Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Kulun İmtihan Olması (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

10 Cemâziye'l-Evvel 1417 / 22.09.1996

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Evliyâullah müridine şeriate muhalif hareketlerde bulunmasını emreder mi, söyler mi?, Bana sıkıntı geliyor. Dilimde ağırlık | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kulun İmtihan Olması (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

10 Cemâziye'l-Evvel 1417 / 22.09.1996

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Evliyâullah müridine şeriate muhalif hareketlerde bulunmasını emreder mi, söyler mi?, Bana sıkıntı geliyor. Dilimde ağırlık | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Evliyâullah müridine şeriate muhalif hareketlerde bulunmasını emreder mi, söyler mi? Evliyâullah müridine şeriate muhalif hareketlerde bulunmasını emreder mi, söyler mi?

Hayır, şeriata muhalif şeyi söylemez. Mesela içki iç diyormuş, mürid de içiyormuş. Hayır, şeriata muhalif şeyi söylemez. Mesela içki iç diyormuş, mürid de içiyormuş. İçki içki değilmiş de zemzemmiş, bunların hepsi palavradır.İçki içki değilmiş de zemzemmiş, bunların hepsi palavradır. Mürşid-i kâmil içki iç demez, ötekisi de içkiyi içmez. Hocası içki iç derse o içkiyi içmez.Mürşid-i kâmil içki iç demez, ötekisi de içkiyi içmez. Hocası içki iç derse o içkiyi içmez. Dese bile içmez çünkü Allah'ın emrine aykırı emir buyurmaya Dese bile içmez çünkü Allah'ın emrine aykırı emir buyurmaya ne hocanın ne kocanın ne babanın hakkı vardır.ne hocanın ne kocanın ne babanın hakkı vardır. Allah'ın emrine zıt, aykırı emir etmeye hiç kimsenin hakkı, salahiyeti yoktur.Allah'ın emrine zıt, aykırı emir etmeye hiç kimsenin hakkı, salahiyeti yoktur. Mürşid-i kâmiller insana bazı şeyler söylerler mi?Mürşid-i kâmiller insana bazı şeyler söylerler mi? Söylerler ama o söyledikleri şeyler şeriata aykırı şeyler değildir;Söylerler ama o söyledikleri şeyler şeriata aykırı şeyler değildir; imtihan olarak bazı şeyleri şöyle yap böyle yap derler.imtihan olarak bazı şeyleri şöyle yap böyle yap derler. Aslında o şeriate de aykırı değildir. Aykırı şey söylemezler, haramı söylemezler. Aslında o şeriate de aykırı değildir. Aykırı şey söylemezler, haramı söylemezler.

Bana sıkıntı geliyor. Dilimde ağırlık oluyor. Gereken nedir? Bana sıkıntı geliyor. Dilimde ağırlık oluyor. Gereken nedir?

Çörek otuna devam etsin, bir de lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyü'l-azîm zikrini çeksin. Çörek otuna devam etsin, bir de lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyü'l-azîm zikrini çeksin.

Hocam falanca finans kurumunda hesap açmak doğru mu? Hocam falanca finans kurumunda hesap açmak doğru mu? Reklam olmasın diye isim veremiyoruz, bir finans ismi söylüyor. Reklam olmasın diye isim veremiyoruz, bir finans ismi söylüyor.

Finans kurumlarına hesap açtırmak, orada faiz olmadığı için doğru oluyor, yanlış olmuyor. Finans kurumlarına hesap açtırmak, orada faiz olmadığı için doğru oluyor, yanlış olmuyor. Faizli işlem yapmadıklarını bildiğiniz yerlere açabilirsiniz. Faizli işlem yapmadıklarını bildiğiniz yerlere açabilirsiniz.

İdrarın yararından bahseden kitaplar var, İdrarın yararından bahseden kitaplar var, bu kadar yararı çok olan bir şeyi Kur'an nasıl murdar sayıyor? bu kadar yararı çok olan bir şeyi Kur'an nasıl murdar sayıyor?

