Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Âhir 1446
24 December 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

İslam'da Niyetin Önemi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

2 Cemâziye'l-Evvel 1418 / 04.09.1997
İngiltere

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.
İnsanın Gönlü Bir O Tarafa Bir Bu Tarafa Döner, Klivland Çetesi Lideri, Müslümana Her Şey Yasak Mı?, 700 Misli Sevaptan Daha Yüksek Var | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İslam'da Niyetin Önemi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

2 Cemâziye'l-Evvel 1418 / 04.09.1997
İngiltere

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.
İnsanın Gönlü Bir O Tarafa Bir Bu Tarafa Döner, Klivland Çetesi Lideri, Müslümana Her Şey Yasak Mı?, 700 Misli Sevaptan Daha Yüksek Var | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn,el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn, Muhammedini'l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ. Muhammedini'l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ.

Emma ba'd. Fa'lemû eyyühe'l-ihvân.Emma ba'd.

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân.
Fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullâhFe inne efdale'l-hadîsi kitâbullâh ve efdalel-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallâhu aleyhi ve sellem.ve efdalel-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallâhu aleyhi ve sellem. Ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletünVe şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr.ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallâhu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallâhu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

İnna'llâhe teâlâ lâ yenzuru ilâ ecsâmiküm ve lâ suveriküm velâkin yenzuru ilâ kulûbiküm ve a'mâliküm. İnna'llâhe teâlâ lâ yenzuru ilâ ecsâmiküm ve lâ suveriküm velâkin yenzuru ilâ kulûbiküm ve a'mâliküm.

Sadaka Resûlullâh, fî mâ kâl ev kemâ kâl. Değerli kardeşlerim! Sadaka Resûlullâh, fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Değerli kardeşlerim!

Hadis alimlerinin en büyüklerinden biri olan İmam Müslim'in rivayet ettiği bir hadîs i şerîf okuduk.Hadis alimlerinin en büyüklerinden biri olan İmam Müslim'in rivayet ettiği bir hadîs i şerîf okuduk. Buradaki imam, "önder" demektir. Hadis ilminde önder olduğu için bu ismi almış.Buradaki imam, "önder" demektir. Hadis ilminde önder olduğu için bu ismi almış. Müslim, ismidir. Müslim, ismidir.

Herkes müslümandır, biz de müslümanız elhamdülillah ama onun özel olarak ismi Müslim.Herkes müslümandır, biz de müslümanız elhamdülillah ama onun özel olarak ismi Müslim. Müslim b. Kuteybe, Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet ederek nakletmiş ki sahih bir hadistir;Müslim b. Kuteybe, Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet ederek nakletmiş ki sahih bir hadistir; senedi sağlamdır, otantiktir, mevsuktur, güvenilir bir kaynaktan, güvenilir bir hadistir. senedi sağlamdır, otantiktir, mevsuktur, güvenilir bir kaynaktan, güvenilir bir hadistir.

Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:

İnna'llâhe teâlâ lâ yenzuru ilâ ecsâmiküm ve lâ suveriküm. İnna'llâhe teâlâ lâ yenzuru ilâ ecsâmiküm ve lâ suveriküm. "Allah sizin vücutlarınıza ve dış görünüşlerinize, sûretlerinize önem vermez, bakmaz.""Allah sizin vücutlarınıza ve dış görünüşlerinize, sûretlerinize önem vermez, bakmaz." Velâkin yenzuru ilâ kulûbiküm ve a'mâliküm. "Fakat gönüllerinize ve yaptığınız işlere bakar." Velâkin yenzuru ilâ kulûbiküm ve a'mâliküm. "Fakat gönüllerinize ve yaptığınız işlere bakar."

Bu çok önemli bir hadîs-i şerîftir, ezberlemenizi tavsiye ederim. Bu çok önemli bir hadîs-i şerîftir, ezberlemenizi tavsiye ederim.

Lâ yenzuru, kelime olarak "bakmaz" demek. Lâ yenzuru, kelime olarak "bakmaz" demek.

Lâ yenzuru ilâ ecsâmiküm ve lâ suveriküm. "Allah sizin cisimlerinize bakmaz." Lâ yenzuru ilâ ecsâmiküm ve lâ suveriküm. "Allah sizin cisimlerinize bakmaz."

Cisimden maksat "insanın cismi, vücudu" demektir. Cisimden maksat "insanın cismi, vücudu" demektir.

"Sizin vücutlarınıza, boyunuza posunuza, adeleli oluşunuza veya güzel oluşunuza,"Sizin vücutlarınıza, boyunuza posunuza, adeleli oluşunuza veya güzel oluşunuza, selvi boylu oluşunuza bakmaz." selvi boylu oluşunuza bakmaz."

Ve lâ suveriküm. "Dış görünüşünüze, yüzünüze, görünümünüze bakmaz." Ve lâ suveriküm. "Dış görünüşünüze, yüzünüze, görünümünüze bakmaz."

Allah her şeyi görür, işitir, bilir. "Bakmaz" demek, "önem vermez" demek;Allah her şeyi görür, işitir, bilir. "Bakmaz" demek, "önem vermez" demek; "Allah nazarında, Allah yanında önemli değildir." demek. "Allah nazarında, Allah yanında önemli değildir." demek.

Güzellik müsabakası yapıp da bir insanı dünya güzeli seçsenGüzellik müsabakası yapıp da bir insanı dünya güzeli seçsen yüzü çok güzel, boyu posu tam, ölçüleri uygun olsa onun çok önemi yoktur.yüzü çok güzel, boyu posu tam, ölçüleri uygun olsa onun çok önemi yoktur. Kalbi fesatsa, imanı yoksa veya işi bozuksa, yolu yanlışsa onun yüzünün şeklinin, şemâilinin, Kalbi fesatsa, imanı yoksa veya işi bozuksa, yolu yanlışsa onun yüzünün şeklinin, şemâilinin, vücudunun güzelliğinin, kuvvetinin, endâmının, tenâsübünün önemi yoktur. vücudunun güzelliğinin, kuvvetinin, endâmının, tenâsübünün önemi yoktur.

Allah dış görünüşe bakmaz, ona önem vermez.Allah dış görünüşe bakmaz, ona önem vermez. Fakat insanın gönlüne bakar ve yaptığı işlere bakar. İnsanın gönlüne ve niyetine önem verir. Fakat insanın gönlüne bakar ve yaptığı işlere bakar. İnsanın gönlüne ve niyetine önem verir.

Gönül kelimesi dediğimiz şey kulûb. Kulûbikum. Gönül kelimesi dediğimiz şey kulûb. Kulûbikum.

Velâkin yenzuru ilâ kulûbikum ve a'mâlikum. "Kalplerinize bakar." diyor Velâkin yenzuru ilâ kulûbikum ve a'mâlikum. "Kalplerinize bakar." diyor

Âyetlerde ve hadîs-i şerîflerde kalpten maksat, tıbbî et parçası olan,Âyetlerde ve hadîs-i şerîflerde kalpten maksat, tıbbî et parçası olan, -insan kalbinin şöyle yumruk kadar olduğu söyleniyor- sol memesinin altındaki bir et,-insan kalbinin şöyle yumruk kadar olduğu söyleniyor- sol memesinin altındaki bir et, kaslardan ibaret bir organ, bir uzuv değil. kaslardan ibaret bir organ, bir uzuv değil.

Vücuda kan pompalıyor. İki kulakçığı var, iki karıncığı var. Dört bölge.Vücuda kan pompalıyor. İki kulakçığı var, iki karıncığı var. Dört bölge. Kirli kan oraya geliyor, oralardan geçiyor, akciğere gidiyor.Kirli kan oraya geliyor, oralardan geçiyor, akciğere gidiyor. Akciğerden temiz kan hâline geliyor, kalbin sol tarafından vücuda pompalanıyor.Akciğerden temiz kan hâline geliyor, kalbin sol tarafından vücuda pompalanıyor. Temiz kan olarak, oksijen olarak, gıda olarak hücreler onları alıyorlar, yine kirleniyor.Temiz kan olarak, oksijen olarak, gıda olarak hücreler onları alıyorlar, yine kirleniyor. Kirli şeyleri alıyor, tekrar kalbe getiriyor. Kirlileri tekrar ciğere gönderiyor. Kirli şeyleri alıyor, tekrar kalbe getiriyor. Kirlileri tekrar ciğere gönderiyor.

Böylece kan, vücuttaki kullanılmış malzemeleri, yakılmış malzemeleri hücrelerden alıyor,Böylece kan, vücuttaki kullanılmış malzemeleri, yakılmış malzemeleri hücrelerden alıyor, kalp onu pompalıyor, akciğere gönderiyor. Akciğerde tazeleniyor, tekrar vücuda gönderiliyor.kalp onu pompalıyor, akciğere gönderiyor. Akciğerde tazeleniyor, tekrar vücuda gönderiliyor. Bu muazzam bir iş, müthiş bir iş. Kalp dediğimiz şey en sağlam makine...Bu muazzam bir iş, müthiş bir iş. Kalp dediğimiz şey en sağlam makine... Biz Türkçe'de buna "yürek" diyoruz. Kuş yüreği, koyun yüreği, sığır yüreği...Biz Türkçe'de buna "yürek" diyoruz. Kuş yüreği, koyun yüreği, sığır yüreği... Kasapta, ciğercide filan satılıyor. Kasapta, ciğercide filan satılıyor.

Âyetlerde, hadislerde geçen kalp sözü bu değildir. Gönül dediğimiz şeydir. Bunu nereden biliyoruz? Âyetlerde, hadislerde geçen kalp sözü bu değildir. Gönül dediğimiz şeydir. Bunu nereden biliyoruz?

Allahu Teâlâ hazretleri âyet-i kerimede buyuruyor ki; Allahu Teâlâ hazretleri âyet-i kerimede buyuruyor ki;

Lehüm kulûbün lâ yefkahûne bihâ. "O kâfirlerin, o iyi olmayan kulların,Lehüm kulûbün lâ yefkahûne bihâ. "O kâfirlerin, o iyi olmayan kulların, kalpleri var ama onunla akıl etmiyorlar, işin inceliğini anlayamıyorlar." kalpleri var ama onunla akıl etmiyorlar, işin inceliğini anlayamıyorlar."

Demek ki "akıl" demek, "gönül" demek. "Kalpleri var ama anlayamıyorlar." Demek ki "akıl" demek, "gönül" demek. "Kalpleri var ama anlayamıyorlar."

Demek ki kalp, anlama organı. Bundan, kalbin tıbbî mânada olmadığı anlaşılıyor. Demek ki kalp, anlama organı. Bundan, kalbin tıbbî mânada olmadığı anlaşılıyor.

"Allah sizin kalbinize bakar." demek; "Yüreğinize bakar." demek değil;"Allah sizin kalbinize bakar." demek; "Yüreğinize bakar." demek değil; "Gönlünüze bakar." demektir. Gönül nedir? İnsanın iç âlemidir. "Gönlünüze bakar." demektir.

Gönül nedir?

İnsanın iç âlemidir.
Duygularının cereyan ettiği yerdir, teşekkül ettiği yerdir. Niyetlerinin meydana geldiği yerdir. Duygularının cereyan ettiği yerdir, teşekkül ettiği yerdir. Niyetlerinin meydana geldiği yerdir.

"Ben yarın gideyim, falanca hasta arkadaşımı ziyaret edeyim."Ben yarın gideyim, falanca hasta arkadaşımı ziyaret edeyim. Ondan sonra da gideyim, rahmetli dedemin kabrini ziyaret edeyim.Ondan sonra da gideyim, rahmetli dedemin kabrini ziyaret edeyim. Ondan sonra gideyim, falancaya yardım edeyim; zavallı, evini tamir ediyor." Ondan sonra gideyim, falancaya yardım edeyim; zavallı, evini tamir ediyor."

Bunlar nedir? Birer niyettir; bunları düşünüyoruz.Bunlar nedir?

Birer niyettir; bunları düşünüyoruz.
İşte insanın düşünme kabiliyeti, niyet etme tarafı, akıl etme, bir şeyin inceliğini anlama kabiliyeti.İşte insanın düşünme kabiliyeti, niyet etme tarafı, akıl etme, bir şeyin inceliğini anlama kabiliyeti. Gönül budur. Gönül budur.

Başka bir hadîs-i şerifte; "İnsanın gönlü bir o tarafa, bir o tarafa döner." diyor. Başka bir hadîs-i şerifte;

"İnsanın gönlü bir o tarafa, bir o tarafa döner." diyor.

Hakikaten insan bazen sevinçli olur bazen üzüntülü olur,Hakikaten insan bazen sevinçli olur bazen üzüntülü olur, bazen hevesli olur bazen isteksiz olur; değişir. bazen hevesli olur bazen isteksiz olur; değişir. Aynı insanda halden hâle, fikirden fikire akış olur.Aynı insanda halden hâle, fikirden fikire akış olur. İnsan bazen; "Mâneviyatım bugün çok bozuk!" der. Bazen de; "Bugün çok neşeliyim!" der. İnsan bazen; "Mâneviyatım bugün çok bozuk!" der. Bazen de; "Bugün çok neşeliyim!" der.

Şairin ilâhide dediği gibi; Hak bir gönül vermiş bana, Hâ demeden hayrân olur. Şairin ilâhide dediği gibi;

Hak bir gönül vermiş bana,

Hâ demeden hayrân olur.

Allah insanın işte bu gönlüne bakar.Allah insanın işte bu gönlüne bakar. İçindeki, aklındaki niyetlerine, fikirlerine, düşüncelerine bakar. İçindeki, aklındaki niyetlerine, fikirlerine, düşüncelerine bakar.

Bu adamın fikri nasıl? Bu adamın aklı ne tarafa çalışıyor? Niyeti ne? Ne yapmak istiyor? Bu adamın fikri nasıl? Bu adamın aklı ne tarafa çalışıyor? Niyeti ne? Ne yapmak istiyor?

İnsan bazen "İyi bir şey yapayım." derken, sonuç kötü olabilir: İnsan bazen "İyi bir şey yapayım." derken, sonuç kötü olabilir:

"Hiç böyle yapmak istemiyordum, ama oldu!" "Hiç böyle yapmak istemiyordum, ama oldu!"

Mesela bir kardeşimiz demin tabakları mutfağa taşımak istiyordu,Mesela bir kardeşimiz demin tabakları mutfağa taşımak istiyordu, ama başka birisi geldi çarptı, bütün pilavlar bir arkadaşın üstüne döküldü. İstemeden oluyor. ama başka birisi geldi çarptı, bütün pilavlar bir arkadaşın üstüne döküldü. İstemeden oluyor.

