Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Peygamber Efendimiz’in Hz. Ali’ye Tavsiyeleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

22 Rebîü'l-Âhir 1408 / 13.12.1987
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Hz. Ali’nin İtibarı, İstişare Eden Pişman Olmaz, Seher Vaktinde Yola Çık!, İşe Erken Başla!, Cuma’ya Perşembe’den | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Peygamber Efendimiz’in Hz. Ali’ye Tavsiyeleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

22 Rebîü'l-Âhir 1408 / 13.12.1987
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Hz. Ali’nin İtibarı, İstişare Eden Pişman Olmaz, Seher Vaktinde Yola Çık!, İşe Erken Başla!, Cuma’ya Perşembe’den | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmanirrahîm. Bismillâhirrahmanirrahîm.

Elhamdulillâhi Rabbi'l-âlemîn. Elhamdulillâhi Rabbi'l-âlemîn. es-Salâtu ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn. es-Salâtu ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn. Şefî'i zünûbinâ tabîb-i kulûbina Muhammedini'l-MustafâŞefî'i zünûbinâ tabîb-i kulûbina Muhammedini'l-Mustafâ ve âlihî ve sahbihî ve mentebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-din. ve âlihî ve sahbihî ve mentebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-din.

Emmâ ba'd: Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullâh Emmâ ba'd:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullâh
ve efdale'l-hedyi hedyû seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve efdale'l-hedyi hedyû seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerrâ'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhtesetün bid'ah ve külle bid'atin dalâleh. ve şerrâ'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhtesetün bid'ah ve külle bid'atin dalâleh. Ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr.Ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedili muttasıli ile'n-nebiyyi sallalahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedili muttasıli ile'n-nebiyyi sallalahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Aziz ve muhterem cemaat-i müslimîn! Aziz ve muhterem cemaat-i müslimîn!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi dünyada ve âhirette üzerinize olsun.Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi dünyada ve âhirette üzerinize olsun. Rabbimiz Teâlâ ve Tekaddes hazretleri iki cihanın saadetine cümlenizi nail eylesin. Rabbimiz Teâlâ ve Tekaddes hazretleri iki cihanın saadetine cümlenizi nail eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mübarek hadislerinden bir demet okuyup Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mübarek hadislerinden bir demet okuyup taallüm eylemek, tefeyyüz etmek üzere toplanmış bulunuyoruz. taallüm eylemek, tefeyyüz etmek üzere toplanmış bulunuyoruz. Hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına başlamazdan önceHadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına başlamazdan önce Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerine olanPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerine olan bağlılığımızın, ümmetliğimizin, sevgimizin, saygımızın naçizane bir nişanesi olsun diye,bağlılığımızın, ümmetliğimizin, sevgimizin, saygımızın naçizane bir nişanesi olsun diye, rûh-i pâkine hediye edelim diye; rûh-i pâkine hediye edelim diye; onun cümle âl'inin, ashâbının, etbâının ve ahbâbının ruhlarına hediye olsun diye;onun cümle âl'inin, ashâbının, etbâının ve ahbâbının ruhlarına hediye olsun diye; ve sâir enbiyâ ve mürselînin ve cümle evliyâullahın ruhlarına ve hasseten Ümmet-i Muhammed'in mürşidleri olanve sâir enbiyâ ve mürselînin ve cümle evliyâullahın ruhlarına ve hasseten Ümmet-i Muhammed'in mürşidleri olan ulemâ-i muhakkıkîn, sâdât ve meşâyıh-ı turuk-u aliyyemizin ruhlarına;ulemâ-i muhakkıkîn, sâdât ve meşâyıh-ı turuk-u aliyyemizin ruhlarına; okuduğumuz eseri cem ve telif eylemiş olan Gümüşhaneli Ahmed Ziyâüddîn hocamızın ruhuna;okuduğumuz eseri cem ve telif eylemiş olan Gümüşhaneli Ahmed Ziyâüddîn hocamızın ruhuna; kendisinden feyz aldığımız Mehmed Zahid Kotku b. İbrahim el-Bursevî Hocamız'ın ruhuna; kendisinden feyz aldığımız Mehmed Zahid Kotku b. İbrahim el-Bursevî Hocamız'ın ruhuna; bu hadisleri nakil ve rivayet eylemiş âlimlerin, ravîlerin ve müelliflerin ruhlarına;bu hadisleri nakil ve rivayet eylemiş âlimlerin, ravîlerin ve müelliflerin ruhlarına; bu beldeleri canlarını mallarını ortaya koyarak cihat edip, Allah yolunda fedakârca çalışıp çabalayarak fethetmişbu beldeleri canlarını mallarını ortaya koyarak cihat edip, Allah yolunda fedakârca çalışıp çabalayarak fethetmiş ve emanet bırakmış Fatih ecdâdımızın, Fatih Sultan Mehmed Han'ın ve askerlerininve emanet bırakmış Fatih ecdâdımızın, Fatih Sultan Mehmed Han'ın ve askerlerinin ve sâir şehitlerin, gazilerin ruhlarına; cümle hayrât u hasenât sahiplerininve sâir şehitlerin, gazilerin ruhlarına; cümle hayrât u hasenât sahiplerinin ve hâssaten içinde toplandığımız şu caminin bânisi İskender Paşa'nınve hâssaten içinde toplandığımız şu caminin bânisi İskender Paşa'nın ve bu camiyi tekrar tekrar tamir, tecdit ve tevsi eylemiş olanların kendilerineve bu camiyi tekrar tekrar tamir, tecdit ve tevsi eylemiş olanların kendilerine ve geçmişlerinin ruhlarına hediye olsun diye; ve geçmişlerinin ruhlarına hediye olsun diye; uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şu meclise gelip cem olmuş olanuzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şu meclise gelip cem olmuş olan siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun diye;siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun diye; ayrıca biz yaşayan müslümanlar da Rabbimizin rızasına uygun yaşayalım,ayrıca biz yaşayan müslümanlar da Rabbimizin rızasına uygun yaşayalım, Peygamber Efendimiz'in sünnetini ihya edip şehit sevaplarına nail olalım,Peygamber Efendimiz'in sünnetini ihya edip şehit sevaplarına nail olalım, Kur'an-ı Kerîm'in ve Peygamber Efendimiz'in şefaatine nail olalım ve âhirete Allahu teâla hazretlerinin sevdiği,Kur'an-ı Kerîm'in ve Peygamber Efendimiz'in şefaatine nail olalım ve âhirete Allahu teâla hazretlerinin sevdiği, razı olduğu kullar olarak varalım, Peygamber Efendimize komşu olalım diye razı olduğu kullar olarak varalım, Peygamber Efendimize komşu olalım diye buyurun bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım.buyurun bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım. Râmûzü'l-ehâdîs 499. Sayfa. Râmûzü'l-ehâdîs 499. Sayfa.

Müslim'de ve kıymetli, sahih hadis kaynaklarında yer alan bir hadîs-i şerîftir. Müslim'de ve kıymetli, sahih hadis kaynaklarında yer alan bir hadîs-i şerîftir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfindePeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde Hz. Ali Efendimiz'in faziletini bize zımnen beyan etmiş oluyor. Mânası şöyle: Hz. Ali Efendimiz'in faziletini bize zımnen beyan etmiş oluyor. Mânası şöyle:

"Yâ Ali! Sen bana göre Musa aleyhisselam'ın yanında Harun aleyhisselam nasılsa o mevkide,"Yâ Ali! Sen bana göre Musa aleyhisselam'ın yanında Harun aleyhisselam nasılsa o mevkide, o makamda, o durumda olmayı sevmez misin, istemez misin? o makamda, o durumda olmayı sevmez misin, istemez misin? İşte o makamdasın! Ama şu kadar var ki benden sonra İşte o makamdasın! Ama şu kadar var ki benden sonra benden başka peygamberlik olmadığından sen peygamber değilsin!" benden başka peygamberlik olmadığından sen peygamber değilsin!"

"Harun aleyhisselam, Musa aleyhisselam'ın kardeşiydi "Harun aleyhisselam, Musa aleyhisselam'ın kardeşiydi ve peygamberdi. Ama sen peygamber değilsin!ve peygamberdi. Ama sen peygamber değilsin! Bu fark ortada olmak şartına göre sen bana Musa aleyhisselam'ın yanındaBu fark ortada olmak şartına göre sen bana Musa aleyhisselam'ın yanında Harun aleyhisselam nasılsa o kadar kıymetlisin!" demiş oluyor Peygamber Efendimiz. Harun aleyhisselam nasılsa o kadar kıymetlisin!" demiş oluyor Peygamber Efendimiz.

Hz. Ali Efendimiz Ümmet-i Muhammed'in en faziletli sîmalarından bir mübarek zât;Hz. Ali Efendimiz Ümmet-i Muhammed'in en faziletli sîmalarından bir mübarek zât; Peygamber Efendimiz'in amcazâdesi, damadı ve ilk müslüman çocuklardan; Peygamber Efendimiz'in amcazâdesi, damadı ve ilk müslüman çocuklardan; daha çocuk yaşta iken müslüman olmaya müşerref olmuş,daha çocuk yaşta iken müslüman olmaya müşerref olmuş, ömrünü İslâm'a hizmetle geçirmiş ve cennetle müjdelenen 10 kişinin arasında ismi zikredilmiş, ömrünü İslâm'a hizmetle geçirmiş ve cennetle müjdelenen 10 kişinin arasında ismi zikredilmiş, çok mübarek, muhterem, ümmetin faziletli kişilerinden olduğunu anlatmıştım.çok mübarek, muhterem, ümmetin faziletli kişilerinden olduğunu anlatmıştım. Bu hadîs-i şerîf bu hususu teyit ediyor. Hadisin sebeb-i vürûdu hakkında şerhte, kaynaklarda şöyle bildiriliyor ki;Bu hadîs-i şerîf bu hususu teyit ediyor.

Hadisin sebeb-i vürûdu hakkında şerhte, kaynaklarda şöyle bildiriliyor ki;
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri Tebük cihadına, gazasına çıktığı zaman Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri Tebük cihadına, gazasına çıktığı zaman Medine-i Münevvere'de Hz. Ali Efendimiz'i geride vekil bırakmıştı.Medine-i Münevvere'de Hz. Ali Efendimiz'i geride vekil bırakmıştı. Onun üzerine münafıklar dedikodu yapmaya başladılar ve Hz. Ali hakkında;Onun üzerine münafıklar dedikodu yapmaya başladılar ve Hz. Ali hakkında; "Onu hor gördüğü için, hafife aldığından, kıymet vermediğinden geride bıraktı,"Onu hor gördüğü için, hafife aldığından, kıymet vermediğinden geride bıraktı, yanına almadı, yanında götürmedi." deyince,yanına almadı, yanında götürmedi." deyince, Hz. Ali hazretlerimiz bu söze fevkalade üzüldü ve kılıcını kuşanarak,Hz. Ali hazretlerimiz bu söze fevkalade üzüldü ve kılıcını kuşanarak, silahlarını alarak Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in arkasından giderek yetişti. silahlarını alarak Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in arkasından giderek yetişti. Dedi ki; "Yâ Resûlallah, Medine'nin münafıkları sanıyorlar kiDedi ki;

"Yâ Resûlallah, Medine'nin münafıkları sanıyorlar ki
sen beni hafifliğimden dolayı geride bıraktın. Emret, ben de savaşa katılayım!" sen beni hafifliğimden dolayı geride bıraktın. Emret, ben de savaşa katılayım!"

Bunun üzerine Peygamber Efendimiz; "Alçaklar yalan söylüyorlar!Bunun üzerine Peygamber Efendimiz; "Alçaklar yalan söylüyorlar! Ben seni ancak ehlim ve ehlin benim kendi aileme yakın olduğundan,Ben seni ancak ehlim ve ehlin benim kendi aileme yakın olduğundan, sen benim kızımın efendisi olduğundan, benim ailelerime de yakın olduğundan,sen benim kızımın efendisi olduğundan, benim ailelerime de yakın olduğundan, gözüm arkada kalmasın diye itimat ettiğim bir kimse olduğundan geride bıraktım!" buyurdu. gözüm arkada kalmasın diye itimat ettiğim bir kimse olduğundan geride bıraktım!" buyurdu.

Ve Kurân-ı Kerîm'de bir âyet-i kerîmede geçiyor, Ve Kurân-ı Kerîm'de bir âyet-i kerîmede geçiyor, Musa aleyhisselam Rabbinin daveti üzerine Tur dağına giderken Musa aleyhisselam Rabbinin daveti üzerine Tur dağına giderken Harun aleyhisselam'ı geride bıraktı ve dedi ki; Harun aleyhisselam'ı geride bıraktı ve dedi ki;

"Sen kavmimin başında bulun, ben davete icabet edeyim. "Sen kavmimin başında bulun, ben davete icabet edeyim. Tur dağına gideyim, Rabbim'in davetine varayım; sen geride kal." diye Tur dağına gideyim, Rabbim'in davetine varayım; sen geride kal." diye kavminin başında reis olarak Harun aleyhisselam'ı itimat ettiğinden bıraktı.kavminin başında reis olarak Harun aleyhisselam'ı itimat ettiğinden bıraktı. Onu hatırlatarak, -o âyeti kerime ortada,Onu hatırlatarak, -o âyeti kerime ortada, bu sözün iyi anlaşılması için o âyeti kerimenin akılda olması lazım- diyor ki; bu sözün iyi anlaşılması için o âyeti kerimenin akılda olması lazım- diyor ki;

"Musa aleyhisselam'ın yanında Harun aleyhisselam'ın kıymeti, kadri, mertebesi, makamı neyse "Musa aleyhisselam'ın yanında Harun aleyhisselam'ın kıymeti, kadri, mertebesi, makamı neyse sen de benim yanımda o mevkide, mertebede, bu günkü tabirle o pozisyonda, sen de benim yanımda o mevkide, mertebede, bu günkü tabirle o pozisyonda, o durumda olmaya razı olmaz mısın? İşte ben o sebepten seni geride bıraktım!o durumda olmaya razı olmaz mısın? İşte ben o sebepten seni geride bıraktım! O münafıklar uyduruyorlar, dedikoducu alçaklar yalan söylüyorlar.O münafıklar uyduruyorlar, dedikoducu alçaklar yalan söylüyorlar. Gerçeği ifade etmiyorlar, hainlik ediyorlar. Ben senden memnunum. Gerçeği ifade etmiyorlar, hainlik ediyorlar. Ben senden memnunum. Senin kıymetinden dolayı seni geride bıraktım!" demiş oluyor. Senin kıymetinden dolayı seni geride bıraktım!" demiş oluyor.

Ama bir hususu da belirtmiş oluyor ki;Ama bir hususu da belirtmiş oluyor ki; İllâ ennehû leyse ba'dî nebiyyün. İllâ ennehû leyse ba'dî nebiyyün. "Benden sonra peygamber gelmeyeceğini Allahu Teâlâ hazretleri bildirdi."Benden sonra peygamber gelmeyeceğini Allahu Teâlâ hazretleri bildirdi. Benden sonra kıyamete kadar peygamber yok. Benden sonra kıyamete kadar peygamber yok. Yoksa sen o kadar kıymetlisin ki Harun aleyhisselam gibisin;Yoksa sen o kadar kıymetlisin ki Harun aleyhisselam gibisin; Musa aleyhisselam bir peygamberdi, Harun aleyhisselam da bir peygamber. Musa aleyhisselam bir peygamberdi, Harun aleyhisselam da bir peygamber. Sen de o kadar kıymetlisin, senin de durumun öyle ama benden sonra peygamber yok!" dedi. Sen de o kadar kıymetlisin, senin de durumun öyle ama benden sonra peygamber yok!" dedi.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri ifadesi ile onun gönlünü hoş eyledi, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri ifadesi ile onun gönlünü hoş eyledi, onun gönlünü aldı, teselli eylemiş oldu. Bu durumunu bildirmiş oldu. onun gönlünü aldı, teselli eylemiş oldu. Bu durumunu bildirmiş oldu.

