Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Âhir 1446
24 December 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Sabır, Dua ve Zafer

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

20 Rebîü'l-Evvel 1418 / 25.07.1997
AKRA- Medine

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Medîne-i Münevvere’nin Görünümü, Müslümanları Sevmek ve Yardımlaşmak, Evde Namaz ve Kur’an | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Sabır, Dua ve Zafer

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

20 Rebîü'l-Evvel 1418 / 25.07.1997
AKRA- Medine

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Medîne-i Münevvere’nin Görünümü, Müslümanları Sevmek ve Yardımlaşmak, Evde Namaz ve Kur’an | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Geçen hafta size Mekke-i Mükerreme'den seslenmiştim, şimdi Medine-i Münevvere'den sesleniyorum. Geçen hafta size Mekke-i Mükerreme'den seslenmiştim, şimdi Medine-i Münevvere'den sesleniyorum.

Medine-i Münevvere'de konumu çok güzel olan bir otelde bulunuyoruz.Medine-i Münevvere'de konumu çok güzel olan bir otelde bulunuyoruz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mescidini yukarıdan, kuş bakışı gibi,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mescidini yukarıdan, kuş bakışı gibi, yandan görüyoruz; eski kısım, Osmanlılar'ın yaptırdığı minareler, daha sonra yapılan,yandan görüyoruz; eski kısım, Osmanlılar'ın yaptırdığı minareler, daha sonra yapılan, bu en son genişlemede eklenen minareler, bütün Mescid-i şerîf önümüzde tepsi, masa gibi bulunuyor.bu en son genişlemede eklenen minareler, bütün Mescid-i şerîf önümüzde tepsi, masa gibi bulunuyor. Mescidin hafif basık, 27 tane kubbesi var. Yeni yapılan kısmın bazı yerlerini kubbeli yapmışlarMescidin hafif basık, 27 tane kubbesi var. Yeni yapılan kısmın bazı yerlerini kubbeli yapmışlar ve bu kubbeler bulunduğu yerlerden raylı olarak, kayarakve bu kubbeler bulunduğu yerlerden raylı olarak, kayarak altlarındaki kapattıkları kısmı bazen açabiliyorlar. Bunları hep görüyorum. altlarındaki kapattıkları kısmı bazen açabiliyorlar. Bunları hep görüyorum.

Bir de karşıda Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in kabr-i saadetinin olduğuBir de karşıda Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in kabr-i saadetinin olduğu el-Kubbetü'l-hadrâ hemen gözümün önünde. Çok duygulandırıcı bir manzara.el-Kubbetü'l-hadrâ hemen gözümün önünde. Çok duygulandırıcı bir manzara. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in türbesinin çatısı yeşil renkli olduğu içinPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in türbesinin çatısı yeşil renkli olduğu için Arapça'da yeşil mânasına gelen hadrâ kelimesiyle sıfatlanıyor, el-Kubbetü'l-hadrâ deniyor.Arapça'da yeşil mânasına gelen hadrâ kelimesiyle sıfatlanıyor, el-Kubbetü'l-hadrâ deniyor. Yeşile boyalı kubbe, yeşil kubbe; Peygamber Efendimiz'in türbesinin üstü. Yeşile boyalı kubbe, yeşil kubbe; Peygamber Efendimiz'in türbesinin üstü.

Bir de Osmanlı'da ve bizim şimdiki Türkiye'mizde bir Kubbe-i Hadrâ daha var,Bir de Osmanlı'da ve bizim şimdiki Türkiye'mizde bir Kubbe-i Hadrâ daha var, o da Konya'da. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin kümbet şeklinde yapılmışo da Konya'da. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin kümbet şeklinde yapılmış kubbesinin üstünün rengi de yeşil olduğu için ona da herhalde Peygamber Efendimiz'inkubbesinin üstünün rengi de yeşil olduğu için ona da herhalde Peygamber Efendimiz'in türbesine sevgiden dolayı, yeşilliğinden dolayı Kubbe-i Hadrâ ismini vermişler. türbesine sevgiden dolayı, yeşilliğinden dolayı Kubbe-i Hadrâ ismini vermişler.

Bu manzaralar gözümüzün önünde, Allah'a çok hamd ü senâlar olsun.Bu manzaralar gözümüzün önünde, Allah'a çok hamd ü senâlar olsun. Böyle güzel şeyleri görmeyi nasip ediyor, elhamdülillah. Mescidimizin tepeden,Böyle güzel şeyleri görmeyi nasip ediyor, elhamdülillah. Mescidimizin tepeden, eski ve yeni kısımlarını, her şeyini görmek mümkün oluyor. eski ve yeni kısımlarını, her şeyini görmek mümkün oluyor.

Mescid-i Nebî, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mescidiMescid-i Nebî, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mescidi kat kat, tekrar tekrar, asırlar boyunca büyütülmüş ve en son büyütülmesi de bukat kat, tekrar tekrar, asırlar boyunca büyütülmüş ve en son büyütülmesi de bu Suud hükümeti zamanında olmuş. Önleri, arkaları, çevre arazi de bahçe hâlinde istimlâk edilmiş,Suud hükümeti zamanında olmuş. Önleri, arkaları, çevre arazi de bahçe hâlinde istimlâk edilmiş, binalar yıkılmış, dört kat kadar yerin altına garajlar yapılmış durumda.binalar yıkılmış, dört kat kadar yerin altına garajlar yapılmış durumda. Arabalarımızı bazen o garajlara bıraktığımız oluyor, yürüyen merdivenlerle üste çıkıyoruz.Arabalarımızı bazen o garajlara bıraktığımız oluyor, yürüyen merdivenlerle üste çıkıyoruz. Çok güzel bir genişletme. Her taraf mermer döşeli, direkler mermer, gayet güzel.Çok güzel bir genişletme. Her taraf mermer döşeli, direkler mermer, gayet güzel. Gelenler bilir, gelmeyenlere Allah yakın zamanda buraları ziyaret etmeyi nasip etsin. Gelenler bilir, gelmeyenlere Allah yakın zamanda buraları ziyaret etmeyi nasip etsin.

