Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Mekke-i Mükerreme ve Peygamber Efendimizin Hicreti

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

30 Zilhicce 1415 / 30.05.1995

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın sohbetlerinden özenle seçilmiş muhtelif bölümlerdir.
İlk Mabet, Elhamdulillah Müslümanız, Hicret Ne Demek?, Günahkâr Olarak Ecel Gelmiş, Ölmek Üzere Olan Kimselere Melekler Sorarlar... | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Mekke-i Mükerreme ve Peygamber Efendimizin Hicreti

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

30 Zilhicce 1415 / 30.05.1995

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın sohbetlerinden özenle seçilmiş muhtelif bölümlerdir.
İlk Mabet, Elhamdulillah Müslümanız, Hicret Ne Demek?, Günahkâr Olarak Ecel Gelmiş, Ölmek Üzere Olan Kimselere Melekler Sorarlar... | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdü lillâhi hakka hamdihî hamden kesîren tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlinel-Hamdü lillâhi hakka hamdihî hamden kesîren tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn ve's-salâtü ve's-selâmü alâ hayrı halkıhî seyyidinâ Muhammedinve fî külli hîn ve's-salâtü ve's-selâmü alâ hayrı halkıhî seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ecmaîn. Emma ba'd. ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ecmaîn.

Emma ba'd.

Aziz, sevgili ve muhterem kardeşlerim! Akşam namazını kıldık, yatsı namazını kıldık. Aziz, sevgili ve muhterem kardeşlerim!

Akşam namazını kıldık, yatsı namazını kıldık.
Şu anda İslâmî takvim hesaplamalarına, takvim âdetine, geleneğine göreŞu anda İslâmî takvim hesaplamalarına, takvim âdetine, geleneğine göre -bir gün akşam ezanıyla başladığı için akşam ezanı okundu yatsı oldu--bir gün akşam ezanıyla başladığı için akşam ezanı okundu yatsı oldu- şu anda 1416 hicrî yılına girmiş bulunuyoruz. İlk iki saatini de geçirmiş bulunuyoruz. şu anda 1416 hicrî yılına girmiş bulunuyoruz. İlk iki saatini de geçirmiş bulunuyoruz.

Yeni bir yıla girdik. Tabi bu bir mânevî hal; elle tutulur, gözle görülür bir şey değil, izafi bir şey.Yeni bir yıla girdik. Tabi bu bir mânevî hal; elle tutulur, gözle görülür bir şey değil, izafi bir şey. "Zaman" dediğimiz şeyin ne olduğunu filozoflar derin düşünmeye başladığı zaman "Zaman" dediğimiz şeyin ne olduğunu filozoflar derin düşünmeye başladığı zaman kendilerini kaybediyorlar; "Zaman neymiş?" diye, pek de tarif edemiyorlar, işler karışıyor. kendilerini kaybediyorlar; "Zaman neymiş?" diye, pek de tarif edemiyorlar, işler karışıyor.

Buradan Avusturalya'ya telefon açıyoruz; Buradan Avusturalya'ya telefon açıyoruz;

"Selâmün aleyküm, aleyküm selam. Nasılsın, iyi misin? Ne var, ne yok?" "Selâmün aleyküm, aleyküm selam. Nasılsın, iyi misin? Ne var, ne yok?"

"İyilik, sağlık." Orada kış, burada yaz. Fesübhânallah! Orada gündüz, burada gece. "İyilik, sağlık."

Orada kış, burada yaz.

Fesübhânallah!

Orada gündüz, burada gece.

Fesübhânallah! Orada cumartesi, burada pazar. Fesübhânallah! Fesübhânallah!

Orada cumartesi, burada pazar.

Fesübhânallah!

Aynı dünyanın üzerindeyiz. Bir telefon bağlantısı kurduğumuz yerde mevsim başka, Aynı dünyanın üzerindeyiz. Bir telefon bağlantısı kurduğumuz yerde mevsim başka, gün başka, saat başka, gece gündüz başka. Zaman dediğimiz şey izafi;gün başka, saat başka, gece gündüz başka. Zaman dediğimiz şey izafi; şu anda, her yerde aynı şey yok. Burada gece, Amerika'da sabah. şu anda, her yerde aynı şey yok.

Burada gece, Amerika'da sabah.

Acayip bir şey. Dünyayı büyük düşündüğün zaman, bütünüyle düşündüğün zaman acayip.Acayip bir şey. Dünyayı büyük düşündüğün zaman, bütünüyle düşündüğün zaman acayip. Kâinatı daha büyük düşüğündün zaman iş daha fazla acayip oluyor. Kâinatı daha büyük düşüğündün zaman iş daha fazla acayip oluyor.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin Medine-i Münevvere'ye hicretinden bu yana 1416 sene geçmiş. O kadar uzaklaştık.Medine-i Münevvere'ye hicretinden bu yana 1416 sene geçmiş. O kadar uzaklaştık. O kadar hicrî yıl geçmiş. Ay, dünyanın etrafında o kadar,O kadar hicrî yıl geçmiş. Ay, dünyanın etrafında o kadar, 1416 x 12 defa dönmüş; bu onu gösteriyor. Yeni bir yıla girdik; izafi bir şey.1416 x 12 defa dönmüş; bu onu gösteriyor.

Yeni bir yıla girdik; izafi bir şey.
Zaman da izafi mekân da izafi. Yeni bir yıla girdik; Allah bu yeni yılımızı hayırlı, mübarek eylesin.Zaman da izafi mekân da izafi. Yeni bir yıla girdik; Allah bu yeni yılımızı hayırlı, mübarek eylesin. Kazançlı eylesin, sevaplı ecirli eylesin. Önümüze taptaze, yeni bir sayfa açıldı. Kazançlı eylesin, sevaplı ecirli eylesin. Önümüze taptaze, yeni bir sayfa açıldı.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Mekke-i Mükerreme'den Medine-i Münevvere'ye hicret etmiş. Doğduğu yer Mekke. Mekke-i Mükerreme'den Medine-i Münevvere'ye hicret etmiş. Doğduğu yer Mekke.

Nerede doğdu? Mekke-i Mükerreme'de doğdu. Kabri nerede? Medine-i Münevvere'de. Nerede doğdu?

Mekke-i Mükerreme'de doğdu.

Kabri nerede?

Medine-i Münevvere'de.

Mekke-i Mükerreme'de doğmuş. Mekke-i Mükerreme çok mübarek bir mahal. Mekke-i Mükerreme'de doğmuş. Mekke-i Mükerreme çok mübarek bir mahal. Yeryüzünde ilk mâbedin yapıldığı yer. Bismillâhirrahmânirrahîm Yeryüzünde ilk mâbedin yapıldığı yer.

Bismillâhirrahmânirrahîm

İnne evvele beytin vudıa li'n-nâsi le'llezî bi-bekkete mübâreken ve hüden li'l-âlemîn. İnne evvele beytin vudıa li'n-nâsi le'llezî bi-bekkete mübâreken ve hüden li'l-âlemîn. Fîhi âyâtün beyyinâtin makâmü İbrâhîm ve men dehalehû kâne âmina.Fîhi âyâtün beyyinâtin makâmü İbrâhîm ve men dehalehû kâne âmina. Ve li'llâhi ale'n-nâsi hıccü'l-beyti meni'stetâa ileyhi sebîlâ.Ve li'llâhi ale'n-nâsi hıccü'l-beyti meni'stetâa ileyhi sebîlâ. Ve men kefere fe-inna'llâhe ğaniyyün ani'l-âlemîn. İnne evvele beytin.Ve men kefere fe-inna'llâhe ğaniyyün ani'l-âlemîn.

İnne evvele beytin.
"İlk mabet, ibadethane." Vudıa li'n-nâsi. "İnsanoğlu ibadet etsin." diye yapılmış olan ilk mabet. "İlk mabet, ibadethane." Vudıa li'n-nâsi. "İnsanoğlu ibadet etsin." diye yapılmış olan ilk mabet.

Le'llezî bi-bekkete. "O Mekke'nin yerinde olan, o eski kadim, yeryüzünün en eski mahalli, Le'llezî bi-bekkete. "O Mekke'nin yerinde olan, o eski kadim, yeryüzünün en eski mahalli, oradaki yapılmış olan mübarek yapıdır." Kâbe'dir. Kâbe'nin olduğu yerdeki yapıdır.oradaki yapılmış olan mübarek yapıdır."

Kâbe'dir. Kâbe'nin olduğu yerdeki yapıdır.
Çok mübarek yer. Çok mübarek yer.

İbrahim aleyhisselam o mabedin temelleri üzerinde kendisi inşaatı tamamlamış. İbrahim aleyhisselam o mabedin temelleri üzerinde kendisi inşaatı tamamlamış. Zaten orada bir yer var, mübarek bir yer.Zaten orada bir yer var, mübarek bir yer. "Çoluk çocuğunu götür, oraya yerleştir." diye"Çoluk çocuğunu götür, oraya yerleştir." diye Allahu Teâlâ hazretleri emrettiği zaman o mübarek yerin, mabedin olduğu yere Allahu Teâlâ hazretleri emrettiği zaman o mübarek yerin, mabedin olduğu yere çoluk çocuğunu iskân ettiğini biliyor. Çoluk çocuğunun oraya yerleşeceğini biliyor.çoluk çocuğunu iskân ettiğini biliyor. Çoluk çocuğunun oraya yerleşeceğini biliyor. Dua etmiş. Eskentü min zürriyyetî vâdin ğayri zî zer'ın ınde beytike'l-muharrem.Dua etmiş.

Eskentü min zürriyyetî vâdin ğayri zî zer'ın ınde beytike'l-muharrem.
"Senin o muhterem evinin yanına çoluk çocuğumu yerleştirdim." diyor. "Senin o muhterem evinin yanına çoluk çocuğumu yerleştirdim." diyor.

O anda ev filan görünmüyor. Gayri zî zer'ın, "Ekin bitmeyen bir vadiye, O anda ev filan görünmüyor.

Gayri zî zer'ın, "Ekin bitmeyen bir vadiye,
taşların arasına çoluk çocuğumu iskan ettim, yerleştirdim." diyor. taşların arasına çoluk çocuğumu iskan ettim, yerleştirdim." diyor.

"Senin evinin, mukaddes mabedinin yanı" diyor. "Senin evinin, mukaddes mabedinin yanı" diyor.

Mukaddes yer; temelleri görünmese bile o anda boş gibi olsa bile mukaddes bir yer.Mukaddes yer; temelleri görünmese bile o anda boş gibi olsa bile mukaddes bir yer. Allah öyle mukaddes eylemiş ve Peygamber-i Zîşânımız Mekke-i Mükerreme'ye âşık, Mekke'yi çok seviyor. Allah öyle mukaddes eylemiş ve Peygamber-i Zîşânımız Mekke-i Mükerreme'ye âşık, Mekke'yi çok seviyor. Çünkü mübarek yer. Çünkü kendisi mübarek insan; Allah'ın mübarek kıldığı yeri seviyor ama Çünkü mübarek yer. Çünkü kendisi mübarek insan; Allah'ın mübarek kıldığı yeri seviyor ama Allahu Teâlâ hazretleri o Muhammedüni'l-Emîn'e emreylemiş. Allahu Teâlâ hazretleri o Muhammedüni'l-Emîn'e emreylemiş.

Muhammedüni'l-Emîn; o emîn, o tatlı huylu, güzel huylu, güzel yüzlü, adı güzel kendi güzel Muhammedüni'l-Emîn; o emîn, o tatlı huylu, güzel huylu, güzel yüzlü, adı güzel kendi güzel Muhammed-i Mustafa'ya emretmiş: "Ben seni peygamber seçtim,Muhammed-i Mustafa'ya emretmiş:

"Ben seni peygamber seçtim,
âlemlere rahmetimden dolayı acıdığımdan dolayı seni vazifeli gönderdim." âlemlere rahmetimden dolayı acıdığımdan dolayı seni vazifeli gönderdim."

Yâ eyyühe'l-müzzemmil. Yâ eyyühe'l-müddessir. Yâ eyyühe'l-müzzemmil. Yâ eyyühe'l-müddessir. "Ey böyle elbisesine bürünüp de titreyip duran peygamberim!"Ey böyle elbisesine bürünüp de titreyip duran peygamberim! Ne o? 'Vahiy geldi.' diye ne titreyip duruyorsun?" Kum fe-enzir.Ne o? 'Vahiy geldi.' diye ne titreyip duruyorsun?" Kum fe-enzir. "Kalk, Rabbinin emrini insanlara bildir; ikaz et, ihtar et, uyar, uyandır." "Kalk, Rabbinin emrini insanlara bildir; ikaz et, ihtar et, uyar, uyandır."

Cehaletten, küfürden, şirkten kurtulmaları için söze başla, Allah'ın davetine başla, kalk. Cehaletten, küfürden, şirkten kurtulmaları için söze başla, Allah'ın davetine başla, kalk. Çünkü Cebrail aleyhisselam'ı ilk gördüğü zaman titremeye başladı, çok heyecanlandı. Çünkü Cebrail aleyhisselam'ı ilk gördüğü zaman titremeye başladı, çok heyecanlandı.

Eve geldi; "Benim üstümü örtün." dedi. Hz.Hatice validemiz de örttü. Eve geldi; "Benim üstümü örtün." dedi. Hz.Hatice validemiz de örttü. Vahiy tekrar geliyor, bırakmıyor peşini. Vahiy tekrar geliyor, bırakmıyor peşini.

Yâ eyyühe'l-müddessir. "Ey elbisesine sarınıp bürünen peygamberim!" Yâ eyyühe'l-müddessir. "Ey elbisesine sarınıp bürünen peygamberim!" Kum fe-enzir. "Kalk ayağa, yatma, titreme, gevşeme! Kum fe-enzir. "Kalk ayağa, yatma, titreme, gevşeme! Kalk Rabbinin emrini insanlara tebliğ et, onları korkut." Kalk Rabbinin emrini insanlara tebliğ et, onları korkut."

"'Bak böyle küfürde devam ederseniz, böyle müşriklikte devam ederseniz, "'Bak böyle küfürde devam ederseniz, böyle müşriklikte devam ederseniz, cehennemde cayır cayır yanarsınız!' diye korkut, Allah'ın azabını haber ver,cehennemde cayır cayır yanarsınız!' diye korkut, Allah'ın azabını haber ver, ihtar et, ihbar eyle, bildir." diye emir gelince ne yapsın? ihtar et, ihbar eyle, bildir." diye emir gelince ne yapsın?

Mübarek insan, kimseyi üzmek istemeyen insan, tatlı dilli insan, güleç yüzlü insan, Mübarek insan, kimseyi üzmek istemeyen insan, tatlı dilli insan, güleç yüzlü insan, herkesle iyi geçinen insan, herkesin sevdiği saydığı insan. herkesle iyi geçinen insan, herkesin sevdiği saydığı insan.

Ve enzir aşîreteke akrabîn. "En yakın aşiretlerini, sana yakın kavim kabileni çağır."Ve enzir aşîreteke akrabîn. "En yakın aşiretlerini, sana yakın kavim kabileni çağır." dediği zaman, Safâ tepesine çıktı, kendi kavmini isim isim çağırdı: dediği zaman, Safâ tepesine çıktı, kendi kavmini isim isim çağırdı:

"Ey filanca oğulları, ey falanca oğulları! "Ey filanca oğulları, ey falanca oğulları!

Hepsi gittiler; çünkü itimatlı bir insan, boşuna konuşacak bir insan değil. Hepsi gittiler; çünkü itimatlı bir insan, boşuna konuşacak bir insan değil. Ciddi insan, gayri ciddi bir insan değil. "Allah Allah, bize sesleniyor." diye gittiler. Ciddi insan, gayri ciddi bir insan değil. "Allah Allah, bize sesleniyor." diye gittiler.

