Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Allah'ın Varlığını ve Birliğini Anlamak

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

15 Recep 1414 / 28.12.1993

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Allah’ı Bulmak Büyük Vazife, İhlas Suresinin Anlamına Vâkıf Olmak, Yunanların Politeist İnanışları, İmam | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Allah'ın Varlığını ve Birliğini Anlamak

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

15 Recep 1414 / 28.12.1993

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Allah’ı Bulmak Büyük Vazife, İhlas Suresinin Anlamına Vâkıf Olmak, Yunanların Politeist İnanışları, İmam | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdülillahi rabbil âlemin hamden kesiran tayyiben mübareken fih.Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdülillahi rabbil âlemin hamden kesiran tayyiben mübareken fih. Kemâ yenbağî li celâli vechike ve li azîmi sultânikKemâ yenbağî li celâli vechike ve li azîmi sultânik Esselatu vesselamu ala seyyidinâ Muhammedin ve ala âlihî ve sahbihî ve men tebiahu bi ihsânin ecmaîn. Esselatu vesselamu ala seyyidinâ Muhammedin ve ala âlihî ve sahbihî ve men tebiahu bi ihsânin ecmaîn.

Ne kadar değerli olduğunuzu anlatmıştım ve sizin buradan sonra çeşitli zihniyetteki,Ne kadar değerli olduğunuzu anlatmıştım ve sizin buradan sonra çeşitli zihniyetteki, kültürdeki insanlarla temaslarınız olacağı için içinde yaşadığımız toplumdakültürdeki insanlarla temaslarınız olacağı için içinde yaşadığımız toplumda yüzde bir nispetinde müslüman var. Azınlıktayız. Başka zihniyette insanlar var. yüzde bir nispetinde müslüman var. Azınlıktayız. Başka zihniyette insanlar var.

Müslümanların çoğu da belki Allah'ın istediği, emrettiği, razı olduğu çizgide değiller.Müslümanların çoğu da belki Allah'ın istediği, emrettiği, razı olduğu çizgide değiller. O bakımdan sahâbe-i kirâm gibi rıdvanullahi aleyhim ecmaîn Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'inO bakımdan sahâbe-i kirâm gibi rıdvanullahi aleyhim ecmaîn Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mesajının, görevinin, tebliğinin, sevabının tabii ki müslümanlar üzerinde, alimler üzerindemesajının, görevinin, tebliğinin, sevabının tabii ki müslümanlar üzerinde, alimler üzerinde ve derece derece her müslümanın üzerinde olduğunu;ve derece derece her müslümanın üzerinde olduğunu; bu bakımdan önemli bilgilerle müşerref olmamız gerektiğini söylemiştim. bu bakımdan önemli bilgilerle müşerref olmamız gerektiğini söylemiştim.

Şüphesiz ki en önemli bilgi Allahu Teâlâ hazretlerinin varlığını görmek,Şüphesiz ki en önemli bilgi Allahu Teâlâ hazretlerinin varlığını görmek, kör olmamak ve onun birliğini idrak etmektir. kör olmamak ve onun birliğini idrak etmektir. Bu bilimsel, mantıkî, aslî olarak bütün insanların bulabileceği bir sonuçtur.Bu bilimsel, mantıkî, aslî olarak bütün insanların bulabileceği bir sonuçtur. İmkânsız veya çok zor olan bir sonuç değildir. İmkânsız veya çok zor olan bir sonuç değildir.

İnsan ümmî de olsa dağda çoban da olsa medeniyeti hiç görmemiş bir kimse de olsa Allah;İnsan ümmî de olsa dağda çoban da olsa medeniyeti hiç görmemiş bir kimse de olsa Allah; kendisine vermiş birtakım meziyetler. Akıl vermiş, göz vermiş, kulak vermiş.kendisine vermiş birtakım meziyetler. Akıl vermiş, göz vermiş, kulak vermiş. Etrafındaki olayları yorumlama kabiliyeti vermiş, insana. Çevresine üstün kılmış. Etrafındaki olayları yorumlama kabiliyeti vermiş, insana. Çevresine üstün kılmış.

Âdemoğlunu Allah öbür mahlûklardan üstün bir yaratık olarak yaratmış, buyuruluyor Kur'ân-ı Kerîm'de.Âdemoğlunu Allah öbür mahlûklardan üstün bir yaratık olarak yaratmış, buyuruluyor Kur'ân-ı Kerîm'de. Cüsseli, küçük bile olsa kendisinden çok daha büyük varlıklardan bile daha kuvvetli, aklı sayesinde.Cüsseli, küçük bile olsa kendisinden çok daha büyük varlıklardan bile daha kuvvetli, aklı sayesinde. Mesela bir filin yanında onun belki onda biri bile etmeyiz ama filleri kafese koyuyoruz. Mesela bir filin yanında onun belki onda biri bile etmeyiz ama filleri kafese koyuyoruz.

Kaplana gücümüz yetmez; ama insanoğlu olarak kaplanı, aslanı kırbaçla sahnede oynatıyoruz.Kaplana gücümüz yetmez; ama insanoğlu olarak kaplanı, aslanı kırbaçla sahnede oynatıyoruz. Biz şahsen yapmasak bile aslan terbiyecileri bir iş olarak yapıyor. Biz şahsen yapmasak bile aslan terbiyecileri bir iş olarak yapıyor.

Büyük meziyetlerle donatılmışızdır.Büyük meziyetlerle donatılmışızdır. Aklımız dolayısı ile sahip olduğumuz meziyetler ile Allah'ı bulabilmek, tanıyabilmek, sevebilmeye kabil ve sahibiz.Aklımız dolayısı ile sahip olduğumuz meziyetler ile Allah'ı bulabilmek, tanıyabilmek, sevebilmeye kabil ve sahibiz. Herkes için bu böyledir. Herkes için bu böyledir.

Zaten Allahu Teâlâ hazretlerinin başka hiçbir ilaha benzemediği içinZaten Allahu Teâlâ hazretlerinin başka hiçbir ilaha benzemediği için biz Allahu Teâlâ hazretlerinin varlığını bir masayı, bir eşyayı, bir ağacı, bir dalı,biz Allahu Teâlâ hazretlerinin varlığını bir masayı, bir eşyayı, bir ağacı, bir dalı, bir objeyi yani bir elle tutulur gözle görülür malzemelerin tarzını bildiğimiz için, bir objeyi yani bir elle tutulur gözle görülür malzemelerin tarzını bildiğimiz için, onlar gibi olmadığı için iman ettik. Zaten görmediğimiz, elle tutamadığımız başka reel varlıklar da var. onlar gibi olmadığı için iman ettik. Zaten görmediğimiz, elle tutamadığımız başka reel varlıklar da var.

Mesela elektriği doğrudan doğruya algılayamıyoruz ancak tesirleri ile algılıyoruz.Mesela elektriği doğrudan doğruya algılayamıyoruz ancak tesirleri ile algılıyoruz. Telden geçince ışık geliyor, oradan algılıyoruz.Telden geçince ışık geliyor, oradan algılıyoruz. Veya ısı veriyor, oradan algılıyoruz veya hiçbir şey vermediği zaman,Veya ısı veriyor, oradan algılıyoruz veya hiçbir şey vermediği zaman, teli tuttuğumuzda bizi çarptığı zaman anlayabiliyoruz. Başka türlü anlayamıyoruz.teli tuttuğumuzda bizi çarptığı zaman anlayabiliyoruz.

Başka türlü anlayamıyoruz.
Demek ki gözümüzle algılayamadığımız reel varlıklar var.Demek ki gözümüzle algılayamadığımız reel varlıklar var. Aklen ve aklın ileri derecesi olan dinen Allahu Teâlâ hazretlerini herkesin bulabilmesi lazım.Aklen ve aklın ileri derecesi olan dinen Allahu Teâlâ hazretlerini herkesin bulabilmesi lazım. Bulabilmesi büyük vazife. Ve birçokları da bulmuş. Bulabilmesi büyük vazife. Ve birçokları da bulmuş.

Büyük alimler, büyük filozoflar, tarihte isimlerini bildiğimizBüyük alimler, büyük filozoflar, tarihte isimlerini bildiğimiz Doğulu, Batılı, Kuzeyli, Güneyli birçok insan var bu konuda ön sırada zikredilebilecek. Doğulu, Batılı, Kuzeyli, Güneyli birçok insan var bu konuda ön sırada zikredilebilecek.

Felsefeî sahada, düşünme sahasında ilerlemiş insanlarınFelsefeî sahada, düşünme sahasında ilerlemiş insanların biraz daha fiyakası olduğundan mesela Descartes'i söyleyebiliriz. Meşhur bir Batılı filozof.biraz daha fiyakası olduğundan mesela Descartes'i söyleyebiliriz. Meşhur bir Batılı filozof. O Allah'ın varlığını şöyle mantıklı bir silsile içinde anlatan alimlerden birisi. O Allah'ın varlığını şöyle mantıklı bir silsile içinde anlatan alimlerden birisi.

Pascal'ı söyleyebiliriz. Meşhur matematikçi falan.Pascal'ı söyleyebiliriz. Meşhur matematikçi falan. Kendisine göre ilim tarihine geçecek buluşları olmuş bir kimse. Einstein [Aynştayn]'ı söyleyebilirim.Kendisine göre ilim tarihine geçecek buluşları olmuş bir kimse. Einstein [Aynştayn]'ı söyleyebilirim. Yakın zamanımızın insanlarından. Roger Garaudy'i söyleyebilirim,Yakın zamanımızın insanlarından. Roger Garaudy'i söyleyebilirim, filozof olarak, her şeyi tatmış, tanımış bir insan olarak. filozof olarak, her şeyi tatmış, tanımış bir insan olarak.

Demek ki biliniyor, anlaşılıyor. Anlaşılabiliyor ve herkes de anlıyor.Demek ki biliniyor, anlaşılıyor. Anlaşılabiliyor ve herkes de anlıyor. Hakikaten de Allahu Teâlâ hazretlerinin varlığı konusunda inat eden, "yok" gibi bir mantığa düşen insan yoktur;Hakikaten de Allahu Teâlâ hazretlerinin varlığı konusunda inat eden, "yok" gibi bir mantığa düşen insan yoktur; ama yorumlamaları farklıdır ve yorumlamaların farklılığına göre Batı'daki bir ateist ile Doğu'daki,ama yorumlamaları farklıdır ve yorumlamaların farklılığına göre Batı'daki bir ateist ile Doğu'daki, İslâm alemindeki bir ateist arasında dağlar kadar fark var. İslâm alemindeki bir ateist arasında dağlar kadar fark var.

Şunu çok net olarak görmek lazım ki Batı'daki bir insan bir Fransız, bir Alman,Şunu çok net olarak görmek lazım ki Batı'daki bir insan bir Fransız, bir Alman, bir İngiliz ateist oluyorsa kiliseye muhalefet ediyor demektir.bir İngiliz ateist oluyorsa kiliseye muhalefet ediyor demektir. Onun ateizmi kilisenin tarif etmeye çalıştığı abuk sabuk Tanrı inancına bir karşı geliştir. Onun ateizmi kilisenin tarif etmeye çalıştığı abuk sabuk Tanrı inancına bir karşı geliştir.

Bir bakıma haklıdır adamcağız. Yani öyle abuk sabuk tarifleri var ki ne yapsın, kabul edemiyor.Bir bakıma haklıdır adamcağız. Yani öyle abuk sabuk tarifleri var ki ne yapsın, kabul edemiyor. Zorla değil ya! Aklına sığınıyor. Ben bir kitap okumuştur.Zorla değil ya! Aklına sığınıyor. Ben bir kitap okumuştur. Müslümanları nasıl hıristiyan yaparız, diye papazın birisi yazmış. Müslümanları nasıl hıristiyan yaparız, diye papazın birisi yazmış.

"Müslümanlar bu bizim Trinity'i -Arapça'da teslis diyoruz- üçlemeyi pek anlayamazlar." diyor."Müslümanlar bu bizim Trinity'i -Arapça'da teslis diyoruz- üçlemeyi pek anlayamazlar." diyor. Bunu anlayamamak müslümanların kabahati değil. Bunu anlayamamak müslümanların kabahati değil. Anlaşılacak bir şey olmadığı için anlaşılmıyor. "Bir üçtür." ne demek yani. Anlaşılacak bir şey olmadığı için anlaşılmıyor. "Bir üçtür." ne demek yani.

Anlaşılır mı bu, akla ve mantığa sığar mı? Anlayamazlar. Onun için bunu söyledi.Anlaşılır mı bu, akla ve mantığa sığar mı?

Anlayamazlar. Onun için bunu söyledi.
Yandan dolaşır, arkadan dolaşır; şöyle anlatın, böyle yapın tarzında bazı şeyleri var.Yandan dolaşır, arkadan dolaşır; şöyle anlatın, böyle yapın tarzında bazı şeyleri var. Bizim bir korgenerale göndermişler, o da bana getirdi. Cevaplarını falan verdik. Bizim bir korgenerale göndermişler, o da bana getirdi. Cevaplarını falan verdik.

Tabii Allah'ın varlığı hakkında inanç var; hattaTabii Allah'ın varlığı hakkında inanç var; hatta mesela yani çok da iyi bilmiyorum o cümleleri; mesela yani çok da iyi bilmiyorum o cümleleri; mason cemiyetine, kulübüne girmiş insanların bile bir "yüce varlık tabirleri var. mason cemiyetine, kulübüne girmiş insanların bile bir "yüce varlık tabirleri var.

"Kâinatı yaratan ulu mimar" falan diye, adam sizin idraklerimizin üstünde"Kâinatı yaratan ulu mimar" falan diye, adam sizin idraklerimizin üstünde bir yüce varlığın olduğunu hepsi kabul ediyor. bir yüce varlığın olduğunu hepsi kabul ediyor.

Hatta o varlığa ulaşmak için transandantal meditasyon dediğimiz çalışmalar yapmak da moda oldu.Hatta o varlığa ulaşmak için transandantal meditasyon dediğimiz çalışmalar yapmak da moda oldu. Tamam, o söylediği yüce varlık var. Hepsi kabul ediyor.Tamam, o söylediği yüce varlık var.

