Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

İslami Faaliyetlerde Başarının Yolları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

21 Recep 1412 / 26.01.1992
Ayvalık/ Balıkesir

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbimiz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde veya yurt dışında gerçekleştirilen Aile Eğitim Kamplarındaki konuşmalarından oluşmaktadır.
Çocuklar! Sizi Çok Seviyoruz, En Büyük Düşmanımız Gurur ve Ucub, Çokluğa Değil Allah'a Güvenmeliyiz, Başımızın Tacı İlim, Alimler | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İslami Faaliyetlerde Başarının Yolları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

21 Recep 1412 / 26.01.1992
Ayvalık/ Balıkesir

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbimiz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde veya yurt dışında gerçekleştirilen Aile Eğitim Kamplarındaki konuşmalarından oluşmaktadır.
Çocuklar! Sizi Çok Seviyoruz, En Büyük Düşmanımız Gurur ve Ucub, Çokluğa Değil Allah'a Güvenmeliyiz, Başımızın Tacı İlim, Alimler | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillahirrahim. el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn alâ külli hâlin ve fi külli hîn.Bismillahirrahim.

el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn alâ külli hâlin ve fi külli hîn.
Hamden kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih. Hamden kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih. es-Selâtü ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn.es-Selâtü ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn. Tabîbi kulûbinâ ve tâci ruûsinâ habîbillâhi Muhammedini'l-MustafâTabîbi kulûbinâ ve tâci ruûsinâ habîbillâhi Muhammedini'l-Mustafâ ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ. Ve ba'd. ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ. Ve ba'd.

Çok değerli kardeşlerim, muhterem kardeşlerim. Çok değerli kardeşlerim, muhterem kardeşlerim.

Güzel bir yörede, güzel bir çalışma sonuna yaklaşmış bulunuyor.Güzel bir yörede, güzel bir çalışma sonuna yaklaşmış bulunuyor. Muhtelif konuşmacılar çalışmanın güzelliğine, anlamının güzelliğine, derinliğine takdirlerini lütfettiler.Muhtelif konuşmacılar çalışmanın güzelliğine, anlamının güzelliğine, derinliğine takdirlerini lütfettiler. İttifakla beğenildi, böyle bir konuda böyle bir toplantının yapılması.İttifakla beğenildi, böyle bir konuda böyle bir toplantının yapılması. Çevre de Anadolu'nun öbür yörelerindeki iklim şartlarından farklı. Güneşli, güzel, şairâne.Çevre de Anadolu'nun öbür yörelerindeki iklim şartlarından farklı. Güneşli, güzel, şairâne. Bitiş de hakikaten güzel ve şairene oluyor.Bitiş de hakikaten güzel ve şairene oluyor. Kardeşlerimizin topluca memnun olmalarından, yüzlerinden okunan memnunluktan ben de rahatladım.Kardeşlerimizin topluca memnun olmalarından, yüzlerinden okunan memnunluktan ben de rahatladım. Şükran duygularıyla, minnettarlık duygularıyla doluyum.Şükran duygularıyla, minnettarlık duygularıyla doluyum. Bizi böyle kaliteli toplantılar yapmaya, böyle kaliteli kardeşler grubu olarak bir arada getirmeye,Bizi böyle kaliteli toplantılar yapmaya, böyle kaliteli kardeşler grubu olarak bir arada getirmeye, bir arada faaliyet yapmaya sevk eden,bir arada faaliyet yapmaya sevk eden, bu güzel hâli bize nasip eden Rabbimiz'e hamd ü senâlar olsun, büyük bir nimet. bu güzel hâli bize nasip eden Rabbimiz'e hamd ü senâlar olsun, büyük bir nimet.

Katılan bütün kardeşlerimize samimi, içten teşekkürlerimizi, dualarımızı arz ederiz.Katılan bütün kardeşlerimize samimi, içten teşekkürlerimizi, dualarımızı arz ederiz. Tabii en başta bilgi ve tecrübeleri ile yol gösterici konuşmalar yapan muhterem ilim erbabına,Tabii en başta bilgi ve tecrübeleri ile yol gösterici konuşmalar yapan muhterem ilim erbabına, profesör, doçent, akademik hizmette olan kardeşlerime.profesör, doçent, akademik hizmette olan kardeşlerime. Sonra uzaktan yakından şahsî işlerini bırakıp bu toplantıya iştirak eden Sonra uzaktan yakından şahsî işlerini bırakıp bu toplantıya iştirak eden ve kapasiteyi tam dolduran kardeşlerime teşekkür ederim.ve kapasiteyi tam dolduran kardeşlerime teşekkür ederim. Eğer daha büyük bir otel tespit etmiş olsaydık bu iştirakçilerin adedi çok daha fazla olacaktı.

Eğer daha büyük bir otel tespit etmiş olsaydık bu iştirakçilerin adedi çok daha fazla olacaktı.



Müracaatları süzmek zorunda kaldı arkadaşlarımız.Müracaatları süzmek zorunda kaldı arkadaşlarımız. Talip olanlara boyunlarını büküp "kontenjanımız doldu, kusura bakmayın" demek zorunda kaldılar.Talip olanlara boyunlarını büküp "kontenjanımız doldu, kusura bakmayın" demek zorunda kaldılar. İnşaallah daha büyük toplantılar bekliyoruz, temenni ediyoruz.İnşaallah daha büyük toplantılar bekliyoruz, temenni ediyoruz. Daha büyük toplantılarda karşılaşmayı bir arada olmayı diliyoruz. Daha büyük toplantılarda karşılaşmayı bir arada olmayı diliyoruz. Dün akşam plansız, habersiz, sürpriz, şaşırtıcı bir çıkışla bizim kalplerimizi fethetti hanımefendiler tarafı. Dün akşam plansız, habersiz, sürpriz, şaşırtıcı bir çıkışla bizim kalplerimizi fethetti hanımefendiler tarafı. Doğrusu ben o kadar heyecanlandım ki gözlerim de yaşardı. Doğrusu ben o kadar heyecanlandım ki gözlerim de yaşardı.

Biz onlardan öyle bir şey istemiyorduk, beklemiyorduk, tahmin etmiyordukBiz onlardan öyle bir şey istemiyorduk, beklemiyorduk, tahmin etmiyorduk ama konuşmacı kardeşimiz dergilerden, yayının, basının ehemmiyetinden bahsederken şevke gelmişler, cûşa gelmişler.ama konuşmacı kardeşimiz dergilerden, yayının, basının ehemmiyetinden bahsederken şevke gelmişler, cûşa gelmişler. Kimisi pırlanta yüzüğünü çıkartmış, kimisi bileziğini çıkartmış, kimisi kesesine davranmış Allah razı olsun.Kimisi pırlanta yüzüğünü çıkartmış, kimisi bileziğini çıkartmış, kimisi kesesine davranmış Allah razı olsun. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in asr-ı saadeti aklıma geldi ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in asr-ı saadeti aklıma geldi ki Efendimiz'in bir konuşması üzerine kadınlar ziynetlerini caminin ortasındaki tepsiye atmışlar, toplamışlar. Efendimiz'in bir konuşması üzerine kadınlar ziynetlerini caminin ortasındaki tepsiye atmışlar, toplamışlar.

Sanki ashâb-ı kirâmın o âdeti, sanki Peygamber Efendimiz devrinin o olayı,Sanki ashâb-ı kirâmın o âdeti, sanki Peygamber Efendimiz devrinin o olayı, o sünneti burada yapılmış oldu. Çok çok teşekkür ederim bizi çok duygulandırdı bu davranış.o sünneti burada yapılmış oldu. Çok çok teşekkür ederim bizi çok duygulandırdı bu davranış. Tabii erkekler arkasından devam ettiler. Tabii erkekler arkasından devam ettiler. Gül Çocuk güzel bir dergiydi ama başından beri hep destekle yaşıyordu, Gül Çocuk güzel bir dergiydi ama başından beri hep destekle yaşıyordu, sunî teneffüsle yaşıyordu çünkü çok daha ucuz dergiler var. Bedava veriliyor. sunî teneffüsle yaşıyordu çünkü çok daha ucuz dergiler var. Bedava veriliyor. Onların yanında böyle ayda bir çıkan bir dergi parasıyla devam edemedi, annelerinin kucağına döndü.Onların yanında böyle ayda bir çıkan bir dergi parasıyla devam edemedi, annelerinin kucağına döndü. Yani Kadın ve Aile'nin içine biz onu aldık aynı başlıkla.Yani Kadın ve Aile'nin içine biz onu aldık aynı başlıkla. Ama onlar istiyorlar ki büyüsün dışarıda oynasın, yani Gül Çocuk'u anne kucağındanAma onlar istiyorlar ki büyüsün dışarıda oynasın, yani Gül Çocuk'u anne kucağından tekrar bahçede görmek istiyorlar, güller arasında görmek istiyorlar demek ki.tekrar bahçede görmek istiyorlar, güller arasında görmek istiyorlar demek ki. Allah razı olsun biz de o hususta gayret edelim. Allah razı olsun biz de o hususta gayret edelim.

Sonra biz burada hanımlar gelsin birbirleriyle tanışsın, beyler gelsin birbirleriyle meşveret yapsın derkenSonra biz burada hanımlar gelsin birbirleriyle tanışsın, beyler gelsin birbirleriyle meşveret yapsın derken tabii bunların baş tacı olan çocuklar da geldiler ve çocuklar bizi çok daha büyük sürprizlere gark ettiler.tabii bunların baş tacı olan çocuklar da geldiler ve çocuklar bizi çok daha büyük sürprizlere gark ettiler. Çok aktif çocuklar bu zamane çocukları, maşaallah.Çok aktif çocuklar bu zamane çocukları, maşaallah. İmza topluyorlar, dilekçe veriyorlar arz-ı hâl ediyorlar, yolumuzu kesiyorlar, istekleri var, talepleri var,İmza topluyorlar, dilekçe veriyorlar arz-ı hâl ediyorlar, yolumuzu kesiyorlar, istekleri var, talepleri var, sanat yönleri var, duygusal tarafları çok kuvvetli. sanat yönleri var, duygusal tarafları çok kuvvetli. Sanat eserleri meydana getiriyorlar. Sonra duygularını da çok güzel ifade etmesini biliyorlar. Sanat eserleri meydana getiriyorlar. Sonra duygularını da çok güzel ifade etmesini biliyorlar.

Hocalarına da teşekkür ederiz, onları yetiştiren annelere ve hocalara da teşekkür ederiz.Hocalarına da teşekkür ederiz, onları yetiştiren annelere ve hocalara da teşekkür ederiz. Bir çalışma yapmışlar, üzerine yazmışlar "sizi seviyoruz" diye. Çocuklar vallahi biz de sizi çok seviyoruz.Bir çalışma yapmışlar, üzerine yazmışlar "sizi seviyoruz" diye. Çocuklar vallahi biz de sizi çok seviyoruz. Biliyorsunuz, çocuklar dünyayı idare ediyorlar çünkü erkekleri hanımlar idare edermiş, hanımları da çocuklar. Biliyorsunuz, çocuklar dünyayı idare ediyorlar çünkü erkekleri hanımlar idare edermiş, hanımları da çocuklar. Onun için bu bizim için çok büyük bir müjde. İnşaallah dünya iyiye gider, bunların adedi artarsa.Onun için bu bizim için çok büyük bir müjde. İnşaallah dünya iyiye gider, bunların adedi artarsa. Onlara çok teşekkür ediyoruz, hatta teşekkür kelimesi çok hafif kalıyor ifade edecek sözleri bulamıyoruz. Onlara çok teşekkür ediyoruz, hatta teşekkür kelimesi çok hafif kalıyor ifade edecek sözleri bulamıyoruz.

Allah hepsini ümmet-i Muhammed'e faydalı olan böyle başlangıçla çok daha yüksek noktalara,Allah hepsini ümmet-i Muhammed'e faydalı olan böyle başlangıçla çok daha yüksek noktalara, zirvelere ulaşan kaliteli müslümanlar eylesin ve onların eliyle onların faaliyetleri ile zirvelere ulaşan kaliteli müslümanlar eylesin ve onların eliyle onların faaliyetleri ile ümmet-i Muhammed'e çok büyük faydalar ihsan eylesin. ümmet-i Muhammed'e çok büyük faydalar ihsan eylesin. Muhammed Baba Semmâsî hazretleri gezdiği kasabadan daha doğmadann Bahâüddîn Nakşibend Efendimiz'inMuhammed Baba Semmâsî hazretleri gezdiği kasabadan daha doğmadann Bahâüddîn Nakşibend Efendimiz'in kokusunu aldığını rivayetler kaydediyorlar. Bunlar kokusu duyulmaktan öteye açılmış çiçekler.kokusunu aldığını rivayetler kaydediyorlar. Bunlar kokusu duyulmaktan öteye açılmış çiçekler. Allahu Teâlâ hazretleri bunlarla İslâm beldelerini gül bahçelerine döndürsün. Allahu Teâlâ hazretleri bunlarla İslâm beldelerini gül bahçelerine döndürsün.