İyi niyetle yapılan şeylerden Allah insana mükâfât verir.İyi niyetle yapılan şeylerden Allah insana mükâfât verir. Kötü niyetle yapılan şey de dış görünüşü itibariyle iyi gibi görünse bileKötü niyetle yapılan şey de dış görünüşü itibariyle iyi gibi görünse bile niyeti kötü olduğu için Allah onun art niyetini bildiği için ona mükâfat vermez. niyeti kötü olduğu için Allah onun art niyetini bildiği için ona mükâfat vermez.

Mesela adamın birisi, diyelim ki yankesicilik yapmak için bir adamın yanına geliyor: Mesela adamın birisi, diyelim ki yankesicilik yapmak için bir adamın yanına geliyor:

"Yardım edebilir miyim?" diyor. "Yardım edebilir miyim?" diyor.

"Şuradan geçireyim, zorlanırsınız, aman düşmeyin, ihtiyarsınız." diyor, koluna giriyor. "Şuradan geçireyim, zorlanırsınız, aman düşmeyin, ihtiyarsınız." diyor, koluna giriyor.

"Ah evladım, çok teşekkür ederim, ne kadar iyisin!" diyor o da. "Ah evladım, çok teşekkür ederim, ne kadar iyisin!" diyor o da.

Adam öbür tarafa geçiyor. Sonra bir bakıyor, yokluyor, cüzdan gitmiş. Adam öbür tarafa geçiyor. Sonra bir bakıyor, yokluyor, cüzdan gitmiş.

O iyiliği, nezaketi o hırsız ona neden yaptı? O iyiliği, nezaketi o hırsız ona neden yaptı?

Aldatmak için yaptı, niyeti zaten onun cüzdanını çalmaktı. Aldatmak için yaptı, niyeti zaten onun cüzdanını çalmaktı.

Demek ki yapılan şey iyi bile olsa niyet kötü olunca Allah sevmez. Demek ki yapılan şey iyi bile olsa niyet kötü olunca Allah sevmez.

Nitekim Peygamber Efendimiz Medine-i Münevvere'ye hicret ettiği zamanNitekim Peygamber Efendimiz Medine-i Münevvere'ye hicret ettiği zaman müslümanları yanına gelmeye çağırdı. Çünkü orada bir toplum teşekkül edecekti,müslümanları yanına gelmeye çağırdı. Çünkü orada bir toplum teşekkül edecekti, Medine-i Münevvere imanın kalesi olacaktı.Medine-i Münevvere imanın kalesi olacaktı. Allah; bütün müslümanların Peygamber Efendimiz'in etrafında toplanmasını emretti, âyetler indi.Allah; bütün müslümanların Peygamber Efendimiz'in etrafında toplanmasını emretti, âyetler indi. Peygamber Efendimiz'in Mekke'den Medine'ye hicret ettiği gibi, başkalarının da Peygamber Efendimiz'inPeygamber Efendimiz'in Mekke'den Medine'ye hicret ettiği gibi, başkalarının da Peygamber Efendimiz'in yanına gidip onun etrafında kenetlenmesi ve onun emri doğrultusunda çalışması gerekiyordu. yanına gidip onun etrafında kenetlenmesi ve onun emri doğrultusunda çalışması gerekiyordu.

Bazıları bunu yaptılar bazıları yapmadılar.Bazıları bunu yaptılar bazıları yapmadılar. Yapmayanlar; eeğer işini bırakamadığı için, keyfine kıyamadığı için,Yapmayanlar; eeğer işini bırakamadığı için, keyfine kıyamadığı için, rahatı kaçmasın diye yapmamışsa günaha girdi.rahatı kaçmasın diye yapmamışsa günaha girdi. Cehenneme atılacağını âyet-i kerime bildiriyor.Cehenneme atılacağını âyet-i kerime bildiriyor. Ama âciz, hicret etmeye kuvveti yok veya etrafındaki zorbalar bırakmıyor vs.Ama âciz, hicret etmeye kuvveti yok veya etrafındaki zorbalar bırakmıyor vs. Mazereti varsa ayrı. Mazereti yoksa cehennemde azap göreceğini âyet-i kerîme bidiriyor: Mazereti varsa ayrı. Mazereti yoksa cehennemde azap göreceğini âyet-i kerîme bidiriyor:

İnne'llezîne teveffâhümü'l-melâiketü zâlimî enfüsihim kâlû fîme küntüm,İnne'llezîne teveffâhümü'l-melâiketü zâlimî enfüsihim kâlû fîme küntüm, kâlû künnâ müstad'afîne fi'l-ard, kâlû elem tekün ardu'llâhi vâsiaten fe-tühâcirû fîhâ,kâlû künnâ müstad'afîne fi'l-ard, kâlû elem tekün ardu'llâhi vâsiaten fe-tühâcirû fîhâ, feülâike me'vâhüm cehennem ve sâet masîrâ.feülâike me'vâhüm cehennem ve sâet masîrâ. İlle'l-müstad'afîne mine'r-ricâli ve'n-nisâi ve'l-vildâni lâ yestetiûne hîleten ve lâ yehtedûne sebîlâ . İlle'l-müstad'afîne mine'r-ricâli ve'n-nisâi ve'l-vildâni lâ yestetiûne hîleten ve lâ yehtedûne sebîlâ .

Fe-ülâike asa'llâhu en ya'fû anhüm ve kâne'llâhü afüvven gafûrâ. Fe-ülâike asa'llâhu en ya'fû anhüm ve kâne'llâhü afüvven gafûrâ.

Bu âyet-i kerimeler söylediğim konudadır. Hicret etmesi lazım.Bu âyet-i kerimeler söylediğim konudadır. Hicret etmesi lazım. Hicret sevap; hicret etmemek insanı cehenneme düşürecek bir tembellik, fena bir şey! Hicret sevap; hicret etmemek insanı cehenneme düşürecek bir tembellik, fena bir şey!

Ama Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Ama Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Eğer bir insan Allah rızasını kazanmak için 'Resûlullah'ın yoluna varayım, onun emrine gireyim,"Eğer bir insan Allah rızasını kazanmak için 'Resûlullah'ın yoluna varayım, onun emrine gireyim, onun etrafında kenetleneyim.' diye gidiyorsa, sevabı alır.onun etrafında kenetleneyim.' diye gidiyorsa, sevabı alır. Başka bir sebepten gidiyorsa hicreti o şeyedir." Mesela sebepler ne olabilir? Başka bir sebepten gidiyorsa hicreti o şeyedir."

Mesela sebepler ne olabilir?

"Bana burada ekmek kalmadı, oraya gideyim. Orada daha iyi para kazanırım." "Bana burada ekmek kalmadı, oraya gideyim. Orada daha iyi para kazanırım."

Maddî sebeple gidiyor. Veyahut da Mekke'de bir kızı almak istiyordu, evlenmek istiyordu.Maddî sebeple gidiyor. Veyahut da Mekke'de bir kızı almak istiyordu, evlenmek istiyordu. Kız Medine'ye hicret etti. Bu da onu seviyor, almak istiyor: Kız Medine'ye hicret etti. Bu da onu seviyor, almak istiyor:

"Bizim niyetlendiğimiz kız da kalktı Medine-i Münevvere'ye gitti."Bizim niyetlendiğimiz kız da kalktı Medine-i Münevvere'ye gitti. En iyisi ben de Medine'ye gideyim, orada evlenirim." Bu sevap kazanmaz. Ötekisi sevap kazanır. En iyisi ben de Medine'ye gideyim, orada evlenirim."

Bu sevap kazanmaz. Ötekisi sevap kazanır.
Allah rızası için hicret eden sevap kazanır ama kız için hicret eden sevap kazanmaz. Allah rızası için hicret eden sevap kazanır ama kız için hicret eden sevap kazanmaz.

Neden? Niyet fena. İkisi de hicret ediyor, ikisi de güzel bir şey ama niyet önemli... Neden?

Niyet fena.

İkisi de hicret ediyor, ikisi de güzel bir şey ama niyet önemli...

İşte bu hadiste de o belirtiliyor: İşte bu hadiste de o belirtiliyor:

"Allah sizin dış görünüşünüze, endamınıza, vücudunuzun güzelliğine, boyunuza posunuza,"Allah sizin dış görünüşünüze, endamınıza, vücudunuzun güzelliğine, boyunuza posunuza, kaşınızın, gözünüzün güzelliğine bakmaz! Allah sizin niyetinizi kontrol eder, niyetinize bakar. kaşınızın, gözünüzün güzelliğine bakmaz! Allah sizin niyetinizi kontrol eder, niyetinize bakar. 'Bunun kalbindeki niyeti neydi? Gönlünden geçen neydi, maksadı neydi?' diye ona bakar. 'Bunun kalbindeki niyeti neydi? Gönlünden geçen neydi, maksadı neydi?' diye ona bakar. Bir de yaptığı işlerin iyi olup olmadığına bakar." Bir de yaptığı işlerin iyi olup olmadığına bakar."

Çünkü ekseriyetle insan niyet ettiği şeyleri yapar, istediği şeyleri yapar;Çünkü ekseriyetle insan niyet ettiği şeyleri yapar, istediği şeyleri yapar; istemediği şeyleri yapmaz. Bazen insan özü başka, sözü başka olur.istemediği şeyleri yapmaz. Bazen insan özü başka, sözü başka olur. Başka şey söyler, başka iş yapar. Allah onu niyetine göre değerlendirir. Başka şey söyler, başka iş yapar. Allah onu niyetine göre değerlendirir.

Onun için bu hadîs-i şerîf çok mühim bir hadîs-i şerîftir. Ne yapmamız gerekiyor? Onun için bu hadîs-i şerîf çok mühim bir hadîs-i şerîftir.

Ne yapmamız gerekiyor?

Gönlümüzü temiz tutmamız gerekiyor, pak eylememiz gerekiyor.Gönlümüzü temiz tutmamız gerekiyor, pak eylememiz gerekiyor. Niyetimizin halis muhlis olması gerekiyor. Çok iyi niyetli olmamız gerekiyor.Niyetimizin halis muhlis olması gerekiyor. Çok iyi niyetli olmamız gerekiyor. Yaptığımız işlerin iyi niyetle yapılan iyi işler olması gerekiyor.Yaptığımız işlerin iyi niyetle yapılan iyi işler olması gerekiyor. Yoksa elbisesinin, kürkünün kıymeti yoktur. Yoksa elbisesinin, kürkünün kıymeti yoktur.

Nasreddin Hoca gibi kürk olmadığı zaman itibar yok, kürk olduğu zaman itibar var.Nasreddin Hoca gibi kürk olmadığı zaman itibar yok, kürk olduğu zaman itibar var. Bu, dünyadaki insanların işi. Allah insanın kürküne, omzuna, omzundaki yıldıza,Bu, dünyadaki insanların işi. Allah insanın kürküne, omzuna, omzundaki yıldıza, rütbesine, mevkiine makamına, kesesine, parasına, boyuna posuna, kuvvetine bakmaz. rütbesine, mevkiine makamına, kesesine, parasına, boyuna posuna, kuvvetine bakmaz. Allah, "İnsan iyi niyetli mi, değil mi?" diye bakar; "Yaptığı işler iyi, güzel işler mi?" diye bakar. Allah, "İnsan iyi niyetli mi, değil mi?" diye bakar; "Yaptığı işler iyi, güzel işler mi?" diye bakar.

O halde ne yapacağız? O halde ne yapacağız?

Kalbimizin temiz olmasına bakacağız. Kendi kendimizi düzenleyeceğiz, kontrol edeceğiz. Kalbimizin temiz olmasına bakacağız. Kendi kendimizi düzenleyeceğiz, kontrol edeceğiz.

Pekiyi, kalbinin, gönlünün temiz olmasını sağlayan ilim dalı hangisidir?Pekiyi, kalbinin, gönlünün temiz olmasını sağlayan ilim dalı hangisidir? Güzel ilimlerin, faydalı ilimlerin, dinî ilimlerin içinde insanın kalbini temiz bir kalp yapan, Güzel ilimlerin, faydalı ilimlerin, dinî ilimlerin içinde insanın kalbini temiz bir kalp yapan, Allah'ın sevdiği pırıl pırıl nurlu bir kalp yapan ilim dalı hangisidir? Tasavvuftur. Allah'ın sevdiği pırıl pırıl nurlu bir kalp yapan ilim dalı hangisidir?

Tasavvuftur.

Tasavvuf eğitimi gören bir insan Yunus Emre gibi olur, Mevlânâ gibi olur.Tasavvuf eğitimi gören bir insan Yunus Emre gibi olur, Mevlânâ gibi olur. Eşrefoğlu Rûmî gibi olur, Hacı Bayram-ı Velî gibi olur. Eşrefoğlu Rûmî gibi olur, Hacı Bayram-ı Velî gibi olur. İbrahim Hakkı Erzurumî, İsmâil Hakkı Bursevî gibi olur.İbrahim Hakkı Erzurumî, İsmâil Hakkı Bursevî gibi olur. Bizim sevdiğimiz, namını tarihten duyduğumuz evliyâ gibi olur. Çünkü o eğitimi gördü. Bizim sevdiğimiz, namını tarihten duyduğumuz evliyâ gibi olur. Çünkü o eğitimi gördü. Hatta tasavvufu tarif eden bazı âlimler diyorlar ki; Hatta tasavvufu tarif eden bazı âlimler diyorlar ki;

"Tasavvuf kalbin fikirlerini, hareketlerini,"Tasavvuf kalbin fikirlerini, hareketlerini, faaliyetlerini, iyice kontrol edip onu düzenleme yoludur." faaliyetlerini, iyice kontrol edip onu düzenleme yoludur."

Bazısı da tasavvufu böyle tarif ediyor. Sen kendi kendine dikkat edeceksin. Bazısı da tasavvufu böyle tarif ediyor.

Sen kendi kendine dikkat edeceksin.

"Benim şimdiki niyetim ne, kafamdaki ne? Ben hangi maksatla yaşıyorum?"Benim şimdiki niyetim ne, kafamdaki ne? Ben hangi maksatla yaşıyorum? Hangi maksatla hangi işi yapıyorum? İyi mi yapıyorum? Bu yaptığım iş iyi mi, kötü mü?Hangi maksatla hangi işi yapıyorum? İyi mi yapıyorum? Bu yaptığım iş iyi mi, kötü mü? Ben nereye gidiyorum? Şu yaşa geldim hâlim ne olacak? Ömrümü nasıl geçiriyorum?Ben nereye gidiyorum? Şu yaşa geldim hâlim ne olacak? Ömrümü nasıl geçiriyorum? Bundan sonra benim hâlim nasıl olacak? Ne kadar ömrüm kaldı?Bundan sonra benim hâlim nasıl olacak? Ne kadar ömrüm kaldı? Ben Allah'ın huzuruna varsam ne derim? Ben Allah'ın huzuruna varsam ne derim? 'Sen benim buyurduğumu yapmadın!' derse ne cevap veririm?'Sen benim buyurduğumu yapmadın!' derse ne cevap veririm? Şu ömrün şu vaktini ben nereye harcarım?" diye insan kendisine dikkat edecek,Şu ömrün şu vaktini ben nereye harcarım?"

diye insan kendisine dikkat edecek,
niyetini düzeltecek, yaptığı işleri doğrultacak, hak yola girecek, hak yolda yürüyecek. niyetini düzeltecek, yaptığı işleri doğrultacak, hak yola girecek, hak yolda yürüyecek.

