Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

İlim Meclislerinin Bereketi: İlim ve Hilm

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

İlim Meclislerinin Bereketi: İlim ve Hilm

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm.

El-Hamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn.


El-Hamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn.
Ve’s-salâtü ve’s-selâmu alâ-seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl’ihiVe’s-salâtü ve’s-selâmu alâ-seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl’ihi ve sahbihi ecma’în ve men tebi’ahû bi-ihsanin ilâ-yevmi’d-dîn.ve sahbihi ecma’în ve men tebi’ahû bi-ihsanin ilâ-yevmi’d-dîn.

Emmâ ba’d.


Emmâ ba’d.


Fe kâle Resûlullâh sallallahu aleyhi ve sellem:


Fe kâle Resûlullâh sallallahu aleyhi ve sellem:


Mâ telefe mâlün fî berrin ve lâ bahrin illâ bi-men’ı’z-zekâti


Mâ telefe mâlün fî berrin ve lâ bahrin illâ bi-men’ı’z-zekâti
fe-harrizû emvâleküm bi’z-zekâtife-harrizû emvâleküm bi’z-zekâti ve dâvû merdâküm bi’s-sadakative dâvû merdâküm bi’s-sadakati ve’d-fe’û anküm tavârika’l-belâi bi’d-du’âive’d-fe’û anküm tavârika’l-belâi bi’d-du’âi fe-inne’d-du’âe yenfe’u mimmâ nezele ve mimmâ lem yenzilfe-inne’d-du’âe yenfe’u mimmâ nezele ve mimmâ lem yenzil mimmâ nezele yekşifühû ve mâ lem yenzil yahbisühû.mimmâ nezele yekşifühû ve mâ lem yenzil yahbisühû.

Peygamber sallallahu aleyhi vessellem Efendimiz,


Peygamber sallallahu aleyhi vessellem Efendimiz,
Ubâde hazretlerinden, İbni Asâkir ve Taberanî’ninUbâde hazretlerinden, İbni Asâkir ve Taberanî’nin rivayet ettiğine göre buyurmuşlar ki;rivayet ettiğine göre buyurmuşlar ki;

Mâ telefe mâlün fî berrin ve lâ bahrin.


Mâ telefe mâlün fî berrin ve lâ bahrin.
Denizde veya karada bir malDenizde veya karada bir mal bir kişinin malı telef olmaz, yok olmaz, zarara ziyana uğramaz.bir kişinin malı telef olmaz, yok olmaz, zarara ziyana uğramaz. İllâ bi-men’ı’z-zekâti.İllâ bi-men’ı’z-zekâti. Zekâtı uğramışsa, zekâtı vermediğinden uğramıştır.Zekâtı uğramışsa, zekâtı vermediğinden uğramıştır. Zekâtı verdiyse zarara uğramaz.Zekâtı verdiyse zarara uğramaz.

Fe-harrizû emvâleküm bi’z-zekâti.


Fe-harrizû emvâleküm bi’z-zekâti.
O halde mallarınızı zekât vererek koruyunuz.O halde mallarınızı zekât vererek koruyunuz. Malların korunmasının şekli zekât verilmesidir.Malların korunmasının şekli zekât verilmesidir. Bu konuda çok salîh, halis bir mürid, amca vardı, ihvanımızdan.Bu konuda çok salîh, halis bir mürid, amca vardı, ihvanımızdan. Kapalı Çarşıda terlikçilik yapardı.Kapalı Çarşıda terlikçilik yapardı. Onun sözlerini hatırlarım daima.Onun sözlerini hatırlarım daima. Kapalı Çarşı içinde büyük yangın oldu.Kapalı Çarşı içinde büyük yangın oldu. Dükkânlar yandı, korkunç, büyük, çok zararlı bir olay oldu.Dükkânlar yandı, korkunç, büyük, çok zararlı bir olay oldu. Meşhur Kapalı Çarşı yangınlarından birisi.Meşhur Kapalı Çarşı yangınlarından birisi. O esnada, o akşam yangın çıktı diye haber ulaşınca,O esnada, o akşam yangın çıktı diye haber ulaşınca, herkes aman benim dükkânım da yanıyor mu diye koşuşmuşlar oraya.herkes aman benim dükkânım da yanıyor mu diye koşuşmuşlar oraya. Tabi polis, itfaiye kordonu var.Tabi polis, itfaiye kordonu var. Bizim bu terlikçi derviş amcaya da demişler ki; Kapalı Çarşıda yangın var.Bizim bu terlikçi derviş amcaya da demişler ki; Kapalı Çarşıda yangın var. Senin dükkânında, terliklerinde, mallarındaSenin dükkânında, terliklerinde, mallarında acaba ne oluyor, yanıyor mu filan gibilerden?acaba ne oluyor, yanıyor mu filan gibilerden?

Bilmem demiş.


Bilmem demiş.
Cenâb-ı Hakk bilir. Takdir onundur.Cenâb-ı Hakk bilir. Takdir onundur. Ne dilerse öyle yapar.Ne dilerse öyle yapar. Amma ben bildiğim bir kusur işlemedim. Zekâtı mı verdim.Amma ben bildiğim bir kusur işlemedim. Zekâtı mı verdim. Zekâtımı vermekte bir kusur işlemedim demiş o gece.Zekâtımı vermekte bir kusur işlemedim demiş o gece. Yani yangını radyodan duymuşlar,Yani yangını radyodan duymuşlar, söylemişler buna ben bilmem demiş.söylemişler buna ben bilmem demiş. Ben malımın zekâtını verdim demiş, terlikçi amca.Ben malımın zekâtını verdim demiş, terlikçi amca. Ertesi gün gittiler, tabi yangın yerine hâkim olmuş itfaiye.Ertesi gün gittiler, tabi yangın yerine hâkim olmuş itfaiye. Yangın olan kısma tahta perde gerdiler,Yangın olan kısma tahta perde gerdiler, kimseyi sokmadılar o tarafa.kimseyi sokmadılar o tarafa. Tahta perde tam bizim bu terlikçi amcanın duvarının yanından çekildi.Tahta perde tam bizim bu terlikçi amcanın duvarının yanından çekildi. Yani onun bu tarafındaki dükkân yanmış, bu yanmamış.Yani onun bu tarafındaki dükkân yanmış, bu yanmamış.

