Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Kurtuluş İslam’da

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

25 Rebîü'l-Evvel 1420 / 09.07.1999
AKRA- Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Peygamber Efendimiz’in Şefaati, İmanı Korumak Önemli!, Sàlih İnsanların Azalması, İlimle Allah Kavimleri Yükseltir, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Kurtuluş İslam’da

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

25 Rebîü'l-Evvel 1420 / 09.07.1999
AKRA- Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Peygamber Efendimiz’in Şefaati, İmanı Korumak Önemli!, Sàlih İnsanların Azalması, İlimle Allah Kavimleri Yükseltir, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Esselâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! Esselâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Bugün sohbetime alacağım hadis-i şeriflerden birincisiBugün sohbetime alacağım hadis-i şeriflerden birincisi Gümüşhânevî Ahmed Ziyâeddin rahmetullahi aleyh, cennet-mekân Hocamız'ınGümüşhânevî Ahmed Ziyâeddin rahmetullahi aleyh, cennet-mekân Hocamız'ın Râmûzü'l-ehâdîs kitabının 509. Sayfasından hadis-i şerif.Râmûzü'l-ehâdîs kitabının 509. Sayfasından hadis-i şerif. Abdullah b. Amr İbni'l-Âs radıyallahu anh'ten Taberânî rivayet eylemiş.Abdullah b. Amr İbni'l-Âs radıyallahu anh'ten Taberânî rivayet eylemiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuşlar ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuşlar ki:

Yedhulü min ehli hâzihi'l-kıbleti en-nâre men lâ yuhsî adedehüm illallâh,Yedhulü min ehli hâzihi'l-kıbleti en-nâre men lâ yuhsî adedehüm illallâh, limâ asavillâhe vecterû alâ ma'sıyetihî, ve hâlefû tâ'atehû.limâ asavillâhe vecterû alâ ma'sıyetihî, ve hâlefû tâ'atehû. Fe yü'zenü lî fi'ş-şefâ'ati, fe-üsniye alallâhi sâciden kemâ üsniye aleyhi kâimen fe-yükâlu:Fe yü'zenü lî fi'ş-şefâ'ati, fe-üsniye alallâhi sâciden kemâ üsniye aleyhi kâimen fe-yükâlu: İrfa' re'seke, ve sel tu'tahu, veşfa' tüşeffa'. İrfa' re'seke, ve sel tu'tahu, veşfa' tüşeffa'.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâle. Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâle.

Bu hadîs-i şerîf bu ümmetten bahsediyor.Bu hadîs-i şerîf bu ümmetten bahsediyor. Yani Ümmet-i Muhammed ki Allah'ın en sevdiği peygamberinin, Habîbullah'ın,Yani Ümmet-i Muhammed ki Allah'ın en sevdiği peygamberinin, Habîbullah'ın, en büyük makamın sahibi, âhir zaman peygamberi Muhammed-i Mustafâ'nın ümmetidir, ümmet-i merhûmedir.en büyük makamın sahibi, âhir zaman peygamberi Muhammed-i Mustafâ'nın ümmetidir, ümmet-i merhûmedir. Allah'ın rahmetine nâil olmuş, sevilmiş, methedilmiş, Tevrat'ta, İncil'de,Allah'ın rahmetine nâil olmuş, sevilmiş, methedilmiş, Tevrat'ta, İncil'de, eski mukaddes kitaplarda medh ü senâsı yapılmış bir ümmettir. eski mukaddes kitaplarda medh ü senâsı yapılmış bir ümmettir.

Yedhulü min ehli hâzihi'l-kıbleti, en-nâre."Maalesef bu kıblenin ehli olan,Yedhulü min ehli hâzihi'l-kıbleti, en-nâre."Maalesef bu kıblenin ehli olan, Kâbe-i Müşerrefe'ye teveccüh edip namaz kılan kişilerden oluşan ümmetin bazı fertleri cehenneme girer." Kâbe-i Müşerrefe'ye teveccüh edip namaz kılan kişilerden oluşan ümmetin bazı fertleri cehenneme girer."

Bu kıble, Mekke kıblesiKâbe kıblesi,Bu kıble, Mekke kıblesiKâbe kıblesi, Peygamber Efendimiz'e bağlı olan insanların, müslümanların kıblesidir. Peygamber Efendimiz'e bağlı olan insanların, müslümanların kıblesidir. Bu kıblenin ahalisiehli arasından bazı kimseler cehenneme girer ki... Bu kıblenin ahalisiehli arasından bazı kimseler cehenneme girer ki...

Men lâ yuhsî adedehüm illallâh. "Miktarlarını Allah'tan başkası bilmez." Men lâ yuhsî adedehüm illallâh. "Miktarlarını Allah'tan başkası bilmez."

Bir sürü insan, o peygamberin ümmeti olduğu halde, Kur'an ehli, kıble ehli olanBir sürü insan, o peygamberin ümmeti olduğu halde, Kur'an ehli, kıble ehli olan bu güzel ümmet-i merhûmenin bir mensubu olmasına rağmen cehenneme girer. bu güzel ümmet-i merhûmenin bir mensubu olmasına rağmen cehenneme girer.

Ne sebeple? Limâ asavillâh. "Allah'a asi oldukları için."Ne sebeple?

Limâ asavillâh. "Allah'a asi oldukları için."
Vecterû alâ ma'sıyetihî. "Allah'a isyan etmeye kalkıştıklarından, cüretkârlıklarından dolayı."Vecterû alâ ma'sıyetihî. "Allah'a isyan etmeye kalkıştıklarından, cüretkârlıklarından dolayı." Ve hâlefû tâatehû. "Allah'a ibadet ve taate muhalefet ettiklerinden,Ve hâlefû tâatehû. "Allah'a ibadet ve taate muhalefet ettiklerinden, aykırı hareket ettiklerinden dolayı..." aykırı hareket ettiklerinden dolayı..."

Yani taat etmeyip taatin gayrı iş yapmalarından cehenneme girerler. Yani taat etmeyip taatin gayrı iş yapmalarından cehenneme girerler.

Kıble ehli olan ümmetten adetlerini Allah'ın bildiği kimseler, Allah'a âsî olduklarından,Kıble ehli olan ümmetten adetlerini Allah'ın bildiği kimseler, Allah'a âsî olduklarından, günahlara kalkıştıklarından, giriştiklerinden -ne cüretle, ne cesaretle girişiyorlarsa-günahlara kalkıştıklarından, giriştiklerinden -ne cüretle, ne cesaretle girişiyorlarsa- ve Allah'ın taatine muhalefet ettiklerinden, Allah'a itaat etmeye, ibadet etmeye dik çıktıklarından,ve Allah'ın taatine muhalefet ettiklerinden, Allah'a itaat etmeye, ibadet etmeye dik çıktıklarından, karşı geldiklerinden, aykırı gittiklerinden dolayı cehenneme girerler. karşı geldiklerinden, aykırı gittiklerinden dolayı cehenneme girerler.

Fe-yü'zenü lî fi'ş-şefâ'ati. "Şefaat etme hususunda bana izin verilir." Fe-yü'zenü lî fi'ş-şefâ'ati. "Şefaat etme hususunda bana izin verilir."

İzni veren kim; Allah... Peygamber Efendimiz'in sıfatlarından bir tanesi şefî'ü'l-ümme'dir,İzni veren kim; Allah... Peygamber Efendimiz'in sıfatlarından bir tanesi şefî'ü'l-ümme'dir, "ümmetin şefaatçisi"dir. Şefi', çok fazla miktarda şefaat eden demek; şâfi' kelimesinin mübalağası. "ümmetin şefaatçisi"dir. Şefi', çok fazla miktarda şefaat eden demek; şâfi' kelimesinin mübalağası.

Peygamber Efendimiz şefi'dir ve müşeffa'dır.Peygamber Efendimiz şefi'dir ve müşeffa'dır. Yani şefaat ettiği zaman, şefaatine itibar olunan bir şefaatçidir.Yani şefaat ettiği zaman, şefaatine itibar olunan bir şefaatçidir. Sözü dinlenmeyen, kulak asılmayan, teveccüh edilmeyen bir şefaatçi değildir.Sözü dinlenmeyen, kulak asılmayan, teveccüh edilmeyen bir şefaatçi değildir. Şefaati makbul olan, kendisine şefaat müsaadesi lütfedilen peygamberdir. Şefaati makbul olan, kendisine şefaat müsaadesi lütfedilen peygamberdir.

"Şefaat etme konusunda bana izin verilir." "Şefaat etme konusunda bana izin verilir."

Fe-üsniye alellâh. "Ben Allah'a hamd ü senâlar ederim." Fe-üsniye alellâh. "Ben Allah'a hamd ü senâlar ederim."

Dualarımızda, münacaatımızda, namazımızda, her türlü işte Allah'ın adıyla başlamak,Dualarımızda, münacaatımızda, namazımızda, her türlü işte Allah'ın adıyla başlamak, Allah'a hamd ü senâlar etmek İslâm âdâbındandır ve Allah sever.Allah'a hamd ü senâlar etmek İslâm âdâbındandır ve Allah sever. Allah'ın en sevdiği kullar hammâd yani Allah'a çok hamdeden kullardır. Allah'ın en sevdiği kullar hammâd yani Allah'a çok hamdeden kullardır.

Bana telefon açıyorlar, mektup yazıyorlar, faks çekiyorlar;Bana telefon açıyorlar, mektup yazıyorlar, faks çekiyorlar; "Çocuğumuz oldu, adı ne olsun?" diye soruyorlar."Çocuğumuz oldu, adı ne olsun?" diye soruyorlar. Ben de düşünüyorum, hangi isimleri vereyim diye.Ben de düşünüyorum, hangi isimleri vereyim diye. Bir de daha önce verdiğimiz isimlerden farklı olsun istiyorum.Bir de daha önce verdiğimiz isimlerden farklı olsun istiyorum. Bu, "Hammâd" ismi de çok güzel bir isimdir; Allah'a çok hamdeden demek. Bu, "Hammâd" ismi de çok güzel bir isimdir; Allah'a çok hamdeden demek.

Peygamber Efendimiz Allah'a çok hamd ü senâlar edecek.Peygamber Efendimiz Allah'a çok hamd ü senâlar edecek. O'nun yüce sıfatlarını, esmâ-i hüsnâsını anarakO'nun yüce sıfatlarını, esmâ-i hüsnâsını anarak o güzel, sevimli ve edepli haliyle medh ü senâlar edecek. o güzel, sevimli ve edepli haliyle medh ü senâlar edecek.

Sâciden. "Cenâb-ı Hakk'a secde etmiş bir vaziyette."Sâciden. "Cenâb-ı Hakk'a secde etmiş bir vaziyette." Kemâ üsniye aleyhi kâimen. "Ayakta ona medh ü senâlar, hamd ü senâlar ettiğim gibi." Kemâ üsniye aleyhi kâimen. "Ayakta ona medh ü senâlar, hamd ü senâlar ettiğim gibi."

Demek ki bir miktar secde ederek, bir miktar ayağa kalkarak,Demek ki bir miktar secde ederek, bir miktar ayağa kalkarak, hamd ü senâlar ederek, esmâ-i hüsnâyı anarak dua eder. hamd ü senâlar ederek, esmâ-i hüsnâyı anarak dua eder.

Ve lillâhi'l-esmâü'l-hüsnâ fed'ûhü bihâ.Ve lillâhi'l-esmâü'l-hüsnâ fed'ûhü bihâ. "Allah'ın esmâ-i hüsnâsı vardır, O'na onlarla dua edin." diye Kur'ân-ı Kerîm'de de bildiriliyor."Allah'ın esmâ-i hüsnâsı vardır, O'na onlarla dua edin." diye Kur'ân-ı Kerîm'de de bildiriliyor. Allah kendi güzel sıfatlarının idrakini, bilinmesini, onların söylenmesini seviyor.Allah kendi güzel sıfatlarının idrakini, bilinmesini, onların söylenmesini seviyor. Kulunun böyle hareketinden razı ve hoşnut oluyor.Kulunun böyle hareketinden razı ve hoşnut oluyor. Bunu da zaten çok iyi bilen ve bize öğreten Peygamber Efendimiz. Bunu da zaten çok iyi bilen ve bize öğreten Peygamber Efendimiz.

