Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Âhir 1446
24 December 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

İşrak Vaktine Kadar Zikir

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

12 Şa'bân 1416 / 03.01.1996
Canberra/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.
Hac ve Umre Sevabı, Müslümanlık Mazlum Olarak Başladı, Askerî Birliğin Başarıyla Dönmesi, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İşrak Vaktine Kadar Zikir

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

12 Şa'bân 1416 / 03.01.1996
Canberra/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.
Hac ve Umre Sevabı, Müslümanlık Mazlum Olarak Başladı, Askerî Birliğin Başarıyla Dönmesi, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn.el-Hamdülillahi rabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn. es-Salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn. Ve şefî'i'l-müznibîn.es-Salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn. Ve şefî'i'l-müznibîn. Muhammedini'l- Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men-tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ. Muhammedini'l- Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men-tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ.

Emmâ ba'd; Emmâ ba'd;

İlâ vakti'l-işrâk imtisâlen bi-hadîsi nebiyyike Muhammedini'l-Mustafâİlâ vakti'l-işrâk imtisâlen bi-hadîsi nebiyyike Muhammedini'l-Mustafâ aleyhi efdalü's-salavât ve ekmelü't-tahiyyât ve't-teslimâtaleyhi efdalü's-salavât ve ekmelü't-tahiyyât ve't-teslimât ellezî kâle fî hadîsi fî'l-kemâ ravâhu Tirmîziyyü an Enesi'r-radıyallâhu 'anhü ve haseneh. ellezî kâle fî hadîsi fî'l-kemâ ravâhu Tirmîziyyü an Enesi'r-radıyallâhu 'anhü ve haseneh.

Men salle'l-fecre fi-cemâatin sümme ka'ade yezkürüllâhe hattâ tetlu'a'ş-şemsü.Men salle'l-fecre fi-cemâatin sümme ka'ade yezkürüllâhe hattâ tetlu'a'ş-şemsü. Sümme sallâ rek'ateyni kânet lehû ke-ecri haccetin ve umretin tâmmetin tâmmetin tâmmeh. Sümme sallâ rek'ateyni kânet lehû ke-ecri haccetin ve umretin tâmmetin tâmmetin tâmmeh.

Sadaka Resûlullah ve nataka Habîbullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah ve nataka Habîbullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Dün konuşmamda sabah namazından sonraki oturuşumuzun mesnedini, sebebini,Dün konuşmamda sabah namazından sonraki oturuşumuzun mesnedini, sebebini, membaını, esasını açıklamaya çalışmıştım. Özetle şu ki Peygamber Efendimiz'in âdetidir. membaını, esasını açıklamaya çalışmıştım. Özetle şu ki Peygamber Efendimiz'in âdetidir.

Efendimiz harp, hastalık, cenaze kaldırmak gibi bir başka mühim iş çıkmazsa sabah namazından sonraEfendimiz harp, hastalık, cenaze kaldırmak gibi bir başka mühim iş çıkmazsa sabah namazından sonra camide oturup ibadetle, zikirle vaktini değerlendirmeyi severdi, âdetiydi.camide oturup ibadetle, zikirle vaktini değerlendirmeyi severdi, âdetiydi. Kendisi böyle yapardı. Kendisinin böyle yapması bizim için örnek olmaya yeter bir sebeptir.Kendisi böyle yapardı. Kendisinin böyle yapması bizim için örnek olmaya yeter bir sebeptir. Ayrıca kendisi böyle yapmamızı tavsiye ediyor, teşvik ediyor.Ayrıca kendisi böyle yapmamızı tavsiye ediyor, teşvik ediyor. Teşvik etmesi, tavsiye etmesi de bu işi yapmak için ikinci önemli sebeptir. Teşvik etmesi, tavsiye etmesi de bu işi yapmak için ikinci önemli sebeptir.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem büyük mükâfâtı olduğunu bildiriyor.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem büyük mükâfâtı olduğunu bildiriyor. Bu büyük mükâfât da ayrıca bir teşviktir. Bu büyük mükâfât da ayrıca bir teşviktir. Madem böyle bir hac ve umre sevabı var, o halde bu sevabı ben de kaçırmayayım diyeMadem böyle bir hac ve umre sevabı var, o halde bu sevabı ben de kaçırmayayım diye insan bunu severek yapar. O bakımdan sabah namazımızdan sonra oturuyoruz. insan bunu severek yapar. O bakımdan sabah namazımızdan sonra oturuyoruz.

Dün Enes radıyallahu anh'ten bir hadîs-i şerîf rivayet etmiştim.Dün Enes radıyallahu anh'ten bir hadîs-i şerîf rivayet etmiştim. İmâm-ı Tirmizî Enes radıyallahu anh'ten rivayet ediyor, "Hasen hadistir." diyor.İmâm-ı Tirmizî Enes radıyallahu anh'ten rivayet ediyor, "Hasen hadistir." diyor. Bir de Hz. Ömer Efendimiz'den gelen rivayetle anlatayım. O daha bir hatırda kalabilir.Bir de Hz. Ömer Efendimiz'den gelen rivayetle anlatayım. O daha bir hatırda kalabilir. Çünkü bir olayı hikâye ettiği için olay, insanın hatırında daha kolaylıkla kalır. Çünkü bir olayı hikâye ettiği için olay, insanın hatırında daha kolaylıkla kalır.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir askerî birliği hazırladı.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir askerî birliği hazırladı. Müslümanların düşmanı olan, müslümanlara zulmeden,Müslümanların düşmanı olan, müslümanlara zulmeden, imana gelmemiş olan kâfir kabilelerin üzerine savaşmak üzere gönderdi. Savaş…imana gelmemiş olan kâfir kabilelerin üzerine savaşmak üzere gönderdi. Savaş… Onlar müslümanları düşman bellemişler, saldırıyorlar, yol kesiyorlar vs. Suçlular.Onlar müslümanları düşman bellemişler, saldırıyorlar, yol kesiyorlar vs. Suçlular. Peygamber Efendimiz de bir askerî birlik hazırladı. Oradan, Medine-i Münevvere'den gönderdi. Peygamber Efendimiz de bir askerî birlik hazırladı. Oradan, Medine-i Münevvere'den gönderdi.