Hepsi kabul ediyor.
Ama bu kabul ettiğin, kafanda tahayyül ettiğin varlık hakkındaki düşüncelerin doğru mu değil miAma bu kabul ettiğin, kafanda tahayyül ettiğin varlık hakkındaki düşüncelerin doğru mu değil mi tabii bu konuda çeşit çeşit sözler söyleyen insanlar çıkmıştır.tabii bu konuda çeşit çeşit sözler söyleyen insanlar çıkmıştır. İnsanların şaşırması, doğruyu görmesi,İnsanların şaşırması, doğruyu görmesi, hakkı anlaması için de Allahu Teâlâ hazretleri daima peygamber gönderdi. hakkı anlaması için de Allahu Teâlâ hazretleri daima peygamber gönderdi.

Daima kendisine bilgi veren, kendisinin emirlerini, yasaklarını insanlara anlatan elçiler göndermiştir.Daima kendisine bilgi veren, kendisinin emirlerini, yasaklarını insanlara anlatan elçiler göndermiştir. Onlara biz peygamber diyoruz. Peygamber; haber getiren demek. Mürsel diyoruz.Onlara biz peygamber diyoruz. Peygamber; haber getiren demek. Mürsel diyoruz. Mürsel; gönderilen elçi demek. Resûl diyoruz o da elçi, gönderilmiş kişi mânasına geliyor.Mürsel; gönderilen elçi demek. Resûl diyoruz o da elçi, gönderilmiş kişi mânasına geliyor. İslâm; putların yapıldığı bir diyarda zuhura geldi. İslâm; putların yapıldığı bir diyarda zuhura geldi.

Söyleniyor ki ananevî bir ibadet yeri olan Kâbe'nin etrafında 360 tane put vardı.Söyleniyor ki ananevî bir ibadet yeri olan Kâbe'nin etrafında 360 tane put vardı. Yani her kabilenin bir putu vardı. Yani her kabilenin bir putu vardı. Ve İslâm bunların karşısında en mühim mesaj olarak lâ ilâhe illallah sözünü ortaya koyarak geldi.Ve İslâm bunların karşısında en mühim mesaj olarak lâ ilâhe illallah sözünü ortaya koyarak geldi. Bu önemli, bir söyleniş tarzı vardır cümlenin içinde. La ilahe demek; hiçbir ilah yok demek.Bu önemli, bir söyleniş tarzı vardır cümlenin içinde. La ilahe demek; hiçbir ilah yok demek. Hiçbir mabut yok, kesin olarak hiçbir Tanrı yok demek bu. Hiçbir mabut yok, kesin olarak hiçbir Tanrı yok demek bu.

La harfi gelince ondan sonra gelen kelimenin de sonu üstün olunca hiçbir mânasına geliyor;La harfi gelince ondan sonra gelen kelimenin de sonu üstün olunca hiçbir mânasına geliyor; La ilahe, hiçbir Tanrı yok. İlla; izzet demek yani. Şu müstesna, şu hariç, başka hiç yok demek.La ilahe, hiçbir Tanrı yok. İlla; izzet demek yani.

Şu müstesna, şu hariç, başka hiç yok demek.
Allah'tan başka hiçbir mabut, ilah yok.Allah'tan başka hiçbir mabut, ilah yok. Yani hiçbir, başka yok manasını takviye etmek için ikisinin arasında da vahdehu o tek başına la şerikeleh.Yani hiçbir, başka yok manasını takviye etmek için ikisinin arasında da vahdehu o tek başına la şerikeleh. Onun bir ulûhiyeti, tanrılığında kendisine eş ve ortağı yoktur. Onun bir ulûhiyeti, tanrılığında kendisine eş ve ortağı yoktur.

Vahdehû la şerîkeleh, lâ ilâhe illallahı tamamlayan tabirler olmuş oluyor.Vahdehû la şerîkeleh, lâ ilâhe illallahı tamamlayan tabirler olmuş oluyor. Bir de tabii Allahu Teâlâ hazretleri hakkında,Bir de tabii Allahu Teâlâ hazretleri hakkında, böyle bir varlığın olduğu hakkında her toplumda bir doğru kanaat var. Onun varlığını sezmişler. böyle bir varlığın olduğu hakkında her toplumda bir doğru kanaat var. Onun varlığını sezmişler.

Hiç yoktur diyen çok azdır.Hiç yoktur diyen çok azdır. Ve onları da incelediğiniz zaman aslında hiç yoktur diyemediğini, diyememesi gerektiğini,Ve onları da incelediğiniz zaman aslında hiç yoktur diyemediğini, diyememesi gerektiğini, diyemeyeceğini ilim bakımından çok net olarak anlıyoruz. diyemeyeceğini ilim bakımından çok net olarak anlıyoruz.

Nitekim bu konuda da kendi çalışmasını yapmış olan bir talebem vardı. Şimdi kendisi profesördür.Nitekim bu konuda da kendi çalışmasını yapmış olan bir talebem vardı. Şimdi kendisi profesördür. Diyor ki; ateizm imkânsızdır. Olamaz.Diyor ki; ateizm imkânsızdır. Olamaz. Yani insanın şöyle bir felsefi ekol olarak, yol olarak ateizmi kabul etmesi mümkün değil.Yani insanın şöyle bir felsefi ekol olarak, yol olarak ateizmi kabul etmesi mümkün değil. Olamaz yani bu iki ile iki beş eder gibi bir şey.Olamaz yani bu iki ile iki beş eder gibi bir şey. İnsan ateist olamaz. Ateizm mümkün değildir, diyor. İnsan ateist olamaz. Ateizm mümkün değildir, diyor.

Allah tasavvuru yani kendisine ibadet edilen varlık tasavvuru hakkındaAllah tasavvuru yani kendisine ibadet edilen varlık tasavvuru hakkında yanlış görüşler de olduğu için İslâm bunları reddediyor.yanlış görüşler de olduğu için İslâm bunları reddediyor. İslâm'ın bu konudaki en önemli kaynağı, zikredilebilecek en büyük, en önemli şeyİslâm'ın bu konudaki en önemli kaynağı, zikredilebilecek en büyük, en önemli şey İhlas sûresidir. İhlas sûresi niye ıslah sûresi diye adlandırılmış.İhlas sûresidir.

İhlas sûresi niye ıslah sûresi diye adlandırılmış.
Islah bir şeyi halisleştirmek, sâfileştirmek, içindeki katkıları alıp atmak mânasına geliyor. Islah bir şeyi halisleştirmek, sâfileştirmek, içindeki katkıları alıp atmak mânasına geliyor.

İhlas sûresi Allah inancındaki katıkları çıkartıp atıp saf, temiz, katıksız birİhlas sûresi Allah inancındaki katıkları çıkartıp atıp saf, temiz, katıksız bir Allah inancını gösteren sûre olduğundan bu ismi almış. Bir doktor kardeşim vardı. Allah inancını gösteren sûre olduğundan bu ismi almış. Bir doktor kardeşim vardı.

Avusturya ülkesinin Viyana şehrinde bunlar bir müddet bulunmuşlar. Oradaki bir Alman ilahiyatçı ile tanışmış.Avusturya ülkesinin Viyana şehrinde bunlar bir müddet bulunmuşlar. Oradaki bir Alman ilahiyatçı ile tanışmış. ani ilâhiyat tahsili yapmış, teolog olmuş adam, papaz.ani ilâhiyat tahsili yapmış, teolog olmuş adam, papaz. Yüksek tahsilinde din yolunun bilgilerini elde etmiş.Yüksek tahsilinde din yolunun bilgilerini elde etmiş. Orada bu bizim İhlas sûresini okumuş.Orada bu bizim İhlas sûresini okumuş. İlahiyat fakültesinde muhtelif dinleri gösteren bir ders koymuşuz. İlahiyat fakültesinde muhtelif dinleri gösteren bir ders koymuşuz.

Dinler tarihi diyoruz ta eski, ilkel kavimlerin totemlerinden Dinler tarihi diyoruz ta eski, ilkel kavimlerin totemlerinden Babilliler'in tanrılarından, Mısırlılar'ın öküzlerine vesaireye varıncaya kadar çeşitli şeyleri anlatıyor. Babilliler'in tanrılarından, Mısırlılar'ın öküzlerine vesaireye varıncaya kadar çeşitli şeyleri anlatıyor.

Bak, şu insanlar bunlara tapmış. Hititliler bunlara tapmış. Sümerliler bunlara tapmış, diyor.Bak, şu insanlar bunlara tapmış. Hititliler bunlara tapmış. Sümerliler bunlara tapmış, diyor. Onlar da müslüman olmayı düşünürler diye İhlas sûresini okuyunca adam duramamış ve bizim doktor arkadaşa: Onlar da müslüman olmayı düşünürler diye İhlas sûresini okuyunca adam duramamış ve bizim doktor arkadaşa:

"Ben her seferinde ama her seferinde İhlas sûresini okurken eriyorum."Ben her seferinde ama her seferinde İhlas sûresini okurken eriyorum. Ve dünya üzerinde hiçbir dinî metinde bu kadar güzel Allah'ı anlatmak,Ve dünya üzerinde hiçbir dinî metinde bu kadar güzel Allah'ı anlatmak, bu kadar özlü ifade etmek mümkün değildir." diyormuş. Tabii biz kıymetini bilmiyoruz. bu kadar özlü ifade etmek mümkün değildir." diyormuş. Tabii biz kıymetini bilmiyoruz.

İnsan bir şeyin kıymetini mukayese ile bilir. Mukayese etmeyince kıymetini de anlayamaz.İnsan bir şeyin kıymetini mukayese ile bilir. Mukayese etmeyince kıymetini de anlayamaz. Mesela altın kıymetli, ondan daha parlak bir başka şey kıymetsiz.Mesela altın kıymetli, ondan daha parlak bir başka şey kıymetsiz. Neden? Uzun zaman durduğu halde oksite olmuyor.Neden?

Uzun zaman durduğu halde oksite olmuyor.
Kararmıyor, yeşermiyor, bozulmuyor. Başka bir şey bozuluyor.Kararmıyor, yeşermiyor, bozulmuyor. Başka bir şey bozuluyor. Mukayese ettiğin zaman onlar çıkıyor ortaya; ama çıkmadığı zaman insanın bütün evi altından olsa kıymetini bilmez. Mukayese ettiğin zaman onlar çıkıyor ortaya; ama çıkmadığı zaman insanın bütün evi altından olsa kıymetini bilmez.

Yani bilmez ki onun duvarlarda yeşilleneceğini, bozulacağını,Yani bilmez ki onun duvarlarda yeşilleneceğini, bozulacağını, kararacağını bilmediyse mukayese etmeden anlayamaz. kararacağını bilmediyse mukayese etmeden anlayamaz. Bize de İhlas suresini herhalde annemiz, babamız iyice öğretmiştir.Bize de İhlas suresini herhalde annemiz, babamız iyice öğretmiştir. İyi ki öğretmiştir; ama manasını bilmemek, öğrenmektir. İyi ki öğretmiştir; ama manasını bilmemek, öğrenmektir.

Bu bizim kusurumuzdur. Hepimizin kusurudur. Türkiye'deki din eğitiminin genel kusurudur.Bu bizim kusurumuzdur. Hepimizin kusurudur. Türkiye'deki din eğitiminin genel kusurudur. Demek ki biz dini ezber yolu ile öğreniyoruz. Demek ki biz dini ezber yolu ile öğreniyoruz.

Halbuki Avrupalı Müslümana baktığın zaman ilk işi Arapçayı öğrenmek oluyorHalbuki Avrupalı Müslümana baktığın zaman ilk işi Arapçayı öğrenmek oluyor ve manasını anlayarak ilerliyor; dini bilgiler de. Şimdi ne diyor? ve manasını anlayarak ilerliyor; dini bilgiler de. Şimdi ne diyor?

İhlâs sûresi; bu özlü, küçük, üç dört cümlecik ne söylüyor. İhlâs sûresi; bu özlü, küçük, üç dört cümlecik ne söylüyor.

Kul hüvallahü ehad. Ey Resûlüm, peygamberim olduğun için, benim elçim olduğun için onlara söyle. Kul hüvallahü ehad. Ey Resûlüm, peygamberim olduğun için, benim elçim olduğun için onlara söyle.

Hüve; o sizin aradığınız, bilmek istediğiniz, Yaratan'ınız, mâbudunuz Hüvallah, Allah'tır.Hüve; o sizin aradığınız, bilmek istediğiniz, Yaratan'ınız, mâbudunuz Hüvallah, Allah'tır. Hüve, Allah, haberdir. Çünkü hüvallah o Allah mânasına gelseydi o zaman işaret sıfatı olurdu.Hüve, Allah, haberdir. Çünkü hüvallah o Allah mânasına gelseydi o zaman işaret sıfatı olurdu. Hallbuki hüve işaret sıfatu değildir, işaret zamiridir.Hallbuki hüve işaret sıfatu değildir, işaret zamiridir. O Allah diye tercümesi doğru değil. O, Allah'tır.O Allah diye tercümesi doğru değil. O, Allah'tır. Sizin peşine düştüğünüz, öğrenmek istediğiniz, ah nola kim görsem cemâlin dediğiniz o Allah'tır. Sizin peşine düştüğünüz, öğrenmek istediğiniz, ah nola kim görsem cemâlin dediğiniz o Allah'tır.

Mevlid'de dediği gibi Süleyman Çelebi'nin: Mevlid'de dediği gibi Süleyman Çelebi'nin:

Gece gündüz durmayıp istediğin N'ola kim görsem cemâlin dediğin Gece gündüz durmayıp istediğin

N'ola kim görsem cemâlin dediğin

Hüvallah. O Allah'tır. Ehadün. Bir, tektir.Hüvallah. O Allah'tır.

Ehadün. Bir, tektir.
Arapça'da vahid kelimesi var, bir demek. Sayıları vahid, isnan, selase, erbaa, hamse diye sayıyoruz.Arapça'da vahid kelimesi var, bir demek. Sayıları vahid, isnan, selase, erbaa, hamse diye sayıyoruz. Vahid; bir demek. Allah bir ama ehad, birliği aşırı olan bir tek demek yani yegâne demek.Vahid; bir demek. Allah bir ama ehad, birliği aşırı olan bir tek demek yani yegâne demek. Eşsiz, tek demek. Ehad kelimesi önemli bir tabir. Eşsiz, tek demek. Ehad kelimesi önemli bir tabir.