Sonra tabii ilahileri ile sanatları ile toplantılarımızı renklendiren,Sonra tabii ilahileri ile sanatları ile toplantılarımızı renklendiren, yorgunluklarımızı dinlendiren kardeşlerimize teşekkür ederiz.yorgunluklarımızı dinlendiren kardeşlerimize teşekkür ederiz. İlahilerin tabii çok büyük tesiri var.İlahilerin tabii çok büyük tesiri var. Bir vaazdan, bir kitaptan, bir uzun eğitimden daha müessir olabiliyor bir Yunus ilahisi, Bir vaazdan, bir kitaptan, bir uzun eğitimden daha müessir olabiliyor bir Yunus ilahisi, çok daha yaygın tesirler icra edebiliyor. çok daha yaygın tesirler icra edebiliyor.

Bu kadar büyük kalabalığı böyle ağırlayan yöneticilere, tertip komitesine,Bu kadar büyük kalabalığı böyle ağırlayan yöneticilere, tertip komitesine, başkana ve divan heyetine de teşekkür ederiz. başkana ve divan heyetine de teşekkür ederiz. Kaliteli, seviyeli bir yönetim şükrana şayan hizmet sundular. Kaliteli, seviyeli bir yönetim şükrana şayan hizmet sundular. Otelin genel direktörüne koordinatörüne, sekreterine, muhasibine, personeline teşekkür ederiz. Otelin genel direktörüne koordinatörüne, sekreterine, muhasibine, personeline teşekkür ederiz. Bizi hakikaten müşteri-iş sahibi ilişkisinin ötesinde bir yakınlıkla ağırladılar. Bizi hakikaten müşteri-iş sahibi ilişkisinin ötesinde bir yakınlıkla ağırladılar.

Biz de böyle güzel bir muhitte, ortamda en iyi tabirleBiz de böyle güzel bir muhitte, ortamda en iyi tabirle üç gündür sanki bir yaz üniversitesi gibi akademik bir çalışma yaptık. üç gündür sanki bir yaz üniversitesi gibi akademik bir çalışma yaptık. Kıymetli ilim erbabı dostlarımız bu kadroya vermek istedikleri mesajları verdiler.Kıymetli ilim erbabı dostlarımız bu kadroya vermek istedikleri mesajları verdiler. Çevremizdeki değişikliklerin çok önemli olduğunu vurguladılar.Çevremizdeki değişikliklerin çok önemli olduğunu vurguladılar. Dünyanın bütünüyle büyük, hızlı bir değişme, başkalaşma içinde olduğunu,Dünyanın bütünüyle büyük, hızlı bir değişme, başkalaşma içinde olduğunu, onların meslekî basiretlerinden ve kendi ifadelerinden bir kere daha garantili olarak öğrenmiş olduk. onların meslekî basiretlerinden ve kendi ifadelerinden bir kere daha garantili olarak öğrenmiş olduk.

Dünya değişiyor, içinde bulunduğumuz bölge büyük değişmelere mâruz.Dünya değişiyor, içinde bulunduğumuz bölge büyük değişmelere mâruz. Milletler birtakım kaynaşmalar içinde. Milletler birtakım kaynaşmalar içinde. Toplumların tarih içindeki gelişmelerinin seyri üzerinde önümüzdeki yüzyılda,Toplumların tarih içindeki gelişmelerinin seyri üzerinde önümüzdeki yüzyılda, önümüzdeki yıllarda neler olacağına dair çok güzel işaretlerde bulundular.önümüzdeki yıllarda neler olacağına dair çok güzel işaretlerde bulundular. Çok büyük değişiklikler olacak, gözümüzün önünde oluyor da onların nereye varacağı görülüyor. Çok büyük değişiklikler olacak, gözümüzün önünde oluyor da onların nereye varacağı görülüyor.

Küfrün aslı esası yoktur. Asıl esas, muhteva, değer, kıymet ehl-i imanın elindedir.Küfrün aslı esası yoktur. Asıl esas, muhteva, değer, kıymet ehl-i imanın elindedir. Allahu Teâlâ hizmetleri eğer içinde ibadet edilen mahaller olmasaydı Allahu Teâlâ hizmetleri eğer içinde ibadet edilen mahaller olmasaydı dünyaya rahmet nazarı ile bir kez dahi bakmazdı.dünyaya rahmet nazarı ile bir kez dahi bakmazdı. Dünyayı kıymetlendiren ibadet ehli mü'min insanlardır ve ibadet şuuru ile yapılmış faaliyetlerdir. Dünyayı kıymetlendiren ibadet ehli mü'min insanlardır ve ibadet şuuru ile yapılmış faaliyetlerdir.

Önümüzdeki yıllarda geçtiğimiz yılların, asırların rövanşını alacak durumda olabiliriz. Önümüzdeki yıllarda geçtiğimiz yılların, asırların rövanşını alacak durumda olabiliriz.

Ve tilke'l-eyyâmu nüdâvilühâ beyne'n-nâs. Ve tilke'l-eyyâmu nüdâvilühâ beyne'n-nâs.

Mü'minler her zaman Allah'ın dostu oldukları için izzet, itibar, muzaffariyet ve galebe içinde olmazlar. Mü'minler her zaman Allah'ın dostu oldukları için izzet, itibar, muzaffariyet ve galebe içinde olmazlar.

Ve tilke'l-eyyâmu nüdâvilühâ beyne'n-nâs. hikmetine işaretine uygun olarakVe tilke'l-eyyâmu nüdâvilühâ beyne'n-nâs. hikmetine işaretine uygun olarak Bazen lehinize olur imtihanın tezahürü. Bazen aleyhimize, bazen şükür ile imtihan oluruz.Bazen lehinize olur imtihanın tezahürü. Bazen aleyhimize, bazen şükür ile imtihan oluruz. Bazen sabırla, bazen güzel haller görürüz, bazen meşakkat çekeriz ama bunların hepsi bir imtihandır.Bazen sabırla, bazen güzel haller görürüz, bazen meşakkat çekeriz ama bunların hepsi bir imtihandır. Bakalım Rabbimiz'e çeşitli şartlar altında ibadetlerimizi güzel yapabilecek miyiz diye bir denemedir.Bakalım Rabbimiz'e çeşitli şartlar altında ibadetlerimizi güzel yapabilecek miyiz diye bir denemedir. Onun için çevremizdeki olayların boyutları, vehametleri, cesametleri,Onun için çevremizdeki olayların boyutları, vehametleri, cesametleri, düşmanın kuvveti bunlar bizi korkutmaz, mü'mini korkutmaz.

düşmanın kuvveti bunlar bizi korkutmaz, mü'mini korkutmaz.



Mü'min zaten konuşmalarla çok net olarak ortaya çıktı ki bir aksiyonun canlı kalması içinMü'min zaten konuşmalarla çok net olarak ortaya çıktı ki bir aksiyonun canlı kalması için karşısında hasmı da olması lazım.karşısında hasmı da olması lazım. Onun için Necip Fazıl merhum, "Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın." diyorOnun için Necip Fazıl merhum, "Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın." diyor yani elbet düşman olacak ki biz kendimizi yenileceğiz, kendimize çeki düzen vereceğiz.yani elbet düşman olacak ki biz kendimizi yenileceğiz, kendimize çeki düzen vereceğiz. İnkişaf içinde, gelişme içinde olacağız. Onun için bu önümüzdeki yıllara soyunmamız gerekiyor.İnkişaf içinde, gelişme içinde olacağız. Onun için bu önümüzdeki yıllara soyunmamız gerekiyor. Kollarımızı sıvamamız gerekiyor. Paçalarımızı kıvırmamız gerekiyor. Kollarımızı sıvamamız gerekiyor. Paçalarımızı kıvırmamız gerekiyor.

Çalışan bir insan neşesi içine girmemiz gerekiyor.Çalışan bir insan neşesi içine girmemiz gerekiyor. Çalışma mutluluk vesilesidir muhterem kardeşlerim, tembellik de mutsuzluk kaynağıdır.Çalışma mutluluk vesilesidir muhterem kardeşlerim, tembellik de mutsuzluk kaynağıdır. Çalışmanın hoş ve zevkli bir şey olduğunu, çalışan insan anlarÇalışmanın hoş ve zevkli bir şey olduğunu, çalışan insan anlar ve o hoşluğu kaçırmamak için uykusundan bile olur. ve o hoşluğu kaçırmamak için uykusundan bile olur. Rahatından bile olur, güzeldir çünkü, çok tatlı, çok lezzetli bir şeydir çalışma.Rahatından bile olur, güzeldir çünkü, çok tatlı, çok lezzetli bir şeydir çalışma. Onun için çok çalışmamızın gerektiğini vurguladı konuşmalar.Onun için çok çalışmamızın gerektiğini vurguladı konuşmalar. Çok çalışacağız, şimdikinden daha çok çalışacağız. Kayıpları daha aza indireceğiz.Çok çalışacağız, şimdikinden daha çok çalışacağız. Kayıpları daha aza indireceğiz. verimi artırmaya çalışacağız çünkü çalışma kademe kademedir.

verimi artırmaya çalışacağız çünkü çalışma kademe kademedir.



Bir işyerinde bir levha görmüştüm hoşuma gitmişti.Bir işyerinde bir levha görmüştüm hoşuma gitmişti. Sanat öğretmeni bir bilgili arkadaş atölye kurmuş, oraya yazmış. Diyor ki;Sanat öğretmeni bir bilgili arkadaş atölye kurmuş, oraya yazmış. Diyor ki; "Yalnız pazusuyla çalışan işçidir. Pazusu ve kafası ile çalışan ustadır.""Yalnız pazusuyla çalışan işçidir. Pazusu ve kafası ile çalışan ustadır." Usta belki çelimsiz olabilir, işçi babayiğit olabilir, beş kişinin kaldıramadığı yükü kaldırabilirUsta belki çelimsiz olabilir, işçi babayiğit olabilir, beş kişinin kaldıramadığı yükü kaldırabilir ama yalnız pazusuyla çalışıyor. ama yalnız pazusuyla çalışıyor. Bazen bir malzemeyi mahveder, perişan eder, kafası da çalışması lazım insanın.Bazen bir malzemeyi mahveder, perişan eder, kafası da çalışması lazım insanın. Pazusu ve kafası ile çalışan ustadır. Bu iki kademeyi anlıyoruz.Pazusu ve kafası ile çalışan ustadır. Bu iki kademeyi anlıyoruz. Üçüncü bir kademe yazmış, o çok hoşuma gitti.Üçüncü bir kademe yazmış, o çok hoşuma gitti. Pazusu, kafası ve kalbi ile çalışan sanatkârdır diyor.Pazusu, kafası ve kalbi ile çalışan sanatkârdır diyor. Bir de kalbi, sanat yönünü, estetik yönünü, güzellik yönünü ekliyor. Bir de kalbi, sanat yönünü, estetik yönünü, güzellik yönünü ekliyor.

Tabii bizde kalp deyince estetikten önce iman ve irfan geliyor. İrfan yönünü katmamız lazım bizim de.Tabii bizde kalp deyince estetikten önce iman ve irfan geliyor. İrfan yönünü katmamız lazım bizim de. Sadece pazu kuvvetiyle çalışırsak şu makinelerin bir tanesi bile bizi süpürür.Sadece pazu kuvvetiyle çalışırsak şu makinelerin bir tanesi bile bizi süpürür. Biz burada 250-300 kişiyiz bir greyder bizi süpürür, götürür, atar. Biz burada 250-300 kişiyiz bir greyder bizi süpürür, götürür, atar. Bu pazu ile onu yenemeyiz.Bu pazu ile onu yenemeyiz. Habeş savaşçılarının İtalyan tanklarının karşısınaHabeş savaşçılarının İtalyan tanklarının karşısına ellerine demir pençeler takarak çıkması bir fayda vermemiştir.ellerine demir pençeler takarak çıkması bir fayda vermemiştir. O bahadırlık o tankın karşısında sökmemiştir. Pazu olacak ama teknik dediğimiz şey niçin vardır? O bahadırlık o tankın karşısında sökmemiştir. Pazu olacak ama teknik dediğimiz şey niçin vardır? Az zahmetle çok daha büyük çapta iş yapmak için vardır. Onun için mutlaka tekniği bileceğiz.Az zahmetle çok daha büyük çapta iş yapmak için vardır. Onun için mutlaka tekniği bileceğiz. Tekniği bilmek için de işin içinde mutlaka bilgi faktörü olacak. Tekniği bilmek için de işin içinde mutlaka bilgi faktörü olacak.

