Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Rasûlüllah’a Salât ü Selâmı Çok Eylemek

Mehmed Zahid KOTKU

20 Rebîü'l-Evvel 1396 / 21.03.1976
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Adaletli Hàkime Melekler Yardım Eder, Peygamber SAS ‘in Medine’ye Hicreti, Ölen Kimseye Telkinin Nasıl Yapılacağı, Kadının Namazı | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Rasûlüllah’a Salât ü Selâmı Çok Eylemek

Mehmed Zahid KOTKU

20 Rebîü'l-Evvel 1396 / 21.03.1976
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Adaletli Hàkime Melekler Yardım Eder, Peygamber SAS ‘in Medine’ye Hicreti, Ölen Kimseye Telkinin Nasıl Yapılacağı, Kadının Namazı | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâlehve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve küllü dalâletin fi'n-nâri. ve küllü dalâletin fi'n-nâri. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl kâle Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl kâle resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem; resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem;

İzâ celese'l-kâdî fî meclisihî hebeta aleyhi melekâni yüseddidânihî İzâ celese'l-kâdî fî meclisihî hebeta aleyhi melekâni yüseddidânihî ve yüveffikânihî ve yürşidânihî mâ lem yecüz fe-izâ câra aracâ ve terakâhü. ve yüveffikânihî ve yürşidânihî mâ lem yecüz fe-izâ câra aracâ ve terakâhü.

Ravâhü'l-Beyhakî an İbni Abbâs. Ravâhü'l-Beyhakî an İbni Abbâs.

Dersimize Cenâb-ı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in bir menâkıbı ile başlayalım. Dersimize Cenâb-ı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in bir menâkıbı ile başlayalım.

Malum ya Cenâb-ı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem peygamber olduktan Malum ya Cenâb-ı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem peygamber olduktan ve insanları İslâm'a davet ettikten sonra dinsizler Cenâb-ı Peygamber'e karşı cephe aldılar,ve insanları İslâm'a davet ettikten sonra dinsizler Cenâb-ı Peygamber'e karşı cephe aldılar, İslâm olanlara karşı cephe aldılar. İslâm olanlara karşı cephe aldılar. İslâmlara bir şey satmamak; yiyecek içecek giyecekten bir şey satmamak üzere ittifak ettiler. İslâmlara bir şey satmamak; yiyecek içecek giyecekten bir şey satmamak üzere ittifak ettiler. Müslümanlar çok müzâyaka kaldı ve Habeşiştan'a hicret etmek mecburiyetinde kaldılar. Müslümanlar çok müzâyaka kaldı ve Habeşiştan'a hicret etmek mecburiyetinde kaldılar. Hz. Ebû Bekr-i Sıddîk da [aralarında] olmak üzere yola çıktılar.Hz. Ebû Bekr-i Sıddîk da [aralarında] olmak üzere yola çıktılar. Bir kısmı Habeşistan'a gitti Ebû Bekr-i Sıddîk hazretleri geri döndürüldü. Bir kısmı Habeşistan'a gitti Ebû Bekr-i Sıddîk hazretleri geri döndürüldü.

Nihayet, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in katline ittifak ettiler; Nihayet, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in katline ittifak ettiler; "Başka çare bulamadık, bunu katletmekten, yok etmekten başka çaremiz yok." diyerekten."Başka çare bulamadık, bunu katletmekten, yok etmekten başka çaremiz yok." diyerekten. Bu ittifak üzere bir gece vakti hâne-i saadeti muhasaraya aldılar. Bu ittifak üzere bir gece vakti hâne-i saadeti muhasaraya aldılar. Her kabilenin insanlarından müteşekkil bir cani gurubu hâne-i saadeti muhasara ettiler. Her kabilenin insanlarından müteşekkil bir cani gurubu hâne-i saadeti muhasara ettiler. Tabii Cebrail vasıtasıyla bu olay Cenâb-ı Peygamber'e haber verildi.Tabii Cebrail vasıtasıyla bu olay Cenâb-ı Peygamber'e haber verildi. Cenâb-ı Peygamber hâne-i saadetinden onların gözleri önünde çıktı da göremediler.Cenâb-ı Peygamber hâne-i saadetinden onların gözleri önünde çıktı da göremediler. Gözleri önünde çıktı, göremediler. Allahu Teâlâ hıfz u himâye edince bir şey olmaz. Gözleri önünde çıktı, göremediler. Allahu Teâlâ hıfz u himâye edince bir şey olmaz.

Ebû Bekr-i Sıddîk ile beraber çıktılar, işte mağaraya kadar gittiler.Ebû Bekr-i Sıddîk ile beraber çıktılar, işte mağaraya kadar gittiler. Mağarada [geçirmiş oldukları] hayatı [anlatmak] uzun...Mağarada [geçirmiş oldukları] hayatı [anlatmak] uzun... Mağaradan sonra Medine-i Münevvere yoluna yöneldiler.Mağaradan sonra Medine-i Münevvere yoluna yöneldiler. Bu iz takipçileri Cenâb-ı Peygamber'i arama yoluna çıktılar.Bu iz takipçileri Cenâb-ı Peygamber'i arama yoluna çıktılar. Çünkü, "Kim bulup getirirse şöyle mükafat vereceğiz." diyerekten büyük bahşişler vaad ettiler. Çünkü, "Kim bulup getirirse şöyle mükafat vereceğiz." diyerekten büyük bahşişler vaad ettiler.

O canilerden birisi Resûlüllah'ı bir yerde yakaladı fakat Cenâb-ı Peygamber'in bir duasıyla O canilerden birisi Resûlüllah'ı bir yerde yakaladı fakat Cenâb-ı Peygamber'in bir duasıyla yer onu zapt etti.yer onu zapt etti. Yer onu zapt etti yürüyemez hale geldi, atıyla beraber oraya çakıldı.Yer onu zapt etti yürüyemez hale geldi, atıyla beraber oraya çakıldı. Anladı işi, tevbe etti, dedi; Anladı işi, tevbe etti, dedi;

"Yâ Resûlallah! Benden sana zarar gelmeyecek, müsaade et!" "Yâ Resûlallah! Benden sana zarar gelmeyecek, müsaade et!"

Birincisin de sözünden döndü fakat ikinci defasında sözünde sebat ederek Birincisin de sözünden döndü fakat ikinci defasında sözünde sebat ederek müslüman olarak geri döndü. müslüman olarak geri döndü.

Bu esnada tabii [Cenâb-ı Peygamber] günlerce de aç kalıyorlar, sıkıntı halinde, Bu esnada tabii [Cenâb-ı Peygamber] günlerce de aç kalıyorlar, sıkıntı halinde, yolda bir kadının çadırına uğradılar, koyuncu bir kadın.yolda bir kadının çadırına uğradılar, koyuncu bir kadın. Kocası koyunları almış götürmüş kadın da evde çadırında bir hasta koyunla bekçilik yapıyor. Kocası koyunları almış götürmüş kadın da evde çadırında bir hasta koyunla bekçilik yapıyor.

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem geldiler kadına dediler ki; Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem geldiler kadına dediler ki;

"Bize yiyecek bir şeyin yok mu, verecek bir şeyin?" "Bize yiyecek bir şeyin yok mu, verecek bir şeyin?"

"Hiçbir şeyim yok." dedi. Cenâb-ı Peygamber sakat koyunu gördü; "Hiçbir şeyim yok." dedi.

Cenâb-ı Peygamber sakat koyunu gördü;

"İşte bak bu koyun var burada ya!" dedi. "Bu hasta süt de vermez."İşte bak bu koyun var burada ya!" dedi.

"Bu hasta süt de vermez.
Hasta süt de vermez onun için bunu sürüye götürmediler." dedi. Hasta süt de vermez onun için bunu sürüye götürmediler." dedi.

"Müsaade edersen ben onu sağayım." dedi. "Müsaade edersen ben onu sağayım." dedi.

"Sen bilirsin ama o hasta zaten sütü yok." [dedi.] Sen müsaade et dedi, "Sen bilirsin ama o hasta zaten sütü yok." [dedi.]

Sen müsaade et dedi,
Efendimiz bir de kap istedi, koca bir kap, şar şar şar şar, memelerine su [süt] akıyor dere gibi. Efendimiz bir de kap istedi, koca bir kap, şar şar şar şar, memelerine su [süt] akıyor dere gibi. Kap doldu. Resûl-ü Ekrem'in yanındakilerle beraber bu sütü içtiler. Kap doldu. Resûl-ü Ekrem'in yanındakilerle beraber bu sütü içtiler.

Dediler ki; "Bir kap daha getir de sağalım da size bırakalım siz kullanın." Dediler ki; "Bir kap daha getir de sağalım da size bırakalım siz kullanın."

Peki dedi kadın, kadının kapına da doldurdu. Bir koyun ne kadar süt verir? Peki dedi kadın, kadının kapına da doldurdu.

Bir koyun ne kadar süt verir?

En kuvvetlisi yarım okka vermez bana kalsa, o da bir kişiye yetmez bile. En kuvvetlisi yarım okka vermez bana kalsa, o da bir kişiye yetmez bile. Onlara hem yetti bu artanı da dedi ki; "Sen de bunu efendinle,Onlara hem yetti bu artanı da dedi ki; "Sen de bunu efendinle, başka çocuklarınla beraber içersin." diye onlara bıraktı. başka çocuklarınla beraber içersin." diye onlara bıraktı.

Akşam üzeri efendisi geldi, baktı ki evde süt var, dedi; Akşam üzeri efendisi geldi, baktı ki evde süt var, dedi;

"Bu süt nereden geldi?" "Bugün öyle bir zât geldi ki buraya,"Bu süt nereden geldi?"

"Bugün öyle bir zât geldi ki buraya,
hiç onun gibi ömrümde güzel bir adam görmedim." dedi. hiç onun gibi ömrümde güzel bir adam görmedim." dedi.

Efendimizi ashâb-ı kirâm vasıflandırırken her birisi bir şeye benzetiyor; Efendimizi ashâb-ı kirâm vasıflandırırken her birisi bir şeye benzetiyor; kimisi aya, kimisi güneşe, kimisi kılıcın parıltısına... kimisi aya, kimisi güneşe, kimisi kılıcın parıltısına...

Yaa!?. Bir de ay gibi yüzü vardı, ay gibi, parıl parıl... Yaa!?.

Bir de ay gibi yüzü vardı, ay gibi, parıl parıl...

Düşündü, adam da âşık oldu tabii. E gidelim öyleyse...Düşündü, adam da âşık oldu tabii.

E gidelim öyleyse...
Nereye gitti o zât? Medine'ye doğru gitti. Nereye gitti o zât?

Medine'ye doğru gitti.

Arkalarından bunlar da Medine'ye yollandılar ve Efendimizi Medine-i Münevvere'de bularaktan Arkalarından bunlar da Medine'ye yollandılar ve Efendimizi Medine-i Münevvere'de bularaktan İslâmiyetle müşerref oldular. İslâmiyetle müşerref oldular.

Allah şefaatlerine nail eylesin. Allah şefaatlerine nail eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hayatını iyi okumak lazım. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hayatını iyi okumak lazım. O Mekke-i Mükerreme'deki 13 senelik bir hayat var ki hep zorluk içerisinde, O Mekke-i Mükerreme'deki 13 senelik bir hayat var ki hep zorluk içerisinde, sıkıntı içinde, meşakkat içinde geçmiş ve Cenâb-ı Peygamber bunların hepsini sabırla yenmiştir. sıkıntı içinde, meşakkat içinde geçmiş ve Cenâb-ı Peygamber bunların hepsini sabırla yenmiştir. Düşmanların yaptıkları envai çeşit ezalar, cefalar, akla hayale sığmayan şeyler... Düşmanların yaptıkları envai çeşit ezalar, cefalar, akla hayale sığmayan şeyler... ama Cenâb-ı Peygamber onların hepsini sabrıyla [yendi.] ama Cenâb-ı Peygamber onların hepsini sabrıyla [yendi.]

Hz. Ömer efendimizin de nasıl imanla müşerref olduğunu pekâla bilirsiniz. Hz. Ömer efendimizin de nasıl imanla müşerref olduğunu pekâla bilirsiniz.

Onun için şimdi bu ay kandil ayıdır, kandil ayı olmak münasebetiyle salât ü selâmıOnun için şimdi bu ay kandil ayıdır, kandil ayı olmak münasebetiyle salât ü selâmı Cenâb-ı Peygamber'e çok getirmek mecburiyetindeyiz.Cenâb-ı Peygamber'e çok getirmek mecburiyetindeyiz. Mecburiyetindeyiz yani! Onun için Halepli Şeyh İsa denilen bir zât bana bir kitap göndermiş,Mecburiyetindeyiz yani!

