Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Allah’ın Her İşi Hikmetli (Soru ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

30 Rebîü'l-Âhir 1411 / 18.11.1990
İskenderpaşa Camii / İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Ben bir tarikate girdim. Allah'a şirk koşmaktan korkuyorum, mürid ile şeyh arasındaki ilişki nasıl olmalıdır? Sizin gibi muhterem | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Allah’ın Her İşi Hikmetli (Soru ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

30 Rebîü'l-Âhir 1411 / 18.11.1990
İskenderpaşa Camii / İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Ben bir tarikate girdim. Allah'a şirk koşmaktan korkuyorum, mürid ile şeyh arasındaki ilişki nasıl olmalıdır? Sizin gibi muhterem | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Soru: Ben bir tarikate girdim. Allah'a şirk koşmaktan korkuyorum,Soru: Ben bir tarikate girdim. Allah'a şirk koşmaktan korkuyorum, mürid ile şeyh arasındaki ilişki nasıl olmalıdır? mürid ile şeyh arasındaki ilişki nasıl olmalıdır? Sizin gibi muhterem insanlar bir yönde kul ile Allah arasına girmiş olmuyor musunuz?Sizin gibi muhterem insanlar bir yönde kul ile Allah arasına girmiş olmuyor musunuz? Allah'a şirk koşmaktan korkuyorum.Allah'a şirk koşmaktan korkuyorum. Bir de nefsimi Hak yoluna sokabilmem için sizden dua istiyorum.Bir de nefsimi Hak yoluna sokabilmem için sizden dua istiyorum. Ben gece daima abdestli yatarım dualarınızı bekliyorum. Ben gece daima abdestli yatarım dualarınızı bekliyorum.

Cevap: İnsanın hocası Peygamber Efendimiz'in varisidir, mürşitler Peygamber Efendimiz'in varisidir.Cevap: İnsanın hocası Peygamber Efendimiz'in varisidir, mürşitler Peygamber Efendimiz'in varisidir. Peygamber Efendimiz'in sahabesiyle durumu nasılsa,Peygamber Efendimiz'in sahabesiyle durumu nasılsa, sahabenin Peygamber Efendimiz'e karşı durumu nasılsa, aynı durumdur bu. sahabenin Peygamber Efendimiz'e karşı durumu nasılsa, aynı durumdur bu.

Efendimiz sahabesinin Allah ile arasına girmiş denilebilir mi? Böyle şey olur mu? Efendimiz sahabesinin Allah ile arasına girmiş denilebilir mi? Böyle şey olur mu?

Allah'a götürüyor. Allah'a götüren yolda rehber ve kılavuz oluyor, Allah'a götürüyor. Allah'a götüren yolda rehber ve kılavuz oluyor, onun için araya girmek diye bir yorum yanlıştır.onun için araya girmek diye bir yorum yanlıştır. Şirk Allah'ın varlığının yanında bir başka varlık tasavvur etmektir veya başka bir kimseyeŞirk Allah'ın varlığının yanında bir başka varlık tasavvur etmektir veya başka bir kimseye itibar edip hem Allah'tan korkup hem de onun için bir şey yapmaktır, şirk bunlar. itibar edip hem Allah'tan korkup hem de onun için bir şey yapmaktır, şirk bunlar. Gizli şirk veya âşikâre şirk diye. Gizli şirk veya âşikâre şirk diye. Bir insanın hocasını sevmesi Kur'an'ın emridir, dinimizin gereğidir, Bir insanın hocasını sevmesi Kur'an'ın emridir, dinimizin gereğidir, hadîs-i şerîflerin gereğidir; hocasına bağlanması da ondandır.hadîs-i şerîflerin gereğidir; hocasına bağlanması da ondandır. Bütün mesele hakiki bir hocaya, gerçek bir mürşide bağlanmak.Bütün mesele hakiki bir hocaya, gerçek bir mürşide bağlanmak. Ona bağlandığı zaman zaten mâneviyatında [tesirini] görecek,Ona bağlandığı zaman zaten mâneviyatında [tesirini] görecek, onun mâni olmadığını bilakis rehber ve kılavuz olup elinden tutuponun mâni olmadığını bilakis rehber ve kılavuz olup elinden tutup hayra ve hakka götürdüğünü görecek. hayra ve hakka götürdüğünü görecek.

Soru: Falanca şahıs sizin tasavvuf anlayışınızın değiştiğini söylemişSoru: Falanca şahıs sizin tasavvuf anlayışınızın değiştiğini söylemiş yani selefî tasavvufun dışına çıktığınızı söylemiş. Bu tür tasavvuf nedir? yani selefî tasavvufun dışına çıktığınızı söylemiş. Bu tür tasavvuf nedir?