Bir şeyin yararlı olması pis olmasını engellemez. Gübre de bitkiye yararlıdır ama gel de ye bakalım. Bir şeyin yararlı olması pis olmasını engellemez. Gübre de bitkiye yararlıdır ama gel de ye bakalım. Allah'ın her şey yerli yerindedir, hikmeti vardır. Allah'ın her şey yerli yerindedir, hikmeti vardır. Vücuda faydalı olmayanı böbrekler süzüyor,Vücuda faydalı olmayanı böbrekler süzüyor, vücuda faydası kalmadığı için zehirleri vesaireyi süzüyor;vücuda faydası kalmadığı için zehirleri vesaireyi süzüyor; bir laboratuvar, bir fabrika gibi karaciğer çalışıyor, böbrekler süzüyor zararlıları atıyor.bir laboratuvar, bir fabrika gibi karaciğer çalışıyor, böbrekler süzüyor zararlıları atıyor. Sonra idrar, -elbisenin, kumaşın üzerine idrar döküldü- kaldığı yerdeSonra idrar, -elbisenin, kumaşın üzerine idrar döküldü- kaldığı yerde tağayyurâta uğruyor, yani bozuluyor. Daha kötü maddeler meydana geliyor. tağayyurâta uğruyor, yani bozuluyor. Daha kötü maddeler meydana geliyor.

Mesela et de helâldir.Mesela et de helâldir. Et bayatladığı, bozulduğu zaman zehirli madde oluyor, et yiyenler hasta oluyorlar.Et bayatladığı, bozulduğu zaman zehirli madde oluyor, et yiyenler hasta oluyorlar. Onun için bir şeyin haramlığının, helâlliğinin çok derin hikmetleri, çok faydaları vardır;Onun için bir şeyin haramlığının, helâlliğinin çok derin hikmetleri, çok faydaları vardır; ondan Allah haram etmiştir. Hatta size şunu hatırlatırsam sorunun sahibi de tatmin olacak.ondan Allah haram etmiştir. Hatta size şunu hatırlatırsam sorunun sahibi de tatmin olacak. Biliyorsunuz Kur'ân-ı Kerîm'de içki yasaklanmıştır ama bir âyet-i kerîmede deniliyor ki: Biliyorsunuz Kur'ân-ı Kerîm'de içki yasaklanmıştır ama bir âyet-i kerîmede deniliyor ki: "İçkinin insanlara faydası da var zararı da var. Zararı daha fazla, onun için haram kılındı.""İçkinin insanlara faydası da var zararı da var. Zararı daha fazla, onun için haram kılındı." Demek ki [içkinin] bazı faydaları olabilir.Demek ki [içkinin] bazı faydaları olabilir. Faydalı her şey helâl olacak diye bir kaide olmadığınıFaydalı her şey helâl olacak diye bir kaide olmadığını bu âyet-i kerîmeden de kardeşimiz anlayacak, tatmin olacak diye tahmin ediyorum.bu âyet-i kerîmeden de kardeşimiz anlayacak, tatmin olacak diye tahmin ediyorum. Sözleri de zaten tatmin edecek misalleri ihtiva ediyor. Sözleri de zaten tatmin edecek misalleri ihtiva ediyor.

Hocam, "Dinde aşırıya gitmeyeceksin." deniyor. Dinde aşırılık nedir? Hocam, "Dinde aşırıya gitmeyeceksin." deniyor. Dinde aşırılık nedir?

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz dinde aşırı gitmemeyi bize birçok hadîs-i şerîflerde tavsiye buyuruyor. Misal: dinde aşırı gitmemeyi bize birçok hadîs-i şerîflerde tavsiye buyuruyor. Misal:

"Mine'l-a'mâli mâ tutîkûne."Mine'l-a'mâli mâ tutîkûne. "İbadet ve taatlerden gücünün yettiği kadarını yap, o kadarı ile kendini yükümlü eyle." "İbadet ve taatlerden gücünün yettiği kadarını yap, o kadarı ile kendini yükümlü eyle."