Söz arasında ana konudan ayrı bir başka şey söylemek istiyorum: Söz arasında ana konudan ayrı bir başka şey söylemek istiyorum:

Peygamber Efendimiz bir yere ordu göndereceği zaman ashabın en cengâver, en babayiğit,Peygamber Efendimiz bir yere ordu göndereceği zaman ashabın en cengâver, en babayiğit, en iyi silah kullanan, en güçlü kuvvetli olanlarını seçmezdi. Hayret edeceksiniz. en iyi silah kullanan, en güçlü kuvvetli olanlarını seçmezdi. Hayret edeceksiniz. "Sen, sen, sen; babayiğitsiniz; haydi gidin bakalım, şu işi görün!.." diye en güçlüleri kuvvetlileri seçmezdi;"Sen, sen, sen; babayiğitsiniz; haydi gidin bakalım, şu işi görün!.." diye en güçlüleri kuvvetlileri seçmezdi; zayıfları, nahifleri, güçsüz görünen kimseleri hatta bazen yaşını başını almış kimseleri de seçerdi.zayıfları, nahifleri, güçsüz görünen kimseleri hatta bazen yaşını başını almış kimseleri de seçerdi. Bunun sebebi şudur: Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki; Bunun sebebi şudur: Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

İnnemâ turzakûne ve tunsarûne bi-zuafâiküm.İnnemâ turzakûne ve tunsarûne bi-zuafâiküm. "Size Allah'ın yardımının gelmesi içinizdeki zayıfların, nahiflerin,"Size Allah'ın yardımının gelmesi içinizdeki zayıfların, nahiflerin, güçsüzlerin, mazlumların, masumların hürmetinedir." güçsüzlerin, mazlumların, masumların hürmetinedir."

"Bir ordu bir orduyla savaşıyor da kazanıyor, neden kazandı?" "Bir ordu bir orduyla savaşıyor da kazanıyor, neden kazandı?"

"Çok güçlü de çok cengâver insanlar var da ondan!.." "Çok güçlü de çok cengâver insanlar var da ondan!.."

Hayır. Kazancı, zaferi, galebeyi, galibiyeti veren Allah! Neden veriyor? Hayır. Kazancı, zaferi, galebeyi, galibiyeti veren Allah!

Neden veriyor?

Zayıfların hürmetine veriyor, mazlumların, çocukların, sabîlerin hürmetine veriyor. Zayıfların hürmetine veriyor, mazlumların, çocukların, sabîlerin hürmetine veriyor.

Bir başka hadîs-i şerîfte bildiriyor ki; "Allahu Teâlâ hazretleri yeryüzündeki zalimlerin,Bir başka hadîs-i şerîfte bildiriyor ki; "Allahu Teâlâ hazretleri yeryüzündeki zalimlerin, günahkârların, hırsızların, katillerin, yol kesicilerin, haydutların,günahkârların, hırsızların, katillerin, yol kesicilerin, haydutların, asanların kesenlerin cezasını vermek için yeryüzünü kahretmeye, mahvetmeye niyetlenir.asanların kesenlerin cezasını vermek için yeryüzünü kahretmeye, mahvetmeye niyetlenir. Azâb-ı umumî gönderecekken camilerde namaz kılan insanlara bakar,Azâb-ı umumî gönderecekken camilerde namaz kılan insanlara bakar, seher vakitlerinde kalkıp ibadet eden insanlara bakar, birbirini Allah rızası için sevenseher vakitlerinde kalkıp ibadet eden insanlara bakar, birbirini Allah rızası için seven mübarek kimselere bakar, onların hürmetine azabı kaldırır." mübarek kimselere bakar, onların hürmetine azabı kaldırır."

Çünkü azabı bazen mü'min kavimler bile hak edebilir.Çünkü azabı bazen mü'min kavimler bile hak edebilir. "Sizi gidiler sizi! Mü'minsiniz de yine yapmadınız benim istediğimi!" diye onlara da azap gelebilir."Sizi gidiler sizi! Mü'minsiniz de yine yapmadınız benim istediğimi!" diye onlara da azap gelebilir. İşte o azabın kalkmasının sebebi o mazlumlar! İşte o azabın kalkmasının sebebi o mazlumlar!

Demek ki iyi insanlar, ibadet ehli insanlar, geceleri kalkıp gözyaşı döküp Allah'a yalvaran,Demek ki iyi insanlar, ibadet ehli insanlar, geceleri kalkıp gözyaşı döküp Allah'a yalvaran, birbirlerini Allah için seven, camilerde ibadet eden insanlar öteki insanların da sigortası oluyor,birbirlerini Allah için seven, camilerde ibadet eden insanlar öteki insanların da sigortası oluyor, aslında öteki insanları da kurtarıyor. Allah'ın cezası gelecek.aslında öteki insanları da kurtarıyor. Allah'ın cezası gelecek. Ya sel felaketi gelecek ya zelzele gelecek ya ezilecekler ya kahrolacaklar ya mahvolacaklar ya savrulacaklar… Ya sel felaketi gelecek ya zelzele gelecek ya ezilecekler ya kahrolacaklar ya mahvolacaklar ya savrulacaklar…

Eski kavimlerden bazılarının nasıl helak olduğunu Kur'ân-ı Kerîm bildiriyor.Eski kavimlerden bazılarının nasıl helak olduğunu Kur'ân-ı Kerîm bildiriyor. Yedi gün devam eden bir fırtına… Bir kum fırtınası… Koca bir kavim gidiyor, kurtulan olmuyor. Yedi gün devam eden bir fırtına… Bir kum fırtınası… Koca bir kavim gidiyor, kurtulan olmuyor.

Dün akşam da kardeşlik çalışması yaptınız, kura çektiniz.Dün akşam da kardeşlik çalışması yaptınız, kura çektiniz. Bazen kocaman bir adama yaşı daha küçük bir kimse, genç birisi çıktı.Bazen kocaman bir adama yaşı daha küçük bir kimse, genç birisi çıktı. Bazen bir ağabey, delikanlı çocuğa küçücük, daha küçük bir kimse çıktı. Bu neden? Bazen bir ağabey, delikanlı çocuğa küçücük, daha küçük bir kimse çıktı.

Bu neden?

O güçlü o güçsüze yardım etsin, o güçsüz o güçlüye dua etsin diye Allah öyle nasip etti.O güçlü o güçsüze yardım etsin, o güçsüz o güçlüye dua etsin diye Allah öyle nasip etti. İlla dengi dengine olması lazım değil. İlla dengi dengine olması lazım değil. Teraziye koyacaksın, bir kefeye ötekini, öteki kefeye ötekini; illa birbirine denk gelecek diye bir şey yok.Teraziye koyacaksın, bir kefeye ötekini, öteki kefeye ötekini; illa birbirine denk gelecek diye bir şey yok. Zayıfı kuvvetli takviye edecek, zengini fakir takviye edecek; büyüğü küçük, dua ile anacak;Zayıfı kuvvetli takviye edecek, zengini fakir takviye edecek; büyüğü küçük, dua ile anacak; küçüğü büyük, gücüyle kuvvetiyle koruyacak. Allah rızası için bir muhabbet olacak, bir kardeşlik olacak.küçüğü büyük, gücüyle kuvvetiyle koruyacak. Allah rızası için bir muhabbet olacak, bir kardeşlik olacak. Hz. Âdem'in evlatlarıyız. Birbirimizi seveceğiz. Birbirimizi itip kakıp [incitmeyeceğiz].Hz. Âdem'in evlatlarıyız. Birbirimizi seveceğiz. Birbirimizi itip kakıp [incitmeyeceğiz]. Birbirimizin kötülüğü için çalışmayacağız. Birbirimizin kötülüğü için çalışmayacağız.

