Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Oruç ve Uzlet

Mehmed Zahid KOTKU

18 Cemâziye'l-Evvel 1391 / 11.07.1971
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Oruç Kalkandır, Orucun Ecri Bizzat Allah’a Aittir, Oruç Sabrın Yarısıdır, Oruçta Riyâ Olmaz, Oruç ve | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Oruç ve Uzlet

Mehmed Zahid KOTKU

18 Cemâziye'l-Evvel 1391 / 11.07.1971
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Oruç Kalkandır, Orucun Ecri Bizzat Allah’a Aittir, Oruç Sabrın Yarısıdır, Oruçta Riyâ Olmaz, Oruç ve | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm.Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm.

El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn... Ve’l-àkıbetü li’l-müttakîn...


El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn... Ve’l-àkıbetü li’l-müttakîn...
Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâVe’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn...muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn...

İ’lemû eyyühe’l-ihvân...


İ’lemû eyyühe’l-ihvân...
İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh...İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh... Ve enne efdale’l-hedyiVe enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedin salla’llàhu aleyhi ve sellem...hedyü muhammedin salla’llàhu aleyhi ve sellem... Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ...Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ... Ve külle muhdesin bid’ah...Ve külle muhdesin bid’ah... Ve külle bid’atin dalâleh...Ve külle bid’atin dalâleh... Ve külle dalâletin fi’n-nâr...Ve külle dalâletin fi’n-nâr... Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyiVe bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi salla’llàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl:salla’llàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl:

RE. 219/9 Es-savmu cünnetün, yectennü bihâ abdî,


RE. 219/9 Es-savmu cünnetün, yectennü bihâ abdî,
ve’s-savmü lî, ve ene eczî bihî.ve’s-savmü lî, ve ene eczî bihî. İbn-i Cerîr, Ebû Hüreyre RA’dan rivayet etmiş.İbn-i Cerîr, Ebû Hüreyre RA’dan rivayet etmiş.

İkinci hadis.


İkinci hadis.

RE. 219/10 Es-sıyâmu cünnetün mine’n-nâri, kecünnetü ehadiküm mine’l-kıtâli.

RE. 219/10 Es-sıyâmu cünnetün mine’n-nâri, kecünnetü ehadiküm mine’l-kıtâli.
Osman ibn-i Ebi’l-As RA’dan rivayet etmişler.Osman ibn-i Ebi’l-As RA’dan rivayet etmişler.

Üçüncü hadis.


Üçüncü hadis.

RE. 219/11 Es-sıyâmu cünnetün,

RE. 219/11 Es-sıyâmu cünnetün,
ve hüve hısnün min husùni’l-mü’mini,ve hüve hısnün min husùni’l-mü’mini, ve külli amelin li-sahibihî ille’s-sıyâme,ve külli amelin li-sahibihî ille’s-sıyâme, yekùlu’llàh: Es-siyâmu lî, ve ene eczî bihî.yekùlu’llàh: Es-siyâmu lî, ve ene eczî bihî.

Dördüncü hadis.


Dördüncü hadis.

RE. 219/12 Es-sıyâmü nısfü’s-sabri.

RE. 219/12 Es-sıyâmü nısfü’s-sabri.


Bugünkü derslerimiz oruca taalluk ediyor.


Bugünkü derslerimiz oruca taalluk ediyor.
Allah cümlenizden razı olsun.Allah cümlenizden razı olsun. Cümlenizin tuttuğu oruçları kustururlarıyla beraberCümlenizin tuttuğu oruçları kustururlarıyla beraber kabul buyursun dergahında. kabul buyursun dergahında. Ve birçok senelerde sağlık, afiyetlerle ulaşıp,Ve birçok senelerde sağlık, afiyetlerle ulaşıp, tutmalar nasip ve müyesser eylesin.tutmalar nasip ve müyesser eylesin. Hem de Mekke-i Mükerreme'de,Hem de Mekke-i Mükerreme'de, Medine-i Münevvere'de nasip etsin inşallah.Medine-i Münevvere'de nasip etsin inşallah. Oruç hepimizin bildiği bir ibadet.Oruç hepimizin bildiği bir ibadet. Sabah iftarına (sahur) imtisakta kalkarız, sahur yeriz.Sabah iftarına (sahur) imtisakta kalkarız, sahur yeriz. Akşam iftarına kadar ağzımıza bir şey koymamak suretiyleAkşam iftarına kadar ağzımıza bir şey koymamak suretiyle bu açlığımıza oruç yiyoruz.bu açlığımıza oruç yiyoruz. Bu açlıktan bir gaye var tabi Cenab-ı Hak.Bu açlıktan bir gaye var tabi Cenab-ı Hak. Kullar böyle aç kalsın da sıkıntı çeksinler diye değil tabi.Kullar böyle aç kalsın da sıkıntı çeksinler diye değil tabi. Bu açlıkta Cenab-ı Hakk'ın bizden istediği bir şey var.Bu açlıkta Cenab-ı Hakk'ın bizden istediği bir şey var.

İnsanlarda matlup olan insanlıktaki kemâldir.


İnsanlarda matlup olan insanlıktaki kemâldir.
İnsanlıktaki kemale ulaşmak da kolay bir şey değildir.İnsanlıktaki kemale ulaşmak da kolay bir şey değildir. Namaz, oruç, zekat, hac bu yola gitmenin birer vesiledir.Namaz, oruç, zekat, hac bu yola gitmenin birer vesiledir.

Bu açlığa İbrahim Hakkı Hazretleri çok önem verdi.


Bu açlığa İbrahim Hakkı Hazretleri çok önem verdi.
Bütün nasihatlerinin özü açlıkta toplanıyor.Bütün nasihatlerinin özü açlıkta toplanıyor. Az ye, az uyu, az iç.Az ye, az uyu, az iç. Ten mezbelesinden vazgeç.Ten mezbelesinden vazgeç. İbrahim Hakkı Hazretleri'nin nasihatlerindendir.İbrahim Hakkı Hazretleri'nin nasihatlerindendir.

Tabi vücutlarımız çok yemek suretiyle maddi kısmını bırak.


Tabi vücutlarımız çok yemek suretiyle maddi kısmını bırak.
Bu yüksek bir kuvvet yapar. Bu kuvvet şehveti artırır.Bu yüksek bir kuvvet yapar. Bu kuvvet şehveti artırır. Şehvet de insanı günahlara götürür.Şehvet de insanı günahlara götürür. Şimdi bugünkü bizim ölçümüze göre biz yiyelim, kuvvetli olalım.Şimdi bugünkü bizim ölçümüze göre biz yiyelim, kuvvetli olalım. Her şeyde o kuvvetin altında ararız.Her şeyde o kuvvetin altında ararız. Halbuki bizim kazandığımız güç, kuvvetHalbuki bizim kazandığımız güç, kuvvet bizi Hakk'a değil dünya işlerine bağlar.bizi Hakk'a değil dünya işlerine bağlar. Maksat kulun Hakk'a bağlanmasıdır.Maksat kulun Hakk'a bağlanmasıdır.

Kulu Hakk'a bağlamak için de en güzel vasıta oruçtur.


Kulu Hakk'a bağlamak için de en güzel vasıta oruçtur.
Bizim oruçlarımız da pek oruçtan sayılır gibi değil.Bizim oruçlarımız da pek oruçtan sayılır gibi değil. Çünkü fevkalade güzel yemekler yiyoruz.Çünkü fevkalade güzel yemekler yiyoruz. Karnımız acıkmıyor bile. Günler de kısa şimdi.Karnımız acıkmıyor bile. Günler de kısa şimdi. Oruçlu olduğumuzun farkında da varmıyoruz akşam iftiharları olmasa.Oruçlu olduğumuzun farkında da varmıyoruz akşam iftiharları olmasa.

Halbuki biraz azıcık ezilmesi lazım insanın şöyle


Halbuki biraz azıcık ezilmesi lazım insanın şöyle
açlığı hissetmesi lazım. açlığı hissetmesi lazım. Ve şöyle bayılır gibi bir hal alması lazım.Ve şöyle bayılır gibi bir hal alması lazım. Ki bu açlıktan sızlananlar anlaşılsın.Ki bu açlıktan sızlananlar anlaşılsın. Bugün kendimiz anlamıyoruz ki öteki açın halini anlayalım.Bugün kendimiz anlamıyoruz ki öteki açın halini anlayalım. Açlık oysa akşam işte güzelce gönül karnımızı doyururuz.Açlık oysa akşam işte güzelce gönül karnımızı doyururuz. Bir şey değil o. Onların çektiğini biz de çekiyoruz diyeceğiz.Bir şey değil o. Onların çektiğini biz de çekiyoruz diyeceğiz. Öyle değil ama.Öyle değil ama.

İbrahim Hakk'ın Hazretleri'nin dediği gibi


İbrahim Hakk'ın Hazretleri'nin dediği gibi
yemeği az yemek suretiyle oruç tutulursayemeği az yemek suretiyle oruç tutulursa bu orucun tadı başka olur.bu orucun tadı başka olur. Böyle 3-5 kap yemek yiyip de yağlı tuzlu, hiç acıkmamak şartıyla tutulan oruçla.Böyle 3-5 kap yemek yiyip de yağlı tuzlu, hiç acıkmamak şartıyla tutulan oruçla. az bir şeyle yiyip de oruç tutmanın arasında çok fark vardır.az bir şeyle yiyip de oruç tutmanın arasında çok fark vardır.

Onun için oruç bir kalkandır ama yine kalkandır.


Onun için oruç bir kalkandır ama yine kalkandır.
Bizim mesela toklukla tuttuğumuz oruç da bir kalkandır.Bizim mesela toklukla tuttuğumuz oruç da bir kalkandır. Fakat o kalkanın tabi bazen zayıfı vardır bazen kavîsi vardır.Fakat o kalkanın tabi bazen zayıfı vardır bazen kavîsi vardır.

Bazısı ufak bir kurşunla delinir.


Bazısı ufak bir kurşunla delinir.
Bazısı da koca toplara bile dayanır.Bazısı da koca toplara bile dayanır. O kavi olan kalkan,O kavi olan kalkan, o böyle az yemekle tutulan orucun kalkanı kavîdiro böyle az yemekle tutulan orucun kalkanı kavîdir öyle ufak tefek şeylere boyun bükmez, yenilmez.öyle ufak tefek şeylere boyun bükmez, yenilmez. Onun için orucu tutarkenOnun için orucu tutarken biraz yemeğe düşmemek şartıyla tutabilirsek,biraz yemeğe düşmemek şartıyla tutabilirsek, elbette bu oruçtan daha çok istifade ederiz.elbette bu oruçtan daha çok istifade ederiz.

RE. 219/11 ... Cünnetün... diyor, kalkan neden kalkan?


RE. 219/11 ... Cünnetün... diyor, kalkan neden kalkan?


RE. 219/11 ... hüve hısnün min husùni’l-mü’mini ...


RE. 219/11 ... hüve hısnün min husùni’l-mü’mini ...
mü’minin kalelerinden bir kaledir.mü’minin kalelerinden bir kaledir. Bu kaleye sığındığın vakitte düşman o kaleye kolayca giremez.Bu kaleye sığındığın vakitte düşman o kaleye kolayca giremez. Giremeyince sen de mahfuz kalırsın, emin kalırsın, kurtulursun.Giremeyince sen de mahfuz kalırsın, emin kalırsın, kurtulursun.

RE. 219/11 ... Ve külli amelin li-sahibihî ille’s-sıyâm ...


RE. 219/11 ... Ve külli amelin li-sahibihî ille’s-sıyâm ...
Her yaptığımız amel karşılığında Cenab-ı Hak bize mükafat veriyor.Her yaptığımız amel karşılığında Cenab-ı Hak bize mükafat veriyor. Orucun mükafatına kimseyi karıştırmıyor.Orucun mükafatına kimseyi karıştırmıyor. Ötekilerine melekler memur.Ötekilerine melekler memur. Bu orucun kuna hiç kimse memur değil.Bu orucun kuna hiç kimse memur değil. RE. 219/11 ... yekùlu’llàh: Es-siyâmu lî, ve ene eczî bihî. RE. 219/11 ... yekùlu’llàh: Es-siyâmu lî, ve ene eczî bihî. “Meleklere bırakmam bunun mükafatını.“Meleklere bırakmam bunun mükafatını. Bunun mükafatı bana aittir, ben vereceğim!” diyor.Bunun mükafatı bana aittir, ben vereceğim!” diyor. Tabii Allah’ın vereceği mükâfatın hudutlanmasına da imkân yok.Tabii Allah’ın vereceği mükâfatın hudutlanmasına da imkân yok. “Şu kadar, bu kadar…” demek zâid bir kelime, hudutsuzdur.“Şu kadar, bu kadar…” demek zâid bir kelime, hudutsuzdur.

Onun için Allah bu orucu bize nasip etti elhamdülillah.


Onun için Allah bu orucu bize nasip etti elhamdülillah.
Şimdi orucu yalnız karnımız tutuyor.Şimdi orucu yalnız karnımız tutuyor. Yemiyoruz, içmiyoruz, bu bir meziyettir.Yemiyoruz, içmiyoruz, bu bir meziyettir. Fakat bununla beraber orucun ağzın da,Fakat bununla beraber orucun ağzın da, yani lisanın da orucu tutması, yani lisanın da orucu tutması, gözün de oruç tutması,gözün de oruç tutması, ellerin, ayakların da oruç tutması lazım.ellerin, ayakların da oruç tutması lazım.

