Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Âhir 1446
24 December 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Mescidler İlim Öğrenme Yeri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

29 Şa'bân 1418 / 29.12.1997
Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.
Ameller Niyetlere Göredir, Ashab-ı Suffe’nin Yeri, Puta Tapanların Hali, Peygamber Efendimizin Kabri, İlmi Küçükken Öğrenmek, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Mescidler İlim Öğrenme Yeri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

29 Şa'bân 1418 / 29.12.1997
Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.
Ameller Niyetlere Göredir, Ashab-ı Suffe’nin Yeri, Puta Tapanların Hali, Peygamber Efendimizin Kabri, İlmi Küçükken Öğrenmek, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Allahu Teâlâ hazretleri müslümanlara çok büyük mükâfatlar veriyor.Allahu Teâlâ hazretleri müslümanlara çok büyük mükâfatlar veriyor. Durduğu yerden sevap kazandırıyor.Durduğu yerden sevap kazandırıyor. Camide bir insan gelip oturursa, namazı beklese namazı beklediği müddetçe namazda sayılıyor.Camide bir insan gelip oturursa, namazı beklese namazı beklediği müddetçe namazda sayılıyor. Halbuki namaz kılmıyor; bekliyor, beklediği müddetçe namazda sayılıyor. Halbuki namaz kılmıyor; bekliyor, beklediği müddetçe namazda sayılıyor.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Tebük seferine çıkmış.Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Tebük seferine çıkmış. Bazıları gitmek istemiş ama hasta olduğundan, meşru mazereti olduğundan gidememiş. Bazıları gitmek istemiş ama hasta olduğundan, meşru mazereti olduğundan gidememiş.

"Medine'de öyle insanlar var ki siz hangi vadiyi geçseniz, hangi tepeyi aşsanız"Medine'de öyle insanlar var ki siz hangi vadiyi geçseniz, hangi tepeyi aşsanız ne kadar sevap alıyorsanız onlar da o kadar sevap alıyorlar.ne kadar sevap alıyorsanız onlar da o kadar sevap alıyorlar. Onları Medine'ye mazeretleri hapsetmişti, mazeretleri olmasaydı hapsolmayacaklardı, geleceklerdi." diyor. Onları Medine'ye mazeretleri hapsetmişti, mazeretleri olmasaydı hapsolmayacaklardı, geleceklerdi." diyor.

Hz. Ali Efendimiz'i Medine'ye vekil bırakmıştı. Hz. Ali Efendimiz gelmiş, sızlanmış. Hz. Ali Efendimiz'i Medine'ye vekil bırakmıştı. Hz. Ali Efendimiz gelmiş, sızlanmış. Halbuki harbe gidiliyor, sızlanmış demiş ki: Halbuki harbe gidiliyor, sızlanmış demiş ki:

"Yâ Resûlallah beni kadınlarla çocuklarla geride mi bırakıyorsun?" "Yâ Resûlallah beni kadınlarla çocuklarla geride mi bırakıyorsun?"

Peygamber Efendimiz de demiş ki: "Sen Musa aleyhisselam'ın yanındaPeygamber Efendimiz de demiş ki:

"Sen Musa aleyhisselam'ın yanında
Harun aleyhisselam neyse benim yanımda o durumda olmayı istemez misin?" Harun aleyhisselam neyse benim yanımda o durumda olmayı istemez misin?"

Musa aleyhisselam Tur Dağı'na giderken Harun aleyhisselam'ı arkada, kavmin başında bıraktı.Musa aleyhisselam Tur Dağı'na giderken Harun aleyhisselam'ı arkada, kavmin başında bıraktı. "Şu kadar var ki benden sonra peygamber yok." buyurmuş. "Şu kadar var ki benden sonra peygamber yok." buyurmuş.

Harun aleyhisselam da peygamberdi, Musa aleyhisselam da peygamberdi. Harun aleyhisselam da peygamberdi, Musa aleyhisselam da peygamberdi. Firavun'a gittikleri zaman vazifeyi beraber yürüttüler. Firavun'a gittikleri zaman vazifeyi beraber yürüttüler.

"Şu kadar var ki benden sonra peygamber yok. Sen peygamber değilsin, peygamber sıfatlı değilsin ama"Şu kadar var ki benden sonra peygamber yok. Sen peygamber değilsin, peygamber sıfatlı değilsin ama Harun aleyhisselam'ın geride kaldığı gibi öyle vazifeli olarak geride kalmayı Harun aleyhisselam'ın geride kaldığı gibi öyle vazifeli olarak geride kalmayı istemez misin, razı olmaz mısın?" dedi. O da kaldı. Halbuki gitmek istiyordu.istemez misin, razı olmaz mısın?" dedi.

O da kaldı. Halbuki gitmek istiyordu.
Halbuki hava çok sıcaktı, münafıklar; "Sıcakta yola çıkılır mı? Çıkmayın!" diyorlardı. Halbuki hava çok sıcaktı, münafıklar; "Sıcakta yola çıkılır mı? Çıkmayın!" diyorlardı.