Ku lhüvallahü ehad. Yani herhangi bir şekilde, hiç başka eşi olmayan, bir tek, yegâne O.Ku lhüvallahü ehad. Yani herhangi bir şekilde, hiç başka eşi olmayan, bir tek, yegâne O. Bir, tek, yegânedir. Allahüssamed. Bu nedir? Samet, Allah'ın sıfatıdır.Bir, tek, yegânedir. Allahüssamed.

Bu nedir?

Samet, Allah'ın sıfatıdır.
Samet olan Allah. Samet; herkesin başına zarar geldiği zaman el açıp dua ettiği,Samet olan Allah. Samet; herkesin başına zarar geldiği zaman el açıp dua ettiği, ihtiyacını arz ettiği, talebini istediği mercî demek. ihtiyacını arz ettiği, talebini istediği mercî demek.

Kur'ân-ı Kerîm'de dikkatimizi çekiyor Allah.Kur'ân-ı Kerîm'de dikkatimizi çekiyor Allah. Müşrikler, imanı sağlam olmayan kişiler diyor âyet-i kerîmede gemiye bindikleri zaman fırtına çıktı mı,Müşrikler, imanı sağlam olmayan kişiler diyor âyet-i kerîmede gemiye bindikleri zaman fırtına çıktı mı, gemi sallanmaya başladı mı, hayatları tehlikeye girdi migemi sallanmaya başladı mı, hayatları tehlikeye girdi mi yani belki batacak gemiyani belki batacak gemi çünkü kendisi küçük, dalgalar büyük. Fırtına, şiddetli su geminin üstünden akıyor, öbür tarafa gidiyor. çünkü kendisi küçük, dalgalar büyük. Fırtına, şiddetli su geminin üstünden akıyor, öbür tarafa gidiyor.

Fındık kabuğu gibi sallanıyor gemi. O zaman hâlisâne, muhlisâne kesilip Allah derler, Allah'a dua ederler.Fındık kabuğu gibi sallanıyor gemi. O zaman hâlisâne, muhlisâne kesilip Allah derler, Allah'a dua ederler. Ama karaya çıktılar mı denizde o yaptıkları duaları, verdikleri vaatleri, yaptıkları adakları unuturlar, diyor.Ama karaya çıktılar mı denizde o yaptıkları duaları, verdikleri vaatleri, yaptıkları adakları unuturlar, diyor. Meğer insanoğlu başı dara geldi mi, ölümle burun buruna geldi mi Allah diyor. Meğer insanoğlu başı dara geldi mi, ölümle burun buruna geldi mi Allah diyor.

Bir arkadaş anlatıyor, dinsiz bir adamı sıkıştırmış bir tanesi, bir yerde.Bir arkadaş anlatıyor, dinsiz bir adamı sıkıştırmış bir tanesi, bir yerde. Bu anarşik olayların, karşılıklı çatışmalarında.Bu anarşik olayların, karşılıklı çatışmalarında. Adam kurşunu yiyince öyle bir Allah diye bağırıyormuş ki: Allah, Allah, Allah!Adam kurşunu yiyince öyle bir Allah diye bağırıyormuş ki: Allah, Allah, Allah! Sen hani önceden inkâr ediyordun. Şimdi kurşunu yedi, can pazarı, ölmek üzere. Sen hani önceden inkâr ediyordun. Şimdi kurşunu yedi, can pazarı, ölmek üzere.

O zaman hayret ettik diyor, anlatan arkadaş. Allah diyor. Yahu bu hani münkirdi, hani kâfirdi.O zaman hayret ettik diyor, anlatan arkadaş. Allah diyor. Yahu bu hani münkirdi, hani kâfirdi. Hani hiç inanmıyordu falan. Hani hiç inanmıyordu falan.

Herkesin başı dara geldiği zaman intikal ettiği, hacetini istediği, duasını yaptığı, istediğini isteyeceği yerdir.Herkesin başı dara geldiği zaman intikal ettiği, hacetini istediği, duasını yaptığı, istediğini isteyeceği yerdir. Samet çok güzel bir tabir. Samet kelimesi ile Allah'ın anlatılması çok güzel.Samet çok güzel bir tabir.

Samet kelimesi ile Allah'ın anlatılması çok güzel.
Bütün dinlerde, bütün inanışlarda insanlar ölüm ile karşı karşıya geldiği zaman,Bütün dinlerde, bütün inanışlarda insanlar ölüm ile karşı karşıya geldiği zaman, aczini anladığı zaman yüce varlığa bütün samimiyetiyle yöneliyor. Ondan bir şey istiyor. aczini anladığı zaman yüce varlığa bütün samimiyetiyle yöneliyor. Ondan bir şey istiyor.

O zaman işte Allahüssamed, Samet olan Allah'tır o. O zaman işte Allahüssamed, Samet olan Allah'tır o.

Herkesin kendisine döndüğü, hacetini arz ettiği, dilediğini ondan istediği yüce varlık. Bu ayrım önemli.Herkesin kendisine döndüğü, hacetini arz ettiği, dilediğini ondan istediği yüce varlık. Bu ayrım önemli. Sonra; lem yelid velem yuled. Bu Hıristiyanlığı yerle bir ediyor. İki şey: Lem yelid, velem yuled.Sonra; lem yelid velem yuled. Bu Hıristiyanlığı yerle bir ediyor. İki şey: Lem yelid, velem yuled. Hıristiyanlığı mahvediyor, silip atıyor. Hıristiyanlığı mahvediyor, silip atıyor.

Tabii Hıristiyanlığın aslında hıristiyan kimselerin söylediği o abuk sabuk Tanrı inancı, konsepti zaten yok.Tabii Hıristiyanlığın aslında hıristiyan kimselerin söylediği o abuk sabuk Tanrı inancı, konsepti zaten yok. Sonradan ortaya çıkmış, yalan yanlış bir şey. Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki: Sonradan ortaya çıkmış, yalan yanlış bir şey. Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki:

Lem yelid. Evlat edinmedi. Doğurmadı. Velem yulet. Kendisi hiç kimsenin evladı değildir.Lem yelid. Evlat edinmedi. Doğurmadı.

Velem yulet. Kendisi hiç kimsenin evladı değildir.
Daha büyük bir şeyin evladı değildir.Daha büyük bir şeyin evladı değildir. Ne baba Allah var, ne oğul Allah var.Ne baba Allah var, ne oğul Allah var. Kur'ân-ı Kerîm'de de çok net olarak diyor ki; Allah evlat edinmedi, evlâdı olmadı.Kur'ân-ı Kerîm'de de çok net olarak diyor ki; Allah evlat edinmedi, evlâdı olmadı. Karısı yok ki evladı olsun diyor. Karısı yok ki evladı olsun diyor.

Eşi yok ki yani Allahu teâla hazretlerinin düğünü olmuş,Eşi yok ki yani Allahu teâla hazretlerinin düğünü olmuş, evlenmiş, nikâh olmuş, gerdek olmuş, çoluk çocuk olmuş gibi bir şey yok.evlenmiş, nikâh olmuş, gerdek olmuş, çoluk çocuk olmuş gibi bir şey yok. İftira olmuş oluyor. Hanımı yok ki çocuğu olsun, diyor Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de. İftira olmuş oluyor. Hanımı yok ki çocuğu olsun, diyor Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de.

Eşi, hanımı yok ki çocuğu olsun. Tabii bu son derece iftiraî bir mantık. Son derece ilkel bir mantık.Eşi, hanımı yok ki çocuğu olsun. Tabii bu son derece iftiraî bir mantık. Son derece ilkel bir mantık. Yalan yanlış bir şey. Allah'ı insanlar gibi, aile kurmuş gibi düşünmek çok yanlış bir şey. Yalan yanlış bir şey. Allah'ı insanlar gibi, aile kurmuş gibi düşünmek çok yanlış bir şey.

Ne hıristiyanların Hz. İsa için "Allah'ın oğlu "demeleri doğru.Ne hıristiyanların Hz. İsa için "Allah'ın oğlu "demeleri doğru. Ne de Allah'ın kendisine "baba Allah" demeleri doğru. İkisini de reddediyor Allah. Ne oğuldur. Ne babadır.Ne de Allah'ın kendisine "baba Allah" demeleri doğru. İkisini de reddediyor Allah. Ne oğuldur. Ne babadır. Ne kendi babası vardır, ne evladı vardır. Böyle bir şey bahis konusu değildir. Ne kendi babası vardır, ne evladı vardır. Böyle bir şey bahis konusu değildir.

Bu Hıristiyanlığın reddidir. İhlas sûresi de Hristiyanlığın reddidir.Bu Hıristiyanlığın reddidir. İhlas sûresi de Hristiyanlığın reddidir. Allahüssamed de yani kendisinden medet umulmayan, kendisinden fayda gelmeyen, Allahüssamed de yani kendisinden medet umulmayan, kendisinden fayda gelmeyen, kendisinden menfaat sağlanamayan hiçbir şey tanrı olamaz diye onlara bir ihtardır. kendisinden menfaat sağlanamayan hiçbir şey tanrı olamaz diye onlara bir ihtardır.

Bütün işe yaramaz alalı mabutları iptaldir. Putları iptaldir. Lem yelid, ve lem yuled.Bütün işe yaramaz alalı mabutları iptaldir. Putları iptaldir. Lem yelid, ve lem yuled. Dünya ehlinde çok yaygın bir yanlışlıktır. Dünya ehlinde çok yaygın bir yanlışlıktır.

Çünkü dünya nüfusunun bilmem ne kadar milyarı maalesef yalan yanlış bir inançtadır.Çünkü dünya nüfusunun bilmem ne kadar milyarı maalesef yalan yanlış bir inançtadır. Peygamber Efendimiz'in bu yanlışlığı Allah tarafından gönderilip ortaya koyduğunaPeygamber Efendimiz'in bu yanlışlığı Allah tarafından gönderilip ortaya koyduğuna ve anlattığına göre bizim de bu yanlışlığı söylememiz lazım.ve anlattığına göre bizim de bu yanlışlığı söylememiz lazım. İnsanları bu yanlıştan kurtarmak için çalışmamız lazım. Gayret göstermemiz lazım. İnsanları bu yanlıştan kurtarmak için çalışmamız lazım. Gayret göstermemiz lazım.

Ve lem yekül lehü küfüven ehad. Onun mübaşiri ona eşdeğer hiçbir varlık da yok. Ve lem yekül lehü küfüven ehad. Onun mübaşiri ona eşdeğer hiçbir varlık da yok.

Eski İranlıların dininde bir iyilik Tanrısı vardı, bir kötülük Tanrısı vardır. Birisi geldi; birisi Yezdan, birisi Ehreman.Eski İranlıların dininde bir iyilik Tanrısı vardı, bir kötülük Tanrısı vardır. Birisi geldi; birisi Yezdan, birisi Ehreman. Birisi karanlığı temsil ediyordu, birisi aydınlığı temsil ediyordu. Birisi karanlığı temsil ediyordu, birisi aydınlığı temsil ediyordu.

İki Tanrı vardı orada ve onlara tapıyorlardıİki Tanrı vardı orada ve onlara tapıyorlardı Yanlış bir şey. Burada bir düalizm var yani, ikilik var.Yanlış bir şey. Burada bir düalizm var yani, ikilik var. Bir tanrı var, iyiliklerle meşgul; bir tanrı var; kötülüklerle meşgul.Bir tanrı var, iyiliklerle meşgul; bir tanrı var; kötülüklerle meşgul. İkisi terazinin iki kefesi. Böyle bir şey yok hükmünde. İkisi terazinin iki kefesi. Böyle bir şey yok hükmünde.

Kudretinde ona denk olan herhangi bir varlık da yok,Kudretinde ona denk olan herhangi bir varlık da yok, karşısında duracak herhangi bir şey de yok, diye böylece dinler tarihinin bildiği karşısında duracak herhangi bir şey de yok, diye böylece dinler tarihinin bildiği bütün Tanrı inançlarını zaten reddediyor ihlas sûresi. bütün Tanrı inançlarını zaten reddediyor ihlas sûresi.

Mesela Yunanlılar politeist idiler. Eski Yunanlılar'da bir sürü Tanrı var.Mesela Yunanlılar politeist idiler. Eski Yunanlılar'da bir sürü Tanrı var. Komik yani eski Yunanlıların dinleri trajikomik. Hem trajik hem de komik.Komik yani eski Yunanlıların dinleri trajikomik. Hem trajik hem de komik. İnsanlık nâmına bu kadar aptallık olamaz. İnsanlık nâmına bu kadar aptallık olamaz.

Şarap Tanrısı var, aşk Tanrısı var, harp Tanrısı var, bilmem ne var, bilmem ne var.Şarap Tanrısı var, aşk Tanrısı var, harp Tanrısı var, bilmem ne var, bilmem ne var. Bir sürü tanrı var.Bir sürü tanrı var. Bir de onların başında, Atina'nın Olimpos dağlarına oturmuş Zeus diye bir koca Tanrı da var, putları da var. Bir de onların başında, Atina'nın Olimpos dağlarına oturmuş Zeus diye bir koca Tanrı da var, putları da var.

Tanrılar birbirleriyle kavga ediyorlar, hırçınlık yapıyorlar.Tanrılar birbirleriyle kavga ediyorlar, hırçınlık yapıyorlar. Harp çıkıyor aralarında, itişiyorlar, kapışıyorlar vesaire.Harp çıkıyor aralarında, itişiyorlar, kapışıyorlar vesaire. Zeus yukarıdan onlara yıldırımlar gönderiyor.Zeus yukarıdan onlara yıldırımlar gönderiyor. Bu inanç bir karikatür mecmuasında yazılı olsa insan karnı patlamasın diye kasıklarını tuta tuta güler. Bu inanç bir karikatür mecmuasında yazılı olsa insan karnı patlamasın diye kasıklarını tuta tuta güler.

