Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Âhir 1446
24 December 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Allah’ın Gazabı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

19 Zilka'de 1417 / 28.03.1997
AKRA- Danimarka

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Faiz ve Zinanın Zararı, Allah’ın Gazab Ettiği Kavim, Dinde Fakih Olmanın Önemi, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Allah’ın Gazabı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

19 Zilka'de 1417 / 28.03.1997
AKRA- Danimarka

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Faiz ve Zinanın Zararı, Allah’ın Gazab Ettiği Kavim, Dinde Fakih Olmanın Önemi, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Cumanız mübarek olsun. Cumanız mübarek olsun.

Size bu mübarek günde, Danimarka'dan hitap ediyorum. Danimarka'daki arkadaşlarımızın arasındayız.Size bu mübarek günde, Danimarka'dan hitap ediyorum. Danimarka'daki arkadaşlarımızın arasındayız. Az önce buradaki Türk ve İslâm eserlerini [sergileyen] bir müzeyi, bir koleksiyonu, Az önce buradaki Türk ve İslâm eserlerini [sergileyen] bir müzeyi, bir koleksiyonu, kıymetli eserlerini toplayan bir şahsın biriktirdiği eserlerden meydana gelen sergiyi gezdik.kıymetli eserlerini toplayan bir şahsın biriktirdiği eserlerden meydana gelen sergiyi gezdik. Çok güzel İslâm eserleri gördük. Onların kitaplarını aldım. Çok güzel İslâm eserleri gördük. Onların kitaplarını aldım.

Türkiye'den, İran'dan ve Türk Moğol İmparatorluğu'nun sahası olan Hint mıntıkalarından toplanmış,Türkiye'den, İran'dan ve Türk Moğol İmparatorluğu'nun sahası olan Hint mıntıkalarından toplanmış, her birisi bir mücevher kadar kıymetli olan eserleri gördük. her birisi bir mücevher kadar kıymetli olan eserleri gördük. Bir basit şahıs, zengin bir kimse, meraklı bir kimse toplamış, devlet yardım etmiş. Bir basit şahıs, zengin bir kimse, meraklı bir kimse toplamış, devlet yardım etmiş.

Çok güzel eserler, bizim eserlerimiz, bizim diyarımızın eserleri;Çok güzel eserler, bizim eserlerimiz, bizim diyarımızın eserleri; satılma yoluyla, kaçırılma yoluyla, herhangi bir şekilde buralara gelmiş.satılma yoluyla, kaçırılma yoluyla, herhangi bir şekilde buralara gelmiş. Tabii bu bizim için çok acı bir şey.Tabii bu bizim için çok acı bir şey. İki bakımdan acı. Biz kendi ecdadımızın güzel eserlerini koruyamıyoruz.İki bakımdan acı. Biz kendi ecdadımızın güzel eserlerini koruyamıyoruz. Hatta camilerin mihrapları, minberleri, kabirlerin kabir taşları çalınmış getirilmiş.Hatta camilerin mihrapları, minberleri, kabirlerin kabir taşları çalınmış getirilmiş. Bunun normal yollarla alınması mümkün değil çünkü orası kabrin sahibinin; kimse alamaz, almamalı. Bunun normal yollarla alınması mümkün değil çünkü orası kabrin sahibinin; kimse alamaz, almamalı. Çini panolar, duvarlardaki büyük panolar alınmış. Bu sadece bizim gördüğümüz bir sergi. Çini panolar, duvarlardaki büyük panolar alınmış. Bu sadece bizim gördüğümüz bir sergi. Avrupa'nın büyük şehirleri, başşehirleri, Avrupa'nın büyük şehirleri, başşehirleri, Amerika'nın büyük şehirleri, müzeleri hep bizim eserlerimizle dolu. Amerika'nın büyük şehirleri, müzeleri hep bizim eserlerimizle dolu.

Buna iki bakımdan "acı" dedim. Buna iki bakımdan "acı" dedim.

Bir; biz kendi eserlerimizi koruyamıyoruz, böyle elden gidiyor.Bir; biz kendi eserlerimizi koruyamıyoruz, böyle elden gidiyor. Bizim ülkemiz fakirleşiyor, bizim eserlerimiz kaçırılıyor; buraları zenginleşiyor, kıymetleniyor. Bizim ülkemiz fakirleşiyor, bizim eserlerimiz kaçırılıyor; buraları zenginleşiyor, kıymetleniyor.

İkinci bir husus da; bu eserleri birileri gayrimeşru yollarla topluyorlar, ediniyorlar,İkinci bir husus da; bu eserleri birileri gayrimeşru yollarla topluyorlar, ediniyorlar, para karşılığında yabancılara satıyorlar.para karşılığında yabancılara satıyorlar. O da ayrı bir felaket, fecaat...O da ayrı bir felaket, fecaat... Bazı kimselerde bir hamiyet-i dîniye, bir hamiyet-i milliye, millî servetini koruma [hassasiyeti] yok. Bazı kimselerde bir hamiyet-i dîniye, bir hamiyet-i milliye, millî servetini koruma [hassasiyeti] yok. Çocuklarımızı, halkımızı kendi değerlerini koruyacak şuurda yetiştirmek lazım. O da ayrı bir husus. Çocuklarımızı, halkımızı kendi değerlerini koruyacak şuurda yetiştirmek lazım. O da ayrı bir husus.

Danimarka'dan size söylemek istediğim hadîs-i şerîflere geçmeden önce [söyleyeceğim] ikinci bir husus:Danimarka'dan size söylemek istediğim hadîs-i şerîflere geçmeden önce [söyleyeceğim] ikinci bir husus: Dün arkadaşlarım bana dediler ki; Dün arkadaşlarım bana dediler ki;

"Danimarka'nın nüfusu 4,5 milyon kadar. Fakat o kadar ilgileniyor ki dış dünyayla..." "Danimarka'nın nüfusu 4,5 milyon kadar. Fakat o kadar ilgileniyor ki dış dünyayla..."

Mesela Danimarka neresi, Güney Afrika neresi? Mesela Danimarka neresi, Güney Afrika neresi?

"Güney Afrika'yla ilgileniyor." dediler. "Güney Afrika'yla ilgileniyor." dediler.

Ben oradan düşündüm.Ben oradan düşündüm. Biz ki üç kıtaya hakim olmuş, büyük bir Devlet-i Aliyye'nin geriye kalan evlatları, torunlarıyız;Biz ki üç kıtaya hakim olmuş, büyük bir Devlet-i Aliyye'nin geriye kalan evlatları, torunlarıyız; burnumuzun dibindeki yerlerle, bir zamanlar bizim eyaletimiz olan yerlerle ilgilenmemişiz.burnumuzun dibindeki yerlerle, bir zamanlar bizim eyaletimiz olan yerlerle ilgilenmemişiz. Bunlar Danimarka'dan ta Güney Afrika'yla ilgileniyor.Bunlar Danimarka'dan ta Güney Afrika'yla ilgileniyor. Almanya'dan ta Güney Amerika'yla ilgileniyor, kutuplarla ilgileniyor. Mesela güney kutbunda araziler var.Almanya'dan ta Güney Amerika'yla ilgileniyor, kutuplarla ilgileniyor. Mesela güney kutbunda araziler var. Yani buzlar var, buzların altında araziler var ama güney kutbundaki arazilere Ruslar gitmişler,Yani buzlar var, buzların altında araziler var ama güney kutbundaki arazilere Ruslar gitmişler, bayrak dikmişler, "Burası benim!" İngilizler bayrak dikmişler, "Burası benim!" demişler. bayrak dikmişler, "Burası benim!" İngilizler bayrak dikmişler, "Burası benim!" demişler. Başka milletler bayrak dikmişler, "Burası benim!" demişler. Başka milletler bayrak dikmişler, "Burası benim!" demişler.

