Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Hükmen Şehid Sayılanlar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

15 Cemâziye'l-Evvel 1420 / 27.08.1999
AKRA- Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Yedi Şekilde Ölen Şehid Hükmündedir, Şehid Ölümün Acısını Duymaz, Şehidin Şefaati, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Hükmen Şehid Sayılanlar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

15 Cemâziye'l-Evvel 1420 / 27.08.1999
AKRA- Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Yedi Şekilde Ölen Şehid Hükmündedir, Şehid Ölümün Acısını Duymaz, Şehidin Şefaati, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Esselâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh. Esselâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh.

Allah'ın selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun!.. Allah'ın selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun!..

Hepimiz millî bir âfetle dilhûnuz. İçimiz kan ağlıyor, çok yorgun, üzgün ve perişanız.Hepimiz millî bir âfetle dilhûnuz. İçimiz kan ağlıyor, çok yorgun, üzgün ve perişanız. Cenâb-ı Hak ölenlere rahmet eylesin. Şehit mertebesi ihsân eylesin.Cenâb-ı Hak ölenlere rahmet eylesin. Şehit mertebesi ihsân eylesin. Kalanlara sabr-ı cemîl ihsan eylesin. Bize lütfuyla muamele eylesin.Kalanlara sabr-ı cemîl ihsan eylesin. Bize lütfuyla muamele eylesin. Kahrına uğrattığı, gazap ettiği, gazabına uğrayan kullarından olmaktan korusun... Kahrına uğrattığı, gazap ettiği, gazabına uğrayan kullarından olmaktan korusun...

Bu akşamki hadîs-i şerîfleri şehitler üzerinde vârid olmuş olan,Bu akşamki hadîs-i şerîfleri şehitler üzerinde vârid olmuş olan, şehitlik konusundaki hadîs-i şerîflerden seçmiş bulunuyorum. şehitlik konusundaki hadîs-i şerîflerden seçmiş bulunuyorum.

Birinci hadîs-i şerîf, Râmûzü'l-ehâdîs kitabımızın 216. sayfasında 5. hadîs-i şerîf olarak yer alıyor.Birinci hadîs-i şerîf, Râmûzü'l-ehâdîs kitabımızın 216. sayfasında 5. hadîs-i şerîf olarak yer alıyor. Bu metin, İmam Mâlik tarafından, İmam Ahmed b. Hanbel -ki bunlar aynı zamandaBu metin, İmam Mâlik tarafından, İmam Ahmed b. Hanbel -ki bunlar aynı zamanda fıkıh mezheplerinin imamları, meşhur kimseler-, Ebû Dâvud, Neseî ve İbn Mâce tarafındanfıkıh mezheplerinin imamları, meşhur kimseler-, Ebû Dâvud, Neseî ve İbn Mâce tarafından rivâyet edilmiş bir hadîs-i şerîf. rivâyet edilmiş bir hadîs-i şerîf.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki:

eş-Şehâdetü seb'un sive'l-katli fî sebîlillâh.eş-Şehâdetü seb'un sive'l-katli fî sebîlillâh. el-Maktûlü fî sebîlillâhi şehîdün ve'l-mat'ûnu şehîdün ve'l-ğarîku şehîdün ve sâhibü zâti'l-cenbiel-Maktûlü fî sebîlillâhi şehîdün ve'l-mat'ûnu şehîdün ve'l-ğarîku şehîdün ve sâhibü zâti'l-cenbi şehîdün ve'l-mebtûnu şehîdün ve sâhibü'l-harîkı şehîdün.şehîdün ve'l-mebtûnu şehîdün ve sâhibü'l-harîkı şehîdün. Vellezî yemûtu tahte'l-hedmi şehîdün ve'l-mer'etü temûtu bi-cem'in şehîdetün. Vellezî yemûtu tahte'l-hedmi şehîdün ve'l-mer'etü temûtu bi-cem'in şehîdetün.

Sadaka Resûlullâh fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullâh fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Kur'ân-ı Kerîm'de pek çok âyet-i kerîme var; Allah yolunda şehit olanların çok mübarek insanlar olduğu,Kur'ân-ı Kerîm'de pek çok âyet-i kerîme var; Allah yolunda şehit olanların çok mübarek insanlar olduğu, çok yüksek derecelere erdiği, çok büyük mükâfatlara nâil olduğu âyet-i kerîmelerle kesin.çok yüksek derecelere erdiği, çok büyük mükâfatlara nâil olduğu âyet-i kerîmelerle kesin. Hattâ Cenâb-ı Hak; Hattâ Cenâb-ı Hak;

Ve lâ tekûlû li-men yuktelu fî sebîlillâhi emvât bel ahyâun ve lâkin lâ teş'urûn. Ve lâ tekûlû li-men yuktelu fî sebîlillâhi emvât bel ahyâun ve lâkin lâ teş'urûn.

"Onlar ölü değillerdir, bir çeşit hayat ile, manevî, mükemmel, müstesnâ, yüce,"Onlar ölü değillerdir, bir çeşit hayat ile, manevî, mükemmel, müstesnâ, yüce, muazzez ve kıymetli bir hayatla diridirler de siz onu anlayamıyorsunuz." buyuruyor. muazzez ve kıymetli bir hayatla diridirler de siz onu anlayamıyorsunuz." buyuruyor.

Onların mükâfatları çok büyüktür. Âhirette sorgusuz cennete girecekler.Onların mükâfatları çok büyüktür. Âhirette sorgusuz cennete girecekler. Ölürken, kanı daha yere damlarken cennetteki makamını görecek.Ölürken, kanı daha yere damlarken cennetteki makamını görecek. Ölümün acısını hissetmeyecek, küçücük bir ısırıkçık gibi, bir küçük hayvanın ısırması kadarÖlümün acısını hissetmeyecek, küçücük bir ısırıkçık gibi, bir küçük hayvanın ısırması kadar küçük bir acı ile o büyük bâdireyi [atlatacak.] Başkaları için bin kılıç darbesi yiyerek,küçük bir acı ile o büyük bâdireyi [atlatacak.] Başkaları için bin kılıç darbesi yiyerek, parça parça parçalanarak ölmek kadar zor olan ölüm onlar için kolay olacak. parça parça parçalanarak ölmek kadar zor olan ölüm onlar için kolay olacak. Âhirette yakınlarına, ailesine, sevdiklerine şefaat edecek. Şehitliğin makâmı, mertebesi [bu]. Âhirette yakınlarına, ailesine, sevdiklerine şefaat edecek. Şehitliğin makâmı, mertebesi [bu].