Hepsi toplandılar; o da Safâ tepesinde, kayalıklarda... Hepsi toplandılar; o da Safâ tepesinde, kayalıklarda... Zaten doğduğu ev, mahallesi yakın, Benî Haşim yurdu.Zaten doğduğu ev, mahallesi yakın, Benî Haşim yurdu. Kâbe-i Müşerrefe de yakın. İnsanlar orada toplanınca dedi ki; Kâbe-i Müşerrefe de yakın. İnsanlar orada toplanınca dedi ki;

"Ey kavmim! Beni tanıyor musunuz?" Tanıyoruz. "Nasıl bilirsiniz?" "Ey kavmim! Beni tanıyor musunuz?"

Tanıyoruz.

"Nasıl bilirsiniz?"

"Çok iyisin, çok dürüstsün, çok güvenilen bir insansın; "Çok iyisin, çok dürüstsün, çok güvenilen bir insansın; paramızı, mücevheratımızı her şeyimizi sana emanet bırakıyoruz, güvenilen insansın." paramızı, mücevheratımızı her şeyimizi sana emanet bırakıyoruz, güvenilen insansın."

"'Tepeden gördüm; şu dağın arkasında düşman ordusu toplanmış, bu tarafa doğru geliyorlar, "'Tepeden gördüm; şu dağın arkasında düşman ordusu toplanmış, bu tarafa doğru geliyorlar, silahlılar, sizi asıp kesecekler, tedbir alın!' desem bana inanır mısınız?" silahlılar, sizi asıp kesecekler, tedbir alın!' desem bana inanır mısınız?"

"İnanırız." dediler. "Sen Muhammedü'l-Emîn'sin. Güvenilen Muhammed'sin. Sana inanırız." "İnanırız." dediler. "Sen Muhammedü'l-Emîn'sin. Güvenilen Muhammed'sin. Sana inanırız."

Dedi ki; "Bakın, evet, şu dağın arkasından düşman gelmiyor ama Dedi ki;

"Bakın, evet, şu dağın arkasından düşman gelmiyor ama
böyle yaşarsanız âhirette cehenneme gidersiniz, cehennem tehlikesi var.böyle yaşarsanız âhirette cehenneme gidersiniz, cehennem tehlikesi var. Sizin bu yaşamınızdan daha sonraki âhiret hayatında Allah'ın iyi kullarına cennet var.Sizin bu yaşamınızdan daha sonraki âhiret hayatında Allah'ın iyi kullarına cennet var. Allah'ın kahrının tecelli ettiği Allah düşmanlarının cezalandırdığı yer var, cehennem var.Allah'ın kahrının tecelli ettiği Allah düşmanlarının cezalandırdığı yer var, cehennem var. Allah şirki sevmiyor; şirki bırakın! Küfrü sevmiyor; küfrü bırakın! Allah şirki sevmiyor; şirki bırakın! Küfrü sevmiyor; küfrü bırakın! İmana gelin, müslüman olun, Allah'ın varlığını birliğini anlayın,İmana gelin, müslüman olun, Allah'ın varlığını birliğini anlayın, aklınızı kullanın, Allah'a güzel kulluk edin!" diye ikaz etmeye başladı. aklınızı kullanın, Allah'a güzel kulluk edin!" diye ikaz etmeye başladı.

Güzel, çok güzel bir şey! Ustalar şu taşları böyle yontmuş, böyle yerleştirmişler.Güzel, çok güzel bir şey! Ustalar şu taşları böyle yontmuş, böyle yerleştirmişler. Yukarısını da nakışlı yapmışlar. Akıl almaz güzel desenler; burası güzel, burası güzel. Yukarısını da nakışlı yapmışlar. Akıl almaz güzel desenler; burası güzel, burası güzel.

Tamam işte, kim yapmış? Taşı ustalar yapmış. Bak, izleri var. Tamam işte, kim yapmış?

Taşı ustalar yapmış. Bak, izleri var.
Taş taraklarının izleri var, bunu böyle tak tak, tak tak vurdular, bunları yaptılar. Taş taraklarının izleri var, bunu böyle tak tak, tak tak vurdular, bunları yaptılar.

Bu önce neydi? Ocaktan çıkmış taştı. Mihrabımızın kenarı oldu, üstü oldu, süsü oldu, ziyneti oldu. Bu önce neydi?

Ocaktan çıkmış taştı. Mihrabımızın kenarı oldu, üstü oldu, süsü oldu, ziyneti oldu.
Şimdi o taşı buraya mihrap yapmışlar, eve ocak yapmışlar, beri tarafa eşik yapmışlar, Şimdi o taşı buraya mihrap yapmışlar, eve ocak yapmışlar, beri tarafa eşik yapmışlar, şu tarafa kemer yapmışlar, bu tarafta da put yapmışlar; geçiyorlar karşısına, tapınıyorlar. şu tarafa kemer yapmışlar, bu tarafta da put yapmışlar; geçiyorlar karşısına, tapınıyorlar.

"Niye böyle elinizle yaptığınız konuşamayan, hareket edemeyen; aklı, idraki, hareketi,"Niye böyle elinizle yaptığınız konuşamayan, hareket edemeyen; aklı, idraki, hareketi, kabiliyeti olmayan taşa, ağaca, puta niye tapıyorsunuz? Tapmayın bunlara!" kabiliyeti olmayan taşa, ağaca, puta niye tapıyorsunuz? Tapmayın bunlara!"

Doğru değil mi bu? Çok doğru. Doğru ama muhterem kardeşlerim,Doğru değil mi bu?

Çok doğru.

Doğru ama muhterem kardeşlerim,
her inancın temsilcilerinin etrafında böyle bir zümre meydana geliyor, takım meydana geliyor;her inancın temsilcilerinin etrafında böyle bir zümre meydana geliyor, takım meydana geliyor; o işi teşvik ediyorlar. Firavun'un öyle avanesi var,o işi teşvik ediyorlar. Firavun'un öyle avanesi var, Nemrut'un öyle avanesi var, herkesin etrafında böyle çevresi var; tabi Kureyş'inde... Nemrut'un öyle avanesi var, herkesin etrafında böyle çevresi var; tabi Kureyş'inde...

O mübarek Kâbe'nin hürmetine; "Orada hizmet olsun." diye hizmet gören insanlar var. O mübarek Kâbe'nin hürmetine; "Orada hizmet olsun." diye hizmet gören insanlar var. Ondan sonra da kendi akıllarından putlar icat etmişler, lât demişler uzzâ demişler menât demişler.Ondan sonra da kendi akıllarından putlar icat etmişler, lât demişler uzzâ demişler menât demişler. Arapların bir sürü putu var; her kabilenin başka bir putu var.Arapların bir sürü putu var; her kabilenin başka bir putu var. Hatta bazen putları hamurdan kendileri yaparlarmış. Hz. Ömer gülerek anlatıyor: Hatta bazen putları hamurdan kendileri yaparlarmış.

Hz. Ömer gülerek anlatıyor:

"Hamurdan yapardık, pişirirdik, sonra da yerdik." diyor. "Hamurdan yapardık, pişirirdik, sonra da yerdik." diyor.

Bu kadar saçma sapan bir inanç düzeni ama bir düzen, bir kadro meydana gelmiş. Bu kadar saçma sapan bir inanç düzeni ama bir düzen, bir kadro meydana gelmiş. Onlar, o düzeni bozmak istemeyen insanlar oluyor. Onlar, o düzeni bozmak istemeyen insanlar oluyor. Araplar muhtelif yerlerden kalkıp Kâbe'yi ziyaret etmeye geliyorlar. Araplar muhtelif yerlerden kalkıp Kâbe'yi ziyaret etmeye geliyorlar.

Kâbe Hz.İbahim aleyhisselam zamanından beri insanların kıymetini bildiği bir yer. Kâbe Hz.İbahim aleyhisselam zamanından beri insanların kıymetini bildiği bir yer. Ondan önce de eski zamanlarda insanlar gelmişler ama sonra İbrahim aleyhisselam yeniden inşa etmiş.Ondan önce de eski zamanlarda insanlar gelmişler ama sonra İbrahim aleyhisselam yeniden inşa etmiş. Şimdi onlar bu işe razı olmadılar.Şimdi onlar bu işe razı olmadılar. Makul söylüyor, doğru söylüyor, iyi söylüyor ama çeşitli sebepler oldu.Makul söylüyor, doğru söylüyor, iyi söylüyor ama çeşitli sebepler oldu. Hak sözü kabul etmemek için çeşitli bahaneler... Hak sözü kabul etmemek için çeşitli bahaneler...

Çeşitli şahsî bahaneler, ailevî bahaneler, menfaat bahaneleri...Çeşitli şahsî bahaneler, ailevî bahaneler, menfaat bahaneleri... Bu işten hoşnut olmayan insanlar oldu. Alay edenler oldu, hakaret edenler oldu, itiraz edenler oldu. Bu işten hoşnut olmayan insanlar oldu. Alay edenler oldu, hakaret edenler oldu, itiraz edenler oldu.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in getirdiği inanca Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in getirdiği inanca güya kendi akıllarından itiraz edenler oldu.güya kendi akıllarından itiraz edenler oldu. Peygamber Efendimiz'e; "bu şair galiba" dediler, "kâhin galiba" dediler "sihirbaz galiba" dediler. Peygamber Efendimiz'e; "bu şair galiba" dediler, "kâhin galiba" dediler "sihirbaz galiba" dediler.

Mucizesini görünce "sihirbaz" dediler, istikbalden haber verince "kâhin" dediler. Mucizesini görünce "sihirbaz" dediler, istikbalden haber verince "kâhin" dediler. Güzel konuşunca, Kur'ân-ı Kerîm okuyunca "şair" dediler, bir şeyler yakıştırmaya çalıştılar. Güzel konuşunca, Kur'ân-ı Kerîm okuyunca "şair" dediler, bir şeyler yakıştırmaya çalıştılar.

Olayı bir ciddi incelemek lazım. Tabi ciddi inceleyip de kabul edenler de vardı.Olayı bir ciddi incelemek lazım. Tabi ciddi inceleyip de kabul edenler de vardı. Hz. Hatice validemiz gibi, Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz gibi.Hz. Hatice validemiz gibi, Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz gibi. Bildiğiniz gibi Mekke'nin aklı başında insanlarından kabul edenler de vardı. Bildiğiniz gibi Mekke'nin aklı başında insanlarından kabul edenler de vardı.

Muhterem kardeşlerim, tabi her hadiseden ders çıkarmamız gerekirseMuhterem kardeşlerim, tabi her hadiseden ders çıkarmamız gerekirse buradan şu günümüze bir ders çıkaralım. buradan şu günümüze bir ders çıkaralım.

Bir insan doğru yolda olabilir ama doğru yolda olmasına rağmen karşısına bir takım itirazcılar çıkabilir.Bir insan doğru yolda olabilir ama doğru yolda olmasına rağmen karşısına bir takım itirazcılar çıkabilir. Binâenaleyh tenkit edilmekten karşımıza çıkılmasından, muhalefet edilmesinden yılmamamız lazım. Binâenaleyh tenkit edilmekten karşımıza çıkılmasından, muhalefet edilmesinden yılmamamız lazım.

Neden? Hak yoldayız, Allah'ın yolundayız, Allah'ın sevdiği yoldayız. Neden?

Hak yoldayız, Allah'ın yolundayız, Allah'ın sevdiği yoldayız.

Küntüm hayre ümmetin uhricet li'n-nâs. Allah'ın seçtiği ümmetiz.Küntüm hayre ümmetin uhricet li'n-nâs.

Allah'ın seçtiği ümmetiz.
Rütbemiz çok yüksek, omuzlarımızı görmüyoruz.Rütbemiz çok yüksek, omuzlarımızı görmüyoruz. Omuzlarımızda generallerin omuzlarından kıymetli yıldızlar var. Alnımızda iman yıldızı var.Omuzlarımızda generallerin omuzlarından kıymetli yıldızlar var. Alnımızda iman yıldızı var. Kalbimizde iman nuru var. Ehl-i tevhidiz, Allah'ın sevdiği zümreyiz, lâ ilâhe illallah diyen insanlarız, Kalbimizde iman nuru var.

Ehl-i tevhidiz, Allah'ın sevdiği zümreyiz, lâ ilâhe illallah diyen insanlarız,
Allah'ın birliğini anlayan insanlarız, küfre girmeyen insanlarız. Allah'ın birliğini anlayan insanlarız, küfre girmeyen insanlarız. Kâfir olmamak, mü'min olmak çok büyük rütbedir. Kâfir de en aşağı insandır. Kâfir olmamak, mü'min olmak çok büyük rütbedir. Kâfir de en aşağı insandır.

Ben fakir olabilirim, yoksul olabilirim, cahil olabilirim, köylü olabilirim, işçi olabilirim,Ben fakir olabilirim, yoksul olabilirim, cahil olabilirim, köylü olabilirim, işçi olabilirim, sırtıma kırk tane yamalı hırka giymiş olabilirim ama mü'minim.sırtıma kırk tane yamalı hırka giymiş olabilirim ama mü'minim. O kâfirin milyarderinden daha kıymetliyim. O kâfir var ya onun ciğeri beş para etmez.O kâfirin milyarderinden daha kıymetliyim. O kâfir var ya onun ciğeri beş para etmez. Onun kafası beş para etmez. Neden? Yaratanını bulamamış aptal herif, alçak!Onun kafası beş para etmez.

Neden?

Yaratanını bulamamış aptal herif, alçak!
Yaradanı ona nimet veriyor da yaradanını tanıyamıyor, haine bak!Yaradanı ona nimet veriyor da yaradanını tanıyamıyor, haine bak! Allah'ın nimetlerini yiyor, Allah'a kâfir, Allah'a karşı. Allah'ın nimetlerini yiyor, Allah'a kâfir, Allah'a karşı.

Kimisi münkir; "Ben Allah'ı kabul etmem!" diyor. Kimisi münkir; "Ben Allah'ı kabul etmem!" diyor.

Sen kabul etsen ne olacak kabul etmesen ne olacak? Köpek başını kaldırmış, aya doğru ulumuş. Sen kabul etsen ne olacak kabul etmesen ne olacak?

Köpek başını kaldırmış, aya doğru ulumuş.
"Köpek aşağıda uludu." diye ayda ne olacak? Sen kendi köpekliğinle kalırsın, "Köpek aşağıda uludu." diye ayda ne olacak? Sen kendi köpekliğinle kalırsın, geberir gidersin, leşini mikroplar çürütür. Belki de başka bir mahlûk gelir, yer. geberir gidersin, leşini mikroplar çürütür. Belki de başka bir mahlûk gelir, yer.

Ne olacak? Allah'ın varlığını kabul edememiş insanlar pistir pis!Ne olacak?

Allah'ın varlığını kabul edememiş insanlar pistir pis!
Necistir necis! Hani; "Aman onu elleme, orada necâset var, necâset-i galîze var, pislik var!" denir ya;Necistir necis! Hani; "Aman onu elleme, orada necâset var, necâset-i galîze var, pislik var!" denir ya; çiş gibi, kaka gibi neyse necaset, pis. İnneme'l-müşrikûne necesün. diyor Allah Kur'ân-ı Kerîm'de. çiş gibi, kaka gibi neyse necaset, pis.

İnneme'l-müşrikûne necesün. diyor Allah Kur'ân-ı Kerîm'de.