Oruç yalnız midenin hakkı değil.


Oruç yalnız midenin hakkı değil.
Yalnız midenin olursa; hani hayvanların ağzını bağlıyorlar,Yalnız midenin olursa; hani hayvanların ağzını bağlıyorlar, o bir şey yemiyor, ona benzer o.o bir şey yemiyor, ona benzer o. İnsanın orucu; hem dilini tutacak, hem gözünü koruyacak,İnsanın orucu; hem dilini tutacak, hem gözünü koruyacak, hem elini ayağını koruyacak.hem elini ayağını koruyacak. Kötü yerlere gitmeyecek, kötü yerlerde elini kullanmayacak.Kötü yerlere gitmeyecek, kötü yerlerde elini kullanmayacak. Zararlı bir şey yapmayacak.Zararlı bir şey yapmayacak. Oruç kolay şimdi.Oruç kolay şimdi. Elhamdülillah anamızdan babamızdan göre göre,Elhamdülillah anamızdan babamızdan göre göre, küçük yaşlarımızdan beri alışmışız,küçük yaşlarımızdan beri alışmışız, hiç zor gelmiyor bize…hiç zor gelmiyor bize… Çünkü alışkanlığın ve göreneğin büyük tesiri var.Çünkü alışkanlığın ve göreneğin büyük tesiri var.

Ama sükut denilen konuşmamak,


Ama sükut denilen konuşmamak,
az konuşmak, yerinde konuşmak, icap ettiği zaman konuşmak...az konuşmak, yerinde konuşmak, icap ettiği zaman konuşmak... Bu da mühim mesele.Bu da mühim mesele. Burada insanın nefsi bırakmıyor insanı.Burada insanın nefsi bırakmıyor insanı. Yemek yemeyeceğiz, şimdi tabii oruçluyuz diye ekmeğe elimize uzatamıyoruz.Yemek yemeyeceğiz, şimdi tabii oruçluyuz diye ekmeğe elimize uzatamıyoruz. Fakat lafı yerinde söylememek nefis içeriden hırlanır durur:Fakat lafı yerinde söylememek nefis içeriden hırlanır durur:
—Konuşsana, söylesene, işte vakit geçmez böyle durmakla…

—Konuşsana, söylesene, işte vakit geçmez böyle durmakla…

diye boyuna insanı zorlar durur birçok konuşmalara.

diye boyuna insanı zorlar durur birçok konuşmalara.


Halbuki bu konuşmalar bizim için o kadar zarardır ki,


Halbuki bu konuşmalar bizim için o kadar zarardır ki,
yani ekmek yemek, su içmek orucu bozmak ne kadar zararsa,yani ekmek yemek, su içmek orucu bozmak ne kadar zararsa, lisanımızı böyle boş yerlere konuşturmaklisanımızı böyle boş yerlere konuşturmak suretiyle aldığımız zarar bundan da büyüktür. Sebebi:suretiyle aldığımız zarar bundan da büyüktür. Sebebi: Çünkü insanın vazifesi, Halik-ı zü’l-Celâl’i zikretmektir, anmaktır.Çünkü insanın vazifesi, Halik-ı zü’l-Celâl’i zikretmektir, anmaktır. Bir insan konuşurken iki şeyi bir arada yapamaz.Bir insan konuşurken iki şeyi bir arada yapamaz. Hem konuşsun, hem gönlü Allah'la olsun.Hem konuşsun, hem gönlü Allah'la olsun. Bunu büyükler yapar, çok büyükler.Bunu büyükler yapar, çok büyükler. Onlar Halik'ten hiç ayrılmazlar.Onlar Halik'ten hiç ayrılmazlar. Onlara konuşmaları zarar vermez.Onlara konuşmaları zarar vermez. Ama o dereceyi biz nereden bulduk ki!Ama o dereceyi biz nereden bulduk ki! Nereden bulacağız?Nereden bulacağız?

Biz konuşurken gönlümüz de bizimle meşgul olur.


Biz konuşurken gönlümüz de bizimle meşgul olur.
Onun için zikrullah'tan gafil oluruz.Onun için zikrullah'tan gafil oluruz. Zikrullah'tan gafil olmak, Allah'tan gafil olmak demektir.Zikrullah'tan gafil olmak, Allah'tan gafil olmak demektir. Allah'tan gaflet kadar da büyük kabahat olmaz.Allah'tan gaflet kadar da büyük kabahat olmaz. En büyük kabahat Halik-ı zül-Celâl’den gaflet üzere olmak.En büyük kabahat Halik-ı zül-Celâl’den gaflet üzere olmak. Bu gafletin vebali, cezası insana yeter.Bu gafletin vebali, cezası insana yeter.

Bunu ilk önce, insan gözünü yumarken anlar.


Bunu ilk önce, insan gözünü yumarken anlar.
Bu kabahatlerin cezasının ne demek olduğunu göz yumulurken anlar.Bu kabahatlerin cezasının ne demek olduğunu göz yumulurken anlar.

feizâ mâtû, intebehû


feizâ mâtû, intebehû
Ne zaman ölürler, o zaman akılları başlarına gelir.Ne zaman ölürler, o zaman akılları başlarına gelir.

Ömürlerini geçirdikleri bu boş sözlerle,


Ömürlerini geçirdikleri bu boş sözlerle,
boş vakitlerle nasıl gaflete düştüklerinin ne demek olduğunu o zaman anlarlar.boş vakitlerle nasıl gaflete düştüklerinin ne demek olduğunu o zaman anlarlar. Şimdi anlayamazlar.Şimdi anlayamazlar. Allah anlatırsa ne mutlu...Allah anlatırsa ne mutlu...

Onun için oruç aynı zamanda hem midemize bir şey indirmemek,


Onun için oruç aynı zamanda hem midemize bir şey indirmemek,
hem de lisanımızı korumak, dilimizi korumakhem de lisanımızı korumak, dilimizi korumak ve konuşmamak, az konuşmak.ve konuşmamak, az konuşmak. İcap ettiğiniz zaman konuşun.İcap ettiğiniz zaman konuşun. Onu da mümkün mertebe ihtisar tarikiyle konuşun.Onu da mümkün mertebe ihtisar tarikiyle konuşun.

Hatta vaiz olan hoca efendilerimiz vasiyet ve tenbihlerinde;


Hatta vaiz olan hoca efendilerimiz vasiyet ve tenbihlerinde;

—Kelamları çok çok tekrarlamayın; söyleyin geçin!

—Kelamları çok çok tekrarlamayın; söyleyin geçin!
Kelamların tekrarlamasını tavsiye etmezler.Kelamların tekrarlamasını tavsiye etmezler. Söyleyiniz geçiniz.Söyleyiniz geçiniz.

Yalnız Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem.


Yalnız Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem.
bazı nasihatlerini, bazı kez üç kere tekrar etmişlerdir.bazı nasihatlerini, bazı kez üç kere tekrar etmişlerdir. Ama o Peygamberimiz SAS. tebliğ ediyordu ümmetine.Ama o Peygamberimiz SAS. tebliğ ediyordu ümmetine. O tebligatı duyurabilmek ve onları,O tebligatı duyurabilmek ve onları, onların içlerine yerleştirebilmek için lüzum vardı daonların içlerine yerleştirebilmek için lüzum vardı da Onun için yapıyorlardı.Onun için yapıyorlardı. Ama bizim nasihatlerimiz öyle değil ki.Ama bizim nasihatlerimiz öyle değil ki. Onun için söyleyip geçmek lazım.Onun için söyleyip geçmek lazım. Onu da mümkün mertebe ihtisar tarikiyle.Onu da mümkün mertebe ihtisar tarikiyle.

Bu geçen derste okudum İbrahim Hakkı Hazretleri'nin


Bu geçen derste okudum İbrahim Hakkı Hazretleri'nin
az söyleme hususundaki sözlerinden bir miktarı.az söyleme hususundaki sözlerinden bir miktarı. Bir miktarı daha var ama onu bugün söylemeyeceğim.Bir miktarı daha var ama onu bugün söylemeyeceğim. Çünkü bugün oruca taalluk eden uzlet bahsi var.Çünkü bugün oruca taalluk eden uzlet bahsi var.

Şimdi insan gezmek suretiyle, görüşmek suretiyle,


Şimdi insan gezmek suretiyle, görüşmek suretiyle,
konuşmak suretiyle birçok şeylere dağılır insanın hali.konuşmak suretiyle birçok şeylere dağılır insanın hali. Bu hallerin dağılması insanın perişanlığına sebep olur.Bu hallerin dağılması insanın perişanlığına sebep olur. İnsanın perişanlığı da ölümüne sebep olur yani.İnsanın perişanlığı da ölümüne sebep olur yani. Kalben ölümü, ruhanın ölümüne sebep olur.Kalben ölümü, ruhanın ölümüne sebep olur. Cesedi diri ise de gönlü öldükten sonra o diri cesedin kıymeti yoktur.Cesedi diri ise de gönlü öldükten sonra o diri cesedin kıymeti yoktur.

O cesedlerin en güzeli aslanlarda var.


O cesedlerin en güzeli aslanlarda var.
Aslanın kuvveti kimsede yok.Aslanın kuvveti kimsede yok. O kuvvet bize lazım değil.O kuvvet bize lazım değil. Onun için bugünkü dersimizde size en çok tavsiye edeceğimiz şey:Onun için bugünkü dersimizde size en çok tavsiye edeceğimiz şey: İbrahim Hakkı Hazretleri'nin üzerine durduğu üzzet.İbrahim Hakkı Hazretleri'nin üzerine durduğu üzzet.

Sükûtu muhafaza etmek mümkün olmaz insana.


Sükûtu muhafaza etmek mümkün olmaz insana.
Bir cemiyet içerisinde üç beş arkadaş oturur muhabbet ederiz.Bir cemiyet içerisinde üç beş arkadaş oturur muhabbet ederiz. Ya dinleyeceğiz ya söyleyeceğiz.Ya dinleyeceğiz ya söyleyeceğiz. Dinlemek de aynıdır, söylemek de aynıdır.Dinlemek de aynıdır, söylemek de aynıdır. Meşgul ediyor yani seni, Mevlâ’dan meşgul eden şeyler.Meşgul ediyor yani seni, Mevlâ’dan meşgul eden şeyler. Mevlamdan seni meşgul eden şeylerden uzak kalmak için ne lazım?Mevlamdan seni meşgul eden şeylerden uzak kalmak için ne lazım? Uzlet lazımdır.Uzlet lazımdır. İbrahim Hakkı Hazretleri'nin üzerine durduğu altı şeyden dördüncüsü.İbrahim Hakkı Hazretleri'nin üzerine durduğu altı şeyden dördüncüsü. Az ye, az uyu, az konuş ve üzlet et.Az ye, az uyu, az konuş ve üzlet et. Yani cemiyetin mümkün olduğu kadar ayrı ve tenha olarak konuş.Yani cemiyetin mümkün olduğu kadar ayrı ve tenha olarak konuş. Tenhalık seni Mevlaya çeker.Tenhalık seni Mevlaya çeker. Tenhalığın sebebi insanı Mevla'sına çeker.Tenhalığın sebebi insanı Mevla'sına çeker. Konuşacak kimse zaten bulamıyorsun tabiatıyla.Konuşacak kimse zaten bulamıyorsun tabiatıyla. Bulamayınca konuşmaktan kurtuluyorsun.Bulamayınca konuşmaktan kurtuluyorsun. Kurtulduğun halde gönül bu sefer tabiatıyla Mevla'ya doğru kayacak.Kurtulduğun halde gönül bu sefer tabiatıyla Mevla'ya doğru kayacak. Bunun teminine en büyük amil uzlet.Bunun teminine en büyük amil uzlet. Onun için bu hadiste burada bakıyorum.Onun için bu hadiste burada bakıyorum. İbrahim Hakkı Hazretleri'nin bize tavsiyesi olanİbrahim Hakkı Hazretleri'nin bize tavsiyesi olan uzlet hakkındaki sözlerinden bir parça almıştım.uzlet hakkındaki sözlerinden bir parça almıştım. Onları size bugün okumaya çalışacağım.Onları size bugün okumaya çalışacağım. Yanlış sözü de yok.Yanlış sözü de yok.

Es-sıyâmü lâ riyaü fîhi


Es-sıyâmü lâ riyaü fîhi
Kàle’llàhu azze ve celleKàle’llàhu azze ve celle Hüve lî, ve ene eczî bihîHüve lî, ve ene eczî bihî Yedeu taàmehû ve şerâbehû min eclîYedeu taàmehû ve şerâbehû min eclî İnsan yemiyor, içmiyor.İnsan yemiyor, içmiyor. Niçin yemiyoruz, içmiyoruz?Niçin yemiyoruz, içmiyoruz? Allah-u Teàlâ’nın rızasını kazanalım diyerek,Allah-u Teàlâ’nın rızasını kazanalım diyerek, Allah-u Teàlâ’nın rızasını kazanmak içinAllah-u Teàlâ’nın rızasını kazanmak için nasıl yemekten içmekten kendimizi kesiyorsak,nasıl yemekten içmekten kendimizi kesiyorsak, lisânen de konuşmaktan kendimizi kesmek;lisânen de konuşmaktan kendimizi kesmek; mümkün oldukça tenhalığı aramak,mümkün oldukça tenhalığı aramak, yalnızlığı aramak,yalnızlığı aramak, mümkün olduğu kadar Allah'la baş başa kalabilmeye çalışmak.mümkün olduğu kadar Allah'la baş başa kalabilmeye çalışmak. En büyük devlet...En büyük devlet... Bunun için altta bir hadis daha var.Bunun için altta bir hadis daha var. Onu da okuyayım.Onu da okuyayım.

