düşünmeyecek. Aksine onlara bir şeyler kazandırmayı, onların maddi imkânlarından faydalanmayı düşünmeyecek. Aksine onlara bir şeyler kazandırmayı, hizmet etmeyi niyet edecek. Bir mutasavvıf, bir derviş niçin arkadaş olur? hizmet etmeyi niyet edecek.

Bir mutasavvıf, bir derviş niçin arkadaş olur?

Tasavvuf hizmetten ibarettir. Şuna hizmet edeyim de sevap kazanayım. Tasavvuf hizmetten ibarettir. Şuna hizmet edeyim de sevap kazanayım. Yanına yanaşayım da ona bir şeyler öğreteyim. Onu doğru yola çekeyim... filan diye… Yanına yanaşayım da ona bir şeyler öğreteyim. Onu doğru yola çekeyim... filan diye… Alıcı, sömürücü değil; verici bahşedici, ihsan edici, ikram edici olması lazım. Tasavvufta bu böyle…Alıcı, sömürücü değil; verici bahşedici, ihsan edici, ikram edici olması lazım. Tasavvufta bu böyle… İslâm'ın kökü böyle, tavsiyeler böyle. Bu hadîs-i şerîf de onu gösteriyor. İslâm'ın kökü böyle, tavsiyeler böyle. Bu hadîs-i şerîf de onu gösteriyor. Bir kimse bir kimseyi sevdi mi ancak Allah için sevmesi lazım. Bir kimse bir kimseyi sevdi mi ancak Allah için sevmesi lazım.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Men ehabbe ehan fillâhi kâle innî uhibbüke lillâhi fe-kad ahabbehullâh. Men ehabbe ehan fillâhi kâle innî uhibbüke lillâhi fe-kad ahabbehullâh. Fe-dehalâ cemiâni'l-cenneh kânellezî ehabbe fillâhî Fe-dehalâ cemiâni'l-cenneh kânellezî ehabbe fillâhî erfa'a dereceten bi-hubbihî allellezî ehabbehû lehû. erfa'a dereceten bi-hubbihî allellezî ehabbehû lehû.

Bu da Buhari'nin el-Edebü'l-müfred kitabında kaydettiği bir hadîs-i şerîf. Bu da Buhari'nin el-Edebü'l-müfred kitabında kaydettiği bir hadîs-i şerîf.

Men ehabbe ehan fi'l-lâhi. Men ehabbe ehan fi'l-lâhi. "Bir insan, bir müslüman kardeşini Allah yolunda, Allah rızası için kardeş edinir de severse…" "Bir insan, bir müslüman kardeşini Allah yolunda, Allah rızası için kardeş edinir de severse…" Kâle innî uhibbüke lillâhi. "Ben seni başka bir maksat için değil; Kâle innî uhibbüke lillâhi. "Ben seni başka bir maksat için değil; mevkiin makamın, paran pulun için değil Allah için seviyorum, derse..." mevkiin makamın, paran pulun için değil Allah için seviyorum, derse..." Fe-kad ahabbehullâh. "Allah, o niyetle onu seven kimseyi sever." Fe-kad ahabbehullâh. "Allah, o niyetle onu seven kimseyi sever."

Muhabbetten, Allah'ın rızası, Allah'ın sevgisi kazanılıyor. Muhabbetten, Allah'ın rızası, Allah'ın sevgisi kazanılıyor.

Fe-dehalâ cemiâni'l-cenneh. Fe-dehalâ cemiâni'l-cenneh. "Seven kişi de öteki sevilen kişi de cennete girer. İkisi de cennette girer." "Seven kişi de öteki sevilen kişi de cennete girer. İkisi de cennette girer."

Bir müslüman bir müslümanı Allah yolunda, Bir müslüman bir müslümanı Allah yolunda, Allah için arkadaş edinir, kardeş, âhiret kardeşi, din kardeşi, Allah için arkadaş edinir, kardeş, âhiret kardeşi, din kardeşi, tasavvuf kardeşi edinirse Allah seviyor, ikisini de cennete sokuyor. tasavvuf kardeşi edinirse Allah seviyor, ikisini de cennete sokuyor.

