Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Tesbihler ve Dualar (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

3 Zilka'de 1405 / 21.07.1985

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Babaya Peder Denir Mi?, Karı-Koca Arasında Hitap Şekli Nasıl Olmalıdır?, Sarık Bağlama Şekli Nasıldır?, Şiilerin Arkasında Namaz | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Tesbihler ve Dualar (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

3 Zilka'de 1405 / 21.07.1985

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Babaya Peder Denir Mi?, Karı-Koca Arasında Hitap Şekli Nasıl Olmalıdır?, Sarık Bağlama Şekli Nasıldır?, Şiilerin Arkasında Namaz | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Babaya peder diye hitap edilir mi? Babaya peder diye hitap edilir mi?

Edilir. Peder Farsça "baba" demektir. Türkçe'de "ata" baba demektir.Edilir. Peder Farsça "baba" demektir. Türkçe'de "ata" baba demektir. Arapça'da "eb" baba demektir. Farsça'da anneye de "mader" derler.Arapça'da "eb" baba demektir. Farsça'da anneye de "mader" derler. Böyle düz düşündüğün zaman bir mahzuru yok. Böyle düz düşündüğün zaman bir mahzuru yok.

Karı koca arasında hitap şekli nedir? Karı koca arasında hitap şekli nedir?

İsmen hitap etmek hanımın efendisine adıyla hitap etmesi Ali, Veli, Hasan, Hüseyin doğru değildir.İsmen hitap etmek hanımın efendisine adıyla hitap etmesi Ali, Veli, Hasan, Hüseyin doğru değildir. Edebe uygun değildir. Sıfatıyla, "efendi" filan diye hitap ederse daha uygun olur. Edebe uygun değildir. Sıfatıyla, "efendi" filan diye hitap ederse daha uygun olur.

Sarık bağlamanın şekli;Sarık bağlamanın şekli; Sarık bağlamak namazı 70 kat daha sevap kazandırıyor. Sarık bağlamak namazı 70 kat daha sevap kazandırıyor. Bazıları sarığın ucunu arkasına salıyor, bazıları salmıyor, hangisi daha iyi?Bazıları sarığın ucunu arkasına salıyor, bazıları salmıyor, hangisi daha iyi? Sakal ve bıyıkları kısaltmak nasıl olacak?Sakal ve bıyıkları kısaltmak nasıl olacak? Sarığın arkaya bırakılan kısmına "taylasan" derler. Çeşitli rivayetler var.Sarığın arkaya bırakılan kısmına "taylasan" derler. Çeşitli rivayetler var. Bir kol boyu zira şöyle uzatılmış olduğuna dair uzatmadan sarıldığına dairBir kol boyu zira şöyle uzatılmış olduğuna dair uzatmadan sarıldığına dair Peygamber Efendimiz'in çeşitli şekilleri var.Peygamber Efendimiz'in çeşitli şekilleri var. Herhalde sünnete uygun olan bir kol boyu kadar uzatarak sarmak olabilir. Herhalde sünnete uygun olan bir kol boyu kadar uzatarak sarmak olabilir. Uzunca olması lazım; sarığın dolaması adedince sevap artıyor.Uzunca olması lazım; sarığın dolaması adedince sevap artıyor. Onun için böyle kısacık oyuncak bir şey değil [uzun] olması lazım.Onun için böyle kısacık oyuncak bir şey değil [uzun] olması lazım. Sakal bıyık meselesine gelince; sakallar bir tutam kadar uzatılmalı.Sakal bıyık meselesine gelince; sakallar bir tutam kadar uzatılmalı. Bir kabza yani elin tuttuğu zaman o kadar uzatılmalı.Bir kabza yani elin tuttuğu zaman o kadar uzatılmalı. Bıyıklar da mümkün olduğu kadar ağza burna girmeyecek gibi kısaltılmalı diyeBıyıklar da mümkün olduğu kadar ağza burna girmeyecek gibi kısaltılmalı diye Peygamber Efendimiz'in tavsiyesi o tarzdadır. Peygamber Efendimiz'in tavsiyesi o tarzdadır.

