Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Donanımlı Yetişmek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

4 Cemâziye'l-Âhir 1413 / 29.11.1992
İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Sosyal İlimlerin Önemi, Ekonomisi Sağlam Olmayan Çalışma Başarılı Olamaz, Allah’ın Dininin Yardımcıları Olmak, Bilgi ve Uygulama | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Donanımlı Yetişmek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

4 Cemâziye'l-Âhir 1413 / 29.11.1992
İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Sosyal İlimlerin Önemi, Ekonomisi Sağlam Olmayan Çalışma Başarılı Olamaz, Allah’ın Dininin Yardımcıları Olmak, Bilgi ve Uygulama | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Aziz ve sevgili gençler! Allah cümlenizi sevdiği kullardan eylesin.Aziz ve sevgili gençler!

Allah cümlenizi sevdiği kullardan eylesin.
Allah'ın rahmeti, bereketi, ihsanı, ikramâtı dünyada âhirette üzerinize olsun.Allah'ın rahmeti, bereketi, ihsanı, ikramâtı dünyada âhirette üzerinize olsun. İki cihanda aziz ve bahtiyar olun. İki cihanda aziz ve bahtiyar olun.

İslâm'ın en önemli sevap kaynaklarından birisi de müslümanların birbirlerini Allah için sevmesi,İslâm'ın en önemli sevap kaynaklarından birisi de müslümanların birbirlerini Allah için sevmesi, birbirleriyle Allah için dost olması, samimi arkadaşlık, yârenlik, kardeşlik eylemesidir.birbirleriyle Allah için dost olması, samimi arkadaşlık, yârenlik, kardeşlik eylemesidir. Bu bakımdan, değil böyle toplantılar, hatta bir selâmın bile büyük sevabı vardır.Bu bakımdan, değil böyle toplantılar, hatta bir selâmın bile büyük sevabı vardır. es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühû de[nildiği] zaman Peygamber Efendimiz;es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühû de[nildiği] zaman Peygamber Efendimiz; selâsun, "30" buyurmuş. İnsan bir selamdan dolayı dahi 30 misli sevap kazanıyor.selâsun, "30" buyurmuş. İnsan bir selamdan dolayı dahi 30 misli sevap kazanıyor. Daha öteye, müslümanlar birbirlerini ziyaret ettiği zaman... Daha öteye, müslümanlar birbirlerini ziyaret ettiği zaman...

Hakkat mehabbetî li'l-mütezâvirîne fiyye.Hakkat mehabbetî li'l-mütezâvirîne fiyye. "Benim için birbirlerini ziyaret edenlere benim sevmem, benim muhabbet etmem vacib olur, gerekli olur." "Benim için birbirlerini ziyaret edenlere benim sevmem, benim muhabbet etmem vacib olur, gerekli olur."

Müslüman müslümanı ziyaret ettiği zaman Allah'ın sevdiği bir insan oluyor,Müslüman müslümanı ziyaret ettiği zaman Allah'ın sevdiği bir insan oluyor, Allah'ın sevgisine mazhar oluyor. Ziyaretin ötesinde tabii ticaret gelir, iş birliği gelir,Allah'ın sevgisine mazhar oluyor. Ziyaretin ötesinde tabii ticaret gelir, iş birliği gelir, müşterek teşebbüsler gelir, o daha da güzel bir şey.müşterek teşebbüsler gelir, o daha da güzel bir şey. Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri; "İki kişi birbiriyle ticarî ilişki tesis etse,Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri; "İki kişi birbiriyle ticarî ilişki tesis etse, şirket kursa ben üçüncüsü olurum." buyuruyor.şirket kursa ben üçüncüsü olurum." buyuruyor. Üçüncü ortak, görünmez ortak Allahu Teâlâ hazretleri. Üçüncü ortak, görünmez ortak Allahu Teâlâ hazretleri.

Türkiyemiz'de yanlış bazı düşünce tarzları ve değerlendirmeler vardır.Türkiyemiz'de yanlış bazı düşünce tarzları ve değerlendirmeler vardır. O değerlendirmelerden birisi de bu yirminci yüzyılın materyalist eğitiminde,O değerlendirmelerden birisi de bu yirminci yüzyılın materyalist eğitiminde, "Ben gördüğüme inanırım." felsefesiyle her şeye kaba saba bir maddeci "Ben gördüğüme inanırım." felsefesiyle her şeye kaba saba bir maddeci materyalist bakışla bakan insanların felsefesinde esas olan fen ve teknik; rağbet ona olmuştur.materyalist bakışla bakan insanların felsefesinde esas olan fen ve teknik; rağbet ona olmuştur. Fen ve tekniğin birtakım başarıları insanların gözlerini kamaştırdığı için Fen ve tekniğin birtakım başarıları insanların gözlerini kamaştırdığı için bütün ilimler fenden ve teknolojiden ibaret sanılmıştır. bütün ilimler fenden ve teknolojiden ibaret sanılmıştır. Hatta "müspet ilim" isimlendirmesi bile yanlıştır. Çünkü ilmin menfîsi olmaz. Hatta "müspet ilim" isimlendirmesi bile yanlıştır. Çünkü ilmin menfîsi olmaz. Müspet ilmin karşılığında desek desek "menfî ilim" diyebiliriz, bu doğru değildir. Müspet ilmin karşılığında desek desek "menfî ilim" diyebiliriz, bu doğru değildir. İlimlerin hepsi müspettir çünkü hepsi birer değerdir, hangi ilim olursa olsun. İlimlerin hepsi müspettir çünkü hepsi birer değerdir, hangi ilim olursa olsun. Fakat benim söylemek istediğim şudur ki; sosyal ilimler fen ilimlerinden,Fakat benim söylemek istediğim şudur ki; sosyal ilimler fen ilimlerinden, insan ilimleri madde ilimlerinden daha üstündür. Türkiye'de sosyal ilimler ihmal edilmiştir.insan ilimleri madde ilimlerinden daha üstündür. Türkiye'de sosyal ilimler ihmal edilmiştir. Halbuki bunların sonuçları fevkalâde önemli. Halbuki bunların sonuçları fevkalâde önemli.

Rusya'nın yıkılışını bir eski bakanla müzâkere ediyorduk, konuşuyorduk. Niye yıkıldı? Rusya'nın yıkılışını bir eski bakanla müzâkere ediyorduk, konuşuyorduk. Niye yıkıldı?

"Ekonomisi çöktü." dediler. Ekonomisi çöktü, onun için yıkıldı."Ekonomisi çöktü." dediler. Ekonomisi çöktü, onun için yıkıldı. Hesaplı bir bütçe, planlama ve harcama yapmadıkları için.Hesaplı bir bütçe, planlama ve harcama yapmadıkları için. Teknoloji var, atom var, uzay teknolojisi var, her şey mevcut; ama Rusya çöktü.Teknoloji var, atom var, uzay teknolojisi var, her şey mevcut; ama Rusya çöktü. Çünkü ekonomisini ayarlayamamış. Çünkü ekonomisini ayarlayamamış.

O bakımdan, İslâmî hizmetlere girdiğimiz zamandan beri benim de dikkatimiO bakımdan, İslâmî hizmetlere girdiğimiz zamandan beri benim de dikkatimi sosyal ilimler ve bunun içinde çoğunuzun sahası olan iktisat, işletme gibi konularsosyal ilimler ve bunun içinde çoğunuzun sahası olan iktisat, işletme gibi konular çekiyor. Ve kurduğumuz hayır müesseseleri, vakıflar ve şirketlerin hepsinde başarınınçekiyor. Ve kurduğumuz hayır müesseseleri, vakıflar ve şirketlerin hepsinde başarının ekonomi tabanına bina edildiğini görüyoruz. ekonomi tabanına bina edildiğini görüyoruz. Yani ekonomisi sağlam olmadığı zaman o tabanın üzerine bir bina inşa edemiyorsunuz,Yani ekonomisi sağlam olmadığı zaman o tabanın üzerine bir bina inşa edemiyorsunuz, başarı sağlayamıyorsunuz. Binayı inşa etseniz bile yıkılıyor. başarı sağlayamıyorsunuz. Binayı inşa etseniz bile yıkılıyor. Kaygan bir zemine bir bina yaptığınız zaman heyelan olupKaygan bir zemine bir bina yaptığınız zaman heyelan olup duvarlarını çatlayıp çatısının çökmesi gibi bir durum. duvarlarını çatlayıp çatısının çökmesi gibi bir durum.

Elbet biliyoruz ki hayatın gayesi Allah'ın rızasını kazanmaktır.Elbet biliyoruz ki hayatın gayesi Allah'ın rızasını kazanmaktır. Hepimiz Allah'ın kuluyuz, bizi yaratan O'dur. Hepimiz Allah'ın kuluyuz, bizi yaratan O'dur. Bir hücreden koca bir âlem sayılabilecek kompleks bir vücut hâline getiren, geliştiren,Bir hücreden koca bir âlem sayılabilecek kompleks bir vücut hâline getiren, geliştiren, besleyen, büyüten, nimetlerine mazhar eden O'dur.besleyen, büyüten, nimetlerine mazhar eden O'dur. Ve hayatın amacı, gayesi Allah'a kulluk edip Allah'ın rızasını kazanmaktır,Ve hayatın amacı, gayesi Allah'a kulluk edip Allah'ın rızasını kazanmaktır, hayatı Allah'ın rızasına uygun sürmektir. hayatı Allah'ın rızasına uygun sürmektir. O halde, acaba hepimiz Kur'an ilimleri, hadis ilimleri mi öğrenmeliyiz? O halde, acaba hepimiz Kur'an ilimleri, hadis ilimleri mi öğrenmeliyiz?

