Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Kültürler Arası Etkileşimler ve Dünya Güç Dengeleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

17 Ramazan 1414 / 28.02.1994
Almanya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.
Dünya Güçlerinin Arzuları, Ülkelerin Yahut Şehirlerin Menfaatten Çıkan Çatışmaları, Rusya Bölgesine | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kültürler Arası Etkileşimler ve Dünya Güç Dengeleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

17 Ramazan 1414 / 28.02.1994
Almanya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.
Dünya Güçlerinin Arzuları, Ülkelerin Yahut Şehirlerin Menfaatten Çıkan Çatışmaları, Rusya Bölgesine | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillahirrahmanirrahim. Bismillahirrahmanirrahim.

el-Hamdü lillahi Rabbi'l-âlemîneel-Hamdü lillahi Rabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fihi alâ külli hâlin ve fî külli hîn.hamden kesîran tayyiben mübâreken fihi alâ külli hâlin ve fî külli hîn. es-Salatü ve's-selamu alâ seyyidine'l-evvelîne ve'l-âhirîn Muhammedin âlihîes-Salatü ve's-selamu alâ seyyidine'l-evvelîne ve'l-âhirîn Muhammedin âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'dü: ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'dü:

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

----------boşluk----------boşluk Dünyadaki en mühim kalabalıklardan birisi Çinlilerdir. Şimdi nüfusları galiba 1.2 milyar [1.200.000.000] kadar oldu.Dünyadaki en mühim kalabalıklardan birisi Çinlilerdir. Şimdi nüfusları galiba 1.2 milyar [1.200.000.000] kadar oldu. Tek başına aynı dili konuşan ve aynı kültürü paylaşan insanlar olarak dünyanın en kalabalık milleti Çinliler. Tek başına aynı dili konuşan ve aynı kültürü paylaşan insanlar olarak dünyanın en kalabalık milleti Çinliler. Ama iki-üç inanç var, Taoizm Konfüçyanizm filan gibi. Batıl bir inanç üzere hırslı ve önemli bir millet.Ama iki-üç inanç var, Taoizm Konfüçyanizm filan gibi. Batıl bir inanç üzere hırslı ve önemli bir millet. Bizim Sincan dediğimiz eyalete onlar Sinkian [Xinjiang] diyorlar. Bizim Sincan dediğimiz eyalete onlar Sinkian [Xinjiang] diyorlar. Yani Sincan kelimesini öyle telaffuz edebiliyorlar, öyle demişler. Doğu Türkistan demek.Yani Sincan kelimesini öyle telaffuz edebiliyorlar, öyle demişler. Doğu Türkistan demek. Oradaki kardeşlerimiz onların buyruğu altında. O bakımdan,Oradaki kardeşlerimiz onların buyruğu altında. O bakımdan, Batı Türkistanlılarla birleşip de hürriyetlerini elde etmeye kalkışmasınlar diye onlara da bir hayli baskı yapıyorlar.Batı Türkistanlılarla birleşip de hürriyetlerini elde etmeye kalkışmasınlar diye onlara da bir hayli baskı yapıyorlar. Zaten tarihten beri de bir husumet ve rekabet var. Kitapların yazdığıZaten tarihten beri de bir husumet ve rekabet var. Kitapların yazdığı tâ Kül Tigin anıtlarından, Göktürk yazıtlarından bilinen şeyler. tâ Kül Tigin anıtlarından, Göktürk yazıtlarından bilinen şeyler.

Ama orada muhtelif şehirlerde müslümanlar da var. Hatta İslâm bankasının bir görevlisiAma orada muhtelif şehirlerde müslümanlar da var. Hatta İslâm bankasının bir görevlisi oraya bir mescit açmaya gitmişti. Gitti geldi.oraya bir mescit açmaya gitmişti. Gitti geldi. Çin'in muhtelif şehirlerinde; çok büyük bir ülke yani bir ucundan bir ucuna tasavvur etmemiz mümkün değil bizim,Çin'in muhtelif şehirlerinde; çok büyük bir ülke yani bir ucundan bir ucuna tasavvur etmemiz mümkün değil bizim, günlerce günlerce gidilerek varılabilen bir ülke. Birçok yerinde Kur'an kursu olduğu,günlerce günlerce gidilerek varılabilen bir ülke. Birçok yerinde Kur'an kursu olduğu, cami açıldığı, İslâm'ın muhtelif yerlerde tohumlarının atılmış olduğu belirtiliyor. cami açıldığı, İslâm'ın muhtelif yerlerde tohumlarının atılmış olduğu belirtiliyor.

Ama esas itibarıyla müslüman olmayan bir kavim. Ama esas itibarıyla müslüman olmayan bir kavim.

Ondan sonra, aralarındaki mezhep ihtilafları düşünülmeyecek olursa en kalabalık gruplardan birisi de hıristiyanlar.Ondan sonra, aralarındaki mezhep ihtilafları düşünülmeyecek olursa en kalabalık gruplardan birisi de hıristiyanlar. İki büyük parçaya bölünmüşler. [Birisi,] Ortodokslar; rusların, sırpların,İki büyük parçaya bölünmüşler. [Birisi,] Ortodokslar; rusların, sırpların, yunanlıların Kafkasya'daki hıristiyanların bir kısmının bağlı olduğu grup hıristiyanlar. yunanlıların Kafkasya'daki hıristiyanların bir kısmının bağlı olduğu grup hıristiyanlar. Bir kısmı da batıda Ortodoks olmayan Katolik ve diğer Katoliklerden ayrılma çeşitli kiliseler;Bir kısmı da batıda Ortodoks olmayan Katolik ve diğer Katoliklerden ayrılma çeşitli kiliseler; Evanglish, Anglikan vesaire kiliseleri. Bunlar da büyük bir kalabalıktır. Evanglish, Anglikan vesaire kiliseleri. Bunlar da büyük bir kalabalıktır. Ayrıca büyük kalabalık olmaktan öteye, dînî bir organizasyonları olduğu için, papalık müessesesi,Ayrıca büyük kalabalık olmaktan öteye, dînî bir organizasyonları olduğu için, papalık müessesesi, patriklik müessesesi olduğundan birçok milletlere bağlı halklarıpatriklik müessesesi olduğundan birçok milletlere bağlı halkları kendilerinin istediği istikamette yönlendirip idare edebiliyorlar.kendilerinin istediği istikamette yönlendirip idare edebiliyorlar. Yekpare bir grup olarak hareket edebiliyorlar. Ve kilise bunlara iyice hakim olmuş ve büyük mülkler,Yekpare bir grup olarak hareket edebiliyorlar. Ve kilise bunlara iyice hakim olmuş ve büyük mülkler, maddi gelirler, kazançlar, organizasyonlar sağlanmış durumda.maddi gelirler, kazançlar, organizasyonlar sağlanmış durumda. O kadar ki bugün sizin yaşadığınız Almanya'nın birçok yeri esas itibariyle yani kiliseye aittir.O kadar ki bugün sizin yaşadığınız Almanya'nın birçok yeri esas itibariyle yani kiliseye aittir. Mesela Münih'in üçte biri, hatta Münih kelimesi mönşion [Mönch] yani rahipler,Mesela Münih'in üçte biri, hatta Münih kelimesi mönşion [Mönch] yani rahipler, keşişler diyarı yani bu manastır papazları demek, ismini oradan almıştır. keşişler diyarı yani bu manastır papazları demek, ismini oradan almıştır.

Bunları söyleyişimin sebebi şudur: Bu organize güçler, zengin,Bunları söyleyişimin sebebi şudur: Bu organize güçler, zengin, mâlî bakımdan çok zengin güçlerin dünya üzerinde tabii arzuları var. Çinlilerin arzuları var, mâlî bakımdan çok zengin güçlerin dünya üzerinde tabii arzuları var. Çinlilerin arzuları var, hıristiyanların arzuları, emelleri var. Daha başka irili ufaklı gruplar var fakat zenginliklerihıristiyanların arzuları, emelleri var. Daha başka irili ufaklı gruplar var fakat zenginlikleri ve teknolojik bakımdan ilerilikleri dolayısıyla Avrupalılar Amerikalılar,ve teknolojik bakımdan ilerilikleri dolayısıyla Avrupalılar Amerikalılar, biz Türkiye'nin batısında oldukları için umumiyetle Batılılar diyoruz.biz Türkiye'nin batısında oldukları için umumiyetle Batılılar diyoruz. Batılılar, hıristiyanlar bizim için fevkalâde önemli. Batılılar, hıristiyanlar bizim için fevkalâde önemli.

Maalesef bizim Osmanlılar, Selçuklular, Emevîler, Abbasîler zamanında,Maalesef bizim Osmanlılar, Selçuklular, Emevîler, Abbasîler zamanında, daha başka devletlerimiz zamanında her zaman bizim hâkim olduğumuz yerlerde huzur,daha başka devletlerimiz zamanında her zaman bizim hâkim olduğumuz yerlerde huzur, emniyet içinde yaşamış oldukları halde şimdi onlar bize karşı medyûn-i şükrân, teşekkür borçlu,emniyet içinde yaşamış oldukları halde şimdi onlar bize karşı medyûn-i şükrân, teşekkür borçlu, minnettar durumda değiller. Ve kilisenin müslümanlara karşı, İslâm ülkelerine karşı bir politikası var,minnettar durumda değiller. Ve kilisenin müslümanlara karşı, İslâm ülkelerine karşı bir politikası var, ondan dolayı müslümanlar bunlardan büyük sıkıntılar çekmekte.ondan dolayı müslümanlar bunlardan büyük sıkıntılar çekmekte. Perdelerin arkasına bakılacak olursa bugün Yugoslavya'daki, Kafkasya'daki olayların arkasında,Perdelerin arkasına bakılacak olursa bugün Yugoslavya'daki, Kafkasya'daki olayların arkasında, Ortadoğu'daki olayların arkasında, bizim Türkiye'deki bölgesel sandığımız olayların arkasında,Ortadoğu'daki olayların arkasında, bizim Türkiye'deki bölgesel sandığımız olayların arkasında, PKK olayının arkasında, hatta partilerin arkasında böyle gizli bir takım arzuların, emellerin,PKK olayının arkasında, hatta partilerin arkasında böyle gizli bir takım arzuların, emellerin, düşüncelerin yattığını mütehassıslar bilir, biliyor ama sizin gibi meselelere başka açıdan bakmasını bilendüşüncelerin yattığını mütehassıslar bilir, biliyor ama sizin gibi meselelere başka açıdan bakmasını bilen halkın içindeki uyanık müslümanlar da görüyor. Yani mütehassıs olmasa da,halkın içindeki uyanık müslümanlar da görüyor. Yani mütehassıs olmasa da, hariciyede çalışan bir eleman, emniyette çalışan, askeriyede vazifeli bir kimse olmasa bilehariciyede çalışan bir eleman, emniyette çalışan, askeriyede vazifeli bir kimse olmasa bile bizler görebiliyoruz biliyoruz. Yani bu meseleleri net olarak biliyoruz. bizler görebiliyoruz biliyoruz. Yani bu meseleleri net olarak biliyoruz.

Delilleriyle ispatlı olarak biliyoruz ki esas itibariyle dünyada bazı değişik gizli güçler var.Delilleriyle ispatlı olarak biliyoruz ki esas itibariyle dünyada bazı değişik gizli güçler var. Onlar biz müslümanların gelişmesini istemiyorlar ve daima başımıza çorap örüyorlar, problem çıkartıyorlar.Onlar biz müslümanların gelişmesini istemiyorlar ve daima başımıza çorap örüyorlar, problem çıkartıyorlar. Yani biz Türkiye'de kendi başımıza Türkiye'yi kalkındırmak için çalışanYani biz Türkiye'de kendi başımıza Türkiye'yi kalkındırmak için çalışan ve bunu başaramayan insanlar değiliz. İki de bir de bize çelme takanlar var,ve bunu başaramayan insanlar değiliz. İki de bir de bize çelme takanlar var, iki de bir de bizim sırtımızda hançer saplayanlar var. İki de bir de bizim düzenimizi bozanlar var, iki de bir de bizim sırtımızda hançer saplayanlar var. İki de bir de bizim düzenimizi bozanlar var, iki de bir de bize saldıranlar var. İki de bir de dediğimiz, tarih boyunca işte açın Osmanlı tarihini,iki de bir de bize saldıranlar var. İki de bir de dediğimiz, tarih boyunca işte açın Osmanlı tarihini, Osmanlı tarihi Balkanlardaki savaşların tarihidir, Anadolu'daki ve Balkanlardaki savaşların tarihidir.Osmanlı tarihi Balkanlardaki savaşların tarihidir, Anadolu'daki ve Balkanlardaki savaşların tarihidir. Ve bu savaşlar 3-5 sene, 3-5 sene ara ile günümüze kadar gelmiştir. Ve bu savaşlar 3-5 sene, 3-5 sene ara ile günümüze kadar gelmiştir.

Şimdi biz Türkiye'de bir rejim değişikliği olduktan sonra Batıya döndük.Şimdi biz Türkiye'de bir rejim değişikliği olduktan sonra Batıya döndük. Çağdaş, muasır, modern Türkiye filan diye biz onlara bir yakınlık hissettik.Çağdaş, muasır, modern Türkiye filan diye biz onlara bir yakınlık hissettik. Bizim ülkemizin aydınları, yöneticileri, askerleri bir yakınlık hissettilerBizim ülkemizin aydınları, yöneticileri, askerleri bir yakınlık hissettiler fakat bunlar bize bir yakınlık hissetmedi. Yani biz kalbimizdeki Osmanlı ecdadımızın ideallerini,fakat bunlar bize bir yakınlık hissetmedi. Yani biz kalbimizdeki Osmanlı ecdadımızın ideallerini, kafamızdaki idealleri bıraktık ama, yani bizim askeriye bıraktı, ordu bıraktı,kafamızdaki idealleri bıraktık ama, yani bizim askeriye bıraktı, ordu bıraktı, biz bırakmadık bizim kalbimizde gönlümüzde var ayrı biz bırakmadık bizim kalbimizde gönlümüzde var ayrı ama Batıyla bütünleşmek için askeriye bıraktı, hükümet bıraktı net olarak. Hatta bakanlar geliyor buraya, ama Batıyla bütünleşmek için askeriye bıraktı, hükümet bıraktı net olarak. Hatta bakanlar geliyor buraya,

"Ne olur diyor bizim burada yaşayan işçilerimizin entegrasyonunu siz sağlayıverin." [diyorlar.] "Ne olur diyor bizim burada yaşayan işçilerimizin entegrasyonunu siz sağlayıverin." [diyorlar.]

Ya entegrasyon buraya uymak demek. Ya entegrasyon buraya uymak demek.

Sen kendi kültürünü koruman gerekirken ne diye bunların yalvarıyorsun, bunları entegre edin,Sen kendi kültürünü koruman gerekirken ne diye bunların yalvarıyorsun, bunları entegre edin, alın diyebiliyorsun, nasıl söyleyebiliyorsun? Kafa yapıları böyle. alın diyebiliyorsun, nasıl söyleyebiliyorsun?

Kafa yapıları böyle.

Bizim bu safların, kısa görüşlülerin veya kendi tarihini, şuurunu kazanamamış olan yöneticilerin veBizim bu safların, kısa görüşlülerin veya kendi tarihini, şuurunu kazanamamış olan yöneticilerin ve yetkililerin bütün iyi niyetine rağmen,yetkililerin bütün iyi niyetine rağmen, yani iyi niyetle bunlara kucak açmasına rağmen bunlar müslümanlara kucak açmış değil. yani iyi niyetle bunlara kucak açmasına rağmen bunlar müslümanlara kucak açmış değil.

Nedir bunların tezahürleri? Muhtelif yerlerde görülebiliyor.Nedir bunların tezahürleri?