Hangisinin derecesi daha yüksek? Kânellezî ehabbe fillâhî. Hangisinin derecesi daha yüksek?

Kânellezî ehabbe fillâhî.
"Allah yolunda o sevgiyi, o arkadaşlığı kuran, o niyetle başlatan kimse…" "Allah yolunda o sevgiyi, o arkadaşlığı kuran, o niyetle başlatan kimse…" Erfa'a dereceten. "Derece itibarıyla cennette daha yüksek olur." Erfa'a dereceten. "Derece itibarıyla cennette daha yüksek olur."

Çünkü o başlattı. Ötekisi kendisine gelenin müracaatını hoş karşıladı, Çünkü o başlattı. Ötekisi kendisine gelenin müracaatını hoş karşıladı, kendisine gelene kucak açtı ama Allah için ilk başlatan o, kendisine gelene kucak açtı ama Allah için ilk başlatan o, onun derecesi daha yüksek olur. onun derecesi daha yüksek olur. Çünkü onu Allah için sevmişti; ondan dolayı derecesi daha yüksek oluyor. Çünkü onu Allah için sevmişti; ondan dolayı derecesi daha yüksek oluyor.

Demek ki sevgi arttıkça cennette derece artıyor. Demek ki sevgi arttıkça cennette derece artıyor. İslâm dini ne kadar güzel! Sevenleri cennete sokuyor. İslâm dini ne kadar güzel! Sevenleri cennete sokuyor. Âhiret kardeşi olanları; dindeki samimi kardeşliği, dostlukları cennetle mükâfatlandırıyor.Âhiret kardeşi olanları; dindeki samimi kardeşliği, dostlukları cennetle mükâfatlandırıyor. Sevgisi daha çok olan, kardeşliği daha candan yapanın derecesi cennette daha yüksek oluyor. Sevgisi daha çok olan, kardeşliği daha candan yapanın derecesi cennette daha yüksek oluyor. Birisi biraz kenarda, sakin, pasif -pasif değil edilgen, çekingen diyelim- çekingen duruyor;Birisi biraz kenarda, sakin, pasif -pasif değil edilgen, çekingen diyelim- çekingen duruyor; onun derecesi daha aşağıda. Hareketli, hızlı, cevval, hizmet ehli, gayretli olan, onun derecesi daha aşağıda. Hareketli, hızlı, cevval, hizmet ehli, gayretli olan, himmetli olan daha yüksek dereceye çıkıyor. himmetli olan daha yüksek dereceye çıkıyor.

Sevgili kardeşlerim! Özetleyelim: Sevgili kardeşlerim!

Özetleyelim:

Tevbe etmemiz lazım. Tevbeden sonra tevbemize devam etmemiz lazım. Tevbe etmemiz lazım. Tevbeden sonra tevbemize devam etmemiz lazım. Tevbeden sonra iyi devam edersek Allah geçmiş günahları silerTevbeden sonra iyi devam edersek Allah geçmiş günahları siler ve ondan sonraki iyilikleri mükâfatlandırır, sonuç iyi olur.ve ondan sonraki iyilikleri mükâfatlandırır, sonuç iyi olur. Ama bir insan tevbeden sonra tevbeyi bozarsa hem tevbeden evvelki günahları hesaba sokar Ama bir insan tevbeden sonra tevbeyi bozarsa hem tevbeden evvelki günahları hesaba sokar hem de ondan sonrakileri mânasına. Bir de insanın ömrü ilerledikçe, hem de ondan sonrakileri mânasına. Bir de insanın ömrü ilerledikçe, gittikçe iyiliğe doğru gayret etmesi lazım, mânası çıkıyor demiştim. gittikçe iyiliğe doğru gayret etmesi lazım, mânası çıkıyor demiştim. O halde günden güne daha iyi bir insan olmaya çalışalım demiştik.O halde günden güne daha iyi bir insan olmaya çalışalım demiştik. Bu konuşmamdan çıkan bir ders buydu. Bu konuşmamdan çıkan bir ders buydu.

Sevgili kardeşlerim! İkincisi, birbirimizi seveceğiz. Sevgili kardeşlerim!

