Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Lâ İlâhe İlla’llàh Sözü

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

30 Rebîü'l-Evvel 1419 / 24.07.1998
AKRA- Medine

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Peygamber Efendimiz’in Şefaati, Lâ ilâhe illa’llàh Gazabı Önler, Lâ ilâhe illa’llàh | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Lâ İlâhe İlla’llàh Sözü

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

30 Rebîü'l-Evvel 1419 / 24.07.1998
AKRA- Medine

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Peygamber Efendimiz’in Şefaati, Lâ ilâhe illa’llàh Gazabı Önler, Lâ ilâhe illa’llàh | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Size Medine-i Münevvere'mizden,Size Medine-i Münevvere'mizden, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin mübarek şehrinden konuşuyorum. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin mübarek şehrinden konuşuyorum.

Cumanız mübarek olsun. Allah nice mübarek günlere, gecelere sıhhatle, afiyetle erdirip,Cumanız mübarek olsun. Allah nice mübarek günlere, gecelere sıhhatle, afiyetle erdirip, o günlerin, gecelerin hayrından, bereketinden, sevabından, mükâfatından istifade edenlerden eylesin. o günlerin, gecelerin hayrından, bereketinden, sevabından, mükâfatından istifade edenlerden eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in pek çok isimleri ve sıfatları var.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in pek çok isimleri ve sıfatları var. Mesela en çok bildiğimiz bir tanesi Muhammed, Kur'ân-ı Kerîm'de geçiyor. Mesela en çok bildiğimiz bir tanesi Muhammed, Kur'ân-ı Kerîm'de geçiyor. Bir diğeri de Ahmed, o da Kur'ân-ı Kerîm'de geçiyor. Ondan sonra sıfatları var;Bir diğeri de Ahmed, o da Kur'ân-ı Kerîm'de geçiyor. Ondan sonra sıfatları var; mesela Mustafâ, Müctebâ gibi. Künyesi var, Ebu'l-Kâsım gibi.mesela Mustafâ, Müctebâ gibi. Künyesi var, Ebu'l-Kâsım gibi. Bu sıfatlar içinde Kur'ân-ı Kerîm'den alınmış olanlar var, hadîs-i şerîflerden seçilmiş olanlar var.Bu sıfatlar içinde Kur'ân-ı Kerîm'den alınmış olanlar var, hadîs-i şerîflerden seçilmiş olanlar var. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in bizzat kendisinin söyledikleri var. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in bizzat kendisinin söyledikleri var.

Mesela, "Ben Hâşir'im… Âhir'im." diyor. "En son peygamberim" mânasına, kendisi sıfatlarını sayıyor.Mesela, "Ben Hâşir'im… Âhir'im." diyor. "En son peygamberim" mânasına, kendisi sıfatlarını sayıyor. Mesela, "Ben, dedem İbrahim aleyhisselam'ın duasıyım." diyor. İbrahim aleyhisselam elini açıp: Mesela, "Ben, dedem İbrahim aleyhisselam'ın duasıyım." diyor. İbrahim aleyhisselam elini açıp: "Yâ Rabbi, ben hanımımı, yavrumu böyle ekin bitmez bir vadiye senin emrinle bıraktım."Yâ Rabbi, ben hanımımı, yavrumu böyle ekin bitmez bir vadiye senin emrinle bıraktım. Sen onları bol rızıklarla, meyvelerle rızıklandır ve içlerinden onları doğru yola çağıran, Sen onları bol rızıklarla, meyvelerle rızıklandır ve içlerinden onları doğru yola çağıran, onları tertemiz, mânevî bakımdan pırıl pırıl yapan bir peygamber gönder." diye dua etmiş. onları tertemiz, mânevî bakımdan pırıl pırıl yapan bir peygamber gönder." diye dua etmiş. Bu dua Kur'ân-ı Kerîm'de de var. "Ben, o duada geçen, ‘Bir peygamber gönder onların içinden.' diye Bu dua Kur'ân-ı Kerîm'de de var. "Ben, o duada geçen, ‘Bir peygamber gönder onların içinden.' diye İbrahim aleyhisselam'ın söylediği o peygamberim, onun duasıyım." İbrahim aleyhisselam'ın söylediği o peygamberim, onun duasıyım." Sonra, "İsa aleyhisselam'ın müjdesiyim." buyuruyor. Sonra, "İsa aleyhisselam'ın müjdesiyim." buyuruyor.

Onlardan bizi ilgilendiren, bizi ümitlendiren sıfatlardan birisi de şefaatçi olmasıdır;Onlardan bizi ilgilendiren, bizi ümitlendiren sıfatlardan birisi de şefaatçi olmasıdır; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Şâfi'dir. Son harfi ayn harfiyle Şâfi‘dir; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Şâfi'dir. Son harfi ayn harfiyle Şâfi‘dir; şefaatçi demek. Şefîu‘l-ümme'dir; ümmetin şefaatçisidir. Şefaatî li-ehli'l-kebâiri min-ümmetî.şefaatçi demek. Şefîu‘l-ümme'dir; ümmetin şefaatçisidir. Şefaatî li-ehli'l-kebâiri min-ümmetî. Ümmetin suçlu, günahkâr, yüzü kara kulları da olsa, hatalı olanları da olsa, onlara da şefaat edeceğini,Ümmetin suçlu, günahkâr, yüzü kara kulları da olsa, hatalı olanları da olsa, onlara da şefaat edeceğini, ümmetini sevdiğini, koruduğunu, kolladığını hadîs-i şerîflerden, âyetlerden biliyoruz. ümmetini sevdiğini, koruduğunu, kolladığını hadîs-i şerîflerden, âyetlerden biliyoruz.

Bi'l-mü'minîne raûfu'r-rahîm. Bi'l-mü'minîne raûfu'r-rahîm.

"Müslümanlara çok ref'etli, çok merhametli bir peygamber olduğunu" Tevbe sûresinden biliyoruz. "Müslümanlara çok ref'etli, çok merhametli bir peygamber olduğunu" Tevbe sûresinden biliyoruz.

Onun için Enes radıyallahu anh'ın rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfle başlamak istiyorum.Onun için Enes radıyallahu anh'ın rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfle başlamak istiyorum. Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki: Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki:

Lâ ezâlu eşfa‘u ve üşeffe'u hattâ ekûle yâ rabbi şeffi'nî fî men kâle lâ ilâhe illallâh.Lâ ezâlu eşfa‘u ve üşeffe'u hattâ ekûle yâ rabbi şeffi'nî fî men kâle lâ ilâhe illallâh. Fe-yukâlü leste hâzihi leke ve lâ li-ehadin kableke hâzihi lîFe-yukâlü leste hâzihi leke ve lâ li-ehadin kableke hâzihi lî fe lâ yebkâ ehadün kâle lâ ilâhe illallâh illâ harece minhâ. fe lâ yebkâ ehadün kâle lâ ilâhe illallâh illâ harece minhâ.

Müjdeli bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz istikbale ait, kıyamet koptuktan sonraMüjdeli bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz istikbale ait, kıyamet koptuktan sonra âhirette vuku bulacak bazı olayları hadîs-i şerîflerinde anlatırdı. Burada da buyuruyor ki: âhirette vuku bulacak bazı olayları hadîs-i şerîflerinde anlatırdı. Burada da buyuruyor ki:

Lâ ezâlu eşfa‘u. "Şefaat etmeye devam edeceğim, devam edeceğim, devam edeceğim,Lâ ezâlu eşfa‘u. "Şefaat etmeye devam edeceğim, devam edeceğim, devam edeceğim, şefaat edeceğim, edeceğim, edeceğim… Şefaatim kesilmeden, şefaat etmem devam edecek." şefaat edeceğim, edeceğim, edeceğim… Şefaatim kesilmeden, şefaat etmem devam edecek." Ve üşeffe‘u. "Şefaatim de kabul olunacak." Ve üşeffe‘u. "Şefaatim de kabul olunacak."

Peygamber Efendimiz hem Şâfi'dir, şefaat edicidir, hem de Müşeffa'dır, şefaati makbul, kabul olandır.Peygamber Efendimiz hem Şâfi'dir, şefaat edicidir, hem de Müşeffa'dır, şefaati makbul, kabul olandır. Bazen insan birisine aracı olur da aracılığı kabul olunmaz, "Sen aradan çekil, karışma." denilir. Bazen insan birisine aracı olur da aracılığı kabul olunmaz, "Sen aradan çekil, karışma." denilir. Şefaati iş görmeyebilir. Ama Peygamber Efendimiz öyle değil; Şefaati iş görmeyebilir. Ama Peygamber Efendimiz öyle değil; Şâfi' ve Müşeffa'dır; şefaat eder, şefaati de tesir eder, icra olunur ve makbuldür. Şâfi' ve Müşeffa'dır; şefaat eder, şefaati de tesir eder, icra olunur ve makbuldür.

Lâ ezâlu eşfa‘u ve üşeffe‘u. "Şefaat edip duracağım ve şefaatlerim de kabul olup duracak."Lâ ezâlu eşfa‘u ve üşeffe‘u. "Şefaat edip duracağım ve şefaatlerim de kabul olup duracak." Hattâ ekûle. "Nihayet diyeceğim ki", yâ rabbi şeffi'nî fî men kâle lâ ilâhe illallâh.Hattâ ekûle. "Nihayet diyeceğim ki", yâ rabbi şeffi'nî fî men kâle lâ ilâhe illallâh. "Yâ Rabbi, lâ ilâhe illallâh diyen herkese şefaat etmek istiyorum,"Yâ Rabbi, lâ ilâhe illallâh diyen herkese şefaat etmek istiyorum, lâ ilâhe illallâh Muhammedun resûlullah deyip de mü'min olan herkesin kurtulmasını istiyorum. lâ ilâhe illallâh Muhammedun resûlullah deyip de mü'min olan herkesin kurtulmasını istiyorum. Ümmetimin selametini istiyorum. Bunu da kabul eyle, bu şefaatimi de makbul eyle."Ümmetimin selametini istiyorum. Bunu da kabul eyle, bu şefaatimi de makbul eyle." Lâ ilâhe illallâh demiş; kusuru çok, eksiği çok, hatası çok,Lâ ilâhe illallâh demiş; kusuru çok, eksiği çok, hatası çok, ömrü pek güzel bir şekilde, başarılı bir müslüman olarak geçmemiş amaömrü pek güzel bir şekilde, başarılı bir müslüman olarak geçmemiş ama Efendimiz gene kendisine tâbi, müslüman, mü'min diye şefaat etmek istiyor. Efendimiz gene kendisine tâbi, müslüman, mü'min diye şefaat etmek istiyor.

