Namaz Vakitleri

21 Cemâziye'l-Âhir 1446
22 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:19
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:46
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

Ramazan’da Dikkat Edilecek Konular

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

2 Ramazan 1420 / 10.12.1999
AKRA- Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Bir Gün Oruç Tutmanın Karşılığı, Ramazan’ın Hudutlarına Riayet, Orucu Kolaylaştıran Dört Şey, Orucun Sevabını | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Ramazan’da Dikkat Edilecek Konular

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

2 Ramazan 1420 / 10.12.1999
AKRA- Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Bir Gün Oruç Tutmanın Karşılığı, Ramazan’ın Hudutlarına Riayet, Orucu Kolaylaştıran Dört Şey, Orucun Sevabını | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Allahu Teâlâ'nın selamı, rahmeti, ihsânı, ikramı dünyada ve âhirette üzerinize olsun.Allahu Teâlâ'nın selamı, rahmeti, ihsânı, ikramı dünyada ve âhirette üzerinize olsun. Mübarek ramazan ayına girdik, oruç tutuyoruz. Mübarek ramazan ayına girdik, oruç tutuyoruz. Allah bu güzel ayın her türlü mânevî ikramâtına, cümlenizi sevdiklerinizle beraber erdirsin.Allah bu güzel ayın her türlü mânevî ikramâtına, cümlenizi sevdiklerinizle beraber erdirsin. Sebeb-i mağfiret eylesin, sebeb-i duhûl-i cennet eylesin.Sebeb-i mağfiret eylesin, sebeb-i duhûl-i cennet eylesin. Bu Ramazan'daki ibadetleriniz cennete girmeye vesile olsun. Bu Ramazan'daki ibadetleriniz cennete girmeye vesile olsun. Nice nice Ramazan'lara da sağlıkla, afiyetle, Nice nice Ramazan'lara da sağlıkla, afiyetle, dostlarla, sevgililerle erişmeyi Cenâb-ı Hak nasip eylesin. dostlarla, sevgililerle erişmeyi Cenâb-ı Hak nasip eylesin.

Oruç çok güzel bir ibadet. Oruç çok güzel bir ibadet.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Buhârî'nin Müslim'in, Tirmizî'nin, Neseî'nin, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Buhârî'nin Müslim'in, Tirmizî'nin, Neseî'nin, Ahmed b. Hanbel'in, Tahâvî'nin rahmetullahi aleyhim ecmaîn -çok kıymetli hadis âlimleri bunlar Ahmed b. Hanbel'in, Tahâvî'nin rahmetullahi aleyhim ecmaîn -çok kıymetli hadis âlimleri bunlar - Ebû Saîd el-Hudrî hazretlerinden rivayet ettikleri bir hadîs-i şerîfte şöyle buyuruyorlar: - Ebû Saîd el-Hudrî hazretlerinden rivayet ettikleri bir hadîs-i şerîfte şöyle buyuruyorlar:

Men sâme yevmen fî sebîlillâhi ba'ade'llâhu beynehû ve beyne'n-nâri bi-zâlike'l-yevm seb'îne harîfâ. Men sâme yevmen fî sebîlillâhi ba'ade'llâhu beynehû ve beyne'n-nâri bi-zâlike'l-yevm seb'îne harîfâ.

"Kim Allah yolunda fî sebîlillâh bir gün oruç tutarsa "Kim Allah yolunda fî sebîlillâh bir gün oruç tutarsa Allahu Teâlâ hazretleri bu gün hürmetine bu günün sevabı,Allahu Teâlâ hazretleri bu gün hürmetine bu günün sevabı, mükâfatı olarak bugüne karşılık olarak onunla cehennemin arasını 70 mevsim, 70 bahar uzaklığı kadarmükâfatı olarak bugüne karşılık olarak onunla cehennemin arasını 70 mevsim, 70 bahar uzaklığı kadar –harif; ilkbahar demek ama bir bahardan bir bahara bir sene olduğu için 70 sene denmek isteniyor, –harif; ilkbahar demek ama bir bahardan bir bahara bir sene olduğu için 70 sene denmek isteniyor, 70 bahar demek, 70 sene- 70 bahar demek, 70 sene- cehennemle arasını 70 sene uzaklığa kadar uzaklaştırır ve cehennemden kurtuluşuna vesile olur.cehennemle arasını 70 sene uzaklığa kadar uzaklaştırır ve cehennemden kurtuluşuna vesile olur. Geçmiş günahları affolunur." Geçmiş günahları affolunur."

Geçtiğimiz haftaki hadîs-i şerîfte okuduğumu hatırlıyorum. Sonra başka rivayetler var.Geçtiğimiz haftaki hadîs-i şerîfte okuduğumu hatırlıyorum. Sonra başka rivayetler var. İbn Asâkir, Câbir radıyallahu anh'ten rivayet etmiş: İbn Asâkir, Câbir radıyallahu anh'ten rivayet etmiş:

Men same yevmen fî sebîli'llâhi azze ve celle celâlühû beyne ve beyne'n-nârMen same yevmen fî sebîli'llâhi azze ve celle celâlühû beyne ve beyne'n-nâr seb'a hanadika külli handekın kemâ beyne seb'i semâvâtin ve seb'i aradîn. seb'a hanadika külli handekın kemâ beyne seb'i semâvâtin ve seb'i aradîn.

Bilgiler burada da aynı noktaya geliyor.Bilgiler burada da aynı noktaya geliyor. Hadîs-i şerîfler birbirlerini teyit ediyor Efendimiz buyuruyor: Hadîs-i şerîfler birbirlerini teyit ediyor Efendimiz buyuruyor:

"Kim Allah yolunda fisebilillah bir gün oruç tutarsa "Kim Allah yolunda fisebilillah bir gün oruç tutarsa Allah onunla cehennemin arasına yedi tane hendek koyar yani cehennemi uzaklaştırır." Allah onunla cehennemin arasına yedi tane hendek koyar yani cehennemi uzaklaştırır."

Hendekler, büyük mani. "Düşman gelmesin." diye Peygamber Efendimiz hendek kazdırdı,Hendekler, büyük mani. "Düşman gelmesin." diye Peygamber Efendimiz hendek kazdırdı, savunmayı öyle yaptı. savunmayı öyle yaptı. Böyle korunmak için Cenâb-ı Hak 70 tane hendek yaratır. Böyle korunmak için Cenâb-ı Hak 70 tane hendek yaratır. Her hendeğin arası, her bir hendek yedi semâvat, yedi kat gök ve yedi kat yer gibi.Her hendeğin arası, her bir hendek yedi semâvat, yedi kat gök ve yedi kat yer gibi. O kadar geniş. Yani bu güzel ay; günahlardan kurtulmaya, cehennemden kurtulmaya,O kadar geniş. Yani bu güzel ay; günahlardan kurtulmaya, cehennemden kurtulmaya, uzaklaşmaya, cennete yaklaşmaya, iyi kul olmaya vesile olmuş oluyor. uzaklaşmaya, cennete yaklaşmaya, iyi kul olmaya vesile olmuş oluyor.

Yalnız burada önemli olan, çok önemli olan,Yalnız burada önemli olan, çok önemli olan, ilk günden beri söylediğim her vesile ile geçtiğimiz yıllarda da hatırlattığım bir husus var; ilk günden beri söylediğim her vesile ile geçtiğimiz yıllarda da hatırlattığım bir husus var; yapılan şeyin güzel olması lazım.yapılan şeyin güzel olması lazım. Çürük çarık olmaması lazım, eksik gedik olmaması lazım, tam olması lazım, mükemmel olması lazım. Çürük çarık olmaması lazım, eksik gedik olmaması lazım, tam olması lazım, mükemmel olması lazım. Zaten müslümanın her işinin mükemmel olması gerekiyor. Hüsn ile olması gerekiyor. Zaten müslümanın her işinin mükemmel olması gerekiyor. Hüsn ile olması gerekiyor.

Hüsn ne demek? Hüsn ne demek?

"Güzellik" demek, güzel olması gerekiyor. "Güzellik" demek, güzel olması gerekiyor. İbadetin, kulluğun, mesleğin güzel olması gerekiyor, mesleğindeki ortaya koyduğu eserin İbadetin, kulluğun, mesleğin güzel olması gerekiyor, mesleğindeki ortaya koyduğu eserin güzel bir eser olması gerekiyor, yaptığı her işin güzel olması gerekiyor. güzel bir eser olması gerekiyor, yaptığı her işin güzel olması gerekiyor.

Buna ne diyoruz? Buna ne diyoruz?

İhsan, yani "güzel yapmak, hüsn'lü yapmak. İhsan da hüsn mastarından çıkmış if'al bâbında. İhsan, yani "güzel yapmak, hüsn'lü yapmak. İhsan da hüsn mastarından çıkmış if'al bâbında.

Ramazan orucunun tutulması, o sevapları kazandırıyor ama ne şartlarla? Ramazan orucunun tutulması, o sevapları kazandırıyor ama ne şartlarla?

Ebû Saîd el-Hudrî hazretlerinden -radıyallahu anh- sahabeden bu zât-ı muhterem. Ebû Saîd el-Hudrî hazretlerinden -radıyallahu anh- sahabeden bu zât-ı muhterem.

