Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Gece Yarısı Dua ve İstiğfar (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

29 Cemâziye'l-Evvel 1414 / 14.11.1993
İskenderpaşa Camii / İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Muhterem hocam, hadîs-i şerîflerde sahabeler için "Onlar seçilmiş kimselerdir." deniyor. Neden onlar seçilmiş de | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Gece Yarısı Dua ve İstiğfar (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

29 Cemâziye'l-Evvel 1414 / 14.11.1993
İskenderpaşa Camii / İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Muhterem hocam, hadîs-i şerîflerde sahabeler için "Onlar seçilmiş kimselerdir." deniyor. Neden onlar seçilmiş de | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Muhterem hocam, hadîs-i şerîflerde sahabeler için "Onlar seçilmiş kimselerdir." deniyor.Muhterem hocam, hadîs-i şerîflerde sahabeler için "Onlar seçilmiş kimselerdir." deniyor. Neden onlar seçilmiş de bu bize nasip olmadı, açıklar mısınız? Neden onlar seçilmiş de bu bize nasip olmadı, açıklar mısınız?

Allah herkese başka nimetler veriyor. Herkesin gözü başka, kaşı başka, huyu başka, Allah herkese başka nimetler veriyor. Herkesin gözü başka, kaşı başka, huyu başka, boyu posu başka, memleketi başka, meziyetleri başka türlü oluyor.boyu posu başka, memleketi başka, meziyetleri başka türlü oluyor. Bir farkı yok, önemi yok. Önemi var ama kader bu, ne yapalım?Bir farkı yok, önemi yok. Önemi var ama kader bu, ne yapalım? Allah onlara sahabe olmayı nasip etmiş. Yalnız bu soruyu soran kardeşime bir müjde var.Allah onlara sahabe olmayı nasip etmiş. Yalnız bu soruyu soran kardeşime bir müjde var. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem; Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem;

"Ah ne olaydı, ihvanıma bir kavuşsaydım!" buyurmuş. Arapça'da ihvan "kardeş" demek. "Ah ne olaydı, ihvanıma bir kavuşsaydım!" buyurmuş.

Arapça'da ihvan "kardeş" demek.

"Ne olaydı kardeşlerime bir kavuşsaydım!" Sahabe-i kiram bu sözü duyunca; "Ne olaydı kardeşlerime bir kavuşsaydım!"

Sahabe-i kiram bu sözü duyunca;

"Yâ Resûlallah! Biz senin ihvanın değil miyiz?"Yâ Resûlallah! Biz senin ihvanın değil miyiz? İşte biz senin yanındayız, "kavuşacağım" dediğin kimler?" dediler. İşte biz senin yanındayız, "kavuşacağım" dediğin kimler?" dediler.

"Hayır, siz benim ashabımsınız." dedi"Hayır, siz benim ashabımsınız." dedi "Benim ihvanım benden asırlarca sonra gelmiş ama beni tanıyor, bana iman etmiş,"Benim ihvanım benden asırlarca sonra gelmiş ama beni tanıyor, bana iman etmiş, beni seviyor ve benim için canını verecek durumda olan kimselerdir.beni seviyor ve benim için canını verecek durumda olan kimselerdir. İşte ihvanım onlardır. Ben onlara kavuşmayı istiyorum." İşte ihvanım onlardır. Ben onlara kavuşmayı istiyorum."

Resûlullah'ın ihvanı olmaya çalışın. Onun özlediği, kavuşmak istediği kimseler olmaya çalışın.Resûlullah'ın ihvanı olmaya çalışın. Onun özlediği, kavuşmak istediği kimseler olmaya çalışın. Bu kader böyle; bizi yirminci yüzyılda dünyaya getirmiş, Peygamber Efendimiz'in asrını görememişiz.Bu kader böyle; bizi yirminci yüzyılda dünyaya getirmiş, Peygamber Efendimiz'in asrını görememişiz. Her şey hikmettir. Her şey hikmettir.

Sâdât-ı kirâm hazerâtının ruhâniyetlerinden istimdat ne demektir, açıklayabilir misiniz?Sâdât-ı kirâm hazerâtının ruhâniyetlerinden istimdat ne demektir, açıklayabilir misiniz? Namazda veya ibadetlerimizde gözümüzün önüne geliyorsunuz; bunun bir sakıncası var mı? Namazda veya ibadetlerimizde gözümüzün önüne geliyorsunuz; bunun bir sakıncası var mı?

