Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Mirac, İman ve Zikir

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

26 Recep 1417 / 07.12.1996
Wuppertal/ Almanya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın özel gün ve gecelerde yapmış oldukları sohbetlerde yapılacak ibadetler ve sevaplı işler konusunda dinleyicileri bilgilendiriyor. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve hadis-i şerifler okuyup izah ediyor. Gecenin ihyası konusunda tavsiyelerde bulunuyor.

Göklerin Derinliği, Mi’rac’ın Sebepleri, Yol Hazırlığı ve Kudüs’e Yolculuk, Bazı Deliller, Semânın | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Mirac, İman ve Zikir

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

26 Recep 1417 / 07.12.1996
Wuppertal/ Almanya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın özel gün ve gecelerde yapmış oldukları sohbetlerde yapılacak ibadetler ve sevaplı işler konusunda dinleyicileri bilgilendiriyor. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve hadis-i şerifler okuyup izah ediyor. Gecenin ihyası konusunda tavsiyelerde bulunuyor.

Göklerin Derinliği, Mi’rac’ın Sebepleri, Yol Hazırlığı ve Kudüs’e Yolculuk, Bazı Deliller, Semânın | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Çok aziz ve sevgili cemaat-i müslimîn! Çok aziz ve sevgili cemaat-i müslimîn!

Allahu Teâlâ hazretleri Miraç Kandili gecenizi hepiniz için hayırlı,Allahu Teâlâ hazretleri Miraç Kandili gecenizi hepiniz için hayırlı, mübarek, ecirli, sevaplı, kârlı ve kazançlı eylesin.mübarek, ecirli, sevaplı, kârlı ve kazançlı eylesin. Bu mübarek günün mânevî ikramâtına,Bu mübarek günün mânevî ikramâtına, Allahu Teâlâ hazretlerinin mağfiretine, rahmetine cümlenizi nâil eylesin.Allahu Teâlâ hazretlerinin mağfiretine, rahmetine cümlenizi nâil eylesin. İki cihan saadetine mazhar eylesin. Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. İki cihan saadetine mazhar eylesin. Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.

İslâm ülkelerinde bu mübarek kandil gecelerinde müslümanlar büyük camilerde toplanırlar.İslâm ülkelerinde bu mübarek kandil gecelerinde müslümanlar büyük camilerde toplanırlar. Hocamız'ın şehri Bursa'da Ulucami, öteki camiler, Ankara'da Hacı Bayrâm-ı Velî'nin camisi,Hocamız'ın şehri Bursa'da Ulucami, öteki camiler, Ankara'da Hacı Bayrâm-ı Velî'nin camisi, İstanbul'da Süleymaniyeler, Sultanahmetler, büyük camiler dolar;İstanbul'da Süleymaniyeler, Sultanahmetler, büyük camiler dolar; bahçeleri dolar, cemaatler sokaklara taşar. Mübarek, alim, fâzıl hocalar konuşurlar.bahçeleri dolar, cemaatler sokaklara taşar. Mübarek, alim, fâzıl hocalar konuşurlar. Kandilin gelişi minarelerden, kandil simitlerinden, sokaklardan, nurlardan her yerden belli olur. Kandilin gelişi minarelerden, kandil simitlerinden, sokaklardan, nurlardan her yerden belli olur.

Ben de bu kandilde siz gurbetçi kardeşlerimin arasında onlarla kandili yapmayı istedim.Ben de bu kandilde siz gurbetçi kardeşlerimin arasında onlarla kandili yapmayı istedim. Burası diyâr-ı gurbettir. Burası diyâr-ı gurbettir. Ama Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki; Ama Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

Tûbâ li'l-ğurabâ fe-tûbâ li'l-ğurabâ.Tûbâ li'l-ğurabâ fe-tûbâ li'l-ğurabâ. "Ne mutlu gurbetlilere! Ne mutlu gurbetçilere! Ne mutlu garibanlara! Ne mutlu gurbette olanlara!" "Ne mutlu gurbetlilere! Ne mutlu gurbetçilere! Ne mutlu garibanlara! Ne mutlu gurbette olanlara!"

Allah bizi öyle o "ne mutlu!" diye methedilen müslümanlardan eylesin. Allah bizi öyle o "ne mutlu!" diye methedilen müslümanlardan eylesin.

Neden "Ne mutlu gurbetçilere!" buyurmuş Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz? Neden "Ne mutlu gurbetçilere!" buyurmuş Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz?

Etraftaki kavim, topluluk İslâm'dan habersiz, imandan habersiz, irfandan mahrum;Etraftaki kavim, topluluk İslâm'dan habersiz, imandan habersiz, irfandan mahrum; bu mübareklerin, müslümanların, imanlıların hâlini anlamıyorlar;bu mübareklerin, müslümanların, imanlıların hâlini anlamıyorlar; onların arasında gariban kalıyor, gurbetteki gibi kalıyor. Onun için "Ne mutlu garibanlara!" demiş. onların arasında gariban kalıyor, gurbetteki gibi kalıyor. Onun için "Ne mutlu garibanlara!" demiş.

Sormuşlar: Sormuşlar:

Ve me'l-ğurabâu yâ Resûlallah? "Garibanlar kimlerdir, kimleri kastediyorsun yâ Resûlallah?" Ve me'l-ğurabâu yâ Resûlallah? "Garibanlar kimlerdir, kimleri kastediyorsun yâ Resûlallah?"

Buyurmuş ki; Ellezîne yuslihûne mâ efsede'n-nâs.Buyurmuş ki;

Ellezîne yuslihûne mâ efsede'n-nâs.
"Öteki insanların berbat ettiği toplumu, ahlâkı, cemiyeti, şartları, halleri düzeltmeye çalışanlar."Öteki insanların berbat ettiği toplumu, ahlâkı, cemiyeti, şartları, halleri düzeltmeye çalışanlar. Bozguncuların bozgunculuklarını tamir etmeye çalışanlar. Ortalığı düzeltmeye çalışanlar." Bozguncuların bozgunculuklarını tamir etmeye çalışanlar. Ortalığı düzeltmeye çalışanlar."

E siz de öylesiniz... Toplum başka bir toplum. Siz buraya çalışmaya geldiniz.E siz de öylesiniz... Toplum başka bir toplum. Siz buraya çalışmaya geldiniz. Ama burada İslâm'a sarıldınız, imana sarıldınız, camiyi ev edindiniz, mesken edindiniz.Ama burada İslâm'a sarıldınız, imana sarıldınız, camiyi ev edindiniz, mesken edindiniz. Yorulduğunuz zaman dinlenmek üzere, sıkıldığınız zaman ferahlanmak üzereYorulduğunuz zaman dinlenmek üzere, sıkıldığınız zaman ferahlanmak üzere Allah'ın evine koşan insanlarsınız. O mânada da bu hadîs-i şerîfteki garibanlık üzerimizde var.Allah'ın evine koşan insanlarsınız. O mânada da bu hadîs-i şerîfteki garibanlık üzerimizde var. Çevremiz bize yabancı. Yabancı bir çevrede müslümanız elhamdülillah. Çevremiz bize yabancı. Yabancı bir çevrede müslümanız elhamdülillah.

Allah cümlemizi Resûlullah'ın sevdiği, methettiği müslümanlardan, garibanlardan,Allah cümlemizi Resûlullah'ın sevdiği, methettiği müslümanlardan, garibanlardan, gurbetçilerden eylesin. Gurbetten sonra da vuslata erdirsin.gurbetçilerden eylesin. Gurbetten sonra da vuslata erdirsin. Gurbetten sonra kavuşmaya da "vuslat" derler. Aziz ve sevgili kardeşlerim! Gurbetten sonra kavuşmaya da "vuslat" derler.

Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Bazı geceler öteki gecelerden farklıdır, bazı aylar öteki aylardan farklıdır. Gün gibi âşikâr.Bazı geceler öteki gecelerden farklıdır, bazı aylar öteki aylardan farklıdır. Gün gibi âşikâr. Hepimiz biliyoruz. Ramazan ayı 11 ayın sultanıdır.Hepimiz biliyoruz. Ramazan ayı 11 ayın sultanıdır. Hepimiz biliyoruz ki Kadir gecesi bin aydan daha hayırlı bir gecedir, 83 yıllık ömre bedel bir gecedir.Hepimiz biliyoruz ki Kadir gecesi bin aydan daha hayırlı bir gecedir, 83 yıllık ömre bedel bir gecedir. 83 yıl insan gece gündüz ibadet etse, uyumasa yapamaz; bir Kadir gecesi o kadar kıymetlidir.83 yıl insan gece gündüz ibadet etse, uyumasa yapamaz; bir Kadir gecesi o kadar kıymetlidir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ikaz eylediği, irşad eylediği,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ikaz eylediği, irşad eylediği, ihtar eylediği, ihbar eylediği böyle mübarek geceler vardır. ihtar eylediği, ihbar eylediği böyle mübarek geceler vardır.

Mesela içinde bulunduğumuz Receb-i Şerîf ayının başındaMesela içinde bulunduğumuz Receb-i Şerîf ayının başında Recep'in ilk Cuma gecesi Regâib gecesidir.Recep'in ilk Cuma gecesi Regâib gecesidir. Meleklerin "Regâib gecesi" diye isimlendirdiği bir gecedir.Meleklerin "Regâib gecesi" diye isimlendirdiği bir gecedir. Hem Cuma gecesidir, hem Recep'in başıdır ilk cumasıdır diyeHem Cuma gecesidir, hem Recep'in başıdır ilk cumasıdır diye çok büyük füyûzâtın, fütûhâtın, rahmetlerin kullara bahşedildiği gece olduğundan,çok büyük füyûzâtın, fütûhâtın, rahmetlerin kullara bahşedildiği gece olduğundan, hediyelerin verildiği, mânevî mükâfatların verildiği gece olduğundan Efendimiz onu methetmiştir.hediyelerin verildiği, mânevî mükâfatların verildiği gece olduğundan Efendimiz onu methetmiştir. Mesela Berat gecesi vardır, önümüzdeki Şaban ayının 15. gecesinde olacak; mübarek bir gecedir. Mesela Berat gecesi vardır, önümüzdeki Şaban ayının 15. gecesinde olacak; mübarek bir gecedir.

Bu gece de elhamdülillah Receb-i Şerîf'in 27. gecesidir.Bu gece de elhamdülillah Receb-i Şerîf'in 27. gecesidir. Recep başlayalı 27 tane gece geçti. Bugün 27. gecesidir. 26'sı gündüzdü, bitti.Recep başlayalı 27 tane gece geçti. Bugün 27. gecesidir. 26'sı gündüzdü, bitti. Yarın 27'si. 27'nin gecesidir. Yarın 27'si. 27'nin gecesidir.

Bu gece Peygamber-i Zîşânımız, şefîu'l-usât fî yevmi arasat,Bu gece Peygamber-i Zîşânımız, şefîu'l-usât fî yevmi arasat, sâhibu'l-mu'cizât Ahmed-i Mahmud-u Muhammed-i Mustafa Efendimizsâhibu'l-mu'cizât Ahmed-i Mahmud-u Muhammed-i Mustafa Efendimiz aleyhi efdalü's-salavât ve ekmelü't-tahiyyât ve't-teslîmât,aleyhi efdalü's-salavât ve ekmelü't-tahiyyât ve't-teslîmât, Allahu Teâlâ hazretlerinin son derece büyük bir ikramına mazhar olmuştur. Allahu Teâlâ hazretlerinin son derece büyük bir ikramına mazhar olmuştur.

Süleyman Çelebi'nin; Ermedi evvel gelen bu devlete Süleyman Çelebi'nin;

Ermedi evvel gelen bu devlete

Kimse nâil olmadı bu rif'ate dediği, bir büyük ikrama mazhar olmuştur. Kimse nâil olmadı bu rif'ate

dediği, bir büyük ikrama mazhar olmuştur.

Çok büyük bir mazhariyettir. Hiçbir kula daha önceden nasip olmayan bir seyahattir. Çok büyük bir mazhariyettir. Hiçbir kula daha önceden nasip olmayan bir seyahattir.

Hepimiz merak ediyoruz: "Bu gökyüzünün ötesinde ne var?Hepimiz merak ediyoruz: "Bu gökyüzünün ötesinde ne var? Yedi kat semanın ötesinde ne var?Yedi kat semanın ötesinde ne var? Füzelerin gidemediği, uzayın derinliklerini teleskopların göremediği yerlerde neler var?" Füzelerin gidemediği, uzayın derinliklerini teleskopların göremediği yerlerde neler var?" diye merak ediyoruz. diye merak ediyoruz.

Biliyoruz ki Venüs gezegeni ki bizim güneş sistemimizin içindedir,Biliyoruz ki Venüs gezegeni ki bizim güneş sistemimizin içindedir, oraya Amerikalılar bir füze göndermişler, üç senedir son sürat dolu dizgin gidiyor, yanına yeni varmış.oraya Amerikalılar bir füze göndermişler, üç senedir son sürat dolu dizgin gidiyor, yanına yeni varmış. Kaç senede yanına yeni varmış.Kaç senede yanına yeni varmış. Bir insanın bu güneş sisteminin içinden çıkması için bir füzeye binse gitse,Bir insanın bu güneş sisteminin içinden çıkması için bir füzeye binse gitse, füzenin 20 bin yıl gitmesi lazımmış! 20 bin yıl kim yaşar?füzenin 20 bin yıl gitmesi lazımmış! 20 bin yıl kim yaşar? Demek ki füzenin içinde ölecek, tozları kaybolacak, güneş sisteminin daha ötesine geçemeyecek!Demek ki füzenin içinde ölecek, tozları kaybolacak, güneş sisteminin daha ötesine geçemeyecek! Halbuki bu güneş sistemi bizim galaksimizin içinde küçücük bir nokta gibidir.Halbuki bu güneş sistemi bizim galaksimizin içinde küçücük bir nokta gibidir. Bizim galaksimiz kâinatın içinde hesaba alınmayacak küçücük bir alan ihtiva eder. Bizim galaksimiz kâinatın içinde hesaba alınmayacak küçücük bir alan ihtiva eder.

Bu yedi kat semayı geçeceksin, ondan sonra onların ötesine gideceksin. Bu yedi kat semayı geçeceksin, ondan sonra onların ötesine gideceksin.

Muhterem kardeşlerim! Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de, Tebareke sûresinde buyuruyor ki; Muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de, Tebareke sûresinde buyuruyor ki;

Ve lekad zeyyenne's-semâe'd-dünyâ bi-mesâbîha ve cealnâhâ rucûmen li'ş-şeyâtîn.Ve lekad zeyyenne's-semâe'd-dünyâ bi-mesâbîha ve cealnâhâ rucûmen li'ş-şeyâtîn. "Biz en yakın semayı yıldızlarla donattık." "Biz en yakın semayı yıldızlarla donattık."

Ve lekad zeyyennâ. "Biz ziynetlendirdik." Zeyyennâ, "ziynetlendirdik" demek. Ve lekad zeyyennâ. "Biz ziynetlendirdik."

Zeyyennâ, "ziynetlendirdik" demek.

es-Semâe'd-dünyâ. İkisi de elif-lamlı gelmiş; sıfat tamlaması, isim tamlaması değil.es-Semâe'd-dünyâ. İkisi de elif-lamlı gelmiş; sıfat tamlaması, isim tamlaması değil. es-Semâ ed-dünyâ. Dünya, semanın sıfatı. Sıfat tamlaması. es-Semâ ed-dünyâ. Dünya, semanın sıfatı. Sıfat tamlaması.

Dünya ne demek o zaman? "Yeryüzü" demek değil, "en yakın" demek orada. Bu kesin. Dünya ne demek o zaman?

"Yeryüzü" demek değil, "en yakın" demek orada. Bu kesin.

Zaten Kur'ân-ı Kerîm'de, hadîs-i şerîfte bu bizim yeryüzü dünya diye geçmez, ard diye geçer.Zaten Kur'ân-ı Kerîm'de, hadîs-i şerîfte bu bizim yeryüzü dünya diye geçmez, ard diye geçer. Elif-rı-dat: Ard. Semavâti ve'l-ard diye geçer. Dünya diye geçmez.Elif-rı-dat: Ard. Semavâti ve'l-ard diye geçer. Dünya diye geçmez. Dünya, bizim bugün kullandığımız mânaya değil. Dünya, bizim bugün kullandığımız mânaya değil.

Ve lekad zeyyenne's-semâe'd-dünyâ. En yakın semayı...Ve lekad zeyyenne's-semâe'd-dünyâ. En yakın semayı... Dünya, ednâ kelimesinin müennesidir.Dünya, ednâ kelimesinin müennesidir. "En aşağıdaki, en yakın olan semayı yıldızlarla donattık." buyuruyor. "En aşağıdaki, en yakın olan semayı yıldızlarla donattık." buyuruyor.

Bunu niçin söylüyorum? Bunu niçin söylüyorum?

Kâinatın azameti hakkında, akılların eremeyecek kadar,Kâinatın azameti hakkında, akılların eremeyecek kadar, ne kadar büyük olduğunu anlamak hususunda bir delil olsun diye söylüyorum. ne kadar büyük olduğunu anlamak hususunda bir delil olsun diye söylüyorum.

"En yakın semayı yıldızlarla donattık." Ne çıkıyor? "En yakın semayı yıldızlarla donattık."

Ne çıkıyor?

Yıldızların olduğu bütün bu gördüğümüz, gözümüzü kaldırdığımız zaman gördüğümüz yerler birinci sema. Yıldızların olduğu bütün bu gördüğümüz, gözümüzü kaldırdığımız zaman gördüğümüz yerler birinci sema.

Seb'a semâvâtin tibâkâ. Yedi kat sema var, bunun altı katı daha var ötede. Ondan sonra; Seb'a semâvâtin tibâkâ.

Yedi kat sema var, bunun altı katı daha var ötede. Ondan sonra;

Vesia kürsiyyühü's-semâvâti ve'l-ard. Vesia kürsiyyühü's-semâvâti ve'l-ard.

Âyete'l-kürsî'yi hepimiz biliyoruz, namazdan sonra okuyoruz. Çok sevaplı. Âyete'l-kürsî'yi hepimiz biliyoruz, namazdan sonra okuyoruz. Çok sevaplı.

Ne diyor Peygamber Efendimiz? Niye okuyoruz? Ne diyor Peygamber Efendimiz? Niye okuyoruz?

"Kim namazdan sonra Âyete'l-kürsî'yi okursa onun cennete girmesine,"Kim namazdan sonra Âyete'l-kürsî'yi okursa onun cennete girmesine, ölmediği için giremiyor cennete, hayatı mânidir. Yoksa cennete girecek." ölmediği için giremiyor cennete, hayatı mânidir. Yoksa cennete girecek."

Âyete'l-kürsî'yi okumak o kadar kıymetli. Âyete'l-kürsî'yi okumak o kadar kıymetli.

Namazdan sonra niye okuyoruz Âyete'l-kürsî'yi? Namazdan sonra niye okuyoruz Âyete'l-kürsî'yi?

Çok sevaplı. İnsanın cennete girmesine sebep. Ama niye girmiyor? Çok sevaplı. İnsanın cennete girmesine sebep. Ama niye girmiyor?

Yaşıyor da ondan. Daha ölmedi de ondan. Ölse dosdoğru cennete girecek. Yaşıyor da ondan. Daha ölmedi de ondan. Ölse dosdoğru cennete girecek.

Âyete'l-kürsî'yi hepimiz biliyoruz. Âyete'l-kürsî'yi hepimiz biliyoruz.

Vesia kürsiyyühü's-semâvâti ve'l-ard.Vesia kürsiyyühü's-semâvâti ve'l-ard. "Allah'ın kürsüsü, semaları ve arzı içine almıştır." deniliyor. Semalar ve arz kürsünün içinde. "Allah'ın kürsüsü, semaları ve arzı içine almıştır." deniliyor. Semalar ve arz kürsünün içinde.

İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre, diyor ki; İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre, diyor ki;

"Bu yedi kat sema Allah'ın kürsüsünün"Bu yedi kat sema Allah'ın kürsüsünün -Âyete'l-kürsî'de geçen kürsünün- yanında bir büyük sahradaki bir yüzük halkası gibidir." -Âyete'l-kürsî'de geçen kürsünün- yanında bir büyük sahradaki bir yüzük halkası gibidir."

Yedi kat sema koca bir çöldeki bir yüzük halkası gibidir. Yedi kat sema koca bir çöldeki bir yüzük halkası gibidir.

Sübhâne rabbiye'l-aliyyi'l-a'le'l-vehhâb!Sübhâne rabbiye'l-aliyyi'l-a'le'l-vehhâb! Allahu Teâlâ hazretlerinin mahlukâtının azametine bak da Allah'ın ekberliğini anla!Allahu Teâlâ hazretlerinin mahlukâtının azametine bak da Allah'ın ekberliğini anla! Allahu ekber dediğin zaman anla! Allah'ın ekberliğini, ne kadar büyük olduğunu anla.Allahu ekber dediğin zaman anla! Allah'ın ekberliğini, ne kadar büyük olduğunu anla. Semavâtı ve arzı, kürsüsü kuşatıyor. Semavâtı ve arzı, kürsüsü kuşatıyor.

"Kürsüsü de Arş-ı Âzam'ın yanında deryada bir damla gibidir." buyuruyor. "Kürsüsü de Arş-ı Âzam'ın yanında deryada bir damla gibidir." buyuruyor.

Sübhanallah!.. Ne azametler, ne mesafeler, ne büyüklükler... Sübhanallah!.. Ne azametler, ne mesafeler, ne büyüklükler...

Öyle yıldızlar varmış ki birinci semada -görünen yıldızların hepsi birinci sema-Öyle yıldızlar varmış ki birinci semada -görünen yıldızların hepsi birinci sema- 5 milyon yıl önce ışığı oradan çıkmış, yola devam etmiş etmiş etmiş,5 milyon yıl önce ışığı oradan çıkmış, yola devam etmiş etmiş etmiş, bize gelmiş de bizim gözümüz onu yıldız olarak görüyor.bize gelmiş de bizim gözümüz onu yıldız olarak görüyor. Ama astronomi, gök bilimi alimleri diyorlar ki;Ama astronomi, gök bilimi alimleri diyorlar ki; "O 5 milyon ışık yılı mesafedeki bir yıldızdır, o ışık oradan geliyor." Ben söylemiyorum."O 5 milyon ışık yılı mesafedeki bir yıldızdır, o ışık oradan geliyor." Ben söylemiyorum. Ben söylesem "Amma attı!" diyebilir birisi, değil mi? "Mübalağa etti." der.Ben söylesem "Amma attı!" diyebilir birisi, değil mi? "Mübalağa etti." der. Ben söylemiyorum da fizikten, kimyadan, matematikten, rakamlardan anlayan insanlar söylüyor.Ben söylemiyorum da fizikten, kimyadan, matematikten, rakamlardan anlayan insanlar söylüyor. Ayla dünyanın mesafesini, dünyayla güneşin mesafesini, güneşin çapını,Ayla dünyanın mesafesini, dünyayla güneşin mesafesini, güneşin çapını, dünyanın güneşin yanında nasıl bir toplu iğne başı gibi kaldığını vs. vs. rakamları biliyorlar.dünyanın güneşin yanında nasıl bir toplu iğne başı gibi kaldığını vs. vs. rakamları biliyorlar. Teleskopla ölçüyorlar. 5 milyon yıl. Işık yılı yalnız, bizim yıllarımız değil.Teleskopla ölçüyorlar. 5 milyon yıl. Işık yılı yalnız, bizim yıllarımız değil. Bir ışık saniyede 300 bin kilometre gider, dünyayı yedi defa mı dolaşıyor derler, ne derler?.. Bir ışık saniyede 300 bin kilometre gider, dünyayı yedi defa mı dolaşıyor derler, ne derler?..

Hani Kâbe'yi yedi defa dönmüyor mu hacılar?Hani Kâbe'yi yedi defa dönmüyor mu hacılar? Dünyayı bir saniyede yedi defa dönüyor.Dünyayı bir saniyede yedi defa dönüyor. O hızla giden ışık beş milyon senede o yıldızdan buraya gelmiş. O hızla giden ışık beş milyon senede o yıldızdan buraya gelmiş.

Ne anlıyorum bundan? Ne anlıyorum bundan?

Kâinatın boyutlarının akılların idrak edemeyeceği kadar büyük olduğunu anlıyorum. Kâinatın boyutlarının akılların idrak edemeyeceği kadar büyük olduğunu anlıyorum.

Bir de ne anlıyorum? Ben orada beş milyon yıl öncesini görüyorum. Bir de ne anlıyorum?

Ben orada beş milyon yıl öncesini görüyorum.

Neden? Beş milyon yıl öncenin ışığı geldi.Neden?

Beş milyon yıl öncenin ışığı geldi.
Belki o ışığın kaynağı şimdi orada yok, patladı, belki yutuldu, belki yok oldu.Belki o ışığın kaynağı şimdi orada yok, patladı, belki yutuldu, belki yok oldu. Ama eski ışıklar, benim gözüme beş milyon yıl önceki manzara geliyor. O anlaşılıyor. Ama eski ışıklar, benim gözüme beş milyon yıl önceki manzara geliyor. O anlaşılıyor.

Demek ki biz kâinatın dibini neden göremiyoruz? Demek ki biz kâinatın dibini neden göremiyoruz?

Zamandan dolayı göremiyoruz.Zamandan dolayı göremiyoruz. Zaman derinliğinden, zamanın büyüklüğünden dolayı ötesini göremiyoruz... Zaman derinliğinden, zamanın büyüklüğünden dolayı ötesini göremiyoruz...

Ama Allahu Teâlâ hazretlerinin lütfuna, kuvvetine, kudretine, imkânına, ihsanına bak kiAma Allahu Teâlâ hazretlerinin lütfuna, kuvvetine, kudretine, imkânına, ihsanına bak ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yedi kat semavâtı geçiyor, Arş'a, Kürsü'ye varıyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yedi kat semavâtı geçiyor, Arş'a, Kürsü'ye varıyor.

Bunları niçin anlatıyorum? Bunları niçin anlatıyorum?

Gök bilgisinden, yıldız bilgisinden Miraç'ın azametini anlayalım diye anlatıyorum.Gök bilgisinden, yıldız bilgisinden Miraç'ın azametini anlayalım diye anlatıyorum. Çok büyük müşahede. Biz bazı şeyleri bilgi olarak biliriz. Biliriz, tamam öyledir. Çok büyük müşahede.

Biz bazı şeyleri bilgi olarak biliriz. Biliriz, tamam öyledir.

Mesela Yeni Gine. Böyle bir yer var mı? Hepiniz dersiniz ki; "Var hocam." Mesela Yeni Gine. Böyle bir yer var mı?

Hepiniz dersiniz ki;

"Var hocam."

E nereden biliyorsun, gittin mi Yeni Gine'ye? "Yo gitmedim ama kesin biliyorum, var." E nereden biliyorsun, gittin mi Yeni Gine'ye?

"Yo gitmedim ama kesin biliyorum, var."

E nereden biliyorsun? "Coğrafya kitapları, ansiklopediler, gazeteler, mecmualar yazıyor.E nereden biliyorsun?

"Coğrafya kitapları, ansiklopediler, gazeteler, mecmualar yazıyor.
Geografic Magazine yazıyor. Oraya gitmişler, resmini çekmişler; biliyorum. Geografic Magazine yazıyor. Oraya gitmişler, resmini çekmişler; biliyorum.

İnsan bazı şeyleri görmeden kesin bilir. Buna ne derler? İnsan bazı şeyleri görmeden kesin bilir. Buna ne derler?

İlme'l-yakîn. Yakîni var. Şeksiz şüphesiz bilgisi var ama biliyor. İlme'l-yakîn. Yakîni var. Şeksiz şüphesiz bilgisi var ama biliyor.

Âhiret var mı? Amennâ ve saddaknâ. Âhiret var mı?

Amennâ ve saddaknâ.

Amentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusulihî ve'l-yevmi'l-âhiri. Amentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusulihî ve'l-yevmi'l-âhiri.

Âhiret var! Nereden biliyorsun, gördün mü? Âhiret var!

Nereden biliyorsun, gördün mü?

Görmedim ama biliyorum. Görmedim ama Peygamber-i Zîşânımın ihbarıyla biliyorum.Görmedim ama biliyorum. Görmedim ama Peygamber-i Zîşânımın ihbarıyla biliyorum. Kur'an'ın izahıyla biliyorum. Allah'ın bildirmesiyle biliyorum. Biliyorum; kesin! Kur'an'ın izahıyla biliyorum. Allah'ın bildirmesiyle biliyorum. Biliyorum; kesin!

Ellezîne yü'minûne bi'l-ğayb. Ellezîne yü'minûne bi'l-ğayb.

Biz gayba inanıyoruz. Allah bizi onunla methediyor. İleride olacak bir şey.Biz gayba inanıyoruz. Allah bizi onunla methediyor. İleride olacak bir şey. Ne yapalım, ileride olunca insanlar görecek.Ne yapalım, ileride olunca insanlar görecek. Mücrimler, kâfirler, müşrikler âhirette peygamberlerin bildirdiği her şeyin hak olduğunu görünce,Mücrimler, kâfirler, müşrikler âhirette peygamberlerin bildirdiği her şeyin hak olduğunu görünce, anlayacaklar hak olduğunu ama iş işten geçecek. Biz onlar gibi değiliz. Biz şimdiden biliyoruz.anlayacaklar hak olduğunu ama iş işten geçecek. Biz onlar gibi değiliz. Biz şimdiden biliyoruz. Onlar şimdiden inanmadıkları için anlayacakları zaman iş işten geçmiş olacak.Onlar şimdiden inanmadıkları için anlayacakları zaman iş işten geçmiş olacak. Onun için Allah bizi methediyor. Ellezîne yu'minûne bi'l-ğayb. Biz gayba inanıyoruz.Onun için Allah bizi methediyor. Ellezîne yu'minûne bi'l-ğayb. Biz gayba inanıyoruz. Görmediğimiz halde biliyoruz; âhiret var. Görmediğimiz halde biliyoruz; âhiret var.

Cennet var mı? el-Cennetü hakkun. Cennet var, hak. Cennet var mı?

el-Cennetü hakkun. Cennet var, hak.

Ve'n-nâru hakkun. Cehennem var. Sırat var mı? Ve's-sırâtu hakkun. Ve'n-nâru hakkun. Cehennem var.

Sırat var mı?

Ve's-sırâtu hakkun.

Terazide amellerin, sevapların günahların tartılması, ölçülmesi var mı? Terazide amellerin, sevapların günahların tartılması, ölçülmesi var mı?

Var. Amennâ ve saddaknâ. Var. Amennâ ve saddaknâ.

Ve'l-mîzânu hakkun. Ve'l-veznü yevmeizini'l-hakku.Ve'l-mîzânu hakkun.

Ve'l-veznü yevmeizini'l-hakku.
Rahman amelleri tartacak. Rahman amelleri tartacak.

Fe-men ya'mel miskâle zerretin hayran yerahû. Ve ya'mel miskâle zerretin şerran yerahû.Fe-men ya'mel miskâle zerretin hayran yerahû. Ve ya'mel miskâle zerretin şerran yerahû. "Zerre ağırlığı kadar hayır işleyen karşılığını görecek,"Zerre ağırlığı kadar hayır işleyen karşılığını görecek, zerre ağırlığı kadar şer işleyen karşılığını görecek." zerre ağırlığı kadar şer işleyen karşılığını görecek."

Bilmiyor muyuz, İzâ zülzilet sûresinde? Biliyoruz. Bilmiyor muyuz, İzâ zülzilet sûresinde?

Biliyoruz.

Bunların hepsini biliyoruz. Bu bilgilere yakînimiz var. Bunların hepsini biliyoruz. Bu bilgilere yakînimiz var.

Yakîn ne demek? Şeksiz şüphesiz, tereddütsüz bilmek. Yakîn ne demek?

Şeksiz şüphesiz, tereddütsüz bilmek.

İmanımız sapasağlam, elhamdülillah! Biliyoruz, bunlar olacak. Cenneti göreceğiz inşaallah.İmanımız sapasağlam, elhamdülillah! Biliyoruz, bunlar olacak. Cenneti göreceğiz inşaallah. Allah'ın lütfuyla hepimiz cenneti inşaallah göreceğiz. Hepimiz o nimetlere ereceğiz.Allah'ın lütfuyla hepimiz cenneti inşaallah göreceğiz. Hepimiz o nimetlere ereceğiz. Anlayacağız, anlatacağız, hatırlayacağız;Anlayacağız, anlatacağız, hatırlayacağız; "Dünyada şöyle olduydu böyle olduydu, bak elhamdülillah..." diyeceğiz. "Dünyada şöyle olduydu böyle olduydu, bak elhamdülillah..." diyeceğiz.

Bazıları ne yapacak, muhterem kardeşlerim? Bazıları ne yapacak, muhterem kardeşlerim?

"Yahu" diyecek, "benim bir arkadaşım vardı, nerede o?" Allah bildirecek; o cehennemde."Yahu" diyecek, "benim bir arkadaşım vardı, nerede o?" Allah bildirecek; o cehennemde. Kalkacak bakacak, cehennemde onu görecek.Kalkacak bakacak, cehennemde onu görecek. "Eyvah!" diyecek, "Az kalsın bu herif beni helâk edecekti! İyi ki onu dinlememişim. "Eyvah!" diyecek, "Az kalsın bu herif beni helâk edecekti! İyi ki onu dinlememişim. İyi ki onun çektiği yola gelmemişim!" diyecek. Onun cehennemde olduğunu görecek. İyi ki onun çektiği yola gelmemişim!" diyecek. Onun cehennemde olduğunu görecek.

Kâfirler cehennemi görecekler, cayır cayır azabı tadacaklar.Kâfirler cehennemi görecekler, cayır cayır azabı tadacaklar. Mü'minler cennete girecek, nimetlerde rahat edecek. Bunları biliyoruz. Mü'minler cennete girecek, nimetlerde rahat edecek. Bunları biliyoruz.

Ama Allahu Teâlâ hazretleri o Muhammed-i Mustafâ'sına;Ama Allahu Teâlâ hazretleri o Muhammed-i Mustafâ'sına; "Ey Resûlüm, ben senin ilme'l-yakîn bilmeni kâfi görmedim, razı değilim,"Ey Resûlüm, ben senin ilme'l-yakîn bilmeni kâfi görmedim, razı değilim, gel de sana hakîkaten bunları göstereyim." dedi. gel de sana hakîkaten bunları göstereyim." dedi. Bunları gösterdi. Cenneti, cehennemi, sıratı, Levh-i Mahfuz'u gösterdi. Bunları gösterdi. Cenneti, cehennemi, sıratı, Levh-i Mahfuz'u gösterdi. Amentü billâhi ve melâiketihî, meleklerini gösterdi. Peygamberlerini gösterdi.Amentü billâhi ve melâiketihî, meleklerini gösterdi. Peygamberlerini gösterdi. Ve rusulihî diyoruz, biz ilme'l-yakîn biliyoruz. Ve rusulihî diyoruz, biz ilme'l-yakîn biliyoruz. Evet, öyle peygamberler geçmiş, biliyoruz. Evet, öyle peygamberler geçmiş, biliyoruz. Tamam, "Hepsine inandık." diyoruz.Tamam, "Hepsine inandık." diyoruz. Ama Peygamber Efendimiz'e hepsini gösterdi. Ama Peygamber Efendimiz'e hepsini gösterdi.

Onun için Peygamber Efendimiz'in imanı gibi iman olur mu? Olmaz. Onun için Peygamber Efendimiz'in imanı gibi iman olur mu?

Olmaz.

Hepsini gördü. Sema sema çıktıkça peygamberleri gördü, konuştu, selâmlaştı. Hepsini gördü. Sema sema çıktıkça peygamberleri gördü, konuştu, selâmlaştı. Onlara imamlık yaptı, önlerinde namaz kıldırdı. Tavsiyelerini dinledi. Onlara imamlık yaptı, önlerinde namaz kıldırdı. Tavsiyelerini dinledi. Dualarını aldı. Muhabbetleşti. Peygamberleri biliyor. Melekleri biliyor. Gördü.Dualarını aldı. Muhabbetleşti. Peygamberleri biliyor. Melekleri biliyor. Gördü. Cenneti biliyor. Cehennemi biliyor. Sıratı biliyor. Gördü. Cenneti biliyor. Cehennemi biliyor. Sıratı biliyor. Gördü.

Ne derler buna? Ayne'l-yakîn. Ne derler buna?

Ayne'l-yakîn.