Cevap: O ismini okumadığım ama buraya yazmış olan kardeşime (soruyu soran) ismini yazmış,Cevap: O ismini okumadığım ama buraya yazmış olan kardeşime (soruyu soran) ismini yazmış, bu çocuk daha tıfıl bir çocuktur yani reşid olmamış; Allah ıslah etsin. bu çocuk daha tıfıl bir çocuktur yani reşid olmamış; Allah ıslah etsin. Bizim durumumuzun nasıl olduğuna ben sizi şahid tutuyorum. Biz değiştik mi? Bizim durumumuzun nasıl olduğuna ben sizi şahid tutuyorum.

Biz değiştik mi?

Kaç senedir burada vaaz ediyoruz, değişmedik. Ama bu tıfıllar değişti,Kaç senedir burada vaaz ediyoruz, değişmedik. Ama bu tıfıllar değişti, bu çocuklar değişti çok yanlış işler yapıyorlar. bu çocuklar değişti çok yanlış işler yapıyorlar. Çok yanlış gıybetle, iftirayla, dedikoduyla, politikaylaÇok yanlış gıybetle, iftirayla, dedikoduyla, politikayla kendilerine çok yazık ediyorlar, terbiyesizlik yapıyorlar küstahlık yapıyorlar.kendilerine çok yazık ediyorlar, terbiyesizlik yapıyorlar küstahlık yapıyorlar. Talebenin hocasına karşı, bir kaç bakımdan talebem benim bu,Talebenin hocasına karşı, bir kaç bakımdan talebem benim bu, aynı zamanda üniversitede hocalığımdan da talebemdir, aynı zamanda üniversitede hocalığımdan da talebemdir, "Bana bir harf öğretenin ben kölesi olurum." denilen bir dinde böyle bir gıybet ve dedikodu, "Bana bir harf öğretenin ben kölesi olurum." denilen bir dinde böyle bir gıybet ve dedikodu, ilk önce gelip bana söylemesi lazım; "Hocam, sizde, tasavvuf anlayışınızda birilk önce gelip bana söylemesi lazım; "Hocam, sizde, tasavvuf anlayışınızda bir değişiklik olduğunu vehmettim, öyle geldi içime şeytan nefs içime böyle bir duygu soktu,değişiklik olduğunu vehmettim, öyle geldi içime şeytan nefs içime böyle bir duygu soktu, ne dersiniz?" diye bana söylemesi lazım. Benim gıyabımda böyle bir lafı etrafta ne dersiniz?" diye bana söylemesi lazım. Benim gıyabımda böyle bir lafı etrafta söylemesi hocasının aleyhinde kulis yapmak derler buna, bu terbiyesizliktir edepsizliktir,söylemesi hocasının aleyhinde kulis yapmak derler buna, bu terbiyesizliktir edepsizliktir, alçaklıktır. İsmini söylemiyorum Allah'a havale ediyorum. alçaklıktır. İsmini söylemiyorum Allah'a havale ediyorum.

Tasavvuf bizim yani selefî tasavvuf veya başka türlü tasavvuf; Tasavvuf bizim yani selefî tasavvuf veya başka türlü tasavvuf;

Tasavvuf iki çeşit; fiilen etrafımıza baktığımız zaman iki çeşit tasavvuf vardır. Tasavvuf iki çeşit; fiilen etrafımıza baktığımız zaman iki çeşit tasavvuf vardır.

Bir, ayetlerle hadîs-i şerîflerle mecburi olan ve doğru olan ve mutlaka yapılması gereken bir şey. Bir, ayetlerle hadîs-i şerîflerle mecburi olan ve doğru olan ve mutlaka yapılması gereken bir şey.

Biz Tasavvuf Sempozyumu diye sempozyum tertipledik ilim adamları konuşsunlar, Biz Tasavvuf Sempozyumu diye sempozyum tertipledik ilim adamları konuşsunlar, anlaşsınlar, anlatsınlar diye. İmkân hazırladık, konuşuldu. anlaşsınlar, anlatsınlar diye. İmkân hazırladık, konuşuldu.

Tasavvuf Kur'an'dandır, tasavvuf hadîs-i şerîflerdendir. Tasavvuf Kur'an'dandır, tasavvuf hadîs-i şerîflerdendir. Hadîs-i şerîfleri uyguladığınız zaman; mesela ne diyoruz; Hadîs-i şerîfleri uyguladığınız zaman; mesela ne diyoruz;

"Akşamleyin Ayete'l-Kürsî okuyup öyle yatın, abdestli yatın." "Akşamleyin Ayete'l-Kürsî okuyup öyle yatın, abdestli yatın."