Bir şeyi daha anlıyoruz ki birtakım münafıklar ve kâfirler,Bir şeyi daha anlıyoruz ki birtakım münafıklar ve kâfirler, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinden sonra Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinden sonra sanki başka peygamber gelecekmiş gibi ortaya yalancılar çıkarıp sanki başka peygamber gelecekmiş gibi ortaya yalancılar çıkarıp tarih boyunca Ümmet-i Muhammed'in aklını karıştırmışlardır.tarih boyunca Ümmet-i Muhammed'in aklını karıştırmışlardır. Yalancı peygamberlerle, peygamber değil de,Yalancı peygamberlerle, peygamber değil de, peygamberlik olduğu iddiasıyla ortaya atılmış yalancılar çıkmıştır.peygamberlik olduğu iddiasıyla ortaya atılmış yalancılar çıkmıştır. Allahu Teâlâ hazretleri onların hepsini hor ve zelil eylemiştir. Allahu Teâlâ hazretleri onların hepsini hor ve zelil eylemiştir.

Bunlardan ayrı yakın zamanlarda da Batılı; Bunlardan ayrı yakın zamanlarda da Batılı; Avrupalı, Amerikalı müsteşriklerin, papazların kışkırtmasıyla bâtıl bazı tarikatlar çıkmıştır. Avrupalı, Amerikalı müsteşriklerin, papazların kışkırtmasıyla bâtıl bazı tarikatlar çıkmıştır. İslâm'da mezhep, tarikat diyemeyeceğimiz bazı yollar çıkmıştır. İslâm'da mezhep, tarikat diyemeyeceğimiz bazı yollar çıkmıştır. Onlarda da iddialar ortaya atılıyor. Onlarda da iddialar ortaya atılıyor.

Mesela Ankara'da saatimi tamir ettirmek için bir saatçi dükkânına girdim, Mesela Ankara'da saatimi tamir ettirmek için bir saatçi dükkânına girdim, baktım orada eski yazıyla bir levha var. Oraya Bahâullâh yazmış. baktım orada eski yazıyla bir levha var. Oraya Bahâullâh yazmış.

"Levha olarak asmışsın, bu Bahâullâh kimdir?" dedim. "Levha olarak asmışsın, bu Bahâullâh kimdir?" dedim.

Meğerse adam Bahâîlerden imiş. Olmadık laflar, uygunsuz laflar söyledi.Meğerse adam Bahâîlerden imiş. Olmadık laflar, uygunsuz laflar söyledi. Hâlbuki Osmanlı Devleti'nin son zamanlarında o yanlış yol İran'dan çıkmış! Hâlbuki Osmanlı Devleti'nin son zamanlarında o yanlış yol İran'dan çıkmış! O zaman padişah o adamı yakalamış, demiş ki; "Sen şöyle şöyle iddialarla ortaya çıkmışsın…" O zaman padişah o adamı yakalamış, demiş ki;

"Sen şöyle şöyle iddialarla ortaya çıkmışsın…"

Zoru görünce geri dönmüş: "Yok efendim, estağfirullah ben hiç öyle bir iddia ile çıkmadım..." Zoru görünce geri dönmüş:

"Yok efendim, estağfirullah ben hiç öyle bir iddia ile çıkmadım..."

Zamanın padişahı Kıbrıs'a sürmüş. Yanlış bir yol ortaya çıkartmışlar. Zamanın padişahı Kıbrıs'a sürmüş. Yanlış bir yol ortaya çıkartmışlar. Sanki Peygamber Efendimiz'den sonra peygamber gelmiş gibi,Sanki Peygamber Efendimiz'den sonra peygamber gelmiş gibi, sanki Kur'an'dan sonra başka kitap inmiş gibi yalan söyleyenler var! sanki Kur'an'dan sonra başka kitap inmiş gibi yalan söyleyenler var! Hâlbuki bu hadîs-i şerîf Hz. Ali Efendimiz'in değerini sahih kaynaklardan gösterdiği gibi Hâlbuki bu hadîs-i şerîf Hz. Ali Efendimiz'in değerini sahih kaynaklardan gösterdiği gibi Peygamber Efendimiz'den sonra peygamber gelmeyeceğini,Peygamber Efendimiz'den sonra peygamber gelmeyeceğini, Efendimiz'in ağzından ifade etmesi bakımından bugünün meseleleri ile de ilgili. Efendimiz'in ağzından ifade etmesi bakımından bugünün meseleleri ile de ilgili.

Bu hadîs-i şerîfi hatırımıza iyice tutalım, Peygamber Efendimiz açıkça belirtmiş, beyan etmiş ki;Bu hadîs-i şerîfi hatırımıza iyice tutalım, Peygamber Efendimiz açıkça belirtmiş, beyan etmiş ki; "Benden sonra peygamber yok!" Kur'ân-ı Kerîm'de de âyet-i kerîmede açıkça belirtmiştir ki"Benden sonra peygamber yok!" Kur'ân-ı Kerîm'de de âyet-i kerîmede açıkça belirtmiştir ki Peygamber Efendimiz hatemi'n-nebiyyîndir, peygamberlerin hatemidir, Peygamber Efendimiz hatemi'n-nebiyyîndir, peygamberlerin hatemidir, hâtimidir, sonuncusudur, mühürleyicisidir. O serinin en son, en kıymetli halkasıdır! hâtimidir, sonuncusudur, mühürleyicisidir. O serinin en son, en kıymetli halkasıdır!

O bakımdan bu çeşit şeylere karşı müslümanların uyanık olması lazım.O bakımdan bu çeşit şeylere karşı müslümanların uyanık olması lazım. Müslümanların imanından yakalayarak mü'min olması hassesinden faydalanarak istismar etmek,Müslümanların imanından yakalayarak mü'min olması hassesinden faydalanarak istismar etmek, saptırmak için bâtıl yollar ortaya atarlar.saptırmak için bâtıl yollar ortaya atarlar. Kâfirler; dünya insanlarının şeytanları, öteki görünmeyen cinlerin şeytanları ile ittifak ederek,Kâfirler; dünya insanlarının şeytanları, öteki görünmeyen cinlerin şeytanları ile ittifak ederek, insanları saptırmak için bazen inanç yönünden yanına sokulurlar.insanları saptırmak için bazen inanç yönünden yanına sokulurlar. Onun için inancımızı koruma, itikadımızı muhafaza etme, sonradan ortaya atılıpOnun için inancımızı koruma, itikadımızı muhafaza etme, sonradan ortaya atılıp insanları şaşırtmaya matuf olan hareketlerininsanları şaşırtmaya matuf olan hareketlerin foyasını zamanında meydana çıkartmaya hepimiz gayretli, hepimiz dikkatli olmalıyız. foyasını zamanında meydana çıkartmaya hepimiz gayretli, hepimiz dikkatli olmalıyız.

Peygamber Efendimiz âhir zaman peygamberidir. Peygamber Efendimiz âhir zaman peygamberidir. Kendisinden sonra kıyamete kadar başka peygamber gelmeyecek, Kendisinden sonra kıyamete kadar başka peygamber gelmeyecek, eski kitaplarda da durumu müjdelenmiş. Kendisi de Kur'ân-ı Kerîm'de methedilmiş, eski kitaplarda da durumu müjdelenmiş. Kendisi de Kur'ân-ı Kerîm'de methedilmiş, Kur'ân-ı Kerîm'in âyetlerinde de kendisinin en son peygamber olduğu bildirilmiş, Kur'ân-ı Kerîm'in âyetlerinde de kendisinin en son peygamber olduğu bildirilmiş, Peygamber Efendimiz'in sahih hadislerinde de Peygamber Efendimiz'in sahih hadislerinde de kendisinden sonra peygamber gelmeyeceği müjdelenmiştir. kendisinden sonra peygamber gelmeyeceği müjdelenmiştir. Onun tarafından bildirilmiş olduğunun delili olmuş oluyor. Onun tarafından bildirilmiş olduğunun delili olmuş oluyor.

Muhterem kardeşlerim! Muhterem kardeşlerim!

Osmanlı şairlerinden birisi; Atarlar seng-i ta'rîzi dıraht-ı meyvedâr üzre demiş. Osmanlı şairlerinden birisi;

Atarlar seng-i ta'rîzi dıraht-ı meyvedâr üzre

demiş.
Kıymetli yere hücum çok olur, kıymetli şeyin düşmanı çok olur. Kıymetli yere hücum çok olur, kıymetli şeyin düşmanı çok olur. O bakımdan İslâm dininin de karıştırıcıları çoktur.O bakımdan İslâm dininin de karıştırıcıları çoktur. İslâm dininin hasımları, Müslümanlığın karşısına doğrudan doğruya çıkamazlar. İslâm dininin hasımları, Müslümanlığın karşısına doğrudan doğruya çıkamazlar. Çünkü pırıl pırıl bir din, kale gibi sağlam, itikadı güzel, an'anesi güzel, Çünkü pırıl pırıl bir din, kale gibi sağlam, itikadı güzel, an'anesi güzel, kitabı güzel, peygamberi, peygamberinin hayatı güzel,kitabı güzel, peygamberi, peygamberinin hayatı güzel, tespit edilmiş, rivayetler sağlam; gık diyemezler! tespit edilmiş, rivayetler sağlam; gık diyemezler!

Hindistan'da Hintlileri hristiyan yapmak için oralara yerleşmiş, teşkilat kurmuş olan kilise Hindistan'da Hintlileri hristiyan yapmak için oralara yerleşmiş, teşkilat kurmuş olan kilise teşkilatı ile Hindistan'ın müslümanları ve Nakşî tarikatının büyüklerinden teşkilatı ile Hindistan'ın müslümanları ve Nakşî tarikatının büyüklerinden Rahmetullah-ı Hindî Efendi karşı karşıya gelmişler, mücadele ediyorlar. Rahmetullah-ı Hindî Efendi karşı karşıya gelmişler, mücadele ediyorlar. Bizimkiler İslâm'ı geliştirmeye, Rahmetullah-ı Hindî korumaya çalışıyor; Bizimkiler İslâm'ı geliştirmeye, Rahmetullah-ı Hindî korumaya çalışıyor; ötekiler Hristiyanlığı yaymaya çalışıyorlar. ötekiler Hristiyanlığı yaymaya çalışıyorlar. İmanla küfrün daima bir çekişmesi, mücadelesi ve Müslümanlarınİmanla küfrün daima bir çekişmesi, mücadelesi ve Müslümanların din düşmanlarına karşı devamlı bir cihadı var. din düşmanlarına karşı devamlı bir cihadı var.

"Peki, hadi bakalım, halkın karşısında bir münazaraya var mısınız? "Peki, hadi bakalım, halkın karşısında bir münazaraya var mısınız? Siz halkın karşısına çıkın, ben de geleyim, toplanalım;Siz halkın karşısına çıkın, ben de geleyim, toplanalım; meseleleri halkın karşısında bir müzakere edelim. Var mısınız?.." demiş. meseleleri halkın karşısında bir müzakere edelim. Var mısınız?.." demiş.

Kaçamamışlar, "Peki." demişler. Kaçamamışlar, "Peki." demişler.

Bunun üzerine orada toplantılar yapılmış. Bu toplantılarda çeşitli meseleler görüşülmüş. Bunun üzerine orada toplantılar yapılmış. Bu toplantılarda çeşitli meseleler görüşülmüş. Bizim Rahmetullah-ı Hindî Efendi -Allah garîk-i rahmet eylesin- onların İnciller'inden,Bizim Rahmetullah-ı Hindî Efendi -Allah garîk-i rahmet eylesin- onların İnciller'inden, onların kitaplarından da deliller getirerek, onların kitaplarından da deliller getirerek, Hz. İsa'nın Allah'ın oğlu olmayacağını onlara kendi delilleri ile ispat ederek,Hz. İsa'nın Allah'ın oğlu olmayacağını onlara kendi delilleri ile ispat ederek, İncil'in değiştirildiğini ispat ederek, Kur'ân-ı Kerîm'in Hak kelamı olduğunu ispat ederek, İncil'in değiştirildiğini ispat ederek, Kur'ân-ı Kerîm'in Hak kelamı olduğunu ispat ederek, İncil'de ve Tevrat'ta Peygamber Efendimiz'in geleceğini müjdeleyerek, İncil'de ve Tevrat'ta Peygamber Efendimiz'in geleceğini müjdeleyerek, daha başka sağlam şeylerle karşısındaki papazlar heyetini münâzarada perişan etmiş. daha başka sağlam şeylerle karşısındaki papazlar heyetini münâzarada perişan etmiş. Ondan sonra kiliseden bir haber gitmiş ki; Ondan sonra kiliseden bir haber gitmiş ki;

"Bundan sonra Müslümanların karşısına direkt geçip de "Bundan sonra Müslümanların karşısına direkt geçip de doğrudan doğruya münakaşalara girmeyin, oturumlara girmeyin!" doğrudan doğruya münakaşalara girmeyin, oturumlara girmeyin!"

Onlar dolandırarak, arka taraftan, sezdirmeden, aldatarak ancak o tarzda yapabilirler. Onlar dolandırarak, arka taraftan, sezdirmeden, aldatarak ancak o tarzda yapabilirler.

"İlk önce müslümanı yavaş yavaş dinden soğutursunuz. "İlk önce müslümanı yavaş yavaş dinden soğutursunuz. Sonra onu gevşetip durduğunuz zaman yavaş yavaş alıştırırsınız. Sonra onu gevşetip durduğunuz zaman yavaş yavaş alıştırırsınız. Doğrudan doğruya Hristiyanlığı onlara telkin etmeyin. Doğrudan doğruya Hristiyanlığı onlara telkin etmeyin. İlk önce sizin örfünüzü, âdetinizi, an'anenizi, sizin zevkinizi onlara yavaş yavaş telkin edin.İlk önce sizin örfünüzü, âdetinizi, an'anenizi, sizin zevkinizi onlara yavaş yavaş telkin edin. Onlar o hâle gelsin ki sizin gibi giyinsin, sizin gibi düşünsün,Onlar o hâle gelsin ki sizin gibi giyinsin, sizin gibi düşünsün, sizin gibi otursun kalksın, sizin gibi yesin, yatsın, sizin gibi uyusun uyansın, sizin gibi otursun kalksın, sizin gibi yesin, yatsın, sizin gibi uyusun uyansın, sizin gibi yaşasın. Kalkış saatleri, yatış saatleri, zevki, misafirliği, çalışması, sizin gibi yaşasın. Kalkış saatleri, yatış saatleri, zevki, misafirliği, çalışması, iş hayatı, her şeyi size benzesin. Sadece işin bir ad koyması kalsın: iş hayatı, her şeyi size benzesin. Sadece işin bir ad koyması kalsın: 'Bu adam müslüman mı hristiyan mı?' Güya müslüman ama'Bu adam müslüman mı hristiyan mı?' Güya müslüman ama her şeyi Hristiyanlığa benzemiş! her şeyi Hristiyanlığa benzemiş! Bir adım; sonra arkasından itiverirsiniz, bir adım daha atar, oldu hristiyan! Bir adım; sonra arkasından itiverirsiniz, bir adım daha atar, oldu hristiyan! Boynuna haçı geçirir, tamam!.." İlâ cehenneme zümerâ. Boynuna haçı geçirir, tamam!.."

İlâ cehenneme zümerâ.