Kimisi diyor ki; "Kura, has düzenli bir şekilde yapılmadı.Kimisi diyor ki; "Kura, has düzenli bir şekilde yapılmadı. Düzenli bir şekilde yapılsaydı da şöyle benim gönlümden kestirdiğim falanca insan şıp diye bana çıksaydı…" Düzenli bir şekilde yapılsaydı da şöyle benim gönlümden kestirdiğim falanca insan şıp diye bana çıksaydı…"

Öyle olmamasında da hikmet var. Hikmet, sebep, fayda var. Öyle olmamasında da hikmet var. Hikmet, sebep, fayda var.

Peygamber Efendimiz bir müfreze-i askeriyye hazırladı. Medine'den bir askerî birlik gidecek. Peygamber Efendimiz bir müfreze-i askeriyye hazırladı. Medine'den bir askerî birlik gidecek.

Muhterem kardeşlerim! Bunu kesin olarak beyan ediyorum:Muhterem kardeşlerim!

Bunu kesin olarak beyan ediyorum:
Peygamber Efendimiz peygamberliğine nasıl başladı; hayatını takip edelim, yaptığı işleri görelim. Peygamber Efendimiz peygamberliğine nasıl başladı; hayatını takip edelim, yaptığı işleri görelim.

Peygamber Efendimiz savaşla mı başladı? Hayır.Peygamber Efendimiz savaşla mı başladı?

Hayır.
Peygamber Efendimiz çok mazlum bir şekilde, çok masum bir şekilde başladı. Peygamber Efendimiz çok mazlum bir şekilde, çok masum bir şekilde başladı.

Mekke-i Mükerreme'de; "Putlara tapmayın!" dedi. "Elinizle yaptığınız putlara tapmayın.Mekke-i Mükerreme'de; "Putlara tapmayın!" dedi. "Elinizle yaptığınız putlara tapmayın. Ben Muhammed el-Emîn değil miyim? Güvenilir, güvendiğiniz bir insan değil miyim?Ben Muhammed el-Emîn değil miyim? Güvenilir, güvendiğiniz bir insan değil miyim? Sizin aranızda yaşayan, sizin tanıdığınız, sizin güveninizi kazanan, Sizin aranızda yaşayan, sizin tanıdığınız, sizin güveninizi kazanan, eşyalarınızı getirip emanet ettiğiniz, sözüne itimat ettiğiniz, adaletine inandığınız bir insan değil miyim?eşyalarınızı getirip emanet ettiğiniz, sözüne itimat ettiğiniz, adaletine inandığınız bir insan değil miyim? Doğru sözlü, doğru özlü değil miyim?Doğru sözlü, doğru özlü değil miyim? Menfaatçi değilim, doğru sözlüyüm; dönek değilim, güzel ahlâklıyım. Bunu görmediniz mi, bilmiyor musunuz?Menfaatçi değilim, doğru sözlüyüm; dönek değilim, güzel ahlâklıyım. Bunu görmediniz mi, bilmiyor musunuz? Bana Muhammed el-Emîn adını koymadınız mı? Koydunuz.Bana Muhammed el-Emîn adını koymadınız mı? Koydunuz. Ben; 'Şu tepenin arkasından düşman ordusu geliyor, tepeden gördüm, bu tarafa doğru geliyor.Ben; 'Şu tepenin arkasından düşman ordusu geliyor, tepeden gördüm, bu tarafa doğru geliyor. Aman tedbirinizi alın ey kavmim!' desem bana inanır mısınız?" "İnanırız.Aman tedbirinizi alın ey kavmim!' desem bana inanır mısınız?"

"İnanırız.
Sen Muhammed el-Emîn'sin. Hiç senin yalanını görmedik. Ahlâkın çok güzel, sözün doğru.Sen Muhammed el-Emîn'sin. Hiç senin yalanını görmedik. Ahlâkın çok güzel, sözün doğru. Ciddi bir insansın, sana inanırız." "Evet.Ciddi bir insansın, sana inanırız."

"Evet.
İşte ben, inandığınız insan, Allah'ın elçisi olarak size söylüyorum ki;İşte ben, inandığınız insan, Allah'ın elçisi olarak size söylüyorum ki; bu dünyada Allah'ın emrine uygun yaşarsanız âhirette Allah size cennetini nasip edecek, bu dünyada Allah'ın emrine uygun yaşarsanız âhirette Allah size cennetini nasip edecek, sonsuz nimetlerine mazhar edecek. sonsuz nimetlerine mazhar edecek. Bu dünyada kötü kul olarak yaşarsanız Allah sizi âhirette cezalandıracak, cehenneme atacak, cayır cayır yakacak.Bu dünyada kötü kul olarak yaşarsanız Allah sizi âhirette cezalandıracak, cehenneme atacak, cayır cayır yakacak. Cehennemi var, cenneti var. Bildiriyorum. Cehennemi var, cenneti var. Bildiriyorum. Âhirette azap var veya azaptan kurtulursanız, iyi işler yaparsanız büyük mükâfât var.Âhirette azap var veya azaptan kurtulursanız, iyi işler yaparsanız büyük mükâfât var. Önceden bildiriyorum.Önceden bildiriyorum. Tepeden düşmanın geleceğini önceden görüp de size bildirirsem inanıyorsunuz ya, işte onun gibi size bildiriyorum.Tepeden düşmanın geleceğini önceden görüp de size bildirirsem inanıyorsunuz ya, işte onun gibi size bildiriyorum. Âhiret var. Âhirette cehennem tehlikesi var, cenneti kaybetmek tehlikesi var.Âhiret var. Âhirette cehennem tehlikesi var, cenneti kaybetmek tehlikesi var. İyi işler yaparsanız cehennemden kurtulmak, cenneti kazanmak mükâfâtı var.İyi işler yaparsanız cehennemden kurtulmak, cenneti kazanmak mükâfâtı var. Önceden söylüyorum." dedi, öyle başladı. Mazlum başladı. Önceden söylüyorum." dedi, öyle başladı. Mazlum başladı.

Kâbe'ye gidip ibadet ederdi, zulmederlerdi.Kâbe'ye gidip ibadet ederdi, zulmederlerdi. İnananları alırlardı, çöllerde, güneşin altında işkence yaparlardı.İnananları alırlardı, çöllerde, güneşin altında işkence yaparlardı. Ateşi yakarlardı, ateşin üstüne sırt üstü yatırırlardı, mübarek zatın sırtını yakarlardı. Ateşi yakarlardı, ateşin üstüne sırt üstü yatırırlardı, mübarek zatın sırtını yakarlardı.

