Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Ehl-i Kitabın Tevhid Dini İslam'a Daveti

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

3 Rebîü'l-Evvel 1419 / 27.06.1998
Brisbane/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.
Yahudilerin Ahir zaman Peygamberini Beklemesi, Bir İşe Niyetlenince İnşaallah Demek, Ehl-i Kitaba Tabi Olmanın Sonucu, Sünnete Sarılmak | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Ehl-i Kitabın Tevhid Dini İslam'a Daveti

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

3 Rebîü'l-Evvel 1419 / 27.06.1998
Brisbane/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.
Yahudilerin Ahir zaman Peygamberini Beklemesi, Bir İşe Niyetlenince İnşaallah Demek, Ehl-i Kitaba Tabi Olmanın Sonucu, Sünnete Sarılmak | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm el-Hamdülillahi rabbi'l-âlemîn ve's-selâtü ve's-selâmüBismillâhirrahmânirrahîm

el-Hamdülillahi rabbi'l-âlemîn ve's-selâtü ve's-selâmü
'ala seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirin tac-i ruûsinâ ve tabîb-i kulûbinâ'ala seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirin tac-i ruûsinâ ve tabîb-i kulûbinâ ve üsvetine'l-haseneti Muhammedini'l-Mustafâ ve 'alâ âlihî ve sahbihî ve üsvetine'l-haseneti Muhammedini'l-Mustafâ ve 'alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd: ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'd:

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Dördüncü cüzün birinci sayfasının sonunda Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki; Dördüncü cüzün birinci sayfasının sonunda Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki;

Bismillâhirrahmânirrahîm Yâ eyyühellezîne âmenû in tutîû farikan minellezîneBismillâhirrahmânirrahîm

Yâ eyyühellezîne âmenû in tutîû farikan minellezîne
ûtü'l-kitâbe yeruddûküm ba'de îmâniküm kâfirîne. Sadakallâhü'l-azîm. ûtü'l-kitâbe yeruddûküm ba'de îmâniküm kâfirîne.

Sadakallâhü'l-azîm.

Yâ eyyühellezîne âmenû. "Ey iman edenler, iman eden kullar!"Yâ eyyühellezîne âmenû. "Ey iman edenler, iman eden kullar!" İn tutîû farikan minellezîne ûtü'l-kitâbe yeruddûküm.İn tutîû farikan minellezîne ûtü'l-kitâbe yeruddûküm. "Eğer kendilerine kitap indirilmiş, Peygamber gönderilmiş,"Eğer kendilerine kitap indirilmiş, Peygamber gönderilmiş, kimselerden bir gruba, bir zümreye itaat ederseniz onlar sizi geriye çevirirler."kimselerden bir gruba, bir zümreye itaat ederseniz onlar sizi geriye çevirirler." Ba'de îmâniküm kâfirîne. "İmanınızdan sonra iman etmiş olmanızdan sonraBa'de îmâniküm kâfirîne. "İmanınızdan sonra iman etmiş olmanızdan sonra kâfirler olarak imandan tekrar küfre döndürürler, onlara itaat etmeyin! kâfirler olarak imandan tekrar küfre döndürürler, onlara itaat etmeyin! Eğer itaat ederseniz size iman etmişken onlar yine kâfirliğe döndürürler, kâfirler hâline getirirler!" Eğer itaat ederseniz size iman etmişken onlar yine kâfirliğe döndürürler, kâfirler hâline getirirler!"

Bismillâhirrahmânirrahîm Ve kefye yekfürûne ve entüm tütlâ aleyküm âyetullâhi ve fî küm rasûlühû. Bismillâhirrahmânirrahîm

Ve kefye yekfürûne ve entüm tütlâ aleyküm âyetullâhi ve fî küm rasûlühû.

"Siz nasıl Allah'a küfrederseniz, kâfir olursunuz;"Siz nasıl Allah'a küfrederseniz, kâfir olursunuz; Allah'ın âyetleri size okunup tebliğ edilip dururkenAllah'ın âyetleri size okunup tebliğ edilip dururken ve aranızda Resûlullah sağ salim yaşayıp dururkenve aranızda Resûlullah sağ salim yaşayıp dururken nasıl imanı bırakıp tekrar kâfir hâline gelirsiniz, olur mu hiç öyle şey?!.." nasıl imanı bırakıp tekrar kâfir hâline gelirsiniz, olur mu hiç öyle şey?!.."

Ve men ya'tesim bi'llâhi fe kad hudiye ilâ sırâti'm-mustakîm. Ve men ya'tesim bi'llâhi fe kad hudiye ilâ sırâti'm-mustakîm.

"Her kim Allah'a sarılırsa sımsıkı bağlanırsa Allah'ı severse i'tisam ederse"Her kim Allah'a sarılırsa sımsıkı bağlanırsa Allah'ı severse i'tisam ederse o sırât-ı müstakîme sevk olunur, hidayet olunur." o sırât-ı müstakîme sevk olunur, hidayet olunur."

Önceki iki âyet-i kerîmede Allahu Teâlâ hazretleri Peygamber Efendimiz'e emrediyordu ki; Önceki iki âyet-i kerîmede Allahu Teâlâ hazretleri Peygamber Efendimiz'e emrediyordu ki;

Yâ ehle'l-kitâbi lime tekfürûne bi-âyâtillâhi ve entüm teşhedûn. Yâ ehle'l-kitâbi lime tekfürûne bi-âyâtillâhi ve entüm teşhedûn.

"Ey kendilerine kitap gönderilmiş milletler, insanlar!"Ey kendilerine kitap gönderilmiş milletler, insanlar! Allah yaptıklarınızı bilip müşahede edip duruyorkenAllah yaptıklarınızı bilip müşahede edip duruyorken niye Allah'ın âyetlerini inkâr ediyor, kabul etmiyorsunuz?!.." niye Allah'ın âyetlerini inkâr ediyor, kabul etmiyorsunuz?!.."

Etrafındaki muhatabın olan ehl-i kitaba yine de ki; Etrafındaki muhatabın olan ehl-i kitaba yine de ki;

Kul yâ ehle'l-kitâbi lem tesuddûne an sebîlillâhi men âmene tebğûnehâ ivecenKul yâ ehle'l-kitâbi lem tesuddûne an sebîlillâhi men âmene tebğûnehâ ivecen ve entüm şühedâü bi-ğâfilîni ammâ ta'melûn. ve entüm şühedâü bi-ğâfilîni ammâ ta'melûn.

"Onlara de ki: Ey ehl-i Kitab! Niye gerçeği görüp bildiğiniz hâlde,"Onlara de ki: Ey ehl-i Kitab! Niye gerçeği görüp bildiğiniz hâlde, iman edenlere Allah yolunu eğri göstererek eğriliklerini bulmaya çalışarak iman edenlere Allah yolunu eğri göstererek eğriliklerini bulmaya çalışarak 'Bunun neresinde kusur var, neresinden tuttururuz nasıl tenkit ederiz?..' diyerek'Bunun neresinde kusur var, neresinden tuttururuz nasıl tenkit ederiz?..' diyerek gerçeklere şahitler olduğunuz hâlde niye öyle kusur bulmaya çalışarak iman edenlerigerçeklere şahitler olduğunuz hâlde niye öyle kusur bulmaya çalışarak iman edenleri Allah'ın yolundan döndürmeye uğraşıp duruyorsunuz?Allah'ın yolundan döndürmeye uğraşıp duruyorsunuz? Allah sizin işlediklerinizden, yaptıklarınızdan, amellerinizden gafil değildir.Allah sizin işlediklerinizden, yaptıklarınızdan, amellerinizden gafil değildir. Her yaptığınızı, fitnenizi fesadınızı biliyor!" Her yaptığınızı, fitnenizi fesadınızı biliyor!"