"Fe-innâllahe lâ yemellü hattâ temellû."Fe-innâllahe lâ yemellü hattâ temellû. "Çünkü Allah senin ibadet yapmandan bıkmaz, ibadet ettikçe sever ama sen bıkarsın,"Çünkü Allah senin ibadet yapmandan bıkmaz, ibadet ettikçe sever ama sen bıkarsın, sen yapmayacak duruma gelirsin." Sen ihtiyarlarsın, seyahate çıkarsın,sen yapmayacak duruma gelirsin." Sen ihtiyarlarsın, seyahate çıkarsın, hasta olursan da yapamayacak duruma gelirsin.hasta olursan da yapamayacak duruma gelirsin. Onun için hayatın çeşitli devrelerini, hallerini düşünerek ibadeti ölçülü yapmak lazım.Onun için hayatın çeşitli devrelerini, hallerini düşünerek ibadeti ölçülü yapmak lazım. Aşırı yüklenip aşk ile şevk ile "ben çok yaparım çok yaparım, çok yaparım." diye şey yaptığı zaman,Aşırı yüklenip aşk ile şevk ile "ben çok yaparım çok yaparım, çok yaparım." diye şey yaptığı zaman, aşırısını yapamadığı zaman insanı sorumluluğa düşürür. aşırısını yapamadığı zaman insanı sorumluluğa düşürür. Onun için Peygamber Efendimiz aşırı olmamayı, itidalli, dengeli olmayı tavsiye etmiş. Neden? Onun için Peygamber Efendimiz aşırı olmamayı, itidalli, dengeli olmayı tavsiye etmiş.

Neden?

"Bir zaman gelir yapamazsa Allah'ın sevmediği bir duruma düşer." diye ondan söylemiştir. "Bir zaman gelir yapamazsa Allah'ın sevmediği bir duruma düşer." diye ondan söylemiştir. Dinde aşırı gitmemenin sebebi hikmeti budur. Onun için öyle söyleniyor, acıdığı için.Dinde aşırı gitmemenin sebebi hikmeti budur. Onun için öyle söyleniyor, acıdığı için. Allah da amellerin çokluğunu sevmiyor. Amellerin en sevaplısı, yani ibadetlerin, hayırların,Allah da amellerin çokluğunu sevmiyor. Amellerin en sevaplısı, yani ibadetlerin, hayırların, yapılan şeylerin en hayırlısı az bile olsa devamlı olanı. Allah devamlılığı, vefâlı kulu seviyor.yapılan şeylerin en hayırlısı az bile olsa devamlı olanı. Allah devamlılığı, vefâlı kulu seviyor. Bir profesörden bahsettiler, şimdi bir kurumda çalışıyormuş.Bir profesörden bahsettiler, şimdi bir kurumda çalışıyormuş. Geçen gün bir arkadaş söyledi, ben tanırım kendisini. İyi, bilgisi var.Geçen gün bir arkadaş söyledi, ben tanırım kendisini. İyi, bilgisi var. Elinde çanta gezerdi, genç yaşından beri çalışırdı. Bir ara yapmış, şimdi namaz bile kılmıyormuş. Elinde çanta gezerdi, genç yaşından beri çalışırdı. Bir ara yapmış, şimdi namaz bile kılmıyormuş. İmam hatipli bu adam ya! Namaz bile kılmıyormuş, olmadı. Allah devamlılığı seviyor.İmam hatipli bu adam ya! Namaz bile kılmıyormuş, olmadı. Allah devamlılığı seviyor. Vefâlılığı seviyor, güzel şeyleri devamlı yapmak lazım, onu seviyor.Vefâlılığı seviyor, güzel şeyleri devamlı yapmak lazım, onu seviyor. Bir yapıp bir bırakmayı sevmiyor. Bir yapıp bir bırakmayı sevmiyor.

Türkiye'de Arapça bilen az. Kabre girildiği zaman ölen kişiye Arapça mı sorulacak? Türkiye'de Arapça bilen az. Kabre girildiği zaman ölen kişiye Arapça mı sorulacak? Arapça mı cevap verilecek? Arapça mı cevap verilecek?

Kabre girince herkesin anlayacağı şekilde ona soru sorulacak. Kabre girince herkesin anlayacağı şekilde ona soru sorulacak. O da ona cevap verdiği zaman melekler anlayacak. O da ona cevap verdiği zaman melekler anlayacak.

Düğün salonuna gidilir mi? Düğün salonuna gidilir mi?