RE. 219/14 Es-sıyâmü ve’l-kur’ânü ...


RE. 219/14 Es-sıyâmü ve’l-kur’ânü ...
Hem oruç hem deHem oruç hem de o okuduğumuz kitâb-ı ilâhî olan Kur’an-ı Azimü’ş-şan,o okuduğumuz kitâb-ı ilâhî olan Kur’an-ı Azimü’ş-şan,

RE. 219/14 ... yeşfeàni li’l-abdi yevme’l-kıyâmeti ...


RE. 219/14 ... yeşfeàni li’l-abdi yevme’l-kıyâmeti ...
Kıyamet gününde bu ikisi bizler için şefaatçi olacaklar.Kıyamet gününde bu ikisi bizler için şefaatçi olacaklar. Orucumuz ve okuduğumuz ve dinlediğimiz Kur'anlarımız.Orucumuz ve okuduğumuz ve dinlediğimiz Kur'anlarımız.

RE. 219/14 ... Yekùlü’s-sıyâmü ...


RE. 219/14 ... Yekùlü’s-sıyâmü ...
Cenab-ı Hak oruca bir ceset verecek.Cenab-ı Hak oruca bir ceset verecek. Yahut bir melek o oruç tarafından konuşacak.Yahut bir melek o oruç tarafından konuşacak. Diyecek ki:Diyecek ki:

RE. 219/14 ... Ey rabbi, innî mena’tühü’t-ta’ame ve’ş- şehevâti ...


RE. 219/14 ... Ey rabbi, innî mena’tühü’t-ta’ame ve’ş- şehevâti ...

—Yâ Rabbi,

—Yâ Rabbi,
Ben bu kulunu yemekten, içmekten ve şehvetlerinin arzularını yapmaktanBen bu kulunu yemekten, içmekten ve şehvetlerinin arzularını yapmaktan

RE. 219/14 ... bi’n-nehâri ...


RE. 219/14 ... bi’n-nehâri ...
gündüzleri men ettim.gündüzleri men ettim. Oruçluyum diyerek de ne yedi, ne içtiOruçluyum diyerek de ne yedi, ne içti ve ne de şehvetinin iktizası olan başka şeyleri yaptı.ve ne de şehvetinin iktizası olan başka şeyleri yaptı.

RE. 219/14 ... feşeffi’nî fîhi ...


RE. 219/14 ... feşeffi’nî fîhi ...
Beni buna şefaatçi kıl Ya Rabbi.
Beni buna şefaatçi kıl Ya Rabbi.
Beni buna şefaatçi kıl Ya Rabbi.
Beni buna şefaatçi kıl Ya Rabbi.
Benim hatırım için bunu affet Ya Rabbi.Benim hatırım için bunu affet Ya Rabbi.

RE. 219/14 ... ve yekùlü’l-kur’ânü ...


RE. 219/14 ... ve yekùlü’l-kur’ânü ...
Hazret-i Kuran’a da Cenab-ı Hak bir ceset, bir kıyafet verecekHazret-i Kuran’a da Cenab-ı Hak bir ceset, bir kıyafet verecek veyahut onun namına bir melek onun tarafından konuşacak.veyahut onun namına bir melek onun tarafından konuşacak. Diyecek ki:Diyecek ki:

RE. 219/14 ... Mena’tühü’n-nevme bi’l-leyli ...


RE. 219/14 ... Mena’tühü’n-nevme bi’l-leyli ...

—Yâ Rabbi

—Yâ Rabbi
Ben bu kulunu gece uyumaktan da men ettim.Ben bu kulunu gece uyumaktan da men ettim. Kur'an'ını aldı eline.Kur'an'ını aldı eline. Başladı okumaya, ezberledi, okumaya çalıştı.Başladı okumaya, ezberledi, okumaya çalıştı. Hatim etmeye çalıştı.Hatim etmeye çalıştı. Kur'an'la meşgul oldu.Kur'an'la meşgul oldu. Kur'an'la.Kur'an'la. RE. 219/14 ... feşeffi’nî fîh ...RE. 219/14 ... feşeffi’nî fîh ... Beni buna şefaatçi kıl Ya Rabbi.Beni buna şefaatçi kıl Ya Rabbi. Beni hatırlamış.Beni hatırlamış. RE. 219/14 ... feyüşeffeàni.RE. 219/14 ... feyüşeffeàni.

Cenab-ı Hak da bunların şefaatini reddetmez.


Cenab-ı Hak da bunların şefaatini reddetmez.
Bunların şefaati, peygamberlerin şefaati,Bunların şefaati, peygamberlerin şefaati, bu orucun şefaati,bu orucun şefaati, Kur'an'ın şefaati,Kur'an'ın şefaati, reddolmayan şefaatlerden.reddolmayan şefaatlerden.

Mesela bizim gibi birisi gitse de,


Mesela bizim gibi birisi gitse de,
“Şu adamı affet!” dese, “Defol buradan!” derler.“Şu adamı affet!” dese, “Defol buradan!” derler. Ne kıymetin var çünkü.Ne kıymetin var çünkü. Ama bir büyük gelir de,Ama bir büyük gelir de, “Bunu affedin!” derse“Bunu affedin!” derse kıramazsın onu.kıramazsın onu. Bunlar da Allah-u Teàlâ’nın indinde büyük şeyler.Bunlar da Allah-u Teàlâ’nın indinde büyük şeyler. Onun için bunların şefaatleri reddolunmaz.Onun için bunların şefaatleri reddolunmaz. Şefaat ettikleri gibi,Şefaat ettikleri gibi, aynı zamanda müdde-i umumidirler.aynı zamanda müdde-i umumidirler. Davacıdırlardır.Davacıdırlardır. Orucu tutmayan,Orucu tutmayan, ve Kur'an'ı okumayan,ve Kur'an'ı okumayan, veya Kur'an'ın aleyhinde hareket edenler.veya Kur'an'ın aleyhinde hareket edenler. Aksine hareket edenler.Aksine hareket edenler. Bunlar için de hasımdırlar.Bunlar için de hasımdırlar. Bir müdde-i dava vekili gibi,Bir müdde-i dava vekili gibi, umumi dava açarlar.umumi dava açarlar. Haklarını isterler bunlardan.Haklarını isterler bunlardan. Bu tutmayanlardan,Bu tutmayanlardan, veyahut Kur'an'a hürmet ve saygı göstermeyen, emirlerine ittiba etmeyenlerdendir ki,veyahut Kur'an'a hürmet ve saygı göstermeyen, emirlerine ittiba etmeyenlerdendir ki, o zaman bunların davaları da reddolunmaz.o zaman bunların davaları da reddolunmaz. Kimin aleyhinde dava açarlarsa,Kimin aleyhinde dava açarlarsa, o açtıkları davada,o açtıkları davada, bunların hakkında kafidir.bunların hakkında kafidir.

Allah cümlemizi affetsin de,


Allah cümlemizi affetsin de,
sevgili Habibinin hürmetine,sevgili Habibinin hürmetine, hakiki oruç tutup,hakiki oruç tutup, hakiki Kur'an'a ittibâ eden kullarının arasınahakiki Kur'an'a ittibâ eden kullarının arasına cümlemize ilhak buyursun.cümlemize ilhak buyursun.

İbrahim Hakkı Hazretleri, uzlet hakkında on fasıl yapmış.


İbrahim Hakkı Hazretleri, uzlet hakkında on fasıl yapmış.
Çok ama,Çok ama, Ben onun mümkün mertebe ihtisar ettim (özetledim).Ben onun mümkün mertebe ihtisar ettim (özetledim). Size de bugün ancakSize de bugün ancak yedinci fasıldan itibaren,yedinci fasıldan itibaren, üç fasıl okuyacağım.üç fasıl okuyacağım. Yukarıda bir beyt söylemiş.Yukarıda bir beyt söylemiş.
"Şefkat et şehveti koy, onu sana hûy etme!"
Kendine acı, şehveti bırak, onu kendine huy edinme!

"Şefkat et şehveti koy, onu sana hûy etme!"
Kendine acı, şehveti bırak, onu kendine huy edinme!

"Âşık-ı pâk ol ve her mâde-hârı bûy etme!"
Tertemiz aşık ol, her gördüğün dişi eşeği koklama!

"Âşık-ı pâk ol ve her mâde-hârı bûy etme!"
Tertemiz aşık ol, her gördüğün dişi eşeği koklama!


Bunlar Türkçe olmak itibariyle,


Bunlar Türkçe olmak itibariyle,
çok güzel sözlerdir herkes anlar.çok güzel sözlerdir herkes anlar.
"Hak için söyle sözün yoksa hemân hâmûş ol;"
Sözünü Hak için söyle, yoksa hemen sus!

"Hak için söyle sözün yoksa hemân hâmûş ol;"
Sözünü Hak için söyle, yoksa hemen sus!

"Dilde dildârı bul, etrâfa tekâpûy etme!"
Sevgiliyi gönülde bul, boş yere etrafta arama!

"Dilde dildârı bul, etrâfa tekâpûy etme!"
Sevgiliyi gönülde bul, boş yere etrafta arama!


Dil demek, gönül demek.


Dil demek, gönül demek.
Gönülde, Hz. Allah'ı bul,Gönülde, Hz. Allah'ı bul, başka taraftara bakıp aldanma!başka taraftara bakıp aldanma!
"Âriyetdir bu güzellerde olan hüsn ü cemâl;"
Ariyettir, emanettir, her şey, gerek güzellik, gerek zenginlik.

"Âriyetdir bu güzellerde olan hüsn ü cemâl;"
Ariyettir, emanettir, her şey, gerek güzellik, gerek zenginlik.

Güzellik, zenginlik, bilginlik,

Güzellik, zenginlik, bilginlik,
hepsi emanet, ödünç.hepsi emanet, ödünç. Sakın aldanıp, Mevla'yı unutanlardan olma.Sakın aldanıp, Mevla'yı unutanlardan olma. Ne zenginliğinin kıymeti var,Ne zenginliğinin kıymeti var, ne bilginliğinin kıymeti var,ne bilginliğinin kıymeti var, ne güzelliğinin kıymeti var.ne güzelliğinin kıymeti var. Hepsi ariyettir.Hepsi ariyettir. Bugün var, yarın yok.Bugün var, yarın yok. Akşam şimdi dinledim,Akşam şimdi dinledim, Bir kardeş pastaneye girmiş yatsıdan sonraki bir vakitte.Bir kardeş pastaneye girmiş yatsıdan sonraki bir vakitte. Bir şeyler yiyecek oradan.Bir şeyler yiyecek oradan. Derken “fısss” diye bir fısıltı kopmuş bir yerden.Derken “fısss” diye bir fısıltı kopmuş bir yerden. Hemen oradan,Hemen oradan, işçilerden kimse, "çabuk kaçın" demiş.işçilerden kimse, "çabuk kaçın" demiş. "Çabuk kaçın!"."Çabuk kaçın!". Daha kapının ağzına çıkarken,Daha kapının ağzına çıkarken, “Bom!” diye içeriden bir patlama olmuş.“Bom!” diye içeriden bir patlama olmuş. Beş metre ileriye atmışBeş metre ileriye atmış kapının önündeki insanları.kapının önündeki insanları. Kimisinin ağzı, kimisinin burnu, kimisinin kafası yaralanmış,Kimisinin ağzı, kimisinin burnu, kimisinin kafası yaralanmış, sargılarla evlerine dönmüşler.sargılarla evlerine dönmüşler. Bunlardan bir tanesi deBunlardan bir tanesi de zenginlerden birisi.zenginlerden birisi. Bir an daha,Bir an daha, Bir dakika daha içerde dursalarmış,Bir dakika daha içerde dursalarmış, hepsi kül olup gideceklermiş.hepsi kül olup gideceklermiş.

Burası mülküllahtır.


Burası mülküllahtır.
Onun için,Onun için, senin bunların hiçbirisine itibar etme!senin bunların hiçbirisine itibar etme! Diyor ki, sakın aldanıp Mevla'yı unutanlardan olma.Diyor ki, sakın aldanıp Mevla'yı unutanlardan olma. Bu dünyanın kendisi emanet zaten.Bu dünyanın kendisi emanet zaten. Hani baba, hani dede,Hani baba, hani dede, hani akraba-ü taallûkat?hani akraba-ü taallûkat? mezarlıklar gözümüzün önünde...mezarlıklar gözümüzün önünde...

Ehlullah demişler ki:


Ehlullah demişler ki:


Tàlib-i irfane,


Tàlib-i irfane,
tàlib-i irfane diyor, hani bu dünyadatàlib-i irfane diyor, hani bu dünyada irfan talep edenlere,irfan talep edenlere, hayvan gibi gelip,hayvan gibi gelip, gitmek değildir hüner.gitmek değildir hüner. Buraya gelmekten maksudBuraya gelmekten maksud bir irfan sahibi olabilmektir.bir irfan sahibi olabilmektir.