Odamızın bir penceresinden de meşhur, herkes tarafından bilinen, Medine-i Münevvere'ninOdamızın bir penceresinden de meşhur, herkes tarafından bilinen, Medine-i Münevvere'nin Bakî kabristanı görünüyor. Baki'; be, kaf, ye ve ayın ile; yani bâkî, ebedî mânasına gelenBakî kabristanı görünüyor. Baki'; be, kaf, ye ve ayın ile; yani bâkî, ebedî mânasına gelen kelime değil de ayn ile Baki'. Aslı Bakî'u'l-garkat kabristanıdır.kelime değil de ayn ile Baki'. Aslı Bakî'u'l-garkat kabristanıdır. Yanlız garkat kelimesi bırakılarak Cennetü'l-baki' deniliyor.Yanlız garkat kelimesi bırakılarak Cennetü'l-baki' deniliyor. Cennet bahçe demek. Baki' bahçesi, Medine'de vefat eden mübareklerinCennet bahçe demek. Baki' bahçesi, Medine'de vefat eden mübareklerin gömüldüğü bahçelik gibi olan kabristan demek oluyor. Bakî kabristanını da yukarıdan görüyoruz. gömüldüğü bahçelik gibi olan kabristan demek oluyor. Bakî kabristanını da yukarıdan görüyoruz.

Osmalılar zamanında buradaki meşhur kişilerin hem kabirlerinin neresi olduğu belliymişOsmalılar zamanında buradaki meşhur kişilerin hem kabirlerinin neresi olduğu belliymiş hem de kabirlerinin üstünde türbeler varmış. Hz. Osman Efendimiz'in türbesi,hem de kabirlerinin üstünde türbeler varmış. Hz. Osman Efendimiz'in türbesi, sahabeden meşhur kimselerin türbesi, Peygamber Efendimiz'in kızlarının, zevcelerinin türbeleri.sahabeden meşhur kimselerin türbesi, Peygamber Efendimiz'in kızlarının, zevcelerinin türbeleri. Her şey belliymiş. Şimdi yukardan ağaçsız, dümdüz, bize göre çok yadırgadığımız bir şekilde,Her şey belliymiş. Şimdi yukardan ağaçsız, dümdüz, bize göre çok yadırgadığımız bir şekilde, sadece kumluk gibi, etrafı duvarlarla çevrilmiş bir düzlük olarak görünüyor. sadece kumluk gibi, etrafı duvarlarla çevrilmiş bir düzlük olarak görünüyor.

Halbuki biz kabristan deyince hep böyle selvi ağaçları, yeşillikler, kabir taşları düşünürüz.Halbuki biz kabristan deyince hep böyle selvi ağaçları, yeşillikler, kabir taşları düşünürüz. Kabristan kelimesi zihnimizde böyle yerleşmiştir.Kabristan kelimesi zihnimizde böyle yerleşmiştir. Bu Bakî kabristanında hiç böyle bir iz, alamet yok. Bu biraz buralardaki insanlarınBu Bakî kabristanında hiç böyle bir iz, alamet yok. Bu biraz buralardaki insanların kabre, türbeye, kabir taşına karşı fikirleri olduğundan kaynaklanıyor. Onların üstündekikabre, türbeye, kabir taşına karşı fikirleri olduğundan kaynaklanıyor. Onların üstündeki türbeleri yıkmışlar, kabir taşlarını almışlar, dümdüz bir alan görünüyor. Altında türbeleri yıkmışlar, kabir taşlarını almışlar, dümdüz bir alan görünüyor. Altında asırlar boyu buralarda yaşamış, vefat etmiş nice nice mübarek evliyâullah;asırlar boyu buralarda yaşamış, vefat etmiş nice nice mübarek evliyâullah; sahâbe-i kirâmdan, Peygamber Efendimiz'in zevcelerinden, kızlarından, mübareksahâbe-i kirâmdan, Peygamber Efendimiz'in zevcelerinden, kızlarından, mübarek evlatlarından, nice nice mukarreb kullar var. Allah şefaatlerine erdirsin. evlatlarından, nice nice mukarreb kullar var. Allah şefaatlerine erdirsin.

Bir camımızdan da burayı görüyoruz, boydan boya her tarafı görebiliyoruz.Bir camımızdan da burayı görüyoruz, boydan boya her tarafı görebiliyoruz. Peygamber Efendimiz'in mescidini görebiliyorum,hem de Cennetül-baki'nin her tarafını görebiliyorum. Peygamber Efendimiz'in mescidini görebiliyorum,hem de Cennetül-baki'nin her tarafını görebiliyorum.

Böyle güzel bir yerden, sizlere en güzel dileklerimizi, temennilerimizi sunarız.Böyle güzel bir yerden, sizlere en güzel dileklerimizi, temennilerimizi sunarız. Her şeyden önce Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasına ermenizi dileriz.Her şeyden önce Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasına ermenizi dileriz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in şefaatine nail olmanızı dileriz.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in şefaatine nail olmanızı dileriz. Buralara haclar ve umreler yapmak üzere, sevaplı ibadetler yapmak üzere gelmenizi dileriz.Buralara haclar ve umreler yapmak üzere, sevaplı ibadetler yapmak üzere gelmenizi dileriz. Çünkü bu Peygamber Efendimiz'in mesicidinde bir namaz, başka yerde kılınan bir namazdan Çünkü bu Peygamber Efendimiz'in mesicidinde bir namaz, başka yerde kılınan bir namazdan bin kat daha sevaplı. Bu bin kat daha sevaplılığı noktaladıktan sonra, altını çizdikten sonra,bin kat daha sevaplı.

