Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Âhir 1446
24 December 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Allah’a Yönelme Ayı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

4 Recep 1417 / 15.11.1996
AKRA- Medine

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Receb Ayı’nın Önemi, Medine’de Oturmanın Mükâfâtı, Kur’an’ı Kerim’in Tesiri, Lisanın ve | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Allah’a Yönelme Ayı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

4 Recep 1417 / 15.11.1996
AKRA- Medine

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Receb Ayı’nın Önemi, Medine’de Oturmanın Mükâfâtı, Kur’an’ı Kerim’in Tesiri, Lisanın ve | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühü. es-Selâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühü.

Receb ayı için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz: Receb ayı için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz:

Recebü şehrün azîmun yudâ'ufu fîhi'l-hasenât. "Receb çok önemli, büyük, ulu bir aydır." Recebü şehrün azîmun yudâ'ufu fîhi'l-hasenât. "Receb çok önemli, büyük, ulu bir aydır."

Arap ayları içinde önemli bir aydır, haram aylardandır. Çok muhterem olan veArap ayları içinde önemli bir aydır, haram aylardandır. Çok muhterem olan ve Arapların tir tir titreyip ihtiram ettikleri o ayda hatadan, kusurdan sakındıklarıArapların tir tir titreyip ihtiram ettikleri o ayda hatadan, kusurdan sakındıkları dört mübarek haram aylardan birisidir Biliyorlar, tecrübeyle hayatlarında sabit.dört mübarek haram aylardan birisidir Biliyorlar, tecrübeyle hayatlarında sabit. Herhalde ihtimamları, korkuları ondan olmalı. Herhalde ihtimamları, korkuları ondan olmalı.

Bu üç ayların birincisidir. Receb Allah'ın, Şaban Peygamber Efendimiz'in, Ramazan,Bu üç ayların birincisidir. Receb Allah'ın, Şaban Peygamber Efendimiz'in, Ramazan, Ümmet-i Muhammed'in ayıdır. Receb ayında Allahu Teâlâ hazretleri kullarından ne istiyor?Ümmet-i Muhammed'in ayıdır.

Receb ayında Allahu Teâlâ hazretleri kullarından ne istiyor?
Bizlerden emri, isteği nedir? Varlığını, birliğini idrak etmemiz. Lâ ilâhe illallah dememiz. Bizlerden emri, isteği nedir?

Varlığını, birliğini idrak etmemiz. Lâ ilâhe illallah dememiz.

İnsanların Allah'tan gayrı varlıklara yönelmemesi lazım. Allah'ın varlığını, birliğini bulması,İnsanların Allah'tan gayrı varlıklara yönelmemesi lazım. Allah'ın varlığını, birliğini bulması, bilmesi, inanması, tasdik etmesi lazım. Allahu Teâlâ hazretleri kullarının kendisine yönelmesini ister.bilmesi, inanması, tasdik etmesi lazım. Allahu Teâlâ hazretleri kullarının kendisine yönelmesini ister. Kendisine emirlerini tutup itaat etmesini, ibadet etmesini ister. Kendisine emirlerini tutup itaat etmesini, ibadet etmesini ister.

Receb şehrullah demek. Mü'min kullar, madem Allah'ın ayıdır, Allah'ın ayındaReceb şehrullah demek. Mü'min kullar, madem Allah'ın ayıdır, Allah'ın ayında Allah'ın kullarından istediği hususlara dikkat etsinler. Tevhidlerine,Allah'ın kullarından istediği hususlara dikkat etsinler. Tevhidlerine, inançlarına, Allah'a bağlılıklarına yeni bir neşe, şevk, aşk ile taptaze sarılsınlar, girişsinler.inançlarına, Allah'a bağlılıklarına yeni bir neşe, şevk, aşk ile taptaze sarılsınlar, girişsinler. Lâ ilâhe illallah'ın zevkini, şevkini, tadını, lezzetini daha iyi yaşasınlar. Lâ ilâhe illallah'ın zevkini, şevkini, tadını, lezzetini daha iyi yaşasınlar.

Peygamber Efendimiz; "İmanınızı lâ ilâhe illallah sözünü tekrar tekrar söyleyerekPeygamber Efendimiz; "İmanınızı lâ ilâhe illallah sözünü tekrar tekrar söyleyerek zaman zaman yenileyin, tazeleyin." buruyor. Demek ki Receb ayında ilk yapacağımız şey,zaman zaman yenileyin, tazeleyin." buruyor.

Demek ki Receb ayında ilk yapacağımız şey,
Cenâb-ı Mevlâ'ya daha bir aşk ile şevk ile yeniden yönelmek, ibadete, taate yönelmek, bu bir. Cenâb-ı Mevlâ'ya daha bir aşk ile şevk ile yeniden yönelmek, ibadete, taate yönelmek, bu bir.

Yanlış yollarımız, alışkanlıklarımız, âdetlerimiz, işlerimiz varsa; insanoğlu biraz bırakıverdin miYanlış yollarımız, alışkanlıklarımız, âdetlerimiz, işlerimiz varsa; insanoğlu biraz bırakıverdin mi kendi kedisini salıverdi mi gevşiyor, dağılıyor, bozuluyor. Her şey öyle…kendi kedisini salıverdi mi gevşiyor, dağılıyor, bozuluyor. Her şey öyle… Bir eve bakmazsan harap oluyor, bir tarlaya bakmazsan dikenli, taşlı orman oluyor,Bir eve bakmazsan harap oluyor, bir tarlaya bakmazsan dikenli, taşlı orman oluyor, işe yaramaz hâle geliyor. Devamlı bakım istiyor her şey. işe yaramaz hâle geliyor. Devamlı bakım istiyor her şey.

İnsanoğlunun da kendisine bakması, şekil vermesi lazım, bu Receb ayı bir fırsattır. İnsanoğlunun da kendisine bakması, şekil vermesi lazım, bu Receb ayı bir fırsattır.

Receb ayı âdetâ tarlanın sürülüp ekilmesi ayı gibidir.Receb ayı âdetâ tarlanın sürülüp ekilmesi ayı gibidir. Şaban ayı tarlaya ekilmiş olan o mahsulün bakıp büyütülmesi, tımar edilmesi,Şaban ayı tarlaya ekilmiş olan o mahsulün bakıp büyütülmesi, tımar edilmesi, budanması, ayıklanması ayıdır. Dikenlerinin ayıklanması ayıdır. Ramazan ayı dabudanması, ayıklanması ayıdır. Dikenlerinin ayıklanması ayıdır. Ramazan ayı da mahsulü iyi ce olgunlaştıktan sonra toplayıp hasat etme ayıdır.mahsulü iyi ce olgunlaştıktan sonra toplayıp hasat etme ayıdır. Onun için Receb ayında ibadetlere sarılalım, tevbelerimizi yenileyelim, imanımızı kuvvetlendirelim,Onun için Receb ayında ibadetlere sarılalım, tevbelerimizi yenileyelim, imanımızı kuvvetlendirelim, ibadetlere yeni bir aşk ile şevk ile sarılalım. Çünkü üç aylar girdi. ibadetlere yeni bir aşk ile şevk ile sarılalım.

Çünkü üç aylar girdi.

