Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

İkinci Bakıştan Sakınmak

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

3 Rebîü'l-Âhir 1410 / 02.11.1989

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Gözler Bile Zina Eder, Müslüman Ölüme Hazırlıklı Olmalıdır, Allah'tan Kork; Allah'ın kahrı Vardır, Gazabı Vardır, Kötü Arkadaştan | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İkinci Bakıştan Sakınmak

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

3 Rebîü'l-Âhir 1410 / 02.11.1989

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Gözler Bile Zina Eder, Müslüman Ölüme Hazırlıklı Olmalıdır, Allah'tan Kork; Allah'ın kahrı Vardır, Gazabı Vardır, Kötü Arkadaştan | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillâhi Rabbi'l-âlemin. Ve's-salâtü ve's-selâmu alâ seyyidinâ ve senedinâ el-Hamdülillâhi Rabbi'l-âlemin. Ve's-salâtü ve's-selâmu alâ seyyidinâ ve senedinâ ve mededinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn ve mentebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. ve mededinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn ve mentebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'd: Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe inne efdale'l-hadîs-i kitâbullah Emmâ ba'd:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe inne efdale'l-hadîs-i kitâbullah
ve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâlehve şerre'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nârve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr ve bi's-senedili muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: ve bi's-senedili muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

İyyâke ve'n-nezrete ba'de'n-nezrati fe inne'l-ûlâ leke ve's-sâniyete aleyke. İyyâke ve'n-nezrete ba'de'n-nezrati fe inne'l-ûlâ leke ve's-sâniyete aleyke.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Çok aziz ve muhterem kardeşlerim! Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Çok aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Allahu Teâlâ hazretleri dünyanın ve âhiretin her türlü hayırlarına, lütuflarına sizleri erdirsin.Allahu Teâlâ hazretleri dünyanın ve âhiretin her türlü hayırlarına, lütuflarına sizleri erdirsin. Cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin. Geceniz mübarek olsun. Cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin. Geceniz mübarek olsun.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mübarek hadîs-i şerîflerinden okuyoruz.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mübarek hadîs-i şerîflerinden okuyoruz. Hadîs-i şerîflerin okunmasına başlamadan önce Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e Hadîs-i şerîflerin okunmasına başlamadan önce Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e sevgimizin saygımızın, bağlılığımızın, ümmetliğimizin bir nişanesi olmak üzeresevgimizin saygımızın, bağlılığımızın, ümmetliğimizin bir nişanesi olmak üzere âcizane naçizane bir hediye-i Kur'âniyemiz olsun diye ruh-i pâkine;âcizane naçizane bir hediye-i Kur'âniyemiz olsun diye ruh-i pâkine; onun âl'inin, ashâbının, etbâının, ahbâbının ve sâir enbiyâ ve mürselînin ve cümle evliyâullahın;onun âl'inin, ashâbının, etbâının, ahbâbının ve sâir enbiyâ ve mürselînin ve cümle evliyâullahın; hasseten sâdât ve meşâyıh-ı turuk-u aliyyemizin;hasseten sâdât ve meşâyıh-ı turuk-u aliyyemizin; bu beldeleri fetheden fatihlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin; bu beldeleri fetheden fatihlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin; beldenin medâr-ı iftihârı evliyâullahın, Hüseyin Gazi'nin, Hacı Bayrâm-ı Velî'nin, Tâceddin Sultan'ınbeldenin medâr-ı iftihârı evliyâullahın, Hüseyin Gazi'nin, Hacı Bayrâm-ı Velî'nin, Tâceddin Sultan'ın ve sâir salihlerin; buraya teşrif etmiş olan siz aziz kardeşlerimizin ve sâir salihlerin; buraya teşrif etmiş olan siz aziz kardeşlerimizin âhirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına mübarek Cuma gecesindeâhirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına mübarek Cuma gecesinde hediye-i Kur'âniyemiz olsun diye bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîf okuyup bağışlayalım.hediye-i Kur'âniyemiz olsun diye bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîf okuyup bağışlayalım. Allahu Teâlâ hazretleri bizleri de dünya ve âhiret sevaplarına nâil eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri bizleri de dünya ve âhiret sevaplarına nâil eylesin.

Bismillâhirrahmânirrahîm Bismillâhirrahmânirrahîm

Büreyde radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş olan hadîs-i şerîf gözle ilgili bir emir. Büreyde radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş olan hadîs-i şerîf gözle ilgili bir emir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki;

"Bir bakıştan sonra ikinci bir defa tekrar bakmaktan sakın!" "Bir bakıştan sonra ikinci bir defa tekrar bakmaktan sakın!" Fe inne'l-ûlâ leke. "Çünkü birinci bakış senindir, senin hakkındır, bakabilirsin." Fe inne'l-ûlâ leke. "Çünkü birinci bakış senindir, senin hakkındır, bakabilirsin."

Gözün vazifesi var; insan etrafını görecek, normal. Gözün vazifesi var; insan etrafını görecek, normal.

Ve's-sâniyete aleyke. "İkinci bakış senin değil, senin lehine değil; senin aleyhine, vebaldir, günahtır. Ve's-sâniyete aleyke. "İkinci bakış senin değil, senin lehine değil; senin aleyhine, vebaldir, günahtır. Onun için ikinci bakıştan sakın!" Onun için ikinci bakıştan sakın!"

Bu bize günahlardan korunmak için bir edebi öğreten hadîs-i şerîftir.Bu bize günahlardan korunmak için bir edebi öğreten hadîs-i şerîftir. Biliyorsunuz ki Allahu Teâlâ hazretleri bize nice nice âzâ, organ hediye eylemiş; Biliyorsunuz ki Allahu Teâlâ hazretleri bize nice nice âzâ, organ hediye eylemiş; biz bu âzâmız, uzuvlarımız, duyularımız ile hayatımızı sürüyoruz, istifade ediyoruz.biz bu âzâmız, uzuvlarımız, duyularımız ile hayatımızı sürüyoruz, istifade ediyoruz. Gözümüz görüyor, kulağımız sesleri işitiyor, dilimiz harika bir anlaşma sistemi olan konuşma işini sağlıyor.Gözümüz görüyor, kulağımız sesleri işitiyor, dilimiz harika bir anlaşma sistemi olan konuşma işini sağlıyor. Burnumuz koku alma işini sağlıyor. Burnumuz koku alma işini sağlıyor. Cildimiz dokunma duyumuzu, dokunma duygularımız onunla oluyor…Cildimiz dokunma duyumuzu, dokunma duygularımız onunla oluyor… Bunların hepsi insanın hayrı için menfaati için onun lehine! Ne güzel! Bunların hepsi insanın hayrı için menfaati için onun lehine! Ne güzel!

Eğer gözümüz olmasaydı hâlimiz nice olurdu? Çok zor olurdu durumumuz. Eğer gözümüz olmasaydı hâlimiz nice olurdu?

Çok zor olurdu durumumuz.
Onun için gözü kör olan kimselere Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in müjdesi var: Onun için gözü kör olan kimselere Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in müjdesi var:

"Eğer Allah kaderin tecellisi olarak bir kimsenin gözünü alırsa o da takdir böyleymiş diye sabrederse"Eğer Allah kaderin tecellisi olarak bir kimsenin gözünü alırsa o da takdir böyleymiş diye sabrederse onun mukabilinde mükâfatı cennetten başka bir şey olmaz!" onun mukabilinde mükâfatı cennetten başka bir şey olmaz!"

Demek ki göz olmadığı zaman sabredildiği takdirde cenneti kazanacak kadar kıymetli bir şey! Demek ki göz olmadığı zaman sabredildiği takdirde cenneti kazanacak kadar kıymetli bir şey! Göz nimeti güzel bir nimet, güzel bir duygu, güzel bir duyu! Göz nimeti güzel bir nimet, güzel bir duygu, güzel bir duyu!

Fakat her nimetin sınırları var. Gözün de yaratılma sebebi Fakat her nimetin sınırları var. Gözün de yaratılma sebebi bizi korumak, kollamak, tehlikelere karşı uyanık olmamızı sağlamak; etrafa bakmak. bizi korumak, kollamak, tehlikelere karşı uyanık olmamızı sağlamak; etrafa bakmak.

Ârif, kâmil bir müslüman için belki gözün gayesi etrafa bakıpÂrif, kâmil bir müslüman için belki gözün gayesi etrafa bakıp Allah'ın hikmetlerini görmek, ibret almaktır, asıl göz öyledir.Allah'ın hikmetlerini görmek, ibret almaktır, asıl göz öyledir. Onun için Niyâzî-i Mısrî'nin bir güzel şiiri vardır: Bir göz ki anın olmaya ibret nazarında Onun için Niyâzî-i Mısrî'nin bir güzel şiiri vardır:

Bir göz ki anın olmaya ibret nazarında

Ol sahibinin düşmanıdır baş üzerinde Ol sahibinin düşmanıdır baş üzerinde

Bir göz ibret nazarında bakmıyorsa sahibinin dostu değil düşmanı! Bir göz ibret nazarında bakmıyorsa sahibinin dostu değil düşmanı! Tam da başının üstüne gelmiş, en kıymetli yerinde, başının üzerinde! Neden? Tam da başının üstüne gelmiş, en kıymetli yerinde, başının üzerinde!

Neden?

İbret nazarıyla bakmıyor; gafil, cahil… İşte gözün vazifesi dışında kullanılması günah! İbret nazarıyla bakmıyor; gafil, cahil…

İşte gözün vazifesi dışında kullanılması günah!

Vazifesinin dışı nedir? Haramlardır. Harama bakmayacak.Vazifesinin dışı nedir?

Haramlardır. Harama bakmayacak.
Harama bakarsa bu duyu organını suiistimal etmiş olur, ters kullanmış olur.Harama bakarsa bu duyu organını suiistimal etmiş olur, ters kullanmış olur. O bakımdan Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri hadîs-i şerîfindeO bakımdan Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri hadîs-i şerîfinde gözümüz konusunda bizi uyarıyor. İnsan gözünü kapayarak yürüyemez ki!..gözümüz konusunda bizi uyarıyor.

İnsan gözünü kapayarak yürüyemez ki!..
Bir çukura düşer, bir yere çarpar, bir insana zarar verebilir; elbet olacak.Bir çukura düşer, bir yere çarpar, bir insana zarar verebilir; elbet olacak. İlk bakış da masum bakıştır, insanın gözüne bir şey takılabilir. İlk bakış da masum bakıştır, insanın gözüne bir şey takılabilir.

Fakat bu neymiş, [diye] bir daha döndün baktın mı bu ikincisi artık fazla oldu, lüzumsuz oldu. Fakat bu neymiş, [diye] bir daha döndün baktın mı bu ikincisi artık fazla oldu, lüzumsuz oldu. İşte o insanın aleyhinedir. İkinci bakışın yasak olması da haram şeylere karşıdır.İşte o insanın aleyhinedir.

İkinci bakışın yasak olması da haram şeylere karşıdır.
Diyelim ki karşıdan bir kadın geliyor; kadın olduğunu anladın, bir gördün, tamam. Diyelim ki karşıdan bir kadın geliyor; kadın olduğunu anladın, bir gördün, tamam. Başını eğ, gözüne sahip ol, yürü git. İkinci defa baktın mı günah!Başını eğ, gözüne sahip ol, yürü git. İkinci defa baktın mı günah! Ama sevap olan bir şeye, güzel olan bir şeye tekrar tekrar bakmak olabilir. Ama sevap olan bir şeye, güzel olan bir şeye tekrar tekrar bakmak olabilir. Nitekim Tebâreke sûresinde buyuruyor ki; Nitekim Tebâreke sûresinde buyuruyor ki;

Sümme ercii'l-basara kerrateyni yenkalib ileyke'l-basaru hâsien ve hüve hasîr.Sümme ercii'l-basara kerrateyni yenkalib ileyke'l-basaru hâsien ve hüve hasîr. "Gökyüzüne bak bakalım, bir kusur görebilecek misin?" Allah celle celâlüh ne güzel yaratmış!"Gökyüzüne bak bakalım, bir kusur görebilecek misin?"

Allah celle celâlüh ne güzel yaratmış!
Yıldızlarla bezemiş, yıldızlar ışıl ışıl; ay, güneş, her birisi ayrı bir harika; insan seyrine doyamıyor. Yıldızlarla bezemiş, yıldızlar ışıl ışıl; ay, güneş, her birisi ayrı bir harika; insan seyrine doyamıyor.

Bir kere baktın, bir kusur yok; bir daha bak bakalım görebilecek misin? Bir kere baktın, bir kusur yok; bir daha bak bakalım görebilecek misin?

"Tekrar tekrar bak!" diyor. Demek ki ibret almak için gerçekleri görmek için bakabiliriz."Tekrar tekrar bak!" diyor.