Onun için Halepli Şeyh İsa denilen bir zât bana bir kitap göndermiş,
üç parmak kalınlığına yakın.üç parmak kalınlığına yakın. O kitabın içerisinde Allah'ı zikretmenin farz olduğunu, farz-ı ayın olduğuna,O kitabın içerisinde Allah'ı zikretmenin farz olduğunu, farz-ı ayın olduğuna, -farz malum iki kısım: Ayın ve kifaye- bu farz-ı ayın olduğuna şey yapıp hükmetmiş. -farz malum iki kısım: Ayın ve kifaye- bu farz-ı ayın olduğuna şey yapıp hükmetmiş.

Çünkü insanlarda matlup olan kemaldir. Çünkü insanlarda matlup olan kemaldir. Kemali olmayan insanların hayatları zarardan ibarettir, yani beşeriyete zarardır. Kemali olmayan insanların hayatları zarardan ibarettir, yani beşeriyete zarardır. Ne kadar bilgisi olursa olsun ne kadar hüneri olursa olsun onun hünerleri, Ne kadar bilgisi olursa olsun ne kadar hüneri olursa olsun onun hünerleri, bilgileri onu insan edemez. bilgileri onu insan edemez. İnsanı insan eden Allah'tır. Allahu celle ve alâ'nın emirlerine imtisal etmedikçe İnsanı insan eden Allah'tır. Allahu celle ve alâ'nın emirlerine imtisal etmedikçe insanın insan olmaya imkanı bulamaz. insanın insan olmaya imkanı bulamaz.

Karşımızda bir şeytan var, bir de nefis var, bir de bizde şehvet denilen kuvvet var, Karşımızda bir şeytan var, bir de nefis var, bir de bizde şehvet denilen kuvvet var, bir de insanlar içerisinde münafıklarla düşmanlar var. bir de insanlar içerisinde münafıklarla düşmanlar var. Beş tane düşmanın karşısında insan kendisini kurtarsın da kamil bir insan olsun!..Beş tane düşmanın karşısında insan kendisini kurtarsın da kamil bir insan olsun!.. Kolay bir şey değildir bu, ancak Cenâb-ı Hakk'ın desteği ve yardımıyla olur. Kolay bir şey değildir bu, ancak Cenâb-ı Hakk'ın desteği ve yardımıyla olur. O desteklemedikçe, yardım etmedikçe insan kendi bilgisiyle, kendi kuvvetiyle,O desteklemedikçe, yardım etmedikçe insan kendi bilgisiyle, kendi kuvvetiyle, kendi gücüyle kemale ulaşması nâdirattandır.kendi gücüyle kemale ulaşması nâdirattandır. Onun için dinî kitaplarımızda en-nâdiru ke'l-ma'dûn derler, nâdir yok gibidir. Onun için dinî kitaplarımızda en-nâdiru ke'l-ma'dûn derler, nâdir yok gibidir.

Mesela böyle bir kamil insan zuhur etmiş? Mesela böyle bir kamil insan zuhur etmiş?

Bu bir tane zuhur etmiş canım, bizim hepimizin kamil olması lazım gelirken bir tane [çıkmış,] Bu bir tane zuhur etmiş canım, bizim hepimizin kamil olması lazım gelirken bir tane [çıkmış,] onunla ne övüneceğiz! onunla ne övüneceğiz!

Mesela İslam büyükleri de var, kamil insanlar ama hani bugün onları nerede bulacağız? Mesela İslam büyükleri de var, kamil insanlar ama hani bugün onları nerede bulacağız?

Allah muhafaza etsin. Onun için Cenâb-ı Peygamber'e içten gelen Allah muhafaza etsin.

Onun için Cenâb-ı Peygamber'e içten gelen
bir aşk ile çok salât ü selâm etmemiz lazım ki eğer o gelmeseydi bir aşk ile çok salât ü selâm etmemiz lazım ki eğer o gelmeseydi biz bugün kimimiz ataşa, kimimiz taşa, kimimiz puta, kimimiz debiz bugün kimimiz ataşa, kimimiz taşa, kimimiz puta, kimimiz de hiç Allah bilmez bir kul olur giderdik.hiç Allah bilmez bir kul olur giderdik. Bugünkü gözümüzün önünde olan beşeriyet gibi. Bugünkü gözümüzün önünde olan beşeriyet gibi.

Cenâb-ı Peygamber burada [yukarıda okuduğumuz hadisinde] buyuruyor ki; Cenâb-ı Peygamber burada [yukarıda okuduğumuz hadisinde] buyuruyor ki;

"Hakimler var, -kadı dediği hakim- hakim olan, kadı olan zât makamına oturur, "Hakimler var, -kadı dediği hakim- hakim olan, kadı olan zât makamına oturur, oturduğu vakitte Cenâb-ı hak ona iki tane melek gönderirmiş.oturduğu vakitte Cenâb-ı hak ona iki tane melek gönderirmiş. Ona doğruyu gösterir ve ona yardımcı olurlarmış, irşad ederlermiş fakat zulmetmediği takdirde. Ona doğruyu gösterir ve ona yardımcı olurlarmış, irşad ederlermiş fakat zulmetmediği takdirde. Zulmedince hakim, bu iki melek çekilir kendi haline bırakırlarmış onu, Zulmedince hakim, bu iki melek çekilir kendi haline bırakırlarmış onu, o zaman tabii yıkılıp gider o hakim, hakkı bulamaz. o zaman tabii yıkılıp gider o hakim, hakkı bulamaz. Çünkü yardımdan mahrum, melekler çekildi gitti." Çünkü yardımdan mahrum, melekler çekildi gitti."

Aracâ ve terakâ. "Uruc ediyorlar, çekilip gidiyorlar." Ve terakâ. Aracâ ve terakâ. "Uruc ediyorlar, çekilip gidiyorlar." Ve terakâ. "Onu kendi halinde bırakıyorlar." Yine buyuruyor ki; "Onu kendi halinde bırakıyorlar."

Yine buyuruyor ki;

İzâ celese ehadüküm inde muhtedarin. İzâ celese ehadüküm inde muhtedarin. "Siz meclisinizde oturuyordunuz, bir hastanız vâki oldu ölüm haline geldi." "Siz meclisinizde oturuyordunuz, bir hastanız vâki oldu ölüm haline geldi."

Muhtazar diyorlar, sekerat halinde. Muhtazar diyorlar, sekerat halinde. Sekaret haline bir insan geldiği vakitte, işte onun başına toplanıp daSekaret haline bir insan geldiği vakitte, işte onun başına toplanıp da lâ ilâhe illallah dedirttirmeye çalışmayın onu." lâ ilâhe illallah dedirttirmeye çalışmayın onu." "Arkadaş, Ahmet lâ ilâhe illallah de." [diye onu zorlamayın.] "Arkadaş, Ahmet lâ ilâhe illallah de." [diye onu zorlamayın.] Çünkü kimin son nefesi bu kelime olursa yeri cennetlik olacak onun.Çünkü kimin son nefesi bu kelime olursa yeri cennetlik olacak onun. Son nefeste bu kelimeyi söyleyebilenin yeri cennetlik olacak. Son nefeste bu kelimeyi söyleyebilenin yeri cennetlik olacak.

Onun için siz o hastaya, bu ölüm halindeki insana Onun için siz o hastaya, bu ölüm halindeki insana "Lâ ilâhe illallah de." diyerekten zorlamayın ama siz onun başında lâ ilâhe illallah,"Lâ ilâhe illallah de." diyerekten zorlamayın ama siz onun başında lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah... diye açıkça zikrederseniz bu duyar onu. lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah... diye açıkça zikrederseniz bu duyar onu.

"Onu duyduğu halde hastanın artık söylemeye gücü de yetmiyordur ama parmağıyla, "Onu duyduğu halde hastanın artık söylemeye gücü de yetmiyordur ama parmağıyla, gözüyle, gönlüyle 'Evet ben de sizin gibi şahadet ediyorum.' demesi kafidir." gözüyle, gönlüyle 'Evet ben de sizin gibi şahadet ediyorum.' demesi kafidir."

Diliyle muhakkak söylemesine lüzum yok. Diliyle muhakkak söylemesine lüzum yok. Onun için onu zorlamayınız çünkü o sıradaOnun için onu zorlamayınız çünkü o sırada "Onu diyemem!" diye acısından dolayı ağzından çirkin bir laf da çıkma ihtimali var, "Onu diyemem!" diye acısından dolayı ağzından çirkin bir laf da çıkma ihtimali var, siz yalnız yanında şahadet getirin. siz yalnız yanında şahadet getirin.

Fe-lâ yülihha aleyhi bi'ş-şehâdeti fe-inn Fe-lâ yülihha aleyhi bi'ş-şehâdeti fe-inn yekûlühâ bi-lisânihî ev yûmiye bi-yedihî ev biyekûlühâ bi-lisânihî ev yûmiye bi-yedihî ev bi ev bi-kalbihî.ev bi-kalbihî. "Bunlardan birisiyle o şahadeti o yapar." "Bunlardan birisiyle o şahadeti o yapar."

Onun için Allah cümlemize hüsn ü hâtimeler nasip etsin. Onun için Allah cümlemize hüsn ü hâtimeler nasip etsin.

Çocuk doğduğu vakitte konuşmaya başladığı zaman Çocuk doğduğu vakitte konuşmaya başladığı zaman ona ilk öğreteceğiniz kelime lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlüllah olsun.ona ilk öğreteceğiniz kelime lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlüllah olsun. Son kelimesi de yine lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlüllah oldu muyduSon kelimesi de yine lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlüllah oldu muydu bu paçayı kurtarmış ve cennete girmiştir. bu paçayı kurtarmış ve cennete girmiştir.

Onun için bizim Kelime-i Tevhid'imizin, lâ ilâhe illallah kelimesinin ağırlığını Onun için bizim Kelime-i Tevhid'imizin, lâ ilâhe illallah kelimesinin ağırlığını ve kıymetini tartacak bir ölçü yoktur.ve kıymetini tartacak bir ölçü yoktur. Dünya, koca dünya gökyüzündeki ecrâm ile beraber terazinin bir gözüne konsaDünya, koca dünya gökyüzündeki ecrâm ile beraber terazinin bir gözüne konsa bizim lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlüllah ona ağır gelir. bizim lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlüllah ona ağır gelir. O kadar büyük bir Kelime-i Tevhid! Onu sen ufak bir şey zannetme! O kadar büyük bir Kelime-i Tevhid! Onu sen ufak bir şey zannetme!

Onun için her müslüman hiç olmazsa her gün -Cenâb-ı Peygamber'in sözüdür, Onun için her müslüman hiç olmazsa her gün -Cenâb-ı Peygamber'in sözüdür, tavsiyesidir- 100 kere lâ ilâhe illallah desin, imanını tazelesin.tavsiyesidir- 100 kere lâ ilâhe illallah desin, imanını tazelesin. Çünkü esvaplar nasıl eskiyorsa iman da böyle eskiyor.Çünkü esvaplar nasıl eskiyorsa iman da böyle eskiyor. İmanların tazelenmesi onların tekrarıyla olur. İmanların tazelenmesi onların tekrarıyla olur.

Binaenaleyh 100 kere lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah... diyenBinaenaleyh 100 kere lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah... diyen bir bahtiyar ile [bunları demeyen bir olur mu?] bir bahtiyar ile [bunları demeyen bir olur mu?]

Bir de yüz kere onun yanına Cenâb-ı Peygamber'e; Bir de yüz kere onun yanına Cenâb-ı Peygamber'e;

Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammed ve alâ âli seyyidinâ Muhammed kemâ salleyte alâ ibrahîmeAllahümme salli alâ seyyidinâ Muhammed ve alâ âli seyyidinâ Muhammed kemâ salleyte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrahîm inneke hamîdün mecîdün.ve alâ âli ibrahîm inneke hamîdün mecîdün. Allahümme bârik alâ Muhammed ve alâ âli Muhammed kemâ bârekte alâ ibrahime Allahümme bârik alâ Muhammed ve alâ âli Muhammed kemâ bârekte alâ ibrahime ve alâ âli İbrahîm inneke hamîdün mecîdün. [diye salavat getirmelidir.] ve alâ âli İbrahîm inneke hamîdün mecîdün. [diye salavat getirmelidir.]

