Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Hayırda Yarışmak

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

14 Şa'bân 1408 / 01.04.1988
Coburg Camii Melbourne/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.
Cenneti İsteyen Hayırlara Koşturur, Cennetin Nimetleri, Cehennemden Korkan Günahlardan Uzak Durur, Ölümü Gören Hayattan Zevk Almaz, Dünyadan | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Hayırda Yarışmak

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

14 Şa'bân 1408 / 01.04.1988
Coburg Camii Melbourne/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.
Cenneti İsteyen Hayırlara Koşturur, Cennetin Nimetleri, Cehennemden Korkan Günahlardan Uzak Durur, Ölümü Gören Hayattan Zevk Almaz, Dünyadan | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm. el-Hamdü lillâhi hakka hamdihî.Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdü lillâhi hakka hamdihî.
Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'd: Emmâ ba'd:

Men iştâka ile'l-cenneti sâbeka ile'l-hayrâti ve men eşfaka mine'n-nâri lehâ ani'ş-şehevâtiMen iştâka ile'l-cenneti sâbeka ile'l-hayrâti ve men eşfaka mine'n-nâri lehâ ani'ş-şehevâti ve men tarakkabe'l-mevte sabera ani'l-lezzâti ve men zehide fi'd-dünyâ hânet aleyhi'l-musîbâtü. ve men tarakkabe'l-mevte sabera ani'l-lezzâti ve men zehide fi'd-dünyâ hânet aleyhi'l-musîbâtü.

Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl. Çok değerli kardeşlerim! Cumanız mübarek olsun.Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl.

Çok değerli kardeşlerim!

Cumanız mübarek olsun.
Rabbimiz bu güzel, hayırlı, feyizli, sevaplı günün bereketinden, feyzinden cümlenizi hissedar eylesin.Rabbimiz bu güzel, hayırlı, feyizli, sevaplı günün bereketinden, feyzinden cümlenizi hissedar eylesin. Ümmet-i Muhammed ve âlem-i İslâm için bugün ve bundan sonrası hayırlı olsun. Ümmet-i Muhammed ve âlem-i İslâm için bugün ve bundan sonrası hayırlı olsun.

Sözlerin en kıymetlisi, en doğrusu ve en güzeli Allahu Teâlâ hazretlerinin kelâmıdır.Sözlerin en kıymetlisi, en doğrusu ve en güzeli Allahu Teâlâ hazretlerinin kelâmıdır. Çünkü yaratandır, her şeyi bilir. Yolların en güzeli Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in yoludur.Çünkü yaratandır, her şeyi bilir. Yolların en güzeli Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in yoludur. Çünkü Allah'ın bize numune ve rehber olarak gönderdiği peygamberdir.Çünkü Allah'ın bize numune ve rehber olarak gönderdiği peygamberdir. Elbet her şeyi güzeldir, her sözü doğrudur.Elbet her şeyi güzeldir, her sözü doğrudur. Onun için biz de zaman buldukça siz kardeşlerimize Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerininOnun için biz de zaman buldukça siz kardeşlerimize Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin hadîs-i şerîflerinden üçer beşer okuyoruz.hadîs-i şerîflerinden üçer beşer okuyoruz. Bu okuduğumuz kitap da Peygamber Efendimiz'in soyuna mensup Hâşimî ailesindenBu okuduğumuz kitap da Peygamber Efendimiz'in soyuna mensup Hâşimî ailesinden bir mübarek alimin toplamış olduğu hadis kitabıdır.bir mübarek alimin toplamış olduğu hadis kitabıdır. Buradan bugünkü nasibimiz olan hadîs-i şerîflerden okuyalım. Buradan bugünkü nasibimiz olan hadîs-i şerîflerden okuyalım.

Peygamber Efendimiz, Hz. Ali radıyallahu anh ve kerramallahu veche rivayet eylemiş ki, şöyle buyurmuş: Peygamber Efendimiz, Hz. Ali radıyallahu anh ve kerramallahu veche rivayet eylemiş ki, şöyle buyurmuş:

Men iştâka ile'l-cenneti sâbeka ile'l-hayrâti.Men iştâka ile'l-cenneti sâbeka ile'l-hayrâti. "Cennete müştâk olan, cennete şevk duyan, cenneti arzulayan, isteyen kimse boş durmaz, hayırlara koşturur." "Cennete müştâk olan, cennete şevk duyan, cenneti arzulayan, isteyen kimse boş durmaz, hayırlara koşturur."

Hayırlara yarışırcasına koşturur. Hayırlara yarışırcasına koşturur.

Ve men eşfaka mine'n-nâri.Ve men eşfaka mine'n-nâri. "Cehennemden korkan insan ise şehvetli,"Cehennemden korkan insan ise şehvetli, nefsin arzu etmiş olduğu lezzetli şeylerden vazgeçer, onlara yönelmez." nefsin arzu etmiş olduğu lezzetli şeylerden vazgeçer, onlara yönelmez."

Ve men tarakkabe'l-mevte sabera ani'l-lezzâti.Ve men tarakkabe'l-mevte sabera ani'l-lezzâti. "Ölümün bir gün gelip kendisini bulacağını bilen, onu gören, gözleyen,"Ölümün bir gün gelip kendisini bulacağını bilen, onu gören, gözleyen, ölümün varlığından haberdar olan insana da lezzetler hafif gelir." ölümün varlığından haberdar olan insana da lezzetler hafif gelir."

Dünyanın keyifleri, lezzetleri pek tat vermez. Dünyanın keyifleri, lezzetleri pek tat vermez.

Ve men zehide fi'd-dünyâ.Ve men zehide fi'd-dünyâ. "Kim dünya hakkında müstağnî davranacak, tok gönüllü, tok gözlü olacak bir tavırda ise"Kim dünya hakkında müstağnî davranacak, tok gönüllü, tok gözlü olacak bir tavırda ise -ki dînen makbuldür, buna "züht" derler- ona da başa gelen musibetler vız gelir, hafif gelir." -ki dînen makbuldür, buna "züht" derler- ona da başa gelen musibetler vız gelir, hafif gelir."

"Nasıl olsa dünyanın kıymeti yok ki, üzerinde,"Nasıl olsa dünyanın kıymeti yok ki, üzerinde, içinde yaşarken elbet buna benzer bazı şeyler gelecek, gelirse gelsin." der. içinde yaşarken elbet buna benzer bazı şeyler gelecek, gelirse gelsin." der.

Muhterem kardeşlerim! Özenilecek, istenilecek, arzu edilecek, hasretinden cayır cayır yanılacak,Muhterem kardeşlerim!

Özenilecek, istenilecek, arzu edilecek, hasretinden cayır cayır yanılacak,
asıl elde edilmek için çırpınılacak yer cennettir.asıl elde edilmek için çırpınılacak yer cennettir. Eğer insanlar cennetten başka şeyleri elde etmek için şu ömrü tüketiyorlarsa gafildir, cahildir,Eğer insanlar cennetten başka şeyleri elde etmek için şu ömrü tüketiyorlarsa gafildir, cahildir, gözü perdelidir, kapalıdır, gerçekleri göremiyor, hayatı anlayamamış; yazık, vah! gözü perdelidir, kapalıdır, gerçekleri göremiyor, hayatı anlayamamış; yazık, vah!

Cennet varken insan başka şeyin peşine takılır mı, başka işin peşinde koşar mı?Cennet varken insan başka şeyin peşine takılır mı, başka işin peşinde koşar mı? Cenneti kazanmak için aklını fikrini çalıştırmaz mı, var gücüyle ona koşturmaz mı? Cenneti kazanmak için aklını fikrini çalıştırmaz mı, var gücüyle ona koşturmaz mı?

Sâraa, Arapça'da "müsaraat etmek" demek.Sâraa, Arapça'da "müsaraat etmek" demek. Ama müşareket ifade eden bir fiil, yani süratle gidiyor ama birisiyle yarışarak gidiyor.Ama müşareket ifade eden bir fiil, yani süratle gidiyor ama birisiyle yarışarak gidiyor. İki kişi birbiriyle yarıştığı zaman buna "müsaraat" derler.İki kişi birbiriyle yarıştığı zaman buna "müsaraat" derler. Süratte yarışmak; birisi ötekisini geçmek istercesine… Süratte yarışmak; birisi ötekisini geçmek istercesine…

Peygamber Efendimiz böyle buyuruyor: "Hayırlara yarışırlar." Peygamber Efendimiz böyle buyuruyor: "Hayırlara yarışırlar."

"Ben daha çok yapayım!" "Ben daha çok yapayım!"Ben daha çok yapayım!" "Ben daha çok yapayım! Ben öne geçeyim, ben daha [iyi] yapayım!" diye yarışlı bir tarzda gider. Neden? Ben öne geçeyim, ben daha [iyi] yapayım!" diye yarışlı bir tarzda gider.

Neden?

Cenneti anlamış. Cennetin kıymetini biliyor.Cenneti anlamış. Cennetin kıymetini biliyor. Cennetin ne kadar değerli yer olduğunun farkında, onun için koşturuyor. Cennetin ne kadar değerli yer olduğunun farkında, onun için koşturuyor.

Ötekisi? O da farkında, o da onunla yarışıyor.Ötekisi?

O da farkında, o da onunla yarışıyor.
O da ondan daha hızlı koşturuyor. Mübarekler hayırda yarışıyorlar.O da ondan daha hızlı koşturuyor. Mübarekler hayırda yarışıyorlar. Bir o hayır yapıyor, bir ötekisi hayır yapıyor. Bir o hayır yapıyor, bir ötekisi hayır yapıyor.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir cihat bahis konusu olduğu zaman demiş ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir cihat bahis konusu olduğu zaman demiş ki;

"Müslümanlar, para vereceksiniz. Düşmanla savaş yapılacak. Zırh lazım, kılıç lazım, deve lazım, ok lazım..." "Müslümanlar, para vereceksiniz. Düşmanla savaş yapılacak. Zırh lazım, kılıç lazım, deve lazım, ok lazım..."

Bunların hepsi para. Parasız olmuyor ki.Bunların hepsi para. Parasız olmuyor ki. Gideceksin, bir şey almak istediğin zaman hemen onu yapan insan para istiyor.Gideceksin, bir şey almak istediğin zaman hemen onu yapan insan para istiyor. Yiyecek alacak olsan para. Her şey para… "Para lazım." demiş. Yiyecek alacak olsan para. Her şey para…

"Para lazım." demiş.

