Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Ebû Hafs El-Haddâd (5) (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

22 Muharrem 1415 / 02.07.1994
İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN Tabakatus Sufiyye sohbetlerine Mustafa Selâmi Efendi Tekkesi’nde başlamıştır (02. 12. 1991).
Tabakàtü’s-Sùfiyye, Sülemî’nin ilk sûfilerden yüz tanesinin hayatını ve sözlerini kaydettiği eseridir.

Fudayl ibn-i Iyad hakkındadır. Daha sonraki yıllarda, İstanbul’un Anadolu yakasında muhtelif camilerde yapılmıştır.

Sohbetlerin amacını şöyle açıklıyordu: “Bizler de karınca kararınca takvâ yolunda, Rabbimizin rızası yolunda yürüyen insanlar olduğumuzdan, “Bu yolun bizden önceki büyükleri, selef-i sàlihînimiz neler söylemişler, onların nasihatlerinden istifade edelim; nasıl yaşamışlar, hayatları bize örnek olsun!” diye, tasavvuf aleminin büyüklerinin hayatlarını okumayı; sözlerini dinleyip, belleyip mûcebince amel etmeyi düşünerek; Türkçesi bulunmayan bir eser olsun, kaynak olsun, ana eser olsun; böylece yaptığımız çalışma da yapılmamış bir çalışma olarak, yeni bir çalışma olsun diye düşündüğümüz için; 412 hicrî, 1021 milâdî tarihinde, yâni yıllarında vefat etmiş olan, Nişâpurlu Ebû Abdurrahman es Sülemî Hazretleri’nin, tasavvuf ilminde kaynak olan, ana eser olan, müracaat kitabı olan Tabakàtü’s Sùfiyye’sini okumaya başladık.

Bu sohbetler Cumartesi akşamları yapılıyordu ve bir saat kadar sürüyordu. Hoca efendi seyahatte olduğu zamanlar sohbete ara veriliyor, İstanbul’da oldukları zaman devam ediyordu. 7 Mayıs 1997 günü yurtdışına çıkıncaya kadar devam etti. Fudayl ibn-i Iyad’dan başlayıp, sırayla her seferinde birkaç sayfa okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 26 Ekim 1996 günü yaptığı son Tabakàtü’s-Sûfiyye sohbetinde, Ebû Osman el-Hîrî’nin 29. sözüne kadar gelmişti.

Sohbetlerde, önce o gün izah edilecek sözlerin Arapça metinleri okunuyor, kısaca anlamı veriliyor; sonra râvîler hakkında dipnotlardan bilgiler veriliyordu. Sözler izah edilip açıklanıyordu. Sohbetin sonunda da, çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyordu.
Bir kız evlat, anne ve babasına karşı itaat, iyilik ve ihsan vazifelerini evlendikten sonra, kocasının izin verdiği ölçüde mi yapar? | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Ebû Hafs El-Haddâd (5) (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

22 Muharrem 1415 / 02.07.1994
İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN Tabakatus Sufiyye sohbetlerine Mustafa Selâmi Efendi Tekkesi’nde başlamıştır (02. 12. 1991).
Tabakàtü’s-Sùfiyye, Sülemî’nin ilk sûfilerden yüz tanesinin hayatını ve sözlerini kaydettiği eseridir.

Fudayl ibn-i Iyad hakkındadır. Daha sonraki yıllarda, İstanbul’un Anadolu yakasında muhtelif camilerde yapılmıştır.

Sohbetlerin amacını şöyle açıklıyordu: “Bizler de karınca kararınca takvâ yolunda, Rabbimizin rızası yolunda yürüyen insanlar olduğumuzdan, “Bu yolun bizden önceki büyükleri, selef-i sàlihînimiz neler söylemişler, onların nasihatlerinden istifade edelim; nasıl yaşamışlar, hayatları bize örnek olsun!” diye, tasavvuf aleminin büyüklerinin hayatlarını okumayı; sözlerini dinleyip, belleyip mûcebince amel etmeyi düşünerek; Türkçesi bulunmayan bir eser olsun, kaynak olsun, ana eser olsun; böylece yaptığımız çalışma da yapılmamış bir çalışma olarak, yeni bir çalışma olsun diye düşündüğümüz için; 412 hicrî, 1021 milâdî tarihinde, yâni yıllarında vefat etmiş olan, Nişâpurlu Ebû Abdurrahman es Sülemî Hazretleri’nin, tasavvuf ilminde kaynak olan, ana eser olan, müracaat kitabı olan Tabakàtü’s Sùfiyye’sini okumaya başladık.

