Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

İslam'da Doğruluk Esası ve Haricî Durumlar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

İslam'da Doğruluk Esası ve Haricî Durumlar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. El-Hamdü lillâhi Rabbi’l-âlemîn.

El-Hamdü lillâhi Rabbi’l-âlemîn.
Ve’s-salâtu ve’s-selâmu alâ seyyidinâ MuhammedinVe’s-salâtu ve’s-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaînve âlihî ve sahbihî ecmaîn ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi’d-dîn.ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi’d-dîn. Emmâ ba’dü:

Emmâ ba’dü:
I’lem enne’l-kezibe ve in kâne asluhû muharramen

I’lem enne’l-kezibe ve in kâne asluhû muharramen
fe-yecûzü fî ba’dı’l-ahvâli bi-şurûtinfe-yecûzü fî ba’dı’l-ahvâli bi-şurûtin kad evdahtühâ fî kitâbi’l-eẕkârikad evdahtühâ fî kitâbi’l-eẕkâri ve mustasarun zâlike enne’l-kelâme vesîletünve mustasarun zâlike enne’l-kelâme vesîletün ile’l-makâsıdi fe-küllü maksûdin mahmûdinile’l-makâsıdi fe-küllü maksûdin mahmûdin yümkinü tahsîlühû bi-ğayri’l-kezibi yahrumu’l-kezibü fî-hiyümkinü tahsîlühû bi-ğayri’l-kezibi yahrumu’l-kezibü fî-hi ve in lem yümkin tahsilühû illâ bi’l-kezibi câze’l-kezibü.ve in lem yümkin tahsilühû illâ bi’l-kezibi câze’l-kezibü. Sümme in kâne tahsîlü zâlike’l-maksûdi kâne’l-kezibüSümme in kâne tahsîlü zâlike’l-maksûdi kâne’l-kezibü mübâhan ve in kâne vâciben kâne’l-kezibü vâciben.mübâhan ve in kâne vâciben kâne’l-kezibü vâciben. Fe-izâ ıhtefâ müslimün mübâhen min zâlimin yürîdü katlehû ev ehazeFe-izâ ıhtefâ müslimün mübâhen min zâlimin yürîdü katlehû ev ehaze mâlehû ve ehfâ mâlehû ve süile insânün ‘anhu vecebe’l-kezibü bi-ıhvâihîmâlehû ve ehfâ mâlehû ve süile insânün ‘anhu vecebe’l-kezibü bi-ıhvâihî ve kezâ lev kâne ‘ındehû vedî’atün ve erâde zâlimün ahzehâve kezâ lev kâne ‘ındehû vedî’atün ve erâde zâlimün ahzehâ vecebe’l-kezibü bi-ıhvâihâ ve’l-ahvatu fî zâlike küllihî en yüverriyevecebe’l-kezibü bi-ıhvâihâ ve’l-ahvatu fî zâlike küllihî en yüverriye ve ma’ne’t-tevriyeti en yaksıde bi-‘ıbâretihîve ma’ne’t-tevriyeti en yaksıde bi-‘ıbâretihî maksûden sahîhan leyse hüve kâzibenmaksûden sahîhan leyse hüve kâziben bi’n-nisbeti ileyhi ve in kâne kâziben fî zâhiri’l-lafzı ve bi’n-nisbetibi’n-nisbeti ileyhi ve in kâne kâziben fî zâhiri’l-lafzı ve bi’n-nisbeti ilâ mâ yefhemühü’l-muhâtab.ilâ mâ yefhemühü’l-muhâtab. Ve lev terake’t-tevriyete ve atlaka ‘ıbârate’l-kezibe fe-leyse bi-harâmin fî hâze’l-hâli.Ve lev terake’t-tevriyete ve atlaka ‘ıbârate’l-kezibe fe-leyse bi-harâmin fî hâze’l-hâli. Ve’s-tedelle’l-‘ulemâu li-cevâzi’l-kezibe fî hâze’l-hâliVe’s-tedelle’l-‘ulemâu li-cevâzi’l-kezibe fî hâze’l-hâli bi-hadîsi ümmü külsûm radıyallahu anhâ ennehâ semi’atbi-hadîsi ümmü külsûm radıyallahu anhâ ennehâ semi’at resulallahi sallallahu aleyhi ve selleme yekûlü leyse’l-kezzâbüresulallahi sallallahu aleyhi ve selleme yekûlü leyse’l-kezzâbü ellezî yuslihu beyne’n-nâsi fe-yenmî hayran ev yekûlü hayran.ellezî yuslihu beyne’n-nâsi fe-yenmî hayran ev yekûlü hayran. Muttefekun aleyh.

Muttefekun aleyh.
Zâde müslimü fî rivâyetin kâle ummü külsüm

Zâde müslimü fî rivâyetin kâle ummü külsüm
ve lem esma’hu yürahhisu fî şey’in mimmâ yekûlü’n-nâsü illâ fî selâsinve lem esma’hu yürahhisu fî şey’in mimmâ yekûlü’n-nâsü illâ fî selâsin ta’ni’l-harbe ve’l-ıslâhe beyne’n-nâseta’ni’l-harbe ve’l-ıslâhe beyne’n-nâse ve hadîsi’r-racüli’m-raetehûve hadîsi’r-racüli’m-raetehû ve hadîsi’l-mer’eti zevcehâ.ve hadîsi’l-mer’eti zevcehâ. Şimdi aç bir sayfa dedim kardeşimize.

Şimdi aç bir sayfa dedim kardeşimize.
Besmeleyle bir sayfa çıktı.Besmeleyle bir sayfa çıktı. O sayfada buyuruyor ki müellif İmam Nebevî rahmetullahi aleyh,O sayfada buyuruyor ki müellif İmam Nebevî rahmetullahi aleyh, büyük hadîs âlimi, muttaki bir kimse.büyük hadîs âlimi, muttaki bir kimse. I’lem. Bilin ki; enne’l-kezibe.

