Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

İslam'da Şiir, Şairler ve Necip Fazıl Kısakürek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

20 Zilka'de 1413 / 12.05.1993

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Şairlerin İyileri Ve Kötüleri, Londra Büyükelçiliğinde Güya Türkiye'yi Tanıtan Satırlar, Peygamberimizin (sav) "Şairlerin Söylediği En | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İslam'da Şiir, Şairler ve Necip Fazıl Kısakürek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

20 Zilka'de 1413 / 12.05.1993

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Şairlerin İyileri Ve Kötüleri, Londra Büyükelçiliğinde Güya Türkiye'yi Tanıtan Satırlar, Peygamberimizin (sav) "Şairlerin Söylediği En | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Allah'a sonsuz hamd ü senâlar ve hadsiz, hesapsız şükürler olsun ki asil milletimiz,Allah'a sonsuz hamd ü senâlar ve hadsiz, hesapsız şükürler olsun ki asil milletimiz, değerli gençlerimiz İslâm'a hizmet edenleri unutmuyor. değerli gençlerimiz İslâm'a hizmet edenleri unutmuyor.

Allahu Teâlâ hazretleri, Habîb-i Edîb'i, Muhammed-i Mustafâ'sı için; Allahu Teâlâ hazretleri, Habîb-i Edîb'i, Muhammed-i Mustafâ'sı için;

Ve mâ allemnâhu'ş-şi'ra ve mâ yenbağî leh buyurmuş.Ve mâ allemnâhu'ş-şi'ra ve mâ yenbağî leh buyurmuş. "Biz Azîmüşşan, o Habîb-i Edîb'imize şiir öğretmedik. Hem şiir ona gerekmez de." buyuruyor. "Biz Azîmüşşan, o Habîb-i Edîb'imize şiir öğretmedik. Hem şiir ona gerekmez de." buyuruyor.

Çünkü insanlar Kur'an'ın o eşsiz lirizmini, etrafındaki insanlarınÇünkü insanlar Kur'an'ın o eşsiz lirizmini, etrafındaki insanların şiirlerindeki ahenk gibi görüyorlardı da Efendimiz'i şair sanıyorlardı.şiirlerindeki ahenk gibi görüyorlardı da Efendimiz'i şair sanıyorlardı. Hâlbuki o, insanlığa Allah'ın yolunu gösteren, insanlığa kurtuluşu gösteren,Hâlbuki o, insanlığa Allah'ın yolunu gösteren, insanlığa kurtuluşu gösteren, çok yüksek vazifelerle muvazzaf çok yüksek bir şahsiyetti. çok yüksek vazifelerle muvazzaf çok yüksek bir şahsiyetti.

Efsahu'l-Arab olmakla beraber, Arab'ın dil güzelliği bakımından,Efsahu'l-Arab olmakla beraber, Arab'ın dil güzelliği bakımından, dil doğruluğu bakımından en fasihi, en tatlı, en güzel, en özlü konuşanı olmasına rağmen. dil doğruluğu bakımından en fasihi, en tatlı, en güzel, en özlü konuşanı olmasına rağmen.

Elbette şiir bir ziverdir amma biz gibi nâkıslara, Elbette şiir bir ziverdir amma biz gibi nâkıslara,

Ol ki kâmildür ânı muhtâc-ı zîver kılmamış. dediği gibi Fuzûlî'nin;Ol ki kâmildür ânı muhtâc-ı zîver kılmamış.

dediği gibi Fuzûlî'nin;
şiir bizler için bir süstür çünkü biz nâkısız, süslenmeye ihtiyacımız var; şiir bizler için bir süstür çünkü biz nâkısız, süslenmeye ihtiyacımız var; o kâmil olduğundan onu süse muhtaç kılmamış Allahu Teâlâ hazretleri.o kâmil olduğundan onu süse muhtaç kılmamış Allahu Teâlâ hazretleri. Onun için şiirle meşgul olmamış Resûlullah Efendimiz. Onun için şiirle meşgul olmamış Resûlullah Efendimiz.

Evet, şairlerin içinde sapıklara önderlik edenler var. Evet, şairlerin içinde sapıklara önderlik edenler var.

Ve'şşuarâu yettebiuhumu'l-gâvûn. Ve'şşuarâu yettebiuhumu'l-gâvûn.

Her türlü fitne, fesat, yalan ve iftira vadisinde şaşkın şaşkın, umutsuz, gayesiz, zevksiz,Her türlü fitne, fesat, yalan ve iftira vadisinde şaşkın şaşkın, umutsuz, gayesiz, zevksiz, tatsız at oynatanlar, koşturanlar, deli divane gezenler;tatsız at oynatanlar, koşturanlar, deli divane gezenler; yapmadıkları, yapmayacakları şeyleri söyleyen yalancılar var. yapmadıkları, yapmayacakları şeyleri söyleyen yalancılar var.

Ama onların mukabilinde, Allahu Teâlâ hazretlerinin âyetle övdüğü şairler de var. Ama onların mukabilinde, Allahu Teâlâ hazretlerinin âyetle övdüğü şairler de var.