Ama bir dini inanç olarak ortaya konulduğu zaman trajedi oluyor.Ama bir dini inanç olarak ortaya konulduğu zaman trajedi oluyor. Yani insanlık namına Allah'ın kulu olarak, Allah'a kulluk etmek için yaratılmışYani insanlık namına Allah'ın kulu olarak, Allah'a kulluk etmek için yaratılmış insanlık namına çok acı bir şey oluyor ki bu kadar komiklik olamaz. insanlık namına çok acı bir şey oluyor ki bu kadar komiklik olamaz.

Bu kadar acı bir şey olamaz. Tanrı tasavvuru bu kadar saçma olamaz. Buna da politeist denirdi.Bu kadar acı bir şey olamaz. Tanrı tasavvuru bu kadar saçma olamaz. Buna da politeist denirdi. Poli, çok demek. Çok tanrıcı, bir sürü Tanrı düşünüyorlar. Saçmalığı ortada.Poli, çok demek. Çok tanrıcı, bir sürü Tanrı düşünüyorlar. Saçmalığı ortada. Eski İranlılar, Persler diyelim, onlar düalist, iki tanrı var.Eski İranlılar, Persler diyelim, onlar düalist, iki tanrı var. Sanıyorum bu Japonlar da hinoğlu hin. Arabalarının bir tanesine mazda adını koymuşlar.Sanıyorum bu Japonlar da hinoğlu hin. Arabalarının bir tanesine mazda adını koymuşlar. O boşuna değildir. İranlıların ahura mazdasını yani güneş tanrısını biliyorlar. O boşuna değildir. İranlıların ahura mazdasını yani güneş tanrısını biliyorlar. Kendileri de güneşe tapındıkları için o ismi kasten koyuyor. Gülerek, hoşuna giderek koyuyor.Kendileri de güneşe tapındıkları için o ismi kasten koyuyor. Gülerek, hoşuna giderek koyuyor. Ama o da bana putperest ismi gibi geliyor. Ama o da bana putperest ismi gibi geliyor.

Yani araba ismi; ama işin arkasında Japon'un dininin Güneşe tapmasınınYani araba ismi; ama işin arkasında Japon'un dininin Güneşe tapmasının İran'ın da güneşe tapması dolayısıyla ikisinin de aynı aynı Tanrıya tapma palavrasından dolayıİran'ın da güneşe tapması dolayısıyla ikisinin de aynı aynı Tanrıya tapma palavrasından dolayı aynı şeye hürmet etmesinden oraya koymuş şeyi. Mesela Nissan diye bir isim koymuş.aynı şeye hürmet etmesinden oraya koymuş şeyi. Mesela Nissan diye bir isim koymuş. Nissan'ın ne olduğunu bilmiyorum; ama hani nisan yağmurları var. Nissan'ın ne olduğunu bilmiyorum; ama hani nisan yağmurları var.

Bereketli, herkesin hoşuna gidiyor.Bereketli, herkesin hoşuna gidiyor. Acaba onu düşünerek mi koydu diye muhtelif kültürleri inceleyip düşünüyorum.Acaba onu düşünerek mi koydu diye muhtelif kültürleri inceleyip düşünüyorum. Böyle o kültürleri içerecek kelimeler koymuş olabilir.Böyle o kültürleri içerecek kelimeler koymuş olabilir. Demek ki dualist onlar. İki Tanrı biliyorlar, eşit birbirlerine. Demek ki dualist onlar. İki Tanrı biliyorlar, eşit birbirlerine.

Masaya oturdular. Bileklerini birbirleriyle şey yaptılar.Masaya oturdular. Bileklerini birbirleriyle şey yaptılar. Bazen o vuracak bile yine bunun gibi bazen ötekisi vuracak. Bazen iyilik galip geliyor, bazen kötülük.Bazen o vuracak bile yine bunun gibi bazen ötekisi vuracak. Bazen iyilik galip geliyor, bazen kötülük. Öyle saçma inançlar var. İranlılar da reddediyor, hıristiyanların teslisini. Öyle saçma inançlar var. İranlılar da reddediyor, hıristiyanların teslisini.

Bir baba Allah var. Hâşâ, sümme hâşâ! Allah baba olarak biliyorlar.Bir baba Allah var. Hâşâ, sümme hâşâ! Allah baba olarak biliyorlar. Onun için söz olarak bizim çoluk çocuğumuza "Allah baba" kelimesini kullanmamız çok kötü, Onun için söz olarak bizim çoluk çocuğumuza "Allah baba" kelimesini kullanmamız çok kötü, tehlikeli, yanlış bir yoldur; çünkü baba olmadığını ihlas sûresi gösteriyor. tehlikeli, yanlış bir yoldur; çünkü baba olmadığını ihlas sûresi gösteriyor.

Tabii, putlara aya ve güneşe, yıldızlara, hayvanlara, dağlara, ağaçlara, sulara,Tabii, putlara aya ve güneşe, yıldızlara, hayvanlara, dağlara, ağaçlara, sulara, insanlara tapılmamasını göstermiş oluyor bu sûre.insanlara tapılmamasını göstermiş oluyor bu sûre. Fakat maalesef tarih boyunca dinler tarihine incelediğiniz zaman insanların her şeye taptığını görüyoruz. Fakat maalesef tarih boyunca dinler tarihine incelediğiniz zaman insanların her şeye taptığını görüyoruz.

Aya ve güneşe tapmışlar, bir kere ay tanrısı, güneş tanrıçası kimisinin erkek kimisininki dişi.Aya ve güneşe tapmışlar, bir kere ay tanrısı, güneş tanrıçası kimisinin erkek kimisininki dişi. Ay galiba erkek, güneş dişi falan diye düşünmüşler. Birisi tanrıça, birisi tanrı olmuş oluyor. Ay galiba erkek, güneş dişi falan diye düşünmüşler. Birisi tanrıça, birisi tanrı olmuş oluyor.

Kur'ân-ı Kerîm'den Nuh aleyhisselamın kavminin çeşitli yıldızlara taptığını biliyoruz. Hayvanlara tapmışlar.Kur'ân-ı Kerîm'den Nuh aleyhisselamın kavminin çeşitli yıldızlara taptığını biliyoruz. Hayvanlara tapmışlar. Bugün bir de Hindistan'da kobra yılanına tapan tarikatlar veya dinler var. Bugün bir de Hindistan'da kobra yılanına tapan tarikatlar veya dinler var.

Kobra yılanını yakalıyorlar, kobra mabedine getiriyorlar. Tapınıyorlar.Kobra yılanını yakalıyorlar, kobra mabedine getiriyorlar. Tapınıyorlar. Ondan sonra tekrar götürüp salıveriyorlar.Ondan sonra tekrar götürüp salıveriyorlar. Halbuki her yıl bilmem ne kadar insan o kobra yılanından ısırılıp ölüyor.Halbuki her yıl bilmem ne kadar insan o kobra yılanından ısırılıp ölüyor. Hindistan'da yine de ona inanıp tapınıyorlar. Hindistan'da yine de ona inanıp tapınıyorlar.

Totemlere tapmışlar ve insanlara tapmışlar. Allah'ın peygamberi olan Hz. İsa'ya tapınıyorlar.Totemlere tapmışlar ve insanlara tapmışlar. Allah'ın peygamberi olan Hz. İsa'ya tapınıyorlar. Çarmıha gerilmiş, sapsarı kolları aşağı düşmüş, başı aşağı düşmüş.Çarmıha gerilmiş, sapsarı kolları aşağı düşmüş, başı aşağı düşmüş. Dizleri kurumuş bir ceset ile şey yapıyorlar, Hz. İsa'ya toplanıyorlar ve bunu yirminci yüzyılda yapıyorlar. Dizleri kurumuş bir ceset ile şey yapıyorlar, Hz. İsa'ya toplanıyorlar ve bunu yirminci yüzyılda yapıyorlar.

Matematikte ileriler. Bu kadar akıl çağında ileri gitmiş olan kavimler bu inanca sahip olabiliyor.Matematikte ileriler. Bu kadar akıl çağında ileri gitmiş olan kavimler bu inanca sahip olabiliyor. Sonra Buda'ya tapmışlar.Sonra Buda'ya tapmışlar. Buda'nın insanların fakirliğini görüp onlara iyi duygular aşılamak, fakirlere merhamet etmeyi aşılamak içinBuda'nın insanların fakirliğini görüp onlara iyi duygular aşılamak, fakirlere merhamet etmeyi aşılamak için geldiği ve çalıştığı söyleniyor. Sacramento Buda'nın efsanevî olarak hayatı aşağı yukarı belli.geldiği ve çalıştığı söyleniyor. Sacramento Buda'nın efsanevî olarak hayatı aşağı yukarı belli. Fakat sonradan onun heykelini yapmışlar.Fakat sonradan onun heykelini yapmışlar. Buda'ya tapınıyorlar. Buda'ya tapınıyorlar.

Koca göbekli, bağdaş kurmuş böyle oturduğu yere hödük gibi oturmuş.Koca göbekli, bağdaş kurmuş böyle oturduğu yere hödük gibi oturmuş. Böyle bir heykeli karşılarına alıp tapınıyorlar. İnsana tapılmaz. Böyle bir heykeli karşılarına alıp tapınıyorlar. İnsana tapılmaz.

Sonra firavuna tapıldığını Kur'ân-ı Kerîm'den biliyoruz. Mısır tarihinden biliyoruz.Sonra firavuna tapıldığını Kur'ân-ı Kerîm'den biliyoruz. Mısır tarihinden biliyoruz. Ve Firavun'un utanmadan, arlanmadan; Ve Firavun'un utanmadan, arlanmadan;

Ben sizin için benden başka bir ilah kabul etmiyorum, dediğini biliyoruz.Ben sizin için benden başka bir ilah kabul etmiyorum, dediğini biliyoruz. Yok, öyle bir şey, bana tapacaksınız dediğini biliyorum.Yok, öyle bir şey, bana tapacaksınız dediğini biliyorum. Ve bu birçok âyet-i kerîmelerde onun tanrılık davasına kalktığını,Ve bu birçok âyet-i kerîmelerde onun tanrılık davasına kalktığını, onun kabilesini kendisine tapınmaya zorladığını biliyoruz. onun kabilesini kendisine tapınmaya zorladığını biliyoruz.

İnsan olduğu halde zorla tapındırmış. Japonların kralı şu anda güneşin oğlu olarak biliniyor ve tapınıyorlar.İnsan olduğu halde zorla tapındırmış. Japonların kralı şu anda güneşin oğlu olarak biliniyor ve tapınıyorlar. Onu kutsal bir varlık olarak görüyorlar. Onu kutsal bir varlık olarak görüyorlar.

Maalesef Hz. Ali Efendimiz'i radıyallahuanhı sevenlerin arasına da gulat-ı şia dediğimizMaalesef Hz. Ali Efendimiz'i radıyallahuanhı sevenlerin arasına da gulat-ı şia dediğimiz aşırı gitmiş insanlar içinde Hz Ali'ye tanrılık izafe edenler var. aşırı gitmiş insanlar içinde Hz Ali'ye tanrılık izafe edenler var.

İran tabiri olarak Ali Allahiler deniliyor.İran tabiri olarak Ali Allahiler deniliyor. Hz. Ali'ye tapınanlar, işi o dereceye götürmüş olanlar var. Tabi o da doğrudan doğruya küfür oluyor.Hz. Ali'ye tapınanlar, işi o dereceye götürmüş olanlar var. Tabi o da doğrudan doğruya küfür oluyor. Çünkü Allah'ın bir kulunu onun yerine koymak küfür oluyor. O da halen var. Türkiye'de de var.Çünkü Allah'ın bir kulunu onun yerine koymak küfür oluyor. O da halen var. Türkiye'de de var. Benim bir doktor tanıdığım vardı. Çocuk genç yaşta geldi. "Ben aleviyim hocam." dedi.Benim bir doktor tanıdığım vardı. Çocuk genç yaşta geldi. "Ben aleviyim hocam." dedi. Konuştuk, görüştük, tasavvufa intisab etti. Konuştuk, görüştük, tasavvufa intisab etti.

Zikrini, tesbihini yapan Mısır'dan hayırsever, çalışkan bir çocuk geldi.Zikrini, tesbihini yapan Mısır'dan hayırsever, çalışkan bir çocuk geldi. "Hocam benim babam böyle müslüman, mütedeyyin olduğumu görse öldürür beni." dedi. "Hocam benim babam böyle müslüman, mütedeyyin olduğumu görse öldürür beni." dedi.

Maalesef benim babamlar Hz Ali'ye tapıyorlar, dedi. Yani Hazreti Ali'yi tanrı gibi görüyorlar.Maalesef benim babamlar Hz Ali'ye tapıyorlar, dedi. Yani Hazreti Ali'yi tanrı gibi görüyorlar. İnanç olarak ona tapıyorlar dedi.İnanç olarak ona tapıyorlar dedi. Kitaplardan biliyoruz da bu kadarını reel olarak şu anda yaşayanları bilmiyorduk. Kitaplardan biliyoruz da bu kadarını reel olarak şu anda yaşayanları bilmiyorduk.

Demek ki açıkça, insanlara çeşitli şekillerde halen tapmakta olanları,Demek ki açıkça, insanlara çeşitli şekillerde halen tapmakta olanları, yeryüzünde hala insanın insana taptığını görüyoruz. Böyle kavimler var. yeryüzünde hala insanın insana taptığını görüyoruz. Böyle kavimler var.

Eskiden beri çeşitli şeylere tapmışlar. Hayvanlara tapmak var, biliyorsunuz. Buzağıya, öküze tapmak…Eskiden beri çeşitli şeylere tapmışlar. Hayvanlara tapmak var, biliyorsunuz. Buzağıya, öküze tapmak… Bir de görünmeyen varlıklara tapma meselesi var.Bir de görünmeyen varlıklara tapma meselesi var. Mesela İmam Gazalî bir kitabında diyor ki; insanların çoğu farkına varmadan nefsine tapar. Mesela İmam Gazalî bir kitabında diyor ki; insanların çoğu farkına varmadan nefsine tapar.