Bu sohbetler Cumartesi akşamları yapılıyordu ve bir saat kadar sürüyordu. Hoca efendi seyahatte olduğu zamanlar sohbete ara veriliyor, İstanbul’da oldukları zaman devam ediyordu. 7 Mayıs 1997 günü yurtdışına çıkıncaya kadar devam etti. Fudayl ibn-i Iyad’dan başlayıp, sırayla her seferinde birkaç sayfa okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 26 Ekim 1996 günü yaptığı son Tabakàtü’s-Sûfiyye sohbetinde, Ebû Osman el-Hîrî’nin 29. sözüne kadar gelmişti.

Sohbetlerde, önce o gün izah edilecek sözlerin Arapça metinleri okunuyor, kısaca anlamı veriliyor; sonra râvîler hakkında dipnotlardan bilgiler veriliyordu. Sözler izah edilip açıklanıyordu. Sohbetin sonunda da, çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyordu.
Bir kız evlat, anne ve babasına karşı itaat, iyilik ve ihsan vazifelerini evlendikten sonra, kocasının izin verdiği ölçüde mi yapar? | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bir kız evlat, anne ve babasına karşı itaat, iyilik ve ihsan vazifelerini evlendikten sonra, Bir kız evlat, anne ve babasına karşı itaat, iyilik ve ihsan vazifelerini evlendikten sonra, kocasının izin verdiği ölçüde mi yapar? Kocası izin vermezse bunlar onun üzerinden düşer mi? kocasının izin verdiği ölçüde mi yapar? Kocası izin vermezse bunlar onun üzerinden düşer mi? Eğer anne babanın erkek çocuğu yoksa geçimlerini sağlamak damatlarının üzerine farz olur mu? Eğer anne babanın erkek çocuğu yoksa geçimlerini sağlamak damatlarının üzerine farz olur mu?

Bir evladın anne ve babasına karşı çok sorumlulukları, vazifeleri vardır. Bir evladın anne ve babasına karşı çok sorumlulukları, vazifeleri vardır. Onlara karşı evlatlık vazifeleri vardır. İtaat etmeleri ve onlara hizmet etmeleri gerekir.Onlara karşı evlatlık vazifeleri vardır. İtaat etmeleri ve onlara hizmet etmeleri gerekir. Fakat evlendikten sonra kocasının emrinde olduğundanFakat evlendikten sonra kocasının emrinde olduğundan tabi bu gibi şeyleri kocasının izin verdiği ölçüde yapacaktır.tabi bu gibi şeyleri kocasının izin verdiği ölçüde yapacaktır. Bir kısmı kocasının iznine tâbidir, bir kısmı tâbi değildir. Bir kısmı kocasının iznine tâbidir, bir kısmı tâbi değildir.

Mesela kocası "Evden çıkma." derse çıkamaz. "Benim malımdan şuraya buraya verme." derse veremez.Mesela kocası "Evden çıkma." derse çıkamaz. "Benim malımdan şuraya buraya verme." derse veremez. Ama kendisi kendi imkânlarıyla birtakım vazifeleri tabi sevgi, saygı,Ama kendisi kendi imkânlarıyla birtakım vazifeleri tabi sevgi, saygı, hasta olduğu zaman bakmak gibi işlerini yapar.hasta olduğu zaman bakmak gibi işlerini yapar. Eğer kendisinin parası pulu yoksa anne babasının erkek çocuğu yoksa elbette en yakın kimse olarak,Eğer kendisinin parası pulu yoksa anne babasının erkek çocuğu yoksa elbette en yakın kimse olarak, onlara bakmak bu kızın ve dolayısıyla kocasının vazifesi olur.onlara bakmak bu kızın ve dolayısıyla kocasının vazifesi olur. "Allahu Teâlâ hazretleri, o kız dolayısıyla o damadı da onlara evlat etmiş." demektir."Allahu Teâlâ hazretleri, o kız dolayısıyla o damadı da onlara evlat etmiş." demektir. Elbette en yakın kimse olarak onlara onun bakması gerekir.Elbette en yakın kimse olarak onlara onun bakması gerekir. Tabi karı-koca, ana-baba varsa aslında anne-babadan, annenin sorumlusu babadır;Tabi karı-koca, ana-baba varsa aslında anne-babadan, annenin sorumlusu babadır; çünkü ayrı bir ailedir.çünkü ayrı bir ailedir. Ama baba da düşkünse o zaman bakım, o damatla kıza terettüp ediyor. Ama baba da düşkünse o zaman bakım, o damatla kıza terettüp ediyor.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2