Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Amellerin Karşılığı

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Parmaklarla Dişlerin Temizlenmesi, Kurban Kesmek, Mirasçıyı Zarara Uğratmak, Allah Katında Ameller Yedi Çeşittir, Güzel Geçim, Güzel Soru | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Amellerin Karşılığı

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Parmaklarla Dişlerin Temizlenmesi, Kurban Kesmek, Mirasçıyı Zarara Uğratmak, Allah Katında Ameller Yedi Çeşittir, Güzel Geçim, Güzel Soru | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm

el-Hamdülillâhirabbi'l-âlemîn. Ve'l-âkıbetü li'l-müttakîn.el-Hamdülillâhirabbi'l-âlemîn. Ve'l-âkıbetü li'l-müttakîn. Ve's-salâtü ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Ve's-salâtü ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

İ'lemû eyyühe'l-ihvân. Enne efdale'l-kitâbü kitâbullâhİ'lemû eyyühe'l-ihvân. Enne efdale'l-kitâbü kitâbullâh ve enne efdale'l-hedyi hedyü Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem. ve enne efdale'l-hedyi hedyü Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem. Ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ. Ve külle muhdesin bid'ah. Ve külle bid'atin dalâleh.Ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ. Ve külle muhdesin bid'ah. Ve külle bid'atin dalâleh. Ve külle dalâletin fi'n-nâr.Ve külle dalâletin fi'n-nâr. Ve bi's-senedili muttasili ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedili muttasili ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

el-Esâbiu tecrî mecra's-sivâki izâ lem yekün sivâkün. el-Esâbiu tecrî mecra's-sivâki izâ lem yekün sivâkün.

Muhammed Mustafa-râ salavât! Seyyidü's-sâdât Muhammed Mustafa-râ salavât!Muhammed Mustafa-râ salavât! Seyyidü's-sâdât Muhammed Mustafa-râ salavât! Habîbü'l-hüdâ Muhammed Mustafa-râ salavât! Habîbü'l-hüdâ Muhammed Mustafa-râ salavât!

Esâbi: Parmaklar. Misvak bulunmadığı vakitte parmaklarla ağzı ovalamak misvak yerineEsâbi: Parmaklar.

Misvak bulunmadığı vakitte parmaklarla ağzı ovalamak misvak yerine
kâfi gelirmiş ama misvak olmadığı zaman! Misvağınız yok, unutmuşsunuz, bir yerde kalmış.kâfi gelirmiş ama misvak olmadığı zaman! Misvağınız yok, unutmuşsunuz, bir yerde kalmış. O zaman hiç olmazsa ağızlarınızı ellerinizle misvak yerine ovalamamız icap ettiğini beyan buyurmuş. O zaman hiç olmazsa ağızlarınızı ellerinizle misvak yerine ovalamamız icap ettiğini beyan buyurmuş. Misvak varken olmaz. Hatırımda kaldığına göre; misvak ile kılınan namaz,Misvak varken olmaz.

Hatırımda kaldığına göre; misvak ile kılınan namaz,
misvaksız kılınan namazdan, 72 defa faziletlidir. Misvakın fadaili çoktur. misvaksız kılınan namazdan, 72 defa faziletlidir. Misvakın fadaili çoktur.

Fırçalar, misvak yerine kabil olmaktır. Misvak, işte o Arabistan'dan gelen ağaçtır. Fırçalar, misvak yerine kabil olmaktır. Misvak, işte o Arabistan'dan gelen ağaçtır. Fırça, onun yerine kâim değildir. Onun fadaili ayrıdır. 15 kadar fayda bahsederler.Fırça, onun yerine kâim değildir. Onun fadaili ayrıdır. 15 kadar fayda bahsederler. O diş fırçalarındaki macunlarla yapılan iş başkadır.O diş fırçalarındaki macunlarla yapılan iş başkadır. Burada ibadet kastı var, orada temizlik kastı var. Burada ibadet kastı var, orada temizlik kastı var.

el-Edâhi sünnetü ebîküm İbrâhîme bi-külli şe'ratin hasenetün.el-Edâhi sünnetü ebîküm İbrâhîme bi-külli şe'ratin hasenetün. Fe bi-külli şea'ratin mine's-sûfi hasenetün. Fe bi-külli şea'ratin mine's-sûfi hasenetün.

Edâhi: Kurban, kestiğimiz kurbanlar. Edâhi: Kurban, kestiğimiz kurbanlar.

Kurbanlar bize İbrahim aleyhisselam'dan sünnet olarak, Allahu Teâlâ'nın da; Kurbanlar bize İbrahim aleyhisselam'dan sünnet olarak, Allahu Teâlâ'nın da;

İnnâ e'taynâ ke'l-kevser fe salli li-rabbike ve'nhar emri üzerine kalmıştır.İnnâ e'taynâ ke'l-kevser fe salli li-rabbike ve'nhar emri üzerine kalmıştır. Kurban, bir Kurban Bayramı'nda kesilir, bu vacibdir.Kurban, bir Kurban Bayramı'nda kesilir, bu vacibdir. Sünnet diyenler varsa da sünnet değil de vacib kuvvesindedir.Sünnet diyenler varsa da sünnet değil de vacib kuvvesindedir. Her vakti olan, zekât nisabına malik olan herkes için kurban kesmek borçtur.Her vakti olan, zekât nisabına malik olan herkes için kurban kesmek borçtur. Kadına da borçtur, çocuk varsa evde eğer ona da, anasından babasından miras kaldıysaKadına da borçtur, çocuk varsa evde eğer ona da, anasından babasından miras kaldıysa onun da vakti varsa, servet sahibiyse onun da kesmesi vacibtir.onun da vakti varsa, servet sahibiyse onun da kesmesi vacibtir. Bir evde yalnız baba kesmekle diğerlerinden sakıt olmaz.Bir evde yalnız baba kesmekle diğerlerinden sakıt olmaz. Her kim nisaba malikse onların hepsinin ayrı ayrı kurbanlarını kesilmesi vacibtir.Her kim nisaba malikse onların hepsinin ayrı ayrı kurbanlarını kesilmesi vacibtir. Kesilmezse üzerinde bu borçtur. Birisi bu kurban borcudur. Kesilmezse üzerinde bu borçtur. Birisi bu kurban borcudur.

Kurban kestirirken ibadet niyetiyle kesilir. Kurban kestirirken ibadet niyetiyle kesilir. Allahu Teâlâ'nın emri Peygamberimiz'den de peygamberlerden gelen sünnet-i seniyyedir.Allahu Teâlâ'nın emri Peygamberimiz'den de peygamberlerden gelen sünnet-i seniyyedir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem kurbanlarını kesmişlerdir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem kurbanlarını kesmişlerdir. Biz de elhamdülillah bugün kesmekteyiz. Kurban koyundan, keçiden, deveden, sığırdan olur.Biz de elhamdülillah bugün kesmekteyiz.

Kurban koyundan, keçiden, deveden, sığırdan olur.
Başka şeyden olmaz. Bir de çocuk doğduğu vakitte yeni doğan bir çocuğa bir kurban kesilir.Başka şeyden olmaz.

Bir de çocuk doğduğu vakitte yeni doğan bir çocuğa bir kurban kesilir.
Çocuk ister yaşasın ister yaşamasın.Çocuk ister yaşasın ister yaşamasın. Yaşarsa ne mutlu, yaşamazsa âhirette şefaatçi olmasına vesile olur. Yaşarsa ne mutlu, yaşamazsa âhirette şefaatçi olmasına vesile olur. Kurbanı kesilmeden âhirete giden çocuklar babalarına şefaatten mahrum kalacaklar. Kurbanı kesilmeden âhirete giden çocuklar babalarına şefaatten mahrum kalacaklar.

İsmail Hakkı-i Bursevî, Tefsîru Ruhü'l-Beyân sahibi, bunun hakkında çok uzun tafsilat vermiş.İsmail Hakkı-i Bursevî, Tefsîru Ruhü'l-Beyân sahibi, bunun hakkında çok uzun tafsilat vermiş. "Benim on yedi çocuğum oldu, on yedisine de kestim." demiş."Benim on yedi çocuğum oldu, on yedisine de kestim." demiş. Yaşamamış çocukları. Hepsine ayrı ayrı kesmiş. Yaşamamış çocukları. Hepsine ayrı ayrı kesmiş.

Bu kurban kesmenin çok fadaili olduğu gibi çocuğun temiz olmasına, ahlâklı olmasına, Bu kurban kesmenin çok fadaili olduğu gibi çocuğun temiz olmasına, ahlâklı olmasına, dindar olmasına vesile olur, sebep olur derler.dindar olmasına vesile olur, sebep olur derler. Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de kendi akîkasını kendileri kesmişlerdir.Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de kendi akîkasını kendileri kesmişlerdir. Yetişen insan "Belki babam benim için akîka kurbanı kesmediyse…" diyerek kendisi keser.Yetişen insan "Belki babam benim için akîka kurbanı kesmediyse…" diyerek kendisi keser. "Acaba benim kurbanım kesildi mi?" Kesilmediyse yaşı yok bunun; 90 yaşına da girsen"Acaba benim kurbanım kesildi mi?" Kesilmediyse yaşı yok bunun; 90 yaşına da girsen akîka kurbanı kesilmediyse yine kesmek lazım.akîka kurbanı kesilmediyse yine kesmek lazım. Ölünceye kadar her gün kesmek olur ama bu yedi gün içerisinde kestirse efdaldir. Ölünceye kadar her gün kesmek olur ama bu yedi gün içerisinde kestirse efdaldir.

Kurban etini yer ve yedirir. Akika kurbanını da hem yer hem de yedirir. Kurban etini yer ve yedirir. Akika kurbanını da hem yer hem de yedirir.

Yalnız nezrederse, "Yâ Rabbi! Benim çocuğum olursa sana bir kurban keseyim." dediyseYalnız nezrederse, "Yâ Rabbi! Benim çocuğum olursa sana bir kurban keseyim." dediyse bu nezr olur ki bunu kendi efrâdı ve ailesi yemezler.bu nezr olur ki bunu kendi efrâdı ve ailesi yemezler. Kendi yiyemediği gibi kendisinin nafakası üzerine bulunan kimseler de yiyemezler. Kendi yiyemediği gibi kendisinin nafakası üzerine bulunan kimseler de yiyemezler.

Kurbandan başka bir de hacda kurban keseriz: hac kurbanı! Kurbandan başka bir de hacda kurban keseriz: hac kurbanı! Hac kurbanı borç olan sünnet kurbanının yerine ki burada iki türlü niyet var. Hac kurbanı borç olan sünnet kurbanının yerine ki burada iki türlü niyet var. İki türlü birisine kırân, birisine temettû diyorlar. Bunların ikisine de kurban kesilir.İki türlü birisine kırân, birisine temettû diyorlar. Bunların ikisine de kurban kesilir. Haccı ifradda kesilmez. İstersen kesersin de borç değildir.Haccı ifradda kesilmez. İstersen kesersin de borç değildir. Bu kurbanların etini de kesenler yer, yedirir. Bu kurbanların etini de kesenler yer, yedirir. Fakat burada cinayet yapılmış, kabahat, eksik hac yapılmış, taş taşlayamamışsın,Fakat burada cinayet yapılmış, kabahat, eksik hac yapılmış, taş taşlayamamışsın, vaktinde ihrama girmemişsin yahut ihram vaktinden evvel ihramdan çıkmışsınvaktinde ihrama girmemişsin yahut ihram vaktinden evvel ihramdan çıkmışsın yahut vaktinden evvel tıraş olmuşsun… Bu gibi şeylerde terettüp eden ceza kurban diyorlar kiyahut vaktinden evvel tıraş olmuşsun… Bu gibi şeylerde terettüp eden ceza kurban diyorlar ki mesela bazen Mekke'den Cidde'ye gidiyorlar.mesela bazen Mekke'den Cidde'ye gidiyorlar. Babasının memleketi gibi gidiyor, giyimli olarak gidiyor, Babasının memleketi gibi gidiyor, giyimli olarak gidiyor, bu giyimli geliş yine o cezayı elzemdir ki oraya Kâbe-i Muazzama'ya girenlerin ihram ile girmeleri lazımdır. bu giyimli geliş yine o cezayı elzemdir ki oraya Kâbe-i Muazzama'ya girenlerin ihram ile girmeleri lazımdır. Mekkeliler için bu makuldür fakat bizim gibi hacılar, dışarıdan gelenler için Mekkeliler için bu makuldür fakat bizim gibi hacılar, dışarıdan gelenler için buna katî kaideye riayet edip mikat makamını, yerini ihramsız geçmemesi lazım.buna katî kaideye riayet edip mikat makamını, yerini ihramsız geçmemesi lazım. Bundan dolayı kesilen bu kurbanları taahhütleri yiyemezler. Bundan dolayı kesilen bu kurbanları taahhütleri yiyemezler.

Mekke'de olan kusurlardan dolayı olan kurbanları burada kesip de ödeyemezsin. Mekke'de olan kusurlardan dolayı olan kurbanları burada kesip de ödeyemezsin. O mutlaka Mekke'de kesilecek ve Mekke'nin fukara halkına dağıtılacaktır.O mutlaka Mekke'de kesilecek ve Mekke'nin fukara halkına dağıtılacaktır. Eğer sen bunu burada öğrendiysen; "Benim bu kadar noksanım oldu,Eğer sen bunu burada öğrendiysen; "Benim bu kadar noksanım oldu, bundan dolayı bir veya iki kurban kesmem lazım geliyor." dediysen bunu burada kesiyorsan olmaz.bundan dolayı bir veya iki kurban kesmem lazım geliyor." dediysen bunu burada kesiyorsan olmaz. Bunun parasını hiç olmazsa oraya yollayacaklar ve emniyetli birisine diyeceksin ki;Bunun parasını hiç olmazsa oraya yollayacaklar ve emniyetli birisine diyeceksin ki; "Benim bu haccımdaki kusurlarımdan dolayı şu kurbanları kes, fukaralara dağıt!" "Benim bu haccımdaki kusurlarımdan dolayı şu kurbanları kes, fukaralara dağıt!"