Demek ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Allah'ın kendisine verdiğiDemek ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Allah'ın kendisine verdiği peygamberlik vazifesinin gereği olarak Allah'ın kendisine vahyetmiş olduğu âyetleripeygamberlik vazifesinin gereği olarak Allah'ın kendisine vahyetmiş olduğu âyetleri insanlara okuyup bazılarını ikna etmiş. Mü'min olmuş, imana gelmişler.insanlara okuyup bazılarını ikna etmiş. Mü'min olmuş, imana gelmişler. Resûlullah'a bağlanmış, tâbi olmuşlar; mucizelerini,haklılığını görmüşler ve imana gelmişler.Resûlullah'a bağlanmış, tâbi olmuşlar; mucizelerini,haklılığını görmüşler ve imana gelmişler. Fakat Mekke'de, Medine'de, Arabistan'ın muhtelif yerlerinde, Yemen'de, kuzeyde Hayber'de Fakat Mekke'de, Medine'de, Arabistan'ın muhtelif yerlerinde, Yemen'de, kuzeyde Hayber'de daha önceden kendilerine Peygamber gönderilmiş olan halk toplulukları da var;daha önceden kendilerine Peygamber gönderilmiş olan halk toplulukları da var; yahudiler, hristiyanlar var. Medine'de yahudiler çoktu.yahudiler, hristiyanlar var.

Medine'de yahudiler çoktu.
Yemen'de hem yahudi vardı hem de hristiyanlar vardı, kiliseleri vardı. Yemen'de hem yahudi vardı hem de hristiyanlar vardı, kiliseleri vardı. Suriye tarafına doğru çıktıkça hristiyanlar daha da çoğalıyordu ve şimdiki Ürdün'ün,Suriye tarafına doğru çıktıkça hristiyanlar daha da çoğalıyordu ve şimdiki Ürdün'ün, Suriye'nin olduğu yerlerde hristiyan Gassani Devleti vardı. Suriye'nin olduğu yerlerde hristiyan Gassani Devleti vardı. Kendilerine inmiş olan âyetlerden âhir zamanda bir peygamber geleceğini biliyorlar, bekliyorlarKendilerine inmiş olan âyetlerden âhir zamanda bir peygamber geleceğini biliyorlar, bekliyorlar ve Arabistan'ın müşriklerine bir peygamber geleceğini söylüyorlardı: ve Arabistan'ın müşriklerine bir peygamber geleceğini söylüyorlardı:

"Bir peygamber gelecek, biz onun etrafında toplanacağız."Bir peygamber gelecek, biz onun etrafında toplanacağız. Siz müşrikleri tepeleyeceğiz, yeneceğiz!Siz müşrikleri tepeleyeceğiz, yeneceğiz! Peygamber gelecek, şirki savaşarak kılıç kullanarak yok edecek; müşriklik, puta tapıcılık kalmayacak.Peygamber gelecek, şirki savaşarak kılıç kullanarak yok edecek; müşriklik, puta tapıcılık kalmayacak. O gelince biz sizi yok edeceğiz!" diyorlardı. O gelince biz sizi yok edeceğiz!" diyorlardı. Onun, Hz. İbrahim aleyhisselam'ın soyundan geleceğini söylüyorlardı. Onun, Hz. İbrahim aleyhisselam'ın soyundan geleceğini söylüyorlardı. Çünkü kitaplarında yazılıydı, evsafı belirtilmişti. Çünkü kitaplarında yazılıydı, evsafı belirtilmişti. "İbrahim aleyhisselam'ın torunlarından, onun sülalesinden soyundan bir peygamber gelecek!" diyorlardı. "İbrahim aleyhisselam'ın torunlarından, onun sülalesinden soyundan bir peygamber gelecek!" diyorlardı.

İbrahim aleyhisselam'ın bir evladından da yahudiler geldiği içinİbrahim aleyhisselam'ın bir evladından da yahudiler geldiği için yahudilerin içinden bir Peygamber gelecek sanıyorlar, öyle bekliyorlardı. yahudilerin içinden bir Peygamber gelecek sanıyorlar, öyle bekliyorlardı.

Fakat İbrahim aleyhisselam oğlu İsmail aleyhisselam'ı getirip Mekke'de yerleştirmemiş miydi?Fakat İbrahim aleyhisselam oğlu İsmail aleyhisselam'ı getirip Mekke'de yerleştirmemiş miydi? Orada da İsmail aleyhisselam'ın soyu devam etmemiş miydi? Peygamber Efendimiz de o soydan değil miydi?.. Orada da İsmail aleyhisselam'ın soyu devam etmemiş miydi? Peygamber Efendimiz de o soydan değil miydi?..

Allah bizim Peygamber Efendimiz'i peygamber olarakAllah bizim Peygamber Efendimiz'i peygamber olarak İbrahim aleyhisselam'ın evlatları arasından çıkartınca bunlar iki durumla karşı karşıya kaldılar: İbrahim aleyhisselam'ın evlatları arasından çıkartınca bunlar iki durumla karşı karşıya kaldılar:

"Biz İbrahim aleyhisselam'ı zaten Peygamber olarak tanıyoruz, bizim Peygamberimiz'dir. "Biz İbrahim aleyhisselam'ı zaten Peygamber olarak tanıyoruz, bizim Peygamberimiz'dir. Allah onun evladından peygamber göndermiş, zaten evsafı Tevrat'ta yazılıyor, buna inanalım." diyeAllah onun evladından peygamber göndermiş, zaten evsafı Tevrat'ta yazılıyor, buna inanalım." diye gelip iman etmeleri lazımdı, bazıları böyle yaptılar. gelip iman etmeleri lazımdı, bazıları böyle yaptılar.

Peygamber Efendimiz kendilerine; "Ben Tevrat'ta sizin beklediğiniz,Peygamber Efendimiz kendilerine; "Ben Tevrat'ta sizin beklediğiniz, okuduğunuz âhir zaman peygamberiyim!" dediği zaman okuduğunuz âhir zaman peygamberiyim!" dediği zaman Abdullah b. Selâm radıyallahu anh gibi bazı yahudi alimleri, Abdullah b. Selâm radıyallahu anh gibi bazı yahudi alimleri, işi iyi bilen temiz kalpli insanlar rıdvanullâhi Teâlâ aleyhim ecmaîn Peygamber Efendimiz'eişi iyi bilen temiz kalpli insanlar rıdvanullâhi Teâlâ aleyhim ecmaîn Peygamber Efendimiz'e iman getirdiler. Dediler ki; "Yâ Resûlullah, doğru söylüyorsun!iman getirdiler. Dediler ki;

"Yâ Resûlullah, doğru söylüyorsun!
Evet, Tevrat'ta böyle yazıyor, durum aynen senin bildirdiğin gibi. Biz sana iman ettik!" Evet, Tevrat'ta böyle yazıyor, durum aynen senin bildirdiğin gibi. Biz sana iman ettik!"

