Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Merhametli Olun! (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

8 Şevvâl 1414 / 20.03.1994

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Kibirliye karşı kibirlenmek sadaka mıdır? Ölçüsü ne olmalıdır?, Beşik kertmesi olayının dinimizdeki yeri nedir?, Zemzem niye ayakta | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Merhametli Olun! (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

8 Şevvâl 1414 / 20.03.1994

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Kibirliye karşı kibirlenmek sadaka mıdır? Ölçüsü ne olmalıdır?, Beşik kertmesi olayının dinimizdeki yeri nedir?, Zemzem niye ayakta | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Kibirliye karşı kibirlenmek sadaka mıdır? Ölçüsü ne olmalıdır? Kibirliye karşı kibirlenmek sadaka mıdır? Ölçüsü ne olmalıdır?

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem böyle buyurmuş.Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem böyle buyurmuş. Tekebbür edene "Onun tekebbürü kırılsın." diyeTekebbür edene "Onun tekebbürü kırılsın." diye hürmet etmemek inadına böyle davranmak uygun olur.hürmet etmemek inadına böyle davranmak uygun olur. Tabi ölçüsü de ötekisi yola gelinceye kadardır.Tabi ölçüsü de ötekisi yola gelinceye kadardır. İşin tadını kaçıracak kadar değildir. Haddini bilmesi içindir. İşin tadını kaçıracak kadar değildir. Haddini bilmesi içindir.

Hanefî mezhebinde karides türü şeylerinHanefî mezhebinde karides türü şeylerin yani balık olmayan deniz mahluklarının yenmesinin hükmü nedir? yani balık olmayan deniz mahluklarının yenmesinin hükmü nedir?

Kerahat-i tahrimiye ile mekruhtur. Kerahat-i tahrimiye ile mekruhtur.

Beşik kertmesi olayının dinimizdeki yeri nedir? Beşik kertmesi olayının dinimizdeki yeri nedir?

Öyle bir şey yoktur. Beşikten iki çocuğu birbiriyle eş olarak düşünmek,Öyle bir şey yoktur. Beşikten iki çocuğu birbiriyle eş olarak düşünmek, evlenmeleri için onları bağlamaz çünkü evlilik kişilerin rızasına bağlıdır,evlenmeleri için onları bağlamaz çünkü evlilik kişilerin rızasına bağlıdır, anne babalarının beşik kertmesiyle ölçmesiyle olan bir şey değildir.anne babalarının beşik kertmesiyle ölçmesiyle olan bir şey değildir. Yanlıştır, doğru değildir. O belki fasık olacak, ona verilmez.Yanlıştır, doğru değildir. O belki fasık olacak, ona verilmez. Ötekisi kötü olacaksa verilmez. Aslı esası olmayan bir şey. Ötekisi kötü olacaksa verilmez. Aslı esası olmayan bir şey.

Zemzem niye ayakta içilir? Zemzem niye ayakta içilir?

Çünkü yeryüzünün en hayırlı suyudur, Efendimiz ayakta içmiştir; o bakımdan ayakta içilir. Çünkü yeryüzünün en hayırlı suyudur, Efendimiz ayakta içmiştir; o bakımdan ayakta içilir.

Cemaatle namazlarda farz namazlardaki kıraatin sesli veya sessiz okunması neye göredir?Cemaatle namazlarda farz namazlardaki kıraatin sesli veya sessiz okunması neye göredir? Öğle ve ikindi namazlarının sessiz okunması; Efendimiz'in de öyle yapmasından dolayıdır. Öğle ve ikindi namazlarının sessiz okunması; Efendimiz'in de öyle yapmasından dolayıdır. Hikmet olarak da tabi "Gece namazları mahrem yerde yapılıyorHikmet olarak da tabi "Gece namazları mahrem yerde yapılıyor ama gündüz namazları herkesin gördüğü yerde oluyor." diye öyle başlamış. ama gündüz namazları herkesin gördüğü yerde oluyor." diye öyle başlamış.

Derslerde gevşeklik neden kaynaklanır? Derslerde gevşeklik neden kaynaklanır?

Derslerde gevşeklik tasavvufta ilk şey olan gıdaların helalliğindeki eksiklikten dolayıdır, Derslerde gevşeklik tasavvufta ilk şey olan gıdaların helalliğindeki eksiklikten dolayıdır, abdestin eksikliğinden dolayıdır. Gıdanın helal olmasına çok dikkat etmeliyiz. abdestin eksikliğinden dolayıdır. Gıdanın helal olmasına çok dikkat etmeliyiz.

