Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

İslam'da İlim ve İrfan: Bilginin Paylaşımı (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

26 Şevvâl 1413 / 18.04.1993

İçerik

Müridin yapmış olduğu bir günah sonrasında mürşidini yanında hazır görmesinin hikmeti nedir?

İslâm'ın azılı düşmanı için "sâdık bir dostumdu" diye vasıflandırdığı bir kişi ne ölçüde müslümandır?

Bir insan büyüklerine karşı muhabbet beslemek için gayret gösterir de günahlardan ve başka sebeplerden dolayı buna tam olarak muvaffak olamazsa ne yapmak gerekir?

Zikir konusunda âyet-i kerîmeler hadîs-i şerîfler gelmiş ama bunun keyfiyeti hakkında herhangi bir açıklama var mı?

Rabıta-i mürşit yapılırken mürşidin; "Bizi karşımızda düşünün ve Allah'tan gelen nurun bizim alnımızdan gelerek sana geçtiğini düşünün." demesi, mürşidin kendisini bu makamda görmesi sakıncalı değil mi?

Birisi bizim reisicumhura yaptığımız duadan şaşırdığını söylemiş. "Acaba bizim bilmediğimiz başka bir şeyler de biliyor musun diye meraklandım. Mezkur şahsın Müslümanlığı kesin midir?

Ailem evlenmeme izin vermiyor. Ne dersiniz?

Vesveseden ve kötü zandan nasıl kurtulabilirim?

Tevekkül sahibi olmak için ne yapmak, nasıl davranmak gerekir?

Tasarruf için aldığımız yabancı paralardan artış faiz olur mu?

Kadın kocasına ismiyle hitap edebilir mi?

Sakal bırakmanın Hanefî mezhebine göre hükmü nedir?

Kul hakkından bahseder misiniz? Bu devirde bu ortamda buna çok ihtiyaç var.

Bağırsak gazlarından muzdarip olduğum için devamlı abdestli olamıyorum. Ne yapmalıyım?

Annemle, babamla beraber oturuyoruz. Ailemle geçimsizlik çıkıyor. Ayrı oturup ev kiralamam doğru olur mu? Veya ailemle geçinebilmek için ne yapmam lazım?

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Müridin yapmış olduğu bir günah sonrasında mürşidini yanında hazır görmesinin hikmeti nedir?, İslâm'ın azılı düşmanı için | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İslam'da İlim ve İrfan: Bilginin Paylaşımı (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

26 Şevvâl 1413 / 18.04.1993

İçerik

Müridin yapmış olduğu bir günah sonrasında mürşidini yanında hazır görmesinin hikmeti nedir?

İslâm'ın azılı düşmanı için "sâdık bir dostumdu" diye vasıflandırdığı bir kişi ne ölçüde müslümandır?

Bir insan büyüklerine karşı muhabbet beslemek için gayret gösterir de günahlardan ve başka sebeplerden dolayı buna tam olarak muvaffak olamazsa ne yapmak gerekir?

Zikir konusunda âyet-i kerîmeler hadîs-i şerîfler gelmiş ama bunun keyfiyeti hakkında herhangi bir açıklama var mı?

Rabıta-i mürşit yapılırken mürşidin; "Bizi karşımızda düşünün ve Allah'tan gelen nurun bizim alnımızdan gelerek sana geçtiğini düşünün." demesi, mürşidin kendisini bu makamda görmesi sakıncalı değil mi?

Birisi bizim reisicumhura yaptığımız duadan şaşırdığını söylemiş. "Acaba bizim bilmediğimiz başka bir şeyler de biliyor musun diye meraklandım. Mezkur şahsın Müslümanlığı kesin midir?

Ailem evlenmeme izin vermiyor. Ne dersiniz?

Vesveseden ve kötü zandan nasıl kurtulabilirim?

Tevekkül sahibi olmak için ne yapmak, nasıl davranmak gerekir?

Tasarruf için aldığımız yabancı paralardan artış faiz olur mu?

Kadın kocasına ismiyle hitap edebilir mi?

Sakal bırakmanın Hanefî mezhebine göre hükmü nedir?

Kul hakkından bahseder misiniz? Bu devirde bu ortamda buna çok ihtiyaç var.

Bağırsak gazlarından muzdarip olduğum için devamlı abdestli olamıyorum. Ne yapmalıyım?

Annemle, babamla beraber oturuyoruz. Ailemle geçimsizlik çıkıyor. Ayrı oturup ev kiralamam doğru olur mu? Veya ailemle geçinebilmek için ne yapmam lazım?

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Müridin yapmış olduğu bir günah sonrasında mürşidini yanında hazır görmesinin hikmeti nedir?, İslâm'ın azılı düşmanı için | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Müridin yapmış olduğu bir günah sonrasında mürşidini yanında hazır görmesinin hikmeti nedir? Müridin yapmış olduğu bir günah sonrasında mürşidini yanında hazır görmesinin hikmeti nedir?

"Sen bir kusur işledin. Bak, bunu yapma, tevbe et, bir daha bu gibi şeyleri yapma." mânasına gelir."Sen bir kusur işledin. Bak, bunu yapma, tevbe et, bir daha bu gibi şeyleri yapma." mânasına gelir. Demek ki biraz bir hatırı, iyi durumu var ki mürşidini yanında görüyor.Demek ki biraz bir hatırı, iyi durumu var ki mürşidini yanında görüyor. Edep takınsın, edebe riayet etsin, o kusurları bir daha işlemesin.Edep takınsın, edebe riayet etsin, o kusurları bir daha işlemesin. Yeri yakınsa mürşidiyle bu meseleyi görüşmesi uygun olur. Yeri yakınsa mürşidiyle bu meseleyi görüşmesi uygun olur.

İslâm'ın azılı düşmanı için "sâdık bir dostumdu" diye vasıflandırdığı bir kişi ne ölçüde müslümandır? İslâm'ın azılı düşmanı için "sâdık bir dostumdu" diye vasıflandırdığı bir kişi ne ölçüde müslümandır?

İslâm'ın azılı düşmanına şahıs diyor ki; "O benim sâdık bir dostumdu." İslâm'ın azılı düşmanına şahıs diyor ki; "O benim sâdık bir dostumdu." Tabii bunu mümkün olduğu kadar hüsnü zanla anlatmak lazım.Tabii bunu mümkün olduğu kadar hüsnü zanla anlatmak lazım. İnsan "Eskiden dostumdu da şimdi sapıttı zavallı..." diye anlayabilir, öyle yorumlayabilir.İnsan "Eskiden dostumdu da şimdi sapıttı zavallı..." diye anlayabilir, öyle yorumlayabilir. Yoksa Allah'ın sevmediğini sevmek Allah'la harp etmektir.Yoksa Allah'ın sevmediğini sevmek Allah'la harp etmektir. Allah'ın sevdiğine düşmanlık etmek Allah'la harp etmektir.Allah'ın sevdiğine düşmanlık etmek Allah'la harp etmektir. Mü'minin şânı Allah'ın sevmediğini sevmemektir, Allah'ın sevdiğini sevmektir.Mü'minin şânı Allah'ın sevmediğini sevmemektir, Allah'ın sevdiğini sevmektir. Aslında öyle olması lazım. Ama şimdi bizim dünyamızda cahillik yaygınlaştı,Aslında öyle olması lazım.

Ama şimdi bizim dünyamızda cahillik yaygınlaştı,
Türkiyemiz'de müslümanlar arasındaki cahillik de çok arttı. Türkiyemiz'de müslümanlar arasındaki cahillik de çok arttı. Adam çok böyle küfre girer çıkar laflar, sözler edebiliyorlar;Adam çok böyle küfre girer çıkar laflar, sözler edebiliyorlar; hem kendisini müslüman sanıyor hem de böyle acayip durumlar oluyor. Dua etmek lazım.hem kendisini müslüman sanıyor hem de böyle acayip durumlar oluyor. Dua etmek lazım. Cahil, bilgisi az... "Cahil, bilgisi az... " Allah ıslah etsin, akıl fikir versin..." diye güzel güzel anlatmaya çalışmak lazım. Allah ıslah etsin, akıl fikir versin..." diye güzel güzel anlatmaya çalışmak lazım.

Bir insan büyüklerine karşı muhabbet beslemek için gayret gösterir deBir insan büyüklerine karşı muhabbet beslemek için gayret gösterir de günahlardan ve başka sebeplerden dolayı buna tam olarak muvaffak olamazsa ne yapmak gerekir? günahlardan ve başka sebeplerden dolayı buna tam olarak muvaffak olamazsa ne yapmak gerekir?

Elbette günahlara devam ederken bu iş kolay olmaz.Elbette günahlara devam ederken bu iş kolay olmaz. Günahlardan kesilmek çok önemli muhterem kardeşlerim! Günahlardan kesilmek çok önemli muhterem kardeşlerim! Dervişliğin de en önemli işi takvâdır, günahlardan kaçınmaktır.Dervişliğin de en önemli işi takvâdır, günahlardan kaçınmaktır. Günahlardan kaçınmadan tarikatin tadına varılmaz ve meyveleri toplanılmaz.Günahlardan kaçınmadan tarikatin tadına varılmaz ve meyveleri toplanılmaz. Mutlaka günahlardan kaçınacak, haramlardan kesilecek, gıybeti dedikoduyu bırakacak,Mutlaka günahlardan kaçınacak, haramlardan kesilecek, gıybeti dedikoduyu bırakacak, helal lokma yiyecek, harama bakmayacak, haramı söylemeyecek, haramı yemeyecek ki tadını alsın.helal lokma yiyecek, harama bakmayacak, haramı söylemeyecek, haramı yemeyecek ki tadını alsın. Aksi takdirde Allah tat vermez. Tat vermemek bir cezadır.Aksi takdirde Allah tat vermez. Tat vermemek bir cezadır. İslâm'dan uzaklaşır, ondan sonra da belasını bulur. Onun için, takvâya çok dikkat edeceksiniz;İslâm'dan uzaklaşır, ondan sonra da belasını bulur. Onun için, takvâya çok dikkat edeceksiniz; haramlara, günahlara karşı mütayakkız olacaksınız, bulaşmayacaksınız. haramlara, günahlara karşı mütayakkız olacaksınız, bulaşmayacaksınız.

Zikir konusunda âyet-i kerîmeler hadîs-i şerîfler gelmiş Zikir konusunda âyet-i kerîmeler hadîs-i şerîfler gelmiş ama bunun keyfiyeti hakkında herhangi bir açıklama var mı? ama bunun keyfiyeti hakkında herhangi bir açıklama var mı?

Tabii o açıklamalar büyüklerimiz tarafından derlenmiş toplanmıştır; Tabii o açıklamalar büyüklerimiz tarafından derlenmiş toplanmıştır; âdâbı, incelikleri tarikat kitaplarımıza yazılmış. âdâbı, incelikleri tarikat kitaplarımıza yazılmış.

Rabıta-i mürşit yapılırken mürşidin; "Bizi karşımızda düşünün Rabıta-i mürşit yapılırken mürşidin; "Bizi karşımızda düşünün ve Allah'tan gelen nurun bizim alnımızdan gelerek sana geçtiğini düşünün." demesi, ve Allah'tan gelen nurun bizim alnımızdan gelerek sana geçtiğini düşünün." demesi, mürşidin kendisini bu makamda görmesi sakıncalı değil mi? mürşidin kendisini bu makamda görmesi sakıncalı değil mi?

Değildir. Çünkü o, o sebepten söylemiyor, o işler başka sebepten oluyor. Değildir. Çünkü o, o sebepten söylemiyor, o işler başka sebepten oluyor. Mesele öyle olduğu için böyle yapmak gerekiyor. Bunları böyle düşünmek sakıncalıdır. Mesele öyle olduğu için böyle yapmak gerekiyor. Bunları böyle düşünmek sakıncalıdır. Yani mürşidin öyle söylemesi değil de bunu böyle düşünmekte sakınca vardır. Yani mürşidin öyle söylemesi değil de bunu böyle düşünmekte sakınca vardır.

Tabii bu tarikatlar ve tarikatlerin yolları, silsileleriyle ilgili çeşit çeşit dedikodular vardır,Tabii bu tarikatlar ve tarikatlerin yolları, silsileleriyle ilgili çeşit çeşit dedikodular vardır, laflar söylenmiştir. Kimileri onları duyuyor, onlar hakkında çok çeşitli sorular soruyorlar.laflar söylenmiştir. Kimileri onları duyuyor, onlar hakkında çok çeşitli sorular soruyorlar. Bunların derin kitapları vardır, kütüphanemiz bu kitaplarla doludur.Bunların derin kitapları vardır, kütüphanemiz bu kitaplarla doludur. Ve uzun zamandan beri böyle bu meselelerin içinde olduğumuz için biliyoruz; Ve uzun zamandan beri böyle bu meselelerin içinde olduğumuz için biliyoruz; o şeyler sonra mânevî tesirleri ve tezâhürleriyle de anlaşılıyor.o şeyler sonra mânevî tesirleri ve tezâhürleriyle de anlaşılıyor. Bu gibi [itirazları] olanlar söylenilen sözlere dikkat etsinler ve tarikatin sağlam kitaplarınıBu gibi [itirazları] olanlar söylenilen sözlere dikkat etsinler ve tarikatin sağlam kitaplarını okumaya gayret etsinler. Muhaliflerin fikirlerini dinleyip onlaraokumaya gayret etsinler. Muhaliflerin fikirlerini dinleyip onlara vakit harcayarak ömür geçireceğinize büyük alimlerin kitaplarını okuyun.vakit harcayarak ömür geçireceğinize büyük alimlerin kitaplarını okuyun. Zaten onları bitiremezsiniz; ömrünüz bitecek, kitaplar bitmeyecek. Güzel şeylerle ömrünüz geçsin.Zaten onları bitiremezsiniz; ömrünüz bitecek, kitaplar bitmeyecek. Güzel şeylerle ömrünüz geçsin. Menfî şeylerle oturup kalkıp, içinizi bulandırıp, mikroplandırıp hastalandır[acağınıza] Menfî şeylerle oturup kalkıp, içinizi bulandırıp, mikroplandırıp hastalandır[acağınıza] alın en büyük alimlerin kitaplarını, onları bitirin. O bitince ötekisini [okuyun...] alın en büyük alimlerin kitaplarını, onları bitirin. O bitince ötekisini [okuyun...] Zaten ömür yetmeyecek.Zaten ömür yetmeyecek. İyi şeyleri okumaya ömrünüz yetmeyecek ki kötü şeylerle ne diye vakit geçiriyorsunuz? İyi şeyleri okumaya ömrünüz yetmeyecek ki kötü şeylerle ne diye vakit geçiriyorsunuz?

Birisi bizim reisicumhura yaptığımız duadan şaşırdığını söylemiş. Birisi bizim reisicumhura yaptığımız duadan şaşırdığını söylemiş. "Acaba bizim bilmediğimiz başka bir şeyler de biliyor musun diye meraklandım. "Acaba bizim bilmediğimiz başka bir şeyler de biliyor musun diye meraklandım. Mezkur şahsın Müslümanlığı kesin midir?" diye soruyor. Mezkur şahsın Müslümanlığı kesin midir?" diye soruyor.

Bir kere o şahıs bizim ihvânımızdan idi. Siz şu caminin içindeki her biriniz melek misiniz? Bir kere o şahıs bizim ihvânımızdan idi. Siz şu caminin içindeki her biriniz melek misiniz?

Hepiniz kağıt yazıyorsunuz: "Kusurum var hocam; ama düzeltemiyorum. Hepiniz kağıt yazıyorsunuz: "Kusurum var hocam; ama düzeltemiyorum. Günahlarım var, vazgeçemiyorum..." diyorsunuz. Hocamız'a gelirdi, tekkemize gelir giderdi, Günahlarım var, vazgeçemiyorum..." diyorsunuz. Hocamız'a gelirdi, tekkemize gelir giderdi, el öperdi, muhabbeti var, biliyoruz. Vakit namazlarını kıldığını biliyoruz.el öperdi, muhabbeti var, biliyoruz. Vakit namazlarını kıldığını biliyoruz. Şimdi şu günler bu sorunun sorulma zamanı mıdır? İnsafınız yok mu? Ayıp diye bir şey vardır! Şimdi şu günler bu sorunun sorulma zamanı mıdır? İnsafınız yok mu?

Ayıp diye bir şey vardır!

Bir insan lâ ilâhe illallah diyorsa, ondan sonra namaza gidiyorsa hesabı Allah'a kalmış.Bir insan lâ ilâhe illallah diyorsa, ondan sonra namaza gidiyorsa hesabı Allah'a kalmış. Daha derin meselelerini bilmiyorsunuz. Çok ayıp! Hele hele şu günlerde son derece ayıp olur! Daha derin meselelerini bilmiyorsunuz. Çok ayıp! Hele hele şu günlerde son derece ayıp olur!

Ben ihvânımız olduğu için, Hocamız'a gelip gittiği, el öptüğü için [hüsnüzan ediyorum.]Ben ihvânımız olduğu için, Hocamız'a gelip gittiği, el öptüğü için [hüsnüzan ediyorum.] Benimle [görüşmesi] birkaç defa, az oldu ama... Benimle [görüşmesi] birkaç defa, az oldu ama... Ben yanaşmadım daha doğrusu, bizim siyaset adamları ile [görüşmemiz pek] olmadığından...Ben yanaşmadım daha doğrusu, bizim siyaset adamları ile [görüşmemiz pek] olmadığından... Ama namazlı niyazlı bir kimse olarak [biliyoruz.] Kusurları olabilir. Herkesin kusuru vardır.Ama namazlı niyazlı bir kimse olarak [biliyoruz.] Kusurları olabilir. Herkesin kusuru vardır. Şimdi onun kusurları için af dileme zamanıdır. "Müslümanlığı kesin bir şey mi?" Şimdi onun kusurları için af dileme zamanıdır.

"Müslümanlığı kesin bir şey mi?"

Onu sana sormayacak ki Allah, kendisi biliyor! Onu sana sormayacak ki Allah, kendisi biliyor!

Sonra birçok kimsenin lehinde şehadet ettiği bir cenazenin Sonra birçok kimsenin lehinde şehadet ettiği bir cenazenin hakkında bildiklerini Allah bir tarafa koyuyor, hüsnü şehadette bulunanların şehadetini kabul ediyor. hakkında bildiklerini Allah bir tarafa koyuyor, hüsnü şehadette bulunanların şehadetini kabul ediyor. Hepimiz zayıf mahluklarız, hepimizin çeşit çeşit kusurları vardır.Hepimiz zayıf mahluklarız, hepimizin çeşit çeşit kusurları vardır. Ölüm kötü bir olaydır, müthiş bir olaydır, herkesin başına gelecek.Ölüm kötü bir olaydır, müthiş bir olaydır, herkesin başına gelecek. Herkes dünyada yaptığı irili ufaklı kusurlardan dolayı ölümünde bundan dolayıHerkes dünyada yaptığı irili ufaklı kusurlardan dolayı ölümünde bundan dolayı kullar tarafından [ayıplanmayıkötülenmeyi] istemez de affını ve hayır dua edilmesini ister. kullar tarafından [ayıplanmayıkötülenmeyi] istemez de affını ve hayır dua edilmesini ister. Herkes mezar taşına "Bana ne olur bir Fâtiha gönderin." diye yazar.Herkes mezar taşına "Bana ne olur bir Fâtiha gönderin." diye yazar. Herkesin kalbini de Allah biliyor. Bu noktada böyle düşünmek çok ayıptır, muhterem kardeşlerim.Herkesin kalbini de Allah biliyor.

Bu noktada böyle düşünmek çok ayıptır, muhterem kardeşlerim.
Dervişin ahlâkına sığmaz. Süleyman Demirel'e dün dikkat ettim,Dervişin ahlâkına sığmaz.