Şehit denildiği zaman ilk hatıra gelen, Allah yolunda yapılan bir cihatta, savaşta,Şehit denildiği zaman ilk hatıra gelen, Allah yolunda yapılan bir cihatta, savaşta, müslümanlarla kâfirler arasında dinini, müslümanları korumak, kâfirin tecâvüzüne karşı koymak içinmüslümanlarla kâfirler arasında dinini, müslümanları korumak, kâfirin tecâvüzüne karşı koymak için yapılan bir savaşta öldürülen kimse oluyor. Kalan gazi oluyor, çok büyük mertebelere eriyor. yapılan bir savaşta öldürülen kimse oluyor. Kalan gazi oluyor, çok büyük mertebelere eriyor.

Ama bu hadîs-i şerîfi iki büyük mezhep imamı - onlar aynı zamanda hadis alimidir - rivayet ediyor.Ama bu hadîs-i şerîfi iki büyük mezhep imamı - onlar aynı zamanda hadis alimidir - rivayet ediyor. Ayrıca üç büyük hadis imamı, çok meşhur, sıhah-ı sitte'den üçünün müellifleri olanAyrıca üç büyük hadis imamı, çok meşhur, sıhah-ı sitte'den üçünün müellifleri olan mübarek insanlar rivayet ediyorlar. mübarek insanlar rivayet ediyorlar.

Diyor ki Peygamber Efendimiz: eş-Şehâdetü seb'un. "Şehit olmak yedi türlüdür." Diyor ki Peygamber Efendimiz:

eş-Şehâdetü seb'un. "Şehit olmak yedi türlüdür."

Yedi tanedir, yedi sınıftır, yedi şekilde ölen kimse şehit hükmüne girer. Yedi tanedir, yedi sınıftır, yedi şekilde ölen kimse şehit hükmüne girer.

Sive'l-katli fî sebîlillâh. "Allah yolunda öldürülmekten ayrı." Sive'l-katli fî sebîlillâh. "Allah yolunda öldürülmekten ayrı."

Bizim bildiğimiz, mâruf, mâlum, düşmanla yapılan savaşta şehit olan kimseden ayrı. Hani; Bizim bildiğimiz, mâruf, mâlum, düşmanla yapılan savaşta şehit olan kimseden ayrı. Hani;

Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber

Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber dediği gibi şâirimizin.Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber

dediği gibi şâirimizin.
Yani biz millet olarak şehitoğlu şehitleriz.Yani biz millet olarak şehitoğlu şehitleriz. Hep Allah'ın dinine hizmet etmeyi, bu yolda her şeyimizi fedâ etmeyi ispatlamışız,Hep Allah'ın dinine hizmet etmeyi, bu yolda her şeyimizi fedâ etmeyi ispatlamışız, ortaya koymuşuz ve fiilen icrâ etmişiz. Dedelerimiz o maksatla yaşamışlar, o amaçla çalışmışlar.ortaya koymuşuz ve fiilen icrâ etmişiz. Dedelerimiz o maksatla yaşamışlar, o amaçla çalışmışlar. Ama Allah yine; insan şehitliği istiyor diye şehitliği herkese her zaman, hemen [nasib etmiyor].Ama Allah yine; insan şehitliği istiyor diye şehitliği herkese her zaman, hemen [nasib etmiyor]. Yine de uzun ömürlerle yaşamışlar, öteki insanlar kadar -Allah ne kadar ömür verdiyse-Yine de uzun ömürlerle yaşamışlar, öteki insanlar kadar -Allah ne kadar ömür verdiyse- ömür sürmüşler, rızk yemişler, ondan sonra da şerefli bir şekilde âhirete göçmüşler.ömür sürmüşler, rızk yemişler, ondan sonra da şerefli bir şekilde âhirete göçmüşler. Allah şefaatlerine erdirsin. Allah yolunda öldürülenlerin dışında şehitler yedi tanedir. Allah şefaatlerine erdirsin.

Allah yolunda öldürülenlerin dışında şehitler yedi tanedir.

Allah yolunda öldürülenler derecesine çıkacak olanlar kimdir? Allah yolunda öldürülenler derecesine çıkacak olanlar kimdir?

el-Maktûlü fî sebîllillâhi şehîdün. "Allah yolunda savaşıp öldürülen şehittir." el-Maktûlü fî sebîllillâhi şehîdün. "Allah yolunda savaşıp öldürülen şehittir."

Ve'l-mat'ûnu şehîdün. Mat'ûn da şehit sayılır. Mat'ûn tâun hastalığına mâruz kalmış olan demek.Ve'l-mat'ûnu şehîdün. Mat'ûn da şehit sayılır. Mat'ûn tâun hastalığına mâruz kalmış olan demek. Tâun kelimesi Arapça tı, elif, ayn, vav, nun ile yazılıyor.Tâun kelimesi Arapça tı, elif, ayn, vav, nun ile yazılıyor. Yani iki hecede de sesli harfler uzun, tâun hastalığı. Yani iki hecede de sesli harfler uzun, tâun hastalığı.

"Bu hastalık bir şehre geldi mi kırıp geçirirmiş; ahâliye salgın [olarak gelirmiş.]"Bu hastalık bir şehre geldi mi kırıp geçirirmiş; ahâliye salgın [olarak gelirmiş.] Muazzam bulaşıcı bir hastalık. Vebânın bir çeşididir." diyorlar veyahut vebânın ta kendisidir. Muazzam bulaşıcı bir hastalık. Vebânın bir çeşididir." diyorlar veyahut vebânın ta kendisidir. Vebânın kaç çeşidi olduğunu doktorlar daha iyi bilir. Vebânın kaç çeşidi olduğunu doktorlar daha iyi bilir.

İşte, tâundan vefat edeni de Cenâb-ı Hak şehit makamınaİşte, tâundan vefat edeni de Cenâb-ı Hak şehit makamına nâil ediyor, yükseltiyor. O da o ecri, sevabı alıyor. nâil ediyor, yükseltiyor. O da o ecri, sevabı alıyor.

Şehit olmanın vazgeçilmez ilk şartı mü'min olmaktır. Allah'a, Peygamberimiz'e inanan,Şehit olmanın vazgeçilmez ilk şartı mü'min olmaktır. Allah'a, Peygamberimiz'e inanan, Kur'an'a bağlı mü'min kimse olacak. Mü'min olmayan insan için şehitlik bahis konusu değil.Kur'an'a bağlı mü'min kimse olacak. Mü'min olmayan insan için şehitlik bahis konusu değil. Çünkü onlar, artık Allah'ın varlığını bile anlayamamış, yani sınıfı geçememiş kimseler oluyor.Çünkü onlar, artık Allah'ın varlığını bile anlayamamış, yani sınıfı geçememiş kimseler oluyor. Sınıfı geçemeyince diploma alıp da diplomanın zevkine, sefâsına ermek mümkün olmaz. Sınıfı geçemeyince diploma alıp da diplomanın zevkine, sefâsına ermek mümkün olmaz. Okuldan atılan bir insan için öyle bir şey bahis konusu olmaz. Tâun hastalığından ölen kimse şehittir. Okuldan atılan bir insan için öyle bir şey bahis konusu olmaz. Tâun hastalığından ölen kimse şehittir.