Muhtelif yerlerde görülebiliyor.
Balkanlar'da görülüyor işte yani mesela İngiliz başbakanı George Meayer galiba diyor ki; Balkanlar'da görülüyor işte yani mesela İngiliz başbakanı George Meayer galiba diyor ki;

"Balkanlarda bir İslâm devletine tahammülümüz yoktur, olmaz öyle şey." "Balkanlarda bir İslâm devletine tahammülümüz yoktur, olmaz öyle şey."

O halde Balkanlar'da Boşnaklar'dan böyle bir müslüman devlete tahammül yoksa ne olacak? O halde Balkanlar'da Boşnaklar'dan böyle bir müslüman devlete tahammül yoksa ne olacak?

Sırpları, hırvatları destekleyecek, öldürecek. Kadınları tecavüze uğrattıracak, göz yumacak. Sırpları, hırvatları destekleyecek, öldürecek. Kadınları tecavüze uğrattıracak, göz yumacak.

E hani bizi kandırmak için söyledikleri insan hakları, hürriyetler? E hani bizi kandırmak için söyledikleri insan hakları, hürriyetler?

İnsanların kanının, canının, ırzının tecavüze uğramaması gereken değerler olduğu? İnsanların kanının, canının, ırzının tecavüze uğramaması gereken değerler olduğu?

Onların hepsi uygulanmıyor. O zaman bizim araştırıcılarımız, yazarlarımız haklı olarak diyorlar ki; Onların hepsi uygulanmıyor. O zaman bizim araştırıcılarımız, yazarlarımız haklı olarak diyorlar ki;

"Avrupalılar çifte standart uyguluyor. İki tane ölçekleri var;"Avrupalılar çifte standart uyguluyor. İki tane ölçekleri var; bir kendileri bahis konusu olduğu zaman hak hukuk vesaire,bir kendileri bahis konusu olduğu zaman hak hukuk vesaire, bir de bizler bahis konusu olduğumuz zaman vaziyet." bir de bizler bahis konusu olduğumuz zaman vaziyet."

Yani kendileri için düşündükleri, konuştukları zaman söyledikleri güzel sözleri;Yani kendileri için düşündükleri, konuştukları zaman söyledikleri güzel sözleri; "Tamam, çok haklısınız; aynı şeyi bize de uygulayın." dediğimiz zaman öyle şey yok. "Tamam, çok haklısınız; aynı şeyi bize de uygulayın." dediğimiz zaman öyle şey yok. Bizim ne malımız önemli, ne sayımız canımız önemli, ne hayatımız önemli, ne ülkemiz önemli, Bizim ne malımız önemli, ne sayımız canımız önemli, ne hayatımız önemli, ne ülkemiz önemli, ne hürriyetimiz önemli. Orada onlar yani kendilerinin birtakım yakınlık duyduğu insanlarne hürriyetimiz önemli. Orada onlar yani kendilerinin birtakım yakınlık duyduğu insanlar bir yerde azınlık bile olsa o azınlıkların haklarını çiğnetmemek için uğraşıyorlar.bir yerde azınlık bile olsa o azınlıkların haklarını çiğnetmemek için uğraşıyorlar. Osmanlı'larla mücadele ettiler. Osmanlı'ların içindeki ermenilerin, yahudilerin haklarını korumak için Osmanlı'larla mücadele ettiler. Osmanlı'ların içindeki ermenilerin, yahudilerin haklarını korumak için İngiliz sefiri çıktı geldi, falanca Fransız sefiri çıktı geldi, Osmanlı'ya ültimatom verdi vesaire falan. İngiliz sefiri çıktı geldi, falanca Fransız sefiri çıktı geldi, Osmanlı'ya ültimatom verdi vesaire falan.

E peki siz kendi ülkelerindeki bizim adamlarımıza karşı da aynı şekilde yapsanıza? Hayır. E peki siz kendi ülkelerindeki bizim adamlarımıza karşı da aynı şekilde yapsanıza?

Hayır.

O zaman böyle bir şey bahis konusu değil, o zaman ölçüler kalkıyor ortadan.O zaman böyle bir şey bahis konusu değil, o zaman ölçüler kalkıyor ortadan. Böyle korkunç bir gayr-i insânî, zalim bir çevre ortaya çıkıyor. Böyle korkunç bir gayr-i insânî, zalim bir çevre ortaya çıkıyor.

Tabii bunların da kendi aralarında çekişmeleri çatışmaları var.Tabii bunların da kendi aralarında çekişmeleri çatışmaları var. Yani Fransa ile Almanya savaşmış, Almanya Fransa'nın topraklarına hücum etmiş,Yani Fransa ile Almanya savaşmış, Almanya Fransa'nın topraklarına hücum etmiş, Polonya'ya hücum etmiş. İkinci Dünya Harbi olmuş, bir dünya harbi daha önceden olmuştu.Polonya'ya hücum etmiş. İkinci Dünya Harbi olmuş, bir dünya harbi daha önceden olmuştu. Esasında bunların arasında menfaatten, mülklerin, arazilerin bölüşülmesindeki Esasında bunların arasında menfaatten, mülklerin, arazilerin bölüşülmesindeki uyumsuzluklardan çıkan bazı çekişmeler var. Devletlerarasında böyle şeyler olabiliyor, uyumsuzluklardan çıkan bazı çekişmeler var. Devletlerarasında böyle şeyler olabiliyor, hatta şehirlerarasında bile olabiliyor. Hatta bizim Türkiye'de Sivas'la Kayseri arasında,hatta şehirlerarasında bile olabiliyor. Hatta bizim Türkiye'de Sivas'la Kayseri arasında, bir köyle falanca köy arasında bakıyorsun otlak meselesinden herkes silahını almış karşı karşıya!bir köyle falanca köy arasında bakıyorsun otlak meselesinden herkes silahını almış karşı karşıya! Vay bizim köyün otlağı burası, yok sizin köyün otlağı değil, bizim köyün otlağı diye şeyler çıkabiliyor.Vay bizim köyün otlağı burası, yok sizin köyün otlağı değil, bizim köyün otlağı diye şeyler çıkabiliyor. Yani menfaatten çıkan bazı şeyler var. Yani menfaatten çıkan bazı şeyler var.

Bu çatışmalar arasında Rusya ayrı bir bayrak açıp rakip olarak bunların karşısına çıkmıştıBu çatışmalar arasında Rusya ayrı bir bayrak açıp rakip olarak bunların karşısına çıkmıştı ve mesela Almanlar Ruslarla çarpıştılar ve yenildiler. Stalingrad'a kadar gittilerve mesela Almanlar Ruslarla çarpıştılar ve yenildiler. Stalingrad'a kadar gittiler ama sonunda kışın zor şartlarında yenildiler filan. Sonuç itibariyle Ruslara yenildiler.ama sonunda kışın zor şartlarında yenildiler filan. Sonuç itibariyle Ruslara yenildiler. Fransa'nın tamamını istila ettiler ama sonuçta yenildiler Fransa'nın tamamını istila ettiler ama sonuçta yenildiler ve kendilerinin olan bazı toprakların Fransa'nın hudutları içine geçmesine razı oldular.ve kendilerinin olan bazı toprakların Fransa'nın hudutları içine geçmesine razı oldular. Alsas-Loren [The Imperial Territory of Alsace-Lorraine] havzası vesaire filan gibi Alsas-Loren [The Imperial Territory of Alsace-Lorraine] havzası vesaire filan gibi

Rusya büyük büyük gelişme gösterdi ve yayılmış olduğu geniş topraklar da esas itibariyleRusya büyük büyük gelişme gösterdi ve yayılmış olduğu geniş topraklar da esas itibariyle bizim topraklarımız, yani Kazan Moskova'nın hemen yanı.bizim topraklarımız, yani Kazan Moskova'nın hemen yanı. Kazan Hanlığı bizim eskiden beri müslüman kardeşlerimizin diyarı.Kazan Hanlığı bizim eskiden beri müslüman kardeşlerimizin diyarı. Haritaya bakılırsa ikisi böyle, Moskova ile Kazan aynı enlem üzerinde birbirine çok yakın iki şehir.Haritaya bakılırsa ikisi böyle, Moskova ile Kazan aynı enlem üzerinde birbirine çok yakın iki şehir. Moskova'ya kadar kardeşlerimiz şey yapmış, tarih boyunca Hazar Denizi'nin kuzeyi,Moskova'ya kadar kardeşlerimiz şey yapmış, tarih boyunca Hazar Denizi'nin kuzeyi, Karadeniz'in kuzeyi daima bizim olmuş. Hatta Karadeniz'i bir Türk gölü olarak şey yapmış, Karadeniz'in kuzeyi daima bizim olmuş. Hatta Karadeniz'i bir Türk gölü olarak şey yapmış, etrafında bazı zamanlarda yabancı bir devlet bulunmamış. etrafında bazı zamanlarda yabancı bir devlet bulunmamış.

Fakat bütün oraları istila edip, zenginliklerini sömürüp askeri bir baskı ileFakat bütün oraları istila edip, zenginliklerini sömürüp askeri bir baskı ile asıp kesip büyük bir imparatorluk kurdu, Batı ile da ters düştü ve uzun zaman dünya üzerindeasıp kesip büyük bir imparatorluk kurdu, Batı ile da ters düştü ve uzun zaman dünya üzerinde Doğu bloğu Batı bloğu diye iki blok karşımızda bulundu. Bunları hepimiz yaşadık.Doğu bloğu Batı bloğu diye iki blok karşımızda bulundu. Bunları hepimiz yaşadık. Doğu bloğunu Rusya ve Rusya'ya bağlı peyk devletler teşkil ediyordu,Doğu bloğunu Rusya ve Rusya'ya bağlı peyk devletler teşkil ediyordu, Batı bloğunu da Avrupa ülkeleri ve Amerika teşkil ediyordu. Bunlar arasında büyük rekabet vardı,Batı bloğunu da Avrupa ülkeleri ve Amerika teşkil ediyordu. Bunlar arasında büyük rekabet vardı, çatışma, çekişme vardı, muhtelif yerlerde mücadele vardı. çatışma, çekişme vardı, muhtelif yerlerde mücadele vardı.

Sonra bunlar olurken dünyaya hâkim olan güçler üç şeye karar verdiler:Sonra bunlar olurken dünyaya hâkim olan güçler üç şeye karar verdiler: Bir, Rusya İmparatorluğu'nun parçalanması ve içindeki kendi kardeşlerinin Ruslardan kurtulması.Bir, Rusya İmparatorluğu'nun parçalanması ve içindeki kendi kardeşlerinin Ruslardan kurtulması. Çünkü İkinci Dünya Harbi'nde Ruslar Almanları yenerken birtakım kilisenin himaye ettiği milletleri deÇünkü İkinci Dünya Harbi'nde Ruslar Almanları yenerken birtakım kilisenin himaye ettiği milletleri de yönetimi altına almıştı. Rusya'nın parçalanması. İkinci plan, karar Yugoslavya'nın parçalanması.yönetimi altına almıştı. Rusya'nın parçalanması. İkinci plan, karar Yugoslavya'nın parçalanması. Üçüncüsü, bu 30 sene önceki bir karar, yani şu anda bir kaç senedir uygulamasını görüyoruz amaÜçüncüsü, bu 30 sene önceki bir karar, yani şu anda bir kaç senedir uygulamasını görüyoruz ama karar 30 sene önce. Üçüncüsü de Türkiye'nin parçalanması. karar 30 sene önce. Üçüncüsü de Türkiye'nin parçalanması.

Yani Batı'nın keyfine göre Türkiye'nin de parçalanması lazım.Yani Batı'nın keyfine göre Türkiye'nin de parçalanması lazım. Batılıların veya hıristiyanların keyfine göre veya yahudilerin keyfine, arzusuna,Batılıların veya hıristiyanların keyfine göre veya yahudilerin keyfine, arzusuna, temennisine göre Rusya'da parçalanacak. Çünkü Rusya'dan Estonya, Litvanya,temennisine göre Rusya'da parçalanacak. Çünkü Rusya'dan Estonya, Litvanya, Letonya'yı alacaklar, Polonya'yı kurtaracaklar. Hıristiyan başka ülkeleri kurtaracaklar.Letonya'yı alacaklar, Polonya'yı kurtaracaklar. Hıristiyan başka ülkeleri kurtaracaklar. Yugoslavya parçalanacak, Yugoslavya'dan Katolik bazı ülkeler kurtulacak.Yugoslavya parçalanacak, Yugoslavya'dan Katolik bazı ülkeler kurtulacak. Almanya ile birleşecek, Almanya tarihteki şanına şefketine tekrar sahip olacak,Almanya ile birleşecek, Almanya tarihteki şanına şefketine tekrar sahip olacak, Baltık Denizi'nden Akdeniz'e kadar toprakları genişleyecek. Böyle arzular... Baltık Denizi'nden Akdeniz'e kadar toprakları genişleyecek. Böyle arzular...

Yani bizim de herkesin gönlünde nice temenniler yatıyor.Yani bizim de herkesin gönlünde nice temenniler yatıyor. Yunanistan'ın arzusu Anadolu'ya hâkim olmak. Ermenilerin arzusu Anadolu'nun Sinop'undan,Yunanistan'ın arzusu Anadolu'ya hâkim olmak. Ermenilerin arzusu Anadolu'nun Sinop'undan, Adana'sına doğusunu almak, Büyük Ermenistan'ı kurmak. Bu onların sakladıkları bir şey de değil.Adana'sına doğusunu almak, Büyük Ermenistan'ı kurmak. Bu onların sakladıkları bir şey de değil. Biz bunu başaracağız diye söyledikleri yazdıkları çizdikleri meseleler bunlar. Biz bunu başaracağız diye söyledikleri yazdıkları çizdikleri meseleler bunlar.

Ve Amerika ekonomisi çok yüksek bir ülke olduğu için,Ve Amerika ekonomisi çok yüksek bir ülke olduğu için, Avrupa da birleşerek Avrupa topluluğunu AT'yi meydana getirdiği için zengin olduğundan,Avrupa da birleşerek Avrupa topluluğunu AT'yi meydana getirdiği için zengin olduğundan, Rusların da ekonomisi sökmediğinden, ekonomik sistemleri iflas ettiğinden,Rusların da ekonomisi sökmediğinden, ekonomik sistemleri iflas ettiğinden, komünizm 20. yüzyıla ayak uyduramadığından çağa ayak uyduramadığındankomünizm 20. yüzyıla ayak uyduramadığından çağa ayak uyduramadığından para gücüyle ve Rus yöneticilerinin zaaflarıyla, açıkları ile Rusya'yı parçaladılar. para gücüyle ve Rus yöneticilerinin zaaflarıyla, açıkları ile Rusya'yı parçaladılar.

Bu parçalamadan Batı kârlı çıktı, tabii bazı ülkeleri kurtardılar, serbest hale getirdiler, Bu parçalamadan Batı kârlı çıktı, tabii bazı ülkeleri kurtardılar, serbest hale getirdiler, Rusya'nın demir perdesi kalktı. Bu bizim için de faydalı oldu.Rusya'nın demir perdesi kalktı. Bu bizim için de faydalı oldu. Biz de eskiden gidemezken gelemezken şimdi ecdadımızın diyarı olan yerlere gidebiliyoruz gelebiliyoruz,Biz de eskiden gidemezken gelemezken şimdi ecdadımızın diyarı olan yerlere gidebiliyoruz gelebiliyoruz, ticari kolaylıklar var. Aslında bizim Rusya'yla iyi münasebetler içinde olmamız gerekirdi amaticari kolaylıklar var. Aslında bizim Rusya'yla iyi münasebetler içinde olmamız gerekirdi ama biz korktuğumuz için iyi münasebetler içinde olalım derken adamlar bizi komünist ihtilal yaparak biz korktuğumuz için iyi münasebetler içinde olalım derken adamlar bizi komünist ihtilal yaparak tek devlet haline getirir diye düşündüğünden bizim yönetim Ruslara yanaşamamıştı. tek devlet haline getirir diye düşündüğünden bizim yönetim Ruslara yanaşamamıştı. Türk ülkeleri Rusların istilası altında olduğundan aslında bizim Rusya ile ilişkimizin olması lazımdı,Türk ülkeleri Rusların istilası altında olduğundan aslında bizim Rusya ile ilişkimizin olması lazımdı, çünkü orada kardeşlerimiz var. Onlara yardım sağlayabilmek için yanaşmamız lazım,çünkü orada kardeşlerimiz var. Onlara yardım sağlayabilmek için yanaşmamız lazım, gelip gitmemiz lazım, ticaret yapmamız lazım filan ama onu yapamıyoruz. gelip gitmemiz lazım, ticaret yapmamız lazım filan ama onu yapamıyoruz.

