Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

İmanın Özellikleri

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
İmanın Meyvası, İman İki Kısımdır, İman ve Amel Kardeştir, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İmanın Özellikleri

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
İmanın Meyvası, İman İki Kısımdır, İman ve Amel Kardeştir, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eùzü bi’llâhi mine’ş-şeytàni’r-racîm.Eùzü bi’llâhi mine’ş-şeytàni’r-racîm. Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm.Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm. El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn...

El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn...
Ve’l-àkıbetü li’l-müttakîn...Ve’l-àkıbetü li’l-müttakîn... Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn...Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn... İ’lemû eyyühe’l-ihvân...

İ’lemû eyyühe’l-ihvân...
İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh...İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh... Ve enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedin salla’llàhu aleyhi ve sellem...Ve enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedin salla’llàhu aleyhi ve sellem... Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ...Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ... Ve külle muhdesin bid’ah...Ve külle muhdesin bid’ah... Ve külle bid’atin dalâleh...Ve külle bid’atin dalâleh... Ve külle dalâletin fi’n-nâr...Ve külle dalâletin fi’n-nâr... Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi salla’llàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl:Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi salla’llàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl: Bazen okuyoruz.Bazen okuyoruz. Sübhâneke yâ mâlike cemî'i'l-eşyâ ...

Sübhâneke yâ mâlike cemî'i'l-eşyâ ...
“—Ey bütün eşyanın sahibi olan Allah’ım!

“—Ey bütün eşyanın sahibi olan Allah’ım!
Seni tesbih ve tenzih ederim.”Seni tesbih ve tenzih ederim.” Menâkıb-ı İmam-ı A'zam ... Fe-Sübhâne men lâ-yecrî fî mülkihî illâ mâ- yeşâ'u ...

Menâkıb-ı İmam-ı A'zam ... Fe-Sübhâne men lâ-yecrî fî mülkihî illâ mâ- yeşâ'u ...
“—Senin saltanatının altında başka kimsenin borusu ötmez.“—Senin saltanatının altında başka kimsenin borusu ötmez. Ancak senin kudretin ve kuvvetindir. Seni tenzih ederim.Ancak senin kudretin ve kuvvetindir. Seni tenzih ederim. Sen en yüksek sıfatlarla muttasıfsın!” diyerekten övüyoruz.Sen en yüksek sıfatlarla muttasıfsın!” diyerekten övüyoruz. İşte o hale geldin miydi,

İşte o hale geldin miydi,
bütün eşya Allah’ın izniyle senin emrindedir.bütün eşya Allah’ın izniyle senin emrindedir. Peygamber SAS,Peygamber SAS, gökteki Ay’a işaret ettiği vakitte onu ikiye bölen neydi?gökteki Ay’a işaret ettiği vakitte onu ikiye bölen neydi? O yerde değilse.O yerde değilse. Selmân-ı Fârisî ...Selmân-ı Fârisî ... Hz. Peygamber, yerin dışında olan gök alemine de kumanda etti.Hz. Peygamber, yerin dışında olan gök alemine de kumanda etti. O kumandalar sayesinde, Allah’a olan imanın mükâfatı, bağlılığın mükâfatı…O kumandalar sayesinde, Allah’a olan imanın mükâfatı, bağlılığın mükâfatı… Allah cümlemize onun hürmetine, böyleAllah cümlemize onun hürmetine, böyle sağlam, kâmil, olgun iman nasib etsin... Onun için:sağlam, kâmil, olgun iman nasib etsin... Onun için: RE 193/7 (El-îmânü uryânün,) ve libâsühü’t-takvâ, ...

RE 193/7 (El-îmânü uryânün,) ve libâsühü’t-takvâ, ...
Takva, haramlardan korkmak ve kaçmaktır.