Elbette Kur'ân-ı Kerîm Allah'ın bize hitabı olduğuna göre,Elbette Kur'ân-ı Kerîm Allah'ın bize hitabı olduğuna göre, adeta ondan bize bir mektup olduğuna göre elbette Kur'ân-ı Kerîm'i bilmeliyiz.adeta ondan bize bir mektup olduğuna göre elbette Kur'ân-ı Kerîm'i bilmeliyiz. Allah'ın Resûlü Allah'ın bize gönderdiği elçi olduğuna göreAllah'ın Resûlü Allah'ın bize gönderdiği elçi olduğuna göre elbette onun neler söylediğini öğrenmeliyiz. Bu bütün müslümanların,elbette onun neler söylediğini öğrenmeliyiz. Bu bütün müslümanların, çevresindeki olaylara ilgi duyan meraklı her insanın vazifesidir. Bunu öğreneceğiz. çevresindeki olaylara ilgi duyan meraklı her insanın vazifesidir. Bunu öğreneceğiz.

Ama bizim dinimizin çok önemli, üzerine bastırarak vurguladığı konulardan birisi de şudur ki;Ama bizim dinimizin çok önemli, üzerine bastırarak vurguladığı konulardan birisi de şudur ki; müslümanlar bütün konularla, bütün ilimlerle ilgilenecekler.müslümanlar bütün konularla, bütün ilimlerle ilgilenecekler. Eğer müslümanlar herhangi bir ilmi, herhangi bir alanı sahayı,Eğer müslümanlar herhangi bir ilmi, herhangi bir alanı sahayı, herhangi bir çalışma dalını ihmal ederlerse bütün müslümanlar bu ihmalden dolayı mesuldür.herhangi bir çalışma dalını ihmal ederlerse bütün müslümanlar bu ihmalden dolayı mesuldür. Çünkü kimin ihmal ettiği belli değil. Herkes başka bir işe koşmuş, onu yapmamış. Çünkü kimin ihmal ettiği belli değil. Herkes başka bir işe koşmuş, onu yapmamış. Netice itibariyle bütün İslâm toplumu o ilimle meşgul olmamaktan dolayı sorumludur.Netice itibariyle bütün İslâm toplumu o ilimle meşgul olmamaktan dolayı sorumludur. O bakımdan, müslümanların bütün ilimleri aralarında iş bölümü yaparak öğrenmeleriO bakımdan, müslümanların bütün ilimleri aralarında iş bölümü yaparak öğrenmeleri ve o sahada mütehassıs yetiştirmeleri gerekiyor. Bu bir.ve o sahada mütehassıs yetiştirmeleri gerekiyor. Bu bir. Toplumun gelişmesi, yükselmesi için vazgeçilmez bir şart. Toplumun gelişmesi, yükselmesi için vazgeçilmez bir şart.

İkincisi, ilimlerin hiçbirisini küçümsememek gerekiyor.İkincisi, ilimlerin hiçbirisini küçümsememek gerekiyor. Çünkü dedelerimizin atasözüyle meseleyi açıklayalım. "Bir mıhçivi bir nal kurtarır.Çünkü dedelerimizin atasözüyle meseleyi açıklayalım. "Bir mıhçivi bir nal kurtarır. Bir nal bir at kurtarır. Bir at bir yiğit kurtarır. Bir yiğit bir vatan kurtarır." diye sıralamışlar. Bir nal bir at kurtarır. Bir at bir yiğit kurtarır. Bir yiğit bir vatan kurtarır." diye sıralamışlar. Küçük zararlar engellenmediği zaman büyüyüp büyük felaketlere yol açar,Küçük zararlar engellenmediği zaman büyüyüp büyük felaketlere yol açar, yamanmayacak büyük gedikler açılır.yamanmayacak büyük gedikler açılır. O bakımdan, ilmin hiçbirisini küçümsemeyeceğiz ve her dalda bilgi sahibi olacağız. O bakımdan, ilmin hiçbirisini küçümsemeyeceğiz ve her dalda bilgi sahibi olacağız.

Fakat her şahıs fert olarak Kur'ân-ı Kerîm'i ve hadîs-i şerîfi ve fıkh-ı İslâmîyi,Fakat her şahıs fert olarak Kur'ân-ı Kerîm'i ve hadîs-i şerîfi ve fıkh-ı İslâmîyi, şeriatin ahkâmını kendisine lazım olduğu kadarıyla mutlaka severek öğrenecek.şeriatin ahkâmını kendisine lazım olduğu kadarıyla mutlaka severek öğrenecek. Çünkü herkesin mesleği var, mesleğinden ayrı çalışmaları var.Çünkü herkesin mesleği var, mesleğinden ayrı çalışmaları var. Batılılar'ın sporları var, hobileri var. Devlet adamı bile olsa sabahları eşofmanını giyip koşabiliyor.Batılılar'ın sporları var, hobileri var. Devlet adamı bile olsa sabahları eşofmanını giyip koşabiliyor. Veyahut işlerinin arasında çeşitli sporlarla meşgul oluyor veyahut sanatla meşgul oluyor.Veyahut işlerinin arasında çeşitli sporlarla meşgul oluyor veyahut sanatla meşgul oluyor. Mesela Abdulhamid cennetmekân tahta işleri yapmayı severmiş Mesela Abdulhamid cennetmekân tahta işleri yapmayı severmiş ve çok nefis eserler ortaya koymuş.ve çok nefis eserler ortaya koymuş. Diyanet İşleri başkanını ziyarete gitmiştim, masası çok güzel, hoşuma gitti.Diyanet İşleri başkanını ziyarete gitmiştim, masası çok güzel, hoşuma gitti. Dedi ki; "Abdulhamid Han'ın hediyesiymiş, eseriymiş." Dedi ki; "Abdulhamid Han'ın hediyesiymiş, eseriymiş." O halde bizim de hobimiz, uğraşımız, çalışma dalımız dinimizi öğrenmek olacak.O halde bizim de hobimiz, uğraşımız, çalışma dalımız dinimizi öğrenmek olacak. Mutlaka sağlam ve sıhhatli bir dinî bilgi kazanmış olacağız. Mutlaka sağlam ve sıhhatli bir dinî bilgi kazanmış olacağız.

Ondan sonra sahip olduğumuz öbür mesleğimizle, siz iktisatçısınız, ötekisi mühendis,Ondan sonra sahip olduğumuz öbür mesleğimizle, siz iktisatçısınız, ötekisi mühendis, berikisi doktor, diğeri ziraatçi, diğeri veteriner; herkes kendi mesleğinde berikisi doktor, diğeri ziraatçi, diğeri veteriner; herkes kendi mesleğinde "Allah'ın dinine ve müslümanlara nasıl faydalı olurum?" diye düşünecek."Allah'ın dinine ve müslümanlara nasıl faydalı olurum?" diye düşünecek. Kur'ân-ı Kerîm'de Saff sûresinde Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki; Kur'ân-ı Kerîm'de Saff sûresinde Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki;

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Yâ eyyühe'llezîne âmenû kûnû ensârallah. "Ey iman edenler! Allah'ın yardımcıları olun." Yâ eyyühe'llezîne âmenû kûnû ensârallah. "Ey iman edenler! Allah'ın yardımcıları olun."

"Allah'ın yardımcıları, ensârı olun." Ensâr, "yardımcılar" demek. "Allah'ın yardımcıları, ensârı olun."

Ensâr, "yardımcılar" demek.

Allah celle celâlühû Kâdir-i Mutlak olduğuna göre, Yaradanımız olduğuna göre,Allah celle celâlühû Kâdir-i Mutlak olduğuna göre, Yaradanımız olduğuna göre, bize gücü kuvveti kendisi verdiğine göre, hatta başımızdan geçecek olayları planlayan,bize gücü kuvveti kendisi verdiğine göre, hatta başımızdan geçecek olayları planlayan, mukadderâtı takdir eyleyen kendisi olduğuna göre bizim kendisine yardım etmemiz mümkün değil,mukadderâtı takdir eyleyen kendisi olduğuna göre bizim kendisine yardım etmemiz mümkün değil, tasavvur bile edilemez. Ama burada Allah'tan mü'min kullarına bir iltifat var.tasavvur bile edilemez. Ama burada Allah'tan mü'min kullarına bir iltifat var. "Siz iyi müslüman olursanız, müslümanlara yardımcı olursanız, dinin yayılması için çalışırsanız"Siz iyi müslüman olursanız, müslümanlara yardımcı olursanız, dinin yayılması için çalışırsanız bana yardım etmiş gibi olursunuz." Nitekim bu konuda bana yardım etmiş gibi olursunuz." Nitekim bu konuda bu mânayı açıklayan, mânanın böyle olması gerektiğini gösteren hadîs-i şerîfler vardır. bu mânayı açıklayan, mânanın böyle olması gerektiğini gösteren hadîs-i şerîfler vardır. Mesela kıyamet gününde Allah celle celâlühû bir kuluna buyuracakmış ki; Mesela kıyamet gününde Allah celle celâlühû bir kuluna buyuracakmış ki;

"Ey kulum, ben acıktım ama beni doyurmadın." Kul şaşırarak diyecekmiş ki; "Ey kulum, ben acıktım ama beni doyurmadın."