Bilmeye ilme'l-yakîn derlerdi, buna ayne'l-yakîn. Bilmeye ilme'l-yakîn derlerdi, buna ayne'l-yakîn. Görüp de bilmeye ayne'l-yakîn derler. Ayn, "göz" demek. Gözüyle gördü.Görüp de bilmeye ayne'l-yakîn derler. Ayn, "göz" demek. Gözüyle gördü. Hakikati de Allah anlattı. Her şeyin aslını hakikatini biliyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem. Hakikati de Allah anlattı. Her şeyin aslını hakikatini biliyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem.

Neden Miraç'a götürdü Peygamber Efendimiz'i, Allahu Teâlâ hazretleri niye oralara çağırdı? Neden Miraç'a götürdü Peygamber Efendimiz'i, Allahu Teâlâ hazretleri niye oralara çağırdı?

İşte bir sebep bu. Anlattığı şeyleri gözüyle görsün, hakka'l-yakîn bilsin, öyle anlatsın diye. İşte bir sebep bu. Anlattığı şeyleri gözüyle görsün, hakka'l-yakîn bilsin, öyle anlatsın diye.

Bilenin anlatması nasıldır? Candan anlatır. Tatlı anlatır. Bilenin anlatması nasıldır?

Candan anlatır. Tatlı anlatır.
İnsanın gözünün önüne serer. Tereddütsüz bir şekilde anlatır. İnsanın gözünün önüne serer. Tereddütsüz bir şekilde anlatır. Bilmeyen rivayet eder; "Şöyleymiş böyleymiş... Şu kitapta şöyle yazıyor... Bilmeyen rivayet eder; "Şöyleymiş böyleymiş... Şu kitapta şöyle yazıyor... Duydum ki..." Bu zayıf olur. Duydum ki..." Bu zayıf olur.

Allahu Teâlâ hazretleri, gören insanın anlatmasıyla anlatsın diye Peygamber Efendimiz'i ondan Miraç'a çağırdı. Allahu Teâlâ hazretleri, gören insanın anlatmasıyla anlatsın diye Peygamber Efendimiz'i ondan Miraç'a çağırdı.

Başka? Muhterem kardeşlerim! Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizBaşka?

Muhterem kardeşlerim!

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz
o güzel ahlâkı ile, o güzel cemali ile, insanların en güzeli olduğu halde,o güzel ahlâkı ile, o güzel cemali ile, insanların en güzeli olduğu halde, en doğrusu olduğu halde, Allah'ın habibi olduğu halde...en doğrusu olduğu halde, Allah'ın habibi olduğu halde... Habibullah ve habibunâ; hem habibullah hem de bizim sevgilimiz. Habibullah ve habibunâ; hem habibullah hem de bizim sevgilimiz. Allah'ın sevgilisi, bizim sevgilimiz. Cümle mahlukâtın sevgilisi. Allah'ın sevgilisi, bizim sevgilimiz. Cümle mahlukâtın sevgilisi. Hepsi Muhammed diye can atıyor! Burak'ı, Refref'i, melekleri hepsi...Hepsi Muhammed diye can atıyor! Burak'ı, Refref'i, melekleri hepsi... Peygamberler, hepsi "Ne olaydı bir cemalini göreyim!" diye âşık! Peygamberler, hepsi "Ne olaydı bir cemalini göreyim!" diye âşık! O Muhammed-i Mustafâ'ya, o Muhammedü'l-emîn'e, peygamber oldu,O Muhammed-i Mustafâ'ya, o Muhammedü'l-emîn'e, peygamber oldu, mucizeler gösterdi, Kur'an'ı anlattı. mucizeler gösterdi, Kur'an'ı anlattı.

Muhterem kardeşlerim! 12 yıl aralarında yaşadı. 40 yaşında peygamber oldu.Muhterem kardeşlerim!

12 yıl aralarında yaşadı. 40 yaşında peygamber oldu.
Mekke'de 12 yıl aralarında yaşadı. İnanmadılar.Mekke'de 12 yıl aralarında yaşadı. İnanmadılar. Amma kâfirlermiş ha! Amma müşriklermiş! Amma domuzlarmış ha! Amma katılarmış!.. Amma kâfirlermiş ha! Amma müşriklermiş! Amma domuzlarmış ha! Amma katılarmış!.. 12 yıl Peygamber-i Zîşânımız İslâm'ı, imanı, Kur'an'ı anlattı, mucizeler gösterdi;12 yıl Peygamber-i Zîşânımız İslâm'ı, imanı, Kur'an'ı anlattı, mucizeler gösterdi; dinlemediler, inanmadılar. dinlemediler, inanmadılar. Ebû Cehiller, Ebû Lehebler, hasımlar, düşmanlar, kızgınlar, kırgınlar, zalimler, câniler, katiller...Ebû Cehiller, Ebû Lehebler, hasımlar, düşmanlar, kızgınlar, kırgınlar, zalimler, câniler, katiller... Öldürdüler, müslümanları şehit ettiler. Zulmü gittikçe arttırdılar. Öldürdüler, müslümanları şehit ettiler. Zulmü gittikçe arttırdılar.

Niye arttırdılar? Önce Abdulmuttalib vardı, dedesi; kılına dokundurtmuyordu. Niye arttırdılar?

Önce Abdulmuttalib vardı, dedesi; kılına dokundurtmuyordu.
Korkuyorlardı. Abdulmuttalib şehrin en yüksek şahsiyetiydi.Korkuyorlardı. Abdulmuttalib şehrin en yüksek şahsiyetiydi. Sonra Ebû Tâlib vardı. Ondan da, kavminden kabilesinden de korkuyorlardı. Sonra Ebû Tâlib vardı. Ondan da, kavminden kabilesinden de korkuyorlardı. Abdulmuttalib ölünce, amcası Ebû Tâlib ölünce müşrikler işi azıttılar. Abdulmuttalib ölünce, amcası Ebû Tâlib ölünce müşrikler işi azıttılar.

Neden? Himayesiz gördüler. Neden?

Himayesiz gördüler.

12 yıl Mekke'de uğraştı, çok az insan iman etti.12 yıl Mekke'de uğraştı, çok az insan iman etti. Haklı olduğunu bilseler bile yanına yanaşmaya korktular.Haklı olduğunu bilseler bile yanına yanaşmaya korktular. Peygamber Efendimiz Mekke'ye gelen heyetlerin yanına gidiyordu. Peygamber Efendimiz Mekke'ye gelen heyetlerin yanına gidiyordu. O zamanda hac yapıyorlardı. Hac için gelen heyetlerin O zamanda hac yapıyorlardı. Hac için gelen heyetlerin yanına Mina'ya gidiyordu, Müzdelife'ye gidiyordu. yanına Mina'ya gidiyordu, Müzdelife'ye gidiyordu. Selâm veriyordu, yanlarına oturuyordu. Diyordu ki; Selâm veriyordu, yanlarına oturuyordu. Diyordu ki;

"Siz neredensiniz?" "Biz falanca kabiledeniz." "İyi, hoş geldiniz... "Siz neredensiniz?"

"Biz falanca kabiledeniz."

"İyi, hoş geldiniz...
Ben Allah'ın Resûlüyüm. Ben Allah'ın gönderdiği elçisiyim.Ben Allah'ın Resûlüyüm. Ben Allah'ın gönderdiği elçisiyim. Bana Allahu Teâlâ hazretleri emirlerini bildiriyor. Şirki bırakın.Bana Allahu Teâlâ hazretleri emirlerini bildiriyor. Şirki bırakın. Küfrü bırakın. İmana gelin." diyordu. Küfrü bırakın. İmana gelin." diyordu.

Dinliyorlardı. Dinliyorlardı da ondan sonra diyorlardı ki; Dinliyorlardı. Dinliyorlardı da ondan sonra diyorlardı ki;

"Yâ Muhammed, yâ Ebe'l-Kâsım! Ey Kasım'ın babası!"Yâ Muhammed, yâ Ebe'l-Kâsım! Ey Kasım'ın babası! İyi güzel söylüyorsun da, tamam da biz senin sözünü dinlesek İyi güzel söylüyorsun da, tamam da biz senin sözünü dinlesek sana tâbi olsak Kureyş'le aramız bozulur. sana tâbi olsak Kureyş'le aramız bozulur. Kureyş bize düşmanlık eder.Kureyş bize düşmanlık eder. Bizim kervanlarımız buralardan Şam'a doğru geçemez; ticaretimiz mahvolur,Bizim kervanlarımız buralardan Şam'a doğru geçemez; ticaretimiz mahvolur, hayatımız bozulur, kazancımız duraklar. hayatımız bozulur, kazancımız duraklar. Kusura bakma ama biz Kureyş'e karşı senin yanında yer alamayız." Kusura bakma ama biz Kureyş'e karşı senin yanında yer alamayız."

Senelerce böyle devam etti. Nihâyet bir akşam, 26 Receb, Ebû Cehil işi azıttı; Senelerce böyle devam etti. Nihâyet bir akşam, 26 Receb, Ebû Cehil işi azıttı; çok hakaret etti, çok tecavüz etti, saldırdı, Peygamber Efendimiz'in ayağını yaraladı. çok hakaret etti, çok tecavüz etti, saldırdı, Peygamber Efendimiz'in ayağını yaraladı. "Sen bizim dinimizi, putlarımızı ne diye diline doluyorsun?"Sen bizim dinimizi, putlarımızı ne diye diline doluyorsun? Ne diye kötülüyorsun? Yeni bir din ne diye getirdin? Ne diye kötülüyorsun? Yeni bir din ne diye getirdin? Atalarımızın yolunu niye değiştiriyorsun? Bre!.." Taş attı, ayağını yaraladı.Atalarımızın yolunu niye değiştiriyorsun? Bre!.." Taş attı, ayağını yaraladı. Peygamber Efendimiz'in ayağı kanadı. Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz yanına geldi.Peygamber Efendimiz'in ayağı kanadı. Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz yanına geldi. Peygamber Efendimiz çok mahzun oldu. 12 yıldır uğraşıyor, Peygamber Efendimiz çok mahzun oldu. 12 yıldır uğraşıyor, taşlar yerinden kıpırdamıyor. Düşünün... Ya 12 yıl, az mı? Dinlemiyorlar.taşlar yerinden kıpırdamıyor. Düşünün... Ya 12 yıl, az mı? Dinlemiyorlar. O zaman çok mahzun oldu. O zaman Allahu Teâlâ hazretleri Miraç'ı nasip etti. O zaman çok mahzun oldu. O zaman Allahu Teâlâ hazretleri Miraç'ı nasip etti.

el-Ferec ba'de'ş-şidde derler. el-Ferec ba'de'ş-şidde derler. "Şiddetli, sıkıntılı, üzüntülü şeylerden sonra ferahlık gelir." "Şiddetli, sıkıntılı, üzüntülü şeylerden sonra ferahlık gelir."

Fe-inne mea'l-usri yüsran. İnne mea'l-usri yüsrâ. Fe-inne mea'l-usri yüsran. İnne mea'l-usri yüsrâ.

Zorluktan sonra kolaylık gelir. Zorluktan sonra kolaylık gelir. Sabırdan sonra Allahu Teâlâ hazretleri mükâfat gönderir. Sabırdan sonra Allahu Teâlâ hazretleri mükâfat gönderir.

Onlar Peygamber Efendimiz'e eza cefa yaptılar, Allah da;Onlar Peygamber Efendimiz'e eza cefa yaptılar, Allah da; "Gel habibim" dedi, ona Miraç'ı nasip etti. Neden? "Gel habibim" dedi, ona Miraç'ı nasip etti.

Neden?

Çok mahzun olmuştu. O gün o kadar mahzun oldu kiÇok mahzun olmuştu. O gün o kadar mahzun oldu ki halası Ümmü Hâni'nin evine gitti...halası Ümmü Hâni'nin evine gitti... Halası, daha doğrusu Ebû Tâlib isimli amcasının büyük kızı, Hz. Ali'nin ablası.Halası, daha doğrusu Ebû Tâlib isimli amcasının büyük kızı, Hz. Ali'nin ablası. Tabii baba tarafından olan kadın akrabaya biz "hala" diyoruz. Halası.Tabii baba tarafından olan kadın akrabaya biz "hala" diyoruz. Halası. Atike binti Ebî Tâlib. Ama lakabı Ümmü Hâni, "Hâni'nin annesi" demek.Atike binti Ebî Tâlib. Ama lakabı Ümmü Hâni, "Hâni'nin annesi" demek. Halası basiretli, dikkatli, akıllı, uslu, güngörmüş bir hanımefendiydi. Onun yanına gitti.Halası basiretli, dikkatli, akıllı, uslu, güngörmüş bir hanımefendiydi. Onun yanına gitti. Üzüntülü. Yattı oraya, istirahat etmek istedi. Cebrail aleyhisselam geldi; Üzüntülü. Yattı oraya, istirahat etmek istedi. Cebrail aleyhisselam geldi;

"Allahu Teâlâ hazretleri seni Miraç'a davet ediyor." dedi. "Allahu Teâlâ hazretleri seni Miraç'a davet ediyor." dedi.

"Senin o ayağının yarasının, çektiğin o kalp üzüntülerinin, sıkıntılarının "Senin o ayağının yarasının, çektiğin o kalp üzüntülerinin, sıkıntılarının mükâfatı olarak Allah seni Miraç'a davet ediyor yâ Resûlallah." dedi. mükâfatı olarak Allah seni Miraç'a davet ediyor yâ Resûlallah." dedi.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Ümmü Hâni hazretlerinin evinden Harem-i Şerif'e geldi.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Ümmü Hâni hazretlerinin evinden Harem-i Şerif'e geldi. Mescid-i Haram'a geldi. Hacca gidenler, göz önüne gelsin diye söylüyorum.Mescid-i Haram'a geldi.

Hacca gidenler, göz önüne gelsin diye söylüyorum.
Safa ile Merve diye iki tepe vardır. Onların arasında sa'y yapılır.Safa ile Merve diye iki tepe vardır. Onların arasında sa'y yapılır. Safa tepesine çıkılır, Kâbe'ye doğru bakılır, Hacer-i Esved'e doğru Bismillâhi Allahu ekber denilir.Safa tepesine çıkılır, Kâbe'ye doğru bakılır, Hacer-i Esved'e doğru Bismillâhi Allahu ekber denilir. Ondan sonra sa'ya başlanır. Oradan biraz yokuş aşağı giderken sağ taraf,Ondan sonra sa'ya başlanır. Oradan biraz yokuş aşağı giderken sağ taraf, o duvarlar olmasa sağa baksan sağ taraf Peygamber Efendimiz'in mahallesidir, Benî Hâşim yurdudur.o duvarlar olmasa sağa baksan sağ taraf Peygamber Efendimiz'in mahallesidir, Benî Hâşim yurdudur. Benî Hâşim'den ya Peygamber Efendimiz... Benî Hâşim'den ya Peygamber Efendimiz... Mekke'nin Benî Hâşim'in oturduğu mıntıkasıdır. Evi de oradadır. Mekke'nin Benî Hâşim'in oturduğu mıntıkasıdır. Evi de oradadır.

Peygamber Efendimiz'in evi şimdi orada.Peygamber Efendimiz'in evi şimdi orada. Mescit bitiyor, mescidin avlusu bitiyor, parmaklıklar bitiyor, orada tek başına bir bina var.Mescit bitiyor, mescidin avlusu bitiyor, parmaklıklar bitiyor, orada tek başına bir bina var. Bir onu yıkmamışlar. Her taraf yola kadar dümdüz. İşte orası kütüphane olarak kullanılıyor. Bir onu yıkmamışlar. Her taraf yola kadar dümdüz. İşte orası kütüphane olarak kullanılıyor. Peygamber Efendimiz o kütüphane olarak kullanılan yerde doğmuş. Peygamber Efendimiz o kütüphane olarak kullanılan yerde doğmuş.

Keşke taşıyla toprağıyla kerpiciyle camın içine koysalardı da muhafaza etselerdi!Keşke taşıyla toprağıyla kerpiciyle camın içine koysalardı da muhafaza etselerdi! "Resûlullah burada doğdu." diye keşke aynen kalsaydı! "Resûlullah burada doğdu." diye keşke aynen kalsaydı!

Yıkmışlar. Betondan bir bina yapmışlar. Kütüphane yapmışlar.Yıkmışlar. Betondan bir bina yapmışlar. Kütüphane yapmışlar. Kütüphane filan değil; Peygamber Efendimiz'in doğduğu yer. Kütüphane filan değil; Peygamber Efendimiz'in doğduğu yer.

İşte o civarda Ebû Tâlib'in evi vardı. İşte o civarda Ebû Tâlib'in evi vardı. Bu da Ebû Tâlib'in kızı olduğundan babası ölünce o evde kalıyordu.Bu da Ebû Tâlib'in kızı olduğundan babası ölünce o evde kalıyordu. Harem-i Şerif'e çok yakındı, Ümmü Hâni hazretleri... Harem-i Şerif'e çok yakındı, Ümmü Hâni hazretleri...

Orada istirahat ederken Cebrail gelip; "Buyur yâ Resûlallah, Allah'tan ferman çıktı.Orada istirahat ederken Cebrail gelip; "Buyur yâ Resûlallah, Allah'tan ferman çıktı. Sana bugün çok büyük beşâret, çok büyük nimet, çok büyük saadet,Sana bugün çok büyük beşâret, çok büyük nimet, çok büyük saadet, çok büyük devlet var!" diye söyleyince hemen Harem-i Şerif'e geçiverdiler.çok büyük devlet var!" diye söyleyince hemen Harem-i Şerif'e geçiverdiler. Safa ile Merve'nin arasından oradan zemzem kuyusuna...Safa ile Merve'nin arasından oradan zemzem kuyusuna... Peygamber Efendimiz oradan abdest aldı.Peygamber Efendimiz oradan abdest aldı. O mübarek Beyt'i, Kâbe-i Müşerrefe'yi yedi defa tavaf etti.O mübarek Beyt'i, Kâbe-i Müşerrefe'yi yedi defa tavaf etti. Altınoluk'un ön tarafında yarım duvar vardır. Onun içerisine Hatîm derler.Altınoluk'un ön tarafında yarım duvar vardır. Onun içerisine Hatîm derler. Ha ve tı harfiyle: Hatîm. Veya Hicr-i İsmail derler. Orada namaz kıldı, oturdu.Ha ve tı harfiyle: Hatîm. Veya Hicr-i İsmail derler. Orada namaz kıldı, oturdu. Cebrail aleyhisselam yanına geldi. Başladı yol hazırlığı, mânevî hazırlıklar... Göğsünü yardı. Cebrail aleyhisselam yanına geldi. Başladı yol hazırlığı, mânevî hazırlıklar... Göğsünü yardı.

Nasıl yardı? Ne bileyim ben... Melek âdemoğlunun göğsünü nasıl yarar?Nasıl yardı?

Ne bileyim ben... Melek âdemoğlunun göğsünü nasıl yarar?
Herhalde çakı bıçak kullanmaz. Göğsünü yardı. İçine iman doldurdu, nur doldurdu.Herhalde çakı bıçak kullanmaz.

Göğsünü yardı. İçine iman doldurdu, nur doldurdu.
Zemzemle yıkadı. Kalbini yardı, kalbinden bir kan pıhtısı çıkarttı, dışarı attı.Zemzemle yıkadı. Kalbini yardı, kalbinden bir kan pıhtısı çıkarttı, dışarı attı. Oraya da Allah'ın rahmetini doldurdu, feyiz doldurdu.Oraya da Allah'ın rahmetini doldurdu, feyiz doldurdu. Nice şeyler doldurduysa bir mânevî ameliyat geçirdi. Efendimiz anlatıyor. Nice şeyler doldurduysa bir mânevî ameliyat geçirdi.

Efendimiz anlatıyor.

Şimdi burada hadis kitabı var. Önümde bir sürü kitap açtım.Şimdi burada hadis kitabı var. Önümde bir sürü kitap açtım. Sabaha kadar pençemden kurtulamazsınız.Sabaha kadar pençemden kurtulamazsınız. Görüyorsunuz, bak kitaplar var, bunların hepsini okuyacağız. Korktuysanız keselim... Görüyorsunuz, bak kitaplar var, bunların hepsini okuyacağız. Korktuysanız keselim...

Ondan sonra diyor ki Peygamber Efendimiz; "Göğsüm yine yerine geldi." Ondan sonra diyor ki Peygamber Efendimiz;

"Göğsüm yine yerine geldi."

Demek ki meleğin ameliyatı kansız oluyormuş. Nasıl oluyorsa Efendimiz bir ameliyat geçirdi. Demek ki meleğin ameliyatı kansız oluyormuş. Nasıl oluyorsa Efendimiz bir ameliyat geçirdi.

Delâilü'l-hayrât şerhinde anlatılıyor. Beline yakuttan bir kemer geçirildi.Delâilü'l-hayrât şerhinde anlatılıyor. Beline yakuttan bir kemer geçirildi. Omuzlarına nurdan bir rida yani üst elbisesi geçirildi. Bana kalırsa uzay elbiseleri geçmeye başladı.Omuzlarına nurdan bir rida yani üst elbisesi geçirildi. Bana kalırsa uzay elbiseleri geçmeye başladı. Ayaklarına yeşil zümrütten pabuçlar giydirildi. Onlar da neyse...Ayaklarına yeşil zümrütten pabuçlar giydirildi. Onlar da neyse... Tabii o devrin insanı gördüğünü böyle anlatacak. Öyle görülecek, öyle anlatacak.Tabii o devrin insanı gördüğünü böyle anlatacak. Öyle görülecek, öyle anlatacak. Bu devrin insanı da kendi aklını kullansın, onun nasıl olduğunu anlatsın. Bu devrin insanı da kendi aklını kullansın, onun nasıl olduğunu anlatsın.

Cebrail aleyhisselam bu işleri tamamladı. İçini nur doldurdu, feyiz doldurdu.Cebrail aleyhisselam bu işleri tamamladı. İçini nur doldurdu, feyiz doldurdu. Rahmet suyuyla yıkadı. Cennetten Burak geldi. Rahmet suyuyla yıkadı. Cennetten Burak geldi.

Burak kelimesi, muhterem kardeşlerim, dikkatinizi çekerim, belki başka yerlerde pek söylenmez:Burak kelimesi, muhterem kardeşlerim, dikkatinizi çekerim, belki başka yerlerde pek söylenmez: Arapça'da berk "şimşek" demek. Burak, o kelimeyle ilgili. Demek şimşek gibi bir mahluk. Arapça'da berk "şimşek" demek. Burak, o kelimeyle ilgili. Demek şimşek gibi bir mahluk.

Şimşek gibi bir mahluk geldi.Şimşek gibi bir mahluk geldi. Çok güzelmiş. Görünüşü bakmaya doyulamayacak, tatlı, güzel bir yaratık.Çok güzelmiş. Görünüşü bakmaya doyulamayacak, tatlı, güzel bir yaratık. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in önünde durdu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in önünde durdu.

"Ata benzer" diyor. Tabii insanoğlu o devirde ata bindiği için"Ata benzer" diyor. Tabii insanoğlu o devirde ata bindiği için Peygamber Efendimiz'e Allahu Teâlâ hazretleri Burak'ı o şekilde gösterdi. Peygamber Efendimiz'e Allahu Teâlâ hazretleri Burak'ı o şekilde gösterdi. Ama biz bugün başka türlü vasıtalara biniyoruz. Ama biz bugün başka türlü vasıtalara biniyoruz.

Cebrail aleyhisselam üzengisini tuttu, Peygamber Efendimiz Burak'ın üstüne bindi.Cebrail aleyhisselam üzengisini tuttu, Peygamber Efendimiz Burak'ın üstüne bindi. Öyle hızlı gidiyordu ki gözün gördüğü yere yani ufka adımını atıyordu. Oraya, oraya varıyordu... Öyle hızlı gidiyordu ki gözün gördüğü yere yani ufka adımını atıyordu. Oraya, oraya varıyordu...

Ve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz el-Mescidü'l-Haram'danVe Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz el-Mescidü'l-Haram'dan yani Kâbe'nin olduğu yerden el-Mescidü'l-Aksâ'ya, Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'ya vardı. yani Kâbe'nin olduğu yerden el-Mescidü'l-Aksâ'ya, Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'ya vardı.

Vardı mı? Âmennâ ve saddaknâ. Kur'ân-ı Kerîm'de bildiriliyor. Vardı mı?

Âmennâ ve saddaknâ. Kur'ân-ı Kerîm'de bildiriliyor.

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Sübhânellezî esrâ bi-abdihî leylen mine'l-mescidi'l-harâmi ile'l-mescidi'l-aksa'llezîSübhânellezî esrâ bi-abdihî leylen mine'l-mescidi'l-harâmi ile'l-mescidi'l-aksa'llezî bâreknâ havlehû li-nüriyehû min âyâtinâ innehû hüve's-semîu'l-basîr. bâreknâ havlehû li-nüriyehû min âyâtinâ innehû hüve's-semîu'l-basîr.

Bu sûre sübhan sözüyle başlıyor. Muhterem kardeşlerim! Bu sûre sübhan sözüyle başlıyor.

Muhterem kardeşlerim!

Sübhan sözünü duydunuz mu ürperin! Sübhan sözü çok muhteşem bir sözdür.Sübhan sözünü duydunuz mu ürperin! Sübhan sözü çok muhteşem bir sözdür. Sübhanallah demek, çok muazzam bir sözdür.Sübhanallah demek, çok muazzam bir sözdür. "Yâ Rabbi! Senin her türlü noksandan uzak olduğunu biliyorum. Öyle idrak ediyorum."Yâ Rabbi! Senin her türlü noksandan uzak olduğunu biliyorum. Öyle idrak ediyorum. Her türlü kemalâtın sahibisin. Her türlü mükemmelliği yaratan sensin, sahibi sensin. Her türlü kemalâtın sahibisin. Her türlü mükemmelliği yaratan sensin, sahibi sensin. Hiçbir noksanlık yok." demek. Sübhan demek, sübhanallah demek, çok mühim bir kelimedir.Hiçbir noksanlık yok." demek. Sübhan demek, sübhanallah demek, çok mühim bir kelimedir. Bir küçük kelimedir ama tabirdir bu, deyimdir. Buna "idiomatik söylemek" diyorlar.Bir küçük kelimedir ama tabirdir bu, deyimdir. Buna "idiomatik söylemek" diyorlar. Çok mühim mânası olan bir kelimedir. Çok mühim mânası olan bir kelimedir.

Sübhânellezî esrâ bi-abdihî. Sübhânellezî esrâ bi-abdihî.

Esrâ-yüsrî-isrâen, Arapça'da "geceleyin yürümek, yolculuk yapmak" demek. Esrâ-yüsrî-isrâen, Arapça'da "geceleyin yürümek, yolculuk yapmak" demek.

Bu mübarekler niye geceleyin yolculuk yaparlar? Bu mübarekler niye geceleyin yolculuk yaparlar?

Gündüz çok sıcak olur da ondan. Dayanılmaz. Gündüz insan adım atamaz.Gündüz çok sıcak olur da ondan. Dayanılmaz. Gündüz insan adım atamaz. Güneş insanın beynini fokurdatır. Taşın üstüne et koysan pişer.Güneş insanın beynini fokurdatır. Taşın üstüne et koysan pişer. Kurbanı kes, taşın üstüne eti çevir koyuver, cızz yapar, et pişer.Kurbanı kes, taşın üstüne eti çevir koyuver, cızz yapar, et pişer. Ye, buyur otur, tamam pişti et, yemeğin hazır. O kadar sıcak olur.Ye, buyur otur, tamam pişti et, yemeğin hazır. O kadar sıcak olur. Onun için gece yolculuğu severler. Ohh gökyüzünde mehtap veya yıldızlar...Onun için gece yolculuğu severler. Ohh gökyüzünde mehtap veya yıldızlar... Orada sanki yıldızlar insana daha yakın gibi geliyor.Orada sanki yıldızlar insana daha yakın gibi geliyor. Sanki uzatsam birkaç tanesini toplayacakmışım gibi geliyor.Sanki uzatsam birkaç tanesini toplayacakmışım gibi geliyor. Çünkü gökyüzü berrak, hava temiz. Buraları gibi değildir. Burada mesela sis bastı.Çünkü gökyüzü berrak, hava temiz. Buraları gibi değildir. Burada mesela sis bastı. Nebel. Sis bastı, ötesini göremiyorsun. Orada öyle değil. Orada yıldızları topla, cebine koy.Nebel. Sis bastı, ötesini göremiyorsun. Orada öyle değil. Orada yıldızları topla, cebine koy. İzinli al ama, izinsiz alma. O kadar yakın. İzinli al ama, izinsiz alma. O kadar yakın.

Geceleyin devenin üstünde serinlikte seyahat ederler.Geceleyin devenin üstünde serinlikte seyahat ederler. Gece seyahat etmeye, yürümeye, gitmeye isrâ derler. Esrâ-yüsrî.Gece seyahat etmeye, yürümeye, gitmeye isrâ derler. Esrâ-yüsrî. Lâzım fiilidir, müteaddi değildir. Yani intransitiftir, transitif değildir.Lâzım fiilidir, müteaddi değildir. Yani intransitiftir, transitif değildir. Bi harf-i cer'iyle, propozisyonu ile müteaddi olmuştur. Bi harf-i cer'iyle, propozisyonu ile müteaddi olmuştur.

Sübhânellezî esrâ bi-abdihî.Sübhânellezî esrâ bi-abdihî. "Kulunu geceleyin seyahat yaptırtan, götürten Allah'ın şânı her türlü noksandan münezzehtir!" "Kulunu geceleyin seyahat yaptırtan, götürten Allah'ın şânı her türlü noksandan münezzehtir!"

Allah götürtüyor. Kulunu Allah gece seyahat ettiriyor. Neyle seyahat ettiriyor? Allah götürtüyor. Kulunu Allah gece seyahat ettiriyor.

Neyle seyahat ettiriyor?

Hadisten biliyoruz ki Burak'la. Âyette söylemiyor. Hadisten biliyoruz ki Burak'la. Âyette söylemiyor.

"Geceleyin kulunu seyahat ettiren Allah'ın şânı her türlü noksandan münezzehtir."Geceleyin kulunu seyahat ettiren Allah'ın şânı her türlü noksandan münezzehtir. O âlemlerin Rabbi her şeye kâdirdir. Her türlü noksandan münezzehtir." demek.O âlemlerin Rabbi her şeye kâdirdir. Her türlü noksandan münezzehtir." demek. O kelime sübhan sözünün içinde. Sübhan dedi mi tüyleriniz dikilecek, saçlarınız kalkacak.O kelime sübhan sözünün içinde. Sübhan dedi mi tüyleriniz dikilecek, saçlarınız kalkacak. O kadar mühim bir sözdür! Sübhânellezî esrâ bi-abdihî. Leylen. "Geceleyin." O kadar mühim bir sözdür!

Sübhânellezî esrâ bi-abdihî.

Leylen. "Geceleyin."

Mine'l-mescidi'l-harâmi ile'l-mescidi'l-aksâ. Mescid-i Haram Mekke'de, Mescid-i Aksa Kudüs'te.Mine'l-mescidi'l-harâmi ile'l-mescidi'l-aksâ. Mescid-i Haram Mekke'de, Mescid-i Aksa Kudüs'te. "Geceleyin Mekke'den Kudüs'e götürdü." "Geceleyin Mekke'den Kudüs'e götürdü."

Kimse "gık" diyemez. Âyet söylüyor, Allah söylüyor.Kimse "gık" diyemez. Âyet söylüyor, Allah söylüyor. Bir gecede geceleyin Mekke'den Kudüs'e götürmüş.Bir gecede geceleyin Mekke'den Kudüs'e götürmüş. Mescid-i Aksâ'ya götürmüş. el-Mescidü'l-Aksâ, oraya götürmüş. Mescid-i Aksâ'ya götürmüş. el-Mescidü'l-Aksâ, oraya götürmüş.

Ellezî bâreknâ havlehû. "O Kudüs ki etrafını mukaddes, mübarek, bereketli kıldık." Ellezî bâreknâ havlehû. "O Kudüs ki etrafını mukaddes, mübarek, bereketli kıldık."

Kudüs çok kıymetli bir şehir. Şam diyarı çok mübarek bir diyar. Evliyâullahın toplantı yeri orası.Kudüs çok kıymetli bir şehir. Şam diyarı çok mübarek bir diyar. Evliyâullahın toplantı yeri orası. Enbiyâullahın da, peygamberlerin de toplantı yeri orası. Onun için oraya gidiyor.Enbiyâullahın da, peygamberlerin de toplantı yeri orası. Onun için oraya gidiyor. Buluşacak ya, ondan, hikmeti o. Kudüs-ü Şerif'e ondan gidiyor.Buluşacak ya, ondan, hikmeti o. Kudüs-ü Şerif'e ondan gidiyor. Yeryüzünün mukaddes mıntıkası o; Kudüs ve çevresi, çok mübarek yer. Yeryüzünün mukaddes mıntıkası o; Kudüs ve çevresi, çok mübarek yer.

Allah tekrar elimize ihsan eylesin. Elimizdeydi de kıymetini bilemedik, korumasını bilemedik.Allah tekrar elimize ihsan eylesin. Elimizdeydi de kıymetini bilemedik, korumasını bilemedik. Allah tekrar ihsan eylesin. Allah tekrar ihsan eylesin.

Kıymeti bilinmeyen nimet elden alınır. Cihadı terk eden ümmet zelil olur.Kıymeti bilinmeyen nimet elden alınır. Cihadı terk eden ümmet zelil olur. Emr-i mâruf nehy-i münker ve cihat vazifesini bir millet terk etti mi Allah onları zillete düşürür,Emr-i mâruf nehy-i münker ve cihat vazifesini bir millet terk etti mi Allah onları zillete düşürür, zilleti musallat eder, hor ve zelil olur. Ne zamana kadar? zilleti musallat eder, hor ve zelil olur.

Ne zamana kadar?

Tekrar akıllanıp, tevbe edip Allah'ın dinine sarılıncaya kadar. Tekrar akıllanıp, tevbe edip Allah'ın dinine sarılıncaya kadar.

Bir kere daha oldu... Bir kere daha Kudüs müslümanların elinden çıkmıştı.Bir kere daha oldu... Bir kere daha Kudüs müslümanların elinden çıkmıştı. Selahaddîn-i Eyyûbî yemin etti; "Kudüs alınmadıkça gülmeyeceğim!" dedi. Selahaddîn-i Eyyûbî yemin etti;

"Kudüs alınmadıkça gülmeyeceğim!" dedi.

"Niye güleyim? Kudüs elimde değil. Kudüs alınmadığı zaman gülmeyeceğim." "Niye güleyim? Kudüs elimde değil. Kudüs alınmadığı zaman gülmeyeceğim."

Başına kara, siyah sarık sardı. Başına kara, siyah sarık sardı.

Ben de saracağım ama bulamadım. Kara saracağım, beyaz sarmayacağım. Ben de saracağım ama bulamadım. Kara saracağım, beyaz sarmayacağım.

Bir gecede etrafı mübarek olan Kudüs'e götürdü. Neden? Bir gecede etrafı mübarek olan Kudüs'e götürdü.

Neden?

Li-nüriyehû min âyâtinâ.Li-nüriyehû min âyâtinâ. Allah; "Varlıkları, delillerimizi, âyetlerimizi ona göstermek için bunu yaptık." diyor. Allah; "Varlıkları, delillerimizi, âyetlerimizi ona göstermek için bunu yaptık." diyor.

Son derece güzel sonuçlar çıkartacak mühim büyük olaylara da âyet derler.Son derece güzel sonuçlar çıkartacak mühim büyük olaylara da âyet derler. Mesela ay ve güneş Allah'ın âyetlerinden bir âyettir. Ay tutulması, güneş tutulması gibi...Mesela ay ve güneş Allah'ın âyetlerinden bir âyettir. Ay tutulması, güneş tutulması gibi... Âyet her zaman "Kur'ân-ı Kerîm'in cümlesi" mânasına gelmez, "çok mühim olay" mânasına gelir. Âyet her zaman "Kur'ân-ı Kerîm'in cümlesi" mânasına gelmez, "çok mühim olay" mânasına gelir.

"Çok mühim birtakım şeyleri göstermek için geceleyin Mekke'den, Mescid-i Haram'dan Kudüs'e,"Çok mühim birtakım şeyleri göstermek için geceleyin Mekke'den, Mescid-i Haram'dan Kudüs'e, Mescid-i Aksâ'ya kulunu götüren Allah'ın şânı her türlü noksandan münezzehtir." Mescid-i Aksâ'ya kulunu götüren Allah'ın şânı her türlü noksandan münezzehtir."

Gösterdi mi o gece her türlü âyetlerini? Gösterdi. Gösterdi mi o gece her türlü âyetlerini?

Gösterdi.