İllellezîne âmenû. "İman eden..." Ve amilu'ssâlihât.İllellezîne âmenû. "İman eden..." Ve amilu'ssâlihât. "Allah'ın rızası istikametinde güzel, uygun, doğru, münasip, haklı işler yapan...""Allah'ın rızası istikametinde güzel, uygun, doğru, münasip, haklı işler yapan..." Ve zekerullâhe kesîran. "Allah'ı hiç unutmayıp çok zikreden, gönlünü Allah'a bağlamış..." Ve zekerullâhe kesîran. "Allah'ı hiç unutmayıp çok zikreden, gönlünü Allah'a bağlamış..." Ventasarû min ba'di mâ zulimû. "İslâm hücuma uğradığı zaman onu korumak içinVentasarû min ba'di mâ zulimû. "İslâm hücuma uğradığı zaman onu korumak için elindeki o beyan kuvvetini İslâm'ın hizmetine koymuş" mücahit şairler de var! elindeki o beyan kuvvetini İslâm'ın hizmetine koymuş" mücahit şairler de var!

İşte o necip, o asil, o mücahit, o Allah'ı çok zikreden şairlerden birisi de Necip Fazıl. İşte o necip, o asil, o mücahit, o Allah'ı çok zikreden şairlerden birisi de Necip Fazıl.

Müthiş bir şahsiyet… Gençliğinde çekici, yakışıklı bir delikanlı…Müthiş bir şahsiyet…

Gençliğinde çekici, yakışıklı bir delikanlı…
Heybeliada Deniz Askerî Okulu'nda kim bilir belindeki kılıcıyla cumartesi pazarları dışarı çıktığı zamanHeybeliada Deniz Askerî Okulu'nda kim bilir belindeki kılıcıyla cumartesi pazarları dışarı çıktığı zaman bakanı nasıl hayran bırakan cazibedâr bir kimse…bakanı nasıl hayran bırakan cazibedâr bir kimse… Tefekkürünün, düşüncelerinin derinliğinin herbirisi yüz hatlarına nakşolmuş.Tefekkürünün, düşüncelerinin derinliğinin herbirisi yüz hatlarına nakşolmuş. Her çizgisinin, yüzündeki her hattın muhakkak ki bir başka sebebi, kaynağı var.Her çizgisinin, yüzündeki her hattın muhakkak ki bir başka sebebi, kaynağı var. Olağanüstü bir şahsiyet… Enerji dolu bir insan...Olağanüstü bir şahsiyet… Enerji dolu bir insan... Dokunsanız patlayacak gibi bir zeka dolu kocaman bir baş…Dokunsanız patlayacak gibi bir zeka dolu kocaman bir baş… Ve insana korku veren bazı tikleri vardı.Ve insana korku veren bazı tikleri vardı. Pırlanta gibi çok yüzlü, çok yönlü, çok ışıklı, çok yönden ışıl ışıl, pırıl pırıl bir şahsiyetti. Pırlanta gibi çok yüzlü, çok yönlü, çok ışıklı, çok yönden ışıl ışıl, pırıl pırıl bir şahsiyetti.

Diline, sanatına diyecek yok; herkesin anladığı, temiz, pırıl pırıl,Diline, sanatına diyecek yok; herkesin anladığı, temiz, pırıl pırıl, arı duru, açık seçik bir Türkçeyle şahane güzellikte kullanıyor.arı duru, açık seçik bir Türkçeyle şahane güzellikte kullanıyor. Türkçe'yi, hece şiirini en güzel eserleriyle yüceltmiş bir kişi…Türkçe'yi, hece şiirini en güzel eserleriyle yüceltmiş bir kişi… Şaheser eserler veren; her eseri, her mısrası şaheser olan;Şaheser eserler veren; her eseri, her mısrası şaheser olan; her benzetmesi, her beyti deftere yazılıp ezberlenecek olan bir eşsiz emsalsiz üstad…her benzetmesi, her beyti deftere yazılıp ezberlenecek olan bir eşsiz emsalsiz üstad… Çok çarpıcı ve sarsıcı benzetmeleri olan, harika teşbihleri olan bir kimse… Çok çarpıcı ve sarsıcı benzetmeleri olan, harika teşbihleri olan bir kimse…

Pascal, hayatında bir dönüş yapmış da inkârdan imana, dindarlığa gelmiş.Pascal, hayatında bir dönüş yapmış da inkârdan imana, dindarlığa gelmiş. Onu anlatırken, Kadıköy'de kalkmak üzere olan vapura koşup koşup da vapurun ayrılması üzerineOnu anlatırken, Kadıköy'de kalkmak üzere olan vapura koşup koşup da vapurun ayrılması üzerine ona yetişemeyen, atlayamayan insan, diyeona yetişemeyen, atlayamayan insan, diye gözünün önüne bir sahne sererek anlatmak istediğini anlatan büyük bir söz ustası. gözünün önüne bir sahne sererek anlatmak istediğini anlatan büyük bir söz ustası.