Bunun talibi olan insanlara diyor ki,


Bunun talibi olan insanlara diyor ki,
uzlet iki şey için lazım:uzlet iki şey için lazım:

Birisi budur ki;


Birisi budur ki;
insanlar bu talib-i irfanı meşgul edipinsanlar bu talib-i irfanı meşgul edip zikrü fikrinden alıyorlar.zikrü fikrinden alıyorlar. İnsanlaın zikirle meşgul olmaları lazım gelirken;İnsanlaın zikirle meşgul olmaları lazım gelirken; insanlarla ünsiyet etmek sırasındainsanlarla ünsiyet etmek sırasında muhakkak, dünya muhabbetleri girer,muhakkak, dünya muhabbetleri girer, biraz da siyasetten girer,biraz da siyasetten girer, biraz da dedikodudan girer,biraz da dedikodudan girer, biraz da gıybetten girer,biraz da gıybetten girer, bir sürü vebal, bir sürü günah...bir sürü vebal, bir sürü günah... Bir sürü de malayaniBir sürü de malayani boş sözlerle vakit geçer,boş sözlerle vakit geçer, gönüller de gider.gönüller de gider. Bunun için sana lazımdır ki,Bunun için sana lazımdır ki, bu gibi şeylerden kurtulmak için uzlet.bu gibi şeylerden kurtulmak için uzlet.

...


...
Bir meydanda,Bir meydanda, bir cemaat gördüm.bir cemaat gördüm. Bir meydanda,Bir meydanda, bir cemaat gördüm.bir cemaat gördüm. Nişancılar ok atıyorlardı.Nişancılar ok atıyorlardı. Nişan alıyorlar hedefe;Nişan alıyorlar hedefe; sen vurdun, ben vurdum tartışıyolar.sen vurdun, ben vurdum tartışıyolar. Her zaman gördüğümü şeyler.Her zaman gördüğümü şeyler. Birisi uzakta oturmuş. Dedim ki:Birisi uzakta oturmuş. Dedim ki:
—Şunun yanına gideyim de konuşayım biraz!

—Şunun yanına gideyim de konuşayım biraz!

O Adam diyor ki:

O Adam diyor ki:

—"Senin kelâmından, senin sözlerinden bana zikrullah çok daha lezzetlidir.

—"Senin kelâmından, senin sözlerinden bana zikrullah çok daha lezzetlidir.
bana zikrullah, çok lezzetli ve mübarek geliyor.bana zikrullah, çok lezzetli ve mübarek geliyor. Senin sözlerini dinleyeceğime, seninle sohbet edeceğime,Senin sözlerini dinleyeceğime, seninle sohbet edeceğime, bana Mevlam'ın zikri,bana Mevlam'ın zikri, daha elaz ve alaz. Bırak beni!" dedi.daha elaz ve alaz. Bırak beni!" dedi.

Dedim ki:


Dedim ki:
—“Sen burada yalnız kalmışsın!”—“Sen burada yalnız kalmışsın!”
Dedi ki:

Dedi ki:

—“Ne gàfil insansın!

—“Ne gàfil insansın!
Vallahi mahkum diyor Cenab-ı Hak.Vallahi mahkum diyor Cenab-ı Hak. 'Ben sizinle beraberim' diyor.'Ben sizinle beraberim' diyor. Sen diyorsun ki, yalnızsın diyorsun.Sen diyorsun ki, yalnızsın diyorsun. Mevlam yetmez mi bana?" diyor.Mevlam yetmez mi bana?" diyor.
Sordum ki:

Sordum ki:

“—Bu cemaatin, ok atanların hangisi muvaffak oldu?”

“—Bu cemaatin, ok atanların hangisi muvaffak oldu?”

Dedi ki:

Dedi ki:

“— O kimse ki halkı terk edip, hak ile huzura ermiştir.

“— O kimse ki halkı terk edip, hak ile huzura ermiştir.
Halkı terk etmiş,Halkı terk etmiş, hak ile huzura yeten kimse,hak ile huzura yeten kimse, o kazanmıştır.o kazanmıştır. Yoksa o oku, o hedefi vurmak, hüner mi yani!Yoksa o oku, o hedefi vurmak, hüner mi yani! İşte bir kere alıştırırsın kendini,İşte bir kere alıştırırsın kendini, gözünü alıştırırsın, silahını alıştırdın mı,gözünü alıştırırsın, silahını alıştırdın mı, pekâlâ vurursun, nişancıların vurduğu gibi.pekâlâ vurursun, nişancıların vurduğu gibi. Ama Hakk’ı bulmak hüner.Ama Hakk’ı bulmak hüner. Sen ne sanıyorsun o hedefe vurulduğunu.Sen ne sanıyorsun o hedefe vurulduğunu. Hakkı kim bulduysa o kazandı.” deyip.Hakkı kim bulduysa o kazandı.” deyip.
kalkıp gitti.

kalkıp gitti.


Resul-i Ekrem SAS uzlet zamanını,


Resul-i Ekrem SAS uzlet zamanını,
ehl-i erbabını beyan edip;ehl-i erbabını beyan edip; o zamanda ki,o zamanda ki, yalnız kalmayı ferman buyurmuşlar.yalnız kalmayı ferman buyurmuşlar. Bu beyan ettiği zaman gelmiştir.Bu beyan ettiği zaman gelmiştir.

Buyurmuştur ki;


Buyurmuştur ki;

“—Halkı görürsünüz ki sözlerinde, ahidlerinde durmazlar.

“—Halkı görürsünüz ki sözlerinde, ahidlerinde durmazlar.
Söz verip tutmazlar. Emanetlere hıyanet ederler.Söz verip tutmazlar. Emanetlere hıyanet ederler. Birbiriyle düşmanlık ederler.Birbiriyle düşmanlık ederler. Kardeşler birbirlerine sarılacaklarınaKardeşler birbirlerine sarılacaklarına Birbirlerinin aleyhinde konuşurlar.Birbirlerinin aleyhinde konuşurlar. Muhakkak o zaman, fitne zamanıdır.Muhakkak o zaman, fitne zamanıdır.

Ashab-ı Kiram demişler ki;


Ashab-ı Kiram demişler ki;

“—O zamanda bulunan mü’min ne yapsın?”

“—O zamanda bulunan mü’min ne yapsın?”

Cevaben buyurmuş ki;

Cevaben buyurmuş ki;

“—O zamanda ehl-i iman nasın işlerine karışmayıp dilini tutsun,

“—O zamanda ehl-i iman nasın işlerine karışmayıp dilini tutsun,
Hanesinde otursun,Hanesinde otursun, hayırları işleyip, yasaklarda korunsun.hayırları işleyip, yasaklarda korunsun. Ancak,Ancak, kendi işi için evinden çıksın."kendi işi için evinden çıksın." Madem,Madem, geçen büyüklerimiz,geçen büyüklerimiz, evlat ve dostlarına da,evlat ve dostlarına da, böyle nasihat edip,böyle nasihat edip, uzletle emir ve vasiyet etmişler.uzletle emir ve vasiyet etmişler. Eski büyükler de,Eski büyükler de, çocuklarına bu şekilde nasihat etmişler.çocuklarına bu şekilde nasihat etmişler. Şüphe yoktur ki,Şüphe yoktur ki, kullar bizden daha ziyade,kullar bizden daha ziyade, hayır ve basiret sahipleri idiler.hayır ve basiret sahipleri idiler. Hayır ve basiret sahipleri.Hayır ve basiret sahipleri. Ve zaman ise,Ve zaman ise, onlardan sonra,onlardan sonra, daha çok şerli ve zararlı olmuştur.daha çok şerli ve zararlı olmuştur.

Hz. Ömer RA buyurmuş ki:


Hz. Ömer RA buyurmuş ki:
“—Uzlette kötü kimselerden rahat bulmak vardır.“—Uzlette kötü kimselerden rahat bulmak vardır. Mümkün oldukça nasla muhabbetiMümkün oldukça nasla muhabbeti ve konuşmayı az etmelidir.ve konuşmayı az etmelidir. Zira ki,Zira ki, Nastan kurtulmak müşküldür.”Nastan kurtulmak müşküldür.”

Bir Kamil demiş ki:


Bir Kamil demiş ki:

“—Bu zaman dili tutma ve bulunduğu yeri gizleme zamanıdır.

“—Bu zaman dili tutma ve bulunduğu yeri gizleme zamanıdır.
ve bulunduğu yeri gizleme zamanıdır.ve bulunduğu yeri gizleme zamanıdır. Dili tutma,Dili tutma, ve bulunduğu yeri de gizleme zamanıdır.ve bulunduğu yeri de gizleme zamanıdır. Ve arslandan kaçar gibi de,Ve arslandan kaçar gibi de, insanlardan kaçmak zamanıdır."insanlardan kaçmak zamanıdır."

Yani iyi dinleyelim tabiri.


Yani iyi dinleyelim tabiri.
"Arslanlardan, kaçmak gibi insanlardan,"Arslanlardan, kaçmak gibi insanlardan, kaçmak lazımdır, zamanıdır." demiş.kaçmak lazımdır, zamanıdır." demiş. Biz bunu birçok büyüklerden,Biz bunu birçok büyüklerden, aynı ibareye okuyoruz.aynı ibareye okuyoruz. Bunu İbrahim Hakkı hazretleri yazmış ama,Bunu İbrahim Hakkı hazretleri yazmış ama, İbrahim Hakkı hazretlerine gelinceye kadar,İbrahim Hakkı hazretlerine gelinceye kadar, bütün büyükler de, zikretmiştir.bütün büyükler de, zikretmiştir. hatta İmamımız İmam-ı Âzâm hazretlerinin de,hatta İmamımız İmam-ı Âzâm hazretlerinin de, oğluna vasiyetinde bu vardı.oğluna vasiyetinde bu vardı. Bu tavsiye orada da var.Bu tavsiye orada da var.

Demek ki insanlardan ne zarar görülüyor ki, ne kadar çok zarar görülüyor ki,


Demek ki insanlardan ne zarar görülüyor ki, ne kadar çok zarar görülüyor ki,
bütün büyükler evlatlarına,bütün büyükler evlatlarına, o zarardan onları kurtarabilmek için,o zarardan onları kurtarabilmek için, böyle demişler.böyle demişler. Halbuki arslan ne yapar insana?Halbuki arslan ne yapar insana? Parçalar.Parçalar. Hayvanların parçaladıkları da, şehitler meydanındadır.Hayvanların parçaladıkları da, şehitler meydanındadır. Hayvanların darbesine uğrayıp da ölenler,Hayvanların darbesine uğrayıp da ölenler, denizde boğulanlar gibi,denizde boğulanlar gibi, harpte ölen şehitler gibi, hükmen şehiddirler.harpte ölen şehitler gibi, hükmen şehiddirler. Kolera hastalığından ölenler gibi.Kolera hastalığından ölenler gibi. Ve evlerinde oturup, geçmiş kusurlarını telafiye çalışmak lazımdır.Ve evlerinde oturup, geçmiş kusurlarını telafiye çalışmak lazımdır.

Bir kâmil yine demiş ki:


Bir kâmil yine demiş ki:

“—Allah için bu zamanda nastan uzlet helaldir.”

“—Allah için bu zamanda nastan uzlet helaldir.”
Nastan uzlet helaldir.Nastan uzlet helaldir.

Bundan ikiyüz sene sonra,


Bundan ikiyüz sene sonra,
bu adam bu sözü söyledikten ikiyüz sene sonra,bu adam bu sözü söyledikten ikiyüz sene sonra, bir kâmil bunu işitip demiş ki:bir kâmil bunu işitip demiş ki:
“—O zamanda uzlet helâl imiş, öyleyse bu zamanda vaciptir.”

“—O zamanda uzlet helâl imiş, öyleyse bu zamanda vaciptir.”


Arkasında ilavet birisi;


Arkasında ilavet birisi;

“—Hele bu zamandaysa uzlet adeta farzdır.”

“—Hele bu zamandaysa uzlet adeta farzdır.”


Evvelki helal,


Evvelki helal,
sonra vacip, sonra da farzıyete kadar işi ileri götürmüşler.sonra vacip, sonra da farzıyete kadar işi ileri götürmüşler.

Uzletin ikinci sebebi de;


Uzletin ikinci sebebi de;
insanlar talib-i irfanıninsanlar talib-i irfanın hâl ve huzurlarını ifsad ederler.hâl ve huzurlarını ifsad ederler.

Adamcağız, Kur'an'ı ile meşgul, zikriyle meşgul;


Adamcağız, Kur'an'ı ile meşgul, zikriyle meşgul;

“—Tak tak!”

“—Tak tak!”

“—Ziyarete geldim.”

“—Ziyarete geldim.”

“—Buyur, ne konuşacaksın?

“—Buyur, ne konuşacaksın?

“—Dedikodu.”

“—Dedikodu.”

Ya bir arzusu, isteği var onu söyleyecek

Ya bir arzusu, isteği var onu söyleyecek
veyahut işte şöyle böyle…veyahut işte şöyle böyle… Bakacaksın yarım saat, bakacaksın bir saat gitmiş.Bakacaksın yarım saat, bakacaksın bir saat gitmiş. Bir saate şu kadar cüz Kur’an okurdu, o kaldı.Bir saate şu kadar cüz Kur’an okurdu, o kaldı. Şu kadar zikrullah ederdi, o da kaldı.Şu kadar zikrullah ederdi, o da kaldı. Sebep? O sohbet...Sebep? O sohbet... hâl ve huzurlarını ifsad ederler.hâl ve huzurlarını ifsad ederler. Nitekim,Nitekim, Nasa görünmek riyanın kaynağıdır.Nasa görünmek riyanın kaynağıdır. Yani,Yani, riyaya yol olur demek.riyaya yol olur demek.

