Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Kur’an’ı En İyi Bilen (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Rebîü'l-Evvel 1414 / 29.08.1993

İçerik

Müritlerinize vermiş olduğunuz derslerde aksama olduğu zaman o verilen dersler geri alınır mı? Ayrıca uzun müddet yapmaz ise ne olacak? Tekrar başa mı dönecek?

Bayanlar rabıta-i şeyhi nasıl yapmalıdır?

i amaca hizmetle yapıldığını bilmek istiyordu. Ben de perşembe askerliğimi bitirdim ve kapıdan çıkarken bana bu kağıdı verdi. Ben de size bu kağıdı gösterip arkadaşıma tekrar kağıdı yollayacağıma söz verdim. Ayrıca buraya gelmeden ağabeyim İzmir'den telefon açtı ve size çok çok selam etti. Büyüyle ilgili hadîs-i şerîfleri ve Kur'ân-ı Kerîm'deki emirleri bize anlatırsanız size minnettar oluruz.

Adak kurbanını fakir olmayanlar da yiyebilir mi?

Namaz bitiminde sağa ve sola verilen selamlarda omuz uçlarına değil de karşıya yani omuz hizasının karşısına bakılmasının hükmü nedir? Namaz içerisinde gözlerin başka yerlere kaymasını nasıl engelleyebiliriz?

Arabalar için yaptırılan kasko sigortaları dînen câiz midir?

Devlet üretimi teşvik için ev hanımlarına %10 faizli makine alım kredisi veriyor. Enflasyon altında olan bu kredi ödendiğinde alım gücü olarak yarıdan da aşağı düşüyor. Bu tür krediyi almak câiz olabilir mi?

İstanbul yabancıların eline geçecek mi? İstanbul'u düşman işgal edecek mi? Savaş için hazırlık yapalım mı? Un vesaire alalım mı? Yiyecek stok edelim mi?

Allah'a mekân izâfe etmek câiz mi, değil mi? Hadîs-i şerîfte; "Allah semâ-i dünyaya nüzul edip "Yok mu benden bir isteği olan, istediğini yapacağım, affedeceğim, vereceğim.'" [diyor.] Semâ-i dünya nüzul mekânı değil mi? Allah mekândan münezzeh değil mi? Bu hadîs-i şerîf ve buna benzer başka hadîs-i şerîfleri nasıl anlamalıyız?

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Müritlerinize vermiş olduğunuz derslerde aksama olduğu zaman o verilen dersler geri alınır mı? Ayrıca uzun müddet yapmaz ise ne olacak? | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kur’an’ı En İyi Bilen (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Rebîü'l-Evvel 1414 / 29.08.1993

İçerik

Müritlerinize vermiş olduğunuz derslerde aksama olduğu zaman o verilen dersler geri alınır mı? Ayrıca uzun müddet yapmaz ise ne olacak? Tekrar başa mı dönecek?

Bayanlar rabıta-i şeyhi nasıl yapmalıdır?

i amaca hizmetle yapıldığını bilmek istiyordu. Ben de perşembe askerliğimi bitirdim ve kapıdan çıkarken bana bu kağıdı verdi. Ben de size bu kağıdı gösterip arkadaşıma tekrar kağıdı yollayacağıma söz verdim. Ayrıca buraya gelmeden ağabeyim İzmir'den telefon açtı ve size çok çok selam etti. Büyüyle ilgili hadîs-i şerîfleri ve Kur'ân-ı Kerîm'deki emirleri bize anlatırsanız size minnettar oluruz.

Adak kurbanını fakir olmayanlar da yiyebilir mi?

Namaz bitiminde sağa ve sola verilen selamlarda omuz uçlarına değil de karşıya yani omuz hizasının karşısına bakılmasının hükmü nedir? Namaz içerisinde gözlerin başka yerlere kaymasını nasıl engelleyebiliriz?

Arabalar için yaptırılan kasko sigortaları dînen câiz midir?

Devlet üretimi teşvik için ev hanımlarına %10 faizli makine alım kredisi veriyor. Enflasyon altında olan bu kredi ödendiğinde alım gücü olarak yarıdan da aşağı düşüyor. Bu tür krediyi almak câiz olabilir mi?

İstanbul yabancıların eline geçecek mi? İstanbul'u düşman işgal edecek mi? Savaş için hazırlık yapalım mı? Un vesaire alalım mı? Yiyecek stok edelim mi?

Allah'a mekân izâfe etmek câiz mi, değil mi? Hadîs-i şerîfte; "Allah semâ-i dünyaya nüzul edip "Yok mu benden bir isteği olan, istediğini yapacağım, affedeceğim, vereceğim.'" [diyor.] Semâ-i dünya nüzul mekânı değil mi? Allah mekândan münezzeh değil mi? Bu hadîs-i şerîf ve buna benzer başka hadîs-i şerîfleri nasıl anlamalıyız?

