Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Hilim, Güzel Huy ve Vera’ (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

24 Rebîü'l-Âhir 1415 / 29.09.1994
Özelif / ANKARA

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Ben de Aleviyim. Caferî mezhebindenim. Tunceli doğumluyum. Burada hem okuyorum, hem de başsız bırakılan, Marksistlerce kullanılan ve | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Hilim, Güzel Huy ve Vera’ (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

24 Rebîü'l-Âhir 1415 / 29.09.1994
Özelif / ANKARA

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Ben de Aleviyim. Caferî mezhebindenim. Tunceli doğumluyum. Burada hem okuyorum, hem de başsız bırakılan, Marksistlerce kullanılan ve | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bir güzel kâğıt geldi, onu okuyacağım. Bir güzel kâğıt geldi, onu okuyacağım. Altında imzası var, mertçe kardeşimiz imzasını da atmış, Allah razı olsun. Altında imzası var, mertçe kardeşimiz imzasını da atmış, Allah razı olsun. "Selamünaleyküm, değerli hocam." diyor. Bakın ne diyor arkasından."Selamünaleyküm, değerli hocam." diyor. Bakın ne diyor arkasından. Oyun değil, şimdi ben ismini okusam, kalk ayağa desem, kalkacak bir arkadaş.Oyun değil, şimdi ben ismini okusam, kalk ayağa desem, kalkacak bir arkadaş. Mecmuada da neşredeceğim bunu. "Ben de Aleviyim. Caferî mezhebindenim.Mecmuada da neşredeceğim bunu.

"Ben de Aleviyim. Caferî mezhebindenim.
Tunceli doğumluyum. Burada hem okuyorum, hem de başsız bırakılan,Tunceli doğumluyum. Burada hem okuyorum, hem de başsız bırakılan, Marksistlerce kullanılan ve aldatılan Alevî kardeşlerimi özüne döndürmek,Marksistlerce kullanılan ve aldatılan Alevî kardeşlerimi özüne döndürmek, ehl-i beytin yoluna döndürmeye çalışıyorum. İyi ağabeylerle görüşüyorum.ehl-i beytin yoluna döndürmeye çalışıyorum. İyi ağabeylerle görüşüyorum. Bizim adımıza konuşanlar Alevî değil, dinsiz kişiler. Bizlere de yardımcı olur musunuz?" Bizim adımıza konuşanlar Alevî değil, dinsiz kişiler. Bizlere de yardımcı olur musunuz?"

Başüstüne, yani severek, elimizden geldiği kadar kardeşlerimizin hizmetindeyiz. Başüstüne, yani severek, elimizden geldiği kadar kardeşlerimizin hizmetindeyiz.

Muhterem kardeşlerim! Benim İstanbul'da da tanıdığım Alevî ihvanım, kardeşlerim var. Muhterem kardeşlerim!

Benim İstanbul'da da tanıdığım Alevî ihvanım, kardeşlerim var.
İhvanımız yani eli tespihli kardeşlerimiz var. İnsaflı, tahsilli insanlar, doktor oldular.İhvanımız yani eli tespihli kardeşlerimiz var. İnsaflı, tahsilli insanlar, doktor oldular. Böyle dindar kızlarla evlendiler, güzel aileler kurdular. Şunu bir kere söyleyeyim;Böyle dindar kızlarla evlendiler, güzel aileler kurdular.

Şunu bir kere söyleyeyim;
Alevî deyince herkesi defterden silmeyin. Bu düşmanlığı kaldıralım. Alevî deyince herkesi defterden silmeyin. Bu düşmanlığı kaldıralım. Bak, görüyorsunuz namazlı, niyazlı, tespihli kardeşlerimiz var içlerinde. Bak, görüyorsunuz namazlı, niyazlı, tespihli kardeşlerimiz var içlerinde. Yani, kim ne söylüyor, söylediği söze bakın.Yani, kim ne söylüyor, söylediği söze bakın. Hz. Ali Efendimiz'in güzel bir sözü var, çok güzel bir sözü var. Diyor ki; Hz. Ali Efendimiz'in güzel bir sözü var, çok güzel bir sözü var. Diyor ki;

"Hakkı insanlara bakarak tespit etmeye çalışma, hakkın ne olduğunu bil, "Hakkı insanlara bakarak tespit etmeye çalışma, hakkın ne olduğunu bil, kimin hakkı söyleyen insan olduğunu anlarsın, insanları o zaman iyi değerlendirirsin." kimin hakkı söyleyen insan olduğunu anlarsın, insanları o zaman iyi değerlendirirsin." Hakkı bilmek, doğruyu bilmek, çok önemli. Doğru nedir? Hakkı bilmek, doğruyu bilmek, çok önemli.