Sâdât-ı kirâm; "turuk-u aliyyemiz silsilelerinde ismi geçen büyüklerimiz" demektir.Sâdât-ı kirâm; "turuk-u aliyyemiz silsilelerinde ismi geçen büyüklerimiz" demektir. Bu mübarekler Allah'ın yolunda yürümüşler, sevgisini rızasını kazanmışlar,Bu mübarekler Allah'ın yolunda yürümüşler, sevgisini rızasını kazanmışlar, mânevî mertebelere nail olmuşlardır.mânevî mertebelere nail olmuşlardır. Onlara sevgi beslemek, onların ruhâniyetleri ile irtibat kurmak, onlardan medet istemek oluyor veOnlara sevgi beslemek, onların ruhâniyetleri ile irtibat kurmak, onlardan medet istemek oluyor ve onun faydası da görülebiliyor çünkü Allah, sevdiği kullara böyle bir imkân nasip etmiş.onun faydası da görülebiliyor çünkü Allah, sevdiği kullara böyle bir imkân nasip etmiş. "Kul bunalmayınca Hızır yetişmez." derler Hızır aleyhisselam da geldiği gibi"Kul bunalmayınca Hızır yetişmez." derler Hızır aleyhisselam da geldiği gibi Allah'ın sevdiği kullarına mânevî yardımları oluyor.Allah'ın sevdiği kullarına mânevî yardımları oluyor. Tabi bizi göz önüne getirmesi rabıta için uygun; bazısı "getiremiyorum" diye şikayet eder,Tabi bizi göz önüne getirmesi rabıta için uygun; bazısı "getiremiyorum" diye şikayet eder, bu kardeşimiz her zaman gördüğünü ifade ediyor. bu kardeşimiz her zaman gördüğünü ifade ediyor. Tabi namazdayken göz önüne gelmesi uygun değil.Tabi namazdayken göz önüne gelmesi uygun değil. Namazda Kâbe'yi göz önüne getirmeye çalışsın ve oraya teveccüh etmeye dikkat etsin. Namazda Kâbe'yi göz önüne getirmeye çalışsın ve oraya teveccüh etmeye dikkat etsin.

Üniversiteyi bu sene kazandım, çok sevindim, yurda yerleştim.Üniversiteyi bu sene kazandım, çok sevindim, yurda yerleştim. Yurtlarda ve evlerde futbol maçları seyretmeyi uygun görüyor musunuz?Yurtlarda ve evlerde futbol maçları seyretmeyi uygun görüyor musunuz? Bazı öğrencilerin kahvelere ve bu tür yerlere gitmemeleri için Bazı öğrencilerin kahvelere ve bu tür yerlere gitmemeleri için bazılarının buna izin verdiklerini söylüyorlar. bazılarının buna izin verdiklerini söylüyorlar. Biz tabi esas itibariyle mâlayani şeylerle meşgul olmamanızı ısrarla tavsiye ederiz. Biz tabi esas itibariyle mâlayani şeylerle meşgul olmamanızı ısrarla tavsiye ederiz. Nihayet bir maçtır. Hani insan bir yerde seyrediyor, çok kritik bir maç, herkes heyecanlı vesaire...Nihayet bir maçtır. Hani insan bir yerde seyrediyor, çok kritik bir maç, herkes heyecanlı vesaire... Ama esas olan seyretmemektir, boş şeylerle uğraşmamaktır,Ama esas olan seyretmemektir, boş şeylerle uğraşmamaktır, ömrünün kıymetini bilmektir, hayırlı şeylerle meşgul olmaktır.ömrünün kıymetini bilmektir, hayırlı şeylerle meşgul olmaktır. Aslında futbolu da futbol seyretmeyi de bir hastalık olarak görüyorum.Aslında futbolu da futbol seyretmeyi de bir hastalık olarak görüyorum. Bu gibi şeylere gazetelerde üç beş sayfa yer ayrılmasını da protesto ediyorum.Bu gibi şeylere gazetelerde üç beş sayfa yer ayrılmasını da protesto ediyorum. Bu, hayatımızda bu kadar önemli mi?Bu, hayatımızda bu kadar önemli mi? "Yirmi iki kişi bir topun peşinde koşuyor; yirmi beş milyon, elli milyon insan bununla meşgul oluyor;"Yirmi iki kişi bir topun peşinde koşuyor; yirmi beş milyon, elli milyon insan bununla meşgul oluyor; akıllı mantıklı bir şey değil!" diye düşünüyorum,akıllı mantıklı bir şey değil!" diye düşünüyorum, Allah'ın bizi bunun için dünyaya göndermediği muhakkak; daha ciddi bir çok işler olduğu muhakkak.Allah'ın bizi bunun için dünyaya göndermediği muhakkak; daha ciddi bir çok işler olduğu muhakkak. Ona göre hayatın ciddiyetini anlayıp öyle çalışmak lazım;Ona göre hayatın ciddiyetini anlayıp öyle çalışmak lazım; tabi bütün kardeşlerimiz buna dikkat etsin. tabi bütün kardeşlerimiz buna dikkat etsin.