I’lem. Bilin ki; enne’l-kezibe.
Yalan söz söylemek.Yalan söz söylemek. Ve in kâne asluhû muharramen.Ve in kâne asluhû muharramen. Esasında yasaklanmış, haram kılınmış olmakla beraber,Esasında yasaklanmış, haram kılınmış olmakla beraber, yalan söz söylemek dinde, haram edilmiş olmakla beraber.yalan söz söylemek dinde, haram edilmiş olmakla beraber. Fe-yecûzü fî ba’dı’l-ahvâli bi-şurûtin.Fe-yecûzü fî ba’dı’l-ahvâli bi-şurûtin. Bazı hallerde, bazı şartlarla yalan söylemek caiz olur.Bazı hallerde, bazı şartlarla yalan söylemek caiz olur. Müminin esası, ana vasfı doğru sözlülüktür.Müminin esası, ana vasfı doğru sözlülüktür. Mümin dosdoğru konuşur da.Mümin dosdoğru konuşur da. Yalanda aslında haram kılınmıştır da,Yalanda aslında haram kılınmıştır da, yalnız bazı şartlarda, bazı hallerde yalan söylenir.yalnız bazı şartlarda, bazı hallerde yalan söylenir. Kad evdahtühâ fî kitâbi’l-eẕkâri.Kad evdahtühâ fî kitâbi’l-eẕkâri. Ben bu hususları geniş olarak evvelce yazmış olduğum Kitâbi’l-EzkârBen bu hususları geniş olarak evvelce yazmış olduğum Kitâbi’l-Ezkâr isimli eserde açıklamıştım diyor müellif.isimli eserde açıklamıştım diyor müellif. İmam Nebevînin Kitâbi’l-Ezkâr vardır,İmam Nebevînin Kitâbi’l-Ezkâr vardır, orada genişçe yazmış.orada genişçe yazmış. Ve mustasarun zâlike.

Ve mustasarun zâlike.
Oradaki bilgilerin burada özeti şudur ki;Oradaki bilgilerin burada özeti şudur ki; Enne’l-kelâme vesîletün ile’l-makâsıdi.Enne’l-kelâme vesîletün ile’l-makâsıdi. Söz, insanın içindeki maksadın ifadesi için bir vesiledir.Söz, insanın içindeki maksadın ifadesi için bir vesiledir. İnsan niçin konuşur?İnsan niçin konuşur? İçindeki meramını, maksadını karşı tarafa anlatmak için.İçindeki meramını, maksadını karşı tarafa anlatmak için. Bu bir söz bir vesiledir, bir araçtır, bir vasıtadır. Bu bir söz bir vesiledir, bir araçtır, bir vasıtadır. Fe-küllü maksûdin mahmûdin yümkinü tahsîlühû bi-ğayri’l-kezibiFe-küllü maksûdin mahmûdin yümkinü tahsîlühû bi-ğayri’l-kezibi yahrumu’l-kezibü fî-hi.yahrumu’l-kezibü fî-hi. Makbul amaçlar, eğer yalan söylemedenMakbul amaçlar, eğer yalan söylemeden elde edilecek durumdaysa, makbul istenilen sevaplı amaçlar,elde edilecek durumdaysa, makbul istenilen sevaplı amaçlar, yalan söylemeden elde edilebilecekse,yalan söylemeden elde edilebilecekse, o zaman o hususta yalan söylemek haram olur.o zaman o hususta yalan söylemek haram olur. Çünkü yalanı söylemeden onu elde etmek mümkün olacak.Çünkü yalanı söylemeden onu elde etmek mümkün olacak. O zaman yalan söylemek doğru olmaz.O zaman yalan söylemek doğru olmaz. Ve in lem yümkin tahsilühû illâ bi’l-kezibi câze’l-kezibü.

Ve in lem yümkin tahsilühû illâ bi’l-kezibi câze’l-kezibü.
Ama o güzel amacın, dini bakımdan sevaplı olan şeyin,Ama o güzel amacın, dini bakımdan sevaplı olan şeyin, yalan söylemekten başka bir yolla elde edilmesi mümkün olmuyorsa;yalan söylemekten başka bir yolla elde edilmesi mümkün olmuyorsa; Câze’l-kezibü.Câze’l-kezibü. O zaman orada yalan söylemek caizleşir.O zaman orada yalan söylemek caizleşir. Sümme in kâne tahsîlü zâlike’l-maksûdi kâne’l-kezibü mübâhan.Sümme in kâne tahsîlü zâlike’l-maksûdi kâne’l-kezibü mübâhan. Burada bir kelime atlamış galiba.Burada bir kelime atlamış galiba. Eğer bu maksudun, amacın, elde edilmek istenen şeyinEğer bu maksudun, amacın, elde edilmek istenen şeyin kendisi mübahsa, o zaman yalan söylemekte mübah olur.kendisi mübahsa, o zaman yalan söylemekte mübah olur. Ve in kâne vâciben.Ve in kâne vâciben. Vâcib ise elde edilmesi gereken şey.Vâcib ise elde edilmesi gereken şey. Kâne’l-kezibü vâciben.Kâne’l-kezibü vâciben. O zaman yalan söylemekte vâcib olur.O zaman yalan söylemekte vâcib olur. Çünkü amaç önemli, vâcib.Çünkü amaç önemli, vâcib. Fe-izâ ıhtefâ müslimün mübâhen min zâlimin yürîdü katlehû.Fe-izâ ıhtefâ müslimün mübâhen min zâlimin yürîdü katlehû. Haa buradaki mübâhen yukarıdaki,Haa buradaki mübâhen yukarıdaki, bir kalem verirseniz düzelteyim.bir kalem verirseniz düzelteyim. Metni düzeltelim, matbaacı kelimeyi bir alt satıra yanlış olarak koymuş.Metni düzeltelim, matbaacı kelimeyi bir alt satıra yanlış olarak koymuş. Fe-izâ ıhtefâ müslimün mübâhen min zâlimin.

Fe-izâ ıhtefâ müslimün mübâhen min zâlimin.
Misal, mesela bir Müslüman,Misal, mesela bir Müslüman, bir zalimden saklanmışsa.bir zalimden saklanmışsa. Zalim kovalıyor, elinde kılıç, kesecek.Zalim kovalıyor, elinde kılıç, kesecek. Müslüman saklanmış.Müslüman saklanmış. Yürîdü katlehû.Yürîdü katlehû. Zalimde onu öldürmek istiyor.Zalimde onu öldürmek istiyor. Yakalarsa öldürecek.Yakalarsa öldürecek. Ev. Veyahutta başka bir misal. Ehaze mâlehû.Ev. Veyahutta başka bir misal. Ehaze mâlehû. Zalim malını alacak.Zalim malını alacak. Ve ehfâ mâlehû.Ve ehfâ mâlehû. Adamda onun için malını saklamışsa, zalim gelip malını alacak.Adamda onun için malını saklamışsa, zalim gelip malını alacak. Çık paraları, ver malları diyecek.Çık paraları, ver malları diyecek. Zalimden, zulmen yapacak bu, işi yani haksız yapacak, gasp edecek, saklamışsa.Zalimden, zulmen yapacak bu, işi yani haksız yapacak, gasp edecek, saklamışsa. Ve süile insânün ‘anhu.Ve süile insânün ‘anhu. Şimdi birisine sorulsa.Şimdi birisine sorulsa. Ya ben Ahmet’i arıyorum. Nerede?

