Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

İnsanların Arasını Düzeltmek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Zilka'de 1411 / 25.05.1991
Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Hadis-i Şeriflerin Önemi, Çok Sevaplı Bir Amel, İnsanların Arasını Düzeltin!, En Büyük Hainlik, Cihadın Efdalı, Medhedenlerin | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İnsanların Arasını Düzeltmek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Zilka'de 1411 / 25.05.1991
Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Hadis-i Şeriflerin Önemi, Çok Sevaplı Bir Amel, İnsanların Arasını Düzeltin!, En Büyük Hainlik, Cihadın Efdalı, Medhedenlerin | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillahirrahmanirrahim. el-Hamdülillahirabbil âlemin.Bismillahirrahmanirrahim.

el-Hamdülillahirabbil âlemin.
Hamden ,kesiran,tayyiben, mübareken fîh. Kemâ yenbağî li celâli vechihi ve liazîmisultânih.Hamden ,kesiran,tayyiben, mübareken fîh. Kemâ yenbağî li celâli vechihi ve liazîmisultânih. Vessalâtu vesselâmu alâ seyyidinâ muhammedin. Ve alâ âlihî ve sahbihi ve men tebiahu bi ihsanin ecmain. Vessalâtu vesselâmu alâ seyyidinâ muhammedin. Ve alâ âlihî ve sahbihi ve men tebiahu bi ihsanin ecmain.

Ve kâle'n-nebiyyu sallallahu aleyhi ve sellem. Ve kâle'n-nebiyyu sallallahu aleyhi ve sellem.

E lâ ünebbiukum biderecatin efdale min'essalati ve' ssiyâmi vessadaka amme ya gale ıslahu bizatilbeyt.E lâ ünebbiukum biderecatin efdale min'essalati ve' ssiyâmi vessadaka amme ya gale ıslahu bizatilbeyt. Ve fesadüllahülbeyt hiyel harika sadaka rasulullah. fi mâkâl ev kemâkâl. Ve fesadüllahülbeyt hiyel harika sadaka rasulullah. fi mâkâl ev kemâkâl.

Çok değerli kardeşlerim ! Aziz ve muhterem müslümanlar.Çok değerli kardeşlerim !

Aziz ve muhterem müslümanlar.
Allahu Tealâ Hazretlerinin rızâsı, selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Allahu Tealâ Hazretlerinin rızâsı, selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin mübarek hadis-i şeriflerinden üç tane okuyup izah edeceğiz.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin mübarek hadis-i şeriflerinden üç tane okuyup izah edeceğiz. Çünkü efendimiz bizim başımızın tacıdır, rehberimizdir,önderimizdir. Kur'an ona inmiştir.Çünkü efendimiz bizim başımızın tacıdır, rehberimizdir,önderimizdir. Kur'an ona inmiştir. Kur'an'ı bize o öğretmiştir.Dinimizin inceliklerini onun hadîs-i şerîfleri tayin ve tedbil ediyor.Kur'an'ı bize o öğretmiştir.Dinimizin inceliklerini onun hadîs-i şerîfleri tayin ve tedbil ediyor. O bakımdan rasûlullahefendimizin sünnet-i seniyyesine sımsıkı sarılmak hadis-i şeriflerini pür dikkat okumak,O bakımdan rasûlullahefendimizin sünnet-i seniyyesine sımsıkı sarılmak hadis-i şeriflerini pür dikkat okumak, dinlemek bize en zevkli ve en başta gelen vazifemiz oluyor.dinlemek bize en zevkli ve en başta gelen vazifemiz oluyor. Çünkü peygamber efendimizin hadîs-i şerîfleri dinimizin ana kaynaklarından birisidir.Çünkü peygamber efendimizin hadîs-i şerîfleri dinimizin ana kaynaklarından birisidir. Kur'an da zaten Efendimiz'e inmiş. Kuranı Kerim'de Peygamber Efendimiz'e bağlanmamızı emrediyor.Kur'an da zaten Efendimiz'e inmiş. Kuranı Kerim'de Peygamber Efendimiz'e bağlanmamızı emrediyor. Bazı insanlar diyorlar ki 'Tamam Kur'an Allah'ın kelamı kabul ediyorum.Bazı insanlar diyorlar ki 'Tamam Kur'an Allah'ın kelamı kabul ediyorum. Başka bir şey tanımam.' gibi bir tavır içerisine giriyor.Başka bir şey tanımam.' gibi bir tavır içerisine giriyor. Sen Kur'an'ı tanırsan başka neleri tanıman gerektiğini Kur'an zaten sana bildirir. Sen Kur'an'ı tanırsan başka neleri tanıman gerektiğini Kur'an zaten sana bildirir.

Mesela âyet-i kerîmede bildiriyor ki. Mesela âyet-i kerîmede bildiriyor ki.

"Kûl in küntüm tuhibbûnallâhe fettebiûnî yuhbibkûmullâhu ve yağfirlekum zunûbeküm" "Kûl in küntüm tuhibbûnallâhe fettebiûnî yuhbibkûmullâhu ve yağfirlekum zunûbeküm"

Eğer siz Allah'ı seviyorum diyorsanız, Allah'a bağlıyız, Allah'ın bir kuluyuz,Eğer siz Allah'ı seviyorum diyorsanız, Allah'a bağlıyız, Allah'ın bir kuluyuz, Allah'ın varlığını birliğini kabul ettik, ikram ettik. Allah'ın varlığını birliğini kabul ettik, ikram ettik. Tamam bu hususta tereddütümüz yok diyorsanız,Kur'an Allah'ın kelâmıdır onu kabul ediyorsanız,Tamam bu hususta tereddütümüz yok diyorsanız,Kur'an Allah'ın kelâmıdır onu kabul ediyorsanız, İslâm Allah'ın dinidir onu kabul ediyorsanız, işte Kur'an ; İslâm Allah'ın dinidir onu kabul ediyorsanız, işte Kur'an ; kûl in küntüm tuhibbûnallâh fettebiûnî eğer Allah'ı seviyorum diye iddia ediyorsanız, kûl in küntüm tuhibbûnallâh fettebiûnî eğer Allah'ı seviyorum diye iddia ediyorsanız, o zaman Allah'ın size gönderdiği elçisi olan Muhammed Mustafâ'sına ittiba edin. Hadi bakalım ona tâbi olun. o zaman Allah'ın size gönderdiği elçisi olan Muhammed Mustafâ'sına ittiba edin. Hadi bakalım ona tâbi olun.

Neden? Çünkü Allah'ı seviyorum diyen Allah'a itaat edecek.Neden? Çünkü Allah'ı seviyorum diyen Allah'a itaat edecek. Allah'a itaat etmek için Allah ne emretmiş ne yasak etmiş onları bilmek lazım. Allah'a itaat etmek için Allah ne emretmiş ne yasak etmiş onları bilmek lazım. Onları da bize bildiren Allah'ın elçisi.Yani Allah'tan bize bilgiyi getiren Allah'ın elçisi Rasûlullah'dır. Onları da bize bildiren Allah'ın elçisi.Yani Allah'tan bize bilgiyi getiren Allah'ın elçisi Rasûlullah'dır. Haberi getiren Nebiyyullah bize bu bilgiyi bildirdiği için mutlaka Resûlullah'a bağlanmak zorundayız. Haberi getiren Nebiyyullah bize bu bilgiyi bildirdiği için mutlaka Resûlullah'a bağlanmak zorundayız. Kur'an'a bağlanan insan, Allah'ı tanırım başka bir şeyi tanımam, diyen insanKur'an'a bağlanan insan, Allah'ı tanırım başka bir şeyi tanımam, diyen insan zaten o tanımasının içinde Allah'a ve Resûlullah'a sünnet-i seniyyeye her şeye bağlanmış oluyor.zaten o tanımasının içinde Allah'a ve Resûlullah'a sünnet-i seniyyeye her şeye bağlanmış oluyor. İçinde, çatısının altında, içeriğine bağlanmış oluyor. İçinde, çatısının altında, içeriğine bağlanmış oluyor.

O bakımdan hangi yönden baksak Resûlullah Efendimiz bizim her şeyimiz, servetimiz, O bakımdan hangi yönden baksak Resûlullah Efendimiz bizim her şeyimiz, servetimiz, sâmânımız, başımızın tâcı gözümüzün nuru, gönlümüzün sürûru,efendimiz, rehberimiz, önderimiz, her şeyimiz,sâmânımız, başımızın tâcı gözümüzün nuru, gönlümüzün sürûru,efendimiz, rehberimiz, önderimiz, her şeyimiz, canımız, canımızdan kıymetli büyüğümüz, varlığımız. Efendimiz ne buyurmuş bu hadis-i şerifinde.canımız, canımızdan kıymetli büyüğümüz, varlığımız.

Efendimiz ne buyurmuş bu hadis-i şerifinde.
Kim rivayet etmiş bu hadis-i şerifi.Kim rivayet etmiş bu hadis-i şerifi. Eb'ud Derda ve Ümmü Derda radıyallâhu anhümâ Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz'den bildirmişler. Eb'ud Derda ve Ümmü Derda radıyallâhu anhümâ Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz'den bildirmişler.

Eb'ud Derda radıyallâhu anh Peygamber Efendimiz'in sevdiği takvası ile salihâne,Eb'ud Derda radıyallâhu anh Peygamber Efendimiz'in sevdiği takvası ile salihâne, bizim yeni tabirimizle mübarek, daha sonraki asırlarda çıkmış adıyla mutasavvıfâne,bizim yeni tabirimizle mübarek, daha sonraki asırlarda çıkmış adıyla mutasavvıfâne, dervişâne yaşayışı ile tanınmış sahabe-i güzînden bir mübarek zât. O rivayet etmiş. dervişâne yaşayışı ile tanınmış sahabe-i güzînden bir mübarek zât. O rivayet etmiş.

Ne buyurmuş Peygamber efendimiz. Ne buyurmuş Peygamber efendimiz.

E lâ ünebbiukum biderecatin efdale min'essalati ve' ssiyâmi vessadaka.Elâ edattır.E lâ ünebbiukum biderecatin efdale min'essalati ve' ssiyâmi vessadaka.Elâ edattır. Tembih derler Arapça'da. İkaz, uyarma, dikkat çekme edatı.Tembih derler Arapça'da. İkaz, uyarma, dikkat çekme edatı. Onun için bazıları diyorlar ki Türkçe'de 'hişt, hey' diyoruz, o mânâya geliyor yani.Onun için bazıları diyorlar ki Türkçe'de 'hişt, hey' diyoruz, o mânâya geliyor yani. ''Hişt bana bak!'' diyoruz mesela doğrudan 'bana bak' demiyoruz da hişt, hey, bana bak falan diyoruz. ''Hişt bana bak!'' diyoruz mesela doğrudan 'bana bak' demiyoruz da hişt, hey, bana bak falan diyoruz. Hey filan diye dikkat çekme edatıdır. Hey filan diye dikkat çekme edatıdır.

''E lâ'' sözüne Arapça'da edat-ı tembih diyorlar yani uyarma, dikkat çekme, bana bak, dikkat et,''E lâ'' sözüne Arapça'da edat-ı tembih diyorlar yani uyarma, dikkat çekme, bana bak, dikkat et, gözünü aç, bak mühim bir şey söyleyeceğim falan gibi bir mânâya geliyor bu.Araplara mahsus bir terim. gözünü aç, bak mühim bir şey söyleyeceğim falan gibi bir mânâya geliyor bu.Araplara mahsus bir terim. Türkçe karşılığı olsa olsa hey, filan gibi bir şey olabilir.Türkçe karşılığı olsa olsa hey, filan gibi bir şey olabilir. Hey mübarek insanlar , ey cemaat-i müslimin, dikkat edin bak bir şey söyleyecek Resûllah Efendimiz.Hey mübarek insanlar , ey cemaat-i müslimin, dikkat edin bak bir şey söyleyecek Resûllah Efendimiz. Bak ben size bir şey söylüyorum. Buyuruyor Peygamber efendimiz. Bak ben size bir şey söylüyorum.