Bu halleri benimseyip hayatınızı Resûlullah'ın emirlerine uygun geçirmektir tasavvuf. Bu halleri benimseyip hayatınızı Resûlullah'ın emirlerine uygun geçirmektir tasavvuf.

Bizim yolumuz Resûlullah Efendimiz'in yolunca yürümek yoludur. Bizim yolumuz Resûlullah Efendimiz'in yolunca yürümek yoludur.

Bu yolda yürürken her türlü takvâ ve âdâba riayet etmekle ortaya bir manzara çıkıyor. Bu yolda yürürken her türlü takvâ ve âdâba riayet etmekle ortaya bir manzara çıkıyor. Ortaya çıkan bu mazara Resûlullah'a ittibadanOrtaya çıkan bu mazara Resûlullah'a ittibadan hasıl olan görünüm; işte buna tasavvuf yolu deniliyor. hasıl olan görünüm; işte buna tasavvuf yolu deniliyor.

Sair insan gibi kıyıdan kenardan kaytarmıyor da, yan yan yamuk yamuk gitmiyor da,Sair insan gibi kıyıdan kenardan kaytarmıyor da, yan yan yamuk yamuk gitmiyor da, Efendimiz'in sünnetine ittiba ederek gidiyor. Efendimiz'in sünnetine ittiba ederek gidiyor.

İşte bu. Tasavvuf Resûlullah Efendimiz'in hâlidir. Kuru bilgi fayda etmez.İşte bu.

Tasavvuf Resûlullah Efendimiz'in hâlidir. Kuru bilgi fayda etmez.
Bu çocuk biliyor, İlâhiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Bazı âyetleri, Bu çocuk biliyor, İlâhiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Bazı âyetleri, bazı hadisleri biliyor ama hâli yok. Hâli ters. Tasavvuf laf değildir. bazı hadisleri biliyor ama hâli yok. Hâli ters. Tasavvuf laf değildir. İnsanın hâlini müeddeb insan hâline getirmektir. İnsanın hâlini müeddeb insan hâline getirmektir.

Gıybet ederse, dedikodu ederse, iftira ederse, hocasına terbiyesizlik yaparsa, Gıybet ederse, dedikodu ederse, iftira ederse, hocasına terbiyesizlik yaparsa, hocasının hakkını inkâr ederse, hocasına muhalefet eden insanlarla hocasının hakkını inkâr ederse, hocasına muhalefet eden insanlarla beraber olursa nerede kaldı vefa, nerede kaldı ahdeberaber olursa nerede kaldı vefa, nerede kaldı ahde riayet, nerede kaldı önceden vermiş olduğu sözler?! riayet, nerede kaldı önceden vermiş olduğu sözler?!

Tasavvuf odur. Tasavvuf Peygamber Efendimiz'in sünnetine uymaktır, Tasavvuf odur. Tasavvuf Peygamber Efendimiz'in sünnetine uymaktır, Kur'ân-ı Kerîm'in ahlâkıyla ahlâklanmaktır. Kur'ân-ı Kerîm'in ahlâkıyla ahlâklanmaktır.

Bizim yolumuz budur. Hiç değişmedi. Allah değiştirtmesin. Bizim yolumuz budur. Hiç değişmedi. Allah değiştirtmesin.

Allah bizi Resûlullah'ın yolundan Kur'ân-ı Kerîm'in yolundan ayırmasın. Allah bizi Resûlullah'ın yolundan Kur'ân-ı Kerîm'in yolundan ayırmasın.

İşte okuduğumuz kitap Hadîs-i Şerîf kitabıdır. Bizim yolumuz bu. İşte okuduğumuz kitap Hadîs-i Şerîf kitabıdır.

Bizim yolumuz bu.

Bunun dışında başka yollar var mı? Var. Bunun dışında başka yollar var mı?

Var.

Cumhuriyet Gazetesi'nin muhabiri Arnavutluk'a gitmiş, orada bir tekkeye girmiş,Cumhuriyet Gazetesi'nin muhabiri Arnavutluk'a gitmiş, orada bir tekkeye girmiş, Bektâşî tekkesiymiş, Türkiye'den geldi diye çok izzet-i ikram etmişler. Bektâşî tekkesiymiş, Türkiye'den geldi diye çok izzet-i ikram etmişler. Belki giden de Arnavuttur, olabilir yani. Çok izzet-i ikram etmişler. Rakı ikram etmişler.Belki giden de Arnavuttur, olabilir yani. Çok izzet-i ikram etmişler. Rakı ikram etmişler. Karşılıklı beraberce içmişler. Gazeteci böyle yazıyor. Karşılıklı beraberce içmişler. Gazeteci böyle yazıyor.

