Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Takvâ ve Zann

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Takvâ ve Zann

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm.

Elhamdüli’llâhirabbi’lâlemîn.


Elhamdüli’llâhirabbi’lâlemîn.
Ve’s-selâtü ve’s-selâmü alâ seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirînVe’s-selâtü ve’s-selâmü alâ seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirîn Muhammedini’l-Mustafâ ve âlâ âlihî ve sahbihîMuhammedini’l-Mustafâ ve âlâ âlihî ve sahbihî ve men tebi’ahû bi-ihsânin ilâ yevmi’d-dîn.ve men tebi’ahû bi-ihsânin ilâ yevmi’d-dîn.

Emma bâ’dü ve an Ebû Hureyrete radıyallahu anhu


Emma bâ’dü ve an Ebû Hureyrete radıyallahu anhu
enne Resûlallahi sallallahu aleyhi ve selleme kâle:enne Resûlallahi sallallahu aleyhi ve selleme kâle:

İyyâküm ve’z-zanne fe-inne’z-zanne ekzebü’l-hadîsi


İyyâküm ve’z-zanne fe-inne’z-zanne ekzebü’l-hadîsi
ve lâ tehassesû ve lâ tecessesûve lâ tehassesû ve lâ tecessesû ve lâ tenâfesû ve lâ tehâsedûve lâ tenâfesû ve lâ tehâsedû ve lâ tebâğadû ve lâ tedâberûve lâ tebâğadû ve lâ tedâberû ve kûnû ibâdallâhi ihvânen ke-mâ emerakumve kûnû ibâdallâhi ihvânen ke-mâ emerakum el-müslimü ehu’l-müslimi lâ yazlimühû ve lâ yahzülühû ve lâ yahkiruhû.el-müslimü ehu’l-müslimi lâ yazlimühû ve lâ yahzülühû ve lâ yahkiruhû. Et-takvâ hâhünâ et-takvâ hâhünâ ve yüşîru ilâ sadrihîEt-takvâ hâhünâ et-takvâ hâhünâ ve yüşîru ilâ sadrihî bi-hasebimriin mine’ş-şerri en yahkira ehâhü’l-müslimibi-hasebimriin mine’ş-şerri en yahkira ehâhü’l-müslimi küllü’l-müslimi ale’l-müslimi harâmun demuhû ve ‘ırduhû ve mâluhûküllü’l-müslimi ale’l-müslimi harâmun demuhû ve ‘ırduhû ve mâluhû innellâhe lâ yenzuru ilâ icsadiküm ve lâ ilâ suveriküminnellâhe lâ yenzuru ilâ icsadiküm ve lâ ilâ suveriküm ve a’mâliküm ve lâkin yenzuru ilâ kulûbiküm.ve a’mâliküm ve lâkin yenzuru ilâ kulûbiküm.

Ve fî rivâyetin lâ tehâsedû ve lâ tebâğadû


Ve fî rivâyetin lâ tehâsedû ve lâ tebâğadû
ve lâ tehassesû ve lâ tecessesû ve lâ tenâceşûve lâ tehassesû ve lâ tecessesû ve lâ tenâceşû ve kûnû ibâdallâhi ihvânen.ve kûnû ibâdallâhi ihvânen.

Ve fî rivâyetin lâ tekâta’û ve lâ tedâberû


Ve fî rivâyetin lâ tekâta’û ve lâ tedâberû
ve lâ tebâğadû ve lâ tehâsedû ve kûnû ibâdallâhi ihvânen.ve lâ tebâğadû ve lâ tehâsedû ve kûnû ibâdallâhi ihvânen.

Ve fî rivâyetin ve lâ tehâcerû ve lâ yebi’ ba’duküm alâ bey’i ba’dın.


Ve fî rivâyetin ve lâ tehâcerû ve lâ yebi’ ba’duküm alâ bey’i ba’dın.


Revâhu müslimu bi-külli hâzihi’r-rivâyâti


Revâhu müslimu bi-külli hâzihi’r-rivâyâti
ve rava’l-buhâriyyu ekserahâ.ve rava’l-buhâriyyu ekserahâ.

Bu Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edilmiş hadîs-i şerîf.


Bu Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edilmiş hadîs-i şerîf.
İmam Buhârî ve İmam Müslim rahmetullahi aleyhima kaydetmişler.İmam Buhârî ve İmam Müslim rahmetullahi aleyhima kaydetmişler. Çeşitli rivayetleri var, kayıtlar üç dört tane kayıt var, kelimelerde bazı değişiklik var.Çeşitli rivayetleri var, kayıtlar üç dört tane kayıt var, kelimelerde bazı değişiklik var. Onları okuyalım. Bir açıklamasını yapalım.Onları okuyalım. Bir açıklamasını yapalım.

Enne Resûlallahi sallallahu aleyhi ve selleme kâle:


Enne Resûlallahi sallallahu aleyhi ve selleme kâle:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurdu ki diyorPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurdu ki diyor Ebû Hüreyre radıyallahu anh:Ebû Hüreyre radıyallahu anh:

İyyâküm ve’z-zanne.


İyyâküm ve’z-zanne.
Zannetmekten kendinizi koruyun.Zannetmekten kendinizi koruyun. Fe-inne’z-zanne. Çünkü zannetmek.Fe-inne’z-zanne. Çünkü zannetmek. Ekzebü’l-hadîsi. En yalan sözdür.Ekzebü’l-hadîsi. En yalan sözdür.

Şimdi iyi bilinmediği zaman bir olay, zanneder insan;


Şimdi iyi bilinmediği zaman bir olay, zanneder insan;
zannediyorum ki şu şöyle.zannediyorum ki şu şöyle. Şüpheli yani, belli değil, kesin değil.Şüpheli yani, belli değil, kesin değil. Haa, bilmiyorsanız konuşmayın.Haa, bilmiyorsanız konuşmayın. Zan iyi değil, en yalan söz.Zan iyi değil, en yalan söz. Hem öyle tahmin ediyorum zannediyorum diyorsun hem de adamı kötülüyorsun sonuç itibariyle.Hem öyle tahmin ediyorum zannediyorum diyorsun hem de adamı kötülüyorsun sonuç itibariyle. Ortada kesin bir şey yok.Ortada kesin bir şey yok. Onun için zan doğru değil.Onun için zan doğru değil.

Tabi burada ez-zann mutlak olarak geçiyor amma, zannın iki çeşidi var.


Tabi burada ez-zann mutlak olarak geçiyor amma, zannın iki çeşidi var.


Birisi hüsn-i zan, yani iyi zannetmek, iyiye yormak.


Birisi hüsn-i zan, yani iyi zannetmek, iyiye yormak.
Birisi de zannın diğeri de sû-i zan,Birisi de zannın diğeri de sû-i zan, kötü çalıştırmak zannını, kötü zannetmek.kötü çalıştırmak zannını, kötü zannetmek.

Hüsn-i zan tavsiye edilmiştir.


Hüsn-i zan tavsiye edilmiştir.
Yani arkadaşının sana yaptığı hareket, biraz dikkatini çekti, irkildin,Yani arkadaşının sana yaptığı hareket, biraz dikkatini çekti, irkildin, herhalde onu şu sebeple yapmıştır diye bir hüsn-i zan ile düşünürsen iyi olur.herhalde onu şu sebeple yapmıştır diye bir hüsn-i zan ile düşünürsen iyi olur. Çünkü sonuç itibariyle ortaya bir dalaşma, kavga, gürültü, kırgınlık çıkmaz.Çünkü sonuç itibariyle ortaya bir dalaşma, kavga, gürültü, kırgınlık çıkmaz. İyiye yormak, gördüğü nahoş bir olayı iyiye yormak, iyi zannetmek iyidir.İyiye yormak, gördüğü nahoş bir olayı iyiye yormak, iyi zannetmek iyidir. Onun için Müslümanlar bu çeşit zannı yapmakla emrolunmuşlardır.Onun için Müslümanlar bu çeşit zannı yapmakla emrolunmuşlardır.

Birbirimize ne yapacağız?


Birbirimize ne yapacağız?
Çok mahiyetini iyi bilemediğimiz hareketlerin yorumunda hüsn-i zan edeceğiz.Çok mahiyetini iyi bilemediğimiz hareketlerin yorumunda hüsn-i zan edeceğiz.

Bugün o arkadaş yanımda kaşları çatık durdu.


Bugün o arkadaş yanımda kaşları çatık durdu.
Kaşları çatık durdu bugün yanımda, tatsız tuzsuz herif zaten ya.Kaşları çatık durdu bugün yanımda, tatsız tuzsuz herif zaten ya. Allah Allah hep kaşlarını çatıyor.Allah Allah hep kaşlarını çatıyor. Yani herhalde benim şöyle bir şey yapmıştım, ona mı kızdı ne yaptı,Yani herhalde benim şöyle bir şey yapmıştım, ona mı kızdı ne yaptı, boyuna surat asıyor.boyuna surat asıyor. Bu sû-i zan.Bu sû-i zan.