Secde halinde hamd ü senâlar eder. Kulun Allah'a en yakın olduğu hal, secde halidir.Secde halinde hamd ü senâlar eder. Kulun Allah'a en yakın olduğu hal, secde halidir. Ondan sonra ayakta hamd ü senâlar eder. Ondan sonra ayakta hamd ü senâlar eder.

Fe-yukâlü. "Ondan sonra bana denilir ki..." Kim diyecek? Fe-yukâlü. "Ondan sonra bana denilir ki..."

Kim diyecek?

Cenâb-ı Hak... Secde etti, ayağa kalktı, hamd ü senâlar etti. O zaman kendisine denilecek ki... Cenâb-ı Hak... Secde etti, ayağa kalktı, hamd ü senâlar etti. O zaman kendisine denilecek ki...

İrfa' re'seke. "Başını kaldır." Sel tu'tahû. "Sen iste, istediğin sana verilecek." İrfa' re'seke. "Başını kaldır." Sel tu'tahû. "Sen iste, istediğin sana verilecek."

Yani, "Ben istediğini sana ihsan edeceğim, vereceğim;Yani, "Ben istediğini sana ihsan edeceğim, vereceğim; dile benden ne dilersen, dilediğini vereceğim, başını kaldır ey Resûlüm!" diye dile benden ne dilersen, dilediğini vereceğim, başını kaldır ey Resûlüm!" diye Allahu Teâlâ hazretleri istediğinin verileceğini müjdeleyecek. Allahu Teâlâ hazretleri istediğinin verileceğini müjdeleyecek.

İşfa', burada eşfa' gibi hareke konmuş.İşfa', burada eşfa' gibi hareke konmuş. İnşaallah Râmûz'u, harekelerini güzelce düzenleyerek yeniden basmak nasip olur; öyle bir arzumuz var.İnşaallah Râmûz'u, harekelerini güzelce düzenleyerek yeniden basmak nasip olur; öyle bir arzumuz var. Allah ömür verir, kudret verir, imkân verirse yaparız, düzeltiriz. Allah ömür verir, kudret verir, imkân verirse yaparız, düzeltiriz.

İşfa' tüşeffa'. "Sen kimlere şefaat etmek istiyorsan söyle,İşfa' tüşeffa'. "Sen kimlere şefaat etmek istiyorsan söyle, şefaatin kabul olunacak, şefaatine itibar olunacaktır." şefaatin kabul olunacak, şefaatine itibar olunacaktır."

Peygamber Efendimiz bana; "Şefaat ettiklerini affedeceğim ey Resûlüm!" denilir, diyor.Peygamber Efendimiz bana; "Şefaat ettiklerini affedeceğim ey Resûlüm!" denilir, diyor. İstikbale ait, kıyamette, mahşer yerinde, mahkeme-i kübrâda olacak bir hadiseyi önceden haber veriyor. İstikbale ait, kıyamette, mahşer yerinde, mahkeme-i kübrâda olacak bir hadiseyi önceden haber veriyor.

Bu ümmetten bazı insanlar maalesef, Allah'a isyan ettikleri, âsî oldukları, günahlara daldıkları,Bu ümmetten bazı insanlar maalesef, Allah'a isyan ettikleri, âsî oldukları, günahlara daldıkları, Allah'a ibadet ve taati yapmayıp bu duruma muhalif hallerle yaşadıkları için cehenneme gidecekler.Allah'a ibadet ve taati yapmayıp bu duruma muhalif hallerle yaşadıkları için cehenneme gidecekler. Çünkü Allah'ın adalet-i ilâhiyyesi vardır.Çünkü Allah'ın adalet-i ilâhiyyesi vardır. Adaletinin iktizası, iyi işler yapan kulları mükâfatlandırır, kötü işler yapanları cezalandırır.Adaletinin iktizası, iyi işler yapan kulları mükâfatlandırır, kötü işler yapanları cezalandırır. Bu dünya imtihan dünyasıdır.Bu dünya imtihan dünyasıdır. Herkesin bunu bilmesi, ayağını denk alması, günahlardan sakınması lazım! Herkesin bunu bilmesi, ayağını denk alması, günahlardan sakınması lazım!

Günahların hepsi zaten pis, çirkin, âdâba aykırı, topluma zararlı şeyler...Günahların hepsi zaten pis, çirkin, âdâba aykırı, topluma zararlı şeyler... Kişinin sağlığına, aileye, her şeye zararlı olduğundan Allah yasaklamış. Kişinin sağlığına, aileye, her şeye zararlı olduğundan Allah yasaklamış.

Kul innallâhe lâ ye'müru bi'l-fahşâ'. "Allah kötü şeyleri kullarına emretmez." Kul innallâhe lâ ye'müru bi'l-fahşâ'. "Allah kötü şeyleri kullarına emretmez."

O'nun şânından değildir! Neyi emretmişse, emrettiği şeylerin hepsi güzeldir, iyidir, faydalıdır.O'nun şânından değildir! Neyi emretmişse, emrettiği şeylerin hepsi güzeldir, iyidir, faydalıdır. Neylerse güzel eyler, işledikleri güzeldir; ne emretmişse, o da güzeldir. Neylerse güzel eyler, işledikleri güzeldir; ne emretmişse, o da güzeldir.

Bazıları bunu idrak edemiyor ve İslâm'ın güzelliğini anlayamıyorlar.Bazıları bunu idrak edemiyor ve İslâm'ın güzelliğini anlayamıyorlar. Allah'ın emirlerinin hikmetlerini, toplumu kurtarıcı reçeteler olduğunu,Allah'ın emirlerinin hikmetlerini, toplumu kurtarıcı reçeteler olduğunu, ne kadar güzel ilaçlar olduğunu,ne kadar müessir,ne kadar güzel ilaçlar olduğunu,ne kadar müessir, tesirli, hemen şifa verecek ilaçlar olduğunu anlayamıyorlar. tesirli, hemen şifa verecek ilaçlar olduğunu anlayamıyorlar.

Türkiye kurtulsun...Türkiye kurtulsun... İç borçlar şu kadar trilyona ulaşmış, dış borçlar şu kadara çıkmış, şöyle kötü, böyle kötü... İç borçlar şu kadar trilyona ulaşmış, dış borçlar şu kadara çıkmış, şöyle kötü, böyle kötü...

Kurtulur mu bu ülke? Kurtulur! Bu ümmet kurtulur mu? Kurtulur! Nasıl kurtulur? Kurtulur mu bu ülke?

Kurtulur!

Bu ümmet kurtulur mu?

Kurtulur!

Nasıl kurtulur?

Dürüst, dindar, Allah'tan korkan, namuslu, çalmayan-çırpmayan, rüşvet yemeyen,Dürüst, dindar, Allah'tan korkan, namuslu, çalmayan-çırpmayan, rüşvet yemeyen, hakkı işleyen, hakkı söyleyen insanlar söz sahibi olursa kurtulur. hakkı işleyen, hakkı söyleyen insanlar söz sahibi olursa kurtulur. Geri ülke de olsa, fakir ülke de olsa, onlar söz sahibi oldu mu ilerler. Geri ülke de olsa, fakir ülke de olsa, onlar söz sahibi oldu mu ilerler.

Osmanlı Devleti bir küçücük uçbeyliği iken,Osmanlı Devleti bir küçücük uçbeyliği iken, "Hadi bakalım, siz şu yaylalarda hayvanlarınızı otlatın..." diye bir kabile, "Hadi bakalım, siz şu yaylalarda hayvanlarınızı otlatın..." diye bir kabile, bir aşiret olarak Anadolu'nun Söğüt-Domaniç yaylalarına, Kütahya-Tavşanlı taraflarına,bir aşiret olarak Anadolu'nun Söğüt-Domaniç yaylalarına, Kütahya-Tavşanlı taraflarına, İnegöl'ün güneyindeki dağlara gelmişken...İnegöl'ün güneyindeki dağlara gelmişken... Cenâb-ı Hak dindarlıkları, ihlâsları, samimiyetleri dolayısıyla mükâfatlandırdı, mükâfatlandırdı;Cenâb-ı Hak dindarlıkları, ihlâsları, samimiyetleri dolayısıyla mükâfatlandırdı, mükâfatlandırdı; dünyanın en uzun ömürlü, en geniş ülkelere yayılmışdünyanın en uzun ömürlü, en geniş ülkelere yayılmış büyük devletlerinden birisi oldu ve adaletle hükmetti. büyük devletlerinden birisi oldu ve adaletle hükmetti. O yıkıldıktan sonra, onun ülkelerinde onun temin ettiği huzur, sükûn, tatlılık, geçim hâlâ sağlanamıyor. O yıkıldıktan sonra, onun ülkelerinde onun temin ettiği huzur, sükûn, tatlılık, geçim hâlâ sağlanamıyor.

Onun gitmesine çalışanların hiçbirisi kâr etmedi, hepsi zarar etti.Onun gitmesine çalışanların hiçbirisi kâr etmedi, hepsi zarar etti. Gittiği yerlerde de huzursuzluk daima devam ediyor;Gittiği yerlerde de huzursuzluk daima devam ediyor; hem Ortadoğu'da, hem Balkanlar'da, hem Kafkasya'da... Onlar nereye gittiyse huzur götürmüşler. hem Ortadoğu'da, hem Balkanlar'da, hem Kafkasya'da... Onlar nereye gittiyse huzur götürmüşler.

Bunun kıymetini bilenler var, bilmeyenler var; düşmanlar var, aksini söyleyenler var...Bunun kıymetini bilenler var, bilmeyenler var; düşmanlar var, aksini söyleyenler var... Hatta o mübarek şehitlerin, gazilerin evlâtlarından dedelerinin kıymetini bilmeyen,Hatta o mübarek şehitlerin, gazilerin evlâtlarından dedelerinin kıymetini bilmeyen, başkalarının iftiralarına aldanıp da dedelerine sövüp sayan, onları kötü görenler var. başkalarının iftiralarına aldanıp da dedelerine sövüp sayan, onları kötü görenler var.

Bir insanın basireti kapalı olduktan sonra anlatamazsınız.Bir insanın basireti kapalı olduktan sonra anlatamazsınız. Mesela, "dünya yuvarlak" dediğiniz zaman cahil bir insan:Mesela, "dünya yuvarlak" dediğiniz zaman cahil bir insan: "Yuvarlak olsa, dönüyor olsa ben de şöyle olurum, böyle olurum..." der,"Yuvarlak olsa, dönüyor olsa ben de şöyle olurum, böyle olurum..." der, dünyanın yuvarlaklığını anlayamaz, düz sanır.dünyanın yuvarlaklığını anlayamaz, düz sanır. İslâm onlara gerçekleri anlatıncaya kadar, Avrupalılar uzun zaman dünyayı tepsi gibi sanmışlar. İslâm onlara gerçekleri anlatıncaya kadar, Avrupalılar uzun zaman dünyayı tepsi gibi sanmışlar.