Biz çok geri kalmışız.Biz çok geri kalmışız. Tabii bu geri kalışın çok sebepleri var ama bir, içimizdeki millî birlik,Tabii bu geri kalışın çok sebepleri var ama bir, içimizdeki millî birlik, beraberlik nasıl olmuşsa bu işleri ayarlayacak seviyeye gelmemiş.beraberlik nasıl olmuşsa bu işleri ayarlayacak seviyeye gelmemiş. Bir de birbirimizle uğraşıyoruz.Bir de birbirimizle uğraşıyoruz. Yöneticilerin veya yüksek mevkilere gelmiş insanların bir kısmı, Yöneticilerin veya yüksek mevkilere gelmiş insanların bir kısmı, maalesef şu bizim sahip olduğumuz şeylerden haberdar değiller.maalesef şu bizim sahip olduğumuz şeylerden haberdar değiller. İçteki küçük çatışmalarla, çekişmelerle uğraşılıyor.İçteki küçük çatışmalarla, çekişmelerle uğraşılıyor. Müslüman halkımızın başörtüsüyle, namazıyla, İmam-Hatip okuluyla, Kur'an kursuyla uğraşılıyor. Müslüman halkımızın başörtüsüyle, namazıyla, İmam-Hatip okuluyla, Kur'an kursuyla uğraşılıyor. Müslüman halkımız aslî hüviyetlerinden, hürriyetlerinden, Müslüman halkımız aslî hüviyetlerinden, hürriyetlerinden, insan haklarından mahrum bir durumda tutulmak isteniyor. insan haklarından mahrum bir durumda tutulmak isteniyor. Dünya halkı ne kadar başkalaşmış, dünyadan haberleri yok.Dünya halkı ne kadar başkalaşmış, dünyadan haberleri yok. Bu da çok önemli bir husus. Bu da çok önemli bir husus. Bu bakımdan size biraz bu hususları anlatan bir-iki hadîs-i şerîf okumak istiyorum. Bu bakımdan size biraz bu hususları anlatan bir-iki hadîs-i şerîf okumak istiyorum.

Birisi Abdullah b. Mes'ûd radıyallahu anhümâ'dan.Birisi Abdullah b. Mes'ûd radıyallahu anhümâ'dan. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin bu hadisini,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin bu hadisini, Ahmed b. Hanbel yani Hanbelî mezhebinin kurucusu, aynı zamanda büyük bir hadis alimi olanAhmed b. Hanbel yani Hanbelî mezhebinin kurucusu, aynı zamanda büyük bir hadis alimi olan -önemli bir hadis alimi, mezhep kurucusu- mübarek, fıkıh mezhebi imamı Müsned'inde rivayet etmiş. -önemli bir hadis alimi, mezhep kurucusu- mübarek, fıkıh mezhebi imamı Müsned'inde rivayet etmiş.

Mâ zahara fî kavmini'r-ribâ ve'z-zinâ illâ ehallev bi-enfüsihim ikâbe'llâh. Mâ zahara fî kavmini'r-ribâ ve'z-zinâ illâ ehallev bi-enfüsihim ikâbe'llâh.

Bu, mânevî kâideyi, bir ilâhî hakikati gösteren bir hadîs-i şerîf. O bakımdan okumayı uygun gördüm. Bu, mânevî kâideyi, bir ilâhî hakikati gösteren bir hadîs-i şerîf. O bakımdan okumayı uygun gördüm.

Diyor ki Peygamber Efendimiz; Diyor ki Peygamber Efendimiz;

Mâ zahara fî kavmin. "Bir kavmin içinde, er-Ribâ ve'z-zinâ, faiz ve zina zâhir olursa,Mâ zahara fî kavmin. "Bir kavmin içinde, er-Ribâ ve'z-zinâ, faiz ve zina zâhir olursa, ortaya çıkarsa, uygulanmaya, işlenmeye başlanırsa; ortaya çıkarsa, uygulanmaya, işlenmeye başlanırsa; bu günahlar yapılmaya, irtikab edilmeye başlanırsa.bu günahlar yapılmaya, irtikab edilmeye başlanırsa. " İllâ ehallev bi-enfüsihim ikâbe'llâh. "Bu herifler, böyle yapan insanlar," İllâ ehallev bi-enfüsihim ikâbe'llâh. "Bu herifler, böyle yapan insanlar, kendilerine Allah'ın cezasının, belasının, kahrının gelmesine yol açmış olurlar.kendilerine Allah'ın cezasının, belasının, kahrının gelmesine yol açmış olurlar. Müstehak olmuş olurlar, kendilerine böyle bir azabı hazırlamış olurlar.Müstehak olmuş olurlar, kendilerine böyle bir azabı hazırlamış olurlar. Gelmesini meşrulaştırmış, vacib kılmış olurlar." Gelmesini meşrulaştırmış, vacib kılmış olurlar."

Bunun üzerinde biraz durmak istiyorum. Bunun üzerinde biraz durmak istiyorum.

Bizim ecdadımızın hayatı incelenirse, mübarek büyüklerimiz, o Orta Asya'dan gelen,Bizim ecdadımızın hayatı incelenirse, mübarek büyüklerimiz, o Orta Asya'dan gelen, o hadisleri çok iyi bilen, tasavvufun içinde yoğrulmuş, Yunus Emre gibi, Horasan erenleri gibi kimseler, o hadisleri çok iyi bilen, tasavvufun içinde yoğrulmuş, Yunus Emre gibi, Horasan erenleri gibi kimseler, Orta Asya'daki o Ahmed-i Yesevî hazretlerinin mübarek dervişleri, Orta Asya'daki o Ahmed-i Yesevî hazretlerinin mübarek dervişleri, işaret üzerine Anadolu'ya gelen o mübarek dervişler...işaret üzerine Anadolu'ya gelen o mübarek dervişler... Yani Anadolu'yu onlara borçluyuz.Yani Anadolu'yu onlara borçluyuz. Şimdi millet tasavvufun, tarikatin aleyhinde. Şimdi millet tasavvufun, tarikatin aleyhinde. Yani Anadolu onların hürmetine, onların gayretleriyle,Yani Anadolu onların hürmetine, onların gayretleriyle, onların mânevî çalışmalarıyla hem maddî bakımdan fethedilmiş hem mânevî bakımdan aydınlatılmış.onların mânevî çalışmalarıyla hem maddî bakımdan fethedilmiş hem mânevî bakımdan aydınlatılmış. Onlar sadece Anadolu'ya değil, dünyanın başka yerlerine de, Asya'nın puta tapılan, Buda'ya tapılan,Onlar sadece Anadolu'ya değil, dünyanın başka yerlerine de, Asya'nın puta tapılan, Buda'ya tapılan, şirk içinde olan kavimlerinin arasına da yayılmışlar. şirk içinde olan kavimlerinin arasına da yayılmışlar. Oralara da İslâm'ı götürmüşler. Hindistan'a götürmüşler. Oralara da İslâm'ı götürmüşler. Hindistan'a götürmüşler.

Bugün gördüğümüz o muhteşem sanat eserleri...Bugün gördüğümüz o muhteşem sanat eserleri... Hindistan kıta gibi çok büyük bir ülke, oralara Timur'un çocukları,Hindistan kıta gibi çok büyük bir ülke, oralara Timur'un çocukları, Babür Şah'ın neslinden gelen insanlar gitmişler, büyük imparatorluk kurmuşlar.Babür Şah'ın neslinden gelen insanlar gitmişler, büyük imparatorluk kurmuşlar. Hindistan'a hâkim olmuşlar. Çok büyük sanat eserleri, muhteşem eserler ortaya konulmuş. Hindistan'a hâkim olmuşlar. Çok büyük sanat eserleri, muhteşem eserler ortaya konulmuş. Dünyanın harikası sayılabilecek mimarî eserler, ince ince kıymetli sanat eserleri, el sanatları, Dünyanın harikası sayılabilecek mimarî eserler, ince ince kıymetli sanat eserleri, el sanatları, nakışlar, minyatürler, çeşit çeşit mücevherlerle süslü çok kıymetli şeyler meydana getirilmiş. nakışlar, minyatürler, çeşit çeşit mücevherlerle süslü çok kıymetli şeyler meydana getirilmiş. Yani her tarafa yayılmışlar. Yani her tarafa yayılmışlar.