Hüsn-i zan nedir?


Hüsn-i zan nedir?


Ramazan’da oruç tutuyor, itikâfta bu kardeşimiz.


Ramazan’da oruç tutuyor, itikâfta bu kardeşimiz.
Herhalde günahlarını düşünmüştür, pişman olmuştur.Herhalde günahlarını düşünmüştür, pişman olmuştur. Cenâb-ı Hak affedecek mi affetmeyecek mi diye kendi derdine düşmüştür,Cenâb-ı Hak affedecek mi affetmeyecek mi diye kendi derdine düşmüştür, ondan öyle yapmıştır zavallıcık.ondan öyle yapmıştır zavallıcık. Acep beni Mevlâm affedecek mi affetmeyecek mi? diye.Acep beni Mevlâm affedecek mi affetmeyecek mi? diye. Ha bu da hüsn-i zan işte.Ha bu da hüsn-i zan işte.

Yani aynı olayı iki türlü yorum şeklinin misalini verdik.


Yani aynı olayı iki türlü yorum şeklinin misalini verdik.
Biz iyiye yorarsak, toplum fayda görür bundan, arkadaş kaybetmeyiz,Biz iyiye yorarsak, toplum fayda görür bundan, arkadaş kaybetmeyiz, kavga gürültü çıkmaz.kavga gürültü çıkmaz. Kötüye yorarsak, soğukluk olur, buz olur, adavet olur,Kötüye yorarsak, soğukluk olur, buz olur, adavet olur, kırılmalar darılmalar olur, küsmeler olur, ayrılmalar olur.kırılmalar darılmalar olur, küsmeler olur, ayrılmalar olur. Adam sana küser camiye gelmez.Adam sana küser camiye gelmez. Haydi, al başına belayı.Haydi, al başına belayı. Senin yüzünden adam namazı bıraktı.Senin yüzünden adam namazı bıraktı. İmama kızıyor camiye gelmiyor.İmama kızıyor camiye gelmiyor. Yok, mu böyleleri?Yok, mu böyleleri? Doğruyu söyleyince kızıyorlar.Doğruyu söyleyince kızıyorlar.

Ben akrabadan birisine zenginsin hacca git dedim, birkaç defa söyledim.


Ben akrabadan birisine zenginsin hacca git dedim, birkaç defa söyledim.
Sonra hanımı diyormuş ki; gel Es’ad Hocaya gidelim gene filan.Sonra hanımı diyormuş ki; gel Es’ad Hocaya gidelim gene filan. Yok diyormuş ben ona gidersem şimdiYok diyormuş ben ona gidersem şimdi o bana tekrar nasihat eder diyormuş, gelmiyor.o bana tekrar nasihat eder diyormuş, gelmiyor.

Bazen yani usulünü bilmezsen kaçıyor millet.


Bazen yani usulünü bilmezsen kaçıyor millet.
Onun için hüsn-i zann edeceğiz, sû-i zan etmeyeceğiz.Onun için hüsn-i zann edeceğiz, sû-i zan etmeyeceğiz.

İki; Ve lâ tehassesû.


İki; Ve lâ tehassesû.
Tehassesû ne demek?Tehassesû ne demek? Bir işin peşine hassasça düşüp, aslını, dibin, astarını,Bir işin peşine hassasça düşüp, aslını, dibin, astarını, inceliklerini anlamaya çalışmak demek, hassas hassas.inceliklerini anlamaya çalışmak demek, hassas hassas. Bu da doğru değil.Bu da doğru değil. Sana ne, ne diye karıştırıyorsun, ne diye peşine düşüyorsun?Sana ne, ne diye karıştırıyorsun, ne diye peşine düşüyorsun? Üstüne lazım olmayan şeyin peşine niye düşüyorsun?Üstüne lazım olmayan şeyin peşine niye düşüyorsun? Araştırmak, ayıbını araştırmak doğru değil.Araştırmak, ayıbını araştırmak doğru değil.

Ve lâ tecessesû. Casusluk da yapmayın.


Ve lâ tecessesû. Casusluk da yapmayın.
Casusluk değil bu tam, tecessüs yani, birisini merak etmek.Casusluk değil bu tam, tecessüs yani, birisini merak etmek. Acaba bugün onların evine ne geldi?Acaba bugün onların evine ne geldi? Araba geldi, bir şeyler indi, bir adam geldi bir adam çıktı?Araba geldi, bir şeyler indi, bir adam geldi bir adam çıktı? Ya bu kadar merak, bu kadar tecessüs doğru değil.Ya bu kadar merak, bu kadar tecessüs doğru değil. Sonra, tecessüs de etmeyin.Sonra, tecessüs de etmeyin.

Ve lâ tenâfesû. Birbirinize münâfese de etmeyin.


Ve lâ tenâfesû. Birbirinize münâfese de etmeyin.
Yani nefsani tavırlarla birbirlerinin karşısına çıkmak, zıtlaşmak.Yani nefsani tavırlarla birbirlerinin karşısına çıkmak, zıtlaşmak. Öyle de yapmayın.Öyle de yapmayın. Ve lâ tehâsedû. Birbirinize haset de etmeyin.Ve lâ tehâsedû. Birbirinize haset de etmeyin. Vay be, onun amma güzel arabası var ya.Vay be, onun amma güzel arabası var ya. Bizim külüstürün her gün tekeri patlar, vay be onun arabası amma güzel ha!Bizim külüstürün her gün tekeri patlar, vay be onun arabası amma güzel ha! Tamam, Allah daha iyisini versin, sana da versin.Tamam, Allah daha iyisini versin, sana da versin. Haset etmek doğru değil.Haset etmek doğru değil.

Haset nedir?


Haset nedir?


Kötü bir duygudur, arkadaşının elindeki nimete kendisi imreniyor,


Kötü bir duygudur, arkadaşının elindeki nimete kendisi imreniyor,
bir de keşke onda olmasa bende olsa diyor,bir de keşke onda olmasa bende olsa diyor, arkadaştakinin olmasını hazmedemiyor.arkadaştakinin olmasını hazmedemiyor. Vay be, adam çocuğunu okuttu, bir de hafız da yaptı ya.Vay be, adam çocuğunu okuttu, bir de hafız da yaptı ya. Bir de öteki çocuğunu da okuttu doktor yaptı ya filan.Bir de öteki çocuğunu da okuttu doktor yaptı ya filan. E ne oluyorsun?E ne oluyorsun? Sen de çalış şey yap yani.Sen de çalış şey yap yani. Haset nedir?Haset nedir? Karşıdaki insandaki nimetin ondan gitmesini isteyerek kıskanmak.Karşıdaki insandaki nimetin ondan gitmesini isteyerek kıskanmak. Peki, helal olsun.Peki, helal olsun. Allah daha çok versin diye hiç içinde öyle bir ters duygu yok,Allah daha çok versin diye hiç içinde öyle bir ters duygu yok, tamam bana da versin diyor.tamam bana da versin diyor. Onun adı nedir? Ona haset demezler, onun adı gıptadır.Onun adı nedir? Ona haset demezler, onun adı gıptadır.

Vay be, falanca adam bu Ramazan’da amma hayır yaptı ya.


Vay be, falanca adam bu Ramazan’da amma hayır yaptı ya.
Allah bize de biraz para verse de bizde hayırlar yapsak.Allah bize de biraz para verse de bizde hayırlar yapsak. İhyâ etti ortalığı ya.İhyâ etti ortalığı ya. Çok hayırlar yaptı maşallah.Çok hayırlar yaptı maşallah. Bize de verse biz de yapsak.Bize de verse biz de yapsak. Tamam, böyle iyi şeyi özlemek ve onda olmasından rahatsız olmamak,Tamam, böyle iyi şeyi özlemek ve onda olmasından rahatsız olmamak, daha çok olsun kendisinde de olmasını istemek gıpta bu iyi.daha çok olsun kendisinde de olmasını istemek gıpta bu iyi. Onda olmasını hazmedememek haset o fena, o günah.Onda olmasını hazmedememek haset o fena, o günah. Haset de etmeyeceğiz.Haset de etmeyeceğiz.

Adamın birisinin hikâyesini anlatıyor tasavvuf kitapları.