Süleyman Demirel'e dün dikkat ettim,
oradaki taziye defterine çok güzel kelimeler yazmış; "Aziz kardeşim..."oradaki taziye defterine çok güzel kelimeler yazmış; "Aziz kardeşim..." Halbuki köşke ziyarete gitmeyecekti. Her şeyin bir zamanı vardır. Bitti artık.Halbuki köşke ziyarete gitmeyecekti. Her şeyin bir zamanı vardır. Bitti artık. "Çok aziz kardeşim, çok üzüldüm..." Samimidir, ona da [bir şey demiyorum;] "Çok aziz kardeşim, çok üzüldüm..." Samimidir, ona da [bir şey demiyorum;] çünkü aynı mektepte beraber okudular. Kavga da ettiler... Ama ölüm mühim bir olay.çünkü aynı mektepte beraber okudular. Kavga da ettiler... Ama ölüm mühim bir olay. Ölümden sonra artık bu gibi şeyler hiç konuşulmaz. Peygamber Efendimiz diyor ki; Ölümden sonra artık bu gibi şeyler hiç konuşulmaz. Peygamber Efendimiz diyor ki;

Üzkürû mevtâküm bi'l-hayr. Öldü, Allah'ın rahmetine mazhar olsun. Üzkürû mevtâküm bi'l-hayr.

Öldü, Allah'ın rahmetine mazhar olsun.
Allah onu da affetsin, sizi de affetsin, başkalarını da affetsin, ıslah etsin. Herkes ibret alsın. Allah onu da affetsin, sizi de affetsin, başkalarını da affetsin, ıslah etsin. Herkes ibret alsın.

Cennette bile müslümanlar pişman olacakmış kardeşlerim. Neden pişman olacakmış? Cennette bile müslümanlar pişman olacakmış kardeşlerim. Neden pişman olacakmış?

Hayatındaki zikirsiz geçirdiği zamanlardan dolayı pişman olacakmış. Hayatındaki zikirsiz geçirdiği zamanlardan dolayı pişman olacakmış.

Pişman olmayan insan olmayacak. Pişman olmayan insan olmayacak.

Kimi ameli cennete sokacak? Çok matah işlerimiz mi var bizi cennete sokacak? Kimi ameli cennete sokacak? Çok matah işlerimiz mi var bizi cennete sokacak?

Al birimizi, vur ötekisine... Çeşit çeşit kusurlarımız vardır, günahlarımız vardır...Al birimizi, vur ötekisine... Çeşit çeşit kusurlarımız vardır, günahlarımız vardır... Allah kimin günahını ne derecede mühim görüyor, kimi affediyor, onu da bilemeyiz. Allah kimin günahını ne derecede mühim görüyor, kimi affediyor, onu da bilemeyiz. Bazen bakarsın bir kötü kadını -hadîs-i şerîflerde okumuyor muyuz?- Bazen bakarsın bir kötü kadını -hadîs-i şerîflerde okumuyor muyuz?- bir köpeğe pabucuyla kuyudan su çıkartmış, içirmiş diye Allah affetmiş.bir köpeğe pabucuyla kuyudan su çıkartmış, içirmiş diye Allah affetmiş. Fâhişe kadın yani, "kötü kadın" dediğimiz o...Fâhişe kadın yani, "kötü kadın" dediğimiz o... "Hayatını namusunu satarak kazanan kadın bir köpeğe merhamet etti diye affoldu." diyor"Hayatını namusunu satarak kazanan kadın bir köpeğe merhamet etti diye affoldu." diyor Peygamber Efendimiz. Bir katil 99 kişiyi öldürmüş de yüzüncü kişiyi de öldürmüş;Peygamber Efendimiz. Bir katil 99 kişiyi öldürmüş de yüzüncü kişiyi de öldürmüş; ama tevbe ararken, o yolda öldüğünden affolduğunu ama tevbe ararken, o yolda öldüğünden affolduğunu Riyâzu's-sâlihîn -ki sahih hadis kitabıdır- bildiriyor. Riyâzu's-sâlihîn -ki sahih hadis kitabıdır- bildiriyor.

Artık insan bu çeşit duyguları kontrol etmesini bilmeli. Hayattayken tenkit edersin,Artık insan bu çeşit duyguları kontrol etmesini bilmeli. Hayattayken tenkit edersin, "Islah olsun." diye söylersin. Bitti artık, bundan sonra dua [edeceksin.] Çok ayıpladım... "Islah olsun." diye söylersin. Bitti artık, bundan sonra dua [edeceksin.] Çok ayıpladım...

İnsanın derya gibi gönlünün olması lazım. Çok affedici olması lazım.İnsanın derya gibi gönlünün olması lazım. Çok affedici olması lazım. Kimisi yapar da girermiş günaha, kimisi söyler de girermiş. Suizan da günah.Kimisi yapar da girermiş günaha, kimisi söyler de girermiş. Suizan da günah. Hüsnüzan etmek vazife değil mi? Hüsnüzan et; ne olur, kıyamet mi kopar? Hüsnüzan etmek vazife değil mi?

Hüsnüzan et; ne olur, kıyamet mi kopar?

"Hüsnüzan et." dedin yâ Rabbi! Ondan hüsnüzan ettim." dersin, olur biter. "Hüsnüzan et." dedin yâ Rabbi! Ondan hüsnüzan ettim." dersin, olur biter.

Falanca mürşit müritlerini cepheye göndermemiş. Falanca mürşit müritlerini cepheye göndermemiş.

Müritleri çok kıymetli kimselerdir, halkın düşmanla çarpışmaktan fazla irşada ihtiyacı vardır, Müritleri çok kıymetli kimselerdir, halkın düşmanla çarpışmaktan fazla irşada ihtiyacı vardır, ölçmüştür biçmiştir; "Siz oraya gitmeyin, burada vazife görün." demiştir.ölçmüştür biçmiştir; "Siz oraya gitmeyin, burada vazife görün." demiştir. Ama aynı dergâhtan olup da fiilen savaşa katılanlar da var;Ama aynı dergâhtan olup da fiilen savaşa katılanlar da var; bizzat harbin içinde olanlar ve esir düşen, kalkıp gelenler de var. bizzat harbin içinde olanlar ve esir düşen, kalkıp gelenler de var. Onların o andaki durumları bizden daha iyi bildiklerini düşünüp hüsnüzan ederiz,Onların o andaki durumları bizden daha iyi bildiklerini düşünüp hüsnüzan ederiz, "Vardır bir sebebi." deriz. Çünkü mürşid-i kirâmların, hakikaten evliyâullahsa yaptığı işlerin"Vardır bir sebebi." deriz. Çünkü mürşid-i kirâmların, hakikaten evliyâullahsa yaptığı işlerin hikmetlerine akıl ermez. Kitaplar büyüklerimizden Bahâeddîn-i Nakşbend Efendimiz için anlatır: hikmetlerine akıl ermez.

Kitaplar büyüklerimizden Bahâeddîn-i Nakşbend Efendimiz için anlatır:
"Hadi gidelim, filanca tüccarın deposundaki kumaşları alalım." demiş."Hadi gidelim, filanca tüccarın deposundaki kumaşları alalım." demiş. Pencereden girmişler, herkes depodaki kumaşları topları sırtlamış, depoyu boşaltmışlar.Pencereden girmişler, herkes depodaki kumaşları topları sırtlamış, depoyu boşaltmışlar. Şeyh emretti, müritler de işi yaptılar. Depo boşalmış, kumaşların hepsi depodan gitmiş.Şeyh emretti, müritler de işi yaptılar. Depo boşalmış, kumaşların hepsi depodan gitmiş. Ondan sonra ertesi gün veya birkaç zaman sonra götürmüşler, kumaşları tekrar vermişler.Ondan sonra ertesi gün veya birkaç zaman sonra götürmüşler, kumaşları tekrar vermişler. Sonradan anlaşılmış ki oralara o akşam bir hırsız çetesi gelmiş, bütün civarı soymuş.Sonradan anlaşılmış ki oralara o akşam bir hırsız çetesi gelmiş, bütün civarı soymuş. O tüccar sâlih bir kimseymiş, onun mallarını bunlar aldığı için soyamıyorlar,O tüccar sâlih bir kimseymiş, onun mallarını bunlar aldığı için soyamıyorlar, sonra götürüp [verdikleri] için malları aynen kalmış oluyor. sonra götürüp [verdikleri] için malları aynen kalmış oluyor.

Bilinmez. İnsan hakikî evliyâ ise hakikî evliyânın emirleri akla mantığa, o andaki [duruma] Bilinmez. İnsan hakikî evliyâ ise hakikî evliyânın emirleri akla mantığa, o andaki [duruma] uygun olmasa bile bir sebebi vardır. Bu gibi durumlar için büyüklerimiz diyor ki;uygun olmasa bile bir sebebi vardır. Bu gibi durumlar için büyüklerimiz diyor ki; "Musa aleyhisselam ile Hızır aleyhisselâm'ın Kehf sûresindeki macerası hatırlanılsın,"Musa aleyhisselam ile Hızır aleyhisselâm'ın Kehf sûresindeki macerası hatırlanılsın, itimat edilsin." deniliyor. Evet, Hızır aleyhisselâm'ın yaptığı işler normal gibi görünmüyor amaitimat edilsin." deniliyor. Evet, Hızır aleyhisselâm'ın yaptığı işler normal gibi görünmüyor ama ilm-i ledünden yapıyor. Kur'ân-ı Kerîm bildiriyor.ilm-i ledünden yapıyor. Kur'ân-ı Kerîm bildiriyor. Musa aleyhisselam bile itiraz etmiş; ama itiraz etmemesi gerekiyormuş. Musa aleyhisselam bile itiraz etmiş; ama itiraz etmemesi gerekiyormuş.

Senin aklın kadar, senin kalbin kadar, senin takvân kadar o mübareklerinSenin aklın kadar, senin kalbin kadar, senin takvân kadar o mübareklerin aklı, takvâsı olduğunu lütfen kabul et. İtiraz edeceğine lütfen kabul et. aklı, takvâsı olduğunu lütfen kabul et. İtiraz edeceğine lütfen kabul et.

Bu söylediği şahıs 6 saatte Kur'an'ı hatmeden bir kimse!Bu söylediği şahıs 6 saatte Kur'an'ı hatmeden bir kimse! Çoçuğu var, çocuğu da şu anda sağ, büyük bir zat.Çoçuğu var, çocuğu da şu anda sağ, büyük bir zat. O da; "Sayfayı tersten, aşağıdan yukarıya okurum." diyor; o kadar kuvvetli hafız!O da; "Sayfayı tersten, aşağıdan yukarıya okurum." diyor; o kadar kuvvetli hafız! Aynı zamanda Buhârî'nin hafızı. Çok eserler neşretmiş. Aynı zamanda Buhârî'nin hafızı. Çok eserler neşretmiş. Herkes ille gidip cephede çarpışmaz. Osmanlı Devleti alimleri cepheye göndermemiş,Herkes ille gidip cephede çarpışmaz. Osmanlı Devleti alimleri cepheye göndermemiş, onları askerlikten muaf tutmuş. Çünkü alimler giderse halk perişan olur.onları askerlikten muaf tutmuş. Çünkü alimler giderse halk perişan olur. Alim öldü mü, asker her zaman bulunur, ama alim bulunmaz ki; alim 90 yılda yetişiyor, 80 yılda yetişiyor...Alim öldü mü, asker her zaman bulunur, ama alim bulunmaz ki; alim 90 yılda yetişiyor, 80 yılda yetişiyor... Niye Osmanlı medrese talebesini ve ulemâyı askere almamış? Niye Osmanlı medrese talebesini ve ulemâyı askere almamış? Onları cihat [ecrinden] mahrum etmek için mi? Onları cihat [ecrinden] mahrum etmek için mi?

Hayır. İlim öğretmek, İslâm'ı öğretmek cihadın en yüksek çeşidi olduğundan. Hayır. İlim öğretmek, İslâm'ı öğretmek cihadın en yüksek çeşidi olduğundan.

Bunları anlamak lazım. "O mürşit müritlerini niye cepheye gödermemiş?" diye Bunları anlamak lazım. "O mürşit müritlerini niye cepheye gödermemiş?" diye onu ayıplamak yerine işin bu taraflarını düşünüp anlamaya çalışmak lazım onu ayıplamak yerine işin bu taraflarını düşünüp anlamaya çalışmak lazım

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz takke kullanmış mıdır? Takkesi sarıklı mı sarıksız mı? Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz takke kullanmış mıdır? Takkesi sarıklı mı sarıksız mı? Yoksa sarığı direk mi kullandı, ayrı mı kullandı? Yoksa sarığı direk mi kullandı, ayrı mı kullandı? "Şayet Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem takkesini sarıkla sardı ise sarıksız takke kullanılmaz." diyenler var. "Şayet Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem takkesini sarıkla sardı ise sarıksız takke kullanılmaz." diyenler var.

Mesele şu; Namazda Peygamber Efendimiz'in başı nasıldı, onu soruyor. Mesele şu; Namazda Peygamber Efendimiz'in başı nasıldı, onu soruyor. "Biz de nasıl yapmalıyız?" diye soruyor. Hadis kitaplarında bildiriliyor ki; "Biz de nasıl yapmalıyız?" diye soruyor.

Hadis kitaplarında bildiriliyor ki;
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem takke kullanmış. Takkeye kalensüve deniyor.Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem takke kullanmış. Takkeye kalensüve deniyor. Biz "takke" diyoruz. Biz "takke" diyoruz. Kalensüve kullanmış, Peygamber Efendimiz'in kalensüveyle namaz kıldığı olmuş, öyle yapmış.Kalensüve kullanmış, Peygamber Efendimiz'in kalensüveyle namaz kıldığı olmuş, öyle yapmış. Kalensüvenin üzerine sarık sardığı da olmuş. Beyaz veya siyah veya yeşil bir örtüyü üstüne sarmak,Kalensüvenin üzerine sarık sardığı da olmuş. Beyaz veya siyah veya yeşil bir örtüyü üstüne sarmak, "sarık" diyoruz buna. Sarıklı kalensüve kullanmış. "sarık" diyoruz buna. Sarıklı kalensüve kullanmış. Kalensüve olmadan sırf başına -şimdi de var, Hicaz'a gidenler bilirler-Kalensüve olmadan sırf başına -şimdi de var, Hicaz'a gidenler bilirler- çıplak başına uzun bezi sarık olarak dolayabiliyorlar ve başlarını örtebiliyorlar. çıplak başına uzun bezi sarık olarak dolayabiliyorlar ve başlarını örtebiliyorlar. Sırf sarık, onu da kullanmış Peygamber Efendimiz. Bazı kereler başı açık da kılmış. Sırf sarık, onu da kullanmış Peygamber Efendimiz. Bazı kereler başı açık da kılmış. Tabii bunların hepsini yapmış ama en çok hangisini yapıyordu ve hangisini tavsiye ediyordu? Tabii bunların hepsini yapmış ama en çok hangisini yapıyordu ve hangisini tavsiye ediyordu?

Bunların hepsini yapması da bir mâna taşıyor; ama Peygamber Efendimiz sarığı tavsiye etmişti. Bunların hepsini yapması da bir mâna taşıyor; ama Peygamber Efendimiz sarığı tavsiye etmişti. "Sarıkla kılınan namaz sarıksız kılınan namazdan 70 kat daha sevaplıdır." diye,"Sarıkla kılınan namaz sarıksız kılınan namazdan 70 kat daha sevaplıdır." diye, "Sarıklar müslümanın, Arab'ın tâcıdır." diye, "Meleklerin alâmetidir." diye rivayetler var."Sarıklar müslümanın, Arab'ın tâcıdır." diye, "Meleklerin alâmetidir." diye rivayetler var. Ekseriyetle sarıklı kıldığı ve sarığın ucunu da iki omzu arasına sarkıttığı rivayet ediliyor.Ekseriyetle sarıklı kıldığı ve sarığın ucunu da iki omzu arasına sarkıttığı rivayet ediliyor. Çok olan ve sünnet olan şekil, sarığın sarılmasıdır ve öyle kılınmasıdır.Çok olan ve sünnet olan şekil, sarığın sarılmasıdır ve öyle kılınmasıdır. Ama takkeyle de namaz kılınabilir. Sırf başı açık namaz kılmak da mekruhtur.Ama takkeyle de namaz kılınabilir. Sırf başı açık namaz kılmak da mekruhtur. Öyle de kılmış ama herhalde bir iki sebebi vardır. Ulemâmız da onu incelemişler, netice itibariyle Öyle de kılmış ama herhalde bir iki sebebi vardır. Ulemâmız da onu incelemişler, netice itibariyle "Başı açık namaz kılmak mekruhtur." demişlerdir."Başı açık namaz kılmak mekruhtur." demişlerdir. Demek ki takke kulanılacak, mümkünse üstüne sarık sarılacak, 70 kat sevabı oluyor. Demek ki takke kulanılacak, mümkünse üstüne sarık sarılacak, 70 kat sevabı oluyor.

Allahu Teâlâ hazretleri Peygamber Efendimiz'e miraçta 50 vakit namaz emretti deAllahu Teâlâ hazretleri Peygamber Efendimiz'e miraçta 50 vakit namaz emretti de sonra beş vakte indi. Musa aleyhisselam; "Git Rabbine rica et, ben bu insanları denedim,sonra beş vakte indi. Musa aleyhisselam; "Git Rabbine rica et, ben bu insanları denedim, bunlar bu kadar namaz kılamazlar, hafifletsin diye iste." diye söyledi.bunlar bu kadar namaz kılamazlar, hafifletsin diye iste." diye söyledi. Peygamber Efendimiz de müteaddit defalar geldi, döndü, geldi, döndü, beş vakte indirildi.Peygamber Efendimiz de müteaddit defalar geldi, döndü, geldi, döndü, beş vakte indirildi. Ama "Beş vakit kılındığı zaman 50 vaktin sevabını Allah veriyor." diye hadîs-i şerîf var.Ama "Beş vakit kılındığı zaman 50 vaktin sevabını Allah veriyor." diye hadîs-i şerîf var. Demek ki hâdise böyle cereyân etmiş. Neden böyle cereyân etti? Demek ki hâdise böyle cereyân etmiş. Neden böyle cereyân etti?

Beş vakit namaz kıldığımız zaman 50 vakit sevabının hâsıl olduğunu bilelim, sevinelim diye. Beş vakit namaz kıldığımız zaman 50 vakit sevabının hâsıl olduğunu bilelim, sevinelim diye. Onun miraçtan hatırası öyle, emrolunması öyle... Onun miraçtan hatırası öyle, emrolunması öyle... Dinî emirlerde tedric, yani bir şeyin tedricen gelişmesi vardır.Dinî emirlerde tedric, yani bir şeyin tedricen gelişmesi vardır. İçkinin haram kılınması da üç kademede olmuştur. İçkinin haram kılınması da üç kademede olmuştur. Daha başka emirler de böyle kademe kademe gelmiştir.Daha başka emirler de böyle kademe kademe gelmiştir. Dinin emirlerinin kademe kademe gelmesi Allah'ın hikmetindendir, kulların hazmı kolay olsun diyedir, Dinin emirlerinin kademe kademe gelmesi Allah'ın hikmetindendir, kulların hazmı kolay olsun diyedir, yani meseleleri anlaması ve ona âşina olması kolay olsun diyedir. yani meseleleri anlaması ve ona âşina olması kolay olsun diyedir.

Namaz kılarken namaz esnasındaki dünyevî şeylerin insanın aklına gelmesi nedendir?Namaz kılarken namaz esnasındaki dünyevî şeylerin insanın aklına gelmesi nedendir? Bu şeyden kurtulmak için ne yapmalıyız? Bu şeyden kurtulmak için ne yapmalıyız?

Umumiyetle abdestteki itinasızlıktandır.Umumiyetle abdestteki itinasızlıktandır. Abdest usûlüne uygun ve dualarıyla güzel alındığı zaman bu olmaz.Abdest usûlüne uygun ve dualarıyla güzel alındığı zaman bu olmaz. Tabii bir de Arapça'yı bilmeye, okuduğu sûrelerin, söylediği sözlerin mânasını düşünmeye kendisini verecek.Tabii bir de Arapça'yı bilmeye, okuduğu sûrelerin, söylediği sözlerin mânasını düşünmeye kendisini verecek. Allahu Ekber dediği zaman Allah'ın büyüklüğünü düşünecek. Elhamdülillah derken mânasını düşünecek.Allahu Ekber dediği zaman Allah'ın büyüklüğünü düşünecek. Elhamdülillah derken mânasını düşünecek. Rükûya vardığı zaman, secdeye vardığı zaman zihnini söylediği sözlere ve yaptığı fiillere, Rükûya vardığı zaman, secdeye vardığı zaman zihnini söylediği sözlere ve yaptığı fiillere, ibadetlere verirse aklına başka şey gelmez.ibadetlere verirse aklına başka şey gelmez. Aklını boş bırakırsa, vermesi gereken yere vermezse bu sefer boş olan yere vesvese dolar.Aklını boş bırakırsa, vermesi gereken yere vermezse bu sefer boş olan yere vesvese dolar. Onun için, [aklını] iyi şeylerle meşgul etmeye çalışması lazım. Onun için, [aklını] iyi şeylerle meşgul etmeye çalışması lazım.