Tahta perde oradan çekildi o ticaretine devam etti.


Tahta perde oradan çekildi o ticaretine devam etti.
Öteki dükkânların hepsi yanmış.Öteki dükkânların hepsi yanmış. Amma hayranlık duyduğum bir ciddi amcaydı.Amma hayranlık duyduğum bir ciddi amcaydı. Çok ciddiydi.Çok ciddiydi. Müşteriyle konuşurken müşterinin yüzüne bakmazdı.Müşteriyle konuşurken müşterinin yüzüne bakmazdı. Böyle kaça bu terlik derlerdi.Böyle kaça bu terlik derlerdi. Şu kadar. Çok ciddi konuşurdu.Şu kadar. Çok ciddi konuşurdu. Namaz vakti geldi mi, hemen Bismillâhirrahmânirrahîm kalkar önlüğünü şey yapardı.Namaz vakti geldi mi, hemen Bismillâhirrahmânirrahîm kalkar önlüğünü şey yapardı. Gider orada namazını kılardı.Gider orada namazını kılardı. Şöyle köşeyi döndükten sonra orada bir namazgâh vardı.Şöyle köşeyi döndükten sonra orada bir namazgâh vardı. Yani bir bunun yarısı kadar bir yer, namaz kılma yeri olarak ayrılmış.Yani bir bunun yarısı kadar bir yer, namaz kılma yeri olarak ayrılmış. Kapalı Çarşının mescidi değil de namazgâhlarından birisi.Kapalı Çarşının mescidi değil de namazgâhlarından birisi. Ezan okunur namaz kılınırdı orada.Ezan okunur namaz kılınırdı orada. Hemen orada namazını kılardı.Hemen orada namazını kılardı. Bende rastladım, tam ezan okunduğu sırada Bismillâhirrahmânirrahîm kalktı,Bende rastladım, tam ezan okunduğu sırada Bismillâhirrahmânirrahîm kalktı, dışarıdaki terlikler içeri aldı, kapıyı kapatıyor müşteri geldi.dışarıdaki terlikler içeri aldı, kapıyı kapatıyor müşteri geldi. Aman terlikçi ustam şuradan bir terlik ver bana dedi.Aman terlikçi ustam şuradan bir terlik ver bana dedi. Namazdan sonra dedi.Namazdan sonra dedi. Trak kapattı. Yani müşteriye filan şu müşteriye şeyi vereyimdeTrak kapattı. Yani müşteriye filan şu müşteriye şeyi vereyimde ondan sonra kılarım demedi yani namazı.ondan sonra kılarım demedi yani namazı. Sonra hiç boş durmazdı.Sonra hiç boş durmazdı. Müşteri olmadığı zaman kendisi yeni terlik yapmaya devam ederdi.Müşteri olmadığı zaman kendisi yeni terlik yapmaya devam ederdi. İmalatına devam ederdi müşteri olduğu zaman müşteriyle konuşurdu.İmalatına devam ederdi müşteri olduğu zaman müşteriyle konuşurdu. Terlik yaparken de dudakları boyuna kıpırdardı.Terlik yaparken de dudakları boyuna kıpırdardı. Boyuna zikir yapardı.Boyuna zikir yapardı. Yani numune bir insandı şöyle anlatılacak bir insandı.Yani numune bir insandı şöyle anlatılacak bir insandı. Allah rahmet eylesin, cümle geçmişlerimizle beraber.Allah rahmet eylesin, cümle geçmişlerimizle beraber. Ruhu şâd olsun, mekânı cennet olsun.Ruhu şâd olsun, mekânı cennet olsun. Allah bizleri de, onları da rahmetine erdirdiği kullarından eylesin.Allah bizleri de, onları da rahmetine erdirdiği kullarından eylesin.

Binâenaleyh mallarınızı zekât vererek koruyunuz diyor Peygamber Efendimiz.


Binâenaleyh mallarınızı zekât vererek koruyunuz diyor Peygamber Efendimiz.
Malları korumak için biz ne yapıyoruz?Malları korumak için biz ne yapıyoruz? Emniyet tedbirleri alıyoruz.Emniyet tedbirleri alıyoruz. Alarm zilleri koyuyoruz.Alarm zilleri koyuyoruz. Elektrikli pensler yapıyoruz.Elektrikli pensler yapıyoruz. Kapılar kapatıyoruz, kilitler yapıyoruz, zincirler yapıyoruz.Kapılar kapatıyoruz, kilitler yapıyoruz, zincirler yapıyoruz.

En iyi çare ne?


En iyi çare ne?


Allah’ın emrini tutmak, zekâtı vermek.


Allah’ın emrini tutmak, zekâtı vermek.
O zaman Cenâb-ı Hakk korur.O zaman Cenâb-ı Hakk korur. Malınızı zekât vererek koruyun.Malınızı zekât vererek koruyun. Zekâtı verilmedi, mal gidecek.Zekâtı verilmedi, mal gidecek. Ya gemi batar, ya otobüs çarpar.Ya gemi batar, ya otobüs çarpar. Ya otomobil devrilir, ya dükkâna hırsız girer.Ya otomobil devrilir, ya dükkâna hırsız girer. Ya yangın olur, ya sel olur ya bilmem ne olur.Ya yangın olur, ya sel olur ya bilmem ne olur. Haram mal hayır getirmez.Haram mal hayır getirmez. Sahibine haram mal fayda getirmez.Sahibine haram mal fayda getirmez. Zarar getirir mutlaka.Zarar getirir mutlaka. Devam ediyor Efendimiz.Devam ediyor Efendimiz.

Ve dâvû merdâküm bi’s-sadakati.


Ve dâvû merdâküm bi’s-sadakati.
Hastalarınızı da onların namına zekât ve sadaka vererek tedavi ediniz.Hastalarınızı da onların namına zekât ve sadaka vererek tedavi ediniz. Doğrudan doğruya ilişkisi yok amaDoğrudan doğruya ilişkisi yok ama sen burada fukaraya sadaka veriyorsun orada hastan duruyor amasen burada fukaraya sadaka veriyorsun orada hastan duruyor ama hastayı iyi edecek olan da Cenâb-ı Hakkhastayı iyi edecek olan da Cenâb-ı Hakk sadakayı görüpte kabul edecek olan da Cenâb-ı Hakk.sadakayı görüpte kabul edecek olan da Cenâb-ı Hakk. Duaları kabul edecek olan da Cenâb-ı Hakk.Duaları kabul edecek olan da Cenâb-ı Hakk.