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Müritlerinize vermiş olduğunuz derslerde aksama olduğu zaman o verilen dersler geri alınır mı? Ayrıca uzun müddet yapmaz ise ne olacak? | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Soru: Müritlerinize vermiş olduğunuz derslerde aksama olduğu zaman o verilen dersler geri alınır mı?Soru: Müritlerinize vermiş olduğunuz derslerde aksama olduğu zaman o verilen dersler geri alınır mı? Ayrıca uzun müddet yapmaz ise ne olacak? Tekrar başa mı dönecek? Ayrıca uzun müddet yapmaz ise ne olacak? Tekrar başa mı dönecek?

Cevap: Bu dersleri yapamamak ahde vefa etmemek demektir. Tazelenmesi iyidir.Cevap: Bu dersleri yapamamak ahde vefa etmemek demektir. Tazelenmesi iyidir. Ama aslında kendisinin bağlılığı olduğu müddetçe bağlılık kopmaz.Ama aslında kendisinin bağlılığı olduğu müddetçe bağlılık kopmaz. Fakat sohbetimize gelip ders verildiği esnada tazelenmesi o üzüntüsünü de giderir.Fakat sohbetimize gelip ders verildiği esnada tazelenmesi o üzüntüsünü de giderir. Bundan sonra muntazam yapmaya çalışsın. Bundan sonra muntazam yapmaya çalışsın.

Soru. Bayanlar rabıta-i şeyhi nasıl yapmalıdır? Soru. Bayanlar rabıta-i şeyhi nasıl yapmalıdır?

Cevap: Erkeklerin yaptığı gibi yapacaklar. Kadınla erkek arasında rabıta yapmakta bir fark yok. Cevap: Erkeklerin yaptığı gibi yapacaklar. Kadınla erkek arasında rabıta yapmakta bir fark yok.

Yalnız bazı vesveseler çıkmıştır. Bu soru ondan soruluyor: Nasıl yapsın? Yalnız bazı vesveseler çıkmıştır. Bu soru ondan soruluyor: Nasıl yapsın?

Kocasının yanında düşünsün. Babasının yanında düşünsün. Erkek kardeşinin yanında düşünsün.Kocasının yanında düşünsün. Babasının yanında düşünsün. Erkek kardeşinin yanında düşünsün. Onlar orada bir grup halinde oturuyorlar diye düşünsün. Onlar orada bir grup halinde oturuyorlar diye düşünsün. Hoca efendileri de karşısında büyük pirleriyle, şeyhleriyle beraber oturuyor diye düşünsün.Hoca efendileri de karşısında büyük pirleriyle, şeyhleriyle beraber oturuyor diye düşünsün. Cami gibi, vaaz yeri gibi mübarek bir yerde düşünsün, öyle rabıta yapsın.Cami gibi, vaaz yeri gibi mübarek bir yerde düşünsün, öyle rabıta yapsın. Aklına öteki şeytânî şeyler -başkalarının ıvır zıvır lafları var, duyuyorum;Aklına öteki şeytânî şeyler -başkalarının ıvır zıvır lafları var, duyuyorum; güler misin ağlar mısın...- gelmesin. güler misin ağlar mısın...- gelmesin.

Soru: Askerlik arkadaşım kendisine büyü yapıldığınıSoru: Askerlik arkadaşım kendisine büyü yapıldığını ve bunun hangi amaca hizmetle yapıldığını bilmek istiyordu.ve bunun hangi amaca hizmetle yapıldığını bilmek istiyordu. Ben de perşembe askerliğimi bitirdim ve kapıdan çıkarken bana bu kağıdı verdi.Ben de perşembe askerliğimi bitirdim ve kapıdan çıkarken bana bu kağıdı verdi. Ben de size bu kağıdı gösterip arkadaşıma tekrar kağıdı yollayacağıma söz verdim.Ben de size bu kağıdı gösterip arkadaşıma tekrar kağıdı yollayacağıma söz verdim. Ayrıca buraya gelmeden ağabeyim İzmir'den telefon açtı ve size çok çok selam etti. Ayrıca buraya gelmeden ağabeyim İzmir'den telefon açtı ve size çok çok selam etti. Büyüyle ilgili hadîs-i şerîfleri ve Kur'ân-ı Kerîm'deki emirleri bize anlatırsanız size minnettar oluruz. Büyüyle ilgili hadîs-i şerîfleri ve Kur'ân-ı Kerîm'deki emirleri bize anlatırsanız size minnettar oluruz.