Takva, haramlardan korkmak ve kaçmaktır.
Haram. Ne kadar haram varsa…Haram. Ne kadar haram varsa… Onun için Hz. Ömer RA çarşılarda gezer.Onun için Hz. Ömer RA çarşılarda gezer. Muamelat ilmi olmayanları ticaretten men edermiş.Muamelat ilmi olmayanları ticaretten men edermiş. Evvela öğren bakalım nelerdir helal, nelerdir haram.Evvela öğren bakalım nelerdir helal, nelerdir haram. Meselâ, çocuklar geliyorlar şimdi;Meselâ, çocuklar geliyorlar şimdi; ufacık, sâbi. Eline geçmiş ben on kuruş.ufacık, sâbi. Eline geçmiş ben on kuruş. Bazen leblebiciler geçer, bazen şekerciler geçer, bazen oBazen leblebiciler geçer, bazen şekerciler geçer, bazen o baloncular geçer. Hemen çocuk beş on kuruş kaptığıyla götürür ona verir:baloncular geçer. Hemen çocuk beş on kuruş kaptığıyla götürür ona verir: “—Aman bana da ver bir tane!” der.
“—Aman bana da ver bir tane!” der.
Helâl olur mu bu? Çocuk şeye sahip değil ki,

Helâl olur mu bu? Çocuk şeye sahip değil ki,
sâhib-i ticaret hale gelmemiş ki. Ona bir lira verirler.sâhib-i ticaret hale gelmemiş ki. Ona bir lira verirler. Senin yirmi beş kuruşluk şeyini bir lira verir sana, onu alır kaçar ordan, aldım diyerekten..Senin yirmi beş kuruşluk şeyini bir lira verir sana, onu alır kaçar ordan, aldım diyerekten.. Bilmez ki yirmi beş kuruş nedir, elli kuruş nedir, yüz kuruş nedir.Bilmez ki yirmi beş kuruş nedir, elli kuruş nedir, yüz kuruş nedir. Onun için, böyle birçok muameleler vardır ki,Onun için, böyle birçok muameleler vardır ki, dinen onları bilmeye müslüman mecburdur.dinen onları bilmeye müslüman mecburdur. Meselâ gelir sana verir:Meselâ gelir sana verir: “—Şu beş yüz lira sende dursun.”
“—Şu beş yüz lira sende dursun.”
“—Eee?”
“—Eee?”
“—Ben senden öte beri aldıkça, borcuma mahsub edersin.”
“—Ben senden öte beri aldıkça, borcuma mahsub edersin.”
Olmaz efendim! Sen bugün ne aldıysan alırsın,

Olmaz efendim! Sen bugün ne aldıysan alırsın,
parasını verirsin, malını alırsın. İşte odur.parasını verirsin, malını alırsın. İşte odur. Ona bıraktın mıydı, sonra ondan günden güne kesecek de…Ona bıraktın mıydı, sonra ondan günden güne kesecek de… Yahut sana ay başında, yıl başında hesap verecek de…Yahut sana ay başında, yıl başında hesap verecek de… Sen de onun bir kısmını vereceksin. Bu kaçamaklı ticaret, olmaz.Sen de onun bir kısmını vereceksin. Bu kaçamaklı ticaret, olmaz. Onun için (Hazret-i Ömer) dövermiş;Onun için (Hazret-i Ömer) dövermiş; “—Evvela ilm-i muameleyi öğren,
“—Evvela ilm-i muameleyi öğren,
alışveriş nasıl yapılır öğren; ondan sonra aç dükkânı!” dermiş.alışveriş nasıl yapılır öğren; ondan sonra aç dükkânı!” dermiş. Sonra Peygamber SAS’in zamanından

Sonra Peygamber SAS’in zamanından
bugüne kadar hep bu belediye teşkilatı mevcutmuş yani.bugüne kadar hep bu belediye teşkilatı mevcutmuş yani. Herkesin hesabı kontrol edilir.Herkesin hesabı kontrol edilir. Öyle herkes kendi keyfine istediği gibi,Öyle herkes kendi keyfine istediği gibi, beş kuruşluk şeyi on kuruşa çıkarıveriyor (çıkaramaz).beş kuruşluk şeyi on kuruşa çıkarıveriyor (çıkaramaz). (Bugün) Şeker arıyorsun, yok. Niçin? Canım duruyor orada şekerler. Yok!

(Bugün) Şeker arıyorsun, yok. Niçin? Canım duruyor orada şekerler. Yok!
Yirmi beş kuruş, elli kuruş fiat artacak, ancak o zaman verecek.Yirmi beş kuruş, elli kuruş fiat artacak, ancak o zaman verecek. Bu ticaret böyle helal olur mu insanlara?Bu ticaret böyle helal olur mu insanlara? Hele ihtikar olursa haramdır.Hele ihtikar olursa haramdır. RE. 199/12 (El-câlibu merzûkun,) ve’l-muhtekiru mel’ûnun.