Ebû Bekr-i Sıddîk radıyallahu anh nesi varsa çıkarmış vermiş. Resûlullah'ın has sahabesi.Ebû Bekr-i Sıddîk radıyallahu anh nesi varsa çıkarmış vermiş. Resûlullah'ın has sahabesi. En kıymetli, ümmetin en yüksek duygulu, en kuvvetli imanlı, Resûlullah'a canını, malını,En kıymetli, ümmetin en yüksek duygulu, en kuvvetli imanlı, Resûlullah'a canını, malını, ailesini, her şeyini vermiş insan. Ne olacak, Resûlullah'ın işareti kâfi. Rızası nerede? Şurada.ailesini, her şeyini vermiş insan. Ne olacak, Resûlullah'ın işareti kâfi. Rızası nerede? Şurada. Hemen oraya her şeyini vermiş. Hemen oraya her şeyini vermiş.

Hz. Ömer, o da Resûlullah'ın has sahabesi.Hz. Ömer, o da Resûlullah'ın has sahabesi. Ama her seferinde bakıyor ki Ebû Bekr-i Sıddîk çok böyle sevaplı işler yapıyor. Ama her seferinde bakıyor ki Ebû Bekr-i Sıddîk çok böyle sevaplı işler yapıyor. Seviyor Ebû Bekr-i Sıddîk'ı.Seviyor Ebû Bekr-i Sıddîk'ı. Ama o para istendiği zaman bu sefer demiş ki; "Öyle çok vereyim ki, o kadar çok vereyim ki Ama o para istendiği zaman bu sefer demiş ki; "Öyle çok vereyim ki, o kadar çok vereyim ki bu sefer Ebû Bekr-i Sıddîk'ı geçeyim şu mübareği. Hep benden daha fazla hayır yapıyor."bu sefer Ebû Bekr-i Sıddîk'ı geçeyim şu mübareği. Hep benden daha fazla hayır yapıyor." O da düşünmüş, taşınmış.O da düşünmüş, taşınmış. Bütün mal varlığının yarısını getirmiş, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e teslim etmiş;Bütün mal varlığının yarısını getirmiş, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e teslim etmiş; "Buyur yâ Resûlallah, para istemiştin, madem bir şey lazım, paraya ihtiyaç var, buyur." diye. "Buyur yâ Resûlallah, para istemiştin, madem bir şey lazım, paraya ihtiyaç var, buyur." diye.

Şurada şunu söyleyeyim muhterem kardeşlerim, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizŞurada şunu söyleyeyim muhterem kardeşlerim, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz paraya, dünyalığa kendisi değer vermemiştir.paraya, dünyalığa kendisi değer vermemiştir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e para, mal ve mülk geldiği zaman,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e para, mal ve mülk geldiği zaman, altınları sofranın üstüne buğday yığar gibi yığdırtırdı. "Dökün şuraya." Dökerlerdi. altınları sofranın üstüne buğday yığar gibi yığdırtırdı. "Dökün şuraya." Dökerlerdi. Gelene avuçla verirdi. "Al, al… Sen de al, sen de al, sen de al…" Bitti mi elini silkelerdi.Gelene avuçla verirdi. "Al, al… Sen de al, sen de al, sen de al…" Bitti mi elini silkelerdi. Para biriktirmezdi Resûlullah Efendimiz. Hasır üstünde yattı. Para biriktirmezdi Resûlullah Efendimiz. Hasır üstünde yattı. Kendisine kâşâneler, köşkler, saraylar yaptırmadı. Kendisine kâşâneler, köşkler, saraylar yaptırmadı.

Bir keresinde bir güzel elbise hediye etmişler, çok güzel.Bir keresinde bir güzel elbise hediye etmişler, çok güzel. Sahabeden birisi de; "Çok güzel yâ Resûlallah, bunu bana versene." demiş.Sahabeden birisi de; "Çok güzel yâ Resûlallah, bunu bana versene." demiş. "Al" demiş, çıkartmış, onu ona vermiş. Resûlullah Efendimiz böyle. "Al" demiş, çıkartmış, onu ona vermiş. Resûlullah Efendimiz böyle.

Birisi ganimet olarak getirilmiş olan koyun sürüsünü görmüş.Birisi ganimet olarak getirilmiş olan koyun sürüsünü görmüş. "Aman aman aman, ne kadar güzel sürü yâ Resûlallah!" demiş. "Aman aman aman, ne kadar güzel sürü yâ Resûlallah!" demiş.

"Çok mu güzel, çok mu beğendin?" "Çok beğendim! Besili hayvanlar."Çok mu güzel, çok mu beğendin?"

"Çok beğendim! Besili hayvanlar.
Baksana kuyrukları nasıl sallanıyor, nasıl sıhhatli… Tam böyle yemişler, içmişler, otlamışlar, yağlanmışlar…Baksana kuyrukları nasıl sallanıyor, nasıl sıhhatli… Tam böyle yemişler, içmişler, otlamışlar, yağlanmışlar… Çok kıymetli bir sürü." "Al öyleyse." demiş. "Hepsini mi yâ Resûlallah?" "Hepsini al." Çok kıymetli bir sürü."

"Al öyleyse." demiş.

"Hepsini mi yâ Resûlallah?"

"Hepsini al."

Hepsini birden almış! Bütün sürüyü bir insan, bir köylü, bir bedevî [almış.]Hepsini birden almış! Bütün sürüyü bir insan, bir köylü, bir bedevî [almış.] Almış, sevincinden uçarak -ayakları yere basmamıştır artık-Almış, sevincinden uçarak -ayakları yere basmamıştır artık- köyüne, kabilesinin olduğu yere akşam bir sürüyle dehleyerek sürüyü getirince demişler: köyüne, kabilesinin olduğu yere akşam bir sürüyle dehleyerek sürüyü getirince demişler:

"Bu ne?" "Bunu bana Hz. Muhammed verdi."Bu ne?"

"Bunu bana Hz. Muhammed verdi.
Öyle bir verişle veriyor ki fakirlikten korkmayan insanın verişiyle veriyor." Nasıl veriyor? Öyle bir verişle veriyor ki fakirlikten korkmayan insanın verişiyle veriyor."

Nasıl veriyor?

Arkasından fakirlik gelecek diye korkmayan bir insanın verişiyle veriyor. Arkasından fakirlik gelecek diye korkmayan bir insanın verişiyle veriyor.

Allah verir. Ertesi güne mal biriktirmemiş Resûlullah Efendimiz. Kendisinin onun için yanında mal yok.Allah verir. Ertesi güne mal biriktirmemiş Resûlullah Efendimiz. Kendisinin onun için yanında mal yok. Olsa kimseden bir şey istemez. İsterse onlar sevaba girsinler diye ister.Olsa kimseden bir şey istemez. İsterse onlar sevaba girsinler diye ister. Kendisi bir bütçe yapıp da parayı biriktirip da saklamamış. Kendisi aç yatmış. Kendisi bir bütçe yapıp da parayı biriktirip da saklamamış. Kendisi aç yatmış.

Kendisine melek geldiği zaman, Cebrail aleyhisselam demiş ki; Kendisine melek geldiği zaman, Cebrail aleyhisselam demiş ki;

"Yâ Resûlallah, Allahu Teâlâ hazretleri sana selam ediyor."Yâ Resûlallah, Allahu Teâlâ hazretleri sana selam ediyor. Dilersen şu Mekke'nin dağlarını senin için altın yapacak. İster misin?" Dilersen şu Mekke'nin dağlarını senin için altın yapacak. İster misin?"

"İstemem yâ Cebaril. İstemem. Çok şükür hâlime."İstemem yâ Cebaril. İstemem. Çok şükür hâlime. Bir gün tok olayım, şükredeyim; iki gün aç olayım, sabredeyim. Karnıma taş bağlayayım.Bir gün tok olayım, şükredeyim; iki gün aç olayım, sabredeyim. Karnıma taş bağlayayım. Muhammed'in ailesinin azığını günü gününe yapsın Rabbim. İstemem fazla.Muhammed'in ailesinin azığını günü gününe yapsın Rabbim. İstemem fazla. Çünkü çok verdi mi zenginlerin halleri malum…" diye kendisi zenginliği istememiş. Çünkü çok verdi mi zenginlerin halleri malum…" diye kendisi zenginliği istememiş.

Onun için, "Bu ordu için para lazım." diye söyleyince Hz. Ömer malının götürüp yarısını vermiş.Onun için, "Bu ordu için para lazım." diye söyleyince Hz. Ömer malının götürüp yarısını vermiş. Yarısını vermek kolay değil. Verdikten sonra da şöyle bir kenara çekilip bir derin nefes alıp soruşturmuş; Yarısını vermek kolay değil. Verdikten sonra da şöyle bir kenara çekilip bir derin nefes alıp soruşturmuş; "Acaba bu sefer Ebû Bekr-i Sıddîk ne kadar verdi? Ben onu geçtim mi? Ne kadar altın verdi?""Acaba bu sefer Ebû Bekr-i Sıddîk ne kadar verdi? Ben onu geçtim mi? Ne kadar altın verdi?" Sormuş ki, Ebû Bekr-i Sıddîk nesi varsa vermiş! Hz. Ömer diyor ki; "Yine onun gibi yapamadım."Sormuş ki, Ebû Bekr-i Sıddîk nesi varsa vermiş! Hz. Ömer diyor ki; "Yine onun gibi yapamadım." Çünkü Ebû Bekr-i Sıddîk o. Ebû Bekr-i Sıddîk'ın hâli başka. Çünkü Ebû Bekr-i Sıddîk o. Ebû Bekr-i Sıddîk'ın hâli başka.

Allah o mübareklerin şefaatlerine cümlemizi nâil eylesin. Allah o mübareklerin şefaatlerine cümlemizi nâil eylesin.

Muhterem kardeşlerim! Onun için, nasıl onlar Ebû Bekr-i Sıddîk, Ömerü'l-Faruk,Muhterem kardeşlerim!