Metotları bu; metotlerı bu olduğu için, doğrudan doğruya gelemedikleri için Metotları bu; metotlerı bu olduğu için, doğrudan doğruya gelemedikleri için müslümanların da uyanık olması lazım. müslümanların da uyanık olması lazım. Hiç ummadığın yerden bir şey çıkartırlar, bir başka oyun çıkartırlar.Hiç ummadığın yerden bir şey çıkartırlar, bir başka oyun çıkartırlar. İnsanın karşısına başka yoldan gelirler. İnsanın karşısına başka yoldan gelirler.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Middle East Technical University kurulduğu zaman bilimsel bir heyet; Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Middle East Technical University kurulduğu zaman bilimsel bir heyet; "Barış Gönüllüleri" Türkiye'ye geldi. "Barış Gönüllüleri" Türkiye'ye geldi. Bak ne kadar güzel.Bak ne kadar güzel. "Barış" sevimli bir şey, çok tatlı maşallah, kaymaklı kaymaklı, iyi. "Barış" sevimli bir şey, çok tatlı maşallah, kaymaklı kaymaklı, iyi. Ondan sonra bir de "gönüllüleri." "Gönül" kelimesi zaten tatlı bir kelime. Ondan sonra bir de "gönüllüleri." "Gönül" kelimesi zaten tatlı bir kelime. Bir de bir insan bir işi gönüllü yaparsa, parasız yaparsa -gönüllüymüş maşallah- kahraman olur… Bir de bir insan bir işi gönüllü yaparsa, parasız yaparsa -gönüllüymüş maşallah- kahraman olur…

Yalan! Cepleri para dolu! Teşkilattan para yağıyor.Yalan! Cepleri para dolu! Teşkilattan para yağıyor. Hem cebi para dolu olsun hem de gönüllü, ama işin ortaya konuluş tarzı öyle; Barış Gönüllüsü! Hem cebi para dolu olsun hem de gönüllü, ama işin ortaya konuluş tarzı öyle; Barış Gönüllüsü! Mardin'e, Diyarbakır'a gittiler, bizim gitmediğimiz köylere, kasabalara gittiler. Mardin'e, Diyarbakır'a gittiler, bizim gitmediğimiz köylere, kasabalara gittiler. Oradaki kiliseleri gördüler. Bizim aramızda yaşayan azınlık cemaatleri gördüler.Oradaki kiliseleri gördüler.

Bizim aramızda yaşayan azınlık cemaatleri gördüler.
Onlarla ilgi kurdular, onlara yardım ettiler. Onlarla ilgi kurdular, onlara yardım ettiler. Üniversitedeki çocuklara İngilizce öğretme [bahanesiyle] sokuldular.Üniversitedeki çocuklara İngilizce öğretme [bahanesiyle] sokuldular. Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne "İngilizce öğreteceğiz…" diye sokuldular. Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne "İngilizce öğreteceğiz…" diye sokuldular. Tabii ki kendisi İngiliz, Amerikalı olur da İngilizce'yi öğretirseTabii ki kendisi İngiliz, Amerikalı olur da İngilizce'yi öğretirse telaffuzu güzel olur, öğretmesi güzel olur… diyetelaffuzu güzel olur, öğretmesi güzel olur… diye hem de madem bunlar barış gönüllüsüymüş falan filan diyehem de madem bunlar barış gönüllüsüymüş falan filan diye ilgililer büyük veballer yüklendiler, onları oralara tayin ettiler. ilgililer büyük veballer yüklendiler, onları oralara tayin ettiler. Onlar da orada bizim çocuklarımıza ters akideler telkin ettiler. Onlar da orada bizim çocuklarımıza ters akideler telkin ettiler.

Ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi anarşinin merkezi oldu mu? Oldu! Ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi anarşinin merkezi oldu mu?

Oldu!

Olmadan evvel seneler önce söyledik: Olmadan evvel seneler önce söyledik:

"Bu barış gönüllülerinin niyeti kötüdür! Bunların maksatları Hıristiyanlığı yaymak!.." "Bu barış gönüllülerinin niyeti kötüdür! Bunların maksatları Hıristiyanlığı yaymak!.."

Kimse dinlemedi! Çünkü o işlere karar verecek şahıslar kimlerse Kimse dinlemedi! Çünkü o işlere karar verecek şahıslar kimlerse o tarakta bezi olmadığından aldırmıyor.o tarakta bezi olmadığından aldırmıyor. Veyahut rüşvet alıyor, başka bir menfaati var veyahut anası-babasının kanı bozuk! Bir şeyi var. Veyahut rüşvet alıyor, başka bir menfaati var veyahut anası-babasının kanı bozuk! Bir şeyi var.

Bizim yüreğimiz yanıyor! Biz halktan olduğumuz halde şıp diye anladık. Bizim yüreğimiz yanıyor! Biz halktan olduğumuz halde şıp diye anladık. Bu adamların niyeti kötü! Anadolu'da kasaba kasaba dolaşıyorlar. Bu adamların niyeti kötü! Anadolu'da kasaba kasaba dolaşıyorlar. Ellerinde çantalar, broşür dağıtıyorlar… Niyeti kötü, biz anlıyoruz ama ötekiler tıs, ses çıkmıyor. Ellerinde çantalar, broşür dağıtıyorlar… Niyeti kötü, biz anlıyoruz ama ötekiler tıs, ses çıkmıyor.

Sonu ne oldu? Sağır sultanın da duyacağı hadiseler oldu, körün bile göreceği hadiseler oldu! Sonu ne oldu?

Sağır sultanın da duyacağı hadiseler oldu, körün bile göreceği hadiseler oldu!

Orta Doğu Teknik Üniversitesi ilim yuvası, oldu bir anarşi yuvası!Orta Doğu Teknik Üniversitesi ilim yuvası, oldu bir anarşi yuvası! Bellerinde çifte tabancalar, bahçesinin içinde gizli mağaralar, mağaraların içinde silahlar…Bellerinde çifte tabancalar, bahçesinin içinde gizli mağaralar, mağaraların içinde silahlar… En büyük anarşistten sonra polisle jandarma ile çatışan anarşistler oradan çıktı,En büyük anarşistten sonra polisle jandarma ile çatışan anarşistler oradan çıktı, bölücüler oradan, komünistler oradan çıktı.bölücüler oradan, komünistler oradan çıktı. Demek ki sonunda bizim dediğimize geldiler.Demek ki sonunda bizim dediğimize geldiler. Eski yazıda Ba'de harâbi'l-Basra diye bir söz vardır. Geldiler ama Eski yazıda Ba'de harâbi'l-Basra diye bir söz vardır. Geldiler ama Basra'nın harap olmasından sonra geldiler. Oldu ama neden sonra oldu…Basra'nın harap olmasından sonra geldiler. Oldu ama neden sonra oldu… Yine de bizim anladığımız anlamda bu işi düzenleyemediler. Yine de bizim anladığımız anlamda bu işi düzenleyemediler. Yine de biz kötüyüz, onlar iyi! Gördün mü şimdi barış gönüllüsünü,Yine de biz kötüyüz, onlar iyi! Gördün mü şimdi barış gönüllüsünü, bak ne kadar anarşist yetiştirdi?!.. bak ne kadar anarşist yetiştirdi?!..

Türkiye'de bizim devlet-i aliyyemiz kocaman bir devlet iken, Balkanlar'a da sahip iken, Türkiye'de bizim devlet-i aliyyemiz kocaman bir devlet iken, Balkanlar'a da sahip iken, Tuna vilayeti, Mora vilayeti bizimken, üç kıtaya yayılmış durumda ikenTuna vilayeti, Mora vilayeti bizimken, üç kıtaya yayılmış durumda iken Türkiye'de Amerikalılar eğitim müessesesi kurdular.Türkiye'de Amerikalılar eğitim müessesesi kurdular. Adı eğitim müessesesi: Papaz teşkilatı, orada eğitim yaptılar!Adı eğitim müessesesi: Papaz teşkilatı, orada eğitim yaptılar! Herkes de çocuklarını -zenginler, paşazâdeler- iyi eğitim yapıyor diye oraya verdiler. Herkes de çocuklarını -zenginler, paşazâdeler- iyi eğitim yapıyor diye oraya verdiler. Oraya verdiler ama Protestan teşkilatı! Oraya verdiler ama Protestan teşkilatı! Orada yetişen şahıslar gayrimüslimlerin, azınlıkların çocukları vs. kendi memleketlerine gittiler.Orada yetişen şahıslar gayrimüslimlerin, azınlıkların çocukları vs. kendi memleketlerine gittiler. Bizi ülkemizden, devletimizden koparmak için istiklal mücadelesini yaptılar. Bizi ülkemizden, devletimizden koparmak için istiklal mücadelesini yaptılar. O kolejden Bulgaristan'ın istikrarı için çalışan komiteciler çıktı, O kolejden Bulgaristan'ın istikrarı için çalışan komiteciler çıktı, Yunanistan'ın istikrarı için çalışan komiteciler çıktı. Bizim ordularımız ile çarpıştılar. Yunanistan'ın istikrarı için çalışan komiteciler çıktı. Bizim ordularımız ile çarpıştılar.

Bize koynumuzda yılan beslettirdiler.Bize koynumuzda yılan beslettirdiler. Doğrudan doğruya ben buraya Hristiyanlığı yayacağım diye girse, belki hayır der;Doğrudan doğruya ben buraya Hristiyanlığı yayacağım diye girse, belki hayır der; üniversite kuracağım, diye girdi. Dolambaçlı yoldan azınlıkları tahrik ettiler.üniversite kuracağım, diye girdi. Dolambaçlı yoldan azınlıkları tahrik ettiler. Bugün bizim memleketteki azınlık ve bölücülerin yetişmiş azılı elemanlarının çoğuBugün bizim memleketteki azınlık ve bölücülerin yetişmiş azılı elemanlarının çoğu yine orada okumuştur, kaynaklık etmiştir. yine orada okumuştur, kaynaklık etmiştir. Profesörler, konferanslarında bu meseleleri bildiriyorlar, orası kaynaklık etti. Profesörler, konferanslarında bu meseleleri bildiriyorlar, orası kaynaklık etti.

Muhterem kardeşlerim! Bunların hepsi konferanslarla, profesörlerin konuşmaları ile Muhterem kardeşlerim!

Bunların hepsi konferanslarla, profesörlerin konuşmaları ile
devletin [durumu] ile gazetelere düşmüş hadiselerle sabit! Bize iman lazım,devletin [durumu] ile gazetelere düşmüş hadiselerle sabit! Bize iman lazım, bize İslâm lazım! Biz de dinden, imandan, İslâm'dan ayrıldık mı hiç kimsenin bize dostluğu olmaz! bize İslâm lazım! Biz de dinden, imandan, İslâm'dan ayrıldık mı hiç kimsenin bize dostluğu olmaz!

Gazeteleri okuyorsunuz görüyorsunuz; "Müttefikimiz bize niye böyle yapıyor?" Gazeteleri okuyorsunuz görüyorsunuz;

"Müttefikimiz bize niye böyle yapıyor?"

Yapar! Gâvurdan dost, domuzdan post olmaz! "Hocam hık mık…" Yapar! Gâvurdan dost, domuzdan post olmaz!

"Hocam hık mık…"

Hiç öyle deme! Bak hadiseler nereye getiriyor. Bizim onlara eskiden beri itimadımız yok. Hiç öyle deme! Bak hadiseler nereye getiriyor. Bizim onlara eskiden beri itimadımız yok. Dedelerimiz kaideyi ne güzel koymuşlar: Hâzur ol cenge, eğer ister isen sulh u salâh. Dedelerimiz kaideyi ne güzel koymuşlar:

Hâzur ol cenge, eğer ister isen sulh u salâh.

Kendin hazırlıklı olacaksın, kuvvetli olacaksın, paçayı kaptırmayacaksın. Kendin hazırlıklı olacaksın, kuvvetli olacaksın, paçayı kaptırmayacaksın. Üniversite diye açarlar, anarşi yuvası yaparlar.Üniversite diye açarlar, anarşi yuvası yaparlar. Doktor gönderiyorum derler, din propagandası yaparlar.Doktor gönderiyorum derler, din propagandası yaparlar. Barış gönüllüsü lisan öğreteceğim der, anarşist yetiştirir.Barış gönüllüsü lisan öğreteceğim der, anarşist yetiştirir. Arkeolojik kazı yapacağım der, hainlik yapar, yaptığı kazıdan hazineleri dışa kaçırır… Arkeolojik kazı yapacağım der, hainlik yapar, yaptığı kazıdan hazineleri dışa kaçırır…

Türkiye'nin bütün arkeolojik zenginlikleri yıllar boyu kaçırılmıştır. Türkiye'nin bütün arkeolojik zenginlikleri yıllar boyu kaçırılmıştır. Almanya'ya, İngiltere'ye, Amerika'ya, Boston Müzesi'ne, falancaya filancaya kaçırılmıştır! Almanya'ya, İngiltere'ye, Amerika'ya, Boston Müzesi'ne, falancaya filancaya kaçırılmıştır! İşte hâlâ kaçırılıyor, hâlâ da uslanmıyoruz, hâlâ da kazılarda gayrimüslimleri kullanıyoruz! İşte hâlâ kaçırılıyor, hâlâ da uslanmıyoruz, hâlâ da kazılarda gayrimüslimleri kullanıyoruz! Ya şu işin başına dört başı mamur, sadık, dürüst, sağlam imanlı insanları koy!Ya şu işin başına dört başı mamur, sadık, dürüst, sağlam imanlı insanları koy! Oradan buradan rüşvet alan insanları koyma, gayrimüslimleri sokma! Oradan buradan rüşvet alan insanları koyma, gayrimüslimleri sokma!

"Nezaret eden birisi var..." Nezaret eden değil! "Nezaret eden birisi var..."

Nezaret eden değil!
Rüşvetle kandırırlar, hazineleri alır yine götürürler. Rüşvetle kandırırlar, hazineleri alır yine götürürler.

Ben Laleli'nin arka tarafında, apartmanların arkasında Ben Laleli'nin arka tarafında, apartmanların arkasında yusyuvarlak mermerden bir bina gördüm ki bizim şu caminin beşi altısı gibi büyüklükte. yusyuvarlak mermerden bir bina gördüm ki bizim şu caminin beşi altısı gibi büyüklükte. Bu nedir, diye etrafında dolandım.Bu nedir, diye etrafında dolandım. Meğer Bizanslılar'dan kalma çok acayip bir bina imiş.Meğer Bizanslılar'dan kalma çok acayip bir bina imiş. Şurasından burasından girebilir miyim, derken bekçinin birisi geldi, nedir hocam filan dedi. Ben de; Şurasından burasından girebilir miyim, derken bekçinin birisi geldi, nedir hocam filan dedi. Ben de;

"Bu binayı merak ettim, neyin nesiymiş?.." dedim. "Bu binayı merak ettim, neyin nesiymiş?.." dedim.

"Vallahi bilmiyorum. Burada Almanlar kazı yapıyorlardı,"Vallahi bilmiyorum. Burada Almanlar kazı yapıyorlardı, kazıyı yaptılar sonra da şantiyeyi yaktılar, ortalıktan kayboldular." dedi. kazıyı yaptılar sonra da şantiyeyi yaktılar, ortalıktan kayboldular." dedi.

Demek ki neler buldu, kaçırdı gitti! Sen onu oraya bırakırsan öyle olur. Demek ki neler buldu, kaçırdı gitti! Sen onu oraya bırakırsan öyle olur. Oraya sağlam adam koyacaksın, her yere sağlam adam koyacaksın.Oraya sağlam adam koyacaksın, her yere sağlam adam koyacaksın. Sağlam adam koymadığın zaman bir hile olur. Bize, bizim memleketimize müslüman yarar! Sağlam adam koymadığın zaman bir hile olur.

