Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Cihadın ve İlmin Önemi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

26 Ramazan 1421 / 22.12.2000
AKRA- İsveç

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Cihadın Lüzûmu, İlim Çok Önemli!, Havf ve Recâ, Gecenin Son Vaktinde Zikir, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Cihadın ve İlmin Önemi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

26 Ramazan 1421 / 22.12.2000
AKRA- İsveç

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Cihadın Lüzûmu, İlim Çok Önemli!, Havf ve Recâ, Gecenin Son Vaktinde Zikir, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Cenâb-ı Hakk'ın her türlü lütfu, ikramı, selamı, üzerinize olsun.Cenâb-ı Hakk'ın her türlü lütfu, ikramı, selamı, üzerinize olsun. Rabbim cümlenizi dünyada âhirette mesut ve bahtiyar eylesin. Rabbim cümlenizi dünyada âhirette mesut ve bahtiyar eylesin.

Ramazan'ın son haftasına girdik. Nasıl söyleyelim, sevinçli bir hüzün...Ramazan'ın son haftasına girdik. Nasıl söyleyelim, sevinçli bir hüzün... Bir taraftan Ramazan'ın güzelliklerinden sevinçlere gark oluyoruz,Bir taraftan Ramazan'ın güzelliklerinden sevinçlere gark oluyoruz, bir taraftan da yavaş yavaş ayrılık sezilmeye, görülmeye başlandığı için mahzunluk oluyor.bir taraftan da yavaş yavaş ayrılık sezilmeye, görülmeye başlandığı için mahzunluk oluyor. Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hadîs-i şerîfinde buyurmuş; Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hadîs-i şerîfinde buyurmuş;

"İnsanlar Ramazan'ın içindeki faydaları, feyizleri, sevapları bilselerdi,"İnsanlar Ramazan'ın içindeki faydaları, feyizleri, sevapları bilselerdi, bütün senenin Ramazan olmasını temenni ederlerdi." bütün senenin Ramazan olmasını temenni ederlerdi."

İnsan bütün senenin Ramazan olmasını hakîkaten isteyecek kadar güzellikleri görüyor, memnun oluyor.İnsan bütün senenin Ramazan olmasını hakîkaten isteyecek kadar güzellikleri görüyor, memnun oluyor. Ama ne yapalım, işte o da bir ay, sonuna geldik.Ama ne yapalım, işte o da bir ay, sonuna geldik. Allah güzel geçirmeyi, Ramazan'ın bütün güzelliklerinden azamî [derecede]Allah güzel geçirmeyi, Ramazan'ın bütün güzelliklerinden azamî [derecede] hissemend, hissedâr, hisseyâb olmayı cümlemize, bütün dinleyicilerimize, temennî ediyorum; hissemend, hissedâr, hisseyâb olmayı cümlemize, bütün dinleyicilerimize, temennî ediyorum; mü'min kardeşlerimize nasip etsin... mü'min kardeşlerimize nasip etsin...

Ramazan'dan bir şey alamadan, gafil, cahil, mahrum sonuna ulaşmaktan Allah cümlemizi korusun... Ramazan'dan bir şey alamadan, gafil, cahil, mahrum sonuna ulaşmaktan Allah cümlemizi korusun...

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'den Abdullah b. Abbas radıyallahu anhumâ;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'den Abdullah b. Abbas radıyallahu anhumâ; Hz. Abbas'ın oğlu, genç; ama büyük alim Hz. Abdullah rivayet etmiş. Hz. Abbas'ın oğlu, genç; ama büyük alim Hz. Abdullah rivayet etmiş. Deylemî, Müsnedü'l-firdevs isimli eserinde kaydetmiş ki Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor; Deylemî, Müsnedü'l-firdevs isimli eserinde kaydetmiş ki Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor;

Akrabü'n-nâsi min dereceti'n-nübüvveti ehlü'l-cihâdi ve ehlü'l-'ilm;Akrabü'n-nâsi min dereceti'n-nübüvveti ehlü'l-cihâdi ve ehlü'l-'ilm; li-enne ehle'l-cihâdi yücâhidûne 'alâ mâ câet bihi'r-rusülüli-enne ehle'l-cihâdi yücâhidûne 'alâ mâ câet bihi'r-rusülü ve emmâ ehlü'l-'ilmi nâse 'alâ mâ câet bihi'l-enbiyâü. ve emmâ ehlü'l-'ilmi nâse 'alâ mâ câet bihi'l-enbiyâü.

Bu hadîs-i şerîf, ehl-i cihâdı ve ehl-i ilmi methediyor. Peygamber Efendimiz diyor ki; Bu hadîs-i şerîf, ehl-i cihâdı ve ehl-i ilmi methediyor. Peygamber Efendimiz diyor ki;

"İnsanların peygamber derecesine, peygamberlik derecesine en yakın olanlanları...""İnsanların peygamber derecesine, peygamberlik derecesine en yakın olanlanları..." En yüksek derece peygamberlerin. Peygamberlerin içinde de en yüksek makam,En yüksek derece peygamberlerin. Peygamberlerin içinde de en yüksek makam, Makâm-ı Mahmûd Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in.Makâm-ı Mahmûd Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in. Çünkü o şems-i şümûsi'l-enbiyâ, bedr-i büdûri'l-mürselîn.Çünkü o şems-i şümûsi'l-enbiyâ, bedr-i büdûri'l-mürselîn. "Her birisi bir güneş gibi olan peygamberlerin güneşler güneşi, her birisi bir dolunay gibi olan"Her birisi bir güneş gibi olan peygamberlerin güneşler güneşi, her birisi bir dolunay gibi olan enbiyânın mehtaplar mehtabı; en yükseği o..."enbiyânın mehtaplar mehtabı; en yükseği o..." Ama peygamberlik derecesine öteki mü'min kulların, insanların derecesi en yakın olanı;Ama peygamberlik derecesine öteki mü'min kulların, insanların derecesi en yakın olanı; peygamber derecesine en yakın olan insanlar; Bir ehlü'l-cihâd; iki ehlü'l-ilm. peygamber derecesine en yakın olan insanlar; Bir ehlü'l-cihâd; iki ehlü'l-ilm.

Burada bir, iki derken, söyleniş sırasından dolayı öyle dedim.Burada bir, iki derken, söyleniş sırasından dolayı öyle dedim. Ama başka hadîs-i şerîflerden biliyoruz ki ehl-i ilimAma başka hadîs-i şerîflerden biliyoruz ki ehl-i ilim mertebe ve makam bakımından ehl-i cihâddan daha üstün. mertebe ve makam bakımından ehl-i cihâddan daha üstün. Alim şehitten daha üstün, derecesi daha yüksek.Alim şehitten daha üstün, derecesi daha yüksek. Peygamber Efendimiz bu iki mübarek zümrenin, cihad edenlerle ilim erbabınınPeygamber Efendimiz bu iki mübarek zümrenin, cihad edenlerle ilim erbabının üstünlüğünü açıklamak için kendisi buyuruyor ki; üstünlüğünü açıklamak için kendisi buyuruyor ki;

Li-enne ehle'l-cihâdi yücâhidûne 'alâ mâ câet bihi'r-rusül.Li-enne ehle'l-cihâdi yücâhidûne 'alâ mâ câet bihi'r-rusül. "Cihad yapan insanlar, peygamberlerin, resûllerin getirmiş oldukları esasları yaymak için,"Cihad yapan insanlar, peygamberlerin, resûllerin getirmiş oldukları esasları yaymak için, onlar üzerine mücadele veriyorlar."onlar üzerine mücadele veriyorlar." Onların yayılması, kabul edilmesi, çiğnenmemesi, engellenmemesi için cihad ediyorlar.Onların yayılması, kabul edilmesi, çiğnenmemesi, engellenmemesi için cihad ediyorlar. Sonuç itibarıyla Cenâb-ı Hakk'ın emrinin tutulması,Sonuç itibarıyla Cenâb-ı Hakk'ın emrinin tutulması, emrinin yerine gelmesi için yapılmış oluyor.emrinin yerine gelmesi için yapılmış oluyor. yaptıkları mücadeleler.yaptıkları mücadeleler. Hem Allah'ın dinini yaymak veya korumak, savunmak; müslümanları ezdirtmemek, Hem Allah'ın dinini yaymak veya korumak, savunmak; müslümanları ezdirtmemek, İslâm'ı yok ettirmemek ya da ezmek isteyen kâfirlere gerektiği zamandaİslâm'ı yok ettirmemek ya da ezmek isteyen kâfirlere gerektiği zamanda saldırıp darbe vurmak için yapılıyor. Sonuç itibarıyla İslâm'ın bekâsında önemli oluyor.saldırıp darbe vurmak için yapılıyor. Sonuç itibarıyla İslâm'ın bekâsında önemli oluyor. İslâm'ın bekâsı için çalışmaları şart... İslâm'ın bekâsı için çalışmaları şart...

Ta Peygamber Efendimiz'in zamanından beri böyle olmuş.Ta Peygamber Efendimiz'in zamanından beri böyle olmuş. Bunun böyle olması işlerin tabiatında, olayların yapısında var.Bunun böyle olması işlerin tabiatında, olayların yapısında var. Çünkü siz bir yenilik getirdiğiniz, güzellik getirdiğiniz zaman;Çünkü siz bir yenilik getirdiğiniz, güzellik getirdiğiniz zaman; "Oo, bu çok güzelmiş!" diye herkes kabul etmiyor."Oo, bu çok güzelmiş!" diye herkes kabul etmiyor. Çok kimseler, insaflı insanlar kabul ediyor, "Oo, çok güzelmiş, tamam ben bunu benimsedim!" diyor daÇok kimseler, insaflı insanlar kabul ediyor, "Oo, çok güzelmiş, tamam ben bunu benimsedim!" diyor da bir de eski düzenin taraftarları olan hakikî gericiler, iman bakımdan geride olan, mürtecî olan,bir de eski düzenin taraftarları olan hakikî gericiler, iman bakımdan geride olan, mürtecî olan, sözde hakikî tutucular; onlar mevcut putperest düzeni, putperest gidişi devam ettirmek istiyorlar. sözde hakikî tutucular; onlar mevcut putperest düzeni, putperest gidişi devam ettirmek istiyorlar.

Neden? Bir tapınak yapmışlar, putlara tapılıyor. Putlara adaklar getiriliyor.Neden?

Bir tapınak yapmışlar, putlara tapılıyor. Putlara adaklar getiriliyor.
Kendileri oradan bir ünvan kazanmışlar, kâhin diye, din başkanı diye... Kendileri oradan bir ünvan kazanmışlar, kâhin diye, din başkanı diye... Birtakım kıyafetler giymişler, başlarına, sırtlarına; ellerine birtakım asalar vesaire almışlar.Birtakım kıyafetler giymişler, başlarına, sırtlarına; ellerine birtakım asalar vesaire almışlar. Dinlerini bir gösteriş, bir edâ hâline getirmişler.Dinlerini bir gösteriş, bir edâ hâline getirmişler. İşte Mısır'da, Sümer'de, işte Nemrud'un, Firavun'un,İşte Mısır'da, Sümer'de, işte Nemrud'un, Firavun'un, işte başka kavimlerin tarihlerinde okuduğumuz manzaralar... işte başka kavimlerin tarihlerinde okuduğumuz manzaralar...