Şimdi bu ne tasavvuftur, ne İslâm'dır. Bu İslâm'ın da dışıdır. İslâm'ında dışındadır çünkü Şimdi bu ne tasavvuftur, ne İslâm'dır. Bu İslâm'ın da dışıdır. İslâm'ında dışındadır çünkü tesadüfen işte bak bugünkü hadîs-i şerîflerin içinde geçti. tesadüfen işte bak bugünkü hadîs-i şerîflerin içinde geçti.

Allahu Teâlâ hazretleri içkiye de lanet ediyor, içene de lanet ediyor, taşıyana da lanet ediyor. Allahu Teâlâ hazretleri içkiye de lanet ediyor, içene de lanet ediyor, taşıyana da lanet ediyor.

Bu hadis varken bir insan içiyorsa onun ne tasavvufu kalır, ne tarikati kalır, Bu hadis varken bir insan içiyorsa onun ne tasavvufu kalır, ne tarikati kalır, ne tekkesi kalır, ne evliyalığı kalır. ne tekkesi kalır, ne evliyalığı kalır.

Eski büyüklerden bir tanesi "iİki çeşit evliyâ vardır" diyor: Bir, evliyâu'r-Rahman, Eski büyüklerden bir tanesi "iİki çeşit evliyâ vardır" diyor:

Bir, evliyâu'r-Rahman,
Rahman olan Allah'ın dostları, erenler. Bir de, evliyâu'ş-Şeytan, şeytanın avenesi, Rahman olan Allah'ın dostları, erenler.

Bir de, evliyâu'ş-Şeytan, şeytanın avenesi,
şeytana maskara olmuş insanlar vardır. Bir insan Kur'an'a karşı geliyorsa, şeytana maskara olmuş insanlar vardır.

Bir insan Kur'an'a karşı geliyorsa,
Allah'a karşı geliyorsa, farzları çiğniyorsa, haramları irtikab ediyorsa o şeytanın elinde kukladır,Allah'a karşı geliyorsa, farzları çiğniyorsa, haramları irtikab ediyorsa o şeytanın elinde kukladır, maskaradır. Şeytan onunla dalga geçiyor. Alay ediyor, maskaradır. Şeytan onunla dalga geçiyor. Alay ediyor, onu cehenneme sürüklüyor farkında değil. Bu tasnife bile girmez. onu cehenneme sürüklüyor farkında değil.

Bu tasnife bile girmez.

"Tasavvuf bir şöyledir bir böyledir." demeye bile lüzum yok. "Tasavvuf bir şöyledir bir böyledir." demeye bile lüzum yok.

Tasavvufun bir hakikisi vardır. Kur'an yoludur, hadîs-i şerîf yoludur. Tasavvufun bir hakikisi vardır. Kur'an yoludur, hadîs-i şerîf yoludur.

Bir de sahtesi vardır; işte böyledir. Bir de sahtesi vardır; işte böyledir.

Kadın erkek bir arada el ele tutuşup şöyle yapmak böyle yapmak tasavvufta da yoktur, Kadın erkek bir arada el ele tutuşup şöyle yapmak böyle yapmak tasavvufta da yoktur, İslâm'da da yoktur, hiçbir şeyde yoktur. İşte bir böylesi vardır; İslâm'da da yoktur, hiçbir şeyde yoktur.

İşte bir böylesi vardır;
adına tasavvuf demişler ama değil. İkisi de şapla şeker, ikisi deadına tasavvuf demişler ama değil.

İkisi de şapla şeker, ikisi de
beyaz kristal olarak karşında görünür. Şap acıdır, zehirlidir; şeker tatlıdır,beyaz kristal olarak karşında görünür. Şap acıdır, zehirlidir; şeker tatlıdır, baklava yaparsın başka bir şey yaparsın. Dış görünüşü birbirine benzer. İkisini ayırmak lazım. baklava yaparsın başka bir şey yaparsın. Dış görünüşü birbirine benzer. İkisini ayırmak lazım.

Bir altın vardır som hakiki; bir de yaldız vardır kazıdığın zaman çıkar,Bir altın vardır som hakiki; bir de yaldız vardır kazıdığın zaman çıkar, altından plastiği çıkar, sırıtır. Bir hakikisi vardır bir sahtesi vardır. altından plastiği çıkar, sırıtır.

Bir hakikisi vardır bir sahtesi vardır.
Hakiki tasavvuf Kur'an yoludur, hakiki tasavvuf sünnet yoludur. Hakiki tasavvuf Kur'an yoludur, hakiki tasavvuf sünnet yoludur.