Bu devirde hastalıklarla mücadele çok ciddi görülüyor. Sağlık tedbirleri çok.Bu devirde hastalıklarla mücadele çok ciddi görülüyor. Sağlık tedbirleri çok. İlaçlar, araştırmalar iyi yapılıyor. Hakikaten güzel tedaviler oluyor. İlaçlar, araştırmalar iyi yapılıyor. Hakikaten güzel tedaviler oluyor.

Bu salgın hastalıklar dikkat edilmezse yine olabilir. Sıhhat-sağlık çok önemli.Bu salgın hastalıklar dikkat edilmezse yine olabilir. Sıhhat-sağlık çok önemli. Sağlığımızı, sıhhatimizi korumak bir emanete riâyet meselesidir.Sağlığımızı, sıhhatimizi korumak bir emanete riâyet meselesidir. Çünkü vücudumuz bize Allah'ın emanetidir.Çünkü vücudumuz bize Allah'ın emanetidir. Bize "Al bu vücudu hayatın boyunca kullan, ama yıpratma, iyi bak." denmiş gibi oluyor.Bize "Al bu vücudu hayatın boyunca kullan, ama yıpratma, iyi bak." denmiş gibi oluyor. Onun için vücudumuzu yıpratmaya, zehirlemeye, hor kullanmaya hakkımız yok.Onun için vücudumuzu yıpratmaya, zehirlemeye, hor kullanmaya hakkımız yok. Yani emanete riâyet eden, emanete riâyet ehli insanlar güzel bakar. Yani emanete riâyet eden, emanete riâyet ehli insanlar güzel bakar.

Onun için sağlığımızı korumaya çok dikkat etmemiz lazım diye düşünüyorum ve kendim deOnun için sağlığımızı korumaya çok dikkat etmemiz lazım diye düşünüyorum ve kendim de buna riâyet ettiğim gibi kardeşlerimin de riâyet etmesini istiyorum.buna riâyet ettiğim gibi kardeşlerimin de riâyet etmesini istiyorum. Eskiden hıfzıssıhha denilirdi yani koruyucu hekimlik,Eskiden hıfzıssıhha denilirdi yani koruyucu hekimlik, daha hasta olmayan insanların hasta olmamasını sağlamak...daha hasta olmayan insanların hasta olmamasını sağlamak... Bu gıdaları nasıl hazırlayacağız, nasıl yiyeceğiz, nasıl temizleyeceğiz, bedenimizi nasıl temizleyeceğiz,Bu gıdaları nasıl hazırlayacağız, nasıl yiyeceğiz, nasıl temizleyeceğiz, bedenimizi nasıl temizleyeceğiz, mikroplardan nasıl korunacağız; dişlerimizi, gözümüzü, kalbimizi,mikroplardan nasıl korunacağız; dişlerimizi, gözümüzü, kalbimizi, damarlarımızı, derimizi, ciğerlerimizi nasıl koruyacağız...damarlarımızı, derimizi, ciğerlerimizi nasıl koruyacağız... Bunları önceden öğrenip, tedbirleri alıp, hatta her sene sağlamkenBunları önceden öğrenip, tedbirleri alıp, hatta her sene sağlamken acaba bir şeyim var mı diye bir muayeneden geçmek lazım.acaba bir şeyim var mı diye bir muayeneden geçmek lazım. Elhamdülillâh bir şey yokmuş ama şurada şu tedbir alınırsa iyi olur, diye -şimdi check up diyorlar-Elhamdülillâh bir şey yokmuş ama şurada şu tedbir alınırsa iyi olur, diye -şimdi check up diyorlar- tepeden tırnağa bir muayene de tavsiye ederim, iyi olur. Hastanelerimiz, iyi doktorlarımız var. tepeden tırnağa bir muayene de tavsiye ederim, iyi olur. Hastanelerimiz, iyi doktorlarımız var.

Bu tâun salgını, şimdi eskileri kadar çok olmuyor,Bu tâun salgını, şimdi eskileri kadar çok olmuyor, eski asırlardaki kadar ve tedavi de güzel yapılabiliyor. eski asırlardaki kadar ve tedavi de güzel yapılabiliyor. Tâûndan ölenler İslâm'da şehit sayılıyor, tabii bunlar müslümanlar için. Tâûndan ölenler İslâm'da şehit sayılıyor, tabii bunlar müslümanlar için.

Vel-ğarîku şehîdün. "Suya gark olmuş, boğulmuş."Vel-ğarîku şehîdün. "Suya gark olmuş, boğulmuş." Deniz, dere, göl, nehir veya kuyuda boğulmuş olan. Ğarîk, "gark olmuş" demek.Deniz, dere, göl, nehir veya kuyuda boğulmuş olan. Ğarîk, "gark olmuş" demek. Suda boğulmuş olan da şehittir. Çünkü bu da içler acısı bir vefat şeklidir.Suda boğulmuş olan da şehittir.

Çünkü bu da içler acısı bir vefat şeklidir.
İnsanın yüreği dağlanıyor yani ateşle yanmış gibi oluyor.İnsanın yüreği dağlanıyor yani ateşle yanmış gibi oluyor. Allah da bu acı durumdan dolayı mükâfâtını büyük veriyor.Allah da bu acı durumdan dolayı mükâfâtını büyük veriyor. Âhirette ona şehit muamelesi yapıyor, elhamdülillâh. Âhirette ona şehit muamelesi yapıyor, elhamdülillâh.

Hepimizin sıhhatli-âfiyetli yaşamasını isteriz.Hepimizin sıhhatli-âfiyetli yaşamasını isteriz. Sıhhat ve âfiyet üzere, huzur içinde, imân-ı kâmil ile vefat etmeyi temenni ederizSıhhat ve âfiyet üzere, huzur içinde, imân-ı kâmil ile vefat etmeyi temenni ederiz ama insanoğlunun başına herşey geliyor. Harp-darp, iyi-kötü insanlar, kazalar var.ama insanoğlunun başına herşey geliyor. Harp-darp, iyi-kötü insanlar, kazalar var. Öyle şeyler olabiliyor. Allah elem-keder, kaza-belâ, musibet, fitne-fesat vermesin. Öyle şeyler olabiliyor. Allah elem-keder, kaza-belâ, musibet, fitne-fesat vermesin.

İkinci; Ve'l-ğarîku şehîdün. "Suda boğulan kişi de şehittir." İkinci; Ve'l-ğarîku şehîdün. "Suda boğulan kişi de şehittir."

Ve sâhibü zâti'l-cenbi şehîdün. "Zâtülcenb sahibi de şehittir." Ve sâhibü zâti'l-cenbi şehîdün. "Zâtülcenb sahibi de şehittir."