Emr-i mâruf, nehy-i münker yapmamak yanlıştır; buna göre söz söyleyenlerin sözü de yanlıştır.Emr-i mâruf, nehy-i münker yapmamak yanlıştır; buna göre söz söyleyenlerin sözü de yanlıştır. Çünkü emr-i mâruf nehy-i münker Allah'ın bize bir emridir, Kur'ân-ı Kerîm'de emredilmiştir.Çünkü emr-i mâruf nehy-i münker Allah'ın bize bir emridir, Kur'ân-ı Kerîm'de emredilmiştir. Müslümanların vasfıdır ve farzdır. Onun için emr-i maruf, nehy-i münker yapılacak;Müslümanların vasfıdır ve farzdır. Onun için emr-i maruf, nehy-i münker yapılacak; hele sabah namazına kaldırmak gibi bir şey mutlaka yapılmalı.hele sabah namazına kaldırmak gibi bir şey mutlaka yapılmalı. Kınayan istediği kadar kınasın; kınayan yanlış, kaldıran doğru yoldadır.Kınayan istediği kadar kınasın; kınayan yanlış, kaldıran doğru yoldadır. Çünkü ibadetin yapılmasına yardımcı oluyor, uyumakta olan bir kardeşini çağırıyor. Çünkü ibadetin yapılmasına yardımcı oluyor, uyumakta olan bir kardeşini çağırıyor.

Türkiye'nin yakın bir zamanda savaşa girme durumu var mı? Bu konuda lütfen bizi aydınlatır mısınız? Türkiye'nin yakın bir zamanda savaşa girme durumu var mı? Bu konuda lütfen bizi aydınlatır mısınız?

Bu tabi Allah'ın bildiği bir şey.Bu tabi Allah'ın bildiği bir şey. İnşaallah Allah'tan diliyoruz ki Allah huzurumuzu âfiyetimizi daim eylesin.İnşaallah Allah'tan diliyoruz ki Allah huzurumuzu âfiyetimizi daim eylesin. Biz Türkiye olarak dünyanın bir sağlam, huzurlu, müslüman, biraz gelişmiş, gözde olan bir ülkesi gibiyiz.Biz Türkiye olarak dünyanın bir sağlam, huzurlu, müslüman, biraz gelişmiş, gözde olan bir ülkesi gibiyiz. Burası da Bosna gibi Kafkasya gibi Keşmir gibi Afrika'nın şurası burası gibi olmasın.Burası da Bosna gibi Kafkasya gibi Keşmir gibi Afrika'nın şurası burası gibi olmasın. Temennimiz; güçlü kuvvetli olsun, yöneticiler basiretli akıllı hareket etsin.Temennimiz; güçlü kuvvetli olsun, yöneticiler basiretli akıllı hareket etsin. "Savaş olmasın, biz de başkalarına faydalı olalım, sulh ve sükun içinde huzur içinde yaşayalım,"Savaş olmasın, biz de başkalarına faydalı olalım, sulh ve sükun içinde huzur içinde yaşayalım, faydalı olalım." diye temenni ediyoruz. faydalı olalım." diye temenni ediyoruz. Ama gazete haberleri ve etraftaki komşu ülkelerin yöneticilerinin sözlerine ve fiilleriniAma gazete haberleri ve etraftaki komşu ülkelerin yöneticilerinin sözlerine ve fiillerini bakacak olursanız insanın geceleyin uyku uyuyacak kadar bile bir rahatı yok. bakacak olursanız insanın geceleyin uyku uyuyacak kadar bile bir rahatı yok.