Onun için sen Cenâb-ı Hakkın hoşnut olacağı,


Onun için sen Cenâb-ı Hakkın hoşnut olacağı,
razı olacağı bir iş yaparsan çözülür bu iş.razı olacağı bir iş yaparsan çözülür bu iş. Çünkü Cenâb-ı Hakk her şeye kadirdir.Çünkü Cenâb-ı Hakk her şeye kadirdir. Ne isterse onu yapar.Ne isterse onu yapar. İstediğini yapar.İstediğini yapar. Sen her şeye kâdir olan Allah’ın rızasını kazanmaya çalış, iş bitsin.Sen her şeye kâdir olan Allah’ın rızasını kazanmaya çalış, iş bitsin. Allah’ın rızasını kazanmayı düşünmeyip de,Allah’ın rızasını kazanmayı düşünmeyip de, kulun rızasını kazanmayı düşünenlerde hep pişman olmuşlardır.kulun rızasını kazanmayı düşünenlerde hep pişman olmuşlardır. Yani şunu şöyle yapmayayım, halk beğenmez, bilmem neYani şunu şöyle yapmayayım, halk beğenmez, bilmem ne ama Allah’ın sevdiği bir şey.ama Allah’ın sevdiği bir şey. Sonra pişman olmuşlar.Sonra pişman olmuşlar. Halkı gözeten, halkın gözüne girmeye çalışan,Halkı gözeten, halkın gözüne girmeye çalışan, Allah’ın rızasını düşünmeyen, Allah’ın rızasından da mahrum kalır,Allah’ın rızasını düşünmeyen, Allah’ın rızasından da mahrum kalır, halkın teveccühünden de mahrum kalır.halkın teveccühünden de mahrum kalır. Allah onu dünyada da rezil eder, ahirette de mahrumlardan olur.Allah onu dünyada da rezil eder, ahirette de mahrumlardan olur. Hastalarınızı sadakayla tedavi ediniz.Hastalarınızı sadakayla tedavi ediniz. Mallarınız zekâtla koruyunuz.Mallarınız zekâtla koruyunuz.

Ve’d-fe’û anküm tavârika’l-belâi.


Ve’d-fe’û anküm tavârika’l-belâi.
Gelip çatan belaları üzerinizden.Gelip çatan belaları üzerinizden. Bi’d-du’âi.Bi’d-du’âi. Dua ederek defediniz, savununuz kendinizi.Dua ederek defediniz, savununuz kendinizi. Üzerinize gelip çatan belalardan kendinizi dua ederek savununuz, korununuz.Üzerinize gelip çatan belalardan kendinizi dua ederek savununuz, korununuz. Fe-inne’d-du’âe.Fe-inne’d-du’âe. Çünkü dua etmek.Çünkü dua etmek. Venfe’u mimmâ nezele ve mimmâ lem yenzil.Venfe’u mimmâ nezele ve mimmâ lem yenzil. Geçen gün okuduğumuz hadîs-i şerîf gibi.Geçen gün okuduğumuz hadîs-i şerîf gibi. Çünkü dua gelmiş olan belayı kaldırmaya da fayda ederÇünkü dua gelmiş olan belayı kaldırmaya da fayda eder ve henüz gelmemiş, gelmekte olan, yolda olan belaya da fayda eder.ve henüz gelmemiş, gelmekte olan, yolda olan belaya da fayda eder.

Mimmâ nezele yekşifühû.


Mimmâ nezele yekşifühû.
Gelmiş olan belayı kaldırtır üzerinden insanın.Gelmiş olan belayı kaldırtır üzerinden insanın. Ve mâ lem yenzil yahbisühû.Ve mâ lem yenzil yahbisühû. Gelmemiş olanı da orada hapseder, buraya getirtmez.Gelmemiş olanı da orada hapseder, buraya getirtmez. Senin üzerine getirtmez.Senin üzerine getirtmez.

Demek ki mallarımızı zekâtlarımızı vererek korumaya alacağız,


Demek ki mallarımızı zekâtlarımızı vererek korumaya alacağız,
hastalarımızı sadakalar vererek tedavi edeceğiz.hastalarımızı sadakalar vererek tedavi edeceğiz. Belaların da başımızdan savulması veya üzerimize gelmemesi için duayı çok yapacağız.Belaların da başımızdan savulması veya üzerimize gelmemesi için duayı çok yapacağız. Duayı çok yapacağız, duaya alışalım.Duayı çok yapacağız, duaya alışalım.

İkinci hadîs-i şerîf.


İkinci hadîs-i şerîf.


Mâ cumi’a şey’ün ilâ şey’in efdalü min ‘ılmin ilâ hılmin.


Mâ cumi’a şey’ün ilâ şey’in efdalü min ‘ılmin ilâ hılmin.


İki şey birbirine yakışıyor diye yanyana getirilir.


İki şey birbirine yakışıyor diye yanyana getirilir.
Bu bunun yayına uygun düştü yakıştı diye.Bu bunun yayına uygun düştü yakıştı diye. İki şey birbirine yakışıklı bir şekilde bir araya gelmesinin en güzel şekli,İki şey birbirine yakışıklı bir şekilde bir araya gelmesinin en güzel şekli, ilmin yanına hilm yakışır.ilmin yanına hilm yakışır. Bir şeyi bir şeyle yanyana koyup yakıştırmak istiyorsanBir şeyi bir şeyle yanyana koyup yakıştırmak istiyorsan bunun en uygun düşeni, ilmin yanında hilmin olmasıdır.bunun en uygun düşeni, ilmin yanında hilmin olmasıdır. İlimle hilm bir arada çok yakışır.İlimle hilm bir arada çok yakışır. Bundan daha hayırlı birbirine daha yakışan şey olamaz.Bundan daha hayırlı birbirine daha yakışan şey olamaz.

İlim nedir?


İlim nedir?