Zihniyet, niyet güzel olunca Allah onu yapmış gibi sevap veriyor.Zihniyet, niyet güzel olunca Allah onu yapmış gibi sevap veriyor. İnsan, iyi bir şeyi yapmaya niyet eder, o niyet ettiği şeyi bir sebepten, İnsan, iyi bir şeyi yapmaya niyet eder, o niyet ettiği şeyi bir sebepten, mazeretten dolayı yapamazsa Allah niyetinden dolayı yapmış gibi sevap veriyor. mazeretten dolayı yapamazsa Allah niyetinden dolayı yapmış gibi sevap veriyor.

Bir hasene, bir iyilik, bir sevaplı işi yapmaya niyet etse, sonra da yapamasa Bir hasene, bir iyilik, bir sevaplı işi yapmaya niyet etse, sonra da yapamasa yapmış gibi sevap veriyor. Yaparsa on misli, yetmiş misli, yedi yüz misliyapmış gibi sevap veriyor. Yaparsa on misli, yetmiş misli, yedi yüz misli daha fazla, daha fazla sevap veriyor ama yapamazsa bile sevap veriyor,daha fazla, daha fazla sevap veriyor ama yapamazsa bile sevap veriyor, yapmış gibi sevap veriyor. Hastalanıyor adam veya hanım. yapmış gibi sevap veriyor.

Hastalanıyor adam veya hanım.

"Meleklerim bu kulumun bütün ibadetlerini, sağlığında yaptığı bütün ibadetleri yapmış gibi yazın, "Meleklerim bu kulumun bütün ibadetlerini, sağlığında yaptığı bütün ibadetleri yapmış gibi yazın, şimdi yine yapıyormuş gibi defterine sevapları yazın." diyor Allahu Teâlâ hazretleri. şimdi yine yapıyormuş gibi defterine sevapları yazın." diyor Allahu Teâlâ hazretleri.

Hasta olmasaydı yapacaktı, sağlığında yapıyordu, şimdi hastalandı yatakta cayır cayır yanıyor, Hasta olmasaydı yapacaktı, sağlığında yapıyordu, şimdi hastalandı yatakta cayır cayır yanıyor, ahlıyor, vahlıyor; sevapları yazın. Hastanın uykusu ibadet, iniltisi tesbih.ahlıyor, vahlıyor; sevapları yazın.

Hastanın uykusu ibadet, iniltisi tesbih.
"Ah, ıh" yaptıkça O da;"Ah, ıh" yaptıkça O da; Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahu Ekber, Lâ ilâhe illallâh demiş gibi sevap yazıyor. Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahu Ekber, Lâ ilâhe illallâh demiş gibi sevap yazıyor.

Lütfu çok! Hacca giderken veya haccı bitirmiş evine dönerken emr-i hak vâki olsa,Lütfu çok!

Hacca giderken veya haccı bitirmiş evine dönerken emr-i hak vâki olsa,
ölse kıyamete kadar bütün hac vazifelerini yapmaya katılmış gibi sevap alıyor. Hac yolunda... ölse kıyamete kadar bütün hac vazifelerini yapmaya katılmış gibi sevap alıyor. Hac yolunda...

Onun için dua ederken deniliyor ki;Onun için dua ederken deniliyor ki; "Yâ Rabbi! Beni hac yolunda veya cihad yolunda veya ilim yolunda canımı al." "Yâ Rabbi! Beni hac yolunda veya cihad yolunda veya ilim yolunda canımı al."

Hoşuma gidiyor; ihtiyarın birisi gelmiş caminin hocasına; "Bana elif be'yi, tecvidi öğret" demiş.Hoşuma gidiyor; ihtiyarın birisi gelmiş caminin hocasına;

"Bana elif be'yi, tecvidi öğret" demiş.
Yanındaki samimi arkadaşı da takılmış: Yanındaki samimi arkadaşı da takılmış:

"Ya! Sen bundan sonra tecvidi öğreneceksin de ne olacak? Zaten bir ayağın çukurda."Ya! Sen bundan sonra tecvidi öğreneceksin de ne olacak? Zaten bir ayağın çukurda. Sen öğreneceksin de ne olacak? Ha öğrenmişsin ha öğrenmemişsin, işin bitmiş." demiş. Sen öğreneceksin de ne olacak? Ha öğrenmişsin ha öğrenmemişsin, işin bitmiş." demiş.

"Biliyorum işimin bittiğini, işimin bittiği için söylüyorum zaten. "Biliyorum işimin bittiğini, işimin bittiği için söylüyorum zaten. Rabbim beni ilim yolundayken canımı alsın diye [böyle yapıyorum].Rabbim beni ilim yolundayken canımı alsın diye [böyle yapıyorum]. Ruhumu teslim etme zamanı, vefatım yakın biliyorum. Ruhumu teslim etme zamanı, vefatım yakın biliyorum. Camiye gelirken giderken tecvid öğreneceğim, elif'ti be'ydi, cim'di, dal' dı derken Camiye gelirken giderken tecvid öğreneceğim, elif'ti be'ydi, cim'di, dal' dı derken o arada Allah canımı alsın da ilim yolunda ruhumu teslim etmiş olayım diye söylüyorum." demiş. o arada Allah canımı alsın da ilim yolunda ruhumu teslim etmiş olayım diye söylüyorum." demiş.