Adamın birisinin hikâyesini anlatıyor tasavvuf kitapları.
Komşusunun eşeği varmış, kendisinin eşeği yokmuş.Komşusunun eşeği varmış, kendisinin eşeği yokmuş. Komşusu odunu, küfeyi, yükü eşeğine sarıp getiriyormuş eveKomşusu odunu, küfeyi, yükü eşeğine sarıp getiriyormuş eve bunun da öyle bir şeyi olmadığından hepsini sırtında taşıyormuş,bunun da öyle bir şeyi olmadığından hepsini sırtında taşıyormuş, sırtı yara oluyormuş.sırtı yara oluyormuş. Benim de böyle bir hayvanım olsa da bende bu sefaletten kurtulsam daBenim de böyle bir hayvanım olsa da bende bu sefaletten kurtulsam da şu sırtım yara oldu, sırtımla taşımasam da hayvanla taşısam filan diye istiyormuş.şu sırtım yara oldu, sırtımla taşımasam da hayvanla taşısam filan diye istiyormuş.

Rüyada aksakallı bir mübarek zat görünmüş buna demiş ki, sen istiyor musun?


Rüyada aksakallı bir mübarek zat görünmüş buna demiş ki, sen istiyor musun?
İstiyorum, çok istiyorum, komşuda var bizde yok.İstiyorum, çok istiyorum, komşuda var bizde yok. Peki, istiyorsan şöyle dua et.Peki, istiyorsan şöyle dua et. Ya Rabbi! Sen komşuya bir tane daha ver bana da ver.Ya Rabbi! Sen komşuya bir tane daha ver bana da ver. Komşuya da ver bana da ver.Komşuya da ver bana da ver. Onun iki tane olsun benimki bir tane olsun.Onun iki tane olsun benimki bir tane olsun. Böyle dua et yani kendisinde bir tane olacak sonuç itibariyle.Böyle dua et yani kendisinde bir tane olacak sonuç itibariyle. Rüyada o aksakallıya demiş ki, yo yo yoo!Rüyada o aksakallıya demiş ki, yo yo yoo! Aman aman aman istemem!Aman aman aman istemem! İstemem, ben zaten onda bir tane eşek olduğunu hazmedemiyorumİstemem, ben zaten onda bir tane eşek olduğunu hazmedemiyorum iki tane olursa çatlarım.iki tane olursa çatlarım.

İşte bu haset, olmasını istemiyor, olmasına hazmedemiyor.


İşte bu haset, olmasını istemiyor, olmasına hazmedemiyor.
Böyle hikâyelerle halka iyi anlatıyorlar, yani duygularınBöyle hikâyelerle halka iyi anlatıyorlar, yani duyguların nasıl insanın içini kasıp kavurduğunu eski mübarekler.nasıl insanın içini kasıp kavurduğunu eski mübarekler.

Ve lâ tebâğadû.


Ve lâ tebâğadû.
Birbirlerinize buğuz da etmeyin,Birbirlerinize buğuz da etmeyin, kin tutup kızgınlık da sürdürmeyin.kin tutup kızgınlık da sürdürmeyin.

Ben Ahmed Sav’ı bir görürsem bizim mahalleden geçerse gösteririm ona.


Ben Ahmed Sav’ı bir görürsem bizim mahalleden geçerse gösteririm ona.
Ahmed Sav’a ben onu bizim mahalleden geçerse gösteririm ona.Ahmed Sav’a ben onu bizim mahalleden geçerse gösteririm ona. Kin tutmak, buğz etmek doğru değil.Kin tutmak, buğz etmek doğru değil. Bizim köyde bir acayip âdet gördüm ben, böyle yazları tatilde gittiğimiz zaman.Bizim köyde bir acayip âdet gördüm ben, böyle yazları tatilde gittiğimiz zaman. Birisi birisine darılırsa konuşmuyor, yolda karşılaşırlarsaBirisi birisine darılırsa konuşmuyor, yolda karşılaşırlarsa bayağı böyle yetişkin delikanlılar arasında da böyle bir âdet yani bu.bayağı böyle yetişkin delikanlılar arasında da böyle bir âdet yani bu. O başını bu tarafa çeviriyor, bu başını bu tarafa çeviriyor,O başını bu tarafa çeviriyor, bu başını bu tarafa çeviriyor, bir de vuuvv diyorlar birbirlerine.bir de vuuvv diyorlar birbirlerine.

Yani böyle bir âdet var bilmiyorum başka yerlerde var mıdır? Sizde de var.


Yani böyle bir âdet var bilmiyorum başka yerlerde var mıdır? Sizde de var.
Vuuvv o da bıııırr yapıyor yani kızgınlığını öyle ifade ediyor.Vuuvv o da bıııırr yapıyor yani kızgınlığını öyle ifade ediyor. Allah sevmez.Allah sevmez. Buğuz etmeyi de yasak ediyor Peygamber Efendimiz.Buğuz etmeyi de yasak ediyor Peygamber Efendimiz.

Ve lâ tedâberû. Birbirinize sırt da dönmeyin, arka da çevirmeyin.


Ve lâ tedâberû. Birbirinize sırt da dönmeyin, arka da çevirmeyin.
Yani bırak ya onunla konuşulmaz ya.Yani bırak ya onunla konuşulmaz ya. Bırak tamam, ilgiyi kestim filan.Bırak tamam, ilgiyi kestim filan. Bu da doğru değil. E hangisi doğru?Bu da doğru değil. E hangisi doğru? Bunları sıralamış çeşitli kelimelerle,Bunları sıralamış çeşitli kelimelerle, insanoğullarının bir toplum içindeki birbirlerineinsanoğullarının bir toplum içindeki birbirlerine davranış şekillerini gösteren çeşitli kelimeler kullanmış Peygamber Efendimiz.davranış şekillerini gösteren çeşitli kelimeler kullanmış Peygamber Efendimiz. Sonra ne buyuruyor?Sonra ne buyuruyor?

Ve kûnû ibâdallâhi.


Ve kûnû ibâdallâhi.
Ey Allah’ın kulları. İhvânen.Ey Allah’ın kulları. İhvânen. Kardeş olun, ihvan olun birbirinizle.Kardeş olun, ihvan olun birbirinizle. İhvan ne demek? Kardeş demek.İhvan ne demek? Kardeş demek. Birbirinizle kardeş olun,Birbirinizle kardeş olun, çünkü Allah Müslümanlar kardeştir diye buyurdu Kur’ân-ı Kerîm’de.çünkü Allah Müslümanlar kardeştir diye buyurdu Kur’ân-ı Kerîm’de. Kardeş olun, kardeşliğin gereği neyse,Kardeş olun, kardeşliğin gereği neyse, sevgi ile muhabbetle birbirinizi seven kardeşler olun, ihvan olun.sevgi ile muhabbetle birbirinizi seven kardeşler olun, ihvan olun.

Ke-mâ emerakum. Allah’ın size emrettiği üzere.


Ke-mâ emerakum. Allah’ın size emrettiği üzere.
İnneme’l-mü’minûne ıhvetün.İnneme’l-mü’minûne ıhvetün. Müslümanlar kardeştir dedi, o zaman birbirinizi sevin.Müslümanlar kardeştir dedi, o zaman birbirinizi sevin. Kardeş olun Allah’ın emrettiği gibi.Kardeş olun Allah’ın emrettiği gibi. El-Müslimü ehu’l-müslimi.El-Müslimü ehu’l-müslimi. Müslüman Müslümanın kardeşidir.Müslüman Müslümanın kardeşidir. Hasan benim kardeşim, Ahmed benim kardeşim, Ömer benim kardeşim.Hasan benim kardeşim, Ahmed benim kardeşim, Ömer benim kardeşim. Kardeşiz, ben de onların kardeşiyim, din kardeşiyiz.Kardeşiz, ben de onların kardeşiyim, din kardeşiyiz.

Lâ yazlimühû. Müslüman Müslümanın kardeşidir ona zulüm yapmaz.


Lâ yazlimühû. Müslüman Müslümanın kardeşidir ona zulüm yapmaz.
Ve lâ yahzülühû.Ve lâ yahzülühû. Onu yardım edilecek yerde kendi başına da bırakıvermez,Onu yardım edilecek yerde kendi başına da bırakıvermez, yardımsızda bırakmaz, geçip gidivermez.yardımsızda bırakmaz, geçip gidivermez. Yardımsız da bırakmaz.Yardımsız da bırakmaz. Ve lâ yahkiruhû. Hor hakir de görmez.Ve lâ yahkiruhû. Hor hakir de görmez. Aşağı da görmez kardeşini.Aşağı da görmez kardeşini.

Niye hakir görmez?


Niye hakir görmez?


Diyecek ki, Allah’ın yanında kimin kıymetli olduğunu Allah bilir.