Pekiyi, eskiler ne olacak? Adam hak yola girdi; eskiden yaptığı kötülükler ne olacak? Pekiyi, eskiler ne olacak? Adam hak yola girdi; eskiden yaptığı kötülükler ne olacak?

Bir insan aşk ile severek, sevgiyle, sıdk ile, doğrulukla, samimi olarak, gerçekten,Bir insan aşk ile severek, sevgiyle, sıdk ile, doğrulukla, samimi olarak, gerçekten, -yapmacık değil, gösteriş değil- doğru yola girerse,-yapmacık değil, gösteriş değil- doğru yola girerse, tam sağlam bir tevbe ile tevbe ederse, Allah geçmiş günahlarını siler. tam sağlam bir tevbe ile tevbe ederse, Allah geçmiş günahlarını siler.

Peygamber Efendimiz öyle diyor. Silinir.Peygamber Efendimiz öyle diyor. Silinir. Karatahtanın üstüne, bir ıslak süngerle sünger geçer, tebeşirle yazılmış bütün günahlar silinir. Karatahtanın üstüne, bir ıslak süngerle sünger geçer, tebeşirle yazılmış bütün günahlar silinir. Hadisler var; bu hususta Peygamber Efendimiz'in bildirdiği müjdeler var.Hadisler var; bu hususta Peygamber Efendimiz'in bildirdiği müjdeler var. İnsan doğru yola girmek için tam bir karar verirse, hayatında tam bir dönüşle dönerse,İnsan doğru yola girmek için tam bir karar verirse, hayatında tam bir dönüşle dönerse, iyi insan olursa Allah geçmiş günahlarını siler. iyi insan olursa Allah geçmiş günahlarını siler.

Adam hapishaneye girmiş oluyor.Adam hapishaneye girmiş oluyor. Hapishanede bir hocayla tanışıyor, hoca ona tesir ediyor, ıslah oluyor.Hapishanede bir hocayla tanışıyor, hoca ona tesir ediyor, ıslah oluyor. Adam berbat bir adamken, bu kadar kamasını belinde taşırken; şu kadar adamı yaralamış,Adam berbat bir adamken, bu kadar kamasını belinde taşırken; şu kadar adamı yaralamış, bu kadar adamın gözünü patlatmışken, yüzünü morartmışken;bu kadar adamın gözünü patlatmışken, yüzünü morartmışken; herkes sokakta gördüğü zaman salavat getirip kaçarken; sonra melek gibi bir insan oluyor. herkes sokakta gördüğü zaman salavat getirip kaçarken; sonra melek gibi bir insan oluyor.

Ben evvelki seneler Amerika'ya gitmiştim.Ben evvelki seneler Amerika'ya gitmiştim. Orada Detroit'ten geriye gelirken cuma günü "Klivland" diye bir şehirde "Cuma namazı kılalım." dedik. Orada Detroit'ten geriye gelirken cuma günü "Klivland" diye bir şehirde "Cuma namazı kılalım." dedik. Cuma günüydü, cumayı kaçırmayalım dedik. Öğrendik, bir cami varmış.Cuma günüydü, cumayı kaçırmayalım dedik. Öğrendik, bir cami varmış. "Cuma vaktinde Klivland'a kadar gidelim, orada cuma namazı kılalım." dedik."Cuma vaktinde Klivland'a kadar gidelim, orada cuma namazı kılalım." dedik. Adresini aldık, telefonlarla öğrendik. Yola çıktık, tam cuma vaktinde Klivland'a geldik.Adresini aldık, telefonlarla öğrendik. Yola çıktık, tam cuma vaktinde Klivland'a geldik. Köşe başında, üç katlı, bahçeli güzel bir yeri almışlar, cami yapmışlar.Köşe başında, üç katlı, bahçeli güzel bir yeri almışlar, cami yapmışlar. Çok güzel, bunun üç misli kadar binası var. Bahçesi de güzel.Çok güzel, bunun üç misli kadar binası var. Bahçesi de güzel. Güzel bir bina almışlar, mescid olmuş Arkada da abdest alma yerleri var.Güzel bir bina almışlar, mescid olmuş Arkada da abdest alma yerleri var. Orta katı mescid, üst katında da başka odalar var. Orta katı mescid, üst katında da başka odalar var.

"Cuma namazını sen kıldır hocam, hutbeyi sen oku!" dediler. "Cuma namazını sen kıldır hocam, hutbeyi sen oku!" dediler.

"Benim ingilizcem o kadar akıcı değil, konuşamam!" dedim. "Benim ingilizcem o kadar akıcı değil, konuşamam!" dedim.

Birisi çıktı; ben söyledim o tercüme etti.Birisi çıktı; ben söyledim o tercüme etti. Öyle bir Türkçeli, İngilizceli tercümeli hutbe okuduk. Adamlar bizi bırakmadı. Cemaat; Öyle bir Türkçeli, İngilizceli tercümeli hutbe okuduk. Adamlar bizi bırakmadı. Cemaat;

"Dur hocam, gitme!" dediler. "Dur hocam, gitme!" dediler.

Bize bir sofra döşediler, yemekler verdiler. Cemaate, herkese ziyafet...Bize bir sofra döşediler, yemekler verdiler. Cemaate, herkese ziyafet... Bir adam var, burada onun kadar boylu insan yoktur; geniş omuzlu, boylu poslu.Bir adam var, burada onun kadar boylu insan yoktur; geniş omuzlu, boylu poslu. Ama biraz omuzu yamulmuş. Çünkü biraz yaşlanmış, altmış yaşlarında, belki daha fazla...Ama biraz omuzu yamulmuş. Çünkü biraz yaşlanmış, altmış yaşlarında, belki daha fazla... Nasıl hizmet ediyor, delikanlı gibi... Kaşık getirilecek, koşturuyor.Nasıl hizmet ediyor, delikanlı gibi... Kaşık getirilecek, koşturuyor. Bardak getirilecek, koşturuyor. Tabakları getiriyor, götürüyor.Bardak getirilecek, koşturuyor. Tabakları getiriyor, götürüyor. Çocuklar, gençler hizmet edecekken o hizmet ediyor. Böyle bir hizmet için dışarıya çıktı. Çocuklar, gençler hizmet edecekken o hizmet ediyor. Böyle bir hizmet için dışarıya çıktı.

"Hocam, bu adamı tanıyor musun, kim bu?" dediler. "Hocam, bu adamı tanıyor musun, kim bu?" dediler.

Ben oraya ilk defa gelmişim, öyle bir kimseyi bilmiyorum ki.Ben oraya ilk defa gelmişim, öyle bir kimseyi bilmiyorum ki. Onlar bilmediğimi biliyorlar ama kendileri söylemek için soruyorlar. Onlar bilmediğimi biliyorlar ama kendileri söylemek için soruyorlar.

"Bu adam Klivland'ın mafya çetesinin reisiydi. Öyle belalı bir adamdı." dediler. "Bu adam Klivland'ın mafya çetesinin reisiydi. Öyle belalı bir adamdı." dediler.

İyi müslüman olmuş, melek olmuş, lokum olmuş, süzme bal olmuş,İyi müslüman olmuş, melek olmuş, lokum olmuş, süzme bal olmuş, kaymaklı kadayıf olmuş, çok güzel bir adam olmuş. Tevbe böyle, İslâm böyle. kaymaklı kadayıf olmuş, çok güzel bir adam olmuş. Tevbe böyle, İslâm böyle. Zenci, Amerikan vatandaşı. "Zenci" denmesine kızıyorlar, "black müslim" denmesine kızıyorlar. Zenci, Amerikan vatandaşı. "Zenci" denmesine kızıyorlar, "black müslim" denmesine kızıyorlar.

Kendilerine: "Bilal-i Habeşî'nin hemşehrileriyiz." diyorlar, "Bilalî" diyorlar.Kendilerine: "Bilal-i Habeşî'nin hemşehrileriyiz." diyorlar, "Bilalî" diyorlar. Bilal-i Habeşî de esmermiş.Bilal-i Habeşî de esmermiş. "Black" dedi mi kızıyorlar, bir arkadaş sordu da "Ne demek o?" diye sinirleniyor, kızıyor. "Black" dedi mi kızıyorlar, bir arkadaş sordu da "Ne demek o?" diye sinirleniyor, kızıyor.

Demek ki dönebilir. Dönerse, iyi insan olursa, Allah eski günahlarını siler.Demek ki dönebilir. Dönerse, iyi insan olursa, Allah eski günahlarını siler. Hatta biliyorsunuz, belki bilmiyorsanız da burada öğreneceksiniz: Hatta biliyorsunuz, belki bilmiyorsanız da burada öğreneceksiniz:

Bir insanın yaptığı işlerin şahitleri var. Sen bugün ne yaptıysan hepsi kayda geçti mi? Bir insanın yaptığı işlerin şahitleri var.

Sen bugün ne yaptıysan hepsi kayda geçti mi?

Geçti. Nereye yazıldı? Melekler defterlere yazdılar. Geçti.

Nereye yazıldı?

Melekler defterlere yazdılar.

Nerede bu melekler? Birçok melek var ama yazıyı yazan, insanın iki omuzunda iki melek var.Nerede bu melekler?

Birçok melek var ama yazıyı yazan, insanın iki omuzunda iki melek var.
Sağdaki melek iyilikleri yazıyor, soldaki melek de kötülükleri yazıyor.Sağdaki melek iyilikleri yazıyor, soldaki melek de kötülükleri yazıyor. Sağdakinin rütbesi daha yüksek. İcabında buna diyor ki; Sağdakinin rütbesi daha yüksek. İcabında buna diyor ki;

"Dur yazma bakalım, belki tevbe eder. Dur bakalım hemen deftere geçme, biraz ağırdan al!" "Dur yazma bakalım, belki tevbe eder. Dur bakalım hemen deftere geçme, biraz ağırdan al!"

Kul tevbe ederse o zaman deftere geçmeyebiliyor. Hepsi yazılıyor, hiçbir şey eksik değil.Kul tevbe ederse o zaman deftere geçmeyebiliyor. Hepsi yazılıyor, hiçbir şey eksik değil. Bu benim konuşmalarım, şu videodan birkaç gün sonra seyredilebileceği gibi,Bu benim konuşmalarım, şu videodan birkaç gün sonra seyredilebileceği gibi, bu dünyada yapılanların hepsi yarın bir bir hesaba gelecek. bu dünyada yapılanların hepsi yarın bir bir hesaba gelecek.

Vay, eyvah, hepsi yazıldı! Başka, şahit kimler var? Bu melekler şahit. Vay, eyvah, hepsi yazıldı!

Başka, şahit kimler var?

Bu melekler şahit.

Melekeyni şâhideyni adileyn. "Adaletli iki şahit melek. Hakkı söyler, başka şey söylemez." Melekeyni şâhideyni adileyn. "Adaletli iki şahit melek. Hakkı söyler, başka şey söylemez."

"Başka kimler şahit? İnsanın kendi uzuvları şahit."Başka kimler şahit?

İnsanın kendi uzuvları şahit.
Gözü şahit olacak, kulağı şahit olacak, dili şahit olacak, eli şahit olacak. Gözü diyecek ki; Gözü şahit olacak, kulağı şahit olacak, dili şahit olacak, eli şahit olacak. Gözü diyecek ki;

"Evet yâ Rabbi! Bu benimle harama baktı." "Evet yâ Rabbi! Bu benimle harama baktı."

El diyecek ki; "Evet, yâ Rabbi! Bu benimle parayı çaldı, içkiyi içti." El diyecek ki;

"Evet, yâ Rabbi! Bu benimle parayı çaldı, içkiyi içti."

Her âzası söyleyecek. Ayak diyecek ki; "Evet yâ Rabbi! Meyhaneye benimle yürüdü, gitti." Her âzası söyleyecek.

Ayak diyecek ki; "Evet yâ Rabbi! Meyhaneye benimle yürüdü, gitti."

Âzaları şahit olacak. Âzaları şahit olacak.

Kur'ân-ı Kerîm'de bu da bildiriliyor. Hatta adam şaşıracak, âzalarına diyecek ki; Kur'ân-ı Kerîm'de bu da bildiriliyor. Hatta adam şaşıracak, âzalarına diyecek ki;

Lime şehidtüm aleynâ "Niye benim aleyhime şahitlik yapıyorsunuz?" Lime şehidtüm aleynâ "Niye benim aleyhime şahitlik yapıyorsunuz?"

Onlar da diyecekler ki; "Ne yapalım, Allah konuşturuyor." Onlar da diyecekler ki;

"Ne yapalım, Allah konuşturuyor."

"Allah konuşun." deyince konuşmamak mümkün değil. Başka neler şahit olur? "Allah konuşun." deyince konuşmamak mümkün değil.

Başka neler şahit olur?

Ortamlar şahit olur. Günahı bu odada işlemişse bu oda şahit olur.Ortamlar şahit olur. Günahı bu odada işlemişse bu oda şahit olur. Ağacın altında işlemişse ağaç şahit olur.Ağacın altında işlemişse ağaç şahit olur. Kayanın dibinde, mağarada işlemişse mağara şahit olur. Yeryüzü, mekân, eşya şahit olacak. Kayanın dibinde, mağarada işlemişse mağara şahit olur. Yeryüzü, mekân, eşya şahit olacak.

Peygamber Efendimiz; "Eğer bir insan aşk ile tevbe ederse, hak yola girerse, Allah defterden günahları siler. Peygamber Efendimiz; "Eğer bir insan aşk ile tevbe ederse, hak yola girerse, Allah defterden günahları siler. Meleklere unutturur, şahit olan mekânlara ve eşyalara da unutturur." diyor. Meleklere unutturur, şahit olan mekânlara ve eşyalara da unutturur." diyor.

Hiç iz bırakmadan siliyor Allah, tertemiz oluyor. Hiç iz bırakmadan siliyor Allah, tertemiz oluyor.