Bir cemaat, bir arifin kapısına gidip


Bir cemaat, bir arifin kapısına gidip
onu ziyaret etmek ve onunla görüşmek istemiş.onu ziyaret etmek ve onunla görüşmek istemiş. Bir ziyaretçi, bir arifin kapısına gidiyor,Bir ziyaretçi, bir arifin kapısına gidiyor, onunla görüşmek istiyor.onunla görüşmek istiyor. Bu arif, kapıya gelenlere,Bu arif, kapıya gelenlere, içeriden cevap verip demiş ki;içeriden cevap verip demiş ki; “—Ziyaret ve mülâkattan daha faydalı olan şey,“—Ziyaret ve mülâkattan daha faydalı olan şey, gàibâne dua ile size ikram etmektir.gàibâne dua ile size ikram etmektir. Size biz gàibâne dua ederiz,Size biz gàibâne dua ederiz, gelmenize lüzum yok!gelmenize lüzum yok! Biz sizin arkanızdan dua yaparız size…” demiş.Biz sizin arkanızdan dua yaparız size…” demiş. Zira ziyaret ve likàdan riya hasıl olurZira ziyaret ve likàdan riya hasıl olur Gerek gelene,Gerek gelene, gerek oturana,gerek oturana, ikisinde de riya hasıl olur.ikisinde de riya hasıl olur.

Bağdat'ta bir efendi,


Bağdat'ta bir efendi,
İmam-ı Âzâm Hazretleri'nin, camisinin imamıymış.İmam-ı Âzâm Hazretleri'nin, camisinin imamıymış. Türkçe'yi güzel biliyor,Türkçe'yi güzel biliyor, Türk talebelerine de, çok yardım ediyor.Türk talebelerine de, çok yardım ediyor. Abdülkadir isminde, bizden yaşlı.Abdülkadir isminde, bizden yaşlı. Bu efendinin ziyaretine götürdüler bizi. Efendiye;Bu efendinin ziyaretine götürdüler bizi. Efendiye; Efendi, bizi görünce, "Türkiyeden misafir geliyor" dediler,Efendi, bizi görünce, "Türkiyeden misafir geliyor" dediler, Hemen içeriye gitti, güzel elbiselerini giyindi,Hemen içeriye gitti, güzel elbiselerini giyindi, şalını giyinmiş, başına güzel sarığını giymiş,şalını giyinmiş, başına güzel sarığını giymiş, öyle geldi yanımıza.öyle geldi yanımıza. Misafiri tabii, karşılamak da öyle, bir usulü ananesi var her şeyin.Misafiri tabii, karşılamak da öyle, bir usulü ananesi var her şeyin. Öyle görünmek,Öyle görünmek, doğru bir şeydir.doğru bir şeydir. Fakat,Fakat, haliyle görünmek,haliyle görünmek, iktiza ederken,iktiza ederken, buna neden insan mecbur oluyor?buna neden insan mecbur oluyor? Misafire bir hürmet gösterecek ama,Misafire bir hürmet gösterecek ama, olduğun haliyle göstersen olurdu pekala.olduğun haliyle göstersen olurdu pekala. Süslenme, bu diyor işte, riyaya sebep olur.Süslenme, bu diyor işte, riyaya sebep olur. Bir gösterişe sebep oluyor yani.Bir gösterişe sebep oluyor yani. İnsanın esvabı, ne sizce?İnsanın esvabı, ne sizce? ariyet üzerinde…ariyet üzerinde… Asıl içinde de bir şey.Asıl içinde de bir şey. Rahmetlik olmuş,Rahmetlik olmuş, Mevla rahmet eylesin.Mevla rahmet eylesin.

Gàibâne dua ise,


Gàibâne dua ise,
ihlâsa daha yakın olmakla kabul olur.ihlâsa daha yakın olmakla kabul olur. EkseriEkseri geçmiş büyükler ve salih kimseler,geçmiş büyükler ve salih kimseler, riya korkusundanriya korkusundan ziyaret ve mülâkatı bırakıp,ziyaret ve mülâkatı bırakıp, nastan, uzlette selamet bulmuşlardır.nastan, uzlette selamet bulmuşlardır. İsmi hatırıma gelmedi o zatın amaİsmi hatırıma gelmedi o zatın ama büyüklerden bir zat.büyüklerden bir zat. Kapısının dışındanKapısının dışından kilit asarmış,kilit asarmış, asma kilit...asma kilit... Gelen,Gelen, “Kapı kilitli, içeride kimse yok!” diye“Kapı kilitli, içeride kimse yok!” diye geri dönermişgeri dönermiş Yani bu kadar.Yani bu kadar.

Bu bin sene evvelki bir ikaz mı?


Bu bin sene evvelki bir ikaz mı?
Bin sene evvelki büyük,Bin sene evvelki büyük, bunu böyle yapmak mecburiyetini hissediyor.bunu böyle yapmak mecburiyetini hissediyor. Çünkü kendisinin Mevlâ ile olması daha a’lâ…Çünkü kendisinin Mevlâ ile olması daha a’lâ… Onu Mevlâ’sından alıkoyan her şeydenOnu Mevlâ’sından alıkoyan her şeyden kurtulmaya çare aramışlarkurtulmaya çare aramışlar ve çareyi de her biri ayrı ayrı bulmuşlar.ve çareyi de her biri ayrı ayrı bulmuşlar. Bize bunları söylemekten maksadı da,Bize bunları söylemekten maksadı da, bizi ikaz ve uyandırmaktır.bizi ikaz ve uyandırmaktır. Yani bu bizim telaş içerisindeki, dünya dünya değildir.Yani bu bizim telaş içerisindeki, dünya dünya değildir. Bu dünyayı Allah bize bu telaş içinde boğuşsunlar diye vermemiştir.Bu dünyayı Allah bize bu telaş içinde boğuşsunlar diye vermemiştir. Bu dünyanın bize verilişinin sebebi,Bu dünyanın bize verilişinin sebebi, bizi Mevla'ya götürmek içindir.bizi Mevla'ya götürmek içindir. Bu dünya bir binektir.Bu dünya bir binektir. Bu binek bizi Mevlâ’ya götürecekse binektir.Bu binek bizi Mevlâ’ya götürecekse binektir. Yoksa cehenneme götürmek için değil bu dünya bize...Yoksa cehenneme götürmek için değil bu dünya bize...

Bu da Allah ile olabilmenin,


Bu da Allah ile olabilmenin,
mümkün olmasını temin eden her şey.mümkün olmasını temin eden her şey. Başta oruç geliyor, oruç da arkasından bunları getiriyor.Başta oruç geliyor, oruç da arkasından bunları getiriyor. Kanaat ile vakitlerini geçirmişler.Kanaat ile vakitlerini geçirmişler. gönüllerini cemiyetle,gönüllerini cemiyetle, ve huzuru Mevla ile,ve huzuru Mevla ile, Allah'ın sevgili kullarından olmuşlar.Allah'ın sevgili kullarından olmuşlar.
Kadr-i fakrı bil, fenâ ol, yâr-i sultân olma hiç

Kadr-i fakrı bil, fenâ ol, yâr-i sultân olma hiç
Güzel sözler var burada.Güzel sözler var burada. Yarı sultan olma hiç.Yarı sultan olma hiç.
Fakr imiş cem’iyyet-i hâtır perîşân olma hiç

Fakr imiş cem’iyyet-i hâtır perîşân olma hiç

Halkı avlamak içindir, bu güneş yüz tatlı söz.

Halkı avlamak içindir, bu güneş yüz tatlı söz.
Bak ne güzel.Bak ne güzel. Halkı avlamak içindir, bu güneş yüz tatlı söz.Halkı avlamak içindir, bu güneş yüz tatlı söz.
Çünki sayyâd olmadan gûyâ vü handân olma hiç!

Çünki sayyâd olmadan gûyâ vü handân olma hiç!
Sayyad avcıların sıracağı.Sayyad avcıların sıracağı. Sen avut isteyeceğin derken, kendin avlanırsın, haberin bile olmaz.Sen avut isteyeceğin derken, kendin avlanırsın, haberin bile olmaz.
Terk-i zevk-u lezzet-i cismânî âsândır velî;

Terk-i zevk-u lezzet-i cismânî âsândır velî;

Merd isen lezzet-i nefsânîden cûyan olma hiç!

Merd isen lezzet-i nefsânîden cûyan olma hiç!

Hırka vü seccâde vü imâme vü tesbîhi koy;

Hırka vü seccâde vü imâme vü tesbîhi koy;

Sahare-i evhâm-u tesvîlât-ı şeytân olma hiç!

Sahare-i evhâm-u tesvîlât-ı şeytân olma hiç!


Güzel söz bu.


Güzel söz bu.
Gençliğimizde Bayezit Camisi’ne devam ederkenGençliğimizde Bayezit Camisi’ne devam ederken bir zat gelirdi.bir zat gelirdi. Omuzunda seccadesi vardı.Omuzunda seccadesi vardı. halının üzerine beyaz seccadesini serer,halının üzerine beyaz seccadesini serer, Sofu Adam, yaşlı Adam Öyle namaz kılardı.Sofu Adam, yaşlı Adam Öyle namaz kılardı. Tabi herkes de ona,Tabi herkes de ona, hürmet-i mahsusa ederdi.hürmet-i mahsusa ederdi.

Ama, doğru bir şey değil.


Ama, doğru bir şey değil.
Herkes nerede kılıyorsa, orada kıl!Herkes nerede kılıyorsa, orada kıl! O seccadeyi getirip de oraya koymakla, kendini mümtazO seccadeyi getirip de oraya koymakla, kendini mümtaz bie insan sıfatında tanıtmak,bie insan sıfatında tanıtmak, elbette şeytana, oyuncak olma vesiledir.elbette şeytana, oyuncak olma vesiledir.
Hıfz-ı zâhir mûcib-i ihmâl-i bâtındır hemân

Hıfz-ı zâhir mûcib-i ihmâl-i bâtındır hemân


“Dışımı süsleyeyim derken, içinden gaflet edersin.


“Dışımı süsleyeyim derken, içinden gaflet edersin.
Dışının süsüne bakma, asıl içinin süsüne bak!”Dışının süsüne bakma, asıl içinin süsüne bak!”

Hıfz-ı hüsn-i hulk edip cismi nigehbân olma hiç


Hıfz-ı hüsn-i hulk edip cismi nigehbân olma hiç

İzzet ü rağbetde olsan çok olur hâsid sana

İzzet ü rağbetde olsan çok olur hâsid sana

elini öpenler çok olursa, hasetçin de o kadar çok olur.

elini öpenler çok olursa, hasetçin de o kadar çok olur.

Misl-i Yûsuf mübtelâ-yı mekr-i ihvân olma hiç

Misl-i Yûsuf mübtelâ-yı mekr-i ihvân olma hiç


Ger saâdet-mend isen tenhâye gel, halkı unut;


Ger saâdet-mend isen tenhâye gel, halkı unut;

Hakkı, üns-i Hakk’ı bul setret, peşîman olma hiç

Hakkı, üns-i Hakk’ı bul setret, peşîman olma hiç


Şu nasihatler hepimize kâfi!


Şu nasihatler hepimize kâfi!
Güleç yüz,Güleç yüz, tatlı sözlerle,tatlı sözlerle, halkı başına toplamaya çalışanlar,halkı başına toplamaya çalışanlar, bundan güzel ders alırlar.bundan güzel ders alırlar. Zahiri kıyafetlerine kıymet verenlerin,Zahiri kıyafetlerine kıymet verenlerin, içlerinin ihmal edildiğinin alâmetidir.içlerinin ihmal edildiğinin alâmetidir. Ahlakı güzel etmeden,Ahlakı güzel etmeden, cesedinin güzelliğiyle uğraşmak,cesedinin güzelliğiyle uğraşmak, akıllı insanlara yaraşan bir şey olmadığını,akıllı insanlara yaraşan bir şey olmadığını, saadeti isteyenlerin ise,saadeti isteyenlerin ise, tenha bir yerde,tenha bir yerde, halkı unutup,halkı unutup, Hak ile meşgul olan,Hak ile meşgul olan, ve ayıplarını daima örtenve ayıplarını daima örten ve örtmeye çalışan kimseler
olduğunu açıklıyor.
ve örtmeye çalışan kimseler
olduğunu açıklıyor.


Yine bir büyüğe demişler ki:


Yine bir büyüğe demişler ki:

“—Niçin karışmıyorsun aramıza?”

“—Niçin karışmıyorsun aramıza?”


O zat demiş ki:


O zat demiş ki:

“—Yahu Allah Settar ve Gaffar…

“—Yahu Allah Settar ve Gaffar…
Görüyor ve biliyor;Görüyor ve biliyor; gördüğü ve bildiği halde yüzümüze vurmuyor dagördüğü ve bildiği halde yüzümüze vurmuyor da siz bizim halimize muttali olmadığınız haldesiz bizim halimize muttali olmadığınız halde envai çeşit dedikoduları aleyhimize yapıyorsunuz.envai çeşit dedikoduları aleyhimize yapıyorsunuz. Ne lüzum var sizinle konuşmaya…Ne lüzum var sizinle konuşmaya… Sizi günaha sokmaya...” demiş.Sizi günaha sokmaya...” demiş.