Ya ben Ahmet’i arıyorum. Nerede?
Elinde kılıç sallıyor böyle zalim. Ahmet nerede?Elinde kılıç sallıyor böyle zalim. Ahmet nerede? Bir insana sorulsa nerede olduğu.

Bir insana sorulsa nerede olduğu.
Vecebe’l-kezibü.Vecebe’l-kezibü. O zaman yalan söylemek vacip olur.O zaman yalan söylemek vacip olur. Görmedim. Yok burada.Görmedim. Yok burada. Şu tarafa gittiğini gördüm.Şu tarafa gittiğini gördüm. Haa onumu arıyorsun.Haa onumu arıyorsun. Ya ben onu city de gördüm.Ya ben onu city de gördüm. Ne city ya.Ne city ya. İşte burada aslında ama yani o tarafa gitsin, zalim yakalayamasın diye.İşte burada aslında ama yani o tarafa gitsin, zalim yakalayamasın diye. Çünkü Müslümanı öldürecek.Çünkü Müslümanı öldürecek. Veyahut malını alacaktı.Veyahut malını alacaktı. Çekti tabancayı, dayadı göğsüne.Çekti tabancayı, dayadı göğsüne. Ver paraları.Ver paraları. Benim malım mülküm yok.Benim malım mülküm yok. Biliyorsun ki ben fakir bir adamım.Biliyorsun ki ben fakir bir adamım. Hâlbuki içerde çömlekte epeyce birikmiş bir parası vardı,Hâlbuki içerde çömlekte epeyce birikmiş bir parası vardı, çocuğunu evlendirecekti vesaire vesaire.çocuğunu evlendirecekti vesaire vesaire. Var biraz bir şey ama yok bir şeyim bilmem ne.Var biraz bir şey ama yok bir şeyim bilmem ne. Hadi öyleyse diyor, itiyor, gidiyor.Hadi öyleyse diyor, itiyor, gidiyor. Alacaktı ama yalan söyledi. Alamadı tamam.Alacaktı ama yalan söyledi. Alamadı tamam. Bu gibi durumlarda olur.Bu gibi durumlarda olur. Ve kezâ. Bunun gibi.

Ve kezâ. Bunun gibi.
Lev kâne ‘ındehû vedî’atün.Lev kâne ‘ındehû vedî’atün. Yanında bir emanet olsa.Yanında bir emanet olsa. Birisi giderken bırakmış bu emaneti, bu sende dursun gelince alacağım.Birisi giderken bırakmış bu emaneti, bu sende dursun gelince alacağım. Vedî’atün. Emanet bırakmış.Vedî’atün. Emanet bırakmış. Ve erâde zâlimün ahzehâ.Ve erâde zâlimün ahzehâ. Zalimde onu almak istiyor.Zalimde onu almak istiyor. Falanca adam sana atını bıraktı mı?Falanca adam sana atını bıraktı mı? Arabasını bıraktı mı?Arabasını bıraktı mı? Şeyini bırakacaktı buraya öyle duydum ben birisinden, sana bırakacakmış.Şeyini bırakacaktı buraya öyle duydum ben birisinden, sana bırakacakmış. Bıraktı mı? O zaman.Bıraktı mı? O zaman. Vecebe’l-kezibü bi-ıhvâihâ.Vecebe’l-kezibü bi-ıhvâihâ. Bunu saklamak vâcib olur.Bunu saklamak vâcib olur. Çünkü zalim, zulmen alacak, o Müslümana haksızlık yapacak.Çünkü zalim, zulmen alacak, o Müslümana haksızlık yapacak. Sırp düşmüş Müslümanın peşine veya Rus bilmem Groznide.Sırp düşmüş Müslümanın peşine veya Rus bilmem Groznide. Ve’l-ahvatu fî zâlike küllihî en yüverriye.

Ve’l-ahvatu fî zâlike küllihî en yüverriye.
İhtiyatlı olan, ihtiyata uygun olan bütün bu şartlar, durumlarda,İhtiyatlı olan, ihtiyata uygun olan bütün bu şartlar, durumlarda, niyetini, arka niyetini içinde tutmaktır.niyetini, arka niyetini içinde tutmaktır. Bunun manası ne demek?Bunun manası ne demek? Ya Rabbi! Ben bu ibaremle, sahîh birYa Rabbi! Ben bu ibaremle, sahîh bir sevap bir işi yapmak için söylüyorum bu yalanı.sevap bir işi yapmak için söylüyorum bu yalanı. Beni affet. Benim niyetim yalancılık değilBeni affet. Benim niyetim yalancılık değil aslında iyilik yapmak istiyorum diyeaslında iyilik yapmak istiyorum diye böyle içinde bu iç niyetini sağlam söylemesi uygun olur.böyle içinde bu iç niyetini sağlam söylemesi uygun olur. Böyle olursa yalancı olmaz.Böyle olursa yalancı olmaz. Leyse hüve kâziben bi’n-nisbeti ileyhi.Leyse hüve kâziben bi’n-nisbeti ileyhi. Bu durumda yalancı olmaz.Bu durumda yalancı olmaz. Ve in kâne kâziben fî zâhiri’l-lafzı.