Ruhum kelle şekeri, vehimlerse karınca Kömürden kara rengim, onlar beni sarınca. diyeRuhum kelle şekeri, vehimlerse karınca

Kömürden kara rengim, onlar beni sarınca.

diye
anlatmak istediği şeyi çok az sözle, çok muhteşem bir biçimde unutulmayacak şekilde anlatabilen bir usta… anlatmak istediği şeyi çok az sözle, çok muhteşem bir biçimde unutulmayacak şekilde anlatabilen bir usta…

Muazzam bir mütefekkir. Bu nesiller üzerinde çok büyük hakkı olan bir şahsiyet… Muazzam bir mütefekkir. Bu nesiller üzerinde çok büyük hakkı olan bir şahsiyet…

ed-Dâllü ale'l-hayri ke-fâilihi hadîs-i şerîfine göre,ed-Dâllü ale'l-hayri ke-fâilihi hadîs-i şerîfine göre, "hayra delalet eden onu işlemiş gibi ecir alacağına" göre çok büyük sevaplar kazanan bir kimse…"hayra delalet eden onu işlemiş gibi ecir alacağına" göre çok büyük sevaplar kazanan bir kimse… Çok muhteşem bir çığır açmış olan. Çok muhteşem bir çığır açmış olan.

Bir profesör arkadaşımızın Londra'da Türk elçiliğinde bir resmî işi için beklerken kuşe kâğıda yazılmış,Bir profesör arkadaşımızın Londra'da Türk elçiliğinde bir resmî işi için beklerken kuşe kâğıda yazılmış, Türkiye'yi güya tanıtan bir eserde okumuş olduğu satırlar: Türkiye'yi güya tanıtan bir eserde okumuş olduğu satırlar:

"Türkiye Cumhuriyeti, İslâm dininin ve İslâm kültür ve medeniyetinin"Türkiye Cumhuriyeti, İslâm dininin ve İslâm kültür ve medeniyetinin bütün izlerini tamamen silerek Batı ailesine dâhil olma kararındadır." bütün izlerini tamamen silerek Batı ailesine dâhil olma kararındadır."

Kuşe kâğıtlara milletin parasıyla, devletin hazinesiyleKuşe kâğıtlara milletin parasıyla, devletin hazinesiyle milletin idam fermanını yazan insanların karşısına; milletin idam fermanını yazan insanların karşısına;

"Olmaz böyle şey! Yapamazsınız! Yapamayacaksınız!"Olmaz böyle şey! Yapamazsınız! Yapamayacaksınız! Yaptırtmayız! Yaptırtmayacağız!" diye çıkan muazzam bir mücahit. Yaptırtmayız! Yaptırtmayacağız!" diye çıkan muazzam bir mücahit.

Hapse girmek, ölmek onun için bir şeref… Hiçbir şey kendisini yıldıramamış. Hapse girmek, ölmek onun için bir şeref… Hiçbir şey kendisini yıldıramamış.

Muhteşem bir yazar ve eşsiz bir konferansçı, konuşmacı…Muhteşem bir yazar ve eşsiz bir konferansçı, konuşmacı… Konuşmalarında salonlar mutlaka tıklım tıklım dolar, balkonlardan insanlar taşardı;Konuşmalarında salonlar mutlaka tıklım tıklım dolar, balkonlardan insanlar taşardı; yer bulamazdınız, giremezdiniz, çıkamazdınız. yer bulamazdınız, giremezdiniz, çıkamazdınız.

Üstad'ın sanki olağan hiçbir şeyi yoktu, her şeyi olağanüstüydü. Efsanevî bir hayatı vardı.Üstad'ın sanki olağan hiçbir şeyi yoktu, her şeyi olağanüstüydü. Efsanevî bir hayatı vardı. Konuşması, edası, tavrı, cevabı, tenkidi, her şeyi hamâsi, efsanevîydi. Konuşması, edası, tavrı, cevabı, tenkidi, her şeyi hamâsi, efsanevîydi.

Hiç de ortamı, çevresi, muhiti müsait olmadığı halde -hani birisi söylemiş ya bizim nâmımıza,Hiç de ortamı, çevresi, muhiti müsait olmadığı halde -hani birisi söylemiş ya bizim nâmımıza, "biz bu rejimin imalat kusurlarıyız" diye- muhitine inat ve milletin fertlerine verilmek istenen şeklin"biz bu rejimin imalat kusurlarıyız" diye- muhitine inat ve milletin fertlerine verilmek istenen şeklin tamamen zıddı, dindar, mü'min bir edebiyatçı.tamamen zıddı, dindar, mü'min bir edebiyatçı. Zamânenin Ka'b b. Zübeyr'i, Hassan b. Sâbit'i, Kâb b. Mâlik'i, Ensarî'si gibi...Zamânenin Ka'b b. Zübeyr'i, Hassan b. Sâbit'i, Kâb b. Mâlik'i, Ensarî'si gibi... Rıdvânullâhi teâlâ aleyhim ecmaîn. Rıdvânullâhi teâlâ aleyhim ecmaîn.

