Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Yönetimde Yardımcıların Önemi ve Ümmetin Birliği (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

5 Cemâziye'l-Âhir 1412 / 11.12.1991

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Ben gülmeye korkar hale geldim. Çünkü, gülmemin derecesine göre ya o gün ya ertesi gün muhakkak ağlayacak | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Yönetimde Yardımcıların Önemi ve Ümmetin Birliği (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

5 Cemâziye'l-Âhir 1412 / 11.12.1991

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Ben gülmeye korkar hale geldim. Çünkü, gülmemin derecesine göre ya o gün ya ertesi gün muhakkak ağlayacak | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Soru: Ben gülmeye korkar hale geldim.Soru: Ben gülmeye korkar hale geldim. Çünkü, gülmemin derecesine göre ya o gün ya ertesi gün muhakkak ağlayacak bir hal başıma geliyor.Çünkü, gülmemin derecesine göre ya o gün ya ertesi gün muhakkak ağlayacak bir hal başıma geliyor. Üzücü olaylarla karşılaşıyorum.Üzücü olaylarla karşılaşıyorum. Artık sevinirken hemen ardından üzüleceğimi biliyor ve sevinmeye bile korkuyorum. Artık sevinirken hemen ardından üzüleceğimi biliyor ve sevinmeye bile korkuyorum.

Cevap: Muhterem kardeşlerim! Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki: Cevap: Muhterem kardeşlerim!

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki:

"Benim bildiğim şeyleri bilseydiniz, muhakkak ki çok az gülerdiniz ve çok fazla ağlardınız."Benim bildiğim şeyleri bilseydiniz, muhakkak ki çok az gülerdiniz ve çok fazla ağlardınız. Kadınlarınızla telezzüz edemezdiniz. Feryâd ü figan ederek sahralara çıkar Allah'a yalvarırdınız." Kadınlarınızla telezzüz edemezdiniz. Feryâd ü figan ederek sahralara çıkar Allah'a yalvarırdınız."

Hakikaten sıratı mı geçmişiz, hesabımız mı hoş olmuş, cennetlik olduğumuz mu tebliğ edilmiş ki güleceğiz.Hakikaten sıratı mı geçmişiz, hesabımız mı hoş olmuş, cennetlik olduğumuz mu tebliğ edilmiş ki güleceğiz. Bu dünya gülme yeri değildir; düşünüp hatalarını anlayıp ağlama yeridir.Bu dünya gülme yeri değildir; düşünüp hatalarını anlayıp ağlama yeridir. Allah'a güzel kulluk etme yeridir. Allah üzmesin.Allah'a güzel kulluk etme yeridir. Allah üzmesin. Elemlere, kederlere uğratmasın ama vazifesini ve mesuliyetini idrak edip deElemlere, kederlere uğratmasın ama vazifesini ve mesuliyetini idrak edip de ona göre güzel kulluk yapmaya da cümlemizi muvaffak eylesin. ona göre güzel kulluk yapmaya da cümlemizi muvaffak eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem geceleyin namaza kalkardı.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem geceleyin namaza kalkardı. Kıyamda ağlaya ağlaya sakalı ıslanırdı, rükuda ağlaya ağlaya yerler ıslanırdı, Kıyamda ağlaya ağlaya sakalı ıslanırdı, rükuda ağlaya ağlaya yerler ıslanırdı, secdede ağlaya ağlaya secde mahalli ıslanırdı. Allah'ın en sevdiği kulu olduğu halde.secdede ağlaya ağlaya secde mahalli ıslanırdı. Allah'ın en sevdiği kulu olduğu halde. Onun için ağlamak, rikkat-i kalb güzeldir. Onun için ağlamak, rikkat-i kalb güzeldir.

Allah bizi ağlatacak duruma düşürmesin ama duygulu müslüman olmaktan da uzak etmesin.Allah bizi ağlatacak duruma düşürmesin ama duygulu müslüman olmaktan da uzak etmesin. Kalbimizi yumuşak kalpli eylesin. Kalbimizi yumuşak kalpli eylesin.

Soru: Tasavvufta bir şeyh müridlerine mekruh olan bir şeyi tavsiye edebilir mi?Soru: Tasavvufta bir şeyh müridlerine mekruh olan bir şeyi tavsiye edebilir mi? Bunun İslâm'da yeri nedir? Bu sigara olabilir mi?Bunun İslâm'da yeri nedir? Bu sigara olabilir mi? Bulunmuş olduğu tarikatin prensiplerini yanlış bulan bir derviş başka bir tarikate geçebilir mi? Bulunmuş olduğu tarikatin prensiplerini yanlış bulan bir derviş başka bir tarikate geçebilir mi?

Cevap: Aklı başında ise bir insan haramı, mekruhu tavsiye etmez, sünnet-i seniyyeye uymayı tavsiye eder.Cevap: Aklı başında ise bir insan haramı, mekruhu tavsiye etmez, sünnet-i seniyyeye uymayı tavsiye eder. Haram olan şeyi tavsiye etmez. Çünkü, günahın büyüğü, küçüğü olmaz. Haram olan şeyi tavsiye etmez. Çünkü, günahın büyüğü, küçüğü olmaz. "Günah kime karşı işlenmiştir onu düşünün de titreyin." diye söylemiş büyüklerimiz."Günah kime karşı işlenmiştir onu düşünün de titreyin." diye söylemiş büyüklerimiz. Onun için kötü bir şey hiç tavsiye edilmez. Etmemesi lazım, ediyorsa eksikliğinden ediyordur.Onun için kötü bir şey hiç tavsiye edilmez. Etmemesi lazım, ediyorsa eksikliğinden ediyordur. Kendisinin yolunda eksikliği olduğunu gören bir insan yolunu değiştirip doğru yola gelir. Kendisinin yolunda eksikliği olduğunu gören bir insan yolunu değiştirip doğru yola gelir. Bu kapı daima açıktır ve böyle olması şarttır ve farzdır ve mecburiyettir.Bu kapı daima açıktır ve böyle olması şarttır ve farzdır ve mecburiyettir. Böyle olmasa hiçbir hıristiyan Müslümanlığa gelmez. Hiçbir sapık mezhep mensubu hak yola girmez.Böyle olmasa hiçbir hıristiyan Müslümanlığa gelmez. Hiçbir sapık mezhep mensubu hak yola girmez. Hatasını anlayan kendisini ölçecek, doğru yola gelecek. Hatasını anlayan kendisini ölçecek, doğru yola gelecek.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2