Anadolumuz da böylece oralardan gelen mü'min insanların gayretleriyle,Anadolumuz da böylece oralardan gelen mü'min insanların gayretleriyle, fedakârlıklarıyla ve güzel ahlâklarıyla fethedilmiş. fedakârlıklarıyla ve güzel ahlâklarıyla fethedilmiş. Yani kılıçla değil, ahlâkı güzel olduğu için müslüman olmuş. Yani kılıçla değil, ahlâkı güzel olduğu için müslüman olmuş. Osmanlıları'n ilk fütuhâtını sağlayan o gazilerin, Evrenos beylerin, Mihaloğulları vesaireninOsmanlıları'n ilk fütuhâtını sağlayan o gazilerin, Evrenos beylerin, Mihaloğulları vesairenin "Kimdi bu adamlar?" diye kökenleri araştırıldığı zaman, bir kalenin tekfuru... "Kimdi bu adamlar?" diye kökenleri araştırıldığı zaman, bir kalenin tekfuru... Yani bir kalenin hâkimi olan hıristiyan bir insanmış ama İslâm'ın güzelliğini anlamış, Yani bir kalenin hâkimi olan hıristiyan bir insanmış ama İslâm'ın güzelliğini anlamış, İslâm için çalışmış, İslâm'ın yayılması için İslâm'ın emrine girmiş, ömrünü öyle geçirmiş.İslâm için çalışmış, İslâm'ın yayılması için İslâm'ın emrine girmiş, ömrünü öyle geçirmiş. Anadolu'ya, Balkanlar'a İslâm'ı yaymışlar. Balkanlar'daki öbür kavimler İslâm'la müşerref olmuş.Anadolu'ya, Balkanlar'a İslâm'ı yaymışlar. Balkanlar'daki öbür kavimler İslâm'la müşerref olmuş. İşte bu Arnavutlar, Bulgarlar, Bulgarlar'ın içindeki diğer çeşit çeşit kavimler, İşte bu Arnavutlar, Bulgarlar, Bulgarlar'ın içindeki diğer çeşit çeşit kavimler, kabileler müslüman olmuş. kabileler müslüman olmuş.

Burada Allah'ın bu yardımına mazhar olmalarının bir sebebi var:Burada Allah'ın bu yardımına mazhar olmalarının bir sebebi var: Bunların Allah yolunda yürüyen eren olması, ricâlullah olması, evliyâullah olması.Bunların Allah yolunda yürüyen eren olması, ricâlullah olması, evliyâullah olması. Allahu Teâlâ hazretleri onların ihlâslarına göre, amel-i salihlerine göre, kalplerinin temizliğine göre, Allahu Teâlâ hazretleri onların ihlâslarına göre, amel-i salihlerine göre, kalplerinin temizliğine göre, ahlâklarının güzelliklerine göre onlara yardım ediyor, fütuhât veriyor.ahlâklarının güzelliklerine göre onlara yardım ediyor, fütuhât veriyor. Başka insanların idaresinde olan yerleri onlara veriyor. Başka insanların idaresinde olan yerleri onlara veriyor. "Ey kullarım! Ben sizi seviyorum, siz mü'min, ahlâklı, merhametli, iyi kullarsınız; "Ey kullarım! Ben sizi seviyorum, siz mü'min, ahlâklı, merhametli, iyi kullarsınız; alın bu diyarları onlardan aldım, size verdim." diye Allah veriyor. alın bu diyarları onlardan aldım, size verdim." diye Allah veriyor. Fütuhâtı nasip eden Allah celle celâlüh. Fütuhâtı nasip eden Allah celle celâlüh.

Bunun sebebi ne? Bunun sebebi ne?

Dindarlık, ihlâs, iman, irfan, bu gibi güzel şeyler.Dindarlık, ihlâs, iman, irfan, bu gibi güzel şeyler. Bunların bir kısmını şimdi bizim dinleyicilerimizin bir kısmı bile belki nedir bilmezler.Bunların bir kısmını şimdi bizim dinleyicilerimizin bir kısmı bile belki nedir bilmezler. İrfan kelimesinin anlamının derinliğini bilmez. İrfan kelimesinin anlamının derinliğini bilmez. İrfanın tasavvuf olduğunu bilmez, mârifetullah demek olduğunu, onunla eşdeğer bir kelime olduğunu bilmez.İrfanın tasavvuf olduğunu bilmez, mârifetullah demek olduğunu, onunla eşdeğer bir kelime olduğunu bilmez. İlim, irfan diye kullanır ama mârifetullah olduğunu, yani tasavvuf olduğunu, İlim, irfan diye kullanır ama mârifetullah olduğunu, yani tasavvuf olduğunu, tasavvufî çalışmalarla, zikirle, halvetlerle, çileler çekerek kazanıldığını bilmez. tasavvufî çalışmalarla, zikirle, halvetlerle, çileler çekerek kazanıldığını bilmez.

Demek ki Allahu Teâlâ hazretleri bir kavim dindar olduğu zaman onlara fütuhât veriyor,Demek ki Allahu Teâlâ hazretleri bir kavim dindar olduğu zaman onlara fütuhât veriyor, füyûzât veriyor, ikram ediyor, lütfediyor. füyûzât veriyor, ikram ediyor, lütfediyor. İslâm'ın başından beri böyle. Tarihin içinden beri böyle. İslâm'ın başından beri böyle. Tarihin içinden beri böyle. Hangi kavimde salih kimseler yaşamışsa Allah onlara yardım etmiş; hangi kavimde cebbarlar, Hangi kavimde salih kimseler yaşamışsa Allah onlara yardım etmiş; hangi kavimde cebbarlar, zalimler hâkim olmuşsa Allah onları ibret-i âlem için tepe taklak eylemiş. zalimler hâkim olmuşsa Allah onları ibret-i âlem için tepe taklak eylemiş. İşte Firavun saltanatıyla beraber, işte arkada bıraktığı büyük mâbedler, piramitler tepe taklak olmuş. İşte Firavun saltanatıyla beraber, işte arkada bıraktığı büyük mâbedler, piramitler tepe taklak olmuş. Allah mazlum mü'minleri galip eylemiş. Allah mazlum mü'minleri galip eylemiş. Musa aleyhisselam ve kavmini, orada köle durumunda olan insanları üstün eylemiş.Musa aleyhisselam ve kavmini, orada köle durumunda olan insanları üstün eylemiş. Oraların hâkimi olan cebbar, saltanatının sahibi olan Firavun'u kahreylemiş, yok eylemiş. Oraların hâkimi olan cebbar, saltanatının sahibi olan Firavun'u kahreylemiş, yok eylemiş. Babil'de öyle; İbrahim aleyhisselam'ın zamanında onları yok eylemiş.Babil'de öyle; İbrahim aleyhisselam'ın zamanında onları yok eylemiş. Tarihte de böyle. Hz. İsa aleyhisselam'ın, havârîlerin o mazlum hallerini,Tarihte de böyle. Hz. İsa aleyhisselam'ın, havârîlerin o mazlum hallerini, ondan sonra Roma'da arslanlara parçalatıldıklarını düşünün. ondan sonra Roma'da arslanlara parçalatıldıklarını düşünün. Ondan sonra nasıl Roma'ya, Fransa'ya, Avrupa'ya hâkim olduklarını düşünün.Ondan sonra nasıl Roma'ya, Fransa'ya, Avrupa'ya hâkim olduklarını düşünün. Ondan sonra da tabii onların diyarlarını Allah müslümanlara vermiş. Ondan sonra da tabii onların diyarlarını Allah müslümanlara vermiş.

Yani tarih boyunca tekerrür eden bir durum var: Allah zalimleri pâyidar etmiyor.Yani tarih boyunca tekerrür eden bir durum var: Allah zalimleri pâyidar etmiyor. Mazlumları ve ihlâslıları, ârifleri ve mü'minleri pâyidar ediyor. Mazlumları ve ihlâslıları, ârifleri ve mü'minleri pâyidar ediyor. Ötekilerin saltanatlarını, imkânlarını, mülklerini bunlara devrediyor.Ötekilerin saltanatlarını, imkânlarını, mülklerini bunlara devrediyor. Yeryüzünü salihlerin emrine veriyor. Sonradan onlar bozulunca, onlar da devriliyorlar. Yeryüzünü salihlerin emrine veriyor. Sonradan onlar bozulunca, onlar da devriliyorlar. Onlar da eğer Allah'ın yolunda yürümezlerse Allah onlardan da sevgisini, nusretini, yardımını, Onlar da eğer Allah'ın yolunda yürümezlerse Allah onlardan da sevgisini, nusretini, yardımını, izzetini, şevketini, rahmetini çekiyor.izzetini, şevketini, rahmetini çekiyor. Ondan sonra onlar da Allah'ın gazabına, kahrına uğruyorlar. Ondan sonra onlar da Allah'ın gazabına, kahrına uğruyorlar.