Ne kadar güzel, ne güzel bir duygu, ne kadar temiz bir duygu! Ne kadar güzel, ne güzel bir duygu, ne kadar temiz bir duygu!

Rabbimizin lütfu ne kadar çok; kul da ne kadar akıllı, o da işini biliyor. Rabbimizin lütfu ne kadar çok; kul da ne kadar akıllı, o da işini biliyor. "İlim yolunda iken Allah canımı alsın." diye… Onun için camileri dershane yapmamız lazım."İlim yolunda iken Allah canımı alsın." diye…

Onun için camileri dershane yapmamız lazım.
Namaz vaktinde namaz kılma yeri; tamam. Sonra ilim yeri… Namaz vaktinde namaz kılma yeri; tamam. Sonra ilim yeri…

Peygamber Efendimiz'in mescidi de aynen öyleydi; medrese idi. Yatılı öğrencileri vardı.Peygamber Efendimiz'in mescidi de aynen öyleydi; medrese idi. Yatılı öğrencileri vardı. Yatılı öğrencilere ashâb-ı suffe [denilirdi.]Yatılı öğrencilere ashâb-ı suffe [denilirdi.] Kabilesinden kalkmış gelmiş garibanlar, mescidin kenarında yatıyorlar. Bir sundurma, gölgelik kısım var.Kabilesinden kalkmış gelmiş garibanlar, mescidin kenarında yatıyorlar. Bir sundurma, gölgelik kısım var. Suffe denilen kısım Peygamber Efendimiz'in türbesinin... Türbesi de ne idi? Evi idi. Suffe denilen kısım Peygamber Efendimiz'in türbesinin...

Türbesi de ne idi?

Evi idi.
Evinin gerisinde, arka tarafında...Evinin gerisinde, arka tarafında... Peygamber Efendimiz'in evi, kıbleye doğru döndük mü sol tarafta.Peygamber Efendimiz'in evi, kıbleye doğru döndük mü sol tarafta. Ashâb-ı suffe'nin kaldığı yer [de] mescidin arka tarafında. Suffe ne demek? "Sofa" demek.Ashâb-ı suffe'nin kaldığı yer [de] mescidin arka tarafında.

Suffe ne demek?

"Sofa" demek.
Orada bir sundurma gölgelik vardı. Öyle birinci sınıf inşaat değil,Orada bir sundurma gölgelik vardı. Öyle birinci sınıf inşaat değil, hurma direklerinden direk, yapraklardan, hurma dallarından gölge. Ne olacak? hurma direklerinden direk, yapraklardan, hurma dallarından gölge.

Ne olacak?

Bizim bağdaki çardak gibi. Çardak diyelim. Çardak ehli, ehl-i suffe, ashâb-ı suffe kim? Bizim bağdaki çardak gibi. Çardak diyelim.

Çardak ehli, ehl-i suffe, ashâb-ı suffe kim?

Çardağın altında yatanlar. Yatakları yün müydü pamuk muydu? Çardağın altında yatanlar.

Yatakları yün müydü pamuk muydu?

Yatakları kum, yastıkları kolları, yan gelip yatıveriyorlardı garibanlar.Yatakları kum, yastıkları kolları, yan gelip yatıveriyorlardı garibanlar. Ama ilim öğreniyorlardı. Kur'ân öğreniyorlardı, Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini öğreniyorlardı,Ama ilim öğreniyorlardı. Kur'ân öğreniyorlardı, Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini öğreniyorlardı, sohbetinde bulunuyorlardı. Kimisi tabii geçinecek, işleri de ortağı ile nöbetleşe yapacaklar.sohbetinde bulunuyorlardı. Kimisi tabii geçinecek, işleri de ortağı ile nöbetleşe yapacaklar. Diyorlardı ki: "Bugün sen git mescitte dur, her şeyi takip et, her şeyi iyi dinle,Diyorlardı ki:

"Bugün sen git mescitte dur, her şeyi takip et, her şeyi iyi dinle,
bana anlat, bahçede ben çalışayım. Yarın ben geleyim, ben dinliyeyim, bana anlat, bahçede ben çalışayım. Yarın ben geleyim, ben dinliyeyim, sen bahçede çalış bu seferde ben sana anlatayım." sen bahçede çalış bu seferde ben sana anlatayım."

