Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Nefis Terbiyesi

Mehmed Zahid KOTKU

16 Cemâziye'l-Evvel 1399 / 13.04.1979
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
NEFİS TERBİYESİ, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Nefis Terbiyesi

Mehmed Zahid KOTKU

16 Cemâziye'l-Evvel 1399 / 13.04.1979
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
NEFİS TERBİYESİ, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

İnsanoğlu çok muhterem ve çok da nazik, çok da kıymetli bir mahlûktur.İnsanoğlu çok muhterem ve çok da nazik, çok da kıymetli bir mahlûktur. Ne altınla ölçülür ne yakutlarla ölçülür; insana hiçbir şey muâdil olamaz.Ne altınla ölçülür ne yakutlarla ölçülür; insana hiçbir şey muâdil olamaz. İnsan Allahu Teâlâ'nın müslüman kısmı sevip yarattığı bir mahlûktur. İnsan Allahu Teâlâ'nın müslüman kısmı sevip yarattığı bir mahlûktur. Fakat hepinizin bildiği gibi biz doğuştan itibaren terbiyeye muhtacız.Fakat hepinizin bildiği gibi biz doğuştan itibaren terbiyeye muhtacız. Eğer analarımız, babalarımız bize bakmamış olsalar biz harap oluruz. Hayvanlar gibi değiliz.Eğer analarımız, babalarımız bize bakmamış olsalar biz harap oluruz. Hayvanlar gibi değiliz. Hayvan doğar, anasının memesine hemen yapışır o, kurtarır kendisini.Hayvan doğar, anasının memesine hemen yapışır o, kurtarır kendisini. Fakat bizim çocukluğumuz öyle değil ki. Fakat bizim çocukluğumuz öyle değil ki. Mutlaka anne babanın himayesinde terbiye olacağız, tâ yetişinceye kadar.Mutlaka anne babanın himayesinde terbiye olacağız, tâ yetişinceye kadar. Mekteplere verirler okuruz dünyamızı öğreniriz, din mekteplerine verirler dinimizi öğreniriz. Mekteplere verirler okuruz dünyamızı öğreniriz, din mekteplerine verirler dinimizi öğreniriz. Fakat bunların hiç birisi de bize kâfi değildir. Bilgi ayrı iş, Allah'a sevgili kul olabilmek ayrı iştir. Fakat bunların hiç birisi de bize kâfi değildir. Bilgi ayrı iş, Allah'a sevgili kul olabilmek ayrı iştir.

Bu dünyaya gelişimizin yegane sebeplerinden birisi bu varlığın sahibi olan Allahu celle ve alâ'yı tanımak,Bu dünyaya gelişimizin yegane sebeplerinden birisi bu varlığın sahibi olan Allahu celle ve alâ'yı tanımak, bilmek, O'na, O'nun emrine münkât bir halde ömrünü geçirmektir, ki âhiret saâdeti bunun altındadır.bilmek, O'na, O'nun emrine münkât bir halde ömrünü geçirmektir, ki âhiret saâdeti bunun altındadır. Yoksa dünyasını mâmur edeceğim diyerekten âhiretini harap eden insanlarınYoksa dünyasını mâmur edeceğim diyerekten âhiretini harap eden insanların dünyaları da işe yaramaz, âhirette de ellerine bir şey geçmez.dünyaları da işe yaramaz, âhirette de ellerine bir şey geçmez. Çünkü "Her gelen gitse gerektir." dedikleri hepimizin mâlumudur. Çünkü "Her gelen gitse gerektir." dedikleri hepimizin mâlumudur. Kim bilir ne kadar insan gelmiştir gitmiştir, daha ne kadar kim bilir insan gelip gidecektir.Kim bilir ne kadar insan gelmiştir gitmiştir, daha ne kadar kim bilir insan gelip gidecektir. Bunların hepsi bu dünyadan âhirete geçen insanlardır ki bu dünya o âhiretin köprüsüdür. Bunların hepsi bu dünyadan âhirete geçen insanlardır ki bu dünya o âhiretin köprüsüdür. Köprüsüdür başka bir şey değildir.Köprüsüdür başka bir şey değildir. Binâenaleyh bu köprüden geçerken nereye gideceğini, niçin geldiğiniBinâenaleyh bu köprüden geçerken nereye gideceğini, niçin geldiğini ve nereye gideceğini düşünmeyen insanın insanlıkla yüzü olmasa gerektir. ve nereye gideceğini düşünmeyen insanın insanlıkla yüzü olmasa gerektir.