Bize, bizim memleketimize müslüman yarar!
Müslümandan gayrısı bize yâr olmaz, oyun eder. Müslümandan gayrısı bize yâr olmaz, oyun eder. Sen bağrına basarsın, vatandaştır dersin, biz din farkı gözetmiyoruz dersin; Sen bağrına basarsın, vatandaştır dersin, biz din farkı gözetmiyoruz dersin; onun aklı öbür taraftadır. Senin yüzüne güler, arkandan kuyunu kazar.onun aklı öbür taraftadır. Senin yüzüne güler, arkandan kuyunu kazar. Onun için uyanık olun. Allahu Teâlâ hazretleri, müslümanlara basiret, feraset vermiştir. Onun için uyanık olun. Allahu Teâlâ hazretleri, müslümanlara basiret, feraset vermiştir. İyi müslüman olursak, Allah feraset de verir, hakkı hak olarak görürüz, icrâ ederiz; İyi müslüman olursak, Allah feraset de verir, hakkı hak olarak görürüz, icrâ ederiz; bâtılı bâtıl olarak görürüz, korunuruz. bâtılı bâtıl olarak görürüz, korunuruz.

Memleketimizin meselelerine sahip çıkın! Bu memleket kimin? Memleketimizin meselelerine sahip çıkın!

Bu memleket kimin?

Sizin! Sizin bir şeyden haberiniz yok! Ev sahibinin bir şeyden haberi yok; Sizin! Sizin bir şeyden haberiniz yok! Ev sahibinin bir şeyden haberi yok; kapılar pencereler açık, giren belli değil çıkan belli değil, kapılar pencereler açık, giren belli değil çıkan belli değil, alınan belli değil yağmalanan belli değil... Ne biçim sahiplik bu! Ama bir de bunun vebali var. alınan belli değil yağmalanan belli değil... Ne biçim sahiplik bu! Ama bir de bunun vebali var.

"Deden bu memleketi sana emanet vermedi mi?" "Emanet verdi." "Deden bu memleketi sana emanet vermedi mi?"

"Emanet verdi."

"Emaneti niye kollayamadın? Bu konağın hâli ne?"Emaneti niye kollayamadın? Bu konağın hâli ne? Ne kapı kalmış ne pencere kalmış, ne eşya kalmış; hepsi yağmalanmış.Ne kapı kalmış ne pencere kalmış, ne eşya kalmış; hepsi yağmalanmış. Hani senin sahipliğin, görevin?.." Sorgu sual olur.Hani senin sahipliğin, görevin?.."

Sorgu sual olur.
Onun için memleketinizin her şeyine sahip çıkın! Onun için memleketinizin her şeyine sahip çıkın!

Orada onların kilisesine girmek istesen sana istedikleri kıyafeti giydirirler. Orada onların kilisesine girmek istesen sana istedikleri kıyafeti giydirirler. Buraya turist baldırı çıplak, bacağı çıplak geliyor. Buraya turist baldırı çıplak, bacağı çıplak geliyor. Bizim müezzin efendiler, camii görevlileri önünde eğiliyorlar. Bizim müezzin efendiler, camii görevlileri önünde eğiliyorlar. Pabucunu çıkartmıyor, pabucu ile beraber giydiği bir terliği önüne sürüyor...Pabucunu çıkartmıyor, pabucu ile beraber giydiği bir terliği önüne sürüyor... Ne münasebet, çıkartsın kepaze! Giyinsin!.. Ne münasebet, çıkartsın kepaze! Giyinsin!..

Girmesin, uzaktan baksın! Biz ne karar verirsek öyle yapar. Girmesin, uzaktan baksın! Biz ne karar verirsek öyle yapar. Namaz vaktinde geliyor, önüne kadar geliyor, insanın namazına falan zararı vardır. Namaz vaktinde geliyor, önüne kadar geliyor, insanın namazına falan zararı vardır. Açık saçık orada oturuyorlar. Onun için Allah şuur versin.Açık saçık orada oturuyorlar. Onun için Allah şuur versin. Her meselemize sahip olalım! Her meselemize sahip olalım!

İkinci hadîs-i şerîf: İkinci hadîs-i şerîf:

Yâ Aliyyü mâ hâbe menistehâra, ve lâ nedime menisteşâra. Yâ Aliyyü mâ hâbe menistehâra, ve lâ nedime menisteşâra. Yâ Aliyyü, aleyke bi'd-dülceti, fe inne'l-arda tetvî bi'l-leyli mâ lâ tetvî bi'n-nehâri.Yâ Aliyyü, aleyke bi'd-dülceti, fe inne'l-arda tetvî bi'l-leyli mâ lâ tetvî bi'n-nehâri. Yâ Aliyyü, uğdü bismillâhi, fe innallâhe yübârikü li-ümmetî fî bükûrihâ. Yâ Aliyyü, uğdü bismillâhi, fe innallâhe yübârikü li-ümmetî fî bükûrihâ.

Hz. Ali Efendimiz'den, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'inHz. Ali Efendimiz'den, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in Hz. Ali Efendimiz'e bazı tavsiyeleri var. Diyor ki; Hz. Ali Efendimiz'e bazı tavsiyeleri var. Diyor ki;

"Ey Ali! İstihare eden hiç zarara uğramaz. İstişare eden hiç pişmanlık duymaz."Ey Ali! İstihare eden hiç zarara uğramaz. İstişare eden hiç pişmanlık duymaz. Nadim ve pişman olmaz. Ey Ali! Sana gecenin son vaktinde, Nadim ve pişman olmaz. Ey Ali! Sana gecenin son vaktinde, sahur vakitlerinde seyahat etmeni tavsiye ederim. sahur vakitlerinde seyahat etmeni tavsiye ederim. Çünkü yeryüzü gündüzleyin olmadığı bir şekilde gecenin bu vaktinde katlanır, Çünkü yeryüzü gündüzleyin olmadığı bir şekilde gecenin bu vaktinde katlanır, insan kolayca mesafe alır, seyahatini rahatlıkla yapabilir. insan kolayca mesafe alır, seyahatini rahatlıkla yapabilir. Yâ Ali! Allah'ın ismiyle sabahleyin erkenden işe giriş, erkenci ol, çok erkenci ol,Yâ Ali! Allah'ın ismiyle sabahleyin erkenden işe giriş, erkenci ol, çok erkenci ol, çünkü Allahu Teâlâ hazretleri benim ümmetime günün erken vakitlerini mübarek kılmıştır!" çünkü Allahu Teâlâ hazretleri benim ümmetime günün erken vakitlerini mübarek kılmıştır!"

Peygamber Efendimiz; "İstihare eden pişman olmaz, zarara uğramaz, sonunda bir ters işe mâruz kalmaz." diyor, Peygamber Efendimiz; "İstihare eden pişman olmaz, zarara uğramaz, sonunda bir ters işe mâruz kalmaz." diyor, bir işi yapacağımız zaman bizim de istihare etmemiz lazım. bir işi yapacağımız zaman bizim de istihare etmemiz lazım.

İstiharenin aslı, esası, kökü, temeli Allah'a tevekküle dayanır! İstiharenin aslı, esası, kökü, temeli Allah'a tevekküle dayanır! Allah'a dayanmak, bağlanmak Allah'tan istemek, Allah'ın kaderine razı olmak,Allah'a dayanmak, bağlanmak Allah'tan istemek, Allah'ın kaderine razı olmak, Allah'a teslim olmak şuuruna dayanır. Bu şuur da tarikatta çok yüksek bir makamdır.Allah'a teslim olmak şuuruna dayanır. Bu şuur da tarikatta çok yüksek bir makamdır. Buna rıza ve teslim makamı derler, çok yüksek bir makamdır.Buna rıza ve teslim makamı derler, çok yüksek bir makamdır. Bu şuura sahip olan bir insan en aşağısından diyecek ki; "Yâ Rabbi,Bu şuura sahip olan bir insan en aşağısından diyecek ki; "Yâ Rabbi, ben hangi işi nasıl yapmam gerektiğini belki iyi bilemem, sen ne yaparsan ben razıyım. ben hangi işi nasıl yapmam gerektiğini belki iyi bilemem, sen ne yaparsan ben razıyım. Sana tevekkül ettim, seni vekil edindim, sen bana kâfisin, Sana tevekkül ettim, seni vekil edindim, sen bana kâfisin, bana hayırlısını nasip et, ne verirsen ver; razıyım!" bana hayırlısını nasip et, ne verirsen ver; razıyım!"

İşte imanın, selâbet-i diniyyenin, sağlam mü'minliğin, iyi Müslümanlığın temeli bu: İşte imanın, selâbet-i diniyyenin, sağlam mü'minliğin, iyi Müslümanlığın temeli bu:

"İllaki ben şunu şöyle şöyle isterim…" Ne mâlum onun hayırlı olduğu? "İllaki ben şunu şöyle şöyle isterim…"

Ne mâlum onun hayırlı olduğu?

"Çünkü siz bazı şeyleri istersiniz, o sizin için şerdir, "Çünkü siz bazı şeyleri istersiniz, o sizin için şerdir, bazı şeyleri hoş görmezsiniz onda sizin için hayır vardır!" diye bazı şeyleri hoş görmezsiniz onda sizin için hayır vardır!" diye Kur'ân-ı Kerîm'de, âyet-i kerîmede bildiriliyor. Kur'ân-ı Kerîm'de, âyet-i kerîmede bildiriliyor.

Biz bir işi dış ölçülerine göre ölçeriz, galiba bu daha iyi deriz. Biz bir işi dış ölçülerine göre ölçeriz, galiba bu daha iyi deriz.

Bilmeyen bir çocuk elmas bir gerdanlığı bir paket çikolataya verir mi? Bilmeyen bir çocuk elmas bir gerdanlığı bir paket çikolataya verir mi?

Verir. Bilmiyor, onun nazarında çikolata önemli. "Ver şu çikolatayı bey amca…" Verir. Bilmiyor, onun nazarında çikolata önemli.

"Ver şu çikolatayı bey amca…"

"Sen elindekini bana ver..." Ne yapsın çocuk?!.. "Sen elindekini bana ver..."

Ne yapsın çocuk?!..

Mesela anasının-babasının mücevheri eline geçmiş; Mesela anasının-babasının mücevheri eline geçmiş; bir çikolataya verir, bir şekere, bir elma şekerine, horoz şekerine, bir düdük şekere iş hâllolur. bir çikolataya verir, bir şekere, bir elma şekerine, horoz şekerine, bir düdük şekere iş hâllolur.

Hırsız gelir; "Şunu alayım, bunu alayım…" der. Alıp gidebilir. Neden? Hırsız gelir; "Şunu alayım, bunu alayım…" der.

Alıp gidebilir.

Neden?

Çocuğun şuuru yok, iyiyi kötüden ayırma yeteneği kâfi değil! Çocuğun şuuru yok, iyiyi kötüden ayırma yeteneği kâfi değil! İşte müslüman da işin sonunu, nasıl olacağını bilmiyor ki. İşte müslüman da işin sonunu, nasıl olacağını bilmiyor ki. Önüne yollar çıkmış; acaba şöyle mi gideyim böyle mi gideyim, şunu mu yapayım bunu mu yapayım?.. Önüne yollar çıkmış; acaba şöyle mi gideyim böyle mi gideyim, şunu mu yapayım bunu mu yapayım?..

"Yâ Rabbi! Ben sana tevekkül ettim, senin hükmüne razıyım, senden memnunum, sana dayandım; "Yâ Rabbi! Ben sana tevekkül ettim, senin hükmüne razıyım, senden memnunum, sana dayandım; sen hayırlısını bana nasip et!" Bu istiharenin bir mertebesidir. sen hayırlısını bana nasip et!"

Bu istiharenin bir mertebesidir.
Hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in tavsiyesi var. Hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in tavsiyesi var. İnsan bir mühim işte karar verme noktasına geldiği zaman iki rekât namaz kılarsaİnsan bir mühim işte karar verme noktasına geldiği zaman iki rekât namaz kılarsa hadîs-i şerîfte öğretilen Allahümme innî estahîrüke… diye başlayan istihare duası da var,hadîs-i şerîfte öğretilen Allahümme innî estahîrüke… diye başlayan istihare duası da var, o duayı da okur da Allah'a da dayanırsa yaptığı işin sonu mutlaka hayır olur, o duayı da okur da Allah'a da dayanırsa yaptığı işin sonu mutlaka hayır olur, Allah ona hayır nasip eder, sonunda ziyana uğramaz. Allah ona hayır nasip eder, sonunda ziyana uğramaz.

Onun için işlerinizi istihare ile yapın; Allah'tan hayırlısını istemek, Onun için işlerinizi istihare ile yapın; Allah'tan hayırlısını istemek, daha hayırlı olanı istemek suretiyle yapınız. daha hayırlı olanı istemek suretiyle yapınız. Çünkü Allah'ın tercihi, Allah'ın nasip ettiği daha güzeldir. el-Hayru fî mâ vakaa. Çünkü Allah'ın tercihi, Allah'ın nasip ettiği daha güzeldir.

el-Hayru fî mâ vakaa.

el-Hayru fî ma'htârahullâh."Hayır Allah'ın seçtiğindedir." Allah hangisini nasip etmişse onda hayır vardır. el-Hayru fî ma'htârahullâh."Hayır Allah'ın seçtiğindedir." Allah hangisini nasip etmişse onda hayır vardır. İmtihana girersin, öyle; bir iş tutarsın, öyle; bir yola gidersin, öyle; İmtihana girersin, öyle; bir iş tutarsın, öyle; bir yola gidersin, öyle; her şeyi ilk önce Allah'a dayanarak, Allah'tan hayırlısını istemekle yaparsın. her şeyi ilk önce Allah'a dayanarak, Allah'tan hayırlısını istemekle yaparsın.

Sünnet-i seniyyeye uygun şekli istihare namazı kılıp istihare duası yaparak yapmaktır. Sünnet-i seniyyeye uygun şekli istihare namazı kılıp istihare duası yaparak yapmaktır. Öyle olmasa, öyle yapamasan bile kısa zamanda kısa bir karar vermen gerekirse Öyle olmasa, öyle yapamasan bile kısa zamanda kısa bir karar vermen gerekirse gözünü bir kısıp yüzünü Allah'a döner, Allah'a dayanır, tevekkül eder, iltica edersin;gözünü bir kısıp yüzünü Allah'a döner, Allah'a dayanır, tevekkül eder, iltica edersin; Allah hayırlısını nasip eder. Çünkü Allah kendisine dayananı mahrum bırakmaz kardeşim! Allah hayırlısını nasip eder. Çünkü Allah kendisine dayananı mahrum bırakmaz kardeşim!

Her zaman anlattığım bir misal var. Kitaplarda isimleri cisimleri yazılıyor ama Her zaman anlattığım bir misal var. Kitaplarda isimleri cisimleri yazılıyor ama insan üzerinden zaman geçince okuduklarının bazı teferruatını unutabiliyor, unutuyoruz. insan üzerinden zaman geçince okuduklarının bazı teferruatını unutabiliyor, unutuyoruz.

Bir şahıs ticaret yaparmış. Ticaretine kervanla gitmez, kendi başına gidermiş. Bir şahıs ticaret yaparmış. Ticaretine kervanla gitmez, kendi başına gidermiş. Ona demişler ki; "Yahu kendi başına gidiyorsun ama tehlikeli;Ona demişler ki;

"Yahu kendi başına gidiyorsun ama tehlikeli;
haramiler yolunu kesseler malını alırlar, seni de öldürürler.haramiler yolunu kesseler malını alırlar, seni de öldürürler. Sen bir kervanla gitsen kervanın 30-40 tane muhafızları vardır,Sen bir kervanla gitsen kervanın 30-40 tane muhafızları vardır, bir merhaleden bir merhaleye gündüz gözü ile gider.bir merhaleden bir merhaleye gündüz gözü ile gider. Fazla bir düşman saldıracak olsa haberci öbür tarafa gider, oradan yardım gelir...Fazla bir düşman saldıracak olsa haberci öbür tarafa gider, oradan yardım gelir... Teşkilat kervan yollarında muntazamdır. Sen öyle kendi başına gitmesen iyi olmaz mı?.." Teşkilat kervan yollarında muntazamdır. Sen öyle kendi başına gitmesen iyi olmaz mı?.."