Yunanlı'nın düşmanlığı; Sırp'ın, Rus'un Ermeni'nin, bilmem kimin kini var.Yunanlı'nın düşmanlığı; Sırp'ın, Rus'un Ermeni'nin, bilmem kimin kini var. Hepsinin müslümanlara düşmanlıkta ittifak etmesi, var güçleriyle çalışmasıHepsinin müslümanlara düşmanlıkta ittifak etmesi, var güçleriyle çalışması bizim çok uyanık olmamız gerektiğini ve her şeye hazır olmamız gerektiğini gösteriyor.bizim çok uyanık olmamız gerektiğini ve her şeye hazır olmamız gerektiğini gösteriyor. Olur veya olmaz ama ben; "Olacakmış gibi hazır olursak belki olmasına karşı tedbir olur." diyorum. Olur veya olmaz ama ben; "Olacakmış gibi hazır olursak belki olmasına karşı tedbir olur." diyorum.

Şair çok güzel söylemiş; güzel bir söz: Hazır ol cenge, eğer ister isen sulhu salah. Şair çok güzel söylemiş; güzel bir söz:

Hazır ol cenge, eğer ister isen sulhu salah.

"Eğer sulh istiyorsan, salâh u hâl istiyorsan, huzur istiyorsan, "Eğer sulh istiyorsan, salâh u hâl istiyorsan, huzur istiyorsan, cenge hazır ol, kuvvetli ol da kimse cesaret edip sataşamasın.cenge hazır ol, kuvvetli ol da kimse cesaret edip sataşamasın. Ama zayıf oldun mu herkes sataşır; o zaman ne hanımların rahatı kalır ne ırzı namusu kalır.Ama zayıf oldun mu herkes sataşır; o zaman ne hanımların rahatı kalır ne ırzı namusu kalır. Allah korusun! Ne çocukların rahatı kalır.Allah korusun! Ne çocukların rahatı kalır. Görüyorsunuz çeşme kuyruğunda beklerken bir bomba geliyor,Görüyorsunuz çeşme kuyruğunda beklerken bir bomba geliyor, masum çocuklar yerlere seriliyor, ölüyor; gazetelerde okuduğumuz acı şeyler.masum çocuklar yerlere seriliyor, ölüyor; gazetelerde okuduğumuz acı şeyler. Bütün bunlar çok kuvvetli hazırlanmamız gerektiğini gösteriyor. Bütün bunlar çok kuvvetli hazırlanmamız gerektiğini gösteriyor. Memleketin iç bünyesinin kuvvetlenmesine çok dikkatli bir şekilde çalışmamızMemleketin iç bünyesinin kuvvetlenmesine çok dikkatli bir şekilde çalışmamız ve dışa karşı da çok kuvvetli, etkili silahlarla hazırlanmamız gerekiyor.ve dışa karşı da çok kuvvetli, etkili silahlarla hazırlanmamız gerekiyor. Ne yapıp edip nükleer güce de sahip olmamız gerekiyor,Ne yapıp edip nükleer güce de sahip olmamız gerekiyor, çünkü nükleer güce sahip olan sağa sola efelik yapıyor. çünkü nükleer güce sahip olan sağa sola efelik yapıyor.

"Rusya, Almanya ile anlaştı, Amerika ile anlaştı, Avrupa'dan çekildi." derken"Rusya, Almanya ile anlaştı, Amerika ile anlaştı, Avrupa'dan çekildi." derken geçen gün "Yeni bir askerî doktrin ilan ediyorum." dedi.geçen gün "Yeni bir askerî doktrin ilan ediyorum." dedi. "Bana saldıran veya benim anlaşma yaptığım ülkelere saldıran ü "Bana saldıran veya benim anlaşma yaptığım ülkelere saldıran ü lkelere karşı nükleer silah kullanabilirim." dedi.lkelere karşı nükleer silah kullanabilirim." dedi. Halbuki anlaşmalar yapmış, silahsızlanacak, tankları azaltacak vesaire. Halbuki anlaşmalar yapmış, silahsızlanacak, tankları azaltacak vesaire.

Bunu, bu efeliği neden yapıyor? Bunu, bu efeliği neden yapıyor?

Çünkü elinde nükleer güç var. Elinde nükleer güç olan, kuvvetli olan efeliğine devam ediyor.Çünkü elinde nükleer güç var. Elinde nükleer güç olan, kuvvetli olan efeliğine devam ediyor. Onun için bizim de ne yapıp edip her türlü güce sahip olmamız lazım, diye düşünüyorum. Onun için bizim de ne yapıp edip her türlü güce sahip olmamız lazım, diye düşünüyorum.