Şaban ayında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sünnet-i seniyyesini düşünelim.Şaban ayında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sünnet-i seniyyesini düşünelim. Resûllullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in âdeti neydi, nasıl yapardı, bize tavsiyeleri neydi diye öğrenelim.Resûllullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in âdeti neydi, nasıl yapardı, bize tavsiyeleri neydi diye öğrenelim. Efendimiz'in yolunda yürüyelim. Ramazan ayına da girince artık, on bir ayınEfendimiz'in yolunda yürüyelim.

Ramazan ayına da girince artık, on bir ayın
sultanı olan Ramazan geldiği zaman iyice iş kıvamını bulmuş olur, hazır olmuş oluruz.sultanı olan Ramazan geldiği zaman iyice iş kıvamını bulmuş olur, hazır olmuş oluruz. Tertemiz olmuş oluruz, Ramazanı o zaman çok hayırlı, güzel bir şekildeTertemiz olmuş oluruz, Ramazanı o zaman çok hayırlı, güzel bir şekilde geçirmek mümkün olmuş olur diye düşünüyorum. Allahu Teâlâ hazretlerigeçirmek mümkün olmuş olur diye düşünüyorum.

Allahu Teâlâ hazretleri
imanımızı kuvvetli eylesin. Tevbemizi, Cenâb-ı Mevlâ'nın yoluna dönüşümüzü tevbe-yi nasûh eylesin.imanımızı kuvvetli eylesin. Tevbemizi, Cenâb-ı Mevlâ'nın yoluna dönüşümüzü tevbe-yi nasûh eylesin. Hakikî bir dönüşle Rabbimiz'in yoluna dönmeyi nasip eylesin. zhariyet. Hakikî bir dönüşle Rabbimiz'in yoluna dönmeyi nasip eylesin. zhariyet.

Allah cümle kardeşlerime bu güzel aydaki feyizlerden, nimetlerden, rahmetlerden, bereketlerden,Allah cümle kardeşlerime bu güzel aydaki feyizlerden, nimetlerden, rahmetlerden, bereketlerden, dağıtılan sevaplardan faydalanmayı, hissesine almayı nasip eylesin. dağıtılan sevaplardan faydalanmayı, hissesine almayı nasip eylesin.

Bu ayın sonunda bir de Receb ayının 27'si var. Regaip kandili geçti.Bu ayın sonunda bir de Receb ayının 27'si var. Regaip kandili geçti. Allah nice nice kandillere eriştirsin. Receb'in 27'sinde de Miraç kandili var.Allah nice nice kandillere eriştirsin. Receb'in 27'sinde de Miraç kandili var. Ona da hazırlanmalı… Ondan sonra Şaban'ın 14'ünde, 14'ünü 15'ine bağlayanOna da hazırlanmalı… Ondan sonra Şaban'ın 14'ünde, 14'ünü 15'ine bağlayan yarısı gecesi olan Berat gecesi var. Çok mühim bir gece, çok güzel hazırlanmak lazım. yarısı gecesi olan Berat gecesi var. Çok mühim bir gece, çok güzel hazırlanmak lazım.

Ben Medîne-i Münevvere'den size hitap ettiğim için açtığım sayfada,Ben Medîne-i Münevvere'den size hitap ettiğim için açtığım sayfada, hadis kitabında Medine ile ilgili bir [hadis], Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.hadis kitabında Medine ile ilgili bir [hadis], Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Hadîs-i şerîfi size nakletmek istiyorum. Hadîs-i şerîfi size nakletmek istiyorum.

Lâ yasbiru alâ le'vâi'l-medineti ahadun min ümmetî illâ küntü lehû şefî'an ev şehîden yevme'l-kıyâmeti. Lâ yasbiru alâ le'vâi'l-medineti ahadun min ümmetî illâ küntü lehû şefî'an ev şehîden yevme'l-kıyâmeti.

Müslim, Tirmizî ve diğer kaynaklarda var. Üç kişiden sekiz kişi rivayet etmiş.Müslim, Tirmizî ve diğer kaynaklarda var. Üç kişiden sekiz kişi rivayet etmiş. Semâniye an selâse diye hadis alimi hadîs-i şerîfin arkasına kayıt düşmüş. Semâniye an selâse diye hadis alimi hadîs-i şerîfin arkasına kayıt düşmüş.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; le'vâ. "Yaşamdaki güçlükler, sıkıntılar" demek.Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; le'vâ. "Yaşamdaki güçlükler, sıkıntılar" demek. Kim Medine'deki yaşamdaki sıkıntılara, darlıklara, meşakkatlere sabreder,Kim Medine'deki yaşamdaki sıkıntılara, darlıklara, meşakkatlere sabreder, Medine'de oturmaya devam ederse benim ümmetimden, fedakâr bir müslüman...Medine'de oturmaya devam ederse benim ümmetimden, fedakâr bir müslüman... Evet, su yok, sıcak fazla, şu, bu meşakkatleri var amaEvet, su yok, sıcak fazla, şu, bu meşakkatleri var ama burası Peygamber Efendimiz'in şehri diye oranın sıkıntılarına sabrederse; illâ küntü lehû şefî'an.burası Peygamber Efendimiz'in şehri diye oranın sıkıntılarına sabrederse; illâ küntü lehû şefî'an. "Ben onun şefaatçisi olurum." Ev şehîden. "Yahut ona şahit olurum." Yevme'l-kıyameti. "Kıyamet gününde.""Ben onun şefaatçisi olurum." Ev şehîden. "Yahut ona şahit olurum." Yevme'l-kıyameti. "Kıyamet gününde." diye Peygamber Efendimiz'in bir vaadi ve müjdesi var. diye Peygamber Efendimiz'in bir vaadi ve müjdesi var.

Medîne-i Münevvere'ye gelen kimselere oranın sıkıntılarına göğüs gerip âşıkâne,Medîne-i Münevvere'ye gelen kimselere oranın sıkıntılarına göğüs gerip âşıkâne, sâdıkâne mücavir olup Peygamber Efendimiz'e, Medine'de kalan kimseler içinsâdıkâne mücavir olup Peygamber Efendimiz'e, Medine'de kalan kimseler için Peygamber Efendimiz'in şefaati var ve kıyamet gününde şahit olacak.Peygamber Efendimiz'in şefaati var ve kıyamet gününde şahit olacak. "Meşakkat çekti, ibadete sabretti, benim mescidimi ziyaret etti yâ Rabbi!""Meşakkat çekti, ibadete sabretti, benim mescidimi ziyaret etti yâ Rabbi!" diye onun hakkında şahitlik yapacak. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'indiye onun hakkında şahitlik yapacak. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in şahitliğine ermek ne kadar güzel bir mazhariyet. şahitliğine ermek ne kadar güzel bir mazhariyet.

Ben bu hadîs-i şerîfi okurken bir tarihi düşündüm. Eski zamanları düşündüm.Ben bu hadîs-i şerîfi okurken bir tarihi düşündüm. Eski zamanları düşündüm. Eskiden Medîne-i Münevvere'nin etrafında surlar varmış. Surların burçları, giriş kapıları varmış.Eskiden Medîne-i Münevvere'nin etrafında surlar varmış. Surların burçları, giriş kapıları varmış. Şam kapısı ve sair kapısı diye kapıların isimleri hâlâ semt ismi olarakŞam kapısı ve sair kapısı diye kapıların isimleri hâlâ semt ismi olarak hatıralarda ama ortada ne kapı, ne sur, ne tarihî bina, ne kale kalmış.hatıralarda ama ortada ne kapı, ne sur, ne tarihî bina, ne kale kalmış. Eskiden çok meşakkatli seyahatlerle buralara gelinebiliyordu. Yaya geliniyordu.Eskiden çok meşakkatli seyahatlerle buralara gelinebiliyordu. Yaya geliniyordu. En güzel imkâna sahip insanlar, binekli olanlar, ya devenin üstünde binip gelecekEn güzel imkâna sahip insanlar, binekli olanlar, ya devenin üstünde binip gelecek ya atın üstünde binip gelecekti. O çöllerin, sıcakların, güneşin altında kumlara bata çıkaya atın üstünde binip gelecekti. O çöllerin, sıcakların, güneşin altında kumlara bata çıka buralara gelişin ne kadar zor olduğunu, aylarca sürdüğünü düşünün. buralara gelişin ne kadar zor olduğunu, aylarca sürdüğünü düşünün.