Kul şaşırarak diyecekmiş ki;

"Aman yâ Rabbi! Sen âlemlerin Rabbisin, sen acıkır mısın?"Aman yâ Rabbi! Sen âlemlerin Rabbisin, sen acıkır mısın? Ne zaman acıktın, ben seni nasıl doyuracaktım?" Ne zaman acıktın, ben seni nasıl doyuracaktım?"

"Benim sevdiğim falanca kul hani dünyada sana gelmişti; açtı, perişandı, fakirdi,"Benim sevdiğim falanca kul hani dünyada sana gelmişti; açtı, perişandı, fakirdi, sen de zengindin, elinde imkânın vardı; onun açlığını gidermedin, ona ziyafet çekmedin.sen de zengindin, elinde imkânın vardı; onun açlığını gidermedin, ona ziyafet çekmedin. Onu doyursaydın beni doyurmuş gibi olacaktın." Bir başka kişiye diyecekmiş ki; Onu doyursaydın beni doyurmuş gibi olacaktın."

Bir başka kişiye diyecekmiş ki;

"Kulum, ben hastalandım, beni ziyaret etmedin." Kul şaşırarak diyecekmiş ki; "Kulum, ben hastalandım, beni ziyaret etmedin."

Kul şaşırarak diyecekmiş ki;

"Yâ Rabbi! Sen âlemlerin Rabbisin, hastalanmazsın. Ne zaman hastalandın, ben nasıl ziyaret etmedim?" "Yâ Rabbi! Sen âlemlerin Rabbisin, hastalanmazsın. Ne zaman hastalandın, ben nasıl ziyaret etmedim?"

"Dünyada sevgili kullarımdan filanca şahıs vardı ya hani, hastalanmıştı, sen onu ziyaret etmedin."Dünyada sevgili kullarımdan filanca şahıs vardı ya hani, hastalanmıştı, sen onu ziyaret etmedin. Eğer onu ziyaret etseydin benim rızamı kazanmış olacaktın, beni ziyaret etmiş olacaktın." Eğer onu ziyaret etseydin benim rızamı kazanmış olacaktın, beni ziyaret etmiş olacaktın."

"Allah'a yardım etmek" demek; "müslümanlara şefkat göstermek,"Allah'a yardım etmek" demek; "müslümanlara şefkat göstermek, müslümanların imdadına koşmak, onlara yardımcı olmak;müslümanların imdadına koşmak, onlara yardımcı olmak; Allah'ın dininin yerleşmesi, korunması, gelişmesi ve yayılması için çalışmak" demek. Allah'ın dininin yerleşmesi, korunması, gelişmesi ve yayılması için çalışmak" demek.

Bizim asıl görevimiz -müslümanlar olarak- bu olduğu için elimizdeki mesleklerimiziBizim asıl görevimiz -müslümanlar olarak- bu olduğu için elimizdeki mesleklerimizi -mesela ben edebiyat fakültesinden mezunum, Arap-Fars filolojisinde okudum--mesela ben edebiyat fakültesinden mezunum, Arap-Fars filolojisinde okudum- İslâm'ın hizmetine nasıl kullanacağımızı düşünmeliyiz.İslâm'ın hizmetine nasıl kullanacağımızı düşünmeliyiz. Edebiyatçı kalemiyle hizmet edecek, mühendis meslekî bilgilerini İslâm'a uygulayacak,Edebiyatçı kalemiyle hizmet edecek, mühendis meslekî bilgilerini İslâm'a uygulayacak, doktor müslümanların tedavisiyle meşgul olacak, ziraatçi müslümanların doktor müslümanların tedavisiyle meşgul olacak, ziraatçi müslümanların ziraî sahadaki ihtiyaçlarını karşılayacak vesaire... Siz de müslümanların kalkınmasını planlayacaksınız. ziraî sahadaki ihtiyaçlarını karşılayacak vesaire... Siz de müslümanların kalkınmasını planlayacaksınız.

Daha önce Türkiye'de iktidarlar geldi geçtiDaha önce Türkiye'de iktidarlar geldi geçti ve bu iktidarlara sizden önceki ağabeyleriniz katıldılar, bakan oldular.ve bu iktidarlara sizden önceki ağabeyleriniz katıldılar, bakan oldular. Bizim ihvânımızdan bazı kimseler bakan oldular, sanayi bakanı oldular,Bizim ihvânımızdan bazı kimseler bakan oldular, sanayi bakanı oldular, başbakan yardımcısı oldular, Devlet Planlama Teşkilatı kendilerine bağlı oldu, başbakan yardımcısı oldular, Devlet Planlama Teşkilatı kendilerine bağlı oldu, onun başında bulundular. Fabrikalar kuruldu, tesisler kuruldu.onun başında bulundular. Fabrikalar kuruldu, tesisler kuruldu. Ama bugün başka partilerin yaptığı gibi yapılmadı. Ama bugün başka partilerin yaptığı gibi yapılmadı. Bugün her bakan kendi partisine mensup insanlarıBugün her bakan kendi partisine mensup insanları kendi teşkilâtına yerleştirmeye bütün hızıyla devam ediyor.kendi teşkilâtına yerleştirmeye bütün hızıyla devam ediyor. Ötekileri yani kendisinden olmayan memurlara kıyım yapıyor, kendi adamlarını yerleştiriyor.Ötekileri yani kendisinden olmayan memurlara kıyım yapıyor, kendi adamlarını yerleştiriyor. Kendisinin söz verdiği seçmene faydalı olmaya çalışıyor, kanunları, nizamları, adaleti çiğniyor.Kendisinin söz verdiği seçmene faydalı olmaya çalışıyor, kanunları, nizamları, adaleti çiğniyor. Gazetelerde her gün şikayetleri görüyorsunuz; filanca bakanlıktaki partizanlık,Gazetelerde her gün şikayetleri görüyorsunuz; filanca bakanlıktaki partizanlık, filanca yerdeki yanlışlık, kanunsuzluk, sahtekârlık, hile, oyun vesaire...filanca yerdeki yanlışlık, kanunsuzluk, sahtekârlık, hile, oyun vesaire... Bizimkiler fabrika kurdular ama fabrika komünistlerin eline geçti. Bizimkiler fabrika kurdular ama fabrika komünistlerin eline geçti. Fabrika kurdular ama fabrika masonların eline geçti.Fabrika kurdular ama fabrika masonların eline geçti. Fabrika kurdular ama fabrika müslümanların işine yaramadı. O halde ne yapmak gerekiyor? Fabrika kurdular ama fabrika müslümanların işine yaramadı.

O halde ne yapmak gerekiyor?

Müslümana yardım etmek gerekiyor.Müslümana yardım etmek gerekiyor. Herkes kendi adamını kayırıyor, zümrecilik yapıyor, bölgecilik yapıyor,Herkes kendi adamını kayırıyor, zümrecilik yapıyor, bölgecilik yapıyor, tarafgirlik yapıyor, haksızlık yapıyor.tarafgirlik yapıyor, haksızlık yapıyor. O halde biz önce kendi kardeşimize hizmet etmeliyiz. Kendi dinimize hizmet etmeliyiz.O halde biz önce kendi kardeşimize hizmet etmeliyiz. Kendi dinimize hizmet etmeliyiz. Bu zaten Allah'ın bize yüklediği vazife.Bu zaten Allah'ın bize yüklediği vazife. Allah'ın dinine yardımcı olmak, Allah'ın yoluna hizmet etmek,Allah'ın dinine yardımcı olmak, Allah'ın yoluna hizmet etmek, Allah yolunda yürüyen insanlara hizmet etmek. Allah yolunda yürüyen insanlara hizmet etmek.

Bakın, "Hudutta nöbet tutan bir göz, yani bir bekçininnöbetçinin gözüneBakın, "Hudutta nöbet tutan bir göz, yani bir bekçininnöbetçinin gözüne cehennem ateşi değmeyecek." buyuruyor Peygamber Efendimiz. cehennem ateşi değmeyecek." buyuruyor Peygamber Efendimiz. Yani "o kimse cehenneme girmeyecek" mânasına. Yani "o kimse cehenneme girmeyecek" mânasına. Neden nöbet tutan insan cennetlik oluyor, cehenneme girmiyor? Neden nöbet tutan insan cennetlik oluyor, cehenneme girmiyor?

Çünkü arkasındaki, hududun gerisindeki, ülkenin içindeki öteki müslümanlar o nöbet beklediği için,Çünkü arkasındaki, hududun gerisindeki, ülkenin içindeki öteki müslümanlar o nöbet beklediği için, o hudutta silahla durduğu için huzur içinde ibadet ediyor, huzur içinde çalışıyor, emniyet içinde yaşıyor.o hudutta silahla durduğu için huzur içinde ibadet ediyor, huzur içinde çalışıyor, emniyet içinde yaşıyor. Onun yaptığı bütün ibadet, hayır ve hasenâtın sevabı buna geliyor. Onun yaptığı bütün ibadet, hayır ve hasenâtın sevabı buna geliyor. Çünkü onun emniyet içinde o işleri yapmasına bu sebep oluyor. Çünkü onun emniyet içinde o işleri yapmasına bu sebep oluyor.

Bu bakımdan, ana zihniyetimiz tarafgirlik olacak. Ama nasıl bir tarafgirlik? Allah'ın tarafını tutacaksınız.Bu bakımdan, ana zihniyetimiz tarafgirlik olacak. Ama nasıl bir tarafgirlik?