Ömrü boyunca bir ideali görmek için, tahakkuk ettirmek için gece gündüz, şehir şehir,Ömrü boyunca bir ideali görmek için, tahakkuk ettirmek için gece gündüz, şehir şehir, kasaba kasaba, salon salon gezen bir insan…kasaba kasaba, salon salon gezen bir insan… Ve bütün mücahitlerde emeği, alın teri, katkısı olan bir usta… Ve bütün mücahitlerde emeği, alın teri, katkısı olan bir usta…

Evet, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e şiir gerekmiyorduEvet, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e şiir gerekmiyordu ama Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz; ama Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz;

Ve inne mine'şşi'ri le-hikmeten. "Şiirlerin bir kısmı mahzâ ibrettir, hikmettir ve güzeldir." buyurmuş. Ve inne mine'şşi'ri le-hikmeten. "Şiirlerin bir kısmı mahzâ ibrettir, hikmettir ve güzeldir." buyurmuş.

Ümeyyet'übnü Ebi's-Salt'ın yüz beyitlik şiirini dinlediği zamanÜmeyyet'übnü Ebi's-Salt'ın yüz beyitlik şiirini dinlediği zaman "Neredeyse Ümeyye müslüman olmaya yaklaşmış.""Neredeyse Ümeyye müslüman olmaya yaklaşmış." Lebid'in elâ küllü şey'in mâ halallâhe bâtılun mısrası için Lebid'in elâ küllü şey'in mâ halallâhe bâtılun mısrası için "Şairlerin söylediği en doğru söz." diye takdirini bildirmiş. "Şairlerin söylediği en doğru söz." diye takdirini bildirmiş.

Ka'b b. Zübeyr'e hırkasını giydirmiş Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz. Ka'b b. Zübeyr'e hırkasını giydirmiş Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz.

İşte öyle bir hırka giyecek kimse Necip Fazıl, hizmeti ile... İşte öyle bir hırka giyecek kimse Necip Fazıl, hizmeti ile...

Maraşlı bir aileden doğmuş.Maraşlı bir aileden doğmuş. O mübarek Maraşımız'ın toprağında bir füsun var; şair ruhlu insanlar yetiştiriyor, hem de kuvvetli…O mübarek Maraşımız'ın toprağında bir füsun var; şair ruhlu insanlar yetiştiriyor, hem de kuvvetli… Türkçe'yi çok güzel kullanan insanlar… Türkçe'yi çok güzel kullanan insanlar…

Mektup yazdım Hasan'a, Ha Hasan'a ha sana… gibiMektup yazdım Hasan'a,

Ha Hasan'a ha sana…

gibi
tatlı, güzel, zerafet dolu sözler söyleyen evlatlar yetiştiren diyardan. tatlı, güzel, zerafet dolu sözler söyleyen evlatlar yetiştiren diyardan.

Amerikan, Fransız kolejlerinde Batı'nın dışı yaldızlıAmerikan, Fransız kolejlerinde Batı'nın dışı yaldızlı ama içi bakalit, karanlık, çürük kültürünü ve zaafını teşhis etmiş.ama içi bakalit, karanlık, çürük kültürünü ve zaafını teşhis etmiş. Bahriye mektebine sıradan insanları almazlar; her yönden sıhhatli ki orada bir müddet okumuş.Bahriye mektebine sıradan insanları almazlar; her yönden sıhhatli ki orada bir müddet okumuş. O ruhunu, kelle şekerini karıncaların sardığı gibi vehimler sardığı için,O ruhunu, kelle şekerini karıncaların sardığı gibi vehimler sardığı için, bu vehimlerin cevabını bulmak için de bizim edebiyat fakültemizin felsefe bölümüne gitmiş. bu vehimlerin cevabını bulmak için de bizim edebiyat fakültemizin felsefe bölümüne gitmiş.

Ama felsefe kimi doyurmuş ki? Hangi filozofu kurtarmış ki?.. Ama felsefe kimi doyurmuş ki? Hangi filozofu kurtarmış ki?..

Fransa'ya gitmiş.Fransa'ya gitmiş. Belki iftiradır, belki gerçek; böyle insanlar düz kalıplara sığmazlar, kaidelere uymazlar.Belki iftiradır, belki gerçek; böyle insanlar düz kalıplara sığmazlar, kaidelere uymazlar. Talebelik küçük bir şeydir Necip Fazıl gibi büyük ruhu olan bir insan için.Talebelik küçük bir şeydir Necip Fazıl gibi büyük ruhu olan bir insan için. Belki de nefret etmiştir Fransızcıklardan; kendisi istemiş, Belki de nefret etmiştir Fransızcıklardan; kendisi istemiş, dönmüş gelmiştir şu bizim çamurlu, isli paslı, tatlı vatanımızı özlediği için... dönmüş gelmiştir şu bizim çamurlu, isli paslı, tatlı vatanımızı özlediği için...

Velûd bir edip. Her sahada eser vermiş.Velûd bir edip. Her sahada eser vermiş. Tiyatro, fıkra, hikaye, makale, tarih, tenkit, biyografi, tasavvuf, din… Tiyatro, fıkra, hikaye, makale, tarih, tenkit, biyografi, tasavvuf, din…

Ve arkadaşlarımızın anlattığı gibi şöhretin tadını tatmış,Ve arkadaşlarımızın anlattığı gibi şöhretin tadını tatmış, barajını aşmış, övgüleri, sevgileri görmüş, alkışları tatmış bir kimse.barajını aşmış, övgüleri, sevgileri görmüş, alkışları tatmış bir kimse. Ama bir büyük değişikliğe uğrayıveriyor. Gazzâlî de öyle olmuş.Ama bir büyük değişikliğe uğrayıveriyor.

