Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Orucun Fazîletleri ve İncelikleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

28 Şa'bân 1421 / 24.11.2000
AKRA- İsveç

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Ramazan’da Mânevî Değişiklikler, Orucun Allah İndindeki Değeri, Orucun Sevabını Kaçırtan Şeyler, Oruçta | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Orucun Fazîletleri ve İncelikleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

28 Şa'bân 1421 / 24.11.2000
AKRA- İsveç

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Ramazan’da Mânevî Değişiklikler, Orucun Allah İndindeki Değeri, Orucun Sevabını Kaçırtan Şeyler, Oruçta | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh. es-Selâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh.

Aziz ve sevgili kardeşlerim! Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Allahu Teâlâ hazretleri, dünya ve âhiretin hayırlarına cümlenizi erdirsin. Allahu Teâlâ hazretleri, dünya ve âhiretin hayırlarına cümlenizi erdirsin.

Bu cuma sohbetimi, Ramazan'ın bu hafta içinde başlaması dolayısıylaBu cuma sohbetimi, Ramazan'ın bu hafta içinde başlaması dolayısıyla oruçla ilgili hadisler üzerinden yapmak istiyorum.oruçla ilgili hadisler üzerinden yapmak istiyorum. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'inPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in oruçla ilgili hadîs-i şerîflerinden bir kısmını okumak istiyorum. oruçla ilgili hadîs-i şerîflerinden bir kısmını okumak istiyorum.

Önce şunu beyan edelim ki oruç ayı Ramazan geldiği zaman çevremizdeki mânevî âlem değişikliğe uğrar.Önce şunu beyan edelim ki oruç ayı Ramazan geldiği zaman çevremizdeki mânevî âlem değişikliğe uğrar. Bu hususta çeşitli hadîs-i şerîfler var. Onlardan bir tanesini Râmûz'dan okuyorum. Bu hususta çeşitli hadîs-i şerîfler var. Onlardan bir tanesini Râmûz'dan okuyorum. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyuruyor: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyuruyor:

İzâ câe şehr-u ramadâne fütihat ebvâbü'l-cenneti ve ğullikat ebvâbü'n-nâriİzâ câe şehr-u ramadâne fütihat ebvâbü'l-cenneti ve ğullikat ebvâbü'n-nâri ve suffideti'ş-şeyâtînü ve nâdâ münâdin:ve suffideti'ş-şeyâtînü ve nâdâ münâdin: Yâ tâlibe'l-hayri helümme ve yâ tâlibe'ş-şerri aksır hattâ yensaliha'ş-şehrü. Yâ tâlibe'l-hayri helümme ve yâ tâlibe'ş-şerri aksır hattâ yensaliha'ş-şehrü.

Utbetü'bnü Abd'den Taberânî rivayet eylemiş. Utbetü'bnü Abd'den Taberânî rivayet eylemiş.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki:Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki: İzâ câe şehr-u ramadâne. "Ramazan ayı geldiği zaman." İzâ câe şehr-u ramadâne. "Ramazan ayı geldiği zaman." Fütihat ebvâbü'l-cenneti. "Cennetin kapıları açılır." Fütihat ebvâbü'l-cenneti. "Cennetin kapıları açılır."

Bu bir değişiklik, mânevî âlemin en büyük değişikliklerinden. Bu bir değişiklik, mânevî âlemin en büyük değişikliklerinden.

Ve ğullikat ebvâbü'n-nâri. "Cehennemin kapıları kapatılır."Ve ğullikat ebvâbü'n-nâri. "Cehennemin kapıları kapatılır." Ve suffideti'ş-şeyâtînü. "Ve şeytanlar zincirlere vurulur, zincirlerle bağlanır." Ve suffideti'ş-şeyâtînü. "Ve şeytanlar zincirlere vurulur, zincirlerle bağlanır."

Bu hadîs-i şerîf üç değişikliği ifade etmiş oluyor. Bu hadîs-i şerîf üç değişikliği ifade etmiş oluyor.

Ve nâdâ münâdin. "Bir seslenici seslenir ki bir münâdî nidâ eyler ki:"Ve nâdâ münâdin. "Bir seslenici seslenir ki bir münâdî nidâ eyler ki:" Yâ tâlibe'l-hayri. "Ey hayrı talep eden, ey hayır isteyen!" Helümme. "Gel." Yâ tâlibe'l-hayri. "Ey hayrı talep eden, ey hayır isteyen!" Helümme. "Gel." Ve yâ tâlibe'ş-şerri. "Ey şerri isteyen!" Aksır. "Geri dur, kötülüğü yapma!"Ve yâ tâlibe'ş-şerri. "Ey şerri isteyen!" Aksır. "Geri dur, kötülüğü yapma!" Hattâ yensaliha'ş-şehrü. "Bu mübarek ay gidinceye kadar, bu durum böyle devam eder." Hattâ yensaliha'ş-şehrü. "Bu mübarek ay gidinceye kadar, bu durum böyle devam eder."

Diğer bir hadîs-i şerîfinde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: Diğer bir hadîs-i şerîfinde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

İzâ dehale şehr-u ramadâne emera'llâhu teâlâ hamelete'l-arşi en-yeküffû ani't-tesbîhiİzâ dehale şehr-u ramadâne emera'llâhu teâlâ hamelete'l-arşi en-yeküffû ani't-tesbîhi ve yestağfirû li-ümmet-i Muhammedin ve'l-mü'minîne. ve yestağfirû li-ümmet-i Muhammedin ve'l-mü'minîne.

Hz. Ali Efendimiz radıyallahu anh'ten rivayet edilen bu ikinci hadîs-i şerîfteHz. Ali Efendimiz radıyallahu anh'ten rivayet edilen bu ikinci hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki:

İzâ dehale şehr-u ramadâne. "Ramazan ayı girdiği zaman." Emera'llâhu Teâlâ. İzâ dehale şehr-u ramadâne. "Ramazan ayı girdiği zaman." Emera'llâhu Teâlâ. "Allahu Teâlâ hazretleri emir buyurur, ferman buyurur.""Allahu Teâlâ hazretleri emir buyurur, ferman buyurur." Hamelete'l-arşi. "Arş-ı Âzam'ı, Arşullah'ı taşıyan Hamele-i Arş isimli meleklere emreder." Hamelete'l-arşi. "Arş-ı Âzam'ı, Arşullah'ı taşıyan Hamele-i Arş isimli meleklere emreder."