Demek ki ibret almak için gerçekleri görmek için bakabiliriz.
Kâbe-i Müşerrefe'ye tekrar tekrar bakabilir. Anasının babasının yüzüne hürmetle tekrar tekrar bakabilir.Kâbe-i Müşerrefe'ye tekrar tekrar bakabilir. Anasının babasının yüzüne hürmetle tekrar tekrar bakabilir. Hocasının yüzüne tekrar tekrar bakabilir. Kur'ân-ı Kerîm'e istediğin kadar bak, serbest ve sevap. Hocasının yüzüne tekrar tekrar bakabilir. Kur'ân-ı Kerîm'e istediğin kadar bak, serbest ve sevap. Denize bakmak sevap. Kâbe'ye bakmak sevap. Anasının babasının yüzüne bakması sevap.Denize bakmak sevap. Kâbe'ye bakmak sevap. Anasının babasının yüzüne bakması sevap. İbret almak için bakması sevap. Dikkat edip de iyice görmek için bakması sevap… İbret almak için bakması sevap. Dikkat edip de iyice görmek için bakması sevap…

Günahlı şeylere tekrar bakmayacak. Günahlı şeylere tekrar bakmayacak. Peygamber Efendimiz; "İlk bakış masum, ikinci bakış şeytandandır!" diyor. Peygamber Efendimiz; "İlk bakış masum, ikinci bakış şeytandandır!" diyor.

"Bir kadın geçiyor ama bir de baktım, elbisesi nasılmış?"Bir kadın geçiyor ama bir de baktım, elbisesi nasılmış? Bir de baktım acaba başını örtmüş mü örtmemiş mi? Bir de bakayım pabucu nasıl?.." Bir de baktım acaba başını örtmüş mü örtmemiş mi? Bir de bakayım pabucu nasıl?.."

İşte o ikinci şeytandan, ona bakmamak lazım! İşte o ikinci şeytandan, ona bakmamak lazım!

Ekseriyetle müslüman kardeşlerimizin büyük zararlara uğraması gözdendir.Ekseriyetle müslüman kardeşlerimizin büyük zararlara uğraması gözdendir. Peygamber Efendimiz bu hususta şiddetli bir hadîs-i şerîf de irad buyurmuş.Peygamber Efendimiz bu hususta şiddetli bir hadîs-i şerîf de irad buyurmuş. Diyor ki; "Gözler bile zina eder." Eyvah! Diyor ki;

"Gözler bile zina eder."

Eyvah!

Adam övünüyor: "Ben ömrümde hiç nâmahreme yaklaşmadım, hiç harama yaklaşmadım." Adam övünüyor: "Ben ömrümde hiç nâmahreme yaklaşmadım, hiç harama yaklaşmadım." diyor ama bu hadisi bilmiyor. Peygamber Efendimiz; "Gözler de zina eder, eller de zina eder." diyor. diyor ama bu hadisi bilmiyor. Peygamber Efendimiz;

"Gözler de zina eder, eller de zina eder." diyor.

"Gözün zinası harama bakmaktır, tahayyül etmektir. Şöyledir böyledir, diye hayalinden işi geliştirmektir." "Gözün zinası harama bakmaktır, tahayyül etmektir. Şöyledir böyledir, diye hayalinden işi geliştirmektir." O bakımdan insan zina etmiş durumuna da düşüverir, Allah saklasın. O bakımdan insan zina etmiş durumuna da düşüverir, Allah saklasın.

Bizim tasavvuf yolumuzun prensipleri vardır. Nazar ber kadem prensibi o prensiplerin içine girmiş. Bizim tasavvuf yolumuzun prensipleri vardır. Nazar ber kadem prensibi o prensiplerin içine girmiş. Pabucunun ucuna bakacak! Etrafına bakıp durup da oradan günaha girmesin diye büyüklerimizPabucunun ucuna bakacak! Etrafına bakıp durup da oradan günaha girmesin diye büyüklerimiz ekseriyet günahın oradan olduğunu anladıklarından öyle demişler.ekseriyet günahın oradan olduğunu anladıklarından öyle demişler. Nazar ber kadem, bakışı pabucunun ucunda olacak.Nazar ber kadem, bakışı pabucunun ucunda olacak. Etrafına bakarsa mutlaka gözü bir yere takılabilir, bir günaha girilebilir diye söylemişler. Etrafına bakarsa mutlaka gözü bir yere takılabilir, bir günaha girilebilir diye söylemişler.

Bugün bizim günaha girmemizin sebeplerinden, günah kapılarının önemli gümrük kapılarından birisi gözdür.Bugün bizim günaha girmemizin sebeplerinden, günah kapılarının önemli gümrük kapılarından birisi gözdür. Çok önemli! Günahın ithalinde, günah imalinde her önemli, büyük, enine boyuna büyük kapı gözdür. Çok önemli! Günahın ithalinde, günah imalinde her önemli, büyük, enine boyuna büyük kapı gözdür.

Nasıl oluyor? "Hocam ben sokakta dediğin gibi yürürüm, hiç kimsenin yüzüne bakmam. Nasıl oluyor?

"Hocam ben sokakta dediğin gibi yürürüm, hiç kimsenin yüzüne bakmam.
Bizim prensibimiz diye pabucumun ucuna da bakmaya öğrenmiştim. Bakmıyorum…" Bizim prensibimiz diye pabucumun ucuna da bakmaya öğrenmiştim. Bakmıyorum…"

Gel bakalım, oraya bakmadığın için sana kocaman bir aferin! Babamdan kalma aferini sana verdim! Gel bakalım, oraya bakmadığın için sana kocaman bir aferin! Babamdan kalma aferini sana verdim!

Televizyona da bakmıyor musun? "Televizyona bakıyorum." Televizyona da bakmıyor musun?

"Televizyona bakıyorum."

Haberlerin arkasından arasından filanca reklam. Haberlerin arkasından arasından filanca reklam.

"Ne yapayım hocam! Tam haberleri seyredecektim, bir de hava durumu, yol durumu lazımdı bana,"Ne yapayım hocam! Tam haberleri seyredecektim, bir de hava durumu, yol durumu lazımdı bana, derken bu kadın çıkıverdi karşıma…" derken bu kadın çıkıverdi karşıma…"

İşte evin içinde bir günah makinası; telef makinası, telefisyon. İşte evin içinde bir günah makinası; telef makinası, telefisyon. Telefisyon; televizyon değil, telefisyon!Allah saklasın. Telefisyon; televizyon değil, telefisyon!Allah saklasın.

Her zaman her yerde anlatıyorum: Her zaman her yerde anlatıyorum:

Bizim kardeşlerimizden sakallı, konuşkan bir kimse [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'a demiş ki; Bizim kardeşlerimizden sakallı, konuşkan bir kimse [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'a demiş ki;

"Hocam, düğmesi elimizde değil mi? Kıvırıveririz kapatırız." "Hocam, düğmesi elimizde değil mi? Kıvırıveririz kapatırız."

[Mehmed Zahid Kotku] Hocamız doğrulmuş, biraz da sinirli bir tarzda onu azarlar gibi;[Mehmed Zahid Kotku] Hocamız doğrulmuş, biraz da sinirli bir tarzda onu azarlar gibi; 'Onu yapmak için evliyâ olmak lazım!' demiş." Babayiğitsen kapatıver bakalım hadi. 'Onu yapmak için evliyâ olmak lazım!' demiş."

Babayiğitsen kapatıver bakalım hadi.
Onu herkes kapatamaz. Kadın bir tarafta oturuyor, erkek bir tarafta, çocuk bir tarafta oturuyor; Onu herkes kapatamaz. Kadın bir tarafta oturuyor, erkek bir tarafta, çocuk bir tarafta oturuyor; televizyonda karşısına bir sahne çıkıyor… Allah saklasın.televizyonda karşısına bir sahne çıkıyor… Allah saklasın. O o tarafa kızarıp yüzünü çeviriyor, bu bu tarafa çeviriyor;O o tarafa kızarıp yüzünü çeviriyor, bu bu tarafa çeviriyor; ondan sonra hadi filmin konusu unutulmasın diye yine geliyorlar. ondan sonra hadi filmin konusu unutulmasın diye yine geliyorlar. Onun için Ümmet-i Muhammed bu günahtan, bu gözden zarar görür. Dervişler de çok zarar görüyor. Onun için Ümmet-i Muhammed bu günahtan, bu gözden zarar görür. Dervişler de çok zarar görüyor.

Dervişlerin de kalbinin kararmasının büyük sebebi gözdür. Çok zarar görüyorlar. Dervişlerin de kalbinin kararmasının büyük sebebi gözdür. Çok zarar görüyorlar. Gözümüze sahip olalım. Muhterem kardeşlerim! Gözümüze sahip olalım.

Muhterem kardeşlerim!

Tasavvufta en önemli şey: 1.Helal lokma yemektir. Tasavvufta en önemli şey:

1.Helal lokma yemektir.
Lokma haram oldu mu insanın ibadeti kabul olmaz. Lokmanın helal olmasına çok dikkat edelim. Lokma haram oldu mu insanın ibadeti kabul olmaz. Lokmanın helal olmasına çok dikkat edelim.

2.Büyük günah kapılarından birisi de gözdür. Gözümüze sahip olalım bu. 2.Büyük günah kapılarından birisi de gözdür. Gözümüze sahip olalım bu.

Bu göz Kur'an okumak için ne güzel olur, bu göz ibret almak için ne güzel olur,Bu göz Kur'an okumak için ne güzel olur, bu göz ibret almak için ne güzel olur, ilim öğrenmek için ne güzel olur, hat çalışmak, güzel yazı öğrenmek, ilim öğrenmek için ne güzel olur, hat çalışmak, güzel yazı öğrenmek, yazmak için ne güzel yaraşır, ne güzel kullanılır…yazmak için ne güzel yaraşır, ne güzel kullanılır… Ama tehlikeli tarafı da var, aman tehlikelere karşı uyanık olun.Ama tehlikeli tarafı da var, aman tehlikelere karşı uyanık olun. Peygamber Efendimiz böylece buyurmuş: "Gözler de zina eder!" buyurmuş.Peygamber Efendimiz böylece buyurmuş: "Gözler de zina eder!" buyurmuş. Gözlerinizi günahlardan koruyun. Gözlerinizi günahlardan koruyun.

İyyâke ve't-tesvîf bi't-tevbeti ve iyyâke ve'l-ğirrate bi-hilmillâhi anke. İyyâke ve't-tesvîf bi't-tevbeti ve iyyâke ve'l-ğirrate bi-hilmillâhi anke.

İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan Deylemî rivayet eylemiş. İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan Deylemî rivayet eylemiş.

İyyâke ve't-tesvîf bi't-tevbeti. "Tevbeyi geciktirmekten aman şiddetle sakın!İyyâke ve't-tesvîf bi't-tevbeti. "Tevbeyi geciktirmekten aman şiddetle sakın! Geciktirme tevbeyi, geriye bırakma!"Geciktirme tevbeyi, geriye bırakma!" "Ve Allah'ın halîm olduğu, hlim sıfatının olduğu seni aldatmasın. "Ve Allah'ın halîm olduğu, hlim sıfatının olduğu seni aldatmasın. Seni gevşetmesin, seni oyalamasın!" Seni gevşetmesin, seni oyalamasın!"

Peygamber Efendimiz; "Allah halimdir, hilm sahibidir; kullarına hilm ile muamele eder, affeder, mağfiret eder… [diye] aldanma!" diyor. Peygamber Efendimiz; "Allah halimdir, hilm sahibidir; kullarına hilm ile muamele eder, affeder, mağfiret eder… [diye] aldanma!" diyor. Bu sıfatına güvenip de günah yapma, demek istiyor. Muhterem kardeşlerim! Bu sıfatına güvenip de günah yapma, demek istiyor.

Muhterem kardeşlerim!

Tesvif kelimesini güzelce öğrenelim: Tesvif; v harfi, i harfi, f harfi.Tesvif kelimesini güzelce öğrenelim:

Tesvif; v harfi, i harfi, f harfi.
Bu çok önemli bir kelimedir, bu kavramı hepinizin öğrenmesi gerekiyor. Bu çok önemli bir kelimedir, bu kavramı hepinizin öğrenmesi gerekiyor.

Tesvif; "Bir işi sonraya bırakmak, tehir etmek, geriye atmak" demek. Tesvif; "Bir işi sonraya bırakmak, tehir etmek, geriye atmak" demek.

Arapça'da sevfe, "ilerde" kelimesi var. Arapça'da sevfe, "ilerde" kelimesi var.

Sevfe ef'alü kezâ. "İlerde şöyle yapacağım." mânasına. Tesvif de ileriye atmak: Sevfe ef'alü kezâ. "İlerde şöyle yapacağım." mânasına.

Tesvif de ileriye atmak:

"Tamam tamam, yapacağım." "Hacca git be adam?" "Tamam tamam, yapacağım."

"Hacca git be adam?"

"Tamam tamam yapacağım, emekli olayım yapacağım." "Yola gel be çocuk?" "Tamam tamam yapacağım, emekli olayım yapacağım."

"Yola gel be çocuk?"

"Tamam tamam inşaallah, inşaallah yapacağım…" "Dersine çalış be oğlum." "Tamam tamam inşaallah, inşaallah yapacağım…"

"Dersine çalış be oğlum."