Bu salavatların en efdalidir. Aşağı yukarı 12 bin tane salavat vardır, Bu salavatların en efdalidir. Aşağı yukarı 12 bin tane salavat vardır, o 12 bin salavatın içerisinde çok güzel salât ü selâmlar vardır.o 12 bin salavatın içerisinde çok güzel salât ü selâmlar vardır. Bu bizim yazdığımız dua kitabın içerisinde iki salavat vardır ki bunu bir okuyan Bu bizim yazdığımız dua kitabın içerisinde iki salavat vardır ki bunu bir okuyan 30 bin defa okumuş sevabını alır, diğer birisi okuyan 100 bin defa okumuş sevabını alır.30 bin defa okumuş sevabını alır, diğer birisi okuyan 100 bin defa okumuş sevabını alır. Ama bu ettahiyyatta okuduğumuz sevaba yine erişemezler. Ama bu ettahiyyatta okuduğumuz sevaba yine erişemezler.

Niçin? En efdalı o olduğu için Cenâb-ı Peygamber deNiçin?

En efdalı o olduğu için Cenâb-ı Peygamber de
tahiyyatta onu okumamızı bize tavsiye etmiş. tahiyyatta onu okumamızı bize tavsiye etmiş.

Onun için elhamdulillah beş vakit namazımızda okuruz. Onun için elhamdulillah beş vakit namazımızda okuruz. Binâenaleyh rahmetli hocamız bize demişti ki bunun ikisini 100 defa okumak suretiyle, Binâenaleyh rahmetli hocamız bize demişti ki bunun ikisini 100 defa okumak suretiyle, günde 100 defa okuyabilirseniz ne bahtiyarlık! günde 100 defa okuyabilirseniz ne bahtiyarlık!

Bundan dolayı gerek salât ü selâm kitaplarında gerek hadis kitaplarındaBundan dolayı gerek salât ü selâm kitaplarında gerek hadis kitaplarında Cenâb-ı Peygamber'e salât ü selâm getirmenin fedâili hakkında birçok sözler vardır.Cenâb-ı Peygamber'e salât ü selâm getirmenin fedâili hakkında birçok sözler vardır. O sözlerden bir tanesidir ki Hz. Ömer radıyallahu anh demiş ki; O sözlerden bir tanesidir ki Hz. Ömer radıyallahu anh demiş ki;

"Yâ Resûlallah! Sana ne kadar salât ü selâm etsem olur; 100, 500, 1000?" "Yâ Resûlallah! Sana ne kadar salât ü selâm etsem olur; 100, 500, 1000?"

Yapanlar çok olmuş. "Yâ Ömer! Bütün vakitlerini bana salât ü selâmla geçirsen işte Yapanlar çok olmuş.

"Yâ Ömer! Bütün vakitlerini bana salât ü selâmla geçirsen işte
o zaman daha iyi olur.o zaman daha iyi olur. Tüm vakitlerini bana salât ü selâm getir." Salât ü selâmın fedâili çok. Tüm vakitlerini bana salât ü selâm getir."

Salât ü selâmın fedâili çok.

Şu kadar ki birimiz birimize bir ikram ediyoruz, bir şeker getiriyoruz,Şu kadar ki birimiz birimize bir ikram ediyoruz, bir şeker getiriyoruz, bir hediye getiriyoruz bir elma armut getiriyoruz, bir şey veriyoruz,bir hediye getiriyoruz bir elma armut getiriyoruz, bir şey veriyoruz, buna karşı o alan adam sevinir mi sevinmez mi, teşekkür eder mi etmez mi? buna karşı o alan adam sevinir mi sevinmez mi, teşekkür eder mi etmez mi?

Bugün reisicumhur da olsa bakan da olsa ona bir hediye,Bugün reisicumhur da olsa bakan da olsa ona bir hediye, ona münasip bir hediye verildiği vakit dee o da getirene karşı bir teşekkür etmek ona münasip bir hediye verildiği vakit dee o da getirene karşı bir teşekkür etmek insanlık bakımından mecburdur.insanlık bakımından mecburdur. İnsanlık bakımından en sevinilen bir hediye, teşekkür edecek İnsanlık bakımından en sevinilen bir hediye, teşekkür edecek ve ona da bir mükabele yapmak mecburiyetinde.ve ona da bir mükabele yapmak mecburiyetinde. Tembih öyle! Hediye aldığınız vakitte o hediye sahibine daha âlâsını, Tembih öyle! Hediye aldığınız vakitte o hediye sahibine daha âlâsını, mümkünse elinizde daha âlâsını veriniz. mümkünse elinizde daha âlâsını veriniz.

Cenâb-ı Peygamber'e biz buradan bu hediyeleri gönderiyoruz daCenâb-ı Peygamber'e biz buradan bu hediyeleri gönderiyoruz da Cenâb-ı Peygamber bize bunu mukabelesiz bırakır mı? Cenâb-ı Peygamber bize bunu mukabelesiz bırakır mı?

Bırakır mı? Bir âdi insan bunu bırakmıyor da Cenâb-ı Peygamber hiç ümmetine Bırakır mı?

Bir âdi insan bunu bırakmıyor da Cenâb-ı Peygamber hiç ümmetine
bu salât ü selâmları alsın da bunu boş bıraksın!... bu salât ü selâmları alsın da bunu boş bıraksın!... O da ne güzel dualar edecek bizim için; O da ne güzel dualar edecek bizim için;

"Yâ Rabbi! Kuluna tevfikini refik eyle, hidayetini artır, şöyle et böyle et."Yâ Rabbi! Kuluna tevfikini refik eyle, hidayetini artır, şöyle et böyle et. Dünyada âhirette zarar sıkıntı zahmet çektirttirme!" diyerekten [dua eder.] Dünyada âhirette zarar sıkıntı zahmet çektirttirme!" diyerekten [dua eder.]

Onun için salât ü selâm getirenler katiyen fakirlik yüzünü görmezler, Onun için salât ü selâm getirenler katiyen fakirlik yüzünü görmezler, hiçbir sıkıntı da görmezler. hiçbir sıkıntı da görmezler.

Allah cümlemize bu Cenâb-ı Peygamber'e candan bağlılığını göstermek [nasip etsin.] Allah cümlemize bu Cenâb-ı Peygamber'e candan bağlılığını göstermek [nasip etsin.]

Cenâb-ı Peygamber'e nasıl göstereceğiz bağlılığımızı? Cenâb-ı Peygamber'e nasıl göstereceğiz bağlılığımızı?

Sen benim peygamberimsin anladım, e neyin var senin bana bir şeyin? Sen benim peygamberimsin anladım, e neyin var senin bana bir şeyin?

Bak o zamanki ümmet canlarını vermişler, fedâke ebî ve ümmî yâ resûllallah demişler, Bak o zamanki ümmet canlarını vermişler, fedâke ebî ve ümmî yâ resûllallah demişler, harpte Cenâb-ı Resûlün önlerine geçmişler. harpte Cenâb-ı Resûlün önlerine geçmişler.

İşte bu kadar şühedâ var. Hz. Hâlid-i Bağdâdî'nin bir salavat kitabı var;İşte bu kadar şühedâ var.

Hz. Hâlid-i Bağdâdî'nin bir salavat kitabı var;
şühedâ-i Bedir ve Uhud'daki şühedâların adlarını yazaraktanşühedâ-i Bedir ve Uhud'daki şühedâların adlarını yazaraktan Cenâb-ı Peygamber'e bir salât ü selâm tertip etmiştir, çok hoştur;Cenâb-ı Peygamber'e bir salât ü selâm tertip etmiştir, çok hoştur; hem sahabi öğreniliyor hem de Cenâb-ı Peygamber'imize karşı salât ü selâm getirmiş oluyoruz. hem sahabi öğreniliyor hem de Cenâb-ı Peygamber'imize karşı salât ü selâm getirmiş oluyoruz.

Onun için bunun iltifatına mazhar olmak isteyen ona çok salât ü selâm getirsin. Onun için bunun iltifatına mazhar olmak isteyen ona çok salât ü selâm getirsin.

Allah cümlemize tekrarlarına nasip etsin, size de, gitmeyenler varsa onlara da nasip etsin. Allah cümlemize tekrarlarına nasip etsin, size de, gitmeyenler varsa onlara da nasip etsin.

Cenâb-ı Peygamber'in huzurunda durulupta ona gösterilen tâzim dünyada Cenâb-ı Peygamber'in huzurunda durulupta ona gösterilen tâzim dünyada hiç kimseye nasip olmamıştır.hiç kimseye nasip olmamıştır. İşte dünyada bir çok krallar var, reisicumhurlar var, şunlar var bunlar var amaİşte dünyada bir çok krallar var, reisicumhurlar var, şunlar var bunlar var ama hepsi boş, merasime bağlı. hepsi boş, merasime bağlı. Ama Cenâb-ı Peygamber'in huzurundaki bu göz yaşları döküp bağırarak; Ama Cenâb-ı Peygamber'in huzurundaki bu göz yaşları döküp bağırarak; "Lebbeyk yâ Resûlallah! Şefaat yâ Resûlallah!" diyenlerin gözyaşlarının"Lebbeyk yâ Resûlallah! Şefaat yâ Resûlallah!" diyenlerin gözyaşlarının hiç birisini başka yerde bulmak mümkün değil. hiç birisini başka yerde bulmak mümkün değil.

Allah cümlemize tekrar tekrar ziyarette bulunmak nasip etsin. Allah cümlemize tekrar tekrar ziyarette bulunmak nasip etsin.

Şunu da tekrar etmek isterim ki bizim babamız olsa, Şunu da tekrar etmek isterim ki bizim babamız olsa, mesela Erzurumluyuz babamız Erzurum'da, biz de burada okuyoruz yahut iş yapıyoruz. mesela Erzurumluyuz babamız Erzurum'da, biz de burada okuyoruz yahut iş yapıyoruz.

Eğer senede bir kere babamızı ziyaret etmek evladın üzerine borç olmaz mı?Eğer senede bir kere babamızı ziyaret etmek evladın üzerine borç olmaz mı? Vakti de var evladın? Şimdi tayyereler de var bir saatte gidersin bir saatte gelirsin.Vakti de var evladın?

Şimdi tayyereler de var bir saatte gidersin bir saatte gelirsin.
Bunu yapmazsa bir evlat; "Ha bizim evladın hiç demek bize karşı şefkati yokmuş. Bunu yapmazsa bir evlat; "Ha bizim evladın hiç demek bize karşı şefkati yokmuş. Bak bu bayram geldi de bir kere gelip ne elimizi öptü ne bir hediyesini görüyoruz,Bak bu bayram geldi de bir kere gelip ne elimizi öptü ne bir hediyesini görüyoruz, böyle evlat olacağına olmasın!" diyen de olur içinde. böyle evlat olacağına olmasın!" diyen de olur içinde.

Onun için Cenâb-ı Peygamber'e bir ümmet ümmet olur da onu görmek istemesse olmaz o. Onun için Cenâb-ı Peygamber'e bir ümmet ümmet olur da onu görmek istemesse olmaz o. Ama gücü yetmez başka. Gücü yetmeyenler de bol bol selam getirirler.Ama gücü yetmez başka. Gücü yetmeyenler de bol bol selam getirirler. Bu Cuma günleri de mü'minlerin haccıdır. Mü'minlerin haccıdır! Bu Cuma günleri de mü'minlerin haccıdır. Mü'minlerin haccıdır! Cenâb-ı Hakk'ın bize ne kadar lütutları var. Herkes hacca gidemiyor tabii, gidemiyor ama Cenâb-ı Hakk'ın bize ne kadar lütutları var. Herkes hacca gidemiyor tabii, gidemiyor ama Cuma'ya erken gelip de o vazifesini yapan hac sevabını alıyor.Cuma'ya erken gelip de o vazifesini yapan hac sevabını alıyor. Binâenaleyh Cuma'ya gelinceye kadar tırnak kesilmez, saç kesilmez, hacdaki ihramlı gibidir.Binâenaleyh Cuma'ya gelinceye kadar tırnak kesilmez, saç kesilmez, hacdaki ihramlı gibidir. Buna öyle riayet eder, ancak cumasından sonra tırnağını keser, saçını traş ettirebilir. Buna öyle riayet eder, ancak cumasından sonra tırnağını keser, saçını traş ettirebilir.

Allah Cuma'mızın da kıymetini bilmek cümlemize nasip etsin. Allah Cuma'mızın da kıymetini bilmek cümlemize nasip etsin.