Hatta ben hiç unutmuyorum. Ben 1987'de emekli oldum.Hatta ben hiç unutmuyorum. Ben 1987'de emekli oldum. Biz doçentiz diye bize elçiliklerden zaman zaman üniversiteye davetler filan gelirdi, Biz doçentiz diye bize elçiliklerden zaman zaman üniversiteye davetler filan gelirdi, Rus sefaretinden davet geliyordu; "Falanca akşam buyurun,Rus sefaretinden davet geliyordu;

"Falanca akşam buyurun,
işte akşam protokole dair erkânla falanca toplantı var." filan. işte akşam protokole dair erkânla falanca toplantı var." filan.

Yani biz gitmeyi aklımızın köşesinden geçirmiyorduk. Rus sefaretine gidilir mi, olacak şey mi yani? Yani biz gitmeyi aklımızın köşesinden geçirmiyorduk.

Rus sefaretine gidilir mi, olacak şey mi yani?

Niye, niye gidilmesin? Yani normalde hür olan bir yerde her yere gidilir,Niye, niye gidilmesin?

Yani normalde hür olan bir yerde her yere gidilir,
davet edilmişse bir üniversite hocası gidebilir, ama gidilmez. davet edilmişse bir üniversite hocası gidebilir, ama gidilmez.

Ben mesela 1983'te İran'a gönderildim. Üniversite tarafından devletin 16 kişilik heyeti ile İran'a gönderildim ben.Ben mesela 1983'te İran'a gönderildim. Üniversite tarafından devletin 16 kişilik heyeti ile İran'a gönderildim ben. Tabii devletin başının kuyruğundan haberi yok. Yani bir tarafın öbür tarafından haberi yok.Tabii devletin başının kuyruğundan haberi yok. Yani bir tarafın öbür tarafından haberi yok. Benim için 3 defa tahkikat yaptılar, beni sorguya çektiler. İran'a niye gittin,Benim için 3 defa tahkikat yaptılar, beni sorguya çektiler. İran'a niye gittin, benim gıyabımda fakülteye soruşturma açmışlar. Benim gıyabımda rektörlükten dosyamı karıştırmışlar, incelemişler.benim gıyabımda fakülteye soruşturma açmışlar. Benim gıyabımda rektörlükten dosyamı karıştırmışlar, incelemişler. Kaç defa tahkikat geçirmişim en sonunda beni YÖK'e, Yükseköğretim Kurulu'na çağırdılar orada sorguya çektiler; Kaç defa tahkikat geçirmişim en sonunda beni YÖK'e, Yükseköğretim Kurulu'na çağırdılar orada sorguya çektiler;

İran'a niye gittin? Dedim ki; "Fakülte gönderdi onun için gittim." İran'a niye gittin?

Dedim ki;

"Fakülte gönderdi onun için gittim."

E niye seni gönderdi? Farsça biliyorum da onun için.E niye seni gönderdi?

Farsça biliyorum da onun için.
Benim doçentlik tezimi yapıyordum, benim bir yığın çalışmalarım vardı,Benim doçentlik tezimi yapıyordum, benim bir yığın çalışmalarım vardı, fakülte görevlendirdi diye zorla gittim dedim ben. Yani üç defa tahkikat yaptılar. fakülte görevlendirdi diye zorla gittim dedim ben.

Yani üç defa tahkikat yaptılar.

Peki gittiğiniz otelde ne konuştunuz? Elinin körünü konuştuk. Peki gittiğiniz otelde ne konuştunuz?

Elinin körünü konuştuk.

Yani aşağıda şöyle demişiz, yukarıda böyle demişiz, o gazete böyle yazmış, bu böyle. Yani aşağıda şöyle demişiz, yukarıda böyle demişiz, o gazete böyle yazmış, bu böyle.

Yani halen öyle! İran'a gitmek bir mesele, gelmek bir mesele.Yani halen öyle! İran'a gitmek bir mesele, gelmek bir mesele. O zaman Rusya'ya gitmek daha büyük bir mesele, daha zor bir şeydi. O zaman Rusya'ya gitmek daha büyük bir mesele, daha zor bir şeydi.

Şimdi bu şeyler değişti, Gorbaçov'dan sonra PerestroikaŞimdi bu şeyler değişti, Gorbaçov'dan sonra Perestroika ve Glasnost diye yeniden yapılanma filan şeyleri ile Sovyetler Birliği yapısını değiştirdi çünkü çökecekti. ve Glasnost diye yeniden yapılanma filan şeyleri ile Sovyetler Birliği yapısını değiştirdi çünkü çökecekti. Ekonomisi o ağır yükü kaldıracak durumu kalmamıştı, çökmemek için böyle yapmak zorundaydı.Ekonomisi o ağır yükü kaldıracak durumu kalmamıştı, çökmemek için böyle yapmak zorundaydı. Bir hesap meselesiydi, böyle yapmadığı takdirde çok fena gidecekti.Bir hesap meselesiydi, böyle yapmadığı takdirde çok fena gidecekti. Fena gitmemek için böyle yapmak zorunda kaldı ve Almanlardan büyük paralar alarak Berlin'den çekildiFena gitmemek için böyle yapmak zorunda kaldı ve Almanlardan büyük paralar alarak Berlin'den çekildi Almanya bütünlüğünü sağladı, Doğu Almanya'yı kurtardı.Almanya bütünlüğünü sağladı, Doğu Almanya'yı kurtardı. Almanların çalışkanlığının yani ekonomik bakımdan güçlü olmasının bir eseri bu.Almanların çalışkanlığının yani ekonomik bakımdan güçlü olmasının bir eseri bu. Ve ülkelerinin yarısını harpsiz kurtardılar, para ile kurtardılar. Yani zaten harp yapsalardıVe ülkelerinin yarısını harpsiz kurtardılar, para ile kurtardılar. Yani zaten harp yapsalardı bu verilen paranın kaç misli fazlası giderdi ve belki de başaramazlardı tabii yenemezlerdi bu verilen paranın kaç misli fazlası giderdi ve belki de başaramazlardı tabii yenemezlerdi ama Almanya'yı bütünleştirirdiler. Büyük bir başarı. ama Almanya'yı bütünleştirirdiler. Büyük bir başarı.

Ve şimdi şu günlerde Rusya'nın NATO'ya girmesi konuşuluyor.Ve şimdi şu günlerde Rusya'nın NATO'ya girmesi konuşuluyor. Zaten NATO [The North Atlantic Treaty Organization], CENTO [The Central Treaty Organization]Zaten NATO [The North Atlantic Treaty Organization], CENTO [The Central Treaty Organization] ve SEATO [The Southeast Asia Treaty Organization] denilen teşkilatlarve SEATO [The Southeast Asia Treaty Organization] denilen teşkilatlar Rusların emperyalist genişlemesine karşı Amerika destekli Batı destekli kuruluşlardır.Rusların emperyalist genişlemesine karşı Amerika destekli Batı destekli kuruluşlardır. Yani Rusya'yı kuşatan teşkilatlardı şimdi Rusya NATO'ya üye olmak istiyor. Yani şartlar değişti. Yani Rusya'yı kuşatan teşkilatlardı şimdi Rusya NATO'ya üye olmak istiyor. Yani şartlar değişti. Yani Batının karşısındaki Rusya hedefi şu anda yok. Ama Rusya kendisi bunu da istedi. Yani Batının karşısındaki Rusya hedefi şu anda yok. Ama Rusya kendisi bunu da istedi.

Bana bakanlık yapmış bir siyasi, şimdi bir partinin de başkanı olan bir şahıs anlattı,Bana bakanlık yapmış bir siyasi, şimdi bir partinin de başkanı olan bir şahıs anlattı, Rus elçisi Amerika'da Amerikalı yetkililere demiş ki; Rus elçisi Amerika'da Amerikalı yetkililere demiş ki;

"Size bir oyun hazırladık, korkunç bir oyun hazırladık. Çok fena bir oyun hazırladık size." demiş. "Size bir oyun hazırladık, korkunç bir oyun hazırladık. Çok fena bir oyun hazırladık size." demiş.

O da sormuş meraktan; "Ne yaptınız ne hazırladınız?" filan diye. Demiş ki; O da sormuş meraktan;

"Ne yaptınız ne hazırladınız?" filan diye.

Demiş ki;

"Sizin karşınızdan çekileceğiz, sizi rakipsiz bırakacağız." "Sizin karşınızdan çekileceğiz, sizi rakipsiz bırakacağız."

Çünkü insanın düşmanının olması iyi bir şey, olmadığı zaman icat etmek uydurmak da iyi bir şey.Çünkü insanın düşmanının olması iyi bir şey, olmadığı zaman icat etmek uydurmak da iyi bir şey. Yani politikacıların çok yaptığı bir şey bu.Yani politikacıların çok yaptığı bir şey bu. Bak şu düşman var dedin mi millet toparlanıyor, dikkat dışa dağılıyor. Bak şu düşman var dedin mi millet toparlanıyor, dikkat dışa dağılıyor.

Biz sizin karşınızdan çekileceğiz, sizi düşmansız bırakacağız demiş.Biz sizin karşınızdan çekileceğiz, sizi düşmansız bırakacağız demiş. Doğrudur ve Sovyetler Birliği bu manevrasından çok kâr etti.Doğrudur ve Sovyetler Birliği bu manevrasından çok kâr etti. Sırf Türkiye'den Sovyetler Birliği'ne giden maddî varlıkları hesaplasak milyarları bulur.Sırf Türkiye'den Sovyetler Birliği'ne giden maddî varlıkları hesaplasak milyarları bulur. Girdisi yani Sovyetler Birliği'ne cami yapılacak, Kur'an kursu yapılacak, bilmem neGirdisi yani Sovyetler Birliği'ne cami yapılacak, Kur'an kursu yapılacak, bilmem ne bilmem ne filan diye bizim heveslenerek akıttığımız paralar. bilmem ne filan diye bizim heveslenerek akıttığımız paralar. 5.000 dolara bir cami yapılıyordu. Hatta zenginin birisi gülerek anlatıyor, duyduğum zaman da hoşuma gitti. 5.000 dolara bir cami yapılıyordu. Hatta zenginin birisi gülerek anlatıyor, duyduğum zaman da hoşuma gitti.

5.000 dolara bir cami mi? Yap bana 20 tane cami demiş, 100.000 doları vermiş. 5.000 dolara bir cami mi?

Yap bana 20 tane cami demiş, 100.000 doları vermiş.

Yani artık böyle çarşıdan bir şey alınır verilir gibi. Yani artık böyle çarşıdan bir şey alınır verilir gibi.

Kazakistan'da Özbekistan'da birçok yerde birçok camiler filan kuruldu, münasebetlerimiz var.Kazakistan'da Özbekistan'da birçok yerde birçok camiler filan kuruldu, münasebetlerimiz var. Ve bizim bazı müslüman kardeşlerimiz ve müslüman gruplar oralarda televizyon yayını kurdular,Ve bizim bazı müslüman kardeşlerimiz ve müslüman gruplar oralarda televizyon yayını kurdular, kolejler açtılar şey yaptılar yani fedakârca oralarda sıkıntılar olmasına rağmen, kolejler açtılar şey yaptılar yani fedakârca oralarda sıkıntılar olmasına rağmen, Ruslar olmasına rağmen bir şeyler yapmaya çalışan kardeşlerimiz var. Ruslar olmasına rağmen bir şeyler yapmaya çalışan kardeşlerimiz var.

Ama Sovyetler Birliği'ne gitmek bir şey değil şimdi, ben bile gittim.Ama Sovyetler Birliği'ne gitmek bir şey değil şimdi, ben bile gittim. Yani eskiden Ankara'da Sovyet elçiliğinin davetine bile komünist damgası yemeyeyim diyeYani eskiden Ankara'da Sovyet elçiliğinin davetine bile komünist damgası yemeyeyim diye korktuğumdan gidemezken sonra kalktık Özbekistan'a gittik, Buhara'yı,korktuğumdan gidemezken sonra kalktık Özbekistan'a gittik, Buhara'yı, Semerkant'ı Taşkent'i gördük gezdik. Azerbaycan'ı gördük. Yani bir değişiklik oldu.Semerkant'ı Taşkent'i gördük gezdik. Azerbaycan'ı gördük. Yani bir değişiklik oldu. Bu değişiklik bizim için iyiydi, fena değil yani ne kadar kötü olursa olsun nispeten iyiydi Bu değişiklik bizim için iyiydi, fena değil yani ne kadar kötü olursa olsun nispeten iyiydi çünkü orada kardeşlerimizi görebiliyoruz, kardeşlerimiz bizi görüyor. çünkü orada kardeşlerimizi görebiliyoruz, kardeşlerimiz bizi görüyor.

Az çok şöyle bir şeyimiz var komşumuz olduğu için Yunanistan'dan daha mı kötü bu Rusya? Az çok şöyle bir şeyimiz var komşumuz olduğu için Yunanistan'dan daha mı kötü bu Rusya?

Yunanistan daha hain. Yani hiç olmazsa ötekisinde mal var ucuz.Yunanistan daha hain. Yani hiç olmazsa ötekisinde mal var ucuz. Avrupa'da o malın fiyatı 100 ise Rusya'daki 20. Çok ucuz,Avrupa'da o malın fiyatı 100 ise Rusya'daki 20. Çok ucuz, beşte bir fiyatına gidiyorsun oradan alıyorsun, o da senden alıyor. beşte bir fiyatına gidiyorsun oradan alıyorsun, o da senden alıyor. Yani ticaretten devletler kâr ediyor filan. Yani ticaretten devletler kâr ediyor filan.

Kültürel yönden de biz onlardan zarar görmek yerine kâr görüyoruz, yani sınırlar açıldı,Kültürel yönden de biz onlardan zarar görmek yerine kâr görüyoruz, yani sınırlar açıldı, onlar bize komünizmi ihraç etmek durumunda değiller.onlar bize komünizmi ihraç etmek durumunda değiller. Komünizm zaten çöktü, biz istifade ediyoruz. Ama şu oldu, kilise dindaşlarının hürriyetini sağladı, Komünizm zaten çöktü, biz istifade ediyoruz. Ama şu oldu, kilise dindaşlarının hürriyetini sağladı, Sovyetlerdeki dindaşlarının imdadına yetişti. Mesela Polonya'lı bir kardeşimiz varSovyetlerdeki dindaşlarının imdadına yetişti. Mesela Polonya'lı bir kardeşimiz var burada şimdi bizi dinliyor. Papa aslında Polonyalı olduğu için, Polonya'yı komünizmin elinden kurtardı.burada şimdi bizi dinliyor. Papa aslında Polonyalı olduğu için, Polonya'yı komünizmin elinden kurtardı. Az çok bir hürriyet var, seyahat imkanı var, Polonya rahatladı, başka yerler rahatladı. Az çok bir hürriyet var, seyahat imkanı var, Polonya rahatladı, başka yerler rahatladı.

