Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Yol, Allah'ın Rızasını Kazanma, Allah'ın Sevgili Kulu Olma Yolu!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

3 Şevvâl 1412 / 05.04.1992
Süleymaniye Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın özel gün ve gecelerde yapmış oldukları sohbetlerde yapılacak ibadetler ve sevaplı işler konusunda dinleyicileri bilgilendiriyor. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve hadis-i şerifler okuyup izah ediyor. Gecenin ihyası konusunda tavsiyelerde bulunuyor.

Katıldığınız Toplantılarda Sahâbe-i Kirâm Gibi Doğruya Doğru, Eğriye Eğri Diye Söyleyin, Hocalarımızın Kabirleri Burada | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Yol, Allah'ın Rızasını Kazanma, Allah'ın Sevgili Kulu Olma Yolu!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

3 Şevvâl 1412 / 05.04.1992
Süleymaniye Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın özel gün ve gecelerde yapmış oldukları sohbetlerde yapılacak ibadetler ve sevaplı işler konusunda dinleyicileri bilgilendiriyor. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve hadis-i şerifler okuyup izah ediyor. Gecenin ihyası konusunda tavsiyelerde bulunuyor.

Katıldığınız Toplantılarda Sahâbe-i Kirâm Gibi Doğruya Doğru, Eğriye Eğri Diye Söyleyin, Hocalarımızın Kabirleri Burada | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm

el-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemînel-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemîn hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn.hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Nahmedühû kemâ yenbeği li-celâli vechihî ve lî-azîmi sultânih.Nahmedühû kemâ yenbeği li-celâli vechihî ve lî-azîmi sultânih. Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ hayra halkihî tâc-i ruûsinâ ve tabîb-i kulûbinâVe's-salâtu ve's-selâmu alâ hayra halkihî tâc-i ruûsinâ ve tabîb-i kulûbinâ ve kurretu uyûninâ membai's-sıdkı ve's-sefâ habîbillâhi Muhammedini'l-Mustafâve kurretu uyûninâ membai's-sıdkı ve's-sefâ habîbillâhi Muhammedini'l-Mustafâ ve âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ. Emmâ ba'd: ve âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ. Emmâ ba'd:

Çok aziz ve pek muhterem cemaat-i müslimîn, değerli mü'min kardeşlerim! Çok aziz ve pek muhterem cemaat-i müslimîn, değerli mü'min kardeşlerim!

Rabbü'l-âlemîn, Mâlikü'l-mülk, hâlıkımız Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi,Rabbü'l-âlemîn, Mâlikü'l-mülk, hâlıkımız Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi, ihsanâtı, ikramâtı dünyada ve âhirette üzerinize olsun.ihsanâtı, ikramâtı dünyada ve âhirette üzerinize olsun. Ekremü'l-ekremîn olan Rabbimiz sizlere, bizlere, sevdiklerimize ve geçmişlerimizeEkremü'l-ekremîn olan Rabbimiz sizlere, bizlere, sevdiklerimize ve geçmişlerimize dünyanın ve âhiretin bildiğimiz bilmediğimiz her türlü nimetlerini dünyanın ve âhiretin bildiğimiz bilmediğimiz her türlü nimetlerini fazl u keremiyle ihsan ve ikram eylesin. fazl u keremiyle ihsan ve ikram eylesin.

Rahmet-i Rahmân'ın cûşa geldiği, rahmet deryasının taşıp coştuğu mâh-ı gufrân Ramazan,Rahmet-i Rahmân'ın cûşa geldiği, rahmet deryasının taşıp coştuğu mâh-ı gufrân Ramazan, sevinçle karışık hüzünlerimizin arasında mâzîde kaldı. sevinçle karışık hüzünlerimizin arasında mâzîde kaldı.

Mü'minin niyeti daima icraatından ve amelinden daha hayırlıdır; çünkü kalbi paktır, temizdir. Mü'minin niyeti daima icraatından ve amelinden daha hayırlıdır; çünkü kalbi paktır, temizdir.

Onun için Ramazan'ın bittiği şu günde Efendimiz'in bayram olduğunu hadîs-i şerîfiyleOnun için Ramazan'ın bittiği şu günde Efendimiz'in bayram olduğunu hadîs-i şerîfiyle ihsan ve ilan ettiği Iyd-i saîd-i fıtr'ımızda şimdiden niyet ediyoruz ki; ihsan ve ilan ettiği Iyd-i saîd-i fıtr'ımızda şimdiden niyet ediyoruz ki;

Rabbimiz sağlık, âfiyet versin, nice Ramazanlar'a çıkalım.Rabbimiz sağlık, âfiyet versin, nice Ramazanlar'a çıkalım. Oruçları tutacağız, hatimlerle teravih namazlarını kılacağız,Oruçları tutacağız, hatimlerle teravih namazlarını kılacağız, Kur'ân-ı Kerîm üzerinde aşk ile şevk ile gayretlerimizi arttıracağız. Kur'ân-ı Kerîm üzerinde aşk ile şevk ile gayretlerimizi arttıracağız. Ramazan'daki umre; hacca bedeldir, hac gibi kıymetlidir.Ramazan'daki umre; hacca bedeldir, hac gibi kıymetlidir. Allah'ın nasip etmesiyle umreler yapacağız.Allah'ın nasip etmesiyle umreler yapacağız. Ramazan'ın son on gününde Allah'ın mescitlerinde ibadet için itikâf eylemekRamazan'ın son on gününde Allah'ın mescitlerinde ibadet için itikâf eylemek Efendimiz'in başımızın tacı sünnetidir, itikâflar yapacağız.Efendimiz'in başımızın tacı sünnetidir, itikâflar yapacağız. Rabbimizin rızasını almaya vesile olacak ne türlü ibadât, taat, hayrât ve hasenât varsa malımızla,Rabbimizin rızasını almaya vesile olacak ne türlü ibadât, taat, hayrât ve hasenât varsa malımızla, bedenimizle her türlü imkân ve müktesebatımızla -şahit ol yâ Rabbi- niyet ettik, onları yapacağız. bedenimizle her türlü imkân ve müktesebatımızla -şahit ol yâ Rabbi- niyet ettik, onları yapacağız.

Ramazan geride kaldı ama önümüzde Ramazanlara niyetimiz bu.Ramazan geride kaldı ama önümüzde Ramazanlara niyetimiz bu. Rabbimiz'in lütfu çoktur. Rabbimiz'in lütfu çoktur. Bizden niyet etmesi, dua etmesi, boyun bükmesi, tazarru etmesi, istemesi;Bizden niyet etmesi, dua etmesi, boyun bükmesi, tazarru etmesi, istemesi; O'ndan da ihsan, ikram etmesi, rahmet etmesi, bahşetmesi.O'ndan da ihsan, ikram etmesi, rahmet etmesi, bahşetmesi. Bizim şanımıza bu yakışır, O'nun şanına o yakışır. Bizim şanımıza bu yakışır, O'nun şanına o yakışır.

Men sâme ramadâne imânen vahtisâbenMen sâme ramadâne imânen vahtisâben gufira lehû mâ tekaddeme min zenbihî. gufira lehû mâ tekaddeme min zenbihî.

Peygamber sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellem Efendimiz hazretleri; Peygamber sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellem Efendimiz hazretleri;

"Kim Ramazan'ı iman ile inanarak, Allah'a bağlanarak, sevabını"Kim Ramazan'ı iman ile inanarak, Allah'a bağlanarak, sevabını Rabbü'l-âlemîn'den ümit ederek, tahmin ederek, hesap ederek, iktisap ederek,Rabbü'l-âlemîn'den ümit ederek, tahmin ederek, hesap ederek, iktisap ederek, oruç tutarak geçirir ise geçmiş günahları silinir, af olunur, bağışlanır, temizlenir!" buyuruyor. oruç tutarak geçirir ise geçmiş günahları silinir, af olunur, bağışlanır, temizlenir!" buyuruyor.

Peygamber Efendimiz bizlere müjde veriyor.Peygamber Efendimiz bizlere müjde veriyor. Kendimizi annemizden doğduğumuz gündeki gibi temiz hissediyoruz.Kendimizi annemizden doğduğumuz gündeki gibi temiz hissediyoruz. Çünkü Rabbimiz vaadi üzere günahlarımızı affetmiştir diye düşünüyoruz. Çünkü Rabbimiz vaadi üzere günahlarımızı affetmiştir diye düşünüyoruz.

Rabbimizin dergâhına, izzetine, şanına layık amel, ibadet, hayır ve hasenâtı O'na layık şekilde yapmanın,Rabbimizin dergâhına, izzetine, şanına layık amel, ibadet, hayır ve hasenâtı O'na layık şekilde yapmanın, O'na layık ibadet etmenin imkânı yok. Çünkü biz insanoğulları âciz, zalûm, cehûl mahlûklarız.O'na layık ibadet etmenin imkânı yok. Çünkü biz insanoğulları âciz, zalûm, cehûl mahlûklarız. Alimlerimiz küçücük bir irade-i cüz'iyemiz olduğunu beyan ediyorlar ki bu irade-i cüz'iyen ileAlimlerimiz küçücük bir irade-i cüz'iyemiz olduğunu beyan ediyorlar ki bu irade-i cüz'iyen ile o niyetinle hayrı iste, hakkı iste, doğruyu iste! Ama yaparsın ama yapamazsın;o niyetinle hayrı iste, hakkı iste, doğruyu iste! Ama yaparsın ama yapamazsın; kudret, kuvvet Rabbu'l-âlemîn'in elinde! Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azîm. kudret, kuvvet Rabbu'l-âlemîn'in elinde!

Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azîm.

Lâ kuvvete alâ tâatillâh illâ bi-tevfîkillâh. Lâ kuvvete alâ tâatillâh illâ bi-tevfîkillâh.

Allah tevfîkini refîk etmedikçe insanlar ibadet etmeye güç yetiremez.Allah tevfîkini refîk etmedikçe insanlar ibadet etmeye güç yetiremez. Allah tevfîkini refîk ederse nasip ederse olabilir. Allah tevfîkini refîk ederse nasip ederse olabilir.

Lâ kuvvete alâ tâatillâh illâ bi-tevfîkillâh. Lâ kuvvete alâ tâatillâh illâ bi-tevfîkillâh.

Günahtan ayrılmaya, kesilmeye de ancak yine O'nun tevfîki yâr olursa,Günahtan ayrılmaya, kesilmeye de ancak yine O'nun tevfîki yâr olursa, nasip olursa insan o zaman [muvaffak olabilir]. nasip olursa insan o zaman [muvaffak olabilir].

Vallahu yuhyî ve yumît. Yehdî ve yudill. Her şey O'nun elindedir, kudretindedir! Vallahu yuhyî ve yumît.

Yehdî ve yudill.

Her şey O'nun elindedir, kudretindedir!

O hâlde kulun elinde ne var? Elimizde bir şey yok!O hâlde kulun elinde ne var?

Elimizde bir şey yok!
Elimiz boş ama gözümüzde gözyaşı var, dilimizde dua var. İki şeyimiz var: Elimiz boş ama gözümüzde gözyaşı var, dilimizde dua var. İki şeyimiz var: gözümüzün yaşı, boynumuzu büküp Allahu Teâlâ hazretlerinden dua ve niyaz etmek.gözümüzün yaşı, boynumuzu büküp Allahu Teâlâ hazretlerinden dua ve niyaz etmek. O da dua edeni seviyor. Rabbü'l-âlemîn isteyeni seviyor.O da dua edeni seviyor.

Rabbü'l-âlemîn isteyeni seviyor.
Dünya zenginleri istenildiği zaman, çok istenilirse bıkar;Dünya zenginleri istenildiği zaman, çok istenilirse bıkar; âlemlerin Rabbi dua edilmezse istenmezse o zaman gazap ediyor. âlemlerin Rabbi dua edilmezse istenmezse o zaman gazap ediyor.

Men lem yed'ullâhe gadiballâhu aleyhi.Men lem yed'ullâhe gadiballâhu aleyhi. "Kim Allah'a dua etmezse Allah dua etmeyene gazap eder, dua edene ihsan eder." "Kim Allah'a dua etmezse Allah dua etmeyene gazap eder, dua edene ihsan eder."

Dua etmeyi teşvik ediyor. Dua etmeyi teşvik ediyor.

Ve kâle rabbükümü'd-ûnî estecibleküm. "Bana dua edin, ben sizin duanızı karşılıksız koymam.Ve kâle rabbükümü'd-ûnî estecibleküm. "Bana dua edin, ben sizin duanızı karşılıksız koymam. Ama dünyada ama ukbâda, âhirette ama istediğinizi ama istediğinizden âlâsını veririm." buyuruyor. Ama dünyada ama ukbâda, âhirette ama istediğinizi ama istediğinizden âlâsını veririm." buyuruyor.