Müşrikler pistir. Allah saklasın! Neden? Müşrik Allah'ın varlığını anlayamamış, imana gelememiş. Müşrikler pistir. Allah saklasın!

Neden?

Müşrik Allah'ın varlığını anlayamamış, imana gelememiş.

Şimdi biz neyiz? Biz Allah'ın sevdiği, razı olduğu yola girmiş mü'minleriz.Şimdi biz neyiz?

Biz Allah'ın sevdiği, razı olduğu yola girmiş mü'minleriz.
İslâm'ı beğenmiyor, barodan başı örtülü insanın ismini siliyor. İslâm'ı beğenmiyor, barodan başı örtülü insanın ismini siliyor. "Cuma namazı kılınma imkânı olsun." diyenleri gericilikle suçluyor, bilmem ne vesaire. "Cuma namazı kılınma imkânı olsun." diyenleri gericilikle suçluyor, bilmem ne vesaire.

"Müslümanlar gerici" diyor, "çağ dışı" diyor. "Şu olur mu?" diyor, "Bu olur mu? diyor. "Müslümanlar gerici" diyor, "çağ dışı" diyor. "Şu olur mu?" diyor, "Bu olur mu? diyor.

Ne olacak? İt ürür, kervan yürür. Ne olacak?

İt ürür, kervan yürür.
Kervan durmaz ki, mahallenin köpekleri hav hav hav diye bağırıyor. Havlarsa havlasın.Kervan durmaz ki, mahallenin köpekleri hav hav hav diye bağırıyor. Havlarsa havlasın. Kervan, koca develer, -adımlarını ata ata, yirmi otuz kırk deve- yürür gider. Kervan, koca develer, -adımlarını ata ata, yirmi otuz kırk deve- yürür gider.

Onun için bir kere Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hayatındanOnun için bir kere Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hayatından kalbinize şu kuvvet gelsin ki; "Elhamdülillah Müslümanım,kalbinize şu kuvvet gelsin ki; "Elhamdülillah Müslümanım, cümle cihan halkı karşıma çıksa İbrahim aleyhisselam gibi şöyle tepeden bakarım.cümle cihan halkı karşıma çıksa İbrahim aleyhisselam gibi şöyle tepeden bakarım. Bre, karınca gibisiniz be! Benim gözümde sinek gibisiniz be,Bre, karınca gibisiniz be! Benim gözümde sinek gibisiniz be, gözüm hiçbirinizi bir şey gibi görmüyor." diye tepeden bakarız. Neden? gözüm hiçbirinizi bir şey gibi görmüyor." diye tepeden bakarız.

Neden?

Biz mü'miniz ya, mü'minim ben ya! İbrahim aleyhisselam tek kalmış.Biz mü'miniz ya, mü'minim ben ya!

İbrahim aleyhisselam tek kalmış.
Biz tek değiliz, bak elhamdülillah çokuz biz. Korkuyor Amerika! Kimden korkuyor? Biz tek değiliz, bak elhamdülillah çokuz biz.

Korkuyor Amerika!

Kimden korkuyor?

Radikal müslümanlardan. Rusya kimden korkuyor? Radikal müslümanlardan. Radikal müslümanlardan.

Rusya kimden korkuyor?

Radikal müslümanlardan.

Avrupa Birliği kimden korkuyor? Radikal müslümanlardan. Avrupa Birliği kimden korkuyor?

Radikal müslümanlardan.

Hint kimden korkuyor? Radikal müslümanlardan... İyi vallahi maşaallah, neymişiz biz be!Hint kimden korkuyor?

Radikal müslümanlardan...

İyi vallahi maşaallah, neymişiz biz be!
Cümle cihan halkını korkutuyoruz. Neden? Mü'miniz. Lâ ilâhe illallah. Cümle cihan halkını korkutuyoruz.

Neden?

Mü'miniz. Lâ ilâhe illallah.

Bu kadar adamların hepsi senin düşmanın, sana bir zarar verebilirler.Bu kadar adamların hepsi senin düşmanın, sana bir zarar verebilirler. Kimse mü'mine hiçbir zarar veremez. Neden? Kimse mü'mine hiçbir zarar veremez.

Neden?

Öldürürse şehit olurum, öldüremez de ben galip gelirsem gazi olurum.Öldürürse şehit olurum, öldüremez de ben galip gelirsem gazi olurum. Benim sırtımı kimse yere getiremez. Yeter ki bu iman elden gitmesin, gönülden gitmesin.Benim sırtımı kimse yere getiremez. Yeter ki bu iman elden gitmesin, gönülden gitmesin. Allah bizi bu imandan mahrum etmesin. Ölüm nasılsa bir gün gelecek.Allah bizi bu imandan mahrum etmesin.

Ölüm nasılsa bir gün gelecek.
Bal ile kaymakla besliyorsun, kaymaklı kadayıf yediriyorsun, kuş tüyü şiltelerde yatırıyorsun;Bal ile kaymakla besliyorsun, kaymaklı kadayıf yediriyorsun, kuş tüyü şiltelerde yatırıyorsun; bir kanser geliyor, cümle cihanın doktorları başına üşüşüyor, adam ölüyor. bir kanser geliyor, cümle cihanın doktorları başına üşüşüyor, adam ölüyor.

Otuz yedi yaşında öldü. Çok büyük artistti, şöyle şöhretliydi, bu kadar milyarları vardı. Otuz yedi yaşında öldü. Çok büyük artistti, şöyle şöhretliydi, bu kadar milyarları vardı.

Ne oldu? Gitti. Neden? Amansız bir hastalığa tutuldu; işte öyle. Ne oldu?

Gitti.

Neden?

Amansız bir hastalığa tutuldu; işte öyle.

İnsan Allah destekledi mi yaşattı mı yaşar, Allah sevmedi mi desteklemedi korumadı mı kıymeti yok. İnsan Allah destekledi mi yaşattı mı yaşar, Allah sevmedi mi desteklemedi korumadı mı kıymeti yok.

Bak Abdülaziz hocamız çok güzel söylemiş: Bak Abdülaziz hocamız çok güzel söylemiş:

Lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah; Allah var şeriki naziri yok; bu tevhid tevhid inancı.Lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah; Allah var şeriki naziri yok; bu tevhid tevhid inancı. Allah'ın birliğini söylüyoruz. Allah'ın birliğini söylüyoruz.

Allah var Kulhuvallâhu ehad tek Allah, âlemlerin Rabbi, tek.Allah var Kulhuvallâhu ehad tek Allah, âlemlerin Rabbi, tek. İki tane olsa kavga ederler, iki tane olamaz; zaten akıl mantık kabul etmez. İki tane olsa kavga ederler, iki tane olamaz; zaten akıl mantık kabul etmez.

Lev kâne fîhimâ âlihetün illa'llâhu lefesedetâ. "Kavga ederlerdi, birbirleriyle tutuşurlardı." Lev kâne fîhimâ âlihetün illa'llâhu lefesedetâ. "Kavga ederlerdi, birbirleriyle tutuşurlardı."

Birisi; "Şöyle olsun." derdi, ötekisi; "Hayır, öyle olmasın, böyle olsun." derdi, karışıklık çıkardı. Birisi; "Şöyle olsun." derdi, ötekisi; "Hayır, öyle olmasın, böyle olsun." derdi, karışıklık çıkardı.

Tek. Kulhuvallâhu ehad, Allahussamed. "Herkesin ihtiyacını karşılayan,Tek. Kulhuvallâhu ehad, Allahussamed. "Herkesin ihtiyacını karşılayan, herkesin el açıp dua edip de kendisinden istediği merciin, makamın sahibi." herkesin el açıp dua edip de kendisinden istediği merciin, makamın sahibi."

Tek. Kulhuvallâhu ehad.Tek. Kulhuvallâhu ehad. Biz hepimiz, zâhir- tevhîdin ehliyiz, Allah'ı bir biliyoruz. Biz hepimiz, zâhir- tevhîdin ehliyiz, Allah'ı bir biliyoruz. İki demiyoruz, üç demiyoruz, çok demiyoruz. İki demiyoruz, üç demiyoruz, çok demiyoruz.

Politeizme karşıyız, düalizme karşıyız, teslis'e trinite'ye karşıyız.Politeizme karşıyız, düalizme karşıyız, teslis'e trinite'ye karşıyız. Dinler tarihinde ne kadar safsata varsa roman gibi bile okumuyoruz; Dinler tarihinde ne kadar safsata varsa roman gibi bile okumuyoruz; "Nasıl olmuş da bu herifler şu şişman, göbekli putlara tapmış." diye acıyarak okuyoruz, üzülerek okuyoruz. "Nasıl olmuş da bu herifler şu şişman, göbekli putlara tapmış." diye acıyarak okuyoruz, üzülerek okuyoruz.

Mısırlıların tanrılarının resimlerini gördük; köpek başlı bir herif.Mısırlıların tanrılarının resimlerini gördük; köpek başlı bir herif. Ya bari doğru düzgün bir şey olsa. Doğru düzgün de olmaz ya, köpek başlı herifi tanrı edinmişler.Ya bari doğru düzgün bir şey olsa. Doğru düzgün de olmaz ya, köpek başlı herifi tanrı edinmişler. Kartal başlı herifi tanrı edinmişler. Bu horoz, ötekisi bilmem ne, berikisi timsah başlı bilmem ne! Kartal başlı herifi tanrı edinmişler. Bu horoz, ötekisi bilmem ne, berikisi timsah başlı bilmem ne!

Tüh be, yazıklar olsun size! Utanmadınız mı hiç? Vicdanınız hiç sızlamadı mı?Tüh be, yazıklar olsun size! Utanmadınız mı hiç? Vicdanınız hiç sızlamadı mı? İçinizden bir güzel duygu size bu şeyi söylemedi mi? İçinizden bir güzel duygu size bu şeyi söylemedi mi?

"Belki öteki şaşıranlar gibi berikeler de şaşırabilir." diye Allah bize İslâm'ı getirdi, öğretti elhamdülillah. "Belki öteki şaşıranlar gibi berikeler de şaşırabilir." diye Allah bize İslâm'ı getirdi, öğretti elhamdülillah.

Biz biliyoruz ki; Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh. "Allah var, şerîki nazîri yok, bir Allah." Biz biliyoruz ki;

Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh. "Allah var, şerîki nazîri yok, bir Allah."

Kulhuvallâhu ehad. "Tek." Hem öyle bir tek ki başka hiçbir teke benzemez. Kulhuvallâhu ehad. "Tek."

Hem öyle bir tek ki başka hiçbir teke benzemez.

Almanın birisi müslüman olmuş. Geldi Almanya'da bana sordu, meraklı, diyor ki; Almanın birisi müslüman olmuş. Geldi Almanya'da bana sordu, meraklı, diyor ki;

"Mehmet Zahid hocamız bu kitapta yazmış; 'Allah birdir ama başka birlere benzemez.' Bu ne demek? "Mehmet Zahid hocamız bu kitapta yazmış; 'Allah birdir ama başka birlere benzemez.' Bu ne demek?

Başka birlere benzemez... Başka birin benzeri başka birler vardır. Başka birlere benzemez... Başka birin benzeri başka birler vardır. O bakımdan Allah'ın başka benzerleri olmadığından öteki birlere benzemez. O bakımdan Allah'ın başka benzerleri olmadığından öteki birlere benzemez.

Başka biri alırsın, bir elma alırsın, ortadan kesersin yarım olur. Başka biri alırsın, bir elma alırsın, ortadan kesersin yarım olur. Birin altına bölü çizgisi koyarsın, iki koyarsın, bir bölü iki olur, yarım olur.Birin altına bölü çizgisi koyarsın, iki koyarsın, bir bölü iki olur, yarım olur. Bir bölü beş olur, bir bölü on olur. Birle oynarsın. Bir bölü beş olur, bir bölü on olur. Birle oynarsın. Bölersin, toplarsın, çıkarırsın, bir artı bir dersin iki olur, bir eşit bir dersin ama Allah böyle değil. Bölersin, toplarsın, çıkarırsın, bir artı bir dersin iki olur, bir eşit bir dersin ama Allah böyle değil.

Bir ama bu senin buralardan bildiğin birler gibi değil!Bir ama bu senin buralardan bildiğin birler gibi değil! Bir tek; eşi, şerîki, nazîri, misli, benzeri, dengi, küfüvvü, zıttı, muhalifi yok. Bu tamam. Anladık. Bir tek; eşi, şerîki, nazîri, misli, benzeri, dengi, küfüvvü, zıttı, muhalifi yok. Bu tamam. Anladık. Herkes anlıyor bunu, Allah bir. Parmağını kaldırıyor bir de.Herkes anlıyor bunu, Allah bir. Parmağını kaldırıyor bir de. Hani bilinsin diye eşhedü en lâ ilâhe illallah parmağımızı da kaldırıyoruz.Hani bilinsin diye eşhedü en lâ ilâhe illallah parmağımızı da kaldırıyoruz. Bu tabi göze de hitap ediyor. Eşhedü en lâ ilâhe illallah, tamam. Bu tabi göze de hitap ediyor. Eşhedü en lâ ilâhe illallah, tamam.

Ama Abdülaziz hocamız ne demiş? Ama Abdülaziz hocamız ne demiş?

Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh. "Allah'ın elindeki güçten kuvvetten başka güç kuvvet yok.Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh. "Allah'ın elindeki güçten kuvvetten başka güç kuvvet yok. Bütün güç kuvvet Allah'ın." Ne dilerse olur ne dilemezse olmaz. Bütün güç kuvvet Allah'ın."

Ne dilerse olur ne dilemezse olmaz.
Dilemediği olmaz, "ol" dediği olur, "öl" dediği ölür, "olma" dediği olmaz. Dilemediği olmaz, "ol" dediği olur, "öl" dediği ölür, "olma" dediği olmaz.

İnnemâ emrühû izâ erâde şey'en en yekûle lehû kün fe-yekûn. Ne demek? İnnemâ emrühû izâ erâde şey'en en yekûle lehû kün fe-yekûn.

Ne demek?

Allah bir şeyin olmasını dilediği zaman emreder. Kün! Kün ne demek? "Ol" demek. Allah bir şeyin olmasını dilediği zaman emreder.

Kün!

Kün ne demek?

"Ol" demek.

"Ol" der ona, olması gereken şeye, kün fe-yekûn "Olur." Bir kün demesiyle olur. "Ol" der ona, olması gereken şeye, kün fe-yekûn "Olur."

Bir kün demesiyle olur.
Yaratmasının şeklinin de nasıl olduğunu insanların akılları idrak edemez ama "ol" der olur.Yaratmasının şeklinin de nasıl olduğunu insanların akılları idrak edemez ama "ol" der olur. Bir şeye "ol" der, olur. O kadar kolay olur. "Öl" der ölür; o kadar. Bir şeye "ol" der, olur. O kadar kolay olur. "Öl" der ölür; o kadar.

Gücün kuvvetin sahibi Allah ise binâenaleyh Gücün kuvvetin sahibi Allah ise binâenaleyh ben Allah'ın dostu olayım da gelsin, bana birisi zarar versin.ben Allah'ın dostu olayım da gelsin, bana birisi zarar versin. Cümle cihan bir tarafa, kâinat bir tarafa, elimin tersiyle iterim, hiçbirisinden korkmam.Cümle cihan bir tarafa, kâinat bir tarafa, elimin tersiyle iterim, hiçbirisinden korkmam. Korkmamış zaten. Zaten Peygamberler korkmamış, büyüklerimiz korkmamış.Korkmamış zaten.