Onun için aşk ile sıdk ile tevbe etmeye çalışmak lazım, Allah'ın yoluna girmek lazım.Onun için aşk ile sıdk ile tevbe etmeye çalışmak lazım, Allah'ın yoluna girmek lazım. Allah'ın yoluna girdikten sonra da, çıkmamak lazım. Allah'ın yoluna girdikten sonra da, çıkmamak lazım.

Güzel bir yola girdi, girdikten sonra çıkmasın! Madem yol güzel, madem cennete götürüyor;Güzel bir yola girdi, girdikten sonra çıkmasın! Madem yol güzel, madem cennete götürüyor; cennete giden yoldan sapmasın! Cehenneme giden yola geçmesin. cennete giden yoldan sapmasın! Cehenneme giden yola geçmesin.

Avustralya'da var, "Wrong way go back!" diye kırmızı levha koyuyorlar. Oraya girdin mi hemen levhadan görüyorsun.Avustralya'da var, "Wrong way go back!" diye kırmızı levha koyuyorlar. Oraya girdin mi hemen levhadan görüyorsun. Kosova'da bile var.Kosova'da bile var. Ters yola girdiği zaman "Girmesin."" diye orada bir yazı var. Ters yola girdiği zaman "Girmesin."" diye orada bir yazı var.

"Wrong way go back! Geri git, yoksa çarpacaksın!" "Wrong way go back! Geri git, yoksa çarpacaksın!"

Cehennem yolu ters yoldur, felaket yoludur. İnsanın oraya girmemesi lazım. Cehennem yolu ters yoldur, felaket yoludur. İnsanın oraya girmemesi lazım.

Tabi bu kolay bir şey değil. Neden kolay değil? Tabi bu kolay bir şey değil.

Neden kolay değil?

Çünkü insanın özellikle başına musallat olan ve onu aldatmaya çalışan bir yaratık var.Çünkü insanın özellikle başına musallat olan ve onu aldatmaya çalışan bir yaratık var. Boynuzlu, kuyruklu, tırnaklı, kıllı, çirkin, kılıktan kılığa giren bir mahluk. Bil bakalım ne bu? Boynuzlu, kuyruklu, tırnaklı, kıllı, çirkin, kılıktan kılığa giren bir mahluk. Bil bakalım ne bu?

Şeytan. Şeytan.

Her kılığa girer. Bazen görünür bazen görünmez.Her kılığa girer. Bazen görünür bazen görünmez. İnsanın içine girer, dışında dolaşır, damarlarında dolaşır, aklını çeler, çeşitli hileler yapar. İnsanın içine girer, dışında dolaşır, damarlarında dolaşır, aklını çeler, çeşitli hileler yapar. Üstelik de usta, tecrübeli; acemi çaylak değil.Üstelik de usta, tecrübeli; acemi çaylak değil. Tâ Hz. Âdem AS zamanından beri bu işi yapıyor. Babadan, meslekten... Tâ Hz. Âdem AS zamanından beri bu işi yapıyor. Babadan, meslekten...

İngiltere'de var mıdır bilmiyorum, Almanya'da mesela "Zaydıl Brot" var, meşhur bir fırın, ekmekçi: İngiltere'de var mıdır bilmiyorum, Almanya'da mesela "Zaydıl Brot" var, meşhur bir fırın, ekmekçi:

"1367'den beri" diye yazıyor. 1997'deyiz. Altı asırdır aile aynı işi yapıyor. "1367'den beri" diye yazıyor. 1997'deyiz. Altı asırdır aile aynı işi yapıyor.

Bu mendebur şeytan da Hz. Âdem'den beri, yüzyıllardan beri,Bu mendebur şeytan da Hz. Âdem'den beri, yüzyıllardan beri, artık kaç sene geçmişse o zamandan beri bu aldatma işini yapıyor.artık kaç sene geçmişse o zamandan beri bu aldatma işini yapıyor. Usta mı usta, mahir mi mahir, kurnaz mı kurnaz, şeytan mı şeytan... Usta mı usta, mahir mi mahir, kurnaz mı kurnaz, şeytan mı şeytan...

Şeytan korkunç bir mahluktur. Şeytandan korkmak ve sakınmak lazım. Şeytan korkunç bir mahluktur. Şeytandan korkmak ve sakınmak lazım.

Şeytanın bir de insanın içinde aptal bir yardımcısı var.Şeytanın bir de insanın içinde aptal bir yardımcısı var. Bizim içimizde, aptal, bize iyilik yapacağına şeytana âlet oluyor, şeytan onu kandırıyor.Bizim içimizde, aptal, bize iyilik yapacağına şeytana âlet oluyor, şeytan onu kandırıyor. Bir nefis var insanın içinde, insanın nefsi. Bir nefis var insanın içinde, insanın nefsi.

Şeytan; "Yan gel yat, ye iç keyfine bak!" der. "Vur patlasın, çal oynasın, eğlen!" der.Şeytan; "Yan gel yat, ye iç keyfine bak!" der. "Vur patlasın, çal oynasın, eğlen!" der. "Dünyayı düzeltmek sana mı kalmış?" der. "Dünyayı düzeltmek sana mı kalmış?" der.

"Yiyin efendiler, yiyin!" dediği gibi şairin, şeytan kötülükleri emreder . O da kanar. "Yiyin efendiler, yiyin!" dediği gibi şairin, şeytan kötülükleri emreder . O da kanar.

"Bak ya, ne güzel, şu elmanın güzelliğine bak! Kıpkırmızı kızarmış, 'Al beni.' diyor. Uzat elini al!" "Bak ya, ne güzel, şu elmanın güzelliğine bak! Kıpkırmızı kızarmış, 'Al beni.' diyor. Uzat elini al!"

Aklı insana der ki; "Sakın alma! Elma başkasının, ağaç başkasının; hırsızlık olur. Aklı insana der ki;

"Sakın alma! Elma başkasının, ağaç başkasının; hırsızlık olur.

"Canım küçücük bir hırsızlıktan ne olacak?" "Canım küçücük bir hırsızlıktan ne olacak?"

Şeytanın aldatmacası çoktur. Binbir türlü kılığa girer, binbir türlü şeyi söyler, kandırır. Şeytanın aldatmacası çoktur. Binbir türlü kılığa girer, binbir türlü şeyi söyler, kandırır.

Âdem atamızı nasıl kandırmış?Âdem atamızı nasıl kandırmış? Allah, Âdem atamız ile Havva anamızı aleyhimesselam yarattığı zaman buyurmuş ki; Allah, Âdem atamız ile Havva anamızı aleyhimesselam yarattığı zaman buyurmuş ki;

"Burası cennet. Buyurun kalın, oturun, yiyin, için! "Burası cennet. Buyurun kalın, oturun, yiyin, için!

Ve lâ takrabâ hâzihi'ş-şecere. "Sakın şu ağaca yaklaşmayın!' Yiyin, için ama bu ağaca yaklaşmayın!" Ve lâ takrabâ hâzihi'ş-şecere. "Sakın şu ağaca yaklaşmayın!' Yiyin, için ama bu ağaca yaklaşmayın!"

Bir ağacı göstermiş; "Bu ağaca yaklaşmayın!" diye emretmiş. Bir ağacı göstermiş; "Bu ağaca yaklaşmayın!" diye emretmiş.

Tamam, Âdem aleyhisselam Havva Anamız,Tamam, Âdem aleyhisselam Havva Anamız, cennette yaşıyorlarken şeytan onların yanına gelmiş, demiş ki; cennette yaşıyorlarken şeytan onların yanına gelmiş, demiş ki;

"Allah niye 'Buraya yanaşmayın.' dedi, biliyor musunuz?" "Bilmiyoruz." "Allah niye 'Buraya yanaşmayın.' dedi, biliyor musunuz?"

"Bilmiyoruz."

"Tamam. Bu ağacın meyvelerinden yerseniz cennette ebedî kalacaksınız!" demiş. "Tamam. Bu ağacın meyvelerinden yerseniz cennette ebedî kalacaksınız!" demiş.

Onlar da "Cennette ebediyyen kalalım." diye, o ağaçtan yemişler. Onlar da "Cennette ebediyyen kalalım." diye, o ağaçtan yemişler.

Bak, nasıl kandırdı? İyi tarafından kandırdı. Bak, nasıl kandırdı?

İyi tarafından kandırdı.

Cennette kalmayı herkes istiyor, istiyor ama Allah'ın emrini tutacak. "Yaklaşma!" dedi Allah.Cennette kalmayı herkes istiyor, istiyor ama Allah'ın emrini tutacak. "Yaklaşma!" dedi Allah. Onu yedikten sonra ikisi de cennetten çıkarılmışlar. Böyle başlamış aldatmaya. Onu yedikten sonra ikisi de cennetten çıkarılmışlar. Böyle başlamış aldatmaya.

Güzel bir şey ortaya atıyor, ikna ediyor. İkna metoduyla aldatıyor. Onun için ne lazım? Güzel bir şey ortaya atıyor, ikna ediyor. İkna metoduyla aldatıyor.

Onun için ne lazım?

İslâm'ı bilmek lazım, aklını kullanmak lazım! Şeytanın aldatmacasına aldanmamak lazım!İslâm'ı bilmek lazım, aklını kullanmak lazım! Şeytanın aldatmacasına aldanmamak lazım! Çok kimseyi aldatıyor. Çok kimseyi aldatıyor.

Günah işleyen insanların hepsiyle gidin konuşun, sizin gibi aklı fikri vardır,Günah işleyen insanların hepsiyle gidin konuşun, sizin gibi aklı fikri vardır, kendine göre bir tutarlı mantığı vardır. "Boş ver." der bilmem ne der. kendine göre bir tutarlı mantığı vardır. "Boş ver." der bilmem ne der. Bir felsefe ortaya atar, günahı öyle işler.Bir felsefe ortaya atar, günahı öyle işler. Şeytan aldatıyor, ondan sonra da karşısına geçiyor, gülüyor. Şeytan aldatıyor, ondan sonra da karşısına geçiyor, gülüyor.

Bir de gülüyor, bir de alay ediyor. Kandırdıktan sonra, tuzağına düşürdükten sonra alay ediyor.Bir de gülüyor, bir de alay ediyor. Kandırdıktan sonra, tuzağına düşürdükten sonra alay ediyor. Onlara kapılmamaya çalışmak gerekiyor. Onlara kapılmamaya çalışmak gerekiyor.

İnsanın nefsi de şeytana yardımcı oluyor. Nefse de uymamak lazım.İnsanın nefsi de şeytana yardımcı oluyor. Nefse de uymamak lazım. İnsanın içinden gelen arzulara uymaması lazım. İçinden gelen arzuları aklına sorması lazım: İnsanın içinden gelen arzulara uymaması lazım. İçinden gelen arzuları aklına sorması lazım:

"Benim içimden şu işi yapmak geliyor. Yapayım mı ne dersin? "Benim içimden şu işi yapmak geliyor. Yapayım mı ne dersin?

"Sakın ha! Bunu yapma günah olur. Zararlı. Onu yaparsan yaparsın ama sonra başın derde girer,"Sakın ha! Bunu yapma günah olur. Zararlı. Onu yaparsan yaparsın ama sonra başın derde girer, hapse girersin, karakola düşersin, mahkemeye düşersin, fena olur!" hapse girersin, karakola düşersin, mahkemeye düşersin, fena olur!"

Akla danışacak, İslâm'a danışacak, o kötülüğü yapmayacak. İşin mekanizması budur.Akla danışacak, İslâm'a danışacak, o kötülüğü yapmayacak. İşin mekanizması budur. Hayatta iyi müslüman olmanın mekanizması bu kadar basittir. Şeytan var, nefis ona kanıyor,Hayatta iyi müslüman olmanın mekanizması bu kadar basittir. Şeytan var, nefis ona kanıyor, güzel şeyleri gördü mü dayanamıyor, gevşiyor, yapacak gibi oluyor. güzel şeyleri gördü mü dayanamıyor, gevşiyor, yapacak gibi oluyor.

Bir de akıl var, akıl da diyor ki; "Sakın ha!" Bir de akıl var, akıl da diyor ki; "Sakın ha!"

"Müslümana her şey yasak mı? Güzel şeyler yasak mı müslümana? "Müslümana her şey yasak mı? Güzel şeyler yasak mı müslümana?

Değil. Her şeyin bir serbest tarafı da var. Zina yasak, evlilik serbest.Değil. Her şeyin bir serbest tarafı da var. Zina yasak, evlilik serbest. Helâl lokma yemek serbest, haram yasak.Helâl lokma yemek serbest, haram yasak. Başkasının hakkını çiğnemek yok ama kendi hakkından istifade etmek var.Başkasının hakkını çiğnemek yok ama kendi hakkından istifade etmek var. Bütün etler helâl, domuz eti haram. Sen de domuz yeme. Ne yapalım? Bütün etler helâl, domuz eti haram. Sen de domuz yeme. Ne yapalım?

Faiz haram, ticaret helâl. Ticaret yap, kazan, ye! Şarap haram, şurup serbest.Faiz haram, ticaret helâl. Ticaret yap, kazan, ye! Şarap haram, şurup serbest. Şurupların, şerbetlerin âlâsından iç. Şurupların, şerbetlerin âlâsından iç. Kala kala bir şaraba mı kaldın, illâ Allah'a isyan mı etmen lazım? Kala kala bir şaraba mı kaldın, illâ Allah'a isyan mı etmen lazım? O kadar güzel güzel meşrubat var, bırak, git, Allah'ın kızacağı içkiyi iç. Ne lüzumu var? O kadar güzel güzel meşrubat var, bırak, git, Allah'ın kızacağı içkiyi iç. Ne lüzumu var?

Ne yapması lazım insanın? Haramdan kendisini tutması lazım.Ne yapması lazım insanın?

Haramdan kendisini tutması lazım.
Helal yoldan işini görmesi lazım. İstatistik yapılsa helâllerin sayısı haramlardan kat kat fazladır. Helal yoldan işini görmesi lazım. İstatistik yapılsa helâllerin sayısı haramlardan kat kat fazladır.

Bu insanoğlu ama acayip mahluk; bu kadar çok olan helâlleri atlıyor atlıyor,Bu insanoğlu ama acayip mahluk; bu kadar çok olan helâlleri atlıyor atlıyor, geçiyor geçiyor, cup harama dalıyor. Helâllerle yetin! Hiç bir eksiği yok ki. geçiyor geçiyor, cup harama dalıyor. Helâllerle yetin! Hiç bir eksiği yok ki.

Müslüman olan bir insanın bir eksik tarafı var mı? Öbür insandan ne farkı var? Ne mahrumiyeti var? Müslüman olan bir insanın bir eksik tarafı var mı? Öbür insandan ne farkı var? Ne mahrumiyeti var?