Doğru nedir?

Doğru Allah'ın yoludur, Kur'ân-ı Kerîm'in yoludur, Peygamber Efendimiz'in yoludur.Doğru Allah'ın yoludur, Kur'ân-ı Kerîm'in yoludur, Peygamber Efendimiz'in yoludur. Tamam, bunu bildik mi, her şey düzelir. Bak, ne kadar güzel kardeşlerimiz var. Tamam, bunu bildik mi, her şey düzelir. Bak, ne kadar güzel kardeşlerimiz var. Allah razı olsun, ismi bende, şimdi ben bunu böyle katlayacağım, koyacağım,Allah razı olsun, ismi bende, şimdi ben bunu böyle katlayacağım, koyacağım, dergimde de inşaallah bunun yazısını yazacağım.dergimde de inşaallah bunun yazısını yazacağım. Allah razı olsun, Allah hayırlı hizmetlere muvaffak etsin. Allah razı olsun, Allah hayırlı hizmetlere muvaffak etsin.

Ben Avustralya'da da [görüşmelerkonuşmalar] yaptım. Avustralya'ya gittiğim zamanBen Avustralya'da da [görüşmelerkonuşmalar] yaptım. Avustralya'ya gittiğim zaman orada duydum ki bu Sivas hadiseleri olunca [bizim aleyhimize konuşmalar olmuş.] orada duydum ki bu Sivas hadiseleri olunca [bizim aleyhimize konuşmalar olmuş.]

Muhterem kardeşlerim! Sivas hadiselerini biz yapmadık. Muhterem kardeşlerim!

Sivas hadiselerini biz yapmadık.
Yani biz dediğim ehl-i sünnet yapmadı, Sivas hadiselerinde oteli yakan insanın sarhoş olduğuYani biz dediğim ehl-i sünnet yapmadı, Sivas hadiselerinde oteli yakan insanın sarhoş olduğu ortaya çıktı ve böyle başka gayeli insanlar olduğu ortaya çıktı, bu işin tertip olduğu ortaya çıktı.ortaya çıktı ve böyle başka gayeli insanlar olduğu ortaya çıktı, bu işin tertip olduğu ortaya çıktı. Neyse, o ayrı bir fasıl, mahkemede filan… Neyse, o ayrı bir fasıl, mahkemede filan… Ama Sivas olaylarının arkasından Avustralya'da çok aleyhte sözler söylenmiş;Ama Sivas olaylarının arkasından Avustralya'da çok aleyhte sözler söylenmiş; Türk radyosunda dine, imana, Kur'an'a, şeriata çok sövülmüş. Sövmüşler açıkça…Türk radyosunda dine, imana, Kur'an'a, şeriata çok sövülmüş. Sövmüşler açıkça… Böyle çok dinsizlik yapmışlar yani. Ben dedim ki kimler yapmış bunu? Aleviler! Böyle çok dinsizlik yapmışlar yani.

Ben dedim ki kimler yapmış bunu?

Aleviler!

Kimse cevap da verememiş. Dedim ki, tamam… Alevîlerin merkezine gidelim, hangi şehirdedir bunlar? Kimse cevap da verememiş. Dedim ki, tamam… Alevîlerin merkezine gidelim, hangi şehirdedir bunlar?

Falanca şehirde… Oraya gittik, onların derneklerine gittik. Dedik ki; "Biz sizi ziyarete geliyoruz." Falanca şehirde… Oraya gittik, onların derneklerine gittik. Dedik ki; "Biz sizi ziyarete geliyoruz." Geçtik karşılarına oturduk, böyle kalabalık, onlar da karşımıza oturdu.Geçtik karşılarına oturduk, böyle kalabalık, onlar da karşımıza oturdu. İçlerinde tahsillileri, şairleri, ozanları, yazarları var, hepsi var. İçlerinde tahsillileri, şairleri, ozanları, yazarları var, hepsi var. Dedim ki; "Ben Câfer-i Sâdık Efendimiz'in yolundanım."Dedim ki;