İman getirdiler. Yahudi iken Tevrat'ı okuyorken iyi alimkenİman getirdiler. Yahudi iken Tevrat'ı okuyorken iyi alimken ilimlerinin gereği olarak alimliklerinin gereği olarak iman ettiler. ilimlerinin gereği olarak alimliklerinin gereği olarak iman ettiler.

Ama bu durum karşısında bir kısmı da başka duyguların içine düştü. Acayip tavırlar takındı. Ama bu durum karşısında bir kısmı da başka duyguların içine düştü. Acayip tavırlar takındı.

Onları hangi duygular karşı tarafa geçirdi? Bu, kişiden kişiye değişebilir.Onları hangi duygular karşı tarafa geçirdi?

Bu, kişiden kişiye değişebilir.
Mesela Yemen piskoposu iman etmedi, kardeşi iman etti. Hatta Yemen'den çıktılar; Mesela Yemen piskoposu iman etmedi, kardeşi iman etti. Hatta Yemen'den çıktılar; yetmiş küsur kişilik kafile hâlinde Peygamber Efendimiz'i Medine'de görmeye geldiler.yetmiş küsur kişilik kafile hâlinde Peygamber Efendimiz'i Medine'de görmeye geldiler. Hristiyanlığın şaşaalı dinî kıyafetleriyle, asalarıyla, taçlarıyla tangır tungurHristiyanlığın şaşaalı dinî kıyafetleriyle, asalarıyla, taçlarıyla tangır tungur Yemen'den Medine-i Münevvere'ye geldiler. Peygamber Efendimiz bunlarla konuştu. Yemen'den Medine-i Münevvere'ye geldiler. Peygamber Efendimiz bunlarla konuştu. Âl-i İmrân sûresinin âyetleri bunlar hakkında indi, bunlarla konuşmalar üzerine nâzil oldu. Âl-i İmrân sûresinin âyetleri bunlar hakkında indi, bunlarla konuşmalar üzerine nâzil oldu.

Bunlar Peygamber Efendimiz'in mescidine saltanatla gelip putları ile haçlarıylaBunlar Peygamber Efendimiz'in mescidine saltanatla gelip putları ile haçlarıyla girince sahâbe-i kirâm rahatsız oldu; kızdılar, sıkıldılar. girince sahâbe-i kirâm rahatsız oldu; kızdılar, sıkıldılar. Bir işaret etse de şunları benzetsek diye Peygamber Efendimiz'in gözünün içine baktılar.Bir işaret etse de şunları benzetsek diye Peygamber Efendimiz'in gözünün içine baktılar. Peygamber Efendimiz "Dokunmayın." diye işaret eyledi.Peygamber Efendimiz "Dokunmayın." diye işaret eyledi. Peygamber Efendimiz'in mescidinde onlar kendi usullerine göre oturdular kalktılar, hatta ibadet ettiler. Peygamber Efendimiz'in mescidinde onlar kendi usullerine göre oturdular kalktılar, hatta ibadet ettiler.

Sonra konuşmalar başladı. Peygamber Efendimiz onlara İslâm'ın ne olduğunu anlatmaya,Sonra konuşmalar başladı. Peygamber Efendimiz onlara İslâm'ın ne olduğunu anlatmaya, Kur'ân-ı Kerîm'den âyetleri okumaya başladı. Âl-i İmrân sûresinin âyetlerini okudu.Kur'ân-ı Kerîm'den âyetleri okumaya başladı. Âl-i İmrân sûresinin âyetlerini okudu. Onların inançlarındaki; Hz. İsa zamanında, Hz. Musa zamanında olmayan, Onların inançlarındaki; Hz. İsa zamanında, Hz. Musa zamanında olmayan, sonradan ortaya çıkmış yanlışlara işaret etti. Gelen kafileden bazısı mü'min oldu.sonradan ortaya çıkmış yanlışlara işaret etti. Gelen kafileden bazısı mü'min oldu. Piskopos yolda gelirken özel konuşmalarında; "Bu, âhir zaman peygamberidir!" demiştiPiskopos yolda gelirken özel konuşmalarında; "Bu, âhir zaman peygamberidir!" demişti ama kardeşi müslüman oldu, kendisi olmadı. Kardeşi bu sefer şaşırdı, dedi ki; ama kardeşi müslüman oldu, kendisi olmadı. Kardeşi bu sefer şaşırdı, dedi ki;

"Ağabey! Sen yolda bu adamın aleyhine konuşma, sövmeye kalkışma,"Ağabey! Sen yolda bu adamın aleyhine konuşma, sövmeye kalkışma, bu peygamberdir demedin mi? Bineğimin ayağı tökezleyince ben; bu peygamberdir demedin mi? Bineğimin ayağı tökezleyince ben; "Hep şu adam yüzünden başımıza geliyor, bu seyahate onun yüzünden çıktık…" diye"Hep şu adam yüzünden başımıza geliyor, bu seyahate onun yüzünden çıktık…" diye ağzımı bozmak isteyince "Öyle konuşma!ağzımı bozmak isteyince "Öyle konuşma! O Allah'ın Peygamberidir!" dediğin hâlde şimdi niye iman getirmedin?" O Allah'ın Peygamberidir!" dediğin hâlde şimdi niye iman getirmedin?"

Dedi ki; "Kardeşim, biliyorsun biz Bizans'a bağlıyız.Dedi ki; "Kardeşim, biliyorsun biz Bizans'a bağlıyız. Bizans bizim Yemen kilisesine her sene devlet hazinesinden külliyetli miktarda varidât, altın gönderiyor.Bizans bizim Yemen kilisesine her sene devlet hazinesinden külliyetli miktarda varidât, altın gönderiyor. Biz müslüman olursak o varidâtı keser…" deyip gitti. Biz müslüman olursak o varidâtı keser…" deyip gitti.

Demek ki onlar da maddî hesap yapmışlar.Demek ki onlar da maddî hesap yapmışlar. Ellerindeki maaşlar, paralar, imkânlar gitmesin diye düşünmüşler;Ellerindeki maaşlar, paralar, imkânlar gitmesin diye düşünmüşler; tarih kitaplarından çıkan açık bir delil! Bazısı da işi kıskançlığa döktü.tarih kitaplarından çıkan açık bir delil!