Allah'ın tarafını tutacaksınız.
Şeytanın tarafını tutmayacaksınız. Mü'minin tarafını tutacaksınız.Şeytanın tarafını tutmayacaksınız. Mü'minin tarafını tutacaksınız. Küfrün, kâfirin tarafını tutmayacaksınız. Küfrün, kâfirin tarafını tutmayacaksınız. Hakkın tarafgiri, taraftarı olacaksınız; bâtılın taraftarı olmayacaksınız.Hakkın tarafgiri, taraftarı olacaksınız; bâtılın taraftarı olmayacaksınız. Müslümanın, mazlumun yardımcısı olacaksınız; zalimin yardımcısı olmayacaksınız. Müslümanın, mazlumun yardımcısı olacaksınız; zalimin yardımcısı olmayacaksınız. Ve meslekî bilgilerinizi İslâm'ın hizmetine uygulamayı mutlaka düşüneceksiniz. Ve meslekî bilgilerinizi İslâm'ın hizmetine uygulamayı mutlaka düşüneceksiniz.

Türkiye'nin sosyal yapıyı çarpıtan ve gelişmemizi engelleyen önemli kusurlarından birisi ilim ile amel,Türkiye'nin sosyal yapıyı çarpıtan ve gelişmemizi engelleyen önemli kusurlarından birisi ilim ile amel, bilgi ile uygulama, üniversite ile piyasa arasındaki kopukluktur. Avrupa'da böyle değildir.bilgi ile uygulama, üniversite ile piyasa arasındaki kopukluktur.

Avrupa'da böyle değildir.
Bilimsel bir gelişme derhal uygulamaya konulur. Bilimsel bir gelişme derhal uygulamaya konulur. Üniversite piyasadaki bir problemi derhal incelemeye alır ve çözer.Üniversite piyasadaki bir problemi derhal incelemeye alır ve çözer. Üniversitede bir icat olmuşsa bu icat mutlaka piyasada tatbik edilir, yeni bir şey piyasaya sürülür. Üniversitede bir icat olmuşsa bu icat mutlaka piyasada tatbik edilir, yeni bir şey piyasaya sürülür.

Bizde bu yok. Bilgi kafada nazarî olarak kalıyor, uygulamaya intikal etmiyor. Bizde bu yok. Bilgi kafada nazarî olarak kalıyor, uygulamaya intikal etmiyor.

Bakın, ben şahsen kendi mesleğimin edebiyat olduğunu söyledim,Bakın, ben şahsen kendi mesleğimin edebiyat olduğunu söyledim, kendi mesleğimde bu düşüncemle nasıl hareket ettiğimi de size söyleyeyim.kendi mesleğimde bu düşüncemle nasıl hareket ettiğimi de size söyleyeyim. Siz kendiniz nasıl hareket etmeniz gerektiğiniSiz kendiniz nasıl hareket etmeniz gerektiğini oradan çıkartın. Saham edebiyat olduğu için İlâhiyat fakültesinde oradan çıkartın. Saham edebiyat olduğu için İlâhiyat fakültesinde Türk İslâm Edebiyatı kürsüsü başkanı oldum. Edebiyat umumiyetle kendi aramızdaki konuşmalarda Türk İslâm Edebiyatı kürsüsü başkanı oldum. Edebiyat umumiyetle kendi aramızdaki konuşmalarda hafif bir meslek olarak görülür, palavra sayılır, önemsenmez. Doğru değil.hafif bir meslek olarak görülür, palavra sayılır, önemsenmez. Doğru değil. Bunun doğru olmadığını ben kendim meslekî hayatımda gördüm. Dedim ki; Bunun doğru olmadığını ben kendim meslekî hayatımda gördüm. Dedim ki;

"Ben şimdi bir edebiyat doktorası yapacağım."Ben şimdi bir edebiyat doktorası yapacağım. Doçentlik çalışması yapacağım. Akademik kademelerde yükseleceğim. Hangi konuyu seçeyim? Doçentlik çalışması yapacağım. Akademik kademelerde yükseleceğim. Hangi konuyu seçeyim?

Bir konuyu seçebilirim. Bu, tarihin içinde falanca şairin gazelleri olabilir.Bir konuyu seçebilirim. Bu, tarihin içinde falanca şairin gazelleri olabilir. Bana ne şimdi o şairin gazellerinden? Dünya değişmiş, hayat değişmiş, şartlar değişmiş.Bana ne şimdi o şairin gazellerinden? Dünya değişmiş, hayat değişmiş, şartlar değişmiş. Gazel benim karnımı doyurmaz ki... Yani ben gazelleri yazsam ne olacak,Gazel benim karnımı doyurmaz ki... Yani ben gazelleri yazsam ne olacak, divânını neşretsem ne olacak, okusam ne olacak, okumasam ne olacak? divânını neşretsem ne olacak, okusam ne olacak, okumasam ne olacak? Romanı okusam ne olacak, okumasam ne olacak? Ömür zâyiâtı... Romanı okusam ne olacak, okumasam ne olacak? Ömür zâyiâtı...

Tabii roman da okunur, roman da yazılır,Tabii roman da okunur, roman da yazılır, eğer iyi bir zihniyetle İslâm'a fayda verecek bir noktası varsa... eğer iyi bir zihniyetle İslâm'a fayda verecek bir noktası varsa...

Düşündüm taşındım, kendim tez konusu olarak öyle bir konu aldım kiDüşündüm taşındım, kendim tez konusu olarak öyle bir konu aldım ki bugünün meselesiyle, bugünün toplumuyla ilgili; Alevîlerle ilgili bir mesele.bugünün meselesiyle, bugünün toplumuyla ilgili; Alevîlerle ilgili bir mesele. Ben Hacı Bektâş-ı Velî'nin Makâlât isimli eserini aldım. Ben Hacı Bektâş-ı Velî'nin Makâlât isimli eserini aldım. Onüçüncüondördüncü yüzyılda yazılmış veya tercüme edilmiş.Onüçüncüondördüncü yüzyılda yazılmış veya tercüme edilmiş. Tarihten bir konu ama içindeki konular Alevîler'in, bugün Alevî dediğimiz Râfızîler'in Tarihten bir konu ama içindeki konular Alevîler'in, bugün Alevî dediğimiz Râfızîler'in yaşayışının doğru olmadığını gösteren belgeleri ihtivâ ediyor. Nasıl ihtivâ ediyor? yaşayışının doğru olmadığını gösteren belgeleri ihtivâ ediyor.

Nasıl ihtivâ ediyor?

Bugünün Alevîsi güya Hz. Ali'yi seviyor, güya Ehli Beyt'i seviyor, güya Hacı Bektâş-ı Velî'yi seviyor.Bugünün Alevîsi güya Hz. Ali'yi seviyor, güya Ehli Beyt'i seviyor, güya Hacı Bektâş-ı Velî'yi seviyor. Ama namaz kılmıyor, içki içiyor, dinin emirlerini tutmuyor.Ama namaz kılmıyor, içki içiyor, dinin emirlerini tutmuyor. Halbuki Hacı Bektâş-ı Velî'nin kitabında bunu böyle yapmanın yanlış olduğunu gösteren satırlar var,Halbuki Hacı Bektâş-ı Velî'nin kitabında bunu böyle yapmanın yanlış olduğunu gösteren satırlar var, içkinin haram olduğunu gösteren satırlar var. içkinin haram olduğunu gösteren satırlar var.

Ben bu konuyu özellikle aldım ki bugünkü Alevî vatandaşlar hatalarını anlasınlar,Ben bu konuyu özellikle aldım ki bugünkü Alevî vatandaşlar hatalarını anlasınlar, doğru yola gelsinler, namaz kılmaya başlasınlar,doğru yola gelsinler, namaz kılmaya başlasınlar, Allah'ın emrini tutmaya başlasınlar, Kur'an'ın çizgisine gelsinler. Allah'ın emrini tutmaya başlasınlar, Kur'an'ın çizgisine gelsinler.

Hakikaten umduğum, temennî ettiğim gelişme oldu;Hakikaten umduğum, temennî ettiğim gelişme oldu; tezim gazetelerde makale konusu oldu, yazıldı, çizildi. tezim gazetelerde makale konusu oldu, yazıldı, çizildi. Alimler, muharrirler, yazarlar, konuşmacılar,Alimler, muharrirler, yazarlar, konuşmacılar, konferansçılar koltukları altında tezimi alıp götürdüler, okudular, söylediler.konferansçılar koltukları altında tezimi alıp götürdüler, okudular, söylediler. Ve hakikaten Alevî vatandaşlar içinden bazı kimselerin namaza başlamasına, Ve hakikaten Alevî vatandaşlar içinden bazı kimselerin namaza başlamasına, doğru yola gelmesine, hatalı şeyleri bırakmasına sebep oldu. doğru yola gelmesine, hatalı şeyleri bırakmasına sebep oldu. Hatta bir vali geldi, Hacı Bektâş-ı Velî'nin soyundanmış; "Hocam size teşekkür ederiz.Hatta bir vali geldi, Hacı Bektâş-ı Velî'nin soyundanmış;

"Hocam size teşekkür ederiz.
Ben bizimkilere söyledim. 'Arkadaşlar biz yanlış yoldaymışız, bak bizim pîrimizBen bizimkilere söyledim. 'Arkadaşlar biz yanlış yoldaymışız, bak bizim pîrimiz meğer içki içmiyormuş, meğer namaz kılıyormuş. Gelin, durumumuzu düzeltelim.' dedim. meğer içki içmiyormuş, meğer namaz kılıyormuş. Gelin, durumumuzu düzeltelim.' dedim. Biz durumumuzu düzelttik." dedi. Demek ki palavra sayılan, boş sayılan,Biz durumumuzu düzelttik." dedi.