İlerlemenin sebebi nedir? İlerlemenin sebebi nedir?

İlim, irfan, ahlâk, adalet... böyle hep tatlı, güzel şeyler.İlim, irfan, ahlâk, adalet... böyle hep tatlı, güzel şeyler. Toplumu kurtaran, insanları dünyada âhirette aziz ve bahtiyar eyleyen, mutlu eden şeyler. Toplumu kurtaran, insanları dünyada âhirette aziz ve bahtiyar eyleyen, mutlu eden şeyler.

Kavimlerin, toplumların yıkılmasının, yok olmasının sebebi ne? Kavimlerin, toplumların yıkılmasının, yok olmasının sebebi ne?

O da kavmin bozulması, homoseksüelliğe, kötü huylara, hırsızlığa, zinaya, haksız kazançlara yönelmesi. O da kavmin bozulması, homoseksüelliğe, kötü huylara, hırsızlığa, zinaya, haksız kazançlara yönelmesi.

Bunları biz atalarımızdan, dedelerimizden, mübarek büyüklerimizden duymuşuzdur.Bunları biz atalarımızdan, dedelerimizden, mübarek büyüklerimizden duymuşuzdur. Kanımıza, iliğimize işlemiştik, biz bunları biliriz.Kanımıza, iliğimize işlemiştik, biz bunları biliriz. Haram yememek, zulmetmemek lazım diye örfümüzde, âdetimizde vardır. Garibanlara yardım etmek vardır. Haram yememek, zulmetmemek lazım diye örfümüzde, âdetimizde vardır. Garibanlara yardım etmek vardır. Evimizin kapısına geleni boş çevirmemek, yardımcı olmak vardır. Evimizin kapısına geleni boş çevirmemek, yardımcı olmak vardır. Tanımadığımız kimseyi tanrı misafiri diye alıp ağırlamak vardır, misafir etmek vardır.Tanımadığımız kimseyi tanrı misafiri diye alıp ağırlamak vardır, misafir etmek vardır. Yani İslâm'dan aldığımız güzel huyları hep örf, âdet haline getirmişizdir.Yani İslâm'dan aldığımız güzel huyları hep örf, âdet haline getirmişizdir. Kötü huylardan da sakınmışız, onların kötü olduğunu nesillere öğretmişiz. Kötü huylardan da sakınmışız, onların kötü olduğunu nesillere öğretmişiz.

İşte bu hadîs-i şerîfte bunu öğreniyoruz:İşte bu hadîs-i şerîfte bunu öğreniyoruz: "Eğer bir kavmin içinde riba ve zina çoğalırsa, -ribâ, faiz demek; zina da gayrimeşru, "Eğer bir kavmin içinde riba ve zina çoğalırsa, -ribâ, faiz demek; zina da gayrimeşru, nikâhsız muameleler demek- Allah'ın ikabı, cezası, belası, kahrı, tabiat afetleri dediğimiz şeyler, nikâhsız muameleler demek- Allah'ın ikabı, cezası, belası, kahrı, tabiat afetleri dediğimiz şeyler, felaketler, hastalıklar o kavme gelir." diyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz,felaketler, hastalıklar o kavme gelir." diyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Abdullah b. Mes'ûd'un rivayet ettiğine göre. Abdullah b. Mes'ûd'un rivayet ettiğine göre.

Tabii biz bu hadîs-i şerîfi niçin okuyoruz. Tabii biz bu hadîs-i şerîfi niçin okuyoruz.

Bir İslâm toplumuyduk biz; İslâm'ı temsil eden, kıtalara İslâm'ı götüren, anlatan,Bir İslâm toplumuyduk biz; İslâm'ı temsil eden, kıtalara İslâm'ı götüren, anlatan, her yeri camilerle dolduran mübarek bir kavim, mübarek ecdadın torunlarıyız, şehitlerin, her yeri camilerle dolduran mübarek bir kavim, mübarek ecdadın torunlarıyız, şehitlerin, gazilerin torunlarıyız, ezanların okunduğu diyarların çocuklarıyız. gazilerin torunlarıyız, ezanların okunduğu diyarların çocuklarıyız. "Bu ezanlar ebedî bizim yurdumuzun üstünde söylenmeli, okunmalı." diye İstiklal marşımıza yazmışız,"Bu ezanlar ebedî bizim yurdumuzun üstünde söylenmeli, okunmalı." diye İstiklal marşımıza yazmışız, büyüklerimiz yazmış, alkışlar içinde mecliste kabul edilmiş. büyüklerimiz yazmış, alkışlar içinde mecliste kabul edilmiş. Şimdi ezana düşman, İslâm'a düşman, tasavvufa düşman, ahlâka düşman, Şimdi ezana düşman, İslâm'a düşman, tasavvufa düşman, ahlâka düşman, şeriate düşman, şeriatin yasak kıldığı şeyleri meşru sayan insanlar türemiş. şeriate düşman, şeriatin yasak kıldığı şeyleri meşru sayan insanlar türemiş.

Bakın burada ne var? Bakın burada ne var?

Riba var; haksız kazanç. Birisi bedavadan zenginlik elde etmiş.Riba var; haksız kazanç. Birisi bedavadan zenginlik elde etmiş. Zenginliğinin üstüne zenginlik katıyor, sırf parasından dolayı kazanç sağlıyor.Zenginliğinin üstüne zenginlik katıyor, sırf parasından dolayı kazanç sağlıyor. Haksız kazanç sağlıyor. Öbür tarafta inliyor. Riba, faiz yasak İslâm'da. Haksız kazanç sağlıyor. Öbür tarafta inliyor. Riba, faiz yasak İslâm'da.

Ne olacak? Ne olacak?

Haklı kazanç olacak, alın teriyle kazanmak olacak.Haklı kazanç olacak, alın teriyle kazanmak olacak. Sermayenin gücüyle zenginin daha zengin olmasını sağlayan vahşi kapitalizm olmayacak. Sermayenin gücüyle zenginin daha zengin olmasını sağlayan vahşi kapitalizm olmayacak. İnsanların haklarına, hukuklarına riayet edilecek. İnsanların haklarına, hukuklarına riayet edilecek.

"Zenginlerin kendi öz malının içinde fakirin hakkı var." diyen bir dinin mensuplarıyız biz. "Zenginlerin kendi öz malının içinde fakirin hakkı var." diyen bir dinin mensuplarıyız biz.

Ve fî emvâlihim hakkun li's-sâili ve'l-mahrûm.Ve fî emvâlihim hakkun li's-sâili ve'l-mahrûm. Bu çok önemli bir husus. Bunu anlayan anlar, bunun ne kadar kıymetli olduğunu bilir. Bu çok önemli bir husus. Bunu anlayan anlar, bunun ne kadar kıymetli olduğunu bilir. Zengin kendisi kazanmış, uğraşmış. Tabii helalinden kazanmışsa kazancı makbul bir kazançtır; Zengin kendisi kazanmış, uğraşmış. Tabii helalinden kazanmışsa kazancı makbul bir kazançtır; değilse hırsızlıktır, günahtır, haramdır. değilse hırsızlıktır, günahtır, haramdır. Helalinden kazandığı malında bile fakirin hakkı var, yani zekât. O fakire bir miktar yardım etmeli.Helalinden kazandığı malında bile fakirin hakkı var, yani zekât. O fakire bir miktar yardım etmeli. Namaz gibi, hac gibi, oruç gibi bir farz bu;Namaz gibi, hac gibi, oruç gibi bir farz bu; zenginin fakire zekâtını vermesi bir vecibe, Allah'ın farzlarından, emirlerinden bir emir. zenginin fakire zekâtını vermesi bir vecibe, Allah'ın farzlarından, emirlerinden bir emir. Böyle yapmıyor da parasına para katıyor, parasını faizle veriyor. Böyle yapmıyor da parasına para katıyor, parasını faizle veriyor. Faizli parayı kim alıyor? Muhtaç olan insan alıyor.Faizli parayı kim alıyor? Muhtaç olan insan alıyor. O da inleye inleye -zaten parasız- zenginin parasına para katmak için çalışıyor. O da inleye inleye -zaten parasız- zenginin parasına para katmak için çalışıyor.