Zaten Peygamberler korkmamış, büyüklerimiz korkmamış.
Korkarsa Allah'tan korkmuş.Korkarsa Allah'tan korkmuş. Bir korkusu olmuş, o da; "Ya Allah'ın sevgisini, rızasını kaybedersem!" diye. Bir korkusu olmuş, o da; "Ya Allah'ın sevgisini, rızasını kaybedersem!" diye.

Mesela Ve'd-duhâ sûresi inmiş, neden? Vahiy biraz kesilince Peygamber Efendimiz korkmuş;Mesela

Ve'd-duhâ sûresi inmiş, neden?

Vahiy biraz kesilince Peygamber Efendimiz korkmuş;
"Acaba Allah'ın hoşuna gitmeyecek bir şey mi yaptım? Acaba Allah beni sevmedi mi?" "Acaba Allah'ın hoşuna gitmeyecek bir şey mi yaptım? Acaba Allah beni sevmedi mi?"

Ve'd-duhâ. "Kuşluk vaktine and olsun ki." Ve'l-leyli izâ secâ. "Çöktüğü zaman geceye and olsun ki"Ve'd-duhâ. "Kuşluk vaktine and olsun ki." Ve'l-leyli izâ secâ. "Çöktüğü zaman geceye and olsun ki" Mâ veddeake Rabbüke. "Rabbin seni terk etmedi, ayrılmadı senden."Mâ veddeake Rabbüke. "Rabbin seni terk etmedi, ayrılmadı senden." Ve ma kalâ. "Sana darılmadı da." Ve ma kalâ. "Sana darılmadı da."

"Resûlüm, ben seni seviyorum, korkma, 'Vahiy biraz kesildi.' diye endişelenme." "Resûlüm, ben seni seviyorum, korkma, 'Vahiy biraz kesildi.' diye endişelenme."

Endişeleri o. Endişelenmişse Allah'tan endişelenmişlerdir. Endişeleri o. Endişelenmişse Allah'tan endişelenmişlerdir.

Musa aleyhisselam'ı düşünün, Firavun arkasından geliyor. Sahneyi gözünüzün önüne getirin. Musa aleyhisselam'ı düşünün, Firavun arkasından geliyor. Sahneyi gözünüzün önüne getirin. Kaçıyor; bunlar silahsız, sayıları az, şehirden kaçmışlar, gizlice yola çıkmışlar.Kaçıyor; bunlar silahsız, sayıları az, şehirden kaçmışlar, gizlice yola çıkmışlar. Firavun'un askerleri haber almış; dirlikli, düzenlikli, silahlı birliklerFiravun'un askerleri haber almış; dirlikli, düzenlikli, silahlı birlikler tozu dumana katarak arkadan geliyor. tozu dumana katarak arkadan geliyor.

Musa aleyhisselam'ın ashâbı geriye bir baktılar, zavallılar titreşmeye başladılar. Musa aleyhisselam'ın ashâbı geriye bir baktılar, zavallılar titreşmeye başladılar. Çoluk var çocuk var, zayıf var ihtiyar var. Mü'min bunlar, kimisi fukara köle. Çoluk var çocuk var, zayıf var ihtiyar var. Mü'min bunlar, kimisi fukara köle.

Kâle ashâbu Mûsâ innâ le-müdrekûn. "Eyvah, yakalanacağız!" dedi. Kâle ashâbu Mûsâ innâ le-müdrekûn. "Eyvah, yakalanacağız!" dedi.

Müdrekün, "Yakalanacağız." demek, "İdrak olunacağız, yakalanacağız." Müdrekün, "Yakalanacağız." demek, "İdrak olunacağız, yakalanacağız."

"Eyvah, yakalanıyoruz, yakalanacağız!" dediler. Musa aleyhisselam ne diyor? "Eyvah, yakalanıyoruz, yakalanacağız!" dediler.

Musa aleyhisselam ne diyor?

Kâle kellâ . Kellâ sözü çok önemli. Lâ var ama bir de kellâ var, "asla" demek. Asla! Kâle kellâ .

Kellâ sözü çok önemli. Lâ var ama bir de kellâ var, "asla" demek.

Asla!

"Nasıl asla yâ Musa! Nasıl asla? "Nasıl asla yâ Musa! Nasıl asla? Arkadan düşman geliyor; tozu dumana katarak, kılıcını sıyırmış,Arkadan düşman geliyor; tozu dumana katarak, kılıcını sıyırmış, gözünü kan bürümüş, yakalayınca hepimizi kesecek. Önünde de deniz. Denize gelmişsin.gözünü kan bürümüş, yakalayınca hepimizi kesecek. Önünde de deniz. Denize gelmişsin. Güldür güldür sular önünde. Nasıl kellâ bu?" Güldür güldür sular önünde. Nasıl kellâ bu?"

İşte bu lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah'ı bilen insanın kellâ'sı bu! Buna da tevhîd-i bâtınî derler. İşte bu lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah'ı bilen insanın kellâ'sı bu! Buna da tevhîd-i bâtınî derler. "İçteki tevhid." Güç kuvvet Allah'ın, "İçteki tevhid."

Güç kuvvet Allah'ın,
sen gücün kuvvetin Allah'ın olduğunu biliyorsan bâtınî tevhîde de ermişsin. sen gücün kuvvetin Allah'ın olduğunu biliyorsan bâtınî tevhîde de ermişsin.

Her şey Allah'ın elinde. Allah dilerse yapar, dilerse korur Allah koruyunca kimse bana zarar veremez. Her şey Allah'ın elinde. Allah dilerse yapar, dilerse korur Allah koruyunca kimse bana zarar veremez. Korumazsa cümle cihan bana fayda veremez. Hakiki tevhid bu. Korumazsa cümle cihan bana fayda veremez. Hakiki tevhid bu.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem tabi söyledi anlattı, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem tabi söyledi anlattı, tatlı tatlı söyledi, güzel güzel söyledi, hep itiraz ettiler, hep zorbalık yaptılar. tatlı tatlı söyledi, güzel güzel söyledi, hep itiraz ettiler, hep zorbalık yaptılar.

Peygamber Efendimiz namaz kılıyor, namazını bozuyor, Peygamber Efendimiz namaz kılıyor, namazını bozuyor, üstüne pislik dökmeye çalışıyor, şaşırtmaya çalışıyor. üstüne pislik dökmeye çalışıyor, şaşırtmaya çalışıyor. Vahiy geliyor, vahyi karıştırmaya çalışıyor. Arkadan fıs fıs laflar karıştırıyor. Vahiy geliyor, vahyi karıştırmaya çalışıyor. Arkadan fıs fıs laflar karıştırıyor.

Kur'an iniyor, Kur'an ayetleriyle alay ediyor.Kur'an iniyor, Kur'an ayetleriyle alay ediyor. Allah delil gösteriyor, ukalalık edip delilin karşısına çıkıyor. Allah delil gösteriyor, ukalalık edip delilin karşısına çıkıyor.

Mazlum; işkence ediyorlar, alıyorlar götürüyorlar.Mazlum; işkence ediyorlar, alıyorlar götürüyorlar. Arabistan'ın sıcağı buranın sıcağına benzemiyor muhterem kardeşlerim! Dayanılmıyor.Arabistan'ın sıcağı buranın sıcağına benzemiyor muhterem kardeşlerim! Dayanılmıyor. Arabistan'ın sıcağında kumların üstüne götürüyorlar, yatırıyorlar; ondan sonra işkence ediyorlar. Arabistan'ın sıcağında kumların üstüne götürüyorlar, yatırıyorlar; ondan sonra işkence ediyorlar. Ateşi yakıyorlar, sırtını ateşe yapıştırıyorlar. Kadınları şehit ettiler. Ateşi yakıyorlar, sırtını ateşe yapıştırıyorlar. Kadınları şehit ettiler.

İlk müslüman şehit kadın kim? Sümeyye Hatun. İlk müslüman şehit kadın kim?

Sümeyye Hatun.

Ammar b. Yâsir ailesinin, Ammar ailesinin ızdırapları, işkenceleri.Ammar b. Yâsir ailesinin, Ammar ailesinin ızdırapları, işkenceleri. Bilâl-i Habeşî'nin çektiği sıkıntılar. Ne diyorlar? "Dininden dön!" diyorlar. Bilâl-i Habeşî'nin çektiği sıkıntılar.

Ne diyorlar?

"Dininden dön!" diyorlar.

"Nereye döneyim ben adam! Ben lâ ilâhe illallah demişim, Allah'ın varlığını birliğini anlamışım; "Nereye döneyim ben adam! Ben lâ ilâhe illallah demişim, Allah'ın varlığını birliğini anlamışım; şu taşa mı döneyim ben?" "Dininden dön!" "Dönmem!" diyor, ehad ehad ehad. şu taşa mı döneyim ben?"

"Dininden dön!"

"Dönmem!" diyor, ehad ehad ehad.

Bilâl-i Habeşî hazretlerine işkence bir taraftan devam ediyor; dermanı yok, bayılacak hâle gelmiş, Bilâl-i Habeşî hazretlerine işkence bir taraftan devam ediyor; dermanı yok, bayılacak hâle gelmiş, inliyor, ehad diyor ehad ehad öldürseniz dönmem. Ehad. inliyor, ehad diyor ehad ehad öldürseniz dönmem. Ehad. "Bir tek" diyor, "Allah'ın şerîki, nazîri yok." diyor. "Bir tek" diyor, "Allah'ın şerîki, nazîri yok." diyor.

Bu işkenceyi arttırdılar; kız vermediler, yiyecek vermediler, içecek vermediler, ibadet ettirmediler. Bu işkenceyi arttırdılar; kız vermediler, yiyecek vermediler, içecek vermediler, ibadet ettirmediler.

Sonra ne yaptılar? Yine baş edemediler. Sonra ne yaptılar? Sonra ne yaptılar?

Yine baş edemediler.

Sonra ne yaptılar?

"Öldürelim." dediler. "Öldürelim bu Ebü'l-Kâsım Muhammed'i! Öldürelim!" "Öldürelim." dediler. "Öldürelim bu Ebü'l-Kâsım Muhammed'i! Öldürelim!"

Öldürmeye kast ettiler, niyet ettiler, tedbir aldılar. İş o raddeye geldi.Öldürmeye kast ettiler, niyet ettiler, tedbir aldılar. İş o raddeye geldi. Baktılar iş artık alay etmekle, sataşmakla, omuz vurmakla olmuyor; Baktılar iş artık alay etmekle, sataşmakla, omuz vurmakla olmuyor;

"Şu Ebü'l-Kâsım Muhammedü'l-Emîn'i öldürelim, bu iş bitsin."Şu Ebü'l-Kâsım Muhammedü'l-Emîn'i öldürelim, bu iş bitsin. İşi kökünden halletmiş olalım." dediler. Bir taraftan da tabii diyorlar ki; İşi kökünden halletmiş olalım." dediler.

Bir taraftan da tabii diyorlar ki;

"Tek kişi öldürürse kan davası olur. Ne yapalım?" "Tek kişi öldürürse kan davası olur. Ne yapalım?"

"Her kabileden bir tane insan seçelim, hep birden hücum edelim. "Her kabileden bir tane insan seçelim, hep birden hücum edelim. Hepsi birden vursun, kim vurduya gitsin. Benî Haşim, bütün kabilelerle baş edemez.Hepsi birden vursun, kim vurduya gitsin. Benî Haşim, bütün kabilelerle baş edemez. Ne yapalım, diyet veririz." diye düşündüler. Neticede öldürmek kastına kadar vardılar. Ne yapalım, diyet veririz." diye düşündüler.

Neticede öldürmek kastına kadar vardılar.
Müslümanların işkencesi de bitti de artık yaşama durumu kalmadı.Müslümanların işkencesi de bitti de artık yaşama durumu kalmadı. O zaman Allahu Teâlâ hazretleri hicreti emretti. Hicret ne demek? O zaman Allahu Teâlâ hazretleri hicreti emretti.

Hicret ne demek?

Hecere yehcürü hecren ve hicreten ve hicrânen. Hicret "ayrılmak" demek. Hecere yehcürü hecren ve hicreten ve hicrânen.

Hicret "ayrılmak" demek.

Nerden ayrıldı Peygamber Efendimiz? Ana baba yurdundan, doğduğu vatan-ı aslîsinden, Nerden ayrıldı Peygamber Efendimiz?

Ana baba yurdundan, doğduğu vatan-ı aslîsinden,
sevdiği Mekke-i Mükerreme'sinden, âşıkı olduğu Kâbe-i Müşerrefe'sinden ayrı düştü, ayrıldı.sevdiği Mekke-i Mükerreme'sinden, âşıkı olduğu Kâbe-i Müşerrefe'sinden ayrı düştü, ayrıldı. Allah'ın emriyle ayrılmak zorunda kaldı. Allah'ın emriyle ayrılmak zorunda kaldı.

Ne yapıyordu? Kabilelere gidiyordu. Her yere gidiyordu, herkese söylüyordu.Ne yapıyordu? Kabilelere gidiyordu. Her yere gidiyordu, herkese söylüyordu. Kendi yakın kabilelerine söyledikten gayri önüne gelene de söylüyordu. Kendi yakın kabilelerine söyledikten gayri önüne gelene de söylüyordu. Panayır zamanlarında da başka diyarlardan kabileler geldiği zaman onlara da söyledi. Panayır zamanlarında da başka diyarlardan kabileler geldiği zaman onlara da söyledi.

es-Selâmu aleyküm. Siz nereden geldiniz bakalım? Falanca yerden geldik. es-Selâmu aleyküm. Siz nereden geldiniz bakalım?


Falanca yerden geldik.

Kimlerdensiniz? Filancalardanız. Tamam, ben de Kureyş'ten ben-i Hâşim'denKimlerdensiniz?


Filancalardanız.


Tamam, ben de Kureyş'ten ben-i Hâşim'den
Abdülmuttalib'in torunu Ebu'l Kâsım Muhammed'im. Ben Allah'ın peygamberiyim.Abdülmuttalib'in torunu Ebu'l Kâsım Muhammed'im. Ben Allah'ın peygamberiyim. Putlara tapmayın, Lâilâheillallah inancına gelin diye Allah beni vazifelendirdi.Putlara tapmayın, Lâilâheillallah inancına gelin diye Allah beni vazifelendirdi. "Herkese söyleyin, beni destekleyin, benim etrafıma toplanın." diye söyledi. "Herkese söyleyin, beni destekleyin, benim etrafıma toplanın." diye söyledi.

Kendisine tebliğ ettiği insanlar "İyi, güzel söylüyorsun ama bu Kureyş kabilesi,Kendisine tebliğ ettiği insanlar "İyi, güzel söylüyorsun ama bu Kureyş kabilesi, bu adamlar, bu eşraf, bu şehrin ileri gelenleri biz seni desteklerken bizimle bozuşur.bu adamlar, bu eşraf, bu şehrin ileri gelenleri biz seni desteklerken bizimle bozuşur. Biz onlarla kavga edecek durumda, kuvvette değiliz." diyorlardı. Biz onlarla kavga edecek durumda, kuvvette değiliz." diyorlardı.

Nihayet Medine-i Münevvere'den gelmiş olan insanlara,Nihayet Medine-i Münevvere'den gelmiş olan insanlara, Peygamber Efendimiz Akabe'de, -hani büyük şeytanın taşlandığı yer var ya "Akabe" diyoruz, "cemretü'l akabe" durumu anlattı. Peygamber Efendimiz Akabe'de, -hani büyük şeytanın taşlandığı yer var ya "Akabe" diyoruz, "cemretü'l akabe" durumu anlattı.

Onlar da dediler ki; "Haklısın kabul." "Beni destekleyin." Onlar da dediler ki;

"Haklısın kabul."

"Beni destekleyin."