Resûlullah Efendimiz'in sohbetinin kıymetini böyle biliyorlardı, sözünün ehemmiyetini biliyorlardı. Resûlullah Efendimiz'in sohbetinin kıymetini böyle biliyorlardı, sözünün ehemmiyetini biliyorlardı. Çalışanlar bile ortaklarıyla nöbetleşe mescitte oluyorlardı.Çalışanlar bile ortaklarıyla nöbetleşe mescitte oluyorlardı. Mescit dopdoluydu, mescit ilim doluydu, irfan doluydu, insan doluydu,Mescit dopdoluydu, mescit ilim doluydu, irfan doluydu, insan doluydu, talebe doluydu, faaliyet doluydu; mescit dopdoluydu. talebe doluydu, faaliyet doluydu; mescit dopdoluydu.

Adamlar İslâm'la ilgili bilgiyi almak istedikleri zaman bizim Kotku dergâhına gelmişler.Adamlar İslâm'la ilgili bilgiyi almak istedikleri zaman bizim Kotku dergâhına gelmişler. Kardeşimiz de demiş: "Burada cami var ama kimseyi bulamıyoruz ki!Kardeşimiz de demiş: "Burada cami var ama kimseyi bulamıyoruz ki! Kubbe var, halı var, kapı var, pencere var; adam yok, muhatap yok, konuşacak insan yok. Kubbe var, halı var, kapı var, pencere var; adam yok, muhatap yok, konuşacak insan yok.

Bina o kadar önemli değil... Bina olmayınca müslüman çayırda da namaz kılar. Bina o kadar önemli değil... Bina olmayınca müslüman çayırda da namaz kılar.

Dün kılmadık mı? Oldu çayır mescid. "Aaa hocam çayır mescid olur mu?" Dün kılmadık mı?

Oldu çayır mescid.

"Aaa hocam çayır mescid olur mu?"

Elbette olur. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki: Elbette olur. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki:

"Allah bana ikram etti yeryüzünün herhangi bir yeri, bir toprak parçası bana mescid kılındı."Allah bana ikram etti yeryüzünün herhangi bir yeri, bir toprak parçası bana mescid kılındı. Ve toprak bana temizlik malzemesi kılındı." Teyemmüm ediyorum, abdestli oluyorum.Ve toprak bana temizlik malzemesi kılındı."

Teyemmüm ediyorum, abdestli oluyorum.
Teyemmüm çok kolay bir şey. Çölde su yok gidiyorsun; iki elini toprağa böyle yapıyorsun,Teyemmüm çok kolay bir şey. Çölde su yok gidiyorsun; iki elini toprağa böyle yapıyorsun, [tozu] varsa silkeliyorsun, yüzüne sürüyorsun, bir. [tozu] varsa silkeliyorsun, yüzüne sürüyorsun, bir. Bir kere daha sürüyorsun silkeliyorsun oldu abdest, oldu gusül. Gusül bile oldu. Bir kere daha sürüyorsun silkeliyorsun oldu abdest, oldu gusül. Gusül bile oldu.

Olur mu daha her tarafımı su da yok yıkayamadım? Kalbini temiz tut. Hakkında ayet var. Olur mu daha her tarafımı su da yok yıkayamadım?

Kalbini temiz tut. Hakkında ayet var.
Su olmadığı zaman Fe-teyemmemû sa'îden tayyiben. Âyet-i kerîme var. Su olmadığı zaman

Fe-teyemmemû sa'îden tayyiben. Âyet-i kerîme var.

Ne mutlu! Allah bize öyle bir din vermiş ki,Ne mutlu! Allah bize öyle bir din vermiş ki, biz öyle bir dine girmişiz ki öyle bir dinin mensubuyuz ki ne kadar şükretsek hamdetsek az. biz öyle bir dine girmişiz ki öyle bir dinin mensubuyuz ki ne kadar şükretsek hamdetsek az.

Elhamdülillah! Putların önüne eğilenlere acıyorum ve çok kızıyorum.Elhamdülillah!

Putların önüne eğilenlere acıyorum ve çok kızıyorum.
Gözlerimle Wollongong'ta gördüm de.Gözlerimle Wollongong'ta gördüm de. O budist mabedine götürdüler, birisi de ta benim önümde halının üstünde yürüdü gitti, O budist mabedine götürdüler, birisi de ta benim önümde halının üstünde yürüdü gitti, koca göbekli, şişko herifin önünde, heykelin önünde secde etti. koca göbekli, şişko herifin önünde, heykelin önünde secde etti.

Nasıl üzüldüm, tüylerim diken diken oldu. Nasıl üzüldüm, tüylerim diken diken oldu.

Ne mutlu doğru inanç üzere olana, ne mutlu âhiretini kazanmış olana, Ne mutlu doğru inanç üzere olana, ne mutlu âhiretini kazanmış olana, ne mutlu Allah indinde makbul olan dine sahip olana! ne mutlu Allah indinde makbul olan dine sahip olana!