Diyecek ki, Allah’ın yanında kimin kıymetli olduğunu Allah bilir.
Belki Allah bu kulu seviyor.Belki Allah bu kulu seviyor. Fakirlik zenginliğe göre yapmıyor Cenâb-ı Hak muameleyi,Fakirlik zenginliğe göre yapmıyor Cenâb-ı Hak muameleyi, gönlüne göre yapıyor.gönlüne göre yapıyor. Belki benim bilmediğim zamanda gece ibadeti vardır, tesbihi vardır,Belki benim bilmediğim zamanda gece ibadeti vardır, tesbihi vardır, Allah’ı daha çok seviyordur diyecek, hor görmeyecek.Allah’ı daha çok seviyordur diyecek, hor görmeyecek. Küçükleri, diyecek ki bunlar benden yaşça küçük.Küçükleri, diyecek ki bunlar benden yaşça küçük. Bir mutasavvıf öyle diyor, bunlar benden yaşça küçükBir mutasavvıf öyle diyor, bunlar benden yaşça küçük daha az yaşadılar benden demek ki daha az günah yaptılar bunlar benden iyi diyecek.daha az yaşadılar benden demek ki daha az günah yaptılar bunlar benden iyi diyecek. Ben daha çok yaşadım.Ben daha çok yaşadım. E, hep de hata günah işliyoruz ya.E, hep de hata günah işliyoruz ya. E ben daha yaşlıyım ben daha kart, günahkârım,E ben daha yaşlıyım ben daha kart, günahkârım, o daha az günahının seviyesi benimki kadar olamamış, çünkü az yaşamış diyecek.o daha az günahının seviyesi benimki kadar olamamış, çünkü az yaşamış diyecek.

Yaşlı ise karşısındaki haa, bu kardeş benden daha çok yaşamış


Yaşlı ise karşısındaki haa, bu kardeş benden daha çok yaşamış
benden daha çok ibadet etmiştir. rıyor.benden daha çok ibadet etmiştir. rıyor. Ben bunun kadar ibadet edemedim.Ben bunun kadar ibadet edemedim. Kim bilir ne namazlar kılmıştır ne hayırlar yapmıştırKim bilir ne namazlar kılmıştır ne hayırlar yapmıştır bu ömür boyunca bu aksakalı ile bu mübarek, bu benden kıymetli diyecek.bu ömür boyunca bu aksakalı ile bu mübarek, bu benden kıymetli diyecek. Küçüğü de kendisinden kıymetli bilecek, büyüğü de kıymetli bilecek.Küçüğü de kendisinden kıymetli bilecek, büyüğü de kıymetli bilecek. Fakiri de kendisinden kıymetli bilecek, belki sabrediyordur sevap kazanıyordur.Fakiri de kendisinden kıymetli bilecek, belki sabrediyordur sevap kazanıyordur. Zengini de kendisinden kıymetli bilecek.Zengini de kendisinden kıymetli bilecek. Zengini zaten kendisinden kıymetli biliyor herkes.Zengini zaten kendisinden kıymetli biliyor herkes. Zengini korumaya lüzum yok.Zengini korumaya lüzum yok. Ye kürküm ye, ha babam ha!Ye kürküm ye, ha babam ha! Zengin oldu mu herkes el pençe divan duruyorZengin oldu mu herkes el pençe divan duruyor sıraya geçiyor kenarda selam çakıyor.sıraya geçiyor kenarda selam çakıyor. Zengin arabasını dağdan aşırıyor, fakir düz yolda yolu şaşırıyor.Zengin arabasını dağdan aşırıyor, fakir düz yolda yolu şaşırıyor.

Et-takvâ hâhünâ et-takvâ hâhünâ ve yüşîru ilâ sadrihî.


Et-takvâ hâhünâ et-takvâ hâhünâ ve yüşîru ilâ sadrihî.
Şöyle göğsüne işaret ederekŞöyle göğsüne işaret ederek takvâ buradadır, takvâ buradadır buyurmuş Peygamber Efendimiz.takvâ buradadır, takvâ buradadır buyurmuş Peygamber Efendimiz.

Yani bunları yapmak için insanın Allah’tan korkan, takvâlı insan olması lazım.


Yani bunları yapmak için insanın Allah’tan korkan, takvâlı insan olması lazım.
İşte Allah şuraya şu takvâyı versin öyle olursa iyi Müslüman olur.İşte Allah şuraya şu takvâyı versin öyle olursa iyi Müslüman olur. Öyle olursa haset etmez, öyle olursaÖyle olursa haset etmez, öyle olursa hakir görmez, zulüm etmez, yardımsız bırakmaz falan.hakir görmez, zulüm etmez, yardımsız bırakmaz falan.

Bi-hasebimriin mine’ş-şerri en yahkira ehâhü’l-müslimi.


Bi-hasebimriin mine’ş-şerri en yahkira ehâhü’l-müslimi.
Kişiye kötülük olarak, Müslüman kardeşini hakir görmesi yeterde artar bile.Kişiye kötülük olarak, Müslüman kardeşini hakir görmesi yeterde artar bile. Falanca Müslümanı hakir mi görüyor, hor mu görüyor?Falanca Müslümanı hakir mi görüyor, hor mu görüyor? Bir kimseyi hor hakir görmesi kendisine kötülük olarak yeter de artar bile.Bir kimseyi hor hakir görmesi kendisine kötülük olarak yeter de artar bile. Kâfi, tamam artık onun bir başka bela aramasına lüzum yok,Kâfi, tamam artık onun bir başka bela aramasına lüzum yok, bu hor görmesinden çok günaha giriyor. bu hor görmesinden çok günaha giriyor.

Küllü’l-müslimi ale’l-müslimi harâmun demuhû ve ‘ırduhû ve mâluhû.


Küllü’l-müslimi ale’l-müslimi harâmun demuhû ve ‘ırduhû ve mâluhû.
Her Müslümanın Müslümana üç şeyi haramdır,Her Müslümanın Müslümana üç şeyi haramdır, yani onlara zarar vermemesi lazım, üç şeyine.yani onlara zarar vermemesi lazım, üç şeyine. Müslüman Müslüman kardeşinin üç şeyini kollaması lazım, zarar vermemesi lazım.Müslüman Müslüman kardeşinin üç şeyini kollaması lazım, zarar vermemesi lazım. Ne? Bir, demuhû. Kanı haramdır.Ne? Bir, demuhû. Kanı haramdır. Yani kanını dökmemesi lazım.Yani kanını dökmemesi lazım. Yani yaralamaması öldürmemesi lazım, saldırmaması lazım.Yani yaralamaması öldürmemesi lazım, saldırmaması lazım. Müslüman Müslümana saldırmaz.Müslüman Müslümana saldırmaz. O kabile bu kabileye saldırıyor erkekleri öldürüyor, kadınları çocukları esir alıyor.O kabile bu kabileye saldırıyor erkekleri öldürüyor, kadınları çocukları esir alıyor. O İslam’da olmaz, o cahiliyet devrindeymiş.O İslam’da olmaz, o cahiliyet devrindeymiş. Müslüman Müslümanın kanını dökmez.Müslüman Müslümanın kanını dökmez.

Ve ‘ırduhû. Irzına da tecavüz etmez, ayaklar altına almaz.


Ve ‘ırduhû. Irzına da tecavüz etmez, ayaklar altına almaz.
Yani namusuna da tecavüz etmez.Yani namusuna da tecavüz etmez. Namusunu da lekeleyecek bir davranış yapmaz.Namusunu da lekeleyecek bir davranış yapmaz. Namusuna da yan bakmaz.Namusuna da yan bakmaz. Ve mâluhû.Ve mâluhû. Malına da el uzatamaz.Malına da el uzatamaz. Müslümanın Müslümanın malınaMüslümanın Müslümanın malına hırsızlık yoluyla gasp yoluyla,hırsızlık yoluyla gasp yoluyla, zulüm yoluyla, aldatma yoluyla, şu yolla bu yollazulüm yoluyla, aldatma yoluyla, şu yolla bu yolla malına el uzatması da yoktur.malına el uzatması da yoktur. Bunları yapmaması lazım.Bunları yapmaması lazım.

İnnellâhe lâ yenzuru ilâ icsadiküm ve lâ ilâ suveriküm ve a’mâliküm.


İnnellâhe lâ yenzuru ilâ icsadiküm ve lâ ilâ suveriküm ve a’mâliküm.
Hiç şüphe yok ki Allahu Teâlâ hazretleri, sizinHiç şüphe yok ki Allahu Teâlâ hazretleri, sizin vücutlarınızın, boyunuzun, posunuzun şekline bakmaz,vücutlarınızın, boyunuzun, posunuzun şekline bakmaz, dış görünüşe yüzünüze bakmaz, akça pakça, yakışıklı, kaşlı gözlü filan diye.dış görünüşe yüzünüze bakmaz, akça pakça, yakışıklı, kaşlı gözlü filan diye. Yaptığınız işlerin dış görünüşüne bakmaz.Yaptığınız işlerin dış görünüşüne bakmaz. İşte şöyle yapıyor böyle yapıyor.İşte şöyle yapıyor böyle yapıyor. Neye bakar? Velâkin yenzuru ilâ kulûbiküm.Neye bakar? Velâkin yenzuru ilâ kulûbiküm. Gönüllerinize bakar Cenâb-ı Hak.Gönüllerinize bakar Cenâb-ı Hak.