Bunları bilmeyenler İslâm'ı çağdışı sanıyor, kötü sanıyor.Bunları bilmeyenler İslâm'ı çağdışı sanıyor, kötü sanıyor. İslâm'ın, Kur'an'ın ahkâmının güzelliğini anlayamıyor.İslâm'ın, Kur'an'ın ahkâmının güzelliğini anlayamıyor. Amerika'ya, Avrupa'ya gidiyor; sonra bakıyor ki Amerika, Avrupa Osmanlı'yı taklit ediyor.Amerika'ya, Avrupa'ya gidiyor; sonra bakıyor ki Amerika, Avrupa Osmanlı'yı taklit ediyor. Kur'an'ı dikkatle okuyor, istifade ediyor, bazıları müslüman oluyor. Kur'an'ı dikkatle okuyor, istifade ediyor, bazıları müslüman oluyor. O zaman ayıkabilirse biraz uyanıyor, baygınlığından ayılıyor, gafletinden kalkıyor.O zaman ayıkabilirse biraz uyanıyor, baygınlığından ayılıyor, gafletinden kalkıyor. "Ben ecdadımızı anlayamamışım." filan diyor. Söylüyoruz, anlatamıyoruz… "Ben ecdadımızı anlayamamışım." filan diyor.

Söylüyoruz, anlatamıyoruz…
Geçtiğimiz yıllarda bizim kardeşlerimiz de yönetimde görev almış oldu.Geçtiğimiz yıllarda bizim kardeşlerimiz de yönetimde görev almış oldu. Cennet-mekân [Mehmed Zahid] Hocamız'ın zamanında dürüst insanlarCennet-mekân [Mehmed Zahid] Hocamız'ın zamanında dürüst insanlar hangi dairenin başına geçmişse, o dairenin bütçesi düzeldi, zarardan kâra geçti.hangi dairenin başına geçmişse, o dairenin bütçesi düzeldi, zarardan kâra geçti. Hep iyi şeyler oldu, hiç olumsuz şeyler olmadı.Hep iyi şeyler oldu, hiç olumsuz şeyler olmadı. Hepsinin misalleri var;Hepsinin misalleri var; Sümerbank'ın, başka devlet teşkilatlarının sonraki hallerinin öncekiyle farkı gün gibi ortada. Sümerbank'ın, başka devlet teşkilatlarının sonraki hallerinin öncekiyle farkı gün gibi ortada.

Türkiye'yi de, dünyayı da, insanlığı da, çağı da kurtaracak olan İslâm'dır, imandır. Anlayana!..Türkiye'yi de, dünyayı da, insanlığı da, çağı da kurtaracak olan İslâm'dır, imandır. Anlayana!.. İlacın kıymetini bilene ne mutlu!İlacın kıymetini bilene ne mutlu! Bazı mecnunlar ilacın şişesini kırıyor, hapı atıyor, doktora karşı geliyor, doğru sözü kabul etmiyor. Bazı mecnunlar ilacın şişesini kırıyor, hapı atıyor, doktora karşı geliyor, doğru sözü kabul etmiyor.

Doktorun nasihatlerini dinlemeyen nasıl iyi olacak? Doktorun nasihatlerini dinlemeyen nasıl iyi olacak?

O zaman hastalıklar artıyor, ilerliyor. O zaman hastalıklar artıyor, ilerliyor.

Ahlâk olmayınca, Allah korkusu olmayınca insanları nasıl kardeş yapacaksınız? Ahlâk olmayınca, Allah korkusu olmayınca insanları nasıl kardeş yapacaksınız?

Osmanlı kardeş olarak kaç asır beraber yaşatmış, sen yaşatamıyorsun... Osmanlı kardeş olarak kaç asır beraber yaşatmış, sen yaşatamıyorsun...

Neden? O kardeşliğin temellerini düşünmüyorsun, temellerini kurmamışsın, ondan. Neden?

O kardeşliğin temellerini düşünmüyorsun, temellerini kurmamışsın, ondan.

Hadîs-i şerîfin başı; "Allah'a isyan ettiğinden, günahlara cür'etle, cesaretle daldığından,Hadîs-i şerîfin başı; "Allah'a isyan ettiğinden, günahlara cür'etle, cesaretle daldığından, Allah'a ibadet ve taate muhalefet ettiğinden cehenneme girecekler." diyeAllah'a ibadet ve taate muhalefet ettiğinden cehenneme girecekler." diye biraz korkutucu başlıyor ama öbür yarısında da Peygamber Efendimiz diyor ki: biraz korkutucu başlıyor ama öbür yarısında da Peygamber Efendimiz diyor ki:

"Bana şefaat hakkı verilecek."Bana şefaat hakkı verilecek. Şefaat için izin verilecek; ben de secde edeceğim, ayakta duracağım,Şefaat için izin verilecek; ben de secde edeceğim, ayakta duracağım, hamd ü senâlar edeceğim, yalvaracağım, dua edeceğim, münâcaat eyleyeceğim...hamd ü senâlar edeceğim, yalvaracağım, dua edeceğim, münâcaat eyleyeceğim... Ondan sonra da Allahu Teâlâ hazretleri:Ondan sonra da Allahu Teâlâ hazretleri: ‘Ey habibim! Başını kaldır, ne istiyorsan iste; istediğin verilecektir.‘Ey habibim! Başını kaldır, ne istiyorsan iste; istediğin verilecektir. Kime şefaat edeceksen şefaat eyle;Kime şefaat edeceksen şefaat eyle; şefaatin kabul olunacaktır, şefaat ettiğin kurtulacaktır.' buyuracak." şefaatin kabul olunacaktır, şefaat ettiğin kurtulacaktır.' buyuracak."

Elhamdülillah, eş-şükrü lillâh, el-minnetü lillâh. Elhamdülillah, eş-şükrü lillâh, el-minnetü lillâh.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi Peygamber Efendimiz'in sevgisine,Allahu Teâlâ hazretleri bizi Peygamber Efendimiz'in sevgisine, şefaatine erenlerden, cennete girenlerden eylesin. şefaatine erenlerden, cennete girenlerden eylesin. Bir kısmı hesapla girecek, bir kısmı hesaba lüzum kalmadan bi-gayri hisâb cennete girecek;Bir kısmı hesapla girecek, bir kısmı hesaba lüzum kalmadan bi-gayri hisâb cennete girecek; Mevlâmız bizi onlardan eylesin. Neden? Mevlâmız bizi onlardan eylesin.

Neden?

Çünkü defterin açılıp ayıpların, günahların ortaya saçılması kimsenin hoşuna gitmez.Çünkü defterin açılıp ayıpların, günahların ortaya saçılması kimsenin hoşuna gitmez. Settâr ismiyle Allah ayıplarımızı örterek,Settâr ismiyle Allah ayıplarımızı örterek, kimseye bildirmeden cennete dahil etsin, diye herkes temenni eder. kimseye bildirmeden cennete dahil etsin, diye herkes temenni eder. Allah bi-gayri hisâb cennete dahil eylesin. Allah bi-gayri hisâb cennete dahil eylesin.

Bir kısmının da defterleri açılacak, sevaplar günahlar tartılacak,Bir kısmının da defterleri açılacak, sevaplar günahlar tartılacak, sevapları üstün olduğu için cennete girecek.sevapları üstün olduğu için cennete girecek. Bir kısmı da mü'min olduğu, ehli kıble olduğu,Bir kısmı da mü'min olduğu, ehli kıble olduğu, bu dinin mensubu olduğu halde günah işlediğinden cehenneme girecek.bu dinin mensubu olduğu halde günah işlediğinden cehenneme girecek. Onlar için de Allah, Peygamber Efendimiz'e şefaat izni veriyor.Onlar için de Allah, Peygamber Efendimiz'e şefaat izni veriyor. O da af dileyecek, Cenâb-ı Hak onun duasını kabul edecek;O da af dileyecek, Cenâb-ı Hak onun duasını kabul edecek; cehenneme girenler de, sonradan cehennemden kurtulacaklar. cehenneme girenler de, sonradan cehennemden kurtulacaklar.

Peygamber Efendimiz bir başka hadisinde ihtar etmiş, ben yeri geldikçe söylerim... Diyor ki: Peygamber Efendimiz bir başka hadisinde ihtar etmiş, ben yeri geldikçe söylerim... Diyor ki:

"Cehenneme düşmemeye gayret edin!"Cehenneme düşmemeye gayret edin! ‘Düşsem de, nasıl olsa mü'min olduğum için‘Düşsem de, nasıl olsa mü'min olduğum için Resûlullah bana şefaat edecek, ben de çıkacağım.' diye sakın düşünmeyin!Resûlullah bana şefaat edecek, ben de çıkacağım.' diye sakın düşünmeyin! Çünkü cehenneme bir düşen, ahkâben yani ömürlerce, hukublarca kalacak.Çünkü cehenneme bir düşen, ahkâben yani ömürlerce, hukublarca kalacak. Hukub, 80 küsur sene... Cehenneme bir düşen, 240-250 sene kalacak. Hemen düşer düşmez çıkmak yok. Hukub, 80 küsur sene... Cehenneme bir düşen, 240-250 sene kalacak. Hemen düşer düşmez çıkmak yok.

Peygamber Efendimiz bir de, bu 250 senenin o kadarla kalmadığını bildiriyor.Peygamber Efendimiz bir de, bu 250 senenin o kadarla kalmadığını bildiriyor. Âhiretin bir gününün, dünyanın günlerine göre bin yıl gibi olduğunu söylüyor.Âhiretin bir gününün, dünyanın günlerine göre bin yıl gibi olduğunu söylüyor. O zaman bir senesi, 365 bin sene ediyor.O zaman bir senesi, 365 bin sene ediyor. 250 senenin her günü 365 binle çarpılırsa, ne kadar uzun zaman cehennemde kalacağı anlaşılıyor. 250 senenin her günü 365 binle çarpılırsa, ne kadar uzun zaman cehennemde kalacağı anlaşılıyor.

Cenâb-ı Hak bizi lütfuyla, keremiyle bi-gayri hisâb cennete girenlerden eylesin.Cenâb-ı Hak bizi lütfuyla, keremiyle bi-gayri hisâb cennete girenlerden eylesin. Habîb-i edîbine komşu eylesin... Habîb-i edîbine komşu eylesin...

Yarısı tehditli, yarısı müjdeli bir hadîs-i şerîf!Yarısı tehditli, yarısı müjdeli bir hadîs-i şerîf! Peygamber Efendimiz'in şefaatine ermeye çalışmak; tabii imanı kaptırmamak,Peygamber Efendimiz'in şefaatine ermeye çalışmak; tabii imanı kaptırmamak, göğüsten çaldırmamak, kalpten kaçırttırmamak lazım! göğüsten çaldırmamak, kalpten kaçırttırmamak lazım!

İnsan mü'min gider gider; sonra bir gazete haberi, bir akılsız, dinsiz kimsenin yazısı,İnsan mü'min gider gider; sonra bir gazete haberi, bir akılsız, dinsiz kimsenin yazısı, komünist ülkede çevrilmiş bir kötü film, bir müstehcen olay derken bir kayar ayağı, sapıtır.komünist ülkede çevrilmiş bir kötü film, bir müstehcen olay derken bir kayar ayağı, sapıtır. "Bu adam ne idi ne oldu! Bu kadın ne idi ne oldu!" der çevresindeki herkes, hayret eder."Bu adam ne idi ne oldu! Bu kadın ne idi ne oldu!" der çevresindeki herkes, hayret eder. Öyle iyi gidip dururken ayağı bir kayar, uçuruma yuvarlanır, cehenneme gider. Gidebilir... Öyle iyi gidip dururken ayağı bir kayar, uçuruma yuvarlanır, cehenneme gider. Gidebilir... İmanını da kaybedebilir. Zaten imanı kaybetti mi, artık cehennemden çıkmak yok.İmanını da kaybedebilir. Zaten imanı kaybetti mi, artık cehennemden çıkmak yok. Mü'min olarak yaşamak, mü'min olarak ölmek önemli! İmanı korumak en önemlisi!.. Mü'min olarak yaşamak, mü'min olarak ölmek önemli! İmanı korumak en önemlisi!..

Suudi Arabistan'da vaizler camilerde hacılara nasihat olsun diye konuşmalar yapıyorlar. Diyorlar ki: Suudi Arabistan'da vaizler camilerde hacılara nasihat olsun diye konuşmalar yapıyorlar. Diyorlar ki:

"En önemli şey iman!" Doğru! Biz de onu söylüyoruz. Önce imanı kurtarmak, diyoruz."En önemli şey iman!"