Düğün salonunun durumuna bağlı, eğer düğün salonunda açıklık, Düğün salonunun durumuna bağlı, eğer düğün salonunda açıklık, kadın erkek ihtilafı, karışıklığı varsa, içki, haram şeyler varsa,kadın erkek ihtilafı, karışıklığı varsa, içki, haram şeyler varsa, o zaman o düğüne o ziyafete gidilmez. o zaman o düğüne o ziyafete gidilmez. Ama İslâmî usullere göre yapılıyorsa o zaman gidilir, düğün salonu olsa da gidilir.Ama İslâmî usullere göre yapılıyorsa o zaman gidilir, düğün salonu olsa da gidilir. Eskiden sinema salonuymuş da salon olarak kullanılıyormuş, oraya da gidilir. Düğünün şekli önemli. Eskiden sinema salonuymuş da salon olarak kullanılıyormuş, oraya da gidilir. Düğünün şekli önemli.

Hocam, istemeyerek kalbime kötü şeyler geliyor, günah mı acaba, ne yapmam lazım? Hocam, istemeyerek kalbime kötü şeyler geliyor, günah mı acaba, ne yapmam lazım?

İnsanın kalbine kötü şeyler gelmesinden Allah günah yazmayı bizim ümmetimizden kaldırmıştır. İnsanın kalbine kötü şeyler gelmesinden Allah günah yazmayı bizim ümmetimizden kaldırmıştır. Yalnız Harem-i Şerîf, Mekke müstesna.Yalnız Harem-i Şerîf, Mekke müstesna. Orada insanın gönlüne kötü bir şey de gelse sırf kötü bir şey gelmesinden dolayı dahi günaha girer.Orada insanın gönlüne kötü bir şey de gelse sırf kötü bir şey gelmesinden dolayı dahi günaha girer. Orası müstesna. Buralarda ondan günah olmaz, yalnız bunun tehlikesi vardır,Orası müstesna. Buralarda ondan günah olmaz, yalnız bunun tehlikesi vardır, kalbine kötü şeyler gelen insan yapmaz yapmaz yapmaz, bir zaman gelir, kötü şeyi yapar.kalbine kötü şeyler gelen insan yapmaz yapmaz yapmaz, bir zaman gelir, kötü şeyi yapar. Onun için kötü şeyler gelmemesine çalışmak lazım, bunun çaresi de zikrullahtır.Onun için kötü şeyler gelmemesine çalışmak lazım, bunun çaresi de zikrullahtır. Zikre fazla çalışırsa kötü şeyler gelmez. Zikre fazla çalışırsa kötü şeyler gelmez.

Ders almak isteyenler isimlerini adreslerini vermişler. Güzel, onlara dersr tarif edeceğiz. Ders almak isteyenler isimlerini adreslerini vermişler.

Güzel, onlara dersr tarif edeceğiz.

Davullu zurnalı düğünlere gidilebilir mi? Mesela ablamın düğünü olsa… Davullu zurnalı düğünlere gidilebilir mi? Mesela ablamın düğünü olsa…

Davul zurna yasak değildir, Peygamber Efendimiz bazı şeylerde tef filan çaldırmış. Davul zurna yasak değildir, Peygamber Efendimiz bazı şeylerde tef filan çaldırmış. Doğrudan doğruya o yasak değildir. Yasak olan haram olan şeylerin yapılmasıdır.Doğrudan doğruya o yasak değildir. Yasak olan haram olan şeylerin yapılmasıdır. Kadınlar kendi aralarında olduğu zaman kendilerine göre çalabilirler, eğlenebilirler;Kadınlar kendi aralarında olduğu zaman kendilerine göre çalabilirler, eğlenebilirler; erkekler kendi aralarında içki içmeden kendilerine göre eğlenebilirler, olabilir. erkekler kendi aralarında içki içmeden kendilerine göre eğlenebilirler, olabilir.

Geçen haftaki anlatılanlardan bir sorusu var kardeşimizin. Geçen haftaki anlatılanlardan bir sorusu var kardeşimizin. Cehenneme düşen en az ahkâben kalacak. Üç hukub kalacak demiştim.Cehenneme düşen en az ahkâben kalacak. Üç hukub kalacak demiştim. Bu çok fitne fesat yapanlar için mi, yoksa her kişi için mi? Bu çok fitne fesat yapanlar için mi, yoksa her kişi için mi?