Biz de yüzümüzün karasına bakmadan, elimizin boşluğunuBiz de yüzümüzün karasına bakmadan, elimizin boşluğunu bile bile boş elimizi dolu dolu gözlerle dergâh-ı izzete açıyoruz: bile bile boş elimizi dolu dolu gözlerle dergâh-ı izzete açıyoruz:

"Yâ Rabbi! Zikrinde, şükründe, hüsn-i ibadetinde bize yardım eyle!" diyoruz. "Yâ Rabbi! Zikrinde, şükründe, hüsn-i ibadetinde bize yardım eyle!" diyoruz.

Allahümme einnâ alâ edâi zikrike ve şükrike ve hüsni ibâdetike. Allahümme einnâ alâ edâi zikrike ve şükrike ve hüsni ibâdetike.

"Zikir de senden, nasip olursa olur. Şükür de sen nasip edersen yapılır."Zikir de senden, nasip olursa olur. Şükür de sen nasip edersen yapılır. Güzel kulluk da sen tevfîkini refîk edersen nasip olur…" diye biliyoruz. Boynumuzu büküyoruz, istiyoruz. Güzel kulluk da sen tevfîkini refîk edersen nasip olur…" diye biliyoruz. Boynumuzu büküyoruz, istiyoruz.

Rabbimiz bir göz yumup açıncaya kadar, lem hay basar'da,Rabbimiz bir göz yumup açıncaya kadar, lem hay basar'da, bir göz kapayıp açıncaya kadar zaman içinde bile bizi kendi nefsimize bırakmasın! Yolundan ayırmasın.bir göz kapayıp açıncaya kadar zaman içinde bile bizi kendi nefsimize bırakmasın! Yolundan ayırmasın. Rızasına aykırı iş yaptırmasın. Rızasına ters yerde bulundurmasın. Rızasına aykırı iş yaptırmasın. Rızasına ters yerde bulundurmasın. Rızasına aykırı sözü söyletmesin, aykırı düşünceyi düşündürtmesin.Rızasına aykırı sözü söyletmesin, aykırı düşünceyi düşündürtmesin. Rızasına aykırı işe niyet bile ettirmesin. Hâdî isminden onu niyaz ediyoruz. Rızasına aykırı işe niyet bile ettirmesin. Hâdî isminden onu niyaz ediyoruz.

Aziz ve muhterem, değerli ve kıymetli kardeşlerim! Aziz ve muhterem, değerli ve kıymetli kardeşlerim!

Şair diyor ki; Sanman ki felek devr ile şâm u seher eyler Her vâkıanın âkıbetinden haber eyler Şair diyor ki;

Sanman ki felek devr ile şâm u seher eyler

Her vâkıanın âkıbetinden haber eyler

"Sanmayın ki gökyüzü dönüp de akşamlar sabah olup da geceler gündüz olup"Sanmayın ki gökyüzü dönüp de akşamlar sabah olup da geceler gündüz olup dönüp durup da sabah oluyor, akşam oluyor.dönüp durup da sabah oluyor, akşam oluyor. Lisan-ı hâl ile devr-i felek bize her işin sonunu haber veriyor." Lisan-ı hâl ile devr-i felek bize her işin sonunu haber veriyor."

Sanman ki felek devr ile şâm u seher eyler Her vâkıanın âkıbetinden haber eyler Sanman ki felek devr ile şâm u seher eyler

Her vâkıanın âkıbetinden haber eyler

Her vâkıanın akıbeti acaba ne ola? Her vâkıanın akıbeti son bulmak, fâni olmak!Her vâkıanın akıbeti acaba ne ola?

Her vâkıanın akıbeti son bulmak, fâni olmak!
Bu dünya fâni dünya, bu dünya gelip geçici, muvakkat dünya!Bu dünya fâni dünya, bu dünya gelip geçici, muvakkat dünya! Bu dünya yok olucu, yok olmaya mahkûm dünya! Hiçliğe mahkûm dünya!Bu dünya yok olucu, yok olmaya mahkûm dünya! Hiçliğe mahkûm dünya! Bâki olan Allah! Ebedî olan, hâlidî olan, sermedî olan cennet nimetleri! Bâki olan Allah! Ebedî olan, hâlidî olan, sermedî olan cennet nimetleri!

Büyük şair Lebîd b. Rebia gelmiş,Büyük şair Lebîd b. Rebia gelmiş, Müslümanlığın yeni zuhur ettiği, o Efendimiz'in peygamberliğini yeni yeni ilan ettiği zamanda şiir okuyor. Müslümanlığın yeni zuhur ettiği, o Efendimiz'in peygamberliğini yeni yeni ilan ettiği zamanda şiir okuyor.

Elâ küllü şey'in mâ halallâhe bâtilu Ve külli nâimin lâ mahalete zâilu diye kasidesine başlamış. Elâ küllü şey'in mâ halallâhe bâtilu

Ve külli nâimin lâ mahalete zâilu

diye kasidesine başlamış.

"Dikkat edin ki Allah'tan başka her şey boştur, kıymetsizdir, değersizdir, bâtıldır." "Dikkat edin ki Allah'tan başka her şey boştur, kıymetsizdir, değersizdir, bâtıldır."

Kenarda da Osman b. Maz'ûn radıyallahu anh dinliyormuş.Kenarda da Osman b. Maz'ûn radıyallahu anh dinliyormuş. [Lebîd b. Rebia] kabileden gelmiş, kabile şairi, büyük şair diyorlar. [Lebîd b. Rebia] kabileden gelmiş, kabile şairi, büyük şair diyorlar. Daha henüz müslüman olmamış. Müslümanların da sayısı az. Daha henüz müslüman olmamış. Müslümanların da sayısı az. [Lebîd b. Rebia] Kâbe'nin karşısında meydanda bir şiir söylüyor, bakalım ne söyleyecek?.. [Lebîd b. Rebia] Kâbe'nin karşısında meydanda bir şiir söylüyor, bakalım ne söyleyecek?..

[Osman b. Maz'ûn] mü'min! [Lebîd b. Rebia] şair, henüz daha mü'min değil![Osman b. Maz'ûn] mü'min! [Lebîd b. Rebia] şair, henüz daha mü'min değil! Kabileden gelmiş, daha Resûlullah'ı duymamış, daha İslâm'a gelmemiş Kabileden gelmiş, daha Resûlullah'ı duymamış, daha İslâm'a gelmemiş ama Allah'tan başka her şeyin boş olduğunu bilecek bir irfanı da var.ama Allah'tan başka her şeyin boş olduğunu bilecek bir irfanı da var. "Allah'tan başka her şey boş!" diyor. Osman b. Maz'ûn radıyallahu anh mü'min, kenarda dinliyor."Allah'tan başka her şey boş!" diyor. Osman b. Maz'ûn radıyallahu anh mü'min, kenarda dinliyor. Demiş ki; Sadakte. "Doğru söyledin!" [Lebîd b. Rebia] biraz yan bakmış: Demiş ki;

Sadakte. "Doğru söyledin!"

[Lebîd b. Rebia] biraz yan bakmış:

"Dur bakalım, şiirimi bitireyim, ne diye hemen doğru söylüyorsun, yanlış söylüyorsun…" "Dur bakalım, şiirimi bitireyim, ne diye hemen doğru söylüyorsun, yanlış söylüyorsun…"

Sonra bir şeye doğru veya yanlış demek selahiyet ister, hocalık ister, bilgi ister!Sonra bir şeye doğru veya yanlış demek selahiyet ister, hocalık ister, bilgi ister! Talebe söyler, hocası; "Doğru söyledin!" der. "Doğru!" demek, tasdik etmek kolay bir şey değil! Talebe söyler, hocası;

"Doğru söyledin!" der. "Doğru!" demek, tasdik etmek kolay bir şey değil!

[Lebîd b. Rebia] biraz bir yan bakmış, yutkunmuş, ikinci mısraı okumuş: [Lebîd b. Rebia] biraz bir yan bakmış, yutkunmuş, ikinci mısraı okumuş:

"Her nimet de sona ericidir, her nimet şeksiz şüphesiz sona ericidir!" deyince"Her nimet de sona ericidir, her nimet şeksiz şüphesiz sona ericidir!" deyince Osman b. Maz'ûn yine müdahale etmiş. Demiş ki; Osman b. Maz'ûn yine müdahale etmiş. Demiş ki;

"Hayır, cennet nimeti zail olmaz. Mü'minlere Allah'ın verdiği cennet nimeti ebedî!" "Hayır, cennet nimeti zail olmaz. Mü'minlere Allah'ın verdiği cennet nimeti ebedî!"

Hüm fî hâ hâlidûn. Hâlidîne fî hâ ebedâ. Hüm fî hâ hâlidûn.

Hâlidîne fî hâ ebedâ.

"Âyetlerde böyle bildiriliyor, senin sözün yanlış!" demiş. Şair etrafına bakmış: "Âyetlerde böyle bildiriliyor, senin sözün yanlış!" demiş. Şair etrafına bakmış:

"Ey Kureyş! Ben eskiden geldiğim zaman şiirlerimi okurdum, kimse çıt çıkartmazdı. Bu ne oluyor?" "Ey Kureyş! Ben eskiden geldiğim zaman şiirlerimi okurdum, kimse çıt çıkartmazdı. Bu ne oluyor?"

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Her olaydan ibret almamız lazım geliyor.Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Her olaydan ibret almamız lazım geliyor.
Ben de âcizâne kalemimle, mecmualarda yazdım: Ben de âcizâne kalemimle, mecmualarda yazdım:

Bulunduğunuz toplantılarda hak söylenirse; "Doğru söyledin, ben de sana katılıyorum." deyin!Bulunduğunuz toplantılarda hak söylenirse; "Doğru söyledin, ben de sana katılıyorum." deyin! Yanlış söylenirse; "Bu sözün yanlıştır, hata ediyorsun." deyin! Yanlış söylenirse; "Bu sözün yanlıştır, hata ediyorsun." deyin! Doğruya destek olmuş olursunuz, o topluluk dağılmadan onlara eğriyi, eğriliğini ikaz etmiş olursunuz. Doğruya destek olmuş olursunuz, o topluluk dağılmadan onlara eğriyi, eğriliğini ikaz etmiş olursunuz.

Sahâbe-i kirâm nasıl, durduğu yerde duruyor mu? Doğruya doğru, eğriye eğri diye söylüyor. Sahâbe-i kirâm nasıl, durduğu yerde duruyor mu?

Doğruya doğru, eğriye eğri diye söylüyor.

Bu devr-i feleğin bize bildirdiği hâdise nedir? Dünyanın fâniliği. Bu devr-i feleğin bize bildirdiği hâdise nedir?

Dünyanın fâniliği.

Sanman ki felek devr ile şâm u seher eyler Her vâkıanın âkıbetinden haber eyler Sanman ki felek devr ile şâm u seher eyler

Her vâkıanın âkıbetinden haber eyler

Şu koca kubbenin altında muazzam, muhteşem bir yadigârın içindeyiz.Şu koca kubbenin altında muazzam, muhteşem bir yadigârın içindeyiz. Ecdad yadigârının içindeyiz. Arkadaşlarla konuştuğumuz zaman dediler ki;Ecdad yadigârının içindeyiz. Arkadaşlarla konuştuğumuz zaman dediler ki; "Süleymaniye Camii vakit namazlarında boş gibidir, tenhadır." "Süleymaniye Camii vakit namazlarında boş gibidir, tenhadır."

Yüreğim burkuldu. Süleymaniye Camii bize ecdâdımızın yadigârı! Aldın hezâr bütgedeyi mescîd eyledin Yüreğim burkuldu. Süleymaniye Camii bize ecdâdımızın yadigârı!

Aldın hezâr bütgedeyi mescîd eyledin

Nâkûs yerlerinde okuttun ezanları Minnet Hüdâ'ya ki zât-ı şerîfin eyleyip sâid Nâkûs yerlerinde okuttun ezanları

Minnet Hüdâ'ya ki zât-ı şerîfin eyleyip sâid

Nâm-ı şerîfin eyledi hem gâzî hem şehîd diye Sultân-ı Şuarâ Bâkî'nin methettiğiNâm-ı şerîfin eyledi hem gâzî hem şehîd

diye Sultân-ı Şuarâ Bâkî'nin methettiği
Kânûnî Sultan Süleyman; muhteşem, haşmetli, şevketli Kânûnî Süleyman'ın Camisi. Kânûnî Sultan Süleyman; muhteşem, haşmetli, şevketli Kânûnî Süleyman'ın Camisi.

Ama Kânûnî sadece bu camiyi yapmamış: Aldın hezâr bütgedeyi mescîd eyledin Ama Kânûnî sadece bu camiyi yapmamış:

Aldın hezâr bütgedeyi mescîd eyledin

"Ey hükümdar! Bin tane puthaneyi fethedip mescide döndürdün!" Burada durmadı ki! "Ey hükümdar! Bin tane puthaneyi fethedip mescide döndürdün!"