"Tamam tamam, imtihana daha var. Çalışacağım çalışacağım…" "Tamam tamam, imtihana daha var. Çalışacağım çalışacağım…"

İşte bunların hepsi bir çeşit tesvifdir. Yapması gereken şeyi daha sonraki zamana kaydırıyor. İşte bunların hepsi bir çeşit tesvifdir. Yapması gereken şeyi daha sonraki zamana kaydırıyor.

"Yaparım yaparım, yapacağım yapacağım… İlerde vaktim var. "Yaparım yaparım, yapacağım yapacağım… İlerde vaktim var. Hele dur bakalım, bugünü bir geçirelim, bir keyif edelim, bir rahat edelim…" deyip ileriye atmak. Hele dur bakalım, bugünü bir geçirelim, bir keyif edelim, bir rahat edelim…" deyip ileriye atmak.

Bu İslâm âlemini mahveden düşüncelerden birisidir. Bu İslâm âlemini mahveden düşüncelerden birisidir. Tesvif, ileriye atmak; müslümanların en büyük böyle hastalıklarından birisidir.Tesvif, ileriye atmak; müslümanların en büyük böyle hastalıklarından birisidir. Hayırlı işi hemen yap, derhal, zamanında, geçirmeden yap! Hayırlı işi hemen yap, derhal, zamanında, geçirmeden yap!

Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfi var: Accilû bi't-tevbeti kable'l-mevt. Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfi var:

Accilû bi't-tevbeti kable'l-mevt.
"Ölüm gelmeden evvel tevbeyi çarçabuk yap!" "Yahu hocam, daha yaşarız inşaallah…" "Ölüm gelmeden evvel tevbeyi çarçabuk yap!"

"Yahu hocam, daha yaşarız inşaallah…"

Bak, dikkat edersen "inşaallah" diyorsun, "Allah dilerse…" demek.Bak, dikkat edersen "inşaallah" diyorsun, "Allah dilerse…" demek. Belki yaşamazsın, belki bir saat sonra -Allah saklasın- insan fenalaşıyor veya bir trafik kazası;Belki yaşamazsın, belki bir saat sonra -Allah saklasın- insan fenalaşıyor veya bir trafik kazası; birden olduğu yere yığılıveriyor gidiyor. Tanıdıklarımızdan bir tanesi sabah abdestini almış: birden olduğu yere yığılıveriyor gidiyor.

Tanıdıklarımızdan bir tanesi sabah abdestini almış:

"Hanım, yahu bana bir şeyler oluyor…" "Hanım, yahu bana bir şeyler oluyor…"

"Dur efendi, yardım edeyim. Hadi uzan şu yatağa…" filan derken; İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn. "Dur efendi, yardım edeyim. Hadi uzan şu yatağa…" filan derken;

İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn.

Ruh kuşu, beden kafesinden uçmuş gidivermiş. Türkçe'si; ölmüş, ölüvermiş. Ruh kuşu, beden kafesinden uçmuş gidivermiş. Türkçe'si; ölmüş, ölüvermiş.

İnsan ölüverir, ölüm birdenbire geliverir. Kime geleceği de belli olmaz. İnsan ölüverir, ölüm birdenbire geliverir. Kime geleceği de belli olmaz. Yunus Emre bunu biraz mizah gibi biraz acı bir benzetme ile şöyle anlatıyor: Yunus Emre bunu biraz mizah gibi biraz acı bir benzetme ile şöyle anlatıyor:

Halkı bostan edinmiştir Dilediğin üzer ölüm Üzmek, "koparmak" demek. Halkı bostan edinmiştir

Dilediğin üzer ölüm

Üzmek, "koparmak" demek.

İnsan bostan tarlasına girer, tık tık bir vurur; İnsan bostan tarlasına girer, tık tık bir vurur; "Bu ham…" [der], ötekisine gider. Bir vurur, tık tık; "Bu iyi!" Tıp, heybeye kopartır atar… "Bu ham…" [der], ötekisine gider. Bir vurur, tık tık; "Bu iyi!" Tıp, heybeye kopartır atar…

"Ölüm, halkı bostan tarlası edinmiştir. Dilediği bir tanesini koparıp alıyor."Ölüm, halkı bostan tarlası edinmiştir. Dilediği bir tanesini koparıp alıyor. Bir tanesini koparıp alıyor." diyor, böyle anlatıyor. Kime anlatıyor? Bir tanesini koparıp alıyor." diyor, böyle anlatıyor.

Kime anlatıyor?

Köylüye anlatıyor, köylünün anlayacağı şekilde anlatıyor. Köylüye anlatıyor, köylünün anlayacağı şekilde anlatıyor. Köylünün bostanı var, tarlası var, kavunu karpuzu var; onu nasıl kopardığını hatırlatıyor: Köylünün bostanı var, tarlası var, kavunu karpuzu var; onu nasıl kopardığını hatırlatıyor:

Sen nasıl tarlana girersen bazı kavunları, karpuzları kesersen kopartırsan Sen nasıl tarlana girersen bazı kavunları, karpuzları kesersen kopartırsan ölüm de insanların arasına girer, kol gezer! Kol gezmek ne demek? ölüm de insanların arasına girer, kol gezer!

Kol gezmek ne demek?

Devriye gezmek, dolaşmak demek. Kol gezer, bir tanesini koparır, götürür. Bu kime gelir? Devriye gezmek, dolaşmak demek. Kol gezer, bir tanesini koparır, götürür.

Bu kime gelir?

Yaş sırası değil! Yaş sırası değil! Bazen adam hastadır, hastanın geceleri belki bir ihtiyacı olur diye birisi başına oturur, bekler.Bazen adam hastadır, hastanın geceleri belki bir ihtiyacı olur diye birisi başına oturur, bekler. Hasta sabaha sağ çıkar, başında bekleyen ölür! Öyle misaller var. Yahu yanlışlık mı? Hasta sabaha sağ çıkar, başında bekleyen ölür! Öyle misaller var.

Yahu yanlışlık mı?

Hayır, yanlışlık değil. Bu ecelin ne zaman geleceği belli olmaz. Ne olacak? Hayır, yanlışlık değil. Bu ecelin ne zaman geleceği belli olmaz.

Ne olacak?

Müslüman, ölüme hazırlıklı olacak. Müslüman, ölüme hazırlıklı olacak. Hele hele derviş, hele hele erbâb-ı tasavvuf ölüme tamamen hazırlıklı olacak.Hele hele derviş, hele hele erbâb-ı tasavvuf ölüme tamamen hazırlıklı olacak. Abdestli olacak, hazır olacak. Sabaha çıktı mı akşamı gözlemeyecek. Akşama erdi mi sabahı gözlemeyecek. Abdestli olacak, hazır olacak. Sabaha çıktı mı akşamı gözlemeyecek. Akşama erdi mi sabahı gözlemeyecek.

Gözlemeyecek ne demek? Sabaha belki çıkmam, diyecek.Gözlemeyecek ne demek?

Sabaha belki çıkmam, diyecek.
Sabaha çıkmışsa; "Akşama belki erişmem." diyecek. Sabaha çıkmışsa; "Akşama belki erişmem." diyecek.

Rabiâtü'l-Adeviyye rahmetullahi aleyhâ o mübarek, cennetlik hatun, o tabiîn zamanında yaşayan zât ne dermiş? Rabiâtü'l-Adeviyye rahmetullahi aleyhâ o mübarek, cennetlik hatun, o tabiîn zamanında yaşayan zât ne dermiş?

Sabahleyin kalkarmış. Kendi nefsine dermiş ki; "Ey nefsim! Sabahleyin kalkarmış. Kendi nefsine dermiş ki;

"Ey nefsim!
Bugün son günündür, artık bugün ölürsün, öleceksin. İnsan öleceği zaman dünya işiyle uğraşmaz.Bugün son günündür, artık bugün ölürsün, öleceksin. İnsan öleceği zaman dünya işiyle uğraşmaz. Hadi bakalım ibadete, hadi bakalım Kur'an okumaya, tesbihe, zikre…" Hadi bakalım ibadete, hadi bakalım Kur'an okumaya, tesbihe, zikre…"

Akşama çıkınca; "Hadi bugün paçayı kurtardın ecelden ama gece öleceksin. Hadi ibadete…" dermiş. Akşama çıkınca;

"Hadi bugün paçayı kurtardın ecelden ama gece öleceksin. Hadi ibadete…" dermiş.

Gece gündüz, gece gündüz ibadet edermiş. Gece gündüz, gece gündüz ibadet edermiş.

İnsan "Sonra yapacağım." derse tehir ede ede hiçbir şey yapamaz. İnsan "Sonra yapacağım." derse tehir ede ede hiçbir şey yapamaz.

Bak bu demin söylediğimiz kardeşimiz, hacı amcamız -Allah rahmet eylesin- iyi niyetli insandı.Bak bu demin söylediğimiz kardeşimiz, hacı amcamız -Allah rahmet eylesin- iyi niyetli insandı. Allah niyetine göre sevap verir. Ama diyordu ki; "Filanca caminin şadırvanını inşaallah yaptıracağım! Allah niyetine göre sevap verir. Ama diyordu ki; "Filanca caminin şadırvanını inşaallah yaptıracağım! Filanca caminin minaresini inşaallah yaptıracağım! Falanca vakfa yardım edeceğim inşaallah!.." Filanca caminin minaresini inşaallah yaptıracağım! Falanca vakfa yardım edeceğim inşaallah!.."

Hiç birini yapamadı, hiçbirini yapamadan göçüp gidiverdi.Hiç birini yapamadı, hiçbirini yapamadan göçüp gidiverdi. Onun için bu tesvif kelimesini öğrenin. Altına bir kurukafa yapın, iki tane uyluk kemiği resmi yapın.Onun için bu tesvif kelimesini öğrenin. Altına bir kurukafa yapın, iki tane uyluk kemiği resmi yapın. Tesvif, altına kurukafa resmi yapın da büyük tehlike olduğu belli olsun. İsterseniz kırmızı yapın. Tesvif, altına kurukafa resmi yapın da büyük tehlike olduğu belli olsun. İsterseniz kırmızı yapın.

Tesvif; hayırlı bir işi geriye bırakmak ne kadar tehlikeli, şiddetli tehlikeli. Tesvif; hayırlı bir işi geriye bırakmak ne kadar tehlikeli, şiddetli tehlikeli.

Hani eczanelerde iki tane dolap var: Bir yeşil işaret var, kuru kafa resmi var bir kırmızı!Hani eczanelerde iki tane dolap var: Bir yeşil işaret var, kuru kafa resmi var bir kırmızı! Hafif zehirler, kuvvetli zehirler! Aman o ilaçtan alırsan bir yalarsan gittin!..Hafif zehirler, kuvvetli zehirler! Aman o ilaçtan alırsan bir yalarsan gittin!.. Hastaneyi boylarsın, belki kabristanı boylarsın. Hastaneyi boylarsın, belki kabristanı boylarsın.

"Aman burası tehlikeli!" diye şey yapıyor. "Gangsterler aranıyor!"Aman burası tehlikeli!" diye şey yapıyor.

"Gangsterler aranıyor!
Yakalayana yüz bin, bir milyon, on milyon!.." Tamam, bizim en büyük başımızın belası şeylerden birisi: Yakalayana yüz bin, bir milyon, on milyon!.."

Tamam, bizim en büyük başımızın belası şeylerden birisi:

Duvara ilanı yapıştırıp da bundan kendinizi kollayın, yakalayan polise haber versin:Duvara ilanı yapıştırıp da bundan kendinizi kollayın, yakalayan polise haber versin: Tesvif, hayırlı işi geriye bırakmak! Muhterem kardeşlerim Hemen yapacaksın!Tesvif, hayırlı işi geriye bırakmak!

Muhterem kardeşlerim

Hemen yapacaksın!
Hele hele en mühim şey tevbe olduğundan tevbeyi hemen yapacaksın! Hele hele en mühim şey tevbe olduğundan tevbeyi hemen yapacaksın!

Peygamber Efendimiz; "Sakın ha tevbeyi geriye atmayın!" diye emrediyor. Peygamber Efendimiz; "Sakın ha tevbeyi geriye atmayın!" diye emrediyor.

"Tevbe nedir? Ben tevbeyi her zaman yapıyorum hocam, her namazın arkasından;"Tevbe nedir? Ben tevbeyi her zaman yapıyorum hocam, her namazın arkasından; "Tevbe yâ Rabbi, tevbe yâ Rabbi, estağfirullah yâ Rabbi!.." diyorum. Geriye atmıyorum. "Tevbe yâ Rabbi, tevbe yâ Rabbi, estağfirullah yâ Rabbi!.." diyorum. Geriye atmıyorum.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Galiba biz müslümanlar olarak tevbeyi de tam olarak anlayamadık. Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Galiba biz müslümanlar olarak tevbeyi de tam olarak anlayamadık.
Emin olun anlayamadık. Bu kadar çok kullanılan kelime [olan] tevbenin ne olduğunu millet anlamış değil. Emin olun anlayamadık. Bu kadar çok kullanılan kelime [olan] tevbenin ne olduğunu millet anlamış değil.