İslâm bunu uygun görmemiş.İslâm bunu uygun görmemiş. Bunun ölçüleri var; ne yaparsa faiz olur, ne yapmazsa faiz olmaz diye kitaplarda yazılmış. Bunun ölçüleri var; ne yaparsa faiz olur, ne yapmazsa faiz olmaz diye kitaplarda yazılmış. Faiz haram olduğu için, faiz yiyen insanın hayatı artık mânevî bakımdan kararıyor. Faiz haram olduğu için, faiz yiyen insanın hayatı artık mânevî bakımdan kararıyor. Faiz yiyen bir insan haram yemiş oluyor. Faiz yiyen bir insan haram yemiş oluyor. Haram yiyen bir insan da 40 sabah duası ve namazı kabul olmayan bir insan durumuna düşüveriyor. Haram yiyen bir insan da 40 sabah duası ve namazı kabul olmayan bir insan durumuna düşüveriyor. Onun için faizle parasını çoğaltmaya çalışmayacak, zekât verecek. Zekât verdiği zaman malı artırıyor. Onun için faizle parasını çoğaltmaya çalışmayacak, zekât verecek. Zekât verdiği zaman malı artırıyor. Sonra zina ile vakit geçirmeyecek;Sonra zina ile vakit geçirmeyecek; nikâh olacak, evladının sahibi olacak, evladını kollayacak, yetiştirecek, terbiye edecek.nikâh olacak, evladının sahibi olacak, evladını kollayacak, yetiştirecek, terbiye edecek. Baba olarak, anne olarak çocuğuna sahip olacak. Baba olarak, anne olarak çocuğuna sahip olacak.

Bunlara riayet etmediği zaman ne oluyor? Bunlara riayet etmediği zaman ne oluyor?

Allah'ın cezası bir kavme geliyor, kahra, gazaba uğruyor. Allah'ın cezası bir kavme geliyor, kahra, gazaba uğruyor.

O halde ne yapmamız lazım? O halde ne yapmamız lazım?

Zinadan kaçınmamız lazım. Ribâdan kaçınmamız lazım.Zinadan kaçınmamız lazım. Ribâdan kaçınmamız lazım. Malımızla yapmamız gereken dinî ödevlerimizi, zekâtlarımızı, sadakalarımızı,Malımızla yapmamız gereken dinî ödevlerimizi, zekâtlarımızı, sadakalarımızı, cihada verilecek paraları vermemiz lazım. cihada verilecek paraları vermemiz lazım. Helal yollarla, meşru yollarla, evlenerek,Helal yollarla, meşru yollarla, evlenerek, tertemiz yuvalar kurarak evlat sahibi olmaya çalışmamız lazım. tertemiz yuvalar kurarak evlat sahibi olmaya çalışmamız lazım.

Diğer bir hadîs-i şerîfi bunun arkasından eklemek istiyorum.Diğer bir hadîs-i şerîfi bunun arkasından eklemek istiyorum. Onu da Abdullah b. Abbas radıyallahu anhümâ rivayet etmiş.Onu da Abdullah b. Abbas radıyallahu anhümâ rivayet etmiş. Yani Hz. Peygamber'in amcası Abbas'ın oğlu olan o mübarek Abdullah rivayet etmiş.Yani Hz. Peygamber'in amcası Abbas'ın oğlu olan o mübarek Abdullah rivayet etmiş. O da bir Abdullah, dört Abdullah'tan birisi. Diyor ki Peygamber Efendimiz; O da bir Abdullah, dört Abdullah'tan birisi. Diyor ki Peygamber Efendimiz;

Mâ sahita'llâhu azze ve celle alâ ümmetin illâ ğalâ sa'ruhâ ve eksede esvâkuhâ ve eksere fesâdühâMâ sahita'llâhu azze ve celle alâ ümmetin illâ ğalâ sa'ruhâ ve eksede esvâkuhâ ve eksere fesâdühâ ve'ştedde cevru sultânihâ fe-inde zâlike lâ yüzekkî ağniyâuhâ velâ ve'ştedde cevru sultânihâ fe-inde zâlike lâ yüzekkî ağniyâuhâ velâ ye'uffu sultânühâ velâ yüsallî fukarâuhâ. ye'uffu sultânühâ velâ yüsallî fukarâuhâ.

Yine bir bozuk toplumu tasvir ediyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz: Yine bir bozuk toplumu tasvir ediyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz:

Mâ sahita'llâhu azze ve celle alâ ümmetin. "Allah bir kavme kızdı mı, gazap etti mi…" Mâ sahita'llâhu azze ve celle alâ ümmetin. "Allah bir kavme kızdı mı, gazap etti mi…"

Bizim hayatta asıl dikkat etmemiz gereken Allah'ın rızasını kazanmak.Bizim hayatta asıl dikkat etmemiz gereken Allah'ın rızasını kazanmak. Allah bir gazap etti mi neler olurmuş, burada okuyalım ve ibretle düşünelim. Allah bir gazap etti mi neler olurmuş, burada okuyalım ve ibretle düşünelim.

İllâ ğalâ sa'ruhâ. "Allah bir kavme gazap ederse onların fiyatları pahalılaşır, fiyatlar yükselir." İllâ ğalâ sa'ruhâ. "Allah bir kavme gazap ederse onların fiyatları pahalılaşır, fiyatlar yükselir."

İhtiyaç maddeleri, insanların çarşıdan,İhtiyaç maddeleri, insanların çarşıdan, pazardan gittikleri şeyler ucuz olursa, halk ucuz ucuz alır, rahat rahat geçinir. pazardan gittikleri şeyler ucuz olursa, halk ucuz ucuz alır, rahat rahat geçinir. Ama Allah bir kavme kızdı mı fiyatlar yükselir, kimse ihtiyaçlarını kolay kolay alamaz, ateş pahası olur.Ama Allah bir kavme kızdı mı fiyatlar yükselir, kimse ihtiyaçlarını kolay kolay alamaz, ateş pahası olur. Tuttuğu şey elini yakar. Tuttuğu şey elini yakar.

Ondan sonra? Ondan sonra?

Ve eksede esvâkuhâ veyahut ükside esvâkuhâ. Ve eksede esvâkuhâ veyahut ükside esvâkuhâ.

Esvâk, sûk'lar yani çarşı pazarlar demek. Esvâk, sûk'lar yani çarşı pazarlar demek.

"Çarşıda kesat olur." "Çarşıda kesat olur."

"İşleri kesat gitmek." deniliyor ya, yani çarşı pazarları da kesata uğrar. "İşleri kesat gitmek." deniliyor ya, yani çarşı pazarları da kesata uğrar. Tüccar da kâr etmez, fiyatlar da pahalanır.Tüccar da kâr etmez, fiyatlar da pahalanır. Yani ticaret bereketli güzel bir meslek ama ondan da hayır ve bereket kalmaz çünkü Allah kızdı.Yani ticaret bereketli güzel bir meslek ama ondan da hayır ve bereket kalmaz çünkü Allah kızdı. Kazançlar da azalır. Kazançlar da azalır.

Ve üksire fesâdühâ. "Ve o ülkenin, o kavmin fesadı çoğalır."Ve üksire fesâdühâ. "Ve o ülkenin, o kavmin fesadı çoğalır." Ve'ştedde cevru sultânihâ. "Sultanının zalimliği de artar." Ve'ştedde cevru sultânihâ. "Sultanının zalimliği de artar."

Allah Allah... Allah bir kavme gazap etti mi neler oluyor...Allah Allah... Allah bir kavme gazap etti mi neler oluyor... Fiyatlar artıyor, ticaret kesata gidiyor, toplum bozukluğa uğruyor, yöneticilerin cevri artıyor. Fiyatlar artıyor, ticaret kesata gidiyor, toplum bozukluğa uğruyor, yöneticilerin cevri artıyor.