Niye? İnansın diye! "Dininden dön, putlarımıza tapmaya devam et.Niye?

İnansın diye!

"Dininden dön, putlarımıza tapmaya devam et.
Bırak bu bir Allah'a inanmayı, terk et, eski dinine dön!" diye baskı yaparlardı. Bırak bu bir Allah'a inanmayı, terk et, eski dinine dön!" diye baskı yaparlardı.

Peygamber Efendimiz'in peygamberliğe başladığı zaman Peygamber Efendimiz mazlum muydu?Peygamber Efendimiz'in peygamberliğe başladığı zaman Peygamber Efendimiz mazlum muydu? Ashâb-ı kirâm mazlum muydu? Mazlumdu. Ashâb-ı kirâm mazlum muydu?

Mazlumdu.
Kesin, hiç kimse, İslâm düşmanları bile inkâr edemezler. Mazlumdu, zulme, işkenceye uğruyorlardı. Kesin, hiç kimse, İslâm düşmanları bile inkâr edemezler. Mazlumdu, zulme, işkenceye uğruyorlardı.

Bu işkencelerden ölüp şehit olanlar oldu mu? Evet. Öldüler, şehit oldular. Bu işkencelerden ölüp şehit olanlar oldu mu?

Evet. Öldüler, şehit oldular.

Peygamber Efendimiz'i öldürmeye de kalktılar mı? Evet. Öldürmeye kalktılar. Peygamber Efendimiz'i öldürmeye de kalktılar mı?

Evet. Öldürmeye kalktılar.

Peygamber Efendimiz'i kendi yerinden yurdundan çıkarttılar mı, sahâbe-i kirâmı hicrete mecbur ettiler mi? Peygamber Efendimiz'i kendi yerinden yurdundan çıkarttılar mı, sahâbe-i kirâmı hicrete mecbur ettiler mi?

Ettiler. Mallarına el koydular mı? Evet, [koydular]. Her türlü zulmü yaptılar mı? Yaptılar! Ettiler.

Mallarına el koydular mı?

Evet, [koydular].

Her türlü zulmü yaptılar mı?

Yaptılar!

Peki, sen niye müslümanları kılıçlı, kavgalı olarak göstermeye çalışıyorsun?Peki, sen niye müslümanları kılıçlı, kavgalı olarak göstermeye çalışıyorsun? Müslümanlık kılıç dinidir, diyorsun. Hem mazlum hem işkenceye mâruz hem de yine suçluyorsun! Müslümanlık kılıç dinidir, diyorsun. Hem mazlum hem işkenceye mâruz hem de yine suçluyorsun!

Peygamber Efendimiz çok tatlı başladı ama ötekiler çok sert mukabele ettiler.Peygamber Efendimiz çok tatlı başladı ama ötekiler çok sert mukabele ettiler. Ondan sonra savaşlar mecburî oldu. Bu savaşların sebebi nedir? Ondan sonra savaşlar mecburî oldu.

Bu savaşların sebebi nedir?

Savunmadır, korunmadır. İslâm'ı korumadır.Savunmadır, korunmadır. İslâm'ı korumadır. Bu noktanın çok önemli bir nokta olduğunu beyan etmek istiyorum.Bu noktanın çok önemli bir nokta olduğunu beyan etmek istiyorum. Çünkü diyorlar ki; "Müslümanlık kılıç zoruyla yayıldı. Müslümanlık adam öldürmekle, korkutmakla yayıldı." Çünkü diyorlar ki; "Müslümanlık kılıç zoruyla yayıldı. Müslümanlık adam öldürmekle, korkutmakla yayıldı."

Hayır. Öyle değil.Hayır. Öyle değil. Bilakis İslâm düşmanları müslümanlara her yerde büyük baskı yapıyorlar daBilakis İslâm düşmanları müslümanlara her yerde büyük baskı yapıyorlar da müslümanlar yine İslâm'dan ayrılmıyor.müslümanlar yine İslâm'dan ayrılmıyor. Ölüyorlar, aileleri mahvoluyor, yuvaları yıkılıyor,Ölüyorlar, aileleri mahvoluyor, yuvaları yıkılıyor, çocukları ölüyor, kendileri hapislere giriyor da yine İslâm'ı bırakmıyor. çocukları ölüyor, kendileri hapislere giriyor da yine İslâm'ı bırakmıyor.

Yahu insafınız yok mu sizin? Ey İslâm düşmanları! Hiç mi insafınız yok yahu!Yahu insafınız yok mu sizin? Ey İslâm düşmanları! Hiç mi insafınız yok yahu! Hem zulüm yapıyorsunuz hem müslümanları öldürüyorsunuz hem de ondan sonra "İslâm zulüm dinidir,Hem zulüm yapıyorsunuz hem müslümanları öldürüyorsunuz hem de ondan sonra "İslâm zulüm dinidir, kılıç dinidir, cihad dinidir, öyle yayıldı!" diyorsunuz. Hiç insafınız yok mu? Hiç aklınız mantığınız yok mu? kılıç dinidir, cihad dinidir, öyle yayıldı!" diyorsunuz. Hiç insafınız yok mu? Hiç aklınız mantığınız yok mu?

Bu noktayı anlattıktan sonra Peygamber Efendimiz'in neden ordu gönderdiğini anlatmak istiyorum: Bu noktayı anlattıktan sonra Peygamber Efendimiz'in neden ordu gönderdiğini anlatmak istiyorum:

Peygamber Efendimiz diyor ki; "Allah bana cihadı da farz kıldı. Ben öyle bir peygamberim."Peygamber Efendimiz diyor ki; "Allah bana cihadı da farz kıldı. Ben öyle bir peygamberim." Bir peygamberin cihad eden bir peygamber olması insana garip gelebilir ama olayları seyrettiği zaman,Bir peygamberin cihad eden bir peygamber olması insana garip gelebilir ama olayları seyrettiği zaman, manzaraya baktığı zaman mecburen, "[Demek ki] başka çaresi yoktu." diyecek. manzaraya baktığı zaman mecburen, "[Demek ki] başka çaresi yoktu." diyecek.