Bu çok kıymetli olduğundan, siz sevdiğiniz için biz sevdiğimiz için,Bu çok kıymetli olduğundan, siz sevdiğiniz için biz sevdiğimiz için, cümle cihan halkı sevdiği için;ve o yolda yürüyenler Allah'ın sevgili kulu olduğundan, cümle cihan halkı sevdiği için;ve o yolda yürüyenler Allah'ın sevgili kulu olduğundan, o sevgili kulu oldukları çok aşikâr göründüğünden, rağbette olduğundan bu rağbetin o sevgili kulu oldukları çok aşikâr göründüğünden, rağbette olduğundan bu rağbetin beleşçileri vardır, taklitçileri vardır, bu yolda istismarcılar da vardır. beleşçileri vardır, taklitçileri vardır, bu yolda istismarcılar da vardır.

Bir sahtesi vardır, bir hakikisi, üçüncüsü yok. Bir sahtesi vardır, bir hakikisi, üçüncüsü yok.

Gayet kolay bir tasnif. Yeryüzünde bir iman var bir küfür var. Gayet kolay bir tasnif. Yeryüzünde bir iman var bir küfür var.

İmanlı insanın dinî hayatı yaşayışı tasavvuftur. İmânı ya tamamen olmayan insanın İmanlı insanın dinî hayatı yaşayışı tasavvuftur. İmânı ya tamamen olmayan insanın yaşantısı din dışıdır ya da var ama kalbi fesat olanın münâfıklıktır. yaşantısı din dışıdır ya da var ama kalbi fesat olanın münâfıklıktır.

O da tasnifte esasında o da cehenneme gidecek münâfık olduğundan, O da tasnifte esasında o da cehenneme gidecek münâfık olduğundan, o da öteki gruba dâhil olmuş oluyor, mü'minler grubuna girmiyor. o da öteki gruba dâhil olmuş oluyor, mü'minler grubuna girmiyor. Tevbe etmezse doğru yolu bulmazsa o da mahvoluyor. Tevbe etmezse doğru yolu bulmazsa o da mahvoluyor.

Allah bizi doğru yoldan ayırmasın. Allah bizi rızasının yolundan bir göz yumupAllah bizi doğru yoldan ayırmasın. Allah bizi rızasının yolundan bir göz yumup açıncaya kadar ayırmasın. Çünkü ayrılabilir insan. Hiç kimsenin övünülecek, açıncaya kadar ayırmasın. Çünkü ayrılabilir insan. Hiç kimsenin övünülecek, gururlanılacak, garantilenilecek bir durumu yoktur. gururlanılacak, garantilenilecek bir durumu yoktur.

Her zaman bizim büyüklerimizden öğrendiğimiz dua şu, Peygamber Efendimizden gelen dua,Her zaman bizim büyüklerimizden öğrendiğimiz dua şu, Peygamber Efendimizden gelen dua, büyüklerimizin bize öğrettiği ve dualarımızın içinde her zaman okuduğumuz dua : büyüklerimizin bize öğrettiği ve dualarımızın içinde her zaman okuduğumuz dua :

"Yâ Rabbi! Beni bir an bile, bir göz yumup açıncaya kadar bile nefsime bırakma. "Yâ Rabbi! Beni bir an bile, bir göz yumup açıncaya kadar bile nefsime bırakma. Senden gayrının eline de bırakma yâ Rabbi! Ben sana kulluk etmek istiyorum…" Senden gayrının eline de bırakma yâ Rabbi! Ben sana kulluk etmek istiyorum…"

Allah insandan tevfîkini çekerse insan zengin olabilir, ağa olabilir paşa olabilir, Allah insandan tevfîkini çekerse insan zengin olabilir, ağa olabilir paşa olabilir, general olabilir, başkan olabilir, Kârun olabilir, zengin olabilir, şah olabilir, general olabilir, başkan olabilir, Kârun olabilir, zengin olabilir, şah olabilir, melik olabilir ama cennetlik olamaz. Mühim olan Allah'ın rızasını kazanmaktır. melik olabilir ama cennetlik olamaz.

Mühim olan Allah'ın rızasını kazanmaktır.

Allah kötü huylardan korusun, kötü yollara düşmekten insanı korusun. Allah kötü huylardan korusun, kötü yollara düşmekten insanı korusun. Ârif kullar olmayı cümlemize nasip eylesin. Fâtiha-i Şerîfe mea'l-Besmele. Ârif kullar olmayı cümlemize nasip eylesin.

Fâtiha-i Şerîfe mea'l-Besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2