Yani gönlünüz temizse sever, gönlünüz temiz değilse, kirli ise, pis ise,


Yani gönlünüz temizse sever, gönlünüz temiz değilse, kirli ise, pis ise,
niyetiniz kötü ise o zaman vücudunuz selvi boylu olsa kıymeti yok,niyetiniz kötü ise o zaman vücudunuz selvi boylu olsa kıymeti yok, yüzünüz güneş gibi parlasa kıymeti yok,yüzünüz güneş gibi parlasa kıymeti yok, yaptığınız işler, çok çok işler yapsanız bile kıymeti yok.yaptığınız işler, çok çok işler yapsanız bile kıymeti yok. Koşuştursanız oraya buraya çünkü niyetiniz fena.Koşuştursanız oraya buraya çünkü niyetiniz fena. Kalbiniz fena olunca kıymeti yok.Kalbiniz fena olunca kıymeti yok. Allah kalbine bakar insanların gönlüne.Allah kalbine bakar insanların gönlüne.

Başka bir rivayetin kelimelerini gösteriyor şimdi.


Başka bir rivayetin kelimelerini gösteriyor şimdi.
Ve lâ tehâsedû demiş, hasedleşmeyin.Ve lâ tehâsedû demiş, hasedleşmeyin. Ve lâ tebâğadû. Buğzlaşmayın birbirinizle.Ve lâ tebâğadû. Buğzlaşmayın birbirinizle. Ve lâ tehassesû. İnce ince işlerini araştırmayın.Ve lâ tehassesû. İnce ince işlerini araştırmayın. Ve lâ tecessesû. Tecessüs etmeyin.Ve lâ tecessesû. Tecessüs etmeyin. Ve lâ tenâceşû.Ve lâ tenâceşû. Haa, bu rivayette bir de tenâceşû geçiyor. O ne demek?Haa, bu rivayette bir de tenâceşû geçiyor. O ne demek?

Onun manası; onun alışverişine, yandan çarklı girip,


Onun manası; onun alışverişine, yandan çarklı girip,
onun alacağı malın fiyatını arttırmayın.onun alacağı malın fiyatını arttırmayın. Bu tenacüşmüş bunun adı.Bu tenacüşmüş bunun adı. Yani ben tam gidiyorum atı alacağım beğendim,Yani ben tam gidiyorum atı alacağım beğendim, tamam güzel boylu poslu maşallah filan, şap şap şap vuruyor.tamam güzel boylu poslu maşallah filan, şap şap şap vuruyor. Kaça bu? Bilmem ne filan.Kaça bu? Bilmem ne filan. O da geliyor haa, bu at kaça ya?O da geliyor haa, bu at kaça ya? Güzelmiş ya bilmem ne filan.Güzelmiş ya bilmem ne filan.

Şimdi atın sahibi bakıyor birinci adam var bir de ikincisi geldi.


Şimdi atın sahibi bakıyor birinci adam var bir de ikincisi geldi.
İkisine bakıyor şöyle 300 diyecekse 500 diyor.İkisine bakıyor şöyle 300 diyecekse 500 diyor. Niye? Müşteri çok, o almazsa o alır filan diye.Niye? Müşteri çok, o almazsa o alır filan diye. Haa, öyle arkadaşınızın alacağı mala, yandan müdahil olup,Haa, öyle arkadaşınızın alacağı mala, yandan müdahil olup, girip, müşteri olup onun pazarlığınagirip, müşteri olup onun pazarlığına olumsuz etki yapmayın, pazarlığını bozmayın.olumsuz etki yapmayın, pazarlığını bozmayın.

Başka hadîs-i şerîflerde şöyle geçer bu;


Başka hadîs-i şerîflerde şöyle geçer bu;
arkadaşınızın alacağı mala siz o anda talip olmayın.arkadaşınızın alacağı mala siz o anda talip olmayın. Pazarlığı yapsın, anlaşırsa alsın, anlaşmazsa gidince gidin o zaman.Pazarlığı yapsın, anlaşırsa alsın, anlaşmazsa gidince gidin o zaman. Başka bir hadîs-i şerîfte diyor ki;Başka bir hadîs-i şerîfte diyor ki; kardeşinizin talip olduğu kıza siz de o anda talip olmayın.kardeşinizin talip olduğu kıza siz de o anda talip olmayın. Aa falanca Ayşe hanımın kızını istemiş,Aa falanca Ayşe hanımın kızını istemiş, tamam, paldır küldür paldır küldür, ya ben de istiyorum o kızı.tamam, paldır küldür paldır küldür, ya ben de istiyorum o kızı. Olmaz. İlk önce, o ilk müracaat eden bir cevap alsın, olumlu veya olumsuz.Olmaz. İlk önce, o ilk müracaat eden bir cevap alsın, olumlu veya olumsuz. Olumsuz ise o zaman şey yaparsınız.Olumsuz ise o zaman şey yaparsınız.

Yani nikâhlanmak istediği kıza, bir arkadaş müracaat etmişken ikinci müracaat doğru değil.


Yani nikâhlanmak istediği kıza, bir arkadaş müracaat etmişken ikinci müracaat doğru değil.
Alınmak istenen mala, o arkadaşa işi bitirmeden müracaat etmek doğru değil.Alınmak istenen mala, o arkadaşa işi bitirmeden müracaat etmek doğru değil. Böyle yapmak onu zarara uğratmaktır, yasaklıyor Peygamber Efendimiz.Böyle yapmak onu zarara uğratmaktır, yasaklıyor Peygamber Efendimiz. Bu tenâceşû diye geçiyor.Bu tenâceşû diye geçiyor. Ve kûnû ibâdallâhi ihvânen.Ve kûnû ibâdallâhi ihvânen. Birbirinize ey Allah’ın kulları kardeş olun.Birbirinize ey Allah’ın kulları kardeş olun. Ve fî rivâyetin.Ve fî rivâyetin. Bir başka rivayette de şu kelimeler var.Bir başka rivayette de şu kelimeler var. Ve lâ tekâta’û. Birbirinizle alakaları koparmayın.Ve lâ tekâta’û. Birbirinizle alakaları koparmayın.

Ya bizim camimize falanca gelirdi filanca gelirdi, hiç uğramıyorlar.


Ya bizim camimize falanca gelirdi filanca gelirdi, hiç uğramıyorlar.
Neden? Koptular gittiler toplumdan.Neden? Koptular gittiler toplumdan. Öyle kopmak, birbirinden ilgiyi kesmek yok.Öyle kopmak, birbirinden ilgiyi kesmek yok. Ha eskiden filanca falanca arkadaşlar vardı şimdi hiç uğramıyorlar.Ha eskiden filanca falanca arkadaşlar vardı şimdi hiç uğramıyorlar. Kopmak yok, birbirinizden alakaları koparmayın.Kopmak yok, birbirinizden alakaları koparmayın. Nasıl olacak? Vefalı olacak, arkadaşlık devamlı olacak.Nasıl olacak? Vefalı olacak, arkadaşlık devamlı olacak. Ne demişler? Kahve, bir fincan kahvenin vay be 40 yıl hatırı var demişler.Ne demişler? Kahve, bir fincan kahvenin vay be 40 yıl hatırı var demişler.

Biz ne sofraları tepiyoruz ne iyilikleri unutuyoruz.


Biz ne sofraları tepiyoruz ne iyilikleri unutuyoruz.
Dedelerimiz bir kahveyi bile 40 yıl hatırından çıkartmıyor,Dedelerimiz bir kahveyi bile 40 yıl hatırından çıkartmıyor, o bana bir kahve ikram etmişti diye,o bana bir kahve ikram etmişti diye, kahveyi ikram eden kimseye izzet ediyor, hürmet ediyor, bağlantıyı devam ettiriyor.kahveyi ikram eden kimseye izzet ediyor, hürmet ediyor, bağlantıyı devam ettiriyor. Doksan dokuz gün iyiliğini gördüğümüz bir insanınDoksan dokuz gün iyiliğini gördüğümüz bir insanın 100’üncü gün kötülüğünü gördük mü biz tak koparıyoruz bağları.100’üncü gün kötülüğünü gördük mü biz tak koparıyoruz bağları. Koca koca halatlarla bağlansa bile patır kütür kopuyor.Koca koca halatlarla bağlansa bile patır kütür kopuyor. Ondan sonra bir daha ben onunla görüşmem.Ondan sonra bir daha ben onunla görüşmem. Olmaz! Öyle kopartmayın ilgileri diyor Peygamber Efendimiz.Olmaz! Öyle kopartmayın ilgileri diyor Peygamber Efendimiz.