Hiç bir mahrumiyeti yok. Allah'ın emrini tutarsa sevap kazanacak, bir de cennete gidecek.Hiç bir mahrumiyeti yok. Allah'ın emrini tutarsa sevap kazanacak, bir de cennete gidecek. Şeytanın buyruğuna kanarsa, aldatmacasına kanarsa Şeytanın buyruğuna kanarsa, aldatmacasına kanarsa dünyası âhireti mahvolacak, cehenneme gidecek. dünyası âhireti mahvolacak, cehenneme gidecek.

Katiller o işi şeytana uyup yapmışlar; memnunlar mı?Katiller o işi şeytana uyup yapmışlar; memnunlar mı? Hırsızlar, hapistekiler memnunlar mı? Yuvası yıkılanlar, kumarbazlar, memnunlar mı? Değil... Hırsızlar, hapistekiler memnunlar mı? Yuvası yıkılanlar, kumarbazlar, memnunlar mı?

Değil...

Bu kadar basit mesele ama işte bunu bilmek lazım. İnsanın içinde bir nefsi var, düşman.Bu kadar basit mesele ama işte bunu bilmek lazım. İnsanın içinde bir nefsi var, düşman. Bir de görünmeyen bir düşmanı var; önünden, arkasından, sağından, solundan gelir.Bir de görünmeyen bir düşmanı var; önünden, arkasından, sağından, solundan gelir. Çelme takar, aldatır, kafasını çeler, her işi yaptırır. Çelme takar, aldatır, kafasını çeler, her işi yaptırır.

Muhterem kardeşlerim! Ona kanmamak lazım. Kanmamayı öğrenmek lazım, aldanmamayı öğrenmek lazım Muhterem kardeşlerim!

Ona kanmamak lazım. Kanmamayı öğrenmek lazım, aldanmamayı öğrenmek lazım

Bir hadîs-i şerîfi biraz uzattık ama bu hadise değer. Bu hadis önemlidir.Bir hadîs-i şerîfi biraz uzattık ama bu hadise değer. Bu hadis önemlidir. Allah insanın kaşına gözüne, boyuna posuna, yüzünün pembe yanaklarına,Allah insanın kaşına gözüne, boyuna posuna, yüzünün pembe yanaklarına, hilâl kaşlarına, kıvrık kirpiklerine bakmaz. Dış görünüşüne bakmaz, sûretine bakmaz. hilâl kaşlarına, kıvrık kirpiklerine bakmaz. Dış görünüşüne bakmaz, sûretine bakmaz. Gönlüne bakar, niyetine bakar, yaptığı işlerin iyi olup olmadığına bakar. Gönlüne bakar, niyetine bakar, yaptığı işlerin iyi olup olmadığına bakar.

Gönlümüzü temiz tutacağız, temizleyeceğiz. Tasavvufla gönlümüzü temizleyeceğiz.Gönlümüzü temiz tutacağız, temizleyeceğiz. Tasavvufla gönlümüzü temizleyeceğiz. İşlerimizi de, Allah'ın emrettiği işleri yaparak güzel işler yapacağız. Bu kadar basit. İşlerimizi de, Allah'ın emrettiği işleri yaparak güzel işler yapacağız. Bu kadar basit.

Bana sorun, ben ilâhiyat fakültesinden emekli profesörüm; Bana sorun, ben ilâhiyat fakültesinden emekli profesörüm;

"Müslümanlıkta bir zarar var mı hocam? Bir mahrumiyet var mı? Aç mı kalıyor insan, açık mı kalıyor?" "Müslümanlıkta bir zarar var mı hocam? Bir mahrumiyet var mı? Aç mı kalıyor insan, açık mı kalıyor?"

Hayır! Hiç bir zarar yok. Bir sürü fayda var. Hadsiz, hesapsız, sayısız faydalar var.Hayır! Hiç bir zarar yok. Bir sürü fayda var. Hadsiz, hesapsız, sayısız faydalar var. İslâm'ın emrettiği her şey faydalı, yasakladığı her şey de zararlı olduğu için yasaklamış. İslâm'ın emrettiği her şey faydalı, yasakladığı her şey de zararlı olduğu için yasaklamış.

İçkinin vücuda zararı var.İçkinin vücuda zararı var. Kumarın topluma zararı var, aileye, keseye zararı var. Domuz etinin zararları var. Kumarın topluma zararı var, aileye, keseye zararı var. Domuz etinin zararları var.

Neyi yasaklamış? Faizin zararı var. Bazı insanlar beleşçi oluyor. Neyi yasaklamış?

Faizin zararı var. Bazı insanlar beleşçi oluyor.
Bankacılar, sigortacılar başkalarının sırtından kazanıyor.Bankacılar, sigortacılar başkalarının sırtından kazanıyor. Helâl kazansın herkes, hak ettiği kadar alsın.Helâl kazansın herkes, hak ettiği kadar alsın. Birileri ırgat gibi çalışıp ötekiler beleşten yemesin. Toplum mahvoluyor. Birileri ırgat gibi çalışıp ötekiler beleşten yemesin. Toplum mahvoluyor.

İslâm'ın her emri güzeldir, uygundur. Her yasağı iyi ki yasaklanmıştır.İslâm'ın her emri güzeldir, uygundur. Her yasağı iyi ki yasaklanmıştır. Yasaklanmasının sebebi, hikmeti vardır. İslâm'a sarılacağız, öyle hareket edeceğiz. Yasaklanmasının sebebi, hikmeti vardır. İslâm'a sarılacağız, öyle hareket edeceğiz.

İkinci hadîs-i şerîf: İkinci hadîs-i şerîf:

İnnallâhe ketebe'l-hasenâti ve's-seyyiât, sümme beyyene zâlike fî kitabihî,İnnallâhe ketebe'l-hasenâti ve's-seyyiât, sümme beyyene zâlike fî kitabihî, fe men hemme bi-hasenetin felem ya'melhâ ketebeha'llâhu indehû haseneten kâmileh,fe men hemme bi-hasenetin felem ya'melhâ ketebeha'llâhu indehû haseneten kâmileh, ve in hemme bihâ fe-amilehâ ketebeha'llâhu indehû aşra hasenâtin ilâ seb'i mieti dı'finve in hemme bihâ fe-amilehâ ketebeha'llâhu indehû aşra hasenâtin ilâ seb'i mieti dı'fin ilâ ed'âfin kesîreh, Ve men hemme bi-seyyietinilâ ed'âfin kesîreh, Ve men hemme bi-seyyietin felem ya'melehâ ketebeha'llâhu indehû haseneten kâmileh,felem ya'melehâ ketebeha'llâhu indehû haseneten kâmileh, vein hüve hemme bihâ fe-amilehâ ketebeha'llâhu aleyhi seyyieten vâhideh. vein hüve hemme bihâ fe-amilehâ ketebeha'llâhu aleyhi seyyieten vâhideh.

Bu iki büyük, meşhur, en kıymetli hadis alimi Buhârî ve Müslim tarafından rivayet edilmiş.Bu iki büyük, meşhur, en kıymetli hadis alimi Buhârî ve Müslim tarafından rivayet edilmiş. Bu sözü Peygamber Efendimiz'den duyup da, bize nakleden deBu sözü Peygamber Efendimiz'den duyup da, bize nakleden de Abdullah b. Abbas radıyallahu anh. Peygamber Efendimiz'in amcasının oğlu, yeğeni. Sağlam. Abdullah b. Abbas radıyallahu anh. Peygamber Efendimiz'in amcasının oğlu, yeğeni. Sağlam.

Bu da defterimize yazıp ezberlememiz, unutmamamız gereken hadislerden birisi. Bu da defterimize yazıp ezberlememiz, unutmamamız gereken hadislerden birisi.

Peygamber Efendimiz bu mübarek sözleriyle buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz bu mübarek sözleriyle buyuruyor ki;

İnna'llâhe ketebe'l-hasenâti ve's-seyyiât.İnna'llâhe ketebe'l-hasenâti ve's-seyyiât. "Allahu Teâlâ hazretleri iyilikleri, kötülükleri levh-i mahfuza yazdı, belirledi." "Allahu Teâlâ hazretleri iyilikleri, kötülükleri levh-i mahfuza yazdı, belirledi." Sümme beyyene zâlike fî kitâbihî. "Sonra bunu bize gönderdiği Kur'ân-ı Kerîm'le de bildirdi:" Sümme beyyene zâlike fî kitâbihî. "Sonra bunu bize gönderdiği Kur'ân-ı Kerîm'le de bildirdi:"

"Şu haram yapmayın, bu helâl öyle yapın!" "Şu haram yapmayın, bu helâl öyle yapın!"

Bunları siz de Kur'an okuyan kimseler olarak biliyorsunuz. Bunları siz de Kur'an okuyan kimseler olarak biliyorsunuz.

Femen hemme bi-hasenetin. "O halde kim bir iyi işi yapmaya niyetlenir, kalkışır da." Femen hemme bi-hasenetin. "O halde kim bir iyi işi yapmaya niyetlenir, kalkışır da." Felem ye'melhâ. "Yapamazsa." Bir mâni çıktı, yapamadı. Olur ya "özür, mazeret" diyoruz.Felem ye'melhâ. "Yapamazsa."

Bir mâni çıktı, yapamadı. Olur ya "özür, mazeret" diyoruz.
İnsan bazen işe bile gidemiyor, yapacağı şeyleri yapamıyor.İnsan bazen işe bile gidemiyor, yapacağı şeyleri yapamıyor. Yapamadığı ama yapmaya niyetlendiği şeye… Yapamadığı ama yapmaya niyetlendiği şeye…

Ketebeha'llâhu indehû haseneten kâmileh. "Allah onun sevabını yapmış gibi yazar." Ketebeha'llâhu indehû haseneten kâmileh. "Allah onun sevabını yapmış gibi yazar."

"Yapamadı ama!" Olsun, yapmaya niyetlendi. Bir özürden dolayı iş engellendi, yapılamadı."Yapamadı ama!"

Olsun, yapmaya niyetlendi. Bir özürden dolayı iş engellendi, yapılamadı.
Allah ona yapmış gibi sevap yazar. "Hatırda kalsın." diye misallendirelim. Allah ona yapmış gibi sevap yazar. "Hatırda kalsın." diye misallendirelim.

Bir yahudi müslüman olmuş, hastanedeymiş. Müslüman olduğu için kardeşimiz. "Cuma günüBir yahudi müslüman olmuş, hastanedeymiş. Müslüman olduğu için kardeşimiz. "Cuma günü ziyaret edelim." dedik. Perşembe gününden "Yarın ziyaret edelim." diye niyetlendik. ziyaret edelim." dedik. Perşembe gününden "Yarın ziyaret edelim." diye niyetlendik. Fakat sonradan o gün bir işlem daha yapılacakmış, ziyaretçi kabulü yokmuş. Ziyareti yapamadık. Fakat sonradan o gün bir işlem daha yapılacakmış, ziyaretçi kabulü yokmuş. Ziyareti yapamadık.

Şimdi biz ne yaptık? Niyetlenmiştik, yapacaktık ama bir engel çıktı, yapamadık.Şimdi biz ne yaptık?

Niyetlenmiştik, yapacaktık ama bir engel çıktı, yapamadık.
Biz o hasta ziyaretini yapmış gibi sevap kazandık. Neden? İşte bu hadisten dolayı. Biz o hasta ziyaretini yapmış gibi sevap kazandık.

Neden?

İşte bu hadisten dolayı.

Allah vaad ediyor. Niyet ettiği zaman bir mazeretten yapamazsa yapmış gibi sevap veriyor. Bu bir. Allah vaad ediyor. Niyet ettiği zaman bir mazeretten yapamazsa yapmış gibi sevap veriyor. Bu bir.

Sevfe in hemme bihâ fe-amilehâ. "Eğer bir şeyi yapmaya niyetlenir de yaparsa,Sevfe in hemme bihâ fe-amilehâ. "Eğer bir şeyi yapmaya niyetlenir de yaparsa, başarırsa." "Tamam niyetlenmiştim, yaptım, bitirdim." başarırsa."

"Tamam niyetlenmiştim, yaptım, bitirdim."

Ketebeha'llâhu indehû aşra hasenât. Ketebeha'llâhu indehû aşra hasenât. "Allah onu bir sevap olarak yazmaz, on misli, on defa yapmış gibi yazar.""Allah onu bir sevap olarak yazmaz, on misli, on defa yapmış gibi yazar." İlâ seb'i mieti dı'fin. "Hatta bazen yediyüz misli kadar arttırarak; yediyüz defa yapmış gibi, İlâ seb'i mieti dı'fin. "Hatta bazen yediyüz misli kadar arttırarak; yediyüz defa yapmış gibi, yediyüz misli gibi sevap yazar."yediyüz misli gibi sevap yazar." İlâ ed'âfin kesîretin. "Hatta bazen, çok daha fazla sevap yazar." İlâ ed'âfin kesîretin. "Hatta bazen, çok daha fazla sevap yazar."

Bak yapabildiğini birebir mükâfâtlandırmıyor. Bire on, bire yediyüz veya daha fazla... Bire on: Bak yapabildiğini birebir mükâfâtlandırmıyor. Bire on, bire yediyüz veya daha fazla...

Bire on:

Diyelim ki birisine bir ebise aldın. Fakir bir çocuk gördün, acıdın, babasını da tanıyorsun.Diyelim ki birisine bir ebise aldın. Fakir bir çocuk gördün, acıdın, babasını da tanıyorsun. "Gel bakalım, bayramda giyersin!" dedin, bir fakire elbise aldın. "Gel bakalım, bayramda giyersin!" dedin, bir fakire elbise aldın. Veya okul çağında baktın çocuğun çantası eski; "Al evladım şu çantayı!" diye bir çanta aldın.Veya okul çağında baktın çocuğun çantası eski; "Al evladım şu çantayı!" diye bir çanta aldın. On çanta almış gibi, on çocuğu giydirmiş gibi sevap kazandın. On çanta almış gibi, on çocuğu giydirmiş gibi sevap kazandın.

Ya da bazen daha fazla olur. Mesela Allah yolunda harcadın, Çeçenistan'daki Müslümanlara;Ya da bazen daha fazla olur. Mesela Allah yolunda harcadın, Çeçenistan'daki Müslümanlara; "Bu Ruslar üstünlüklerinden faydalanarak bu müslümancıkları eziyorlar. "Bu Ruslar üstünlüklerinden faydalanarak bu müslümancıkları eziyorlar. Ben de buradan İngiltere'den şunlara yardım edeyim!" dedin, yüz sterlin gönderdin. Ben de buradan İngiltere'den şunlara yardım edeyim!" dedin, yüz sterlin gönderdin.

Cihada gönderilen paranın mükâfâtı bire yedi yüzdür. Cihada gönderilen paranın mükâfâtı bire yedi yüzdür.