Bilmek. İlim bilmek. Neyi bilmek?


Bilmek. İlim bilmek. Neyi bilmek?
Allah’ı bizden istediği,Allah’ı bizden istediği, bizim Allaha karşı borcumuz olan görevlerimizi bilmek.bizim Allaha karşı borcumuz olan görevlerimizi bilmek. Allah’ın yasaklarını bilmek.Allah’ın yasaklarını bilmek. Haramları bilmek, ibadetleri taatleri yapmak.Haramları bilmek, ibadetleri taatleri yapmak. İlim budur.İlim budur. Bir insan Allah’tan korkuyorsa, Allaha karşı ibadetlerini yapıyorsa,Bir insan Allah’tan korkuyorsa, Allaha karşı ibadetlerini yapıyorsa, Allah’ın yasaklarından kaçınıyorsa,Allah’ın yasaklarından kaçınıyorsa, kötü şeylerden uzak duruyor, işi şeyleri icra ediyorsa,kötü şeylerden uzak duruyor, işi şeyleri icra ediyorsa, bu adam âlim demektir.bu adam âlim demektir. Böyle yapmıyorsa, istediği kadar ünvanı olsun,Böyle yapmıyorsa, istediği kadar ünvanı olsun, profesör, rektör, bilmem dekan mekân,profesör, rektör, bilmem dekan mekân, bilmem ne kurumunun başkanı.bilmem ne kurumunun başkanı. Şu kadar kitap yazmış vesaire.Şu kadar kitap yazmış vesaire. E Allah’tan korkmuyor.E Allah’tan korkmuyor. Allah’ın emrini tutmuyor.Allah’ın emrini tutmuyor. İbadetlerini yapmıyor.İbadetlerini yapmıyor. Yasaklarından kaçmıyor.Yasaklarından kaçmıyor. Bu adam âlim değil cahil.Bu adam âlim değil cahil.

Niye? E Allah’tan kendisini korumuyor,


Niye? E Allah’tan kendisini korumuyor,
cehennemden kendisini korumuyor,cehennemden kendisini korumuyor, ahiretini kurtarmaya çalışmıyor.ahiretini kurtarmaya çalışmıyor. Ahiretini mahvedecek işleri yapıyor.Ahiretini mahvedecek işleri yapıyor. Neden? Cahil, bilmiyor.Neden? Cahil, bilmiyor. Bilseydi böyle yapmazdı.Bilseydi böyle yapmazdı. Çok cahil bu adam.Çok cahil bu adam. İsterse profesör olsun.İsterse profesör olsun. İsterse üniversitenin rektörü olsun, isterse devletin başkanı olsun,İsterse üniversitenin rektörü olsun, isterse devletin başkanı olsun, kabinenin başkanı olsun, ne olursa olsun.kabinenin başkanı olsun, ne olursa olsun. Kıymeti yok.Kıymeti yok.

Hilim ne demek?


Hilim ne demek?
Hilim de sakin olmak, kızmadan, düşüne düşüne hareket etmek.Hilim de sakin olmak, kızmadan, düşüne düşüne hareket etmek. Halim insan ne yapar?Halim insan ne yapar? Sertelmez, benim gibi patlayıp çatlamaz.Sertelmez, benim gibi patlayıp çatlamaz. Gazaplanıp kızmaz.Gazaplanıp kızmaz. Öfkelenmez birden.Öfkelenmez birden. Kızılacak yerde bile yumuşak davranır,Kızılacak yerde bile yumuşak davranır, ciddi davranır, kızmadan işini bitirir.ciddi davranır, kızmadan işini bitirir.

Mescidin içine pislemek istedi birisi.


Mescidin içine pislemek istedi birisi.
Sahâbe-i kirâm da onu dövmek istediler.Sahâbe-i kirâm da onu dövmek istediler. Peygamber Efendimizde öyle yapmayın dedi.Peygamber Efendimizde öyle yapmayın dedi. Anlatın dedi.Anlatın dedi. Çok misalleri Peygamber Efendimizin halimliğinin,Çok misalleri Peygamber Efendimizin halimliğinin, yani kızmayıp, sakin, öğretici,yani kızmayıp, sakin, öğretici, ikna edici tarzda davranmasının misali çok.ikna edici tarzda davranmasının misali çok.

Yalnız Allah’ın emri çiğnendiği zaman gazaplanırdı.


Yalnız Allah’ın emri çiğnendiği zaman gazaplanırdı.
Yani edepsiz Allah’ın emrini çiğniyor,Yani edepsiz Allah’ın emrini çiğniyor, edepsizliği yapıyor, o zaman çok gazaplanır.edepsizliği yapıyor, o zaman çok gazaplanır. Onun lamı cimi yok.Onun lamı cimi yok. Allah için gazaplanırdı.Allah için gazaplanırdı. Şurasındaki damarı şişerdi, yüzü kıpkırmızı olurdu.Şurasındaki damarı şişerdi, yüzü kıpkırmızı olurdu. Şuradaki damarı çok gazaplanırdı.Şuradaki damarı çok gazaplanırdı. Kendisi için değil.Kendisi için değil. Nefsi için kızmazdı, halim davranırdı.Nefsi için kızmazdı, halim davranırdı. Kendisine karşı birisi cahillik yapmış, yumuşak davranırdı.Kendisine karşı birisi cahillik yapmış, yumuşak davranırdı.

Tanımamış, Peygamberliğinin şanına uygun hürmeti göstermemiş, yumuşak davranırdı.


Tanımamış, Peygamberliğinin şanına uygun hürmeti göstermemiş, yumuşak davranırdı.
Bilmiyor, yanlış bir iş yapıyor cahilliğinden, yumuşak davranır, öğretirdi.Bilmiyor, yanlış bir iş yapıyor cahilliğinden, yumuşak davranır, öğretirdi. Amma domuzluğuna, inadına, günah işleyen, haramı işleyene,Amma domuzluğuna, inadına, günah işleyen, haramı işleyene, Allah’ın emrine aykırı hareket edene şiddetle gazap ederdi.Allah’ın emrine aykırı hareket edene şiddetle gazap ederdi. Ona da müsamaha göstermezdi.Ona da müsamaha göstermezdi. Çünkü öyle şeylerde aldırmamak,Çünkü öyle şeylerde aldırmamak, yumuşak davranmak, suça teşvik olur,yumuşak davranmak, suça teşvik olur, suçu yayar, suçun yapılmasına sebep olur.suçu yayar, suçun yapılmasına sebep olur. Anında hemen yapmayın diye söylerdi.Anında hemen yapmayın diye söylerdi.