Ve lâ tedâberû. Birbirinize sırt çevirmeyin.


Ve lâ tedâberû. Birbirinize sırt çevirmeyin.
Tamam, o da vardı, öbür tarafta.Tamam, o da vardı, öbür tarafta. Ve lâ tebâğadû. Birbirinize buğz etmeyin. O vardı.Ve lâ tebâğadû. Birbirinize buğz etmeyin. O vardı. Ve lâ tehâsedû. Haset etmeyin. O vardı.Ve lâ tehâsedû. Haset etmeyin. O vardı. Ve kûnû ibâdallâhi ihvânen.Ve kûnû ibâdallâhi ihvânen. Demek ki burada kopartmak, ilişkileri kopartmak kelimesi fazla, onu şey yaptı.Demek ki burada kopartmak, ilişkileri kopartmak kelimesi fazla, onu şey yaptı. Ve fî rivâyetin.Ve fî rivâyetin. Bir başka rivayette de.Bir başka rivayette de. Ve lâ tehâcerû.Ve lâ tehâcerû. Birbirinizden hicret etmeyin.Birbirinizden hicret etmeyin. Peygamber Efendimiz Mekke’den Medine’ye hicret etti, yani oraya gitti.Peygamber Efendimiz Mekke’den Medine’ye hicret etti, yani oraya gitti.

Birbirinden hicret etmek ne demek?


Birbirinden hicret etmek ne demek?
Uzaklaşmak demek.Uzaklaşmak demek. Birbirinizden uzaklaşmayın, yakınlığı devam ettirin.Birbirinizden uzaklaşmayın, yakınlığı devam ettirin. Birbirinizden küsüşüp, uzaklaşmayın.Birbirinizden küsüşüp, uzaklaşmayın.

Ve lâ yebi’ ba’duküm alâ bey’i ba’dın.


Ve lâ yebi’ ba’duküm alâ bey’i ba’dın.
Hah burada geldi.Hah burada geldi. Sizden biriniz bir arkadaşınızın alacağı mala müşteri olmasın, gidip o anda.Sizden biriniz bir arkadaşınızın alacağı mala müşteri olmasın, gidip o anda. O başında iken gidip ona o da müşteri olmasın.O başında iken gidip ona o da müşteri olmasın. Onu alacağı mala o da müşteri çıkmasın. Neden?Onu alacağı mala o da müşteri çıkmasın. Neden? Ticaretini bozar, fiyatı arttırmaya sebep olur.Ticaretini bozar, fiyatı arttırmaya sebep olur. Beklersin, o gider, ondan sonra.Beklersin, o gider, ondan sonra. Cevabı alır yani vermiyorum der.Cevabı alır yani vermiyorum der. 400 olmaz mı? Olmaz dedi.400 olmaz mı? Olmaz dedi. Tamam, sen gidersin o zaman olmaz dedi ara şey yaptı, o zaman gidersin.Tamam, sen gidersin o zaman olmaz dedi ara şey yaptı, o zaman gidersin.

Revâhu müslimu.


Revâhu müslimu.
Bütün bu rivayetleri Müslim rivayet etmiş.Bütün bu rivayetleri Müslim rivayet etmiş. Ve rava’l-buhâriyyu ekserahâ.Ve rava’l-buhâriyyu ekserahâ. İmam Buhârî de çoğunu rivayet etmiş.İmam Buhârî de çoğunu rivayet etmiş. Bazıları yok İmam Buhari’de.Bazıları yok İmam Buhari’de.

Ve an Muaviyete radıyallahu anhu kale semi’tü Resulallah sallallahu aleyhi ve sellem yekûl.


Ve an Muaviyete radıyallahu anhu kale semi’tü Resulallah sallallahu aleyhi ve sellem yekûl.


Muaviye’den rivayet olunduğuna radıyallahu anh Peygamber Efendimizin şöyle


Muaviye’den rivayet olunduğuna radıyallahu anh Peygamber Efendimizin şöyle
dediğini duymuş, rivayet etmiş.dediğini duymuş, rivayet etmiş.

İnneke ini’t-teba’te avrâti’l-müslimîne efsedtehüm ev kidte tüfsidühüm.


İnneke ini’t-teba’te avrâti’l-müslimîne efsedtehüm ev kidte tüfsidühüm.


Peygamber Efendimiz ne buyurmuş?


Peygamber Efendimiz ne buyurmuş?


Eğer sen, Müslümanların ayıplarını görünce şunun aslını bir anlayayım


Eğer sen, Müslümanların ayıplarını görünce şunun aslını bir anlayayım
diye peşine düşersen ayıplarının,diye peşine düşersen ayıplarının, iyice kökünü, astarını arayayım dur bakalım bu olayı iyice biriyice kökünü, astarını arayayım dur bakalım bu olayı iyice bir şöyle bir gazeteye yazılacak hale bir getireyim gibişöyle bir gazeteye yazılacak hale bir getireyim gibi böyle öğreneyim diye şey yaparsan ne yapmış olursun onu?böyle öğreneyim diye şey yaparsan ne yapmış olursun onu?

Efsedtehüm. Onu sen bozmuş olursun.


Efsedtehüm. Onu sen bozmuş olursun.
Fesada, günaha, kötülüğe itmiş olursun.Fesada, günaha, kötülüğe itmiş olursun.

Çünkü ayıp meydana çıktı mı adamda küstahlaşır,


Çünkü ayıp meydana çıktı mı adamda küstahlaşır,
belli oldu artık benim ayıbım der.belli oldu artık benim ayıbım der. Ayıpları örtmek lazım onun için.Ayıpları örtmek lazım onun için. Ayıpları ortaya koydun mu olan oldu artık,Ayıpları ortaya koydun mu olan oldu artık, bundan sonra ne olursa olsun diye kötülüğe itmiş olursun.bundan sonra ne olursa olsun diye kötülüğe itmiş olursun.

Ev kidte tüfsidühüm.


Ev kidte tüfsidühüm.
Neredeyse bozma durumu, bozulma durumuna itmiş olursun diyor.Neredeyse bozma durumu, bozulma durumuna itmiş olursun diyor.

Demek ki ayıpları araştırmayacağız, mümkünse örteceğiz,


Demek ki ayıpları araştırmayacağız, mümkünse örteceğiz,
gerekiyorsa kenara yavaşçacık çekip,gerekiyorsa kenara yavaşçacık çekip, kardeşim ben seni seviyorum ama şöyle bir şey yaptığını gördüm.kardeşim ben seni seviyorum ama şöyle bir şey yaptığını gördüm. Hadîs-i şerîf te bunu Peygamber Efendimiz yasaklamış.Hadîs-i şerîf te bunu Peygamber Efendimiz yasaklamış. Günah bu, lütfen bunu yapma, düzeltiver bunu.Günah bu, lütfen bunu yapma, düzeltiver bunu. Tamam, böyle olur.Tamam, böyle olur. Amma fâş etmek, sırrını ayıbını yaymak, bu olmaz.Amma fâş etmek, sırrını ayıbını yaymak, bu olmaz.

Ve an ibni mes’ûdin radıyallahu anh.


Ve an ibni mes’ûdin radıyallahu anh.


Bu bir önceki hadîs-i şerîf Muaviye’den rivayet edilmiştir diye geçti ya.


Bu bir önceki hadîs-i şerîf Muaviye’den rivayet edilmiştir diye geçti ya.
Üç tane Muaviye bahis konusu.Üç tane Muaviye bahis konusu. Bir, Muâviye b. Ebû Süfyân.Bir, Muâviye b. Ebû Süfyân. Emevî devletinin kurucusu.Emevî devletinin kurucusu. İki, Muâviye B. Hâkem es-Sülemî.İki, Muâviye B. Hâkem es-Sülemî. Süleym kabilesinden.Süleym kabilesinden. Bu Peygamber Efendimizden 13 hadîs rivayet etmiş.Bu Peygamber Efendimizden 13 hadîs rivayet etmiş. Üçüncüsü, Muâviye b. Hayde.Üçüncüsü, Muâviye b. Hayde. Üç Muâviye var.Üç Muâviye var. Burada hangisi olduğu söylenmiyor.Burada hangisi olduğu söylenmiyor. Rıdvanallahi aleyhim ecmain.Rıdvanallahi aleyhim ecmain.

Bu sonuncu hadîs-i şerîf İbn Mes’ud radıyallahu anh’den.


Bu sonuncu hadîs-i şerîf İbn Mes’ud radıyallahu anh’den.
Kur’an-ı çok iyi çalışan sahabeden mübarek zat.Kur’an-ı çok iyi çalışan sahabeden mübarek zat.