İranlılar'ın arkasında namaz kılınır mı? İranlılar'ın arkasında namaz kılınır mı?

İranlılar çeşit çeşit insanlar. Hepsi aynı gruptan değil. İranlılar çeşit çeşit insanlar. Hepsi aynı gruptan değil. Bazıları tamamen ayetleri, hadisleri biliyor. Bazıları tamamen yanlış fikirlere sahip oluyor.Bazıları tamamen ayetleri, hadisleri biliyor. Bazıları tamamen yanlış fikirlere sahip oluyor. İran'da Tahran'a gittiğimiz zaman Suriye müftüsü gelmişti. Biz de sorduk; İran'da Tahran'a gittiğimiz zaman Suriye müftüsü gelmişti. Biz de sorduk;

"Bunların arkasında namaz kılınır mı?" "Bunların arkasında namaz kılınır mı?"

"Kılınır." dedi ama o da orada olduğu için yani mecbur kaldı da ondan mı dedi bilmiyorum."Kılınır." dedi ama o da orada olduğu için yani mecbur kaldı da ondan mı dedi bilmiyorum. Orada bizim otelimize yaşlı Kâdirî şeyhlerinden -Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun- bir zât bizi ziyarete gelmişti.Orada bizim otelimize yaşlı Kâdirî şeyhlerinden -Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun- bir zât bizi ziyarete gelmişti. Ona sordum çok dobra dobra bir adam; "Kılınmaz." dedi.Ona sordum çok dobra dobra bir adam; "Kılınmaz." dedi. "Onların şeyleri bizim fıkhımız bakımından uygun olmadığından kılınmaması uygundur." dedi."Onların şeyleri bizim fıkhımız bakımından uygun olmadığından kılınmaması uygundur." dedi. Durum böyle. Durum böyle.

Kısmet olursa hacca gideceğim yolculuk sırasında Kısmet olursa hacca gideceğim yolculuk sırasında veya orada derslerimi aksatırım diye endişeleniyorum. Bana tavsiyeniz. veya orada derslerimi aksatırım diye endişeleniyorum. Bana tavsiyeniz.

Eh dersler çok fazla değildir. Otururken, kalkarken, yolda yapılabilir. Eh dersler çok fazla değildir. Otururken, kalkarken, yolda yapılabilir. Zamanı daha çok olur. Allah muvaffak etsin. Zamanı daha çok olur. Allah muvaffak etsin. Yapamazsa yolculuk hâli, mâzeret hâlidir, yolculuktan dolayı mazeret olur. Yapamazsa yolculuk hâli, mâzeret hâlidir, yolculuktan dolayı mazeret olur.

Faysal Finans veya el-Bereke gibi kuruluşlara para yatırmakta bir mahzur var mıdır? Faysal Finans veya el-Bereke gibi kuruluşlara para yatırmakta bir mahzur var mıdır?

Onlar faizle işlem yapmadığı için mahzur yoktur. Onlar faizle işlem yapmadığı için mahzur yoktur.

Babam banka kredisiyle iş yapıyor. Kredi almamasını söylememe rağmen bundan vazgeçmedi. Babam banka kredisiyle iş yapıyor. Kredi almamasını söylememe rağmen bundan vazgeçmedi. Ben de onunla beraber çalıştığım zaman bu işe ortak oluyorum; ne dersiniz? Ben de onunla beraber çalıştığım zaman bu işe ortak oluyorum; ne dersiniz?