Fe-inde zâlike lâ yüzekkî ağniyâuhâ.Fe-inde zâlike lâ yüzekkî ağniyâuhâ. "Böyle olunca artık, zenginlerde de kalp katılığı olduğu için malının zekâtını vermez.""Böyle olunca artık, zenginlerde de kalp katılığı olduğu için malının zekâtını vermez." Ve lâ ye'uffu sultânühâ -velâ ye'iffu da olabilir, Ve lâ ye'uffu sultânühâ -velâ ye'iffu da olabilir, fiil o şekilde de okunabilir.- "Sultanı iffetli olmaz." fiil o şekilde de okunabilir.- "Sultanı iffetli olmaz."

Yöneticileri namuslu olmaz. Haramla, haksız şekilde kendi zenginliğini artırmaya çalışır. Yöneticileri namuslu olmaz. Haramla, haksız şekilde kendi zenginliğini artırmaya çalışır.

Ve lâ yüsallî fukarâuhâ. Ve lâ yüsallî fukarâuhâ.

Fakirleri de bozulur. Fakirleri de bozulur.

"Fakirleri de namaz kılmaz, ibadet etmez duruma düşer." "Fakirleri de namaz kılmaz, ibadet etmez duruma düşer."

İşte bu, bir toplumun Allah'ın kahrına, gazabına uğradığının sonuçlarıdır, manzarasıdır.İşte bu, bir toplumun Allah'ın kahrına, gazabına uğradığının sonuçlarıdır, manzarasıdır. Yani manzara böyle oldu mu, Allah gazap etmiş de o toplumun işleri hep sarpa sarmış, bozulmuş demektir.Yani manzara böyle oldu mu, Allah gazap etmiş de o toplumun işleri hep sarpa sarmış, bozulmuş demektir. Bunun çaresi nedir? Bunun çaresi nedir?

Bunun çaresi; Allah'ın rızasını kazanmaktır,Bunun çaresi; Allah'ın rızasını kazanmaktır, Allah'ın kızgınlığından kurtulmaktır, Allah'ın sevdiği kullar haline gelmektir. Allah'ın kızgınlığından kurtulmaktır, Allah'ın sevdiği kullar haline gelmektir.

Hemen düşüneceğiz; Hemen düşüneceğiz;

Allah kimleri sever? Ne yaparsak sever? Ne yapmamız lazım?Allah kimleri sever? Ne yaparsak sever? Ne yapmamız lazım? Allah'ın kızgınlığından kurtulmak için nasıl düzelmemiz lazım? Allah'ın kızgınlığından kurtulmak için nasıl düzelmemiz lazım?

Tabii bu da bilgi gerektiriyor. Bilgisiz İslâm olmuyor. Tabii bu da bilgi gerektiriyor. Bilgisiz İslâm olmuyor.

Onun için Ebû Hüreyre radıyallahu anh'tenOnun için Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten bir hadîs-i şerîfi daha okuyarak sohbetimi sonuçlandırmak istiyorum: bir hadîs-i şerîfi daha okuyarak sohbetimi sonuçlandırmak istiyorum:

Mâ ubide'llâhu bi-şey'in efdale min fıkhin fi'd-dîni ve le-fakîhün vâhidün eşeddü ale'ş-şeytâniMâ ubide'llâhu bi-şey'in efdale min fıkhin fi'd-dîni ve le-fakîhün vâhidün eşeddü ale'ş-şeytâni min elfi âbidin ve li-külli şey'in imâdün ve imâdü haze'd-dîni el-fıkhu. min elfi âbidin ve li-külli şey'in imâdün ve imâdü haze'd-dîni el-fıkhu.

Sadaka Resûlullah. Sadaka Resûlullah.

Bu sonuncu hadîs-i şerîfte Peygamber EfendimizBu sonuncu hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ın rivayet ettiğine göre buyuruyor ki; Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ın rivayet ettiğine göre buyuruyor ki;

"Dinde bilgili olmak, anlayışlı olmak, doğru dinî bilgilere sahip olmaktan bir başka yolla, "Dinde bilgili olmak, anlayışlı olmak, doğru dinî bilgilere sahip olmaktan bir başka yolla, daha güzel, daha faziletli bir şekilde ibadet edilememiştir." daha güzel, daha faziletli bir şekilde ibadet edilememiştir."

Allah'a ibadetin en güzel yolu, en faziletli yolu dini iyi bilmektir, dinî ahkâmı iyi bilmektir,Allah'a ibadetin en güzel yolu, en faziletli yolu dini iyi bilmektir, dinî ahkâmı iyi bilmektir, dinde fakih olmaktır, dinin inceliklerini iyi ayırmaktır. dinde fakih olmaktır, dinin inceliklerini iyi ayırmaktır. Böyle önüne gelenin konuşması değil de,Böyle önüne gelenin konuşması değil de, dini çok derinden bilen, derin alimlerin o bilgilerini herkese öğretmesidir. dini çok derinden bilen, derin alimlerin o bilgilerini herkese öğretmesidir. Herkesin de o bilgilere göre yaşamasıdır. Bundan başka bir şekille Allah'a ibadet edilmez.Herkesin de o bilgilere göre yaşamasıdır. Bundan başka bir şekille Allah'a ibadet edilmez. Ediliyor sanılır ama isyan edilir. Ediliyor sanılır ama isyan edilir.

Türkiye'de gazetelere bakıyorum, televizyonları seyrediyorum.Türkiye'de gazetelere bakıyorum, televizyonları seyrediyorum. Yurtdışında da olsak, fırsatını bulup televizyonlardan, gazetelerden takip etmeye çalışıyorum.Yurtdışında da olsak, fırsatını bulup televizyonlardan, gazetelerden takip etmeye çalışıyorum. Çok cahil insan var. İslâm'ı bilmeyen insan çok. Çok cahil insan var. İslâm'ı bilmeyen insan çok. Hepsi de "Ben cahilim." diye kenarda durmuyor, ortaya çıkıyor. Hepsi de "Ben cahilim." diye kenarda durmuyor, ortaya çıkıyor. Herhalde televizyoncular veya gazeteciler gidiyorlar, istedikleri adamları konuşturmak için,Herhalde televizyoncular veya gazeteciler gidiyorlar, istedikleri adamları konuşturmak için, "Sen söyle." diyorlar ama o konuda o uzman değil. "Sen söyle." diyorlar ama o konuda o uzman değil. Dinin aslına, köküne aykırı, yalan yanlış şeyler söyleniyor. Dinin aslına, köküne aykırı, yalan yanlış şeyler söyleniyor. Allah'a güzel ibadet etmek için dinin doğru anlaşılması lazım. Allah'a güzel ibadet etmek için dinin doğru anlaşılması lazım.

Ve le-fakîhun vâhidün eşeddü ale'ş-şeytâni min elfi âbidin.Ve le-fakîhun vâhidün eşeddü ale'ş-şeytâni min elfi âbidin. "Bir tane dinî bilgisi yüksek, hakiki İslâm alimi, mübarek, evliyâ, salih bir alim kimse, fakih kimse,"Bir tane dinî bilgisi yüksek, hakiki İslâm alimi, mübarek, evliyâ, salih bir alim kimse, fakih kimse, şeytana bin tane cahil ibadet eden insandan daha müessir olur, daha şiddetli olur." şeytana bin tane cahil ibadet eden insandan daha müessir olur, daha şiddetli olur."

Şeytanı def eder, oraya hayrı getirir.Şeytanı def eder, oraya hayrı getirir. Bin tane bilgisiz insan "Allah'a ibadet ediyorum." der, yalan yanlış şeyler yapar. Bin tane bilgisiz insan "Allah'a ibadet ediyorum." der, yalan yanlış şeyler yapar. Ama bir tane dini iyi bilen bir insan "Yaptığınız yanlış, işin doğrusu bu." der, doğruyu gösterir. Ama bir tane dini iyi bilen bir insan "Yaptığınız yanlış, işin doğrusu bu." der, doğruyu gösterir.

Ve li-külli şey'in imâdün. "Her şeyin dayandığı bir direği vardır, temeli vardır." Ve li-külli şey'in imâdün. "Her şeyin dayandığı bir direği vardır, temeli vardır."