En-yeküffû ani't-tesbîhi.En-yeküffû ani't-tesbîhi. Onların işi, görevleri "Sübhânallah" diyerek Cenâb-ı Hakk'ı daima tesbih etmek. Onların işi, görevleri "Sübhânallah" diyerek Cenâb-ı Hakk'ı daima tesbih etmek.

"O tesbihi bırakmalarını ister." "O tesbihi bırakmalarını ister." Ve yestağfirû li-ümmet-i Muhammedin. "Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in ümmeti için."Ve yestağfirû li-ümmet-i Muhammedin. "Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in ümmeti için." Ve'l-mü'minîne. "Ve mü'minler için istiğfar etmelerini emreder." Ve'l-mü'minîne. "Ve mü'minler için istiğfar etmelerini emreder."

"Bu ay geldiği zaman, hamele-i Arş melekleri, muazzam melekler, "Bu ay geldiği zaman, hamele-i Arş melekleri, muazzam melekler, büyük melekler mü'minler için dua ederler." büyük melekler mü'minler için dua ederler."

Oruç, ta eskilerden beri, Âdem aleyhisselam zamanından beri, mü'minlere emredilen bir büyük ibadet.Oruç, ta eskilerden beri, Âdem aleyhisselam zamanından beri, mü'minlere emredilen bir büyük ibadet. O zamandan beri bu yapılagelmiş.O zamandan beri bu yapılagelmiş. Onun için mü'minlere Arş-ı Âzam'ın hamele-i Arş melekleri,Onun için mü'minlere Arş-ı Âzam'ın hamele-i Arş melekleri, o Arş'ı taşıyan melekler tevbe ve istiğfar ediyorlar. Afv u mağfiret talep ediyorlar.o Arş'ı taşıyan melekler tevbe ve istiğfar ediyorlar. Afv u mağfiret talep ediyorlar. Meleklerin afv u mağfiret talep etmesi, çok büyük bir değişiklik, Meleklerin afv u mağfiret talep etmesi, çok büyük bir değişiklik, Cenâb-ı Hakk'ın mü'minlere ulaşması için güzel bir vesile, mübarek bir vesile.Cenâb-ı Hakk'ın mü'minlere ulaşması için güzel bir vesile, mübarek bir vesile. Peygamber Efendimiz'in devresi geldiği zaman daPeygamber Efendimiz'in devresi geldiği zaman da artık o zamanın mü'minleri Ümmet-i Muhammed olmuş oluyor; onlar için dua ediyorlar. artık o zamanın mü'minleri Ümmet-i Muhammed olmuş oluyor; onlar için dua ediyorlar.

İşte bu mübarek ay, bu mânevî değişikliklerin, daha başka mânevî değişikliklerin,İşte bu mübarek ay, bu mânevî değişikliklerin, daha başka mânevî değişikliklerin, yerlerdeki, göklerdeki değişikliklerin olduğu ay. yerlerdeki, göklerdeki değişikliklerin olduğu ay. Ramazan girince akşamüstü, yatsı namazının arkasından,Ramazan girince akşamüstü, yatsı namazının arkasından, orucun kendine mahsus ibadeti olan "teravih namazı" kılınacak.orucun kendine mahsus ibadeti olan "teravih namazı" kılınacak. O da artık camilerin şenlenmesi, minarelerin kandillerle donanması, salât u selâm ve diğer tesbihâtO da artık camilerin şenlenmesi, minarelerin kandillerle donanması, salât u selâm ve diğer tesbihât ve güzel Kur'ân-ı Kerîm kıraatleriyle şenlenmesi başlayacak. ve güzel Kur'ân-ı Kerîm kıraatleriyle şenlenmesi başlayacak. Teravih namazını kıldıktan sonra, gece yapılacak iş, oruç için sahura kalkmak. Teravih namazını kıldıktan sonra, gece yapılacak iş, oruç için sahura kalkmak.

Sahura kalkmak sünnettir ve berekettir.Sahura kalkmak sünnettir ve berekettir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem az bir şeyle dahi olsaPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem az bir şeyle dahi olsa hafif bir şey atıştırmak tarzında bile olsa sahurun yapılmasını tavsiye buyuruyor. hafif bir şey atıştırmak tarzında bile olsa sahurun yapılmasını tavsiye buyuruyor.

Bazıları diyorlar ki "Uykuyu bölmeyelim. Akşamdan yediğimiz yeter, ben dayanabilirim."Bazıları diyorlar ki "Uykuyu bölmeyelim. Akşamdan yediğimiz yeter, ben dayanabilirim." Halbuki "İbadet kastıyla, Allah'ın rızasını kazanmak Halbuki "İbadet kastıyla, Allah'ın rızasını kazanmak Peygamber Efendimiz'in sünnetine uymakla olacak." diyerek,Peygamber Efendimiz'in sünnetine uymakla olacak." diyerek, "Efendimiz'in sünnetidir." diyerek sahura kalkacağız. "Efendimiz'in sünnetidir." diyerek sahura kalkacağız. Dinleyen kardeşlerimin de kalkmaları uygun olur.Dinleyen kardeşlerimin de kalkmaları uygun olur. Bir de sahura kalkınca insan bir şey daha kazanmış oluyor;Bir de sahura kalkınca insan bir şey daha kazanmış oluyor; gece namazını kılmak için uyanmış oluyor, yatağından kalkmış oluyor. gece namazını kılmak için uyanmış oluyor, yatağından kalkmış oluyor.