Tasavvufta aynı yoldaki insanlarla bir arada olmanın önemli bir etkisi var mıdır? Tasavvufta aynı yoldaki insanlarla bir arada olmanın önemli bir etkisi var mıdır? Yoksa asıl etki mürşit ile kurulan mânevî bağ mıdır?Yoksa asıl etki mürşit ile kurulan mânevî bağ mıdır? Ders alıp memleketine giden kişilerin durumu nasıldır? Ders alıp memleketine giden kişilerin durumu nasıldır?

Asıl etki mürşit ile mürit arasındadır. Asıl etki mürşit ile mürit arasındadır. Ama insanın etrafında kendisinin ihvânının olması bir kuvvettir, berekettir, hayırdır.Ama insanın etrafında kendisinin ihvânının olması bir kuvvettir, berekettir, hayırdır. Allah peygamberleri bile ashap ile, etrafında mübarek insanlarla teyit ve takviye eylemiştir.Allah peygamberleri bile ashap ile, etrafında mübarek insanlarla teyit ve takviye eylemiştir. İsa aleyhisselam havârîlerin yanına gelip buyurmuş ki; Men ensârî ila'llâh. İsa aleyhisselam havârîlerin yanına gelip buyurmuş ki;

Men ensârî ila'llâh.
"Allah'a giden yolda kim bana yardımcı olur?" Kâle'l-havâriyyûne nahnu ensârullah."Allah'a giden yolda kim bana yardımcı olur?"

Kâle'l-havâriyyûne nahnu ensârullah.
"Biz Allah'ın yardımcıları olacağız. Tamam, oluyoruz." demişler. "Biz Allah'ın yardımcıları olacağız. Tamam, oluyoruz." demişler.

Demek ki bu insana güç kuvvet veriyor. Sonra Peygamber Efendimiz buyuruyor ki bir hadîs-i şerîfinde; Demek ki bu insana güç kuvvet veriyor. Sonra Peygamber Efendimiz buyuruyor ki bir hadîs-i şerîfinde;

"Bir insan bir yola gitse, bir kişi oldu mu şeytan onun hakkından gelir;"Bir insan bir yola gitse, bir kişi oldu mu şeytan onun hakkından gelir; vesvese verir, tehlikeye düşürür. İki kişi oldu mu şeytan onlara musallat olur.vesvese verir, tehlikeye düşürür. İki kişi oldu mu şeytan onlara musallat olur. Üç kişi oldu mu grup teşkil ederler, şeytan onların yanına yaklaşamaz." Üç kişi oldu mu grup teşkil ederler, şeytan onların yanına yaklaşamaz."

Demek ki grup hâlinde olmanın bereketi vardır. O halde grup hâlinde olun, gruptan ayrılmayın. Demek ki grup hâlinde olmanın bereketi vardır. O halde grup hâlinde olun, gruptan ayrılmayın.

İhvan kardeşlerimizi diğer mü'min kardeşlerimizden daha çok sevmemiz İslâmî midir? İhvan kardeşlerimizi diğer mü'min kardeşlerimizden daha çok sevmemiz İslâmî midir?

Tabii yakınlıklar farklıdır. İnsan elbette en çok annesini babasını sever, kendi öz evlâdını sever. Tabii yakınlıklar farklıdır. İnsan elbette en çok annesini babasını sever, kendi öz evlâdını sever. Tarikat kardeşi de yoldaki arkadaşı olduğu için ona özel bir ihtimam, ilgi, sevgi göstermesi lazım. Tarikat kardeşi de yoldaki arkadaşı olduğu için ona özel bir ihtimam, ilgi, sevgi göstermesi lazım.

İhvânımızın grup taassubunu eleştiren müslümanlar tanıyorum. İhvânımızın grup taassubunu eleştiren müslümanlar tanıyorum.

Bu grup taassubu değildir. Taassub dememek lazım. Muhabbettir. Bu grup taassubu değildir. Taassub dememek lazım. Muhabbettir. Taassub birçok grupta görülüyor, biz de rahatsızız.Taassub birçok grupta görülüyor, biz de rahatsızız. Hatta bunu muhtelif şekillerde daha önceki vaazlarımızda dile getirdik, söyledik. Hatta bunu muhtelif şekillerde daha önceki vaazlarımızda dile getirdik, söyledik. Müslüman müslümanı kardeş bilecek. Hepimiz kardeşiz.Müslüman müslümanı kardeş bilecek. Hepimiz kardeşiz. Ama kendi yakın grubu ile ilişkileri daha sıkı olduğundan onunla özel muhabbeti olacak, o ayrı.Ama kendi yakın grubu ile ilişkileri daha sıkı olduğundan onunla özel muhabbeti olacak, o ayrı. Biz grup taassubunu sevmediğimiz için bu Özelif sitesini kurduğumuz zaman her gruptan insanı aldık,Biz grup taassubunu sevmediğimiz için bu Özelif sitesini kurduğumuz zaman her gruptan insanı aldık, her gruptan insanı davet ettik; "Şurada bir muhabbet olsun,her gruptan insanı davet ettik; "Şurada bir muhabbet olsun, müslümanlar birlik beraberlik içinde olsun." diye. Başka faaliyetlerimizde de aynı [uygulamayı] yapıyoruz.müslümanlar birlik beraberlik içinde olsun." diye. Başka faaliyetlerimizde de aynı [uygulamayı] yapıyoruz. Müesseselerimizde de başka gruptan insanları istihdam ediyoruz.Müesseselerimizde de başka gruptan insanları istihdam ediyoruz. Bazıları var, bir müessesede kendisi mesela müesseseyi elde etmiş, Bazıları var, bir müessesede kendisi mesela müesseseyi elde etmiş, falanca okul veya falanca müessese, orada bizim ihvânımız var; hemen onu çıkartıyor,falanca okul veya falanca müessese, orada bizim ihvânımız var; hemen onu çıkartıyor, "Sen oradansın." diye. Bu taassuplar doğru değil tabii. Biz onu sevmiyoruz."Sen oradansın." diye. Bu taassuplar doğru değil tabii. Biz onu sevmiyoruz. Esas itibariyle müslümanlar kardeştir.Esas itibariyle müslümanlar kardeştir. Tarikat kardeşliğinin yakın, sıcak ilişkilerini de hoş görmek, ona da riayet etmek lazım. Tarikat kardeşliğinin yakın, sıcak ilişkilerini de hoş görmek, ona da riayet etmek lazım.

İbn Teymiyye ile ilgili değişik yazılarla karşılaştım. İbn Teymiyye ile ilgili değişik yazılarla karşılaştım. Bilgili birisi olmadığım için farklı yorumları değerlendiremedim.Bilgili birisi olmadığım için farklı yorumları değerlendiremedim. Şu anda okumam gereken daha önemli acil konulardan olduğundan bu konuyu araştırmayaŞu anda okumam gereken daha önemli acil konulardan olduğundan bu konuyu araştırmaya vakit ayırmak istemiyorum. İbn Teymiyye ile ilgili bilgi verebilir misiniz? vakit ayırmak istemiyorum. İbn Teymiyye ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

İbn Teymiyye Hanbelî mezhebinden bir kimsedir. İbn Teymiyye Hanbelî mezhebinden bir kimsedir. Çok okumuş, çok tenkitlerde bulunmuş, tenkitlerde isabet ettiği olmuş, hata ettiği olmuş. Çok okumuş, çok tenkitlerde bulunmuş, tenkitlerde isabet ettiği olmuş, hata ettiği olmuş. Her birimiz kendi mezhebimiz büyüklerini okursak,Her birimiz kendi mezhebimiz büyüklerini okursak, böyle ihtilaflarla uğraşmaktansa büyük alimlerin eserlerini okuyarak çalışmak daha iyi olur. böyle ihtilaflarla uğraşmaktansa büyük alimlerin eserlerini okuyarak çalışmak daha iyi olur.

Geçen gün Şile'de Diyanet'in bir kitabı elime geçti, satın aldım.Geçen gün Şile'de Diyanet'in bir kitabı elime geçti, satın aldım. Muhammed Zâhid-i Kevserî diye bizim dergâhımıza bağlı Düzceli bir büyük alim var. Muhammed Zâhid-i Kevserî diye bizim dergâhımıza bağlı Düzceli bir büyük alim var. Makâlât diye bir kitabı da Mısır'da neşredilmiş, üç parmak kalınlığında.Makâlât diye bir kitabı da Mısır'da neşredilmiş, üç parmak kalınlığında. Mısır alimleri, Ezher'in profesörleri hepsi kendisine hayran. Büyük alim. Mısır alimleri, Ezher'in profesörleri hepsi kendisine hayran. Büyük alim. Onun eserini bizim fakülteden profesör iki kardeşimiz -onlar da benim talebemdi- Onun eserini bizim fakülteden profesör iki kardeşimiz -onlar da benim talebemdi- neşretmişler, tercüme etmişler. Hoşuma gitti.neşretmişler, tercüme etmişler. Hoşuma gitti. Baktım, ne kadar büyük alimler imiş, ne kadar ince meseleleri incelemişler... Baktım, ne kadar büyük alimler imiş, ne kadar ince meseleleri incelemişler...

İnsan tabii Hicaz'a gidiyor, hac yapmaya gidiyor; Harem-i Şerif'te bakıyorsunuzİnsan tabii Hicaz'a gidiyor, hac yapmaya gidiyor; Harem-i Şerif'te bakıyorsunuz İmâm-ı Âzam Efendimiz'e hücum ediyorlar veyahut İmam Mâturidî hazretlerine hücum ediyorlarİmâm-ı Âzam Efendimiz'e hücum ediyorlar veyahut İmam Mâturidî hazretlerine hücum ediyorlar veyahut mezhep taassubu yapıyorlar. Bunlar doğru değil.veyahut mezhep taassubu yapıyorlar. Bunlar doğru değil. Onlardan dolayı da birçok kimsenin gönlü böyle bulanıyor, kafası karışıyor;Onlardan dolayı da birçok kimsenin gönlü böyle bulanıyor, kafası karışıyor; "Efendim şu şöyle mi, bu böyle mi?.." Ama bizim alimlerimiz gerçekten yedi-sekiz asır"Efendim şu şöyle mi, bu böyle mi?.." Ama bizim alimlerimiz gerçekten yedi-sekiz asır İslâm âleminin en büyük kitlelerine çok büyük hizmetler vermişler ve çok eserler yazmışlardır. İslâm âleminin en büyük kitlelerine çok büyük hizmetler vermişler ve çok eserler yazmışlardır. Onları bîtaraf olarak okuduğu zaman o iftira gibi tenkitlerin haksız olduğunu görüyoruz.Onları bîtaraf olarak okuduğu zaman o iftira gibi tenkitlerin haksız olduğunu görüyoruz. Mesela İmâm-ı Âzam'ın hadis bilmediğini, mezhebini hadise dayandırmadığını filan söylüyorlar;Mesela İmâm-ı Âzam'ın hadis bilmediğini, mezhebini hadise dayandırmadığını filan söylüyorlar; ama ispat ediliyor ki öyle değil. Şahane kitaplar yazılmış, Nasbu'r-râye gibi eserler yazılmış. ama ispat ediliyor ki öyle değil. Şahane kitaplar yazılmış, Nasbu'r-râye gibi eserler yazılmış. İnsan onları okursa yersiz tenkitlerden kurtulur. Bu gibi şeylerle uğraşmayın.İnsan onları okursa yersiz tenkitlerden kurtulur.

Bu gibi şeylerle uğraşmayın.
Kendi mezhebimizin büyük eserlerini, herkesin kabul ettiği büyük alimlerin eserlerini okuyun.Kendi mezhebimizin büyük eserlerini, herkesin kabul ettiği büyük alimlerin eserlerini okuyun. Mesela bu Nasbu'r-râye'yi yazan şahsı herkes çok methediyor, "Çok büyük alim." diye.Mesela bu Nasbu'r-râye'yi yazan şahsı herkes çok methediyor, "Çok büyük alim." diye. Onu okuyun. O zaman göreceksiniz ki Hanefî mezhebinde de bütün [hükümler]Onu okuyun. O zaman göreceksiniz ki Hanefî mezhebinde de bütün [hükümler] hadîs-i şerîflerden nasıl güzel çıkartılmış, nasıl takvâ esasına göre yapılmış, anlaşılacak. hadîs-i şerîflerden nasıl güzel çıkartılmış, nasıl takvâ esasına göre yapılmış, anlaşılacak.

Saati sağ kola mı, sol kola mı takalım? Saati sağ kola mı, sol kola mı takalım? Hocamız sağ kola takılmasını severdi. Hocamız sağ kola takılmasını severdi. Mehmed Zahid Hocamız şöyle bir hatırasını anlatmıştı: Suud'a gitmiş.Mehmed Zahid Hocamız şöyle bir hatırasını anlatmıştı:

Suud'a gitmiş.
Oradaki talebelerle konuşmalar yapıyormuş. Bakmış ki onlar saati sağ kollarına takıyorlar. Oradaki talebelerle konuşmalar yapıyormuş. Bakmış ki onlar saati sağ kollarına takıyorlar.

"Niye sağ kolunuza takıyorsunuz?" demiş. "Niye sağ kolunuza takıyorsunuz?" demiş.

"Efendim sağ kol daha şerefli olduğundan takıyoruz." demişler. "Efendim sağ kol daha şerefli olduğundan takıyoruz." demişler.

Şuurları Hocamız'ın hoşuna gitmiş. "Aferin, bak öyle bir şuura sahipler, Şuurları Hocamız'ın hoşuna gitmiş. "Aferin, bak öyle bir şuura sahipler, her şeyi ölçüp biçip öyle yapmaya çalışıyorlar." diye böyle söylemişti. Kendi seviyor.her şeyi ölçüp biçip öyle yapmaya çalışıyorlar." diye böyle söylemişti.

Kendi seviyor.
Fakat sağ eliyle çalışan insanın saati bozulur.Fakat sağ eliyle çalışan insanın saati bozulur. Demirci mesela tak tak tak vurdukça o sarsıntıdan [saat] bozulur. Demirci mesela tak tak tak vurdukça o sarsıntıdan [saat] bozulur. Sağ el fazla faaliyet gösterdiği için çarpma vesaire fazla olabilir.Sağ el fazla faaliyet gösterdiği için çarpma vesaire fazla olabilir. Ondan saatlerin esas yapılışı da sol kola göre yapılmıştır. Ondan saatlerin esas yapılışı da sol kola göre yapılmıştır. Saat hassas bir âlet olduğundan, çok çalışan kola değil de [sola takılır.]Saat hassas bir âlet olduğundan, çok çalışan kola değil de [sola takılır.] Kurmaları filan dikkat edilirse sol kola göredir. Kurmaları filan dikkat edilirse sol kola göredir. Sağ kola taksanız kurması buradan biçimsiz olacak gibidir. Sağ kola taksanız kurması buradan biçimsiz olacak gibidir. Ben de onun için yapılışına uygun olarak, biraz da sağ kolu fazla kullandığım için,Ben de onun için yapılışına uygun olarak, biraz da sağ kolu fazla kullandığım için, bu tarafa takıyorum. Bunlar mühim değildir, içtihat meselesidir. bu tarafa takıyorum. Bunlar mühim değildir, içtihat meselesidir. İyi bir kanaatle öyle de yapabilir bir insan, iyi bir kanaatle şöyle de yapabilir,İyi bir kanaatle öyle de yapabilir bir insan, iyi bir kanaatle şöyle de yapabilir, "Benim durumum şudur, şöyle yaparım." da diyebilir. "Benim durumum şudur, şöyle yaparım." da diyebilir. Tabii farzda, sünnette, Allah'ın emrinin olduğu yerde değil de bu gibi serbest konularda... Tabii farzda, sünnette, Allah'ın emrinin olduğu yerde değil de bu gibi serbest konularda...

Hanefî mezhebine göre amel ediyorum. Fakat dişimde dolgu var. Gusül abdestime mâni oluyor. Hanefî mezhebine göre amel ediyorum. Fakat dişimde dolgu var. Gusül abdestime mâni oluyor.

Hayır, mâni olmaz. Hanefî mezhebinde de mâni olmaz, Hayır, mâni olmaz. Hanefî mezhebinde de mâni olmaz, Şâfî mezhebinin içtihadına göre niyet etmeye de lüzum yoktur.Şâfî mezhebinin içtihadına göre niyet etmeye de lüzum yoktur. "Öyle yapabilir miyim?" diyor. Gerekmez. "Öyle yapabilir miyim?" diyor. Gerekmez. Hanefî olarak kalır ve diş dolgusu zarar vermez, abdesti de olur, guslü de olur. Hanefî olarak kalır ve diş dolgusu zarar vermez, abdesti de olur, guslü de olur.

Birisi imamlık imtihanını kazanmış. "İmamlık yapmıyorum. Yapayım mı?" diyor. Birisi imamlık imtihanını kazanmış. "İmamlık yapmıyorum. Yapayım mı?" diyor.

Ben olsam balıklama atlarım. Evlenmem hakkında ne dersiniz? Ben olsam balıklama atlarım.

Evlenmem hakkında ne dersiniz?

Ona bir şey demeyeceğiz. Tabii o da Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesi... Ona bir şey demeyeceğiz. Tabii o da Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesi...

İmamlığa Hocamız çok teşvik ederdi. İmamlık çok kıymetli bir meslektir muhterem kardeşlerim; İmamlığa Hocamız çok teşvik ederdi. İmamlık çok kıymetli bir meslektir muhterem kardeşlerim; çok şereflidir, çok kıymetlidir, çok üstündür, çok sevaplıdır.çok şereflidir, çok kıymetlidir, çok üstündür, çok sevaplıdır. Keşke bütün kardeşlerimiz böyle vazifelerle İslâm'a hizmet etse.Keşke bütün kardeşlerimiz böyle vazifelerle İslâm'a hizmet etse. Cami emrinde, her şey emrinde, mihrap elinde, minber ayağının altında, kitap önünde...Cami emrinde, her şey emrinde, mihrap elinde, minber ayağının altında, kitap önünde... Durmasın, dinlenmesin, İslâm'ı anlatsın. İmkân var. Mekân da var, zaman da var, her şey var.Durmasın, dinlenmesin, İslâm'ı anlatsın. İmkân var. Mekân da var, zaman da var, her şey var. Camide maaş da alıyor. Bir de evi de olabiliyor. Daha ne ister insan? Bundan âlâsı can sağlığı. Camide maaş da alıyor. Bir de evi de olabiliyor. Daha ne ister insan?

Bundan âlâsı can sağlığı.

"Dört çocuğum var. Apartmanda kirada oturuyorum..." diye başlıyor birisi... "Dört çocuğum var. Apartmanda kirada oturuyorum..." diye başlıyor birisi... Özel bir arsası varmış. "Buraya ev yapayım mı?Özel bir arsası varmış. "Buraya ev yapayım mı? Çocuklarımız apartmandaki komşuları rahatsız etmesin diye düşünüyorum." diyor. Çocuklarımız apartmandaki komşuları rahatsız etmesin diye düşünüyorum." diyor.

Bir insanın arsası var da ev yapma imkânı varsa kendi arsasında ev yapmasını tavsiye ederim. Bir insanın arsası var da ev yapma imkânı varsa kendi arsasında ev yapmasını tavsiye ederim. Biraz da birkaç karış toprağı oldu mu oraya nane maydanoz eker,Biraz da birkaç karış toprağı oldu mu oraya nane maydanoz eker, kurban bayramı olduğu zaman kurbanını bahçesinde keser, kimseyi de rahatsız etmez. kurban bayramı olduğu zaman kurbanını bahçesinde keser, kimseyi de rahatsız etmez. Apartmanı sefer tası gibi düşünüyorum, kat kat böyle... Hiç sevmiyorum. Apartmanı sefer tası gibi düşünüyorum, kat kat böyle... Hiç sevmiyorum. Apartman şahsen benim hoşuma gitmeyen bir şey. Müstakil ev sahibi olmasını tavsiye ederim. Apartman şahsen benim hoşuma gitmeyen bir şey. Müstakil ev sahibi olmasını tavsiye ederim.