Evlilik için yeni girişimlerimiz var fakat bir takım şeyleri bilmiyoruzEvlilik için yeni girişimlerimiz var fakat bir takım şeyleri bilmiyoruz yani nasıl bir nasıl bir metot uygulamamız gerekir?yani nasıl bir nasıl bir metot uygulamamız gerekir? Karşı tarafla görüşme, istişare, istihare nasıl olmalıdır?Karşı tarafla görüşme, istişare, istihare nasıl olmalıdır? Kısaca düşündüğümüz biri veya tavsiye edilen bir bayan için izleyeceğimiz yol ne olmalıdır? Kısaca düşündüğümüz biri veya tavsiye edilen bir bayan için izleyeceğimiz yol ne olmalıdır?

Bu güzel bir soru. "İslâm'a göre nasıl yapmamız lazım?" diye soruyor.Bu güzel bir soru. "İslâm'a göre nasıl yapmamız lazım?" diye soruyor. "Görüşme esnasında ne tür şartlar konuşulmalı?"Görüşme esnasında ne tür şartlar konuşulmalı? Bize bu konudaki tavsiyeleriniz nelerdir?" diyorBize bu konudaki tavsiyeleriniz nelerdir?" diyor Müslüman, mütedeyyin, takvâ ehli birisini bulmaya çalışacak; evlilikte esas budur, böyle olması lazım.Müslüman, mütedeyyin, takvâ ehli birisini bulmaya çalışacak; evlilikte esas budur, böyle olması lazım. Büyükler karşı tarafla bu mânada görüşebilir.Büyükler karşı tarafla bu mânada görüşebilir. Kişiler de; yani evlenecek olan kız veya erkek de birbirlerini görebilir; dinimizde buna müsaade vardır. Kişiler de; yani evlenecek olan kız veya erkek de birbirlerini görebilir; dinimizde buna müsaade vardır. Tavsiye ve öne sürülecek şartlar, dinî şartlar olmalı.Tavsiye ve öne sürülecek şartlar, dinî şartlar olmalı. "Biz dine bağlılık istiyoruz, Kur'an yolunda yürümeyi istiyoruz,"Biz dine bağlılık istiyoruz, Kur'an yolunda yürümeyi istiyoruz, sünnet-i seniyeye uygun yaşamayı istiyoruz." denmeli.sünnet-i seniyeye uygun yaşamayı istiyoruz." denmeli. Dünyevî şeyler maaştı vesaire gibi şeyler önemli değildir. Dünyevî şeyler maaştı vesaire gibi şeyler önemli değildir.

Derslerden zevk alamıyorum, rabıtalarda zorlanıyorum. Ne yapmalıyım?Derslerden zevk alamıyorum, rabıtalarda zorlanıyorum. Ne yapmalıyım? Bu bir günahlara bulaşma emaresidir. Bu bir günahlara bulaşma emaresidir. Mürid günahlı, hatalı bir şeyler yapıncaMürid günahlı, hatalı bir şeyler yapınca Allah onun üzerinden, dimağından zikrin, ibadetin zevkini alıyor. Bu tehlikeli bir durumdur.Allah onun üzerinden, dimağından zikrin, ibadetin zevkini alıyor. Bu tehlikeli bir durumdur. Kendi hâline dikkat edecek ve büyük hataları varsa onları düzeltmeye çalışacak.Kendi hâline dikkat edecek ve büyük hataları varsa onları düzeltmeye çalışacak. Babam ticaretle uğraşıyor, kazancına haram karışıyor, benim durumum ne olacak? Babam ticaretle uğraşıyor, kazancına haram karışıyor, benim durumum ne olacak?

Belki de bu, babasının haram kazancıyla yenilen lokmaların şüpheli olmasıyla ilgili de olabilir,Belki de bu, babasının haram kazancıyla yenilen lokmaların şüpheli olmasıyla ilgili de olabilir, helal lokma yemeye gayret etsin.helal lokma yemeye gayret etsin. Mümkünse kendisi çalışarak, bir haftalık alarak kazancını sağlamaya çalışsın. Mümkünse kendisi çalışarak, bir haftalık alarak kazancını sağlamaya çalışsın.

Cami yaptırdıktan sonra isim koyma şirke girer mi? Cami yaptırmanın mükâfatı nedir? Cami yaptırdıktan sonra isim koyma şirke girer mi? Cami yaptırmanın mükâfatı nedir?