Geceleyin kılınan teheccüt namazı da dünyadanGeceleyin kılınan teheccüt namazı da dünyadan ve dünyanın içindeki her şeyden daha hayırlı olan bir namaz.ve dünyanın içindeki her şeyden daha hayırlı olan bir namaz. İnsanı çok büyük mânevî kârlara erdiren bir namaz.İnsanı çok büyük mânevî kârlara erdiren bir namaz. Onun için akşamdan yer yatarsan uykuyu bütün tutmuş olursunOnun için akşamdan yer yatarsan uykuyu bütün tutmuş olursun ama hem sahurun bereketini kaçırmış olursun hem de gece namazını, teheccüdü kaçırmış olursun. ama hem sahurun bereketini kaçırmış olursun hem de gece namazını, teheccüdü kaçırmış olursun.

İnsan iki büyük kârı düşünmeli; birisi, teheccüd namazı.İnsan iki büyük kârı düşünmeli; birisi, teheccüd namazı. Hemen kalkar kalkmaz abdest alıp teheccüd namazını kılmalı.Hemen kalkar kalkmaz abdest alıp teheccüd namazını kılmalı. Ondan sonra sahuru küçük veya büyük bir hazırlıkla, az veya çok bir şeyle yapmalı. Ondan sonra sahuru küçük veya büyük bir hazırlıkla, az veya çok bir şeyle yapmalı. Bir hurma da olsa bir bardak su veya süt gibi bir şey de olsa sahur olur.Bir hurma da olsa bir bardak su veya süt gibi bir şey de olsa sahur olur. Artık hanım filan da kalkar da güzel, aile boyu,Artık hanım filan da kalkar da güzel, aile boyu, bir tatlı mânevî lezzet içinde güzel bir sahur yapılırsa o da olur.bir tatlı mânevî lezzet içinde güzel bir sahur yapılırsa o da olur. Böyle güzel şeyler çocukların hafızasında silinmez izler bırakır. Böyle güzel şeyler çocukların hafızasında silinmez izler bırakır.

Oruç, çok önemli bir ibadettir. Üzerinde ne kadar izahat versek az gelir.Oruç, çok önemli bir ibadettir. Üzerinde ne kadar izahat versek az gelir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in, yine Râmûz'da rivayet edilen, Abdullah b. Mübarek'inPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in, yine Râmûz'da rivayet edilen, Abdullah b. Mübarek'in bizim neşrettiğimiz Kitâbü'z-zühd isimli eserinde de olan bir hadîs-i şerîfi var: bizim neşrettiğimiz Kitâbü'z-zühd isimli eserinde de olan bir hadîs-i şerîfi var:

Li-külli şey'in bâbün ve bâbü'l-ibâdeti es-savmü.Li-külli şey'in bâbün ve bâbü'l-ibâdeti es-savmü. "Her şeyin bir kapısı, bir girişi, bir yolu, yöntemi vardır; usulüne uygun olarak başlangıcı vardır."Her şeyin bir kapısı, bir girişi, bir yolu, yöntemi vardır; usulüne uygun olarak başlangıcı vardır. İbadetin kapısı da oruçtur." İbadetin kapısı da oruçtur."

Oruçla Cenâb-ı Hakk'ın istediği güzel ibadetler yapılmış olur. Oruç çok önemli bir ibadettir. Oruçla Cenâb-ı Hakk'ın istediği güzel ibadetler yapılmış olur. Oruç çok önemli bir ibadettir. Allahu Teâlâ hazretleri insanın arzularını, yeme içme arzusunu ve şehvetiniAllahu Teâlâ hazretleri insanın arzularını, yeme içme arzusunu ve şehvetini kendi rızası için hakkı olduğu, meşru olduğu, haram olmadığı haldekendi rızası için hakkı olduğu, meşru olduğu, haram olmadığı halde bırakmasından çok çok razı oluyor, hoşnut oluyor. bırakmasından çok çok razı oluyor, hoşnut oluyor.

Buhârî ve Müslim'in rivayet ettiği hadîs-i şerîfte şöyle buyruluyor: Buhârî ve Müslim'in rivayet ettiği hadîs-i şerîfte şöyle buyruluyor:

Ve'llezî nefsî bi-yedihî le-hulûfü fe-mi's-sâimi atyebü inda'llâhi min-rîhi'l-miski.Ve'llezî nefsî bi-yedihî le-hulûfü fe-mi's-sâimi atyebü inda'llâhi min-rîhi'l-miski. Yekûlü'llâhü azze ve celle innemâ yezeru şehvetehû ve taâmehûYekûlü'llâhü azze ve celle innemâ yezeru şehvetehû ve taâmehû ve şerâbehû li-eclî fe-savmü lî ve ene eczî bihî. ve şerâbehû li-eclî fe-savmü lî ve ene eczî bihî.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yeminle başlıyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yeminle başlıyor.

Ve'llezî nefsî bi-yedihî. "Canım kudreti elinde olan Rabbim'e, Ve'llezî nefsî bi-yedihî. "Canım kudreti elinde olan Rabbim'e, Allahu Teâlâ hazretlerine yemin olsun ki!" Allahu Teâlâ hazretlerine yemin olsun ki!"

Allah'a böyle yemin ediyor: "Nefsim elinde olan Allah'a" demenin mânası ne? Allah'a böyle yemin ediyor:

"Nefsim elinde olan Allah'a" demenin mânası ne?

"Dilerse hayatımı sürdürür dilerse sona erdirir. "Dilerse hayatımı sürdürür dilerse sona erdirir. İsterse yaşatır isterse öldürür isterse hayra sevkeder.İsterse yaşatır isterse öldürür isterse hayra sevkeder. Her şey Cenâb-ı Hakk'ın kudretinin elinde olduğu için; Her şey Cenâb-ı Hakk'ın kudretinin elinde olduğu için;

Ve'llezî nefsî bi-yedihî diye bu tarzda yemini çok yapardı. Ve'llezî nefsî bi-yedihî diye bu tarzda yemini çok yapardı.

"Şu canımın, nefsimin elinde olduğu Allah'a yemin ederim ki" Le-hulûfü fe-mi's-sâimi. "Şu canımın, nefsimin elinde olduğu Allah'a yemin ederim ki" Le-hulûfü fe-mi's-sâimi. "Oruçlunun ağzının kokusu." O çirkin bir kokudur. Aç kalınca insanın ağzı biraz koku yapar. "Oruçlunun ağzının kokusu."