Onun için Cenâb-ı Hak celle ve alâ hazretleri Kur'ân-ı Azîmişşân'ınOnun için Cenâb-ı Hak celle ve alâ hazretleri Kur'ân-ı Azîmişşân'ın 13. cüzünün baş âyetinde Yusuf aleyhisselam'dan naklen der ki; 13. cüzünün baş âyetinde Yusuf aleyhisselam'dan naklen der ki;

Esteîzübillah, Ve mâ überriü nefsî inne'n-nefse le-emmâretün bi's-sûi illâ mâ rahime rabbî. Esteîzübillah,

Ve mâ überriü nefsî inne'n-nefse le-emmâretün bi's-sûi illâ mâ rahime rabbî.

Bizi Allahu celle ve alâ yaratmış, bir nefsimiz vardır.Bizi Allahu celle ve alâ yaratmış, bir nefsimiz vardır. Bu nefsimiz şehvetle, şöhretle, kibirle, gazapla,Bu nefsimiz şehvetle, şöhretle, kibirle, gazapla, envai çeşit kötü huylarla böyle süslenmiş, bezelenmiş bir mahluktur.envai çeşit kötü huylarla böyle süslenmiş, bezelenmiş bir mahluktur. Bunu kendi haline bırakırsanız mektep bunu tashih etmez. Bunu kendi haline bırakırsanız mektep bunu tashih etmez. Mektep sana dünyayı öğretir, öteki mektepte de dinini öğrenirsin. Mektep sana dünyayı öğretir, öteki mektepte de dinini öğrenirsin. Fakat Allah'a sevgili olmanın yolu bambaşka. Fakat Allah'a sevgili olmanın yolu bambaşka.

Mutlaka şu camiyi yaparken görüyorsunuz ki birçok eşya kullanılmıştır.Mutlaka şu camiyi yaparken görüyorsunuz ki birçok eşya kullanılmıştır. Fakat hepsi bir terbiyenin mahsulüdür. Fakat hepsi bir terbiyenin mahsulüdür. Direği dağlardan gelmiş, öyle [geldiği gibi konulmuş] değil, düzeltilmiş işe yarar bir hale gelmiş,Direği dağlardan gelmiş, öyle [geldiği gibi konulmuş] değil, düzeltilmiş işe yarar bir hale gelmiş, işte caminin şurasına burasına konmuş. Taşları da öyle.işte caminin şurasına burasına konmuş. Taşları da öyle. Dış taşlarını görüyorsunuz ustaların elinden geçmiş, yontulunmuş, şöyle olmuş,Dış taşlarını görüyorsunuz ustaların elinden geçmiş, yontulunmuş, şöyle olmuş, bu tarafına da taşları eritmişler, kireç yapmışlar, üzerlerini sıvalamışlar, düz bir hâle getirmişler.bu tarafına da taşları eritmişler, kireç yapmışlar, üzerlerini sıvalamışlar, düz bir hâle getirmişler. Bunlar hep bir emeğin mahsulüdür. Bunlar hep bir emeğin mahsulüdür.

Bu günkü çıraklarımız ustalarının yanında çalışırlar, sonra birgün onlar da usta olurlar.Bu günkü çıraklarımız ustalarının yanında çalışırlar, sonra birgün onlar da usta olurlar. Eğer onlara hizmet etmeseler sanatları kolayca öğrenemezler.Eğer onlara hizmet etmeseler sanatları kolayca öğrenemezler. Kendi kendime yapacağım dersen olmaz, beceremezsin. Kendi kendime yapacağım dersen olmaz, beceremezsin. Birçok kimselerin arabalarını bozarsın, saatlerini bozarsın, Birçok kimselerin arabalarını bozarsın, saatlerini bozarsın, şunu bozarsın bunu bozarsın yapacağın yerde. Hayır yapacağın yerde şer olur. şunu bozarsın bunu bozarsın yapacağın yerde. Hayır yapacağın yerde şer olur.

Binâenaleyh muhakkak mekteplere gidip nasıl okumayı öğreniyorsakBinâenaleyh muhakkak mekteplere gidip nasıl okumayı öğreniyorsak insanın da terbiye yollarını öğrenmesi lazım. insanın da terbiye yollarını öğrenmesi lazım. Terbiye yolunu öğrenmeden [olmaz. Yusuf] peygamber bile ve mâ überriü nefsî derse [biz ne yapacağız!] Terbiye yolunu öğrenmeden [olmaz. Yusuf] peygamber bile ve mâ überriü nefsî derse [biz ne yapacağız!]