Onların [düzeni] zulüm düzeni... Zulüm. Onların [düzeni] zulüm düzeni... Zulüm. Çünkü itibarı kazandıktan sonra Allah'ın emrine aykırı zulümler de yapmışlar.Çünkü itibarı kazandıktan sonra Allah'ın emrine aykırı zulümler de yapmışlar. Meselâ, Firavun doğan çocukların erkek olanlarının öldürülmesini emretmiş ki korkunç bir vahşet!Meselâ, Firavun doğan çocukların erkek olanlarının öldürülmesini emretmiş ki korkunç bir vahşet! Bir çocukcağız doğuyor, masum doğuyor; İslâm öyle söyler.Bir çocukcağız doğuyor, masum doğuyor; İslâm öyle söyler. Hıristiyanlar doğanı suçlu sayıyor,Hıristiyanlar doğanı suçlu sayıyor, ezelî bir günahtan dolayı lekeli kabul ediyor da İslâm bunun yanlış olduğunu beyan etmiş.ezelî bir günahtan dolayı lekeli kabul ediyor da İslâm bunun yanlış olduğunu beyan etmiş. Çocuk masum doğuyor; zavallı, hayata atılmış, Cenâb-ı Mevlâ'nın yarattığı bir mübarek nev zât, Çocuk masum doğuyor; zavallı, hayata atılmış, Cenâb-ı Mevlâ'nın yarattığı bir mübarek nev zât, yeni doğmuş, yeni açmış bir çiçek... Gel sen onu kıtır kıtır kes, öldür...yeni doğmuş, yeni açmış bir çiçek... Gel sen onu kıtır kıtır kes, öldür... Nasıl vicdan, nasıl akıl, nasıl yönetim, nasıl emir! Nasıl vicdan, nasıl akıl, nasıl yönetim, nasıl emir!

Bu zulmün karşısına Mûsâ aleyhiselam çıkınca;Bu zulmün karşısına Mûsâ aleyhiselam çıkınca; Nemrud'un karşısına İbrâhim aleyhiselam, kavminin karşısına Nuh aleyhiselam çıkınca,Nemrud'un karşısına İbrâhim aleyhiselam, kavminin karşısına Nuh aleyhiselam çıkınca, "Bu putlara tapmayın, nedir bu yaptığınız? Bunlar yanlış, hatalı!.." deyince "Bu putlara tapmayın, nedir bu yaptığınız? Bunlar yanlış, hatalı!.." deyince bu sefer bu karşı cephe; kurdukları tuzaklardan, düzenlerden gelir ve menfaat sağlayanlarbu sefer bu karşı cephe; kurdukları tuzaklardan, düzenlerden gelir ve menfaat sağlayanlar karşıya geçiyorlar ve bir mücadele başlıyor. karşıya geçiyorlar ve bir mücadele başlıyor.

Mücadele, sert bir mücadele... Peygamberler yumuşak yumuşak Allah'ın emirlerini söylüyorlar.Mücadele, sert bir mücadele... Peygamberler yumuşak yumuşak Allah'ın emirlerini söylüyorlar. Hatta Allahu Teâlâ hazretleri Mûsâ aleyhiselam'a,Hatta Allahu Teâlâ hazretleri Mûsâ aleyhiselam'a, kardeşi Hârun aleyhiselam'la beraber Firavun'a gitmesini emir buyururken; kardeşi Hârun aleyhiselam'la beraber Firavun'a gitmesini emir buyururken;

Fekûlâ lehû kavlen leyyinen. "Ona gidin, yumuşak yumuşak konuşun ona!"Fekûlâ lehû kavlen leyyinen. "Ona gidin, yumuşak yumuşak konuşun ona!" Le'allehû yetezekkeru ev yahşâ. Le'allehû yetezekkeru ev yahşâ. "Ola ki aklı başına gelir, öğütleri anlar, kabul eder ve Allah'tan korkar." buyuruluyor. "Ola ki aklı başına gelir, öğütleri anlar, kabul eder ve Allah'tan korkar." buyuruluyor.

Allahu Teâlâ hazretleri tarafından peygamberlere yumuşak konuşmak emrediliyor amaAllahu Teâlâ hazretleri tarafından peygamberlere yumuşak konuşmak emrediliyor ama karşı taraf gözü dönmüş, gözü kanlı, eli kanlı, kalbi katı; o zulme başlıyor. karşı taraf gözü dönmüş, gözü kanlı, eli kanlı, kalbi katı; o zulme başlıyor.

Peygamber Efendimiz'in sahabesine, mübarek mü'minlere, sırf inançlarının değişmesinden dolayı neler yaptılar.Peygamber Efendimiz'in sahabesine, mübarek mü'minlere, sırf inançlarının değişmesinden dolayı neler yaptılar. Hiçbir menfaat kayıpları yok öbür tarafın... İnançları değişti, Hiçbir menfaat kayıpları yok öbür tarafın... İnançları değişti,

En yekûle rabbiyallâh. "Rabbim Allah!" dedi. En yekûle rabbiyallâh. "Rabbim Allah!" dedi. Daha önce demiyordu, sonra "Benim Rabbim Allah'tır. Allah tektir, şerîki, nazîri yoktur." dedi. Daha önce demiyordu, sonra "Benim Rabbim Allah'tır. Allah tektir, şerîki, nazîri yoktur." dedi.

Ne oldu bu adam? Ne oldu bu adam?

Köleyse, yine köle!.. Değişen bir şey yok ama işte öyle der demez,Köleyse, yine köle!.. Değişen bir şey yok ama işte öyle der demez, karşı taraf seziyor ki bir zaman gelecek, hiç taraftarı olmayacak, kendi düzeni sönecek.karşı taraf seziyor ki bir zaman gelecek, hiç taraftarı olmayacak, kendi düzeni sönecek. O zaman düşmanlığa başlıyor. İşkenceler yaptılar, hatta öldürdüler.O zaman düşmanlığa başlıyor. İşkenceler yaptılar, hatta öldürdüler. İşkence ettikleri bazı mü'minleri şehit ettiler. Sonra Kur'ân-ı Kerîm'den, eski kavimlerden biliyoruz.İşkence ettikleri bazı mü'minleri şehit ettiler. Sonra Kur'ân-ı Kerîm'den, eski kavimlerden biliyoruz. Ateşten hendekler, büyük hendekler açıyor, derin.Ateşten hendekler, büyük hendekler açıyor, derin. İçine odunlar atıyor, büyük ateşler meydana geliyor.İçine odunlar atıyor, büyük ateşler meydana geliyor. O ateşlerin içine mü'minleri atan, canavar idareciler!.. O ateşlerin içine mü'minleri atan, canavar idareciler!..

Peygamber Efendimiz'e ve ashâbına da önce karşı gelmek, ondan sonra tenkit etmek, alay etmek;Peygamber Efendimiz'e ve ashâbına da önce karşı gelmek, ondan sonra tenkit etmek, alay etmek; ondan sonra namazını, niyazını engellemek, mâni olmak; ondan sonra iktisadî bakımdan ondan sonra namazını, niyazını engellemek, mâni olmak; ondan sonra iktisadî bakımdan sıkıntıya almak, onları sıkmak; kız almamak, kız vermemek, sıkıntıya almak, onları sıkmak; kız almamak, kız vermemek, alış-veriş yapmamak gibi yollarla caydırmak, bunaltmak... Çeşitli usüllerle engellemeye çalıştılar. alış-veriş yapmamak gibi yollarla caydırmak, bunaltmak... Çeşitli usüllerle engellemeye çalıştılar.

islâm geliştikçe bu sefer en sonunda nereye vardı Mekke'de durum? islâm geliştikçe bu sefer en sonunda nereye vardı Mekke'de durum?

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerini öldürmeyi düşündüler.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerini öldürmeyi düşündüler. Düşünmekle kalmadılar, hazırlıklarını yaptılar, kişileri tayin ettiler, Düşünmekle kalmadılar, hazırlıklarını yaptılar, kişileri tayin ettiler, Peygamber Efendimiz'in kaldığı evi muhasara ettiler, o akşam öldürmeye karar verdiler.Peygamber Efendimiz'in kaldığı evi muhasara ettiler, o akşam öldürmeye karar verdiler. Peygamber Efendimiz hicrete böyle geçti. Peygamber Efendimiz hicrete böyle geçti.

Bu gibi insanlara müdafaa hakkı doğmuyor mu?Bu gibi insanlara müdafaa hakkı doğmuyor mu? Mazlumların bu zalimlere "Yapmayın!" deme hakkı doğmuyor mu? Mazlumların bu zalimlere "Yapmayın!" deme hakkı doğmuyor mu? Veyahut zalimlerin yaptıklarını engelleme hakkı yok mu?! Veyahut zalimlerin yaptıklarını engelleme hakkı yok mu?!

Yaşamak ve haklarını savunmak, yedirtmemek, sömürtmemek, insanın en tabii hakkıdır.Yaşamak ve haklarını savunmak, yedirtmemek, sömürtmemek, insanın en tabii hakkıdır. Onun için bir mücadele gerekiyor. Onun için bir mücadele gerekiyor. Siz istemeseniz bile, -ben asıl onu anlatmak istiyorum- sulhçu olsanız, ne kadar savunmacı olsanız,Siz istemeseniz bile, -ben asıl onu anlatmak istiyorum- sulhçu olsanız, ne kadar savunmacı olsanız, ne kadar karınca ezmeyen, hiç kimseyi kırmayan insan olsanız, birileri sizi gelip incitiyor, sizi itiyor.ne kadar karınca ezmeyen, hiç kimseyi kırmayan insan olsanız, birileri sizi gelip incitiyor, sizi itiyor. Sizin karşınıza mücadele ile çıkıyor, size hayat hakkı tanımak istemiyor.Sizin karşınıza mücadele ile çıkıyor, size hayat hakkı tanımak istemiyor. Çünkü sizin geliştiğinizi görünce seziyor ki kendi istikbali tehlikeye girecek.Çünkü sizin geliştiğinizi görünce seziyor ki kendi istikbali tehlikeye girecek. O zaman ister istemez savunma teşekkül ediyor. O zaman ister istemez savunma teşekkül ediyor.

Savunma da, askerler çok iyi bilirler, en iyi müdafaa hücumdur.Savunma da, askerler çok iyi bilirler, en iyi müdafaa hücumdur. Bazen de savunma hücumu da gerektirir.Bazen de savunma hücumu da gerektirir. Savunma, düşmanı toparlanmadan saldırıp orada imha etmek sûretiyleSavunma, düşmanı toparlanmadan saldırıp orada imha etmek sûretiyle yok etmek esas olduğundan, hücumu da gerektirir.yok etmek esas olduğundan, hücumu da gerektirir. Ama esas itibariyle İslâm'ın, mazlumların, çocukların, hanımların korunması lâzım!Ama esas itibariyle İslâm'ın, mazlumların, çocukların, hanımların korunması lâzım! Malların, ırzların, namusların korunması lâzım! Korunması için de çalışma gerekiyor.Malların, ırzların, namusların korunması lâzım! Korunması için de çalışma gerekiyor. Tabii olarak bu olmuştur. Tabii olarak bu olmuştur.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz âhir zaman peygamberi, iki cihan güneşi,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz âhir zaman peygamberi, iki cihan güneşi, rahmeten li'l-âlemîn , rahîm, raûf, re'fetli, merhametli bir peygamberrahmeten li'l-âlemîn , rahîm, raûf, re'fetli, merhametli bir peygamber olduğu halde kılıç da kullanmak zorunda kalmış. Yani şartlar, tabii şartlar...olduğu halde kılıç da kullanmak zorunda kalmış. Yani şartlar, tabii şartlar... Dünyanın, yaşamın tabii şartları onu o noktaya getirmiş.Dünyanın, yaşamın tabii şartları onu o noktaya getirmiş. Zaten, âhir zaman peygamberinin aynı zamanda savaş peygamberi olacağını daZaten, âhir zaman peygamberinin aynı zamanda savaş peygamberi olacağını da eski ümmetler kitaplarından biliyorlar. Allahu Teâlâ hazretleri bildiriyor. eski ümmetler kitaplarından biliyorlar. Allahu Teâlâ hazretleri bildiriyor.