O çirkin bir kokudur. Aç kalınca insanın ağzı biraz koku yapar.

Atyebu inda'llâhi min-rîhi'l-miski. "Ama bu ağız kokusu, Allahu Teâlâ hazretlerinin nazarında, Atyebu inda'llâhi min-rîhi'l-miski. "Ama bu ağız kokusu, Allahu Teâlâ hazretlerinin nazarında, ind-i ilâhîsinde, misk kokusundan bile daha hoştur." ind-i ilâhîsinde, misk kokusundan bile daha hoştur."

Evet, dünya gözüyle, maddi gözle insanın keyfine, zevkine, bakışına göreEvet, dünya gözüyle, maddi gözle insanın keyfine, zevkine, bakışına göre kokladığı zaman hoşuna gitmeyen bir kokudur oruçlunun, aç bir insanın nefesinin kokması, ağzının kokması;kokladığı zaman hoşuna gitmeyen bir kokudur oruçlunun, aç bir insanın nefesinin kokması, ağzının kokması; Ama Allah indinde misk kokusundan daha makbuldür. Çünkü Allah için yemeğini yemedi. Açlığı Allah için. Ama Allah indinde misk kokusundan daha makbuldür. Çünkü Allah için yemeğini yemedi. Açlığı Allah için.

Yekûlü'llâhu azze ve celle. "Çok azîz ve pek celîl olan Allahu Teâlâ hazretleri der ki:"Yekûlü'llâhu azze ve celle. "Çok azîz ve pek celîl olan Allahu Teâlâ hazretleri der ki:" İnnemâ yezeru şehvetehû ve taâmehû ve şerâbehû.İnnemâ yezeru şehvetehû ve taâmehû ve şerâbehû. "Bu kulum şehvetini, yemek yemesini ve su içmesini terk ediyor.""Bu kulum şehvetini, yemek yemesini ve su içmesini terk ediyor." Li-eclî. ""Benim rızam için benim için terk ediyor." Onun için Allah seviyor. Li-eclî. ""Benim rızam için benim için terk ediyor."

Onun için Allah seviyor.

Fe-savmu lî. "Binaenaleyh benim için terk ettiğinden; yemesini, içmesini ve şehvetiniFe-savmu lî. "Binaenaleyh benim için terk ettiğinden; yemesini, içmesini ve şehvetini benim için bıraktığından, oruç benim içindir, benimdir." Ve ene eczî bihî.benim için bıraktığından, oruç benim içindir, benimdir." Ve ene eczî bihî. "Ve orucu ben mükâfatlandıracağım!" "Ve orucu ben mükâfatlandıracağım!"

İnsan Allah rızası için aç durduğu için, Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ oruçluyu seviyor.İnsan Allah rızası için aç durduğu için, Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ oruçluyu seviyor. Bu durum bu hadîs-i şerîfte de beyan olunmuş oldu. Bu durum bu hadîs-i şerîfte de beyan olunmuş oldu.

Demek ki ibadetin kapısı, girişi oruçtur, Cenâb-ı Hakk'a güzel kul olmanın yolu budur. Demek ki ibadetin kapısı, girişi oruçtur, Cenâb-ı Hakk'a güzel kul olmanın yolu budur.

Cenâb-ı Hak bir ay oruç tutmayı mü'minlere farz kılmıştır. Bu çok güzel bir mevsim oluyor.Cenâb-ı Hak bir ay oruç tutmayı mü'minlere farz kılmıştır. Bu çok güzel bir mevsim oluyor. Bir ay oruç tutarak bu değişik havaya girmek; insanın nefsinin ıslahı, ibadetlerinin makbul olmasıBir ay oruç tutarak bu değişik havaya girmek; insanın nefsinin ıslahı, ibadetlerinin makbul olması ve büyük sevaplar kazanması, mânevî bakımdan terakki etmesi, ıslah olması, kendisini süzmesi,ve büyük sevaplar kazanması, mânevî bakımdan terakki etmesi, ıslah olması, kendisini süzmesi, sâfîleştirmesi bakımından çok güzel, uzun bir eğitim zamanı oluyor. sâfîleştirmesi bakımından çok güzel, uzun bir eğitim zamanı oluyor.

29 veya 30 gün. Ârâbî ayların bazen 29 bazen 30 olmasına göre, bir hilâlin görünmesinden başlanıyor;29 veya 30 gün. Ârâbî ayların bazen 29 bazen 30 olmasına göre, bir hilâlin görünmesinden başlanıyor; o akşam teravih kılınıp sahura kalkılıyor.o akşam teravih kılınıp sahura kalkılıyor. Akşam güneş battıktan sonra tekrar nev hilâlin,Akşam güneş battıktan sonra tekrar nev hilâlin, yeni hilâlin görünmesi üzerine artık Ramazan'ın bittiği anlaşılıyor.yeni hilâlin görünmesi üzerine artık Ramazan'ın bittiği anlaşılıyor. Ondan sonraki ayın, Şevval ayının başladığı anlaşılıyor.Ondan sonraki ayın, Şevval ayının başladığı anlaşılıyor. Böyle iki hilâlin görünmesi arasındaki zaman bazen 29 bazen 30 olur.Böyle iki hilâlin görünmesi arasındaki zaman bazen 29 bazen 30 olur. Çünkü ayın dünya etrafındaki dönüşü 29 buçuk gündür.Çünkü ayın dünya etrafındaki dönüşü 29 buçuk gündür. Bu buçuk bazen bir tarafa eklenir bazen öbür tarafa eklenir.Bu buçuk bazen bir tarafa eklenir bazen öbür tarafa eklenir. Öbür tarafa eklendiği zaman bu taraf 29 kalır, eklenen kısım 30 olur; mesele bu.Öbür tarafa eklendiği zaman bu taraf 29 kalır, eklenen kısım 30 olur; mesele bu. İntizamsızlık gibi görünen bu durum; ayın dünyanın etrafındaki dönüşünün tam 30 günde olmayıpİntizamsızlık gibi görünen bu durum; ayın dünyanın etrafındaki dönüşünün tam 30 günde olmayıp 29 gün 12 saat küsurda olmasındandır. Bir aylık, güzel bir ciddi eğitim.29 gün 12 saat küsurda olmasındandır.