Peygamber efendimiz cami yaptırmanın mükâfatını; "Cennette bir köşktür." diye bildiriyor.Peygamber efendimiz cami yaptırmanın mükâfatını; "Cennette bir köşktür." diye bildiriyor. "Kim dünyada bir cami yaparsa Allah cennette ona bir köşk bina eder." diye bildiriyor."Kim dünyada bir cami yaparsa Allah cennette ona bir köşk bina eder." diye bildiriyor. Tabi ismi kendisi koymazsa daha iyi olur, çünkü isim şöhrettir.Tabi ismi kendisi koymazsa daha iyi olur, çünkü isim şöhrettir. Tasavvuf büyükleri; "İbadeti 'Başkası görsün, bilsin.' diye yaparsa, yaptığı hayırları başkası bilsin isterse mânevî bakımdan bu şirke girer." demişler.Tasavvuf büyükleri; "İbadeti 'Başkası görsün, bilsin.' diye yaparsa, yaptığı hayırları başkası bilsin isterse mânevî bakımdan bu şirke girer." demişler. Tabi o camiyi onun yaptırdığını Allah biliyor; başkası o ismi bilmese bile yine Allah sevabını verecek.Tabi o camiyi onun yaptırdığını Allah biliyor; başkası o ismi bilmese bile yine Allah sevabını verecek. Onun için isimler takılmaz; "Şöhret olmasın." diye takmayınca daha iyi oluyor.Onun için isimler takılmaz; "Şöhret olmasın." diye takmayınca daha iyi oluyor. Sahebeden birisinin ismini koysunlar, "Enes camii" desinler, vesaire desinler, başka isimler koysunlar.Sahebeden birisinin ismini koysunlar, "Enes camii" desinler, vesaire desinler, başka isimler koysunlar. Kendi isimlerini saklasalar daha iyi olur. Kendi isimlerini saklasalar daha iyi olur.

Zikirlerimizi kerahat vaktinde ve fasılalı olarak yapmakta sakınca var mıdır ? Zikirlerimizi kerahat vaktinde ve fasılalı olarak yapmakta sakınca var mıdır ?

Hayır, kerahat vakti namaz içindir, zikir için değildir. Hayır, kerahat vakti namaz içindir, zikir için değildir. Kerahat vakti olan zamanlarda zikir yapılabilir, mahzuru yoktur.Kerahat vakti olan zamanlarda zikir yapılabilir, mahzuru yoktur. Fasılalı olarak yapmanın -hepsini bir defada yapamıyor, kesiyor, ondan sonra devam ediyor-Fasılalı olarak yapmanın -hepsini bir defada yapamıyor, kesiyor, ondan sonra devam ediyor- onun da mahzuru yoktur. Topluca olursa tesiri daha kuvvetli oluyor. onun da mahzuru yoktur. Topluca olursa tesiri daha kuvvetli oluyor.

İçki olan evde namaz kılınır mı? İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.İçki olan evde namaz kılınır mı? İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır. Münafıklara yardım etsen yine de hayırlı insan mı oluyorsun? Mü'minlere mi yardımcı olmak lazım? Münafıklara yardım etsen yine de hayırlı insan mı oluyorsun? Mü'minlere mi yardımcı olmak lazım?

Tabi içkiyi kaldırmaya çalışmak lazım ama ev kimin evi? Tabi içkiyi kaldırmaya çalışmak lazım ama ev kimin evi? Mesela biz [Mehmed Zahid] Hocamızla bir eve gittik.Mesela biz [Mehmed Zahid] Hocamızla bir eve gittik. Adamın evinde dokuz tane televizyon vardı; Adamın evinde dokuz tane televizyon vardı; mutfakta, masada, koridorda, banyoda, dokuz tane televizyon saydım.mutfakta, masada, koridorda, banyoda, dokuz tane televizyon saydım. Evinde de misafir salonunda kocaman bir köşesinde de Amerikan barı vardı.Evinde de misafir salonunda kocaman bir köşesinde de Amerikan barı vardı. Aklım başımdan gitti; likörler, içkiler, şişeler sıra sıra dizilmiş ama Hocamız onu ziyarete gitti.Aklım başımdan gitti; likörler, içkiler, şişeler sıra sıra dizilmiş ama Hocamız onu ziyarete gitti. Bazen bu gibi ziyaretler mânevî sebeplerle oluyor.Bazen bu gibi ziyaretler mânevî sebeplerle oluyor. Sonradan tahkik ettik, adamın soyu mübarek bir mürşid-i kâmilin soyundan geliyorSonradan tahkik ettik, adamın soyu mübarek bir mürşid-i kâmilin soyundan geliyor ama şimdi bu devirde unutmuş. Sonra sonra düzeldi. Yavaş yavaş düzeldi.ama şimdi bu devirde unutmuş. Sonra sonra düzeldi. Yavaş yavaş düzeldi. Oraya gittiğimiz zaman namaz da kıldık.Oraya gittiğimiz zaman namaz da kıldık. Biz içkiye razı değiliz; oraya onun kötü fiillerini severek de gitmiş değiliz Biz içkiye razı değiliz; oraya onun kötü fiillerini severek de gitmiş değiliz ama öyle bir durumla karşılaşmışız. Namaz vakti geldi mi kılarız. ama öyle bir durumla karşılaşmışız. Namaz vakti geldi mi kılarız.

