Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

İslâm'a Artan İlgi ve Kültürel Karşılaştırmaların Rolü (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

18 Zilka'de 1412 / 21.05.1992

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Türkiye'de İslâm'ın zayıflatılması konusundaki baskılar söz konusu olabilir mi?, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İslâm'a Artan İlgi ve Kültürel Karşılaştırmaların Rolü (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

18 Zilka'de 1412 / 21.05.1992

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Türkiye'de İslâm'ın zayıflatılması konusundaki baskılar söz konusu olabilir mi?, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Ziyaret tabii güzel bir şey; mühim olan, müslümanların birbirleriyle iş birliği yapmasıdır,Ziyaret tabii güzel bir şey; mühim olan, müslümanların birbirleriyle iş birliği yapmasıdır, güzel eserler ortaya koymasıdır.güzel eserler ortaya koymasıdır. Bir insanın laf yapması güzel bir şey değil, sadece laf yapması hoş bir şey değil.Bir insanın laf yapması güzel bir şey değil, sadece laf yapması hoş bir şey değil. Arkasında eseri olmalı, bir şey yapmalı insan, arkasından hayırla yâd edilmesine sebep olacakArkasında eseri olmalı, bir şey yapmalı insan, arkasından hayırla yâd edilmesine sebep olacak çeşme mi, han mı, hamam mı, köprü mü, sadaka-i câriye mi, hayrat mı, hasenât mı, çeşme mi, han mı, hamam mı, köprü mü, sadaka-i câriye mi, hayrat mı, hasenât mı, mektep mi, cami mi neyse;mektep mi, cami mi neyse; veyahut bir kitap mı, veyahut bir çığır mı, veyahut bir İslâmî başarı mı; bir şeyler bırakması lazım. veyahut bir kitap mı, veyahut bir çığır mı, veyahut bir İslâmî başarı mı; bir şeyler bırakması lazım.

Mesela Selahaddîn-i Eyyûbî diyoruz, Kudüs'ü haçlılardan almış diyoruz, rahmetle yâd ediyoruz. Mesela Selahaddîn-i Eyyûbî diyoruz, Kudüs'ü haçlılardan almış diyoruz, rahmetle yâd ediyoruz. Barbaros Hayreddin diyoruz, hoşumuza gidiyor.Barbaros Hayreddin diyoruz, hoşumuza gidiyor. Fatih Sultan Mehmed diyoruz, hoşumuza gidiyor. Fatih Sultan Mehmed diyoruz, hoşumuza gidiyor.

Allah bizim de ömrümüzü güzel geçirmeyi nasip etsin, mühim olan o. Allah bizim de ömrümüzü güzel geçirmeyi nasip etsin, mühim olan o.

Allah hepinizden razı olsun. Allah hepinizden razı olsun.

Hocam müsaade ederseniz, vaktiniz varsa bir konuya değinmek istiyorum. Hocam müsaade ederseniz, vaktiniz varsa bir konuya değinmek istiyorum. Sizin konuşmanızın başında bahsettiğiniz gibi, Türkiye'deSizin konuşmanızın başında bahsettiğiniz gibi, Türkiye'de aynı Rus cumhuriyetleri gibi Osmanlı imparatorluğunun yıkılmasından sonra,aynı Rus cumhuriyetleri gibi Osmanlı imparatorluğunun yıkılmasından sonra, seste yok ''Rus...''seste yok ''Rus...'' Dîn-i İslâm'ın zayıflatılması ve yok olması amacıyla müslümanlara da,Dîn-i İslâm'ın zayıflatılması ve yok olması amacıyla müslümanlara da, İslâm'ı önde götürmek isteyen alimlere de büyük baskılar yapıldığı biliniyor, açıklanıyor;İslâm'ı önde götürmek isteyen alimlere de büyük baskılar yapıldığı biliniyor, açıklanıyor; buna bazı kesimler inanıyor, bazı kesimler inanmıyor ve bunun ardında sizin debuna bazı kesimler inanıyor, bazı kesimler inanmıyor ve bunun ardında sizin de çok yakından bildiğiniz gibi 63 veya 62 senesinde yurt dışına daha açıkçasıçok yakından bildiğiniz gibi 63 veya 62 senesinde yurt dışına daha açıkçası Almanya'ya gelmeye başlayan vatandaşlarımız, sizin de buyurduğunuz gibiAlmanya'ya gelmeye başlayan vatandaşlarımız, sizin de buyurduğunuz gibi 75-76 yıllarından sonra Cuma namazını kılmayı düşündüler veya mescitler açmayı düşündüler. 75-76 yıllarından sonra Cuma namazını kılmayı düşündüler veya mescitler açmayı düşündüler. O zamana kadar yani bu 10-12 yıllık dönem içerisinde böyle bir şey neden düşünemediler, O zamana kadar yani bu 10-12 yıllık dönem içerisinde böyle bir şey neden düşünemediler, bunda Türkiye'de İslâm'ın zayıflatılması konusundaki baskılar söz konusu olabilir mi? bunda Türkiye'de İslâm'ın zayıflatılması konusundaki baskılar söz konusu olabilir mi?