Yedi yüzle yüzü çarparsan kaç olur? Yedi yüzle yüzü çarparsan kaç olur?

Yetmişbin paund göndermiş gibi sevap alırsın.Yetmişbin paund göndermiş gibi sevap alırsın. Yediyüz misli. Çünkü Allah, cihada mükâfâtı fazla veriyor. Yediyüz misli. Çünkü Allah, cihada mükâfâtı fazla veriyor.

Cihada mükâfâtı fazla verir, anaya babaya ikrama mükâfâtı fazla verir. Cihada mükâfâtı fazla verir, anaya babaya ikrama mükâfâtı fazla verir.

Babana gidersin; "Babacığım, kış geliyor sana içi yünlü bir terlik aldım, al." Babana gidersin;

"Babacığım, kış geliyor sana içi yünlü bir terlik aldım, al."

Yedi yüz tane terlik almış gibi sevap kazanırsın. Yedi yüz tane terlik almış gibi sevap kazanırsın.

"Anacığım, bak sana yünden bir başörtü aldım."Anacığım, bak sana yünden bir başörtü aldım. Şöyle boynunu güzelce sar, karda kışta kulakların üşümesin!" "Sağol evladım, teşekkür ederim." Şöyle boynunu güzelce sar, karda kışta kulakların üşümesin!"

"Sağol evladım, teşekkür ederim."

Tamam. Sanki yediyüz tane başörtü almış gibi sevap kazanırsın.Tamam. Sanki yediyüz tane başörtü almış gibi sevap kazanırsın. Ana babaya yapılan ikramlar bire yedi yüzdür, cihada sarf edilen paralar bire yedi yüzdür. Başka? Ana babaya yapılan ikramlar bire yedi yüzdür, cihada sarf edilen paralar bire yedi yüzdür.

Başka?

Ailesine götürdüğü yiyecek içecek bire yedi yüzdür.Ailesine götürdüğü yiyecek içecek bire yedi yüzdür. Eve fileleri götürüyorsun, kapıyı burnunla çalıyorsun, zili alnınla çalıyorsun, ellerin dolu. Eve fileleri götürüyorsun, kapıyı burnunla çalıyorsun, zili alnınla çalıyorsun, ellerin dolu. Basıyorsun, hanım açıyor, al. Yedi yüz file götürmüş gibi sevap kazanırsın. Basıyorsun, hanım açıyor, al. Yedi yüz file götürmüş gibi sevap kazanırsın.

Eve ikram da böyle. Yedi yüz file ne kadar eder, bilmiyorum.Eve ikram da böyle. Yedi yüz file ne kadar eder, bilmiyorum. Her file yirmişer kilo olsa insan eve götürdüğü zaman ne kadar sevap kazanıyor. Her file yirmişer kilo olsa insan eve götürdüğü zaman ne kadar sevap kazanıyor.

Hadîs-i şerîfte söylenen bir şey daha var; Ramazan bayramında insan evde kurban keserse,Hadîs-i şerîfte söylenen bir şey daha var; Ramazan bayramında insan evde kurban keserse, -Kurban bayramında değil Ramazan bayramında- bayramdır diye kurban keserse, -Kurban bayramında değil Ramazan bayramında- bayramdır diye kurban keserse, onun da mükâfâtı bire yedi yüzdür. onun da mükâfâtı bire yedi yüzdür.

Bir kuzu kestin çiftlikte. Yedi yüz kuzu kesmiş, kurban etmiş gibi sevap kazanırsın.Bir kuzu kestin çiftlikte. Yedi yüz kuzu kesmiş, kurban etmiş gibi sevap kazanırsın. Peygamber Efendimiz hadîs-i şerifte onu da bildiyor. Ben bunu yazıyorum, arkadaşlara söylüyorum: Peygamber Efendimiz hadîs-i şerifte onu da bildiyor.

Ben bunu yazıyorum, arkadaşlara söylüyorum:

"Bakın, bunu defterinize yazın."Bakın, bunu defterinize yazın. Açın takviminizi; 'Ramazan bayramında bir kurban keseceğim.' diye yazın,Açın takviminizi; 'Ramazan bayramında bir kurban keseceğim.' diye yazın, yediyüz kurban kesmiş gibi sevap alacaksınız." diyorum. yediyüz kurban kesmiş gibi sevap alacaksınız." diyorum.

Bizim arkadaşlar yapıyor bunları. Türkiye'de bizim uyguladığımız şeyler. Bizim arkadaşlar yapıyor bunları. Türkiye'de bizim uyguladığımız şeyler.

İlâ ed'âfin kesîretin. "Allah bazısına bundan da fazlasını verirmiş." İlâ ed'âfin kesîretin. "Allah bazısına bundan da fazlasını verirmiş."

"Hocam, bundan fazla bildiğiniz bir şey var mı?" "Hocam, bundan fazla bildiğiniz bir şey var mı?"

Yedi yüzü anladık, hoşumuza gitti. Tamam; eve götürdüğümüz yedi yüz misli sevap,Yedi yüzü anladık, hoşumuza gitti. Tamam; eve götürdüğümüz yedi yüz misli sevap, anamıza babamıza harcadığımız yedi yüz misli, cihada verdiğimiz yedi yüz misli. anamıza babamıza harcadığımız yedi yüz misli, cihada verdiğimiz yedi yüz misli.

Daha yüksek bir şey var mı? Okuduğun hadislerden aklında kalmış böyle bir şey var mı hocam? Var: Daha yüksek bir şey var mı?

Okuduğun hadislerden aklında kalmış böyle bir şey var mı hocam?

Var:

Bir insan zikir yaparsa zikrin mükâfâtı bire yetmiş bindir.Bir insan zikir yaparsa zikrin mükâfâtı bire yetmiş bindir. Bir kere "Allah" dese yetmişbin defa "Allah" demiş gibi;Bir kere "Allah" dese yetmişbin defa "Allah" demiş gibi; bir kere "Lâ ilâhe illallah" dese yetmiş bin defa "Lâ ilâhe illallah" demiş gibi;bir kere "Lâ ilâhe illallah" dese yetmiş bin defa "Lâ ilâhe illallah" demiş gibi; bir defa "Kulhuvallâhu ehad" okursa yetmiş tane "Kulhuvallàhu ehad" okumuş gibi sevabı çoktur. bir defa "Kulhuvallâhu ehad" okursa yetmiş tane "Kulhuvallàhu ehad" okumuş gibi sevabı çoktur.

Zikrin sevabı yetmiş bindir. Hadiste böyle geçiyor.Zikrin sevabı yetmiş bindir. Hadiste böyle geçiyor. Yetmiş bini nereden çıkarıyormuşuz, o hadîs-i şerîfi de okuyalım: Yetmiş bini nereden çıkarıyormuşuz, o hadîs-i şerîfi de okuyalım:

Zikru'llâhi teâlâ efdalü inda'llâhi mine'n-nafakati fî sebîli'llâhi bi-mieti derecetin.Zikru'llâhi teâlâ efdalü inda'llâhi mine'n-nafakati fî sebîli'llâhi bi-mieti derecetin. "Allah'ı zikretmek, Allah indinde sevap bakımından, cihada harcanan paradan, "Allah'ı zikretmek, Allah indinde sevap bakımından, cihada harcanan paradan, yapılan hayırdan yüz misli daha fazladır." yapılan hayırdan yüz misli daha fazladır."

Cihadın kaç olduğunu söylemiştik? Yedi yüz olduğunu söylemiştik. Cihadın kaç olduğunu söylemiştik?

Yedi yüz olduğunu söylemiştik.

Onun yüz misli kaç eder? Onun yüz misli kaç eder?

Yetmiş bin. Zikrullahın sevabı, bire yetmiş bindir. Başka hadisler de var, Yetmiş bin. Zikrullahın sevabı, bire yetmiş bindir. Başka hadisler de var, bu hesapla bulduğumuz gibi doğrudan doğruya bunu bildiren hadisler de var. bu hesapla bulduğumuz gibi doğrudan doğruya bunu bildiren hadisler de var.

"Pekiyi hocam, bu da hoşumuza gitti. Zikir de yapalım, hem de kolay."Pekiyi hocam, bu da hoşumuza gitti. Zikir de yapalım, hem de kolay. Ben hem dükkânda çalışırım hem de 'Allah' derim. Ne varmış. Sevap kazanıp dururum.Ben hem dükkânda çalışırım hem de 'Allah' derim. Ne varmış. Sevap kazanıp dururum. Hem yolda giderim, hem arabamı kullanırım hem de 'Allah Allah' derim ne olacak.Hem yolda giderim, hem arabamı kullanırım hem de 'Allah Allah' derim ne olacak. İşte gayet kolay. Tamam hocam, bu da kabul. Bundan da yükseği var mı? İşte gayet kolay. Tamam hocam, bu da kabul. Bundan da yükseği var mı? Akşam akşam bizi iştahlandırdın." Var. Akşam akşam bizi iştahlandırdın."

Var.

"Eğer bir insan zikri içinden yaparsa onun sevabı diliyle yaptığı zikirden"Eğer bir insan zikri içinden yaparsa onun sevabı diliyle yaptığı zikirden yetmiş kat fazladır." diyor Peygamber Efendimiz; o da bir hadîs-i şerîf. yetmiş kat fazladır." diyor Peygamber Efendimiz; o da bir hadîs-i şerîf.

Bak, bunları herkes bilmez.Bak, bunları herkes bilmez. Ben iğneyle kuyu kazar gibi hadisleri okudukça bunları ezberledim, hatırımda tuttum. Ben iğneyle kuyu kazar gibi hadisleri okudukça bunları ezberledim, hatırımda tuttum.

Bu kadar yüksek mükâfâtları hangi hocadan duydunuz? Bu kadar yüksek mükâfâtları hangi hocadan duydunuz?

Atmıyorum da, tutmuyorum da; önümde hadis kitabı var.Atmıyorum da, tutmuyorum da; önümde hadis kitabı var. Palavra da sıkmıyorum, hadis okuyorum. Resûlullah'ın söylediğini size bildiriyorum. Palavra da sıkmıyorum, hadis okuyorum. Resûlullah'ın söylediğini size bildiriyorum.

Yetmiş binin yetmiş katı kaç eder? Yetmiş binin yetmiş katı kaç eder?

Dört milyon dokuz yüz bin eder. Beş milyondan yüz eksik. Dört milyon dokuz yüz bin. Dört milyon dokuz yüz bin eder. Beş milyondan yüz eksik. Dört milyon dokuz yüz bin.

Ben içimden Allah dersem. Bak şimdi yüksek sesle Allah diyorum: "Allah... Allah... Allah..." Ben içimden Allah dersem.

Bak şimdi yüksek sesle Allah diyorum: "Allah... Allah... Allah..."

Yetmiş bin, yetmiş bin, yetmiş bin; iki yüz on bin etti. Yetmiş bin, yetmiş bin, yetmiş bin; iki yüz on bin etti.

İçimden diyeyim şimdi: İçimden diyeyim şimdi:

Söyledim yine ama duymadınız. Çünkü içimden söyledim.Söyledim yine ama duymadınız. Çünkü içimden söyledim. Ben duyuyorum, ben anlıyorum; bunu kimse bilmez. Allah'tan başka kimse bilmez.Ben duyuyorum, ben anlıyorum; bunu kimse bilmez. Allah'tan başka kimse bilmez. Söyleyen bilir, başkası bilmez. Melekler de bilmezmiş bunu. Bunun sevabı dört milyon dokuz yüz bin. Söyleyen bilir, başkası bilmez. Melekler de bilmezmiş bunu. Bunun sevabı dört milyon dokuz yüz bin.

O zaman ne yapmak lazım? Mümkünse zikri sessizce yapmak lazım ki kimse bilmesin. O zaman ne yapmak lazım?

Mümkünse zikri sessizce yapmak lazım ki kimse bilmesin.

Bu adam da oturmuş böyle sakin sakin masada duruyor. Sen anlamazsın. O içinden "Allah Allah" diyor. Bu adam da oturmuş böyle sakin sakin masada duruyor. Sen anlamazsın. O içinden "Allah Allah" diyor.

Onun için bunları yapmaya gayret edin. Gelelim hadîs-i şerîfin okunmasına;Onun için bunları yapmaya gayret edin. Gelelim hadîs-i şerîfin okunmasına; demek ki Allah yapılan bir iyiliği birebir mükâfâtlandırmıyor, bire on verebiliyor,demek ki Allah yapılan bir iyiliği birebir mükâfâtlandırmıyor, bire on verebiliyor, bire yedi yüze kadar verebiliyor, bire yedi yüzden fazla da verebiliyor. Misallerini ben söyledim. bire yedi yüze kadar verebiliyor, bire yedi yüzden fazla da verebiliyor. Misallerini ben söyledim.

Bire yetmiş bin, aşikâre zikir.Bire yetmiş bin, aşikâre zikir. Bunun yetmiş kat fazlası kalbinden, içinden gizli zikir. O da dört milyon dokuz yüz bin ediyor. Bunun yetmiş kat fazlası kalbinden, içinden gizli zikir. O da dört milyon dokuz yüz bin ediyor.

Bir şey daha söyle derseniz bu da hoşunuza gidecek tahmin ediyorum.Bir şey daha söyle derseniz bu da hoşunuza gidecek tahmin ediyorum. Bizim Hocamız, cennet mekân rahmetullahi aleyh EfendimizBizim Hocamız, cennet mekân rahmetullahi aleyh Efendimiz Mehmed Zahid Kotku hazretleri'yle Ankara'da bir ihvanımızın evine gitmiştik. Mehmed Zahid Kotku hazretleri'yle Ankara'da bir ihvanımızın evine gitmiştik.

Çankaya'da çok güzel bir evi vardı. Bütün Ankara, misafir salonundan tabak gibi görünüyor,Çankaya'da çok güzel bir evi vardı. Bütün Ankara, misafir salonundan tabak gibi görünüyor, benim şu halıyı gördüğüm gibi Ankara ayaklar altında. Tam Çankaya'nın altında, en güzel yer. benim şu halıyı gördüğüm gibi Ankara ayaklar altında. Tam Çankaya'nın altında, en güzel yer. Çok geniş bir salonu vardı. Hocamızı evine çağırdı, toplantı oldu, herkes kalabalık geldi. Çok geniş bir salonu vardı. Hocamızı evine çağırdı, toplantı oldu, herkes kalabalık geldi.

Başka bir hocanın dervişi de geldi. Hocamıza intisaplı değil, başka bir hocaefendiden geldi.Başka bir hocanın dervişi de geldi. Hocamıza intisaplı değil, başka bir hocaefendiden geldi. Hâlen sağ, o hocaefendiyi de tanıyorum, ismini söylemeyeceğim. Ama Hocamızı çok seviyor. Hâlen sağ, o hocaefendiyi de tanıyorum, ismini söylemeyeceğim. Ama Hocamızı çok seviyor.