Niçin? İnne'n-nefse le-emmâretün bi's-sûi. "Bu nefis hiçbir zaman iyilikle emretmiyor." Niçin?

İnne'n-nefse le-emmâretün bi's-sûi. "Bu nefis hiçbir zaman iyilikle emretmiyor."

Hiç bir zaman iyilikle emretmiyor, daima onun gayesi cehenneme adamı sürükleyebilmeye çalışmak. Hiç bir zaman iyilikle emretmiyor, daima onun gayesi cehenneme adamı sürükleyebilmeye çalışmak.

Bir nefis 70 tane şeytana bedeldir. Onun için nefisle mücadele de kolay bir şey değildir.Bir nefis 70 tane şeytana bedeldir. Onun için nefisle mücadele de kolay bir şey değildir. Binâenaleyh Cenâb-ı Peygamber bir harpten gelirken cemaate, gazilere dedi ki;Binâenaleyh Cenâb-ı Peygamber bir harpten gelirken cemaate, gazilere dedi ki; "Şimdi küçük harpten döndük." dedi. Dövüşmeyi, muharabeye "küçük harp" dedi. "Şimdi küçük harpten döndük." dedi. Dövüşmeyi, muharabeye "küçük harp" dedi. Şimdi geldik, "Bundan sonraki vazifemiz cihâd-ı ekber." dedi. Cihat edeceğiz. Şimdi geldik, "Bundan sonraki vazifemiz cihâd-ı ekber." dedi.

Cihat edeceğiz.

Neyi? Nefislerimizi ıslah için. Neyi?

Nefislerimizi ıslah için.

Bu taş yonulmadan buraya konursa bu camii durmaz, yıkılır. Evler de öyledir.Bu taş yonulmadan buraya konursa bu camii durmaz, yıkılır. Evler de öyledir. Direkler düzeltilmeden konursa olmaz, yıkılır. İnsanlar da düzelmeye, düzeltilmeye mecbur.Direkler düzeltilmeden konursa olmaz, yıkılır. İnsanlar da düzelmeye, düzeltilmeye mecbur. Ahlakı bozuk olan insanlardan memlekete fayda gelmez, zarar gelir. Onun yolları dindir. Ahlakı bozuk olan insanlardan memlekete fayda gelmez, zarar gelir. Onun yolları dindir.

Dine hakim olmakta iki tane yol vardır. Birisi paranın esiri olmamak, ikincisi de kadınların esiri olmamaktır.Dine hakim olmakta iki tane yol vardır. Birisi paranın esiri olmamak, ikincisi de kadınların esiri olmamaktır. İnsanları yıkan en çok şey bu iki şeydir; para ve kadın. İnsanların çoğu bu iki yüzünden yıkılmışlardır. İnsanları yıkan en çok şey bu iki şeydir; para ve kadın. İnsanların çoğu bu iki yüzünden yıkılmışlardır.

Onun için Allahu Teâlâ'nın yasaklarının başında [bunlar gelir.]Onun için Allahu Teâlâ'nın yasaklarının başında [bunlar gelir.] Bir çok yasakları vardır; 125 tane günâh-ı kebâir,Bir çok yasakları vardır; 125 tane günâh-ı kebâir, işte onun birkaç misli fazlasıyla da seğâir günahlar vardır.işte onun birkaç misli fazlasıyla da seğâir günahlar vardır. Seğâir günah diye bir günahı büyükler saymamışlar, küçük günah olmaz demişler.Seğâir günah diye bir günahı büyükler saymamışlar, küçük günah olmaz demişler. Çünkü yapılan günah Allahu celle ve alâ'ya karşı isyandır. İsyanın ise büyüğü küçüğü olmaz.Çünkü yapılan günah Allahu celle ve alâ'ya karşı isyandır. İsyanın ise büyüğü küçüğü olmaz. Binâenaleyh insan büyük ve küçük bilcümle günahlardan hatta mekruhlardan bile kaçınması lazımdır.Binâenaleyh insan büyük ve küçük bilcümle günahlardan hatta mekruhlardan bile kaçınması lazımdır. Onlar bizim insanlığımızı kemiren mikroplardır.Onlar bizim insanlığımızı kemiren mikroplardır. Bugünkü cesedimizi kemiren mikroplar var ya, işte bir çok hastalıklardan bahsederler,Bugünkü cesedimizi kemiren mikroplar var ya, işte bir çok hastalıklardan bahsederler, onlar cesedimizi yerler. Cesed nasıl olsa toprağa mahkumdur.onlar cesedimizi yerler. Cesed nasıl olsa toprağa mahkumdur. Nasıl topraktan geldi yine öyle o toprağa gidecek.Nasıl topraktan geldi yine öyle o toprağa gidecek. O odur fakat bize matlup olan gönüldür gönül. Ruhtur, kalptir. Çeşitli adlar derler.O odur fakat bize matlup olan gönüldür gönül. Ruhtur, kalptir. Çeşitli adlar derler. Bu gönlün muhafazası cesedin muhafazasından 100 bin defa daha kıymetlidir. Bu gönlün muhafazası cesedin muhafazasından 100 bin defa daha kıymetlidir.