"Destekleriz, tamam, buyur, bizim şehrimize gidelim. Madem Mekkeliler seni kabul etmiyor,"Destekleriz, tamam, buyur, bizim şehrimize gidelim. Madem Mekkeliler seni kabul etmiyor, buyur bizim şehrimize gel. Biz kendi canımızı koruduğumuz gibi seni koruruz başımızın tâcı ederiz, buyur bizim şehrimize gel. Biz kendi canımızı koruduğumuz gibi seni koruruz başımızın tâcı ederiz, yâ Ebe'l Kâsım Muhammed!" dediler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'iyâ Ebe'l Kâsım Muhammed!" dediler.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'i
Medine-i Münevvere'ye davet ettiler ve böylece Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizMedine-i Münevvere'ye davet ettiler ve böylece Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Medine-i Münevvere'yi hicret edilecek yer olarak belirlemiş oldu. Oraya gitmeye karar verdi, Medine-i Münevvere'yi hicret edilecek yer olarak belirlemiş oldu. Oraya gitmeye karar verdi,

Bu işler nasıl oluyor? Bu işler nasıl oluyor?

Dikkat edilirse Allah her şeyi planladığı için, evvelini, âhirini, her şeyi bildiği için; Dikkat edilirse Allah her şeyi planladığı için, evvelini, âhirini, her şeyi bildiği için; "Kulum, öyle yap, böyle yap." diye önceden ayarlıyor."Kulum, öyle yap, böyle yap." diye önceden ayarlıyor. Mekkelilerin azıtmaları üzerine Medine'ye davet de oluncaMekkelilerin azıtmaları üzerine Medine'ye davet de olunca Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Mekke'den ayrıldı. Hecere, hicret "ayrılmak." Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Mekke'den ayrıldı.

Hecere, hicret "ayrılmak."

"Allah'ın peygamberi" olarak Mekke-i Mükerreme'den ayrıldı."Allah'ın peygamberi" olarak Mekke-i Mükerreme'den ayrıldı. Kendisi ayrılmadan önce de birçoklarını Medine-i Münevvere'ye gönderdi. Kendisi ayrılmadan önce de birçoklarını Medine-i Münevvere'ye gönderdi.

"Hadi bakalım önden siz gidin." dedi. "Hadi bakalım önden siz gidin." dedi.

Mus'ab b. Umeyr radıyallahu anh'i, Esed veya Esad b. Zurâre hazretlerini gönderdi. Mus'ab b. Umeyr radıyallahu anh'i, Esed veya Esad b. Zurâre hazretlerini gönderdi.

Hatta o Medine-i Münevvere'ye önceden gidenler, orada bir grup teşkil ettiler, cemaat teşkil ettiler,Hatta o Medine-i Münevvere'ye önceden gidenler, orada bir grup teşkil ettiler, cemaat teşkil ettiler, toplanmaya başladılar, namaz kılmaya başladılar.toplanmaya başladılar, namaz kılmaya başladılar. Hatta o Medine'ye göçmüş olan müslümanlar, Cuma sûresi inmeden evvel, Medine'de toplanıp toplanıp Cuma namazı kılmaya başladılar. Hatta o Medine'ye göçmüş olan müslümanlar, Cuma sûresi inmeden evvel, Medine'de toplanıp toplanıp Cuma namazı kılmaya başladılar.

Tatlı tatlı İslâm'ı anlatıyorlardı. Güzel güzel, yanık yanık Kur'ân-ı Kerîm okuyorlardı. Tatlı tatlı İslâm'ı anlatıyorlardı. Güzel güzel, yanık yanık Kur'ân-ı Kerîm okuyorlardı. İnsanları İslâm'a çekiyorlardı. Müslümanların sayısı artıyordu. İnsanları İslâm'a çekiyorlardı. Müslümanların sayısı artıyordu. O ilk gidenler hazırlıyorlardı ve sonunda Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de hicret etti. O ilk gidenler hazırlıyorlardı ve sonunda Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de hicret etti.

Bundan çıkacak ders nedir? Bundan çıkacak ders nedir?

İnsanı zorlayabiliyorlar, imanını yaşamasına imkân vermeyebiliyorlar, canına kast edebiliyorlar. İnsanı zorlayabiliyorlar, imanını yaşamasına imkân vermeyebiliyorlar, canına kast edebiliyorlar.

Ne yapacak? Yılmayacak. Ne yapacak? Burada olmuyorsa olabilecek yeri arayacak. Ne yapacak?

Yılmayacak.

Ne yapacak?

Burada olmuyorsa olabilecek yeri arayacak.
Bu küfür, bu şirk, bu putperestlik yok edilecek. Ama oradan ama buradan. Bu küfür, bu şirk, bu putperestlik yok edilecek. Ama oradan ama buradan. İçeriden olmadı; o zaman Peygamber Efendimiz başka bir yere gitti. Neden? İçeriden olmadı; o zaman Peygamber Efendimiz başka bir yere gitti.

Neden?

İslâm'ı yayması lazımdı. İlla Allah'ın dinini tebliğ etmesi gerekiyordu. İslâm'ı yayması lazımdı. İlla Allah'ın dinini tebliğ etmesi gerekiyordu.

Demek ki burada olmazsa bir başka yere gitmek lazım. Demek ki burada olmazsa bir başka yere gitmek lazım. Peygamber Efendimiz'in ashâbına,Peygamber Efendimiz'in ashâbına, Peygamber Efendimiz'in yanına gitmek onun etrafında halkalanmak emrolundu. Peygamber Efendimiz'in yanına gitmek onun etrafında halkalanmak emrolundu.

Farz namazı kıldırırken okuduğum âyetlerde bildiriliyor ki; Farz namazı kıldırırken okuduğum âyetlerde bildiriliyor ki;

İnne'llezîne teveffâhümü'l-melâiketü zâlimî enfüsihim. İnne'llezîne teveffâhümü'l-melâiketü zâlimî enfüsihim. "Bir yerde durup da, dinini yapamayıp da ibadetleri yapamayıp da "Bir yerde durup da, dinini yapamayıp da ibadetleri yapamayıp da günahlı bir yaşamdan sonra ölen kimselere melekler der ki." günahlı bir yaşamdan sonra ölen kimselere melekler der ki."

İnne'llezîne teveffâhümü'l-melâiketü zâlimî enfusihim.İnne'llezîne teveffâhümü'l-melâiketü zâlimî enfusihim. "Günahkâr olarak, nefislerine zulmedici vaziyetteyken, ecel gelmiş,"Günahkâr olarak, nefislerine zulmedici vaziyetteyken, ecel gelmiş, ölmek üzere olan kimselere melekler sorarlar:" Kâlû fîme küntüm?ölmek üzere olan kimselere melekler sorarlar:" Kâlû fîme küntüm? "'Ne haldeydiniz siz, bu ne hal?' diye sorarlar." Kâlû. "Onlar derler ki." "'Ne haldeydiniz siz, bu ne hal?' diye sorarlar." Kâlû. "Onlar derler ki." Künna müstad'afîne fi'l-ard. "Biz yeryüzünde mağdur, zayıf, güçsüz, kuvvetsiz insanlardık.Künna müstad'afîne fi'l-ard. "Biz yeryüzünde mağdur, zayıf, güçsüz, kuvvetsiz insanlardık. Bir yere gidemedik, dinimizi, Müslümanlığımızı yaşayamadık, ibadetlerimizi yapamadık;Bir yere gidemedik, dinimizi, Müslümanlığımızı yaşayamadık, ibadetlerimizi yapamadık; bu kâfirlerin dediklerini yaptık. Günah işledik, sevap işleyemedik, İslâm'ı yaşayamadık."bu kâfirlerin dediklerini yaptık. Günah işledik, sevap işleyemedik, İslâm'ı yaşayamadık." Ve ülâike me'vâhüm cehennem. "İşte bunların gidecekleri yer,Ve ülâike me'vâhüm cehennem. "İşte bunların gidecekleri yer, sokulacakları tıkılacakları yer barınakları, sığınakları cehennemdir; cehenneme atılacaklar."sokulacakları tıkılacakları yer barınakları, sığınakları cehennemdir; cehenneme atılacaklar." Kâlû. "Melekler onlara diyecek ki." E lem tekün ardu'llâhi vâsiaten. Kâlû. "Melekler onlara diyecek ki." E lem tekün ardu'llâhi vâsiaten. "Yahu, yeryüzü geniş değil miydi? Sadece siz oturduğunuz şehir miydi, geniş değil miydi?""Yahu, yeryüzü geniş değil miydi? Sadece siz oturduğunuz şehir miydi, geniş değil miydi?" Fe-tühâcirü fîhâ. "Burada müslümanca yaşamıyorsanız oraya geçseydiniz. Fe-tühâcirü fîhâ. "Burada müslümanca yaşamıyorsanız oraya geçseydiniz. Mü'minlik vazifelerinizi yapamıyorsanız, kâfirler size kâfirliklerini empoze ediyorlar yaptırtıyorlarsaMü'minlik vazifelerinizi yapamıyorsanız, kâfirler size kâfirliklerini empoze ediyorlar yaptırtıyorlarsa bırakıp da öbür tarafa gitseydiniz, imanınızı yaşayabileceğiniz yere gitseydiniz." bırakıp da öbür tarafa gitseydiniz, imanınızı yaşayabileceğiniz yere gitseydiniz."

Demek ki insanın imanını yaşaması, Allah'a ibadet etmesi, Müslümanlık yapması, Demek ki insanın imanını yaşaması, Allah'a ibadet etmesi, Müslümanlık yapması, müslümanca yaşaması asıl olduğu için doğduğu yeri, yaşadığı yeri, müslümanca yaşaması asıl olduğu için doğduğu yeri, yaşadığı yeri, kazandığı yeri terk edip imanını yaşayacağı yere, mü'min olarak yaşayabileceği yere gitmesi vazifedir. kazandığı yeri terk edip imanını yaşayacağı yere, mü'min olarak yaşayabileceği yere gitmesi vazifedir.

Gitmezse ne olur? Ve ülâike me'vâhüm cehennem ve sâet masîrâ. Gitmezse ne olur?

Ve ülâike me'vâhüm cehennem ve sâet masîrâ.
"Cehenneme gider. Ne kötü yerdir cehennem, ne kötü gidilecek yerdir!"Cehenneme gider. Ne kötü yerdir cehennem, ne kötü gidilecek yerdir! Bir insan cehenneme gidecekse vaziyet ne kadar fena! Bir insan cehenneme gidecekse vaziyet ne kadar fena! Ne kadar kötü bir yerdir cehennem!" buyuruluyor. Onun için hicret etmesi lazımdı, Ne kadar kötü bir yerdir cehennem!" buyuruluyor.

Onun için hicret etmesi lazımdı,
hicret etmek mecburiyetti ve hakikaten müslümanlar da mazeretleri olanlar müstesnahicret etmek mecburiyetti ve hakikaten müslümanlar da mazeretleri olanlar müstesna Peygamber Efendimiz'in etrafında Medine-i Münevvere'de toplandılar.Peygamber Efendimiz'in etrafında Medine-i Münevvere'de toplandılar. İslâm'a hizmet ettiler, İslâm gelişti, kuvvetlendi. Medine'nin eski adı Yesrib'di.İslâm'a hizmet ettiler, İslâm gelişti, kuvvetlendi.

Medine'nin eski adı Yesrib'di.
Peltek s ile Yesrib. İsmi değişti, ne oldu? Medînetü'r-Resûl oldu, "Medine" oldu.Peltek s ile Yesrib.

İsmi değişti, ne oldu?

Medînetü'r-Resûl oldu, "Medine" oldu.
"Peygamberin şehri" oldu. İslâm beldesi oldu, İslâm'ın baş şehri oldu."Peygamberin şehri" oldu. İslâm beldesi oldu, İslâm'ın baş şehri oldu. Peygamber Efendimiz orada kuvvetlendi. Orada da onu öldürmek istediler Hücum ettiler,Peygamber Efendimiz orada kuvvetlendi. Orada da onu öldürmek istediler Hücum ettiler, asker gönderdiler, ordu gönderdiler savaşlar oldu. asker gönderdiler, ordu gönderdiler savaşlar oldu. Allah Peygamber Efendimiz'e galibiyet ihsan etti, kâfirleri yendiler sonunda Mekke'yi de fethettiler. Allah Peygamber Efendimiz'e galibiyet ihsan etti, kâfirleri yendiler sonunda Mekke'yi de fethettiler.

Neyi öğreniyoruz, muhterem kardeşlerim? Mühim olan müslümanca yaşamaktır.Neyi öğreniyoruz, muhterem kardeşlerim?

Mühim olan müslümanca yaşamaktır.
Nerede Müslümanlığı yaşayabilirsek oraya gideceğiz. Şimdi bugünün insanları geliyor, bana soruyor: Nerede Müslümanlığı yaşayabilirsek oraya gideceğiz.

Şimdi bugünün insanları geliyor, bana soruyor:

"Hocam, benim çalıştığım yerde bana Cuma namazı için izin vermiyorlar, namaz kılmama izin vermiyorlar." "Hocam, benim çalıştığım yerde bana Cuma namazı için izin vermiyorlar, namaz kılmama izin vermiyorlar."

"Başımı örtmeme izin vermiyor." diyor kadın. Erkek diyor ki; "Sakal bıraktırmıyor." "Başımı örtmeme izin vermiyor." diyor kadın. Erkek diyor ki; "Sakal bıraktırmıyor."

Başka yere git! Mendil sat, çorap sat, bir şey yap; rızkın bir tane kapısı yok ki Başka yere git! Mendil sat, çorap sat, bir şey yap; rızkın bir tane kapısı yok ki Allah rızkı nereden olsa verir. Allah rızkı nereden olsa verir.

Binâenaleyh bunlar mazeret değil! "Cuma!ya gidemedim!" Binâenaleyh bunlar mazeret değil!

"Cuma!ya gidemedim!"

Cuma'ya gidilecek yerde çalışsaydın veyahut bastırsaydın, Cuma'ya gitme hakkını alsaydın. Cuma'ya gidilecek yerde çalışsaydın veyahut bastırsaydın, Cuma'ya gitme hakkını alsaydın.

Fırsat geldiği zaman böbürlenip duruyorsun ya; Fırsat geldiği zaman böbürlenip duruyorsun ya; Türkiye'de %99 müslümanız, 60 milyon Müslümanız.Türkiye'de %99 müslümanız, 60 milyon Müslümanız. Görelim Müslümanlığını! Müslümansan, burası müslüman diyarıysa, İslâm'ın emirlerini uygularsın.Görelim Müslümanlığını! Müslümansan, burası müslüman diyarıysa, İslâm'ın emirlerini uygularsın. "Allah'ın emrettiği şeyleri yapacağım." dersin mâni olanlara da fırsat vermezsin, "Allah'ın emrettiği şeyleri yapacağım." dersin mâni olanlara da fırsat vermezsin, rey vermezsin, seçmezsin! Sen seçiyorsun! Bu adamları ne diye seçtin sen? rey vermezsin, seçmezsin!

Sen seçiyorsun!

Bu adamları ne diye seçtin sen?
Bu din düşmanlarını, iman düşmanlarını, İslâm düşmanlarını, İslâm'la çarpışan kimseleri niye seçtin?" Bu din düşmanlarını, iman düşmanlarını, İslâm düşmanlarını, İslâm'la çarpışan kimseleri niye seçtin?"

Ayasofya'da namaz kıldırmıyorlar; çıplak dans yaptırıyorlar, kilise dansı yaptırıyorlar. Ayasofya'da namaz kıldırmıyorlar; çıplak dans yaptırıyorlar, kilise dansı yaptırıyorlar.