Demiş ki; "Ben Allah'a tevekkül ediyorum!" Demiş ki;

"Ben Allah'a tevekkül ediyorum!"

Ondan sonra tek başına giderken bir harami yolunu çevirmiş; Ondan sonra tek başına giderken bir harami yolunu çevirmiş; malını almış, bıçak çekmiş öldürecek. Demiş ki; "Bari namaz kılayım. malını almış, bıçak çekmiş öldürecek. Demiş ki;

"Bari namaz kılayım.
Son demim, öleceğim." O harami ona bir namaz kılmaya müsaade etmiş.Son demim, öleceğim."

O harami ona bir namaz kılmaya müsaade etmiş.
Orada namaz kılarken elini açmış, dua eylemiş.Orada namaz kılarken elini açmış, dua eylemiş. Hemen o anda Allah bir yardımcı gönderip o haramiyi ona öldürtürdü, Hemen o anda Allah bir yardımcı gönderip o haramiyi ona öldürtürdü, diye kitaplarda meşhur bir hadise olarak naklediliyor. diye kitaplarda meşhur bir hadise olarak naklediliyor.

Bir başka hadisede de adam yolunu kestiği bir kimseyi öldürmeye geliyor, Bir başka hadisede de adam yolunu kestiği bir kimseyi öldürmeye geliyor, kılıcını kaldırıyor, birden "Dur, vurma!" diye bir ses duyuyor. Kılıcı geri çekiyor.kılıcını kaldırıyor, birden "Dur, vurma!" diye bir ses duyuyor. Kılıcı geri çekiyor. Etrafına bakıyor, kimse yok; geriye bakıyor kimse yok; biraz dolanıyor, kimse yok.Etrafına bakıyor, kimse yok; geriye bakıyor kimse yok; biraz dolanıyor, kimse yok. Bu sefer geliyor, kılıcı tekrar kaldırıyor, tam öldürecek; "Dur vurma!"Bu sefer geliyor, kılıcı tekrar kaldırıyor, tam öldürecek; "Dur vurma!" Yine heybetli bir ses… Allah Allah, etrafına bakıyor bomboş. Yere bakıyor. Yine heybetli bir ses… Allah Allah, etrafına bakıyor bomboş. Yere bakıyor. Üçüncü kimse de yok, bu ses benim kulağıma nereden geliyor derkenÜçüncü kimse de yok, bu ses benim kulağıma nereden geliyor derken öldürmeye geldiği sırada bir atlı peyda oluyor.öldürmeye geldiği sırada bir atlı peyda oluyor. Koştura koştura bir mızrak sallıyor, bu adamı deviriyor. Kurtulan şahıs diyor ki; Koştura koştura bir mızrak sallıyor, bu adamı deviriyor. Kurtulan şahıs diyor ki;

"Yahu Allah razı olsun, sen kimsin? Tam öleceğim sırada imdadıma yetiştin, geldin beni kurtardın!.." "Yahu Allah razı olsun, sen kimsin? Tam öleceğim sırada imdadıma yetiştin, geldin beni kurtardın!.."

"Ben Cebrail aleyhisselam'ım."Ben Cebrail aleyhisselam'ım. İlk defa sen o duayı ettiğin zaman filanca yerdeydim, oradan seslendim.İlk defa sen o duayı ettiğin zaman filanca yerdeydim, oradan seslendim. İkinci defa -süratle gelmekte ama nerelerden geliyorsa- filanca yerdeydim.İkinci defa -süratle gelmekte ama nerelerden geliyorsa- filanca yerdeydim. Üçüncüde yetiştim." diyor. Üçüncüde yetiştim." diyor.

Allahu Teâlâ hazretleri melekleri ile korur, Allahu Teâlâ hazretleri melekleri ile korur, başka türlü korur, düşmanının başına yıldırım düşürür... Ne yaparsa yapar. başka türlü korur, düşmanının başına yıldırım düşürür... Ne yaparsa yapar.

Yunan askerleri Uşak şehrinde müslümanları camiye doldurmuş, Yunan askerleri Uşak şehrinde müslümanları camiye doldurmuş, kapının önünde Yunan askeri diyormuş ki; kapının önünde Yunan askeri diyormuş ki;

"Hadi bakalım Allah'ınıza dua edin de -sanki onların Allah'ı değil- şimdi sizi kurtarsın! "Hadi bakalım Allah'ınıza dua edin de -sanki onların Allah'ı değil- şimdi sizi kurtarsın! Şimdi kapıyı kapatacağız, gazı dökeceğiz, cami ile beraber yakacağız. Şimdi kapıyı kapatacağız, gazı dökeceğiz, cami ile beraber yakacağız. Sizin canınıza okuyacağız. Hadi dua edin!.." falan filan derken, arkadan kapı bir açılmış. Sizin canınıza okuyacağız. Hadi dua edin!.." falan filan derken, arkadan kapı bir açılmış. Demek ki Türk askerleri o sırada gelmişler, yakalayıvermişler. Demek ki Türk askerleri o sırada gelmişler, yakalayıvermişler. İşte Allah öyle anında yakalattırır.İşte Allah öyle anında yakalattırır. Tepesine yıldırım düşürür, eline fırsat vermez, felç gelir, kör olur, topal olur... Tepesine yıldırım düşürür, eline fırsat vermez, felç gelir, kör olur, topal olur... Ne olursa olur! İnsan Allah'a dayandı mı sonunda ziyan etmez.Ne olursa olur! İnsan Allah'a dayandı mı sonunda ziyan etmez. Siz de Allah'a dayanın, Allah'a güvenin, teslim olun, razı olun, hayırlara erersiniz. Siz de Allah'a dayanın, Allah'a güvenin, teslim olun, razı olun, hayırlara erersiniz.

Ve lâ nedime men isteşâre. "İstişare eden kimse de nadim ve pişman olmaz." Ve lâ nedime men isteşâre. "İstişare eden kimse de nadim ve pişman olmaz."

Çünkü insan ne kadar bilgili olsa da her konuyu bilemez. Çünkü insan ne kadar bilgili olsa da her konuyu bilemez. Bir konu hakkında muhtelif kimselere sormak, hele hele o işin ehli olanlara, Bir konu hakkında muhtelif kimselere sormak, hele hele o işin ehli olanlara, hele hele dürüst insanlara sormak lazım. hele hele dürüst insanlara sormak lazım. Filanca şahıs, aklı başında, dürüst, güvenilen bir kimsedir;Filanca şahıs, aklı başında, dürüst, güvenilen bir kimsedir; bir de ötekisine, bir de ötekisine sor, senin hatırına gelmeyen bak ne konular var... bir de ötekisine, bir de ötekisine sor, senin hatırına gelmeyen bak ne konular var... O konuda ne gibi meseleler vardır, onlar çıkar. "Ben işin bu tarafını hiç düşünmemiştim.O konuda ne gibi meseleler vardır, onlar çıkar. "Ben işin bu tarafını hiç düşünmemiştim. İyi ki istişare etmişim." dersin. Onun için işlerinizi istişare ile yapınız. İyi ki istişare etmişim." dersin. Onun için işlerinizi istişare ile yapınız.

Kur'ân-ı Kerîm'de buyruluyor ki; Ve emruhüm şûrâ beynehüm.Kur'ân-ı Kerîm'de buyruluyor ki;

Ve emruhüm şûrâ beynehüm.
"Müslümanların, örfü âdeti, töresi, geleneği, işi, aralarında istişare etmektir, toplanmaktır,"Müslümanların, örfü âdeti, töresi, geleneği, işi, aralarında istişare etmektir, toplanmaktır, meşveret yapmaktır, şûra kurmaktır!" diyor. meşveret yapmaktır, şûra kurmaktır!" diyor.

Demek ki biz müslümanlar halka halka, derece derece istişareye önem vereceğiz,Demek ki biz müslümanlar halka halka, derece derece istişareye önem vereceğiz, kendi özel işlerimizde yakın dostlarımızdan birkaç kişiyle ya dakendi özel işlerimizde yakın dostlarımızdan birkaç kişiyle ya da o konunun mütehassısları ile istişare ederiz. o konunun mütehassısları ile istişare ederiz.

Doktorlardan biliyorsunuz, bir hastanın hayatı önem kazanınca, ciddiyet kesp edince ne yapıyorlar? Doktorlardan biliyorsunuz, bir hastanın hayatı önem kazanınca, ciddiyet kesp edince ne yapıyorlar?

Bir araya geliyorlar, konsültasyon yapıyorlar. Konsültasyon ne demek? Bir araya geliyorlar, konsültasyon yapıyorlar.

Konsültasyon ne demek?

İstişare demek, meseleyi çözümlemek için baş başa verip konuşmak demek. İstişare demek, meseleyi çözümlemek için baş başa verip konuşmak demek. Türkçesi istişare demek oluyor, ona konsültasyon diyorlar.Türkçesi istişare demek oluyor, ona konsültasyon diyorlar. Hastanın durumunu konsültasyon yapalım, öteki mütehassısları da toplayıp istişare yapalım, demek. Hastanın durumunu konsültasyon yapalım, öteki mütehassısları da toplayıp istişare yapalım, demek.

Şahsî işlerinizde, tıbbî işlerinizde böylece istişare ettiğiniz gibi Şahsî işlerinizde, tıbbî işlerinizde böylece istişare ettiğiniz gibi müslümanların genel mânasıyla da meşveret meclisleri, şuralarınız olması lazım.müslümanların genel mânasıyla da meşveret meclisleri, şuralarınız olması lazım. Danışmaları yaptıkları, meseleleri görüştükleri bir yerlerinin olması lazım.Danışmaları yaptıkları, meseleleri görüştükleri bir yerlerinin olması lazım. Her beldede her mahallede olursa iyi olur. "Bu beldemizin faydalı işleri nelerdir?.." Her beldede her mahallede olursa iyi olur.

"Bu beldemizin faydalı işleri nelerdir?.."

Düşünürsünüz yaparsınız, paranızı ölçülü, planlı şekilde sarf edersiniz. Düşünürsünüz yaparsınız, paranızı ölçülü, planlı şekilde sarf edersiniz.

"Bir caminin yanına bir minare yapılmış bir minare de ben yaptırayım iki minareli olsun." "Bir caminin yanına bir minare yapılmış bir minare de ben yaptırayım iki minareli olsun."

Canım iki minareli olmayıversin, sen de öbür taraftaki mahrum olan semtteki camiyi yaptırıver.Canım iki minareli olmayıversin, sen de öbür taraftaki mahrum olan semtteki camiyi yaptırıver. Buraya ikinci minare koyacağına öbür taraftaki ikinci işi yapıver. Buraya ikinci minare koyacağına öbür taraftaki ikinci işi yapıver.

Veyahut orada da cami varsa su işini hallediver.Veyahut orada da cami varsa su işini hallediver. Su işi de hallolmuşsa milleti çamurdan kurtar, Kur'an kursu yapıverSu işi de hallolmuşsa milleti çamurdan kurtar, Kur'an kursu yapıver veyahut başka bir iş yapıver. Bu tabii ki planlama ile olur.veyahut başka bir iş yapıver. Bu tabii ki planlama ile olur. Planlamak için de bir araya gelmek lazım.Planlamak için de bir araya gelmek lazım. Onun için her mahallenin müslümanları bir araya gelip istişare etmeli,Onun için her mahallenin müslümanları bir araya gelip istişare etmeli, aralarında toplaşmalı, konuşmalı, görüşmeli.aralarında toplaşmalı, konuşmalı, görüşmeli. Her beldenin kasabanın, köyün ahalisi, toplaşmalı; meseleleri, hayır işlerini planlı yapmalı. Her beldenin kasabanın, köyün ahalisi, toplaşmalı; meseleleri, hayır işlerini planlı yapmalı. İşler darmadağın, parça bölük olmamalı.İşler darmadağın, parça bölük olmamalı. Demek ki insan istişare ile yaparsa sonunda pişmanlık duymazmış. Demek ki insan istişare ile yaparsa sonunda pişmanlık duymazmış.

Peygamber Efendimiz sonra ne diyor? Peygamber Efendimiz sonra ne diyor?

"Gecenin son vaktinde, sabahtan önce, sabaha yakın vaktinde seyahat et yâ Ali! "Gecenin son vaktinde, sabahtan önce, sabaha yakın vaktinde seyahat et yâ Ali! Çünkü o zaman yeryüzü dürülür, gündüz dürülmediği şekilde katlanır, dürülür, mesafe kısalır!" Çünkü o zaman yeryüzü dürülür, gündüz dürülmediği şekilde katlanır, dürülür, mesafe kısalır!"

Biliyorsunuz Arabistan'da gündüzleyin korkunç bir sıcak olur, gündüz yürüyemezsiniz Biliyorsunuz Arabistan'da gündüzleyin korkunç bir sıcak olur, gündüz yürüyemezsiniz ve sabah namazından sonra birden bastırır.ve sabah namazından sonra birden bastırır. Güneş ufuktan kendisini gösterdi mi sıcaklık başlar, terlemeye başlarsınız. Güneş ufuktan kendisini gösterdi mi sıcaklık başlar, terlemeye başlarsınız. Biraz sonra dayanılmaz bir hal alır, ayaklarınız kuma basamaz duruma gelir, Biraz sonra dayanılmaz bir hal alır, ayaklarınız kuma basamaz duruma gelir, terden adım atmaya mecaliniz kalmaz. terden adım atmaya mecaliniz kalmaz. Suudi Arabistan'ın iklimi böyle; 45-50 derece sıcaklık olur. Suudi Arabistan'ın iklimi böyle; 45-50 derece sıcaklık olur. Sanki fırının ağzı açılmış da oradan sıcak hava geliyormuş gibiSanki fırının ağzı açılmış da oradan sıcak hava geliyormuş gibi dağdan, kayadan esen sıcaklıktan yüzünüz yanar. O sıcakta seyahat olmaz. dağdan, kayadan esen sıcaklıktan yüzünüz yanar. O sıcakta seyahat olmaz. Oranın örfüne, töresine, ikliminin şartlarına göre insan akşamleyin erkence yatacak. Oranın örfüne, töresine, ikliminin şartlarına göre insan akşamleyin erkence yatacak.

Neden? Zaten aydınlatma da bir masraftır.Neden?

Zaten aydınlatma da bir masraftır.
Çıra yaksa, mum yaksa, yağ yaksa bile bir masraftır. Peki, ne yapacak? Çıra yaksa, mum yaksa, yağ yaksa bile bir masraftır.

Peki, ne yapacak?

Müslüman erkence yatacak, müslümanın planı öyledir; Müslüman erkence yatacak, müslümanın planı öyledir; yatsı namazını erkence kıldıktan sonra yatacak, uykusunu aldıktan sonra dayatsı namazını erkence kıldıktan sonra yatacak, uykusunu aldıktan sonra da seher vaktinde kalkacak.seher vaktinde kalkacak. Orucuna niyet edecekse yemeğini yer, suyunu içer, oruca niyet eder, teheccüd namazını kılar... Orucuna niyet edecekse yemeğini yer, suyunu içer, oruca niyet eder, teheccüd namazını kılar... Çok sevaptır. Dua edecekse, tespih çekecekse, estağfirullah diyecekse onu yapar.Çok sevaptır. Dua edecekse, tespih çekecekse, estağfirullah diyecekse onu yapar. Ondan sonra sabah namazı vakti gelince camiye koşar, yetişir.Ondan sonra sabah namazı vakti gelince camiye koşar, yetişir. Koşmasa yürüse de yetişir, çünkü erkenden kalktı.Koşmasa yürüse de yetişir, çünkü erkenden kalktı. Yürüyüşte seyahatleri gece vaktinde yapmak iyidir! Yürüyüşte seyahatleri gece vaktinde yapmak iyidir!