Bu her zaman böyle... Bakın, dikkat edin. Türkiye'deki son olayları hepimiz çok büyük hayretlerle,Bu her zaman böyle... Bakın, dikkat edin. Türkiye'deki son olayları hepimiz çok büyük hayretlerle, gözlerimiz fal taşı gibi açılmış vaziyette takip ediyoruz.gözlerimiz fal taşı gibi açılmış vaziyette takip ediyoruz. Birkaç senedir olan olaylar, halk olarak çok daha gözümüzü açtı.Birkaç senedir olan olaylar, halk olarak çok daha gözümüzü açtı. Ne çeteler, ne hileler, ne oyunlar, ne tuzaklar, ne hortumlar, Ne çeteler, ne hileler, ne oyunlar, ne tuzaklar, ne hortumlar, ne hırsızlıklar, ne arsızlıklar, ne öldürmeler, ne haksızlıklar... Neler neler olmuş!ne hırsızlıklar, ne arsızlıklar, ne öldürmeler, ne haksızlıklar... Neler neler olmuş! Ben hiç tahmin etmezdim; Türkiye'mizden bu kadar acı şeylerin içindeBen hiç tahmin etmezdim; Türkiye'mizden bu kadar acı şeylerin içinde cereyan edebilecek bir ülke olacağını, böyle olaylar geçeceğini,cereyan edebilecek bir ülke olacağını, böyle olaylar geçeceğini, böyle haberler çıkacağını hiç tahmin etmezdim; ama oluyor. böyle haberler çıkacağını hiç tahmin etmezdim; ama oluyor.

Demek ki cihad lâzım ve kıyamete kadar da cihad olacak. Demek ki cihad lâzım ve kıyamete kadar da cihad olacak.

Şu anda bizim cihada ihtiyacımız yok mu? Şu anda bizim cihada ihtiyacımız yok mu?

Çok büyük şiddetle cihada ihtiyacımız var ve zaten cihad bize karşı yapılıyor.Çok büyük şiddetle cihada ihtiyacımız var ve zaten cihad bize karşı yapılıyor. Bize karşı düşmanın mücadelesi devam ediyor. İşte Sırbistan, işte Kafkasya, işte Keşmir...Bize karşı düşmanın mücadelesi devam ediyor. İşte Sırbistan, işte Kafkasya, işte Keşmir... Hani nerede bizim koca Devlet-i Aliyyemiz! Her yerden saldırıla saldırıla,Hani nerede bizim koca Devlet-i Aliyyemiz! Her yerden saldırıla saldırıla, koparıla koparıla, küçük bir hâle geldik.koparıla koparıla, küçük bir hâle geldik. Koca Devlet-i Aliyye'den küçücük bir Türkiye, çekirdek bir Türkiye hâline geldik.Koca Devlet-i Aliyye'den küçücük bir Türkiye, çekirdek bir Türkiye hâline geldik. Onun da yine sağını, solunu koparmaya çalışıyorlar. Onun da yine sağını, solunu koparmaya çalışıyorlar.

Çıkanları da unuttuk. Yönetimin ne Batı Trakya'daki Türklere bakacak hâli kaldı,Çıkanları da unuttuk. Yönetimin ne Batı Trakya'daki Türklere bakacak hâli kaldı, ne Bulgaristan'daki Türkleri kollayacak hâli kaldı ne de Romanya'daki, Yugoslavya'dakileri... ne Bulgaristan'daki Türkleri kollayacak hâli kaldı ne de Romanya'daki, Yugoslavya'dakileri... Eli kolu bağlı, zor duruma düştük. Eli kolu bağlı, zor duruma düştük.

Siz istediğiniz kadar sulhçu olun ama şairin dediği çok güzel: Siz istediğiniz kadar sulhçu olun ama şairin dediği çok güzel:

Hazır ol cenge, eğer ister isen sulh u salâh! Hazır ol cenge, eğer ister isen sulh u salâh!

Mutlaka [hazırlık] gerekiyor. İşte İsrail, işte İsrail'in Filistinlilere yaptığı...Mutlaka [hazırlık] gerekiyor. İşte İsrail, işte İsrail'in Filistinlilere yaptığı... Cümle cihan halkı görüyor...Cümle cihan halkı görüyor... Akıl, vicdan, tasvip etmesi mümkün olmayan, kabul edilecek şeyler değil.Akıl, vicdan, tasvip etmesi mümkün olmayan, kabul edilecek şeyler değil. O halde cihad şart ve önemli olduğu ve mecburî olduğu için, ehl-i cihad da önemli. O halde cihad şart ve önemli olduğu ve mecburî olduğu için, ehl-i cihad da önemli.

Zaten her önemli şeye de İslâm önem veriyor. Ehl-i cihâda en büyük paye ondan geliyor.Zaten her önemli şeye de İslâm önem veriyor. Ehl-i cihâda en büyük paye ondan geliyor. Çünkü yapılan işlerin sonuçlarının büyüklüğüne göre o işin sevabı artar.Çünkü yapılan işlerin sonuçlarının büyüklüğüne göre o işin sevabı artar. Bir insan gelmiş, kendi başına bir iş yapıyor, güzel bir iş. Ama kime yarar, kaç kişiye yarar! Bir insan gelmiş, kendi başına bir iş yapıyor, güzel bir iş. Ama kime yarar, kaç kişiye yarar! Bilmem işte şu kadar ağaç dikmiş, fidan dikmiş, güzel çalışma yapıyor.Bilmem işte şu kadar ağaç dikmiş, fidan dikmiş, güzel çalışma yapıyor. Ama öteki insan da bir mektep açmış, yüzlerce, binlerce insan yetiştiriyor.Ama öteki insan da bir mektep açmış, yüzlerce, binlerce insan yetiştiriyor. O insanlar da hayırlı işler yapıyor. Tabii bu daha büyük.O insanlar da hayırlı işler yapıyor. Tabii bu daha büyük. Sonucu itibariyle, topluma faydası çok daha fazla. Onun için sevabı daha fazla olur.Sonucu itibariyle, topluma faydası çok daha fazla. Onun için sevabı daha fazla olur. İkisi de hayırlı iş bile olsa, sonucu büyük olanların sevabı çoktur. İkisi de hayırlı iş bile olsa, sonucu büyük olanların sevabı çoktur.

Cihadın sonucu çok büyük. Hem İslâm kurtuluyor, hem müslümanlar kurtuluyor.Cihadın sonucu çok büyük. Hem İslâm kurtuluyor, hem müslümanlar kurtuluyor. Müslümanlar ülkelerinde rahat yaşayabiliyorlar.Müslümanlar ülkelerinde rahat yaşayabiliyorlar. Canlar, mallar, ırzlar, namuslar pây-i mâl olmuyor.Canlar, mallar, ırzlar, namuslar pây-i mâl olmuyor. Allah'ın da emri tutuluyor. O bakımdan çok şerefli. Allah'ın da emri tutuluyor. O bakımdan çok şerefli.

İkinci topluluk, ikinci zümre emmâ ehlü'l-ilm. "İlim ehli."İkinci topluluk, ikinci zümre emmâ ehlü'l-ilm. "İlim ehli." "Onlar da insanlara peygamberlerin getirmiş olduğu bilgileri öğretiyorlar.""Onlar da insanlara peygamberlerin getirmiş olduğu bilgileri öğretiyorlar." İnsanları peygamberlerin öğrettiği bilgilere kılavuzluk ediyorlar, götürüyorlar, İnsanları peygamberlerin öğrettiği bilgilere kılavuzluk ediyorlar, götürüyorlar, "İşte bak, peygamberler böyle demiş!" diyorlar. Ulemânın yaptığı nedir? "İşte bak, peygamberler böyle demiş!" diyorlar.

Ulemânın yaptığı nedir?

Peygamberlerin anlattıklarını, buyruklarını duymamış olanlara iletmek oluyor. Peygamberlerin anlattıklarını, buyruklarını duymamış olanlara iletmek oluyor. Onun için onların da vazifesi, peygamberlerin salâvâtullâhi aleyhim ecmaîn Onun için onların da vazifesi, peygamberlerin salâvâtullâhi aleyhim ecmaîn vazifelerinin devamı olmuş oluyor.vazifelerinin devamı olmuş oluyor. Evet, peygamber ahirete göçmüş oluyor ama vazife ümmette devam edecek, işte öyle devam ediyor. Evet, peygamber ahirete göçmüş oluyor ama vazife ümmette devam edecek, işte öyle devam ediyor. Onun için onların da yaptıkları çok önemli, çok daha önemli...Onun için onların da yaptıkları çok önemli, çok daha önemli... Çünkü ilimle bir insanı kazanıyorsunuz, cihadla bir insanı öldürüyorsunuz. Çünkü ilimle bir insanı kazanıyorsunuz, cihadla bir insanı öldürüyorsunuz. Savaşta karşı tarafa bir insan geliyor, düşman; öldürüyorsunuz.Savaşta karşı tarafa bir insan geliyor, düşman; öldürüyorsunuz. İlimde karşı tarafınıza bir insan geliyor; ikna ederseniz, kazanıyorsunuz. İlimde karşı tarafınıza bir insan geliyor; ikna ederseniz, kazanıyorsunuz.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Bir keresinde bir seriyye, askerî birlik, yakaladığı bir kervanı esirlerle, mallarla beraber getirdi.Bir keresinde bir seriyye, askerî birlik, yakaladığı bir kervanı esirlerle, mallarla beraber getirdi. Esir alınanların içinde azılı bir düşman var...Esir alınanların içinde azılı bir düşman var... Peygamber Efendimiz onu ikna etmeye uğraşmaya başladı: Peygamber Efendimiz onu ikna etmeye uğraşmaya başladı:

"Bak! Şirk fenadır, Allah'ın şerîki, nazîri yoktur. İmana gel!" vesaire… "Bak! Şirk fenadır, Allah'ın şerîki, nazîri yoktur. İmana gel!" vesaire…

O da diretiyor, pek yanaşacak gibi görünmüyor.O da diretiyor, pek yanaşacak gibi görünmüyor. Hz. Ömer radıyallahu anh cennetlik, mübarek sabırsızlık göstermiş demiş ki; Hz. Ömer radıyallahu anh cennetlik, mübarek sabırsızlık göstermiş demiş ki;

"Yâ Resûlallah, bunun lâf anlayacağı, kabul edeceği yok, sen bana bırak!"Yâ Resûlallah, bunun lâf anlayacağı, kabul edeceği yok, sen bana bırak! Emret, ben bunun kafasını keseyim." Emret, ben bunun kafasını keseyim."

Peygamber Efendimiz hiç ona aldırmadan iknasına devam etmiş, İslâm'ı anlatmış.Peygamber Efendimiz hiç ona aldırmadan iknasına devam etmiş, İslâm'ı anlatmış. Kişi de "İslâm nedir?" diye sorunca, güzelliklerini anlatınca, müslüman olmuş.Kişi de "İslâm nedir?" diye sorunca, güzelliklerini anlatınca, müslüman olmuş. Müslüman olunca Peygamber Efendimiz diyor ki; Müslüman olunca Peygamber Efendimiz diyor ki;

"Bak senin dediğin gibi hemen kafasını vursaydık, cehenneme gidecekti."Bak senin dediğin gibi hemen kafasını vursaydık, cehenneme gidecekti. Ama ikna oldu, şimdi cennetlik bir insan. Hem yaşıyor, hem de cennetlik bir insan kazanmış olduk." Ama ikna oldu, şimdi cennetlik bir insan. Hem yaşıyor, hem de cennetlik bir insan kazanmış olduk."

Onun için ilim çok önemli. Aziz ve muhterem kardeşlerim. Onun için ilim çok önemli.

Aziz ve muhterem kardeşlerim.

