Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Dünya ve Ahiretin Hayrı

Mehmed Zahid KOTKU

5 Şa'bân 1396 / 01.08.1976
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Dünya ve Ahiretin Hayrı

Mehmed Zahid KOTKU

5 Şa'bân 1396 / 01.08.1976
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Bu dördü de özellikleBu dördü de özellikle nefsine hakimiyet.nefsine hakimiyet. Bu nefse kim ki hakim oluyor.Bu nefse kim ki hakim oluyor. Cenab-ı Hak bunlara cehennemi haram ediyor.Cenab-ı Hak bunlara cehennemi haram ediyor. Cehennemlik bunlar.Cehennemlik bunlar. Bir de şeytandan da korunuyor.Bir de şeytandan da korunuyor. Şeytan da onlara musallat olamıyor.Şeytan da onlara musallat olamıyor.

RE. 68/10 ... ve hîne yağdabü; ve erbaun men künne fîhi


RE. 68/10 ... ve hîne yağdabü; ve erbaun men künne fîhi
neşera’llàhu aleyhi rahmetehû, ve edhalehu’l- cenneti ...neşera’llàhu aleyhi rahmetehû, ve edhalehu’l- cenneti ... Şu 4 şeyi kim yaparsa,Şu 4 şeyi kim yaparsa, Allah-u Teàlâ ona rahmetini neşreder, yayarAllah-u Teàlâ ona rahmetini neşreder, yayar ve onu cennetine koyar.ve onu cennetine koyar. Ve rahmetini onların üzerine doldurur böyle yağdırır.Ve rahmetini onların üzerine doldurur böyle yağdırır.

Men âvâ miskînen.


Men âvâ miskînen.


Bir miskini barındırmak.


Bir miskini barındırmak.
Memleket miskinle dolu.Memleket miskinle dolu. Fakat bunları barındıracak hiçbir şeyimiz yok.Fakat bunları barındıracak hiçbir şeyimiz yok. Bir sıkıntımız var ama burada kaç kişi çözebiliyor sıkıntımızı , bu da çok şeraete bağlı.Bir sıkıntımız var ama burada kaç kişi çözebiliyor sıkıntımızı , bu da çok şeraete bağlı.

Bu köprü altlarında ve sair yerlerde


Bu köprü altlarında ve sair yerlerde
yaşayan zavallıların adedi kim bilir ne kadar?yaşayan zavallıların adedi kim bilir ne kadar? Bunları barındırmak, memlekette yaşayan,Bunları barındırmak, memlekette yaşayan, hali vakti olan insanların birinci vazifesi…hali vakti olan insanların birinci vazifesi…

Bunu yaparsan hem cennete gireceksin,


Bunu yaparsan hem cennete gireceksin,
hem de memlekette bir vatandaşı kurtarmış olacaksın.hem de memlekette bir vatandaşı kurtarmış olacaksın. Onu, hele küçükken eline geçerse okutursun, tahsilini yaptırırsın, giydirirsin…Onu, hele küçükken eline geçerse okutursun, tahsilini yaptırırsın, giydirirsin… Eh sonunda beddua ederse, isterse etsin.Eh sonunda beddua ederse, isterse etsin. Allah yanında zayi olmaz ki, bu amellerin…Allah yanında zayi olmaz ki, bu amellerin… Bir kere cenneti hakkedersin.Bir kere cenneti hakkedersin. Ama bunu yapan bugün kaç tane insan bulunur bilmem.Ama bunu yapan bugün kaç tane insan bulunur bilmem. Men âvâ miskînen.Men âvâ miskînen.

Ve rahime’d-daîfe.


Ve rahime’d-daîfe.


Zayıflara acımak.


Zayıflara acımak.
Zayıflara acımak da vazifemizken,Zayıflara acımak da vazifemizken, bugün zayıflara acıyacak kimse kalmamıştır.bugün zayıflara acıyacak kimse kalmamıştır. Herkes kendi derdine düşmüş, kendi halinde…Herkes kendi derdine düşmüş, kendi halinde… İki.İki.

Ve rafeka bi’l-memlûki.


Ve rafeka bi’l-memlûki.


Bu memlûk bugün yok ise de, kölelerin yerinde hizmetkârlar vardır.


Bu memlûk bugün yok ise de, kölelerin yerinde hizmetkârlar vardır.
Onlara rıfk ile muamele ediyor.Onlara rıfk ile muamele ediyor. İşçisine rıfk ile muamele ediyor.İşçisine rıfk ile muamele ediyor. Üç.Üç. Dördüncüsü.Dördüncüsü.

Ve enfaka ale’l-vâlideyni.


Ve enfaka ale’l-vâlideyni.
Bu da çok mühim bir iş.Bu da çok mühim bir iş. Ana babaya infak.Ana babaya infak.

İster muhtaç olsunlar, ister muhtaç olmasınlar.


İster muhtaç olsunlar, ister muhtaç olmasınlar.
Muhtaç olurlarsa, bakmak mecburiyetindeyiz.Muhtaç olurlarsa, bakmak mecburiyetindeyiz. Muhtaç olmadıkları takdirde onlara ikram, ihsan en güzel fazilettir.Muhtaç olmadıkları takdirde onlara ikram, ihsan en güzel fazilettir. İnsanın anasını, babasını sevindirmesi kadar iyi bir şey olur mu?İnsanın anasını, babasını sevindirmesi kadar iyi bir şey olur mu? En güzel şey onları sevindirmek.En güzel şey onları sevindirmek.

İşte bu dört şeyi yapabildiğimiz taktirde, Allah bizi cennetine koyar.


İşte bu dört şeyi yapabildiğimiz taktirde, Allah bizi cennetine koyar.
Allah cümlemize nasib etsin...Allah cümlemize nasib etsin... Zor da değil.Zor da değil. Zor mu? Bir insan bir miskini barındıramaz mı?Zor mu? Bir insan bir miskini barındıramaz mı? Kaç dairesi var, apartmanı var, şuyu var, buyu var da…Kaç dairesi var, apartmanı var, şuyu var, buyu var da… Bir fakiri bir apartmana oturtturuver.Bir fakiri bir apartmana oturtturuver. Bir göz odasını veriver.Bir göz odasını veriver. Kolay.Kolay. Zayıflara acımak.Zayıflara acımak. O da kolay.O da kolay. Kölelere acımak.Kölelere acımak. Rıfk ile muamele etmek.Rıfk ile muamele etmek. O da insanın yapması gereken bir şey…O da insanın yapması gereken bir şey… Valideyne ihsan vazifemiz zaten.Valideyne ihsan vazifemiz zaten. Bunu yapanlara cennet hazır.Bunu yapanlara cennet hazır. Allah cümlemize nasib eylesin!Allah cümlemize nasib eylesin! Yine bir dört var ki.Yine bir dört var ki.

RE. 68/11 Men u’tıyehünne, fekad u’tıye hayre’d- dünyâ ve’l-âhireti ...


RE. 68/11 Men u’tıyehünne, fekad u’tıye hayre’d- dünyâ ve’l-âhireti ...


Dört şey kime verilmişse, dünya ve ahiretin bütün hayırları ona verilmiştir:


Dört şey kime verilmişse, dünya ve ahiretin bütün hayırları ona verilmiştir:
Ne mutlu ki dört şeyNe mutlu ki dört şey kimde varsa dünya ve ahiretinkimde varsa dünya ve ahiretin bütün hayırlarına nail olur.bütün hayırlarına nail olur. Ne diyor orada; hayre’d dünyâ ve’l-âhireti...Ne diyor orada; hayre’d dünyâ ve’l-âhireti...

Lisânün zâkirun.


Lisânün zâkirun.
Allah öyle bir dil versin ki daima zikir Allah, Allah, Allah, Allah,Allah öyle bir dil versin ki daima zikir Allah, Allah, Allah, Allah, lâ ilâhe illa’llàh, lâ ilâhe illa’llàh, lâ ilâhe illa’llàh desin.lâ ilâhe illa’llàh, lâ ilâhe illa’llàh, lâ ilâhe illa’llàh desin. İçinden dışından nasıl derse desin.İçinden dışından nasıl derse desin. Dilini zikre alıştırsın.Dilini zikre alıştırsın.

Dilini boş laflara, malayani sözlere vereceğine,


Dilini boş laflara, malayani sözlere vereceğine,
Allah-u Teàlâ’nın zikrine alıştırsın dilini,Allah-u Teàlâ’nın zikrine alıştırsın dilini, daima Allah-u Teàlâ’nın zikriyle meşgul olsun.daima Allah-u Teàlâ’nın zikriyle meşgul olsun. Başkaları konuşur.Başkaları konuşur. Varsın konuşsun, senin dilin Allah’la olsun.Varsın konuşsun, senin dilin Allah’la olsun. Tabii dilin Allah’la olunca, gönlün de Allah’la olacak.Tabii dilin Allah’la olunca, gönlün de Allah’la olacak. Ne güzel şey.Ne güzel şey. Dilini ve dolasıyla gönlünü de Allah’la meşgul et.Dilini ve dolasıyla gönlünü de Allah’la meşgul et.

Lisânün zâkirun ...


Lisânün zâkirun ...


Huzur denilen şey diyoruz ya.


Huzur denilen şey diyoruz ya.
Huzur-u kalp herkeste kolaylıkla olmaz.Huzur-u kalp herkeste kolaylıkla olmaz. Kolaylıkla olmadığı halde, huzurlu olsun, huzursuz olsun,Kolaylıkla olmadığı halde, huzurlu olsun, huzursuz olsun, daima sen zikirle meşgul ol!daima sen zikirle meşgul ol! Demek ki “Ya hu huzur bulamıyorum.Demek ki “Ya hu huzur bulamıyorum. Neden … meşgul olacağım?”Neden … meşgul olacağım?” Huzur şart değil.Huzur şart değil. Huzur olsa herkes yapar.Huzur olsa herkes yapar. Ama huzur yok.Ama huzur yok. Yine sen Allah de!Yine sen Allah de! Onun kelimesinden bile ...Onun kelimesinden bile ...

Zikir hakkında hadisler pek çok…


Zikir hakkında hadisler pek çok…
Onun için her müslüman, ibadeti yalnız namaza münhasır kılmamalı.Onun için her müslüman, ibadeti yalnız namaza münhasır kılmamalı.

“—Eh ezan okunsun, namaz vakti gelsin, gideyim namazımı kılayım!”


“—Eh ezan okunsun, namaz vakti gelsin, gideyim namazımı kılayım!”


Tamam, o ayrı bir iş, üzerimize farz olan bir ibadet.


Tamam, o ayrı bir iş, üzerimize farz olan bir ibadet.
Ama daima Allah-u Teàlâ’nın zikriyle meşgul olursan,Ama daima Allah-u Teàlâ’nın zikriyle meşgul olursan, namaza geldiğin vakitte, kıldığın namazın tadını, tuzunu bulursun.namaza geldiğin vakitte, kıldığın namazın tadını, tuzunu bulursun. Çünkü gönlü zaten Allah’a vermişsin.Çünkü gönlü zaten Allah’a vermişsin. Divana durunca bambaşka olur.Divana durunca bambaşka olur.

Ama bütün vaktin malayani ile geçer,


Ama bütün vaktin malayani ile geçer,
sonra Allahu ekber dersin, yine mâlâyani ile meşgulsün.sonra Allahu ekber dersin, yine mâlâyani ile meşgulsün. Nerede olduğunun farkında bile değilsin.Nerede olduğunun farkında bile değilsin. Ama dilini alıştırırsan zikre, gönlün de alışır tabiatıyla.Ama dilini alıştırırsan zikre, gönlün de alışır tabiatıyla. Oh ne mutlu...Oh ne mutlu... Bir bu nimet birisinde olursa, iki:Bir bu nimet birisinde olursa, iki:

Ve kalbün şâkirun.


Ve kalbün şâkirun.
İkincisi kalbi şakir.İkincisi kalbi şakir. Kalbin, gönlün zikrediyor Allah'ın verdiği nimetlere.Kalbin, gönlün zikrediyor Allah'ın verdiği nimetlere. En büyük nimet bize Cenab-ı Hak bize imanı vermiş,En büyük nimet bize Cenab-ı Hak bize imanı vermiş, İslâm’ı vermiş, sıhhati vermiş, afiyeti vermiş,İslâm’ı vermiş, sıhhati vermiş, afiyeti vermiş, envai çeşit nimetler vermiş.envai çeşit nimetler vermiş. Bunlara karşı şükür lazım değil mi?Bunlara karşı şükür lazım değil mi?

“—Eh, yâ Rabbi şükür!”


“—Eh, yâ Rabbi şükür!”


Kâfi değil…


Kâfi değil…
Bedenin şükrü; ibadet taat edersin,Bedenin şükrü; ibadet taat edersin, yasaklardan kaçınırsın, günahlardan kaçınırsın…yasaklardan kaçınırsın, günahlardan kaçınırsın… Ara sıra oruç tutacaksın, bedenin şükrünü yapacaksın.Ara sıra oruç tutacaksın, bedenin şükrünü yapacaksın. Her azanın şükrü var.Her azanın şükrü var. Her azanın şükründe böyle yapmakla mükellefsin.Her azanın şükründe böyle yapmakla mükellefsin. İki.İki.

Ve bedenün ale’l-belâi sàbirun.


Ve bedenün ale’l-belâi sàbirun.


Belalar, musibetler insanlardan eksik olmaz.


Belalar, musibetler insanlardan eksik olmaz.
Denizlerde dalga nasıl bitmiyorsa, insanlarda da ibtilâlar bitmez.Denizlerde dalga nasıl bitmiyorsa, insanlarda da ibtilâlar bitmez. En büyük ibtilâlar, peygamberlere verilmiştir.En büyük ibtilâlar, peygamberlere verilmiştir. En büyük ibtilâ el enbiya sümmel evliya.En büyük ibtilâ el enbiya sümmel evliya.