Bazısı da işi kıskançlığa döktü.
Bazısı da Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i imtihana çekmeye kalkıştı.Bazısı da Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i imtihana çekmeye kalkıştı. Kalktılar, çeşitli sorular sordular: Kalktılar, çeşitli sorular sordular:

"Cennete giren insanların ilk yiyeceği yemek ne, söyle bakalım…" filan gibi sorular sordular."Cennete giren insanların ilk yiyeceği yemek ne, söyle bakalım…" filan gibi sorular sordular. Peygamber Efendimiz onları cevaplandırdı. Cevaplandırınca;Peygamber Efendimiz onları cevaplandırdı. Cevaplandırınca; "Tamam." demeleri, iman getirmeleri lazım. "Tamam." demeleri, iman getirmeleri lazım. Bakalım biliyor mu, diye onların kitaplarında belirtilmiş olan teferruatı sordular… Bakalım biliyor mu, diye onların kitaplarında belirtilmiş olan teferruatı sordular…

Peygamber Efendimiz de hatta; "Ben yarın size bildireyim." dedi.Peygamber Efendimiz de hatta; "Ben yarın size bildireyim." dedi. Vahiy gelsin diye bekledi fakat ertesi gün olduğu hâlde vahiy gelmeyince çok üzüldü,Vahiy gelsin diye bekledi fakat ertesi gün olduğu hâlde vahiy gelmeyince çok üzüldü, çok mahcup gibi oldu. Sonra Allahu Teâlâ hazretleri vahiy ederek dedi ki;çok mahcup gibi oldu. Sonra Allahu Teâlâ hazretleri vahiy ederek dedi ki; "Bir şeyi 'İnşaallah' demeden 'Yarın ben yapacağım.' deme!" "Bir şeyi 'İnşaallah' demeden 'Yarın ben yapacağım.' deme!"

Ve lâ tekûlenne li-şey'in innî fâilün zâlike ğadden illâ en yeşâellâhü. Ve lâ tekûlenne li-şey'in innî fâilün zâlike ğadden illâ en yeşâellâhü.

"'Allah dilerse yaparım, Allah izin verirse yaparım, inşaallah yaparım…' demeden kesin söz verme!"'Allah dilerse yaparım, Allah izin verirse yaparım, inşaallah yaparım…' demeden kesin söz verme! Çünkü hüküm Allah'ın; dilerse bildirir, dilemezse bildirmez." Çünkü hüküm Allah'ın; dilerse bildirir, dilemezse bildirmez."

İnşallah ben Allah bildirirse yarın size bildiririm demeliydin, gibi âyet indi ama cevaplar da geldi.İnşallah ben Allah bildirirse yarın size bildiririm demeliydin, gibi âyet indi ama cevaplar da geldi. O cevaplar tam onların arzu ettiği şekilde, bizim Peygamberimiz'in hak peygamber olduğunuO cevaplar tam onların arzu ettiği şekilde, bizim Peygamberimiz'in hak peygamber olduğunu onlara anlatacak şekilde geldi.onlara anlatacak şekilde geldi. Demek ki bazıları böyle imtihan ederek Peygamber olup olmadığını anlamaya çalıştılar. Demek ki bazıları böyle imtihan ederek Peygamber olup olmadığını anlamaya çalıştılar.

Selmânü'l-Fârisi gibi bazıları Peygamber Efendimiz'in alametlerini merak ettiler.Selmânü'l-Fârisi gibi bazıları Peygamber Efendimiz'in alametlerini merak ettiler. Mesela; "Âhir zaman peygamberi sadaka almaz." diye biliyor.Mesela; "Âhir zaman peygamberi sadaka almaz." diye biliyor. "Yâ Resûlallah! Buyur, sana hurma getirdim, bu sadakadır." dedi, bekledi."Yâ Resûlallah! Buyur, sana hurma getirdim, bu sadakadır." dedi, bekledi. Peygamber Efendimiz tabağa hiç dokunmadı, almadı. Fukarâ-i müslimîne "Alın, aranızda dağıtın." dedi. Peygamber Efendimiz tabağa hiç dokunmadı, almadı. Fukarâ-i müslimîne "Alın, aranızda dağıtın." dedi.

Anladı. Mesela kendi kitaplarında; "Son Peygamber'in sırtında bir ben var." diye yazılı.Anladı.

Mesela kendi kitaplarında; "Son Peygamber'in sırtında bir ben var." diye yazılı.
Peygamber Selmânü'l-Fârisi ben var mı yok mu diye Efendimiz'in arkasına arkasına dolaşıyor. Peygamber Selmânü'l-Fârisi ben var mı yok mu diye Efendimiz'in arkasına arkasına dolaşıyor.

O zaman dikişli, kollu, düğmeli, ilikli, iğneli elbiseler her zaman bulunmuyor, pahalı. İki örtü. O zaman dikişli, kollu, düğmeli, ilikli, iğneli elbiseler her zaman bulunmuyor, pahalı. İki örtü.

Afganlılar nasıl örtünüyorlar veyahut hacda biz nasıl dikişsiz örtü kullanıyoruz? Afganlılar nasıl örtünüyorlar veyahut hacda biz nasıl dikişsiz örtü kullanıyoruz?

Aşağı bir peştamal sarıyoruz, omzumuza bir şey alıyoruz; oluyor bir kıyafet.Aşağı bir peştamal sarıyoruz, omzumuza bir şey alıyoruz; oluyor bir kıyafet. Bu giyimlerimiz kadar çok iyi değil ama netice itibariyle insan örtünüyor. Bu giyimlerimiz kadar çok iyi değil ama netice itibariyle insan örtünüyor.

Selmânü'l-Fârisi arkaya arkaya bir vesile bulup da dolaştığı zaman bir keresindeSelmânü'l-Fârisi arkaya arkaya bir vesile bulup da dolaştığı zaman bir keresinde Peygamber Efendimiz sırtı görünsün diye omzundaki örtüyü arkaya atıverdi. Peygamber Efendimiz sırtı görünsün diye omzundaki örtüyü arkaya atıverdi. Zira onun araştırdığını biliyor. Örtüyü arkaya atıverdi,Zira onun araştırdığını biliyor. Örtüyü arkaya atıverdi, arkasındaki mühr-ü nübüvvet görünüverdi. arkasındaki mühr-ü nübüvvet görünüverdi. Çeşitli yollarla hak peygamber olduğunu anlayanlar iman getirdi.Çeşitli yollarla hak peygamber olduğunu anlayanlar iman getirdi. Selmânü'l-Fârisi iyi mü'min, ileri mü'min oldu. Selmânü minnâ ehle'l-beyti.Selmânü'l-Fârisi iyi mü'min, ileri mü'min oldu.

Selmânü minnâ ehle'l-beyti.
Selman bizden, bizim ailemizden!" dedirtecek kadar müeddep, güzel, iyi müslüman oldu.Selman bizden, bizim ailemizden!" dedirtecek kadar müeddep, güzel, iyi müslüman oldu. Allah razı olsun, şefaatlerini erdirsin. Bizim tarikatımızın silsilesinde de Ebû Bekr-i Sıddîk, Allah razı olsun, şefaatlerini erdirsin. Bizim tarikatımızın silsilesinde de Ebû Bekr-i Sıddîk, Selmânü'l-Fârisi'nin isimleri geçiyor. Bunlar bizim başımızın tacı efendilerimiz. Selmânü'l-Fârisi'nin isimleri geçiyor. Bunlar bizim başımızın tacı efendilerimiz.