En sevaplı yatırım, en mühim iş ilim öğrenmek, öğretmek ve ilim müessesesi kurmak...En sevaplı yatırım, en mühim iş ilim öğrenmek, öğretmek ve ilim müessesesi kurmak... Biz orada bulunduğumuz müddetçe, sözümüz geçtiği yerlerde,Biz orada bulunduğumuz müddetçe, sözümüz geçtiği yerlerde, bize danışıldığı zaman, ilmi yükseltmeye gayret ettik.bize danışıldığı zaman, ilmi yükseltmeye gayret ettik. Hangi arkadaşımız bana meslek sorsa, ben onun önündeki seçenekleri sorduğum zaman,Hangi arkadaşımız bana meslek sorsa, ben onun önündeki seçenekleri sorduğum zaman, mümkünse ilim yoluna girmesini ve bilgisini en son noktaya getirmesini tavsiye ettim. mümkünse ilim yoluna girmesini ve bilgisini en son noktaya getirmesini tavsiye ettim.

"İlimde en ileri dereceye var, mümkünse öğretici kimse ol!"İlimde en ileri dereceye var, mümkünse öğretici kimse ol! İlmi bil ve başkalarına öğreten kimse ol! En sevaplı iş budur." diye tavsiye ettim. İlmi bil ve başkalarına öğreten kimse ol! En sevaplı iş budur." diye tavsiye ettim.

İlim müesseseleri kurmaya çalıştık.İlim müesseseleri kurmaya çalıştık. Okullar açmaya, kolejler açmaya çalıştık, üniversite açmaya heveslendik.Okullar açmaya, kolejler açmaya çalıştık, üniversite açmaya heveslendik. Türkiye'nin şartları, yöneticilerin bize bakış açısı, bütün iyi niyetlerimizin hepsini uygulamaya,Türkiye'nin şartları, yöneticilerin bize bakış açısı, bütün iyi niyetlerimizin hepsini uygulamaya, Maddî imkânlarımız varken, sırf yönetimle ilgili meselelerden dolayı, o şeylere ulaşamadık. Maddî imkânlarımız varken, sırf yönetimle ilgili meselelerden dolayı, o şeylere ulaşamadık.

Ama müesseseleri kurduğumuz zaman, en çağdaşını, en ilerisini, en güzelini,Ama müesseseleri kurduğumuz zaman, en çağdaşını, en ilerisini, en güzelini, en hür fikirlisini, memlekete en faydalısını evelallah, kardeşlerimiz kurar! en hür fikirlisini, memlekete en faydalısını evelallah, kardeşlerimiz kurar! Nice nice çok değerli, dünya çapında çok değerli kardeşlerimiz var. Nice nice çok değerli, dünya çapında çok değerli kardeşlerimiz var. Anlayanlar anlasın, anlamayanlar anlamasın; engelleyenler engellesin, çengelleyenler çengellesin;Anlayanlar anlasın, anlamayanlar anlamasın; engelleyenler engellesin, çengelleyenler çengellesin; biz yine ilim yolunda çalışmamıza devam edelim! İlmi anlatmaya, öğretmeye, yaymaya gayret edelim! biz yine ilim yolunda çalışmamıza devam edelim! İlmi anlatmaya, öğretmeye, yaymaya gayret edelim!

Bir noktada sizi ikaz etmek istiyorum. Bir noktada sizi ikaz etmek istiyorum.

Hanımlarınız, çocuklarınız, hatta bizzat kendiniz... Gönlünüz var, kafanız var...Hanımlarınız, çocuklarınız, hatta bizzat kendiniz... Gönlünüz var, kafanız var... İnsan bilgileri gönlüne alıyor, kafasına alıyor, yerleştiriyor.İnsan bilgileri gönlüne alıyor, kafasına alıyor, yerleştiriyor. İç âlemi aldığı izlenimlerle, bilgilerle, tecrübelerle, hayat boyu kazandığı yeni bilgilerle zenginleşiyor.İç âlemi aldığı izlenimlerle, bilgilerle, tecrübelerle, hayat boyu kazandığı yeni bilgilerle zenginleşiyor. İnsanın içi bir büyük bilgi hazinesi hâline geliyor. İnsanın içi bir büyük bilgi hazinesi hâline geliyor.

Bu boş olan iç dünyamız, gönül dünyamız, kafa dünyamız, siz bir şey doldurmadığınız zaman boş kalmaz.Bu boş olan iç dünyamız, gönül dünyamız, kafa dünyamız, siz bir şey doldurmadığınız zaman boş kalmaz. Nasıl bir mekân havasız kalmadığı gibi,Nasıl bir mekân havasız kalmadığı gibi, her tarafı kapalı olsa bile sağdan, soldan, yarıktan, gedikten hava gelip de orası yine havalı olduğu gibi;her tarafı kapalı olsa bile sağdan, soldan, yarıktan, gedikten hava gelip de orası yine havalı olduğu gibi; nasıl suyun içine bir maddeyi, hacimli bir şeyi soktuğunuz zaman, deliğinden, gediğindennasıl suyun içine bir maddeyi, hacimli bir şeyi soktuğunuz zaman, deliğinden, gediğinden içinin suyla dolması kaçınılmaz ise; ne kadar kapatmaya çalışsanız,içinin suyla dolması kaçınılmaz ise; ne kadar kapatmaya çalışsanız, bir yerlerinden su sızıp içi su dolarsa; siz eğer gönül aleminizi, kafa aleminizibir yerlerinden su sızıp içi su dolarsa; siz eğer gönül aleminizi, kafa aleminizi güzel, hayırlı bir şeylerle doldurmazsanız,güzel, hayırlı bir şeylerle doldurmazsanız, orayı başkaları kötü, çirkin, pis, günah olan çirkinliklerle doldurur. orayı başkaları kötü, çirkin, pis, günah olan çirkinliklerle doldurur.

Gönlünüz, kafanız pırıl pırıl, pür-nûr olması için, öyle istiyorsanız, tertemiz olmasını istiyorsanız,Gönlünüz, kafanız pırıl pırıl, pür-nûr olması için, öyle istiyorsanız, tertemiz olmasını istiyorsanız, güzel şeyleri boyuna dolduracaksınız, boş bırakmayacaksınız.güzel şeyleri boyuna dolduracaksınız, boş bırakmayacaksınız. Hem çocuğunuzun, hem hanımınızın, hem de bizzat kendinizinHem çocuğunuzun, hem hanımınızın, hem de bizzat kendinizin böyle yeni yeni bilgiler kazanmasına her an çalışacaksınız.böyle yeni yeni bilgiler kazanmasına her an çalışacaksınız. Siz boş bırakırsanız, bir şey öğretmezseniz, başkaları boş durmaz;Siz boş bırakırsanız, bir şey öğretmezseniz, başkaları boş durmaz; oraya küfür gelir, şirk gelir, şeytanî fikirler, hunharca fikirler, gaddarca fikirler gelir, oraya küfür gelir, şirk gelir, şeytanî fikirler, hunharca fikirler, gaddarca fikirler gelir, zulümler gelir ve insanın iç âlemi berbat olur.zulümler gelir ve insanın iç âlemi berbat olur. İnsanın içi mikroplu, pis, içine girilmez, girildiği zamanİnsanın içi mikroplu, pis, içine girilmez, girildiği zaman bulaşıcı hastalıklara tutulacak gibi tehlikeli bir mekân hâline gelir.bulaşıcı hastalıklara tutulacak gibi tehlikeli bir mekân hâline gelir. Aman çocuklarınızı iyi yetiştirin! Aman içinize, iç dünyanıza iyi bilgiler yerleştirin! Aman çocuklarınızı iyi yetiştirin! Aman içinize, iç dünyanıza iyi bilgiler yerleştirin!

Bu radyolar, televizyonlar, mecmualar, dergiler, gazeteler...Bu radyolar, televizyonlar, mecmualar, dergiler, gazeteler... Onların hepsini çok iyi seçmeniz lâzım! Çünkü sizin iç âleminize oralardan bir şeyler girecek.Onların hepsini çok iyi seçmeniz lâzım! Çünkü sizin iç âleminize oralardan bir şeyler girecek. Aman, çirkin, pis şeyler girmesin. Aman içiniz Allah'ın sevmediği bilgilerle;Aman, çirkin, pis şeyler girmesin. Aman içiniz Allah'ın sevmediği bilgilerle; işe yaramaz, ahirete hiç faydası olmayan boş şeylerle dolmasın! işe yaramaz, ahirete hiç faydası olmayan boş şeylerle dolmasın!

Arap şairleri cahiliye zamanında,Arap şairleri cahiliye zamanında, yaptıkları yağmalarla, kandırdıkları kadınlarla, yaptıkları ıyş u nûşla, zevk ü sefayla, zinayla şiirlerinde övünürlermiş.yaptıkları yağmalarla, kandırdıkları kadınlarla, yaptıkları ıyş u nûşla, zevk ü sefayla, zinayla şiirlerinde övünürlermiş. Cahiliye şiirleri, cahiliye devrinin adamlarının hayatlarının şiire aksi...Cahiliye şiirleri, cahiliye devrinin adamlarının hayatlarının şiire aksi... Peygamber Efendimiz diyor ki; Peygamber Efendimiz diyor ki;

"Bir insanın içinin şiirlerle dolması, irinle, kusmukla dolmasından daha fenâdır." "Bir insanın içinin şiirlerle dolması, irinle, kusmukla dolmasından daha fenâdır."

Çünkü bu sefer içkiden, şaraptan, zinadan, kumardan, yağmadan, öldürmeden,Çünkü bu sefer içkiden, şaraptan, zinadan, kumardan, yağmadan, öldürmeden, kavgadan [bahsedilince], öyle şeyler hep kafaya gelecek. kavgadan [bahsedilince], öyle şeyler hep kafaya gelecek. Aman çocuklarınızın içine fikir mikrobu, düşünce mikrobu, yanlış bilgi mikrobu girmesin diyeAman çocuklarınızın içine fikir mikrobu, düşünce mikrobu, yanlış bilgi mikrobu girmesin diye çok dikkatli davranın ve mutlaka boş bırakmayın! Güzel fikirleri, bilgileri siz yerleştirin!çok dikkatli davranın ve mutlaka boş bırakmayın! Güzel fikirleri, bilgileri siz yerleştirin! Siz yerleştirmezseniz, başkaları kötü şeyler yerleştirecek diye acele eyleyin! Siz yerleştirmezseniz, başkaları kötü şeyler yerleştirecek diye acele eyleyin!

Gelelim ikinci hadîs-i şerîfe. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki: Gelelim ikinci hadîs-i şerîfe.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki:

Akseme'l-havfu ve'r-recâü en lâ yectemi'â fî ehadin fi'd-dünyâ,Akseme'l-havfu ve'r-recâü en lâ yectemi'â fî ehadin fi'd-dünyâ, fe yuriha rîha'n-nâr; ve lâ yefterikâ fî ehadin fi'd-dünyâ, feyuriha rîha'l-cenneti. fe yuriha rîha'n-nâr; ve lâ yefterikâ fî ehadin fi'd-dünyâ, feyuriha rîha'l-cenneti.

Vâsile radıyallahu anh'den rivayet olunmuş bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Vâsile radıyallahu anh'den rivayet olunmuş bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Havf ile recâ, havf ü recâ yemin ettiler ki dünyada bir insanda bir araya gelirlerse,"Havf ile recâ, havf ü recâ yemin ettiler ki dünyada bir insanda bir araya gelirlerse, o insan cehennemin kokusunu asla koklamayacak."o insan cehennemin kokusunu asla koklamayacak." Yani, cehenneme girmeyecek, mümkün değil. Yani, cehenneme girmeyecek, mümkün değil. [Bir kimsede] toplandılarsa, onun cehennemin kokusunu koklaması mümkün değil. [Bir kimsede] toplandılarsa, onun cehennemin kokusunu koklaması mümkün değil. "Eğer bir insandan ayrılmışlarsa, birisi var ötekisi yok, havf var recâ yok veya recâ var havf yok; "Eğer bir insandan ayrılmışlarsa, birisi var ötekisi yok, havf var recâ yok veya recâ var havf yok; o zaman da o insanın cennetin kokusunu koklaması mümkün değil." Yani cennete giremeyecek. o zaman da o insanın cennetin kokusunu koklaması mümkün değil." Yani cennete giremeyecek.