Buyuruyor Peygamber efendimiz.
E lâ dikkat edin, aklınızı başınıza toplayın. Ünebbiukum Size haber veriyorum. Sizi haberdar kılıyorum. E lâ dikkat edin, aklınızı başınıza toplayın. Ünebbiukum Size haber veriyorum. Sizi haberdar kılıyorum. Sizi bilgilendiriyorum ve bildiriyorum ki. Nasıl bir şey?Sizi bilgilendiriyorum ve bildiriyorum ki.

Nasıl bir şey?
Öyle bir derece bildiriyorum ki size efdale'l minessalâti ve-ssiyâmi ve'ssadakati.Öyle bir derece bildiriyorum ki size efdale'l minessalâti ve-ssiyâmi ve'ssadakati. Bu bildireceğim şey namazdan da daha faziletli. Oruçtan da daha faziletli.Bu bildireceğim şey namazdan da daha faziletli. Oruçtan da daha faziletli. Zekât, sadaka,hayır,hasenât, para ile verilen maddî bağış, ikramdan da daha faziletli. Zekât, sadaka,hayır,hasenât, para ile verilen maddî bağış, ikramdan da daha faziletli.

Allah çok mühim bir şey bildiriyor demek ki. Çünkü namazın çok kıymetli olduğunu biliyoruz.Allah çok mühim bir şey bildiriyor demek ki. Çünkü namazın çok kıymetli olduğunu biliyoruz. Ne kadar derecesinin yüksek olduğunu biliyoruz. Ne kadar derecesinin yüksek olduğunu biliyoruz. İnsanların âhiretteilk önce sorgu sual edilirken ilk önce namazdan sorgu sual edileceğini biliyoruz.İnsanların âhiretteilk önce sorgu sual edilirken ilk önce namazdan sorgu sual edileceğini biliyoruz. Gel bakalım Allah sana beş vakit namaz emretmişti kıldın mı kılmadın mı diye önce sorulacaktır.Gel bakalım Allah sana beş vakit namaz emretmişti kıldın mı kılmadın mı diye önce sorulacaktır. Kim namazını kılarsa dinini ayakta tutmuştur. Kim namazını kılarsa dinini ayakta tutmuştur.

Men ekâmesalâte fe kadekâmeed'din dinini ayakta tutmuştur.Men ekâmesalâte fe kadekâmeed'din dinini ayakta tutmuştur. Ve men fedea fekad hedereed'din. Ve men fedea fekad hedereed'din. Kim namazı harcamışsa edâ etmemişse, atlatmışsa, geçirmişse, dini ayaklar altına almış demektir. Kim namazı harcamışsa edâ etmemişse, atlatmışsa, geçirmişse, dini ayaklar altına almış demektir.

Çadırın direği kırılmıştır, çökmüştür demek. Çadırın direği gibi önemli olan namaz.Çadırın direği kırılmıştır, çökmüştür demek. Çadırın direği gibi önemli olan namaz. Bu namazdan da daha önemli. Sonra Ramazan geçti o kadar vaaz verdik sizlere şu kürsüden.Bu namazdan da daha önemli. Sonra Ramazan geçti o kadar vaaz verdik sizlere şu kürsüden. Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini bildirdik, oruç çok önemli,çok kıymetli bir ibadet. Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini bildirdik, oruç çok önemli,çok kıymetli bir ibadet.

İnnemâ yuveffessabirûne ecrahüm bi gayri hisâb İnnemâ yuveffessabirûne ecrahüm bi gayri hisâb

Allah böyle sabredenlere çok büyük mükâfat veriyordu.Allah böyle sabredenlere çok büyük mükâfat veriyordu. 0 değil 100 değil 70 değil 700 değil bigayri hisâb sevap veriyordu.0 değil 100 değil 70 değil 700 değil bigayri hisâb sevap veriyordu. Usulüne uygun tutulduğu zaman orucun çok sevaplı olduğunu biliyoruz.Usulüne uygun tutulduğu zaman orucun çok sevaplı olduğunu biliyoruz. Bu ondan da daha kıymetliymiş. Namazdan da daha faziletli imiş. Oruçtan da daha faziletli imiş. Bu ondan da daha kıymetliymiş. Namazdan da daha faziletli imiş. Oruçtan da daha faziletli imiş.

Vessadaka sadakadan da daha faziletliymiş. Sadaka deyince iki şey anlaşılır.Vessadaka sadakadan da daha faziletliymiş. Sadaka deyince iki şey anlaşılır. Arapça'da,eski Kur'ân-ı Kerîm dilinde,hadîs-i şerîf dilinde sadaka 2 mânâya gelir.Arapça'da,eski Kur'ân-ı Kerîm dilinde,hadîs-i şerîf dilinde sadaka 2 mânâya gelir. Bir doğrudan doğruya zekat, şu malımızın kırkta birini verdiğimiz farz olan ibadet mânâsına gelir. Bir doğrudan doğruya zekat, şu malımızın kırkta birini verdiğimiz farz olan ibadet mânâsına gelir. Bir de farz olmayan bağışlar, ikramlar,fakirin eline tutuşturduğun para,yiyecek, içecek, hayrât u hasenât.Bir de farz olmayan bağışlar, ikramlar,fakirin eline tutuşturduğun para,yiyecek, içecek, hayrât u hasenât. Bu da sadaka mânâsındadır.İki mânâsı da var Kur'ân-ı Kerîm'de var. Bu da sadaka mânâsındadır.İki mânâsı da var Kur'ân-ı Kerîm'de var.

İnnemâes'sadakâtu li'lfukarâ İnnemâes'sadakâtu li'lfukarâ

Âyet-i kerîmesinde kesin olarak o sadaka zekât demektir diye bildiriliyor.Âyet-i kerîmesinde kesin olarak o sadaka zekât demektir diye bildiriliyor. Demek ki zekâttan, oruçtan daha fazla, sadakadan daha sevaplı bir şeyiDemek ki zekâttan, oruçtan daha fazla, sadakadan daha sevaplı bir şeyi Peygamber Efendimiz hey size bildiriyorum, diye bir edat ile hey der gibi, hişt dikkat edin der gibi, bildiriyor . Peygamber Efendimiz hey size bildiriyorum, diye bir edat ile hey der gibi, hişt dikkat edin der gibi, bildiriyor .

E lâ ünebbiukum biderecatin efdale min'essalati ve' ssiyâmi vessadaka diye bildiriyor.E lâ ünebbiukum biderecatin efdale min'essalati ve' ssiyâmi vessadaka diye bildiriyor. Efendimiz'in üslubu var, konuşma adabı var. Efendimiz çok tane tane konuşurdu.Efendimiz'in üslubu var, konuşma adabı var. Efendimiz çok tane tane konuşurdu. Harflerin sayılacağı kadar tane tane konuşurdu. Harflerin sayılacağı kadar tane tane konuşurdu. Herkes anlardı, herkesin gönlüne Efendimiz'in sözleri işlerdi.Herkes anlardı, herkesin gönlüne Efendimiz'in sözleri işlerdi. Nüfûz ederdi, hakkedilirdi yani taşa kitabenin hakkedildiği gibi, kazındığı gibi gönlüne yerleştirdi.Nüfûz ederdi, hakkedilirdi yani taşa kitabenin hakkedildiği gibi, kazındığı gibi gönlüne yerleştirdi. Kitabe gibi yerleşirdi.Kitabe gibi yerleşirdi. Öyle konuşurdu yani Efendimiz, bazen üç defa tekrar ederdi bazen de dikkati çekecek şekilde böyle başlardı. Öyle konuşurdu yani Efendimiz, bazen üç defa tekrar ederdi bazen de dikkati çekecek şekilde böyle başlardı.

Şimdi hepiniz merak etmiyor musunuz? Şimdi hepiniz merak etmiyor musunuz?

''Allah Allah'' namazdan da daha sevaplı zekâttan da daha sevaplı oruçtan da daha sevaplı şey neymiş? ''Allah Allah'' namazdan da daha sevaplı zekâttan da daha sevaplı oruçtan da daha sevaplı şey neymiş?

Şimdi ben kitabı kapatsam, söylemiyorum gerisini yarına kadar bekleyin, desem Şimdi ben kitabı kapatsam, söylemiyorum gerisini yarına kadar bekleyin, desem gece uykunuz kaçacak, meraktan çatlayacaksınız.Çünkü merak başladı. gece uykunuz kaçacak, meraktan çatlayacaksınız.Çünkü merak başladı. Bu bir eğitim metodudur. İslâm'da Efendimiz'in eğitim metodu. Bu bir eğitim metodudur. İslâm'da Efendimiz'in eğitim metodu.

Efendimiz konuştuğu zaman sahabe-i kirâm nasıl dinlerdi? Efendimiz konuştuğu zaman sahabe-i kirâm nasıl dinlerdi?

Peygamber Efendimiz'i sanki başının üstüne bir kuş konmuş kıpırdasaPeygamber Efendimiz'i sanki başının üstüne bir kuş konmuş kıpırdasa kuş uçacak aman uçmasın kıpırdamayayım diye dinlerlerdi.kuş uçacak aman uçmasın kıpırdamayayım diye dinlerlerdi. Başlarına sanki kuş konmuş da kuş ürkmesin, kaçmasın diye kıpırdamayan insanların dikkatiyle dinlerlerdi. Başlarına sanki kuş konmuş da kuş ürkmesin, kaçmasın diye kıpırdamayan insanların dikkatiyle dinlerlerdi. Sabahlara kadar konuşsa dinleyeceğiz, diye dinlerlerdi. Ama Efendimiz o kadar konuşmazdı.Sabahlara kadar konuşsa dinleyeceğiz, diye dinlerlerdi. Ama Efendimiz o kadar konuşmazdı. Sahabe-i kirâmın iştahı varken konuşmaya, dinlemeye. En gerekli zamanda konuşurdu.Sahabe-i kirâmın iştahı varken konuşmaya, dinlemeye. En gerekli zamanda konuşurdu. Daha iştahları böyle ağırlaşıp yağ bal iken keserdi. Daha konuşsa diye arzulu iken keserdi, bıktırmazdı.Daha iştahları böyle ağırlaşıp yağ bal iken keserdi. Daha konuşsa diye arzulu iken keserdi, bıktırmazdı. Ama bazen ashâb-ı suffe ile sabahlara kadar manevî sohbetler olurmuş,Ama bazen ashâb-ı suffe ile sabahlara kadar manevî sohbetler olurmuş, o Mescid-i Nebevî'de sabah namazı kılarlarmış. Öyle mübarek gecelerde olurmuş. o Mescid-i Nebevî'de sabah namazı kılarlarmış. Öyle mübarek gecelerde olurmuş.

O sahabe-i kirâm nasıl yetişmiş ? Nasıl her birisi nübüvvet güneşinin altında nasıl yetişmişler? O sahabe-i kirâm nasıl yetişmiş ?

Nasıl her birisi nübüvvet güneşinin altında nasıl yetişmişler?

Nasıl pişmişler,nasıl kısa zamanda evliyâ olmuşlar? O Allah'ın işte bir ikramı. Nasıl pişmişler,nasıl kısa zamanda evliyâ olmuşlar?

O Allah'ın işte bir ikramı.

Şimdi bu namazdan, oruçtan,sadakadan,zekâttan daha hayırlı bir şeyi daha faziletli bir şeyi dikkat edin,Şimdi bu namazdan, oruçtan,sadakadan,zekâttan daha hayırlı bir şeyi daha faziletli bir şeyi dikkat edin, size haber veriyorum diyor Efendimiz.size haber veriyorum diyor Efendimiz. Ve demiyor ''Haber vereyim mi?''diye e lâ soru tarzında haber vereyim mi? Ve demiyor ''Haber vereyim mi?''diye e lâ soru tarzında haber vereyim mi?

''Kâlû belâ''ver yâ Resûlallah meraklandık söyle, buyur ya resûlallah. ''Kâlû belâ''ver yâ Resûlallah meraklandık söyle, buyur ya resûlallah.