Sekizinci kısımda da şöyle diyor,


Sekizinci kısımda da şöyle diyor,
nasdan uzlet eden ariflerinnasdan uzlet eden ariflerin de iki sınıf olduğunu bildiriyor.de iki sınıf olduğunu bildiriyor.

Ehlullah demişler ki: Hep sözlerini kendisine atfetmez;


Ehlullah demişler ki: Hep sözlerini kendisine atfetmez;
ehlullah demişlerdir diyerekten,ehlullah demişlerdir diyerekten, ehlullaha atfeder.ehlullaha atfeder.

Uzlet eden arifin,


Uzlet eden arifin,
Nas'ın ilim hususunda, bir ihtiyacı yoksa, bu arifeNas'ın ilim hususunda, bir ihtiyacı yoksa, bu arife Bu arife uzlet, yalnızlık hali,Bu arife uzlet, yalnızlık hali, a’lâ ve güzeldir.a’lâ ve güzeldir.

Zikr ü fikriyle meşgul olup


Zikr ü fikriyle meşgul olup
ihtiyacından gayrı şey için evinden çıkmaz.ihtiyacından gayrı şey için evinden çıkmaz. Yalnız Cuma ve cemaateYalnız Cuma ve cemaate devam ile ilim meclislerinde hazır olur.devam ile ilim meclislerinde hazır olur. Yani cumayı ve cemaati bırakmak yok. ne olursa olsun.Yani cumayı ve cemaati bırakmak yok. ne olursa olsun. Sonra ilim meclislerinde de hazır olur.Sonra ilim meclislerinde de hazır olur. Başka şeye de lüzum yok.Başka şeye de lüzum yok.

Binaen aleyh, uzlet afiyeti ona müyesser olmaz.


Binaen aleyh, uzlet afiyeti ona müyesser olmaz.
Ve bir şey,Ve bir şey, ikinci kısım arif ise,ikinci kısım arif ise, ilminde halk ona muhtaçtır.ilminde halk ona muhtaçtır. İkinci arif ama,İkinci arif ama, ilim sahibi.ilim sahibi. Halk ona muhtaç.Halk ona muhtaç. Binaen aleyh, uzlet afiyeti ona müyesser olmaz.Binaen aleyh, uzlet afiyeti ona müyesser olmaz. O çekilemez bir köşeye.O çekilemez bir köşeye. Nas'a faydalı olacak.Nas'a faydalı olacak. Belki de ilmini neşretmek,Belki de ilmini neşretmek, vaaz-u nasihat etmekvaaz-u nasihat etmek ve dine hizmet hususundave dine hizmet hususunda neşr-i ilm etmek mecburiyetinde kalır.neşr-i ilm etmek mecburiyetinde kalır.

Ona,


Ona,
Nas'a sohbet için,Nas'a sohbet için, iki emir lazım. iki emir lazım.

Birisi,


Birisi,
uzun bir sabır.uzun bir sabır. Büyük bir hilim,Büyük bir hilim, gayet güzel bir alimdir.gayet güzel bir alimdir. Bazı ona seyahat edecektir ama,Bazı ona seyahat edecektir ama, sabrı eğer yoksa,sabrı eğer yoksa, hilmi eğer yoksa,hilmi eğer yoksa, ahlakı da güzel değilse,ahlakı da güzel değilse, çok zarar görür.çok zarar görür.

İkincisi,


İkincisi,
bu birincisi,bu birincisi, üç şey lazım dedik ya.üç şey lazım dedik ya.

İkincisi,


İkincisi,
Nas ile sohbeti esnasında,Nas ile sohbeti esnasında, kalbiyle,kalbiyle, gönlüyle,gönlüyle, onlardan münferid, vâhid olmak.onlardan münferid, vâhid olmak. Cesedin onlarla beraber olsun,Cesedin onlarla beraber olsun, fakat kalibini Allah'tan ayırmasın.fakat kalibini Allah'tan ayırmasın. Gönlünü Allah'tan ayırmasın!Gönlünü Allah'tan ayırmasın!

Konuştukları vakit akıllarının ereceği kadar konuşsun.


Konuştukları vakit akıllarının ereceği kadar konuşsun.
Göreceği cefalara,Göreceği cefalara, eziyetlere de,eziyetlere de, sabr u sükût ile mukabele edip,sabr u sükût ile mukabele edip, mahzun olsun.mahzun olsun. Eğer evinden uzaklaşırsa,Eğer evinden uzaklaşırsa, eğer onlar ondan uzaklaşırlarsa,eğer onlar ondan uzaklaşırlarsa, bunu da ganimet bilsin.bunu da ganimet bilsin. ve menun olsun.ve menun olsun. Ve terbiyelerinde,Ve terbiyelerinde, mülayimlik ile, yumuşaklık ilemülayimlik ile, yumuşaklık ile zahiri ile onlara muvaffakat eylesin.zahiri ile onlara muvaffakat eylesin. Eziyetlerine sabretsin.Eziyetlerine sabretsin. İhtiyaçlarını saklasın,İhtiyaçlarını saklasın, Kendi ihtiyaçlarını halka duyurmayan.Kendi ihtiyaçlarını halka duyurmayan. Ve onların hizmetlerini,Ve onların hizmetlerini, ücretsiz edip,ücretsiz edip, hacetlerine de,hacetlerine de, minnetsiz ifade etsin!minnetsiz ifade etsin!

Şu büyüklerin sözüne bak!


Şu büyüklerin sözüne bak!


Geçen birisi bize,


Geçen birisi bize,
sabah namazında bir nasihat yaptı burada, hoşumuza gitti.sabah namazında bir nasihat yaptı burada, hoşumuza gitti. Fakat arkasından dedi ki:Fakat arkasından dedi ki:
“—Kusura bakmayın ama bizim memlekette

“—Kusura bakmayın ama bizim memlekette
mısırdan başka bir şey olmaz.mısırdan başka bir şey olmaz. Ne çay olur, ne fındık olur, ne buğday, ne arpa...Ne çay olur, ne fındık olur, ne buğday, ne arpa... Yani ihtiyacım var.Yani ihtiyacım var. Buraya gelmişim, beni de kayırın!” dedi.Buraya gelmişim, beni de kayırın!” dedi.

Olur mu bu?


Olur mu bu?
İlimle bu iş barışır mı?İlimle bu iş barışır mı? Ama çok güzel konuşuyor;Ama çok güzel konuşuyor; Hadisleri ezberlemiş, ayetleri ezberlemiş.Hadisleri ezberlemiş, ayetleri ezberlemiş. Güzel, hitabeti de iyi.Güzel, hitabeti de iyi. Ama arkasından bu derdini söylemesiAma arkasından bu derdini söylemesi Ama İbrahim Hakkı Hazretleri'nin sözüyle,Ama İbrahim Hakkı Hazretleri'nin sözüyle, taban tabana zıt.taban tabana zıt. Ne diyor:Ne diyor:
“—İhtiyaçlarını sakla ve onların hizmetlerini ücretsiz yapıp,

“—İhtiyaçlarını sakla ve onların hizmetlerini ücretsiz yapıp,
Güzelsiz edip, hadislerine de minnetsiz ifade et.Güzelsiz edip, hadislerine de minnetsiz ifade et. Yani başlarına kalkmayın.Yani başlarına kalkmayın. Her hususta rıfkHer hususta rıfk ve lütf ile müsamaha edipve lütf ile müsamaha edip halk ile Hâlık için için hüsn-ü muamele et!”halk ile Hâlık için için hüsn-ü muamele et!”

Neşr-i ilm etmek mecburiyetinde olmayan


Neşr-i ilm etmek mecburiyetinde olmayan
ve bilinmeyen arifeve bilinmeyen arife uzleti kolaylaştıran üç şey lazım.uzleti kolaylaştıran üç şey lazım.

Birisi,


Birisi,
ibadetlerini gece gündüz saatlerine taksim edip,ibadetlerini gece gündüz saatlerine taksim edip, cemi vakitlerini ibadetle geçirmek.cemi vakitlerini ibadetle geçirmek.
“—Benim şu kadar saatim var.

“—Benim şu kadar saatim var.
bu kadarı Kur'an, bu kadarı namaz,bu kadarı Kur'an, bu kadarı namaz, bu kadarı zikir,bu kadarı zikir, bu kadarı fikirdir.” diyerek zamanını taksim eder.bu kadarı fikirdir.” diyerek zamanını taksim eder.
Zira ki,

Zira ki,
ibadetle iştigal,ibadetle iştigal, afetlerden rahat bir selamettir.afetlerden rahat bir selamettir. Nas ile istinaz,Nas ile istinaz, yani ünsiyet,yani ünsiyet, iflas alameti...iflas alameti... Bunu büyükler söylüyor aziz kardeşler.Bunu büyükler söylüyor aziz kardeşler. Bunda darılma yok.Bunda darılma yok. Nas ile ünsiyet, iflas alameti.Nas ile ünsiyet, iflas alameti. İflas ne demek?İflas ne demek? Paraların pulların gitmesi değil,Paraların pulların gitmesi değil, gönlün ölmesigönlün ölmesi ve gönlün Allah'tan uzaklaşmasıdır.ve gönlün Allah'tan uzaklaşmasıdır. Gönül Allah'tan uzaklaştıktan sonra,Gönül Allah'tan uzaklaştıktan sonra, gönül elden gittikten sonra,gönül elden gittikten sonra, cesedin aslan cesedi gibi olsa ne kıymeti var.cesedin aslan cesedi gibi olsa ne kıymeti var.

Musa Aleyhisselam,


Musa Aleyhisselam,
Tur-i Sina’daTur-i Sina’da Hak Sübhànehu ve Teàla’ya tekellümden sonra,Hak Sübhànehu ve Teàla’ya tekellümden sonra, halkın seslerini duymamak için kulaklarını tıkadığıhalkın seslerini duymamak için kulaklarını tıkadığı ve uzaklara gidip tenhada kalmayı arzu ettiği söylenir.ve uzaklara gidip tenhada kalmayı arzu ettiği söylenir. Çünkü o,Çünkü o, Mevla ile olan mükalemede aldığı lezzeti,Mevla ile olan mükalemede aldığı lezzeti, bulamıyor dışarıda.bulamıyor dışarıda. Onun için mecburen kaçıyor halktan.Onun için mecburen kaçıyor halktan.

Üç şey dedi ya,


Üç şey dedi ya,
birisi bu,birisi bu,

İkincisi;


İkincisi;
halktan ümidini tamamiyle keser.halktan ümidini tamamiyle keser. Halktan ümidini tamamiyle keser.Halktan ümidini tamamiyle keser. Cümle insanlar onun yanındaCümle insanlar onun yanında taş veya ağaç gibi olup,taş veya ağaç gibi olup, ...... İnsanlara hiçbir şey vermiyor.İnsanlara hiçbir şey vermiyor. Kıymet vermiyor ve onlardan bir şey beklemiyor.Kıymet vermiyor ve onlardan bir şey beklemiyor. Zira,Zira, Zira faide ve mazarratı olmayan şeyZira faide ve mazarratı olmayan şey faide ve mazarratı olmayan şey,faide ve mazarratı olmayan şey, yok hükmündedir.yok hükmündedir. İnsan, bir insana fayda da veremez,İnsan, bir insana fayda da veremez, zarar da veremez.zarar da veremez. Ancak murad-ı ilâhi olursa verebilir.Ancak murad-ı ilâhi olursa verebilir. Murad-ı ilâhi olmadıkça,Murad-ı ilâhi olmadıkça, ne bir insanın bir insana faydası,ne bir insanın bir insana faydası, ne de bütün insanların birisine zararı olmasına imkân yoktur.ne de bütün insanların birisine zararı olmasına imkân yoktur.

Şimdi burada güzel bir beyit söylemiş:


Şimdi burada güzel bir beyit söylemiş:


Hakkı, kendisine diyor,


Hakkı, kendisine diyor,


Hakkı, cemîi halktan, müstağniyem bi’llâhi


Hakkı, cemîi halktan, müstağniyem bi’llâhi

Hallâk-ı alem var iken, halk-ı zamânı neylerem!

Hallâk-ı alem var iken, halk-ı zamânı neylerem!


“—Paralar varken ben ne yapayım Allah’ı!”


“—Paralar varken ben ne yapayım Allah’ı!”
derse, ne deriz ona?derse, ne deriz ona? Paralar Allah'tan insanları uzaklaştırıyor.Paralar Allah'tan insanları uzaklaştırıyor. Bu paralara gönül verenlere ne demek lazım, bilmem artık.Bu paralara gönül verenlere ne demek lazım, bilmem artık.

Üçüncü emir ise; basiretle


Üçüncü emir ise; basiretle
ahval, ahlak ve tavırlarını daimaahval, ahlak ve tavırlarını daima tezekkür, tefekkür ile kontrol altında bulundurmak.tezekkür, tefekkür ile kontrol altında bulundurmak.

Daima kendini kontrol altında bulunduruyor:


Daima kendini kontrol altında bulunduruyor:

“—Acaba ben ne gibi bir hata, ne gibi bir kusur işledim.