Neden? Yok, sanat mıymış da bilmem hepsi hikâye. Avrupa'nın emrini tutuyor. Neden?

Yok, sanat mıymış da bilmem hepsi hikâye. Avrupa'nın emrini tutuyor.

"Haliç'in suyunu masmavi yapacağım!" Hikâye, sen onu külahıma anlat. "Haliç'in suyunu masmavi yapacağım!"

Hikâye, sen onu külahıma anlat.
Amerika patrikhaneyi Roma gibi ayrı devlet yapmak istiyor, Amerika patrikhaneyi Roma gibi ayrı devlet yapmak istiyor, Haliç'ide o devlete uygun bir arazi yapmak istiyor, sana onu yaptırıyor. Haliç'ide o devlete uygun bir arazi yapmak istiyor, sana onu yaptırıyor.

Sen de; "Haliç'i temizleyeceğim, gözlerimin rengine döndüreceğim." diyorsun. Sen de;

"Haliç'i temizleyeceğim, gözlerimin rengine döndüreceğim." diyorsun.

Ne maval okuyorsun, kimi kandırıyorsun sen?Ne maval okuyorsun, kimi kandırıyorsun sen? Satmak istiyor, almak istiyor; burada ayrı bir devlet kurmak istiyor. Satmak istiyor, almak istiyor; burada ayrı bir devlet kurmak istiyor.

İstanbul'da hıristiyan devleti kuracak! Verir miyim? İstanbul'da hıristiyan devleti kuracak!

Verir miyim?

Dün akşam unuttum, ahdedecektim, sizinle anlaşma yapacaktım. Vermeyeceğiz! Verir miyiz? Dün akşam unuttum, ahdedecektim, sizinle anlaşma yapacaktım. Vermeyeceğiz! Verir miyiz?

Bir karış toprak vermeyiz. Alınmışları da geri alacağız; onları da unutmadık.Bir karış toprak vermeyiz. Alınmışları da geri alacağız; onları da unutmadık. Onları da unutmadık ha! O alınmışların üstüne bir sünger çekmedik. Onları da unutmadık ha! O alınmışların üstüne bir sünger çekmedik.

Benim hudutlarım Edirne'den başlamıyor, benim benim hudutlarım Viyana'dan başlıyor.Benim hudutlarım Edirne'den başlamıyor, benim benim hudutlarım Viyana'dan başlıyor. Benim hudutlarım Atlas okyanusundan, Hint okyanusuna kadar; ben onları unutmadım. Benim hudutlarım Atlas okyanusundan, Hint okyanusuna kadar; ben onları unutmadım.

Ben unutmadım! Unutmayanlar arkamdan gelsin. Unutanlara da Allah akıl fikir versin. Ben unutmadım! Unutmayanlar arkamdan gelsin. Unutanlara da Allah akıl fikir versin. Onları da alacağız; buradan da bir şey vermeyeceğiz. Bu heriflerin de kafasından şirki sileceğiz. Onları da alacağız; buradan da bir şey vermeyeceğiz. Bu heriflerin de kafasından şirki sileceğiz.

Aptal bu adamlar! Cehenneme gidecekler. Kendi menfaatlerini bilmiyorlar ya.Aptal bu adamlar! Cehenneme gidecekler. Kendi menfaatlerini bilmiyorlar ya. Âhirette cayır cayır odun gibi yanacaklar, bangır bangır bağıracaklar. Âhirette cayır cayır odun gibi yanacaklar, bangır bangır bağıracaklar.

"Aman!" diyecekler, "Affet yâ Rabbi!" diyecekler; orada af olur mu? "Aman!" diyecekler, "Affet yâ Rabbi!" diyecekler; orada af olur mu?

Biz burada tebliğ edeceğiz: "Niye bu haça tapıyorsun? Ne bu haç?" Biz burada tebliğ edeceğiz:

"Niye bu haça tapıyorsun? Ne bu haç?"

Şöyle bir haç; sarı bir ölü resmi üstünde, bileklerinden kafasından çivilenmiş, öylece durmuş,Şöyle bir haç; sarı bir ölü resmi üstünde, bileklerinden kafasından çivilenmiş, öylece durmuş, buna "tanrı" diye tapınıyor. Tüh, yazıklar olsun! buna "tanrı" diye tapınıyor. Tüh, yazıklar olsun!

Sen böyle bir uyduruk şeye tapmaya utanmıyor musun? Sen böyle bir uyduruk şeye tapmaya utanmıyor musun?

Böyle şey olur mu? O Hz. İsa, Allah'ın Peygamberi.Böyle şey olur mu?

O Hz. İsa, Allah'ın Peygamberi.
Allah onu kâfirlerin eline düşürmedi ki öldürmedi ki. Böyle diyor: Allah onu kâfirlerin eline düşürmedi ki öldürmedi ki.

Böyle diyor:

Ve mâ kâtelûhü ve mâ sâlebûhü. "Öldüremediler onu, asamadılar." Ve mâ kâtelûhü ve mâ sâlebûhü. "Öldüremediler onu, asamadılar."

Kur'ân-ı Kerîm öyle diyor, kabul etmiyor. Kur'ân-ı Kerîm öyle diyor, kabul etmiyor. Onlar kendi peygamberlerini çarmıha gerilmiş kabul ediyorlar.Onlar kendi peygamberlerini çarmıha gerilmiş kabul ediyorlar. Bir de "Allah'ın oğlu" kabul ediyorlar. Allah'ın oğlu olur mu? Hâşâ sümme hâşâ! Bir de "Allah'ın oğlu" kabul ediyorlar.

Allah'ın oğlu olur mu? Hâşâ sümme hâşâ!
Allah evlendi mi? Düğünü derneği, zifafı gerdeği mi oldu? Ne biçim laf bu böyle! Allah evlendi mi? Düğünü derneği, zifafı gerdeği mi oldu? Ne biçim laf bu böyle!

Allah'ın kulu. Hepsi Allah'ın kulu. Bunları anlatacağız. Kime anlatacağız? Allah'ın kulu. Hepsi Allah'ın kulu.

Bunları anlatacağız. Kime anlatacağız?

Herkese anlatacağız: Kör dünyanın göbeğine, hak yol İslâm yazacağız. Herkese anlatacağız:

Kör dünyanın göbeğine, hak yol İslâm yazacağız.

Koç burcuna, yay burcuna, bebeklerin avucuna. Koç burcuna, yay burcuna, bebeklerin avucuna.

Minarelerin ucuna, hak yol İslâm yazacağız. Zaten orada ay var; Minarelerin ucuna, hak yol İslâm yazacağız.

Zaten orada ay var;
kiliselerin, kulelerinin ucuna, her yere. Vazifemiz o. kiliselerin, kulelerinin ucuna, her yere. Vazifemiz o.

Peygamber Efendimiz niye doğduğu yeri bırakmış? Peygamber Efendimiz niye doğduğu yeri bırakmış?

Hem de ne güzel, ne cazip teklifler yapmışlar. Demişler ki; Hem de ne güzel, ne cazip teklifler yapmışlar.

Demişler ki;

"Gel, sen ne istiyorsun, anlaşalım. Yâ Ebe'l-Kâsım, gel anlaşalım, ne istiyorsun sen? "Gel, sen ne istiyorsun, anlaşalım. Yâ Ebe'l-Kâsım, gel anlaşalım, ne istiyorsun sen? Seni en güzel kızlarımızla evlendirelim, ooh tamam, seni en güzel kızla evlendirelim.Seni en güzel kızlarımızla evlendirelim, ooh tamam, seni en güzel kızla evlendirelim. En asil, en soylu, en zengin, en güzel hasletli, nesepli, En asil, en soylu, en zengin, en güzel hasletli, nesepli, endamlı, selvi boylu, güzel huylu kızlarımızla evlendirelim. İstediğin kadar para verelim.endamlı, selvi boylu, güzel huylu kızlarımızla evlendirelim. İstediğin kadar para verelim. Seni başkan yapalım..." Seni başkan yapalım..."

"Tamam, işte başkan olduğum zaman her şeyi yaparım." diye düşünemez mi? "Tamam, işte başkan olduğum zaman her şeyi yaparım." diye düşünemez mi?

Bu gün birçok müslüman şu partiye oy veriyor, bu partiye oy veriyor. Neden? Bu gün birçok müslüman şu partiye oy veriyor, bu partiye oy veriyor.

Neden?

"Orada işimi götürürüm, İslâm'a öyle hizmet ederim." diye. "Orada işimi götürürüm, İslâm'a öyle hizmet ederim." diye.

Peygamber Efendimiz dinledi, dinledi; güldüğünü düşünüyorum, şöyle acı acı,Peygamber Efendimiz dinledi, dinledi; güldüğünü düşünüyorum, şöyle acı acı, onlara acıyarak: "Bana bakın!" dedi. "Bir elime güneşi verseniz veremezsiniz ya,onlara acıyarak:

"Bana bakın!" dedi. "Bir elime güneşi verseniz veremezsiniz ya,
gökten alıp güneşi verecek hâliniz yok. Bir elime güneşi verseniz yapacağınız o işi yapsanız,gökten alıp güneşi verecek hâliniz yok. Bir elime güneşi verseniz yapacağınız o işi yapsanız, bir elime de kameri verseniz, ay ve güneş iki elime, ne yapsanız ben bu davadan dönmem!" bir elime de kameri verseniz, ay ve güneş iki elime, ne yapsanız ben bu davadan dönmem!"

Nedir bu dava? Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Resûlullah. Nedir bu dava?

Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Resûlullah.
"Allah bir, şerîki nazîri yok, Allah'tan gayrıya tapmak yok!" "Allah bir, şerîki nazîri yok, Allah'tan gayrıya tapmak yok!"

Şu anda dünya üzerinde Allah'tan gayrıya tapan milyonlarca, milyarlarca insan var. Şu anda dünya üzerinde Allah'tan gayrıya tapan milyonlarca, milyarlarca insan var. Biz de müslümanız, biz de lâ ilâhe illallah ehliyiz, biz de burada oturuyoruz. Biz de müslümanız, biz de lâ ilâhe illallah ehliyiz, biz de burada oturuyoruz.

Olur mu öyle? Olmaz. Ne yapacağız? Her yere gidip her yerde lâ ilâhe illallah diyeceğiz: Olur mu öyle?

Olmaz.

Ne yapacağız?

Her yere gidip her yerde lâ ilâhe illallah diyeceğiz:

"Tapmayın buna! Deli misiniz siz? İstikbalinizle oynuyorsunuz, yapmayın, "Tapmayın buna! Deli misiniz siz? İstikbalinizle oynuyorsunuz, yapmayın, Allah buna razı gelmez." diyeceğiz. Hristiyanlara gideceğiz, diyeceğiz ki; Allah buna razı gelmez." diyeceğiz.

Hristiyanlara gideceğiz, diyeceğiz ki;

"Bakın, ey Nasrânîler, ey İsevîler! "Bakın, ey Nasrânîler, ey İsevîler! Hz.İsa sizin bu yaptığınız işe razı değil, Allah sizin bu yaptığınız işe razı değil!" Hz.İsa sizin bu yaptığınız işe razı değil, Allah sizin bu yaptığınız işe razı değil!"

Tealev ilâ kelimetin sevâin beynanâ ve beyneküm. Tealev ilâ kelimetin sevâin beynanâ ve beyneküm.

Teâlev. "Gelin." İlâ kelimetin. "Bir aynı söze." Sevâin beynenâ ve beyneküm. Teâlev. "Gelin." İlâ kelimetin. "Bir aynı söze." Sevâin beynenâ ve beyneküm. "Sizinle bizim aramızda." Aslında beraberdi, aynı inanç vardı. "Sizinle bizim aramızda."

Aslında beraberdi, aynı inanç vardı.

Ellâ na'büde illa'llâh. "Ancak Allah'a ibadet edelim, Allah'tan gayrıya ibadet etmeyelim." Ellâ na'büde illa'llâh. "Ancak Allah'a ibadet edelim, Allah'tan gayrıya ibadet etmeyelim." Ve lâ yettehize ba'dunâ ba'dan erbâben min dûni'llâh.Ve lâ yettehize ba'dunâ ba'dan erbâben min dûni'llâh. "Allah'ı bırakıp da içimizden insan olarak yetişmiş Hz. İsa'yı, Meryem'i vesaireyi"Allah'ı bırakıp da içimizden insan olarak yetişmiş Hz. İsa'yı, Meryem'i vesaireyi kendimize tanrı edinmeyelim." diye söyleyeceğiz; vazifemiz bu. kendimize tanrı edinmeyelim." diye söyleyeceğiz; vazifemiz bu.

Kul diyor Allah, "söyle onlara." Söyleyeceğiz, yazacağız, anlatacağız. Kul diyor Allah, "söyle onlara."

Söyleyeceğiz, yazacağız, anlatacağız.
Oralara müessese kuracağız, mektep kuracağız, radyo kuracağız, televizyon kuracağız,Oralara müessese kuracağız, mektep kuracağız, radyo kuracağız, televizyon kuracağız, gazete kuracağız. İngilizce öğreneceğiz, Almanca öğreneceğiz,gazete kuracağız. İngilizce öğreneceğiz, Almanca öğreneceğiz, yazacağız; anlatacağız, anlatacağız, anlatacağız... yazacağız; anlatacağız, anlatacağız, anlatacağız...

Avustralya'ya gittim, kaç yerde Budist mabedi. Bu eskicilik ya; bunlar çok eski bir din. Avustralya'ya gittim, kaç yerde Budist mabedi. Bu eskicilik ya; bunlar çok eski bir din. Getirmiş Budizm'i, milattan önce bilmem hangi zamanın putperestlik dinini,Getirmiş Budizm'i, milattan önce bilmem hangi zamanın putperestlik dinini, Avustralya'da mabet kurmuş; onu yaymaya çalışıyor. Avrupa'da yaymaya çalışıyor. Avustralya'da mabet kurmuş; onu yaymaya çalışıyor. Avrupa'da yaymaya çalışıyor.

Şimdi gazetelerde, bizim sözde ilerici aptal gazetelerde, Şimdi gazetelerde, bizim sözde ilerici aptal gazetelerde, Hint gurularından bilmem kimi reklam ediyor, ilan veriyor. Hint gurularından bilmem kimi reklam ediyor, ilan veriyor. "Transandantal meditasyon" yapıyormuş. Hokkabazlık! "Transandantal meditasyon" yapıyormuş.

Hokkabazlık!

Adam Hintlilerin felsefesine merak salıyor, Hint fakirlerinin yaptıkları şeylere merak salıyor. Adam Hintlilerin felsefesine merak salıyor, Hint fakirlerinin yaptıkları şeylere merak salıyor. Hindistan'dan bir herif geliyor, burada gazetede ilan veriyor. Hindistan'dan bir herif geliyor, burada gazetede ilan veriyor. Bizim memleketten de taraftar, müşteri buluyor da ona gidiyorlar. Bizim memleketten de taraftar, müşteri buluyor da ona gidiyorlar.

Cumhuriyet gazetesinde, falanca gazetede filanca gazetede reklamı çıkıyor. Cumhuriyet gazetesinde, falanca gazetede filanca gazetede reklamı çıkıyor. Hint inanışlarından, bilmem krisna dininden, falanca dinden falanca rahip gelmiş, Budistler. Hint inanışlarından, bilmem krisna dininden, falanca dinden falanca rahip gelmiş, Budistler.