Bu bin kat daha sevaplılığı noktaladıktan sonra, altını çizdikten sonra,
Abdullah b. Amr İbnü'l-Âs radıyallahu anhuma'dan rivayet edilen ilk hadîs-i şerîfi okumak istiyorum. Abdullah b. Amr İbnü'l-Âs radıyallahu anhuma'dan rivayet edilen ilk hadîs-i şerîfi okumak istiyorum.

Bu Abdullah dört Abdullah'tan birisi -rıdvanullahi aleyhim ecmaîn-Bu Abdullah dört Abdullah'tan birisi -rıdvanullahi aleyhim ecmaîn- Mısır fatihi Amr İbnü'l-Âs'ın oğlu Abdullah rivayet etmiş kiMısır fatihi Amr İbnü'l-Âs'ın oğlu Abdullah rivayet etmiş ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri şöyle buyurmuşlar; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri şöyle buyurmuşlar;

Nazaru'r-racüli ilâ ahîhi alâ-şevkın hayrun min i'tikâfihî seneten fî mescidî hâzâ. Nazaru'r-racüli ilâ ahîhi alâ-şevkın hayrun min i'tikâfihî seneten fî mescidî hâzâ.

Bakın bu mescitte namaz kılmak bin misli sevaplıdır deyince, arkasından bu hadîs-i şerîfiBakın bu mescitte namaz kılmak bin misli sevaplıdır deyince, arkasından bu hadîs-i şerîfi ne kadar anlamlı bulacaksınız. Nazaru'r-racülü ilâ ahîhi. "Adamın kardeşine bakışı." ne kadar anlamlı bulacaksınız. Nazaru'r-racülü ilâ ahîhi. "Adamın kardeşine bakışı." Buradaki adamdan maksat müslüman olan kişi, kardeşten maksat da din kardeşi.Buradaki adamdan maksat müslüman olan kişi, kardeşten maksat da din kardeşi. Bir müslümanın din kardeşine bakışı. Nasıl bakış? Bir müslümanın din kardeşine bakışı.

Nasıl bakış?

Bakışlar çeşit çeşit olabilir. Sevgiyle, düşmanlıkla, kinle, dik dik, yan yan olur. Bakışlar çeşit çeşit olabilir. Sevgiyle, düşmanlıkla, kinle, dik dik, yan yan olur.

Nasıl bir bakış? Nazaru'r-racüli ilâ ahîhi alâ-şevkın. "Şevk üzerine,Nasıl bir bakış?

Nazaru'r-racüli ilâ ahîhi alâ-şevkın. "Şevk üzerine,
o kardeşini severek, ona sevgi ve muhabbet göstererek, yakınlık duygularıyla,o kardeşini severek, ona sevgi ve muhabbet göstererek, yakınlık duygularıyla, İslâmî, güzel duygularla bakışı." İslâmî, güzel duygularla bakışı."

Hayrun min i'tikâfihî seneten fî mescidî hâzâ. Kendi mescidini işaret buyurarak: Hayrun min i'tikâfihî seneten fî mescidî hâzâ. Kendi mescidini işaret buyurarak:

"Benim bu mescidimde bir sene itikâf etmesinden daha hayırlıdır." "Benim bu mescidimde bir sene itikâf etmesinden daha hayırlıdır."

İtikâfı belki dinleyici olan bazı kardeşlerimiz bilmeyebilir. İtikâf; bir mescitte,İtikâfı belki dinleyici olan bazı kardeşlerimiz bilmeyebilir. İtikâf; bir mescitte, ibadet etmek maksadıyla bir zaman kalmak için niyet etmeye ve kalmaya denir.ibadet etmek maksadıyla bir zaman kalmak için niyet etmeye ve kalmaya denir. Sünnet olan itikâf Ramazan'da. Ramazan'ın son on gününde mescide gelirlerSünnet olan itikâf Ramazan'da. Ramazan'ın son on gününde mescide gelirler bazı ibadete düşkün, sevap kazanmak isteyen, durumu müsait olan müslümanlar,bazı ibadete düşkün, sevap kazanmak isteyen, durumu müsait olan müslümanlar, on gün mescitte kalırlar. Eve gitmek yok, geceleyin de mescitte kalırlar, ibadet ederler.on gün mescitte kalırlar. Eve gitmek yok, geceleyin de mescitte kalırlar, ibadet ederler. Ramazan'ın son on gününde böyle itikâf etmeye Peygamber Efendimiz de riayet etmiş. Ramazan'ın son on gününde böyle itikâf etmeye Peygamber Efendimiz de riayet etmiş.

Peygamber Efendimiz'in sünnetidir hem de kuvvetli bir sünnettir.Peygamber Efendimiz'in sünnetidir hem de kuvvetli bir sünnettir. Hem de bir beldede hiç kimse, o beldenin mescidinde itikâf etmezse, bütün belde ahalisi,Hem de bir beldede hiç kimse, o beldenin mescidinde itikâf etmezse, bütün belde ahalisi, "Niçin bu sünneti yerine getirmediniz?" diye sorumlu olur ama bazıları yapınca;"Niçin bu sünneti yerine getirmediniz?" diye sorumlu olur ama bazıları yapınca; "Bu beldeden de bu sünneti yapanlar oldu." diye ötekilerinden sorumluluk kalkar."Bu beldeden de bu sünneti yapanlar oldu." diye ötekilerinden sorumluluk kalkar. Sünnet-i kifâye deniliyor. İtikâf çok sevap çünkü evini de bırakıyor insan,Sünnet-i kifâye deniliyor.

İtikâf çok sevap çünkü evini de bırakıyor insan,
eşini de dünya işlerini bir tarafa bırakıyor ve bütün gününü 24 saatinieşini de dünya işlerini bir tarafa bırakıyor ve bütün gününü 24 saatini mescitte ibadetle geçiriyor. Belli, münasip zamanlarda istirahat etme hakkı var.mescitte ibadetle geçiriyor. Belli, münasip zamanlarda istirahat etme hakkı var. Bu çok sevaplı, Türkiye'deki bir mescitte de sevaplı, cuma namazı kılınan bir mescitte daha sevaplı.Bu çok sevaplı, Türkiye'deki bir mescitte de sevaplı, cuma namazı kılınan bir mescitte daha sevaplı. Mahalle mescidinde de olabilir. Bir de bu sevaplı güzel ibadetin Peygamber Efendimiz'inMahalle mescidinde de olabilir.