Onun için, nasıl onlar Ebû Bekr-i Sıddîk, Ömerü'l-Faruk,
o sahâbe-i kirâm birbirleriyle yarışmışlarsa, nasıl dedelerimiz hayırlarda yarışmışlarsa;o sahâbe-i kirâm birbirleriyle yarışmışlarsa, nasıl dedelerimiz hayırlarda yarışmışlarsa; camiler, medreseler, hanlar, köprüler, imarethaneler, aşhaneler, imarhaneler, hastaneler yapmışlarsa…camiler, medreseler, hanlar, köprüler, imarethaneler, aşhaneler, imarhaneler, hastaneler yapmışlarsa… Her taraf iki adımda bir tarihî eser dolu. Neden? Her taraf iki adımda bir tarihî eser dolu.

Neden?

Her zengin "Öldükten sonra benim sevabım devam etsin." diye hayır yapmış da onun için. Her zengin "Öldükten sonra benim sevabım devam etsin." diye hayır yapmış da onun için.

Biz tarihî eserlerin kıymetini bilmiyoruz da önümüze geleni yıkıyoruz. "Aa, bu ne ya? Bu da bir tarihî eser. Yık!Biz tarihî eserlerin kıymetini bilmiyoruz da önümüze geleni yıkıyoruz. "Aa, bu ne ya? Bu da bir tarihî eser. Yık! Yolu yapalım buradan, geçsin gitsin!" Camiyi yıkmışız, medreseyi yıkmışız.Yolu yapalım buradan, geçsin gitsin!" Camiyi yıkmışız, medreseyi yıkmışız. Nereye gittiysem, hele hele medreselere büyük düşmanlık edilmiş, yıkılmış. Nereye gittiysem, hele hele medreselere büyük düşmanlık edilmiş, yıkılmış.

Zâhid-i Kevserî hazretleri var. Arap âleminde şöhret kazanmış, çok büyük alimlerimizden.Zâhid-i Kevserî hazretleri var. Arap âleminde şöhret kazanmış, çok büyük alimlerimizden. Onun köyüne gidelim dedik Düzce'de. Onun köyüne gidelim dedik Düzce'de. Düzce'nin falanca köyü, kalktık, gittik.Düzce'nin falanca köyü, kalktık, gittik. Ziyaret edelim mübareği, bizim yolumuzun yolcusu, bizim tarikatimizden, meşâyihten, halifelerden birisi.Ziyaret edelim mübareği, bizim yolumuzun yolcusu, bizim tarikatimizden, meşâyihten, halifelerden birisi. Gidelim dedik, gittik. Dediler ki; "İşte cami, onun camisi şurası." Büyük alim. Arapça kitaplar yazmış.Gidelim dedik, gittik. Dediler ki; "İşte cami, onun camisi şurası." Büyük alim. Arapça kitaplar yazmış. Arap âlemi biliyor hepsi. Bugün yaşayan büyük alimler, hepsi biliyorlar.Arap âlemi biliyor hepsi. Bugün yaşayan büyük alimler, hepsi biliyorlar. Abdulfettah Ebû Gudde talebesi olmuş. Hepsi ona hayran. Baktım, bir cami var. Yağmur yağıyordu.Abdulfettah Ebû Gudde talebesi olmuş. Hepsi ona hayran. Baktım, bir cami var. Yağmur yağıyordu. Arkasında son cemaat yerinde biz ikindi namazını kıldık. Dediler ki; Arkasında son cemaat yerinde biz ikindi namazını kıldık. Dediler ki;

"Zâhidü'l-Kevserî'nin bu caminin etrafında medresesi var idi." İdi. 40-50 sene önce yani. "Zâhidü'l-Kevserî'nin bu caminin etrafında medresesi var idi."

İdi. 40-50 sene önce yani.

"Medresesi var idi." E şimdi nerede? Şimdi yerinde yeller esiyor; yok! "Medresesi var idi."

E şimdi nerede?

Şimdi yerinde yeller esiyor; yok!

Filanca şehre gidiyorum. "İşte bu cami, bu caminin yanında da böyle medreseler vardı ama yıkıldı." Filanca şehre gidiyorum. "İşte bu cami, bu caminin yanında da böyle medreseler vardı ama yıkıldı."

Cami ilimsiz olur mu? Cami ilimle beraber yürümüş. Cami ilimsiz olur mu?

Cami ilimle beraber yürümüş.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz sahabesiyle bazen camide sabahlamışlar.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz sahabesiyle bazen camide sabahlamışlar. Muhabbetin tatlılığından, sohbetin güzelliğinden vaktin nasıl geçtiğini anlayamamışlar.Muhabbetin tatlılığından, sohbetin güzelliğinden vaktin nasıl geçtiğini anlayamamışlar. Sabahlara kadar orada Peygamber Efendimiz'in mescidinde sabahladıkları olurmuş.Sabahlara kadar orada Peygamber Efendimiz'in mescidinde sabahladıkları olurmuş. 450 kişi birikirmiş orada Peygamber Efendimiz'in öyle ilmini öğrenecek diye.450 kişi birikirmiş orada Peygamber Efendimiz'in öyle ilmini öğrenecek diye. Kimisi Kur'an okuturmuş, kimisi fıkıh, kimisi tefsir, kimisi hadis üzerinde harıl harıl bir çalışma olurmuş. Kimisi Kur'an okuturmuş, kimisi fıkıh, kimisi tefsir, kimisi hadis üzerinde harıl harıl bir çalışma olurmuş.

Cami demek, "ilim merkezi" demek; "ilim" demek, "irfan" demek. Müslüman demek, "alim" demek.Cami demek, "ilim merkezi" demek; "ilim" demek, "irfan" demek. Müslüman demek, "alim" demek. Müslümanın ilmini alırsan tatsız tuzsuz, yavan bir şey kalır.Müslümanın ilmini alırsan tatsız tuzsuz, yavan bir şey kalır. Müslüman ilimde ilerledikçe kâmil insan olur, yüksek insan olur. Camiyi medreseden ayırırsan… Müslüman ilimde ilerledikçe kâmil insan olur, yüksek insan olur. Camiyi medreseden ayırırsan… Sadece ibadet et, tamam. Namaz kıl. Sadece ibadet et, tamam. Namaz kıl. Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber; kalk, evine git.Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber; kalk, evine git. Ben bu namazı evde de kılardım. Evde de ezan okurdum, evde de kılardım. Bu caminin vazifesi ne? Ben bu namazı evde de kılardım. Evde de ezan okurdum, evde de kılardım. Bu caminin vazifesi ne?

Bu caminin vazifesi; müslümanları öğretmek, yetiştirmek.Bu caminin vazifesi; müslümanları öğretmek, yetiştirmek. Müslümanlar dini birbirlerine öğretecekler. Gençler yetişecek, kadınlar yetişecek, cahiller yetişecek.Müslümanlar dini birbirlerine öğretecekler. Gençler yetişecek, kadınlar yetişecek, cahiller yetişecek. Herkes birbirinden ilim öğrenecek, irfan öğrenecek, hayırlı şeyler olacak. Herkes birbirinden ilim öğrenecek, irfan öğrenecek, hayırlı şeyler olacak.

İşte böyle camiler, medreseler, her şeyleri yapmış dedelerimiz.İşte böyle camiler, medreseler, her şeyleri yapmış dedelerimiz. Onların ömürleri gelmiş geçmiş, sıra bize gelmiş.Onların ömürleri gelmiş geçmiş, sıra bize gelmiş. Bakalım biz bizden sonra arkamızdan bize sevap gelmesine sebep olacak hangi hayırlı işleri yapacağız? Bakalım biz bizden sonra arkamızdan bize sevap gelmesine sebep olacak hangi hayırlı işleri yapacağız?

Kim parasına kıyar da bu işleri yapar? Kim parasına kıyar da bu işleri yapar?

Men iştâka ile'l-cenneti. "Kim cennete müştâk olursa, cenneti arzu ederse, o zaman hayırlara koşturur." Men iştâka ile'l-cenneti. "Kim cennete müştâk olursa, cenneti arzu ederse, o zaman hayırlara koşturur."

"Ben daha çok yapacağım, ben daha çok yapacağım!" diye o zaman koşturur. "Ben daha çok yapacağım, ben daha çok yapacağım!" diye o zaman koşturur.

Ama cennetten haberi olmayan, cennetin kıymetini bilmeyen insanlar onun peşinde koşmayabilirler.Ama cennetten haberi olmayan, cennetin kıymetini bilmeyen insanlar onun peşinde koşmayabilirler. Onlar dünyalık şeylerin peşinde koşarlar, koşarlar, bir gün de melekü'l-mevt başına dikilir;Onlar dünyalık şeylerin peşinde koşarlar, koşarlar, bir gün de melekü'l-mevt başına dikilir; "Ver bakalım emaneti, zamanı geldi." der. "Şu hayrı yapacaktım. Bu hayrı yapacaktım."Ver bakalım emaneti, zamanı geldi." der. "Şu hayrı yapacaktım. Bu hayrı yapacaktım. Bana biraz daha mühlet ver. İnsan önceden bir telgraf çekmez mi? Haberdar etmez mi?Bana biraz daha mühlet ver. İnsan önceden bir telgraf çekmez mi? Haberdar etmez mi? Böyle apansız mı gelinir, bak hiç de hazırlık yapamadım…" Böyle apansız mı gelinir, bak hiç de hazırlık yapamadım…"

Bizim mahallede bir güzel manzaralı köşk gösterdiler ki dört-beş tane evin yerini almış,Bizim mahallede bir güzel manzaralı köşk gösterdiler ki dört-beş tane evin yerini almış, tepenin üstünde, göle nâzır, kartpostal manzarası gibi şahane manzaralı bir yer.tepenin üstünde, göle nâzır, kartpostal manzarası gibi şahane manzaralı bir yer. Köşk de iki-üç katlı, kanatlı kuyruklu, böyle Osmanlı kalyonu gibi orada öyle duruyor.Köşk de iki-üç katlı, kanatlı kuyruklu, böyle Osmanlı kalyonu gibi orada öyle duruyor. Şahane bir [köşk.] Garajı var, alt katı var, orta katı var, üst katı var. Şahane. Dediler ki; Şahane bir [köşk.] Garajı var, alt katı var, orta katı var, üst katı var. Şahane. Dediler ki;

"Bunun sahibi bir zengin madenci idi. Maden ocağı işletirdi, öldü. Şimdi burası bir karısına kaldı."Bunun sahibi bir zengin madenci idi. Maden ocağı işletirdi, öldü. Şimdi burası bir karısına kaldı. Ama…" dedi, oradaki birisi; "Hayır yapamadı hocam. Ama…" dedi, oradaki birisi; "Hayır yapamadı hocam. Bir keresinde bizim mahallenin camisi için para istedim.Bir keresinde bizim mahallenin camisi için para istedim. 'Tamam tamam, vereceğim vereceğim.' dedi, vermedi." dedi. 'Tamam tamam, vereceğim vereceğim.' dedi, vermedi." dedi.