İbn Abdilber, İbn Hibban, Hulvânî Beyhakî gibi alimlerin Ahmed b. Hanbel gibi alimlerin rivayet ettiğiİbn Abdilber, İbn Hibban, Hulvânî Beyhakî gibi alimlerin Ahmed b. Hanbel gibi alimlerin rivayet ettiği bir başka hadîs-i şerîften bunun biraz daha teferruatını öğreniyoruz. Onu okuyayım, anlatayım. bir başka hadîs-i şerîften bunun biraz daha teferruatını öğreniyoruz. Onu okuyayım, anlatayım.

Men sâme Ramadan fe-arafa hudûdehû ve yetehaffazü mimmâ yenbeğî en yetehaffeze minhü küffire mâ kablehû.Men sâme Ramadan fe-arafa hudûdehû ve yetehaffazü mimmâ yenbeğî en yetehaffeze minhü küffire mâ kablehû. "Kim Ramazan'ı oruçlu olarak geçirir, orucunu tutarsa hadlerini bilirse…" "Kim Ramazan'ı oruçlu olarak geçirir, orucunu tutarsa hadlerini bilirse…"

-Hudut; "hadler, sınırlar" demek.-Hudut; "hadler, sınırlar" demek. Bir işin nasıl yapılacağını belirleyen çizgiler var, sınırlar var, onun aşılmaması lazım.Bir işin nasıl yapılacağını belirleyen çizgiler var, sınırlar var, onun aşılmaması lazım. O aşıldığı zaman "Haddi tecavüz etti." demek, olmayacak bir iş yaptı, taşkınlık yaptı, bozdu demek.- O aşıldığı zaman "Haddi tecavüz etti." demek, olmayacak bir iş yaptı, taşkınlık yaptı, bozdu demek.-

Orucun çizgilerini sınırlarını yani hududunu bilip onları çiğnememek. Onların ötesine geçmemek. Orucun çizgilerini sınırlarını yani hududunu bilip onları çiğnememek. Onların ötesine geçmemek.

Ve yetehaffazu. "Ve kendisini korumak." Mimmâ yembeğî en yutehaffaze minhü.Ve yetehaffazu. "Ve kendisini korumak." Mimmâ yembeğî en yutehaffaze minhü. "Nelerden korunulması gerekiyorsa onlardan kendisini korumak." "Nelerden korunulması gerekiyorsa onlardan kendisini korumak."

Şimdi burada men sâme Ramadân ve arafe hudûdehû diyor sonra yetehaffazü denmişŞimdi burada men sâme Ramadân ve arafe hudûdehû diyor sonra yetehaffazü denmiş herhalde burada "y" var ama tehaffaza mâzi olsa daha uygun olur. herhalde burada "y" var ama tehaffaza mâzi olsa daha uygun olur. Herhalde mimmâ yenbeği en yutehaffaza minhü ikinci yutehaffaza'ya bakarakHerhalde mimmâ yenbeği en yutehaffaza minhü ikinci yutehaffaza'ya bakarak belki hattat bir kalem hatası yapmış olabilir. belki hattat bir kalem hatası yapmış olabilir. Sakınılması gereken her sakıncadan, çekinceden, günahtan, haramdan, haddi aşma, tecavüz, Sakınılması gereken her sakıncadan, çekinceden, günahtan, haramdan, haddi aşma, tecavüz, azgınlık ve taşkınlıktan korunursa, kendisini korursa, azgınlık ve taşkınlıktan korunursa, kendisini korursa, o durumlara o hatalara düşmezse bu Ramazan orucunu tutan kimse o durumlara o hatalara düşmezse bu Ramazan orucunu tutan kimse sınırları iyi bilip de sakınması gereken şeylerden güzel sakınırsa o zaman geçmiş günahları affolunur. sınırları iyi bilip de sakınması gereken şeylerden güzel sakınırsa o zaman geçmiş günahları affolunur.

Demek ki orucun güzel tutulması isteniyor, tarif ediliyor.Demek ki orucun güzel tutulması isteniyor, tarif ediliyor. Peygamber Efendimiz böyle bildiriyor.Peygamber Efendimiz böyle bildiriyor. O bakımdan orucun sınırlarını, çizgilerini, şartlarını, oruçluyken nelerden sakınılması gerektiğini,O bakımdan orucun sınırlarını, çizgilerini, şartlarını, oruçluyken nelerden sakınılması gerektiğini, bütün kardeşlerimizin çok iyi bir şekilde öğrenmesi lazım. bütün kardeşlerimizin çok iyi bir şekilde öğrenmesi lazım. Zaten herhangi bir işi yaparken kardeşlerimizin yapacakları iş hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Zaten herhangi bir işi yaparken kardeşlerimizin yapacakları iş hakkında bilgi sahibi olması gerekir.

Diyelim ki bir ticaret yapacak, diyelim ki bir mal alıp satacak,Diyelim ki bir ticaret yapacak, diyelim ki bir mal alıp satacak, diyelim ki bir yere seyahat edecek önceden oralar hakkında,diyelim ki bir yere seyahat edecek önceden oralar hakkında, o iş hakkında bilgi edinmek bilgili olmak iyidir. o iş hakkında bilgi edinmek bilgili olmak iyidir. Hatta öğrencilerin derse başlamadan önce hocadan o gün hangi konuyu anlatacağını önceden öğrenerekHatta öğrencilerin derse başlamadan önce hocadan o gün hangi konuyu anlatacağını önceden öğrenerek o konuyu hazırlanarak okula gitmesi uygun olur. o konuyu hazırlanarak okula gitmesi uygun olur. Hocası, öğretmeni, öğreticisi, muallimi o zaman az çok bildiği bir konuyu anlatmış olacak;Hocası, öğretmeni, öğreticisi, muallimi o zaman az çok bildiği bir konuyu anlatmış olacak; o zaman aklına daha iyi girecek. Bir de anlamadığı yerleri sorma imkânı olacak. o zaman aklına daha iyi girecek. Bir de anlamadığı yerleri sorma imkânı olacak. O bakımdan daima bir usul olarak, önemli bir usul olarak,O bakımdan daima bir usul olarak, önemli bir usul olarak, yapacağı iş hakkında kardeşlerimin önceden araştırma yapmasınıyapacağı iş hakkında kardeşlerimin önceden araştırma yapmasını kitap karıştırmasını inceleme yapmasını tavsiye ederim. kitap karıştırmasını inceleme yapmasını tavsiye ederim.

Ramazan'a geliyoruz. O zaman "Ramazan orucu nasıl tutulur?" diyeRamazan'a geliyoruz. O zaman "Ramazan orucu nasıl tutulur?" diye bütün ilmihal kitaplarındaki Ramazan bahsini okumalı.bütün ilmihal kitaplarındaki Ramazan bahsini okumalı. Bütün hadis kitaplarındaki Ramazan'la ilgili hadisleri okumalı,Bütün hadis kitaplarındaki Ramazan'la ilgili hadisleri okumalı, Kur'ân-ı Kerîm'deki oruçla ilgili âyetleri bilmeli; ona göre ayağını denk almalı. Kur'ân-ı Kerîm'deki oruçla ilgili âyetleri bilmeli; ona göre ayağını denk almalı.

Hacca gidecek. Ramazan bittikten iki ay sonra kurban bayramı gelir.Hacca gidecek. Ramazan bittikten iki ay sonra kurban bayramı gelir. Tavsiye ederim; hacca gidecek kardeşlerim şimdiden hac kitaplarını okusunlar, Tavsiye ederim; hacca gidecek kardeşlerim şimdiden hac kitaplarını okusunlar, haccın âdâbını öğrensinler. haccın âdâbını öğrensinler. İmam Gazzâlî gibi. "İbadetlerin Allah tarafından kabul edilmesi için ne gibi mânevî şartlar gerekli, İmam Gazzâlî gibi. "İbadetlerin Allah tarafından kabul edilmesi için ne gibi mânevî şartlar gerekli, ne gibi gönül şartları gerekli" bunları yazan kitaplardan okuması, iyice hazmetmesi,ne gibi gönül şartları gerekli" bunları yazan kitaplardan okuması, iyice hazmetmesi, yaptığı işi bilerek yapması uygun olur. yaptığı işi bilerek yapması uygun olur.

Biz de âcizâne ilk evlendiğimiz zaman hemen "Bir çocuk nasıl bakılır, nasıl büyütülür?"Biz de âcizâne ilk evlendiğimiz zaman hemen "Bir çocuk nasıl bakılır, nasıl büyütülür?" diye ilgili kitapları almıştık, tekrar tekrar okumuştuk. diye ilgili kitapları almıştık, tekrar tekrar okumuştuk. "Daha çoluk çocuk sahibi olmadan bakımı hakkında "Daha çoluk çocuk sahibi olmadan bakımı hakkında bilgi sahibi olalım da sonradan bir yanlışlık yapmayalım." diye. bilgi sahibi olalım da sonradan bir yanlışlık yapmayalım." diye. Bazı tecrübesiz anneler babalar çocuklarına iyi bakamıyorlar, ölümüne sebep oluyorlar.Bazı tecrübesiz anneler babalar çocuklarına iyi bakamıyorlar, ölümüne sebep oluyorlar. Mesela hatırlıyorum bizim bir hoca kardeşimiz bana kendi memleketinde yaşanmış bir hadise nakletmişti: Mesela hatırlıyorum bizim bir hoca kardeşimiz bana kendi memleketinde yaşanmış bir hadise nakletmişti:

Anne çocuğunu doktora getirmiş ama çocuğun derisi kaplumbağa derisi gibi olmuş, pörsümüş. Anne çocuğunu doktora getirmiş ama çocuğun derisi kaplumbağa derisi gibi olmuş, pörsümüş. Çektiği zaman öyle kalıyor. Yani içinde su kalmamış; çocuğun bütün suyu gitmiş. Çektiği zaman öyle kalıyor. Yani içinde su kalmamış; çocuğun bütün suyu gitmiş. Çünkü çocuk ishalmiş; son kerteye, son raddeye geldiği zaman doktora gitmişler. Çünkü çocuk ishalmiş; son kerteye, son raddeye geldiği zaman doktora gitmişler. Doktor, çocuğun annesine; Doktor, çocuğun annesine;

"Hanım! Sen bu çocuğun ağzına hiç su vermedin mi?" demiş. "Hanım! Sen bu çocuğun ağzına hiç su vermedin mi?" demiş.