Sen olsaydın ne yapardın? O kadar şehit olanlar oldu, ne yapsın?Sen olsaydın ne yapardın? O kadar şehit olanlar oldu, ne yapsın? Oradan kaçtı, öbür şehre gitti; o şehirde de rahat bırakmadılar, oraya da ordu gönderdiler.Oradan kaçtı, öbür şehre gitti; o şehirde de rahat bırakmadılar, oraya da ordu gönderdiler. Ne yapsın? Mücadele olacak. Öbür tarafta zalim insanlar var.Ne yapsın? Mücadele olacak. Öbür tarafta zalim insanlar var. Baskın yapıyor, öldürüyor, yol kesiyor, kan döküyor… İslâm, kan dökmek istemiyor.Baskın yapıyor, öldürüyor, yol kesiyor, kan döküyor… İslâm, kan dökmek istemiyor. İslâm, müslümanları kardeş yapmak istiyor. Ben çok hayret ettim!İslâm, müslümanları kardeş yapmak istiyor.

Ben çok hayret ettim!
Çok hayret ettim, az hayret etmedim! İslâm Tarihi kitaplarından [okudum]. Çok hayret ettim, az hayret etmedim! İslâm Tarihi kitaplarından [okudum].

İslâm'ın bütün Arap Yarımadası'nda yayılması esnasında müslümanların öldürdükleri insan sayısı kaç? İslâm'ın bütün Arap Yarımadası'nda yayılması esnasında müslümanların öldürdükleri insan sayısı kaç?

Yüz küsur da iyi hatırlayamıyorum! 124 [olabilir], 200 değil! Yüz küsur da iyi hatırlayamıyorum! 124 [olabilir], 200 değil!

Yahu Bedir Harbi olmuş, Uhud Harbi olmuş, Mekke fethedilmiş,Yahu Bedir Harbi olmuş, Uhud Harbi olmuş, Mekke fethedilmiş, o kadar cihadlar yapılmış, kaç insan öldürülmüş? Yüz küsur. Yahu trafikte bile ölüyor. o kadar cihadlar yapılmış, kaç insan öldürülmüş?

Yüz küsur.

Yahu trafikte bile ölüyor.
Bir otobüs bir otobüse çarpıyor da yüz, yüz elli kişi tarumar oluyor. Yedi tane otobüs birbirine giriyor.Bir otobüs bir otobüse çarpıyor da yüz, yüz elli kişi tarumar oluyor. Yedi tane otobüs birbirine giriyor. Bir uçak düşüyor da şu kadar insan [hayatını kaybediyor]… Bir uçak düşüyor da şu kadar insan [hayatını kaybediyor]…

Koca İslâm'ın yayılmasında!..Koca İslâm'ın yayılmasında!.. Çok mühim bir nokta! [Muhammed] Hamidullah Bey'in kitabında var, oradan bakılabilir.Çok mühim bir nokta! [Muhammed] Hamidullah Bey'in kitabında var, oradan bakılabilir. Rakamları doğru düzgün hatırımda tutsam iyi ama unutuyorum. Hatırımda iken unutuyorum. Rakamları doğru düzgün hatırımda tutsam iyi ama unutuyorum. Hatırımda iken unutuyorum.

Yüz küsur insan! Peygamber Efendimiz kaç sene peygamberlik yaptı? 23 sene. Yüz küsur insan!

Peygamber Efendimiz kaç sene peygamberlik yaptı?

23 sene.

Kaç tane savaş yaptı da yüz küsur kimse!.. Öldürmüyor.Kaç tane savaş yaptı da yüz küsur kimse!.. Öldürmüyor. Hatta Mekke'nin fethi esnasında Peygamber Efendimiz, "Biz Mekke'yi fethetmeye gidiyoruz,Hatta Mekke'nin fethi esnasında Peygamber Efendimiz, "Biz Mekke'yi fethetmeye gidiyoruz, o müşrikleri elimize geçirdik mi onlara hesabını soracağız. o müşrikleri elimize geçirdik mi onlara hesabını soracağız. Bize çölde işkence yapmanın, bize ezâ cefâ vermenin, bizim evimizi barkımızı,Bize çölde işkence yapmanın, bize ezâ cefâ vermenin, bizim evimizi barkımızı, malımız mülkümüzü yağmalamanın hesabını soracağız!" diyenleri ordunun başından ayırdı.malımız mülkümüzü yağmalamanın hesabını soracağız!" diyenleri ordunun başından ayırdı. Onları komutanlıktan aldı. Neden? Onları komutanlıktan aldı.

Neden?

Peygamber Efendimiz kan dökülmesini istemiyor, istemediğini gösterdi.Peygamber Efendimiz kan dökülmesini istemiyor, istemediğini gösterdi. "Kâbe'ye sığınanlara bir şey yok." dedi. "Ebû Süfyân'ın evine sığınanlara bir şey yok" dedi, yer gösterdi."Kâbe'ye sığınanlara bir şey yok." dedi. "Ebû Süfyân'ın evine sığınanlara bir şey yok" dedi, yer gösterdi. "Ancak müslümanlarla çarpışanlarla müslümanlar çarpışacak, çarpışmayanlara bir şey yok." dedi."Ancak müslümanlarla çarpışanlarla müslümanlar çarpışacak, çarpışmayanlara bir şey yok." dedi. Ondan sonra da Mekke'nin müşrik ahalisi müslüman oldu.Ondan sonra da Mekke'nin müşrik ahalisi müslüman oldu. Peygamber Efendimiz müslüman olanlara da büyük büyük paylar, mallar verdi. Yüzer deve filan verdi.Peygamber Efendimiz müslüman olanlara da büyük büyük paylar, mallar verdi. Yüzer deve filan verdi. Çok büyük paylar, paralar, mallar verdi. Medineliler'e az verdi, mesela ikişer üçer deve verdi.Çok büyük paylar, paralar, mallar verdi. Medineliler'e az verdi, mesela ikişer üçer deve verdi. Ama Mekke'nin müşriklerine, müslüman olanlarına yüzer deve filan verdi. Ama Mekke'nin müşriklerine, müslüman olanlarına yüzer deve filan verdi.

Peygamber aleyhisselam'a laf söylenir mi? Söylenmez. Söylenirse ne olur? Peygamber aleyhisselam'a laf söylenir mi?

Söylenmez.

Söylenirse ne olur?

İnsan cehenneme atılır, cayır cayır yanar. İnsan cehenneme atılır, cayır cayır yanar.

Peygamber Efendimiz kendisi bir şey yapmıyor,Peygamber Efendimiz kendisi bir şey yapmıyor, kendisi parayı biriktirmiyor, kendisi hazine depo etmiyor ki!..kendisi parayı biriktirmiyor, kendisi hazine depo etmiyor ki!.. Elinde ne varsa veriyor, sırtında ne varsa veriyor. Elinde ne varsa veriyor, sırtında ne varsa veriyor.

Birisi güzel bir elbise yaptırmış: "Buyur yâ Resûlallah!" Giymiş. Bir başkası da gelmiş: Birisi güzel bir elbise yaptırmış:

"Buyur yâ Resûlallah!"

Giymiş. Bir başkası da gelmiş:

"Yâ Resûlallah, bu elbiseyi bana ver" "Al." demiş, çıkarmış. "Yâ Resûlallah, bu elbiseyi bana ver"

"Al." demiş, çıkarmış.