Tevbe; yanlış yolu bırakıp hakka giriş demektir, eğriyi bırakıp doğruya geliş,Tevbe; yanlış yolu bırakıp hakka giriş demektir, eğriyi bırakıp doğruya geliş, yanlış hayat tarzını bırakıp Allah'ın istediği kul olmak demektir.yanlış hayat tarzını bırakıp Allah'ın istediği kul olmak demektir. Dille yapılan "Tevbe yâ Rabbi!.." yalancıların tevbesi! Hz. Ali Efendimiz diyor, ben demiyorum.Dille yapılan "Tevbe yâ Rabbi!.." yalancıların tevbesi! Hz. Ali Efendimiz diyor, ben demiyorum. Ben desem "Esad [Coşan] Hoca yine neler söyledi?!.." dersiniz. Hz. Ali Efendimiz diyor. Ben desem "Esad [Coşan] Hoca yine neler söyledi?!.." dersiniz. Hz. Ali Efendimiz diyor.

Birisi Kûfe Mescidi'nde "Tevbe yâ Rabbi! Tevbe yâ Rabbi! Estağfirullah…" diyormuş da Hz. Ali Efendimiz; Birisi Kûfe Mescidi'nde "Tevbe yâ Rabbi! Tevbe yâ Rabbi! Estağfirullah…" diyormuş da Hz. Ali Efendimiz; "Bana bak! Bu, yalancıların tevbesi!" demiş. Lafla olmayacak, tevbe özden olacak! "Bana bak! Bu, yalancıların tevbesi!" demiş.

Lafla olmayacak, tevbe özden olacak!
Hayat dönecek. Araba diğer tarafa dönüp dururken sağa işaret vereceksin, sağa dönecek. Hayat dönecek. Araba diğer tarafa dönüp dururken sağa işaret vereceksin, sağa dönecek. O taraf çıkmaz sokak, orası batakhane, orada mahvolursun. Bu tarafa geleceksin, selamet burada. O taraf çıkmaz sokak, orası batakhane, orada mahvolursun. Bu tarafa geleceksin, selamet burada. Yolun dönüşü olmadıktan sonra tevbe olmaz. Peygamber Efendimiz'in "Ölmezden evvel acele ediniz.Yolun dönüşü olmadıktan sonra tevbe olmaz. Peygamber Efendimiz'in "Ölmezden evvel acele ediniz. Tehir etmekten sakınınız! Sakın geriye bırakmayınız!" deyişi, hak yola bir an önce gir, demek. Tehir etmekten sakınınız! Sakın geriye bırakmayınız!" deyişi, hak yola bir an önce gir, demek. Yoksa ağzının ucundan, kenarından "Tevbe…" diyelim, tamam. Bir tevbe etti. Yoksa ağzının ucundan, kenarından "Tevbe…" diyelim, tamam. Bir tevbe etti.

Bir kere daha söyle bakayım: Tevbe. İki oldu; bir kere daha, üç…" Bir kere daha söyle bakayım:

Tevbe.

İki oldu; bir kere daha, üç…"

Öyle yağma yok! Yönünü Hakk'a dönecek, hâlini dönecek! Nasıl bir adamdın? Öyle yağma yok! Yönünü Hakk'a dönecek, hâlini dönecek!

Nasıl bir adamdın?

"Namaz kılmazdım hocam." Nasıl bir adamdın? "Namaz kılmazdım hocam."

Nasıl bir adamdın?

"Söyletme hocam, arkadaşlarla akşam buluşurduk da şöyle yapardık böyle yapardık."Söyletme hocam, arkadaşlarla akşam buluşurduk da şöyle yapardık böyle yapardık. Sonradan yakınlarımdan birisi ölüverdi. Bana ibret oldu, bıraktım.Sonradan yakınlarımdan birisi ölüverdi. Bana ibret oldu, bıraktım. Sigarayı da bıraktım içkiye de bıraktım kumarı da bıraktım. Namaza da başladım. Sakal da bıraktım… Sigarayı da bıraktım içkiye de bıraktım kumarı da bıraktım. Namaza da başladım. Sakal da bıraktım… Benim bu sakallı olduğum hoca olduğumdan değil ama hak yola girdim, hacca da gittim elhamdülillah. Benim bu sakallı olduğum hoca olduğumdan değil ama hak yola girdim, hacca da gittim elhamdülillah. Zemzem içtikten sonra ben bir daha günahlara bulaşmayayım, ağzıma haram koymayayım diye söz verdim!.." Zemzem içtikten sonra ben bir daha günahlara bulaşmayayım, ağzıma haram koymayayım diye söz verdim!.."

Bu adam dönmüş, bu adam tevbe etmiş. Bu adam dönmüş, bu adam tevbe etmiş.

Tevbe, "dönmek" demek. Tevbe, laftan ibaret değil.Tevbe, "dönmek" demek.

Tevbe, laftan ibaret değil.
Ama bir insan tevbe eder; sonra yine şeytana uyabilir, yine hata edebilir, yine ayağı sürçebilir!Ama bir insan tevbe eder; sonra yine şeytana uyabilir, yine hata edebilir, yine ayağı sürçebilir! Yine tevbe edecek, yine azmedecek, yine yönünü o tarafa dönecek! Yine tevbe edecek, yine azmedecek, yine yönünü o tarafa dönecek! Allah'ın rahmetinden ümit kesilmez, eski kusurlarını yine bağışlar. Allah'ın rahmetinden ümit kesilmez, eski kusurlarını yine bağışlar.

Muhterem kardeşlerim! Demek ki bizim çok yaygın bir hastalığımız varmış, hepimizi kasıp kavuruyor. Muhterem kardeşlerim!

Demek ki bizim çok yaygın bir hastalığımız varmış, hepimizi kasıp kavuruyor.
Sıtma gibi, verem, kolera, veba gibi kötü bir hastalık. Neymiş adı? Tesvif! Sıtma gibi, verem, kolera, veba gibi kötü bir hastalık.

Neymiş adı?

Tesvif!

Çok tehlikeli bir hastalıkmış, geldi mi bir toplumu mahvedermiş.Çok tehlikeli bir hastalıkmış, geldi mi bir toplumu mahvedermiş. Bizim toplumumuzu da mahveden şeylerden birisi budur: Tesvif. Bizim toplumumuzu da mahveden şeylerden birisi budur: Tesvif.

"Yapacağım yapacağım, olacak olacak, ilerde ilerde, inşaallah inşaallah, mâşaallah mâşaallah…" "Yapacağım yapacağım, olacak olacak, ilerde ilerde, inşaallah inşaallah, mâşaallah mâşaallah…"

Bekle ki gelsin, bekle ki olsun! Necip Fazıl'ın bu gibi şeylerle ilgili bir alayı vardır. Bir şiirde diyor ki; Bekle ki gelsin, bekle ki olsun!

Necip Fazıl'ın bu gibi şeylerle ilgili bir alayı vardır. Bir şiirde diyor ki;

Küçükken derdi ki dadım: Çoğu gitti azı kaldı! Büyüdüm, ihtiyarladım: Çoğu gitti azı kaldı! Küçükken derdi ki dadım:

Çoğu gitti azı kaldı!

Büyüdüm, ihtiyarladım:

Çoğu gitti azı kaldı!

Hâlâ çoğu gitti azı kaldı, çoğu gitti azı kaldı. Böyle böyle oyalanmış demek ki! Hâlâ çoğu gitti azı kaldı, çoğu gitti azı kaldı. Böyle böyle oyalanmış demek ki!

Allah bizi gafletten uyarsın. Hakk'a bir an önce döndürsün, hayırlı işleri çarçabuk yapmayı nasip eylesin.Allah bizi gafletten uyarsın. Hakk'a bir an önce döndürsün, hayırlı işleri çarçabuk yapmayı nasip eylesin. Aklında duracağına yap, olsun bitsin. "Bir cami yaptıracağım…" Yap yahu be adam! Aklında duracağına yap, olsun bitsin.

"Bir cami yaptıracağım…"

Yap yahu be adam!
Yap da içine gir, içinde namaz kıl! Çalıştığını kendin gör.Yap da içine gir, içinde namaz kıl! Çalıştığını kendin gör. Çeşmenin aktığını, köprünün kullanıldığını, mektebin çalıştığını, Kur'an kursunun işlediğini [gör]. Çeşmenin aktığını, köprünün kullanıldığını, mektebin çalıştığını, Kur'an kursunun işlediğini [gör].

Gidiyorsun: "Ben tüccarım, parayı şimdi vermeyeyim. Gidiyorsun:

"Ben tüccarım, parayı şimdi vermeyeyim.
Sen o işe başla, sonra ben o parayı sana veririm." diyor. Ne zaman vereceksin? Sen o işe başla, sonra ben o parayı sana veririm." diyor.

Ne zaman vereceksin?

"Üç ay sonra, beş ay, altı ay sonra…" Veremiyor! "Üç ay sonra, beş ay, altı ay sonra…"

Veremiyor!

Yaz o zaman bir senet de, altı ay sonra ver gitsin! Tekrar tekrar ne uğraştırıyorsun?!.." Yaz o zaman bir senet de, altı ay sonra ver gitsin! Tekrar tekrar ne uğraştırıyorsun?!.."

Sonra şeytan insanı aldatır, ayartır. Sonra şeytan insanı aldatır, ayartır.

"Bu seneki malımın zekâtını eksiksiz, tam vereyim…" diye şimdi heveslenirsin. "Bu seneki malımın zekâtını eksiksiz, tam vereyim…" diye şimdi heveslenirsin. Şeytan öbür tarafta bir aldatır, bir ayartır; bir mâni çıkartır. Şeytan öbür tarafta bir aldatır, bir ayartır; bir mâni çıkartır.

"Tam verecektim ama çocuğun şu işi çıktı."Tam verecektim ama çocuğun şu işi çıktı. Tam verecektim ama araba aldım, borçlandım. Şöyle oldu böyle oldu…" O hayrı yaptırtmaz.Tam verecektim ama araba aldım, borçlandım. Şöyle oldu böyle oldu…" O hayrı yaptırtmaz. Şeytanın oyunları çoktur. Onun için hayrı hemen anında yapmalı, sonraya bırakmamalı. Şeytanın oyunları çoktur. Onun için hayrı hemen anında yapmalı, sonraya bırakmamalı.

Muhterem kardeşlerim! Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kendisine gelen ganimetleri Muhterem kardeşlerim!

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kendisine gelen ganimetleri
geceye bırakmazdı, gündüzden dağıtırdı. Gece gelmişse sabaha bırakmaz, hemen dağıtırdı. geceye bırakmazdı, gündüzden dağıtırdı. Gece gelmişse sabaha bırakmaz, hemen dağıtırdı. Erbâb-ı ihtiyacın eline hemen verirdi, olur biterdi. Biz de hayırları süratle, çarçabuk yapalım.Erbâb-ı ihtiyacın eline hemen verirdi, olur biterdi. Biz de hayırları süratle, çarçabuk yapalım. Tehir etmeyelim, tesvif yapmayalım. Hayrı tehir, tevsif etmeyelim. Tehir etmeyelim, tesvif yapmayalım. Hayrı tehir, tevsif etmeyelim.

"Tevbeyi sakın tesvif etmeyin, geriye bırakmayın. İstikbale atmayın!" buyuruyor Peygamber Efendimiz. "Tevbeyi sakın tesvif etmeyin, geriye bırakmayın. İstikbale atmayın!" buyuruyor Peygamber Efendimiz.

İkinci tavsiyesi: İkinci tavsiyesi:

Muhterem kardeşlerim! "Allah'ın hilmine aldanıp güvenip gevşeyip şaşırmayın, mağrur olmayın!" Muhterem kardeşlerim!

"Allah'ın hilmine aldanıp güvenip gevşeyip şaşırmayın, mağrur olmayın!"

İnsanların çoğunu bu durum oyalıyor. Allah'a inanıyor, Kur'an'a inanıyor, dindar aileden gelmiş vs. İnsanların çoğunu bu durum oyalıyor. Allah'a inanıyor, Kur'an'a inanıyor, dindar aileden gelmiş vs. Fakat günahlardan kesilmiyor. "Canım Allah benim bugünahıma mı bakacak?.. Fakat günahlardan kesilmiyor.

"Canım Allah benim bugünahıma mı bakacak?..
Allah Gafûrdur, Rahîmdir; elbet affeder." Allah Gafûrdur, Rahîmdir; elbet affeder."

Affeder ama insan günahta ısrar etti mi küçük bir günah bile olsa büyür. Affeder ama insan günahta ısrar etti mi küçük bir günah bile olsa büyür.

Peygamber Efendimiz diyor ki; "Sizden bir grup insan bir yere gittiği zamanPeygamber Efendimiz diyor ki; "Sizden bir grup insan bir yere gittiği zaman hadi bakalım çalı çırpı toplayın dese her birisi birkaç dal getirse ortaya konulduğu zamanhadi bakalım çalı çırpı toplayın dese her birisi birkaç dal getirse ortaya konulduğu zaman nasıl büyük ateş olursa küçük günahlar da birleşir, koca bir ateş olur, yakar. İnsanı kavurur mahveder." nasıl büyük ateş olursa küçük günahlar da birleşir, koca bir ateş olur, yakar. İnsanı kavurur mahveder."