Ondan sonra da velileredir.


Ondan sonra da velileredir.
Ondan sonra da birbirini takip eder.Ondan sonra da birbirini takip eder. İbtilâdan kaçma!İbtilâdan kaçma!

Bizim Üftade Hz. der ki:


Bizim Üftade Hz. der ki:
Bir ibtilâ, sabrettiği taktirde bir insanıBir ibtilâ, sabrettiği taktirde bir insanı bin derece yükseltir.bin derece yükseltir. Bir ibtilâ, bin derece yükselmesine vesile olur sabrettiği taktirde.Bir ibtilâ, bin derece yükselmesine vesile olur sabrettiği taktirde. Ama bütün günü şikâyetle vaktini geçirirse,Ama bütün günü şikâyetle vaktini geçirirse, bir şey elde edemez.bir şey elde edemez. Lisânün zâkirun bir, ve kalbün şâkirun iki,Lisânün zâkirun bir, ve kalbün şâkirun iki, ve bedenün ale’l-belâi sàbirun.ve bedenün ale’l-belâi sàbirun. Allah'tan gelenlere de sabredeceksin. Üç.Allah'tan gelenlere de sabredeceksin. Üç.

Dördüncüsü.


Dördüncüsü.


Ve zevcetün lâ tebgîhi havfen fî nefsihâ velâ mâlihî


Ve zevcetün lâ tebgîhi havfen fî nefsihâ velâ mâlihî
salihen tuînü ehadüküm alâ dînihî.salihen tuînü ehadüküm alâ dînihî. Bir de zevcei saliha.Bir de zevcei saliha.

Saliha bir hanıma nail olmak, demek ki dünya ahiret saadetlerine bedel.


Saliha bir hanıma nail olmak, demek ki dünya ahiret saadetlerine bedel.
Onun için, ey genç kardeşim, aklını başına al!Onun için, ey genç kardeşim, aklını başına al! Bir insan dört şeye göz diker:Bir insan dört şeye göz diker: Güzelliğe bir, servete iki, bilgiye üç; dördüncüsü de dinidir.Güzelliğe bir, servete iki, bilgiye üç; dördüncüsü de dinidir.

Servete göz dikersen, servet elden çabuk gider.


Servete göz dikersen, servet elden çabuk gider.
Güzelliğe göz dikersen, o da gider elden.Güzelliğe göz dikersen, o da gider elden. O da bir müddet içindir.O da bir müddet içindir. Fakat zenginlik bilgi.Fakat zenginlik bilgi.

Bilgi dediğin, dünyanın bilgilerinden ne olacak?


Bilgi dediğin, dünyanın bilgilerinden ne olacak?
Daima mücadele ile geçiyor ömrü.Daima mücadele ile geçiyor ömrü. Çünkü karşısındaki de bilgin, mütemadiyen boğuşursun.Çünkü karşısındaki de bilgin, mütemadiyen boğuşursun. Ömür zayi olur.Ömür zayi olur.

Ama dinine sahipse; bilgisi az, serveti de yok.


Ama dinine sahipse; bilgisi az, serveti de yok.
Olmasın, serveti verecek Allah’tır, güzelliği verecek yine Allah’tır.Olmasın, serveti verecek Allah’tır, güzelliği verecek yine Allah’tır. Ahlâkı güzel olsun, huyu güzel olsun.Ahlâkı güzel olsun, huyu güzel olsun. Böyle bir zevceye nâil olursan,Böyle bir zevceye nâil olursan, ... salihen tuînü ehadüküm alâ dînihî.... salihen tuînü ehadüküm alâ dînihî. Din üzerine sana yardımcıdır.Din üzerine sana yardımcıdır. Gece ibadete kalkar, seni de kaldırır.Gece ibadete kalkar, seni de kaldırır. Çamaşırını yıkar, bulaşığını yıkar, yemeğini hazırlar,Çamaşırını yıkar, bulaşığını yıkar, yemeğini hazırlar, evin temizliğini yapar, hizmetini yapar.evin temizliğini yapar, hizmetini yapar. Eh daha ne istiyor insan?Eh daha ne istiyor insan? Bunlarla meşgul olur.Bunlarla meşgul olur.

Böyle saliha bir kadına sahip olan, belâlara sabreden,


Böyle saliha bir kadına sahip olan, belâlara sabreden,
Allah’ın verdiği nimetlere şükreden...Allah’ın verdiği nimetlere şükreden... Şükürde verdiği ifade nimetlere günahlardan kaçmaktır.Şükürde verdiği ifade nimetlere günahlardan kaçmaktır. Birisi de Allah-u Teàlâ’nın zikrine, dilini alıştırmak.Birisi de Allah-u Teàlâ’nın zikrine, dilini alıştırmak. Bu dört şey kimde varsa.Bu dört şey kimde varsa. Erbaun men u’tıyehünne, fekad u’tıye hayre’d- dünyâ ve’l-âhireti ...Erbaun men u’tıyehünne, fekad u’tıye hayre’d- dünyâ ve’l-âhireti ... dünya ve ahiretin hayırlarına nail olmuştur.dünya ve ahiretin hayırlarına nail olmuştur.

Şimdi desek;


Şimdi desek;


“—Gel bakalım sana da bir ders verelim de sen de Allah de!”


“—Gel bakalım sana da bir ders verelim de sen de Allah de!”


“—Olur mu şimdi bu devirde?


“—Olur mu şimdi bu devirde?
Ben nasıl bu işleri bırakacağım da Allah demekle meşgul olacağım?Ben nasıl bu işleri bırakacağım da Allah demekle meşgul olacağım? ......

Allah demekle vakit geçer mi?”


Allah demekle vakit geçer mi?”
Diye envai çeşit itirazlar çıkar.Diye envai çeşit itirazlar çıkar. Allah kusurlarımızı affetsin…Allah kusurlarımızı affetsin…

Taberânî ve Beyhakî, Abdullah ibn-i Abbas RA’dan rivayet etmişler.


Taberânî ve Beyhakî, Abdullah ibn-i Abbas RA’dan rivayet etmişler.


Yine bir tane daha geçen ki dersten ilaveten.


Yine bir tane daha geçen ki dersten ilaveten.


RE. 68/13 Erbau hisàlin min seàdeti’l mer’i ...


RE. 68/13 Erbau hisàlin min seàdeti’l mer’i ...


Dört şey vardır ki kişinin saadetindendir.


Dört şey vardır ki kişinin saadetindendir.
Ötekinde, dünya ve ahiretin bütün hayırları ona verilir diyordu;Ötekinde, dünya ve ahiretin bütün hayırları ona verilir diyordu; burada kişinin saadetindendir diyor.burada kişinin saadetindendir diyor. Birisi.Birisi.

En tekûne zevcetühû sàlihaten.


En tekûne zevcetühû sàlihaten.
“Sàliha bir hanıma sahip olması.”“Sàliha bir hanıma sahip olması.” Evde güzel geçim oluyor.Evde güzel geçim oluyor. Onun için evlenirken sàliha olmasına dikkat et!Onun için evlenirken sàliha olmasına dikkat et! Sonra pişman olursun para etmez.Sonra pişman olursun para etmez. Zamanında sàliha bir kadını seçmenin çaresine bak.Zamanında sàliha bir kadını seçmenin çaresine bak.

Ve veledühû ebrâren.


Ve veledühû ebrâren.
Allah böyle çocuklar vermiş ya, bu çocuklarda babasına uyuyorlar.Allah böyle çocuklar vermiş ya, bu çocuklarda babasına uyuyorlar. İyi insanlar, güzel insanlar.İyi insanlar, güzel insanlar. Hayırları yapıyorlar, ellerinden geldiği kadar dinlerine hizmet ediyorlar.Hayırları yapıyorlar, ellerinden geldiği kadar dinlerine hizmet ediyorlar. Büyüklerine saygılı, merhametli, şefkatli, güzel.Büyüklerine saygılı, merhametli, şefkatli, güzel. Böyle bir evlada sahip olmak.Böyle bir evlada sahip olmak. Birincisi hanımının saliha olması,Birincisi hanımının saliha olması, ikincisi evladının ebrardan olması.ikincisi evladının ebrardan olması.

Ve huletàuhû sàlihîne.


Ve huletàuhû sàlihîne.
İnsanların dostları oluyor ya konuştuğu görüştüğü onlar da salih kimseler olması.İnsanların dostları oluyor ya konuştuğu görüştüğü onlar da salih kimseler olması. Ve huletàuhû sàlihîne.Ve huletàuhû sàlihîne. İyi insanlarla oturup kalkar.İyi insanlarla oturup kalkar. Onların sıhhatlerinde bulunur, onlarla oturup kalkar.Onların sıhhatlerinde bulunur, onlarla oturup kalkar.

Ve maîşetühû fî beledihî.


Ve maîşetühû fî beledihî.
Rızkı da memleketinde,Rızkı da memleketinde, memleketinde yani dükkanı vardır işi vardır neyse.memleketinde yani dükkanı vardır işi vardır neyse. Ama memleketinde.Ama memleketinde. Akşam evine gelir, sabahtan evinden işine gider.Akşam evine gelir, sabahtan evinden işine gider. Rahat.Rahat. Bir de maîşetühû var. Dışarlarda oluyor mesela. Bir de maîşetühû var. Dışarlarda oluyor mesela. Bir hafta memleketinde olurda bir hafta da dışarda rızık arıyor. Bir hafta memleketinde olurda bir hafta da dışarda rızık arıyor. O da zor tabi evde çoluk çocuk perişan oluyor. Bu da saadetten değil.O da zor tabi evde çoluk çocuk perişan oluyor. Bu da saadetten değil. İbn-i Asâkir, Râfiî, İbn-i Hibbân, İbn-i Adiy, ..., Hz. Ali RA’dan rivayet etmişler. İbn-i Asâkir, Râfiî, İbn-i Hibbân, İbn-i Adiy, ..., Hz. Ali RA’dan rivayet etmişler.

Allah cümlemizi affetsin…


Allah cümlemizi affetsin…
Hayatının seçimi bu, hayatını seçerken öyle seç.Hayatının seçimi bu, hayatını seçerken öyle seç. Tabii evlâdın ebrardan olması,Tabii evlâdın ebrardan olması, babanın salâh-ı haline de bağlı.babanın salâh-ı haline de bağlı. Baba sàlih insan olursa…Baba sàlih insan olursa… Zifaf gecesini ganimet bilir de abdestini alır,Zifaf gecesini ganimet bilir de abdestini alır, namazını kılar, Allah’a yalvararak muamele-i zevciyyede bulunursa,namazını kılar, Allah’a yalvararak muamele-i zevciyyede bulunursa, Allah-u Teàlâ onlara sàlih evlat nasib eder.Allah-u Teàlâ onlara sàlih evlat nasib eder. Ama bir de sarhoş olarak, gaflet içerisinde,Ama bir de sarhoş olarak, gaflet içerisinde, hanımıyla muaşerette bulunursa, onun da çocuğu ona göre olur.hanımıyla muaşerette bulunursa, onun da çocuğu ona göre olur. Allah affetsin kusurlarımızı…Allah affetsin kusurlarımızı…

RE. 69/1 Erbaun ...


RE. 69/1 Erbaun ...
Yine dört şey vardır ki.Yine dört şey vardır ki. ... lâ yeşba’ne min erbain ...... lâ yeşba’ne min erbain ... Bu dört diğer dörtten doymaz.Bu dört diğer dörtten doymaz. Birisi.Birisi.

Aynün min nazarin.


Aynün min nazarin.
Göz bakmaya doymaz, baktıkça bakar.Göz bakmaya doymaz, baktıkça bakar. Onun için gözüne sahip ol, hakim ol,Onun için gözüne sahip ol, hakim ol, kötü şeylere bakma, günah şeylere bakma, fena şeylere bakma!kötü şeylere bakma, günah şeylere bakma, fena şeylere bakma! O Allah’ın verdiği bir nimettir.O Allah’ın verdiği bir nimettir. Onunla Kur’an okunur, ibret nazarıyla güzel şeylere bakılır.Onunla Kur’an okunur, ibret nazarıyla güzel şeylere bakılır.

Bir göz ki olmaya ibret nazarında;


Bir göz ki olmaya ibret nazarında;

Ol düşmanıdır sahibinin baş üzerinde.

Ol düşmanıdır sahibinin baş üzerinde.


Bu gözü Allah bize vermiş,


Bu gözü Allah bize vermiş,
“Aleme bak da ibret al!” diye.“Aleme bak da ibret al!” diye. Bakıyor ki semalar, ucu yok bucağı yok.Bakıyor ki semalar, ucu yok bucağı yok. “Bunları kim yapmış yâhu?” diye insan bir parça düşünmez mi?“Bunları kim yapmış yâhu?” diye insan bir parça düşünmez mi?

Şöyle güzel bir tablo koysalar önünüze,


Şöyle güzel bir tablo koysalar önünüze,
“Bu kimin eseri?” diyoruz.“Bu kimin eseri?” diyoruz.

“—Canım işte toz toprak gelmiş, olmuş, boyanmış çıkmış.” desek kimse inanır mı?


“—Canım işte toz toprak gelmiş, olmuş, boyanmış çıkmış.” desek kimse inanır mı?


Bu koca varlıkları tabiatın icabı diye nasıl aldanıyor insan.


Bu koca varlıkları tabiatın icabı diye nasıl aldanıyor insan.
Olur mu hiç?Olur mu hiç? Bu varlık, ucu yok, bucağı yok; Allah-u Teàlâ’nın eseri.Bu varlık, ucu yok, bucağı yok; Allah-u Teàlâ’nın eseri. Bu varlıkların sahibi Allah’tır.Bu varlıkların sahibi Allah’tır.

Onun için göz bakmaktan doymaz.


Onun için göz bakmaktan doymaz.


Ve ardun min matarin.