Hac yollarında meşale-yi kervan gibi Erbâb-ı aşk içinde nümâyansın ey gönül. Hac yollarında meşale-yi kervan gibi

Erbâb-ı aşk içinde nümâyansın ey gönül.

dediği gibi Osmanlı şairinin. Oradan anlıyoruz ki meşaleler yanarakdediği gibi Osmanlı şairinin. Oradan anlıyoruz ki meşaleler yanarak çöllerde gündüz sıcak olduğundan, geceleyin kervanın seyahat ettiğini,çöllerde gündüz sıcak olduğundan, geceleyin kervanın seyahat ettiğini, sallana sallana, sarsıla sarsıla atın veya devenin üstünde buralara ne kadar zor gelindiğini,sallana sallana, sarsıla sarsıla atın veya devenin üstünde buralara ne kadar zor gelindiğini, yollarda su, yiyecek bulmanın ne kadar zor olduğunu, yürüyenlerin ne kadar sıkıntı çektiğini düşünün.yollarda su, yiyecek bulmanın ne kadar zor olduğunu, yürüyenlerin ne kadar sıkıntı çektiğini düşünün. Bir de bu zor hayat şartlarına dayanamayıp yollarda hayatını kaybedenler oluyordu.Bir de bu zor hayat şartlarına dayanamayıp yollarda hayatını kaybedenler oluyordu. Daha başka sıkıntılar olabiliyordu. Atı ve devesi varsa onların ot ve su bulması içinDaha başka sıkıntılar olabiliyordu. Atı ve devesi varsa onların ot ve su bulması için yine çırpınmak gerekiyordu. Hâsılı hac geniş bir meşakkatli iş idi. Umreye,yine çırpınmak gerekiyordu. Hâsılı hac geniş bir meşakkatli iş idi. Umreye, Peygamber Efendimiz'i ziyarete gelmek zor idi. Kalış da ondan daha zordu. Peygamber Efendimiz'i ziyarete gelmek zor idi. Kalış da ondan daha zordu.

Medine'de eskiden yaşayan bir büyük zâttan duydum. Medine'de eskiden yaşayan bir büyük zâttan duydum.

"Biz" dedi "daha yakın zamana kadar", sağ yani o şahıs,"Biz" dedi "daha yakın zamana kadar", sağ yani o şahıs, "Medine'de geceleri sıcaktan uyuyamazdık. Gece kalkardık, yatağın içine bir kova su dökerdik,"Medine'de geceleri sıcaktan uyuyamazdık. Gece kalkardık, yatağın içine bir kova su dökerdik, bir kova başımızdan aşağı elbiselerimize, pijamalarımızın, geceliklerimizin üstüne dökerdik.bir kova başımızdan aşağı elbiselerimize, pijamalarımızın, geceliklerimizin üstüne dökerdik. O ıslaklıkla uzanıp yatardık, yarım saat kuruyuncaya kadar uyurduk ondan sonra sıcak bastırıncaO ıslaklıkla uzanıp yatardık, yarım saat kuruyuncaya kadar uyurduk ondan sonra sıcak bastırınca kafesin içinde kuşlar gibi çırpınırdık." diye anlatıyor. Bundan 40-50 sene öncesinin Medine'sindekafesin içinde kuşlar gibi çırpınırdık." diye anlatıyor. Bundan 40-50 sene öncesinin Medine'sinde bu soğutma cihazları, buzdolapları yokken bu kadar imkânlar, rahatlıklar yokkenbu soğutma cihazları, buzdolapları yokken bu kadar imkânlar, rahatlıklar yokken neler çektiklerini, ekmeklerin, unların sıcaktan nasıl bozulduğunu, kurtlandığını,neler çektiklerini, ekmeklerin, unların sıcaktan nasıl bozulduğunu, kurtlandığını, takır takır kuruduğunu, zorluklar olduğunu anlatıyor. 50 yıl öncesi yinetakır takır kuruduğunu, zorluklar olduğunu anlatıyor.

50 yıl öncesi yine
insanların birçok şeye, rahatlığa sahip olduğu bir devre. Bir de Peygamber Efendimiz'ininsanların birçok şeye, rahatlığa sahip olduğu bir devre. Bir de Peygamber Efendimiz'in zamanına doğru tarihin içindeki eski devirleri düşünürsek o zamanlarda Medine'de yaşamanınzamanına doğru tarihin içindeki eski devirleri düşünürsek o zamanlarda Medine'de yaşamanın daha da nasıl olduğu anlaşılacak. Ama Medine mübarek bir yer. daha da nasıl olduğu anlaşılacak. Ama Medine mübarek bir yer.

Peygamber Efendimiz; "Dünya üzerinde üç tane mübarek yer var." diyor. Üç mescidePeygamber Efendimiz; "Dünya üzerinde üç tane mübarek yer var." diyor. Üç mescide ziyaret edilebilir, başkasına ziyaret için sefere çıkmağa lüzum yoktur. ziyaret edilebilir, başkasına ziyaret için sefere çıkmağa lüzum yoktur.

Lâ tuşeddu'r-rihâlu illâ ilâ selâseti mesâcid el-Mescidü'l-harâm ve'l-Mescidü'l-aksâ, ve mescidî hâzâ. Lâ tuşeddu'r-rihâlu illâ ilâ selâseti mesâcid el-Mescidü'l-harâm ve'l-Mescidü'l-aksâ, ve mescidî hâzâ.

Birisi Mekke-i Mükerreme'de, Beytullahi'l-Mescidi'l-harâm, Beytullâh'ın, Kâbe'nin olduğu.Birisi Mekke-i Mükerreme'de, Beytullahi'l-Mescidi'l-harâm, Beytullâh'ın, Kâbe'nin olduğu. Birisi Medine'deki Peygamber Efendimiz'in Mescid-i Nebevîsi, birisi Kudüs'teki Mescid-i Aksâ... Birisi Medine'deki Peygamber Efendimiz'in Mescid-i Nebevîsi, birisi Kudüs'teki Mescid-i Aksâ...

Çok mühim, sevaplı yer. Haremi, harem mıntıkası var.Çok mühim, sevaplı yer. Haremi, harem mıntıkası var. Çevresinde bir geniş, mukaddes arazi, oraya gayrimüslim giremez.Çevresinde bir geniş, mukaddes arazi, oraya gayrimüslim giremez. Meleklerin, sevapların deryasının çalkandığı güzel bir yer.Meleklerin, sevapların deryasının çalkandığı güzel bir yer. Ama burada kalmak zor, mahrumiyetli olduğundan, ona sabredenAma burada kalmak zor, mahrumiyetli olduğundan, ona sabreden âşık-ı sâdıkların nasıl mükâfata ereceğini Peygamber Efendimiz bildiriyor. âşık-ı sâdıkların nasıl mükâfata ereceğini Peygamber Efendimiz bildiriyor.