Onun için insanı Allah Gafûrdur, Rahîmdir, Halîmdir, affedicidir, bağışlayıcıdır, rahmeti çoktur, Onun için insanı Allah Gafûrdur, Rahîmdir, Halîmdir, affedicidir, bağışlayıcıdır, rahmeti çoktur, Gaffarü'z-zünûbdur, Settârü'l -uyûbdur diye gevşememesi lazım. Gaffarü'z-zünûbdur, Settârü'l -uyûbdur diye gevşememesi lazım.

Tabii O öyledir, muhakkak öyledir ama gevşememesi lazım. Tabii O öyledir, muhakkak öyledir ama gevşememesi lazım. Gevşemeyecek, çalışacak çalışacak da Allah yine Gaffârü'z-zünûbdur, affedebilir.Gevşemeyecek, çalışacak çalışacak da Allah yine Gaffârü'z-zünûbdur, affedebilir. Ama "Affeder…" diye gevşerse menziline ulaşamadan cehenneme yuvarlanır.Ama "Affeder…" diye gevşerse menziline ulaşamadan cehenneme yuvarlanır. Çok gayret edecek, Allah yine elimden tutar. Gayret etmeyen cezayı bulur. Çok gayret edecek, Allah yine elimden tutar. Gayret etmeyen cezayı bulur.

O bakımdan sakın ha aldanmayalım, sakın ha gevşemeyelim! O bakımdan sakın ha aldanmayalım, sakın ha gevşemeyelim! Allahu Teâlâ hazretlerinin yolunda Allah'ın kahrından, gazabından korkalım. Allahu Teâlâ hazretlerinin yolunda Allah'ın kahrından, gazabından korkalım.

Allah'ın gazabı vardır. Allahu Teâlâ hazretlerinin kahrı vardır. Allah'ın gazabı vardır. Allahu Teâlâ hazretlerinin kahrı vardır. Azîz-i züntikâmdır, Allahu Teâlâ hazretleri intikam alır. Hak kulundan intikâmı yine kul ile alır Azîz-i züntikâmdır, Allahu Teâlâ hazretleri intikam alır.

Hak kulundan intikâmı yine kul ile alır

Bilmeyen ilm-i ledünnü ânı kul yaptı sanır Cümle işler Hâlık'ındır kul eliyle işlenir Bilmeyen ilm-i ledünnü ânı kul yaptı sanır

Cümle işler Hâlık'ındır kul eliyle işlenir

Hakk'ın emri olmaz ise sanma bir çöp deprenir Ensene pat diye bir tokat indi, nereden? Hakk'ın emri olmaz ise sanma bir çöp deprenir

Ensene pat diye bir tokat indi, nereden?

Allah'tan! Neden? Bir cezan var da ondan Allah o herifi sana musallat etti. Allah'tan!

Neden?

Bir cezan var da ondan Allah o herifi sana musallat etti.
Ensene nasıl patlattı?!.. Ensene nasıl patlattı?!..

Bir kusur işledin mi ilâhî bir tokat gelir.Bir kusur işledin mi ilâhî bir tokat gelir. Buna bazıları diyorlar ki müslümana şefkat tokadıdır. Neden? Buna bazıları diyorlar ki müslümana şefkat tokadıdır.

Neden?

Bir tokat vurursa ayıltır; uyanır, bir daha yapmaz.Bir tokat vurursa ayıltır; uyanır, bir daha yapmaz. Yoksa yapmaya devam etse günahta devam etse etseYoksa yapmaya devam etse günahta devam etse etse sonunda mahvolacağı için bir hata işledi mi müslüman kulunu Allah çabuk cezalandırır. sonunda mahvolacağı için bir hata işledi mi müslüman kulunu Allah çabuk cezalandırır.

Gece teheccüde kalkıyordu kalkıyordu, o gece bir tembellik etti; kalkamadı. Gece teheccüde kalkıyordu kalkıyordu, o gece bir tembellik etti; kalkamadı. Bir şamar yer ki ertesi gün uyku tutmaz. Ertesi gün teheccüdü kaçırır mı?!.. Aklı başına gelir. Bir şamar yer ki ertesi gün uyku tutmaz. Ertesi gün teheccüdü kaçırır mı?!.. Aklı başına gelir.

O bakımdan Allahu Teâlâ hazretlerinin halimliği vardır, âmennâ ve saddaknâ. O bakımdan Allahu Teâlâ hazretlerinin halimliği vardır, âmennâ ve saddaknâ. Affediciliği vardır âmennâ ve saddaknâ. Gaffârü'z-zünûbdur elbette ama ona aldanıp gevşemek olmaz. Affediciliği vardır âmennâ ve saddaknâ. Gaffârü'z-zünûbdur elbette ama ona aldanıp gevşemek olmaz. Ona aldanıp gevşemişse kaplumbağayla tavşanın yarışında Ona aldanıp gevşemişse kaplumbağayla tavşanın yarışında tavşanın yan gelip yatıp da durması sonunda kaplumbağanın onu geçmesine benzer iş.tavşanın yan gelip yatıp da durması sonunda kaplumbağanın onu geçmesine benzer iş. Küçük küçük gayretlerle devamlı hareket edenler bir yola varırlar.Küçük küçük gayretlerle devamlı hareket edenler bir yola varırlar. Bakarsın; falanca insan ne güzel mertebeler bulmuş, mânevî derecelere ermiş.Bakarsın; falanca insan ne güzel mertebeler bulmuş, mânevî derecelere ermiş. Sen alimsin, koca koca diplomaların var, koca koca işler başarmış yüksek itibarlı bir şahsiyetsin,Sen alimsin, koca koca diplomaların var, koca koca işler başarmış yüksek itibarlı bir şahsiyetsin, ama tembellendiğin için geri kalırsın! Onun için kul ne olacak? Allah'tan korkacak! ama tembellendiğin için geri kalırsın!

Onun için kul ne olacak?

Allah'tan korkacak!

Takvâ ne demek? Havfullah ne demek? Havfullah, mehâfetullah hadîs-i şerîfte geçiyor. Takvâ ne demek? Havfullah ne demek? Havfullah, mehâfetullah hadîs-i şerîfte geçiyor.

Re'sü'l-hikmeti mehâfetullah. "Hikmetin başı, kaynağı, anası, esası Allah'tan korkmaktır." Re'sü'l-hikmeti mehâfetullah. "Hikmetin başı, kaynağı, anası, esası Allah'tan korkmaktır."

Allah'tan niye korkacağım? Peygamber Efendimiz; İnnallâhe cemîlün yuhibbu'l-cemâl. Allah'tan niye korkacağım?

Peygamber Efendimiz;

İnnallâhe cemîlün yuhibbu'l-cemâl.
"Allah güzeldir güzelliği sever." buyurmamış mı? "Allah güzeldir güzelliği sever." buyurmamış mı?

Güzeldir ama lütfu da güzeldir kahrı da güzeldir. Kahrı da vardır; kahreder, mahveder. Güzeldir ama lütfu da güzeldir kahrı da güzeldir. Kahrı da vardır; kahreder, mahveder.

Duymadın mı Güney Amerika'da yanardağ bir patladı, 25-50 bin kişi lavların arasında kaldı!Duymadın mı Güney Amerika'da yanardağ bir patladı, 25-50 bin kişi lavların arasında kaldı! Televizyonda görmedin mi? Çocuk lavların arasında boğulmuş, gözleri fal taşı gibi açılmış. Televizyonda görmedin mi? Çocuk lavların arasında boğulmuş, gözleri fal taşı gibi açılmış. Hayvanlar kalmış… Allah'ın kahrı vardır, gazabı vardır. Gazab-ı ilâhiyesi vardır. Hayvanlar kalmış…

Allah'ın kahrı vardır, gazabı vardır. Gazab-ı ilâhiyesi vardır.

Duymadın mı Âd kavmini? Duymadın mı Semûd kavmini? Duymadın mı Âd kavmini? Duymadın mı Semûd kavmini? Duymadın mı Allahu Teâlâ hazretlerinin Firavun'u nasıl helâk ettiğini? Duymadın mı Nuh tufanını?.. Duymadın mı Allahu Teâlâ hazretlerinin Firavun'u nasıl helâk ettiğini? Duymadın mı Nuh tufanını?..

Onun için sakın ha onu çok düşünüp de Allah'ın halimliğine dayanıp da gevşeme!Onun için sakın ha onu çok düşünüp de Allah'ın halimliğine dayanıp da gevşeme! Allah'tan kork, vazifelerinde ihmal yapma! Büyük hastalıkların da ikincisi bu. Allah'tan kork, vazifelerinde ihmal yapma! Büyük hastalıkların da ikincisi bu.

Ne kadar güzel, kısa; iki cümleyle Resûlullah Efendimiz bize iki tane ilaç veriyor. Ne kadar güzel, kısa; iki cümleyle Resûlullah Efendimiz bize iki tane ilaç veriyor. Harika iki ilaç, bu ilacı alsak;Harika iki ilaç, bu ilacı alsak; birazcık suyla üstüne de biraz çay içip bu iki ilacı aldık mı hepimiz şifa buluruz. birazcık suyla üstüne de biraz çay içip bu iki ilacı aldık mı hepimiz şifa buluruz.

Hayırları tehir etmeyeceksin! Allah'ın gazabından korkacaksın, hilmine mağrur olmayacaksın! Hayırları tehir etmeyeceksin! Allah'ın gazabından korkacaksın, hilmine mağrur olmayacaksın!

"Belki beni de azaplandırır, azaplandırırsa halim nice olur?.." "Belki beni de azaplandırır, azaplandırırsa halim nice olur?.."

Ben buyurduğum, buyruğumu tutmadın Derse Mevlam ben ne cevap vereyim?!.. diyor şair. Ben buyurduğum, buyruğumu tutmadın

Derse Mevlam ben ne cevap vereyim?!..

diyor şair.

Sen böyle düşündün mü? Acaba Rabbim; "Ben sana bunca emir gönderdim,Sen böyle düşündün mü? Acaba Rabbim; "Ben sana bunca emir gönderdim, Peygamber gönderdim, Kur'an âyetleri var, vaizler çıktı konuştu, her yerde duydun;Peygamber gönderdim, Kur'an âyetleri var, vaizler çıktı konuştu, her yerde duydun; niye bu buyrukları tutmadın?.." derse ben ona ne cevap vereceğim? niye bu buyrukları tutmadın?.." derse ben ona ne cevap vereceğim? "Götürün bu edepsizi, atın bunu cehenneme, yakın!" derse o zaman insan ne yapacak?.. "Götürün bu edepsizi, atın bunu cehenneme, yakın!" derse o zaman insan ne yapacak?..

Allahu Teâlâ hazretlerinin kahrından onu kim kurtarabilir?Allahu Teâlâ hazretlerinin kahrından onu kim kurtarabilir? Bir kavmi Allah helâk etmeyi murad ettiği zaman o kavmi kim kurtarabilir?!.. Bir kavmi Allah helâk etmeyi murad ettiği zaman o kavmi kim kurtarabilir?!..

Onun için Allah'tan korkmak lazım. Peygamber Efendimiz'in bir tavsiyesi,Onun için Allah'tan korkmak lazım. Peygamber Efendimiz'in bir tavsiyesi, Allah'tan elbette korkacağız ama dizinin bağı çözülüp de iş yapamaz hâle gelinceye kadar korkmayacağız.Allah'tan elbette korkacağız ama dizinin bağı çözülüp de iş yapamaz hâle gelinceye kadar korkmayacağız. Allah'tan korkmak var. "Hocam, Allah'tan öyle korkuyorum kiAllah'tan korkmak var.

"Hocam, Allah'tan öyle korkuyorum ki
ayağa kalkmaya dermanım kalmadı, dizlerimin bağı çözüldü.ayağa kalkmaya dermanım kalmadı, dizlerimin bağı çözüldü. Ben böyle ne iş yapabilirim, ne çalışmaya gidebilirim, ne yemek yiyebilirim… Ben böyle ne iş yapabilirim, ne çalışmaya gidebilirim, ne yemek yiyebilirim… İştahım da kesildi, yemek de yiyemem! Ben öleyim gayrı…" Allah korkusundan tir tir titriyor. İştahım da kesildi, yemek de yiyemem! Ben öleyim gayrı…"

Allah korkusundan tir tir titriyor.

Bu da işin aşırı ucu, ekstrem ucu, bu da fazlası. Nasıl olacak? Bu da işin aşırı ucu, ekstrem ucu, bu da fazlası.

Nasıl olacak?

Ona da reca ilacı, ümit ilacından lazım. "Korkma yahu! Allahu Tela hazretlerinin rahmeti vardır. Ona da reca ilacı, ümit ilacından lazım.

"Korkma yahu! Allahu Tela hazretlerinin rahmeti vardır.
Lâ ilâhe illallah diyen cennete girecek. Allahu Teâlâ hazretlerinin peygamberi şefaat edecek!.." Lâ ilâhe illallah diyen cennete girecek. Allahu Teâlâ hazretlerinin peygamberi şefaat edecek!.."