RE. 199/12 (El-câlibu merzûkun,) ve’l-muhtekiru mel’ûnun.
Muhtekir olanlara mel’un adı verilmiş. Niçin?Muhtekir olanlara mel’un adı verilmiş. Niçin? İnsanların ihtiyaçlarıyla oynuyor;İnsanların ihtiyaçlarıyla oynuyor; “—Herkes ölsün, ben kalayım.“—Herkes ölsün, ben kalayım. Herkes ne olursa olsun, ben yaşayayım!” diyor.Herkes ne olursa olsun, ben yaşayayım!” diyor. O takvasızlık ilâmıdır. İmanı var, namaz da kılıyor diyor.

O takvasızlık ilâmıdır. İmanı var, namaz da kılıyor diyor.
İmanı var, namaz da kılıyorsun ama takvan yok.İmanı var, namaz da kılıyorsun ama takvan yok. Takvâ olmayınca imanında kemâl olmaz.Takvâ olmayınca imanında kemâl olmaz. Kemâl olmayınca da işte hasta adamın haline benzer insanın hali… Onun için:Kemâl olmayınca da işte hasta adamın haline benzer insanın hali… Onun için: RE 193/7 ... ve zînetühü’l-hayâ ...

RE 193/7 ... ve zînetühü’l-hayâ ...
Şimdi esvabı giydik ama zînet de lazım buna.Şimdi esvabı giydik ama zînet de lazım buna. Nedir? El Hayâ.. Haya zînettendir.Nedir? El Hayâ.. Haya zînettendir. İmanın zîneti hayadır. Bu haya dersi uzun ders.İmanın zîneti hayadır. Bu haya dersi uzun ders. Allah affetsin cümlemizi...Allah affetsin cümlemizi... RE 193/7 ... ve malühû el-fıkhu ...

RE 193/7 ... ve malühû el-fıkhu ...
Malı da fıkıhtır. Yâni dinini bilmesidir.Malı da fıkıhtır. Yâni dinini bilmesidir. Her müslümanın dinini bilmesi birinci şarttır.Her müslümanın dinini bilmesi birinci şarttır. Bilgiler çok, ama onlar farz değildir.Bilgiler çok, ama onlar farz değildir. Öğrenirsen öğrenirsin. Dünyalık kadar öğren...Öğrenirsen öğrenirsin. Dünyalık kadar öğren... Fakat asıl farz olan dinini bilmekliğidir.Fakat asıl farz olan dinini bilmekliğidir. Abdest nasıl alınır, namaz nasıl kılınır, oruç nasıl tutulur,Abdest nasıl alınır, namaz nasıl kılınır, oruç nasıl tutulur, Kur’an nasıl okunur; neler helaldir, neler haramdır, bunları bilmesi şarttır.Kur’an nasıl okunur; neler helaldir, neler haramdır, bunları bilmesi şarttır. RE 193/7 ... ve semeretühü’l-amelü.

RE 193/7 ... ve semeretühü’l-amelü.
Şimdi eğer senin takvan varsa,Şimdi eğer senin takvan varsa, hayan da varsa, fıkhın da varsa,hayan da varsa, fıkhın da varsa, bu mutlaka sana amel ettirtecektir, meyve verecek.bu mutlaka sana amel ettirtecektir, meyve verecek. Ağacın meyve vermesi takvaya,Ağacın meyve vermesi takvaya, hayâya, (bağlıdır).hayâya, (bağlıdır). Bunlar oldu muydu, meyva gayet güzel olur.Bunlar oldu muydu, meyva gayet güzel olur. Şimdi bir elma ağacı, diyorlar ki en aşağı on defa, on bir defa, on iki defa (ilaçlanması gerekir).Şimdi bir elma ağacı, diyorlar ki en aşağı on defa, on bir defa, on iki defa (ilaçlanması gerekir). Şimdi de yedik mi, her devresinin mikrobunu öldürsün deŞimdi de yedik mi, her devresinin mikrobunu öldürsün de bize elma tertemiz, yarasız, beresiz,bize elma tertemiz, yarasız, beresiz, kurtsuz olarak elimize geçsin.kurtsuz olarak elimize geçsin. Bunları yapmayınca,