Bunlar eski boş şeyler. Senin kafan yirminci yüzyılda hâlâ aydınlanmadı mı? Bunlar eski boş şeyler. Senin kafan yirminci yüzyılda hâlâ aydınlanmadı mı? Senin kafan hâlâ ışıldamadı mı? İslâm gelmiş, Allah'ın varlığını birliğini anlatmış, Senin kafan hâlâ ışıldamadı mı? İslâm gelmiş, Allah'ın varlığını birliğini anlatmış, şirkin küfrün kötülüğünü göstermiş. Hâlâ uyanmadın mı? Uyanmamış.şirkin küfrün kötülüğünü göstermiş. Hâlâ uyanmadın mı?

Uyanmamış.
Uyandırmak bizim vazifemiz. Peygamber Efendimiz ömür boyunca uyandırmak için çalıştı. Uyandırmak bizim vazifemiz. Peygamber Efendimiz ömür boyunca uyandırmak için çalıştı. Sahabe-i Kiram insanları uyandırmak için çalıştılar. Dünyanın her yerine dağıldılar. Sahabe-i Kiram insanları uyandırmak için çalıştılar. Dünyanın her yerine dağıldılar. Bizim evliyâullah büyüklerimiz dervişlerini yetiştirdi, dünyanın her yerine saldılar. Bizim evliyâullah büyüklerimiz dervişlerini yetiştirdi, dünyanın her yerine saldılar.

Ahmed-i Yesevî, şeyhimiz, Efendimiz, dervişleri yetiştirdi; Ahmed-i Yesevî, şeyhimiz, Efendimiz, dervişleri yetiştirdi; "Haydi Sibirya'ya doğru, yallah, yürüyün bakalım, buralarda İslâm'ı anlatın." dedi. "Haydi Sibirya'ya doğru, yallah, yürüyün bakalım, buralarda İslâm'ı anlatın." dedi.

Anadolu o zaman henüz müslüman olmamış. "Yallah Anadolu'ya, hadi bakalım İslâm'ı anlatın." dedi. Anadolu o zaman henüz müslüman olmamış. "Yallah Anadolu'ya, hadi bakalım İslâm'ı anlatın." dedi. "Hadi Balkanlara İslâm'ı anlatın." dedi. Hazar denizinin Kuzey'inden Güney'inden Sibirya'ya,"Hadi Balkanlara İslâm'ı anlatın." dedi.

Hazar denizinin Kuzey'inden Güney'inden Sibirya'ya,
Kafkas'ların ötesine, her tarafa Allah'ın dinini anlatmaya insanlar gönderdi; vazifemiz bu.Kafkas'ların ötesine, her tarafa Allah'ın dinini anlatmaya insanlar gönderdi; vazifemiz bu. Biz bu vazifeyi bıraktık mı Allah bizi sevmez. Müslümanlık vazifemizi yapmamış oluruz. Biz bu vazifeyi bıraktık mı Allah bizi sevmez. Müslümanlık vazifemizi yapmamış oluruz.

Osmanlı neden yıkıldı? Koca imparatorluktu, üç kıtaya hâkimdi.Osmanlı neden yıkıldı?

Koca imparatorluktu, üç kıtaya hâkimdi.
Karadeniz Türklerin bir gölü gibiydi, her tarafı müslümanlarındı, Karadeniz Türklerin bir gölü gibiydi, her tarafı müslümanlarındı, Akdeniz'in yarısından fazlası müslümanlarındı. Akdeniz'in yarısından fazlası müslümanlarındı. İtalya'dan bu tarafa düşmanlar Akdeniz'i geçemiyorlardı.İtalya'dan bu tarafa düşmanlar Akdeniz'i geçemiyorlardı. Kıbrıs bizimdi, Malta bizimdi, Girit bizimdi. Osmanlı niye yıkıldı? Kıbrıs bizimdi, Malta bizimdi, Girit bizimdi.

Osmanlı niye yıkıldı?

Osmanlı, tevhid akîdesini insanlara anlatmaktaki ihmalinden yıkıldı. Osmanlı, tevhid akîdesini insanlara anlatmaktaki ihmalinden yıkıldı. Bırakmayacaktı, vazifeyi gevşetmeyecekti, devam ettirecekti.Bırakmayacaktı, vazifeyi gevşetmeyecekti, devam ettirecekti. Yedi asır içimizde yaşamış Ermeni, Rum kalmış. Olur mu ya? Yedi asır içimizde yaşamış Ermeni, Rum kalmış.

Olur mu ya?

Yedi asırda bunları adam edemedin mi? Puttan vazgeçiremedin mi, müslüman edemedin mi? Yedi asırda bunları adam edemedin mi? Puttan vazgeçiremedin mi, müslüman edemedin mi? Çalışmamış! Alevîleri uyandıramamış, anlatamamış. Çalışmamış! Alevîleri uyandıramamış, anlatamamış. Hıristiyanlara anlatamamış, İslâm'ı yayamamış, Müslümanlığı anlatamamış; ondan yıkıldı. Hıristiyanlara anlatamamış, İslâm'ı yayamamış, Müslümanlığı anlatamamış; ondan yıkıldı. Allah yardım etmedi. Allah kime yardım eder? Allah yardım etmedi.

Allah kime yardım eder?

Ve'llezîne câhedû fîna lenehdiyennehüm sübülenâ. Ve'llezîne câhedû fîna lenehdiyennehüm sübülenâ. "Bizim dinimiz için bizim uğrumuzda cihad edenlere, cehd sarf edenlere,"Bizim dinimiz için bizim uğrumuzda cihad edenlere, cehd sarf edenlere, gayret sarf edenlere biz yolumuzu gösteririz, ufuklarınızı açarız, gayret sarf edenlere biz yolumuzu gösteririz, ufuklarınızı açarız, geliştiririz, destekleriz." diye Kur'ân-ı Kerîm müjdeliyor. geliştiririz, destekleriz." diye Kur'ân-ı Kerîm müjdeliyor.

Bu vazifeyi bıraktın mı, Allah'ın sevmediği kul durumuna düşersin. Bu vazifeyi bıraktın mı, Allah'ın sevmediği kul durumuna düşersin. Evinde devam edeceksin, mahallende devam edeceksin, dairende devam edeceksin,Evinde devam edeceksin, mahallende devam edeceksin, dairende devam edeceksin, çarşıda devam edeceksin, pazarda devam edeceksin, bildiğin yerde devam edeceksin,çarşıda devam edeceksin, pazarda devam edeceksin, bildiğin yerde devam edeceksin, bilmediğin yerde devam edeceksin. Abdurrahim Zapsu Erenköy istasyonunda tren bekliyormuş,bilmediğin yerde devam edeceksin.

Abdurrahim Zapsu Erenköy istasyonunda tren bekliyormuş,
radyodan Kur'an yayını varmış. Herkes bildiğini okuyormuş, konuşuyormuş. radyodan Kur'an yayını varmış. Herkes bildiğini okuyormuş, konuşuyormuş.

Masanın üstüne pat pat, pat pat elini bir vurmuş, yumruğunu güm güm güm bir vurmuş.Masanın üstüne pat pat, pat pat elini bir vurmuş, yumruğunu güm güm güm bir vurmuş. Yolcu salonunda herkes susmuş tabi. "Efendiler! Kur'an okunuyor!" demiş;Yolcu salonunda herkes susmuş tabi.

"Efendiler! Kur'an okunuyor!" demiş;
"Allah'ın kelamı, susun dinleyin!" Herkes susmuş. Vazife yapıyor, dayanamıyor."Allah'ın kelamı, susun dinleyin!"

Herkes susmuş.

Vazife yapıyor, dayanamıyor.
Bir tanesi; "Sana ne ya, konuşurum." diyebilir belki; onunla da kavgada edecek.Bir tanesi; "Sana ne ya, konuşurum." diyebilir belki; onunla da kavgada edecek. Ne olacak bilmiyoruz ama dayanamamış, ikaz vazifesini yapmış.Ne olacak bilmiyoruz ama dayanamamış, ikaz vazifesini yapmış. Bu ikaz vazifemizi evde yapmazsak, çocuğumuza yapmazsak, komşumuza yapmazsak, Bu ikaz vazifemizi evde yapmazsak, çocuğumuza yapmazsak, komşumuza yapmazsak, kardeşimize yapmazsak, kendimize yapmazsak olur mu? Kendi kendimizi ikaz etmiyoruz.kardeşimize yapmazsak, kendimize yapmazsak olur mu?

Kendi kendimizi ikaz etmiyoruz.
Şurada cami; burada adamın evi. Camide namaz kılmıyor. Oradan camiye gelmiyor. Şurada cami; burada adamın evi. Camide namaz kılmıyor. Oradan camiye gelmiyor.

Ne yapacağız? "Kardeşim, camiye gel." diyeceğiz. "Hasta mısın, derdin mi var?" diyeceğiz.Ne yapacağız?

"Kardeşim, camiye gel." diyeceğiz. "Hasta mısın, derdin mi var?" diyeceğiz.
Kafamıza takacağız; "Onu camiye getirmenin yolu, çaresi nedir?" diye düşüneceğiz, getireceğiz. Kafamıza takacağız; "Onu camiye getirmenin yolu, çaresi nedir?" diye düşüneceğiz, getireceğiz.

Falanca adam içki içiyor; "Şunu içkiden nasıl vazgeçirebilirim?" diye uğraşacağız, didineceğiz. Falanca adam içki içiyor; "Şunu içkiden nasıl vazgeçirebilirim?" diye uğraşacağız, didineceğiz.

Falanca adam kumara alışmış; "Şunu nasıl düzeltebilirim?" diye düşüneceğiz. Falanca adam kumara alışmış; "Şunu nasıl düzeltebilirim?" diye düşüneceğiz.

Şimdi burada ben çok üzüldüm. Vaaz veriyordum, kâğıt geldi: Şimdi burada ben çok üzüldüm. Vaaz veriyordum, kâğıt geldi:

"Hocam, size üç dört sene önce intisap ettim. "Hocam, size üç dört sene önce intisap ettim. Şu camiada bir sizi tanıyorum, başka kimseyi tanımıyorum." diyor. Kıpkırmızı oldum, çok üzüldüm. Şu camiada bir sizi tanıyorum, başka kimseyi tanımıyorum." diyor.

Kıpkırmızı oldum, çok üzüldüm.

Neden? Bu kadar kardeşsiniz ya, niye yeni kardeşinizle tanışmıyorsunuz, Neden?

Bu kadar kardeşsiniz ya, niye yeni kardeşinizle tanışmıyorsunuz,
onu aramıyorsunuz, sormuyorsunuz, bilmiyorsunuz, niye onu dört senedir yalnız bırakıyorsunuz? onu aramıyorsunuz, sormuyorsunuz, bilmiyorsunuz, niye onu dört senedir yalnız bırakıyorsunuz?

Yeni gelene bir sorun. Ben şimdi bir camide soruyorum;Yeni gelene bir sorun. Ben şimdi bir camide soruyorum; -hani gittiğimiz yerlerde- "Camiye bugün yeni birisi geldi." diyorum. -hani gittiğimiz yerlerde- "Camiye bugün yeni birisi geldi." diyorum. "Yanınızdaki kimdir, öğrenin." diyorum. Bir sorun bakalım. Kimsenin kimseden haberi yok: "Yanınızdaki kimdir, öğrenin." diyorum.

Bir sorun bakalım. Kimsenin kimseden haberi yok:

"Aç mıdır, susuz mudur, hasta mıdır, dertli midir, nerelidir, neyin nesidir?" "Aç mıdır, susuz mudur, hasta mıdır, dertli midir, nerelidir, neyin nesidir?"

Müslüman, etrafını projektör gibi böyle tarayacak, ilgilenecek: Müslüman, etrafını projektör gibi böyle tarayacak, ilgilenecek:

"Hoş geldin kardeşim, nasılsın, nerelisin?" "Ben hoca efendiden ders almıştım." "Hoş geldin kardeşim, nasılsın, nerelisin?"

"Ben hoca efendiden ders almıştım."

"Ha öyle mi, hadi bakalım mübarek olsun." "Al şu kitap bende fazla, sana hediyem olsun."Ha öyle mi, hadi bakalım mübarek olsun."

"Al şu kitap bende fazla, sana hediyem olsun.
Yarın akşam bizim eve buyur, bir çorba içelim, tanışalım." bilmem ne, böyle cevval olacak. Yarın akşam bizim eve buyur, bir çorba içelim, tanışalım." bilmem ne, böyle cevval olacak.

Muhabbet yok, sevgi yok, aşk yok, gayret yok, çalışma yok, Muhabbet yok, sevgi yok, aşk yok, gayret yok, çalışma yok, hizmet yok; nasıl gideceksin cennete? Fe men ya'mel miskâle zerretin hayren yerah. hizmet yok; nasıl gideceksin cennete?

Fe men ya'mel miskâle zerretin hayren yerah.
Ve men ya'mel miskâle zerretin şerren yerah.Ve men ya'mel miskâle zerretin şerren yerah. "Zerre kadar hayır işleyen karşılığını görecek, zerre kadar şer işleyen karşılığını görecek." "Zerre kadar hayır işleyen karşılığını görecek, zerre kadar şer işleyen karşılığını görecek."

Anlaşılıyor ki zerre zerre birikecek. Cenneti kazanmak kolay değil. Anlaşılıyor ki zerre zerre birikecek. Cenneti kazanmak kolay değil.

İbrahim aleyhisselam Miraç'ta Peygamber Efendimiz'e demiş ki; İbrahim aleyhisselam Miraç'ta Peygamber Efendimiz'e demiş ki;

"Yâ Muhammed! Ümmetine söyle: 'Cennetin arazisi düzdür.'" "Yâ Muhammed! Ümmetine söyle: 'Cennetin arazisi düzdür.'"

"Cennette arsam var, arazim var." diyorsun ama düz. "Cennette arsam var, arazim var." diyorsun ama düz.

O ne zaman ağaçlanacak, çiçeklenecek, ziynetlenecek? O ne zaman ağaçlanacak, çiçeklenecek, ziynetlenecek?

Sen dünyada salih ameller işlediğin zaman, hayrât u hasenât yaptığın zaman orası bezenecek. Sen dünyada salih ameller işlediğin zaman, hayrât u hasenât yaptığın zaman orası bezenecek. Cennetteki yerinin güzelliği, dünyadaki ibadetlerinin güzelliğinden olacak.Cennetteki yerinin güzelliği, dünyadaki ibadetlerinin güzelliğinden olacak. Zikrinden çiçekler açacak, hayrından ağaçlar bitecek, meyveler dökülecek. Zikrinden çiçekler açacak, hayrından ağaçlar bitecek, meyveler dökülecek.

Sen burada çalışacaksın; cennetteki yerin güzelleşecek. Çalışarak olacak. Sen burada çalışacaksın; cennetteki yerin güzelleşecek. Çalışarak olacak.

Çalışmıyoruz, muhterem kardeşlerim! Tasavvuf bu değil, Müslümanlık bu değil! Çalışmıyoruz! Çalışmıyoruz, muhterem kardeşlerim!

Tasavvuf bu değil, Müslümanlık bu değil! Çalışmıyoruz!

Şimdi kâfirler bizim etrafımıza sıkışmışlar, bak biz Mekke'den başlamışız,Şimdi kâfirler bizim etrafımıza sıkışmışlar, bak biz Mekke'den başlamışız, Suriye'yi fethetmişiz, Irak'ı fethetmişiz. Müslümanlar olarak İran'ı fethetmişiz,Suriye'yi fethetmişiz, Irak'ı fethetmişiz. Müslümanlar olarak İran'ı fethetmişiz, Doğu Anadolu'yu fethetmişiz, Diyarbakırlara gelmişiz. "Diyâr-ı Bekir," "bakır" değil. Doğu Anadolu'yu fethetmişiz, Diyarbakırlara gelmişiz.