Cehenneme girecek her kişi için en az 240-250 sene kalacak, en aşağısı, azı bu. Cehenneme girecek her kişi için en az 240-250 sene kalacak, en aşağısı, azı bu. 240 sene de dünya senesi değil âhiret senesi.240 sene de dünya senesi değil âhiret senesi. Biliyorsunuz âhiretin bir günü, dünyanın bir yılı kadar uzun.Biliyorsunuz âhiretin bir günü, dünyanın bir yılı kadar uzun. O zaman bin yıl desek bir yılı 365 000 yıl oluyor.O zaman bin yıl desek bir yılı 365 000 yıl oluyor. 240-250 yılı da, 365 000'in 240-250 misli, muazzam bir rakam oluyor.240-250 yılı da, 365 000'in 240-250 misli, muazzam bir rakam oluyor. Herkes için, cehenneme bir düşen en aşağı bu kadar yanacak. Herkes için, cehenneme bir düşen en aşağı bu kadar yanacak.

Bir yerde okumuştum, bir özürsüz namaz terkinden, bir hukub kalacak, Bir yerde okumuştum, bir özürsüz namaz terkinden, bir hukub kalacak, bir vakit cünüp kalan bin sene cehennemde kalacak diye… Bunlar âhiret senesi mi? bir vakit cünüp kalan bin sene cehennemde kalacak diye… Bunlar âhiret senesi mi?

Tabi bunlar hep âhiret senesidir, yalnız bir vakit cünüp kalmaktan, yani cünüp kalmış da Tabi bunlar hep âhiret senesidir, yalnız bir vakit cünüp kalmaktan, yani cünüp kalmış da namazı kılamamış olmaktır esas, yoksa yıkanıncaya kadar insan ille cehennemlik oluyor mânasına değil. namazı kılamamış olmaktır esas, yoksa yıkanıncaya kadar insan ille cehennemlik oluyor mânasına değil.

Hz. Ali Efendimiz'in sözünü nakletmiş bir kardeş. Hz. Ali Efendimiz'in sözünü nakletmiş bir kardeş. Diyor ki, "Hakkınızın yenmesine razı olmayın. Zira hakkınızla birlikte şerefiniz de kaybolur."Diyor ki, "Hakkınızın yenmesine razı olmayın. Zira hakkınızla birlikte şerefiniz de kaybolur." Yani hakkımız elden gitmesin diye, fitne çıkmasın diye nasıl dengeyi sağlayacağız diye soruyor. Yani hakkımız elden gitmesin diye, fitne çıkmasın diye nasıl dengeyi sağlayacağız diye soruyor.

İnsanın hakkını araması normaldir. Hatta Hz. Ali Efendimiz'in işaret ettiği nokta mühimdir. İnsanın hakkını araması normaldir. Hatta Hz. Ali Efendimiz'in işaret ettiği nokta mühimdir. Hakkını çiğnettiğin zaman karşı tarafın da günah işlemesine de fırsat vermiş oluyorsun.Hakkını çiğnettiğin zaman karşı tarafın da günah işlemesine de fırsat vermiş oluyorsun. Hak aramak önemlidir ama hak aramanın usulü vardır. Usulüne uygun aramak lazım.Hak aramak önemlidir ama hak aramanın usulü vardır. Usulüne uygun aramak lazım. İnsanın fitne çıkarmadan hakkını araması tavsiye edilir ama haklar da çeşitlidir.İnsanın fitne çıkarmadan hakkını araması tavsiye edilir ama haklar da çeşitlidir. Bazı haklar bağışlanabilir, bazı haklar haydi ortalık karışmasın diye susulabilir, hakkın cinsine göre… Bazı haklar bağışlanabilir, bazı haklar haydi ortalık karışmasın diye susulabilir, hakkın cinsine göre…

Bir müridin şeyhine karşı itaat anlayışı Kur'an ve sünnet ölçüsü içinde nasıl olmalıdır? Bir müridin şeyhine karşı itaat anlayışı Kur'an ve sünnet ölçüsü içinde nasıl olmalıdır? Müridin şeyhin davranışlarını kendi aklına göre yorumlaması,Müridin şeyhin davranışlarını kendi aklına göre yorumlaması, "Hocam şu noktada hata etti." gibi sözler söylemesi, "Hocam şu noktada hata etti." gibi sözler söylemesi, kendi düşüncesini bazı âyet ve hadislerle desteklemeye çalışması doğru mudur? kendi düşüncesini bazı âyet ve hadislerle desteklemeye çalışması doğru mudur?