Hz. İsa'nın ölüsünü güya çarmıha gerilmiş, kollarından ağaca çivilenmiş, bacaklarından, alnındanHz. İsa'nın ölüsünü güya çarmıha gerilmiş, kollarından ağaca çivilenmiş, bacaklarından, alnından ağaca çivilenmiş bir çıplak adam şeklinde tasavvur ediyorlar.ağaca çivilenmiş bir çıplak adam şeklinde tasavvur ediyorlar. Şöyle biraz avret yerlerini güya örtmüş, haça tapıyorlar.Şöyle biraz avret yerlerini güya örtmüş, haça tapıyorlar. Bir kere Kur'ân-ı Kerîm bildiriyor ki Hz. İsa'yı öldürmediler. Bir kere Kur'ân-ı Kerîm bildiriyor ki Hz. İsa'yı öldürmediler.

Ve mâ katelûhu ve mâ salebûhu velâkin şubbihe lehum. Ve mâ katelûhu ve mâ salebûhu velâkin şubbihe lehum.

"Onu ne öldürdüler ne astılar. "Onu ne öldürdüler ne astılar. Öyle sandılar." Başka birisini öldürdüler, Hz. İsa sandılar. Öyle sandılar." Başka birisini öldürdüler, Hz. İsa sandılar.

Bel refe'ahu'l-lâhuileyhi. Mevlâ onu, onların eline vermedi. Bel refe'ahu'l-lâhuileyhi.

Mevlâ onu, onların eline vermedi.
Bir kere öldürülmedi; oradan doğru değil. Bir kere öldürülmedi; oradan doğru değil. İkincisi; öldürülse bile bizim Peygamber Efendimiz'in türbesi belli.İkincisi; öldürülse bile bizim Peygamber Efendimiz'in türbesi belli. İşte Medine'de, kabri işte şu yeşil kubbenin altında, belli. İşte Medine'de, kabri işte şu yeşil kubbenin altında, belli.

Dünya üzerinde kabri belli olan bir tek peygamber var; Peygamber Efendimiz…Dünya üzerinde kabri belli olan bir tek peygamber var; Peygamber Efendimiz… Başka hiçbir peygamberin kabrinin yeri belli değil. Şehri belli ama yeri meçhul.Başka hiçbir peygamberin kabrinin yeri belli değil. Şehri belli ama yeri meçhul. Peygamber Efendimiz'in türbesi belli. Hatta kubbesini yaparken… Peygamber Efendimiz'in türbesi belli. Hatta kubbesini yaparken…

Peygamber Efendimiz zamanında kubbe yoktu, o yeşil kubbe o zaman yoktu. Peygamber Efendimiz zamanında kubbe yoktu, o yeşil kubbe o zaman yoktu. Peygamber Efendimiz'in evi basit bir hurma dallarından yapılmış Medine eviydi.Peygamber Efendimiz'in evi basit bir hurma dallarından yapılmış Medine eviydi. Çok basit bir yayla damı gibiydi.Çok basit bir yayla damı gibiydi. -Bizim köylerde öyle şeyler, tarlalarda yaptığımız üstü toprak basit yapılar vardır.- -Bizim köylerde öyle şeyler, tarlalarda yaptığımız üstü toprak basit yapılar vardır.- Ne taşı kesme taştı, ne tuğlası kesme tuğla-kerpiçti; hiç öyle bir durumu yoktu. Ne taşı kesme taştı, ne tuğlası kesme tuğla-kerpiçti; hiç öyle bir durumu yoktu. Odaları çok küçüktü. Üç arşına bir arşın oda. -Arşın 68 cm- Odaya bak odaya! Somya kadar oda. Odaları çok küçüktü. Üç arşına bir arşın oda. -Arşın 68 cm- Odaya bak odaya! Somya kadar oda.

Hz. Âişe validemizin ki biraz genişçeydi öbür validelerin odaları küçük küçüktü. Hz. Âişe validemizin ki biraz genişçeydi öbür validelerin odaları küçük küçüktü. Onlar yıkıldı, tamirat yapıldı.Onlar yıkıldı, tamirat yapıldı. O zaman Medine'nin ahalisi ağlaştılar, sızlandılar, yıkılmasına razı olmadılar. O zaman Medine'nin ahalisi ağlaştılar, sızlandılar, yıkılmasına razı olmadılar. Yıkıldı, tamirat yapıldı, büyüdü. Sonradan ağlaştılar ve dediler ki;Yıkıldı, tamirat yapıldı, büyüdü.

Sonradan ağlaştılar ve dediler ki;
"Keşke yıkılmasaydı da Peygamber Efendimiz'in ne kadar sade,"Keşke yıkılmasaydı da Peygamber Efendimiz'in ne kadar sade, ne kadar basit bir yerlerde yaşadığı, ne kadar mütevazı bir ömür sürdüğüne kadar basit bir yerlerde yaşadığı, ne kadar mütevazı bir ömür sürdüğü cihan ehli tarafından bilinseydi." dediler. cihan ehli tarafından bilinseydi." dediler.

Bugün Papalığa gidildiği zaman altından, gümüşten, saltanattan, Bugün Papalığa gidildiği zaman altından, gümüşten, saltanattan, sırmadan işlemeden gözleri kamaşıyor. Hz. İsa öyle miydi? Hayır. sırmadan işlemeden gözleri kamaşıyor.