Evet diyorlar. Arapça'da evet iki şekilde söylenebilir. Belâ ve neam. Evet diyorlar. Arapça'da evet iki şekilde söylenebilir. Belâ ve neam.

Neamda evet, yes demek.Neamda evet, yes demek. Belâda evet demek ama belâ olumsuz bir sorunun cevabına müsbet,olumlu bir cevap vermek için. Belâda evet demek ama belâ olumsuz bir sorunun cevabına müsbet,olumlu bir cevap vermek için.

Mesela Arkadaş bana soruyor.''Would you like to go drinking tea?'' Mesela Arkadaş bana soruyor.''Would you like to go drinking tea?''

Çay içecek misin? Yes, diyoruz mesela değil mi.Şimdi çay içmez misin. Yes deyince ne diyeceğiz. Çay içecek misin? Yes, diyoruz mesela değil mi.Şimdi çay içmez misin. Yes deyince ne diyeceğiz. Benimle oturup bir yemek yemez misin. Yes ne demek yani. Yemem mi demek yerim mi demek?Benimle oturup bir yemek yemez misin. Yes ne demek yani.

Yemem mi demek yerim mi demek?
No please mi demek,yes please mi demek,no thank you mu demek? Yani belli olmuyor. No please mi demek,yes please mi demek,no thank you mu demek? Yani belli olmuyor.

Arapça'da bellidir.Arapça'da size bildireyim mi, bildirmeyeyim mi?Arapça'da bellidir.Arapça'da size bildireyim mi, bildirmeyeyim mi? Belâ dersek bildir mânâsında evet mânâsında bildir, yani müspet olan taraftan bildir.Belâ dersek bildir mânâsında evet mânâsında bildir, yani müspet olan taraftan bildir. Neam derse tamam öyle olsun demek. Tamam öyle olsun yani bildirme demek olur. Neam derse tamam öyle olsun demek. Tamam öyle olsun yani bildirme demek olur. Onun için belânın neamın yeri var. Onun için belânın neamın yeri var.

Burada size namazdan oruçtan zekâttan sadakadan daha faziletli olan bir şeyi bildirmeyeyim mi?Burada size namazdan oruçtan zekâttan sadakadan daha faziletli olan bir şeyi bildirmeyeyim mi? Belâ ''bildir bildir ya resulallah''. Bildir yes please gibi yani. Bildirmiş Efendimiz. Belâ ''bildir bildir ya resulallah''. Bildir yes please gibi yani. Bildirmiş Efendimiz.

Kâle buyurdu ki salâh-u zât'ilbeyn kişilerin arasını ıslah etme, düzeltme, dargınları barıştırmak,Kâle buyurdu ki salâh-u zât'ilbeyn kişilerin arasını ıslah etme, düzeltme, dargınları barıştırmak, arası bozuk olanların arasını düzeltmek,savaş halinde olanları sulha getirmek,arası bozuk olanların arasını düzeltmek,savaş halinde olanları sulha getirmek, kızgın olanların kızgınlığını izole etmek… Salâhu zatilbeyn yani müslümanların arasını düzeltmek. kızgın olanların kızgınlığını izole etmek… Salâhu zatilbeyn yani müslümanların arasını düzeltmek. Bu namazdan da hayırlı imiş. Oruçtan da sevaplı imiş. Hayr-u hasenât, sadaka, zekâttan da sevaplı imiş. Bu namazdan da hayırlı imiş. Oruçtan da sevaplı imiş. Hayr-u hasenât, sadaka, zekâttan da sevaplı imiş.

fe fesâd-u zât-ilbeyni hiye hâlika çünkü ara bozmak,fe fesâd-u zât-ilbeyni hiye hâlika çünkü ara bozmak, müslümanların arasının bozuk olması hiye hâlika kökünden alıp götüren, kökünden tıraş eden, kazıyıp götüren bir felakettir.müslümanların arasının bozuk olması hiye hâlika kökünden alıp götüren, kökünden tıraş eden, kazıyıp götüren bir felakettir. Halika, kökünden traş eden demek. Halâka noktasız haliyle tıraş etmek demek.Halika, kökünden traş eden demek. Halâka noktasız haliyle tıraş etmek demek. Kazımak demek, araların bozuk olması,müslüman topluluğun usturayla kökünü kazımak gibidir. Kazımak demek, araların bozuk olması,müslüman topluluğun usturayla kökünü kazımak gibidir. Onun için arayı düzeltmek namazdan da oruçtan daha her şeyden de daha sevaplı oluyor. Onun için arayı düzeltmek namazdan da oruçtan daha her şeyden de daha sevaplı oluyor.

Buyrun İslâm dininin sosyal yönünü görün kıymetini anlayın.Buyrun İslâm dininin sosyal yönünü görün kıymetini anlayın. Müslümanların birbirleri ile toplu hâlde yaşamasına İslâm'ın ne kadar önem verdiğini görün. Müslümanların birbirleri ile toplu hâlde yaşamasına İslâm'ın ne kadar önem verdiğini görün. Kardeşliğe, sevgiye, muhabbete ne kadar sevap bahşettiğini Allah'ın mükâfat ihsan ettiğini görün. Kardeşliğe, sevgiye, muhabbete ne kadar sevap bahşettiğini Allah'ın mükâfat ihsan ettiğini görün. Cuma günü de böyle bir hadîs-i şerîf çıkmıştı.Cuma günü de böyle bir hadîs-i şerîf çıkmıştı. Onu da öyle yana yakıla kürsüden arkadaşlarımıza anlatmaya çalışmıştık.Onu da öyle yana yakıla kürsüden arkadaşlarımıza anlatmaya çalışmıştık. Bakın İslâm'da sevgi ve muhabbet bu kadar önemlidir. Dargınlık bu kadar kötüdür falan diye. Bakın İslâm'da sevgi ve muhabbet bu kadar önemlidir. Dargınlık bu kadar kötüdür falan diye.

Dargınlık deyince hatırlatayım size Peygamber Efendimiz bir müslümanın bir müslümana Dargınlık deyince hatırlatayım size Peygamber Efendimiz bir müslümanın bir müslümana üç günden ziyade dargın kalması helal olmaz, diyor helal olmaz ne demek, haram demek. üç günden ziyade dargın kalması helal olmaz, diyor helal olmaz ne demek, haram demek.

Haram ne demek? Haramın ne demek olduğunu biliyoruz.Haram ne demek? Haramın ne demek olduğunu biliyoruz. İçki haram, zina haram, kumar haram, hırsızlık, rüşvet, dargın olmak da haram. İçki haram, zina haram, kumar haram, hırsızlık, rüşvet, dargın olmak da haram.

Buyrun, müslümanların neden belâdan kurtulmadıklarını görün.Çünkü haram işliyorlar devamlı.Buyrun, müslümanların neden belâdan kurtulmadıklarını görün.Çünkü haram işliyorlar devamlı. Çünkü devamlı günahta ısrar ediyorlar. Barışmıyor. Çünkü devamlı günahta ısrar ediyorlar. Barışmıyor.

Arkadaşımız anlatıyor. Kız kardeşimle annemin araları bozuk, diyor. Arkadaşımız anlatıyor. Kız kardeşimle annemin araları bozuk, diyor. Diyor ki anamı (aralarını) düzeltebilmek için razı ettim razı ettim.Diyor ki anamı (aralarını) düzeltebilmek için razı ettim razı ettim. Bak beddua etme,senin evladındır, başına bir felaket gelirse sende üzülürsün.Bak beddua etme,senin evladındır, başına bir felaket gelirse sende üzülürsün. Anamı müsaade et de gelsin elini öpsün, diye razı ettim. Anamı müsaade et de gelsin elini öpsün, diye razı ettim. Ama ablamı razı edemedim gidip de elini öpmeye diyor. Hey âhir zaman.. Hey evlat..Ama ablamı razı edemedim gidip de elini öpmeye diyor. Hey âhir zaman.. Hey evlat.. Anasına gidip el öpmeye razı olmuyor. Anası razı oluyor kırgınlığından vazgeçiyor.Anasına gidip el öpmeye razı olmuyor. Anası razı oluyor kırgınlığından vazgeçiyor. Evlat annesinin gidip elini öpmenin sevabını anlayamıyor.Ne kadar yazık.. Evlat annesinin gidip elini öpmenin sevabını anlayamıyor.Ne kadar yazık..

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki yere sürtsün burnu rağime enfühü.Peygamber Efendimiz buyuruyor ki yere sürtsün burnu rağime enfühü. Burnunun yere sürtmesi için yere düşmesi lazım insanın yüzükoyun. Burnunun yere sürtmesi için yere düşmesi lazım insanın yüzükoyun. Birinin çekip sürüklemesi lazım burnunun yerde sürtmesi fena bir şey, çok kötü bir şey.Birinin çekip sürüklemesi lazım burnunun yerde sürtmesi fena bir şey, çok kötü bir şey. Yerde sürtsün diyor Peygamber Efendimiz. ''Kimin? ya Resûlallah'' diyorlar.Yerde sürtsün diyor Peygamber Efendimiz.

''Kimin? ya Resûlallah'' diyorlar.
Annesi babası sağ iken hayattayken onlara yetişmiş. Yani bazıları öyle oluyor ki yetim doğuyor insan.Annesi babası sağ iken hayattayken onlara yetişmiş. Yani bazıları öyle oluyor ki yetim doğuyor insan. Küçük yaşta annesi babası ölmüş oluyor da hizmet imkanı bulamıyor.Küçük yaşta annesi babası ölmüş oluyor da hizmet imkanı bulamıyor. Ama annesi babasına yetişmiş, annesi babası sağ, hizmet etmemiş, hayır duâlarını almamış ve cenneti kazanamamış.Ama annesi babasına yetişmiş, annesi babası sağ, hizmet etmemiş, hayır duâlarını almamış ve cenneti kazanamamış. Yazıklar olsun ona. Burnu yerde sürünsün diye Efendimiz.Yazıklar olsun ona. Burnu yerde sürünsün diye Efendimiz. Anne ve babaya insan hizmet ettiği zaman cenneti kazanma vesilesi,hayır duasını aldığı zaman;Anne ve babaya insan hizmet ettiği zaman cenneti kazanma vesilesi,hayır duasını aldığı zaman; iflah olma bedduasına uğradığı zaman da mahvolma sebebi. iflah olma bedduasına uğradığı zaman da mahvolma sebebi.

Şu hale bak! Müslümanlar ne kadar gafil,Şu hale bak! Müslümanlar ne kadar gafil, ne kadar yanlış, ne kadar cahil, ne kadar İslâmi ahlâktan uzak duruma düştüklerini anla.ne kadar yanlış, ne kadar cahil, ne kadar İslâmi ahlâktan uzak duruma düştüklerini anla. Dinini bilmedikleri için öğrenmedikleri için en büyük felaket oluyor. Dinini bilmedikleri için öğrenmedikleri için en büyük felaket oluyor.

Buradan geçiyorum idarecilere,sorumlulara devletleri yöneten yöneticilere, eğitimcilere,Buradan geçiyorum idarecilere,sorumlulara devletleri yöneten yöneticilere, eğitimcilere, millî eğitimcilere, profesörlere,-ben de bir profesörüm- üniversite profesörlerine, hocalarına geçiyorum. millî eğitimcilere, profesörlere,-ben de bir profesörüm- üniversite profesörlerine, hocalarına geçiyorum.

Bir milleti dininden imanından kopardınız mı her şeyi mahvetmiş oluyorsunuz.Bir milleti dininden imanından kopardınız mı her şeyi mahvetmiş oluyorsunuz. Aile saadetini de mahvetmiş oluyorsunuz. Aralarındaki muhabbeti de mahvetmiş oluyorsunuz.Aile saadetini de mahvetmiş oluyorsunuz. Aralarındaki muhabbeti de mahvetmiş oluyorsunuz. Evlatlık, analık, babalık, ebeveyn münasebetlerinde mahvetmiş oluyorsunuz. Evlatlık, analık, babalık, ebeveyn münasebetlerinde mahvetmiş oluyorsunuz. Ticaret merakını da mahvetmiş oluyorsunuz.Ticaret merakını da mahvetmiş oluyorsunuz. Dünyasını da mahvetmiş oluyorsunuz, ahiretini de mahvetmiş oluyorsunuz. Dünyasını da mahvetmiş oluyorsunuz, ahiretini de mahvetmiş oluyorsunuz.