Ve ardun min matarin.
“Yer yağmura doymaz, suya doymaz.”“Yer yağmura doymaz, suya doymaz.” Bu kadar yağmurlar yağar, yine toprağın içinde kaybolur, toprak emer.Bu kadar yağmurlar yağar, yine toprağın içinde kaybolur, toprak emer.

Ve ünsâ min zekerin


Ve ünsâ min zekerin
ve àlimün min ilmin.ve àlimün min ilmin. “Alim de ilme doymaz.“Alim de ilme doymaz. Mütemadiyen kitapları okudukça okuyacağı gelir,Mütemadiyen kitapları okudukça okuyacağı gelir, baktıkça bakacağı gelir, öğrendikçe öğreneceği gelir.”baktıkça bakacağı gelir, öğrendikçe öğreneceği gelir.”

RE. 71/14 Eşeddü’n-nâsi hasreten yevme’lkıyâmeh ...


RE. 71/14 Eşeddü’n-nâsi hasreten yevme’lkıyâmeh ...
Kıyamet gününde en çok hasret, pişmanlık, nedamet o insana ki,Kıyamet gününde en çok hasret, pişmanlık, nedamet o insana ki, onun ilim tahsili mümkün idi, fırsatlar müsait, zaman da müsait idi.onun ilim tahsili mümkün idi, fırsatlar müsait, zaman da müsait idi. İlim tahsil edebilecekken tahsil etmedi.İlim tahsil edebilecekken tahsil etmedi.

... Felem yatlübhu ...


... Felem yatlübhu ...
Bu ilmi tahsil etmiyor.Bu ilmi tahsil etmiyor. Bu ilim ilm-i şer’îdir.Bu ilim ilm-i şer’îdir. Dininin ilmini tahsil etmiyor;Dininin ilmini tahsil etmiyor; radyoyla, televizyonla saatlerce ömrünü çürütüyor.radyoyla, televizyonla saatlerce ömrünü çürütüyor. Bir saat hiç olmazsa bir kitabı tedkik edip deBir saat hiç olmazsa bir kitabı tedkik edip de Allah-u Teàlâ’yı bilmek gayret sarf etmiyor.Allah-u Teàlâ’yı bilmek gayret sarf etmiyor.

Allah-u Teàlâ’yı bilmek kolay değil ya.


Allah-u Teàlâ’yı bilmek kolay değil ya.
Bunun zâtı var, sıfatı var, esmâ-i hüsnâsı var.Bunun zâtı var, sıfatı var, esmâ-i hüsnâsı var. Bunları bilmek müslümanın vazifesi.Bunları bilmek müslümanın vazifesi. Allah deyince nasıl Allah’tır diye öğrenmek lâzım!Allah deyince nasıl Allah’tır diye öğrenmek lâzım!

Yalnız Allah’a iman kâfi değil.


Yalnız Allah’a iman kâfi değil.
Evet inandık, bu mülkün sahibi Allah’tır.Evet inandık, bu mülkün sahibi Allah’tır. İyi ama meleklerine inanacaksın,İyi ama meleklerine inanacaksın, kitaplarına inanacaksın, peygamberlerine inanacaksın;kitaplarına inanacaksın, peygamberlerine inanacaksın; ahiret gününe, öldükten sonra dirilmeye de inanacaksın.ahiret gününe, öldükten sonra dirilmeye de inanacaksın.

“—Biz çürüyeceğiz de ondan sonra dirilecek miyiz?”


“—Biz çürüyeceğiz de ondan sonra dirilecek miyiz?”
Olacak şey değil bu.Olacak şey değil bu. Buna inanamazsan olmaz.Buna inanamazsan olmaz. Bir de hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanacaksın.Bir de hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanacaksın. Hayırları görünce Allah’tan biliyor, ama şer görünce kıyamet kopuyor.Hayırları görünce Allah’tan biliyor, ama şer görünce kıyamet kopuyor. ......

Onun için alimin ilme doymadığı gibi,


Onun için alimin ilme doymadığı gibi,
her müslüman da yine ilimle muhakkak her gün için bir saatini ayırmalı!her müslüman da yine ilimle muhakkak her gün için bir saatini ayırmalı! Yatmazdan evvel, sabahleyin, öğlen vakti, boş vaktindeYatmazdan evvel, sabahleyin, öğlen vakti, boş vaktinde dinî bir kitap mütâlea etmeli!dinî bir kitap mütâlea etmeli! Allah-u Teàlâ’nın zâtını, sıfatını öğrenmeli, esmasını öğrenmeli!Allah-u Teàlâ’nın zâtını, sıfatını öğrenmeli, esmasını öğrenmeli!

Biraz da Kur’an’dan ezberlemeli!


Biraz da Kur’an’dan ezberlemeli!
Kur’an okuması da ilerletmeye çalışmalı,Kur’an okuması da ilerletmeye çalışmalı, hafız gibi olmaya çalışmalı!hafız gibi olmaya çalışmalı! Müslümanlık yalnız hafızlara, hocalara mahsus değil; hepimiz için lâzım!Müslümanlık yalnız hafızlara, hocalara mahsus değil; hepimiz için lâzım! Bir dört daha.Bir dört daha.

RE. 69/2 Erbaun lâ yukbelne fî erbaaten ...


RE. 69/2 Erbaun lâ yukbelne fî erbaaten ...
“Dört şey var ki dört yerde nafaka olarak kabul olunmaz:“Dört şey var ki dört yerde nafaka olarak kabul olunmaz: ... nafakatün; min hıyânetin ...... nafakatün; min hıyânetin ... Hıyanetten kazanılan para; Hıyanetten kazanılan para; Veriyor, sadaka dağıtıyor sağa sola.Veriyor, sadaka dağıtıyor sağa sola. Olmaz boş boş kabul olunmaz.Olmaz boş boş kabul olunmaz. ... nafakatün; min hıyânetin ...... nafakatün; min hıyânetin ... ... ev serikatin ...... ev serikatin ... Yahut hırsızlık yapmış, çalmış paraları.Yahut hırsızlık yapmış, çalmış paraları. Burada çalmış paraları oralarda dağıtıyor. Boşuna yani.Burada çalmış paraları oralarda dağıtıyor. Boşuna yani.

... ev mâli yetimin ...


... ev mâli yetimin ...


Yetim malı yemek, yetimin malından almak.


Yetim malı yemek, yetimin malından almak.
İster hacda, ister umrede, ister cihadda, ister sadakalarda.İster hacda, ister umrede, ister cihadda, ister sadakalarda. Bunların hiç birisi kabul olmaz.Bunların hiç birisi kabul olmaz.

Hacca gidersin.


Hacca gidersin.
Hacda günahlar dökülüyor ya.Hacda günahlar dökülüyor ya. O günahlar, günah işle günah işle çünkü paran haram.O günahlar, günah işle günah işle çünkü paran haram. Irgattan çalmış yahut mali ganimetten çalmış yahut yetim malı çalmış.Irgattan çalmış yahut mali ganimetten çalmış yahut yetim malı çalmış.

RE. 69/3 Erbaun ünzilne min kenzin tahte’larşi:


RE. 69/3 Erbaun ünzilne min kenzin tahte’larşi:


İki türlü hazine var.


İki türlü hazine var.
Kenz, hazine demek; paralar, mallar, odalar dolusu, bankalar dolusu paralar…Kenz, hazine demek; paralar, mallar, odalar dolusu, bankalar dolusu paralar… Elde bu kadar, kollarda bu kadar, boyunlarda bu kadar ziynet…Elde bu kadar, kollarda bu kadar, boyunlarda bu kadar ziynet… Mal, mülk, hazine.Mal, mülk, hazine.

İster faizin zekatını ver, ister verme.


İster faizin zekatını ver, ister verme.
Zekatı verilmeyen paraya kenz derler.Zekatı verilmeyen paraya kenz derler. Zekatını verdikten sonra bu kenzlikten çıkar ama yine bir hazinedir yani.Zekatını verdikten sonra bu kenzlikten çıkar ama yine bir hazinedir yani. Hazinedir bu.Hazinedir bu.

Şu dört şey Arş’ın altındaki hazineden indirilmiştir:


Şu dört şey Arş’ın altındaki hazineden indirilmiştir:


Hazine iki kısımdır:


Hazine iki kısımdır:
Birisi, böyle mal mülk biriktirmek suretiyle olan hazine…Birisi, böyle mal mülk biriktirmek suretiyle olan hazine… Bu, gözünü yumdu mu, biter.Bu, gözünü yumdu mu, biter. İkincisi, bir hazinedir ki buna bir şeycik olmaz.İkincisi, bir hazinedir ki buna bir şeycik olmaz. Dünyada da nimet, ahirette de nimet…Dünyada da nimet, ahirette de nimet… Birisi.Birisi.

Ümmü’l-Kitâb.


Ümmü’l-Kitâb.
Nedir ümmü’l-kitâb?Nedir ümmü’l-kitâb? Elhamdüli’llâhirabbi’làlemîn.Elhamdüli’llâhirabbi’làlemîn. Yani Fâtiha Sûresi.Yani Fâtiha Sûresi.

Fâtiha-i Şerife öyle bir hazinedir ki,


Fâtiha-i Şerife öyle bir hazinedir ki,
o hazineye sahip olan insan dünya ve ahiret hazinelerine sahip olur.o hazineye sahip olan insan dünya ve ahiret hazinelerine sahip olur. Yedi tane ayet.Yedi tane ayet. Hepimiz her gün beş vakit namazımızda, kırk defa okuyoruz.Hepimiz her gün beş vakit namazımızda, kırk defa okuyoruz. Bunu okumayanlar, ahiret hazinelerinden mahrum kimselerdir.Bunu okumayanlar, ahiret hazinelerinden mahrum kimselerdir. Ahiret hazinelerinden mahrumdur.Ahiret hazinelerinden mahrumdur. Bunu her mü’min elhamdülillah bilir.Bunu her mü’min elhamdülillah bilir. Manası da kısadır, ayetide 7 den ibarettir ama.Manası da kısadır, ayetide 7 den ibarettir ama.

Kur’an’ın mânâsı bu yedinin içerisindedir.


Kur’an’ın mânâsı bu yedinin içerisindedir.
Bu yedi de Bi’smi’llâh’ın içerisindedir.Bu yedi de Bi’smi’llâh’ın içerisindedir. Bi’smi’llâh’ın mânâsı da be’nin içerisindedir.Bi’smi’llâh’ın mânâsı da be’nin içerisindedir. Her gün ne deriz:Her gün ne deriz: İyyâke na'budu ve iyyâke neste'în,İyyâke na'budu ve iyyâke neste'în, ihdinessirâtal mustakîm.ihdinessirâtal mustakîm. Her gün okuyoruz değil mi?Her gün okuyoruz değil mi? İhdinessirâtal mustakîm.İhdinessirâtal mustakîm. Sirâtallezine en'amte aleyhim.Sirâtallezine en'amte aleyhim. Bu peygamberlere ihsan etmiş olduğun doğru yola beni de ilhak eyle yâ Rabbi.Bu peygamberlere ihsan etmiş olduğun doğru yola beni de ilhak eyle yâ Rabbi. Bende peygamberlerin, velilerin nail olduğu hidayet yolunda olayımBende peygamberlerin, velilerin nail olduğu hidayet yolunda olayım Bunu Allah-u Teàlâ’dan beş vakitte istiyoruz.Bunu Allah-u Teàlâ’dan beş vakitte istiyoruz. “—Bizi doğru yola ilhak et.“—Bizi doğru yola ilhak et. Gayri’l mağdùbi aleyhim ve le’ddàllîn.Gayri’l mağdùbi aleyhim ve le’ddàllîn. Mağdub, gadab olmuş yahudinin yolu olmasın.Mağdub, gadab olmuş yahudinin yolu olmasın. Onu gidişatına uydurma beni ya Rabbi!Onu gidişatına uydurma beni ya Rabbi! Onun yolunu istemem yâ Rabbi.Onun yolunu istemem yâ Rabbi. Yahudinin yolunu istemem ya Rabbi.” diyoruz.Yahudinin yolunu istemem ya Rabbi.” diyoruz. Dilimiz bunu diyor.Dilimiz bunu diyor.

Sonra da yahudinin arkasından koşturuyoruz.


Sonra da yahudinin arkasından koşturuyoruz.
Hem de nasıl?Hem de nasıl? Onu geçeceğiz diye koşuyoruz.Onu geçeceğiz diye koşuyoruz. Uyar mı birbirine?Uyar mı birbirine? Dinimiz başka, harekatımız başka.Dinimiz başka, harekatımız başka. Dinimizin harekatımıza uyması lazım.Dinimizin harekatımıza uyması lazım. Ümmü’l-kitab bunu bize böyle diyor.Ümmü’l-kitab bunu bize böyle diyor. Bunu okuyan Allah’tan hidayet ister ve Yahudilerin arkasından gitmez!Bunu okuyan Allah’tan hidayet ister ve Yahudilerin arkasından gitmez!

Nasara’nın da arkasından gitmez.


Nasara’nın da arkasından gitmez.
Bunların yolunu istemem diyoruz.Bunların yolunu istemem diyoruz. “Aman yâ Rabbi, dalâlete düşmüş Nasara’nın yolu da olmasın!” diyoruz.“Aman yâ Rabbi, dalâlete düşmüş Nasara’nın yolu da olmasın!” diyoruz.

Hangi yol olsun?


Hangi yol olsun?
Peygamberlerin gösterdiği yol olsun.Peygamberlerin gösterdiği yol olsun. Bu yol hangi yoldur?Bu yol hangi yoldur? İman ve İslâm yoludur.İman ve İslâm yoludur. İslâm’ı bi’l-fiil yaşamak lazım!İslâm’ı bi’l-fiil yaşamak lazım! İslâm, Allah-u Teàlâ’nın emirlerine uymak,İslâm, Allah-u Teàlâ’nın emirlerine uymak, yasaklarından kaçmakla tekemmül eder.yasaklarından kaçmakla tekemmül eder. Onun için Allah-u Celle ve Ala cümlemizi emirlerine uyan,Onun için Allah-u Celle ve Ala cümlemizi emirlerine uyan, ve yasaklarından korunan kullarından eylesin…ve yasaklarından korunan kullarından eylesin…

İkincisi, Ayete’l-kürsî.