Ciğerinde verem gibi su toplama, böylece şiddetli ateşli hastalığa tutulupCiğerinde verem gibi su toplama, böylece şiddetli ateşli hastalığa tutulup ölme durumunda olanlar. Eskiler "ince hastalık" demişler.ölme durumunda olanlar. Eskiler "ince hastalık" demişler. Tabii biraz yoksulluktan, hassaslıktan, fedâkârlıktan kaynaklanıyor. Eski devirde böyle çok olurmuş. Tabii biraz yoksulluktan, hassaslıktan, fedâkârlıktan kaynaklanıyor. Eski devirde böyle çok olurmuş.

Verem Savaş Derneği kurulmuş, veremle savaşlar yapılmış, tedbirler alınmış.Verem Savaş Derneği kurulmuş, veremle savaşlar yapılmış, tedbirler alınmış. Ciğeri korumak ve ciğer hastalığına tutulmamak tedbirleri de bir hayli iyi.Ciğeri korumak ve ciğer hastalığına tutulmamak tedbirleri de bir hayli iyi. Terliyken su içmemek, cereyanlı yerde durmamak,Terliyken su içmemek, cereyanlı yerde durmamak, sabahleyin namaza veya teheccüde kalkınca, hemen sırtına bir hırka almak vs. gibi ecdadımızın, sabahleyin namaza veya teheccüde kalkınca, hemen sırtına bir hırka almak vs. gibi ecdadımızın, büyük annelerimizin, teyzelerimizin güzel tavsiyeleri vardır. büyük annelerimizin, teyzelerimizin güzel tavsiyeleri vardır. Hırka güzel bir kelime, güzel bir giyim. Giyimi kolay, bol.Hırka güzel bir kelime, güzel bir giyim. Giyimi kolay, bol. İnsan sırtına alıveriyor, o zaman yatağın sıcaklığındanİnsan sırtına alıveriyor, o zaman yatağın sıcaklığından dışarı soğukluğuna geçişte vücut korunmuş oluyor. dışarı soğukluğuna geçişte vücut korunmuş oluyor.

Bir ara her şey Fransızlar'dan alınmış. Oradan da dilimize geçmiş, rob de şambr diyorlar.Bir ara her şey Fransızlar'dan alınmış. Oradan da dilimize geçmiş, rob de şambr diyorlar. Rob "elbise", gece elbisesi demektir. Fransızca bilmiyorum ama olsa olsa gece kalkınca giyilen elbise.Rob "elbise", gece elbisesi demektir. Fransızca bilmiyorum ama olsa olsa gece kalkınca giyilen elbise. Bizim hırka sözünün bir de mânevî, tatlı, tarihî, örfî tarafı var.Bizim hırka sözünün bir de mânevî, tatlı, tarihî, örfî tarafı var. Bir hırkası olursa insanın, hele bir kapütoneli veya yün hırkası olursa... Bir hırkası olursa insanın, hele bir kapütoneli veya yün hırkası olursa...

Orta Asya'da orayı ziyaret ettiğimiz zaman Özbek kardeşlerimiz bize de hırka giydirdiler.Orta Asya'da orayı ziyaret ettiğimiz zaman Özbek kardeşlerimiz bize de hırka giydirdiler. Oraya giden devlet büyüklerine de bazen merasimle hırka giydirme âdeti var.Oraya giden devlet büyüklerine de bazen merasimle hırka giydirme âdeti var. Onların kaftanlarının, hırkalarının içi pamuklu oluyor, iki taraflı oluyor. Yani sağlam, güzel oluyor.Onların kaftanlarının, hırkalarının içi pamuklu oluyor, iki taraflı oluyor. Yani sağlam, güzel oluyor. Onları hatıra olarak saklıyoruz.Onları hatıra olarak saklıyoruz. Bir de Kazakistan'dan bir mübarek dostumuz,Bir de Kazakistan'dan bir mübarek dostumuz, hacı amca da bize bir kazak hırkasını kuşağıyla beraber hediye etmişti.hacı amca da bize bir kazak hırkasını kuşağıyla beraber hediye etmişti. Onunla da tatlı hatıralarımız var. Onunla da tatlı hatıralarımız var.

Yani bunları öksürük-aksırık, ciğerin üşümesi vesaireyi ilerletip de sonradanYani bunları öksürük-aksırık, ciğerin üşümesi vesaireyi ilerletip de sonradan bir göğüs hastalığına tutulmamak için tedbirler alınmalı, böyle korunmalı. bir göğüs hastalığına tutulmamak için tedbirler alınmalı, böyle korunmalı.

Ama buna rağmen bir salgında veyahut istenmeyen bir durumda.Ama buna rağmen bir salgında veyahut istenmeyen bir durumda. Hani mesela dağda bir kaza oluyor da insan ıslanıyor, uzun zaman bulunamıyor,Hani mesela dağda bir kaza oluyor da insan ıslanıyor, uzun zaman bulunamıyor, o arada üşümüş, şifâyı kapmış, hastalanmış oluyor... Elde olmayan şeyler olabilir.o arada üşümüş, şifâyı kapmış, hastalanmış oluyor... Elde olmayan şeyler olabilir. İşte zâtülcenbten, yani ciğer hastalığından, göğüs hastalığından ölenler de şehit sayılıyor. İşte zâtülcenbten, yani ciğer hastalığından, göğüs hastalığından ölenler de şehit sayılıyor.

Cenâb-ı Hakk'ın zaten hastalara çok ikramları var.Cenâb-ı Hakk'ın zaten hastalara çok ikramları var. Hastanın uykusu ibadet, iniltisi tesbih-zikir sayılıyor.Hastanın uykusu ibadet, iniltisi tesbih-zikir sayılıyor. Yapamadığı ibadetleri defterine yapmış gibi yazılıyor.Yapamadığı ibadetleri defterine yapmış gibi yazılıyor. Duası makbul; gelenlere dua ettikçe duası kabul oluyor.Duası makbul; gelenlere dua ettikçe duası kabul oluyor. Günahları mağfur; defteri siliniyor, tertemiz, günahlar kalkıyor... Günahları mağfur; defteri siliniyor, tertemiz, günahlar kalkıyor... Yani hastanın mükâfatları çok.Yani hastanın mükâfatları çok. İşte bazı hastalıklara da Cenâb-ı Mevlâmız, Erhamü'r-râhimîn Rabbimiz, şehit sevabı veriyor. İşte bazı hastalıklara da Cenâb-ı Mevlâmız, Erhamü'r-râhimîn Rabbimiz, şehit sevabı veriyor.

Ve'l-mebtûnu şehîdün. "Batın hastalığından; -batın, karın demek- karın illetinden ölenler de şehittir." Ve'l-mebtûnu şehîdün. "Batın hastalığından; -batın, karın demek- karın illetinden ölenler de şehittir."

Karında olan batn illeti denilen illetten, acaba Peyamber Efendimiz'in zamanında kastedilen neydi? Karında olan batn illeti denilen illetten, acaba Peyamber Efendimiz'in zamanında kastedilen neydi?