Bir kurban daha vardır ki şeref kurbanı diyorlar. Memlekete büyükler gelirkenBir kurban daha vardır ki şeref kurbanı diyorlar. Memlekete büyükler gelirken onlara yollarda kurbanlar kesiyorlar, develer kesiyorlar, sığırlar kesiyorlar.onlara yollarda kurbanlar kesiyorlar, develer kesiyorlar, sığırlar kesiyorlar. Bu kesilen hayvanların da etleri yenmez. Kesilen hayvan ancak Allah için kesilirse onun eti yenir. Bu kesilen hayvanların da etleri yenmez. Kesilen hayvan ancak Allah için kesilirse onun eti yenir. Allah için kesen usta olsa, bilgili olsa da; "Yâ Rabbi! Ben senin rızan için kesiyorum." dese Allah için kesen usta olsa, bilgili olsa da; "Yâ Rabbi! Ben senin rızan için kesiyorum." dese o câiz fakat "Bu gelenin şerefinedir." diyerek şeref nâmına kesilen kurbanların o câiz fakat "Bu gelenin şerefinedir." diyerek şeref nâmına kesilen kurbanların etleri de câiz olmaz, demişler. Bu bizim büyük ceddimiz İbrahim aleyhisselam'dan kalmış.etleri de câiz olmaz, demişler.

Bu bizim büyük ceddimiz İbrahim aleyhisselam'dan kalmış.
Koyunun her bir tüyüne bir hasene demiş. Koyunun her bir tüyüne bir hasene demiş.

Hilkat itibariyle mahlûklar hep birbirine benzerler.Hilkat itibariyle mahlûklar hep birbirine benzerler. Bizde ne kadar et, kemik, bağırsak, kaş, göz, ağız, burun… Her hayvanda tabii bunlar var. Bizde ne kadar et, kemik, bağırsak, kaş, göz, ağız, burun… Her hayvanda tabii bunlar var.

"Yâ Rabbi! Benim âzâm nelerden ibaretse bu koyunu senin için feda ediyorum."Yâ Rabbi! Benim âzâm nelerden ibaretse bu koyunu senin için feda ediyorum. Binâenaleyh onun her âzâsına mukabil benim azalarımı da cehennemden âzat eyle yâ Rab! Binâenaleyh onun her âzâsına mukabil benim azalarımı da cehennemden âzat eyle yâ Rab! Benim âzâlarımı da bu kurban dolayısıyla âzat eyle!" diye keser ve kestikten sonra da fukaraya dağıtır.Benim âzâlarımı da bu kurban dolayısıyla âzat eyle!" diye keser ve kestikten sonra da fukaraya dağıtır. Bunda çok fadail vardır. İnsanlar bugün çok çeşitlidirler. Bunda çok fadail vardır.

İnsanlar bugün çok çeşitlidirler.
Bu çeşitli insanların çeşitli gözleri vardır. Bu çeşitli insanların çeşitli gözleri vardır. Bu gözler, insanları yer bitirir, bu muhakkaktır.Bu gözler, insanları yer bitirir, bu muhakkaktır. Birçok hayvanın ölmesi ve tencereye girmesine, birçok insanındaBirçok hayvanın ölmesi ve tencereye girmesine, birçok insanında ölüp mezara girmesine bu gözler vesile olur. Bu gözlerde öyle acı gözler vardır ki ölüp mezara girmesine bu gözler vesile olur. Bu gözlerde öyle acı gözler vardır ki Allah şerlilerinden muhafaza eylesin, kendisini belki bilir belki bilmez.Allah şerlilerinden muhafaza eylesin, kendisini belki bilir belki bilmez. Onun için Kur'an'da bunlara karşı tedbirler âyetlerle bildirilmiş.Onun için Kur'an'da bunlara karşı tedbirler âyetlerle bildirilmiş. Bu gözlerden muhafaza için hiç olmazsa hatta imkân varsa her hafta, her ay;Bu gözlerden muhafaza için hiç olmazsa hatta imkân varsa her hafta, her ay; hiç olmazsa mümkün olduğu kadar mübarek günlerde birer kurbanı sıhhat sağlığı nâmına,hiç olmazsa mümkün olduğu kadar mübarek günlerde birer kurbanı sıhhat sağlığı nâmına, malı nâmına, her şeyi nâmına feda edip fukarâya yedirmesi çok âlâ ve efdal olur. malı nâmına, her şeyi nâmına feda edip fukarâya yedirmesi çok âlâ ve efdal olur.

Çünkü İsmail Hakkı hazretleri; "Bir insan yemek yerken bunun etrafında o yemeği gören insanlara,Çünkü İsmail Hakkı hazretleri; "Bir insan yemek yerken bunun etrafında o yemeği gören insanlara, yediği yemekten tattırmazsa onları çağırıp sofrasına oturtturmazsayediği yemekten tattırmazsa onları çağırıp sofrasına oturtturmazsa bu yemeğe öyle bir zehir isabet eder ki bu zehrin şifası bulunmaz." diyor.bu yemeğe öyle bir zehir isabet eder ki bu zehrin şifası bulunmaz." diyor. Öyle dertler hâsıl olur ki insanda ne doktor para eder ne hoca para eder! Öyle dertler hâsıl olur ki insanda ne doktor para eder ne hoca para eder! Onu da verir olmaz bunu da verir olmaz, nereye gitsen olmaz. Onu da verir olmaz bunu da verir olmaz, nereye gitsen olmaz. Sebebi, o göz ağısı onun içerisine girmiştir, ondan gelecek felaket çok acıdır.Sebebi, o göz ağısı onun içerisine girmiştir, ondan gelecek felaket çok acıdır. Bunu önleyecek şeyler hayırlardır. Hayırlarla bunlar mümkün mertebe önlenebilir. Bunu önleyecek şeyler hayırlardır. Hayırlarla bunlar mümkün mertebe önlenebilir.

Halbuki bugün herkes etrafını çok iyi biliyor. Halbuki bugün herkes etrafını çok iyi biliyor. Kimin nesi var, gerçekten senden daha iyi bilenler oluyor. Kimin nesi var, gerçekten senden daha iyi bilenler oluyor. Bugünkü kıyametler de hep bundan kopmuyor mu?Bugünkü kıyametler de hep bundan kopmuyor mu? Herkes biliyor ne olduğunu, bu bilgiden dolayı bir sürü kıyametler kopuyor. Niçin? Herkes biliyor ne olduğunu, bu bilgiden dolayı bir sürü kıyametler kopuyor.

Niçin?

Gözleri var demek. Bu gözlerin oluşu bu kıyametleri koparıyor. Gözleri var demek. Bu gözlerin oluşu bu kıyametleri koparıyor. Müslümanlıkta hâlbuki bunlar yok idi. Müslümanlıkta herkes kanaatkâr, herkes hakkına razı.Müslümanlıkta hâlbuki bunlar yok idi. Müslümanlıkta herkes kanaatkâr, herkes hakkına razı. Onun için kimse kimsenin ne varlığına karışır ne kesesine karışır.Onun için kimse kimsenin ne varlığına karışır ne kesesine karışır. Herkes "Allah'a çok şükür der." soğan ekmek yer, kimsenin işine karışmazdı. Ama bugün öyle değil. Herkes "Allah'a çok şükür der." soğan ekmek yer, kimsenin işine karışmazdı. Ama bugün öyle değil. Onun için bugün hayr u hasenât ne kadar çok yapılırsa o kadar çok fevâid olur. Onun için bugün hayr u hasenât ne kadar çok yapılırsa o kadar çok fevâid olur.

Mesela birçok yerde Kur'an kursları var. Bunlar hep zuafâ ve fukarâ çocuklardır.Mesela birçok yerde Kur'an kursları var. Bunlar hep zuafâ ve fukarâ çocuklardır. Biliyorsunuz ki bizim zenginlerimiz çocuklarını Kur'an kurslarına ve din tahsillerine veremiyorlar.Biliyorsunuz ki bizim zenginlerimiz çocuklarını Kur'an kurslarına ve din tahsillerine veremiyorlar. Verseler de çocuklar gitmiyorlar. Köylü dediğimiz Anadolu'dan gelen yavrular olmasaVerseler de çocuklar gitmiyorlar. Köylü dediğimiz Anadolu'dan gelen yavrular olmasa emin olunuz ne mihraplarda namaz kıldıracak ne hutbelerde hatiplik yapacak emin olunuz ne mihraplarda namaz kıldıracak ne hutbelerde hatiplik yapacak ne de kürsülerde vaaz edecek insan bulamayız.ne de kürsülerde vaaz edecek insan bulamayız. Allah razı olsun ki o Anadolu çocukları geliyorlar, aç, susuz.Allah razı olsun ki o Anadolu çocukları geliyorlar, aç, susuz. İşte görüyorsunuz, şurada 5-6 tanesi yatıyor, hiç hâlini soranımız yok. İşte görüyorsunuz, şurada 5-6 tanesi yatıyor, hiç hâlini soranımız yok. Orada nasıl yiyorlar nasıl içiyorlar nasıl yatıyorlar; Allah biliyor. Bazen aç bazen de tokturlar. Orada nasıl yiyorlar nasıl içiyorlar nasıl yatıyorlar; Allah biliyor. Bazen aç bazen de tokturlar.

Niçin? Kimsenin aklının işi değil; herkes evinde tatlı tuzlu nesi varsa yer. Niçin?

Kimsenin aklının işi değil; herkes evinde tatlı tuzlu nesi varsa yer.
Onu kaç seneden beri söylerim… Şimdi yıkıldı ama bakalım nasıl yapılacak.Onu kaç seneden beri söylerim… Şimdi yıkıldı ama bakalım nasıl yapılacak. Yıkması kolay da yapması nasıl olacak? İstanbul'u ayağa kaldıracak! Ne olacak? Yıkması kolay da yapması nasıl olacak? İstanbul'u ayağa kaldıracak!

Ne olacak?

İskenderpaşa'da bir kurs yapacağız… Hâlbuki bunu bir kişi de yapar, ne olacak? İskenderpaşa'da bir kurs yapacağız…

Hâlbuki bunu bir kişi de yapar, ne olacak?
Koca koca apartmanlar yapıyor da insan, buraya mesela iki tane oda mı yapamayacak. Koca koca apartmanlar yapıyor da insan, buraya mesela iki tane oda mı yapamayacak. Ama kimsenin işine gelmiyor, herkes kaçamak yapıyor. Allah kusurlarımızı affetsin. Ama kimsenin işine gelmiyor, herkes kaçamak yapıyor. Allah kusurlarımızı affetsin.

Bunun için bu kurbanların kesilmesinde çok fazilet vardır.Bunun için bu kurbanların kesilmesinde çok fazilet vardır. İnsanın başına başkaları tarafından gelecek ahları, gözleri önler.İnsanın başına başkaları tarafından gelecek ahları, gözleri önler. Bunun içindir ki kaç zamandan beri söyleriz; Müslümanlık kardeşlik, derler. Bunun içindir ki kaç zamandan beri söyleriz; Müslümanlık kardeşlik, derler.

Nasıl Müslümanlık kardeşlik? Böyle kardeşlik olur mu? Kardeş kardeşi tanımaz mı? Nasıl Müslümanlık kardeşlik? Böyle kardeşlik olur mu? Kardeş kardeşi tanımaz mı? Bir kere tanıması lazım. Tanımayınca demek ki kardeşlikle ilgisi yok. Kardeş yardım etmez mi?Bir kere tanıması lazım. Tanımayınca demek ki kardeşlikle ilgisi yok. Kardeş yardım etmez mi? Etmesi lazım. Etmiyoruz. Neden? Kardeşlik yok.Etmesi lazım. Etmiyoruz. Neden? Kardeşlik yok. Kardeş kardeşin zaruretli olduğunu görür de elinden tutmaz mı? Elbette tutar. Kardeş kardeşin zaruretli olduğunu görür de elinden tutmaz mı? Elbette tutar. Ama biz yapmıyoruz. Demek ki kardeşlikle ilgimiz yok.Ama biz yapmıyoruz. Demek ki kardeşlikle ilgimiz yok. Kardeşlikle ilgisi olmayanın Müslümanlıkla ilgisi yok demektir. Müslümanlık kardeşliği emreder.Kardeşlikle ilgisi olmayanın Müslümanlıkla ilgisi yok demektir. Müslümanlık kardeşliği emreder. Kardeşlik nispetinde Müslümanlık kuvvetlidir. Kardeşlik zaafiyeti kadar da Müslümanlık zayıftır.Kardeşlik nispetinde Müslümanlık kuvvetlidir. Kardeşlik zaafiyeti kadar da Müslümanlık zayıftır. Onun için Allah hepimizi affetsin. Onun için Allah hepimizi affetsin.

Bu gibi hayırları ne kadar çok yapabilirsek o kadar çok rahat ederiz. Bu gibi hayırları ne kadar çok yapabilirsek o kadar çok rahat ederiz. Ömrümüz de rahat geçer âhiretimiz de rahat olur. Bu fukarânın duasını sen boşa sanma! Ömrümüz de rahat geçer âhiretimiz de rahat olur.

Bu fukarânın duasını sen boşa sanma!

Fukaranın duası! Bizim Bursa'da bir ahbabımız vardı.Fukaranın duası! Bizim Bursa'da bir ahbabımız vardı. "Ben hasta oldum mu katiyen doktora gitmem." diyor."Ben hasta oldum mu katiyen doktora gitmem." diyor. Kızılay'ın içerisinde okuyan çocuklar varmış. Ondan dinlediğimi söylüyorum: Kızılay'ın içerisinde okuyan çocuklar varmış. Ondan dinlediğimi söylüyorum: "Oraya giderim, oraya bir makbuz verir bir para yatırırım, o hastalık benden gider. "Oraya giderim, oraya bir makbuz verir bir para yatırırım, o hastalık benden gider. Ben bunu senelerden beri tecrübe ettim. Katiyen doktora gitmem.Ben bunu senelerden beri tecrübe ettim. Katiyen doktora gitmem. Sıkıntım varsa bile giderim, o müesseselere bir yardım yaparım, bakarım; Sıkıntım varsa bile giderim, o müesseselere bir yardım yaparım, bakarım; o hastalık benden gitmiştir." diyor. Aradaki esrarı anlamaya pek aklımız yetmez. o hastalık benden gitmiştir." diyor. Aradaki esrarı anlamaya pek aklımız yetmez.