Ennehû ütiye bi-racülin fe-kîle lehû


Ennehû ütiye bi-racülin fe-kîle lehû
hâzâ fulânün takturu lihyetühû hamranhâzâ fulânün takturu lihyetühû hamran fe-kâle innâ kad nühînâ ani’t-tecessüsi velâkinfe-kâle innâ kad nühînâ ani’t-tecessüsi velâkin in yazhar lenâ şey’ün ne’huz bihî.in yazhar lenâ şey’ün ne’huz bihî.

Hadisün sahihun revâhu Ebû Da’vud b-isnâdin ala şarti’l-Buhârî ve Müslim.


Hadisün sahihun revâhu Ebû Da’vud b-isnâdin ala şarti’l-Buhârî ve Müslim.


Şimdi bu İbn Mes’ûd radıyallahu anh, ashâbtan Mekkeli bir sahabe idi.


Şimdi bu İbn Mes’ûd radıyallahu anh, ashâbtan Mekkeli bir sahabe idi.
Sonra Peygamber Efendimiz’den sonra vali filan oldu, ama hangiSonra Peygamber Efendimiz’den sonra vali filan oldu, ama hangi şehre olduğuna bakıyorum, nereye vali olduğunu burada yazıyor mudur diye.şehre olduğuna bakıyorum, nereye vali olduğunu burada yazıyor mudur diye. Sanıyorum Basra veya öyle bir şehre vali de oldu, İbn Mes’ud sonradan.Sanıyorum Basra veya öyle bir şehre vali de oldu, İbn Mes’ud sonradan. Hani Peygamber Efendimizin irtihal-i dâr-ı bekâ etmesinden sonraHani Peygamber Efendimizin irtihal-i dâr-ı bekâ etmesinden sonra Hz. Ebu Bekkr-i Sıddîk, Ömerü’l-Faruk zamanında bu sahabe-i kirâmının hepsi bir yere vali oldular.Hz. Ebu Bekkr-i Sıddîk, Ömerü’l-Faruk zamanında bu sahabe-i kirâmının hepsi bir yere vali oldular. Çok sıkıntılar çektiler, bir hurma ile yetindiler,Çok sıkıntılar çektiler, bir hurma ile yetindiler, bir çul, örtecek çul bulamadılar.bir çul, örtecek çul bulamadılar. Çok aç kaldılar, açık kaldılar, ızdırap çektiler, savaşlara katıldılar.Çok aç kaldılar, açık kaldılar, ızdırap çektiler, savaşlara katıldılar. Sonra Cenâb-ı Hak dünyalığı açtı bunların önüne,Sonra Cenâb-ı Hak dünyalığı açtı bunların önüne, zengin oldular, evlendiler, konak sahipleri oldular.zengin oldular, evlendiler, konak sahipleri oldular.

Sanıyorum bu İbn Mes’ûd’un hem valiliği var hem de çok zürriyeti geniş oldu.


Sanıyorum bu İbn Mes’ûd’un hem valiliği var hem de çok zürriyeti geniş oldu.
Hepsi rahata erdiler, bir de öyle imtihan.Hepsi rahata erdiler, bir de öyle imtihan. Bir öyle imtihan bir öteki türlü.Bir öyle imtihan bir öteki türlü. Şimdi bu İbn Mes’ûd’a bir adam getirilmiş.Şimdi bu İbn Mes’ûd’a bir adam getirilmiş. Niye ben bunları anlatıyorum?Niye ben bunları anlatıyorum? İbn Mes’ûd’a bir adam getirildi.İbn Mes’ûd’a bir adam getirildi. Bir adam tutulup da bir adama niye getirilir?Bir adam tutulup da bir adama niye getirilir? Bir idari görevi var da herhalde ondan, durup dururken getirilmez.Bir idari görevi var da herhalde ondan, durup dururken getirilmez. Yani ben bir adamı yakalayıp da Ahmed Sav’ın yanına götürmüşsem neden bu?Yani ben bir adamı yakalayıp da Ahmed Sav’ın yanına götürmüşsem neden bu? Hazine müsteşarı olduğundan.Hazine müsteşarı olduğundan. Vazifesi var da ondan götürürüm yoksa götürülmez niye götüreceğim?Vazifesi var da ondan götürürüm yoksa götürülmez niye götüreceğim? O zaman Mehmed Ali’ye götürürüm mesela.O zaman Mehmed Ali’ye götürürüm mesela.

Fe-kîle lehû. Ve denildi ki:


Fe-kîle lehû. Ve denildi ki:
Hâzâ fulânün. Bu öyle bir adamdır ki.Hâzâ fulânün. Bu öyle bir adamdır ki. Takturu lihyetühû hamran.Takturu lihyetühû hamran. Sakalından içki damlar bu adamın.Sakalından içki damlar bu adamın. Dımp dımp dımp içki damlar, yani ne demek?Dımp dımp dımp içki damlar, yani ne demek? Lıkır lıkır lıkır çok içiyor, sakalından dökülüyor, ayyaş, sarhoş öyle demek yani.Lıkır lıkır lıkır çok içiyor, sakalından dökülüyor, ayyaş, sarhoş öyle demek yani. Bu öyle bir adamdır ki, bunun sakalından içki damlar.Bu öyle bir adamdır ki, bunun sakalından içki damlar.

Fe-kâle. Onun üzerine dedi ki Abdullah İbni Mes’ud:


Fe-kâle. Onun üzerine dedi ki Abdullah İbni Mes’ud:
İnnâ. Bizler. Kad nühînâ ani’t-tecessüsi.İnnâ. Bizler. Kad nühînâ ani’t-tecessüsi. Biz araştırmaktan, kökünü kurcalamaktan men olunduk.Biz araştırmaktan, kökünü kurcalamaktan men olunduk. Peygamber Efendimiz tecessüs yapmayın dedi, okuduk ya demin.Peygamber Efendimiz tecessüs yapmayın dedi, okuduk ya demin. Tecessüsü yapmaktan men olunduk. Velâkin.Tecessüsü yapmaktan men olunduk. Velâkin. Amma. İn yazhar lenâ şey’ün.Amma. İn yazhar lenâ şey’ün. Eğer bir kötülüğü de açıkça görürsek.Eğer bir kötülüğü de açıkça görürsek. Ne’huz bihî. Suçluyu, o suçundan dolayı da yakalarız.Ne’huz bihî. Suçluyu, o suçundan dolayı da yakalarız. Araştırmayız ama dur bakalım bu adam gece içki içecek mi?Araştırmayız ama dur bakalım bu adam gece içki içecek mi? Hadi casusları gönder, hadi dürbünleri al, hadi adamı incele.Hadi casusları gönder, hadi dürbünleri al, hadi adamı incele. Efendim yok öyle yapmayız.Efendim yok öyle yapmayız. Amma sakalından da içki damlıyorsa, hoh de bakayım,Amma sakalından da içki damlıyorsa, hoh de bakayım, oo leş gibi içki kokuyorsun.oo leş gibi içki kokuyorsun. O zaman da içkinin sopasını basarız.O zaman da içkinin sopasını basarız.

İçkinin cezası nedir?


İçkinin cezası nedir?


Değnek. Meydanda. Açılacak sırtı, basılacak sopa.


Değnek. Meydanda. Açılacak sırtı, basılacak sopa.
Haddi şurbil hamr.Haddi şurbil hamr. İçki içmenin cezası.İçki içmenin cezası. Yani karıştırmayız, araştırmayız, peşine düşmeyiz.Yani karıştırmayız, araştırmayız, peşine düşmeyiz. Ama tecessüs etmeyiz ama açıkça da ortaya çıkarsa,Ama tecessüs etmeyiz ama açıkça da ortaya çıkarsa, o zamanda sorumlu tutarız, cezasını veririz, cezayı da uygularız demek.o zamanda sorumlu tutarız, cezasını veririz, cezayı da uygularız demek. Yani buradan neyi anlıyoruz?Yani buradan neyi anlıyoruz? Tecessüs etmekten men olunduk diyor o.Tecessüs etmekten men olunduk diyor o. İşi kurcalamayın ama, çıktımı da şey yaparız demek.İşi kurcalamayın ama, çıktımı da şey yaparız demek.