Bir de bu sevaplı güzel ibadetin Peygamber Efendimiz'in
mescidinde olmasını düşünün. Peygamber Efendimiz'in mescidinde olunca namazlarmescidinde olmasını düşünün. Peygamber Efendimiz'in mescidinde olunca namazlar bin misli sevaplı ise herhâlde itikâflar da bin misli sevaplı olur. Peki itikâf ne kadardı? bin misli sevaplı ise herhâlde itikâflar da bin misli sevaplı olur.

Peki itikâf ne kadardı?

Sünnet olan Ramazan'ın son on gününde, on günlük veya dokuz günlüktü;Sünnet olan Ramazan'ın son on gününde, on günlük veya dokuz günlüktü; Ramazan'ın yirmi dokuz veya otuz çekmesine göre.Ramazan'ın yirmi dokuz veya otuz çekmesine göre. Ama Peygamber Efendimiz burada diyor ki hadîs-i şerîfindeki ifadede;Ama Peygamber Efendimiz burada diyor ki hadîs-i şerîfindeki ifadede; min i'tikâfihî seneten. "Bir sene itikâf etmesinden." O zaman epey çok oluyor. min i'tikâfihî seneten. "Bir sene itikâf etmesinden." O zaman epey çok oluyor. Kamerî seneyi 350 küsur gün, 354 gün, 355 gün olarak kabul edersek;Kamerî seneyi 350 küsur gün, 354 gün, 355 gün olarak kabul edersek; 35, 29 gün de çektiğini düşünürsek 35-40 defa Ramazan itikâfı yapmak gibi sevap olacak. 35, 29 gün de çektiğini düşünürsek 35-40 defa Ramazan itikâfı yapmak gibi sevap olacak.

Tekrar hadisin başına dönelim, hatırlayalım; nedir bu kadar sevap olan şey? Tekrar hadisin başına dönelim, hatırlayalım; nedir bu kadar sevap olan şey?

Bir müslümanın, öteki müslüman kardeşinin yüzüne şevk, sevgi, merhametle,Bir müslümanın, öteki müslüman kardeşinin yüzüne şevk, sevgi, merhametle, iyi duygularla, dostâne bir şekilde bakması. iyi duygularla, dostâne bir şekilde bakması.

Buradan görüyorsunuz, müslümanın müslümanı sevmesi ne kadar sevap! Buradan görüyorsunuz, müslümanın müslümanı sevmesi ne kadar sevap!

Kâbe-i Müşerrefe'nin ne kadar kıymetli, sevaplı, mukaddes, muazzam, heybetli olduğu belli.Kâbe-i Müşerrefe'nin ne kadar kıymetli, sevaplı, mukaddes, muazzam, heybetli olduğu belli. Ama bir müslümanın kalbini kırmak, Kâbe'yi yıkmaktan daha günah, daha tehlikeli!Ama bir müslümanın kalbini kırmak, Kâbe'yi yıkmaktan daha günah, daha tehlikeli! Onun için gönül yıkmamaya çalışmak, müslümanın müslümanı sevmesi lazım! Onun için gönül yıkmamaya çalışmak, müslümanın müslümanı sevmesi lazım!

Buradan şu çok mühim noktaya ulaşıyoruz: Dinimizde müslümanın müslümanıBuradan şu çok mühim noktaya ulaşıyoruz: Dinimizde müslümanın müslümanı sevmesi çok sevaplı bir ibadettir, çok kıymetlidir. Müslümanların birbirlerinisevmesi çok sevaplı bir ibadettir, çok kıymetlidir. Müslümanların birbirlerini dînî duygularla, bu kadar candan sevmesi lazım! dînî duygularla, bu kadar candan sevmesi lazım!

Ben müslümanım, Türkiye'de bulunuyorum ama Bosna'daki kardeşimi deBen müslümanım, Türkiye'de bulunuyorum ama Bosna'daki kardeşimi de aynı muhabbetle severim, Özbekistan'daki, Kazakistan'daki kardeşlerimi de severim,aynı muhabbetle severim, Özbekistan'daki, Kazakistan'daki kardeşlerimi de severim, İsveç'teki, Amerika'daki, Afrika'daki, Pakistan'daki, Malezya'daki, Avustralya'daki kardeşimi deİsveç'teki, Amerika'daki, Afrika'daki, Pakistan'daki, Malezya'daki, Avustralya'daki kardeşimi de aynı muhabbetle severim. Çünkü Allah'a inanmışız, Allah'ın birliğini kabul etmişiz, aynı muhabbetle severim. Çünkü Allah'a inanmışız, Allah'ın birliğini kabul etmişiz, tevhid akidesine bağlıyız; lâ ilâhe illallah diyoruz, r: tevhid akidesine bağlıyız; lâ ilâhe illallah diyoruz, r:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e bağlıyız, bağlılığımızı ifade ediyoruz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e bağlıyız, bağlılığımızı ifade ediyoruz.

İnneme'l-mü'minûne ihvetün. Bütün müslümanlar kardeş oldukları içinİnneme'l-mü'minûne ihvetün.