Bir çatının yükselebilmesi için bir direk oluyor;Bir çatının yükselebilmesi için bir direk oluyor; bir kemerin, bir kubbenin camide yükselebilmesi için önemli ağırlıkları taşıyan direk olması gerekiyor. bir kemerin, bir kubbenin camide yükselebilmesi için önemli ağırlıkları taşıyan direk olması gerekiyor.

Ve imâdü hâze'd-dîni el-fıkhu. "Bu dinin direği de fıkıhtır." Ve imâdü hâze'd-dîni el-fıkhu. "Bu dinin direği de fıkıhtır."

İslâm'ı doğru bilmektir. İslâm şeriatini dosdoğru bilmektir.İslâm'ı doğru bilmektir. İslâm şeriatini dosdoğru bilmektir. Dosdoğru bilecek, yanlış bilmeyecek, ince bilgileri ayıracak.Dosdoğru bilecek, yanlış bilmeyecek, ince bilgileri ayıracak. Şap da şeker de birbirlerine benzer, Şap da şeker de birbirlerine benzer, ikisi de beyaz görünüşlüdür ama birisi zehirdir, birisi şekerdir, tatlıdır. ikisi de beyaz görünüşlüdür ama birisi zehirdir, birisi şekerdir, tatlıdır. İki görünüşü birbirinden ayırmak lazım. Görünüşe bakmamak lazım, mahiyetini bilmek lazım. İki görünüşü birbirinden ayırmak lazım. Görünüşe bakmamak lazım, mahiyetini bilmek lazım. Fakih dinin mahiyetini bilir, doğru konuşur. Cahil dinin mahiyetini bilmez, yaptığı iş yanlış olur. Fakih dinin mahiyetini bilir, doğru konuşur. Cahil dinin mahiyetini bilmez, yaptığı iş yanlış olur.

Âhir zamanın, kıyamete yakın zamanın alâmetlerinden birisi nedir? Âhir zamanın, kıyamete yakın zamanın alâmetlerinden birisi nedir?

Alimlerin ortadan çekilip cahillerin söze sahip olmasıdır. Halkın onlara soru sormasıdır.Alimlerin ortadan çekilip cahillerin söze sahip olmasıdır. Halkın onlara soru sormasıdır. Onların da kendi kafalarından yalan yanlış, eğri büğrü, abuk sabuk, sapık cevaplar vermesidir.Onların da kendi kafalarından yalan yanlış, eğri büğrü, abuk sabuk, sapık cevaplar vermesidir. Hem kendilerini dalalete düşürmeleri hem de kendilerine soru soranları dalalete düşürmeleridir. Hem kendilerini dalalete düşürmeleri hem de kendilerine soru soranları dalalete düşürmeleridir. Kıyamet alâmetlerinden birisi de budur. Kıyamet alâmetlerinden birisi de budur.

Onun için aziz ve sevgili kardeşlerim,Onun için aziz ve sevgili kardeşlerim, eğer bizim Allah'ın sevgili kulu olmamız gerekiyorsa, dini doğru bilmemiz lazım. eğer bizim Allah'ın sevgili kulu olmamız gerekiyorsa, dini doğru bilmemiz lazım. Ana kaynaklarından, Kur'an'dan, hadîs-i şerîften ve salih, büyük alimlerin eserlerinden bilmemiz lazım. Ana kaynaklarından, Kur'an'dan, hadîs-i şerîften ve salih, büyük alimlerin eserlerinden bilmemiz lazım.

Bakın hadisin kim tarafından rivâyet edildiğini söylüyoruz.Bakın hadisin kim tarafından rivâyet edildiğini söylüyoruz. Eğer bir mezhebin kurucusu, Ahmed b. Hanbel gibi mübarek bir alim söylemişse Eğer bir mezhebin kurucusu, Ahmed b. Hanbel gibi mübarek bir alim söylemişse "O söylemiş." diye belirtiyoruz. "O söylemiş." diye belirtiyoruz. Veyahut "Bunu dördüncü halife Hz. Ali radıyallahu anh rivayet etmiş." diyoruz.Veyahut "Bunu dördüncü halife Hz. Ali radıyallahu anh rivayet etmiş." diyoruz. "Falanca muteber kitapta yazılı." diyoruz. "Falanca muteber kitapta yazılı." diyoruz. "Altı sahih hadis kitabında şu okuduğumuz hadîs-i şerîf var." diyoruz. "Altı sahih hadis kitabında şu okuduğumuz hadîs-i şerîf var." diyoruz. Yani sağlam kaynaktan öğrenmek lazım. Yani sağlam kaynaktan öğrenmek lazım.

İnsan yirminci yüzyılda Batı kültürü ile yetiştiği için, kolejde Amerikan terbiyesiyle,İnsan yirminci yüzyılda Batı kültürü ile yetiştiği için, kolejde Amerikan terbiyesiyle, misyoner terbiyesiyle yetiştiği için, içki içen, dans eden, şarap çeken bir aileden yetiştiği için,misyoner terbiyesiyle yetiştiği için, içki içen, dans eden, şarap çeken bir aileden yetiştiği için, dinî bilgileri almadığıdinî bilgileri almadığı için İslâm'ın özünü bilmez.için İslâm'ın özünü bilmez. İslâm'ın bazı hükümleri de kendisine tatsız gelebilir. İslâm'ın bazı hükümleri de kendisine tatsız gelebilir.

"Bu İslâm içkiyi niye yasaklamış yani?" "Bu İslâm içkiyi niye yasaklamış yani?"

Niye yasaklasın, işte içki içtiği zaman şoför bile arabasını götürüp çarpıyor bir yere, kaza yapıyor.Niye yasaklasın, işte içki içtiği zaman şoför bile arabasını götürüp çarpıyor bir yere, kaza yapıyor. Onun için yasaklıyor. Bundan daha tabiî bir şey olabilir mi? Onun için yasaklıyor. Bundan daha tabiî bir şey olabilir mi?

"Zinayı niye yasaklamış?" "Zinayı niye yasaklamış?"

Aile mazbut olsun, çocuğun kimin evladı olduğu belli olsun. Annesi, babası çocuğuna sahip çıksın.Aile mazbut olsun, çocuğun kimin evladı olduğu belli olsun. Annesi, babası çocuğuna sahip çıksın. Çocuk annesiz, babasız ortada kalmasın. Toplum düzenli olsun. Çocuk annesiz, babasız ortada kalmasın. Toplum düzenli olsun. İnsanlar birbirlerine yardım eden güzel aile birimleri halinde oluşsun,İnsanlar birbirlerine yardım eden güzel aile birimleri halinde oluşsun, yaşasınlar, toplum da kuvvetli olsun diye. yaşasınlar, toplum da kuvvetli olsun diye.

Her şeyin bir hikmeti, sebebi var. İşte bunların bilinmesi lazım. Her şeyin bir hikmeti, sebebi var. İşte bunların bilinmesi lazım.

Eğer toplumda işler ters gitmeye başlıyorsa, fiyatlar pahalıysa -bizim memlekette de pahalı-Eğer toplumda işler ters gitmeye başlıyorsa, fiyatlar pahalıysa -bizim memlekette de pahalı- ticaretler fenaya gidiyorsa, toplum fesada gidiyorsa, yöneticiler rüşvet alıyorsa, haksızlık yapıyorsa, ticaretler fenaya gidiyorsa, toplum fesada gidiyorsa, yöneticiler rüşvet alıyorsa, haksızlık yapıyorsa, hakimler hükmü adaletle vermiyorsa, zenginler zekâtını vermiyorsa, fakirler namaz kılmıyorsa, hakimler hükmü adaletle vermiyorsa, zenginler zekâtını vermiyorsa, fakirler namaz kılmıyorsa, elinde güç kuvvet olan insanlar iffetli, namuslu davranmıyorlarsa; bu neyin alameti? elinde güç kuvvet olan insanlar iffetli, namuslu davranmıyorlarsa; bu neyin alameti?

Allah'ın kahrının alameti. Allah'ın kahrının alameti.

Allah'ın kahrından kurtulmak için, lütfuna, rahmetine ermek için ne yapmak lazım? Allah'ın kahrından kurtulmak için, lütfuna, rahmetine ermek için ne yapmak lazım?