Bunun için hayırlardan insan kaçmamalı. Ama hayırların en güzeli de kardeşlik hayrıdır. Bunun için hayırlardan insan kaçmamalı. Ama hayırların en güzeli de kardeşlik hayrıdır. İnsanlar birbirini tanımadıkça birbirleriyle kardeş olamadıkça bu hayırları yapamaz insanlar. İnsanlar birbirini tanımadıkça birbirleriyle kardeş olamadıkça bu hayırları yapamaz insanlar. Hayırları insana yaptıran, kardeşlikteki ilginin kuvvetidir. Hayırları insana yaptıran, kardeşlikteki ilginin kuvvetidir.

Hayâ ve mürüvvet! Hayâ ile mürüvvet, insanı amel-i sâlihe zorlayan bir kuvvettir.Hayâ ve mürüvvet! Hayâ ile mürüvvet, insanı amel-i sâlihe zorlayan bir kuvvettir. Hayâ içerde bir kuvvettir ki insanı iyi işlere sürükler, sevk eder ve kötü işlere de engel olur.Hayâ içerde bir kuvvettir ki insanı iyi işlere sürükler, sevk eder ve kötü işlere de engel olur. Buna hayâ derler. Ama bir de bu hayânın bir nevî daha var.Buna hayâ derler.

Ama bir de bu hayânın bir nevî daha var.
Mesela kendisi çapkın adam, adam çapkın da birisi de ailesine yahut kızına bir taarruz yapmış.Mesela kendisi çapkın adam, adam çapkın da birisi de ailesine yahut kızına bir taarruz yapmış. Vuruyor kırıyor, dövüyor. Buna gayret demezler. Bu gayretten, hayâdan ileri gelmiyor.Vuruyor kırıyor, dövüyor. Buna gayret demezler. Bu gayretten, hayâdan ileri gelmiyor. Buna cahiliye icabı diyorlar. Bunu cahiliye icabı yapıyor.Buna cahiliye icabı diyorlar. Bunu cahiliye icabı yapıyor. Çünkü dininin gayesi olsaydı kendisi de yapmayacaktı.Çünkü dininin gayesi olsaydı kendisi de yapmayacaktı. Madem kendisi yapıyor, demek ki dininin gayesi yok.Madem kendisi yapıyor, demek ki dininin gayesi yok. Bu sefer o adamı haksız yere vuruyor öldürüyor. Niçin? Bu sefer o adamı haksız yere vuruyor öldürüyor.

Niçin?

Dininin icabı olsaydı kendisi de onu yapmayacaktı.Dininin icabı olsaydı kendisi de onu yapmayacaktı. Bunu yaptığından dolayı bu işleri cahiliye intikamı ile yapıyor demektir.Bunu yaptığından dolayı bu işleri cahiliye intikamı ile yapıyor demektir. Onun için kıymeti yoktur, âhirette mesûldür. Onun için kıymeti yoktur, âhirette mesûldür.

Koyunları kestiğimiz vakitte o koyunun âzâsı nelerden ibaretse; Koyunları kestiğimiz vakitte o koyunun âzâsı nelerden ibaretse; "Yâ Rabbi! Beni de cehennemden onların dolayısıyla âzat eyle!" der."Yâ Rabbi! Beni de cehennemden onların dolayısıyla âzat eyle!" der. Bismillâhi Allahu ekber, der keser. İkinci bir şey daha var: Bismillahsız kesilen hayvan da yenmez.Bismillâhi Allahu ekber, der keser.

İkinci bir şey daha var: Bismillahsız kesilen hayvan da yenmez.
Kasten bismillah demeden kesilen hayvan da yenmez. Kasten bismillah demeden kesilen hayvan da yenmez.

Ölmüş hayvan da yenmez. Bunlar İslâm da bilinmesi lazım olan şeyler.Ölmüş hayvan da yenmez. Bunlar İslâm da bilinmesi lazım olan şeyler. Hatta derler ki; "Avcı ava gittiği vakitte silahını uzatıp atarkenHatta derler ki; "Avcı ava gittiği vakitte silahını uzatıp atarken bismillah demezse onun vurduğu av da câiz değildir." bismillah demezse onun vurduğu av da câiz değildir."

"Denizde balıkçı ağını atarken bismillah deyip atmadıysa tuttuğu av da câiz değildir." derler."Denizde balıkçı ağını atarken bismillah deyip atmadıysa tuttuğu av da câiz değildir." derler. Bereket İmâm-ı Şâfiî'ye, o câizdir, demiş. el-İdrâru fi'l vasıyyeti mine'l-kebâiri. Bereket İmâm-ı Şâfiî'ye, o câizdir, demiş.

el-İdrâru fi'l vasıyyeti mine'l-kebâiri.

Vasiyet! Her müslümanın vasiyeti cebinde bulunacak yahut yastığının altında bulunacak.Vasiyet! Her müslümanın vasiyeti cebinde bulunacak yahut yastığının altında bulunacak. Üç gün bir yerde misafir de olsak orada bir vasiyetnâmemiz bulunması lazım.Üç gün bir yerde misafir de olsak orada bir vasiyetnâmemiz bulunması lazım. Çünkü hayat denilen şey elimizde değildir. Çünkü hayat denilen şey elimizde değildir. Ne zaman intikal olacak, irtihal olunacak; kimse bilmediği için vasiyeti cebinde bulunması lazım.Ne zaman intikal olacak, irtihal olunacak; kimse bilmediği için vasiyeti cebinde bulunması lazım. Alacağını vereceğini bildirmeli. Kendisinin de mü'min olduğunu, ehl-i imandan olduğunu, insanlara;Alacağını vereceğini bildirmeli. Kendisinin de mü'min olduğunu, ehl-i imandan olduğunu, insanlara; "Siz şahit olun, ben Allah'ın birliğine peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in Resûlü olduğuna,"Siz şahit olun, ben Allah'ın birliğine peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in Resûlü olduğuna, kitabına ve sâir amentü icaplarına iman etmiş bir mü'minim." diyerek etrafındakileri de şahit tutmalıdır,kitabına ve sâir amentü icaplarına iman etmiş bir mü'minim." diyerek etrafındakileri de şahit tutmalıdır, söylemelidir ki yarın âhirette gördüğünde onlar da ona şehadet edebilsin. söylemelidir ki yarın âhirette gördüğünde onlar da ona şehadet edebilsin. Öldükten sonra musalla taşında; "Nasıl biliyorsunuz? İyi biliyor musunuz?.." Öldükten sonra musalla taşında; "Nasıl biliyorsunuz? İyi biliyor musunuz?.." Onun da faydası vardır ama asıl fayda ölmezden evvel etrafındaki insanlaraOnun da faydası vardır ama asıl fayda ölmezden evvel etrafındaki insanlara kendisinin mü'min-i muvahhid olduğunu duyurması lazım. Burada bir vasiyet edeceğiz.kendisinin mü'min-i muvahhid olduğunu duyurması lazım.

Burada bir vasiyet edeceğiz.
Vasiyet: "İşte sana şu kadar, buna bu kadar. Cami yaptırın, çeşme yaptırın, yol yaptırın…" Vasiyet: "İşte sana şu kadar, buna bu kadar. Cami yaptırın, çeşme yaptırın, yol yaptırın…" Parasından veriyor. Mirasta vasiyette üçte bir hakkı var. Parasından veriyor.

Mirasta vasiyette üçte bir hakkı var.
Mesela 300 bin lirası varsa hükmü ancak 100 bin lirasına geçer. 200 bin lirasına hükmü geçmez. Mesela 300 bin lirası varsa hükmü ancak 100 bin lirasına geçer. 200 bin lirasına hükmü geçmez. O, mirasçının hakkıdır.O, mirasçının hakkıdır. Ona elleşemezsin. "Şunu yapın bunu yapın…" diyerek ancak 100 bin lirası için bir vasiyet yapabilir.Ona elleşemezsin. "Şunu yapın bunu yapın…" diyerek ancak 100 bin lirası için bir vasiyet yapabilir. Tutarlar-tutmazlar, o ayrı mesele.Tutarlar-tutmazlar, o ayrı mesele. Fakat evlatlar arasında birisini daha çok seviyor birisini de pek sevmiyor.Fakat evlatlar arasında birisini daha çok seviyor birisini de pek sevmiyor. Çoğunu sevdiğine verip de azını sevmediğine bırakmak bu istidrar, zarar veriyor.Çoğunu sevdiğine verip de azını sevmediğine bırakmak bu istidrar, zarar veriyor. Mirasçıya zarar mine'l-kebâir, kebâirdendir. Mirasçıya zarar mine'l-kebâir, kebâirdendir.

Bazen olduğu gibi mirasçıma kalmasın diye dışarıdan bir adam arıyor, sevdiği bir adam buluyor. Bazen olduğu gibi mirasçıma kalmasın diye dışarıdan bir adam arıyor, sevdiği bir adam buluyor. Malımı sana intikal ettirdim, diyor. Tapusunu da yapıyor. Malımı sana intikal ettirdim, diyor. Tapusunu da yapıyor. Mirasçı öldüğü vakitte eline bir şey geçmiyor. Bu da kebâirdendir. Mirasçı öldüğü vakitte eline bir şey geçmiyor. Bu da kebâirdendir.

Yalnız şu kadar var ki; "Malların devrinde eğer yetişen nesil Allah ve peygamber tanımayan bir nesilseYalnız şu kadar var ki; "Malların devrinde eğer yetişen nesil Allah ve peygamber tanımayan bir nesilse binâenaleyh mirası onlara bırakmaktansa bir hayırlı müesseseye bırakmak daha evlâdır." demişler.binâenaleyh mirası onlara bırakmaktansa bir hayırlı müesseseye bırakmak daha evlâdır." demişler. Buna mukabil "Şimdi vasiyete ihtiyaç da yoktur." demişler. Buna mukabil "Şimdi vasiyete ihtiyaç da yoktur." demişler. Çünkü Allahu Teâlâ Kur'ân-ı Azîmüşşân'da mirası kendisi taksim etmiştir.Çünkü Allahu Teâlâ Kur'ân-ı Azîmüşşân'da mirası kendisi taksim etmiştir. Mirası Kur'ân-ı Azîmüşşân'da Allah Celle ve Alâ bizzat taksim etmiştir.Mirası Kur'ân-ı Azîmüşşân'da Allah Celle ve Alâ bizzat taksim etmiştir. Kime ne düşeceği burada ayrılmıştır. Onu müftüler pekâlâ bilirler.Kime ne düşeceği burada ayrılmıştır. Onu müftüler pekâlâ bilirler. Binâenaleyh, "Sana şu kadar sana bu kadar bölüyorum…" demek fazladan bir şeydir, demiş.Binâenaleyh, "Sana şu kadar sana bu kadar bölüyorum…" demek fazladan bir şeydir, demiş. Sen bırak burasını. Sen vasiyetini borcun varsa bildir. Alacağın varsa affet. Sen bırak burasını. Sen vasiyetini borcun varsa bildir. Alacağın varsa affet. Bundan sonra başka bir şeylerin varsa söyle, kendinin de İslâm olduğunu duyur; bu sana kâfi! Bundan sonra başka bir şeylerin varsa söyle, kendinin de İslâm olduğunu duyur; bu sana kâfi!

el-A'mâlü indallâhi seb'aten. "İnd-i ilâhiyede ameller yedi çeşittir, yedi kısım üzerinedir." el-A'mâlü indallâhi seb'aten. "İnd-i ilâhiyede ameller yedi çeşittir, yedi kısım üzerinedir."

İkisidir ki bunlar mûcibân dediği cennetlik, cenneti icap ettirirler yahut cehennemi icap ettirirler. İkisidir ki bunlar mûcibân dediği cennetlik, cenneti icap ettirirler yahut cehennemi icap ettirirler.

Ve amelâni bi-emsâlihimâ. "İki amel daha vardır ki bunlar da misli mislinedir."Ve amelâni bi-emsâlihimâ. "İki amel daha vardır ki bunlar da misli mislinedir." Amelün bi-aşri emsâlihi. "Bir amel daha vardır ki on misli artar." Amelün bi-aşri emsâlihi. "Bir amel daha vardır ki on misli artar."

Ve amelün bi-seb'ımietin. "Bir amel vardır ki yedi yüze kadar artar." Ve amelün bi-seb'ımietin. "Bir amel vardır ki yedi yüze kadar artar." Ve amelün lâ ya'lemu sevâbe âmilihi illallâhu. "Bir amel daha vardır ki ancak onun sevabını Allah bilir." Ve amelün lâ ya'lemu sevâbe âmilihi illallâhu. "Bir amel daha vardır ki ancak onun sevabını Allah bilir."

Birisi ancak misli misline, birisi on, birisi yedi yüz, birisinin sevabını Allah'tan başka bilen olmaz. Birisi ancak misli misline, birisi on, birisi yedi yüz, birisinin sevabını Allah'tan başka bilen olmaz.

Fe emme'l-mûcibâni. Şu iki mûcibât ki bunlar nedir? Fe emme'l-mûcibâni.

Şu iki mûcibât ki bunlar nedir?

Ve men lekıyallâhe ya'büdühü muhlisan. "Kim ki Allahu Teâlâ'ya Ve men lekıyallâhe ya'büdühü muhlisan. "Kim ki Allahu Teâlâ'ya kulluğunu Allah'a olan kulluk vazifesini ihlâs ile yapıyor." kulluğunu Allah'a olan kulluk vazifesini ihlâs ile yapıyor."

Kandırmak için riyakârlık için bir şeytanlık için değil sırf Allah için hem de ihlâs ile! Kandırmak için riyakârlık için bir şeytanlık için değil sırf Allah için hem de ihlâs ile!

Lâ yüşrikü şey'en. "Bununla beraber şirk de koşmuyor."Lâ yüşrikü şey'en. "Bununla beraber şirk de koşmuyor." Vecebet lehü'l-cenneh. "Şirk olmadan ihlâs ile Allah'a ibadet eden adama cennet vacib." Vecebet lehü'l-cenneh. "Şirk olmadan ihlâs ile Allah'a ibadet eden adama cennet vacib."

Ve men lekıyallahe kad eşrake bihi. "Yine onun aynı bir kimse de Allah'a, şirk koşuyor."Ve men lekıyallahe kad eşrake bihi. "Yine onun aynı bir kimse de Allah'a, şirk koşuyor." Vecebet lehü'n-nâr. "Buna da cehennem vacib olur." İkisi vacib de birisi cennet birisi cehennem! Vecebet lehü'n-nâr. "Buna da cehennem vacib olur."