Ve in kâne kâziben fî zâhiri’l-lafzı.
Söz, laf olarak zahirde yalansa da, adam yalancı olmaz.Söz, laf olarak zahirde yalansa da, adam yalancı olmaz. Ve bi’n-nisbeti ilâ mâ yefhemühü’l-muhâtab.Ve bi’n-nisbeti ilâ mâ yefhemühü’l-muhâtab. Muhattabın anladığı mana ileMuhattabın anladığı mana ile kendisinin söylediği sözle bakıldığı zaman yalan amakendisinin söylediği sözle bakıldığı zaman yalan ama ana maksat itibariyle doğru.ana maksat itibariyle doğru. Bu yalan sayılmaz.Bu yalan sayılmaz. Ve lev terake’t-tevriyete.Ve lev terake’t-tevriyete. Eğer bu içinden bu niyetini söylemese, hiç şey yapmasa.Eğer bu içinden bu niyetini söylemese, hiç şey yapmasa. Ve atlaka ‘ıbârate’l-kezibe.Ve atlaka ‘ıbârate’l-kezibe. Yani hiç böyle niyetini içinde takviye etmeden,Yani hiç böyle niyetini içinde takviye etmeden, düzeltmeden yalanı söylese bu da haram değildir.düzeltmeden yalanı söylese bu da haram değildir. Çünkü yaptığı iş sonuç itibariyle iyi.Çünkü yaptığı iş sonuç itibariyle iyi. Fî hâze’l-hâli. Bu durumda.Fî hâze’l-hâli. Bu durumda. Ve’s-tedelle’l-‘ulemâu li-cevâzi’l-kezibe fî hâze’l-hâli.Ve’s-tedelle’l-‘ulemâu li-cevâzi’l-kezibe fî hâze’l-hâli. Bu gibi durumlarda, yalan söylenebileceğineBu gibi durumlarda, yalan söylenebileceğine delili olarak âlimler hangi hadîsi ortaya sürmüşler?delili olarak âlimler hangi hadîsi ortaya sürmüşler? Bi-hadîsi ümmü külsûm radıyallahu anhâ.

Bi-hadîsi ümmü külsûm radıyallahu anhâ.
Ümmü Gülsüm radıyallahu anh’nınÜmmü Gülsüm radıyallahu anh’nın Peygamber Efendimizden rivayet ettiği birPeygamber Efendimizden rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfi delil edinmişlerdir kendilerine âlimler.hadîs-i şerîfi delil edinmişlerdir kendilerine âlimler. Böyle bu durumlarda yalan söylenebilir.Böyle bu durumlarda yalan söylenebilir. Bu kadarda dobra dobra, her şeyi zalime,Bu kadarda dobra dobra, her şeyi zalime, haksıza, katile, gasıba söylemek gerekmesi konusunda.haksıza, katile, gasıba söylemek gerekmesi konusunda. O hadîs-i şerîf ne?

O hadîs-i şerîf ne?
Ennehâ semi’at resulallahi sallallahu aleyhi ve selleme.

Ennehâ semi’at resulallahi sallallahu aleyhi ve selleme.
Ümmü Gülsüm radıyallahu anha.Ümmü Gülsüm radıyallahu anha. Bu biliyorsunuz Peygamber Efendimizin kızlarından birisidir.Bu biliyorsunuz Peygamber Efendimizin kızlarından birisidir. Belki başka bir Ümmü Gülsüm var mı diyeBelki başka bir Ümmü Gülsüm var mı diye şuradaki izah babına bir bakayım.şuradaki izah babına bir bakayım. Belki bir tane daha.Belki bir tane daha. Haa buradaki şeymiş, Kureyş kabilesinden olup, Hz. Osman’ın annesinden kız kardeşidir.Haa buradaki şeymiş, Kureyş kabilesinden olup, Hz. Osman’ın annesinden kız kardeşidir. Peygamber Efendimizden o hadîs-i şerîfi rivayet etmiştir.Peygamber Efendimizden o hadîs-i şerîfi rivayet etmiştir. Bu Ümmü Gülsüm, Hz. Osman’ın ana bir kız kardeşiymiş.Bu Ümmü Gülsüm, Hz. Osman’ın ana bir kız kardeşiymiş. Babaları ayrı demek ki, ana bir kız kardeşmiş Ümmü Gülsüm.Babaları ayrı demek ki, ana bir kız kardeşmiş Ümmü Gülsüm. O rivayet etmiş ki on hadîs rivayeti varmış Peygamber Efendimizden toplam olarak.O rivayet etmiş ki on hadîs rivayeti varmış Peygamber Efendimizden toplam olarak. Peygamber Efendimizden şöyle işittim demiş;

Peygamber Efendimizden şöyle işittim demiş;
Leyse’l-kezzâbü.

Leyse’l-kezzâbü.
Yalancı değildir.Yalancı değildir. Ellezî yuslihu beyne’n-nâsi fe-yenmî hayran ev yekulu hayran.Ellezî yuslihu beyne’n-nâsi fe-yenmî hayran ev yekulu hayran. İnsanların arasını ıslah için çalışırken,İnsanların arasını ıslah için çalışırken, bir kişi yalan söylerse, bu yalancı değildir.bir kişi yalan söylerse, bu yalancı değildir. Yahut hayır söyleyen, yalan değildir.Yahut hayır söyleyen, yalan değildir. Hayırlı söz taşıyan, yalancı değildir.Hayırlı söz taşıyan, yalancı değildir. Ve zâde müslimü fî rivâyetin.Ve zâde müslimü fî rivâyetin. Bu hadîs-i rivayet eden öteki hadîs âlimi İmam Müslim deBu hadîs-i rivayet eden öteki hadîs âlimi İmam Müslim de rivayetinde bir ekleme var fazlalık var onda, demiş ki.rivayetinde bir ekleme var fazlalık var onda, demiş ki. Kâle Ummü Külsüm.Kâle Ummü Külsüm. Bu Ummü Külsüm dedi ki?Bu Ummü Külsüm dedi ki? “g” harfi yoktur Arapçada.“g” harfi yoktur Arapçada. İnce “g” yoktur bu Ümmü Gülsüm dediğimiz Ümmü Gülsüm’dür aslında.İnce “g” yoktur bu Ümmü Gülsüm dediğimiz Ümmü Gülsüm’dür aslında. “s”de peltek “s”dir.“s”de peltek “s”dir. Ümmü Gülsüm.Ümmü Gülsüm. Ama biz Gülsüm yapmışız.Ama biz Gülsüm yapmışız. Biraz Türkçede telaffuz değişmiş.Biraz Türkçede telaffuz değişmiş. Ve lem esma’hu yürahhisu fî şey’in mimmâ yekûlü’n-nâsü illâ fî selâsin.