Sidretü'l-Müntehâ âyettir. Cennet âyettir. Cehennem âyettir.Sidretü'l-Müntehâ âyettir. Cennet âyettir. Cehennem âyettir. Oralarda nice âyetler, deliller, burhanlar, vesikalar, müşahedeler vardır.Oralarda nice âyetler, deliller, burhanlar, vesikalar, müşahedeler vardır. Yedi kat semavât, melekler, hepsi Allah'ın [âyetleridir]. İşte onları göstermek için oraya götürdü. Yedi kat semavât, melekler, hepsi Allah'ın [âyetleridir]. İşte onları göstermek için oraya götürdü.

Âyetle sabit. Oraya kadar gittiği muhakkak. Âyetle sabit. Oraya kadar gittiği muhakkak.

"Hocam, bazen rüya görüyor insan, havalarda uçuyor."Hocam, bazen rüya görüyor insan, havalarda uçuyor. Kıyametin koptuğunu görüyor. Hesaba çekildiğini görüyor. Ya rüya gibi bir şeyse bu?" Kıyametin koptuğunu görüyor. Hesaba çekildiğini görüyor. Ya rüya gibi bir şeyse bu?"

Hayır, rüya gibi bir şey değil! İspat edeceğim, anlatacağım. Hayır, rüya gibi bir şey değil!

İspat edeceğim, anlatacağım.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Burak'la giderken aşağıda kervanları görüyordu;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Burak'la giderken aşağıda kervanları görüyordu; falancaların kervanı, filancaların kervanı...falancaların kervanı, filancaların kervanı... Baktı ki kervanlardan bir tanesinde bir deve kaybolmuş, telaşa düşmüşler;Baktı ki kervanlardan bir tanesinde bir deve kaybolmuş, telaşa düşmüşler; "Bizim deve nerede?" diye arıyorlar. Peygamber Efendimiz onların yanına yanaştı, seslendi; "Bizim deve nerede?" diye arıyorlar. Peygamber Efendimiz onların yanına yanaştı, seslendi;

"Deveniz falanca yerdedir, o tarafa doğru gidin, deveyi oradan alın." diye yolunu söyledi. "Deveniz falanca yerdedir, o tarafa doğru gidin, deveyi oradan alın." diye yolunu söyledi.

Niye söylüyor? Kudüs'e giderken ne diye bu işi bıraktı da bunu söylüyor? Niye söylüyor?

Kudüs'e giderken ne diye bu işi bıraktı da bunu söylüyor?

Sebebi hikmeti var. Delil olacak bu. Sebebi hikmeti var. Delil olacak bu.

Sonra gitti o kervandan ağzı kapalı bir su kabından açtı orayı, su içti.Sonra gitti o kervandan ağzı kapalı bir su kabından açtı orayı, su içti. Susamış Peygamber Efendimiz. Niye içiyor? Susamış Peygamber Efendimiz.

Niye içiyor?

O suyun eksildiğini kervancılar sonra anladılar.O suyun eksildiğini kervancılar sonra anladılar. Deveyi bulduktan sonra; "Ya" dediler, "bizim su eksilmiş su kabından.Deveyi bulduktan sonra; "Ya" dediler, "bizim su eksilmiş su kabından. Kim içti bunu? Hiç kimse içmemesi lazım. Kim içti bu suyu?" Akıllarına takıldı.Kim içti bunu? Hiç kimse içmemesi lazım. Kim içti bu suyu?" Akıllarına takıldı. Sonra, başka bir kervanın yanından geçerken onları gördü, münakaşa ediyorlardı.Sonra, başka bir kervanın yanından geçerken onları gördü, münakaşa ediyorlardı. Birbirleriyle kavga edip birbirlerini yaraladıklarını gördü. Birbirleriyle kavga edip birbirlerini yaraladıklarını gördü.

Sonra, Mekke-i Mükerreme'ye dönerken Ten'im denilen bir yer var,Sonra, Mekke-i Mükerreme'ye dönerken Ten'im denilen bir yer var, Mekke'ye yakın, Harem-i Şerif'e 20-25 kilometre bir yer var. Ten'im.Mekke'ye yakın, Harem-i Şerif'e 20-25 kilometre bir yer var. Ten'im. Şimdi "umre mescidi" diyorlar. Orada mescit yapılmış. 25 kilometre.Şimdi "umre mescidi" diyorlar. Orada mescit yapılmış. 25 kilometre. Biz şimdi yarım saatte, 15 dakikada gidiyoruz.Biz şimdi yarım saatte, 15 dakikada gidiyoruz. Ama eskiden yaya oradan Harem-i Şerif'e gelmek ne kadar alır? 5-6 saat alır.Ama eskiden yaya oradan Harem-i Şerif'e gelmek ne kadar alır? 5-6 saat alır. 25 kilometre kolay yürünmez. Mesela 3-4 saat alır. Ten'im'de kervan gördü.25 kilometre kolay yürünmez. Mesela 3-4 saat alır. Ten'im'de kervan gördü. Önde bir gri deve var. O deveyi bir adam sürüyor. Kervanda şu mallar var... Önde bir gri deve var. O deveyi bir adam sürüyor. Kervanda şu mallar var...

Peygamber Efendimiz gelip de; "Ben Kudüs-ü Şerif'e gittim. Yedi kat semavâta çıktım.Peygamber Efendimiz gelip de; "Ben Kudüs-ü Şerif'e gittim. Yedi kat semavâta çıktım. Cenneti cehennemi gördüm. Allahu Teâlâ hazretlerinin iltifatına mazhar oldum..." diyeCenneti cehennemi gördüm. Allahu Teâlâ hazretlerinin iltifatına mazhar oldum..." diye anlatınca müşrikler ve Ebû Cehil çok alay ettiler, çok inkâr ettiler. anlatınca müşrikler ve Ebû Cehil çok alay ettiler, çok inkâr ettiler.

Ondan sonra, Ebû Cehil Peygamber Efendimiz'in yanına geldi, dedi ki; Ondan sonra, Ebû Cehil Peygamber Efendimiz'in yanına geldi, dedi ki;

"Söyleyeceğin bir şey var mı?" "Söyleyeceğin bir şey var mı?"

"Evet, bu gece Miraç vâki oldu." dedi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz. "Evet, bu gece Miraç vâki oldu." dedi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz.

"Nereye gittin? Nereye gittin?!" dedi Ebû Cehil. "Nereye gittin? Nereye gittin?!" dedi Ebû Cehil.

"Kudüs-ü Şerif'e gittim. Mescid-i Aksâ'ya gittim."Kudüs-ü Şerif'e gittim. Mescid-i Aksâ'ya gittim. Oradan da semavâta Miraç ile uruç eyledim." dedi. Oradan da semavâta Miraç ile uruç eyledim." dedi.

"Şu anda bizim aramızdasın, akşam da aramızdaydın."Şu anda bizim aramızdasın, akşam da aramızdaydın. Geceleyin oldu bu işler, öyle mi?! Kudüs'e kadar gittin, bir de yukarılara çıktın, öyle mi?" dedi. Geceleyin oldu bu işler, öyle mi?! Kudüs'e kadar gittin, bir de yukarılara çıktın, öyle mi?" dedi.

"Evet, öyle." dedi Peygamber Efendimiz. "Evet, öyle." dedi Peygamber Efendimiz.

"Peki bu söylediklerini topluluğa karşı da söyler misin, sırf bana mı söylüyorsun?" "Peki bu söylediklerini topluluğa karşı da söyler misin, sırf bana mı söylüyorsun?"

Peygamber Efendimiz; "Söylerim!" dedi. Peygamber Efendimiz;

"Söylerim!" dedi.

Ebû Cehil bütün kavmine kabilesine seslendi; "Ey Kab oğulları! Gelin, ne var burada..." Ebû Cehil bütün kavmine kabilesine seslendi;

"Ey Kab oğulları! Gelin, ne var burada..."

"Dalga geçecek bir şey var" demek istedi mendebur... "Gelin" dedi, geldiler. "Dalga geçecek bir şey var" demek istedi mendebur...


"Gelin" dedi, geldiler.

Peygamber Efendimiz'e dedi ki; "Hani demin bana söylemiştin ya bir şeyler, söylesene bunlara da..." Peygamber Efendimiz'e dedi ki;

"Hani demin bana söylemiştin ya bir şeyler, söylesene bunlara da..."

Dedi ki; "Bu gece İsrâ nasip oldu, Miraç nasip oldu." Dedi ki;

"Bu gece İsrâ nasip oldu, Miraç nasip oldu."

"Nereye gittin?" "Kudüs'e gittim." "Nereye gittin?"

"Kudüs'e gittim."

"Sabahleyin aramıza geldin, öyle mi? Aynı gecede?" "Evet, aranıza geldim." "Sabahleyin aramıza geldin, öyle mi? Aynı gecede?"

"Evet, aranıza geldim."

Hepsi ellerini dizlerine, başlarına vurdular, birbirlerine baktılar... Hepsi ellerini dizlerine, başlarına vurdular, birbirlerine baktılar...

Normal... İnanmayan insanlar için normal. Normal... İnanmayan insanlar için normal.

Hatta bazıları zayıf imanlı, dilinin ucuyla müslüman olmuş insanlar da dinden çıktılar.Hatta bazıları zayıf imanlı, dilinin ucuyla müslüman olmuş insanlar da dinden çıktılar. "Aa! Artık bu kadar da.. Bir gecede oraya gitmiş..." İrtidat edenlerin olduğu kitaplarda yazılı..."Aa! Artık bu kadar da.. Bir gecede oraya gitmiş..." İrtidat edenlerin olduğu kitaplarda yazılı... İman sağlam olacak. Sağlam olmazsa gidiveriyor. İman sağlam olacak. Sağlam olmazsa gidiveriyor.

Onun üzerine bir tanesi koştu gitti.Onun üzerine bir tanesi koştu gitti. Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'e; Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'e;

"Ya senin şu inandığın, bağlandığın, 'arkadaşım' dediğin şu"Ya senin şu inandığın, bağlandığın, 'arkadaşım' dediğin şu Ebu'l-Kasım Muhammed'in söylediklerini duydun mu? Neler söyledi bu sefer, biliyor musun?" Ebu'l-Kasım Muhammed'in söylediklerini duydun mu? Neler söyledi bu sefer, biliyor musun?"

"Ne söyledi?" dedi. "Ne söyledi?" dedi.

"Güya Kudüs'e gitmiş, güya Miraç eylemiş..." deyince, yani "Böyle de olur mu artık!" diye anlatınca; "Güya Kudüs'e gitmiş, güya Miraç eylemiş..." deyince, yani "Böyle de olur mu artık!" diye anlatınca;

"Bana bak!" dedi, "Kendiniz uydurmuyorsunuz, değil mi? O söyledi mi bunu?"Bana bak!" dedi, "Kendiniz uydurmuyorsunuz, değil mi? O söyledi mi bunu? Duydunuz mu kulaklarınızla?" "Vallaha söyledi, işte duyduk. Şahitler de var." Duydunuz mu kulaklarınızla?"

"Vallaha söyledi, işte duyduk. Şahitler de var."

"Tamam, söylediği kesinse, siz uydurmuyorsanız, o söylediyse öyledir!" dedi. "Tamam, söylediği kesinse, siz uydurmuyorsanız, o söylediyse öyledir!" dedi.

"O söylediyse doğrudur!" dedi. "O söylediyse doğrudur!" dedi.

İşte Ebû Bekr-i Sıddîk'ın imanı. Sıddık lakabını aldığı an. Hiç tereddüdü yok.İşte Ebû Bekr-i Sıddîk'ın imanı. Sıddık lakabını aldığı an. Hiç tereddüdü yok. Biliyor; onun hak peygamber olduğunu biliyor,Biliyor; onun hak peygamber olduğunu biliyor, Allah'ın ona ne kadar büyük lütuflar vereceğini biliyor; hiç şeki şüphesi yok. Allah'ın ona ne kadar büyük lütuflar vereceğini biliyor; hiç şeki şüphesi yok.

Yalnız sordu: "Hakikaten o mu söyledi, araya fitne fesat yapıp siz mi karıştırıyorsunuz?Yalnız sordu: "Hakikaten o mu söyledi, araya fitne fesat yapıp siz mi karıştırıyorsunuz? Hakikaten o söyledi mi?" "O söyledi." Hakikaten o söyledi mi?"

"O söyledi."

"Tamam, o zaman doğrudur!" dedi. Ebû Bekr-i Sıddîk lakabını aldı. Ötekiler [inanmadılar]. "Tamam, o zaman doğrudur!" dedi.

Ebû Bekr-i Sıddîk lakabını aldı.

Ötekiler [inanmadılar].

"Peki madem öyle, Kudüs'e gittiysen söyle bakalım Mescid-i Aksâ nasıldı?" dediler. "Peki madem öyle, Kudüs'e gittiysen söyle bakalım Mescid-i Aksâ nasıldı?" dediler.

Peygamber Efendimiz Mescid-i Aksâ'ya hiç gitmemiş.Peygamber Efendimiz Mescid-i Aksâ'ya hiç gitmemiş. Gençliğinde kervanla Busra kasabasına kadar gitti.Gençliğinde kervanla Busra kasabasına kadar gitti. Hz. Hatice'nin kervanını yönetici olarak, alarak başında Busra kasabasına kadar gitti.Hz. Hatice'nin kervanını yönetici olarak, alarak başında Busra kasabasına kadar gitti. Ürdün'e kadar gitti. Kudüs'e kadar gitmedi. Ürdün'e kadar gitti. Kudüs'e kadar gitmedi.

Neden gitmedi? Orada Bahira isimli rahip dedi ki; Neden gitmedi?

Orada Bahira isimli rahip dedi ki;

"Bak bu yeğenin peygamber. Bunu anlarlarsa buranın ahalisi suikast yaparlar."Bak bu yeğenin peygamber. Bunu anlarlarsa buranın ahalisi suikast yaparlar. Sen daha öteye gitme, dön buradan." dedi. Sen daha öteye gitme, dön buradan." dedi.

Onun için Peygamber Efendimiz Kudüs'ü hiç görmüş değil. Ama sordukları zaman diyor ki... Onun için Peygamber Efendimiz Kudüs'ü hiç görmüş değil. Ama sordukları zaman diyor ki...

Ben şimdi Kudüs'e gittiğim zaman, insan pencereye kapıya mı bakar?Ben şimdi Kudüs'e gittiğim zaman, insan pencereye kapıya mı bakar? Mühim olaylar, peygamberlere imamlık yapmış muazzam bir olay yaşıyor.Mühim olaylar, peygamberlere imamlık yapmış muazzam bir olay yaşıyor. Olağanüstü bir ikrama mazhar. Büyük bir mucize. Kapıyı pencereyi mi sayar insan? Olağanüstü bir ikrama mazhar. Büyük bir mucize. Kapıyı pencereyi mi sayar insan?

Biz ayıplıyoruz. Hacca gidenleri ayıplıyoruz. Oturuyorlar orada; Biz ayıplıyoruz. Hacca gidenleri ayıplıyoruz. Oturuyorlar orada;

"Hocam Kâbe'nin, Mescid-i Haram'ın kaç kapısı var?" "Hocam Kâbe'nin, Mescid-i Haram'ın kaç kapısı var?"

Sana ne ya! Namazını kıl, ibadetini yap. Kur'an'ını oku. Burada tavaf etmeye bak. Sana ne ya! Namazını kıl, ibadetini yap. Kur'an'ını oku. Burada tavaf etmeye bak.

"Bu kapının adı ne? Minaresi kaç tane?" vesaire... "Bu kapının adı ne? Minaresi kaç tane?" vesaire...

Ayıplıyoruz. Diyoruz ki; "Maddî şeyleriyle ne uğraşıyorsun?Ayıplıyoruz. Diyoruz ki; "Maddî şeyleriyle ne uğraşıyorsun? Zamanın, mekânın mukaddesliğinden istifade et, sevap kazanmaya bak." diyoruz.Zamanın, mekânın mukaddesliğinden istifade et, sevap kazanmaya bak." diyoruz. "Çarşıda pazarda ne dolaşıyorsun?" diyoruz; hacılara tenbih ediyoruz."Çarşıda pazarda ne dolaşıyorsun?" diyoruz; hacılara tenbih ediyoruz. Hocalar bunu hep tenbih ediyor. Siz de belki hacca gittiğiniz zaman arkadaşlarınıza söylüyorsunuz. Hocalar bunu hep tenbih ediyor. Siz de belki hacca gittiğiniz zaman arkadaşlarınıza söylüyorsunuz.

Bakar mı Peygamber Efendimiz pencerenin nakışına şusuna busuna? Bakar mı Peygamber Efendimiz pencerenin nakışına şusuna busuna?

Ama Allah, Peygamber Efendimiz'i üzülmesin diye gözünden perdeleri kaldırdı,Ama Allah, Peygamber Efendimiz'i üzülmesin diye gözünden perdeleri kaldırdı, gözünün önüne Kudüs-ü Şerif'i, Mescid-i Aksâ'yı getirdi, oradan bir bir, bir bir söyledi.gözünün önüne Kudüs-ü Şerif'i, Mescid-i Aksâ'yı getirdi, oradan bir bir, bir bir söyledi. Ne sordularsa söyledi. Kapılarını anlattı, pencerelerini anlattı, nakışlarını anlattı, sayılarını söyledi.Ne sordularsa söyledi. Kapılarını anlattı, pencerelerini anlattı, nakışlarını anlattı, sayılarını söyledi. Hepsini anlattı. Sustular ama tabii durduğu yerden de görebiliyor, asıl başka maddî delil lazım. Hepsini anlattı. Sustular ama tabii durduğu yerden de görebiliyor, asıl başka maddî delil lazım.

"Başka ne var?" dediler. "Başka ne var?" dediler.

"E yolda sizin Şam'a ticaret için gönderdiğiniz kervanları gördüm." dedi Efendimiz, anlatıyor."E yolda sizin Şam'a ticaret için gönderdiğiniz kervanları gördüm." dedi Efendimiz, anlatıyor. "Bir kervanda deve kaybolmuş, onlara yollarını gösteriverdim."Bir kervanda deve kaybolmuş, onlara yollarını gösteriverdim. Filanca devenin semerine bağlı olan su kabından susamıştım, su içtim. Gelince sorun." dedi. Filanca devenin semerine bağlı olan su kabından susamıştım, su içtim. Gelince sorun." dedi.

"Hah!" dediler, "Hah! Şimdi tamam, gelince sorarız. İşte bu bizim için tam bir vesika!" dediler. "Hah!" dediler, "Hah! Şimdi tamam, gelince sorarız. İşte bu bizim için tam bir vesika!" dediler.

"Falanca tarafa giden bir başka kervan vardı."Falanca tarafa giden bir başka kervan vardı. Orada da iki insan kavga etti, ayaklarını yaraladılar." Orada da iki insan kavga etti, ayaklarını yaraladılar."

"Hah, tamam! Bu da bize delil olur." dediler. "Hah, tamam! Bu da bize delil olur." dediler.

"Sonra, gelirken bir de Ten'im'de yaklaşmış olan kervanınızı gördüm,"Sonra, gelirken bir de Ten'im'de yaklaşmış olan kervanınızı gördüm, isterseniz onu da söyleyeyim." dedi. "Başında gri bir deve var. isterseniz onu da söyleyeyim." dedi. "Başında gri bir deve var. Onu şöyle bir adam çekiyor. Arkasında şu yükler var, bu yükler var..." Teferruatıyla anlattı. Onu şöyle bir adam çekiyor. Arkasında şu yükler var, bu yükler var..." Teferruatıyla anlattı.

Dosdoğru kervanın görüneceği tepeye gittiler. Seniyye tepesine. Oradan başladılar... Dosdoğru kervanın görüneceği tepeye gittiler. Seniyye tepesine. Oradan başladılar...

"Ne zaman gördün?" "İşte biraz sonra gelir. Bir saat sonra gelir." "Ne zaman gördün?"


"İşte biraz sonra gelir. Bir saat sonra gelir."

Oraya gittiler. O tepeden kervanı gözlemeye başladılar.Oraya gittiler. O tepeden kervanı gözlemeye başladılar. "Güneş doğarken gelir." dedi. Beklediler, beklediler... Gelmiyor."Güneş doğarken gelir." dedi. Beklediler, beklediler... Gelmiyor. "Yalancı" filan derken bir tanesi bağırdı; "Kervan geliyor!" Baktılar, kervan geliyor."Yalancı" filan derken bir tanesi bağırdı; "Kervan geliyor!" Baktılar, kervan geliyor. Gördüler; öndeki deve gri. Tarifler aynen uyuyor. Gördüler; öndeki deve gri. Tarifler aynen uyuyor. Ondan sonraki öteki kervanları gelince sorguya çektiler; Ondan sonraki öteki kervanları gelince sorguya çektiler;

"Evet, devemizi kaybetmiştik. Bir ses bize 'deveniz şu tarafta' dedi."Evet, devemizi kaybetmiştik. Bir ses bize 'deveniz şu tarafta' dedi. Gittik, oradan deveyi bulduk." Gittik, oradan deveyi bulduk."

"Evet, -öbür kervanda- iki kimse kavga etmişti, birbirlerini yaraladılar." "Evet, -öbür kervanda- iki kimse kavga etmişti, birbirlerini yaraladılar."

Bunları hem o müşrikler anladılar, sustular, hem de ben size niçin anlatıyorum? Bunları hem o müşrikler anladılar, sustular, hem de ben size niçin anlatıyorum?

Allahu Teâlâ hazretleri, sübhanallah, her şeye kâdir olan Mevlâ,Allahu Teâlâ hazretleri, sübhanallah, her şeye kâdir olan Mevlâ, kudreti sonsuz olan Mevlâ, Peygamber Efendimiz'i kervandan su içecek şekilde,kudreti sonsuz olan Mevlâ, Peygamber Efendimiz'i kervandan su içecek şekilde, tepeden onları seyredecek şekilde Burak'a bindirip Burak da adımınıtepeden onları seyredecek şekilde Burak'a bindirip Burak da adımını bir ufuktan bir ufuka atarak zıttt zıttt zıttt nasıl gittiyse sarsmadan,bir ufuktan bir ufuka atarak zıttt zıttt zıttt nasıl gittiyse sarsmadan, üzmeden Kudüs-ü Şerif'e Peygamber Efendimiz'i götürdü.üzmeden Kudüs-ü Şerif'e Peygamber Efendimiz'i götürdü. İsrâ sûresinin birinci âyetinde bu anlatılıyor.İsrâ sûresinin birinci âyetinde bu anlatılıyor. Ne büyük şeref, ne büyük devlet! Bunun adı İsrâ. Bu bir mucize. Kur'ân-ı Kerîm'le sabit. Ne büyük şeref, ne büyük devlet! Bunun adı İsrâ. Bu bir mucize. Kur'ân-ı Kerîm'le sabit.

Sonra, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Kudüs'te peygamberlerle buluştu.Sonra, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Kudüs'te peygamberlerle buluştu. Onlara namaz kıldırdı. Ondan sonra yerden göğe direk gibi bir güzel yol gördü.Onlara namaz kıldırdı. Ondan sonra yerden göğe direk gibi bir güzel yol gördü. Yerden göğe doğru... Bakışına doyum olmayacak kadar güzel bir şey. Merdiven gibi bir şey.Yerden göğe doğru... Bakışına doyum olmayacak kadar güzel bir şey. Merdiven gibi bir şey. Bir nur. Peygamber Efendimiz çok güzel bir şey olduğunu söylüyor. Bir nur. Peygamber Efendimiz çok güzel bir şey olduğunu söylüyor.

"Melekler buradan gelirler, ölenlerin ruhlarını göğe buradan götürürler." diye"Melekler buradan gelirler, ölenlerin ruhlarını göğe buradan götürürler." diye Peygamber Efendimiz bunun ne olduğunu anlattı. Peygamber Efendimiz bunun ne olduğunu anlattı.

Miraç ne demek? Mi'raç, Arapça'da miftah gibi mif'al vezninde. Yani ne gösterir bu? Miraç ne demek?

Mi'raç, Arapça'da miftah gibi mif'al vezninde. Yani ne gösterir bu?

Alet ismi. Mi'raç ne demek? Âlet-i urûç demek, yani "yükselme aleti" demek.Alet ismi.

Mi'raç ne demek?

Âlet-i urûç demek, yani "yükselme aleti" demek.
Öyle bir şey ki insanı göğe doğru yükseltiyor. Nedir bu artık, nasıl bir şey?.. Öyle bir şey ki insanı göğe doğru yükseltiyor. Nedir bu artık, nasıl bir şey?..

İnsanın aklına asansör geliyor.İnsanın aklına asansör geliyor. Asansör gibi nurdan bir şey ki ona bindi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz;Asansör gibi nurdan bir şey ki ona bindi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz; zıtt semalara çıkmaya başladı. Bunun adı Miraç. zıtt semalara çıkmaya başladı. Bunun adı Miraç.

Miraç mucizesi nedir? Miraç mucizesi nedir?

O Miraç denilen alete binip göklere doğru gitmesi.O Miraç denilen alete binip göklere doğru gitmesi. Ama Miraç, kelime olarak işte o nurdan merdiven veya asansörün adıdır. Ama Miraç, kelime olarak işte o nurdan merdiven veya asansörün adıdır.

Peygamber Efendimiz'in nasıl gittiğini gösteren mühim bir şey daha var.Peygamber Efendimiz'in nasıl gittiğini gösteren mühim bir şey daha var. Peygamber Efendimiz'den Malik b. Sa'saa radıyallahu anh anlatıyor.Peygamber Efendimiz'den Malik b. Sa'saa radıyallahu anh anlatıyor. Göğsünün yarıldığını anlatıyor. Sonra o Miraç denilen merdiven gibi,Göğsünün yarıldığını anlatıyor. Sonra o Miraç denilen merdiven gibi, asansör gibi çok hızla insanı göğe doğru götüren şeyi anlatıyor.asansör gibi çok hızla insanı göğe doğru götüren şeyi anlatıyor. Ondan sonra Cebrail aleyhisselam'la beraber birinci semanın kapısına geldiklerini anlatıyor.Ondan sonra Cebrail aleyhisselam'la beraber birinci semanın kapısına geldiklerini anlatıyor. Demek ki bu nurdan yolun, bu semaların nihâyetinde birer bekçisi var.Demek ki bu nurdan yolun, bu semaların nihâyetinde birer bekçisi var. Demek ki herkes öbür tarafa geçemiyor. Demek ki herkes öbür tarafa geçemiyor.

Diyor ki Peygamber Efendimiz; Diyor ki Peygamber Efendimiz;

Festefteha. Cebrail aleyhisselam semanın kapısının açılmasını istedi.Festefteha. Cebrail aleyhisselam semanın kapısının açılmasını istedi. Miraç'a bindiler, yıldızların arasından zııtt yukarı çıktılar.Miraç'a bindiler, yıldızların arasından zııtt yukarı çıktılar. Bizim tahayyül edemeyeceğimiz kadar uzaktaki semanın kapısına geldiler, durdular.Bizim tahayyül edemeyeceğimiz kadar uzaktaki semanın kapısına geldiler, durdular. Birinci sema ile ikinci semayı ayıran kapı var. Kur'ân-ı Kerîm'de semanın kapıları olduğu; Birinci sema ile ikinci semayı ayıran kapı var. Kur'ân-ı Kerîm'de semanın kapıları olduğu;

Lâ tüfettehu lehüm ebvâbü's-semâ'.Lâ tüfettehu lehüm ebvâbü's-semâ'. Kâfirler için, kötü insanlar için "semanın kapıları açılmaz" diye geçiyor, Kur'ân-ı Kerîm'de var. Kâfirler için, kötü insanlar için "semanın kapıları açılmaz" diye geçiyor, Kur'ân-ı Kerîm'de var.

Kapısı var ama nasıl olduğunu Allah bilir.Kapısı var ama nasıl olduğunu Allah bilir. Bizim kapılar gibi değil herhalde, marangozun yaptığı kapılar gibi değil. Bizim kapılar gibi değil herhalde, marangozun yaptığı kapılar gibi değil.

Oraya geldi. Cebrail aleyhisselam; "Aç kapıyı ya melek." dedi. Oraya geldi. Cebrail aleyhisselam;

"Aç kapıyı ya melek." dedi.

Kîle: Men hâzâ? "Sen kimsin?" diye kendisine soruldu. Kîle: Men hâzâ? "Sen kimsin?" diye kendisine soruldu.

Cebrail meleklerin en büyüğü, muhterem kardeşlerim! Cebrail meleklerin en büyüğü, muhterem kardeşlerim!

En büyük melek kim? Cebrail. En büyük melek kim?

Cebrail.

Onu nerede gördü Peygamber Efendimiz? Onu nerede gördü Peygamber Efendimiz?

Asıl hey'etiyle ilk defa Hira mağarasında gördü. Vahiy geldiği zaman gördü.Asıl hey'etiyle ilk defa Hira mağarasında gördü. Vahiy geldiği zaman gördü. Ondan sonra da Sidre-i Müntehâ'nın orada aslî şekliyle gördü.Ondan sonra da Sidre-i Müntehâ'nın orada aslî şekliyle gördü. Bunlar Necm sûresinde de geçiyor. Tefsiri, hadisi bilenler bilirler. Bunlar Necm sûresinde de geçiyor. Tefsiri, hadisi bilenler bilirler.

Semanın bekçisi melek sordu: "Kimsin sen?" Semanın bekçisi melek sordu:

"Kimsin sen?"

Ene Cibrîl. "Ben Cebrailim." dedi. aleyhisselam. Cebrail'e selâm olsun.Ene Cibrîl. "Ben Cebrailim." dedi. aleyhisselam. Cebrail'e selâm olsun. Sevdiğimiz, hürmet ettiğimiz büyük melek. Sevdiğimiz, hürmet ettiğimiz büyük melek.

Ve men meake? Bu sefer "Yanındaki kim?" diye sordu. "Yanındaki kim?" Ve men meake? Bu sefer "Yanındaki kim?" diye sordu.

"Yanındaki kim?"

"Muhammed." Allah'ın elçisi, habibi, Muhammed-i Mustafâ'sı, seçkin kulu,"Muhammed."

Allah'ın elçisi, habibi, Muhammed-i Mustafâ'sı, seçkin kulu,
Safiyyullah, Nebiyyullah, Resûlullah, Rahmetullah, Sâdullah, Nimetullah, Hidâyetullah, Necmullah.Safiyyullah, Nebiyyullah, Resûlullah, Rahmetullah, Sâdullah, Nimetullah, Hidâyetullah, Necmullah. Allah'ın çok müstesna kulu Muhammed. Diyor ki; "Ona peygamberlik vazifesi verildi mi?" Allah'ın çok müstesna kulu Muhammed.

Diyor ki;

"Ona peygamberlik vazifesi verildi mi?"

Bak, haberi yok. Demek ki o kadar uzaklar ki... 5 milyon yıllık yol diyoruz ya... Bak, haberi yok. Demek ki o kadar uzaklar ki... 5 milyon yıllık yol diyoruz ya...

"Ona peygamberlik vazifesi verildi mi dünyada?" "Verildi." "Ona peygamberlik vazifesi verildi mi dünyada?"

"Verildi."

"E onun buraya gelmesine izin var mı?" "E onun buraya gelmesine izin var mı?"

Ve kad ursile ileyhi? "Ona davet geldi de ondan mı gidiyor?" Ve kad ursile ileyhi? "Ona davet geldi de ondan mı gidiyor?"

Çünkü oradan öteye canlının gitmesi mümkün değil. Bu canlıyken gidiyor; "Peygamberlik verildi mi?Çünkü oradan öteye canlının gitmesi mümkün değil. Bu canlıyken gidiyor; "Peygamberlik verildi mi? Müsaade var mı? Davet oldu mu?" diye soruyor. Müsaade var mı? Davet oldu mu?" diye soruyor.

Kâle: Neam. Cebrail aleyhisselam sabırla cevap veriyor.Kâle: Neam. Cebrail aleyhisselam sabırla cevap veriyor. Kızmak yok, o da melek, vazifeli.Kızmak yok, o da melek, vazifeli. Bu en büyük melek ama o da semanın meleği, işte öbür tarafa geçirmiyor. Bu en büyük melek ama o da semanın meleği, işte öbür tarafa geçirmiyor.

Muhterem kardeşlerim! Burada bir nokta koyalım. Muhterem kardeşlerim!

Burada bir nokta koyalım.

Cebrail aleyhisselâm'ın müsaadeyle geçtiği sema kapısından,Cebrail aleyhisselâm'ın müsaadeyle geçtiği sema kapısından, Peygamber Efendimiz'in adının sanının, vazifesinin,Peygamber Efendimiz'in adının sanının, vazifesinin, müsaadesinin sorulduğu semanın kapısından bazı ameller öbür tarafa geçmez. müsaadesinin sorulduğu semanın kapısından bazı ameller öbür tarafa geçmez.

Amel ne demek? İnsanların işlediği ibadetler vesaireler. Amel ne demek?

İnsanların işlediği ibadetler vesaireler.

Bazı ameller geçmez. Bazı ameller geçmez.

O melek der ki; "Bu ne?" O melek der ki;

"Bu ne?"

"Arı vızıltısı" gibi diyor. "Arı vızıltısı" gibi diyor.

Melekler kulun yaptığı ibadeti, tesbihi, namazı, orucu alırlar, arı vızıltısı gibi oraya götürürken; Melekler kulun yaptığı ibadeti, tesbihi, namazı, orucu alırlar, arı vızıltısı gibi oraya götürürken;

"Dur! Nereye götürüyorsunuz? Ne götürüyorsunuz?" "Dur! Nereye götürüyorsunuz? Ne götürüyorsunuz?"

"Falanca kul şu ibadetleri yaptı, şunları şunları yaptı. İşte bunları götürüyoruz." "Falanca kul şu ibadetleri yaptı, şunları şunları yaptı. İşte bunları götürüyoruz."

"Geriye götürün, bunları o herifin yüzüne çalın! Kafasına patlatın! "Geriye götürün, bunları o herifin yüzüne çalın! Kafasına patlatın!

O adam riyakâr. Allah bana 'Riyakârların amelini buradan öteye geçirme!' dedi,O adam riyakâr. Allah bana 'Riyakârların amelini buradan öteye geçirme!' dedi, ben onun amelini yukarıya geçirmem!" diyor. ben onun amelini yukarıya geçirmem!" diyor.

Sema kapıları oyuncak değil. Bunları bilin. Bir taraftan da titreyelim, korkalım.Sema kapıları oyuncak değil. Bunları bilin. Bir taraftan da titreyelim, korkalım. Münafığın, mürâînin, riyakârın, günahkârın amellerini geçirmiyor. Bunu bilin, bir. Münafığın, mürâînin, riyakârın, günahkârın amellerini geçirmiyor. Bunu bilin, bir.

Bir de müjdeli tarafını söyleyeyim, muhterem kardeşlerim: Bir de müjdeli tarafını söyleyeyim, muhterem kardeşlerim:

Geceleyin olunca, gecenin yarısı geçince, üçte biri, üçte ikisi geçince...Geceleyin olunca, gecenin yarısı geçince, üçte biri, üçte ikisi geçince... Her gecenin, sadece bir gecenin değil, muhterem kardeşlerim.Her gecenin, sadece bir gecenin değil, muhterem kardeşlerim. Her gecenin bir miktarı geçtikten sonra,Her gecenin bir miktarı geçtikten sonra, gecenin üçte biri veya yarısı veya üçte ikisi geçtikten sonra semanın kapıları açılır. gecenin üçte biri veya yarısı veya üçte ikisi geçtikten sonra semanın kapıları açılır.

Ne demek istiyorum? Ne demek istiyorum?

"Gece kalkın, teheccüd namazına, zikre, tesbihe, istiğfara girişin" demek istiyorum. "Gece kalkın, teheccüd namazına, zikre, tesbihe, istiğfara girişin" demek istiyorum.

O zaman semanın kapıları açılır. Şimdi kapıda bekçi yok.O zaman semanın kapıları açılır. Şimdi kapıda bekçi yok. Tevbe et. Dua et. İbadet et. Taat et. Geri çevirir ha... Tevbe et. Dua et. İbadet et. Taat et. Geri çevirir ha... Yoksa ne yüzümüz var, ne hâlimiz var. Çevirir ha... Ama geceleyin dualar makbul oluyor.Yoksa ne yüzümüz var, ne hâlimiz var. Çevirir ha... Ama geceleyin dualar makbul oluyor. Göğün kapıları açılıyor. O zaman Allahu Teâlâ hazretlerinin dergâhına ibadetlerimiz,Göğün kapıları açılıyor. O zaman Allahu Teâlâ hazretlerinin dergâhına ibadetlerimiz, dualarımız kontrolsüz engelsiz ulaşıyor. dualarımız kontrolsüz engelsiz ulaşıyor.