İçkili olan bir evde bu gibi durumlarda namaz kılmayacak mı? Tabi kılacak.İçkili olan bir evde bu gibi durumlarda namaz kılmayacak mı? Tabi kılacak. Yine kılacak ama içkiyi kaldırtmaya çalışmak, mümkünse ondan kurtarmaya çalışmak ayrı.Yine kılacak ama içkiyi kaldırtmaya çalışmak, mümkünse ondan kurtarmaya çalışmak ayrı. Fakat bir evde "İçki var." diye "O evde namaz kılınmaz." diye bir şey yok.Fakat bir evde "İçki var." diye "O evde namaz kılınmaz." diye bir şey yok. Bilmem izah edebildim mi? Bu, bir.Bilmem izah edebildim mi? Bu, bir. İkincisi; tabi isanların en faydalısı, insanlara faydalı olandır Faydalılıkta öncelik, mü'minleredir.İkincisi; tabi isanların en faydalısı, insanlara faydalı olandır Faydalılıkta öncelik, mü'minleredir. Çünkü kâfiri faydalandırırsan tepene binebilir.Çünkü kâfiri faydalandırırsan tepene binebilir. Adama bir iyilik yaparsın; ondan sonra gelir sana bir kötülük yapar. Adama bir iyilik yaparsın; ondan sonra gelir sana bir kötülük yapar. Biz iyilik yapmışız Sırplara, Yunanlılara yedi asır bizim emrimizde yaşamışlar.Biz iyilik yapmışız Sırplara, Yunanlılara yedi asır bizim emrimizde yaşamışlar. Bunları kesip sucuk pastırma yapmamışız, yaşatmışız veya zorlamamışız,Bunları kesip sucuk pastırma yapmamışız, yaşatmışız veya zorlamamışız, "Bundan kaç, kurtul, adam ol, müslüman ol" dememişiz, kuvvetli bir politika gütmemişiz;"Bundan kaç, kurtul, adam ol, müslüman ol" dememişiz, kuvvetli bir politika gütmemişiz; adamlar şimdi bizimkileri kesiyorlar. Şimdi fırsatı onlar ellerine geçirmiş;adamlar şimdi bizimkileri kesiyorlar. Şimdi fırsatı onlar ellerine geçirmiş; onlar bizim gibi yumuşak davranmıyor, kesiyor. Biz yumuşak davranmışız. onlar bizim gibi yumuşak davranmıyor, kesiyor. Biz yumuşak davranmışız.