Şimdi kolera dediğimiz bir hastalık var ki; devamlı bir ishal hâli.Şimdi kolera dediğimiz bir hastalık var ki; devamlı bir ishal hâli. O ishalden dolayı, durdurulamadığı için vücut susuz kalmaktan ölüyor.O ishalden dolayı, durdurulamadığı için vücut susuz kalmaktan ölüyor. Ciddi bir hastalık; mikrobu çok çabuk [yayılıyor] ve çok kişiyi telef ediyor.Ciddi bir hastalık; mikrobu çok çabuk [yayılıyor] ve çok kişiyi telef ediyor. Veyahut daha başka hastalıklar da kastedilmiş olabilir. O da şehit. Veyahut daha başka hastalıklar da kastedilmiş olabilir. O da şehit.

Karın illetinden ölen de, göğüs illetinden ölen de şehit. Karın illetinden ölen de, göğüs illetinden ölen de şehit.

Ve sâhibü'l-harîkı şehîdün. Harîk "yangın" demek. Haraka-ahraka-ihrâk yakmak mânasına geliyor. Ve sâhibü'l-harîkı şehîdün. Harîk "yangın" demek. Haraka-ahraka-ihrâk yakmak mânasına geliyor.

Biz bir ara İstanbul'da Beyazıt'ın yakınında, Çarşıkapı'da Harikzedeler Caddesi'nde oturmuştuk.Biz bir ara İstanbul'da Beyazıt'ın yakınında, Çarşıkapı'da Harikzedeler Caddesi'nde oturmuştuk. Yani oralarda büyük bir İstanbul yangını olmuş. Yani oralarda büyük bir İstanbul yangını olmuş. Oranın güzelim, ahşap, nakışlı; kim bilir içinde neler neler vardı, ne kadar güzel şeyler...Oranın güzelim, ahşap, nakışlı; kim bilir içinde neler neler vardı, ne kadar güzel şeyler... Onlar yakılmış, yıkılmış, yanmış. Harikzede, yangına mâruz kalmış, yangının darbesine uğramış insanlar. Onlar yakılmış, yıkılmış, yanmış. Harikzede, yangına mâruz kalmış, yangının darbesine uğramış insanlar.

Harik "yangın" demek; sâhibü'l-harik, "yangına uğramış." Yanarak ölmüş olan da şehittir. Harik "yangın" demek; sâhibü'l-harik, "yangına uğramış." Yanarak ölmüş olan da şehittir.

Yangında bazen dumandan boğuluyor.Yangında bazen dumandan boğuluyor. Bizim -dileriz ki Allah ona da şehitlik mertebesi vermiştir- Cemal Can kardeşimiz;Bizim -dileriz ki Allah ona da şehitlik mertebesi vermiştir- Cemal Can kardeşimiz; Almanya'nın Lübek şehrinde apartmanda yangın oluyor, hanımıyla aşağı inerken,Almanya'nın Lübek şehrinde apartmanda yangın oluyor, hanımıyla aşağı inerken, yolda bisiklet görüyor, hanımına "Şu bisiklet yukarıdan inenlerin ayağına takılır,yolda bisiklet görüyor, hanımına "Şu bisiklet yukarıdan inenlerin ayağına takılır, şunu kenara çekiveriyim, ortada [duruyor], [insanlar] yuvarlanırlar" diyor, gidiyor. şunu kenara çekiveriyim, ortada [duruyor], [insanlar] yuvarlanırlar" diyor, gidiyor. O gittiği sırada, oradaki dumandan vadesi yetmiş, vefat ediyor.O gittiği sırada, oradaki dumandan vadesi yetmiş, vefat ediyor. Fakülte'den talebem, Almanya'da çok hizmetler yapmış bir kimseydi.Fakülte'den talebem, Almanya'da çok hizmetler yapmış bir kimseydi. Bizim için çok üzücü bir şey ama şehit olmak da çok büyük teselli, çok büyük bir mükâfat.Bizim için çok üzücü bir şey ama şehit olmak da çok büyük teselli, çok büyük bir mükâfat. Yani böyle yangında yanmadı ama dumandan boğulduğu için vefat etti. Yani böyle yangında yanmadı ama dumandan boğulduğu için vefat etti.

Bazen dumandan boğulunuyor.Bazen dumandan boğulunuyor. Kapalı kapıyı birden açarsınız, koridordaki duman birden yüzünüze çarpar, alev çarpar; Kapalı kapıyı birden açarsınız, koridordaki duman birden yüzünüze çarpar, alev çarpar; onun için yüzünüzü ıslatacaksınız.onun için yüzünüzü ıslatacaksınız. Kapıları birden açmayacaksınız, kapıların önünde dik durmayacaksınız, emekleyeceksiniz. Kapıları birden açmayacaksınız, kapıların önünde dik durmayacaksınız, emekleyeceksiniz. Çünkü hava, alevler üst taraftan çalışır. Alt taraf biraz daha sakin olur.Çünkü hava, alevler üst taraftan çalışır. Alt taraf biraz daha sakin olur. Bunları çeşitli vesilelerle çocuklarımıza öğretmemiz lazım. Bunları çeşitli vesilelerle çocuklarımıza öğretmemiz lazım.

Biz gittiğimiz yerde kardeşlerimize diyoruz ki; Biz gittiğimiz yerde kardeşlerimize diyoruz ki;

"Aman izci teşkilâtları kurun, çocuklarınızı derli toplu yetiştirin."Aman izci teşkilâtları kurun, çocuklarınızı derli toplu yetiştirin. Hatta idman dernekleri kurun -Yani spor kulübü demek- kötü alışkanlıklara kayacaklarınaHatta idman dernekleri kurun -Yani spor kulübü demek- kötü alışkanlıklara kayacaklarına çeşitli idmanlarla [uğraşsınlar.] İdmanların pek çok çeşidi var;çeşitli idmanlarla [uğraşsınlar.] İdmanların pek çok çeşidi var; ata binmek, koşmak, dağa tırmanmak, yüzmek vs. Bedenleri gelişsin, kötü saplantılara saplanmasınlar. ata binmek, koşmak, dağa tırmanmak, yüzmek vs. Bedenleri gelişsin, kötü saplantılara saplanmasınlar. Hem de topluca dernek halinde çalışmayı öğrensinler. Hem de topluca dernek halinde çalışmayı öğrensinler. Muhabbeti, birbirlerine ilgiyi, yardımı, sevgiyi öğrensinler diye teşvik ediyoruz. Muhabbeti, birbirlerine ilgiyi, yardımı, sevgiyi öğrensinler diye teşvik ediyoruz.