Bunları yapmayınca,
elmalar pıtır pıtır ağacından dökülür, yaprakları da dökülür,elmalar pıtır pıtır ağacından dökülür, yaprakları da dökülür, içini de kurtlar yer. Elimize gelen on tane elmadan bir iki tanesi sağlamdır, ötekiler çürüktür.içini de kurtlar yer. Elimize gelen on tane elmadan bir iki tanesi sağlamdır, ötekiler çürüktür. Niçin? Bu mücadele lazım.Niçin? Bu mücadele lazım. Bu mücadeleyi yapacaksın ki o elma senin eline güzel bir şekilde geçsin.Bu mücadeleyi yapacaksın ki o elma senin eline güzel bir şekilde geçsin. Dinde de bu mücadele lâzım. Mücadele yapmayınca

Dinde de bu mücadele lâzım. Mücadele yapmayınca
senin de dinin yerindedir ama bu dökülen elmalar gibi çürük, işe yaramaz.senin de dinin yerindedir ama bu dökülen elmalar gibi çürük, işe yaramaz. RE 193/7 ... ve semeretühü’l-amelü. Amelin güzel oluşuRE 193/7 ... ve semeretühü’l-amelü. Amelin güzel oluşu bunların oluşuna bağlıdır. Şunu da okuyayım:bunların oluşuna bağlıdır. Şunu da okuyayım: RE. 193/8 El-îmânü nısfâni:

RE. 193/8 El-îmânü nısfâni:
Nısfun fi’s-sabr, ve nısfun fi’ş- şükri.Nısfun fi’s-sabr, ve nısfun fi’ş- şükri. Beyhakî ve Deylemî, Enes ibn-i Mâlik RA’dan rivayet etmişler.Beyhakî ve Deylemî, Enes ibn-i Mâlik RA’dan rivayet etmişler. İman iki kısımdır, iki parçadır:

İman iki kısımdır, iki parçadır:
Birisi sabır, birisi de şükür…Birisi sabır, birisi de şükür… Sabır ve şükür birleşince, iman oluyor.Sabır ve şükür birleşince, iman oluyor. Sabırla şükür birleşince, iman vucüdu ortaya çıkıyor.Sabırla şükür birleşince, iman vucüdu ortaya çıkıyor. Sabır yoksa, sabır olmazsa namaz kılamazsın,Sabır yoksa, sabır olmazsa namaz kılamazsın, oruç tutamazsın,oruç tutamazsın, mücadele de yapamazsın, mücâhede de yapamazsın.mücadele de yapamazsın, mücâhede de yapamazsın. Sabra bağlı bunlar.Sabra bağlı bunlar. Açlığa dayanacaksın,

Açlığa dayanacaksın,
susuzluğa dayanacaksın, zaruretlere dayanacaksın;susuzluğa dayanacaksın, zaruretlere dayanacaksın; o zaruretlerin altında imanın duracak.o zaruretlerin altında imanın duracak. Günahlara karşı direneceksin. Sabrı olmayan insan günahlara dayanamaz.Günahlara karşı direneceksin. Sabrı olmayan insan günahlara dayanamaz. Nefis kötülük işlemeye, günah işlemeye zorlar.Nefis kötülük işlemeye, günah işlemeye zorlar. E sabrın olacak ki, o günaha karşı dayanacaksın.E sabrın olacak ki, o günaha karşı dayanacaksın. O günaha karşı dayanabilmek sabra bağlı.O günaha karşı dayanabilmek sabra bağlı. Bir de şükür lazım.