Gece seyahatine isrâ dediklerinden Peygamber Efendimiz'in Miraç gecesinde Gece seyahatine isrâ dediklerinden Peygamber Efendimiz'in Miraç gecesinde Mekke-i Mükerreme'den Kudüs'e götürülmesine de İsra denildiğini biliyorsunuz. Mekke-i Mükerreme'den Kudüs'e götürülmesine de İsra denildiğini biliyorsunuz. Oradan Miraca çıkmış; Peygamber Efendimiz'in İsra ve Miraç mucizesi. Oradan Miraca çıkmış; Peygamber Efendimiz'in İsra ve Miraç mucizesi.

Geceleyin seyahat tatlıdır. Püfür püfürdür; hafif, latif yel eser, insan rahatlıkla mesafeyi alır, Geceleyin seyahat tatlıdır. Püfür püfürdür; hafif, latif yel eser, insan rahatlıkla mesafeyi alır, varacağı yere çarçabuk varır. Gündüz o mesafe büyür büyür, adım attıkça varamazsın. varacağı yere çarçabuk varır. Gündüz o mesafe büyür büyür, adım attıkça varamazsın. İnsan "Hay Allah ya…" deyip kalır. Suyu falan yoksa ölür bile! Bir kere yorgunluktan ölür de, İnsan "Hay Allah ya…" deyip kalır. Suyu falan yoksa ölür bile! Bir kere yorgunluktan ölür de, güneş çarpmasından da ölebilir. güneş çarpmasından da ölebilir. O bakımdan Peygamber Efendimiz, erkenden, seher vaktinde,O bakımdan Peygamber Efendimiz, erkenden, seher vaktinde, sahur vaktinde yolculuk yapmasını Hz. Ali Efendimiz'e tavsiye eylemiş. sahur vaktinde yolculuk yapmasını Hz. Ali Efendimiz'e tavsiye eylemiş.

Sonra buyurmuş ki; "Ey Ali! Sabahın erken vaktinde erkenden işini görmeye bak!" Sonra buyurmuş ki;

"Ey Ali! Sabahın erken vaktinde erkenden işini görmeye bak!"

Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri, Ümmet-i Muhammed'in Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri, Ümmet-i Muhammed'in o erken vakitlerini mübarek kılmıştır, hakkında hayırlı kılmıştır. o erken vakitlerini mübarek kılmıştır, hakkında hayırlı kılmıştır. Onun için, bizim eski örfümüzde, töremizde dedelerimizin yaptığı;Onun için, bizim eski örfümüzde, töremizde dedelerimizin yaptığı; sabah namazından sonra dükkânlarını açmak, işyerlerine gitmekti.sabah namazından sonra dükkânlarını açmak, işyerlerine gitmekti. İkindiden sonra dükkânları kapatıp evlerine gelirlerdi. İkindiden sonra dükkânları kapatıp evlerine gelirlerdi. Çünkü oruçlu ise akşam ezanında evinde bulunacak, orucu açacak.Çünkü oruçlu ise akşam ezanında evinde bulunacak, orucu açacak. Sistem İslâm'ın emirlerine tutmaya gayet uygun!Sistem İslâm'ın emirlerine tutmaya gayet uygun! Hatta saat 12'de gün biter, akşam ezanı ile beraber yeni gün başlardı.Hatta saat 12'de gün biter, akşam ezanı ile beraber yeni gün başlardı. Çünkü güneş battı, gün bitti olurdu. Erkenden gittiği için de işler görülürdü. Çünkü güneş battı, gün bitti olurdu. Erkenden gittiği için de işler görülürdü.

Mesela köylü eşyasını pazara getirmişse, öğleye kadar sattıktan sonra Mesela köylü eşyasını pazara getirmişse, öğleye kadar sattıktan sonra öğleden sonra da köyüne dönerdi, karanlığa kalmazdı.öğleden sonra da köyüne dönerdi, karanlığa kalmazdı. Şimdiki sistem olsa karanlıklara kalır, gecelere kalır, tehlikeye girer.Şimdiki sistem olsa karanlıklara kalır, gecelere kalır, tehlikeye girer. Hayatın tabii sistemi erkenciliktir. Şimdi nasıl? Hayatın tabii sistemi erkenciliktir.

Şimdi nasıl?

Şimdi bize Batı'dan gelen hayat tarzı dolayısıyla tepe taklak, Şimdi bize Batı'dan gelen hayat tarzı dolayısıyla tepe taklak, baş aşağıya, bacaklar havada, kafa aşağıda; her şey tersine dönmüş durumda!baş aşağıya, bacaklar havada, kafa aşağıda; her şey tersine dönmüş durumda! Şimdi millet gecenin karanlığında uyanık durabildiği kadar duruyor. Şimdi millet gecenin karanlığında uyanık durabildiği kadar duruyor. 00.00, 01.00, 01.30, 02.00, 02.30, 03.00… Kimisi poker oynar kimisi gezer tozar… Neler yaparlarsa!00.00, 01.00, 01.30, 02.00, 02.30, 03.00… Kimisi poker oynar kimisi gezer tozar… Neler yaparlarsa! Televizyon 12'de, yarımda, 1'de biter; sonra oradan bir tarafa gelecek de…Televizyon 12'de, yarımda, 1'de biter; sonra oradan bir tarafa gelecek de… Zaten şehirlerde büyüdüğü için bir yerden öbür tarafa gitmek de yarım saat, bir saat alır.Zaten şehirlerde büyüdüğü için bir yerden öbür tarafa gitmek de yarım saat, bir saat alır. Tabii ki gecesi keyifle öldürülür. Tabii ki gecesi keyifle öldürülür.

Sabahleyin müezzin yukarıda minareden bağırır durur: Sabahleyin müezzin yukarıda minareden bağırır durur:

Hayye ale's-selâh. "Haydi, namaza gelin." Hayye ale's-selâh.Hayye ale's-selâh. "Haydi, namaza gelin." Hayye ale's-selâh. "Kurtuluşa, felaha gelin; ne uyuyorsunuz!""Kurtuluşa, felaha gelin; ne uyuyorsunuz!" Arkasından da yine bağırır:Arkasından da yine bağırır: es-Salâtu hayrun mine'n-nevm. "Yahu namaz uykudan daha hayırlı! es-Salâtu hayrun mine'n-nevm. "Yahu namaz uykudan daha hayırlı! Uykuyu bırakın da namaza gelin!.." Kim duyacak? Uykuyu bırakın da namaza gelin!.."

Kim duyacak?

Başına yorganı çekmiş. Zaten adam yorgun 02.00' de, 02.30'da, 03.00'te yattı; bîtap düştü. Başına yorganı çekmiş. Zaten adam yorgun 02.00' de, 02.30'da, 03.00'te yattı; bîtap düştü. Bu şimdi ancak 10'da kalkar, gözleri çapaklı çapaklı kalkar.Bu şimdi ancak 10'da kalkar, gözleri çapaklı çapaklı kalkar. Sonra ellerini yüzünü yıkar. Sen maazallah bir işin olur da Sonra ellerini yüzünü yıkar. Sen maazallah bir işin olur da çarşıya pazara gidersen saat 9'da açık dükkân bile bulamazsın!çarşıya pazara gidersen saat 9'da açık dükkân bile bulamazsın! 9.00 geçecek, 9.30, 10.00 geçecek… 9.00 geçecek, 9.30, 10.00 geçecek… Şimdi esnafımız genel müdürlerle yarışıyor! Öğleye yakın açılır. Şimdi esnafımız genel müdürlerle yarışıyor! Öğleye yakın açılır. Ondan sonra kaç vakitte ne olursa…. Akşam olur, yatsı olur evine ne zaman gider? Ondan sonra kaç vakitte ne olursa…. Akşam olur, yatsı olur evine ne zaman gider?

Evde bereket olmaz ki! Ben hatırlıyorum: Evde bereket olmaz ki!

Ben hatırlıyorum:

Bizim çocukluğumuzda hele hele akşam namazından sonra dışarıda bir kal bakalım. Bizim çocukluğumuzda hele hele akşam namazından sonra dışarıda bir kal bakalım. Akşam ezanı okunduktan sonra eve gelsen babaların, dedelerin kaşları çatılmış,Akşam ezanı okunduktan sonra eve gelsen babaların, dedelerin kaşları çatılmış, evde bir fırtına esiyor ki insanın ödü patlar. evde bir fırtına esiyor ki insanın ödü patlar.

İnsan akşam namazından sonra hiç dışarıda kalır mı? İnsan akşam namazından sonra hiç dışarıda kalır mı?

Erkek çocuğu, kız değil! Şimdi bakıyorum da bebeler ellerinde çanta,Erkek çocuğu, kız değil!

Şimdi bakıyorum da bebeler ellerinde çanta,
yatsı vaktinde okuldan dönüyorlar; işler tamamen tersine dönmüş.yatsı vaktinde okuldan dönüyorlar; işler tamamen tersine dönmüş. Mümkünse biz düzgününü yapacağız, erkenden işimize koşacağız, işimizi çabuk halledeceğiz. Mümkünse biz düzgününü yapacağız, erkenden işimize koşacağız, işimizi çabuk halledeceğiz.

Bizim yaşam tarzımız, dedelerimizin yaşayış tarzıBizim yaşam tarzımız, dedelerimizin yaşayış tarzı iman ile İslâm ile beraber bulunmuş bir hayat formülüdür,iman ile İslâm ile beraber bulunmuş bir hayat formülüdür, en güzel yaşam tarzıdır, sıhhate en uygunudur; gözün sıhhatine, bedenin, aklın sıhhatine uygundur.en güzel yaşam tarzıdır, sıhhate en uygunudur; gözün sıhhatine, bedenin, aklın sıhhatine uygundur. Doktorlar diyorlar ki insan gündüz, gece uyuduğunun üç misli de uyusa o tadı bulamaz. Doktorlar diyorlar ki insan gündüz, gece uyuduğunun üç misli de uyusa o tadı bulamaz. Gündüz uykusunda o dinlendiricilik yoktur! Gündüz uykusunda o dinlendiricilik yoktur! Belki güneş ışınları ile ilgili belki görünmeyen birtakım tesirlerle ilgili… Belki güneş ışınları ile ilgili belki görünmeyen birtakım tesirlerle ilgili… Gündüzün uykusu geceninki gibi dinlendirici olmuyor. Gündüzün uykusu geceninki gibi dinlendirici olmuyor.

O zaman erken vaktinde, uyku vaktinde yat uyu, uyanıklık vaktinde kalk,O zaman erken vaktinde, uyku vaktinde yat uyu, uyanıklık vaktinde kalk, ibadet vaktinde ibadet et, çalışma vaktinde çalış. "Memurlar öyle yapıyor…" ibadet vaktinde ibadet et, çalışma vaktinde çalış.

"Memurlar öyle yapıyor…"

Canım memurlar öyle, sen kendine göre hareket et! Canım memurlar öyle, sen kendine göre hareket et! Cumartesi-pazar günü tatil, müslümanlar cuma günü namaza gidemiyor. Cumartesi-pazar günü tatil, müslümanlar cuma günü namaza gidemiyor. Sistem kaymış, cumartesi günü havraya gidebilir. Buyursun gitsin, tatil.Sistem kaymış, cumartesi günü havraya gidebilir. Buyursun gitsin, tatil. Pazar günü hristiyanlar kiliseye gidebilir, buyursun gitsin.Pazar günü hristiyanlar kiliseye gidebilir, buyursun gitsin. Bize tabi pazar günü kilise günü demiyorlar ama biz cuma günü Cuma namazı kılamıyoruz! Bize tabi pazar günü kilise günü demiyorlar ama biz cuma günü Cuma namazı kılamıyoruz!

Peygamber Efendimiz, buyuruyor ki; "Üç cuma, Peygamber Efendimiz, buyuruyor ki; "Üç cuma, Cuma namazı kılmayanın kalbinde mânevî bir nuru iptal edilir, mühürlenir, gönlü iptal edilir!" Cuma namazı kılmayanın kalbinde mânevî bir nuru iptal edilir, mühürlenir, gönlü iptal edilir!"

Gönlü iptal edildi, mühürlendi, hadi buyur bakalım! Kapalı bir kapıyı açabilir misin?Gönlü iptal edildi, mühürlendi, hadi buyur bakalım!

Kapalı bir kapıyı açabilir misin?
Zabıta memurları gelmiş, bir dükkânı mühürlemişler, açılır mı? Açılmaz!Zabıta memurları gelmiş, bir dükkânı mühürlemişler, açılır mı? Açılmaz! Her şeyimizi tepe taklak etmişiz. Millet elleri üstünde yürüyor;Her şeyimizi tepe taklak etmişiz. Millet elleri üstünde yürüyor; başları aşağıda, bacakları yukarıda, sallana sallana yürüyor. O zaman terakki o kadar olur. başları aşağıda, bacakları yukarıda, sallana sallana yürüyor. O zaman terakki o kadar olur.

Elleri üstünde yürüyen insanın alacağı mesafeler ne kadardır ayakları üstünde normal, Elleri üstünde yürüyen insanın alacağı mesafeler ne kadardır ayakları üstünde normal, tabii olarak yürüyen insanın alacağı mesafe ne kadardır?!.. tabii olarak yürüyen insanın alacağı mesafe ne kadardır?!..

Millet cambazlık yapıyor. Allah akıl fikir versin. Millet cambazlık yapıyor. Allah akıl fikir versin.

Üçüncü hadîs-i şerîf: Üçüncü hadîs-i şerîf:

Yâ Aliyyü, kassu'z-zufri ve netfü'l-ibti ve halku'l-âneti yevme'l-hamîsi,Yâ Aliyyü, kassu'z-zufri ve netfü'l-ibti ve halku'l-âneti yevme'l-hamîsi, ve't-tîbü ve'l-libâsü yevme'l-cumuati. ve't-tîbü ve'l-libâsü yevme'l-cumuati.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri Hz. Ali Efendimiz'e buyurmuş ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri Hz. Ali Efendimiz'e buyurmuş ki;

"Tırnağın kesilmesi, koltuk altının kıllarının izale edilmesi, kesilmesi, kazınması,"Tırnağın kesilmesi, koltuk altının kıllarının izale edilmesi, kesilmesi, kazınması, koparılması, kasıklardaki kılların temizlenmesi gibi işler perşembe gününden olur; koparılması, kasıklardaki kılların temizlenmesi gibi işler perşembe gününden olur; cuma günü güzel koku sürünmek, iyi elbiseler giyinmek vardır!" cuma günü güzel koku sürünmek, iyi elbiseler giyinmek vardır!"

Muhterem kardeşlerim! Müslüman'ın her hafta bayramı var. Muhterem kardeşlerim!

Müslüman'ın her hafta bayramı var.
Elhamdülillah, hem de nurlu, feyizli, ışıklı, şaşaalı bir mânevî bayram!Elhamdülillah, hem de nurlu, feyizli, ışıklı, şaşaalı bir mânevî bayram! Cuma günü müslümanın bayramıdır; gecesi de bayramdır gündüzü de bayramdır,Cuma günü müslümanın bayramıdır; gecesi de bayramdır gündüzü de bayramdır, gecesi de sevaplıdır gündüzü de sevaplıdır. gecesi de sevaplıdır gündüzü de sevaplıdır.

Cuma günü müslüman nasıl bayram yapacak? Cuma günü müslüman nasıl bayram yapacak?

Müslüman cuma günü bir kere sabah namazında camide bulunacak,Müslüman cuma günü bir kere sabah namazında camide bulunacak, perşembe günü yatsı namazında camide olacak ki cuma gecesini ibadetle geçirmiş gibi sevap alsın! perşembe günü yatsı namazında camide olacak ki cuma gecesini ibadetle geçirmiş gibi sevap alsın! Sabah namazına kalktıktan sonra işrak vaktine kadar zikirle, Kur'an'la, ibadetle meşgul olacak. Sabah namazına kalktıktan sonra işrak vaktine kadar zikirle, Kur'an'la, ibadetle meşgul olacak. Öğle namazına kadar bir ara Kehf sûresini okuyacak çünkü 10 günlük günahı bağışlanıyor. Öğle namazına kadar bir ara Kehf sûresini okuyacak çünkü 10 günlük günahı bağışlanıyor.