Güzel elbise bir gün Peygamber Efendimiz'in sırtında durmamış. Darılmışlar, demişler ki; Güzel elbise bir gün Peygamber Efendimiz'in sırtında durmamış. Darılmışlar, demişler ki;

"Yahu insaf! Bıraksaydın da Peygamber Efendimiz'e yapılan o elbise sırtında biraz dursaydı…" Demiş ki; "Yahu insaf! Bıraksaydın da Peygamber Efendimiz'e yapılan o elbise sırtında biraz dursaydı…" Demiş ki;

"Ben de öldüğüm zaman kabre onunla konulayım da Efendimiz'in elbisesi içinde olmaktan"Ben de öldüğüm zaman kabre onunla konulayım da Efendimiz'in elbisesi içinde olmaktan kabirde azap görmeyeyim diye düşündüm." Tabii herkesin bir hesabı var. İyi niyetli. kabirde azap görmeyeyim diye düşündüm."

Tabii herkesin bir hesabı var. İyi niyetli.

Efendimiz böyleydi. Sırtındaki verirdi, elindekini verirdi; parayla pulla ilgisi yok. Efendimiz böyleydi. Sırtındaki verirdi, elindekini verirdi; parayla pulla ilgisi yok.

Mekkeliler'e çok verince şeytan, Medineliler'in içinden imanı zayıf olanların kalpleri ile oynamaya başladı: Mekkeliler'e çok verince şeytan, Medineliler'in içinden imanı zayıf olanların kalpleri ile oynamaya başladı:

"Bak, gördün mü, olur mu, bu adalet mi?.." filan gibi laflar… Peygamber Efendimiz hutbeye çıktı, dedi ki; "Bak, gördün mü, olur mu, bu adalet mi?.." filan gibi laflar… Peygamber Efendimiz hutbeye çıktı, dedi ki;

"Ey mü'minler! Kendimi size veriyorum, razı değil misiniz? Medine'ye geleceğim."Ey mü'minler! Kendimi size veriyorum, razı değil misiniz? Medine'ye geleceğim. Mekke fetholundu ama Mekke'de durmayacağım, Medine'ye geleceğim…" Mekke fetholundu ama Mekke'de durmayacağım, Medine'ye geleceğim…"

Öyle bir konuşma yaptı kiÖyle bir konuşma yaptı ki Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in [hutbesinden] herkes gözyaşlarını akıttı, ağlaştılar.Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in [hutbesinden] herkes gözyaşlarını akıttı, ağlaştılar. Çok güzel şeyler söyledi. Dünya malının kıymeti yoktur. Neden onlara çok verdi? Çok güzel şeyler söyledi. Dünya malının kıymeti yoktur.

Neden onlara çok verdi?

Gönülleri İslâm'a ısınsın diye verdi. Mağlup olmanın ıstırabı var içlerinde, sıkıntıları var.Gönülleri İslâm'a ısınsın diye verdi. Mağlup olmanın ıstırabı var içlerinde, sıkıntıları var. O sıkıntıları atsınlar, rahatlasınlar diye verdi. O sıkıntıları atsınlar, rahatlasınlar diye verdi. Aslında Peygamber Efendimiz'in taktiği büyük bir taktik.Aslında Peygamber Efendimiz'in taktiği büyük bir taktik. Tabii Allah emrediyor; "Şöyle ver, şöyle yap ey Resûlüm!" diyor. Tabii Allah emrediyor; "Şöyle ver, şöyle yap ey Resûlüm!" diyor.

Peygamber Efendimiz'i anlamıyorlar. Peygamber Efendimiz'i anlamıyorlar.

Hudeybiye musalahasında -sulh yapıldı ya- Mekke'ye sefere gitmişlerdi. Müşrikler dediler ki; Hudeybiye musalahasında -sulh yapıldı ya- Mekke'ye sefere gitmişlerdi. Müşrikler dediler ki;

"Giremezsiniz." "Ama umre yapacağız." Hani fetihten önce… "Olmaz…" Anlaşma yaptılar."Giremezsiniz."

"Ama umre yapacağız."

Hani fetihten önce…

"Olmaz…"

Anlaşma yaptılar.
Hz. Ömer bile razı olmadı. Hazmedemediler.Hz. Ömer bile razı olmadı. Hazmedemediler. Ama Peygamber Efendimiz hep fedakârlıkla, gönül kazanacak şekilde, hep yumuşaklıklaAma Peygamber Efendimiz hep fedakârlıkla, gönül kazanacak şekilde, hep yumuşaklıkla -yeter ki kızgınlıklar gitsin, yeter ki insanların gönülleri bir araya gelsin diye- uğraştı. -yeter ki kızgınlıklar gitsin, yeter ki insanların gönülleri bir araya gelsin diye- uğraştı.

Efendimiz'in hâli, şânı ortaya çıksın da kimse yanlış düşünceleri,Efendimiz'in hâli, şânı ortaya çıksın da kimse yanlış düşünceleri, İslâm düşmanlarının iftiralarını esas sanmasın diye bunları anlatıyoruz.İslâm düşmanlarının iftiralarını esas sanmasın diye bunları anlatıyoruz. Gerçekleri rakamlarla ortaya koyuyoruz. Peygamber Efendimiz bir askerî birlik gönderdi.Gerçekleri rakamlarla ortaya koyuyoruz.

Peygamber Efendimiz bir askerî birlik gönderdi.
Gittiler, çabuk döndüler. Giden, savaşa gidiyor, ölebilir.Gittiler, çabuk döndüler. Giden, savaşa gidiyor, ölebilir. Zayiatsız döndüler, çabuk döndüler, büyük ganimetlerle döndüler. Çok büyük ganimetler!Zayiatsız döndüler, çabuk döndüler, büyük ganimetlerle döndüler. Çok büyük ganimetler! Develeri, koyunları önlerinde sürerek büyük ganimetlerle döndüler. Medine-i Münevvere de bayram etti. Develeri, koyunları önlerinde sürerek büyük ganimetlerle döndüler. Medine-i Münevvere de bayram etti.

Neden? Açlıktan nefesleri kokuyordu. Yiyecekleri içecekleri yoktu.Neden?

Açlıktan nefesleri kokuyordu. Yiyecekleri içecekleri yoktu.
Sefalet ama tabii o zâtlar Allah'ın en mübarek kulları. Ben o sefaletten bazı sahneler anlatayım:Sefalet ama tabii o zâtlar Allah'ın en mübarek kulları.