İkisi vacib de birisi cennet birisi cehennem!

Şirk meseleleri de uzun derstir! Ve men amile seyyieten. "Bir insan günah işledi." Şirk meseleleri de uzun derstir!

Ve men amile seyyieten. "Bir insan günah işledi."

Hasenede, iyilik yaparsa bire on; günah işlersen bire bir! Hasenede, iyilik yaparsa bire on; günah işlersen bire bir!

Cüziye bi-mislihâ. "Bir günaha bir günah yazılır." Cüziye bi-mislihâ. "Bir günaha bir günah yazılır." Ve men amile haseneten ve men hemmen. "Bir amel işledi de bir niyet etti. Bir hayır edeyim, dedi.Ve men amile haseneten ve men hemmen. "Bir amel işledi de bir niyet etti. Bir hayır edeyim, dedi. İçerisinde niyet etti fakat hayrı yapamadı. Niyetiyle yine ona bir sevap yazılır." İçerisinde niyet etti fakat hayrı yapamadı. Niyetiyle yine ona bir sevap yazılır." Ve men amile haseneten cüziye aşran. "Eğer o niyet ettiği hayrı yapabilirse on sevap alır." Ve men amile haseneten cüziye aşran. "Eğer o niyet ettiği hayrı yapabilirse on sevap alır." Ve men enfeka mâlühu fî sebîlillâhVe men enfeka mâlühu fî sebîlillâh "Bu verdiği parayı fî sebîlillâh, Allah rızası için cihada ve cihadın nevîleri çoktur,"Bu verdiği parayı fî sebîlillâh, Allah rızası için cihada ve cihadın nevîleri çoktur, onlardan birisine verirseonlardan birisine verirse o onun verdiği o birine 700 mukabilinde sevap verilir." o onun verdiği o birine 700 mukabilinde sevap verilir." Ve'd-dinâru bi-seb'ımieti dinârin. Bir dinara 700 dinar verilir, sevabı arttırılır."Ve'd-dinâru bi-seb'ımieti dinârin. Bir dinara 700 dinar verilir, sevabı arttırılır." Ve's-sıyâmu lillâhi lâ ya'lemu sevâbe âmilihi illallâhu.Ve's-sıyâmu lillâhi lâ ya'lemu sevâbe âmilihi illallâhu. "Eğer oruç tuttuysa bu tuttuğu oruç ister Allahu Teâlâ için ister Ramazan'da ister Ramazan'ın gayrısında"Eğer oruç tuttuysa bu tuttuğu oruç ister Allahu Teâlâ için ister Ramazan'da ister Ramazan'ın gayrısında bunun sevabını Allah'tan başka kimse bilmez. İnsanların takdire güçleri yetmez." bunun sevabını Allah'tan başka kimse bilmez. İnsanların takdire güçleri yetmez."

Allah hayırlara cümlemize nasip etsin. Allah hayırlara cümlemize nasip etsin.

el-İktisâdü. "Orta gidiş." Zenginlikte de fakirlikte de iktisat orta hâlli olan, orta yürüyüşte olan. el-İktisâdü. "Orta gidiş."

Zenginlikte de fakirlikte de iktisat orta hâlli olan, orta yürüyüşte olan.
İnsan çok buldum diyerek çok yemekle mesuldür. Çok da olsa serveti, yine iktisattan ayrılmayacak. İnsan çok buldum diyerek çok yemekle mesuldür. Çok da olsa serveti, yine iktisattan ayrılmayacak.

el-İktisâdü fi'n-nafakati nisfu'l-meî'şeti. "Nafakada iktisat kazancın yarısını temin eder.el-İktisâdü fi'n-nafakati nisfu'l-meî'şeti. "Nafakada iktisat kazancın yarısını temin eder. Kazancı yarı yarıya önler." Kazancı yarı yarıya önler."

Mesela bir insan 10 lirayla geçiniyorsa iktisat sayesinde 5 liraya da geçinir. Mesela bir insan 10 lirayla geçiniyorsa iktisat sayesinde 5 liraya da geçinir.

Ve't-teveddüdü ile'n-nâsiVe't-teveddüdü ile'n-nâsi nisfü'l-akli. "İnsanların kendini, nâsı sevdirmesi, nâsın kendisinin insanları sevdirmesi insanların da onu sevmesi;nisfü'l-akli. "İnsanların kendini, nâsı sevdirmesi, nâsın kendisinin insanları sevdirmesi insanların da onu sevmesi; aklının yarısıdır." aklının yarısıdır."

Aklı bütün akıl değil deAklı bütün akıl değil de insanın başkalarını sevmesi başkalarının da onu sevmesi aklının yarısına delalet eder. insanın başkalarını sevmesi başkalarının da onu sevmesi aklının yarısına delalet eder. Sevdiriyor. İnsanlar bir şey gibi mesela tabiri müşkül, hayrı severler. Sevdiriyor.

İnsanlar bir şey gibi mesela tabiri müşkül, hayrı severler.
Hayra karşı hayır yapan insanlara karşı içlerinden hayırlara karşı bir muhabbet, bir sevgi doğar.Hayra karşı hayır yapan insanlara karşı içlerinden hayırlara karşı bir muhabbet, bir sevgi doğar. Hayırlardan uzak olan insanları da insan sevmez. Cibilliyet iktizası!Hayırlardan uzak olan insanları da insan sevmez. Cibilliyet iktizası! Cibilliyet-i insâniye hayır yapan insanları sever, hayırdan uzak kalan insanları sevmez.Cibilliyet-i insâniye hayır yapan insanları sever, hayırdan uzak kalan insanları sevmez. Cimri tabir ederiz biz bu insanları ya, bu cimrileri sevmez. Cimri tabir ederiz biz bu insanları ya, bu cimrileri sevmez.

Demek ki insanlara kendisini sevdirebilmek için insanların en evvel önce yapacakları şeyDemek ki insanlara kendisini sevdirebilmek için insanların en evvel önce yapacakları şey hayır hasenâtlarının bol olmasıdır. Bu hayır hasenatın bolluğu dolayısıyla insanlar onu severler.hayır hasenâtlarının bol olmasıdır. Bu hayır hasenatın bolluğu dolayısıyla insanlar onu severler. Cimri olursa insanlar istemez. Bu sevdirmek aklın yarısına delalet eder, buyurmuş. Cimri olursa insanlar istemez. Bu sevdirmek aklın yarısına delalet eder, buyurmuş.

Ve hüsnü's-süâli nisfü'l-ılmi. "Bir de mesele-i dîniyeden, herhangi bir meseleden soruyorsunuz amaVe hüsnü's-süâli nisfü'l-ılmi. "Bir de mesele-i dîniyeden, herhangi bir meseleden soruyorsunuz ama güzel bir sual ile; karşındakini tecrübe etmek için karşındakini aldatmak içingüzel bir sual ile; karşındakini tecrübe etmek için karşındakini aldatmak için karşındakinin değerini anlamak için değil de bilmediğin bir şey var,karşındakinin değerini anlamak için değil de bilmediğin bir şey var, o bilmediğin şeyi öğrenmek için soruyorsun. Bu da ilmin yarısıdır." o bilmediğin şeyi öğrenmek için soruyorsun. Bu da ilmin yarısıdır."

Çünkü senelerce okumakla kitaplar bitmiyor.Çünkü senelerce okumakla kitaplar bitmiyor. Bunların hepsini okuyayım da bulayım dersen işin içinden çıkamazsın. Bunların hepsini okuyayım da bulayım dersen işin içinden çıkamazsın. İyisi mi bilene sordun mu bir dakikada iki dakikada hâllolur mesele.İyisi mi bilene sordun mu bir dakikada iki dakikada hâllolur mesele. Bu da ilmin yarısıdır, demişlerdir. Onun için daima insan sorucu olmalı, öğrenici olmalıdır. Bu da ilmin yarısıdır, demişlerdir. Onun için daima insan sorucu olmalı, öğrenici olmalıdır.

el-İktisâdü nisfu'l-ayşi ve hüsnü'l-hulukı nisfü'd-dîni. el-İktisâdü nisfu'l-ayşi ve hüsnü'l-hulukı nisfü'd-dîni.

el-İktisâdü nisfu'l-ayşi. Ayş: Hayat. Hayatın yarısını iktisat temin eder.el-İktisâdü nisfu'l-ayşi.

Ayş: Hayat.

Hayatın yarısını iktisat temin eder.
İktisada insanların zengin de olsa alışması lazım. Çünkü dünyanın bin türlü hâli var.İktisada insanların zengin de olsa alışması lazım. Çünkü dünyanın bin türlü hâli var. Bugün bakarsın zengin, yarın Allah esirgesin bir kaza olur, bir felaket olur sen de düşersin bir fakirliğe.Bugün bakarsın zengin, yarın Allah esirgesin bir kaza olur, bir felaket olur sen de düşersin bir fakirliğe. Düştüğün vakit o zaman sıkılırsın, bunalırsın. İktisat hâline alışmamışsın. Düştüğün vakit o zaman sıkılırsın, bunalırsın. İktisat hâline alışmamışsın.

"Ama Allah kerîm derim…" Öyle iş yok. İnsan, Peygamber'in dediğinin dışarı çıkmamalı."Ama Allah kerîm derim…"

Öyle iş yok. İnsan, Peygamber'in dediğinin dışarı çıkmamalı.
Peygamberimiz bu yolu gösteriyor bize. Daima iktisat ile hareket et.Peygamberimiz bu yolu gösteriyor bize. Daima iktisat ile hareket et. Artırıyorsan ver fakir fukarâya, ver hayır cemiyetlerine ver zuafâlara… Artırıyorsan ver fakir fukarâya, ver hayır cemiyetlerine ver zuafâlara…

İslâmiyet güzel ahlâktan ibaret, denmiştir. Ve hüsnü'l-hulukı nisfü'd-dîni.İslâmiyet güzel ahlâktan ibaret, denmiştir.

Ve hüsnü'l-hulukı nisfü'd-dîni.
"Güzel ahlâk dinin yarısıdır." Yarısı ibadet yarısı da demek güzel ahlâk ile temin olunuyor."Güzel ahlâk dinin yarısıdır."

Yarısı ibadet yarısı da demek güzel ahlâk ile temin olunuyor.
Yarısı ahlâk yarısı da ibâdât ü taat oluyor. İbâdât ü taat var, ahlâk yok ise yarımdır o.Yarısı ahlâk yarısı da ibâdât ü taat oluyor. İbâdât ü taat var, ahlâk yok ise yarımdır o. Yarım adam nasıl işe yaramazsa yarım iş de hiçbir işe yaramaz.Yarım adam nasıl işe yaramazsa yarım iş de hiçbir işe yaramaz. Onun için doktorluğu yarım olan adamı candan eder derler,Onun için doktorluğu yarım olan adamı candan eder derler, dindeki yarım adam da adamı dinden çıkarır, derler. dindeki yarım adam da adamı dinden çıkarır, derler.

el-Ekberu mine'l-ihveti bi-menzileti'l-ebi. el-Ekberu mine'l-ihveti bi-menzileti'l-ebi.

Büyük kardeşler, ağabeyler, kardeşler; üç beş tane kardeş var. Büyük kardeşler, ağabeyler, kardeşler; üç beş tane kardeş var.

"Büyük kardeş baba mesabesindedir."Büyük kardeş baba mesabesindedir. Büyük kardeş söz dinleme noktasından, kardeşlerinin üzerinde hâkim olma üzerinden baba menzilesindedir." Büyük kardeş söz dinleme noktasından, kardeşlerinin üzerinde hâkim olma üzerinden baba menzilesindedir."

Babayı dinlemek evlatların nasıl vazifesiyse büyük abi denen büyük kardeşi deBabayı dinlemek evlatların nasıl vazifesiyse büyük abi denen büyük kardeşi de dinlemek kardeşlerin vazifesidir. Bu yalnız mirasta değil, nikâhta değil. dinlemek kardeşlerin vazifesidir. Bu yalnız mirasta değil, nikâhta değil. Ya bu dünya umûru hususâtında büyük abiyi dinlemek kardeşlik vazifesinin iktizasındanmış.Ya bu dünya umûru hususâtında büyük abiyi dinlemek kardeşlik vazifesinin iktizasındanmış. Onun için kardeşliği bize tarif ederken de diyorlar ki; "Kardeş sana muvafakat gösteren adamdır." Onun için kardeşliği bize tarif ederken de diyorlar ki; "Kardeş sana muvafakat gösteren adamdır."

Bu selam üzerine yine durmak lazım. En basit olan şey para pul istemeyen bir şey selamdır değil mi ya? Bu selam üzerine yine durmak lazım. En basit olan şey para pul istemeyen bir şey selamdır değil mi ya? Bu selamı bile birbirimize vermekten kıskanırsak… Bu selamı bile birbirimize vermekten kıskanırsak… Para verirken hadi cimrilik var, kıyamıyorsun paraya; selamın nesi var, dilinle söyleyeceksin?Para verirken hadi cimrilik var, kıyamıyorsun paraya; selamın nesi var, dilinle söyleyeceksin? Ona da kıyamazsan bu Müslümanlıktaki kardeşlik kim bilir nasıl olur? Ona da kıyamazsan bu Müslümanlıktaki kardeşlik kim bilir nasıl olur?

Selamın da çeşitliliği var: Şöyle yüzüne bir başını sallasan bu da kâfi ama insan bunu da yapmaz.Selamın da çeşitliliği var: Şöyle yüzüne bir başını sallasan bu da kâfi ama insan bunu da yapmaz. Hadi dilinle söylemiyorsun ama bir güler yüzle "Uğurlar olsun efendim." dese,Hadi dilinle söylemiyorsun ama bir güler yüzle "Uğurlar olsun efendim." dese, "Nasılsınız efendim?" dese kâfi. Allah cümlemizi affedecek. "Nasılsınız efendim?" dese kâfi. Allah cümlemizi affedecek.

Bu bela büyük memleketlere yeter. Hâlbuki Müslümanlık denince müslüman müslümana; Bu bela büyük memleketlere yeter. Hâlbuki Müslümanlık denince müslüman müslümana;

Lâ yezlimühu. "Katiyen zulüm etmez." Zulüm nedir? Zulüm adalete mukabil değil mi? Lâ yezlimühu. "Katiyen zulüm etmez."