Bir de şükür lazım.
Niçin? Allah-u Teàlâ namaz nasib etti,Niçin? Allah-u Teàlâ namaz nasib etti, oruç nasib etti, zekât nasib etti,oruç nasib etti, zekât nasib etti, ibadetleri nasib etti, haccı nasib etti.ibadetleri nasib etti, haccı nasib etti. “El-hamdü lillâh, sana çok şükür yâ Rabbi!”“El-hamdü lillâh, sana çok şükür yâ Rabbi!” diyerek verdiği nimetlere şükredeceksin ki..diyerek verdiği nimetlere şükredeceksin ki.. Neden? ...Neden? ... Allah sana verdiğini daha da arttırsın.Allah sana verdiğini daha da arttırsın. Malında böyle bolluklaMalında böyle bollukla veriyorsan, onunla şükrediyorsan, malın artar, mütemadiyen artar.veriyorsan, onunla şükrediyorsan, malın artar, mütemadiyen artar. İmanın? İmanın da artar.İmanın? İmanın da artar. Artmasın demek kuvvetlenir.Artmasın demek kuvvetlenir. Kuvvetlenir, yıkılmaz. İşte bu iki şey lazım.Kuvvetlenir, yıkılmaz. İşte bu iki şey lazım. Bizi bir gün Almanya’ya götürmüşlerdi.

Bizi bir gün Almanya’ya götürmüşlerdi.
Bir pazara denk geldik,Bir pazara denk geldik, herkes kiliselere koşuyor. Dedim ki:herkes kiliselere koşuyor. Dedim ki: “—Ben de şu gâvurcukların kiliselerini bir göreyim, ne yapıyorlar?”
“—Ben de şu gâvurcukların kiliselerini bir göreyim, ne yapıyorlar?”
Gâvur bizi götürdü.

Gâvur bizi götürdü.
Kilise dolmuş tabii. Sıraları var hepsinin, oturmuşlar hanımlarla beyler yan yana…Kilise dolmuş tabii. Sıraları var hepsinin, oturmuşlar hanımlarla beyler yan yana… Önde, ileride bir mızıka havası…Önde, ileride bir mızıka havası… O ufak talebeleri de toplamışlar.O ufak talebeleri de toplamışlar. Onlar da ilâhiler, kendilerine göre bir şeyler söylüyorlar.Onlar da ilâhiler, kendilerine göre bir şeyler söylüyorlar. Ellerinde de hepsinin kitap var.

Ellerinde de hepsinin kitap var.
Oraya da numarayı yazmış. Bugün filan numaralı ders.Oraya da numarayı yazmış. Bugün filan numaralı ders. Herkes sayfasını açmış, onları takip ediyor.Herkes sayfasını açmış, onları takip ediyor. Papazın birisi çıktı, bizim mihraba benzer dönemeçli bir yer yapmışlar.Papazın birisi çıktı, bizim mihraba benzer dönemeçli bir yer yapmışlar. Oradan çıktı yukarıya, konuşuyor.Oradan çıktı yukarıya, konuşuyor. Tabii ben anlamıyorum.Tabii ben anlamıyorum. Sordum arkadaşa dedim, neler diyor: Dedi ki:Sordum arkadaşa dedim, neler diyor: Dedi ki: “—Şükürden bahsediyor.
“—Şükürden bahsediyor.
Allah’ın nimetlerine şükret- menin lüzumundan bahsediyor.Allah’ın nimetlerine şükret- menin lüzumundan bahsediyor. Allah'ın nimetlerine, o kendi itikadında,Allah'ın nimetlerine, o kendi itikadında, Allah-u Teàlâ’nın nimetlerine şükretmenin lüzumunu anlatıyor.”Allah-u Teàlâ’nın nimetlerine şükretmenin lüzumunu anlatıyor.” Çünkü Alman harbinde dayağı yediler.

Çünkü Alman harbinde dayağı yediler.
Bir lokma ekmeği öpüp de başlarına koyuyor adamlar:Bir lokma ekmeği öpüp de başlarına koyuyor adamlar: “—Biz ne kadar arıyorduk da bulamıyorduk.
“—Biz ne kadar arıyorduk da bulamıyorduk.
Şimdi el-hamdü lillah Allah verdi.” diye öpüp başına koyuyorlar.Şimdi el-hamdü lillah Allah verdi.” diye öpüp başına koyuyorlar. Bizim tenekeler de ekmek kırıkları, parçalarıyla dolu.