Doğru! Biz de onu söylüyoruz. Önce imanı kurtarmak, diyoruz.
Alimlerimiz, şeyhlerimiz, mürşid-i kâmillerimiz, kitaplar yazan büyüklerimiz, salihlerimiz,Alimlerimiz, şeyhlerimiz, mürşid-i kâmillerimiz, kitaplar yazan büyüklerimiz, salihlerimiz, "önce iman" diyor."önce iman" diyor. İman kurtulmadıktan sonra, iman gitti mi; dünyanın fâni lezzetleri çok çabuk geçer,İman kurtulmadıktan sonra, iman gitti mi; dünyanın fâni lezzetleri çok çabuk geçer, zevkler çabuk biter, ömür tükenir, vücut yıpranır, ihtiyarlar, insan ölür gider.zevkler çabuk biter, ömür tükenir, vücut yıpranır, ihtiyarlar, insan ölür gider. İman olmadığı zaman âhirette ebedî felaket!.. Onun için imanın korunması, en önemli şey.İman olmadığı zaman âhirette ebedî felaket!.. Onun için imanın korunması, en önemli şey. İmanın korunması için de ne yapmak gerekiyorsa yapmak lazım!İmanın korunması için de ne yapmak gerekiyorsa yapmak lazım! İman insanın kalbinde bir meş'ale gibi devamlı, hiç sönmeden yanmalı. İman insanın kalbinde bir meş'ale gibi devamlı, hiç sönmeden yanmalı. İman söndü mü, ebedî mahrumiyet; Allah korusun. İman söndü mü, ebedî mahrumiyet; Allah korusun.

Etrafımızdaki şartlar da kötü, maalesef. Hürriyet olduğundan...Etrafımızdaki şartlar da kötü, maalesef. Hürriyet olduğundan... Aslında bana kalsa, ben kötülere hürriyeti uygun görmüyorum.Aslında bana kalsa, ben kötülere hürriyeti uygun görmüyorum. Bu sözü duyanlar; "Hiçbir toplum kötülüğe hürriyeti tasvip etmez, sade sen mi!" diyebilir. Bu sözü duyanlar;

"Hiçbir toplum kötülüğe hürriyeti tasvip etmez, sade sen mi!" diyebilir.

Birçok kötülüklere ceza yazılmıyor ki...Birçok kötülüklere ceza yazılmıyor ki... İslâm'ın kötü dediği birçok şeye bugün modern toplumlar ceza yazmıyor. İslâm'ın kötü dediği birçok şeye bugün modern toplumlar ceza yazmıyor. Kötülük olduğunu bilse bile, toplumla baş edemediği için ses çıkartmıyor. Kötülük olduğunu bilse bile, toplumla baş edemediği için ses çıkartmıyor. Ama İslâm toplumla baş etmeyietmemeyi düşünmüyor, zararlı olan şeyi yasaklıyor. Ama İslâm toplumla baş etmeyietmemeyi düşünmüyor, zararlı olan şeyi yasaklıyor.

İçki yasak; birası, rakısı, votkası, şarabı, şusu-busu hepsi yasak...İçki yasak; birası, rakısı, votkası, şarabı, şusu-busu hepsi yasak... İçkinin kötülüğünü bizim toplumumuz da, 20. yüzyılda Amerika da, Avustralya da, Fransa da söylüyorİçkinin kötülüğünü bizim toplumumuz da, 20. yüzyılda Amerika da, Avustralya da, Fransa da söylüyor amma hem devlet tarafından tesis edilmiş ve çalıştırılmakta olan içki fabrikaları varamma hem devlet tarafından tesis edilmiş ve çalıştırılmakta olan içki fabrikaları var hem de çok büyük miktarda içki içiliyor. hem de çok büyük miktarda içki içiliyor.

Halkımızın % 99'u müslüman ama korkunç miktarda içki içiliyor. Yani dinlenmiyor.Halkımızın % 99'u müslüman ama korkunç miktarda içki içiliyor. Yani dinlenmiyor. İçkinin faydalı olduğunu söyleyen kimse çıkmaz. "Bu meret zararlı." diye hepsi söylüyor.İçkinin faydalı olduğunu söyleyen kimse çıkmaz. "Bu meret zararlı." diye hepsi söylüyor. Sarhoşların yanına git, ne kadar güzel nasihatler duyarsın.Sarhoşların yanına git, ne kadar güzel nasihatler duyarsın. Bandı yanına al, meyhaneye git, otur, seslerini-sohbetlerini kaydet; ne güzel sözler söylerler…Bandı yanına al, meyhaneye git, otur, seslerini-sohbetlerini kaydet; ne güzel sözler söylerler… "Şu merete bir alıştık, bir türlü kurtaramıyoruz kendimizi..."Şu merete bir alıştık, bir türlü kurtaramıyoruz kendimizi... Aman kardeşim sen içme..." vs. diye kim bilir neler söylerler.Aman kardeşim sen içme..." vs. diye kim bilir neler söylerler. Profesörler söylüyor, toplantılarda söyleniyor.Profesörler söylüyor, toplantılarda söyleniyor. Hatta alkolü az olduğu için bazılarının savunmaya kalktığı biranın kötülükleri anlatılıyor.Hatta alkolü az olduğu için bazılarının savunmaya kalktığı biranın kötülükleri anlatılıyor. Gülhane Askerî Tıp Akademisi'nde toplantı olmuş, generaller, paşalar toplanmışlar; gazeteler yazıyor.Gülhane Askerî Tıp Akademisi'nde toplantı olmuş, generaller, paşalar toplanmışlar; gazeteler yazıyor. Az alkollü denilen şeyin de şu zararı var, bu zararı var, diye ortaya koymuşlar. Az alkollü denilen şeyin de şu zararı var, bu zararı var, diye ortaya koymuşlar.

Avrupa'da mesela, domuz etinin ne kadar zararlı olduğunu radyolarda, televizyonlarda söylüyorlarAvrupa'da mesela, domuz etinin ne kadar zararlı olduğunu radyolarda, televizyonlarda söylüyorlar ama hem kesimine, hem üretimine, hem de yenilmesine devam ediyorlar.ama hem kesimine, hem üretimine, hem de yenilmesine devam ediyorlar. Halbuki bir şeyin kötü olduğu belli olunca, kesilebilmeli. Halbuki bir şeyin kötü olduğu belli olunca, kesilebilmeli.

Doktor diyor ki: "Tuzlu yeme! Tuzlu yersen tansiyonun artar, damarın çatlar, felç olursun..."Doktor diyor ki: "Tuzlu yeme! Tuzlu yersen tansiyonun artar, damarın çatlar, felç olursun..." Çeşitli sözler söylüyor; adam tuzlu yemeye devam ediyor. Sen bilirsin kardeşim, doktor yeme dedi.Çeşitli sözler söylüyor; adam tuzlu yemeye devam ediyor. Sen bilirsin kardeşim, doktor yeme dedi. Ondan sonra şu hastalık, bu hastalık... "Çok yağlı yeme... Çok şekerli yeme..."Ondan sonra şu hastalık, bu hastalık... "Çok yağlı yeme... Çok şekerli yeme..." Helalin de belli bir ölçüde yenmesi lazım, fazlası zararlı olabiliyor. Helalin de belli bir ölçüde yenmesi lazım, fazlası zararlı olabiliyor.

Millet zararlıyı bildiği halde içiyor.Millet zararlıyı bildiği halde içiyor. Sigaranın kötü olduğunu herkes biliyor;Sigaranın kötü olduğunu herkes biliyor; havaalanlarında, hastanelerde, duvarlarda levhalar var, görüyorsunuz.havaalanlarında, hastanelerde, duvarlarda levhalar var, görüyorsunuz. Ama doktor bile içiyor. Ama doktor bile içiyor. Hastanenin başhekimi bile, yanına gittiğin zaman sigara ikram ediyor. Ben hayret ediyorum. Hastanenin başhekimi bile, yanına gittiğin zaman sigara ikram ediyor. Ben hayret ediyorum.

İnsan yanlış olduğunu bildiği bir şeyi yapmamalı, o kadar basit. Ama insanoğlu bir acayip mahlûk!İnsan yanlış olduğunu bildiği bir şeyi yapmamalı, o kadar basit. Ama insanoğlu bir acayip mahlûk! Hepimiz acayibiz.Hepimiz acayibiz. Allah bizi düzenli, istikrarlı, kale gibi sağlam, kural sahibi, prensip sahibi, aklı başında,Allah bizi düzenli, istikrarlı, kale gibi sağlam, kural sahibi, prensip sahibi, aklı başında, mantıklı yaşayan, akıllı-mantıklı işler yapan,mantıklı yaşayan, akıllı-mantıklı işler yapan, topluma faydalı, kendi vücudunu koruyan insanlar eylesin. topluma faydalı, kendi vücudunu koruyan insanlar eylesin.

Bunlar önemli! Herkes bunları biliyor ama...Bunlar önemli! Herkes bunları biliyor ama... "Tamam hocam, haklısın. Aslan hocam, kaplan hocam..." diye bir de bizi teselli etmek için"Tamam hocam, haklısın. Aslan hocam, kaplan hocam..." diye bir de bizi teselli etmek için tatlı sözler söylüyor; bildiğine devam ediyor.tatlı sözler söylüyor; bildiğine devam ediyor. Kardeşim, sen bana o tatlı sözleri söyleme; şu sigarayı, şu içkiyi, şu kumarı bırak.Kardeşim, sen bana o tatlı sözleri söyleme; şu sigarayı, şu içkiyi, şu kumarı bırak. Bunların hepsi kötü ama serbest... Bunların hepsi kötü ama serbest... Kötü olduğu bilindiği halde kanunlara göre serbest; yasaklanmamış, oynanıyor. Kötü olduğu bilindiği halde kanunlara göre serbest; yasaklanmamış, oynanıyor.

Nâmahreme bakmak doğru değil, gayrı meşrû -nikâh dışı- yaşam doğru değil...Nâmahreme bakmak doğru değil, gayrı meşrû -nikâh dışı- yaşam doğru değil... Kanunlar söylüyor ama uygulama öyle değil. Çeşit çeşit şeyler olabiliyor.Kanunlar söylüyor ama uygulama öyle değil. Çeşit çeşit şeyler olabiliyor. İslâm böyle ikiyüzlülüğü sevmiyor. Yasaksa bırakılacak, sevapsa yapılacak.İslâm böyle ikiyüzlülüğü sevmiyor. Yasaksa bırakılacak, sevapsa yapılacak. İslâm mantıklı ve istikrarlı, düzenli, anlamlı ve uyumlu bir sistem, teşkilât…İslâm mantıklı ve istikrarlı, düzenli, anlamlı ve uyumlu bir sistem, teşkilât… Bir tarafı öbür tarafına ters düşmüyor.Bir tarafı öbür tarafına ters düşmüyor. Bir tarafta bir şey söyler, öbür tarafta aksini yapar; böyle şey İslâm'da yok. Bir tarafta bir şey söyler, öbür tarafta aksini yapar; böyle şey İslâm'da yok.

Sevgili kardeşlerim! Sevgili kardeşlerim!

O halde cehenneme düşmemek için Allah'ın emirlerini tutmalı, Allah'ın emirlerinin aksini yapmamalıyız.O halde cehenneme düşmemek için Allah'ın emirlerini tutmalı, Allah'ın emirlerinin aksini yapmamalıyız. Günahlara paldır küldür, cesur cesur;Günahlara paldır küldür, cesur cesur; "Nasıl olsa Allah affeder." gibi çeşitli uyuşturucu felsefelerle dalmamalıyız. "Nasıl olsa Allah affeder." gibi çeşitli uyuşturucu felsefelerle dalmamalıyız. İnsan cehenneme bir düştü mü, milyonlarca sene azap göreceğini, yanacağını bilsin. İnsan cehenneme bir düştü mü, milyonlarca sene azap göreceğini, yanacağını bilsin.