İkincisi, Ayete’l-kürsî.


Ayete’l-kürsî de bir hazinedir ki, mânevi bir hazinedir.


Ayete’l-kürsî de bir hazinedir ki, mânevi bir hazinedir.
İnsanları büyük sevaplara mazhar eder.İnsanları büyük sevaplara mazhar eder. Dünyası da mes’ud olur, ahireti de mes’ud olur.Dünyası da mes’ud olur, ahireti de mes’ud olur. İşte her gün beş vakit namazın arkasından okuyoruz,İşte her gün beş vakit namazın arkasından okuyoruz, onun arkasından doksan dokuz tesbih çekiyoruz.onun arkasından doksan dokuz tesbih çekiyoruz. Ayete’l-kürsî’nin fadàili çok da, namazların arkasından Ayete’l- kürsî’yi okuyoruz.Ayete’l-kürsî’nin fadàili çok da, namazların arkasından Ayete’l- kürsî’yi okuyoruz. Ondan sonra istersen başka zamanlarda da okunabilir.Ondan sonra istersen başka zamanlarda da okunabilir.

Üçüncüsü, Bakara Sûresi’nin sonu: Amene’rrasûlü…


Üçüncüsü, Bakara Sûresi’nin sonu: Amene’rrasûlü…


Bu da cennet hazinelerinden bir hazinedir.


Bu da cennet hazinelerinden bir hazinedir.
Dünya hazinesi değil.Dünya hazinesi değil. Dünya hazinesi insanın başına beladır.Dünya hazinesi insanın başına beladır. Hırsız gelir, şu gelir, bu gelir.Hırsız gelir, şu gelir, bu gelir. Elinden almak için çalışırlar.Elinden almak için çalışırlar. Para var diye bir kere tanındı mı çok insanlar …Para var diye bir kere tanındı mı çok insanlar … Ama bu ahiret hazinesidir, buna kimse musallat olamaz.Ama bu ahiret hazinesidir, buna kimse musallat olamaz. Allah hepimize ihsan etsin.Allah hepimize ihsan etsin.

Birisi de namazlarımızda her zaman okuduğumuz Sûre-i Kevser.


Birisi de namazlarımızda her zaman okuduğumuz Sûre-i Kevser.
Üç kısa ayet…Üç kısa ayet… Bu da cennet hazinelerinden bir hazinedir.Bu da cennet hazinelerinden bir hazinedir. Kur’an’ın kendisi bir hazine…Kur’an’ın kendisi bir hazine… Bu dördü Cenab-ı Peygamber ayırmış.Bu dördü Cenab-ı Peygamber ayırmış. Herkes hafız olamaz, herkes Kur’an okumuş olamaz, herkes hatim yapamaz.Herkes hafız olamaz, herkes Kur’an okumuş olamaz, herkes hatim yapamaz. Ama bunu Ümmü’l-kitâb Fâtiha’yı bilmeyen olmaz.Ama bunu Ümmü’l-kitâb Fâtiha’yı bilmeyen olmaz. La ilahe illa’llah dedi mi, evvela Fâtiha’yı öğrenecek.La ilahe illa’llah dedi mi, evvela Fâtiha’yı öğrenecek. Çünkü namaz kılacak ya.Çünkü namaz kılacak ya. İkincisi Ayete’l-kürsî’yi okuyacak.İkincisi Ayete’l-kürsî’yi okuyacak. Sûre-i Bakara’yı okuyacak, namazın sonunda bir aşır okunacak.Sûre-i Bakara’yı okuyacak, namazın sonunda bir aşır okunacak. Kevser Sûresi, işte o da kısacık bir sûre.Kevser Sûresi, işte o da kısacık bir sûre. Kul huva’llàh’ı zikretmedi burada.Kul huva’llàh’ı zikretmedi burada. O da bir hazinedir ama burada zikrolunan Kevser Sûresi’dir.O da bir hazinedir ama burada zikrolunan Kevser Sûresi’dir. Niçin? Kevser Sûresi hikmetlerle dolu,,.Niçin? Kevser Sûresi hikmetlerle dolu,,. Kime bir hikmet verilirse bütün nimetler ona verilmiş olur.Kime bir hikmet verilirse bütün nimetler ona verilmiş olur. Kevser öyle bir hikmettir ki, öyle bir hazinedir ki ucu bucağı bulunmaz.Kevser öyle bir hikmettir ki, öyle bir hazinedir ki ucu bucağı bulunmaz. Onun için Cenâb-ı Allah:Onun için Cenâb-ı Allah: İnnâ a’taynâ ke’l-kevserİnnâ a’taynâ ke’l-kevser “Biz sana kevseri verdik.” buyuruyor.“Biz sana kevseri verdik.” buyuruyor.

Kevser, cennette işte bir su imiş, o ayrı.


Kevser, cennette işte bir su imiş, o ayrı.
Asıl dünyada iken kevser,Asıl dünyada iken kevser, Allah-u Teàlâ’nın verdiği hikmettir.Allah-u Teàlâ’nın verdiği hikmettir. Çok geniş mânâları şâmildir.Çok geniş mânâları şâmildir. Dört şey var ki:Dört şey var ki:

RE. 69/4 Erbaun hakkun ale’llàhi, en yedhulehümü’lcennete ...


RE. 69/4 Erbaun hakkun ale’llàhi, en yedhulehümü’lcennete ...
Şimdi bak burada bunun tersi geldi.Şimdi bak burada bunun tersi geldi. “Dört şey var ki bu dördü kim işlerse“Dört şey var ki bu dördü kim işlerse Allah-u Teàlâ onları cennete koymaz.Allah-u Teàlâ onları cennete koymaz. Dört şey işleyenlere cennet yasaktır.”Dört şey işleyenlere cennet yasaktır.” Burada bazı rivayetler duhul-i evvelin ile demişler amaBurada bazı rivayetler duhul-i evvelin ile demişler ama bilmeyiz ki ahiret nasıl olacak.bilmeyiz ki ahiret nasıl olacak. Onun için bu dört şey insanın cennete girmesine mâni olur.Onun için bu dört şey insanın cennete girmesine mâni olur. ... hakkun ale’llàhi, en yedhulehümü’lcennete ...... hakkun ale’llàhi, en yedhulehümü’lcennete ... Yani Cenab-ı Hakk bunları cennetine kabul etmez.Yani Cenab-ı Hakk bunları cennetine kabul etmez.

Ve lâ yüzîkahüm naîmehâ.


Ve lâ yüzîkahüm naîmehâ.
“Hatta cennet nimetlerinden de mahrumdurlar.“Hatta cennet nimetlerinden de mahrumdurlar. Cennet nimetleri de bunlara tattırılmaz.”Cennet nimetleri de bunlara tattırılmaz.” İmanları varsa, cehennemde cezalarını gördükten sonra cennete girerler.İmanları varsa, cehennemde cezalarını gördükten sonra cennete girerler. Birisi, müdminü hamrin.Birisi, müdminü hamrin. İçkili, cennete girmesini istemediğim kimselerden birisi müdminü hamrin.İçkili, cennete girmesini istemediğim kimselerden birisi müdminü hamrin.

Müdmin insan devamlı içiyor.


Müdmin insan devamlı içiyor.
Ayyaş.Ayyaş. Halbuki bugün ilim adamları içkinin çok büyük zararı olduğunu söylüyorlar.Halbuki bugün ilim adamları içkinin çok büyük zararı olduğunu söylüyorlar. İnsana çok büyük tahribat yapıyor.İnsana çok büyük tahribat yapıyor. Hele kafadaki tahribatı çok fazla oluyor.Hele kafadaki tahribatı çok fazla oluyor. Onun için onları yüzleri kırmızı kırmızı, pembe pembe lekeler olur.Onun için onları yüzleri kırmızı kırmızı, pembe pembe lekeler olur. O lekeler kafalarındaki tahribatın alâmeti oluyor.O lekeler kafalarındaki tahribatın alâmeti oluyor.

Binâen aleyh vücudunu tahrip ediyor,


Binâen aleyh vücudunu tahrip ediyor,
kafasını tahrip ediyor, cennete girmesine de mânî oluyor.kafasını tahrip ediyor, cennete girmesine de mânî oluyor. Allah da bunu haram etmiş:Allah da bunu haram etmiş:

Yâ eyyühe’llezîne amenû inneme’l-hamru ve’l-meysiru


Yâ eyyühe’llezîne amenû inneme’l-hamru ve’l-meysiru
ve’l- ensâbü ve’l-ezlâmü ricsün min ameli’şeytàni, fe’ctenibûhü ...ve’l- ensâbü ve’l-ezlâmü ricsün min ameli’şeytàni, fe’ctenibûhü ... emriyle yasak etmiş bunu.emriyle yasak etmiş bunu.

Bu yasağı neden yapar insan artık?


Bu yasağı neden yapar insan artık?
Hem müslümanım diyorsun.Hem müslümanım diyorsun. Müslümanım demek, Allah’a itaat eden insan demek.Müslümanım demek, Allah’a itaat eden insan demek. Allah’ın emrine boyun büken insan demek.Allah’ın emrine boyun büken insan demek. Allah’ın emirlerine tabii olan insan demek.Allah’ın emirlerine tabii olan insan demek.

E sen tabii olmadıktan sonra, namaz yok, niyaz yok, içki var,


E sen tabii olmadıktan sonra, namaz yok, niyaz yok, içki var,
başka fenalıklar da var.başka fenalıklar da var.

“—Ben müslümanım!” diyorsun.


“—Ben müslümanım!” diyorsun.


Ne kadar Müslümansın, Allah affetsin…


Ne kadar Müslümansın, Allah affetsin…


İkincisi, ve âkilü’r-ribâ.


İkincisi, ve âkilü’r-ribâ.
“Faiz yiyenler de cennete giremez.”“Faiz yiyenler de cennete giremez.” E bugünkü zenginlere dersek bunu, kıyamet koparırlar:E bugünkü zenginlere dersek bunu, kıyamet koparırlar:

“—Ne yapalım? Fabrika da dönmez,


“—Ne yapalım? Fabrika da dönmez,
iş de dönmez, mecburuz ne yapalım?iş de dönmez, mecburuz ne yapalım? Alacağız…”Alacağız…”

Hatta bir vakitler bizim, geçmiş devirlerimizde Necip Hoca isminde bir hocaefendi vardı.


Hatta bir vakitler bizim, geçmiş devirlerimizde Necip Hoca isminde bir hocaefendi vardı.
Vaaz kürsüsünde vaaz ederken bu zavallı bir ev yaptırmaya kalkmış.Vaaz kürsüsünde vaaz ederken bu zavallı bir ev yaptırmaya kalkmış. Onun da hakkından gelememiş.Onun da hakkından gelememiş. Mecbur oldum ben de almaya bu paradan diyerek kendisi vaazı sırasında söylemiş.Mecbur oldum ben de almaya bu paradan diyerek kendisi vaazı sırasında söylemiş. Mecburiyet başka, her şey başka.Mecburiyet başka, her şey başka. Ama kocaman bir ev yaptırmak mecburiyetinde değilsiniz.Ama kocaman bir ev yaptırmak mecburiyetinde değilsiniz. Başınızı sokacak bir ev de kafidir.Başınızı sokacak bir ev de kafidir. Onun büyüğünü yaptıracağım diyerekten borca girmek de caiz değildir.Onun büyüğünü yaptıracağım diyerekten borca girmek de caiz değildir. Binâen aleyh, içki içenler, ikincisi de faiz yiyenler cennete giremezler.Binâen aleyh, içki içenler, ikincisi de faiz yiyenler cennete giremezler.

Abdülhàkim Arvâsî Efendi isminde bir hocaefendi vardı,.


Abdülhàkim Arvâsî Efendi isminde bir hocaefendi vardı,.
O da vaaz ediyor.O da vaaz ediyor. Biz de genciz o zaman, gidip dinliyoruz onu.Biz de genciz o zaman, gidip dinliyoruz onu. O demişti ki:O demişti ki:

“—Faiz yiyenler, ne kadar büyük servete sahip olurlarsa olsunlar,


“—Faiz yiyenler, ne kadar büyük servete sahip olurlarsa olsunlar,
beş batın sonra metelik kalmaz onlarda...beş batın sonra metelik kalmaz onlarda... İflas ederler tamamıyla…”İflas ederler tamamıyla…”

Onun için, faiz isterse karun var ya


Onun için, faiz isterse karun var ya
çok büyük servete sahip.çok büyük servete sahip. ......

Ama işte itaatsizliği yüzünden peygambere uymadığından dolayı


Ama işte itaatsizliği yüzünden peygambere uymadığından dolayı
bugün yerin altına gitti.bugün yerin altına gitti.

Binâen aleyh faizden kork!


Binâen aleyh faizden kork!
Nasıl kork?Nasıl kork? Yılandan, aslandan, kaplandan nasıl korkuyorsa, ondan da öyle kork.Yılandan, aslandan, kaplandan nasıl korkuyorsa, ondan da öyle kork. Çünkü Allah yasak etmiş.Çünkü Allah yasak etmiş. Allah’ın yasağına karşı cesaret göstermek,Allah’ın yasağına karşı cesaret göstermek, hamakatten başka bir şey değildir.hamakatten başka bir şey değildir.

Üç, ve âkilü mâle’l-yetîmi ...


Üç, ve âkilü mâle’l-yetîmi ...
Birisi de yetim malı yiyor.Birisi de yetim malı yiyor.

Yetim eline düşmüş, anasından babasından servet kalmış yetimin elinde.