Bütün müslümanlar kardeş oldukları için
kardeşâne birbirlerimizi sevmemiz lazım. Sevme bir kuru ifadeden ibaret değildir. kardeşâne birbirlerimizi sevmemiz lazım. Sevme bir kuru ifadeden ibaret değildir. Seven insan sevdiği için her şeyi, her iyiliği, ikramı, fedakârlığı, yardımı yapar.Seven insan sevdiği için her şeyi, her iyiliği, ikramı, fedakârlığı, yardımı yapar. Onun için hepimizin bu kardeşlerimize yardım etmesi lazım!Onun için hepimizin bu kardeşlerimize yardım etmesi lazım! Dünyanın neresinden olursa olsun, zengin, fakir, zenci, beyaz, sarı, çekik gözlü, yuvarlakDünyanın neresinden olursa olsun, zengin, fakir, zenci, beyaz, sarı, çekik gözlü, yuvarlak yüzlü, mavi gözlü olsun; bütün müslümanların düşünülmesi, yardımına koşulması lazım!yüzlü, mavi gözlü olsun; bütün müslümanların düşünülmesi, yardımına koşulması lazım! Somali'deyse Somali'ye yardım gitmeli, Kongo'daysa Kongo'ya yardım gitmeli,Somali'deyse Somali'ye yardım gitmeli, Kongo'daysa Kongo'ya yardım gitmeli, Kamboçya'daysa Kamboçya'ya yardım gitmeli, müslümanlar birbirleriyle ilgilenmeli.Kamboçya'daysa Kamboçya'ya yardım gitmeli, müslümanlar birbirleriyle ilgilenmeli. Sevginin sonucu yardımlaşmadır, yardımına koşmaktır, dar zamanında imdadına yetişmektir. Sevginin sonucu yardımlaşmadır, yardımına koşmaktır, dar zamanında imdadına yetişmektir.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Hepimiz Ramazan geldi mi tavrımızı değiştiririz; "Oruç geldi,Hepimiz Ramazan geldi mi tavrımızı değiştiririz;

"Oruç geldi,
mübarek, on bir ayın sultanı Ramazan geldi." deriz. mübarek, on bir ayın sultanı Ramazan geldi." deriz.

Kandiller geldiği zaman sabahlara kadar uyumayız; camilerin avlularına seccadelerimizi yayarız,Kandiller geldiği zaman sabahlara kadar uyumayız; camilerin avlularına seccadelerimizi yayarız, sabahlara kadar otururuz. Dinin kıymetini biliyoruz, sevabı kazanmaya çalışıyoruz.sabahlara kadar otururuz.

Dinin kıymetini biliyoruz, sevabı kazanmaya çalışıyoruz.
Burada da öyle,perşembe günü mescitler hemen kalabalıklaşıyor, cuma günü kalabalıklaşıyor. Neden? Burada da öyle,perşembe günü mescitler hemen kalabalıklaşıyor, cuma günü kalabalıklaşıyor.

Neden?

Sevap çok diye. Civar kasabalardan herkes cemselerine atlıyorlar; cemse dediğimizSevap çok diye. Civar kasabalardan herkes cemselerine atlıyorlar; cemse dediğimiz burada askerî kamyon mânasına değil, minibüs şeklinde yüksek tekerlekli, kuvvetliburada askerî kamyon mânasına değil, minibüs şeklinde yüksek tekerlekli, kuvvetli arabalarla köylerinden, kentlerinden, Riyad'dan, Dammam'dan atlayıp geliyorlar: arabalarla köylerinden, kentlerinden, Riyad'dan, Dammam'dan atlayıp geliyorlar:

"Şu Cumamızı Peygamber Efendimiz'in mescidinde kılalım bin misli sevap olsun!" veya "Şu Cumamızı Peygamber Efendimiz'in mescidinde kılalım bin misli sevap olsun!" veya "Mekke-i Mükerreme'ye gidelim, orada kılalım yüz bin misli sevap olsun!" diye koşuşuyor herkes."Mekke-i Mükerreme'ye gidelim, orada kılalım yüz bin misli sevap olsun!" diye koşuşuyor herkes. Sevabı biliyor ve sevabı kazamaya gayret ediyorlar, bu, gözle görülüyor.Sevabı biliyor ve sevabı kazamaya gayret ediyorlar, bu, gözle görülüyor. Caminin bir gün önceki kalabalığı ile bir gün sonraki kalabalıklığı gözle görülür şekildeCaminin bir gün önceki kalabalığı ile bir gün sonraki kalabalıklığı gözle görülür şekilde fark ediliyor ve konuşuyoruz aramızda arkadaşlarımızla burada. fark ediliyor ve konuşuyoruz aramızda arkadaşlarımızla burada.

Madem sevaba bu kadar düşkünüz, bütün müslümanlar düşkün, herkes maddî menfaati kadarMadem sevaba bu kadar düşkünüz, bütün müslümanlar düşkün, herkes maddî menfaati kadar mânevî menfaatini de düşünür. O hâlde müslümanlar birbirlerini sevecek ve yardımlaşacak! mânevî menfaatini de düşünür. O hâlde müslümanlar birbirlerini sevecek ve yardımlaşacak!

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Almanya'dayken beni bir Cuma günü -belki Cuma değildi, herhangi bir gün de olabilir-Almanya'dayken beni bir Cuma günü -belki Cuma değildi, herhangi bir gün de olabilir- Boşnak kardeşlerimizin camisinde konuşturmuşlardı. Ondan sonra daBoşnak kardeşlerimizin camisinde konuşturmuşlardı. Ondan sonra da onların camide lokal gibi kullandıkları oturma yerlerine, dinlenme yerlerine geçmiştik. onların camide lokal gibi kullandıkları oturma yerlerine, dinlenme yerlerine geçmiştik. Orada Boşnak kardeşlerimiz bize dediler ki: "Harp varken müslüman kardeşlerimiz bizimleOrada Boşnak kardeşlerimiz bize dediler ki:

"Harp varken müslüman kardeşlerimiz bizimle
ilgileniyorlardı, harp bitti, ilgi bitti." Bu çok yanlış, çok yazık! O söz zihnime saplandı, ilgileniyorlardı, harp bitti, ilgi bitti."

Bu çok yanlış, çok yazık! O söz zihnime saplandı,
yüreğimi de kanattı, yaraladı. Müslümanların müslümanlara her yerde, her zamanyüreğimi de kanattı, yaraladı.