Onun üzerine Allahu Teâlâ hazretleri tarafından buyurulacak ki: Onun üzerine Allahu Teâlâ hazretleri tarafından buyurulacak ki:

Fe-yukâlü leste hâzihî leke ve lâ li-ehadin kableke. "Bu sana ait bir iş değil,Fe-yukâlü leste hâzihî leke ve lâ li-ehadin kableke. "Bu sana ait bir iş değil, senden önceki kimselere de ait olmadığı gibi -daha önceki şefaatçi peygamberlere, ulu'l-azm,senden önceki kimselere de ait olmadığı gibi -daha önceki şefaatçi peygamberlere, ulu'l-azm, büyük peygamberlere, İbrahim aleyhisselam gibi mesela- onlara ait olmadığı gibi, senin için de değil." büyük peygamberlere, İbrahim aleyhisselam gibi mesela- onlara ait olmadığı gibi, senin için de değil."

Hâzihi lî. "Bu benim işim.' diye buyuracak Allahu Teâlâ hazretleri. Hâzihi lî. "Bu benim işim.' diye buyuracak Allahu Teâlâ hazretleri.

Fe lâ yebkâ ehadün. "Hiç kimse kalmayacak, lâ ilâhe illallâh demiş olan,Fe lâ yebkâ ehadün. "Hiç kimse kalmayacak, lâ ilâhe illallâh demiş olan, mü'min olan hiçbir kimse kalmayacak", illâ harece minhâ. "Oradan çıkacak." mü'min olan hiçbir kimse kalmayacak", illâ harece minhâ. "Oradan çıkacak."

Demek oradan çıkacak dediği, cezasını çekmek için cehenneme girmiş. Demek oradan çıkacak dediği, cezasını çekmek için cehenneme girmiş.

Her zamanki sohbetlerimde söylediğim gibi, müslümanlar iki çeşit:Her zamanki sohbetlerimde söylediğim gibi, müslümanlar iki çeşit: Bir kısmı cehenneme düşmeden cennete gidenler. Bir kısmı cehenneme düşmeden cennete gidenler. Bir kısmı da cezası, suçu, kabahati olduğu için cehenneme düşüp sonra cehennemden Bir kısmı da cezası, suçu, kabahati olduğu için cehenneme düşüp sonra cehennemden Peygamber Efendimiz'in şefaati ile çıkanlar. Bu da hadîs-i şerîfin bizi ikaz eden bir tarafı. Peygamber Efendimiz'in şefaati ile çıkanlar. Bu da hadîs-i şerîfin bizi ikaz eden bir tarafı.

Demek ki mü'minim diye, lâ ilâhe illallâh diyen bir kimseyim diye gevşemeyeceğiz,Demek ki mü'minim diye, lâ ilâhe illallâh diyen bir kimseyim diye gevşemeyeceğiz, yanlış işler yapmayacağız, haram yemeyeceğiz, günah işlemeyeceğiz.yanlış işler yapmayacağız, haram yemeyeceğiz, günah işlemeyeceğiz. Aksi takdirde, mü'min olduğu halde günah işleyen, haram yiyen, Allah'ın yasakladığı işleri yapan,Aksi takdirde, mü'min olduğu halde günah işleyen, haram yiyen, Allah'ın yasakladığı işleri yapan, emrettiklerini yapmayıp ihmalkâr davrananlar ne olacak? emrettiklerini yapmayıp ihmalkâr davrananlar ne olacak? Ceza çekmek için cehenneme girecek ama Ceza çekmek için cehenneme girecek ama Peygamber Efendimiz'in şefaati onları da cehennemden kurtaracak diye, buradan anlıyoruz. Peygamber Efendimiz'in şefaati onları da cehennemden kurtaracak diye, buradan anlıyoruz.

Cenâb-ı Hak'tan dilediğimiz; Allahu Teâlâ hazretleri bizi bi-gayri hisab, hesaba da tâbi tutmadan,Cenâb-ı Hak'tan dilediğimiz; Allahu Teâlâ hazretleri bizi bi-gayri hisab, hesaba da tâbi tutmadan, terletmeden, üzmeden, korkutmadan, doğrudan doğruya cennetine soksun. terletmeden, üzmeden, korkutmadan, doğrudan doğruya cennetine soksun. Peygamber Efendimiz'le, sevgili kullarıyla, mukarreb kullarıyla beraber, cennete ilk girenlerle beraber,Peygamber Efendimiz'le, sevgili kullarıyla, mukarreb kullarıyla beraber, cennete ilk girenlerle beraber, duhûl-i evvelîn ile cennete girenlerden eylesin. Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin.duhûl-i evvelîn ile cennete girenlerden eylesin. Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin. Mübarek beldesini, mescidini ziyaret ediyoruz,Mübarek beldesini, mescidini ziyaret ediyoruz, "Şefaat yâ Resûlallah!" diye âşık-ı sâdıklar gözyaşı döküyor, el-pençe divan durup yalvarıp yakarıyor. "Şefaat yâ Resûlallah!" diye âşık-ı sâdıklar gözyaşı döküyor, el-pençe divan durup yalvarıp yakarıyor. Muvâcehe-i şerîfede yani Peygamber Efendimiz'in türbesinin parmaklıkları karşısında. Muvâcehe-i şerîfede yani Peygamber Efendimiz'in türbesinin parmaklıkları karşısında. Allahu Teâlâ hazretleri duaları kabul edicidir. Peygamber Efendimiz de şefaat edecek.Allahu Teâlâ hazretleri duaları kabul edicidir. Peygamber Efendimiz de şefaat edecek. Şefaat edenlerin en kıymetlisi, şefaati reddedilmeyen bir şefaatçi olduğundan Şefaat edenlerin en kıymetlisi, şefaati reddedilmeyen bir şefaatçi olduğundan Allah da onun şefaatini kabul edecek. Allah da onun şefaatini kabul edecek. Bizi azabına uğratmadan, hesapta terletmeden, bi-gayri hisab cennete girenlerden eylesin. Bizi azabına uğratmadan, hesapta terletmeden, bi-gayri hisab cennete girenlerden eylesin.

Peygamber Efendimiz "Benim günahkâr kullara da şefaatim olacak ama…" diyor,Peygamber Efendimiz "Benim günahkâr kullara da şefaatim olacak ama…" diyor, o duruma kalmayın ki o durum cehenneme düştükten sonra kurtulmak için olacak. o duruma kalmayın ki o durum cehenneme düştükten sonra kurtulmak için olacak. O bakımdan günah işlememeye çok dikkat etmeli. O bakımdan günah işlememeye çok dikkat etmeli.

Kendimiz dikkat edelim. Kendimizin ateşte yanmasını, cehenneme atılmasını,Kendimiz dikkat edelim. Kendimizin ateşte yanmasını, cehenneme atılmasını, cayır cayır, çatır çatır yanıp azap görmesini istemediğimiz gibi, sevdiklerimizi de istemeyiz.cayır cayır, çatır çatır yanıp azap görmesini istemediğimiz gibi, sevdiklerimizi de istemeyiz. Annemizi, babamızı, kardeşimizi, çoluğumuzu çocuğumuzu,Annemizi, babamızı, kardeşimizi, çoluğumuzu çocuğumuzu, komşumuzu, arkadaşımızı, dostumuzu da kurtarmak isteriz. komşumuzu, arkadaşımızı, dostumuzu da kurtarmak isteriz.

O halde ne yapacağız? O halde ne yapacağız?

İslâm için çalışacağız. Hem imanın iyice öğrenilmesini, öğretilmesini sağlamaya gayret edeceğiz,İslâm için çalışacağız. Hem imanın iyice öğrenilmesini, öğretilmesini sağlamaya gayret edeceğiz, çoluk çocuğumuza, yakınlarımıza, sevdiklerimize; hem de İslâm'ın nasıl yaşanacağını, çoluk çocuğumuza, yakınlarımıza, sevdiklerimize; hem de İslâm'ın nasıl yaşanacağını, hayatımızı İslâmca, müslümanca nasıl geçirmemiz gerektiğini çok iyi hesaplayıp öğreneceğiz. hayatımızı İslâmca, müslümanca nasıl geçirmemiz gerektiğini çok iyi hesaplayıp öğreneceğiz.

Ticareti nasıl yapmalıyız? Düğünü nasıl yapmalıyız? Aile hayatını nasıl sürdürmeliyiz?Ticareti nasıl yapmalıyız? Düğünü nasıl yapmalıyız? Aile hayatını nasıl sürdürmeliyiz? İçtimaî münasebetlerimiz nasıl olmalı? Hayatımız nasıl geçmeli?İçtimaî münasebetlerimiz nasıl olmalı? Hayatımız nasıl geçmeli? İbadetleri ne türlü yaparsak daha güzel olur? İbadetleri ne türlü yaparsak daha güzel olur?

Bunlara çok dikkat etmeliyiz ve bunları sevdiklerimize, sevdiğimiz için, canla başla öğretmeliyiz. Bunlara çok dikkat etmeliyiz ve bunları sevdiklerimize, sevdiğimiz için, canla başla öğretmeliyiz.

Elhamdülillah, bizim radyomuz, televizyonumuz, gazetemiz nedir? Elhamdülillah, bizim radyomuz, televizyonumuz, gazetemiz nedir?

Bir çeşit mekteptir. Mektebe çocuklar gidiyorlar, sıralara oturuyorlar;Bir çeşit mekteptir. Mektebe çocuklar gidiyorlar, sıralara oturuyorlar; kalemi, kâğıdı, kitabı çıkartıyorlar. Hocaları geliyor kapıdan; kalkıyorlar, selamlaşıyorlar,kalemi, kâğıdı, kitabı çıkartıyorlar. Hocaları geliyor kapıdan; kalkıyorlar, selamlaşıyorlar, oturuyorlar, ders çalışıyorlar… Bizim bu radyomuz, televizyonumuz da mektep ama oturuyorlar, ders çalışıyorlar… Bizim bu radyomuz, televizyonumuz da mektep ama biz mutfağa gidiyoruz, hanım yemek yaparken radyodan sesimizi duyuyor.biz mutfağa gidiyoruz, hanım yemek yaparken radyodan sesimizi duyuyor. Salona gidiyoruz. Evinden çıkamayan insanların yanına gidiyoruz. İşçinin yanına gidiyoruz; Salona gidiyoruz. Evinden çıkamayan insanların yanına gidiyoruz. İşçinin yanına gidiyoruz; fabrikada bir taraftan eliyle iş yapıyor, bir taraftan radyodan bizi dinliyor. fabrikada bir taraftan eliyle iş yapıyor, bir taraftan radyodan bizi dinliyor. Şoförün yanına gidiyoruz; şoför bir taraftan arabasını sürüyor, para kazanacak helâlinden,Şoförün yanına gidiyoruz; şoför bir taraftan arabasını sürüyor, para kazanacak helâlinden, Allah yardımcı olsun, bir taraftan da bizim radyomuzu dinliyor.Allah yardımcı olsun, bir taraftan da bizim radyomuzu dinliyor. Bazıları da aşk ile şevk ile bir de müşteri duysun diye özellikle bizim tarafı açıp dinlettiriyor,Bazıları da aşk ile şevk ile bir de müşteri duysun diye özellikle bizim tarafı açıp dinlettiriyor, sevap kazanmak için. Demek ki okula çağırmıyoruz; öğrencilerimizin yanına, evine, iş yerine gidiyoruz. sevap kazanmak için. Demek ki okula çağırmıyoruz; öğrencilerimizin yanına, evine, iş yerine gidiyoruz. Günlük hayatında bir taraftan işini yapıyor, bir taraftan da İslâm'ı öğreniyor. Günlük hayatında bir taraftan işini yapıyor, bir taraftan da İslâm'ı öğreniyor.