Kendi nefsini tanrı edinmiştir, kendi nefsine tapar. Kendi nefsi neyi emrederse onu yapar.Kendi nefsini tanrı edinmiştir, kendi nefsine tapar. Kendi nefsi neyi emrederse onu yapar. Demek ki emredilen bütün şeyleri yapmak ve tam mânası ile emredilene itaat etmek,Demek ki emredilen bütün şeyleri yapmak ve tam mânası ile emredilene itaat etmek, ona tapmak olduğundan nefsinin söylediklerini dinleyen insan nefsine tapmış oluyor. ona tapmak olduğundan nefsinin söylediklerini dinleyen insan nefsine tapmış oluyor.

İnsanların çoğunun zaten nefsinin karşısında el pençe divan durduğunu, ona tapındığını görürsün.İnsanların çoğunun zaten nefsinin karşısında el pençe divan durduğunu, ona tapındığını görürsün. Nefsinin bir dediğini iki etmediğini görürsün, diyor. Tabii bu da Kur'ân-ı Kerîm'de var. Nefsinin bir dediğini iki etmediğini görürsün, diyor. Tabii bu da Kur'ân-ı Kerîm'de var.

Âyet-i kerimesinde buna işaret ediliyor. Âyet-i kerimesinde buna işaret ediliyor. Hevâhü. Nefsinin arzularını kendisine ilah edinen o bâtıl insanı gördün mü deniliyor.Hevâhü. Nefsinin arzularını kendisine ilah edinen o bâtıl insanı gördün mü deniliyor. Demek ki zavallı hemcinslerimiz, insanlar bu tür varlıklara taptıkları gibi,Demek ki zavallı hemcinslerimiz, insanlar bu tür varlıklara taptıkları gibi, birtakım insanlara taptıkları gibi, olmadık varlıklara taptıkları gibi bizzat kendilerine de tapabiliyorlar. birtakım insanlara taptıkları gibi, olmadık varlıklara taptıkları gibi bizzat kendilerine de tapabiliyorlar.

Kendi nefislerine tapabiliyorlar.Kendi nefislerine tapabiliyorlar. Kendi nefsinin iyi, kötü her dediğini dinlemek suretiyle, ona itaat etmek suretiyle ona tapınabiliyor.Kendi nefsinin iyi, kötü her dediğini dinlemek suretiyle, ona itaat etmek suretiyle ona tapınabiliyor. Bu mânada: Hristiyanlar ve Yahudiler için Allahu Teâlâ "Bunlar kendi rahipleriniBu mânada:

Hristiyanlar ve Yahudiler için Allahu Teâlâ "Bunlar kendi rahiplerini
ve hahamlarını kendilerine Rab edindiler, Tanrı edindiler." buyuruyor. ve hahamlarını kendilerine Rab edindiler, Tanrı edindiler." buyuruyor. Peygamber Efendimiz'in zamanında yaşayan sahabeden bazı kimseler kendilerine demişler ki: Peygamber Efendimiz'in zamanında yaşayan sahabeden bazı kimseler kendilerine demişler ki:

"Yâ Resûlallah; biz eskiden hıristiyan biliyoruz bunları."Yâ Resûlallah; biz eskiden hıristiyan biliyoruz bunları. Bu hıristiyanlar, papazları severler ama onlara tapınmazlar.Bu hıristiyanlar, papazları severler ama onlara tapınmazlar. Bu âyet-i kerîmede Rab ediniyorlar onları diyor." Bu âyet-i kerîmede Rab ediniyorlar onları diyor." Buyurmuş ki Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem: Buyurmuş ki Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem:

"Allah onlara yalnız kendisine ibadet edilmesini emrettiği halde Allah'ın emirlerini tutmayıp"Allah onlara yalnız kendisine ibadet edilmesini emrettiği halde Allah'ın emirlerini tutmayıp rahiplerin ve hahamların emirlerini tutması dolayısıylarahiplerin ve hahamların emirlerini tutması dolayısıyla sırf onların buyruğu ile hareket etmesi dolayısıyla ve Allah peygamber göndermiş olduğu haldesırf onların buyruğu ile hareket etmesi dolayısıyla ve Allah peygamber göndermiş olduğu halde peygambere uymayıp o yanlış inançta direnmeleri ve inat etmeleri dolayısıyla ona tapınmış gibi oluyor." diyor. peygambere uymayıp o yanlış inançta direnmeleri ve inat etmeleri dolayısıyla ona tapınmış gibi oluyor." diyor.

Demek ki bir insan bir otoriteyi esas otorite olarak kabul edip de onun emrini kayıtsız,Demek ki bir insan bir otoriteyi esas otorite olarak kabul edip de onun emrini kayıtsız, şartsız uygularsa ona tapınmış oluyor.şartsız uygularsa ona tapınmış oluyor. Allah'ın emrini tutmayıp, onun yolunda gittiği zaman Allah'ı ona tercih etmiş oluyor.Allah'ın emrini tutmayıp, onun yolunda gittiği zaman Allah'ı ona tercih etmiş oluyor. Derece derece tehlikeleri anlatıyoruz. Yanlış tapılan varlıkları, objeleri. Derece derece tehlikeleri anlatıyoruz. Yanlış tapılan varlıkları, objeleri.

Bir de Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şirk kelimesinin anlamının gizli olanını bildiriyor.Bir de Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şirk kelimesinin anlamının gizli olanını bildiriyor. Gizli şirk, eş-şirkü'l hafiGizli şirk, eş-şirkü'l hafi Allah'tan gayrısına tapınmanın gizli şekli. O da nedir? Gizli şirk de riyadır.Allah'tan gayrısına tapınmanın gizli şekli.

O da nedir?

Gizli şirk de riyadır.
Bir insanın yaptığı bir ibadetin, hayrının, hasenâtınınBir insanın yaptığı bir ibadetin, hayrının, hasenâtının Allah için yapmamış da insanlara gösteriş için yapması riyakârlık.Allah için yapmamış da insanlara gösteriş için yapması riyakârlık. Yani içinden istemediği halde insanlar kendisini beğensin diye,Yani içinden istemediği halde insanlar kendisini beğensin diye, itibar olsun diye, gösteriş olsun diye yapması. Bu da bir şirk oluyor. Neden? Allah'ı düşünmüyor. itibar olsun diye, gösteriş olsun diye yapması.

Bu da bir şirk oluyor.

Neden?

Allah'ı düşünmüyor.
Allah'ın vereceği mükâfatı veya cezayı düşünmüyor.Allah'ın vereceği mükâfatı veya cezayı düşünmüyor. İyi hareket ederse mükâfat vereceğini, kötü hareket edeceği zaman da İyi hareket ederse mükâfat vereceğini, kötü hareket edeceği zaman da cezalandırılacağını düşünmüyor da falanca insanın gözüne girmeye bakıyor. cezalandırılacağını düşünmüyor da falanca insanın gözüne girmeye bakıyor.

Onun gönlünü almayı düşünüyor. Onun tarafından alkışlamayı, beğenilmeyi hesaplıyor.Onun gönlünü almayı düşünüyor. Onun tarafından alkışlamayı, beğenilmeyi hesaplıyor. Bu da şirk. Riyakârlık da şirktir diyor.Bu da şirk. Riyakârlık da şirktir diyor. Onun için denilmiştir ki şirk öyle kolay kurtulunan bir şey değildir.Onun için denilmiştir ki şirk öyle kolay kurtulunan bir şey değildir. Allah'ın emirlerine tam olarak, kayıtsız şartsız uyabilmeliyiz. Allah'ın emirlerine tam olarak, kayıtsız şartsız uyabilmeliyiz.

Tam Allah'ın kulu olmak kolay değil, şirk; bir karıncanın ayak sesi kadar sessizce insanın yanına sokulabilir. Tam Allah'ın kulu olmak kolay değil, şirk; bir karıncanın ayak sesi kadar sessizce insanın yanına sokulabilir.

Neden? Karınca yanına yaklaşınca duyabiliyor musun? Tak tak sesi mi geliyor.Neden?

Karınca yanına yaklaşınca duyabiliyor musun?

Tak tak sesi mi geliyor.
At gelirken nallarının sesini duyabilirsiniz. Araba gelse motor sesini duyarsınız.At gelirken nallarının sesini duyabilirsiniz. Araba gelse motor sesini duyarsınız. Ama şirk olan riya insanı karıncanın gelişi gibi sessizce gelir, içine girer. Ama şirk olan riya insanı karıncanın gelişi gibi sessizce gelir, içine girer.

Bundan anlıyoruz ki insanın tam mânası ile kendisini yüce Yaratan'a teslim etmesi lazım.Bundan anlıyoruz ki insanın tam mânası ile kendisini yüce Yaratan'a teslim etmesi lazım. Her yaptığı şeyi sırf O'nun rızası için yapması lazım. Yalnız O'na ibadet etmesi lazım.Her yaptığı şeyi sırf O'nun rızası için yapması lazım. Yalnız O'na ibadet etmesi lazım. Yalnız ondan medet umması lazım. Yalnız ondan medet umması lazım.

Yalnız onun rızasını kazanmaya çalışması lazım.Yalnız onun rızasını kazanmaya çalışması lazım. Onun için biz tasavvuf'i yolumuzda bu işi nasıl formüle etmişiz? Diyoruz ki: Onun için biz tasavvuf'i yolumuzda bu işi nasıl formüle etmişiz? Diyoruz ki:

İlâhî ente maksudi ve rızake matlubi. Yâ Rabbi; benim gayem, arzum, maksudum sensin.İlâhî ente maksudi ve rızake matlubi. Yâ Rabbi; benim gayem, arzum, maksudum sensin. Ben sadece senin rızanı kazanmayı istiyorum.Ben sadece senin rızanı kazanmayı istiyorum. Cümle cihan halkı bana düşman olsa, hepsi bir sopayı, silahı alsa beni kovalamaya kalksa,Cümle cihan halkı bana düşman olsa, hepsi bir sopayı, silahı alsa beni kovalamaya kalksa, hepsi beni bir başka yola çevirmeye çalışsa hayır ben senin yolunu isterim. hepsi beni bir başka yola çevirmeye çalışsa hayır ben senin yolunu isterim.

Cümle cihan halkı bir tarafta olsa hepsi bana düşman olsa sen dost olsan kâfi. Cümle cihan halkı bir tarafta olsa hepsi bana düşman olsa sen dost olsan kâfi.

Cümle cihan halkı beni sevse, alkışlasa, aferin ne güzel yapıyor dese ama sen sevmesen ben onu istemem.Cümle cihan halkı beni sevse, alkışlasa, aferin ne güzel yapıyor dese ama sen sevmesen ben onu istemem. Cümle cihan halkı yani bütün mahlukât, bütün insanlar istese bile ben onu istemem, senin rızanı istiyorum.Cümle cihan halkı yani bütün mahlukât, bütün insanlar istese bile ben onu istemem, senin rızanı istiyorum. İlahi ente maksudi ve rızake matlubi. İlahi ente maksudi ve rızake matlubi.

Bu hakiki iman. Allah inancının gereği olan hakiki, hâlet-i rûhiye budur.Bu hakiki iman. Allah inancının gereği olan hakiki, hâlet-i rûhiye budur. Allahu Teâlâ hazretleri tabii bunları bildirmese insanlarAllahu Teâlâ hazretleri tabii bunları bildirmese insanlar Allah'a ibadetin bu kadar ince yollarını tam olarak anlayamazlardı. Allah'a ibadetin bu kadar ince yollarını tam olarak anlayamazlardı.

Anlayabilsinler; Allah inancında incelikleri,Anlayabilsinler; Allah inancında incelikleri, Allah'a kullukta ince noktalarda hataya düşmesinler diye Allah kılavuz gönderiyor.Allah'a kullukta ince noktalarda hataya düşmesinler diye Allah kılavuz gönderiyor. Doğru yolu gösteren haberciler gönderiyor. Peygamberler gönderiyor.Doğru yolu gösteren haberciler gönderiyor. Peygamberler gönderiyor. Kur'ân-ı Kerîm bize ve bütün insanlara asırlar boyunca bu konuda en kıymetli malzemeyi vermiş. Kur'ân-ı Kerîm bize ve bütün insanlara asırlar boyunca bu konuda en kıymetli malzemeyi vermiş.

Çok şeyi öğretmiştir. Kur'ân-ı Kerîm olmasaydı dinler tarihi çok kısır ve sığ kalırdı.Çok şeyi öğretmiştir. Kur'ân-ı Kerîm olmasaydı dinler tarihi çok kısır ve sığ kalırdı. Kur'ân-ı Kerîm insanlığa din konusunda çok şey öğretmiştir.Kur'ân-ı Kerîm insanlığa din konusunda çok şey öğretmiştir. Onun için Kur'ân-ı Kerîm'i çok dikkatli bir şekilde okumamız lazım.Onun için Kur'ân-ı Kerîm'i çok dikkatli bir şekilde okumamız lazım. Hz Ömer radıyallahü anh'ten rivayet ediliyor ki: "Ben Kur'an'ı iki şekilde okuyorum. Hz Ömer radıyallahü anh'ten rivayet ediliyor ki:

"Ben Kur'an'ı iki şekilde okuyorum.
Bir, hızlı ve kısa zamanda hatim edecek şekilde okuyorum.Bir, hızlı ve kısa zamanda hatim edecek şekilde okuyorum. Bir tarzda daha okuyorum ki 14 sene oldu, daha Kur'an'ın şurasına geldim." diyor.Bir tarzda daha okuyorum ki 14 sene oldu, daha Kur'an'ın şurasına geldim." diyor. 14 sene de şu kadarcık bir yere gelmiş. 14 sene de şu kadarcık bir yere gelmiş.

Yani her âyeti düşünerek, her âyetin üzerinde derin derin tefekkür ederek,Yani her âyeti düşünerek, her âyetin üzerinde derin derin tefekkür ederek, mânasını anlamaya çalışa çalışa okumak. Tabii böyle okuyan âlimler olmuş. mânasını anlamaya çalışa çalışa okumak. Tabii böyle okuyan âlimler olmuş. İmam Şâfiî Hazretlerini anlatırlar. Bir gece başını eğmiş, böyle oturduğu yerden sabaha kadar oturmuş. İmam Şâfiî Hazretlerini anlatırlar. Bir gece başını eğmiş, böyle oturduğu yerden sabaha kadar oturmuş.