Demek ki palavra sayılan, boş sayılan,
eğlence sayılan edebiyat dahi bir problemin çözümünde faydalı olabilir, iyi kullanılabilirse...eğlence sayılan edebiyat dahi bir problemin çözümünde faydalı olabilir, iyi kullanılabilirse... Ama iyi kullanılmazsa, Orhan Veli'nin dediği gibi "bir de rakı şişesinde balık olsam" diyeAma iyi kullanılmazsa, Orhan Veli'nin dediği gibi "bir de rakı şişesinde balık olsam" diye ömrü böyle geçebilir. Bir şairin 40-45 yaşında karaciğerini rakı içerek parçalayıp,ömrü böyle geçebilir. Bir şairin 40-45 yaşında karaciğerini rakı içerek parçalayıp, siroz olup ölüp gidebilir; hayatını da mahveder, yaptığı çalışmalar hiçbir işe de yaramaz. siroz olup ölüp gidebilir; hayatını da mahveder, yaptığı çalışmalar hiçbir işe de yaramaz.

Demek ki önümüzde iki yol var: Ya mesleğimizi İslâm'ın emrine vereceğiz,Demek ki önümüzde iki yol var: Ya mesleğimizi İslâm'ın emrine vereceğiz, Allah'ın rızası için kullanacağız. Doğru olan budur. Akla ve mantığa uygun olan budur.Allah'ın rızası için kullanacağız. Doğru olan budur. Akla ve mantığa uygun olan budur. Bizim sizden beklediğimiz budur. Sizin kazancınız olacak olan yol budur. Bizim sizden beklediğimiz budur. Sizin kazancınız olacak olan yol budur. Ya da çıkmaz bir yola gireceksiniz, şahsî birtakım çalışmalar yapacaksınız,Ya da çıkmaz bir yola gireceksiniz, şahsî birtakım çalışmalar yapacaksınız, İslâm'la ilgilenmeyeceksiniz, sonu pişmanlıklarla dolu bir yola sapmış olacaksınız. İslâm'la ilgilenmeyeceksiniz, sonu pişmanlıklarla dolu bir yola sapmış olacaksınız. Onun için, bu noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum; mesleğinizi iyi düşünün,Onun için, bu noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum; mesleğinizi iyi düşünün, mesleğinizi hayata iyi uygulayın, mesleğinizi hayata uygulamada mesleğinizi hayata iyi uygulayın, mesleğinizi hayata uygulamada İslâm'a hizmet etme esasına uygun bir çalışma yapın. İslâm'a hizmet etme esasına uygun bir çalışma yapın.

Sizden bir misal vereyim, benim bugünlerde düşündüğüm...Sizden bir misal vereyim, benim bugünlerde düşündüğüm... Hürriyet gazetesi bir-iki hafta önce yazdı.Hürriyet gazetesi bir-iki hafta önce yazdı. Amerika'daki Stratejik Araştırmalar Enstitüsü isimli çok büyük müessese;Amerika'daki Stratejik Araştırmalar Enstitüsü isimli çok büyük müessese; kaç katlı binası varmış, Amerikan hükümetiyle ve CIA ile ilgiliymiş.kaç katlı binası varmış, Amerikan hükümetiyle ve CIA ile ilgiliymiş. Araştırmalar yapan bir ilim müessesesi.Araştırmalar yapan bir ilim müessesesi. Araştırmalarını ilgili yerlere veriyor ve orada uygulanıyor.Araştırmalarını ilgili yerlere veriyor ve orada uygulanıyor. Devlet atılımlarında araştırmalarından istifade ediyor;Devlet atılımlarında araştırmalarından istifade ediyor; politik, askerî, ekonomik her atılımda istifade ediyor. politik, askerî, ekonomik her atılımda istifade ediyor. Ben bunun satırlarını okuyunca şaşırdım. Diyor ki; Ben bunun satırlarını okuyunca şaşırdım. Diyor ki;

"1993 yılında Türkiye yaz aylarında harbe girecek." Daha henüz 1992'deyiz."1993 yılında Türkiye yaz aylarında harbe girecek."

Daha henüz 1992'deyiz.
Buna "bir sene sonraya yönelik senaryo" diyor. Buna "bir sene sonraya yönelik senaryo" diyor. Senaryo demek, yani "bir piyes vesairenin metni" demek.Senaryo demek, yani "bir piyes vesairenin metni" demek. Oynanırsa oyun olacak, oynanmazsa bir teklif. Böyle bir şey. Oynanırsa oyun olacak, oynanmazsa bir teklif. Böyle bir şey.

"Senaryo: 1993 yılında Türkiye harbe girecek." diyor. "Senaryo: 1993 yılında Türkiye harbe girecek." diyor.

"Çünkü Yugoslavya'daki tecavüz Makedonya, Kosova ve Arnavutluğa yönelecek."Çünkü Yugoslavya'daki tecavüz Makedonya, Kosova ve Arnavutluğa yönelecek. O zaman Balkanlar'da savaş çıkacak. Türkiye de kendisini harbin içinde bulacak." diyor. O zaman Balkanlar'da savaş çıkacak. Türkiye de kendisini harbin içinde bulacak." diyor.

Ben bunu ciddiye aldım.Ben bunu ciddiye aldım. Çünkü bunu sadece Amerika söylemiyordu, bugünlerde Genelkurmay başkanı da söylüyor;Çünkü bunu sadece Amerika söylemiyordu, bugünlerde Genelkurmay başkanı da söylüyor; "Balkanlar'da savaş çıkabilir, çok büyük endişem var." diye."Balkanlar'da savaş çıkabilir, çok büyük endişem var." diye. Dışişleri bakanı da -Hikmet Çetin- söylüyor. Dışişleri bakanı da -Hikmet Çetin- söylüyor. Daha başka kimseler de bu çalışmaları -savaş çalışması- yapıyorlar, görüyoruz. Daha başka kimseler de bu çalışmaları -savaş çalışması- yapıyorlar, görüyoruz. Onun üzerine ben Ankara'ya gittiğim zaman bu meseleyi bilen kimselerle temasa geçtim. Dedim ki; Onun üzerine ben Ankara'ya gittiğim zaman bu meseleyi bilen kimselerle temasa geçtim. Dedim ki;

"Bu senaryo ne demek? Bu bir ihtimal midir? Bir hayal midir? Bir proje midir? Bir plan mıdır?"Bu senaryo ne demek? Bu bir ihtimal midir? Bir hayal midir? Bir proje midir? Bir plan mıdır? Gerçekten uygulanacak mı, yoksa arkası fos mu çıkacak? Bu neyi gösterir?" dedim. Gerçekten uygulanacak mı, yoksa arkası fos mu çıkacak? Bu neyi gösterir?" dedim.

Bakanlık yapmış birisi bana dedi ki; Bakanlık yapmış birisi bana dedi ki;

"Hocam, ben 16 yıl önce sizin o söylediğiniz Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'ne gittim."Hocam, ben 16 yıl önce sizin o söylediğiniz Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'ne gittim. O zaman bana; 'Sovyetler Birliği parçalanabilir.O zaman bana; 'Sovyetler Birliği parçalanabilir. Parçalanabilirse birtakım Türkî Cumhuriyetler ortaya çıkar.' diye 16 yıl önce söylemişlerdi.Parçalanabilirse birtakım Türkî Cumhuriyetler ortaya çıkar.' diye 16 yıl önce söylemişlerdi. Stratejik Araştırmalar Enstitüsü böyle çalışmalar yapan bir enstitü.Stratejik Araştırmalar Enstitüsü böyle çalışmalar yapan bir enstitü. Bizim o zaman hatırımızdan geçmiyordu, Sovyetler Birliği'nin dağılacağı tahmin etmiyorduk." Bizim o zaman hatırımızdan geçmiyordu, Sovyetler Birliği'nin dağılacağı tahmin etmiyorduk."

Hatta ben 85'li yıllarda Suriye Diyanet İşleri başkanıyla görüşmüştüm.Hatta ben 85'li yıllarda Suriye Diyanet İşleri başkanıyla görüşmüştüm. Suriye Diyanet İşleri başkanı Hafız Esed'in iyi geçindiği bir adam.Suriye Diyanet İşleri başkanı Hafız Esed'in iyi geçindiği bir adam. Yaşlı, sakallı, aynı zamanda Suriye'de Nakşbendî tarikati şeyhlerindeymiş, Kürt asıllı.Yaşlı, sakallı, aynı zamanda Suriye'de Nakşbendî tarikati şeyhlerindeymiş, Kürt asıllı. Suriye Rusya'yla ittifak yapmış olduğu için Rusya'yla alakaları iyi, gidip geliyorlar.Suriye Rusya'yla ittifak yapmış olduğu için Rusya'yla alakaları iyi, gidip geliyorlar. Libya'da bir otelde görüştük. Bana dedi ki; Libya'da bir otelde görüştük. Bana dedi ki;

"Sovyetler Birliği'nde öyle güzel gelişmeler var ki"Sovyetler Birliği'nde öyle güzel gelişmeler var ki onları siz bilseniz sevincinizden şıkır şıkır oynarsınız." dedi. onları siz bilseniz sevincinizden şıkır şıkır oynarsınız." dedi.