Kilise tabii kendi dindaşlarını kurtarmakla yetinse tabii herkes akrabasını, yakınını korur deriz,Kilise tabii kendi dindaşlarını kurtarmakla yetinse tabii herkes akrabasını, yakınını korur deriz, bir şey deriz ama bir de müslümana yıkılsın diye de çalışılıyor. bir şey deriz ama bir de müslümana yıkılsın diye de çalışılıyor. Yani hıristiyandan kurtulsun diye çalışırken insânî, ama müslümanlar mahvolsunYani hıristiyandan kurtulsun diye çalışırken insânî, ama müslümanlar mahvolsun yeryüzünden silinsin yıkılsın derken o zaman hunhar ve canavar bir hale geliyor.yeryüzünden silinsin yıkılsın derken o zaman hunhar ve canavar bir hale geliyor. O zaman her şeyi yapıyor yaptırıyor. Mesela el-Halil katliamının psikolojik temelini hahamların verdiğiO zaman her şeyi yapıyor yaptırıyor. Mesela el-Halil katliamının psikolojik temelini hahamların verdiği konuşmalar teşkil ediyor, gazeteler ispat ettiler bunu. Yani öldürebilirsiniz bu adamları diyekonuşmalar teşkil ediyor, gazeteler ispat ettiler bunu. Yani öldürebilirsiniz bu adamları diye dini fetva çıktığı için adamlar camide o katliamı yaptılar. Balkanlarda öldürebilirsinizdini fetva çıktığı için adamlar camide o katliamı yaptılar. Balkanlarda öldürebilirsiniz bu müslümanları diye kiliselerden fetva çıktığı için adamlar müslümanları öldürüyorlar. bu müslümanları diye kiliselerden fetva çıktığı için adamlar müslümanları öldürüyorlar. Eğer bizim din adamlarımızdan öldürebilirsiniz bu hıristiyanları diye fetva çıksaEğer bizim din adamlarımızdan öldürebilirsiniz bu hıristiyanları diye fetva çıksa İslâm âleminde kan gövdeyi götürür yani hıristiyan kalmaz. İslâm âleminde kan gövdeyi götürür yani hıristiyan kalmaz. Ama biz öyle bir şeyi ölçüyoruz biçiyoruz düşünüyoruz, Ama biz öyle bir şeyi ölçüyoruz biçiyoruz düşünüyoruz, şuradaki kusurlu adamın kusurundan dolayı buradaki zavallı komşumun ne kabahati var diyoruz.şuradaki kusurlu adamın kusurundan dolayı buradaki zavallı komşumun ne kabahati var diyoruz. Yani benim İstanbul'daki komşumun ne kabahati var diyoruz,Yani benim İstanbul'daki komşumun ne kabahati var diyoruz, ben bunu bundan dolayı niye öldüreyim diyoruz ama Sırp öyle demiyor.ben bunu bundan dolayı niye öldüreyim diyoruz ama Sırp öyle demiyor. Altı asır önce senin ecdadın burayı istila etmişti diyor, altı asır onları öldürmemiş olan,Altı asır önce senin ecdadın burayı istila etmişti diyor, altı asır onları öldürmemiş olan, hayatını bağışlamış olan insanları öldürmeye kalkıyor. Yani sonunda insana; "Haa, ah! hayatını bağışlamış olan insanları öldürmeye kalkıyor. Yani sonunda insana;

"Haa, ah!
Demek ki ben başında öyle yapmayacakmışım.Demek ki ben başında öyle yapmayacakmışım. Demek ki ben onları hiç yaşatmayacakmışım!" dedirtiyor. Demek ki ben onları hiç yaşatmayacakmışım!" dedirtiyor.

Fakat bunlar psikolojik durumlar, biz bu durumları acı veya gerçek;Fakat bunlar psikolojik durumlar, biz bu durumları acı veya gerçek; "Ne yapalım, hayat böyledir." filan diye şey yapıyoruz [kabul ediyoruz]. "Ne yapalım, hayat böyledir." filan diye şey yapıyoruz [kabul ediyoruz].

Şimdi benim söylemek istediğim gerçek şu: Bir doğu bloğu bir de Batı bloğu vardı,Şimdi benim söylemek istediğim gerçek şu:

Bir doğu bloğu bir de Batı bloğu vardı,
şimdi bloklar değişti. Eksen kuzeyden güneye iken eksen, bu hudut doğudan batıya çizildi;şimdi bloklar değişti. Eksen kuzeyden güneye iken eksen, bu hudut doğudan batıya çizildi; bir kuzey devletleri var bir güney devletleri var. Kuzey devletleri umumiyetle hıristiyan, bir kuzey devletleri var bir güney devletleri var. Kuzey devletleri umumiyetle hıristiyan, güney devletleri umumiyetle de müslüman. Fas'tan başlıyor Tunus, Cezayir, Mısır, Türkiye,güney devletleri umumiyetle de müslüman. Fas'tan başlıyor Tunus, Cezayir, Mısır, Türkiye, Suriye, Irak, İran, Afganistan, Hindistan, Bangladeş... tâ şeye kadarSuriye, Irak, İran, Afganistan, Hindistan, Bangladeş... tâ şeye kadar şöyle bir yeşil kuşak var.şöyle bir yeşil kuşak var. Onun üstünde de yukarıda bir kuşak var. Tabii girinti ve çıkıntıları şey yapmıyoruz, düz olarak söylüyoruz.. Onun üstünde de yukarıda bir kuşak var. Tabii girinti ve çıkıntıları şey yapmıyoruz, düz olarak söylüyoruz..

İngiliz eski Başbakanı Margaret Thatcher diyor ki; "Şimdi bizim hedefimiz Mekke'dir." İngiliz eski Başbakanı Margaret Thatcher diyor ki;

"Şimdi bizim hedefimiz Mekke'dir."

Yani asıl düşmanımız şimdi Moskova değil Mekke'dir diyor. Yani asıl düşmanımız şimdi Moskova değil Mekke'dir diyor.

Peki yani biz size bir şey yapmıyoruz ki siz şimdi niye bizi düşman ilan ediyorsunuz? Peki yani biz size bir şey yapmıyoruz ki siz şimdi niye bizi düşman ilan ediyorsunuz?

Bizim petrolümüzü alıyor, bizim ülkelerimizi sömürüyor, bizim ülkelerimizde menfaati var.Bizim petrolümüzü alıyor, bizim ülkelerimizi sömürüyor, bizim ülkelerimizde menfaati var. Bizim uyanmamızdan ve bizim bu sömürüye karşı çıkmamızdan Bizim uyanmamızdan ve bizim bu sömürüye karşı çıkmamızdan veya hiç sömürüsü olmasa bile bizim kuvvetlenmemizden korkuyor. veya hiç sömürüsü olmasa bile bizim kuvvetlenmemizden korkuyor.

İstemiyorum, kuvvetlenmesin! Peki benim hayat hakkım yok mu 20. yüzyılda? İstemiyorum, kuvvetlenmesin!

Peki benim hayat hakkım yok mu 20. yüzyılda?

Yok. Çünkü sen müslümansın, sana hayat hakkı yok. Yok. Çünkü sen müslümansın, sana hayat hakkı yok.

Yani hıristiyan olsan başka türlü ama müslüman olduğu için başka türlü. Yani hıristiyan olsan başka türlü ama müslüman olduğu için başka türlü.

Tabii herkes böyle diyebilir, dünya üzerinde dostlar düşmanlar var herkes böyle diyebilir.Tabii herkes böyle diyebilir, dünya üzerinde dostlar düşmanlar var herkes böyle diyebilir. Buradan bizim çıkartacağımız bir sonuç var. Bu son bir-iki yıldır uygulamada çok net olarak gördük:Buradan bizim çıkartacağımız bir sonuç var. Bu son bir-iki yıldır uygulamada çok net olarak gördük: Müslümanlara bir husumet var, düşmanlık var, gaddarlık ve hunharlık var.Müslümanlara bir husumet var, düşmanlık var, gaddarlık ve hunharlık var. En acı misalini Balkanlar'da yaşadık, Kafkasya'da görüyoruz. Hindistan'dan sesler çıktı,En acı misalini Balkanlar'da yaşadık, Kafkasya'da görüyoruz. Hindistan'dan sesler çıktı, Babür Camii'nin yıkılması, Keşmir olayları ve diğer başka zulümler, vesaireler. Babür Camii'nin yıkılması, Keşmir olayları ve diğer başka zulümler, vesaireler.

Şimdi bütün bunlar gösteriyor ki bizim aklımızı başımıza toplamamız lazım.Şimdi bütün bunlar gösteriyor ki bizim aklımızı başımıza toplamamız lazım. Amerika frensiz ve düşmansız kaldığından, Amerika'nın karşısında onun şeyine çıkacak birAmerika frensiz ve düşmansız kaldığından, Amerika'nın karşısında onun şeyine çıkacak bir başka grup görünmediğinden her istediğini yapıyor. Bir muâvenet gemisinin başka grup görünmediğinden her istediğini yapıyor. Bir muâvenet gemisinin komuta şeyini [merkezini] bile keyfi olarak bombalayıp beş tane denizcimizi öldürebiliyor.komuta şeyini [merkezini] bile keyfi olarak bombalayıp beş tane denizcimizi öldürebiliyor. Bağdat'ta İslâm ülkelerinden gelen diplomatik heyetler bir otelde toplanmış,Bağdat'ta İslâm ülkelerinden gelen diplomatik heyetler bir otelde toplanmış, füzeyle oteli bombalıyor. Hatta bizimkilerden de bazı birileri yaralanmış filan diye söylendi,füzeyle oteli bombalıyor. Hatta bizimkilerden de bazı birileri yaralanmış filan diye söylendi, gazeteler yazdı. Yani bunu niye yapıyorsun, ne hakla yapıyorsun filan diyecekgazeteler yazdı. Yani bunu niye yapıyorsun, ne hakla yapıyorsun filan diyecek bir şey olmadığı için bu istediğini yapıyor. Tabii burada bizim çıkarmamız gereken ders şudur: bir şey olmadığı için bu istediğini yapıyor.

Tabii burada bizim çıkarmamız gereken ders şudur:

Biz çok iyi niyetliyiz. Biz merhametliyiz, biz hakkaniyetliyiz.Biz çok iyi niyetliyiz. Biz merhametliyiz, biz hakkaniyetliyiz. Biz kimsenin haksız yere ezilmesini de istemiyoruz ezmek de istemiyoruz. Ne sen aldan ne aldat.Biz kimsenin haksız yere ezilmesini de istemiyoruz ezmek de istemiyoruz. Ne sen aldan ne aldat. Ne sen ezil ne ez. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem evden dışarıya çıkarken; Ne sen ezil ne ez. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem evden dışarıya çıkarken; "Ya Rabbi, zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım. Cahillik yapmaktan,"Ya Rabbi, zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım. Cahillik yapmaktan, cahilliğe maruz kalmaktan sana sığınırım yâ Rabbi!" diye çıkardı.cahilliğe maruz kalmaktan sana sığınırım yâ Rabbi!" diye çıkardı. Yani hem kendimiz bir haksızlık yapmayalım istiyoruz ama hem de haksızlığa uğramayalım istiyoruz. Yani hem kendimiz bir haksızlık yapmayalım istiyoruz ama hem de haksızlığa uğramayalım istiyoruz.

Tabii o zaman yapmamız gereken birtakım görevler olduğu net olarak ortaya çıkıyor.Tabii o zaman yapmamız gereken birtakım görevler olduğu net olarak ortaya çıkıyor. Yani çalışmamız gerektiği, iyi çalışmamız gerektiği ortaya çıkıyor. Yani çalışmamız gerektiği, iyi çalışmamız gerektiği ortaya çıkıyor.

Görüyorsunuz, Almanya'da yaşadığınız için her zaman karşınızda, içinizde, fakültelerde, okullarda okuduğunuz içinGörüyorsunuz, Almanya'da yaşadığınız için her zaman karşınızda, içinizde, fakültelerde, okullarda okuduğunuz için üniversitelerde de görüyorsunuz, 20. yüzyılın güzel buluşları var, teknik imkanları var üniversitelerde de görüyorsunuz, 20. yüzyılın güzel buluşları var, teknik imkanları var ve maalesef bizim bunlara direk lokomotifliğimiz yani üreticiliğimiz, katkımız yok.ve maalesef bizim bunlara direk lokomotifliğimiz yani üreticiliğimiz, katkımız yok. Yani doğrudan doğruya biz bunları [üretemiyoruz.] Mesela Almanya'nın kendi başınaYani doğrudan doğruya biz bunları [üretemiyoruz.] Mesela Almanya'nın kendi başına bir teknolojisi vardır, Fransa'nın kendi başına milli bir teknolojisi vardır,bir teknolojisi vardır, Fransa'nın kendi başına milli bir teknolojisi vardır, İngiltere'nin kendi başına milli bir teknolojisi vardır, Amerika'nın vardır, İtalya'nın vardır.İngiltere'nin kendi başına milli bir teknolojisi vardır, Amerika'nın vardır, İtalya'nın vardır. Ama bizim böyle bir teknolojik, müstakil bir milli bünyemiz, bilimsel şeylerimiz yok,Ama bizim böyle bir teknolojik, müstakil bir milli bünyemiz, bilimsel şeylerimiz yok, bağımlı durumdayız. Yani onların ağzına bakma durumundayız, bağımlı durumdayız. Yani onların ağzına bakma durumundayız, onların araştırmalarına göre şey yapma durumundayız. onların araştırmalarına göre şey yapma durumundayız.

Meseleleri kendimiz çözümleyecek, araştırmalar yapacak ve kendimizin lehine olan sonuçlara doğruMeseleleri kendimiz çözümleyecek, araştırmalar yapacak ve kendimizin lehine olan sonuçlara doğru çalışacak elemanlar olmamız lazım. Hiç yok demeyelim amaçalışacak elemanlar olmamız lazım. Hiç yok demeyelim ama bunlarla mukayese edildiği zaman durumumuz iyi değil. Yani Almanya ile ekonomik yönden,bunlarla mukayese edildiği zaman durumumuz iyi değil. Yani Almanya ile ekonomik yönden, teknolojik yönden, Fransa ve İngiltere ile, Amerika ile tabii hiç şey yapamayız,teknolojik yönden, Fransa ve İngiltere ile, Amerika ile tabii hiç şey yapamayız, İtalya ile filan mukayese edildiğimiz zaman durumumuzun geri olduğu görülüyor. İtalya ile filan mukayese edildiğimiz zaman durumumuzun geri olduğu görülüyor.

Onun için biz evet müslümanız, esas itibariyle amacımız dînî yani Allah'ın rızasını kazanmakOnun için biz evet müslümanız, esas itibariyle amacımız dînî yani Allah'ın rızasını kazanmak ama Allah'ın rızasını kazanmak birçok noktalardan geçiyor, birçok hizmetleri beraber yapmayı gerektiriyor.ama Allah'ın rızasını kazanmak birçok noktalardan geçiyor, birçok hizmetleri beraber yapmayı gerektiriyor. Bizim müslüman olmamızın gereği olarak, Müslümanlığımızın dindarlığımızın gereği olarakBizim müslüman olmamızın gereği olarak, Müslümanlığımızın dindarlığımızın gereği olarak bu probleme çözüm getirmemiz, çözülmesi için şahsen katkıda bulunmamız, grup olduğumuz için debu probleme çözüm getirmemiz, çözülmesi için şahsen katkıda bulunmamız, grup olduğumuz için de iyi bir grup olduğumuz için de, yani hem Türkiye içinde hem Almanya'da hem Fransa'daiyi bir grup olduğumuz için de, yani hem Türkiye içinde hem Almanya'da hem Fransa'da dünyanın muhtelif yerlerinde organize bir kardeşler topluluğu olduğumuz için de, dünyanın muhtelif yerlerinde organize bir kardeşler topluluğu olduğumuz için de, münevver bir grup olduğumuzdan, aşırılıklardan böyle kendisini kurtarmış saygın bir grup olduğumuz,münevver bir grup olduğumuzdan, aşırılıklardan böyle kendisini kurtarmış saygın bir grup olduğumuz, aydın bir dînî grup olduğumuz için bizim bu meselelerle tabii yakından ilgilenmemizaydın bir dînî grup olduğumuz için bizim bu meselelerle tabii yakından ilgilenmemiz ve çalışmamız gerekiyor. Organize olmamız icap ediyor. ve çalışmamız gerekiyor. Organize olmamız icap ediyor.