Gusül abdestinde tırnakların kenarlarının, uçlarının, iç kısımlarının temizlenmesi çok zor oluyor. Gusül abdestinde tırnakların kenarlarının, uçlarının, iç kısımlarının temizlenmesi çok zor oluyor.

Onun mahzuru yoktur. Yıkandığı, temizlendiği kadar temizlenir.Onun mahzuru yoktur. Yıkandığı, temizlendiği kadar temizlenir. Kirlerinin kalması temizlenmeye mâni olmaz. Kirlerinin kalması temizlenmeye mâni olmaz.

Bugünkü şartlarda devlet yönetiminde görev alınabilir mi? Bugünkü şartlarda devlet yönetiminde görev alınabilir mi?

"Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.""Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir." diye yahudiler hakkında indirilmiş âyet-i kerîme var.diye yahudiler hakkında indirilmiş âyet-i kerîme var. Hıristiyanlar hakkında indirilmiş âyet-i kerîmeler var. Allah'ın ahkâmıyla hükmetmek lazım gelir.Hıristiyanlar hakkında indirilmiş âyet-i kerîmeler var. Allah'ın ahkâmıyla hükmetmek lazım gelir. Tabi bu, sorumlu insanlaradır. "Hiç memuriyet yapılmasın." mânasına değildir.Tabi bu, sorumlu insanlaradır. "Hiç memuriyet yapılmasın." mânasına değildir. Yönetimde yer alan müslüman kardeşlerimiz bunların içine girmezler.Yönetimde yer alan müslüman kardeşlerimiz bunların içine girmezler. Onlar esas niyetleri itibariyle Allah'ın dinine uymak istiyorlar. Onlar esas niyetleri itibariyle Allah'ın dinine uymak istiyorlar. Mevcut şartlar altında mümkün olduğu kadar hizmet etmeye çalışıyorlar. Mevcut şartlar altında mümkün olduğu kadar hizmet etmeye çalışıyorlar.

Ticarette kâr haddi var mı? Ticarette kâr haddi var mı?

Yoktur. O, ortamın durumuna göredir. Piyasadaki şartlara göre olabilir. Yoktur. O, ortamın durumuna göredir. Piyasadaki şartlara göre olabilir.

Vadeli satışlarda malzemeyi satarken müşteriye söylenecek yerlere sadece malzemenin cinsini,Vadeli satışlarda malzemeyi satarken müşteriye söylenecek yerlere sadece malzemenin cinsini, miktarını yazıyorum. Fiyatı ödeyeceği günkü bedeli neyse o bedelden alıyorum, uygun mu? miktarını yazıyorum. Fiyatı ödeyeceği günkü bedeli neyse o bedelden alıyorum, uygun mu?

Tabi borcun, alacağın alışverişte belli olması bakımından uygun değil.Tabi borcun, alacağın alışverişte belli olması bakımından uygun değil. Ama enflasyona karşı tedbir almak bakımından böyle bir şey lazım, uygun.Ama enflasyona karşı tedbir almak bakımından böyle bir şey lazım, uygun. Borç-alacak hesabı belli olmadan borçlu olunmaz.Borç-alacak hesabı belli olmadan borçlu olunmaz. O zaman aldığı malzemeyi aynı miktarda geri getirmesi lazım gelir.O zaman aldığı malzemeyi aynı miktarda geri getirmesi lazım gelir. Orada biraz şüphe var ama tabi enflasyona karşı bir çare olarak bunu düşünmüş. Orada biraz şüphe var ama tabi enflasyona karşı bir çare olarak bunu düşünmüş.

Cihat-zikir ayrılmazlığı hususunu biraz açıklar mısınız? Cihat-zikir ayrılmazlığı hususunu biraz açıklar mısınız?