Cevap: Bir büyü, muska kağıdı var. Bunların yazılarını okumak çok zordur.Cevap: Bir büyü, muska kağıdı var. Bunların yazılarını okumak çok zordur. Zaten yazan da niye yazdığını bilmeden yazar.Zaten yazan da niye yazdığını bilmeden yazar. Birtakım harfler vesaire konulur. Birtakım harfler vesaire konulur.

Her ne olursa olsun, her ne maksatla yapılırsa yapılsın;Her ne olursa olsun, her ne maksatla yapılırsa yapılsın; büyüye karşı Kur'ân-ı Kerîm'de Kul hüvallâhu ehad, Kul eûzü bi-rabbi'l-felak,büyüye karşı Kur'ân-ı Kerîm'de Kul hüvallâhu ehad, Kul eûzü bi-rabbi'l-felak, Kul eûzü bi-rabbi'n-nâs sûreleri nâzil olmuştur. Bunları okuyana büyü tesir etmez.Kul eûzü bi-rabbi'n-nâs sûreleri nâzil olmuştur. Bunları okuyana büyü tesir etmez. Kardeşlerimiz bu sûrelerin tefsirlerini okusunlar ve büyü yapıldı denilen insanlara bildirsinler.Kardeşlerimiz bu sûrelerin tefsirlerini okusunlar ve büyü yapıldı denilen insanlara bildirsinler. Fâtiha'yı, Âyete'l-kürsî'yi, Kul hüvallâhu ehad'ı, Kul eûzü bi-rabbi'l-felak'ı,Fâtiha'yı, Âyete'l-kürsî'yi, Kul hüvallâhu ehad'ı, Kul eûzü bi-rabbi'l-felak'ı, Kul eûzü bi-rabbi'n-nâs'ı okumalarını tavsiye etsinler. Hiçbir şey olmaz, Allah'ın izniyle... Kul eûzü bi-rabbi'n-nâs'ı okumalarını tavsiye etsinler. Hiçbir şey olmaz, Allah'ın izniyle...

Soru: Adak kurbanını fakir olmayanlar da yiyebilir mi? Soru: Adak kurbanını fakir olmayanlar da yiyebilir mi?

Cevap: Adak kurbanını sahibi yiyemez, adadığı kimselere yedirebilir.Cevap: Adak kurbanını sahibi yiyemez, adadığı kimselere yedirebilir. "İlle fakir yiyecek" diye bir mecburiyet yoktur. Adağının niyetine göredir. Yalnız kendisi yiyemez. "İlle fakir yiyecek" diye bir mecburiyet yoktur. Adağının niyetine göredir. Yalnız kendisi yiyemez.

Soru: Namaz bitiminde sağa ve sola verilen selamlarda omuz uçlarına değil deSoru: Namaz bitiminde sağa ve sola verilen selamlarda omuz uçlarına değil de karşıya yani omuz hizasının karşısına bakılmasının hükmü nedir? karşıya yani omuz hizasının karşısına bakılmasının hükmü nedir? Namaz içerisinde gözlerin başka yerlere kaymasını nasıl engelleyebiliriz? Namaz içerisinde gözlerin başka yerlere kaymasını nasıl engelleyebiliriz?

Cevap: Namazda sağa sola selam vermek kirâmen kâtibîn meleklerineCevap: Namazda sağa sola selam vermek kirâmen kâtibîn meleklerine verilen selam olduğundan [omuz uçlarına doğru] verilmesi lazım.verilen selam olduğundan [omuz uçlarına doğru] verilmesi lazım. Tabii o omuzun ta burasında mı oturuyor, yoksa buraya doğru uzanıyor mu, çok mühim değil;Tabii o omuzun ta burasında mı oturuyor, yoksa buraya doğru uzanıyor mu, çok mühim değil; omuz ucuna bakacak. Ama biraz [dışarı] bakıyorsa yanlış oluyor. Aslında omuz ucuna bakması lazım.omuz ucuna bakacak. Ama biraz [dışarı] bakıyorsa yanlış oluyor. Aslında omuz ucuna bakması lazım. Namaz içerisinde gözlerin başka yere kaymaması lazım. Secde mahalline bakmalı. Namaz içerisinde gözlerin başka yere kaymaması lazım. Secde mahalline bakmalı. Huşû içinde olmalı. Ve okuduğu sûrelerin mânasını zihninden takip etmeli. Huşû içinde olmalı. Ve okuduğu sûrelerin mânasını zihninden takip etmeli.

Soru: Arabalar için yaptırılan kasko sigortaları dînen câiz midir? Soru: Arabalar için yaptırılan kasko sigortaları dînen câiz midir?

Cevap: Sigorta, alimlerimiz tarafından uygun görülmüyor.Cevap: Sigorta, alimlerimiz tarafından uygun görülmüyor. Çünkü birileri bir şeyler yatırıyor, ötekiler bir şeyler alıyor. Çünkü birileri bir şeyler yatırıyor, ötekiler bir şeyler alıyor.