Burada önemli olan müridin bağlandığı şeyhin şeriat bilgisidir. Neden bağlanılıyor? Burada önemli olan müridin bağlandığı şeyhin şeriat bilgisidir. Neden bağlanılıyor? Şeriati iyi öğrensin diye. O mübarek bazı meseleleri daha iyi göreceği için onun ilmine,Şeriati iyi öğrensin diye. O mübarek bazı meseleleri daha iyi göreceği için onun ilmine, irfanına, görüşüne, sezgisine itimat etmek lazım. irfanına, görüşüne, sezgisine itimat etmek lazım. İtimat edeceği bir insana bağlanması, cahile, dini bilmeyen insana bağlanmaması lazım.İtimat edeceği bir insana bağlanması, cahile, dini bilmeyen insana bağlanmaması lazım. Yalan yanlış şeyler söyleyen, yapan bir insana bağlanırsa,Yalan yanlış şeyler söyleyen, yapan bir insana bağlanırsa, tabi şu âyete aykırı bu âyete aykırı filan diye ortaya müşkiller çıkar.tabi şu âyete aykırı bu âyete aykırı filan diye ortaya müşkiller çıkar. Ama alim, Allah'ın emirlerini yasaklarını bilen bir kimseye bağlanmışsaAma alim, Allah'ın emirlerini yasaklarını bilen bir kimseye bağlanmışsa o zaman kendisi onun hareketlerinin bazen şeylerini [hikmetlerini]o zaman kendisi onun hareketlerinin bazen şeylerini [hikmetlerini] kendisinin bilgisi az olduğundan anlayamayabilir.kendisinin bilgisi az olduğundan anlayamayabilir. Din ilimleri incedir; hayat tecrübesi lazım, basîret, ferâset lazım, herkes ona sahip değildir.Din ilimleri incedir; hayat tecrübesi lazım, basîret, ferâset lazım, herkes ona sahip değildir. O bakımdan mürşid, mürşid-i kâmil ise müridin böyle itirazları onun helakine sebep olur.O bakımdan mürşid, mürşid-i kâmil ise müridin böyle itirazları onun helakine sebep olur. Sonunda kopar gider, mahvolur gider. O hususta çok dikkatli olması lazım. Sonunda kopar gider, mahvolur gider. O hususta çok dikkatli olması lazım.

İşte görüyorsunuz sorulardan, bazen insanlar neler düşünüyor, yanlış şeyler yapabiliyor.İşte görüyorsunuz sorulardan, bazen insanlar neler düşünüyor, yanlış şeyler yapabiliyor. Âlime hürmet etmek, gelişi güzel çizmeden yukarıya çıkmamak lazım.Âlime hürmet etmek, gelişi güzel çizmeden yukarıya çıkmamak lazım. "Çizmeden yukarıya çıkmamak." diye bir şey var. "Çizmeden yukarıya çıkmamak." diye bir şey var.

Arkamızdan dövünerek ağlayanlar için bize azap edilir mi? Arkamızdan dövünerek ağlayanlar için bize azap edilir mi? Başkasının hareketinin cezasını biz çeker miyiz? Başkasının hareketinin cezasını biz çeker miyiz?

Hayır. Başkasının hareketinin cezasını sen çekmezsin ama Hayır. Başkasının hareketinin cezasını sen çekmezsin ama onun ağlamasına üzülürsün, ordan ezâ çekersin.onun ağlamasına üzülürsün, ordan ezâ çekersin. Yanlış iş yapıyor, bu benim yakınım, keşke bunu yapmasaydı, neye yanlış iş yapıyor diyeYanlış iş yapıyor, bu benim yakınım, keşke bunu yapmasaydı, neye yanlış iş yapıyor diye ona üzülürsün, yoksa başkasının günahından sen azap görmezsin. ona üzülürsün, yoksa başkasının günahından sen azap görmezsin.