Bazıları imana geldiler, bazıları da maddî sebeplerden, ruhî, ahlâkî sebeplerden imana gelmedi. Bazıları imana geldiler, bazıları da maddî sebeplerden, ruhî, ahlâkî sebeplerden imana gelmedi.

Gelmeyince ne oldu? Başladılar yan çizmeye, âyetlerle mücadele etmeye, âyetlere karşı çıkmaya! Gelmeyince ne oldu?

Başladılar yan çizmeye, âyetlerle mücadele etmeye, âyetlere karşı çıkmaya!

Allah, Peygamber Efendimiz'e; "Siz mü'min bir milletsiniz, niye böyle yapıyorsunuz?" diyeAllah, Peygamber Efendimiz'e; "Siz mü'min bir milletsiniz, niye böyle yapıyorsunuz?" diye onlara öyle söyle, diyor. Bir kısmı da müslümanları imandan döndürmeye, gayret etmeye başladılar. onlara öyle söyle, diyor. Bir kısmı da müslümanları imandan döndürmeye, gayret etmeye başladılar.

Mesela şöyle bir usul uygulamayı konuştular:Mesela şöyle bir usul uygulamayı konuştular: "Âyetlerin bazısına inanalım; 'Bu doğru.' diyelim, sonra bazılarını inkâr edelim."Âyetlerin bazısına inanalım; 'Bu doğru.' diyelim, sonra bazılarını inkâr edelim. Bazılarına 'Hayır, bu böyle değil.' diyelim. Böylece inananları tereddüde düşürelim.Bazılarına 'Hayır, bu böyle değil.' diyelim. Böylece inananları tereddüde düşürelim. Sabah gelen âyetlere inanalım, akşamkileri inkâr edelim.Sabah gelen âyetlere inanalım, akşamkileri inkâr edelim. İnandığımız zaman müslümanlar bize kanarlar: 'Tamam, bak inanıyor.' derler. İnandığımız zaman müslümanlar bize kanarlar: 'Tamam, bak inanıyor.' derler. İnkâr edince de onların imanları sarsılır…" diye usuller, şeytanlıklar düşündüler.İnkâr edince de onların imanları sarsılır…" diye usuller, şeytanlıklar düşündüler. Âyet-i kerîmelerde böyle düşündükleri, böyle dedikleri, böyle kavilleştikleri,Âyet-i kerîmelerde böyle düşündükleri, böyle dedikleri, böyle kavilleştikleri, sözleştikleri, aralarında anlaştıkları yazılı. Onun için "Ehl-i kitâb niye iman etmiş olanlarısözleştikleri, aralarında anlaştıkları yazılı.

Onun için "Ehl-i kitâb niye iman etmiş olanları
böyle kusur bulmaya çalışarak İslâm'dan imandan döndürmeye çalışıyorsunuz?böyle kusur bulmaya çalışarak İslâm'dan imandan döndürmeye çalışıyorsunuz? Allah sizin yaptıklarınızdan gafil değildir.Allah sizin yaptıklarınızdan gafil değildir. Siz işin doğru olduğunu bilen şahitler olduğunuz hâlde niye böyle ters çalışıyorsunuz?!.." diyeSiz işin doğru olduğunu bilen şahitler olduğunuz hâlde niye böyle ters çalışıyorsunuz?!.." diye onlara böyle söylemeyi bildirdikten sonra âyet-i kerîmelerdeonlara böyle söylemeyi bildirdikten sonra âyet-i kerîmelerde Allahu Teâlâ hazretleri iman edenlere de buyuruyor ki; Allahu Teâlâ hazretleri iman edenlere de buyuruyor ki;

Yâ eyyühellezîne âmenû. "Ey iman edenler!" Yâ eyyühellezîne âmenû. "Ey iman edenler!"

"Eğer siz kendilerine kitap verilmiş ama İslâm'ın aleyhinde çalışan bu adamlara tâbi olur,"Eğer siz kendilerine kitap verilmiş ama İslâm'ın aleyhinde çalışan bu adamlara tâbi olur, itaat eder, onların sözlerini dinlerseniz onlar sizi imanınızdan sonraitaat eder, onların sözlerini dinlerseniz onlar sizi imanınızdan sonra tekrar kâfirler hâline döndürmeye çalışırlar. Dikkat edin!tekrar kâfirler hâline döndürmeye çalışırlar. Dikkat edin! Bunların niyetleri kötü, bunlar allem edip kallem edip hileler, fitneler düşünüpBunların niyetleri kötü, bunlar allem edip kallem edip hileler, fitneler düşünüp sizi imandan döndürmeye çalışırlar. Aman, sakın imandan dönmeyin, sakın onlara aldanmayın!" sizi imandan döndürmeye çalışırlar. Aman, sakın imandan dönmeyin, sakın onlara aldanmayın!"

Ve keyfe tekfürûne. "Siz nasıl imanı bırakıp da küfre düşersiniz?Ve keyfe tekfürûne. "Siz nasıl imanı bırakıp da küfre düşersiniz? Allah'ın âyetleri size okunup dururken mucizeleri görüp dururken bunu nasıl yaparsınız?!.." Allah'ın âyetleri size okunup dururken mucizeleri görüp dururken bunu nasıl yaparsınız?!.."

Ve fî küm Resûlühû.Ve fî küm Resûlühû. "Resûlullah, Allah'ın peygamberi aranızda yaşayıp duruyorken siz nasıl kâfir olursunuz?!" "Resûlullah, Allah'ın peygamberi aranızda yaşayıp duruyorken siz nasıl kâfir olursunuz?!"

"Aman, sakın imanı bırakmayın, bunlar hile yapıyorlar,"Aman, sakın imanı bırakmayın, bunlar hile yapıyorlar, bunların hilelerini anlayın, gözünüzü açın!.." diye âyet-i kerîme ihtar ediyor.bunların hilelerini anlayın, gözünüzü açın!.." diye âyet-i kerîme ihtar ediyor. Allah'a dayanan, Allah'ı seven, Allah'a sarılanların da doğru yola sevk olunacaklarını bildiriyor. Allah'a dayanan, Allah'ı seven, Allah'a sarılanların da doğru yola sevk olunacaklarını bildiriyor.

Demek ki Allahu Teâlâ hazretleri kendisini seven, kendisine bağlananları şaşırttırmıyor.Demek ki Allahu Teâlâ hazretleri kendisini seven, kendisine bağlananları şaşırttırmıyor. Bu önemli bir nokta! Bir kul Allah'ı gerçekten seviyorsa samimi ise temiz kalpli iseBu önemli bir nokta! Bir kul Allah'ı gerçekten seviyorsa samimi ise temiz kalpli ise Allah ona doğru yolu gösteriyor. Velev isterse o esnada yanılmış bile olsaAllah ona doğru yolu gösteriyor. Velev isterse o esnada yanılmış bile olsa "Yanıldın kulum, doğrusu budur." diye kalbi, niyeti temizse doğruyu gösteriyor."Yanıldın kulum, doğrusu budur." diye kalbi, niyeti temizse doğruyu gösteriyor. Onun için asrımızda hristiyan olup papaz olup Hristiyanlık için çalışıp da rüyasındaOnun için asrımızda hristiyan olup papaz olup Hristiyanlık için çalışıp da rüyasında Peygamberimiz'in hak peygamber; âhir zaman peygamberi olduğunu görüp imana gelenler var. Peygamberimiz'in hak peygamber; âhir zaman peygamberi olduğunu görüp imana gelenler var.