Ancak şu şekilde olabilir; yardımlaşma sandığı tarzında olursa,Ancak şu şekilde olabilir; yardımlaşma sandığı tarzında olursa, yani "Bizden birisine bir felaket gelirse şu âidatları biriktireduralım, ona yardımımız olsun." tarzındayani "Bizden birisine bir felaket gelirse şu âidatları biriktireduralım, ona yardımımız olsun." tarzında bir yardımlaşma sandığı, tekâfül, muâvenet tarzında olursa câiz olabilir. bir yardımlaşma sandığı, tekâfül, muâvenet tarzında olursa câiz olabilir.

Ama bugün Türkiye'deki sigortaların bir kısmı mecburîdir.Ama bugün Türkiye'deki sigortaların bir kısmı mecburîdir. Mesela araba taşıt trafik sigortası mecburiyettir. Kasko ihtiyârîdir.Mesela araba taşıt trafik sigortası mecburiyettir. Kasko ihtiyârîdir. Sigortasız araba sefere bile çıkamaz. O bakımdan, mecburen yapılıyor.Sigortasız araba sefere bile çıkamaz. O bakımdan, mecburen yapılıyor. İslâmî noktada câiz görmeyenler ekseriyette. Câiz görenler de var.İslâmî noktada câiz görmeyenler ekseriyette. Câiz görenler de var. Ama işleyiş tarzı itibariyle tam halka faydalı olmuyor, sigortacılar kâr ediyor.Ama işleyiş tarzı itibariyle tam halka faydalı olmuyor, sigortacılar kâr ediyor. O bakımdan, kasko mecbur olmadığından yaptırmayabilir. O bakımdan, kasko mecbur olmadığından yaptırmayabilir.

Fakat yardımlaşma şuuruyla olduğu zaman da insanı kurtarıyor.Fakat yardımlaşma şuuruyla olduğu zaman da insanı kurtarıyor. Mesela bir arkadaşın odun deposu yandı. 5 milyarlık zarar. Kasten yaktılar. O da sigortalıymış.Mesela bir arkadaşın odun deposu yandı. 5 milyarlık zarar. Kasten yaktılar. O da sigortalıymış. Sigortadan aldı, böylece bu yükün altında kalmamış oldu. Buna benzer şeyler oluyor.Sigortadan aldı, böylece bu yükün altında kalmamış oldu. Buna benzer şeyler oluyor. Araba büyük kaza yapınca çare oluyor.Araba büyük kaza yapınca çare oluyor. Yani devletin desteğiyle aslında böyle bir şeyin olması kazaya uğrayan insanlarınYani devletin desteğiyle aslında böyle bir şeyin olması kazaya uğrayan insanların yıkılmaması bakımından bir yardımlaşma olarak çalışırsa güzel bir şey olabiliyor. yıkılmaması bakımından bir yardımlaşma olarak çalışırsa güzel bir şey olabiliyor. O zaman İslâmî bir tarafı da oluyor, câiz de oluyor. O zaman İslâmî bir tarafı da oluyor, câiz de oluyor.

Çalıştırma sistemi çalıştıran sigorta şirketlerin menfaatine göre ayarlı olduğu için pek uygun olmuyor.Çalıştırma sistemi çalıştıran sigorta şirketlerin menfaatine göre ayarlı olduğu için pek uygun olmuyor. Aslında bir yardımlaşma [sistemi] olarak uygun olabilir. Aslında bir yardımlaşma [sistemi] olarak uygun olabilir.

Soru: Devlet üretimi teşvik için ev hanımlarına %10 faizli makine alım kredisi veriyor.Soru: Devlet üretimi teşvik için ev hanımlarına %10 faizli makine alım kredisi veriyor. Enflasyon altında olan bu kredi ödendiğinde alım gücü olarak yarıdan da aşağı düşüyor. Enflasyon altında olan bu kredi ödendiğinde alım gücü olarak yarıdan da aşağı düşüyor. Bu tür krediyi almak câiz olabilir mi? Cevap: Devlet burada üretimi arttırmak için bunu yapıyor.Bu tür krediyi almak câiz olabilir mi?

Cevap: Devlet burada üretimi arttırmak için bunu yapıyor.
İslâmî mantık bakımından devletin bu gibi teşviklere selahiyeti vardır. İslâmî mantık bakımından devletin bu gibi teşviklere selahiyeti vardır. Bunu böyle yapmış olduğuna göre sıkışık durumda olan kimseler bundan istifade edebilirler.Bunu böyle yapmış olduğuna göre sıkışık durumda olan kimseler bundan istifade edebilirler. Geri dönüş parası enflasyonun altında olduğundan -kendisi kâr etmiş oluyor tabii-Geri dönüş parası enflasyonun altında olduğundan -kendisi kâr etmiş oluyor tabii- eğer ondan rahatsız oluyorsa onu hayır kurumuna verir, telafi eder. eğer ondan rahatsız oluyorsa onu hayır kurumuna verir, telafi eder.