Birisi rüyada görmüş; biz biraz azarlamışız... Birisi rüyada görmüş; biz biraz azarlamışız...

Tabii "Mürşidin iltifatı öldürücü zehirdir." derler. Tabii "Mürşidin iltifatı öldürücü zehirdir." derler. Azarlaması hayra alâmettir, düzelmesine vesile olur. Azarlaması hayra alâmettir, düzelmesine vesile olur. Çünkü iltifat ettiği zaman müridin nefsi kabarır, kendisini bir şey sanır.Çünkü iltifat ettiği zaman müridin nefsi kabarır, kendisini bir şey sanır. Halbuki hiçbirimiz bir şey değiliz, hepimiz zerreyiz hepimiz zerre-i nâçiziz.Halbuki hiçbirimiz bir şey değiliz, hepimiz zerreyiz hepimiz zerre-i nâçiziz. Bir şey sandı mı insan Allah'ın rahmetinden uzak olur. O bakımdan kusurlarını düzeltmeye çalışsın. Bir şey sandı mı insan Allah'ın rahmetinden uzak olur. O bakımdan kusurlarını düzeltmeye çalışsın.

Dayı kızı ile evlenmek uygun mudur? Dayı kızı ile evlenmek uygun mudur?

Olabilir. Dayı kızı, amca kızı ile evlenmekte şeriat bakımından bir mahzur yoktur. Olabilir. Dayı kızı, amca kızı ile evlenmekte şeriat bakımından bir mahzur yoktur. Dayısının kızı, olabilir. Yani annesi ile ötekisi kardeş;Dayısının kızı, olabilir. Yani annesi ile ötekisi kardeş; kardeşlerin çocukları birbirleri ile evlenebilirler, onun mahzuru yok. Muharramâttan değildir. kardeşlerin çocukları birbirleri ile evlenebilirler, onun mahzuru yok. Muharramâttan değildir.

Toplumumuzda bazı insanların cinlerle ilişki kurarak bazı insanlara kötülük yaptırdıkları mâlum. Toplumumuzda bazı insanların cinlerle ilişki kurarak bazı insanlara kötülük yaptırdıkları mâlum. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e bile büyü yapılmış. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e bile büyü yapılmış. Eğer böyle bir kötülüğün olduğunu tahmin ediyorsak bundan nasıl kurtulalım?Eğer böyle bir kötülüğün olduğunu tahmin ediyorsak bundan nasıl kurtulalım? Bu tür büyüleri çözebildiğini söyleyen hocalara gidebilir miyiz? Bu tür büyüleri çözebildiğini söyleyen hocalara gidebilir miyiz? Kendimi böyle bir etki içinde hissediyorum. Lütfen bana dua edin. Kendimi böyle bir etki içinde hissediyorum. Lütfen bana dua edin.

Bu gibi hocaların mesleği, kendisine gelip böyle bir soru sorulduğu zaman; Bu gibi hocaların mesleği, kendisine gelip böyle bir soru sorulduğu zaman; "Tamam, sana büyü yapmışlar, çok fena; gel hemen şunu düzeltelim, bunu düzeltelim..." "Tamam, sana büyü yapmışlar, çok fena; gel hemen şunu düzeltelim, bunu düzeltelim..." Klasik [durum] bu oluyor. Böyle olmasa bile böyle diyorlar. Ben onlara itimat etmiyorum şahsen.Klasik [durum] bu oluyor. Böyle olmasa bile böyle diyorlar. Ben onlara itimat etmiyorum şahsen. Gidilmesine de taraftar değilim. Zaten "[Kim] bir kâhinin, kehanette bulunan bir insanın söylediği şeyi, Gidilmesine de taraftar değilim. Zaten "[Kim] bir kâhinin, kehanette bulunan bir insanın söylediği şeyi, 'Hakikaten öyle ya, ben de öyle benzer bir şey gördüm.' diye tasdik ederse 'Hakikaten öyle ya, ben de öyle benzer bir şey gördüm.' diye tasdik ederse Muhammed'in getirdiğine küfretmiş olur." diyor Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde.Muhammed'in getirdiğine küfretmiş olur." diyor Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde. Onların başlı başına bir gücü kuvveti yoktur, Allah'a tevekkül edenin yâveri Hak'tır.Onların başlı başına bir gücü kuvveti yoktur, Allah'a tevekkül edenin yâveri Hak'tır. Onun için, Allah'a tevekkül edersiniz, Allah'a sığınırsınız, Âyete'l-kürsî okursunuz,Onun için, Allah'a tevekkül edersiniz, Allah'a sığınırsınız, Âyete'l-kürsî okursunuz, Kul hüvallah, Kul eûzü bi-rabbi'l-felak, Kul eûzü bi-rabbi'n-nâs okursunuz. Kul hüvallah, Kul eûzü bi-rabbi'l-felak, Kul eûzü bi-rabbi'n-nâs okursunuz. Eûzübillâhimineşşeytanirracîm diyorsunuz,Eûzübillâhimineşşeytanirracîm diyorsunuz, "Racîm olan şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım." diyorsunuz. Neden? "Racîm olan şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım." diyorsunuz.

Neden?

Sizi korusun diye. Bunu dediğiniz halde korumayacak diye düşünmek câiz mi, doğru mu? Sizi korusun diye. Bunu dediğiniz halde korumayacak diye düşünmek câiz mi, doğru mu?

Koruyacak. Koruyacağı için "Bunu okuyun." diye bildirmiş. Koruyacak. Koruyacağı için "Bunu okuyun." diye bildirmiş. Onun için, Allah'a sığınırsınız. Kul eûzü bi-rabbi'l-felak, Kul eûzü bi-rabbi'n-nâs, kul hüvallahu ehadOnun için, Allah'a sığınırsınız. Kul eûzü bi-rabbi'l-felak, Kul eûzü bi-rabbi'n-nâs, kul hüvallahu ehad cinlere vesaireye karşıdır. Âyete'l-kürsî, Fâtiha, bunları okursunuz, hiç tesiri olmaz. cinlere vesaireye karşıdır. Âyete'l-kürsî, Fâtiha, bunları okursunuz, hiç tesiri olmaz.

O hocalara gitmeyin. Onları tasdik de etmeyin. Onlar hoca da değildir de, yani cinci minci... O hocalara gitmeyin. Onları tasdik de etmeyin. Onlar hoca da değildir de, yani cinci minci...

Çok istediğim halde çalışmak içimden gelmiyor. Halbuki sınıfı geçmem lazım... Çok istediğim halde çalışmak içimden gelmiyor. Halbuki sınıfı geçmem lazım...

İşte bu hâlis muhlis "tembellik" denilen, "şeytanın aldatması" denilen sâfi böyle süzme bir şeydir. İşte bu hâlis muhlis "tembellik" denilen, "şeytanın aldatması" denilen sâfi böyle süzme bir şeydir. İşte böyle olur bu tembellik denilen şey; hiç insanın içine çalışmak gelmez. İşte böyle olur bu tembellik denilen şey; hiç insanın içine çalışmak gelmez.

Muhterem kardeşlerim! Bir kere şeytan üzerinizden gitsin diye abdest alırsınız, Muhterem kardeşlerim!

Bir kere şeytan üzerinizden gitsin diye abdest alırsınız,
iki rekât namaz kılarsınız, Allah'a sığınırsınız. Oturursunuz, kendinizi zorlarsınız. iki rekât namaz kılarsınız, Allah'a sığınırsınız. Oturursunuz, kendinizi zorlarsınız. İbadetlerin hepsi zorlamalıdır, sevabı oradadır.İbadetlerin hepsi zorlamalıdır, sevabı oradadır. Savaş da zorlamadır, oruç da zordur, hac da zordur, namaz da, abdest almak da...Savaş da zorlamadır, oruç da zordur, hac da zordur, namaz da, abdest almak da... Kolay mı kış günü abdest almak? Kolay mı uykuyu bölmek? Kolay mı kar kış kıyamet,Kolay mı kış günü abdest almak? Kolay mı uykuyu bölmek? Kolay mı kar kış kıyamet, 0 altı 15, 20, 30 derecede camiye gelip namaz kılmak?.. Meşakkatlilere alışacaksınız.0 altı 15, 20, 30 derecede camiye gelip namaz kılmak?..

Meşakkatlilere alışacaksınız.
Allah için meşakkate sataşıp girişeceksiniz. İmanın tadını o zaman duyarsınız.Allah için meşakkate sataşıp girişeceksiniz. İmanın tadını o zaman duyarsınız. Allah için bir fedakârlık yaptığınız zaman tadını duyarsınız. Allah için bir fedakârlık yaptığınız zaman tadını duyarsınız.

Şeytan yalnız bu tembelliği vermesin diye abdest alın, iki rekât namaz kılın, eûzü besmele çekin, Şeytan yalnız bu tembelliği vermesin diye abdest alın, iki rekât namaz kılın, eûzü besmele çekin, büyüklerimize bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf gönderin, öyle oturun. Sıkıştırın, kendinizi zorlayın.büyüklerimize bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf gönderin, öyle oturun. Sıkıştırın, kendinizi zorlayın. Anahtarı başkasına verin, odadan dışarı kilitlesin sizi, çıkmayın; şu vakitten şu vakite kadar çalışın. Anahtarı başkasına verin, odadan dışarı kilitlesin sizi, çıkmayın; şu vakitten şu vakite kadar çalışın. Böyle zorlamalar... Baktınız nefsiniz kuvvetli, iradeniz zayıf; zorlayın kendinizi,Böyle zorlamalar... Baktınız nefsiniz kuvvetli, iradeniz zayıf; zorlayın kendinizi, söz vermeyin kimseye, randevulaşmayın. Odanızda durun, arkadaşınıza deyin ki;söz vermeyin kimseye, randevulaşmayın. Odanızda durun, arkadaşınıza deyin ki; "Beni şu vakite kadar buraya kilitleyin, çişimi yapsam bile dışarı çıkarttırmayın." "Beni şu vakite kadar buraya kilitleyin, çişimi yapsam bile dışarı çıkarttırmayın." Üstünden kilitlesin, orada çalışın mesela... Böylece yavaş yavaş alışırsınız. Üstünden kilitlesin, orada çalışın mesela... Böylece yavaş yavaş alışırsınız.

Çalışma da bir alışkanlıktır, ilk başta zor gelir. Çalışma da bir alışkanlıktır, ilk başta zor gelir. Çalışmaya alıştığınız zaman, ondan sonra da bir lezzet gelir insana,Çalışmaya alıştığınız zaman, ondan sonra da bir lezzet gelir insana, bu sefer çalışmayı seversiniz, uyku uyumazsınız. bu sefer çalışmayı seversiniz, uyku uyumazsınız. Benim rahmetli annem yanıma gelirdi; "A evlâdım, hadi biraz yat, uyu..." derdi.Benim rahmetli annem yanıma gelirdi; "A evlâdım, hadi biraz yat, uyu..." derdi. Ben "hı hı" derdim, yine masada çalışırdım. Oturmazdım, ayak üstünde çalışırdım. Ben "hı hı" derdim, yine masada çalışırdım. Oturmazdım, ayak üstünde çalışırdım. Turan Tan'ın matematik kitabının bütün formüllerini, problemlerini çözerdim.Turan Tan'ın matematik kitabının bütün formüllerini, problemlerini çözerdim. Çözemediğimi de rüyada çözerdim. Uğraştım uğraştım, kafam şişti, artık yapamadım...Çözemediğimi de rüyada çözerdim. Uğraştım uğraştım, kafam şişti, artık yapamadım... Böyle oldu, yani rüyada çözüm yolunu bulup çözdüğüm matematik problemi oldu. Böyle oldu, yani rüyada çözüm yolunu bulup çözdüğüm matematik problemi oldu.

Bu uykusuzluğa nasıl katlanıyor insan? Çalışmaya da alışıyor ve onu da seviyor. Bu uykusuzluğa nasıl katlanıyor insan?

Çalışmaya da alışıyor ve onu da seviyor.
Tembelliği sevdiği gibi çalışmayı da sevdirmek için biraz gayret göstermek lazım.Tembelliği sevdiği gibi çalışmayı da sevdirmek için biraz gayret göstermek lazım. Bu biraz zorlamayla oluyor. İnsan hakikaten istemez; "Bugün canım hiç istemiyor..."Bu biraz zorlamayla oluyor. İnsan hakikaten istemez; "Bugün canım hiç istemiyor..." esner, gerinir, kolunu kaldır... Hâlis muhlis tembellik... Çalışacak! esner, gerinir, kolunu kaldır... Hâlis muhlis tembellik... Çalışacak!

Bir gelinin beyinin yanında kayınpederinin ve kayınbiraderlerinin yanına çıkması uygun mudur, Bir gelinin beyinin yanında kayınpederinin ve kayınbiraderlerinin yanına çıkması uygun mudur, ikrâmda bulunabilir mi? Çıkar ve ikrâmda bulunabilir. ikrâmda bulunabilir mi?

Çıkar ve ikrâmda bulunabilir.
Tabii örtülü olarak; başı örtülü olacak, uzun bol kıyafet giymiş olarak çıkar. Tabii örtülü olarak; başı örtülü olacak, uzun bol kıyafet giymiş olarak çıkar.

İmam-hatip ikinci sınıf; üniversiteye mi hazırlanayım yoksa imam mı olayım? İmam-hatip ikinci sınıf; üniversiteye mi hazırlanayım yoksa imam mı olayım?

İmam olsun, üniversiteye hazırlansın. İmam olsun, üniversiteye hazırlansın. Hizmeti bir taraftan yapmaya başlasın, bir taraftan da açık öğretim Hizmeti bir taraftan yapmaya başlasın, bir taraftan da açık öğretim haftanın bazı günlerinde izin alarak vazifeyi götürsün. haftanın bazı günlerinde izin alarak vazifeyi götürsün.

Şu anda ben bir üniversitede okumaktayım. Buraya gelmeden evvel burada okumak istiyordum Şu anda ben bir üniversitede okumaktayım. Buraya gelmeden evvel burada okumak istiyordum fakat şu anda içimden bir ses; "Buraya niye geldin? Başka yere git." demekte. Ne yapayım? fakat şu anda içimden bir ses; "Buraya niye geldin? Başka yere git." demekte. Ne yapayım?

Bu vesvesedir. Başladığı işi insanın bitirmesi gerekir. Mesela nafile bir namaza başladınız; Bu vesvesedir. Başladığı işi insanın bitirmesi gerekir. Mesela nafile bir namaza başladınız; "Vakit müsait, gitmeme bir saat var, şurada Allah rızası için iki rekât namaz kılayım." "Vakit müsait, gitmeme bir saat var, şurada Allah rızası için iki rekât namaz kılayım." Yarıyolda bozuldu, hani abdesti kaçıyor, kanıyor [vesaire] bir şey oluyor, bozuldu. Ne yapacak? Yarıyolda bozuldu, hani abdesti kaçıyor, kanıyor [vesaire] bir şey oluyor, bozuldu. Ne yapacak?

Şimdi bu namazı ödeyecek, gidecek abdestinin alacak, kılacak.Şimdi bu namazı ödeyecek, gidecek abdestinin alacak, kılacak. Farz değildi ama başladı, kendisine mecbur etti, artık onu ödemesi lazım, yeniden kılması lazım gelir. Farz değildi ama başladı, kendisine mecbur etti, artık onu ödemesi lazım, yeniden kılması lazım gelir.

Onun için, madem fakülteye başlamış, isteyerek gelmiş,Onun için, madem fakülteye başlamış, isteyerek gelmiş, bundan sonrası vesvesedir, başladı mı bitirmesi lazım. bundan sonrası vesvesedir, başladı mı bitirmesi lazım.

Muhterem hocam, şehvetten kurtulmanın çareleri nelerdir? Muhterem hocam, şehvetten kurtulmanın çareleri nelerdir?

Şehvetten kurtulmak gaye değildir; çünkü şehveti insana Allah lazım olduğu için vermiştir, Şehvetten kurtulmak gaye değildir; çünkü şehveti insana Allah lazım olduğu için vermiştir, gerektiği için vermiştir. Evlenecek tabii, çoluk çocuğu olacak diye vermiştir. gerektiği için vermiştir. Evlenecek tabii, çoluk çocuğu olacak diye vermiştir. Bütün varlıklar böyledir. Tenasül, gelişme ve üreme tabiî bir olay olarak, Bütün varlıklar böyledir. Tenasül, gelişme ve üreme tabiî bir olay olarak, Allah'ın yarattığı bir hâdise olarak bunun üzerine dönüyor. Bunun meşru yoldan karşılanması lazımdır.Allah'ın yarattığı bir hâdise olarak bunun üzerine dönüyor. Bunun meşru yoldan karşılanması lazımdır. Bunun meşru yoldan karşılanması evlenmektir. Bunun meşru yoldan karşılanması evlenmektir. Onun için, ben şahsen kendi çocuğuma lisedeyken evlendirmeyi teklif etmiştim.Onun için, ben şahsen kendi çocuğuma lisedeyken evlendirmeyi teklif etmiştim. Babalar evlatlarını erken evlendirmeye gayret etsinler. Durumu müsait olanlar da evlensin.Babalar evlatlarını erken evlendirmeye gayret etsinler. Durumu müsait olanlar da evlensin. Evlenecek durumu olmayan hakkında Peygamber Efendimiz; "Çok oruç tutsun.Evlenecek durumu olmayan hakkında Peygamber Efendimiz; "Çok oruç tutsun. Çünkü oruç insanın nefsini kırar ve bu gibi arzularını azaltır." diyor. Çünkü oruç insanın nefsini kırar ve bu gibi arzularını azaltır." diyor. Bir kere çok yemesin, az yesin, özellikle akşamları az yesin. Gündüzleri oruç tutsun.Bir kere çok yemesin, az yesin, özellikle akşamları az yesin. Gündüzleri oruç tutsun. Evlenemeyecekse, sabretmesi gerekiyorsa, ileriye dönük vakit daha varsa Evlenemeyecekse, sabretmesi gerekiyorsa, ileriye dönük vakit daha varsa o zaman oruç bir çaredir. Nefsi kuvvetlendirmeyecek gibi yemeğini azaltması uygundur. o zaman oruç bir çaredir. Nefsi kuvvetlendirmeyecek gibi yemeğini azaltması uygundur. Abdestli gezmesi uygundur. Çok uyumaması uygundur.Abdestli gezmesi uygundur. Çok uyumaması uygundur. Bir de oyalayıcı bir çare olarak dersine vesaireye kendisini çok verip Bir de oyalayıcı bir çare olarak dersine vesaireye kendisini çok verip onun içinde böyle kendisini avutması uygun olur. onun içinde böyle kendisini avutması uygun olur.

Muhterem hocam, Özal'ın ölmesinde Amerika'nın parmağı olabilir mi? Muhterem hocam, Özal'ın ölmesinde Amerika'nın parmağı olabilir mi? Türkiye'nin yakın geleceği hakkında bilgi verir misiniz? Türkiye'nin yakın geleceği hakkında bilgi verir misiniz?

Yakın geleceği, uzak geleceği için dua ederiz. Lâ ya'lemu'l-ğaybe illa'llâh, Allah bilir. Yakın geleceği, uzak geleceği için dua ederiz. Lâ ya'lemu'l-ğaybe illa'llâh, Allah bilir. Allah'ın bazı kulları da Allah bildirdiği kadar bilir. Allah hayırlara döndürsün. Allah'ın bazı kulları da Allah bildirdiği kadar bilir. Allah hayırlara döndürsün.

Tabii dünyada her şey olabiliyor. Şimdi 'fıs fıs'lar, spreyler çıkmış. Tabii dünyada her şey olabiliyor. Şimdi 'fıs fıs'lar, spreyler çıkmış. Getiriyorlar, adamın burnuna bir 'fıs' yapıyorlar, bayılıyor. Getiriyorlar, adamın burnuna bir 'fıs' yapıyorlar, bayılıyor. Geçenlerde Almanya'da bir işçimizi duvar kenarında Alman genci böyle bir spreyle öldürdü.Geçenlerde Almanya'da bir işçimizi duvar kenarında Alman genci böyle bir spreyle öldürdü. Yani yakından [sıkınca] bazıları öldürücü oluyor.Yani yakından [sıkınca] bazıları öldürücü oluyor. Veyahut hastaysa insan o doz aşırı geliyor, ölmesine sebep olabiliyor. Veyahut hastaysa insan o doz aşırı geliyor, ölmesine sebep olabiliyor. Böyle şeyler her zaman mümkündür.Böyle şeyler her zaman mümkündür. Onun veya bunun, Ermeni'nin veya Rum'un vesairenin parmağı olabilir. Zaman gösterecek.Onun veya bunun, Ermeni'nin veya Rum'un vesairenin parmağı olabilir. Zaman gösterecek. Öyle bir şey olduğunu sanmıyorum. Yorgun geldi, şişman, zaten kalp ameliyatı vesaire geçirmişti...Öyle bir şey olduğunu sanmıyorum. Yorgun geldi, şişman, zaten kalp ameliyatı vesaire geçirmişti... Allah bilir, Allahu âlem, herhalde değil. Allah bilir, Allahu âlem, herhalde değil.