Mesela Nijeryalı Fano. Hakkında kitap yazılmış bir kişi.Mesela Nijeryalı Fano. Hakkında kitap yazılmış bir kişi. Kendisi kabile reisinin oğlu pastör olarak kilisede çalışırken üç defa rüyada Peygamber Efendimiz'i görüp; Kendisi kabile reisinin oğlu pastör olarak kilisede çalışırken üç defa rüyada Peygamber Efendimiz'i görüp;

"Ey Fano! Sana imanı öğretecek bu şahsın adı İbrahim"Ey Fano! Sana imanı öğretecek bu şahsın adı İbrahim diye hiç tanımadığı bir kimseyi gösterip adını da söyleyip; "diye hiç tanımadığı bir kimseyi gösterip adını da söyleyip; " Sen bunun elinde müslüman olacaksın!" diye bildiriyor.Sen bunun elinde müslüman olacaksın!" diye bildiriyor. O da diyar diyar gezerken, daha henüz kilise teşkilatında görevliyken gittiği yerlerde "İbrahimO da diyar diyar gezerken, daha henüz kilise teşkilatında görevliyken gittiği yerlerde "İbrahim diye birisi var mı?" diye soruyor. Tanımıyor da kişiyi.diye birisi var mı?" diye soruyor. Tanımıyor da kişiyi. Sonra gittiği bir yerde; "Evet, var, o İbrahim Sonra gittiği bir yerde; "Evet, var, o İbrahim Müslümanların bir tarikat şeyhidir. Onu ne yapacaksın?" diye soruyorlar. Müslümanların bir tarikat şeyhidir. Onu ne yapacaksın?" diye soruyorlar.

"Adını sordum da ondan merak ettim, nerededir?" diyor. Diyorlar ki; "Adını sordum da ondan merak ettim, nerededir?" diyor. Diyorlar ki;

"Şehrin filanca semtinde filanca mahallede filanca adreste bulunur." "Şehrin filanca semtinde filanca mahallede filanca adreste bulunur."

O işlerini bitirdikten sonra bir vasıtaya atlıyor, çıkıyor o şahsın karşısına.O işlerini bitirdikten sonra bir vasıtaya atlıyor, çıkıyor o şahsın karşısına. Bir de bakıyor ki rüyada Peygamber Efendimiz'in kendisine gösterdiği; Bir de bakıyor ki rüyada Peygamber Efendimiz'in kendisine gösterdiği; "Bak sen bunun eliyle, bunun karşısında müslüman olacaksın!" dediği kimse!"Bak sen bunun eliyle, bunun karşısında müslüman olacaksın!" dediği kimse! Hemen kelime-i şahadet getiriyor, müslüman oluyor! İbrahim de; "Hoş geldin." diyor,Hemen kelime-i şahadet getiriyor, müslüman oluyor! İbrahim de; "Hoş geldin." diyor, o da rüyayı bildiğini gösterecek sözler söylüyor. Nijeryalı Fano'nun Müslüman oluşu!o da rüyayı bildiğini gösterecek sözler söylüyor. Nijeryalı Fano'nun Müslüman oluşu! Böyle şeyler çok oluyor. Sidney'de Avusturalyalı bir kardeşimiz var, müslüman olmuş.Böyle şeyler çok oluyor.

Sidney'de Avusturalyalı bir kardeşimiz var, müslüman olmuş.
"[Rüyamda] Resûlullah'ı gördüm de ondan müslüman oldum." diye söylüyor. "[Rüyamda] Resûlullah'ı gördüm de ondan müslüman oldum." diye söylüyor.

Bir insan Allah'a sarılırsa, Allah'a iltizam eder bağlanır severse Allah ona doğru yolu gösteriyor. Bir insan Allah'a sarılırsa, Allah'a iltizam eder bağlanır severse Allah ona doğru yolu gösteriyor.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

İki sebepten dolayı insanların küfre düşmemeleri gerektiğini bu âyet-i kerîmede görüyoruz. İki sebepten dolayı insanların küfre düşmemeleri gerektiğini bu âyet-i kerîmede görüyoruz.

Ve keyfe tekfurûne ve entüm tütlâ aleyküm âyetullâhi ve fî küm resûlühû.Ve keyfe tekfurûne ve entüm tütlâ aleyküm âyetullâhi ve fî küm resûlühû. "Allah'ın âyetleri size okunup dururken siz nasıl olur da kâfir olursunuz?! Olmamanız lazım!" "Allah'ın âyetleri size okunup dururken siz nasıl olur da kâfir olursunuz?! Olmamanız lazım!"

Allah'ın âyetleri! Demek ki bizler Allah'ın âyetlerini çok okumalıyız, dikkatli okumalıyız, iyi öğrenmeliyiz.Allah'ın âyetleri!

Demek ki bizler Allah'ın âyetlerini çok okumalıyız, dikkatli okumalıyız, iyi öğrenmeliyiz.
O zaman kâfir olunmaz! Ve keyfe tekfurûne ve entüm tütlâ aleyküm âyetullâhi.O zaman kâfir olunmaz!

Ve keyfe tekfurûne ve entüm tütlâ aleyküm âyetullâhi.
"Allah'ın âyetleri size okunup dururken siz nasıl kâfir olursunuz?!" "Allah'ın âyetleri size okunup dururken siz nasıl kâfir olursunuz?!"

Demek ki insan Allah'ın âyetlerini dinlerse öğrenirse kâfir olmayacak! Demek ki insan Allah'ın âyetlerini dinlerse öğrenirse kâfir olmayacak!

Ve fî küm resûlühû. "Ve içinizde Resûlullah varken yaşayıp duruyorken siz nasıl kâfir olursunuz?!" Ve fî küm resûlühû. "Ve içinizde Resûlullah varken yaşayıp duruyorken siz nasıl kâfir olursunuz?!"

Bu da neyi gösteriyor? Peygamber Efendimiz'in sağlığında, Peygamber Efendimiz'in hâli hareketi,Bu da neyi gösteriyor?

Peygamber Efendimiz'in sağlığında, Peygamber Efendimiz'in hâli hareketi,
ahlâkı, sözleri, hadîs-i şerîfleri, mucizeleri Peygamber Efendimiz'den sonra bizim için neyi gösteriyor? ahlâkı, sözleri, hadîs-i şerîfleri, mucizeleri Peygamber Efendimiz'den sonra bizim için neyi gösteriyor?

Sünneti! Demek ki Peygamber Efendimiz'in sünnetini öğrenir ona sarılırsak küfre düşmeyiz Sünneti! Demek ki Peygamber Efendimiz'in sünnetini öğrenir ona sarılırsak küfre düşmeyiz

Kur'an'ı nasıl öğreniriz? Kur'ân-ı Kerîm'i tefsir kitapları yazar, mânasını tefsir kitapları açıklar.Kur'an'ı nasıl öğreniriz?