Bir aylık, güzel bir ciddi eğitim.
Oruçla ibadetin kapısından içeriye giriyoruz.Oruçla ibadetin kapısından içeriye giriyoruz. İbadet; ondan sonra da Ramazan'ın günlerinin geçiriliş şekli ile ilgili oluyor. İbadet; ondan sonra da Ramazan'ın günlerinin geçiriliş şekli ile ilgili oluyor. Sen oruç tutuyorsun, kapıdan girdin.Sen oruç tutuyorsun, kapıdan girdin. Tamam, Cenâb-ı Hakk'ın rızası âlemine kapıdan girdin; ibadet, güzel kulluk başladı.Tamam, Cenâb-ı Hakk'ın rızası âlemine kapıdan girdin; ibadet, güzel kulluk başladı. O zaman güzel kulluk yapacaksın.O zaman güzel kulluk yapacaksın. Sabahtan akşama sözüne, hareketine dikkat edeceksin, neyle meşgul olduğunu gözleyeceksin,Sabahtan akşama sözüne, hareketine dikkat edeceksin, neyle meşgul olduğunu gözleyeceksin, âzâlarını günahlardan koruyacaksın.âzâlarını günahlardan koruyacaksın. Haramlardan kendini şiddetli bir şekilde hıfzedeceksin ki o zaman içine girdiğin ibadet âlemindeHaramlardan kendini şiddetli bir şekilde hıfzedeceksin ki o zaman içine girdiğin ibadet âleminde yaptığın güzel şeylerle orucun kıymetlensin ve senin afv u mağfiretine sebep olsun. yaptığın güzel şeylerle orucun kıymetlensin ve senin afv u mağfiretine sebep olsun.

Oruç güzel tutulursa Ramazan ayı Allahu Teâlâ hazretlerinin sevdiği vech ile îfâ edilir,Oruç güzel tutulursa Ramazan ayı Allahu Teâlâ hazretlerinin sevdiği vech ile îfâ edilir, başarılırsa bunun mükâfatı çok büyük.başarılırsa bunun mükâfatı çok büyük. Kulun cennetlik olmasına, bütün günahlarının afv u mağfiret olmasına sebep olur.Kulun cennetlik olmasına, bütün günahlarının afv u mağfiret olmasına sebep olur. Dikkat edilmesi gereken, hemen işin başında, kuvvetli bir şekilde vurgulayıpDikkat edilmesi gereken, hemen işin başında, kuvvetli bir şekilde vurgulayıp hatırlatmamız gereken bir husus var; onu mutlaka söylemeliyiz. hatırlatmamız gereken bir husus var; onu mutlaka söylemeliyiz.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem; Câbir radıyallahu anh'ten,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem; Câbir radıyallahu anh'ten, Enes radıyallahu anh'ten rivayet edildiğine göre şöyle buyurmuş: Enes radıyallahu anh'ten rivayet edildiğine göre şöyle buyurmuş:

Hamsün sâimü el-kezibü ve'l-gıybetü ve'n-nemîmetü ve'l-yemînü'l-kâzibetü ve'n-nazaru bi'ş-şehveti. Hamsün sâimü el-kezibü ve'l-gıybetü ve'n-nemîmetü ve'l-yemînü'l-kâzibetü ve'n-nazaru bi'ş-şehveti.

Oruçlu su içmeyecek, bir; yemek yemeyecek, iki. Bir de hep sorarlar; "Denize girilir mi, girilmez mi?" Oruçlu su içmeyecek, bir; yemek yemeyecek, iki.

Bir de hep sorarlar; "Denize girilir mi, girilmez mi?"

Geçen gün hadîs-i şerîfte geçti.Geçen gün hadîs-i şerîfte geçti. Girilmemesini Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hadîs-i şerîfte bildiriyor.Girilmemesini Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hadîs-i şerîfte bildiriyor. Kimse de hadîs-i şerîfleri dikkatli okumadığı için halkımız da bunu bilmiyor.Kimse de hadîs-i şerîfleri dikkatli okumadığı için halkımız da bunu bilmiyor. Gazetelerde; "Olur mu, olmaz mı?" diye akıl yürütüyorlar.Gazetelerde; "Olur mu, olmaz mı?" diye akıl yürütüyorlar. Halbuki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hükmünü zaten söylemiş, beyan etmiş.Halbuki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hükmünü zaten söylemiş, beyan etmiş. Demek ki teferruatı, incelikleri öğrenecek yerDemek ki teferruatı, incelikleri öğrenecek yer Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mübarek hadîs-i şerîfleri.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mübarek hadîs-i şerîfleri. Ona müracaat etmedi mi insanlar ortada kalıyor, ne yapacağını bilemiyor; hatalı işler de yapıyorlar. Ona müracaat etmedi mi insanlar ortada kalıyor, ne yapacağını bilemiyor; hatalı işler de yapıyorlar.

Yemeyecek, tamam. Yemek yemeyecek, ağzına lokma koymayacak.Yemeyecek, tamam. Yemek yemeyecek, ağzına lokma koymayacak. Teferruatı artık fıkıh kitaplarında anlatılan şekilde; incelikleri, hudutları, sınırları.Teferruatı artık fıkıh kitaplarında anlatılan şekilde; incelikleri, hudutları, sınırları. Su da içmeyecek, şehvetini de terk edecek. Su da içmeyecek, şehvetini de terk edecek. Evliyse hanımına yaklaşmayacak, bekarsa başka türlü yönlerdenEvliyse hanımına yaklaşmayacak, bekarsa başka türlü yönlerden kendisini tehlikeye düşürecek işler yapmayacak. Şehvetini de engelleyecek. Başka? kendisini tehlikeye düşürecek işler yapmayacak. Şehvetini de engelleyecek.

Başka?