Gazzâlî de öyle olmuş.
Gazzâlî de altın sırmalı cübbe giyip kocaman kavuk sararkenGazzâlî de altın sırmalı cübbe giyip kocaman kavuk sararken Şam'daki Emeviye camiinin minaresinde itikâflara girivermiş;Şam'daki Emeviye camiinin minaresinde itikâflara girivermiş; kitapları, medreseyi, tedrisi bırakıp ruhunu doyuracak yolları bulmaya yönelmiş.kitapları, medreseyi, tedrisi bırakıp ruhunu doyuracak yolları bulmaya yönelmiş. Mevlânâ Celaleddîn-i Rûmî, Konya'nın sevilen sayılan bir alim, fazıl kişisi ikenMevlânâ Celaleddîn-i Rûmî, Konya'nın sevilen sayılan bir alim, fazıl kişisi iken Şems-i Tebrizî ile karşılaşınca hayatının çizgisi altüst oluvermiş.Şems-i Tebrizî ile karşılaşınca hayatının çizgisi altüst oluvermiş. Hacı Bayrâm-ı Velî hâkezâ, Akşemseddin hâkezâ böyle...Hacı Bayrâm-ı Velî hâkezâ, Akşemseddin hâkezâ böyle... Yine bir fikir adamı olan -yakın zamanımızın misali- Nureddin Topçu rahmetullâhi aleyhim ecmaîn hâkezâ…Yine bir fikir adamı olan -yakın zamanımızın misali- Nureddin Topçu rahmetullâhi aleyhim ecmaîn hâkezâ… Geziyorlar, arıyorlar ve birden gözümüzün önünde ani, büyük bir değişmeyle karşılaşıyoruz. Geziyorlar, arıyorlar ve birden gözümüzün önünde ani, büyük bir değişmeyle karşılaşıyoruz.

Kur'ân-ı Kerîm'de buyurulur ki; Bismillâhirrahmânirrahîm. Yâ eyyühellezîne âmenû.Kur'ân-ı Kerîm'de buyurulur ki;

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Yâ eyyühellezîne âmenû.
"Ey iman edenler!" Men yertedde minküm an dînihi. "Eğer sizden biriniz imanın kadri kıymetini bilemezse,"Ey iman edenler!" Men yertedde minküm an dînihi. "Eğer sizden biriniz imanın kadri kıymetini bilemezse, zâhiren iman etmişken sonra irtidada düşüverirse,zâhiren iman etmişken sonra irtidada düşüverirse, ayağı kayıverirse, İslâm'dan dönerse, ayrılırsa ayrılsın..." ayağı kayıverirse, İslâm'dan dönerse, ayrılırsa ayrılsın..."

Cümle kâinat Allah'a mutî olsa Allahu Zülcelâl hazretlerinin celal ve azametine bir ilave yapamazlar.Cümle kâinat Allah'a mutî olsa Allahu Zülcelâl hazretlerinin celal ve azametine bir ilave yapamazlar. Cümle kâinat, fezalar, dünyalar, kehkeşanlar Allahu Teâlâ hazretlerine âsî olsalar, Cümle kâinat, fezalar, dünyalar, kehkeşanlar Allahu Teâlâ hazretlerine âsî olsalar, azamet ve celalinden bir zerre eksiltemezler. Çünkü; azamet ve celalinden bir zerre eksiltemezler. Çünkü;

İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en yekûle lehû kün fe-yekûn.İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en yekûle lehû kün fe-yekûn. "Bir şeyin olmasını murat ederse o Zülcelâl hazretleri, ‘kün!' buyurur, ‘ol!' buyurur, o şey olur." "Bir şeyin olmasını murat ederse o Zülcelâl hazretleri, ‘kün!' buyurur, ‘ol!' buyurur, o şey olur."

Men yertedde minküm an diynihî ve sevfe ye'tillâhu bi-kavmin yuhibbuhum ve yuhibbûnehû.Men yertedde minküm an diynihî ve sevfe ye'tillâhu bi-kavmin yuhibbuhum ve yuhibbûnehû. "Allah, siz giderseniz, siz dönerseniz, siz irtidat ederseniz öyle bir kavim getirecektir ki,"Allah, siz giderseniz, siz dönerseniz, siz irtidat ederseniz öyle bir kavim getirecektir ki, yuhibbuhum Allah onları sever, ve yuhibbûnehû o insanlar dayuhibbuhum Allah onları sever, ve yuhibbûnehû o insanlar da Allah âşıklarıdır, onlar da âşık-ı sâdıklar, onlar da Rablerini severler." Allah âşıklarıdır, onlar da âşık-ı sâdıklar, onlar da Rablerini severler."