Hocamız, hocalar güzeliydi. Bembeyaz sakalı vardı, kırmızı yanakları vardı, heybetliydi,Hocamız, hocalar güzeliydi. Bembeyaz sakalı vardı, kırmızı yanakları vardı, heybetliydi, güleç yüzlüydü. Gören; "Kim bu güzel adam?" derdi. güleç yüzlüydü. Gören; "Kim bu güzel adam?" derdi.

O kadar güzeldi. Benim gibi kara yüzlü değildi. O kadar güzeldi. Benim gibi kara yüzlü değildi.

Soruyu soran Bağdat'ta okumuş, alim, Diyanet'te hocalık yapan bir kimse, Soruyu soran Bağdat'ta okumuş, alim, Diyanet'te hocalık yapan bir kimse, kuvvetli hafız, Kur'an'ı da biliyor: kuvvetli hafız, Kur'an'ı da biliyor:

"Hocam, şunun sevabı şu kadar, bunun sevabı bu kadar."Hocam, şunun sevabı şu kadar, bunun sevabı bu kadar. Bunlardan daha çok sevaplı bir şey var mı?" dedi. Bunlardan daha çok sevaplı bir şey var mı?" dedi.

Bu soru benim de hoşuma gitti, herkesin de hoşuna gitti.Bu soru benim de hoşuma gitti, herkesin de hoşuna gitti. Adam sevap kazanmak istiyor, belli. Sevaplı şeyi soruyor.Adam sevap kazanmak istiyor, belli. Sevaplı şeyi soruyor. Hocamız sanki onun sormasını bekliyormuş gibi ne başını öne eğip düşündü, ne tereddüt etti;Hocamız sanki onun sormasını bekliyormuş gibi ne başını öne eğip düşündü, ne tereddüt etti; daha o sözünü tamamlarken dedi ki: "Evet var!" daha o sözünü tamamlarken dedi ki:

"Evet var!"

"Nedir Hocam?" dedi. "Nedir Hocam?" dedi.

Gözleri hazine görmüş bir insan gibi açıldı. Tabi heveslendi.Gözleri hazine görmüş bir insan gibi açıldı. Tabi heveslendi. Meraktan, hani tam kalenin önüne top gelmiş, vuruyor;Meraktan, hani tam kalenin önüne top gelmiş, vuruyor; "Gol mü, değil mi?" der gibi, o kadar heyecanlı bir durum. Dedi ki; "Gol mü, değil mi?" der gibi, o kadar heyecanlı bir durum.

Dedi ki;

"Bir insan tasavvufta zikre çalışırsa, zikre çalışa çalışa kendisinde gelişme olur."Bir insan tasavvufta zikre çalışırsa, zikre çalışa çalışa kendisinde gelişme olur. Sonra bu gelişmelerin sonunda, Sonra bu gelişmelerin sonunda, bir kere 'Allah' dedi mi, bütün vücudunun zerreleriyle beraber hep birlikte 'Allah' der.bir kere 'Allah' dedi mi, bütün vücudunun zerreleriyle beraber hep birlikte 'Allah' der. Bu çalışmadan sonra zikir bütün vücuduna yayılır.Bu çalışmadan sonra zikir bütün vücuduna yayılır. Çalışmalarla gelişe gelişe parmakları zikreder, ayakları zikreder, saçları zikreder, her tarafı zikreder.Çalışmalarla gelişe gelişe parmakları zikreder, ayakları zikreder, saçları zikreder, her tarafı zikreder. Sonra bir kere 'Allah' dedi mi, bütün zerreleriyle zikreder. İşte bu en sevaplıdır." Sonra bir kere 'Allah' dedi mi, bütün zerreleriyle zikreder. İşte bu en sevaplıdır."

Bir insanın vücudunda ne kadar zerre olduğu hakkında doktor kardeşimiz hücreleri söyleyebilir.Bir insanın vücudunda ne kadar zerre olduğu hakkında doktor kardeşimiz hücreleri söyleyebilir. Bir insanın vücudunda kaç milyar hücre var, tahminen yuvarlak bir rakam söyle, top gibi yuvarlak olsun. Bir insanın vücudunda kaç milyar hücre var, tahminen yuvarlak bir rakam söyle, top gibi yuvarlak olsun.

"Milyardan çok fazla!" "Milyardan çok fazla!"

Kaç milyar hücre var. Bir de bu hücreler moleküllerden, atomlardan meydana geliyor.Kaç milyar hücre var. Bir de bu hücreler moleküllerden, atomlardan meydana geliyor. Zerrelerin sayısını Allah bilir. Bir insan kâmil bir derviş olup da zikri ilerletip deZerrelerin sayısını Allah bilir. Bir insan kâmil bir derviş olup da zikri ilerletip de bu hâle ulaşıp da, "Allah" dediği zaman tüm zerreleriyle "Allah" diyecek hâle geldi mi,bu hâle ulaşıp da, "Allah" dediği zaman tüm zerreleriyle "Allah" diyecek hâle geldi mi, bir "Allah" deyişte çok muazzam sevap kazanır. Müthiş bir şey olur. bir "Allah" deyişte çok muazzam sevap kazanır. Müthiş bir şey olur.

İnsan bu hâle nasıl erişir? Çalışarak erişir. İnsan bu hâle nasıl erişir?

Çalışarak erişir.

"Sen bisikletle tel üzerinde gidebilir misin? "Gidemem. "Sen bisikletle tel üzerinde gidebilir misin?

"Gidemem.

"E pekiyi, tel üzerinde yürüyebilir misin? "Yürüyemem. "E pekiyi, tel üzerinde yürüyebilir misin?

"Yürüyemem.

Bu bir çalışma işi, idman işi. Herkes yapamıyor. Bu bir çalışma işi, idman işi. Herkes yapamıyor.

"Sen bu adamın tramplenden atladığı gibi atlayıp da,"Sen bu adamın tramplenden atladığı gibi atlayıp da, üç defa parende atıp iki defa burgu yapıp suya yine çubuk gibi girebilir misin?.. üç defa parende atıp iki defa burgu yapıp suya yine çubuk gibi girebilir misin?..

"Giremem. Olimpiyat şampiyonlarının işini söylüyorsun hocam."Giremem. Olimpiyat şampiyonlarının işini söylüyorsun hocam. O çok çalışıyor, ondan öyle yapıyor." Tamam. Çalışmadan olmuyor. O çok çalışıyor, ondan öyle yapıyor."

Tamam. Çalışmadan olmuyor.

Demek ki bu hâle ulaşmak da bir çalışma işi. Demek ki daha büyük sevaplar da var.Demek ki bu hâle ulaşmak da bir çalışma işi. Demek ki daha büyük sevaplar da var. İnsan evliyâ oldu mu daha büyük sevapları da kazanıyor.İnsan evliyâ oldu mu daha büyük sevapları da kazanıyor. Büyük zenginlerin büyük para kazandığı gibi, parası çok olanın,Büyük zenginlerin büyük para kazandığı gibi, parası çok olanın, büyük sermaye sahiplerinin toptan büyük paralar kazandığı gibi,büyük sermaye sahiplerinin toptan büyük paralar kazandığı gibi, dini iyi bilen büyük şahısların da büyük kârları oluyor muhterem kardeşlerim! dini iyi bilen büyük şahısların da büyük kârları oluyor muhterem kardeşlerim!

Hadîs-i şerîfe devam ediyoruz: Hadîs-i şerîfe devam ediyoruz:

Ve men hemme bi-seyyietin.Ve men hemme bi-seyyietin. "Eğer bir insan, 'Yarın ben şu kötülüğü yapayım!' diye bir kötülük yapmaya niyet ettiyse.""Eğer bir insan, 'Yarın ben şu kötülüğü yapayım!' diye bir kötülük yapmaya niyet ettiyse." Fe-lem ya'melhâ. "Ama sonradan vazgeçtiyse." Fe-lem ya'melhâ. "Ama sonradan vazgeçtiyse." Ketebellâhu indehû haseneten kâmileh. "Allah ona tam bir hasene yazar." Ketebellâhu indehû haseneten kâmileh. "Allah ona tam bir hasene yazar."

İnsan bir kötülüğü yapmaya niyet edip de vazgeçtiği zaman sevap alır. İnsan bir kötülüğü yapmaya niyet edip de vazgeçtiği zaman sevap alır.

Mesela bir kimse; "Ben falancaya kızdım, niyetlendim: Yarın tabancamı belime takacağım,Mesela bir kimse; "Ben falancaya kızdım, niyetlendim: Yarın tabancamı belime takacağım, köşe başında onu bekleyeceğim.köşe başında onu bekleyeceğim. Daha herkes uyuyor, gecenin yarısında, sabahın erken vaktinde işine gidiyor, biliyorum.Daha herkes uyuyor, gecenin yarısında, sabahın erken vaktinde işine gidiyor, biliyorum. O tam benim atış menzilimin içine girdiği zaman, dükkânını açarken ateş edeceğim:O tam benim atış menzilimin içine girdiği zaman, dükkânını açarken ateş edeceğim: On dörtlüyse on dört, yediliyse yedi, dokuzluysa dokuz…On dörtlüyse on dört, yediliyse yedi, dokuzluysa dokuz… Kurşunların hepsini sıkacağım. Çok kızıyorum, öldüreceğim keratayı!" Kurşunların hepsini sıkacağım. Çok kızıyorum, öldüreceğim keratayı!"

Bugün adam niyetlendi, şarjörleri doldurdu, tabancasını yağladı.Bugün adam niyetlendi, şarjörleri doldurdu, tabancasını yağladı. Daha sonra geceleyin "Hadi ben bu işi yapmayayım, Allah'ından bulsun.Daha sonra geceleyin "Hadi ben bu işi yapmayayım, Allah'ından bulsun. Bana çok kötülük yaptı ama neyse ben affedeyim; Allah'ından bulsun!" dedi. Bana çok kötülük yaptı ama neyse ben affedeyim; Allah'ından bulsun!" dedi.

Bazen öyle diyorlar; "Allah'ından bulsun, cezalandırmaktan vazgeçtim." Bazen öyle diyorlar; "Allah'ından bulsun, cezalandırmaktan vazgeçtim."

Bazen Doğu Anadolu'da kan davaları oluyor. Korkunç! Takip ediyorlar.Bazen Doğu Anadolu'da kan davaları oluyor. Korkunç! Takip ediyorlar. Ta dünyanın öbür ucuna kaçsa "kan davası" diye kovalıyorlar, onu orada öldürüyorlar.Ta dünyanın öbür ucuna kaçsa "kan davası" diye kovalıyorlar, onu orada öldürüyorlar. Üstüne atlıyor, benim dediğim gibi yapıyor, kaç tane bıçak saplıyor.Üstüne atlıyor, benim dediğim gibi yapıyor, kaç tane bıçak saplıyor. Yetmiş beş defa bıçak saplıyor. Öldürdüğü yetmiyor, saplıyor da saplıyor.Yetmiş beş defa bıçak saplıyor. Öldürdüğü yetmiyor, saplıyor da saplıyor. Zor tutuyorlar, elinden alıyorlar, hapse götürüyorlar.Zor tutuyorlar, elinden alıyorlar, hapse götürüyorlar. Bu sefer öbür tarafın adamları da bunu öldürmek için bunun peşine düşüyor. Bu sefer öbür tarafın adamları da bunu öldürmek için bunun peşine düşüyor.

Böyle şeyler oluyor. Çok misalleri var. Ama kimisi de diyor ki; Böyle şeyler oluyor. Çok misalleri var. Ama kimisi de diyor ki;

"Allah'ından bulsun, tamam ben bu işi burada kesiyorum."Allah'ından bulsun, tamam ben bu işi burada kesiyorum. Kan davası gütmüyorum. Allah ne yaparsa yapsın." Kan davası gütmüyorum. Allah ne yaparsa yapsın."

Vazgeçiyor, tamam. Bir kötülüğü yapmaktan vazgeçene vazgeçtiği için Allah sevap verir. Vazgeçiyor, tamam. Bir kötülüğü yapmaktan vazgeçene vazgeçtiği için Allah sevap verir.

Fein hüve hemme bihâ fe-amilehâ ketebeha'llâhu aleyhi seyyieten vâhideh.Fein hüve hemme bihâ fe-amilehâ ketebeha'llâhu aleyhi seyyieten vâhideh. "Eğer bir kötülüğü yapmaya niyetlendi de, bir de onu yaptıysa." O zaman ne olur? "Eğer bir kötülüğü yapmaya niyetlendi de, bir de onu yaptıysa."

O zaman ne olur?

Mesela dedi ki; Mesela dedi ki;

"Yarın pazar günü değil mi; ben gideceğim, falanca meyhaneye gireceğim, küpü bitireceğim."Yarın pazar günü değil mi; ben gideceğim, falanca meyhaneye gireceğim, küpü bitireceğim. İçeceğim içeceğim, dibini buluncaya kadar içeceğim." dedi, kötülüğü yapmaya niyetlendi. İçeceğim içeceğim, dibini buluncaya kadar içeceğim." dedi, kötülüğü yapmaya niyetlendi.

Ertesi gün bunu yaptı. Ne olur? Düşüncesini yaptı, ne olur? Allah bir günah yazar. Ertesi gün bunu yaptı.

Ne olur?

Düşüncesini yaptı, ne olur?

Allah bir günah yazar.

On misli, yüz misli, yedi yüz misli değil, bir günah yazıyor. On misli, yüz misli, yedi yüz misli değil, bir günah yazıyor.

Bak, günahından vazgeçerse sevap yazıyor, günahını işlerse bir günah yazıyor.Bak, günahından vazgeçerse sevap yazıyor, günahını işlerse bir günah yazıyor. Ama sevaplı işi yapmaya niyet eder de yapamazsa bir sevap yazıyor.Ama sevaplı işi yapmaya niyet eder de yapamazsa bir sevap yazıyor. Sevaplı işi yaptığı zaman on sevap, yedi yüz sevap, yetmiş bin sevap,Sevaplı işi yaptığı zaman on sevap, yedi yüz sevap, yetmiş bin sevap, dört milyon dokuz yüz bin sevap, milyar sevap yazıyor.dört milyon dokuz yüz bin sevap, milyar sevap yazıyor. Ama günahlı iş yaptığı zaman, bir günah yazıyor. Ama günahlı iş yaptığı zaman, bir günah yazıyor.

Pekiyi, bir insan bu durumda cehenneme nasıl gider? Pekiyi, bir insan bu durumda cehenneme nasıl gider?