Biz Allah'ın bu devirde büyük lütuflarına mazhar kullarıyız.Biz Allah'ın bu devirde büyük lütuflarına mazhar kullarıyız. Allahu Teâlâ hazretleri bizi eski zamandaki keramet sahibi evliyâullahı gibi havalarda uçuruyor.Allahu Teâlâ hazretleri bizi eski zamandaki keramet sahibi evliyâullahı gibi havalarda uçuruyor. Bu mübarek diyarlara iki üç saatte uçakla geliyoruz.Bu mübarek diyarlara iki üç saatte uçakla geliyoruz. Soğutma cihazları, asansörleri olan on katlı, on beş katlı binalara…Soğutma cihazları, asansörleri olan on katlı, on beş katlı binalara… Yedinci, onunca katına düğmeye bastığımız zaman süratle çıkıyoruz.Yedinci, onunca katına düğmeye bastığımız zaman süratle çıkıyoruz. Odalarımızın içinde akar, sıcak, soğuk su, mutfak, buzdolabı, çarşıda pazardaOdalarımızın içinde akar, sıcak, soğuk su, mutfak, buzdolabı, çarşıda pazarda dünyanın her yanından gelme muzlar, meyveler, Türkiye'de olan olmayan çeşitler, sebzeler… dünyanın her yanından gelme muzlar, meyveler, Türkiye'de olan olmayan çeşitler, sebzeler…

Elhamdülillah bolluk ve bereket her şey var, Cenâb-ı Mevlâ'ya hamd ü senâlar olsun.Elhamdülillah bolluk ve bereket her şey var, Cenâb-ı Mevlâ'ya hamd ü senâlar olsun. Allahu Teâlâ hazretlerinin üzerimizdeki lütufları, nimetleri çok fazla.Allahu Teâlâ hazretlerinin üzerimizdeki lütufları, nimetleri çok fazla. Yine de ziyaretin çok büyük sevabı var. Peygamber Efendimiz'in mescidinde namaz kılmakYine de ziyaretin çok büyük sevabı var.

Peygamber Efendimiz'in mescidinde namaz kılmak
başka mescitlerde namaz kılmaya göre bin misli daha sevaplı.başka mescitlerde namaz kılmaya göre bin misli daha sevaplı. Mekke'deki yüz bin misli sevaplı. Buralara gelmenin çok büyük sevapları var. Mekke'deki yüz bin misli sevaplı. Buralara gelmenin çok büyük sevapları var.

Allahu Teâlâ hazretleri zenginlik, sıhhat, afiyet versin.Allahu Teâlâ hazretleri zenginlik, sıhhat, afiyet versin. Hac, umre, ziyaret yapmayanlara buraları ziyaret etmek nasip eylesin.Hac, umre, ziyaret yapmayanlara buraları ziyaret etmek nasip eylesin. İnşaallah beraberce nasip eylesin, beraberce ziyaretleri yapalım diye temenni ediyorum. İnşaallah beraberce nasip eylesin, beraberce ziyaretleri yapalım diye temenni ediyorum.

Açtığımız sayfadaki ikinci hadîs-i şerîfe geçiyorum. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Açtığımız sayfadaki ikinci hadîs-i şerîfe geçiyorum. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Lâ yusme'u'l-Kur'ânu min raculin eşhâ minhu mimmen yahşallâhe azze ve celle. Lâ yusme'u'l-Kur'ânu min raculin eşhâ minhu mimmen yahşallâhe azze ve celle.

Abdullah b. Mübarek Efendimiz, çok sevdiğim bir alim.Abdullah b. Mübarek Efendimiz, çok sevdiğim bir alim. Hem sûfî, hem alim, hem kahraman, çok müstesna bir kimse.Hem sûfî, hem alim, hem kahraman, çok müstesna bir kimse. Ebû Hureyre radıyallahu anh'ten rivayet olarak alınmış bu hadîs-i şerîf.Ebû Hureyre radıyallahu anh'ten rivayet olarak alınmış bu hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Kur'ân-ı Kerîm en lezzetle, zevkle, güzel şekildePeygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Kur'ân-ı Kerîm en lezzetle, zevkle, güzel şekilde
onu Allah'tan korkan, Azîz ve Celîl olan Allah'tan korkan havf u haşy sahibi bir insanın okumasından,onu Allah'tan korkan, Azîz ve Celîl olan Allah'tan korkan havf u haşy sahibi bir insanın okumasından, dinlendiği zaman dinlenir. En zevkli dinleme o zaman olur. Kur'an en tatlı, lezzetlidinlendiği zaman dinlenir. En zevkli dinleme o zaman olur. Kur'an en tatlı, lezzetli olarak Azîz ve Celîl olan Allah'tan korkan haşyet duyan bir adamın okumasından dinlenir." olarak Azîz ve Celîl olan Allah'tan korkan haşyet duyan bir adamın okumasından dinlenir."

Bu hadîs-i şerîfin üstüne biraz konuşmak istiyorum.Bu hadîs-i şerîfin üstüne biraz konuşmak istiyorum. Bir ricam ve tavsiyem: Kur'ân-ı Kerîm'i lütfen şimdikinden daha fazla okuyun.Bir ricam ve tavsiyem: Kur'ân-ı Kerîm'i lütfen şimdikinden daha fazla okuyun. Kur'ân-ı Kerîm okumamız, Kur'ân-ı Kerîm'i ezbere almamız, Kur'ân-ı Kerîm'in mânasını bilmemiz,Kur'ân-ı Kerîm okumamız, Kur'ân-ı Kerîm'i ezbere almamız, Kur'ân-ı Kerîm'in mânasını bilmemiz, Arapça öğrenmemiz, Kur'ân-ı Kerîm'in bize emri nedir, yasaklar nelerdir,Arapça öğrenmemiz, Kur'ân-ı Kerîm'in bize emri nedir, yasaklar nelerdir, neleri tavsiye buyuyor, neleri anlatıyor, Allah'ın bize hitabı nedir, onu öğrenmemiz lazım.neleri tavsiye buyuyor, neleri anlatıyor, Allah'ın bize hitabı nedir, onu öğrenmemiz lazım. Kur'ân-ı Kerîm'e daha fazla eğilelim. Kur'ân-ı Kerîm'i okuyacağız. Kur'ân-ı Kerîm'e daha fazla eğilelim. Kur'ân-ı Kerîm'i okuyacağız.

Kur'ân-ı Kerîm düz okunmaz; nesir, bir makale, düzyazı okunur gibi okunmaz.Kur'ân-ı Kerîm düz okunmaz; nesir, bir makale, düzyazı okunur gibi okunmaz. Onun okunmasının bir usûlü var. Nasıl okunur? Onun okunmasının bir usûlü var.

Nasıl okunur?

Bir hazin melodi, bir musiki, nağme ile okunur ama bu nağme kendine mahsus bir nağmedir.Bir hazin melodi, bir musiki, nağme ile okunur ama bu nağme kendine mahsus bir nağmedir. Ciddidir, şarkı gibi türkü gibi değildir. Ve rettili'l-Kur'âne tertilen. Ciddidir, şarkı gibi türkü gibi değildir.

Ve rettili'l-Kur'âne tertilen.