Bir yaz tatilinde Eğirdir'e gitmiştik.Bir yaz tatilinde Eğirdir'e gitmiştik. Kovada gölünün kenarında çok tatlı, güzel günler geçirmiştik, çadırlı bir tatil yapmıştık.Kovada gölünün kenarında çok tatlı, güzel günler geçirmiştik, çadırlı bir tatil yapmıştık. Oraya bir izci oymak başkanı kardeşimizi de çağırdık, geldi. Dersler verdi.Oraya bir izci oymak başkanı kardeşimizi de çağırdık, geldi. Dersler verdi. Ben de gittim, sakalımla, oturdum önüne, dersleri gençlerle beraber dinledim. Ben de gittim, sakalımla, oturdum önüne, dersleri gençlerle beraber dinledim.

Çok faydalı şeyler! Bunları öğrenmemiz lazım.Çok faydalı şeyler! Bunları öğrenmemiz lazım. Çocukların hayata alışması, ciddiyeti öğrenmesi lazım. Askerliğe alışması lazım.Çocukların hayata alışması, ciddiyeti öğrenmesi lazım. Askerliğe alışması lazım. Hayatını korumayı, başkasına yardımcı olmayı öğrenmesi; dağda-bayırda, tabiat şartlarına,Hayatını korumayı, başkasına yardımcı olmayı öğrenmesi; dağda-bayırda, tabiat şartlarına, vahşî hayvanlara karşı ne yapacağını bilmesi lazım. Bu da çok güzel. Size de tavsiye ederim.vahşî hayvanlara karşı ne yapacağını bilmesi lazım. Bu da çok güzel. Size de tavsiye ederim. -Belki gecikmiş bir tavsiye- bu çalışmaları yapın, çocuklar bunları öğrensinler. -Belki gecikmiş bir tavsiye- bu çalışmaları yapın, çocuklar bunları öğrensinler.

Evet, yangına mâruz olan, yangında ölen de şehittir. Evet, yangına mâruz olan, yangında ölen de şehittir.

Vellezî yemûtü tahte'l-hedmi şehîdün.Vellezî yemûtü tahte'l-hedmi şehîdün. "Yıkılan bir binanın, duvarın, hedm olan bir şeyin altında kalan da şehittir." "Yıkılan bir binanın, duvarın, hedm olan bir şeyin altında kalan da şehittir."

Mâil-i inhidam deniliyor, bina çatlamış, yıkılmaya meyletmiş, az kalsın yıkılacak bir bina mânasına.Mâil-i inhidam deniliyor, bina çatlamış, yıkılmaya meyletmiş, az kalsın yıkılacak bir bina mânasına. İnhidam, hedeme kökünden geliyor, "yıkılmak" demek. Tahte'l-hedmi, yıkıntının altında kalan da şehittir İnhidam, hedeme kökünden geliyor, "yıkılmak" demek. Tahte'l-hedmi, yıkıntının altında kalan da şehittir

Hepimizin ciğeri yanık. Özellikle eşi veya çocuğu vefat etmiş kardeşlerimiz var.Hepimizin ciğeri yanık. Özellikle eşi veya çocuğu vefat etmiş kardeşlerimiz var. Onların ciğer yanıklığının, üzüntülerinin ne kadar çok olduğunu biliyorumOnların ciğer yanıklığının, üzüntülerinin ne kadar çok olduğunu biliyorum ama bir şeyi de söylemek isterim ki işte böyle bir duvar altında kalan bir mü'minin de vefatıama bir şeyi de söylemek isterim ki işte böyle bir duvar altında kalan bir mü'minin de vefatı üzücü bir şey de olsa sonuç itibariyle derecesi şehitlik oluyor.üzücü bir şey de olsa sonuç itibariyle derecesi şehitlik oluyor. Allah onu da şehitler zümresine katıyor. Küçükse anne babasına şefaatçi oluyor.Allah onu da şehitler zümresine katıyor. Küçükse anne babasına şefaatçi oluyor. Yani küçük bir çocuk böyle bir duruma uğramışsa o zaman onlar daYani küçük bir çocuk böyle bir duruma uğramışsa o zaman onlar da anne ve babalarına âhirette şefaatçi oluyorlar, olacaklar. anne ve babalarına âhirette şefaatçi oluyorlar, olacaklar.

Dünya hayatında nasıl olsa bir gün hepimiz öleceğiz.Dünya hayatında nasıl olsa bir gün hepimiz öleceğiz. Bilmiyoruz, kim bilir nerede, nasıl, kaç yaşında olacak vefatımız. Bilmiyoruz, kim bilir nerede, nasıl, kaç yaşında olacak vefatımız.

Allah hüsn-ü hâtime ile güzel bir sonuçla hayatın bitişini, rızasına uygun ve ağrısız-elemsiz,Allah hüsn-ü hâtime ile güzel bir sonuçla hayatın bitişini, rızasına uygun ve ağrısız-elemsiz, kedersiz, şairin dediği gibi "bir gül bahçesine girercesine", âhirete geçmeyi nasip eylesin. kedersiz, şairin dediği gibi "bir gül bahçesine girercesine", âhirete geçmeyi nasip eylesin.

Yine çok seneler önce kardeşlerimizden denizaltıda çalışan bazı kimseler vardı.Yine çok seneler önce kardeşlerimizden denizaltıda çalışan bazı kimseler vardı. Çanakkale Boğazı'nda denizaltı su üstüne çıkmışken,Çanakkale Boğazı'nda denizaltı su üstüne çıkmışken, Naboralt isimli bir İsveç gemisi görmeden onlara çarpmıştı. Denizin 90 metre altına gitmişlerdi.Naboralt isimli bir İsveç gemisi görmeden onlara çarpmıştı. Denizin 90 metre altına gitmişlerdi. İrtibat kuruldu, konuşuldu, şamandıra attılar.İrtibat kuruldu, konuşuldu, şamandıra attılar. Ama o denizaltıyı o derinlikten çıkarmak mümkün olmadı. Konuşa konuşa orada şehit oldular. Ama o denizaltıyı o derinlikten çıkarmak mümkün olmadı. Konuşa konuşa orada şehit oldular.

Zor bir şey ama Allah hepimizin yardımcısı olsun. Zor bir şey ama Allah hepimizin yardımcısı olsun.

Beterin de beteri var.Beterin de beteri var. Sırbistan'da, Kosova'da, dünyanın başka yerlerindeSırbistan'da, Kosova'da, dünyanın başka yerlerinde bazı zalimlerin hunharca vahşetleri var. Onlara mâruz olarak ölmek de çok zor şeyler. bazı zalimlerin hunharca vahşetleri var. Onlara mâruz olarak ölmek de çok zor şeyler.

Bu hedm altında, yıkılan duvar altında kalanlar da şehit olunca, bu son âfettekiBu hedm altında, yıkılan duvar altında kalanlar da şehit olunca, bu son âfetteki yıkıntılar altında kalıp da vefat eden binlerce kardeşimiz deyıkıntılar altında kalıp da vefat eden binlerce kardeşimiz de Allah tarafından bu makamlara eriştirilsin.Allah tarafından bu makamlara eriştirilsin. Allahu Teâlâ hazretleri âhiretlerini güzel eylesin. Yakınlarına onları şefaatçi eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri âhiretlerini güzel eylesin. Yakınlarına onları şefaatçi eylesin.