Öyle kavimler getirecektir buyurduğu gibi. Ya da şairin; Aşk odu evvel düşer âşıka andan mâşuka Öyle kavimler getirecektir buyurduğu gibi. Ya da şairin;

Aşk odu evvel düşer âşıka andan mâşuka

Şem'i gör kim yanmadan yandırmadı pervaneyi. mânasıyla Gümüşhânevî hazretleriŞem'i gör kim yanmadan yandırmadı pervaneyi.

mânasıyla Gümüşhânevî hazretleri
ticareti terk edip, kaddesallâhu sırrahu'l-aziz, babasına bir özürnâme gönderip; ticareti terk edip, kaddesallâhu sırrahu'l-aziz, babasına bir özürnâme gönderip;

"Babacığım, ben ilmi, irfanı, imanı seviyorum; ticaretten mutlu olamadım, olamıyorum. Beni affet."Babacığım, ben ilmi, irfanı, imanı seviyorum; ticaretten mutlu olamadım, olamıyorum. Beni affet. Ben İstanbul'da kalacağım, ilim irfan öğreneceğim." diye İstanbul'a yerleşmişkenBen İstanbul'da kalacağım, ilim irfan öğreneceğim." diye İstanbul'a yerleşmişken Ahmed b. Süleyman el-Arvâdî hazretleri, Trablusşam müftüsü kalkıpAhmed b. Süleyman el-Arvâdî hazretleri, Trablusşam müftüsü kalkıp Ahmed Ziyâeddîn-i Gümüşhânevî hazretlerine geliyor ve diyor ki: Ahmed Ziyâeddîn-i Gümüşhânevî hazretlerine geliyor ve diyor ki:

"Bak, Trabluşşam'dan ben sırf seni irşat için geldim. Vazifem seni irşat etmek, senin meşaleni yakmak…" "Bak, Trabluşşam'dan ben sırf seni irşat için geldim. Vazifem seni irşat etmek, senin meşaleni yakmak…"

Ve halvete giriyorlar. Nice nice halifeler yetiştirmiş, nice nice eserler yazmış,Ve halvete giriyorlar. Nice nice halifeler yetiştirmiş, nice nice eserler yazmış, nice büyük tesirler meydana getirmiş olan o Gümüşhânevî hazretleri böylece hizmete başlamış oluyor. nice büyük tesirler meydana getirmiş olan o Gümüşhânevî hazretleri böylece hizmete başlamış oluyor.

Necip Fazıl, mekânı cennet olsun, o da öyle… Müthiş bir kabiliyet…Necip Fazıl, mekânı cennet olsun, o da öyle… Müthiş bir kabiliyet… Arkadaşlarımızdan hocalarının ifadelerini dinlediniz. Arkadaşlarımızdan hocalarının ifadelerini dinlediniz.

Abdülhakim-i Arvâsî hazretleri onu ele alıyor.Abdülhakim-i Arvâsî hazretleri onu ele alıyor. Evliyâullahın nazarında insanların gönülleri ve kabiliyetleri ve istikballeri âyan, Allah'ın lütfuyla...Evliyâullahın nazarında insanların gönülleri ve kabiliyetleri ve istikballeri âyan, Allah'ın lütfuyla... Ve Necip Fazıl, o mübarek zâtla tanıştıktan sonra o Mevlânâ, Hacı Bayrâm-ı Velî, Gazzâlî, Akşemseddin,Ve Necip Fazıl, o mübarek zâtla tanıştıktan sonra o Mevlânâ, Hacı Bayrâm-ı Velî, Gazzâlî, Akşemseddin, Nureddin Topçu gibi, birden o eşsiz cihat hareketine, o yola giriyor.Nureddin Topçu gibi, birden o eşsiz cihat hareketine, o yola giriyor. Sanatını, varlığını, hizmetini, heyecanını, gayretini, bütün kuvvetini o "sonsuzluk kervanı" dediği,Sanatını, varlığını, hizmetini, heyecanını, gayretini, bütün kuvvetini o "sonsuzluk kervanı" dediği, bağlandığı büyüklerinin izinde, o hizmette ömrünü geçiriyor. En mühim olan nokta o... bağlandığı büyüklerinin izinde, o hizmette ömrünü geçiriyor. En mühim olan nokta o...

Bizim kardeşlerimizden birisi Hocamız Mehmed Zâhid-i Bursevî Efendimiz'e gelmiş.Bizim kardeşlerimizden birisi Hocamız Mehmed Zâhid-i Bursevî Efendimiz'e gelmiş. Oturmuşlar, saatlerce sohbet etmişler. Samimi, Karadenizli bir kardeş; Oturmuşlar, saatlerce sohbet etmişler. Samimi, Karadenizli bir kardeş;

"Efendim, bu ne haldir; içimde size karşı öyle bir sevgi, öyle bir bağlılık var, öyle bir tat duyuyorum ki"Efendim, bu ne haldir; içimde size karşı öyle bir sevgi, öyle bir bağlılık var, öyle bir tat duyuyorum ki biliyorum sizi rahatsız ediyorum belki, çekiniyorum ama sohbetinize doyamıyorumbiliyorum sizi rahatsız ediyorum belki, çekiniyorum ama sohbetinize doyamıyorum ve yanınızdan da ayrılmak istemiyorum. Bu ne haldir? Çok şükür ki sizi bulmuşum..." deyince, demiş ki; ve yanınızdan da ayrılmak istemiyorum. Bu ne haldir? Çok şükür ki sizi bulmuşum..." deyince, demiş ki;

"Evladım, sen mi bizi buldun, yoksa biz mi seni bulduk?" Kendisinin ağzından dinlemiştim. "Evladım, sen mi bizi buldun, yoksa biz mi seni bulduk?"