Şefâatî li-ehli'l-kebâiri min ümmetî. "Benim ümmetimin büyük günah işlemişlerine benim şefaatim olacak, Şefâatî li-ehli'l-kebâiri min ümmetî. "Benim ümmetimin büyük günah işlemişlerine benim şefaatim olacak, cehenneme düşmesinler diye onlara şefaat edeceğim." Alimlerin şefaati olacak.cehenneme düşmesinler diye onlara şefaat edeceğim."

Alimlerin şefaati olacak.
Alimleri Allah cennetin kapısında durduracak. Durun bakalım, diyecek. Durduracak.Alimleri Allah cennetin kapısında durduracak. Durun bakalım, diyecek. Durduracak. Hadi istediklerinize şefaat edin, diyecek. Hocaların, alimlerin şefaat hakkı var.Hadi istediklerinize şefaat edin, diyecek. Hocaların, alimlerin şefaat hakkı var. O bakımdan o kadar ümitsizliğe de düşmek doğru değil.O bakımdan o kadar ümitsizliğe de düşmek doğru değil. Yolunda gitmeye çalışacağız, günahlara dalmayacak kadar korkacağız ama elimiz ayağımız kesilmeyecekYolunda gitmeye çalışacağız, günahlara dalmayacak kadar korkacağız ama elimiz ayağımız kesilmeyecek şekilde de ümidimizi besleyeceğiz. Rabbimiz affeder, lütfeder diye çalışarak ümit edeceğiz.şekilde de ümidimizi besleyeceğiz. Rabbimiz affeder, lütfeder diye çalışarak ümit edeceğiz. Çalışmadan değil. Çalışmadan ümit edersek olmaz. Havf u reca arasında olacağız. Çalışmadan değil. Çalışmadan ümit edersek olmaz. Havf u reca arasında olacağız.

Ömrümüzün âhirine doğru recamızı, ümidimizi artıracağız. Ömrümüzün âhirine doğru recamızı, ümidimizi artıracağız. Elliyi altmışı geçtin, eh korkma, inşaallah Allah'ın lütfu sana erişir. Altmış yaşına erişenlere müjdeler var. Elliyi altmışı geçtin, eh korkma, inşaallah Allah'ın lütfu sana erişir. Altmış yaşına erişenlere müjdeler var. Yetmiş yaşına erişenlere mükâfatlar var.Yetmiş yaşına erişenlere mükâfatlar var. Seksen yaşına erişenlere serbest hak var, doksan yaşına erişenlere çok büyük bir lütuf var… Seksen yaşına erişenlere serbest hak var, doksan yaşına erişenlere çok büyük bir lütuf var…

Yaşlı birisi onları okumuş da "Ah şu doksan yaşını bir yakalasam!.." diyordu. Yaşlı birisi onları okumuş da "Ah şu doksan yaşını bir yakalasam!.." diyordu. Doksan yaşını geçenlerin ne kadar mükâfatlara erdiğini duymuş. Doksan yaşını geçenlerin ne kadar mükâfatlara erdiğini duymuş.

"Hocam, bir doksanı bulsam gam yemem artık!.." diyordu. "Hocam, bir doksanı bulsam gam yemem artık!.." diyordu.

Çünkü Allah inşaallah cennetine dâhil edecek, diye duymuş da ondan seviniyor. Çünkü Allah inşaallah cennetine dâhil edecek, diye duymuş da ondan seviniyor.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

"Tevbeyi ve hayırlı işleri geriye atmayın, tehir etmeyin, tesvif yapmayın!"Tevbeyi ve hayırlı işleri geriye atmayın, tehir etmeyin, tesvif yapmayın! Aman Allah'ın halimliğine aldanıp da günahlara dalmayın, gevşek durmayın!" Aman Allah'ın halimliğine aldanıp da günahlara dalmayın, gevşek durmayın!"

İyyâke ve sâhibe's-sûi fe innehû kıt'atün mine'n-nâri lâ yenfe'uke vüdduhû ve lâ yefî leke bi-ahdihî. İyyâke ve sâhibe's-sûi fe innehû kıt'atün mine'n-nâri lâ yenfe'uke vüdduhû ve lâ yefî leke bi-ahdihî.

Enes radıyallahu anh'ten Deylemî'nin rivayeti hadîs-i şerîf; ilaç, iksir.Enes radıyallahu anh'ten Deylemî'nin rivayeti hadîs-i şerîf; ilaç, iksir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

"Aman kötü arkadaştan sakın, kötü arkadaştan sakın! "Aman kötü arkadaştan sakın, kötü arkadaştan sakın! Çünkü o cehennemde ateşten bir parçadır. Çünkü o cehennemde ateşten bir parçadır. Kötü arkadaş cehenneme götüreceği için cehennemden bir parçadır. Ateşten bir parça demektir!" Kötü arkadaş cehenneme götüreceği için cehennemden bir parçadır. Ateşten bir parça demektir!"

Yakar seni; elbiseni yakar, vücudunu yakar. Birinci derece yanık olur. Yakar seni; elbiseni yakar, vücudunu yakar. Birinci derece yanık olur.

Hangisi fazlaydı, üçüncü derecesi mi birinci derecesi mi? Derin yanık olur, diyelim.Hangisi fazlaydı, üçüncü derecesi mi birinci derecesi mi?

Derin yanık olur, diyelim.
Ateşten bir parçadır. Onun sevgisi sana bir fayda vermez. Sana, ahdine sadakat göstermez. Ateşten bir parçadır. Onun sevgisi sana bir fayda vermez. Sana, ahdine sadakat göstermez.

Aziz kardeşlerim! Âyet-i kerîmede buyuruluyor ki; Aziz kardeşlerim!

Âyet-i kerîmede buyuruluyor ki;

el-Ehillâü yevmeizin ba'dühüm li-ba'din adüvvün ille'l-müttekîn. el-Ehillâü yevmeizin ba'dühüm li-ba'din adüvvün ille'l-müttekîn.

Dünyada samimi, kol kola, el ele, omuz omuza, yan yana; içtikleri su ayrı gitmez, Dünyada samimi, kol kola, el ele, omuz omuza, yan yana; içtikleri su ayrı gitmez, gecesi gündüzü beraber samimi insanlar, ayyaşlar vs. vardır, ne kadar birbirlerine muhabbet ederler?.. gecesi gündüzü beraber samimi insanlar, ayyaşlar vs. vardır, ne kadar birbirlerine muhabbet ederler?..

Dün Konya'daydık, gece geç vakitte eve geliyoruz. Dün Konya'daydık, gece geç vakitte eve geliyoruz. Sokağın ortasında bir sarhoş öteki sarhoşun elini tutmuş, zor duruyorlar. Muhabbet ediyorlar. Sokağın ortasında bir sarhoş öteki sarhoşun elini tutmuş, zor duruyorlar. Muhabbet ediyorlar.

"Ama bu dünyadaki muhabbetleri bu dünyada kalacak, âhirette birbirlerine düşman olacaklar!" "Ama bu dünyadaki muhabbetleri bu dünyada kalacak, âhirette birbirlerine düşman olacaklar!"

"Sen beni aldattın, sen beni içki meclisine götürdün, sen bana o kötülüğü yaptın!.. "Sen beni aldattın, sen beni içki meclisine götürdün, sen bana o kötülüğü yaptın!.. Yâ Rabbi! Bundan sor, kabahat bunun, bunu yak, bunu at!.." Yâ Rabbi! Bundan sor, kabahat bunun, bunu yak, bunu at!.."

O da yanacak bu da yanacak, hiçbirisi kurtulamaz. Aldatan da kurtulamaz aldanan da kurtulamaz. O da yanacak bu da yanacak, hiçbirisi kurtulamaz. Aldatan da kurtulamaz aldanan da kurtulamaz.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Dalalete düşüren de yanacak dalalete düşen de yanacak. Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Dalalete düşüren de yanacak dalalete düşen de yanacak.
Cehennemde yaka paça birbirleriyle kavga edecekler. Cehennemde yaka paça birbirleriyle kavga edecekler.

"Sen olmasaydın bu duruma düşmezdik, aklını kullansaydın…" "Sen olmasaydın bu duruma düşmezdik, aklını kullansaydın…"

Bunları Kur'ân-ı Kerîm bize böyle bildiriyor. Bunları Kur'ân-ı Kerîm bize böyle bildiriyor.

Bu dünyanın samimi kimseleri, dostları; âhirette birbirlerine düşman olacaklar.Bu dünyanın samimi kimseleri, dostları; âhirette birbirlerine düşman olacaklar. Müttakîler hariç, takvâ ehli olanlar, dervişler, hocalar hariç! Neden? Müttakîler hariç, takvâ ehli olanlar, dervişler, hocalar hariç!

Neden?

O Allah rızası için sevdi. Allah rızası için kurulan [bağ] bozulmaz, çürümez, âhirette de devam eder.O Allah rızası için sevdi. Allah rızası için kurulan [bağ] bozulmaz, çürümez, âhirette de devam eder. Onlar birbirlerine vefa gösterirler, onlar birbirlerini kollarlar, onlar birbirlerine şefaat ederler,Onlar birbirlerine vefa gösterirler, onlar birbirlerini kollarlar, onlar birbirlerine şefaat ederler, birbirlerine fayda ederler. Birisinin derecesi yukarıda ötekisininki aşağıda,birbirlerine fayda ederler. Birisinin derecesi yukarıda ötekisininki aşağıda, Allah onun derecesini ötekisinin kine çıkartır.Allah onun derecesini ötekisinin kine çıkartır. Onun hürmetine onunla arkadaş olduğu için kişi sevdiğiyle beraber olacak. Onun hürmetine onunla arkadaş olduğu için kişi sevdiğiyle beraber olacak. Allah âhirette kişiyi sevdiğinden ayırmayacak. Allah âhirette kişiyi sevdiğinden ayırmayacak.

"Ben falancayı çok seviyorum." Kimi seviyorsun? "Ben falancayı çok seviyorum."

Kimi seviyorsun?

"Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'i!" "Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'i!"

Korkma, onunla olacaksın! Korkma onunla olacaksın! Korkma, onunla olacaksın! Korkma onunla olacaksın!

Ama eğer bir Allah'ın sevmediği kimseyi de seviyorsa o zaman da felaket: Ama eğer bir Allah'ın sevmediği kimseyi de seviyorsa o zaman da felaket:

"En çok kimi seviyorsun?" "Falancayı." O cehenneme gidiyor, o zaman yandın!"En çok kimi seviyorsun?"

"Falancayı."

O cehenneme gidiyor, o zaman yandın!
Onunla beraber yanmak son derece fena oluyor. Peygamber Efendimiz; "Kötü arkadaştan sakının.Onunla beraber yanmak son derece fena oluyor.

Peygamber Efendimiz; "Kötü arkadaştan sakının.
O, ateşten bir parçadır." diyor. Sevgisi sana fayda vermez, aldanma onun sevgisine! O, ateşten bir parçadır." diyor.

Sevgisi sana fayda vermez, aldanma onun sevgisine!

"Yak bir sigara, parası benden…" Başına çalınsın senin sigaran, sen beni zehirliyorsun!"Yak bir sigara, parası benden…"

Başına çalınsın senin sigaran, sen beni zehirliyorsun!
Parası senden olunca iyi mi oluyor? Parası senden olunca iyi mi oluyor? Keşke benden olsa parası da biraz paradan cimrilik yapsam da içmesem! Keşke benden olsa parası da biraz paradan cimrilik yapsam da içmesem!

"Gel bu akşam beraber keyif edelim, ben ısmarlayacağım." "Gel bu akşam beraber keyif edelim, ben ısmarlayacağım."

Güya iyilik yapıyor. Onun o sevgisi insana fayda vermez, aslında kötüdür.Güya iyilik yapıyor. Onun o sevgisi insana fayda vermez, aslında kötüdür. Keşke onun sevgisi olmasaydı keşke dargın olsaydı da arkadaşlık uğruna o günaha gitmeseydi. Keşke onun sevgisi olmasaydı keşke dargın olsaydı da arkadaşlık uğruna o günaha gitmeseydi.

Birçok kimse evde anasını ağlatıyor, karısını ağlatıyor, çoluk çocuğunu ağlatıyor.Birçok kimse evde anasını ağlatıyor, karısını ağlatıyor, çoluk çocuğunu ağlatıyor. Arkadaşlarla güzel muhabbet edeceğim safa süreceğim diye birçok yuva yıkılıyor.Arkadaşlarla güzel muhabbet edeceğim safa süreceğim diye birçok yuva yıkılıyor. Birçok para böyle havaya cıvaya gidiyor. Neden? Çok samimi arkadaşlar nerede? Birçok para böyle havaya cıvaya gidiyor.

Neden?

Çok samimi arkadaşlar nerede?

Kahvede, ayrılamıyor oradan! "Yahu be adam, bırak şunları!.." Kahvede, ayrılamıyor oradan!

"Yahu be adam, bırak şunları!.."