Bizim tenekeler de ekmek kırıkları, parçalarıyla dolu.
Çöp arabalarıyla nerelere gidiyor.Çöp arabalarıyla nerelere gidiyor. Bizim müslümanlıkta da böyledir, şükür olmadan.Bizim müslümanlıkta da böyledir, şükür olmadan. Eğer fazlaysa fukaralara ver,Eğer fazlaysa fukaralara ver, muhtaçlara ver, israf etme, atma!muhtaçlara ver, israf etme, atma! Allah muhtaçlara yardım edeni sever.Allah muhtaçlara yardım edeni sever. Kuru ekmeği niçin yemiyorsun? Biz hep yeriz.Kuru ekmeği niçin yemiyorsun? Biz hep yeriz. Kurudu mu ekmeklerimizi,Kurudu mu ekmeklerimizi, onu doğrarız, üstüne bir parça sıcak su dökeriz.onu doğrarız, üstüne bir parça sıcak su dökeriz. Et varsa üzerine bir parça da et koyarız,Et varsa üzerine bir parça da et koyarız, yumurta koyarız. Güzel bir papara olur o.yumurta koyarız. Güzel bir papara olur o. Onu yeriz güzelce, hiç atmayız.Onu yeriz güzelce, hiç atmayız. Sen neden atıyorsun ey müslüman!

Sen neden atıyorsun ey müslüman!
E zengin adam hep taze istiyor.E zengin adam hep taze istiyor. Bugün yarına kaldı mı istemiyor, atıyor çöp arabasına.Bugün yarına kaldı mı istemiyor, atıyor çöp arabasına. Böyle iman olur mu?Böyle iman olur mu? Onun için iman iki kısım: Birisi sabır, birisi şükür.Onun için iman iki kısım: Birisi sabır, birisi şükür. Sabırla şükür birleşince, iman kâmil oluyor vesselam. Bunu çok iyi dinleyin!Sabırla şükür birleşince, iman kâmil oluyor vesselam. Bunu çok iyi dinleyin! RE. 193/9 El-îmânü ve’l-amelü şerîkâni fî karnin, ...

RE. 193/9 El-îmânü ve’l-amelü şerîkâni fî karnin, ...
Burasına dikkat!Burasına dikkat! RE. 193/9 El-îmânü ve’l-amelü ...RE. 193/9 El-îmânü ve’l-amelü ... İman ile amel.İman ile amel. Ehli sünnet mezhebiyle,Ehli sünnet mezhebiyle, ehli muhaddisin mezhebi var iki tane mezheb.ehli muhaddisin mezhebi var iki tane mezheb. Birisi hocalarımızın bize küçüklükten beri öğrettikleri:Birisi hocalarımızın bize küçüklükten beri öğrettikleri: “—İman dil ile ikrar, kalp ile tasdikten ibarettir.” Muhaddisin mezhebinde:
“—İman dil ile ikrar, kalp ile tasdikten ibarettir.” Muhaddisin mezhebinde:
“—İman dil ile ikrar, kalp ile tasdik ve (amelün bi’l-erkân)’dır.”
“—İman dil ile ikrar, kalp ile tasdik ve (amelün bi’l-erkân)’dır.”
Dilinin söylediğini, kalbinin tasdik ettiğini işlemekle iman iman olur.

Dilinin söylediğini, kalbinin tasdik ettiğini işlemekle iman iman olur.
İşte bu muhaddis mezhebi, kuvvetli mezheptir.İşte bu muhaddis mezhebi, kuvvetli mezheptir. Oraya saplanmak lazım. Onun için diyor ki:Oraya saplanmak lazım. Onun için diyor ki: RE. 193/9 El-îmânü ve’l-amelü ...RE. 193/9 El-îmânü ve’l-amelü ... İman ile amel.İman ile amel. Yani imanımız neleri iktiza ediyorsa, dinimiz bize neleri emrettiyse

Yani imanımız neleri iktiza ediyorsa, dinimiz bize neleri emrettiyse
yapılması gerekiyor. Otuz iki farz diyoruz, elli dört farz diyoruz.yapılması gerekiyor. Otuz iki farz diyoruz, elli dört farz diyoruz. RE. 193/9 ... şerîkâni fî karnin, ...RE. 193/9 ... şerîkâni fî karnin, ... Bunlar her zaman kalpte ortaktırlar, müşterektirler.Bunlar her zaman kalpte ortaktırlar, müşterektirler. RE. 193/9 ... lâ yakbelü’llàhu teàlâ

RE. 193/9 ... lâ yakbelü’llàhu teàlâ
ehadühümâ illâ bi-sàhibihî.ehadühümâ illâ bi-sàhibihî. Hàkim ve Deylemî, Hz. Ali RA’dan rivayet etmişler.