Kur'ân-ı Kerîm ahenkli, tatlı okunur ama şarkı gibi değil. Lahn-i Arab üzerine okunacak.Kur'ân-ı Kerîm ahenkli, tatlı okunur ama şarkı gibi değil. Lahn-i Arab üzerine okunacak. Çarşıda, pazarda, gazinoda vesairede duyulan musiki makamları gibi olmayacak. Çarşıda, pazarda, gazinoda vesairede duyulan musiki makamları gibi olmayacak.

En güzel nasıl olur? Bunun okunmasında güzellik musikiden kaynaklanmıyor,En güzel nasıl olur?

Bunun okunmasında güzellik musikiden kaynaklanmıyor,
okuyan insanın duygularından kaynaklanıyor. Eğer okuyan insan Allah'tan korkanokuyan insanın duygularından kaynaklanıyor. Eğer okuyan insan Allah'tan korkan havf u haşyet sahibi bir insansa, Kur'ân-ı Kerîm'in Allah kelamı olduğunu bilir,havf u haşyet sahibi bir insansa, Kur'ân-ı Kerîm'in Allah kelamı olduğunu bilir, son derece ciddi bir şekilde, mânasını anlayan bir insan da gözyaşları içinde okur veya dinler.son derece ciddi bir şekilde, mânasını anlayan bir insan da gözyaşları içinde okur veya dinler. İşte öyle olması lazım. Duygusal bir hava içinde hissede hissede, tada tada,İşte öyle olması lazım. Duygusal bir hava içinde hissede hissede, tada tada, duya duya Kur'ân-ı Kerîm'in okunması lazım. duya duya Kur'ân-ı Kerîm'in okunması lazım.

Kur'ân-ı Kerîm'in, o kelamın sahibi Allahu Teâlâ hazretleri olduğundan;Kur'ân-ı Kerîm'in, o kelamın sahibi Allahu Teâlâ hazretleri olduğundan; Allah'a karşı olan saygısı, korkusu, havf u haşyeti kendisini kaplayacak.Allah'a karşı olan saygısı, korkusu, havf u haşyeti kendisini kaplayacak. "Ben sıradan bir söz okumuyorum, Allah'ın kelamını okuyorum." diye ona göre ciddiyetini takınacak."Ben sıradan bir söz okumuyorum, Allah'ın kelamını okuyorum." diye ona göre ciddiyetini takınacak. Oturuşu ciddî olacak, diz çökecek. Bizim hafızlarımızı göz önüne getirin.Oturuşu ciddî olacak, diz çökecek.

Bizim hafızlarımızı göz önüne getirin.
Büyük, yaşlı mübarek aksakallı hafızları, mübarek zatları düşünün.Büyük, yaşlı mübarek aksakallı hafızları, mübarek zatları düşünün. Allah ömür versin, hayatta olan büyük hafız efendileri düşünün.Allah ömür versin, hayatta olan büyük hafız efendileri düşünün. Ben vefat etmiş olanlardan bazılarını gözümün önüne getiriyorum.Ben vefat etmiş olanlardan bazılarını gözümün önüne getiriyorum. Mihrapta diz çökmüşler, bir çocuğun babasının, hocasının önünde oturduğu gibi gayet ciddî bir şekildeMihrapta diz çökmüşler, bir çocuğun babasının, hocasının önünde oturduğu gibi gayet ciddî bir şekilde sallanmadan, eûzu besmele çekişleri, okuyuşları… Her şeyde bir sonsuz saygı,sallanmadan, eûzu besmele çekişleri, okuyuşları… Her şeyde bir sonsuz saygı, hürmet, Allah korkusu, edeb dediğimiz şeyler var. Böyle okununcahürmet, Allah korkusu, edeb dediğimiz şeyler var. Böyle okununca Kur'ân-ı Kerîm, okuyan duygulu olarak okur, dinleyen de duygulu olarak onu dinler, algılar.Kur'ân-ı Kerîm, okuyan duygulu olarak okur, dinleyen de duygulu olarak onu dinler, algılar. O zaman Kur'ân-ı Kerîm'in tesiri çok olur. Medîne-i Münevvere'yeO zaman Kur'ân-ı Kerîm'in tesiri çok olur.

Medîne-i Münevvere'ye
Peygamber Efendimiz, Mus'ab hazretlerini göndermişti. Mus'ab b. Umeyr radıyallahu anh'ı; gençPeygamber Efendimiz, Mus'ab hazretlerini göndermişti. Mus'ab b. Umeyr radıyallahu anh'ı; genç ve son derece yakışıklı çok güzel bir insandı. Medine'ye vazifeli olarak gönderdi.ve son derece yakışıklı çok güzel bir insandı. Medine'ye vazifeli olarak gönderdi. Kendisi Medîne-i Münevvere'ye hicret etmeden önce. Onlar geldiler, İslâm'ı yaşamayaKendisi Medîne-i Münevvere'ye hicret etmeden önce. Onlar geldiler, İslâm'ı yaşamaya ve anlatmaya başladılar Medine ahalisine. Medine ahalisinden iki tane kabilenin reisive anlatmaya başladılar Medine ahalisine. Medine ahalisinden iki tane kabilenin reisi bunların çalışmalarından rahatsız olunca; "Gidelim bunları, -bunlar nereden gelmiş;bunların çalışmalarından rahatsız olunca;

"Gidelim bunları, -bunlar nereden gelmiş;
Mekke'den gelmiş-, bu şehirden kovalım. Rahatımızı bozmasın, düzenimizi dağıtmasın." dediler. Mekke'den gelmiş-, bu şehirden kovalım. Rahatımızı bozmasın, düzenimizi dağıtmasın." dediler.

O niyetle Mus'ab hazretlerinin bulunduğu toplantıya geldiler. Mus'ab hazretlerine dediler ki; O niyetle Mus'ab hazretlerinin bulunduğu toplantıya geldiler. Mus'ab hazretlerine dediler ki;

"Burada durmayın, istemiyoruz sizi, dönün gidin geldiğiniz yere!" "Burada durmayın, istemiyoruz sizi, dönün gidin geldiğiniz yere!"

Kovma gibi sert bir şey. Yoksa bizi dinlemezseniz şöyle olur, böyle olur diye de tehditli konuştular.Kovma gibi sert bir şey. Yoksa bizi dinlemezseniz şöyle olur, böyle olur diye de tehditli konuştular. Çünkü kabile reisi, hatırlı ve güçlü kuvvetli, kavmi kabilesi olan insanlar.Çünkü kabile reisi, hatırlı ve güçlü kuvvetli, kavmi kabilesi olan insanlar. Mus'ab hazretleri gayet sakin bir şekilde karşıladı onları. Mus'ab hazretleri gayet sakin bir şekilde karşıladı onları.

Allah şefaatine erdirsin. Efendimiz'in çok sevdiği bir kimseydi. Bir ailenin bir tek oğluydu,Allah şefaatine erdirsin. Efendimiz'in çok sevdiği bir kimseydi. Bir ailenin bir tek oğluydu, çok zengin bir ailenin oğluydu ama İslâm'a girdikten sonra yaşayışı göz yaşartıcıdır. Onlara; çok zengin bir ailenin oğluydu ama İslâm'a girdikten sonra yaşayışı göz yaşartıcıdır. Onlara;

"Tamam, ben bir Kur'ân-ı Kerîm okuyayım siz dinleyin, dinledikten sonra kararınızı verin."Tamam, ben bir Kur'ân-ı Kerîm okuyayım siz dinleyin, dinledikten sonra kararınızı verin. Eğer siz gene ısrar ediyorsanız, yine bizim gitmemizi istiyorsanız o zaman gideriz." dediEğer siz gene ısrar ediyorsanız, yine bizim gitmemizi istiyorsanız o zaman gideriz." dedi ve eûzu besmeleyi çekerek Kur'ân-ı Kerîm okudu, gönülleri fethetti. ve eûzu besmeleyi çekerek Kur'ân-ı Kerîm okudu, gönülleri fethetti.