Allah'ın yoluna dönmek, dinine dönmek lazım. Evliyâullah ecdadımızın hayatına bakmak lazım.Allah'ın yoluna dönmek, dinine dönmek lazım. Evliyâullah ecdadımızın hayatına bakmak lazım. Bizim de o yola dönmemiz, namuslu olmamız lazım. Herkesin helal lokma yemesi lazım. Bizim de o yola dönmemiz, namuslu olmamız lazım. Herkesin helal lokma yemesi lazım. Kimsenin hakkını çiğnememesi lazım. Adaletle hareket etmesi lazım. Güzel ahlâklı olması lazım. Kimsenin hakkını çiğnememesi lazım. Adaletle hareket etmesi lazım. Güzel ahlâklı olması lazım. Bunların hepsi kitaplarımızda, Kur'ân-ı Kerîm'de ve hadîs-i şerîflerde var. Bunların hepsi kitaplarımızda, Kur'ân-ı Kerîm'de ve hadîs-i şerîflerde var.

Şimdi ben şunu çok net olarak gözlüyorum, itiraf edeyim:Şimdi ben şunu çok net olarak gözlüyorum, itiraf edeyim: Türkiye'nin %99.9'u Kur'ân-ı Kerîm'e saygılı,Türkiye'nin %99.9'u Kur'ân-ı Kerîm'e saygılı, hakikaten Peygamber Efendimiz'i seviyor, Kur'ân-ı Kerîm'i de seviyor. hakikaten Peygamber Efendimiz'i seviyor, Kur'ân-ı Kerîm'i de seviyor. Meyhanede bir sarhoşun yanına gitsen,Meyhanede bir sarhoşun yanına gitsen, Kur'ân-ı Kerîm deyince hemen kendisini derler toparlar, öpüp başının üstüne koyar. Kur'ân-ı Kerîm deyince hemen kendisini derler toparlar, öpüp başının üstüne koyar. Yerde bir yazılı sayfa görse, "Aman, bu âyet midir?" diye öpüp başına koyar.Yerde bir yazılı sayfa görse, "Aman, bu âyet midir?" diye öpüp başına koyar. Ondan sonra yüksek bir yere kaldırır. Bu tamam. Fakat bu kuru sevginin arkasında dini iyi bilmesi lazım. Ondan sonra yüksek bir yere kaldırır. Bu tamam. Fakat bu kuru sevginin arkasında dini iyi bilmesi lazım. Bir de Allah'ın hükmüne teslim olması lazım. Bir de Allah'ın hükmüne teslim olması lazım.

İslâm ne demek? İslâm ne demek?

Allah'a teslim olmak demek. Zaten "teslim olmak" kökünden geliyor. Allah'ın hükmüne teslim olacak. Allah'a teslim olmak demek. Zaten "teslim olmak" kökünden geliyor. Allah'ın hükmüne teslim olacak.

"Ben onu kabul etmem. Ben içki içmeden duramam. Ben afyon yutmadan duramam. "Ben onu kabul etmem. Ben içki içmeden duramam. Ben afyon yutmadan duramam. Ben şu günahı işlemeden edemem, alışmışım…" Ben şu günahı işlemeden edemem, alışmışım…"

Alışmışsın ama o şekilde gidersen sonun ya hastane olur, ya esrarkeş olmak olur,Alışmışsın ama o şekilde gidersen sonun ya hastane olur, ya esrarkeş olmak olur, ya hapishane olur, ya da genç yaşında yıpranırsın... ya hapishane olur, ya da genç yaşında yıpranırsın...

Herkesin Allah'ın yoluna dönmesi lazım. Herkesin Allah'ın yoluna dönmesi lazım.

Tabii müslüman olmayan böyle bir şeyi önemli görmeyebilir.Tabii müslüman olmayan böyle bir şeyi önemli görmeyebilir. Ama %99.9'u müslüman olan bir ülkede bu çok önemlidir. Ama %99.9'u müslüman olan bir ülkede bu çok önemlidir.

O halde iyi insanların, yani Kur'an'a ve hadise inanan insanların,O halde iyi insanların, yani Kur'an'a ve hadise inanan insanların, Kur'an'ın ve hadisin ahkâmını bilip ona dönmesi lazım.Kur'an'ın ve hadisin ahkâmını bilip ona dönmesi lazım. Kendisi kusur işliyorsa kusurundan vazgeçmesi lazım. Kendisi kusur işliyorsa kusurundan vazgeçmesi lazım. Başkaları kusur işliyorsa, Kur'an'a uymuyorlarsa, Başkaları kusur işliyorsa, Kur'an'a uymuyorlarsa, Peygamber Efendimiz'in sünnetine aykırı davranıyorlarsa onları ikaz etmesi lazım. Peygamber Efendimiz'in sünnetine aykırı davranıyorlarsa onları ikaz etmesi lazım.

Yine de bazı insanlar İslâm'ı istemeyebilir. Yine de bazı insanlar İslâm'ı istemeyebilir.

O zaman ne var? O zaman ne var?

Memleketin kâhir ekseriyeti, %99.9'u müslüman olduğuna göre,Memleketin kâhir ekseriyeti, %99.9'u müslüman olduğuna göre, o, istediği başka ülkeye gitsin, yani nereyi istiyorsa...o, istediği başka ülkeye gitsin, yani nereyi istiyorsa... Hudutlar açık, kendi inançsızlığına, ahlâksızlığına uygun bir diyara gitsin, orada yaşasın.Hudutlar açık, kendi inançsızlığına, ahlâksızlığına uygun bir diyara gitsin, orada yaşasın. Ama bizim ülkemizde, ecdadımızın "Allah Allah..." diye fethettiği, ezanların okunduğu,Ama bizim ülkemizde, ecdadımızın "Allah Allah..." diye fethettiği, ezanların okunduğu, mübarek ecdadımızın, şehitlerin kanlarıyla sulanmış olan… Hâlen de savunulması için her gün... mübarek ecdadımızın, şehitlerin kanlarıyla sulanmış olan… Hâlen de savunulması için her gün... İtfaiyeci erimiz, bakıyoruz hanımı başörtülü, mazbut bir aile. İtfaiyeci erimiz, bakıyoruz hanımı başörtülü, mazbut bir aile. Falanca yerde şehit olan asteğmenimiz veya erimiz veya komutanımız, bakıyoruz hanımı başörtülü...Falanca yerde şehit olan asteğmenimiz veya erimiz veya komutanımız, bakıyoruz hanımı başörtülü... Hâlâ onların canlarıyla, mallarıyla, çalışmasıyla şeydeyiz. Hâlâ onların canlarıyla, mallarıyla, çalışmasıyla şeydeyiz. Onun için tekrar tertemiz iman yoluna dönmemiz lazım. Allah'ın yardımı o zaman olacaktır. Onun için tekrar tertemiz iman yoluna dönmemiz lazım. Allah'ın yardımı o zaman olacaktır.

Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizi hakkı hak olarak görmeyi, ona uymayı nasip eylesin;Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizi hakkı hak olarak görmeyi, ona uymayı nasip eylesin; bâtılı bâtıl olarak görüp ondan sakınmayı, korunmayı, kurtulmayı, uzak durmayı nasip eylesin. bâtılı bâtıl olarak görüp ondan sakınmayı, korunmayı, kurtulmayı, uzak durmayı nasip eylesin. Batıla, yanlışa, hatalıya, kusurluya, dinsizliğe, imansızlığa, zulme destek vermemeyi, payanda olmamayı, Batıla, yanlışa, hatalıya, kusurluya, dinsizliğe, imansızlığa, zulme destek vermemeyi, payanda olmamayı, bilerek, bilmeyerek onların tarafında yer almaktan uzak durmayı Allah hepimize ilham eylesin. bilerek, bilmeyerek onların tarafında yer almaktan uzak durmayı Allah hepimize ilham eylesin. Herkes hakkı görsün, hakka uysun, Allah'ın rızasını kazansın. Allah cümlemizi sevsin.Herkes hakkı görsün, hakka uysun, Allah'ın rızasını kazansın. Allah cümlemizi sevsin. Beldelerimize de rahmetiyle tecelli eylesin; kahrından, gazabından cümlemizi uzak eylesin.Beldelerimize de rahmetiyle tecelli eylesin; kahrından, gazabından cümlemizi uzak eylesin. İki cihan saadetine mazhar eylesin. İki cihan saadetine mazhar eylesin.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2