Ramehürmüzî, Mirdas radıyallahu anh'ten rivayet etmiş.Ramehürmüzî, Mirdas radıyallahu anh'ten rivayet etmiş. Taberânî'de benzeri rivayetler de var. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuş ki: Taberânî'de benzeri rivayetler de var. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuş ki:

Yezhebü's-sâlihûne eslâfen el-evvelü fe'l-evvelü hattâ lâ yebkâYezhebü's-sâlihûne eslâfen el-evvelü fe'l-evvelü hattâ lâ yebkâ illâ husâletün kehusâleti't-temri ve'ş-şa'îr, lâ yübâlillâhu bihim. illâ husâletün kehusâleti't-temri ve'ş-şa'îr, lâ yübâlillâhu bihim.

Sadaka Resûlullah, fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah, fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Bu hadîs-i şerîf de, ümmetin devrinin sonu geldiği ve dünyanın sonunun yaklaştığı âhir zamandaBu hadîs-i şerîf de, ümmetin devrinin sonu geldiği ve dünyanın sonunun yaklaştığı âhir zamanda durum ne olacak diye Efendimiz'in istikbale ait söylediği bilgilerden, uyarılardan birisi.durum ne olacak diye Efendimiz'in istikbale ait söylediği bilgilerden, uyarılardan birisi. Diyor ki Peygamber Efendimiz: Diyor ki Peygamber Efendimiz:

Yezhebü's-sâlihûn. "Salih insanlar gidecek." Yezhebü's-sâlihûn. "Salih insanlar gidecek."

Salih; her işi Allah'ın emrine, Peygamber'in sünnetine, Kur'an'ın ahkâmına uygun yapan,Salih; her işi Allah'ın emrine, Peygamber'in sünnetine, Kur'an'ın ahkâmına uygun yapan, kulluğa uygun hareket eden, Allah'ın beğendiği, iyi kul demek. kulluğa uygun hareket eden, Allah'ın beğendiği, iyi kul demek.

Eslâfen. Halef-selef... "Nesil nesil salihler gidecekler." Eslâfen. Halef-selef... "Nesil nesil salihler gidecekler."

Ondan sonra ötekiler gidecek. Salihler azalıyor...Ondan sonra ötekiler gidecek. Salihler azalıyor... Toplumu temizleyen, toplumun tutamağı, ümidi,Toplumu temizleyen, toplumun tutamağı, ümidi, Allah'ın rahmetinin gelmesinin sebebi olan iyi insanlar gidiyor. Bu çok fenâ! Allah'ın rahmetinin gelmesinin sebebi olan iyi insanlar gidiyor. Bu çok fenâ!

Mesela kapalı bir yerde, havadaki oksijen kullanılacak, kullanılacak, azalacak... Mesela kapalı bir yerde, havadaki oksijen kullanılacak, kullanılacak, azalacak...

Sonra ne olur? Sonra ne olur?

Garaj mesela... Adam arabasını çalıştırıyor, arabanın içinde duruyor.Garaj mesela... Adam arabasını çalıştırıyor, arabanın içinde duruyor. Motor oksijeni çekiyor, yanmalarla garajda oksijen bitiyor.Motor oksijeni çekiyor, yanmalarla garajda oksijen bitiyor. Arabanın egzozundan çıkan gazlar, karbonmonoksit yavaş yavaş insanı öldürüyor.Arabanın egzozundan çıkan gazlar, karbonmonoksit yavaş yavaş insanı öldürüyor. Yani zehirli gazların çoğalması, oksijenin azalması, sonunda ölümle sonuçlanıyor. Yani zehirli gazların çoğalması, oksijenin azalması, sonunda ölümle sonuçlanıyor.

Bunun gibi, dünyada salih insanlar azalacak.Bunun gibi, dünyada salih insanlar azalacak. Halef selef, nesil nesil, birer birer, tabaka tabaka gidecekler.Halef selef, nesil nesil, birer birer, tabaka tabaka gidecekler. Bu, -eyvah- oksijen bitiyor, zehirli gazlar artıyor, ortam yaşanamaz duruma geliyor demek. Bu, -eyvah- oksijen bitiyor, zehirli gazlar artıyor, ortam yaşanamaz duruma geliyor demek.

Sonra: Hattâ lâ yebkâ illâ ke-husâleti't-temri ve'ş'şa'îr, lâ yübâlillâhi bihim. Sonra:

Hattâ lâ yebkâ illâ ke-husâleti't-temri ve'ş'şa'îr, lâ yübâlillâhi bihim.

İki rivayet var. İki rivayet var.

Husâle, noktasız hâ ile, peltek se ile; arpanın ve hurmanın dış tarafındaki kabuk kısmı.Husâle, noktasız hâ ile, peltek se ile; arpanın ve hurmanın dış tarafındaki kabuk kısmı. İnsanların öz kısmı değil de, kabuk kısımları... Mesela hurmanın, arpanın içi yenilir. İnsanların öz kısmı değil de, kabuk kısımları... Mesela hurmanın, arpanın içi yenilir. Meyvelerin kabuğu ayıklanır, soyulur; içi yenilir.Meyvelerin kabuğu ayıklanır, soyulur; içi yenilir. Geride kalanlar; arpanın, hurmanın kışırı, kabuğu gibi yığınla içi boş şeyler. Geride kalanlar; arpanın, hurmanın kışırı, kabuğu gibi yığınla içi boş şeyler.

Lâ yübâlillâhu bihim. "Allah onlara aldırmaz, kıymet vermez." Lâ yübâlillâhu bihim. "Allah onlara aldırmaz, kıymet vermez."

Duasını kabul etmez, felakete uğrasa imdadına yetişmez; korumaz-kollamaz, başarıya ulaştırmaz. Duasını kabul etmez, felakete uğrasa imdadına yetişmez; korumaz-kollamaz, başarıya ulaştırmaz.

Neden? Kışır gibi, ot gibi, saman gibi değersiz kabuk kısmı kaldı; öz kısmı gitti.Neden?

Kışır gibi, ot gibi, saman gibi değersiz kabuk kısmı kaldı; öz kısmı gitti.
Asıl, Allah'ın sevdiği mübarek insanlar, salihler gide gideAsıl, Allah'ın sevdiği mübarek insanlar, salihler gide gide toplumlarda kötüler kalırsa kıyamet kopar, felaket olur.toplumlarda kötüler kalırsa kıyamet kopar, felaket olur. Allah artık onların dualarına da aldırmaz, topluca felaketler yağar. Allah artık onların dualarına da aldırmaz, topluca felaketler yağar.

Onun için, bence salihlerin sayısının çoğaltılması amaç olmalı.Onun için, bence salihlerin sayısının çoğaltılması amaç olmalı. "Salih, dürüst, haram yemeyen, kimseye kem gözle bakmayan, kimseye kötülük yapmayan,"Salih, dürüst, haram yemeyen, kimseye kem gözle bakmayan, kimseye kötülük yapmayan, herkese iyilik yapan mübarek, nurlu, aksakallı, kale gibi sağlam, mert, çalışkan, cesur, fedakâr,herkese iyilik yapan mübarek, nurlu, aksakallı, kale gibi sağlam, mert, çalışkan, cesur, fedakâr, hayırhah, hayırsever insanlar nasıl çoğalır?hayırhah, hayırsever insanlar nasıl çoğalır? Bunların artması nasıl olur, hocam?" diye sorular yağmalı... Hatta meclislerde bunlar konuşulmalı!Bunların artması nasıl olur, hocam?" diye sorular yağmalı... Hatta meclislerde bunlar konuşulmalı! Millî Eğitim'in ana amacı, böyle iyi insanların yetiştirilmesi olmalı. Millî Eğitim'in ana amacı, böyle iyi insanların yetiştirilmesi olmalı.

Birisi, "Hocam, sanki öyle değil mi?" diyebilir. Ben üniversite profesörüyüm.Birisi, "Hocam, sanki öyle değil mi?" diyebilir. Ben üniversite profesörüyüm. Millî Eğitim komisyonlarında da çalıştım.Millî Eğitim komisyonlarında da çalıştım. Devlet Planlama'nın beş yıllık kalkınma planlarının eğitim bölümlerinin hazırlanmasında da çalıştım.Devlet Planlama'nın beş yıllık kalkınma planlarının eğitim bölümlerinin hazırlanmasında da çalıştım. Herkes aynı lafı söylüyor ama diken ektiğin yerde buğday bitmez ki,Herkes aynı lafı söylüyor ama diken ektiğin yerde buğday bitmez ki, deve dikeni ekilen yerde deve dikeni olur. deve dikeni ekilen yerde deve dikeni olur.

Millî Eğitim'in ana hedefleri doğru tespit edilmeli.Millî Eğitim'in ana hedefleri doğru tespit edilmeli. Biz, inanan insanların adedi artsın da dürüstlük çoğalsın, diyorduk.Biz, inanan insanların adedi artsın da dürüstlük çoğalsın, diyorduk. Muhaliflerimiz, mücadele ettiğimiz kimseler de inanan insanların yetişmesini,Muhaliflerimiz, mücadele ettiğimiz kimseler de inanan insanların yetişmesini, gelişmesini sağlayacak müesseseleri kırpıştırmaya, kesmeye, engellemeye çalışıyordu. gelişmesini sağlayacak müesseseleri kırpıştırmaya, kesmeye, engellemeye çalışıyordu.

O bakımdan salihlerin artması için aklı başındaO bakımdan salihlerin artması için aklı başında feylesof, hakîm, bilgin insanların karar vermesi lazım!feylesof, hakîm, bilgin insanların karar vermesi lazım! Bunları herkes bilemez; toplumları tanıyan,Bunları herkes bilemez; toplumları tanıyan, Batı'yı-Doğu'yu bilen..Batı'yı-Doğu'yu bilen.. Razıyım; Avrupa'nın büyük ahlâkçı düşünürlerini çağıralım, onlara hazırlatalım!Razıyım; Avrupa'nın büyük ahlâkçı düşünürlerini çağıralım, onlara hazırlatalım! Neler diyecekler bakalım. Neler diyecekler bakalım.

Kendi ülkelerinde ben görüyorum; dine imana o kadar büyük kıymet veriyorlar ki...Kendi ülkelerinde ben görüyorum; dine imana o kadar büyük kıymet veriyorlar ki... İnançlarında hurafeler olduğunu bilmiyorlar mı; biliyorlar.İnançlarında hurafeler olduğunu bilmiyorlar mı; biliyorlar. Yaptıklarının hepsinin akla-mantığa sığmadığını kendileri ifade ediyor. Yaptıklarının hepsinin akla-mantığa sığmadığını kendileri ifade ediyor.

Ama niye o eğitimi destekliyorlar?.. Niye dış ülkelere onu yaymaya çalışıyorlar?.. Ama niye o eğitimi destekliyorlar?.. Niye dış ülkelere onu yaymaya çalışıyorlar?..

Mesela Avustralya'nın kuzeyinde, Endonezya'da, Yeni Gine'deMesela Avustralya'nın kuzeyinde, Endonezya'da, Yeni Gine'de 200 kişiye bir misyoner düşecek kadar yoğun misyonerler göndermişler; hıristiyanlaştırmak için... 200 kişiye bir misyoner düşecek kadar yoğun misyonerler göndermişler; hıristiyanlaştırmak için...

Niye herkes harıl harıl hıristiyanlaştırmaya çalışıyor, ondan fayda umuyor? Niye herkes harıl harıl hıristiyanlaştırmaya çalışıyor, ondan fayda umuyor?

O zaman vahşi kabilelerin biraz hizaya geleceğini,O zaman vahşi kabilelerin biraz hizaya geleceğini, söz dinleyeceğini, adam olacağını, tahsil göreceğini düşünüyor.söz dinleyeceğini, adam olacağını, tahsil göreceğini düşünüyor. Eski haliyle, yamyamlığıyla kalırsa, iyi olmayacağını düşünüyor. Eski haliyle, yamyamlığıyla kalırsa, iyi olmayacağını düşünüyor.