Cuma büyük bir ibadettir, 32 tane fedâili vardır. Cuma büyük bir ibadettir, 32 tane fedâili vardır. Cuma'nın 32 tane fedâili olduğunu kitaplarımızda yazmışlar.Cuma'nın 32 tane fedâili olduğunu kitaplarımızda yazmışlar. Kadir gecesinden de efdaldir. Kadir gecesinden efdaldir, İmam Hanbelî ona kâildir. Kadir gecesinden de efdaldir. Kadir gecesinden efdaldir, İmam Hanbelî ona kâildir. Çünkü kadir gecesi meçhul, bilmeyiz ki! Ramazan'ın 27'sinde diyerekten ihtimal ile söylüyoruz. Çünkü kadir gecesi meçhul, bilmeyiz ki! Ramazan'ın 27'sinde diyerekten ihtimal ile söylüyoruz. Bazısı 21'dedir diyor, bazısı şundadır diyor, 29'dadır diyor. Bazısı 21'dedir diyor, bazısı şundadır diyor, 29'dadır diyor. Biz 27'yi bellemişiz, ulemamızın ittifak var, şu delille bu delille diyerektenBiz 27'yi bellemişiz, ulemamızın ittifak var, şu delille bu delille diyerekten onu biliyoruz ama meçhuldür.onu biliyoruz ama meçhuldür. Binâenaleyh senenin her gününü kadir bilmek lazım.Binâenaleyh senenin her gününü kadir bilmek lazım. Allah'ın velilerini de [bilmeyiz] meçhuldur, Allah'ın velileri de meçhuldür,Allah'ın velilerini de [bilmeyiz] meçhuldur, Allah'ın velileri de meçhuldür, hangisi velîdir bilmeyiz binâenaleyh herkese veli gözüyle bakarız. hangisi velîdir bilmeyiz binâenaleyh herkese veli gözüyle bakarız. O olur, [olabilir diye] herkese veli gözüyle bakarız. O olur, [olabilir diye] herkese veli gözüyle bakarız.

Cuma'nın içinde de bir saat var, bu saat de saklı.Cuma'nın içinde de bir saat var, bu saat de saklı. Bu saatte yapılan dua geri çevrilmiyor ama saklı. Niçin? Bu saatte yapılan dua geri çevrilmiyor ama saklı.

Niçin?

Cuma'nın her saatinde uyanık olsun kul, Allah'a yalvarsın ki bu saate isabet edebilsin. Cuma'nın her saatinde uyanık olsun kul, Allah'a yalvarsın ki bu saate isabet edebilsin.

Şimdi bir diğer bir hadiste Şimdi bir diğer bir hadiste Cenâb-ı Peygamber kadının namaz kılışını tarif ediyor; İzâ celeseti'l-mer'etü fi's-salâti.Cenâb-ı Peygamber kadının namaz kılışını tarif ediyor;

İzâ celeseti'l-mer'etü fi's-salâti.
"Namaza oturduğu vakitte kadın." Vada'at alâ a'l-uhrâ. "Namaza oturduğu vakitte kadın." Vada'at alâ a'l-uhrâ. "Bizim gibi ayaklarını ayrı ayrı koymazlar."Bizim gibi ayaklarını ayrı ayrı koymazlar. İki ayağını biri biri üzerine ekleyerek sol uyluğu üzerine oturur.İki ayağını biri biri üzerine ekleyerek sol uyluğu üzerine oturur. Oturduktan sonra." Fe-izâ secedet. "Secdeye vardığı vakitte." Oturduktan sonra." Fe-izâ secedet. "Secdeye vardığı vakitte."

Biz böyle kollarımızı açarız, karnımızı da kaldırırız yerden uzak, Biz böyle kollarımızı açarız, karnımızı da kaldırırız yerden uzak, bacaklarımızdan da uzak kollarımıza dayanaraktan öyle namaz kılarız.bacaklarımızdan da uzak kollarımıza dayanaraktan öyle namaz kılarız. Kadın ise kollarını yapıştırır, karnını da bacaklarına yapıştırır açmaz. Kadın ise kollarını yapıştırır, karnını da bacaklarına yapıştırır açmaz. O da onun tesettüre riayetinin bir alameti oluyor da; O da onun tesettüre riayetinin bir alameti oluyor da;

Ke-esteri mâ yekûnü lehâ fe-innellâhe teâlâ yenzuru ileyhâ. Ke-esteri mâ yekûnü lehâ fe-innellâhe teâlâ yenzuru ileyhâ. "Çünkü o haldeyken Cenâb-ı Hak ona nazar ediyor diyor ki.""Çünkü o haldeyken Cenâb-ı Hak ona nazar ediyor diyor ki." Yekûlü yâ melâiketî. "Ey meleklerim!" Üşhidüküm. "Siz şahit olunuz, ben sizi şahit tutuyorum."Yekûlü yâ melâiketî. "Ey meleklerim!" Üşhidüküm. "Siz şahit olunuz, ben sizi şahit tutuyorum." Ennî kad ğafertü lehâ. "Ben bu kadını mağfiret ettim." Niçin? Ennî kad ğafertü lehâ. "Ben bu kadını mağfiret ettim."

Niçin?

Bana karşı bir ibadet yaptı. Bize de öyle, ama burada kadın ibadet ederkenBana karşı bir ibadet yaptı.

Bize de öyle, ama burada kadın ibadet ederken
kadın tesettüre daha ziyade mecbur olduğundan böyle büzülerekten kılıyor namazını.kadın tesettüre daha ziyade mecbur olduğundan böyle büzülerekten kılıyor namazını. Büzülerekten, kendisini örterekten yani kendisini kapayaraktan,Büzülerekten, kendisini örterekten yani kendisini kapayaraktan, ondan dolayı mağfireti ilahiyeye mazhar oluşuna melekleri şahit kılıyor Cenâb-ı Hak. ondan dolayı mağfireti ilahiyeye mazhar oluşuna melekleri şahit kılıyor Cenâb-ı Hak.

İzâ celestüm ile'l-mu'allimi.İzâ celestüm ile'l-mu'allimi. "Ders dinleyeceksiniz bir hocaefendinin karşısında oturdunuz; "Ders dinleyeceksiniz bir hocaefendinin karşısında oturdunuz; gerek vaaz meclisi gerek ders meclisi." gerek vaaz meclisi gerek ders meclisi." Ev fî mecâlisi'l-ilmi. "Yahut ilim meclislerinde oturduğunuz vakitte."Ev fî mecâlisi'l-ilmi. "Yahut ilim meclislerinde oturduğunuz vakitte." Fednû ve'l-yeclis ba'düküm halfe ba'din. "Böyle toplu oturunuz.Fednû ve'l-yeclis ba'düküm halfe ba'din. "Böyle toplu oturunuz. Biriniz burada diğeri orada, o orada, dağınık olmayın. Biriniz burada diğeri orada, o orada, dağınık olmayın. Toplu olarak oturunuz." Ve lâ teclisû müteferrikîne. "Ayrı ayrı oturmayın." Toplu olarak oturunuz." Ve lâ teclisû müteferrikîne. "Ayrı ayrı oturmayın."

Bizim biliyorsunuz ki eskiden babalarımızdan dedelerimizden gördüğümüz Bizim biliyorsunuz ki eskiden babalarımızdan dedelerimizden gördüğümüz evlerimizde herkes minderlerin üzerine yan yana sıkışa sıkışa oturur,evlerimizde herkes minderlerin üzerine yan yana sıkışa sıkışa oturur, gelen olursa oda sıkışır aramıza, gelen olursa oda sıkışır aramıza.gelen olursa oda sıkışır aramıza, gelen olursa oda sıkışır aramıza. En büyük zararlardan birisi, bugün koltukları tertip etmişler, bu o koltukta,En büyük zararlardan birisi, bugün koltukları tertip etmişler, bu o koltukta, o o koltukta, bir odaya 10 kişi 20 kişi girecekse beş kişiyle dolar orası.o o koltukta, bir odaya 10 kişi 20 kişi girecekse beş kişiyle dolar orası. Ötekilerine gelseler de yerde ayrı ayrı oturmak mecburiyetindedir, temas kesik. Ötekilerine gelseler de yerde ayrı ayrı oturmak mecburiyetindedir, temas kesik.

İnsanların biribiriyle temasının mükafatı büyük. İnsanların biribiriyle temasının mükafatı büyük. Namaz kılarken ayakta dikiliyoruz ya, o dikildiğimiz vakitte biribirimize yanaşmak mecburiyetindeyiz.Namaz kılarken ayakta dikiliyoruz ya, o dikildiğimiz vakitte biribirimize yanaşmak mecburiyetindeyiz. Bu yanaşmanın fevâidi çok da onun için; "Sıkışın, arada boşluk bırakmayın.Bu yanaşmanın fevâidi çok da onun için; "Sıkışın, arada boşluk bırakmayın. Araya şeytanın girmesine meydan vermeyin. Sıkışın.Araya şeytanın girmesine meydan vermeyin. Sıkışın. Bu sıkışıklıkla Cenâb-ı Hakk'ın rahmeti imamın üzerine iner, imamdan daBu sıkışıklıkla Cenâb-ı Hakk'ın rahmeti imamın üzerine iner, imamdan da imanın arkasındaki cemaate dağılır." [buyurulmuş.] imanın arkasındaki cemaate dağılır." [buyurulmuş.] Aradaki boşluk, bu nasıl ki tel koptuğu vakitte ceryan kesiliyorsa, Aradaki boşluk, bu nasıl ki tel koptuğu vakitte ceryan kesiliyorsa, tel koptuğu vakitte ceryan nasıl kesiliyorsa aradaki boşluk gelen feyzin [akmasına] mâni olur.tel koptuğu vakitte ceryan nasıl kesiliyorsa aradaki boşluk gelen feyzin [akmasına] mâni olur. Onun için le'anellah. Namazın saflarını boşluk bırakanlara; Onun için le'anellah. Namazın saflarını boşluk bırakanlara; "Allah['ın laneti üzerine olsun,] yazık olsun sana!" buyurulmuş. "Allah['ın laneti üzerine olsun,] yazık olsun sana!" buyurulmuş.

Neden? Feyzin kesilmesine mâni oluyorlar. Halbuki bu da [önemli bir şey.] Neden?

Feyzin kesilmesine mâni oluyorlar. Halbuki bu da [önemli bir şey.]

Beyazid camisinde bir vaaz dinledim belki 60 sene evvel, Beyazid camisinde bir vaaz dinledim belki 60 sene evvel, bugün gibi hatırımda ve kulağımdadır aynı ders. Hocaefendi diyordu ki, bugün gibi hatırımda ve kulağımdadır aynı ders. Hocaefendi diyordu ki,

Verem hastalığına tutulmuş bir çok hastaları safların arasına sokmak suretiyle,Verem hastalığına tutulmuş bir çok hastaları safların arasına sokmak suretiyle, hatta felce uğramış hastaları saf arasına sıkıştırmak suretiyle hatta felce uğramış hastaları saf arasına sıkıştırmak suretiyle az zamanda tedavi ettiğini söylerdi. az zamanda tedavi ettiğini söylerdi.

Sebebi? Sebebi?

Bu gelen feyzi ilahiyle insanlardaki elektriği biribirlerine geçmek suretiyle Bu gelen feyzi ilahiyle insanlardaki elektriği biribirlerine geçmek suretiyle onun vücudundaki bozukluğun düzelmesine sebep oluyor.onun vücudundaki bozukluğun düzelmesine sebep oluyor. Bize de elektrik tedavileri yapıyorlar ya, bu elektrik tedavilerinin tam manasıyla Bize de elektrik tedavileri yapıyorlar ya, bu elektrik tedavilerinin tam manasıyla saflar tatmin ediyor.saflar tatmin ediyor. Saflar ne kadar büyük cemaat ne kadar çok olursa elektrik tesiri öyle biribirlerimize geçiyor. Saflar ne kadar büyük cemaat ne kadar çok olursa elektrik tesiri öyle biribirlerimize geçiyor. Biribirlerimize geçiyor onun için safları sık tutacaksınız, arada boşluk bırakmayacaksınız ki Biribirlerimize geçiyor onun için safları sık tutacaksınız, arada boşluk bırakmayacaksınız ki bu rahmeti ilahiye biribirimizden geçerekten içlerimizi düzeltir dışlarımızı da düzeltir.bu rahmeti ilahiye biribirimizden geçerekten içlerimizi düzeltir dışlarımızı da düzeltir. İçimizin de düzelmesine dışımızın da düzelmesine yegane sebep o namazdır. İçimizin de düzelmesine dışımızın da düzelmesine yegane sebep o namazdır.

Onun için namazı kılmanın fedâili kadar büyük bir fedâil yok. Onun için namazı kılmanın fedâili kadar büyük bir fedâil yok. Her gün imdadi ilahiyeye mazhar oluyorsun. Her gün imdadi ilahiyeye mazhar oluyorsun. Günde beş vakit imdadı ilahiyeye mazhar oluyorsun sen, ne demek bu yahu! Günde beş vakit imdadı ilahiyeye mazhar oluyorsun sen, ne demek bu yahu!