Ama üçüncü merhalesi kalp noktası da olması lazım bir de.Ama üçüncü merhalesi kalp noktası da olması lazım bir de. Hem bilgi olmalı hem de gönül olmalı kalp olmalı.Hem bilgi olmalı hem de gönül olmalı kalp olmalı. Kalp faktörü olmazsa anlaşılan kelimelerle ifade etmek gerekirseKalp faktörü olmazsa anlaşılan kelimelerle ifade etmek gerekirse mesela niyetimiz ihlaslı olmazsa, yaptığımız ameller hebâ'en mensûrâdır yani iyi niyetle yapılmamış,mesela niyetimiz ihlaslı olmazsa, yaptığımız ameller hebâ'en mensûrâdır yani iyi niyetle yapılmamış, kötü niyetle yapılmış güzel bir fiilin bir sevabı yoktur. Fiil isterse güzel olsun, niyetin iyi olması lazım. kötü niyetle yapılmış güzel bir fiilin bir sevabı yoktur. Fiil isterse güzel olsun, niyetin iyi olması lazım. Onun için çok sade, çok güzel, çok anlaşılabilir, çok taşınabilir,Onun için çok sade, çok güzel, çok anlaşılabilir, çok taşınabilir, çok aşılanabilir güzel bir niyetimizin olması lazım. Bu nedir?çok aşılanabilir güzel bir niyetimizin olması lazım. Bu nedir? Biz her yaptığımız şeyi Allah rızası için yapıyoruz. Maddî menfaat için yapmıyoruz.Biz her yaptığımız şeyi Allah rızası için yapıyoruz. Maddî menfaat için yapmıyoruz. Şahsen kimimiz kuyumcu, kimimiz sanayici, fabrikatör kimimiz bayağı yetişmiş bir mevkii makam sahibi olmuş bir kimse.

Şahsen kimimiz kuyumcu, kimimiz sanayici, fabrikatör kimimiz bayağı yetişmiş bir mevkii makam sahibi olmuş bir kimse.



Sen zanneder misin ki benim hep elemlerim.

Heyhat! Ben nevâib-i eyyamı inlerim.

diyor bir şair.
Sen zanneder misin ki benim hep elemlerim.



Heyhat! Ben nevâib-i eyyamı inlerim.



diyor bir şair.
Yani elemlerinin şahsi elemi olmadığını bildiriyor. Yani elemlerinin şahsi elemi olmadığını bildiriyor.

Kendi derdi gönlümün billah gelmez yâdına, diyor bir başka şair.Kendi derdi gönlümün billah gelmez yâdına, diyor bir başka şair. Şahsî endişeler bile toplanmaktan, konuşmaktanŞahsî endişeler bile toplanmaktan, konuşmaktan hayatı elde edilmiş kabul ediyoruz biz. Allah'a sığınırız. Allah bizi böyle basit şeylerle yani. hayatı elde edilmiş kabul ediyoruz biz. Allah'a sığınırız. Allah bizi böyle basit şeylerle yani.

Çok güzel kalın çizgilerle bir karikatüistin sanat anlayışı ile bize veriyor. Şeyh Sadi diyor ki:

Çok güzel kalın çizgilerle bir karikatüistin sanat anlayışı ile bize veriyor. Şeyh Sadi diyor ki:



Ah şu aziz ömrüm şu iki işle bitti. Sarf oldu, tükendi gitti. Yazın ne yiyeceğim, kışın ne giyeceğim.Ah şu aziz ömrüm şu iki işle bitti. Sarf oldu, tükendi gitti. Yazın ne yiyeceğim, kışın ne giyeceğim. Yazın gün uzun bir şeyler yemesi lazım insanın, kışın hava soğuk, sırtına bir şeyler giymesi lazım.Yazın gün uzun bir şeyler yemesi lazım insanın, kışın hava soğuk, sırtına bir şeyler giymesi lazım. Bu çok acı bir sonuç.Bu çok acı bir sonuç. İnsanın aziz ömrünün sonunda yazın ne yiyeceğim, kışın ne giyeceğim diye geçmiş olması kadarİnsanın aziz ömrünün sonunda yazın ne yiyeceğim, kışın ne giyeceğim diye geçmiş olması kadar büyük hasret, hasaret, ziyan, hüsran olamaz.büyük hasret, hasaret, ziyan, hüsran olamaz. Onun için Allah bizi maddî endişelerden varsa kıyısında köşesinde kalbimizin tamamen pâk eylesin.Onun için Allah bizi maddî endişelerden varsa kıyısında köşesinde kalbimizin tamamen pâk eylesin. Tamamen kendi rızası için her işi yapma seviyesine isâi eylesin.

Tamamen kendi rızası için her işi yapma seviyesine isâi eylesin.



Tabi çalışmak başarı kazanmak içindir. Sonuç almak içindir.Tabi çalışmak başarı kazanmak içindir. Sonuç almak içindir. Sonuç almadığımız zaman yaptığımız çalışmaların da kıymeti üzerinde şüpheler meydana geliyor.Sonuç almadığımız zaman yaptığımız çalışmaların da kıymeti üzerinde şüpheler meydana geliyor. Yani sonuç alınmasını herkes şey yapıyor. Bir insan bir sonuç aldıysa tamam diyor.Yani sonuç alınmasını herkes şey yapıyor. Bir insan bir sonuç aldıysa tamam diyor. Bu hayatta başarılı insan diyorlar. Bizde öyle değildir durum. Bu hayatta başarılı insan diyorlar. Bizde öyle değildir durum.

Biz çalışırız.Biz çalışırız. Mevlâ ne takdir ederse o olur. Sonuç bizi üzmez, ve endişelendirmez. Mevlâ ne takdir ederse o olur. Sonuç bizi üzmez, ve endişelendirmez.

Men âmene bi'l-kader emine mine'l-keder. Kadere inanan kederden emin olur, mahfuz olur, uzak olur.Men âmene bi'l-kader emine mine'l-keder. Kadere inanan kederden emin olur, mahfuz olur, uzak olur. Sonuç ne olursa olsun, eğer biz bu zihniyette olmazsak bu materyalist insanları yenemeyiz.Sonuç ne olursa olsun, eğer biz bu zihniyette olmazsak bu materyalist insanları yenemeyiz. Hesaplarla bu iş olmaz.Hesaplarla bu iş olmaz. Tebük'te (Mûte'de) Bizans ordusu ile savaşa giden mücahitlerTebük'te (Mûte'de) Bizans ordusu ile savaşa giden mücahitler Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem zamanında o mübarekler rıdvanullahi aleyhim ecmaîn Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem zamanında o mübarekler rıdvanullahi aleyhim ecmaîn karşıdaki düşman ordusunun büyüklüğünü görünce dediler ki;karşıdaki düşman ordusunun büyüklüğünü görünce dediler ki; "ya biz bunlarla savaşamayız, biz şu kadar adetteyiz, bunlar şu kadar fazla miktarda." "ya biz bunlarla savaşamayız, biz şu kadar adetteyiz, bunlar şu kadar fazla miktarda."

Bir tanesi diyor ki; "biz buraya zafer kazanmak için gelmedik ki."Bir tanesi diyor ki; "biz buraya zafer kazanmak için gelmedik ki." Biz zafer kazanmaya mı geldik? Hayır. Biz Resûlullah emretti. Gidin onlarla çarpışın dedi, onun için geldik.Biz zafer kazanmaya mı geldik? Hayır. Biz Resûlullah emretti. Gidin onlarla çarpışın dedi, onun için geldik. Çarpışırız. Zafer olur, hezimet olur. Ölürüz, kalırız, gazi oluruz, şehit oluruz mühim değil.Çarpışırız. Zafer olur, hezimet olur. Ölürüz, kalırız, gazi oluruz, şehit oluruz mühim değil. Biz çarpışmaya geldik dediler ve çarpıştılar, bayraktarlar, komutanlar birer birer şehit oldu.Biz çarpışmaya geldik dediler ve çarpıştılar, bayraktarlar, komutanlar birer birer şehit oldu. Peygamber Efendimiz Medine-i Münevvere'dePeygamber Efendimiz Medine-i Münevvere'de "Falanca şehit oldu, bayrağı falanca aldı, filanca şehit oldu filanca aldı,"Falanca şehit oldu, bayrağı falanca aldı, filanca şehit oldu filanca aldı, falanca zâtın cennet fezalarında uçtuğunu görüyorum şu anda." diye buyurdu. falanca zâtın cennet fezalarında uçtuğunu görüyorum şu anda." diye buyurdu.

Biz bu şuurla İslâmî hizmetlere sarılırsak bizim karşımızda kimse duramaz.Biz bu şuurla İslâmî hizmetlere sarılırsak bizim karşımızda kimse duramaz. Bizans ordusunun karşısında mücahitler saf bağladığı zamanBizans ordusunun karşısında mücahitler saf bağladığı zaman Bizans'ın komutanları baktılar ki adetleri 4-5 bin, küçük miktarlarda.Bizans'ın komutanları baktılar ki adetleri 4-5 bin, küçük miktarlarda. Kendilerinin de filleri var, yüzbinlerce askerleri ve teçhizatları imkanları var.Kendilerinin de filleri var, yüzbinlerce askerleri ve teçhizatları imkanları var. İran kisrası zaferden son derece emin olduğu için saray haremini de beraberinde getirmiş.İran kisrası zaferden son derece emin olduğu için saray haremini de beraberinde getirmiş. Hazineleri de getirmiş. Savaş meydanına hazineleri de getiriyor. "Nasıl olsa kazanacağız." diye. Hazineleri de getirmiş. Savaş meydanına hazineleri de getiriyor. "Nasıl olsa kazanacağız." diye.

Sonra bakmışlar karşılarında çok küçük bir grup var, demişler ki;Sonra bakmışlar karşılarında çok küçük bir grup var, demişler ki; "Bunlar herhalde bizim cesametimizin farkında bile değiller. Çağıralım ordumuzu bir gezsinler.""Bunlar herhalde bizim cesametimizin farkında bile değiller. Çağıralım ordumuzu bir gezsinler." İslâm komutanını çağırıyorlar, ordu komutanı asil, vakur bir tarzda geliyor.İslâm komutanını çağırıyorlar, ordu komutanı asil, vakur bir tarzda geliyor. Gezdiriyorlar İran ordugahını, çadırları, askerleri, silahları filleri vesaire gösteriyorlar.Gezdiriyorlar İran ordugahını, çadırları, askerleri, silahları filleri vesaire gösteriyorlar. Diyorlar ki; "Bakın bunlar bizim kuvvetimiz, siz de şu kadar atlısınız, bu kadar piyadesiniz.Diyorlar ki; "Bakın bunlar bizim kuvvetimiz, siz de şu kadar atlısınız, bu kadar piyadesiniz. Çok küçük bir kuvvetiniz var. Para falan istiyorsanız verelim. Dönün gidin.Çok küçük bir kuvvetiniz var. Para falan istiyorsanız verelim. Dönün gidin. Bir ihtiyacınız varsa karşılayalım." Diyor ki; La ilahe illallah diyeceksiniz.Bir ihtiyacınız varsa karşılayalım."

Diyor ki; La ilahe illallah diyeceksiniz.
Allah'ın varlığını, birliğini kabul edeceksiniz. Ya kabul edersiniz ya da sonuna kadar sizinle çarpışırız.Allah'ın varlığını, birliğini kabul edeceksiniz. Ya kabul edersiniz ya da sonuna kadar sizinle çarpışırız. "Çarpış." diyorlar."Çarpış." diyorlar. Laf anlamadı gibi sanıyorlar yani. Mücadele başlıyor.Laf anlamadı gibi sanıyorlar yani. Mücadele başlıyor. Sanıyorlar ki birkaç saat içinde karşıdaki ordu dağılacak, dağılmıyor. Üç gün savaş devam ediyor.Sanıyorlar ki birkaç saat içinde karşıdaki ordu dağılacak, dağılmıyor. Üç gün savaş devam ediyor. İran ordusu şaşırıyor, bu ne biçim ordu, ne biçim hasım ki bir adım geriye gitmiyor.İran ordusu şaşırıyor, bu ne biçim ordu, ne biçim hasım ki bir adım geriye gitmiyor. Moralleri çöküyor, üç günde yenemediklerinden bir başka güç olduğunun farkına varmaya başlıyorlar.Moralleri çöküyor, üç günde yenemediklerinden bir başka güç olduğunun farkına varmaya başlıyorlar. Sonunda yeniliyorlar tabii, çünkü muzafferiyet maddede değil.Sonunda yeniliyorlar tabii, çünkü muzafferiyet maddede değil. Muzafferiyet mânada, mâneviyatta, Allah'la beraber olmakta. Muzafferiyet mânada, mâneviyatta, Allah'la beraber olmakta.