Bırakamaz. Çocukluk arkadaşı, bilmem ne arkadaşı, beraber bilardo oynayacaklar, iskambil oynayacaklar,Bırakamaz. Çocukluk arkadaşı, bilmem ne arkadaşı, beraber bilardo oynayacaklar, iskambil oynayacaklar, kumar oynayacaklar, içki içecekler, gezecekler, safa sürecekler…kumar oynayacaklar, içki içecekler, gezecekler, safa sürecekler… İşte bu sevgi faydalı bir sevgi değil. Bunların ahitlerine de riayetleri olmaz.İşte bu sevgi faydalı bir sevgi değil. Bunların ahitlerine de riayetleri olmaz. Dünyada da olmaz âhirette de faydası olmaz. Bu da önemli bir şeydir. Muhterem kardeşlerim! Dünyada da olmaz âhirette de faydası olmaz. Bu da önemli bir şeydir.

Muhterem kardeşlerim!

Kişi kiminle dost olacağını iyi ayarlamazsa dünyasına da âhiretine de zarar verir. Kişi kiminle dost olacağını iyi ayarlamazsa dünyasına da âhiretine de zarar verir.

Ne güzel bir türkü var, diyor ki; Seversen bir güzel sev çekme çirkin derdini Ne güzel bir türkü var, diyor ki;

Seversen bir güzel sev çekme çirkin derdini

Seversen güzel sev, güzel ama nasıl güzel? Allah'ın sevdiği güzel; takvâ ehli, alim,Seversen güzel sev, güzel ama nasıl güzel?

Allah'ın sevdiği güzel; takvâ ehli, alim,
hak yolda yürüyen, âyet-i kerîmeye göre hadîs-i şerîfe göre sana Allah için hak yolda yürüyen, âyet-i kerîmeye göre hadîs-i şerîfe göre sana Allah için arkadaşlık eden bir kimseyle dost ol. Seni kumara alıştıran, içkiye alıştıran, zinaya alıştıran,arkadaşlık eden bir kimseyle dost ol. Seni kumara alıştıran, içkiye alıştıran, zinaya alıştıran, evin çatısını yıkan, senin işini bozan, memuriyetten atılmana sebep olan [kimselerle dost olma]! evin çatısını yıkan, senin işini bozan, memuriyetten atılmana sebep olan [kimselerle dost olma]!

Orhan Veli ne diyor? Beni bu güzel havalar mahvetti. diyor. Orhan Veli ne diyor?

Beni bu güzel havalar mahvetti.

diyor.

Havayı güzel görünce demek ki kim bilir neler yapmış? Havayı güzel görünce demek ki kim bilir neler yapmış?

Böyle havalarda atıldım evkaftaki memuriyetimden diyor. Gitmemiş. Böyle havalarda atıldım evkaftaki memuriyetimden

diyor.

Gitmemiş.

Tabii amir mazereti dinler mi?!.. "Bugün niye gelmedin?" "Babam öldü." Tabii amir mazereti dinler mi?!..

"Bugün niye gelmedin?"

"Babam öldü."

Önceki gün niye gitmedi? Dedesi öldü? Öbür gün ne oldu? Şu mazeret bu mazeret… Önceki gün niye gitmedi?

Dedesi öldü?

Öbür gün ne oldu?

Şu mazeret bu mazeret…

Hadi bakalım, kapıyı gösteriverirler insana! Hadi bakalım, kapıyı gösteriverirler insana!

İşte o güzel havalar işte o yüzü güzel görünüp de aslında insana âhiret bakımındanİşte o güzel havalar işte o yüzü güzel görünüp de aslında insana âhiret bakımından muzır olan arkadaşlar mahveder. İyi arkadaş seçeceksiniz. Seveceğiniz kimseye dikkat edeceksiniz.muzır olan arkadaşlar mahveder. İyi arkadaş seçeceksiniz. Seveceğiniz kimseye dikkat edeceksiniz. Seveceğiniz kimse Allah dostu olmazsa Allah yolunun yolcusu olmazsaSeveceğiniz kimse Allah dostu olmazsa Allah yolunun yolcusu olmazsa âhirette sana da fayda verecek kimse olmazsa o sana zarar verir. âhirette sana da fayda verecek kimse olmazsa o sana zarar verir.

Bizim tasavvuf kitaplarında yazılıdır ki gafil insanların gafleti insanın kalbine akseder!Bizim tasavvuf kitaplarında yazılıdır ki gafil insanların gafleti insanın kalbine akseder! Üzüm üzüme baka baka karardığı gibi onun da gafleti bu tarafa akseder.Üzüm üzüme baka baka karardığı gibi onun da gafleti bu tarafa akseder. Onun için gafillerin yanında durmamak lazım. Ama buna mukabil Peygamber Efendimiz ne diyor? Onun için gafillerin yanında durmamak lazım.

Ama buna mukabil Peygamber Efendimiz ne diyor?

Câlisi'l-ulemâ "Alimlerle otur kalk!" diyor. Alimlerle, hikmet sahibi, ilim sahibi insanlarla otur.Câlisi'l-ulemâ "Alimlerle otur kalk!" diyor.

Alimlerle, hikmet sahibi, ilim sahibi insanlarla otur.
Onların meclisinde sabahlara kadar durabilirsin.Onların meclisinde sabahlara kadar durabilirsin. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Mescid-i Nebevî'sindePeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Mescid-i Nebevî'sinde o fukara ashâb-ı suffe ile bazen otururdu, sohbet bir tatlanır bir ballanır bir kaymaklanırdı kio fukara ashâb-ı suffe ile bazen otururdu, sohbet bir tatlanır bir ballanır bir kaymaklanırdı ki sabah namazına uyumazlardı. Böyle sohbete can kurban, Allah'ın rızasına uygun sohbete can kurban! sabah namazına uyumazlardı.

Böyle sohbete can kurban, Allah'ın rızasına uygun sohbete can kurban!

Muhterem kardeşlerim! Kardeşlerinizi, arkadaşlarınızı âhiret ölçülerine göre bir teraziye vurun, Muhterem kardeşlerim!

Kardeşlerinizi, arkadaşlarınızı âhiret ölçülerine göre bir teraziye vurun,
bir tartın bakalım. Bir değeri var mı yok mu?bir tartın bakalım. Bir değeri var mı yok mu? Bir ölçün bakalım sizin yaptığınız dostluklar Allah indinde makbul mü? Bir ölçün bakalım sizin yaptığınız dostluklar Allah indinde makbul mü?

Eğer o dostluklar Allah indinde makbul olmayan dostluklarsa hemen kesmek menfaatinizedir.Eğer o dostluklar Allah indinde makbul olmayan dostluklarsa hemen kesmek menfaatinizedir. Allah rızasına hemen bırakacaksınız, derhal bırakacaksınız. Kötü arkadaş insanı yakar, mahveder.Allah rızasına hemen bırakacaksınız, derhal bırakacaksınız. Kötü arkadaş insanı yakar, mahveder. İyi arkadaş edineceksiniz. İyi arkadaş edineceksiniz. İyi arkadaşlar da insanın hak yolda, hayır yolunda destekçisidir, cennete götürür. İyi arkadaşlar da insanın hak yolda, hayır yolunda destekçisidir, cennete götürür.

Hadîs-i şerîfi çok güzel bir nasihat olarak hatırınızda iyice tutacaksınız. P Hadîs-i şerîfi çok güzel bir nasihat olarak hatırınızda iyice tutacaksınız. P eygamber Efendimiz; "Kötü arkadaştan aman sakının çünkü o cehennemden bir ateşten bir parçadır.eygamber Efendimiz;

"Kötü arkadaştan aman sakının çünkü o cehennemden bir ateşten bir parçadır.
Sevgisi sana fayda vermez, ahdine riayet edip de sana vefa göstermez!" diye sebebini de beyan etti. Sevgisi sana fayda vermez, ahdine riayet edip de sana vefa göstermez!" diye sebebini de beyan etti.

İyyâküm ve'l-hıyânete fe-innehâ bi'seti'l-bitânetü iyyâküm ve'z-zulme fe innehû zulumâtünİyyâküm ve'l-hıyânete fe-innehâ bi'seti'l-bitânetü iyyâküm ve'z-zulme fe innehû zulumâtün yevme'l-kıyâmeti ve iyyâküm ve'ş-şuhhâ fe innemâ ehleke men kâne kablelekümü'ş-şuhhuyevme'l-kıyâmeti ve iyyâküm ve'ş-şuhhâ fe innemâ ehleke men kâne kablelekümü'ş-şuhhu fesekefû dimâehüm fe kateû erhâmehüm. fesekefû dimâehüm fe kateû erhâmehüm.

Muhterem kardeşlerim! Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Muhterem kardeşlerim!

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

İyyâküm ve'l-hıyânete fe-innehâ bi'seti'l-bitânetü. "Hainlikten, hıyanetten sakınınız.İyyâküm ve'l-hıyânete fe-innehâ bi'seti'l-bitânetü. "Hainlikten, hıyanetten sakınınız. Çünkü bu çok kötü bir haslettir. Bitâne: "Çok kötü bir haslet." "Hainlik ne fena bir haslettir!" Çünkü bu çok kötü bir haslettir.

Bitâne: "Çok kötü bir haslet."

"Hainlik ne fena bir haslettir!"

Ve iyyâküm ve'z-zulme fe innehû zulumâtün yevme'l-kıyâmeti.Ve iyyâküm ve'z-zulme fe innehû zulumâtün yevme'l-kıyâmeti. "Zulümden de sakınınız çünkü o kıyamet gününde zulümat olacak,"Zulümden de sakınınız çünkü o kıyamet gününde zulümat olacak, karanlık gibi insanın üstüne çökecek!" İnsan kapkaranlık kalacak, nursuz kalacak, karanlık gibi insanın üstüne çökecek!"

İnsan kapkaranlık kalacak, nursuz kalacak,
önünü arkasını görmez durumda olacak. Zalimin hâli fena olacak. önünü arkasını görmez durumda olacak. Zalimin hâli fena olacak.

Ve iyyâküm ve'ş-şuhhâ fe innemâ ehleke men kâne kablelekümü'ş-şuhhu. Ve iyyâküm ve'ş-şuhhâ fe innemâ ehleke men kâne kablelekümü'ş-şuhhu. "Cimrilik, pintilikten de şiddetle sakınınız. Çünkü bu cimrilik, pintilik sizden öncekileri helâk etti."Cimrilik, pintilikten de şiddetle sakınınız. Çünkü bu cimrilik, pintilik sizden öncekileri helâk etti. Birbirlerinin kanlarını cimrilik, pintilik, tamahkârlık yüzünden akıttılar ve akrabalıklarını,Birbirlerinin kanlarını cimrilik, pintilik, tamahkârlık yüzünden akıttılar ve akrabalıklarını, akrabalık bağlarını pintilik, cimrilik yüzünden kestiler kopardılar." akrabalık bağlarını pintilik, cimrilik yüzünden kestiler kopardılar."

Üç tane kötü huy göz önüne serilmiş oldu. Üç tane kötü huy göz önüne serilmiş oldu.

Birisi hıyanet, hain olmak; verdiği sözde durmamak.Birisi hıyanet, hain olmak; verdiği sözde durmamak. İnsanın yüzüne gülüp arkasından onun zararına çalışmak, kötülüğüne çalışmak.İnsanın yüzüne gülüp arkasından onun zararına çalışmak, kötülüğüne çalışmak. Emanete hıyanet vardır, arkadaşlığa hıyanet vardır, mala hıyanet vardır, sevgiye hıyanet vardır… Emanete hıyanet vardır, arkadaşlığa hıyanet vardır, mala hıyanet vardır, sevgiye hıyanet vardır… Dış görünüş itibariyle göründüğü gibi olmayıp arkasından ters istikamette zararına, kötülüğüne çalışmak. Dış görünüş itibariyle göründüğü gibi olmayıp arkasından ters istikamette zararına, kötülüğüne çalışmak. Mala hıyanet malı telef etmektir. Arkadaşlığa hıyanet arkadaşlığın gereğinin aksini, tersini yapmaktır. Mala hıyanet malı telef etmektir. Arkadaşlığa hıyanet arkadaşlığın gereğinin aksini, tersini yapmaktır. Hıyanetin her çeşidinden sakınmak lazım. Hıyanetin her çeşidinden sakınmak lazım. Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri hainleri sevmez; vefalıları sever, dürüst hareket edenleri sever. Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri hainleri sevmez; vefalıları sever, dürüst hareket edenleri sever.

Zulüm de o kadar geniş bir tabirdir ki Arapça'da günaha da zulüm derler.Zulüm de o kadar geniş bir tabirdir ki Arapça'da günaha da zulüm derler. Çünkü o da insanın kendisini mahvediyor. İnsan günah işledi mi ceza çekecek;Çünkü o da insanın kendisini mahvediyor. İnsan günah işledi mi ceza çekecek; ya dünyada ya âhirette veyahut da hem dünya hem âhirette cezasını çekecek. Zulüm, günah. ya dünyada ya âhirette veyahut da hem dünya hem âhirette cezasını çekecek. Zulüm, günah.

Bu adam kendi nefsine zulmetmiş, ne demek? Bu adam kendi nefsine zulmetmiş, ne demek?

Günah işlemiş de kendisinin başını derde sokmuş, belaya sokmuş, demek. Günah işlemiş de kendisinin başını derde sokmuş, belaya sokmuş, demek.