İshalde en mühim şey, su kaybı oluyor.İshalde en mühim şey, su kaybı oluyor. Tabi su kaybı olunca da suyun telafi edilmesi, tedarik edilmesi lazım. Tabi su kaybı olunca da suyun telafi edilmesi, tedarik edilmesi lazım. Bol bol su verseydi böyle olmayacaktı. Annenin bilgisizliğinden dolayı çocuk kurtulamamış maalesef. Bol bol su verseydi böyle olmayacaktı. Annenin bilgisizliğinden dolayı çocuk kurtulamamış maalesef.

İshal olunca çocuğa su verilmesi gerekir. İshal önemlidir. Bazıları bazı hastalıkları önemsemiyor;İshal olunca çocuğa su verilmesi gerekir. İshal önemlidir. Bazıları bazı hastalıkları önemsemiyor; iyice yatağa esir duruma düşmeden veyahut yürümeyecek hâle gelmeden iyice yatağa esir duruma düşmeden veyahut yürümeyecek hâle gelmeden veya düşüp bayılıp sedyelik olmadan doktora gitmiyor. Çok yanlış, çok yanlış, çok yanlış! veya düşüp bayılıp sedyelik olmadan doktora gitmiyor. Çok yanlış, çok yanlış, çok yanlış!

Bilmiyorum kardeşlerimiz hala devam ettiriyorlar mı? Doktor kardeşlerimizden bir oda rica etmiştim;Bilmiyorum kardeşlerimiz hala devam ettiriyorlar mı? Doktor kardeşlerimizden bir oda rica etmiştim; nöbetleşe oraya gelsinler, Allah rızası için isteyenleri fakirleri, nöbetleşe oraya gelsinler, Allah rızası için isteyenleri fakirleri, cemaatimizi, ihvanımızı muayene etsinler.cemaatimizi, ihvanımızı muayene etsinler. Sağlıklıyken muayene etsinler, hastayken değil sağlıklı bir insanı muayene etsinler: Sağlıklıyken muayene etsinler, hastayken değil sağlıklı bir insanı muayene etsinler:

"Gel bakayım seni bir muayene edeyim. Kanının basıncını bir ölçeyim, nasıl? Kalbin nasıl? "Gel bakayım seni bir muayene edeyim. Kanının basıncını bir ölçeyim, nasıl? Kalbin nasıl? Şekerin yüksek mi? Bir şikâyetin var mı?" Şekerin yüksek mi? Bir şikâyetin var mı?"

Bazı insanlar kendisini sağlıklı sanıyor da aslında hasta oluyor, bilmiyor.Bazı insanlar kendisini sağlıklı sanıyor da aslında hasta oluyor, bilmiyor. Sonradan da iş işten geçmiş oluyor. Sonradan da iş işten geçmiş oluyor. Rahmetli Mustafa kardeşimiz de nur içinde yatsın cümle ihvanımıza bu vesile ile Rahmetli Mustafa kardeşimiz de nur içinde yatsın cümle ihvanımıza bu vesile ile bu mübarek Ramazan'da Cenab-ı Mevlâ'dan Rabbü'l-âlemîn er-hamü'r-rahimîn Mevlâ'mızdanbu mübarek Ramazan'da Cenab-ı Mevlâ'dan Rabbü'l-âlemîn er-hamü'r-rahimîn Mevlâ'mızdan rahmet diliyorum nur içinde yatsınlar, kabirleri nur dolsun, ruhları şâd olsun. rahmet diliyorum nur içinde yatsınlar, kabirleri nur dolsun, ruhları şâd olsun. Doktora gittiği zaman, gençti, delikanlıydı, ateşliydi, hareketliydi,Doktora gittiği zaman, gençti, delikanlıydı, ateşliydi, hareketliydi, kendisini sağlam sanıyordu ama vücudu gitmiş.kendisini sağlam sanıyordu ama vücudu gitmiş. Artık tamir edilemeyecek, yükü çekemeyecek hâle gelmiş. Artık tamir edilemeyecek, yükü çekemeyecek hâle gelmiş.

Doktor; "Yahu Kardeşim! Sen dağ başında mı yaşadın?Doktor; "Yahu Kardeşim! Sen dağ başında mı yaşadın? Hiç doktor, hastane olmayan bir diyarda mı yaşadın? Hiç kendini muayene ettirmedin mi?" demiş. Hiç doktor, hastane olmayan bir diyarda mı yaşadın? Hiç kendini muayene ettirmedin mi?" demiş.

Halbuki dikkat etseydi tedavi edilmeyecek hastalık yok.Halbuki dikkat etseydi tedavi edilmeyecek hastalık yok. Her hastalığı Cenâb-ı Hak indirmiş, devasını da indirmiş. Dikkat etmek lazım. Her hastalığı Cenâb-ı Hak indirmiş, devasını da indirmiş. Dikkat etmek lazım. "Şartlarına riayet etmek gerekir." deyince şartlarını önceden bilmek lazım. "Şartlarına riayet etmek gerekir." deyince şartlarını önceden bilmek lazım. Yapacağı şey hakkında önceden bilgi sahibi olmak lazım. Yapacağı şey hakkında önceden bilgi sahibi olmak lazım.

Seneler önce fakültedeyken beni Güney Afrika'ya çağırmışlardı.Seneler önce fakültedeyken beni Güney Afrika'ya çağırmışlardı. "Gelsin bize İngilizce vaaz versin." diye."Gelsin bize İngilizce vaaz versin." diye. Ben hemen aldım ansiklopedilerden Güney Afrika Cumhuriyeti'ni okudum; Ben hemen aldım ansiklopedilerden Güney Afrika Cumhuriyeti'ni okudum; "Neresiymiş, neyin nesiymiş, ne kadar müslüman varmış?" diye ama hayret ettim. "Neresiymiş, neyin nesiymiş, ne kadar müslüman varmış?" diye ama hayret ettim. Ansiklopediler "Güney Afrika'da müslüman var." diye göstermiyor. Ansiklopediler "Güney Afrika'da müslüman var." diye göstermiyor. "Şu kadar puta tapıcı var, bu kadar şu dinden var, bu kadar şu dinden var." "Şu kadar puta tapıcı var, bu kadar şu dinden var, bu kadar şu dinden var." diye azınlıkları, çoğunlukları söylüyor ama müslümanın sayısını es geçmiş. diye azınlıkları, çoğunlukları söylüyor ama müslümanın sayısını es geçmiş. Es geçmek musiki tabiri yani susmuş bir şey söylememiş. Nota olmayan yere "es" koyuyorlar.Es geçmek musiki tabiri yani susmuş bir şey söylememiş. Nota olmayan yere "es" koyuyorlar. Türkçe'de "sükut" mânasına da geliyor, İngilizce'de Cilent "sessiz olmak" demek;Türkçe'de "sükut" mânasına da geliyor, İngilizce'de Cilent "sessiz olmak" demek; herhalde birbirine denk düşmüş. herhalde birbirine denk düşmüş.

Halbuki Güney Afrika'da bir hayli müslüman var;Halbuki Güney Afrika'da bir hayli müslüman var; dernekleri, neşriyatları var, çok güzel, kıymetli eserler neşrediyorlar.dernekleri, neşriyatları var, çok güzel, kıymetli eserler neşrediyorlar. İşte o vesileyle ansiklopediye bakınca bir şey öğrendim; İşte o vesileyle ansiklopediye bakınca bir şey öğrendim; bu ansiklopediler terceme olduğu için doğru bilgileri, tam bilgileri vermeyebiliyorlar. bu ansiklopediler terceme olduğu için doğru bilgileri, tam bilgileri vermeyebiliyorlar. Kendi işimizi kendimiz görsek, araştırmaları kendimiz yapsak neler bulacağız, neler bileceğiz. Kendi işimizi kendimiz görsek, araştırmaları kendimiz yapsak neler bulacağız, neler bileceğiz. Eğer böyle araştırma yapan insanlar olsak elimizde ne kadar fırsatlar olduğunu göreceğiz. Eğer böyle araştırma yapan insanlar olsak elimizde ne kadar fırsatlar olduğunu göreceğiz.

Ben şimdi yurt dışında bunları gören bir insan olarak yerimde duramıyorum.Ben şimdi yurt dışında bunları gören bir insan olarak yerimde duramıyorum. O kadar fırsat, o kadar imkân var ama kardeşlerimiz içlerine kapanmışlar; O kadar fırsat, o kadar imkân var ama kardeşlerimiz içlerine kapanmışlar; sözleri dinlemiyorlar, tavsiyeleri tutmuyorlar, gösterilen işaretlere de koşmuyorlar.sözleri dinlemiyorlar, tavsiyeleri tutmuyorlar, gösterilen işaretlere de koşmuyorlar. Halbuki ateşli, hareketli, faal, cevval olmak lazım. Halbuki ateşli, hareketli, faal, cevval olmak lazım.