Ben o sefaletten bazı sahneler anlatayım:
Giyecek kumaş olmadığı için deriden elbiseler bürünürlerdi, postlara filan bürünürlerdi.Giyecek kumaş olmadığı için deriden elbiseler bürünürlerdi, postlara filan bürünürlerdi. Yağmur çiselediği, yağdığı zaman postlar ıslandığı zaman Mescid-i Nebevî'nin içi koyun ağılı gibi kokardı.Yağmur çiselediği, yağdığı zaman postlar ıslandığı zaman Mescid-i Nebevî'nin içi koyun ağılı gibi kokardı. Pis değil, temiz ama koyun kokuyor. Neden? Doğru düzgün elbiseleri yok, kumaşları yok.Pis değil, temiz ama koyun kokuyor.

Neden?

Doğru düzgün elbiseleri yok, kumaşları yok.
Üstlerini örtmek için kumaş yok.Üstlerini örtmek için kumaş yok. Hayvan kesiyorlar, deriyi soyuyorlar, yapabildiklerini yapıyorlar, onu giyiniyorlar. Hayvan kesiyorlar, deriyi soyuyorlar, yapabildiklerini yapıyorlar, onu giyiniyorlar.

Birisi Peygamber Efendimiz'in mescidinde sabah namazını kıldı mı hemen kapıdan çıkıp gidiyordu.Birisi Peygamber Efendimiz'in mescidinde sabah namazını kıldı mı hemen kapıdan çıkıp gidiyordu. Allah Allah… Bir baktılar, iki baktılar, üç baktılar… Bu adam hemen çıkıp gidiyor.Allah Allah… Bir baktılar, iki baktılar, üç baktılar… Bu adam hemen çıkıp gidiyor. Müslüman müslümana karşı samimi olacak ya, bir tanesi; "Dur, acelen ne?Müslüman müslümana karşı samimi olacak ya, bir tanesi;

"Dur, acelen ne?
Burası Peygamber Efendimiz'in mescidi, Peygamber Efendimiz mescitte. Burası Peygamber Efendimiz'in mescidi, Peygamber Efendimiz mescitte. Nereye gidiyorsun be mübarek! Niye böyle erkenden hemen [gidiyorsun]..." dedi. Boynunu büktü dedi ki; Nereye gidiyorsun be mübarek! Niye böyle erkenden hemen [gidiyorsun]..." dedi.

Boynunu büktü dedi ki;

"Evimizde bürünecek bir tek kıyafet var." "Evimizde bürünecek bir tek kıyafet var."

Namaz kılmak için bürünmek gerekiyor ya çıplak olmamak gerekiyor ya.Namaz kılmak için bürünmek gerekiyor ya çıplak olmamak gerekiyor ya. Sağı solu açık olmaması lazım, namazda örtünmek lazım ya… Sağı solu açık olmaması lazım, namazda örtünmek lazım ya…

"Bir tek bürünecek kıyafet var. Ben bu kıyafete bürünüyorum, camiye geliyorum, sabah namazını kılıyorum. "Bir tek bürünecek kıyafet var. Ben bu kıyafete bürünüyorum, camiye geliyorum, sabah namazını kılıyorum. Ev biraz uzakta, oraya yürüyünceye kadar vakit geçer diye hemen alelacele evime gidiyorum.Ev biraz uzakta, oraya yürüyünceye kadar vakit geçer diye hemen alelacele evime gidiyorum. Hanım bürünüyor, hanım da namaz kılsın diye ondan gidiyorum." Bürünecek şeyleri yok! Hanım bürünüyor, hanım da namaz kılsın diye ondan gidiyorum."

Bürünecek şeyleri yok!

Öyle kıtlık, öyle açlık devreleri olurdu ki bir hurmayı birisi biraz alırdı ağzına, şeker emer gibi biraz emerdi.Öyle kıtlık, öyle açlık devreleri olurdu ki bir hurmayı birisi biraz alırdı ağzına, şeker emer gibi biraz emerdi. Ondan sonra ötekisine verirdi. "Yahu başkasının ağzından hurma alınır mı, o yutsun…" Ondan sonra ötekisine verirdi.

"Yahu başkasının ağzından hurma alınır mı, o yutsun…"

İkincisine yok. O da biraz emerdi, ondan sonra ötekisine verirdi, o da biraz emerdi… Yok.İkincisine yok. O da biraz emerdi, ondan sonra ötekisine verirdi, o da biraz emerdi… Yok. Yok olunca ne yapacaksın?!.. Yok olunca ne yapacaksın?!..

Açlıktan gözleri kararırdı, yerlere düşerlerdi, bayılırlardı.Açlıktan gözleri kararırdı, yerlere düşerlerdi, bayılırlardı. Açlıktan karınları içeriye doğru sırtlarına yapışmıştı. Birisi şikâyet etti: Açlıktan karınları içeriye doğru sırtlarına yapışmıştı. Birisi şikâyet etti:

"Yâ Resûlallah! Çok açım, şu hâlime bak." dedi. "Yâ Resûlallah! Çok açım, şu hâlime bak." dedi.

Onların bir âdetleri var; yassı sıcak taşları karınlarına bastırıyorlar, bağlıyorlardı.Onların bir âdetleri var; yassı sıcak taşları karınlarına bastırıyorlar, bağlıyorlardı. O sıcaktan karınlarının acısını hissetmemek için karnına taş, yassı taş bağlıyor.O sıcaktan karınlarının acısını hissetmemek için karnına taş, yassı taş bağlıyor. Sıcak tuğla gibi bağlıyor ki karnında o sıcaklık, acısını hissettirmeyecek. Sıcak tuğla gibi bağlıyor ki karnında o sıcaklık, acısını hissettirmeyecek.

"Yâ Resûlallah! Açım!" dedi, karnını gösterdi, taş bağlı. "Yâ Resûlallah! Açım!" dedi, karnını gösterdi, taş bağlı.

Peygamber Efendimiz; "Ben de açım." dedi, o da karnını gösterdi; iki tane taş bağlamış! Peygamber Efendimiz;

"Ben de açım." dedi, o da karnını gösterdi; iki tane taş bağlamış!

Aylarca Peygamber Efendimiz'in evinden duman çıkmazdı, yemek pişmezdi. Gelmez miydi? Aylarca Peygamber Efendimiz'in evinden duman çıkmazdı, yemek pişmezdi.

Gelmez miydi?

Gelirdi ama dağıtırdı. O gün geleni o gün dağıtırdı, ertesi güne bırakmazdı. Gelirdi ama dağıtırdı. O gün geleni o gün dağıtırdı, ertesi güne bırakmazdı.

Çok ganimetler geldi, Medineliler sevindiler, zayiat yok. Zayiata sevinmezlerdi.Çok ganimetler geldi, Medineliler sevindiler, zayiat yok.