Bizim dinimiz akıl mantık dini; bunu herkes söylemiş.Bizim dinimiz akıl mantık dini; bunu herkes söylemiş. Devletin en yüksek kademesinden en aşağısına kadar herkesin zamanı gelince söylediği sözler.Devletin en yüksek kademesinden en aşağısına kadar herkesin zamanı gelince söylediği sözler. Bunların bir koleksiyonu yapılabilir, duvarlara yazıları yazılabilir.Bunların bir koleksiyonu yapılabilir, duvarlara yazıları yazılabilir. Besbelli bir şey ama Millî Eğitim'i böyle düşünen insanlar ayarlamazsa, o zaman sakat eğitim olur.Besbelli bir şey ama Millî Eğitim'i böyle düşünen insanlar ayarlamazsa, o zaman sakat eğitim olur. Sakat eğitimin sonucu da anarşi ve terörizm olur.Sakat eğitimin sonucu da anarşi ve terörizm olur. Yetiştirdiğin insan devlete-millete faydalı olmaz, zararlı olur. Neden? Yetiştirdiğin insan devlete-millete faydalı olmaz, zararlı olur.

Neden?

Ayar yanlış, makine yanlış çalışıyor, ondan... Ayar yanlış, makine yanlış çalışıyor, ondan...

Buradan, salih insanların arttırılması, azaldıkça üzülmek gerektiği;Buradan, salih insanların arttırılması, azaldıkça üzülmek gerektiği; çocuklarımızı salih insan yetiştirmeye çalışmak gerektiği ortaya çıkıyor. çocuklarımızı salih insan yetiştirmeye çalışmak gerektiği ortaya çıkıyor.

Yabancı diyarda çocuklarını müslüman, mütedeyyin yetiştirmeye muvaffak olmuşYabancı diyarda çocuklarını müslüman, mütedeyyin yetiştirmeye muvaffak olmuş iyi kardeşlerim var, onları gördükçe hoşuma gidiyor. iyi kardeşlerim var, onları gördükçe hoşuma gidiyor. Sabah namazında karşımda uykusunu feda etmiş küçücük küçücük çocuklar var.Sabah namazında karşımda uykusunu feda etmiş küçücük küçücük çocuklar var. Namazdan sonra geliyorlar, elimi öpüyorlar; çok seviniyorum.Namazdan sonra geliyorlar, elimi öpüyorlar; çok seviniyorum. Babası namına da çocuk namına da seviniyorum.Babası namına da çocuk namına da seviniyorum. Çünkü buradaki ortam müslüman bir ülke ortamı olmadığı halde,Çünkü buradaki ortam müslüman bir ülke ortamı olmadığı halde, çocuklar namazlı niyazlı yetişebiliyor. Bir de çağın bilgilerini alarak yetişecek.çocuklar namazlı niyazlı yetişebiliyor. Bir de çağın bilgilerini alarak yetişecek. Al sana salih, pırıl pırıl, hayırlı bir evlat, hayırlı bir nesil! Al sana salih, pırıl pırıl, hayırlı bir evlat, hayırlı bir nesil!

Dış ülkelerde yaptığımız faaliyetler de önemli...Dış ülkelerde yaptığımız faaliyetler de önemli... Çeşitli yerlerde çeşitli hayır sahiplerinin buna benzer işler için,Çeşitli yerlerde çeşitli hayır sahiplerinin buna benzer işler için, iyi insan yetiştirmek için kurduğu müesseseler çok önemli, doğru adımlar. iyi insan yetiştirmek için kurduğu müesseseler çok önemli, doğru adımlar. Bunların aksini yaparsan; "Bırak ya! Serbest olsun, çocuk istediğini yapsın." dersen olmaz. Bunların aksini yaparsan; "Bırak ya! Serbest olsun, çocuk istediğini yapsın." dersen olmaz. Kendi bildiğine giden şaşırır. Kendi bildiğine gitmek yok!Kendi bildiğine giden şaşırır. Kendi bildiğine gitmek yok! Hayatı bilen, hem de en doğru bilen, uluslararası alanda sivrilmiş büyük insanlarınHayatı bilen, hem de en doğru bilen, uluslararası alanda sivrilmiş büyük insanların gösterdiği hedefleri hedeflemek ve öyle yetiştirmek lazım. gösterdiği hedefleri hedeflemek ve öyle yetiştirmek lazım.

Bizim tırcılarımız karayoluyla Avrupa'ya seyahat ediyorlar, Allah yardımcıları olsun.Bizim tırcılarımız karayoluyla Avrupa'ya seyahat ediyorlar, Allah yardımcıları olsun. Romanya'dan, Macaristan'dan, Bulgaristan'dan geçiyorlar...Romanya'dan, Macaristan'dan, Bulgaristan'dan geçiyorlar... Bulgaristan'da bir millî maç olmuş, bizim Mercedes'li,Bulgaristan'da bir millî maç olmuş, bizim Mercedes'li, BMW'li sporseverler kalkmışlar gitmişler, maçı seyretmişler.BMW'li sporseverler kalkmışlar gitmişler, maçı seyretmişler. Çıkmışlar dışarı bakmışlar, 20-30 tane kıymetli araba; Mercedes, BMW yok... Çıkmışlar dışarı bakmışlar, 20-30 tane kıymetli araba; Mercedes, BMW yok...

Onlar oraya misafir gittiler, park edilen yerlerden bu arabalar nasıl çalınıyor?.. Onlar oraya misafir gittiler, park edilen yerlerden bu arabalar nasıl çalınıyor?..

Komünizm, "Din afyondur." dediği ve insanları dinden-imandan mahrum yetiştirdiği için başarısız oldu.Komünizm, "Din afyondur." dediği ve insanları dinden-imandan mahrum yetiştirdiği için başarısız oldu. Toplum da başarısız, yaşanmaz bir toplum.Toplum da başarısız, yaşanmaz bir toplum. Geçemiyorsunuz, geçenler çok sıkıntılar çekiyorlar, çok acayip şeylerle karşılaşıyorlar. Geçemiyorsunuz, geçenler çok sıkıntılar çekiyorlar, çok acayip şeylerle karşılaşıyorlar.

Ben sadece Bulgaristan'ı suçlamıyorum, bizim Türkiye'de oluyor.Ben sadece Bulgaristan'ı suçlamıyorum, bizim Türkiye'de oluyor. Arkadaşlarımdan birisi söyledi; karayoluyla Antalya'dan Adana'ya geçerkenArkadaşlarımdan birisi söyledi; karayoluyla Antalya'dan Adana'ya geçerken yolunu kesmeye kalkmışlar, tabanca çekmişler, Suud plakası var diye.yolunu kesmeye kalkmışlar, tabanca çekmişler, Suud plakası var diye. Halbuki arkadaşımız Konya Beyşehir'li...Halbuki arkadaşımız Konya Beyşehir'li... Mercedes arabasını durdurmaya çalışmışlar; o da gazlamış, ellerinden kurtulmuş, Adana'ya zor gelmiş.Mercedes arabasını durdurmaya çalışmışlar; o da gazlamış, ellerinden kurtulmuş, Adana'ya zor gelmiş. Suudlu, yabancı plakalı diye tabanca tehdidiyle kenara çekip soyacaklar. Suudlu, yabancı plakalı diye tabanca tehdidiyle kenara çekip soyacaklar.

Ben sırf Bulgaristan'ı, Macaristan'ı Romanya'yı suçlamıyorum, bizde de oluyor.Ben sırf Bulgaristan'ı, Macaristan'ı Romanya'yı suçlamıyorum, bizde de oluyor. Eğitim yapmadığın zaman, bu işin şakası yok, ahlâk da, düzen de, huzur da gidiyor. Eğitim yapmadığın zaman, bu işin şakası yok, ahlâk da, düzen de, huzur da gidiyor.

Avustralya'da, gelseniz görseniz, çok ibretli şeyler var.Avustralya'da, gelseniz görseniz, çok ibretli şeyler var. Adam dağın başında, ormanın içinde ev yapmış, hiç korkmadan yaşıyor. Ben hayretle bakıyorum.Adam dağın başında, ormanın içinde ev yapmış, hiç korkmadan yaşıyor. Ben hayretle bakıyorum. Türkiye'de şehrin içinde insan korkuyor; acaba bir şey olur mu, diye. Türkiye'de şehrin içinde insan korkuyor; acaba bir şey olur mu, diye.

Neden? Anarşi çıkmış, terörizm çıkmış. Niye çıktı? Neden?

Anarşi çıkmış, terörizm çıkmış.

Niye çıktı?

Terörizme kimler kayıyor, neden kayıyor; bunu tahlil etmek lazım! Terörizme kimler kayıyor, neden kayıyor; bunu tahlil etmek lazım!

Bir istatistik yapıldı mı, niye saklanıyor halktan? Bir istatistik yapıldı mı, niye saklanıyor halktan?

Öldürülenlerin aileleri, eğitim durumları...Öldürülenlerin aileleri, eğitim durumları... Orta Doğu'dan mezun falanca, Tokat'ın bilmem neresinde üç kişi kıstırıldı, öldürüldü.Orta Doğu'dan mezun falanca, Tokat'ın bilmem neresinde üç kişi kıstırıldı, öldürüldü. Orta Doğu [Teknik Üniversitesi]'ne kadar çıkmış ama maddî eğitim vermek bir şey değil.Orta Doğu [Teknik Üniversitesi]'ne kadar çıkmış ama maddî eğitim vermek bir şey değil. Cahil bir millete okuma yazma öğretirsen, okuma yazma bilen bir cahil millet elde edersin. Cahil bir millete okuma yazma öğretirsen, okuma yazma bilen bir cahil millet elde edersin.

Cahillik okuma yazma öğrenmekle izale olmaz; ârif olmakla izale olur. Cahillik okuma yazma öğrenmekle izale olmaz; ârif olmakla izale olur.

Cahilin karşısındaki ideal, özenilen, istenilen, arzu edilen insan tipi; ârif insandır.Cahilin karşısındaki ideal, özenilen, istenilen, arzu edilen insan tipi; ârif insandır. Ârif insan, faziletli insan, erdemli insan nasıl yetişir, onu ayarlamak lazım. Ârif insan, faziletli insan, erdemli insan nasıl yetişir, onu ayarlamak lazım.

Yoksa ilkokuldan üniversiteye kadar bütün okulları aç, makine gibi öğret.Yoksa ilkokuldan üniversiteye kadar bütün okulları aç, makine gibi öğret. O zaman haydutlara bilgi öğretmiş olursun; onlar da devlete silah çekerler, kışlaya saldırırlar,O zaman haydutlara bilgi öğretmiş olursun; onlar da devlete silah çekerler, kışlaya saldırırlar, camileri ve mektepleri yakarlar, çalıştırmazlar, hayvanları öldürürler...camileri ve mektepleri yakarlar, çalıştırmazlar, hayvanları öldürürler... İnsan mü'min olunca, karıncayı ezmiyor; şunların yaptığına bak. Eğitim sakat! İnsan mü'min olunca, karıncayı ezmiyor; şunların yaptığına bak. Eğitim sakat!

İşte bütün bunlar salihlerin azlığından ve salihlere kıymet verilmediğinden oluyor.İşte bütün bunlar salihlerin azlığından ve salihlere kıymet verilmediğinden oluyor. Salih insan yetiştirecek düzenlemeler engellendiğinden ve salih olmayan insanlarınSalih insan yetiştirecek düzenlemeler engellendiğinden ve salih olmayan insanların yetişmesi için her türlü gayretin gösterilmesinden oluyor. Bu olayların asıl sebebi bu!yetişmesi için her türlü gayretin gösterilmesinden oluyor. Bu olayların asıl sebebi bu! Bunları misalleriyle, cesaretle ortaya koyup anlatmak lazım. Bunları misalleriyle, cesaretle ortaya koyup anlatmak lazım.