Yetim eline düşmüş, anasından babasından servet kalmış yetimin elinde.
Sen de hazıra kondum diyerekten yetimin malından yiyorsun.Sen de hazıra kondum diyerekten yetimin malından yiyorsun. Yetimin de gücü yetmiyor tabiiYetimin de gücü yetmiyor tabii “Benim malıma elleşme!” demeye.“Benim malıma elleşme!” demeye. O yiyip yaşıyor.O yiyip yaşıyor.

Bir de var ki, yetimin malını işletiyor.


Bir de var ki, yetimin malını işletiyor.
İşlettiğinden dolayı bir hakkı kendine olur.İşlettiğinden dolayı bir hakkı kendine olur. Bu caiz, işletiyor, arttırıyor.Bu caiz, işletiyor, arttırıyor. Ondan dolayı, çalıştırdığından dolayı bir hak sahibi olabiliyor.Ondan dolayı, çalıştırdığından dolayı bir hak sahibi olabiliyor. Ama doğrudan yerse haksız oluyor.Ama doğrudan yerse haksız oluyor.

Dördüncüsü de ve’l-àkku li-vâlideyhi.


Dördüncüsü de ve’l-àkku li-vâlideyhi.
“—Annesine babasına ikram edenler cennete girer.“—Annesine babasına ikram edenler cennete girer. Allah onlara rahmetini bol bol verir.”Allah onlara rahmetini bol bol verir.” Burada da diyor ki:Burada da diyor ki:

“—Allah-u Teàlâ cennetine sokmaz.”


“—Allah-u Teàlâ cennetine sokmaz.”


Kim onlar?


Kim onlar?
Ve’l-àkku li-vâlideyhi.Ve’l-àkku li-vâlideyhi. Ana babaya âsî olanlar.Ana babaya âsî olanlar. Kur’an-u Azîmu’ş-şân, ana babaya asi olanları çok zem etmiş.Kur’an-u Azîmu’ş-şân, ana babaya asi olanları çok zem etmiş. Hani kızarız da, uf falan deriz ya.Hani kızarız da, uf falan deriz ya. O ufu bile söylememize Allah razı olmuyor.O ufu bile söylememize Allah razı olmuyor. Meselâ ana baba yanlış bir iş yaptı yahut canımızı sıktı:Meselâ ana baba yanlış bir iş yaptı yahut canımızı sıktı:

“—Of ana baba, yeter artık!”


“—Of ana baba, yeter artık!”


Buna bile razı olmuyor Allah.


Buna bile razı olmuyor Allah.
Değil ki ona asi olacak.Değil ki ona asi olacak.

Onun altında Ahıskalı Cemal Efendi vardı vaiz olan.


Onun altında Ahıskalı Cemal Efendi vardı vaiz olan.
Onun bir kitabı var, ana baba hakkında büyükçe bir kitap yazmış.Onun bir kitabı var, ana baba hakkında büyükçe bir kitap yazmış. Çok faydalı bir kitaptır.Çok faydalı bir kitaptır. Bulunursa tavsiye ederim.Bulunursa tavsiye ederim. Yine de belki kütüphanenizde vardır.Yine de belki kütüphanenizde vardır.

Dört şey: İçki bir, faiz iki, yetim malı üç,


Dört şey: İçki bir, faiz iki, yetim malı üç,
anaya babaya isyan, âsî olmak dört…anaya babaya isyan, âsî olmak dört…

Onun için onlar bizim dünyaya gelmemize sebep olmuşlar.


Onun için onlar bizim dünyaya gelmemize sebep olmuşlar.
Allah-u Teàlâ bu dünyada bize kendisini tanımak,Allah-u Teàlâ bu dünyada bize kendisini tanımak, bilmek ve o cennetine girmek için fırsat veriyor bize…bilmek ve o cennetine girmek için fırsat veriyor bize… Ona sebep olan da anamız babamız.Ona sebep olan da anamız babamız. Bize baktıkları başka…Bize baktıkları başka… Ne eziyetler çekmişler, ne meşakkatler çekmişler.Ne eziyetler çekmişler, ne meşakkatler çekmişler. Bizi yetiştirmişler.Bizi yetiştirmişler. Şimdi onlara hor hakir bakmak yakışır mı insana?Şimdi onlara hor hakir bakmak yakışır mı insana?

Bazı böyle işitiyoruz anasına babasına eziyet edenleri.


Bazı böyle işitiyoruz anasına babasına eziyet edenleri.
Onların herhalde insanlıkla da alâkaları yoktur.Onların herhalde insanlıkla da alâkaları yoktur. İslâm başka, insanlıkla da alâkaları yoktur.İslâm başka, insanlıkla da alâkaları yoktur. İnsan ufacık kafasıyla düşünür ki,İnsan ufacık kafasıyla düşünür ki, bu anaya babaya itaat lâzım.bu anaya babaya itaat lâzım. Ama ihtiyarlamışlar, akılları ermiyor, ne olursa olsun; biz onların evlâdıyız.Ama ihtiyarlamışlar, akılları ermiyor, ne olursa olsun; biz onların evlâdıyız. Yine bir dört var ki:Yine bir dört var ki: RE. 69/5 Erbaun mine’s-saàdeti ...RE. 69/5 Erbaun mine’s-saàdeti ... Bu da insanın saadetindendir.Bu da insanın saadetindendir. Yukarıda saadetler geçti ya dört tane.Yukarıda saadetler geçti ya dört tane. Dört şey var ki, saadet-i diniye diyorlar bunlara.Dört şey var ki, saadet-i diniye diyorlar bunlara. Dünya saadeti değil.Dünya saadeti değil. Dünya saadetlerini kısa bir süre yaşarsın ama, dinin saadetleri ebedidir.Dünya saadetlerini kısa bir süre yaşarsın ama, dinin saadetleri ebedidir. Birisi el-mer’etü’s-sàlihatü.Birisi el-mer’etü’s-sàlihatü. Buna çok dikkat edeceğiz.Buna çok dikkat edeceğiz. El-mer’etü’s-sàlihatü.El-mer’etü’s-sàlihatü. Şimdi bize de çok müracaatlar oluyor.Şimdi bize de çok müracaatlar oluyor.

“—Hoca efendi, çocuğun vakti geldi, evlenecek.


“—Hoca efendi, çocuğun vakti geldi, evlenecek.
Acaba bir hayırlı kısmet bulunmaz mı?” falan diyerekten.Acaba bir hayırlı kısmet bulunmaz mı?” falan diyerekten.

“—İşte filanca var, filanca var…”


“—İşte filanca var, filanca var…”


Onlara hiç iltifat etmezler.


Onlara hiç iltifat etmezler.
Ya? Parası çok kim var?Ya? Parası çok kim var? Bilgisi çok kim var?Bilgisi çok kim var? Güzelliği fevkalade kim var? Onları arıyorlar.Güzelliği fevkalade kim var? Onları arıyorlar.

Hacı hanım, bunlar iyi ama bunlar başa belâ.


Hacı hanım, bunlar iyi ama bunlar başa belâ.
Senin onda tecrüben yok bir şeyin yok.Senin onda tecrüben yok bir şeyin yok.

Bak Peygamberin sözüne kıymet ver, zevce-i sàliha diyor.


Bak Peygamberin sözüne kıymet ver, zevce-i sàliha diyor.
El-mer’etü’s-sàlihatü.El-mer’etü’s-sàlihatü. Saliha bir kadın. Saliha bir kadın. Haa bakın şimdi.Haa bakın şimdi.

Ve’l-meskenü’l-vâsiu.


Ve’l-meskenü’l-vâsiu.
Bugün bu da elde yok.Bugün bu da elde yok. Ve’l-meskenü’l-vâsiu. “Geniş bir ev.”Ve’l-meskenü’l-vâsiu. “Geniş bir ev.” İnsanı içini sıkan ufacık odalar.İnsanı içini sıkan ufacık odalar. Bir tarafına iki sandalye koyarsın, bir tarafına da bir karyola koydun mu,Bir tarafına iki sandalye koyarsın, bir tarafına da bir karyola koydun mu, oturulacak yer bile kalmıyor.oturulacak yer bile kalmıyor. Böyle evler makbul değil.Böyle evler makbul değil. Ev dediğin geniş, rahat olmalı!Ev dediğin geniş, rahat olmalı!

Hani bir profesör vardı Nureddin diyerekten.


Hani bir profesör vardı Nureddin diyerekten.
Atom müteassısı mıydı neydi?Atom müteassısı mıydı neydi? Müslüman oldu geldi.Müslüman oldu geldi. Burada çocuklarını falan da …Burada çocuklarını falan da … Bir gün bize misafir geldi.Bir gün bize misafir geldi. Bizim oda da genişçe.Bizim oda da genişçe.

“—Oh! Ya hu!


“—Oh! Ya hu!
Bak bu ufacık evlerde insanlar bunalıyor!” dedi.Bak bu ufacık evlerde insanlar bunalıyor!” dedi.

Tabii bizim çocuklar da şimdi ufacık evlerin içerisinde.


Tabii bizim çocuklar da şimdi ufacık evlerin içerisinde.
Onlar da bunalacak.Onlar da bunalacak. Onlar daha hareketli.Onlar daha hareketli. Oynayacak, hoplayacak, zıplayacak.Oynayacak, hoplayacak, zıplayacak. Ama ufacık odanın içinde nerede gitsin çocuk.Ama ufacık odanın içinde nerede gitsin çocuk. Onun için bu da demek saadetten birisi,Onun için bu da demek saadetten birisi, ve’l-meskenü’l-vâsiu.ve’l-meskenü’l-vâsiu. Geniş bir eve sahip olması.Geniş bir eve sahip olması.

Dört kat yapacağına, üç kat yapacağına, on oda yapacağına


Dört kat yapacağına, üç kat yapacağına, on oda yapacağına
üç tane oda yap da geniş geniş, güzel güzel yap!üç tane oda yap da geniş geniş, güzel güzel yap! Sonra evler yapılırken, mutlaka evin bir tarafına da bir misafirhane yapmalı.Sonra evler yapılırken, mutlaka evin bir tarafına da bir misafirhane yapmalı. Senin misafirin gelecek, hanımın misafiri gelecek, yabancı misafir gelecek.Senin misafirin gelecek, hanımın misafiri gelecek, yabancı misafir gelecek. Onların da oturacağı bir misafirhanenin bir evde bulunması lazım.Onların da oturacağı bir misafirhanenin bir evde bulunması lazım. Kapısı da ayrı olacak, bacası da ayrı olacak,Kapısı da ayrı olacak, bacası da ayrı olacak, yüz numarası da ayrı olacak.yüz numarası da ayrı olacak. Evi rahatsız etmeyecek yani.Evi rahatsız etmeyecek yani. Evi rahatsız etmeyecek şekilde yapılmalı.Evi rahatsız etmeyecek şekilde yapılmalı. Planlar yapılır ev de yapılır. Ooh ne mutlu o kimseye.Planlar yapılır ev de yapılır. Ooh ne mutlu o kimseye.

Demek ki kişinin saadeti dört şeye bağlı.


Demek ki kişinin saadeti dört şeye bağlı.
Birisi saliha bir hanım.Birisi saliha bir hanım. İkincisi geniş bir ev.İkincisi geniş bir ev. Üçüncüsü ve’l-câru’s-sàlihuÜçüncüsü ve’l-câru’s-sàlihu “Güzel bir komşu, sàlih, iyi bir komşu.”“Güzel bir komşu, sàlih, iyi bir komşu.” İyi komşu, akrabadan iyidir.İyi komşu, akrabadan iyidir. Senin akraban var mı?Senin akraban var mı? Bursa’da, Erzurum’da...Bursa’da, Erzurum’da... Sana bir hal gelirse, Erzurum’dakiSana bir hal gelirse, Erzurum’daki ahbabın gelip de senin derdine derman olmayacak herhalde.ahbabın gelip de senin derdine derman olmayacak herhalde.

Komşun senin derdine derman olacak.


Komşun senin derdine derman olacak.
Onun için sàlih olursa gelir senin yardımına koşar. “Onun için sàlih olursa gelir senin yardımına koşar. “ Ne istiyorsun, neyin var?” diye sorar.Ne istiyorsun, neyin var?” diye sorar.

Onun için evalırken;


Onun için evalırken;


“—Ev alma, komşu al!” derler.


“—Ev alma, komşu al!” derler.
Komşun iyi olursa ne mutlu sana.Komşun iyi olursa ne mutlu sana. E bir de haset komşu olur, bir de çekemez komşu vardır,E bir de haset komşu olur, bir de çekemez komşu vardır, bir de çirkin huylu komşu vardır.bir de çirkin huylu komşu vardır. Seni pişman ederler.Seni pişman ederler. Onun için diyor ki, dünyadaki komşunun çirkininden kurtulmak mümkün.Onun için diyor ki, dünyadaki komşunun çirkininden kurtulmak mümkün. Ya evi satarsın, ya evden çıkarsın; kira ise başka eve gidersin.Ya evi satarsın, ya evden çıkarsın; kira ise başka eve gidersin. Oradan kurtulursun.Oradan kurtulursun. Ya mezarda çirkin bir komşunun yanına gömülürsen,Ya mezarda çirkin bir komşunun yanına gömülürsen, vay haline senin…vay haline senin…

Bizim bir dişçimiz vardı ya neydi onun adı?


Bizim bir dişçimiz vardı ya neydi onun adı?
Amerika’ya gitti,Amerika’ya gitti, geçen gün mektup yazmış,geçen gün mektup yazmış, dişçi, orada çalışıyor.dişçi, orada çalışıyor. Diyor ki: Bir müslüman olmuş adam;Diyor ki: Bir müslüman olmuş adam;

“—Ben ölmekten korkmuyorum, ama


“—Ben ölmekten korkmuyorum, ama
burada gâvurların arasına gömülmekten korkuyorum!” diyormuş.burada gâvurların arasına gömülmekten korkuyorum!” diyormuş.