Zulüm nedir? Zulüm adalete mukabil değil mi?

Adalet, haksızlık yapmaz. Haksızlığın en büyüğü, bir kardeşine selam bile vermiyor;Adalet, haksızlık yapmaz. Haksızlığın en büyüğü, bir kardeşine selam bile vermiyor; işte bundan daha büyü haksızlık olur mu? Saymıyor seni adam yerine;işte bundan daha büyü haksızlık olur mu? Saymıyor seni adam yerine; seni adam yerine saymamak dolayısıyla Müslümanlık nasıl bağdaşır, birbirine nasıl kardeşleşir? seni adam yerine saymamak dolayısıyla Müslümanlık nasıl bağdaşır, birbirine nasıl kardeşleşir? Hâlbuki yekvücut diyorlar, bütün müslüman bir vücut gibi nasıl olur? Hâlbuki yekvücut diyorlar, bütün müslüman bir vücut gibi nasıl olur?

Bir müslüman bir vücut gibi olunca bir bina gibi olunca birbirlerini tutması lazım. Bir müslüman bir vücut gibi olunca bir bina gibi olunca birbirlerini tutması lazım.

"Ama ben zenginim…" Ol! "Ama ben çok büyük adamım…" "Ama ben zenginim…"

Ol!

"Ama ben çok büyük adamım…"

Ol! Kardeşten başka bir şey değilsin yine! Alt tarafı yine kardeş. Şu binayı kaç çeşit şey yapmış.Ol! Kardeşten başka bir şey değilsin yine! Alt tarafı yine kardeş. Şu binayı kaç çeşit şey yapmış. Demiri var, odunu var, çakılı var sıvası var… Hepsinin işçisi ayrı.Demiri var, odunu var, çakılı var sıvası var… Hepsinin işçisi ayrı. Fakat hepsi şu binanın vücuda gelmesine çalışan bir cemaattir. Hepsi öyle.Fakat hepsi şu binanın vücuda gelmesine çalışan bir cemaattir. Hepsi öyle. Binâenaleyh İslâmiyet'te çalışan çeşitli insanlardır. Ama bu İslâmiyet'te hepsi memurdurlar. Binâenaleyh İslâmiyet'te çalışan çeşitli insanlardır. Ama bu İslâmiyet'te hepsi memurdurlar. Bu memuriyet vazifesi binadakine hiç benzemez.Bu memuriyet vazifesi binadakine hiç benzemez. Aç dururken senin tok olarak yatmaklığın en büyük haksızlıktır.Aç dururken senin tok olarak yatmaklığın en büyük haksızlıktır. Allah sana böyle bir servet vermişken sen bu servetin altında ye, yat;Allah sana böyle bir servet vermişken sen bu servetin altında ye, yat; yanı başındaki senin müslüman kardeşin inlesin! Sen de ki; "Ben iyi müslümanım!" Olur mu bu?yanı başındaki senin müslüman kardeşin inlesin! Sen de ki; "Ben iyi müslümanım!" Olur mu bu? Heyhat! Allah bizi affetsin. Lâ yezlimühu. "Katiyen zulmetmez. Hiç hakaret etmez." Heyhat! Allah bizi affetsin.

Lâ yezlimühu. "Katiyen zulmetmez. Hiç hakaret etmez."
Ve-lâ yehzülühu. "Hiçbir müslüman, müslüman kardeşineVe-lâ yehzülühu. "Hiçbir müslüman, müslüman kardeşine başına gelen musibetten dolayı ona kendi hâline bırakıvermez." başına gelen musibetten dolayı ona kendi hâline bırakıvermez."

"Eh, ne yapalım, geldiyse başına musibet çeksin başına geleni…" Müslüman bunu demez. "Eh, ne yapalım, geldiyse başına musibet çeksin başına geleni…" Müslüman bunu demez.

Kardeşi böyle bir musibete düştüğü vakitte veyahut kendisi böyle bir musibete düştüğü vakitte Kardeşi böyle bir musibete düştüğü vakitte veyahut kendisi böyle bir musibete düştüğü vakitte nasıl etraftan imdat gelmesini dört gözle bekler. Müslümanın da böyle dört gözle gözünü açıp nasıl etraftan imdat gelmesini dört gözle bekler. Müslümanın da böyle dört gözle gözünü açıp bulup imdadına koşması lazım. Yoksa gözlerini yummuş neyime lazımlıkla gidiyorsabulup imdadına koşması lazım. Yoksa gözlerini yummuş neyime lazımlıkla gidiyorsa onun Müslümanlıkla alakası o kadardır! onun Müslümanlıkla alakası o kadardır!

Ve-lâ yahkiruhu. "Hiçbir müslüman bir müslümanı katiyen tahkir edemez." Ve-lâ yahkiruhu. "Hiçbir müslüman bir müslümanı katiyen tahkir edemez."

"Ama çok fakir adam, çok budala adam, çok ahmak bir adam, serseri bir adam…" "Ama çok fakir adam, çok budala adam, çok ahmak bir adam, serseri bir adam…"

Ne olursa olsun, yaratan Allah! Dinde kardeşindir, İslâmiyet'te kardeşindir.Ne olursa olsun, yaratan Allah! Dinde kardeşindir, İslâmiyet'te kardeşindir. Ya seni Allah öyle aptal yaratsaydı ne yapardın? Elinden ne gelirdi?Ya seni Allah öyle aptal yaratsaydı ne yapardın? Elinden ne gelirdi? İşte gözsüz, işte kulaksız, işte elsiz ayaksız neler geliyor dünyaya! Onların yerini kim doldurabiliyor?İşte gözsüz, işte kulaksız, işte elsiz ayaksız neler geliyor dünyaya! Onların yerini kim doldurabiliyor? Allah öyle yaratmıştır. Onu Allah öyle yaratmış; sen ondan ders alasın, ibret alasın.Allah öyle yaratmıştır. Onu Allah öyle yaratmış; sen ondan ders alasın, ibret alasın. Müslümanlıkta yardımın ne demek olduğunu bilesin de sen de onun sevabını alasın.Müslümanlıkta yardımın ne demek olduğunu bilesin de sen de onun sevabını alasın. Cenâb-ı Hakk'ın çeşitli işleri var, hikmetinden sual olunmaz.Cenâb-ı Hakk'ın çeşitli işleri var, hikmetinden sual olunmaz. Hepimizi zengin yaratabilirdi. Hepimizi bilgin yaratabilirdi. Hepimizi kuvvetli yaratabilirdi.Hepimizi zengin yaratabilirdi. Hepimizi bilgin yaratabilirdi. Hepimizi kuvvetli yaratabilirdi. Hepimizi kardeş de yaratabilirdi, dünyada hiç kavga gürültü olmazdı.Hepimizi kardeş de yaratabilirdi, dünyada hiç kavga gürültü olmazdı. Ama Allahu Teâlâ'nın çeşitli hikmetleri vardır, aklımız ermez. O'nun hiç günah işlemeyen melekleri dolu.Ama Allahu Teâlâ'nın çeşitli hikmetleri vardır, aklımız ermez. O'nun hiç günah işlemeyen melekleri dolu. Melekleri dolu, hiç günah işlemezler. Lâ ya'sûnallâhe mâ emerehüm ve yef'alûne mâ yü'merûn. Melekleri dolu, hiç günah işlemezler.

Lâ ya'sûnallâhe mâ emerehüm ve yef'alûne mâ yü'merûn.

Ne ile emrolunduysa onu yaparlar. Katiyen kabahat, kusur, günah, isyan bilmezler. Ondan dolu! Ne ile emrolunduysa onu yaparlar. Katiyen kabahat, kusur, günah, isyan bilmezler. Ondan dolu! Bizi de böyle yaratmış. Mücadele dünyası! Hayattan ölünceye kadar herkes mücadele edecek.Bizi de böyle yaratmış. Mücadele dünyası! Hayattan ölünceye kadar herkes mücadele edecek. Nefsiyle, etrafıyla uğraşacak. Bu uğraşma nispetinde âhiret kazancı olacak.Nefsiyle, etrafıyla uğraşacak. Bu uğraşma nispetinde âhiret kazancı olacak. Şehid olursa şehidlik mertebesi. Dün ufacık bir çocuk geldi, çocuğun adı İskender! Şehid olursa şehidlik mertebesi.

Dün ufacık bir çocuk geldi, çocuğun adı İskender!
"Gel çocuğum sen camimize!" diye ben de çocuğu davet ettim, İskender camisinde okusun. "Gel çocuğum sen camimize!" diye ben de çocuğu davet ettim, İskender camisinde okusun. Dün camideydi daha 5. sınıfı okuyan bir çocuk. Demiş ki anasına; Dün camideydi daha 5. sınıfı okuyan bir çocuk. Demiş ki anasına;

"Ben tayyareci olacağım anne!" "Oğlum tayyarecilik zor şey, ne yapıyorsun? Bak kazası filan da çok…" "Ben tayyareci olacağım anne!"

"Oğlum tayyarecilik zor şey, ne yapıyorsun? Bak kazası filan da çok…"

"Ne olur? Ölürüm. Ölürsem şehid olurum. Âhirette buluşuruz anne!" diyor."Ne olur? Ölürüm. Ölürsem şehid olurum. Âhirette buluşuruz anne!" diyor. Daha 10-12 yaşlarında bir çocuk. Âhirette buluşuruz, şehid olurum daha iyi.Daha 10-12 yaşlarında bir çocuk. Âhirette buluşuruz, şehid olurum daha iyi. Âhirette buluşuruz, diyor. Ufacık bir çocuğun akidesi çok hoşuma gitti. Hatırıma geliverdi. Âhirette buluşuruz, diyor. Ufacık bir çocuğun akidesi çok hoşuma gitti. Hatırıma geliverdi.

Şehid olunursa büyük mazhariyetler var. Şehid olunursa büyük mazhariyetler var. Onun için eskiden dedelerimiz şehadet denilen şeyden hiç korkmamışlar. Harpte can vermişler.Onun için eskiden dedelerimiz şehadet denilen şeyden hiç korkmamışlar. Harpte can vermişler. "Harp olsun da gidelim şehid olalım…" diyerek öyle gitmişler onlar. "Harp olsun da gidelim şehid olalım…" diyerek öyle gitmişler onlar.

Allah bizi de affetsin. Bizi de hiç olmazsa onların mücahedesinin yüzde biri nispetinde bedenen; Allah bizi de affetsin. Bizi de hiç olmazsa onların mücahedesinin yüzde biri nispetinde bedenen; bedenen yapamazsa hiç olmazsa malen! Hatta bu benim çok hoşuma gider:bedenen yapamazsa hiç olmazsa malen!

Hatta bu benim çok hoşuma gider:
Hendek muharebesinde bir gâvur ata binmiş. 90 yaşındaymış gâvur. Yaşını oraya yazmışlar.Hendek muharebesinde bir gâvur ata binmiş. 90 yaşındaymış gâvur. Yaşını oraya yazmışlar. 90 yaşındaki o gâvur atına hendeği atlatmış. Mücahede her millette var.90 yaşındaki o gâvur atına hendeği atlatmış. Mücahede her millette var. Binâenaleyh müslümana yaş vs. olmaz. O 45 yaşında, 50 yaşında; bunlar devlet işi o. Binâenaleyh müslümana yaş vs. olmaz. O 45 yaşında, 50 yaşında; bunlar devlet işi o.

Eskiden bilirseniz şehidler vardı, gönüllü ordular vardı. Burada yaş mevzubahis değil. Eskiden bilirseniz şehidler vardı, gönüllü ordular vardı. Burada yaş mevzubahis değil. Gençler ve daha askerliğinden çıkmış yeni insanlar atlarını alırlar, binerler üzerlerine,Gençler ve daha askerliğinden çıkmış yeni insanlar atlarını alırlar, binerler üzerlerine, paralarını ceplerine koyarlar, sırf şehid olsunlar cihad sevabını alsınlar diyerek gönüllü askere giderlerdi. paralarını ceplerine koyarlar, sırf şehid olsunlar cihad sevabını alsınlar diyerek gönüllü askere giderlerdi. Bu gün onların yerine hiçbir şey yok. Bu gün onların yerine hiçbir şey yok. Allah esirgesin, şimdi kanunlar olmasa kanunlar kaldırsa "Hadi gelin askere çocuklar!" deselerAllah esirgesin, şimdi kanunlar olmasa kanunlar kaldırsa "Hadi gelin askere çocuklar!" deseler kaç kişi gider bugün askerliğe? Şimdi gidiyoruz ama kanunda cezalar var. kaç kişi gider bugün askerliğe? Şimdi gidiyoruz ama kanunda cezalar var. Bu cezalardan korkaraktan gidiyoruz, başka! Ama bu içeriden imanla olursa sevabı onun kat kat olur. Bu cezalardan korkaraktan gidiyoruz, başka! Ama bu içeriden imanla olursa sevabı onun kat kat olur.

el-Ekserûn. "Ekser, çok." el-Ekserûn. "Ekser, çok."

el-Ekserûne hümü'l-esfelûne yevme'l-kıyâmeti. "Çok olanlar yani paraları çok olanlar. el-Ekserûne hümü'l-esfelûne yevme'l-kıyâmeti. "Çok olanlar yani paraları çok olanlar.

Malları çok olan, serveti çok olan, parası çok olanlar en aşağı gideceklerdir. Malları çok olan, serveti çok olan, parası çok olanlar en aşağı gideceklerdir.

Derece cihetinden sevap cihetinden en aşağı olanlar servet sahipleridir. İşte bu kadar! Derece cihetinden sevap cihetinden en aşağı olanlar servet sahipleridir.

İşte bu kadar!

el-Ekserûne hümü'l-esfelûne. "En esfele gidecek olanlar zenginlerdir." el-Ekserûne hümü'l-esfelûne. "En esfele gidecek olanlar zenginlerdir."