İkincisi, birbirimizi seveceğiz.
Çok muhtacız, bu devirde çok muhtacız.Çok muhtacız, bu devirde çok muhtacız. Görüyorsunuz iki kardeş, iki arkadaş; arkadaş olmuşlar, beraber içmişler, sonra sarhoş olmuşlar, Görüyorsunuz iki kardeş, iki arkadaş; arkadaş olmuşlar, beraber içmişler, sonra sarhoş olmuşlar, birbirlerine kötü söz söylemişler, küfretmişler. birbirlerine kötü söz söylemişler, küfretmişler. Küfredince ötekisi kızmış, bıçağını çekmiş, dışarı sürüklemiş.Küfredince ötekisi kızmış, bıçağını çekmiş, dışarı sürüklemiş. O dışarıda gene küfredince o da ötekinin başını kesmiş, karakola getirmiş! O dışarıda gene küfredince o da ötekinin başını kesmiş, karakola getirmiş! Gazetelerde ne korkunç şeyler duyuyoruz. Bunlar neden? Gazetelerde ne korkunç şeyler duyuyoruz.

Bunlar neden?

İslâm olmadığından, İslâm'dan uzaklaşıldığı için! Sevgiye çok ihtiyacımız var. İslâm olmadığından, İslâm'dan uzaklaşıldığı için! Sevgiye çok ihtiyacımız var. Sevginin ne kadar önemli olduğunu gösteren bu hadîs-i şerîfi hiç unutmayalım. Sevginin ne kadar önemli olduğunu gösteren bu hadîs-i şerîfi hiç unutmayalım.

Seveceğiz, kimi seveceğiz? Seveceğiz, kimi seveceğiz?

Dindar, alim, fâzıl, ahlâklı, edepli, ibadetini uygulayan bilgili, Dindar, alim, fâzıl, ahlâklı, edepli, ibadetini uygulayan bilgili, bilgisini de uygulayan kimseleri seveceğiz. bilgisini de uygulayan kimseleri seveceğiz. İyi insanların etrafında toplanacağız. Kendi arkadaşlarımızı seçerken dikkatli seçeceğiz. İyi insanların etrafında toplanacağız. Kendi arkadaşlarımızı seçerken dikkatli seçeceğiz. Bu cins kimseleri seçeceğiz. Sevdiğimiz kimseleri de Allah için seveceğiz.Bu cins kimseleri seçeceğiz.

Sevdiğimiz kimseleri de Allah için seveceğiz.
Çünkü bir insan bir kimseyi Allah için, Allah yolunda severseÇünkü bir insan bir kimseyi Allah için, Allah yolunda severse ve "Seni ben sırf Allah rızası için seviyorum, paran pulun için değil, ve "Seni ben sırf Allah rızası için seviyorum, paran pulun için değil, mevkiin makamın için değil!" derse mevkiin makamın için değil!" derse Allah ikisini de cennete sokacak. Ne kadar güzel! Allah ikisini de cennete sokacak. Ne kadar güzel! Bu işi başlatan, daha atak, daha önde olan, bu işin oluşmasına sebep olan kimsenin deBu işi başlatan, daha atak, daha önde olan, bu işin oluşmasına sebep olan kimsenin de cennette derecesi daha yüksek olacak.cennette derecesi daha yüksek olacak. Yunus Emre'nin sözü var: Sevelim sevilelim… Yunus Emre'nin sözü var:

Sevelim sevilelim…

Tabii o bu hadîs-i şerîfleri bizden önce okumuş, mübarek.Tabii o bu hadîs-i şerîfleri bizden önce okumuş, mübarek. Bir de güzelce tertemiz; arı ve duru bir Türkçe ile çok sade cümlelerde çok derin mânaları, Bir de güzelce tertemiz; arı ve duru bir Türkçe ile çok sade cümlelerde çok derin mânaları, âyet-i kerîmelerin, hadîs-i şerîflerin tercümelerini şiirlerine ne kadar güzel aksettirmiş! âyet-i kerîmelerin, hadîs-i şerîflerin tercümelerini şiirlerine ne kadar güzel aksettirmiş! Şiirleri; her mısra cevher gibi! Sevelim sevilelim diyor. Şiirleri; her mısra cevher gibi!

Sevelim sevilelim diyor.