Zayiata sevinmezlerdi.
Bir keresinde bir ordu gönderdi. Gidenler şehit oldu, mağlubiyet gibi oldu. [Medineliler], gelenlerin yüzüne bakmadı.Bir keresinde bir ordu gönderdi. Gidenler şehit oldu, mağlubiyet gibi oldu. [Medineliler], gelenlerin yüzüne bakmadı. Medine ahalisi gelenlere iltifat etmedi. "Siz niye ölmediniz ya? Siz niye geri geldiniz? Medine ahalisi gelenlere iltifat etmedi. "Siz niye ölmediniz ya? Siz niye geri geldiniz? Siz niye şehit olmadınız?.." diye gelenlerin yüzüne bakmadılar. Siz niye şehit olmadınız?.." diye gelenlerin yüzüne bakmadılar.

Gelmek meziyet değil ama zayiat yok, ganimet çok; geldiler. Ordunun gelişini de karşılıyorlar.Gelmek meziyet değil ama zayiat yok, ganimet çok; geldiler. Ordunun gelişini de karşılıyorlar. Develer, koyunlar, sesleri, toz duman… Geliyor.Develer, koyunlar, sesleri, toz duman… Geliyor. Birisi -galiba Hz. Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz dedi, diye rivayet ediliyor- dedi ki; Birisi -galiba Hz. Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz dedi, diye rivayet ediliyor- dedi ki;

"Oh oh oh! Ne kadar kısa zamanda ne kadar büyük ganimet!" "Oh oh oh! Ne kadar kısa zamanda ne kadar büyük ganimet!"

Çok kısa bir zamanda sürülerle hayvan geldi. Bunlar Medine'de ne kadar açı doyurur. Çok kısa bir zamanda sürülerle hayvan geldi. Bunlar Medine'de ne kadar açı doyurur.

Etleri kuruturlardı. Hemen kestiler mi kayaların üstüne koydu mu et, sıcaktan kururdu.Etleri kuruturlardı. Hemen kestiler mi kayaların üstüne koydu mu et, sıcaktan kururdu. Ondan sonra et kurusunu pastırma gibi yerlerdi. Bizim gibi değil.Ondan sonra et kurusunu pastırma gibi yerlerdi. Bizim gibi değil. Buğdayı biraz kavururlardı, ceplerine koyarlardı, leblebi gibi yerlerdi. Buğdayı biraz kavururlardı, ceplerine koyarlardı, leblebi gibi yerlerdi. Seferde torbalarına onu koyarlardı, biraz hurma koyarlardı, tamam. Süpermarket mi var?Seferde torbalarına onu koyarlardı, biraz hurma koyarlardı, tamam. Süpermarket mi var? Petrol istasyonunda durup da mini marketten alışveriş mi yapacaklar? Yok işte bir şey! Petrol istasyonunda durup da mini marketten alışveriş mi yapacaklar? Yok işte bir şey!

"Oh oh oh! Ne kadar kısa zamanda ne kadar büyük ganimet!" dedi. "Oh oh oh! Ne kadar kısa zamanda ne kadar büyük ganimet!" dedi.

Peygamber Efendimiz buyurdu ki; "Ben size bundan daha büyük bir mânevî ganimetten haber vereyim mi?" Peygamber Efendimiz buyurdu ki;

"Ben size bundan daha büyük bir mânevî ganimetten haber vereyim mi?"

Mânevî bir başka ganimet, çok büyük sevap, kısa zamanda çok sevap… Mânevî bir başka ganimet, çok büyük sevap, kısa zamanda çok sevap…

"Buyur, ver yâ Resûlallah!" dediler. "Buyur, ver yâ Resûlallah!" dediler.

Dedi ki; "Bir insan sabah namazından sonra oturur,Dedi ki;

"Bir insan sabah namazından sonra oturur,
zikrullahla meşgul olursa bundan daha kısa zamanda daha çok mânevî ganimet, sevap sahibi olur." zikrullahla meşgul olursa bundan daha kısa zamanda daha çok mânevî ganimet, sevap sahibi olur."

Bu bizim yaptığımız şey. "Oturup zikrullahla meşgul olmak…" deniliyor. Bu bizim yaptığımız şey. "Oturup zikrullahla meşgul olmak…" deniliyor.

Akşam zikir yaptık; lâ ilâhe illallah dedik, Allah dedik, zikir yaptık. Neden? Akşam zikir yaptık; lâ ilâhe illallah dedik, Allah dedik, zikir yaptık.

Neden?

Allah; "Çok zikredin!" diyor, zikretmek sevap, onun için! Allah; "Çok zikredin!" diyor, zikretmek sevap, onun için!

Şimdi de zikir yapsaydık yine lâ ilâhe illallah deseydik yine Allah deseydik…Şimdi de zikir yapsaydık yine lâ ilâhe illallah deseydik yine Allah deseydik… Şimdi nniye öyle zikir yapmadık? Bu konuşmalar da zikir kadar, zikir gibi önemli.Şimdi nniye öyle zikir yapmadık?

Bu konuşmalar da zikir kadar, zikir gibi önemli.
Bu konuşmalar da dinî bilgi. Dinimizin inceliklerini konuştuğumuz için, dinî bilgi kazandırdığı için, Bu konuşmalar da dinî bilgi. Dinimizin inceliklerini konuştuğumuz için, dinî bilgi kazandırdığı için, dinî bilgiler müzakere edildiği, söylendiği, dinlendiği için bu da çok sevaplı.dinî bilgiler müzakere edildiği, söylendiği, dinlendiği için bu da çok sevaplı. Bu da zikir gibi sevaplı olduğundan sabah namazından sonra oturup bunları konuşmak daBu da zikir gibi sevaplı olduğundan sabah namazından sonra oturup bunları konuşmak da aynı şekilde sevap kazanmaya sebep oluyor. aynı şekilde sevap kazanmaya sebep oluyor.

"Kim sabah namazından sonra oturur zikrullahla meşgul olur,"Kim sabah namazından sonra oturur zikrullahla meşgul olur, kalkıp iki rekât namaz kılarsa hac ve umre sevabı alır." diye rivayeti okuduk.kalkıp iki rekât namaz kılarsa hac ve umre sevabı alır." diye rivayeti okuduk. Ordunun gidip kısa zamanda çok büyük ganimetle dönmesi gibi ondan daha çok mânevî ganimete,Ordunun gidip kısa zamanda çok büyük ganimetle dönmesi gibi ondan daha çok mânevî ganimete, sevaba sahip olur, diye Hz. Ömer Efendimiz'in rivayetini öğrendik. sevaba sahip olur, diye Hz. Ömer Efendimiz'in rivayetini öğrendik.

Allah bizi o mânevî sevaplara, ecirlere, mükâfatlâra mazhar eylesin. Allah bizi o mânevî sevaplara, ecirlere, mükâfatlâra mazhar eylesin.

Allah hepinizden razı olsun. Allah hepinizden razı olsun.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2