Bir şey daha zafer hususunda, galebe hususunda, başarı hususunda çok dikkatimi çekmiştir.Bir şey daha zafer hususunda, galebe hususunda, başarı hususunda çok dikkatimi çekmiştir. İslâmî bir motif olarak, önemli bir nokta olarak sizlere iletmek istiyorum. Mekke fethedildi.İslâmî bir motif olarak, önemli bir nokta olarak sizlere iletmek istiyorum. Mekke fethedildi. Kureyş bitti. Hasımlar dize geldiler. Müşrikler iman ettiler.Kureyş bitti. Hasımlar dize geldiler. Müşrikler iman ettiler. Bazı kabilelerin Taif tarafından geldikleri öğrenildi. Bazı kabilelerin Taif tarafından geldikleri öğrenildi. Mekke'nin muzaffer ordusu, başlarında PeygamberimizMekke'nin muzaffer ordusu, başlarında Peygamberimiz Muhammed-i Mustafâ aleyhi efdali's salavâti ve ekmeli't tahiyyâti teslimatMuhammed-i Mustafâ aleyhi efdali's salavâti ve ekmeli't tahiyyâti teslimat ve mübarek sahabesi rıdvanı aleyhim ecmaîn Taif tarafına yöneldiler ve dediler ki; ve mübarek sahabesi rıdvanı aleyhim ecmaîn Taif tarafına yöneldiler ve dediler ki;

"Nerede Bedir'deki durum, nerede şimdiki durum… Bedir'de savaşırken biz düşmanın üçte biri kadardık. "Nerede Bedir'deki durum, nerede şimdiki durum… Bedir'de savaşırken biz düşmanın üçte biri kadardık. Askerimiz teçhizatsızdı, güçsüzdük. Şimdi ne kadar büyüğüz, ne kadar kuvvetliyiz.Askerimiz teçhizatsızdı, güçsüzdük. Şimdi ne kadar büyüğüz, ne kadar kuvvetliyiz. Adedimiz de fazla." Savaş başladı. Öyle bir perişan oldu ki sahabe ordusu, öyle bir perişan oldu ki… oldu ki... Ve dâkat aleykümül erdu bi ma rahubet sümme velleytüm müdbirîn.



Adedimiz de fazla." Savaş başladı. Öyle bir perişan oldu ki sahabe ordusu, öyle bir perişan oldu ki… oldu ki... Ve dâkat aleykümül erdu bi ma rahubet sümme velleytüm müdbirîn.





Yeryüzü geniş olmasına rağmen size dar geldi.Yeryüzü geniş olmasına rağmen size dar geldi. Sonra sırtınızı dönüp de düşmandan firar edip kaçtınız.Sonra sırtınızı dönüp de düşmandan firar edip kaçtınız. İdbar ile hezimet ile dönüp gitme durumuna bile geldiniz, deniliyor. İdbar ile hezimet ile dönüp gitme durumuna bile geldiniz, deniliyor. Bu beni çok etkiliyor muhterem kardeşlerim.Bu beni çok etkiliyor muhterem kardeşlerim. Ordunun başında Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem var,Ordunun başında Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem var, ordunun mensupları sahabe-i kirâm, mü'min insanlar ama zaferi adette sandıkları için yenildiler.ordunun mensupları sahabe-i kirâm, mü'min insanlar ama zaferi adette sandıkları için yenildiler. Zaferi sayıda sandıkları için yani Allah'tan gayriden fayda gelecek hatasınaZaferi sayıda sandıkları için yani Allah'tan gayriden fayda gelecek hatasına bir an düştükleri için bir an hezimeti tattılar ondan sonra Allah yine galip eyledi. bir an düştükleri için bir an hezimeti tattılar ondan sonra Allah yine galip eyledi.

Onun için muhterem kardeşlerim gurur ve ucub bizim en büyük düşmanımızdır.Onun için muhterem kardeşlerim gurur ve ucub bizim en büyük düşmanımızdır. Takvâ en önemli şiarımızdır. Takvâ en önemli şiarımızdır. Niyetimiz halis olursa takvâ ehli olursak gururdan, ucubdan, kibirden ve hıyanettenNiyetimiz halis olursa takvâ ehli olursak gururdan, ucubdan, kibirden ve hıyanetten birtakım menfî, Allah'ın sevmediği, yasakladığı vasıflardan müberra, münezzeh, yıkanmış,birtakım menfî, Allah'ın sevmediği, yasakladığı vasıflardan müberra, münezzeh, yıkanmış, pâk olursak, mutahhar olursak o zaman başarı kazanabiliriz. pâk olursak, mutahhar olursak o zaman başarı kazanabiliriz. Zaten başarı kazanmak da bizim için önemli değil ama Allah emrettiği içinZaten başarı kazanmak da bizim için önemli değil ama Allah emrettiği için Allah'ın dinine hizmet etmemiz lazım. Sonuç bizim için önemli değil.Allah'ın dinine hizmet etmemiz lazım. Sonuç bizim için önemli değil. Var gücümüzle çalışmamız lazım ama çalışmada takvânın şiarımız olması lazım. Var gücümüzle çalışmamız lazım ama çalışmada takvânın şiarımız olması lazım.

Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki; "İn yensurkümüllâhü felâ ġâlibe leküm" (Âl-i İmrân, 160) Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki; "İn yensurkümüllâhü felâ ġâlibe leküm" (Âl-i İmrân, 160)  Eğer Allah size yardım ederse kimse size galip olamaz. Kimse sizi yenemez. Eğer Allah size yardım ederse kimse size galip olamaz. Kimse sizi yenemez. Firavun'un ordusu silahsız Musa aleyhisselam'ın ashâbına erişemedi, zarar veremedi. Neden? Firavun'un ordusu silahsız Musa aleyhisselam'ın ashâbına erişemedi, zarar veremedi.

Neden?

Musa aleyhisselam dedi ki: "Kellâ, inne maiye rabbî seyehdîn" (Şuara, 62)

Yakalandık eyvah, mahvolduk. Kesecekler bizi, asacaklar. Asla.
Musa aleyhisselam dedi ki: "Kellâ, inne maiye rabbî seyehdîn" (Şuara, 62)



Yakalandık eyvah, mahvolduk. Kesecekler bizi, asacaklar. Asla.
Rabbimiz yanımızda, o bana yardım edecek. O yakınlığı hissetti.Rabbimiz yanımızda, o bana yardım edecek. O yakınlığı hissetti. Çaresizlik içinde çarenin Allah'tan olduğunu bildi. Firavun mahvoldu. Çaresizlik içinde çarenin Allah'tan olduğunu bildi. Firavun mahvoldu.

Peygamber Efendimiz de mağaranın önünde müşrikler dolaşırken, Lâ tahzen, innallâhe meanâ" (Tevbe, 40)

buyurdu.
Peygamber Efendimiz de mağaranın önünde müşrikler dolaşırken, Lâ tahzen, innallâhe meanâ" (Tevbe, 40)



buyurdu.
Ya Ebû Bekir hüzne düşme, üzülme, mahzun olma, ağlama kendin için telaş etmiyorsun tabii benim için telaş ediyorsun.Ya Ebû Bekir hüzne düşme, üzülme, mahzun olma, ağlama kendin için telaş etmiyorsun tabii benim için telaş ediyorsun. Üzülme, Allah bizimle beraberdir, buyurdu. Üzülme, Allah bizimle beraberdir, buyurdu.

Üçüncüsü Allah olan iki kişinin hali hakkında ne dersin Ya Ebû Bekir, dedi. Üçüncüsü Allah olan iki kişinin hali hakkında ne dersin Ya Ebû Bekir, dedi.

O bakımdan Allah'la beraber olmak galebenin en mühim şartıdır.O bakımdan Allah'la beraber olmak galebenin en mühim şartıdır. Zaferin en mühim şartıdır muhterem kardeşlerim. Bunu hiç unutmayalım.Zaferin en mühim şartıdır muhterem kardeşlerim. Bunu hiç unutmayalım. Hani organizasyonumuz var, şirketlerimiz var, sermayemiz var, gelişiyoruz. Dergilerimiz var vesaire.Hani organizasyonumuz var, şirketlerimiz var, sermayemiz var, gelişiyoruz. Dergilerimiz var vesaire. Allah yanındaysa zafer senin. Ama Allah yanında değilse bunların hepsi bir varmış, bir yokmuş.Allah yanındaysa zafer senin.

Ama Allah yanında değilse bunların hepsi bir varmış, bir yokmuş.
Masal, hepsi masaldır. Bunu hiç unutmayın. "ve in yahzülküm fe men zellezî yensuruküm min ba’dih" (Âl-i İmrân, 160)

Masal, hepsi masaldır. Bunu hiç unutmayın. "ve in yahzülküm fe men zellezî yensuruküm min ba’dih" (Âl-i İmrân, 160)



Eğer Allah yardımını keserse size kim yardım edebilir ondan sonra? Kimse.Eğer Allah yardımını keserse size kim yardım edebilir ondan sonra? Kimse. Zaten biz nasıl ayakta duruyoruz. Nasıl sağ duruyoruz. Nasıl yaşıyoruz. Hayret edilecek bir şeydir.Zaten biz nasıl ayakta duruyoruz. Nasıl sağ duruyoruz. Nasıl yaşıyoruz. Hayret edilecek bir şeydir. 1 santimetreküp havada 5 milyon mikrop varsa biz nasıl sıhhatli duruyoruz.1 santimetreküp havada 5 milyon mikrop varsa biz nasıl sıhhatli duruyoruz. Etrafımızda bu kadar azılı İslâm düşmanları varken biz nasıl hür ve ayakta durabiliyoruz.Etrafımızda bu kadar azılı İslâm düşmanları varken biz nasıl hür ve ayakta durabiliyoruz. Nasıl namaz kılabiliyoruz, nasıl ibadet edebiliyoruz.Nasıl namaz kılabiliyoruz, nasıl ibadet edebiliyoruz. Nasıl İslâm için çalışmaktan bahsedebiliyoruz. Her şey Allah'ın lütfuyladır.Nasıl İslâm için çalışmaktan bahsedebiliyoruz. Her şey Allah'ın lütfuyladır. Allah yardımını çekmesin diye Allah'ın dostu olmak zorundayız. Allah yardımını çekmesin diye Allah'ın dostu olmak zorundayız. Allah'ın sevdiği kul olmak zorundayız. Mühim olan budur muhterem kardeşlerim. Allah'ın sevdiği kul olmak zorundayız. Mühim olan budur muhterem kardeşlerim.

Bilgi lazım diyoruz. Bilginin de tabii vehbîsi vardır.Bilgi lazım diyoruz. Bilginin de tabii vehbîsi vardır. Kesbisi vardır. Ledünnîsi vardır. İlm-i ledünnî ne demek? Taraf demek. Ledün taraf demek.Kesbisi vardır. Ledünnîsi vardır. İlm-i ledünnî ne demek? Taraf demek. Ledün taraf demek. Ledünnî Allah tarafından verilen ilim demek. Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruluyor ki; Ledünnî Allah tarafından verilen ilim demek. Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruluyor ki;

Siz takvâ ehli olun, Allah size öğretir. Tasavvuf bir ilim kaynağı mıdır? Bilgi kaynağı mıdır? Siz takvâ ehli olun, Allah size öğretir.

Tasavvuf bir ilim kaynağı mıdır? Bilgi kaynağı mıdır?

Evet bilgi kaynağıdır çünkü takvâ ehli olursan Allah öğretir. Bilmediğini öğrenirsin. Evet bilgi kaynağıdır çünkü takvâ ehli olursan Allah öğretir. Bilmediğini öğrenirsin.

Âriflerden birisi: Vallahi geceleyin bir cahil, ümmi kürt olarak yattım.Âriflerden birisi: Vallahi geceleyin bir cahil, ümmi kürt olarak yattım. Sabahleyin sanki Arap'mışım gibi ulûm-u arabiye'yi yutmuş olarak, ârif bir kimse olarak kalktım diyor.Sabahleyin sanki Arap'mışım gibi ulûm-u arabiye'yi yutmuş olarak, ârif bir kimse olarak kalktım diyor. Tarihte Mevlânâ Celaleddin Rûmi'nin yanındaki Hüsameddin Çelebi onun soyundanmış.Tarihte Mevlânâ Celaleddin Rûmi'nin yanındaki Hüsameddin Çelebi onun soyundanmış. O şeyhe mensupmuş. Gece kürt, sabahleyin arap. Gece cahil, sabahleyin alim.O şeyhe mensupmuş. Gece kürt, sabahleyin arap. Gece cahil, sabahleyin alim. Gece gözü perdeli, sabahleyin ârif, ışıl ışıl çünkü. Başka hadîs-i şerîften delilimiz nedir? Gece gözü perdeli, sabahleyin ârif, ışıl ışıl çünkü.

Başka hadîs-i şerîften delilimiz nedir?