Herkes bir başka türlü anlar ama hadislerden alındığı için işin kökünü biz daha iyi anlıyoruz. Herkes bir başka türlü anlar ama hadislerden alındığı için işin kökünü biz daha iyi anlıyoruz. Demek istiyor ki; "Biz seversek, ben onu seveyim o da beni sevsin amaDemek istiyor ki;

"Biz seversek, ben onu seveyim o da beni sevsin ama
seversek Allah bizi sever. seversek Allah bizi sever. Sevelim ki sevilelim!" Belki sevginin çok önemli olması dolayısıyla… Sevelim ki sevilelim!" Belki sevginin çok önemli olması dolayısıyla…

Allah, cennette buluştursun Mevlânâ Celaleddîn-i Rûmî Efendimiz kaddesallâhu sırrahû'l-azîz'in Allah, cennette buluştursun Mevlânâ Celaleddîn-i Rûmî Efendimiz kaddesallâhu sırrahû'l-azîz'in bütün şiirleri aşk ile ilgili. Yunus Emre'nin Divân'ının büyük bir kısmı aşk ile ilgili. bütün şiirleri aşk ile ilgili. Yunus Emre'nin Divân'ının büyük bir kısmı aşk ile ilgili. Bütün mutasavvıfların divânları, hayatları, sözleri sevgi, muhabbet aşkla ilgili! Bütün mutasavvıfların divânları, hayatları, sözleri sevgi, muhabbet aşkla ilgili! Âşık Paşalar vs. Türk edebiyatını okursanız… Âşık Paşalar vs. Türk edebiyatını okursanız…

Hatta divân şairi sandığımız bazı şairlerin şaraptan, meyhaneden, Hatta divân şairi sandığımız bazı şairlerin şaraptan, meyhaneden, sâkiden bahseden şiirleri bile aslında birer remizdir.sâkiden bahseden şiirleri bile aslında birer remizdir. O sevgi, ayyaşların, sarhoşların anladığı sevgi değildir de, ilâhî sevgiyi kastetmektedir. O sevgi, ayyaşların, sarhoşların anladığı sevgi değildir de, ilâhî sevgiyi kastetmektedir.

Bizim büyüklerimiz sevgiye çok önem vermişler. Bizim büyüklerimiz sevgiye çok önem vermişler. Belki Osmanlı'nın başarısının temelinde bu sevgi var; sevgiye önem vermek Belki Osmanlı'nın başarısının temelinde bu sevgi var; sevgiye önem vermek ve sevgiyi topluma yerleştirmek. ve sevgiyi topluma yerleştirmek. Sevmeyi, toplumda yaşanılan bir ahlâk haline getirmek. Sevmeyi, toplumda yaşanılan bir ahlâk haline getirmek.

Seven, sevebilen kişiler olmayı başarmak çok önemli. İnsanlar bugün sevemiyor, görüyorsunuz.Seven, sevebilen kişiler olmayı başarmak çok önemli. İnsanlar bugün sevemiyor, görüyorsunuz. Bombaya sarılıyor, bombayı karnına [yerleştiriyor] kendisi de ölüyor, birkaç kişiyi de öldürüyor. Bombaya sarılıyor, bombayı karnına [yerleştiriyor] kendisi de ölüyor, birkaç kişiyi de öldürüyor.

Kin var, sevgi yok! İnsanların sevgi eğitimi azalmış! Bu neden olmuş? Kin var, sevgi yok! İnsanların sevgi eğitimi azalmış!

Bu neden olmuş?

İslâm'ın eğitimi azaldığı için olmuş. O halde biz bu ecdadımızın yolunu ihya etmeliyiz. İslâm'ın eğitimi azaldığı için olmuş.