Onun için, radyo çok önemli, fevkalade önemli! Onun için, radyo çok önemli, fevkalade önemli!

Dürüstlüğü, çalışmayı, herkesi sevmeyi, herkese iyilik yapmayı, düşmandan yılmamayı,Dürüstlüğü, çalışmayı, herkesi sevmeyi, herkese iyilik yapmayı, düşmandan yılmamayı, ne kadar güzel huylar varsa, ecdadımızdan, tarih boyunca tarih kitaplarının yazdığı,ne kadar güzel huylar varsa, ecdadımızdan, tarih boyunca tarih kitaplarının yazdığı, göğsümüzü kabartan; bunları öğretmeliyiz. göğsümüzü kabartan; bunları öğretmeliyiz.

Çok kıymetli, edebî, değerli konuşmalar yapılıyor. Elhamdülillah.Çok kıymetli, edebî, değerli konuşmalar yapılıyor. Elhamdülillah. 24 saat açık olan, tatili olmayan, tatilde de devam edilen bir mektep oluyor. 24 saat açık olan, tatili olmayan, tatilde de devam edilen bir mektep oluyor. Onun için, insanlar cehenneme düşmesinler, cayır cayır yanmasınlar, cennete girsinler deOnun için, insanlar cehenneme düşmesinler, cayır cayır yanmasınlar, cennete girsinler de ebedî saadeti elde etsinler diye çalıştığımız için, bu çalışmaları çok güzel götürmeliyiz. ebedî saadeti elde etsinler diye çalıştığımız için, bu çalışmaları çok güzel götürmeliyiz.

Radyo çok güzel bir çalışma; eğitim ve tebliğ vasıtası. Bu, surlara dikilmiş bir bayraktır,Radyo çok güzel bir çalışma; eğitim ve tebliğ vasıtası. Bu, surlara dikilmiş bir bayraktır, inmemesi lazım. Zahmetli, masraflı, kârı yok; meşakkati, mihneti, tehlikesi çok. inmemesi lazım. Zahmetli, masraflı, kârı yok; meşakkati, mihneti, tehlikesi çok. Olsun, el birliğiyle destekleyeceğiz, radyo devam edecek. Olsun, el birliğiyle destekleyeceğiz, radyo devam edecek.

Türkiye'de bütçenin en büyük payı millî eğitime ayrılmış.Türkiye'de bütçenin en büyük payı millî eğitime ayrılmış. Eğitim çok önemli olduğundan, ne yapmamız lazım? Eğitim çok önemli olduğundan, ne yapmamız lazım?

Bu masrafları göğüslememiz lazım. Özel olduğumuz için, devlet bütçesinden yardım almadığımızdan,Bu masrafları göğüslememiz lazım. Özel olduğumuz için, devlet bütçesinden yardım almadığımızdan, kimseye eyvallah demediğimizden, dinleyicilerimiz, halkımız destekleyecek. kimseye eyvallah demediğimizden, dinleyicilerimiz, halkımız destekleyecek.

Nasıl destekleyecek? Nasıl destekleyecek?

Reklam verecek, yardımcı olacak çeşitli şekillerde. Seviyorsa, sevdiği takdirde yayını destekleyecek. Reklam verecek, yardımcı olacak çeşitli şekillerde. Seviyorsa, sevdiği takdirde yayını destekleyecek.

Mekteplerimiz de var, mekteplerin de yeri başka. Mekteplerimiz de var, mekteplerin de yeri başka.

Bu gibi hayırlı şeyleri desteklememiz lazım ki İslâm cihana yayılsın,Bu gibi hayırlı şeyleri desteklememiz lazım ki İslâm cihana yayılsın, gayrimüslimler bile İslâm'ı öğrenip sevsin, müslüman olsun ve cehenneme düşmesinler.gayrimüslimler bile İslâm'ı öğrenip sevsin, müslüman olsun ve cehenneme düşmesinler. Biz herkesi seviyoruz. Amerikalı'yı da seviyoruz, Rus'u da seviyoruz, Çinli'yi de seviyoruz. Biz herkesi seviyoruz. Amerikalı'yı da seviyoruz, Rus'u da seviyoruz, Çinli'yi de seviyoruz. Hepsinin imana gelmesini, cehenneme düşmemesini istiyor, cennete gitmesine çalışıyoruz.Hepsinin imana gelmesini, cehenneme düşmemesini istiyor, cennete gitmesine çalışıyoruz. Tebliğ çalışması o demek. İslâm'ı götürmek onun için oluyor. Tebliğ çalışması o demek. İslâm'ı götürmek onun için oluyor.

Müslümanlar karşılaştıkları düşmanla savaşmıyorlardı; ilk önce onları İslâm'a çağırıyorlardı,Müslümanlar karşılaştıkları düşmanla savaşmıyorlardı; ilk önce onları İslâm'a çağırıyorlardı, "Müslüman ol kardeşim." diyorlardı. "Olmam.""Müslüman ol kardeşim." diyorlardı. "Olmam." "O zaman müslümanlara tâbi ol; fitne, fesat, zulüm yapma." "O zaman müslümanlara tâbi ol; fitne, fesat, zulüm yapma."

Mesela saraylar yaptırıyor, esirler çalıştırıyor…Mesela saraylar yaptırıyor, esirler çalıştırıyor… Mesela bir firavunun bir mezarı için yapılan ehramın muazzamlığına bakın.Mesela bir firavunun bir mezarı için yapılan ehramın muazzamlığına bakın. Kapris, yani bir çirkin duygudan. Ne lüzum var? Yanlış bir inançtan.Kapris, yani bir çirkin duygudan. Ne lüzum var? Yanlış bir inançtan. Demek ki "Madem müslüman olmuyorsun, o zaman müslümanlara tâbi ol." demiş. Demek ki "Madem müslüman olmuyorsun, o zaman müslümanlara tâbi ol." demiş.

"Tâbi de olmam, fitneye, fesada, zulme de devam ederim. Müslüman da olmam." "Tâbi de olmam, fitneye, fesada, zulme de devam ederim. Müslüman da olmam."

"O zaman ben de sana o kötülüğü, zulmü yaptırmam." demiş ecdadımız, zulmü engellemiş."O zaman ben de sana o kötülüğü, zulmü yaptırmam." demiş ecdadımız, zulmü engellemiş. Mazlumun yanında yer almış. Adaletsizliği reddetmiş. Adaleti temine çalışmış.Mazlumun yanında yer almış. Adaletsizliği reddetmiş. Adaleti temine çalışmış. Ecdadımız mü'min, müttaki insanlar. Öyle olmuş ki bir yerden geçerken üzüm kopardıysa,Ecdadımız mü'min, müttaki insanlar. Öyle olmuş ki bir yerden geçerken üzüm kopardıysa, sahibi yok; parasını bir bez parçasına üzümü kopardığı salkımın olduğu yere bağlamış.sahibi yok; parasını bir bez parçasına üzümü kopardığı salkımın olduğu yere bağlamış. Bu, imandan kaynaklanan güzel ahlâk. Bu güzel ahlâkın yayılması lazım. Bu, imandan kaynaklanan güzel ahlâk. Bu güzel ahlâkın yayılması lazım.

Temenni ediyorum hepiniz Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasına erin.Temenni ediyorum hepiniz Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasına erin. Peygamber Efendimiz'in şefaatine nail olun.Peygamber Efendimiz'in şefaatine nail olun. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sevdiği, razı olduğu ümmetler olun. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sevdiği, razı olduğu ümmetler olun. Sevdiği, razı olduğu hizmetleri ümmetine yapanlardan olun.Sevdiği, razı olduğu hizmetleri ümmetine yapanlardan olun. İslâm'ın bayrağını tutanlardan, İslâm'ın yayılmasına çalışanlardan olun. İslâm'ın bayrağını tutanlardan, İslâm'ın yayılmasına çalışanlardan olun.

İkinci hadîs-i şerîfi okumak istiyorum, bu izahtan sonra.İkinci hadîs-i şerîfi okumak istiyorum, bu izahtan sonra. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki:

Lâ ilâhe illallâh temneu'l-ibade min-sahatillah mâ lem yü'sirû safkate dünyâhüm alâ-dînihim.Lâ ilâhe illallâh temneu'l-ibade min-sahatillah mâ lem yü'sirû safkate dünyâhüm alâ-dînihim. Fe-izâ aserû safkate dünyâhüm alâ-dînihim sümme kâlu lâ ilâhe illallâh ruddet aleyhim.Fe-izâ aserû safkate dünyâhüm alâ-dînihim sümme kâlu lâ ilâhe illallâh ruddet aleyhim. Fe-kâlallâhu kezebtüm. Fe-kâlallâhu kezebtüm.

Enes radıyallahu anh'ten gene. Hakîm ve Tirmizî rivayet etmiş. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Enes radıyallahu anh'ten gene. Hakîm ve Tirmizî rivayet etmiş. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:

Lâ ilâhe illallâh sözü yani Allah var, Allah'ın şerîki, nazîri yok.Lâ ilâhe illallâh sözü yani Allah var, Allah'ın şerîki, nazîri yok. Yeri, göğü yaratan, âlemlerin rabbi Allahu Teâlâ hazretleridir. Yeri, göğü yaratan, âlemlerin rabbi Allahu Teâlâ hazretleridir. Lâ ilâhe illallâh demek, bu kelime-i tevhid, temneu'l-ibade min-sahatillah. Lâ ilâhe illallâh demek, bu kelime-i tevhid, temneu'l-ibade min-sahatillah. "Allah'ın kahrına, gazabına uğramaktan kulları korur." "Allah'ın kahrına, gazabına uğramaktan kulları korur."

Allah'ın gazabının gelmesini men eder. Allah böyle diyene gazap etmez. Allah'ın gazabının gelmesini men eder. Allah böyle diyene gazap etmez.

Ama ne zaman? Ama ne zaman?

Mâ lem yü'sirû safkate dünyâhüm alâ-dînihim.Mâ lem yü'sirû safkate dünyâhüm alâ-dînihim. "Dünyalık taraflarını dinlerine tercih etmedikleri takdirde, etmedikleri müddetçe…" "Dünyalık taraflarını dinlerine tercih etmedikleri takdirde, etmedikleri müddetçe…"

Dünyayı tercih ediyorlar, dinlerini ihmal ediyorlar. Dünyayı tercih ediyorlar, âhireti unutuyorlar.Dünyayı tercih ediyorlar, dinlerini ihmal ediyorlar. Dünyayı tercih ediyorlar, âhireti unutuyorlar. Dünyalığa dalıyorlar, âhiretlerine çalışmıyorlar. Dünyalığa dalıyorlar, âhiretlerine çalışmıyorlar. Dünya menfaati yüzünden dinlerine, imanlarına, ahlâklarına aykırı işler yapıyorlar; Dünya menfaati yüzünden dinlerine, imanlarına, ahlâklarına aykırı işler yapıyorlar; yanlış bir tercih yaptıkları zaman değil. yanlış bir tercih yaptıkları zaman değil.