Bu organize olmak ve tabii beraber çalışmak [gerek‎‎‎iyor ama] herkesin kendi işi var,Bu organize olmak ve tabii beraber çalışmak [gerek‎‎‎iyor ama] herkesin kendi işi var, beraber nasıl çalışacağız? Bu beraber çalışma detaylı bir şeydir, yani size birisi dese ki; beraber nasıl çalışacağız?

Bu beraber çalışma detaylı bir şeydir, yani size birisi dese ki;

"Münih'e bir havaalanı yapılacak, çiz bakalım şunun planını." "Münih'e bir havaalanı yapılacak, çiz bakalım şunun planını."

Dersin ki; "Yahu bu öyle oturup da çizilecek bir şey değildir.Dersin ki;

"Yahu bu öyle oturup da çizilecek bir şey değildir.
Bunu her şeyi gayet ince hesaplanacak, ölçülecek biçilecek alanlar, uçaklar nereye yanaşacak, Bunu her şeyi gayet ince hesaplanacak, ölçülecek biçilecek alanlar, uçaklar nereye yanaşacak, nereden yolcuyu alacak, şeyleri nereden boşaltacak filan." nereden yolcuyu alacak, şeyleri nereden boşaltacak filan."

Münih'in yeni havaalanının çok güzel bir yapısı olduğunu bildiğim için söylüyorum. Münih'in yeni havaalanının çok güzel bir yapısı olduğunu bildiğim için söylüyorum.

Yani bir bina yapılacak olsa bile bunun detayı var. Ama bütün meseleYani bir bina yapılacak olsa bile bunun detayı var. Ama bütün mesele böyle bir şeyi yapmamız gerektiğine inanmak ve buna başlamak.böyle bir şeyi yapmamız gerektiğine inanmak ve buna başlamak. Bundan önceki tarihten de çeşitli misaller verebiliriz. Şuurlu inançlı bir grup, bir yerde oturupBundan önceki tarihten de çeşitli misaller verebiliriz. Şuurlu inançlı bir grup, bir yerde oturup bir şeye karar verdi mi sonunda bir zaman geçince güzel sonuçları alınıyor.bir şeye karar verdi mi sonunda bir zaman geçince güzel sonuçları alınıyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz 13 sene az mı yani Mekke-i Mükerreme'de sıkıntı çekmiş, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz 13 sene az mı yani Mekke-i Mükerreme'de sıkıntı çekmiş, ıstırap çekmiş, acı çekmiş, işkence görmüşken ondan sonra İslâm elhamdülillahıstırap çekmiş, acı çekmiş, işkence görmüşken ondan sonra İslâm elhamdülillah hem Arabistan'a hâkim oldu hem dünyanın her tarafına yayıldı. Yani 40 kişi iken,hem Arabistan'a hâkim oldu hem dünyanın her tarafına yayıldı. Yani 40 kişi iken, küçücük bir grupken bütün cihana hâkim olan dünyanın en önemli organize güçlerinden, küçücük bir grupken bütün cihana hâkim olan dünyanın en önemli organize güçlerinden, en kalabalık gruplardan birisi haline geldi. en kalabalık gruplardan birisi haline geldi.

Biz de bugün [müslümanlar olarak] Çinlilerle yarış halindeyiz.Biz de bugün [müslümanlar olarak] Çinlilerle yarış halindeyiz. Yani nüfus bakımından Çinliler kadarız belki Çinlilerden daha yükseğiz ama bu potansiyelimizi kullanamıyoruz biz.Yani nüfus bakımından Çinliler kadarız belki Çinlilerden daha yükseğiz ama bu potansiyelimizi kullanamıyoruz biz. Hıristiyanların birlik ve beraberliği gibi bir birliği sağlayamamışız biz.Hıristiyanların birlik ve beraberliği gibi bir birliği sağlayamamışız biz. Eğer sağlasak sırf o birlikten dolayı birçok problemlerimiz halledilmiş olacak. Eğer sağlasak sırf o birlikten dolayı birçok problemlerimiz halledilmiş olacak. Onun için bir müslüman olduğumuzu özel hayatımızda da asla unutmamalıyız.Onun için bir müslüman olduğumuzu özel hayatımızda da asla unutmamalıyız. Ben müslümanım, işim sadece kendime faydalı olmak, kendimi zengin etmek, kendimi mutlu etmek değil.Ben müslümanım, işim sadece kendime faydalı olmak, kendimi zengin etmek, kendimi mutlu etmek değil. Ben müslümanım, bütün İslâm'ın, İslâm âleminin, bütün müslümanların mutlu olmasınaBen müslümanım, bütün İslâm'ın, İslâm âleminin, bütün müslümanların mutlu olmasına hatta bütün insanların yanlış yoldan doğru yola gelmesine çalışmak görevim var diyehatta bütün insanların yanlış yoldan doğru yola gelmesine çalışmak görevim var diye bir sosyal, global yani dünya küresi üzerinde dünyanın bütünü ile ilgili bir amacımız olması lazımbir sosyal, global yani dünya küresi üzerinde dünyanın bütünü ile ilgili bir amacımız olması lazım ve bu amaç için beraberce çalışmamız lazım. ve bu amaç için beraberce çalışmamız lazım.

Türkiye'de tabii bu iş için çalışmalarımız var, çalışmalarımızı belki kardeşlerimizin büyük kısmı biliyor.Türkiye'de tabii bu iş için çalışmalarımız var, çalışmalarımızı belki kardeşlerimizin büyük kısmı biliyor. Dergilerimiz var, radyo yayınlarımız var, kitap yayınlarımız var.Dergilerimiz var, radyo yayınlarımız var, kitap yayınlarımız var. Yüzlerce şubelik derneklerimiz, vakıflarımız var. Anadolu'nun her tarafına yayılmış,Yüzlerce şubelik derneklerimiz, vakıflarımız var. Anadolu'nun her tarafına yayılmış, yurt dışına yayılmış şubelerimiz var. Yani sosyal organizasyonumuz oldukça güzel ama yurt dışına yayılmış şubelerimiz var. Yani sosyal organizasyonumuz oldukça güzel ama ben Almanya'yı yani sizin yaşadığınız şu diyarı çok önemli bir bölgemiz olarak görüyorum ben Almanya'yı yani sizin yaşadığınız şu diyarı çok önemli bir bölgemiz olarak görüyorum çünkü burada da bizim binlerce ihvanımız var. İrtibatımızın sağlanamamış olduğu çünkü burada da bizim binlerce ihvanımız var. İrtibatımızın sağlanamamış olduğu binlerce ihvanımız var Almanya'da ve Almanya avantajlı bir ülke. Teknolojik bakımdan ileri bir ülke,binlerce ihvanımız var Almanya'da ve Almanya avantajlı bir ülke. Teknolojik bakımdan ileri bir ülke, bize çok tecrübe kazandırıyor. Yani bizim burada yaşamamızdanbize çok tecrübe kazandırıyor. Yani bizim burada yaşamamızdan memleketimize gittiğimiz zaman götürdüğümüz çok şeyler var, hava var.memleketimize gittiğimiz zaman götürdüğümüz çok şeyler var, hava var. Mesela buradan birisi tahsil görüp de Türkiye'ye gittiği zaman yaptığı şey memlekete bir şeyler sağlıyor.Mesela buradan birisi tahsil görüp de Türkiye'ye gittiği zaman yaptığı şey memlekete bir şeyler sağlıyor. Buradaki tecrübeli bir insanın yazdığı bir kitap orada fayda sağlıyor. Burası önemli bir diyar.Buradaki tecrübeli bir insanın yazdığı bir kitap orada fayda sağlıyor. Burası önemli bir diyar. Ben buranın, bura ile ilgili ilişkilerimizin kesilmemesini temenni ediyorum. Ben buranın, bura ile ilgili ilişkilerimizin kesilmemesini temenni ediyorum.

Yani şu problemler var tabii, ben bozulmam ama Hocam benim çocuğum entegre olabilir, elden çıkabilir.Yani şu problemler var tabii, ben bozulmam ama Hocam benim çocuğum entegre olabilir, elden çıkabilir. Tamam o zaman, bizim görevlerimizden bir tanesi sizin çocuklarınızın eğitilmesi,Tamam o zaman, bizim görevlerimizden bir tanesi sizin çocuklarınızın eğitilmesi, bozulmayacak olan bir yerde eğitilmesi. Biz bu sene, şu 1994 senesinde 15-20 yerdebozulmayacak olan bir yerde eğitilmesi. Biz bu sene, şu 1994 senesinde 15-20 yerde birden okul açma çabası içindeyiz. Şu anda 15-20 yerde kolej açma çalışması içindeyiz.birden okul açma çabası içindeyiz. Şu anda 15-20 yerde kolej açma çalışması içindeyiz. Yani inşaatı yarım, sıvası eksik veya kendisi bitmiş de donanımı eksik filan, harıl harıl bir çalışma içindeyiz.Yani inşaatı yarım, sıvası eksik veya kendisi bitmiş de donanımı eksik filan, harıl harıl bir çalışma içindeyiz. Belki bu sene sizin çocuklarınızın hepsini, kızlarınızı oğlanlarınızı neyse yetişmesi içinBelki bu sene sizin çocuklarınızın hepsini, kızlarınızı oğlanlarınızı neyse yetişmesi için alıp da yetiştirecek kâfi potansiyelimiz yok ama biz buna hazırlanıyoruzalıp da yetiştirecek kâfi potansiyelimiz yok ama biz buna hazırlanıyoruz yani Allah'ın izniyle bu şeyi başaracağız. İnşallah okullarımız olacak,yani Allah'ın izniyle bu şeyi başaracağız. İnşallah okullarımız olacak, o okullarda çocuklarımız şey olarak yetişecek. o okullarda çocuklarımız şey olarak yetişecek.

Siz burada Almanya'da, öbür kardeşlerim Avustralya'da, berikisi İngiltere'de, daha ötekisi Amerika'da...Siz burada Almanya'da, öbür kardeşlerim Avustralya'da, berikisi İngiltere'de, daha ötekisi Amerika'da... Sizler burada İslâm'ın mümessillerisiniz. Bu insanların İslâm'ı öğrenmesinde sizin payınız olacak,Sizler burada İslâm'ın mümessillerisiniz. Bu insanların İslâm'ı öğrenmesinde sizin payınız olacak, olması lazım ama bu hal ile olmaz. Bu zaaf ile, bu zayıflık ile, bu perişan görünüm ile olmaz.olması lazım ama bu hal ile olmaz. Bu zaaf ile, bu zayıflık ile, bu perişan görünüm ile olmaz. Biz kendimize saygınlık kazandıracağız, Alman bizi sayacak. Biz organize olacağız, Biz kendimize saygınlık kazandıracağız, Alman bizi sayacak. Biz organize olacağız, kültürel çalışmalarımızı mükemmel yapacağız, Alman öğrenmek için kendisi müracaat edecek. kültürel çalışmalarımızı mükemmel yapacağız, Alman öğrenmek için kendisi müracaat edecek. Gelecek diyecek ki; "Ben İslâm'ı merak ediyorum, ben doğru inancı şey yapmak istiyorum." Gelecek diyecek ki;

"Ben İslâm'ı merak ediyorum, ben doğru inancı şey yapmak istiyorum."

Böyle her türlü şeyi ile görecek.Böyle her türlü şeyi ile görecek. Böylece siz burada yani Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin sahabesininBöylece siz burada yani Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin sahabesinin Peygamber Efendimiz'den sonra dünyanın her tarafına yayılıp da İslâmiyet'i anlatması gibi bir görev yürüteceksiniz.Peygamber Efendimiz'den sonra dünyanın her tarafına yayılıp da İslâmiyet'i anlatması gibi bir görev yürüteceksiniz. Bu aşk ile Anadolu'yu, ana baba ocağını bırakıp da, evini bırakıp da pasaportunu yakan kardeşler var. Bu aşk ile Anadolu'yu, ana baba ocağını bırakıp da, evini bırakıp da pasaportunu yakan kardeşler var. Pasaportunu yırtmış gittiği ülkede. Özbekistan'a gitmiş,Pasaportunu yırtmış gittiği ülkede. Özbekistan'a gitmiş, "Ben burada bu kardeşlerime İslâm'ı öğreteceğim, benim için Türkiye yok artık." diyor, "Ben burada bu kardeşlerime İslâm'ı öğreteceğim, benim için Türkiye yok artık." diyor, cart cart cart pasaportunu yırtıyor. cart cart cart pasaportunu yırtıyor.

Bu ne demek? Tarık b. Ziyad'ın Cebelitarık Boğazı'nı geçtikten sonraBu ne demek?

Tarık b. Ziyad'ın Cebelitarık Boğazı'nı geçtikten sonra
yakın gemileri demesi gibi bir şey. Gemileri yaktırmış; yakın gemileri demesi gibi bir şey. Gemileri yaktırmış;

"Bana bakın ey müslüman askerleri, mücahitler! Önünüz derya gibi düşman,"Bana bakın ey müslüman askerleri, mücahitler! Önünüz derya gibi düşman, arkanız düşman gibi derya! Geriye kaçsanız bineceğiniz gemi yok. Derya da size düşman, boğulursunuz!" arkanız düşman gibi derya! Geriye kaçsanız bineceğiniz gemi yok. Derya da size düşman, boğulursunuz!"

Cebelitarık Boğazı yüzerek geçilir mi? Mümkün değil, gemiler de yandı. Cebelitarık Boğazı yüzerek geçilir mi?


Mümkün değil, gemiler de yandı.

"Arkanızda düşman gibi derya, önünüz derya gibi düşman! Karşıda da kalabalık düşman var,"Arkanızda düşman gibi derya, önünüz derya gibi düşman! Karşıda da kalabalık düşman var, ne yapıp yapıp savaşacaksınız." demiş. Yani komutanın da kararına bak!ne yapıp yapıp savaşacaksınız." demiş.


Yani komutanın da kararına bak!
Ümitleri kalmasın diye gemileri yaktırıyor yani askerlerin geriye dönme ümidi yok.Ümitleri kalmasın diye gemileri yaktırıyor yani askerlerin geriye dönme ümidi yok. Ya yeneceksiniz zafer kazanacaksın ya da başka çare yok, ya dası yok.Ya yeneceksiniz zafer kazanacaksın ya da başka çare yok, ya dası yok. Bizim de bu aşka sahip olmamız lazım. Bu aşka sahip kardeşler var, bak pasaportunu yırtıyor.Bizim de bu aşka sahip olmamız lazım. Bu aşka sahip kardeşler var, bak pasaportunu yırtıyor. Genç çocuk, evli değil bir şey değil. Bana Türkiye'de soruyorlar; Genç çocuk, evli değil bir şey değil. Bana Türkiye'de soruyorlar;

"Hocam falanca diyara gideyim mi?" Yani gidecek. Bosna'ya gideyim mi? "Hocam falanca diyara gideyim mi?"

Yani gidecek.

Bosna'ya gideyim mi?

Ölçüyorum biçiyorum, hizmete [ihtiyacı var mı diye] anasını soruyorum babasını soruyorum.Ölçüyorum biçiyorum, hizmete [ihtiyacı var mı diye] anasını soruyorum babasını soruyorum. Çünkü Peygamber Efendimiz sormuş. Birisi gelmiş; "Yâ Resûlallah cihada gitmek istiyorum." demiş. Çünkü Peygamber Efendimiz sormuş. Birisi gelmiş;

"Yâ Resûlallah cihada gitmek istiyorum." demiş.

Demiş ki; "Senin annen baban var mı? Var. Kim bakacak onlara? Demiş ki;

"Senin annen baban var mı?


Var.

Kim bakacak onlara?

"Yok kimse." demiş. "Senin anne babana bakman daha önemli." demiş mesela. "Yok kimse." demiş.

"Senin anne babana bakman daha önemli." demiş mesela.