Çok günah işliyor da ondan giriyor kepaze!Çok günah işliyor da ondan giriyor kepaze! Az az olmasına rağmen o kadar günahı birikiyor ki cehenneme giriyor.Az az olmasına rağmen o kadar günahı birikiyor ki cehenneme giriyor. Halbuki sevaplar kat kat toplanıyor; herkesin cennete gidebilmesi lazım. Halbuki sevaplar kat kat toplanıyor; herkesin cennete gidebilmesi lazım.

Aslında herkesin cennete gidebilmesi lazım.Aslında herkesin cennete gidebilmesi lazım. Çünkü sevaplar onar onar geliyor, yedi yüzer yedi yüzer geliyor, yetmiş biner yetmiş biner geliyor, Çünkü sevaplar onar onar geliyor, yedi yüzer yedi yüzer geliyor, yetmiş biner yetmiş biner geliyor, dört milyon dokuz yüz bin dört milyon dokuz yüz bin geliyor, milyar milyar geliyor. dört milyon dokuz yüz bin dört milyon dokuz yüz bin geliyor, milyar milyar geliyor.

Günahlar da bir bir ilerliyor. Bir bir ilerlediği halde insanın günahı ağır gelirse ne demek? Günahlar da bir bir ilerliyor.

Bir bir ilerlediği halde insanın günahı ağır gelirse ne demek?

Bu adam iyice "kepaze" demek, bu adam iyice "katran gibi kara kalpli bir insan" demek.Bu adam iyice "kepaze" demek, bu adam iyice "katran gibi kara kalpli bir insan" demek. Pek çok kötülük işlemiş de ondan böyle oldu. Bu hadîs-i şerîften neyi anlıyoruz? Pek çok kötülük işlemiş de ondan böyle oldu.

Bu hadîs-i şerîften neyi anlıyoruz?

Allah'ın rahmeti çok. Allah, kulları azaplandırmak istemiyor.Allah'ın rahmeti çok. Allah, kulları azaplandırmak istemiyor. Rahmetinden, azaplandırmak istemediği için peygamberler gönderiyor, haber veriyor: Rahmetinden, azaplandırmak istemediği için peygamberler gönderiyor, haber veriyor:

"Yapmayın, etmeyin, şu yoldan giderseniz uçuruma yuvarlanırsınız."Yapmayın, etmeyin, şu yoldan giderseniz uçuruma yuvarlanırsınız. Bunun arkası uçurum. Cehenneme düşersiniz, yanarsınız!" diyor. Wrong way, ters yol. Bunun arkası uçurum. Cehenneme düşersiniz, yanarsınız!" diyor.

Wrong way, ters yol.

Kitap gönderiyor, peygamberler söylüyor, evliyâlar söylüyor, hocalar söylüyor,Kitap gönderiyor, peygamberler söylüyor, evliyâlar söylüyor, hocalar söylüyor, vaizler söylüyor, müftüler söylüyor, hatipler söylüyor.vaizler söylüyor, müftüler söylüyor, hatipler söylüyor. İnsanlar da inatçı keçi gibi dinlemiyor, inatçı keçi gibi inat ediyor: İnsanlar da inatçı keçi gibi dinlemiyor, inatçı keçi gibi inat ediyor:

"İlla bu tarafa gideceğim!" "Hadi git bakalım." "İlla bu tarafa gideceğim!"

"Hadi git bakalım."

Salıverdi mi cehenneme gidiyor.Salıverdi mi cehenneme gidiyor. İpini bırakıverdin mi atlaya, zıplaya, hoplaya gayyâ kuyusuna gidiyor.İpini bırakıverdin mi atlaya, zıplaya, hoplaya gayyâ kuyusuna gidiyor. Akıllıca bir şey değil. Olacak gibi bir şey değil ama insanlar böyle yaptığı için cehenneme gidiyor.Akıllıca bir şey değil. Olacak gibi bir şey değil ama insanlar böyle yaptığı için cehenneme gidiyor. Hak ettiği için cehenneme gidiyor. Hak ettiği için cehenneme gidiyor.

Tabi biz böbürlenmiyoruz. Kendimize güvenmiyoruz, iddialı değiliz.Tabi biz böbürlenmiyoruz. Kendimize güvenmiyoruz, iddialı değiliz. Şeytandan da korkuyoruz, nefsimizden de korkuyoruz.Şeytandan da korkuyoruz, nefsimizden de korkuyoruz. Kendimize de itimadımız yok. Çok zayıf olduğumuzu da biliyoruz: Kendimize de itimadımız yok. Çok zayıf olduğumuzu da biliyoruz:

"Yâ Rabbi! Ben zayıfım, bana yardım et! Ben çok zavallı durumdayım, bana acı yâ Rabbi!"Yâ Rabbi! Ben zayıfım, bana yardım et! Ben çok zavallı durumdayım, bana acı yâ Rabbi! Benim elimden tut yâ Rabbi! Beni bana bırakma yâ Rabbi! Benim elimden tut yâ Rabbi! Beni bana bırakma yâ Rabbi! Bu şeytanlar beni mahveder, parçalar yâ Rabbi, koru beni yâ Rabbi! Bu şeytanlar beni mahveder, parçalar yâ Rabbi, koru beni yâ Rabbi! Bu nefsin eline beni bırakma yâ Rabbi! Bu beni aldatır, zaten şimdiye kadar aldattı yâ Rabbi!Bu nefsin eline beni bırakma yâ Rabbi! Bu beni aldatır, zaten şimdiye kadar aldattı yâ Rabbi! Aman yâ Rabbi! Yardım eyle yâ Rabbi! Tevfîkini refîk eyle yâ Rabbi!Aman yâ Rabbi! Yardım eyle yâ Rabbi! Tevfîkini refîk eyle yâ Rabbi! Bana kabiliyet ver, hakkı hak olarak göreyim, seveyim, hakkı işleyeyim;Bana kabiliyet ver, hakkı hak olarak göreyim, seveyim, hakkı işleyeyim; bâtılı bâtıl olarak göreyim, günahı günah olarak anlayayım da nefret edeyim!bâtılı bâtıl olarak göreyim, günahı günah olarak anlayayım da nefret edeyim! Bırakayım şu sigarayı, bırakayım şu içkiyi, bırakayım şu kumarı, bırakayım tembelliği,Bırakayım şu sigarayı, bırakayım şu içkiyi, bırakayım şu kumarı, bırakayım tembelliği, bırakayım şu namazsızlığı, bırakayım şu günahları. Aman yâ Rabbi, yardım et!" dememiz lazım. bırakayım şu namazsızlığı, bırakayım şu günahları. Aman yâ Rabbi, yardım et!" dememiz lazım.

Yardım ederse Allah yardım eder. Dua edene de yardım eder.Yardım ederse Allah yardım eder. Dua edene de yardım eder. Ama gevşek davranırsak birçok insanı aldattığı gibi şeytan bizi aldatır, nefis bizi aldatır. Ama gevşek davranırsak birçok insanı aldattığı gibi şeytan bizi aldatır, nefis bizi aldatır.

Osman kardeşimiz soruyor: "Ya hu, bu kadar insanın hepsi cehenneme mi girecek?" Osman kardeşimiz soruyor:

"Ya hu, bu kadar insanın hepsi cehenneme mi girecek?"

"Evet." dedim, şaşırdı. "Evet." dedim, şaşırdı.

Bu kadar insan, milyonlarca milyarlarca insan hep cehenneme mi girecek?Bu kadar insan, milyonlarca milyarlarca insan hep cehenneme mi girecek? Çünkü mü'min az "Müslümanım." diyenlerin de yarısından fazlası çürük.Çünkü mü'min az "Müslümanım." diyenlerin de yarısından fazlası çürük. Ayıkla ayıkla sağlam bir şey bulunmuyor, kurtsuz, sağlam bulunmuyor.Ayıkla ayıkla sağlam bir şey bulunmuyor, kurtsuz, sağlam bulunmuyor. Ayıklıyorsun ayıklıyorsun elmaların yarısı çürümüş, tamamı çürümüş. Ayıklıyorsun ayıklıyorsun elmaların yarısı çürümüş, tamamı çürümüş.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki, "Cennetlik insanlar,Peygamber Efendimiz buyuruyor ki,

"Cennetlik insanlar,
yaratılmış bütün insanların içinde siyah bir öküz derisindeki bir beyaz kıl kadar azdır." yaratılmış bütün insanların içinde siyah bir öküz derisindeki bir beyaz kıl kadar azdır."

Evet, var mı bir diyeceğin, bir itirazın mı var? Böyle, ne yapalım? Evet, var mı bir diyeceğin, bir itirazın mı var?

Böyle, ne yapalım?

Çünkü dinlemiyorlar. Çünkü görüyorsunuz, ekseriyet dinlemiyor. Çünkü dinlemiyorlar. Çünkü görüyorsunuz, ekseriyet dinlemiyor.

Bakın etrafınıza, sayım yapın, mahallenizde sayım yapın, bildiğiniz şehirde sayım yapın.Bakın etrafınıza, sayım yapın, mahallenizde sayım yapın, bildiğiniz şehirde sayım yapın. Ekseriyet Allah'ın emrine aykırı hareket ediyor. Ne olacak şimdi? Cezayı yiyecek, besbelli. Ekseriyet Allah'ın emrine aykırı hareket ediyor.

Ne olacak şimdi?

Cezayı yiyecek, besbelli.

Kırmızıda geçerse ne olur? Kaza yaptı, arkadan çarptı, ne olur? Kırmızıda geçerse ne olur?

Kaza yaptı, arkadan çarptı, ne olur?

Ceza gelir. Kırmızı da geçmesin. Ekseriyet günah yolunda. İşte buyurun. Ceza gelir. Kırmızı da geçmesin.

Ekseriyet günah yolunda. İşte buyurun.

Burası İngilizlerin, İngiltere milletinin yaşadığı yer. Türkiye'ye gel.Burası İngilizlerin, İngiltere milletinin yaşadığı yer. Türkiye'ye gel. Buyur, Ege'ye gidelim, Bodrum'a, Marmaris'e, İzmir'e, Kuşadası'na, Antalya'ya, Alanya'ya.Buyur, Ege'ye gidelim, Bodrum'a, Marmaris'e, İzmir'e, Kuşadası'na, Antalya'ya, Alanya'ya. Buyur, orada görelim. İstanbul'a gel, Boğaziçi'ne gel, Emirgan'a gel, Beyoğlu'na çık. Buyur, orada görelim. İstanbul'a gel, Boğaziçi'ne gel, Emirgan'a gel, Beyoğlu'na çık.

Onların kaç tanesi sağlam? Türkiye'nin %99'u müslümanmış! Ne kadar müslüman? Onların kaç tanesi sağlam?

Türkiye'nin %99'u müslümanmış!

Ne kadar müslüman?

Ekseriyet şeytana kanıyor. Ekseriyet şeytanın oyuncağı, şeytanın maskarası, nefsinin esiri. Ekseriyet şeytana kanıyor. Ekseriyet şeytanın oyuncağı, şeytanın maskarası, nefsinin esiri.

Ekseriyet, "Biliyorum bu meret günah, içmemem lazım!" diyor, içiyor. Ekseriyet, "Biliyorum bu meret günah, içmemem lazım!" diyor, içiyor.

"Biliyorum bu kumar oynanmamalı!" diyor, ama oynuyor, dayanamıyor. "Biliyorum bu kumar oynanmamalı!" diyor, ama oynuyor, dayanamıyor.

İçiyor içkiyi, gidiyor at yarışlarına "kazanırsam" diye hırsla bütün parasını harcıyor. İçiyor içkiyi, gidiyor at yarışlarına "kazanırsam" diye hırsla bütün parasını harcıyor.

Şimdi başka kumarlar çıktı. Mega kumar. En büyük kumar hangisi, bil bakalım? Şimdi başka kumarlar çıktı. Mega kumar.

En büyük kumar hangisi, bil bakalım?

Kumar var, büyük kumar var, daha büyük kumar var, en büyük kumar var. Kumar var, büyük kumar var, daha büyük kumar var, en büyük kumar var.

Ben de "mega kumar" diye bir laf attım ortaya, uydurdum. En büyük kumar ne? "Borsa." Ben de "mega kumar" diye bir laf attım ortaya, uydurdum.

En büyük kumar ne?

"Borsa."

Milyonlarca insan yutuluyor. Kediye bile yükletecek sermayesi kalmıyor.Milyonlarca insan yutuluyor. Kediye bile yükletecek sermayesi kalmıyor. Ata, deveye değil, arabaya değil, kediye bile yükletecek sermayesi kalmıyor.Ata, deveye değil, arabaya değil, kediye bile yükletecek sermayesi kalmıyor. Türkiye'yi bırakıp kaçan insanlar biliyorum. Neden? Borsa oyunu oynadığı için. Türkiye'yi bırakıp kaçan insanlar biliyorum.

Neden?

Borsa oyunu oynadığı için.

"Oynamayın bunu!" dedim. "Ya hocam, müslüman şirketlerin hisse senedini alırsak…" "Oynamayın bunu!" dedim.

"Ya hocam, müslüman şirketlerin hisse senedini alırsak…"

"Bırak şu hikâyeleri, masalları!" Kurnazlar kazanıyor, saflar yutuluyor."Bırak şu hikâyeleri, masalları!"

Kurnazlar kazanıyor, saflar yutuluyor.
Hepsi alavere dalavere. Saflar yutuluyor. Zaten gelse bile o paradan hayır gelmiyor. Hepsi alavere dalavere. Saflar yutuluyor. Zaten gelse bile o paradan hayır gelmiyor.

Onun için insanın gözünü açması lazım! Onun için insanın gözünü açması lazım!

Ne bilelim, Allah herkese akıl vermiş. Herkesin aklı var, aklını kullanacak. Ne bilelim, Allah herkese akıl vermiş. Herkesin aklı var, aklını kullanacak.

Allah bizi, aklını Kur'an'a uygun kullananlardan eylesin.Allah bizi, aklını Kur'an'a uygun kullananlardan eylesin. Rızasını bulanlardan, rahmetine erenlerden eylesin. Gazabına uğratmasın, cehennemine atmasın, ateşlere yakmasın, cayır cayır kömür etmesin. Cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin. Bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-Fâtiha. Rızasını bulanlardan, rahmetine erenlerden eylesin. Gazabına uğratmasın, cehennemine atmasın, ateşlere yakmasın, cayır cayır kömür etmesin. Cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin.


Bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-Fâtiha.

Gazabına uğratmasın, cehennemine atmasın, ateşlere yakmasın, cayır cayır kömür etmesin.Gazabına uğratmasın, cehennemine atmasın, ateşlere yakmasın, cayır cayır kömür etmesin. Cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin. Cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin.

Bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-Fâtiha. Bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2