Ahali bu kadar sanıyor, "sadece bu üçü var" zannediyor.Ahali bu kadar sanıyor, "sadece bu üçü var" zannediyor. Çok meşhur olan üç tanesi olduğundan, başka bir şey düşünmüyor.Çok meşhur olan üç tanesi olduğundan, başka bir şey düşünmüyor. Hâlbuki oruç bir kapı, içine girdiğin âlem de ibadet âlemi. Hâlbuki oruç bir kapı, içine girdiğin âlem de ibadet âlemi.

İbadet sadece aç kalmak, susuz kalmak, şehvetinden uzaklaşmak değil, daha başka şeyler de var.İbadet sadece aç kalmak, susuz kalmak, şehvetinden uzaklaşmak değil, daha başka şeyler de var. Âzâlarını günahlarından da korumak ibadet, buna "takvâ" deniyor; sakınmak, korumak.Âzâlarını günahlarından da korumak ibadet, buna "takvâ" deniyor; sakınmak, korumak. Onu yapmadığı zaman, orucun sevabı kaçıyor.Onu yapmadığı zaman, orucun sevabı kaçıyor. Nitekim bu okuduğum hadîs-i şerîfte sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz nasıl buyurmuş? Nitekim bu okuduğum hadîs-i şerîfte sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz nasıl buyurmuş?

Hamsün. "Beş şey var ki." Yuftırne's-sâimü. "Oruçluyu iftar ettirir, orucunu bozar." Hamsün. "Beş şey var ki." Yuftırne's-sâimü. "Oruçluyu iftar ettirir, orucunu bozar."

İftar etmiş gibi oruçlunun sevabını kaçırttırır. İftar etmiş gibi oruçlunun sevabını kaçırttırır. Burada orucunun bozulduğunu söyleyince; bunları yapan kimse; "Nasıl olsa benim orucum bozuldu." der deBurada orucunun bozulduğunu söyleyince; bunları yapan kimse; "Nasıl olsa benim orucum bozuldu." der de bir de yemeye içmeye kalkarsa bu sefer kefaret de gerekir.bir de yemeye içmeye kalkarsa bu sefer kefaret de gerekir. Mânevî bakımdan bozuluyor, onu hatırlatıyorum. Önce okuyalım: Mânevî bakımdan bozuluyor, onu hatırlatıyorum.

Önce okuyalım:

Beş şey oruçluya orucunu bozdurtur, iftar etmiş gibi yaptırtır. Beş şey oruçluya orucunu bozdurtur, iftar etmiş gibi yaptırtır.

Yuftırne's-sâimü. "Oruçluyu iftar ettirtir." Yuftırne's-sâimü. "Oruçluyu iftar ettirtir."

Akşam değil, günün ortasında iftar ettirtir; orucunu bozdurmuş olur. Akşam değil, günün ortasında iftar ettirtir; orucunu bozdurmuş olur.

1. el-Kezibü: Yalan; "Yalan söyledi mi, iftar etmiş gibi olur,1. el-Kezibü: Yalan; "Yalan söyledi mi, iftar etmiş gibi olur, yemiş içmiş gibi olur; orucun sevabı gider." 2. Ve'l-Gıybetü.yemiş içmiş gibi olur; orucun sevabı gider."

2. Ve'l-Gıybetü.
Gıybet; "Mecliste olmayan bir mü'min kardeşinin ayıplarını fâş etmek, söylemek, dedikodu yapmak." Gıybet; "Mecliste olmayan bir mü'min kardeşinin ayıplarını fâş etmek, söylemek, dedikodu yapmak."

3. Ve'n-Nemîmetü : "Birisinin lafını alıp ötekisine götürmek,3. Ve'n-Nemîmetü : "Birisinin lafını alıp ötekisine götürmek, ikisinin arasının bozulmasına sebep olacak haberi ona ulaştırmak." ikisinin arasının bozulmasına sebep olacak haberi ona ulaştırmak." Eski Türkçe'de buna "koğuculuk yapmak" deniliyor. Eski Türkçe'de buna "koğuculuk yapmak" deniliyor.

4. Ve'l-Yemînü'l-kâzibetü.4. Ve'l-Yemînü'l-kâzibetü. "Bir de mahkemede veyahut herhangi bir işin inandırıcı olması için yalan yere yemin etmek." "Bir de mahkemede veyahut herhangi bir işin inandırıcı olması için yalan yere yemin etmek."

Mahkemede olursa adaleti saptırıyor.Mahkemede olursa adaleti saptırıyor. Herhangi bir muamele de olursa karşı tarafı aldatıyor, aldatmaca olmuş oluyor.Herhangi bir muamele de olursa karşı tarafı aldatıyor, aldatmaca olmuş oluyor. Öbür tarafa da "gadir" oluyor. Mahkemede olunca yemin etti tamam ötekisinin hakkını aldın;Öbür tarafa da "gadir" oluyor. Mahkemede olunca yemin etti tamam ötekisinin hakkını aldın; zulüm ve gadir olmuş oluyor. 5. Ve'n-Nazaru bi'ş-şehveti: "Ve şehvetle bakmak.zulüm ve gadir olmuş oluyor.

5. Ve'n-Nazaru bi'ş-şehveti: "Ve şehvetle bakmak.
Bakmaması gereken bir cinse; erkekse kadına kadınsa erkeğe şehvetle bakması da orucu bozdurur.Bakmaması gereken bir cinse; erkekse kadına kadınsa erkeğe şehvetle bakması da orucu bozdurur. Oruçluyu iftar etmiş gibi yapar." Düşünelim; birisi öğleyin televizyonu açtı,Oruçluyu iftar etmiş gibi yapar."

Düşünelim; birisi öğleyin televizyonu açtı,
oradaki bir şeye şehvetle baktı yahut birisine bile bile yalan söyledi veyahut bir toplantıda gıybet ettioradaki bir şeye şehvetle baktı yahut birisine bile bile yalan söyledi veyahut bir toplantıda gıybet etti veyahut ticarethânesinde yalan yere yemin etti veyahut birinin lafını ötekisine taşıdı.veyahut ticarethânesinde yalan yere yemin etti veyahut birinin lafını ötekisine taşıdı. Farz edelim; burada yasaklanan kötü şeylerden birisini yaptı, böyle bir durumu düşünelim.Farz edelim; burada yasaklanan kötü şeylerden birisini yaptı, böyle bir durumu düşünelim. Sonra bu hadîs-i şerîften dolayı; "Ay benim orucum gitti!" dedi, üzüldü, pişman oldu.Sonra bu hadîs-i şerîften dolayı; "Ay benim orucum gitti!" dedi, üzüldü, pişman oldu. "Ben artık oruçlu değilim!" dedi; gitti, yedi, içti. Ne olur? "Ben artık oruçlu değilim!" dedi; gitti, yedi, içti.