"Ben Câfer-i Sâdık Efendimiz'in yolundanım."
Hani, bizim Nakşî tarikatında pirimiz Hz. Ali Efendimiz bir pirimiz,Hani, bizim Nakşî tarikatında pirimiz Hz. Ali Efendimiz bir pirimiz, bir pirimiz de Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz. bir pirimiz de Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz. Ama iki kanaldan da silsile devam ediyor, Câfer-i Sâdık Efendimiz'de birleşiyor, Ama iki kanaldan da silsile devam ediyor, Câfer-i Sâdık Efendimiz'de birleşiyor, oradan da devam ediyor. Yani ben onların talebesiyim, bizim silsilemizde o var.oradan da devam ediyor. Yani ben onların talebesiyim, bizim silsilemizde o var. Eh, bizim ailemiz de bildirildiğine göre,Eh, bizim ailemiz de bildirildiğine göre, Biz Buhara'dan gelmişiz Çanakkale'ye, dedelerimiz yanlarında Arap hizmetçiler, halayıklarlaBiz Buhara'dan gelmişiz Çanakkale'ye, dedelerimiz yanlarında Arap hizmetçiler, halayıklarla Buhara'dan göç edip gelmişler Osmanlılar zamanında.Buhara'dan göç edip gelmişler Osmanlılar zamanında. Peygamber Efendimiz'in, Hz. Ali Efendimiz'in soyundanmışız. Onu da söyledim orada. Dedim ki; Peygamber Efendimiz'in, Hz. Ali Efendimiz'in soyundanmışız. Onu da söyledim orada. Dedim ki;

"Hz. Ali Efendimiz'in de evladındanız. Yani, Hz. Ali Efendimiz'i sevmek hem tarikat bakımından,"Hz. Ali Efendimiz'in de evladındanız. Yani, Hz. Ali Efendimiz'i sevmek hem tarikat bakımından, hem sülale bakımından bizim şeyimiz [akrabamız]. Onun yolundanız biz.hem sülale bakımından bizim şeyimiz [akrabamız]. Onun yolundanız biz. Ama ben duydum ki, sizin yaptıklarınız, burada radyoda vesairede söylediklerinizAma ben duydum ki, sizin yaptıklarınız, burada radyoda vesairede söyledikleriniz Hz. Ali Efendimiz'in hoşuna gidecek şey değil. Hz. Ali Efendimiz'in yolu değil.Hz. Ali Efendimiz'in hoşuna gidecek şey değil. Hz. Ali Efendimiz'in yolu değil. İslâm değil sizin yaptığınız, sizin yaptıklarınızla siz İslâm'dan çıkıyorsunuz,İslâm değil sizin yaptığınız, sizin yaptıklarınızla siz İslâm'dan çıkıyorsunuz, dinden, imandan çıkıyorsunuz. Ben buna üzüldüğüm için, Hz. Ali Efendimiz'in evladından olduğum için,dinden, imandan çıkıyorsunuz. Ben buna üzüldüğüm için, Hz. Ali Efendimiz'in evladından olduğum için, Câfer-i Sâdık Efendimiz'in yolundan olduğum için size kardeşlik vazifemi yapmak üzere,Câfer-i Sâdık Efendimiz'in yolundan olduğum için size kardeşlik vazifemi yapmak üzere, nasihat etmek üzere geldim. İlahiyat fakültesinde profesör idim.nasihat etmek üzere geldim. İlahiyat fakültesinde profesör idim. Yirmi yedi sene hizmet gördüm, emekli oldum, Arapça bilirim, Kur'ân-ı Kerîm'i bilirim,Yirmi yedi sene hizmet gördüm, emekli oldum, Arapça bilirim, Kur'ân-ı Kerîm'i bilirim, ne soracaksınız sorun, cevabını vereyim; bu yanlışlık kalksın." dedim. ne soracaksınız sorun, cevabını vereyim; bu yanlışlık kalksın." dedim.

Saatlerce konuştuk. Her sorularına cevap verdim. Tatmin oldular.Saatlerce konuştuk. Her sorularına cevap verdim. Tatmin oldular. Memnun oldular ziyaretimden. Güzelce ayrıldık. Ondan sonra da namaz kıldık, tekrar gittik yanlarına.Memnun oldular ziyaretimden. Güzelce ayrıldık. Ondan sonra da namaz kıldık, tekrar gittik yanlarına. Yemeğe davet ettik, çaya davet ettiler filan… Oradan da ihvânımız var. Tanıdığımız ihvânımız var. Yemeğe davet ettik, çaya davet ettiler filan… Oradan da ihvânımız var. Tanıdığımız ihvânımız var.

Şimdi şu anlaşılıyor ki Alevî diye hemen defterden silmek, düşmanlık yapmak yok. Şimdi şu anlaşılıyor ki Alevî diye hemen defterden silmek, düşmanlık yapmak yok. Tanıyacağız, doğruyu bileceğiz, doğruyu söyleyeceğiz, doğruyu öğreteceğiz, doğruda birleşeceğiz.Tanıyacağız, doğruyu bileceğiz, doğruyu söyleyeceğiz, doğruyu öğreteceğiz, doğruda birleşeceğiz. Bu kâğıt çok hoşuma gitti. Allah razı olsun o kardeşimizden, sizlerden de... Bu kâğıt çok hoşuma gitti. Allah razı olsun o kardeşimizden, sizlerden de...

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2