Kıpırdamamış, yaslanmamış, uyumamış; ama gözü kapalı sabaha kadar oturmuş.Kıpırdamamış, yaslanmamış, uyumamış; ama gözü kapalı sabaha kadar oturmuş. Sabahleyin demiş ki: "Bu gece falanca âyet-i kerîme üzerine tefekkür eyledim. Sabahleyin demiş ki: "Bu gece falanca âyet-i kerîme üzerine tefekkür eyledim. 50 tane hüküm çıkarttım." Yani neler neler çıkıyor. 50 tane hüküm çıkarttım." Yani neler neler çıkıyor.

Ecdadımız, Osmanlı'dan dedelerimiz yemekten önce meyve yerlermiş.Ecdadımız, Osmanlı'dan dedelerimiz yemekten önce meyve yerlermiş. Yemekten önce sadece meyve yerlermiş. Şimdi biz ne yapıyoruz? Yemekten önce sadece meyve yerlermiş. Şimdi biz ne yapıyoruz?

Önce yemek yiyoruz. Sonra meyve yiyoruz. Onlar önce meyve yerlermiş.Önce yemek yiyoruz. Sonra meyve yiyoruz. Onlar önce meyve yerlermiş. Tabii tıbben, önce meyve yemek daha önemli. Neden? Meyve mideyi doldurur.Tabii tıbben, önce meyve yemek daha önemli.

Neden?

Meyve mideyi doldurur.
İştahı kapatır, insanın fazla kilo almasını engeller. Deforme olmasına mâni olur.İştahı kapatır, insanın fazla kilo almasını engeller. Deforme olmasına mâni olur. İsrafı önler, mideyi yormaz.İsrafı önler, mideyi yormaz. Tabii, doktor varsa bizden daha iyi bilir,Tabii, doktor varsa bizden daha iyi bilir, o yenilen meyveler herhalde mide asidini filan arttırdığından hazma da faydası olur. Şimdi nereden çıkartmışlar? o yenilen meyveler herhalde mide asidini filan arttırdığından hazma da faydası olur. Şimdi nereden çıkartmışlar?

Bir alimin yazısını okumuştum. İşareti hoşuma gitti. Aklımda kalmış.Bir alimin yazısını okumuştum. İşareti hoşuma gitti. Aklımda kalmış. Diyor ki âyet-i kerîmede Allahu Teâlâ hazretleri: Diyor ki âyet-i kerîmede Allahu Teâlâ hazretleri:

Cennette mü'minler çeşit çeşit nimetlere mazhar olacaklar. Ellerine her türlü nimet geçecek.Cennette mü'minler çeşit çeşit nimetlere mazhar olacaklar. Ellerine her türlü nimet geçecek. Ne dilerlerse onları bulacaklar, alacaklar.Ne dilerlerse onları bulacaklar, alacaklar. Neler neler var cennette. Neler neler var cennette.

Ve fakihetin mimmâ yetehayyerûn. Tercih ettikleri, istedikleri çeşit çeşit meyveler; Ve fakihetin mimmâ yetehayyerûn. Tercih ettikleri, istedikleri çeşit çeşit meyveler;

Ve lahmi tayrin mimma yeştehun. Ve hoşlarına giden kuş etleri…Ve lahmi tayrin mimma yeştehun. Ve hoşlarına giden kuş etleri… Bize kahvaltıda bıldırcın eti ikram ettiler de oradan açıldı sohbet.Bize kahvaltıda bıldırcın eti ikram ettiler de oradan açıldı sohbet. Önce çeşitli meyveler; ondan sonra artık beğendikleri kuş eti, sülün eti, Önce çeşitli meyveler; ondan sonra artık beğendikleri kuş eti, sülün eti, ben daha sülün filan yemedim ama bıldırcın yedim, elhamdülillah. ben daha sülün filan yemedim ama bıldırcın yedim, elhamdülillah.

Yani çeşitli şeyler sıralamada önce meyve dediği içinYani çeşitli şeyler sıralamada önce meyve dediği için büyüklerimiz o yönde ders almışlar, önce meyveyi yiyorlar.büyüklerimiz o yönde ders almışlar, önce meyveyi yiyorlar. Ondan sonra et varsa, kızartma varsa onu sonra yiyorlar. Ondan sonra et varsa, kızartma varsa onu sonra yiyorlar.

Demek ki Kur'ân-ı Kerîm'de çok şeyler var.Demek ki Kur'ân-ı Kerîm'de çok şeyler var. Hem de ilim ve teknolojinin ileri gitmediği zamanda bile Hem de ilim ve teknolojinin ileri gitmediği zamanda bile doğruyu bulmuşlar Kur'ân-ı Kerîm'in nice nice işaretlerinde. doğruyu bulmuşlar Kur'ân-ı Kerîm'in nice nice işaretlerinde.

Kur'ân-ı Kerîm'de Allah'a inanç bakımından çok büyük, çok temiz, çok şiddetli bir âyet-i kerîme var.Kur'ân-ı Kerîm'de Allah'a inanç bakımından çok büyük, çok temiz, çok şiddetli bir âyet-i kerîme var. Burada buyuruluyor ki: Bismillâhirrahmânirrahîm Burada buyuruluyor ki: Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahu Teâlâ hazretleri erhamü'r-râhimîndir, gaffârü'z-zunûbdur, settârü'l-uyûbtur.Allahu Teâlâ hazretleri erhamü'r-râhimîndir, gaffârü'z-zunûbdur, settârü'l-uyûbtur. Her şeyi affedebilir, kullarını bağışlayabilir. Merhametlilerin en merhametlisidir ama; Her şeyi affedebilir, kullarını bağışlayabilir. Merhametlilerin en merhametlisidir ama;

İnna'llâhe lâ yağfiru en yüşrake bihî. Küçücük bir şeyin bile kendisine şirk koşulmasını affetmez.İnna'llâhe lâ yağfiru en yüşrake bihî. Küçücük bir şeyin bile kendisine şirk koşulmasını affetmez. Müşrikliği affetmez. Onun dışında başka her şeyi affeder, affedebilir. Her kabahati bağışlayabilir. Müşrikliği affetmez. Onun dışında başka her şeyi affeder, affedebilir. Her kabahati bağışlayabilir.

Cam kırmıştır, adam dövmüştür.Cam kırmıştır, adam dövmüştür. Yaralamıştır, şudur budur çeşit çeşit kusurlar, birbirlerine karşı hatalar bağışlayabilir; Yaralamıştır, şudur budur çeşit çeşit kusurlar, birbirlerine karşı hatalar bağışlayabilir; ama bir tek şeyi, kendisine şirk koşulmasını, şerik koşulmasını affetmez. ama bir tek şeyi, kendisine şirk koşulmasını, şerik koşulmasını affetmez.

Kendisine herhangi bir şeyin ortak koşulmasını asla affetmez. Affetmeyecektir. Kendisine herhangi bir şeyin ortak koşulmasını asla affetmez. Affetmeyecektir.

İstikbale dair bir haberi de bildiriyor. Yani âhirette de affetmeyecek.İstikbale dair bir haberi de bildiriyor. Yani âhirette de affetmeyecek. Mahkeme-i kübrâda da affetmeyecek anlamında. Mahkeme-i kübrâda da affetmeyecek anlamında.

Orada da asla bu konuda bahis konusu değil.Orada da asla bu konuda bahis konusu değil. Affolan konular var; ama o konuda affetmek yok diye. Evet, kesin olarak bildiriliyor.Affolan konular var; ama o konuda affetmek yok diye. Evet, kesin olarak bildiriliyor. O halde yani bizim ısrarla üzerinde durduğumuz şey nedir? O halde yani bizim ısrarla üzerinde durduğumuz şey nedir?

Tevhid-i hakîki, hakiki iman; iman-ı tahkiki de diyor, bazı âlimlerimiz, ise tam Allah inancı.Tevhid-i hakîki, hakiki iman; iman-ı tahkiki de diyor, bazı âlimlerimiz, ise tam Allah inancı. Onun için bu dersi yapıyoruz, yani herkes bunu tam sağlam bilsin. Onun için bu dersi yapıyoruz, yani herkes bunu tam sağlam bilsin.

Yarım bilirse, kafasında yarım yanlış tasavvurlar varsa Allah hakkında;Yarım bilirse, kafasında yarım yanlış tasavvurlar varsa Allah hakkında; Tanrı inancı, Tanrı tasavvuru kafasında yanlışsa o zaman hiç affolmuyor. Muaf oluyor.Tanrı inancı, Tanrı tasavvuru kafasında yanlışsa o zaman hiç affolmuyor. Muaf oluyor. Yani kendisi kesin olarak istikbale ait haberi de şimdi veriyor, Allah.Yani kendisi kesin olarak istikbale ait haberi de şimdi veriyor, Allah. Orada da affetmeyecek, başka şeyleri affedebilir, bağışlayabilir; ama onu affetmeyecek. Orada da affetmeyecek, başka şeyleri affedebilir, bağışlayabilir; ama onu affetmeyecek. Ve yine tehditli bir âyet-i kerîme var. Bunu da hepinizin çok iyi bilmesi lazım: Ve yine tehditli bir âyet-i kerîme var.

Bunu da hepinizin çok iyi bilmesi lazım:

Ey iman edenler; Allah'tan nasıl korkmak, kaçınmak gerekiyorsa öyle korkun. Kaçının, çekinin ve korunun. Ey iman edenler; Allah'tan nasıl korkmak, kaçınmak gerekiyorsa öyle korkun. Kaçının, çekinin ve korunun.

Ve lâ temûtunne illâ ve entum muslimûn. Ve lâ temûtunne illâ ve entum muslimûn. Başka bir şekilde ölmeyin; ancak müslüman olarak ölmeye bakın. Tedbirinizi alın.Başka bir şekilde ölmeyin; ancak müslüman olarak ölmeye bakın. Tedbirinizi alın. Müslüman olarak ölmezseniz tam teslim olmuş olarak, Müslüman olarak ölmezseniz tam teslim olmuş olarak, tam Allah'a bağlı bir kul olarak ölmezsiniz haliniz harap. tam Allah'a bağlı bir kul olarak ölmezsiniz haliniz harap.

Çok kuvvetli tehdit var. Sakın ha başka şekilde ölmeyin, müslüman olarak ölün diye tehdit ediyor.Çok kuvvetli tehdit var. Sakın ha başka şekilde ölmeyin, müslüman olarak ölün diye tehdit ediyor. Onun için iman her şeyden önce gelir. Yani bir insan çeşitli kusurları olsa dinden çıkar mı? Onun için iman her şeyden önce gelir.

Yani bir insan çeşitli kusurları olsa dinden çıkar mı?

Çıkmaz. Büyüklerimiz ittifakla söylemişler ki: Büyük günah insanı dinden çıkartmaz.Çıkmaz. Büyüklerimiz ittifakla söylemişler ki: Büyük günah insanı dinden çıkartmaz. Ancak şirk insanı dinden çıkartır; Ancak şirk insanı dinden çıkartır; onun için ne kadar kusurlu, hatalı da olsak Allah'tan ümidimizi kesmememiz lazım. onun için ne kadar kusurlu, hatalı da olsak Allah'tan ümidimizi kesmememiz lazım.

Ama bütün dikkatimizi de Allah'ı tam tanımak, inancımızın, imanımızın hakiki iman olması,Ama bütün dikkatimizi de Allah'ı tam tanımak, inancımızın, imanımızın hakiki iman olması, doğru bir Allah inancı kafamızda bulunması, gönlümüzde bulunmasına çok dikkat etmemiz lazım. doğru bir Allah inancı kafamızda bulunması, gönlümüzde bulunmasına çok dikkat etmemiz lazım.

Tabii, itikat kitapları, ilm-i kelâm dediğimiz İslâm'ın inancını anlatan,Tabii, itikat kitapları, ilm-i kelâm dediğimiz İslâm'ın inancını anlatan, savunan kitaplarda büyük bir bahis vardır. savunan kitaplarda büyük bir bahis vardır.

Ona ilâhiyat bahsi veya ubûdiyet bahsi yani Allah'a dair, Allah'la ilgili bölüm diyoruz.Ona ilâhiyat bahsi veya ubûdiyet bahsi yani Allah'a dair, Allah'la ilgili bölüm diyoruz. Bir bölüm vardır ve bunlar öğretilmiştir. Bir bölüm vardır ve bunlar öğretilmiştir. Ve bu itikadın sağlam olması bir iş olarak üzerinde durulan konudur, İslâm'da.Ve bu itikadın sağlam olması bir iş olarak üzerinde durulan konudur, İslâm'da. Biz de onun için ilk dersimizi sağlam itikadın temeli olduğundan bunun üzerine yapmış olduk, şimdiye kadar. Biz de onun için ilk dersimizi sağlam itikadın temeli olduğundan bunun üzerine yapmış olduk, şimdiye kadar.

Kur'ân-ı Kerîm bize Allah'a nasıl inanmamız gerektiğini âyet-i kerîmede gösteriyor.Kur'ân-ı Kerîm bize Allah'a nasıl inanmamız gerektiğini âyet-i kerîmede gösteriyor. Bunların en mühimlerinden birisi yani ilk okuduğum âyet-i kerîme hiç müşrik olmamaya,Bunların en mühimlerinden birisi yani ilk okuduğum âyet-i kerîme hiç müşrik olmamaya, tam müslüman olmaya çok dikkat etmek gerektiğini bildirir. tam müslüman olmaya çok dikkat etmek gerektiğini bildirir.

Uyandık, ikaz olduk. İhtarı anladık, kendimize çekidüzen verdik. Uyandık, ikaz olduk. İhtarı anladık, kendimize çekidüzen verdik.

Peki, nasıl Allahu Teâlâ Hazretlerini nasıl tasavvur edeceğiz? Peki, nasıl Allahu Teâlâ Hazretlerini nasıl tasavvur edeceğiz?