Hocam ailem İslâm'ı bilmiyor. Yeni doğacak çocuğumuzun isiminin Sercihan Turgut olmasını istiyorlar. Hocam ailem İslâm'ı bilmiyor. Yeni doğacak çocuğumuzun isiminin Sercihan Turgut olmasını istiyorlar. Bu ismi koymanın mahsuru var mı? Bu ismi koymanın mahsuru var mı?

Sercihan, 'cihanın başının tacı' demek. Sercihan Farsça bir kelime. Sercihan, 'cihanın başının tacı' demek. Sercihan Farsça bir kelime. Dine aykırı bir ismi yok. Turgut da batı dillerinden gelme bir kelime, 'ejderha' demek,Dine aykırı bir ismi yok. Turgut da batı dillerinden gelme bir kelime, 'ejderha' demek, Dragot kelimesinden bozma. Biz Turgut'u ejderha manasıyla kullanmıyoruz da,Dragot kelimesinden bozma. Biz Turgut'u ejderha manasıyla kullanmıyoruz da, mübarek mücahitlerden Turgut Reis varmış diye kullanıyoruz ama manası pek şey [uygun] değil.mübarek mücahitlerden Turgut Reis varmış diye kullanıyoruz ama manası pek şey [uygun] değil. Ejderha yılanın büyüğü manasına filan geliyor.Ejderha yılanın büyüğü manasına filan geliyor. Onu koyacağına daha güzel bir isim koyması uygun olur. Onu koyacağına daha güzel bir isim koyması uygun olur.

Birisinden duymuştum, Peygamber Efendimiz buyurmuş: Birisinden duymuştum, Peygamber Efendimiz buyurmuş: Ümmetimin hafızlarının çoğu cehennemdedir." Böyle bir hadîs-i şerîf var mı? Ümmetimin hafızlarının çoğu cehennemdedir." Böyle bir hadîs-i şerîf var mı?

Ben böyle bir hadîs-i şerîf duymadım ama bazı kurrâ, Ben böyle bir hadîs-i şerîf duymadım ama bazı kurrâ, -Kur'an'ı çok okuyan, hafız olan, din bilgini olan anlamına gelir.--Kur'an'ı çok okuyan, hafız olan, din bilgini olan anlamına gelir.- bazı alimlerin hareketleri dine aykırı olur ondan dolayı cehennemlik olurlar diye hadîs-i şerîfler var.bazı alimlerin hareketleri dine aykırı olur ondan dolayı cehennemlik olurlar diye hadîs-i şerîfler var. Mesela, dinini satarak dünyalık elde etmeye çalışır, vesaire.Mesela, dinini satarak dünyalık elde etmeye çalışır, vesaire. Veyahut hükümdara şakşakçılık, dalkavukluk, destekçilik yapar oradan günaha girer.Veyahut hükümdara şakşakçılık, dalkavukluk, destekçilik yapar oradan günaha girer. Bu gibi sebeplerden bazı hafizların, alimlerin ceza göreceğini bildiren hadîs-i şerîfler var. Bu gibi sebeplerden bazı hafizların, alimlerin ceza göreceğini bildiren hadîs-i şerîfler var.

Sorumlu olduğum ticarethaneden mal sahiplerinin yakınları fitne çıkarıp Sorumlu olduğum ticarethaneden mal sahiplerinin yakınları fitne çıkarıp bir yakınımı suçlayarak işten çıkmasına sebep oldular.bir yakınımı suçlayarak işten çıkmasına sebep oldular. Böyle bir fitneyi yetkili olarak engelleyemediğimiz zaman ilerde çıkabilecek daha büyükBöyle bir fitneyi yetkili olarak engelleyemediğimiz zaman ilerde çıkabilecek daha büyük fitneleri engellemek ve başka iş imkanları çıkarsafitneleri engellemek ve başka iş imkanları çıkarsa ilk işyerimizden ayrılmalı mıyız yoksa sabır mı etmeliyiz?ilk işyerimizden ayrılmalı mıyız yoksa sabır mı etmeliyiz? İşyerimizde yanlış anlaşılmadan dolayı bir arkadaşımızİşyerimizde yanlış anlaşılmadan dolayı bir arkadaşımız mazlum durumuna düştü ben de engelleyemedim. mazlum durumuna düştü ben de engelleyemedim.