Burada durmadı ki!
Ömrü seferle geçti. Uzun ömrü, uzun saltanatı îlâ-yı kelimetullah, gaza ve cihat ile geçti. Ömrü seferle geçti. Uzun ömrü, uzun saltanatı îlâ-yı kelimetullah, gaza ve cihat ile geçti.

Aldın hezâr bütgedeyi mescîd eyledin Aldın hezâr bütgedeyi mescîd eyledin

"Diyarları aldın. Burada puta tapılmasın, Allah'a ibadet eylensin, diye nice nice puthaneyi fethedince mescide çevirdin!" "Diyarları aldın. Burada puta tapılmasın, Allah'a ibadet eylensin, diye nice nice puthaneyi fethedince mescide çevirdin!"

Nâkûs yerlerinde okuttun ezanları "Çan çalınan kulelerde çanları indirttin, Allahu ekber dedirttin!" Nâkûs yerlerinde okuttun ezanları

"Çan çalınan kulelerde çanları indirttin, Allahu ekber dedirttin!"

Öyle bir padişah! Binlerce mescit, binlerce hayrât u hasenât, günlerce, aylarca, yıllarca cihat… Öyle bir padişah! Binlerce mescit, binlerce hayrât u hasenât, günlerce, aylarca, yıllarca cihat…

Hem de nasıl cihat? En son seferi de cihat yolunda! Seferde iken ömrü sona ermiş.Hem de nasıl cihat?

En son seferi de cihat yolunda! Seferde iken ömrü sona ermiş.
Vefatının zamanı da seferde! Basiretli vezirler vefatını ordudan saklamışlar ama padişah ölmüş.Vefatının zamanı da seferde! Basiretli vezirler vefatını ordudan saklamışlar ama padişah ölmüş. Padişah ordunun içindeyken dünyasını değiştirmiş.Padişah ordunun içindeyken dünyasını değiştirmiş. Otağ kuruluyor ama otağın içinde o şevketli padişah artık yok. Vefat etmiş. Hangi yolda? Otağ kuruluyor ama otağın içinde o şevketli padişah artık yok. Vefat etmiş.

Hangi yolda?

Cihat yolunda, Allah yolunda cihat ederken! Nasıl dua ediyoruz? Cihat yolunda, Allah yolunda cihat ederken!

Nasıl dua ediyoruz?

Ya rabbi! Ya rabbi!

Hatim dualarımızda, derslerimizin arkasındaki dualarda el açıyoruz, diyoruz ki; Hatim dualarımızda, derslerimizin arkasındaki dualarda el açıyoruz, diyoruz ki;

"Yâ Rabbi! Bize hüsn-ü hâtime nasip eyle!"Yâ Rabbi! Bize hüsn-ü hâtime nasip eyle! Âhir ömrümüzde sevdiğin bir hâl üzereyken ruhumuzu teslim etmeyi,Âhir ömrümüzde sevdiğin bir hâl üzereyken ruhumuzu teslim etmeyi, can emanetimizi sana sevdiğin bir kul olarak vermemizi nasip eyle!can emanetimizi sana sevdiğin bir kul olarak vermemizi nasip eyle! Vefatımız hac yolunda olsun, umre yolunda olsun! Vefatımız fîsebîlillâh cihat yolunda olsun!Vefatımız hac yolunda olsun, umre yolunda olsun! Vefatımız fîsebîlillâh cihat yolunda olsun! Yahut vefatımız namaz için camiye giderken olsun!Yahut vefatımız namaz için camiye giderken olsun! Veyahut vefatımız namaz içinde, namaz kılarken secde hâlindeyken olsun!.." diyoruz. Veyahut vefatımız namaz içinde, namaz kılarken secde hâlindeyken olsun!.." diyoruz.

"Sevdiğin bir hâl üzereyken sevdiğin bir yoldayken dilimiz zikrinle meşgulken"Sevdiğin bir hâl üzereyken sevdiğin bir yoldayken dilimiz zikrinle meşgulken dilimiz seni Allah Allah diye zikrederken gözümüzden perdeler kaldırılıp da âhiretteki,dilimiz seni Allah Allah diye zikrederken gözümüzden perdeler kaldırılıp da âhiretteki, cennetteki köşklerimizi bize göster de sevine sevinecennetteki köşklerimizi bize göster de sevine sevine ruhumuzu teslim edelim yâ Rabbi!.." diye dua ediyoruz. O nasıl vefat etmiş? ruhumuzu teslim edelim yâ Rabbi!.." diye dua ediyoruz.

O nasıl vefat etmiş?

Allah yolunda cihat ederken! Allah yolunda cihat ederken!

Dualarla Allah yolunda gaza etmek için buradan çıkmışlar, yolda canını teslim etmiş.Dualarla Allah yolunda gaza etmek için buradan çıkmışlar, yolda canını teslim etmiş. [Süleymaniye Camii'nde] ön tarafta metfun oluyor, yatmış bulunuyor, türbesi orada mevcut. [Süleymaniye Camii'nde] ön tarafta metfun oluyor, yatmış bulunuyor, türbesi orada mevcut.

Bu büyük [Süleymaniye] cami Osmanlı Devlet-i Âliyyesi'nin en ihtişamlı zamanının en nadide,Bu büyük [Süleymaniye] cami Osmanlı Devlet-i Âliyyesi'nin en ihtişamlı zamanının en nadide, en müstesna, en şâheser, en ciddî mimarî eserlerinden biri.en müstesna, en şâheser, en ciddî mimarî eserlerinden biri. Minarelerin ucu Osmanlı sanatının zirvesini sembolize ediyor. Nasıl bir sanat? Minarelerin ucu Osmanlı sanatının zirvesini sembolize ediyor.

Nasıl bir sanat?

Öyle bir sanat ki Osmanlı'nın heybetini, vakarını, ciddiyetini gösteriyor.Öyle bir sanat ki Osmanlı'nın heybetini, vakarını, ciddiyetini gösteriyor. Osmanlı mimarı Mimar Koca Sinan hazretleri kocaman cami yapmış;Osmanlı mimarı Mimar Koca Sinan hazretleri kocaman cami yapmış; arka tarafta bir sanduka sığacak kadar, küçücük türbesi var. Neden? Mütevazı, mütevazı insan! arka tarafta bir sanduka sığacak kadar, küçücük türbesi var.

Neden?

Mütevazı, mütevazı insan!

Bu koca cami güzelliği nerede? Bu koca cami güzelliği nerede?

Nakşında değil, mimarisindeki asalette! Estetiğinde, estetiğindeki ciddiyette!Nakşında değil, mimarisindeki asalette! Estetiğinde, estetiğindeki ciddiyette! Süs de var ama vakara, heybete yakışan bir süs var! Süs de var ama vakara, heybete yakışan bir süs var!

Her şeyiyle cihanın tanıdığı, hayran olduğu, hayret ettiği Osmanlı'nın müstesna bir eser.Her şeyiyle cihanın tanıdığı, hayran olduğu, hayret ettiği Osmanlı'nın müstesna bir eser. Bu teknolojiyi küçümsemeyin!Bu teknolojiyi küçümsemeyin! 1500'lü yıllarda yapılmış olan bir caminin iki bin yıllarına gelirken -beş yüz sene geçmiş-1500'lü yıllarda yapılmış olan bir caminin iki bin yıllarına gelirken -beş yüz sene geçmiş- bir yerinde bir çatlaklık yok, çinilerinde bir çatlama, dökülme yok, kubbesinde bir dağılma yok! bir yerinde bir çatlaklık yok, çinilerinde bir çatlama, dökülme yok, kubbesinde bir dağılma yok!

Ayasofya Camii'nin dört tarafına İslâm'ın minareleri çakılmasaydı o kubbe darmadağın dağılırdı! Ayasofya Camii'nin dört tarafına İslâm'ın minareleri çakılmasaydı o kubbe darmadağın dağılırdı!

Neden? Kubbe basıncı etraftaki duvarları çatlatmaya başlamış bile zaten!Neden?

Kubbe basıncı etraftaki duvarları çatlatmaya başlamış bile zaten!
Hesap düzgün değil! Ama buranın mimarı Koca Sinan; Arap mimarisini görmüş,Hesap düzgün değil! Ama buranın mimarı Koca Sinan; Arap mimarisini görmüş, Selçuklu mimarisinin aşinası, Balkan mimarisine vâkıf!Selçuklu mimarisinin aşinası, Balkan mimarisine vâkıf! Ömrü cami, çeşme, köprü, medrese yaptırmakla geçmiş, taş yontmakla, eser bırakmakla geçmiş. Ömrü cami, çeşme, köprü, medrese yaptırmakla geçmiş, taş yontmakla, eser bırakmakla geçmiş.

Osmanlı'nın her şeyi muhteşem! Osmanlı'nın o zaman yaptırdığı mihraptaki çinilerinOsmanlı'nın her şeyi muhteşem! Osmanlı'nın o zaman yaptırdığı mihraptaki çinilerin kırmızı rengini yirminci yüzyılda hâlâ bulamıyorlar. Bu çiniler meşhurdur, antikadır.kırmızı rengini yirminci yüzyılda hâlâ bulamıyorlar. Bu çiniler meşhurdur, antikadır. Bu çinilerin kırmızı rengi dünyanın hiçbir yerinde yoktur, daha çiniciler bulamamıştır. Bu çinilerin kırmızı rengi dünyanın hiçbir yerinde yoktur, daha çiniciler bulamamıştır.

Böyle bir abidenin içindeyiz! Camiler Allah'ın evleridir. Camileri mü'minler ihyâ eder.Böyle bir abidenin içindeyiz!

Camiler Allah'ın evleridir. Camileri mü'minler ihyâ eder.
Camilerin binası, ihyâsı cemaatle olur.Camilerin binası, ihyâsı cemaatle olur. Cemaat varsa cami memnun, cemaat yoksa cami mahzundur.Cemaat varsa cami memnun, cemaat yoksa cami mahzundur. Onun için dedik ki; "Şevketli hünkârın, Osmanlılar'ın en muhteşem abidesi olanOnun için dedik ki; "Şevketli hünkârın, Osmanlılar'ın en muhteşem abidesi olan bu muhteşem mabedi [Süleymaniye Camii] cemaatle dolsun, bayramı orada yapalım!" bu muhteşem mabedi [Süleymaniye Camii] cemaatle dolsun, bayramı orada yapalım!"

Osmanlı ecdadımızın vakarını, asaletini, heybetini, hizmetini, izzetini,Osmanlı ecdadımızın vakarını, asaletini, heybetini, hizmetini, izzetini, din-i mübîne sadakatini görelim, yaşayalım, teneffüs edelim diye buradayız. din-i mübîne sadakatini görelim, yaşayalım, teneffüs edelim diye buradayız.

Allah cümle hayrât u hasenât sahiplerinden, onlardan, sizlerden ve geçmişlerinizden razı olsun. Allah cümle hayrât u hasenât sahiplerinden, onlardan, sizlerden ve geçmişlerinizden razı olsun.

Süleymaniye bizim ecdâd yadigârı gözümüzün bebeği nadide bir kültür eserimizSüleymaniye bizim ecdâd yadigârı gözümüzün bebeği nadide bir kültür eserimiz ama Süleymaniye bizim için bir de [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'ın metfeninin ama Süleymaniye bizim için bir de [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'ın metfeninin ve merkadinin olduğu yer olması dolayısıyla bizim camimiz! Kimin camisi? Bizim camimiz! Neden? ve merkadinin olduğu yer olması dolayısıyla bizim camimiz!

Kimin camisi?

Bizim camimiz!

Neden?

[Mehmed Zahid Kotku] Hocamız orada.[Mehmed Zahid Kotku] Hocamız orada. Hocamız Mehmed Zâhid-i Bursevî rahmetullahi aleyh hazretleri, onun hocaları Hocamız Mehmed Zâhid-i Bursevî rahmetullahi aleyh hazretleri, onun hocaları Gümüşhaneli Ahmed Ziyâüddin Efendi hazretleri ve hulefâsı, nice evliyâullah, nice ârifler,Gümüşhaneli Ahmed Ziyâüddin Efendi hazretleri ve hulefâsı, nice evliyâullah, nice ârifler, nice fâzıllar, kâmiller burada! nice fâzıllar, kâmiller burada! Onun için Süleymaniye bizim özellikle katmerli camimiz, özellikle camimiz. Onun için Süleymaniye bizim özellikle katmerli camimiz, özellikle camimiz.

İnşaallah temenni ediyorum ki -her ay mı olur, her pazar mı, her bayram mı olur-İnşaallah temenni ediyorum ki -her ay mı olur, her pazar mı, her bayram mı olur- bu camide toplanmayı itiyat edelim. Cami cemaatle memnun olduğuna göre;bu camide toplanmayı itiyat edelim. Cami cemaatle memnun olduğuna göre; biz camiden memnunuz, cami de bizden memnun olsun. Allah da bizden hoşnut ve razı olsun.biz camiden memnunuz, cami de bizden memnun olsun. Allah da bizden hoşnut ve razı olsun. Allah hepimize rızasına uygun işleri yapmayı nasip eylesin. Allah hepimize rızasına uygun işleri yapmayı nasip eylesin.