Ne olur?

Mânevî bakımdan sevabı kaçırıyordu; Mânevî bakımdan sevabı kaçırıyordu; bu durum orucu maddî bakımdan da bozmuş olduğundan, bu sefer kefaret gerekir. bu durum orucu maddî bakımdan da bozmuş olduğundan, bu sefer kefaret gerekir. İnsan bu şekilde maddî bakımdan orucunu bozarsa ceza olarak 60 gün oruç tutması lazım,İnsan bu şekilde maddî bakımdan orucunu bozarsa ceza olarak 60 gün oruç tutması lazım, bir gün de kaza etmesi gerekiyor; 61 gün ediyor. bir gün de kaza etmesi gerekiyor; 61 gün ediyor.

O bakımdan bunları yapmayacağız ama bunlar kazara yapıldıysa;O bakımdan bunları yapmayacağız ama bunlar kazara yapıldıysa; "Nasıl olsa orucum bozuldu." diye de tekrar alenen yiyip içmeyeceğiz. Bunlar mânevî iş, ahlâkî kusur."Nasıl olsa orucum bozuldu." diye de tekrar alenen yiyip içmeyeceğiz. Bunlar mânevî iş, ahlâkî kusur. Ötekisi maddî bir şey. Böyle yaptığı zaman orucunu tamamen bozmaya kalkmayacak. Ötekisi maddî bir şey. Böyle yaptığı zaman orucunu tamamen bozmaya kalkmayacak.

Bir hadîs-i şerîf daha okuyalım: Bir hadîs-i şerîf daha okuyalım:

İnneme's-savmü cünnetün fe-izâ kâne ehadüküm sâimen fe-lâ yerfüsİnneme's-savmü cünnetün fe-izâ kâne ehadüküm sâimen fe-lâ yerfüs ve lâ yechel fe-inimruün kâtelehû ev şâtemehû fe'l-yekul innî sâimun, innî sâimun! ve lâ yechel fe-inimruün kâtelehû ev şâtemehû fe'l-yekul innî sâimun, innî sâimun!

Buhârî ve Müslim'de, Ebû Hüreyre'den rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf. Buhârî ve Müslim'de, Ebû Hüreyre'den rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf.

İnneme's-savmü cünnetün. "Oruç kalkandır." İnneme's-savmü cünnetün. "Oruç kalkandır."

Cünne. "Savaşta insanın kendisini oktan, kılıçtan korumak için kullandığı alet, kalkan" mânasına. Cünne. "Savaşta insanın kendisini oktan, kılıçtan korumak için kullandığı alet, kalkan" mânasına. "Oruç kalkan gibidir, kalkandır." demek, teşbih maksadıyla böyle söyleniyor."Oruç kalkan gibidir, kalkandır." demek, teşbih maksadıyla böyle söyleniyor. Nasıl kalkan insanı kılıçtan, oktan, düşmanın saldırısından koruyorsa Nasıl kalkan insanı kılıçtan, oktan, düşmanın saldırısından koruyorsa siper oluyorsa oruç da öyle bir şeydir. İnsanı fenalıktan korur, cehennemden de korur.siper oluyorsa oruç da öyle bir şeydir. İnsanı fenalıktan korur, cehennemden de korur. Cehenneme düşmemesini, cennete girmesini de sağlar. Cehenneme düşmemesini, cennete girmesini de sağlar.

Fe-izâ kâne ehadüküm sâimen.Fe-izâ kâne ehadüküm sâimen. "O halde bu işin olabilmesi için vaat edilen mükâfata erilebilmesi için sizden biriniz oruçluyken.""O halde bu işin olabilmesi için vaat edilen mükâfata erilebilmesi için sizden biriniz oruçluyken." Fe-lâ yerfüs. "Kötü, küfürlü, müstehcen laf söylemesin!" Fe-lâ yerfüs. "Kötü, küfürlü, müstehcen laf söylemesin!"

Türkçe'si; "Küfretmesin!" Türkçe'de "küfretmek, ağzını bozmak" mânasına. Türkçe'si; "Küfretmesin!" Türkçe'de "küfretmek, ağzını bozmak" mânasına.

Refese-yerfüsü de "o fuhşiyatı işlemek veya sözünü söylemek" mânasına geliyor.Refese-yerfüsü de "o fuhşiyatı işlemek veya sözünü söylemek" mânasına geliyor. Böyle yapmasın! Ağzını derli toplu tutacak, bozmayacak. Böyle yapmasın! Ağzını derli toplu tutacak, bozmayacak.

Ve lâ yechel: "Cahillik de etmesin!" Cahillik ne demek? Ve lâ yechel: "Cahillik de etmesin!"

Cahillik ne demek?

"Alim, fâzıl, kâmil bir insanın yapmasını doğru görmediği bir şeyi,"Alim, fâzıl, kâmil bir insanın yapmasını doğru görmediği bir şeyi, bunları düşünmediği için yapmak" demek.bunları düşünmediği için yapmak" demek. Cahillik demek, "okuma yazma bilmemek değil;Cahillik demek, "okuma yazma bilmemek değil; kendisini günaha sokacak şeyin günah olduğunu bilmeyip günahı işlemek" mânasına.kendisini günaha sokacak şeyin günah olduğunu bilmeyip günahı işlemek" mânasına. "Cahillik etmesin, ağzını bozmasın, küfretmesin!" "Cahillik etmesin, ağzını bozmasın, küfretmesin!"

İşte bunlar da deminki yalan ve gıybet gibi, orucun sevabını kaçıran şeyler. İşte bunlar da deminki yalan ve gıybet gibi, orucun sevabını kaçıran şeyler.