Kul Allah'a yaklaşır yaklaşır yaklaşır nihayet Allah onun gören gözü olur,Kul Allah'a yaklaşır yaklaşır yaklaşır nihayet Allah onun gören gözü olur, işiten kulağı olur, söyleyen dili olur, tutan eli olur, yürüyen ayağı olur. işiten kulağı olur, söyleyen dili olur, tutan eli olur, yürüyen ayağı olur. Onunla tutar, onunla yürür, onunla görür, onunla işitir, onunla söyler.Onunla tutar, onunla yürür, onunla görür, onunla işitir, onunla söyler. Onunla söyleyince de o zaman her şey olur, herkes de şaşar. Kerameti inkâr ediyor, şaşıyor.Onunla söyleyince de o zaman her şey olur, herkes de şaşar. Kerameti inkâr ediyor, şaşıyor. Şaşılacak şey zaten, şaşılacak şey verir zaten Allah. Verdi mi başkalarını şaşırtacak şey verir. "Vellezîne câhedû fînâ lenehdiyennehüm sübülenâ" (Ankebût, 69)

Şaşılacak şey zaten, şaşılacak şey verir zaten Allah. Verdi mi başkalarını şaşırtacak şey verir. "Vellezîne câhedû fînâ lenehdiyennehüm sübülenâ" (Ankebût, 69)



kaidesi vardır. Allah yolunca hizmet edenleri Allah celle celaluhu başıboş,kaidesi vardır. Allah yolunca hizmet edenleri Allah celle celaluhu başıboş, sergerdâ, şaşırmış, hayran bırakmaz. Allah kendi yolunda yürüyene yolunu da gösterir.sergerdâ, şaşırmış, hayran bırakmaz. Allah kendi yolunda yürüyene yolunu da gösterir. "Kulum şuradan gideceksin, orada tıkanırsın" diye yollarını da gösterir. Hidayet eder."Kulum şuradan gideceksin, orada tıkanırsın" diye yollarını da gösterir. Hidayet eder. İhsan eder, ikram eder. Sonra, Siz Allah'a yardım ederseniz, Allah da size yardım eder.İhsan eder, ikram eder. Sonra,

Siz Allah'a yardım ederseniz, Allah da size yardım eder.
Ayaklarınızı kaydırtmaz. Sabit tutturur, sağlam bastırtır, buyuruyor. Ayaklarınızı kaydırtmaz. Sabit tutturur, sağlam bastırtır, buyuruyor.

Onun için ben konuşmaların özetini yapmayı değil deOnun için ben konuşmaların özetini yapmayı değil de zaten hocaların ilim erbabının söylemiş olduğu şeylerin yanında benim bildiğimzaten hocaların ilim erbabının söylemiş olduğu şeylerin yanında benim bildiğim bazı önemli noktalara işaret etmek için bunlara dikkatinizi çekiyorum.bazı önemli noktalara işaret etmek için bunlara dikkatinizi çekiyorum. Takvâ olmazsa Allah'a yardım, Allah'ın dinine hizmet fikri olmazsa sonuç olmaz. Olsa da kıymeti olmaz.Takvâ olmazsa Allah'a yardım, Allah'ın dinine hizmet fikri olmazsa sonuç olmaz. Olsa da kıymeti olmaz. Sevap olmadıktan sonra, Allah'ın rızası olmadıktan sonra Sevap olmadıktan sonra, Allah'ın rızası olmadıktan sonra âhirette faydası olmadıktan sonra bunların hepsi boştur. âhirette faydası olmadıktan sonra bunların hepsi boştur.

Müthiş bir hadisi şerif vardır. Et Terğîb ve't Terhîb
Müthiş bir hadisi şerif vardır. Et Terğîb ve't Terhîb

Cehennem ateşinin ilk tutuşturulduğu kimseler üç kişidir, diyor Peygamber Efendimiz.Cehennem ateşinin ilk tutuşturulduğu kimseler üç kişidir, diyor Peygamber Efendimiz. Soba yakılırken çıra kullanılıyor vesaire.Soba yakılırken çıra kullanılıyor vesaire. Birincisi müslümanlarla kâfirlerin arasında yapılmış savaşta ölmüş birisi.Birincisi müslümanlarla kâfirlerin arasında yapılmış savaşta ölmüş birisi. Belki birincisi, belki ikincisi, belki üçüncüsü sıra olarak söylemiyorum. Belki birincisi, belki ikincisi, belki üçüncüsü sıra olarak söylemiyorum.

Bir kişi ki savaşta ölmüş. Huzur-u rabbi izzete getiriliyor.Bir kişi ki savaşta ölmüş. Huzur-u rabbi izzete getiriliyor. Mahkeme-i kübrâda konuşuyor, diyor ki; "Ya Rabbi müslümanlarla kâfirler savaşa tutuştu,Mahkeme-i kübrâda konuşuyor, diyor ki; "Ya Rabbi müslümanlarla kâfirler savaşa tutuştu, ben de katıldım savaşa işte öldüm, huzuruna geldim. Yani şehit oldum.ben de katıldım savaşa işte öldüm, huzuruna geldim. Yani şehit oldum. "Hayır" diyor, "kezebte" buyuruyor. "Yalan söylüyorsun" yalan söyledin. Söylediğin söz doğru değil. Yalan oldu bu sözün."Hayır" diyor, "kezebte" buyuruyor. "Yalan söylüyorsun" yalan söyledin. Söylediğin söz doğru değil. Yalan oldu bu sözün. "Sen ne kahraman adam desinler, ne cesur adam desinler, ne bahadır adam desinler diye çarpıştın."Sen ne kahraman adam desinler, ne cesur adam desinler, ne bahadır adam desinler diye çarpıştın. Atın bunu cehenneme!" diye cehenneme sevkini istiyor. Atın bunu cehenneme!" diye cehenneme sevkini istiyor.

Zengin bir kimse getiriliyor, diyor ki; "Ya Rabbi senin için malımı harcadım. Hayrât-ı hasenât yaptım."Zengin bir kimse getiriliyor, diyor ki; "Ya Rabbi senin için malımı harcadım. Hayrât-ı hasenât yaptım." Ona da "Yalan söyledin, yalan oldu söylediğin söz.Ona da "Yalan söyledin, yalan oldu söylediğin söz. Sen ne kadar cömert adam diye övülmek için yaptın bu işleri. Atın bunu cehenneme." deniliyor. Sen ne kadar cömert adam diye övülmek için yaptın bu işleri. Atın bunu cehenneme." deniliyor.

Bir âlim getiriliyor. "Yâ Rabbi! ben senin için ilim öğrendim, başkalarına öğrettim."Bir âlim getiriliyor. "Yâ Rabbi! ben senin için ilim öğrendim, başkalarına öğrettim." Sen de yalan söyledin, senin de sözün yalan oldu. Sen de yalan söyledin, senin de sözün yalan oldu. Sen ne kadar adam desinler diye, alkışlanmak için, beğenilmek için yaptın bu işi.Sen ne kadar adam desinler diye, alkışlanmak için, beğenilmek için yaptın bu işi. Onun için bunu da atın, deniliyor. Demek ki her şeyde ihlasın büyük önemi var. Onun için bunu da atın, deniliyor.

Demek ki her şeyde ihlasın büyük önemi var.
İhlas olursa, niyet iyi olursa, kıymetli. Niyet iyi olmazsa şehitlik olmuyor.İhlas olursa, niyet iyi olursa, kıymetli. Niyet iyi olmazsa şehitlik olmuyor. Niyet iyi olmazsa hayır hasenât kabul olmuyor. Niyet iyi olmazsa hayır hasenât kabul olmuyor. Niyet iyi olmazsa yapılan faaliyetlerin kıymeti olmuyor. Ahirette böyle bir feci duruma düşülüyor. Niyet iyi olmazsa yapılan faaliyetlerin kıymeti olmuyor. Ahirette böyle bir feci duruma düşülüyor. İsterse dünyada insanın heykelini diksinler. Kıymeti yok. İsterse dünyada insanın heykelini diksinler. Kıymeti yok.

Onun için muhterem kardeşlerim riayet etmemiz gereken meselelerin başında, başarı kazanmak için,Onun için muhterem kardeşlerim riayet etmemiz gereken meselelerin başında, başarı kazanmak için, çalışmalarımızın devamında iyi sonuçlara ulaşmak için, yapmamız gereken işlerin başında neler var,çalışmalarımızın devamında iyi sonuçlara ulaşmak için, yapmamız gereken işlerin başında neler var, neler gelir diye sıralamak gerekirse;neler gelir diye sıralamak gerekirse; ilk sırada imanımızın, takvâmızın, ihlasımızın olması gerektiği âyetlerle ortaya çıkıyor.ilk sırada imanımızın, takvâmızın, ihlasımızın olması gerektiği âyetlerle ortaya çıkıyor. Bunu kontrol edelim. Bunu kontrol edelim.

Biz bu hayrı, bu hizmeti, bu vasıftaki çalışmayı, şu atılımı,Biz bu hayrı, bu hizmeti, bu vasıftaki çalışmayı, şu atılımı, şu parayı vermeyi niçin yapıyorum diye herkes kendi kendisine sorsun.şu parayı vermeyi niçin yapıyorum diye herkes kendi kendisine sorsun. İmanımdan dolayı, Allah'tan korktuğum için, ihlasla, Allah'ın rızasını kazanmak için,İmanımdan dolayı, Allah'tan korktuğum için, ihlasla, Allah'ın rızasını kazanmak için, insanlardan bir alkış ve fayda beklemeden yapıyorsak bu birinci merhaleyi aşmış demektir.insanlardan bir alkış ve fayda beklemeden yapıyorsak bu birinci merhaleyi aşmış demektir. Çalışmaya devam etsin.Çalışmaya devam etsin. İman, ihlâs, takvâ sahibi olan bir kimse olarak maddî menfaat beklemeyen,İman, ihlâs, takvâ sahibi olan bir kimse olarak maddî menfaat beklemeyen, insanlardan alkış ve aferin beklemeyen bir insan olarak. insanlardan alkış ve aferin beklemeyen bir insan olarak.

İkincisi, çalışmalar birden hemen sonuçlanmıyor. Biz nasıl bu işe ulaştık?İkincisi, çalışmalar birden hemen sonuçlanmıyor. Biz nasıl bu işe ulaştık? Bizim grubumuz, mânevî holdingimiz bayağı büyük bir holdingdir elhamdülillah. Bizim grubumuz, mânevî holdingimiz bayağı büyük bir holdingdir elhamdülillah. Türkiye hudutları içinde değildir sadece, hudutların da dışındadır. Nasıl? Türkiye hudutları içinde değildir sadece, hudutların da dışındadır. Nasıl? Bir zayıf karınca gibi başladık. Yani bizim bu şirketlerimizin bir sermayesi yoktur. Bir zayıf karınca gibi başladık. Yani bizim bu şirketlerimizin bir sermayesi yoktur. Sermayesi büyüklerimizin himmetiSermayesi büyüklerimizin himmeti Allah'ın lütf u, keremidir. Sıfırdan başlanmıştır. Sıfır sermaye ile buraya ulaşılmıştır.Allah'ın lütf u, keremidir. Sıfırdan başlanmıştır. Sıfır sermaye ile buraya ulaşılmıştır. Bütün çalışmalarımız böyledir. Bütün çalışmalarımız böyledir.

Her şey Allah'ın lütfundan, hiçbir şey bizden değil.Her şey Allah'ın lütfundan, hiçbir şey bizden değil. Her şey Allah'ın mahza, ikramı ile oluyor ama belli bir noktadan sonra gelişmenin hızı da fazlalaşıyor. Her şey Allah'ın mahza, ikramı ile oluyor ama belli bir noktadan sonra gelişmenin hızı da fazlalaşıyor. Yani alet ve edevat mükemmelleştikçe daha da süratle gelişiyor. Yani alet ve edevat mükemmelleştikçe daha da süratle gelişiyor. Ama temel sağlam atılmışsa, temel takvâya dayalıysa.Ama temel sağlam atılmışsa, temel takvâya dayalıysa. Bakın takvâ temeline dayanmayan bir mescidi dahi Kur'ân-ı Kerîm'de Allah Resûlu'ne Bakın takvâ temeline dayanmayan bir mescidi dahi Kur'ân-ı Kerîm'de Allah Resûlu'ne "Orada namaz kılma." diye kötülüyor ve yasaklıyor. orada namaz kılmayı habibine. Onun için takvâ önemli. "Orada namaz kılma." diye kötülüyor ve yasaklıyor. orada namaz kılmayı habibine. Onun için takvâ önemli. Ondan sonra da sabır ve sebat geliyor. Ondan sonra da sabır ve sebat geliyor.

Osman Gazi hazretlerinin oğlu Orhan Gazi hazretlerine nasihatleri vardır.Osman Gazi hazretlerinin oğlu Orhan Gazi hazretlerine nasihatleri vardır. Diyor ki; evladım kibre, gurura düşme. Çok güzel nasihatleri var. Bir cümlesi de böyle. Diyor ki; evladım kibre, gurura düşme. Çok güzel nasihatleri var. Bir cümlesi de böyle. Benden ibret al ki ben buraya birBenden ibret al ki ben buraya bir zayıf biri geldim. Mur karınca demek. Yani bir küçük karıncacık gibi geldim.zayıf biri geldim. Mur karınca demek. Yani bir küçük karıncacık gibi geldim. Bir obanın oymak beyi olarak geldi ama göbeğinden mânevî bir ağaç çıktı ki nesl-i pâkinden Bir obanın oymak beyi olarak geldi ama göbeğinden mânevî bir ağaç çıktı ki nesl-i pâkinden koca Devlet-i Âliyye-i Osmaniye oldu arkasından. Küçücük bir aşiret beyi iken Allah ona nasip etti. koca Devlet-i Âliyye-i Osmaniye oldu arkasından. Küçücük bir aşiret beyi iken Allah ona nasip etti.