Bir de deniliyor ki Türkiye'de 163 (numaralı kanun) var; Bir de deniliyor ki Türkiye'de 163 (numaralı kanun) var; devlet hâlâ sizin buyurduğunuz gibi, bir askerin size anlatığı gibi;devlet hâlâ sizin buyurduğunuz gibi, bir askerin size anlatığı gibi; devlet hâlâ dini tekelinde tutmak istiyor.devlet hâlâ dini tekelinde tutmak istiyor. Devlet dinin emrinde değil de din devletin emrinde gibi bir önyargı var. Devlet dinin emrinde değil de din devletin emrinde gibi bir önyargı var. Yurt dışında da, ya Almanya'dan gelenler bize başka anlatıyorlar, Yurt dışında da, ya Almanya'dan gelenler bize başka anlatıyorlar, Almanya'da İslâm daha iyi anlatılıyormuş, daha başka anlatılıyormuş; Almanya'da İslâm daha iyi anlatılıyormuş, daha başka anlatılıyormuş; Türkiye'de niye iyi anlatılmıyor, gibi böyle söz konusu söylentiler var; Türkiye'de niye iyi anlatılmıyor, gibi böyle söz konusu söylentiler var; bunlara bir açıklık getirir misiniz? bunlara bir açıklık getirir misiniz?

Allah razı olsun. Allah razı olsun.

[19]62-63'lerde Türkiye'den buraya gelinmeye başladı. İngolşıtat'ı [Ingolstadt] anlattılar. [19]62-63'lerde Türkiye'den buraya gelinmeye başladı. İngolşıtat'ı [Ingolstadt] anlattılar. İngolşıtat'da yani Audi firmasına birçok işçi filan gelmiş; İngolşıtat'da yani Audi firmasına birçok işçi filan gelmiş; tabii o zamanların şartlarını anlattılar, sonra müslümanların durumlarını anlattılar. tabii o zamanların şartlarını anlattılar, sonra müslümanların durumlarını anlattılar. Mesela İngolşıtat'da şöyle bir olay olmuş; Mesela İngolşıtat'da şöyle bir olay olmuş;

"Bunlar, işçiler Türkiye'den geliyorlar, biz bunlara barakalar yapalım." [demişler] yapmışlar. "Bunlar, işçiler Türkiye'den geliyorlar, biz bunlara barakalar yapalım." [demişler] yapmışlar.

Bunlar nedir? Örfleri, âdetleri, dinleri nedir? Müslümandır. Bunlar nedir? Örfleri, âdetleri, dinleri nedir?

Müslümandır.

Almanlar her türlü şeylerini düşünmüşler, ilk geldikleri zaman İngolşıtat'da cami yapmışlar. Almanlar her türlü şeylerini düşünmüşler, ilk geldikleri zaman İngolşıtat'da cami yapmışlar. Başka misalleri başka yerlerden sorup şey yapabiliriz. Başka misalleri başka yerlerden sorup şey yapabiliriz.