Böyle hadîs-i şerîfler olduğu için ben soruyorum. Git desem gidecek.Böyle hadîs-i şerîfler olduğu için ben soruyorum. Git desem gidecek. Gidenler var, şehit olduğuna dair haber aldıklarımız var. Gidenler var, şehit olduğuna dair haber aldıklarımız var.

Yani bu aşk ve şevke bizim de sahip olmamız lazım. Bizim buranın konforu, kaloriferi, rahatı,Yani bu aşk ve şevke bizim de sahip olmamız lazım. Bizim buranın konforu, kaloriferi, rahatı, markı doları bizi yumuşatmamalı, gevşetmemeli. markı doları bizi yumuşatmamalı, gevşetmemeli. Bizim Allah'ın dinine hizmet vazifemiz üzerimizden kalkmış değil.Bizim Allah'ın dinine hizmet vazifemiz üzerimizden kalkmış değil. Sahâbe-i kirâma yüklenmiş olan o ideal bizim için de geçerli.Sahâbe-i kirâma yüklenmiş olan o ideal bizim için de geçerli. Bizim de sahâbe-i kirâm gibi olmamız lazım. Bizim de sahâbe-i kirâm gibi olmamız lazım.

Ben şahsen kendi hayatımdan misal vererek meseleyi anlatayım.Ben şahsen kendi hayatımdan misal vererek meseleyi anlatayım. Mesela ben ilahiyat fakültesinde [bulunduğum bölümde çalışmayı] hiç istemiyordum,Mesela ben ilahiyat fakültesinde [bulunduğum bölümde çalışmayı] hiç istemiyordum, kader beni oraya şey yaptı. Ben İstanbul'dan çıktığım zaman tefsir kürsüsüne filan gitmek istiyordum.kader beni oraya şey yaptı. Ben İstanbul'dan çıktığım zaman tefsir kürsüsüne filan gitmek istiyordum. İlahiyat fakültesinde idareciler bana dilekçemi değiştirttiler,İlahiyat fakültesinde idareciler bana dilekçemi değiştirttiler, beni Türk-İslâm Edebiyatı'na [yönlendirdiler.] İmtihanları kazanmıştım, dediler ki; beni Türk-İslâm Edebiyatı'na [yönlendirdiler.] İmtihanları kazanmıştım, dediler ki;

"Bak, biz seni kaybetmek istemiyoruz, dilekçeni değiştirmezsen alamayacağız."Bak, biz seni kaybetmek istemiyoruz, dilekçeni değiştirmezsen alamayacağız. Çünkü hoca öteki şahsı alacak, sen kazandığın halde harcanacaksın. Dilekçeni değiştir." dediler,Çünkü hoca öteki şahsı alacak, sen kazandığın halde harcanacaksın. Dilekçeni değiştir." dediler, bana zorla dilekçemi değiştirttiler.bana zorla dilekçemi değiştirttiler. Ölçtüm biçtim, istemediğim halde İslâm Edebiyatı kürsüsüne asistan girdim ben. Ölçtüm biçtim, istemediğim halde İslâm Edebiyatı kürsüsüne asistan girdim ben.

Şimdi edebiyat ne, karın doyurur mu doyurmaz mı, Allah'ın dinine hizmet eder mi etmez mi? Şimdi edebiyat ne, karın doyurur mu doyurmaz mı, Allah'ın dinine hizmet eder mi etmez mi?

Benim o zamanki kanaatim menfiydi. Şimdiki kanaatim öyle değil.Benim o zamanki kanaatim menfiydi. Şimdiki kanaatim öyle değil. Kur'ân-ı Kerîm en büyük edebiyat şaheseri yani Peygamber Efendimizin en büyük mucizesi.Kur'ân-ı Kerîm en büyük edebiyat şaheseri yani Peygamber Efendimizin en büyük mucizesi. Söz çok önemli, yazı çok önemli. Bak bizim bütün faaliyetlerimiz şimdi söze dayalı: Söz çok önemli, yazı çok önemli. Bak bizim bütün faaliyetlerimiz şimdi söze dayalı: Kitap, mecmua, yayın vesaire çok önemli ama oraya Allah beni sevk etmiş.Kitap, mecmua, yayın vesaire çok önemli ama oraya Allah beni sevk etmiş. Allah'a hamd ü senalar olsun, çok şükür. Yani biz istemesek de,Allah'a hamd ü senalar olsun, çok şükür. Yani biz istemesek de, "Hani bazı şeyi siz istemezsiniz ama o sizin hakkınızda hayırlıdır." buyuruyor Kur'ân-ı Kerîm. "Hani bazı şeyi siz istemezsiniz ama o sizin hakkınızda hayırlıdır." buyuruyor Kur'ân-ı Kerîm.

Ve asâ en tekrahû şey'en ve hüve hayrun leküm. Ve asâ en tekrahû şey'en ve hüve hayrun leküm.

Şimdi ben dilekçeyi yazdım, edebiyat kürsüsüne geçtim. Şimdi ben dilekçeyi yazdım, edebiyat kürsüsüne geçtim.

Ya ben şimdi şiirle romanla mı uğraşacağım? Hiç sevmezdim. Tanzimat edebiyatı,Ya ben şimdi şiirle romanla mı uğraşacağım?


Hiç sevmezdim. Tanzimat edebiyatı,
Tevfik Fikretler, bilmem kimler, illallah yani. En sevmediğim şeydi benim.Tevfik Fikretler, bilmem kimler, illallah yani. En sevmediğim şeydi benim. Romanlar, Samipaşazâde Sezai, Sergüzeşt romanı, bilmem kimin Aşk-ı Memnû'su,Romanlar, Samipaşazâde Sezai, Sergüzeşt romanı, bilmem kimin Aşk-ı Memnû'su, yerin dibine batsın, başlarına çalınsın. Hiç hoşuma gitmezdi ama ben oraya şey yaptım, [dilekçe verdim girdim]. yerin dibine batsın, başlarına çalınsın. Hiç hoşuma gitmezdi ama ben oraya şey yaptım, [dilekçe verdim girdim].

Şimdi ben düşündüm yani bunu misal olarak size veriyorum. Mühendis olabilirsiniz,Şimdi ben düşündüm yani bunu misal olarak size veriyorum. Mühendis olabilirsiniz, doktor olabilirsiniz, işçi olabilirsiniz. Ben dedim ki; "Şimdi edebiyatçı oldum ha?!" doktor olabilirsiniz, işçi olabilirsiniz. Ben dedim ki;

"Şimdi edebiyatçı oldum ha?!"

Evet, maalesef edebiyatçı oldum. Ne yapayım? Evet, maalesef edebiyatçı oldum.

Ne yapayım?

Öyle bir doktora, öyle bir tez konusu aldım ki, bunu ayarlamak kendi elinde.Öyle bir doktora, öyle bir tez konusu aldım ki, bunu ayarlamak kendi elinde. Şimdi bak burada doktora yapmak isteyen arkadaşlarım var.Şimdi bak burada doktora yapmak isteyen arkadaşlarım var. Alman profesörler kendilerinin istedikleri konuları, kendilerine yarayacak konuları veriyorlar.Alman profesörler kendilerinin istedikleri konuları, kendilerine yarayacak konuları veriyorlar. Sonra onları fişliyorlar, dosyalara koyuyorlar biliyorum. Mesela "Türkiye'de falanca Yezidîler."Sonra onları fişliyorlar, dosyalara koyuyorlar biliyorum. Mesela "Türkiye'de falanca Yezidîler." Şeytana tapan taifesi. Senin benim haberim yok, adam burada Yezidîler üzerine onun tezini yaptırtıyor.Şeytana tapan taifesi. Senin benim haberim yok, adam burada Yezidîler üzerine onun tezini yaptırtıyor. Ondan sonra onu dosyaya koyuyor. Ondan sonra zamanı gelince onu bir yerde kullanacak. Ondan sonra onu dosyaya koyuyor. Ondan sonra zamanı gelince onu bir yerde kullanacak.

Şimdi ben de tuttum bir konu seçtim, Allah'a hamd ü senalar olsun, öyle bir konu seçtim kiŞimdi ben de tuttum bir konu seçtim, Allah'a hamd ü senalar olsun, öyle bir konu seçtim ki bugün radyoda televizyonda, gazetelerde, konferanslarda,bugün radyoda televizyonda, gazetelerde, konferanslarda, toplantılarda hep bizim eserden faydalanılıyor ve birçok insanın doğru yola gelmesine sebep oldu.toplantılarda hep bizim eserden faydalanılıyor ve birçok insanın doğru yola gelmesine sebep oldu. Yani ben tarihten bir konu seçebilirdim, öyle bir konu seçebilirdim. Hayır, günümüzden bir konu seçtim.Yani ben tarihten bir konu seçebilirdim, öyle bir konu seçebilirdim. Hayır, günümüzden bir konu seçtim. Hem edebiyat, Türk İslâm Edebiyatı içinde, hem de günümüze faydası olan,Hem edebiyat, Türk İslâm Edebiyatı içinde, hem de günümüze faydası olan, hem de dinime faydası olan bir konu seçtim. Herkes bunu yapabilir veya yapmaz.hem de dinime faydası olan bir konu seçtim. Herkes bunu yapabilir veya yapmaz. Birçok böyle işe yaramaz konularda [tezler...] Birçok böyle işe yaramaz konularda [tezler...]

"Filancanın gazelleri, falancanın kasideleri..." Bana ne? "Filancanın gazelleri, falancanın kasideleri..."


Bana ne?

O şair de ölmüş, o padişah da ölmüş; o ona yağ çekmiş, bu buna kese ile para vermiş bana ne? O şair de ölmüş, o padişah da ölmüş; o ona yağ çekmiş, bu buna kese ile para vermiş bana ne?

Bundan ne fayda var? Yani bana fayda sağlamalı bir şey, dinime bir fayda getirmeli. Bundan ne fayda var?

Yani bana fayda sağlamalı bir şey, dinime bir fayda getirmeli.

Onun için siz de böyle düşünün yani her konuda bu zihniyetle düşünün diye söylüyorum. Onun için siz de böyle düşünün yani her konuda bu zihniyetle düşünün diye söylüyorum.

Ve biz burada bu çalışmaları sürdüreceğiz. Burada inşallah önemli kültürel merkezler kuracağız.Ve biz burada bu çalışmaları sürdüreceğiz. Burada inşallah önemli kültürel merkezler kuracağız. Politikanın üstünde çalışacağız. Politika İslâm'a hizmetin yollarından birisidir ama biridir.Politikanın üstünde çalışacağız. Politika İslâm'a hizmetin yollarından birisidir ama biridir. Siyasal bilgiler bir üniversitenin sadece bir fakültesidir ama İslâm'a hizmet çok yönlüdür,Siyasal bilgiler bir üniversitenin sadece bir fakültesidir ama İslâm'a hizmet çok yönlüdür, her yerde her zaman gereklidir. O bakımdan Almanya'da İslâm'a hizmet içinher yerde her zaman gereklidir. O bakımdan Almanya'da İslâm'a hizmet için aşk ile şevk ile çalışmaya başlayacağız. Şimdiye kadar pasif durduysak bile aşk ile şevk ile çalışmaya başlayacağız. Şimdiye kadar pasif durduysak bile bundan sonra son derece aktif çalışacağız. Benim Türkiye'deki işimi gücümü bırakıp bundan sonra son derece aktif çalışacağız. Benim Türkiye'deki işimi gücümü bırakıp severek davetinize icabet edip gelmemin sebebim bu. severek davetinize icabet edip gelmemin sebebim bu.

Yani biz burada Allahu Teâlâ hazretlerinin dinine; Allah bizi muvaffak etsin,Yani biz burada Allahu Teâlâ hazretlerinin dinine; Allah bizi muvaffak etsin, dinine yardımcı insanlar olmayı nasip etsin, yardım edici organizasyonlar kuracağızdinine yardımcı insanlar olmayı nasip etsin, yardım edici organizasyonlar kuracağız ve bunu başaracağız inşallah. Bizim pasaportu yırtmamıza lüzum yok amave bunu başaracağız inşallah.

Bizim pasaportu yırtmamıza lüzum yok ama
arkadaşlarla konuştuk biz, bir Alman pasaportu alın. Bir Alman pasaportunuz olsunarkadaşlarla konuştuk biz, bir Alman pasaportu alın. Bir Alman pasaportunuz olsun bir de Türk pasaportunuz olsun. Bir ayağınız burada olsun. Neden? bir de Türk pasaportunuz olsun. Bir ayağınız burada olsun.

Neden?

Orası benim anavatanım, burası benim İslâm'ı yayacağım bir yer.Orası benim anavatanım, burası benim İslâm'ı yayacağım bir yer. Ben burada Alman pasaportunu aldığım zaman 12 tane 14 tane ülkede rahat geziyorum amaBen burada Alman pasaportunu aldığım zaman 12 tane 14 tane ülkede rahat geziyorum ama Türk pasaportu ile şimdi İsveç'e bile [vize istiyorlar.]Türk pasaportu ile şimdi İsveç'e bile [vize istiyorlar.] Benim pasaportum yeşildi, vize için özel pasaporttu, special passport, vizesiz gidiyordum.Benim pasaportum yeşildi, vize için özel pasaporttu, special passport, vizesiz gidiyordum. Bu sefer İsveç'e gitmek için vize koymuş adamlar. Niye ben bu engellere takılayım? Bu sefer İsveç'e gitmek için vize koymuş adamlar.


Niye ben bu engellere takılayım?

Benim İsveç'te müslüman kardeşlerim var, benim onlarla çalışmalarım var.Benim İsveç'te müslüman kardeşlerim var, benim onlarla çalışmalarım var. Ben onların hanımlarına, çocuklarına, kendilerine İslâm'ı öğreteceğim. Gitmem lazım. Ben onların hanımlarına, çocuklarına, kendilerine İslâm'ı öğreteceğim. Gitmem lazım. Yani adam bana müsaade etmezse ben İsveç'e gidemeyeceğim. Öyle şey mi olur? Yani adam bana müsaade etmezse ben İsveç'e gidemeyeceğim.

Öyle şey mi olur?

Yani bu engelleri aşacağız ve çalışacağız. Allah rızası için çalışacağız. Yani bu engelleri aşacağız ve çalışacağız. Allah rızası için çalışacağız.

Semerkant'ta bir kabristan var, sahabe kabirleri var, onu ziyaret ettik. Semerkant'ta bir kabristan var, sahabe kabirleri var, onu ziyaret ettik.

Semerkant Arabistan'a o kadar uzak yer ki, o devirde o mesafeler nasıl geçilmiş? Semerkant Arabistan'a o kadar uzak yer ki, o devirde o mesafeler nasıl geçilmiş?

Sahâbe-i kirâm Medine'de ölmemiş, Semerkant'ta kabri, İstanbul'da kabri. Sahâbe-i kirâm Medine'de ölmemiş, Semerkant'ta kabri, İstanbul'da kabri.

İstanbul kolay bir yer mi? Neticede İstanbul'a kolay mı gelinir yaşlı bir zamanda,İstanbul kolay bir yer mi?

Neticede İstanbul'a kolay mı gelinir yaşlı bir zamanda,
hem de aradaki araziler müslüman arazi değil. hem de aradaki araziler müslüman arazi değil.

Gayrimüslim arazi içinden geçilip de İstanbul'a kolay mı gelinir? Gayrimüslim arazi içinden geçilip de İstanbul'a kolay mı gelinir?

Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretleri Efendimiz, İstanbul'un medâr-ı iftiharı,Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretleri Efendimiz, İstanbul'un medâr-ı iftiharı, Peygamber Efendimizin ev sahibi, misafirperveri, yani Peygamber Efendimizin mihmandarı,Peygamber Efendimizin ev sahibi, misafirperveri, yani Peygamber Efendimizin mihmandarı, bayraktarı, sancaktarı. İhtiyarken savaşa kalkışmış, gitmiş orada rahatsızlanmış,bayraktarı, sancaktarı. İhtiyarken savaşa kalkışmış, gitmiş orada rahatsızlanmış, vefat edeceğini anlayınca demiş ki; "Ey kardeşlerim çarpışma yapın, beni sura mümkün olduğu kadarvefat edeceğini anlayınca demiş ki;

"Ey kardeşlerim çarpışma yapın, beni sura mümkün olduğu kadar
yakın yere götürün oraya gömün." Ne olacak oraya da gömseler ne olacak oraya götürseler ne olacak? yakın yere götürün oraya gömün."