O zaman şu mübarek Ramazan'da bu "Havf ve recâ nedir?" diye biraz anlatmamız gerekiyor. O zaman şu mübarek Ramazan'da bu "Havf ve recâ nedir?" diye biraz anlatmamız gerekiyor.

Demek ki havf ile recâya beraber sahip olursanız, cehenneme girmeniz mümkün değil,Demek ki havf ile recâya beraber sahip olursanız, cehenneme girmeniz mümkün değil, mutlaka cennete gireceksiniz. Ne güzel... O zaman havf ile recâya sahip olalım! mutlaka cennete gireceksiniz. Ne güzel... O zaman havf ile recâya sahip olalım!

Eğer sadece havfa sahip olursanız veya sadece recâya sahip olursanız;Eğer sadece havfa sahip olursanız veya sadece recâya sahip olursanız; o zaman da cennete girmeniz mümkün değil, insan mutlaka cehenneme yuvarlanacak.o zaman da cennete girmeniz mümkün değil, insan mutlaka cehenneme yuvarlanacak. Allah saklasın, Allah etmesin, Allah sizi, bizi düşürmesin... Mutlaka cehenneme düşecek.Allah saklasın, Allah etmesin, Allah sizi, bizi düşürmesin... Mutlaka cehenneme düşecek. Aman bunları birbirinden ayırmamak lâzım.Aman bunları birbirinden ayırmamak lâzım. Sadece birisine sahip olmamalı, dikkat etmeli. Şimdi bunları anlatalım. Sadece birisine sahip olmamalı, dikkat etmeli. Şimdi bunları anlatalım.

Havf nedir, recâ nedir? Havf nedir, recâ nedir?

Havf; lügat olarak, kelime lügat mânasıyla "korkmak" demek, ama neden korkmak? Havf; lügat olarak, kelime lügat mânasıyla "korkmak" demek, ama neden korkmak?

Havf, insanın akibetinden korkması. "Benim sonum ne olacak?Havf, insanın akibetinden korkması. "Benim sonum ne olacak? Ben nasıl bir insan olarak hayatımı bitireceğim,Ben nasıl bir insan olarak hayatımı bitireceğim, nasıl bir ölümle öleceğim, âhirette benim halim ne olacak?nasıl bir ölümle öleceğim, âhirette benim halim ne olacak? Acaba ben Rabbimin huzuruna vardığım zaman, mahkeme-i kübrâya çıktığım zaman, ne diyeceğim?"Acaba ben Rabbimin huzuruna vardığım zaman, mahkeme-i kübrâya çıktığım zaman, ne diyeceğim?" diye korkmak. Bir insanın akıbetinin kötüye gitmesinden,diye korkmak. Bir insanın akıbetinin kötüye gitmesinden, kötü olmasından, sû-i hâtimeye uğrarım diye korkması. Bu çok makbul bir şey.kötü olmasından, sû-i hâtimeye uğrarım diye korkması. Bu çok makbul bir şey. Çünkü böyle düşünen bir insan, "Aman sonum kötü olmasın!" diyen bir insanÇünkü böyle düşünen bir insan, "Aman sonum kötü olmasın!" diyen bir insan iyi işler yapar, kötülüklerden kaçınır.iyi işler yapar, kötülüklerden kaçınır. Ahiretini düşündüğü, mahkeme-i kübrâyı düşündüğü için müttakî bir kul olur. Ahiretini düşündüğü, mahkeme-i kübrâyı düşündüğü için müttakî bir kul olur.

Gelelim recâya. Recâ; aslında Arapça'da "ummak" demek.Gelelim recâya. Recâ; aslında Arapça'da "ummak" demek. Recâ sahibi insan da, -burada kastedilen nasıl bir insan?- geniş, rahat, âhiret bakımındanRecâ sahibi insan da, -burada kastedilen nasıl bir insan?- geniş, rahat, âhiret bakımından hiçbir tereddüdü, endişesi yok; "Nasıl olsa ben cennete giderim!" sanıyor.hiçbir tereddüdü, endişesi yok; "Nasıl olsa ben cennete giderim!" sanıyor. Sadece sanmak; kendisinin kanaati, zu'mu, yanlış düşüncesi, kanısı böyle. Sadece sanmak; kendisinin kanaati, zu'mu, yanlış düşüncesi, kanısı böyle.

"Cennete giderim!" "Cennete neye göre gidersin!" "Giderim..." "Cennete giderim!"

"Cennete neye göre gidersin!"

"Giderim..."

Hatta ben şu sözü söyleyeni duydum, böyle küstahlar var. Belki siz de duymuşsunuzdur; Hatta ben şu sözü söyleyeni duydum, böyle küstahlar var. Belki siz de duymuşsunuzdur;

"Allah beni cennete sokmayacak da kimi sokacak?" diyor. "Allah beni cennete sokmayacak da kimi sokacak?" diyor.

Sanki cennete sokulacak insan kıtlığı var. Sanki Cenâb-ı Hak ille yalvarıyor.Sanki cennete sokulacak insan kıtlığı var. Sanki Cenâb-ı Hak ille yalvarıyor. Ne biçim söz! "Beni sokmayacak da kimi sokacak?" diyor.Ne biçim söz! "Beni sokmayacak da kimi sokacak?" diyor. Bazısı da yaptığı birkaç ufak tefek işi, büyük bir şey sanıyor.Bazısı da yaptığı birkaç ufak tefek işi, büyük bir şey sanıyor. Halbuki hayatı berbat, herkes kendisinden yaka silkiyor. Halbuki hayatı berbat, herkes kendisinden yaka silkiyor.

"İşte her şeyi yaptık! Ne var?!" diyor. "İşte her şeyi yaptık! Ne var?!" diyor.

Kardeşim, şöyle ben sana otursam da anlatsam;Kardeşim, şöyle ben sana otursam da anlatsam; senin hayatın kaymış, senin her şeyin berbat, her şeyin yanlış!senin hayatın kaymış, senin her şeyin berbat, her şeyin yanlış! Sen kendini bir şey sanıyorsun, iyi yoldayım sanıyorsun. Halbuki çok fenâ... Sen kendini bir şey sanıyorsun, iyi yoldayım sanıyorsun. Halbuki çok fenâ...

"Hocam sen bunu kendin mi biraz büyütüyorsun, Kur'an'dan misal var mı?" derseniz, "Hocam sen bunu kendin mi biraz büyütüyorsun, Kur'an'dan misal var mı?" derseniz,

Kur'ân-ı Kerîm'de Kehf sûresi'nde buyuruyor ki; Bismillâhirrahmânirrahîm: Kur'ân-ı Kerîm'de Kehf sûresi'nde buyuruyor ki;

Bismillâhirrahmânirrahîm:

Kul hel nünebbiüküm bi'l-ahserîne a'mâlâ.Kul hel nünebbiüküm bi'l-ahserîne a'mâlâ. "Ey Resûlüm! Sen o muhataplarına de ki: 'Amelleri, faaliyetleri, çalışmaları bakımından"Ey Resûlüm! Sen o muhataplarına de ki: 'Amelleri, faaliyetleri, çalışmaları bakımından sonunda en çok ziyana uğrayacak olanları size bildireyim mi?' diye onlara söyle..."sonunda en çok ziyana uğrayacak olanları size bildireyim mi?' diye onlara söyle..." Bunu böyle teklif ettikten sonra söyle; Bunu böyle teklif ettikten sonra söyle;

En sonunda yaptıklarından en pişman olup en çok ziyana uğrayacklar kimdir? En sonunda yaptıklarından en pişman olup en çok ziyana uğrayacklar kimdir?

Ellezîne dalle sa'yühüm fi'l-hayâti'd-dünyâ ve hüm yahsebûne ennehüm yuhsinûne sun'â. Ellezîne dalle sa'yühüm fi'l-hayâti'd-dünyâ ve hüm yahsebûne ennehüm yuhsinûne sun'â.

"Bunlar o kimselerdir ki...""Bunlar o kimselerdir ki..." Dalle sa'yühüm fi'l-hayâti'd-dünyâ.Dalle sa'yühüm fi'l-hayâti'd-dünyâ. "Faaliyetleri, sa'y u gayretleri dünyada yanlış istikamete yönelmiş..." "Faaliyetleri, sa'y u gayretleri dünyada yanlış istikamete yönelmiş..."

Bir dernek kurmuşlar, biz şu işi yapacağız diye bir amaç edinmişler; dalle.Bir dernek kurmuşlar, biz şu işi yapacağız diye bir amaç edinmişler; dalle. "Dalâlette, yanlış istikamette..." Derneklerinin amacı yamuk."Dalâlette, yanlış istikamette..." Derneklerinin amacı yamuk. Vatana millete, dine, imana, dinî millî faydalara, hikmete, akla mantığa aykırı.Vatana millete, dine, imana, dinî millî faydalara, hikmete, akla mantığa aykırı. Dernek kurmuşlar, bir de iyi bir şey yapıyoruz diye harıl harıl çalışıyorlar.Dernek kurmuşlar, bir de iyi bir şey yapıyoruz diye harıl harıl çalışıyorlar. Misal olsun diye söylüyorum. Dalle sa'yühüm fi'l-hayâti'd-dünyâ.Misal olsun diye söylüyorum.

Dalle sa'yühüm fi'l-hayâti'd-dünyâ.
"Dünya hayatında gayretleri yanlış istikâmete yönelmiş de...""Dünya hayatında gayretleri yanlış istikâmete yönelmiş de..." Ve hüm yahsebûn. "Hâlâ bu yanlışlıklarını, yamukluklarını kafaları anlamıyor."Ve hüm yahsebûn. "Hâlâ bu yanlışlıklarını, yamukluklarını kafaları anlamıyor." Yahsebûne ennehüm yuhsinûne sun'â'. "Yaptıklarının iyi bir şey olduğunu sanıyorlar." Yahsebûne ennehüm yuhsinûne sun'â'. "Yaptıklarının iyi bir şey olduğunu sanıyorlar."

Böyle insanlar Türkiye'de de var. Ben bu sözleri söylerken aklıma birilerini getiri getiriveriyorum.Böyle insanlar Türkiye'de de var. Ben bu sözleri söylerken aklıma birilerini getiri getiriveriyorum. Kendilerinin iyi bir şey yaptığını sanıyorlar, öyle dernekler kurmuşlar;Kendilerinin iyi bir şey yaptığını sanıyorlar, öyle dernekler kurmuşlar; halbuki memleketi onlar batırdılar.halbuki memleketi onlar batırdılar. Memleketi şu acıklı duruma getiren, bizzat onların o faaliyetleri, kendileri... Memleketi şu acıklı duruma getiren, bizzat onların o faaliyetleri, kendileri...

İnsanlar Kur'ân-ı Kerîm'i aşk ile şevk ile Bakara Sûresi'nin başından okumaya başlar,İnsanlar Kur'ân-ı Kerîm'i aşk ile şevk ile Bakara Sûresi'nin başından okumaya başlar, birkaç sayfayı okur, ondan sonra azmi, sabrı kalmadığı için bir atımlık barutları tükeniverir...birkaç sayfayı okur, ondan sonra azmi, sabrı kalmadığı için bir atımlık barutları tükeniverir... Ötesine gidemezler, ama başı bilirler.Ötesine gidemezler, ama başı bilirler. Bakara Sûresi'nin Elif-lâm-mim'in arkasındaki sayfasında insanları anlatırken, bazı insanlara; Bakara Sûresi'nin Elif-lâm-mim'in arkasındaki sayfasında insanları anlatırken, bazı insanlara;

Ve izâ kîle lehüm lâ tüfsidû fil-ard. "Onlara, bozguncu insanlara.."Ve izâ kîle lehüm lâ tüfsidû fil-ard.