Allahu Teâlâ hazretleri, Yaradan'ımız; Leyse ke mislihî şey'un. Onun misli gibi hiçbir şey yok.Allahu Teâlâ hazretleri, Yaradan'ımız; Leyse ke mislihî şey'un. Onun misli gibi hiçbir şey yok. "Onun gibi bir şey yok." demiyor da onun misli gibi de bir şey yok. Binaenaleyh Allah'a misal veriyorlar."Onun gibi bir şey yok." demiyor da onun misli gibi de bir şey yok. Binaenaleyh Allah'a misal veriyorlar. Allah şuna benzer, diyorlar. "Allah şuna benzer." diye de anlatamazsın. Çünkü misli gibi de hiçbir şey yok. Allah şuna benzer, diyorlar. "Allah şuna benzer." diye de anlatamazsın. Çünkü misli gibi de hiçbir şey yok.

Allahu Teâlâ hazretleri emsalsiz bir şey.Allahu Teâlâ hazretleri emsalsiz bir şey. O bakımdan ilmî kelam kitaplarında derler ki:O bakımdan ilmî kelam kitaplarında derler ki: Allahu Teâlâ hazretlerinin sıfatlarından birisi muhalefetün lil havâdis. Allahu Teâlâ hazretlerinin sıfatlarından birisi muhalefetün lil havâdis.

Muhalefetün lil havadis sözünü bizim yirminci yüzyılın insanı, bizim Türkiye'de ne manaya geldiğini anlayamaz. Muhalefetün lil havadis sözünü bizim yirminci yüzyılın insanı, bizim Türkiye'de ne manaya geldiğini anlayamaz.

Muhalefet denilince iktidar, muhalefet, teknik muhalefet aklına gelir.Muhalefet denilince iktidar, muhalefet, teknik muhalefet aklına gelir. Havadis deyince de olaylar, gazete haberleri aklınıza gelir.Havadis deyince de olaylar, gazete haberleri aklınıza gelir. Muhalefetün lil havadis deyince hiçbir şeyi anlamayız. Bu ne demek? Muhalefetün lil havadis deyince hiçbir şeyi anlamayız.

Bu ne demek?

Havadis sonradan ortaya konulmuş olan varlıklar, yaratıklar demek. Ezeli, ebedi, kadim olmayan demek.Havadis sonradan ortaya konulmuş olan varlıklar, yaratıklar demek. Ezeli, ebedi, kadim olmayan demek. Halis; sonradan olan demek. Muhalefet de gayri olmak, onun gibi olmamak demek.Halis; sonradan olan demek. Muhalefet de gayri olmak, onun gibi olmamak demek. Yani Allahu Teâlâ hazretleri; yaratılmışların hepsinden uzak, onlar gibi değildir. Yani Allahu Teâlâ hazretleri; yaratılmışların hepsinden uzak, onlar gibi değildir.

Sonradan olma varlıklara benzemez. Dağa benzemez. Buluta benzemez. Göğe benzemez.Sonradan olma varlıklara benzemez. Dağa benzemez. Buluta benzemez. Göğe benzemez. Yere benzemez, deryaya benzemez. Denize benzemez, suya benzemez; elektriğe benzemez.Yere benzemez, deryaya benzemez. Denize benzemez, suya benzemez; elektriğe benzemez. Eğlenceye benzemez, falancaya benzemez. Eğlenceye benzemez, falancaya benzemez.

Etrafımızda bizim algıladığımız, bildiğimiz yaratıkların hiçbirine benzemez. Öyle diyor Allah. Etrafımızda bizim algıladığımız, bildiğimiz yaratıkların hiçbirine benzemez. Öyle diyor Allah.

Peki, hiçbir şeye benzemeyince Allah'ı nasıl bileceğiz? Peki, hiçbir şeye benzemeyince Allah'ı nasıl bileceğiz?

Her şeye kâdir olan Allahu Teâlâ hazretleri; kendisi kullarına kendisini bildirir. Her şeye kâdir değil mi? Her şeye kâdir olan Allahu Teâlâ hazretleri; kendisi kullarına kendisini bildirir. Her şeye kâdir değil mi?

Hiçbir şeye benzemeyen Allahu Teâlâ hazretleri, kendisini kullarına bildirmeye kâdirdir. Hiçbir şeye benzemeyen Allahu Teâlâ hazretleri, kendisini kullarına bildirmeye kâdirdir.

Hem o bir duvar oluyor, imansızlar bu tarafa geçemez. Hem o bir duvar oluyor, imansızlar bu tarafa geçemez.

Ben ilâhiyat fakültesinde oturuyorum. Çocuğun birisi geldi.Ben ilâhiyat fakültesinde oturuyorum. Çocuğun birisi geldi. Kapıyı çaldı; genç, 20 yaşlarında bir çocuk, kapıda durdu.Kapıyı çaldı; genç, 20 yaşlarında bir çocuk, kapıda durdu. İçeri girebilir miyim. Konuşmak istiyorum, müsaade eder misiniz, dedi. İçeri girebilir miyim. Konuşmak istiyorum, müsaade eder misiniz, dedi.

Çok kibar, sesinin tonu güzel ve sakin. Buyurun, dedim. Sakin sakin geldi, oturdu.Çok kibar, sesinin tonu güzel ve sakin. Buyurun, dedim. Sakin sakin geldi, oturdu. Şöyle aşağıdan yukarıya, tepeden tırnağa süzdüm. Çorabının birisi başka, ötekisi bir başka.Şöyle aşağıdan yukarıya, tepeden tırnağa süzdüm. Çorabının birisi başka, ötekisi bir başka. Üstü bir acayip yani, biraz garip bir çocuk. Konuşması gayet güzel. Üstü bir acayip yani, biraz garip bir çocuk. Konuşması gayet güzel.

Çok mantıklı konuşuyor, kung fu filmlerin de sakin sakin yürüyen kung fu var ya kavga ettiği zamanÇok mantıklı konuşuyor, kung fu filmlerin de sakin sakin yürüyen kung fu var ya kavga ettiği zaman hepsini deviren ama ilk başta çok sakin duruyor. Öyle bir tip. "Ben sizin adınızı duydum.hepsini deviren ama ilk başta çok sakin duruyor. Öyle bir tip. "Ben sizin adınızı duydum. Tasavvufla ilgileniyormuşsunuz. İlgiliymişsiniz. Alakanız varmış, onun için geldim." dedi. Tasavvufla ilgileniyormuşsunuz. İlgiliymişsiniz. Alakanız varmış, onun için geldim." dedi.

Peki, dedim. Güzel, hoş geldiniz. Ben transandantal meditasyon yapmak istiyorum, dedi.Peki, dedim. Güzel, hoş geldiniz. Ben transandantal meditasyon yapmak istiyorum, dedi. Anladım dediğini, pozisyonunu. Dedim ki; senin İslâm'la, imanla ilişki durumun nedir? Anladım dediğini, pozisyonunu. Dedim ki; senin İslâm'la, imanla ilişki durumun nedir?

Kur'an'a imanın var mı, Peygamber Efendimiz'e bağlılığın var mı? Kur'an'a imanın var mı, Peygamber Efendimiz'e bağlılığın var mı?

Yok. Öyle bir şeylere ilgim yok, o tarakta bezim yok dedi. Yok. Öyle bir şeylere ilgim yok, o tarakta bezim yok dedi.

Dedim ki; ben sana bu pozisyonunda hiç yardım edemem. Hem yardım etmek istemem.Dedim ki; ben sana bu pozisyonunda hiç yardım edemem. Hem yardım etmek istemem. Bizden değilsin. Ben sana niye yardım edeyim? Mü'min değilsin ki.Bizden değilsin. Ben sana niye yardım edeyim?

Mü'min değilsin ki.
İkincisi; ben var gücümle yardım etmek istesem de Allah sana kapıyı açmaz, çünkü mümin değilsin.İkincisi; ben var gücümle yardım etmek istesem de Allah sana kapıyı açmaz, çünkü mümin değilsin. Allah; müşriki, kendisinin varlığını tanımayanı sevmiyor ki sana o mânevî âlemin kapısını açmaz.Allah; müşriki, kendisinin varlığını tanımayanı sevmiyor ki sana o mânevî âlemin kapısını açmaz. Sen kapının etrafında dolanır durursun. Sen kapının etrafında dolanır durursun.

Yüksek duvarlarla çevrili, mübarek bir Cennetin surlarının dışında dolanıp durursun.Yüksek duvarlarla çevrili, mübarek bir Cennetin surlarının dışında dolanıp durursun. Duvarı da açamazsın, içeride giremezsin; kapıdan da seni almazlar.Duvarı da açamazsın, içeride giremezsin; kapıdan da seni almazlar. Duvarın dibinde dolaşırsın, transandantal meditasyon diye. Neden? İmanın yok.Duvarın dibinde dolaşırsın, transandantal meditasyon diye.

Neden?

İmanın yok.
Buraya Allah'ı bilme yerine, sahasına girebilmenin giriş şartı imandır.Buraya Allah'ı bilme yerine, sahasına girebilmenin giriş şartı imandır. İman olmadıktan sonra Allah, o kapıyı açmaz. Neden? Allah; mü'min kullarını cennete sokuyor.İman olmadıktan sonra Allah, o kapıyı açmaz.

Neden?

Allah; mü'min kullarını cennete sokuyor.
Mü'min olmayanı cennete sokmadığı için o kapı kapalı. Mü'min olmayanı cennete sokmadığı için o kapı kapalı. Transandantal meditasyonlarla, fiziki çalışmalarla,Transandantal meditasyonlarla, fiziki çalışmalarla, ruhsal egzersizlerle Allahu Teâlâ hazretleri kendisini kullarına bildirtmez. ruhsal egzersizlerle Allahu Teâlâ hazretleri kendisini kullarına bildirtmez.

Yol kapalıdır, çıkmaz yol.Yol kapalıdır, çıkmaz yol. O yoldaki insanlardan bir tanesi görüntülere sahip olsa bile birtakım melekeleri elde etse bileO yoldaki insanlardan bir tanesi görüntülere sahip olsa bile birtakım melekeleri elde etse bile bu altı tane topu havada çevirip tutmaya benzer.bu altı tane topu havada çevirip tutmaya benzer. Birisinin ipin üzerinde, bir taraftan öbür tarafa gitmeye benzer. Cambazlıktır; ama imansızdır.Birisinin ipin üzerinde, bir taraftan öbür tarafa gitmeye benzer.

Cambazlıktır; ama imansızdır.
Mü'min değildir, bunlar bir şey yapamaz. Bunu çok net olarak söylüyorum. Kesin olarak söylüyorum.Mü'min değildir, bunlar bir şey yapamaz. Bunu çok net olarak söylüyorum. Kesin olarak söylüyorum. İmanı olmayan bir insan bir şey yapamaz. Neden? İmanı olmayan bir insan bir şey yapamaz.

Neden?

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yemin ederek söylüyor buyuruyor ki;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yemin ederek söylüyor buyuruyor ki; şu canım elinde olan Allah'a yeminler olsun ki, peygamber olarak yemin ediyor, ne kadar ağır bir yemin. şu canım elinde olan Allah'a yeminler olsun ki, peygamber olarak yemin ediyor, ne kadar ağır bir yemin.

İnanmadıkça cennete girmeyeceksiniz.İnanmadıkça cennete girmeyeceksiniz. İnanmayan bir insanın kıyıdan, kenardan kaçıp cennete girmesi bahis konusu değil.İnanmayan bir insanın kıyıdan, kenardan kaçıp cennete girmesi bahis konusu değil. O bakımdan ilk şarta muhakkak riayet etmek lazım. O bakımdan ilk şarta muhakkak riayet etmek lazım.

Başka yollarla muhalefetün lil havadis ya da gayrısına hiç benzemeyen o yüce varlığa dostluk,Başka yollarla muhalefetün lil havadis ya da gayrısına hiç benzemeyen o yüce varlığa dostluk, irtibat kurması hiç mümkün değil. Onun kullarla irtibatı var, herkesle irtibatı var.irtibat kurması hiç mümkün değil.

Onun kullarla irtibatı var, herkesle irtibatı var.
Her yerde irtibat var; ama kulun onu anlaması, onunla dostluk irtibatı kurması mümkün değil. Her yerde irtibat var; ama kulun onu anlaması, onunla dostluk irtibatı kurması mümkün değil.

Muhalefetün lil havadis bu. Yaratıkların hiçbirisine benzemez.Muhalefetün lil havadis bu. Yaratıkların hiçbirisine benzemez. Misali de yok, misali olmadığı içinMisali de yok, misali olmadığı için bir insanın onu o tarzda anlaması mümkün değilbir insanın onu o tarzda anlaması mümkün değil ama yine marifetullaha ermesi, Allah'a ermesi, Allah'ı tanıması mümkün. Ne yoluyla? İman yolu ile.ama yine marifetullaha ermesi, Allah'a ermesi, Allah'ı tanıması mümkün.

Ne yoluyla?

İman yolu ile.
"Şuradan beyler; orası çıkmaz sokak. "Şuradan beyler; orası çıkmaz sokak. Oradan değil, buradan gelin." Diyor adeta peygamberler insanlara.Oradan değil, buradan gelin." Diyor adeta peygamberler insanlara. Sonra Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruluyor ki: Sonra Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruluyor ki:

Birkaç âyet-i kerîmede de bu ifade ediliyor. Her nerede olursanız olun, Allah sizin yanınızdadır. Birkaç âyet-i kerîmede de bu ifade ediliyor. Her nerede olursanız olun, Allah sizin yanınızdadır. Sizinle beraberdir. Yerde ve gökte de ulûhiyeti kâfi. Sizinle beraberdir.

Yerde ve gökte de ulûhiyeti kâfi.

Biz; kulumuza şah damarından bile daha yakınız. Hem bize yakınBiz; kulumuza şah damarından bile daha yakınız. Hem bize yakın hem de hiçbir şeye benzemeyen bir şekilde bir yakınlığı var. hem de hiçbir şeye benzemeyen bir şekilde bir yakınlığı var.

Ve Allahu Teâlâ hazretleri mahiyetini anlamayacağımız bir varlık.Ve Allahu Teâlâ hazretleri mahiyetini anlamayacağımız bir varlık. Ama Yunus Emre diyor ki; İstemedim, alsınlar. Görünce aldılar.Ama Yunus Emre diyor ki; İstemedim, alsınlar. Görünce aldılar. Sen onu uzaklarda arama, semaların ötesinde, çok uzak mesafelerde. Sen onu uzaklarda arama, semaların ötesinde, çok uzak mesafelerde.