Çünkü bir müslüman mezarlığı yok burada.


Çünkü bir müslüman mezarlığı yok burada.
Ölürsem gavurların arasına gömecekler.Ölürsem gavurların arasına gömecekler. Ondan korkuyorum demiş.Ondan korkuyorum demiş.

Ben de dedim:


Ben de dedim:


“—İmanlı olduktan sonra korkmasın! Nerede olsa Allah kerimdir.” dedim.


“—İmanlı olduktan sonra korkmasın! Nerede olsa Allah kerimdir.” dedim.


Demek ki evin güzeli, genişi; komşunu da güzeli lazım,


Demek ki evin güzeli, genişi; komşunu da güzeli lazım,
güzel komşu lazım.güzel komşu lazım.

Dördüncüsü, ve’l-merkebü’l-henîü


Dördüncüsü, ve’l-merkebü’l-henîü
“Güzel, rahat bir binek.”“Güzel, rahat bir binek.” Şimdi o kalktı, onun yerine arabalar geldi.Şimdi o kalktı, onun yerine arabalar geldi. Araban güzel olsun.Araban güzel olsun.

Öyle külüstür araba olmasın, eskimiş araba olmasın,


Öyle külüstür araba olmasın, eskimiş araba olmasın,
yolda seni bırakan araba olmasın.yolda seni bırakan araba olmasın.

Gelirken yarı yolda pat dedi, lastik patladı.


Gelirken yarı yolda pat dedi, lastik patladı.
Eski araba, ne olacak?Eski araba, ne olacak? Ama yeni olursa rahat edersin.Ama yeni olursa rahat edersin.

Şimdi bu dört şey olduğu gibi:


Şimdi bu dört şey olduğu gibi:
Ve erbaun mine’ş-şekài:Ve erbaun mine’ş-şekài: Dört şey vardır ki, insanın şekàvettendir.Dört şey vardır ki, insanın şekàvettendir. Kişinin aleyhinde bu…Kişinin aleyhinde bu… Hani saîd mi şaki mi diye Şa’ban’ın on beşindeHani saîd mi şaki mi diye Şa’ban’ın on beşinde şimdi bizim elimize beratlarımız verilecek.şimdi bizim elimize beratlarımız verilecek. Ya Rabbi benim ismim eğer şaki olarak yazıldıysa,Ya Rabbi benim ismim eğer şaki olarak yazıldıysa, ne olur lütfen, ihsan et de o şekàvet oradan silinsin dene olur lütfen, ihsan et de o şekàvet oradan silinsin de oraya saîd olarak yazılsın diye yalvaracağız Allah’a.oraya saîd olarak yazılsın diye yalvaracağız Allah’a. Ama ona hazırlanmak lazım şimdiden.Ama ona hazırlanmak lazım şimdiden. İşte bu saadetle şekâvet ikisi kardeş.İşte bu saadetle şekâvet ikisi kardeş. Dört şey de şekavettendir:Dört şey de şekavettendir:

Birisi El-mer’etü’s-sûü.


Birisi El-mer’etü’s-sûü.
Kötü bir hanıma düştün mü, azaptan bir azap.Kötü bir hanıma düştün mü, azaptan bir azap. Cehennemden bir parçadır yani.Cehennemden bir parçadır yani. Dünyada insana rahat yüzü göstermez.Dünyada insana rahat yüzü göstermez.

Hanımın iyisi, beyi eve gelirken onu gülerek karşılamalı;


Hanımın iyisi, beyi eve gelirken onu gülerek karşılamalı;


“—Hoş geldin beyim, safa geldin.


“—Hoş geldin beyim, safa geldin.
Oh, maşallah.Oh, maşallah. Bugün ne kadar iyisin!” filan diyerekten,Bugün ne kadar iyisin!” filan diyerekten, çeşitli kibar sözlerle gönlünü hoş etmeli.çeşitli kibar sözlerle gönlünü hoş etmeli.

O zaman beyin yorgunluğu da gider, sıkıntısı da gider, düşünceleri varsa o da gider.


O zaman beyin yorgunluğu da gider, sıkıntısı da gider, düşünceleri varsa o da gider.
Tatlı bir dil ile karşılayınca hanımı, beyi sevinir.Tatlı bir dil ile karşılayınca hanımı, beyi sevinir.

Maalesef Kore denilen yere askerlerimiz gitti ya.


Maalesef Kore denilen yere askerlerimiz gitti ya.
O Kore’nin kadınları, gâvur kadınları, kocaları akşam eve geldi miydi,O Kore’nin kadınları, gâvur kadınları, kocaları akşam eve geldi miydi, kapının önünde kocasını yakalar.kapının önünde kocasını yakalar. Soyar baştan aşağıya.Soyar baştan aşağıya. Çarşı ayakkabılarını çıkarır.Çarşı ayakkabılarını çıkarır. Banyoya sokar, yıkar.Banyoya sokar, yıkar. Temiz esvablarını giydirir, oturttururmuş.Temiz esvablarını giydirir, oturttururmuş. Her Kore kadınının vazifesi bu imiş.Her Kore kadınının vazifesi bu imiş. Asıl müslüman kadınlarına yakışan budur yani.Asıl müslüman kadınlarına yakışan budur yani.

Hanımı evde…


Hanımı evde…
Beyi çarşıda tabii kirlenecek, tozlanacak.Beyi çarşıda tabii kirlenecek, tozlanacak. Çeşitli mesleklerde, mesela demirci olsun, manav olsun, kirlenirler.Çeşitli mesleklerde, mesela demirci olsun, manav olsun, kirlenirler. O kirli elbiselerini eve girdikleri vakitte, yıkamak mecburiyetindedir.O kirli elbiselerini eve girdikleri vakitte, yıkamak mecburiyetindedir. Hanım suyunu hazırlamıştır, çamaşırını da hazırlamıştır,Hanım suyunu hazırlamıştır, çamaşırını da hazırlamıştır, eh banyosunu da yapar, temizlenir, giyinir.eh banyosunu da yapar, temizlenir, giyinir. Oh eline kahvesini, çayını verdin miydi;Oh eline kahvesini, çayını verdin miydi; bir de güzel iltifatlarda bulundu muydu…bir de güzel iltifatlarda bulundu muydu… Oh ne mutlu!..Oh ne mutlu!.. Bir de bunun aksi olursa.Bir de bunun aksi olursa. El-mer’etü’s-sûü. Kötü hanım. Hani dediğimi almamışsın bunu getirmemişsin şimdi ne yapayımda, bitmez lafları. El-mer’etü’s-sûü. Kötü hanım. Hani dediğimi almamışsın bunu getirmemişsin şimdi ne yapayımda, bitmez lafları. Çeşitli sözleri. Allah esirgesin.Çeşitli sözleri. Allah esirgesin.

İkincisi, ve’l-câru’s-sûi.


İkincisi, ve’l-câru’s-sûi.
“Kötü bir komşu.” “Kötü bir komşu.” Allah esirgeye...Allah esirgeye... Bütün gün kavga.Bütün gün kavga. Yukarıda birisi varmış, azıcık ses çıkar:Yukarıda birisi varmış, azıcık ses çıkar:

Tak tak tak… Ne o?


Tak tak tak… Ne o?
“—Tıkırtı yapmayın!”“—Tıkırtı yapmayın!” “—Canım, ben de senin çocuklarınızı, şöyle yaparım!“—Canım, ben de senin çocuklarınızı, şöyle yaparım! Bu kötü komşu, tahrik etmeye çalışıyor insanı.Bu kötü komşu, tahrik etmeye çalışıyor insanı.

Ve’l-merkebü’s-sûü.


Ve’l-merkebü’s-sûü.
Binek de iyi değildir. Araba da iyi değildir.Binek de iyi değildir. Araba da iyi değildir. İkide bir şurası bozuluyor, burası bozuluyor.İkide bir şurası bozuluyor, burası bozuluyor. Bir sürü masrafa sokuyor insanı.Bir sürü masrafa sokuyor insanı. Yok bu da olmaz.Yok bu da olmaz.

Ve’l-meskenü’d-dayyiku.


Ve’l-meskenü’d-dayyiku.
“Dar bir ev.”“Dar bir ev.” Bu dört şey insanın şekàvetindendir.Bu dört şey insanın şekàvetindendir. Allah affetsin kusurlarımızı...Allah affetsin kusurlarımızı... Bu İbn-i Hibbân, Hàkim, Ebû Nuaym, Beyhakî, Ziyâü’l-Makdîsî ve Hatîb-i BağdâdîBu İbn-i Hibbân, Hàkim, Ebû Nuaym, Beyhakî, Ziyâü’l-Makdîsî ve Hatîb-i Bağdâdî Muhammed ibn-i Saîd ra babasından rivayet etmişler.Muhammed ibn-i Saîd ra babasından rivayet etmişler.

RE. 69/6 Erbaun mine’l-cefâi ...


RE. 69/6 Erbaun mine’l-cefâi ...
Dört şey de cefadandır.Dört şey de cefadandır.

Birisi yebûlü’r-rculü kàimen


Birisi yebûlü’r-rculü kàimen
Çiş yapacak, ayakta çiş yapıyor.Çiş yapacak, ayakta çiş yapıyor. Ayakta çiş yapmanın çok zararları vardır.Ayakta çiş yapmanın çok zararları vardır. Bir kere idrar sıçrar, üstü pislenir, o çamaşırıyla namaz kılsa olmaz.Bir kere idrar sıçrar, üstü pislenir, o çamaşırıyla namaz kılsa olmaz. İkincisi ne diyorlar ona ekseriyetle bu ayaktan işemekten oluyormuş.İkincisi ne diyorlar ona ekseriyetle bu ayaktan işemekten oluyormuş. Çünkü idrarın bir kısmı idrar yollarında kalabiliyor.Çünkü idrarın bir kısmı idrar yollarında kalabiliyor. Ama oturduğu vakitte, etraftan gördüğü tazyikle içeride ne varsa dışarı çıkıyor.Ama oturduğu vakitte, etraftan gördüğü tazyikle içeride ne varsa dışarı çıkıyor. Selâmet buluyor insan.Selâmet buluyor insan. Sonra sıçrama gibi, etrafı pisletmek de olmuyor.Sonra sıçrama gibi, etrafı pisletmek de olmuyor. Onun için Cenab-ı Peygamber, böyle buyurmuşlar.Onun için Cenab-ı Peygamber, böyle buyurmuşlar. Ayakta işemek cefadandır.Ayakta işemek cefadandır.

Cenab-ı Peygamber idrar yapacakları vakitte, o zaman tabii bizim bu helâ teşkilatı yok;


Cenab-ı Peygamber idrar yapacakları vakitte, o zaman tabii bizim bu helâ teşkilatı yok;
toprağı çubuk gibi bir şeyle eşeler, yumuşatırmış.toprağı çubuk gibi bir şeyle eşeler, yumuşatırmış. İdrar yere düşünce sıçramasın diye.İdrar yere düşünce sıçramasın diye. Yumuşak toprağa işerlermiş.Yumuşak toprağa işerlermiş. Böyle ayakta işemek hiç iyi bir şey değildir,Böyle ayakta işemek hiç iyi bir şey değildir, maalesef bizim esnaflarımız çarşıda oldukları için,maalesef bizim esnaflarımız çarşıda oldukları için, şimdiki o idrar şeyleri de buna müsait değil,şimdiki o idrar şeyleri de buna müsait değil, hep bakarsın ayaktan işer işer giderler.hep bakarsın ayaktan işer işer giderler. Etraftaki mermerler, fayanslar da pislenir.Etraftaki mermerler, fayanslar da pislenir. Hiç iyi olmaz.Hiç iyi olmaz.

Ev yüksiru mesha cebhetihî kable en yefruğa min salâtihî.


Ev yüksiru mesha cebhetihî kable en yefruğa min salâtihî.
Bir de namazda secdeye varıyoruz.Bir de namazda secdeye varıyoruz. Secdeye vardığı vakitte böyle bizim camilerimiz gibi temiz temiz halılar yok tabii.Secdeye vardığı vakitte böyle bizim camilerimiz gibi temiz temiz halılar yok tabii. Toprağa secedeye gidiyordu Arabistan’da gördüğümüz gibi kumlar üzerine secde ediyor.Toprağa secedeye gidiyordu Arabistan’da gördüğümüz gibi kumlar üzerine secde ediyor. O kumlar bazen alınlara yapışıyor,O kumlar bazen alınlara yapışıyor, ikide birde alnını temizliyor.ikide birde alnını temizliyor. Bu da cefadan ibaretmiş.Bu da cefadan ibaretmiş.

Çünkü bu secdeye kapandığımız vakitte


Çünkü bu secdeye kapandığımız vakitte
alnımız bir tazyik görüyor.alnımız bir tazyik görüyor. Buradaki kan damarlarının hareketlerini durduruyor, işlemiyor kan.Buradaki kan damarlarının hareketlerini durduruyor, işlemiyor kan. Geriye doğru birikiyor.Geriye doğru birikiyor. Bir baraj oluyor yani.Bir baraj oluyor yani. Kalkınca bu baraj yoluna devam ediyor.Kalkınca bu baraj yoluna devam ediyor. Yoluna devam ederken yolda takıntı, ufak, tefek bir şeyler varsaYoluna devam ederken yolda takıntı, ufak, tefek bir şeyler varsa onları da sürüp götürüyor.onları da sürüp götürüyor. Onun için namazda secdede ağır ağır secde et kiOnun için namazda secdede ağır ağır secde et ki barajlarda kan biriksin.barajlarda kan biriksin.

Peygamber SAS ‘in sözüne riayet ederekten ağır yapmak için


Peygamber SAS ‘in sözüne riayet ederekten ağır yapmak için
üç defa Sübhàne rabbiye’la’lâ demeli!üç defa Sübhàne rabbiye’la’lâ demeli! Beş defa derse daha a’lâ, yedi defa derse daha ala,Beş defa derse daha a’lâ, yedi defa derse daha ala, dokuz defa derse daha a’lâ...dokuz defa derse daha a’lâ...