Hz. İsa öyle miydi?

Hayır.

Peygamber Efendimiz çok sade bir ömür sürdü. Türbesi sonradan yapıldı. Peygamber Efendimiz çok sade bir ömür sürdü. Türbesi sonradan yapıldı. Bu yeşil kubbe bile yoktu. Şu seccadelerde resmi olan kubbe sonradan yapıldı.Bu yeşil kubbe bile yoktu. Şu seccadelerde resmi olan kubbe sonradan yapıldı. O kadar yüksek kubbe, o kadar yüksek bina, o mescid sonradan yapıldı. O kadar yüksek kubbe, o kadar yüksek bina, o mescid sonradan yapıldı.

Peygamber Efendimiz'den sonra Hz. Âişe validemiz hayattaydı.Peygamber Efendimiz'den sonra Hz. Âişe validemiz hayattaydı. Ebû Bekr-i Sıddîk ölünce –Hz. Âişe validemizin babası, birinci halife Ebû Bekr-i Sıddîk -Ebû Bekr-i Sıddîk ölünce –Hz. Âişe validemizin babası, birinci halife Ebû Bekr-i Sıddîk - o da Peygamber Efendimiz'in türbesinin yanına gömüldü. o da Peygamber Efendimiz'in türbesinin yanına gömüldü.

Hz. Ömer de yaralandı, hançerlendi, o da ölecek o da rica etti, Hz. Ömer de yaralandı, hançerlendi, o da ölecek o da rica etti, Hz. Âişe validemiz ona da müsaade etti. Kendi odasına gömülüyor ya o da oraya gömüldü. Hz. Âişe validemiz ona da müsaade etti. Kendi odasına gömülüyor ya o da oraya gömüldü.

Sonra tamirat yapılacak, Emevi halifeleri zamanında zorla yıkıldı. Sonra tamirat yapılacak, Emevi halifeleri zamanında zorla yıkıldı. Ahali [yıkılmasını] istemedi, aynen korunmasını istedi,Ahali [yıkılmasını] istemedi, aynen korunmasını istedi, ne kadar sade bir şey olduğu anlaşılsın diye. Keşke kalsaydı şimdi etrafı genişleseydi.ne kadar sade bir şey olduğu anlaşılsın diye. Keşke kalsaydı şimdi etrafı genişleseydi. Orası şöyle aynen korunsaydı. O zaman yapılırken temel yapmak için kazdılar…Orası şöyle aynen korunsaydı.

O zaman yapılırken temel yapmak için kazdılar…
Kazdıkları yerden iki tane ayak çıktı. Kazarken, kazarken iki ayak gördüler; çok üzüldüler.Kazdıkları yerden iki tane ayak çıktı. Kazarken, kazarken iki ayak gördüler; çok üzüldüler. "Eyvah Resûlullah Efendimiz'i kabrinde rahatsız mı ettik"Eyvah Resûlullah Efendimiz'i kabrinde rahatsız mı ettik bu ayaklar Resûlullah Efendimiz'in ayağı mı?" derken bir korku bir telaş oldu. bu ayaklar Resûlullah Efendimiz'in ayağı mı?" derken bir korku bir telaş oldu.

Sonra bilenler dediler ki; "Hayır öyle değil, Peygamber Efendimiz ön tarafa gömülmüştü…" Sonra bilenler dediler ki; "Hayır öyle değil, Peygamber Efendimiz ön tarafa gömülmüştü…"

Hz. Ebû Bekr-i Sıddîk onun bir arşın kadar arkasında Hz. Ebû Bekr-i Sıddîk onun bir arşın kadar arkasında ve biraz daha böyle baktığımız zaman o tarafa doğru, biraz sol tarafa gömülmüştü. ve biraz daha böyle baktığımız zaman o tarafa doğru, biraz sol tarafa gömülmüştü.

Ömer Efendimiz nasıl gömüldü? İki rivayet var: Ömer Efendimiz nasıl gömüldü?

İki rivayet var:

"Ebû Bekr-i Sıddîk'ın arkasında biraz daha sağ tarafa doğru,"Ebû Bekr-i Sıddîk'ın arkasında biraz daha sağ tarafa doğru, baktığımız zaman oraya sağa doğru gömüldü." diyenler var.baktığımız zaman oraya sağa doğru gömüldü." diyenler var. Bir de; "Hayır öyle değil, Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'in ayağına başa gelecek şekilde Bir de; "Hayır öyle değil, Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'in ayağına başa gelecek şekilde aynı hizada gömülmüştü." diyenler de var. Kuvvetli olan bu ikinci bilgi. aynı hizada gömülmüştü." diyenler de var. Kuvvetli olan bu ikinci bilgi.

Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'in ayağına başı gelecek şekilde konulunca, Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'in ayağına başı gelecek şekilde konulunca, Ömer Efendimiz kendisi de mübarek boylu posluydu, iri yarıydı. Ömer Efendimiz kendisi de mübarek boylu posluydu, iri yarıydı.