Bundan ne çıkartıyoruz? Bundan ne çıkartıyoruz?

Geceleri kalkın, gecenin yarısı geçince, üçte biri geçince, üçte ikisi geçince,Geceleri kalkın, gecenin yarısı geçince, üçte biri geçince, üçte ikisi geçince, ne zaman kalkarsanız kalkın, münasip bir zamanında, abdest alın, namaz kılın, tevbe edin,ne zaman kalkarsanız kalkın, münasip bir zamanında, abdest alın, namaz kılın, tevbe edin, dua edin de o gecenin o mübarek vaktinden istifade edin diye söylüyoruz.dua edin de o gecenin o mübarek vaktinden istifade edin diye söylüyoruz. Çünkü Miraç gecesi senede bir defadır amaÇünkü Miraç gecesi senede bir defadır ama her gecede bu devlet, bu saadet, bu imkân, bu fırsat vardır. Onun için söylüyorum. her gecede bu devlet, bu saadet, bu imkân, bu fırsat vardır. Onun için söylüyorum.

Geceleyin ibadet etmek için akşam erken yatın. Uykunuzu alın.Geceleyin ibadet etmek için akşam erken yatın. Uykunuzu alın. Teheccüde kalkmaya kendinizi alıştırın. Bu, Müzemmil sûresinde geçiyor.Teheccüde kalkmaya kendinizi alıştırın. Bu, Müzemmil sûresinde geçiyor. Başka âyetlerle Allahu Teâlâ hazretleri Peygamber Efendimiz'e tavsiye etmiş. Başka âyetlerle Allahu Teâlâ hazretleri Peygamber Efendimiz'e tavsiye etmiş.

Ekımi's-salâte li-dulûki'ş-şemsi ilâ ğasekı'l-leyli ve kur'âne'l-fecri inne kur'âne'l-fecri kâne meşhûdâ.Ekımi's-salâte li-dulûki'ş-şemsi ilâ ğasekı'l-leyli ve kur'âne'l-fecri inne kur'âne'l-fecri kâne meşhûdâ. Ve mine'l-leyli fe-tehecced bihî nâfileten leke asâ en yeb'aseke rabbüke makâmen mahmûdâ. Ve mine'l-leyli fe-tehecced bihî nâfileten leke asâ en yeb'aseke rabbüke makâmen mahmûdâ.

Peygamber Efendimiz'i teşvik ediyor; "Geceleyin kalk, teheccüd namazı kıl,Peygamber Efendimiz'i teşvik ediyor; "Geceleyin kalk, teheccüd namazı kıl, Rabbin seni Makâm-ı Mahmûd'a ulaştıracak. Onun şükrünü eda et.Rabbin seni Makâm-ı Mahmûd'a ulaştıracak. Onun şükrünü eda et. Onun için çalış." diyor Peygamber Efendimiz'e. Onun için çalış." diyor Peygamber Efendimiz'e.

Bizim için de büyük fırsat. Gecelerin kıymetini bilin. Ömrünüzün saniyelerinin kıymetini bilin.Bizim için de büyük fırsat. Gecelerin kıymetini bilin. Ömrünüzün saniyelerinin kıymetini bilin. Akşamları, geceleri kahvelerde harcamayın. Akşam erken yatın. Yatsı namazını kılın, yatın.Akşamları, geceleri kahvelerde harcamayın. Akşam erken yatın. Yatsı namazını kılın, yatın. Gece kalkın. Gece göğün kapıları açıkken Allah'a yalvarın. Gece kalkın. Gece göğün kapıları açıkken Allah'a yalvarın.

Bu gece de açılacak. Bu gece Miraç Kandili olduğundan değil, her gece açılıyor.Bu gece de açılacak. Bu gece Miraç Kandili olduğundan değil, her gece açılıyor. Ve Allahu Teâlâ hazretleri semâ-yı dünyaya nüzul eyleyip... Ve Allahu Teâlâ hazretleri semâ-yı dünyaya nüzul eyleyip...

Ne demek, bu kelimelerin Türkçesi? Ne demek, bu kelimelerin Türkçesi?

Allahu Teâlâ hazretleri en yakın semaya lütfuyla keremiyle teşrif eyleyip inip kullarına seslenir.Allahu Teâlâ hazretleri en yakın semaya lütfuyla keremiyle teşrif eyleyip inip kullarına seslenir. Ama demin semâ-yı dünyanın ne kadar büyük olduğunu söyledik. Oradan seslenir: Ama demin semâ-yı dünyanın ne kadar büyük olduğunu söyledik. Oradan seslenir:

"Yok mu benden affını isteyen? Haydi affını istesin, affedeceğim."Yok mu benden affını isteyen? Haydi affını istesin, affedeceğim. Yok mu benden rahmetimi isteyen? Dilesin, vereceğim.Yok mu benden rahmetimi isteyen? Dilesin, vereceğim. Yok mu benden bir duası talebi olan? İstesin, haydi vereceğim." dediği zaman var gecenin içinde. Yok mu benden bir duası talebi olan? İstesin, haydi vereceğim." dediği zaman var gecenin içinde.

O fırsatı kaçırmayın. O pazarı kaçırmayın. Güneşi üstünüze doğdurmayın. Gece ibadetini kaçırmayın. O fırsatı kaçırmayın. O pazarı kaçırmayın. Güneşi üstünüze doğdurmayın. Gece ibadetini kaçırmayın.

Eğer İsrâ ve Miraç hadisesi rüyada olsaydı, eğer bedenen olmasaydı melek niye durdursun?Eğer İsrâ ve Miraç hadisesi rüyada olsaydı, eğer bedenen olmasaydı melek niye durdursun? Bizi durdurmuyor ki; kıyameti görüyoruz, sıratı görüyoruz. Rüyada görüyoruz.Bizi durdurmuyor ki; kıyameti görüyoruz, sıratı görüyoruz. Rüyada görüyoruz. O zaman insan durmuyor. Demek ki gerçek bir seyahat ki melek durduruyor.O zaman insan durmuyor. Demek ki gerçek bir seyahat ki melek durduruyor. Sorgu sual soruyor. Buradan anlayın, muhterem kardeşlerim.Sorgu sual soruyor. Buradan anlayın, muhterem kardeşlerim. İpuçlarından olayın büyüklüğünü anlayın. Olayı küçültmeyin.İpuçlarından olayın büyüklüğünü anlayın. Olayı küçültmeyin. Olayın muazzamlığını anlayın diye bunları söylüyorum, okuyorum. Sahih kitaplardan söylüyorum. Olayın muazzamlığını anlayın diye bunları söylüyorum, okuyorum. Sahih kitaplardan söylüyorum.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Bu olayın vuku bulduğu müşriklerin inkârından da belli.Bu olayın vuku bulduğu müşriklerin inkârından da belli. Kâfirlerin, müşriklerin inkâr etmesinden de bu olayın olduğu anlaşılıyor. Kâfirlerin, müşriklerin inkâr etmesinden de bu olayın olduğu anlaşılıyor. Demek ki söylemiş Peygamber Efendimiz ki inkâr etmişler. Söylemeseydi inkâr ederler miydi?Demek ki söylemiş Peygamber Efendimiz ki inkâr etmişler. Söylemeseydi inkâr ederler miydi? Demek ki Peygamber Efendimiz söylemiş. Demek ki bu olay vuku bulmuş da kâfirler inkâr etmiş. Demek ki Peygamber Efendimiz söylemiş. Demek ki bu olay vuku bulmuş da kâfirler inkâr etmiş. Var ki inkâr ediyorlar. Olmayan şey inkâr edilir mi?Var ki inkâr ediyorlar. Olmayan şey inkâr edilir mi? Hiç böyle bir şey olmasaydı inkâr da kitaplara girmezdi.Hiç böyle bir şey olmasaydı inkâr da kitaplara girmezdi. Oradan da bu işin olduğunu böylece anlayın. Aziz ve muhterem kardeşlerim! Oradan da bu işin olduğunu böylece anlayın.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Yedi kat semayı geçti. O semalarda neler gördü? Bunlar bir hadise sığmaz.Yedi kat semayı geçti. O semalarda neler gördü? Bunlar bir hadise sığmaz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in çok hadîs-i şerîflerini okuduk.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in çok hadîs-i şerîflerini okuduk. Miraç hadisesini de okudum. Pek çok sahih hadisteki, Sıhah-ı Sitte'de,Miraç hadisesini de okudum. Pek çok sahih hadisteki, Sıhah-ı Sitte'de, altı sıhhatli hadis kitabında yazılan sapasağlam rivayetler;altı sıhhatli hadis kitabında yazılan sapasağlam rivayetler; çoğu Peygamber Efendimiz'in Miraç'taki müşahedeleri.çoğu Peygamber Efendimiz'in Miraç'taki müşahedeleri. Çok bilgi var. Miraç'la ilgili ciltlerle bilgi var. Allahu Teâlâ hazretleri çok şeyler göstermiş. Çok bilgi var. Miraç'la ilgili ciltlerle bilgi var. Allahu Teâlâ hazretleri çok şeyler göstermiş.

Miraç hadisesi ne kadar sürmüş? Miraç hadisesi ne kadar sürmüş?

Rivayetlere göre 3-4 saat deniliyor. Ümmü Hâni hazretlerinin evinden Harem-i Şerif'e geldi.Rivayetlere göre 3-4 saat deniliyor. Ümmü Hâni hazretlerinin evinden Harem-i Şerif'e geldi. Abdest aldı. Mânevî hazırlıklar tamamlandı. Kudüs-ü Şerif'e gitti. Namazları kıldı.Abdest aldı. Mânevî hazırlıklar tamamlandı. Kudüs-ü Şerif'e gitti. Namazları kıldı. Yukarıları dolaştı. Geldi. 3-4 saatlik bir şey. Ümmü Hâni hazretlerinin evine döndü. Yukarıları dolaştı. Geldi. 3-4 saatlik bir şey. Ümmü Hâni hazretlerinin evine döndü.

Bu kısa zamanda bu kadar geniş müşahedeler olur mu? Olur. Bu kısa zamanda bu kadar geniş müşahedeler olur mu?

Olur.

Olduğunun ispatı şu: Benim burada şimdi beni dinleyen kardeşim, arkadaşlarım var.Olduğunun ispatı şu: Benim burada şimdi beni dinleyen kardeşim, arkadaşlarım var. Siz de kendiniz biliyorsunuz, insan bazen dalıyor.Siz de kendiniz biliyorsunuz, insan bazen dalıyor. Mesela arkadaşlarıyla konuşurken insan, gece uyumamış yorulmuş,Mesela arkadaşlarıyla konuşurken insan, gece uyumamış yorulmuş, çok çalışmış, başı önüne düşüyor dalıyor. Bir uyuyor, bir uyanıyor. İnsan rüya görüyor. çok çalışmış, başı önüne düşüyor dalıyor. Bir uyuyor, bir uyanıyor. İnsan rüya görüyor.

Buradaki arkadaşımı niçin söylüyorum? Buradaki arkadaşımı niçin söylüyorum?

Onunla bir yere gidiyorduk. Arabayı sürüyor otobanda. Ben de kendisiyle konuşuyorum. Gündüz.Onunla bir yere gidiyorduk. Arabayı sürüyor otobanda. Ben de kendisiyle konuşuyorum. Gündüz. "Hay Allah ya!" dedi, elini dizine vurdu. "Hay Allah ya!" dedi. "Hay Allah ya!" dedi, elini dizine vurdu. "Hay Allah ya!" dedi. "Ne oldu?" dedim, "Çıktığımız şehirde bir şey mi unuttun? 'Hay Allah!"Ne oldu?" dedim, "Çıktığımız şehirde bir şey mi unuttun? 'Hay Allah! Şunu alacaktım, almayı unuttum, dönelim.' mi demek istiyorsun?" "Yok." Şunu alacaktım, almayı unuttum, dönelim.' mi demek istiyorsun?"

"Yok."

"E niye 'hay Allah!' dedin?" "Uyudum." dedi. "E niye 'hay Allah!' dedin?"

"Uyudum." dedi.

"Ben seninle konuşup duruyorum, ne zaman uyuyacaksın?" dedim. "Ben seninle konuşup duruyorum, ne zaman uyuyacaksın?" dedim.

"Uyudum, rüya bile gördüm!" dedi. Bak, bazı şeyler çok çabuk görülüyor. "Uyudum, rüya bile gördüm!" dedi.

Bak, bazı şeyler çok çabuk görülüyor.

Buna ne derler? Bast-ı zaman derler.Buna ne derler?

Bast-ı zaman derler.
Evliyâullahın kerametlerinde de bu vardır. Bazen bir anın içine bir sene sığıyor. Evliyâullahın kerametlerinde de bu vardır. Bazen bir anın içine bir sene sığıyor. O kadar anlatayım. Anlayan anlar, bilen bilir.O kadar anlatayım. Anlayan anlar, bilen bilir. İnsan uykuya başı bir düşer, bir kalkar, bir dakika, İnsan uykuya başı bir düşer, bir kalkar, bir dakika, ondan sonra kalkar, bir saat gördüğü rüyayı anlatır. ondan sonra kalkar, bir saat gördüğü rüyayı anlatır.

Neden? Hızlı oluyor. Neye benzer bu? Neden?

Hızlı oluyor.

Neye benzer bu?

Buradan -iki saat konuşma- videoyu alıyorsun, makineye takıyorsun, öteki banda geçiyor.Buradan -iki saat konuşma- videoyu alıyorsun, makineye takıyorsun, öteki banda geçiyor. E çabuk geçti? Geçer. İşte bu aletlerde bu çabuk olduğu gibiE çabuk geçti? Geçer. İşte bu aletlerde bu çabuk olduğu gibi bu mânevî âlemde de zaman içinde zaman oluyor, zaman genişliyor,bu mânevî âlemde de zaman içinde zaman oluyor, zaman genişliyor, birçok şeyleri insan müşahede ediyor, kısa zamanın içine sığıyor. birçok şeyleri insan müşahede ediyor, kısa zamanın içine sığıyor.

Anladınız mı? Bu işler böyle oluyor. Anladınız mı?

Bu işler böyle oluyor.

Çok şeyler gördü. Sayfalarla, ciltlerle... Nereleri gördü, kısaca sıralayalım. Çok şeyler gördü. Sayfalarla, ciltlerle... Nereleri gördü, kısaca sıralayalım.

Bir kere yedi kat semayı gördü. Oradaki peygamberleri gördü.Bir kere yedi kat semayı gördü. Oradaki peygamberleri gördü. Adem aleyhisselâm'ı, Yusuf aleyhisselâm'ı, İdris aleyhisselâm'ı,Adem aleyhisselâm'ı, Yusuf aleyhisselâm'ı, İdris aleyhisselâm'ı, Harun aleyhisselâm'ı, Musa aleyhisselâm'ı... Musa aleyhisselam'la uzun boylu görüştü.Harun aleyhisselâm'ı, Musa aleyhisselâm'ı... Musa aleyhisselam'la uzun boylu görüştü. İbrahim aleyhisselâm'ı... İbrahim aleyhisselâm'ın nasihatleri, tavsiyeleri...İbrahim aleyhisselâm'ı... İbrahim aleyhisselâm'ın nasihatleri, tavsiyeleri... Bunların hepsini geçti. Kürsî'yi gördü. Arş-ı Âzam'ı gördü. Onların meleklerini gördü.Bunların hepsini geçti. Kürsî'yi gördü. Arş-ı Âzam'ı gördü. Onların meleklerini gördü. Muazzam Arş-ı Âlâ'yı tutan dört tane meleği gördü.Muazzam Arş-ı Âlâ'yı tutan dört tane meleği gördü. Ondan sonra Allahu Teâlâ hazretleri ona cehennemdeki azap gören insanların azaplarını gösterdi. Ondan sonra Allahu Teâlâ hazretleri ona cehennemdeki azap gören insanların azaplarını gösterdi.

Misal, bir tanesini söyleyeyim: Misal, bir tanesini söyleyeyim:

Cebrail aleyhisselam'la gidiyorken bakıyor ki bir adam eline kocaman bir kaya alıyor,Cebrail aleyhisselam'la gidiyorken bakıyor ki bir adam eline kocaman bir kaya alıyor, öteki adamın kafasına şiddetli vuruyor. Kocaman bir kaya...öteki adamın kafasına şiddetli vuruyor. Kocaman bir kaya... Zor kaldırdığı bir kayayı vuruyor. Adamın kafası parça parça oluyor.Zor kaldırdığı bir kayayı vuruyor. Adamın kafası parça parça oluyor. Beyni, kemikleri dağılıyor. Ama tekrar kafası bir araya geliyor, toparlanıyor.Beyni, kemikleri dağılıyor. Ama tekrar kafası bir araya geliyor, toparlanıyor. Tekrar vuruyor, tekrar dağılıyor. Tekrar vuruyor, tekrar dağılıyor.Tekrar vuruyor, tekrar dağılıyor. Tekrar vuruyor, tekrar dağılıyor. Tekrar bir araya geliyor, tekrar dağılıyor. Soruyor: Tekrar bir araya geliyor, tekrar dağılıyor.

Soruyor:

"Yâ Cebrail, bu ne haldir?" Tabii hadis uzun ama ben size kısaca hülâsasını anlatıyorum. "Yâ Cebrail, bu ne haldir?"

Tabii hadis uzun ama ben size kısaca hülâsasını anlatıyorum.

"Bu adam müslümandı..." Bakın, bir; müslümandı. Dikkat edin! "Bu adam müslümandı..."

Bakın, bir; müslümandı. Dikkat edin!

"Bu adam müslümandı. Bu kırılan kafasıyla namazın farz olduğunu biliyordu ama namaz kılmıyordu."Bu adam müslümandı. Bu kırılan kafasıyla namazın farz olduğunu biliyordu ama namaz kılmıyordu. İşte ondan bu azap meleğizebâni bunun kafasına vuruyor." Bak, azaba bak! İşte ondan bu azap meleğizebâni bunun kafasına vuruyor."

Bak, azaba bak!

"Sen bu kafayla mı, hem Allah'ın emirlerini bildin,"Sen bu kafayla mı, hem Allah'ın emirlerini bildin, hangi kafaya hizmet ettin de o emirleri tutmadın?" diye... hangi kafaya hizmet ettin de o emirleri tutmadın?" diye...

İşte Peygamber Efendimiz bunları gördü. İşte Peygamber Efendimiz bunları gördü.

Kimisinin dilleri ateşten makaslarla kesiliyor.Kimisinin dilleri ateşten makaslarla kesiliyor. Kimisinin tenasül uzuvlarından korkunç pis kokular çıkıyor. Onlar zina eden insanlar.Kimisinin tenasül uzuvlarından korkunç pis kokular çıkıyor. Onlar zina eden insanlar. Ötekiler gıybet eden insanlar. Cehennemdeki bunları gördü. Ötekiler gıybet eden insanlar. Cehennemdeki bunları gördü.

Cenneti gördü. Kevser şarabını, Kevser nehrini gördü. Kendisine verilen; Cenneti gördü. Kevser şarabını, Kevser nehrini gördü. Kendisine verilen;

İnnâ âtaynâ ke'l-kevser. Fe-salli li-rabbike venhar. İnne şânieke hüve'l-ebter. İnnâ âtaynâ ke'l-kevser. Fe-salli li-rabbike venhar. İnne şânieke hüve'l-ebter.

Onu gördü. Sidretü'l-Müntehâ'yı gördü. Tûbâ ağacını gördü.Onu gördü. Sidretü'l-Müntehâ'yı gördü. Tûbâ ağacını gördü. Cebrail aleyhisselam'la Sidretü'l-Müntehâ'ya kadar geldiler.Cebrail aleyhisselam'la Sidretü'l-Müntehâ'ya kadar geldiler. Mekke'den Kudüs'e kadar Burak'la... Seyahatin vasıtaları değişiyor.Mekke'den Kudüs'e kadar Burak'la... Seyahatin vasıtaları değişiyor. Kudüs'ten fezaya Miraç'la.Kudüs'ten fezaya Miraç'la. Asansör gibi, merdiven gibi nurdan, oradan Kudüs'ten uzaya Miraç'la çıktı.Asansör gibi, merdiven gibi nurdan, oradan Kudüs'ten uzaya Miraç'la çıktı. Uzaydan Sidretü'l-Müntehâ'ya kadar cenneti, cehennemi, Levh-i Mahfuz'u,Uzaydan Sidretü'l-Müntehâ'ya kadar cenneti, cehennemi, Levh-i Mahfuz'u, Kalem-i Ezel'i, oradaki Beyt-i Mâmur'u, vesaireyi ziyaret etti,Kalem-i Ezel'i, oradaki Beyt-i Mâmur'u, vesaireyi ziyaret etti, Cebrail aleyhisselam hepsini gösterdi, izahat verdi. Bütün onları gördü.Cebrail aleyhisselam hepsini gösterdi, izahat verdi. Bütün onları gördü. Resûlullah Efendimiz bize anlattığı, bildirdiği şeylerin hepsini gözüyle gördü. Resûlullah Efendimiz bize anlattığı, bildirdiği şeylerin hepsini gözüyle gördü.

Sidretü'l-Müntehâ'ya geldiler. Cebrail aleyhisselam durdu. Dedi ki; Sidretü'l-Müntehâ'ya geldiler. Cebrail aleyhisselam durdu. Dedi ki;

"Yâ Cebrail, buyur, daha öteye gidelim." Yolcu yol arkadaşını bırakır mı yarı yolda? "Yâ Cebrail, buyur, daha öteye gidelim."

Yolcu yol arkadaşını bırakır mı yarı yolda?

"Hadi gel, gidelim." Dedi ki; "Hadi gel, gidelim."

Dedi ki;

"Yâ Resûlallah, benim tâkatim, benim hududum buraya kadar."Yâ Resûlallah, benim tâkatim, benim hududum buraya kadar. Ben buradan bir adım öteye gidersem yanarım!" Ben buradan bir adım öteye gidersem yanarım!"

"Benim varlığım buradan ötesinin tahammülüne uygun değil."Benim varlığım buradan ötesinin tahammülüne uygun değil. Buradan öteye tahammül edemem." dedi. Buradan öteye tahammül edemem." dedi.

Cebrail aleyhisselam Sidretü'l-Müntehâ'da kaldı. İnde sidreti'l-müntehâ. Cebrail aleyhisselam Sidretü'l-Müntehâ'da kaldı.

İnde sidreti'l-müntehâ.

Kur'ân-ı Kerîm'de Sidretü'l-Müntehâ geçiyor. Kur'ân-ı Kerîm'de geçti mi akan sular durur.Kur'ân-ı Kerîm'de Sidretü'l-Müntehâ geçiyor. Kur'ân-ı Kerîm'de geçti mi akan sular durur. Yani "sahih rivayet" vesaire demeye hâcet kalmaz. Delil aramaya lüzum kalmaz. Yani "sahih rivayet" vesaire demeye hâcet kalmaz. Delil aramaya lüzum kalmaz.

Sidre-i Müntehâ'ya geldi. Ne oldu? Söyleşirken Cebrail ile kelâm Sidre-i Müntehâ'ya geldi.

Ne oldu?

Söyleşirken Cebrail ile kelâm

Geldi Refref önüne verdi selâm Geldi Refref önüne verdi selâm

Cebrail "Ben gidemem daha öteye yâ Resûlallah." derkenCebrail "Ben gidemem daha öteye yâ Resûlallah." derken yeşil Refref Peygamber Efendimiz'in önüne geldi. Böyle bir yeşil satıh diyorlar.yeşil Refref Peygamber Efendimiz'in önüne geldi. Böyle bir yeşil satıh diyorlar. Bir melek diyorlar. Nasıl mübarek varlıksa, çok güzel bir varlık... Refref geldi, selâm verdi: Bir melek diyorlar. Nasıl mübarek varlıksa, çok güzel bir varlık... Refref geldi, selâm verdi:

"Esselâmu aleyke yâ Habîballah, yâ Cebrail..." "Esselâmu aleyke yâ Habîballah, yâ Cebrail..."

Nasıl geçti o konuşmalar, kim bilir neler oldu orada... Nasıl geçti o konuşmalar, kim bilir neler oldu orada...

Peygamber Efendimiz Refref'e bindi. Peygamber Efendimiz Refref'e bindi.

E oraları, öbür tarafları neyle dolaşmıştı? E oraları, öbür tarafları neyle dolaşmıştı?

Miraç'tan yukarı çıktıktan sonra, asansörden indikten sonra nasıl dolaştı? Miraç'tan yukarı çıktıktan sonra, asansörden indikten sonra nasıl dolaştı?

Oraları Cebrail'in, Mikail'in kanadında dolaştı, Sidretü'l-Müntehâ'ya kadar.Oraları Cebrail'in, Mikail'in kanadında dolaştı, Sidretü'l-Müntehâ'ya kadar. Ondan sonra Refref'le gitmeye başladı. Ondan sonra Refref'le gitmeye başladı.

Öyle yerlere geldi ki ne mekân var ne zaman var. Hiçbir şeyin olmadığı...Öyle yerlere geldi ki ne mekân var ne zaman var. Hiçbir şeyin olmadığı... Tabii öyle... İşte bak, ne kadar güzel tarif ediyor fezayı,Tabii öyle... İşte bak, ne kadar güzel tarif ediyor fezayı, ne kadar güzel söylüyor, ne kadar doğru söylüyor. Başka türlü söylese olmaz: ne kadar güzel söylüyor, ne kadar doğru söylüyor. Başka türlü söylese olmaz:

Bir feza oldu o demde ru-nüma Ne mekân var anda, ne arz-ü sema Bir feza oldu o demde ru-nüma

Ne mekân var anda, ne arz-ü sema

Hiçbir şey olmayan değişik bir şey. Hiçbir şey olmayan değişik bir şey.

Kim ne hâlîdir ne mâlî ol mahal Akl ü fikr etmez o hâli fehm ü hâl Kim ne hâlîdir ne mâlî ol mahal

Akl ü fikr etmez o hâli fehm ü hâl

Keşke Süleyman Çelebi'nin sözlerini herkes tam anlasa! Keşke Süleyman Çelebi'nin sözlerini herkes tam anlasa!

O mekânlar ne boştur ne doludur. Hâlî, "boş" demek. Mâlî, meleyan "dolu" demek.O mekânlar ne boştur ne doludur. Hâlî, "boş" demek. Mâlî, meleyan "dolu" demek. "O mahallere ne boş diyebilirim ne dolu diyebilirim, "O mahallere ne boş diyebilirim ne dolu diyebilirim, akıl ve fikir bu işin sırrını anlayamaz, çözemez." demek. Öyle, tamam; aklın almayacağı şeyler. akıl ve fikir bu işin sırrını anlayamaz, çözemez." demek. Öyle, tamam; aklın almayacağı şeyler.

Ref' olup ol şâha yetmiş bin hicab Nur-ı tevhid açdı vechinden nikab Ref' olup ol şâha yetmiş bin hicab

Nur-ı tevhid açdı vechinden nikab

İnsan burada anladı mı şimdi feryatların havaya çıkması lazımdı!İnsan burada anladı mı şimdi feryatların havaya çıkması lazımdı! "Ya Allah!" diye herkesin "Allah Allah Allah..." şaşırması lazımdı. "Ya Allah!" diye herkesin "Allah Allah Allah..." şaşırması lazımdı. Anlayamadığı için susuyor millet. Ne diyor? Anlayamadığı için susuyor millet.

Ne diyor?

Yetmiş bin nurdan, yetmiş bin zulmetten perdeleri olduğu bildiriliyor, o perdeleri geçti. Yetmiş bin nurdan, yetmiş bin zulmetten perdeleri olduğu bildiriliyor, o perdeleri geçti.

Her birisinden geçerken ilerü Emr olurdı "Yâ Muhammed gel berü" Her birisinden geçerken ilerü

Emr olurdı "Yâ Muhammed gel berü"

"İlerü" diyorlar. Süleyman Çelebi zamanında telaffuz öyle. Her birisinden geçerken ilerü "İlerü" diyorlar. Süleyman Çelebi zamanında telaffuz öyle.

Her birisinden geçerken ilerü

Emr olurdı "Yâ Muhammed gel berü" Süleyman Çelebi'nin teleffuzu böyle. Emr olurdı "Yâ Muhammed gel berü"

Süleyman Çelebi'nin teleffuzu böyle.

Hani Karadenizli ne diyor? "Cel cel" diyor. Hani Karadenizli ne diyor?

"Cel cel" diyor.

Süleyman Çelebi de ne diyor? "İlerü, berü" diyor. Süleyman Çelebi de ne diyor?

"İlerü, berü" diyor.

Biz şimdi başka türlü söylüyoruz. Biz şimdi başka türlü söylüyoruz.

Her perdeyi geçtikçe Allah'tan davet oluyordu;Her perdeyi geçtikçe Allah'tan davet oluyordu; "Daha gel! Daha yakın gel Resûlüm, habîbim. Daha yaklaş, daha yaklaş!" diyordu"Daha gel! Daha yakın gel Resûlüm, habîbim. Daha yaklaş, daha yaklaş!" diyordu Allahu Teâlâ hazretleri, perdeler kalkıyordu. Allahu Teâlâ hazretleri, perdeler kalkıyordu.

Tevhid nurunu Resûlullah Efendimiz müşahede ediyordu. Tevhid nurunu Resûlullah Efendimiz müşahede ediyordu.

Ne güzel anlatıyor değil mi? Ne güzel anlatıyor değil mi?

Süleyman Çelebi anlatıyor. Öyle bir anlatış ki çok büyük mükâfatlar vermek lazım Süleyman Çelebi'ye!Süleyman Çelebi anlatıyor. Öyle bir anlatış ki çok büyük mükâfatlar vermek lazım Süleyman Çelebi'ye! Aşk olsun! Amma mübarek sanatkârmış! Anlatılmayacak şeyleri ne kadar güzel anlatıyor. Aşk olsun! Amma mübarek sanatkârmış! Anlatılmayacak şeyleri ne kadar güzel anlatıyor. Çok müthiş anlatıyor! Çok alim adammış. Çok ârif adammış. Çok zarif adammış. Çok müthiş anlatıyor! Çok alim adammış. Çok ârif adammış. Çok zarif adammış.

Allah şefaatine erdirsin. Cennette buluştursun. Allah şefaatine erdirsin. Cennette buluştursun.

"Ya sen Süleyman Çelebi misin? Ver elini öpeyim! Allah be... Ayağını da öpeyim..." "Ya sen Süleyman Çelebi misin? Ver elini öpeyim! Allah be... Ayağını da öpeyim..."

Neden? "Sen Resûlullah'a medihler yazdın.Neden?

"Sen Resûlullah'a medihler yazdın.
Sen Resûlullah'ı seviyordun. Ben de sana kurban olayım!" Sen Resûlullah'ı seviyordun. Ben de sana kurban olayım!"

Şeş cihetten ol münezzeh Zülcelâl Bî-kem-ü keyf ana gösterdi cemâl Şeş cihetten ol münezzeh Zülcelâl

Bî-kem-ü keyf ana gösterdi cemâl

Tarifin güzelliğine bak! Altı yönden münezzeh olan Allahu Teâlâ hazretleriTarifin güzelliğine bak!

Altı yönden münezzeh olan Allahu Teâlâ hazretleri
niceliksiz niteliksiz bir şekilde Resûlullah'a kendisini gösterdi. niceliksiz niteliksiz bir şekilde Resûlullah'a kendisini gösterdi.

Hadi bakalım, mekândan münezzeh, tarifsiz, keyfiyetsiz, kemiyetsiz... Tabii öyle olur. Hadi bakalım, mekândan münezzeh, tarifsiz, keyfiyetsiz, kemiyetsiz... Tabii öyle olur.

Neden? Tabii öyle olur. Çünkü; Leyse ke-mislihî şey'un. Neden?

Tabii öyle olur. Çünkü;

Leyse ke-mislihî şey'un.

Allah'a benzeyen bir şey bile yok ki anlatılsın. Anlatılamaz da ondan.Allah'a benzeyen bir şey bile yok ki anlatılsın. Anlatılamaz da ondan. Leyse ke-mislihî şey'un. "Allah'a benzeyen bir şey yok." Leyse ke-mislihî şey'un. "Allah'a benzeyen bir şey yok."

Fe-lâ tadribû lillâhi'l-emsâl. "Allah'ı anlatmak için misaller vermeye kalkışmayın." Fe-lâ tadribû lillâhi'l-emsâl. "Allah'ı anlatmak için misaller vermeye kalkışmayın."

Neden? Yok ki O'nun gibi. Neyi misal vereceksin? Neden?

Yok ki O'nun gibi. Neyi misal vereceksin?

O işte, Allah. Hüve'l-evvelü ve'l-âhiru ve'z-zâhiru ve'l-bâtınu. O işte, Allah.

Hüve'l-evvelü ve'l-âhiru ve'z-zâhiru ve'l-bâtınu.

Allahu lâ ilâhe illâ hüve'l-hayyu'l-kayyûm. Lehü'l-esmâü'l-hüsnâ. Allahu lâ ilâhe illâ hüve'l-hayyu'l-kayyûm.

Lehü'l-esmâü'l-hüsnâ.

Hüvallâhu'r-rahmânu'r-rahîmu'l-melikü'l-kuddûsü's-selâmü'l-mü'minü'l-müheyminü'l-azîzü'l-cebbarü'l-mütekebbirü'l-hâlikul... Hüvallâhu'r-rahmânu'r-rahîmu'l-melikü'l-kuddûsü's-selâmü'l-mü'minü'l-müheyminü'l-azîzü'l-cebbarü'l-mütekebbirü'l-hâlikul...

Her birini oku, anla, yut, hazmet; ârif kul ol, cahil kalma. Her birini oku, anla, yut, hazmet; ârif kul ol, cahil kalma.

Resûlullah Efendimiz Cemalullah'ı gördü.Resûlullah Efendimiz Cemalullah'ı gördü. Allah'ın huzuruna vardı. Sen de hiç olmazsa mârifetini, bilgisini anla. Allah bilgisi... Allah'ın huzuruna vardı. Sen de hiç olmazsa mârifetini, bilgisini anla. Allah bilgisi...

Ne demek Allah bilgisi? Mârifetullah. "Bu adam ârif adam." Ne demek? Ne demek Allah bilgisi?

Mârifetullah.

"Bu adam ârif adam." Ne demek?

Allah bilgisine âşina. Allah gönlüne bilgisini ihsan etmiş. Sen? Allah bilgisine âşina. Allah gönlüne bilgisini ihsan etmiş.

Sen?

Şimdi bunlar ne diyor? Mein Gott. Oh mein Gott. Grüß Gott. Şimdi bunlar ne diyor?

Mein Gott. Oh mein Gott. Grüß Gott.

Gel buraya. Bırakmam seni. Gott derken neyi kastediyorsun?Gel buraya. Bırakmam seni. Gott derken neyi kastediyorsun? Anlat bakalım, otur şuraya, otur bakayım. Mein Gott dedin, kimi kastettin, söyle bakalım.Anlat bakalım, otur şuraya, otur bakayım. Mein Gott dedin, kimi kastettin, söyle bakalım. Grüß Gott derken neyi kastettin, anlat bakalım. Grüß Gott derken neyi kastettin, anlat bakalım.

Vah zavallı! Tüh be! Yazıklar olsun! Sen hiçbir şey anlamamışsın ya!Vah zavallı! Tüh be! Yazıklar olsun! Sen hiçbir şey anlamamışsın ya! Senin mârifetten hiç nasibin yok ya!Senin mârifetten hiç nasibin yok ya! Gott Gott diyorsun, ben benim Rabbimi anlıyorum da neyse biraz zevk alıyorum, fakat sen,Gott Gott diyorsun, ben benim Rabbimi anlıyorum da neyse biraz zevk alıyorum, fakat sen, hay Allah müstehâkını versin, Allah hidâyet versin! Öyle şey olur mu? hay Allah müstehâkını versin, Allah hidâyet versin! Öyle şey olur mu?

Gott dediği, ellerinden ayaklarından tahtaya çivilenmiş bir cesedi kastediyor. Öyle şey olur mu? Gott dediği, ellerinden ayaklarından tahtaya çivilenmiş bir cesedi kastediyor. Öyle şey olur mu?

Hz. İsa'dan önce insanlar yok muydu? Hz. İsa'dan önceki insanların Gott'u kimdi?Hz. İsa'dan önce insanlar yok muydu? Hz. İsa'dan önceki insanların Gott'u kimdi? Rabbi kimdi? Onu anlatsana! Lâ ilâhe illallah desene. Rabbü'l-âlemîn'i anlatsana! Rabbi kimdi? Onu anlatsana! Lâ ilâhe illallah desene. Rabbü'l-âlemîn'i anlatsana!