Enes radıyallahu anh'ten Hulvânî rahmetullahi aleyh rivayet etmiş. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Enes radıyallahu anh'ten Hulvânî rahmetullahi aleyh rivayet etmiş. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:

Yerfe'ullâhu bi-hâze'l-ilmi akvâmen fe-yec'alühüm kâdeten yuktedâ bihim fi'l-hayrYerfe'ullâhu bi-hâze'l-ilmi akvâmen fe-yec'alühüm kâdeten yuktedâ bihim fi'l-hayr ve yuktassu âsâruhüm ve türmeku a'mâluhüm ve terğabü'l-melâiketü fî hulükuhim (ev halkıhim)ve yuktassu âsâruhüm ve türmeku a'mâluhüm ve terğabü'l-melâiketü fî hulükuhim (ev halkıhim) ve bi-ecnihatihâ temsehuhüm. ve bi-ecnihatihâ temsehuhüm.

Sadaka Resûlullah, fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah, fî mâ kâl ev kemâ kâl.

O zaman cahiliyet devri kapandı, Asr-ı Saadet başladı ama cahiliyetten yetişmiş insanlar ne olacak? O zaman cahiliyet devri kapandı, Asr-ı Saadet başladı ama cahiliyetten yetişmiş insanlar ne olacak?

Hepsi değişecek! Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Hepsi değişecek! Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Yerfe'ullâh. "Allah yükseltecek, yükseltir." Bi-hâze'l-ilmi akvâmen.Yerfe'ullâh. "Allah yükseltecek, yükseltir." Bi-hâze'l-ilmi akvâmen. "Bazı kavimleri, insanları Allah ilimle yükseltecek, yükseltir." "Bazı kavimleri, insanları Allah ilimle yükseltecek, yükseltir."

Bu, genel mânasıyla ilimdir. Ama İslâm'da genel mânasıyla ilim methedilmez.Bu, genel mânasıyla ilimdir. Ama İslâm'da genel mânasıyla ilim methedilmez. İslâm'da ilm-i nâfî' yani insana fayda veren, insanı erdemli insan haline getiren ilim övülür, istenir. İslâm'da ilm-i nâfî' yani insana fayda veren, insanı erdemli insan haline getiren ilim övülür, istenir.

Bütün bilgiler kıymetlidir.Bütün bilgiler kıymetlidir. Bütün bilgilerin hedefi de insanı iyi yetiştirmek, iyi insan yapmak yönündedir.Bütün bilgilerin hedefi de insanı iyi yetiştirmek, iyi insan yapmak yönündedir. Öyle olan ilim ve alim kıymetlidir.Öyle olan ilim ve alim kıymetlidir. Aksi olursa yani insan ilmi ile âmil olmazsa; kötü şeyleri öğrenmişse, âhiretine, kendisine,Aksi olursa yani insan ilmi ile âmil olmazsa; kötü şeyleri öğrenmişse, âhiretine, kendisine, dünyasına, ahlâkına faydası olmayan bilgilerle ömrünü geçirmişse, o zaman yükselmez. dünyasına, ahlâkına faydası olmayan bilgilerle ömrünü geçirmişse, o zaman yükselmez.

Allah bazı kavimleri ilm-i nâfi' ile; din, iman, ahlâk ilmiyle yükseltecek. Allah bazı kavimleri ilm-i nâfi' ile; din, iman, ahlâk ilmiyle yükseltecek.

Fe-yec'alühüm kâdeten. "Onları önderler, komutanlar yapacak." Fe-yec'alühüm kâdeten. "Onları önderler, komutanlar yapacak."

İlimle insanların önünde, onları sevkeden, kılavuz, önder, komutan yapacak. İlimle insanların önünde, onları sevkeden, kılavuz, önder, komutan yapacak.

Mesela Osmanlılar'da, Eyüb Sabri Paşa Mir'âtü'l-Harameyn'i yazmış.Mesela Osmanlılar'da, Eyüb Sabri Paşa Mir'âtü'l-Harameyn'i yazmış. Gittiği yerde aynı zamanda ilimle meşgul olmuş.Gittiği yerde aynı zamanda ilimle meşgul olmuş. Hem askerî veya mülkî vazife görmüş hem de nice güzel eserler yazmış.Hem askerî veya mülkî vazife görmüş hem de nice güzel eserler yazmış. Alim ve ârif yetişmiş; hem dünya tarafı hem âhiret tarafı, hem askerî rütbesi hem ilmî rütbesi var. Alim ve ârif yetişmiş; hem dünya tarafı hem âhiret tarafı, hem askerî rütbesi hem ilmî rütbesi var.

Sâhibü's-seyfi ve'l-kalem, kılıç ve kalem sahibi. Eskiden insanlar böyle methedilirdi;Sâhibü's-seyfi ve'l-kalem, kılıç ve kalem sahibi. Eskiden insanlar böyle methedilirdi; sadece kılıç sahibi veya sadece kalem sahibi değil, hem kılıç hem kalem sahibi. sadece kılıç sahibi veya sadece kalem sahibi değil, hem kılıç hem kalem sahibi.

Bu komutan, bu bey, bu padişah ne? Bu komutan, bu bey, bu padişah ne?

Sâhibü's-seyfi ve'l-kalem. "Kılıç ve kalem sahibi."Sâhibü's-seyfi ve'l-kalem. "Kılıç ve kalem sahibi." Hem savaş gerekirse cesurdur hem de kalemiyle yazar, çünkü alimdir. Hem savaş gerekirse cesurdur hem de kalemiyle yazar, çünkü alimdir.

Allah bazı insanları, kavimleri ilimle yükseltecek, onları önder yapacak. Allah bazı insanları, kavimleri ilimle yükseltecek, onları önder yapacak.

Yuktedâ bihim fi'l-hayri. "Hayırda kendilerine uyulan önderler, kılavuzlar yapacak."Yuktedâ bihim fi'l-hayri. "Hayırda kendilerine uyulan önderler, kılavuzlar yapacak." Ve yuktassu âsâruhüm. "Peşlerinden gidilecek, izi izlenecek insanlar yapacak." Ve yuktassu âsâruhüm. "Peşlerinden gidilecek, izi izlenecek insanlar yapacak." Ve türmeku a'mâruhüm. "Ömürlerine bakılıp, ibret alınıp ‘Ben de böyle yaşayayım.' diyeVe türmeku a'mâruhüm. "Ömürlerine bakılıp, ibret alınıp ‘Ben de böyle yaşayayım.' diye icraatlarıamelleri başkalarına güzel, örnek olan insanlar haline getirilir."icraatlarıamelleri başkalarına güzel, örnek olan insanlar haline getirilir." Ve terğabü'l-melâiketü fî hulukihim. "Melekler onların güzel huylarına rağbet ederler." Ve terğabü'l-melâiketü fî hulukihim. "Melekler onların güzel huylarına rağbet ederler." Veyahut halkıhim okunsa, "Onların vücutlarınıbedenlerini bile melekler severler." Veyahut halkıhim okunsa, "Onların vücutlarınıbedenlerini bile melekler severler."

Bu adamlar ne mübarek diye, kanatları ile onları okşarlar. Ne ile? Bu adamlar ne mübarek diye, kanatları ile onları okşarlar.

Ne ile?

İlimle... Aziz ve muhterem kardeşlerim! Onun için para kazanmaya koşturduğunuz kadar...İlimle...

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Onun için para kazanmaya koşturduğunuz kadar...
Kazanın; Allah hayırlı, helal, bol kazanç nasip etsin.Kazanın; Allah hayırlı, helal, bol kazanç nasip etsin. Helal kazanmak için çalışmak da İslâm'da önemlidir, faydalıdır, teşvik edilmiştir.Helal kazanmak için çalışmak da İslâm'da önemlidir, faydalıdır, teşvik edilmiştir. Para kazanılıyor, parayı veriyorsun istediğini alabiliyorsun. Para kazanılıyor, parayı veriyorsun istediğini alabiliyorsun. Para ile bir şeyler elde ediliyor diye, muradına erişebilme vasıtası olarak para isteniyor;Para ile bir şeyler elde ediliyor diye, muradına erişebilme vasıtası olarak para isteniyor; parayı kazanayım, ondan sonra istediğimi onunla alırım, deniliyor. parayı kazanayım, ondan sonra istediğimi onunla alırım, deniliyor.

Ama asıl kazanılacak şey, ilim!Ama asıl kazanılacak şey, ilim! Hem de faydalı, insanı faziletli bir insan yapan,Hem de faydalı, insanı faziletli bir insan yapan, her hareketi ölçülügüzel olan bir insan haline getiren ilim… her hareketi ölçülügüzel olan bir insan haline getiren ilim… Böyle ilimle Allah bazı kavimleri yükseltir ve başkalarının hayırda kendilerine uyacağı,Böyle ilimle Allah bazı kavimleri yükseltir ve başkalarının hayırda kendilerine uyacağı, izinden gidilecek, yaptığı icraatlarına, amellerine bakılıp, izinden gidilecek, yaptığı icraatlarına, amellerine bakılıp, ibret alınıp taklit edilecek insanlar haline getirir.ibret alınıp taklit edilecek insanlar haline getirir. Melekler de onları sever, kanatları ile onları okşarlar. Melekler de onları sever, kanatları ile onları okşarlar.

Allah bizi böyle olanlardan eylesin. Evlatlarımızı böyle yetiştirmeye rağbet edelim! Allah bizi böyle olanlardan eylesin. Evlatlarımızı böyle yetiştirmeye rağbet edelim!

"Hocam, bazı ilimler para etmiyor, adam aç kalıyor." "Hocam, bazı ilimler para etmiyor, adam aç kalıyor."

Ben de bir ara -çocukken- bu duyguları çok duydum, söylenildiği zaman bu sözleri çok işittim.Ben de bir ara -çocukken- bu duyguları çok duydum, söylenildiği zaman bu sözleri çok işittim. Arkadaşlar, ya doktor ya mühendis olmak istiyorlardı.Arkadaşlar, ya doktor ya mühendis olmak istiyorlardı. Doktorluk faydalı bir ilim dalı, meslek; insanların hayatlarını kurtarıyor. Allah razı olsun, güzel.Doktorluk faydalı bir ilim dalı, meslek; insanların hayatlarını kurtarıyor. Allah razı olsun, güzel. Mühendisler memleketi imar ediyorlar. Allah razı olsun, güzel işler yapıyorlar.Mühendisler memleketi imar ediyorlar. Allah razı olsun, güzel işler yapıyorlar. Elektrik, sular, barajlar, makineler onlar sayesinde oluyor; hepsi güzel... Elektrik, sular, barajlar, makineler onlar sayesinde oluyor; hepsi güzel...

"İşte bunlarda para var hocam. Onun için ben çocuğumu bunlardan birisi yapacağım." "İşte bunlarda para var hocam. Onun için ben çocuğumu bunlardan birisi yapacağım."

Ben de bir mühendis olayım diye düşünüyordum.Ben de bir mühendis olayım diye düşünüyordum. Hatta kendim tayyare mühendisi olmayı istiyordum.Hatta kendim tayyare mühendisi olmayı istiyordum. O zaman uçağa, "tayyare" deniliyordu.O zaman uçağa, "tayyare" deniliyordu. Ama Allah'ın bana öğrettiği ilimlerden o kadar memnunum ki.Ama Allah'ın bana öğrettiği ilimlerden o kadar memnunum ki. Çok şükür Arapça'yı ve Farsça'yı öğrendim.Çok şükür Arapça'yı ve Farsça'yı öğrendim. Ne kadar güzel bir edebiyat dili Farsça; ne kadar güzel bir ilim dili Arapça... Ne kadar güzel bir edebiyat dili Farsça; ne kadar güzel bir ilim dili Arapça...