O halde biz bu ecdadımızın yolunu ihya etmeliyiz.
Ecdadımız bizden çok daha iyi müslümandı.Ecdadımız bizden çok daha iyi müslümandı. Mevlânâlar'ın, Yunuslar'ın; o evliyâullahın yolunda gitmeliyiz.Mevlânâlar'ın, Yunuslar'ın; o evliyâullahın yolunda gitmeliyiz. Bu sevgiyi tekrar aramızda canlandırmalıyız. Bu sevgiyi tekrar aramızda canlandırmalıyız. Kaybettiğimiz sevgileri, muhabbetleri, güzel ahlâkı, âdabı, erkânı; Kaybettiğimiz sevgileri, muhabbetleri, güzel ahlâkı, âdabı, erkânı; yaratılanı yaratandan ötürü hoş görmeyi tekrar toplumumuzda uygulanan, uygulanmakta olan,yaratılanı yaratandan ötürü hoş görmeyi tekrar toplumumuzda uygulanan, uygulanmakta olan, severek uygulanan davranış şekilleri haline getirmeliyiz. severek uygulanan davranış şekilleri haline getirmeliyiz. Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizin gözümüzdeki perdeleri kaldırsın. Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizin gözümüzdeki perdeleri kaldırsın.

Biz İslâm'ın güzelliklerini görüyoruz. Çünkü Kur'an okuyoruz, hadis okuyoruz…Biz İslâm'ın güzelliklerini görüyoruz. Çünkü Kur'an okuyoruz, hadis okuyoruz… Toplumumuzda bazı kimseler var: Kendisini aydın sanıyor,Toplumumuzda bazı kimseler var: Kendisini aydın sanıyor, Amerika'da okumuş, İngiltere'de, Almanya'da, Fransa'da okumuş…Amerika'da okumuş, İngiltere'de, Almanya'da, Fransa'da okumuş… Batı âdetlerine göre yetişmiş, İslâm'ı bilmediği için İslâm'ı anlamıyor!Batı âdetlerine göre yetişmiş, İslâm'ı bilmediği için İslâm'ı anlamıyor! Güzelliklerinin farkında değil; perdenin arkasında, dağın ötesinde İslâm diye bir şey...Güzelliklerinin farkında değil; perdenin arkasında, dağın ötesinde İslâm diye bir şey... Ona göre İslâm; eski çağların çağdışı bir yaşam tarzı. Hayır, değil! Ona göre İslâm; eski çağların çağdışı bir yaşam tarzı.

Hayır, değil!

İslâm; bu devirde en çok muhtaç olduğumuz, bütün ilaçların bulunduğu çok güzel bir ayrı âlem,İslâm; bu devirde en çok muhtaç olduğumuz, bütün ilaçların bulunduğu çok güzel bir ayrı âlem, ayrı bir iklim. ayrı bir iklim.

Dağın öbür tarafına bir aşsak, o bayırları çıkıp dağın öbür tarafını bir görsek şahane manzara, Dağın öbür tarafına bir aşsak, o bayırları çıkıp dağın öbür tarafını bir görsek şahane manzara, özlemini duyduğumuz her çeşit mânevî güzellikleri göreceğiz. özlemini duyduğumuz her çeşit mânevî güzellikleri göreceğiz.

Ben hatırlıyorum:Ben hatırlıyorum: Otuz küsur sene önce Rahmetli Hocamız [Mehmed Zâhid Kotku] ile hacca gidiyorduk. Çok şiddetli bir kış…Otuz küsur sene önce Rahmetli Hocamız [Mehmed Zâhid Kotku] ile hacca gidiyorduk. Çok şiddetli bir kış… Adana yolu Pozantı'dan buz tuttuğundan tırlar kaydığı için yol kapandı. Adana yolu Pozantı'dan buz tuttuğundan tırlar kaydığı için yol kapandı. Biz Karaman üzerine döndük. Ereğli'de geceledik, Karaman üzeriden kar, kış, kıyamet, sis…Biz Karaman üzerine döndük. Ereğli'de geceledik, Karaman üzeriden kar, kış, kıyamet, sis… Göz gözü görmüyor, bacalardan çıkan dumanlar da havayı kirletmiş.Göz gözü görmüyor, bacalardan çıkan dumanlar da havayı kirletmiş. Kirli hava da şehirlerin üstüne yorgan gibi çökmüş.Kirli hava da şehirlerin üstüne yorgan gibi çökmüş. Arabayla buzlar üstünde kaya kaya karayolundan hacca gidiyoruz. Çok ezalı, cefalı! Arabayla buzlar üstünde kaya kaya karayolundan hacca gidiyoruz. Çok ezalı, cefalı!