Böyle yaptıkları zaman, fe-izâ aserû safkate dünyâhüm alâ-dînihim.Böyle yaptıkları zaman, fe-izâ aserû safkate dünyâhüm alâ-dînihim. "Dinlerine dünyalarını tercih ettikleri zaman, dünya menfaatlerini, fâni hayatlarını, keyiflerini,"Dinlerine dünyalarını tercih ettikleri zaman, dünya menfaatlerini, fâni hayatlarını, keyiflerini, zevklerini, eğlencelerini, zulümlerini, yanlışlıklarını tercih ettikleri,zevklerini, eğlencelerini, zulümlerini, yanlışlıklarını tercih ettikleri, Allah'ın emirlerini çiğnedikleri, dinlerini önemsemedikleri zaman" ne olur? Allah'ın emirlerini çiğnedikleri, dinlerini önemsemedikleri zaman" ne olur?

Sümme kâlu lâ ilâhe illallâh. "Gene lâ ilâhe illallâh diyorlar, camilere geliyorlar, gidiyorlar,Sümme kâlu lâ ilâhe illallâh. "Gene lâ ilâhe illallâh diyorlar, camilere geliyorlar, gidiyorlar, Kur'an okuyorlar, ellerinde tesbih var, lâ ilâhe illallâh diyorlar…" Kur'an okuyorlar, ellerinde tesbih var, lâ ilâhe illallâh diyorlar…"

"Allahu Teâlâ hazretleri onlara bu sözü reddeder." Ruddet aleyhim. "Allahu Teâlâ hazretleri onlara bu sözü reddeder." Ruddet aleyhim.

Lâ ilâhe illallâh sözü kabul olmaz onlardan ve yüzlerine geri döndürülür, reddedilir.Lâ ilâhe illallâh sözü kabul olmaz onlardan ve yüzlerine geri döndürülür, reddedilir. "Senin bu lâ ilâhe illallâh'ını kabul etmedim" der yani Allah. "Senin bu lâ ilâhe illallâh'ını kabul etmedim" der yani Allah.

Fe-kâlallâhu kezebtüm. "Yalan söylüyorsun. Çünkü lâ ilâhe illallâh'a inandıysan,Fe-kâlallâhu kezebtüm. "Yalan söylüyorsun. Çünkü lâ ilâhe illallâh'a inandıysan, lâ ilâhe illallâh diyorsan; bu günahı işlemeyeceksin, dünyaya dalıp âhireti unutmayacaksın,lâ ilâhe illallâh diyorsan; bu günahı işlemeyeceksin, dünyaya dalıp âhireti unutmayacaksın, dünya menfaati için dinini satmayacaksın, din düşmanlarıyla iş birliği yapmayacaksın,dünya menfaati için dinini satmayacaksın, din düşmanlarıyla iş birliği yapmayacaksın, müslümanlara zarar vermeyeceksin, halka hizmet edeceksin. müslümanlara zarar vermeyeceksin, halka hizmet edeceksin. Bunları yapmadın, sen kendi cebine hizmet ettin; haram yedin, rüşvet aldın, günaha girdin, Bunları yapmadın, sen kendi cebine hizmet ettin; haram yedin, rüşvet aldın, günaha girdin, zalimlerle, çetelerle iş birliği yaptın; o zaman sen yalan söylüyorsun, zalimlerle, çetelerle iş birliği yaptın; o zaman sen yalan söylüyorsun, senin lâ ilâhe illallâh'ın kıymeti yok" der Allahu Teâlâ hazretleri. senin lâ ilâhe illallâh'ın kıymeti yok" der Allahu Teâlâ hazretleri.

Bakın, ne kadar önemli; dinimizi iyi öğrensek, herkes nasıl hizaya gelecek, nasıl düzelecek.Bakın, ne kadar önemli; dinimizi iyi öğrensek, herkes nasıl hizaya gelecek, nasıl düzelecek. Dinini bilenler azaldıkça ahlâklılık çözülüyor, bozuluyor.Dinini bilenler azaldıkça ahlâklılık çözülüyor, bozuluyor. Dün arkadaşlarımızdan bir tanesi, burada sohbet ediyoruz evimizde, Dün arkadaşlarımızdan bir tanesi, burada sohbet ediyoruz evimizde, misafirlerimiz geldi, çok misafirlerimiz geldi elhamdülillah, diyorlar ki:misafirlerimiz geldi, çok misafirlerimiz geldi elhamdülillah, diyorlar ki: "Türkiye'de bir ahlâk çöküntüsü var." "Türkiye'de bir ahlâk çöküntüsü var."

Aman Allah saklasın, ahlâksızlar da vardır ama iyi ahlâklılar da vardır.Aman Allah saklasın, ahlâksızlar da vardır ama iyi ahlâklılar da vardır. İyi ahlâklıların çalışması lazım. Çöküntü de var, gazetelerden okuyoruz. İyi ahlâklıların çalışması lazım. Çöküntü de var, gazetelerden okuyoruz. Cinâi olaylar, polise, mahkemeye intikal eden olaylar, edepsizlikler, huzursuzluklar,Cinâi olaylar, polise, mahkemeye intikal eden olaylar, edepsizlikler, huzursuzluklar, hırsızlıklar, arsızlıklar, yüzsüzlükler görüyoruz. Ahlakî çöküntü var. hırsızlıklar, arsızlıklar, yüzsüzlükler görüyoruz. Ahlakî çöküntü var. Yok desek, o gönlümüzün temennisi, keşke yok olsa ama maalesef var. Yok desek, o gönlümüzün temennisi, keşke yok olsa ama maalesef var.

O halde ne yapacak? O halde ne yapacak?

İyi insanlar iyiliği çoğaltmaya, kötülüğü azaltmaya çalışacak.İyi insanlar iyiliği çoğaltmaya, kötülüğü azaltmaya çalışacak. Mikropları öldürmeye, bataklıkları kurutmaya çalışacak. Sivrisineğin ürememesine çalışacak. Mikropları öldürmeye, bataklıkları kurutmaya çalışacak. Sivrisineğin ürememesine çalışacak. Dezenfekte edecek, tertemiz edecek; mikroplar üremeyecek, salgın hastalık olmayacak. Dezenfekte edecek, tertemiz edecek; mikroplar üremeyecek, salgın hastalık olmayacak. Dikkat edilecek, hani tıpta yapıldığı gibi... O zaman mâneviyat doktorları da iyi insanlar olursa, Dikkat edilecek, hani tıpta yapıldığı gibi... O zaman mâneviyat doktorları da iyi insanlar olursa, böyle çalışırlarsa, cihan gülistan olur, her şey güzel olur. böyle çalışırlarsa, cihan gülistan olur, her şey güzel olur.

Ama böyle yapılmadığı zaman, kötüler hâkim olursa, iyileri bastırırsa;Ama böyle yapılmadığı zaman, kötüler hâkim olursa, iyileri bastırırsa; o zaman ülkeler, devletler, milletler batar, ordular yenilir, felaketler gelir. Allah felaket yağdırır.o zaman ülkeler, devletler, milletler batar, ordular yenilir, felaketler gelir. Allah felaket yağdırır. Zelzele olur, sel olur, çeşit çeşit afetler olur; bunlar hep Allah'ın cezasıdır. Zelzele olur, sel olur, çeşit çeşit afetler olur; bunlar hep Allah'ın cezasıdır. Zekât verilmedi, fakirler kollanmadı, haram yenildi, zulüm yapıldı diye Zekât verilmedi, fakirler kollanmadı, haram yenildi, zulüm yapıldı diye Allah cezalandırır. Lâ ilâhe illallâh sözü o zaman kurtarmaz. Allah cezalandırır. Lâ ilâhe illallâh sözü o zaman kurtarmaz.

Neden? Neden?

"Yalan söylüyorsunuz." der Allah onlara. Çünkü dinlerini ihmal ettiler, dünyayı tercih ettiler. "Yalan söylüyorsunuz." der Allah onlara. Çünkü dinlerini ihmal ettiler, dünyayı tercih ettiler.

Onun için iyi müslüman olmak zorundayız. Başka çare yok. Onun için iyi müslüman olmak zorundayız. Başka çare yok.

"Birazcık müslüman olayım, yüzde beşlik müslüman olmak yeter." "Birazcık müslüman olayım, yüzde beşlik müslüman olmak yeter."

Öyle şey olmaz. İyi müslüman olacak. Aksi takdirde Allah "Yalan söylüyorsun." der,Öyle şey olmaz. İyi müslüman olacak. Aksi takdirde Allah "Yalan söylüyorsun." der, lâ ilâhe illallâh'ını kabul etmez. Ve âhirette de cezası olur. lâ ilâhe illallâh'ını kabul etmez. Ve âhirette de cezası olur.

Üçüncü hadîs-i şerîfe geçiyorum.Üçüncü hadîs-i şerîfe geçiyorum. O da yine Enes radıyallahu anh'ten başka, İbnü'n-Neccâr rivayet etmiş başka bir kitapta. O da yine Enes radıyallahu anh'ten başka, İbnü'n-Neccâr rivayet etmiş başka bir kitapta.

Lâ ilâhe illallâh kelimetün azîmetün kerîmetün alallâhi te'âlâ.Lâ ilâhe illallâh kelimetün azîmetün kerîmetün alallâhi te'âlâ. Men kâlehâ muhlisen istevcebe'l-cenneh.Men kâlehâ muhlisen istevcebe'l-cenneh. Ve men kâlehâ kâziben asamet mâlehu ve demehu ve kâne masîruhu ile'n-nâri. Ve men kâlehâ kâziben asamet mâlehu ve demehu ve kâne masîruhu ile'n-nâri.

"Lâ ilâhe illallâh sözü", kelimetün azîmetün. "Muazzam bir kelimedir, ulu bir sözdür","Lâ ilâhe illallâh sözü", kelimetün azîmetün. "Muazzam bir kelimedir, ulu bir sözdür", kerîmetün alallâhi te'âlâ. "Allahu Teâlâ hazretleri indinde soylu, önemli bir sözdür,kerîmetün alallâhi te'âlâ. "Allahu Teâlâ hazretleri indinde soylu, önemli bir sözdür, Allah'ın sevdiği, kıymet verdiği bir sözdür."Allah'ın sevdiği, kıymet verdiği bir sözdür." Men kâlehâ muhlisen. "Kim bu lâ ilâhe illallâh sözünü ihlâs ile, iman ile, içtenlikle,Men kâlehâ muhlisen. "Kim bu lâ ilâhe illallâh sözünü ihlâs ile, iman ile, içtenlikle, tertemiz duygularla, inanarak söylerse" istevcebe'l-cennete. "Cenneti kendisinde vacip hâle getirir." tertemiz duygularla, inanarak söylerse" istevcebe'l-cennete. "Cenneti kendisinde vacip hâle getirir."