Kur'ân-ı Kerîm'i tefsir kitapları yazar, mânasını tefsir kitapları açıklar.
Hocalar Kur'ân-ı Kerîm'in âyetlerini cemaate çok anlatsın. Hocalar Kur'ân-ı Kerîm'in âyetlerini cemaate çok anlatsın.

Peygamber Efendimiz'in sözlerini nasıl öğreniriz? O da hadis kitaplarında vardır.Peygamber Efendimiz'in sözlerini nasıl öğreniriz?

O da hadis kitaplarında vardır.
Herkesin evinde de kaç türlü hadis kitabı mevcuttur. O hâlde ne yapmamız lazım? Herkesin evinde de kaç türlü hadis kitabı mevcuttur. O hâlde ne yapmamız lazım?

Her gün, her akşam, her sabah, her pazar, her cumartesi, her namazdan önce sonra,Her gün, her akşam, her sabah, her pazar, her cumartesi, her namazdan önce sonra, her fırsatta biraz âyet biraz hadis seçerek veya sırayla giderek cemaate âyetleri,her fırsatta biraz âyet biraz hadis seçerek veya sırayla giderek cemaate âyetleri, hadisleri öğretmemiz lazım. Cemaat olarak âyetleri hadisleri öğrenmemiz lazım.hadisleri öğretmemiz lazım. Cemaat olarak âyetleri hadisleri öğrenmemiz lazım. Nereden nasıl öğreneceksek onu sağlamamız lazım. Nereden nasıl öğreneceksek onu sağlamamız lazım. Hocalar olarak da cemaate âyetleri, hadisleri söylememiz lazım. Hocalar olarak da cemaate âyetleri, hadisleri söylememiz lazım.

Elhamdülillah elimizde kitap var.Elhamdülillah elimizde kitap var. Kur'ân-ı Kerîm Fâtiha'dan başlıyor, Kul eûzu bi-rabbi'n-nâs'ta bitiyor.Kur'ân-ı Kerîm Fâtiha'dan başlıyor, Kul eûzu bi-rabbi'n-nâs'ta bitiyor. Bunları okuyalım, anlayalım, anlatalım. Anlatmak gerekiyor, incelikleri var;Bunları okuyalım, anlayalım, anlatalım. Anlatmak gerekiyor, incelikleri var; açıklamalar gerekiyor, bilinmeyen yerlerini cemaate öğretmek gerekiyor. açıklamalar gerekiyor, bilinmeyen yerlerini cemaate öğretmek gerekiyor.

Sonra Peygamber Efendimiz'in hadisleri var.Sonra Peygamber Efendimiz'in hadisleri var. Onlarla da ilgili ne kadar çok kitap var ama okumuyoruz. Varsa bir babayiğit kalksın da;Onlarla da ilgili ne kadar çok kitap var ama okumuyoruz. Varsa bir babayiğit kalksın da; "Ben bir hadis kitabını baştan sona okudum, hatmettim." desin de alnından öpeyim!"Ben bir hadis kitabını baştan sona okudum, hatmettim." desin de alnından öpeyim! Okumuyoruz. Varsa bir aslan parçası yiğit kalksın da;Okumuyoruz. Varsa bir aslan parçası yiğit kalksın da; "Ben Kur'ân-ı Kerîm mealini başından sonuna dikkatli bir şekilde,"Ben Kur'ân-ı Kerîm mealini başından sonuna dikkatli bir şekilde, elimde kalemle âyetleri okudum." desin!.. Okumuyoruz. Okumadan olmaz.elimde kalemle âyetleri okudum." desin!..

Okumuyoruz. Okumadan olmaz.
Okumadan sınıf geçilmez, okumadan mezun olunmaz, okumadan diploma alınmaz,Okumadan sınıf geçilmez, okumadan mezun olunmaz, okumadan diploma alınmaz, okumadan mühendis olunmaz, okumadan doktor olunmaz… Okumak lazım. okumadan mühendis olunmaz, okumadan doktor olunmaz… Okumak lazım.

Elhamdülillah ki Allah bize Peygamber Efendimiz'i göndermiş deElhamdülillah ki Allah bize Peygamber Efendimiz'i göndermiş de Peygamber Efendimiz'den sonra da elimize Kur'ân-ı Kerîm tertemiz, bozulmadan, çıkartılmadan,Peygamber Efendimiz'den sonra da elimize Kur'ân-ı Kerîm tertemiz, bozulmadan, çıkartılmadan, eksiltmeden, kaybolmadan, unutulmadan gelmiş.eksiltmeden, kaybolmadan, unutulmadan gelmiş. Elhamdülillah, büyük bir mutluluk, saadet, büyük bir nimet!Elhamdülillah, büyük bir mutluluk, saadet, büyük bir nimet! Sahâbe-i kirâmdan başlayarak -Allah hepsinden razı olsun- mübarek insanlarSahâbe-i kirâmdan başlayarak -Allah hepsinden razı olsun- mübarek insanlar Peygamber Efendimiz'in hadislerini de inceden inceye toplamış, yazmış, sıralamış,Peygamber Efendimiz'in hadislerini de inceden inceye toplamış, yazmış, sıralamış, düzenlemiş, tertiplemiş, kitaplar meydana getirmişler.düzenlemiş, tertiplemiş, kitaplar meydana getirmişler. Kütüphanemizde sayfaları, ciltleri yaldızlı pırıl pırıl duruyor, ne kadar güzel! Kütüphanemizde sayfaları, ciltleri yaldızlı pırıl pırıl duruyor, ne kadar güzel! Zaman ayırıp okumamız lazım. Zaman ayırıp öğretmemiz lazım. Zaman ayırıp okumamız lazım. Zaman ayırıp öğretmemiz lazım.

İhvânımızdan bir hoca vardı. İhvânımızdan bir hoca vardı. Harem'de hac esnasında tünelde ezilip [şehit olanlardan], Allah rahmet eylesin. Hac esnasında ölmek güzel bir şey! Harem'de hac esnasında tünelde ezilip [şehit olanlardan], Allah rahmet eylesin. Hac esnasında ölmek güzel bir şey! Bizim Ankara'daki evimize geldi, misafir oldu.Bizim Ankara'daki evimize geldi, misafir oldu. Altında kalmamak için İstanbul'a geldiğim zaman o da beni evine davet etti.Altında kalmamak için İstanbul'a geldiğim zaman o da beni evine davet etti. Evi caminin üstünde, ticarî bir yerde idi. Ben oraya gittim. Evi caminin üstünde, ticarî bir yerde idi. Ben oraya gittim.