Ben de dedim ki; "Hoca amma atıyor..." 1985'li yıllarda Sovyetler Birliği'nde gelişme varmış. Ben de dedim ki;

"Hoca amma atıyor..."

1985'li yıllarda Sovyetler Birliği'nde gelişme varmış.

Dedim ki; "Suriye solcu, Rusya'yla iş birliği yapıyor,Dedim ki;

"Suriye solcu, Rusya'yla iş birliği yapıyor,
bunlar da hükümet erkânıyla sıkı fıkı, gidip geliyorlar. bunlar da hükümet erkânıyla sıkı fıkı, gidip geliyorlar. Tabii oradaki insanlar bunlara şirin görünüyor,Tabii oradaki insanlar bunlara şirin görünüyor, bunlar da her şeyi toz pembe görüyorlar, onun için böyle söylüyorlar." bunlar da her şeyi toz pembe görüyorlar, onun için böyle söylüyorlar."

Benim düşünme tarzım, mantığım böyle hükmetti. Benim düşünme tarzım, mantığım böyle hükmetti.

Diyor ki; "Oradan birisiyle ben konuştum. Allah'ın varlığını birliğini anlattım.Diyor ki;

"Oradan birisiyle ben konuştum. Allah'ın varlığını birliğini anlattım.
Oradan bana mektup yazdı; 'Hocam, dediklerini aynen uyguluyorum.'" Oradan bana mektup yazdı; 'Hocam, dediklerini aynen uyguluyorum.'"

Namaz kılmayı tavsiye etmiş, İslâm'ı öğretmiş. Yani Rus... Namaz kılmayı tavsiye etmiş, İslâm'ı öğretmiş. Yani Rus...

"Mektubunda 'Hocam dediklerini aynen yapıyorum.' dedi." diyor. "Mektubunda 'Hocam dediklerini aynen yapıyorum.' dedi." diyor.

Ben bunları fantezi olarak düşünmüştüm.Ben bunları fantezi olarak düşünmüştüm. Ama sonra -bu yıla 85 diyelim- yedi yıl sonra çok olaylar oldu, işler değişti.Ama sonra -bu yıla 85 diyelim- yedi yıl sonra çok olaylar oldu, işler değişti. Sovyetler Birliği dağıldı. Türkî Cumhuriyetler ortaya çıktı.Sovyetler Birliği dağıldı. Türkî Cumhuriyetler ortaya çıktı. Ve Sovyetler Birliği'yle biz eskiden o tarafa doğru bakmazken bile bir yakınlaşma işine,Ve Sovyetler Birliği'yle biz eskiden o tarafa doğru bakmazken bile bir yakınlaşma işine, hatta KEİB adlı Karadeniz Ekonomik İşbirliği projesinde iş birliğine girdik.hatta KEİB adlı Karadeniz Ekonomik İşbirliği projesinde iş birliğine girdik. Hatta entegrasyona girdik. Hatta entegrasyona girdik. Zamanla güya hudutlar kalkacak, biz bu heriflerle birleşeceğiz, kaynaşacağız. Dedi ki; Zamanla güya hudutlar kalkacak, biz bu heriflerle birleşeceğiz, kaynaşacağız.

Dedi ki;

"Bu 93 yılında harp çıkma meselesi, evet, bir senaryodur, yani ihtimaldir."Bu 93 yılında harp çıkma meselesi, evet, bir senaryodur, yani ihtimaldir. Onlar bir problem olarak meseleyi ortaya koyarlar.Onlar bir problem olarak meseleyi ortaya koyarlar. Bu problemin muhtemel olan çeşitli çözümlerini müzâkere ederler;Bu problemin muhtemel olan çeşitli çözümlerini müzâkere ederler; 'Şu şöyle olursa böyle olur, şu şöyle olursa böyle olur...' uygun olan çözümü uygulamaya koyarlar." 'Şu şöyle olursa böyle olur, şu şöyle olursa böyle olur...' uygun olan çözümü uygulamaya koyarlar."

Demek ki ön araştırma yapıyor, uygulamacıların önüne çeşitli dosyalar getiriyor,Demek ki ön araştırma yapıyor, uygulamacıların önüne çeşitli dosyalar getiriyor, uygulamacılar inceliyorlar, bir dosyayı uygulamaya koyuyorlar. uygulamacılar inceliyorlar, bir dosyayı uygulamaya koyuyorlar.

93'te harp olabilir mi? Olabilir. Yaz ayında mı olur? 93'te harp olabilir mi?

Olabilir.

Yaz ayında mı olur?

Belki yaz ayında olmaz, Mart ayında olur. Onu da bilmiyoruz. Olmayabilir mi? Olmama ihtimali de var.Belki yaz ayında olmaz, Mart ayında olur. Onu da bilmiyoruz.

Olmayabilir mi?

Olmama ihtimali de var.
Ama bizim Genelkurmay başkanına bakarsak, dışişleri bakanına bakarsak,Ama bizim Genelkurmay başkanına bakarsak, dışişleri bakanına bakarsak, gazetelerin haberlerini incelersek öyle hiç de uzak bir ihtimal olmadığını hepimiz kabul ederiz.gazetelerin haberlerini incelersek öyle hiç de uzak bir ihtimal olmadığını hepimiz kabul ederiz. Hakikaten Sırbistan'da, Bosna-Hersek'te savaş oluyor, devam ediyor.Hakikaten Sırbistan'da, Bosna-Hersek'te savaş oluyor, devam ediyor. Kosova'da gerçekten durum çok gergin. Kosova'da gerçekten durum çok gergin.

Hakikaten balkan ülkelerini -iki gün önce, Cuma günü- toplamışız.Hakikaten balkan ülkelerini -iki gün önce, Cuma günü- toplamışız. Ve dış politikacılarımız Balkanlar'da savaş çıkmaması için gayret gösteriyor.Ve dış politikacılarımız Balkanlar'da savaş çıkmaması için gayret gösteriyor. Tabii onların çalışması o. Bizim de çalışmamız savaşın çıkmaması istikametinde olmalıTabii onların çalışması o. Bizim de çalışmamız savaşın çıkmaması istikametinde olmalı veya savaş çıkaracak insanları kendi ülkemizde değil, onların ülkesinde tepeleme çalışmamız olmalı.veya savaş çıkaracak insanları kendi ülkemizde değil, onların ülkesinde tepeleme çalışmamız olmalı. Ama bunların hepsi birer planlama işidir. Ama bunların hepsi birer planlama işidir.

Geçen haftalar buraya hukukçu kardeşlerimiz geldi, burada bu şekilde toplandılar.Geçen haftalar buraya hukukçu kardeşlerimiz geldi, burada bu şekilde toplandılar. Ben onlara bu meseleyi, bu derdimi tam açamadığım için üzüntüdeyim. Size açıyorum.Ben onlara bu meseleyi, bu derdimi tam açamadığım için üzüntüdeyim. Size açıyorum. 1993 yılında harp olacağı ihtimalini düşünerek, yani Genelkurmay başkanını,1993 yılında harp olacağı ihtimalini düşünerek, yani Genelkurmay başkanını, dışişleri bakanını ciddiye alarak, gazete haberlerini ciddiyetle takip ederek harp çıkacakmış gibidışişleri bakanını ciddiye alarak, gazete haberlerini ciddiyetle takip ederek harp çıkacakmış gibi hazırlıklarınızı yapın, tedbirlerinizi alın. hazırlıklarınızı yapın, tedbirlerinizi alın.

İktisatçılar harp çıkarsa ne yaparlar, harp çıkmadan önce ne gibi tedbirler alırlar,İktisatçılar harp çıkarsa ne yaparlar, harp çıkmadan önce ne gibi tedbirler alırlar, bunları düşünün. Kendiniz için düşünün. Müslümanlar için düşünün.bunları düşünün. Kendiniz için düşünün. Müslümanlar için düşünün. Şu topraklar için düşünün. Şu toprakların üstündeki mazlum ve mağdur ve daima aldatılanŞu topraklar için düşünün. Şu toprakların üstündeki mazlum ve mağdur ve daima aldatılan ve daima her yerde gadre uğratılan yakınlarınız için, bu millet için düşünün.ve daima her yerde gadre uğratılan yakınlarınız için, bu millet için düşünün. Görüyorsunuz, Almanya'daki hava, gazetelerde bugünlerde güncel.Görüyorsunuz, Almanya'daki hava, gazetelerde bugünlerde güncel. Almanlar'ın işçilerimize karşı davranışı... Almanlar'ın işçilerimize karşı davranışı... Bugünkü gazetelerde var; bizimkiler polisle çatışmaya girmişler,Bugünkü gazetelerde var; bizimkiler polisle çatışmaya girmişler, 50 tane Türk yine nezarete alınmış. Öldürülen Türkler, nezarete alınan Türkler...50 tane Türk yine nezarete alınmış. Öldürülen Türkler, nezarete alınan Türkler... Senin arkadaşın, hemşehrin, ya Samsun'dan ya Çankırı'dan ya Konya'dan ya Çanakkale'den... Senin arkadaşın, hemşehrin, ya Samsun'dan ya Çankırı'dan ya Konya'dan ya Çanakkale'den...