Demek ki öncelikle iyiliğin sonucunu da düşüneceğiz. Şurada birisi dileniyor. Demek ki öncelikle iyiliğin sonucunu da düşüneceğiz. Şurada birisi dileniyor. İyi ,tamam, ver parayı. Dosdoğru meyhaneye gidecek, iki kadeh daha atacak.İyi ,tamam, ver parayı. Dosdoğru meyhaneye gidecek, iki kadeh daha atacak. O zaman bu iyilik ona uygun olmuyor.O zaman bu iyilik ona uygun olmuyor. "İyiliği yaparken nasıl yapacağız? Kime karşı, ne yapacağız?" diye bunları düşünmekte fayda var. "İyiliği yaparken nasıl yapacağız? Kime karşı, ne yapacağız?" diye bunları düşünmekte fayda var. Öncelikle iyi insanlara iyilik yapmak lazım fakat bazen kötü bir insana daÖncelikle iyi insanlara iyilik yapmak lazım fakat bazen kötü bir insana da bir iyilik yapıyorsunuz o da o insanın tövbekâr olmasına, iyi olmasına sebep olabiliyor.bir iyilik yapıyorsunuz o da o insanın tövbekâr olmasına, iyi olmasına sebep olabiliyor. Onun için "Kötü insanlara da iyilik yapılmaz." diye bir şey yok.Onun için "Kötü insanlara da iyilik yapılmaz." diye bir şey yok. Eğer senin yaptığın iyilik sonunda o harama devam etmeyecekse, kötü olmayacaksa,Eğer senin yaptığın iyilik sonunda o harama devam etmeyecekse, kötü olmayacaksa, iyi bir sonuç olacaksa o zaman yaparsın.iyi bir sonuç olacaksa o zaman yaparsın. Demek ki iyi hareket etmek akıl mantık işi; düşüneceksin, her duruma göre özel hareket edeceksin. Demek ki iyi hareket etmek akıl mantık işi; düşüneceksin, her duruma göre özel hareket edeceksin.

Hocam, gavsü'l-âzam ve kutbü'l-aktâb hakkında bilgi edinmek istiyoruz.Hocam, gavsü'l-âzam ve kutbü'l-aktâb hakkında bilgi edinmek istiyoruz. Var olup olmadığını öğrenmek ve görevleri hakkında bilgi sahibi olmak istiyoruz.Var olup olmadığını öğrenmek ve görevleri hakkında bilgi sahibi olmak istiyoruz. Bir tartışmada bu konular konuşuluyordu; bu konular yüzünden yanlış anlama oldu,Bir tartışmada bu konular konuşuluyordu; bu konular yüzünden yanlış anlama oldu, bir kardeşimiz sohbetlere gelmemeye başladı. Bu konuda bizi aydınlatırsanız çok seviniriz. bir kardeşimiz sohbetlere gelmemeye başladı. Bu konuda bizi aydınlatırsanız çok seviniriz.

Üçler, yediler, kırklar; kutbu'l aktâb ve gavsü'l-âzam vesaire hakkında Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri var. Üçler, yediler, kırklar; kutbu'l aktâb ve gavsü'l-âzam vesaire hakkında Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri var.

Bu hadîs-i şerîfler sıhhatli mi zayıf hadisler mi? Bu hadîs-i şerîfler sıhhatli mi zayıf hadisler mi?

Bunlar üzerinde İmam Suyûtî eser yazmış.Bunlar üzerinde İmam Suyûtî eser yazmış. Sonra bizim büyük mürşitlerimizin kitaplarında da bu konularda bilgiler var.Sonra bizim büyük mürşitlerimizin kitaplarında da bu konularda bilgiler var. Bu hadîs-i şerîflerin sağlam ve sıhhatli olduğu ve böyle büyüklerin bulunduğuna dair bilgiler var. Bu hadîs-i şerîflerin sağlam ve sıhhatli olduğu ve böyle büyüklerin bulunduğuna dair bilgiler var.

Aslı esası var ama bu bir esrarlı iç düzen; müslümanların, herkesin gözünün gördüğü bir olay değil.Aslı esası var ama bu bir esrarlı iç düzen; müslümanların, herkesin gözünün gördüğü bir olay değil. Adam dış görünüşü itibariyle fakir fukara, kırk yamalı bir insan gibi görünüyor amaAdam dış görünüşü itibariyle fakir fukara, kırk yamalı bir insan gibi görünüyor ama mânevî derecesi yüksek oluyor. Üveysî oluyor,mânevî derecesi yüksek oluyor. Üveysî oluyor, Hızır aleyhisselam ile sohbet etmiş oluyor, makamı yüksek oluyor vesaire...Hızır aleyhisselam ile sohbet etmiş oluyor, makamı yüksek oluyor vesaire... Dışarıdakiler onu normal olarak anlayamayabiliyorlar.Dışarıdakiler onu normal olarak anlayamayabiliyorlar. Böyle bir sıralamanın olduğu, evliyâullahın mertebeleri olduğu hadîs-i şerîflerde geçiyor.Böyle bir sıralamanın olduğu, evliyâullahın mertebeleri olduğu hadîs-i şerîflerde geçiyor. İmam Suyûtî'nin eserine bakılabilir. İmam Suyûtî'nin eserine bakılabilir.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2