Bundan büyük kötülük mü olur? Ondan büyük felaket mi olur? Bir insana yapacağın en büyük iyilik nedir? Bundan büyük kötülük mü olur?

Ondan büyük felaket mi olur?

Bir insana yapacağın en büyük iyilik nedir?

Onu dindar yapmak,dineçekmek Allah'ın rızası yoluna çekmektir. Çünkü mutluluğun her çeşidi var orada.Onu dindar yapmak,dineçekmek Allah'ın rızası yoluna çekmektir.

Çünkü mutluluğun her çeşidi var orada.
Bir insanı dindar yaptın mı dürüst olacak, çalışkan olacak ki beleşten geçinmeyecek,Bir insanı dindar yaptın mı dürüst olacak, çalışkan olacak ki beleşten geçinmeyecek, kimseyi kandırmayacak, aldatmayacak, iyiliksever olacak, tatlı olacak, yumuşak olacak, kimseyi kandırmayacak, aldatmayacak, iyiliksever olacak, tatlı olacak, yumuşak olacak, sabırlı olacak, güzel huylu olacak, şeker, lokum, bal, kaymak olacak. Bunu ye gitsin. sabırlı olacak, güzel huylu olacak, şeker, lokum, bal, kaymak olacak. Bunu ye gitsin.

Anasının elini öpmeye razı olmayan evlat mı iyi?Anasının elini öpmeye razı olmayan evlat mı iyi? Anasının etrafında pervane gibi dönen 'anacığım bir isteğin var mı' diye yanağından öpen,Anasının etrafında pervane gibi dönen 'anacığım bir isteğin var mı' diye yanağından öpen, terlik mi istiyorsun, pabuç mu istiyorsun,fistan mı istiyorsun,dallı mı güllü mü istiyorsun diyen mi? Hangisi iyi? terlik mi istiyorsun, pabuç mu istiyorsun,fistan mı istiyorsun,dallı mı güllü mü istiyorsun diyen mi?

Hangisi iyi?

Onun için evlatlarınızı müslüman yetiştirin. Kendiniz İslâm'ı güzel anlamaya, öğrenmeye gayret edin.Onun için evlatlarınızı müslüman yetiştirin. Kendiniz İslâm'ı güzel anlamaya, öğrenmeye gayret edin. Bir insana bir hediye vermek istiyorsanız ona İslâm'ı öğretin. En güzel hediye o.Bir insana bir hediye vermek istiyorsanız ona İslâm'ı öğretin. En güzel hediye o. İnsanların mutluluğunu istiyorsanız bırakın ziyafet çekmeyi.İnsanların mutluluğunu istiyorsanız bırakın ziyafet çekmeyi. Bırakın hediye etmeyi İslâm'ı öğretin en büyük hediye o.Hem dünyası hem âhireti mahvolacak.Bırakın hediye etmeyi İslâm'ı öğretin en büyük hediye o.Hem dünyası hem âhireti mahvolacak. eşer felakette, gaflette. Beşer dalâlette.-eşer felakette, gaflette.

Beşer dalâlette.-
Bu birinci hadîs-i şerîfti. Gelelim ikinci hadisi şerife. Bu birinci hadîs-i şerîfti.

Gelelim ikinci hadisi şerife.

Enfal sûresinden bir âyet-i kerîmeyi alıyor İbni Ab'bas radıyallahuanhumâ,Enfal sûresinden bir âyet-i kerîmeyi alıyor İbni Ab'bas radıyallahuanhumâ, Hz. Ab'bas,Peygamber Efendimiz'in amcası. Abbas'ın oğlu Abdullah ibn'i Abbas.Hz. Ab'bas,Peygamber Efendimiz'in amcası. Abbas'ın oğlu Abdullah ibn'i Abbas. Genç yaşta müslüman olmuş, delikanlı iken Efendimiz'in yanında bulunmuş.Genç yaşta müslüman olmuş, delikanlı iken Efendimiz'in yanında bulunmuş. Pür dikkat, pür zeka, pür hafıza Efendimiz'den dinin aslını esasını Kur'ân'ı ezberlemiş, bellemiş, dinlemiş.Pür dikkat, pür zeka, pür hafıza Efendimiz'den dinin aslını esasını Kur'ân'ı ezberlemiş, bellemiş, dinlemiş. Genç yaşta alim sırasına girmiş. Tabii yaşlı sahabe var,Hz. Ömer var, Hz. EbûBekr-i Sıddîk var.Genç yaşta alim sırasına girmiş. Tabii yaşlı sahabe var,Hz. Ömer var, Hz. EbûBekr-i Sıddîk var. Daha mübarekler var ama Hz. Ömer emirel'mü'minin olunca yanından ayırmazmış Daha mübarekler var ama Hz. Ömer emirel'mü'minin olunca yanından ayırmazmış bu genç Abdullah İbn'i Abbas'ı gel bakalım dermiş.bu genç Abdullah İbn'i Abbas'ı gel bakalım dermiş. Ciddi insan öyle herkes sokulamıyor ama Abdullah ibni Abbas'ı yanından ayırmazmış. Ciddi insan öyle herkes sokulamıyor ama Abdullah ibni Abbas'ı yanından ayırmazmış.

Neden? Alim bedenen yakışıklıymış. Boylu posluymuş, kara gözlüymüş, uzun kirpikli imiş. Neden? Alim bedenen yakışıklıymış. Boylu posluymuş, kara gözlüymüş, uzun kirpikli imiş. Şahâne bir güzelliği olan kimseymiş Abdullah ibni Ab'bas çok zekiymiş. Şahâne bir güzelliği olan kimseymiş Abdullah ibni Ab'bas çok zekiymiş. Sahabeden Kur'ân-ı Kerîm'i en iyi bilen ve Kur'ân-ı Kerîm'in tefsiri hususundaSahabeden Kur'ân-ı Kerîm'i en iyi bilen ve Kur'ân-ı Kerîm'in tefsiri hususunda en meşhur olan sahabeden birisiymiş. Dört Abdullah'tan birisi. en meşhur olan sahabeden birisiymiş.

Dört Abdullah'tan birisi.
Birisi Abdullah ibniMesud. İmâm-ı Âzam Efendimize bunun ilmi böyle akmış gelmiş o kanaldan. Birisi Abdullah ibniMesud. İmâm-ı Âzam Efendimize bunun ilmi böyle akmış gelmiş o kanaldan.

Birisi Abdullah ibni Abbas. Birisi Abdullah ibni Âs. Bu dört Abdullah'tan birisi diyor ki âyet-i kerîme. Birisi Abdullah ibni Abbas. Birisi Abdullah ibni Âs.

Bu dört Abdullah'tan birisi diyor ki âyet-i kerîme.

''Allah'tan korkun ve aralarınızı düzenleyin, düzeltin.'' ''Allah'tan korkun ve aralarınızı düzenleyin, düzeltin.''

Aranızdaki bozuklukları ıslah eyleyin âyet-i kerîmesi. Aranızdaki bozuklukları ıslah eyleyin âyet-i kerîmesi.

hâzê tahricün minAllah'i alel müminin ''Bu Allah'ın mü'minlere bir baskısıdır emridir.hâzê tahricün minAllah'i alel müminin ''Bu Allah'ın mü'minlere bir baskısıdır emridir. Bir güç yüklemesidir.'' Bir güç yüklemesidir.''

En yettegullah ve en yuslihu zâte beynihim.En yettegullah ve en yuslihu zâte beynihim. ''Allah'tan korkmaları için ve aralarını düzenlemekte bir gayret sarf etmeleri için.'' ''Allah'tan korkmaları için ve aralarını düzenlemekte bir gayret sarf etmeleri için.''

Sen Allah'tan korkuyor musun? Sen Allah'tan korkuyor musun?

Korkuyorum işte günaha bakmamaya haramı işlememeye haramlara bulaşmamaya gayret ediyorum. Korkuyorum işte günaha bakmamaya haramı işlememeye haramlara bulaşmamaya gayret ediyorum.

Peki başka? Ara ıslah etmekte bir çalışma yapıyor musun? Peki başka? Ara ıslah etmekte bir çalışma yapıyor musun?

Hayır öyle bir şey aklıma gelmiyor. O da bir vazife. İttegullâhe fe aslihu zâte beyneküm''ara ıslah etmek''. Hayır öyle bir şey aklıma gelmiyor. O da bir vazife.

İttegullâhe fe aslihu zâte beyneküm''ara ıslah etmek''.

Şimdi o kardeşimiz annesi ile kız kardeşinin arasını ıslaha çalışmış güzel. Arasını ıslah etmiş.Şimdi o kardeşimiz annesi ile kız kardeşinin arasını ıslaha çalışmış güzel. Arasını ıslah etmiş. Sen yaptın mı?Sen yaptın mı? Sen iki müslümanın arasına ıslaha çalıştın mı? Birisi bizim aleyhimize atmış tutmuş. Bir arkadaş da demiş ki.Sen iki müslümanın arasına ıslaha çalıştın mı? Birisi bizim aleyhimize atmış tutmuş. Bir arkadaş da demiş ki. Ya mert olun demiş.Şimdi hocanız orada gidin yüz yüze karşı karşıya konuşun senin şu kusurunu duyduk.Ya mert olun demiş.Şimdi hocanız orada gidin yüz yüze karşı karşıya konuşun senin şu kusurunu duyduk. Veya öyle sanıyoruz deyin o da size cevabını versin.Sen haklıysan sen haklısın o haklı ise o haklı.Veya öyle sanıyoruz deyin o da size cevabını versin.Sen haklıysan sen haklısın o haklı ise o haklı. Arayın bulun arkasından konuşmayın demiş. Güzel söylemiş yani Allah razı olsun.Arayın bulun arkasından konuşmayın demiş. Güzel söylemiş yani Allah razı olsun. Şimdi biz de ara ıslahı konusunda gayretli olacağız, çalışacağız.Şimdi biz de ara ıslahı konusunda gayretli olacağız, çalışacağız. Bu bir vazifedir diyor Abdullah ibni Ab'bas. Bu bir vazifedir diyor Abdullah ibni Ab'bas.

Allah bir görev veriyor hem Allah'tan korkacaksın Allah bir görev veriyor hem Allah'tan korkacaksın hem de müslümanların arasını ıslah konusunda çalışma yapacaksın. Gayret göstereceksin.hem de müslümanların arasını ıslah konusunda çalışma yapacaksın. Gayret göstereceksin. Çok müslüman var, grup grup olsun pekâla. Ekoldür, mekteptir, mesciddir. Çok müslüman var, grup grup olsun pekâla. Ekoldür, mekteptir, mesciddir. Gruplar olabilir ama birbirlerini sevecekler. Muhabbet edecekler birbirlerinin kuyusunu kazmayacaklar.Gruplar olabilir ama birbirlerini sevecekler. Muhabbet edecekler birbirlerinin kuyusunu kazmayacaklar. Birbirlerini çelmelemeyecekler, birbirlerine rekabet yapmayacaklar. Birbirlerini çelmelemeyecekler, birbirlerine rekabet yapmayacaklar.

İslâm'da öyle güzel ahlâk var ki Peygamber Efendimiz diyor ki:İslâm'da öyle güzel ahlâk var ki Peygamber Efendimiz diyor ki: ''Sizden biriniz bir kızın nikâhına talip olsa ötekisi onun cevabı verilmeden kalkıp o kıza talip olmasın.''''Sizden biriniz bir kızın nikâhına talip olsa ötekisi onun cevabı verilmeden kalkıp o kıza talip olmasın.'' O iş bir bitsin. O kızın ailesi verdik veya vermedik diye ona cevabı verinceye kadar biraz bekleyin. O iş bir bitsin. O kızın ailesi verdik veya vermedik diye ona cevabı verinceye kadar biraz bekleyin. Rekabete girmeyin yani. Bir kardeşiniz mal alırken araya girmeyin. Rekabete girmeyin yani.