"Bana bak bilmem ne efendi" demiş. Adını söylemiş, ben burada adını söylemiyorum."Bana bak bilmem ne efendi" demiş. Adını söylemiş, ben burada adını söylemiyorum. "Bak, hepimiz ölüyoruz. Sen de bir gün ölür gidersin." "Beni ölümle korkutma!" demiş. "Bak, hepimiz ölüyoruz. Sen de bir gün ölür gidersin."

"Beni ölümle korkutma!" demiş.

"Hastalanırsın, ölürsün, hayır yapamazsın, fırsat varken yap." "Beni ölümle korkutma!"Hastalanırsın, ölürsün, hayır yapamazsın, fırsat varken yap."

"Beni ölümle korkutma!
Yapacağım, yapacağım…" demiş. Yapacağım, yapacağım…" demiş.

"Ertesi gün duydum, adam hastaneye düşmüş. Üzüldüm, pişman oldum. Tüh, şimdi benden bilecek."Ertesi gün duydum, adam hastaneye düşmüş. Üzüldüm, pişman oldum. Tüh, şimdi benden bilecek. Ben öyle söyledim diye bu sefer adam benden bilecek diye mahçup oldum.Ben öyle söyledim diye bu sefer adam benden bilecek diye mahçup oldum. Özür dilemek için, geçmiş olsun demeye gittim. Beni görünce ağlamaya başladı." diyor. Özür dilemek için, geçmiş olsun demeye gittim. Beni görünce ağlamaya başladı." diyor.

Zengin adam. Zengin adam niye ağlar ya? Sırtı kale gibi sağlam adam ağlar mı? Zengin adam. Zengin adam niye ağlar ya? Sırtı kale gibi sağlam adam ağlar mı?

Ah ah, ölüm geldi mi, hayat bitti mi zenginlik kalmaz.Ah ah, ölüm geldi mi, hayat bitti mi zenginlik kalmaz. İnsan böyle o ölüm meleğinin karşısında zebûn oldu mu karıncadan hor, karıncadan âciz olur. İnsan böyle o ölüm meleğinin karşısında zebûn oldu mu karıncadan hor, karıncadan âciz olur.

Başlamış hüngür hüngür ağlamaya… "Ya sen bana dedin de yapmadım.Başlamış hüngür hüngür ağlamaya… "Ya sen bana dedin de yapmadım. Hele bir iyi olayım, yapacağım." demiş. "Ben de artık acıdım, teselli ettim." diyor. Hele bir iyi olayım, yapacağım." demiş.

"Ben de artık acıdım, teselli ettim." diyor.
"'Meraklanma, bu hastalıktan sen kurtulursun, kalkarsın. İnşaallah çok hayırlar yaparsın…' dedim." diyor."'Meraklanma, bu hastalıktan sen kurtulursun, kalkarsın. İnşaallah çok hayırlar yaparsın…' dedim." diyor. "'İnşaallah, inşaallah…' dedi. Biraz ağladı, duygulandı." diyor. "'İnşaallah, inşaallah…' dedi. Biraz ağladı, duygulandı." diyor.

"Ondan sonra hastaneden gerçekten çıktı. Ben de sevindim çıktığına."Ondan sonra hastaneden gerçekten çıktı. Ben de sevindim çıktığına. Bir daha gittim, hayır yapması için. Yine yapmadı. İyileşince yine yapmadı." diyor. Bir daha gittim, hayır yapması için. Yine yapmadı. İyileşince yine yapmadı." diyor.

Hastaneye düşünce yapıyor, yapacak. Yapmıyor da "cek, cak".Hastaneye düşünce yapıyor, yapacak. Yapmıyor da "cek, cak". Hani bir -cek var, -cak var ya; yapacak, olacak. İnşaallah maşaallah var ya, işte öyle. Hani bir -cek var, -cak var ya; yapacak, olacak. İnşaallah maşaallah var ya, işte öyle. Yapamamış, yapamamış…Yapamamış, yapamamış… Bu oyuncak değil ki. Bir keresinde de Azrail hakikaten gelmiş, almış canını gitmiş. Bu oyuncak değil ki. Bir keresinde de Azrail hakikaten gelmiş, almış canını gitmiş.

"Hiç hayır yapamadı hocam." diyor. Allah hayır yaptırmamış. İşin özeti o."Hiç hayır yapamadı hocam." diyor.

Allah hayır yaptırmamış. İşin özeti o.
Parası demek ki helal değildi. Herhalde işçilere parasını tam vermedi. Parası demek ki helal değildi. Herhalde işçilere parasını tam vermedi. Herhalde bir takım hileler yaptı. Allah ona hayır yaptırmamış. Çünkü hayır yaptırsaydı kâr edecekti.Herhalde bir takım hileler yaptı. Allah ona hayır yaptırmamış. Çünkü hayır yaptırsaydı kâr edecekti. Yaptırtmamış ki kâr etmemiş. Âhirete zararlı gitmiş. Cennetin kıymetini bilememiş.Yaptırtmamış ki kâr etmemiş. Âhirete zararlı gitmiş. Cennetin kıymetini bilememiş. Cenneti kazanacak işi yapamamış. Cenneti kazanacak işi yapamamış.

Bilseydi, şimdi bak şu Avustralya'nın Sydney şehri var, Melbourne var, görmediğim daha başka yerleri var,Bilseydi, şimdi bak şu Avustralya'nın Sydney şehri var, Melbourne var, görmediğim daha başka yerleri var, adaları var, koyları var, körfezleri var, göl kenarları var, zevkli, safalı, tatlı yerleri var.adaları var, koyları var, körfezleri var, göl kenarları var, zevkli, safalı, tatlı yerleri var. Sana deseler ki; "Avustralya'dan sana deniz kenarından bin dönüm yer vereceğiz." Sana deseler ki;

"Avustralya'dan sana deniz kenarından bin dönüm yer vereceğiz."

"Ya alay mı ediyorsun?" der insan. Kim veriyor? Kim kaybetmiş de kim alıyor? "Ya alay mı ediyorsun?" der insan.

Kim veriyor? Kim kaybetmiş de kim alıyor?

"Vereceğim ya, hakikaten şunu şöyle yap, vereceğim."Vereceğim ya, hakikaten şunu şöyle yap, vereceğim. Şunu şöyle şöyle şöyle yaparsan üç sene sonra sana şurasını vereceğim." Şunu şöyle şöyle şöyle yaparsan üç sene sonra sana şurasını vereceğim."

"İşte. Şunları yapmak şartıyla şu adama şu araziyi verdim." Altına bir imza."İşte. Şunları yapmak şartıyla şu adama şu araziyi verdim." Altına bir imza. "Al işte, sen de şu şartları yaptığın takdirde şurayı vereceğim. Al, sana senet de veriyorum." "Al işte, sen de şu şartları yaptığın takdirde şurayı vereceğim. Al, sana senet de veriyorum."

İnsan ne yapar? İnsan ne yapar?

Üç sene sonra filanca sahilde, şu kadar böyle gölü olan, şu kadar ormanı olan, bu kadar korusu olan,Üç sene sonra filanca sahilde, şu kadar böyle gölü olan, şu kadar ormanı olan, bu kadar korusu olan, bu kadar çiftliği olan, şu kadar zenginliği olan yeri verecekler diye üç sene çalışır. bu kadar çiftliği olan, şu kadar zenginliği olan yeri verecekler diye üç sene çalışır.

Allah da bize cenneti anlatıyor, köşklerini anlatıyor, nimetlerini anlatıyor. Bildirmiş önceden.Allah da bize cenneti anlatıyor, köşklerini anlatıyor, nimetlerini anlatıyor. Bildirmiş önceden. Peygamberler göndermiş, kitaplar göndermiş. Anlata anlata bitiremiyoruz…Peygamberler göndermiş, kitaplar göndermiş. Anlata anlata bitiremiyoruz… Cennet Allah'ın rahmetinin diyarı, rahmetinin yurdu. Allah'ın sevdiği kullarına mükâfatı, ikramı.Cennet Allah'ın rahmetinin diyarı, rahmetinin yurdu. Allah'ın sevdiği kullarına mükâfatı, ikramı. Sen bir kimseye mükâfat verecek olsan cebinden çıkartırsın, elin titreye titreye 10 mark verirsin.Sen bir kimseye mükâfat verecek olsan cebinden çıkartırsın, elin titreye titreye 10 mark verirsin. Zengin bir insan çıkarttığı zaman bin mark verir. Zengin bir insan çıkarttığı zaman bin mark verir. Çok zengin bir insan çıkarttığı zaman büyük bir yer bağışlar. Çok zengin bir insan çıkarttığı zaman büyük bir yer bağışlar.

Bu kâinâtın sahibi Allahu Teâlâ hazretleri cennetin en aşağı derecesindeki bir insana bu yeryüzüBu kâinâtın sahibi Allahu Teâlâ hazretleri cennetin en aşağı derecesindeki bir insana bu yeryüzü ve gökler kadar yer verecek! Ve bunların misli kadar yer verecek!ve gökler kadar yer verecek! Ve bunların misli kadar yer verecek! Yedi kat semavât ve yeryüzü kadar yer verecek, cennete en sonuncu gelen,Yedi kat semavât ve yeryüzü kadar yer verecek, cennete en sonuncu gelen, derecesi en aşağıda olan insana! Allahu Teâlâ hazretleri cömertlerin cömerdi. derecesi en aşağıda olan insana! Allahu Teâlâ hazretleri cömertlerin cömerdi.