Bir abdest alırken günahlarımız dökülüyor, camiye girerken günahsız olarak giriyoruz, Bir abdest alırken günahlarımız dökülüyor, camiye girerken günahsız olarak giriyoruz, namazı kıldıktan sonra günahsız olaraktan camiden çıkıyoruz aynı zamanda da namazı kıldıktan sonra günahsız olaraktan camiden çıkıyoruz aynı zamanda da Cenâb-ı Hakk'ın feyizlerine nail olunca bu gönüllerimiz parıldıyor. Cenâb-ı Hakk'ın feyizlerine nail olunca bu gönüllerimiz parıldıyor.

Yalnız şu kadar var ki bu gönüllerimiz nurdur. Gönül nurdan ibarettir. Yalnız şu kadar var ki bu gönüllerimiz nurdur. Gönül nurdan ibarettir. Gönül, kalplerimiz burada, vücuttaki makine değil. Gönül, kalplerimiz burada, vücuttaki makine değil. Vücudu işleten makine değil. Gönül dediğimiz makine bir nurdan ibarettir.Vücudu işleten makine değil. Gönül dediğimiz makine bir nurdan ibarettir. Bu nur işte insanların zekasında, tedbirlerinde, işlerinde, onların her şeysinde ona yardımcı olur. Bu nur işte insanların zekasında, tedbirlerinde, işlerinde, onların her şeysinde ona yardımcı olur. Çünkü Allahu Teâlâ insanı nurdan yaratmıştır, yenzuru bi-nûrillâhi. Çünkü Allahu Teâlâ insanı nurdan yaratmıştır, yenzuru bi-nûrillâhi. Halkolunduğu nurdan nazar eder, o nazar ile hakikate doğru yürür.Halkolunduğu nurdan nazar eder, o nazar ile hakikate doğru yürür. Bu nurdan mahrum olan insan karaya ak diye yürür. Bu nurdan mahrum olan insan karaya ak diye yürür. Karaya bu beyaz diyor, beyaza da kara diyor. Niçin? Karaya bu beyaz diyor, beyaza da kara diyor.

Niçin?

Bu nur yok kendisinde hakikati göremiyor, kör bir adamın hakikati göremediği gibi.Bu nur yok kendisinde hakikati göremiyor, kör bir adamın hakikati göremediği gibi. İnsanın yalnız gözü kafi değil. Göz maddeyi görür. Duvarın arkasını görebilir miyiz? İnsanın yalnız gözü kafi değil. Göz maddeyi görür.

Duvarın arkasını görebilir miyiz?

Göremeyiz çünkü imkanımız yok ama nur olunca duvarın arkasını değil kâinatı da görür. Göremeyiz çünkü imkanımız yok ama nur olunca duvarın arkasını değil kâinatı da görür.

Yalnız şu kadar ki o gönlümüzdeki nur levhası, nur havzının beş tane kanalı var.Yalnız şu kadar ki o gönlümüzdeki nur levhası, nur havzının beş tane kanalı var. Göz bir, burun iki, ağız üç, el dört, ayak beş.Göz bir, burun iki, ağız üç, el dört, ayak beş. Bu beş azanın getirdikleri muzahrefat da gönle dökülür.Bu beş azanın getirdikleri muzahrefat da gönle dökülür. Onun için gönülün etrafına yani gönül kuyusunun etrafına bir çember yapacağız,Onun için gönülün etrafına yani gönül kuyusunun etrafına bir çember yapacağız, ki dışardan gelen sular o gönle akmasın.ki dışardan gelen sular o gönle akmasın. Eğer bu çemberi yapamazsak dışardan yağmurlar vasıtasıyla, rüzgarlarEğer bu çemberi yapamazsak dışardan yağmurlar vasıtasıyla, rüzgarlar fırtınalar vasıtasıyla akıntıların pis suları kuyuya dökülür. fırtınalar vasıtasıyla akıntıların pis suları kuyuya dökülür.

İşte bu bizim gönlümüze dökülen bu gözden gelen bakışlar ki harama bakışlar... İşte bu bizim gönlümüze dökülen bu gözden gelen bakışlar ki harama bakışlar... Harama bakışlar gönüle irin indirir, cîfe indirir o güzel su berbat hale gelir. Harama bakışlar gönüle irin indirir, cîfe indirir o güzel su berbat hale gelir. Kulak kötü şeyleri dinliyor gönle iner gönül bozulur.Kulak kötü şeyleri dinliyor gönle iner gönül bozulur. Lokma haram gidiyor gönül bozulur o nurlar [gider.] El fena iş yapar gönle gider gönül bozulur. Lokma haram gidiyor gönül bozulur o nurlar [gider.] El fena iş yapar gönle gider gönül bozulur. Ayak fena yere gider gönle gider o da akıntısı gönlü bozarAyak fena yere gider gönle gider o da akıntısı gönlü bozar bu güzel nur ortadan kaybolur gider.bu güzel nur ortadan kaybolur gider. Onun mesulü o zaman onun sahibi olur.Onun mesulü o zaman onun sahibi olur. Onun için bunları men etmek için Cenâb-ı Hak diyor ki; Onun için bunları men etmek için Cenâb-ı Hak diyor ki;

Ğuddû ebsâraküm. "Gözlerinizi kapayın da kadınlara bakmayın." diyor. Ğuddû ebsâraküm. "Gözlerinizi kapayın da kadınlara bakmayın." diyor. Yalnız kadınlara değil haram olan şeylerin hiç birisine bakmayın.Yalnız kadınlara değil haram olan şeylerin hiç birisine bakmayın. Hatta o dükkanların cemakanları var, süslemiş bir şeyler koymuş, Hatta o dükkanların cemakanları var, süslemiş bir şeyler koymuş, onlara bile bakmayın.onlara bile bakmayın. Hatta gayet mükemmel evler yapılmış, boyalanmış, pırıl pırıl ötüyor kuşlar,Hatta gayet mükemmel evler yapılmış, boyalanmış, pırıl pırıl ötüyor kuşlar, onlara da bakmayın çünkü onlardaki şey senin gönlüne işleyecek,onlara da bakmayın çünkü onlardaki şey senin gönlüne işleyecek, "Ah benimde böyle bir evim olsaydı, böyle bir saltanatın sahibi olsaydım!" diye"Ah benimde böyle bir evim olsaydı, böyle bir saltanatın sahibi olsaydım!" diye özeneceksin bu da kafi sana, buna da bakma. özeneceksin bu da kafi sana, buna da bakma.

Kulağınla kötü şeylerin hiç birisini dinleme.Kulağınla kötü şeylerin hiç birisini dinleme. Ağzından kötü söz çıkmasın ve katiyen haram lokmayı ağzından aşağı indirme. Ağzından kötü söz çıkmasın ve katiyen haram lokmayı ağzından aşağı indirme. Çünkü bu senin nur olan gönlün, nur olan gönlün mülevves bir hale gelecek, ne yazık! Çünkü bu senin nur olan gönlün, nur olan gönlün mülevves bir hale gelecek, ne yazık!

İnsan evini boyatır da o boyanan evine birisi ufacık bir leke sürse üzülür insan, İnsan evini boyatır da o boyanan evine birisi ufacık bir leke sürse üzülür insan, "Vah vah kimin çocuğu geldi de bunu yaptı? diyerekten darılır. "Vah vah kimin çocuğu geldi de bunu yaptı? diyerekten darılır.

Neden, ne oldu yahu işte bir boya daha vurursun üzerine? Neden, ne oldu yahu işte bir boya daha vurursun üzerine?

E senin gönlün ondan da mı aşağı? E senin gönlün ondan da mı aşağı?

Binâenaleyh gönlün muhafazası her şeyin muhafazasından daha güçtür, Binâenaleyh gönlün muhafazası her şeyin muhafazasından daha güçtür, onun için Allah'a çok yalvaralım da bu gönlümüzü, bize verdiği nur gönlünü nur olaraktan onun için Allah'a çok yalvaralım da bu gönlümüzü, bize verdiği nur gönlünü nur olaraktan âhirete kadar muhafaza edip öyle göçmek Cenâb-ı Hak cümlemize nasip etsin. âhirete kadar muhafaza edip öyle göçmek Cenâb-ı Hak cümlemize nasip etsin.

İşte tevhid ile ölebilmek budur ha! Din, İslâm yolunda yaşayabilmedikçe olmaz bu iş. İşte tevhid ile ölebilmek budur ha! Din, İslâm yolunda yaşayabilmedikçe olmaz bu iş.

Onun için en önce bizi biribirimizden ayırmak için koltuklar icat etmişler.Onun için en önce bizi biribirimizden ayırmak için koltuklar icat etmişler. En önce koltukları icat etmişler ki biribirlerine temas etmesinler, huyları birbirine geçmesin. En önce koltukları icat etmişler ki biribirlerine temas etmesinler, huyları birbirine geçmesin.

Oturduk evde, bir güzel hocaefendimiz var, bize nasihat ediyor güzel şeyler söylüyor ama Oturduk evde, bir güzel hocaefendimiz var, bize nasihat ediyor güzel şeyler söylüyor ama herkes ayrı ayrı koltukta, hiçbir faydası olmaz. herkes ayrı ayrı koltukta, hiçbir faydası olmaz. Biribirimize temas ediyor olsak hepimize bu nur dolaşır,Biribirimize temas ediyor olsak hepimize bu nur dolaşır, gönlümüzde mamur olur gözlerimiz de yaşlı olaraktan bir daha şu meclise gitsek degönlümüzde mamur olur gözlerimiz de yaşlı olaraktan bir daha şu meclise gitsek de şu hocaefendiden bir daha dinlesek diye insan öyle can atar.şu hocaefendiden bir daha dinlesek diye insan öyle can atar. Binâenaleyh bunu gavur bildiği için yahut hüner bildiği için bizi Binâenaleyh bunu gavur bildiği için yahut hüner bildiği için bizi en evvela koltuklara sokmuşlar biribirimizden ayırmışlar bizi. en evvela koltuklara sokmuşlar biribirimizden ayırmışlar bizi.

Ve lâ teclisû müteferrikîne kemâ celese ehlü'l-câhiliyyeti. Ve lâ teclisû müteferrikîne kemâ celese ehlü'l-câhiliyyeti. "Cahiliyet devrindeki insanların yaptıkları gibi siz de"Cahiliyet devrindeki insanların yaptıkları gibi siz de -gerek evinde gerek mescidinde- ayrı ayrı oturmayın." diyor. -gerek evinde gerek mescidinde- ayrı ayrı oturmayın." diyor.

İzâ cema'allâhü'l-evvelîne ve'l-âhirine yevme'l-kıyâmeti. İzâ cema'allâhü'l-evvelîne ve'l-âhirine yevme'l-kıyâmeti.

Mü'minlerin en büyük şânı âhirete inançtır. Evet herkes Allah'ı biliyor, Mü'minlerin en büyük şânı âhirete inançtır. Evet herkes Allah'ı biliyor, "Allah var." diye herkes diyor bugün, yahudi de diyor hristiyan da diyor,"Allah var." diye herkes diyor bugün, yahudi de diyor hristiyan da diyor, "Allah'sız olmaz. Allah var." diyor fakat İslâm'ın bildiği Allah'ı demedikçe olmaz. "Allah'sız olmaz. Allah var." diyor fakat İslâm'ın bildiği Allah'ı demedikçe olmaz. İslâm'ın inandığı iman ile Peygamberimize de iman ile ancak iman tahakkuk eder. İslâm'ın inandığı iman ile Peygamberimize de iman ile ancak iman tahakkuk eder.

Binâenaleyh kıyamet günü kopacak, o kıyamet günü muhakkak beşer, Binâenaleyh kıyamet günü kopacak, o kıyamet günü muhakkak beşer, buradan ayrılan beşer, âhirete göçen insan bir hesap vermek mecburiyetinde. buradan ayrılan beşer, âhirete göçen insan bir hesap vermek mecburiyetinde. Bir hesap vermek mecburiyetinde!.. Bir hesap vermek mecburiyetinde!.. Bu hesap verme mecburiyetiki mesuliyet günü diyorlar. Bu hesap verme mecburiyetiki mesuliyet günü diyorlar. Bu mesuliyeti benimsemeyen insanla bu mesuliyeti taşıyan insan hiçbir olmaz. Bu mesuliyeti benimsemeyen insanla bu mesuliyeti taşıyan insan hiçbir olmaz. Bu mesuliyeti tanımayan insan pat diye karısını vurur çünkü mesuliyet yok. Bu mesuliyeti tanımayan insan pat diye karısını vurur çünkü mesuliyet yok. Öldürdü, kârımdır diyor, kim olursa [olsun] bir tane eksilttim ya diyor, parasını alıyor,Öldürdü, kârımdır diyor, kim olursa [olsun] bir tane eksilttim ya diyor, parasını alıyor, oh yaşarım ya diyor, mesuliyet korkusu yok üzerinde.oh yaşarım ya diyor, mesuliyet korkusu yok üzerinde. Tutulursa ceza görecek ama tutulmazsa işte geçip gidecek.Tutulursa ceza görecek ama tutulmazsa işte geçip gidecek. Bu cezalarda onun için hafif geliyor tabiatiyle, kazandığı yanına kâr kalıyor. Bu cezalarda onun için hafif geliyor tabiatiyle, kazandığı yanına kâr kalıyor.