Ama zulmün klasik mânası, ilk akla gelen mânası nedir? Ama zulmün klasik mânası, ilk akla gelen mânası nedir?

Bir başkasının haklarını çiğnemek, malını almak, hakkını çiğnemektir.Bir başkasının haklarını çiğnemek, malını almak, hakkını çiğnemektir. Mesela zorla tarlasını alırsın, zulümdür.Mesela zorla tarlasını alırsın, zulümdür. Bir insanın üzerine çullanırsın, ezersin döversin vs. Zulümdür. Haksız yere hapsedersin, zulümdür… Bir insanın üzerine çullanırsın, ezersin döversin vs. Zulümdür. Haksız yere hapsedersin, zulümdür…

Zulüm de insanlar arasında çok yaygın kötü huylardan birisidir.Zulüm de insanlar arasında çok yaygın kötü huylardan birisidir. Maalesef insan biraz güç kuvvet kazandı mı başlıyor etrafına zulmetmeye.Maalesef insan biraz güç kuvvet kazandı mı başlıyor etrafına zulmetmeye. Pazısı kuvvetliyse arkası, sırtı kuvvetliyse avenesi, adamları varsa başlar zulmetmeye. Pazısı kuvvetliyse arkası, sırtı kuvvetliyse avenesi, adamları varsa başlar zulmetmeye. Görüyorsunuz obalar basılıyor, evlatlar öldürülüyor, evler yıkılıyor yakılıyor… Görüyorsunuz obalar basılıyor, evlatlar öldürülüyor, evler yıkılıyor yakılıyor… Zulmün çeşitleri çoktur. Fakat şunu söyleyeyim: Zulmün çeşitleri çoktur. Fakat şunu söyleyeyim:

Zalim tek başına duramazdı, zalimin yardakçıları olmasa! Zalim tek başına duramazdı, zalimin yardakçıları olmasa!

Onun için zalime yardakçılık etmek de çok fenadır.Onun için zalime yardakçılık etmek de çok fenadır. Dalkavukçular, yardakçılar, ağanın adamları, filancanın ekibi, çetenin üyeleri…Dalkavukçular, yardakçılar, ağanın adamları, filancanın ekibi, çetenin üyeleri… Asıl bunlar zalimin yardakçıları olduğu için zalim bir zulüm abidesi olarak ayakta durabiliyor, gezebiliyor.Asıl bunlar zalimin yardakçıları olduğu için zalim bir zulüm abidesi olarak ayakta durabiliyor, gezebiliyor. O bakımdan hiçbir zalimi hiçbir şekilde desteklemeyin. Hatta yüzüne tebessüm bile etmeyin.O bakımdan hiçbir zalimi hiçbir şekilde desteklemeyin. Hatta yüzüne tebessüm bile etmeyin. Zalim şımarmasın. Yüzüne tebessüm bile etmeyin. Desteklerseniz güç kuvvet alır.Zalim şımarmasın. Yüzüne tebessüm bile etmeyin. Desteklerseniz güç kuvvet alır. Yapayalnız, cascavlak orta yerde kalıversin. Sağa baktı, kimse yok; sola baktı, kimse yok… Yapayalnız, cascavlak orta yerde kalıversin.

Sağa baktı, kimse yok; sola baktı, kimse yok…

"Kimse benden hoşlanmadı." desin, zulmünden dönsün!"Kimse benden hoşlanmadı." desin, zulmünden dönsün! Yoksa sen ona destek olursan Doğu Anadolu filan da oluyor, Güneydoğu Anadolu da oluyor.Yoksa sen ona destek olursan Doğu Anadolu filan da oluyor, Güneydoğu Anadolu da oluyor. Görüyoruz, duyuyoruz; başka yerlerde de olur.Görüyoruz, duyuyoruz; başka yerlerde de olur. Ağa oluyor, ağanın adamı oluyor; ne derse yapıyor. "Git şunu döv!" Dövüyor. Ağa oluyor, ağanın adamı oluyor; ne derse yapıyor.

"Git şunu döv!"

Dövüyor.

"Git şunu çifteyle arkasından vur!" Vuruyor. "Git falancanın harmanını yak!" Yakıyor… "Git şunu çifteyle arkasından vur!"

Vuruyor.

"Git falancanın harmanını yak!"

Yakıyor…

Olmaz. Zulüm kim emrederse etsin yapılmayacak bir şey! Çünkü âhirette onun cezası çoktur, yapmayacak.Olmaz. Zulüm kim emrederse etsin yapılmayacak bir şey! Çünkü âhirette onun cezası çoktur, yapmayacak. Zalime eyvallah demeyecek. Zalim bir kimseye "efendim" bile demeyecek. Zalime eyvallah demeyecek. Zalim bir kimseye "efendim" bile demeyecek. Fasık ve zalime "efendim" bile demeyecek. Sözüne dikkat edecek.Fasık ve zalime "efendim" bile demeyecek. Sözüne dikkat edecek. Dik dik konuşacak, soğuk soğuk bakışacak. Bakarken yüzüne soğuk bakacak. Neden? Dik dik konuşacak, soğuk soğuk bakışacak. Bakarken yüzüne soğuk bakacak.

Neden?

Şımarmasın diye. Çocuğunuz da kusur işlediği zaman, kabahat işlediği yüzüne çok gülmeyin; şımarır.Şımarmasın diye.

Çocuğunuz da kusur işlediği zaman, kabahat işlediği yüzüne çok gülmeyin; şımarır.
Şımarmaması için destek olmamak lazım, dalkavukluk etmemek lazım. Şımarmaması için destek olmamak lazım, dalkavukluk etmemek lazım.

Birincisi hıyanet, ikincisi zulüm, yasaklanan üçüncü kötü huy da sakınılması bildirilen kötü huy daBirincisi hıyanet, ikincisi zulüm, yasaklanan üçüncü kötü huy da sakınılması bildirilen kötü huy da pintilik, cimrilik!pintilik, cimrilik! İnsanın içindeki mala karşı hırs, onu vermekten kendisini tutması, verememesi, yapamaması. İnsanın içindeki mala karşı hırs, onu vermekten kendisini tutması, verememesi, yapamaması.

Muhterem kardeşlerim! Hubbu'd-dünyâ re'sü külli hatietin. Muhterem kardeşlerim!

Hubbu'd-dünyâ re'sü külli hatietin.
"Dünya sevgisi her hatanın, her günahın başıdır." "Dünya sevgisi her hatanın, her günahın başıdır."

İnsan dünyayı sevdi mi parayı sevdi mi satın alırlar onu.İnsan dünyayı sevdi mi parayı sevdi mi satın alırlar onu. Dayarlar parayı, verirler rüşveti; yaptırırlar haksızlığı. İDayarlar parayı, verirler rüşveti; yaptırırlar haksızlığı. İ nsan tok olacak; gözü tok olacak, gönlü tok olacak. Harama bakmayacak, haramı istemeyecek.nsan tok olacak; gözü tok olacak, gönlü tok olacak. Harama bakmayacak, haramı istemeyecek. Haramı elinin tersiyle itecek. Haram teklif eden insanın gırtlağına sarılacak. Haramı elinin tersiyle itecek. Haram teklif eden insanın gırtlağına sarılacak.

Bizim -Allah rahmet eylesin- İstanbul'da tanıdığımız bir babayiğit mühendis kimse vardı.Bizim -Allah rahmet eylesin- İstanbul'da tanıdığımız bir babayiğit mühendis kimse vardı. Eski devirlerde, 10-20 sene önce belediyede imar müdürü olmuş.Eski devirlerde, 10-20 sene önce belediyede imar müdürü olmuş. İnşaat ruhsatlarına imza atacak, galiba onun elinden geçiyor. Bir müteahhit gelmiş: İnşaat ruhsatlarına imza atacak, galiba onun elinden geçiyor.

Bir müteahhit gelmiş:

"Benim bir inşaatım var. Her evrakım tamam, istediğiniz şartları yerine getirdim."Benim bir inşaatım var. Her evrakım tamam, istediğiniz şartları yerine getirdim. Altı aydır bekliyorum müdür bey. Benim bir türlü ruhsatnamem verilmiyor, çok mağdur oluyorum.Altı aydır bekliyorum müdür bey. Benim bir türlü ruhsatnamem verilmiyor, çok mağdur oluyorum. Sıradayım, her şey normal. Benim işimi lütfen görün, merhamet edin…" Yalvarmış. Sıradayım, her şey normal. Benim işimi lütfen görün, merhamet edin…"

Yalvarmış.

"Olur. Vazifem, vatandaşa hizmet etmek." demiş. "Olur. Vazifem, vatandaşa hizmet etmek." demiş.

Atlamış cipe, gitmiş kendi gözleriyle inşaatı görmüş.Atlamış cipe, gitmiş kendi gözleriyle inşaatı görmüş. Bakmış her şey ruhsata uygun, tamam. İmzalamış, işini bitirmiş. Cipte geri dönüyorlar. Bakmış her şey ruhsata uygun, tamam. İmzalamış, işini bitirmiş. Cipte geri dönüyorlar.

Müteahhit cebinden bir zarf çıkartmış, bizim müdür beye; Müteahhit cebinden bir zarf çıkartmış, bizim müdür beye;

"Müdür bey, Allah senden razı olsun. İşimi çabuk gördün, buyur." demiş. "Müdür bey, Allah senden razı olsun. İşimi çabuk gördün, buyur." demiş.

Müdür: "Arabayı çek kenara!" demiş. Çekmiş kenara, müteahhidin yakasını toparlamış. Müdür:

"Arabayı çek kenara!" demiş. Çekmiş kenara, müteahhidin yakasını toparlamış.
Müteahhidin ödü patlıyor. "Acaba verdiğim parayı mı az gördü? Parayı da saymadı, neler oluyor?.." Müteahhidin ödü patlıyor.

"Acaba verdiğim parayı mı az gördü? Parayı da saymadı, neler oluyor?.."

Demiş ki; "İşte bu memurları mahveden sizsiniz, mahveden sizsiziniz. Demiş ki;

"İşte bu memurları mahveden sizsiniz, mahveden sizsiziniz.
Ben senden para istedim mi be adam? Ben bu işi vazifem olduğu için yapıyorum.Ben senden para istedim mi be adam? Ben bu işi vazifem olduğu için yapıyorum. Ben senden para istedim mi? İşte siz böyle bahşiş vere vere ne hâle getiriyorsunuz kiBen senden para istedim mi? İşte siz böyle bahşiş vere vere ne hâle getiriyorsunuz ki adam karşısına bir proje geldiği zaman 'Şu adamın işini altı ay sallayayım,adam karşısına bir proje geldiği zaman 'Şu adamın işini altı ay sallayayım, bana biraz külliyetli miktarda para versin…' diye alışıyor!.." bana biraz külliyetli miktarda para versin…' diye alışıyor!.."

Muhterem kardeşlerim! İnsanın gözü tok olmalı. Elhamdülillah rahat olmalı.Muhterem kardeşlerim!

İnsanın gözü tok olmalı. Elhamdülillah rahat olmalı.
Hiç haram bir şey yok, diye ortada alnı açık dolaşabilmeli.Hiç haram bir şey yok, diye ortada alnı açık dolaşabilmeli. Pintilik, cimrilik etmemeli Allah'ın verdiğini de cömertlik edip vermeli. Fukaranın hakkı var. Pintilik, cimrilik etmemeli Allah'ın verdiğini de cömertlik edip vermeli. Fukaranın hakkı var.

İnsanın malında, parasında fukaranın hakkı vardır. İnsanın malında, parasında fukaranın hakkı vardır. O hakkı vermezse malı pis olur, malın tabağı pis olur. Tencerenin içine necaset düşerse ne olur? O hakkı vermezse malı pis olur, malın tabağı pis olur.

Tencerenin içine necaset düşerse ne olur?

Tabağı da pis olur. Sen eğer malının zekâtını vermezsen malının tamamı pis olur. Tabağı da pis olur.

Sen eğer malının zekâtını vermezsen malının tamamı pis olur.
Hakkını vereceksin fukaranın. O bakımdan Allah cimrilikten cümlemizi korusun, cömert eylesin.Hakkını vereceksin fukaranın. O bakımdan Allah cimrilikten cümlemizi korusun, cömert eylesin. Hırslı eylemesin, hırstan dolayı haramlara bulaştırmasın.Hırslı eylemesin, hırstan dolayı haramlara bulaştırmasın. Helal lokma her hayrın başı olduğundan dünya ve âhiret saadetininHelal lokma her hayrın başı olduğundan dünya ve âhiret saadetinin esası olduğundan Rabbimiz hepimize helal lokmalar, helal kazançlar nasip eylesin.esası olduğundan Rabbimiz hepimize helal lokmalar, helal kazançlar nasip eylesin. Alnımız açık yaşayalım. Evlatlarımızı helal lokma ile besleyelim, mürüvvetlerini görelim. Alnımız açık yaşayalım. Evlatlarımızı helal lokma ile besleyelim, mürüvvetlerini görelim.

Allah hepinizden razı olsun. Fâtiha-yı Şerîfe mea'l-besmele! Allah hepinizden razı olsun.

Fâtiha-yı Şerîfe mea'l-besmele!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2