Öyle şey olur mu? Onun için mârifetullah...Öyle şey olur mu?

Onun için mârifetullah...
Şeş cihetten ol münezzeh Zülcelâl Bî-kem-ü keyf ana gösterdi cemâl Şeş cihetten ol münezzeh Zülcelâl

Bî-kem-ü keyf ana gösterdi cemâl

Âşikâre gördü Rabbü'l-izzeti. Âşikâre gördü Rabbü'l-izzeti.

Kısa, hülâsası bu. Peygamber Efendimiz Miraç'ta Rabbini âşikâre gördü! Kısa, hülâsası bu. Peygamber Efendimiz Miraç'ta Rabbini âşikâre gördü!

Âşikâre ne demek? "Ayan beyan" demek. Âşikâre ne demek?

"Ayan beyan" demek.

Görmüş de, tamam, sen de üzülme: Âhirette öyle görür ümmeti. Görmüş de, tamam, sen de üzülme:

Âhirette öyle görür ümmeti.

Âhirette de mü'min olursak, cennete gidersek,Âhirette de mü'min olursak, cennete gidersek, Allah'ın sevdiği kul olursak âhirette biz de öyle göreceğiz. Allah'ın sevdiği kul olursak âhirette biz de öyle göreceğiz.

Sahâbe-i kirâm sordular: Sahâbe-i kirâm sordular:

"Yâ Resûlallah, Rabbimiz'i biz görecek miyiz?" "Yâ Resûlallah, Rabbimiz'i biz görecek miyiz?"

"Evet" dedi. "Mehtap olduğu zaman mehtabı görmekte insanlar birbirlerini engelliyor mu?"Evet" dedi. "Mehtap olduğu zaman mehtabı görmekte insanlar birbirlerini engelliyor mu? Engellemiyor. Herkes mehtaba baktı mı görebiliyor. O kadar âşikâr siz de göreceksiniz!" Engellemiyor. Herkes mehtaba baktı mı görebiliyor. O kadar âşikâr siz de göreceksiniz!"

Âşikâre gördü Rabbü'l-izzeti Âhirette öyle görür ümmeti Âşikâre gördü Rabbü'l-izzeti

Âhirette öyle görür ümmeti

Aman imana sımsıkı sarılın! Bize para lazım değil. Bize mevki makam lazım değil.Aman imana sımsıkı sarılın!

Bize para lazım değil. Bize mevki makam lazım değil.
Biz bu dünyada imtihan için geldik, bize iman lazım. Bize İslâm lazım.Biz bu dünyada imtihan için geldik, bize iman lazım. Bize İslâm lazım. Aman İslâm'dan ayrılmayın! Aman marka, dolara aldanmayın. Aman İslâm'dan ayrılmayın! Aman marka, dolara aldanmayın. Aman dünyaya aldanmayın. Fâni dünya, yalan dünya... Aman dünyaya aldanmayın. Fâni dünya, yalan dünya...

Yalan dünyasın yalan dünyasın, Evliyâullahı alan dünyasın, Yalan dünyasın yalan dünyasın,

Evliyâullahı alan dünyasın,

Dönüp arkasından bakan dünyasın. Dönüp arkasından bakan dünyasın.

Hiç kimseye vefası yok bu dünyanın. Aklını başına topla, Allah'ın sevgili kulu olmaya bak!Hiç kimseye vefası yok bu dünyanın. Aklını başına topla, Allah'ın sevgili kulu olmaya bak! Mark ve dolar para etmez. Mevki makam para etmez.Mark ve dolar para etmez. Mevki makam para etmez. Bir de kendime döndüreyim lafı; profesörlük para etmez. Müftülük, profesörlük para etmez. Bir de kendime döndüreyim lafı; profesörlük para etmez. Müftülük, profesörlük para etmez. Hocalık para etmez. Allah'ın sevgili kulu olacaksın. Allah'ın sevdiği kul olacaksın.Hocalık para etmez. Allah'ın sevgili kulu olacaksın. Allah'ın sevdiği kul olacaksın. Allah'ın emrini tutan kul olacaksın. Sen hangi çocuğunu seviyorsun?Allah'ın emrini tutan kul olacaksın. Sen hangi çocuğunu seviyorsun? Hangi arkadaşını seviyorsun? Hangi insanı seviyorsun? Düşün.Hangi arkadaşını seviyorsun? Hangi insanı seviyorsun? Düşün. Bir insan nasıl sevilir, niçin sevilir, ne zaman kızılır, ne zaman sevilmez, düşün.Bir insan nasıl sevilir, niçin sevilir, ne zaman kızılır, ne zaman sevilmez, düşün. Rabbine kendini sevdirmeye çalış. Gerisi boş! Rabbine kendini sevdirmeye çalış. Gerisi boş!

Rabbin seni sevmezse cümle cihan halkı sana yardım edemez.Rabbin seni sevmezse cümle cihan halkı sana yardım edemez. Allah seni severse cümle cihan halkı sana zarar veremez.Allah seni severse cümle cihan halkı sana zarar veremez. İbrahim aleyhisselâm'a veremedikleri gibi veremez. İbrahim aleyhisselâm'a veremedikleri gibi veremez.

İbrahim aleyhisselam efe bir adamdı. Mübarek bir adamdı.İbrahim aleyhisselam efe bir adamdı. Mübarek bir adamdı. Peygamber Efendimiz İbrahim aleyhisselâm'ı görmüş.Peygamber Efendimiz İbrahim aleyhisselâm'ı görmüş. Kaçıncı semada gördüğünü hemen bakarım, adresten bulurum.Kaçıncı semada gördüğünü hemen bakarım, adresten bulurum. İbrahim aleyhisselam çok güzel yüzlüydü.İbrahim aleyhisselam çok güzel yüzlüydü. Küçük çocukları etrafında toplamış, onları terbiye ediyordu.Küçük çocukları etrafında toplamış, onları terbiye ediyordu. Genç yaşta ölen çocuklar orada İbrahim aleyhisselâm'a tevdî edilmiş. Çok güzel yüzlüydü.Genç yaşta ölen çocuklar orada İbrahim aleyhisselâm'a tevdî edilmiş. Çok güzel yüzlüydü. İbrahim aleyhisselam puta tapmadı.İbrahim aleyhisselam puta tapmadı. Aya güneşe tapmadı. Babilliler'in tanrılarına putlarına tapmadı. Aya güneşe tapmadı. Babilliler'in tanrılarına putlarına tapmadı.

Ne yaptı? "Bunları yaratan var." dedi, "Âlemlerin Rabbi" dedi, "Bunlara tapmayın!" dedi.Ne yaptı?

"Bunları yaratan var." dedi, "Âlemlerin Rabbi" dedi, "Bunlara tapmayın!" dedi.
Kızdı bir de, erkekçe, mertçe söyledi; "Ben bu sizin putlarınızı kıracağım!" dedi. Kızdı bir de, erkekçe, mertçe söyledi; "Ben bu sizin putlarınızı kıracağım!" dedi.

İbrahim aleyhisselam Babil kavmine, hepsine; "Kıracağım!" dedi.İbrahim aleyhisselam Babil kavmine, hepsine; "Kıracağım!" dedi. Sonra da bir merasim gününde hepsini kırdı.Sonra da bir merasim gününde hepsini kırdı. Kırdı da onu da ateşe yakmak istediler, ateşe attılar. Ama yakamadılar. Kırdı da onu da ateşe yakmak istediler, ateşe attılar. Ama yakamadılar.

Neden? Allah bir kulu sevdi de korudu mu, cümle cihan halkı zarar veremez. Neden?

Allah bir kulu sevdi de korudu mu, cümle cihan halkı zarar veremez.

Onun için Allah'ın sevgili kulu olmaya çalışmak lazım. Onun için Allah'ın sevgili kulu olmaya çalışmak lazım.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Mühim olan Allah'ın sevgili kulu olmaktır.Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Mühim olan Allah'ın sevgili kulu olmaktır.
Hepsi boştur. Sonra her şeyin boş olduğunu insan sonunda anlıyor. Hepsi boştur. Sonra her şeyin boş olduğunu insan sonunda anlıyor.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in bir hadîs-i şerîfi var, diyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in bir hadîs-i şerîfi var, diyor ki;

"Siz hepiniz başkasının malını seversiniz. "Siz hepiniz başkasının malını seversiniz.

Hanginiz var içinde başkasının malını sevmeyip de kendi malını seven?Hanginiz var içinde başkasının malını sevmeyip de kendi malını seven? Hanginiz kendi malını seviyor?" Hanginiz kendi malını seviyor?"

Anlayamıyorlar. Peygamber Efendimiz nükteli konuştu, ince bir şey söyledi diye anlayamıyorlar. Anlayamıyorlar. Peygamber Efendimiz nükteli konuştu, ince bir şey söyledi diye anlayamıyorlar.

"Yâ Resûlallah, herkes malını sever." Baksana, vermiyor. Sımsıkı, vermiyor işte."Yâ Resûlallah, herkes malını sever."

Baksana, vermiyor. Sımsıkı, vermiyor işte.
İstiyorsun istiyorsun, vermiyor. El açılmıyor. İstersen uğraş. Pehlivanlar gelse açamıyor bunu.İstiyorsun istiyorsun, vermiyor. El açılmıyor. İstersen uğraş. Pehlivanlar gelse açamıyor bunu. Vermiyor. Malı çok seviyor. Sımsıkı sarılmış, bırakmam... Herkes malını seviyor. Vermiyor. Malı çok seviyor. Sımsıkı sarılmış, bırakmam... Herkes malını seviyor.

Hayır. Diyor ki Peygamber Efendimiz; Hayır. Diyor ki Peygamber Efendimiz;

Harcamayıp harcamayıp harcamayıp, biriktirip biriktirip biriktirip de gittiğin mal kimin? Harcamayıp harcamayıp harcamayıp, biriktirip biriktirip biriktirip de gittiğin mal kimin?

Mirasçının. Sen kimin malını seviyormuşsun, koruyormuşsun, bekçilik yapıyormuşsun? Mirasçının.

Sen kimin malını seviyormuşsun, koruyormuşsun, bekçilik yapıyormuşsun?

Veresenin malını bekliyormuşsun sen...Veresenin malını bekliyormuşsun sen... Yemedin içmedin, rahat etmedin, harcamadın, Allah yoluna sarf etmedin, cihada vermedin;Yemedin içmedin, rahat etmedin, harcamadın, Allah yoluna sarf etmedin, cihada vermedin; mirasçılar bak şimdi nasıl yiyorlar çatır çutur... Amma keyifle yiyorlar ha...mirasçılar bak şimdi nasıl yiyorlar çatır çutur... Amma keyifle yiyorlar ha... Amma bol harcıyorlar... "Ay ben bu kadar parayı hiç harcamazdım ya!Amma bol harcıyorlar... "Ay ben bu kadar parayı hiç harcamazdım ya! Ben bu paraları nasıl kazandım; alnımın teri buralardan damlayarak,Ben bu paraları nasıl kazandım; alnımın teri buralardan damlayarak, şöyle yaptığım zaman şapır şapır aşağıya dökülüyordu. Bu paralar böyle harcanır mı?" Harcanır.şöyle yaptığım zaman şapır şapır aşağıya dökülüyordu. Bu paralar böyle harcanır mı?" Harcanır. Kolay gelen kolay harcanır. Sen harcamadın.Kolay gelen kolay harcanır. Sen harcamadın. Sen Allah yoluna harcamadın; başkasının malını seviyorsun. Sen Allah yoluna harcamadın; başkasının malını seviyorsun.

İnsanın kendi malı hangisidir, muhterem kardeşlerim? İnsanın kendi malı hangisidir, muhterem kardeşlerim?

Allah yoluna verdi mi kendi malı olur. Allah'ın sevdiği yola verdi mi kendi malı olur. Allah yoluna verdi mi kendi malı olur. Allah'ın sevdiği yola verdi mi kendi malı olur.

Nereden belli? Peygamber Efendimiz bir gün kurban kestirdi. Dedi ki; Nereden belli? Peygamber Efendimiz bir gün kurban kestirdi. Dedi ki;

"Ben camiye gidiyorum, kurbanı dağıtın." "Ben camiye gidiyorum, kurbanı dağıtın."

Evdekilere talimat verdi, emir buyurdu. Camiye gitti. Kurbanı kestiler.Evdekilere talimat verdi, emir buyurdu. Camiye gitti. Kurbanı kestiler. Gelince sordu Peygamber Efendimiz... Çok dikkat edin! Çok hoşuma gidiyor. Zihnimde iyice kaldı. Gelince sordu Peygamber Efendimiz...

Çok dikkat edin! Çok hoşuma gidiyor. Zihnimde iyice kaldı.

Diyor ki; "Ne yaptınız kuzuyu?" Diyor ki;

"Ne yaptınız kuzuyu?"

Diyorlar ki; "Yâ Resûlallah, hepsini emriniz üzere dağıttık.Diyorlar ki;

"Yâ Resûlallah, hepsini emriniz üzere dağıttık.
Kolunu dağıttık, budunu dağıttık, kaburgasını dağıttık, yüreğini dağıttık, kuyruğunu dağıttık;Kolunu dağıttık, budunu dağıttık, kaburgasını dağıttık, yüreğini dağıttık, kuyruğunu dağıttık; sadece bize bir kolu kaldı." sadece bize bir kolu kaldı."

Efendimiz kol etini severdi. Budu değil de ön kolu severdi.Efendimiz kol etini severdi. Budu değil de ön kolu severdi. Orası biraz daha yağsız oluyor galiba. Eti biraz daha kasaplar bilir, hepiniz bilirsiniz ya... Orası biraz daha yağsız oluyor galiba. Eti biraz daha kasaplar bilir, hepiniz bilirsiniz ya... Lezzetli oldu mu herkes nasıl bilir! Lezzetli oldu mu herkes nasıl bilir! İyi baklavanın nerede olduğunu herkes gözü kapalı gider alimallah. İyi eti de bilir. İyi baklavanın nerede olduğunu herkes gözü kapalı gider alimallah. İyi eti de bilir.

"Ön kolu kaldı sadece, hepsi gitti. Bir ön kolu bizim oldu." deyince Efendimiz dedi ki; "Ön kolu kaldı sadece, hepsi gitti. Bir ön kolu bizim oldu." deyince Efendimiz dedi ki;

"Demek ki ön kolu hariç hepsi bizim olmuş!" Neden? "Demek ki ön kolu hariç hepsi bizim olmuş!"

Neden?

Dağıttı, sadaka verdi, hayır verdi, sevap yazıldı, âhirete gitti, onun oldu.Dağıttı, sadaka verdi, hayır verdi, sevap yazıldı, âhirete gitti, onun oldu. Yedi; yediği dünyada kalacak. İşte bunu anlayamıyoruz. Yedi; yediği dünyada kalacak.

İşte bunu anlayamıyoruz.

Peygamber Efendimiz'i Allah neden sevdi? İbrahim aleyhisselâm'ı Allah neden sevdi?Peygamber Efendimiz'i Allah neden sevdi? İbrahim aleyhisselâm'ı Allah neden sevdi? İbrahim aleyhisselâm'ı Allah neden halilullah seçti? Halim, samimi dost... İbrahim aleyhisselâm'ı Allah neden halilullah seçti? Halim, samimi dost...

Çünkü çok cömertti. Peygamber Efendimiz de çok cömertti. Cömert olacaksın. Çünkü çok cömertti. Peygamber Efendimiz de çok cömertti.

Cömert olacaksın.

Cömertliğin üç çeşidi var. Üç çeşit, üç tabaka cömertlik var.Cömertliğin üç çeşidi var. Üç çeşit, üç tabaka cömertlik var. Birisinden birisi sana yarar. Mutlaka yarar. Birisinden birisi sana yarar. Mutlaka yarar.

Bir; mal cömertliği. Paran varsa Allah yolunda harca;Bir; mal cömertliği. Paran varsa Allah yolunda harca; hayır yap, cami yaptır, çeşme yaptır, fakir talebelere ver, dullara ver, hastalara ver, hayır yap, cami yaptır, çeşme yaptır, fakir talebelere ver, dullara ver, hastalara ver, hastane yaptır, bir şeylere harca. Sevaplı şeyi ara, bul, yap. Mal cömertliği. hastane yaptır, bir şeylere harca. Sevaplı şeyi ara, bul, yap. Mal cömertliği.

İki; ten cömertliği. Vücut cömertliği. İki; ten cömertliği. Vücut cömertliği.

Bu ne demek? Etini budunu kesip ciğerini böbreğini satmak mı? Hayır. Bu ne demek? Etini budunu kesip ciğerini böbreğini satmak mı?

Hayır.

Ten cömertliği ne demek? "Hizmet" demek. Vücuduyla hizmete koşturacak. Ten cömertliği ne demek?

"Hizmet" demek. Vücuduyla hizmete koşturacak.

Camiye hizmet mi lazım, badana mı yapılacak? Tamam, ben yaparım.Camiye hizmet mi lazım, badana mı yapılacak? Tamam, ben yaparım. Ver bakalım kovayı, fırçayı getir. Tamam, işte bak cami tertemiz oldu.Ver bakalım kovayı, fırçayı getir. Tamam, işte bak cami tertemiz oldu. Bahar temizliği, elhamdülillah... Bahar temizliği, elhamdülillah...

Ne yaptı bu adam? Hizmet verdi. İşte bu ten cömertliği. Hizmet ediyor. Ne yaptı bu adam?

Hizmet verdi. İşte bu ten cömertliği. Hizmet ediyor.

Falanca kimse hastaymış; "E hasta mı ya, ben onu geçen gün gördüm." Falanca kimse hastaymış;

"E hasta mı ya, ben onu geçen gün gördüm."

"Zavallı hastalanmış, şekeri artmış, hastaneye düşmüş de evde hanımı var." "Zavallı hastalanmış, şekeri artmış, hastaneye düşmüş de evde hanımı var."

"Öyle mi?.." Hemen tırttt kapıyı çalıyor; "Öyle mi?.." Hemen tırttt kapıyı çalıyor;

"Hacı abla, ya hastalanmış hacı ağabeyimiz. Bir ihtiyacın var mı? Söyle."Hacı abla, ya hastalanmış hacı ağabeyimiz. Bir ihtiyacın var mı? Söyle. Çarşıdan pazardan alayım, geleyim." "Yok, teşekkür ederim, Allah razı olsun. Bir şey değil." Çarşıdan pazardan alayım, geleyim."

"Yok, teşekkür ederim, Allah razı olsun. Bir şey değil."

"Yok, vardır vardır..." Hemen gidiyorsun şuradan buradan fileleri dolduruyorsun."Yok, vardır vardır..." Hemen gidiyorsun şuradan buradan fileleri dolduruyorsun. Adam yok evde. Hacı teyze mi gitsin alış verişi yapsın? Hemen götürüyorsun, veriyorsun. Adam yok evde. Hacı teyze mi gitsin alış verişi yapsın? Hemen götürüyorsun, veriyorsun.

Nedir bu? Hizmet; ten cömertliği bu. Nedir bu?

Hizmet; ten cömertliği bu.

Mal cömertliği; para vermek. Ten cömertliği; hizmet etmek. Allah'a hizmet etmek.Mal cömertliği; para vermek. Ten cömertliği; hizmet etmek. Allah'a hizmet etmek. Camiye hizmet etmek. Kur'an'a hizmet etmek. Bir müslüman garibana hizmet etmek. Hepsi makbul. Camiye hizmet etmek. Kur'an'a hizmet etmek. Bir müslüman garibana hizmet etmek. Hepsi makbul.

Bir de can cömertliği var. Can cömertliği; canını vermek.Bir de can cömertliği var. Can cömertliği; canını vermek. Bir gül bahçesine girercesine kara toprağa girmeye can atmak, kalkıp gitmek.Bir gül bahçesine girercesine kara toprağa girmeye can atmak, kalkıp gitmek. Allahu ekber! Allahu ekber! Allah Allah! diye diye cihat etmek, canını vermek, şehit olmak. Allahu ekber! Allahu ekber! Allah Allah! diye diye cihat etmek, canını vermek, şehit olmak.

Geldi birisi dedi ki; "Yâ Resûlallah, ben ayyaş bir adamım, içerim. Geldi birisi dedi ki;

"Yâ Resûlallah, ben ayyaş bir adamım, içerim.

Şimdi harp oluyor. Şimdi müslüman olsam, sana inansam, bağlansam yâ Resûlallah,Şimdi harp oluyor. Şimdi müslüman olsam, sana inansam, bağlansam yâ Resûlallah, şu savaşa girsem, ölsem cennete girer miyim?" "Girersin." dedi Peygamber Efendimiz. şu savaşa girsem, ölsem cennete girer miyim?"

"Girersin." dedi Peygamber Efendimiz.

"İçkiciydim. Namaz da kılmadım. Daha bir hayrım hasenâtım da olmadı..." "Girersin." dedi. "İçkiciydim. Namaz da kılmadım. Daha bir hayrım hasenâtım da olmadı..."

"Girersin." dedi.

Neden? İnsan eşhedü en lâ ilâhe illallah dedi mi eski günahların hepsi silinir.Neden?

İnsan eşhedü en lâ ilâhe illallah dedi mi eski günahların hepsi silinir.
Gelsin bir Alman, eşhedü en lâ ilâhe illallah desin,Gelsin bir Alman, eşhedü en lâ ilâhe illallah desin, bütün eski küfrü, inkârı, zinası, içkisi, hepsi silinir, muhterem kardeşlerim. bütün eski küfrü, inkârı, zinası, içkisi, hepsi silinir, muhterem kardeşlerim.

Neden? İslâm kendisinden önceki, İslâm'dan önceki bütün hayatının rezaletini siler, ondan. Neden?

İslâm kendisinden önceki, İslâm'dan önceki bütün hayatının rezaletini siler, ondan.

"Cennete girersin." dedi. Müslüman olacak, cennete girecek. Namaz kılacak vakit yok."Cennete girersin." dedi.

Müslüman olacak, cennete girecek. Namaz kılacak vakit yok.
O dedi ki; "Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluhû.O dedi ki; "Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluhû. Uzat elini sana bey'at edeyim yâ Resûlallah." dedi.Uzat elini sana bey'at edeyim yâ Resûlallah." dedi. Pamuk gibi sıcacık, mübarek elini tuttu Peygamber Efendimiz'in, ona bey'at etti.Pamuk gibi sıcacık, mübarek elini tuttu Peygamber Efendimiz'in, ona bey'at etti. "Tâbiyim sana yâ Resûlallah, emrindeyim, sana inandım."Tâbiyim sana yâ Resûlallah, emrindeyim, sana inandım. Mü'minim, müslümanım, sana bağlandım." dedi. Mü'minim, müslümanım, sana bağlandım." dedi.

Ondan sonra neşeli, müslüman olduğundan keyifli;Ondan sonra neşeli, müslüman olduğundan keyifli; "Şurada birazcık karnımı doyurayım da düşmanla iyi çarpışayım." dedi."Şurada birazcık karnımı doyurayım da düşmanla iyi çarpışayım." dedi. Oturdu, torbasından hurmaları çıkardı.Oturdu, torbasından hurmaları çıkardı. Bir iki tane atarken; "Allah Allah yahu!" dedi, "Orada cennet duruyor, ben burada hurma yiyorum!Bir iki tane atarken; "Allah Allah yahu!" dedi, "Orada cennet duruyor, ben burada hurma yiyorum! Cennete girmekte gecikilir mi?" dedi.Cennete girmekte gecikilir mi?" dedi. Hurmayı savurdu kenara attı; "Ya Allah!" dedi, girdi cihada; çarpıştı şehit oldu! Cennetlik oldu! Hurmayı savurdu kenara attı; "Ya Allah!" dedi, girdi cihada; çarpıştı şehit oldu! Cennetlik oldu!

Bu ne? Can cömertliği. Canını veriyor. Bu ne?

Can cömertliği. Canını veriyor.

Başkası veremez. Mü'min verir. Mü'min insan canını verir. Mü'minler verdi. Ecdadımız verdi. Başkası veremez. Mü'min verir. Mü'min insan canını verir. Mü'minler verdi. Ecdadımız verdi.

Nur içinde yatsınlar. Şehitlerin şefaat hakkı var. Allah şefaatlerine erdirsin. Nur içinde yatsınlar.

Şehitlerin şefaat hakkı var. Allah şefaatlerine erdirsin.

Allah için şehit oldular. Bizim aileden kaç tane...Allah için şehit oldular. Bizim aileden kaç tane... Dedem gitmiş, amcam gitmiş, dayım gitmiş, akrabamız gitmiş...Dedem gitmiş, amcam gitmiş, dayım gitmiş, akrabamız gitmiş... Çanakkale'ye yakınız ya biz, oo kaç tane şehit var.Çanakkale'ye yakınız ya biz, oo kaç tane şehit var. Şehit torunuyuz. Onların hürmetine memleketin istiklali oldu. Ne olacak? Şehit torunuyuz. Onların hürmetine memleketin istiklali oldu.

Ne olacak?

İnsan Allah'ın sevdiği bir şeyleri bulacak, onları yapacak, Allah'ın rızasını kazanacak.İnsan Allah'ın sevdiği bir şeyleri bulacak, onları yapacak, Allah'ın rızasını kazanacak. Şu kâinatın Rabbi'nin, mülkün sahibinin,Şu kâinatın Rabbi'nin, mülkün sahibinin, kudret-i külliye sahibi Yaradan'ının varlığını birliğini bilecek. kudret-i külliye sahibi Yaradan'ının varlığını birliğini bilecek.

"Yâ Rabbi! Eski hayatım sana mâlum. Ben pişmanım."Yâ Rabbi! Eski hayatım sana mâlum. Ben pişmanım. Ama bu Miraç gecesinde gönlüm yumuşadı.Ama bu Miraç gecesinde gönlüm yumuşadı. Yâ Rabbi! Bundan sonra sana iyi kulluk etmek istiyorum.Yâ Rabbi! Bundan sonra sana iyi kulluk etmek istiyorum. Ne emredersen yapacağım!" diyecek insan, Allah'ın rızasını arayacak. Ne emredersen yapacağım!" diyecek insan, Allah'ın rızasını arayacak.

Bizim bu dünyadaki amacımız nedir? Amaç, gaye? Nedir amacımız? Bizim bu dünyadaki amacımız nedir? Amaç, gaye? Nedir amacımız?

İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî. "Yâ Rabbi! Gayem, amacım sensin. İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî. "Yâ Rabbi! Gayem, amacım sensin.

Ben senin rızanı kazanmak istiyorum yâ Rabbi!" Ben senin rızanı kazanmak istiyorum yâ Rabbi!"

Ve rıdâke matlûbî. Onun bunun iltifatı alkışı bana lazım değil.Ve rıdâke matlûbî. Onun bunun iltifatı alkışı bana lazım değil. Parası pulu bana lazım değil. Sevmesi beğenmesi bana lazım değil. Parası pulu bana lazım değil. Sevmesi beğenmesi bana lazım değil.

Birçok hatalı işi neden yapıyoruz? Bakıyorum adam fıkra anlatıyor. Birçok hatalı işi neden yapıyoruz?

Bakıyorum adam fıkra anlatıyor.

Tüylerim diken diken oluyor! Öyle fıkralar anlatıyor ki... Müstehcen değil, müstehcenler ayrı.Tüylerim diken diken oluyor! Öyle fıkralar anlatıyor ki... Müstehcen değil, müstehcenler ayrı. Müstehcen değil. Ama öyle fıkra anlatıyor ki korkuyorum ben, tüylerim diken diken oluyor!Müstehcen değil. Ama öyle fıkra anlatıyor ki korkuyorum ben, tüylerim diken diken oluyor! "Ne yapıyorsun ya?" diyorum. Adam cennete girmiş de... Mesela, fıkra... Ee?"Ne yapıyorsun ya?" diyorum.

Adam cennete girmiş de... Mesela, fıkra... Ee?
Bakmış cennette softalar var. Uzun sakallı...Bakmış cennette softalar var. Uzun sakallı... Beğenmemiş orayı da, "Ulan bizim arkadaşların hiçbirisi burada yok." demiş. Beğenmemiş orayı da, "Ulan bizim arkadaşların hiçbirisi burada yok." demiş. Ondan sonra bir dilekçe vermiş de; "Ben buraya yanlışlıkla girdim, ben cennetlik insan değildim.Ondan sonra bir dilekçe vermiş de; "Ben buraya yanlışlıkla girdim, ben cennetlik insan değildim. Beni cehenneme sevk edin." demiş. Dilekçesi kabul olmuş da, orada cehenneme gitmiş de,Beni cehenneme sevk edin." demiş. Dilekçesi kabul olmuş da, orada cehenneme gitmiş de, kapıdan girer girmez kafasına bir tokmak vurmuş zebaniler, kafası parçalanmış.kapıdan girer girmez kafasına bir tokmak vurmuş zebaniler, kafası parçalanmış. "Ya niye vuruyorsunuz? Cennetten baktığım zaman burada bir şeyler görüyordum.""Ya niye vuruyorsunuz? Cennetten baktığım zaman burada bir şeyler görüyordum." "O bizim propaganda servisimiz" demiş de filan... Kih kih kih, kah kah kah... "O bizim propaganda servisimiz" demiş de filan... Kih kih kih, kah kah kah...

Ya sen neyle alay ediyorsun?! Ya sen neyi anlatıyorsun?! Sen delirdin mi?!Ya sen neyle alay ediyorsun?! Ya sen neyi anlatıyorsun?! Sen delirdin mi?! Din oyuna gelir mi? Cennet cehennem vesaire... Din oyuna gelir mi? Cennet cehennem vesaire...

"Cennet senin olsun, ben cenneti istemem." Vallaha ne laflar, neler duyuyor insan... "Cennet senin olsun, ben cenneti istemem."

Vallaha ne laflar, neler duyuyor insan...

Allah saklasın! Allah akıl fikir versin! Ne yapacağız? Allah saklasın! Allah akıl fikir versin!

Ne yapacağız?

İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî. Amacımız Allah'ın rızasını kazanmak.İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî. Amacımız Allah'ın rızasını kazanmak. Allah'ın rızasını kazanmak için neler yapmak gerekiyorsa yapacağız. Allah'ın rızasını kazanmak için neler yapmak gerekiyorsa yapacağız.

Peygamber Efendimiz diyor ki; -Bakın, İslâm'ın güzelliklerinden:- Peygamber Efendimiz diyor ki;

-Bakın, İslâm'ın güzelliklerinden:-

Dirhemun tünfikuhû fî sebîlillah. "Allah yolunda harcadığın para, bir." Dirhemun tünfikuhû fî sebîlillah. "Allah yolunda harcadığın para, bir."

Allah yolunda harcanan para; cihada, hacca, umreye harcanan para. Allah yolunda harcanan para; cihada, hacca, umreye harcanan para.

Ve dirhemun tasaddakta bihî. "Sadaka olarak fakire fukaraya verdiğin para." Ve dirhemun tasaddakta bihî. "Sadaka olarak fakire fukaraya verdiğin para."

Ve dirhemun enfaktahû fi'r-rakabe. "Köle âzât etmek için yardım olsun diye,Ve dirhemun enfaktahû fi'r-rakabe. "Köle âzât etmek için yardım olsun diye, kölelikten kurtulsun bir müslüman esir diye harcadığın para." kölelikten kurtulsun bir müslüman esir diye harcadığın para."

Ve dirhemun tünfikuhû alâ ehlike. "Ailene harcadığın para." Ve dirhemun tünfikuhû alâ ehlike. "Ailene harcadığın para."

A'zamuhâ ecren. Bunların sevabı en çok olan hangisi, bilin bakalım? A'zamuhâ ecren. Bunların sevabı en çok olan hangisi, bilin bakalım?

Allah yolunda harcanan, hacca umreye cihada harcanan,Allah yolunda harcanan, hacca umreye cihada harcanan, kölelikten kurtarmak için insanlar kurtulsun diye harcanan,kölelikten kurtarmak için insanlar kurtulsun diye harcanan, fakirler doysun yesin içsin diye harcanan, ailesine harcanan; dört paradan en hayırlısı hangisidir? fakirler doysun yesin içsin diye harcanan, ailesine harcanan; dört paradan en hayırlısı hangisidir?

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "En sevaplısı ailene harcadığındır." Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"En sevaplısı ailene harcadığındır."

Bak, aile muhabbetine İslâm ne kadar önem veriyor! Bak, aile muhabbetine İslâm ne kadar önem veriyor!

Evine file götürüyorsun ya, yiyecek içecek götürüyorsun ya, hanımına çoluğuna çocuğuna...Evine file götürüyorsun ya, yiyecek içecek götürüyorsun ya, hanımına çoluğuna çocuğuna... Bak, İslâm ne kadar güzel bir din. Hepsi güzel ama aile muhabbetine ne kadar önem veriyor. Bak, İslâm ne kadar güzel bir din. Hepsi güzel ama aile muhabbetine ne kadar önem veriyor.

Allah'ın rızasını kazanmanın çaresine bakacaksın. Allah'ın rızasını kazanmanın çaresine bakacaksın.

En sevaplı işlerden birisi hangisidir? En sevaplı işlerden birisi hangisidir?

En sevaplı işlerden birisi zikrullahtır. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; En sevaplı işlerden birisi zikrullahtır. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"En faziletli ibadet zikrullahtır." "En faziletli ibadet zikrullahtır."

Diyorlar ki; "Cihattan da mı daha faziletli?" Diyorlar ki;

"Cihattan da mı daha faziletli?"

"Evet. Kılıcını alsan, düşmana saldırsan, onlara kılıç vursan, onlar da sana kılıç vursalar,"Evet. Kılıcını alsan, düşmana saldırsan, onlara kılıç vursan, onlar da sana kılıç vursalar, kılıcın kırılsa, hayvanın yaralansa bile zikrullah daha üstündür." diyor. kılıcın kırılsa, hayvanın yaralansa bile zikrullah daha üstündür." diyor.

Sevaplı ibadetlerden birisi... Sevaplı ibadetlerden birisi...

"Aman hocam bu zikrullah hangi pazarda satılırsa biz de alalım."Aman hocam bu zikrullah hangi pazarda satılırsa biz de alalım. Bak çok sevaplıymış. Bunu biz de yapalım. Nereden, nasıl yapılır bu zikrullah?" Bak çok sevaplıymış. Bunu biz de yapalım. Nereden, nasıl yapılır bu zikrullah?"

E kolay, Peygamber Efendimiz tavsiye etmiş.E kolay, Peygamber Efendimiz tavsiye etmiş. Bak bu Ümmü Hâni hazretleri halası ya, evine gittiği, ona hadîs-i şerîfte diyor ki; Bak bu Ümmü Hâni hazretleri halası ya, evine gittiği, ona hadîs-i şerîfte diyor ki;

"Günde 100 defa lâ ilâhe illallah de." "Günde 100 defa lâ ilâhe illallah de."

Ümmü Hâni radıyallahu teâlâ anhâ'ya "Günde 100 defa lâ ilâhe illallah de.Ümmü Hâni radıyallahu teâlâ anhâ'ya "Günde 100 defa lâ ilâhe illallah de. Çok sevabı var. Bundan daha büyük sevap olamaz. Ancak daha çok yaparsa birisi alabilir." diyor. Çok sevabı var. Bundan daha büyük sevap olamaz. Ancak daha çok yaparsa birisi alabilir." diyor.

Al, işte 100 tane lâ ilâhe illallah demek. Ne olur yani? Bir yerinden bir şey mi eksilir?Al, işte 100 tane lâ ilâhe illallah demek. Ne olur yani? Bir yerinden bir şey mi eksilir? Zaman mı çok geçer? Zaman mı çok geçer?

Hayır, zaman bakımından kısa. Söylemek bakımından kolay.Hayır, zaman bakımından kısa. Söylemek bakımından kolay. Ya ben bunu otobüste bile yaparım.Ya ben bunu otobüste bile yaparım. Bu bana bindiğim zaman bile bir istasyondan öteki istasyona gidinceye kadar cebimden 100 defaBu bana bindiğim zaman bile bir istasyondan öteki istasyona gidinceye kadar cebimden 100 defa tesbihi bir çevirdim mi lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah; yaparım bunu. İşte bak, kolay. tesbihi bir çevirdim mi lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah; yaparım bunu. İşte bak, kolay.

Sevabı mizanda en çok, en ağır geliyor ve en şerefli. Sevabı mizanda en çok, en ağır geliyor ve en şerefli.

Şerefi nereden? Bir kul Allah'ı zikrederse Allah da kulu zikrediyor. Şerefi nereden?