Camisi öğle namazı, ikindi namazı tıklım tıklım dolu!Camisi öğle namazı, ikindi namazı tıklım tıklım dolu! Beyazıt kulesinin dibinden bakırcıların yanından aşağı dik bir yokuş gider.Beyazıt kulesinin dibinden bakırcıların yanından aşağı dik bir yokuş gider. Orada sağda bir hanın camisi. Merdivenle iki kat çıkacaksın, cami orada.Orada sağda bir hanın camisi. Merdivenle iki kat çıkacaksın, cami orada. Caddeye tepeden bakıyor. Sapa bir cami, ticaret merkezinde ama cami tıklım tıklım dolu. Dedim: Caddeye tepeden bakıyor. Sapa bir cami, ticaret merkezinde ama cami tıklım tıklım dolu. Dedim:

"Mâşaallah, cemaat iyi." Dedi ki; "Esadçığım ben buraya geldiğim zaman"Mâşaallah, cemaat iyi." Dedi ki;

"Esadçığım ben buraya geldiğim zaman
namaz kılarken arkamda bir kişi, iki kişi oluyordu. Kimse gelmedi.namaz kılarken arkamda bir kişi, iki kişi oluyordu. Kimse gelmedi. Çünkü namaz kılanların bile iki merdiven çıkıp üst katta namaz kılmak zoruna gidebilir. Çünkü namaz kılanların bile iki merdiven çıkıp üst katta namaz kılmak zoruna gidebilir. Aşağıdaki camiye gitmek kolayına kaçar. Aşağıda başka cami filan var.Aşağıdaki camiye gitmek kolayına kaçar. Aşağıda başka cami filan var. Her namazın önünde bir hadis okuyordum, fazla değil." Cemaati bıktırmaya gelmez!Her namazın önünde bir hadis okuyordum, fazla değil."

Cemaati bıktırmaya gelmez!
Sabah namazından sonra herkesin uykusu varken sen kalk iki saat ders ver,Sabah namazından sonra herkesin uykusu varken sen kalk iki saat ders ver, ertesi hafta camide kimse olmaz! Herkesin bir işi çıkar. Neden? ertesi hafta camide kimse olmaz! Herkesin bir işi çıkar.

Neden?

"Hoca çok uzatıyor, iki saat, üç saat uykumuz geliyor." derler. Bir hadis okuyormuş. "Hoca çok uzatıyor, iki saat, üç saat uykumuz geliyor." derler.

Bir hadis okuyormuş.

Karadenizli, tatlı, şakacı, hafız bir kimse; Allah rahmet eylesin. Karadenizli, tatlı, şakacı, hafız bir kimse; Allah rahmet eylesin.

"Ben hafızlığı her sayfasını bir liradan ezberledim. Babam bir lira veriyordu,"Ben hafızlığı her sayfasını bir liradan ezberledim. Babam bir lira veriyordu, öyle sağladım." diye anlatırdı. öyle sağladım." diye anlatırdı. Babamdan Allah razı olsun, diye söylüyordu. Babamdan Allah razı olsun, diye söylüyordu.

Cemaati çoğaltmış. Bu neyin bereketi? Hadîs-i şerîflerin bereketi! Başta hadîs-i şerîflerin bereketi. Cemaati çoğaltmış.

Bu neyin bereketi?

Hadîs-i şerîflerin bereketi! Başta hadîs-i şerîflerin bereketi.

Tabii Allah bazı insanlara başka insanları kendisine çekmek, cezbetmek basiretini, meziyetini veriyor.Tabii Allah bazı insanlara başka insanları kendisine çekmek, cezbetmek basiretini, meziyetini veriyor. Bazı insanlar öyle oluyor. Bazı insanlar kırıcı, kötü huylu, azarlayıcı olunca kimse toplanmıyor;Bazı insanlar öyle oluyor. Bazı insanlar kırıcı, kötü huylu, azarlayıcı olunca kimse toplanmıyor; herkes başka tarafa savuşup kaçıyor. Zaten Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruyor ki; herkes başka tarafa savuşup kaçıyor. Zaten Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruyor ki;

Ve lev künte fazzan ğalîza'l-kalbi le'n-fazzû min havlike. Ve lev künte fazzan ğalîza'l-kalbi le'n-fazzû min havlike.

"Ey Resûlüm! Sen de katı kalpli, kötü huylu olsaydın etrafındakiler dağılıp giderlerdi." "Ey Resûlüm! Sen de katı kalpli, kötü huylu olsaydın etrafındakiler dağılıp giderlerdi."

Fe bimâ rahmetin minallâhi linte lehüm. Fe bimâ rahmetin minallâhi linte lehüm.

Hezimetten Uhud harbinden sonra Peygamber Efendimiz yine yumuşak yumuşak muamelede bulunmuş,Hezimetten Uhud harbinden sonra Peygamber Efendimiz yine yumuşak yumuşak muamelede bulunmuş, çok sert muamele yapmamış. çok sert muamele yapmamış.

Allahu Teâlâ hazretleri "İyi ki öyle davrandın, sert davransaydın etrafında kimse kalmazdı!" diye buyuruyor.Allahu Teâlâ hazretleri "İyi ki öyle davrandın, sert davransaydın etrafında kimse kalmazdı!" diye buyuruyor. Demek ki yumuşaklık lazım, sabır, tatlılık, iltifat lazım. Demek ki yumuşaklık lazım, sabır, tatlılık, iltifat lazım. Peygamber Efendimiz ashabının her birisiyle ayrıca ilgilenirdi. Cömert olmak lazım.Peygamber Efendimiz ashabının her birisiyle ayrıca ilgilenirdi. Cömert olmak lazım. Gönlünü alacak, ihtiyacını karşılayacak şekilde çalışmak lazım. O zaman artar. Gönlünü alacak, ihtiyacını karşılayacak şekilde çalışmak lazım. O zaman artar.

Allahu Teâlâ hazretleri hepimizi Kur'an'ı sevenlerden, öğrenenlerden,Allahu Teâlâ hazretleri hepimizi Kur'an'ı sevenlerden, öğrenenlerden, ezberleyenlerden, öğretenlerden eylesin. ezberleyenlerden, öğretenlerden eylesin. Hepimizi Peygamber Efendimiz'i iyi tanıyıp sevip sünnetine sımsıkı sarılıp Hepimizi Peygamber Efendimiz'i iyi tanıyıp sevip sünnetine sımsıkı sarılıp sünnetini çoluk çocuğuna, arkadaşlarına, etrafa öğretip yayanlardan,sünnetini çoluk çocuğuna, arkadaşlarına, etrafa öğretip yayanlardan, hayatında da uygulayanlardan eylesin. hayatında da uygulayanlardan eylesin. Böylece Allah'ın rızasını, Peygamber Efendimiz'in şefaatini kazanıpBöylece Allah'ın rızasını, Peygamber Efendimiz'in şefaatini kazanıp cennetiyle cemâliyle müşerref olmayı nasip eylesin. cennetiyle cemâliyle müşerref olmayı nasip eylesin.

Sübhâneke lâ 'ilme lenâ illâ mâ 'allemtenâ inneke ente'l-'alîmü'l-hakîm Sübhâneke lâ 'ilme lenâ illâ mâ 'allemtenâ inneke ente'l-'alîmü'l-hakîm

Sübhâne rabbike rabbi'l-'izzeti 'ammâ yasifûn ve selâmunSübhâne rabbike rabbi'l-'izzeti 'ammâ yasifûn ve selâmun 'ale'l-mürselîn ve'l-hamdü li'llâhi rabbi'l-âlemîn. el-Fâtiha… 'ale'l-mürselîn ve'l-hamdü li'llâhi rabbi'l-âlemîn.

el-Fâtiha…

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2