Kur'ân-ı Kerîm'de, şehitler şehit olduktan sonra dünyadakilere bir korkulu durum olmadığını,Kur'ân-ı Kerîm'de, şehitler şehit olduktan sonra dünyadakilere bir korkulu durum olmadığını, âhirette Allah'ın çok nimetler verdiğini söyleyip müjdelemek isterler diye bilgiler var.âhirette Allah'ın çok nimetler verdiğini söyleyip müjdelemek isterler diye bilgiler var. Dünyada tek tük görülen büyük bir âfete mâruz kaldık.Dünyada tek tük görülen büyük bir âfete mâruz kaldık. İnşaallah kardeşlerimiz, âhirette o makamlara ermişlerdir de mânevî bakımdan dünyadakilere: İnşaallah kardeşlerimiz, âhirette o makamlara ermişlerdir de mânevî bakımdan dünyadakilere:

"Anlıyoruz, bizim için üzülüyorsunuz ama üzülmeyin,"Anlıyoruz, bizim için üzülüyorsunuz ama üzülmeyin, burada Allah'ın çok nimetlerine mazharız." diyorlardır.burada Allah'ın çok nimetlerine mazharız." diyorlardır. İnşaallah duyanlar da onları duyuyordur diye temenni ediyorum. İnşaallah duyanlar da onları duyuyordur diye temenni ediyorum.

Bu hadîs-i şerîfi zaten onun için seçtim.Bu hadîs-i şerîfi zaten onun için seçtim. Biraz Peygamber Efendimiz'in lisanından, kardeşlerimin Biraz Peygamber Efendimiz'in lisanından, kardeşlerimin yürek yangınlarına bir su serpmesi olsun, bir teselli olsun diye. yürek yangınlarına bir su serpmesi olsun, bir teselli olsun diye.

Ve'l-mer'etü temûtü bicem'in şehîdetün.Ve'l-mer'etü temûtü bicem'in şehîdetün. "Kadın da doğum esnasında, lohusalıkta vefat etmişse, o da şehittir." "Kadın da doğum esnasında, lohusalıkta vefat etmişse, o da şehittir."

Kadınlar hakkında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in çok medihleri var.Kadınlar hakkında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in çok medihleri var. Yani çocuğunu iyi terbiye eden, İslâm terbiyesi veren hanımlar; Yani çocuğunu iyi terbiye eden, İslâm terbiyesi veren hanımlar; o çocuğunun hamileliğine sevgiyle tahammül eden, ondan sonra çocuğuna sevgiyle bakan,o çocuğunun hamileliğine sevgiyle tahammül eden, ondan sonra çocuğuna sevgiyle bakan, emziren, onun kahrını çeken; hastayken gece sabahlara kadar başucunda bekleyen,emziren, onun kahrını çeken; hastayken gece sabahlara kadar başucunda bekleyen, alnını okşayan o mübarek şefkatli annelere Allah çok sevaplar veriyor, kesin.alnını okşayan o mübarek şefkatli annelere Allah çok sevaplar veriyor, kesin. Onlara büyük mertebeler veriyor.Onlara büyük mertebeler veriyor. Kadının cihadı doğumdur, hamileliktir ve bu çocuğa bakmak da zor bir iştir.Kadının cihadı doğumdur, hamileliktir ve bu çocuğa bakmak da zor bir iştir. O da şehit sevapları kazanmasına sebep oluyor. O da şehit sevapları kazanmasına sebep oluyor.

Bir de vefat edince.Bir de vefat edince. Yani çocuğu doğdu, çocuğun doğması olayı kadınlar için çok büyük ve çok şerefli bir olay.Yani çocuğu doğdu, çocuğun doğması olayı kadınlar için çok büyük ve çok şerefli bir olay. Çok büyük bir fedâkarlık numûnesi. Annelerin hakları onun için ödenmiyor. Çok büyük bir fedâkarlık numûnesi. Annelerin hakları onun için ödenmiyor.

Allah annelerimizden razı olsun.Allah annelerimizden razı olsun. Yaşayanlara Allah ömür versin, âhirete intikal edenlere yüksek makamlar ihsân eylesin. Yaşayanlara Allah ömür versin, âhirete intikal edenlere yüksek makamlar ihsân eylesin.

Böyle bir durumda, çocuğunu dünyaya getirmiş, yatakta yatıyorken,Böyle bir durumda, çocuğunu dünyaya getirmiş, yatakta yatıyorken, kendisini toparlayamayıp ölenler oluyor. kendisini toparlayamayıp ölenler oluyor. Bazen çocuğuyla ölenler oluyor; çocuğu da vefat ediyor, anne de vefat ediyor.Bazen çocuğuyla ölenler oluyor; çocuğu da vefat ediyor, anne de vefat ediyor. Bazen anne vefat ediyor, çocuğu öksüz, anasız kalıyor.Bazen anne vefat ediyor, çocuğu öksüz, anasız kalıyor. Bunlar hep hayatın cilveleri. O kadıncağız da şehit oluyor. Bunlar hep hayatın cilveleri. O kadıncağız da şehit oluyor.

Bir acıklı şeyi hatırlarım. Ankara'dayken çok sevdiğimiz bir tandığımızın, çok sevdiğimiz kızıBir acıklı şeyi hatırlarım. Ankara'dayken çok sevdiğimiz bir tandığımızın, çok sevdiğimiz kızı doğum esnasında vefat etmişti. Çocuk da vefat etti.doğum esnasında vefat etmişti. Çocuk da vefat etti. Vazifeleri yaptık, namazları kılındı.Vazifeleri yaptık, namazları kılındı. Kabre anneyi koyduk, yanına da o bebeği kefenli olarak koyduk.Kabre anneyi koyduk, yanına da o bebeği kefenli olarak koyduk. Yani yürekler dayanamadı, gözlerden yaşlar boşaldı. Acı şey, çok acı bir olay. Yani yürekler dayanamadı, gözlerden yaşlar boşaldı. Acı şey, çok acı bir olay.

Allahu Tealâ hazretleri böyle acı durumlarda vefat edenlere âhirette böyle mükâfatlar ihsan ediyor. Allahu Tealâ hazretleri böyle acı durumlarda vefat edenlere âhirette böyle mükâfatlar ihsan ediyor.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten Beyhakî rivâyet eylemiş ki; Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten Beyhakî rivâyet eylemiş ki;

eş-Şehîdü lâ yecidü messe'l-katli illâ kemâ yecidü ehadüküm el-kursata yakrusuhâ. eş-Şehîdü lâ yecidü messe'l-katli illâ kemâ yecidü ehadüküm el-kursata yakrusuhâ.