Allahu Teâlâ hazretleri, birbirimizle, güzel kardeşler olarak muhabbetle


Allahu Teâlâ hazretleri, birbirimizle, güzel kardeşler olarak muhabbetle
yaşamamızı ve İslam için güzel işler yapmamızıyaşamamızı ve İslam için güzel işler yapmamızı bir de Allah’ın sevdiği şekilde kardeşliğimizi götürmemizi nasip etsin.bir de Allah’ın sevdiği şekilde kardeşliğimizi götürmemizi nasip etsin. Kötü huylardan korusun.Kötü huylardan korusun. Dargınlıktan, kırgınlıktan, hasetleşmekten, birbirimizinDargınlıktan, kırgınlıktan, hasetleşmekten, birbirimizin ayağına çelme takmaktan, ayağının altına karpuz kabuğu koymaktan,ayağına çelme takmaktan, ayağının altına karpuz kabuğu koymaktan, sırtına arkasını döndükten sonra hançer saplamaktan vesairedensırtına arkasını döndükten sonra hançer saplamaktan vesaireden Allah bizi korusun.Allah bizi korusun.

En sevaplı ibadetlerden birisi nedir?


En sevaplı ibadetlerden birisi nedir?


İbadet, namaz, zikir, hac, oruç, itikâf gibi


İbadet, namaz, zikir, hac, oruç, itikâf gibi
ibadetler içinde en sevaplılardan bir tanesi nedir?ibadetler içinde en sevaplılardan bir tanesi nedir? Müminin mümini Allah için sevip, dost olmasıdır.Müminin mümini Allah için sevip, dost olmasıdır. En sevaplı, hem de kolay, hiç de zor değil.En sevaplı, hem de kolay, hiç de zor değil. Ben seni seviyorum, gönül ferman dinlemez, o kadar.Ben seni seviyorum, gönül ferman dinlemez, o kadar. Bunun, var mı bunun bir ağırlığı?Bunun, var mı bunun bir ağırlığı? Zor değil, zahmetli değil, sıkıntılı değil, ben seviyorum.Zor değil, zahmetli değil, sıkıntılı değil, ben seviyorum. Ne yapayım, gönül ferman dinlemez seviyorum.Ne yapayım, gönül ferman dinlemez seviyorum. Çok sevap. Müminin mümini sevmesi çok sevap, en sevaplı işlerden birisi.Çok sevap. Müminin mümini sevmesi çok sevap, en sevaplı işlerden birisi. Hem de Cenâb-ı Hak en büyük mükâfatı verecek.Hem de Cenâb-ı Hak en büyük mükâfatı verecek.

Onun için biz tarikatçılık oynuyoruz, bir arada.


Onun için biz tarikatçılık oynuyoruz, bir arada.
Tarikat ne demek? Kardeşlik demek. Muhabbet demek.Tarikat ne demek? Kardeşlik demek. Muhabbet demek. İşte inşallah böyle taklit yaparken, tahkike ereceğiz.İşte inşallah böyle taklit yaparken, tahkike ereceğiz. İnşallah uyduruk kaydırık yaparken, güzel yapmayı öğreneceğiz.İnşallah uyduruk kaydırık yaparken, güzel yapmayı öğreneceğiz. Kürdün göçü, gide gide düzelirmiş. Ne yapalım?Kürdün göçü, gide gide düzelirmiş. Ne yapalım?

Yavaş yavaş vaziyeti ayarlayacağız.


Yavaş yavaş vaziyeti ayarlayacağız.
Adam gibi muamele etmeyi, sevmeyi, tam Müslüman gibi kardeş olmayı,Adam gibi muamele etmeyi, sevmeyi, tam Müslüman gibi kardeş olmayı, bir zaman gelecek öğreneceğiz.bir zaman gelecek öğreneceğiz. Şimdi çok kusurluyuz, çok dikenliyiz.Şimdi çok kusurluyuz, çok dikenliyiz. Yanımıza birisi geldi mi, yandım Allah diye bağırıp gidiyor.Yanımıza birisi geldi mi, yandım Allah diye bağırıp gidiyor. Orada diken burada diken, her tarafımız dikenli.Orada diken burada diken, her tarafımız dikenli. Kaynanadili bitkisinin meyvesi gibiyiz yani,Kaynanadili bitkisinin meyvesi gibiyiz yani, amma inşallah düzeleceğiz, bu oyunu oynarken.amma inşallah düzeleceğiz, bu oyunu oynarken. Talim, talim, talim, ondan sonra inşallah severiz birbirimizi.Talim, talim, talim, ondan sonra inşallah severiz birbirimizi. Allah hepinizden razı olsun.Allah hepinizden razı olsun.

Sübhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ inneke ente’l-alîmü’l-hakîm.


Sübhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ inneke ente’l-alîmü’l-hakîm.
Sübhâne rabbinâ rabbi’l-izzeti ammâ yasifûnSübhâne rabbinâ rabbi’l-izzeti ammâ yasifûn ve selâmün alel-mürselin ve’l-hamdü lillâhi rabbi’l-âlemîn.ve selâmün alel-mürselin ve’l-hamdü lillâhi rabbi’l-âlemîn.

Ha bu birbirini muhabbet etmek, sevmek, yalnız böyle er kişilere mahsus değildir.


Ha bu birbirini muhabbet etmek, sevmek, yalnız böyle er kişilere mahsus değildir.
Hem de aynı zamanda, he mi hanımlar için deHem de aynı zamanda, he mi hanımlar için de aynı şeyler, ahkâm vardır, böyle biline.aynı şeyler, ahkâm vardır, böyle biline. Hanımlar birbirlerine dedikodu yapamaz,Hanımlar birbirlerine dedikodu yapamaz, haset edemez, gıybet edemez, darılamaz, küsemez.haset edemez, gıybet edemez, darılamaz, küsemez. Tamam mı? Tamam mı?Tamam mı? Tamam mı? Ya bütün ağır ağır ithamlar,Ya bütün ağır ağır ithamlar, bu ağır ağır laflar, yenilmez yutulmaz hazmedilmez, zaten oruçluyuz,bu ağır ağır laflar, yenilmez yutulmaz hazmedilmez, zaten oruçluyuz, sadece ve sadece er kişilere değildir.sadece ve sadece er kişilere değildir. Hanımlar da, bu vazifelerle muvazzaftırlar,Hanımlar da, bu vazifelerle muvazzaftırlar, onlar da birbirlerini sevecekler.onlar da birbirlerini sevecekler. Hem de kusurlarına rağmen.Hem de kusurlarına rağmen.

Neden? Hoppala, kusurlarına rağmen sevecekmişim.


Neden? Hoppala, kusurlarına rağmen sevecekmişim.
Evet. Mümin mümini kusurlarına rağmen sevecek.Evet. Mümin mümini kusurlarına rağmen sevecek. Neden? Kusursuz kul olmazda ondan.Neden? Kusursuz kul olmazda ondan. Var mı? Yok.Var mı? Yok.

Her kulun bir kusuru vardır.


Her kulun bir kusuru vardır.
Allah bilir, arkadaşlar da bilir, hanımı da bilir, çocuğu da bilir, komşusu da bilir.Allah bilir, arkadaşlar da bilir, hanımı da bilir, çocuğu da bilir, komşusu da bilir. Herkesin kusuru vardır.Herkesin kusuru vardır. Kusurlarına rağmen sevecek, kusurlarına rağmen, kusurları varken.Kusurlarına rağmen sevecek, kusurlarına rağmen, kusurları varken. Onun kusuru var, ben onu sevmiyorum.Onun kusuru var, ben onu sevmiyorum. Yoo, öyle şey yok, kusur olsa da sevecek.Yoo, öyle şey yok, kusur olsa da sevecek. Hanımlar da öyle hanımlar da öyle, beyler de öyle.Hanımlar da öyle hanımlar da öyle, beyler de öyle.

Allahu Teâlâ hazretleri güzel Müslüman olmayı hepimize nasip etsin.


Allahu Teâlâ hazretleri güzel Müslüman olmayı hepimize nasip etsin.


Niyetlendik. Burada tornaya, tesviyeye girdik ama ne kadar yontulduk,


Niyetlendik. Burada tornaya, tesviyeye girdik ama ne kadar yontulduk,
o sivriler, çapaklar ne kadar gitti?o sivriler, çapaklar ne kadar gitti? Ömer Yaprak kardeşim bilmiyorum ben.Ömer Yaprak kardeşim bilmiyorum ben. Yani çok çapaklı bizim dökümler,Yani çok çapaklı bizim dökümler, tornada tesviyede ne kadar parladık, yontulduk?tornada tesviyede ne kadar parladık, yontulduk?

İnşallah! İnşallah çıkınca, pırıl pırıl, yeni tornadan çıkmış bir Müslüman.


İnşallah! İnşallah çıkınca, pırıl pırıl, yeni tornadan çıkmış bir Müslüman.
Günahları da silinmiş, ooh tezgâhtan da yeni çıkmışGünahları da silinmiş, ooh tezgâhtan da yeni çıkmış bir Müslüman olarak güzel işler yaparız inşallah.bir Müslüman olarak güzel işler yaparız inşallah.

Allah hepinizden razı olsun.


Allah hepinizden razı olsun.


El-Fâtiha.


El-Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2