Önümüzdeki yılların çok ciddi olduğunu düşünün.Önümüzdeki yılların çok ciddi olduğunu düşünün. Sizin de çok ciddi görevlerle görevli olduğunuzu düşünün. Hoşuma giden bir şiiri vardırSizin de çok ciddi görevlerle görevli olduğunuzu düşünün.

Hoşuma giden bir şiiri vardır
şairin, bir mısraını söyleyeceğim.şairin, bir mısraını söyleyeceğim. "Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın." diyor."Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın." diyor. Arif Nihat Asya'nın... Niye hâlâ oyunda oynaştasın? Arif Nihat Asya'nın...

Niye hâlâ oyunda oynaştasın?

Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın. O şiiri ezberleyin.Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.

O şiiri ezberleyin.
Bir tane nüshasını bana getirin, kekelemeyeyim, ben de ezberleyeyim, hatırımda tam kalsın. Bir tane nüshasını bana getirin, kekelemeyeyim, ben de ezberleyeyim, hatırımda tam kalsın.

Bu güzel bir ölçüdür. Rahmetli Arif Nihat bey, nur içinde yatsın, güzel söylemiş.Bu güzel bir ölçüdür. Rahmetli Arif Nihat bey, nur içinde yatsın, güzel söylemiş. Fatih İstanbul'u 22 yaşında almış. Siz kaç yaşındasınız? Fatih İstanbul'u 22 yaşında almış. Siz kaç yaşındasınız?

Aşağı yukarı Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasınız. Onun için, kendinizi hor görmeyin.Aşağı yukarı Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasınız.

Onun için, kendinizi hor görmeyin.
Evet, tevâzu insanın kendisini aşağı görmesidir. Ama göreviniz dolayısıyla mühim bir görevdesiniz.Evet, tevâzu insanın kendisini aşağı görmesidir. Ama göreviniz dolayısıyla mühim bir görevdesiniz. Sizi bu hâlinizle getirseler bir yere genel müdür yapsalar, uçaraktan makama konsanızSizi bu hâlinizle getirseler bir yere genel müdür yapsalar, uçaraktan makama konsanız veya falanca yere bakan yapsalar ne yaparsınız? veya falanca yere bakan yapsalar ne yaparsınız?

Şafak atar, ne yapacağınızı şaşırırsınız; çünkü hiç hazırlığınız yok, hiç ona göre hazırlanmamışınızdır. Şafak atar, ne yapacağınızı şaşırırsınız; çünkü hiç hazırlığınız yok, hiç ona göre hazırlanmamışınızdır.

22 yaşında böyle mühim işleri yapacak tarzda yetiştirilmiyoruz, senelerimiz çok boşa gidiyor.22 yaşında böyle mühim işleri yapacak tarzda yetiştirilmiyoruz, senelerimiz çok boşa gidiyor. Halbuki eski insanlar 9 yaşında, 10 yaşında fetva vermeye başlamışlar.Halbuki eski insanlar 9 yaşında, 10 yaşında fetva vermeye başlamışlar. Öyle yetişmişler ki 4,5 yaşındayken meselenin içine girmişler, ilim öğrenmişler, alim olmuşlar.Öyle yetişmişler ki 4,5 yaşındayken meselenin içine girmişler, ilim öğrenmişler, alim olmuşlar. Kendisine mesele sorulduğu zaman "Dînen bunun cevabı budur." diye cevap verecek yaşa gelmişler.Kendisine mesele sorulduğu zaman "Dînen bunun cevabı budur." diye cevap verecek yaşa gelmişler. Küçük yaşta büyük işler yapacak insan olmuşlar. Bugün sabahleyinKüçük yaşta büyük işler yapacak insan olmuşlar. Bugün sabahleyin İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin çocuklarının hayatını okuyorum.İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin çocuklarının hayatını okuyorum. Şeyh Muhammed-i Mâsum hazretlerinin hayatını okudum.Şeyh Muhammed-i Mâsum hazretlerinin hayatını okudum. Olgunlaşma, ilim öğrenme ve ilerleme çok küçük yaşta başlıyor. Olgunlaşma, ilim öğrenme ve ilerleme çok küçük yaşta başlıyor.

Bizim eğitimimiz -Türkiye'nin yanlışlarından birisi de budur- ömrü,Bizim eğitimimiz -Türkiye'nin yanlışlarından birisi de budur- ömrü, yılları bozuk para gibi harcayan bir eğitimdir. Çok boş şeylerle geçiyor ve tekrarla geçiyor. yılları bozuk para gibi harcayan bir eğitimdir. Çok boş şeylerle geçiyor ve tekrarla geçiyor. İlkokulda okuyorsunuz, ortaokulda aynı şeyi biraz daha geniş okuyorsunuz, İlkokulda okuyorsunuz, ortaokulda aynı şeyi biraz daha geniş okuyorsunuz, lisede aynı şeyleri biraz daha geniş okuyorsunuz...lisede aynı şeyleri biraz daha geniş okuyorsunuz... Adamların galiba başka söyleyecek bir şeyleri yok, aynı şeyi okutuyorlar. Halbuki değişmesi lazım. Adamların galiba başka söyleyecek bir şeyleri yok, aynı şeyi okutuyorlar. Halbuki değişmesi lazım.

Alın ortaokul kitaplarını... Ben ilkokuldayken ortaokul kitaplarını okurdum,Alın ortaokul kitaplarını... Ben ilkokuldayken ortaokul kitaplarını okurdum, derse öyle hazırlanırdım. Hocam da; "Oo... Maşaallah..." diyederse öyle hazırlanırdım. Hocam da; "Oo... Maşaallah..." diye [tebrik ederdi.] Biz de yaşımızdan ileri kitapları okurduk.[tebrik ederdi.] Biz de yaşımızdan ileri kitapları okurduk. Ortaokuldayken lise kitaplarını okurduk, sınıfa öyle gelirdik, hazırlanırdık, hocalar beğenirdi.Ortaokuldayken lise kitaplarını okurduk, sınıfa öyle gelirdik, hazırlanırdık, hocalar beğenirdi. Lisedeyken de üniversite kitaplarını okuyorduk.Lisedeyken de üniversite kitaplarını okuyorduk. Şahsen mesela fizik dersine filan sevgimiz vardı, Nusret Kürkçüoğlu'nun Teknik Üniversite'deŞahsen mesela fizik dersine filan sevgimiz vardı, Nusret Kürkçüoğlu'nun Teknik Üniversite'de neşrettiği kalın kitabı alırdık, masaya koyardık, oradan konuşurduk. Yani normal [kitabı] okumazdık. neşrettiği kalın kitabı alırdık, masaya koyardık, oradan konuşurduk. Yani normal [kitabı] okumazdık.

Neden? Zaten biliyorsun, tatmin etmiyor. Yazılan kitap sizi tatmin etmiyor. Neden?

Zaten biliyorsun, tatmin etmiyor. Yazılan kitap sizi tatmin etmiyor.

Onun için, seneler çok kıymetlidir. Onun için, seneler çok kıymetlidir.

Şimdiye kadar 22 sene harcamışsınız, bundan sonra dakikaların bile kıymetini bilin ve iyi hazırlanın.Şimdiye kadar 22 sene harcamışsınız, bundan sonra dakikaların bile kıymetini bilin ve iyi hazırlanın. Ve savaşacakmış gibi hazırlanın. Çünkü savaştan bahsediliyor.Ve savaşacakmış gibi hazırlanın. Çünkü savaştan bahsediliyor. Genel müdür ve bakan olacakmış gibi hazırlanın;Genel müdür ve bakan olacakmış gibi hazırlanın; çünkü bu işleri yapacak insanlar Merih'ten gelecek değil, sizlersiniz.çünkü bu işleri yapacak insanlar Merih'ten gelecek değil, sizlersiniz. Ya yaparsınız ya da ağzınıza yüzünüze bulaştırırsınız, memleketi batırırsınız. Ya yaparsınız ya da ağzınıza yüzünüze bulaştırırsınız, memleketi batırırsınız.

Ermenistan'a buğday sattık, hop oturduk hop kalktık... Şimdi dışarıdan buğday alıyormuşuz.Ermenistan'a buğday sattık, hop oturduk hop kalktık... Şimdi dışarıdan buğday alıyormuşuz. Ermenistan Azeriler'e saldırıyor, biz Ermenistan'a elektrik satıyoruz.Ermenistan Azeriler'e saldırıyor, biz Ermenistan'a elektrik satıyoruz. Kızıyoruz; kime hesap soracağız? Bir şeyi istemiyoruz, bizim istediğimizin aksi yapılıyor.Kızıyoruz; kime hesap soracağız? Bir şeyi istemiyoruz, bizim istediğimizin aksi yapılıyor. Bunu durdurmanın şekli, yolu nedir, bilmiyoruz. Yani bu âletin komuta odasının dışındayız.Bunu durdurmanın şekli, yolu nedir, bilmiyoruz. Yani bu âletin komuta odasının dışındayız. Her şeyi dışarıdan seyrediyoruz. "Aman araba gidecek bir yere çarpacak, eyvah!" Her şeyi dışarıdan seyrediyoruz. "Aman araba gidecek bir yere çarpacak, eyvah!" Ama direksiyon elimizde değil, gidiyor 'pat' diye çarpıyor. "Aman ezecek, ezmesin!" Eziyor.Ama direksiyon elimizde değil, gidiyor 'pat' diye çarpıyor. "Aman ezecek, ezmesin!" Eziyor. Yani neyi istemesen onu yapıyor, neyi istersen onu yapmıyor. Neden? Yani neyi istemesen onu yapıyor, neyi istersen onu yapmıyor.