Bir kul Allah'ı zikrederse Allah da kulu zikrediyor.

"Hocam öyle şey olur mu? Bunu ilk defa duydum. Olur mu?" "Hocam öyle şey olur mu? Bunu ilk defa duydum. Olur mu?"

E o zaman ben de sana âyet okuyayım: Bismillâhirrahmânirrahîm. E o zaman ben de sana âyet okuyayım:

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Fezkürûnî ezkürküm ve'şkürûlî ve lâ tekfurûn.Fezkürûnî ezkürküm ve'şkürûlî ve lâ tekfurûn. "Ey kullarım! Siz beni zikredin, ben de sizi o zaman zikrederim."Ey kullarım! Siz beni zikredin, ben de sizi o zaman zikrederim. Siz bana şükredin, küfrân-ı nimette bulunmayın." diyor. Siz bana şükredin, küfrân-ı nimette bulunmayın." diyor.

"Zikrederseniz zikrederim." buyuruyor. "Zikrederseniz zikrederim." buyuruyor.

"Kul Allah'ı yalnız zikrederse Allah da kendisi zikreder."Kul Allah'ı yalnız zikrederse Allah da kendisi zikreder. Kul Allah'ı toplulukta zikrederse Allah da daha hayırlı bir toplulukta zikreder.Kul Allah'ı toplulukta zikrederse Allah da daha hayırlı bir toplulukta zikreder. Kul Allah'a bir karış giderse Allah kula bir arşın gelir. Kul Allah'a bir karış giderse Allah kula bir arşın gelir. Kul Allah'a yürüyerek giderse Allah kuluna koşarak gelir." diyor Peygamber Efendimiz. Kul Allah'a yürüyerek giderse Allah kuluna koşarak gelir." diyor Peygamber Efendimiz.

Bunlar nedir? Bir şey anlatmak için söyleniyor.Bunlar nedir?

Bir şey anlatmak için söyleniyor.
Yani "Senden küçücük bir gayret olursa Allah'tan çok büyük bir lütuf var." demek. Yani "Senden küçücük bir gayret olursa Allah'tan çok büyük bir lütuf var." demek.

Allah seni zikredecek. Düşünebiliyor musun? Gökten meleklere diyecek ki; Allah seni zikredecek. Düşünebiliyor musun?

Gökten meleklere diyecek ki;

"Wuppertal şehrinde bir kul var. İşte adı şudur..." "Wuppertal şehrinde bir kul var. İşte adı şudur..."

Allahu ekber! Allahu ekber! Ne kadar güzel bir şey! Kolay bir ibadet, Allah demek... Allahu ekber! Allahu ekber! Ne kadar güzel bir şey!

Kolay bir ibadet, Allah demek...

Peygamber Efendimiz diyor ki; Peygamber Efendimiz diyor ki;

"Ben bile günde 100 defa estağfirullah derim. Siz de deyin." diyor. "Ben bile günde 100 defa estağfirullah derim. Siz de deyin." diyor.

O peygamberken estağfirullah diyor... Estağfirullah ne demek? O peygamberken estağfirullah diyor...

Estağfirullah ne demek?

"Affet beni Allah'ım. Senin afv u mağfiretini istiyorum." demek. "Affet beni Allah'ım. Senin afv u mağfiretini istiyorum." demek.

E deyiver mübarek, ne olur yani? E deyiver mübarek, ne olur yani?

Günde 100 defa estağfirullah deyiver. Efendimiz tavsiye ediyor. Sizden istiyor. Günde 100 defa estağfirullah deyiver. Efendimiz tavsiye ediyor. Sizden istiyor.

Neden istiyor? Sevap kazanasınız diye, bağışlanasınız diye. Neden istiyor?

Sevap kazanasınız diye, bağışlanasınız diye.

İstiğfar varken kulda günah kalmaz; çünkü estağfirullah diyor.İstiğfar varken kulda günah kalmaz; çünkü estağfirullah diyor. Allah affeder; gece affeder, gündüz affeder. Gece gündüz, Allah ğaffâru'z-zünûb, affediyor.Allah affeder; gece affeder, gündüz affeder. Gece gündüz, Allah ğaffâru'z-zünûb, affediyor. Estağfirullah deyiver. Hatanı düşün, anla, af dile. Estağfirullah deyiver. Hatanı düşün, anla, af dile.

Entschuldigung demesini biliyorsun.Entschuldigung demesini biliyorsun. Entschuldigung mu demek kolay, estağfirullah mı demek kolay?Entschuldigung mu demek kolay, estağfirullah mı demek kolay? Entschuldigung, danke schön, bitte schön, onları biliyorsun. Entschuldigung, danke schön, bitte schön, onları biliyorsun.

E estağfirullah de, "Yâ Rabbi! Ben sana güzel kulluk yapamıyorum.E estağfirullah de, "Yâ Rabbi! Ben sana güzel kulluk yapamıyorum. Çok yapmak istiyorum ama hep hata ediyorum. -Ben hep böyleyim mesela. Bana dua edin.-Çok yapmak istiyorum ama hep hata ediyorum. -Ben hep böyleyim mesela. Bana dua edin.- İyi kulluk yapmak istiyorum, her seferinde binbir türlü hata..." İyi kulluk yapmak istiyorum, her seferinde binbir türlü hata..."

Her gün sabahtan akşama kadar hata ediyoruz. Konuşmamız sert oluyor.Her gün sabahtan akşama kadar hata ediyoruz. Konuşmamız sert oluyor. Birisinin kalbini incitiyoruz.Birisinin kalbini incitiyoruz. Hanımın kalbini kırıyoruz. Şöyle yapıyoruz, böyle yapıyoruz... Hanımın kalbini kırıyoruz. Şöyle yapıyoruz, böyle yapıyoruz... Bize estağfirullah 100 tane ne, binlerce estağfirullah dememiz lazım.Bize estağfirullah 100 tane ne, binlerce estağfirullah dememiz lazım. Her birisine entschuldigung demek gerekse binlerce estağfirullah dememiz lazım. Her birisine entschuldigung demek gerekse binlerce estağfirullah dememiz lazım.

100 estağfirullah deyiver mübarek. Miraç gecesinden hatıra kalsın.100 estağfirullah deyiver mübarek. Miraç gecesinden hatıra kalsın. Ümmü Hâni validemizden hatıra kalsın. Ümmü Hâni validemizden hatıra kalsın.

100 tane de lâ ilâhe illallah deyiver, ne olur yani? 100 tane de lâ ilâhe illallah deyiver, ne olur yani?

Sonra, 100 defa da salavât-ı şerîfe getiriver. Sonra, 100 defa da salavât-ı şerîfe getiriver.

"E o da nereden çıktı hocam? Sen şimdi yavaş yavaş bizi derviş yapacaksın."E o da nereden çıktı hocam? Sen şimdi yavaş yavaş bizi derviş yapacaksın. Anladım, planlı programlı ilerliyorsun. Gizliden gizliye, siperden başını çıkarmadan..." Anladım, planlı programlı ilerliyorsun. Gizliden gizliye, siperden başını çıkarmadan..."

Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki; Bismillâhirrahmânirrahîm. Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki;

Bismillâhirrahmânirrahîm.

İnna'llâhe ve melâiketehû yusallûne ale'n-nebiyyi.İnna'llâhe ve melâiketehû yusallûne ale'n-nebiyyi. "Allah da, melekleri bile Resûlullah'a salât ediyorlar.""Allah da, melekleri bile Resûlullah'a salât ediyorlar." Yâ eyyühe'llezîne âmenû. "Ey iman edenler!"Yâ eyyühe'llezîne âmenû. "Ey iman edenler!" Sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ. "Siz de ona salât u selâm getirin." Sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ. "Siz de ona salât u selâm getirin."

Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedini'n-nebiyyi'l-ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedini'n-nebiyyi'l-ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim. Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedini'n-nebiyyi'l-ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedini'n-nebiyyi'l-ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim. Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedini'llezî câe bi'l-hakkı'l-mübîn ve erseltehû rahmeten li'l-âlemîn. Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedini'llezî câe bi'l-hakkı'l-mübîn ve erseltehû rahmeten li'l-âlemîn.

Ne dedik? Ellezî erseltehû rahmeten li'l-âlemîn.Ne dedik?

Ellezî erseltehû rahmeten li'l-âlemîn.
"O Peygamber'e salât u selâm olsun ki yâ Rabbi, sen onu âlemlere rahmet olarak indirdin." "O Peygamber'e salât u selâm olsun ki yâ Rabbi, sen onu âlemlere rahmet olarak indirdin."

Câe bi'l-hakkı. "Bize hakkı, hakikatı getirdi." Câe bi'l-hakkı. "Bize hakkı, hakikatı getirdi."

Câe bi'l-hakkı ne demek? Bâ ile tadiye müteaddi oluyor. "Hakkı getirdi" demek. Câe bi'l-hakkı ne demek?

Bâ ile tadiye müteaddi oluyor. "Hakkı getirdi" demek.

Muhammedini'llezî câe bi'l-hakkı'l-mübîn. "Bize apâşikâr hakikatleri getirdi." Muhammedini'llezî câe bi'l-hakkı'l-mübîn. "Bize apâşikâr hakikatleri getirdi."

Allah razı olsun. Allah şefaatine erdirsin. Allah razı olsun. Allah şefaatine erdirsin.

O bize bu hadîs-i şerîfleriyle bu dini öğretmeseydi biz ne kadar cahil kalırdık.O bize bu hadîs-i şerîfleriyle bu dini öğretmeseydi biz ne kadar cahil kalırdık. Hakikati bize getirdi. Hakikati bize getirdi.

"Sen onu âlemlere rahmet olarak indirdin, ona salât ve selâm olsun." diyor. "Sen onu âlemlere rahmet olarak indirdin, ona salât ve selâm olsun." diyor.

E 100 defa deyiver. Peygamber Efendimiz'in "100 defa salât u selâm getirin." diye tavsiyesi var. E 100 defa deyiver. Peygamber Efendimiz'in "100 defa salât u selâm getirin." diye tavsiyesi var.

Bir insan Peygamber Efendimiz'e bir salât u selâm getirirse Allah ona 10 salât eder. Bir insan Peygamber Efendimiz'e bir salât u selâm getirirse Allah ona 10 salât eder.

10 salavat getirirse 100 nimete mazhar olur, mükâfata mazhar olur.10 salavat getirirse 100 nimete mazhar olur, mükâfata mazhar olur. 30'u bu dünyaya, 70'i âhirete ait. 30'u bu dünyaya, 70'i âhirete ait.

Size bayatlamayan bir hikaye anlatacağım. Hep anlatıyorum. Duymadıysanız duyun. Size bayatlamayan bir hikaye anlatacağım. Hep anlatıyorum. Duymadıysanız duyun.

Bana Almanya'daki bir kardeşimiz anlattı. Belki içinizden birisidir.Bana Almanya'daki bir kardeşimiz anlattı. Belki içinizden birisidir. Ben kim olduğunu unuttum.Ben kim olduğunu unuttum. "Hocam o bendim." derse ben de bundan sonra adını sanını kaydederim, adını unutmam. "Hocam o bendim." derse ben de bundan sonra adını sanını kaydederim, adını unutmam.

Buradan birisi çalıştığı fabrikaya dilekçe vermiş. Çalışan bir eleman. İyi bir eleman.Buradan birisi çalıştığı fabrikaya dilekçe vermiş. Çalışan bir eleman. İyi bir eleman. Fabrika müdürü seviyor. Demiş ki; "Şu ayın şu gününden şu ayın şu gününe kadar müdür bey..." Fabrika müdürü seviyor. Demiş ki;

"Şu ayın şu gününden şu ayın şu gününe kadar müdür bey..."

Patron demiş ki; "Olmaz. İzin vermiyorum." Patron demiş ki;

"Olmaz. İzin vermiyorum."

"Vermezsen yine gideceğim." "E işinden olursun. İşsiz kalırsın." "Vermezsen yine gideceğim."

"E işinden olursun. İşsiz kalırsın."

"Kalayım." demiş. "Ya mahrum olursun haklarından..." "Kalayım." demiş.

"Ya mahrum olursun haklarından..."

"Olayım." "Niye bu kadar inat ediyorsun?" "Olayım."

"Niye bu kadar inat ediyorsun?"

"Hac var hac." demiş. "Bizim Mekke'ye gitmemiz lazım. Hac yapmamız lazım." "Haa ach so..." "Hac var hac." demiş. "Bizim Mekke'ye gitmemiz lazım. Hac yapmamız lazım."

"Haa ach so..."

Bu ach so eskiden benim çok garibime gidiyordu. Bu ach so eskiden benim çok garibime gidiyordu.

"Ach so, tamam, o zaman iş değişti." demiş. "Ach so, tamam, o zaman iş değişti." demiş.

O zaman iş değişti, tamam. İbadetse müsaade ediyor. Bizimkiler gibi inatçı değil.O zaman iş değişti, tamam. İbadetse müsaade ediyor. Bizimkiler gibi inatçı değil. Türkiye'dekiler gibi değil. Türkiye'dekiler hemen; "Hmm! Seni gerici seni!" derler.Türkiye'dekiler gibi değil. Türkiye'dekiler hemen; "Hmm! Seni gerici seni!" derler. Bilmem nereden kendilerine bir sürü arka çıkartmaya çalışırlar.Bilmem nereden kendilerine bir sürü arka çıkartmaya çalışırlar. Ne baş örttürürler, ne sakal bıraktırırlar, ne hacca gönderirler. Ne baş örttürürler, ne sakal bıraktırırlar, ne hacca gönderirler.

Türkiye'de bazı firmalar var, adını söylemiyorum, "Cuma'ya gideceksen benim işime girme." diyor.Türkiye'de bazı firmalar var, adını söylemiyorum, "Cuma'ya gideceksen benim işime girme." diyor. Adını söylemiyorum. Aslında söylemek lazım. Yıkılsın diye söylemek lazım ama...Adını söylemiyorum. Aslında söylemek lazım. Yıkılsın diye söylemek lazım ama... "Cuma'ya gideceksen benim firmama girme." diyor. "Cuma'ya gideceksen benim firmama girme." diyor.

"Hocam böyle diyor." "Hocam böyle diyor."

"E girme." dedim ben de... Allah'ın işi mi kalmadı ya? Allah rızkı nasıl olsa verecek. "E girme." dedim ben de... Allah'ın işi mi kalmadı ya? Allah rızkı nasıl olsa verecek.

[Örümcek] metruk bir evin bodrumuna ağ kuruyor, Allah ona rızkını gönderiyor.[Örümcek] metruk bir evin bodrumuna ağ kuruyor, Allah ona rızkını gönderiyor. Dırr zırr hop takılıyor, rızkı geliyor. Allah ona kanat veriyor, bodrumda ağına sinek takılıyor.Dırr zırr hop takılıyor, rızkı geliyor. Allah ona kanat veriyor, bodrumda ağına sinek takılıyor. Hiç de iyi işlek bir yer değil. İyi dükkân açılacak bir yer değil.Hiç de iyi işlek bir yer değil. İyi dükkân açılacak bir yer değil. Ama örümcek oraya ağını kuruyor, Allah da onun rızkına kanadı veriyor, oraya takılıyor.Ama örümcek oraya ağını kuruyor, Allah da onun rızkına kanadı veriyor, oraya takılıyor. O da oturduğu yerden onu yiyor. Âlem sabahleyin işine, çalışmaya rızık aramaya gider.O da oturduğu yerden onu yiyor. Âlem sabahleyin işine, çalışmaya rızık aramaya gider. Bu evinde dururken rızkı kanatlanmış geliyor. Gelir. Bu evinde dururken rızkı kanatlanmış geliyor.

Gelir.

Çocuk çalışmasını bilir mi? Bilmez. Çocuk çalışmasını bilir mi?

Bilmez.

Ama nasıl doyuyor karnı? Allah nasıl doyurtturuyor... Anası babası bahane.Ama nasıl doyuyor karnı?

Allah nasıl doyurtturuyor... Anası babası bahane.
Ama süt ağzına geliyor. Tamam, karnı doyuyor. Allah herkesin rızkını veriyor. Ama süt ağzına geliyor. Tamam, karnı doyuyor.

Allah herkesin rızkını veriyor.

Bu patron demiş ki; "Ach so, ibadetse o zaman müsaade ederim.Bu patron demiş ki;

"Ach so, ibadetse o zaman müsaade ederim.
Tamam, ayarlarız. Ne yapalım, git, ben seni seviyorum..." Tamam, ayarlarız. Ne yapalım, git, ben seni seviyorum..."

Bu da hazırlanmış. Valizleri hazırlamış, ihramları hazırlamış, biletleri almış,Bu da hazırlanmış. Valizleri hazırlamış, ihramları hazırlamış, biletleri almış, hangi firmayla anlaştıysa anlaşmış... Ondan sonra patronun yanına gitmiş; hangi firmayla anlaştıysa anlaşmış... Ondan sonra patronun yanına gitmiş;

"Tamam, ben tatile çıkıyorum. Auf wiedersein..." O da; "Peki güle git..." demiş. "Tamam, ben tatile çıkıyorum. Auf wiedersein..."

O da;

"Peki güle git..." demiş.

En son cümlesi mühim. Giderken kapıdan çıkarken; "Ha, dur!" demiş. En son cümlesi mühim.

Giderken kapıdan çıkarken;

"Ha, dur!" demiş.

Dur, halt demiştir muhakkak. Biz "halt etmek" deyince fena şey anlamına geliyor.Dur, halt demiştir muhakkak. Biz "halt etmek" deyince fena şey anlamına geliyor. Bu halt dedi mi "dur" demek. Halt. "Dur" demiş. Bu halt dedi mi "dur" demek.

Halt. "Dur" demiş.

"Muhammed'e benden selâm söyle." demiş. Allahu ekber! "Muhammed'e benden selâm söyle." demiş.

Allahu ekber!

Alman'a bak ya... Vay be... Ne açıkgözler var dünyada... Alman'a bak ya... Vay be... Ne açıkgözler var dünyada...

"Muhammed'e benden selâm söyle." demiş Alman patron. İsmi de Hans'mış."Muhammed'e benden selâm söyle." demiş Alman patron. İsmi de Hans'mış. Zaten hep Almanlar Hans'tır, bizim askerlerin Mehmetçik olduğu gibi.Zaten hep Almanlar Hans'tır, bizim askerlerin Mehmetçik olduğu gibi. Ama bunun adı hakikaten Hans'mış. Ama bunun adı hakikaten Hans'mış.

Hakiki Hans. "Muhammed'e selâm söyle." demiş. Haydii... Hakiki Hans. "Muhammed'e selâm söyle." demiş. Haydii...

"Gittim hocam" diyor, "haccettim, tavaf yaptım... Medine-i Münevvere'ye geldim."Gittim hocam" diyor, "haccettim, tavaf yaptım... Medine-i Münevvere'ye geldim. Peygamber Efendimiz'in mescidine girdim. Sıkışık, izdiham...Peygamber Efendimiz'in mescidine girdim. Sıkışık, izdiham... Peygamber Efendimiz'in türbesinin karşısında arkada durdum.Peygamber Efendimiz'in türbesinin karşısında arkada durdum. Gözüm kapalı; es-salâtu ve's-selâmu aleyke yâ Resûlallah."Gözüm kapalı; es-salâtu ve's-selâmu aleyke yâ Resûlallah." Salât u selâm, gözyaşları deryalar şaldır şuldur akıyor aşağı doğru...Salât u selâm, gözyaşları deryalar şaldır şuldur akıyor aşağı doğru... Aklına gelmiş. Gözü kapalı demiş ki; Aklına gelmiş. Gözü kapalı demiş ki;

"Yâ Resûlallah, bilmiyorum doğru mu yanlış mı, ama ben Almanya'dan ayrılırken bizim Hans sana selâm söyledi.""Yâ Resûlallah, bilmiyorum doğru mu yanlış mı, ama ben Almanya'dan ayrılırken bizim Hans sana selâm söyledi." Ondan sonra Türkiye'ye gelmiş. Orada benimle konuştu. Dedi ki; Ondan sonra Türkiye'ye gelmiş. Orada benimle konuştu. Dedi ki;

"Hocam daha Almanya'ya gitmedim, Hans'ın müslüman olduğu haberi geldi!" "Hocam daha Almanya'ya gitmedim, Hans'ın müslüman olduğu haberi geldi!"

Allahu ekber! Tabii ya Allahu ekber! "Hans'ın müslüman olduğu haberi geldi." dedi. Allahu ekber! Tabii ya Allahu ekber!

"Hans'ın müslüman olduğu haberi geldi." dedi.

Neden? Muhterem kardeşlerim, neden? Neden?

Muhterem kardeşlerim, neden?

Peygamber Efendimiz'e "selâm söyle" dediği için. Peygamber Efendimiz'e "selâm söyle" dediği için.

"Peygamber Efendimiz'e, Muhammed'e selâm söyle." "Peygamber Efendimiz'e, Muhammed'e selâm söyle."

E bu Muhammed'e, bu Muhammed-i Mustafâ'ya 100 salât u selâm söylemek istemez misin?E bu Muhammed'e, bu Muhammed-i Mustafâ'ya 100 salât u selâm söylemek istemez misin? Üstüne fazla mı yük yüklüyorum? Çok mu ağır gelir? Üstüne fazla mı yük yüklüyorum? Çok mu ağır gelir?

100 defa salât u selâm getir ya... İstediğin zaman yap yahu...100 defa salât u selâm getir ya... İstediğin zaman yap yahu... İster odanda yap, takside yap, ister iş yerinde kaytar arada yap, ister öğle tatilinde yap, ister gece yap.İster odanda yap, takside yap, ister iş yerinde kaytar arada yap, ister öğle tatilinde yap, ister gece yap. Peygamber Efendimiz'e 100 tane salât u selâm getir. Peygamber Efendimiz'e 100 tane salât u selâm getir.

Daha var mı? Var. Daha var mı?

Var.

Ondan sonra da çok çok Allah de. Allah Allah Allah Allah... Diyebildiğin kadar Allah de. Neden? Ondan sonra da çok çok Allah de. Allah Allah Allah Allah... Diyebildiğin kadar Allah de.

Neden?

Bir kez Allah dese aşk ile lisan, Dökülür cümle günah misli hazan. Bir kez Allah dese aşk ile lisan,

Dökülür cümle günah misli hazan.

Sapır sapır günahlar dökülür. Allah Allah de.Sapır sapır günahlar dökülür. Allah Allah de. Bazen şaşırdığımız zaman, hayret ettiğimiz zaman "Allah Allah" diyoruz.Bazen şaşırdığımız zaman, hayret ettiğimiz zaman "Allah Allah" diyoruz. Öyle değil; Allah Allah Allah Allah... Ne yapacaksın? Aşk ile. Öyle değil; Allah Allah Allah Allah...

Ne yapacaksın?

Aşk ile.

Bir kez Allah dese aşk ile lisan, Dökülür cümle günah misli hazan. Sonra? Bir kez Allah dese aşk ile lisan,

Dökülür cümle günah misli hazan.

Sonra?

100 defa da Kulhüvallâhu ehad. En uzunu bu.100 defa da Kulhüvallâhu ehad. En uzunu bu. Çok uzun sûre,Çok uzun sûre, bu kadar uzun sûre. Ne kadar uzun? bu kadar uzun sûre. Ne kadar uzun?

Kulhüvallâhu ehad. Allahü's-samed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad. Kulhüvallâhu ehad. Allahü's-samed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad.

Amma uzunmuş ha! Ne kadar uzun sûre! Kur'an'ın en kısa sûresi! 100 defa da onu oku. Amma uzunmuş ha! Ne kadar uzun sûre! Kur'an'ın en kısa sûresi!

100 defa da onu oku.

Neden? Peygamber Efendimiz onu da tavsiye ediyor. Neden?

Peygamber Efendimiz onu da tavsiye ediyor.

Peygamber Efendimiz'den size beş tane tavsiye söyledim. Peygamber Efendimiz'den size beş tane tavsiye söyledim.

100 Estağfirullah. 100 Lâ ilâhe illallah. 100 Estağfirullah.

100 Lâ ilâhe illallah.

Diyebildiğin kadar Allah Allah. 100 defa salavât-ı şerîfe. 100 Kulhüvallah. Diyebildiğin kadar Allah Allah.

100 defa salavât-ı şerîfe.

100 Kulhüvallah.

Benden söylemesi, sizden işlemesi. Sevaplar müşterek. Ben sizin sevaplardan almayacağım.Benden söylemesi, sizden işlemesi. Sevaplar müşterek. Ben sizin sevaplardan almayacağım. Ben sizin sevabınızı bölmeyeceğim.Ben sizin sevabınızı bölmeyeceğim. Allahu Teâlâ hazretleri bir insan iyi bir şey yaptı mı ona sevabını tam veriyor.Allahu Teâlâ hazretleri bir insan iyi bir şey yaptı mı ona sevabını tam veriyor. Allah'ın hazinesi sonsuz. Allah'ın hazinesi sonsuz.

Bi-yedihî mekâlidi's-semavâti ve'l-ard. Lehû mülkü's-semâvâti ve'l-ard. Bi-yedihî mekâlidi's-semavâti ve'l-ard.

Lehû mülkü's-semâvâti ve'l-ard.

Ve lillâhi hazâinü's-semavâti ve'l-ard. "Yerlerin göklerin hazineleri Allah'ın." Ve lillâhi hazâinü's-semavâti ve'l-ard. "Yerlerin göklerin hazineleri Allah'ın."

Allah senin sevabını kesmiyor. Sana sevabı tam veriyor.Allah senin sevabını kesmiyor. Sana sevabı tam veriyor. Seninkinin bir mislini de benim deftere yazıyor. Ya, benim de kurnazlığım, kazancım o.Seninkinin bir mislini de benim deftere yazıyor. Ya, benim de kurnazlığım, kazancım o. Benim de komisyonum o. Sen estağfirullah diyeceksin, lâ ilâhe illallah diyeceksin, Allah diyeceksin,Benim de komisyonum o. Sen estağfirullah diyeceksin, lâ ilâhe illallah diyeceksin, Allah diyeceksin, salât u selâm getireceksin, kulhüvallah okuyacaksın, hepsi sevap, sevabını kazanacaksın.salât u selâm getireceksin, kulhüvallah okuyacaksın, hepsi sevap, sevabını kazanacaksın. Ben senin sevabına dokunmuyorum. Sen kazan. Allah seninkinin bir mislini bana veriyor. Ben senin sevabına dokunmuyorum. Sen kazan. Allah seninkinin bir mislini bana veriyor.

"Estağfirullah demenin sevabı ne hocam?" "Estağfirullah demenin sevabı ne hocam?"

Estağfirullah deyince Allah affediyor. Estağfirullah deyince günah kalmıyor da ondan. Estağfirullah deyince Allah affediyor. Estağfirullah deyince günah kalmıyor da ondan.

Lâ kebîrete mea'l-istiğfar. "Tevbe ve istiğfar etmek varken günah kalmaz." Lâ kebîrete mea'l-istiğfar. "Tevbe ve istiğfar etmek varken günah kalmaz."

Ne güzel! Günahlar affolsun diye estağfirullah diyorsun. Ne güzel!


Günahlar affolsun diye estağfirullah diyorsun.

"Lâ ilâhe illallah niye deniliyor hocam?" "Lâ ilâhe illallah niye deniliyor hocam?"

Men kâle lâ ilâhe illallah dehale'l-cennete. "Kim lâ ilâhe illallah derse cennete girer." Men kâle lâ ilâhe illallah dehale'l-cennete. "Kim lâ ilâhe illallah derse cennete girer."

Demin heveslenmedik mi? Yüreğimiz ağzımıza gelmedi mi?Demin heveslenmedik mi? Yüreğimiz ağzımıza gelmedi mi? "Hepimiz cennete girelim, Resûlullah Efendimiz Miraç'ta gördüğü gibi biz de"Hepimiz cennete girelim, Resûlullah Efendimiz Miraç'ta gördüğü gibi biz de gözlerimizle görelim." diye istemedik mi? gözlerimizle görelim." diye istemedik mi?

Men kâle lâ ilâhe illallah dehale'l-cennete. "İhlâsla kim lâ ilâhe illallah derse cennete girer." Men kâle lâ ilâhe illallah dehale'l-cennete. "İhlâsla kim lâ ilâhe illallah derse cennete girer."

"Hocam bir şey soracağım:"Hocam bir şey soracağım: Bir insan lâ ilâhe illallah dedi, eşhedü en lâ ilâhe illallah dedi, namaz kıldı...Bir insan lâ ilâhe illallah dedi, eşhedü en lâ ilâhe illallah dedi, namaz kıldı... Bir de bazıları irtidat etmiş, tereddüt etmişler;Bir de bazıları irtidat etmiş, tereddüt etmişler; Peygamber Efendimiz'in Miraç'ı oldu mu olmadı mı, doğru mu söylüyor yalan mı söylüyor?Peygamber Efendimiz'in Miraç'ı oldu mu olmadı mı, doğru mu söylüyor yalan mı söylüyor? Hapı yutmuşlar ya... Eski dedikleri ne oluyor?" Hapı yutmuşlar ya... Eski dedikleri ne oluyor?"

Güme gidiyor. Güm!Güme gidiyor. Güm! İslâm olmak, müslüman olmak eski kâfirlik suçlarını günahlarını sildiği gibiİslâm olmak, müslüman olmak eski kâfirlik suçlarını günahlarını sildiği gibi bir insan da müslümanken kâfir olursa bütün amelleri hebâen mensûrâ, toz olur, toz!bir insan da müslümanken kâfir olursa bütün amelleri hebâen mensûrâ, toz olur, toz! Güme gider! Kâfir oldu ya... Güme gider! Kâfir oldu ya...

"E hocam o hacca da gitmişti. İki defa, beş defa hacca gitmişti."E hocam o hacca da gitmişti. İki defa, beş defa hacca gitmişti. Sonra sapıttı, zıpırlaştı, hınzırlaştı. Dinden imandan çıktı.Sonra sapıttı, zıpırlaştı, hınzırlaştı. Dinden imandan çıktı. İçki kumar derken inkâr etti, öyle öldü." Bazı insanlar öyle ölebiliyor. İçki kumar derken inkâr etti, öyle öldü."

Bazı insanlar öyle ölebiliyor.

Tarih kitabında okudum. Edebiyat tarihi kitabında okudum.Tarih kitabında okudum. Edebiyat tarihi kitabında okudum. Eski bir kitap var, Tezkire-i Latife diye, orada okudum. Şairin birisi ayyaşmış, içiyormuş.Eski bir kitap var, Tezkire-i Latife diye, orada okudum. Şairin birisi ayyaşmış, içiyormuş. Osmanlılar zamanında... Bahar geldi mi çayırlar çimenler yeşillendi mi,Osmanlılar zamanında... Bahar geldi mi çayırlar çimenler yeşillendi mi, bülbüller fik fik ötmeye başladı mı, kelebekler uçmaya başladı mı... bülbüller fik fik ötmeye başladı mı, kelebekler uçmaya başladı mı...

Esti nesîm-i nevbahâr açıldı güller subh-dem Esti nesîm-i nevbahâr açıldı güller subh-dem

"Bize içkiyi sun" diyor arkasından. Nevbahar rüzgarı esti, güller açıldı... "Bize içkiyi sun" diyor arkasından.

Nevbahar rüzgarı esti, güller açıldı...

Açsın bizim de gönlümüz sâkî meded sun câm-ı Cem. Açsın bizim de gönlümüz sâkî meded sun câm-ı Cem.

Esti nesîm-i nevbahâr. İlkbahar rüzgarları esti püfür püfür, tamam.Esti nesîm-i nevbahâr. İlkbahar rüzgarları esti püfür püfür, tamam. Kış gitti, ilkbahar geldi. Açıldı güller subh-dem. Sabahleyin güller açıldı.Kış gitti, ilkbahar geldi. Açıldı güller subh-dem. Sabahleyin güller açıldı. Oo şu kırmızı gül, şu sarı gül, şu beyaz gül, ooh... Sarmaşık gül, yukarıya kadar tırmanmış.Oo şu kırmızı gül, şu sarı gül, şu beyaz gül, ooh... Sarmaşık gül, yukarıya kadar tırmanmış. Aman ne güzel kokuyor... Esti nesîm-i nevbahâr açıldı güller subh-dem. Aman ne güzel kokuyor...

Esti nesîm-i nevbahâr açıldı güller subh-dem.

Açsın bizim de gönlümüz. Biz de neşelenelim, gamımız kederimiz açılsın,Açsın bizim de gönlümüz. Biz de neşelenelim, gamımız kederimiz açılsın, bizim de gönlümüz açılsın sâkî, ey meyhaneci, ey içkiyi sunan...bizim de gönlümüz açılsın sâkî, ey meyhaneci, ey içkiyi sunan... Meded sun câm-ı Cem. Şu Cemşit'in kadehinden bize de sun.Meded sun câm-ı Cem. Şu Cemşit'in kadehinden bize de sun. O şarap kadehini bize de sun, biz de içelim. O şarap kadehini bize de sun, biz de içelim.

Ya, böyle içiyormuş... Var ya Osmanlı şairlerinden gazeller... Ya, böyle içiyormuş... Var ya Osmanlı şairlerinden gazeller...

Gâh şarkı okuyup gâh gazelhan olalım Gidelim serv-i revânım yürü Sâdabâd'a Gâh şarkı okuyup gâh gazelhan olalım

Gidelim serv-i revânım yürü Sâdabâd'a

diyenler var ya... Hani zevk ü sefalar, şarkılar türküler, çengiler eğlenceler oluyor ya... diyenler var ya... Hani zevk ü sefalar, şarkılar türküler, çengiler eğlenceler oluyor ya...

Şairin birisini yakalamışlar, demişler ki; Şairin birisini yakalamışlar, demişler ki;

"Etme, eyleme. Âhiret var. Din var. İman var. Tevbe et. Bırak." "Etme, eyleme. Âhiret var. Din var. İman var. Tevbe et. Bırak."

Tamam, tevbe etmiş. Aferin. Tevbe etmiş. "Tevbe yâ Rabbi! İçki içmeyeceğim. Namaza başlayacağım..." Tamam, tevbe etmiş. Aferin. Tevbe etmiş. "Tevbe yâ Rabbi! İçki içmeyeceğim. Namaza başlayacağım..."

Ama arkadaşları yine ayartmışlar, yine içirmişler. Bunlar hep oluyor hayatta. Hep oluyor...Ama arkadaşları yine ayartmışlar, yine içirmişler. Bunlar hep oluyor hayatta. Hep oluyor... Hem de tekrar tekrar oluyor. Hem de herkesi şeytan böyle kandırıyor. Hem de tekrar tekrar oluyor. Hem de herkesi şeytan böyle kandırıyor. Bayat bir oyun, herkesi kandırıyor. Arkadaşları yine ayartmışlar, yine içirmişler.Bayat bir oyun, herkesi kandırıyor. Arkadaşları yine ayartmışlar, yine içirmişler. Sonra bir şiir yazmış, tüylerim diken diken oldu okuduğum zaman! Diyor ki; Sonra bir şiir yazmış, tüylerim diken diken oldu okuduğum zaman! Diyor ki;

"Bundan sonra artık bir daha içki içmemeye tevbe etmeyi hiç düşünmüyorum. Tevbeye tevbe olsun." "Bundan sonra artık bir daha içki içmemeye tevbe etmeyi hiç düşünmüyorum. Tevbeye tevbe olsun."

Şiir böyle. "Hiç tevbe etmeyeceğim." diyor. Kendi kendine karar veriyor. Şiir böyle. "Hiç tevbe etmeyeceğim." diyor. Kendi kendine karar veriyor.

Tevbe ettim ki etmeyem tevbe, Tevbeye tevbe-yi nasuh olsun. Tevbe ettim ki etmeyem tevbe,

Tevbeye tevbe-yi nasuh olsun.

"Tevbeler tevbesi, bir daha içkiden ayrılır mıyım? Ayrılmam!" Hep içki içecek."Tevbeler tevbesi, bir daha içkiden ayrılır mıyım? Ayrılmam!" Hep içki içecek. Tevbe etmemek hususunda kararlı. Böyle söylemiş. Tevbe etmemek hususunda kararlı. Böyle söylemiş.

Şiiri okuyunca ben çok korktum.Şiiri okuyunca ben çok korktum. Hayatını okumaya devam ediyorum, "Bakalım bu adamın sonu nasıl gelecek?" diye.Hayatını okumaya devam ediyorum, "Bakalım bu adamın sonu nasıl gelecek?" diye. Böyle yazan bir adamın sonu nasıl gelecek? Sayfayır çevir.. Böyle yazan bir adamın sonu nasıl gelecek? Sayfayır çevir..