Soru: İstanbul yabancıların eline geçecek mi? İstanbul'u düşman işgal edecek mi?Soru: İstanbul yabancıların eline geçecek mi? İstanbul'u düşman işgal edecek mi? Savaş için hazırlık yapalım mı? Un vesaire alalım mı? Yiyecek stok edelim mi? Savaş için hazırlık yapalım mı? Un vesaire alalım mı? Yiyecek stok edelim mi?

Cevap: Bu gibi şeyleri kardeşlerimiz niye soruyorlar? Cevap: Bu gibi şeyleri kardeşlerimiz niye soruyorlar?

Gazetelerde ve bizim de zaman zaman konuşmalarımızda bu meseleleri anlatıyoruz.Gazetelerde ve bizim de zaman zaman konuşmalarımızda bu meseleleri anlatıyoruz. Balkanlar'da savaş çıkabilir. Türkiye Bosna-Hersek'e dönebilir.Balkanlar'da savaş çıkabilir. Türkiye Bosna-Hersek'e dönebilir. Rusya Balkanlar'dan ve Kafkasya'dan Türkiye'yi kıskaç altına alıyor.Rusya Balkanlar'dan ve Kafkasya'dan Türkiye'yi kıskaç altına alıyor. Güneyden Suriye'den [tehdit] olabilir.Güneyden Suriye'den [tehdit] olabilir. Memleketin içinde şu gruplar şöyle silahlanıyor, bu gruplar böyle silahlanıyor... Memleketin içinde şu gruplar şöyle silahlanıyor, bu gruplar böyle silahlanıyor... Bunların hepsi doğrudur. Yani yalan değil, vehim değil, aldatmaca değil.Bunların hepsi doğrudur. Yani yalan değil, vehim değil, aldatmaca değil. Gerçekten bu gibi şeyler oluyor. Hakikaten şeytanın cirit attığı bir ortamda,Gerçekten bu gibi şeyler oluyor. Hakikaten şeytanın cirit attığı bir ortamda, çok tehlikeli bir yüzyılda yaşıyoruz. Bölgemiz çok tehlikeli bir bölge oldu.çok tehlikeli bir yüzyılda yaşıyoruz. Bölgemiz çok tehlikeli bir bölge oldu. Memleketin içinde de her yerde seyahat hürriyeti yok. Gazetelere intikal eden çeşitli sıkıntılar var. Memleketin içinde de her yerde seyahat hürriyeti yok. Gazetelere intikal eden çeşitli sıkıntılar var.

Ama gaybı söylemek bize düşmez. İstikbale ait şeyler;Ama gaybı söylemek bize düşmez. İstikbale ait şeyler; "Şöyle olacak, böyle olacak..." diye söylemek âdâba uygun değil, doğru değildir. "Şöyle olacak, böyle olacak..." diye söylemek âdâba uygun değil, doğru değildir.

Yalnız ihtimalleri akıl gözüyle takip edip hazırlanmak lazımdır. Tedbir kuldandır.Yalnız ihtimalleri akıl gözüyle takip edip hazırlanmak lazımdır. Tedbir kuldandır. el-Abdü yüdebbir vallâhu yukaddir. "Kul tedbirini alır, Allah ne takdir ederse o olur."el-Abdü yüdebbir vallâhu yukaddir. "Kul tedbirini alır, Allah ne takdir ederse o olur." Allah'a da; "Yâ Rabbi! Kötü günler gösterme. Kötü hallere düşürme.Allah'a da; "Yâ Rabbi! Kötü günler gösterme. Kötü hallere düşürme. Düşmanın çizmesi altında bizi ezdirme!" diye dua ederiz.Düşmanın çizmesi altında bizi ezdirme!" diye dua ederiz. Düşman hücum etmesin diye de kuvvetli olmaya, tedbirli olmaya, hazırlıklı olmaya dikkat ederiz. Düşman hücum etmesin diye de kuvvetli olmaya, tedbirli olmaya, hazırlıklı olmaya dikkat ederiz. Hazırlıklı olmak lazım. Gafil durulacak zaman değildir. Her zaman her yerde tehlikeli şeyler olabiliyor. Hazırlıklı olmak lazım. Gafil durulacak zaman değildir. Her zaman her yerde tehlikeli şeyler olabiliyor.