Mümkünse müstakilen iş yapması. Kendisi istediği gibi gönlünce iş yapar, yapamıyorsaMümkünse müstakilen iş yapması. Kendisi istediği gibi gönlünce iş yapar, yapamıyorsa -nasihat de ediyor- Allah kendisini zararından korusun. -nasihat de ediyor- Allah kendisini zararından korusun. Bir kadın dilediği zaman saçlarını kısaltabilir mi? Saçların kısaltılmasında bir günah var mı? Bir kadın dilediği zaman saçlarını kısaltabilir mi? Saçların kısaltılmasında bir günah var mı? Saçların örtülmesi lazım. Kısalması uzaması kadına ait bir meseledir. Saçların örtülmesi lazım. Kısalması uzaması kadına ait bir meseledir. Bazı sebeplerden bazen kısaltmak gerekebiliyor; gürleşsin diye kısaltmak gerekebiliyor.Bazı sebeplerden bazen kısaltmak gerekebiliyor; gürleşsin diye kısaltmak gerekebiliyor. Bakımı zor olduğundan, yıkanması taranması,Bakımı zor olduğundan, yıkanması taranması, kıllarını şeylerini göstermemek şartıyla o kendisine serbest olan bir husustur. kıllarını şeylerini göstermemek şartıyla o kendisine serbest olan bir husustur.

Tefsirlerde "Kur'an'ı biz indirdik." diye meal veriliyor niçin "Ben indirdim." denmemiş? Tefsirlerde "Kur'an'ı biz indirdik." diye meal veriliyor niçin "Ben indirdim." denmemiş?

Arapça'da azamet nun'u derler. Arapça'da azamet nun'u derler. Azamet ve celalini, Allah'ın kudretini, büyüklüğünü göstermek için. Azamet ve celalini, Allah'ın kudretini, büyüklüğünü göstermek için.

Arap dili kavaidine göre Allahu Teala hazretleri "Biz" der, "Biz indirdik." der.Arap dili kavaidine göre Allahu Teala hazretleri "Biz" der, "Biz indirdik." der. Ona azamet nun'u derler.Ona azamet nun'u derler. "Nahnu nektübü, nünezzilü…" gibi baştaki [sıfat] Arap diline ait bir inceliktir."Nahnu nektübü, nünezzilü…" gibi baştaki [sıfat] Arap diline ait bir inceliktir. Allah'ın gene varlığı, birliği [hususunda] hiçbir tereddüde düşmemek lazım. Allah'ın gene varlığı, birliği [hususunda] hiçbir tereddüde düşmemek lazım.

14-15 yaşlarında bir kardeşim var. Bir sene önce hasta olmuştu. 14-15 yaşlarında bir kardeşim var. Bir sene önce hasta olmuştu. Hastalığı ise devamlı konuşuyor, hiç uyumuyor, yemek yemiyordu.Hastalığı ise devamlı konuşuyor, hiç uyumuyor, yemek yemiyordu. Bu dört ay devam etti. Sonra Allahu Teâlâ'ya şükür iyi olmuştu ama bir ay önce yeniden oldu.Bu dört ay devam etti. Sonra Allahu Teâlâ'ya şükür iyi olmuştu ama bir ay önce yeniden oldu. Acaba hikmeti nedir? Derman için ne yapılabilir? "Hocalık bir hastalık" deniliyor.Acaba hikmeti nedir? Derman için ne yapılabilir? "Hocalık bir hastalık" deniliyor. Bir sene önce hasta olmuş, devamlı konuşuyor, hiç uyumuyor yemek yemiyor. Bir sene önce hasta olmuş, devamlı konuşuyor, hiç uyumuyor yemek yemiyor.

İlaç yedirir gibi yemek yedirsin. Uyku uyutmaya dikkat etsinler.İlaç yedirir gibi yemek yedirsin. Uyku uyutmaya dikkat etsinler. O uykusuzluktan dolayı oluyor. Başına elini koyup hadîs-i şerîfteki duayı okusunlar:O uykusuzluktan dolayı oluyor. Başına elini koyup hadîs-i şerîfteki duayı okusunlar: Es'elullâhe'l-azîm. Rabbi'l-arşi'l-azîm en yeşfiyek. (Yedi defa). Es'elullâhe'l-azîm. Rabbi'l-arşi'l-azîm en yeşfiyek. (Yedi defa).

Bir kardeşimizin gayrimüslim komşuları varmış. Gelip gidilebilir mi? Bir kardeşimizin gayrimüslim komşuları varmış. Gelip gidilebilir mi? Yemekleri? Selam verilse alınabilir mi? Yemekleri? Selam verilse alınabilir mi?