Bir kardeşiniz mal alırken araya girmeyin.
Bizim kardeşimizden bir tanesi Sidney'de ev almaya kalkmış. 112 bine anlaşmışlar. Bizim kardeşimizden bir tanesi Sidney'de ev almaya kalkmış. 112 bine anlaşmışlar. Bir başka Türk gitmiş o evi ona verme bana ver, demiş.Bir başka Türk gitmiş o evi ona verme bana ver, demiş. Adam çıkarmış fiyatı 8 bin lira daha 120 bin lira yapmış. Bizim bu arkadaş 8 bin fazla verdi.Adam çıkarmış fiyatı 8 bin lira daha 120 bin lira yapmış. Bizim bu arkadaş 8 bin fazla verdi. Ondan sonra gittim, Türkiye'de kendim söyledim diyor. Bak o evi gene ben aldım. Ondan sonra gittim, Türkiye'de kendim söyledim diyor. Bak o evi gene ben aldım. Sen 8 bini fazla verdin. Mahcup olmuş falan ama İslâm ahlâkını bilmediği için.Sen 8 bini fazla verdin. Mahcup olmuş falan ama İslâm ahlâkını bilmediği için. Bir kardeşin bir mala müşteri oldu mu o mal ile işlemi bitinceye kadar öteki ona rakip olmaz. Bir kardeşin bir mala müşteri oldu mu o mal ile işlemi bitinceye kadar öteki ona rakip olmaz. Ona verme bana ver, denilmez. Bizim bir Bahtiyar Amca vardı. Ona verme bana ver, denilmez.

Bizim bir Bahtiyar Amca vardı.
Şu gecede adı anılsın da kalbine nur yağsın. Allah mekanını cennet etsin. Dürüst bir insandı. Şu gecede adı anılsın da kalbine nur yağsın. Allah mekanını cennet etsin. Dürüst bir insandı. Arnavut asıllıydı.Fatih'te üç katlı evini satmaya karar vermiş Bahtiyar Amca.Arnavut asıllıydı.Fatih'te üç katlı evini satmaya karar vermiş Bahtiyar Amca. 42 bin liraya o zamanın parasıyla satmış. Yani şimdinin 42 milyonu demek.42 bin liraya o zamanın parasıyla satmış. Yani şimdinin 42 milyonu demek. Kırklı yıllarda 45 li yıllarda.42 milyona 3 katlı evini satmış o zamanın parasıyla.Kırklı yıllarda 45 li yıllarda.42 milyona 3 katlı evini satmış o zamanın parasıyla. Birisi duyunca pürtelaş gelmiş. Kapıyı çalmış. Girmiş içeriye. Birisi duyunca pürtelaş gelmiş. Kapıyı çalmış. Girmiş içeriye.

Bahtiyar Amca Selâmunaleyküm. Aleykümselam. Evi satıyormuşsun. Evet sattım. Kaça sattın? 42 bine.Bahtiyar Amca Selâmunaleyküm.

Aleykümselam.

Evi satıyormuşsun.

Evet sattım.

Kaça sattın?

42 bine.
Ben 60 bin vereyim, demiş. Sattın mı, parasını tam aldın mı. Hayır almadım.Ben 60 bin vereyim, demiş. Sattın mı, parasını tam aldın mı. Hayır almadım. Almadıysan ben 60 bin vereyim, evi bana ver. Bak %50 zamlı söylüyor. 42 bin,60 bin.Almadıysan ben 60 bin vereyim, evi bana ver. Bak %50 zamlı söylüyor. 42 bin,60 bin. %50 zamlı söylüyor. 420 milyon alacakken 600 milyon alacak adam 3 katlı eve.%50 zamlı söylüyor. 420 milyon alacakken 600 milyon alacak adam 3 katlı eve. Şöyle bir yerinden doğrulmuş Bahtiyar amca Arnavut damarıyla. Şöyle bir yerinden doğrulmuş Bahtiyar amca Arnavut damarıyla. Sen galiba benim sözümü duymadın, ben evimi sattım dedim, demiş.Sen galiba benim sözümü duymadın, ben evimi sattım dedim, demiş. Yani dövecekmiş gibi davranmış adama.Halbuki adam 20 milyon fazla söylüyor ama İslâm'ın bir ahlâkı var.Yani dövecekmiş gibi davranmış adama.Halbuki adam 20 milyon fazla söylüyor ama İslâm'ın bir ahlâkı var. Bak öldü gitti. Camide mertebesini söylüyoruz Bahtiyar amcanın. Cân-ı gönülden dua ediyoruz her zaman.Bak öldü gitti. Camide mertebesini söylüyoruz Bahtiyar amcanın. Cân-ı gönülden dua ediyoruz her zaman. Kabrine nur yağsın, kabri cennet bahçesi olsun. Onun canına değsin diye. Dürüst, mert insan, erkek, erkişi.Kabrine nur yağsın, kabri cennet bahçesi olsun. Onun canına değsin diye. Dürüst, mert insan, erkek, erkişi. Er kişi niyetine diyorsun nice insanların namazını kılıyorsun. Er mi değil mi Allah bilir. Ama bu erkişi.Er kişi niyetine diyorsun nice insanların namazını kılıyorsun. Er mi değil mi Allah bilir. Ama bu erkişi. Neden? 10, 20 milyona sözünü satmamış sözünün eri. Ne güzel İslam.Neden? 10, 20 milyona sözünü satmamış sözünün eri. Ne güzel İslam. Ne kadar sağlam ne kadar güzel bir ahlakî davranış. Ne oldu? Gene malı mülkü oldu Bahtiyar amcanın.Ne kadar sağlam ne kadar güzel bir ahlakî davranış. Ne oldu? Gene malı mülkü oldu Bahtiyar amcanın. Vefat ettiği zaman da bizim Hakyol Vakfı'na gene iki daire bağışladı. Gene hayr-u hasenâtı da oldu.Vefat ettiği zaman da bizim Hakyol Vakfı'na gene iki daire bağışladı. Gene hayr-u hasenâtı da oldu. 42 bine sattı 60 bine satmadı diye Allah onu mahrum mu ediyor? 42 bine sattı 60 bine satmadı diye Allah onu mahrum mu ediyor? Ona başka bir yerden bir şey kazandırır, gene zengin eder Allah. Allah her şeye kâdir.Ona başka bir yerden bir şey kazandırır, gene zengin eder Allah. Allah her şeye kâdir. Biz gittik Yalova'da 600 liraya tarla aldık 3 sene önce. Şimdi bu sabah birisi telefon ediyor. Biz gittik Yalova'da 600 liraya tarla aldık 3 sene önce. Şimdi bu sabah birisi telefon ediyor. 10 bin liraya çıktı tarla, diyor. 12 bin liraya çıktı, yüzde 1200 3 senede para etmiş. 10 bin liraya çıktı tarla, diyor. 12 bin liraya çıktı, yüzde 1200 3 senede para etmiş.

Enflasyonu filan solda bırakmış. Ben orada bir kaç dönüm yer aldım.Enflasyonu filan solda bırakmış. Ben orada bir kaç dönüm yer aldım. 800 dönüm yer aldırdık arkadaşlara. 800 dönüm yer aldırdım. Şimdi en fakiri zengin oluyor seviniyor.800 dönüm yer aldırdık arkadaşlara. 800 dönüm yer aldırdım. Şimdi en fakiri zengin oluyor seviniyor. Elhamdülillah, hayırlara vesile olduk diyelim. Elhamdülillah, hayırlara vesile olduk diyelim.

Yani ara düzeltmek önemlidir.Yani ara düzeltmek önemlidir. Ara düzeltmeye dikkat edelim. Güzel ahlâklı olalım. Üçüncü bir hadis-i şerifi okuyacağız onu bildiriyoruz.Ara düzeltmeye dikkat edelim. Güzel ahlâklı olalım.

Üçüncü bir hadis-i şerifi okuyacağız onu bildiriyoruz.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiş.

Râvî Peygamber Efendimiz'in şöyle buyurduğunu duymuş. Râvî Peygamber Efendimiz'in şöyle buyurduğunu duymuş.

Keburet hıyaneten en tuhaddide ehâke hadisen hüve leke müsaddigun. Ve ente lehu kâzibun.Keburet hıyaneten en tuhaddide ehâke hadisen hüve leke müsaddigun. Ve ente lehu kâzibun. Buyurmuş ki Peygamber Efendimiz; Sübyan İbni Hüseyin'in duyup anlattığına göre Buyurmuş ki Peygamber Efendimiz; Sübyan İbni Hüseyin'in duyup anlattığına göre keburet hıyaneten ''Hainlik olarak muazzam bir hainliktir.'' nedir o hainlik? keburet hıyaneten ''Hainlik olarak muazzam bir hainliktir.'' nedir o hainlik?

Entu addide ehâke hadisen müslüman kardeşlerine laf söylüyor isen hüve leke müsaddigun. Entu addide ehâke hadisen müslüman kardeşlerine laf söylüyor isen hüve leke müsaddigun. O sana inanıyor, can kulağıyla seni dinliyor. Seni tasvip ediyor inanıyor. O sana inanıyor, can kulağıyla seni dinliyor. Seni tasvip ediyor inanıyor.

Ente lehu kâzibun halbuki sen onu aldatıyorsun, yalan söylüyorsun. En büyük ihanet budur. Ente lehu kâzibun halbuki sen onu aldatıyorsun, yalan söylüyorsun. En büyük ihanet budur.

Ne demek? Bir adam doğru söz söyleyecek, kimseyi aldatmayacak. Bu hıyanetin en büyüğüdür. Ne demek? Bir adam doğru söz söyleyecek, kimseyi aldatmayacak.

Bu hıyanetin en büyüğüdür.

Saf insanları etrafına toplayıp onlara inandırıcı sözler söyleyip aslında kalbi öyle olmayan,Saf insanları etrafına toplayıp onlara inandırıcı sözler söyleyip aslında kalbi öyle olmayan, işi öyle olmayan insanların kötülüğünü bildiriyor. Doğru sözlülüğün kıymetini anlatıyor. işi öyle olmayan insanların kötülüğünü bildiriyor. Doğru sözlülüğün kıymetini anlatıyor. Eğri sözlülüğün, hâinliğin, itimadı suistimal etmenin ne kadar kötü olduğunu Eğri sözlülüğün, hâinliğin, itimadı suistimal etmenin ne kadar kötü olduğunu ne kadar büyük bir hıyanet olduğunu efendimiz ifade ediyor. Nasıl olacak müslüman? ne kadar büyük bir hıyanet olduğunu efendimiz ifade ediyor.

Nasıl olacak müslüman?

Aleykebissıdki ve in gadarekessıdku. ''Doğru sözlü olacak, ölse doğruluktan ayrılmayacak.'' Aleykebissıdki ve in gadarekessıdku. ''Doğru sözlü olacak, ölse doğruluktan ayrılmayacak.''

Hakkı söyleyecek, bâtılı söylemeyecek. Yalan söylemeyecek, yalancı şahitlik yapmayacak.Hakkı söyleyecek, bâtılı söylemeyecek. Yalan söylemeyecek, yalancı şahitlik yapmayacak. Kimseyi aldatmayacak, yalan yere yemin etmeyecek. Malını haksız yere övmeyecek.Kimseyi aldatmayacak, yalan yere yemin etmeyecek. Malını haksız yere övmeyecek. Karşısındaki adam malını haksız yere yerin dibine batırmayacak. Karşısındaki adam malını haksız yere yerin dibine batırmayacak. Sözünün sorumluluğuna sahip olacak, taşıyacak. Doğru konuşacak, doğru sözlü olacak, doğru özlü olacak. Sözünün sorumluluğuna sahip olacak, taşıyacak. Doğru konuşacak, doğru sözlü olacak, doğru özlü olacak.

Yâ eyyühellezine âmenû ittegullâh.''Ey iman edenler Allah'tan korkun.''Yâ eyyühellezine âmenû ittegullâh.''Ey iman edenler Allah'tan korkun.'' Ve kunû meaessâdıkin. ''Sadık kullarla beraber olun.'' Sadık kul ne demek? Ve kunû meaessâdıkin. ''Sadık kullarla beraber olun.''