Peygamber Efendimiz sağlığında ona dedi ki; Peygamber Efendimiz sağlığında ona dedi ki;

"Yâ Ömer! Sen şu Hacer-i Esved'i öpmeye girme."Yâ Ömer! Sen şu Hacer-i Esved'i öpmeye girme. Sen baba yiğitsin, milleti dağıtırsın, ezersin, sen girme!" dedi.Sen baba yiğitsin, milleti dağıtırsın, ezersin, sen girme!" dedi. İriydi, boylu posluydu, levent gibiydi.İriydi, boylu posluydu, levent gibiydi. Onun için türbe duvarını yaparken ayakları göründü; hemen kapattılar.Onun için türbe duvarını yaparken ayakları göründü; hemen kapattılar. Ayakları duvarda kaldı, duvarı onun üstüne yaptılar. Ayakları duvarda kaldı, duvarı onun üstüne yaptılar.

Peygamber Efendimiz'in türbesinin geri tarafında da suffe ehlinin yeri vardı, Peygamber Efendimiz'in türbesinin geri tarafında da suffe ehlinin yeri vardı, orada yatıp orada kalkarlardı, ilim öğrenirlerdi, boyuna çalışırlardı.orada yatıp orada kalkarlardı, ilim öğrenirlerdi, boyuna çalışırlardı. Peygamber Efendimiz'in mescidi ilim irfan yuvasıydı. Peygamber Efendimiz'in mescidi ilim irfan yuvasıydı.

Onun için temenni ediyorum ki bizim de inşaallah Melbourne'da, Brisbane'da, Sidney'deOnun için temenni ediyorum ki bizim de inşaallah Melbourne'da, Brisbane'da, Sidney'de mescidlerimiz ilim, irfan yuvası olur. Çocuklar gider, hanımlar gelir.mescidlerimiz ilim, irfan yuvası olur. Çocuklar gider, hanımlar gelir. Hanımlar gider, beyler gelir. Beyler gider, talebeler gelir. Harıl harıl ilim irfan öğretilecek… Hanımlar gider, beyler gelir. Beyler gider, talebeler gelir. Harıl harıl ilim irfan öğretilecek…

Bak burada, Tevbe sûresinin beş ayetini ezberledik. 20, 21, 22, 23, 24 beş ayetini ezberledik. Bak burada, Tevbe sûresinin beş ayetini ezberledik. 20, 21, 22, 23, 24 beş ayetini ezberledik. Şimdi ezberlenenler unutulur. Hafızaya bir şey yazılır, çizilir sonra zayıflar unutulur.Şimdi ezberlenenler unutulur. Hafızaya bir şey yazılır, çizilir sonra zayıflar unutulur. Aradan bir zaman geçince bir daha bir çalıştın mı o zaman daha derin izler kalır. Yine unutulur. Aradan bir zaman geçince bir daha bir çalıştın mı o zaman daha derin izler kalır. Yine unutulur.

Unutmak ezberlemenin kardeşidir. Ezberlenen şeyler unutulur,Unutmak ezberlemenin kardeşidir. Ezberlenen şeyler unutulur, aradan biraz zaman geçince bir daha tekrarlarsın daha kuvvetlenir. aradan biraz zaman geçince bir daha tekrarlarsın daha kuvvetlenir. Orası kuvvetli bildiğin yer olur. Bence kardeşlerimiz ezberinde olan kısımları namazda sürmeli,Orası kuvvetli bildiğin yer olur. Bence kardeşlerimiz ezberinde olan kısımları namazda sürmeli, takip etmeli, her namazda namaz sureleriyle kılmamalı,takip etmeli, her namazda namaz sureleriyle kılmamalı, ezberinde olan şeyleri sürmeli, hafızların yaptığı gibi takip etmeli. ezberinde olan şeyleri sürmeli, hafızların yaptığı gibi takip etmeli.

Hani bazıları namazda iken ezberindeki her şeyi hatim tamamlıyorlar yaHani bazıları namazda iken ezberindeki her şeyi hatim tamamlıyorlar ya o zaman ne hatırında kalmış neyi unutmuş belli olur. Unuttuğunu da hatırlar. o zaman ne hatırında kalmış neyi unutmuş belli olur. Unuttuğunu da hatırlar. İnsan bazen karıştırır, bir kelime çıkartır bir kelime ekler, İnsan bazen karıştırır, bir kelime çıkartır bir kelime ekler, fe yerine vav okur vav yerine fe okur, hafıza karıştırır. Öyle çelik gibi hafıza kolay değil.fe yerine vav okur vav yerine fe okur, hafıza karıştırır. Öyle çelik gibi hafıza kolay değil. Büyükler demişler ki; El-ilmu fi's-sigari ke'n-nakşi ale'l-haceri.Büyükler demişler ki;

El-ilmu fi's-sigari ke'n-nakşi ale'l-haceri.
"Küçüklükte ilim öğrenmek taşın üzerine kitabe yazmak gibidir, kalır." Yüzyıllar boyu kalır. "Küçüklükte ilim öğrenmek taşın üzerine kitabe yazmak gibidir, kalır." Yüzyıllar boyu kalır.