Duyan bir insanın, mü'min-i kâmil bir insanın havf u haşyet sahibi bir insanın… Duyan bir insanın, mü'min-i kâmil bir insanın havf u haşyet sahibi bir insanın…

Haşyet ne demek? Korkmak demek. Hâşe, yahşâ,Haşyet ne demek?

Korkmak demek. Hâşe, yahşâ,
haşyeten Arapça'da "korkmak", huşû ve korku içinde olmak demek.haşyeten Arapça'da "korkmak", huşû ve korku içinde olmak demek. Havf da korkmak, ürpermek demek, korkudan öyle okunduğu zamanHavf da korkmak, ürpermek demek, korkudan öyle okunduğu zaman o zaten Allah kelamının kendisinin tesiri var, bir de edeple okunduğu zamano zaten Allah kelamının kendisinin tesiri var, bir de edeple okunduğu zaman son derece tatlı olur. Demek ki böyle okuyacağız. Kur'ân-ı Kerîm'i en ciddî hafız üstatlardan,son derece tatlı olur. Demek ki böyle okuyacağız. Kur'ân-ı Kerîm'i en ciddî hafız üstatlardan, büyüklerden dinleyeceğiz, o edebi çocuklarımıza öğreteceğiz. büyüklerden dinleyeceğiz, o edebi çocuklarımıza öğreteceğiz.

"Evladım otur bakayım, aferin, başına takkeni giy, diz çök bakalım ellerini dizine koy,"Evladım otur bakayım, aferin, başına takkeni giy, diz çök bakalım ellerini dizine koy, sallanmadan, gülmeden eûzu besmeleyi çek, oku bakalım." diye çocuğumuzasallanmadan, gülmeden eûzu besmeleyi çek, oku bakalım." diye çocuğumuza Kur'ân-ı Kerîm'i öğretmemiz lazım, o zaman çok tatlı olur. Kur'ân-ı Kerîm'i öğretmemiz lazım, o zaman çok tatlı olur.

Kur'ân-ı Kerîm okunacak, dinlenecek. Okunması sevap, dinlenmesi sevap ama asıl amaç,Kur'ân-ı Kerîm okunacak, dinlenecek. Okunması sevap, dinlenmesi sevap ama asıl amaç, asıl iş Kur'ân-ı Kerîm'in ahkâmını öğrenip onun ahkâmına uymak. asıl iş Kur'ân-ı Kerîm'in ahkâmını öğrenip onun ahkâmına uymak.

Allahu Teâlâ hazretleri Kur'an'la ilgimizi, bağlılığımızı, sevgimizi şu mübarek ayda artırsın.Allahu Teâlâ hazretleri Kur'an'la ilgimizi, bağlılığımızı, sevgimizi şu mübarek ayda artırsın. Receb ayında, üç aylarda Kur'ân-ı Kerîm aşkımızı, şevkimizi, sevgimizi coştursun.Receb ayında, üç aylarda Kur'ân-ı Kerîm aşkımızı, şevkimizi, sevgimizi coştursun. Kur'ân-ı Kerîm'e bağlılığımızı ve Kur'ân-ı Kerîm üzerindeki çalışmamızı ailece,Kur'ân-ı Kerîm'e bağlılığımızı ve Kur'ân-ı Kerîm üzerindeki çalışmamızı ailece, aile boyu diyelim yeni tabirle; bey, hanım ve mübarek çocuklar herkes Kur'ân-ı Kerîm'e bir sarılsın.aile boyu diyelim yeni tabirle; bey, hanım ve mübarek çocuklar herkes Kur'ân-ı Kerîm'e bir sarılsın. Birbirlerine okusun, dinlesin. Bu çok mühim bir şeydir. Birbirlerine okusun, dinlesin. Bu çok mühim bir şeydir.

Bakalım Fâtiha'yı doğru okuyorlar mı? Bakalım okusun,Bakalım Fâtiha'yı doğru okuyorlar mı? Bakalım okusun, Kur'ân-ı Kerîm'den açsın bir yeri doğru okuyor mu? Düzeltilecek yerler var mı, yok mu? Kur'ân-ı Kerîm'den açsın bir yeri doğru okuyor mu? Düzeltilecek yerler var mı, yok mu?

Bir hafız kardeşimiz yine bir kuvvetli hafız hocaefendinin huzuruna geldi. Bir hafız kardeşimiz yine bir kuvvetli hafız hocaefendinin huzuruna geldi.

"Hocam, aradan yıllar geçti, benim talimlerim biraz eskimiş olabilir. Bana yeniden"Hocam, aradan yıllar geçti, benim talimlerim biraz eskimiş olabilir. Bana yeniden mehâric-i hurûf talimi yapar mısınız?" dedi. Bildiği şeylerin tekrarını istedi, bunlar önemli. mehâric-i hurûf talimi yapar mısınız?" dedi.

Bildiği şeylerin tekrarını istedi, bunlar önemli.

Şu mübarek Receb ayında Kur'ân-ı Kerîm dersleri çalışmalarını artıralım.Şu mübarek Receb ayında Kur'ân-ı Kerîm dersleri çalışmalarını artıralım. Sevaplı işlerden biridir. Receb ayında hasenât kat kat mükâfatlandırılıyor. Hasenâtın çeşitleri çoktur.Sevaplı işlerden biridir. Receb ayında hasenât kat kat mükâfatlandırılıyor. Hasenâtın çeşitleri çoktur. Hasenâtın birisi Kur'ân-ı Kerîm okumaktır. Kur'ân-ı Kerîm'i güzel güzel okuyalım. Hasenâtın birisi Kur'ân-ı Kerîm okumaktır. Kur'ân-ı Kerîm'i güzel güzel okuyalım.

Açtığım sayfadan bir hadîs-i şerîf daha okumak istiyorum.Açtığım sayfadan bir hadîs-i şerîf daha okumak istiyorum. Üç hadîs-i şerîfle bitireceğim diye düşünüyorum.Üç hadîs-i şerîfle bitireceğim diye düşünüyorum. Enes radıyallahu anh'ten Ahmed b. Hanbel hazretlerinin rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfi okuyorum; Enes radıyallahu anh'ten Ahmed b. Hanbel hazretlerinin rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfi okuyorum;

Lâ yestakîmu îmânu abdin hattâ yestakîme kalbuhû ve lâ yestakîmu kalbuhûLâ yestakîmu îmânu abdin hattâ yestakîme kalbuhû ve lâ yestakîmu kalbuhû hattâ yestakîme lisânuhû ve lâ yedhulu'l-cennete hattâ ye'mene câruhu bevâikah. hattâ yestakîme lisânuhû ve lâ yedhulu'l-cennete hattâ ye'mene câruhu bevâikah.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Çok mühim bir hadîs-i şerîf okuyorum. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Çok mühim bir hadîs-i şerîf okuyorum. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:

Lâ yestakîmu îmânu abdin. "Bir kulun imanı dosdoğru olamaz." Hattâ yestakîme kalbuhû.Lâ yestakîmu îmânu abdin. "Bir kulun imanı dosdoğru olamaz." Hattâ yestakîme kalbuhû. "Kalbi dosdoğru olmadıkça." Önce kalbi dosdoğru olacak, ondan sonra imanı dosdoğru olur. "Kalbi dosdoğru olmadıkça."