Müslümanların müslümanlara her yerde, her zaman
yardımcı olması lazım! Hiç bir yerdeki müslümanın yardımsız kalmaması gerekiyor,yardımcı olması lazım! Hiç bir yerdeki müslümanın yardımsız kalmaması gerekiyor, imdadına yetişilmesi gerekiyor. Bu bizim vazifemiz. Elinizden geldiğince nereyle ilgileniyorsanız, imdadına yetişilmesi gerekiyor. Bu bizim vazifemiz. Elinizden geldiğince nereyle ilgileniyorsanız, neresiyle ilginiz, tarihî bağlarınız varsa, babanızdan, dedenizdenneresiyle ilginiz, tarihî bağlarınız varsa, babanızdan, dedenizden veyahut işiniz bakımından hangi taraf size uygun düşüyorsa müslümanların yardımına koşun! veyahut işiniz bakımından hangi taraf size uygun düşüyorsa müslümanların yardımına koşun!

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki;

Nevvirû menâzileküm bi's-salâti ve kırâeti'l-Kur'ân. Nevvirû menâzileküm bi's-salâti ve kırâeti'l-Kur'ân.

Bu kısa hadîs-i şerîf Enes radıyallahu anh'ten. Size bunu şu sebepten dolayı okuyorum;Bu kısa hadîs-i şerîf Enes radıyallahu anh'ten. Size bunu şu sebepten dolayı okuyorum; dinleyen kardeşlerimizin içinde sıhhî durumu, mâlî durumu buralara gelmeye müsait olmayan kimseler olabilir. dinleyen kardeşlerimizin içinde sıhhî durumu, mâlî durumu buralara gelmeye müsait olmayan kimseler olabilir.

Bizi dinliyorlardır, canları çekiyordur, istiyordur: Bizi dinliyorlardır, canları çekiyordur, istiyordur:

"Ah biz de Mekke'ye gitsek, Medine'ye gitsek!" diye ama sevap sadece Mekke'de, Medine'de değil. "Ah biz de Mekke'ye gitsek, Medine'ye gitsek!" diye ama sevap sadece Mekke'de, Medine'de değil.

Bakın Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfte buyuruyor ki; Bakın Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfte buyuruyor ki;

Nevvirû menâzileküm bi's-salâti ve kırâeti'l-Kur'ân. "Evlerinizi namaz kılarak,Nevvirû menâzileküm bi's-salâti ve kırâeti'l-Kur'ân. "Evlerinizi namaz kılarak, Kur'ân-ı Kerîm okuyarak nurlandırınız!" Kur'ân-ı Kerîm okuyarak nurlandırınız!"

İnsanın evinde de yapabileceği ibadetler var, onları yapmalı. Camide cemaatle namaz kılmak sevap.İnsanın evinde de yapabileceği ibadetler var, onları yapmalı. Camide cemaatle namaz kılmak sevap. Camide namazını kılar, sünneti evinde kılar veyahut camide kılınacak namazaları camide kılar,Camide namazını kılar, sünneti evinde kılar veyahut camide kılınacak namazaları camide kılar, diğer bazı güzel namazlar var, sevabı çok olduğunu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemdiğer bazı güzel namazlar var, sevabı çok olduğunu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bildirmiş, onları da evinde kılar. Evini de kabristan gibi, ölüler diyarı gibi yapmaz,Efendimiz bildirmiş, onları da evinde kılar. Evini de kabristan gibi, ölüler diyarı gibi yapmaz, ibadetle nurlardırır, dinlendirir, canlandırır, güzelleştirir, ziynetlendirir. ibadetle nurlardırır, dinlendirir, canlandırır, güzelleştirir, ziynetlendirir.

Meselâ evde kılınan namazlardan neler var? Geceleyin teheccüd namazı var.Meselâ evde kılınan namazlardan neler var?

Geceleyin teheccüd namazı var.
Teheccüd namazına kalkılır, taheccüd namazı kılınır, ev nurlanır, şenlenir, ziynetlenir. Teheccüd namazına kalkılır, taheccüd namazı kılınır, ev nurlanır, şenlenir, ziynetlenir.

Başka ne var?Başka ne var? Duhâ namazı var. Duhâ namazı var. Sabahla öğlenin arası geniş bir zaman; o arada 9'da, 10'da, 11'de, öğleye 40-50 dakika kalıncaya kadarki Sabahla öğlenin arası geniş bir zaman; o arada 9'da, 10'da, 11'de, öğleye 40-50 dakika kalıncaya kadarki zamanda iki, dört rekât, on iki rekâta kadar duhâ namazı kılınabilir. zamanda iki, dört rekât, on iki rekâta kadar duhâ namazı kılınabilir.

Sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz kılmış. Sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz kılmış. Daha başka kaza namazları kılınır. Sevap olsun diye nafile namazlar kılınabilir,Daha başka kaza namazları kılınır. Sevap olsun diye nafile namazlar kılınabilir, abdest aldığı zaman tecdîd-i vudû namazı kılınır, vesaire. abdest aldığı zaman tecdîd-i vudû namazı kılınır, vesaire.

Evlerimizi böyle namaz kılarak, bir de Kur'ân-ı Kerîm okuyarak ibadetlerle nurlandıracağız.Evlerimizi böyle namaz kılarak, bir de Kur'ân-ı Kerîm okuyarak ibadetlerle nurlandıracağız. Kur'ân-ı Kerîm'e çok çalışmalıyız; okunmasını, kıraatini bilmeliyiz. Kur'ân-ı Kerîm'e çok çalışmalıyız; okunmasını, kıraatini bilmeliyiz. Anlamını, tefsirini bilmeliyiz. Ahkâmını bilmeliyiz, ahkâmına uymalıyız. Kur'ân-ı Kerîm'iAnlamını, tefsirini bilmeliyiz. Ahkâmını bilmeliyiz, ahkâmına uymalıyız. Kur'ân-ı Kerîm'i öğrenmeliyiz, öğretmeliyiz. Hepimiz Kur'ân-ı Kerîm öğretmeni,öğrenmeliyiz, öğretmeliyiz. Hepimiz Kur'ân-ı Kerîm öğretmeni, hepimiz Kur'ân-ı Kerîm öğrencisi olmalıyız. Çünkü insanlar iki çeşittir:hepimiz Kur'ân-ı Kerîm öğrencisi olmalıyız.