Ne olacak oraya da gömseler ne olacak oraya götürseler ne olacak?

Yani hayatından sonra bile şeye yakın olmak yani cihadın içinde olmak istiyor.Yani hayatından sonra bile şeye yakın olmak yani cihadın içinde olmak istiyor. Hakikaten vefat ettikten sonra sala almışlar, sedyeye almışlar, Hakikaten vefat ettikten sonra sala almışlar, sedyeye almışlar, çarpışa çarpışa çarpışa sura yakın bir yere gelmişler. Gelebildikleri en yakın yere gömmüşler. çarpışa çarpışa çarpışa sura yakın bir yere gelmişler. Gelebildikleri en yakın yere gömmüşler. Surlardan bağırmışlar; Kim o? Bizim mübarek bir şeyimiz vardı o. Surlardan bağırmışlar;

Kim o?

Bizim mübarek bir şeyimiz vardı o.

Demişler; "Sizin aklınız yok mu? Biz onu biraz sonra çıkartırız. Mezarını tahrip ederiz filan." demişler. Demişler;

"Sizin aklınız yok mu? Biz onu biraz sonra çıkartırız. Mezarını tahrip ederiz filan." demişler.

Demiş ki onlar; "Siz buna bir şey yaparsanız İslâm diyarında bir tek kilise kalmaz." Demiş ki onlar;

"Siz buna bir şey yaparsanız İslâm diyarında bir tek kilise kalmaz."

Komutan yani Emevi hükümdarının kardeşi öyle demiş; "Ya ben sizi akıllı sanırdım.Komutan yani Emevi hükümdarının kardeşi öyle demiş;

"Ya ben sizi akıllı sanırdım.
Bu lafı nasıl söylersiniz? Hele bunun mezarına bir dokunun!Bu lafı nasıl söylersiniz? Hele bunun mezarına bir dokunun! Şu bizim idaremiz altındaki yerlerde bir tane kilise kalmaz." demiş. Şu bizim idaremiz altındaki yerlerde bir tane kilise kalmaz." demiş.

Ödleri patlıyor, orayı herkesten fazla korumaya başlıyorlar. Ödleri patlıyor, orayı herkesten fazla korumaya başlıyorlar.

Bu bir anlaşma meselesi. Müslümanlık, müslümanlar birlik beraberlik içinde oldu mu böyle olur.Bu bir anlaşma meselesi. Müslümanlık, müslümanlar birlik beraberlik içinde oldu mu böyle olur. Yani o zât-ı muhteremin Hicaz'dan kalkıp oraya gelmesi, ötekisinin Hindistan'a gitmesi,Yani o zât-ı muhteremin Hicaz'dan kalkıp oraya gelmesi, ötekisinin Hindistan'a gitmesi, ötekisinin Semerkant'a gitmesi, berikisinin [şuraya buraya gitmesi bir gaye içindi.]ötekisinin Semerkant'a gitmesi, berikisinin [şuraya buraya gitmesi bir gaye içindi.] İşte bu Doğu Anadolu'da barajın altında kalan yerlerde kaç tane sahabe kabri var. İşte bu Doğu Anadolu'da barajın altında kalan yerlerde kaç tane sahabe kabri var. Daha Hz. Ömer zamanında oralara ulaşmışlar. Neden? Daha Hz. Ömer zamanında oralara ulaşmışlar.


Neden?

Hepsinin mali bakımdan problemleri çözülmüştü, en fakir sahabe valilik yapıyordu.Hepsinin mali bakımdan problemleri çözülmüştü, en fakir sahabe valilik yapıyordu. Abdullah b. Mesud falanca yerin valisi, Selmân-ı Fârisî filanca yerin valisi. Hepsi vali idi.Abdullah b. Mesud falanca yerin valisi, Selmân-ı Fârisî filanca yerin valisi. Hepsi vali idi. Onların gözünde dünya yoktu. Hatta bir hikayedir ama olmuş bir şeydir; Onların gözünde dünya yoktu. Hatta bir hikayedir ama olmuş bir şeydir;

Zenginin birisi bir çuval indiriyor hayvandan, dükkana gidecek. Etrafına bakıyor,Zenginin birisi bir çuval indiriyor hayvandan, dükkana gidecek. Etrafına bakıyor, orada fukara kılıklı bir adam görüyor, "Gel buraya!" diyor, geliyor adam. orada fukara kılıklı bir adam görüyor,

"Gel buraya!" diyor, geliyor adam.

"Yüklen şu çuvalı!" diyor, yükleniyor adam gidiyorlar. "Yüklen şu çuvalı!" diyor, yükleniyor adam gidiyorlar.

Zengin yanında önde, ötekisi de çuval arkasında gidiyorlar. Tin tin tin gidiyorlar.Zengin yanında önde, ötekisi de çuval arkasında gidiyorlar. Tin tin tin gidiyorlar. Yoldakiler bir adama bakıyor bir çuval taşıyana bakıyorlar, böyle şaşırıyorlar; Yoldakiler bir adama bakıyor bir çuval taşıyana bakıyorlar, böyle şaşırıyorlar;

es-Selamu aleyküm ya emîre'l-mü'minîn, es-selamu aleyküm ya emîre'l-mü'minîn.es-Selamu aleyküm ya emîre'l-mü'minîn, es-selamu aleyküm ya emîre'l-mü'minîn. "Ey mü'minlerin emiri sana selam olsun." filan diyorlar. Zengin de şaşırıyor, dönüyor bakıyor ki"Ey mü'minlerin emiri sana selam olsun." filan diyorlar.

Zengin de şaşırıyor, dönüyor bakıyor ki
meğer çuval taşıttırdığı oranın valisi imiş. Sahabe! Yani adamı bozmuyor!meğer çuval taşıttırdığı oranın valisi imiş.


Sahabe! Yani adamı bozmuyor!
"Yüklen şu çuvalı!" dediği zaman, "Sen taşıtacak başka adam bul, ben buranın valisiyim." demiyor. "Yüklen şu çuvalı!" dediği zaman, "Sen taşıtacak başka adam bul, ben buranın valisiyim." demiyor. Kıyafetinde de öyle bir durum yok. Neden? Allah ehli. Evliya, mübarek insanlar.Kıyafetinde de öyle bir durum yok.

Neden?


Allah ehli. Evliya, mübarek insanlar.
Yani ne dünya gözlerinde var ne para gözlerinde var ne nefis gözlerinde var. Nefislerini yenmiş. Yani ne dünya gözlerinde var ne para gözlerinde var ne nefis gözlerinde var. Nefislerini yenmiş.

Tamam valiyim, taşırım ne olacak? Taşıyıvereyim zavallı zenginin yükünü. Taşıyor, işi anladıktan sonra; Tamam valiyim, taşırım ne olacak? Taşıyıvereyim zavallı zenginin yükünü.

Taşıyor, işi anladıktan sonra;

"Aman efendim bırak!" diyor. Yok!" diyor, "Yerine kadar götüreyim neresi ise,"Aman efendim bırak!" diyor.

Yok!" diyor, "Yerine kadar götüreyim neresi ise,
niye bırakayım? Vali oldumsa sana yardım etmeyecek miyim?" niye bırakayım? Vali oldumsa sana yardım etmeyecek miyim?"

Para da almayacak tabii. Para alacak değil yani bu insanların paraya ihtiyaçları yok. Para da almayacak tabii. Para alacak değil yani bu insanların paraya ihtiyaçları yok.

Şimdi bizi böyle sakallı görüyor birisi, tavır yani insanların tavrı. Şimdi bizi böyle sakallı görüyor birisi, tavır yani insanların tavrı.

Hafız, nasılsın bakalım? Teşekkür ederim, iyiyim. E nerelisin bakalım? Hafız, nasılsın bakalım?

Teşekkür ederim, iyiyim.

E nerelisin bakalım?

Çanakkale'liyim. "E anlat bakalım daha daha ne var ne yok?" bilmem ne filan. Çanakkale'liyim.

"E anlat bakalım daha daha ne var ne yok?" bilmem ne filan.

Ne iş yapıyorsun, neredesin? Müezzin misin bir yerde kayyım mısın? Ne iş yapıyorsun, neredesin?

Müezzin misin bir yerde kayyım mısın?

E tabii onlar fena bir meslek değil yani, Hz. Ömer demiş ki; E tabii onlar fena bir meslek değil yani, Hz. Ömer demiş ki;

"Halife olmasaydım müezzin olurdum." Sevabı çok. Hafızlık da kötü bir sıfat değil ama ondan sonra; "Halife olmasaydım müezzin olurdum."


Sevabı çok. Hafızlık da kötü bir sıfat değil ama ondan sonra;

"Ne iş yaparsın?" "Eh işte emekli profesörüm." filan deyince şöyle bir eyvah; "Ne iş yaparsın?"

"Eh işte emekli profesörüm." filan deyince şöyle bir eyvah;

"Hocam." diyor, "Kusura bakmayın." Ne kusuru, yani adama göre, unvanına göre mi değişeceksin? "Hocam." diyor, "Kusura bakmayın."

Ne kusuru, yani adama göre, unvanına göre mi değişeceksin?

Sakallı görünce hor görüyor. İlla profesör olunca ona göre filan sinek kaydı tıraş olması lazım,Sakallı görünce hor görüyor. İlla profesör olunca ona göre filan sinek kaydı tıraş olması lazım, kravatlı olması lazım yani öyle düşünüyor. kravatlı olması lazım yani öyle düşünüyor.

Bunlar mühim şeyler değil. Sahâbe-i kirâm onu geçmiş, valilik görmüş, para görmüş,Bunlar mühim şeyler değil. Sahâbe-i kirâm onu geçmiş, valilik görmüş, para görmüş, her türlü imkanı var, evi var barkı var ama cihada gidiyor. Maksat adam öldürmek de değil. her türlü imkanı var, evi var barkı var ama cihada gidiyor. Maksat adam öldürmek de değil. Ben rakamı unuttum, Peygamber Efendimizin bütün savaşlarında öldürülen insanların sayısı çok az bir rakam.Ben rakamı unuttum, Peygamber Efendimizin bütün savaşlarında öldürülen insanların sayısı çok az bir rakam. Çok az! Hani insan sanır ki on binler yüz binler filan, birkaç yüz.Çok az! Hani insan sanır ki on binler yüz binler filan, birkaç yüz. Birkaç yüz, hiç öldürmeden halletmiş işi Peygamber Efendimiz. Yani sıkıştırarak, okşayarak,Birkaç yüz, hiç öldürmeden halletmiş işi Peygamber Efendimiz. Yani sıkıştırarak, okşayarak, tehdit ederek, nasihat ederek çok az insan şey yapar, çok az telefat vererek. tehdit ederek, nasihat ederek çok az insan şey yapar, çok az telefat vererek.

Bugün bakın Bosna'da olanlara, bugün bakın Doğu Anadolu'da olanlara, sapır sapır kan dökülüyor!Bugün bakın Bosna'da olanlara, bugün bakın Doğu Anadolu'da olanlara, sapır sapır kan dökülüyor! 20. yüzyılın medeni insanları kan döküyor.20. yüzyılın medeni insanları kan döküyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem [zamanında savaşlarda] çok az insan [ölmüş].Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem [zamanında savaşlarda] çok az insan [ölmüş]. Tabii çok azılı kafirler çok çarpışanlar şey yapmış. Yani rakam çok komik,Tabii çok azılı kafirler çok çarpışanlar şey yapmış. Yani rakam çok komik, az rakamlar yani birkaç yüz insan. Yani binden aşağıda rakamı,az rakamlar yani birkaç yüz insan. Yani binden aşağıda rakamı, şu anda tam kati rakamı söyleyemiyorum. Gene sorayım öğreneyim tam. Az. şu anda tam kati rakamı söyleyemiyorum. Gene sorayım öğreneyim tam. Az.

Mühim olan insanları öldürmek de değil, mühim olan insanları yaşatmak.Mühim olan insanları öldürmek de değil, mühim olan insanları yaşatmak. Mühim olan insanları cehenneme itmek de değil, mühim olan insanları cehenneme düşecekkenMühim olan insanları cehenneme itmek de değil, mühim olan insanları cehenneme düşecekken kolundan tutup uçurumdan geri çevirmek, cennete sokmak. Çünkü cennet dar bir yer değil kikolundan tutup uçurumdan geri çevirmek, cennete sokmak. Çünkü cennet dar bir yer değil ki o gelince benim yerim sıkışacak diye düşüneyim, kıskanayım. o gelince benim yerim sıkışacak diye düşüneyim, kıskanayım. Yani herkesin biz iyi insan olmasın istiyoruz. Vallahi seviniyoruz, bir Rus'un birisi müslüman olmuş seviniyoruz.Yani herkesin biz iyi insan olmasın istiyoruz. Vallahi seviniyoruz, bir Rus'un birisi müslüman olmuş seviniyoruz. Suriye müftüsüne mektup yazmış; "Hocam." demiş, "Sizin anlattıklarınızı aynen yapıyorum,Suriye müftüsüne mektup yazmış;

"Hocam." demiş, "Sizin anlattıklarınızı aynen yapıyorum,
vazifelerimi yapıyorum." demiş. Suriye müftüsü oraya gittiği zaman, "İslâm nedir?" filan diye sormuş,vazifelerimi yapıyorum." demiş. Suriye müftüsü oraya gittiği zaman, "İslâm nedir?" filan diye sormuş, o da müslümanın [ne yapması nasıl olması gerektiğini] anlatmış; o da müslümanın [ne yapması nasıl olması gerektiğini] anlatmış;

"Tamam." demiş, "Kabul ettim, haklısın. Eşhedü en lâ ilâhe illallah"Tamam." demiş, "Kabul ettim, haklısın. Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh." demiş. ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh." demiş.

"Bundan sonra namaz kılmak lazım." demiş. "Tamam onu da yapacağım." demiş. "Bundan sonra namaz kılmak lazım." demiş.

"Tamam onu da yapacağım." demiş.

Yüksek rütbeli bir memurmuş, mektup yazıyor Moskova'dan; Yüksek rütbeli bir memurmuş, mektup yazıyor Moskova'dan;

"Hocam size verdiğim söze devam ediyorum, vazifeleri yapıyorum." "Hocam size verdiğim söze devam ediyorum, vazifeleri yapıyorum."

Seviniyoruz. Aferin maşallah! İşte müslüman olmuş ne güzel.Seviniyoruz. Aferin maşallah! İşte müslüman olmuş ne güzel. Moskova'da çok büyük bir cami yapılıyormuş, seviniyoruz. Kremlin'in kubbelerinin yanında,Moskova'da çok büyük bir cami yapılıyormuş, seviniyoruz. Kremlin'in kubbelerinin yanında, soğan kubbeleri yanında bir de müslümanların camii olacak, lâ ilâhe illallah denilecek.soğan kubbeleri yanında bir de müslümanların camii olacak, lâ ilâhe illallah denilecek. Bugün dünyanın hiçbir yerinde lâ ilâhe illallah denmeyen yer yok Bugün dünyanın hiçbir yerinde lâ ilâhe illallah denmeyen yer yok ama lâ ilâhe illallah dilde, kalbe inmiyor. Tasavvuf yok çünkü.ama lâ ilâhe illallah dilde, kalbe inmiyor. Tasavvuf yok çünkü. Tasavvuf olmayınca, kalbe, gönle yerleşmeyince olmuyor, insanlar göstermelik oluyor.Tasavvuf olmayınca, kalbe, gönle yerleşmeyince olmuyor, insanlar göstermelik oluyor. İşte biz tasavvufla gönüllere Allah lafzını nakşedeceğiz. İşte biz tasavvufla gönüllere Allah lafzını nakşedeceğiz.