Gümüşhaneli Ahmed Ziyaüddin Hocamız meşâyih-i Nakşiyye-i Hâlidiyye'nin meşhurlarından.Gümüşhaneli Ahmed Ziyaüddin Hocamız meşâyih-i Nakşiyye-i Hâlidiyye'nin meşhurlarından. Hâlid-i Bağdâdî Efendimiz'in halifelerinden birisinin hususi olarak gelip irşat ettiği müstesna bir sima.Hâlid-i Bağdâdî Efendimiz'in halifelerinden birisinin hususi olarak gelip irşat ettiği müstesna bir sima. Genç yaşındayken Gümüşhane'de içine ilim ve irfan aşkı düşmüş, İstanbul'a gelmiş.Genç yaşındayken Gümüşhane'de içine ilim ve irfan aşkı düşmüş, İstanbul'a gelmiş. İlme sımsıkı sarılmış, irfan yoluna girmiş. Babasına mektup yazmış: İlme sımsıkı sarılmış, irfan yoluna girmiş. Babasına mektup yazmış:

"Babacığım! Beni affet, beni mâzur gör; ilim aşkı ticarete galebe çaldı."Babacığım! Beni affet, beni mâzur gör; ilim aşkı ticarete galebe çaldı. Ben gelsem senin yanında dükkânında çalışsam tabii elbet sen ondan memnun olursunBen gelsem senin yanında dükkânında çalışsam tabii elbet sen ondan memnun olursun ama müsaade buyur, ben burada ilim ve irfanla meşgul olayım." diye [İstanbul'a] gelmiş olanama müsaade buyur, ben burada ilim ve irfanla meşgul olayım." diye [İstanbul'a] gelmiş olan büyük muhaddis, büyük hadis alimlerinden Gümüşhaneli Efendimiz. Rüya görmüş: büyük muhaddis, büyük hadis alimlerinden Gümüşhaneli Efendimiz.

Rüya görmüş:

Her taraf alevler içinde, bir caminin içinde yangın!Her taraf alevler içinde, bir caminin içinde yangın! Yukarıdan sarkıtılan bir ipe sarılıyor, tırmanıyor, kurtuluyor. Yukarıdan sarkıtılan bir ipe sarılıyor, tırmanıyor, kurtuluyor.

Gümüşhaneli bir genç, delikanlı olarak İstanbul'a gelmiş. Daha İstanbul'u ilk defa görüyor.Gümüşhaneli bir genç, delikanlı olarak İstanbul'a gelmiş. Daha İstanbul'u ilk defa görüyor. O rüyayı evvelce görmüş ama Süleymaniye Camii'ne gelince O rüyayı evvelce görmüş ama Süleymaniye Camii'ne gelince bu caminin rüyasında kendisine gösterilen cami olduğunu anlamış. bu caminin rüyasında kendisine gösterilen cami olduğunu anlamış. İşte rüyada gördüğüm cami bu, diye ilme irfana sarılmış. İşte rüyada gördüğüm cami bu, diye ilme irfana sarılmış.

Tarikat ehli ama tarikatın yolu da şeriattır.Tarikat ehli ama tarikatın yolu da şeriattır. Şeriatın cadde-i kübrâsı içinde tarikat ince bir yoldur.Şeriatın cadde-i kübrâsı içinde tarikat ince bir yoldur. Onun için tarikatımızın, tasavvufumuzun nasıl olması gerektiğini, hareketi de gösteriyor.Onun için tarikatımızın, tasavvufumuzun nasıl olması gerektiğini, hareketi de gösteriyor. Arkasında hadis kitabı bırakmış: "Bunları, bu hadîs-i şerîfleri okuyup okuyupArkasında hadis kitabı bırakmış:

"Bunları, bu hadîs-i şerîfleri okuyup okuyup
devredersiniz temenni ederim ki inşaallah kısa zamanda bir muhakkık alim olursunuz!" diyedevredersiniz temenni ederim ki inşaallah kısa zamanda bir muhakkık alim olursunuz!" diye bize hadîs-i şerîfleri okumayı tavsiye eylemiş. Allah bizi Resûlullah'ın yolundan ayırmasın!bize hadîs-i şerîfleri okumayı tavsiye eylemiş.

Allah bizi Resûlullah'ın yolundan ayırmasın!
Çünkü başka yollar çıkmaz, başka yollar hakka götürmez.Çünkü başka yollar çıkmaz, başka yollar hakka götürmez. Bid'at dalalettir, dalalet ve sahibi cehenneme gider.Bid'at dalalettir, dalalet ve sahibi cehenneme gider. Onun için yol, sünnet-i seniyye yoludur. Allahu Teâlâ hazretleri bizi o yolda dâim eylesin. Onun için yol, sünnet-i seniyye yoludur. Allahu Teâlâ hazretleri bizi o yolda dâim eylesin.

Bursalı [Mehmed] Tahir Bey diye Bursa mebusluğu da yapmış bir ârif zât var.Bursalı [Mehmed] Tahir Bey diye Bursa mebusluğu da yapmış bir ârif zât var. Bizim çağımızın insanı, nesiller Osmanlı müelliflerinden hiç olmazsa bir demet tanısın diyeBizim çağımızın insanı, nesiller Osmanlı müelliflerinden hiç olmazsa bir demet tanısın diye Osmanlı Müellifleri isimli üç ciltlik bir eser yazmış.Osmanlı Müellifleri isimli üç ciltlik bir eser yazmış. Osmanlı alimlerini, meşâyih-i kirâmını, tabiplerini, şairlerini, hakîmlerini anlatmış. Osmanlı alimlerini, meşâyih-i kirâmını, tabiplerini, şairlerini, hakîmlerini anlatmış.

Orada önsözünde maksadını ifade ederken bir söz kaydedilmiş, diyor ki; Orada önsözünde maksadını ifade ederken bir söz kaydedilmiş, diyor ki;

"Kadir bilen milletlerin arasından kadri bilinen insanlar zuhur eder." "Kadir bilen milletlerin arasından kadri bilinen insanlar zuhur eder."

Kadir bilen milletlerin arasından kadri bilinecek büyük insanlar çıkar! Kadir bilen milletlerin arasından kadri bilinecek büyük insanlar çıkar!

Onun için kültürümüzü, mâzîmizi, tarihimizi, ecdâdımızı, dinimizi, imanımızı,Onun için kültürümüzü, mâzîmizi, tarihimizi, ecdâdımızı, dinimizi, imanımızı, irfanımızı tanımayı en mühim iş, en temel çalışma olarak görüyoruz. İşin aslı da budur. irfanımızı tanımayı en mühim iş, en temel çalışma olarak görüyoruz. İşin aslı da budur. Kültürel müesseseler bir cemiyetin ruhudur. Bir binanın sağlam temelidir. Kültürel müesseseler bir cemiyetin ruhudur. Bir binanın sağlam temelidir.

Süleymaniye Camii yapılırken temellerinin Haliç seviyesine kadar kazıldığı söylenilir.Süleymaniye Camii yapılırken temellerinin Haliç seviyesine kadar kazıldığı söylenilir. Temel sağlam olmasaydı duvarlar çatlardı, kubbe çökerdi, direkler devrilirdi, kırılırdı.Temel sağlam olmasaydı duvarlar çatlardı, kubbe çökerdi, direkler devrilirdi, kırılırdı. Temelin sağlam olması lazım.Temelin sağlam olması lazım. Sağlam temel de bir milletin ecdâdından kendisine miras olmuş, yadigâr gelmiş olan kültürü olmuş oluyor. Sağlam temel de bir milletin ecdâdından kendisine miras olmuş, yadigâr gelmiş olan kültürü olmuş oluyor.

Ama bizim kültürümüz İslâm! Bizim mâzîmizin her noktasında;Ama bizim kültürümüz İslâm! Bizim mâzîmizin her noktasında; cemiyetimizin, cemaatimizin, beldelerimizin her köşesinde İslâm var.cemiyetimizin, cemaatimizin, beldelerimizin her köşesinde İslâm var. Sanatımız İslâm, yazımız İslâm, Kur'an! Besmeleyle dükkânımız açılır, ticaretimiz İslâmî;Sanatımız İslâm, yazımız İslâm, Kur'an! Besmeleyle dükkânımız açılır, ticaretimiz İslâmî; mekteplerimiz beslemeyle açılır, sarıklı sıbyan mekteplerinde hocaefendiler elif be ile besmeleyle [başlar]. mekteplerimiz beslemeyle açılır, sarıklı sıbyan mekteplerinde hocaefendiler elif be ile besmeleyle [başlar].

Rabbi yessir ve lâ tuassir Rabbi temmim bi'l-hayr dualarıyla, âminlerle tahsilimiz başlar;Rabbi yessir ve lâ tuassir Rabbi temmim bi'l-hayr dualarıyla, âminlerle tahsilimiz başlar; tahsilimiz İslâm. Düğünlerimiz camide başlar, nikâhlarımız camide kıyılır; ailelerimiz İslâm!tahsilimiz İslâm. Düğünlerimiz camide başlar, nikâhlarımız camide kıyılır; ailelerimiz İslâm! Kitaplarımız besmeleyle, hamdeleyle, salveleyle başlar; irfanımız İslâm… Her şeyimiz İslâm! Kitaplarımız besmeleyle, hamdeleyle, salveleyle başlar; irfanımız İslâm… Her şeyimiz İslâm!

Onun için bizim kendi mâzîmize, kendi kültürümüze sarılmamız;Onun için bizim kendi mâzîmize, kendi kültürümüze sarılmamız; İslâm'ı sağlam temellere dayandırarak yeniden asrın nazarına, İslâm'ı sağlam temellere dayandırarak yeniden asrın nazarına, muasırlarımızın nazarlarına takdim etmek için en sağlam temel.muasırlarımızın nazarlarına takdim etmek için en sağlam temel. Onun için İLKSAV diye vakıf kurduk: İlim Kültür Sanat Vakfı. İlim kuvvettir, kudrettir! Onun için İLKSAV diye vakıf kurduk: İlim Kültür Sanat Vakfı.

İlim kuvvettir, kudrettir!

Bakın Karabağ'da harp oluyor.Bakın Karabağ'da harp oluyor. Bizim Azeri kardeşlerimiz cesur insanlardır, şehadetin ne olduğunu bilirler,Bizim Azeri kardeşlerimiz cesur insanlardır, şehadetin ne olduğunu bilirler, belki bizden daha iyi bilirler ama ellerinde sadece bir tüfek var. belki bizden daha iyi bilirler ama ellerinde sadece bir tüfek var. Karşı tarafın elinde tanklar var, füzeler var. Düşmanı görmüyorlar bile ki bilek güreşi yapsınlar!Karşı tarafın elinde tanklar var, füzeler var. Düşmanı görmüyorlar bile ki bilek güreşi yapsınlar! Nerede o eski devirlerdeki kılıç kılıca savaşlar?!.. Köroğlu'nun; Nerede o eski devirlerdeki kılıç kılıca savaşlar?!.. Köroğlu'nun;

"Delik demir çıktı, mertlik bozuldu!" dediği gibi düşman karşıda yok ki!"Delik demir çıktı, mertlik bozuldu!" dediği gibi düşman karşıda yok ki! Bir füze geliyor; koca bina ateşler içinde kalıyor, çocuklar yerlere saçılıyor,Bir füze geliyor; koca bina ateşler içinde kalıyor, çocuklar yerlere saçılıyor, kanlar yerleri al kana boyuyor. Ortada düşman yok! Neden? kanlar yerleri al kana boyuyor. Ortada düşman yok!

Neden?

İlim ve teknik kuvvet olduğu için bizim kardeşlerimizi uzaktan uzağa telef ediyorlar. İlim ve teknik kuvvet olduğu için bizim kardeşlerimizi uzaktan uzağa telef ediyorlar.

Demek ki ilim İslâm için en önemli desteklerden birisi.Demek ki ilim İslâm için en önemli desteklerden birisi. Onun için Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri; Ve eiddû lehüm mesteta'tüm min kuvvetin. Onun için Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri;

Ve eiddû lehüm mesteta'tüm min kuvvetin.

buyurmuş. İlmin ve tekniğin bütün icaplarına riayet etmemiz lazım.buyurmuş. İlmin ve tekniğin bütün icaplarına riayet etmemiz lazım. Şu mabette, [Süleymaniye Camii'nde] 16. yüzyılın bütün tekniği kullanılmıştır Şu mabette, [Süleymaniye Camii'nde] 16. yüzyılın bütün tekniği kullanılmıştır ve çok sağlam bir şekilde kullanılmıştır.ve çok sağlam bir şekilde kullanılmıştır. Şu mabedi sanırım ki bu devrin insanları yapmak isteseler ortada misal olduğu hâlde Şu mabedi sanırım ki bu devrin insanları yapmak isteseler ortada misal olduğu hâlde kolay kolay yapamazlar. Bunun tekniği sıradan bir teknik değildir.kolay kolay yapamazlar. Bunun tekniği sıradan bir teknik değildir. Denene denene süzgeçten geçmiş Osmanlı tekniğidir! Denene denene süzgeçten geçmiş Osmanlı tekniğidir!