Bugün çok hoşuma gitti: Fatih Camii'nde hafız kurraları görünce gözümün yaşları gayriihtiyarî aktı.Bugün çok hoşuma gitti: Fatih Camii'nde hafız kurraları görünce gözümün yaşları gayriihtiyarî aktı. Burada apartmanın altına açmış bir yer; hem yediriyor hem giydiriyor hem okutuyor.Burada apartmanın altına açmış bir yer; hem yediriyor hem giydiriyor hem okutuyor. Büyük bir mükâfat kazanıyor. Yirmi küsur çocuk orada icazetlerini aldılar.Büyük bir mükâfat kazanıyor. Yirmi küsur çocuk orada icazetlerini aldılar. Bunu yapamayacak bugün ne kadar kimseler var! Hiç! Ama onların umurlarına gelmiyor.Bunu yapamayacak bugün ne kadar kimseler var! Hiç! Ama onların umurlarına gelmiyor. Kurslar sağdan soldan, şundan bundan para toplayarak orada çocuk okutacağız diye uğraşıyorlar. Kurslar sağdan soldan, şundan bundan para toplayarak orada çocuk okutacağız diye uğraşıyorlar.

el-Ekserûne hümü'l-esfelûne. "Bu servet sahipleri mal sahipleri en aşağı derecededirler." Ne zaman? el-Ekserûne hümü'l-esfelûne. "Bu servet sahipleri mal sahipleri en aşağı derecededirler."

Ne zaman?

Burada itibarları çoktur yüksektirler; selamsız yanına varamazsınız, Burada itibarları çoktur yüksektirler; selamsız yanına varamazsınız, onlara lazım olan saygıyı hürmeti gösteremezsiniz, rahatsız olursunuz. onlara lazım olan saygıyı hürmeti gösteremezsiniz, rahatsız olursunuz. Ama yevm-i kıyâmette en aşağı duruma düşecek olan onlardır. O gün onlar yalvaracaklar. Ama yevm-i kıyâmette en aşağı duruma düşecek olan onlardır. O gün onlar yalvaracaklar.

İllâ men kâl. "Ancak şunlar müstesnadır." İllâ men kâle bi'l-mâli hâkezâ ve hâkezâ. İllâ men kâl. "Ancak şunlar müstesnadır." İllâ men kâle bi'l-mâli hâkezâ ve hâkezâ. "Sağına soluna durmadan dağıtıyor, serveti veriyor." "Sağına soluna durmadan dağıtıyor, serveti veriyor."

Fukarâsına muhtaçlarına hamiyet iktizası, verilmesi gereken hayır yerlerine veriyor Fukarâsına muhtaçlarına hamiyet iktizası, verilmesi gereken hayır yerlerine veriyor "Ben ona verdim ya, daha ne olacak…" demiyor. Mütemadiyen verebiliyor."Ben ona verdim ya, daha ne olacak…" demiyor. Mütemadiyen verebiliyor. Çünkü bazen diyorlar ki; "Ben zekâtımı verdim efendim. Artık gelme, isteme benden bir şey." diyor.Çünkü bazen diyorlar ki; "Ben zekâtımı verdim efendim. Artık gelme, isteme benden bir şey." diyor. Hâlbuki bunu kitaplar mürüvvetsizlik sayar. Mürüvetsizlik sayar. Zekât namaz gibi borçtur.Hâlbuki bunu kitaplar mürüvvetsizlik sayar. Mürüvetsizlik sayar. Zekât namaz gibi borçtur. Bunu vermekle mükellef, mecbursun. Bu senin için medâr-ı iftihâr olamaz.Bunu vermekle mükellef, mecbursun. Bu senin için medâr-ı iftihâr olamaz. Medâr-ı iftihâr; fazladan olacak. Namaz da öyledir. Farz namazlar borcumuzdur.Medâr-ı iftihâr; fazladan olacak. Namaz da öyledir. Farz namazlar borcumuzdur. Fakat nafile olan namazlar medâr-ı iftihârıdır ki insanların yükselmesine sevabına Fakat nafile olan namazlar medâr-ı iftihârıdır ki insanların yükselmesine sevabına nafile namazlar vesiledir. Nafile namazın ne kadar çok olursa terfi-i derecâtı o kadar çok olur.nafile namazlar vesiledir. Nafile namazın ne kadar çok olursa terfi-i derecâtı o kadar çok olur. Nafile hayır hasenatın ne kadar çok olursa o da o nispette olur. Nafile hayır hasenatın ne kadar çok olursa o da o nispette olur.

Kesebehû min tıybin. Min halelin demedi, min tıybin dedi. Kesebehû min tıybin.

Min halelin demedi, min tıybin dedi.

"Kazancı da tıyb olmak şartıyla!" Tıyb çok zordur, helal kolay! Haram karıştırmazsan helal olur."Kazancı da tıyb olmak şartıyla!"

Tıyb çok zordur, helal kolay! Haram karıştırmazsan helal olur.
Fakat tıyb olması için ibâdât ü taata hiç halel vermemek şart! Ezan okundu mu? Fakat tıyb olması için ibâdât ü taata hiç halel vermemek şart! Ezan okundu mu? Dükkânın kapısının önüne çekersin perdeni, gidersin namazını vakti vaktinde kılarsın.Dükkânın kapısının önüne çekersin perdeni, gidersin namazını vakti vaktinde kılarsın. Ezan okunduğu vakit çekersin perdeyi, namaz vaktidir dersin. Ezan okunduğu vakit çekersin perdeyi, namaz vaktidir dersin.

Camiye gitmeden evinde kılsa o da tıyb olmaz. Camiye gitmeden evinde kılsa o da tıyb olmaz. Yanında cami varken camiye gitmezse oracıkta dükkânın önünde namazı kılarsaYanında cami varken camiye gitmezse oracıkta dükkânın önünde namazı kılarsa bu da tıyblikte dâhil değildir. Tıyb ancak ibadeti cemaatle kılmak suretiyle olur.bu da tıyblikte dâhil değildir. Tıyb ancak ibadeti cemaatle kılmak suretiyle olur. Bunları yapamıyorsa bu tıyblikten çıkmıştır. Ama helaldir başka. Bunları yapamıyorsa bu tıyblikten çıkmıştır. Ama helaldir başka.

Artık içine düştüğü bir dert: Faiz denilen borç ile para alıp da hırs insanları sevk ediyor. Artık içine düştüğü bir dert: Faiz denilen borç ile para alıp da hırs insanları sevk ediyor. Almazsa yanacak, batacak. Binâenaleyh ona diyor; "Şu kadar ver." Almazsa yanacak, batacak. Binâenaleyh ona diyor; "Şu kadar ver." Buna diyor; "Bu kadar ver." Faiz ne kadar olursa olsun onu hesaplamıyor.Buna diyor; "Bu kadar ver." Faiz ne kadar olursa olsun onu hesaplamıyor. Alsın da o yükün altından kurtulmaya bakıyor, o günün gün olacağına bakıyor. Alsın da o yükün altından kurtulmaya bakıyor, o günün gün olacağına bakıyor. Bu çok fena bir günahtır. Diğer günahlarla kâbil-i kıyas değildir. Bu çok fena bir günahtır. Diğer günahlarla kâbil-i kıyas değildir.

Bunun için yevm-i kıyâmette en şiddetli azabı bu faizciler görecek! Bunun için yevm-i kıyâmette en şiddetli azabı bu faizciler görecek! En şiddetli azabı bu faiz ile iş görenler görecek!En şiddetli azabı bu faiz ile iş görenler görecek! Öyle ki bunların karınları yarılacak, bağırsakları dağılacak.Öyle ki bunların karınları yarılacak, bağırsakları dağılacak. Bağırsakları upuzun gidecek; herkes tarafından çiğnenecek. Bağırsakları upuzun gidecek; herkes tarafından çiğnenecek. Her sabah her akşam onlara tekrar eziyet olunacak. Her sabah her akşam onlara tekrar eziyet olunacak.

Onun için biz elhamdülillah müslümanız. Müslümanlıktaki hususu iyi duymanızı rica ederim. Onun için biz elhamdülillah müslümanız. Müslümanlıktaki hususu iyi duymanızı rica ederim.

İzâ mâte ehadüküm. "Sizden birisi ölüyor." İzâ mâte ehadüküm. "Sizden birisi ölüyor."

Hep bu ölüm kaşla göz arasında olduğu gibi, derelerin başına gittiyseniz görürsünüzHep bu ölüm kaşla göz arasında olduğu gibi, derelerin başına gittiyseniz görürsünüz nasıl akıyor su şar şar şar. Bu insan da böyle şar şar akıp giden güruh.nasıl akıyor su şar şar şar. Bu insan da böyle şar şar akıp giden güruh. Etrafı toplu bir yere âhirete giden bir akıntı var. Âhiretten de gelen bir akıntı var. Etrafı toplu bir yere âhirete giden bir akıntı var. Âhiretten de gelen bir akıntı var. Bir taraftan geliyor, öbür taraftan da gidiyor.Bir taraftan geliyor, öbür taraftan da gidiyor. Bizim de sıramızın ne zaman gelip ne zaman gideceğini kimse bilmiyor. Bizim de sıramızın ne zaman gelip ne zaman gideceğini kimse bilmiyor. Bildirmemiş Cenâb-ı Hak ki herkes tedbirli olsun her an için! Binâenaleyh; Bildirmemiş Cenâb-ı Hak ki herkes tedbirli olsun her an için! Binâenaleyh;

Mezara götürüp koyuyoruz ya; İzâ mâte ehadüküm urida aleyhi mek'adühu. "Birisi öldüğü vakitteMezara götürüp koyuyoruz ya;

İzâ mâte ehadüküm urida aleyhi mek'adühu. "Birisi öldüğü vakitte
o mezara ister koy ister koyma, öldükten sonra ona âhiretteki yeri arz olunur. o mezara ister koy ister koyma, öldükten sonra ona âhiretteki yeri arz olunur. Âhiretteki yeri neyse, hayatında neresini kazanabildiyse öldükten sonra orası kendisine arz olunur." Âhiretteki yeri neyse, hayatında neresini kazanabildiyse öldükten sonra orası kendisine arz olunur."

İnneme'l-kabru ravdatün min riyâdi'l-cenneti ev hufratün min hufari'n-nâri. İnneme'l-kabru ravdatün min riyâdi'l-cenneti ev hufratün min hufari'n-nâri.

"Ya cennet bahçesidir ya cehennem çukurudur." Sebebi işte orada sana yerin arz olunuyor."Ya cennet bahçesidir ya cehennem çukurudur."

Sebebi işte orada sana yerin arz olunuyor.
Bu arz iki halde oluyor: Birisi göz yumarken, göz yumarkenBu arz iki halde oluyor: Birisi göz yumarken, göz yumarken sinema perdesi gibi bütün hayatımız gözümüzün önünden bir anda geçirilir.sinema perdesi gibi bütün hayatımız gözümüzün önünden bir anda geçirilir. Orada o hayatını görünce tatlıysa sevine sevine güle güle…Orada o hayatını görünce tatlıysa sevine sevine güle güle… Kötü hâlleri gözünün önüne gelince suratı buruşur, suratı kararır;Kötü hâlleri gözünün önüne gelince suratı buruşur, suratı kararır; "Eyvah, bunları ben mi yaptıydım?.." diyerek o hâliyle çekilir gider. "Eyvah, bunları ben mi yaptıydım?.." diyerek o hâliyle çekilir gider.

Bu ikinci vaka da mezarına girdikten sonra açıkça cennetteki hâl gözünün önüne getirilir. Bu ikinci vaka da mezarına girdikten sonra açıkça cennetteki hâl gözünün önüne getirilir. İbadet taatte güzel müslüman, İslâm emirleriyle güzel yaşamış; cennetlik, yeri gösterilir. Bakar: İbadet taatte güzel müslüman, İslâm emirleriyle güzel yaşamış; cennetlik, yeri gösterilir. Bakar:

"Yâ Rabbi! Şükür elhamdülillah! Bunlar benim mi?" "Evet, bunlar hepsi senin!" "Yâ Rabbi! Şükür elhamdülillah! Bunlar benim mi?"

"Evet, bunlar hepsi senin!"

O bakınca artık o ne ölümün acısını duyar ne o mezarın darlığını, karanlığını duyar.O bakınca artık o ne ölümün acısını duyar ne o mezarın darlığını, karanlığını duyar. Cennet bahçesi gibi orası, yaşar. Maalesef Allah esirgesinCennet bahçesi gibi orası, yaşar.

Maalesef Allah esirgesin
bir de burada dünyada iken oradaki âhiretini kazanamamış, ibadeti yok hayrı hasenatı yok, imanı da yok.bir de burada dünyada iken oradaki âhiretini kazanamamış, ibadeti yok hayrı hasenatı yok, imanı da yok. Bu da gitti mi oraya ona da arz olunur. Neresi? Cehennemdeki yeri! Bu da gitti mi oraya ona da arz olunur.

Neresi?

Cehennemdeki yeri!

"Ama burada çok büyük adamdı herkes itibar ediyor elini öpüyordu…" Aziz kardeş! "Ama burada çok büyük adamdı herkes itibar ediyor elini öpüyordu…"

Aziz kardeş!

Bunu geçen gün okudum da çok hoşuma gitti: "Efendi! Sen şeyh olmuşun, Bunu geçen gün okudum da çok hoşuma gitti: "Efendi! Sen şeyh olmuşun, herkes sana 'Şeyhim!' diyor, para etmez. Allah seni seviyor mu ona bak sen!" diyor. herkes sana 'Şeyhim!' diyor, para etmez. Allah seni seviyor mu ona bak sen!" diyor.

Sen ağa olmuşsun, efendi olmuşun; isterse olursa ol, kimsenin sana ağa demesi,Sen ağa olmuşsun, efendi olmuşun; isterse olursa ol, kimsenin sana ağa demesi, bey, paşa demesi para etmez. Allah sana ne diyor bakalım ona bak sen! bey, paşa demesi para etmez. Allah sana ne diyor bakalım ona bak sen!

Allah kusurumuzu affetsin. Oraya girdik mi bir kere orada bu hâlle karşı karşıya geleceğiz. Allah kusurumuzu affetsin. Oraya girdik mi bir kere orada bu hâlle karşı karşıya geleceğiz. Bu muhakkak. Kudret-i ilâhiyeye hudut yoktur. Kudret-i ilâhî ölçüye gelmez bir şeydir. Bu muhakkak. Kudret-i ilâhiyeye hudut yoktur. Kudret-i ilâhî ölçüye gelmez bir şeydir. Sen dersin ki; "Ben öldüm de burada bana nereden gelecek?" Sen dersin ki;

"Ben öldüm de burada bana nereden gelecek?"