Önce kalbi dosdoğru olacak, ondan sonra imanı dosdoğru olur.
Kalbi doğru yapmak lazım. Kalp deyince bir şeyi açıklamamız lazım. Kalp nedir? Kalbi doğru yapmak lazım.

Kalp deyince bir şeyi açıklamamız lazım.

Kalp nedir?

Göğsümüzde tık tık atan bir et parçası. Koyunda da, kuşta da, tavukta da var.Göğsümüzde tık tık atan bir et parçası. Koyunda da, kuşta da, tavukta da var. Yürek diyoruz, bir et parçası. Hayır, kalp o mânasıyla maddî bir şey. Kastedilen o değil.Yürek diyoruz, bir et parçası. Hayır, kalp o mânasıyla maddî bir şey. Kastedilen o değil. Gönül dediğimiz, insanın iç âlemi mânasına… Kalp ölüde de var, kâfirde de var.Gönül dediğimiz, insanın iç âlemi mânasına… Kalp ölüde de var, kâfirde de var. Et parçası olarak var ama kâfirin kalbi ölü. Kâfirin kalbi taş gibi diyoruz.Et parçası olarak var ama kâfirin kalbi ölü. Kâfirin kalbi taş gibi diyoruz. Gönül kastediliyor, mânevî tarafı kastediliyor işin. Gönül kastediliyor, mânevî tarafı kastediliyor işin.

Kalbimizin, gönlümüzün dosdoğru olması lazım. Gönlümüzün iyilik dolu olması lazım.Kalbimizin, gönlümüzün dosdoğru olması lazım. Gönlümüzün iyilik dolu olması lazım. İyi şeyleri düşünmesi, iyi şeylere niyet etmesi, iyi şeyleri istemesi lazım.İyi şeyleri düşünmesi, iyi şeylere niyet etmesi, iyi şeyleri istemesi lazım. Kalp, gönül dosdoğru olunca o zaman insanın imanı dosdoğru olur. Kalp, gönül dosdoğru olunca o zaman insanın imanı dosdoğru olur.

Ve lâ yestakîmu kalbuhû hattâ yestakîme lisânuhû diyor Peygamber Efendimiz. Onun daVe lâ yestakîmu kalbuhû hattâ yestakîme lisânuhû diyor Peygamber Efendimiz. Onun da çaresi, maddî bir taraftan girişi var bu işin. Olmayanın,çaresi, maddî bir taraftan girişi var bu işin. Olmayanın, niyetlenen insanın bu işe elde etmek isteyenin gideceği yolda bir başlangıç var. Bir geçiş yeri var. niyetlenen insanın bu işe elde etmek isteyenin gideceği yolda bir başlangıç var. Bir geçiş yeri var.

Neresidir o? Bir insanın kalbi dosdoğru olamaz;Neresidir o?

Bir insanın kalbi dosdoğru olamaz;
hattâ yestakîme lisânuhû. "Lisanı dosdoğru olmadıkça." hattâ yestakîme lisânuhû. "Lisanı dosdoğru olmadıkça."

Demek ki iş geliyor, doğru sözlü olmaya, doğru konuşmaya, yalan söylememeye,Demek ki iş geliyor, doğru sözlü olmaya, doğru konuşmaya, yalan söylememeye, hilâf-ı hakîkat söylememeye. Dosdoğru dilli, doğru konuşan, doğru sözlü bir insan olmaya geliyor.hilâf-ı hakîkat söylememeye. Dosdoğru dilli, doğru konuşan, doğru sözlü bir insan olmaya geliyor. Demek o olursa, onu yapabiliriz. Yalan söylemeyiz. Hilâf-ı hakîkat konuşmayız.Demek o olursa, onu yapabiliriz. Yalan söylemeyiz. Hilâf-ı hakîkat konuşmayız. Çünkü dil bizim emrimizde. Onu yaparsak kalbimiz kendiliğinden dosdoğru olacak. Çünkü dil bizim emrimizde. Onu yaparsak kalbimiz kendiliğinden dosdoğru olacak.

Dilimizin dosdoğru olmasına çok gayret edelim, dilimize sahip olalım.Dilimizin dosdoğru olmasına çok gayret edelim, dilimize sahip olalım. İnsanı ekseriyetle cehenneme düşüren günahlar insanın ağzından çıkanlardan oluyor,İnsanı ekseriyetle cehenneme düşüren günahlar insanın ağzından çıkanlardan oluyor, dilinden dolayı oluyor. "Bülbülün çektiği dili belasıdır." dedikleri gibi eski büyüklerimizin.dilinden dolayı oluyor. "Bülbülün çektiği dili belasıdır." dedikleri gibi eski büyüklerimizin. Mü'minin de veya bir insanın da dilinden dolayı başına çok şey gelir.Mü'minin de veya bir insanın da dilinden dolayı başına çok şey gelir. Dilini iyi kullanmazsa hem dünyada hem âhirette... Bir kere yalan söylerse cezası vardır.Dilini iyi kullanmazsa hem dünyada hem âhirette... Bir kere yalan söylerse cezası vardır. Yalancı şahitlik ederse çok büyük cezası vardır. Elfâz-ı küfür söylerse,Yalancı şahitlik ederse çok büyük cezası vardır. Elfâz-ı küfür söylerse, imanını zedeleyecek olan konularda sözün nereye varacağını düşünmedenimanını zedeleyecek olan konularda sözün nereye varacağını düşünmeden pat diye konuşursa imanı zedelenebilir. Onun için dile çok dikkat etmek gerekiyor.pat diye konuşursa imanı zedelenebilir. Onun için dile çok dikkat etmek gerekiyor. Dokuz yutkunup, iyice düşünüp ondan sonra konuşmak lazım.Dokuz yutkunup, iyice düşünüp ondan sonra konuşmak lazım. Çok düşünüp az, öz konuşmak lazım. Diliyle günaha girmemeye çok çalışmak lazım.Çok düşünüp az, öz konuşmak lazım. Diliyle günaha girmemeye çok çalışmak lazım. Aman dilimizin düzgün olmasına çok gayret edelim.Aman dilimizin düzgün olmasına çok gayret edelim. Çünkü netice itibariyle gönlümüzün doğru olmasını sağlayacak.Çünkü netice itibariyle gönlümüzün doğru olmasını sağlayacak. Gönlümüzün doğru olması da imanımızın dosdoğru olmasını sağlayacak. Gönlümüzün doğru olması da imanımızın dosdoğru olmasını sağlayacak. Allah'ın sevgili kulu olmanın yolu bu; dilden başlıyor iş. Allah'ın sevgili kulu olmanın yolu bu; dilden başlıyor iş.

Hadîs-i şerîfin sonunda da Efendimiz buyuruyor ki; Hadîs-i şerîfin sonunda da Efendimiz buyuruyor ki;

Ve lâ yedhulu'l-cennete hattâ ye'mene câruhû bevâikah. "Kul,Ve lâ yedhulu'l-cennete hattâ ye'mene câruhû bevâikah. "Kul, komşusu kendisinin cevr ü cefâsından münezzeh olmadıkça cennete giremez." komşusu kendisinin cevr ü cefâsından münezzeh olmadıkça cennete giremez."