Nasıl ölmüş? Meyhanede ölmüş. Çatlayıp ölmüş. İçki anında ölmüş. Günah üzere ölmüş. Nasıl ölmüş?

Meyhanede ölmüş. Çatlayıp ölmüş. İçki anında ölmüş. Günah üzere ölmüş.

Neden? Edepsizce söz söyledi de Allah ondan [onu öyle öldürdü]. Neden?

Edepsizce söz söyledi de Allah ondan [onu öyle öldürdü].

Demek ki bazen insanlar şaşırabiliyor. Bazen şeytan insanları kandırabiliyor.Demek ki bazen insanlar şaşırabiliyor. Bazen şeytan insanları kandırabiliyor. Bazen insanların kafaları bozulabiliyor. Neden? Bazen insanların kafaları bozulabiliyor.

Neden?

Bir televizyon seyredersin, bir müstehcen sahne seyredersin, bir edepsiz laf söylersin;Bir televizyon seyredersin, bir müstehcen sahne seyredersin, bir edepsiz laf söylersin; oradan Allah'ın kahrına, hışmına uğrarsın.oradan Allah'ın kahrına, hışmına uğrarsın. Tevbe de olmaz, hüsnü hâtime de olmaz, insan imansız gider. Allah saklasın. Tevbe de olmaz, hüsnü hâtime de olmaz, insan imansız gider. Allah saklasın.

O zaman ne yapmamız lazım, muhterem kardeşlerim? İmanımızı korumaya çok dikkat etmemiz lazım. O zaman ne yapmamız lazım, muhterem kardeşlerim?

İmanımızı korumaya çok dikkat etmemiz lazım.

İman nasıl korunur? Günahlardan sakınılarak korunur. İbadetlerle korunur. İman nasıl korunur?

Günahlardan sakınılarak korunur. İbadetlerle korunur.

İman iki türlü korunur: İbadetler yaparak korunulur, muhafaza altına alınır.İman iki türlü korunur: İbadetler yaparak korunulur, muhafaza altına alınır. Günahlardan kaçınılarak korunulur. Günahlardan kaçınılarak korunulur.

Kur'ân-ı Kerîm kaledir. Peygamber Efendimiz söylüyor. Kur'ân-ı Kerîm okuyana zarar gelmez.Kur'ân-ı Kerîm kaledir. Peygamber Efendimiz söylüyor. Kur'ân-ı Kerîm okuyana zarar gelmez. Kur'ân-ı Kerîm ehline zarar gelmez. Camiler kaledir. Camiye devam eden insana zarar gelmez. Kur'ân-ı Kerîm ehline zarar gelmez.

Camiler kaledir. Camiye devam eden insana zarar gelmez.

Zikrullah kaledir. Zikreden insana zarar gelmez. Onun için zikrediliyor.Zikrullah kaledir. Zikreden insana zarar gelmez. Onun için zikrediliyor. "Çok" diyorsun ya, çok değil, bunları ondan söylüyoruz ki "Çok" diyorsun ya, çok değil, bunları ondan söylüyoruz ki korun, kalenin içinde etrafında muhafızlar olsun diye söylüyoruz. korun, kalenin içinde etrafında muhafızlar olsun diye söylüyoruz.

Abdestli olursa insanın yanına şeytan yaklaşamaz. Abdestli gez. Zikir yap.Abdestli olursa insanın yanına şeytan yaklaşamaz. Abdestli gez. Zikir yap. Kalenin içinde ol. Şeytan sokulamasın. Kalenin içinde ol. Şeytan sokulamasın.

Bir de imanı elden kaçırmamaya, cevherini düşmana hırsıza kaptırmamaya dikkat et.Bir de imanı elden kaçırmamaya, cevherini düşmana hırsıza kaptırmamaya dikkat et. İnsanın iman cevheri buradadır, içindedir. Hırsız içeri girerse bunu çalar.İnsanın iman cevheri buradadır, içindedir. Hırsız içeri girerse bunu çalar. Kapıyı açık görürse nereden girer? İnsanın gözünden girer, kulağından girer, burnundan girer.Kapıyı açık görürse nereden girer? İnsanın gözünden girer, kulağından girer, burnundan girer. Gözüyle harama baktığı zaman, kulağıyla haramı dinlediği zaman,Gözüyle harama baktığı zaman, kulağıyla haramı dinlediği zaman, ağzıyla haramı söylediği zaman, hırsız şeytan aleyhillâne içeri girdi mi iman cevherini yallah,ağzıyla haramı söylediği zaman, hırsız şeytan aleyhillâne içeri girdi mi iman cevherini yallah, ondan sonra imanı aradınsa bul... İmanı kaptırmamaya çalışmak lazım. ondan sonra imanı aradınsa bul... İmanı kaptırmamaya çalışmak lazım.

İmanı kaptırmamak için zikre devam etmek lazım. Ben söylemiyorum, Peygamber Efendimiz söylüyor.İmanı kaptırmamak için zikre devam etmek lazım. Ben söylemiyorum, Peygamber Efendimiz söylüyor. Peygamber Efendimiz'in sözünü size naklediyorum. Kur'ân-ı Kerîm'in âyetini size söylüyorum.Peygamber Efendimiz'in sözünü size naklediyorum. Kur'ân-ı Kerîm'in âyetini size söylüyorum. Almanya'dasınız diye söylüyorum. Etrafınız tehlikelerle dolu diye söylüyorum.Almanya'dasınız diye söylüyorum. Etrafınız tehlikelerle dolu diye söylüyorum. Hazır Miraç Kandili'nde camiye geldiniz,Hazır Miraç Kandili'nde camiye geldiniz, size nasihatleri yapayım da kendinizi bundan sonra koruyun diye söylüyorum.size nasihatleri yapayım da kendinizi bundan sonra koruyun diye söylüyorum. Ben her zaman buraya gelmem diye söylüyorum.Ben her zaman buraya gelmem diye söylüyorum. Bu sözleri herkesten duymazsınız diye söylüyorum, muhterem kardeşlerim. Korunun diye söylüyorum. Bu sözleri herkesten duymazsınız diye söylüyorum, muhterem kardeşlerim. Korunun diye söylüyorum.

Lâ ilâhe illallah diyen cennete girecek ama en son nefese kadar diyebilirse... Lâ ilâhe illallah diyen cennete girecek ama en son nefese kadar diyebilirse...

Ya diyemezse? Ya en son nefese gelmeden şeytan onun imanını çalarsa? Ya diyemezse? Ya en son nefese gelmeden şeytan onun imanını çalarsa?

Onun için lâ ilâhe illallah'ı iyice alıştıracaksınız. Onun için lâ ilâhe illallah'ı iyice alıştıracaksınız.

Sonra, Allah demenin sevabı; bir kez Allah dese günahlar dökülüyor.Sonra, Allah demenin sevabı; bir kez Allah dese günahlar dökülüyor. Salât u selâmın sevabını biliyorsunuz. Salât u selâmın sevabını biliyorsunuz.

Kulhüvallah'ın sevabı ne? Kulhüvallah'ın sevabı ne?

Kulhüvallahu ehad, insana Kur'ân-ı Kerîm'i üçte bir okumuş kadar sevap kazandırır.Kulhüvallahu ehad, insana Kur'ân-ı Kerîm'i üçte bir okumuş kadar sevap kazandırır. Öyle sevaplı sure o. Onun için onu da 100 defa okuyun dedik. Böylece bu [zikirleri] yapın. Öyle sevaplı sure o. Onun için onu da 100 defa okuyun dedik.

Böylece bu [zikirleri] yapın.

Peygamber Efendimiz Miraç'a gitti, geldi. Allah şefaatine erdirsin. Tamam. Bize ne? Peygamber Efendimiz Miraç'a gitti, geldi. Allah şefaatine erdirsin. Tamam. Bize ne?

Hicretten 1417 yıl geçmiş. Bir de 1 yıl önce olmuş. 1418 yıl önce. E bize ne bundan? Hicretten 1417 yıl geçmiş. Bir de 1 yıl önce olmuş. 1418 yıl önce. E bize ne bundan?

Merak etme, sana da hediye var. Merak etme, sana da hediye var.

Sana ve bana Miraç'tan hediye ne? Beş vakit namaz. Sana ve bana Miraç'tan hediye ne?

Beş vakit namaz.

Allahu Teâlâ hazretleri beş vakit namazla Ümmet-i Muhammed'e emretmiş.Allahu Teâlâ hazretleri beş vakit namazla Ümmet-i Muhammed'e emretmiş. Miraç'ta Peygamber Efendimiz'e bildirmiş. Peygamber Efendimiz Miraç'tan sonra bunu bize getiriyor. Miraç'ta Peygamber Efendimiz'e bildirmiş. Peygamber Efendimiz Miraç'tan sonra bunu bize getiriyor.

Sen ki mîrâc eyleyüp ettin niyaz Ümmetin mirâcını kıldın namaz Sözün güzelliğine bak! Sen ki mîrâc eyleyüp ettin niyaz

Ümmetin mirâcını kıldın namaz

Sözün güzelliğine bak!

"Ey habibim, ey benim Muhammed-i Mustafâm, ey benim mübarek peygamberim!"Ey habibim, ey benim Muhammed-i Mustafâm, ey benim mübarek peygamberim! Sana ben nasip ettim; yedi kat semayı geçtin, Refref'e bindin, yetmiş bin kat hicaptanSana ben nasip ettim; yedi kat semayı geçtin, Refref'e bindin, yetmiş bin kat hicaptan yetmiş bin kat nurdan perdeleri geçtin, huzuruma geldin, cemalimi gördün.yetmiş bin kat nurdan perdeleri geçtin, huzuruma geldin, cemalimi gördün. Sen Miraç ettin, niyaz ettin, münâcat ettin, yalvardın, dileklerini söyledin.Sen Miraç ettin, niyaz ettin, münâcat ettin, yalvardın, dileklerini söyledin. Senin ümmetinin de miracı olarak namazı onlara emrettim." Namaz, mü'minin miracı. Senin ümmetinin de miracı olarak namazı onlara emrettim."

Namaz, mü'minin miracı.

es-Salâtu mîrâcü'l-mü'min. "Namaz mü'minin miracı." Muhterem kardeşlerim! es-Salâtu mîrâcü'l-mü'min. "Namaz mü'minin miracı."

Muhterem kardeşlerim!

Namaz çok güzel bir ibadet. Ama müslümanların %99,99'u namazın güzelliğinin farkında değil!Namaz çok güzel bir ibadet. Ama müslümanların %99,99'u namazın güzelliğinin farkında değil! Taklîden kılıyor. Taklitçi. Tahkîken kılmıyor. Taklîden kılıyor. Taklitçi. Tahkîken kılmıyor.

İnsan durduğu yerden "bal bal" dese ağzı tatlı olmaz.İnsan durduğu yerden "bal bal" dese ağzı tatlı olmaz. Bir şeyi hissetmediği zaman, yaşamadığı zaman kıymeti olmaz. Bir şeyi hissetmediği zaman, yaşamadığı zaman kıymeti olmaz.

Namaz çok kıymetli bir ibadet ama birçok kimse namazın kıymetini bilmiyor. Namaz çok kıymetli bir ibadet ama birçok kimse namazın kıymetini bilmiyor.

Allahu ekber! Ne bu, eli böyle kaldırıyoruz? Allahu ekber!

Ne bu, eli böyle kaldırıyoruz?

Allah'ı selâmlama bu. Allah'ın huzuruna girerken Allah'ın selâmı budur. Allah'ı selâmlama bu. Allah'ın huzuruna girerken Allah'ın selâmı budur.

Kâbe'yi tavaf ederken Hacer-i Esved'in yanına geldiğimiz zaman ne yapıyorduk? Kâbe'yi tavaf ederken Hacer-i Esved'in yanına geldiğimiz zaman ne yapıyorduk?

Bismillâhi Allahu ekber! Bak, selâm. Yine selâm. Bismillâhi Allahu ekber!

Bak, selâm. Yine selâm.

Allahu ekber! Kulak hizasına, ille kulağa değmesi şart değil. Allahu ekber! Kulak hizasına, ille kulağa değmesi şart değil.

Allahu ekber! "En büyük sensin yâ Rabbi!" Allahu ekber! "En büyük sensin yâ Rabbi!"

Allah en büyük. Hiç mukayesesiz, şeksiz şüphesiz en büyük Allah. Selâmı bu: Allahu ekber! Allah en büyük. Hiç mukayesesiz, şeksiz şüphesiz en büyük Allah. Selâmı bu: Allahu ekber!

Sonra, el pençe divan duruyorsun. Sübhâneke'yle başlıyorsun. Sonra, el pençe divan duruyorsun. Sübhâneke'yle başlıyorsun.

Ne yapacaktık, Sübhâneke'yi duyduk mu? Tüylerimiz diken diken olacaktı. Neden? Ne yapacaktık, Sübhâneke'yi duyduk mu?

Tüylerimiz diken diken olacaktı.

Neden?

Sübhâneke çok mühim bir sözdü. "Yâ Rabbi! Her türlü noksandan münezzehsin.Sübhâneke çok mühim bir sözdü. "Yâ Rabbi! Her türlü noksandan münezzehsin. Her şeye kâdirsin. Her şeyi bilirsin. Her şeyi görürsün. Her güzelliği yaratan sensin." Her şeye kâdirsin. Her şeyi bilirsin. Her şeyi görürsün. Her güzelliği yaratan sensin."

Sonra? el-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn... İşte bu namaz mü'minin miracıdır. Sonra?

el-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn...

İşte bu namaz mü'minin miracıdır.

Namazın bir ayakta durması var, kıyam; bir eğilmesi var, rükû; bir yere kapanması var, secde. Namazın bir ayakta durması var, kıyam; bir eğilmesi var, rükû; bir yere kapanması var, secde.

Bunlar ne? Bunlar ne?

Bunlar gökte Peygamber Efendimiz'in Miraç'ta gördüğü meleklerin Allah'a ibadet şekilleri.Bunlar gökte Peygamber Efendimiz'in Miraç'ta gördüğü meleklerin Allah'a ibadet şekilleri. Her birisini biz yapıyoruz. Bazı melekler secdede, bazıları rükûda, bazıları kıyamda; öyle yapmışlar.Her birisini biz yapıyoruz. Bazı melekler secdede, bazıları rükûda, bazıları kıyamda; öyle yapmışlar. O melekler gibi olalım diye Peygamber Efendimiz namazı bize böyle kıldırtıyor. O melekler gibi olalım diye Peygamber Efendimiz namazı bize böyle kıldırtıyor. Melekler gibi mirac ediyoruz. Melekler gibi mirac ediyoruz.

Sonra, kulun Allah'a en yakın olduğu zaman nedir? Kul Allah'a ne zaman en yakın oluyor? Sonra, kulun Allah'a en yakın olduğu zaman nedir? Kul Allah'a ne zaman en yakın oluyor?

Secdede. Sonra, bir kul Allahu ekber diye Allah'ın divanına durduğu zaman ne oluyor? Secdede.

Sonra, bir kul Allahu ekber diye Allah'ın divanına durduğu zaman ne oluyor?

Demin söylediğim, göğün yedi kat kapıları açılıyor.Demin söylediğim, göğün yedi kat kapıları açılıyor. Sekiz cennetin kapıları da açılıyor. Şakır şakır, şakır şakır cennetin mübarek kapıları açıldı.Sekiz cennetin kapıları da açılıyor. Şakır şakır, şakır şakır cennetin mübarek kapıları açıldı. İnsan Allah'ın huzuruna giriyor, Allahu ekber deyince.İnsan Allah'ın huzuruna giriyor, Allahu ekber deyince. Şimdi bakkalla, inekle sinekle uğraşılır mı orada?Şimdi bakkalla, inekle sinekle uğraşılır mı orada? "Ya bakkaldan ne alacaktım? Hanım ne demişti? Kıyma yağlı mı olacaktı, yağsız mı?..""Ya bakkaldan ne alacaktım? Hanım ne demişti? Kıyma yağlı mı olacaktı, yağsız mı?.." Bırak Allah'ını seversen ya... Şimdi Allah'ın divanına durmuşsun, Allahu ekber demişsin; Bırak Allah'ını seversen ya... Şimdi Allah'ın divanına durmuşsun, Allahu ekber demişsin; dünya işini at arkana ya! Attım dünya işini arkaya... dünya işini at arkana ya! Attım dünya işini arkaya... Bırak biraz dünyayı düşünme; Allah'ı düşün, Allah'ın huzurunda olduğunu düşün. Bırak biraz dünyayı düşünme; Allah'ı düşün, Allah'ın huzurunda olduğunu düşün.

Mısır'a, Kahire'ye gitmiştik. İnsan her gittiği yerden bir şey öğreniyor, muhterem kardeşlerim.Mısır'a, Kahire'ye gitmiştik. İnsan her gittiği yerden bir şey öğreniyor, muhterem kardeşlerim. Yaşlı bir hoca efendinin camisine gittik. "İyi hoca" dediler.Yaşlı bir hoca efendinin camisine gittik. "İyi hoca" dediler. Bizim oradaki talebelere de ders veriyormuş. Fıkıh bilgisi var. Zayıfça, ârif bir hoca.Bizim oradaki talebelere de ders veriyormuş. Fıkıh bilgisi var. Zayıfça, ârif bir hoca. Namazı kılacağız. Tam namaza duracağız, döndü arkasına, dedi ki; Namazı kılacağız. Tam namaza duracağız, döndü arkasına, dedi ki;

"Ey cemaat-i müslimîn! Sevvû sufûfeküm vestakîmû va'tedilû..." "Ey cemaat-i müslimîn! Sevvû sufûfeküm vestakîmû va'tedilû..."

Ne demek bunlar? "Safları düzeltin. Dümdüz olun. Eğri büğrü olmayın." Ne demek bunlar?

"Safları düzeltin. Dümdüz olun. Eğri büğrü olmayın."

Neden? Namazda intizam lazım. Hayatta intizam lazım. Sözde intizam lazım.Neden?

Namazda intizam lazım. Hayatta intizam lazım. Sözde intizam lazım.
İslâm intizam dini, temizlik dini demek. "Saflarınızı düzeltiniz, doğrultunuz." dedi. İslâm intizam dini, temizlik dini demek.

"Saflarınızı düzeltiniz, doğrultunuz." dedi.

Arkasından bir laf söyledi, beni kalbimden vurdu: Arkasından bir laf söyledi, beni kalbimden vurdu:

"Yönünüzü kıbleye dönünüz." "Yönünüzü kıbleye dönünüz."

Tabii dönüyoruz. Kıble; döndüm. Kâbe-i Müşerrefe'ye, kıbleye dönüyoruz. Tabii dönüyoruz. Kıble; döndüm. Kâbe-i Müşerrefe'ye, kıbleye dönüyoruz.

"Safları düzeltin. Yönünüzü kıbleye dönünüz." "Safları düzeltin. Yönünüzü kıbleye dönünüz."

"Gönlünüzü de Allah'a döndürünüz!" dedi. "Gönlünüzü de Allah'a döndürünüz!" dedi.

Allahu ekber! Tüylerim diken diken oldu. Hiçbir hoca bana şimdiye kadar böyle dememişti ya... Allahu ekber! Tüylerim diken diken oldu. Hiçbir hoca bana şimdiye kadar böyle dememişti ya...

Namaza dururken Kâbe'yi gözünüzün önüne getiriniz ama gönlünü Allah'a döndür bakalım, nasıl olacak? Namaza dururken Kâbe'yi gözünüzün önüne getiriniz ama gönlünü Allah'a döndür bakalım, nasıl olacak?

Hocam bu gönül nerede? Vitesi nerede? Direksiyonu nerede? Nasıl döner? Hocam bu gönül nerede? Vitesi nerede? Direksiyonu nerede? Nasıl döner?

Oraları da gel de sonra söyleyeyim. Biraz da bize konuşma konusu kalsın. Oraları da gel de sonra söyleyeyim. Biraz da bize konuşma konusu kalsın.

Gönlünü Allah'a döndüreceksin. Gönlünü Allah'a döndüreceksin.

Dünyadan çevireceksin, Allah'a [döndüreceksin]. Namaz bu. Dünyadan çevireceksin, Allah'a [döndüreceksin]. Namaz bu.

Sonra, tahiyyat; et-tahiyyâtü lillâhi ve's-salavâtü ve't-tayyibât. Oturdun, öyle diyorsun.Sonra, tahiyyat; et-tahiyyâtü lillâhi ve's-salavâtü ve't-tayyibât. Oturdun, öyle diyorsun. Bu da Miraç hatırası... Peygamber Efendimiz Allahu Teâlâ hazretlerinin huzura varınca böyle dedi.Bu da Miraç hatırası... Peygamber Efendimiz Allahu Teâlâ hazretlerinin huzura varınca böyle dedi. İlk önce çok korkmuş Peygamber Efendimiz... Heyecanlanmaz mı insan, Allah'ın divanına varınca?İlk önce çok korkmuş Peygamber Efendimiz... Heyecanlanmaz mı insan, Allah'ın divanına varınca? Peygamber Efendimiz sorulara cevap veremez gibi olmuş.Peygamber Efendimiz sorulara cevap veremez gibi olmuş. Allahu Teâlâ hazretlerinin heybetinden, haşyetinden...Allahu Teâlâ hazretlerinin heybetinden, haşyetinden... O hâlin, artık anlamaya çalışın, ehemmiyetinden konuşamaz olmuş. O hâlin, artık anlamaya çalışın, ehemmiyetinden konuşamaz olmuş.

Diyor ki; Diyor ki;

"Arş-ı Âlâ'dan ağzıma baldan daha tatlı, kaymak gibi, köpük gibi, kar gibi soğuk bir şey damladı."Arş-ı Âlâ'dan ağzıma baldan daha tatlı, kaymak gibi, köpük gibi, kar gibi soğuk bir şey damladı. Onu yuttum. Ondan sonra içim bir feyz doldu, bir nur doldu... Onu yuttum. Ondan sonra içim bir feyz doldu, bir nur doldu... O zaman güzel, Allahu Teâlâ hazretlerine konuşacak sözler hatırıma gelmeye başladı." O zaman güzel, Allahu Teâlâ hazretlerine konuşacak sözler hatırıma gelmeye başladı."

Bak, Allah gönlüne nasıl bal gibi bir şey ikram ediyor... Neler var yani... Bak, Allah gönlüne nasıl bal gibi bir şey ikram ediyor... Neler var yani...

Bence bu Miraç oturup bir millete, bir ümmete, bir cami cemaatine bir sene anlatılması lazım! Bence bu Miraç oturup bir millete, bir ümmete, bir cami cemaatine bir sene anlatılması lazım!

Ağzına o [damlatıldıktan] sonra şimdi Rabbi'yle konuşacak.Ağzına o [damlatıldıktan] sonra şimdi Rabbi'yle konuşacak. Bir kul âlemlerin Rabbi'nin huzurunda Rabbi'yle konuşacak. Bir kul âlemlerin Rabbi'nin huzurunda Rabbi'yle konuşacak.

Ne desin? Ne demeli? et-Tahiyyâtü lillâhi ve's-salavâtü ve't-tayyibât. Ne desin? Ne demeli?

et-Tahiyyâtü lillâhi ve's-salavâtü ve't-tayyibât.

Tahiyyât ne demek? Tahiyye, "selâm" demek. Tahiyyât ne demek?

Tahiyye, "selâm" demek.

Ve izâ huyyîtum bi-tahıyyetin fe-hayyû bi-ahsene minhâ ev ruddûhâ.Ve izâ huyyîtum bi-tahıyyetin fe-hayyû bi-ahsene minhâ ev ruddûhâ. "Siz bir selâmla selâmlandığınız zaman"Siz bir selâmla selâmlandığınız zaman o selâm gibi selâm karşılığını alın veya daha güzel bir şekilde [selâmı alın]." o selâm gibi selâm karşılığını alın veya daha güzel bir şekilde [selâmı alın]."

O es-selâmü aleyküm dediyse; ve aleyküm selâm ve rahmetullâhi ve berekâtuhû...O es-selâmü aleyküm dediyse; ve aleyküm selâm ve rahmetullâhi ve berekâtuhû... Bak, biraz daha iyisi. Bak, biraz daha iyisi.

Huyyîtum bi-tahıyyetin. "Bir selâmla selâmlandığınız zaman..." Huyyîtum bi-tahıyyetin. "Bir selâmla selâmlandığınız zaman..."

et-Tahiyyâtü lillâhi. "Selâmların her türlüsü, en güzeli, en âlâsı, en şereflisi,et-Tahiyyâtü lillâhi. "Selâmların her türlüsü, en güzeli, en âlâsı, en şereflisi, en makbulü, en hası, en hâlisi, en içteni, en candanı Allah'a!" en makbulü, en hası, en hâlisi, en içteni, en candanı Allah'a!"

Başka ne diyebilir insan, kelimeler yetmez ki. Duygular çok geniştir, kelimeler azdır. Başka ne diyebilir insan, kelimeler yetmez ki. Duygular çok geniştir, kelimeler azdır.

et-Tahiyyâtü lillâhi ve's-salavâtü ve't-tayyibât.et-Tahiyyâtü lillâhi ve's-salavâtü ve't-tayyibât. "Bedenen yapılan ibadetler de, malla mülkle yapılan ibadetler de, hepsi Allah'a." dedi "Bedenen yapılan ibadetler de, malla mülkle yapılan ibadetler de, hepsi Allah'a." dedi Peygamber Efendimiz, böyle bir selâmlama ile Rabbi'ne tahiyye eyledi. Peygamber Efendimiz, böyle bir selâmlama ile Rabbi'ne tahiyye eyledi.

O zaman; es-selâmü aleyke eyyühe'n-nebiyyu ve rahmetullâhi ve berekâtuhû.O zaman; es-selâmü aleyke eyyühe'n-nebiyyu ve rahmetullâhi ve berekâtuhû. "Senin üzerine selâm olsun ey Peygamber. Ey Resûlüm, sana selâm olsun."Senin üzerine selâm olsun ey Peygamber. Ey Resûlüm, sana selâm olsun. Ve Allah'ın rahmeti, bereketi sana olsun. Allah'ın rahmetine, bereketine nâil ol." dedi. Ve Allah'ın rahmeti, bereketi sana olsun. Allah'ın rahmetine, bereketine nâil ol." dedi.

Peygamber Efendimiz yutkundu, düşündü. Ümmetini düşündü. Bizleri düşündü.Peygamber Efendimiz yutkundu, düşündü. Ümmetini düşündü. Bizleri düşündü. Biz âsi mücrim, günahkâr ümmetlerini düşündü. Dedi ki; Biz âsi mücrim, günahkâr ümmetlerini düşündü. Dedi ki;

"Yâ Rabbi! Ümmetim için de istesem müsaade var mı?" "Yâ Rabbi! Ümmetim için de istesem müsaade var mı?"

es-Selâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhi's-sâlihîn dedi;es-Selâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhi's-sâlihîn dedi; "Selâm bizim üzerimize olsun ve salih kulların üzerine olsun." "Selâm bizim üzerimize olsun ve salih kulların üzerine olsun."

Salih kullar kim? Sizler, Ümmet-i Muhammed. İbâdillâhi's-sâlihîn. Mü'min kullar. Salih kullar kim?

Sizler, Ümmet-i Muhammed. İbâdillâhi's-sâlihîn. Mü'min kullar.

"Allah'a iman eden, Allah yolunda yürüyen kullara olsun." "Allah'a iman eden, Allah yolunda yürüyen kullara olsun."

es-Selâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhi's-sâlihîn. Yâ Rabbi! Sen bizleri salih kullardan eyle. es-Selâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhi's-sâlihîn.

Yâ Rabbi! Sen bizleri salih kullardan eyle.

Salih kul ne demek? "Münasip, uygun iyi kul" demek. Salih kul ne demek?

"Münasip, uygun iyi kul" demek.

Ama ben bir şey daha istiyorum. Ben çok edepsizim, bir şey daha istiyorum: Ama ben bir şey daha istiyorum. Ben çok edepsizim, bir şey daha istiyorum:

"Yâ Rabbi!" diyorum, "Hem salih eyle hem de muslih eyle." "Yâ Rabbi!" diyorum, "Hem salih eyle hem de muslih eyle."

Salih olmak, insanın kendisinin iyi olması; muslih olmak, başkalarını da iyi etmek için çalışmak.Salih olmak, insanın kendisinin iyi olması; muslih olmak, başkalarını da iyi etmek için çalışmak. O daha güzel. Sen de hanımını, çocuğunu, komşunu, arkadaşını salih insan etmeye çalış.O daha güzel. Sen de hanımını, çocuğunu, komşunu, arkadaşını salih insan etmeye çalış. Hem salih ol hem muslih ol. Hem ıslahçı ol hem kendin ıslah ol. Hem salih ol hem muslih ol. Hem ıslahçı ol hem kendin ıslah ol.

es-Selâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhi's-sâlihîn dedi. es-Selâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhi's-sâlihîn dedi.

Bu güzel halî seyreden mukarreb melekler, Cebrail, Mikail, kerûbiyyûn o vaziyette dediler ki; Bu güzel halî seyreden mukarreb melekler, Cebrail, Mikail, kerûbiyyûn o vaziyette dediler ki;

Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve Resûluhû. Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve Resûluhû.

Kelime-i şehadet getirdiler. Kelime-i şehadet getirdiler.

Bu tahiyyât nedir? Miraç'tan yâdigârdır, Miraç'ın hatırası.Bu tahiyyât nedir?

Miraç'tan yâdigârdır, Miraç'ın hatırası.
Her gün okuyoruz da hay Allah, farkında değilmişiz! Miraç'taki sahneyi hatırlıyoruz. Her gün okuyoruz da hay Allah, farkında değilmişiz! Miraç'taki sahneyi hatırlıyoruz.

Neden? Biz de Miraç'tayız da ondan. Allah'ın divanındayız da ondan. Neden?

Biz de Miraç'tayız da ondan. Allah'ın divanındayız da ondan.

Sonra Bakara sûresinin arkasındaki Âmenerresûlü âyetleri geldi.Sonra Bakara sûresinin arkasındaki Âmenerresûlü âyetleri geldi. Sonra nice nice bilgiler, emirler geldi. Sonra nice nice bilgiler, emirler geldi.

Allahu Teâlâ hazretleri bize dinimizi öğrenmeyi nasip etsin. Dinimizi iyi bilelim. Allahu Teâlâ hazretleri bize dinimizi öğrenmeyi nasip etsin. Dinimizi iyi bilelim.

Muhterem kardeşlerim! Dinimizi iyi bilmekten bizi engelleyen bir şey var.Muhterem kardeşlerim!

Dinimizi iyi bilmekten bizi engelleyen bir şey var.
Seni ve beni, hacıyı hocayı ve müftüyü dinini tam öğrenmekten engelleyen bir şey var. Seni ve beni, hacıyı hocayı ve müftüyü dinini tam öğrenmekten engelleyen bir şey var.

Bilin bakalım, bilmece... Dinimizi biliyoruz sanmamız. Bilin bakalım, bilmece...

Dinimizi biliyoruz sanmamız.

"Biliyoruz canım, tamam tamam tamam..." Ne biliyorsun ya? Hiçbir şey bildiğin yok!"Biliyoruz canım, tamam tamam tamam..."

Ne biliyorsun ya? Hiçbir şey bildiğin yok!
Hiçbir şey bildiğin yok da biliyorum sanıyorsun.Hiçbir şey bildiğin yok da biliyorum sanıyorsun. Bilinecek o kadar şeyler var ki, öyle güzel şeyler var ki... Bilinecek o kadar şeyler var ki, öyle güzel şeyler var ki...

Ne biliyorsun? Anlat bakalım hadi, bildiğin ne? Hiçbir şey bilmiyorsun. Ne biliyorsun? Anlat bakalım hadi, bildiğin ne?

Hiçbir şey bilmiyorsun.

Otur bakalım, Allah'ı anlat bakalım. Allah hakkındaki fikrini anlat. Otur bakalım, Allah'ı anlat bakalım. Allah hakkındaki fikrini anlat.

Biz Mescid-i Haram'da itikâftayız. Suud'un hafiyelerinden bir tanesi geldi benim yanıma oturdu.Biz Mescid-i Haram'da itikâftayız. Suud'un hafiyelerinden bir tanesi geldi benim yanıma oturdu. Sivil polis. Oturdu. Tabii rütbeli yıldızlı mıldızlı değil. Delikanlı birisi geldi, yanıma oturdu.Sivil polis. Oturdu. Tabii rütbeli yıldızlı mıldızlı değil. Delikanlı birisi geldi, yanıma oturdu. Soruyor: "Söyle bakalım, şu âyet ne demek? Söyle bakalım, 'Allah'ın eli' ne demek?Soruyor:

"Söyle bakalım, şu âyet ne demek? Söyle bakalım, 'Allah'ın eli' ne demek?
'Vechi' ne demek? Söyle bakalım, şu nedir bu nedir?.." 'Vechi' ne demek? Söyle bakalım, şu nedir bu nedir?.."

Ben de cevap verdim. "Ya, Allah Allah, siz böyle mi bilirsiniz?" Ben de cevap verdim.

"Ya, Allah Allah, siz böyle mi bilirsiniz?"

Böyle biliriz, ne sandın ya? Böyle biliriz, ne sandın ya?

Adam, sakallı sarıklı olduğumuzdan beğenmedi bizi, Vehhâbî değiliz diye bizden hoşlanmadı.Adam, sakallı sarıklı olduğumuzdan beğenmedi bizi, Vehhâbî değiliz diye bizden hoşlanmadı. Ondan geliyor hafiye. Geliyor, bizi [araştıracak].Ondan geliyor hafiye. Geliyor, bizi [araştıracak]. Yani bizde bir bâtıl akide var sanıyor, bizi sapık sanıyor. Sorgu suale tâbi tutuyor. Yani bizde bir bâtıl akide var sanıyor, bizi sapık sanıyor. Sorgu suale tâbi tutuyor.

"Aa! Siz böyle mi inanıyorsunuz?" Tabii böyle inanıyoruz, ne sandın ya? "Aa! Siz böyle mi inanıyorsunuz?"

Tabii böyle inanıyoruz, ne sandın ya?

İmâm-ı Âzam Efendimiz'i beğenmezler. İmam Mâturidî Efendimiz'i beğenmezler.İmâm-ı Âzam Efendimiz'i beğenmezler. İmam Mâturidî Efendimiz'i beğenmezler. İmam Eşarî Efendimiz'i beğenmezler. İmam Eşarî Efendimiz'i beğenmezler.

Ya ne oluyorsun? Elhamdülillah, insan biliyor da söylüyor. Ya ne oluyorsun?

Elhamdülillah, insan biliyor da söylüyor.

Ya bilmese? Birçok kimse de bilmiyor. "Allah baba." Ya bilmese?

Birçok kimse de bilmiyor.

"Allah baba."

Fesübhanallah! "Allah baba" filan olur mu? Baba olması için evlenmesi lazım.Fesübhanallah! "Allah baba" filan olur mu? Baba olması için evlenmesi lazım. Evlenmesi için düğün dernek, zifaf, gerdek lazım. Dokuz ay on gün geçmesi lazım. Doğum lazım.Evlenmesi için düğün dernek, zifaf, gerdek lazım. Dokuz ay on gün geçmesi lazım. Doğum lazım. Deli misin sen ya, öyle laf söylenir mi?! Deli misin, divâne misin? Hasta mısın? Üşüttün mü?Deli misin sen ya, öyle laf söylenir mi?! Deli misin, divâne misin? Hasta mısın? Üşüttün mü? Hava sıfırın altında da değil ama... Kafayı mı üşüttün, ne yaptın sen?! Hava sıfırın altında da değil ama... Kafayı mı üşüttün, ne yaptın sen?!

Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke lehû. Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke lehû.

Kulhüvallah'ı bilsen öyle der misin? Kulhüvallahu ehad! "O Allah ehaddir." Kulhüvallah'ı bilsen öyle der misin?

Kulhüvallahu ehad! "O Allah ehaddir."

Allahü's-samed. "Herkese rızkını veren, herkesin duasını kabul eden,Allahü's-samed. "Herkese rızkını veren, herkesin duasını kabul eden, herkesin hâcetini ihtiyacını karşılayan, dergâh-ı izzetin sahibi,herkesin hâcetini ihtiyacını karşılayan, dergâh-ı izzetin sahibi, mülkün sahibi Allah, hazinelerin sahibi Allah." mülkün sahibi Allah, hazinelerin sahibi Allah."

Lem yelid ve lem yûled. "Ne babadır, ne anadır, ne oğuldur." Lem yelid ve lem yûled. "Ne babadır, ne anadır, ne oğuldur."