"Allahu Teâlâ boğazından haram lokma geçene hayırlarını nasip etmez, o insan felah bulmaz." diye okuduk. "Allahu Teâlâ boğazından haram lokma geçene hayırlarını nasip etmez, o insan felah bulmaz." diye okuduk. Bu durumda haram yemiş olma şüphesi olan bir insanın Allah'ın rızasını ve ikrâmını kazanması için Bu durumda haram yemiş olma şüphesi olan bir insanın Allah'ın rızasını ve ikrâmını kazanması için hiç şansı yok mu? Ne yapmalı? Önemli mühim bir konu bu.hiç şansı yok mu? Ne yapmalı?

Önemli mühim bir konu bu.
"Haram bir lokma yendiği zaman 40 sabah namazı kabul olmaz." diye hadîs-i şerîf var. "Haram bir lokma yendiği zaman 40 sabah namazı kabul olmaz." diye hadîs-i şerîf var. İnsanın tüyleri diken diken oluyor. Sabredecek. Demek ki aylar geçecek, sabredecek.İnsanın tüyleri diken diken oluyor. Sabredecek. Demek ki aylar geçecek, sabredecek. O arada da haram yememeye dikkat edecek.O arada da haram yememeye dikkat edecek. O müddeti böyle dengeli bir şekilde doldurmaya gayret edecek.O müddeti böyle dengeli bir şekilde doldurmaya gayret edecek. Ondan sonra bir daha harama, günaha bulaşmamaya gayret edecek. Çok zordur.Ondan sonra bir daha harama, günaha bulaşmamaya gayret edecek. Çok zordur. Haramın temizlenmesi çok zordur, muhterem kardeşlerim.Haramın temizlenmesi çok zordur, muhterem kardeşlerim. Birisinden alınmış bir şeyse onu sahibine verilecek, özür dilenecek, helalleşilecek. Birisinden alınmış bir şeyse onu sahibine verilecek, özür dilenecek, helalleşilecek. Alınan verilen bir şey değilse onun için sadaka verilerek af dilenecek. Alınan verilen bir şey değilse onun için sadaka verilerek af dilenecek.

Bir kardeşimiz rüyasında Abdulkâdir-i Geylânî hazretlerini görmüş. Bir kardeşimiz rüyasında Abdulkâdir-i Geylânî hazretlerini görmüş. Kendisi bir Nakşî şeyhine bağlı. Bu kardeşimiz İslâm'a ve tasavvufa yeni girmiş. Kendisi bir Nakşî şeyhine bağlı. Bu kardeşimiz İslâm'a ve tasavvufa yeni girmiş. Gördüğü bu rüyaya bir mâna verememiş.Gördüğü bu rüyaya bir mâna verememiş. "Bu rüyadan nasıl bir mâna çıkarayım?" diye size sormamı istedi. "Bu rüyadan nasıl bir mâna çıkarayım?" diye size sormamı istedi.

Abdulkâdir-i Geylânî hazretleri de evliyâullahın büyüklerinden, mürşitlerimizden birisidir. Abdulkâdir-i Geylânî hazretleri de evliyâullahın büyüklerinden, mürşitlerimizden birisidir. İnsan iyi bir derviş olunca tabii bütün Allah'ın sevgili kullarını sevmesi lazım,İnsan iyi bir derviş olunca tabii bütün Allah'ın sevgili kullarını sevmesi lazım, isterse kendi tarikatinden olsun isterse olmasın. Böyle şeyler olabilir.isterse kendi tarikatinden olsun isterse olmasın. Böyle şeyler olabilir. Bir zaman gelir, hepsini sevmeye başlar. Hepsinin sevgisine de mazhar olabilir.Bir zaman gelir, hepsini sevmeye başlar. Hepsinin sevgisine de mazhar olabilir. Ya bu kardeşimiz iyi bir kardeşimiz olduğundan, Abdulkâdir-i Geylânî hazretlerininYa bu kardeşimiz iyi bir kardeşimiz olduğundan, Abdulkâdir-i Geylânî hazretlerinin hoşuna gidecek bir şey yaptığından, bir yerde bir sözü, bir işi olduğundan o görünmüştür.hoşuna gidecek bir şey yaptığından, bir yerde bir sözü, bir işi olduğundan o görünmüştür. Veya rüyada gördüğü zaman söylediği şeylerin bir mânası vardır. Rüya teferruatlı dinlenirse anlaşılır.Veya rüyada gördüğü zaman söylediği şeylerin bir mânası vardır. Rüya teferruatlı dinlenirse anlaşılır. Bu kardeşimiz Nakşî şeyhine bağlıymış. Bizim Türkiye'deki Nakşî tarikatinin umumiyetle [silsilesi]Bu kardeşimiz Nakşî şeyhine bağlıymış. Bizim Türkiye'deki Nakşî tarikatinin umumiyetle [silsilesi] Hâlid-i Bağdâdî Efendimiz'e, oradan da İmâm-ı Rabbânî Efendimiz'e kadar gider.Hâlid-i Bağdâdî Efendimiz'e, oradan da İmâm-ı Rabbânî Efendimiz'e kadar gider. İmâm-ı Rabbânî Efendimiz'den beri bizim Nakşî tarikatiyle İmâm-ı Rabbânî Efendimiz'den beri bizim Nakşî tarikatiyle Kâdirî, Kübrevî, Sührevî, Çeştî tarikatleri beraber gidiyor. Kâdirî, Kübrevî, Sührevî, Çeştî tarikatleri beraber gidiyor. Aynı zamanda Abdulkâdir-i Geylânî hazretleri de şeyhi, piri olduğundan görünmüş olabilir. Aynı zamanda Abdulkâdir-i Geylânî hazretleri de şeyhi, piri olduğundan görünmüş olabilir.

Nişanlı olanların imam nikâhı yapması günahlardan kurtulmaya vesile olması bakımından uygun mudur? Nişanlı olanların imam nikâhı yapması günahlardan kurtulmaya vesile olması bakımından uygun mudur?

Bunun önemini ve ciddiyetini anlayamıyorsa yapmasın. Bunun önemini ve ciddiyetini anlayamıyorsa yapmasın. Mesafeli dursun. Herkes nişanlılık devresi geçirdi; ille böyle konuşmak görüşmek diye bir şey Mesafeli dursun. Herkes nişanlılık devresi geçirdi; ille böyle konuşmak görüşmek diye bir şey olmadan nice insanlar evlendi. İmam nikâhı, devlet nikâhı, resmî nikâh vesaire...olmadan nice insanlar evlendi. İmam nikâhı, devlet nikâhı, resmî nikâh vesaire... O ona; "Evet, vardım." "Aldım." dedi mi iki kişi evlenir. Bunun lamı cimi olmaz, ciddidir.O ona; "Evet, vardım." "Aldım." dedi mi iki kişi evlenir. Bunun lamı cimi olmaz, ciddidir. Mükellefiyetleri vardır; mehri vardır, vesairesi vardır. Mükellefiyetleri vardır; mehri vardır, vesairesi vardır. Nikâh sonradan bozulursa onların ödenmesi filan gerekebilir. Nikâh sonradan bozulursa onların ödenmesi filan gerekebilir. Ciddiyetine inanıyorsa, yapabileceklerse olur.Ciddiyetine inanıyorsa, yapabileceklerse olur. Yoksa nişanlı dururlar, vakti gelince nikâhlanıp evlenirler. Yoksa nişanlı dururlar, vakti gelince nikâhlanıp evlenirler.

Ailem evlenmeme izin vermiyor. Ne dersiniz? Ailem evlenmeme izin vermiyor. Ne dersiniz?

Neden izin vermiyor? Yaşı mı gelmemiş? İşi mi yok? Parası mı yok? Neden izin vermiyor? Yaşı mı gelmemiş? İşi mi yok? Parası mı yok?

Parayı onlar verecekse tabii izin vermiyorsa olmaz.Parayı onlar verecekse tabii izin vermiyorsa olmaz. Ama kendisinin işi gücü, tahsili tamamsa onların evlenmesine izin vermemesi doğru olmuyor. Ama kendisinin işi gücü, tahsili tamamsa onların evlenmesine izin vermemesi doğru olmuyor. Evlenecek, onunla beraber aileye yük olacak. Onlar da "yapamayız" diyorlar. Evlenecek, onunla beraber aileye yük olacak. Onlar da "yapamayız" diyorlar. Tabii biraz çalışsın, kendisi çoluk çocuk geçindirecek kazanca nâil olsun. Tabii biraz çalışsın, kendisi çoluk çocuk geçindirecek kazanca nâil olsun.

Vesveseden ve kötü zandan nasıl kurtulabilirim? Vesveseden ve kötü zandan nasıl kurtulabilirim?

İmam Gazzâlî'nin İhyâ-u Ulûm'unda o bölümleri okuyun bakalım, İmam Gazzâlî'nin İhyâ-u Ulûm'unda o bölümleri okuyun bakalım, biraz güzel güzel şeyleri öğrenmiş olursunuz. biraz güzel güzel şeyleri öğrenmiş olursunuz.

Lisede tebliğ vazifemizi yerine getirmeye çalışıyoruz. İlim ve bilgi eğilimi yok.Lisede tebliğ vazifemizi yerine getirmeye çalışıyoruz. İlim ve bilgi eğilimi yok. O kadar çok uğraşmamıza rağmen "Kitap okuyun, şöyle yapalım, böyle yapalım..." diyoruz, olmuyor.O kadar çok uğraşmamıza rağmen "Kitap okuyun, şöyle yapalım, böyle yapalım..." diyoruz, olmuyor. Hatta istişarelerde görüşmemize rağmen herkes bu konuda soğuk, birkaç kişi hariç... Hatta istişarelerde görüşmemize rağmen herkes bu konuda soğuk, birkaç kişi hariç...

Fazla yük yüklediniz mi insanlar yapamaz. Küçük şeyler yükleyeceksiniz. Fazla yük yüklediniz mi insanlar yapamaz. Küçük şeyler yükleyeceksiniz. "Bir haftaya kadar şu işi yapın." Tek bir konu. Onu yaparlar."Bir haftaya kadar şu işi yapın." Tek bir konu. Onu yaparlar. Ama böyle fazla şey söylediğiniz zaman olmaz. Onun için, ölçülü yük yüklemek lazım. Ama böyle fazla şey söylediğiniz zaman olmaz. Onun için, ölçülü yük yüklemek lazım.

Hz. Fatıma validemiz ölmeden önce vasiyetinde; "Ben öldükten sonra tabutumu gece kaldırın; Hz. Fatıma validemiz ölmeden önce vasiyetinde; "Ben öldükten sonra tabutumu gece kaldırın; çünkü tabutumu nâmahremler görebilir." demiş.çünkü tabutumu nâmahremler görebilir." demiş. Hz. Fatıma validemiz böyle söylemesine karşı bugünün müslüman kadınları nasıl?Hz. Fatıma validemiz böyle söylemesine karşı bugünün müslüman kadınları nasıl? Mesela ağaç dikme merasimine kadınların gelmesi hâlini nasıl düşünüyorsunuz? Mesela ağaç dikme merasimine kadınların gelmesi hâlini nasıl düşünüyorsunuz?

Ağaç dikme tabii hayırlı sevaplı bir şeydir. Olabilir. Peygamber Efendimiz'e sormuşlar; Ağaç dikme tabii hayırlı sevaplı bir şeydir. Olabilir. Peygamber Efendimiz'e sormuşlar; "Kadınlar kabirleri ziyarete gelebilir mi?" diye. "Kadınlar kabirleri ziyarete gelebilir mi?" diye. Fitne bahis konusu olmadığı zaman ona da müsaade etmiş.Fitne bahis konusu olmadığı zaman ona da müsaade etmiş. Yani örtülü olmak şartıyla hayırlı işleri, ziyaretleri, hasta ziyaretleri gibi şeyleri yapabilir. Yani örtülü olmak şartıyla hayırlı işleri, ziyaretleri, hasta ziyaretleri gibi şeyleri yapabilir.

Tevekkül sahibi olmak için ne yapmak, nasıl davranmak gerekir? Tevekkül sahibi olmak için ne yapmak, nasıl davranmak gerekir?

İmam Gazzâlî'nin [İhyâ'sında] tevekkül bahsini okuyun. Faydası olacak inşaallah. İmam Gazzâlî'nin [İhyâ'sında] tevekkül bahsini okuyun. Faydası olacak inşaallah.

Birisi rüya görmüş. Peygamber Efendimiz'e birisi kötü söz söyledi diye o da ona vurmuş. Birisi rüya görmüş. Peygamber Efendimiz'e birisi kötü söz söyledi diye o da ona vurmuş.

Demek ki o şahıs hakkında bir işarettir. O kötü söz söyleyen kimsenin Demek ki o şahıs hakkında bir işarettir. O kötü söz söyleyen kimsenin bir kötü durumu olduğuna işarettir. Onun terbiye edilmesi ve nasihat edilmesi lazım. bir kötü durumu olduğuna işarettir. Onun terbiye edilmesi ve nasihat edilmesi lazım.

Ben namazı Şâfî mezhebine göre kılıyorum. Ben namazı Şâfî mezhebine göre kılıyorum. Ama kaldığım yurtta bütün arkadaşlarım Hanefî mezhebine mensuplar.Ama kaldığım yurtta bütün arkadaşlarım Hanefî mezhebine mensuplar. Ben onlarla namaz kılarken Hanefî mezhebini mi taklit edeceğim,Ben onlarla namaz kılarken Hanefî mezhebini mi taklit edeceğim, yoksa Şâfî mezhebine göre kılabilir miyim? yoksa Şâfî mezhebine göre kılabilir miyim?

Abdest almakta Hanefî mezhebinin şartlarına riayet edersiniz, Abdest almakta Hanefî mezhebinin şartlarına riayet edersiniz, namaz kılmakta kendi [mezhebinize] göre kılabilirsiniz. namaz kılmakta kendi [mezhebinize] göre kılabilirsiniz.

Türk parası değer kaybediyor. Onun için parayı altına veya dövize çevirmekte sakınca var mıdır? Türk parası değer kaybediyor. Onun için parayı altına veya dövize çevirmekte sakınca var mıdır? Faize girer mi? Cevap: Girmez. Çevrilebilir, olabilir. Faize girer mi?

Cevap: Girmez. Çevrilebilir, olabilir.

Bizim dışımızdaki insanlara, arzu edenlere yolumuzu anlatmaya, sevdirmeye nereden nasıl başlayabiliriz? Bizim dışımızdaki insanlara, arzu edenlere yolumuzu anlatmaya, sevdirmeye nereden nasıl başlayabiliriz?

Sizin gönlünüzü yoklayın; sevdiğiniz şeyler nelerdir, onları anlatarak [başlarsınız.] Sizin gönlünüzü yoklayın; sevdiğiniz şeyler nelerdir, onları anlatarak [başlarsınız.] Size tesir eden, sizi sevindiren şeyler onları da sevindirecek demektir. Size tesir eden, sizi sevindiren şeyler onları da sevindirecek demektir. Büyüklerin menâkıbını, evliyâullahın hallerini anlatırsınız, onlar da faydalı olur. Büyüklerin menâkıbını, evliyâullahın hallerini anlatırsınız, onlar da faydalı olur.

Sigara içen kardeşlerimize bırakmaları için bir tavsiyede bulunur musunuz? Sigara içen kardeşlerimize bırakmaları için bir tavsiyede bulunur musunuz?

Hararetle ve şiddetle tavsiye ederim. Sigara içmeyin! Çünkü zararlıdır. Hararetle ve şiddetle tavsiye ederim. Sigara içmeyin! Çünkü zararlıdır. Falanca adam şöyle demiş, "mekruhtur" demiş, içilebilirmiş... Veya falanca içmiş, filanca içmiş... Falanca adam şöyle demiş, "mekruhtur" demiş, içilebilirmiş... Veya falanca içmiş, filanca içmiş... Bunların hepsi bir tarafa; zararlıdır. Ciğerlere zararlıdır. Kanserojendir.Bunların hepsi bir tarafa; zararlıdır. Ciğerlere zararlıdır. Kanserojendir. İnsanı vebal altında bırakır. Masraftır. Sıhhatini etkiler. Nefesini tıkar. Bırakmanız lazım. İnsanı vebal altında bırakır. Masraftır. Sıhhatini etkiler. Nefesini tıkar. Bırakmanız lazım.

Dünyanın çeşitli bölgelerinde mazlum müslüman kardeşlerimize kuruluşlarımız ne ölçüde yardım ediyor?Dünyanın çeşitli bölgelerinde mazlum müslüman kardeşlerimize kuruluşlarımız ne ölçüde yardım ediyor? Lütfen belirtir misiniz? Ne diye belirtelim? Hayırlar gizli olur.Lütfen belirtir misiniz?

Ne diye belirtelim?

Hayırlar gizli olur.
Burada sayıp döküp [açıklayacak mıyız?] "Şuraya şunu gönderdik, bunu gönderdik..." Burada sayıp döküp [açıklayacak mıyız?]

"Şuraya şunu gönderdik, bunu gönderdik..."

Allah'a hesap veririz. Sen kendine bak. Soruyu soran kendisi ne yapıyor? Allah'a hesap veririz. Sen kendine bak. Soruyu soran kendisi ne yapıyor?

Bizim kuruluşlarımız bir şeyler yapıyor, tabii yapacak. Yapması lazım.Bizim kuruluşlarımız bir şeyler yapıyor, tabii yapacak. Yapması lazım. Herkes kendisinin ne yaptığını düşünsün. Başkasına da yaptığını söylemesin. Herkes kendisinin ne yaptığını düşünsün. Başkasına da yaptığını söylemesin.

Ancak [şu bakımdan] söyleyebilir; "Bak şurada şu hizmet var, bu yapılsın." diyebilir. Ancak [şu bakımdan] söyleyebilir; "Bak şurada şu hizmet var, bu yapılsın." diyebilir.

Ama şöyle söyleyebiliriz. Tabii para gönderiyoruz, silah alsınlar diye.Ama şöyle söyleyebiliriz. Tabii para gönderiyoruz, silah alsınlar diye. Arkadaşları gönderiyoruz, moral takviyesi olsun, orada çalışsınlar vesaire diye... Arkadaşları gönderiyoruz, moral takviyesi olsun, orada çalışsınlar vesaire diye... Hoca gönderip onların gerçekleri öğrenmesine çalışıyoruz. Çeşitli tarzda hizmetler yapılıyor.Hoca gönderip onların gerçekleri öğrenmesine çalışıyoruz. Çeşitli tarzda hizmetler yapılıyor. Bunlar bilinsin, böyle yapılsın diye bunları da cins olarak söylemek mümkün. Bunlar bilinsin, böyle yapılsın diye bunları da cins olarak söylemek mümkün.

Vade farkı haram mıdır? Vade farkı haram mıdır? Yani "Mal için peşin verirsen şu fiyat, bir sene sonra olursa şu fiyat." demek faiz midir? Yani "Mal için peşin verirsen şu fiyat, bir sene sonra olursa şu fiyat." demek faiz midir?

Hayır. O pazarlık sayılır. Henüz alış veriş tahakkuk etmemiştir, teşekkül etmemiştir. Hayır. O pazarlık sayılır. Henüz alış veriş tahakkuk etmemiştir, teşekkül etmemiştir. Hangi şartı kabul ederse o şart üzerine satış yapılacağı için o faiz sayılmaz.Hangi şartı kabul ederse o şart üzerine satış yapılacağı için o faiz sayılmaz. Ama alış veriş tahakkuk ettikten sonra adam vereceği parayı geç verse onun üzerineAma alış veriş tahakkuk ettikten sonra adam vereceği parayı geç verse onun üzerine fiyatı değiştirmeye hakkı olmaz. Çünkü pazarlık yapılmıştır, iş bitmiştir.fiyatı değiştirmeye hakkı olmaz. Çünkü pazarlık yapılmıştır, iş bitmiştir. Ondan sonraki değişiklik, arttırma faize girer. Ondan sonraki değişiklik, arttırma faize girer.