Sadık kul ne demek?

Sözünde doğru, kalbi doğru demek. Sadık kul hem söylediği söz doğru, hem kalbi doğru demek.Sözünde doğru, kalbi doğru demek. Sadık kul hem söylediği söz doğru, hem kalbi doğru demek. Onlarla beraber olun diyor Peygamber Efendimiz. Hangi sûrede buyuruyor?Tevbe sûresinde buyuruyor.Onlarla beraber olun diyor Peygamber Efendimiz. Hangi sûrede buyuruyor?Tevbe sûresinde buyuruyor. Hangi olay dolayısıyla buyuruyor?Hangi olay dolayısıyla buyuruyor? Peygamber Efendimizsallallahu aleyhi ve sellem hazretleri sefere,Peygamber Efendimizsallallahu aleyhi ve sellem hazretleri sefere, kazaya, cihada gittiği zaman bazı kimseler sefere katılmadılar. Ordu sefere gitti geldi.kazaya, cihada gittiği zaman bazı kimseler sefere katılmadılar. Ordu sefere gitti geldi. Dönüşte sefere katılmayanlar Peygamber Efendimiz'e bahane uydurdular.Dönüşte sefere katılmayanlar Peygamber Efendimiz'e bahane uydurdular. Şu mazeretimiz vardı da ondan gelemedik de şu sebep vardı da bundan gelemedik diye.Şu mazeretimiz vardı da ondan gelemedik de şu sebep vardı da bundan gelemedik diye. Efendimiz yalanlarını münafıkların yüzlerine vurmadı.Efendimiz yalanlarını münafıkların yüzlerine vurmadı. Yalan söyleyen yalan da söylese mazeretine bir şey demedi, ses çıkarmadı, öyle durdu. Yalan söyleyen yalan da söylese mazeretine bir şey demedi, ses çıkarmadı, öyle durdu.

Bilmez mi yalancı olduğunu, münafık olduğunu? Ama ses çıkartmadı. Resûlullah' a yalnız üç kişi geldiler.Bilmez mi yalancı olduğunu, münafık olduğunu? Ama ses çıkartmadı. Resûlullah' a yalnız üç kişi geldiler. Savaşa katılmayanların içinden üç tanesi birbirlerinden habersiz tek tek Resûlullah'a gelipSavaşa katılmayanların içinden üç tanesi birbirlerinden habersiz tek tek Resûlullah'a gelip ''Hoş geldin ya resûlallah seferin, gazan mübarek olsun. Hoş geldin,sefa getirdin.''Hoş geldin ya resûlallah seferin, gazan mübarek olsun. Hoş geldin,sefa getirdin. Ben şu sebepten gelemedim.'' diye mazeret söylemeyen 3 kişi doğru söz söyledi. Ne dediler? Ben şu sebepten gelemedim.'' diye mazeret söylemeyen 3 kişi doğru söz söyledi.

Ne dediler?

Bir tanesi katibi Mâlik El-Ensârî radıyallahu anh ne dedi? ''Ya Resûlallah, söz söylemesini biliyorum.Bir tanesi katibi Mâlik El-Ensârî radıyallahu anh ne dedi? ''Ya Resûlallah, söz söylemesini biliyorum. Hatibim, şairim, ehilim, kafam çalışır.Hatibim, şairim, ehilim, kafam çalışır. Bir mazeret uyduracak olsam başka mazeret uyduruculardan daha usturuplu mazeret kıvırtırım.Bir mazeret uyduracak olsam başka mazeret uyduruculardan daha usturuplu mazeret kıvırtırım. Yaparım bu işi, becerebilirim ama sana da yakışmaz bana da yakışmaz hiçbir mazeretim yok.Yaparım bu işi, becerebilirim ama sana da yakışmaz bana da yakışmaz hiçbir mazeretim yok. Sefere hazırlanmakta geciktim epeyce. Ordu sefere çıktığı zaman yarın giderim, dedim geciktim.Sefere hazırlanmakta geciktim epeyce. Ordu sefere çıktığı zaman yarın giderim, dedim geciktim. Ertesi gün dur hazırlanayım benim atım daha hızlı gider, devem daha hızlı gider dedim, geciktim. Ertesi gün dur hazırlanayım benim atım daha hızlı gider, devem daha hızlı gider dedim, geciktim. Ondan sonra da gene hazırlanamadım, artık yetişemem, dedim.Ondan sonra da gene hazırlanamadım, artık yetişemem, dedim. Mazeretsiz katılamadım senin bu mübarek seferine. Bulunamadım senin yanında, cihatta, gazâda ya Resûlallah. Mazeretsiz katılamadım senin bu mübarek seferine. Bulunamadım senin yanında, cihatta, gazâda ya Resûlallah. Mazeretim yok,hâlim bu,nefsime uydum. Kendimi kandırdım. Böyle bir hata da işledim.Mazeretim yok,hâlim bu,nefsime uydum. Kendimi kandırdım. Böyle bir hata da işledim. Emir ferman senindir.''dedi. dosdoğru konuştu.Bir kişi daha öyle konuştu.Birbirlerinden haberleri yok. Emir ferman senindir.''dedi. dosdoğru konuştu.Bir kişi daha öyle konuştu.Birbirlerinden haberleri yok. Bu üç kişinin mazeretlerini kabul etti Peygamber Efendimiz. Bu üç kişinin mazeretlerini kabul etti Peygamber Efendimiz. Bir şey demedi de bu üç kişi hakkında tevakkuf eyledi,hiçbir işlem yapmadı. Bir şey demedi de bu üç kişi hakkında tevakkuf eyledi,hiçbir işlem yapmadı.

Vahiy bekledi, bunlar hakkında Allah ne emredecek diye. Ama onlar suç işlemiş insanlar. Vahiy bekledi, bunlar hakkında Allah ne emredecek diye. Ama onlar suç işlemiş insanlar. Resûlullah cihada çağırmış.Efendimiz'incihad seferine katılmamışlar, suçlu esas itibariyle.Resûlullah cihada çağırmış.Efendimiz'incihad seferine katılmamışlar, suçlu esas itibariyle. Beklemiş bunların farkı ne olacak. Sefere katılmadıkları için suçlular.Beklemiş bunların farkı ne olacak. Sefere katılmadıkları için suçlular. Ama yalan söylemedikleri için ahlâklılar.Dürüst insanlar. Bir kabahatleri var. Ama yalan söylemedikleri için ahlâklılar.Dürüst insanlar. Bir kabahatleri var. Ama bir de geri verdikleri var.Sıdk-u sadakatleri var.Ama bir de geri verdikleri var.Sıdk-u sadakatleri var. Peygamber Efendimiz dedi ki: ''Bunlarla kimse konuşmasın.'' Hiç kimse konuşmamaya başladı.Peygamber Efendimiz dedi ki: ''Bunlarla kimse konuşmasın.'' Hiç kimse konuşmamaya başladı. Ashabın [itaatine?] bak.Ashabın [itaatine?] bak. "Kimse konuşmasın!" dedi. Kimse konuşmamaya başladı. Esselâmu aleyküm diye selam veriyordu."Kimse konuşmasın!" dedi. Kimse konuşmamaya başladı. Esselâmu aleyküm diye selam veriyordu. Susuyorlardı, Resûlullah''Konuşmayın.'' dedi diye selamını almıyorlar. Susuyorlardı, Resûlullah''Konuşmayın.'' dedi diye selamını almıyorlar.

Bağlılığa bak! Böyle bir yere, böyle bağlanan topluluk cihana hakim olur. Bağlılığa bak! Böyle bir yere, böyle bağlanan topluluk cihana hakim olur.

Dinleri tenkit eden, söz dinlemeyen topluluk da darmadağın olur. Hiçbir iş başaramaz. Dinleri tenkit eden, söz dinlemeyen topluluk da darmadağın olur. Hiçbir iş başaramaz.

Bir zaman geldi Peygamber Efendimiz''Bu 3 kişinin aileleri de yanlarından ayrılsın.'' dedi.Bir zaman geldi Peygamber Efendimiz''Bu 3 kişinin aileleri de yanlarından ayrılsın.'' dedi. Karılarını da yanlarından ayrılsın. Karıları da ayrıldı.Karılarını da yanlarından ayrılsın. Karıları da ayrıldı. Kimse konuşmuyor, selam vermiyor, selam almıyor. Kadınlar yanlarından ayrıldı.Kimse konuşmuyor, selam vermiyor, selam almıyor. Kadınlar yanlarından ayrıldı. 52 gün geçti. Bir buçuk ay geçti. İki aya yaklaştığı zaman ve darfat aleyhümül ardu bi mâ rakubet52 gün geçti. Bir buçuk ay geçti. İki aya yaklaştığı zaman ve darfat aleyhümül ardu bi mâ rakubet ''Bu yeryüzü başlarına dar geldi bu insanların.'' Ay kolay mı geçer? Hafta kolay mı geçer? ''Bu yeryüzü başlarına dar geldi bu insanların.'' Ay kolay mı geçer? Hafta kolay mı geçer? Kimse konuşmuyor. Bekle Allah'ım bekle, kimse konuşmaz. Bir mektup geldi Şam'dan. Kimse konuşmuyor. Bekle Allah'ım bekle, kimse konuşmaz.

Bir mektup geldi Şam'dan.
Gayrimüslim bir kraldan. Senin liderin sana imanı öğretmiyormuş, sen bizim sarayımıza gel.Gayrimüslim bir kraldan. Senin liderin sana imanı öğretmiyormuş, sen bizim sarayımıza gel. Biz sana daha kıymetini bilecek muamele ederiz. Yırttı mektubu attı. Bir imtihan daha çıktı başımıza dediler.Biz sana daha kıymetini bilecek muamele ederiz. Yırttı mektubu attı. Bir imtihan daha çıktı başımıza dediler. Resûllahı bırakıp da gider miyim başka yere? Öldürse de gitmem, kamçılasa, perişan etse gitmem.Resûllahı bırakıp da gider miyim başka yere? Öldürse de gitmem, kamçılasa, perişan etse gitmem. Gitmem, dedi o da bir imtihan tabii. Nihayet ayet indi. Ve ales selasetillezine hullifu Gitmem, dedi o da bir imtihan tabii. Nihayet ayet indi.

Ve ales selasetillezine hullifu

''Savaştan geri kalmış ama doğruyu söylemiş o üç kişiyi de''Savaştan geri kalmış ama doğruyu söylemiş o üç kişiyi de Allah affetti, tövbelerini kabul etti.'' diye âyet-i kerîme indi.Allah affetti, tövbelerini kabul etti.'' diye âyet-i kerîme indi. Arkadaşları âyeti duyunca koştular bağıra bağıra. Arkadaşları âyeti duyunca koştular bağıra bağıra. Ya Mâlik! Ya Mâlik! diye bağıra bağıra ''Müjdeler olsun.'' diye müjdelediler. Gözlerinden öptüler falan. Ya Mâlik! Ya Mâlik! diye bağıra bağıra ''Müjdeler olsun.'' diye müjdelediler. Gözlerinden öptüler falan.

Bu âyet-i kerîmenin arkasından Allah celleceâluhu buyurdu ki: Ya eyyühellezine amenü ''Ey iman edenler''. Bu âyet-i kerîmenin arkasından Allah celleceâluhu buyurdu ki:

Ya eyyühellezine amenü ''Ey iman edenler''.

Ya eyyühellezine amenü ittegullah''Allah'tan korkun.'' Bırakın dünya hayatı için yalanı dolanı, hileyi hurdayı.Ya eyyühellezine amenü ittegullah''Allah'tan korkun.'' Bırakın dünya hayatı için yalanı dolanı, hileyi hurdayı. Bırakın böyle kötü huyları. Ve kûnû meaes'sadikın'Bırakın böyle kötü huyları.