Ondan sonra bir cuma abdesti alacak; gusül dediğimiz, tepeden tırnağa yıkanmak. Ondan sonra bir cuma abdesti alacak; gusül dediğimiz, tepeden tırnağa yıkanmak. Peygamber Efendimiz haftada bir yıkanmayı, en aşağı haftada bir yıkanmayı tavsiye ediyor.Peygamber Efendimiz haftada bir yıkanmayı, en aşağı haftada bir yıkanmayı tavsiye ediyor. Cuma günlerine denk getirirse ayrıca sevabı vardır. Cuma günlerine denk getirirse ayrıca sevabı vardır. Gusül abdesti aldığı zaman Allahu Teâlâ hazretleriGusül abdesti aldığı zaman Allahu Teâlâ hazretleri tam yedi günlük günahını 3 gün ziyadesi ile siler, süpürür, akıtır, götürür; tam yedi günlük günahını 3 gün ziyadesi ile siler, süpürür, akıtır, götürür; müslümanı arındırır, pak eder. O bakımdan cuma günü müslüman, evinde gusül abdesti alacak.müslümanı arındırır, pak eder. O bakımdan cuma günü müslüman, evinde gusül abdesti alacak. "Su olmayan bir yer olsa, sular kesik olsa, kıt olsa eğer bir kupa bile su [varsa] o kupa suyu alıp "Su olmayan bir yer olsa, sular kesik olsa, kıt olsa eğer bir kupa bile su [varsa] o kupa suyu alıp cuma günü gusül abdesti almak lazım…" diye cuma günü gusül abdesti almak lazım…" diye büyükler bu işin ehemmiyetini o kadar güzel anlamışlar ve izah etmişlerdir. büyükler bu işin ehemmiyetini o kadar güzel anlamışlar ve izah etmişlerdir.

Cuma namazlarına -vaaz olsun olmasın- erken gelmek lazım. Cuma namazlarına -vaaz olsun olmasın- erken gelmek lazım. Millet camiye geliyor, meshli, takkeli, bastonlu, beyaz sakallı hacı babalar, dedeler, dayılar; Millet camiye geliyor, meshli, takkeli, bastonlu, beyaz sakallı hacı babalar, dedeler, dayılar; kasabalarda, köylerde caminin avlusuna devrilmiş olan ağaç kütüğünün üstünekasabalarda, köylerde caminin avlusuna devrilmiş olan ağaç kütüğünün üstüne kumru kuşları gibi diziliyorlar, gayet güzel diziliyorlar. Caminin kapısı açık. Neden? kumru kuşları gibi diziliyorlar, gayet güzel diziliyorlar. Caminin kapısı açık.

Neden?

Daha namaza vakit var. Mübarekler güneşleniyorlar. Daha namaza vakit var. Mübarekler güneşleniyorlar. Caminin içine girmek sevap! Caminin içine gireceksin. Hoca varsa var, yoksa yok!Caminin içine girmek sevap! Caminin içine gireceksin. Hoca varsa var, yoksa yok! Tespih çekersin, Allah dersin, lâ ilâhe illallah dersin, subhanallah dersin;Tespih çekersin, Allah dersin, lâ ilâhe illallah dersin, subhanallah dersin; Kur'an'ı açarsın, sûre okursun, hatim, cüz okursun; bir dinî kitap alırsın onu okursun.Kur'an'ı açarsın, sûre okursun, hatim, cüz okursun; bir dinî kitap alırsın onu okursun. Veyahut vaiz falan gelmeyecekse semtin vaizi yoksa hiç boşuna bekleme;Veyahut vaiz falan gelmeyecekse semtin vaizi yoksa hiç boşuna bekleme; çantana bir bant, yanına bir teyp alırsın, oraya takıverirsin;çantana bir bant, yanına bir teyp alırsın, oraya takıverirsin; falanca vaiz efendinin beğendiğin bir vaazını cemaate dinletirsin.falanca vaiz efendinin beğendiğin bir vaazını cemaate dinletirsin. Kendin de erken gidersin. Çünkü erken giden deve kurban etmiş gibi sevap kazanacak, Kendin de erken gidersin. Çünkü erken giden deve kurban etmiş gibi sevap kazanacak, ondan daha geç giden koyun kurban etmiş gibi sevap kazanacak, ondan daha geç giden koyun kurban etmiş gibi sevap kazanacak, ondan sonra derece derece azalacak. ondan sonra derece derece azalacak.

İmam minbere çıktığı zaman insanların sevabını yazan melekler defterlerini kapatırlar, İmam minbere çıktığı zaman insanların sevabını yazan melekler defterlerini kapatırlar, artık mânevî bakımdan imamı dinlemeye gelirler. artık mânevî bakımdan imamı dinlemeye gelirler. Ondan sonra gelen sadece Cuma farzını eda etmiş olur, bir fazilet kazanamaz; erkenden gidecek! Ondan sonra gelen sadece Cuma farzını eda etmiş olur, bir fazilet kazanamaz; erkenden gidecek!

Ayrıca tırnaklarını kesecek. Koltuk altında mısır püskülü gibi kıllar uzarsa ne olur? Ayrıca tırnaklarını kesecek.

Koltuk altında mısır püskülü gibi kıllar uzarsa ne olur?

Onlar insan terledikçe ıslanır, sonra kurur, sonra tekrar ıslanır, tekrar kurur... Onlar insan terledikçe ıslanır, sonra kurur, sonra tekrar ıslanır, tekrar kurur... Terler orada kristalleşir, koltuğunun altından teke kokusu gibi koku yayılır.Terler orada kristalleşir, koltuğunun altından teke kokusu gibi koku yayılır. İslâm, temizlik dini olduğundan İslâm'da koltuk altının temizlenmesi önemlidir. İslâm, temizlik dini olduğundan İslâm'da koltuk altının temizlenmesi önemlidir. Koltuk altını temizleyecek. Allah, İnsanın kasıklarında kıl bitirmiştir.Koltuk altını temizleyecek. Allah, İnsanın kasıklarında kıl bitirmiştir. Bu kılların temizlenmesi esastır. Bu kılların temizlenmesi esastır. Çünkü orası da terler, orada da koku olur, daha başka şeylere sebep olur. Çünkü orası da terler, orada da koku olur, daha başka şeylere sebep olur. O bakımdan her türlü pislik tutacak şeyler toplanır. O bakımdan her türlü pislik tutacak şeyler toplanır.

Dikkat ederseniz dinimiz sakalı uzatmayı tavsiye ediyor, bıyık uzatmayı tavsiye etmiyor! Dikkat ederseniz dinimiz sakalı uzatmayı tavsiye ediyor, bıyık uzatmayı tavsiye etmiyor! Çünkü burun altındadır. Maddî sebebi araştırılacak olursa temizlik zor olur. Çünkü burun altındadır. Maddî sebebi araştırılacak olursa temizlik zor olur. Alevî kardeşlerimizin dönen, ağzının içine giren koca bıyıkları vardır, övünürler. Alevî kardeşlerimizin dönen, ağzının içine giren koca bıyıkları vardır, övünürler. Koçboynuzu gibi kıvır kıvır; "Benim bıyığım şu kadar metre…" diye övünürler. Koçboynuzu gibi kıvır kıvır; "Benim bıyığım şu kadar metre…" diye övünürler. Onda övünülecek bir şey yok çünkü burnunun altında, bıyığın uzun olmaması lazım. Onda övünülecek bir şey yok çünkü burnunun altında, bıyığın uzun olmaması lazım. Peygamber Efendimiz, "Bıyıklarınızı kısaltın, sakallarınızı uzatın!" demiş, millet tersini yapıyor;Peygamber Efendimiz, "Bıyıklarınızı kısaltın, sakallarınızı uzatın!" demiş, millet tersini yapıyor; sakallarını kesiyor, bıyıkları uzatıyor uzatıyor. sakallarını kesiyor, bıyıkları uzatıyor uzatıyor. Kendisini kahraman görüyor, artık bu mahallenin efesi benim diye etrafta dolaşıyor.Kendisini kahraman görüyor, artık bu mahallenin efesi benim diye etrafta dolaşıyor. Bu efelik değil! Bu efelik değil!

Efelik sünnete uymaktır! Sen sünnet-i seniyyeye uyabiliyorsan efesin,Efelik sünnete uymaktır! Sen sünnet-i seniyyeye uyabiliyorsan efesin, uyamıyorsan çok zayıfmış, biçare ki uyamadı bile! Sevgili Peygamber Efendimiz'in yoluna bile uyamıyor;uyamıyorsan çok zayıfmış, biçare ki uyamadı bile! Sevgili Peygamber Efendimiz'in yoluna bile uyamıyor; zayıf, biçare, yoksul, güçsüz, zavallı! Uyamıyor ki! zayıf, biçare, yoksul, güçsüz, zavallı! Uyamıyor ki!

Tabii ki koltuklarını tıraş edecek, tırnaklarını kesecek... Tabii ki koltuklarını tıraş edecek, tırnaklarını kesecek...

Ne zaman yapacak? Peygamberimiz; yapacağı zamanı perşembe günü, diyor. Ne zaman yapacak?

Peygamberimiz; yapacağı zamanı perşembe günü, diyor.
Demek ki perşembe günü akşam ezanı okunmazdan önce bu temizlik işleri bitmiş olacak. Demek ki perşembe günü akşam ezanı okunmazdan önce bu temizlik işleri bitmiş olacak. Cuma günü gusül abdesti alacağız, güzel kokuları süreceğiz, Cuma günü gusül abdesti alacağız, güzel kokuları süreceğiz, temiz elbiselerimizi, temiz çorapları giyeceğiz. "Temiz çorabım yok..." temiz elbiselerimizi, temiz çorapları giyeceğiz.

"Temiz çorabım yok..."

O zaman bir haftadır giydiğin çorapla camiye gelme!O zaman bir haftadır giydiğin çorapla camiye gelme! Mâşaallah sıhhatli bir adamsın, ayakların da kokuyor, korkunç bir kokusu var; Mâşaallah sıhhatli bir adamsın, ayakların da kokuyor, korkunç bir kokusu var; o ayakkabının içinde dursun, hiç giyme! Ayaklarını şadırvanda gıcır gıcır yıka, çıplak ayakla gel! o ayakkabının içinde dursun, hiç giyme! Ayaklarını şadırvanda gıcır gıcır yıka, çıplak ayakla gel!

Ne olur? Hiçbir şey olmaz, daha iyi olur. Ne olur?

Hiçbir şey olmaz, daha iyi olur.
Millet terden sırılsıklam olmuş çorapla işten çıkıyor, camiye geliyor.Millet terden sırılsıklam olmuş çorapla işten çıkıyor, camiye geliyor. Artık arkasındaki, sağındaki, solundaki müslümanlara Allah sabır eylesin. Artık arkasındaki, sağındaki, solundaki müslümanlara Allah sabır eylesin. İnnallâhe mea's-sâbirîn… Önündekinin çorabının kokusunu dinleyecek. İnnallâhe mea's-sâbirîn… Önündekinin çorabının kokusunu dinleyecek.

Temiz bir çorapla gelecek. Temiz yoksa ayaklarını yıkayacak öyle gelecek. Temiz bir çorapla gelecek. Temiz yoksa ayaklarını yıkayacak öyle gelecek. Temiz elbiseler giyecek, güzel kokular sürecek,Temiz elbiseler giyecek, güzel kokular sürecek, imamdan evvel camiye gelecek oturacak, itikâfa niyet edecek. imamdan evvel camiye gelecek oturacak, itikâfa niyet edecek.

İmam konuşurken can kulağıyla dinleyecek. İmam konuşurken can kulağıyla dinleyecek. Millet uykusunu imamın tam hutbeye çıktığı zamana ayırıyor.Millet uykusunu imamın tam hutbeye çıktığı zamana ayırıyor. Hazır bu zaman boş geçmesin, diye imam yukarı çıktı mı, elhamdülillah elhamdülillah… Hazır bu zaman boş geçmesin, diye imam yukarı çıktı mı, elhamdülillah elhamdülillah… demeye başladı mı bizimki de nerdeyse horlayacak!demeye başladı mı bizimki de nerdeyse horlayacak! Bazen de horluyor, yanındaki dürtüyor, "Şşt, camidesin…" falan diyor.Bazen de horluyor, yanındaki dürtüyor, "Şşt, camidesin…" falan diyor. Yine sessiz uyukluyor. Şeytan yaptırıyor!Yine sessiz uyukluyor. Şeytan yaptırıyor! Çünkü aslında o hutbeyi dinlemek sevap, şeytan onu dinlettirmiyor. Çünkü aslında o hutbeyi dinlemek sevap, şeytan onu dinlettirmiyor.

İşte haftalık sistemimizde, insan haftanın sonunda perşembe günü o temizlikleri yapacak,İşte haftalık sistemimizde, insan haftanın sonunda perşembe günü o temizlikleri yapacak, cuma günü de güzel koku sürmek ve elbise giymek suretiyle gelecek, cuma günü de güzel koku sürmek ve elbise giymek suretiyle gelecek, durumu müsaitse camide ibadetini yapacak.durumu müsaitse camide ibadetini yapacak. Ama memursa yapamıyor, öğrenciyse yapamıyor.Ama memursa yapamıyor, öğrenciyse yapamıyor. Üniversitelerde bazı hocalar vardır, azılı güçlü, notları az, talebeyi parmağında oynatan; Üniversitelerde bazı hocalar vardır, azılı güçlü, notları az, talebeyi parmağında oynatan; kahraman gibi dersini tam Cuma saatine koyar. kahraman gibi dersini tam Cuma saatine koyar. Talebe hele bir gelmesin, ben onun nasıl canına okurum!.. Neden? Talebe hele bir gelmesin, ben onun nasıl canına okurum!..

Neden?

Cuma namazına götürtmeyecek! Cuma namazına götürtmeyecek! Allah'ın cezasına bak ki kendisine iman nasip etmemiş, bir mahrumiyet;Allah'ın cezasına bak ki kendisine iman nasip etmemiş, bir mahrumiyet; imanı varsa bile Cumayı kılamıyor, ikinci mahrumiyet. imanı varsa bile Cumayı kılamıyor, ikinci mahrumiyet. O da yetmiyormuş gibi birçok insanın Cuma kılmasına mâni oluyor. O da yetmiyormuş gibi birçok insanın Cuma kılmasına mâni oluyor.

Ne olur bu dersi buraya koymasan? Başka zaman ola ki yemek yeme vaktidir.Ne olur bu dersi buraya koymasan? Başka zaman ola ki yemek yeme vaktidir. Müslüman yemek yemekten vazgeçecek, camiye gidecek, ne olur ki? Müslüman yemek yemekten vazgeçecek, camiye gidecek, ne olur ki?

Adamcağız akılsız! İnadına koyarlar: Tam o saate toplantı, gitsen bir türlü gitmesen bir türlü. Adamcağız akılsız! İnadına koyarlar: Tam o saate toplantı, gitsen bir türlü gitmesen bir türlü. Millet neler çeker. Ne olur 11'de tatil ediver, 1'de işi başlat; akşam 8'e kadar çalıştır.Millet neler çeker. Ne olur 11'de tatil ediver, 1'de işi başlat; akşam 8'e kadar çalıştır. "Cuma günü saat 6'da bekliyorum." de, bir şey yapıver de milletin yüzü gülsün. "Cuma günü saat 6'da bekliyorum." de, bir şey yapıver de milletin yüzü gülsün. Olmayacak bir şey değil, bunların hepsi olur! Olmayacak bir şey değil, bunların hepsi olur!