Enes radıyallahu anh'ten Deylemî hazretleri ve Hâkim Müstedrek'inde neşretmişEnes radıyallahu anh'ten Deylemî hazretleri ve Hâkim Müstedrek'inde neşretmiş ve kaydetmiş ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlar: ve kaydetmiş ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlar:

Erbaun men faale hünne kaviye alâ siyâmihî en yekûne evvelü fıtrihî alâ mâin ve lâ yedau's-sehûrErbaun men faale hünne kaviye alâ siyâmihî en yekûne evvelü fıtrihî alâ mâin ve lâ yedau's-sehûr ve la yedeu'l kâile ve en yeşümme şey'en minti. ve la yedeu'l kâile ve en yeşümme şey'en minti.

Bu hadîs-i şerîf yine oruç konusuyla ilgili.Bu hadîs-i şerîf yine oruç konusuyla ilgili. Oruç tutmakla ilgili Peygamber Efendimiz'in bazı tavsiyelerini bize bildiriyor. Oruç tutmakla ilgili Peygamber Efendimiz'in bazı tavsiyelerini bize bildiriyor.

Nedir bu tavsiyeleri? Nedir bu tavsiyeleri?

Anlayacağız. Anlayacağız.

Erbaun. "Dört şey vardır." Men faale hünne. "Bu dört şeyi kim yaparsa." Kaviye alâ sıyâmih.Erbaun. "Dört şey vardır." Men faale hünne. "Bu dört şeyi kim yaparsa." Kaviye alâ sıyâmih. "Orucuna güç yetirir, kuvvetli olur, yapmaya muktedir olur, orucunu sağlam tutabilir, dinç olabilir." "Orucuna güç yetirir, kuvvetli olur, yapmaya muktedir olur, orucunu sağlam tutabilir, dinç olabilir."

Türkiye'de kış mevsimi olduğu için geceler kısa olduğundan mesele yok ama burada şimdi daha kuzeyde,Türkiye'de kış mevsimi olduğu için geceler kısa olduğundan mesele yok ama burada şimdi daha kuzeyde, güney yarım kürede olduğumuz için 30 derece sıcaklık var.güney yarım kürede olduğumuz için 30 derece sıcaklık var. Ekvatora yakın yerlerde daha büyük sıcaklar var.Ekvatora yakın yerlerde daha büyük sıcaklar var. Daha güneyde de konumu dolayısıyla bazı sıcak yerler oluyor. Geçen gün 42 rakamını gördüm, şaşırdım.Daha güneyde de konumu dolayısıyla bazı sıcak yerler oluyor. Geçen gün 42 rakamını gördüm, şaşırdım. İlginç bir ülke burası; bazen fırtınalar oluyor. İlginç bir ülke burası; bazen fırtınalar oluyor. Geçen gün olmuş; buradan iki bin kilometre uzakta bir kasırga evlerin çatılarını uçurmuş, Geçen gün olmuş; buradan iki bin kilometre uzakta bir kasırga evlerin çatılarını uçurmuş, yere sermiş, duvarları yıkmış.yere sermiş, duvarları yıkmış. En çok hayretimi çeken şey de otobüsü, kamyonu devirmiş. Yandan eserek, kamyonu devirecek kadar rüzgâr. En çok hayretimi çeken şey de otobüsü, kamyonu devirmiş. Yandan eserek, kamyonu devirecek kadar rüzgâr.

Evet, sıcakta oruca tahammül daha zordur; Arabistan'da daha da zordur.Evet, sıcakta oruca tahammül daha zordur; Arabistan'da daha da zordur. Çok sıcaklarda, yaz günlerinde daha zordur. Çok sıcaklarda, yaz günlerinde daha zordur. O zaman oruca karşı kuvvetli olmak için vücudu dinç tutup orucu tutabilmek içinO zaman oruca karşı kuvvetli olmak için vücudu dinç tutup orucu tutabilmek için "Dermanım yok, tutamıyorum." dememek için bu tavsiyeler önemli. "Dermanım yok, tutamıyorum." dememek için bu tavsiyeler önemli. Bu tavsiyeler cihanşümul, evrensel tavsiyeler olduğu için her zaman için söylenebilir.Bu tavsiyeler cihanşümul, evrensel tavsiyeler olduğu için her zaman için söylenebilir. Evet, Türkiye'de kış ama Avusturalya'da Afrika'da yaz. Yani Ekvator'a yakın yerler -yerine göre- sıcak. Evet, Türkiye'de kış ama Avusturalya'da Afrika'da yaz. Yani Ekvator'a yakın yerler -yerine göre- sıcak. Zaten bu konuşmalarımızı da elhamdülillah dünyanın her yerinden kardeşlerimiz sesimizle dinliyorlar. Zaten bu konuşmalarımızı da elhamdülillah dünyanın her yerinden kardeşlerimiz sesimizle dinliyorlar. Bir de görüntü olsa görüntüyü de inşaallah seyredecekler. Bir de görüntü olsa görüntüyü de inşaallah seyredecekler.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem "Dört şey vardır kiPeygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem "Dört şey vardır ki kim onları yaparsa orucuna kuvvet kazanır." kim onları yaparsa orucuna kuvvet kazanır."

Bayılmaz, halsizleşmez orucunu sağlam sağlam, kuvvetli kuvvetli tutar. Bayılmaz, halsizleşmez orucunu sağlam sağlam, kuvvetli kuvvetli tutar.

En yekûne evvele fıtrihî alâ mâ. "İlk orucunu bozması su ile olursa." En yekûne evvele fıtrihî alâ mâ. "İlk orucunu bozması su ile olursa."

Zemzem varsa zemzemle içmek daha güzel.Zemzem varsa zemzemle içmek daha güzel. Zemzem yoksa hurma da güzel, Suud'da umreye gitmiş olanlar zemzemle hurmayla açıyorlar Zemzem yoksa hurma da güzel, Suud'da umreye gitmiş olanlar zemzemle hurmayla açıyorlar ama sair kimseler suyla orucunu açarsa bu da orucuna kuvvet kazandırır. ama sair kimseler suyla orucunu açarsa bu da orucuna kuvvet kazandırır. Yalnız bir şeyi ben kendim tecrübeme dayanarak size hatırlatmak isterim;Yalnız bir şeyi ben kendim tecrübeme dayanarak size hatırlatmak isterim; su soğuk olmayacak yani "Hararet bastı." deyip buzdolabından suyu alıpsu soğuk olmayacak yani "Hararet bastı." deyip buzdolabından suyu alıp bir bardak suyu midenize indirirseniz biraz sonra hasta olursunuz. bir bardak suyu midenize indirirseniz biraz sonra hasta olursunuz. Yatağa bile düşersiniz, boğazınız şişer, sesiniz kısılır.Yatağa bile düşersiniz, boğazınız şişer, sesiniz kısılır. Suud'da bile olsanız, Arabistan'da bile olsanız böyle olabilir. Su soğuk olmayacak; Suud'da bile olsanız, Arabistan'da bile olsanız böyle olabilir. Su soğuk olmayacak; hele boş mideye, aç karnına soğuk su olmayacak.hele boş mideye, aç karnına soğuk su olmayacak. Aksine sıcakta ısınmış ılık bir su olacak ki soğutulmamış bir su olacak ki mideye dokunmasın. Aksine sıcakta ısınmış ılık bir su olacak ki soğutulmamış bir su olacak ki mideye dokunmasın.

Ve lâ yedeu's-sahûr. "Oruçlu sahuru terk etmeyecek." Ve lâ yedeu's-sahûr. "Oruçlu sahuru terk etmeyecek."

Umumiyetle gecesi kısa olan yerlerde kardeşlerimiz; "Sahura kalkmayayım;Umumiyetle gecesi kısa olan yerlerde kardeşlerimiz; "Sahura kalkmayayım; işte akşamdan yerim, dayanırım." diyorlar. Bu doğru değil. işte akşamdan yerim, dayanırım." diyorlar. Bu doğru değil. Çünkü sahura kalkmayı Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor; "Sahurda bereket vardır." diyor.Çünkü sahura kalkmayı Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor; "Sahurda bereket vardır." diyor. Hayır var, bereket var, mânevî fayda var, sevap var. Hayır var, bereket var, mânevî fayda var, sevap var.

Sahura kalktığı zaman teheccüd namazını kılacak.Sahura kalktığı zaman teheccüd namazını kılacak. O vakitlerde uyanık olmak, dua etmek çok sevap. O vakitlerde uyanık olmak, dua etmek çok sevap. Onun için sahurun önemli bir iş olduğunu unutmamak lazım. Onun için sahurun önemli bir iş olduğunu unutmamak lazım.

Sahur bizim ile başka milletlerin oruçları arasında önemli bir farklılıktır; biz sahura kalkarız.Sahur bizim ile başka milletlerin oruçları arasında önemli bir farklılıktır; biz sahura kalkarız. Gecenin o vaktinde kalkmak da nefsi ıslahın bir yoludur. Oruçla nefis ıslah oluyor; Gecenin o vaktinde kalkmak da nefsi ıslahın bir yoludur. Oruçla nefis ıslah oluyor; bir de terbiye oluyor. bir de terbiye oluyor. "Hadi bakalım, o vakitte kalk da nefsin uyku bakımından da terbiye olsun." diye düşünmeli. "Hadi bakalım, o vakitte kalk da nefsin uyku bakımından da terbiye olsun." diye düşünmeli.