Ve kûnû meaes'sadikın'
'Doğru özlü,doğru sözlü insanlarla olun, eğrilerle olmayın.''Eğriler zarar etti.'Doğru özlü,doğru sözlü insanlarla olun, eğrilerle olmayın.''Eğriler zarar etti. Eğriler Resûlullah'ın ithamından zâhiren kurtuldular ama Allah'ın gazâbına azâbına uğradılar. Eğriler Resûlullah'ın ithamından zâhiren kurtuldular ama Allah'ın gazâbına azâbına uğradılar. Doğru sözlüler biraz eza,cefâ, sıkıntı çektiler ama Allah'ın tövbesine nâil oldular.Doğru sözlüler biraz eza,cefâ, sıkıntı çektiler ama Allah'ın tövbesine nâil oldular. Doğru sözlü olmak, dürüst olmak önemli.Sözümüz direkt gibi doğru olacak. Hakkı söyleyeceğiz. Doğru sözlü olmak, dürüst olmak önemli.Sözümüz direkt gibi doğru olacak. Hakkı söyleyeceğiz. Haktan ayrılmayacağız. Haktan ayrılmazsak,zalimi pohpohlamazsak,Haktan ayrılmayacağız. Haktan ayrılmazsak,zalimi pohpohlamazsak, yardakçılık dalkavukluk yapmazsak zalimler barınamaz.yardakçılık dalkavukluk yapmazsak zalimler barınamaz. Dobra dobra herkes doğruyu söylese zalim zalimliğini yapamaz. Bir milleti felakete sürükleyemez.Dobra dobra herkes doğruyu söylese zalim zalimliğini yapamaz. Bir milleti felakete sürükleyemez. Savaşa sokamaz. Müslümanı bir mü'minle çarpıştıramaz ki. Savaşa sokamaz. Müslümanı bir mü'minle çarpıştıramaz ki.

Zalimin hayat bulması fırsat bulması saltanat elde etmesi dalkavuklardan, etrafındaki yardakçılardan,Zalimin hayat bulması fırsat bulması saltanat elde etmesi dalkavuklardan, etrafındaki yardakçılardan, destekçilerden,doğruyu söylemeyenlerden. Efdalul cihat kelimetu hakkın inde sultanin cariye. destekçilerden,doğruyu söylemeyenlerden.

Efdalul cihat kelimetu hakkın inde sultanin cariye.

''Cihadın en faziletlisi,zalim bir hükümdarın karşısına çıkıp''Cihadın en faziletlisi,zalim bir hükümdarın karşısına çıkıp dobra dobra hak sözü söylemek.'' diye bildiriyor Peygamber Efendimiz. dobra dobra hak sözü söylemek.'' diye bildiriyor Peygamber Efendimiz.

Müslüman böyle doğru olacak. Malını doğru söyleyecek satacak. Alışverişini doğru yapacak. Müslüman böyle doğru olacak. Malını doğru söyleyecek satacak. Alışverişini doğru yapacak. Konuşmaları doğru olacak. Her şeyi doğru olacak. Birisi bir evliyâullahtan bir zâtı ziyarete geldi.Konuşmaları doğru olacak. Her şeyi doğru olacak.

Birisi bir evliyâullahtan bir zâtı ziyarete geldi.
Hoş geldin sefa getirdin hoca efendi. Büyük zât, gelen zâta iltifat etti,''Niye geldin?'' dedi. Hoş geldin sefa getirdin hoca efendi. Büyük zât, gelen zâta iltifat etti,''Niye geldin?'' dedi. Belli bir dünyevî sebep yok ey efendi.Belli bir dünyevî sebep yok ey efendi. Mü'minin mü'mini ziyareti sevap olduğundan,büyükleri ziyaret etmek sevap olduğundan geldim.Mü'minin mü'mini ziyareti sevap olduğundan,büyükleri ziyaret etmek sevap olduğundan geldim. Seni ziyaret etmek, ziyaret sevabını kazanmak için geldim. Seni ziyaret etmek, ziyaret sevabını kazanmak için geldim.

Peki, yolun üzerine cazibedar bir şey çıksaydı, seni davet etseydiPeki, yolun üzerine cazibedar bir şey çıksaydı, seni davet etseydi ona mı giderdin gene gelir miydin, dedi. ona mı giderdin gene gelir miydin, dedi.

Gönlünü alacak şeye kapılıp ona mı giderdin, buraya mı gelirdin? Gönlünü alacak şeye kapılıp ona mı giderdin, buraya mı gelirdin?

Keyfe mi giderdin zevk-i sefâhate mi giderdin? Biz olsak ne deriz diye düşünüyorum.Keyfe mi giderdin zevk-i sefâhate mi giderdin?

Biz olsak ne deriz diye düşünüyorum.
Estağfurullah efendim, olur mu hiç,elbette size gelirdik filan diye söyleyebilir insan.Estağfurullah efendim, olur mu hiç,elbette size gelirdik filan diye söyleyebilir insan. Şimdi düşündüm bir şey diyemeyeceğim efendim, dedi. Şimdi düşündüm bir şey diyemeyeceğim efendim, dedi. Öyle bir şeyle imtihan olmadığım için şu anda bir şey diyemeyeceğim. Yani boş yere övünmüyor.Öyle bir şeyle imtihan olmadığım için şu anda bir şey diyemeyeceğim. Yani boş yere övünmüyor. Yapmam efendim, demiyor. Nefsim var belki zayıfım yapabilirim de demiyor. Yapmam efendim, demiyor. Nefsim var belki zayıfım yapabilirim de demiyor. Öyle bir şeyle imtihan olmadım, şu anda bir şey söyleyemeyeceğim, dedi.Öyle bir şeyle imtihan olmadım, şu anda bir şey söyleyemeyeceğim, dedi. Dobra dobra, dürüst,yağ yok, bal yok. Övünmek yok. Olduğu gibi görünüyor. Müslümanın ahlâkı budur. Dobra dobra, dürüst,yağ yok, bal yok. Övünmek yok. Olduğu gibi görünüyor.

Müslümanın ahlâkı budur.
İçi dışı birdir, kalbi temizdir. Herkesin iyiliğini ister dosdoğru söyler.İçi dışı birdir, kalbi temizdir. Herkesin iyiliğini ister dosdoğru söyler. Haksız olduğu, haksız gördüğü bir şeyi de söyler korkmaz. Haksız olduğu, haksız gördüğü bir şeyi de söyler korkmaz. ''Ben seni çok seviyorum ama şu yaptığını da doğru görmedim.S''Ben seni çok seviyorum ama şu yaptığını da doğru görmedim.S en gene bunu birilerine sor ama bu bana benim kanaatime göre yanlış gibi geldi.'' diye söyler.en gene bunu birilerine sor ama bu bana benim kanaatime göre yanlış gibi geldi.'' diye söyler. Böyle samimi insanların arasında dalkavukluk olmadığı için aşırı istismarda olmaz, kötü bir durumda olmaz. Böyle samimi insanların arasında dalkavukluk olmadığı için aşırı istismarda olmaz, kötü bir durumda olmaz.

Birisi bir kimseyi övdü de Peygamber Efendimiz ''Canına kıydın bu arkadaşın.''dedi. Birisi bir kimseyi övdü de Peygamber Efendimiz ''Canına kıydın bu arkadaşın.''dedi. ''Meddahların, methedici kimselerin yüzüne toprak saçın.'' dedi.''Meddahların, methedici kimselerin yüzüne toprak saçın.'' dedi. Sizi bir kimse methediyor toprak saçın yüzüne, methettirmeyin kendinizi. Sizi bir kimse methediyor toprak saçın yüzüne, methettirmeyin kendinizi.

Şimdi Sidney'de oturduk sohbet ediyoruz arkadaşlarla. Reisi cumhur gelmiş Sidney'de ki camiyi ziyaret etmiş.Şimdi Sidney'de oturduk sohbet ediyoruz arkadaşlarla. Reisi cumhur gelmiş Sidney'de ki camiyi ziyaret etmiş. Çok kalabalık toplanmış, her yer dolmuş. Caminin inşaatı bitmemiş.Çok kalabalık toplanmış, her yer dolmuş. Caminin inşaatı bitmemiş. O arada da herkese fikrini sorduk. Yunanlılar,Ermeniler, Kürtler karşı gösteri yapmışlar. O arada da herkese fikrini sorduk. Yunanlılar,Ermeniler, Kürtler karşı gösteri yapmışlar. Şöyle demiş, böyle denmiş. Sizin fikriniz nedir, diye konuştuk.Bir arkadaş da dedi ki: Şöyle demiş, böyle denmiş. Sizin fikriniz nedir, diye konuştuk.Bir arkadaş da dedi ki:

Hocam camide birçok kimse bağırdı,dedi. ''En büyük Özal! En büyük Özal!'' diye bağırdılar dedi.Hocam camide birçok kimse bağırdı,dedi. ''En büyük Özal! En büyük Özal!'' diye bağırdılar dedi. Ben bunu ayıpladım, dedi. Çıkıp kendisinin demesi lazımdı ki ey cemaat ne yapıyorsunuz siz? Ben bunu ayıpladım, dedi. Çıkıp kendisinin demesi lazımdı ki ey cemaat ne yapıyorsunuz siz? Söylediğiniz sözün kıymetini bilmiyor musunuz? En büyük kim? Allah. Allah cellecelâluhu. Söylediğiniz sözün kıymetini bilmiyor musunuz?

En büyük kim?

Allah. Allah cellecelâluhu.

Allahuekber. Allahuekber. Allahu Ekber günde 5 defa her ezanda.Allahuekber. Allahuekber. Allahu Ekber günde 5 defa her ezanda. 4 defa evvelinde,iki defa arkasında 6. 5 kere altı otuz. 30 defa ezan da 30 defa kamette 60. 4 defa evvelinde,iki defa arkasında 6. 5 kere altı otuz. 30 defa ezan da 30 defa kamette 60. Ondan sonra her farzda sünnette ''Allah' u ekber semiallâhü limen hamideh. Rabbenâ lekel hamd Allahu ekber.'' Ondan sonra her farzda sünnette ''Allah' u ekber semiallâhü limen hamideh. Rabbenâ lekel hamd Allahu ekber.''

Hey Müslüman! Hâlâ Allahu ekber'in mânâsını öğrenemedin mi? Allahu ekber ne demek? Hey Müslüman! Hâlâ Allahu ekber'in mânâsını öğrenemedin mi?

Allahu ekber ne demek?

Allahu ekbere şerik mi koşuyorsun sen? Allahu ekber en büyük Allah. O kadar. Allahu ekbere şerik mi koşuyorsun sen?

Allahu ekber en büyük Allah. O kadar.

Yazık, bunlar gazetecilerin falan terbiyesizlikleri. Nasıl futbolcuları methediyorlar.Yazık, bunlar gazetecilerin falan terbiyesizlikleri. Nasıl futbolcuları methediyorlar. En büyük Metin, en büyük Çetin, gol kralı filanca. Şarkıcıların en büyüğü filanca. En büyük Metin, en büyük Çetin, gol kralı filanca. Şarkıcıların en büyüğü filanca. Milletin alt şuuruna yanlış fikirler böyle yerleşiyor. Birisini sevdiği zaman duyduğu sözü yerleştiriyor hemen. Milletin alt şuuruna yanlış fikirler böyle yerleşiyor. Birisini sevdiği zaman duyduğu sözü yerleştiriyor hemen.

Sen cami cemaatisin, sen müslümansın! En büyük Allah.Sen cami cemaatisin, sen müslümansın!

En büyük Allah.
Padişaha ne derlermişmiş cuma namazından çıktığı zaman, selamlıktan arabasıyla geçerken? Padişaha ne derlermişmiş cuma namazından çıktığı zaman, selamlıktan arabasıyla geçerken?

''Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var.'' Ne oluyorsun,dur bakalım.''Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var.'' Ne oluyorsun,dur bakalım. Sultan oldun diye ne böbürleniyorsun? Senden büyük Allah var. Sultan oldun diye ne böbürleniyorsun? Senden büyük Allah var. Kulluğunu bil bakalım, mütevazı ol bakalım, derlermiş. O padişah da dedirtirmiş. Kulluğunu bil bakalım, mütevazı ol bakalım, derlermiş. O padişah da dedirtirmiş. Subhânallâh çok şeylerimiz değişmiş. Her şeyimize dikkat etmemiz lazım muhterem kardeşlerim.Subhânallâh çok şeylerimiz değişmiş.