Ve lem esma’hu yürahhisu fî şey’in mimmâ yekûlü’n-nâsü illâ fî selâsin.
Ben Resûlullahın, halkın söylediği sözlerin içinde,Ben Resûlullahın, halkın söylediği sözlerin içinde, şu üç şeyden başkasında yalan söylemeye müsaade verdiğini işitmedim.şu üç şeyden başkasında yalan söylemeye müsaade verdiğini işitmedim. Şunlara müsaade verdi Peygamber Efendimiz.Şunlara müsaade verdi Peygamber Efendimiz. Ta’ni’l-harbe.Ta’ni’l-harbe. Harpte yalana müsaade verdi.Harpte yalana müsaade verdi. Düşman yakaladı, bilgi sızdırmak istiyor.Düşman yakaladı, bilgi sızdırmak istiyor. Bu adamda doğruyu söylemeyecek.Bu adamda doğruyu söylemeyecek. Müslüman askerlerinin azlığını, silahsızlığını, yemeklerinin bittiğini,Müslüman askerlerinin azlığını, silahsızlığını, yemeklerinin bittiğini, yaralılarının çok olduğunu vesaire filan şurada olduğunu burada olduğunuyaralılarının çok olduğunu vesaire filan şurada olduğunu burada olduğunu söylerse giderler, yenerler Müslümanları.söylerse giderler, yenerler Müslümanları. Söylemeyecek harpte bir.Söylemeyecek harpte bir. Ve’l-ıslâhe beyne’n-nâse.Ve’l-ıslâhe beyne’n-nâse. İki kişinin arasını ıslah etmekte de beis yok.İki kişinin arasını ıslah etmekte de beis yok. Barıştıracak. Dargınlar dargın durmak haram.Barıştıracak. Dargınlar dargın durmak haram. Haramı kaldırmaya çalışıyor.Haramı kaldırmaya çalışıyor. Bu da caiz.Bu da caiz. Ve hadîsi’r-racüli’m-raetehû.

Ve hadîsi’r-racüli’m-raetehû.
Adamın karısına söylediği methiye, söz.Adamın karısına söylediği methiye, söz. Ve hadîsi’l-mer’eti zevcehâ.Ve hadîsi’l-mer’eti zevcehâ. Ve kadının kocasına yaptığı methiye.Ve kadının kocasına yaptığı methiye. Sen aslansın, bir tanesin, eşin yok,Sen aslansın, bir tanesin, eşin yok, menendin yok, dünyada senin gibisi, gelmedi diyor mesela.menendin yok, dünyada senin gibisi, gelmedi diyor mesela. Bu da neden?

Bu da neden?
Yani ailede muhabbet olması lazım.

Yani ailede muhabbet olması lazım.
Karının kocanın birbiriyle kavgalı dargın olmaması lazım.Karının kocanın birbiriyle kavgalı dargın olmaması lazım. Muhabbet olması lazım.Muhabbet olması lazım. Kadın kocasına asi olursa günah.Kadın kocasına asi olursa günah. Koca karısına bakmazsa günah.Koca karısına bakmazsa günah. Sonra aile yuvasında muhabbet olmazsa,Sonra aile yuvasında muhabbet olmazsa, adam başka yere kayarsa, o da fena, ayağı kayarsa,adam başka yere kayarsa, o da fena, ayağı kayarsa, hata işlerse.hata işlerse. Bazen öyle muhabbetsizliklerden yuvalar yıkılıyor.Bazen öyle muhabbetsizliklerden yuvalar yıkılıyor. Adam yanlış işlere kayabiliyor filan.Adam yanlış işlere kayabiliyor filan. O bakımdan bu hususlardaO bakımdan bu hususlarda esas olan aileyi korumak oluyor,esas olan aileyi korumak oluyor, yani yuvanın saadetini korumakyani yuvanın saadetini korumak yuvaya bir yıkım gelmesin,yuvaya bir yıkım gelmesin, kişiler yanlış bir şey yapmasın denmiş oluyor.kişiler yanlış bir şey yapmasın denmiş oluyor. Ve kâle teâlâ ve lâ takfü mâ leyse leke bihî ilmüm.

Ve kâle teâlâ ve lâ takfü mâ leyse leke bihî ilmüm.
Geldik üç konu okuyorduk.

Geldik üç konu okuyorduk.
Öteki ikincisine Allahu Teâlâ hazretleriÖteki ikincisine Allahu Teâlâ hazretleri İsrâ Suresinin 36’ıncı âyetinde buyuruyor ki;İsrâ Suresinin 36’ıncı âyetinde buyuruyor ki; Ve lâ takfü. Peşine düşme.

Ve lâ takfü. Peşine düşme.
Mâ leyse leke bihî ilmüm.Mâ leyse leke bihî ilmüm. Bilmediğin işin peşine düşme.Bilmediğin işin peşine düşme. Seni ilgilendirmeyen, bilmediğin işin peşine düşüp deSeni ilgilendirmeyen, bilmediğin işin peşine düşüp de orada yalan dolan, asılsız esassız yorumlar rivayetler.orada yalan dolan, asılsız esassız yorumlar rivayetler. Bilmiyorsun ki ne karıştırıyorsun.Bilmiyorsun ki ne karıştırıyorsun. Öyle şeylerin peşine düşme manasına.Öyle şeylerin peşine düşme manasına. Ve kâle Teâlâ.Ve kâle Teâlâ. Yani insan bir şeyi konuştuğu zaman sağlam konuşacak.Yani insan bir şeyi konuştuğu zaman sağlam konuşacak. Bildiği bir şeyi konuşacak.Bildiği bir şeyi konuşacak. Tamam, evet ben gördüm, o oradan oraya gitti tamam.Tamam, evet ben gördüm, o oradan oraya gitti tamam. Tamam, gördüm ben hilal vardı.Tamam, gördüm ben hilal vardı. Yoksa öyle böyle bilmediği konularda, herkesYoksa öyle böyle bilmediği konularda, herkes acaba öylemi ki böylemi ki benim tahminime göre şöyle olmalı,acaba öylemi ki böylemi ki benim tahminime göre şöyle olmalı, o adamı ben tanırım, muhakkak şu sebepten yapmıştır.o adamı ben tanırım, muhakkak şu sebepten yapmıştır. Dur bakalım. Bilmiyorsun ki.Dur bakalım. Bilmiyorsun ki. Ne diye öyle bilmediğin konuları bahis konusu ediyorsun.Ne diye öyle bilmediğin konuları bahis konusu ediyorsun. Mâ yelfizu min kavlin illâ ledeyhi rakîbün ‘atîdün.