Ben Sakarya Mühendislik'te hocalık yaparkenBen Sakarya Mühendislik'te hocalık yaparken mahrumiyet bölgesi olduğu için hoca bulmak gerektiğindenmahrumiyet bölgesi olduğu için hoca bulmak gerektiğinden Sakarya Mühendislik'te cumartesi-pazar günü ders vardı.Sakarya Mühendislik'te cumartesi-pazar günü ders vardı. Ben Ankara'dan, İlahiyat fakültesinden cuma günü akşam vasıtaya binerdim, Ben Ankara'dan, İlahiyat fakültesinden cuma günü akşam vasıtaya binerdim, cumartesi günü Sakarya'da dersimi yapardım.cumartesi günü Sakarya'da dersimi yapardım. Çünkü ders vardı, onların tatilleri de hafta içinde idi. Bak gördün mü, olabiliyor.Çünkü ders vardı, onların tatilleri de hafta içinde idi. Bak gördün mü, olabiliyor. Bir ayarlama yapmak pekâlâ mümkün! Bu milletin ibadetlerini yapabilme imkânı sağlansa ne olur? Bir ayarlama yapmak pekâlâ mümkün!

Bu milletin ibadetlerini yapabilme imkânı sağlansa ne olur?

Bak, Avrupalı'nın pazar günü tatil yapmasının sebebi dinîdir.Bak, Avrupalı'nın pazar günü tatil yapmasının sebebi dinîdir. Kardeşlerim, biz müslümanız!Kardeşlerim, biz müslümanız! Onlar pazar günü kiliseye gidebilmek içinOnlar pazar günü kiliseye gidebilmek için herkes kiliseye gelsin, papazın sözünü dinlesin, diye mecburî tatil koymuşlar.herkes kiliseye gelsin, papazın sözünü dinlesin, diye mecburî tatil koymuşlar. Biz uyanmamışız, biz ona benziyoruz!Biz uyanmamışız, biz ona benziyoruz! Aklımızı mantığımızı kullanalım, kendi dinimize uygun hareket edelim. Aklımızı mantığımızı kullanalım, kendi dinimize uygun hareket edelim.

Yâ Ammâru, İnne lillâhi Teâlâ meleken, e'tâhü semâa'l-halâiki küllihâ,Yâ Ammâru, İnne lillâhi Teâlâ meleken, e'tâhü semâa'l-halâiki küllihâ, ve hüve kâimün alâ kabrî izâ mittü ilâ yevmi'l-kıyâmeti.ve hüve kâimün alâ kabrî izâ mittü ilâ yevmi'l-kıyâmeti. Fe leyse ehadün min ümmeti yusalli aleyye salâten illâ semmâhü bismihî ve's-mi ebîhi, kâle:Fe leyse ehadün min ümmeti yusalli aleyye salâten illâ semmâhü bismihî ve's-mi ebîhi, kâle: Yâ Muhammedü, salle felânün aleyke kezâ ve kezâ, Yâ Muhammedü, salle felânün aleyke kezâ ve kezâ, fe yusallî'r-rabbü alâ zâlike'r-racüli bi-külli vâhidetin aşrân. fe yusallî'r-rabbü alâ zâlike'r-racüli bi-külli vâhidetin aşrân.

Bu hadîs-i şerîf Peygamber Efendimiz'e salat u selâm getirmekle ilgilidir. Bu hadîs-i şerîf Peygamber Efendimiz'e salat u selâm getirmekle ilgilidir. Ammâr b. Yasir, o mübarek sahabi rivayet eylemiş, Allah şefaatine erdirsin. Ammâr b. Yasir, o mübarek sahabi rivayet eylemiş, Allah şefaatine erdirsin. Peygamber Efendimiz diyor ki; Peygamber Efendimiz diyor ki;

"Ey Ammâr! Allah'ın bir meleği vardır,"Ey Ammâr! Allah'ın bir meleği vardır, Allah bu meleğe bütün mahlukâtın sözlerini dinlemek kabiliyetini vermiştir.Allah bu meleğe bütün mahlukâtın sözlerini dinlemek kabiliyetini vermiştir. Hepsini birden dinleyebilir. Herkes konuşsa herkesi ayrıca dinleyebilir, Hepsini birden dinleyebilir. Herkes konuşsa herkesi ayrıca dinleyebilir, Allahu Teâlâ hazretleri o meleğe öyle bir kabiliyet vermiştir.Allahu Teâlâ hazretleri o meleğe öyle bir kabiliyet vermiştir. O melek ben vefat ettiğim zaman kıyamet gününe kadar kabrimin üzerinde duracak.O melek ben vefat ettiğim zaman kıyamet gününe kadar kabrimin üzerinde duracak. Peygamber Efendimiz sağlığında söylüyor.Peygamber Efendimiz sağlığında söylüyor. Ümmetimden hiçbir şahıs yoktur ki bana salât u selâm ettiği zaman Ümmetimden hiçbir şahıs yoktur ki bana salât u selâm ettiği zaman o melek bana onun kendi ismiyle, babasının ismiyle bunu haber vermesin!o melek bana onun kendi ismiyle, babasının ismiyle bunu haber vermesin! Der ki, 'Yâ Muhammed! Filanca sana şöyle şöyle salât u selâm etti…' O melek bana bildirir. Der ki, 'Yâ Muhammed! Filanca sana şöyle şöyle salât u selâm etti…' O melek bana bildirir. Peygamber Efendimiz'e o şahsın salat u selâmını o melek bildirir Peygamber Efendimiz'e o şahsın salat u selâmını o melek bildirir ve bunun üzerine Allahu Teâlâ, Rabbimiz Teâlâ hazretleri deve bunun üzerine Allahu Teâlâ, Rabbimiz Teâlâ hazretleri de o adamın her bir salat u selâmına mukabil 10 misli salat u selâm eder.o adamın her bir salat u selâmına mukabil 10 misli salat u selâm eder. Allah o adama selam eder!" Allah o adama selam eder!"

Ne diye? Ne diye?

Peygamber Efendimiz'e salât u selâm getirdi diye! Peygamber Efendimiz'e salât u selâm getirdi diye!

Demek ki bir insan Peygamber Efendimiz'e salavat getirirse; Demek ki bir insan Peygamber Efendimiz'e salavat getirirse;

1. Melek onu Peygamber Efendimiz'e bildiriyor. 1. Melek onu Peygamber Efendimiz'e bildiriyor.

2. Allah celle celâlüh salâvat getiren kimseye on salâvat getiriyor.2. Allah celle celâlüh salâvat getiren kimseye on salâvat getiriyor. Rahmetini, mağfiretini ihsan ediyor, Allahu Teâlâ hazretleri o kula salât u selâm ediyor. Rahmetini, mağfiretini ihsan ediyor, Allahu Teâlâ hazretleri o kula salât u selâm ediyor.

Ne mutlu, ne büyük bir şeref! O bakımdan bu hususta çok hadîs-i şerîfler vardır. Ne mutlu, ne büyük bir şeref! O bakımdan bu hususta çok hadîs-i şerîfler vardır. Peygamber Efendimiz'e salat u selâmı çokça edelim. Peygamber Efendimiz'e salat u selâmı çokça edelim.

Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki;Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki; "O adamın burnu yere sürtsün!" Rakıme enfü racülin diye ibare geçtiği için "sürtsün" diye de tercüme edilebilir,"O adamın burnu yere sürtsün!" Rakıme enfü racülin diye ibare geçtiği için "sürtsün" diye de tercüme edilebilir, diye geçtiği için ibâre, sürter mânasına ihbâri de olur. diye geçtiği için ibâre, sürter mânasına ihbâri de olur.

Peygamber Efendimiz; "O adamın burnu yere sürter ki ben onun yanında adım anılmış olduğu hâldePeygamber Efendimiz; "O adamın burnu yere sürter ki ben onun yanında adım anılmış olduğu hâlde o bana salât u selâm getirmemiş, o insanın burnu yerde sürter!" veya "Sürtsün!" diyor. o bana salât u selâm getirmemiş, o insanın burnu yerde sürter!" veya "Sürtsün!" diyor.

Demek ki Peygamber Efendimiz'in adı anıldı mı bir insan sallallahu aleyhi ve sellem diyecek, Demek ki Peygamber Efendimiz'in adı anıldı mı bir insan sallallahu aleyhi ve sellem diyecek, ona salât u selâm getirecek, büyüklerimiz bu âdeti hadislerden öğrendiği için ne yapıyorlar?ona salât u selâm getirecek, büyüklerimiz bu âdeti hadislerden öğrendiği için ne yapıyorlar? Aleyhisselam diyorlar,Aleyhisselam diyorlar, Musa aleyhisselam, İsa aleyhisselam, Hz. Muhammed aleyhisselam… Aleyhisselam ne demek? Musa aleyhisselam, İsa aleyhisselam, Hz. Muhammed aleyhisselam…

Aleyhisselam ne demek?

"Size selam olsun" demek. Kısası bu, uzunu sallallahu aleyhi ve sellem"Size selam olsun" demek. Kısası bu, uzunu sallallahu aleyhi ve sellem veyahut daha başka çeşitleri vardır. Kitaplarda ayrı ayrı faziletleri yazılmıştır. veyahut daha başka çeşitleri vardır. Kitaplarda ayrı ayrı faziletleri yazılmıştır.

Ama sen Peygamber Efendimiz'e salat u selâm ettin mi çok sevap kazanıyorsun. Ama sen Peygamber Efendimiz'e salat u selâm ettin mi çok sevap kazanıyorsun. Bir kere havada kaybolmuyor, melekler götürüp Peygamber Efendimiz'eBir kere havada kaybolmuyor, melekler götürüp Peygamber Efendimiz'e senin isminle babanın ismini de söyleyerek künyeni ona bildiriyorlar: senin isminle babanın ismini de söyleyerek künyeni ona bildiriyorlar:

"Yâ Resûlallah! Filancanın oğlu falanca sana şöyle şöyle salât u selâm ettiler!" diye bildiriyorlar."Yâ Resûlallah! Filancanın oğlu falanca sana şöyle şöyle salât u selâm ettiler!" diye bildiriyorlar. Allah da o salât u selâm eden kimseye on salat u selâm ediyor.Allah da o salât u selâm eden kimseye on salat u selâm ediyor. Allah'ın selamı Kur'ân-ı Kerîm'de ve âyet-i kerîmede geçiyor ki; Allah'ın selamı Kur'ân-ı Kerîm'de ve âyet-i kerîmede geçiyor ki;

Bismillâhirrahmânirahim. Bismillâhirrahmânirahim.

İnnallâhe ve melâiketehû yusallîne ale'n-nebiyyİnnallâhe ve melâiketehû yusallîne ale'n-nebiyy yâ eyyühellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ. yâ eyyühellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ.

Hiç şüphe yok ki Allahu Teâlâ hazretleri ve onun melekleri Hiç şüphe yok ki Allahu Teâlâ hazretleri ve onun melekleri Peygamber Efendimiz'e salat u selâm ederler!Peygamber Efendimiz'e salat u selâm ederler! Ey siz mü'min olan kullar, sizler de ona salavat eyleyin ve siz de selam getirin!" Ey siz mü'min olan kullar, sizler de ona salavat eyleyin ve siz de selam getirin!"

Kur'ân-ı Kerîm'de emrediliyor: O farzdır. Kur'ân-ı Kerîm'de emrediliyor: O farzdır. Bu yüzden müslümanlar Peygamber Efendimiz'e salat u selâm getirir. Bu yüzden müslümanlar Peygamber Efendimiz'e salat u selâm getirir. Bir kere getirirse farziyet yapılmış olur da her zikredildiği zaman yapacaktır. Bir kere getirirse farziyet yapılmış olur da her zikredildiği zaman yapacaktır. Salât u selâmı yapmazsa o kulun burnu yerde sürter.Salât u selâmı yapmazsa o kulun burnu yerde sürter. Mahrum kalır, Peygamber Efendimiz'in sevgisine eremez, şefaatine eremez,Mahrum kalır, Peygamber Efendimiz'in sevgisine eremez, şefaatine eremez, kenarda sümüğünü çeker kalır! kenarda sümüğünü çeker kalır!

Onun için Peygamber Efendimiz'in sevgisini gönlüne yerleştirecek,Onun için Peygamber Efendimiz'in sevgisini gönlüne yerleştirecek, adı anıldığı zaman salat u selâmı çokça edecek. adı anıldığı zaman salat u selâmı çokça edecek. Peygamber Efendimiz cuma günlerinde salât u selâmı çokça etmeyi de zaten bize tavsiye eylemiştir.Peygamber Efendimiz cuma günlerinde salât u selâmı çokça etmeyi de zaten bize tavsiye eylemiştir. Yalnız bu âyet-i kerîmenin izahında müfessirler var ki Yalnız bu âyet-i kerîmenin izahında müfessirler var ki Allah Peygamber Efendimiz'e nasıl salat ediyor, melekler nasıl salât u selâm ediyor, o ne demek?.. Allah Peygamber Efendimiz'e nasıl salat ediyor, melekler nasıl salât u selâm ediyor, o ne demek?..

Allahu Teâlâ hazretlerinin ve meleklerinin salât u selâmı nasıl oluyor? Allahu Teâlâ hazretlerinin ve meleklerinin salât u selâmı nasıl oluyor?

Allah'ın salât u selâmı demek, rahmeti demektir. Allah'ın salât u selâmı demek, rahmeti demektir. Allah rahmetini ihsan ediyor, kim bilir ne rahmetlere gark ediyor? Allah rahmetini ihsan ediyor, kim bilir ne rahmetlere gark ediyor?

Meleklerin salât u selâmı dua demektir. Meleklerin salât u selâmı dua demektir. Onlar dua ediyorlar, mü'minlerin de salât u selâmı demek ki Onlar dua ediyorlar, mü'minlerin de salât u selâmı demek ki kendilerinin Allah'ın rahmetine ermesine vesile oluyor. Burada bu mânaya geliyor. kendilerinin Allah'ın rahmetine ermesine vesile oluyor. Burada bu mânaya geliyor.

Onun için Peygamber Efendimiz'i tanıyın; Onun için Peygamber Efendimiz'i tanıyın; Peygamber Efendimiz'in sîretini okuyun, hadîs-i şerîflerini belleyin,Peygamber Efendimiz'in sîretini okuyun, hadîs-i şerîflerini belleyin, sünnet-i seniyyesini baş tacı edin! Sünnet-i seniyyesini ihya ederseniz, sünnet-i seniyyesini baş tacı edin! Sünnet-i seniyyesini ihya ederseniz, tatbik ederseniz Allah 100 şehit sevabı verecek! tatbik ederseniz Allah 100 şehit sevabı verecek! Ümmetin bozulduğu zamanda Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılalım! Ümmetin bozulduğu zamanda Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılalım! Gelin, bu haftadan itibaren hepimiz karar verelim:Gelin, bu haftadan itibaren hepimiz karar verelim: Her işimizi Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesine uygun yapmaya gayret edelim.Her işimizi Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesine uygun yapmaya gayret edelim. Her işimiz sünnete uygun olsun, bid'at olmasın; Her işimiz sünnete uygun olsun, bid'at olmasın; her işimiz Peygamber Efendimiz'in tavsiye ettiği gibi olsun,her işimiz Peygamber Efendimiz'in tavsiye ettiği gibi olsun, onun öğrettiği âdaba, ahlâka uygun yaşayalım. onun öğrettiği âdaba, ahlâka uygun yaşayalım.

Allahu Teâlâ hazretleri bu güzel duruma cümlemizi sahip ve nâil eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri bu güzel duruma cümlemizi sahip ve nâil eylesin.

Fâtiha-i Şerîfe mea'l-Besmele. Fâtiha-i Şerîfe mea'l-Besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2