Onun için ilim vazgeçilmez metaımızdır!Onun için ilim vazgeçilmez metaımızdır! İlim, medeniyetin mahsulü olduğundan Çin'de bile olsa alınır.İlim, medeniyetin mahsulü olduğundan Çin'de bile olsa alınır. İlmin yeri yurdu yoktur, yâdı yabancısı yoktur; ilim nerede olsa alınır. İlmi alacağız.İlmin yeri yurdu yoktur, yâdı yabancısı yoktur; ilim nerede olsa alınır. İlmi alacağız. Amerika'ya gideceğiz, Japonya'ya gideceğiz, Almanya'ya, daha başka diyarlara gideceğiz;Amerika'ya gideceğiz, Japonya'ya gideceğiz, Almanya'ya, daha başka diyarlara gideceğiz; ilmi öğreneceğiz. "Kültür" kelimesi bizim kendi kelimemiz değil.ilmi öğreneceğiz.

"Kültür" kelimesi bizim kendi kelimemiz değil.
Bizim, "kültür" kelimesi yerine "irfan" dememiz gerekir. Bir insanın irfanı.Bizim, "kültür" kelimesi yerine "irfan" dememiz gerekir. Bir insanın irfanı. Bir insanın eûzü besmele çekip ailesinden gördüğü ilk terbiyeden,Bir insanın eûzü besmele çekip ailesinden gördüğü ilk terbiyeden, ulaştığı yaşa kadar elde ettiği bütün edep, erkân, ahlâk, bilgi, birikim, örf, âdet, töre;ulaştığı yaşa kadar elde ettiği bütün edep, erkân, ahlâk, bilgi, birikim, örf, âdet, töre; bunların hepsi kültürümüz, kültür. Kültür, bizim kendi malımızdır. bunların hepsi kültürümüz, kültür. Kültür, bizim kendi malımızdır.

Avrupalılar bizim ilme olan ihtiyacımızı bildikleri için Tanzimat yapılmış,Avrupalılar bizim ilme olan ihtiyacımızı bildikleri için Tanzimat yapılmış, daha başka padişahlar çalışmalar, yapmışlar.daha başka padişahlar çalışmalar, yapmışlar. Abdülaziz; "Ben bu ülkeyi bir sanayi ülkesi yapacağım!" diye azmetmiş,Abdülaziz; "Ben bu ülkeyi bir sanayi ülkesi yapacağım!" diye azmetmiş, şu kadar fabrika kurmuşlar. İlmi istemişiz. şu kadar fabrika kurmuşlar. İlmi istemişiz.

Avrupalılar, Batılılar, hristiyanlar bir kurnazlık yapmışlar; ilmi vermemişler, kültürü aşılamışlar! Avrupalılar, Batılılar, hristiyanlar bir kurnazlık yapmışlar; ilmi vermemişler, kültürü aşılamışlar!

Hâlbuki yanlış! İlim başka, ben onu istemiyorum, ötesini istiyorum.Hâlbuki yanlış! İlim başka, ben onu istemiyorum, ötesini istiyorum. Onu ver bana, ben ilmi istiyorum.Onu ver bana, ben ilmi istiyorum. Fabrikayı kendim yapayım, uçağı, tankı kendim yapayım, teknolojiyi kendim geliştireyim… Fabrikayı kendim yapayım, uçağı, tankı kendim yapayım, teknolojiyi kendim geliştireyim…

İlmi vermemiş ama İngilizce'yi öğretmek selamlaşmadan başlıyor: İlmi vermemiş ama İngilizce'yi öğretmek selamlaşmadan başlıyor:

How are you? Thank you vs. Neden kültür veriyor? Kandırıyor!How are you? Thank you vs.

Neden kültür veriyor?

Kandırıyor!
Senin istediğini vermiyor, kendisinin faydasına olan kendisinin istediği şeyi veriyor. Senin istediğini vermiyor, kendisinin faydasına olan kendisinin istediği şeyi veriyor.

Onun için kendi öz benliğimizi bulalım diye, şahsiyetimizi bulalım, heyecanımızı kazanalım,Onun için kendi öz benliğimizi bulalım diye, şahsiyetimizi bulalım, heyecanımızı kazanalım, ruh kuvvetini elde edelim, ruhî hastalıklardan, aşağılık kompleksinden, taklitçilikten,ruh kuvvetini elde edelim, ruhî hastalıklardan, aşağılık kompleksinden, taklitçilikten, imansızlıktan, izansızlıktan, gafletten kurtulunsun diye ilim diyoruz, kültür diyoruz.imansızlıktan, izansızlıktan, gafletten kurtulunsun diye ilim diyoruz, kültür diyoruz. Ama zaten ilmin ve irfanın sonucu olan bir de zevk var, sanat var.Ama zaten ilmin ve irfanın sonucu olan bir de zevk var, sanat var. Batılılar buna estetik diyorlar. Onsuz da olmuyor. Batılılar buna estetik diyorlar. Onsuz da olmuyor.

[Süleymaniye Camii] bir cami ama camlarının güzelliğine bakın![Süleymaniye Camii] bir cami ama camlarının güzelliğine bakın! Camları, vitrayları ne kadar güzel!.. Çinileri ne kadar güzel, kubbesi, kandilleri ne kadar güzel!..Camları, vitrayları ne kadar güzel!.. Çinileri ne kadar güzel, kubbesi, kandilleri ne kadar güzel!.. Duvarların içine Koca Mimar [Sinan] küpler saklamış da onun için sesimiz size gümbür gümbür geliyor.Duvarların içine Koca Mimar [Sinan] küpler saklamış da onun için sesimiz size gümbür gümbür geliyor. Bu kandillerin hepsinin içinden isli isli yağ yandığı hâlde yukarıda is pas yoktur,Bu kandillerin hepsinin içinden isli isli yağ yandığı hâlde yukarıda is pas yoktur, çünkü hava akımı hesaplanmıştır. Her sene evimizi badana ederiz.çünkü hava akımı hesaplanmıştır. Her sene evimizi badana ederiz. Kış çıktıktan sonra burada öyle bir islenme durumu hiç olmamıştır.Kış çıktıktan sonra burada öyle bir islenme durumu hiç olmamıştır. Çünkü burada hem ilim vardır hem irfan hem sanat vardır.Çünkü burada hem ilim vardır hem irfan hem sanat vardır. Allahu Teâlâ hazretleri bizi ilimli irfanlı, sevdiği, razı olduğu kullarından,Allahu Teâlâ hazretleri bizi ilimli irfanlı, sevdiği, razı olduğu kullarından, ârif, edîb, zarif kullarından eylesin. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyorlar ki; ârif, edîb, zarif kullarından eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyorlar ki;

"İbadetlerin makbulü, Allah tarafından sevimlisi,"İbadetlerin makbulü, Allah tarafından sevimlisi, kabul edileni, beğenileni az bile olsa devamlı olanıdır." kabul edileni, beğenileni az bile olsa devamlı olanıdır."

Bizim Müslümanlığımız da bir mekâna, bir zamana, bir aya münhasır olamaz!Bizim Müslümanlığımız da bir mekâna, bir zamana, bir aya münhasır olamaz! Ramazan'da müslüman, Ramazan'dan sonra Müslümanlığı bırakıyor.Ramazan'da müslüman, Ramazan'dan sonra Müslümanlığı bırakıyor. Hacda müslüman, umrede müslüman; umreden geldikten sonra Müslümanlığı bırakıyor.Hacda müslüman, umrede müslüman; umreden geldikten sonra Müslümanlığı bırakıyor. Camide müslüman, eve gittiği zaman evde hava İslâmî değil… Böyle olmaz! Nasıl olmamız lazım? Camide müslüman, eve gittiği zaman evde hava İslâmî değil… Böyle olmaz!

Nasıl olmamız lazım?

Biz tevhid ehliyiz; bizim her şeyimiz yektir, birdir! Hakperestim arz-ı ihlâs ettiğim dergâh bir Biz tevhid ehliyiz; bizim her şeyimiz yektir, birdir!

Hakperestim arz-ı ihlâs ettiğim dergâh bir

Bir nefes tevhîdden ayrılmadım Allah bir Bizim her şeyimiz bir olacak, ayrılık gayrılık olmayacak! Bir nefes tevhîdden ayrılmadım Allah bir

Bizim her şeyimiz bir olacak, ayrılık gayrılık olmayacak!

Nasıl olacak? Ramazan'daki Müslümanlığımızı Ramazan'dan sonraki MüslümanlığımızlaNasıl olacak?

Ramazan'daki Müslümanlığımızı Ramazan'dan sonraki Müslümanlığımızla
yan yana koysak renk farkı olmayacak. O Müslümanlık Ramazan'dan sonra devam etmeli.yan yana koysak renk farkı olmayacak. O Müslümanlık Ramazan'dan sonra devam etmeli. Belki Ramazan'dan sonra daha kuvvetli müslüman olmalıyız. Neden? Belki Ramazan'dan sonra daha kuvvetli müslüman olmalıyız.

Neden?

Efendimiz bize öyle bir dinamizim, canlılık, cevvaliyet, öyle bir faaliyet gösteriyor ki; Efendimiz bize öyle bir dinamizim, canlılık, cevvaliyet, öyle bir faaliyet gösteriyor ki;

Men istevâ yevmâhû fe hüve mağbûnün. "İki günü eşit olan ziyandadır." buyuruyor. Men istevâ yevmâhû fe hüve mağbûnün. "İki günü eşit olan ziyandadır." buyuruyor.

Benim Ramazan'ım Şevval'imle eşit bile olmayacak! Eşitse ben ziyandayım! Nasıl olacak? Benim Ramazan'ım Şevval'imle eşit bile olmayacak! Eşitse ben ziyandayım!

Nasıl olacak?

et-Terakkî ile'l-ulâ. et-Terakkî ile'l-ulâ.

Müslüman, daima yüceliklere doğru devamlı bir yükselme hâlinde olacak.Müslüman, daima yüceliklere doğru devamlı bir yükselme hâlinde olacak. İlminde, irfanında, âdabında, hayrâtında hasenâtında iki günü eşit olmayacak. İlminde, irfanında, âdabında, hayrâtında hasenâtında iki günü eşit olmayacak. İkinci gün, daha sonraki gün, birinciden daha güzel olacak! İkinci gün, daha sonraki gün, birinciden daha güzel olacak!

Onun için Ramazan'dan sonra Ramazan'ın içindeki hoş hâlimizi, takvâmızı, ibadet sevgimizi,Onun için Ramazan'dan sonra Ramazan'ın içindeki hoş hâlimizi, takvâmızı, ibadet sevgimizi, Kur'ân-ı Kerîm sevgisini, hayır hasenât aşkını, nefisle mücadele şevkini bırakırsak olmaz.Kur'ân-ı Kerîm sevgisini, hayır hasenât aşkını, nefisle mücadele şevkini bırakırsak olmaz. Daha kuvvetli olması lazım. Koca padişah, haşmetli, şevketli Kânûnî Sultan Süleyman Han;Daha kuvvetli olması lazım.

Koca padişah, haşmetli, şevketli Kânûnî Sultan Süleyman Han;
hem şairdir hem kılıç erbabıdır, silahşördür, sâhibü's-seyfi ve'l-kalem!hem şairdir hem kılıç erbabıdır, silahşördür, sâhibü's-seyfi ve'l-kalem! Bir elinde kılıç bir elinde kalem! Kılıç, kahramanlığı sembolize eder; kalem, irfanı sembolize eder. Bir elinde kılıç bir elinde kalem! Kılıç, kahramanlığı sembolize eder; kalem, irfanı sembolize eder.

Mâliki rikâbi'l-ümem şâh-ı türkü ve'l-arabî ve'l-acem sâhibü's-seyfi ve'l-kalem. Mâliki rikâbi'l-ümem şâh-ı türkü ve'l-arabî ve'l-acem sâhibü's-seyfi ve'l-kalem.

Bu caminin imamı nasıl olacak? Ergün Göze kardeşimiz yazmış.Bu caminin imamı nasıl olacak?

Ergün Göze kardeşimiz yazmış.
Ben Avrupa'daydım, arkadaşlar anlattılar, çok güzel: Ben Avrupa'daydım, arkadaşlar anlattılar, çok güzel:

Kânûnî Süleyman, Süleymaniye Camii'ne tayin olacak imam nasıl olsun istemiş? Kânûnî Süleyman, Süleymaniye Camii'ne tayin olacak imam nasıl olsun istemiş?