Orucun kuvvetli ve iyi tutulması için de sahura kalkmak lazım.Orucun kuvvetli ve iyi tutulması için de sahura kalkmak lazım. Sahurda bir şeyler yenildiği için elbette herkes kabul ediyor, edebilir, doğru anlayabilir,Sahurda bir şeyler yenildiği için elbette herkes kabul ediyor, edebilir, doğru anlayabilir, Efendimiz'in sözlerinin doğruluğunu tasdik eder. Efendimiz'in sözlerinin doğruluğunu tasdik eder.

En lâ yedea's-sahûr ve lâ yedau's-sahûr. "Sahuru terk etmeyecek." En lâ yedea's-sahûr ve lâ yedau's-sahûr. "Sahuru terk etmeyecek."

Bu en başında geçti. Bu en başında geçti.

En yekûne evvelü fıtrihî alâ mâ ve ellâ yedea. mânasına olduğundan ben üstün okudum.En yekûne evvelü fıtrihî alâ mâ ve ellâ yedea. mânasına olduğundan ben üstün okudum. Yine öyle o takdirce ve lâ yedau'l-kaile kaileyi de terk etmeyecek. Yine öyle o takdirce ve lâ yedau'l-kaile kaileyi de terk etmeyecek.

Kaile ne demek? Kaile ne demek?

Kaf elif hemze lam te kâile, kaile; "gündüz uykusu" demek.Kaf elif hemze lam te kâile, kaile; "gündüz uykusu" demek. Öğleden önce veya öğle namazından sonra oruçlu bir ara uyursa rahat eder. Öğleden önce veya öğle namazından sonra oruçlu bir ara uyursa rahat eder.

Bu arada söylememiz lazım; Bu arada söylememiz lazım; müslüman, bir kere sabah namazında camiye gidip namazını camide kılmaya dikkat eder.müslüman, bir kere sabah namazında camiye gidip namazını camide kılmaya dikkat eder. Daha iyi müslüman sabah namazından önce sahurda kalkmış olur, teheccüd namazı kılar. Daha iyi müslüman sabah namazından önce sahurda kalkmış olur, teheccüd namazı kılar. Demek ki gece daha bitmeden, sabah girmeden uyandı. Demek ki gece daha bitmeden, sabah girmeden uyandı. Teheccüd namazını kıldı, camiye gitti, sabah namazını kıldı.Teheccüd namazını kıldı, camiye gitti, sabah namazını kıldı. İyi müslüman olduğu için işrak vaktine kadar da bekledi, sonra dükkânı, işi gücü varsa oraya gitti. İyi müslüman olduğu için işrak vaktine kadar da bekledi, sonra dükkânı, işi gücü varsa oraya gitti. Öğle vakti olduğu zaman artık onun gününde bayağı bir faaliyet olmuştur, bir kaç saat çalışmıştır. Öğle vakti olduğu zaman artık onun gününde bayağı bir faaliyet olmuştur, bir kaç saat çalışmıştır. Bir ara da uyuyacak. Bir ara da uyuyacak.

"Ben memurum." "Ben memurum."

Tamam, sen de dairende uyukla. Tamam, sen de dairende uyukla. Ayağını biraz masaya koy, arkaya sandalyene yaslan, gözlerini kapat.Ayağını biraz masaya koy, arkaya sandalyene yaslan, gözlerini kapat. 15-20 dakika hareketsiz, sessiz, gözün kapalı dur. 15-20 dakika hareketsiz, sessiz, gözün kapalı dur. Hele bir de uyku gelir de bir dalar çıkarsan bu gündüz uykusu çok faydalı. Hele bir de uyku gelir de bir dalar çıkarsan bu gündüz uykusu çok faydalı. Hem insana sıhhat kazandırır hem de gece ibadetine kuvvet verir. Orucu da kolay tutar insan. Hem insana sıhhat kazandırır hem de gece ibadetine kuvvet verir. Orucu da kolay tutar insan.

Onun için kaile denilen kaylule de deniliyor buna, çok faydalıdır.Onun için kaile denilen kaylule de deniliyor buna, çok faydalıdır. Bunu yapana kailün deniliyor ve hüm kailün "onlar gündüz uykudayken" demek. Bunu yapana kailün deniliyor ve hüm kailün "onlar gündüz uykudayken" demek. Âyet-i kerîmede geçiyor. Gündüz uykusunu da bir ara uyuyacak; Âyet-i kerîmede geçiyor. Gündüz uykusunu da bir ara uyuyacak; memur da olsa işçi de olsa usta da olsa namazını kıldıktan sonra bir kenarda biraz dinlenecek.memur da olsa işçi de olsa usta da olsa namazını kıldıktan sonra bir kenarda biraz dinlenecek. Zaten Ramazan'da yemek olmadığı için başkalarının yemek vaktinde bu biraz uzansa çok iyi olur. Zaten Ramazan'da yemek olmadığı için başkalarının yemek vaktinde bu biraz uzansa çok iyi olur.

Ve en yeşümme. Bakın burada yine en geldi. Ve en yeşümme. Bakın burada yine en geldi.

Ve en yeşümme şey'en min tîb. "Güzel kokudan da bir şeyi koklarsa güzel koku koklarsa." Ve en yeşümme şey'en min tîb. "Güzel kokudan da bir şeyi koklarsa güzel koku koklarsa."

Güzel koku da insanın ruhunu rahatlandırır, gönlünü açar;Güzel koku da insanın ruhunu rahatlandırır, gönlünü açar; güzel kokuyu da Peygamber Efendimiz tavsiye buyuruyor. Oruçlunun oruç tutmasına yardımcı olur. güzel kokuyu da Peygamber Efendimiz tavsiye buyuruyor. Oruçlunun oruç tutmasına yardımcı olur. Onun için bu hususlara mümkün olduğu kadar siz de riayet etmeye çalışın. Onun için bu hususlara mümkün olduğu kadar siz de riayet etmeye çalışın. Orucunuzu neşe ile neşat ile tatlı tatlı, rahat rahat, dinç dinç tutarsınız.Orucunuzu neşe ile neşat ile tatlı tatlı, rahat rahat, dinç dinç tutarsınız. İbadetin neşat ve dinçlik ile yapılması, şevkle yapılması iyi olur. İbadetin neşat ve dinçlik ile yapılması, şevkle yapılması iyi olur. Teravihte uyuklamazsınız, güzel olur. Teravihte uyuklamazsınız, güzel olur.

Bu güzel şeylerin yanında bir de bazı tehlikelere karşı sizi uyarmak istediğim içinBu güzel şeylerin yanında bir de bazı tehlikelere karşı sizi uyarmak istediğim için sonuncu hadîs-i şerîfi; yapılmaması gereken işlere dair olan bir hadisten seçtim. sonuncu hadîs-i şerîfi; yapılmaması gereken işlere dair olan bir hadisten seçtim. Deylemî Firdevs kitabında Enes radıyallahu anh'ten rivayet etmiş: Deylemî Firdevs kitabında Enes radıyallahu anh'ten rivayet etmiş:

Hamsün yüfattirne's-sâimûne ve yenkudne'l-vudû' el-kezibü ve'l-gıybetüHamsün yüfattirne's-sâimûne ve yenkudne'l-vudû' el-kezibü ve'l-gıybetü ve'n-ni'metü ve'n-nazaru bi'ş-şehveti ve'l-yemînü'l-kazibe. ve'n-ni'metü ve'n-nazaru bi'ş-şehveti ve'l-yemînü'l-kazibe.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemPeygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu dikkat etmemiz gereken hadîs-i şerîfinde şöyle buyuruyor: bu dikkat etmemiz gereken hadîs-i şerîfinde şöyle buyuruyor:

Hamsün. "Beş şey vardır." Yüfettırne's-sâimûne.Hamsün. "Beş şey vardır." Yüfettırne's-sâimûne. "Oruçlunun orucunu sanki iftar etmiş gibi, bir şey yemiş gibi bozar, sevabını kaçırır." "Oruçlunun orucunu sanki iftar etmiş gibi, bir şey yemiş gibi bozar, sevabını kaçırır."

Yemek yemese, su içmese bile bunları yaptı mı sanki iftar etmiş,Yemek yemese, su içmese bile bunları yaptı mı sanki iftar etmiş, bir kenarda bir şey atıştırmış gibi orucunu bozar. bir kenarda bir şey atıştırmış gibi orucunu bozar. Bozar demekten maksat, bozmuş gibi sevabını kaçırır. Bozar demekten maksat, bozmuş gibi sevabını kaçırır.

Neden "Bozmuş gibi sevabını kaçırır." diyorum da doğrudan doğruyaNeden "Bozmuş gibi sevabını kaçırır." diyorum da doğrudan doğruya yüftirne's-sâimûne "Oruçluya iftar ettirmiş gibi olur." diye terceme etmiyorum? yüftirne's-sâimûne "Oruçluya iftar ettirmiş gibi olur." diye terceme etmiyorum?