Arafat’ta delikanlının birisi, kadınlar kısmına doğru baktı.


Arafat’ta delikanlının birisi, kadınlar kısmına doğru baktı.
Hemen dedi ki; “meh yâ ğulâm” sakın ha, yapma öyle, ey delikanlı dedi.Hemen dedi ki; “meh yâ ğulâm” sakın ha, yapma öyle, ey delikanlı dedi. Sakın ha, öyle yapma dedi.Sakın ha, öyle yapma dedi. Bu öyle bir gündür ki Arafat’ta.Bu öyle bir gündür ki Arafat’ta. Bu öyle bir gündür ki, bugün gözüne sahip olan, fevzüfelah bulur dedi.Bu öyle bir gündür ki, bugün gözüne sahip olan, fevzüfelah bulur dedi. Gözüne sahip olamayan, harama bakan, hapı yutar.Gözüne sahip olamayan, harama bakan, hapı yutar. Hemen düzeltiyor yani, günahın işlenmesine müsamaha etmiyor.Hemen düzeltiyor yani, günahın işlenmesine müsamaha etmiyor. Günahın işlenmesine müsamaha, yumuşak davranmak yok.Günahın işlenmesine müsamaha, yumuşak davranmak yok. Öğretirken yumuşak davran tamam.Öğretirken yumuşak davran tamam. Kızılacak yerde kızma anlat.Kızılacak yerde kızma anlat. Ama günahın işlenmesine müsaade etmek yok.Ama günahın işlenmesine müsaade etmek yok. Adam hırsızlık yapıyor müsaade ediyor, olmaz.Adam hırsızlık yapıyor müsaade ediyor, olmaz. Günah işliyor müsaade ediyor, olmaz.Günah işliyor müsaade ediyor, olmaz. Ötekisini boğmaya kalkmış, gırtlağına çömmüş, ona müsaade olmaz.Ötekisini boğmaya kalkmış, gırtlağına çömmüş, ona müsaade olmaz. Onun hemen söndürülmesi lazım.Onun hemen söndürülmesi lazım.

Üçüncü hadîs-i şerîf.


Üçüncü hadîs-i şerîf.


Mâ celese kavmün yezkürûnellahe


Mâ celese kavmün yezkürûnellahe
illâ nâdâhüm münâdinillâ nâdâhüm münâdin mine’s-semâi kûmû mağfûran leküm.mine’s-semâi kûmû mağfûran leküm.

Enes radıyallahu anh’den buyurmuş ki Peygamber Efendimiz;


Enes radıyallahu anh’den buyurmuş ki Peygamber Efendimiz;
Ahmet b. Hanbel’in İbn Abdülber ve Tayâlisî’nin rivayet ettiğine göre;Ahmet b. Hanbel’in İbn Abdülber ve Tayâlisî’nin rivayet ettiğine göre;

Bir takım insanlar, Allah’ın zikrine oturmuşlarsa,


Bir takım insanlar, Allah’ın zikrine oturmuşlarsa,
Allah’ı zikir için oturmuşlarsa,Allah’ı zikir için oturmuşlarsa, onlara gökten bir melek nida eder ki;onlara gökten bir melek nida eder ki; Kalkın. Günahlarınız affı mağfiret olunmuş olarak, varın evinize.Kalkın. Günahlarınız affı mağfiret olunmuş olarak, varın evinize. Mağfur olarak, mağfiret olunmuş olarak, kalkın,Mağfur olarak, mağfiret olunmuş olarak, kalkın, hadi Allah tarafından affolundunuz der bir melek.hadi Allah tarafından affolundunuz der bir melek. Yani Cenâb-ı Hakk’ın zikri fevkalade sevaplı, kıymetli, faideli.Yani Cenâb-ı Hakk’ın zikri fevkalade sevaplı, kıymetli, faideli. Allah razı olsun hepinizden.Allah razı olsun hepinizden. Diyelim günahlarımızın affı için Estağfirullah.Diyelim günahlarımızın affı için Estağfirullah.

Men istakbele’l-ulemâe fe-kad istakbelenî


Men istakbele’l-ulemâe fe-kad istakbelenî
ve men zâre’l-ulemâe fe-kad zârenîve men zâre’l-ulemâe fe-kad zârenî ve men câlese’l-ulemâe fe-kad câlesenîve men câlese’l-ulemâe fe-kad câlesenî ve men câlesenî fe-keennemâ câlese rabbî.ve men câlesenî fe-keennemâ câlese rabbî.

Peygamber sallallahu aleyhi vessellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki:


Peygamber sallallahu aleyhi vessellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki:


Men istakbele’l-ulemâe.


Men istakbele’l-ulemâe.
Kim âlimlere yönelirse, giderse, teveccüh ederse.Kim âlimlere yönelirse, giderse, teveccüh ederse. Fe-kad istakbelenî.Fe-kad istakbelenî. Bana yönelmiş, bana teveccüh, bana hürmet etmiş olur.Bana yönelmiş, bana teveccüh, bana hürmet etmiş olur. Peygamber Efendimiz öyle buyuruyor.Peygamber Efendimiz öyle buyuruyor. Çünkü âlimler Peygamber Efendimizin varisleri.Çünkü âlimler Peygamber Efendimizin varisleri. Ve men zâre’l-ulemâe fe-kad zârenî.Ve men zâre’l-ulemâe fe-kad zârenî. Kim âlimleri ziyaret ederse, beni ziyaret etmiş olur.Kim âlimleri ziyaret ederse, beni ziyaret etmiş olur. Ve men câlese’l-ulemâe fe-kad câlesenî.Ve men câlese’l-ulemâe fe-kad câlesenî. Kim âlimlerin meclislerine gider, onlarınKim âlimlerin meclislerine gider, onların sohbetlerini dinlemek için meclislerine katılır,sohbetlerini dinlemek için meclislerine katılır, oturursa, sanki benim meclisime gelmiş,oturursa, sanki benim meclisime gelmiş, benimle oturuyormuş gibi olur, diyor Peygamber Efendimiz.benimle oturuyormuş gibi olur, diyor Peygamber Efendimiz.