Komşusu ile arası nasıldır? Komşusu kendisinden memnun mu?Komşusu ile arası nasıldır? Komşusu kendisinden memnun mu? Komşusuna cevr ü cefâsı, zararı, ezası oluyor mu?Komşusuna cevr ü cefâsı, zararı, ezası oluyor mu? Oluyorsa ve komşusu kendisine güvenemiyorsa; "Ya ben bir yere gideceğim amaOluyorsa ve komşusu kendisine güvenemiyorsa; "Ya ben bir yere gideceğim ama o adam benim evime girer mi? Şöyle yapar mı, böyle yapar mı?o adam benim evime girer mi? Şöyle yapar mı, böyle yapar mı? Ben seyahate çıkacağım ama benim çoluk çocuğumu döver mi? Hanımıma şöyle, böyle olur mu? Ben seyahate çıkacağım ama benim çoluk çocuğumu döver mi? Hanımıma şöyle, böyle olur mu?

Komşusu onun kötülüklerinden emniyet duymuyorsa insan cennete giremez. Komşusu onun kötülüklerinden emniyet duymuyorsa insan cennete giremez.

Nasıl olacak? İnsanın iyiliğinin ölçüsü komşusunun kendisine bakışı.Nasıl olacak? İnsanın iyiliğinin ölçüsü komşusunun kendisine bakışı. Komşusu kendisinden emniyet duygusu içinde olacak, komşusunun ona karşı itimadı tam olacak.Komşusu kendisinden emniyet duygusu içinde olacak, komşusunun ona karşı itimadı tam olacak. O zaman cennete girer. O hâlde buradan ne çıkıyor? O zaman cennete girer.

O hâlde buradan ne çıkıyor?

Komşumuza iyi davranacağız, komşumuza iyilik yapacağız, komşumuza herhangi bir şekilde zararKomşumuza iyi davranacağız, komşumuza iyilik yapacağız, komşumuza herhangi bir şekilde zarar verici bir insan olmamaya; malına, çoluk çocuğuna, namusuna da zarar vermeyeceğiz,verici bir insan olmamaya; malına, çoluk çocuğuna, namusuna da zarar vermeyeceğiz, bakılmaması gereken gözümüzü yumacağız. Peygamber Efendimiz bir keresinde buyurmuş ki. bakılmaması gereken gözümüzü yumacağız.

Peygamber Efendimiz bir keresinde buyurmuş ki.

"Evinizi çok fazla yapıp da komşunuzun havasını engellemeyin." "Evinizi çok fazla yapıp da komşunuzun havasını engellemeyin."

Sen kocaman bir bina yapıyorsun, komşun hava almıyor, güneş almıyor. Onu dahi söylemiş.Sen kocaman bir bina yapıyorsun, komşun hava almıyor, güneş almıyor. Onu dahi söylemiş. Evi yükseltip komşunun mahremiyetini, duvardan öbür tarafını görecek duruma gelmeyi de eskilerEvi yükseltip komşunun mahremiyetini, duvardan öbür tarafını görecek duruma gelmeyi de eskiler istememişler. Komşunun bahçesine doğru pencere açmamışlar.istememişler. Komşunun bahçesine doğru pencere açmamışlar. Karısı, kızı rahat etsin diye bunların hepsi önemli. EskidenKarısı, kızı rahat etsin diye bunların hepsi önemli.

Eskiden
ne güzeldi. Evler bir katlı veya iki katlıydı. Bahçeler yüksek duvarlıydı.ne güzeldi. Evler bir katlı veya iki katlıydı. Bahçeler yüksek duvarlıydı. Bahçelerde çoluk çocuk oynardı, hanım ev işlerinin bir kısmını güneşte temiz havada, bahçede yapardı.Bahçelerde çoluk çocuk oynardı, hanım ev işlerinin bir kısmını güneşte temiz havada, bahçede yapardı. Şimdi bu apartmanlar çıktı. Köroğlu'nun "delik demir çıktı, mertlik bozuldu" dediği gibiŞimdi bu apartmanlar çıktı. Köroğlu'nun "delik demir çıktı, mertlik bozuldu" dediği gibi apartmanlar çıkınca komşuluklarda da bozulmalar oldu.apartmanlar çıkınca komşuluklarda da bozulmalar oldu. Eskiden dedelerimiz komşuluğa çok riayet ediyorlardı. İnşaallah biz deEskiden dedelerimiz komşuluğa çok riayet ediyorlardı.

İnşaallah biz de
bu hadîs-i şerîfin sonunda madem komşulukla ilgili böyle bir cümle geldi,bu hadîs-i şerîfin sonunda madem komşulukla ilgili böyle bir cümle geldi, komşumuza çok riayet edelim, komşumuzun gönlünü hoş etmeye çalışalım. İkram etmeye çalışalım.komşumuza çok riayet edelim, komşumuzun gönlünü hoş etmeye çalışalım. İkram etmeye çalışalım. Şu mübarek Receb ayında yaptığımız tatlılardan bir tabak gönderelim.Şu mübarek Receb ayında yaptığımız tatlılardan bir tabak gönderelim. Börekten çörekten bir tabak gönderelim. Hanımlar toplantılar yapıyorlar,Börekten çörekten bir tabak gönderelim. Hanımlar toplantılar yapıyorlar, çeşit çeşit börekler hazırlıyorlar, "kısır", "çiğ köfte" diyorlar…çeşit çeşit börekler hazırlıyorlar, "kısır", "çiğ köfte" diyorlar… İşte onlardan gönderirseniz çoluk çocuğu yer. Kokusunu duyduğunu yemeğin tadını da tatmış olur.İşte onlardan gönderirseniz çoluk çocuğu yer. Kokusunu duyduğunu yemeğin tadını da tatmış olur. Komşuluk da muhabbetli olur. Arada hediyeler de vermek, ziyaret etmek, davet etmek lazım,Komşuluk da muhabbetli olur. Arada hediyeler de vermek, ziyaret etmek, davet etmek lazım, davetlerin ziyaretlerin muhabbetin artmasına çok tesiri var.davetlerin ziyaretlerin muhabbetin artmasına çok tesiri var. İnşaallah komşuluklara da çok riayet edelim. Mübarek üç aylar girdi artık hâlimize dikkat edelim. İnşaallah komşuluklara da çok riayet edelim.

Mübarek üç aylar girdi artık hâlimize dikkat edelim.

Cumanız, üç aylarınız mübarek olsun. Allah nice mübarek günlere,Cumanız, üç aylarınız mübarek olsun. Allah nice mübarek günlere, aylara, yıllara ibadetlere sizleri sıhhat, afiyetle sevdiklerinizle, çoluk çocuğunuzla eriştirsin.aylara, yıllara ibadetlere sizleri sıhhat, afiyetle sevdiklerinizle, çoluk çocuğunuzla eriştirsin. Cennetiyle Cemâli'yle müşerref eylesin. Hem bu dünyada hem âhirette aziz ve bahtiyar olun. Cennetiyle Cemâli'yle müşerref eylesin. Hem bu dünyada hem âhirette aziz ve bahtiyar olun.

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühü. es-Selâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühü.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2