Benim temennim, yabancıların eline memleketimizin bir karış toprağının bile geçmemesidir.Benim temennim, yabancıların eline memleketimizin bir karış toprağının bile geçmemesidir. Duam, dileğim, temennim öyledir. Allah geçirmesin, düşürmesin. Duam, dileğim, temennim öyledir. Allah geçirmesin, düşürmesin. Ama biz de çalışalım, hazırlanalım, tedbirli olalım. Ama biz de çalışalım, hazırlanalım, tedbirli olalım.

Uygun mahallelere taşınmak lazım. Evinin emniyetini sağlamaya çalışmak lazım. Uygun mahallelere taşınmak lazım. Evinin emniyetini sağlamaya çalışmak lazım. İyi arkadaşlarla bir arada grup hâlinde oturmak lazım. İyi arkadaşlarla bir arada grup hâlinde oturmak lazım. Sular kesildiği zaman, kuyusu olan bir yer olursa daha iyi olur, bir güzel banliyö semtinde vesairede...Sular kesildiği zaman, kuyusu olan bir yer olursa daha iyi olur, bir güzel banliyö semtinde vesairede... Tabii fırında ekmek çıkmazsa filan, açıkta kalmayacak gibi evinde tedbiri, Tabii fırında ekmek çıkmazsa filan, açıkta kalmayacak gibi evinde tedbiri, hazırlığı olursa her zaman için iyidir. Peygamber Efendimiz; hazırlığı olursa her zaman için iyidir.

Peygamber Efendimiz;

"Evde beş şeyin bulunması berekettir; değirmen, çakmak, kuyu, ocak -yani fırın-..." diyor."Evde beş şeyin bulunması berekettir; değirmen, çakmak, kuyu, ocak -yani fırın-..." diyor. Ve bir şey daha... Bunların hepsi nedir? İnsanın kendi kendine yeterli halde bir eve sahip olması... Ve bir şey daha...

Bunların hepsi nedir?

İnsanın kendi kendine yeterli halde bir eve sahip olması...

Şimdi bu apartmanlar vesairelerde şehrin içinde yaşam biraz zor oluyor.Şimdi bu apartmanlar vesairelerde şehrin içinde yaşam biraz zor oluyor. Onun için, ben gecekonduyu apartman dairesinden daha çok seviyorum.Onun için, ben gecekonduyu apartman dairesinden daha çok seviyorum. Hiç olmazsa toprağı var. Hiç olmazsa bahçesinde domates, maydanoz filan ekilebiliyor.Hiç olmazsa toprağı var. Hiç olmazsa bahçesinde domates, maydanoz filan ekilebiliyor. Hiç olmazsa belki bir yerinde kuyusu olan bir yer olursa daha iyi olabilir.Hiç olmazsa belki bir yerinde kuyusu olan bir yer olursa daha iyi olabilir. Büyük şehirlerin dertleri büyük. Geçende resmî ağızlardan; "Sular mikroplu olabilir." diye söylediler. Büyük şehirlerin dertleri büyük. Geçende resmî ağızlardan; "Sular mikroplu olabilir." diye söylediler.

Onun için, biz bu gibi ihtimallere karşı kardeşlerimizin bazı yerlerde toplanmasını tavsiye ediyoruz. Onun için, biz bu gibi ihtimallere karşı kardeşlerimizin bazı yerlerde toplanmasını tavsiye ediyoruz. Kooperatifler kurduk. O kooperatiflerde onları yerleştirmeye gayret ediyoruz. Kooperatifler kurduk. O kooperatiflerde onları yerleştirmeye gayret ediyoruz. Şehrin uzağında ucuz olduğu için yerler aldık.Şehrin uzağında ucuz olduğu için yerler aldık. Bu sene yapamadık ama önümüzdeki sene inşaallah ev bark yaparız, kuyu açarız.Bu sene yapamadık ama önümüzdeki sene inşaallah ev bark yaparız, kuyu açarız. Daha rahat olur, sıkıntı az olur. Mahallenin çöplerinden bile korkuyorum.Daha rahat olur, sıkıntı az olur.

Mahallenin çöplerinden bile korkuyorum.
Arabayla geçerken bakıyorum, köşe başında üç gün çöpçüler çöpü almadığı zamanArabayla geçerken bakıyorum, köşe başında üç gün çöpçüler çöpü almadığı zaman sokaklarda çöplerden barikatlar oluşuyor, geçmek mümkün olmuyor. Zor yani, kalabalığın sıkıntıları var. sokaklarda çöplerden barikatlar oluşuyor, geçmek mümkün olmuyor. Zor yani, kalabalığın sıkıntıları var.