Binâenaleyh mü'minin asıl imanı âhireti içindir. Şuna ufacık bir misal vereyim. Binâenaleyh mü'minin asıl imanı âhireti içindir.

Şuna ufacık bir misal vereyim.
Hep kaç defa söylemişimdir ama belki dinlemeyenler de olmuştur içinizde,Hep kaç defa söylemişimdir ama belki dinlemeyenler de olmuştur içinizde, Hz. Ömer radıyallahu anh Mekke'ye gidiyorlar arkadaşıyla beraber, yolda acıkmışlar, Hz. Ömer radıyallahu anh Mekke'ye gidiyorlar arkadaşıyla beraber, yolda acıkmışlar, bir çobana rast gelmişler demişler ki; bir çobana rast gelmişler demişler ki;

"Bize bir koyun sat." Demiş ki, "Koyunlar benim değil, ben çobanım." "Bize bir koyun sat."

Demiş ki, "Koyunlar benim değil, ben çobanım."

Demişler, "Bir koyun ver, ne olursun! Biz acıktık çok, tecrübe makamında, Demişler, "Bir koyun ver, ne olursun! Biz acıktık çok, tecrübe makamında, bir koyun ver bize." bir koyun ver bize."

"E efendiye ne diyeyim?" "İşte bir şey dersin, kurt yedi dersin, öldü dersin filan." "E efendiye ne diyeyim?"

"İşte bir şey dersin, kurt yedi dersin, öldü dersin filan."

"İyi ama demiş, efendiyi kandırmak kolay ama Allah'ı ne yapalım?" demiş. "İyi ama demiş, efendiyi kandırmak kolay ama Allah'ı ne yapalım?" demiş.

Şu bir çoban, mektep okumamış, yazı bilmez okumak bilmez fakat Şu bir çoban, mektep okumamış, yazı bilmez okumak bilmez fakat onun içerisindeki iman nasıl onu bak yola getiriyor!onun içerisindeki iman nasıl onu bak yola getiriyor! Bu iman onu hatalardan nasıl koruyor! Bu iman onu hatalardan nasıl koruyor!

Demiş, mesela efendiyi kandıracağız, bir deri götürürüz işte kurt yedi,Demiş, mesela efendiyi kandıracağız, bir deri götürürüz işte kurt yedi, parçaladı deriz yahut öldü deriz getiririz derisini götürürüz ona. parçaladı deriz yahut öldü deriz getiririz derisini götürürüz ona.

Kolay, fakat mülkün sahibi olan Allah'a ne diyeceğiz? Kolay, fakat mülkün sahibi olan Allah'a ne diyeceğiz?

Allah öyle bir Allah ki her şeyi biliyor. Gönlümüzden geçen kuruntuları da biliyor,Allah öyle bir Allah ki her şeyi biliyor. Gönlümüzden geçen kuruntuları da biliyor, gecenin karanlığında yapılanları da biliyor, geleceği de biliyor,gecenin karanlığında yapılanları da biliyor, geleceği de biliyor, ileride yapacağımızı da biliyor her şeyi biliyor. ileride yapacağımızı da biliyor her şeyi biliyor.

Ya'lemü mâ fi's-sudûr. "Gönüllerdeki her şeyi biliyor!" Ya'lemü mâ fi's-sudûr. "Gönüllerdeki her şeyi biliyor!"

Allah böyle Allah! Esmâ-i Hüsnâ'sını okusanıza, Allah böyle Allah! Esmâ-i Hüsnâ'sını okusanıza, 99 tane Esmâ-i Hüsnâ'sı ne güzeldir! Her sabah okuyoruz elhamdülillah ama99 tane Esmâ-i Hüsnâ'sı ne güzeldir! Her sabah okuyoruz elhamdülillah ama bunun mânalarını da bilirse insan,bunun mânalarını da bilirse insan, o Allah o Allah ki varlıkların sahibi, işte bize güzel saltanatı vermiş elhamdülillah. o Allah o Allah ki varlıkların sahibi, işte bize güzel saltanatı vermiş elhamdülillah.

İşte bu kıyamet gününde bizi topladığı vakitte herkesin, her zalimin,İşte bu kıyamet gününde bizi topladığı vakitte herkesin, her zalimin, her büyüğün bir bayrağı olacak.her büyüğün bir bayrağı olacak. Her büyüğün her kötünün bir bayrağı var. Mesela Şeddâd'ın elinde bir bayrak,Her büyüğün her kötünün bir bayrağı var. Mesela Şeddâd'ın elinde bir bayrak, Nemrud'un elinde bir bayrak, Firavun'un elinde bir bayrak ve bunlara benzeyenlerin Nemrud'un elinde bir bayrak, Firavun'un elinde bir bayrak ve bunlara benzeyenlerin ellerinde birer bayrak, onlara uyanlar,ellerinde birer bayrak, onlara uyanlar, "Gelin bakalım arkamızdan!" diyecekler, sürüklenip gidecekler. "Gelin bakalım arkamızdan!" diyecekler, sürüklenip gidecekler.

Peygamberlerin de hepsinin ayrı ayrı bayrakları var, Peygamberlerin de hepsinin ayrı ayrı bayrakları var, bizim Peygamberimizin bayrağı da Livâülhamd. bizim Peygamberimizin bayrağı da Livâülhamd.

Allah onun altında toplanmak cümlemize nasip etsin. Allah onun altında toplanmak cümlemize nasip etsin.

Bu şefaat bayrağıdır, peygamberin vekilleri olan zâtların da ellerinde bayrakları var. Bu şefaat bayrağıdır, peygamberin vekilleri olan zâtların da ellerinde bayrakları var. Bunlar da peygamberin bayrağının altına cemaatleri toplayaraktan giderler.Bunlar da peygamberin bayrağının altına cemaatleri toplayaraktan giderler. İşte o gittikleri günde derler ki; Hâzihî râyetü fülân fülânü'bni fülân. İşte o gittikleri günde derler ki;

Hâzihî râyetü fülân fülânü'bni fülân.
Bu filanın bayrağı, haydi bakalım toplanın. Bu filanın bayrağı, haydi bakalım toplanın. Bu da peygamberin bayrağı onun altında da iman edenler toplanacak. Bu da peygamberin bayrağı onun altında da iman edenler toplanacak.

Nereden tanıyacaksın yâ Resûlallah? Nereden tanıyacaksın yâ Resûlallah?

Yüzlerinin beyazlığı, kollarının beyazlığı, o abdest azâları parıl parıl ay gibi Yüzlerinin beyazlığı, kollarının beyazlığı, o abdest azâları parıl parıl ay gibi böyle durunca yani yabancının girmesine imkan yok.böyle durunca yani yabancının girmesine imkan yok. Ancak o yüzü parlayan, kolları parlayan abdestliler girecek oraya. Ancak o yüzü parlayan, kolları parlayan abdestliler girecek oraya. Onun için kafirler de diyecekler ki; Biz de girelim buraya yahu? Onun için kafirler de diyecekler ki;

Biz de girelim buraya yahu?

Yevme tera'l-mü'minîne ve'l-mü'minât yes'â nûruhüm beyne eydîhim ve bi-eymânihim Yevme tera'l-mü'minîne ve'l-mü'minât yes'â nûruhüm beyne eydîhim ve bi-eymânihim yekûlûne rabbenâ diyerekten o nur ile cennete gidiyorlar, komşusu diyecek ki; yekûlûne rabbenâ diyerekten o nur ile cennete gidiyorlar, komşusu diyecek ki;

"Ya Ahmet! Dur bakalım senin nurundan,"Ya Ahmet! Dur bakalım senin nurundan, ışığından istifade edelim biz de arkandan gelelim!" ışığından istifade edelim biz de arkandan gelelim!"

Yoo, dünyada kazandık biz onu, siz de dönün dünyaya kazanın da öyle gelin!" diyecekler. Yoo, dünyada kazandık biz onu, siz de dönün dünyaya kazanın da öyle gelin!" diyecekler.

Onun için o nur burada kazanılacak. Onun için o nur burada kazanılacak. Evâmir-i ilâhiyeye imtisal edenler bu nur ile gidecekler cennete. Evâmir-i ilâhiyeye imtisal edenler bu nur ile gidecekler cennete.

Allah onun için hepimizi affetsin. Bu iman bayrağı altında şefaati Resûlüllahın bayrağına, Allah onun için hepimizi affetsin. Bu iman bayrağı altında şefaati Resûlüllahın bayrağına, Livâuülhamd bayrağının altına girebilmek devlet ve şerefine cümlemizi nail etsin. Livâuülhamd bayrağının altına girebilmek devlet ve şerefine cümlemizi nail etsin.

İzâ cema'allâhü'l-evvelîne ve'l-âhirine. İzâ cema'allâhü'l-evvelîne ve'l-âhirine. "Ta Adem aleyhisselam'dan son insana kadar bir anda toplanılan bir gün ki kıyamet günü o gün." "Ta Adem aleyhisselam'dan son insana kadar bir anda toplanılan bir gün ki kıyamet günü o gün." Li-yevmün lâ raybe fîhi. Elham'dan sonra gelen Sûre-i Bakara'nın başında da; Li-yevmün lâ raybe fîhi. Elham'dan sonra gelen Sûre-i Bakara'nın başında da;

Elif lâm mîm zâlike'l-kitâbü lâ raybe fîhi.Elif lâm mîm zâlike'l-kitâbü lâ raybe fîhi. "Şüphesiz, şüphe yok yani bu kitabın Allah'tan olduğuna şüphe yok." "Şüphesiz, şüphe yok yani bu kitabın Allah'tan olduğuna şüphe yok."

Binâenaleyh o kıyametin de olduğuna olacağına şüphe yok hiç.Binâenaleyh o kıyametin de olduğuna olacağına şüphe yok hiç. Yani acaba olur mu diye bir şüphe gelmesin içinize. Muhakkak bu olacak o gün. Yani acaba olur mu diye bir şüphe gelmesin içinize. Muhakkak bu olacak o gün. Boşuna yazılmamıştır bunlar. Onun için bugün geldi mi; Boşuna yazılmamıştır bunlar. Onun için bugün geldi mi;

Nâdâ münâdin. "Bir münâdî nida edecek o kıyamet gününde." Nâdâ münâdin. "Bir münâdî nida edecek o kıyamet gününde." Men kâne eşrake fî Men kâne eşrake fî amilehû lillahi ehaden fe'l-yatlub sevâbehû min indihî.amilehû lillahi ehaden fe'l-yatlub sevâbehû min indihî. Gösteriş için namaz kılıyor, beğensinler diye namaz kılıyor, bir maksatla bir gaye için gelmiş,Gösteriş için namaz kılıyor, beğensinler diye namaz kılıyor, bir maksatla bir gaye için gelmiş, hep kendini camide gösteriyor namaz kılıyorum diye ama gayesi başka maksadı başka, işi başka. hep kendini camide gösteriyor namaz kılıyorum diye ama gayesi başka maksadı başka, işi başka. Onun için bu ondan bir sevap almak imkanı yok. Ona diyecekler, Onun için bu ondan bir sevap almak imkanı yok. Ona diyecekler, "Sen hangi maksatla kimin için yaptıysan onu git ondan iste sevabını." "Sen hangi maksatla kimin için yaptıysan onu git ondan iste sevabını."

Fe'l-yatlub sevâbehû min indihî fe-innehû ağne'ş-şürekâi ani'ş-şirki. Fe'l-yatlub sevâbehû min indihî fe-innehû ağne'ş-şürekâi ani'ş-şirki. "Çünkü Allah şerik kabul etmez." Onun için şirk en büyük günah. "Çünkü Allah şerik kabul etmez."

Onun için şirk en büyük günah.

Ahmed b. Hanbel'in, İbn Mâce'in, Neseî'nin, Taberânî'nin, Beyhakî'nin,Ahmed b. Hanbel'in, İbn Mâce'in, Neseî'nin, Taberânî'nin, Beyhakî'nin, Begavî'nin, İbn Sa'd'ın an ebî Sa'îd b. Ebî Fudâle'den rivayetidir. Begavî'nin, İbn Sa'd'ın an ebî Sa'îd b. Ebî Fudâle'den rivayetidir.