Misalle şöyle anlatayım: Bir adam bir buzdolabını satıyor.Misalle şöyle anlatayım: Bir adam bir buzdolabını satıyor. Diyor ki; "Peşin olursa bir milyon lira. Vadeli olursa bir buçuk milyon lira."Diyor ki; "Peşin olursa bir milyon lira. Vadeli olursa bir buçuk milyon lira." Tamam, hangisini istersen al. İstersen bir sene sonra ödemek üzere bir buçuk milyon liraya al.Tamam, hangisini istersen al. İstersen bir sene sonra ödemek üzere bir buçuk milyon liraya al. İstersen peşin para öde, bir milyon liraya al. Bu henüz daha konuşma safhasındadır.İstersen peşin para öde, bir milyon liraya al. Bu henüz daha konuşma safhasındadır. İnsan ticarette de pazarlık yapıyor, üç aşağı beş yukarı anlaşıyorlar.İnsan ticarette de pazarlık yapıyor, üç aşağı beş yukarı anlaşıyorlar. Hangisiyle anlaştıysa anlaştı. Mesela "peşin vereceğim" dedi, buzdolabını aldı.Hangisiyle anlaştıysa anlaştı. Mesela "peşin vereceğim" dedi, buzdolabını aldı. Alış veriş tamam oldu. Ertesi gün geldi; "Ya ben sana bir milyon lira verecektim amaAlış veriş tamam oldu. Ertesi gün geldi; "Ya ben sana bir milyon lira verecektim ama işte evdeki parayı hanım harcamış, yanımda para yok, üç ay sonra verebileceğim. işte evdeki parayı hanım harcamış, yanımda para yok, üç ay sonra verebileceğim. Ancak ikinci emekli maaşımı aldığım zaman verebileceğim. Şu anda param yok."Ancak ikinci emekli maaşımı aldığım zaman verebileceğim. Şu anda param yok." Şimdi artık buzdolabına bir fiyat farkı ekleyemez. Neden? Satış tamam oldu. Şimdi artık buzdolabına bir fiyat farkı ekleyemez.

Neden?

Satış tamam oldu.
Bu vadeden dolayı eklediği şey faizdir. Ama satış tamam olmadan Bu vadeden dolayı eklediği şey faizdir.

Ama satış tamam olmadan
"Şöyle alırsan fiyatı şudur, böyle alırsan fiyatı budur." demek, o faiz olmuyor. "Şöyle alırsan fiyatı şudur, böyle alırsan fiyatı budur." demek, o faiz olmuyor. Çünkü satış henüz daha teşekkül etmemiş, ortada bir şey yok. Çünkü satış henüz daha teşekkül etmemiş, ortada bir şey yok.

Altın kaplama çatal kaşık kullanılabilir mi? Kullanılabilir. Çünkü altının kendisi haramdır. Altın kaplama çatal kaşık kullanılabilir mi?

Kullanılabilir. Çünkü altının kendisi haramdır.
Tamamen altın olması haramdır. Kaplama çok kıymetli değildir.Tamamen altın olması haramdır. Kaplama çok kıymetli değildir. Ama mütevâzı [eşyalar] kullanmak daha iyidir. Ama mütevâzı [eşyalar] kullanmak daha iyidir.

Tasarruf için aldığımız yabancı paralardan artış faiz olur mu? Hayır. Tasarruf için aldığımız yabancı paralardan artış faiz olur mu?

Hayır.
Çünkü bir malı kendi cinsinden daha fazla bir şeyle almak, değiştirmek faizdir.Çünkü bir malı kendi cinsinden daha fazla bir şeyle almak, değiştirmek faizdir. Sen dolar veriyorsun Türk parası alıyorsun, mark veriyorsun Türk parası alıyorsun,Sen dolar veriyorsun Türk parası alıyorsun, mark veriyorsun Türk parası alıyorsun, cins farklı olduğundan onda satıştır, o [faiz] olmaz. Rayiç bedelle satıştır, faiz sayılmaz.cins farklı olduğundan onda satıştır, o [faiz] olmaz. Rayiç bedelle satıştır, faiz sayılmaz. Ama 100 lira Türk parası verip de bir adama beş gün sonra 105 lira almaya kalkarsan Ama 100 lira Türk parası verip de bir adama beş gün sonra 105 lira almaya kalkarsan cins aynı olduğundan o zaman faiz olur. İşin inceliği budur. cins aynı olduğundan o zaman faiz olur. İşin inceliği budur.

İslâmiyet'te tesettüre riayet etmeyen yakınlarımız var. İslâmiyet'te tesettüre riayet etmeyen yakınlarımız var. Bunları ikaz ettiğimiz halde bir düzelme olmuyor. Bunlara karşı nasıl davranmamız lazım? Bunları ikaz ettiğimiz halde bir düzelme olmuyor. Bunlara karşı nasıl davranmamız lazım?

Tatlı tatlı nasihate devam etmek lazım. Tatlı tatlı nasihate devam etmek lazım. "Bak, yine örtünmedin ama bir gün bunun cezasını çekersin. Örtünürsen şu sevabı kazanacaksın. "Bak, yine örtünmedin ama bir gün bunun cezasını çekersin. Örtünürsen şu sevabı kazanacaksın. Ne diye bu hususta şeytana uyuyorsun? Niye Allah'ın emrini tutmuyorsun?" Ne diye bu hususta şeytana uyuyorsun? Niye Allah'ın emrini tutmuyorsun?" Her seferinde söyleyeceksiniz. Neden? Çünkü o her seferinde emri tutmuyor,Her seferinde söyleyeceksiniz.

Neden?

Çünkü o her seferinde emri tutmuyor,
o emri tutmamakta her seferinde devam ediyor. Siz de nasihati her seferinde söyleyeceksiniz. o emri tutmamakta her seferinde devam ediyor. Siz de nasihati her seferinde söyleyeceksiniz.

Benim annem çok dindar bir kadın. Fakat bir türlü işten başını alıp da namaz kılamıyor. Benim annem çok dindar bir kadın. Fakat bir türlü işten başını alıp da namaz kılamıyor. Daha doğrusu namaz kılmayı öğrenmekte zorluk çekiyor. Lütfen dua edin de namazı öğrensin. Daha doğrusu namaz kılmayı öğrenmekte zorluk çekiyor. Lütfen dua edin de namazı öğrensin.

Dindarlığın ilk şartı namazdır. Allah'ın âhirete göçen bir insandan ilk soracağı şey namazdır. Dindarlığın ilk şartı namazdır. Allah'ın âhirete göçen bir insandan ilk soracağı şey namazdır. Namazı kıldı mı kılmadı mı? Oradan temiz çıkarsa öteki hesabı kolay olur. Namazı kıldı mı kılmadı mı? Oradan temiz çıkarsa öteki hesabı kolay olur. Onun için, namazın önemini anlatacak hadîs-i şerîfleri annesine anlatması lazım. Onun için, namazın önemini anlatacak hadîs-i şerîfleri annesine anlatması lazım.

Laikliği savunmak, "Laiklik iyidir." demek insanı küfre götürür mü? Laikliği savunmak, "Laiklik iyidir." demek insanı küfre götürür mü?

Devlet laik oluyor. Neden? Devlet laik oluyor.

Neden?

Kimsenin inancına karışmıyor; herkes kendi inancını kendisi tayin etsin, inansın diye bîtaraf duruyor.Kimsenin inancına karışmıyor; herkes kendi inancını kendisi tayin etsin, inansın diye bîtaraf duruyor. Ama kişi dindar olur. Kişi laik olmaz.Ama kişi dindar olur. Kişi laik olmaz. Kişi muhtelif inançların karşısında orta yerde nötr durursa o dinsiz olmuş olur. Kişi muhtelif inançların karşısında orta yerde nötr durursa o dinsiz olmuş olur. Kişinin bir dininin olması lazım. Onun için, laiklik kişiler için değildir.Kişinin bir dininin olması lazım. Onun için, laiklik kişiler için değildir. Laiklik yukarıdaki yöneticinin herkese eşit davranması içindir. Bu iş anlaşılmamıştır.Laiklik yukarıdaki yöneticinin herkese eşit davranması içindir. Bu iş anlaşılmamıştır. Burada tam tersine uygulanıyor. Başörtüye müdahale ediliyor, sakala müdahale ediliyor...Burada tam tersine uygulanıyor. Başörtüye müdahale ediliyor, sakala müdahale ediliyor... Kişinin kendisinin dindar olması lazım. Laiklik aslında müdafaa edilmez.Kişinin kendisinin dindar olması lazım.

Laiklik aslında müdafaa edilmez.
Bir müslüman İslâm'ı müdafaa eder, başka hiçbir şeyi müdafaa etmez. İşin doğrusu budur.Bir müslüman İslâm'ı müdafaa eder, başka hiçbir şeyi müdafaa etmez. İşin doğrusu budur. Ama laikliğin anlayış ve anlatış şeklinden dolayı; "Müsamaha olursa iyi oluyor." [deniyor.] Ama laikliğin anlayış ve anlatış şeklinden dolayı; "Müsamaha olursa iyi oluyor." [deniyor.] Mesela tarikati tutan var tutmayan var, vehhabî olan var…Mesela tarikati tutan var tutmayan var, vehhabî olan var… "Sadece dinler arasında değil, aynı dinin içindeki nüans farklarını da hoş görmek [lazım.]"Sadece dinler arasında değil, aynı dinin içindeki nüans farklarını da hoş görmek [lazım.] Tabii aynı zamanda herkesin [inancına] saygı göstermek…" gibi anlıyorsa Tabii aynı zamanda herkesin [inancına] saygı göstermek…" gibi anlıyorsa o zaman kısmen mazur olur. Yoksa "Bâtıl dinler de hoştur." gibi bir mantık kabul edilen bir şey değil. o zaman kısmen mazur olur. Yoksa "Bâtıl dinler de hoştur." gibi bir mantık kabul edilen bir şey değil.

"Ben daha önce başka bir yere bağlıydım, sonra size bağlandım."Ben daha önce başka bir yere bağlıydım, sonra size bağlandım. Ama tam mânasıyla [bağlanamıyorum.] Eskisini de unutamıyorum. Ne yapmam gerekir? Ama tam mânasıyla [bağlanamıyorum.] Eskisini de unutamıyorum. Ne yapmam gerekir?

Bir insanın bağlı olduğu bir yerden bir başka yere bağlanmasının bir sebebi olması lazım. Bir insanın bağlı olduğu bir yerden bir başka yere bağlanmasının bir sebebi olması lazım. Bu sebebin şeriate uygun bir sebep olması lazım. İnsan; "Bu adam şeriate uymuyor,Bu sebebin şeriate uygun bir sebep olması lazım. İnsan; "Bu adam şeriate uymuyor, İslâm'ı bilmiyor veya sahih el sahibi değil, sahte. İslâm'ı bilmiyor veya sahih el sahibi değil, sahte. Onun için ben bunu bıraktım, falancaya gittim." der. Onun için ben bunu bıraktım, falancaya gittim." der. Öyle değilse, yani normal ölçüler içinde mübarek insansa, o sebep var olduğuna göreÖyle değilse, yani normal ölçüler içinde mübarek insansa, o sebep var olduğuna göre değiştirmesinin üzerinde sebat göstermesi gerekir. Mesele bu. değiştirmesinin üzerinde sebat göstermesi gerekir. Mesele bu.

Din ve politika üzerinde bir açıklama yapar mısınız? İslâm'da particilik var mıdır? Din ve politika üzerinde bir açıklama yapar mısınız? İslâm'da particilik var mıdır?

İslâm'da dinin emirleri vardır. Allah'ın emirlerini tutmak vardır. İslâm'da dinin emirleri vardır. Allah'ın emirlerini tutmak vardır. Particilik, hizipçilik İslâm'da uygun görülmemiştir.Particilik, hizipçilik İslâm'da uygun görülmemiştir. Ama şimdi içinde yaşadığımız Türkiye'nin kanunlarına, şartlarına göre insanların seçilmesi için Ama şimdi içinde yaşadığımız Türkiye'nin kanunlarına, şartlarına göre insanların seçilmesi için nasıl bir faaliyet göstermesi gerektiği kanunlarla tespit edilmiş. Herkes seçebiliyor, seçilebiliyor.nasıl bir faaliyet göstermesi gerektiği kanunlarla tespit edilmiş. Herkes seçebiliyor, seçilebiliyor. Seçme ve seçilme hakkı var. O halde iyi insanı seçmeye çalışmak lazım. Seçme ve seçilme hakkı var. O halde iyi insanı seçmeye çalışmak lazım. "Ben şunu seviyorum, şu seçilsin." diye iyilerin [seçilmesine] gayret göstermek lazım."Ben şunu seviyorum, şu seçilsin." diye iyilerin [seçilmesine] gayret göstermek lazım. O zaman İslâm'da particilik olmamakla beraberO zaman İslâm'da particilik olmamakla beraber "Böyle bir program ortaya koyarak şöyle çalışayım, böyle çalışayım..." demek ana fikri önemli oluyor."Böyle bir program ortaya koyarak şöyle çalışayım, böyle çalışayım..." demek ana fikri önemli oluyor. O fikre göre çalışmak, "İslâm'a şöyle hizmet edeceğim, böyle edeceğim..." diye olursa olur. O fikre göre çalışmak, "İslâm'a şöyle hizmet edeceğim, böyle edeceğim..." diye olursa olur. Ama partinin içindeki gaye maddeleri, çalışması ve istikameti İslâm'ın emirleriyle Ama partinin içindeki gaye maddeleri, çalışması ve istikameti İslâm'ın emirleriyle çatışıyorsa o zaman olmaz. çatışıyorsa o zaman olmaz.

Kadın kocasına ismiyle hitap edebilir mi? Bizim örfümüzde edeben etmemişler. Kadın kocasına ismiyle hitap edebilir mi?

Bizim örfümüzde edeben etmemişler.
Saygı, sevgi ve töremize göre bu böyle. Yoksa normal olarak edilebilir. Saygı, sevgi ve töremize göre bu böyle. Yoksa normal olarak edilebilir. Ama bizim örfümüzde ismen hitap edilmemiş. Babaya da hitap edilmez, kocaya da hitap edilmez.Ama bizim örfümüzde ismen hitap edilmemiş. Babaya da hitap edilmez, kocaya da hitap edilmez. Babaya "baba" denir, "babacığım" denir, "efendi baba" denir. Hocaya da [hitap edilmez.]Babaya "baba" denir, "babacığım" denir, "efendi baba" denir. Hocaya da [hitap edilmez.] Örfümüzde saygı duyulan kimselere ismi söylemek ayıp gibi oluyor, kullanılmaz. Örfümüzde saygı duyulan kimselere ismi söylemek ayıp gibi oluyor, kullanılmaz. Araplar'da da isim söylenmez, künye söylenir. Mesela "ya Muhammed" demez, "ya Ebe'l-Kâsım" derlerdi.Araplar'da da isim söylenmez, künye söylenir. Mesela "ya Muhammed" demez, "ya Ebe'l-Kâsım" derlerdi. Saygı ifade eden şekil ismini değil künyesini söylemektir. Saygı ifade eden şekil ismini değil künyesini söylemektir. Her yerin tabii töresinin İslâm'da da bir değeri vardır.Her yerin tabii töresinin İslâm'da da bir değeri vardır. O bakımdan herhalde saygı ve sevgi gösterisi olarak ismiyle hitap etmeyipO bakımdan herhalde saygı ve sevgi gösterisi olarak ismiyle hitap etmeyip "efendi" filan demesi daha güzel olur. "efendi" filan demesi daha güzel olur. Ama şimdi millet artık askerlik arkadaşlığı gibi "Ahmet, Mithat gel, git..." vesaire,Ama şimdi millet artık askerlik arkadaşlığı gibi "Ahmet, Mithat gel, git..." vesaire, kadınlar bu töreyi yıktılar. İyi olmuyor. Eskisi daha güzel. kadınlar bu töreyi yıktılar. İyi olmuyor. Eskisi daha güzel.

Ortaokula gidiyorum. Öğrenci olduğum için Cuma namazını kılamıyorum. Ortaokula gidiyorum. Öğrenci olduğum için Cuma namazını kılamıyorum. "Üç defa Cuma namazına gitmeyen münafık defterine yazılır." deniliyor. Bunun hakkında ne buyurursunuz? "Üç defa Cuma namazına gitmeyen münafık defterine yazılır." deniliyor. Bunun hakkında ne buyurursunuz?

Evet, bu bir derttir, beladır. Öyle hadîs-i şerîfler vardır. Evet, bu bir derttir, beladır. Öyle hadîs-i şerîfler vardır. "Mazeretsiz üç defa Cuma'yı terk edenin kalbi mühürlenir." Bu kötü bir durumdur. "Mazeretsiz üç defa Cuma'yı terk edenin kalbi mühürlenir." Bu kötü bir durumdur. Bunun kaldırılmaya çalışılması lazım. Bu bir bela olarak müslümanların başına gelmiştir.Bunun kaldırılmaya çalışılması lazım. Bu bir bela olarak müslümanların başına gelmiştir. Eskiden cuma günü tatildi, herkes Cuma'ya gidebiliyordu. Şimdi işler değişmiştir. Eskiden cuma günü tatildi, herkes Cuma'ya gidebiliyordu. Şimdi işler değişmiştir. Ama yeniden düzelebilir, bu mümkündür. Çünkü bunlar kulların koyduğu kâidelerdir.Ama yeniden düzelebilir, bu mümkündür. Çünkü bunlar kulların koyduğu kâidelerdir. Ve bu gibi problemler de hangi yoldan çözülebilecekse çözülmesine çalışılması lazımdır. Ve bu gibi problemler de hangi yoldan çözülebilecekse çözülmesine çalışılması lazımdır. Razı olmak doğru değil. Benim Cuma namazı farzımdır, eğer laik bir yönetimseRazı olmak doğru değil. Benim Cuma namazı farzımdır, eğer laik bir yönetimse benim ibadetime [saygı göstermesi] lazım.benim ibadetime [saygı göstermesi] lazım. Benim memleketimde hıristiyan pazar günü kilisesine gidebiliyor.Benim memleketimde hıristiyan pazar günü kilisesine gidebiliyor. Cumartesi günü yahudi sinagoguna gidebiliyor.Cumartesi günü yahudi sinagoguna gidebiliyor. Yüzde 99'u müslüman olan bu ülkede ben cuma günü çok önemli olan Cuma namazı farzımaYüzde 99'u müslüman olan bu ülkede ben cuma günü çok önemli olan Cuma namazı farzıma -gidilmediği zaman kalp mühürleniyor- gidemiyorum. Çünkü tatil cumadan pazara kaydırılmış. -gidilmediği zaman kalp mühürleniyor- gidemiyorum. Çünkü tatil cumadan pazara kaydırılmış. Cumaya getir, ne diye pazara kaydırdın? Kim dedi sana "kaydır" diye? Cumaya getir, ne diye pazara kaydırdın? Kim dedi sana "kaydır" diye?