İkincisi böyle alnını ikide bir temizlemeyecek, namazdan çıkmadıkça.


İkincisi böyle alnını ikide bir temizlemeyecek, namazdan çıkmadıkça.
Namazdan çıktıktan sonra yap.Namazdan çıktıktan sonra yap. Ama namazdayken yapmayın!Ama namazdayken yapmayın!

Ev yesmeu’l-müezzine yüezzinü.


Ev yesmeu’l-müezzine yüezzinü.
Müezzinin ‘Allahu ekber… Allahu ekber…’ diye ezan okuduğunu işitir de,Müezzinin ‘Allahu ekber… Allahu ekber…’ diye ezan okuduğunu işitir de, felâ yekùlü misle mâ yekùlü.felâ yekùlü misle mâ yekùlü. Müezzinin dediği gibi demez.”Müezzinin dediği gibi demez.”

Yani onun da ezan okuması lazım.


Yani onun da ezan okuması lazım.
Ezanı okunurken duyanların içinden,Ezanı okunurken duyanların içinden, Allâhü ekber, Allâhü ekber.Allâhü ekber, Allâhü ekber. Allâhü ekber, Allâhü ekber.Allâhü ekber, Allâhü ekber. Eşhedü en lâ ilâhe illallah, Eşhedü en lâ ilâhe illallah.Eşhedü en lâ ilâhe illallah, Eşhedü en lâ ilâhe illallah. Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah, Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah.Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah, Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah. Bu yalnız müezzine mahsus değil.Bu yalnız müezzine mahsus değil. O ilan ediyor, başka.O ilan ediyor, başka. Biz de kendi kendimiz bunu söylemekle mükellefiz.Biz de kendi kendimiz bunu söylemekle mükellefiz.

“Eşhedü enne muhammeden rasûlü’llàh…” derken,


“Eşhedü enne muhammeden rasûlü’llàh…” derken,
şu iki tırnağını birleştirip, öpüp de gözlerine sürersen, göz ağrısı da görmezsin.”şu iki tırnağını birleştirip, öpüp de gözlerine sürersen, göz ağrısı da görmezsin.”

Ev yusallî bi-sebîli, men yaktau salâtehû.


Ev yusallî bi-sebîli, men yaktau salâtehû.
Yahut bir yerde namaza durmuş ama geçit yeri, herkes geçecek oradan...Yahut bir yerde namaza durmuş ama geçit yeri, herkes geçecek oradan... Herkesin mecburen geçeceği yere durup da namaz kılmak, o da cefadandır.Herkesin mecburen geçeceği yere durup da namaz kılmak, o da cefadandır. Çünkü insanlar beklemek zorunda kalacak, bu adam namaz kılıyor, geçmeyeyim diyerekten.Çünkü insanlar beklemek zorunda kalacak, bu adam namaz kılıyor, geçmeyeyim diyerekten. O da onlara eziyet.O da onlara eziyet.

Geçecek olursa, o da büyük günah.


Geçecek olursa, o da büyük günah.
Bir insan namaz kılanın önünden geçmenin günahını bilse,Bir insan namaz kılanın önünden geçmenin günahını bilse, bir rivayette, kırk sene durur orada da geçmezmiş onun önünden...bir rivayette, kırk sene durur orada da geçmezmiş onun önünden... Yine dört şey vardır ki.Yine dört şey vardır ki.

RE. 69/7 Erbaun men fealehünne kaviye alâ sıyâmihî:


RE. 69/7 Erbaun men fealehünne kaviye alâ sıyâmihî:
Orucuna kuvvet olur.Orucuna kuvvet olur. “Kim bu dört şeyi yaparsa, oruç tutmaya bedeni tâkatli olur,“Kim bu dört şeyi yaparsa, oruç tutmaya bedeni tâkatli olur, yâni orucu kolay tutar.”yâni orucu kolay tutar.”

En yekûne evvelü fıtrihî alâ mâ.


En yekûne evvelü fıtrihî alâ mâ.
“İlk önce su ile iftar ederse...”“İlk önce su ile iftar ederse...”

Başka yerde gördüm, hurma ile iftar etmek daha efdalmiş.


Başka yerde gördüm, hurma ile iftar etmek daha efdalmiş.
Hurma ile iftar ederse, vücut hurmadan aldığı kuvvetle daha rahat oruç tututarmış.Hurma ile iftar ederse, vücut hurmadan aldığı kuvvetle daha rahat oruç tututarmış. O olmadığı takdirde, bizim memleketlerimizdekiler hurmayı nereden alacak,O olmadığı takdirde, bizim memleketlerimizdekiler hurmayı nereden alacak, su ile iftar eder.su ile iftar eder.

Ve lâ yedau’s-sahûr.


Ve lâ yedau’s-sahûr.
Bazı insanlar dayanabilirim diyorlar.Bazı insanlar dayanabilirim diyorlar. Gece sahura kalkmadan, akşamdan yediğiyle oruca niyet ediyor.Gece sahura kalkmadan, akşamdan yediğiyle oruca niyet ediyor. Olmaz.Olmaz. Kalk, sahuru terk etme.Kalk, sahuru terk etme. Az çok bir şey ye, az veya çok.Az çok bir şey ye, az veya çok. Bu sahurun bereketi var.Bu sahurun bereketi var. O sabahın seher vaktinde kalkıp da yemek yiyip ve Allah'a bir elham okumak, bir tesbih çekmek çok fazla bereketlidir.O sabahın seher vaktinde kalkıp da yemek yiyip ve Allah'a bir elham okumak, bir tesbih çekmek çok fazla bereketlidir.

Ve lâ yedau’l-kàileh.


Ve lâ yedau’l-kàileh.
Öğleden evvel, öğleden sonra da olsa olur, bir miktar uyumak.Öğleden evvel, öğleden sonra da olsa olur, bir miktar uyumak.

O da vücutta bir dinlenme yapıyor ki, o da ertesi gün orucuna kolaylık oluyor.


O da vücutta bir dinlenme yapıyor ki, o da ertesi gün orucuna kolaylık oluyor.


Ve en yeşümme şey’en min tıyb.


Ve en yeşümme şey’en min tıyb.
“Koku zaten güzel bir şey!“Koku zaten güzel bir şey! Oruçlunun da mutalaka bir koku koklaması ara sıra, o da orucu kuvvetlendirir,Oruçlunun da mutalaka bir koku koklaması ara sıra, o da orucu kuvvetlendirir, Dört gün vardır ki gecesi gündüzü gibidir.Dört gün vardır ki gecesi gündüzü gibidir. ve eyyâmühünne keleyâlîhinne.ve eyyâmühünne keleyâlîhinne. Gündüzü de gecesi gibidir.Gündüzü de gecesi gibidir.

Birisi yeberru’llàhu fîhinne’lkaseme.


Birisi yeberru’llàhu fîhinne’lkaseme.
Bu dört günün gecesi veya gündüzüBu dört günün gecesi veya gündüzü bir insan dese kibir insan dese ki bugün böyle olacak.bugün böyle olacak. Salih bir insan.Salih bir insan. Öyle oluyor.Öyle oluyor. Yemin etse yalancı çıkmaz.Yemin etse yalancı çıkmaz.

Bu dört gecede sàlih bir insan yemin etse,


Bu dört gecede sàlih bir insan yemin etse,
Allah onun sözünü yalan çıkarmaz.Allah onun sözünü yalan çıkarmaz. Hava açık olduğu halde, dese ki bugün yağmur yağacak;Hava açık olduğu halde, dese ki bugün yağmur yağacak; Allah bulutlarını gönderir, yağmuru indirir oraya…Allah bulutlarını gönderir, yağmuru indirir oraya… Bu adam öyle dedi diyerekten.Bu adam öyle dedi diyerekten. Kimmiş bunlar? Haa.Kimmiş bunlar? Haa. Ve yu’tiku fîhinne’nneseme. Bir de canlı bir şeyi azad etmek. Bir insanı kölelikten azad etmek, kurtarmak.Ve yu’tiku fîhinne’nneseme. Bir de canlı bir şeyi azad etmek. Bir insanı kölelikten azad etmek, kurtarmak. Bir köleyi kurtarmak kadar büyük fedail yok. Yu’tî fîhinne’l-cezîle. Bunlara çok çok ihsanlar buyursun.Bir köleyi kurtarmak kadar büyük fedail yok. Yu’tî fîhinne’l-cezîle. Bunlara çok çok ihsanlar buyursun. Birisi leylete’lkadri, kadir gecesi. Ve eyyâmühünne. Gündüzü de gecesi gibidir.Birisi leylete’lkadri, kadir gecesi. Ve eyyâmühünne. Gündüzü de gecesi gibidir.

İnşaallah, Allah kavuştursun, Ramazan geliyor.


İnşaallah, Allah kavuştursun, Ramazan geliyor.
Ramazan’ın yirmi yedinci gecesi Kadir Gecesi.Ramazan’ın yirmi yedinci gecesi Kadir Gecesi. Dört tane kandilimiz vardır:Dört tane kandilimiz vardır: Receb’in ilk Cuma gecesi bir ki Regaib Kandili’dir.Receb’in ilk Cuma gecesi bir ki Regaib Kandili’dir. Recebin yirmi yedisinde Mi’rac Kandili diyoruz, iki…Recebin yirmi yedisinde Mi’rac Kandili diyoruz, iki… Önümüzde şimdi hangisi gelecek?Önümüzde şimdi hangisi gelecek? Şabanın on beşinci gecesi, Berat Kandili diyoruz üç.Şabanın on beşinci gecesi, Berat Kandili diyoruz üç. Bir de Leyle-i Kadrimiz var.Bir de Leyle-i Kadrimiz var. Dört tane kandil böyle birbirini takip eder.Dört tane kandil böyle birbirini takip eder. Bunlar bizi Allah’a doğru sevk eden, kamçılayan gecelerdir.Bunlar bizi Allah’a doğru sevk eden, kamçılayan gecelerdir. Allah’a yönelmemize vesile olurlar.Allah’a yönelmemize vesile olurlar.

Geçen bir İtalyan geldi Cuma günü.


Geçen bir İtalyan geldi Cuma günü.
Bu Cuma değil de evvelki Cuma...Bu Cuma değil de evvelki Cuma... İtalyan ama yüzü falan güzel, nurlu bir adam...İtalyan ama yüzü falan güzel, nurlu bir adam... Yirmi beş sene olmuş müslüman olalı.Yirmi beş sene olmuş müslüman olalı.

İtalya, papazların karargâhı olan bir memleket, gâvur memleketi.


İtalya, papazların karargâhı olan bir memleket, gâvur memleketi.
Orada, gâvurların içerisinde müslüman olmak ne demek?Orada, gâvurların içerisinde müslüman olmak ne demek? Biz bu kadar müslümanın içerisinde, bu güzel dinimizden kaçıyoruz.Biz bu kadar müslümanın içerisinde, bu güzel dinimizden kaçıyoruz. O gâvur memleketinde müslüman oluyor.O gâvur memleketinde müslüman oluyor. Oğlu var yanında 11-12 yaşında, adı Yahya... Maşallah dedim.Oğlu var yanında 11-12 yaşında, adı Yahya... Maşallah dedim.

Dua kitabı vardı, verdim, “Okur musun?” dedim.


Dua kitabı vardı, verdim, “Okur musun?” dedim.
“Okurum!” dedi.“Okurum!” dedi. Baktım heceliyor, okuyabilecek yâni.Baktım heceliyor, okuyabilecek yâni.

İtalya’da müslüman olmuş.


İtalya’da müslüman olmuş.
Buraya gelmiş, çalışıyor. Diyor ki.Buraya gelmiş, çalışıyor. Diyor ki.

“—Ramazan’da da umreye gideceğiz! dedi.


“—Ramazan’da da umreye gideceğiz! dedi.


Aldığı paralarla bir umreye gidecekler.


Aldığı paralarla bir umreye gidecekler.
Ben de dedim ki:Ben de dedim ki:

“—Umre yapınca, Kâbe’yi görünce hac farz olur.


“—Umre yapınca, Kâbe’yi görünce hac farz olur.
Kal da haccını da yap öyle dön!” dedim.Kal da haccını da yap öyle dön!” dedim. Dedi ki:Dedi ki:

“—Vaktim müsait değil, o vakte kalamam.


“—Vaktim müsait değil, o vakte kalamam.
Dönüp de yine para kazanmak mecburiyetindeyim.”Dönüp de yine para kazanmak mecburiyetindeyim.”

Hanımı da Japon.


Hanımı da Japon.
Oğlan da müslüman, hanım da müslüman, bey de müslüman...Oğlan da müslüman, hanım da müslüman, bey de müslüman... Birisi Japonya’dan gelmiş, birisi İtalya’dan.Birisi Japonya’dan gelmiş, birisi İtalya’dan. Allah. Rızkı ne kadar geniş.Allah. Rızkı ne kadar geniş.

Bu leyle-i kebirde, rahmeti ilahiye gününde, onlara da ana rahimlerinde isabet eden nura sebep olurmuş.


Bu leyle-i kebirde, rahmeti ilahiye gününde, onlara da ana rahimlerinde isabet eden nura sebep olurmuş.
İsabet eden nurdur derler. O çocuklar sahibi iman olur. İsabet eden nurdur derler. O çocuklar sahibi iman olur.

Onun için leyle-i kadrin kıymeti çok büyük. İnşaallah o günlerde anlaşılır.