"Şehit, öldürülmesinin acısını duymaz; öldürülüşünün acısını ancak bir ısırılış kadar;"Şehit, öldürülmesinin acısını duymaz; öldürülüşünün acısını ancak bir ısırılış kadar; bir bit ısırığı, pire ısırması, küçük bir şeyin ısırması kadar duyar." bir bit ısırığı, pire ısırması, küçük bir şeyin ısırması kadar duyar."

Halbuki, şehidin kanları akıyor, bir yerleri kesiliyorHalbuki, şehidin kanları akıyor, bir yerleri kesiliyor veya bağrı kurşunla, mızrakla veya kılıçla deliniyor.veya bağrı kurşunla, mızrakla veya kılıçla deliniyor. Devirlere göre değişmiş ama Allah ona onun acısını duyurmuyor. Devirlere göre değişmiş ama Allah ona onun acısını duyurmuyor.

Bu konuda aynı sayfada, aynı mânayı ifade eden hadîs-i şerîfler var.Bu konuda aynı sayfada, aynı mânayı ifade eden hadîs-i şerîfler var. Ebü'd-Derdâ radıyallâhu anh'ten İbn Hibbân'ın rivâyet ettiği bir müjdeli hadîs-i şerîfle tamamlayalım. Ebü'd-Derdâ radıyallâhu anh'ten İbn Hibbân'ın rivâyet ettiği bir müjdeli hadîs-i şerîfle tamamlayalım.

Buyuruyor ki Peygamber Efendimiz: eş-Şehîdü yeşfeu fî seb'îne min ehli beytihî. Buyuruyor ki Peygamber Efendimiz:

eş-Şehîdü yeşfeu fî seb'îne min ehli beytihî.

"Şehit ehl-i beytinden 70 kişiye şefaat eyler." "Şehit ehl-i beytinden 70 kişiye şefaat eyler."

Bir kere şehidin kendisi kurtuluyor.Bir kere şehidin kendisi kurtuluyor. Kendisi kurtulduktan ayrı bir de ailesinden, ehl-i beyti, yani evinin ahalisinden,Kendisi kurtulduktan ayrı bir de ailesinden, ehl-i beyti, yani evinin ahalisinden, evine bağlı, kendisiyle akrabalık bağları olan kimselerden 70 kişiye de şefaat ediyor.evine bağlı, kendisiyle akrabalık bağları olan kimselerden 70 kişiye de şefaat ediyor. Bu da büyük bir şey… Bu da büyük bir şey…

Bir kere göçenlere büyük teselli, büyük mükâfat bekliyoruz Cenâb-ı Hakk'ın lütfundan kiBir kere göçenlere büyük teselli, büyük mükâfat bekliyoruz Cenâb-ı Hakk'ın lütfundan ki onları Allah şehit mertebesine eriştirsin ve türlü türlü, şehitlere mahsus, müstesnâ, mükemmel,onları Allah şehit mertebesine eriştirsin ve türlü türlü, şehitlere mahsus, müstesnâ, mükemmel, yüce nimetlerle onları mütena'im eylesin.yüce nimetlerle onları mütena'im eylesin. Bir çeşit şehit hayatıyla hayy eylesin, canlı eylesin. Bir... Bir çeşit şehit hayatıyla hayy eylesin, canlı eylesin. Bir...

İkincisi; şehit, geride kalan ailesi efrâdından 70 kişiye de şefaat edebiliyor. İkincisi; şehit, geride kalan ailesi efrâdından 70 kişiye de şefaat edebiliyor.

Şefaat haktır. Peygamberlerin şefaati haktır.Şefaat haktır. Peygamberlerin şefaati haktır. Peygamber Efendimiz'in müteaddid şefaatleri vardır ve haktır.Peygamber Efendimiz'in müteaddid şefaatleri vardır ve haktır. Ehl-i sünnet mezhebi haklı olarak bunu âyet ve hadislere dayalı olarak beyan eder, gösterir.Ehl-i sünnet mezhebi haklı olarak bunu âyet ve hadislere dayalı olarak beyan eder, gösterir. Mesela şefaatin hak olduğuna dair Âyete'l-Kürsî'de ve daha başka âyetler de [deliller] var. Mesela şefaatin hak olduğuna dair Âyete'l-Kürsî'de ve daha başka âyetler de [deliller] var.

Peygamber Efendimiz'in bütün Benî Âdem'e şefaati vardır.Peygamber Efendimiz'in bütün Benî Âdem'e şefaati vardır. Ondan sonra alimlerin şefaati vardır, mürşid-i kâmillerin, evliyâullahın, ilmiyle âmil,Ondan sonra alimlerin şefaati vardır, mürşid-i kâmillerin, evliyâullahın, ilmiyle âmil, Allah'ın sevdiği alimlerin şefaati vardır. Şehitlerin şefaati vardır.Allah'ın sevdiği alimlerin şefaati vardır. Şehitlerin şefaati vardır. Bu hadîs-i şerîfte o müjdeyi nakletmiş oluyorum sizlere; ailesi ahalisinden, Bu hadîs-i şerîfte o müjdeyi nakletmiş oluyorum sizlere; ailesi ahalisinden, ailesine mensup akrabalarından, yakınlarından 70 kişiye bir şehit şefaat edecek. ailesine mensup akrabalarından, yakınlarından 70 kişiye bir şehit şefaat edecek.

Allahu Tealâ hazretleri ölenlerimize rahmet eylesin.Allahu Tealâ hazretleri ölenlerimize rahmet eylesin. Onları şehitlik mertebesine vâsıl eylesin. Onları şehitlik mertebesine vâsıl eylesin. Geride kalanlara da o şehitlerin şefaatine ermeyi nasip eylesin.Geride kalanlara da o şehitlerin şefaatine ermeyi nasip eylesin. Bundan başka elem-keder göstermesin. Bundan başka elem-keder göstermesin. Nice nice yıllar, uzun ömürle yaşayıp İslâm'a güzel hizmetler yapmayı nasip eylesin.Nice nice yıllar, uzun ömürle yaşayıp İslâm'a güzel hizmetler yapmayı nasip eylesin. Hüsn-ü hâtimeler ile âsân bir vechile; Allah'ın sevgili kulu olarak bu hayat imtihanını tamamlayıpHüsn-ü hâtimeler ile âsân bir vechile; Allah'ın sevgili kulu olarak bu hayat imtihanını tamamlayıp huzûr-ı Rabbü'l-izzet'e sevdiği, râzı olduğu kullar olarak,huzûr-ı Rabbü'l-izzet'e sevdiği, râzı olduğu kullar olarak, yüzü ak-alnı açık kullar olarak varmayı cümlemize nasip eylesin. yüzü ak-alnı açık kullar olarak varmayı cümlemize nasip eylesin.

Es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühû. Es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühû.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2