Ve men câlesenî.


Ve men câlesenî.
Kim benimle oturuyorsa, benimle aynı meclise gelmişse,Kim benimle oturuyorsa, benimle aynı meclise gelmişse, benim meclisime dâhil olmuşsa;benim meclisime dâhil olmuşsa; Fe-keennemâ câlese rabbî.Fe-keennemâ câlese rabbî. Sanki Rabbimin meclisine gelmiş,Sanki Rabbimin meclisine gelmiş, onunla aynı mecliste bulunmuş olur.onunla aynı mecliste bulunmuş olur. Rabbimin meclisine girmiş olur, buyuruyorRabbimin meclisine girmiş olur, buyuruyor Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem.Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem. Çünkü ilim İslam’ın hayatıdır.Çünkü ilim İslam’ın hayatıdır. İlim varsa İslam vardır.İlim varsa İslam vardır. İlim yoksa İslam bitmiştir.İlim yoksa İslam bitmiştir. Cahilliğin olduğu yerde Müslümanlığın güzel yapılması mümkün değildir.Cahilliğin olduğu yerde Müslümanlığın güzel yapılması mümkün değildir. Her şey dini bilen, Allah’tan korkan,Her şey dini bilen, Allah’tan korkan, Kur’an-ı ve Peygamber Efendimizin yolunu öğreten âlime bağlıdır.Kur’an-ı ve Peygamber Efendimizin yolunu öğreten âlime bağlıdır. Onun olması lazım.Onun olması lazım. Onu yetiştirmemiz lazım.Onu yetiştirmemiz lazım. Onu göndermemiz lazım.Onu göndermemiz lazım. Onu çağırmamız lazım.Onu çağırmamız lazım.

Şimdi burada her ay bir mescid açalım diyoruz.


Şimdi burada her ay bir mescid açalım diyoruz.
Bir cami açalım diyoruz.Bir cami açalım diyoruz. İyi açalım ama Dubbo heveslendik, niyetlendik,İyi açalım ama Dubbo heveslendik, niyetlendik, ahdettik, peyman eyledik, niyet eyledik, her günahdettik, peyman eyledik, niyet eyledik, her gün her ay bir cami açalım dedik.her ay bir cami açalım dedik. Açacağız ama hoca lazım.Açacağız ama hoca lazım. Birinciye Recep Hocayı kaydırdık.Birinciye Recep Hocayı kaydırdık. Ama Wollongong mu bilmiyorum artık.Ama Wollongong mu bilmiyorum artık. İkinciye olursa Orhan Hocayı kaydıracağız.İkinciye olursa Orhan Hocayı kaydıracağız. Sonra üçüncü dördüncü derken âlim lazım.Sonra üçüncü dördüncü derken âlim lazım.

Âlimin de nasılı lazım?


Âlimin de nasılı lazım?


Kur’an-ı bilen, sünneti seniyyeyi bilen, Allah’ın sevdiği,


Kur’an-ı bilen, sünneti seniyyeyi bilen, Allah’ın sevdiği,
Peygamberin razı olduğu hakiki âlim olması lazım.Peygamberin razı olduğu hakiki âlim olması lazım. Yoksa başka heveslerde, başka arzularda, başka teşkilatların emrinde,Yoksa başka heveslerde, başka arzularda, başka teşkilatların emrinde, başka tarafların borusunu öttüren,başka tarafların borusunu öttüren, başkasının adamı olan kimselerde hayır yok.başkasının adamı olan kimselerde hayır yok.

Men isteme’a harfen min kitâbillahi tâhiren


Men isteme’a harfen min kitâbillahi tâhiren
kütibet lehû aşru hasenâtin ve muhiyet anhü aşru seyyiâtinkütibet lehû aşru hasenâtin ve muhiyet anhü aşru seyyiâtin ve rufiat lehû aşru derecâtinve rufiat lehû aşru derecâtin ve men karae harfen min kitâbillahi fî salâtin kâ’ıdenve men karae harfen min kitâbillahi fî salâtin kâ’ıden kütibet lehû hamsûne hasenetenkütibet lehû hamsûne haseneten ve muhiyet anhu hamsûne seyyieten ve rufi’at lehû hamsûne deracetenve muhiyet anhu hamsûne seyyieten ve rufi’at lehû hamsûne deraceten ve men karae harfen min kitâbillahi fî salâtin kâimenve men karae harfen min kitâbillahi fî salâtin kâimen kütübet lehû mietü hasenetinkütübet lehû mietü hasenetin ve muhiyet anhu mietü hasenetin ve rufi’at lehû mietü deracetinve muhiyet anhu mietü hasenetin ve rufi’at lehû mietü deracetin ve men karaehû fe-hatemehû keteballahu indehûve men karaehû fe-hatemehû keteballahu indehû da’veten müstecâbeten mu’accereten ev muahharaten.da’veten müstecâbeten mu’accereten ev muahharaten.

İbn Abbâs radıyallahu anhuma’dan bir hadîs-i şerîf.


İbn Abbâs radıyallahu anhuma’dan bir hadîs-i şerîf.


Peygamber Efendimiz buyuruyor ki bu rivayete göre;


Peygamber Efendimiz buyuruyor ki bu rivayete göre;


Men isteme’a harfen min kitâbillahi tâhiren.