"Çok güzel silah kullansın. Boylu poslu, yakışıklı olsun. Edebiyatı kuvvetli olsun."Çok güzel silah kullansın. Boylu poslu, yakışıklı olsun. Edebiyatı kuvvetli olsun. Hitabeti çok latif olsun. Sesi gayet güzel olsun. Güzel ata binsin. Kur'ân-ı Kerîm'i güzel bilsin.Hitabeti çok latif olsun. Sesi gayet güzel olsun. Güzel ata binsin. Kur'ân-ı Kerîm'i güzel bilsin. İlmi irfanı yerinde olsun…" İlmi irfanı yerinde olsun…" Şartları sayılmış.Şartları sayılmış. "Hatta hatta burada imam olacak zât-ı muhteremin hanımı bile güzel bir hanım olsun!" diye şart koşmuş. "Hatta hatta burada imam olacak zât-ı muhteremin hanımı bile güzel bir hanım olsun!" diye şart koşmuş.

Onu neden koştuğunu erbabı bilir. Müslüman namus timsalidir.Onu neden koştuğunu erbabı bilir.

Müslüman namus timsalidir.
Müslüman aile reisidir.Müslüman aile reisidir. Müslümanın gözü kapısından dışarı çıktıktan sonra -bizim irfan yolumuza prensip olarak girmiştir.-Müslümanın gözü kapısından dışarı çıktıktan sonra -bizim irfan yolumuza prensip olarak girmiştir.- Nazar ber kadem. pabucunun ucunda olacak, etrafa bakmayacak. Nazar ber kadem. pabucunun ucunda olacak, etrafa bakmayacak.

Neden? Göz günah kapısıdır. Birinci bakış normaldir, ikinci baktırtan şeytandır.Neden?

Göz günah kapısıdır. Birinci bakış normaldir, ikinci baktırtan şeytandır.
İkinci defa baktırtan, dönüp baktırtan şeytandır. Kışkırtıyor, yine bak da arkasından fitne çıkacak. İkinci defa baktırtan, dönüp baktırtan şeytandır. Kışkırtıyor, yine bak da arkasından fitne çıkacak.

en-Nazaru sehmün min sihâmi iblîse mesmûmetün.en-Nazaru sehmün min sihâmi iblîse mesmûmetün. "Bir baktı mı bakış şeytanın zehirli oklarından bir oktur; gittiği yere saplandı mı zehirler." "Bir baktı mı bakış şeytanın zehirli oklarından bir oktur; gittiği yere saplandı mı zehirler."

Onun için gözü yerde olacak, gönlü ailesinde olacak! Hele bir dinleyin!Onun için gözü yerde olacak, gönlü ailesinde olacak!

Hele bir dinleyin!
Eski zaman insanlarının aile, zevc ve zevcenin, hanımın efendisine,Eski zaman insanlarının aile, zevc ve zevcenin, hanımın efendisine, efendinin hanımına hitabını hele bir dinleyin. Hele bir okuyun! efendinin hanımına hitabını hele bir dinleyin. Hele bir okuyun!

Mübarek İbrahim Hakkı-i Erzurumî hazretleri İstanbul'a teşrif eylemiş.Mübarek İbrahim Hakkı-i Erzurumî hazretleri İstanbul'a teşrif eylemiş. Erzurum'dan geze geze gelmiş. Erzurum'dan geze geze gelmiş. İstanbul'dan Erzurum'a mübarek zevcesine bir mektup yazıyor. Okumak lazım.İstanbul'dan Erzurum'a mübarek zevcesine bir mektup yazıyor. Okumak lazım. Ne güzel ifadeler kullanıyor, nasıl bir sadakatle bağlı, nasıl bir hürmet duyuyor?!.. Ne güzel ifadeler kullanıyor, nasıl bir sadakatle bağlı, nasıl bir hürmet duyuyor?!..

Osmanlı'nın hanımı hanımefendidir, efendisi de beyefendidir.Osmanlı'nın hanımı hanımefendidir, efendisi de beyefendidir. Hanımı; beyefendisine hizmeti, cenneti kazanmanın bir sebebi bilir.Hanımı; beyefendisine hizmeti, cenneti kazanmanın bir sebebi bilir. Beyi; hanımefendiyi korumayı, çocukları himaye etmeyi, onlara izzet ve ikram etmeyiBeyi; hanımefendiyi korumayı, çocukları himaye etmeyi, onlara izzet ve ikram etmeyi cenneti kazanmanın bir vesilesi bilir. Osmanlı kültürü bu!cenneti kazanmanın bir vesilesi bilir. Osmanlı kültürü bu! Onun için mübarek cennetmekân padişah onu da koymuş. Onun için mübarek cennetmekân padişah onu da koymuş.

Muhterem kardeşlerim! Bizim bir eksiğimiz var: Biz gençlerimize "Müslüman olun!" diyoruzMuhterem kardeşlerim!

Bizim bir eksiğimiz var: Biz gençlerimize "Müslüman olun!" diyoruz
ama model göstermiyoruz. Model göstermediğimiz için çocuk bıyığınıama model göstermiyoruz. Model göstermediğimiz için çocuk bıyığını ya Clark Gable'ın veya Douglas Fairbanks'ın veyahut Mao'nunya Clark Gable'ın veya Douglas Fairbanks'ın veyahut Mao'nun veya bilmem kimin bıyığına benzetiyor. veya bilmem kimin bıyığına benzetiyor. Sarkık bıyık, kalkan bıyık, kaytan bıyık, ince bıyık, kalın bıyık… Başka modeller. Sarkık bıyık, kalkan bıyık, kaytan bıyık, ince bıyık, kalın bıyık… Başka modeller. Başka modelleri kendisine [esas alıyor]; James Bond'u esas alıyor, başka isimleri esas alıyor. Başka modelleri kendisine [esas alıyor]; James Bond'u esas alıyor, başka isimleri esas alıyor.

Biz ecdadımızı, mübarek büyüklerimizi önümüze numune olarak koymalıyız. Biz ecdadımızı, mübarek büyüklerimizi önümüze numune olarak koymalıyız.

"Salih insanların anıldığı yere Allah'ın rahmeti iner!" "Salih insanların anıldığı yere Allah'ın rahmeti iner!"

Abdullah b. Mübârek hazretleri gençlerin bir modelidir. Gençler ona uysunlar. Abdullah b. Mübârek hazretleri gençlerin bir modelidir. Gençler ona uysunlar.

Abdullah b. Mübârek nasıl bir kimse? Abdullah b. Mübârek asrının bir numaralı alimi.Abdullah b. Mübârek nasıl bir kimse?

Abdullah b. Mübârek asrının bir numaralı alimi.
Şarkın alimi!Şarkın alimi! İslâm âleminin; üç kıtaya yayılmış İslâm âleminin, şarkın en alim şahsı Abdullah b. Mübârek! İslâm âleminin; üç kıtaya yayılmış İslâm âleminin, şarkın en alim şahsı Abdullah b. Mübârek!

Büyük mezhep imamlarından birisiyle görüşmüşler.Büyük mezhep imamlarından birisiyle görüşmüşler. Mezhep imamı bir soru soruyor; o da onun yanına kadar yanaşıyor, diz çöküyor, fıs fıs cevap veriyor. Mezhep imamı bir soru soruyor; o da onun yanına kadar yanaşıyor, diz çöküyor, fıs fıs cevap veriyor.

"Ey mezhep imamı!"Ey mezhep imamı! Bana bir soru sordun, ben senin bildiğin insanlardan değilim,Bana bir soru sordun, ben senin bildiğin insanlardan değilim, benim ilmim irfanım şöyle yücedir.benim ilmim irfanım şöyle yücedir. Ben şöyle bilgi küpüyüm, yüksek sesle bir konuşayım daBen şöyle bilgi küpüyüm, yüksek sesle bir konuşayım da herkes benim ne kadar alim olduğumu anlasın.herkes benim ne kadar alim olduğumu anlasın. Sen beni imtihan mı ediyorsun, gör bakalım benim bilgimin ne kadar yüksek olduğunu…" filan gibiSen beni imtihan mı ediyorsun, gör bakalım benim bilgimin ne kadar yüksek olduğunu…" filan gibi bir jestle çatır çatır konuşmuyor. Dizinin dibine sokuluyor, diz çöküyor.bir jestle çatır çatır konuşmuyor. Dizinin dibine sokuluyor, diz çöküyor. O mübarek öyle cevaplar vermiş ki mezhep imamı; O mübarek öyle cevaplar vermiş ki mezhep imamı;

"Böyle edepli insan görmedim, böyle bilgi deryası insan görmedim!" diyor. Edep var, ilim var! "Böyle edepli insan görmedim, böyle bilgi deryası insan görmedim!" diyor.

Edep var, ilim var!

Bizim Abdulhâlık-ı Gücdüvânî Efendimiz hazretleri ne buyuruyor? Bizim Abdulhâlık-ı Gücdüvânî Efendimiz hazretleri ne buyuruyor?

"Evladım, ilim öğreniyorsun ama ilmin yanında irfan da öğren, takvâyı da öğren." diyor. "Evladım, ilim öğreniyorsun ama ilmin yanında irfan da öğren, takvâyı da öğren." diyor.

Emin olun, bir üniversite hocası, bir emekli profesör olarak kesinlikle,Emin olun, bir üniversite hocası, bir emekli profesör olarak kesinlikle, yüzde yüz söylüyorum: Kuru ilim, kuru bilgi insana kemâlât kazandırmıyor.yüzde yüz söylüyorum: Kuru ilim, kuru bilgi insana kemâlât kazandırmıyor. Siz de çevrenizden görüyorsunuzdur, biliyorsunuzdur:Siz de çevrenizden görüyorsunuzdur, biliyorsunuzdur: Profesör unvanı, doktor unvanı, ordinaryüs unvanı insana kemâlât kazandırmaya yetmiyor. Profesör unvanı, doktor unvanı, ordinaryüs unvanı insana kemâlât kazandırmaya yetmiyor.

Neden? İlim bir kanattır. Kuş bir kanatla uçmaz. Öteki kanadı irfandır.Neden?

İlim bir kanattır. Kuş bir kanatla uçmaz. Öteki kanadı irfandır.
İlim de olacak edep de olacak.İlim de olacak edep de olacak. Onun için bize bilgi küpü, devrilmiş kütüphane, kitap faresi, çok bilgili, lafazan,Onun için bize bilgi küpü, devrilmiş kütüphane, kitap faresi, çok bilgili, lafazan, çenebaz insan lazım değil!çenebaz insan lazım değil! Bize Abdullah b. Mübârek gibi alim insan lazım, ama edepli insan lazım, mütevazı insan lazım. Bize Abdullah b. Mübârek gibi alim insan lazım, ama edepli insan lazım, mütevazı insan lazım.

Abdullah b. Mübârek hazretleri hacca gidecekmiş. Herkes geliyor: Abdullah b. Mübârek hazretleri hacca gidecekmiş. Herkes geliyor:

"Efendim, sizin kafilenize biz de katılalım, biz de sizinle beraber hacca gelelim, olur mu?.." "Efendim, sizin kafilenize biz de katılalım, biz de sizinle beraber hacca gelelim, olur mu?.."

Şakacı, latifeci adam. Demiş ki; "Olur ama paralarınızı, keselerinizi bana vereceksiniz.Şakacı, latifeci adam. Demiş ki;

"Olur ama paralarınızı, keselerinizi bana vereceksiniz.
Keseleri bana vereceksiniz, yol masrafını ben yapacağım, para bende bulunacak.Keseleri bana vereceksiniz, yol masrafını ben yapacağım, para bende bulunacak. İşin muhasebesi bende olacak." "Olur efendim. Canımız feda…" demişler.İşin muhasebesi bende olacak."

"Olur efendim. Canımız feda…" demişler.
Keseleri getirmişler, teslim etmişler.Keseleri getirmişler, teslim etmişler. Herkesin kesesinin üstüne yazmış: "Filancanın para kesesi, falancanın para kesesi..." Herkesin kesesinin üstüne yazmış: "Filancanın para kesesi, falancanın para kesesi..."

Bir büyük kasaya, büyük bir sandığa koymuşlar; kâfile yola çıkmış. Bir şehre gelmişler. Soruyor: Bir büyük kasaya, büyük bir sandığa koymuşlar; kâfile yola çıkmış.

Bir şehre gelmişler. Soruyor:

"İhtiyacınız nedir?" Hepsini alıyorlar. Bağdat'a gelmişler. İstekler, hediyeler alınıyor."İhtiyacınız nedir?"