"Cihat-zikir ayrılmazlığı" diye bir şey yok. "Cihat-zikir ayrılmazlığı" diye bir şey yok. Cihat olmadığı zaman da zikir vardır, cihadın içinde de zikir vardır.Cihat olmadığı zaman da zikir vardır, cihadın içinde de zikir vardır. Ama ya cihat ya zikir gibiAma ya cihat ya zikir gibi ya tasavvuf ya politik çalışma gibi bir ayırım düşünüyorsa öyle bir şey yoktur.ya tasavvuf ya politik çalışma gibi bir ayırım düşünüyorsa öyle bir şey yoktur. Allahu Teâlâ hazretlerinin emirleri bir bütündür. Yeri gelince hepsi yapılır.Allahu Teâlâ hazretlerinin emirleri bir bütündür. Yeri gelince hepsi yapılır. Ramazan geldiği zaman Ramazan orucu tutulur. Sefer olduğu zaman cihada gidilir.Ramazan geldiği zaman Ramazan orucu tutulur. Sefer olduğu zaman cihada gidilir. Sair zaman ibadetler yapılır. Seferde de ibadetler yapılır.Sair zaman ibadetler yapılır. Seferde de ibadetler yapılır. Savaşırken de "Allah Allah" diye zikredilir. Savaşırken de "Allah Allah" diye zikredilir. Ama savaşılmadığı zamanda da gece gündüz Allahu Teâlâ hazretlerini zikretmek vardır.Ama savaşılmadığı zamanda da gece gündüz Allahu Teâlâ hazretlerini zikretmek vardır. Birisi ötekisinin zıttı veya alternatifi gibi bir şey değildir. Birisi ötekisinin zıttı veya alternatifi gibi bir şey değildir.

Kendisine cin musallat olan kimse papaza gidebilir mi? Eğer Hıristiyan cin ise nasıl çıkar? Kendisine cin musallat olan kimse papaza gidebilir mi? Eğer Hıristiyan cin ise nasıl çıkar?

Papaza gidilmez. Çünkü papaz yanlış bir dinin mümessilidir. Papaza gidilmez. Çünkü papaz yanlış bir dinin mümessilidir. Allah'ın sevmediği bir yoldadır, Allah'ın razı olmadığı dine bağlıdır; oraya gidilmez.Allah'ın sevmediği bir yoldadır, Allah'ın razı olmadığı dine bağlıdır; oraya gidilmez. Cinin kâfiri olur, mü'min olanı olur ama "Kâfir oldu." diye kâfire gidilmez.Cinin kâfiri olur, mü'min olanı olur ama "Kâfir oldu." diye kâfire gidilmez. "Cin kâfir" diye cinliye gidilmez."Cin kâfir" diye cinliye gidilmez. Yine Kur'ân-ı Kerîm'de geçen dualarla, İslâmî yollarla tedbirler alınır.Yine Kur'ân-ı Kerîm'de geçen dualarla, İslâmî yollarla tedbirler alınır. Öbür tarafa giderse vebal altında kalır. Öbür tarafa giderse vebal altında kalır.

Ben bol, uzun bir pardösü giyerek örtünmekteyim.Ben bol, uzun bir pardösü giyerek örtünmekteyim. Ama etrafımdaki kişiler mutlaka çarşaf giyerek örtünmem gerektiğini söylüyorlar. Ama etrafımdaki kişiler mutlaka çarşaf giyerek örtünmem gerektiğini söylüyorlar.

Böyle bir mecburiyet yok. Bolca ve uzun bir kıyafet olduktan sonra o da çarşaf gibidir.Böyle bir mecburiyet yok. Bolca ve uzun bir kıyafet olduktan sonra o da çarşaf gibidir. Tesettürü sağladığı için uygundur. Şu anda çok güzel İslâmî kıyafetler var.Tesettürü sağladığı için uygundur. Şu anda çok güzel İslâmî kıyafetler var. Çarşaftan daha güzel. Çünkü çarşafı ya ağzıyla tutuyor, ya eliyle tutuyor; bazı eksiklikleri var. Çarşaftan daha güzel. Çünkü çarşafı ya ağzıyla tutuyor, ya eliyle tutuyor; bazı eksiklikleri var. Ama bu kıyafetlerin düğmesi var, iliği var, güzel kapatıyor.Ama bu kıyafetlerin düğmesi var, iliği var, güzel kapatıyor. Örtüler boynu başı vesaireyi güzel örtüyor; daha gelişmiş şekli.Örtüler boynu başı vesaireyi güzel örtüyor; daha gelişmiş şekli. O bakımdan böyle bir mecburiyet yoktur.O bakımdan böyle bir mecburiyet yoktur. Örtündükten sonra hangisi en güzel örtüyorsa o kıymetlidir. En güzel olan odur. Örtündükten sonra hangisi en güzel örtüyorsa o kıymetlidir. En güzel olan odur.