Her şeyimize dikkat etmemiz lazım muhterem kardeşlerim.
Konuşmamıza, sözümüze, oturmamıza, kalkmamıza, giyimimize ,kuşamımıza, davranışlarımıza. Konuşmamıza, sözümüze, oturmamıza, kalkmamıza, giyimimize ,kuşamımıza, davranışlarımıza.

Her şeyimizi yeniden min cedîd''yeniden''düzenlememiz, tertemiz yapmamız lazım. Bu kulübe çok eskimiş.Her şeyimizi yeniden min cedîd''yeniden''düzenlememiz, tertemiz yapmamız lazım. Bu kulübe çok eskimiş. Bizim İslâm'ın binası -evet İslâm'ın binası namaz, oruç,zekât, kelime-i şehâdet- bizde. Bizim İslâm'ın binası -evet İslâm'ın binası namaz, oruç,zekât, kelime-i şehâdet- bizde. Çürümüş kulübenin tahtalarını beyaz karıncalar yemiş. Yukarısını yağmur çürütmüş. Çürümüş kulübenin tahtalarını beyaz karıncalar yemiş. Yukarısını yağmur çürütmüş.

La İlahe İllallah'ımız çürük, Allah'u Ekber'imiz gevşek kalbimizde.La İlahe İllallah'ımız çürük, Allah'u Ekber'imiz gevşek kalbimizde. Namazımız kusurlu, orucumuz sakat.Haccımız kavgalı, zekâtımız eksik. İslâm'ın binası harabeye dönmüş. Namazımız kusurlu, orucumuz sakat.Haccımız kavgalı, zekâtımız eksik. İslâm'ın binası harabeye dönmüş.

Ne yapacağız? Gel şunu kesme taştan yeniden bina edelim.Ne yapacağız? Gel şunu kesme taştan yeniden bina edelim. Timber havuzdan tuğla havuz daha kıymetli oluyor. Neden?Tuğla daha sağlam diye.Timber havuzdan tuğla havuz daha kıymetli oluyor. Neden?Tuğla daha sağlam diye. Kesme taştan olursa daha iyi olur.Kesme taştan olursa daha iyi olur. Yani şu İslam'ın binasını yeniden sağlam bina edelim. La ilahe illallah derken yalnız Allah'a bağlanalım.Yani şu İslam'ın binasını yeniden sağlam bina edelim.

La ilahe illallah derken yalnız Allah'a bağlanalım.
Allah'tan gayriye bağlanmayalım.Allah'tan gayriye bağlanmayalım. Nefse,dünyaya, mala, paraya, pula,mevkiye, makama, şöhrete, kula kul olmayalım.Nefse,dünyaya, mala, paraya, pula,mevkiye, makama, şöhrete, kula kul olmayalım. Namaz kılarkenAllahuEkber dedik mi cümle kâinâtı arkamıza katalım,öyle huzurla secdede duralım.Namaz kılarkenAllahuEkber dedik mi cümle kâinâtı arkamıza katalım,öyle huzurla secdede duralım. Oruç tuttuk mu bütün günahlardan kesilelim. Oruç tuttuk mu bütün günahlardan kesilelim.

Hacca gittik mi insan Hacer'ül Esvede elini sürdü mü Allah'u Teâlâ hazretlerine söz vermiş oluyor.Hacca gittik mi insan Hacer'ül Esvede elini sürdü mü Allah'u Teâlâ hazretlerine söz vermiş oluyor. Ben bundan sonra senin sevdiğin kul olacağım,senin sevdiğin işi yapacağım.Ben bundan sonra senin sevdiğin kul olacağım,senin sevdiğin işi yapacağım. Senin yolunda yürüyeceğim söz veriyorum, demiş oluyorSenin yolunda yürüyeceğim söz veriyorum, demiş oluyor Beyatını tazelemiş oluyor Hacerül Esvede el sürdüğü zaman insan. Zekâtı öyle veriyor.Beyatını tazelemiş oluyor Hacerül Esvede el sürdüğü zaman insan. Zekâtı öyle veriyor. Şimdi yeniden müslüman olalım. İslâm'ın binasını yeniden kesme taştan Süleymaniye Camii'si gibi bembeyaz taşlardan pırıl pırılnuranî yeniden inşa edelim. Çünkü bizim kulübe çok çatırdıyor, rüzgardan sallanıyor. Bir gün küt diye başımıza çökecek. Altında kalacağız,paslı çivilersağımıza solumuza batacak. Tetanoz olacağız,kazıklı hummadan gideceğiz. Allah cellecelâluhu bizi kötü huylardan kurtarsın. İyi huylara sahip eylesin. İyi bir kul olarak yaşamayı nasip etsin. İyi eserler bırakmayı nasip etsin arkada. Ölmeyeceğiz, yiğit ölür şan kalır. Arkanda ne bırakıyorsun? Cami mi yaptın? Evlat mı yetiştirdin?Kitap mı yazdın? İslâm'a bir hizmet mi ettin? Ne yaptın İslam için? Bugün Allah için ne yaptın? Bu ömür boyu, şu yaşına gelinceye kadar Allah için ne yaptın kardeşim? Nefsin için çok şeyler yaptın, yaptık. Ama Allah için ne yaptın? Allah'ın dinine yarayacak Allah'ın seveceği, Resûlullah'ın beğeneceği dünyadan gidince 'aferin evladım'diyeceği ne yaptın? Bir şey yapmadık. Elimiz boş, yüzümüz kara, suçumuz çok. Allah bize kâmil tövbe nasip etsin. Bundan sonra sevdiği kulu olarak yaşamayı,güzel işler yapmayı nasip etsin. Huzuruna sevdiği razı olduğu kullar olarak yüzü,alnı açık varmayı nasip eylesin. Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. Mahşer gününde bizim defterimizi açıp da günahlarımızı ortaya saçıp da bizi mahşer halkına rezil etmesin Rabbi'lâlemîn. Settarü'l-uyub gaffarezzünüb Rabbimiz. Fatiha- i şerife meal besmele. Şimdi yeniden müslüman olalım. İslâm'ın binasını yeniden kesme taştan Süleymaniye Camii'si gibi bembeyaz taşlardan pırıl pırılnuranî yeniden inşa edelim. Çünkü bizim kulübe çok çatırdıyor, rüzgardan sallanıyor. Bir gün küt diye



başımıza çökecek. Altında kalacağız,paslı çivilersağımıza solumuza batacak. Tetanoz olacağız,kazıklı hummadan gideceğiz.


Allah cellecelâluhu bizi kötü huylardan kurtarsın. İyi huylara sahip eylesin. İyi bir kul olarak yaşamayı nasip etsin. İyi eserler bırakmayı nasip etsin arkada. Ölmeyeceğiz, yiğit ölür şan kalır.


Arkanda ne bırakıyorsun? Cami mi yaptın? Evlat mı yetiştirdin?Kitap mı yazdın? İslâm'a bir hizmet mi ettin? Ne yaptın İslam için? Bugün Allah için ne yaptın? Bu ömür boyu, şu yaşına gelinceye kadar Allah için ne yaptın kardeşim? Nefsin için çok şeyler yaptın, yaptık.


Ama Allah için ne yaptın? Allah'ın dinine yarayacak Allah'ın seveceği, Resûlullah'ın beğeneceği dünyadan gidince 'aferin evladım'diyeceği ne yaptın? Bir şey yapmadık. Elimiz boş, yüzümüz kara, suçumuz çok.


Allah bize kâmil tövbe nasip etsin. Bundan sonra sevdiği kulu olarak yaşamayı,güzel işler yapmayı nasip etsin. Huzuruna sevdiği razı olduğu kullar olarak yüzü,alnı açık varmayı nasip eylesin. Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. Mahşer gününde bizim defterimizi açıp da günahlarımızı ortaya saçıp da bizi mahşer halkına rezil etmesin Rabbi'lâlemîn.


Settarü'l-uyub gaffarezzünüb Rabbimiz. Fatiha- i şerife meal besmele.

İslâm'ın binasını yeniden kesme taştan Süleymaniye Camii'si gibi İslâm'ın binasını yeniden kesme taştan Süleymaniye Camii'si gibi bembeyaz taşlardan pırıl pırıl nuranî yeniden inşa edelim. bembeyaz taşlardan pırıl pırıl nuranî yeniden inşa edelim. Çünkü bizim kulübe çok çatırdıyor, rüzgardan sallanıyor.Çünkü bizim kulübe çok çatırdıyor, rüzgardan sallanıyor. Bir gün başımıza çökecek. Altında kalacağız,paslı çiviler sağımıza solumuza batacak.Bir gün başımıza çökecek. Altında kalacağız,paslı çiviler sağımıza solumuza batacak. Tetanoz olacağız,kazıklı hummadan gideceğiz. Tetanoz olacağız,kazıklı hummadan gideceğiz.

Allah celle celâluhu bizi kötü huylardan kurtarsın. İyi huylara sahip eylesin.Allah celle celâluhu bizi kötü huylardan kurtarsın. İyi huylara sahip eylesin. İyi bir kul olarak yaşamayı nasip etsin. İyi eserler bırakmayı nasip etsin arkada. İyi bir kul olarak yaşamayı nasip etsin. İyi eserler bırakmayı nasip etsin arkada. Ölmeyeceğiz, yiğit ölür şan kalır. Arkanda ne bırakıyorsun? Cami mi yaptın? Evlat mı yetiştirdin? Ölmeyeceğiz, yiğit ölür şan kalır.

Arkanda ne bırakıyorsun? Cami mi yaptın? Evlat mı yetiştirdin?
Kitap mı yazdın? İslâm'a bir hizmet mi ettin? Ne yaptın İslam için? Bugün Allah için ne yaptın?Kitap mı yazdın? İslâm'a bir hizmet mi ettin? Ne yaptın İslam için? Bugün Allah için ne yaptın? Bu ömür boyu, şu yaşına gelinceye kadar Allah için ne yaptın kardeşim? Nefsin için çok şeyler yaptın, yaptık. Bu ömür boyu, şu yaşına gelinceye kadar Allah için ne yaptın kardeşim? Nefsin için çok şeyler yaptın, yaptık.

Ama Allah için ne yaptın? Allah'ın dinine yarayacak Allah'ın seveceği,Ama Allah için ne yaptın? Allah'ın dinine yarayacak Allah'ın seveceği, Resûlullah'ın beğeneceği dünyadan gidince 'aferin evladım'diyeceği ne yaptın? Bir şey yapmadık. Resûlullah'ın beğeneceği dünyadan gidince 'aferin evladım'diyeceği ne yaptın? Bir şey yapmadık. Elimiz boş, yüzümüz kara, suçumuz çok. Allah bize kâmil tövbe nasip etsin.Elimiz boş, yüzümüz kara, suçumuz çok.

Allah bize kâmil tövbe nasip etsin.
Bundan sonra sevdiği kulu olarak yaşamayı,güzel işler yapmayı nasip etsin.Bundan sonra sevdiği kulu olarak yaşamayı,güzel işler yapmayı nasip etsin. Huzuruna sevdiği razı olduğu kullar olarak yüzü,alnı açık varmayı nasip eylesin. Huzuruna sevdiği razı olduğu kullar olarak yüzü,alnı açık varmayı nasip eylesin. Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. Mahşer gününde bizim defterimizi açıp da günahlarımızı ortaya saçıp daMahşer gününde bizim defterimizi açıp da günahlarımızı ortaya saçıp da bizi mahşer halkına rezil etmesin Rabbi'lâlemîn. bizi mahşer halkına rezil etmesin Rabbi'lâlemîn.

Settarü'l-uyub gaffarezzünüb Rabbimiz. Fatiha- i şerife meal besmele. Settarü'l-uyub gaffarezzünüb Rabbimiz. Fatiha- i şerife meal besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2