Yine buyuruyor ki; İzâ ceme'allahü'l-halâika yevme'l-kıyâmeti. Yine buyuruyor ki;

İzâ ceme'allahü'l-halâika yevme'l-kıyâmeti.
Cenâb-ı Hak kıyamet gününde tüm mahlukatı topladığı zamanda."Cenâb-ı Hak kıyamet gününde tüm mahlukatı topladığı zamanda." Üzine li-ümmeti muhammedin sallallahu aleyhi ve selleme fi's-sücûdi.Üzine li-ümmeti muhammedin sallallahu aleyhi ve selleme fi's-sücûdi. "Ümmet-i Muhammed'e secde ile izin verilecek, haydi secde edin bakalım." "Ümmet-i Muhammed'e secde ile izin verilecek, haydi secde edin bakalım."

Bu namaz kılmayanların onlar da isteyecekler secde etmek mecbur, Bu namaz kılmayanların onlar da isteyecekler secde etmek mecbur, korku var fakat bellerine kazık kakılacak beli bükülmeyecek.korku var fakat bellerine kazık kakılacak beli bükülmeyecek. Belini bükemeyecek ve secdeye inemeyecek.Belini bükemeyecek ve secdeye inemeyecek. Çünkü dünyadayken secde etmemiş ki o gün etsin.Çünkü dünyadayken secde etmemiş ki o gün etsin. Bu beli tutulacak, bükülme imkanı bulup da secdeye kapanamayacak. Bu beli tutulacak, bükülme imkanı bulup da secdeye kapanamayacak. Binâenaleyh ehli secde de secdeye kapanacaklar. Binâenaleyh ehli secde de secdeye kapanacaklar.

Fe-yescüdûne lehû tavîlen. "Ama bir secdede. O günkü secde bir secdedir.Fe-yescüdûne lehû tavîlen. "Ama bir secdede. O günkü secde bir secdedir. Ama çok uzun olacak bu secdede duracaklar, tavîlen." Sümme yükâlü lehüm.Ama çok uzun olacak bu secdede duracaklar, tavîlen." Sümme yükâlü lehüm. "Sonra diyecekler ki o zaman onlara." İrfe'û ruûseküm. "Sonra diyecekler ki o zaman onlara." İrfe'û ruûseküm. "Kalkın artık, kaldırın başlarınızı." Kad ce'alnâ ıddeteküm mine'l-küffâri fidâen leküm."Kalkın artık, kaldırın başlarınızı." Kad ce'alnâ ıddeteküm mine'l-küffâri fidâen leküm. "Sizin de kabahatleriniz, kusurlarınız var idi. Fakat bu secdeden dolayısıyla hepsi affolmuştur, "Sizin de kabahatleriniz, kusurlarınız var idi. Fakat bu secdeden dolayısıyla hepsi affolmuştur, sizin yerinize imansızları [cehenneme koyacağız.]" sizin yerinize imansızları [cehenneme koyacağız.]"

Çünkü cennette de yerimiz var cehennemde de yerimiz var. Çünkü cennette de yerimiz var cehennemde de yerimiz var. Yaratılış itibariyle Cenâb-ı Hak bir cennete bir de cehenemmede iki yer yaratmış bize. Yaratılış itibariyle Cenâb-ı Hak bir cennete bir de cehenemmede iki yer yaratmış bize. Burada hangi yeri kazanırsak o yeri gideceğiz öteki yer boş kalacak. Burada hangi yeri kazanırsak o yeri gideceğiz öteki yer boş kalacak. Bu boş kalan yer de işte imansızlara verilecek. İmansızların yeri iki olacak,Bu boş kalan yer de işte imansızlara verilecek. İmansızların yeri iki olacak, imanlıların da yeri iki olacak. imanlıların da yeri iki olacak. Bir kendine hakkı bir de küffarın kazanamadığı hakkı.Bir kendine hakkı bir de küffarın kazanamadığı hakkı. Onun için orada iki nimete mazhar olacağız. Onun için orada iki nimete mazhar olacağız.

Fe-yescüdûne lehû tavîlen sümme yükâlü lehüm ırfe'û ruûseküm kad Fe-yescüdûne lehû tavîlen sümme yükâlü lehüm ırfe'û ruûseküm kad ce'alnâ ıddeteküm mine'l-küffâri fidâen leküm mine'n-nâri. ce'alnâ ıddeteküm mine'l-küffâri fidâen leküm mine'n-nâri.

İbn Mâce, Beyhakî ve Taberânî'nin Hz. Ebû Musa'dan rivayetleridir bunlar. İbn Mâce, Beyhakî ve Taberânî'nin Hz. Ebû Musa'dan rivayetleridir bunlar.

Allah cümlemizi affetsin, tevfikât-ı samadâniyesine mazhar eylesin de bizi de Allah cümlemizi affetsin, tevfikât-ı samadâniyesine mazhar eylesin de bizi de sevdiği ve razı olduğu kulları arasına kabul etsin.sevdiği ve razı olduğu kulları arasına kabul etsin. O kıyamet gününde secde-i Rahmân'a kapanaraktanO kıyamet gününde secde-i Rahmân'a kapanaraktan affa uğrayan kulların arasına kabul etsin inşallah. affa uğrayan kulların arasına kabul etsin inşallah.

Şimdi buyuruyor ki; İzâ hacce'r-racülü. "Bir adam hac [yaptığı zaman.]" Şimdi buyuruyor ki;

İzâ hacce'r-racülü. "Bir adam hac [yaptığı zaman.]"

Şimdi hacca kolay gidiyor ya herkes, boyna hacca gidiyoruz. Şimdi hacca kolay gidiyor ya herkes, boyna hacca gidiyoruz.

İzâ hacce'r-racülü an vâlideyhi. "Anası babası ihtiyar gidememiş yahut ölmüşler deİzâ hacce'r-racülü an vâlideyhi. "Anası babası ihtiyar gidememiş yahut ölmüşler de hacta edememişler, fakirlik halleriyle gidememişler."hacta edememişler, fakirlik halleriyle gidememişler." İzâ hacce'r-racülü an vâlideyhi. "Oğlu anama babama bir hac yapayım diyerekten gitti hacca." İzâ hacce'r-racülü an vâlideyhi. "Oğlu anama babama bir hac yapayım diyerekten gitti hacca."

İki hac yapması lazım birisini anası için birisini de babası yapması lazım. İki hac yapması lazım birisini anası için birisini de babası yapması lazım.

Tükabbilü minhü ve minhümâ. Tükabbilü minhü ve minhümâ. "Bu hacılık hem o çocuktan hem de anasından babasından kabul olur." "Bu hacılık hem o çocuktan hem de anasından babasından kabul olur."

Çocuğuna sevap verilir anasına babasına da hac etmişcesine haccı yapmamak Çocuğuna sevap verilir anasına babasına da hac etmişcesine haccı yapmamak şeysinden kurtulmuş olurlar. şeysinden kurtulmuş olurlar.

Ve'bteşera bihî ervâhuhümâ fi's-semâi. "Bunların ruhları sevinirler; Ve'bteşera bihî ervâhuhümâ fi's-semâi. "Bunların ruhları sevinirler; oğlum benim için hac yapıverdi, elhamdülillah ben de hacılık nimetine mazhar oldum oğlum benim için hac yapıverdi, elhamdülillah ben de hacılık nimetine mazhar oldum diyerekten sevinirler." diyerekten sevinirler."

Yine buyuruyor ki; İzâ hacce'r-racülü bi-mâlin min ğayri hıllihî. Yine buyuruyor ki;

İzâ hacce'r-racülü bi-mâlin min ğayri hıllihî.
"Helal olmayan parayla hac etmiş, kazancında hile var haram parayla kazanmış öyle gidiyor.""Helal olmayan parayla hac etmiş, kazancında hile var haram parayla kazanmış öyle gidiyor." Fe-kâle lebbeyk Allahümme lebbeyk. Fe-kâle lebbeyk Allahümme lebbeyk.

Oradaki en güzel duamız budur: Lebbeyk Allahümme lebbeyk lebbeyke Oradaki en güzel duamız budur: Lebbeyk Allahümme lebbeyk lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk inne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mülk lâ şerîke leke. lâ şerîke leke lebbeyk inne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mülk lâ şerîke leke.

Lebbeyk mâna itibariyle çok güzeldir. Lebbeyk demek, Lebbeyk mâna itibariyle çok güzeldir. Lebbeyk demek, "Yâ Rabbi! Fermanın, emrin başım üzerinde. Tekrar tekrar söz veriyorum yâ Rabbi!"Yâ Rabbi! Fermanın, emrin başım üzerinde. Tekrar tekrar söz veriyorum yâ Rabbi! Senin sözünü kırmam, bozmam. Sözünü tam tutacağım. Lebbeyk! Senin sözünü kırmam, bozmam. Sözünü tam tutacağım. Lebbeyk! Emret, ferman senin yâ Rabbi! Ben de sana min kadr." Emret, ferman senin yâ Rabbi! Ben de sana min kadr."

Bir çok mânaları taşıyan [bir kelime.] Bunu böyle orada diyoruz da orada bile bu sözü tutamıyoruz. Bir çok mânaları taşıyan [bir kelime.] Bunu böyle orada diyoruz da orada bile bu sözü tutamıyoruz. Çok hacılar vardır ki gelince, oradan gelir gelmez daha yolda hacılıklarını kaybederler.Çok hacılar vardır ki gelince, oradan gelir gelmez daha yolda hacılıklarını kaybederler. Çünkü ağızlarından çıkan bir kötü söz haccın ve nikahın fesadına sebep olur;Çünkü ağızlarından çıkan bir kötü söz haccın ve nikahın fesadına sebep olur; hacılık da gider nikah da gider. hacılık da gider nikah da gider. Onun için diline hakim olup Allah'ın razı olmadığı sözü ağızdan çıkarmamak lazım. Onun için diline hakim olup Allah'ın razı olmadığı sözü ağızdan çıkarmamak lazım.

O zaman diyor ki Cenâb-ı Allah; Kâlellahu lâ lebbeyk ve lâ sa'deyk. O zaman diyor ki Cenâb-ı Allah;

Kâlellahu lâ lebbeyk ve lâ sa'deyk.
"Ne diyorsun adam! Senin lebbeykini kim dinler, senin sa'deyk dediğini kim dinler!"Ne diyorsun adam! Senin lebbeykini kim dinler, senin sa'deyk dediğini kim dinler! Sana ne lebbeyk ne sadeyk!" Hâzâ merdûdün aleyke.Sana ne lebbeyk ne sadeyk!" Hâzâ merdûdün aleyke. "Senin bu haccın senin olsun, al başına çal bunu!" Neden? "Senin bu haccın senin olsun, al başına çal bunu!"

Neden?

Her şeyde, bak bir hac yapıyoruz ama paramız haram olduğu için bu acıyla karşılaşıyoruz. Her şeyde, bak bir hac yapıyoruz ama paramız haram olduğu için bu acıyla karşılaşıyoruz.

Şimdi bir vücuda da bir haram lokma girince vücud da aynı böyle der, Şimdi bir vücuda da bir haram lokma girince vücud da aynı böyle der, haram lokmadan [acı çeker.] haram lokmadan [acı çeker.]

Şimdi affedeceksin içki ne kadar haramdır? Şimdi affedeceksin içki ne kadar haramdır?

Ben içki içmem ama parasını yiyorum. Ben içki içmem ama parasını yiyorum. Satıyorum buradan aldığım parayı yiyorum helal mıdır haram mıdır? Satıyorum buradan aldığım parayı yiyorum helal mıdır haram mıdır?

Helal dersek gavur oluruz Allah esirgeye.Helal dersek gavur oluruz Allah esirgeye. Helale haram demek harama da helal demek büyük suç! Binâenaleyh bu haram şey,Helale haram demek harama da helal demek büyük suç! Binâenaleyh bu haram şey, kazanacağımız paraların çok olması için dükkanlarımızın hepsinde var.kazanacağımız paraların çok olması için dükkanlarımızın hepsinde var. E onu satarken bu para haram oluyor, biriktirdik çok para hacca da gittik. E onu satarken bu para haram oluyor, biriktirdik çok para hacca da gittik.

Ne olacak bu hac? Merdûdün aleyke. "Al senin olsun!" diyecekler buna. Ne olacak bu hac?

Merdûdün aleyke. "Al senin olsun!" diyecekler buna.
Haccın senin olsun! Onun için hactan gelince hiç salâh u hâl göremiyoruz üzerimizde. Niçin? Haccın senin olsun!

Onun için hactan gelince hiç salâh u hâl göremiyoruz üzerimizde.

Niçin?