Hepsini alıyorlar. Bağdat'a gelmişler. İstekler, hediyeler alınıyor.
Medine-i Münevvere'ye gelmişler, hediyeler alınıyor. Medine-i Münevvere'ye gelmişler, hediyeler alınıyor. Mekke-i Mükerreme'ye gelmişler, haccı yapmışlar, hediyeler alınıyor. Tekrar dönüşe geçmişler. Mekke-i Mükerreme'ye gelmişler, haccı yapmışlar, hediyeler alınıyor. Tekrar dönüşe geçmişler.

Herkes hac yaptığı için tabii memnun.Herkes hac yaptığı için tabii memnun. Zaten alim zât; irfan sofraları, güzel konuşmalar, sohbetler, gece seyahatleri, Zaten alim zât; irfan sofraları, güzel konuşmalar, sohbetler, gece seyahatleri, ay altında Kur'an okuyarak, ilahiler söyleyerek, kim bilir ne güzel bir yolculuk… Dönüyorlar.ay altında Kur'an okuyarak, ilahiler söyleyerek, kim bilir ne güzel bir yolculuk… Dönüyorlar. Horasanlı Abdullah b. Mürârek hazretleri, konağında bir ziyafet veriyor.Horasanlı Abdullah b. Mürârek hazretleri, konağında bir ziyafet veriyor. Bütün hacı arkadaşlarını ve başka tanıdıklarını çağırıyor.Bütün hacı arkadaşlarını ve başka tanıdıklarını çağırıyor. Çok nadide, güzel yemekler, tatlılar ikram ediyor.Çok nadide, güzel yemekler, tatlılar ikram ediyor. Herkes hayran kalıyor, bu diyarda bu yemekler kolay bulunmaz, çok pahalı ama o herkese ikram ediyor. Herkes hayran kalıyor, bu diyarda bu yemekler kolay bulunmaz, çok pahalı ama o herkese ikram ediyor.

Yemekler bittikten sonra artık şerbet mi içerler, bizim yaptığımız gibi sıcak bir şeyler mi?..Yemekler bittikten sonra artık şerbet mi içerler, bizim yaptığımız gibi sıcak bir şeyler mi?.. Biz şimdi çay-kahve diyoruz, o zaman herhalde yoktu. Biz şimdi çay-kahve diyoruz, o zaman herhalde yoktu.

İş geçtikten sonra, namazlar kılındıktan sonra hacdan önce keseleri koyduğu sandığıİş geçtikten sonra, namazlar kılındıktan sonra hacdan önce keseleri koyduğu sandığı ortaya getirtiyor, kimsenin kesesinin ağzını bile açmamış, sandığı hacca bile götürmemiş!ortaya getirtiyor, kimsenin kesesinin ağzını bile açmamış, sandığı hacca bile götürmemiş! Herkesin kesesini eline veriyor! Haccın masrafını kim yaptı? Herkesin kesesini eline veriyor!

Haccın masrafını kim yaptı?

Abdullah b. Mübârek yaptı! Böyle cömert insan! Abdullah b. Mübârek yaptı! Böyle cömert insan!

Bizim Adana, Mersin, Tarsus tarafına savaşa gelmiş.Bizim Adana, Mersin, Tarsus tarafına savaşa gelmiş. O zaman buraları hudut; bu tarafta Bizanslılar var, o tarafta müslümanlar var.O zaman buraları hudut; bu tarafta Bizanslılar var, o tarafta müslümanlar var. Savaşa gelmiş, cihat etmiş.Savaşa gelmiş, cihat etmiş. Bir sene cihada gidermiş, bir sene Horasan'dan hacca gidermiş, bir sene de ticaret edermiş.Bir sene cihada gidermiş, bir sene Horasan'dan hacca gidermiş, bir sene de ticaret edermiş. Zamanını üçe bölmüş, üçlü bir periyotla daima böyle yapıyor. Zamanını üçe bölmüş, üçlü bir periyotla daima böyle yapıyor.

Muhterem kardeşlerim! Anadolu'daki bir savaşta,Muhterem kardeşlerim!

Anadolu'daki bir savaşta,
düşman karşıya diziliyor, müslümanlar da bu tarafa diziliyorlar. düşman karşıya diziliyor, müslümanlar da bu tarafa diziliyorlar.

Oradan zırhlı, atlı birisi çıkıyor, atını şahlandırıyor: Oradan zırhlı, atlı birisi çıkıyor, atını şahlandırıyor:

"Var mı benimle çarpışacak bir er?" diye er diliyor. "Var mı benimle çarpışacak bir er?" diye er diliyor.

Herkes bekleşirken müslümanların tarafından bakıyorlar ki babayiğit, koca bir pehlivan,Herkes bekleşirken müslümanların tarafından bakıyorlar ki babayiğit, koca bir pehlivan, Herkül gibi bir şey, müslümanların saflarının arasından bir atlı atını sürüp meydana,Herkül gibi bir şey, müslümanların saflarının arasından bir atlı atını sürüp meydana, karşı tarafa, onun karşısına çıkıyor. Ama yüzü peçeli, kimse görmüyor, yüzü kapalı.karşı tarafa, onun karşısına çıkıyor. Ama yüzü peçeli, kimse görmüyor, yüzü kapalı. Kılıcını çekiyor: "Hadi bakalım, ermişsin, görelim erliğini!" Kılıcını çekiyor:

"Hadi bakalım, ermişsin, görelim erliğini!"

Düşmanla çarpışıyor, düşmanı deviriyor. Müslüman, düşmanı yeniyor.Düşmanla çarpışıyor, düşmanı deviriyor. Müslüman, düşmanı yeniyor. Hemen düşman saflarından ikinci bir atlı atını sürüyor, geliyor: Hemen düşman saflarından ikinci bir atlı atını sürüyor, geliyor:

"Hadi bakalım, benim de işimi gör, görelim!" Bir savaş yapmış. Bir insan bir kişiyle güreşir."Hadi bakalım, benim de işimi gör, görelim!"

Bir savaş yapmış. Bir insan bir kişiyle güreşir.
Böyle ikinciyle de çarpışıyor, onu da haklıyor. İslâm ordusu heyecanlanıyor.Böyle ikinciyle de çarpışıyor, onu da haklıyor. İslâm ordusu heyecanlanıyor. Allahu ekber diyorlar, mâşaallah diyorlar.Allahu ekber diyorlar, mâşaallah diyorlar. İkinciyi de hakladı diye onu da devirince bir atlı daha çıkıyor, atını sürüyor. İkinciyi de hakladı diye onu da devirince bir atlı daha çıkıyor, atını sürüyor. Kılıcını kalkanını, mızrağını almış, saldırıyor. Onunla da çarpışıyor. Üç kişi!Kılıcını kalkanını, mızrağını almış, saldırıyor. Onunla da çarpışıyor. Üç kişi! İnsanın nefesi dayanamaz. İnsanın nefesi dayanamaz. Boks maçı bile olsa bunun rauntları var, arada dinlenmesi var, menajer havluyu [atıyor]… Boks maçı bile olsa bunun rauntları var, arada dinlenmesi var, menajer havluyu [atıyor]… Bu can pazarı, kolay bir şey değil! Üçüncüyü de deviriyor.Bu can pazarı, kolay bir şey değil!

Üçüncüyü de deviriyor.
Ordu coşuyor, ayağa kalkıyor, Allahu ekber, mâşaallah diyorlar.Ordu coşuyor, ayağa kalkıyor, Allahu ekber, mâşaallah diyorlar. Dördüncü düşman çıkıyor, dördüncü düşmanı da yeniyor! Dördüncü düşmanı da tepeliyor. Dördüncü düşman çıkıyor, dördüncü düşmanı da yeniyor! Dördüncü düşmanı da tepeliyor. Kimse çıkamıyor karşısına! Dönüyor, İslâm safları arasına geliyor.Kimse çıkamıyor karşısına!

Dönüyor, İslâm safları arasına geliyor.
Müslümanlar etrafına alıyorlar. Peçeli adam, kim olduğu belli değil. Müslümanlar etrafına alıyorlar. Peçeli adam, kim olduğu belli değil.

Kim bu adam peçeli, erkek peçe takar mı, neden peçeli?.. Tevazuundan peçeli!Kim bu adam peçeli, erkek peçe takar mı, neden peçeli?..

Tevazuundan peçeli!
Yaptığı işi Allah rızası için yaptığından!Yaptığı işi Allah rızası için yaptığından! Gösteriş için yapmadığından, yaptığı amel-i sâlihin sevabını Allah'tan beklediği için peçesi var. Gösteriş için yapmadığından, yaptığı amel-i sâlihin sevabını Allah'tan beklediği için peçesi var.

Bir tanesi dayanamıyor, yanına gidiyor: Bir tanesi dayanamıyor, yanına gidiyor:

"Aç şu peçeni yahu!" diye bir fırsattan istifade peçesini bir kaldırıyor… Kim? "Aç şu peçeni yahu!" diye bir fırsattan istifade peçesini bir kaldırıyor…

Kim?

Abdullah b. Mübârek!Abdullah b. Mübârek! Büyük alim, büyük tüccar, cömert, mutasavvıf, silahşör, büyük kahraman Abdullah b. Mübârek! Büyük alim, büyük tüccar, cömert, mutasavvıf, silahşör, büyük kahraman Abdullah b. Mübârek!

Yeni nesiller bunları öğrensin!Yeni nesiller bunları öğrensin! Tommisk'ten fayda yok! Tommiks'ten, Pekos Bill'den fayda yok!Tommisk'ten fayda yok! Tommiks'ten, Pekos Bill'den fayda yok! Abdullah b. Mübârek'i öğrenin!Abdullah b. Mübârek'i öğrenin! Çocuklarınıza Abdullah b. Mübârekler'i öğretin, Gümüşhaneli hazretlerini,Çocuklarınıza Abdullah b. Mübârekler'i öğretin, Gümüşhaneli hazretlerini, Muhammed Zahid Efendi hazretlerini öğretin, evliyâullahı, salihleri öğretin!Muhammed Zahid Efendi hazretlerini öğretin, evliyâullahı, salihleri öğretin! Akşamları peygamberlerin hayatından ibretler okuyun!Akşamları peygamberlerin hayatından ibretler okuyun! Televizyon sahneleri karşısında zamanlarınızı telef etmeyin!Televizyon sahneleri karşısında zamanlarınızı telef etmeyin! Televizyon makinesi telefisyon makinesi olmasın! Biliyor musunuz Şuayip aleyhisselam kim?Televizyon makinesi telefisyon makinesi olmasın!

Biliyor musunuz Şuayip aleyhisselam kim?
Biliyor musunuz İshak aleyhisselam? Soruyorum, içinizden kendi kendinize cevap verin!Biliyor musunuz İshak aleyhisselam? Soruyorum, içinizden kendi kendinize cevap verin! İshak aleyhisselam kimmiş, ne zaman yaşamış, ne iş yapmış, özelliği neymiş?.. Çoğu kimse bilmez! İshak aleyhisselam kimmiş, ne zaman yaşamış, ne iş yapmış, özelliği neymiş?..

Çoğu kimse bilmez!

Peygamberler Allah'ın sevgili, seçkin kulları; bir insan onları bilmezse olur mu? Peygamberler Allah'ın sevgili, seçkin kulları; bir insan onları bilmezse olur mu?

Sahâbe-i kirâmı bileceksiniz! Peygamber Efendimiz'in sîret-i seniyyesini bileceksiniz,Sahâbe-i kirâmı bileceksiniz! Peygamber Efendimiz'in sîret-i seniyyesini bileceksiniz, sünnet-i şerîfesini bileceksiniz, nasâyihini, tavsiyesini bileceksiniz.sünnet-i şerîfesini bileceksiniz, nasâyihini, tavsiyesini bileceksiniz. Evliyâullahı bileceksiniz, mâzîmizi, kültürümüzü, kahramanlarımızı bileceksiniz… Evliyâullahı bileceksiniz, mâzîmizi, kültürümüzü, kahramanlarımızı bileceksiniz…

Kadir bileceksiniz ki ailenizden kadri bilinen evlat yetişecek! Kadir bileceksiniz ki ailenizden kadri bilinen evlat yetişecek!

Allahu Teâlâ hazretleri imanımıza, İslâm'ımıza, ibadet ve taatimize fütur vermesin!Allahu Teâlâ hazretleri imanımıza, İslâm'ımıza, ibadet ve taatimize fütur vermesin! İki günümüzü müsavi etmesin! İkinci günümüzü birinci günümüzden âlâ eylesin! İki günümüzü müsavi etmesin! İkinci günümüzü birinci günümüzden âlâ eylesin! İbadette ve taatte bizleri dâim eylesin! Bizi Kur'ân-ı Kerîm'in hadimleri eylesin!İbadette ve taatte bizleri dâim eylesin! Bizi Kur'ân-ı Kerîm'in hadimleri eylesin! Din-i mübin-i İslâm'ın hizmetçileri eylesin! Din-i mübin-i İslâm'ın hizmetçileri eylesin! Îlâ-yı kelimetullah için şarka, garba, şimale, cenûbe sefer eden Allah erleri eylesin! Îlâ-yı kelimetullah için şarka, garba, şimale, cenûbe sefer eden Allah erleri eylesin! Allah bizi nefse ve şeytana uydurmasın!Allah bizi nefse ve şeytana uydurmasın! Allah bizi fâni dünyaya, bir hiçe gönül bağlayan gafillerden etmesin! Allah bizi fâni dünyaya, bir hiçe gönül bağlayan gafillerden etmesin!