"Onlara, bozguncu insanlara.."
Lâ tüfsidû fil-ardı. "Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın, karıştırmayın ortalığı,Lâ tüfsidû fil-ardı. "Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın, karıştırmayın ortalığı, fesat çıkartmayın! denildiği zaman..."fesat çıkartmayın! denildiği zaman..." Kâlû innemâ nahnü muslihûn. "Öyle değil, 'Biz sadece ve sadece ıslah edicileriz!' derler." Kâlû innemâ nahnü muslihûn. "Öyle değil, 'Biz sadece ve sadece ıslah edicileriz!' derler."

Elâ innehüm hümü'l-müfsidûne velâ kin lâ yeş'urûn. Elâ innehüm hümü'l-müfsidûne velâ kin lâ yeş'urûn.

"Dikkat et, gözünü aç ki onlar müfsitlerin,"Dikkat et, gözünü aç ki onlar müfsitlerin, berbatların, bozucuların, berbat edicilerin ta kendileridir!" deniliyor. berbatların, bozucuların, berbat edicilerin ta kendileridir!" deniliyor.

İşte bu! Ümit ediyor, kendisini iyi sanıyor. Ama yanlışsa, ya ümit ettiği gibi değilse? O fenâ... İşte bu! Ümit ediyor, kendisini iyi sanıyor. Ama yanlışsa, ya ümit ettiği gibi değilse? O fenâ...

Havf ve recânın buradaki özel mânası: Birisi akıbetinden emin,Havf ve recânın buradaki özel mânası: Birisi akıbetinden emin, "Nasıl olsa ben cennete giderim!" diye kaplumbağayla yarışan tavşan gibi, ağacın altına gitmiş yatmış."Nasıl olsa ben cennete giderim!" diye kaplumbağayla yarışan tavşan gibi, ağacın altına gitmiş yatmış. Ötekisi de korkuyor. Bu ikisi bir insanda olursa, bir arada olursa, o kâmil insandır.Ötekisi de korkuyor. Bu ikisi bir insanda olursa, bir arada olursa, o kâmil insandır. Bir arada oldu mu o insan cennete gider. Neden? Bir arada oldu mu o insan cennete gider.

Neden?

Akibetinden korktuğu için tedbir alır, uğraşır, çalışır, didinir,Akibetinden korktuğu için tedbir alır, uğraşır, çalışır, didinir, a'mâl-i sâlihâ işler, hayrât ü hasenât yapar, Ramazan!ı güzel geçirir, hacca gider... a'mâl-i sâlihâ işler, hayrât ü hasenât yapar, Ramazan!ı güzel geçirir, hacca gider... Kesesinin ağzını açar, mektep yapar, Kur'an kursu yapar, talebe okutur, Kesesinin ağzını açar, mektep yapar, Kur'an kursu yapar, talebe okutur, ziyafet verir, fakirleri giydirir, açları doyurur; ömrü hayırla geçer.ziyafet verir, fakirleri giydirir, açları doyurur; ömrü hayırla geçer. Korkudan, âkıbetim kötü olmasın diye güzel işler yapar.Korkudan, âkıbetim kötü olmasın diye güzel işler yapar. Bir taraftan hem korkar ama bir taraftan da "Ümit dünyası, bu güzel şeyleri yapar,Bir taraftan hem korkar ama bir taraftan da "Ümit dünyası, bu güzel şeyleri yapar, inşaallah sevap alırım da Allah beni affeder." diye iyi insan olur. inşaallah sevap alırım da Allah beni affeder." diye iyi insan olur.

Ama bir insanda hiç korku yoksa, "Boş ver ya!" der; gevşek, laubali, ayyaş, sarhoş...Ama bir insanda hiç korku yoksa, "Boş ver ya!" der; gevşek, laubali, ayyaş, sarhoş... Bir de geniş hayat felsefeleri vardır. Yanına gidersen, artık okuduğu şeylerden, Aristo'dan,Bir de geniş hayat felsefeleri vardır. Yanına gidersen, artık okuduğu şeylerden, Aristo'dan, Eflatun'dan başlar, Avrupa'daki bilmem Dekart'tan, Niçe'den bilmem nereden bahseder.Eflatun'dan başlar, Avrupa'daki bilmem Dekart'tan, Niçe'den bilmem nereden bahseder. Şarktan da bazı misaller olsun diye ararlar bulurlar, Hayyam'ın rubailerini bulurlar;Şarktan da bazı misaller olsun diye ararlar bulurlar, Hayyam'ın rubailerini bulurlar; o içkiden falan biraz bahsetmiş. Osmanlı şairlerinden, böyle şarapçılardan, o içkiden falan biraz bahsetmiş. Osmanlı şairlerinden, böyle şarapçılardan, meyhanecilerden bir şeyler bulurlar, saz şairlerinden bir şeyler bulurlar. meyhanecilerden bir şeyler bulurlar, saz şairlerinden bir şeyler bulurlar.

"İç bâde, güzel sev, var ise akl u şuûrun..." filan gibi böyle şeylerle,"İç bâde, güzel sev, var ise akl u şuûrun..." filan gibi böyle şeylerle, "Gidelim serv-i revânım, yürü Sa'dâbâd'a..." gibi şiir, eğlence vesaire ile."Gidelim serv-i revânım, yürü Sa'dâbâd'a..." gibi şiir, eğlence vesaire ile. Oo, çok rahat, hiçbir faydalı işi de yok. Oo, çok rahat, hiçbir faydalı işi de yok. Göbeğini büyütmüş, oturmuş oraya, sağa sola da bir sürü zararı oluyor,Göbeğini büyütmüş, oturmuş oraya, sağa sola da bir sürü zararı oluyor, onun bunun sırtından geçiniyor. İşte bu korkusu olmamak fenâ... onun bunun sırtından geçiniyor. İşte bu korkusu olmamak fenâ...

Bir de aksini düşünelim: Hiç ümidi yok, ümidini yitirmiş, korku...Bir de aksini düşünelim: Hiç ümidi yok, ümidini yitirmiş, korku... Hasta olur adam, eli ayağı titrer, dünyası kararır.Hasta olur adam, eli ayağı titrer, dünyası kararır. "Ben kötü akıbete uğrayacağım, cehenneme gideceğim!" diye eli ayağı titriyor; hiçbir şey yapamaz. "Ben kötü akıbete uğrayacağım, cehenneme gideceğim!" diye eli ayağı titriyor; hiçbir şey yapamaz.

Allahu Teâlâ hazretleri onun için Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruyor ki; Allahu Teâlâ hazretleri onun için Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruyor ki;

Kul yâ ibâdiye'l-lezîne esrefû 'alâ enfüsihim, lâ taknetû min rahmetillâh. Kul yâ ibâdiye'l-lezîne esrefû 'alâ enfüsihim, lâ taknetû min rahmetillâh.

"Ey nefsine, iyi idare edemeyip de günahları işleyip de cezâyı, belâyı celbedip de,"Ey nefsine, iyi idare edemeyip de günahları işleyip de cezâyı, belâyı celbedip de, zulmetmiş olan kullarım!" Günah işleyip de kendisini tehlikeye atmış,zulmetmiş olan kullarım!" Günah işleyip de kendisini tehlikeye atmış, böylece kendi nefsine zulmetmiş kullarım! "Ey kendi nefsine zulmetmiş kullarım!"böylece kendi nefsine zulmetmiş kullarım! "Ey kendi nefsine zulmetmiş kullarım!" Günah işledik diye, -işlemişsiniz, ama bir daha yapmayın!- Lâ taknetû min rahmetillâh.Günah işledik diye, -işlemişsiniz, ama bir daha yapmayın!- Lâ taknetû min rahmetillâh. "Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin!" Allah ümit kesmeyi yasaklıyor. "Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin!" Allah ümit kesmeyi yasaklıyor.

İnnallâhe yağfiru'z-zünûbe cemî'â, İnnallâhe yağfiru'z-zünûbe cemî'â,

Allahu Teâlâ hazretleri sende güzel bir hal görürse,Allahu Teâlâ hazretleri sende güzel bir hal görürse, bütün günahları lütfuyla, keremiyle toptan affediverir.bütün günahları lütfuyla, keremiyle toptan affediverir. Yağfiru'z-zünûbe. "Günahları affeder..." Cemî'an. "Toptan, tümüyle beraber affedebilir."Yağfiru'z-zünûbe. "Günahları affeder..." Cemî'an. "Toptan, tümüyle beraber affedebilir." Ama senden bir kabiliyet, bir dönüş, bir güzellik, bir liyakat, bir davranıştaki uygunluk görürse... Ama senden bir kabiliyet, bir dönüş, bir güzellik, bir liyakat, bir davranıştaki uygunluk görürse... Oturduğu yerden, çalışmadan, gayret etmeden olmaz. Oturduğu yerden, çalışmadan, gayret etmeden olmaz.

Onun için, ümitsizliğe düşmek de yok, fazla ümide kapılıp hiç korku olmaması da yok...Onun için, ümitsizliğe düşmek de yok, fazla ümide kapılıp hiç korku olmaması da yok... İkisi birden olacak! İşte böyle olan bir insan, iki duyguya birden sahip olan insan,İkisi birden olacak! İşte böyle olan bir insan, iki duyguya birden sahip olan insan, olgun, dengeli bir müslüman oluyor. Hem Allah'tan korkuyor, sorumluluğunu biliyor,olgun, dengeli bir müslüman oluyor. Hem Allah'tan korkuyor, sorumluluğunu biliyor, günahlardan kaçıyor, vazifeleri yapmamaktan endişe ediyor, vazifeye koşuyor.günahlardan kaçıyor, vazifeleri yapmamaktan endişe ediyor, vazifeye koşuyor. Hem korkuyor, bir taraftan da umuyor.Hem korkuyor, bir taraftan da umuyor. "Rabbim, inşaallah ben yüzü kara kuluna afv u mağfiret eder." diye"Rabbim, inşaallah ben yüzü kara kuluna afv u mağfiret eder." diye gözyaşlarıyla ağlaya sızlaya cennetini istiyor.gözyaşlarıyla ağlaya sızlaya cennetini istiyor. "Acaba duam kabul olur da cennete de girer miyim?" diye ümit ediyor. İşte bu iyi insan. "Acaba duam kabul olur da cennete de girer miyim?" diye ümit ediyor. İşte bu iyi insan.

Ya ümit besleyip hiç çalışmayan ya da korkup hiç ümit beslemeyen birisi olursa;Ya ümit besleyip hiç çalışmayan ya da korkup hiç ümit beslemeyen birisi olursa; o zaman o kimse cehenneme gider. Bu tek taraflı olmaktan insan kendisini kurtaracak.o zaman o kimse cehenneme gider. Bu tek taraflı olmaktan insan kendisini kurtaracak. Var gücümüzle çalışacağız, çalışacağız çalışacağız...Var gücümüzle çalışacağız, çalışacağız çalışacağız... Cenâb-ı Hakk'ın rızasını kazanmak için ömrümüzün sonuna kadar korkarak çalışacağız!Cenâb-ı Hakk'ın rızasını kazanmak için ömrümüzün sonuna kadar korkarak çalışacağız! "Acaba sorumluluklarımızı tam yerine getirmedik, "Acaba sorumluluklarımızı tam yerine getirmedik, görevlerimizi yerine getirmedik diye Allah bize hesap sorar mı?..." diye.görevlerimizi yerine getirmedik diye Allah bize hesap sorar mı?..." diye. Çoluğumuza, çocuğumuza karşı sorumluluk var, toplumumuza karşı sorumluluk var... Çoluğumuza, çocuğumuza karşı sorumluluk var, toplumumuza karşı sorumluluk var...