İslâm'da reenkarnasyon var mıdır? İslâm'da reenkarnasyon var mıdır?

Yoktur. Reenkarnasyon Hintliler'in batıl bir inancıdır. Saçmadır da.Yoktur. Reenkarnasyon Hintliler'in batıl bir inancıdır. Saçmadır da. Hem de kâfirâne bir inançtır. İslâm'da böyle bir şey yoktur.Hem de kâfirâne bir inançtır. İslâm'da böyle bir şey yoktur. İslâm'da her müslümanın kendisinin bir ruhu vardır. O ruhu ile dünyada yaşar.İslâm'da her müslümanın kendisinin bir ruhu vardır. O ruhu ile dünyada yaşar. İmtihanı bittikten sonra âhirete göçer ve ona göre ceza veya mükâfat alır.İmtihanı bittikten sonra âhirete göçer ve ona göre ceza veya mükâfat alır. Tekrar tekrar dönüp dönüp dünyaya başka şekillerle gelmek başka kılıklarla gelmek gibiTekrar tekrar dönüp dönüp dünyaya başka şekillerle gelmek başka kılıklarla gelmek gibi inanç iptidâî Hint inancıdır, putperest inancıdır; böyle bir şey yoktur! inanç iptidâî Hint inancıdır, putperest inancıdır; böyle bir şey yoktur!

Bir kız Alevî olduğunu söylüyor ama "Ben Allah'a, Peygamber'e inanıyorum." diyor.Bir kız Alevî olduğunu söylüyor ama "Ben Allah'a, Peygamber'e inanıyorum." diyor. Bunun durumu nedir? Bunun durumu nedir?

"Allah'a inanıyorum, Peygamber'e inanıyorum." demek icmâlî imandır."Allah'a inanıyorum, Peygamber'e inanıyorum." demek icmâlî imandır. Yani Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh diyor.Yani Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh diyor. Mücmelen yani özet olarak, kısaca, kestirmeden "Ben mü'minim." demiş oluyor. Mücmelen yani özet olarak, kısaca, kestirmeden "Ben mü'minim." demiş oluyor.

"Ben Allah'a inanıyorum:" "Ben Allah'a inanıyorum:"

Eşhedü en la ilâhe illallah. "Şehadet ederim ki Allah birdir." Eşhedü en la ilâhe illallah. "Şehadet ederim ki Allah birdir." Ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh. Ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh. "Muhammed de onun elçisidir, gönderdiği peygamberidir, kuludur." demiş oluyor. "Muhammed de onun elçisidir, gönderdiği peygamberidir, kuludur." demiş oluyor.

Tamam ama bu icmâlî iman mü'min olmak için yeter fakatTamam ama bu icmâlî iman mü'min olmak için yeter fakat bunun sonucu Kur'ân-ı Kerîm'in ahkâmına, Peygamber Efendimiz'in sünnetine uymaktır.bunun sonucu Kur'ân-ı Kerîm'in ahkâmına, Peygamber Efendimiz'in sünnetine uymaktır. Ona uymadığı zaman bu iş tahakkuk etmemiş oluyor.Ona uymadığı zaman bu iş tahakkuk etmemiş oluyor. Şöyle bir fıkıh kitabını okuduğu zaman her şeyiyle kabul edipŞöyle bir fıkıh kitabını okuduğu zaman her şeyiyle kabul edip hayatını ona uydurması lazım geliyor; öyle olmazsa olmaz! hayatını ona uydurması lazım geliyor; öyle olmazsa olmaz!

Allah, mekandan münezzeh olduğu halde;Allah, mekandan münezzeh olduğu halde; "Sen yerdekine merhamet et ki gökteki de sana merhamet etsin." demek uygun mudur? "Sen yerdekine merhamet et ki gökteki de sana merhamet etsin." demek uygun mudur?

Tabi gökte Allah'ın melekleri var; vazifeli olan çeşitli mahlukatı var.Tabi gökte Allah'ın melekleri var; vazifeli olan çeşitli mahlukatı var. O mâna "Allahu Teala hazretlerine mekan izafe etmek" değil. O mâna "Allahu Teala hazretlerine mekan izafe etmek" değil.

Allah hepinizden razı olsun. Allah hepinizden razı olsun.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2