Dünyanda ölümün bir arkadaşıdır uykularımız, rüyalarımız. Uykularınızda neler neler görüyorsunuz; Dünyanda ölümün bir arkadaşıdır uykularımız, rüyalarımız. Uykularınızda neler neler görüyorsunuz; neyinle görüyorsun onları, gözün de kapalı kulağın da kapalı! Neler görüyorsun ama!..neyinle görüyorsun onları, gözün de kapalı kulağın da kapalı! Neler görüyorsun ama!.. Bunu sana gösteren Allah âhirette de sana bir misal vererek diyor ki; Bunu sana gösteren Allah âhirette de sana bir misal vererek diyor ki;

"Öldükten sonra bunu sana aynen göstereceğim!" "Öldükten sonra bunu sana aynen göstereceğim!"

en-Nâru yü'radûne aleyhâ ğudüvven ve aşiyyen. "Akşam da sabah da tazelenerek gelir." en-Nâru yü'radûne aleyhâ ğudüvven ve aşiyyen.

"Akşam da sabah da tazelenerek gelir."

"İşte ben orada çürüyeceğim…" Ne olursan ol. Eczaların orada değil mi senin?"İşte ben orada çürüyeceğim…"

Ne olursan ol. Eczaların orada değil mi senin?
Bu eczalarınla ruhun onun şiddetini tadacak oarada! Allah muhafaza! Bu eczalarınla ruhun onun şiddetini tadacak oarada! Allah muhafaza!

Onun için sabah Yâsîn-i Şerîf'i okurken bir âyete takıldık. Onun için sabah Yâsîn-i Şerîf'i okurken bir âyete takıldık.

Ve ayetü'l-lehümü'l-ardu'l-meytete ehyeynâhâ ve ehracnâ minhâ habben fe-minhü ye'külûne. Ve ayetü'l-lehümü'l-ardu'l-meytete ehyeynâhâ ve ehracnâ minhâ habben fe-minhü ye'külûne.

Şu bildiğimiz dünya bize okuttukları derslere göre güneşten kopmuş bir ateş parçası değil mi? Şu bildiğimiz dünya bize okuttukları derslere göre güneşten kopmuş bir ateş parçası değil mi? Dünya dediğimiz şu üzerinde yaşadığımız şey güneşten kopmuş bir ateş parçası, diyorlar. Dünya dediğimiz şu üzerinde yaşadığımız şey güneşten kopmuş bir ateş parçası, diyorlar. O ateş parçası döne döne soğumuş, kömür olmuş; şimdi de dünya olmuş. O ateş parçası döne döne soğumuş, kömür olmuş; şimdi de dünya olmuş.

Ardü'l-meyte diyor Cenâb-ı Hak; ölünce! Ateşten koptu, öldü, yandı. Ardü'l-meyte diyor Cenâb-ı Hak; ölünce! Ateşten koptu, öldü, yandı. Ateş şimdi dibine de gidersen o ateş diyor ki; "Ben duruyorum hâlâ burada!" Ateş şimdi dibine de gidersen o ateş diyor ki; "Ben duruyorum hâlâ burada!"

Bu ölmüş olan, yanmış, yanan bir şey ölüdür değil mi ya?Bu ölmüş olan, yanmış, yanan bir şey ölüdür değil mi ya? Onda hâlâ yandıktan sonra hayat eseri kalmaz.Onda hâlâ yandıktan sonra hayat eseri kalmaz. Yanıp da kül olduktan sonra diyeceğimiz bu arzda bugün bak neler oluyor?Yanıp da kül olduktan sonra diyeceğimiz bu arzda bugün bak neler oluyor? Bu çıkan envâiçeşit yeşillikler bu ölü arzdan nasıl çıkıyor bak! Niçin senin ayında bu yeşillik yok.Bu çıkan envâiçeşit yeşillikler bu ölü arzdan nasıl çıkıyor bak! Niçin senin ayında bu yeşillik yok. Niçin başka yıldızında o yeşillik yok o hayat yok? Bu hayatı Allah buraya vermiş.Niçin başka yıldızında o yeşillik yok o hayat yok? Bu hayatı Allah buraya vermiş. Binâenaleyh bu koca küreyi dirilten Allah! Ahyeynâha, diyor; "Ölü arzı biz dirilttik!" diyor. Binâenaleyh bu koca küreyi dirilten Allah! Ahyeynâha, diyor; "Ölü arzı biz dirilttik!" diyor.

O ölü arzı, bu koca küreyi dirilten Allah seni mi diriltemeyecek beni mi diriltemeyecek?!.. O ölü arzı, bu koca küreyi dirilten Allah seni mi diriltemeyecek beni mi diriltemeyecek?!..

Aziz kardeş! Onun için mutlaka diriliş var. Mutlaka var. Eğer hayat bu ise çok yandık. Aziz kardeş!

Onun için mutlaka diriliş var. Mutlaka var. Eğer hayat bu ise çok yandık.
Eğer âhirette hayat yoksa biz bu dünyada çok yandık.Eğer âhirette hayat yoksa biz bu dünyada çok yandık. Bunun için âhiret yoksa inan olsun insanlar bugün az yapıyorlar. Bunun için âhiret yoksa inan olsun insanlar bugün az yapıyorlar. Vur vurduğun kadar, kır kırdığın kadar; ne yaparsan yap, ne olacak öldükten sonra bir şey yok mademki!Vur vurduğun kadar, kır kırdığın kadar; ne yaparsan yap, ne olacak öldükten sonra bir şey yok mademki! Yaşamanın çaresine bak! Ama âhiret varsa -ki muhakkak olacaktır-Yaşamanın çaresine bak! Ama âhiret varsa -ki muhakkak olacaktır- öyleyse âhirette bugünkü yaptıklarımızın hepsinin cezasını çekeceğiz, sorgusu olacak. öyleyse âhirette bugünkü yaptıklarımızın hepsinin cezasını çekeceğiz, sorgusu olacak.

Onun için müslüman ne kadar zengin olursa olsun ne kadar büyük adam olursa olsun Onun için müslüman ne kadar zengin olursa olsun ne kadar büyük adam olursa olsun müslüman kardeşini hakir göremez. "Ama çok aptal, budala bir şey, sersem bir şey…" müslüman kardeşini hakir göremez.

"Ama çok aptal, budala bir şey, sersem bir şey…"

Ne olursa olsun! Allah'ın yarattığı bir mahlûktur. Ne olursa olsun! Allah'ın yarattığı bir mahlûktur. Sineğine bile dokunamazsın Allah'ın, onu da yaratan Allah'tır.Sineğine bile dokunamazsın Allah'ın, onu da yaratan Allah'tır. Yalnız zararlılar tenzih edilmiş, zararlıları öldürmemize [müsaade var].Yalnız zararlılar tenzih edilmiş, zararlıları öldürmemize [müsaade var]. Yoksa Allah'ın mahlûklarına insan olsun hem de dinde kardeş olsun;Yoksa Allah'ın mahlûklarına insan olsun hem de dinde kardeş olsun; sonra biz de onu hakir görelim. Bu Müslümanlığa nasıl sığar? Aziz kardeş! sonra biz de onu hakir görelim. Bu Müslümanlığa nasıl sığar?

Aziz kardeş!

Müslümanların içerilerine yerleştirmesi lazım. Lâ ilâhe illallah demek kolay arkadaş.Müslümanların içerilerine yerleştirmesi lazım. Lâ ilâhe illallah demek kolay arkadaş. Tesbihi eline alıp binlerce defa Allah demek kolay. Binlerce defa Lâ ilâhe illallah demek kolay. Tesbihi eline alıp binlerce defa Allah demek kolay. Binlerce defa Lâ ilâhe illallah demek kolay. Her şey kolay. Fakat müslüman olmak çok zor.Her şey kolay. Fakat müslüman olmak çok zor. Hakiki Müslümanlıktan murad; hakiki İslâm olmakır, çok zordur. Herkese müyesser olmaz! Hakiki Müslümanlıktan murad; hakiki İslâm olmakır, çok zordur. Herkese müyesser olmaz! Çalışacaksın, ona muvaffak olursan çok büyük bahtiyarsın. Çalışacaksın, ona muvaffak olursan çok büyük bahtiyarsın.

Bu dünya Peygamber için yaratılmıştır! Tüm dünya, bütün âlem,Bu dünya Peygamber için yaratılmıştır! Tüm dünya, bütün âlem, kâinat Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yüzüsuyu hürmetine bir kişi için yaratılmıştır. kâinat Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yüzüsuyu hürmetine bir kişi için yaratılmıştır. O da Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'dir! O da Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'dir!

Bu gün insanlar yine bir kişi için çalışır.Bu gün insanlar yine bir kişi için çalışır. Bütün dünyadaki çalışmalar, icatlar, neler varsa hepsi yine bir kişi içindir. Kimdir? Bütün dünyadaki çalışmalar, icatlar, neler varsa hepsi yine bir kişi içindir.

Kimdir?

O da Peygamber'in vekilliği içindir. Allah bir kişinin hürmetine bize neler veriyor.O da Peygamber'in vekilliği içindir. Allah bir kişinin hürmetine bize neler veriyor. Onun için sen Allah'ın kullarına iyi gözle bak. Kendini herkesten daha ufak gör, onu daha bahtiyar gör.Onun için sen Allah'ın kullarına iyi gözle bak. Kendini herkesten daha ufak gör, onu daha bahtiyar gör. Onun duasını almaya bak, onu sevindirmeye bak. Yoksa onu hakir görmek müslümana yakışmaz. Onun duasını almaya bak, onu sevindirmeye bak. Yoksa onu hakir görmek müslümana yakışmaz.

Efendimiz ne güzel diyor: Efendimiz ne güzel diyor:

Bi-hasbi imri'in mine'ş-şerri en yehkıra ehâhu'l-müslimi. Bi-hasbi imri'in mine'ş-şerri en yehkıra ehâhu'l-müslimi. "Bir müslüman kardeşine hakaret etmekten daha büyük şer olamaz insan için."Bir müslüman kardeşine hakaret etmekten daha büyük şer olamaz insan için. En büyük şer müslüman kardeşini hakir görmesidir." "Ama günahkâr…" En büyük şer müslüman kardeşini hakir görmesidir."

"Ama günahkâr…"

Canım sende günah yok mu aziz kardeşim? Niçin böyle yapıyorsun? "Çok kabahatler yapıyor…" Canım sende günah yok mu aziz kardeşim? Niçin böyle yapıyorsun?

"Çok kabahatler yapıyor…"

Sendeki kabahatleri saysan ondaki kabahatten çok fazladır. Sendeki kabahatleri saysan ondaki kabahatten çok fazladır. Sen kendi kabahatini görmüyorsun; karşındaki kişinin kabahatini, kusurunu görerektenSen kendi kabahatini görmüyorsun; karşındaki kişinin kabahatini, kusurunu görerekten izam ediyor, büyütüyorsun ve bu sefer onu hakir görmeye başlıyorsun! izam ediyor, büyütüyorsun ve bu sefer onu hakir görmeye başlıyorsun! Hâlbuki kendini görsen aynada baksan neler var! Allah cümlemizi affetsin. Hâlbuki kendini görsen aynada baksan neler var!

Allah cümlemizi affetsin.

Onun için hep kardeşlerimize güzel gözle bakmak, evliyâ gözüyle bakmak, Onun için hep kardeşlerimize güzel gözle bakmak, evliyâ gözüyle bakmak, Allah'ın kutuplarıdır diye bakmak! Kendini kusurlu gör!Allah'ın kutuplarıdır diye bakmak!

Kendini kusurlu gör!
Âkıbetimizin ne olacağını hangimiz biliyor? Son nefeste nasıl gideceğimize kimin senedi var?Âkıbetimizin ne olacağını hangimiz biliyor? Son nefeste nasıl gideceğimize kimin senedi var? Peygamber Efendimiz'in tebşir ettiği ashabtan değiliz ki! O dedi ki; "Cennetlik olacak!"Peygamber Efendimiz'in tebşir ettiği ashabtan değiliz ki! O dedi ki; "Cennetlik olacak!" Biz onlardan değiliz. Onlar mübeşşer, tebşir olmuş. Biz âhir zamanun en günahkâr kullarıyız.Biz onlardan değiliz. Onlar mübeşşer, tebşir olmuş. Biz âhir zamanun en günahkâr kullarıyız. Ne âkıbetle gideceğimizi Allah'tan başka kimse bilemez. Ne âkıbetle gideceğimizi Allah'tan başka kimse bilemez. Bizim hafızlık, hocalık, şeyhlik on para etmez. Allah'a iman ile göçebilmenin şeyi başkadır. Bizim hafızlık, hocalık, şeyhlik on para etmez. Allah'a iman ile göçebilmenin şeyi başkadır.

Hâkezâ ve hâkezâ kesebühû min tıybin. "Ancak tıybten yediğini dağıtabilirse bu esfeliyetten çıkar." Hâkezâ ve hâkezâ kesebühû min tıybin. "Ancak tıybten yediğini dağıtabilirse bu esfeliyetten çıkar."

Onun için İmâm-ı Âzam hazretleri çok zenginmiş. Onun için İmâm-ı Âzam hazretleri çok zenginmiş. Çok zenginmiş ama her sokağa çıktığında başka kılıkla çıkarmış.Çok zenginmiş ama her sokağa çıktığında başka kılıkla çıkarmış. Sebebini sormuşlar: "Yâ imam! Bu nedir?" demişler. Sebebini sormuşlar:

"Yâ imam! Bu nedir?" demişler.

"Sokaktan geçen fukarâ beni tanımasın da bir daha istesin de vereyim." demiş. "Sokaktan geçen fukarâ beni tanımasın da bir daha istesin de vereyim." demiş.

İçerisini açarmış içerisinde eskileri var. Üstüne yenilerini giymiş. İçerisini açarmış içerisinde eskileri var. Üstüne yenilerini giymiş. "Fukarâ beni tanımasın da istesin de vereyim…" Biz de onun mezhebinin sahibiyiz. "Fukarâ beni tanımasın da istesin de vereyim…" Biz de onun mezhebinin sahibiyiz.

el-Eklü bi-isbai vâhidetin eklü'ş-şeytâni. el-Eklü bi-isbai vâhidetin eklü'ş-şeytâni.