Fakat bir zaman geçmiş Almanlar bakmışlar ki gelen Türklerin, Fakat bir zaman geçmiş Almanlar bakmışlar ki gelen Türklerin, öyle tarih kitaplarında yazdıkları gibi kahraman, dürüst, fedakâr, mert filan olmadığını görmüşler. öyle tarih kitaplarında yazdıkları gibi kahraman, dürüst, fedakâr, mert filan olmadığını görmüşler. Onlar tarih kitaplarından Türk deyince, ceketlerini ilikliyorlar, yani o kadar saygı duyuyorlar; Onlar tarih kitaplarından Türk deyince, ceketlerini ilikliyorlar, yani o kadar saygı duyuyorlar; düşman ama tarihte karşı karşıya gelmişler ama Türklere büyük saygıları var.düşman ama tarihte karşı karşıya gelmişler ama Türklere büyük saygıları var. Sonra bakmışlar ki bunlar hilekârlık yapıyor, içki içiyor, namaz kılmıyor bilmem ne vesaire Sonra bakmışlar ki bunlar hilekârlık yapıyor, içki içiyor, namaz kılmıyor bilmem ne vesaire filan hayret etmişler.filan hayret etmişler. Çapulcu gibi yani, demek ki umduklarıyla buldukları arasında fark olmuş.Çapulcu gibi yani, demek ki umduklarıyla buldukları arasında fark olmuş. Bir de cami dedikleri yere gelmişler bakmışlar ki; ayakkabıyla içeri girmişler, çalgı çalıyorlar,Bir de cami dedikleri yere gelmişler bakmışlar ki; ayakkabıyla içeri girmişler, çalgı çalıyorlar, sigara dumanından ortalık görünmüyor, namaz filan kılınmıyor... sigara dumanından ortalık görünmüyor, namaz filan kılınmıyor... Haaa, demişler filan, bırakmışlar. Şimdi bu olay şunu gösteriyor, Haaa, demişler filan, bırakmışlar.

Şimdi bu olay şunu gösteriyor,
gelenlerin hepsi bir kere dindar değil.gelenlerin hepsi bir kere dindar değil. Zaten Türkiye'den gelen dindar değil ama dindar olanlar da [tam olayı kavrayamadılar.]Zaten Türkiye'den gelen dindar değil ama dindar olanlar da [tam olayı kavrayamadılar.] Bu arada mesela ben 1956'da üniversiteye gittiğim zaman üniversiteyi kolay anlayamadım.Bu arada mesela ben 1956'da üniversiteye gittiğim zaman üniversiteyi kolay anlayamadım. Ancak 60 yılında üniversiteyi bitirirken, üniversite hakkında şöyle bir kanaatim oldu, Ancak 60 yılında üniversiteyi bitirirken, üniversite hakkında şöyle bir kanaatim oldu, yani o zaman talebe olsam ne yaparım filan diye düşünmeye başladım. yani o zaman talebe olsam ne yaparım filan diye düşünmeye başladım. Yani Türkiye'deyken, kendi ülkemdeyken üniversite liseden farklı, Yani Türkiye'deyken, kendi ülkemdeyken üniversite liseden farklı, üniversiteye girdiğim zaman üniversiteye tam intibak edemedim de,üniversiteye girdiğim zaman üniversiteye tam intibak edemedim de, mezun olurken üniversiteyi biraz anladım, dört sene beş sene geçiyor. mezun olurken üniversiteyi biraz anladım, dört sene beş sene geçiyor. Bu normal. İşçi kardeşlerimiz de geldiler, dağlık yerlerde çalıştılar, hiçbirisi lisan bilmiyor, Bu normal.