Şair diyor ki; Cihangirane bir devlet çıkardık bir aşiretten, bu söz doğru değil.Şair diyor ki;

Cihangirane bir devlet çıkardık bir aşiretten, bu söz doğru değil.
Aşiretten devlet çıkmış değil. Devletimiz çok eskilerden beri var.Aşiretten devlet çıkmış değil. Devletimiz çok eskilerden beri var. Devam edip gidiyor, yalnız Allah bir aşiretin başındaki kimseye takvâsından dolayıDevam edip gidiyor, yalnız Allah bir aşiretin başındaki kimseye takvâsından dolayı ötekilerden farklı bir gelişme nasip edip devletin yönetim şerefini ona bahşediyor.ötekilerden farklı bir gelişme nasip edip devletin yönetim şerefini ona bahşediyor. Yoksa onlardan önce Selçuklular var, Selçuklular'dan önce Gazneliler var,Yoksa onlardan önce Selçuklular var, Selçuklular'dan önce Gazneliler var, Gazneliler'den önce Karahanlılar var, Karahanlılar'dan önce bilmem şunlar var bunlar var.Gazneliler'den önce Karahanlılar var, Karahanlılar'dan önce bilmem şunlar var bunlar var. Devlet tecrübesi zaten güldür güldür geliyor yani, var. Aşiretten devlet çıkmış değil.Devlet tecrübesi zaten güldür güldür geliyor yani, var.

Aşiretten devlet çıkmış değil.
Oturmuş bir tecrübeden, adalet temeline dayalı el-adlü esasü'l mülk. Mülkün temeli adalet.Oturmuş bir tecrübeden, adalet temeline dayalı el-adlü esasü'l mülk. Mülkün temeli adalet. Mülk derken karıştırır millet. Mülk deyince emlak anlıyor, apartman vesaire.Mülk derken karıştırır millet. Mülk deyince emlak anlıyor, apartman vesaire. Mülk egemenlik demek, hakimiyet demektir. Mülk egemenlik demek, hakimiyet demektir. El adlü esasül mülk demek hakimiyetin, yönetimin, yönetmenin devlet olmanın temeli adalettir. El adlü esasül mülk demek hakimiyetin, yönetimin, yönetmenin devlet olmanın temeli adalettir. Adaletle hareket edersen devlet olursun. O esas üzerinde payidar olursun. Asırlarca sürersin demek. Adaletle hareket edersen devlet olursun. O esas üzerinde payidar olursun. Asırlarca sürersin demek.

Osmanlıların cihan tarihinde az görülen uzun asırlarOsmanlıların cihan tarihinde az görülen uzun asırlar parçalanmayan bir devlet olarak kalmasının sırrını araştıran insanlar, araştırıcılar şaşırıyorlar.parçalanmayan bir devlet olarak kalmasının sırrını araştıran insanlar, araştırıcılar şaşırıyorlar. Nerede bunun sırrı diye. İşte bu İslâmî prensiplerde.Nerede bunun sırrı diye. İşte bu İslâmî prensiplerde. Temeli adalet olduğu müddetçe sağlam temeller üzerinde güçlü bir devlet. Temeli adalet olduğu müddetçe sağlam temeller üzerinde güçlü bir devlet.

Yani bir nur-i zaif gibi iken, bir küçük karıncacık gibi iken sonra devlet sahibi oluyor. Sonra devlet-i aliyye oluyor.Yani bir nur-i zaif gibi iken, bir küçük karıncacık gibi iken sonra devlet sahibi oluyor. Sonra devlet-i aliyye oluyor. İmparatorluk değildir, devlet-i aliyyedir. Çok büyük fark vardır aralarında.İmparatorluk değildir, devlet-i aliyyedir. Çok büyük fark vardır aralarında. Demek ki sabrı sebat etmek lazım, devam etmek lazım.Demek ki sabrı sebat etmek lazım, devam etmek lazım. Devam ettiğiniz zaman daldaki ekşi koruk bakarsın helva olmuştur. Devam ettiğiniz zaman daldaki ekşi koruk bakarsın helva olmuştur. Nasıl helva oluyor, ekşi koruktan helva olur mu sabırla. Yani onu beklersin koruk olgunlaşır.Nasıl helva oluyor, ekşi koruktan helva olur mu sabırla. Yani onu beklersin koruk olgunlaşır. Olgun tatlı bir üzüm olur. Onu sıkarsın pekmez olur. Ondan sonra yaparsın tatlı olur.Olgun tatlı bir üzüm olur. Onu sıkarsın pekmez olur. Ondan sonra yaparsın tatlı olur. Sabırla koruk helva olur dedikleri o. İşin merhaleleri vardır.step by step Sabırla koruk helva olur dedikleri o. İşin merhaleleri vardır.step by step Merhalelerinden geçilir ve spekülatif çalışmanın bir faydası yoktur. Merhalelerinden geçilir ve spekülatif çalışmanın bir faydası yoktur. Şartlarını yerine getirmeden yürüdüğünüz zamanŞartlarını yerine getirmeden yürüdüğünüz zaman teşekkülatını tamamlamamış bir gelişme ileride büyük çatırtı ile çöker. teşekkülatını tamamlamamış bir gelişme ileride büyük çatırtı ile çöker.

Elbette sabır ve sebat lazım geliyor. Zaten Allah'ın en sevdiği vasıflardan birisi de sabırlı olmaktır.Elbette sabır ve sebat lazım geliyor. Zaten Allah'ın en sevdiği vasıflardan birisi de sabırlı olmaktır. Allah sabırlılarla beraberdir. Allah sabırlılarla beraberdir. Allah'ın sizinle beraber olmasını veyahut sizin Allahla beraber olmanızı istemez misiniz? Sabırlı olun. Allah'ın sizinle beraber olmasını veyahut sizin Allahla beraber olmanızı istemez misiniz? Sabırlı olun.

Allah sabredenleri sever ve yanındadır. Hepimizin yanında, kâfirin de müşrikin de yanında. Allah sabredenleri sever ve yanındadır. Hepimizin yanında, kâfirin de müşrikin de yanında.

Maiyetinden başka bir maiyet bu. Sevgi ile beraber olmak, yanında olmak yani onu sevmek onunla beraber olmak.Maiyetinden başka bir maiyet bu. Sevgi ile beraber olmak, yanında olmak yani onu sevmek onunla beraber olmak. Onun için sabrı şiar edinmişler. Sabretmek için de sabredilecek bir şeyler olacak demektir tabii. Onun için sabrı şiar edinmişler. Sabretmek için de sabredilecek bir şeyler olacak demektir tabii.

Onun için bir arkadaş geçen gün bana baktı, biraz gelen gidenim fazla,Onun için bir arkadaş geçen gün bana baktı, biraz gelen gidenim fazla, münakaşalar oldu huzurumuzda, biz de hakem olduk. İki tarafı dinledik, zaman geçti. Dişimiz ağrıyor falan…münakaşalar oldu huzurumuzda, biz de hakem olduk. İki tarafı dinledik, zaman geçti. Dişimiz ağrıyor falan… "Allah sabrınızı artırsın." dedi bana. Acıdı bana. Diş ağrısıyla hakemlik kolay olmuyor tabii."Allah sabrınızı artırsın." dedi bana. Acıdı bana. Diş ağrısıyla hakemlik kolay olmuyor tabii. Ben ona dedim ki; böyle dua etme. Çünkü sabra dua demek bela gelsin de ona sabret demek.Ben ona dedim ki; böyle dua etme. Çünkü sabra dua demek bela gelsin de ona sabret demek. "Allah şükrünü artırsın." de çünkü nimetten şükür olur. "Allah sana sabır versin, sabrını artırsın." "Allah şükrünü artırsın." de çünkü nimetten şükür olur. "Allah sana sabır versin, sabrını artırsın." Yani önce bela istiyor. O belaya sabır istiyor ondan sonra filan.Yani önce bela istiyor. O belaya sabır istiyor ondan sonra filan. Onun için tabii biz size bela istemiyoruz ama yar yolu biraz meşakkatlidir. Geceler uykusuz geçer.Onun için tabii biz size bela istemiyoruz ama yar yolu biraz meşakkatlidir. Geceler uykusuz geçer. Aşığın da biraz huzuru, rahatı olmaz. Yani böyle bir şey olunca feryat etmeyin demek bu. Aşığın da biraz huzuru, rahatı olmaz. Yani böyle bir şey olunca feryat etmeyin demek bu. Sabredin demek. Sabır, sebat başarının önemli mânevî şartlarından birisi oluyor. Sabredin demek. Sabır, sebat başarının önemli mânevî şartlarından birisi oluyor.

Sonra başımızın tacı ilim, alimler de başımızın tacıdır, hocalar da başımızın tacıdır.Sonra başımızın tacı ilim, alimler de başımızın tacıdır, hocalar da başımızın tacıdır. İslâm ilme çok önem veriyor. Alime çok önem veriyor. Ama nasıl? İslâm ilme çok önem veriyor. Alime çok önem veriyor. Ama nasıl?

Bana bir harf öğretenin ben kölesi olurum, buyuracak kadar ilme sevgi veriyor mü'minlerin kalbine İslâm.Bana bir harf öğretenin ben kölesi olurum, buyuracak kadar ilme sevgi veriyor mü'minlerin kalbine İslâm. Harf öğretiyor yani. Mâneviyatı öğretmek asıl mürşid olmak filan değil, harf öğretenin bile kölesi olurum diyor. Harf öğretiyor yani. Mâneviyatı öğretmek asıl mürşid olmak filan değil, harf öğretenin bile kölesi olurum diyor. "Çin'de bile olsa da alın." Çin'de bir şey yok ki, mâneviyat Mekke'de, Hicaz'da."Çin'de bile olsa da alın." Çin'de bir şey yok ki, mâneviyat Mekke'de, Hicaz'da. Çin'de bile ilmi alın ne demek? Gayri dini olan ilimler de lazım. hepsi lazım

Çin'de bile ilmi alın ne demek? Gayri dini olan ilimler de lazım. hepsi lazım



Ve bir ilimde müslümanlardan hiçbir temsilci ve hiçbir araştırıcı olmazsaVe bir ilimde müslümanlardan hiçbir temsilci ve hiçbir araştırıcı olmazsa bütün müslümanlar vebal altındadır çünkü oraya bir elemanlarını ayırmamışlar, göndermemişler.bütün müslümanlar vebal altındadır çünkü oraya bir elemanlarını ayırmamışlar, göndermemişler. Dünya üzerinde ne kadar ilim varsa o ilimlerde müslümanların çalışan elemanlarının olması lazım.Dünya üzerinde ne kadar ilim varsa o ilimlerde müslümanların çalışan elemanlarının olması lazım. Eğer yeni yeni adını yeni duyduğumuz ilimler varsa müslümanlar onu bilmiyorlarsaEğer yeni yeni adını yeni duyduğumuz ilimler varsa müslümanlar onu bilmiyorlarsa o zaman bütün ümmet vebal altında kalır. Neden? o zaman bütün ümmet vebal altında kalır. Neden?

Şurada bir zavallı, yoksul, gariban ölse cenazesini kimse kaldırmasa bütün ümmet mesuldurŞurada bir zavallı, yoksul, gariban ölse cenazesini kimse kaldırmasa bütün ümmet mesuldur ama üç kişi kaldırıp cenaze namazını kıldı mı öteki ümmetten o farziyet düşer çünkü farzı kifâyedir.ama üç kişi kaldırıp cenaze namazını kıldı mı öteki ümmetten o farziyet düşer çünkü farzı kifâyedir. Birisi yaptı mı ötekisinden kalkıyor. İlim de öyledir. Bütün ilimlere sarılmalıyız.Birisi yaptı mı ötekisinden kalkıyor. İlim de öyledir. Bütün ilimlere sarılmalıyız. İlimlerin tasnifi vardır muhakkak ki. İlimlerin tasnifi vardır muhakkak ki. Âli ilimler, yüce ilimler, alet ilimleri yani âli ilimleri elde etmeye yarayan vasıta araç olan ilimler vardır.

Âli ilimler, yüce ilimler, alet ilimleri yani âli ilimleri elde etmeye yarayan vasıta araç olan ilimler vardır.