Hàkim ve Deylemî, Hz. Ali RA’dan rivayet etmişler.
Bunların hiç birisini Allah kabul etmez;

Bunların hiç birisini Allah kabul etmez;
ikisi bir olmadıkça…ikisi bir olmadıkça… Mesela iman.Mesela iman. “—Ben geldim yâ Rabbi!”
“—Ben geldim yâ Rabbi!”
“—Hani amelin?”
“—Hani amelin?”
“—İşte şu kadar namaz, oruç, neler varsa…”
“—İşte şu kadar namaz, oruç, neler varsa…”
“—Hani sendeki iman?”
“—Hani sendeki iman?”
“—Yok ben amel yaptım.”
“—Yok ben amel yaptım.”
Hadi seni kabul edelim..Hadi seni kabul edelim.. ... Men tefea'l-îman, lem yentefi' amel ...

... Men tefea'l-îman, lem yentefi' amel ...
İman olmazsa, amel para etmez!İman olmazsa, amel para etmez! Ne kadar geceleri hiç uyuma,Ne kadar geceleri hiç uyuma, tesbihi elinden bırakma,tesbihi elinden bırakma, ne kadar hayır varsa yap; iman olmadıkçane kadar hayır varsa yap; iman olmadıkça onların hiç birisinden fayda yok… Geliyor (bana) soruyor:onların hiç birisinden fayda yok… Geliyor (bana) soruyor: “—Hocafendi, Edison yanacak mı?”
“—Hocafendi, Edison yanacak mı?”
“—Neden soruyorsun?”
“—Neden soruyorsun?”
“—E canım bak ortalığı ışığa boğdu herif,
“—E canım bak ortalığı ışığa boğdu herif,
ampülü icad etmiş, bilmem ne yapmış.ampülü icad etmiş, bilmem ne yapmış. Bu adam da yansın mı ya şimdi?”Bu adam da yansın mı ya şimdi?” “—Ne kadar hayır varsa dünyada hepsini yapsa,
“—Ne kadar hayır varsa dünyada hepsini yapsa,
iman olmadıkça para etmez.”iman olmadıkça para etmez.” Duydum ki, Amerika’da bir gâvur, çok milyarları varmış.

Duydum ki, Amerika’da bir gâvur, çok milyarları varmış.
Hepsini vakfetmiş, teberru etmiş.Hepsini vakfetmiş, teberru etmiş. Ne olacak? Cehennemde gene yanacak.Ne olacak? Cehennemde gene yanacak. Yalnız şu kadar farkı var ki,Yalnız şu kadar farkı var ki, hayırları miktarınca azabı hafif olur.hayırları miktarınca azabı hafif olur. Gâvur da olsa hayırları nisbetinde azabı hafif olur;Gâvur da olsa hayırları nisbetinde azabı hafif olur; yoksa gene azabı azaptır.yoksa gene azabı azaptır. Onun için, iman olmayınca

Onun için, iman olmayınca
- ... lem yenfe' el-amel ... -- ... lem yenfe' el-amel ... - amel kat’iyyen fayda etmez.amel kat’iyyen fayda etmez. ... ve izen tefea'l-amel ...... ve izen tefea'l-amel ... Amel olmazsa,Amel olmazsa, ... lem ....'l-imân ...... lem ....'l-imân ... iman da kâmil olmaz.iman da kâmil olmaz. İmanın kemâli amele bağlıdır.İmanın kemâli amele bağlıdır. Şimdi abdest… Nasıl alacağını biliyoruz.