Onun için Cenâb-ı Hak da buyuruyor ki; Onun için Cenâb-ı Hak da buyuruyor ki;

"Ben kulumun cesedine bakmam, kılığına bakmam, güzelliğine bakmam,"Ben kulumun cesedine bakmam, kılığına bakmam, güzelliğine bakmam, zenginliğine bakmam, şusuna busuna bakmam. Benim baktığım kulumun gönlüdür gönlü."zenginliğine bakmam, şusuna busuna bakmam. Benim baktığım kulumun gönlüdür gönlü." Kulûbiküm. "Kalplerinize bakarım." diyor. Onun kalbinde hayır varsa ne mutlu o kula!Kulûbiküm. "Kalplerinize bakarım." diyor. Onun kalbinde hayır varsa ne mutlu o kula! Eğer onun kalbinde hayır yoksa ne yazık o kula! Eğer onun kalbinde hayır yoksa ne yazık o kula!

Binâenaleyh bizim şimdi en muhtaç olduğumuz şeylerden birisi de [Allah'ın yardımıdır.] Biz aciziz.Binâenaleyh bizim şimdi en muhtaç olduğumuz şeylerden birisi de [Allah'ın yardımıdır.] Biz aciziz. Her bakımdan aciziz.Her bakımdan aciziz. Ne kadar büyük insan olursan ol, ne kadar kuvvetli insan olursan ol,Ne kadar büyük insan olursan ol, ne kadar kuvvetli insan olursan ol, çocukluğumuz nasılsa birgün ihtiyarlığımız da öyle oluyor.çocukluğumuz nasılsa birgün ihtiyarlığımız da öyle oluyor. Ondan sonra zayıf bir hâle düşüyoruz. Her zaman bu zafiyet üzerimizde mevcuttur. Ondan sonra zayıf bir hâle düşüyoruz. Her zaman bu zafiyet üzerimizde mevcuttur.

Onun için bize [düşen] daima varlığın sahibi Allah'a ellerimizi kaldırıp;Onun için bize [düşen] daima varlığın sahibi Allah'a ellerimizi kaldırıp; "Aman yâ Rab! Aman yâ Rab!" demek mecburiyetindeyiz. "Aman yâ Rab! Aman yâ Rab!" demek mecburiyetindeyiz. O mecburiyeti hissetmedikçe, O'ndan imdâd-ı ilahîyeyi istemedikçe,O mecburiyeti hissetmedikçe, O'ndan imdâd-ı ilahîyeyi istemedikçe, fazl-ı ilahîyeye nâil olamadıkça bir şey olamaz zavallı. fazl-ı ilahîyeye nâil olamadıkça bir şey olamaz zavallı.

Ondan dolayıdır ki Ebû Bekr-i Sıddîk radıyallahu anh nasıl yalvarıyor Allah'a? Ondan dolayıdır ki Ebû Bekr-i Sıddîk radıyallahu anh nasıl yalvarıyor Allah'a?

Nasıl yalvarıyor Allah'a, nasıl tazarru niyaz ediyor ki bizim pirimiz, İslâm'ın öncüsü ve ilk İslâm.Nasıl yalvarıyor Allah'a, nasıl tazarru niyaz ediyor ki bizim pirimiz, İslâm'ın öncüsü ve ilk İslâm. Bütün varlığını İslâm yolunda feda etmiş, bütün cihadlarda hazır olmuş. Bütün varlığını İslâm yolunda feda etmiş, bütün cihadlarda hazır olmuş. Peygamberin vârisi olarak bugün de yanında yatıyor.Peygamberin vârisi olarak bugün de yanında yatıyor. O nefsine nasıl da hitap ediyor, bizim bugün varlıkla kendimizi göklere kadar uçuruşumuzunO nefsine nasıl da hitap ediyor, bizim bugün varlıkla kendimizi göklere kadar uçuruşumuzun ne kadar yersiz olduğu hepimizce malumdur. ne kadar yersiz olduğu hepimizce malumdur.