Muhakkak ki ilimlerin en yükseği Allah'ı bilme ilmidir.Muhakkak ki ilimlerin en yükseği Allah'ı bilme ilmidir. Marifetullah ilmidir ama bugün artık acı tecrübelerle çok iyi olarak biliyoruz kiMarifetullah ilmidir ama bugün artık acı tecrübelerle çok iyi olarak biliyoruz ki ihmal edilen bir dünya bilgisi de müslümanlara bir âhiret azabı sebebi olabiliyor. ihmal edilen bir dünya bilgisi de müslümanlara bir âhiret azabı sebebi olabiliyor. Bir müslüman ülkenin felaketine sebep oluyor. Düşman karşısında hezimetine sebep oluyor. Bir müslüman ülkenin felaketine sebep oluyor. Düşman karşısında hezimetine sebep oluyor. Yıkılmasına, ezilmesine zulme uğramasına sebep oluyor.Yıkılmasına, ezilmesine zulme uğramasına sebep oluyor. Onun için ilimlerin bizim için hepsi sevimlidir, sevgilidir, muhteremdir, baş tacıdır. Onun için ilimlerin bizim için hepsi sevimlidir, sevgilidir, muhteremdir, baş tacıdır.

Ben en son yavaş yavaş ekonomik ilimlere, iktisadi ilimlere daha çok önem vermeye başladım.Ben en son yavaş yavaş ekonomik ilimlere, iktisadi ilimlere daha çok önem vermeye başladım. İşletmecilik yapmak falan. Bizim buradaki dinleyicilerin aşağı yukarı İşletmecilik yapmak falan. Bizim buradaki dinleyicilerin aşağı yukarı yüzde 5'i falan dedim galiba rakam aşağı yukarı tuttu yani bu ilimlerdedir diye. yüzde 5'i falan dedim galiba rakam aşağı yukarı tuttu yani bu ilimlerdedir diye.

Her ilmin kıymeti var ve herkes birtakım şeyleri en iyi tarzda yapmayı öğrenmeli.Her ilmin kıymeti var ve herkes birtakım şeyleri en iyi tarzda yapmayı öğrenmeli. Yani kılıç yapıyorsa kılıcının üstüne kılıç olmamalı.Yani kılıç yapıyorsa kılıcının üstüne kılıç olmamalı. Kılıcı öbür tarafa vurduğu zaman onu ikiye kırabilmeli. Kılıcı öbür tarafa vurduğu zaman onu ikiye kırabilmeli. Havaya tül atıldığı zaman kılıç altta dururken tül aşağı dökülürken kılıcın üstünde ikiye ayrılabilmeli.Havaya tül atıldığı zaman kılıç altta dururken tül aşağı dökülürken kılıcın üstünde ikiye ayrılabilmeli. Böyle güzel olmalı. Müslümana yakışan yaptığı işi güzel yapmaktır. Tekniğine uygun yapmaktır.Böyle güzel olmalı. Müslümana yakışan yaptığı işi güzel yapmaktır. Tekniğine uygun yapmaktır. En mükemmel yapmaktır. O bakımdan ilim ve tekniğe çok büyük önem veriyoruz. En mükemmel yapmaktır. O bakımdan ilim ve tekniğe çok büyük önem veriyoruz. Dinî bir heyecanla, tıp da olsa. Dinî bir heyecanla, tıp da olsa. Bakın burada mühendis kardeşlerimiz var, doktor kardeşlerimiz var, Bakın burada mühendis kardeşlerimiz var, doktor kardeşlerimiz var, hâkim kardeşlerimiz var, işletmeci kardeşlerimiz var. hâkim kardeşlerimiz var, işletmeci kardeşlerimiz var. Çok çeşitli mesleklerden kardeşlerimiz var sayamadığım isimlerini. Çok çeşitli mesleklerden kardeşlerimiz var sayamadığım isimlerini. Hepsi muhterem ve hepsi kendi dalındaki bilgi birikimini İslâm'ın hizmetine verebilirlerHepsi muhterem ve hepsi kendi dalındaki bilgi birikimini İslâm'ın hizmetine verebilirler ve bazen İslâm'a çok daha fazla hizmet sağlayabilirler.ve bazen İslâm'a çok daha fazla hizmet sağlayabilirler. O ilim dalında küçük bir şeyden, bize göre küçük gibi görülen bir şeyden büyük bir fayda sağlanılabilir. O ilim dalında küçük bir şeyden, bize göre küçük gibi görülen bir şeyden büyük bir fayda sağlanılabilir.

Tek tek iyi yetişmemiz gerekiyor. Zaten tasavvuf o.Tek tek iyi yetişmemiz gerekiyor. Zaten tasavvuf o. Tek tek iyi yetişeceğiz, her yönden iyi yetişeceğiz.Tek tek iyi yetişeceğiz, her yönden iyi yetişeceğiz. Ve dünya piyasasında rekabet var, dünya şampiyonluğuna oynayacağız kendi dalımızda.Ve dünya piyasasında rekabet var, dünya şampiyonluğuna oynayacağız kendi dalımızda. Kim varmış bu sahada, falanca Japon.Kim varmış bu sahada, falanca Japon. Göreyim bakayım eserlerini, filanca Amerikalı gelsin bakalım getirsin eserlerini, okuyayım bakayım.Göreyim bakayım eserlerini, filanca Amerikalı gelsin bakalım getirsin eserlerini, okuyayım bakayım. Falanca mecmuada bir makale yazmış. Gelsin bakalım neymiş. Falanca mecmuada bir makale yazmış. Gelsin bakalım neymiş.

Böyle olmalı yani kendi dalında dünyanın neresinde ne neşredilmişse onu takip edebilmeli.Böyle olmalı yani kendi dalında dünyanın neresinde ne neşredilmişse onu takip edebilmeli. Meslekî mecmuaları parası yetmiyorsa kütüphanelere gitsin. Kendi mesleğinin fakültesine gitsin.Meslekî mecmuaları parası yetmiyorsa kütüphanelere gitsin. Kendi mesleğinin fakültesine gitsin. Fakülte kütüphanesinde mutlaka vardır. Arasın, bulsun, okusun.Fakülte kütüphanesinde mutlaka vardır. Arasın, bulsun, okusun. Kendi mesleği için haftanın bir zamanını ayırsın.Kendi mesleği için haftanın bir zamanını ayırsın. Gününü ayırsın ve kendi mesleğindeki yeni gelişmeleri takip etmek istiyorum diye mutlaka çalışsın. Gününü ayırsın ve kendi mesleğindeki yeni gelişmeleri takip etmek istiyorum diye mutlaka çalışsın.

İlmin en iyi verileri mecmualardadır. Kitap çıkar çıkmaz eskir. Çıktığı anda eskimiş demektir kitap.İlmin en iyi verileri mecmualardadır. Kitap çıkar çıkmaz eskir. Çıktığı anda eskimiş demektir kitap. Klasik bilgileri verir. O klasik bilgiler eskimiştir.Klasik bilgileri verir. O klasik bilgiler eskimiştir. Uzun zaman elenmiştir, konuşulmuştur filan işte kitaba girecek hâle gelmiştir.Uzun zaman elenmiştir, konuşulmuştur filan işte kitaba girecek hâle gelmiştir. En yeni bilgiler meslekî mecmualardır. En yeni bilgiler meslekî mecmualardır. Onun için meslekî mecmuaları takip seviyesine gelmemişsenizOnun için meslekî mecmuaları takip seviyesine gelmemişseniz ilim ve teknik şartını çalışmalarda yerine getirmemişsiniz demektir. ilim ve teknik şartını çalışmalarda yerine getirmemişsiniz demektir. Meslekî mecmualarınızı takip edin, eğitim müesseselerinizin yayınları kütüphanenizde bulunsun. Meslekî mecmualarınızı takip edin, eğitim müesseselerinizin yayınları kütüphanenizde bulunsun.

Avukatsanız hukuk fakültelerinin neşriyatı, iktisatçıysanız iktisat fakültelerinin,Avukatsanız hukuk fakültelerinin neşriyatı, iktisatçıysanız iktisat fakültelerinin, işletme fakültelerinin neşriyatı yanınızda bulunsun ama önce mecmualar. işletme fakültelerinin neşriyatı yanınızda bulunsun ama önce mecmualar. Çünkü bir doktor, bir araştırma görevlisi, bir yardımcı doçent, bir doçent, bir profesör yeni bir şey yazar.Çünkü bir doktor, bir araştırma görevlisi, bir yardımcı doçent, bir doçent, bir profesör yeni bir şey yazar. Eskiyi tekrar etmek olmaz. Eskiyi tekrar ayıptır ilim adamı için. Yeni bir şey yazacaktır.Eskiyi tekrar etmek olmaz. Eskiyi tekrar ayıptır ilim adamı için. Yeni bir şey yazacaktır. O yeni bir şey de mecmuada olur. Onun için mecmuaları takip etmelisiniz. Bir pratik tecrübedir bu.O yeni bir şey de mecmuada olur. Onun için mecmuaları takip etmelisiniz. Bir pratik tecrübedir bu. Belki başka yerde duymadığınız bir sözdürBelki başka yerde duymadığınız bir sözdür ama mecmuaları takip seviyesine gelmediğiniz bir ilim dalında söz sahibi olamazsınız. ama mecmuaları takip seviyesine gelmediğiniz bir ilim dalında söz sahibi olamazsınız. O seviyeye inebilmiş olacaksınız. O seviyeye inebilmiş olacaksınız.

Sonra kendi mesleğinizden olan insanlarla irtibatınızın olması lazım. Hukukçuysanız, hukukçu.Sonra kendi mesleğinizden olan insanlarla irtibatınızın olması lazım. Hukukçuysanız, hukukçu. Mesleğinizdeki muhterem kimselerle. Profesör ağabeylerinizle vesaireyle.Mesleğinizdeki muhterem kimselerle. Profesör ağabeylerinizle vesaireyle. Teknik elemansanız o dalda, doktorsanız o dalda filan. Teknik elemansanız o dalda, doktorsanız o dalda filan. Yani o sahanın güzide isimleriyle ilgili irtibatta olmanız lazım.Yani o sahanın güzide isimleriyle ilgili irtibatta olmanız lazım. Velev ki tamamen bizim fikrimizde olmasa bile. İlmin vatanı da yoktur, bir şahsa bağlılığı da yoktur.Velev ki tamamen bizim fikrimizde olmasa bile. İlmin vatanı da yoktur, bir şahsa bağlılığı da yoktur. İlim ilimdir Alman'dan da alınır, İsveçli'den de alınır. Türkiye'de ki bir başka şahıstan da alınabilir.İlim ilimdir Alman'dan da alınır, İsveçli'den de alınır. Türkiye'de ki bir başka şahıstan da alınabilir. Senin gibi camiye gelmiyordur, senin gibi namaz kılan bir kimse değildirSenin gibi camiye gelmiyordur, senin gibi namaz kılan bir kimse değildir ama ilim adamıysa onunla az çok iyi bir münasebet içinde olmaya çalışmanız lazım. ama ilim adamıysa onunla az çok iyi bir münasebet içinde olmaya çalışmanız lazım.

Yapmak istediğiniz şeyi en güzel şekilde yapmaya çalışın ve kullandığınız araç en güzel olsun.Yapmak istediğiniz şeyi en güzel şekilde yapmaya çalışın ve kullandığınız araç en güzel olsun. Ben onun için yanımda bilgisayar tarzında adres defterleri bir şeyler var.Ben onun için yanımda bilgisayar tarzında adres defterleri bir şeyler var. Onlardan aldım ama kullanmasını öğrenmediğim için daha öğreneceğim yani inşaallah. Onlardan aldım ama kullanmasını öğrenmediğim için daha öğreneceğim yani inşaallah. İnşaallah oraya yazacağım.İnşaallah oraya yazacağım. Bilgisayar kullanmayı öğrenin çünkü süratle arayıp buluyorsunuz, tasnif etme imkanları oluyor vesaire.Bilgisayar kullanmayı öğrenin çünkü süratle arayıp buluyorsunuz, tasnif etme imkanları oluyor vesaire. Bilgi bankalarına üye oluyorsunuz, oradan bilgiyi alıyorsunuz.Bilgi bankalarına üye oluyorsunuz, oradan bilgiyi alıyorsunuz. Amerika'da bir yere bağlanıyorsunuz oranın kütüphanesinden istediğiniz neşriyatıAmerika'da bir yere bağlanıyorsunuz oranın kütüphanesinden istediğiniz neşriyatı evinizdeki ekrana getirmek mümkün oluyor. Bugün çok güzel bir şey. evinizdeki ekrana getirmek mümkün oluyor. Bugün çok güzel bir şey.

Ben eskiden kütüphaneler niye 5'te kapanıyor diye kahrolurdum.Ben eskiden kütüphaneler niye 5'te kapanıyor diye kahrolurdum. Çünkü adam 4.30'da gözümün içine bakmaya çalışırdı, 4.45'te "lütfen hocam kitabı verir misiniz" derdi.Çünkü adam 4.30'da gözümün içine bakmaya çalışırdı, 4.45'te "lütfen hocam kitabı verir misiniz" derdi. Saat 5'te kapatacak diye. Sabah akşam oraya gidiyorum.Saat 5'te kapatacak diye. Sabah akşam oraya gidiyorum. Biri sohbet açsa iki dakikam kaybolsa üzülürdüm,Biri sohbet açsa iki dakikam kaybolsa üzülürdüm, evinde ekran gelecek karşına, ekranda istediğin bilgi gelecek, çok güzel bir şey. evinde ekran gelecek karşına, ekranda istediğin bilgi gelecek, çok güzel bir şey.