Mut yolu üzerinde Sertavul Geçidi'ne geldik. Arka tarafımız kış… Geçidi bir aşıverdik; Mut yolu üzerinde Sertavul Geçidi'ne geldik. Arka tarafımız kış… Geçidi bir aşıverdik; Akdeniz günlük güneşlik, pırıl pırıl, yemyeşil, sıcacık! Akdeniz günlük güneşlik, pırıl pırıl, yemyeşil, sıcacık! İç Anadolu'nun o kışı, o kara kışı, damlardan kol gibi, bacak gibi sarkan buzlar yok. İç Anadolu'nun o kışı, o kara kışı, damlardan kol gibi, bacak gibi sarkan buzlar yok. Her taraf pırıl pırıl! Ne kadar hoşumuza gitti! Göksu Vadisi'nden Silifke'ye indik, bayıldık. Her taraf pırıl pırıl! Ne kadar hoşumuza gitti! Göksu Vadisi'nden Silifke'ye indik, bayıldık. Bu, benim hayatımda çok canlı bir hatıradır. İslâm böyle! Bu, benim hayatımda çok canlı bir hatıradır. İslâm böyle!

Ey İslâm'ı tanımayan ve bilmeyen kardeşler! Ey İslâm'ı tanımayan ve bilmeyen kardeşler!

Bakın, şimdi siz kara kışta gibisiniz.Bakın, şimdi siz kara kışta gibisiniz. Gelin, önünüzdeki bu dumanlı dağları bu isli paslı yollardan geçerek bir aşın; Gelin, önünüzdeki bu dumanlı dağları bu isli paslı yollardan geçerek bir aşın; bakın İslâm'ın olduğu dağın öbür tarafı bakın İslâm'ın olduğu dağın öbür tarafı ne kadar günlük güneşlik, bahar, çiçeklik, meyveli, tatlı ve güzel! Ne kadar tertemiz havalı…ne kadar günlük güneşlik, bahar, çiçeklik, meyveli, tatlı ve güzel! Ne kadar tertemiz havalı… Onu göreceksiniz. Biz bunu anlatmaya çalışıyoruz.Onu göreceksiniz. Biz bunu anlatmaya çalışıyoruz. İslâm'ın güzelliklerini bilmeyenlere dağın beleninde, İslâm'ın güzelliklerini bilmeyenlere dağın beleninde, eşiğinde öbür tarafını gören kimseler olarak sesleniyoruz. eşiğinde öbür tarafını gören kimseler olarak sesleniyoruz. "Gelin, o karda kışta üşümeyin, bu taraf çok güzel! "Gelin, o karda kışta üşümeyin, bu taraf çok güzel! Oralarda su bulamıyorsunuz, yiyecek içecek bulamıyorsunuz;Oralarda su bulamıyorsunuz, yiyecek içecek bulamıyorsunuz; burada her şey ne kadar bol, ne kadar tatlı!" diye anlatmaya çalışıyoruz. burada her şey ne kadar bol, ne kadar tatlı!" diye anlatmaya çalışıyoruz.

Allah gözümüzden, bilmeyenlerin, anlamayanların, inanmayanların gözünden, gönlünden,Allah gözümüzden, bilmeyenlerin, anlamayanların, inanmayanların gözünden, gönlünden, kalbinden perdeleri kaldırsın.kalbinden perdeleri kaldırsın. Hakkı hak olarak görmeyi nasip etsin, ona uymayı ihsan eylesin. Hakkı hak olarak görmeyi nasip etsin, ona uymayı ihsan eylesin. Bâtılı bâtıl olarak görüp de oradan uzaklaşmayı, ondan kurtulmayı nasip eylesin. Bâtılı bâtıl olarak görüp de oradan uzaklaşmayı, ondan kurtulmayı nasip eylesin. Rabbim hepinize dünya ve âhiretin hayırlarını bol bol nasip eylesin.Rabbim hepinize dünya ve âhiretin hayırlarını bol bol nasip eylesin. İki cihanda cümlenizi sevdiklerinizle aziz ve bahtiyar eylesin. İki cihanda cümlenizi sevdiklerinizle aziz ve bahtiyar eylesin.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berakâtüh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berakâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2