Mâ yelfizu min kavlin illâ ledeyhi rakîbün ‘atîdün.
Kâf Suresinin 18 inci ayetinde de buyuruyor ki;

Kâf Suresinin 18 inci ayetinde de buyuruyor ki;
Mâ yelfizu min kavlin.

Mâ yelfizu min kavlin.
İnsanoğlu bir sözü söyledi mi,İnsanoğlu bir sözü söyledi mi, bir söz söyler söylemez.bir söz söyler söylemez. İllâ ledeyhi rakîbün ‘atîdün.İllâ ledeyhi rakîbün ‘atîdün. Mutlaka onun yanında onu kaydeden birMutlaka onun yanında onu kaydeden bir murakıp vardır, bir gören vardır.murakıp vardır, bir gören vardır. Kim bu murakıp herkesin yanındaki?Kim bu murakıp herkesin yanındaki? Melekler. Omuzlarındaki hafaza melekleri.

Melekler. Omuzlarındaki hafaza melekleri.
Sağ yanındaki hayırları yazıyor.Sağ yanındaki hayırları yazıyor. Sol yanındaki günahlarını, hatalarını yazıyor.Sol yanındaki günahlarını, hatalarını yazıyor. Ellerinde kalemler, manevi kalemlerle, manevi defterlereEllerinde kalemler, manevi kalemlerle, manevi defterlere kulun bütün yaptıklarını yazıyorlar.kulun bütün yaptıklarını yazıyorlar. Sağdaki melek, soldaki meleğin amiri.Sağdaki melek, soldaki meleğin amiri. Bazen dur yazma diyebiliyor.Bazen dur yazma diyebiliyor. Bu kötü diye yazacağı zaman.Bu kötü diye yazacağı zaman. Dur ya acele etme, belki tevbe edecek.Dur ya acele etme, belki tevbe edecek. Tevbe ederse, siliniyor çünkü.Tevbe ederse, siliniyor çünkü. Dur yazma diyebiliyor bu meleğe.Dur yazma diyebiliyor bu meleğe. Bu amir.Bu amir. İyiliğini istiyor yani Ali’nin, Veli’nin, ondan.İyiliğini istiyor yani Ali’nin, Veli’nin, ondan. Yazma dur bakalım, belki tevbe eder. Hemen deftere girmesin.Yazma dur bakalım, belki tevbe eder. Hemen deftere girmesin. Kayda geçmesin diye öyle şey yapıyor.Kayda geçmesin diye öyle şey yapıyor. Ama bileceğiz ki hep söylenenleri, gören, duyan şahitler var, olanları gören.

Ama bileceğiz ki hep söylenenleri, gören, duyan şahitler var, olanları gören.
Hatta bizim gözü olmadığını sandığımızHatta bizim gözü olmadığını sandığımız şeyler bile bize şahitlik edecek.şeyler bile bize şahitlik edecek. Duvar. Bunun gözü kulağı var mı?Duvar. Bunun gözü kulağı var mı? Yok. Ama ahirette bu şahitlik edecek.Yok. Ama ahirette bu şahitlik edecek. Halı. Bunun gözü kulağı var mı?Halı. Bunun gözü kulağı var mı? Yok, ama diyecek ki,

Yok, ama diyecek ki,
Ramazan gününün yirmisinde Ahmet Ali bilmem Hasan HüseyinRamazan gününün yirmisinde Ahmet Ali bilmem Hasan Hüseyin geldiler namazı kıldılar, namazdan sonrageldiler namazı kıldılar, namazdan sonra bir cüz Kur’an-ı Kerîm okudular, ondan sonrada hadîs-i şerîfleri okudular.bir cüz Kur’an-ı Kerîm okudular, ondan sonrada hadîs-i şerîfleri okudular. Sevaplı işler yaptılar.Sevaplı işler yaptılar. Ya Rabbi ben şahidim.Ya Rabbi ben şahidim. Bütün bu tuğlalar, taşlar, tavanlar, elektrikler, maddeler onlarda şahitlik yapacaklar.Bütün bu tuğlalar, taşlar, tavanlar, elektrikler, maddeler onlarda şahitlik yapacaklar. Tabi bu melekler de.Tabi bu melekler de. Bu melekler zaten kayıtlarıyla beraber.Bu melekler zaten kayıtlarıyla beraber. Kayıtlar önüne koyulacak insanın.Kayıtlar önüne koyulacak insanın. İnsanda, mücrimlerde akılları başlarından gidecek şafak atacak.İnsanda, mücrimlerde akılları başlarından gidecek şafak atacak. Aaaa küçük dememiş büyük dememiş hepsini yazmış ya.Aaaa küçük dememiş büyük dememiş hepsini yazmış ya. Lâ yuğâdiru sağîraten ve lâ kebîraten

Lâ yuğâdiru sağîraten ve lâ kebîraten
illâ ahsâhâ ve vecedû mâ ‘amilû hâdiran.illâ ahsâhâ ve vecedû mâ ‘amilû hâdiran. Ne işlemişlerse, hepsini gözlerinin önünde mahşer günü,

Ne işlemişlerse, hepsini gözlerinin önünde mahşer günü,
mahkeme-i kübra da bakacaklar karşılarında hepsi.mahkeme-i kübra da bakacaklar karşılarında hepsi. Eyvah!Eyvah! Ahsâhuallâhu ve nesûhü.

Ahsâhuallâhu ve nesûhü.
Allah hepsini kaydetti, muhafaza etti.