Orada neler var? Hizmetçiler var; kadın hizmetçi, erkek hizmetçi.Orada neler var?

Hizmetçiler var; kadın hizmetçi, erkek hizmetçi.
Gözleri şöyle tarif edilen, böyle tarif edilen o hurîler var. Gözleri şöyle tarif edilen, böyle tarif edilen o hurîler var.

Hurîlerden bir tanesini Allah birisine rüyada, rüyasına girmiş, böyle bir cemalini göstermiş.Hurîlerden bir tanesini Allah birisine rüyada, rüyasına girmiş, böyle bir cemalini göstermiş. Adamın aklı dünyayı görmemeye başlamış. O hurî kızı ona demiş ki; "Bana ne zaman geleceksin?Adamın aklı dünyayı görmemeye başlamış. O hurî kızı ona demiş ki; "Bana ne zaman geleceksin? Hasret kaldım sana." Adamın dünyaya bakacak hâli kalmamış. Dünyaya dönüp bakası kalmamış.Hasret kaldım sana." Adamın dünyaya bakacak hâli kalmamış. Dünyaya dönüp bakası kalmamış. Ondan sonra şehit oluncaya kadar can atmış. Şehit olmuş, cennete gitmiş. Ondan sonra şehit oluncaya kadar can atmış. Şehit olmuş, cennete gitmiş.

Eğer hurî kızlarından bir tanesi parmağının ucunuEğer hurî kızlarından bir tanesi parmağının ucunu şu dünya ehline gösterseydi semaları yerleri aydınlatırdı. Karanlık yer kalmazdı.şu dünya ehline gösterseydi semaları yerleri aydınlatırdı. Karanlık yer kalmazdı. Öyle imkânlar, öyle nimetler ki… Mâ lâ aynun reet lâ üzünün semiat ve lâ hatara alâ kalbi ehadin.Öyle imkânlar, öyle nimetler ki… Mâ lâ aynun reet lâ üzünün semiat ve lâ hatara alâ kalbi ehadin. Hiçbir kimsenin hatırına gelmediği, kulakların duymadığı, gözlerin görmediği nimetler verecek. Hiçbir kimsenin hatırına gelmediği, kulakların duymadığı, gözlerin görmediği nimetler verecek.

Bunları almak istemez misin? Herkes ister.Bunları almak istemez misin?

Herkes ister.
Ama ya inanmıyor, ya Allah'ın vaadine inanmıyor… Allah kandırıyor mu? Ama ya inanmıyor, ya Allah'ın vaadine inanmıyor… Allah kandırıyor mu?

Hâşâ, sümme hâşâ! Allah kandırır mı? Vaadi hak değil mi? Vaat ettiği zaman vermez mi? Hâşâ, sümme hâşâ! Allah kandırır mı? Vaadi hak değil mi? Vaat ettiği zaman vermez mi?

Amennâ ve saddaknâ, verir. Amennâ ve saddaknâ, verir.

O zaman "Ben iyi kul olayım." diyeceksin, çalışacaksın, cennet için koşturacaksın.O zaman "Ben iyi kul olayım." diyeceksin, çalışacaksın, cennet için koşturacaksın. Canını isterlerse canını vereceksin. Bu kadar basit. Can zaten senin değil ki, can emanet.Canını isterlerse canını vereceksin. Bu kadar basit. Can zaten senin değil ki, can emanet. Atsan atamazsın, satsan satamazsın. Canı sana Allah vermiş, bu burada biraz dursun.Atsan atamazsın, satsan satamazsın. Canı sana Allah vermiş, bu burada biraz dursun. "Sen buna iyi bak." demiş. Sen emanetçisin. Yeri geldiği zaman "canım feda" diyeceksin. "Sen buna iyi bak." demiş. Sen emanetçisin. Yeri geldiği zaman "canım feda" diyeceksin.

Canım feda olsun senin yoluna Adı güzel kendi güzel Muhammed Canım feda olsun senin yoluna

Adı güzel kendi güzel Muhammed

Şefaat eyle bu kemter kuluna Adı güzel kendi güzel Muhammed Şefaat eyle bu kemter kuluna

Adı güzel kendi güzel Muhammed

Ne güzel söylemişler. Ve lafta da kalmamışlar, canlarını vermişler.Ne güzel söylemişler. Ve lafta da kalmamışlar, canlarını vermişler. Dedelerimiz canlarını vermiş mi, vermemiş mi? Vermişler. Allah şefaatlerine erdirsin. Dedelerimiz canlarını vermiş mi, vermemiş mi?

Vermişler.

Allah şefaatlerine erdirsin.

Şehit olmuşlar, gazi olmuşlar. Savaşta ölmedikleri zaman üzülmüşler. "Niye ölemiyoruz ya?Şehit olmuşlar, gazi olmuşlar. Savaşta ölmedikleri zaman üzülmüşler. "Niye ölemiyoruz ya? Savaşa giriyorum, giriyorum, ölemedim!" diye. Savaşa giriyorum, giriyorum, ölemedim!" diye.

Halid b. Velid, İslâm komutanlarının büyüklerinden, diyor ki; Halid b. Velid, İslâm komutanlarının büyüklerinden, diyor ki;

Lekad şehidtüm miete zahfin. "Yüz tane savaşa girdim." Kolay değil. Lekad şehidtüm miete zahfin. "Yüz tane savaşa girdim."

Kolay değil.

"Şu benim vücudumda böyle bir kılıç darbesi veya bir ok saplantısı"Şu benim vücudumda böyle bir kılıç darbesi veya bir ok saplantısı veya bir mızrak yarası olmayan bir karış yer bulamazsın." diyor. veya bir mızrak yarası olmayan bir karış yer bulamazsın." diyor.

Her tarafı yaralanmış. Savaşlar oyuncak değil, can pazarı. Vuruyorsun, kırıyorsun, yaralıyorsun… Her tarafı yaralanmış. Savaşlar oyuncak değil, can pazarı. Vuruyorsun, kırıyorsun, yaralıyorsun…

"Yüz tane savaşa girdim." diyor. "Yüz tane savaşa girdim." diyor.

Ve hâ ene emûta alâ firâşî. "İşte görün, şimdi yatağımda ölüyorum." diyor. Ve hâ ene emûta alâ firâşî. "İşte görün, şimdi yatağımda ölüyorum." diyor.

"Hâlâ yatağımda ölüyorum." diyor. Neden böyle diyor? "Hâlâ yatağımda ölüyorum." diyor.

Neden böyle diyor?

"Şehit olamadım." diye üzüntüsünden diyor. Bizimkiler şehit olamadığı zaman üzülmüşler."Şehit olamadım." diye üzüntüsünden diyor.

Bizimkiler şehit olamadığı zaman üzülmüşler.
Çünkü can Allah'ın. Çünkü öldükten sonra dosdoğru cennete gidecek.Çünkü can Allah'ın. Çünkü öldükten sonra dosdoğru cennete gidecek. Çünkü şehidin kanı yere damlarken, ilk damlası yere damladığı anda derhal cennete gidecek.Çünkü şehidin kanı yere damlarken, ilk damlası yere damladığı anda derhal cennete gidecek. Allah makamını gösterecek, derhal cennete gidecek. İstemez mi insan? İster. Allah makamını gösterecek, derhal cennete gidecek. İstemez mi insan?

İster.

Büyüklerden bir tanesini hapse tıkmışlar. Ertesi gün asacaklar.Büyüklerden bir tanesini hapse tıkmışlar. Ertesi gün asacaklar. O da uzun uzun bir sürü müdafaanâme hazırlamış.O da uzun uzun bir sürü müdafaanâme hazırlamış. "Haklıyım, işte kanun, işte nizam, işte usul, işte erkân…""Haklıyım, işte kanun, işte nizam, işte usul, işte erkân…" Geceleyin rüyada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'i görmüş.Geceleyin rüyada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'i görmüş. Demiş ki Resûlullah Efendimiz; "E bize gelmeyi istemiyor musun?Demiş ki Resûlullah Efendimiz; "E bize gelmeyi istemiyor musun? Ne bu böyle müdafaa hazırlıkları?Ne bu böyle müdafaa hazırlıkları? " Ertesi sabah kalkmış, müdafaanâmesini yırtmış, ufalamış, atmış bir kenara. Neden? " Ertesi sabah kalkmış, müdafaanâmesini yırtmış, ufalamış, atmış bir kenara.

Neden?

Rüyada Resûlullah Efendimiz'i gördü.Rüyada Resûlullah Efendimiz'i gördü. "Bize gelmek istemiyor musun, ne bu böyle kaytarman için çalışma?" gibilerden deyince"Bize gelmek istemiyor musun, ne bu böyle kaytarman için çalışma?" gibilerden deyince ölüm gözüne görünmemiş. ölüm gözüne görünmemiş.

Onun için, cenneti Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de çok anlatıyor. Kur'an okusak anlayacağız biraz.Onun için, cenneti Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de çok anlatıyor. Kur'an okusak anlayacağız biraz. Öyle sûreler var ki sabahtan akşama okusan, cennetin ne güzel şeylerini anlatıyor. Öyle sûreler var ki sabahtan akşama okusan, cennetin ne güzel şeylerini anlatıyor. Öyle hadîs-i şerîfler var ki bir hadîs-i şerîfi okusam cemaat bayılır. Cennetin güzelliklerini anlatıyor.Öyle hadîs-i şerîfler var ki bir hadîs-i şerîfi okusam cemaat bayılır. Cennetin güzelliklerini anlatıyor. Bilecek ki insan fedakârlık yapabilsin.Bilecek ki insan fedakârlık yapabilsin. Kazın geldiği yerden tavuk esirgenmez.Kazın geldiği yerden tavuk esirgenmez. Çünkü daha fazlası gelecek. İnsanoğlu böyle biraz menfaatperest işte.Çünkü daha fazlası gelecek. İnsanoğlu böyle biraz menfaatperest işte. Keşke menfaat kaygısı olmadan, sırf böyle vefalı bir sadık kul olarak yapabilsek.Keşke menfaat kaygısı olmadan, sırf böyle vefalı bir sadık kul olarak yapabilsek. "Böyle bir karşılık beklediğimden değil de Rabbimi sevdiğimden yolum ona feda olsun." "Böyle bir karşılık beklediğimden değil de Rabbimi sevdiğimden yolum ona feda olsun."