İşçi kardeşlerimiz de geldiler, dağlık yerlerde çalıştılar, hiçbirisi lisan bilmiyor,
işaretle anlaşarak şey yaparak muhtelif yerlerde çalıştılar; işaretle anlaşarak şey yaparak muhtelif yerlerde çalıştılar; ama mesela ben Almanya'nın Münih [München] şehrini ilk tanıdım.ama mesela ben Almanya'nın Münih [München] şehrini ilk tanıdım. Münih şehrinde çok eskiden beri mevcut bir cami vardı; Münih şehrinde çok eskiden beri mevcut bir cami vardı; Ştayn Şıtrasse'de [Stein Strasse] bir cami olduğunu ben biliyorum. Ştayn Şıtrasse'de [Stein Strasse] bir cami olduğunu ben biliyorum.

Camiler her yerde yoktu ama bazı yerlerde, en yakın zamanlarda,Camiler her yerde yoktu ama bazı yerlerde, en yakın zamanlarda, yani uyanır uyanmaz işçi kardeşlerimiz tarafından kurulmuş olduğu anlaşılıyor.yani uyanır uyanmaz işçi kardeşlerimiz tarafından kurulmuş olduğu anlaşılıyor. Fakat ben 75 yılında müslümanlar birleşsin,Fakat ben 75 yılında müslümanlar birleşsin, elbirliğiyle hareket etsin diye muhtelif yerleri gezdiğim zaman, bazı yerleşmiş camiler gördüm. elbirliğiyle hareket etsin diye muhtelif yerleri gezdiğim zaman, bazı yerleşmiş camiler gördüm. Fakat bazı yerlerde de müslümanların henüz daha derneklerini kuramamış Fakat bazı yerlerde de müslümanların henüz daha derneklerini kuramamış ve camilerini açamamış olduklarını gördüm ve Münih'te üç grup müslüman vardı;ve camilerini açamamış olduklarını gördüm ve Münih'te üç grup müslüman vardı; biz bu üç grubu birbirlerine yaklaştırmaya, hocalarının birbirlerinin camilerinde vaaz ettirmekbiz bu üç grubu birbirlerine yaklaştırmaya, hocalarının birbirlerinin camilerinde vaaz ettirmek suretiyle çeşitliliği ve muhabbeti sağlamaya filan çalışmıştık. suretiyle çeşitliliği ve muhabbeti sağlamaya filan çalışmıştık.

Biliyorsunuz Münih'in ta Frayman'ında [Freimann] yerleşmiş eski bir cami vardı, Biliyorsunuz Münih'in ta Frayman'ında [Freimann] yerleşmiş eski bir cami vardı, yani bayağı kubbesiyle, minaresiyle yapılmış camisi vardı. yani bayağı kubbesiyle, minaresiyle yapılmış camisi vardı. Şututgart'ta [Stuttgart], Köln'de vardı; yavaş yavaş böyle bir açılma oldu.Şututgart'ta [Stuttgart], Köln'de vardı; yavaş yavaş böyle bir açılma oldu. Sanmıyorum ki böyle çok uzun bir namazsız niyazsız bir devre olsun.Sanmıyorum ki böyle çok uzun bir namazsız niyazsız bir devre olsun. Belki üç beş ay içinde uyanık müslümanlar;Belki üç beş ay içinde uyanık müslümanlar; "Ya biz Cuma kılamıyoruz, ne yapalım ne edelim?" filan diye salonlar kiralayarak vesaire, "Ya biz Cuma kılamıyoruz, ne yapalım ne edelim?" filan diye salonlar kiralayarak vesaire, bir şeyler yapmaya başlamışlardı.bir şeyler yapmaya başlamışlardı. Ondan sonra dernekleşme çalışması olmuştur, ondan sonra derneklerin kiralık salonlar tutmakOndan sonra dernekleşme çalışması olmuştur, ondan sonra derneklerin kiralık salonlar tutmak yerine bir takım binalar alarak, adam akıllı oraları cami olarak tanzim etme çalışmaları başlamıştır. yerine bir takım binalar alarak, adam akıllı oraları cami olarak tanzim etme çalışmaları başlamıştır. Bunu her il ve ilçe için, her yerleşme yeri için istatistik yaparak anlamak mümkündür. Bunu her il ve ilçe için, her yerleşme yeri için istatistik yaparak anlamak mümkündür.