Tabii bunların hepsine karşı kendim şahsen ailemin, çoluk çocuğumun, yakınlarımınTabii bunların hepsine karşı kendim şahsen ailemin, çoluk çocuğumun, yakınlarımın emniyetini düşündüğüm gibi sizin de emniyetinizi düşünürüm, düşünüyorumemniyetini düşündüğüm gibi sizin de emniyetinizi düşünürüm, düşünüyorum ve bunları da zaman zaman yazıyorum. Ne yapmak gerektiğini, üzerimize düşen vazifelerinve bunları da zaman zaman yazıyorum. Ne yapmak gerektiğini, üzerimize düşen vazifelerin neler olduğunu açıkça yazıyorum. Gizli kapaklı bir şey yok. "Silahlanın." da diyorum.neler olduğunu açıkça yazıyorum. Gizli kapaklı bir şey yok.

"Silahlanın." da diyorum.
Ama bu silahlanma, bugünün Azeri-Ermeni çatışmalarında, Bosna-Hersek Sırp Hırvat çatışmalarında Ama bu silahlanma, bugünün Azeri-Ermeni çatışmalarında, Bosna-Hersek Sırp Hırvat çatışmalarında görüldüğü gibi av tüfeğiyle filan olacak şeyler değil. Çok net olarak görülüyor. görüldüğü gibi av tüfeğiyle filan olacak şeyler değil. Çok net olarak görülüyor.

Bugün hazırlanma devletçe olması lazım. Bugün hazırlanma devletçe olması lazım.

Devlet bir silahlanma vergisi kesse, seve seve ilk başta ben veririm.Devlet bir silahlanma vergisi kesse, seve seve ilk başta ben veririm. Yeter ki modern silahlara sahip olsun da düşman hücum edemesin. Yeter ki modern silahlara sahip olsun da düşman hücum edemesin.

Şimdi Azerbaycan'da olanları, Bosna-Hersek'te olanları görüyorsunuz.Şimdi Azerbaycan'da olanları, Bosna-Hersek'te olanları görüyorsunuz. Adam su bidonuna su doldurmak için çeşme kuyruğunda beklerken bir bomba geliyor, ölüyor. Adam su bidonuna su doldurmak için çeşme kuyruğunda beklerken bir bomba geliyor, ölüyor. Ölüsünü mezara gömerken merasim esnasında bir bomba geliyor, ölüyor. Ölüsünü mezara gömerken merasim esnasında bir bomba geliyor, ölüyor. Bombanın nereden geldiği belli değil. Neden? Bombanın nereden geldiği belli değil.

Neden?

Uzak menzilli silahlarla müslümanları haklıyorlar. Azerbaycan'da da öyle oluyor.Uzak menzilli silahlarla müslümanları haklıyorlar.

Azerbaycan'da da öyle oluyor.
Filanca şehre Ermeniler uzaktan bombayı yağdırıyor yağdırıyor yağdırıyor;Filanca şehre Ermeniler uzaktan bombayı yağdırıyor yağdırıyor yağdırıyor; ahâli bombanın altından kaçıp uzağa gidiyor, Ermeni geliyor işgal ediyor.ahâli bombanın altından kaçıp uzağa gidiyor, Ermeni geliyor işgal ediyor. Çıkmıyor ki karşısına güreşsinler, el ense çeksinler, çelme atsınlar, alt alta üst üste boğuşsunlar...Çıkmıyor ki karşısına güreşsinler, el ense çeksinler, çelme atsınlar, alt alta üst üste boğuşsunlar... Karşısına gelmiyor ki... Binâenaleyh, bu silahlanma şahsî silahlanmanın ötesinde bir şey. Karşısına gelmiyor ki... Binâenaleyh, bu silahlanma şahsî silahlanmanın ötesinde bir şey.

Ben bunu devlet adamlarımıza bir ikaz olsun diye söylüyorum.Ben bunu devlet adamlarımıza bir ikaz olsun diye söylüyorum. Yarın öbür gün böyle bir mücadele anında kıtalar arası füze lazım.Yarın öbür gün böyle bir mücadele anında kıtalar arası füze lazım. İsrail seni oradan vurabilirse senin de muhtelif yerleri vurabilecek gibi hazırlaman gerekir.İsrail seni oradan vurabilirse senin de muhtelif yerleri vurabilecek gibi hazırlaman gerekir. Bu hazırlık, bu stok olmadığı zaman durum zor olur. Bunları düşünmek lazım. Bu hazırlık, bu stok olmadığı zaman durum zor olur. Bunları düşünmek lazım. Hepsini düşünmek zorundayız. Hepsini düşünmek zorundayız. Yarın öbür gün, sabahleyin kalktığın zaman dünyanın bir başka türlü hâliyle karşılaştığı zamanYarın öbür gün, sabahleyin kalktığın zaman dünyanın bir başka türlü hâliyle karşılaştığı zaman insan ne yaptığını bilmeli, ne yapacağını bilmeli. insan ne yaptığını bilmeli, ne yapacağını bilmeli.