Gelip gitme, komşuluk münasebeti olabilir. Gelip gitme, komşuluk münasebeti olabilir. "Ehl-i Kitab'ın yemeği yenilebilir." diye Kur'ân-ı Kerîm'de âyet-i kerîme ile müsaade verilmiştir;"Ehl-i Kitab'ın yemeği yenilebilir." diye Kur'ân-ı Kerîm'de âyet-i kerîme ile müsaade verilmiştir; ve taâmüllezîne ûtü'l-kitâbe hillun leküm ve taâmukum hillun lehüm diye.ve taâmüllezîne ûtü'l-kitâbe hillun leküm ve taâmukum hillun lehüm diye. Selam Allah'ın es-selâmü aleykum tarzında selamı olmaz.Selam Allah'ın es-selâmü aleykum tarzında selamı olmaz. İşte "merhaba", "sabah-ı şerifler hayırlı olsun" gibi idare-i kelam etmek uygundur. İşte "merhaba", "sabah-ı şerifler hayırlı olsun" gibi idare-i kelam etmek uygundur.

"Dini fazla öğrenme, kafayı üşütürsün." demişler."Dini fazla öğrenme, kafayı üşütürsün." demişler. Âyet ve hadiste böyle deniyor mu? Varsa kaynağını söyler misiniz? Âyet ve hadiste böyle deniyor mu? Varsa kaynağını söyler misiniz?

Böyle bir şey yok. İnsan ne kadar bilgisi çok olursa o kadar iyi olur. Böyle bir şey yok. İnsan ne kadar bilgisi çok olursa o kadar iyi olur. Üşütmek demek, tabi kontrolsüz, dengesiz yapıyorlar sıhhatlerini kaybediyorlar.Üşütmek demek, tabi kontrolsüz, dengesiz yapıyorlar sıhhatlerini kaybediyorlar. İbadeti gece fazla yapıyor, uyku uyumuyor filan; böyle yapıyor.İbadeti gece fazla yapıyor, uyku uyumuyor filan; böyle yapıyor. Yani ölçülü, dengeli hocalarla ahbaplık eder,Yani ölçülü, dengeli hocalarla ahbaplık eder, onlardan dini doğru düzgün öğrenirse ne üşüme olur ne şaşırma olur, inşallah. onlardan dini doğru düzgün öğrenirse ne üşüme olur ne şaşırma olur, inşallah.

Bir evlat anasına karşı haklı olarak yüksek sesle konuşursa günah işlemiş olur mu? Bir evlat anasına karşı haklı olarak yüksek sesle konuşursa günah işlemiş olur mu?

Kızgınlık tarzında olursa doğru değildir. Mülayim mülayim konuşacak. Kızgınlık tarzında olursa doğru değildir. Mülayim mülayim konuşacak. Ve lâ tekul lehumâ uffin. Üf, öf bile demek yasaklanmıştır. Ve lâ tekul lehumâ uffin. Üf, öf bile demek yasaklanmıştır.

Bazı kimseler Peygamber Efendimiz'in sakal hakkında Bazı kimseler Peygamber Efendimiz'in sakal hakkında "Bir kişi 32 yaşına gelince sakal bıraksın." dediğini söylüyorlar, doğru mu? "Bir kişi 32 yaşına gelince sakal bıraksın." dediğini söylüyorlar, doğru mu?

Hayır. Ondan önce ne olacak? Kazıyacak mı? Yok böyle bir şey, yanlış söylemişler. Hayır. Ondan önce ne olacak? Kazıyacak mı? Yok böyle bir şey, yanlış söylemişler. Sarı ve kırmızı renkli elbise giymek Sarı ve kırmızı renkli elbise giymek Bu renkler hakkında "mekruhtur" diye hadîs-i şerîf vardır. Bu renkler hakkında "mekruhtur" diye hadîs-i şerîf vardır. Mecburiyet olursa olabilir, haram değildir. Mecburiyet olursa olabilir, haram değildir.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2