Ve hüve meaküm eyne mâ küntüm. Nerede olsan O seninle beraber. Senin yanında.Ve hüve meaküm eyne mâ küntüm. Nerede olsan O seninle beraber. Senin yanında. Yani her yerde hazır ve nazır. Allahu Teâlâ hazretleri; her yerde hazır ve nazırdır, her şeye kudreti yeter.Yani her yerde hazır ve nazır. Allahu Teâlâ hazretleri; her yerde hazır ve nazırdır, her şeye kudreti yeter. Her şeyi görür, her şeyi bilir; insanın içinden geçeni de bilir; ama başka hiçbir varlığa benzemez. Her şeyi görür, her şeyi bilir; insanın içinden geçeni de bilir; ama başka hiçbir varlığa benzemez.

Ve Yasin sûresindeki âyet-i kerîmeleri söylüyorum: Ve Yasin sûresindeki âyet-i kerîmeleri söylüyorum:

Öyle büyük bir kudret sahibi, öyle eşsiz bir sanat sahibi,Öyle büyük bir kudret sahibi, öyle eşsiz bir sanat sahibi, öyle muazzam bir bilgi sahibi her şeyi bilen bir Mevlâ ki bir şeyin olmasını dilediği zaman; İnnemâ emruhu. öyle muazzam bir bilgi sahibi her şeyi bilen bir Mevlâ ki bir şeyin olmasını dilediği zaman; İnnemâ emruhu.

İşi sadece; en yekûle lehû kün fe yekûnü ona "ol" demektir, olur. İşi sadece; en yekûle lehû kün fe yekûnü ona "ol" demektir, olur. Demek ki Allahu Teâlâ hazretleri; bir şeyin olmasını murat ettiği zaman hemen oluyor o. Demek ki Allahu Teâlâ hazretleri; bir şeyin olmasını murat ettiği zaman hemen oluyor o. O kadar kudreti var.O kadar kudreti var. O kadar hızlı, o kadar sanatı var ki bir şeyin olmasını istediği zaman kendisi "ol" diyor, oluyor. O kadar hızlı, o kadar sanatı var ki bir şeyin olmasını istediği zaman kendisi "ol" diyor, oluyor.

Müslüman; Allahu Teâlâ hazretlerinin böyle olduğunu bilecek.Müslüman; Allahu Teâlâ hazretlerinin böyle olduğunu bilecek. Yani sonsuz kudreti olduğunu, her şeyi bildiğini, her yerde hazır ve nazır olduğunuYani sonsuz kudreti olduğunu, her şeyi bildiğini, her yerde hazır ve nazır olduğunu ve onun misli gibi bile bir şey olmadığını bilecek. ve onun misli gibi bile bir şey olmadığını bilecek.

Gözler onu görmez; ama o gözleri görür.Gözler onu görmez; ama o gözleri görür. Musa aleyhisselam; kendisine vahiy gelip dururken diyor ki; Musa aleyhisselam; kendisine vahiy gelip dururken diyor ki;

Yâ Rabbi; göster cemalini de seni seyredeyim, göreyim. Seni duyuyorum, kendimde göreyim.Yâ Rabbi; göster cemalini de seni seyredeyim, göreyim. Seni duyuyorum, kendimde göreyim. Tur Dağı'na tecelli ediyor. Dağ, parça parça oluyor. Tur Dağı'na tecelli ediyor. Dağ, parça parça oluyor.

O tecelliye insanların tahammül etmesi, gözlerinin tahammül etmesi mümkün değil.O tecelliye insanların tahammül etmesi, gözlerinin tahammül etmesi mümkün değil. Gözler biliyorsunuz belli bir alanda çalışabiliyor. Daha fazla ışık olduğu zaman görmüyor.Gözler biliyorsunuz belli bir alanda çalışabiliyor. Daha fazla ışık olduğu zaman görmüyor. Mesela atom bombası patladı, insan uzaktan atom ışığına baktı diye gözü kör oluyor. Mesela atom bombası patladı, insan uzaktan atom ışığına baktı diye gözü kör oluyor.

Fazla ışığa tahammülü yok. Fazla karanlıkta görme kabiliyeti yok.Fazla ışığa tahammülü yok. Fazla karanlıkta görme kabiliyeti yok. Bize görme kabiliyeti vermiş. Görme kabiliyeti dediğimiz şey de bir acayip şey. Görmeyi nasıl sağlıyoruz? Bize görme kabiliyeti vermiş. Görme kabiliyeti dediğimiz şey de bir acayip şey. Görmeyi nasıl sağlıyoruz?

Işınlar gözümüzün merceğinden geçiyor. Mercekten geçen görüntü gözün arkasına düşüyor.Işınlar gözümüzün merceğinden geçiyor. Mercekten geçen görüntü gözün arkasına düşüyor. Burada sinirler var, bu sinirler gözün arkasına düştüğü zaman ışığın şiddetine göre Burada sinirler var, bu sinirler gözün arkasına düştüğü zaman ışığın şiddetine göre bir uyarı alıp beyine bir elektrik akımı gönderiyor o kadar. Işık beyne gitmiyor.bir uyarı alıp beyine bir elektrik akımı gönderiyor o kadar. Işık beyne gitmiyor. Sadece buradaki sinirlere ışık düştüğü zaman, bir uyarı, irkilme oluyor. Sadece buradaki sinirlere ışık düştüğü zaman, bir uyarı, irkilme oluyor.

Bir elektrik akımı buradan öbür tarafa gidiveriyor. Yani kompüterdeki bir akımınBir elektrik akımı buradan öbür tarafa gidiveriyor. Yani kompüterdeki bir akımın bir tarafa gitmesi gibi o beyin dediğimiz esrarengiz varlığı,bir tarafa gitmesi gibi o beyin dediğimiz esrarengiz varlığı, organımız o gelen elektrik sinyallerinden karanlık oda içinde hiç dışarısını görmediği haldeorganımız o gelen elektrik sinyallerinden karanlık oda içinde hiç dışarısını görmediği halde o gelen elektrik sinyallerinden dışarısını değerlendiriyor. Görme dediğimiz olay bu. o gelen elektrik sinyallerinden dışarısını değerlendiriyor. Görme dediğimiz olay bu.

Bu sinirlere bir başka yerden bir başka elektrik uyarıları gelse o zaman şaşıracak;Bu sinirlere bir başka yerden bir başka elektrik uyarıları gelse o zaman şaşıracak; başka şeyler görmeye başlayacak.başka şeyler görmeye başlayacak. Veyahut bu sinirlerin almadığı uyarılar oraya gitse o zaman başkalarının görmediği şeyi görecek. Veyahut bu sinirlerin almadığı uyarılar oraya gitse o zaman başkalarının görmediği şeyi görecek.

Yani kapalı kafatasının içinde tak tak vuruyorsun.Yani kapalı kafatasının içinde tak tak vuruyorsun. Şu kuzunun beynini yiyeyim diye. Hoşuna gidiyor. Hanımlar kıramıyor, beyine veriyor.Şu kuzunun beynini yiyeyim diye. Hoşuna gidiyor. Hanımlar kıramıyor, beyine veriyor. Şu kuzunun kafasını kes falan da beynini çıkart. Beyler de keser alıyor, satırı alıyor. Şu kuzunun kafasını kes falan da beynini çıkart.

Beyler de keser alıyor, satırı alıyor.
Vura vura kıramıyor.Vura vura kıramıyor. Etrafı duyan, etrafı değerlendiren bu organımız, dışarıdan içeriye ışık sızmıyor Etrafı duyan, etrafı değerlendiren bu organımız, dışarıdan içeriye ışık sızmıyor ama esrarengiz bir yapısı var. ama esrarengiz bir yapısı var.

Peki, ne olacak? Peki, ne olacak?

Allahu Teâlâ hazretlerinin marifetine, bilgisine, dostluğuna Allah'ı tanımaya insanlar nasıl gidecek? Allahu Teâlâ hazretlerinin marifetine, bilgisine, dostluğuna Allah'ı tanımaya insanlar nasıl gidecek?

Âyet-i kerîmede buyuruluyor ki: Âyet-i kerîmede buyuruluyor ki:

Kim bizim emirlerinizi tutar, bizim uğrumuzda cenk ederse,Kim bizim emirlerinizi tutar, bizim uğrumuzda cenk ederse, çalışıp çabalarsa biz ona yolunu gösteririz; bize kavuştururuz. çalışıp çabalarsa biz ona yolunu gösteririz; bize kavuştururuz.

Demek ki buradan çok net olarak anlıyoruz ki Allah'ın emirlerini tutarak marifetullaha yani Allah bilgisine,Demek ki buradan çok net olarak anlıyoruz ki Allah'ın emirlerini tutarak marifetullaha yani Allah bilgisine, Allah imanına, Allah'la tanışmaya, dost olmaya erer. Allah imanına, Allah'la tanışmaya, dost olmaya erer. Onun için hepimizin Kur'ân-ı Kerîm'in yolunda yürümesi lazım. Allah'ın emirlerini tutması lazım.Onun için hepimizin Kur'ân-ı Kerîm'in yolunda yürümesi lazım.

Allah'ın emirlerini tutması lazım.
Onun için bu iş namazsız olmaz, oruçsuz, ibadetsiz, zikirsiz, taatsiz bu iş olmaz. Biliyoruz.Onun için bu iş namazsız olmaz, oruçsuz, ibadetsiz, zikirsiz, taatsiz bu iş olmaz. Biliyoruz. Onun için namaz kılmaya teşvik etmeye çalışıyoruz. Etmeyin, eylemeyin. Cahil olmayın.Onun için namaz kılmaya teşvik etmeye çalışıyoruz. Etmeyin, eylemeyin. Cahil olmayın. Gafil olmayın; ibadetten, taatten uzak kalmayın. Günahtan kendinizi çekin.Gafil olmayın; ibadetten, taatten uzak kalmayın.

Günahtan kendinizi çekin.
Günahlarla uğraşırken Allahu Teâlâ hazretleri ile dostluk kurulması mümkün değildir.Günahlarla uğraşırken Allahu Teâlâ hazretleri ile dostluk kurulması mümkün değildir. Demek ki bilimsel olarak Allahu Teâlâ hazretlerinin varlığını herkes aşağı yukarı kabul ediyor. Demek ki bilimsel olarak Allahu Teâlâ hazretlerinin varlığını herkes aşağı yukarı kabul ediyor.

Ama herkesin aklı olmasına rağmen Allahu Teâlâ hazretlerinin ana, hakiki vasıflarını,Ama herkesin aklı olmasına rağmen Allahu Teâlâ hazretlerinin ana, hakiki vasıflarını, Esmâü'l Hüsnâ'sını anlayamayan insanlar olmadık şeylere tapınabiliyorlar. Esmâü'l Hüsnâ'sını anlayamayan insanlar olmadık şeylere tapınabiliyorlar.

Allah inancı var. "Ben, Allah'a inanıyorum." Benden mükâfat bekliyor. İnanırsan inan, bana ne.Allah inancı var. "Ben, Allah'a inanıyorum." Benden mükâfat bekliyor. İnanırsan inan, bana ne. Ben sana ne vereyim ki? Mükâfat veremem. Ben sana ne vereyim ki?

Mükâfat veremem.
Allah'a inanıyorum demek, sana çok büyük bir puan kazandırmıyor. Allah'a nasıl inanıyorsun?Allah'a inanıyorum demek, sana çok büyük bir puan kazandırmıyor. Allah'a nasıl inanıyorsun? Allah senin nazarında şu duvardaki heykel mi, gökte parıldayan güneş mi?Allah senin nazarında şu duvardaki heykel mi, gökte parıldayan güneş mi? O zaman onların kıymeti olmuyor.O zaman onların kıymeti olmuyor. Allah'a, Allah'ın razı olacağı gerçek sıfatlarını bilerek inanmış olmak gerekiyor. Allah'a, Allah'ın razı olacağı gerçek sıfatlarını bilerek inanmış olmak gerekiyor.

Onun için İslâm geldi. Onun için Peygamber Efendimiz çalışmış, vazife yapmış, insanlara anlatmış gerçekleri.Onun için İslâm geldi. Onun için Peygamber Efendimiz çalışmış, vazife yapmış, insanlara anlatmış gerçekleri. Bizim de onun için Kur'ân-ı Kerîm'in yolunda yürüyerek Peygamber Efendimiz gibi yaşayarak, Bizim de onun için Kur'ân-ı Kerîm'in yolunda yürüyerek Peygamber Efendimiz gibi yaşayarak, Hz. Ali Efendimiz gibi yaşayarak, sahâbe-i kirâm gibi yaşayarak, Hz. Ali Efendimiz gibi yaşayarak, sahâbe-i kirâm gibi yaşayarak, evliyâullah gibi yaşayarak Allahu Teâlâ hazretlerini bulmamız lazım. evliyâullah gibi yaşayarak Allahu Teâlâ hazretlerini bulmamız lazım.

Yoksa transandantal meditasyonlarla Hint fakirlerinin, yogilerin yogasıyla,Yoksa transandantal meditasyonlarla Hint fakirlerinin, yogilerin yogasıyla, çalışmasıyla vesaire ile bu izin bulunması mümkün değildir. çalışmasıyla vesaire ile bu izin bulunması mümkün değildir.

Bugünkü bahtınıza da insanlara bunları anlatmış oluyoruz.Bugünkü bahtınıza da insanlara bunları anlatmış oluyoruz. Başka şeylerle boşuna ömürlerinizi zayi edip de yalan yanlış koca çölde, güneşin altında,Başka şeylerle boşuna ömürlerinizi zayi edip de yalan yanlış koca çölde, güneşin altında, kumların üstünde, yolsuz yerde dönüp durup da güneşin altında helâk olmasınlar. kumların üstünde, yolsuz yerde dönüp durup da güneşin altında helâk olmasınlar.

Salih-i selameti bulmaları o tarzda mümkün değildir demiş oluyoruz. Allah hepinizden razı olsun. Salih-i selameti bulmaları o tarzda mümkün değildir demiş oluyoruz. Allah hepinizden razı olsun.

El Fâtiha. El Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2