Neden?

Komuta odasının dışında olduğumuz için, futbol oynadığınız için, sigara içtiğiniz için,Komuta odasının dışında olduğumuz için, futbol oynadığınız için, sigara içtiğiniz için, vaktinizi boş geçirdiğiniz için, sinemaya gittiğiniz için, dersi çalışmadığınız için,vaktinizi boş geçirdiğiniz için, sinemaya gittiğiniz için, dersi çalışmadığınız için, meselelerin içine girmediğiniz için; ömrü, yaşları, günleri, saatleri boş geçirdiğiniz için... meselelerin içine girmediğiniz için; ömrü, yaşları, günleri, saatleri boş geçirdiğiniz için...

Bunu bir dert olarak, yaşınız tam müsait olduğu için,Bunu bir dert olarak, yaşınız tam müsait olduğu için, Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaşta olduğunuz için size söylüyorum. Sizden ümitliyiz.Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaşta olduğunuz için size söylüyorum.

Sizden ümitliyiz.
Beraberce düşünün, istişareden çok güzel sonuçlar çıkar. İş birliği yapın, birlikten kuvvet doğar.Beraberce düşünün, istişareden çok güzel sonuçlar çıkar. İş birliği yapın, birlikten kuvvet doğar. Meseleleri geniş düşünün ve derinlemesine araştırın, her yönüyle araştırın.Meseleleri geniş düşünün ve derinlemesine araştırın, her yönüyle araştırın. Yabancı dili güzel öğrenin. Yabancı neşriyâtı takip edin.Yabancı dili güzel öğrenin. Yabancı neşriyâtı takip edin. Kendinizden küçüklere; üniversitedeyseniz lisedekilere, ortaokuldakilere,Kendinizden küçüklere; üniversitedeyseniz lisedekilere, ortaokuldakilere, akrabanıza, sevdiğinize, mahalledeki çocuklara kendi hatalarınıza düşmemeleri için yol gösterin.akrabanıza, sevdiğinize, mahalledeki çocuklara kendi hatalarınıza düşmemeleri için yol gösterin. "Biz ömrü boşa geçirmişiz, şöyle yapın." deyin. Ve gece gündüz durmayın, çalışın! "Biz ömrü boşa geçirmişiz, şöyle yapın." deyin. Ve gece gündüz durmayın, çalışın!

Türkiye'de bir gelişme var. Bu gelişmeyi düşmanlar da kabul ediyor ve korkuyor.Türkiye'de bir gelişme var. Bu gelişmeyi düşmanlar da kabul ediyor ve korkuyor. Korktuğu için de çelmelemeye çalışıyor. Hakiki bir gelişme olmasa telaşlanmazlar. Korktuğu için de çelmelemeye çalışıyor. Hakiki bir gelişme olmasa telaşlanmazlar. Almanya bize düşmanlığa kalkmaz. "Canım, ateş olsa cirmi kadar yer yakar." der, aldırmaz. Almanya bize düşmanlığa kalkmaz. "Canım, ateş olsa cirmi kadar yer yakar." der, aldırmaz. Korkuyor. Amerika korkuyor, Avrupa korkuyor, Almanya korkuyor, Rusya korkuyor.Korkuyor. Amerika korkuyor, Avrupa korkuyor, Almanya korkuyor, Rusya korkuyor. Bizi çelmelemeye çalışıyorlar. "Çelmeleme" sözü çok hafif bir sözdür, yok etmeye çalışıyorlar. Bizi çelmelemeye çalışıyorlar. "Çelmeleme" sözü çok hafif bir sözdür, yok etmeye çalışıyorlar.

Sırbistan Avrupa devletleriyle gizli anlaşma yaparakSırbistan Avrupa devletleriyle gizli anlaşma yaparak oradaki müslümanları nüfusun yüzde 10'una indirmeyi kararlaştırmış.oradaki müslümanları nüfusun yüzde 10'una indirmeyi kararlaştırmış. Onlar ona "yüzde 10'a kadar indirebilirsin" diye müsaade etmişler, onlar da kıtır kıtır kesiyorlar.Onlar ona "yüzde 10'a kadar indirebilirsin" diye müsaade etmişler, onlar da kıtır kıtır kesiyorlar. Çatır çatır uygulamayı yapıyorlar, deviriyorlar.Çatır çatır uygulamayı yapıyorlar, deviriyorlar. Ama onların asıl amacı yüzde 10'da kalmak değil, Balkanlar'dan tüm müslümanları sürüp çıkarmak. Ama onların asıl amacı yüzde 10'da kalmak değil, Balkanlar'dan tüm müslümanları sürüp çıkarmak.

Balkanlar bizim eyâletimizdi. Türkiye'nin yanlışlarından bir tanesi daha;Balkanlar bizim eyâletimizdi. Türkiye'nin yanlışlarından bir tanesi daha; hudutlarımızın içini vatan sanıp da 75 yıl önce vatan olan yerleri defterden silmektir.hudutlarımızın içini vatan sanıp da 75 yıl önce vatan olan yerleri defterden silmektir. Bu da çok yanlıştır. Tuna vilâyetimizi, Mora eyâletimizi, Belgrad'ı vesaireyi [niye silmişiz? Bu da çok yanlıştır. Tuna vilâyetimizi, Mora eyâletimizi, Belgrad'ı vesaireyi [niye silmişiz? Niye "50 sene sonra belki alınır." diye çalışma yapmamışız? Niye "50 sene sonra belki alınır." diye çalışma yapmamışız?

Almanlar istilâya uğradılar; ama Berlin'i dörde bölünmüşlükten kurtardılar,Almanlar istilâya uğradılar; ama Berlin'i dörde bölünmüşlükten kurtardılar, Almanya'yı ikiye bölünmüşlükten kurtardılar.Almanya'yı ikiye bölünmüşlükten kurtardılar. Şimdi Adriyatik denizine çıktılar, Slovenya ve Hırvatistan'ı kurarak, onlarla iş birliği yaparak Şimdi Adriyatik denizine çıktılar, Slovenya ve Hırvatistan'ı kurarak, onlarla iş birliği yaparak tarihî hayallerini gerçekleştirdiler.tarihî hayallerini gerçekleştirdiler. Onların hayalleri Baltık denizinden Akdeniz'e kadar bir imparatorluk kurmaktı. Onların hayalleri Baltık denizinden Akdeniz'e kadar bir imparatorluk kurmaktı. Tarihte Şarlman zamanında kurmuşlardı. Şimdi yine onu sağladılar. Ama çeşitli oyunlarla... AET dediler.Tarihte Şarlman zamanında kurmuşlardı. Şimdi yine onu sağladılar. Ama çeşitli oyunlarla...

AET dediler.
İşte bu bir iktisat oyunudur, sizin işinizdir. Onlar AET, Avrupa Ekonomik Topluluğu diye başladılar. İşte bu bir iktisat oyunudur, sizin işinizdir. Onlar AET, Avrupa Ekonomik Topluluğu diye başladılar. Ekonomik birlikler siyasî birliklere dönüşüyor, bu bir kanun. Bunu bilin. Ekonomik birlikler siyasî birliklere dönüşüyor, bu bir kanun. Bunu bilin. Onun için, İslâm âlemiyle ekonomik ilişkileri kuvvetlendirmeye çalışın. Onun için, İslâm âlemiyle ekonomik ilişkileri kuvvetlendirmeye çalışın. Siz de AET'ler, İAT'ler, iyi İAET'ler yapın.Siz de AET'ler, İAT'ler, iyi İAET'ler yapın. İslâm topluluğu olsun. Tabii Avrupa olduğuna göre 'A' değişecek, başka bir şey olacak.İslâm topluluğu olsun. Tabii Avrupa olduğuna göre 'A' değişecek, başka bir şey olacak. Ama Asya olur, Ortadoğu olur...Ama Asya olur, Ortadoğu olur... Demek ki sizin Avrupa'daki meslektaşlarınız kendi ülkülerine güzel hizmet ediyorlar, Demek ki sizin Avrupa'daki meslektaşlarınız kendi ülkülerine güzel hizmet ediyorlar, etmişler, onun misâli bu. Biz de sizlerden böyle deha bekliyoruz. Böyle dâhiyâne işler bekliyoruz. etmişler, onun misâli bu. Biz de sizlerden böyle deha bekliyoruz. Böyle dâhiyâne işler bekliyoruz.

Allahu Teâlâ hazretleri tevfîkini refîk eylesin. Hayırlara muvaffak eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri tevfîkini refîk eylesin. Hayırlara muvaffak eylesin. Ömrünüzü hayırlı verimli şekilde geçirmenizi nasip eylesin.Ömrünüzü hayırlı verimli şekilde geçirmenizi nasip eylesin. Ve çalışmalarınızın müspet sonuçlarını almanızı, hayırlı sonuçlara ulaştığınızı görmenizi nasip eylesin. Ve çalışmalarınızın müspet sonuçlarını almanızı, hayırlı sonuçlara ulaştığınızı görmenizi nasip eylesin. Mutlu ve bahtiyar olmanızı nasip eylesin. Cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin. Mutlu ve bahtiyar olmanızı nasip eylesin. Cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâh. es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâh.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2