Neden? Taşın üzerine kazıdı da ondan. Ve'l-ilmu fi'l-kiberi. "Yaşlılıkta öğrenilen ilim nasıldır? Neden?

Taşın üzerine kazıdı da ondan.

Ve'l-ilmu fi'l-kiberi. "Yaşlılıkta öğrenilen ilim nasıldır?

Hadi bakalım yapın benzetmeyi; "Suyun üstüne yazı yazmak gibidir." Hadi bakalım yapın benzetmeyi;

"Suyun üstüne yazı yazmak gibidir."

Suyun üstünde yazı durur mu? Unutulur hemen. Suyun üstünde yazı durur mu?

Unutulur hemen.

Güleceğim geliyor; bizim bir şehirde iyi bir ihvânımız var. Hatme-i hâcegân yapılacağı zaman Güleceğim geliyor; bizim bir şehirde iyi bir ihvânımız var. Hatme-i hâcegân yapılacağı zaman

Elem neşrah leke. okunması lazım. Elem neşrah leke'yi bilmiyor, öğrenmemiş kaç yaşına gelmiş, öğrenmemiş. Elem neşrah leke. okunması lazım. Elem neşrah leke'yi bilmiyor, öğrenmemiş kaç yaşına gelmiş, öğrenmemiş. Küçükte öğrenmemiş, büyüklükte; "Haydi öğren, bak ayıp oluyor." demişler on bin lira ceza koymuşlar.Küçükte öğrenmemiş, büyüklükte; "Haydi öğren, bak ayıp oluyor." demişler on bin lira ceza koymuşlar. Bak bu hafta imtihan edeceğiz okuyamazsa on bin lira ceza, -o zamanın parası.- Bak bu hafta imtihan edeceğiz okuyamazsa on bin lira ceza, -o zamanın parası.- Öğrenememiş, öğrenememiş, öğrenememiş… Parayı on bin, on bin boyuna vermiş; öğrenememiş. Öğrenememiş, öğrenememiş, öğrenememiş… Parayı on bin, on bin boyuna vermiş; öğrenememiş.

Neden? Yaşlılıkta ezberlemek zordur. Ama imkânsız değildir.Neden?

Yaşlılıkta ezberlemek zordur. Ama imkânsız değildir.
İlk başta zor gibi görünür, zorladıkça insan açılır, yaşlılıkta da ezberlemeye başlar. İlk başta zor gibi görünür, zorladıkça insan açılır, yaşlılıkta da ezberlemeye başlar.

50 yaşından sonra hafız olanları biliyorum. Yılmamak lazım, alışkanlıkları yıkmak lazım. 50 yaşından sonra hafız olanları biliyorum. Yılmamak lazım, alışkanlıkları yıkmak lazım.

"Benim kafam almıyor!" "Zorla bakalım alır mı almaz mı?" "Benim kafam almıyor!"

"Zorla bakalım alır mı almaz mı?"

Öyle bir alır ki. 80-90 yaşına geliyor; kârını, borcunu, alacağını nasıl biliyor;Öyle bir alır ki. 80-90 yaşına geliyor; kârını, borcunu, alacağını nasıl biliyor; dükkâna gireni, çıkanı nasıl biliyor. dükkâna gireni, çıkanı nasıl biliyor. "Sana şu kadar vermiştim de şu kadar vermemiştim, şu kadar kalmıştı da bilmem ne de…""Sana şu kadar vermiştim de şu kadar vermemiştim, şu kadar kalmıştı da bilmem ne de…" Nasıl dükkândaki, tezgâhtaki her gün değişen hesabı unutmuyor. Nasıl dükkândaki, tezgâhtaki her gün değişen hesabı unutmuyor. "Hafıza çalışıyor, çalışmıyor değil. Tembellik yapma. Zorla bak nasıl olur." "Hafıza çalışıyor, çalışmıyor değil. Tembellik yapma. Zorla bak nasıl olur."

Allah hayırları işlemeyi muvaffak etsin. Mescitlerimizi Peygamber Efendimiz'in mescidi gibi eylesin.Allah hayırları işlemeyi muvaffak etsin. Mescitlerimizi Peygamber Efendimiz'in mescidi gibi eylesin. Bizi de sahabe gibi eylesin. Sahabenin şefaatine, Peygamber Efendimiz'in şefaât-i uzmâsına erdirsin,Bizi de sahabe gibi eylesin. Sahabenin şefaatine, Peygamber Efendimiz'in şefaât-i uzmâsına erdirsin, iki cihanda aziz, bahtiyar eylesin. el-Fâtiha… iki cihanda aziz, bahtiyar eylesin.

el-Fâtiha…

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2