Çünkü insanlar iki çeşittir:
Birisi ilim öğrenen, ötekisi ilim öğreten; gerisinde hayır yoktur! Birisi ilim öğrenen, ötekisi ilim öğreten; gerisinde hayır yoktur!

Onun için her ev Kur'an öğretilen, Kur'an öğrenilen yer olmalı.Onun için her ev Kur'an öğretilen, Kur'an öğrenilen yer olmalı. Çocuklarımızı akşam toplayalım: "Bu elif'tir, bu be'dir, bu cim'dir, bu ayn'dır." diye Çocuklarımızı akşam toplayalım: "Bu elif'tir, bu be'dir, bu cim'dir, bu ayn'dır." diye harfleri öğretelim! Okumayı öğreterek, bu güzel kitabımızın okunmasından başlayarak,harfleri öğretelim! Okumayı öğreterek, bu güzel kitabımızın okunmasından başlayarak, ev halkını anlamına, ahkâmına doğru bilgilendirmeliyiz. Ahkâmını öğrenince de ahkâmına uymalıyız! ev halkını anlamına, ahkâmına doğru bilgilendirmeliyiz. Ahkâmını öğrenince de ahkâmına uymalıyız!

Üçüncü hadîs-i şerîf, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerindenÜçüncü hadîs-i şerîf, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinden İbn Abbas radıyallahu anhuma tarafından rivayet edilmiş. İbn Abbas radıyallahu anhuma tarafından rivayet edilmiş.

İbn Abbas da Abdullah isminde, Abdullah b. Abbas. Abbas'ın oğlu Abdullah. Bu daİbn Abbas da Abdullah isminde, Abdullah b. Abbas. Abbas'ın oğlu Abdullah. Bu da dört Abdullah'tan birisi, ashabın genç alimlerinden birisiydi, Allah şefaatine erdirsin.dört Abdullah'tan birisi, ashabın genç alimlerinden birisiydi, Allah şefaatine erdirsin. Peygamber Efendimiz'in amcasının, Abbas'ın oğlu Abdullah rivayet etmiş kiPeygamber Efendimiz'in amcasının, Abbas'ın oğlu Abdullah rivayet etmiş ki Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuş; Ni'me silâhu'l-mü'mini es-sabru ve'd-du'âu. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuş;

Ni'me silâhu'l-mü'mini es-sabru ve'd-du'âu.

Ni'me edât-ı tahsin, beğenme edatıdır. Ni'me silâhu'l-mü'mini.Ni'me edât-ı tahsin, beğenme edatıdır.

Ni'me silâhu'l-mü'mini.
"Mü'minin ne güzel silahıdır, ne kadar hoş bir silahtır, ne kadar mükemmel bir silahtır." diyor"Mü'minin ne güzel silahıdır, ne kadar hoş bir silahtır, ne kadar mükemmel bir silahtır." diyor Peygamber Efendimiz. Neymiş o silah, acaba kaç kurşun alırmış,Peygamber Efendimiz.

Neymiş o silah, acaba kaç kurşun alırmış,
kaç metreye kadar tesirliymiş, nasıl bir silahmış? Buyuruyor ki;kaç metreye kadar tesirliymiş, nasıl bir silahmış?

Buyuruyor ki;
es-sabru ve'd-du'âu. "Sabretmek ve dua etmek mü'minin ne kadar güzel silahıdır." es-sabru ve'd-du'âu. "Sabretmek ve dua etmek mü'minin ne kadar güzel silahıdır."

Mü'min sabrederse elinde silah varmış da sanki o silahıyla düşmanına ateş ediyormuş gibiMü'min sabrederse elinde silah varmış da sanki o silahıyla düşmanına ateş ediyormuş gibi sevapları kazanır ve silahla nasıl zafer kazanıyorsa, düşmanı yeniyorsasevapları kazanır ve silahla nasıl zafer kazanıyorsa, düşmanı yeniyorsa sabırla veyahut dua ile de öyle yener. Dua da mü'minin silahıdır, hem de çok kuvvetli bir silahtır.sabırla veyahut dua ile de öyle yener. Dua da mü'minin silahıdır, hem de çok kuvvetli bir silahtır. Mü'min çok aciz, hasta, zayıf, güçsüz olabilir, mevkisiz, makamsız, rütbesiz,Mü'min çok aciz, hasta, zayıf, güçsüz olabilir, mevkisiz, makamsız, rütbesiz, değersiz gibi görünen bir insan olabilir ama dua çok önemlidir. Dua ettiği zaman Allahdeğersiz gibi görünen bir insan olabilir ama dua çok önemlidir. Dua ettiği zaman Allah duasını kabul edince, mü'minin yardımına koşar, zalimi de kahreder. duasını kabul edince, mü'minin yardımına koşar, zalimi de kahreder.

Dua, gelmiş olan şeye de fayda eder, geleceğe de fayda eder.Dua, gelmiş olan şeye de fayda eder, geleceğe de fayda eder. Gelmiş olan belayı kaldırmaya da yarar, gelecek olan belayı durdurmaya da yarar. Gelmiş olan belayı kaldırmaya da yarar, gelecek olan belayı durdurmaya da yarar. Gelmesin, dursun diye belanın durmasına da yarar. Onun için size iki tane silah öğretmiş oluyoruz. Gelmesin, dursun diye belanın durmasına da yarar. Onun için size iki tane silah öğretmiş oluyoruz.

Niye öğretiyoruz? Çünkü müslümanların maalesef düşmanları çok.Niye öğretiyoruz?