Bizim kardeşlerimizden, burada, işte şu duvarın arkasında bizim mecmuamızda çalışan memur kardeşimiz,Bizim kardeşlerimizden, burada, işte şu duvarın arkasında bizim mecmuamızda çalışan memur kardeşimiz, yazın yazlığa Başbağlar köyüne gitti. Orada babasıyla şehit edildi. Camiye gitmişken camide şehit edildi.yazın yazlığa Başbağlar köyüne gitti. Orada babasıyla şehit edildi. Camiye gitmişken camide şehit edildi. Buyur... Kendi memleketimizde kendi köyümüze gittiğimiz zaman böyle bir olayla karşılaşabiliyoruz. Buyur... Kendi memleketimizde kendi köyümüze gittiğimiz zaman böyle bir olayla karşılaşabiliyoruz. Bunun izahı ne? Bunun üzerinde durmak lazım. Önemli olay bu. Bunun izahı ne?

Bunun üzerinde durmak lazım. Önemli olay bu.

Soru: Allah'a mekân izâfe etmek câiz mi, değil mi? Hadîs-i şerîfte;Soru: Allah'a mekân izâfe etmek câiz mi, değil mi? Hadîs-i şerîfte; "Allah semâ-i dünyaya nüzul edip "Yok mu benden bir isteği olan, istediğini yapacağım,"Allah semâ-i dünyaya nüzul edip "Yok mu benden bir isteği olan, istediğini yapacağım, affedeceğim, vereceğim.'" [diyor.] Semâ-i dünya nüzul mekânı değil mi?affedeceğim, vereceğim.'" [diyor.] Semâ-i dünya nüzul mekânı değil mi? Allah mekândan münezzeh değil mi?Allah mekândan münezzeh değil mi? Bu hadîs-i şerîf ve buna benzer başka hadîs-i şerîfleri nasıl anlamalıyız? Bu hadîs-i şerîf ve buna benzer başka hadîs-i şerîfleri nasıl anlamalıyız?

Cevap: Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki; Cevap: Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki;

Ve hüve meaküm eyne mâ küntüm. "Nerede olsanız Allah yanınızda." Ve hüve meaküm eyne mâ küntüm. "Nerede olsanız Allah yanınızda."

Yanımız; mekân. "Nerede olsanız Allah yanınızda." diyor. Bunların bir mahzuru yoktur.Yanımız; mekân. "Nerede olsanız Allah yanınızda." diyor.

Bunların bir mahzuru yoktur.
Semâ-i dünyaya nüzûlünün tefsiri ve izahı vardır. O nüzûlün nasıl bir nüzul olduğunu kendisi bilir. Semâ-i dünyaya nüzûlünün tefsiri ve izahı vardır. O nüzûlün nasıl bir nüzul olduğunu kendisi bilir. Allahu Teâlâ hazretlerinin işlerini kullar anlayamazlar. Ama Peygamber Efendimiz öyle buyurmuş.Allahu Teâlâ hazretlerinin işlerini kullar anlayamazlar. Ama Peygamber Efendimiz öyle buyurmuş. Biz de rahatsız olmadan öyle anlıyor ve [kabul ediyoruz.] Burada bir mekân izafesi yapmıyor.Biz de rahatsız olmadan öyle anlıyor ve [kabul ediyoruz.] Burada bir mekân izafesi yapmıyor. Her ne kadar "birinci sema" deniliyorsa da birinci sema da yine geniş bir şey.Her ne kadar "birinci sema" deniliyorsa da birinci sema da yine geniş bir şey. Onun için böyle buyurmuş, ne yapalım; Peygamber Efendimiz'in bir bildiği var.Onun için böyle buyurmuş, ne yapalım; Peygamber Efendimiz'in bir bildiği var. Elbette onun söylediği haktır. Elbette Allahu Teâlâ hazretleri mekândan münezzehtir. Elbette onun söylediği haktır. Elbette Allahu Teâlâ hazretleri mekândan münezzehtir. Her yerde hâzır ve nâzırdır. O inancımız tamam. Her yerde hâzır ve nâzırdır. O inancımız tamam. Allahu Teâlâ hazretlerine mekân izâfe edilemez, tamam. Ama hadîs-i şerîftede böyle buyurulmuş.Allahu Teâlâ hazretlerine mekân izâfe edilemez, tamam. Ama hadîs-i şerîftede böyle buyurulmuş. Muradını Allahu Teâlâ hazretleri daha iyi bilir. Muradını Allahu Teâlâ hazretleri daha iyi bilir.

es-Selamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü. es-Selamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2