Râbia-i Adeviye, kadın ama ne biçim kadın, ne kahraman kadın! Allah şefaatine erdirsin.Râbia-i Adeviye, kadın ama ne biçim kadın, ne kahraman kadın! Allah şefaatine erdirsin. Demiş ki; "Yâ Rabbi, ben sana eğer cennet için ibadet ediyorsam, sen beni cennetine ebediyen sokma.Demiş ki; "Yâ Rabbi, ben sana eğer cennet için ibadet ediyorsam, sen beni cennetine ebediyen sokma. Eğer ben cehennemden korkuyorum diye sana ibadet ediyorsamEğer ben cehennemden korkuyorum diye sana ibadet ediyorsam beni cehennemin içine at, cayır cayır yak. Ben bunlar için yapmıyorum.beni cehennemin içine at, cayır cayır yak. Ben bunlar için yapmıyorum. Eğer ben sırf seni sevdiğimden sana ibadet ediyorsam, o zaman beni sevdiğime kavuştur." diyor. Eğer ben sırf seni sevdiğimden sana ibadet ediyorsam, o zaman beni sevdiğime kavuştur." diyor.

Ne ârif kadınlar var. Ne kadar kahraman insanlar gelmiş geçmiş. Ne ârif kadınlar var. Ne kadar kahraman insanlar gelmiş geçmiş.

Canlarını feda etmeye gelmişler. Helalleşmişler. Kefenlerini yıkamışlar,Canlarını feda etmeye gelmişler. Helalleşmişler. Kefenlerini yıkamışlar, kaybolmasın, bir yerde düşmesin diye başlarına sarık diye sarmışlar. Allah Allah Allah…kaybolmasın, bir yerde düşmesin diye başlarına sarık diye sarmışlar. Allah Allah Allah… yürümüşler, gitmişler. Bir gül bahçesine girercesine, gülistana girercesine… yürümüşler, gitmişler. Bir gül bahçesine girercesine, gülistana girercesine…

İman böyle yaptırır. İman sahtekârlıkla yürümez. Allah kulun imanını mutlaka sınar, tecrübe eder.İman böyle yaptırır. İman sahtekârlıkla yürümez. Allah kulun imanını mutlaka sınar, tecrübe eder. Allah'ı kandırmak mümkün değildir. Mutlaka insanın ihlâsını, temizliğini, paklığını göstermesi lazım. Allah'ı kandırmak mümkün değildir. Mutlaka insanın ihlâsını, temizliğini, paklığını göstermesi lazım.

"Benim kalbim temiz." Deterjanla mı yıkadın? Üç defa mı yıkadın, beş defa mı yıkadın?"Benim kalbim temiz."

Deterjanla mı yıkadın? Üç defa mı yıkadın, beş defa mı yıkadın?
Şartladın mı, şartlamadın mı? Temizliği nereden belli? "Benim kalbim temiz." Şartladın mı, şartlamadın mı? Temizliği nereden belli?

"Benim kalbim temiz."

Namaz kılar mısın? "Kılmam." Demek ki temiz değilmiş.Namaz kılar mısın?

"Kılmam."

Demek ki temiz değilmiş.
Bir Allah'ın emrettiği namaz kılma işini beceremiyorsun. Zekât verir misin? Bir Allah'ın emrettiği namaz kılma işini beceremiyorsun.

Zekât verir misin?

"Hık mık… Vereceğim de, vermedim de, şöyle de, böyle de… Yarısını verdim de öbür yarısını..." "Hık mık… Vereceğim de, vermedim de, şöyle de, böyle de… Yarısını verdim de öbür yarısını..."

Olmaz! Allah sana malı veriyor; kırkta birini verirken elin titriyor. Verecek ama kırkta birini.Olmaz! Allah sana malı veriyor; kırkta birini verirken elin titriyor. Verecek ama kırkta birini. 39 tanesi sana kalacak mübarek, ne telaş edip duruyorsun? Zekâtın parada nispeti kırkta bir.39 tanesi sana kalacak mübarek, ne telaş edip duruyorsun? Zekâtın parada nispeti kırkta bir. Onu verirken adamın eli ayağı titriyor. Vermemek için binbir türlü hile yapıyor, kaytarıyor vesaire. Onu verirken adamın eli ayağı titriyor. Vermemek için binbir türlü hile yapıyor, kaytarıyor vesaire.

Candan ver. Zekât, vereceğin hayrın asgarî çizgisidir.Candan ver. Zekât, vereceğin hayrın asgarî çizgisidir. Kırkta bir vermek mümkün olduğu gibi kırkta iki de verebilirsin, kırkta beş de verebilirsin. Kırkta bir vermek mümkün olduğu gibi kırkta iki de verebilirsin, kırkta beş de verebilirsin. Daha fazla versen ne olur? Daha çok sevap kazanırsın. İşte bunları mü'minler yapar.Daha fazla versen ne olur?

Daha çok sevap kazanırsın.

İşte bunları mü'minler yapar.
Cennete müştâk olanlar bu işi yapabilir. Müştâk olmayanlar kaytarır. Allah bize hakikî iman nasip etsin. Cennete müştâk olanlar bu işi yapabilir. Müştâk olmayanlar kaytarır.

Allah bize hakikî iman nasip etsin.

Kim cehennemden korkarsa o zaman zevkli sefalı, nefsin hoşuna giden işlerden uzak durur.Kim cehennemden korkarsa o zaman zevkli sefalı, nefsin hoşuna giden işlerden uzak durur. "Şurada çalgı var. Burada eğlence var. "Şurada çalgı var. Burada eğlence var. Burada orta şarkın en büyük oryantalist dansözü gelecek, dans edecek.Burada orta şarkın en büyük oryantalist dansözü gelecek, dans edecek. Şöyle keyif var, böyle sefa var. Biletler şu kadar bin lira… Ama ben sana bedava veririm.Şöyle keyif var, böyle sefa var. Biletler şu kadar bin lira… Ama ben sana bedava veririm. Gel seninle beraber bir masa tutalım. Felekten bir gece çalalım…"Gel seninle beraber bir masa tutalım. Felekten bir gece çalalım…" Sen felekten bir gece çalmıyorsun, sen kendine cehennemde yer hazırlıyorsun. Sen felekten bir gece çalmıyorsun, sen kendine cehennemde yer hazırlıyorsun. Cehennemin kötülüğünü bilen günahlardan uzak durur. Günahlar tatlı gelmez. Cehennemin kötülüğünü bilen günahlardan uzak durur. Günahlar tatlı gelmez.

Allah razı olsun analarımızdan, babalarımızdan. Bir gazinoda bir çalgı sesi duysak benim midem bulanıyor.Allah razı olsun analarımızdan, babalarımızdan. Bir gazinoda bir çalgı sesi duysak benim midem bulanıyor. Sevemiyorum. Millet oraya nasıl gidiyor, nasıl [eğleniyor?] Benim ruhuma bir kasvet çöküyor. Neden? Sevemiyorum. Millet oraya nasıl gidiyor, nasıl [eğleniyor?] Benim ruhuma bir kasvet çöküyor.

Neden?

Cehennem var. Herkes bilir keyif yapmasını, eğlenmesini, keyfince, nefsine uygun olarak yaşamasını…Cehennem var. Herkes bilir keyif yapmasını, eğlenmesini, keyfince, nefsine uygun olarak yaşamasını… İslâm nefse biraz mâni olmak, nefsin arzularını engellemek yoludur. Kendini sıkacaksın.İslâm nefse biraz mâni olmak, nefsin arzularını engellemek yoludur. Kendini sıkacaksın. Allah rızası için fedakârlık yapacaksın. Haramlara karşı direneceksin. Günahlara gitmeyeceksin. Allah rızası için fedakârlık yapacaksın. Haramlara karşı direneceksin. Günahlara gitmeyeceksin.

"Ama içim çok istiyor…" İşte içinden şeytan istettiriyor, nefis istettiriyor. Yapmayacaksın. "Ama içim çok istiyor…"

İşte içinden şeytan istettiriyor, nefis istettiriyor. Yapmayacaksın.

"Alışmışım bir kere, bırakamıyorum…" Yazıklar olsun bizim Müslümanlığımıza!"Alışmışım bir kere, bırakamıyorum…"

Yazıklar olsun bizim Müslümanlığımıza!
Allah rızası için bir basit şeyi bırakamıyoruz, bir sigarayı bırakamıyoruz! Allah rızası için bir basit şeyi bırakamıyoruz, bir sigarayı bırakamıyoruz!

"Ya zararlı; ciğerine duman dolduruyor. İçme bunu." "Ya zararlı; ciğerine duman dolduruyor. İçme bunu."

"Hocam zaten haram değilmiş."Hocam zaten haram değilmiş. Peygamber Efendimiz'den bu hususta hadis yok, Kur'ân-ı Kerîm'de âyet yok.Peygamber Efendimiz'den bu hususta hadis yok, Kur'ân-ı Kerîm'de âyet yok. Onun için haram değilmiş. Nihayet alimler 'mekruh' diyorlar.Onun için haram değilmiş. Nihayet alimler 'mekruh' diyorlar. Müsaade et de şöyle kapının arka tarafında içeyim." Müsaade et de şöyle kapının arka tarafında içeyim."

Ya kendine zararı var! Bir babayiğitliğini görelim bakalım.Ya kendine zararı var! Bir babayiğitliğini görelim bakalım. Allah rızası için birazcık sigaradan bile vazgeçemiyorsun.Allah rızası için birazcık sigaradan bile vazgeçemiyorsun. Küçücük şu kadarcık sigara seni tuşa getiriyor, yeniyor.Küçücük şu kadarcık sigara seni tuşa getiriyor, yeniyor. Küt aşağıya koca pehlivan adam, 1.90 boyunda adam yenilmiş, sırtı minderde. Üstünde kim var?Küt aşağıya koca pehlivan adam, 1.90 boyunda adam yenilmiş, sırtı minderde. Üstünde kim var? Arıyorsun, bakıyorsun, kim yenmiş bunu? Sigara yenmiş.Arıyorsun, bakıyorsun, kim yenmiş bunu? Sigara yenmiş. Parmak kadar sigara 1.90 boyundaki adamı yeniyor. Nasıl yeniyor? Parmak kadar sigara 1.90 boyundaki adamı yeniyor. Nasıl yeniyor?