Cumaya getir, müslümanlar gelsin, namazını kılsınlar. Bunun için de çalışmak lazım.Cumaya getir, müslümanlar gelsin, namazını kılsınlar. Bunun için de çalışmak lazım. Milletvekillerinin de bu hususta kanun teklifi yapması lazım.Milletvekillerinin de bu hususta kanun teklifi yapması lazım. Geçenlerde birisi kanun teklifi yapmış, hiç kimse mecliste o oturuma gitmeyivermiş,Geçenlerde birisi kanun teklifi yapmış, hiç kimse mecliste o oturuma gitmeyivermiş, kaytarmışlar, kaçmışlar. Çünkü gitseler, oy kullansalar çıkacak. Çıktığı zaman korkuyorlar.kaytarmışlar, kaçmışlar. Çünkü gitseler, oy kullansalar çıkacak. Çıktığı zaman korkuyorlar. Orada bulunsalar çıkmasın diye menfî oy kullansalar, seçmenden korkuyorlar. Gitmemişler.Orada bulunsalar çıkmasın diye menfî oy kullansalar, seçmenden korkuyorlar. Gitmemişler. Ama Allah'tan korkmuyorlar. Ya askerden korkuyor, ya devrimciden korkuyor, ya seçmenden korkuyor;Ama Allah'tan korkmuyorlar. Ya askerden korkuyor, ya devrimciden korkuyor, ya seçmenden korkuyor; ama Allah'tan korkmuyor. Olmayacak bir şey değil. Niye olmasın? Gayet kolay bir şey. ama Allah'tan korkmuyor. Olmayacak bir şey değil. Niye olmasın? Gayet kolay bir şey. İki dudak arasında bir şey. Şu kadar adam el kaldırırsa; tatil pazar günü değil, cuma günü olsun. İki dudak arasında bir şey. Şu kadar adam el kaldırırsa; tatil pazar günü değil, cuma günü olsun. Ne olur? Sırplar müslümanları kesiyor, Ermeniler müslümanları kesiyor. Ne olur? Sırplar müslümanları kesiyor, Ermeniler müslümanları kesiyor. Ne olur burada müslümanın gönlü oluverse? Burada da mı tepelensin müslümanlar? Ne olur burada müslümanın gönlü oluverse? Burada da mı tepelensin müslümanlar?

Başını örtmeyecek, Cuma'ya gitmeyecek, ille şöyle olacak, böyle olacak... Başını örtmeyecek, Cuma'ya gitmeyecek, ille şöyle olacak, böyle olacak...

Kötü bir alışkanlığım var. Çok uğraşmama rağmen bundan kurtulamadım. Kötü bir alışkanlığım var. Çok uğraşmama rağmen bundan kurtulamadım. Kurtulmak için ne yapmalıyım? Dua edin. Cevap: Kötü alışkanlığın cinsine göre çareler de değişir.Kurtulmak için ne yapmalıyım? Dua edin.

Cevap: Kötü alışkanlığın cinsine göre çareler de değişir.
Esas itibariyle abdest alırsınız, gusül abdesti alırsınız, iki rekât namaz kılarsınız. Esas itibariyle abdest alırsınız, gusül abdesti alırsınız, iki rekât namaz kılarsınız. Cuma geceleri dua edersiniz; "Bu [alışkanlıktan] kurtar beni yâ Rabbi!" diye.Cuma geceleri dua edersiniz; "Bu [alışkanlıktan] kurtar beni yâ Rabbi!" diye. Çeşitli mânevî tedbirlerle kendinizi korumaya çalışırsınız.Çeşitli mânevî tedbirlerle kendinizi korumaya çalışırsınız. Abdestli olanın yanına şeytan sokulamaz. İnsan o zaman kötü şeyleri yapmaz. Abdestli olanın yanına şeytan sokulamaz. İnsan o zaman kötü şeyleri yapmaz.

Hıristiyan ve yahudi kimselerin hazırladığı bilgisayar programlarını para vermeden kullanmak Hıristiyan ve yahudi kimselerin hazırladığı bilgisayar programlarını para vermeden kullanmak kul hakkına girer mi? Bu programlar bilgisayar programcılarının işine yaramaktadır. kul hakkına girer mi? Bu programlar bilgisayar programcılarının işine yaramaktadır.

Hâfız-ı Şirâzî diye bir şair var. İranlılar'ın böyle biraz içkiden bahseden gazelci bir şairi… Hâfız-ı Şirâzî diye bir şair var. İranlılar'ın böyle biraz içkiden bahseden gazelci bir şairi… Adı Hafız ama içkiden filan bahseden bir şair… Hâfız-ı Şirâzî derler. Adı Hafız ama içkiden filan bahseden bir şair… Hâfız-ı Şirâzî derler. Divan'ının başına, Yezid b. Muaviye'nin bir beyti var Arapça, onu almış.Divan'ının başına, Yezid b. Muaviye'nin bir beyti var Arapça, onu almış. İran da tam Muaviye hazretlerine düşman, Alevî; o İran'da tutmuş Divan'ının başına İran da tam Muaviye hazretlerine düşman, Alevî; o İran'da tutmuş Divan'ının başına o Yezid'in yani Hz. Hüseyin'i öldürten hükümdarın şiirini almış. Tabii kızmışlar, demişler ki; o Yezid'in yani Hz. Hüseyin'i öldürten hükümdarın şiirini almış. Tabii kızmışlar, demişler ki;

"Ne diye bu şiiri baş tarafa aldın?" Güya şaka yapmış: "Ne diye bu şiiri baş tarafa aldın?"

Güya şaka yapmış:

"Kâfirin malı müslümana helaldir." demiş. Böyle bir nükteyle işi [geçiştirmiş.] "Kâfirin malı müslümana helaldir." demiş. Böyle bir nükteyle işi [geçiştirmiş.]

Onlar bizim iliğimizi sömürüyorlar, her şeyi yapıyorlar; ne bulursa alırsa alır tabii... Onlar bizim iliğimizi sömürüyorlar, her şeyi yapıyorlar; ne bulursa alırsa alır tabii...

Diş fırçası ve macunla ağız temizliğinin sağlanmasının fıkhî hükmünü söyler misiniz? Diş fırçası ve macunla ağız temizliğinin sağlanmasının fıkhî hükmünü söyler misiniz?

Diş fırçası olabilir. Çünkü "Dişi temizlemek için misvak kullanmak gibi Diş fırçası olabilir. Çünkü "Dişi temizlemek için misvak kullanmak gibi parmak kullanmak da câizdir." diye hadîs-i şerîf var; el-Esâbiu mecre's-sivâk diye... parmak kullanmak da câizdir." diye hadîs-i şerîf var; el-Esâbiu mecre's-sivâk diye... Demek ki mühim olan dişlerin temizlenmesidir, hangi şekille temizlenirse olur. Demek ki mühim olan dişlerin temizlenmesidir, hangi şekille temizlenirse olur. Mesela karbonat alsanız, tuz alsanız, dişlerinizi parmağınızla ovsanız, temizlense o da olur.Mesela karbonat alsanız, tuz alsanız, dişlerinizi parmağınızla ovsanız, temizlense o da olur. Fırçayla da olur, başka şeyle de olur. Fırçayla da olur, başka şeyle de olur. Ama fırça domuz kılı olmasın ve macunun içinde de haram bir malzeme olmasın diye dikkat edeceksiniz. Ama fırça domuz kılı olmasın ve macunun içinde de haram bir malzeme olmasın diye dikkat edeceksiniz. Macunun içinde ne var? Haram malzeme var mı yok mu? Ona dikkat edin.Macunun içinde ne var? Haram malzeme var mı yok mu? Ona dikkat edin. Yoksa temizlik olur. Bir de reklamlarda görüyorum:Yoksa temizlik olur.

Bir de reklamlarda görüyorum:
Diş fırçasını gösteriyor, üstüne kocaman solucan gibi diş macununu sıkıyor. Öyle uzun bir şey.Diş fırçasını gösteriyor, üstüne kocaman solucan gibi diş macununu sıkıyor. Öyle uzun bir şey. O "Böyle çok harcayın." diye israfı teşvik ediyor; ama öyle değildir. O "Böyle çok harcayın." diye israfı teşvik ediyor; ama öyle değildir. Fırçanın üstüne çok sıktığınız zaman iyi bir macun bile olsa ağızda tahrişat yapar, zararlıdır.Fırçanın üstüne çok sıktığınız zaman iyi bir macun bile olsa ağızda tahrişat yapar, zararlıdır. Az kullanılacak. Hatta macuna hiç lüzum yoktur, Az kullanılacak. Hatta macuna hiç lüzum yoktur, lavabonuzda tuz veya karbonat bulunursa çok güzel temizler. lavabonuzda tuz veya karbonat bulunursa çok güzel temizler. Karbonattan bir miktar alırsınız, çok güzel parlatır.Karbonattan bir miktar alırsınız, çok güzel parlatır. Diş parlatma tozları vardır, umumiyetle karbonattan meydana gelmiştir.Diş parlatma tozları vardır, umumiyetle karbonattan meydana gelmiştir. Fazla para vermeye lüzum yok. Karbonat ucuz bir malzemedir ve dişlerin taşlarını da söker.Fazla para vermeye lüzum yok. Karbonat ucuz bir malzemedir ve dişlerin taşlarını da söker. Formülü dolayısıyla sarı taşlarını da zamanla söker.Formülü dolayısıyla sarı taşlarını da zamanla söker. O bakımdan fırçanızı karbonata banıp iyi bir temizlik sağlayabilmiş olursunuz. O bakımdan fırçanızı karbonata banıp iyi bir temizlik sağlayabilmiş olursunuz. Ama içinde haram malzeme olmayan, domuz kılından olmayan bir fırçayla, macunla da diş temizliği olurAma içinde haram malzeme olmayan, domuz kılından olmayan bir fırçayla, macunla da diş temizliği olur ve ağız böyle misvaklanmış olur. ve ağız böyle misvaklanmış olur.

Tasavvufta ayağı kayan, şüphelere düşen bir kimse bu düşünceden nasıl kurtulur? Tasavvufta ayağı kayan, şüphelere düşen bir kimse bu düşünceden nasıl kurtulur?

Bu şeytanın bir oyunudur. Zikri çok yapması lazım. Zikre müdâvemet etmesi lazım. Bu şeytanın bir oyunudur. Zikri çok yapması lazım. Zikre müdâvemet etmesi lazım. Abdestsiz gezmemesi lazım. Zihnine takılan konuda da kitaplar vardır. Abdestsiz gezmemesi lazım. Zihnine takılan konuda da kitaplar vardır. Mesela Allah'ın varlığına birliğine dair çok güzel kitaplar var. Kitapçıda gider sorar.Mesela Allah'ın varlığına birliğine dair çok güzel kitaplar var. Kitapçıda gider sorar. Allah'ın o varlığını güzel güzel anlatan kitapları okur. Gönlü mutmain olur. Allah'ın o varlığını güzel güzel anlatan kitapları okur. Gönlü mutmain olur.

Cehrî zikir esnasında ilahi söylenmesi, söylenmemesi nasıl olur? Cehrî zikir esnasında ilahi söylenmesi, söylenmemesi nasıl olur?

Zikir hafî olabiliyor, cehrî olabiliyor. Hafî, "gizli" demek. Cehrî "duyulur bir şekilde âşikâre" demek. Zikir hafî olabiliyor, cehrî olabiliyor. Hafî, "gizli" demek. Cehrî "duyulur bir şekilde âşikâre" demek. Zikre başlanılıyor. Birisi de o konuda o esnada bir ilahiye başlıyor.Zikre başlanılıyor. Birisi de o konuda o esnada bir ilahiye başlıyor. Bu aklı karıştırıyorsa, dikkati dağıtıyorsa söylenmemesi daha iyi. Bu aklı karıştırıyorsa, dikkati dağıtıyorsa söylenmemesi daha iyi. Fakat bunu çok ustaca yapabilen, zikrin de ahengine uydurupFakat bunu çok ustaca yapabilen, zikrin de ahengine uydurup güzel bir tesir içinde söyleyebilenler de oluyor. Yani zikrin tesirini arttıracak ve insanagüzel bir tesir içinde söyleyebilenler de oluyor. Yani zikrin tesirini arttıracak ve insana huşû duygusunu daha çok sağlayacak güzel bir ilahi ve ritme uygun bir tarzda söylenebilirse olur.huşû duygusunu daha çok sağlayacak güzel bir ilahi ve ritme uygun bir tarzda söylenebilirse olur. Aksi takdirde [ahengi] bozuyor, iyi olmuyor. Aksi takdirde [ahengi] bozuyor, iyi olmuyor.

Diş doldurtmak abdeste mani olur mu? Olmaz. Diş doldurtmak abdeste mani olur mu?

Olmaz.

Sakal bırakmanın Hanefî mezhebine göre hükmü nedir? Sakal bırakmanın Hanefî mezhebine göre hükmü nedir?

Sakal kazımak haram olduğuna göre sakal bırakmak gerekir. Sakal kazımak haram olduğuna göre sakal bırakmak gerekir. Hadîs-i şerîfte; "Bıyıklarınızı azaltın, sakallarınızı uzatın." buyurmuştur.Hadîs-i şerîfte; "Bıyıklarınızı azaltın, sakallarınızı uzatın." buyurmuştur. "Sakal kesilmesi dört mezhebe göre haramdır." diye söylenmiştir. "Sakal kesilmesi dört mezhebe göre haramdır." diye söylenmiştir.

Sakalı her gün kesmekle haftada bir gün kesmek arasında haram işlemek bakımından bir fark var mıdır? Sakalı her gün kesmekle haftada bir gün kesmek arasında haram işlemek bakımından bir fark var mıdır?

Cevap: Çok işleme az işleme farkı olmuş oluyor. Cevap: Çok işleme az işleme farkı olmuş oluyor. Üç defa beş defa işlemekle bir defa işlemek [farklı.]Üç defa beş defa işlemekle bir defa işlemek [farklı.] Bir de bu işi isteyerek yapmakla istemeyerek yapmak, mecbur olduğu içinBir de bu işi isteyerek yapmakla istemeyerek yapmak, mecbur olduğu için vazifesi dolayısıyla yapmak gibi farklar olabilir. Aslında sakal bırakmaya çalışması lazım. vazifesi dolayısıyla yapmak gibi farklar olabilir. Aslında sakal bırakmaya çalışması lazım.

Çok güzel haller yaşıyorum. Çok güzel haller yaşıyorum. Ama ne zaman mânen düzelsem akabinde düşüş yaşıyorum. Sebebi evlenememem.Ama ne zaman mânen düzelsem akabinde düşüş yaşıyorum. Sebebi evlenememem. Nazar ber kadem, oruç, az yeme, hepsini denedim. Nefsimi dizginleyemiyorum. Nazar ber kadem, oruç, az yeme, hepsini denedim. Nefsimi dizginleyemiyorum. İrademi bu konuda sonuna kadar kullandığımda kalbim mutmain, mânen güzel… İrademi bu konuda sonuna kadar kullandığımda kalbim mutmain, mânen güzel…

Allah yardımcı olsun. Tabii bu evlilik böyle bu yakın zamanda [zor] oldu artık...Allah yardımcı olsun. Tabii bu evlilik böyle bu yakın zamanda [zor] oldu artık... Üniversite bitecek, askerlik bitecek, doktora bitecek, ihtisas bitecek, Avrupa'ya gidecek gelecek,Üniversite bitecek, askerlik bitecek, doktora bitecek, ihtisas bitecek, Avrupa'ya gidecek gelecek, Amerika'dan âlet getirecek, kart alacak, tohuma kaçacak, ondan sonra evlenecek bizim beyzâde...Amerika'dan âlet getirecek, kart alacak, tohuma kaçacak, ondan sonra evlenecek bizim beyzâde... 40 yaşına geliyor. Tabii problemler oluyor. 40 yaşına geliyor. Tabii problemler oluyor. Çabuk evlendirmek -Hatta büluğa erer ermez büyüklerimiz kızlarını evlendirmişler.- önemli. Çabuk evlendirmek -Hatta büluğa erer ermez büyüklerimiz kızlarını evlendirmişler.- önemli. Herkesin buna gayret etmesi lazım. Herkesin buna gayret etmesi lazım.

Şeytanın vesveselerinden kurtulmanın yolları [nelerdir?] Şeytanın vesveselerinden kurtulmanın yolları [nelerdir?]

Şeytanın vesvesesinden kurtulmanın yolu Allah'a tevekkül etmektir. Şeytanın vesvesesinden kurtulmanın yolu Allah'a tevekkül etmektir.

İnnehû leyse lehû sultânun ale'llezîne âmenû ve alâ rabbihim yetevekkelûn. İnnehû leyse lehû sultânun ale'llezîne âmenû ve alâ rabbihim yetevekkelûn.

Allah'a dayanacaksınız. Allah'a sarılacaksınız. Bu da zikirle olur. Allah'a dayanacaksınız. Allah'a sarılacaksınız. Bu da zikirle olur. Tasavvufî vazifeleri yapmakla olur. Tasavvufî vazifeleri yapmakla olur.

Kul hakkından bahseder misiniz? Bu devirde bu ortamda buna çok ihtiyaç var. Kul hakkından bahseder misiniz? Bu devirde bu ortamda buna çok ihtiyaç var.

Allah tevbe edildiği zaman günahları affediyor da kulların hakları kulların rızasına bağlı. Allah tevbe edildiği zaman günahları affediyor da kulların hakları kulların rızasına bağlı. Sen onun hakkını yemişsin, adam "Peki, affettim, bağışladım." diyecek, o zaman affoluyor.Sen onun hakkını yemişsin, adam "Peki, affettim, bağışladım." diyecek, o zaman affoluyor. Yoksa Allah affetmiyor. Kul affetmesi lazım. Kula gidilecek.Yoksa Allah affetmiyor. Kul affetmesi lazım. Kula gidilecek. "Ben senden şunu almıştım, al geriye. Beni affet." diyecek. "Peki affettim." diyecek. "Ben senden şunu almıştım, al geriye. Beni affet." diyecek. "Peki affettim." diyecek. Bu bazen birisinin malını almak şeklinde olur. Adamın parasını yersin, borcunu vermezsin,Bu bazen birisinin malını almak şeklinde olur. Adamın parasını yersin, borcunu vermezsin, tarlasından meyvesini alırsın, ısırırsın, yersin, yutarsın... tarlasından meyvesini alırsın, ısırırsın, yersin, yutarsın... Kul hakkı böyle geçebilir. Bazen gıybet etmek şeklinde oluyor.Kul hakkı böyle geçebilir. Bazen gıybet etmek şeklinde oluyor. Açıyor ağzını, yumuyor gözünü, falanca aleyhinde gıybet ediyor. Hakkı geçiyor.Açıyor ağzını, yumuyor gözünü, falanca aleyhinde gıybet ediyor. Hakkı geçiyor. Onun için, hak geçirmemeye çok dikkat etmek lazım.Onun için, hak geçirmemeye çok dikkat etmek lazım. Maddî mânevî hakları buradayken sahipleriyle konuşup helalliğini alıpMaddî mânevî hakları buradayken sahipleriyle konuşup helalliğini alıp âhirete götürmeden burada halletmek lazım. âhirete götürmeden burada halletmek lazım.

Dua buyurunuz, bizler Rabbimiz'in huzuruna şehitler olarak ulaşalım. Dua buyurunuz, bizler Rabbimiz'in huzuruna şehitler olarak ulaşalım.

Cevap: Âmin. Câfer-i Sâdık Efendimiz'in duası şöyledir: Allâhümme ahyinî saîden ve emitnî şehîden. Cevap: Âmin. Câfer-i Sâdık Efendimiz'in duası şöyledir: Allâhümme ahyinî saîden ve emitnî şehîden. "Yâ Rabbi! Beni saîd kul olarak yaşat. Şühedâ zümresinden olarak yaşat. Ve şehit kul olarak öldür." "Yâ Rabbi! Beni saîd kul olarak yaşat. Şühedâ zümresinden olarak yaşat. Ve şehit kul olarak öldür."

İnsan cân-ı gönülden şehâdeti talep ederse, temenni ederse, İnsan cân-ı gönülden şehâdeti talep ederse, temenni ederse, nasip olmaz da yatağında ölmüş bile olsa Allah ona şehitlik mertebesini ihsan eder. nasip olmaz da yatağında ölmüş bile olsa Allah ona şehitlik mertebesini ihsan eder.

Azerbaycan'ın yanında savaşa girebilir miyiz? Tabii girilebilir.Azerbaycan'ın yanında savaşa girebilir miyiz?

Tabii girilebilir.
Durumu müsait olanların her yerdeki müslümanlara yardımcı olmaya çalışması lazım. Durumu müsait olanların her yerdeki müslümanlara yardımcı olmaya çalışması lazım.

Ama Peygamber Efendimiz cihada gitmek isteyen bir kimseye sormuş ki; Ama Peygamber Efendimiz cihada gitmek isteyen bir kimseye sormuş ki;

"Annen baban var mı?" "Var." "Peki, onlara bak." buyurmuş o zaman. "Annen baban var mı?"

"Var."

"Peki, onlara bak." buyurmuş o zaman.

İnsanın çeşitli görevleri var. İnsanın çeşitli görevleri var. O görevlere göre de birkaç kişiyle danışarak kendi başına karar vermemesi iyi olur. O görevlere göre de birkaç kişiyle danışarak kendi başına karar vermemesi iyi olur.