Cennet kendisine gerekli olur. Allah onu cennetine sokar.Cennet kendisine gerekli olur. Allah onu cennetine sokar. "Lâ ilâhe illallâh diyen bu kulumu cennetime sokayım" der. "Lâ ilâhe illallâh diyen bu kulumu cennetime sokayım" der. Böylece o kimse cenneti garantilemiş, cenneti sağlamış olur. Böylece o kimse cenneti garantilemiş, cenneti sağlamış olur.

Ve men kâlehâ kâziben. "Kim yalandan bu sözü söyler..." Ve men kâlehâ kâziben. "Kim yalandan bu sözü söyler..."

Adam aslında mü'min değil, kalbi fesat, müslümanların arasında yaşadığından mü'min gibi davranıyorAdam aslında mü'min değil, kalbi fesat, müslümanların arasında yaşadığından mü'min gibi davranıyor ama kalbinde iman yok. Yalandan lâ ilâhe illallâh diyor. ama kalbinde iman yok. Yalandan lâ ilâhe illallâh diyor.

Asamet mâlehû ve demehû. "Malını ve canını, kanının dökülmesi, korumuş olur."Asamet mâlehû ve demehû. "Malını ve canını, kanının dökülmesi, korumuş olur." Ama, ve kâne masîruhû ile'n-nâri. "Akıbeti cehennem olur, cehenneme gider." Ama, ve kâne masîruhû ile'n-nâri. "Akıbeti cehennem olur, cehenneme gider."

Çünkü gerçek duygularla, ihlâsla demedi; yalancıktan dediÇünkü gerçek duygularla, ihlâsla demedi; yalancıktan dedi lâ ilâhe illallâh'ı diye. O zaman cehenneme gider. lâ ilâhe illallâh'ı diye. O zaman cehenneme gider.

Allah insanların sözüne, dışına, elbisesine,Allah insanların sözüne, dışına, elbisesine, süsüne, ziynetine, kıyafetinin, omzunun işaretine bakmaz, nesine bakar? süsüne, ziynetine, kıyafetinin, omzunun işaretine bakmaz, nesine bakar?

Kalbine bakar, amelinin ihlâslı, hâlis muhlis, temiz olup olmadığına bakar.Kalbine bakar, amelinin ihlâslı, hâlis muhlis, temiz olup olmadığına bakar. Temiz olmayınca kabul etmez veTemiz olmayınca kabul etmez ve o zaman lâ ilâhe illallâh demiş ama yalandan demiş; onu cehenneme atar. o zaman lâ ilâhe illallâh demiş ama yalandan demiş; onu cehenneme atar.

Allah bizi hakikî mü'minlerden eylesin. Allah bizi hakikî mü'minlerden eylesin.

Hakikî mü'min olmak da bir eğitim işidir.Hakikî mü'min olmak da bir eğitim işidir. İnsan, "Hocam, tamam, ben senin bu vaazından sonra, bu hadisleri duyuncaİnsan, "Hocam, tamam, ben senin bu vaazından sonra, bu hadisleri duyunca hakikî müslüman olmak istiyorum." dese; hakikî müslüman olmak kolay değil. hakikî müslüman olmak istiyorum." dese; hakikî müslüman olmak kolay değil.

Neden kolay değildir? Neden kolay değildir?

Şeytan aldatır. Nefis aldatır. Nefis, dünyaya çeker.Şeytan aldatır. Nefis aldatır. Nefis, dünyaya çeker. "Ya dinlemiştim o hadisi ama boş ver." dedirtiverir. Nefis bastırır."Ya dinlemiştim o hadisi ama boş ver." dedirtiverir. Nefis bastırır. Haramın karşısına geçirdiği zaman, harama meyil ettirir. Haramı istettirir.Haramın karşısına geçirdiği zaman, harama meyil ettirir. Haramı istettirir. "Yasak, günah filan ama; dayanamıyorum, ne yapayım, azıcık dalayım günaha…" dedirtir. "Yasak, günah filan ama; dayanamıyorum, ne yapayım, azıcık dalayım günaha…" dedirtir.

Onun için eğitim lazım. Ruhun kuvvetlenmesi, insanın iradesinin kuvvetlenmesi lazım.Onun için eğitim lazım. Ruhun kuvvetlenmesi, insanın iradesinin kuvvetlenmesi lazım. Güzel bir eğitimden geçmesi lazım ki Yunus gibi, Mevlânâ gibi, Hacı Bayrâm-ı Velî gibi,Güzel bir eğitimden geçmesi lazım ki Yunus gibi, Mevlânâ gibi, Hacı Bayrâm-ı Velî gibi, Eşrefoğlu Rûmî gibi olsun. Çelik gibi sapasağlam olması lazım. Ahlâkının pırıl pırıl olması lazım.Eşrefoğlu Rûmî gibi olsun. Çelik gibi sapasağlam olması lazım. Ahlâkının pırıl pırıl olması lazım. Bu bir eğitim işidir, dînî eğitim, tasavvufî eğitim işidir, nefis terbiyesidir. Bu bir eğitim işidir, dînî eğitim, tasavvufî eğitim işidir, nefis terbiyesidir.

Ahlâkın temeli nefis terbiyesidir. Ahlâkın temeli nefis terbiyesidir.

İlâhiyatta okurken lazım olmuştu da kütüphanede baktım, birisi bir eser yazmış, eserin ismi de bu: İlâhiyatta okurken lazım olmuştu da kütüphanede baktım, birisi bir eser yazmış, eserin ismi de bu:

Ahlâkın temeli nefis terbiyesidir. Ahlâkın temeli nefis terbiyesidir.

Laik ahlâk, sosyal ahlâk diye kitaplar var, biliyorum, profesörler yazmış, okudum.Laik ahlâk, sosyal ahlâk diye kitaplar var, biliyorum, profesörler yazmış, okudum. Ama hepsi laftır, palavradır. İşin özü imandır. Ama hepsi laftır, palavradır. İşin özü imandır. Nefis terbiyesi imanla yapıldığı zaman insan güzel ahlâklı olur.Nefis terbiyesi imanla yapıldığı zaman insan güzel ahlâklı olur. Gerisi bir yerde uymaz, bir yerde insana gene hatalı iş yaptırtır veya yarım yaptırtır.Gerisi bir yerde uymaz, bir yerde insana gene hatalı iş yaptırtır veya yarım yaptırtır. Çarşıda pazarda ahlâklı olur da özel hayatta rezil kepaze olur. Kötülükler yapar demek yani. Çarşıda pazarda ahlâklı olur da özel hayatta rezil kepaze olur. Kötülükler yapar demek yani.

Bir hadîs-i şerîf daha okumak istiyorum, lâ ilâhe illallâh'la ilgili.Bir hadîs-i şerîf daha okumak istiyorum, lâ ilâhe illallâh'la ilgili. Bu hadîs-i şerîf de İbn Abbas radıyallahu anhumâ'dan rivayet edilmiş. Bu hadîs-i şerîf de İbn Abbas radıyallahu anhumâ'dan rivayet edilmiş.

Dün de bu Abbas radıyallahu anh'ın sözü geçti, bu sabah geçti veyahut...Dün de bu Abbas radıyallahu anh'ın sözü geçti, bu sabah geçti veyahut... Hurma bahçelerinin arasından geçiyoruz, Peygamber Efendimiz'in mescidine gidiyoruz,Hurma bahçelerinin arasından geçiyoruz, Peygamber Efendimiz'in mescidine gidiyoruz, namaz kılıyoruz, geliyoruz. Mescid-i Kuba'nın tarafında, dört-beş kilometre mesafede namaz kılıyoruz, geliyoruz. Mescid-i Kuba'nın tarafında, dört-beş kilometre mesafede hurmalıkların arasındayız. Oradan geçerken bir kardeşimiz dedi ki: hurmalıkların arasındayız. Oradan geçerken bir kardeşimiz dedi ki: Buralara sesini duyururmuş Abbas radıyallahu anh. Yüksek sesle bir nida etti mi, bir ezan okudu mu,Buralara sesini duyururmuş Abbas radıyallahu anh. Yüksek sesle bir nida etti mi, bir ezan okudu mu, ta uzaklardan duyulurmuş. Peygamber Efendimiz, hatta harplerde bile onu çıkarttırıp bağırttırırmış kita uzaklardan duyulurmuş. Peygamber Efendimiz, hatta harplerde bile onu çıkarttırıp bağırttırırmış ki herkes duysun, emri anlasın, uygulasın diye. herkes duysun, emri anlasın, uygulasın diye. İşte o Peygamber Efendimiz'in sevdiği amcalarından birisi. İşte o Peygamber Efendimiz'in sevdiği amcalarından birisi. Mekke'de kaldı bir müddet ama mü'min olarak kaldı.Mekke'de kaldı bir müddet ama mü'min olarak kaldı. Sonra bir amcası da, Uhud'da şehit olan Hz. Hamza, seyyid-i şühedâ, şehitlerin önde gelenlerinden. Sonra bir amcası da, Uhud'da şehit olan Hz. Hamza, seyyid-i şühedâ, şehitlerin önde gelenlerinden.

Abbas isimli amcasının oğlu vardı Abdullah; o da çok alim, çok güzel, çok yakışıklı bir kimseydi.Abbas isimli amcasının oğlu vardı Abdullah; o da çok alim, çok güzel, çok yakışıklı bir kimseydi. Güzel yaratılmış; huyu da güzel, hâli de güzel, sureti de güzel.Güzel yaratılmış; huyu da güzel, hâli de güzel, sureti de güzel. O Peygamber Efendimiz'den rivayet ediyor: O Peygamber Efendimiz'den rivayet ediyor:

Lâ ilâhe illallâhu teftahu an-kâilihâ tis'aten ve tis'îne bâben mine'l-belâi ednâhâ el-hemmü.Lâ ilâhe illallâhu teftahu an-kâilihâ tis'aten ve tis'îne bâben mine'l-belâi ednâhâ el-hemmü. "Lâ ilâhe illallâh sözü, bunu söyleyen kimsenin üzerinden 99 çeşit belayı def eder."Lâ ilâhe illallâh sözü, bunu söyleyen kimsenin üzerinden 99 çeşit belayı def eder. Doksan dokuz cins…" Tis'aten ve tis'îne bâben mine'l-belâ. Doksan dokuz cins…" Tis'aten ve tis'îne bâben mine'l-belâ. "Beladan 99 bâb, 99 tür, çeşidi def eder." Ednâhâ. "En aşağısı", el-hemmü. "Tasa." "Beladan 99 bâb, 99 tür, çeşidi def eder." Ednâhâ. "En aşağısı", el-hemmü. "Tasa."