Vazgeçemiyor. "İçme" diyorsun. Zararlı olduğunu biliyor. Nefesi tıkanıyor ama içiyor. Vazgeçemiyor. "İçme" diyorsun. Zararlı olduğunu biliyor. Nefesi tıkanıyor ama içiyor.

Biraz cehenneme götürecek şeylerden vazgeçebilmesini, şehvetli, arzulu şeylerden uzak durmasını bileceğiz. Biraz cehenneme götürecek şeylerden vazgeçebilmesini, şehvetli, arzulu şeylerden uzak durmasını bileceğiz.

Ve men tarakkabe'l-mevte sabera ani'l-lezzâti. "Ölümü gören lezzetlerden lezzet alamaz." Ve men tarakkabe'l-mevte sabera ani'l-lezzâti. "Ölümü gören lezzetlerden lezzet alamaz."

Etrafımızda ölüm var mı? Var. Burada mezarlık var mı? Var. Etrafımızda ölüm var mı?

Var.

Burada mezarlık var mı?

Var.

Yakınlarımızdan, gençlerden, yaşlılardan, çocuklardan bazı kimselerYakınlarımızdan, gençlerden, yaşlılardan, çocuklardan bazı kimseler vadesi yetince aramızdan ayrılıp gidiyor mu? Gidiyor. Bize de gelebilir mi sıra? Gelebilir. vadesi yetince aramızdan ayrılıp gidiyor mu?

Gidiyor.

Bize de gelebilir mi sıra?

Gelebilir.

Ne zaman gelir? "Ne bileyim hocam, bugün de gelir, bir saat sonra da gelir,Ne zaman gelir?

"Ne bileyim hocam, bugün de gelir, bir saat sonra da gelir,
bir gün sonra da gelir, bir ay sonra da gelir, bir sene sonra da gelir." bir gün sonra da gelir, bir ay sonra da gelir, bir sene sonra da gelir."

Dedesi durur, torun ölür. Hastanın başındaki bekleyici ölür, hasta sağ salim sabaha çıkar.Dedesi durur, torun ölür. Hastanın başındaki bekleyici ölür, hasta sağ salim sabaha çıkar. Allah'ın işi belli olmaz. Ölüm herkesin başında. Allah'ın işi belli olmaz. Ölüm herkesin başında.

"Aman, o zaman ben böyle lezzetli şeylere pek dalmayayım. Biraz ilim öğreneyim."Aman, o zaman ben böyle lezzetli şeylere pek dalmayayım. Biraz ilim öğreneyim. Biraz Allah'ın sevdiği işleri yapayım. Cenneti kazanmaya bakayım.Biraz Allah'ın sevdiği işleri yapayım. Cenneti kazanmaya bakayım. Cehennemden korunmaya çalışayım." diye insan o zaman bu lezzetleri küçümsemeye başlar. Cehennemden korunmaya çalışayım." diye insan o zaman bu lezzetleri küçümsemeye başlar.

Kim bu dünyadan yüz çevirirse, dünyaya karşı müstağnî olabilirse o zaman bu makbuldür.Kim bu dünyadan yüz çevirirse, dünyaya karşı müstağnî olabilirse o zaman bu makbuldür. Bizim dinimizde dünya bir aldatıcı imtihan [yeri] bizim karşımızda. Dünya nedir? Bizim dinimizde dünya bir aldatıcı imtihan [yeri] bizim karşımızda.

Dünya nedir?

Bu köşkler, bu evler, bu paralar, bu pullar, bu imkânlar birer imtihandır. Bunlar insanları aldatıyor.Bu köşkler, bu evler, bu paralar, bu pullar, bu imkânlar birer imtihandır. Bunlar insanları aldatıyor. İnsanlar birbirlerini bunun için kırıyorlar. İnsanlar birbirlerini para için aldatıyorlar.İnsanlar birbirlerini bunun için kırıyorlar. İnsanlar birbirlerini para için aldatıyorlar. İki kardeş birbirine miras yüzünden kavga edip düşman oluyor. Aldatmacalar onun için oluyor.İki kardeş birbirine miras yüzünden kavga edip düşman oluyor. Aldatmacalar onun için oluyor. Hırsızlıklar, katillikler vesaireler dünya hırsından oluyor. Hırsızlıklar, katillikler vesaireler dünya hırsından oluyor.

Adam İstanbul'un dışında koskocaman mahalle kurdu, orada yüksek yüksek apartmanlar yerleştirdi.Adam İstanbul'un dışında koskocaman mahalle kurdu, orada yüksek yüksek apartmanlar yerleştirdi. Çok zengin adam.Çok zengin adam. Nasıl öldü? Çocuğu öldürdü. Nasıl öldü?

Çocuğu öldürdü.

Neden öldürdü? Paraların daha çabuk eline gelmesi için.Neden öldürdü?

Paraların daha çabuk eline gelmesi için.
"Babam bu paraların hepsini tam yememe mâni oluyor."Babam bu paraların hepsini tam yememe mâni oluyor. Şunu öldüreyim, miras olarak paraların hepsi bana daha çabuk gelsin." diye babasını öldürdü adam.Şunu öldüreyim, miras olarak paraların hepsi bana daha çabuk gelsin." diye babasını öldürdü adam. O mahallelerin milyonları cazibeli geldiği için. O mahallelerin milyonları cazibeli geldiği için.

İnsanoğlu işte bu dünyadaki bütün hataları bu dünya sevgisinden yapıyor.İnsanoğlu işte bu dünyadaki bütün hataları bu dünya sevgisinden yapıyor. Düşünün; aramızdaki çekişmeler, çatışmalar, münakaşalar, sıkıntılar, Düşünün; aramızdaki çekişmeler, çatışmalar, münakaşalar, sıkıntılar, vesaireler ekseriyeti dünya metaından, menfaatinden dolayıdır. vesaireler ekseriyeti dünya metaından, menfaatinden dolayıdır. İşte bunlara karşı Müslümanİşte bunlara karşı Müslüman metelik vermez. "Dünya senin olsun. Allah bana helalinden versin." Peygamber Efendimiz ne demiş? metelik vermez. "Dünya senin olsun. Allah bana helalinden versin."

Peygamber Efendimiz ne demiş?

"Yâ Muhammed, sana istersen Mekke'nin dağlarını altın yapayım." dediği zaman Cebrail aleyhisselam,"Yâ Muhammed, sana istersen Mekke'nin dağlarını altın yapayım." dediği zaman Cebrail aleyhisselam, Allahu Teâlâ hazretlerinin teklifini getirdiği zaman istememiş. "Ben istemem." demiş. Allahu Teâlâ hazretlerinin teklifini getirdiği zaman istememiş. "Ben istemem." demiş.

İsteseydi Hz. Süleyman gibi aynı zamanda sarayları,İsteseydi Hz. Süleyman gibi aynı zamanda sarayları, orduları olan bir peygamber olabilir miydi Peygamber Efendimiz? Olurdu. orduları olan bir peygamber olabilir miydi Peygamber Efendimiz?

Olurdu.
Allah ne isterse ona onu nasip ederdi. Peygamber Efendimiz dünyaya metelik vermedi. Allah ne isterse ona onu nasip ederdi. Peygamber Efendimiz dünyaya metelik vermedi.

Hz. Ömer bir gün Peygamber Efendimiz'in yanına geldi.Hz. Ömer bir gün Peygamber Efendimiz'in yanına geldi. O da uyandı, kalktı ki alnına, yüzüne, eline yattığı hasırın izleri iz bırakmış. Hasır üstünde yatıyor.O da uyandı, kalktı ki alnına, yüzüne, eline yattığı hasırın izleri iz bırakmış. Hasır üstünde yatıyor. Bir yumuşak minderi yoktu. Bir keresinde zengin bir kadın güzel, içine [lif] konulmuş bir yatak getirdi. Bir yumuşak minderi yoktu. Bir keresinde zengin bir kadın güzel, içine [lif] konulmuş bir yatak getirdi. Hazırlamış, meşin bir yatak getirdi, Peygamber Efendimiz'e verdi. Hazırlamış, meşin bir yatak getirdi, Peygamber Efendimiz'e verdi.

Olmadığından değil, kardeşlerim. O noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum.Olmadığından değil, kardeşlerim. O noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Peygamber Efendimiz'in yaptığı yokluktan değil. Yatağı getirdiler. Bir gece yattı üstünde. Peygamber Efendimiz'in yaptığı yokluktan değil.

Yatağı getirdiler. Bir gece yattı üstünde.
Yumuşacık bir yatak. Hani bizim şimdi yataklarımız var ya;Yumuşacık bir yatak. Hani bizim şimdi yataklarımız var ya; o tarafa dönüyorsun, içine batıyorsun, bu tarafa dönüyorsun, içine batıyorsun. Oh, rahat... o tarafa dönüyorsun, içine batıyorsun, bu tarafa dönüyorsun, içine batıyorsun. Oh, rahat... Yastıklar kuş tüyü… Onlar gibi olmasa bile rahat bir yatak.Yastıklar kuş tüyü… Onlar gibi olmasa bile rahat bir yatak. Peygamber Efendimiz yattı, o gece teheccüd namazına kalkamadı. Peygamber Efendimiz yattı, o gece teheccüd namazına kalkamadı. Rahat olduğu için yatak, teheccüd namazına o gece kalkamadı. Ertesi gün dedi ki; "Bu yatağı alın, götürün." Rahat olduğu için yatak, teheccüd namazına o gece kalkamadı. Ertesi gün dedi ki; "Bu yatağı alın, götürün."

Neden? Rahat yatak, hediye gelmiş? Teheccüd namazına kaldırtmadı. Rahat uyuttu.Neden? Rahat yatak, hediye gelmiş?