İslâm'da aşk var mıdır? Yoksa muhabbet midir? Muhabbet mi var? İslâm'da aşk var; ama hangi aşk? İslâm'da aşk var mıdır? Yoksa muhabbet midir? Muhabbet mi var?

İslâm'da aşk var; ama hangi aşk?

İslâm'da aşk vardır. Aşkın en büyüğü aşkullahtır, muhabbetullahtır.İslâm'da aşk vardır. Aşkın en büyüğü aşkullahtır, muhabbetullahtır. Ama bunun sorduğu herhalde bir kadını sevmek veya bir kadının erkeği sevmesi galiba... Ama bunun sorduğu herhalde bir kadını sevmek veya bir kadının erkeği sevmesi galiba... Bu nikâh olmadan yoktur. Yani meşru değildir, makbul değildir.Bu nikâh olmadan yoktur. Yani meşru değildir, makbul değildir. Tabii insan nikâhlandığı bir kimseyi böyle bu derecede sevebilir. Bu bir gönül [meselesidir.]Tabii insan nikâhlandığı bir kimseyi böyle bu derecede sevebilir. Bu bir gönül [meselesidir.] Nikâhlı olduktan sonra mesele yoktur. Ama eğer kazâra, elinde olmayarakNikâhlı olduktan sonra mesele yoktur. Ama eğer kazâra, elinde olmayarak nikâhlanmadan yabancı bir kimseye böyle bir duygu ile bağlanmışsa o zaman sabretmesi,nikâhlanmadan yabancı bir kimseye böyle bir duygu ile bağlanmışsa o zaman sabretmesi, günaha düşmemeye dikkat etmesi lazım gelir. Bu hususta bir hadîs-i şerîf var.günaha düşmemeye dikkat etmesi lazım gelir. Bu hususta bir hadîs-i şerîf var. "Böyle bir kimse âşık olur da bunu saklarsa, günaha düşmezse, kendisini korursa, sabrederse, "Böyle bir kimse âşık olur da bunu saklarsa, günaha düşmezse, kendisini korursa, sabrederse, ölürse şehit olarak ölür." diye hadîs-i şerîf de vardır. ölürse şehit olarak ölür." diye hadîs-i şerîf de vardır. Mühim olan böyle bir duygu kalbine elinde olmadanMühim olan böyle bir duygu kalbine elinde olmadan min gayri ihtiyârî düşmüşse, bulaşmışsa, yangın ateş bacayı sarmışsa sabredecek. min gayri ihtiyârî düşmüşse, bulaşmışsa, yangın ateş bacayı sarmışsa sabredecek. Öyle bir günaha düşmemeye dikkat edecek. Öyle bir günaha düşmemeye dikkat edecek.

Esnafız. Çek ve senetleri faiz işleten bankalarda işlem yaptırmak zorundayız. Esnafız. Çek ve senetleri faiz işleten bankalarda işlem yaptırmak zorundayız. Bu durumda hâlimiz nasıl olur? Siz çek ve senet alıyorsunuz.Bu durumda hâlimiz nasıl olur?

Siz çek ve senet alıyorsunuz.
Paranızı almak için mecburen gidiyorsunuz. Paranızı alacaksınız.Paranızı almak için mecburen gidiyorsunuz. Paranızı alacaksınız. Onun vebali daha ziyade çek ve senetlerin sahiplerine aittir.Onun vebali daha ziyade çek ve senetlerin sahiplerine aittir. Siz size peşin para verse hiç oraya gitmeyeceksiniz. Para yerine onu veriyor. Ben öyle anlıyorum. Siz size peşin para verse hiç oraya gitmeyeceksiniz. Para yerine onu veriyor. Ben öyle anlıyorum. Bu işi, ticareti çok iyi bilmem ama [durum] budur herhalde. Asıl vebal ötekilerde oluyor. Bu işi, ticareti çok iyi bilmem ama [durum] budur herhalde. Asıl vebal ötekilerde oluyor.

Bir kardeşimizle lise döneminde beraberdik. Sonra o turist olarak Almanya'ya gitti. Bir kardeşimizle lise döneminde beraberdik. Sonra o turist olarak Almanya'ya gitti. Orada kalabilmek için Alman kızıyla beş yıllık nikâh yapmışlar. Şu anda ayrı yaşıyorlarmış. Orada kalabilmek için Alman kızıyla beş yıllık nikâh yapmışlar. Şu anda ayrı yaşıyorlarmış. Boşanmak üzere imişler. Kardeşimiz "Kendi dinine dahi inancı olmayan bir kişiyleBoşanmak üzere imişler. Kardeşimiz "Kendi dinine dahi inancı olmayan bir kişiyle yaptığım bu fiilden dolayı durumum ne olur?" diye soruyor. yaptığım bu fiilden dolayı durumum ne olur?" diye soruyor.

Müslümanın ehli kitaptan bir kız almasına, o ehli kitap olarak kaldığı halde evlenmesineMüslümanın ehli kitaptan bir kız almasına, o ehli kitap olarak kaldığı halde evlenmesine dinimizde bir müsaade kapısı var. "Herkes böyle yapsın." diye değil de, yani olabilir.dinimizde bir müsaade kapısı var. "Herkes böyle yapsın." diye değil de, yani olabilir. Çünkü erkek kuvvetlidir, kızı ikna eder, İslâm'a çekebilir,Çünkü erkek kuvvetlidir, kızı ikna eder, İslâm'a çekebilir, çocukları da İslâm terbiyesiyle yetiştirebilir diye buna müsaade var. çocukları da İslâm terbiyesiyle yetiştirebilir diye buna müsaade var. Ama bir müslüman kızın bir ehli kitap bile olsa gayrimüslimle evlenmesi haramdır. Ama bir müslüman kızın bir ehli kitap bile olsa gayrimüslimle evlenmesi haramdır. Öyle bir müsaade yok. Bu bir Alman kızı almış. Aslında evlenmek böyle iş için olmaz. Öyle bir müsaade yok.

Bu bir Alman kızı almış. Aslında evlenmek böyle iş için olmaz.
Almanya'da oturum almak için gidecek, Alman kızıyla evlenecek... Almanya'da oturum almak için gidecek, Alman kızıyla evlenecek... Bu bir muvazaalı nikâh[tır,] doğru bir şey değildir. Ama ehli kitaptan bir kızla nikâhlanmak olabiliyor. Bu bir muvazaalı nikâh[tır,] doğru bir şey değildir. Ama ehli kitaptan bir kızla nikâhlanmak olabiliyor. Müslüman, mütedeyyin, takvâ ehli bir insan almak gerektiği halde öyle yapmamış. Onun bir vebali var.Müslüman, mütedeyyin, takvâ ehli bir insan almak gerektiği halde öyle yapmamış. Onun bir vebali var. Ama olabilen bir şey. Allah kusurlarını affetsin. Nikâhlanmış. Şimdi ayrı yaşıyorlar.Ama olabilen bir şey. Allah kusurlarını affetsin. Nikâhlanmış. Şimdi ayrı yaşıyorlar. Boşanmak üzere, boşanacaklar. Allah kusurlarını bağışlasın. Boşanmak üzere, boşanacaklar. Allah kusurlarını bağışlasın.

Günlük zikirlerimizin sayılarını arttırabilir miyiz? Günlük zikirlerimizin sayılarını arttırabilir miyiz?

Evet. Mesela 100 Lâ ilâhe illallah'ı 500'e kadar yapabilirsiniz. Evet. Mesela 100 Lâ ilâhe illallah'ı 500'e kadar yapabilirsiniz. Lafza-i Celâl'i de 5 bine kadar yapabilirsiniz. Lafza-i Celâl'i de 5 bine kadar yapabilirsiniz. Durumu müsait olanlar yapsın. Ben yapamazlar diye az söylüyorum ki yapmayıp vebal altına düşmesinler,Durumu müsait olanlar yapsın. Ben yapamazlar diye az söylüyorum ki yapmayıp vebal altına düşmesinler, günaha girmesinler diye. günaha girmesinler diye.

Birisi rüyasını yazmış. Rüyada Âyete'l-kürsîyi görmüş. Birisi rüyasını yazmış. Rüyada Âyete'l-kürsîyi görmüş.

Allah'ın hıfz u himayesi… Ders almak için müspet. Allah'ın hıfz u himayesi… Ders almak için müspet.

Yine Kâfirûn sûresinin ve lâ entüm âbidûne mâ a'bud âyetini okumuş.Yine Kâfirûn sûresinin ve lâ entüm âbidûne mâ a'bud âyetini okumuş. Kâfirler mü'minlerin yaptığı ibadetleri yapmıyorlar, yapamıyorlar; mü'minler yapabiliyor demekKâfirler mü'minlerin yaptığı ibadetleri yapmıyorlar, yapamıyorlar; mü'minler yapabiliyor demek bu dersi almasının gerektiğine; yapmadığı zaman kâfirlerinbu dersi almasının gerektiğine; yapmadığı zaman kâfirlerin yapmasının mutlaka gerektiğine alâmettir, Allahu âlem. yapmasının mutlaka gerektiğine alâmettir, Allahu âlem.

Ailem itaat etmiyor, geçinemiyoruz. Dua edin. Allah geçim nasip etsin. Ailem itaat etmiyor, geçinemiyoruz. Dua edin.

Allah geçim nasip etsin.

Tabii bu devirde isyan çoğaldı. Evlat babaya itaat etmiyor. Karı kocaya itaat etmiyor. Tabii bu devirde isyan çoğaldı. Evlat babaya itaat etmiyor. Karı kocaya itaat etmiyor. Evlat ana babaya itaat etmiyor... Bunlar var da, bir de yönetim durumunda olanEvlat ana babaya itaat etmiyor... Bunlar var da, bir de yönetim durumunda olan insanların yönetme kabiliyeti var. Yani babanın, kocanın yönetme kabiliyeti var.insanların yönetme kabiliyeti var. Yani babanın, kocanın yönetme kabiliyeti var. Biraz da ona dikkat edelim. İyi bir baba, iyi bir koca biraz bu işleri idare etmesini de becerir. Biraz da ona dikkat edelim. İyi bir baba, iyi bir koca biraz bu işleri idare etmesini de becerir. Allem eder kallem eder, çeşitli şekillerle bu işi becerebilir. Hocamız'ın bir sözü var: Allem eder kallem eder, çeşitli şekillerle bu işi becerebilir. Hocamız'ın bir sözü var: "Bir kadını idare edemeyen bir erkeğe ben erkek mi derim?" diye böyle bir sözünü hatırlıyorum."Bir kadını idare edemeyen bir erkeğe ben erkek mi derim?" diye böyle bir sözünü hatırlıyorum. İnsan kadını idare edecek. Nasıl idare edecek? İşte çaresi vardır. İnsan kadını idare edecek. Nasıl idare edecek?

İşte çaresi vardır.
Çeşitli hediye olur, söz olur, şiddet olur, lütuf olur... Çeşitli şekillerde onu becerecek.Çeşitli hediye olur, söz olur, şiddet olur, lütuf olur... Çeşitli şekillerde onu becerecek. Takip edecek, otoritesini başından beri kuracak. Takip edecek, otoritesini başından beri kuracak.

Bazen insanın içinden inkâr gibi sesler geliyor. İçinden böyle bir ses geliyormuş. Bazen insanın içinden inkâr gibi sesler geliyor.

İçinden böyle bir ses geliyormuş.
O da ona karşılık veriyormuş. Sonra geçiyormuş. Sonra yine oluyormuş. O da ona karşılık veriyormuş. Sonra geçiyormuş. Sonra yine oluyormuş. İçindeki şeytan işte kurcalıyor. Onlara pek yüz vermemek, dinlememek lazım. İçindeki şeytan işte kurcalıyor. Onlara pek yüz vermemek, dinlememek lazım.

İlme'l-yakîn, ayne'l-yakîn, hakka'l-yakîn ve ilm-i ledün ne demektir, açıklar mısınız? İlme'l-yakîn, ayne'l-yakîn, hakka'l-yakîn ve ilm-i ledün ne demektir, açıklar mısınız?

İlm-i ledün demek, "Allah'ın kendisinin kullarına bahşettiği ilim" demek. İlm-i ledün demek, "Allah'ın kendisinin kullarına bahşettiği ilim" demek. Mektepte medresede hocadan öğrenilen ilim değil de Allah'ın basiretini açıp,Mektepte medresede hocadan öğrenilen ilim değil de Allah'ın basiretini açıp, gönlünü nurlandırıp da kişiye verdiği ilm-i mükâşefe demektir. gönlünü nurlandırıp da kişiye verdiği ilm-i mükâşefe demektir.

İlme'l-yakîn; insanın inancının, imanının bilgi seviyesinde, bilgilerle, okumakla olması, İlme'l-yakîn; insanın inancının, imanının bilgi seviyesinde, bilgilerle, okumakla olması, duymakla olmasıdır. Ayne'l-yakîn, müşahedeyle olması demektir.duymakla olmasıdır. Ayne'l-yakîn, müşahedeyle olması demektir. Hakka'l-yakîn de esrarına, künhüne vâkıf olması demektir.Hakka'l-yakîn de esrarına, künhüne vâkıf olması demektir. İmanın en yüksek derecesi inancın, itikadın en sağlam noktası odur. İmanın en yüksek derecesi inancın, itikadın en sağlam noktası odur.

Bir insan dünya hayatındayken Cemâlullah'ı görebilir mi? Görebilir. Bir insan dünya hayatındayken Cemâlullah'ı görebilir mi?

Görebilir.
Bu hususta [rivayetler] vardır. Onun Allahu Teâlâ hazretlerini görmesine dair Bu hususta [rivayetler] vardır. Onun Allahu Teâlâ hazretlerini görmesine dair güzel bir rüyası var ki insan mest oluyor, çok güzel. Olabilir.güzel bir rüyası var ki insan mest oluyor, çok güzel. Olabilir. Soru: Evlilik toplumda problem haline geldi. Soru: Evlilik toplumda problem haline geldi. Özel televizyonlar 900'lü telefonlarla çöpçatanlık yapıyorlar ve bu toplumun temeliniÖzel televizyonlar 900'lü telefonlarla çöpçatanlık yapıyorlar ve bu toplumun temelini yani aile kurumunu sarsıyor. Müslümanlar bu konuda pasif davranıyor. Ne yapmalıyız? yani aile kurumunu sarsıyor. Müslümanlar bu konuda pasif davranıyor. Ne yapmalıyız?

Pasif davranmıyorlar. Bizim yapacağımız şeye gelince; -Herkes karınca kararınca çalışıyor.- Pasif davranmıyorlar. Bizim yapacağımız şeye gelince; -Herkes karınca kararınca çalışıyor.- iyi insanları iyi insanlarla evlendirmek hususunda gayret göstermek, iyi insanları iyi insanlarla evlendirmek hususunda gayret göstermek, böyle bu hususta yardımcı olmaya çalışmaktır.böyle bu hususta yardımcı olmaya çalışmaktır. Çünkü "Şefaatlerin en hayırlısı nikâh konusundaki şefaattir." buyurmuş Peygamber Efendimiz.Çünkü "Şefaatlerin en hayırlısı nikâh konusundaki şefaattir." buyurmuş Peygamber Efendimiz. İyi bir yuva kurulmasına gayret etmek lazım. İyi bir yuva kurulmasına gayret etmek lazım.

Bağırsak gazlarından muzdarip olduğum için devamlı abdestli olamıyorum. Ne yapmalıyım? Bağırsak gazlarından muzdarip olduğum için devamlı abdestli olamıyorum. Ne yapmalıyım?

Devamlı abdestli olamıyorsa her vakit abdest alacak, namazı öyle kılacak. Devamlı abdestli olamıyorsa her vakit abdest alacak, namazı öyle kılacak. Ama bu bağırsak gazlarını giderici ilaçlar var.Ama bu bağırsak gazlarını giderici ilaçlar var. Ben de safra kesesi ameliyatından sonra çok geğiren, karnı gazdan şişen bir insan hâline geldim. Ben de safra kesesi ameliyatından sonra çok geğiren, karnı gazdan şişen bir insan hâline geldim. Ama o hapları kullandığın zaman gaz olmuyor.Ama o hapları kullandığın zaman gaz olmuyor. Yemeklerde onları yerseniz, tecrübeyle sabit, o zaman gaz olmuyor. Onları tavsiye ederim.Yemeklerde onları yerseniz, tecrübeyle sabit, o zaman gaz olmuyor. Onları tavsiye ederim. Gaz yapıcı şeyleri yememek olabilir. Çiğ meyve yememek, çiğ sebze yememek sûretiyle,Gaz yapıcı şeyleri yememek olabilir. Çiğ meyve yememek, çiğ sebze yememek sûretiyle, gaz yapmayan, hafif haşlanmış salata vesaire yerine, hafif haşlanmış kompostogaz yapmayan, hafif haşlanmış salata vesaire yerine, hafif haşlanmış komposto meyve yerine komposto yapılmış şeyler yemek gibi böyle gaz yapmayan [şeyleri yemek lazım.]meyve yerine komposto yapılmış şeyler yemek gibi böyle gaz yapmayan [şeyleri yemek lazım.] Kuru fasulye vesaire gaz yapar mesela, onları yememek gibi tedbirler alınabilir. Kuru fasulye vesaire gaz yapar mesela, onları yememek gibi tedbirler alınabilir. Allah sıhhat afiyet versin. Herhalde çaresiz bir dert değil. Bazı tedbirlerle düzelebiliyor. Allah sıhhat afiyet versin. Herhalde çaresiz bir dert değil. Bazı tedbirlerle düzelebiliyor.

Mühendislik fakültesinden mezun oldum. Askerlik görevimi yapmadığım için iyi işlere giremiyorum. Mühendislik fakültesinden mezun oldum. Askerlik görevimi yapmadığım için iyi işlere giremiyorum. 93'te askere gitmeyi düşünüyorum. Ne buyurursunuz? 93'te askere gitmeyi düşünüyorum. Ne buyurursunuz?

Biz mümkün olduğu kadar kendimiz bu işleri tehir ettik. Biz mümkün olduğu kadar kendimiz bu işleri tehir ettik. Şimdi kendimiz tehir etmişken başkasına "önce yap" filan diye demek de olmuyor.Şimdi kendimiz tehir etmişken başkasına "önce yap" filan diye demek de olmuyor. Kısa devre askerlikler oluyor, paralı askerlikler oluyor. İyi bir işe giripKısa devre askerlikler oluyor, paralı askerlikler oluyor. İyi bir işe girip kısaca bir iki ay içinde halletmeye çalışmak, biraz geciktirmek iyi olur diye düşünürüm şahsen. kısaca bir iki ay içinde halletmeye çalışmak, biraz geciktirmek iyi olur diye düşünürüm şahsen.

Soru: Birisi rüyada beni dün gece görmüş. Biz ona "okuma" demişiz. Soru: Birisi rüyada beni dün gece görmüş. Biz ona "okuma" demişiz.

Bazen rüyada söylenen şeyin tersi çıkar. "Yapma" de[nilen] şeyi yapmak gerekir. Bazen rüyada söylenen şeyin tersi çıkar. "Yapma" de[nilen] şeyi yapmak gerekir. O "okuma" demek, yani "Kötü şeyleri okuma, iyi şeyleri oku." demektir. O "okuma" demek, yani "Kötü şeyleri okuma, iyi şeyleri oku." demektir.

Annemle, babamla beraber oturuyoruz. Ailemle geçimsizlik çıkıyor. Annemle, babamla beraber oturuyoruz. Ailemle geçimsizlik çıkıyor. Ayrı oturup ev kiralamam doğru olur mu? Veya ailemle geçinebilmek için ne yapmam lazım? Ayrı oturup ev kiralamam doğru olur mu? Veya ailemle geçinebilmek için ne yapmam lazım?

Sabretmek lazım. Büyüklere hürmet etmek lazım. Hanıma da onu söylemek lazım. Sabretmek lazım. Büyüklere hürmet etmek lazım. Hanıma da onu söylemek lazım. Beye de onu söylemek lazım. Ama işin normali, doğrusu, bu gibi dırıltı gürültü olmasın diyeBeye de onu söylemek lazım. Ama işin normali, doğrusu, bu gibi dırıltı gürültü olmasın diye biraz ayrı durmak da iyi oluyor. Mâli durumu mümkün olursa ayrı durmak faydalı oluyor. biraz ayrı durmak da iyi oluyor. Mâli durumu mümkün olursa ayrı durmak faydalı oluyor.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2