İnsanın tasalanması, üzülmesi, kederlenmesi... Bu belaların en aşağısı insanın tasalanması.İnsanın tasalanması, üzülmesi, kederlenmesi... Bu belaların en aşağısı insanın tasalanması. Bunu def eder, bundan başka yukarıya doğru 98 çeşit daha var. Bunu def eder, bundan başka yukarıya doğru 98 çeşit daha var. 99 çeşit belayı, söyleyen insanın üzerinden def eder lâ ilâhe illallâh sözü. 99 çeşit belayı, söyleyen insanın üzerinden def eder lâ ilâhe illallâh sözü.

O zaman lâ ilâhe illallâh diyeyim, ne kadar diyeyim hocam? O zaman lâ ilâhe illallâh diyeyim, ne kadar diyeyim hocam?

Peygamber Efendimiz söylüyor. Ben söylemiyorum. Bu okuduğum hadis kitabında var.Peygamber Efendimiz söylüyor. Ben söylemiyorum. Bu okuduğum hadis kitabında var. Sizin kütüphanenizdeki hadis kitaplarında var. Okusanız göreceksiniz. Peygamber Efendimiz diyor ki; Sizin kütüphanenizdeki hadis kitaplarında var. Okusanız göreceksiniz. Peygamber Efendimiz diyor ki;

"Günde 100 defa lâ ilâhe illallâh diyen bir insan, mahşer yerine dolunay gibi yüzü pırıl pırıl,"Günde 100 defa lâ ilâhe illallâh diyen bir insan, mahşer yerine dolunay gibi yüzü pırıl pırıl, ay gibi parlayarak gelir. Onun kadar yüzü parlak, nurlu başka kimse olmaz; daha çok diyenler hariç."ay gibi parlayarak gelir. Onun kadar yüzü parlak, nurlu başka kimse olmaz; daha çok diyenler hariç." Daha çok derse, nuru daha çok olur demek istiyor. Daha çok derse, nuru daha çok olur demek istiyor.

Demek ki o zaman ne lazım? Demek ki o zaman ne lazım?

Mü'minlerin günde en aşağı 100 defa lâ ilâhe illallâh deyivermesi lazım. Biz de bunu söylüyoruz. Mü'minlerin günde en aşağı 100 defa lâ ilâhe illallâh deyivermesi lazım. Biz de bunu söylüyoruz.

Günde 100 defa lâ ilâhe illallâh âdetin olsun, deyiver.Günde 100 defa lâ ilâhe illallâh âdetin olsun, deyiver. 100 defa lâ ilâhe illallâh de yüzün dolunay gibi, mehtap gibi olsun;100 defa lâ ilâhe illallâh de yüzün dolunay gibi, mehtap gibi olsun; pırıl pırıl, nurlu, parlayarak mahşer yerine öyle sevaplı gel. pırıl pırıl, nurlu, parlayarak mahşer yerine öyle sevaplı gel.

Lâ ilâhe illallâh'ın mizanda da ne kadar ağır çektiğini biliyorsun.Lâ ilâhe illallâh'ın mizanda da ne kadar ağır çektiğini biliyorsun. Dünyadaki dertlere, belalara da şifası ve faydası vardır.Dünyadaki dertlere, belalara da şifası ve faydası vardır. En aşağısı tasalanmak, kederlenmek, üzüntü... Onu bile def eder. En aşağısı tasalanmak, kederlenmek, üzüntü... Onu bile def eder. Üzüldün mü; kocanla, karınla, ailenle, komşunla, ticaretinle bir şey oldu mu? Üzüldün mü; kocanla, karınla, ailenle, komşunla, ticaretinle bir şey oldu mu?

Tamam, lâ ilâhe illallâh deyiver geçsin. Tamam, lâ ilâhe illallâh deyiver geçsin.

Allahu Teâlâ hazretleri o söze böyle özellikler vermiş, hasseler vermiş, hasâib vermiş, havas vermiş.Allahu Teâlâ hazretleri o söze böyle özellikler vermiş, hasseler vermiş, hasâib vermiş, havas vermiş. Böyle faydası var. Bildiğimiz, bilmediğimiz nice nice faydaları var. Böyle faydası var. Bildiğimiz, bilmediğimiz nice nice faydaları var. Onu söyledikçe insanın imanı kuvvetleniyor, kalbi nurlanıyor, nelere nelere sahip oluyor… Onu söyledikçe insanın imanı kuvvetleniyor, kalbi nurlanıyor, nelere nelere sahip oluyor…

99 tanesini saymaya insanın tâkati yetmez. Madem ki Peygamber Efendimiz öyle buyurmuş,99 tanesini saymaya insanın tâkati yetmez. Madem ki Peygamber Efendimiz öyle buyurmuş, bir bildiği vardır diye, bunu âdet edin. Sizin de sevaplarınız çok olsun, bir bildiği vardır diye, bunu âdet edin. Sizin de sevaplarınız çok olsun, cennette yüzünüz gülsün, mahşer yerinde dolunay gibi yüzünüz parlasın. cennette yüzünüz gülsün, mahşer yerinde dolunay gibi yüzünüz parlasın.

Sonuncu olarak yine İbn Abbas radıyallahu anhumâ'dan müjdeli bir hadîs-i şerîf.Sonuncu olarak yine İbn Abbas radıyallahu anhumâ'dan müjdeli bir hadîs-i şerîf. Ahmed b. Hanbel, Buhârî, Müslim, Tirmizî'nin rivayet ettiği Ahmed b. Hanbel, Buhârî, Müslim, Tirmizî'nin rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfi okuyarak sohbetimi tamamlamak istiyorum. bir hadîs-i şerîfi okuyarak sohbetimi tamamlamak istiyorum.

Lâ ehade ağyeru min'allâhi ve li-zâlike harrame'l-fevâhişe mâ zahara minhâ ve mâ batan.Lâ ehade ağyeru min'allâhi ve li-zâlike harrame'l-fevâhişe mâ zahara minhâ ve mâ batan. Ve lâ ehade ehabbe ileyhi'l-medhu min'allâhi ve li-zâlike medeha nefsehû.Ve lâ ehade ehabbe ileyhi'l-medhu min'allâhi ve li-zâlike medeha nefsehû. Ve lâ ehade ehabbu ileyhi'l-‘uzrü min'allâhi min-ecri zâlike enzele'l-kitabe ve ersele'r-rüsûl. Ve lâ ehade ehabbu ileyhi'l-‘uzrü min'allâhi min-ecri zâlike enzele'l-kitabe ve ersele'r-rüsûl.

Lâ ehade ağyeru min'allâhi. "Allah'tan daha kıskanç, daha gayretli hiçbir varlık yoktur." Lâ ehade ağyeru min'allâhi. "Allah'tan daha kıskanç, daha gayretli hiçbir varlık yoktur."

Kıskanç, gayretli... Gayret-i diniye diyoruz, hani böyle hemen asabileşiyor,Kıskanç, gayretli... Gayret-i diniye diyoruz, hani böyle hemen asabileşiyor, yüzü kıpkırmızı oluveriyor, vesaire. Namus meselesi vesaire oldu mu mesela, Türkiye'de yüzü kıpkırmızı oluveriyor, vesaire. Namus meselesi vesaire oldu mu mesela, Türkiye'de nasıl hemen kaşlar çatılır, gayet ciddileşilir. Allah'tan daha kıskanç, hiddetleniveren,nasıl hemen kaşlar çatılır, gayet ciddileşilir. Allah'tan daha kıskanç, hiddetleniveren, kızan başka varlık yoktur. Kullar da kızar, kullar da kıskançtır; karısını, eşyasını kıskanır;kızan başka varlık yoktur. Kullar da kızar, kullar da kıskançtır; karısını, eşyasını kıskanır; kimseye kullandırtmaz, arabasını kıskanır; kimseyi bindirmez. Kıskançlık duygusunu biliyorsunuz.kimseye kullandırtmaz, arabasını kıskanır; kimseyi bindirmez. Kıskançlık duygusunu biliyorsunuz. Allahu Teâlâ hazretlerinden daha kıskancı yoktur. Allahu Teâlâ hazretlerinden daha kıskancı yoktur.

Ve li-zâlike. "İşte bundan dolayı", harrame'l-fevâhişe mâ zahara minhâ ve mâ batan.Ve li-zâlike. "İşte bundan dolayı", harrame'l-fevâhişe mâ zahara minhâ ve mâ batan. "Bütün kötülükleri, zahirî ve batınî bütün kötülükleri ondan haram kıldı." "Bütün kötülükleri, zahirî ve batınî bütün kötülükleri ondan haram kıldı."

Allah haram işlenmesinden kıskanır. Allah haram işlenmesinden kıskanır.

"Benim sözümü dinlemedi, şeytanı dinledi. Bak, helâli işlemedi, harama saptı."Benim sözümü dinlemedi, şeytanı dinledi. Bak, helâli işlemedi, harama saptı. Bak, rezalet, kepazelik tarafına saptı..." diye onun için Allahu Teâlâ hazretleri onları haram kılmıştır.Bak, rezalet, kepazelik tarafına saptı..." diye onun için Allahu Teâlâ hazretleri onları haram kılmıştır. Ve yaparsa haram kıldığı şeyleri; zahirde görünen veya batında, kalpte, içte, fitne fesat gibi, Ve yaparsa haram kıldığı şeyleri; zahirde görünen veya batında, kalpte, içte, fitne fesat gibi, içinde olan kötü huy gibi şeyleri yaparsa o zaman Allah'ın gazabına uğrar. içinde olan kötü huy gibi şeyleri yaparsa o zaman Allah'ın gazabına uğrar.

Bir insan düşünün; kızıyor, kıpkırmızı oluyor, sana dik dik bakıyor. Bir insan düşünün; kızıyor, kıpkırmızı oluyor, sana dik dik bakıyor.

Onun istemediği şeyi yaparsan ne olur? Onun istemediği şeyi yaparsan ne olur?

"Yaklaşma oraya! Yaklaşırsan şöyle olur, böyle olur!" "Yaklaşma oraya! Yaklaşırsan şöyle olur, böyle olur!"

Korkarsın. Korkarsın.

Yeri göğü yaratan Âlemlerin Rabbı kızarsa, yapılır mı? Yeri göğü yaratan Âlemlerin Rabbı kızarsa, yapılır mı?

Allahu Teâlâ hazretleri razı gelmez. Gayretlidir. Gayret bizim Türkçe'deki gayret mânasına değil,Allahu Teâlâ hazretleri razı gelmez. Gayretlidir. Gayret bizim Türkçe'deki gayret mânasına değil, kıskançlık mânasına. Kıskançtır, hiddetlidir; öyle günah işlenmesine kızar. kıskançlık mânasına. Kıskançtır, hiddetlidir; öyle günah işlenmesine kızar.

Ve lâ ehade ehabbe ileyhi'l-medhu min'allâhi. "Meth ü senânın sevimli olduğu,Ve lâ ehade ehabbe ileyhi'l-medhu min'allâhi. "Meth ü senânın sevimli olduğu, Allah'tan daha çok kimsenin yanında sevimli değildir, sevimli olduğu başka varlık yoktur." Allah'tan daha çok kimsenin yanında sevimli değildir, sevimli olduğu başka varlık yoktur."