Ben Türkiye'mizi düşünüyorum; dedelerimizin bize emaneti.Ben Türkiye'mizi düşünüyorum; dedelerimizin bize emaneti. "Alın evlatlar, bunu artık siz koruyacaksınız!" demişler, koruyamadık..."Alın evlatlar, bunu artık siz koruyacaksınız!" demişler, koruyamadık... Nice nice sıkıntılarda bizden önceki nesiller koruyamadı... Nice nice sıkıntılarda bizden önceki nesiller koruyamadı...

Sağolsunlar, Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsınlar;Sağolsunlar, Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsınlar; çarpıştılar, şehit oldular ama pek çok şeyler gitti... Dünyada pek çok ülke bizden öne geçti.çarpıştılar, şehit oldular ama pek çok şeyler gitti... Dünyada pek çok ülke bizden öne geçti. Biz hâlâ şey yapamadık. Sorumluluk var; görevler yapılmadığı zaman da ceza olabiliyor.Biz hâlâ şey yapamadık. Sorumluluk var; görevler yapılmadığı zaman da ceza olabiliyor. Günah işlendiği zaman da ceza olabiliyor.Günah işlendiği zaman da ceza olabiliyor. Hepsine dikkat etmek gerekiyor aziz ve sevgili kardeşlerim. Hepsine dikkat etmek gerekiyor aziz ve sevgili kardeşlerim.

Hadîs-i şerîfler üç olsun diye bir tanesini daha okuyacağım.Hadîs-i şerîfler üç olsun diye bir tanesini daha okuyacağım. O da Ramazan'ımızla, bu Ramazan'daki yaşam dünyamızla, ahvalimizle, ahvâl-i diniyyeO da Ramazan'ımızla, bu Ramazan'daki yaşam dünyamızla, ahvalimizle, ahvâl-i diniyye ve şahsiyyemizle ve husûsiyyemizle ilgili bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;ve şahsiyyemizle ve husûsiyyemizle ilgili bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Akrabü mâ yekûnü'r-rabbü mine'l-abdi fî-cevfi'l-leyli'l-âhiri,Akrabü mâ yekûnü'r-rabbü mine'l-abdi fî-cevfi'l-leyli'l-âhiri, fe-inisteta'te en tekûne mimmen yezküru'l-lâhe fî-tilke's-sâ'ati fe-kün. fe-inisteta'te en tekûne mimmen yezküru'l-lâhe fî-tilke's-sâ'ati fe-kün.

Tirmizî bu hadise hasen ve sahihtir demiş.Tirmizî bu hadise hasen ve sahihtir demiş. Ebû Ümâme ve Amr b. Abese radıyallahü anhumâ'den rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf.Ebû Ümâme ve Amr b. Abese radıyallahü anhumâ'den rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf. Efendimiz buyuruyor ki; Akrabü mâ yekûnü'r-rabbü mine'l-abd.Efendimiz buyuruyor ki;

Akrabü mâ yekûnü'r-rabbü mine'l-abd.
"Rabbin, Rabbülâlemîn olan Allah'ın, kula en yakın olduğu zaman..." "Rabbin, Rabbülâlemîn olan Allah'ın, kula en yakın olduğu zaman..." Fî cevfi'l-leyli'l-âhir. "Gecenin içindeki son kısımdır." Fî cevfi'l-leyli'l-âhir. "Gecenin içindeki son kısımdır."

Gece ne zaman başlar, ne zaman biter? Gece ne zaman başlar, ne zaman biter?

Gece akşam ezanıyla başlar, fecr-i sâdıkla, imsakla biter. Gece akşam ezanıyla başlar, fecr-i sâdıkla, imsakla biter. Dinî gece bu. Bir dinî gece var, bir de insanların gecesi var; ona dünyevî gece, örfî gece diyelim. Dinî gece bu. Bir dinî gece var, bir de insanların gecesi var; ona dünyevî gece, örfî gece diyelim.

Gece deyince sokaktaki vatandaşın anladığı nedir? Gece deyince sokaktaki vatandaşın anladığı nedir?

Güneş battığı zaman gece başlar; güneş doğduğu zaman gündüz başlar gece biter.Güneş battığı zaman gece başlar; güneş doğduğu zaman gündüz başlar gece biter. Hayır, öyle değil. Güneşin doğmasından evvel iki saat kadar bir zaman var;Hayır, öyle değil. Güneşin doğmasından evvel iki saat kadar bir zaman var; fecir attıktan, tan yeri ağarmaya başladıktan sonra güneş doğuncaya kadar olan zaman.fecir attıktan, tan yeri ağarmaya başladıktan sonra güneş doğuncaya kadar olan zaman. Dinî bakımdan o gündüzdendir, ona dikkat etmek lâzım! Dinî bakımdan o gündüzdendir, ona dikkat etmek lâzım!

Şimdi, gecenin sonu denilince neresi oluyor? Şimdi, gecenin sonu denilince neresi oluyor?

Tan yeri ağarmazdan, imsak kesilmezden önceki birkaç saat gecenin son saatleri oluyor.Tan yeri ağarmazdan, imsak kesilmezden önceki birkaç saat gecenin son saatleri oluyor. Peygamber Efendimiz, "Allah'ın kullarına en yakın olduğu zaman o zamandır." diyor. Peygamber Efendimiz, "Allah'ın kullarına en yakın olduğu zaman o zamandır." diyor.

Peki, Allah'ın kullarına en yakın olduğu o zamanda ne yapmamızı tavsiye ediyor? Peki, Allah'ın kullarına en yakın olduğu o zamanda ne yapmamızı tavsiye ediyor?

Fe-inisteta'te en tekûne mimmen yezküru'l-lâhe fî-tilke's-sâ'ati fe-kün.Fe-inisteta'te en tekûne mimmen yezküru'l-lâhe fî-tilke's-sâ'ati fe-kün. "Bu saatte, bu gecenin imsak kesilmezden önceki birkaç saatinde..." "Bu saatte, bu gecenin imsak kesilmezden önceki birkaç saatinde..." Mimmen yezküru'l-lâhe. "Allah'ı zikredenlerden olmaya güç yetirebilirsen, Mimmen yezküru'l-lâhe. "Allah'ı zikredenlerden olmaya güç yetirebilirsen, gücün yeterse, bunu yapabiliyorsan..."gücün yeterse, bunu yapabiliyorsan..." Fe-kün. "Böyle yap! Gecenin sonunda kalk, Allah'ı zikret!" demiş oluyor. Fe-kün. "Böyle yap! Gecenin sonunda kalk, Allah'ı zikret!" demiş oluyor.

Zikir tasavvufun ana faaliyetidir. Zikir deyince tesbih hatıra geliyor.Zikir tasavvufun ana faaliyetidir. Zikir deyince tesbih hatıra geliyor. "Allah", "Lâ ilâhe illallah", "Yâ Hayyü yâ Kayyûm!", "Yâ Latîf!", "Yâ erhame'r-râhimîn!" demeyi,"Allah", "Lâ ilâhe illallah", "Yâ Hayyü yâ Kayyûm!", "Yâ Latîf!", "Yâ erhame'r-râhimîn!" demeyi, çeşitli mübarek sözleri veya ibâreleri çok çok söylemek anlaşılıyor.çeşitli mübarek sözleri veya ibâreleri çok çok söylemek anlaşılıyor. Ama zikir dinimizde çok daha geniş kapsamı olan bir kavramdır.Ama zikir dinimizde çok daha geniş kapsamı olan bir kavramdır. Allah'ı zikretmekten murat, sadece eline tesbihi alıp, "Allah Allah..." demek değildir. Allah'ı zikretmekten murat, sadece eline tesbihi alıp, "Allah Allah..." demek değildir.

Ne girer bunun içine? Namaz kılmak da girer...Ne girer bunun içine?

Namaz kılmak da girer...
"Bu saatte Allah'ı zikredenlerden olmak istiyorsan, olabileceksen, gücün yetiyorsa ol!" demek,"Bu saatte Allah'ı zikredenlerden olmak istiyorsan, olabileceksen, gücün yetiyorsa ol!" demek, "Namaz kıl!" da demektir. Çünkü namaz da zikirdir. "Namaz kıl!" da demektir. Çünkü namaz da zikirdir.

Zikrin lügat anlamı "hatırlamak, unutmamak, unutmayıp hatırlamak, hatırında tutmak." demektir.Zikrin lügat anlamı "hatırlamak, unutmamak, unutmayıp hatırlamak, hatırında tutmak." demektir. Hatırında tutmak çeşitli şekillerde olur.Hatırında tutmak çeşitli şekillerde olur. İşte o "Allah Allah..." demek de hatırda tutmayı sağlayan bir faaliyet olduğundan, o da zikirdir.İşte o "Allah Allah..." demek de hatırda tutmayı sağlayan bir faaliyet olduğundan, o da zikirdir. Tamam. Kur'ân-ı Kerîm'de o mânaya da geçiyor: Tamam. Kur'ân-ı Kerîm'de o mânaya da geçiyor:

Yâ eyyühe'l-lezîne âmenû'z-kürullâhe zikren kesîrâ.Yâ eyyühe'l-lezîne âmenû'z-kürullâhe zikren kesîrâ. "Allah'ı çok zikr ile zikreyleyin!" Fiilen böyle. "Allah'ı çok zikr ile zikreyleyin!" Fiilen böyle.

Vezküri'sme rabbike bükreten ve esîlâ. "Sabah akşam Rabbinin ismini zikret!" Vezküri'sme rabbike bükreten ve esîlâ.

"Sabah akşam Rabbinin ismini zikret!"

İsim zikrede ede insan isimden müsemmaya gider.İsim zikrede ede insan isimden müsemmaya gider. Zorlaya zorlaya, zikir yapa yapa; zorlamalı, külfetli tezekkürden zikr-i hakîkîye,Zorlaya zorlaya, zikir yapa yapa; zorlamalı, külfetli tezekkürden zikr-i hakîkîye, Cenâb-ı Hakk'ı hep hatırında tutmaya, hiç unutmamaya gelir.Cenâb-ı Hakk'ı hep hatırında tutmaya, hiç unutmamaya gelir. O bir eğitim çaresi, usûlü olarak dinimizde kullanılan bir usüldür.O bir eğitim çaresi, usûlü olarak dinimizde kullanılan bir usüldür. Sözden başlar, sözleri tekrardan öze geçer. Sözden başlar, sözleri tekrardan öze geçer.

Bu tamam, ama namaz da zikirdir. "Allahu ekber!" dediğin zaman, zatenBu tamam, ama namaz da zikirdir. "Allahu ekber!" dediğin zaman, zaten selâm verilinceye kadar söylediğin sözlerin hepsi zikir sözleri oluyor.selâm verilinceye kadar söylediğin sözlerin hepsi zikir sözleri oluyor. Namaz topluca bir zikir mecmuasıdır, zikir külliyesidir... Zikirden müteşekkil bir âlemdir namaz. Namaz topluca bir zikir mecmuasıdır, zikir külliyesidir... Zikirden müteşekkil bir âlemdir namaz.

Allahu ekberle başlıyor; Allahu ekber zikirdir, sübhâneke zikirdir, elhamdülillâh zikirdir.Allahu ekberle başlıyor; Allahu ekber zikirdir, sübhâneke zikirdir, elhamdülillâh zikirdir. Rükûda, secdede söylediklerimiz zikirdir. Tahiyyat zikirdir, salât ü selâm zikirdir, selâm zikirdir... Rükûda, secdede söylediklerimiz zikirdir. Tahiyyat zikirdir, salât ü selâm zikirdir, selâm zikirdir...