Bütün Almanya bilsin, bütün Amerika bilsin, bütün dünya bilsin: Bütün Almanya bilsin, bütün Amerika bilsin, bütün dünya bilsin:

Lem yelid ve lem yûled. Ne babadır, ne anadır, ne evlattır! Lem yelid ve lem yûled. Ne babadır, ne anadır, ne evlattır!

Ve lem yekün lehû küfüven ehad. "O'nun karşısında O'na rakip, O'na denk bir şey de yoktur." Ve lem yekün lehû küfüven ehad. "O'nun karşısında O'na rakip, O'na denk bir şey de yoktur."

Ne yaptı Kulhüvallahu ehad sûresi? Ne yaptı Kulhüvallahu ehad sûresi?

Bütün dinler tarihini ortaya masaya yatırdı, neşteri vurdu, ameliyatı yaptı;Bütün dinler tarihini ortaya masaya yatırdı, neşteri vurdu, ameliyatı yaptı; bütün bozuk, hastalıklı, kanserli [yerleri] cırt cırt cırt cırt kesti, dikti, bitirdi.bütün bozuk, hastalıklı, kanserli [yerleri] cırt cırt cırt cırt kesti, dikti, bitirdi. Sapık inanç bırakmadı. Sapık inanç bırakmadı.

Kulhüvallahu ehad. Allahü's-samed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad. Kulhüvallahu ehad. Allahü's-samed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad.

Plüralist dinleri, çok tanrılı dinleri, politeist dinleri, dualist dinleri sildi.Plüralist dinleri, çok tanrılı dinleri, politeist dinleri, dualist dinleri sildi. Rahmet tanrısıymış, azap tanrısıymış, nur tanrısıymış, zulmet tanrısıymış...Rahmet tanrısıymış, azap tanrısıymış, nur tanrısıymış, zulmet tanrısıymış... Ne mecusisi ayakta kaldı, ne yahudisi, ne hıristiyanı; hepsini sildi. Ne kaldı ortada? Ne mecusisi ayakta kaldı, ne yahudisi, ne hıristiyanı; hepsini sildi.

Ne kaldı ortada?

Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke lehû kaldı. Allah var, şerîki nazîri yok. Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke lehû kaldı. Allah var, şerîki nazîri yok.

Onun için Sûreti'l-İhlâs. Onun için sevabı büyük.Onun için Sûreti'l-İhlâs. Onun için sevabı büyük. Onun için Kur'ân-ı Kerîm'in üçte biri kadar sevabı var. Onu bileceksin. Onun için Kur'ân-ı Kerîm'in üçte biri kadar sevabı var. Onu bileceksin.

Ne putu var, ne haçı var, ne şerîki var, ne nazîri var, ne misali var. Kulhüvallahu ehad. Ne putu var, ne haçı var, ne şerîki var, ne nazîri var, ne misali var. Kulhüvallahu ehad.

Ve hüve meaküm eyne mâ küntüm. "Nerede olsanız yanınızda." Ve hüve meaküm eyne mâ küntüm. "Nerede olsanız yanınızda."

Her yaptığınızı görüyor. Her yaptığınızı biliyor. Her yaptığınızı görüyor. Her yaptığınızı biliyor.

Allah bilgisini sen biliyor musun? Ve hüve meaküm eyne mâ küntüm. Allah bilgisini sen biliyor musun?

Ve hüve meaküm eyne mâ küntüm.

İstemegil anı ırak, Gönüldedir ana durak. İstemegil anı ırak,

Gönüldedir ana durak.

Yunus böyle söylüyor. "Sen onu uzaklarda arama, gönlünde." diyor. Yunus böyle söylüyor. "Sen onu uzaklarda arama, gönlünde." diyor.

"Gönlünde" demek, "dışarıda yok" demek değil;"Gönlünde" demek, "dışarıda yok" demek değil; "âfakta, enfüste, her yerde hâzır ve nâzır" demek. "âfakta, enfüste, her yerde hâzır ve nâzır" demek.

Hâsılı, söylenecek sözler çok ama bir tek şey söylememiz lazım: Hâsılı, söylenecek sözler çok ama bir tek şey söylememiz lazım:

İslâm'ı biliyoruz sanmamız kendi kendimizi aldatıyor da İslâm'ı öğrenmiyoruz.İslâm'ı biliyoruz sanmamız kendi kendimizi aldatıyor da İslâm'ı öğrenmiyoruz. Sahih kitapları okumuyoruz.Sahih kitapları okumuyoruz. Ciltli ciltli kitaplar raflarda mahzun mahzun dikilmiş, dizilmiş, boyunlarını bükmüş, bize bakıyor. Ciltli ciltli kitaplar raflarda mahzun mahzun dikilmiş, dizilmiş, boyunlarını bükmüş, bize bakıyor. Böyle duruyor hepsi, değil mi? "Okumadın beni be!Böyle duruyor hepsi, değil mi? "Okumadın beni be! Aldın çarşıdan, parayı verdin. Ben de seni bir şey sandım. Okumadın beni ya!Aldın çarşıdan, parayı verdin. Ben de seni bir şey sandım. Okumadın beni ya! Yan yatırdın beni! Açmadın, içimdeki bilgileri öğrenmedin!" diyor. Yan yatırdın beni! Açmadın, içimdeki bilgileri öğrenmedin!" diyor.

Kur'ân-ı Kerîm'i keseye koydun, hiç dışarı çıkartmıyorsun. Kur'ân-ı Kerîm'i keseye koydun, hiç dışarı çıkartmıyorsun.

Duvardaki çiviye asılmak için midir Kur'ân-ı Kerîm?Duvardaki çiviye asılmak için midir Kur'ân-ı Kerîm? Cüz kesesinde sallanmak için midir Kur'ân-ı Kerîm? Ölülere okumak için midir Kur'ân-ı Kerîm? Cüz kesesinde sallanmak için midir Kur'ân-ı Kerîm? Ölülere okumak için midir Kur'ân-ı Kerîm?

Evet, ölülere de okunur ama diriler doğru yolu bulsun diyedir,Evet, ölülere de okunur ama diriler doğru yolu bulsun diyedir, doğru yolda yürüsün diyedir, Allah'ın rızasını kazansın diyedir. doğru yolda yürüsün diyedir, Allah'ın rızasını kazansın diyedir.

Kur'an'ı ezberlemedin. Tefsiri okumadın. Fıkıh bilmezsin. Hadis bilmezsin.Kur'an'ı ezberlemedin. Tefsiri okumadın. Fıkıh bilmezsin. Hadis bilmezsin. Sen İslâm'ı ne sanıyorsun ya? İslâm üç kelime mi? Sen İslâm'ı ne sanıyorsun ya? İslâm üç kelime mi?

Derya gibi meârif var, hazineler var, haberin yok! Derya gibi meârif var, hazineler var, haberin yok!

Üç kuruşu cebine koymuşsun, kendini zengin sanıyorsun.Üç kuruşu cebine koymuşsun, kendini zengin sanıyorsun. Üç tane mum yandırmışsın, kâinatı ziyâda sanıyorsun. Ne sanıyorsun sen? Üç tane mum yandırmışsın, kâinatı ziyâda sanıyorsun.

Ne sanıyorsun sen?

Hiçliğini anla. Cahilliğini anla. Kur'an'a sarıl. Din ilmine sarıl.Hiçliğini anla. Cahilliğini anla. Kur'an'a sarıl. Din ilmine sarıl. Kendini kurtarmaya bak. Bu işin şakası yok! Dünya hayatı imtihandır.Kendini kurtarmaya bak. Bu işin şakası yok! Dünya hayatı imtihandır. Ömrün bir saniyesi bile kıymetlidir, boşa harcanmaz.Ömrün bir saniyesi bile kıymetlidir, boşa harcanmaz. Allah'ın rızasını kazanmaya bakın, muhterem kardeşlerim. Allah'ın rızasını kazanmaya bakın, muhterem kardeşlerim.

Birbirimize dua edelim. Sen bize dua et, ben sana... Birbirimize dua edelim. Birbirimize dua edelim. Sen bize dua et, ben sana... Birbirimize dua edelim.

Allah bizi gafletten, cehaletten kurtarsın. Kalbimizi yumuşatsın. Gözümüzü yaşlandırsın.Allah bizi gafletten, cehaletten kurtarsın. Kalbimizi yumuşatsın. Gözümüzü yaşlandırsın. Âcizliğimizi anlatsın. Kendisine döndürsün.Âcizliğimizi anlatsın. Kendisine döndürsün. Tevekkül ettirsin. Yolunda yürütsün. Gayret, kuvvet versin. İyi müslüman olalım. Tevekkül ettirsin. Yolunda yürütsün. Gayret, kuvvet versin. İyi müslüman olalım.

Dünyada şu cami kadar, şu camideki insanlar kadar has müslüman olsa dünyada kâfir kalmaz! Dünyada şu cami kadar, şu camideki insanlar kadar has müslüman olsa dünyada kâfir kalmaz!

Kâfirin kalması, bizim Müslümanlığımızın zayıflığından. Çalışmıyoruz da ondan. Bilmiyoruz ki...Kâfirin kalması, bizim Müslümanlığımızın zayıflığından. Çalışmıyoruz da ondan. Bilmiyoruz ki... Bilmiyoruz, çalışmıyoruz, konuşmuyoruz, uğraşmıyoruz.Bilmiyoruz, çalışmıyoruz, konuşmuyoruz, uğraşmıyoruz. Allah'ın dinine hizmet etmek aşkı ile yanmıyoruz. Ondan oluyor. Allah'ın dinine hizmet etmek aşkı ile yanmıyoruz. Ondan oluyor.

Bugünden tevbe edelim. Diyelim cümle günahlarımıza: Bugünden tevbe edelim. Diyelim cümle günahlarımıza:

Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullah.Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullah el-Azîm el-Kerîm er-Rahîm ellezî lâ ilâhe illâ hû el-Hayye'l-Kayyûm ve etûbu ileyh. Estağfirullah el-Azîm el-Kerîm er-Rahîm ellezî lâ ilâhe illâ hû el-Hayye'l-Kayyûm ve etûbu ileyh.

Allahümme ente Rabbî lâ ilâhe illâ ente halaktenî ve ene abdükeAllahümme ente Rabbî lâ ilâhe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va'dike mesteta'tü eûzü bike min şerri mâ sana'tüve ene alâ ahdike ve va'dike mesteta'tü eûzü bike min şerri mâ sana'tü ebûu leke bi-ni'metike aleyye ve ebûu bi-zenbî fağfirlî fe-innehû lâ yağfiru'z-zünûbe illâ ente. ebûu leke bi-ni'metike aleyye ve ebûu bi-zenbî fağfirlî fe-innehû lâ yağfiru'z-zünûbe illâ ente.

Amentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusulihî ve'l-yevmi'l-âhiriAmentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusulihî ve'l-yevmi'l-âhiri ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihî mina'llâhi teâlâ ve'l-ba'su ba'de'l-mevti hakkun.ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihî mina'llâhi teâlâ ve'l-ba'su ba'de'l-mevti hakkun. Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluhû sallallahu teâlâ aleyhiEşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluhû sallallahu teâlâ aleyhi ve âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ecmaîne't-tayyibîne't-tâhirîn. ve âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ecmaîne't-tayyibîne't-tâhirîn.

Sübhâne rabbike rabbi'l-izzeti ammâ yasifûn.Sübhâne rabbike rabbi'l-izzeti ammâ yasifûn. Ve selâmün ale'l-mürselîn. Ve'l-hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn. el-Fâtiha. Ve selâmün ale'l-mürselîn. Ve'l-hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn.

el-Fâtiha.

Bir vaazdan sonra ikinci bir vaaz etmek istemiyorum amaBir vaazdan sonra ikinci bir vaaz etmek istemiyorum ama bir mübarek gecenin ihyâsı nasıl olur, söyleyeyim. bir mübarek gecenin ihyâsı nasıl olur, söyleyeyim.

Mübarek gece, Miraç gecesi. Mübarek gece, Miraç gecesi.

"Hoca biraz lafı uzattı ama neyse güzel şeyler söyledi, sabrettik..." "Hoca biraz lafı uzattı ama neyse güzel şeyler söyledi, sabrettik..."

Eve gideceğiz. Saat 9 oldu. Çok da olmadı.Eve gideceğiz. Saat 9 oldu. Çok da olmadı. Eve gitseydi başka geceler ne yapıyordu? Başka şeyle meşgul oluyordu... Eve gitseydi başka geceler ne yapıyordu? Başka şeyle meşgul oluyordu...

Bir mübarek gecenin ihyâsında ilk iş, yatsı namazını camide cemaatle kılmaktır.Bir mübarek gecenin ihyâsında ilk iş, yatsı namazını camide cemaatle kılmaktır. Bu çok güzel bir şey. Bu çok güzel bir şey.

İkinci iş, sabah namazını da cemaatle camide kılmaktır. Buna dikkat! Neden? İkinci iş, sabah namazını da cemaatle camide kılmaktır. Buna dikkat!

Neden?

Bir insan yatsı namazını camide kılarsa, sabah namazını da camide kılarsaBir insan yatsı namazını camide kılarsa, sabah namazını da camide kılarsa bütün geceyi gündüzü ibadetle geçirmiş gibi sevap alır da ondan. bütün geceyi gündüzü ibadetle geçirmiş gibi sevap alır da ondan.

Sabaha da gelmeye çalış.Sabaha da gelmeye çalış. Yatsıya geldin, şeytanın bacağını kırdın, sevapları kazandın; sabaha da gelmeye çalış. Yatsıya geldin, şeytanın bacağını kırdın, sevapları kazandın; sabaha da gelmeye çalış.

"Ama hocam... Ah canım hocam, bizim iş hava karanlıkken başlıyor..." "Ama hocam... Ah canım hocam, bizim iş hava karanlıkken başlıyor..."

Tamam, o ayrı. Allah niyete göre mükâfat versin. Bu bir. Tamam, o ayrı. Allah niyete göre mükâfat versin.

Bu bir.

İkincisi; "İnsan gece yatarken" diyor Peygamber Efendimiz, "abdest alırsa, iki rekât namaz kılarsa,İkincisi; "İnsan gece yatarken" diyor Peygamber Efendimiz, "abdest alırsa, iki rekât namaz kılarsa, abdestli yatarsa bütün geceyi ibadetle geçirmiş gibi sevap alır." Bu da mühim.abdestli yatarsa bütün geceyi ibadetle geçirmiş gibi sevap alır." Bu da mühim. Bunu her gece yapın. Gece yatarken taze abdest alın, iki rekât namaz kılın, öyle yatın. Bunu her gece yapın. Gece yatarken taze abdest alın, iki rekât namaz kılın, öyle yatın.

Neden? Neden?

Gece iki rekât namaz kılıp abdestli yattı mı insanın disarına -disar, "iç çamaşırı" demek-Gece iki rekât namaz kılıp abdestli yattı mı insanın disarına -disar, "iç çamaşırı" demek- koynuna, iç çamaşırından içeriye bir melek gelir, Allah'a dua edermiş.koynuna, iç çamaşırından içeriye bir melek gelir, Allah'a dua edermiş. "Yâ Rabbi!.." Peygamber Efendimiz'in [hadisi] bunlar, benim hoşuma gidiyor."Yâ Rabbi!.." Peygamber Efendimiz'in [hadisi] bunlar, benim hoşuma gidiyor. İç fanilasının içinde meleği hissedeceksin.İç fanilasının içinde meleği hissedeceksin. Diyor ki; "Yâ Rabbi! Bu kulun abdestli, temiz yattı. Bunu afv u mağfiret eyle!" Melek dua ediyor.Diyor ki; "Yâ Rabbi! Bu kulun abdestli, temiz yattı. Bunu afv u mağfiret eyle!" Melek dua ediyor. Melek abdestlisin diye yanına geliyor. Melek abdestlisin diye yanına geliyor.

Gökten melekler yeryüzüne bakıyorlar; şurada abdestli bir insan uyumuş, anlıyorlar.Gökten melekler yeryüzüne bakıyorlar; şurada abdestli bir insan uyumuş, anlıyorlar. Hangi evde abdestli insan yatıyorsa anlıyorlar,Hangi evde abdestli insan yatıyorsa anlıyorlar, uçup onun yanına geliyorlar, izdihamlı olarak orada... uçup onun yanına geliyorlar, izdihamlı olarak orada...

Burada camide izdiham var mı? Burada camide izdiham var mı?

Biraz var. Çok değil. Asıl burada tam izdiham olsa, herkese "biner mark vereceğim" desem,Biraz var. Çok değil. Asıl burada tam izdiham olsa, herkese "biner mark vereceğim" desem, "sıraya girin" desem bak burada izdihamı seyret."sıraya girin" desem bak burada izdihamı seyret. Bin marktan daha kıymetli şeyler söylüyoruz ama neyse... Zaten burada müslümanların sayısı mahdut... Bin marktan daha kıymetli şeyler söylüyoruz ama neyse... Zaten burada müslümanların sayısı mahdut...

Melekler izdihamlı geliyor. İzdiham ederlermiş, etrafına yığılırlarmış. Melekler izdihamlı geliyor. İzdiham ederlermiş, etrafına yığılırlarmış.

Neden? Melekler abdestli kulu seviyorlar. Neden?

Melekler abdestli kulu seviyorlar.

Melekler gelince o izdihamlı yere şeytan giremezmiş. Şeytan yok ortada.Melekler gelince o izdihamlı yere şeytan giremezmiş. Şeytan yok ortada. Nasıl gelsin; melekler var, doldurdu, izdihamlı, ortalık meleklerle dopdolu. Şeytan gelemezmiş.Nasıl gelsin; melekler var, doldurdu, izdihamlı, ortalık meleklerle dopdolu. Şeytan gelemezmiş. Abdestli yattığın zaman gece yanına şeytan giremiyor, güzel değil mi? Abdestli yattığın zaman gece yanına şeytan giremiyor, güzel değil mi?

Bu da güzel. Ölürse insan imanla göçüyor. Bu da güzel.

Ölürse insan imanla göçüyor.

Neden? Melekler var, şeytan yok; imanını çalamadı, ondan.Neden?

Melekler var, şeytan yok; imanını çalamadı, ondan.
Abdestliydi zaten, namaz kılmıştı, imanlıydı, eşhedü en lâ ilâhe illallah demişti, tahiyyât okumuştu,Abdestliydi zaten, namaz kılmıştı, imanlıydı, eşhedü en lâ ilâhe illallah demişti, tahiyyât okumuştu, her şey iyiydi, tıkırındaydı, şeytan da gelemedi; ölürse imanla göçer. her şey iyiydi, tıkırındaydı, şeytan da gelemedi; ölürse imanla göçer.

Sabaha çıkarsa bütün gece ibadet etmiş sevabı alır. Sabaha çıkarsa bütün gece ibadet etmiş sevabı alır.

Dene bakalım, bu gece sabaha kadar ibadet edebilecek misin? Edemezsin. Dene bakalım, bu gece sabaha kadar ibadet edebilecek misin?

Edemezsin.

"Hocam Almanya'da geceler biraz uzun, Türkiye'deki gibi değil." "Hocam Almanya'da geceler biraz uzun, Türkiye'deki gibi değil."

Tabii 2-3 saat daha uzun. Kuzeye çıktıkça geceler uzuyor. Tabii 2-3 saat daha uzun. Kuzeye çıktıkça geceler uzuyor.

Hadi bakalım, sabaha kadar uyuma da ayakların şişinceye kadar,Hadi bakalım, sabaha kadar uyuma da ayakların şişinceye kadar, Peygamber Efendimiz kılmış, hadi bakalım ayakların şişinceye kadar hanım yatırıp daPeygamber Efendimiz kılmış, hadi bakalım ayakların şişinceye kadar hanım yatırıp da senin ayaklarını ovuşturuncaya kadar, sabah namazına kadar ibadet et bakalım. senin ayaklarını ovuşturuncaya kadar, sabah namazına kadar ibadet et bakalım. Efendimiz öyle aşk ile şevk ile ibadet ederdi.Efendimiz öyle aşk ile şevk ile ibadet ederdi. Çünkü "namaz gözümün bebeği" diyordu, namazı seviyordu. Çünkü "namaz gözümün bebeği" diyordu, namazı seviyordu. Sen namazdan zevk almıyorsun, ben almıyorum; ondan kılmıyoruz. Kılsak...Sen namazdan zevk almıyorsun, ben almıyorum; ondan kılmıyoruz. Kılsak... "Ben Allah'ın divanına gidiyorum. Allah'a ısmarladık. Sizinle uğraşacak hâlim yok."Ben Allah'ın divanına gidiyorum. Allah'a ısmarladık. Sizinle uğraşacak hâlim yok. Bana müsaade. Allahu ekber!" Tamam, Allah'ın huzurunda... Oradan zevk alıyor.Bana müsaade. Allahu ekber!" Tamam, Allah'ın huzurunda... Oradan zevk alıyor. Gevezelikten, zevzeklikten, partiden, pırtıdan, paradan, puldan, ıvırdan zıvırdan aman aman;Gevezelikten, zevzeklikten, partiden, pırtıdan, paradan, puldan, ıvırdan zıvırdan aman aman; Allahu ekber! Onun için abdestli yatmaya dikkat edin. Allahu ekber!

Onun için abdestli yatmaya dikkat edin.

Tabii yapabildiğiniz kadar namaz kılın, tesbih çekin.Tabii yapabildiğiniz kadar namaz kılın, tesbih çekin. Eğer ille uyuyacaksanız, sabaha kadar uykusuz duramayacaksanız... Eğer ille uyuyacaksanız, sabaha kadar uykusuz duramayacaksanız...

"Sabaha kadar uykusuz duramayacağım hocam. Erkekçe söylüyorum."Sabaha kadar uykusuz duramayacağım hocam. Erkekçe söylüyorum. Ne yalan söyleyeyim. Ben camiye zaten zor geldim. Bugün arkadaşlar getirdi.Ne yalan söyleyeyim. Ben camiye zaten zor geldim. Bugün arkadaşlar getirdi. Her zaman da böyle gelemem. Kandil diye geldim. İlan edildi diye geldim." Her zaman da böyle gelemem. Kandil diye geldim. İlan edildi diye geldim."

Erkekçe söylüyorsun, tamam. O zaman biraz uyu, teheccüd vaktine kalk. Erkekçe söylüyorsun, tamam.

O zaman biraz uyu, teheccüd vaktine kalk.

Teheccüd vakti nedir? Teheccüd vakti nedir?

Gecenin yarısı geçtikten sonra veya üçte biri, üçte ikisi geçtikten sonraki zamandır.Gecenin yarısı geçtikten sonra veya üçte biri, üçte ikisi geçtikten sonraki zamandır. Çok kıymetli zamandır. Çok sevaplı zamandır. Neydi kıymeti? Çok kıymetli zamandır. Çok sevaplı zamandır.

Neydi kıymeti?

Göğün kapıları açılıyor. Melekler durdurmuyor.Göğün kapıları açılıyor. Melekler durdurmuyor. "Dur! Bunları götür, o herifin kafasına çal!" diyen yok. Kapılar açık."Dur! Bunları götür, o herifin kafasına çal!" diyen yok. Kapılar açık. Allah'ın dergâhına niyazın gidiyor. Seher vaktinde hiç olmazsa kalk. Allah'ın dergâhına niyazın gidiyor. Seher vaktinde hiç olmazsa kalk.

Kadir gecesini anlatırken hatırına gelmiyor mu? Biraz ipuçları aramıyor musun Kur'an okurken? Kadir gecesini anlatırken hatırına gelmiyor mu? Biraz ipuçları aramıyor musun Kur'an okurken?

Hiye hattâ matlai'l-fecr demiyor mu? Hiye hattâ matlai'l-fecr demiyor mu?

Kadir gecesi, fecir, bereketi, meleklerin inmesi, Cebrail'in inmesi, feyiz, bereket, sevapKadir gecesi, fecir, bereketi, meleklerin inmesi, Cebrail'in inmesi, feyiz, bereket, sevap ne zamana kadarmış? Hiye hattâ matlai'l-fecr. Bu sevaplar, bu olaylar hepsi fecir atıncaya kadar. ne zamana kadarmış?

Hiye hattâ matlai'l-fecr. Bu sevaplar, bu olaylar hepsi fecir atıncaya kadar.

"Yapma ya hocam! İmsak kesilinceye kadar mı demek ki?" "Yapma ya hocam! İmsak kesilinceye kadar mı demek ki?"

Evet, imsak kesilinceye kadar. İmsak kesildikten sonra bitiyor. Çünkü gece bitiyor.Evet, imsak kesilinceye kadar. İmsak kesildikten sonra bitiyor. Çünkü gece bitiyor. Gecenin içinde ibadet edeceksin. İmsak kesildiği zaman gece bitiyor, sabah başlıyor. Gecenin içinde ibadet edeceksin. İmsak kesildiği zaman gece bitiyor, sabah başlıyor.

Söyleyeyim mi imsak saatini? Aldım, yanımda takvim var. Söyleyeyim mi imsak saatini?

Aldım, yanımda takvim var.

Essen için imsak saatini söylüyorum. Neden söylüyorum? Essen için imsak saatini söylüyorum.

Neden söylüyorum?

Ondan evvel kalkın, teheccüd namazını kılın.Ondan evvel kalkın, teheccüd namazını kılın. Siz kazanın, ben de kazanayım diye söylüyorum mübarekler. Siz kazanın, ben de kazanayım diye söylüyorum mübarekler.

6:32'de Essen 25 Cuma için hicret takviminin hesabına göre.6:32'de Essen 25 Cuma için hicret takviminin hesabına göre. Çünkü her takvime göre hesaplar, Allah afiyet versin, değişik oluyor.Çünkü her takvime göre hesaplar, Allah afiyet versin, değişik oluyor. 6:32'de imsak kesiliyor. Yani defter kapanıyor. Çünkü gece bitiyor. 6:32'de imsak kesiliyor. Yani defter kapanıyor. Çünkü gece bitiyor.

"Ne yapacağım o zaman hocam?" "Ne yapacağım o zaman hocam?"

Ya 4'te kalkacağım, ya 3'te kalkacağım, ya 5'te kalkacağım. Bir ara kalkacağım.Ya 4'te kalkacağım, ya 3'te kalkacağım, ya 5'te kalkacağım. Bir ara kalkacağım. Abdest alacağım, gideceğim, seccadeye oturacağım, tesbihi elime alacağım, ağlayacağım... Abdest alacağım, gideceğim, seccadeye oturacağım, tesbihi elime alacağım, ağlayacağım...

Peygamber Efendimiz diyor ki; "Size şimdi bir sûre okuyacağım.Peygamber Efendimiz diyor ki;

"Size şimdi bir sûre okuyacağım.
Bunu dinlerken ağlayın. Ağlayamazsanız bile ağlamaya kendinizi zorlayın." Bunu dinlerken ağlayın. Ağlayamazsanız bile ağlamaya kendinizi zorlayın."

Hangi sûre? Elhâkümüttekâsür sûresi. Hangi sûre?

Elhâkümüttekâsür sûresi.

Ne demek o? Ne demek o?

Elhâkümü't-tekâsür. "Mal mülk sevgisi, çoğaltmak arzusu amma aldattı, oyaladı sizi be!" Elhâkümü't-tekâsür. "Mal mülk sevgisi, çoğaltmak arzusu amma aldattı, oyaladı sizi be!"

Sizin işiniz dünyada para kazanmak mıydı? Siz onun için mi gelmiştiniz dünyaya?Sizin işiniz dünyada para kazanmak mıydı? Siz onun için mi gelmiştiniz dünyaya? Siz imtihan için gelmiştiniz. Allah'a güzel kulluk edecektiniz! Siz imtihan için gelmiştiniz. Allah'a güzel kulluk edecektiniz!

"Malı mülkü çoğaltmak sevdası amma oyaladı sizi!" diye başlıyor. Elhâkümüttekâsür bu demek. "Malı mülkü çoğaltmak sevdası amma oyaladı sizi!" diye başlıyor. Elhâkümüttekâsür bu demek.

Öyle değil mi? Doğru. Hepimiz para için yapmıyor muyuz?Öyle değil mi?

Doğru. Hepimiz para için yapmıyor muyuz?
Almanya'ya niye geldik? Türkiye'de yatırımları niye yapıyoruz? Almanya'ya niye geldik? Türkiye'de yatırımları niye yapıyoruz?

Para da para, para da para, gelir de gelir, iş de iş, akar da akar...Para da para, para da para, gelir de gelir, iş de iş, akar da akar... Cebimiz dolar da dolar. Dolar, mark. Dolar and Deutsche mark. Und. Cebimiz dolar da dolar. Dolar, mark. Dolar and Deutsche mark. Und.

Herkes paranın peşinde. Elhâkümüttekâsür. Herkes paranın peşinde.

Elhâkümüttekâsür.

Demek ki gece ağlayacaksın. Neden? Demek ki gece ağlayacaksın.

Neden?

"Ağlayan bir göze cehennem ateşi değmez." diyor Peygamber Efendimiz. "Ağlayan bir göze cehennem ateşi değmez." diyor Peygamber Efendimiz.

Ağla biraz. Ağlamayı öğren. Adam ağlar mı?Ağla biraz. Ağlamayı öğren.

Adam ağlar mı?
Koca adam, erkek adam, saçı sakalı ağarmış adam, toruna torbaya karışmış adam ağlar mı? Koca adam, erkek adam, saçı sakalı ağarmış adam, toruna torbaya karışmış adam ağlar mı?

Ağlar! Hz. Ömer Efendimiz ağlarmış, ağlarmış, gözyaşı yanaklarında iz yaparmış.Ağlar!

Hz. Ömer Efendimiz ağlarmış, ağlarmış, gözyaşı yanaklarında iz yaparmış.
Sen Hz. Ömer kadar babayiğit misin? Bileğini bükebilir misin Hz. Ömer'in?Sen Hz. Ömer kadar babayiğit misin? Bileğini bükebilir misin Hz. Ömer'in? Hz. Ömer Efendimiz beş kişiyi toz duman ederdi. Kimse karşısına çıkamazdı. Dağ gibiydi.Hz. Ömer Efendimiz beş kişiyi toz duman ederdi. Kimse karşısına çıkamazdı. Dağ gibiydi. Mezara ayağı sığmadı da duvarı deldiler, uzattılar,Mezara ayağı sığmadı da duvarı deldiler, uzattılar, Peygamber Efendimiz'in türbesinin arkasına öyle yatırdılar Hz. Ömer'i. Peygamber Efendimiz'in türbesinin arkasına öyle yatırdılar Hz. Ömer'i.

Allah şefaatine erdirsin. Cennette karşılaşınca gör bakalım heybetini... Allah şefaatine erdirsin.

Cennette karşılaşınca gör bakalım heybetini...

Gözyaşından yanaklarına iz yapmış. Gözyaşından yanaklarına iz yapmış.

Biraz ağlamayı öğren. Hep gülmeyi öğrendin. Hepimiz gülüyoruz.Biraz ağlamayı öğren.

Hep gülmeyi öğrendin. Hepimiz gülüyoruz.
"Kah kah kah, kih kih kih... Aman bayıldım, öldüm... Göbeğim çatladı..." "Kah kah kah, kih kih kih... Aman bayıldım, öldüm... Göbeğim çatladı..."

E biraz da ağlamayı öğren! Gülmeyi öğrendin. E biraz da ağlamayı öğren!

Gülmeyi öğrendin.

Ağla da Allah seni affetsin. Seni beni affetsin. Ağlayalım biraz... Elhâkümüttekâsür. Ağla da Allah seni affetsin. Seni beni affetsin. Ağlayalım biraz...

Elhâkümüttekâsür.

Bizi neler aldattı bu dünyada? Ne yaptık biz ya? Aziz ömrüm neye geçti?Bizi neler aldattı bu dünyada? Ne yaptık biz ya? Aziz ömrüm neye geçti? Şu kıymetli ömür neye geçti? Şu kıymetli ömür neye geçti?

Ömr-i girân bahâ der in sarf şud Tâ çi horem sayf çi pûşem şitâ Farsça bu. Ömr-i girân bahâ der in sarf şud

Tâ çi horem sayf çi pûşem şitâ

Farsça bu.

Biraz Kürtçe bilenler de anlarlar. Şu aziz ömür neye harcandı? Biraz Kürtçe bilenler de anlarlar.

Şu aziz ömür neye harcandı?

"Yazın ne yiyeceğim? Kışın ne örtüneceğim? Ne yakacağım? Ne giyeceğim?" diye harcandı. "Yazın ne yiyeceğim? Kışın ne örtüneceğim? Ne yakacağım? Ne giyeceğim?" diye harcandı.

Gitti ömür ya... Kaç yaşına geldik ya... Daha ne kadar yaşayacağız? Ne biliyoruz?Gitti ömür ya... Kaç yaşına geldik ya... Daha ne kadar yaşayacağız? Ne biliyoruz? Ne mâlum bugün ölmeyeceğimiz? Senedimiz mi var? Ne mâlum bugün ölmeyeceğimiz? Senedimiz mi var?

Onun için ağlayacağız, yalvaracağız, tevbe edeceğiz. İki rekât da olsa namaz kılacağız. Onun için ağlayacağız, yalvaracağız, tevbe edeceğiz.

İki rekât da olsa namaz kılacağız.

Rek'atâni mine'l-leyli hayrun mine'd-dünyâ ve mâ fîhâ.Rek'atâni mine'l-leyli hayrun mine'd-dünyâ ve mâ fîhâ. "Geceleyin kılınan iki rekâtçık namaz dünyadan da dünyanın içindeki her şeyden de daha hayırlıdır." "Geceleyin kılınan iki rekâtçık namaz dünyadan da dünyanın içindeki her şeyden de daha hayırlıdır."

"Dur hocam! Her şeyden de daha iyi mi?" İyi. "Dur hocam! Her şeyden de daha iyi mi?"

İyi.

"Wuppertal'da çok beğendiğim çok büyük bir bina var."Wuppertal'da çok beğendiğim çok büyük bir bina var. O benim olsa diye içim gidiyordu. Ondan da mı iyi?" O benim olsa diye içim gidiyordu. Ondan da mı iyi?"

Ya Wuppertal'daki bina ne! Wuppertal'ın kendisi, Deutschland'ın kendisi,Ya Wuppertal'daki bina ne! Wuppertal'ın kendisi, Deutschland'ın kendisi, Europe'ın kendisi, dünyanın kendisi, dünyanın içindeki hazineler, Arabistan'ın petrolleri...Europe'ın kendisi, dünyanın kendisi, dünyanın içindeki hazineler, Arabistan'ın petrolleri... Ve mâ fîhâ. "Dünya ve dünyanın içindeki her şeyden daha hayırlı." Ve mâ fîhâ. "Dünya ve dünyanın içindeki her şeyden daha hayırlı."

Ne? "Bir daha söyle hocam, başını unuttum. Uzayınca cümle başını unuttum hocam.Ne?

"Bir daha söyle hocam, başını unuttum. Uzayınca cümle başını unuttum hocam.
Neresi bu daha hayırlı olan bu saydığın şeylerden?Neresi bu daha hayırlı olan bu saydığın şeylerden? Arap şeyhlerinin petrol kuyularından daha hayırlı olan ne, bir daha söyle bakayım? Neydi ya?" Arap şeyhlerinin petrol kuyularından daha hayırlı olan ne, bir daha söyle bakayım? Neydi ya?"

Gecenin içinde kılınan iki rekât namaz! Gecenin içinde kılınan iki rekât namaz!

Rek'atâni mine'l-leyli hayrun mine'd-dünyâ ve mâ fîhâ. Rek'atâni mine'l-leyli hayrun mine'd-dünyâ ve mâ fîhâ.

Niye millet, dervişler teheccüd namazı kılıyor, anladın mı? Niye kıldığını anladın mı? Niye millet, dervişler teheccüd namazı kılıyor, anladın mı? Niye kıldığını anladın mı?

Bir bildiği var. Bir bildiği var.

Allah hepinizden razı olsun. Allah hepinizi cennetine soksun.Allah hepinizden razı olsun. Allah hepinizi cennetine soksun. Allah hepinizi cehenneme atmadan cennetine soksun.Allah hepinizi cehenneme atmadan cennetine soksun. Allah hepinizi sağlam müslüman eylesin.Allah hepinizi sağlam müslüman eylesin. Allah hepinizi İslâm'a en güzel tarzda hizmet edenlerden eylesin.Allah hepinizi İslâm'a en güzel tarzda hizmet edenlerden eylesin. Mal cömertliği versin. Ten cömertliği versin. Can cömertliği versin. Şehitlik mertebesine erdirsin.Mal cömertliği versin. Ten cömertliği versin. Can cömertliği versin. Şehitlik mertebesine erdirsin. Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin. el-Fâtiha. Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin.

el-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2