Allah hepsini kaydetti, muhafaza etti.
Allah unutmadı ama onlar unuttular.Allah unutmadı ama onlar unuttular. Biz yaptığımız kusurları unuturuz da,Biz yaptığımız kusurları unuturuz da, üç kuruşluk bir mum alsak, yandırsak cümle kâinatı ziyada sanırız.üç kuruşluk bir mum alsak, yandırsak cümle kâinatı ziyada sanırız. Ne oluyor ya.Ne oluyor ya. Senin yaptığın kusurların daha bu kaçta kaçını öder yani.Senin yaptığın kusurların daha bu kaçta kaçını öder yani. Ne sanıyorsun sen kendini.Ne sanıyorsun sen kendini. Sevaplarımızı büyültürüz gözümüzde.Sevaplarımızı büyültürüz gözümüzde. Tamam, artık Allah beni cennete sokmayacakta kimi sokacak diyenleri biliyorum ben.Tamam, artık Allah beni cennete sokmayacakta kimi sokacak diyenleri biliyorum ben. Adam bulamayacak gibi yani.Adam bulamayacak gibi yani. Ne biçim laf. Müslüman.Ne biçim laf. Müslüman. Ya yaptık diyor bütün hayırları hasenatları yaptık diyor.Ya yaptık diyor bütün hayırları hasenatları yaptık diyor. Ben senin neler yaptığını biliyorum.Ben senin neler yaptığını biliyorum. Hatırın kırılmasın diye söylemiyorum ama yaniHatırın kırılmasın diye söylemiyorum ama yani sen kendini bayağı bir şey sanıyorsun da sıralasam,sen kendini bayağı bir şey sanıyorsun da sıralasam, kendin bile kendinden nefret edersin.kendin bile kendinden nefret edersin. Cümle âlem senden yaka silkiyor.Cümle âlem senden yaka silkiyor. Sen ne bıraktık ya bütün hayırları yaptık diyorsun.Sen ne bıraktık ya bütün hayırları yaptık diyorsun. Evet, hacca gittin ama hacda neler yaptın?

Evet, hacca gittin ama hacda neler yaptın?
Camiye gittin ama camide neler yaptın?Camiye gittin ama camide neler yaptın? Namaz kıldın ama namazı nasıl kıldın?Namaz kıldın ama namazı nasıl kıldın? Yahu bizim sarı öküzün arpasını vermiş miydik, vermemiş miydik?Yahu bizim sarı öküzün arpasını vermiş miydik, vermemiş miydik? Haa hanım birde namazdan sonra gelirken, mutlaka mutlaka

Haa hanım birde namazdan sonra gelirken, mutlaka mutlaka
uğra dükkândan çamaşır suyu al demişti bilmem ne.uğra dükkândan çamaşır suyu al demişti bilmem ne. Adam namazda güya bütün hepsini hatırlatıyor şeytan.Adam namazda güya bütün hepsini hatırlatıyor şeytan. Hepsini gözünün önüne getiriyor.Hepsini gözünün önüne getiriyor. E senin bu namazın namaz mı?

E senin bu namazın namaz mı?
Allahu Teâlâ hazretleri, ibadetlerin bazısını, böyle kusurlu olduğu zaman kabul etmiyor.

Allahu Teâlâ hazretleri, ibadetlerin bazısını, böyle kusurlu olduğu zaman kabul etmiyor.
Hadîsleri okuduk, biliyoruz yani.Hadîsleri okuduk, biliyoruz yani. Bazı sebeplerden dolayı boşa gidiyor şeyler.Bazı sebeplerden dolayı boşa gidiyor şeyler. Ve an ebû hüreyrete radıyallahu anhu enne’n-nebiyye

Ve an ebû hüreyrete radıyallahu anhu enne’n-nebiyye
sallallahu aleyhi ve selleme kâlesallallahu aleyhi ve selleme kâle kefâ bi’l-mer’i keziben en yühaddisekefâ bi’l-mer’i keziben en yühaddise bi-külli mâ semi’a.bi-külli mâ semi’a. Ravâhu Müslim.

Ravâhu Müslim.
İmam Müslim rahmetullahi aleyh rivayet etmiş.

İmam Müslim rahmetullahi aleyh rivayet etmiş.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh ravisi.Ebû Hüreyre radıyallahu anh ravisi. Peygamber sallallahu aleyhi vessellem buyurmuş ki;Peygamber sallallahu aleyhi vessellem buyurmuş ki; Kefâ bi’l-mer’i keziben.

Kefâ bi’l-mer’i keziben.
İnsana yalan olarak yeter.İnsana yalan olarak yeter. Yalan söylüyor musun sen?Yalan söylüyor musun sen? Yok. Söylemiyorum. Ben hep doğru söylüyorum.Yok. Söylemiyorum. Ben hep doğru söylüyorum. Direk gibi doğruyum. Dosdoğruyum.Direk gibi doğruyum. Dosdoğruyum. Ağzımdan tek yalan çıkmaz.Ağzımdan tek yalan çıkmaz. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Kişiye yalan olarak yeter.Kişiye yalan olarak yeter. En yühaddise bi-külli mâ semi’a.En yühaddise bi-külli mâ semi’a. İşittiği her şeyi söylemesi, yalan olarak yeter.İşittiği her şeyi söylemesi, yalan olarak yeter. Dur bakalım. Ben Ali’den işittim Veli’den işittim. Hasan’dan işittim.Dur bakalım. Ben Ali’den işittim Veli’den işittim. Hasan’dan işittim. Bakalım doğrumu söyledi. Süzeceksin.Bakalım doğrumu söyledi. Süzeceksin. Duyduğun her lafı söylemek kişiye yalan olarak yeter.Duyduğun her lafı söylemek kişiye yalan olarak yeter. Demek ki ne yapalım, o söylemeseydi,

Demek ki ne yapalım, o söylemeseydi,
söylemiş bende duydum, bende naklediyorum. Öyle şey yok.söylemiş bende duydum, bende naklediyorum. Öyle şey yok. Sen de duyduğunu süzmekle vazifelisin.Sen de duyduğunu süzmekle vazifelisin. Her duyduğunu, her yerde söylemezsin.Her duyduğunu, her yerde söylemezsin. Her gördüğünü söyleyemezsin.Her gördüğünü söyleyemezsin. Her duyduğunu söylememen lazım.Her duyduğunu söylememen lazım. Her gördüğünü söylememen lazım.Her gördüğünü söylememen lazım. Süzmen lazım.Süzmen lazım. Senin aklın yok mu?

Senin aklın yok mu?
Senin kararın yok mu?Senin kararın yok mu? Karar mekanizman yok mu muhakemen yok mu?Karar mekanizman yok mu muhakemen yok mu? Sen içinden evirip çevirip düşünüp taşınıp daSen içinden evirip çevirip düşünüp taşınıp da bir şeyi yapayım mı yapmayayım mı?bir şeyi yapayım mı yapmayayım mı? Karar veren bir insan değil misin?Karar veren bir insan değil misin? Karar vereceksin.