Çünkü bir insan, günahlı bazı şeyleri yapmış olsa bile oruçluyken yine akşam vaktine kadar bekleyecek.Çünkü bir insan, günahlı bazı şeyleri yapmış olsa bile oruçluyken yine akşam vaktine kadar bekleyecek. "Benim artık orucumun sevabı kalmadı, bozuldu." "Benim artık orucumun sevabı kalmadı, bozuldu." diye orucunu bozduğunu düşünerek bir şeyler atıştırırsa o zaman 60 gün ceza yer, 61'i hak eder.diye orucunu bozduğunu düşünerek bir şeyler atıştırırsa o zaman 60 gün ceza yer, 61'i hak eder. Onun için o da önemli. Onun için o da önemli.

Bir şeyi daha hatırlatayım; yanlışlıkla, bilmeden, unutarak bir su içmiş, yemek yemiş, sonradan;Bir şeyi daha hatırlatayım; yanlışlıkla, bilmeden, unutarak bir su içmiş, yemek yemiş, sonradan; "A ben oruçluydum !" diye aklına gelmişse orucu bozulmaz ama "Orucum bozuldu." "A ben oruçluydum !" diye aklına gelmişse orucu bozulmaz ama "Orucum bozuldu." diye ondan sonra bilerek yerse o zaman 61 gün oruç tutması gerekir. diye ondan sonra bilerek yerse o zaman 61 gün oruç tutması gerekir. İşte bunlar incelikler; bunları ilmihal kitaplarından okuyup bu durumlara düşmemeye dikkat etmek lazım. İşte bunlar incelikler; bunları ilmihal kitaplarından okuyup bu durumlara düşmemeye dikkat etmek lazım.

Bu beş şey, orucun sevabını alır götürür; hayrı bırakmaz. Bu beş şey, orucun sevabını alır götürür; hayrı bırakmaz.

Başka? Başka?

Ve yenkutne'l-vudû. "Abdesti de bozar." Ve yenkutne'l-vudû. "Abdesti de bozar."

Abdestin de sevabı kalmaz.Abdestin de sevabı kalmaz. Adam abdestliydi ama sanki abdestli değilmiş gibi sanki abdestini bozmuş gibi olur. Çok ilginç! Adam abdestliydi ama sanki abdestli değilmiş gibi sanki abdestini bozmuş gibi olur. Çok ilginç!

Onda da hayır bırakmaz. Oruçta da hayır bırakmaz, abdestte de hayır bırakmaz. Tabi çok korkunç. Onda da hayır bırakmaz. Oruçta da hayır bırakmaz, abdestte de hayır bırakmaz. Tabi çok korkunç.

Neymiş bu şeyler? Neymiş bu şeyler?

Oruçlu yalan söylüyorsa orucun da sevabı gider, abdestinin de bereketi gider.Oruçlu yalan söylüyorsa orucun da sevabı gider, abdestinin de bereketi gider. Orucun da, abdestin de bereketi gider. Oruçlu, oruçlu ama senin orucun işte öyle oruç. Orucun da, abdestin de bereketi gider. Oruçlu, oruçlu ama senin orucun işte öyle oruç. Abdestli, evet abdestli ama sanki bozmuş gibi; iyi bir şey değil.Abdestli, evet abdestli ama sanki bozmuş gibi; iyi bir şey değil. Yalan söylemeyecek, müslüman dürüst olacak. Yalan söylemeyecek, müslüman dürüst olacak.

Üç yerde yalan söyleniyor; harpte, iki kişinin arasını ıslah etmekÜç yerde yalan söyleniyor; harpte, iki kişinin arasını ıslah etmek ve onları barıştırmak için bir de karı kocanın birbirlerine karşı gönlünü almak için söylediği sözler. ve onları barıştırmak için bir de karı kocanın birbirlerine karşı gönlünü almak için söylediği sözler.

"Sen aslansın, bir tanesin." vesaire. "Sen aslansın, bir tanesin." vesaire.

Bir tane değil ama bir tane denilir. İşte "Ay gibisin, güneş gibisin." neyse. Bir tane değil ama bir tane denilir. İşte "Ay gibisin, güneş gibisin." neyse.

Acaba yalan mı söylüyorum? Dobra dobra mı söyleyeyim "çirkinsin" mi diyeyim,Acaba yalan mı söylüyorum? Dobra dobra mı söyleyeyim "çirkinsin" mi diyeyim, "Nasılsın kör kadın?" mı diyeyim? "Nasılsın kör kadın?" mı diyeyim?

Hayır! Öyle şey yok. Gönül almak uygun olduğundan gönül yıkmamak esas olduğundan orada caiz oluyor. Hayır! Öyle şey yok. Gönül almak uygun olduğundan gönül yıkmamak esas olduğundan orada caiz oluyor. Başka yerde müslüman yalan söylemez. Başka yerde müslüman yalan söylemez.

Harpte de caiz oluyor. Harpte de caiz oluyor.

Düşmana sır mı verecek? Düşmana sır mı verecek?

İki kişinin arasını düzeltmekte de caiz oluyor. İki kişinin arasını düzeltmekte de caiz oluyor.

Başka yerde yalan çok fena! Başka yerde yalan çok fena!

İşte görüyorsunuz oruçlunun orucunun sevabını, hayrını, bereketini alıp götürüyor, mahvediyor. İşte görüyorsunuz oruçlunun orucunun sevabını, hayrını, bereketini alıp götürüyor, mahvediyor. Abdestlinin abdestinin bereketini götürüyor. Abdestlinin abdestinin bereketini götürüyor. O abdestle de kıldığı namazdan sanki abdestsiz gibi bir şey kazanamaz. O abdestle de kıldığı namazdan sanki abdestsiz gibi bir şey kazanamaz.

Neden? Neden?

Çünkü yalan söylüyor. Bu bir, yalan bir. Çünkü yalan söylüyor. Bu bir, yalan bir.

İkincisi ve'l-gıybetü. "Gıybet etmek de orucun sevabını, bereketini;İkincisi ve'l-gıybetü. "Gıybet etmek de orucun sevabını, bereketini; abdestin faziletini, bereketini götürür." abdestin faziletini, bereketini götürür."

Gıybet nedir? Gıybet nedir?

"Bir müslümanın, bir kimsenin arkasından; "Bir müslümanın, bir kimsenin arkasından; bir ayıbını, kusurunu ortaya atıp sohbet mevzuu yapıp konuşmak, söylemek." bir ayıbını, kusurunu ortaya atıp sohbet mevzuu yapıp konuşmak, söylemek."

"İşte o Ahmet var ya işte o ya, kardeşim, "İşte o Ahmet var ya işte o ya, kardeşim, geçen gün bir de baktım ki çarşıda şöyle yapıyordu, ya tüh vah vesaire." geçen gün bir de baktım ki çarşıda şöyle yapıyordu, ya tüh vah vesaire."

İyi, tamam, doğru, yalan söylemiyorsun,İyi, tamam, doğru, yalan söylemiyorsun, öyle ama ne diye bir kardeşinin ayıbını sohbetinin konusu yapıyorsun? Niye aleyhinde konuşuyorsun? öyle ama ne diye bir kardeşinin ayıbını sohbetinin konusu yapıyorsun? Niye aleyhinde konuşuyorsun?

Sen ilk önce ona gittin mi? Sen ilk önce ona gittin mi?

"Kardeşim! Ben seni şöyle gördüm; böyle yapman doğru değil. Ben seni İslâm namına ikaz ediyorum. "Kardeşim! Ben seni şöyle gördüm; böyle yapman doğru değil. Ben seni İslâm namına ikaz ediyorum. Kimseye bir şey söylemedim, söylemem ama senin bu yaptığın da ayıptır." dedin mi? Kimseye bir şey söylemedim, söylemem ama senin bu yaptığın da ayıptır." dedin mi?

Demedin. Arkasından gıybet ediyorsun, aleyhte arkasından dedikodu yapıyorsun.Demedin. Arkasından gıybet ediyorsun, aleyhte arkasından dedikodu yapıyorsun. Bu da çok günah; sevapları kaçırıyor, bereketleri izale ediyor. Bu da çok günah; sevapları kaçırıyor, bereketleri izale ediyor.

Ve'n-nemîmeti. Ve'n-nemîmeti.

Nemime nemmamlık demek. Eski kitaplarda "kovuculuk" diye terceme edilirdi. Kovuculuğu da kimse bilmez. Nemime nemmamlık demek. Eski kitaplarda "kovuculuk" diye terceme edilirdi. Kovuculuğu da kimse bilmez.

Ne demek? Ne demek?

Nemmamlık, nemime; "birisinin lafını, sana söylediği sözünü, sırrını gidip ötekisine nakletmek." Nemmamlık, nemime; "birisinin lafını, sana söylediği sözünü, sırrını gidip ötekisine nakletmek."

"Ahmet sana şöyle dedi, Hasan sana şöyle dedi benden duymamış ol." "Ahmet sana şöyle dedi, Hasan sana şöyle dedi benden duymamış ol."

İşte senden duyuyorum. Ne demek benden duymamış ol? İşte senden duyuyorum. Ne demek benden duymamış ol?

"Vallahi, o seni hiç sevmiyor, senin aleyhinde şöyle dedi." "Vallahi, o seni hiç sevmiyor, senin aleyhinde şöyle dedi."

Eyvah! "Sen onun sözünü buraya getirdin, taşıdın." diye bu adam ona kızacak, gidecek belki kavga edecek.Eyvah! "Sen onun sözünü buraya getirdin, taşıdın." diye bu adam ona kızacak, gidecek belki kavga edecek. Bu doğru değil, laf taşımak doğru değil! Bu doğru değil, laf taşımak doğru değil! Buna "nemime" deniliyor, bu da çok büyük zararlı bir şey; üç etti. Buna "nemime" deniliyor, bu da çok büyük zararlı bir şey; üç etti.