Allahu Teâlâ hazretleri hamd edilmesine, şükredilmesine, meth ü senâ edilmesine çok sevinir.Allahu Teâlâ hazretleri hamd edilmesine, şükredilmesine, meth ü senâ edilmesine çok sevinir. O sözleri çok sever. Allah da daha çok bunları sever, hiçbir varlık olmaz. O sözleri çok sever. Allah da daha çok bunları sever, hiçbir varlık olmaz.

İnsanlar da övülmeyi severler. Birisi kalkıp güzel bir şeyini söyledi mi koltukları kabarır.İnsanlar da övülmeyi severler. Birisi kalkıp güzel bir şeyini söyledi mi koltukları kabarır. Bir başarı olduğu zaman, eğer yazılmışsa, çerçeveletir, duvarına asar. Bir başarı olduğu zaman, eğer yazılmışsa, çerçeveletir, duvarına asar. "Bu benim diplomam. Bu benim başarı belgem. İşte ben falanca işi başardım, falanca işi yaptım." şeklinde"Bu benim diplomam. Bu benim başarı belgem. İşte ben falanca işi başardım, falanca işi yaptım." şeklinde övülmeyi sever insanoğlu. Ama en çok Allah sever. Bütün övgüler de aslında O'nundur. övülmeyi sever insanoğlu. Ama en çok Allah sever. Bütün övgüler de aslında O'nundur. Çünkü her güzelliği, her mükemmelliği, her başarıyı sağlayan sıfatı yaratan da Allah'tır. Çünkü her güzelliği, her mükemmelliği, her başarıyı sağlayan sıfatı yaratan da Allah'tır. Binaenaleyh, bütün övgüler aslında Allah'a gider. Binaenaleyh, bütün övgüler aslında Allah'a gider. Ve Allahu Teâlâ hazretleri hamd edilmesini, methedilmesini sever. Ve Allahu Teâlâ hazretleri hamd edilmesini, methedilmesini sever.

O halde ne yapacağız? Hadisin bu tarafından çıkaracağımız ders nedir? O halde ne yapacağız? Hadisin bu tarafından çıkaracağımız ders nedir?

Hamdi, şükrü, meth ü senâyı çok yapacağız. Hamdi, şükrü, meth ü senâyı çok yapacağız.

"Çok şükür yâ Rabbi. Verdiğin nimetlere hamd olsun Allah'ım."Çok şükür yâ Rabbi. Verdiğin nimetlere hamd olsun Allah'ım. Sana şükürler olsun yâ Rabbi. Bak neler ihsan eyledin!" Sana şükürler olsun yâ Rabbi. Bak neler ihsan eyledin!"

Buralarda biraz sıcak var, Türkiye'de de yaz. Amerika'da, Meksika'da nice insan sıcaklardan ölüyor.Buralarda biraz sıcak var, Türkiye'de de yaz. Amerika'da, Meksika'da nice insan sıcaklardan ölüyor. Ben de dün akşam bir büyük şişe su içtim, hararet bastığı için. Ben de dün akşam bir büyük şişe su içtim, hararet bastığı için. Çok da yemek yemedim ama çok su içtim, buz gibi. Hoşuma da gitti, su da tatlı.Çok da yemek yemedim ama çok su içtim, buz gibi. Hoşuma da gitti, su da tatlı. Allah razı olsun. Dedim ki kendi kendime: Allah razı olsun. Dedim ki kendi kendime:

"Ey Es'ad, Afrika'da, bir dağ köyünde olsaydın; su yok, kuraklık var, sıcak da bastırmış."Ey Es'ad, Afrika'da, bir dağ köyünde olsaydın; su yok, kuraklık var, sıcak da bastırmış. Böyle buzdolabı yok. Buzdolabının içinde hiçbir şey yok. Bu suları içemeseydin, ne olurdu hâlin?" Böyle buzdolabı yok. Buzdolabının içinde hiçbir şey yok. Bu suları içemeseydin, ne olurdu hâlin?"

Afrika'da binlerce insan ölmüş. Amerika'da yüzlerce insan ölmüş.Afrika'da binlerce insan ölmüş. Amerika'da yüzlerce insan ölmüş. İtalya'da, Yunanistan'da sıcaklardan şu kadar insan ölmüş. Yazıyor gazeteler, okuyoruz.İtalya'da, Yunanistan'da sıcaklardan şu kadar insan ölmüş. Yazıyor gazeteler, okuyoruz. Biraz daha uluslar arası manzara buradan daha geniş görünüyor. Biraz daha uluslar arası manzara buradan daha geniş görünüyor.

"Çok şükür yâ Rabbi!" dedim, "Şu su, şu serinlik, şu ev, şu bark, şu nimetler..."Çok şükür yâ Rabbi!" dedim, "Şu su, şu serinlik, şu ev, şu bark, şu nimetler... Çok şükür yâ Rabbi! Elhamdülillah, yediğimiz önümüzde, yemediğimiz dolabımızda,Çok şükür yâ Rabbi! Elhamdülillah, yediğimiz önümüzde, yemediğimiz dolabımızda, ardımızda, sağımızda, solumuzda. Her şey var. Nimetlerini saymak istesek bitiremeyiz." ardımızda, sağımızda, solumuzda. Her şey var. Nimetlerini saymak istesek bitiremeyiz."

Düşüneceğiz, Allah'a şükredeceğiz ve hamd edeceğiz.Düşüneceğiz, Allah'a şükredeceğiz ve hamd edeceğiz. Sıhhat vermiş, göz vermiş, kulak vermiş, iman vermiş, evlat vermiş, iş vermiş. Sıhhat vermiş, göz vermiş, kulak vermiş, iman vermiş, evlat vermiş, iş vermiş.

"Benim de şöyle sıkıntım var, dişim ağrıyor…" "Benim de şöyle sıkıntım var, dişim ağrıyor…"

Onların da hikmeti var. Sıhhatin kıymeti hastalık olmayınca bilinmez.Onların da hikmeti var. Sıhhatin kıymeti hastalık olmayınca bilinmez. Sen iyilikleri düşünürsen, sayılamayacak kadar çoktur. Sen iyilikleri düşünürsen, sayılamayacak kadar çoktur. Ufacık bir şeyi kafana takıp da ters ters söz söyleme. Ufacık bir şeyi kafana takıp da ters ters söz söyleme. Allah'a hamd et, şükreyle, Allah'ın nimetlerinin kıymetini anla ve o nimetleri gönderenAllah'a hamd et, şükreyle, Allah'ın nimetlerinin kıymetini anla ve o nimetleri gönderen Allahu Teâlâ hazretlerine güzel kulluk etmeye çalış. Allahu Teâlâ hazretlerine güzel kulluk etmeye çalış.

Ve lâ ehade ehabbu ileyhi'l-uzrü min'allâhi.Ve lâ ehade ehabbu ileyhi'l-uzrü min'allâhi. "Mazeret beyanını, özür dilemeyi Allah'tan daha çok seven kimse de yoktur." "Mazeret beyanını, özür dilemeyi Allah'tan daha çok seven kimse de yoktur."

Allah özür beyanını da sever. Mazeret dilenmesini, af dilenmesini de sever. Allah özür beyanını da sever. Mazeret dilenmesini, af dilenmesini de sever.

Min-ecri zâlike. "Bu sebepten dolayı", enzele'l-kitâb ve ersele'r-rüsul.Min-ecri zâlike. "Bu sebepten dolayı", enzele'l-kitâb ve ersele'r-rüsul. "Bundan dolayı İlâhî kitapları indirdi, Kur'an'ı indirdi ve peygamberleri bundan dolayı gönderdi." "Bundan dolayı İlâhî kitapları indirdi, Kur'an'ı indirdi ve peygamberleri bundan dolayı gönderdi."

Niçin göndermiş? Niçin göndermiş?

Ben özür dilenmesini, af dilenmesini, mağfiret dilenmesini severim ey kullarım,Ben özür dilenmesini, af dilenmesini, mağfiret dilenmesini severim ey kullarım, hatanız da olsa, yüzünüz kara da olsa, suçunuz çok da olsa, özür dileyin. hatanız da olsa, yüzünüz kara da olsa, suçunuz çok da olsa, özür dileyin.

"Yâ Rabbi, işte ben bir cahillik ettim, bilemedim, kendimi tutamadım, nefsime uydum,"Yâ Rabbi, işte ben bir cahillik ettim, bilemedim, kendimi tutamadım, nefsime uydum, falanca zamanda şöyle bir günah işlemiştim. Beni affet yâ Rabbi! Yüzüm kara, elim boş amafalanca zamanda şöyle bir günah işlemiştim. Beni affet yâ Rabbi! Yüzüm kara, elim boş ama bundan sonra inşaallah yapmayacağım yâ Rabbi!" diye özür dilenmesini de Allah çok sever. bundan sonra inşaallah yapmayacağım yâ Rabbi!" diye özür dilenmesini de Allah çok sever. Allah'tan daha çok seven yoktur. Allah'tan daha çok seven yoktur.

Dünyadaki bazı insanlar özür dileyenin özrünü filan kabul etmez.Dünyadaki bazı insanlar özür dileyenin özrünü filan kabul etmez. "Senin mazeretini kabul etmiyorum, yallah. Seni işten attım." filan der. "Senin mazeretini kabul etmiyorum, yallah. Seni işten attım." filan der. Ama Allahu Teâlâ hazretleri özür dilenmesini seviyor. Onun için, suçlarımızdan özür dileyelim.Ama Allahu Teâlâ hazretleri özür dilenmesini seviyor. Onun için, suçlarımızdan özür dileyelim. Kusurumuzu bilelim, Allah'a yönelelim, el açalım, boyun bükelim,Kusurumuzu bilelim, Allah'a yönelelim, el açalım, boyun bükelim, gözümüzden yaşlar dökelim, "Affet bizi Allah'ım!" diyelim. gözümüzden yaşlar dökelim, "Affet bizi Allah'ım!" diyelim.

Suçumuz çok. Ben toplumu inceleyen bir üniversite hocası, eli kalem tutan bir kimse,Suçumuz çok. Ben toplumu inceleyen bir üniversite hocası, eli kalem tutan bir kimse, bir araştırıcı, yazar, bilim adamı olarak topluma bakıyorum; çok kusurları var. bir araştırıcı, yazar, bilim adamı olarak topluma bakıyorum; çok kusurları var. Başka toplumları inceliyorum. Başka toplumların çok güzel taraflarını görüyorum.Başka toplumları inceliyorum. Başka toplumların çok güzel taraflarını görüyorum. Avustralya'ya bakıyorum, Amerika'ya bakıyorum, Almanya'ya bakıyorum; Avustralya'ya bakıyorum, Amerika'ya bakıyorum, Almanya'ya bakıyorum; bizdeki düzensizlikleri, İslâm ülkelerindeki eksiklikleri görünce anlıyorum.bizdeki düzensizlikleri, İslâm ülkelerindeki eksiklikleri görünce anlıyorum. İkisi de gözümün önünde, mukayese etme imkânım var. İkisi de gözümün önünde, mukayese etme imkânım var.