Ecdadımızın hazineleri gözümün önüne açıldı. Kütüphanelerdeki kitapların kıymetini biliyorum.Ecdadımızın hazineleri gözümün önüne açıldı. Kütüphanelerdeki kitapların kıymetini biliyorum. Evimde odalarım yığınla kitap dolu.Evimde odalarım yığınla kitap dolu. Geceleri sabahlara kadar okusam, en güzel arkadaş onlar, en güzel bilgiler onların içinde.Geceleri sabahlara kadar okusam, en güzel arkadaş onlar, en güzel bilgiler onların içinde. Ne kadar güzel arkadaştır kitaplar; son derece memnunum. Ne kadar güzel arkadaştır kitaplar; son derece memnunum.

Bir de deniliyordu ki; "Parası az olur." Tamam, doğru.Bir de deniliyordu ki; "Parası az olur." Tamam, doğru. Ben üniversiteye asistan olarak girdiğim zaman, ek ikramiye verildiği haldeBen üniversiteye asistan olarak girdiğim zaman, ek ikramiye verildiği halde gerçekten ayın sonuna maaşımız yetmiyordu.gerçekten ayın sonuna maaşımız yetmiyordu. Nihayet asistanın maaşı azdı; şu kadarı kiraya, bu kadarı yiyeceğe gidiyordu.Nihayet asistanın maaşı azdı; şu kadarı kiraya, bu kadarı yiyeceğe gidiyordu. Ay sonunda ekmek parası bile kalmadığı olabiliyordu. Bütün arkadaşlar öyleydi.Ay sonunda ekmek parası bile kalmadığı olabiliyordu. Bütün arkadaşlar öyleydi. Belki bütün memurlar öyle. Belki bütün memurlar öyle.

Türkiye'nin iktisadî bakımdan halkını mutlu edecek çalışma içinde olması lazım!Türkiye'nin iktisadî bakımdan halkını mutlu edecek çalışma içinde olması lazım! Ülke zenginleşirse, herkese bu zenginlikten pay düşer, o zaman herkes bu sıkıntıdan kurtulur. Ülke zenginleşirse, herkese bu zenginlikten pay düşer, o zaman herkes bu sıkıntıdan kurtulur.

Avustralya'da herkesin arabası ve evi var. Herkesin sosyal güvencesi var.Avustralya'da herkesin arabası ve evi var. Herkesin sosyal güvencesi var. Aç kalma diye bir durum yok; işsiz kaldığı zaman bile devlet bakıyor; tedavisi var, maaşı var...Aç kalma diye bir durum yok; işsiz kaldığı zaman bile devlet bakıyor; tedavisi var, maaşı var... İnsanlara dünya nimetlerinin hepsini devletleri sağlamış. Yollar, sular vs. her şey sağlanmış. İnsanlara dünya nimetlerinin hepsini devletleri sağlamış. Yollar, sular vs. her şey sağlanmış.

"Hocam, niye Avustralya'da duruyorsun da başka yere gitmiyorsun?" "Hocam, niye Avustralya'da duruyorsun da başka yere gitmiyorsun?"

Başka yere gideceğim, zaten gidiyorum da,Başka yere gideceğim, zaten gidiyorum da, o da olabilir fakat burada hizmetleri çok güzel yapmışlar.o da olabilir fakat burada hizmetleri çok güzel yapmışlar. Halkına güzel hizmet eden bir devlet, halkını zenginleştiren bir yönetim; ne kadar güzel! Halkına güzel hizmet eden bir devlet, halkını zenginleştiren bir yönetim; ne kadar güzel! Öyle olması lazım. Belediyelere bakıyorum, belediyelerin beldelerine hizmetlerine bakıyorum.Öyle olması lazım.

Belediyelere bakıyorum, belediyelerin beldelerine hizmetlerine bakıyorum.
Bazı belediye başkanı kardeşlerimi çağırdım; Bazı belediye başkanı kardeşlerimi çağırdım; gelin, burada bunların neler yaptıklarını, nasıl yaptıklarını görün, diye.gelin, burada bunların neler yaptıklarını, nasıl yaptıklarını görün, diye. Kendim de çok ibretler aldım.Kendim de çok ibretler aldım. İnşaallah Türkiye'ye geldiğim zaman, bu tecrübeleri uygulamayı istiyorum.İnşaallah Türkiye'ye geldiğim zaman, bu tecrübeleri uygulamayı istiyorum. Allah nasip etsin, hayırlar yapmaya muvaffak eylesin. Allah nasip etsin, hayırlar yapmaya muvaffak eylesin.

Asistanken ilim yoluna girmiştik, ay sonuna maaşımız yetmiyordu.Asistanken ilim yoluna girmiştik, ay sonuna maaşımız yetmiyordu. Dişini sıkarsa, bu durum zamanla değişiyor. İlim insanı yükseltiyor, saygın bir insan oluyor. Dişini sıkarsa, bu durum zamanla değişiyor. İlim insanı yükseltiyor, saygın bir insan oluyor. Doktora yaptığın zaman, "sayın doktor" diyorlar; Doktora yaptığın zaman, "sayın doktor" diyorlar; bir sahada biraz derinleşmiş oluyor,bir sahada biraz derinleşmiş oluyor, o konuyu başkalarından fazla biliyor, söyleyince sözü dinleniyor. o konuyu başkalarından fazla biliyor, söyleyince sözü dinleniyor. Sonra yardımcı doçent oluyor, sonra doçent oluyor, sonra profesör oluyor. Sonra yardımcı doçent oluyor, sonra doçent oluyor, sonra profesör oluyor.

Daha doçentken bir araba almıştım. Çünkü oraya buraya çağrılıyorum, gitmek için mecburum.Daha doçentken bir araba almıştım. Çünkü oraya buraya çağrılıyorum, gitmek için mecburum. Ankara'da bir günde dört veya beş ayrı yere gitmem gerekiyordu.Ankara'da bir günde dört veya beş ayrı yere gitmem gerekiyordu. Toplantı yapmam, konuşmam gerekiyordu.Toplantı yapmam, konuşmam gerekiyordu. Televizyonda konuşma yapacaksın, oradan kalkacak meclise gideceksin.Televizyonda konuşma yapacaksın, oradan kalkacak meclise gideceksin. Oradan falanca komisyondaki görevine gideceksin, oradan filanca yere gideceksin.Oradan falanca komisyondaki görevine gideceksin, oradan filanca yere gideceksin. Arabasız olmuyordu; onu alacak imkânı da Allah verdi. Arabasız olmuyordu; onu alacak imkânı da Allah verdi.

Ondan sonra da Allah'a hamd ü senâlar olsun, ilim çok şeyleri kazandırdı.Ondan sonra da Allah'a hamd ü senâlar olsun, ilim çok şeyleri kazandırdı. İlim yoluna giren insan, hiç de fakir, yoksul kalmıyormuş. İlim yoluna giren insan, hiç de fakir, yoksul kalmıyormuş.

Eski hattatların yazılarının toplandığı güzel bir hüsn-ü hat mecmuasındaEski hattatların yazılarının toplandığı güzel bir hüsn-ü hat mecmuasında Arapça bir söz okumuştum, hoşuma gitmişti. Onu da şimdi yeri gelmişken söyleyeyim: Arapça bir söz okumuştum, hoşuma gitmişti. Onu da şimdi yeri gelmişken söyleyeyim:

Lâ gurbete li'l-fâdıl ve lâ vatane li'l-câhil. Lâ gurbete li'l-fâdıl ve lâ vatane li'l-câhil.

Lâ gurbete li'l-fâdıl. "Faziletli, ilimli, irfanlı insana gurbet yoktur." Lâ gurbete li'l-fâdıl. "Faziletli, ilimli, irfanlı insana gurbet yoktur."

Çünkü nereye gitse her yerde, "Hocam buyurun." derler, ilmine uygun hürmeti gösterirler.Çünkü nereye gitse her yerde, "Hocam buyurun." derler, ilmine uygun hürmeti gösterirler. Yine bir mevki, makam, vazife, hizmet mutlaka olur. Yine bir mevki, makam, vazife, hizmet mutlaka olur.

Ve lâ vatane li'l-câhil. "Cahile de bir vatan yoktur." Ve lâ vatane li'l-câhil. "Cahile de bir vatan yoktur."

Cahili her yerden kovarlar, "Git buradan cahil adam! Berbat ediyorsun, aramızda durma." derler.Cahili her yerden kovarlar, "Git buradan cahil adam! Berbat ediyorsun, aramızda durma." derler. Cahil olunca vatanı, oturacak yeri olmaz. Cahil olunca vatanı, oturacak yeri olmaz.

Alim olunca da her yerden kucak açarlar, her yerden davet ederler;Alim olunca da her yerden kucak açarlar, her yerden davet ederler; "Aman ne olur bize gel." derler. "Aman ne olur bize gel." derler. İlim işte böylece, kime gelirse şerefiyle beraber geliyor, şereflendiriyor. İlim işte böylece, kime gelirse şerefiyle beraber geliyor, şereflendiriyor. Onun için evlatlarınızı alim yetiştirmeye gayret edin. Onun için evlatlarınızı alim yetiştirmeye gayret edin.

Bana soru soran kardeşlerime, ihvânıma, daima ilim yolunda ilerlemelerini söylüyorum.Bana soru soran kardeşlerime, ihvânıma, daima ilim yolunda ilerlemelerini söylüyorum. Yani master yap, ondan sonra doktora yap, mümkünse üniversitede kal,Yani master yap, ondan sonra doktora yap, mümkünse üniversitede kal, maaşın az da olsa ilimde ilerle; paraya bakma, sonunda para da geliyor. maaşın az da olsa ilimde ilerle; paraya bakma, sonunda para da geliyor.

Zaten insanın paraya gözü tok olduğu ve âhireti düşündüğü zaman,Zaten insanın paraya gözü tok olduğu ve âhireti düşündüğü zaman, dünya onun arkasından kös kös gelir. Sen Allah yolunda yürü, Allah sana rızkını gönderir. dünya onun arkasından kös kös gelir. Sen Allah yolunda yürü, Allah sana rızkını gönderir.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Evlatlarınızı, kendilerinizi, ailenizi ilimle mücehhez hale getirin.Evlatlarınızı, kendilerinizi, ailenizi ilimle mücehhez hale getirin. Çünkü milletler ilimle yükseliyorlar; cahillikle de mahvoluyorlar. Çünkü milletler ilimle yükseliyorlar; cahillikle de mahvoluyorlar.

Ama bazen cahiller diplomalı oluyor.Ama bazen cahiller diplomalı oluyor. Mesela Sırbistan'ı mahveden, onu mâcerâya sürükleyen başındaki Miloseviç,Mesela Sırbistan'ı mahveden, onu mâcerâya sürükleyen başındaki Miloseviç, ne yaldızlı laflar söyledi, ne hunharlıklar yaptı...ne yaldızlı laflar söyledi, ne hunharlıklar yaptı... Milletini ne sıkıntılara düşürdü, şimdi görülüyor, ortada... İbretli bir hadise! Milletini ne sıkıntılara düşürdü, şimdi görülüyor, ortada... İbretli bir hadise!

Allah bizi rızası yolundan ayırmasın.Allah bizi rızası yolundan ayırmasın. Şeytana aldananlardan etmesin, nefse uyanlardan eylemesin.Şeytana aldananlardan etmesin, nefse uyanlardan eylemesin. Fâni dünyanın yalan-yanlış zevklerine, aldatıcı boyalarına, süslerine aldanmayan,Fâni dünyanın yalan-yanlış zevklerine, aldatıcı boyalarına, süslerine aldanmayan, asıl-gerçek güzellikleri görenlerden eylesin.asıl-gerçek güzellikleri görenlerden eylesin. Cümlemizi, cümlenizi cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin. Cümlemizi, cümlenizi cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin.

Esselâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! Esselâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2