“—Acaba ben ne gibi bir hata, ne gibi bir kusur işledim.
Mevlâ’dan acaba kaç saniye uzak kaldım,Mevlâ’dan acaba kaç saniye uzak kaldım, kaç dakika uzak kaldım?”kaç dakika uzak kaldım?” uzak kaldım diyerekten, kendisini böyle kontrol altında tutuyor.uzak kaldım diyerekten, kendisini böyle kontrol altında tutuyor.

Arif, uzlet haliyle bu üç emre


Arif, uzlet haliyle bu üç emre
devam ederse,devam ederse, nas ile sohbeti bırakıp,nas ile sohbeti bırakıp, dergâh-ı hüdâ olan Mevla'nındergâh-ı hüdâ olan Mevla'nın nazargâhı olan kalbine girer.nazargâhı olan kalbine girer. Üns, huzur ve süruru dâim olur.Üns, huzur ve süruru dâim olur.

İnayet ve tevfik Hak’tandır.


İnayet ve tevfik Hak’tandır.

O ne güzel sàhip, ne güzel refiktir.

O ne güzel sàhip, ne güzel refiktir.

Zirâ ki nastan uzak olan sıddîk;

Zirâ ki nastan uzak olan sıddîk;

Uzaklığı kadar Hakk’a yakın olur.

Uzaklığı kadar Hakk’a yakın olur.


Söz benim değil, İbrahim Hakk'ın sözünü okuyorum.


Söz benim değil, İbrahim Hakk'ın sözünü okuyorum.
“Nastan uzak olan sıddîk, uzaklığı kadar Hakka yakın olur.“Nastan uzak olan sıddîk, uzaklığı kadar Hakka yakın olur. Halka yakınlığı kadar daHalka yakınlığı kadar da Hak'tan uzak olur.Hak'tan uzak olur. hakka yakınlığı kadar da halktan uzak olur.hakka yakınlığı kadar da halktan uzak olur.

Hak Teàla kendi huzuruna davet eylediği kula,


Hak Teàla kendi huzuruna davet eylediği kula,
nasın ezâ ve cefasını musallat eder ki,nasın ezâ ve cefasını musallat eder ki, Hak Teàla kendi huzuruna davet eylediği kula,Hak Teàla kendi huzuruna davet eylediği kula, nasın ezâ ve cefasını musallat eder ki,nasın ezâ ve cefasını musallat eder ki, o halka meyleder olmasın. Ve her nesneden ayrılıpo halka meyleder olmasın. Ve her nesneden ayrılıp Allah'tan başkasıyla kalmasın .Allah'tan başkasıyla kalmasın . Bunun için musallat ediyor. Sevdi onu.Bunun için musallat ediyor. Sevdi onu.

Zira ki nastan iraz edip


Zira ki nastan iraz edip
nasın rabbi olan Allah-u Teàla’yanasın rabbi olan Allah-u Teàla’ya ikbal etmesine sebep olur.ikbal etmesine sebep olur. Hak Teala'nın evliyasına adeti,Hak Teala'nın evliyasına adeti, ilk devirlerinde halkı onlara musallat kılmak olmuştur.ilk devirlerinde halkı onlara musallat kılmak olmuştur.

Zira düşmanın sözü Hüda'nın kamçısıdır.


Zira düşmanın sözü Hüda'nın kamçısıdır.
Gayre meyleden gönülleriGayre meyleden gönülleri Allah onunla vurup, masivadan kendisine çevirir.Allah onunla vurup, masivadan kendisine çevirir. Gayre meyleden gönüllere onunla vurup, masivadan döndürüpGayre meyleden gönüllere onunla vurup, masivadan döndürüp kendi huzuruna getirir.kendi huzuruna getirir.

Bir tanesi daha var şurada. Ey aziz, ehlullah demişler ki:


Bir tanesi daha var şurada. Ey aziz, ehlullah demişler ki:
“—Uzlet lisanın sükûnuna sebeptir.“—Uzlet lisanın sükûnuna sebeptir. Zira konuşacak kimse bulamaz, tenhadadır.Zira konuşacak kimse bulamaz, tenhadadır. Bu da onun sükûtuna sebep olur.Bu da onun sükûtuna sebep olur.

Oruçlarda yalnız midenin sükutu değil


Oruçlarda yalnız midenin sükutu değil
aynı zamanda lisanın da sükûtü lazım.aynı zamanda lisanın da sükûtü lazım.

Uzlet iki kısımdır:


Uzlet iki kısımdır:


Birisi Müridlerin uzleti


Birisi Müridlerin uzleti

birisi de Muhakkiklerin uzleti

birisi de Muhakkiklerin uzleti


Müridlerin uzleti, ağyar ile


Müridlerin uzleti, ağyar ile
ihtilattan cisimleri ileihtilattan cisimleri ile ayrı ve uzak olmalıdır.ayrı ve uzak olmalıdır. Hem cismiyle ayrılmadan olmaz.Hem cismiyle ayrılmadan olmaz.

Muhakkikînin uzletiyse


Muhakkikînin uzletiyse
kainata iltifattan,kainata iltifattan, ne dünyaya ne ahirete yani.ne dünyaya ne ahirete yani. Kainata iltifattan.Kainata iltifattan. kalpleri ile ayrı olmalarıdır.kalpleri ile ayrı olmalarıdır. Hiçbirisine iltifat etmez.Hiçbirisine iltifat etmez. İmdi muhakkikînin kalpleriİmdi muhakkikînin kalpleri ma’rifet-i Mevlâ’danma’rifet-i Mevlâ’dan gayrı hiçbir şeyle meşgul olmamalı.gayrı hiçbir şeyle meşgul olmamalı. Kalpleri o dünya işlerinin hiçbirisine mahal değildir.Kalpleri o dünya işlerinin hiçbirisine mahal değildir.

Uzletin niyeti üçtür


Uzletin niyeti üçtür


Uzleti okuyorum ki bunun arkasından i’tikâf gelecek.


Uzleti okuyorum ki bunun arkasından i’tikâf gelecek.
Şimdi bu uzlet i’tikâf ile birdir.Şimdi bu uzlet i’tikâf ile birdir. Ramazan’ın yarın yirmisi.Ramazan’ın yarın yirmisi. Pazartesi’yi Salı’ya bağlayan gece yirmi birinci gecesidir.Pazartesi’yi Salı’ya bağlayan gece yirmi birinci gecesidir. yirmibirinden Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi Vesselam Hazretleriyirmibirinden Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi Vesselam Hazretleri hiçbir sene terk etmemiştir.hiçbir sene terk etmemiştir. Her sene Ramazan’ın aşr-ı ahiri denenHer sene Ramazan’ın aşr-ı ahiri denen son on günü i’tikâf etmiştir. Sünnet-i müekkededir.son on günü i’tikâf etmiştir. Sünnet-i müekkededir. Fakat sünnet olmakla beraber gayr-i müekkeddir.Fakat sünnet olmakla beraber gayr-i müekkeddir. bir kaç kimselerin yapmasıylabir kaç kimselerin yapmasıyla diğerlerinden cenaze namazı gibi sakıt olan bir sünnettir.Ama.diğerlerinden cenaze namazı gibi sakıt olan bir sünnettir.Ama. AmaAma bu başkalarından sakıt oluyor diyebu başkalarından sakıt oluyor diye bundan uzak kalmak da çok acı bir şeydir.bundan uzak kalmak da çok acı bir şeydir. Şimdi bu uzletin en güzel çaresi, hiç olmazsa Ramazan'ınŞimdi bu uzletin en güzel çaresi, hiç olmazsa Ramazan'ın 20. gününden sonra bir ibadethaneye çekilip20. gününden sonra bir ibadethaneye çekilip tenhada Allah ile kalmak;tenhada Allah ile kalmak;
“—Yâ Rabbi, sana ben misafir geldim.

“—Yâ Rabbi, sana ben misafir geldim.
Beni affetmedikçe de senin huzurundan gidemem ben…”Beni affetmedikçe de senin huzurundan gidemem ben…”

Kapıda jandarma yok,


Kapıda jandarma yok,
polis yok, bir şey yok. Kapıdan dışarı çıkamazsın.polis yok, bir şey yok. Kapıdan dışarı çıkamazsın. Niçin? Sen beni oraya haç hapsetmişsin?Niçin? Sen beni oraya haç hapsetmişsin? Yemen, içmen orada. Ancak bir abdest için çıkarsın.Yemen, içmen orada. Ancak bir abdest için çıkarsın. Hacet için çıkarsın. Orada daima.Hacet için çıkarsın. Orada daima. Mevlânâ meşgulsun. Kitap oku.Mevlânâ meşgulsun. Kitap oku. Kur'an oku. Zikrullah yap.Kur'an oku. Zikrullah yap. Ne yaparsan yap. Uyursan da yine ibadet sayılır.Ne yaparsan yap. Uyursan da yine ibadet sayılır.

Şimdi bunun için diyor ki, üç niyet lazım:


Şimdi bunun için diyor ki, üç niyet lazım:
Birisi, halkınBirisi, halkın şer ve fitnesinden necât bulmak.şer ve fitnesinden necât bulmak. Kurtulayım artık şu halkınKurtulayım artık şu halkın şerinden diye. Çekilirsem bir kenara.şerinden diye. Çekilirsem bir kenara.

Birisi de, kendisinin şerrinden


Birisi de, kendisinin şerrinden
halk kurtulsun diye.halk kurtulsun diye. İkinci bir niyet,İkinci bir niyet, halk benden kurtulsun.halk benden kurtulsun. ötekinde halktan kurtulayım diye diyor.ötekinde halktan kurtulayım diye diyor. ikinci niyet, halk benden kurtulsun.ikinci niyet, halk benden kurtulsun.

Bu niyet, evvelkinden daha.


Bu niyet, evvelkinden daha.
hayırlı ve makbuldur.hayırlı ve makbuldur. yani çünkü evvelkinde halka suizan var.yani çünkü evvelkinde halka suizan var. Bunda ise, kendi nefsine suizan var. Nefsine suizanBunda ise, kendi nefsine suizan var. Nefsine suizan etmek elbette layık. Zira, büyüklerin adetlerietmek elbette layık. Zira, büyüklerin adetleri hep böyle olmuştur.hep böyle olmuştur.

Üçüncüsü ise,


Üçüncüsü ise,
sohbet-i Mevlâ’yı nefse tercih etmektir.sohbet-i Mevlâ’yı nefse tercih etmektir. Mevlayla sohbeti nasa veMevlayla sohbeti nasa ve ve nefse tercih ediyor. Uzletin alasıve nefse tercih ediyor. Uzletin alası Uzletin a’lâsı nefsinden uzlet edendir.Uzletin a’lâsı nefsinden uzlet edendir. Sohbet-i Mevlâ’yı tercih edip, huzûruna gidendir.Sohbet-i Mevlâ’yı tercih edip, huzûruna gidendir.

Şimdi derhal kalkar. Nereye gidersen git


Şimdi derhal kalkar. Nereye gidersen git
Dağın tepesine, yalnız kal. İçerisi durmaz.Dağın tepesine, yalnız kal. İçerisi durmaz. konuşacak birisini bulamazsın amakonuşacak birisini bulamazsın ama içerisi durmaz. Gönülü zapt edemezsin.içerisi durmaz. Gönülü zapt edemezsin. Bunu zapt etmek kolay.Bunu zapt etmek kolay. Sıkarsın ağzını. İşte etrafta da kimse yok.Sıkarsın ağzını. İşte etrafta da kimse yok. Konuşamazsın. Fakat içerisiKonuşamazsın. Fakat içerisi durmaz ki. Vesvese, kuruntu. Deli edersin.durmaz ki. Vesvese, kuruntu. Deli edersin. Deli olur çıkarsın dışarıya.Deli olur çıkarsın dışarıya. Bunun için asılBunun için asıl nefsinden geçeceksin.nefsinden geçeceksin. uzletin alası nefsinden uzlettir.uzletin alası nefsinden uzlettir. sonra Sohbet-i mevlayı tercih edip huzuruna gidersin.sonra Sohbet-i mevlayı tercih edip huzuruna gidersin.

Kim ki uzleti, ülfeti nas üzerine.