Fe-inimruün kâtelehû.Fe-inimruün kâtelehû. "Pekiyi karşı taraftaki bir adam bununla dalaşırsa mücadele ederse kavga ederse." "Pekiyi karşı taraftaki bir adam bununla dalaşırsa mücadele ederse kavga ederse." Ev şâtemehû. "Küfür etmeye kalkarsa, ağzını bozarsa." Cevap verecek mi? Ev şâtemehû. "Küfür etmeye kalkarsa, ağzını bozarsa."

Cevap verecek mi?

Fe'l-yekul: "Desin ki:" İnnî sâimun, innî sâimun. "Ben oruçluyum, ben oruçluyum!" Fe'l-yekul: "Desin ki:" İnnî sâimun, innî sâimun. "Ben oruçluyum, ben oruçluyum!"

Ya kendi kendine desin, kendini tutsun ya da karşı tarafın da duyacağı şekilde; Ya kendi kendine desin, kendini tutsun ya da karşı tarafın da duyacağı şekilde; artık onun nasıl olacağını söylemiyor Efendimiz.artık onun nasıl olacağını söylemiyor Efendimiz. "Ben oruçluyum, ben oruçluyum!" desin diye, iki defa tekrar buyurmuş. "Ben oruçluyum, ben oruçluyum!" desin diye, iki defa tekrar buyurmuş.

Kendisine; "Aman! Ben kendimi tutayım, bu adamın kötü davranışınaKendisine;

"Aman! Ben kendimi tutayım, bu adamın kötü davranışına
kötü bir muamele ederek orucumun sevabını kaçırmayayım!" demiş oluyor. kötü bir muamele ederek orucumun sevabını kaçırmayayım!" demiş oluyor.

Veyahut karşıdaki adama da; "Ben oruçluyum, ben oruçluyum, sana uymam!" demiş oluyor.Veyahut karşıdaki adama da;

"Ben oruçluyum, ben oruçluyum, sana uymam!" demiş oluyor.
Onun için orucun tutulması esnasında bu gibi hususlara dikkat etmek lazım. Etmezse ne olur? Onun için orucun tutulması esnasında bu gibi hususlara dikkat etmek lazım.

Etmezse ne olur?

Eline bir şey geçmez. Oruçtan hâsıl olacak muazzam kârları, sevapları, kazançları kaybeder.Eline bir şey geçmez. Oruçtan hâsıl olacak muazzam kârları, sevapları, kazançları kaybeder. Bir de işlediği günahın cezalarını da çeker. Bir de işlediği günahın cezalarını da çeker. Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, İmam Nesâî ve İbn Mâce'nin Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, İmam Nesâî ve İbn Mâce'nin Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet ettiğine göre şöyle buyurmuş: Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet ettiğine göre şöyle buyurmuş:

Kem min-sâimin leyse lehû min-savmihî illâ el-cû'u ve'l-ateşü. Kem min-sâimin leyse lehû min-savmihî illâ el-cû'u ve'l-ateşü.

Kem min-sâimin. "Nice oruç tutan insan vardır ki." Leyse lehû min-savmihî illâ el-cû'u ve'l-ateşü.Kem min-sâimin. "Nice oruç tutan insan vardır ki." Leyse lehû min-savmihî illâ el-cû'u ve'l-ateşü. "Onun tuttuğu oruçtan kendisine aç kalmaktan, susuz kalmaktan başka bir şey yoktur."Onun tuttuğu oruçtan kendisine aç kalmaktan, susuz kalmaktan başka bir şey yoktur. Bir kârı yoktur, bir sevabı yoktur." Bir kârı yoktur, bir sevabı yoktur."

O halde orucu güzel tutalım.O halde orucu güzel tutalım. Ahlâkî şartlara, esaslara uyarak, dilimizi tutarak, gözümüzü koruyarak;Ahlâkî şartlara, esaslara uyarak, dilimizi tutarak, gözümüzü koruyarak; her âzâmızı, her çeşit günahtan sakınarak ve ibadetin kapısı olduğunu bilerek,her âzâmızı, her çeşit günahtan sakınarak ve ibadetin kapısı olduğunu bilerek, günümüzdeki diğer bütün hareketlerimizin de orucumuzun sevaplı olmasına günümüzdeki diğer bütün hareketlerimizin de orucumuzun sevaplı olmasına veyahut sevabının kaçmasına tesir edeceğini bilerek, cahillik etmeden, ağız bozmadan,veyahut sevabının kaçmasına tesir edeceğini bilerek, cahillik etmeden, ağız bozmadan, yalan yanlış, günah haram işler yapmadan, orucu güzel tutalım. yalan yanlış, günah haram işler yapmadan, orucu güzel tutalım.

Bunun mukabilinde Cenâb-ı Hakk'ın vaat ettiği,Bunun mukabilinde Cenâb-ı Hakk'ın vaat ettiği, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in bize bildirdiği o mükâfatları Rabbimiz bizlere ihsan etsin.bize bildirdiği o mükâfatları Rabbimiz bizlere ihsan etsin. Şu ay hepimizin afv u mağfiretine ve Cenâb-ı Hakk'ın rızasını kazanıp cennetine girmemize vesile olsun. Şu ay hepimizin afv u mağfiretine ve Cenâb-ı Hakk'ın rızasını kazanıp cennetine girmemize vesile olsun.

Allahu Teâlâ hazretleri Ramazanlarınızı mübarek etsin. Hepinize gayret, kuvvet ihsan etsin.Allahu Teâlâ hazretleri Ramazanlarınızı mübarek etsin. Hepinize gayret, kuvvet ihsan etsin. Hepinize dünya ve âhiretin hayırlarını dilerim.Hepinize dünya ve âhiretin hayırlarını dilerim. Hepinizden de dünyada ve âhirette hayırlara erme konusunda, ben kardeşinizeHepinizden de dünyada ve âhirette hayırlara erme konusunda, ben kardeşinize ve Ümmet-i Muhammed'in selametliğine dua etmenizi rica ederim. ve Ümmet-i Muhammed'in selametliğine dua etmenizi rica ederim.

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2