Niye Nakşibendî demişler? Kalbine Allah lafza-i celalini nakşettiği için. Niye Nakşibendî demişler?

Kalbine Allah lafza-i celalini nakşettiği için.

Orada nasıl böyle güzel bir örtünün üstüne bir şey nakşediliyor, orada Allah'ın sevgisi,Orada nasıl böyle güzel bir örtünün üstüne bir şey nakşediliyor, orada Allah'ın sevgisi, ism-i celali nakşolunacak, bu çalışmayı yapacağız. ism-i celali nakşolunacak, bu çalışmayı yapacağız. O aşka sahip olmamız lazım, gevşek olmamamız lazım, rahat oturmamamız lazım. O aşka sahip olmamız lazım, gevşek olmamamız lazım, rahat oturmamamız lazım.

"Getirin benim zırhımı!" demiş Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretleri, "Getirin benim kılıcımı, şeyimi!" "Getirin benim zırhımı!" demiş Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretleri, "Getirin benim kılıcımı, şeyimi!"

"Niye dede?" demişler. Demiş; "Bak Allah burada cihat edin diye emrediyor Kur'ân-ı Kerîm'de." "Niye dede?" demişler. Demiş;

"Bak Allah burada cihat edin diye emrediyor Kur'ân-ı Kerîm'de."

Demişler; "Sen zaten Peygamber Efendimiz zamanında çok cihat ettin, şimdi yaşlandın bırak da biz edelim,Demişler;

"Sen zaten Peygamber Efendimiz zamanında çok cihat ettin, şimdi yaşlandın bırak da biz edelim,
sen evde rahatına bak, Kur'an'ını oku." "Yok!" demiş, "Burada ihtiyarlar müstesna yazıyor mu?" sen evde rahatına bak, Kur'an'ını oku."

"Yok!" demiş, "Burada ihtiyarlar müstesna yazıyor mu?"

Yazmıyor. O zaman ihtiyar da cihat edecek genç de cihat edecek. Yazmıyor.

O zaman ihtiyar da cihat edecek genç de cihat edecek.

Yani bu aşka bu şevke sahip olup burada çalışacağız çünkü burası hizmet yeri.Yani bu aşka bu şevke sahip olup burada çalışacağız çünkü burası hizmet yeri. Eski evliyaullahtan bir şeyh efendi, yaşayan bir şeyh efendi yani gerçek bir olay,Eski evliyaullahtan bir şeyh efendi, yaşayan bir şeyh efendi yani gerçek bir olay, ihvanı ile Anadolu'nun doğusundan batısına doğru yeni bir yere yerleşmeye yola çıkmışlar. ihvanı ile Anadolu'nun doğusundan batısına doğru yeni bir yere yerleşmeye yola çıkmışlar. Bir şehre geliyorlarmış kasabaya, camide sabah namazı kıldıkları zaman ihvanına diyormuş ki; Bir şehre geliyorlarmış kasabaya, camide sabah namazı kıldıkları zaman ihvanına diyormuş ki;

"Hadi bir dolaşın bakalım, inceleyin burayı." diyormuş. "Hadi bir dolaşın bakalım, inceleyin burayı." diyormuş.

Ondan sonra inceleyen diyelim saat 10'da 11'de geliyormuş yanına, öğleden önce geliyor; Ondan sonra inceleyen diyelim saat 10'da 11'de geliyormuş yanına, öğleden önce geliyor;

"Aman efendim, manzarası çok güzel, kenardan bir deresi akıyor."Aman efendim, manzarası çok güzel, kenardan bir deresi akıyor. Suyu bol, âb-ı havası latif, mahsulleri çok bereketli, insanları kibar, tatlı dilli, misafirperver.Suyu bol, âb-ı havası latif, mahsulleri çok bereketli, insanları kibar, tatlı dilli, misafirperver. Hepsi bizi davet ettiler, misafir ettiler, ikramlarda bulundular.Hepsi bizi davet ettiler, misafir ettiler, ikramlarda bulundular. Tam yerleşecek böyle çok güzel bir yer." "Yok evladım." diyormuş, "Hadi biraz daha yürüyelim.Tam yerleşecek böyle çok güzel bir yer."

"Yok evladım." diyormuş, "Hadi biraz daha yürüyelim.
Binin bakalım arabalarınıza, atlarınıza." Biraz daha gidiyorlarmış bir başka şehir, gene böyle. Binin bakalım arabalarınıza, atlarınıza."

Biraz daha gidiyorlarmış bir başka şehir, gene böyle.
Yok evlatlarım, biraz daha gidelim, biraz daha, biraz daha, biraz daha... Nihayet bir kasabaya gelmişler.Yok evlatlarım, biraz daha gidelim, biraz daha, biraz daha, biraz daha... Nihayet bir kasabaya gelmişler. Çorak, taşlık, iki dağın arasında berbat bir yer.Çorak, taşlık, iki dağın arasında berbat bir yer. Namazı kılmışlar, dağılmışlar, hepsi bir karış suratla gelmiş üzgün. Namazı kılmışlar, dağılmışlar, hepsi bir karış suratla gelmiş üzgün.

"Ne oldu?" demiş; "Çok berbat bir yer burası efendim." demişler."Ne oldu?" demiş;

"Çok berbat bir yer burası efendim." demişler.
"Adamlar bizimle alay ettiler, sakalımızla alay ettiler, sarığımızla alay ettiler."Adamlar bizimle alay ettiler, sakalımızla alay ettiler, sarığımızla alay ettiler. Hödük dediler, kütük dediler bilmem ne. Ahalisi yabani, hiç misafirperverlik yok.Hödük dediler, kütük dediler bilmem ne. Ahalisi yabani, hiç misafirperverlik yok. Suyunu içtik acı, kireçli. Havası kötü." bilmem ne filan böyle ne kadar kötülük varsa saymışlar,Suyunu içtik acı, kireçli. Havası kötü." bilmem ne filan böyle ne kadar kötülük varsa saymışlar, "Hemen buradan kaçalım efendim!" demişler, "Burası durulacak bir yer, yerleşilecek bir yer değil." "Hemen buradan kaçalım efendim!" demişler, "Burası durulacak bir yer, yerleşilecek bir yer değil."

"Yok!" demiş, "İndirin yükleri buraya yerleşiyoruz." "Yok!" demiş, "İndirin yükleri buraya yerleşiyoruz."

"Aman efendim!" demişler, "Yani o kadar güzel araziler geçtik, şehirler geçtik, âb-ı havası güzel,"Aman efendim!" demişler, "Yani o kadar güzel araziler geçtik, şehirler geçtik, âb-ı havası güzel, ovası dağı manzarası hoş, toprağı mümbit yerler geçtik, şimdi kala kala buraya mı kaldık, buraya mı yerleşeceğiz?" ovası dağı manzarası hoş, toprağı mümbit yerler geçtik, şimdi kala kala buraya mı kaldık, buraya mı yerleşeceğiz?"

"Evlatlarım!" demiş, "Siz söylemediniz mi ahalisi yabani diye?"Evlatlarım!" demiş, "Siz söylemediniz mi ahalisi yabani diye? Siz söylemediniz mi ahlakları adapları yok, kaba saba insanlar diye?" Evet. Siz söylemediniz mi ahlakları adapları yok, kaba saba insanlar diye?"

Evet.

Ötekiler için siz söylemediniz mi çok kibar insanlar, edepli insanlar, dindar mübarek insanlar diye? Ötekiler için siz söylemediniz mi çok kibar insanlar, edepli insanlar, dindar mübarek insanlar diye?

Evet. "E mübarek insanlara ne yapacaksın, nasıl hizmet yeri burası!Evet.

"E mübarek insanlara ne yapacaksın, nasıl hizmet yeri burası!
Buradaki işte bunlara İslâm'ı öğretmemiz lazım." demiş. Buradaki işte bunlara İslâm'ı öğretmemiz lazım." demiş.

Hakikaten oraya yerleşmişler. O şehrin adını söylemiyorum, biliyorum söylemiyorum, oraya yerleşmişler.Hakikaten oraya yerleşmişler. O şehrin adını söylemiyorum, biliyorum söylemiyorum, oraya yerleşmişler. Orada bir dergah oluşmuş, çok eğitim hizmetlerini güzel yapmışlar. Çok iyi insanlar yetişmiş.Orada bir dergah oluşmuş, çok eğitim hizmetlerini güzel yapmışlar. Çok iyi insanlar yetişmiş. Mühim olan Allah'ın dinine hizmet etmek. Şimdi ben bazı tarikat erbabına gülüyorum.Mühim olan Allah'ın dinine hizmet etmek.


Şimdi ben bazı tarikat erbabına gülüyorum.
Geliyorlar bizim dervişleri kandırıp kendi tarikatına alıyor. Geliyorlar bizim dervişleri kandırıp kendi tarikatına alıyor.

E ne olacak? Al bakalım hadi, ne olacak yani alacaksın ne olacak? E ne olacak? Al bakalım hadi, ne olacak yani alacaksın ne olacak?

Zaten o adam derviş ya! Senin aklın fikrin varsa,Zaten o adam derviş ya! Senin aklın fikrin varsa, hünerin pazun kuvvetliyse git de bir yoldan şaşkın insanı doğru yola çek.hünerin pazun kuvvetliyse git de bir yoldan şaşkın insanı doğru yola çek. Yani sen bu şahsı hocasından ayırıp kardeşlerinden koparacağına, haydutluk yapacağına,Yani sen bu şahsı hocasından ayırıp kardeşlerinden koparacağına, haydutluk yapacağına, yol kesicilik yapacağına sen asıl ayyaşı, sarhoşu, gafili, cahili al da doğru yola çek.yol kesicilik yapacağına sen asıl ayyaşı, sarhoşu, gafili, cahili al da doğru yola çek. Hazırı lüp diye yutacağına kendin biraz çalış çabala. Gülüyorum, gidene de gülüyorum! Hazırı lüp diye yutacağına kendin biraz çalış çabala.

Gülüyorum, gidene de gülüyorum!

Vefasız zaten, dursa sana ne faydası var? Vefası olsaydı buraya faydası olurdu,Vefasız zaten, dursa sana ne faydası var?


Vefası olsaydı buraya faydası olurdu,
oraya da faydası olmayacak. Oradan oraya geziyor. Giderse gitsin! oraya da faydası olmayacak. Oradan oraya geziyor. Giderse gitsin! Yani biz nüfus sayımı meraklısı değiliz ki, oy meraklısı da değiliz yani şu kadar oyumuz çok oldu,Yani biz nüfus sayımı meraklısı değiliz ki, oy meraklısı da değiliz yani şu kadar oyumuz çok oldu, şu kadar az oldu. Taraftarımızın adedi şu kadar. Hiç sayısını düşünmedik, şu kadar az oldu. Taraftarımızın adedi şu kadar. Hiç sayısını düşünmedik, hakkı söylemeyi düşündük. Mühim olan hakkı söylemek, hakka uymak, hakkı yerine getirmek. hakkı söylemeyi düşündük. Mühim olan hakkı söylemek, hakka uymak, hakkı yerine getirmek. İbrahim aleyhisselam beldesinde bir kişiymiş.İbrahim aleyhisselam beldesinde bir kişiymiş. Musa aleyhisselam Harun aleyhisselam ile Firavun'un beldesinde iki kişiymiş. Musa aleyhisselam Harun aleyhisselam ile Firavun'un beldesinde iki kişiymiş.

Azlık çokluk mühim değil, sayı önemli değil. Bizim için önemli olan Allah'ın rızasını kazanmak.Azlık çokluk mühim değil, sayı önemli değil. Bizim için önemli olan Allah'ın rızasını kazanmak. Bizim bayrağımız İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî. "Yâ Rabbi, benim arzum sensin,Bizim bayrağımız İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî. "Yâ Rabbi, benim arzum sensin, ben marifetullaha ermek istiyorum, senin rızanı kazanmak istiyorum." diyoruz, hayatımız bu. ben marifetullaha ermek istiyorum, senin rızanı kazanmak istiyorum." diyoruz, hayatımız bu. Yoksa cebimizde paramız var pulumuz var, altımızda arabamız var, evimiz barkımız var,Yoksa cebimizde paramız var pulumuz var, altımızda arabamız var, evimiz barkımız var, çoluk çocuğumuz var, unvanımız var, itibarımız var... çoluk çocuğumuz var, unvanımız var, itibarımız var... Yani bir insan ne isterse hayatta hepsine sahibiz biz. Yani bir insan ne isterse hayatta hepsine sahibiz biz.

Siz de sahipsiniz yani yarı yarıya siz de dünyanın yoksul yerlerindeki insanlara bakacak olursanız,Siz de sahipsiniz yani yarı yarıya siz de dünyanın yoksul yerlerindeki insanlara bakacak olursanız, Afrika'daki zavallı Somali'deki böyle çocuklarının gözlerine sinek konanAfrika'daki zavallı Somali'deki böyle çocuklarının gözlerine sinek konan bir deri bir kemik kalmış insanların yanında biz neyiz? Biz hepimiz bahtiyar insanlarız.bir deri bir kemik kalmış insanların yanında biz neyiz?

Biz hepimiz bahtiyar insanlarız.
Cennet gibi böyle nimetler içinde yüzüyoruz. Yalan değil, yanlış değil, eksik değil.Cennet gibi böyle nimetler içinde yüzüyoruz. Yalan değil, yanlış değil, eksik değil. Ama bir şeyimiz eksik, Allah yolunda çalışmaya ihtiyacımız var. Neden? Ama bir şeyimiz eksik, Allah yolunda çalışmaya ihtiyacımız var.

Neden?

Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki: Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki:

Bismillahirrahmanirrahim. Yâ eyyühellezîne âmenû kûnû ensârallahi.Bismillahirrahmanirrahim.

Yâ eyyühellezîne âmenû kûnû ensârallahi.
"Ey iman edenler, Allah'ın dininin yardımcıları olun!" "Ey iman edenler, Allah'ın dininin yardımcıları olun!"

Hâşâ sümme hâşâ, Allah'ın yardıma ihtiyacı var mı? Yok. Hâşâ sümme hâşâ, Allah'ın yardıma ihtiyacı var mı?

Yok.

Ne demek bu Allah'ın dinine yardımcı olun? Allah'ın dinine hizmet edin, hizmetçi olun demek,Ne demek bu Allah'ın dinine yardımcı olun?


Allah'ın dinine hizmet edin, hizmetçi olun demek,
gayretli olun, gevşek olmayın demek. gayretli olun, gevşek olmayın demek.

Onun için onu yapmaya yani o meşaleyi burada tutup daha ötelere götürmeye çalışacağız. Onun için onu yapmaya yani o meşaleyi burada tutup daha ötelere götürmeye çalışacağız.

Allah hepimizi sevdiği kul eylesin, ömrümüzü sevdiği şekilde geçirmemizi nasip etsin.Allah hepimizi sevdiği kul eylesin, ömrümüzü sevdiği şekilde geçirmemizi nasip etsin. Sevdiği amelleri işlememizi nasip eylesin,Sevdiği amelleri işlememizi nasip eylesin, huzuruna sevdiği razı olduğu bir kul olarak gelmeyi nasip eylesin. huzuruna sevdiği razı olduğu bir kul olarak gelmeyi nasip eylesin.

Burada İslâm'ın yayılmasına meydan var, ihtiyaç var, çalışacak elemanlara ihtiyaç var,Burada İslâm'ın yayılmasına meydan var, ihtiyaç var, çalışacak elemanlara ihtiyaç var, gayret göstermeye ihtiyaç var. Güzel bir yer, bu çalışmaları yapmamız lazım. gayret göstermeye ihtiyaç var. Güzel bir yer, bu çalışmaları yapmamız lazım.

Allah hepinizden razı olsun. es-Selamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh. Allah hepinizden razı olsun.

es-Selamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2