Yalan, gıybet, kovuculuk, laf taşıyıcılık. Yalan, gıybet, kovuculuk, laf taşıyıcılık. Gıybet, aleyhte arkadan konuşma, yalan söyleme, birisinin lafını sırrını ötekisine taşıma. Gıybet, aleyhte arkadan konuşma, yalan söyleme, birisinin lafını sırrını ötekisine taşıma.

Ve'n-nazarı bi'ş-şehveti. "Şehvet ile bakmak." Ve'n-nazarı bi'ş-şehveti. "Şehvet ile bakmak."

Şehvetle bakmak da orucun faziletini, bereketini yok eder,Şehvetle bakmak da orucun faziletini, bereketini yok eder, tüketir bitirir, kül eder yakar, savurur gider.tüketir bitirir, kül eder yakar, savurur gider. Abdest ve namazın da tadını, bereketini bırakmaz. Abdest ve namazın da tadını, bereketini bırakmaz.

Ve'n-nazaru bi'ş-şehveti. "Şehvet ile bakmak." Ve'n-nazaru bi'ş-şehveti. "Şehvet ile bakmak."

İslâm'da niye böyle bir bakışa bu kadar büyük ceza geliyor? İslâm'da niye böyle bir bakışa bu kadar büyük ceza geliyor?

Çünkü İslâm, kötülükleri oluşturmadan engellemeye çalışır.Çünkü İslâm, kötülükleri oluşturmadan engellemeye çalışır. Oluştuktan sonra düzeltmesi zor olduğundan oluşturmamayı esas alır. Oluştuktan sonra düzeltmesi zor olduğundan oluşturmamayı esas alır.

Onun için başkasına, nâmahreme bakmamayı esas koymuştur, örtünmeyi esas koymuştur, emretmiştir.Onun için başkasına, nâmahreme bakmamayı esas koymuştur, örtünmeyi esas koymuştur, emretmiştir. Örtünecek ki karşı tarafı kendisine baktırmayacak. Örtünecek ki karşı tarafı kendisine baktırmayacak. İhtilatı men etmiştir; hanımlar ayrı beyler ayrı olacak. İhtilatı men etmiştir; hanımlar ayrı beyler ayrı olacak. Haremlik selamlık, kız mektebi erkek mektebi, kadınlar kısmı erkekler kısmı olacak. Haremlik selamlık, kız mektebi erkek mektebi, kadınlar kısmı erkekler kısmı olacak. Camide hanımların arkada, erkeklerin önde olması esası vardır. Bugün bazıları bu esaslara kızıyor. Camide hanımların arkada, erkeklerin önde olması esası vardır. Bugün bazıları bu esaslara kızıyor.

Sen Allah'ın emrine mi kızıyorsun, ahkâmına mı kızıyorsun? Sen Allah'ın emrine mi kızıyorsun, ahkâmına mı kızıyorsun?

Maalesef ne yaptığının farkında değil. Bunların hepsi daha büyük kötülükleri önceden engellemek içindir.Maalesef ne yaptığının farkında değil. Bunların hepsi daha büyük kötülükleri önceden engellemek içindir. İslâm'da kendisine helal olmayan, mahremi olmayan kimseye bakmak yoktur. İslâm'da kendisine helal olmayan, mahremi olmayan kimseye bakmak yoktur. Evlenince pekâlâ ama evlenmeyince hayır! İslâm böyledir. Ben şimdi buralardan bakıyorum; Evlenince pekâlâ ama evlenmeyince hayır! İslâm böyledir. Ben şimdi buralardan bakıyorum; buraların anlayışı, örfü, âdeti çok farklı. Bizden çok farklı, fevkalade farklı. buraların anlayışı, örfü, âdeti çok farklı. Bizden çok farklı, fevkalade farklı.

"Hangisi daha güzel hocam?" "Hangisi daha güzel hocam?"

Bizimki güzel. Allah'ın tavsiye ettiği, Resûlullah'ın tavsiye ettiği, İslâm'ın öğrettiği güzel ;Bizimki güzel. Allah'ın tavsiye ettiği, Resûlullah'ın tavsiye ettiği, İslâm'ın öğrettiği güzel ; çünkü burada çok feci şeyler oluyor. çünkü burada çok feci şeyler oluyor.

Hatta cinsel hürriyetin en yaygın, en büyük, en çok miktarda verildiği yer İsveç'ti.Hatta cinsel hürriyetin en yaygın, en büyük, en çok miktarda verildiği yer İsveç'ti. Yetkili kimselerden duymuştum ki en çok cinsel suçlar, cinayetler orada işleniyor. Yetkili kimselerden duymuştum ki en çok cinsel suçlar, cinayetler orada işleniyor. Hani serbest bırakılınca doyum olurdu. Hani serbest bırakılınca doyum olurdu.

Yalan! Yalan!

Öyle olmuyor, azdırıyor, daha beter ediyor. Yaraya tuz biber ekmek gibi oluyor.Öyle olmuyor, azdırıyor, daha beter ediyor. Yaraya tuz biber ekmek gibi oluyor. Cam parçası dökmek gibi oluyor. Onun için İslâm, bakışı engelliyor. Cam parçası dökmek gibi oluyor. Onun için İslâm, bakışı engelliyor. Kendisi bakmayacak, bu bakmayacak. Öbür tarafa da örtünmeyi emrediyor, örtünecek. Kendisi bakmayacak, bu bakmayacak. Öbür tarafa da örtünmeyi emrediyor, örtünecek. Bir evin camından içeri bakmak, kapısından bakmak, izinsiz içeri girmek gibidir.Bir evin camından içeri bakmak, kapısından bakmak, izinsiz içeri girmek gibidir. Gözler de zina eder. Gözler de zina eder.

Hz. Osman radıyallahu anh'in yanına sahabeden bir kişi geldi. Hz. Osman radıyallahu anh ona; Hz. Osman radıyallahu anh'in yanına sahabeden bir kişi geldi. Hz. Osman radıyallahu anh ona;

"Senin gözünde zina emareleri görüyorum. Zina izleri, belirtileri görüyorum." dedi. "Senin gözünde zina emareleri görüyorum. Zina izleri, belirtileri görüyorum." dedi.

Adamcağız sapsarı kesildi, sarsıldı, hayretler içinde kaldı ve şöyle dedi: Adamcağız sapsarı kesildi, sarsıldı, hayretler içinde kaldı ve şöyle dedi:

"Peygamberlik kesilmedi mi?" "Peygamberlik kesilmedi mi?"

Hz. Osman radıyallahu anh aşere-i mübeşşere'den. Keramet olarak Allah ona gösterdiği için biliyor. Hz. Osman radıyallahu anh aşere-i mübeşşere'den. Keramet olarak Allah ona gösterdiği için biliyor. Evliyâullahın kerameti haktır. O da tabi bunu anlamadı; "Peygamberlik devam mı ediyor?" diye sordu. Evliyâullahın kerameti haktır. O da tabi bunu anlamadı; "Peygamberlik devam mı ediyor?" diye sordu.

Hayır! Peygamber Efendimiz'den sonra artık peygamberlik yok. Hayır! Peygamber Efendimiz'den sonra artık peygamberlik yok. Ama Allah'ın sevgili kullarına Allah'ın ikramı var. Ama Allah'ın sevgili kullarına Allah'ın ikramı var.

Kerâmâtü'l-evliyâi hakkun. "Evliyâullahın kerameti haktır." Kerâmâtü'l-evliyâi hakkun. "Evliyâullahın kerameti haktır."

Karşımda bu konuda yazılmış kalın kalın kitaplar var, Karşımda bu konuda yazılmış kalın kalın kitaplar var, ciddi eserler var, Kur'an'dan, hadisten misaller var. ciddi eserler var, Kur'an'dan, hadisten misaller var.

Onun için o şaşırdı. "Nereden bildin?" dedi. "Hakikaten buraya gelirken bir kapıyı açık gördümOnun için o şaşırdı. "Nereden bildin?" dedi. "Hakikaten buraya gelirken bir kapıyı açık gördüm , açık kapıdan içeriye baktım; içerde de bir kadın yıkanıyormuş, onu gördüm." diye itiraf etti. , açık kapıdan içeriye baktım; içerde de bir kadın yıkanıyormuş, onu gördüm." diye itiraf etti.

Bakmak, girmek gibi oluyor, günah oluyor.Bakmak, girmek gibi oluyor, günah oluyor. Gözünde de bir alamet beliriyor da işte evliyâullah, cennetlik insanlar onu görüp seziyorlar. Gözünde de bir alamet beliriyor da işte evliyâullah, cennetlik insanlar onu görüp seziyorlar.

O bakımdan bakmak doğru değil,O bakımdan bakmak doğru değil, bakılacak yerlerini açık bırakmak karşı taraf için doğru değil; örtünmek esas. bakılacak yerlerini açık bırakmak karşı taraf için doğru değil; örtünmek esas. Bana şimdi bir arkadaş Türkiye ile ilgili bilgiler göndermiş, durumları anlatıyor. Bana şimdi bir arkadaş Türkiye ile ilgili bilgiler göndermiş, durumları anlatıyor.

"Başörtüsü yok. Eğer şöyle başının altından bizim eski usul bağlanırsa ona evet de öyle bağlanmaz da "Başörtüsü yok. Eğer şöyle başının altından bizim eski usul bağlanırsa ona evet de öyle bağlanmaz da şöyle bağlanırsa ona hayırmış!" şöyle bağlanırsa ona hayırmış!"