Onun için leyle-i kadrin kıymeti çok büyük. İnşaallah o günlerde anlaşılır.
Ve sabâhuhâ. Leyle-i kadir gecesi nasılsa, ve sabâhuhâ, sabahı da öylelikle. Ve sabâhuhâ. Leyle-i kadir gecesi nasılsa, ve sabâhuhâ, sabahı da öylelikle. Ve leylete arafe. Kurban bayramından bir gün evvelki, hacıların hacdaki Arafat nedeniyle bulundukları arefe günü. Ve leylete arafe. Kurban bayramından bir gün evvelki, hacıların hacdaki Arafat nedeniyle bulundukları arefe günü. Ve sabâhuhâ. Arefenin sabahı ki, bayram sabahı oluyor. O zaman da öyle. Ve sabâhuhâ. Arefenin sabahı ki, bayram sabahı oluyor. O zaman da öyle. Ve leyletü’n-nısfi min şa’bân. Şaban’ında on beşinci günü. Nısf. On beşinci. Ve leyletü’n-nısfi min şa’bân. Şaban’ında on beşinci günü. Nısf. On beşinci. Ve sabâhuhâ. Sabahı da şaban’ın gecesi, gündüzü de şabanın onbeşi. Ve sabâhuhâ. Sabahı da şaban’ın gecesi, gündüzü de şabanın onbeşi. Berat gecesi yani kandil. Beratların kendisine verildiği gün.Berat gecesi yani kandil. Beratların kendisine verildiği gün.

Cuma gecesi her hafta nail olduğumuz bir gecedir.


Cuma gecesi her hafta nail olduğumuz bir gecedir.
Cumanın da gecesiyle gündüzü müsavidir.Cumanın da gecesiyle gündüzü müsavidir. Hatta bir yerde, “Cuma fukaranın haccıdır.” diyor.Hatta bir yerde, “Cuma fukaranın haccıdır.” diyor. Fukara gidemez hacca, fakat Cuma günü herkesFukara gidemez hacca, fakat Cuma günü herkes camisine gider, hutbeyi dinler, cumayı kılar, çıkar ve o bir hac sevabı almıştır.camisine gider, hutbeyi dinler, cumayı kılar, çıkar ve o bir hac sevabı almıştır.

Cenab-ı Hakk’ın bize rahmeti de pek bol.


Cenab-ı Hakk’ın bize rahmeti de pek bol.
Sabah namazını kılar.Sabah namazını kılar. Kıldıktan sonra çok bile değil,Kıldıktan sonra çok bile değil, güneş doğduktan sonra yarım saat, üç çeyrek kadar oturur dagüneş doğduktan sonra yarım saat, üç çeyrek kadar oturur da bir ibadetle meşgul olursa.bir ibadetle meşgul olursa. Kur’an okur, tesbih çeker. Namaz kılınmaz tabii o arada.Kur’an okur, tesbih çeker. Namaz kılınmaz tabii o arada. Zikrullah yap, tefekkür et, ilimle meşgul ol…Zikrullah yap, tefekkür et, ilimle meşgul ol… Ondan sonra iki rekât işrak namazı kılıverirsen,Ondan sonra iki rekât işrak namazı kılıverirsen, hiç eksiksiz bir hac ve bir umre sevabı verilir.hiç eksiksiz bir hac ve bir umre sevabı verilir.

Fakat zor da değil.


Fakat zor da değil.
Zor da değil ama gel de yap bakalım!Zor da değil ama gel de yap bakalım! En kolay şey.En kolay şey. Bir hac ne kadar zahmetli, masraflı…Bir hac ne kadar zahmetli, masraflı… Bir hac için şu kadar para gidiyor, bu kadar ömür gidiyor, şu kadar sıkıntılar oluyor.Bir hac için şu kadar para gidiyor, bu kadar ömür gidiyor, şu kadar sıkıntılar oluyor. O da ind-i ilahide ya kabul olur ya olmaz. İnşallah kabul olur.O da ind-i ilahide ya kabul olur ya olmaz. İnşallah kabul olur.

Ama bu evinde, camide yaptığı şu yarım saatlik hiç olmazsa Pazar günü gelirsin, iş yok.


Ama bu evinde, camide yaptığı şu yarım saatlik hiç olmazsa Pazar günü gelirsin, iş yok.
Sair günler erkenden işe gideceğim diye gelemeyebilirsin.Sair günler erkenden işe gideceğim diye gelemeyebilirsin. Adam memur olur veyahut fabrikalarda çalışıyor.Adam memur olur veyahut fabrikalarda çalışıyor. Onların saatleri tabii muayyen.Onların saatleri tabii muayyen. Aynı saatte gitmek mecburiyetinde, ona bir şey diyemeyeceğim amaAynı saatte gitmek mecburiyetinde, ona bir şey diyemeyeceğim ama işi müsait olanlar oturup da bu fazileti kazanmaları büyük bir nimettir.işi müsait olanlar oturup da bu fazileti kazanmaları büyük bir nimettir. Bir dört daha kaldı.Bir dört daha kaldı.

RE. 69/10 Erbaun yeste’nifûne’l-amele ...


RE. 69/10 Erbaun yeste’nifûne’l-amele ...
Dört şey var, insanların amellerini yeniler.Dört şey var, insanların amellerini yeniler. Eskileri gider yenisi gelir.Eskileri gider yenisi gelir. Birisi.Birisi.

Elmarîdu izâ beree.


Elmarîdu izâ beree.
Hasta iyi olduğunda bütün günahları gider tertemiz olur.Hasta iyi olduğunda bütün günahları gider tertemiz olur. Ondan sonra ne yapacaksa yeniden yapar. Ondan sonra ne yapacaksa yeniden yapar. Hasta iyi olduğu vakitte bütün kötü amelleri defterinden silinir.Hasta iyi olduğu vakitte bütün kötü amelleri defterinden silinir.

Ve’l-müşrikü izâ esleme.


Ve’l-müşrikü izâ esleme.
Müşrik la ilahe illallah muhammeden resulullah dedi müslüman oldu.Müşrik la ilahe illallah muhammeden resulullah dedi müslüman oldu. O müşrikin yaptığı her şey silinir.O müşrikin yaptığı her şey silinir. Bir dört de.Bir dört de.

RE. 69/11 Erbaun müsebbiâtün, ve erbaun mâhiyâtün ...


RE. 69/11 Erbaun müsebbiâtün, ve erbaun mâhiyâtün ...
Dört şey var böyle kat kat olur. Bir dörtte hataları günahları.Dört şey var böyle kat kat olur. Bir dörtte hataları günahları. Birisi.Birisi.

Fenafakatüke fî sebili’llâh.


Fenafakatüke fî sebili’llâh.
Allah katında infak etmek.Allah katında infak etmek. Fî sebili’llâh denir.Fî sebili’llâh denir. Talebe-i uluma mı verirsin, camiye mi verirsin,Talebe-i uluma mı verirsin, camiye mi verirsin, hayırlara verirsin…hayırlara verirsin… Askeri teşkilatlara verirsin.Askeri teşkilatlara verirsin. Fisebilillah.Fisebilillah. O muharebeler dolayısıyla, böyle harcamanın sevabı yedi yüz mislidir.O muharebeler dolayısıyla, böyle harcamanın sevabı yedi yüz mislidir. Bire on verirlerdi ya, bu fisebilillah, verilen nafaka yedi yüz misli.Bire on verirlerdi ya, bu fisebilillah, verilen nafaka yedi yüz misli.

Ve nafakatüke alâ ebeveyke bi-seb’imietin.


Ve nafakatüke alâ ebeveyke bi-seb’imietin.


Anana babana yaptığın ikram, yedi yüz derecedir.


Anana babana yaptığın ikram, yedi yüz derecedir.
Yedi yüz derece üstünlüğü var.Yedi yüz derece üstünlüğü var. Onun için anne ve babalara elden gelen ikramı bırakmamaktır.Onun için anne ve babalara elden gelen ikramı bırakmamaktır. Muhtaç değil.Muhtaç değil. Vakitli ana baba.Vakitli ana baba. Ama ona bir hediye götürsen, oğlumdan bir hediye gelmiş diye sevinmez mi?Ama ona bir hediye götürsen, oğlumdan bir hediye gelmiş diye sevinmez mi? Bir entari alıversen annene,Bir entari alıversen annene, babana da ona göre bir şey yapsan,babana da ona göre bir şey yapsan, hediye götürsen sevinmezler mi?hediye götürsen sevinmezler mi?

“—Oh, maşallah! Bizim oğlumuz da bak bize bir şeyler ikram etti!” diyerekten.


“—Oh, maşallah! Bizim oğlumuz da bak bize bir şeyler ikram etti!” diyerekten.
Bir ihtiyaçları yok ama ihtiyaçları yokken deBir ihtiyaçları yok ama ihtiyaçları yokken de hediye veriniz kihediye veriniz ki hediyeler insanların birbirini sevmesine vesile olduğundan dolayı,hediyeler insanların birbirini sevmesine vesile olduğundan dolayı, anaya babaya hediye hepsinden daha a’lâ. Yedi yüz misli.anaya babaya hediye hepsinden daha a’lâ. Yedi yüz misli.

Ve zebîhatüke şâteke yevme fıtrike...


Ve zebîhatüke şâteke yevme fıtrike...
Bir de bayram günlerinde, Ramazan bayramında Kurban Bayramı’nda kurban kesiyoruz daBir de bayram günlerinde, Ramazan bayramında Kurban Bayramı’nda kurban kesiyoruz da Ramazan Bayramı’nda da ailesinin nafakasının bolluğu için bir kurban kesmek.Ramazan Bayramı’nda da ailesinin nafakasının bolluğu için bir kurban kesmek. “Evimde bolluk olsun, çoluğum, çocuğum bolca yesin!” diyerek kurban kesivermek.“Evimde bolluk olsun, çoluğum, çocuğum bolca yesin!” diyerek kurban kesivermek. Misafirlere de ikram edersin, kendin de yiyebilrsin,Misafirlere de ikram edersin, kendin de yiyebilrsin, O da yedi yüz misli oluyor. O da yedi yüz misli oluyor.

Şimdiye kadar bunu hiç yapmadık.


Şimdiye kadar bunu hiç yapmadık.
İnşaalah, Allah nasib ederse, bu Ramazan Bayramı’nda bunu yapmaya çalışalım!İnşaalah, Allah nasib ederse, bu Ramazan Bayramı’nda bunu yapmaya çalışalım!

Ama kasapta et çok canım şimdi hayvanı kesmeye ne lüzum var.


Ama kasapta et çok canım şimdi hayvanı kesmeye ne lüzum var.
Beri taraftan et alırız çoluk çocuk rahat rahat yer. Beri taraftan et alırız çoluk çocuk rahat rahat yer. O öyledir. Sadaka veriyoruz. Sadakanın fedâili ayrı. O öyledir. Sadaka veriyoruz. Sadakanın fedâili ayrı. Bu da büyük bir sadakadır ki, çocuklara ihsan, ikram oluyor. Bu da büyük bir sadakadır ki, çocuklara ihsan, ikram oluyor. Kurban kesilince çocuklar bir sevinirler evde. Günahları silip götüren şeyler.Kurban kesilince çocuklar bir sevinirler evde. Günahları silip götüren şeyler.

Fesıyâmu şehri ramadàn.


Fesıyâmu şehri ramadàn.
“Ramazan ayında oruç tuttuk muydu bütün günahlarımız silinir.“Ramazan ayında oruç tuttuk muydu bütün günahlarımız silinir.

Ve haccu’l-beyti.


Ve haccu’l-beyti.
Beyt-i Şerif’e gittik, hac vazifemizi yaptık, geliyoruz, tertemiz geliyoruz.Beyt-i Şerif’e gittik, hac vazifemizi yaptık, geliyoruz, tertemiz geliyoruz. Hiçbir şey kalmıyor.Hiçbir şey kalmıyor. Hatta günahlardan, en büyük günah da hacdan dönerken,Hatta günahlardan, en büyük günah da hacdan dönerken, “Acaba günahlarım affoldu mu?” diye içine bir şüphe gelirse, büyük bir günah işte.“Acaba günahlarım affoldu mu?” diye içine bir şüphe gelirse, büyük bir günah işte. Yani kalmıyor bir şey, tertemiz, anadan doğduğu gibi gelir.Yani kalmıyor bir şey, tertemiz, anadan doğduğu gibi gelir.

Ve ityânü mescidi rasûli’llâhi sas.


Ve ityânü mescidi rasûli’llâhi sas.
Rasûlüllah’ın mescidine gidip, orada namaz kılmak, insandaki günahları siliyor.Rasûlüllah’ın mescidine gidip, orada namaz kılmak, insandaki günahları siliyor.

Meselâ, orada kırk vakit namaz kılıyoruz.


Meselâ, orada kırk vakit namaz kılıyoruz.
Kırk vakit namaz kılmak suretiyle,Kırk vakit namaz kılmak suretiyle, büyük faziletlere nail olacağımız, işte bu hadiste bildirilmiştir.büyük faziletlere nail olacağımız, işte bu hadiste bildirilmiştir.

Bizim küçük hafızımız vardı.


Bizim küçük hafızımız vardı.
Oradan, Beyti’l Mukaddes’ten ihrama girdim dedi.Oradan, Beyti’l Mukaddes’ten ihrama girdim dedi. Oradan ihrama girmek de efdal.Oradan ihrama girmek de efdal. Ama herkes yapamaz tabii.Ama herkes yapamaz tabii. Arabalar gidiyordu vaktiyle, Kudüs’e de gidiliyordu.Arabalar gidiyordu vaktiyle, Kudüs’e de gidiliyordu. Kudüs’ü de ziyaret edip, oradan hacca giderken, yaz günü olursa zarar etmez.Kudüs’ü de ziyaret edip, oradan hacca giderken, yaz günü olursa zarar etmez. İhrama girip gidiyorduk.İhrama girip gidiyorduk. Ama kış günü soğuk olur tabii.Ama kış günü soğuk olur tabii. Soğukta ihramla yolculuk zor olur.Soğukta ihramla yolculuk zor olur.

Allah cümlemizin kusurlarını affetsin…


Allah cümlemizin kusurlarını affetsin…
Beraber istiğfar edelim.Beraber istiğfar edelim.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2