Men isteme’a harfen min kitâbillahi tâhiren.
Kim temiz olarak, Allah’ın kitabından bir harf dinlerse,Kim temiz olarak, Allah’ın kitabından bir harf dinlerse, yani cünüp değil, temiz olarak, abdestli olarak,yani cünüp değil, temiz olarak, abdestli olarak, Allah’ın kitabından bir harf dinlerse ona.Allah’ın kitabından bir harf dinlerse ona. Kütibet lehû aşru hasenâtin.Kütibet lehû aşru hasenâtin. On hasene yazılır.On hasene yazılır. On seyyiesi silinir. Seyyie günah demek.On seyyiesi silinir. Seyyie günah demek. Hasene iyilik demek.Hasene iyilik demek. On iyilik yapmış gibi sevap yazılır, on kötülüğü silinmiş gibi sevap yazılır.On iyilik yapmış gibi sevap yazılır, on kötülüğü silinmiş gibi sevap yazılır. Ve rufi’at lehû hamsûne deraceten.Ve rufi’at lehû hamsûne deraceten. Ve on derece yükseltilir derecesi o Müslümanın.Ve on derece yükseltilir derecesi o Müslümanın. Bir harfi temiz olarak dinlerse Kur’an-ı Kerîm’den.Bir harfi temiz olarak dinlerse Kur’an-ı Kerîm’den. Ve men karae harfen min kitâbillahi fî salâtin kâimen.Ve men karae harfen min kitâbillahi fî salâtin kâimen. Kim Allah’ın kitabından bir harfi oturuyor vaziyette okursa.Kim Allah’ın kitabından bir harfi oturuyor vaziyette okursa. Bu neden olabilir? Ya oturarak namaz kıldığı için olur.Bu neden olabilir? Ya oturarak namaz kıldığı için olur. Yahutta namazda tahiyyat’a oturduğu zaman;Yahutta namazda tahiyyat’a oturduğu zaman;

Rabbenâ âtina fid'dünyâ haseneten ve fil'âhireti haseneten ve kınâ azâbennâr.


Rabbenâ âtina fid'dünyâ haseneten ve fil'âhireti haseneten ve kınâ azâbennâr.
Filan diye bazı ayetler okunuyor, ya da öyle olur.Filan diye bazı ayetler okunuyor, ya da öyle olur. Oturarak namazın içindeyken bir harf kim okursa.Oturarak namazın içindeyken bir harf kim okursa.

Kütibet lehû hamsûne haseneten.


Kütibet lehû hamsûne haseneten.
Elli iyilik yazılır buna, hasene yazılır.Elli iyilik yazılır buna, hasene yazılır. Ve muhiyet anhu mietü seyyietin.Ve muhiyet anhu mietü seyyietin. Elli kötülüğü silinir, günahı silinir.Elli kötülüğü silinir, günahı silinir. Ve rufi’at lehû mietü deracetin.Ve rufi’at lehû mietü deracetin. Elli derece yükseltilir.Elli derece yükseltilir. Demek ki dışarıda dinlemekten namazın içinde okumak daha sevaplı oluyor.Demek ki dışarıda dinlemekten namazın içinde okumak daha sevaplı oluyor. Ve men karae harfen min kitâbillahi fî salâtin kâimen.Ve men karae harfen min kitâbillahi fî salâtin kâimen. Kim namazdayken, namazda ayaktayken, kaim iken,Kim namazdayken, namazda ayaktayken, kaim iken, ayaktayken, Kur’an-ı Kerîmin içinden bir harf okursa.ayaktayken, Kur’an-ı Kerîmin içinden bir harf okursa. Kütübet lehû mietü hasenetin.Kütübet lehû mietü hasenetin. Ona yüz iyilik hasene yazılır.Ona yüz iyilik hasene yazılır.

Muhiyet anhu mietü seyyietin.


Muhiyet anhu mietü seyyietin.
Yüz kötülüğü silinir.Yüz kötülüğü silinir. Ve rufi’at lehû mietü deracetin.Ve rufi’at lehû mietü deracetin. Ona derecesi yüz yükseltilir.Ona derecesi yüz yükseltilir. Demek ki ayakta okuması daha sevaplı,Demek ki ayakta okuması daha sevaplı, oturarak olmasından iki kat daha sevaplı.oturarak olmasından iki kat daha sevaplı. Oturarak namaz kılınabilir mi kılınabilir ama sevabı yarıya iniyor.Oturarak namaz kılınabilir mi kılınabilir ama sevabı yarıya iniyor. Yani mükâfatları yarıya iniyor.Yani mükâfatları yarıya iniyor. Bak oturduğu yerden Allah’ın kelamından bir harf okursa, elli hasene yazılıyor,Bak oturduğu yerden Allah’ın kelamından bir harf okursa, elli hasene yazılıyor, elli seyyie siliniyor, elli derece yükseltiliyor.elli seyyie siliniyor, elli derece yükseltiliyor. Ayaktayken okursa, yüz günahı siliniyor,Ayaktayken okursa, yüz günahı siliniyor, yüz hasene yazılıyor, yüz derece yükseltiliyor.yüz hasene yazılıyor, yüz derece yükseltiliyor. Yani el pençe ayakta durmanın sevabı daha çok.Yani el pençe ayakta durmanın sevabı daha çok.

Ve men karaehû fe-hatemehû.


Ve men karaehû fe-hatemehû.
Kim Allah’ın kitabını okur ve hatmederse, bitti hatmedecek.Kim Allah’ın kitabını okur ve hatmederse, bitti hatmedecek. Keteballahu indehû da’veten müstecâbeten.Keteballahu indehû da’veten müstecâbeten. Allah ona kendi indinde müstecap bir dua hakkı verir.Allah ona kendi indinde müstecap bir dua hakkı verir. Kulum müstecap olacak yapacağın dua.Kulum müstecap olacak yapacağın dua. Senin duan kabul olacak dua olacak.Senin duan kabul olacak dua olacak. Reddedilmeyen dua olacak diye.Reddedilmeyen dua olacak diye. Allah ona müstecap bir dua ihsan eder.Allah ona müstecap bir dua ihsan eder.

Mu’accereten ev muahharaten.