Kim ki uzleti, ülfeti nas üzerine.
tercih edip nefsinden, kalbindentercih edip nefsinden, kalbinden içeri girer, muhakkak o kimse.içeri girer, muhakkak o kimse. mevlasını sairleri üzerine tercih eder.mevlasını sairleri üzerine tercih eder. Ve o kimse kiVe o kimse ki Hak Teala'nın îta eylediği mevahip, esrarıHak Teala'nın îta eylediği mevahip, esrarı ancak kendi giderir.ancak kendi giderir. Bu şimdi kolay bir şey değil. On gün Allah'a misafirBu şimdi kolay bir şey değil. On gün Allah'a misafir oluyorsun. Bana misafir olana ikram ediyorum acizliğimle de.oluyorsun. Bana misafir olana ikram ediyorum acizliğimle de. Allah'a misafir olana Allah ne ikram eder Bulabilirmisin sonucunu.Allah'a misafir olana Allah ne ikram eder Bulabilirmisin sonucunu. Gerçi uzlet-i nas ile lisanın sükutu lazım.Gerçi uzlet-i nas ile lisanın sükutu lazım. Lakin gönlün sükutu yineLakin gönlün sükutu yine mümkün olmaz.mümkün olmaz. ZiraZira ekseriya,ekseriya, yalnız insanlaryalnız insanlar masivayla söylenmezler.masivayla söylenmezler. Bunun için sükut altı esastan başlı başına bir rükündür.Bunun için sükut altı esastan başlı başına bir rükündür. Kim kiKim ki uzlete devam ile nasıuzlete devam ile nası nefsinden, nastan tenha kılıpnefsinden, nastan tenha kılıp o kimse vahdaniyeti ilahi sırrına vakıftır.o kimse vahdaniyeti ilahi sırrına vakıftır. Uzletin alası halvet.Uzletin alası halvet. Halvetin neticesi irfan ve esrar-ı ehabiyyettir.Halvetin neticesi irfan ve esrar-ı ehabiyyettir. Uzletin bir hastalığı da budur ki insanın dünyayıUzletin bir hastalığı da budur ki insanın dünyayı bir metre ...bir metre ... Dünyayı gavurlar daha iyi biliyor. Bak aya gidiyorlar.Dünyayı gavurlar daha iyi biliyor. Bak aya gidiyorlar. Başka yerlere de gidecekler.Başka yerlere de gidecekler. Onlar biliyor. Hayır onlar dünyayı bilmiyorlar.Onlar biliyor. Hayır onlar dünyayı bilmiyorlar. Dünyanın dışındalar onlar. İçini görmek lazım.Dünyanın dışındalar onlar. İçini görmek lazım. Dünyanın içiniDünyanın içini esrar-ı ilahiye vasıf olmadıkça bilmenin imkanı yok.esrar-ı ilahiye vasıf olmadıkça bilmenin imkanı yok. Dünyayı sen görürsün de işte bir sağdan, baştan, tepeden ibaretDünyayı sen görürsün de işte bir sağdan, baştan, tepeden ibaret bir şey. Bu değil dünya. Dünya bir gemibir şey. Bu değil dünya. Dünya bir gemi içine girenleri Allah'a götürecek.içine girenleri Allah'a götürecek. Sen Allah'a bırakır da dünyanınSen Allah'a bırakır da dünyanın taşıyla, toprağıyla uğraşırsan ne yazık sana.taşıyla, toprağıyla uğraşırsan ne yazık sana. Şimdi yemeğini.Şimdi yemeğini. ve yeşilin gıdalarından iraz edip, nas uyurkenve yeşilin gıdalarından iraz edip, nas uyurken uyanık ol. Zikrullah ile kendisinde sükut hasıl olsauyanık ol. Zikrullah ile kendisinde sükut hasıl olsa nefs ve insanlardan uzlet eylese,nefs ve insanlardan uzlet eylese, bu dört kuyu üzerinde cem olsabu dört kuyu üzerinde cem olsa beşeriyeti melekiyete de döner.beşeriyeti melekiyete de döner. Beşeriyyet sıfatı, melekiyyet sıfatına çevrilir.Beşeriyyet sıfatı, melekiyyet sıfatına çevrilir. Ubudiyeti seyyidliğe, gaibliği de şehadete,Ubudiyeti seyyidliğe, gaibliği de şehadete, baasını zahire, aklı da ... olur.baasını zahire, aklı da ... olur. Ve kendi abdal olan velilere dahil olup,Ve kendi abdal olan velilere dahil olup, abdal dediğimiz bir velidir, tabakadır.abdal dediğimiz bir velidir, tabakadır. Velilere dahil olup, makam-ı mukarrabin devletiniVelilere dahil olup, makam-ı mukarrabin devletini ve marifet-i senna-i niyet olup,ve marifet-i senna-i niyet olup, saadet-i muhabbeti vasıl olur.saadet-i muhabbeti vasıl olur.

Şu şiirlerini de okuvereyim de.


Şu şiirlerini de okuvereyim de.

Ünsiyeti nas eden, gönüldür nası.

Ünsiyeti nas eden, gönüldür nası.
Yani nas ile muhabbet edenlerin gönlü umutmuştur MevlayıYani nas ile muhabbet edenlerin gönlü umutmuştur Mevlayı
Sohbetleri gafletiyle oldur kalp.

Sohbetleri gafletiyle oldur kalp.
Kalbide katıdır.Kalbide katıdır.
İhlas alameti bil istinası

İhlas alameti bil istinası

Koy nası, hoş eyle yâdı Rabb'ün nası .

Koy nası, hoş eyle yâdı Rabb'ün nası .

Hak ile huzur eden gönül gülşendir.

Hak ile huzur eden gönül gülşendir.

Gaflette kalan gönül değil gülhan.

Gaflette kalan gönül değil gülhan.

Şu gaflete gönlümü salan düşmandır.

Şu gaflete gönlümü salan düşmandır.
İnsanın gönlünü gaflete düşmesine sebep olan insanlar,İnsanın gönlünü gaflete düşmesine sebep olan insanlar,
dostum değil düşmanımdır diyor.

dostum değil düşmanımdır diyor.

Ters düşman ve dostum bana ruşendir.

Ters düşman ve dostum bana ruşendir.
Kendisi makam-ı kurbiyyete iliştiği için,Kendisi makam-ı kurbiyyete iliştiği için, herkes kendi yerinde misafir.herkes kendi yerinde misafir.
Hakkı anlatık kıl ki ülfet odur.

Hakkı anlatık kıl ki ülfet odur.

Nasık o, kitaba bak ki sohbet olur.

Nasık o, kitaba bak ki sohbet olur.

Az ye, az uyu, az iç ki mühmet oldur.

Az ye, az uyu, az iç ki mühmet oldur.

Benliğinden, ırağa otur ki izzet oldur.

Benliğinden, ırağa otur ki izzet oldur.


O benlik de ne?


O benlik de ne?
Gavur mu desen, ne desen? O bela yok mu?Gavur mu desen, ne desen? O bela yok mu? Okursun, o benden daha iyisi yok.Okursun, o benden daha iyisi yok. İşte en büyük Adam benim der.İşte en büyük Adam benim der. Zengin olursun, yanına çalımından kimse sokulamaz.Zengin olursun, yanına çalımından kimse sokulamaz. Kuvvetli olursun, herkesi yenersin, o da berbat.Kuvvetli olursun, herkesi yenersin, o da berbat. O benlik, insanı yıkan en büyük ahbab.O benlik, insanı yıkan en büyük ahbab. Onun için diyor ki,Onun için diyor ki,

Benliğinden ırağı otur


Benliğinden ırağı otur
ki izzet oldur.
Meyletme,
ki izzet oldur.
Meyletme,
karışma halka, izzet o dur.karışma halka, izzet o dur.
Tenhada kitaba bak ki izzet, izzet o dur .

Tenhada kitaba bak ki izzet, izzet o dur .

Hakkı bu cihanı halka ver, izzet kıl.

Hakkı bu cihanı halka ver, izzet kıl.

Müstağni olup, izzet kıl.

Müstağni olup, izzet kıl.

Yârâne bedel, kitapla hoşsohbet kıl.

Yârâne bedel, kitapla hoşsohbet kıl.

Hikmetli gönülde dem be dem ülfet kıl.

Hikmetli gönülde dem be dem ülfet kıl.

Hakkı sana dost olan olur, hem düşman.

Hakkı sana dost olan olur, hem düşman.

Bugün dostundur, yarın olur düşman.

Bugün dostundur, yarın olur düşman.
Su misali seni içen eder, ... o zaman.Su misali seni içen eder, ... o zaman.

Su ne güzel şey içersin arkasından olur, çıkar.


Su ne güzel şey içersin arkasından olur, çıkar.
Bir yerde de diyor, şu ekmek kadar güzelBir yerde de diyor, şu ekmek kadar güzel şey mi var, yemek kadar güzel şey mi var?şey mi var, yemek kadar güzel şey mi var? İnsanın içine giriyor, bir günde ne hâle geliyor?İnsanın içine giriyor, bir günde ne hâle geliyor? İnsanın içerisine girer girmez,İnsanın içerisine girer girmez, bir günde ne hâle geliyor, bak diyor.bir günde ne hâle geliyor, bak diyor. Bundan ibret al diyor.Bundan ibret al diyor.

Hakkı sana dost olan olur, hem düşman. Senin için eder, böl o zaman.


Hakkı sana dost olan olur, hem düşman. Senin için eder, böl o zaman.


Bursa'mızda bir şeyh efendi vardı da,


Bursa'mızda bir şeyh efendi vardı da,
rahmetlik olmuş. O zaman birisi gitmişrahmetlik olmuş. O zaman birisi gitmiş ondan izin istemeye.ondan izin istemeye. beni de devrişliğe kabul eder misiniz efendim?beni de devrişliğe kabul eder misiniz efendim? Evlat demiş. Devriş olup da düşman olacağına demiş.Evlat demiş. Devriş olup da düşman olacağına demiş. Dost olda, devriş olur Dost ol kafi.Dost olda, devriş olur Dost ol kafi. Çünkü zamanın devrişleri insandaÇünkü zamanın devrişleri insanda kusur arar durular. Kusursuz anlayacak Allah vardır.kusur arar durular. Kusursuz anlayacak Allah vardır. Kusursuz insan olur mu?Kusursuz insan olur mu? Bak bunu da iyi dinle.Bak bunu da iyi dinle. ...... yayla ok atıyorlar yayayla ok atıyorlar ya İçinde, yayın içinde oku da var.İçinde, yayın içinde oku da var. Onun kucağını almış, öyle bekliyor oku.Onun kucağını almış, öyle bekliyor oku. Kendiden ürüğe atar oku, ok yaman.Kendiden ürüğe atar oku, ok yaman. Fakat çekip de bıraktığı vakitte bu ok,Fakat çekip de bıraktığı vakitte bu ok, hani evvelki kucağındaydı,hani evvelki kucağındaydı, şimdi gitti uzaklara.şimdi gitti uzaklara. Bugünün insanı seni kucaklar böyle dost diyerektenBugünün insanı seni kucaklar böyle dost diyerekten fakat attığı vakitte tekmeyi öyle vurur kifakat attığı vakitte tekmeyi öyle vurur ki bir daha kımıldaması bile zor olur insanın.bir daha kımıldaması bile zor olur insanın.
Hakkı sana dost olan Mevla'dır. Bak, bunu güzel söylüyor.

Hakkı sana dost olan Mevla'dır. Bak, bunu güzel söylüyor.

Hakkı sana dost olan Mevla'dır.

Hakkı sana dost olan Mevla'dır.

Hem atadan, hem anadan sana evladır.

Hem atadan, hem anadan sana evladır.
Atan Anan,Atan Anan, birer sebep. Asıl sana lazım olanbirer sebep. Asıl sana lazım olan Mevla Anneye hürmet ediyor insan,Mevla Anneye hürmet ediyor insan, babaya hürmet ediyor,babaya hürmet ediyor, dünyaya geldiğimizde sebep oldu,dünyaya geldiğimizde sebep oldu, yedirdiler, içirdiler diyerekten.yedirdiler, içirdiler diyerekten. Onlara hürmet ve saygıyı boynumuza borç sayıyoruz da. Onlara hürmet ve saygıyı boynumuza borç sayıyoruz da. Anamızı, babamızı veAnamızı, babamızı ve bütün varlıkları yaratan Allah-u Teala'yabütün varlıkları yaratan Allah-u Teala'ya hürmet, saygı nerede kaldı?hürmet, saygı nerede kaldı? Mecnundur o kıblesi Leyla'dır. Leyla'da murat dünyadır.Mecnundur o kıblesi Leyla'dır. Leyla'da murat dünyadır. Bu Mecnun ve Leyla'nın hikayesini söylüyorBu Mecnun ve Leyla'nın hikayesini söylüyor ama Leyla'da murat, burada dünya.ama Leyla'da murat, burada dünya. Kıblesi dünya olan delidir.Kıblesi dünya olan delidir.
Mevla'ya teveccüh etse.

Mevla'ya teveccüh etse.

Hakkı iki cihanda cana rahman.

Hakkı iki cihanda cana rahman.
Kafidir yani. Hakkı iki cihanda cana rahman bes.Kafidir yani. Hakkı iki cihanda cana rahman bes. ****** oku ki Kur'an bes.oku ki Kur'an bes. Kafir Allah'ın kelamı.Kafir Allah'ın kelamı. Allah'ın kelamı kafir. Ne anlıyor?Allah'ın kelamı kafir. Ne anlıyor?

Tenhada kütüp, seninle yaran bes.


Tenhada kütüp, seninle yaran bes.

Bu kadar kitaplar var ya, onlarla meşgul olsa

Bu kadar kitaplar var ya, onlarla meşgul olsa
insan ne isterdi?insan ne isterdi?
Olmazsa kütüp, gönülde canan bes.

Olmazsa kütüp, gönülde canan bes.
Eğer okumak bilmiyorsan gönlün Mevla'yla olsa sana kafidir.Eğer okumak bilmiyorsan gönlün Mevla'yla olsa sana kafidir.

Allah cümlemizi affetsin.


Allah cümlemizi affetsin.
Tevfikatı samadaniyesine hazırlasın.Tevfikatı samadaniyesine hazırlasın.

Hadi merhumun ruhu için. Üç kulvallah, bir elham okuyalım.


Hadi merhumun ruhu için. Üç kulvallah, bir elham okuyalım.
Bismillahirrahmanirrahim.Bismillahirrahmanirrahim.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2