Bazen arkadaşlara da şaka yapıyorum; "Elime bir kırbaç alacağım." diyorum,Bazen arkadaşlara da şaka yapıyorum; "Elime bir kırbaç alacağım." diyorum, "Bir salahiyet olsa, bak nasıl hata yapanları cezalandırırım." "Bir salahiyet olsa, bak nasıl hata yapanları cezalandırırım."

Ceza da nizamın bir parçasıdır. Hata yapanın cezalandırılmaması nizamın çökmesine sebep olur.Ceza da nizamın bir parçasıdır. Hata yapanın cezalandırılmaması nizamın çökmesine sebep olur. Düzenin, düzenli bir şekilde gitmesi için hatayı yapanın da cezalanması lazım.Düzenin, düzenli bir şekilde gitmesi için hatayı yapanın da cezalanması lazım. Amerika'da da böyle, Avustralya'da da böyle, Avrupa'da da böyle... Amerika'da da böyle, Avustralya'da da böyle, Avrupa'da da böyle... Hadi bakalım bir trafik, seyrüsefer işlerinde yanlış bir iş yap.Hadi bakalım bir trafik, seyrüsefer işlerinde yanlış bir iş yap. Hemen polis gelir, hemen cezayı yazar. Hemen polis gelir, hemen cezayı yazar.

Neden? Neden?

Ceza caydırıcıdır. Ceza, o işin yapılmamasına yarıyor, faydası var. Onun için ceza konuluyor. Ceza caydırıcıdır. Ceza, o işin yapılmamasına yarıyor, faydası var. Onun için ceza konuluyor.

Dinimizde de ceza var, dünyamızda da ceza var; beşerî kanunlarda da ceza var, İlâhî kanunlarda da var.Dinimizde de ceza var, dünyamızda da ceza var; beşerî kanunlarda da ceza var, İlâhî kanunlarda da var. "İlâhî kanunlarda niye ceza var?" diye birisi kalkıp da ukalalık etmeye çalışmasın."İlâhî kanunlarda niye ceza var?" diye birisi kalkıp da ukalalık etmeye çalışmasın. Çünkü kendileri de nice cezalar koyuyor. insanlar. Çünkü kendileri de nice cezalar koyuyor. insanlar. Kendi kurdukları beşerî nizamlarda da o kadar ağır cezalar koyuyor ki… Kendi kurdukları beşerî nizamlarda da o kadar ağır cezalar koyuyor ki…

"Buraya çöp dökmek yasaktır. Çöp döken, şu kadar cezalanır." "Buraya çöp dökmek yasaktır. Çöp döken, şu kadar cezalanır."

"Burada şunu yapmak yasaktır. Bunu yapan, şu kadar dolar cezaya çarptırılır.""Burada şunu yapmak yasaktır. Bunu yapan, şu kadar dolar cezaya çarptırılır." şeklinde levhalar var. Tir tir titriyor millet paranın korkusundan.şeklinde levhalar var. Tir tir titriyor millet paranın korkusundan. O kadar parayı bastırıyor hakikaten. O kadar parayı bastırıyor hakikaten.

Şu süratten fazla gidersen şu kadar ceza. Bizim arkadaşlardan birisi Avustralya'da,Şu süratten fazla gidersen şu kadar ceza. Bizim arkadaşlardan birisi Avustralya'da, bir yere yetişeceğim diye bastırmış. Hızlı giderken polis yakalamış. 900 Avustralya doları ceza.bir yere yetişeceğim diye bastırmış. Hızlı giderken polis yakalamış. 900 Avustralya doları ceza. Az mı yani? Az mı yani?

Bir insanın maaşının büyük bir kısmı cezaya gitmiş. Büyük ceza olunca da bir dahaki seferBir insanın maaşının büyük bir kısmı cezaya gitmiş. Büyük ceza olunca da bir dahaki sefer "Aman, yüzü, yüz onu geçmeyeyim…" diyor, ceza caydırıcı oluyor. "Aman, yüzü, yüz onu geçmeyeyim…" diyor, ceza caydırıcı oluyor.

Demek ki dünyada bazı insanlar böyle özür bile kabul etmezken; Demek ki dünyada bazı insanlar böyle özür bile kabul etmezken;

"Bu sefer yaptım ama beni affet. Polis bey, ceza yazma." "Bu sefer yaptım ama beni affet. Polis bey, ceza yazma."

"Sen şu cezayı ver." diyor, affetmiyor. Özrü kabul etmiyor. Ama Allah özrü kabul ediyor."Sen şu cezayı ver." diyor, affetmiyor. Özrü kabul etmiyor. Ama Allah özrü kabul ediyor. Özrü çok sevdiğini de beyan ediyor Peygamber Efendimiz. Bu özrü sevdiğini beyan etmek için,Özrü çok sevdiğini de beyan ediyor Peygamber Efendimiz. Bu özrü sevdiğini beyan etmek için, Gaffâr, Settâr, affedici, Afûv, Kerîm olduğunu belirtmek için kitap indirmiş, peygamberler göndermiştir, Gaffâr, Settâr, affedici, Afûv, Kerîm olduğunu belirtmek için kitap indirmiş, peygamberler göndermiştir, buyuruyor. İlan etmek için, Erhame'r-Râhimîn'liğini, bağışlayıcılığını buyuruyor. İlan etmek için, Erhame'r-Râhimîn'liğini, bağışlayıcılığını ilan etmek için indirmiştir kitabı, peygamberleri müjdeci olarak göndermiştir. ilan etmek için indirmiştir kitabı, peygamberleri müjdeci olarak göndermiştir. "Ey insanlar! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Yalvarın."Ey insanlar! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Yalvarın. Suçunuz varsa, günahınız varsa özür dileyin." diye bildirmek için. Suçunuz varsa, günahınız varsa özür dileyin." diye bildirmek için.

Onun için suçunuz, kusurunuz, kabahatiniz vardır.Onun için suçunuz, kusurunuz, kabahatiniz vardır. Gençliğinizde yapmışsınızdır veya dün yapmışsınızdır veya sabah yapmışsınızdır, neyse…Gençliğinizde yapmışsınızdır veya dün yapmışsınızdır veya sabah yapmışsınızdır, neyse… Hatanızı anlayın. Hatasını bilmek, anlamak fazilettir. Hatanızdan özür dileyin.Hatanızı anlayın. Hatasını bilmek, anlamak fazilettir. Hatanızdan özür dileyin. Allahu Teâlâ hazretlerinden affınızı isteyin, Allah affeder.Allahu Teâlâ hazretlerinden affınızı isteyin, Allah affeder. Ama bir daha yapmamaya azm ü cezm ü kast ederek özür dileyeceksiniz.Ama bir daha yapmamaya azm ü cezm ü kast ederek özür dileyeceksiniz. İçinizden, "Ben bunu gene yaparım ama bir özür dileyeyim." demek olmaz.İçinizden, "Ben bunu gene yaparım ama bir özür dileyeyim." demek olmaz. Allah insanın kalbini biliyor. Kalbinden "Ben bu işi gene yapacağım." dedi mi o zaman o özür olmaz.Allah insanın kalbini biliyor. Kalbinden "Ben bu işi gene yapacağım." dedi mi o zaman o özür olmaz. Pişman olacak, nadim olacak; bir daha işlememeye azm ü cezm ü kast edecek. Pişman olacak, nadim olacak; bir daha işlememeye azm ü cezm ü kast edecek.

Allahu Teâlâ hazretleri bilerek bilmeyerek işlediğimiz günahlarımızı affetsin.Allahu Teâlâ hazretleri bilerek bilmeyerek işlediğimiz günahlarımızı affetsin. Bizi rahmetine erdirsin. Nimetlerine mazhar eylesin. Nimetlerine şükrü nasip eylesin. Bizi rahmetine erdirsin. Nimetlerine mazhar eylesin. Nimetlerine şükrü nasip eylesin. Kendisine zikri ve ibadeti güzel yapmamızı kolaylaştırsın. Tevfîkini refîk eylesin.Kendisine zikri ve ibadeti güzel yapmamızı kolaylaştırsın. Tevfîkini refîk eylesin. Ömrümüzü rızasına uygun geçirmemizi nasip etsin.Ömrümüzü rızasına uygun geçirmemizi nasip etsin. Bize ve bütün müslüman kardeşlerimize hayırlar ihsan eylesin. Şerleri def eylesin. Bize ve bütün müslüman kardeşlerimize hayırlar ihsan eylesin. Şerleri def eylesin. Zelzelelerden, felaketlerden, kıtlıklardan, sellerden bizleri hıfz etsin. Zelzelelerden, felaketlerden, kıtlıklardan, sellerden bizleri hıfz etsin.

Bangladeş'te bir yağmur yağdı; yüz binlerce hatta milyonlarca insan etkilendi, evsiz kaldı,Bangladeş'te bir yağmur yağdı; yüz binlerce hatta milyonlarca insan etkilendi, evsiz kaldı, hayvanları gitti; tavukları, inekleri, evleri, barkları, eşyaları hasara uğradı. hayvanları gitti; tavukları, inekleri, evleri, barkları, eşyaları hasara uğradı. Çin'de de aynı şekilde muazzam seller, muazzam tahribat yaptı. Çin'de de aynı şekilde muazzam seller, muazzam tahribat yaptı. Adana'da kaç defa zelzele oldu. Yeri göğü yaratan Allah'a güzel kulluk etmek lazım…Adana'da kaç defa zelzele oldu. Yeri göğü yaratan Allah'a güzel kulluk etmek lazım… Güzel kulluk edilmeyince çeşitli sıkıntılar ve cezalar oluyor. Güzel kulluk edilmeyince çeşitli sıkıntılar ve cezalar oluyor.

Allahu Teâlâ hazretleri güzel insan, iyi insan, iyi mü'min, ihlâslı mü'min,Allahu Teâlâ hazretleri güzel insan, iyi insan, iyi mü'min, ihlâslı mü'min, Allah'ın sevdiği kul, Peygamber Efendimiz'in sevdiği ümmet olmayı cümlemize nasip eylesin.Allah'ın sevdiği kul, Peygamber Efendimiz'in sevdiği ümmet olmayı cümlemize nasip eylesin. Hem dünyada hem âhirette esenlikle, huzurla, devletle, izzetle, şevketle, Hem dünyada hem âhirette esenlikle, huzurla, devletle, izzetle, şevketle, saadetle yaşamayı nasip eylesin. Hastalıklardan, esaretten, hürriyetsizlikten,saadetle yaşamayı nasip eylesin. Hastalıklardan, esaretten, hürriyetsizlikten, kıtlıktan, felaketlerden, musibetlerden korusun.kıtlıktan, felaketlerden, musibetlerden korusun. Cennetiyle Cemâli'yle müşerref eylesin. Rıdvân-ı Ekberi'ne cümlemizi, cümlenizi nail eylesin. Cennetiyle Cemâli'yle müşerref eylesin. Rıdvân-ı Ekberi'ne cümlemizi, cümlenizi nail eylesin.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berakatüh! es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berakatüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2