Şimdi abdest… Nasıl alacağını biliyoruz.
Bazı yerini yıkasan, bazı yerini de yıkamasan…Bazı yerini yıkasan, bazı yerini de yıkamasan… Meselâ, bir parmak buradan eksik kalmış.Meselâ, bir parmak buradan eksik kalmış. Dirseğimizin şurası ıslanmamış.Dirseğimizin şurası ıslanmamış. Ayaklarımızın hemen ucunu yıkamışız,Ayaklarımızın hemen ucunu yıkamışız, bir parçası da kuru kalmış.bir parçası da kuru kalmış. Bu abdest, abdest olur mu?Bu abdest, abdest olur mu? Olmaz! Mutlaka abdest azaları tamamıyla yıkanacak.

Olmaz! Mutlaka abdest azaları tamamıyla yıkanacak.
Tamamıyla yıkayamadığımız halde kıldığımız namaz abdestsiz bir namazdır.Tamamıyla yıkayamadığımız halde kıldığımız namaz abdestsiz bir namazdır. Yıkıldığımız zaman abdestinize ne var?Yıkıldığımız zaman abdestinize ne var? Eğer abdestin evvelki guslümüz de buna benziyorsa,Eğer abdestin evvelki guslümüz de buna benziyorsa, gusül olmayınca abdest de olmaz.gusül olmayınca abdest de olmaz. Guslün de abdestin de yeri imana bağlıdır.Guslün de abdestin de yeri imana bağlıdır. İman olmayınca ne guslün, ne abdestin faydası olur.İman olmayınca ne guslün, ne abdestin faydası olur. Hiç birisinin (faydası) olmaz.Hiç birisinin (faydası) olmaz. Abdestin, amellerin faydası imandan sonradır.Abdestin, amellerin faydası imandan sonradır. İman, o “Lâ ilahe illa’llah,

İman, o “Lâ ilahe illa’llah,
Muhammedün rasûlüllah”Muhammedün rasûlüllah” ile başlar, başlangıcı budur.ile başlar, başlangıcı budur. Fakat onun kemali, bu yapılan amellerin neticesindedir.Fakat onun kemali, bu yapılan amellerin neticesindedir. Allah cümlemizi affetsin…

Allah cümlemizi affetsin…
Tevfikàt-ı samedâniyyesine mazhar eylesin...Tevfikàt-ı samedâniyyesine mazhar eylesin... RE. 193/10 El-îmânü es-salâtü, femen ferağa lehâ kalbehû, ve hafeza aleyhâ

RE. 193/10 El-îmânü es-salâtü, femen ferağa lehâ kalbehû, ve hafeza aleyhâ
bi-haddihâ ve vaktihâ ve sünenihâ, fehüve mü’minün.bi-haddihâ ve vaktihâ ve sünenihâ, fehüve mü’minün. Bunu da gelecek dersimize bırakalım inşâallah.

Bunu da gelecek dersimize bırakalım inşâallah.
Allah-u Teàlâ cümlemizi affetsin…

Allah-u Teàlâ cümlemizi affetsin…
Tevfikàt-ı samedâniyyesine mazhar eylesin…Tevfikàt-ı samedâniyyesine mazhar eylesin… İmanımızın icabı olarak a’mâl-i sàlihayı işlemekle bizi şerefyab eylesin…İmanımızın icabı olarak a’mâl-i sàlihayı işlemekle bizi şerefyab eylesin… Dünyada yaşadığımız müddetçe “Allah, Allah, Allah…” diye yaşayanlardan

Dünyada yaşadığımız müddetçe “Allah, Allah, Allah…” diye yaşayanlardan
ve son nefesimizde gene “Allah, Allah, Allah…” diye dünyadan ayrılanve son nefesimizde gene “Allah, Allah, Allah…” diye dünyadan ayrılan bahtiyarların arasına ilhak eylesin…bahtiyarların arasına ilhak eylesin… Ve ahirete de peygamber SAS’in Livaü’l-hamd sancağı altında toplanıp,

Ve ahirete de peygamber SAS’in Livaü’l-hamd sancağı altında toplanıp,
şefaat-i uzmâsına da mazhar olarak,şefaat-i uzmâsına da mazhar olarak, duhûl-i evvelîn ile cennât-ı âliyâtınaduhûl-i evvelîn ile cennât-ı âliyâtına dahil olan bahtiyarların arasına bizleri de kabul buyursun…dahil olan bahtiyarların arasına bizleri de kabul buyursun… El-fâtihah!

El-fâtihah!
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2