Onun için bunlardan istifade etmek için yabancı dil gerekiyor.Onun için bunlardan istifade etmek için yabancı dil gerekiyor. Mutlaka çok güzel yabancı dil bileceksiniz. Mutlaka çok güzel yabancı dil bileceksiniz. Bir müslüman olarak İslam'ı onlara anlatma bakımından da lazım. O bilgileri almak için de lazım. Bir müslüman olarak İslam'ı onlara anlatma bakımından da lazım. O bilgileri almak için de lazım. Bu hususta şöyle bir kitap basmışlar kardeşlerimiz. Bu hususta şöyle bir kitap basmışlar kardeşlerimiz. Orada okursanız bir fikir verir bundan daha güzel kitaplar vardır ama bu kolay anlaşılan bir kitaptır.Orada okursanız bir fikir verir bundan daha güzel kitaplar vardır ama bu kolay anlaşılan bir kitaptır. Daha detaylı kitaplar vardır. Sonra onlara geçersiniz. Daha detaylı kitaplar vardır. Sonra onlara geçersiniz. Hiç olmazsa bunları bir okuyup bazı konuların önemini zihninizde canlı tutmanız gerekiyor. Hiç olmazsa bunları bir okuyup bazı konuların önemini zihninizde canlı tutmanız gerekiyor.

Sonra başarının mânevî faktörlerinden çok önemli bir faktör sevgi, saygı ve güzel ahlâk.Sonra başarının mânevî faktörlerinden çok önemli bir faktör sevgi, saygı ve güzel ahlâk. Bu çok önemli, çok önemli.Bu çok önemli, çok önemli. Birbirimizi seveceğiz, birbirimizin dışındaki insanlarda da sevilecek bir şey bulmaya çalışacağız. Birbirimizi seveceğiz, birbirimizin dışındaki insanlarda da sevilecek bir şey bulmaya çalışacağız.

Almanya'da araba almam gerekmişti 1975 yılında.Almanya'da araba almam gerekmişti 1975 yılında. Adamla güzel bir şeyler konuşacağız, elini uzattı "merhaba" dedi dükkânın sahibi. Adamla güzel bir şeyler konuşacağız, elini uzattı "merhaba" dedi dükkânın sahibi. Ben de ondan araba alacağım satıcı o, alıcı ben. Aklıma geldi Hz. Adem'den kardeşiz dedim.Ben de ondan araba alacağım satıcı o, alıcı ben. Aklıma geldi Hz. Adem'den kardeşiz dedim. Hz. Adem'in evlâdı ya bütün insanlar, benî Âdem olduğu için. Yani insan böyle bakabilir.Hz. Adem'in evlâdı ya bütün insanlar, benî Âdem olduğu için. Yani insan böyle bakabilir. Tebessüm edebilmek için başka bir şey bulamadım o anda.Tebessüm edebilmek için başka bir şey bulamadım o anda. Hz. Adem'den kardeş olduğumuz hatırımıza geldi.  Benî Âdem a'zâ-yı yek dîgerend. Hz. Adem'den kardeş olduğumuz hatırımıza geldi.  Benî Âdem a'zâ-yı yek dîgerend.

Âdemoğulları birbirlerinin parçasıdır, benzeridir, aynısıdır. Aynı anne babadandır.Âdemoğulları birbirlerinin parçasıdır, benzeridir, aynısıdır. Aynı anne babadandır. O bakımdan herkeste sevilecek bir taraf bulmaya çalışmalı ve saygıda kusur etmemeli. O bakımdan herkeste sevilecek bir taraf bulmaya çalışmalı ve saygıda kusur etmemeli. Sevgide saygıda, güzel ahlâkta falso olmamalı konuşmada, davranışlarda. Sevgide saygıda, güzel ahlâkta falso olmamalı konuşmada, davranışlarda.

Batıda sevgi seremoni halindedir. Yani kuru seremoniler halindedir. Bizde öyle değildir. Bizde sevgi içtendir.Batıda sevgi seremoni halindedir. Yani kuru seremoniler halindedir. Bizde öyle değildir. Bizde sevgi içtendir. Bizde sevgi fedakârlığı meydana getirecek tarzdadır. Bizde sevgi fedakârlığı meydana getirecek tarzdadır. Samimidir, samimiyettir çünkü "din samimiyettir" diyor Peygamber Efendimiz. Samimidir, samimiyettir çünkü "din samimiyettir" diyor Peygamber Efendimiz. Allah'a karşı samimiyet, Resûlullah'a karşı samimiyet, Kur'ân-ı Kerîm'e karşı samimiyet,Allah'a karşı samimiyet, Resûlullah'a karşı samimiyet, Kur'ân-ı Kerîm'e karşı samimiyet, yöneticilere karşı samimiyet, mü'minlerin umûmuna karşı, hepsine karşı samimiyet. Halis niyet beslemek.yöneticilere karşı samimiyet, mü'minlerin umûmuna karşı, hepsine karşı samimiyet. Halis niyet beslemek. Yöneticilere karşı samimiyet, sevgi; samimiyet, dalkavukluk demek değildir. Yöneticilere karşı samimiyet, sevgi; samimiyet, dalkavukluk demek değildir.

Samimi olan bir baba oğluna acı da söyler. Dost acı söyler, düşman güldürür.Samimi olan bir baba oğluna acı da söyler. Dost acı söyler, düşman güldürür. İcabında tenkit edersin ama severek tenkit ettin mi karşı taraf kabul eder. İcabında tenkit edersin ama severek tenkit ettin mi karşı taraf kabul eder. Kızarak bağırarak, doğru bir sözü söyledin mi karşı taraf bir reaksiyon gösterecek Kızarak bağırarak, doğru bir sözü söyledin mi karşı taraf bir reaksiyon gösterecek bir şey bulur. Kabul etmemek için bir çare bulur. bir şey bulur. Kabul etmemek için bir çare bulur. Onun için yapmacık olmayan, maske olmayan bir sevgi ile insanlarıOnun için yapmacık olmayan, maske olmayan bir sevgi ile insanları sevmeyi ve saymayı ve güzel ahlâk müslümanın şiarı olduğundan sevmeyi ve saymayı ve güzel ahlâk müslümanın şiarı olduğundan güzel ahlâkı sergilemeyi önemli bir konu olarak konuşmacılarda söz arasında temas ettiler, işaret eylediler. güzel ahlâkı sergilemeyi önemli bir konu olarak konuşmacılarda söz arasında temas ettiler, işaret eylediler. Sağ olsunlar. Ben de vurguluyorum, üstüne basıyorum. Mutlaka güzel ahlâklı olmalıyız. Sağ olsunlar. Ben de vurguluyorum, üstüne basıyorum. Mutlaka güzel ahlâklı olmalıyız. Mutlaka iyi tesir bırakan insan olmalıyız. Güzel ahlâk nedir? Mutlaka iyi tesir bırakan insan olmalıyız.

Güzel ahlâk nedir?

Güzel ahlâk; Peygamber Efendimiz soruları teorik tariflerle anlatmazdı Güzel ahlâk; Peygamber Efendimiz soruları teorik tariflerle anlatmazdı basit misallerle herkesin anlayabileceği bir dille ifade etmeyi uygun bulurdu.basit misallerle herkesin anlayabileceği bir dille ifade etmeyi uygun bulurdu. Mesela "iyi ahlâk nedir" sorusuna üç iyi ahlâk tezahürünü söyleyerek cevap veriyor. Mesela "iyi ahlâk nedir" sorusuna üç iyi ahlâk tezahürünü söyleyerek cevap veriyor. Daha başkası da vardır ama hatırda kalsın diye sahne veriyor,Daha başkası da vardır ama hatırda kalsın diye sahne veriyor, soranın gözünün önüne bir tarif verse aklen mânevî mefhumları, soranın gözünün önüne bir tarif verse aklen mânevî mefhumları, mâna isimlerini kavramak zordur ama sahne verdiğin zaman müşahhas, elle tutulur, şekil verdiğin zamanmâna isimlerini kavramak zordur ama sahne verdiğin zaman müşahhas, elle tutulur, şekil verdiğin zaman diyor ki; Bir; seninle alakayı kesen kimseye senin gitmen, alakayı kesmemendir.diyor ki;

Bir; seninle alakayı kesen kimseye senin gitmen, alakayı kesmemendir.
Tesılü men kataakeTesılü men kataake İki; sana vermeyen, senden esirgeyen, seni mahrum bırakan insana senin eline fırsat geçtiği zaman vermendir.İki; sana vermeyen, senden esirgeyen, seni mahrum bırakan insana senin eline fırsat geçtiği zaman vermendir. Vermeyene vermendir. Gelmeyene gitmendir. Üç; ve te'fû ammen zalemeke sana zulmedeni affetmendir. Vermeyene vermendir. Gelmeyene gitmendir. Üç; ve te'fû ammen zalemeke sana zulmedeni affetmendir.

Daha başka böyle davranışlar yok mu? Var.Daha başka böyle davranışlar yok mu?

Var.
Yunus Emre diyor ki; dövene elsiz gerek, sövene dilsiz gerek, derviş gönülsüz gerek. Bu da böyle ifade etmiş.Yunus Emre diyor ki; dövene elsiz gerek, sövene dilsiz gerek, derviş gönülsüz gerek. Bu da böyle ifade etmiş. Demek ki iyi ahlâk karşılıksız bir davranış yani iyiliğe iyilikle mukabele etmek herkesin işi de iyi ahlâk;Demek ki iyi ahlâk karşılıksız bir davranış yani iyiliğe iyilikle mukabele etmek herkesin işi de iyi ahlâk; kötüye iyi davranmak, kötülüğe iyilikle mukabele etmektir. İslâm ahlâkı budur.kötüye iyi davranmak, kötülüğe iyilikle mukabele etmektir. İslâm ahlâkı budur. Tasavvufî ahlâk budur, Yunus'un ahlâkı budur. Yunus bunun için seviliyor. Yunus'un sırrı budur.Tasavvufî ahlâk budur, Yunus'un ahlâkı budur. Yunus bunun için seviliyor. Yunus'un sırrı budur. Yani sana kötülük edene, sen de kötülük edersin, kötü olursun.Yani sana kötülük edene, sen de kötülük edersin, kötü olursun. Aranız kötü olur ama kötüye iyi davrandığın zaman kapılar açılır. Aranız kötü olur ama kötüye iyi davrandığın zaman kapılar açılır.

Bir kere yaparsın, adamın politikası mı var, bir maksadı mı var,Bir kere yaparsın, adamın politikası mı var, bir maksadı mı var, bunu neden yapıyor bir daha dener, bir daha dener. bunu neden yapıyor bir daha dener, bir daha dener. "Ya bu adam samimi, bu adam kötülüğe iyilikle davranıyor, çok iyi bir adam. "Ya bu adam samimi, bu adam kötülüğe iyilikle davranıyor, çok iyi bir adam. Allah razı olsun." filan der, sonra gelir ondan özür dilemeye kalkar.Allah razı olsun." filan der, sonra gelir ondan özür dilemeye kalkar. "Affet. Ben seni yanlış anlamışım. Kusura bakma. Gıybetini ettim. Bağışla beni." der. Filan böyle olur. "Affet. Ben seni yanlış anlamışım. Kusura bakma. Gıybetini ettim. Bağışla beni." der. Filan böyle olur. Onun için bunu yapamıyorsak hiç olmazsa sussak keşke. Onun için bunu yapamıyorsak hiç olmazsa sussak keşke. Susmanın bir ibadet olduğunu bilmiyorum içinizde kaç kişi biliyor? Susmanın bir ibadet olduğunu bilmiyorum içinizde kaç kişi biliyor?

Susmak da bir ibadettir, diyor Peygamber Efendimiz. Sükût da bir ibadettir.Susmak da bir ibadettir, diyor Peygamber Efendimiz. Sükût da bir ibadettir. Susmak kolay bir şey değil. Susabilmek, konuşmamak önemli bir şey. Susmak kolay bir şey değil. Susabilmek, konuşmamak önemli bir şey. Bu sevgi ve saygı faktörünüBu sevgi ve saygı faktörünü çalışmalarımızın içinde etkili bir tarzda kullanırsak çalışmalarımız çok büyük başarılara ulaşacaktır.çalışmalarımızın içinde etkili bir tarzda kullanırsak çalışmalarımız çok büyük başarılara ulaşacaktır. Çok daha müessir olursunuz, yani öyle davrandığınız zaman çok daha büyük başarı elde edersiniz. Çok daha müessir olursunuz, yani öyle davrandığınız zaman çok daha büyük başarı elde edersiniz.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2