"Diyâr-ı Bekir," "bakır" değil.
"Bekir" başka, "bakır" başka. Bekir'i "bakır" yapmak olur mu? Orası "Diyâr-ı Bekir.""Bekir" başka, "bakır" başka.

Bekir'i "bakır" yapmak olur mu? Orası "Diyâr-ı Bekir."
"Beni Bekir kabilesinin diyarı." Oraları fethetmişiz. Bu barajın yapıldığı yerlerde sahabe kabirleri var."Beni Bekir kabilesinin diyarı."

Oraları fethetmişiz. Bu barajın yapıldığı yerlerde sahabe kabirleri var.
Kabirlerini ziyaret ettik. Hz. Ömer zamanında Azerbaycan'a kadar gelmişiz.Kabirlerini ziyaret ettik. Hz. Ömer zamanında Azerbaycan'a kadar gelmişiz. Adana'ya gelmişiz, Tarsus'a gelmişiz; Antakya hemen müslüman olmuş. Afrika'ya gitmişiz.Adana'ya gelmişiz, Tarsus'a gelmişiz; Antakya hemen müslüman olmuş. Afrika'ya gitmişiz. Afrika'dan Atlas okyanusuna gitmişiz, Atlas okyanusundan ötesine bakmışız;Afrika'dan Atlas okyanusuna gitmişiz, Atlas okyanusundan ötesine bakmışız; uçsuz bucaksız bir deniz. Haydi, İspanya'ya gitmişiz.uçsuz bucaksız bir deniz.

Haydi, İspanya'ya gitmişiz.
Gemilerle İspanya'ya gitmişiz, orayı fethetmişiz. Gemilerle İspanya'ya gitmişiz, orayı fethetmişiz.

Yukarıya doğru yürümüşüz, karşımıza Pirene dağları gelmiş.Yukarıya doğru yürümüşüz, karşımıza Pirene dağları gelmiş. Onları geçmişiz, Fransa'nın ortasına gitmişiz. Ne zaman? İslâm'dan iki asır sonra.Onları geçmişiz, Fransa'nın ortasına gitmişiz.

Ne zaman?

İslâm'dan iki asır sonra.
İki asır içinde, iki yüz yıl içinde İspanya'dan Pirene dağlarının öbür tarafını aşmışız,İki asır içinde, iki yüz yıl içinde İspanya'dan Pirene dağlarının öbür tarafını aşmışız, Fransa'ya ayak basmışız. Şimdi Fransa'da başörtüsü yasaklanıyor!Fransa'ya ayak basmışız.

Şimdi Fransa'da başörtüsü yasaklanıyor!
On iki asır evvel oraya İslâm gitmiş. Hiç çalışmadınız mı? Geçen gün aklıma takıldı.On iki asır evvel oraya İslâm gitmiş.

Hiç çalışmadınız mı?

Geçen gün aklıma takıldı.
On üçüncü asırda Orta Asya'da hıristiyan Moğollar müslümanlara hücum etmiş.On üçüncü asırda Orta Asya'da hıristiyan Moğollar müslümanlara hücum etmiş. Düşündüm; "Hıristiyanlık oraya nasıl gitti?" Şimdi onu araştıracağım: Düşündüm; "Hıristiyanlık oraya nasıl gitti?"

Şimdi onu araştıracağım:

"Hıristiyanlık Moğolistan'a nasıl gitti?" Okuyacağız tabi. Ne okuyacağız? "Hıristiyanlık Moğolistan'a nasıl gitti?"

Okuyacağız tabi.

Ne okuyacağız?

Rahibin birisi kalkmış, gitmiştir. Papazın birisi orada ıhlamıştır, ter dökmüştür, zahmet çekmiştir.Rahibin birisi kalkmış, gitmiştir. Papazın birisi orada ıhlamıştır, ter dökmüştür, zahmet çekmiştir. Göçebe kabilelerin arasında yaşamıştır, dillerini öğrenmiştir, iyilik yapmıştır, hediye vermiştir,Göçebe kabilelerin arasında yaşamıştır, dillerini öğrenmiştir, iyilik yapmıştır, hediye vermiştir, onları sinsi sinsi, yavaş yavaş hıristiyan etmiştir. "Nereden bildin hocam?" onları sinsi sinsi, yavaş yavaş hıristiyan etmiştir.

"Nereden bildin hocam?"

Çok akıllı olduğumdan bildim! Nereden bileceğim? Afrika'da da öyle yapıyor. Çok akıllı olduğumdan bildim!

Nereden bileceğim? Afrika'da da öyle yapıyor.
Görüyoruz, Afrika'ya gidiyor, "Nasıl Hıristiyan edebilirim?" ona çalışıyor. Orada hastane kuruyor. Görüyoruz, Afrika'ya gidiyor, "Nasıl Hıristiyan edebilirim?" ona çalışıyor.

Orada hastane kuruyor.
O doktor İsveçli mi? Doktor oraya gitmiş, hastane kurmuş. Adamlar da reklam ediyorlar. O doktor İsveçli mi? Doktor oraya gitmiş, hastane kurmuş. Adamlar da reklam ediyorlar.

"Doktor Şuvast Afrika'ya gitmiş, mahrumiyetler içindeki zavallı siyahlara tıbbî hizmet götürüyorlar.""Doktor Şuvast Afrika'ya gitmiş, mahrumiyetler içindeki zavallı siyahlara tıbbî hizmet götürüyorlar." Gazetelerde, mecmualarda reklamlar. Hakkında ropörtajlar. Gazetelerde, mecmualarda reklamlar. Hakkında ropörtajlar.

Siz bu zavallı siyahları bu kadar seviyorsanız niye bu kadar katliamlarına göz yumuyorsunuz?Siz bu zavallı siyahları bu kadar seviyorsanız niye bu kadar katliamlarına göz yumuyorsunuz? Bak Uganda'ya! Niye silah veriyorsunuz? Niye engellemiyorsunuz? Bak Uganda'ya!

Niye silah veriyorsunuz? Niye engellemiyorsunuz?

Bosna Hersek'te müslümanların elini kolunu bağladınız. "Orada Sırplara yardım olsun." diye Bosna Hersek'te müslümanların elini kolunu bağladınız. "Orada Sırplara yardım olsun." diye Uganda'ya da, Ruvanda'ya da atlasanız da, o binlerce insan birbirlerini katletmeselerdi ya? Uganda'ya da, Ruvanda'ya da atlasanız da, o binlerce insan birbirlerini katletmeselerdi ya?

Hayrola ne oluyor? Siz madem siyahları çok seviyordunuz da,Hayrola ne oluyor?

Siz madem siyahları çok seviyordunuz da,
niye esir alıp alıp gemilerle Amerika'ya, tarlalara işçi götürdünüz. Kimi aldatıyorsunuz? niye esir alıp alıp gemilerle Amerika'ya, tarlalara işçi götürdünüz.

Kimi aldatıyorsunuz?

Muhterem kardeşlerim! Bizim vazifemiz, Allah'ın dinini yaymak Muhterem kardeşlerim!

Bizim vazifemiz, Allah'ın dinini yaymak

Peygamber Efendimiz Mekke'de yapamamış, Medine'ye gitmiş. Orada kuvvetlenmişPeygamber Efendimiz Mekke'de yapamamış, Medine'ye gitmiş. Orada kuvvetlenmiş sonra Mekke'yi de fethetmiş. Ondan sonra da dünyanın dört bir yanına ashâbını göndermiş,sonra Mekke'yi de fethetmiş. Ondan sonra da dünyanın dört bir yanına ashâbını göndermiş, elçi göndermiş, mektup göndermiş. Hiç biliyor musunuz!?elçi göndermiş, mektup göndermiş. Hiç biliyor musunuz!? Bizans imparatoruna Peygamber Efendimiz mektup göndermiş. Diyor ki: Bizans imparatoruna Peygamber Efendimiz mektup göndermiş. Diyor ki:

Min Muhammedin resûlillah ilâ azimi'r-rûmi Heraklius.Min Muhammedin resûlillah ilâ azimi'r-rûmi Heraklius. Rum imparatoru Heraklius'a Allah'ın resûlü Muhammed'den diye böyle mektup yazmış.Rum imparatoru Heraklius'a Allah'ın resûlü Muhammed'den diye böyle mektup yazmış. Elimizde mektuplar var. Peygamber Efendimiz Sasani imparatoruna mektup yazmış,Elimizde mektuplar var. Peygamber Efendimiz Sasani imparatoruna mektup yazmış, Mısır hükümdarına mektup yazmış, Habeş imparatoru müslüman olmuş.Mısır hükümdarına mektup yazmış, Habeş imparatoru müslüman olmuş. Müslüman olmuş da Peygamber Efendimiz cenaze namazını bile kılmış. Bahreyn hükümdarına mektuplar yazmış. Müslüman olmuş da Peygamber Efendimiz cenaze namazını bile kılmış. Bahreyn hükümdarına mektuplar yazmış. Yani ne yapmış? İslâm'ı anlatmış. Biz ne yapacağız? Biz de İslâm'a hizmet edeceğiz.Yani ne yapmış? İslâm'ı anlatmış.

Biz ne yapacağız? Biz de İslâm'a hizmet edeceğiz.
Mesleklerimiz teferruattır. Doktoruz, mühendisiz vesaire. Asıl mesleğimiz Allah'ın dinine hizmet etmektir.Mesleklerimiz teferruattır. Doktoruz, mühendisiz vesaire. Asıl mesleğimiz Allah'ın dinine hizmet etmektir. Hepiniz, her biriniz ayrı ayrı İslâm'a nasıl hizmet ederiz diye düşüneceksiniz,Hepiniz, her biriniz ayrı ayrı İslâm'a nasıl hizmet ederiz diye düşüneceksiniz, hizmet edeceksiniz, koşturacaksınız, gideceksiniz. Yurt dışına gideceksiniz, Sibirya'ya gideceksiniz,hizmet edeceksiniz, koşturacaksınız, gideceksiniz. Yurt dışına gideceksiniz, Sibirya'ya gideceksiniz, Eskimo'ların arasına gideceksiniz, Güney Amerika'ya, Güney Afrika'ya, Ruanda'ya, Uganda'ya,Eskimo'ların arasına gideceksiniz, Güney Amerika'ya, Güney Afrika'ya, Ruanda'ya, Uganda'ya, Tanzanya'ya gideceksiniz. İslâm'ı yayacaksınız. Allah'ın dinini öğreteceksiniz. Tanzanya'ya gideceksiniz. İslâm'ı yayacaksınız. Allah'ın dinini öğreteceksiniz.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem doğduğu diyarı terk etmiş, hicret etmiş.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem doğduğu diyarı terk etmiş, hicret etmiş. Biz de ederiz, biz de edelim. Yerimizi, yurdumuzu, diyarımızı bırakıp Allah'ın dinineBiz de ederiz, biz de edelim. Yerimizi, yurdumuzu, diyarımızı bırakıp Allah'ın dinine hizmet etmek için biz de hicret etmeye razı olalım, biz de onu göze alalım. hizmet etmek için biz de hicret etmeye razı olalım, biz de onu göze alalım.

Allah'ın dinine nasıl hizmet edeceğiz? Allah'ın dinini bileceğiz de öyle hizmet edeceğiz. Allah'ın dinine nasıl hizmet edeceğiz?

Allah'ın dinini bileceğiz de öyle hizmet edeceğiz.

Onun için Kur'an'ı öğrenelim, İslâm'ı öğrenelim, Allah'ın dinini öğrenelim.Onun için Kur'an'ı öğrenelim, İslâm'ı öğrenelim, Allah'ın dinini öğrenelim. Bir de başkalarına anlatmaya, öğretmeye gayret edelim. Bir de başkalarına anlatmaya, öğretmeye gayret edelim.

Hepimiz Ahmed-i Yesevî hazretlerinin cihana saldığı dervişleri gibi, gayretli olalım, çalışalım. Hepimiz Ahmed-i Yesevî hazretlerinin cihana saldığı dervişleri gibi, gayretli olalım, çalışalım. Hicreti göze alalım. Çünkü bulunduğu yerden hicret etmez de vazife yapmadan ölürse Hicreti göze alalım. Çünkü bulunduğu yerden hicret etmez de vazife yapmadan ölürse ceza olduğunu âyet-i kerîme'de okuduk. Tabi bu hususu hatırlattıktan sonra bir sene geçti.ceza olduğunu âyet-i kerîme'de okuduk.

Tabi bu hususu hatırlattıktan sonra bir sene geçti.
Allahu Teâlâ hazretleri gaffârü'z-zünûb'dur, günahları affedecidir.Allahu Teâlâ hazretleri gaffârü'z-zünûb'dur, günahları affedecidir. Tevvâbün rahîm'dir, tevbeleri kabul edicidir, kullarına merhamet edicidir, affedicidir. Tevvâbün rahîm'dir, tevbeleri kabul edicidir, kullarına merhamet edicidir, affedicidir.

Şimdi bir sene geçti. Yeni bir seneye girdik. Bizim şu anda yapacağımız ne? Şimdi bir sene geçti. Yeni bir seneye girdik.

Bizim şu anda yapacağımız ne?

Bir; geçtiğimiz sene için ağlamak, gözyaşı dökmek, günahlarımızın affı için tevbe ve istiğfar eylemek. Bir; geçtiğimiz sene için ağlamak, gözyaşı dökmek, günahlarımızın affı için tevbe ve istiğfar eylemek. Yeni bir sene gireli dört saat oldu. Bu yeni sene için ne yapacağımızı düşünmek, Yeni bir sene gireli dört saat oldu. Bu yeni sene için ne yapacağımızı düşünmek, planlamak, azmimizi gayretimizi bilemek, kuvvetlendirmek; ikincisi. planlamak, azmimizi gayretimizi bilemek, kuvvetlendirmek; ikincisi.

Geçen seneki tecrübelere dayanarak, yaptığımız o hataları yapmayıpGeçen seneki tecrübelere dayanarak, yaptığımız o hataları yapmayıp yapmak istediğimiz ve yapamadığımız o iyilikleri yapmak içinyapmak istediğimiz ve yapamadığımız o iyilikleri yapmak için geçen seneki hayatımızın tecrübelerinden istifade ederek, geçen seneki hayatımızın tecrübelerinden istifade ederek, bu senemizi Allah'ın rızasına uygun geçirmeye çalışmak.bu senemizi Allah'ın rızasına uygun geçirmeye çalışmak. Bu senemizin ve bundan sonraki ömrümüzün hayırlı olmasını Allahu Teâlâ hazretlerinden dilemek. Bu senemizin ve bundan sonraki ömrümüzün hayırlı olmasını Allahu Teâlâ hazretlerinden dilemek.

O duayı yapalım. Elhamdülillah elimizde de hatimler var, kelime-i tevhîdler var, Yâsînler var. O duayı yapalım. Elhamdülillah elimizde de hatimler var, kelime-i tevhîdler var, Yâsînler var.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki;

"Bir hatim indirildiği zaman yapılan duaları Allah kabul eder. Dualar makbul olur." "Bir hatim indirildiği zaman yapılan duaları Allah kabul eder. Dualar makbul olur."

İnde küllü hatmetin da'vetün müstecâbe. "Her hatim indiğinde dualar müstecap olur." İnde küllü hatmetin da'vetün müstecâbe. "Her hatim indiğinde dualar müstecap olur."

Yapacağınız dualar müstecab dua, kabul olan dua olacak. Onun için dua edelim. Yapacağınız dualar müstecab dua, kabul olan dua olacak.

Onun için dua edelim.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2