Karar vereceksin.
Bu lafı söylemeyeyim. Neme lazım.Bu lafı söylemeyeyim. Neme lazım. Bunu hiç görmemiş olayım.Bunu hiç görmemiş olayım. Evladım bunu görmemiş olayım ben.Evladım bunu görmemiş olayım ben. Kimseye söylemeyeceğim ama bir daha yapma emi.Kimseye söylemeyeceğim ama bir daha yapma emi. Babana da söylemeyeceğim.Babana da söylemeyeceğim. Hadi bakalım. Ben bunu görmemiş olayım.Hadi bakalım. Ben bunu görmemiş olayım. Bazı şeyleri görmemiş olmak gerekiyor.Bazı şeyleri görmemiş olmak gerekiyor. Bazı şeyleri duymamış olmak gerekiyor.Bazı şeyleri duymamış olmak gerekiyor. Duyduğunu da söylememek gerekiyor.Duyduğunu da söylememek gerekiyor. Peygamber Efendimiz, her duyduğunu söylerse,

Peygamber Efendimiz, her duyduğunu söylerse,
o zaman kişiye yalan olarak bu yeter buyuruyor.o zaman kişiye yalan olarak bu yeter buyuruyor. Çünkü yalan olabilir.Çünkü yalan olabilir. Her işittiğini söylemek olmaz.Her işittiğini söylemek olmaz. Neler duyduk, neler duyduk, neler duyduk.Neler duyduk, neler duyduk, neler duyduk. Şu şöyle olmuş bu böyle olmuş.Şu şöyle olmuş bu böyle olmuş. Bakıyoruz inceliyoruz aslı yok.Bakıyoruz inceliyoruz aslı yok. Ya rivayet yetmiyor.Ya rivayet yetmiyor. Onun için hadîs ilminde, raviyi incelemişler.

Onun için hadîs ilminde, raviyi incelemişler.
Yani rivayet eden adam kim?Yani rivayet eden adam kim? Yalancı mı? Dürüst mü? Bir.

Yalancı mı? Dürüst mü? Bir.
Ondan sonra bir de o olay o hakikaten öyle mi değil mi?Ondan sonra bir de o olay o hakikaten öyle mi değil mi? Onu incelemişler.Onu incelemişler. Böyle gelişi güzel, her laf şey yapmaz.Böyle gelişi güzel, her laf şey yapmaz. Yazarlardan bir tanesi öğretmenmiş bir lisede.

Yazarlardan bir tanesi öğretmenmiş bir lisede.
Meşhur bir yazar.Meşhur bir yazar. Halkımızı övermiş.Halkımızı övermiş. Dermiş ki Türk halkı okumamış olsa bile, ümmî bile olsa âriftir.Dermiş ki Türk halkı okumamış olsa bile, ümmî bile olsa âriftir. Okumuşlarda iş yoktur dermiş.Okumuşlarda iş yoktur dermiş. Kızarlarmış öğretmen arkadaşları da buna.Kızarlarmış öğretmen arkadaşları da buna. Bir gün bir laf söylemiş.Bir gün bir laf söylemiş. Hey demiş, ya bugün, müjde, bilmem ne, şöyle olacak böyle olacak demiş.Hey demiş, ya bugün, müjde, bilmem ne, şöyle olacak böyle olacak demiş. Memurların maaşı iki misline çıkacak bilmen ne, farz edelimMemurların maaşı iki misline çıkacak bilmen ne, farz edelim böyle bir müjdeli bir laf söylemiş.böyle bir müjdeli bir laf söylemiş. Bütün öğretmenler sevinmişler vesaire filan.Bütün öğretmenler sevinmişler vesaire filan. Ondan sonra müstahdeme çağırmışlar çay söylemek için filan.Ondan sonra müstahdeme çağırmışlar çay söylemek için filan. Demişler ki çay getir. Bak duydun mu bak bilmem şöyle olacakmış.Demişler ki çay getir. Bak duydun mu bak bilmem şöyle olacakmış. Ama ben o şeyin olduğunu unuttum.Ama ben o şeyin olduğunu unuttum. Bey demiş sen o sözlere kulak asma, şu şu sebepten o olmaz demiş.Bey demiş sen o sözlere kulak asma, şu şu sebepten o olmaz demiş. Hakikaten de olmayacak bir şey.Hakikaten de olmayacak bir şey. Adam denemek için söylemiş.Adam denemek için söylemiş. Ondan sonra, gülmüş adam. Demiş ki öğretmenlere;Ondan sonra, gülmüş adam. Demiş ki öğretmenlere; Bak hepiniz okumuşsunuz, yuttunuz yalanı yanlışı,Bak hepiniz okumuşsunuz, yuttunuz yalanı yanlışı, bak bu ümmî ama demiş.bak bu ümmî ama demiş. Bey sen onlara kulak asma diye ârif olduğundan anladı demiş.Bey sen onlara kulak asma diye ârif olduğundan anladı demiş. Süzeceğiz, duyduğumuzu, söylediğimizi,

Süzeceğiz, duyduğumuzu, söylediğimizi,
işittiğimizi, gördüğümüzü hepsini süzmemiz.işittiğimizi, gördüğümüzü hepsini süzmemiz. Ona göre dikkatli olmamız gerekiyor.Ona göre dikkatli olmamız gerekiyor. Allahu Teâlâ hazretleri bizi yalandan, dolandan,

Allahu Teâlâ hazretleri bizi yalandan, dolandan,
günahtan, haramdan korusun.günahtan, haramdan korusun. Sevdiği kul eylesin.Sevdiği kul eylesin. Rızasına uygun ömür sürmeyi nasip eylesin.Rızasına uygun ömür sürmeyi nasip eylesin. Cennetiyle cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin.Cennetiyle cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin. Cehennemde yakmasın.Cehennemde yakmasın. Ateşlere atmasın.Ateşlere atmasın. Azaplara uğratmasın.Azaplara uğratmasın. Doğrudan doğruya hesap olmadan cennete girenlerden eylesin.Doğrudan doğruya hesap olmadan cennete girenlerden eylesin. Sevdiklerimizle, analarımız, babalarımız,Sevdiklerimizle, analarımız, babalarımız, evlatlarımız, arkadaşlarımız, dostlarımızla beraber.evlatlarımız, arkadaşlarımız, dostlarımızla beraber. El Fâtiha...

El Fâtiha...
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2