Yanlışlık, zulüm, haksızlık nerede yapılıyorsa müslümanın yanlışa karşı çıkması gerekir. Yanlışlık, zulüm, haksızlık nerede yapılıyorsa müslümanın yanlışa karşı çıkması gerekir. Hakkı tutması, haklıyı tutması lazım; haksızlığı nerede ne zaman olursa olsun Hakkı tutması, haklıyı tutması lazım; haksızlığı nerede ne zaman olursa olsun söylemesi, engellemeye çalışması lazım. Bu dinî bir vazifedir.söylemesi, engellemeye çalışması lazım. Bu dinî bir vazifedir. Bunun için kınayanın kınamasından korkmamak gerekiyor. Bunun için kınayanın kınamasından korkmamak gerekiyor.

Peygamber Efendimiz Zilhicce ayında ilk on gün orucu övmüş fakat Peygamber Efendimiz Zilhicce ayında ilk on gün orucu övmüş fakat onuncu günü kurban bayramının birinci gününe isabet ediyor. Bunu nasıl ayarlamalıyız? onuncu günü kurban bayramının birinci gününe isabet ediyor. Bunu nasıl ayarlamalıyız?

Araplar bir ayı öncesi, ortası, sonu diye üçe bölerler. Araplar bir ayı öncesi, ortası, sonu diye üçe bölerler. Zilhicce'nin aşr-i evvelinde oruç tutmak çok sevaplıdır demek, ilk onluk ilk bölüm demek.Zilhicce'nin aşr-i evvelinde oruç tutmak çok sevaplıdır demek, ilk onluk ilk bölüm demek. Ayı üçe ayırırlar, 10, 20, 30 gibi yani.Ayı üçe ayırırlar, 10, 20, 30 gibi yani. Burada bu taksimden anlaşıldığı üzere onuncu gününe kadar ki kısmı demek oluyor.Burada bu taksimden anlaşıldığı üzere onuncu gününe kadar ki kısmı demek oluyor. Kurban bayramında oruç tutmak haramdır, oruç tutulmaz. Kurban bayramında oruç tutmak haramdır, oruç tutulmaz.

Çok ezik bir anneyim. Bir evin içinde on senedir tek oğlumla dargın oturuyorum. Çok ezik bir anneyim. Bir evin içinde on senedir tek oğlumla dargın oturuyorum. Oğlumun iki çocuğu bir hanımı var. Ona çalışmak çok zor geliyor.Oğlumun iki çocuğu bir hanımı var. Ona çalışmak çok zor geliyor. İşi yok, beş nüfus bir benim maaşımla geçinmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda dulum.İşi yok, beş nüfus bir benim maaşımla geçinmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda dulum. Ben ne çekiyorsam gelinim ve torunlarım da onu çekiyor. Dünya ve ahiret sigortamız yok.Ben ne çekiyorsam gelinim ve torunlarım da onu çekiyor. Dünya ve ahiret sigortamız yok. Benim oturduğum sofraya oturmuyor, evine hiç bakmıyor, bir çivi dahi çakmak ölüm geliyor.Benim oturduğum sofraya oturmuyor, evine hiç bakmıyor, bir çivi dahi çakmak ölüm geliyor. Dua bekliyorum. Dua bekliyorum.

Allah ıslah etsin. Anasına bakmayan, karısına, çoluğuna çocuğuna bakmayan bir insan. Allah ıslah etsin. Anasına bakmayan, karısına, çoluğuna çocuğuna bakmayan bir insan. Bu anasının derdi bitsin diye Allah ıslah etsin.Bu anasının derdi bitsin diye Allah ıslah etsin. Bu tembel herife çalışmayı, hayırlı iş yapmayı öğretsin. Bu tembel herife çalışmayı, hayırlı iş yapmayı öğretsin. Allah yardımcısı olsun veya başka hayırlı kazanç kapıları ihsan etsin bu çilekeş hatuncağıza. Allah yardımcısı olsun veya başka hayırlı kazanç kapıları ihsan etsin bu çilekeş hatuncağıza.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2