Teheccüd namazına kaldırtmadı. Rahat uyuttu.
Sert bir tahta üzerinde yatsa uyanacaktı. Ama o gece o rahattan derin bir uykuya daldığından.Sert bir tahta üzerinde yatsa uyanacaktı. Ama o gece o rahattan derin bir uykuya daldığından. Kim bilir yorgundu belki gündüz… Suudi Arabistan'ın zaten havası sıcak oluyor. Kim bilir yorgundu belki gündüz… Suudi Arabistan'ın zaten havası sıcak oluyor. O gece kalkamayınca; "Bu yatağı kaldırın, götürün." dedi. O gece kalkamayınca; "Bu yatağı kaldırın, götürün." dedi.

O paraların birazını, azıcığını ayırsaydı…O paraların birazını, azıcığını ayırsaydı… Herkese verdiği bir avuç kadar kendisine de bir avuç alsaydı Peygamber Efendimiz,Herkese verdiği bir avuç kadar kendisine de bir avuç alsaydı Peygamber Efendimiz, kimseye muhtaç olmadan ne evler yapardı… Şimdi Suudlular'ın yaptığı… kimseye muhtaç olmadan ne evler yapardı…

Şimdi Suudlular'ın yaptığı…
Cidde'de bir saray yaptırıyor; otomobille beş dakika duvarı boyunca gidiyorsun. Kimin? Cidde'de bir saray yaptırıyor; otomobille beş dakika duvarı boyunca gidiyorsun.

Kimin?

Kralın şehzadelerinden bilmem kimin sarayının bahçesi. Git babam git, bitmiyor.Kralın şehzadelerinden bilmem kimin sarayının bahçesi. Git babam git, bitmiyor. 50-60-70 kilometre süratle arabayla gidiyorsun; hududuna [ulaşamıyorsun.]50-60-70 kilometre süratle arabayla gidiyorsun; hududuna [ulaşamıyorsun.] Yüksek duvarlar, içerisinde de ne var, görmüyorsun. Yüksek duvarlar, içerisinde de ne var, görmüyorsun.

Medine-i Münevvere'de sivri bir dağ vardı, ovanın tam orta yerinde.Medine-i Münevvere'de sivri bir dağ vardı, ovanın tam orta yerinde. Kral hazretleri ortasından kestirdi, bu tarafa devirtti. Onun üstüne bir büyük bina yaptırdı.Kral hazretleri ortasından kestirdi, bu tarafa devirtti. Onun üstüne bir büyük bina yaptırdı. Her taraf görünüyor. Benim kürsüden cemaatimi seyrettiğim gibi… Her taraf görünüyor. Benim kürsüden cemaatimi seyrettiğim gibi… Oradan Medine-i Münevvere ovasını seyredecek kral hazretleri. Oraya bir saray yaptırdı. Oradan Medine-i Münevvere ovasını seyredecek kral hazretleri. Oraya bir saray yaptırdı. Şehrin içinde bir saray. Riyad'da bir saray. Taif'te bir saray. Belki birkaç tane saray… Şehrin içinde bir saray. Riyad'da bir saray. Taif'te bir saray. Belki birkaç tane saray…

Yaptıramaz mıydı Peygamber Efendimiz? Yaptırırdı. Ama dünyaya önem vermedi.Yaptıramaz mıydı Peygamber Efendimiz?

Yaptırırdı. Ama dünyaya önem vermedi.
Âhirete önem verdi. Eline geleni hemen harcadı. Âhirete önem verdi. Eline geleni hemen harcadı.

Onun için, biz de asıl yurdumuzun, yerimizin âhiret olduğunu bilelim. Âhirete hazırlanalım.Onun için, biz de asıl yurdumuzun, yerimizin âhiret olduğunu bilelim. Âhirete hazırlanalım. Bu dünyada başımıza gelen musibetlerin imtihan olduğunu bilelim. Bu dünyada başımıza gelen musibetlerin imtihan olduğunu bilelim. Bu musibetleri, belaları Allah bizi imtihan için gönderiyor. Bunlara sabredip ecrimizi kazanalım. Bu musibetleri, belaları Allah bizi imtihan için gönderiyor. Bunlara sabredip ecrimizi kazanalım. Sabır imtihanımızı başarıyla sağlayalım. Lezzetlere, keyiflere aldanıp da âhireti unutmayalım.Sabır imtihanımızı başarıyla sağlayalım. Lezzetlere, keyiflere aldanıp da âhireti unutmayalım. Allah bizi bu dünyaya kendisine güzel kulluk edelim diye göndermişken biz bu dünyaya girip de Allah bizi bu dünyaya kendisine güzel kulluk edelim diye göndermişken biz bu dünyaya girip de bu dünyanın keyiflerine, zevklerine takılır da geldiğimiz sebebi unutursak, bu dünyanın keyiflerine, zevklerine takılır da geldiğimiz sebebi unutursak, Allah'a kulluğu unutursak sonra Rabbimizin huzuruna ne yüzle çıkacağız? Allah'a kulluğu unutursak sonra Rabbimizin huzuruna ne yüzle çıkacağız?

Şöyle bir çocuk düşünün ki babası diyor ki; "Al şu parayı evladım,Şöyle bir çocuk düşünün ki babası diyor ki; "Al şu parayı evladım, git bakkaldan bir paket hâlis tereyağı al, bir tane ekmek al. Kahvaltı yapacağız.git bakkaldan bir paket hâlis tereyağı al, bir tane ekmek al. Kahvaltı yapacağız. Bir paket çay al, bir kilo şeker al. Hemen çarçabuk gel, bak işe geç kalıyorum." Bir paket çay al, bir kilo şeker al. Hemen çarçabuk gel, bak işe geç kalıyorum." Çocuk bakkala giderken yolda arkadaşlarını görüyor, bisiklete biniyorlar, Çocuk bakkala giderken yolda arkadaşlarını görüyor, bisiklete biniyorlar, "Arkasına binsene, önüne binsene… Hadi şuraya gidelim…" Oynuyorlar."Arkasına binsene, önüne binsene… Hadi şuraya gidelim…" Oynuyorlar. Ondan sonra futbol var, top var; "Hadi biraz oynayalım…" Baba orada bekliyor. Ondan sonra futbol var, top var; "Hadi biraz oynayalım…" Baba orada bekliyor. "Allah Allah, bizim çocuk nerede kaldı ya?" Çocuk bisiklete biniyor, top oynuyor, oyun oynuyor."Allah Allah, bizim çocuk nerede kaldı ya?" Çocuk bisiklete biniyor, top oynuyor, oyun oynuyor. Baba tabii yollara dökülmüş. Nihayet bir yerde görürse ne yapar? Baba tabii yollara dökülmüş. Nihayet bir yerde görürse ne yapar?

Kulağına yapışır, çocuğu getirir eve. "Ben seni niye gönderdim?" der.Kulağına yapışır, çocuğu getirir eve. "Ben seni niye gönderdim?" der. Kulağını büker. O böyle kıvırdıkça çocuk da başını kaldırır, kulağı çok acımasın diye. Kulağını büker. O böyle kıvırdıkça çocuk da başını kaldırır, kulağı çok acımasın diye.

"Ben seni nereye gönderdim?" "Ekmek almaya gönderdin baba." "Ben seni nereye gönderdim?"

"Ekmek almaya gönderdin baba."

"Ekmek nerede? Ben seni oyun oynamaya mı gönderdim?" "Hayır baba." "Ekmek nerede? Ben seni oyun oynamaya mı gönderdim?"

"Hayır baba."

"Sen niye oyunun peşine düştün?" demez mi? Der. "Sen niye oyunun peşine düştün?" demez mi?

Der.

Bu benzetmeden sen âhiretteki durumunu anlayıver.Bu benzetmeden sen âhiretteki durumunu anlayıver. Allahu Teâlâ hazretleri bizi buraya kendisine ibadet etmeye göndermişken biz ibadeti unutup da eğlenceye,Allahu Teâlâ hazretleri bizi buraya kendisine ibadet etmeye göndermişken biz ibadeti unutup da eğlenceye, oyuna dalarsak Allahu Teâlâ hazretleri cezalandırır mı, cezalandırmaz mı? oyuna dalarsak Allahu Teâlâ hazretleri cezalandırır mı, cezalandırmaz mı?

Sözünü dinlemeyenleri cezalandırır.Sözünü dinlemeyenleri cezalandırır. Kendisine mutî olanları, kendi yolunda yürüyenleri mükâfatlandıracak, eğri yolda gidenleri cezalandıracak. Kendisine mutî olanları, kendi yolunda yürüyenleri mükâfatlandıracak, eğri yolda gidenleri cezalandıracak.

Allahu Teâlâ hazretleri şu dünya hayatında doğru gidip Peygamber Efendimiz'in gösterdiği yolda yürüyüpAllahu Teâlâ hazretleri şu dünya hayatında doğru gidip Peygamber Efendimiz'in gösterdiği yolda yürüyüp Allahu Teâlâ hazretlerinin razı olacağı işleri yapıp ömrümüzü güzel hayırlı işlerle geçiripAllahu Teâlâ hazretlerinin razı olacağı işleri yapıp ömrümüzü güzel hayırlı işlerle geçirip imân-ı kâmil ile âhirete göçüp Rabbimizin huzuruna sevdiği razı olduğu bir kul olarak varmayı nasip eylesin.imân-ı kâmil ile âhirete göçüp Rabbimizin huzuruna sevdiği razı olduğu bir kul olarak varmayı nasip eylesin. Gafletle, cahillikle ömür geçirip ömrümüzü heba edip suçlarla günahlarla doldurupGafletle, cahillikle ömür geçirip ömrümüzü heba edip suçlarla günahlarla doldurup Rabbimizin huzuruna yüzü kara, suçlu, mücrim olarak gitmekten cümlemizi korusun.Rabbimizin huzuruna yüzü kara, suçlu, mücrim olarak gitmekten cümlemizi korusun. Peygamber Efendimiz'in şefaatine nail eylesin. Peygamber Efendimiz'in şefaatine nail eylesin. Âhirette Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e komşu eylesin.Âhirette Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e komşu eylesin. Cennetiyle cemâliyle cümlenizi cümlemizi müşerref eylesin. Cennetiyle cemâliyle cümlenizi cümlemizi müşerref eylesin.

Bi-hürmeti esrârı sûreti'l-Fâtiha. Bi-hürmeti esrârı sûreti'l-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2