Mu’accereten ev muahharaten.
Ya bu anda hemen istediğini verecek ya daYa bu anda hemen istediğini verecek ya da ilerde Cenâb-ı Hakk’ın uygun gördüğü bir zamanda o mükâfatı alacak.ilerde Cenâb-ı Hakk’ın uygun gördüğü bir zamanda o mükâfatı alacak. Ama müstecap bir dua hakkı verir.Ama müstecap bir dua hakkı verir. Hatimi indirilen insanın, kabul olmuş bir dua etme hakkı kazanılmış oluyor.Hatimi indirilen insanın, kabul olmuş bir dua etme hakkı kazanılmış oluyor. Kazanmış oluyor ki çok güzel.Kazanmış oluyor ki çok güzel. Çok büyük bir müjde.Çok büyük bir müjde. Allahu Teâlâ hazretleri Kur’an-ı Kerîm’ini, namazda, ayaktayken, otururken,Allahu Teâlâ hazretleri Kur’an-ı Kerîm’ini, namazda, ayaktayken, otururken, namazın dışında okumayı, dinlemeyi,namazın dışında okumayı, dinlemeyi, öğrenmeyi, öğretmeyi Allah nasip etsin cümlemize.öğrenmeyi, öğretmeyi Allah nasip etsin cümlemize. Hatimler nasip etsin.Hatimler nasip etsin. Ezberlemek nasip etsin.Ezberlemek nasip etsin. O sevaplara nail eylesin.O sevaplara nail eylesin.

Men esefe alâ dünyâ fâtethü


Men esefe alâ dünyâ fâtethü
ikterabe mine’n-nâri mesîrate elfi senetinikterabe mine’n-nâri mesîrate elfi senetin ve men esefe alâ âhiretinve men esefe alâ âhiretin fâtethü ikterabe mine’l-cenneti ...fâtethü ikterabe mine’l-cenneti ...

Orada herhalde atlama olmuş başı gibi devam etmesi lazım.


Orada herhalde atlama olmuş başı gibi devam etmesi lazım.
Mesîrate elfi senetin olması lazım tahminime göre.Mesîrate elfi senetin olması lazım tahminime göre. Satırda bir hata olmuş, manası şu.Satırda bir hata olmuş, manası şu.

Men esefe alâ dünyâ.


Men esefe alâ dünyâ.
Kim dünyalık bir şeyi kendisinin elinden kaçtı diye esef etmişse,Kim dünyalık bir şeyi kendisinin elinden kaçtı diye esef etmişse, tüh be şu dünyalık elimden kaçtı, şu fırsatı elimizden gitti ya,tüh be şu dünyalık elimden kaçtı, şu fırsatı elimizden gitti ya, hay Allah onu kaçırmasaydık şu kadar kar edecektik, para pul bilmem ne filan.hay Allah onu kaçırmasaydık şu kadar kar edecektik, para pul bilmem ne filan. İkterabe mine’n-nâri mesîrate elfi senetin.İkterabe mine’n-nâri mesîrate elfi senetin. Bin sene yolculuk mesafesi cehenneme yaklaşır.Bin sene yolculuk mesafesi cehenneme yaklaşır. Neden? Çünkü dünyalığa heves ediyor.Neden? Çünkü dünyalığa heves ediyor. Dünyalık elinden kaçıyor diye esef ediyor.Dünyalık elinden kaçıyor diye esef ediyor. Cehenneme bin sene yaklaşır.Cehenneme bin sene yaklaşır. Aksine kim?Aksine kim?

Ve men esefe alâ âhiretin fâtethü.


Ve men esefe alâ âhiretin fâtethü.
Ahirette kendisine fayda verecek bir sevaplı şeyi kim kaçırmışsa,Ahirette kendisine fayda verecek bir sevaplı şeyi kim kaçırmışsa, tüh ya bugün pazartesiydi,tüh ya bugün pazartesiydi, hay Allah ya kaçırdık oruç tutmayı be,hay Allah ya kaçırdık oruç tutmayı be, hay Allah ne olurdu sabahleyin niyet ediverseydik de orucu tutsaydık ya.hay Allah ne olurdu sabahleyin niyet ediverseydik de orucu tutsaydık ya. Hay Allah diye meselaHay Allah diye mesela ahiretine ait bir menfaati elden kaçırdı diye esef ederse.ahiretine ait bir menfaati elden kaçırdı diye esef ederse.

İkterabe mine’l-cenneti.


İkterabe mine’l-cenneti.
Cennete yaklaşır.Cennete yaklaşır. Herhalde ötekisi gibi devam edecekti, burada satır atlamış,Herhalde ötekisi gibi devam edecekti, burada satır atlamış, yani bin senelik yol cennete yaklaşır olacaktı.yani bin senelik yol cennete yaklaşır olacaktı. Ama onu artık nereden arayacağız bulacağız, bazı kaynaklara bakmamız lazım.Ama onu artık nereden arayacağız bulacağız, bazı kaynaklara bakmamız lazım. O şeyi anlamak için.O şeyi anlamak için.

Allahu Teâlâ hazretleri ahireti sevmeyi, ahirete heves etmeyi,


Allahu Teâlâ hazretleri ahireti sevmeyi, ahirete heves etmeyi,
esef edeceksek elden kaçan bir ahiretesef edeceksek elden kaçan bir ahiret sevabı oldu mu ona esef etmeyi nasip etsin.sevabı oldu mu ona esef etmeyi nasip etsin. Dünyanın Allah indinde kıymeti yok.Dünyanın Allah indinde kıymeti yok. Allah dünya sevgisini gönlümüze sokmasın.Allah dünya sevgisini gönlümüze sokmasın. Çünkü insanın gönlüne dünya sevgisi girdimi gemi su oluyor demektir.Çünkü insanın gönlüne dünya sevgisi girdimi gemi su oluyor demektir. Deryada gemi su almaya başlamış demektir.Deryada gemi su almaya başlamış demektir. Dünya bir uçsuz bucaksız umman gibidir, derin deniz gibidir.Dünya bir uçsuz bucaksız umman gibidir, derin deniz gibidir. İnsanın gönlüde gemi gibidir onun üstünde.İnsanın gönlüde gemi gibidir onun üstünde. Dünyalık insanın gönlüne girdimi, gemi su almaya başlıyor demek.Dünyalık insanın gönlüne girdimi, gemi su almaya başlıyor demek. Boşaltamazsa gemi batar.Boşaltamazsa gemi batar.

Allahu Teâlâ hazretleri ahireti sevmeyi,


Allahu Teâlâ hazretleri ahireti sevmeyi,
ahireti kazanmayı çalışmayı bizlere nasip eylesin.ahireti kazanmayı çalışmayı bizlere nasip eylesin. Allah hepimizi sevdiği kul eylesin.Allah hepimizi sevdiği kul eylesin. Hepimizi cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.Hepimizi cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. El Fâtiha…El Fâtiha…
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2