Bu büyük padişah [Kânûnî Sultan Süleyman] şair, koca divanı var. Şiirdeki adı Muhibbî. Bu büyük padişah [Kânûnî Sultan Süleyman] şair, koca divanı var. Şiirdeki adı Muhibbî.

"Muhip olan, Allah'ı seven bir kimseye mensup bir kimse." demek."Muhip olan, Allah'ı seven bir kimseye mensup bir kimse." demek. "Ben kendim muhibbim, kendim Allah'ı sevenim, âşıkım." demiyor da"Ben kendim muhibbim, kendim Allah'ı sevenim, âşıkım." demiyor da "Sevenin kuluyum." demek istiyor. İsimdeki güzelliğe bak:"Sevenin kuluyum." demek istiyor. İsimdeki güzelliğe bak: Muhibbî! "Kendim muhibbim." demiyor, "Muhibbe bağlıyım." demek istiyor.Muhibbî! "Kendim muhibbim." demiyor, "Muhibbe bağlıyım." demek istiyor. Demek ki bir ârif kimseye intisabı var. Demek ki bir ârif kimseye intisabı var.

Diyor ki; Nefs hazzın ey Muhibbî virmegil hayvan-sıfât Diyor ki;

Nefs hazzın ey Muhibbî virmegil hayvan-sıfât

Zabt-ı nefs et ârif ol âlemde insanlık budur Sözün güzelliğine bak! Bunu padişah söylüyor! Zabt-ı nefs et ârif ol âlemde insanlık budur

Sözün güzelliğine bak! Bunu padişah söylüyor!

Padişah deyince bizim aklımıza harem geliyor, çalgı çengi, keyif geliyor, divan geliyor,Padişah deyince bizim aklımıza harem geliyor, çalgı çengi, keyif geliyor, divan geliyor, uzanma geliyor, meyve sinileri, tabakları, tepsileri geliyor, harem ağaları geliyor… uzanma geliyor, meyve sinileri, tabakları, tepsileri geliyor, harem ağaları geliyor…

Bak padişah ne diyor? Nefs hazzın ey Muhibbî virmegil hayvan-sıfât Bak padişah ne diyor?

Nefs hazzın ey Muhibbî virmegil hayvan-sıfât

"Nefsinin, nefs-i emmârenin arzularını yapma! İstediklerini verme,"Nefsinin, nefs-i emmârenin arzularını yapma! İstediklerini verme, hevâ-yı nefse uyma ey Muhibbî!" diyor. Kendisine söylüyor.hevâ-yı nefse uyma ey Muhibbî!" diyor. Kendisine söylüyor. Padişah; sarayı var, hazineleri, ordusu, imkânı var, elini çalsa kaç tane [hizmetkârı] gelir. Padişah; sarayı var, hazineleri, ordusu, imkânı var, elini çalsa kaç tane [hizmetkârı] gelir.

Kendisine hitaben, nefsine; "Nefsinin arzusunu verme ey Muhibbî, ey Kânûnî!" diyor. Kendisine hitaben, nefsine; "Nefsinin arzusunu verme ey Muhibbî, ey Kânûnî!" diyor.

Zabt-ı nefs et ârif ol, âlemde insanlık budur "Nefsine hâkim ol, nefsini zapt et,Zabt-ı nefs et ârif ol, âlemde insanlık budur

"Nefsine hâkim ol, nefsini zapt et,
zabt u rabt altına, kontrol altına al!zabt u rabt altına, kontrol altına al! İnsan ârif olmazsa irfan sahibi olmazsa insan olamaz.İnsan ârif olmazsa irfan sahibi olmazsa insan olamaz. Nefsinin arzularını verirse hayvan gibi o mertebede kalır!" demek istiyor. Nefsinin arzularını verirse hayvan gibi o mertebede kalır!" demek istiyor.

İşin iç yüzünü nasıl biliyor, nasıl biliyor cennetin yolunu,İşin iç yüzünü nasıl biliyor, nasıl biliyor cennetin yolunu, nasıl biliyor yüksek insan olmanın nereden geçtiğini, nereye geldiğini, nereden geçtiğini?!.. nasıl biliyor yüksek insan olmanın nereden geçtiğini, nereye geldiğini, nereden geçtiğini?!..

Nefis diye bir şeyi bugün içimizde kaç kişi biliyor? A'dâ aduvvüke nefsükelletî beyne cenbeyke. Nefis diye bir şeyi bugün içimizde kaç kişi biliyor?

A'dâ aduvvüke nefsükelletî beyne cenbeyke.

"En büyük düşmanın senin kendi içinde kendi nefsin!" diye nefsi kaç kişi biliyor?"En büyük düşmanın senin kendi içinde kendi nefsin!" diye nefsi kaç kişi biliyor? Kaç kişi nefsiyle cihat ediyor?Kaç kişi nefsiyle cihat ediyor? Kaç kişi nefsinin kendisine düşman olduğunu ve sözünün dinlenmemesi, Kaç kişi nefsinin kendisine düşman olduğunu ve sözünün dinlenmemesi, hevâ-yı nefse uyulmaması gerektiğini hayatında prensip edinmiş de o prensiplere göre yaşıyor?hevâ-yı nefse uyulmaması gerektiğini hayatında prensip edinmiş de o prensiplere göre yaşıyor? Kaç kişi nefsini Allah için zapt ediyor da ârif oluyor da insanlık mertebesini buluyor?Kaç kişi nefsini Allah için zapt ediyor da ârif oluyor da insanlık mertebesini buluyor? Nerede nefis terbiye mektepleri? Nerede irfan mektepleri?!.. Nerede nefis terbiye mektepleri? Nerede irfan mektepleri?!..

Bizim Profesör Yusuf Ziya [Binatlı] Hocamız, Gümüşhaneli [Ahmed Ziyâüddin] Hocamız'ınBizim Profesör Yusuf Ziya [Binatlı] Hocamız, Gümüşhaneli [Ahmed Ziyâüddin] Hocamız'ın halifelerinden birisinin oğludur. Yusuf Ziya Binatlı, hukuk profesörü hocamız. halifelerinden birisinin oğludur. Yusuf Ziya Binatlı, hukuk profesörü hocamız.

"Biz gençliğimizde birbirimize sorardık…" diyor. "Biz gençliğimizde birbirimize sorardık…" diyor.

Şimdi bizim birbirimize sorduğumuza bakın, onun sorduğuna bakın: Şimdi bizim birbirimize sorduğumuza bakın, onun sorduğuna bakın:

"Birbirimize şöyle sorardık:"Birbirimize şöyle sorardık: " Mirim; "komutanım, emirim" demek. Karşısındakine böyle hitap edermiş." Mirim; "komutanım, emirim" demek. Karşısındakine böyle hitap edermiş. Mirim, siz hangi dergâhtan feyiz alıyorsunuz?.. Mirim, siz hangi dergâhtan feyiz alıyorsunuz?..

"Hangi irfan mektebinde okuyorsunuz?" demek istiyor. "Hangi irfan mektebinde okuyorsunuz?" demek istiyor.

Evet, bir mektep var; imam-hatip okulu, ilâhiyat fakültesi,Evet, bir mektep var; imam-hatip okulu, ilâhiyat fakültesi, yüksek İslâm enstitüsü, hukuk fakültesi, edebiyat fakültesi… Bu mektep, bilgi veren yerler. yüksek İslâm enstitüsü, hukuk fakültesi, edebiyat fakültesi… Bu mektep, bilgi veren yerler.

Bilgi veren yerler bunlar da, terbiye veren yer neresi? Ahlâk veren yer, edep öğreten yer neresi? Bilgi veren yerler bunlar da, terbiye veren yer neresi? Ahlâk veren yer, edep öğreten yer neresi?

"Mirim, siz hangi irfan membaından feyiz alırsınız, diye sorardık." diyor. Şimdi ne soruyorlar? "Mirim, siz hangi irfan membaından feyiz alırsınız, diye sorardık." diyor.

Şimdi ne soruyorlar?

"Hangi takımı tutuyorsun? Fenerbahçeli misin Beşiktaşlı mısın? Hangi sinemaya gideceksin?.." "Hangi takımı tutuyorsun? Fenerbahçeli misin Beşiktaşlı mısın? Hangi sinemaya gideceksin?.."

Hangi boş işle, malayaniyle meşgul olacak; herkes onu düşünüyor! Hangi boş işle, malayaniyle meşgul olacak; herkes onu düşünüyor!

Onun için kendimize gelelim! Kendi kıymetlerimizi bilelim, büyüklerimizden ibret alalım!Onun için kendimize gelelim! Kendi kıymetlerimizi bilelim, büyüklerimizden ibret alalım! Kur'ân-ı Kerîm'e sarılalım, Resûlullah'ın sünnet-i seniyesine uyalım.Kur'ân-ı Kerîm'e sarılalım, Resûlullah'ın sünnet-i seniyesine uyalım. Çünkü yol, Allah'ın rızasını kazanma yolu!Çünkü yol, Allah'ın rızasını kazanma yolu! Allah'ın sevgili kulu olma yolu Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılmaktır!Allah'ın sevgili kulu olma yolu Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılmaktır! Onun için Gümüşhaneli [Ahmed Ziyâüddin] Hocamız bize Râmûzü'l-ehâdîs kitabınıOnun için Gümüşhaneli [Ahmed Ziyâüddin] Hocamız bize Râmûzü'l-ehâdîs kitabını "Bunu okuyun." diye vermiştir. Bizim terbiyemiz için onu bize salık vermiştir, tavsiye etmiştir. "Bunu okuyun." diye vermiştir. Bizim terbiyemiz için onu bize salık vermiştir, tavsiye etmiştir.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi yolunda dâim eylesin!Allahu Teâlâ hazretleri bizi yolunda dâim eylesin! Şeriat-ı Garrâ-yı Ahmediyye'nin ahkâmına aşina ve onun mucibince amel eyleyipŞeriat-ı Garrâ-yı Ahmediyye'nin ahkâmına aşina ve onun mucibince amel eyleyip rızâ-ı Bârî'ye ulaşanlardan eylesin!rızâ-ı Bârî'ye ulaşanlardan eylesin! Zabt-ı nefs eyleyip insanlık mertebesini bulanlardan, insan-ı kâmil olanlardan eylesin!Zabt-ı nefs eyleyip insanlık mertebesini bulanlardan, insan-ı kâmil olanlardan eylesin! Tasavvufun, tarikatın âdabına aşinâ olup Yunus Emreler gibi, Eşrefoğlu Rûmîler gibi,Tasavvufun, tarikatın âdabına aşinâ olup Yunus Emreler gibi, Eşrefoğlu Rûmîler gibi, İbrahim Hakkı Erzurumîler gibi, o büyüklerimiz gibi [Süleymaniye Camii haziresinde] İbrahim Hakkı Erzurumîler gibi, o büyüklerimiz gibi [Süleymaniye Camii haziresinde] metfun bulunan büyüklerimiz gibi ârif olmayı nasip eylesin! metfun bulunan büyüklerimiz gibi ârif olmayı nasip eylesin! Allahu Teâlâ hazretlerinin huzuruna sevdiği bir kul olarak varmayı nasip eylesin! Allahu Teâlâ hazretlerinin huzuruna sevdiği bir kul olarak varmayı nasip eylesin! Allah'ın cennetine davet ettiği kul olmak şerefine erdirsin! Allah'ın cennetine davet ettiği kul olmak şerefine erdirsin!

Yâ eyyütehe'n-nefsü'l-mutmainne ircıî ilâ rabbiki râdiyetenYâ eyyütehe'n-nefsü'l-mutmainne ircıî ilâ rabbiki râdiyeten merdiyyeh fedhulî fî ibâdî vedhulî cennetî. diye o daveti kulaklarımıza duyursun!merdiyyeh fedhulî fî ibâdî vedhulî cennetî.

diye o daveti kulaklarımıza duyursun!
Cennet içre, Habîb-i Kibriyâ'sına, evliyâsına komşu eylesin. Cemâliyle cümlemizi müşerref eylesin! Cennet içre, Habîb-i Kibriyâ'sına, evliyâsına komşu eylesin. Cemâliyle cümlemizi müşerref eylesin!

Bi-hürmeti esmâihi'l-hüsnâ ve bi-hürmeti habîbihi'l-müctebâ ve bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-Fâtiha… Bi-hürmeti esmâihi'l-hüsnâ ve bi-hürmeti habîbihi'l-müctebâ ve bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-Fâtiha…

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2