Kendisinin ağzından dinlemiştim.

Evet, işte Necip Fazıl böyle bir meşale ile tutuşturulmuş ve ondan sonraki hizmetleri ileEvet, işte Necip Fazıl böyle bir meşale ile tutuşturulmuş ve ondan sonraki hizmetleri ile bakıyoruz karşımızda çok samimi bir derviş, bir tarikat ehli, bir tarikat kardeşimiz...bakıyoruz karşımızda çok samimi bir derviş, bir tarikat ehli, bir tarikat kardeşimiz... Ama başkalarına da faydası olan ve çok ince meseleleri çok zarif bir şekilde,Ama başkalarına da faydası olan ve çok ince meseleleri çok zarif bir şekilde, kendi zevkine göre çok güzel anlatan; Râbıta-ı Şerif, Halkadan Pırıltılar, Çöle İnen Nur,kendi zevkine göre çok güzel anlatan; Râbıta-ı Şerif, Halkadan Pırıltılar, Çöle İnen Nur, Tanrı Kulundan Dinlediklerim, Peygamber Halkası, 101 Hadis, İman Atlası -ilmihal- diyeTanrı Kulundan Dinlediklerim, Peygamber Halkası, 101 Hadis, İman Atlası -ilmihal- diye çeşitli dinî, tasavvufî -yani pasif değil; aktif, cayır cayır yanan ve yakan,çeşitli dinî, tasavvufî -yani pasif değil; aktif, cayır cayır yanan ve yakan, konuları öyle anlatan- eserler yazan bir kimse.konuları öyle anlatan- eserler yazan bir kimse. Ve tasavvufa bu dil ile Peygamber Efendimiz'in hayatına Esselam kitabıyla şu güzel TürkçemizleVe tasavvufa bu dil ile Peygamber Efendimiz'in hayatına Esselam kitabıyla şu güzel Türkçemizle çok güzel katkılar sağlamış olan bir mübarek kimse hâline geliyor. çok güzel katkılar sağlamış olan bir mübarek kimse hâline geliyor.

Kendisini seviyoruz. Yol arkadaşımız, tarikat kardeşimiz, tanıdığımız bir kimse. Fakat sadece o değil.Kendisini seviyoruz. Yol arkadaşımız, tarikat kardeşimiz, tanıdığımız bir kimse. Fakat sadece o değil. Necip Fazıl bir bayrak bizim için. Bizim karşımızdakiler Tevfik Fikret'i bayraklaştırmışlar bize.Necip Fazıl bir bayrak bizim için. Bizim karşımızdakiler Tevfik Fikret'i bayraklaştırmışlar bize. Tevfik Fikret, Robert Kolej'de hoca.Tevfik Fikret, Robert Kolej'de hoca. Yazdığı şiirlerle İslâm'a, kurbana, bayrama, müslümana rencide edici ifadeler kulanmış bir kimse.Yazdığı şiirlerle İslâm'a, kurbana, bayrama, müslümana rencide edici ifadeler kulanmış bir kimse. Türkiye'de Batıcılığı, Batı hayranlığını, Batı kültürünü benimsemeyi temsil eden bir kimse.Türkiye'de Batıcılığı, Batı hayranlığını, Batı kültürünü benimsemeyi temsil eden bir kimse. Onun için bayraklaştırılmış.Onun için bayraklaştırılmış. Ve kurnazlar edebiyat kitaplarında Tevfik Fikret'e çok büyük bir yer ayırıyorlar,Ve kurnazlar edebiyat kitaplarında Tevfik Fikret'e çok büyük bir yer ayırıyorlar, Tevfik Fikret'i çok ballandıra ballandıra tafsilatıyla anlatıyorlar. Kurnazlıkları şu: Tevfik Fikret'i çok ballandıra ballandıra tafsilatıyla anlatıyorlar. Kurnazlıkları şu:

"Tevfik Fikret çok büyük bir şair, çok büyük bir mütefekkir."Tevfik Fikret çok büyük bir şair, çok büyük bir mütefekkir. Bak onun tercihi Batı olmuş, Batı medeniyeti olmuş.Bak onun tercihi Batı olmuş, Batı medeniyeti olmuş. İslâm medeniyetine önem vermemiş, karşı çıkmış, tenkit etmiş.İslâm medeniyetine önem vermemiş, karşı çıkmış, tenkit etmiş. Aman bunu iyi öğrenin, işte siz de böyle olun. O bir bayrak." Aman bunu iyi öğrenin, işte siz de böyle olun. O bir bayrak."