Ne oluyor? Ne oluyor?

Namaz bir zikir dünyası oluyor. Âlem! Koca bir âlem, kâinat, bir zikir kâinatı oluyor. Başka? Namaz bir zikir dünyası oluyor. Âlem! Koca bir âlem, kâinat, bir zikir kâinatı oluyor.

Başka?

Kur'an okumak da zikirdir. Çünkü Allah'ın kelâmıdır. Her satırı zikirdir.Kur'an okumak da zikirdir. Çünkü Allah'ın kelâmıdır. Her satırı zikirdir. Tabii Kur'ân-ı Kerîm'i insan, namazın içinde de okuyor. En güzel şekli geceleyin namazda okumak... Tabii Kur'ân-ı Kerîm'i insan, namazın içinde de okuyor. En güzel şekli geceleyin namazda okumak...

Zikrin en güzel şekillerinden birisi nedir? Namaza durup, uzun uzun uzun Kur'an okumaktır. Zikrin en güzel şekillerinden birisi nedir?

Namaza durup, uzun uzun uzun Kur'an okumaktır.

Peygamber Efendimiz sahabeden bazılarının bize bildirdiğine göre,Peygamber Efendimiz sahabeden bazılarının bize bildirdiğine göre, yanında bulunup geceleyin onu görebilenlerden, akrabasındanyanında bulunup geceleyin onu görebilenlerden, akrabasından bazen namazda bir okumaya başlarmış;bazen namazda bir okumaya başlarmış; –arkasında Allahu ekber deyip kendisine uyanlar naklediyorlar-–arkasında Allahu ekber deyip kendisine uyanlar naklediyorlar- Bakara sûresini bitiriyor, Âl-i İmrân sûresini bitiriyor, ondan sonraki sûreyi bitiriyor...Bakara sûresini bitiriyor, Âl-i İmrân sûresini bitiriyor, ondan sonraki sûreyi bitiriyor... Uzun uzun, uzun uzun... Ne kadar uzun okuduğunu anlayın!Uzun uzun, uzun uzun... Ne kadar uzun okuduğunu anlayın! Bakara sûresi 286 âyet, iki buçuk cüz, 50 sayfa; ondan sonra Âl-i İmrân 200 âyet... Bakara sûresi 286 âyet, iki buçuk cüz, 50 sayfa; ondan sonra Âl-i İmrân 200 âyet...

Onun için, [zikrin] en güzeli Kur'an okumaktır.Onun için, [zikrin] en güzeli Kur'an okumaktır. Ama seccadesinde oturduğu yerden iki rekât, dört rekât teheccüd kıldı, eline tesbihi alıp da,Ama seccadesinde oturduğu yerden iki rekât, dört rekât teheccüd kıldı, eline tesbihi alıp da, "Allah, Allah... Lâ ilâhe illallah... Lâ ilâhe illallah..." vesaire dedikçe de muazzam sevap kazanır"Allah, Allah... Lâ ilâhe illallah... Lâ ilâhe illallah..." vesaire dedikçe de muazzam sevap kazanır ve çok büyük feyizlere, bereketlere nâil olur. Feyiz ne demek? ve çok büyük feyizlere, bereketlere nâil olur.

Feyiz ne demek?

"Duyguların taşması, taşması, güzel duyguların her tarafı kaplaması." demek. "Duyguların taşması, taşması, güzel duyguların her tarafı kaplaması." demek.

Bereket ne demek? "Bolluk" demek, "mânevî duygulardaki, hayırlardaki çokluk" demek.Bereket ne demek?

"Bolluk" demek, "mânevî duygulardaki, hayırlardaki çokluk" demek.
İnsan zikrettikçe çok hayırlara erer, gönlünün pası gider. İnsan zikrettikçe çok hayırlara erer, gönlünün pası gider. Kalbin, gönlün karanlığı, gözünü kapattığın zaman olan karanlık aydınlanır. Perdeler açılır: Kalbin, gönlün karanlığı, gözünü kapattığın zaman olan karanlık aydınlanır. Perdeler açılır:

Gönül âyinesin sûfî, Eğer kılur isen sâfî Açılur sana bir kapı Âyân olur cemâlullah!.. Gönül âyinesin sûfî,

Eğer kılur isen sâfî

Açılur sana bir kapı

Âyân olur cemâlullah!..

Vezninin, kafiyesinin gereği, uzatmaları biraz düz konuşmada olmayan şekilde uzatarakVezninin, kafiyesinin gereği, uzatmaları biraz düz konuşmada olmayan şekilde uzatarak okuduğumuz bu şiir, çok güzel anlatıyor. Zikredersen, gönlünden perdeler kalkar, pas temizlenir.okuduğumuz bu şiir, çok güzel anlatıyor. Zikredersen, gönlünden perdeler kalkar, pas temizlenir. Gönlün ne kadar kıymetli bir cevher olduğunu, o pas gittikten sonra, altındaki somGönlün ne kadar kıymetli bir cevher olduğunu, o pas gittikten sonra, altındaki som cevheri gördüğün zaman anlarsın. O perdeler kalktığı zaman anlarsın. O da işte zikirle olur. cevheri gördüğün zaman anlarsın. O perdeler kalktığı zaman anlarsın. O da işte zikirle olur.

Gecenin bu saatinde kalkmayı elhamdülillah Ramazan boyu yaptınız, Allah hepinizden razı olsun...Gecenin bu saatinde kalkmayı elhamdülillah Ramazan boyu yaptınız, Allah hepinizden razı olsun... İnşallah Ramazan boyu kalktığınız zaman abdest almışsınızdır,İnşallah Ramazan boyu kalktığınız zaman abdest almışsınızdır, namaz kılmışsınızdır, tatlı tatlı zikirler de yapmışsınızdır.namaz kılmışsınızdır, tatlı tatlı zikirler de yapmışsınızdır. Yapmadı idiyseniz, şimdi bu hadîs-i şerîfi okuduk, duydunuz; bundan sonra bu akşamdan itibaren kiYapmadı idiyseniz, şimdi bu hadîs-i şerîfi okuduk, duydunuz; bundan sonra bu akşamdan itibaren ki önümüzde bir iki akşam sonra Kadir gecesi olduğu kuvvetle ümit edilen,önümüzde bir iki akşam sonra Kadir gecesi olduğu kuvvetle ümit edilen, rivayetlerde öyle söylenen bir mübarek gece var.rivayetlerde öyle söylenen bir mübarek gece var. Belki bu gece, belki yarın, belki öbürüsü ama büyük ihtimalle cumayı cumartesiye bağlayan gece olacak.Belki bu gece, belki yarın, belki öbürüsü ama büyük ihtimalle cumayı cumartesiye bağlayan gece olacak. Şu geceleyin kalkıp da Cenâb-ı Hakk'ın divanına durmayı [durun!]Şu geceleyin kalkıp da Cenâb-ı Hakk'ın divanına durmayı [durun!] Divana durmak, el pençe divan durmak oluyor.Divana durmak, el pençe divan durmak oluyor. İnsan el pençe divan durduktan sonra da divân-ı ilâhî'ye de giriyor, dergâh-ı izzete de dahil oluyor.İnsan el pençe divan durduktan sonra da divân-ı ilâhî'ye de giriyor, dergâh-ı izzete de dahil oluyor. Allâhu ekber der demez, insan Allahu Teâlâ hazretlerinin ulûhiyyetinin,Allâhu ekber der demez, insan Allahu Teâlâ hazretlerinin ulûhiyyetinin, dergâh-ı vâlâsına dahil olmuş oluyor. dergâh-ı vâlâsına dahil olmuş oluyor.

Karşısında âlemlerin Rabbi, o Rabbinin karşısına el pençe divan durmuş,Karşısında âlemlerin Rabbi, o Rabbinin karşısına el pençe divan durmuş, büyük kabul salonunda Cenâb-ı Hakk'ın huzurunda oluyor.büyük kabul salonunda Cenâb-ı Hakk'ın huzurunda oluyor. İki tarafta melekler, hûrîler oluyor. Eğer o aklını, gönlünü toplar,İki tarafta melekler, hûrîler oluyor. Eğer o aklını, gönlünü toplar, Allah'ın huzurunda olduğunu bilir, ona göre söylediği sözlerin anlamını düşünerek, gözyaşlarıyla,Allah'ın huzurunda olduğunu bilir, ona göre söylediği sözlerin anlamını düşünerek, gözyaşlarıyla, yüreği titreyerek, güzel namaz kılarsa muhterem kardeşlerim, evliyâ olur. Çok sevaplara erer. yüreği titreyerek, güzel namaz kılarsa muhterem kardeşlerim, evliyâ olur. Çok sevaplara erer.

Allah hepinize tadını duyarak, lezzetini tada tada, ala ala, kana kana Allah hepinize tadını duyarak, lezzetini tada tada, ala ala, kana kana böyle güzel zikirler yapmayı, namazlar kılmayı, Kur'anlar okumayı nasip etsin.böyle güzel zikirler yapmayı, namazlar kılmayı, Kur'anlar okumayı nasip etsin. Ya da iki rekât, dört rekât bildiğiniz gibi namaz kılarsınız, seccadenize oturursunuz;Ya da iki rekât, dört rekât bildiğiniz gibi namaz kılarsınız, seccadenize oturursunuz; ondan sonra şu kadar "Lâ ilâhe illallah", bu kadar "Allah", bu kadar salât ü selâm,ondan sonra şu kadar "Lâ ilâhe illallah", bu kadar "Allah", bu kadar salât ü selâm, bu kadar şu zikri, bu zikri yapın. bu kadar şu zikri, bu zikri yapın.

Tavsiye ederim ki her gün 100 defa estağfirullah deyin. 100 defa Lâ ilâhe illallah deyin.Tavsiye ederim ki her gün 100 defa estağfirullah deyin. 100 defa Lâ ilâhe illallah deyin. En azı. 1000 defa Allah, Allah, Allah... deyin.En azı. 1000 defa Allah, Allah, Allah... deyin. Peygamber-i zîşânımıza, iki cihan serverine; başımızın tâcı, gözümüzün nûru, Peygamber-i zîşânımıza, iki cihan serverine; başımızın tâcı, gözümüzün nûru, gönlümüzün sultanı Efendimiz'e 100 defa salât ü selâm gönderin.gönlümüzün sultanı Efendimiz'e 100 defa salât ü selâm gönderin. 100 defa Kulhuvallah... okuyun. Her namazın arkasından kalkmadan on tane Kulhuvallah... okuyun, 100 defa Kulhuvallah... okuyun. Her namazın arkasından kalkmadan on tane Kulhuvallah... okuyun, öyle kalkın! Öteki zikr ü tesbîhlerle beraber... öyle kalkın! Öteki zikr ü tesbîhlerle beraber...

Allah Ramazan'ın bütün mükâfatlarından, dağıtılan o güzel ilâhî mükâfatlardanAllah Ramazan'ın bütün mükâfatlarından, dağıtılan o güzel ilâhî mükâfatlardan hepinizi bol bol alanlardan, onları kazananlardan eylesin.hepinizi bol bol alanlardan, onları kazananlardan eylesin. Dualarınızı, ibadetlerinizi yaparken, ben boynu bükük kardeşinizi de duadanDualarınızı, ibadetlerinizi yaparken, ben boynu bükük kardeşinizi de duadan unutmamanızı hâsseten rica ediyorum. Bu da benim kazancım. unutmamanızı hâsseten rica ediyorum. Bu da benim kazancım.

Allah hepinizden razı olsun. Allah hepinizden razı olsun.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2