Çünkü müslümanların maalesef düşmanları çok.
Müslümanların ülkeleri güzel, geniş, maddî imkânları, petrolleri, madenleri,Müslümanların ülkeleri güzel, geniş, maddî imkânları, petrolleri, madenleri, altınları, uranyumları var. Gelişmiş ülkeler, gayrimüslim ülkeler bunları yağmalamak için altınları, uranyumları var. Gelişmiş ülkeler, gayrimüslim ülkeler bunları yağmalamak için çareler, tuzaklar düşünüyorlar, teşkilatlar kuruyorlar, oyunlar ediyorlar.çareler, tuzaklar düşünüyorlar, teşkilatlar kuruyorlar, oyunlar ediyorlar. Müslümanlara sataşıyorlar, saldırıyorlar, harp çıkartıyorlar, katliam ediyorlar,Müslümanlara sataşıyorlar, saldırıyorlar, harp çıkartıyorlar, katliam ediyorlar, topluca mezarlara gömüyorlar. Yerlerinden, yurtlarından sürüp çıkarmaya çalışıyorlar,topluca mezarlara gömüyorlar. Yerlerinden, yurtlarından sürüp çıkarmaya çalışıyorlar, fitne fesat çıkartıyorlar, birbirlerine düşürüyorlar, maalesef birbirleriyle savaştırıyorlar,fitne fesat çıkartıyorlar, birbirlerine düşürüyorlar, maalesef birbirleriyle savaştırıyorlar, Afganistan'da olduğu gibi. O zaman bu kadar düşmana karşı da müslümanın şöyle silahı olması lazım: Afganistan'da olduğu gibi. O zaman bu kadar düşmana karşı da müslümanın şöyle silahı olması lazım:

Birisi sabır, birisi dua. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizBirisi sabır, birisi dua.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz
bir başka hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki; bir başka hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki;

en-Nasru mea's-sabri. "Allah'ın zafer vermesi, nusrete mazhar etmesi,en-Nasru mea's-sabri. "Allah'ın zafer vermesi, nusrete mazhar etmesi, insanları galip çıkarması sabır iledir. Kul sabrettiği zaman, sabrın sonunda zafere,insanları galip çıkarması sabır iledir. Kul sabrettiği zaman, sabrın sonunda zafere, galebeye, muzafferiyete, nusrete mazhar olur." demektir. galebeye, muzafferiyete, nusrete mazhar olur." demektir.

Bu da bir müjde. Şiddetli zamanlarda sabretmeli, sebat etmeli, Allah'a dayanmalı,Bu da bir müjde. Şiddetli zamanlarda sabretmeli, sebat etmeli, Allah'a dayanmalı, "Allah sabredenlerle beraberdir." diye sabretmeli! "Allah sabredenlerle beraberdir." diye sabretmeli!

Ve'l-ferecü me'a'l-kerbi. "Sevinç de gam, keder, üzüntü, sıkıntıyla beraberdir,Ve'l-ferecü me'a'l-kerbi. "Sevinç de gam, keder, üzüntü, sıkıntıyla beraberdir, onunla beraber olur." onunla beraber olur."

Yani insan sıkıntıya tahammül ederse; Yani insan sıkıntıya tahammül ederse;

el-Ferecü ba'de'ş-şiddeti. dendiği gibi bakarsın o sıkıntının arkasından, Allah bir ferahlık,el-Ferecü ba'de'ş-şiddeti.

dendiği gibi bakarsın o sıkıntının arkasından, Allah bir ferahlık,
bir rahatlık, bir şenlik, bir hoşluk ihsan eder.bir rahatlık, bir şenlik, bir hoşluk ihsan eder. Onlar yan yanadır, peş peşedir, birisinin arkasından ötekisi gelecek demektir. Onlar yan yanadır, peş peşedir, birisinin arkasından ötekisi gelecek demektir.

Bu, Elem neşrahleke sûresinin sonunda da tekrar ediliyor: Fe-inne me'a'l-‘usri yüsran.Bu, Elem neşrahleke sûresinin sonunda da tekrar ediliyor:

Fe-inne me'a'l-‘usri yüsran.
"Zorluğun yanında muhakkak ki kolaylık da vardır." Darda olan müslümanlara müjdeler olsun "Zorluğun yanında muhakkak ki kolaylık da vardır."

Darda olan müslümanlara müjdeler olsun
ki zorluğun arkasından kolaylık vardır, Allahu Teâlâ hazretlerinin yardımı yakındır! ki zorluğun arkasından kolaylık vardır, Allahu Teâlâ hazretlerinin yardımı yakındır!

İnşaallah sabrettikleri takdirde, nusrete ve zafere nail olacaklardır.İnşaallah sabrettikleri takdirde, nusrete ve zafere nail olacaklardır. Duayı unutmasınlar, sabırdan vazgeçmesinler; sabırsızlık gösterip, taşkınlık gösterip,Duayı unutmasınlar, sabırdan vazgeçmesinler; sabırsızlık gösterip, taşkınlık gösterip, edebe riayet etmeyip yakışıksız sözler söyleyerek Allah'ın mükâfatını ellerinden kaçırmasınlar,edebe riayet etmeyip yakışıksız sözler söyleyerek Allah'ın mükâfatını ellerinden kaçırmasınlar, yardımını geriye döndürmesinler! Sabr-ı cemîl ile sabretsinler, güzel dualar ile dua etsinleryardımını geriye döndürmesinler! Sabr-ı cemîl ile sabretsinler, güzel dualar ile dua etsinler de Allahu Teâlâ hazretleri her türlü yardımlara mazhar eylesin. de Allahu Teâlâ hazretleri her türlü yardımlara mazhar eylesin.

Dilerim ki Allahu Teâlâ hazretleri sizleri, dünyanın ve ahiretin her türlü hayırlarına erdirsin.Dilerim ki Allahu Teâlâ hazretleri sizleri, dünyanın ve ahiretin her türlü hayırlarına erdirsin. Cennetiyle Cemâli'yle müşerref eylesin! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! Cennetiyle Cemâli'yle müşerref eylesin!

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2