Bugün bir eser okudum da çok hoşuma gitti. Yazma bir eser. Bugün bir eser okudum da çok hoşuma gitti. Yazma bir eser. Orada diyor ki; "Bazı kişilerin vazifeleri gönüllerini gözlemekten başka bir şey değildir. Orada diyor ki; "Bazı kişilerin vazifeleri gönüllerini gözlemekten başka bir şey değildir. Bütün dertleri, insanların gönüllerini gözlemektir. Vazifeleri gönüllerini gözlemektir. Bütün dertleri, insanların gönüllerini gözlemektir. Vazifeleri gönüllerini gözlemektir. Gönüllerine Allah'ın rızasından başka bir şey sokmamaya çalışırlar. İbadetlerini saklı yaparlar.Gönüllerine Allah'ın rızasından başka bir şey sokmamaya çalışırlar. İbadetlerini saklı yaparlar. Cehrî ibadetten korkar, kaçarlar fakat gönüllerine o kadar düşkündürler kiCehrî ibadetten korkar, kaçarlar fakat gönüllerine o kadar düşkündürler ki "Gönlümüze Allah'tan gayrısı girmesin!" diyerek en çok gayret eden şey odur." "Gönlümüze Allah'tan gayrısı girmesin!" diyerek en çok gayret eden şey odur."

Çünkü bu şeytan aleyhillâne çok lanet bir şey. Nefis ondan da berbattır.Çünkü bu şeytan aleyhillâne çok lanet bir şey. Nefis ondan da berbattır. İkisi de insanın düşmanıdır.İkisi de insanın düşmanıdır. İnsanı nasıl aldatacaklarını da onlar kendilerinin programlandığı üzere yapıyorlar.İnsanı nasıl aldatacaklarını da onlar kendilerinin programlandığı üzere yapıyorlar. Bunlarla uğraşmak kolay kolay olmaz. Allahu Teâlâ'nın yardımı lazım. Bunlarla uğraşmak kolay kolay olmaz. Allahu Teâlâ'nın yardımı lazım. Müslümanların da el ele vermesi lazım. Müslümanlar el ele vermedikçe birbirlerine sarılmadıkçaMüslümanların da el ele vermesi lazım. Müslümanlar el ele vermedikçe birbirlerine sarılmadıkça birbirlerini sevmedikçe birbirleriyle tanışmadıkça [olmaz]. Bakınız eski zamanda katiyen otel yokmuş.birbirlerini sevmedikçe birbirleriyle tanışmadıkça [olmaz].

Bakınız eski zamanda katiyen otel yokmuş.
Her müslüman gittiği yerde bir müslüman kardeşinin evine misafir gidermiş.Her müslüman gittiği yerde bir müslüman kardeşinin evine misafir gidermiş. Bugün bizim kitaplarımızda da öyle yazar. "Katiyen gittiğin yerde otele gitmeyeceksin!" der. Bugün bizim kitaplarımızda da öyle yazar. "Katiyen gittiğin yerde otele gitmeyeceksin!" der. Gittiğin yerde bir kardeşine misafir gideceksin. Hatta okuduğum kitapta anlatılıyor: Gittiğin yerde bir kardeşine misafir gideceksin.

Hatta okuduğum kitapta anlatılıyor:
Bir zâtın Mekke-i Mükerreme'de evi var, onların evine gitmiş.Bir zâtın Mekke-i Mükerreme'de evi var, onların evine gitmiş. Kardeşine de haber göndermiş ki; "Ben buraya geldim, haberiniz olsun." Kardeşine de haber göndermiş ki; "Ben buraya geldim, haberiniz olsun." Demiş ki; "Ben benim evime gelmeyen kardeşi tanımam! Benim evime gelmeyen kardeşi tanımam. Demiş ki; "Ben benim evime gelmeyen kardeşi tanımam! Benim evime gelmeyen kardeşi tanımam. Sen gitmişin ta orada otele gitmişsin!" Benim evim dururken senin otelde ne işin var, diyor. Sen gitmişin ta orada otele gitmişsin!"

Benim evim dururken senin otelde ne işin var, diyor.
Kardeşler böyleymiş eskiden! Aziz kardeş! Kardeşler böyleymiş eskiden!

Aziz kardeş!

Bu gün evimize gelen misafire yedirmekten korkup kaçınıyoruz; Bu gün evimize gelen misafire yedirmekten korkup kaçınıyoruz; "Ev müsait değil, şurada otel var, şuraya gidin…" filan diyerek başımızdan savmaya kalkıyoruz. "Ev müsait değil, şurada otel var, şuraya gidin…" filan diyerek başımızdan savmaya kalkıyoruz. Allah kusurlarımızı affetsin. Bu sefer misafirlikte çok şeyler öğrendik. Allah kusurlarımızı affetsin.

Bu sefer misafirlikte çok şeyler öğrendik.
Bazı kardeşlerimin evlerine gittim. Evinin bir katını misafirhane olarak bırakmış kardeş.Bazı kardeşlerimin evlerine gittim. Evinin bir katını misafirhane olarak bırakmış kardeş. Gelen misafirine her şeyi tam, her şeyi tam daire.Gelen misafirine her şeyi tam, her şeyi tam daire. Kardeşlerini oraya alıyor, yemeğini getiriyor yediriyor, içiriyor, yatırıyor. Banyosu vs. de içinde! Kardeşlerini oraya alıyor, yemeğini getiriyor yediriyor, içiriyor, yatırıyor. Banyosu vs. de içinde!

Demek daha böyle müslümanlar da var. Ama bu Müslümanlığı hepimizin yapması lazım. Demek daha böyle müslümanlar da var. Ama bu Müslümanlığı hepimizin yapması lazım. Hepimizin evinde hiç olmazsa bir misafir odamızın bulunmasıHepimizin evinde hiç olmazsa bir misafir odamızın bulunması ve teşkilatının da ona göre yapılması lazım. Gelen misafir evi de rahatsız etmesin;ve teşkilatının da ona göre yapılması lazım. Gelen misafir evi de rahatsız etmesin; burada yesin içsin, ihtiyaçlarını da görsün, zamanı gelince de gitsin. burada yesin içsin, ihtiyaçlarını da görsün, zamanı gelince de gitsin.

"Bir parmakla yemek şeytan yemeğidir, şeytanlar böyle yer." "Bir parmakla yemek şeytan yemeğidir, şeytanlar böyle yer."

Bunun yerine bugünkü an'aneler kâim oldu. Hiç iyi bir şey değil. Bunun yerine bugünkü an'aneler kâim oldu. Hiç iyi bir şey değil.

"İki parmakla yemek cebbar adamların yemesidir." "İki parmakla yemek cebbar adamların yemesidir."

Cebbar adamlar, vurucu, kırıcı, yıkıcı; bunlara cebadüre derler. Cebbar adamlar, vurucu, kırıcı, yıkıcı; bunlara cebadüre derler. Bunların alameti iki parmağıyla yerlermiş.Bunların alameti iki parmağıyla yerlermiş. İki parmağıyla alır yer. Bunun hâlini bildirir. "Üç parmakla yemek peygamberlerin âdetidir." İki parmağıyla alır yer. Bunun hâlini bildirir.

"Üç parmakla yemek peygamberlerin âdetidir."

Şimdi bir misal bu bize veriyor: İnsanların bugünkü hayatları da kendilerine bir miyardır.Şimdi bir misal bu bize veriyor: İnsanların bugünkü hayatları da kendilerine bir miyardır. Gerek camilerimizde gerek dış hayatımızda bakarsın ki mütekebbirîn olan kimseler Gerek camilerimizde gerek dış hayatımızda bakarsın ki mütekebbirîn olan kimseler kendilerine hususiyet ayırmaya çalışırlar: Neden sen cemaatin arasına girmiyorsun, bitli mi dolu? kendilerine hususiyet ayırmaya çalışırlar:

Neden sen cemaatin arasına girmiyorsun, bitli mi dolu?

Elhamdülillah bit de kalmadı memlekette! Eskiden bit vardı da hadi bitler gelecek diye korkardın. Elhamdülillah bit de kalmadı memlekette! Eskiden bit vardı da hadi bitler gelecek diye korkardın. Şimdi bit de yok. Camilerimizden temiz yer yok. Şimdi bit de yok. Camilerimizden temiz yer yok. Senin gittiğin gazinolar vesâir yerler temiz yerler mi? Havası da bozuk, her çeşit şey de var orada!Senin gittiğin gazinolar vesâir yerler temiz yerler mi? Havası da bozuk, her çeşit şey de var orada! Burada hava da temiz, yer de temiz; hepsi de temiz. Burada hava da temiz, yer de temiz; hepsi de temiz.

Binâenaleyh hususî yer ayırıyorsa kendine, o kendindeki kibrin alametidir. Binâenaleyh hususî yer ayırıyorsa kendine, o kendindeki kibrin alametidir. Nasıl tek parmağıyla yiyen kibrin alameti; teklik arayan, ayrılık yapan insanların daNasıl tek parmağıyla yiyen kibrin alameti; teklik arayan, ayrılık yapan insanların da kibirlerinin alameti olur, demektir. kibirlerinin alameti olur, demektir.

"Hizmetkâr ile yemek yemek alçakgönüllülüğün alametidir." "Hizmetkâr ile yemek yemek alçakgönüllülüğün alametidir."

Bak Müslümanlığa bak! Kibri olmayan bir insandır. Bak Müslümanlığa bak! Kibri olmayan bir insandır. Hizmetçisini çağırır; "Gel beraber yiyelim." der. Hizmetçisini çağırır; "Gel beraber yiyelim." der. Ama kibirli olursa o "Sen git ötede ye." der. Ama kibirli olursa o "Sen git ötede ye." der.

"Kim hizmetçisiyle yemek yerse alçak gönüllük yaparsa onunla beraber sofraya oturursa "Kim hizmetçisiyle yemek yerse alçak gönüllük yaparsa onunla beraber sofraya oturursa cennet o adama müştak olur, âşık olur." cennet o adama müştak olur, âşık olur."

"Sen ne iyi adamsın, bak Allah'ın verdiği servete karşı gururlanmıyorsun, kibirlenmiyorsun;"Sen ne iyi adamsın, bak Allah'ın verdiği servete karşı gururlanmıyorsun, kibirlenmiyorsun; uşağını almışsın karşına, onunla yemek yiyorsun!" der. uşağını almışsın karşına, onunla yemek yiyorsun!" der.

Resûlullah "Cennet ona âşık olur." diyor. Resûlullah "Cennet ona âşık olur." diyor.

Bu itikadımızda her gün muhtaç olduğumuz durumdur. Bu itikadımızda her gün muhtaç olduğumuz durumdur.

"Namaz kıldıran adam bizim önümüzde bizim emin olduğumuz bir adamdır." "Namaz kıldıran adam bizim önümüzde bizim emin olduğumuz bir adamdır."

Cünne; "kalkan" yerine de gelir ama burada bizim "emin olduğumuz" bir adamdır.Cünne; "kalkan" yerine de gelir ama burada bizim "emin olduğumuz" bir adamdır. Namazımızı ona terk ediyoruz. "O adam bize güzel namaz kıldırdı." Namazımızı ona terk ediyoruz.

"O adam bize güzel namaz kıldırdı."

Kur'an'ı güzel okudu. Rükuu güzel yaptı. Secdesini güze yaptı. Erkânı güzel, abdesti güzel, taati güzel… Kur'an'ı güzel okudu. Rükuu güzel yaptı. Secdesini güze yaptı. Erkânı güzel, abdesti güzel, taati güzel…

"Ona da var velev imama da var cemaate de var; aynı sevap verilir. İmam eksiklik yaptı." "Ona da var velev imama da var cemaate de var; aynı sevap verilir. İmam eksiklik yaptı."

Okumasında eksik oldu, kıraatinde eksik oldu. Abdestinde belki eksiklik vardı.Okumasında eksik oldu, kıraatinde eksik oldu. Abdestinde belki eksiklik vardı. Rükûunda secdesinde eksiklik yaptı, eksiklik var. Rükûunda secdesinde eksiklik yaptı, eksiklik var.

"Noksan imama aittir. Sizin namazlarınız tamamdır." "Noksan imama aittir. Sizin namazlarınız tamamdır."

Yarınki derste de İmâm-ı Âzam'ın içtihadını anlatacak.Yarınki derste de İmâm-ı Âzam'ın içtihadını anlatacak. Bu İmâm-ı Şâfiî'nin içtihadı. Yarın da bizim imamımız İmâm-ı Âzam'ın içtihadı gelecek. Bu İmâm-ı Şâfiî'nin içtihadı. Yarın da bizim imamımız İmâm-ı Âzam'ın içtihadı gelecek.

Cemaatler birbirine bağlanmıştır. İmamınki tamamsa cemaatin de tamamdır.Cemaatler birbirine bağlanmıştır. İmamınki tamamsa cemaatin de tamamdır. İmamınki noksansa cemaatin noksandır. İkisi de mezhep sahibidir. İkisi de haktır.İmamınki noksansa cemaatin noksandır. İkisi de mezhep sahibidir. İkisi de haktır. Allah kusurlarımızı affetsin. Tevfikât-ı samendâniyesine mazhar eylesin.Allah kusurlarımızı affetsin. Tevfikât-ı samendâniyesine mazhar eylesin. Dünyada âhirette hakiki müslüman olarak yaşayabilmek devlet şerefine Cenâb-ı Hak cümlemizi nâil eylesin.Dünyada âhirette hakiki müslüman olarak yaşayabilmek devlet şerefine Cenâb-ı Hak cümlemizi nâil eylesin. Son nefeste de Lâ ilâhe illallah Muhammedür resûlullâh'ı ihlâsla söyleyerek Son nefeste de Lâ ilâhe illallah Muhammedür resûlullâh'ı ihlâsla söyleyerek âhirete göçen kullarının zümresine ilhâk eylesin. âhirete göçen kullarının zümresine ilhâk eylesin.

Yardımlarınız için bir şey söylemeye uygun görmem,Yardımlarınız için bir şey söylemeye uygun görmem, çünkü önünüzdeki inşaat size söyleyeceğini söylemektedir. Lillâhi'l-Fâtiha! çünkü önünüzdeki inşaat size söyleyeceğini söylemektedir.

Lillâhi'l-Fâtiha!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2