Yani mü'min bir insanın, böyle bir diyara gelen mü'min bir insanın, Yani mü'min bir insanın, böyle bir diyara gelen mü'min bir insanın, bu ihtiyaca uzun zaman cevap verecek çalışma yapmadan beklemesi mümkün değil.bu ihtiyaca uzun zaman cevap verecek çalışma yapmadan beklemesi mümkün değil. Bu ancak, bir hafta iki hafta bir bocalama olur, bir ay bir bocalama olur.Bu ancak, bir hafta iki hafta bir bocalama olur, bir ay bir bocalama olur. Bir ay ne yapacağını bilemese bile ondan sonra mü'min bir insan bir şey yapar. Bir ay ne yapacağını bilemese bile ondan sonra mü'min bir insan bir şey yapar. Yalnız, Almanya'ya ilk gelenlerin tahminen dindar insanlar olmadığını da düşünebiliriz,Yalnız, Almanya'ya ilk gelenlerin tahminen dindar insanlar olmadığını da düşünebiliriz, yani yabancı bir diyara gidenler; yani anneleri babaları dindarları,yani yabancı bir diyara gidenler; yani anneleri babaları dindarları, oraya giderseniz bozulursunuz filan diye bırakmıyordu.oraya giderseniz bozulursunuz filan diye bırakmıyordu. Belki ilk gidenler kaçarak bir şeyle filan gelenlerdir,Belki ilk gidenler kaçarak bir şeyle filan gelenlerdir, belki namaz bakımından ihtiyacı çok duymayanlardır.belki namaz bakımından ihtiyacı çok duymayanlardır. Ama ondan sonra birisi gitti, ötekisini çağırdı, akrabası geldi bilmem ne geldiAma ondan sonra birisi gitti, ötekisini çağırdı, akrabası geldi bilmem ne geldi filan derken dindarlar da az çok şöyle bir buraya gelinebileceğinifilan derken dindarlar da az çok şöyle bir buraya gelinebileceğini ve gelindiği zaman da öyle dinden imandan çıkılmadığını filan tecrübeyleve gelindiği zaman da öyle dinden imandan çıkılmadığını filan tecrübeyle gördükten sonra akın fazlalaşmıştır.gördükten sonra akın fazlalaşmıştır. Onlar da geldikten sonra sanıyorum, yani bir müslüman bir haftayı geçirir cumasız,Onlar da geldikten sonra sanıyorum, yani bir müslüman bir haftayı geçirir cumasız, ikinci haftayı geçirir ama ondan sonra bir çaresini bulur. ikinci haftayı geçirir ama ondan sonra bir çaresini bulur. Tahmin ediyorum ki bulmuşlardır. Tahmin ediyorum ki bulmuşlardır.

Elimde geniş bilgi yok, bir inceleme yok, bu hususta bir tarihsel araştırma yok amaElimde geniş bilgi yok, bir inceleme yok, bu hususta bir tarihsel araştırma yok ama ben 75'te Münih'e geldiğim zaman Münih'te ben 75'te Münih'e geldiğim zaman Münih'te yıllar yılı mevcut olduğunu bildiğim üç camiyle karşılaştım.yıllar yılı mevcut olduğunu bildiğim üç camiyle karşılaştım. Bir tanesi bayağı kubbeli minareli camiydi, Bir tanesi bayağı kubbeli minareli camiydi, bir tanesi de Ştayn Şıtrasse'de [Stein Strasse] belki 62'lerden önce kurulmuş bir cami.bir tanesi de Ştayn Şıtrasse'de [Stein Strasse] belki 62'lerden önce kurulmuş bir cami. Yani bu konu böyle. Yani bu konu böyle.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2