Edebiyat fakültesinde şimdi profesör olan hanım öğrenci arkadaşımız vardı.Edebiyat fakültesinde şimdi profesör olan hanım öğrenci arkadaşımız vardı. Biz de edebiyat fakültesindeyiz, o da edebiyat fakültesinde.Biz de edebiyat fakültesindeyiz, o da edebiyat fakültesinde. Ben şarkiyat bölümündeyim, o Türkiyât bölümünde. Tevfik Fikret'ten söz açıldı da; Ben şarkiyat bölümündeyim, o Türkiyât bölümünde. Tevfik Fikret'ten söz açıldı da;

"Ben onu sevmiyorum." deyince, "Ben onu sevmiyorum." deyince,

"Aa! Hayatımda ikinci defa Tevfik Fikret'i sevmeyen insan gördüm!" dedi. Dedim; "Aa! Hayatımda ikinci defa Tevfik Fikret'i sevmeyen insan gördüm!" dedi. Dedim;

"Başka yerlerde çok dolaşmışsın da ondan..." "Başka yerlerde çok dolaşmışsın da ondan..."

Çünkü bu millet imana, İslâm'a hizmet edeni seviyor da ona hıyanet edeni de affetmiyor.Çünkü bu millet imana, İslâm'a hizmet edeni seviyor da ona hıyanet edeni de affetmiyor. Sen milletin içine gir bakalım. Edebiyat kitapları bir şeyler yazabilir.Sen milletin içine gir bakalım. Edebiyat kitapları bir şeyler yazabilir. "Bir rakı şişesinde balık olsam" diyenler, yazdıkları kitapları meyhanelerde yazanlar,"Bir rakı şişesinde balık olsam" diyenler, yazdıkları kitapları meyhanelerde yazanlar, Büyükada'larda gayrimüslimlerle sohbet ederek eserleriniBüyükada'larda gayrimüslimlerle sohbet ederek eserlerini edebî eser diye ortaya [koyanlar] Tevfik Fikret'i severler.edebî eser diye ortaya [koyanlar] Tevfik Fikret'i severler. Onlar Agop'u severler, meyhaneci, kendilerine şey yapan kimseyi severler. Dünyaları farklı...Onlar Agop'u severler, meyhaneci, kendilerine şey yapan kimseyi severler. Dünyaları farklı... Ama millet sessiz bir protesto ile, sessiz bir nefret ile onları hiç sevmez.Ama millet sessiz bir protesto ile, sessiz bir nefret ile onları hiç sevmez. Ancak resmî zorlamalarla anılırlar. Ancak resmî zorlamalarla anılırlar.

Hac yolculuğumuz var, onun o günlerine Türkiye'de bulunmayız diye düşündük.Hac yolculuğumuz var, onun o günlerine Türkiye'de bulunmayız diye düşündük. Onun için bu günlerden aynı aydır, üç gün önce, üç gün sonra fark etmez;Onun için bu günlerden aynı aydır, üç gün önce, üç gün sonra fark etmez; önce biz anmış olalım, anma vazifemizi yapalım diye bu toplantıyı yaptık. önce biz anmış olalım, anma vazifemizi yapalım diye bu toplantıyı yaptık.

Ama biz Necip Fazıl'ı bir dost, bir üstad, bir kardeş olarak görmüyoruz;Ama biz Necip Fazıl'ı bir dost, bir üstad, bir kardeş olarak görmüyoruz; Necip Fazıl bir bayrak, bir İdeolocya örgüsünün muallimi...Necip Fazıl bir bayrak, bir İdeolocya örgüsünün muallimi... İnsanları Hakk'a, imana, İslâm'a davet eden bir mücahit, bir aksiyon insanı. İnsanları Hakk'a, imana, İslâm'a davet eden bir mücahit, bir aksiyon insanı.

İstiyoruz ki Necip Fazıl'ı çok iyi tanısın kardeşlerimiz.İstiyoruz ki Necip Fazıl'ı çok iyi tanısın kardeşlerimiz. Necip Fazıl'ın divanını, şiirlerini ezberlesin. Necip Fazıl'ın divanını, şiirlerini ezberlesin.

Bakü'ye gittiğimiz zaman; "Fuzûlî de Azerî şairlerdendir." dedim. Bana orada anlattılar. Bakü'ye gittiğimiz zaman;

"Fuzûlî de Azerî şairlerdendir." dedim. Bana orada anlattılar.

"Hocam, sizi isterseniz burada bir köye, kasabaya götürelim;"Hocam, sizi isterseniz burada bir köye, kasabaya götürelim; o kasabanın ahâlisinin hepsi Fuzûlî'nin divanını baştan sona ezbere bilir." dediler. o kasabanın ahâlisinin hepsi Fuzûlî'nin divanını baştan sona ezbere bilir." dediler.

Biz, kardeşlerimizden Necip Fazıl'ın bütün şiirlerini mânasını anlayarak ezbere bilmelerini istiyoruz. Biz, kardeşlerimizden Necip Fazıl'ın bütün şiirlerini mânasını anlayarak ezbere bilmelerini istiyoruz.

Ne sen, ne ben, ne de hüsnünde toplanan şu mesâ Ne de âlâm-ı fikre bir mersâ olan şu mâi deniz Ne sen, ne ben, ne de hüsnünde toplanan şu mesâ

Ne de âlâm-ı fikre bir mersâ olan şu mâi deniz

Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz. Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz.

Cümle geçmişlerimizin ve Necip Fazıl'ın ruhu için; el-Fâtiha! Cümle geçmişlerimizin ve Necip Fazıl'ın ruhu için;

el-Fâtiha!

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâh... es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâh...

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2