Böyle saçma şey olmaz! Böyle saçma şey olmaz!

Herkesin giyim tarzının inceliklerinden sana ne? Herkesin giyim tarzının inceliklerinden sana ne?

Evet, bazıları niye öyle örtünmüyor da başka türlü örtünüyor?Evet, bazıları niye öyle örtünmüyor da başka türlü örtünüyor? Bunu izah etmek lazım. Bunu izah etmek lazım. Ben bizimkilerden biliyorum, yakınlarımdan biliyorum; Ben bizimkilerden biliyorum, yakınlarımdan biliyorum; o başörtü zamanla üst taraftan kayıyor, arkadan kayıyor; görünmemesi gereken saçlar görünüyor.o başörtü zamanla üst taraftan kayıyor, arkadan kayıyor; görünmemesi gereken saçlar görünüyor. Bunun kaymaması için belli şekiller düşünülüp uygulanmış. Bunun kaymaması için belli şekiller düşünülüp uygulanmış. Mısır'da başka türlü, Pakistan'da başka türlü, Mısır'da başka türlü, Pakistan'da başka türlü, Malezya'dakiler başka türlü çok güzel şekiller uygulamışlar. Malezya'dakiler başka türlü çok güzel şekiller uygulamışlar. Bir şekilde işte türban bağlamak tarzında boynunu da kapatıyor vesaire. Bir şekilde işte türban bağlamak tarzında boynunu da kapatıyor vesaire.

Nasıl örterse örter. Allah'ın emrini yerine getiriyor.Nasıl örterse örter. Allah'ın emrini yerine getiriyor. "Başınızı açmayın, ziynetlerinizi yabancılara göstermeyin." diye hanımlara emir olduğundan kapatıyor. "Başınızı açmayın, ziynetlerinizi yabancılara göstermeyin." diye hanımlara emir olduğundan kapatıyor. Erkeklere de böyle emir; o da bakmayacak.Erkeklere de böyle emir; o da bakmayacak. "Peki, hocam! Kadınların bakışına yasak yok mu?" "Peki, hocam! Kadınların bakışına yasak yok mu?"

"Ona da yasak var. Kötü bakış, şehvetle bakış kadın için de erkek için de yasak. "Ona da yasak var. Kötü bakış, şehvetle bakış kadın için de erkek için de yasak. Orucun bereketini, sevabını kaçırır, abdestin bereketini götürür; dört. Orucun bereketini, sevabını kaçırır, abdestin bereketini götürür; dört.

Ve'l-yemînü'l-kâzibetü. "Yalan yere yemin de böyledir." Ve'l-yemînü'l-kâzibetü. "Yalan yere yemin de böyledir."

Orucun bereketini götürür, abdestin hayrını bereketini götürür.Orucun bereketini götürür, abdestin hayrını bereketini götürür. Bazen mahkemelerde oluyor.Bazen mahkemelerde oluyor. O çok fena! Birisinin hakkı, o yalan yeminle çiğneniyor, haksızlık yapılmış oluyor, O çok fena! Birisinin hakkı, o yalan yeminle çiğneniyor, haksızlık yapılmış oluyor, adalet bozuluyor, adalet işletilmemiş oluyor, tahrip edilmiş oluyor; bu çok fena! adalet bozuluyor, adalet işletilmemiş oluyor, tahrip edilmiş oluyor; bu çok fena!

Bazen de günlük olaylarda oluyor; kişi annesine yalan söylüyor, eşine yalan söylüyor,Bazen de günlük olaylarda oluyor; kişi annesine yalan söylüyor, eşine yalan söylüyor, arkadaşına yalan söylüyor, çocuğuna yalan söylüyor. arkadaşına yalan söylüyor, çocuğuna yalan söylüyor. O kadar hayatın içine girmiş ki bu yalan konuşmak,O kadar hayatın içine girmiş ki bu yalan konuşmak, sabahtan akşama günlük konuşmaları kameraya çektikten sonra şöyle bir akşamüstü izlesek sabahtan akşama günlük konuşmaları kameraya çektikten sonra şöyle bir akşamüstü izlesek ne kadar yalan konuştuğumuz günlük hayatımızın içine ne kadar yalanın girdiği anlaşılır. ne kadar yalan konuştuğumuz günlük hayatımızın içine ne kadar yalanın girdiği anlaşılır.

Müslümanın konuşması nasıl olacak? Müslümanın konuşması nasıl olacak?

Doğru olacak, dürüst olacak, yalansız olacak, dobra dobra olacak.Doğru olacak, dürüst olacak, yalansız olacak, dobra dobra olacak. Ya hayır söyleyecek ya susacak ama yalan söylemeyecek hele yalan yere yemin hiç etmeyecek.Ya hayır söyleyecek ya susacak ama yalan söylemeyecek hele yalan yere yemin hiç etmeyecek. Hele hele bir de şimdi insanlar alışmış, her şeye "vallahi billahi" diye yemini basıyor. Hele hele bir de şimdi insanlar alışmış, her şeye "vallahi billahi" diye yemini basıyor.

Bu oyuncak mı? Bu oyuncak mı?

Yalan olarak karşı tarafı kandırmak için söylediğin o söze "vallahi" deyince ne yapmış oluyorsun sen? Yalan olarak karşı tarafı kandırmak için söylediğin o söze "vallahi" deyince ne yapmış oluyorsun sen?

"Allah'a yemin ediyorum ki" diyorsun; o yalanına Allah'ı ortak ediyorsun, şahit gösteriyorsun. "Allah'a yemin ediyorum ki" diyorsun; o yalanına Allah'ı ortak ediyorsun, şahit gösteriyorsun. Allah'ın hatırını, Allah saygısını sömürüyorsun, istismar ediyorsun. Allah'ın hatırını, Allah saygısını sömürüyorsun, istismar ediyorsun.

Öyle şey olur mu? Öyle şey olur mu?

Kesinlikle olmaması lazım! Bu yalan yere yeminin de olmaması lazım. Kesinlikle olmaması lazım! Bu yalan yere yeminin de olmaması lazım.

Bunlar muhtemelen Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz'inBunlar muhtemelen Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz'in "Dinleyenler anlasın." diye verdiği bariz misallerdir."Dinleyenler anlasın." diye verdiği bariz misallerdir. Biz bunların arkasına "vesaireyi" ekleyebiliriz. Biz bunların arkasına "vesaireyi" ekleyebiliriz.

Bunlar ve bunun gibi kötü davranışlar ve huylar orucun sevabını, abdestin bereketini götürebilir.Bunlar ve bunun gibi kötü davranışlar ve huylar orucun sevabını, abdestin bereketini götürebilir. İnsan orucundan bir sevap kazanamaz; abdestinden, kıldığı namazdan bir ecir, sevap kazanamaz. İnsan orucundan bir sevap kazanamaz; abdestinden, kıldığı namazdan bir ecir, sevap kazanamaz. Halbuki usulüyle olsaydı neler kazanacaktı, ne kadar mükâfatlar alacaktı; Halbuki usulüyle olsaydı neler kazanacaktı, ne kadar mükâfatlar alacaktı; hadîs-i şerîflerde ne kadar mükâfatlar var. hadîs-i şerîflerde ne kadar mükâfatlar var.

"Hocam! Biz o hadîs-i şerîflerdeki mükâfatları duyuyoruz da bakıyoruz bize hiç verilmiyor galiba, "Hocam! Biz o hadîs-i şerîflerdeki mükâfatları duyuyoruz da bakıyoruz bize hiç verilmiyor galiba, hiç emaresini görmüyoruz." hiç emaresini görmüyoruz."

Evet, verilmiyor; çünkü işte siz böyle yapıyorsunuz. Hatalı hareket ediyorsunuz.Evet, verilmiyor; çünkü işte siz böyle yapıyorsunuz. Hatalı hareket ediyorsunuz. İbadetlerin kabul olması sebeplerini düşünmüyorsunuz, İbadetlerin kabul olması sebeplerini düşünmüyorsunuz, kabul olmamasına sebep olacak işleri de bol bol yapıyorsunuz.kabul olmamasına sebep olacak işleri de bol bol yapıyorsunuz. Yalan yere yemin, laf taşıma, gıybet, dedikodu,Yalan yere yemin, laf taşıma, gıybet, dedikodu, gözü harama baktırmak, harama dikmek vesaire vesaire vesaire… gözü harama baktırmak, harama dikmek vesaire vesaire vesaire… Kötü şeyleri dinlemek, söylemek ve işlemekle hayat geçiyor. Kötü şeyleri dinlemek, söylemek ve işlemekle hayat geçiyor. Sonunda çok büyük zarar, hüsran ve pişmanlık olur. Sonunda çok büyük zarar, hüsran ve pişmanlık olur.

Allahu Teâlâ hazretleri şu güzel ayda şu zalim nefislerimizi hizaya getirmeyi, terbiye etmeyi;Allahu Teâlâ hazretleri şu güzel ayda şu zalim nefislerimizi hizaya getirmeyi, terbiye etmeyi; olgun, kâmil, tatlı, hayırlı, sevimli, güzel müslüman olmayı cümlemize nasip eylesin. olgun, kâmil, tatlı, hayırlı, sevimli, güzel müslüman olmayı cümlemize nasip eylesin.

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekatüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekatüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2