Onun için biz daima Allahu Teâlâ'ya tazarru ve niyaz ederekten,Onun için biz daima Allahu Teâlâ'ya tazarru ve niyaz ederekten, "Aman yâ Rab! Ben acizim, ben bu dünyada kendimi kurtarmakta gücüm yetmez,"Aman yâ Rab! Ben acizim, ben bu dünyada kendimi kurtarmakta gücüm yetmez, bana imdâd-ı ilahîyeni eriştir, tevfîkini refîk eyle." [diye dua etmeliyiz.] bana imdâd-ı ilahîyeni eriştir, tevfîkini refîk eyle." [diye dua etmeliyiz.]

Binâenaleyh diyor ki: el-Ucbu hicâbü't-tevfîk. Binâenaleyh diyor ki: el-Ucbu hicâbü't-tevfîk.

Ucup kendini beğenmektir ama diğer günahların hepsi de böyledir. Günahların hepsi de böyledir. Ucup kendini beğenmektir ama diğer günahların hepsi de böyledir. Günahların hepsi de böyledir.

Şunu kısa bir misalle izah edeyim. Değirmeni yaptınız. Çok güzel, taşları maşları, herşeysi iyi. Şunu kısa bir misalle izah edeyim.

Değirmeni yaptınız. Çok güzel, taşları maşları, herşeysi iyi.

Fakat değirmenin suyu gelmez ise o değirmen neye yarar? Hiç bir şeye yaramaz. Fakat değirmenin suyu gelmez ise o değirmen neye yarar?

Hiç bir şeye yaramaz.

İşte bilgi çok, hüner çok, her şey çok ama Allahu Teâlâ'dan rahmet-i ilahîye gelmezse ne yaparsın o gönlü? İşte bilgi çok, hüner çok, her şey çok ama Allahu Teâlâ'dan rahmet-i ilahîye gelmezse ne yaparsın o gönlü?

Onun için o gönlün sahibi Cenâb-ı Hak,Onun için o gönlün sahibi Cenâb-ı Hak, "Beş defa önüme gel, huzuruma dur, ellerini aç, benden iste!" [diyor.] "Beş defa önüme gel, huzuruma dur, ellerini aç, benden iste!" [diyor.]

Üd'ûnî estecib leküm. "Ben duaları kabul edici, herkese vericiyim." Üd'ûnî estecib leküm.

"Ben duaları kabul edici, herkese vericiyim."

Nasıl ki bu kadar âlemi yaratmışım, sizin de istediklerinizi vermekten kaçınamam,Nasıl ki bu kadar âlemi yaratmışım, sizin de istediklerinizi vermekten kaçınamam, korkmam, hazinem bitmez tükenmez. Hazinem bitmez ve tükenmez bir hazineye mâlikim. korkmam, hazinem bitmez tükenmez. Hazinem bitmez ve tükenmez bir hazineye mâlikim.

Allah hepimizi affetsin. Tevfikine refik etsin. Allah hepimizi affetsin. Tevfikine refik etsin.

Dünyayı dünya bilelim, fakat bu dünya bizim değil, hepimizin buradan gitsek gerek.Dünyayı dünya bilelim, fakat bu dünya bizim değil, hepimizin buradan gitsek gerek. Binâenaleyh gideceğimiz yer toprak değil âhirettir. Âhirete gitmek için hazırlanalım.Binâenaleyh gideceğimiz yer toprak değil âhirettir. Âhirete gitmek için hazırlanalım. Bu cesedi toprağa gömecekler, çünkü topraktan hasıl oldu bu.Bu cesedi toprağa gömecekler, çünkü topraktan hasıl oldu bu. Bu asıl gideceğimiz yer âhiret âleminin cennetleridir. Bu asıl gideceğimiz yer âhiret âleminin cennetleridir.

O cennetlere girmeyi hepimize Cenâb-ı Hak nasip etsin, lütfetsin, ihsan etsin. O cennetlere girmeyi hepimize Cenâb-ı Hak nasip etsin, lütfetsin, ihsan etsin.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2