Kabul olmamış haccın alâmetidir o. Eğer salâh u hâl ile döndüyse Kabul olmamış haccın alâmetidir o. Eğer salâh u hâl ile döndüyse onun haccının makbul olduğunun alâmetidir. onun haccının makbul olduğunun alâmetidir.

Onun için Allah hepimize helal lokmalar nasip etsin. Onun için Allah hepimize helal lokmalar nasip etsin.

Gözün günahı olduğu gibi [diğer azâların da günahları var.] Zina beş çeşit oluyor. Gözün günahı olduğu gibi [diğer azâların da günahları var.] Zina beş çeşit oluyor. Yalnız zina umumhanelerde yapılan zina değildir. Yalnız zina umumhanelerde yapılan zina değildir. Gözün zinası var, dilin zinası vardır, elin de zinası var. Gözün zinası var, dilin zinası vardır, elin de zinası var. Elin bir kadına yapışması, tutması, sevmesi, öpmesi, göz atması, ona dikkatle bakması, Elin bir kadına yapışması, tutması, sevmesi, öpmesi, göz atması, ona dikkatle bakması, şehvete mucip hareketlerde bulunması... şehvete mucip hareketlerde bulunması... bunlar zina makamına kâim olur ve onu günaha düşürür.bunlar zina makamına kâim olur ve onu günaha düşürür. Öteki büyüktür bu da küçüğüdür, zinanın yavrusudur. Öteki büyüktür bu da küçüğüdür, zinanın yavrusudur.

Allah kusurlarımızı affetsin de haramlardan gönlümüzü muhafaza etsin. Allah kusurlarımızı affetsin de haramlardan gönlümüzü muhafaza etsin.

Bu haram başka şey için değil, gönüllerimizdeki o nur gönlüdür o nur gönüllerimizi Bu haram başka şey için değil, gönüllerimizdeki o nur gönlüdür o nur gönüllerimizi berbat etmemek için haramlardan sakınmak mecburiyetindeyiz. berbat etmemek için haramlardan sakınmak mecburiyetindeyiz.

Onun için günah kitabını yazarken orada diyor ki;Onun için günah kitabını yazarken orada diyor ki; "En büyük fazilet terkü zerratü min mahârimillah hayrün min ibâdike's-sekaleyni."En büyük fazilet terkü zerratü min mahârimillah hayrün min ibâdike's-sekaleyni. "Bir parçacık haramın günahın terki yer gök sevabına muadildir ya!" "Bir parçacık haramın günahın terki yer gök sevabına muadildir ya!"

Yer gök, insin cinnin meleklerin ibadetlerine muadildir. Yer gök, insin cinnin meleklerin ibadetlerine muadildir. Hayrun diyor, İmam Birgivî diyor bunu, hadis olarak nakletmiş. Hayrun diyor, İmam Birgivî diyor bunu, hadis olarak nakletmiş.

Binâenaleyh; el-muhâciru mâ hecera mâ nehallah. el-Muhacir. "Muhacir kimdir?" Binâenaleyh;

el-muhâciru mâ hecera mâ nehallah. el-Muhacir. "Muhacir kimdir?"

İşte Bulgarya'dan gelmiş, Rusya'dan gelmiş, şurdan gelmiş bu adamlara İşte Bulgarya'dan gelmiş, Rusya'dan gelmiş, şurdan gelmiş bu adamlara biz muhacir deriz, bu hakiki muhacir değil. biz muhacir deriz, bu hakiki muhacir değil.

"Hakîki muhacir." Mâ hecera mâ nehallah. "Allah'ın yasaklarından kaçan insandır." "Hakîki muhacir." Mâ hecera mâ nehallah. "Allah'ın yasaklarından kaçan insandır."

Memleketten kaçan, buradan biz Mekke'ye gitsek Medine'ye de gitsek yine buyuz biz;Memleketten kaçan, buradan biz Mekke'ye gitsek Medine'ye de gitsek yine buyuz biz; huyumuz neyse yine orada da onu icra edeceğiz. huyumuz neyse yine orada da onu icra edeceğiz. Asıl kötü huyları terk edebilmektir hicret. Asıl kötü huyları terk edebilmektir hicret.

Onun için Allahu celle ve alâ kötü huylardan cümlemizi muhafaza etsin. Onun için Allahu celle ve alâ kötü huylardan cümlemizi muhafaza etsin. Bizi nur olarak yaratmıştır, o nur ile bizi yaşamak ve o nur ile âhirete göçmek nasip etsinBizi nur olarak yaratmıştır, o nur ile bizi yaşamak ve o nur ile âhirete göçmek nasip etsin inşallah hepimize. inşallah hepimize.

[Sayfada] iki tane hadis kaldı; İzâ hacce's-sabiyyü. [Sayfada] iki tane hadis kaldı;

İzâ hacce's-sabiyyü.

Çocukları getirirler bazı hacılar, evlatlarını, bu evlatlarına da hac yaptırırlar,Çocukları getirirler bazı hacılar, evlatlarını, bu evlatlarına da hac yaptırırlar, ihram giydirirler; omuzunda taşır babası, anası arkasında taşır, kucağında taşır, ihram giydirirler; omuzunda taşır babası, anası arkasında taşır, kucağında taşır, o çocuk da hacıdır; sevabı da anasının babasının defterine yazılır. o çocuk da hacıdır; sevabı da anasının babasının defterine yazılır. Fakat çocuğun hacılığı buluğa erinceye kadardır. Fakat çocuğun hacılığı buluğa erinceye kadardır. Buluğa erdi miydi bu hacılık biter, ondan sonra yeniden bir hacca gitmesi borçtur. Buluğa erdi miydi bu hacılık biter, ondan sonra yeniden bir hacca gitmesi borçtur. Bu farz olan bir hacılık olmadı nafile hacılık. Onun için; Bu farz olan bir hacılık olmadı nafile hacılık. Onun için;

İzâ hacce's-sabiyyü ve hiye lehû haccetün hattâ ya'kıle. İzâ hacce's-sabiyyü ve hiye lehû haccetün hattâ ya'kıle. "Bu [hacılık] akıl buluğa erinceye kadar." Fe-izâ akale aleyhi uhrâ."Bu [hacılık] akıl buluğa erinceye kadar." Fe-izâ akale aleyhi uhrâ. "Bundan sonra tekrar bir hac bunun üzerine borç olur.""Bundan sonra tekrar bir hac bunun üzerine borç olur." Ve izâ hacce'l-a'râbiyyü. "Arabî diyerekten bedevî olaraktan çöllerdeVe izâ hacce'l-a'râbiyyü. "Arabî diyerekten bedevî olaraktan çöllerde yaşayan insan [haccettiği zaman.] yaşayan insan [haccettiği zaman.]

Onu da babası almış götürmüş hacca yahut büyük adam, arabî ama,Onu da babası almış götürmüş hacca yahut büyük adam, arabî ama, bedevî halinde çöllerde yaşıyor. bedevî halinde çöllerde yaşıyor. Onun için çöllerde yaşamak, bedevî halde yaşamak ölüm halidir.Onun için çöllerde yaşamak, bedevî halde yaşamak ölüm halidir. Ölüyle müsavi kılmışlar bunları; ha ölü ha o. Canım insan o da, diri işte yahu? Ölüyle müsavi kılmışlar bunları; ha ölü ha o.

Canım insan o da, diri işte yahu?

O diriliğinin kıymeti yok, onda insanlık tîneti yok, insanlık hılkati yok;O diriliğinin kıymeti yok, onda insanlık tîneti yok, insanlık hılkati yok; sertlik var, korkunç haller kendisi üzerinde filan,sertlik var, korkunç haller kendisi üzerinde filan, insanlıktan medeniyetten haberi yok, onun için onu ölü saymışlardır.insanlıktan medeniyetten haberi yok, onun için onu ölü saymışlardır. Topluluk âleminde yaşayan insanlar da onlarla kıyas olunamayacak derecede ayrıdırlar. Topluluk âleminde yaşayan insanlar da onlarla kıyas olunamayacak derecede ayrıdırlar. Onların da bazı meziyetleri vardır ama o meziyetlerinin kıymeti yoktur. Onların da bazı meziyetleri vardır ama o meziyetlerinin kıymeti yoktur. Binâenaleyh insanları toplum halinde yaşamaya davet için; Binâenaleyh insanları toplum halinde yaşamaya davet için;

Ve izâ hacce'l-a'râbiyyü. "Bu arabî gitti hacı oldu geldi, hacı oldu geldi." Ve izâ hacce'l-a'râbiyyü. "Bu arabî gitti hacı oldu geldi, hacı oldu geldi." Fe-hiye lehün.Fe-hiye lehün. "O onun için hacılıktır, hacı olmuştur. Fakat." Fe-izâ hâcera."O onun için hacılıktır, hacı olmuştur. Fakat." Fe-izâ hâcera. "Ne zamanda o arabîlikten çıkar da Medine'ye şehre gelir, şehirde ikamet eder." "Ne zamanda o arabîlikten çıkar da Medine'ye şehre gelir, şehirde ikamet eder." Fe-aleyhi uhrâ.Fe-aleyhi uhrâ. "O zaman ona ayrı bir hacılık lazım." E evvelki hacılığı ne oldu bunun? "O zaman ona ayrı bir hacılık lazım."

E evvelki hacılığı ne oldu bunun?

O evvelki hacılığı onun gürültüye gitti, çünkü bedeviyet halindeki hacılıktı.O evvelki hacılığı onun gürültüye gitti, çünkü bedeviyet halindeki hacılıktı. Şimdi şehre girdi, şehre girmeye davet ediyor Cenâb-ı Peygamber.Şimdi şehre girdi, şehre girmeye davet ediyor Cenâb-ı Peygamber. Çünkü insanlar her an için yardıma muhtaç, binâenaleyh ta çölden gelip deÇünkü insanlar her an için yardıma muhtaç, binâenaleyh ta çölden gelip de bir baskına uğrayan müslümanların kurtulmasına yardım edecek kimsenin hali yok. bir baskına uğrayan müslümanların kurtulmasına yardım edecek kimsenin hali yok. Ancak toplu olurlarsa biribirlerinin yardımına koşabilirler. Ancak toplu olurlarsa biribirlerinin yardımına koşabilirler.

Binâenaleyh o bedeviyet halinde o uzak yerlerde yaşayan insanlar şehre gelsinler, Binâenaleyh o bedeviyet halinde o uzak yerlerde yaşayan insanlar şehre gelsinler, harp halinde olsun diğer hallerde olsun hem insanlık öğrensinlerharp halinde olsun diğer hallerde olsun hem insanlık öğrensinler hem de muharebelere hazır bulunsunlar diyerekten onları da teşvik sadedinde; hem de muharebelere hazır bulunsunlar diyerekten onları da teşvik sadedinde;

Fe-izâ hâcera fe-aleyhi uhrâ.Fe-izâ hâcera fe-aleyhi uhrâ. "Yani onun eskiden yaptığı hacılığının kıymeti yok, artık o da yeniden bir hac yapacak." "Yani onun eskiden yaptığı hacılığının kıymeti yok, artık o da yeniden bir hac yapacak."

Bir tanecik daha kalmış; İzâ haddese'r-reculü'l-hadîse sümme'l-tefete fe-hiye emânetün. Bir tanecik daha kalmış;

İzâ haddese'r-reculü'l-hadîse sümme'l-tefete fe-hiye emânetün.

Ravileri Taberânî, Ahmed b. Hanbel, Ebû Davud, Ebû Yâlâ, Beyhakî, Ravileri Taberânî, Ahmed b. Hanbel, Ebû Davud, Ebû Yâlâ, Beyhakî, Ziyâ-i Makdisî, Tirmizî, Hasenün an Câbir ve Ebû Yâlâ ve İbn Asâkir an Enes.Ziyâ-i Makdisî, Tirmizî, Hasenün an Câbir ve Ebû Yâlâ ve İbn Asâkir an Enes. Uzunca bir ravilerle beraber diyor ki; "Bir adamla konuşuyorsunuz adam size bir şeyler söylüyor,Uzunca bir ravilerle beraber diyor ki;

"Bir adamla konuşuyorsunuz adam size bir şeyler söylüyor,
söylerken iki tarafına bakınıyor şöyle ki duymasınız kimse bizim konuştuğumuzu. söylerken iki tarafına bakınıyor şöyle ki duymasınız kimse bizim konuştuğumuzu. Bizim konuştuğumuzu başkası duymasın diye iki tarafına böyle iltifat ediyor kimse olmasın.Bizim konuştuğumuzu başkası duymasın diye iki tarafına böyle iltifat ediyor kimse olmasın. Bu söz emanettir." diyor. Bu adam böyle iki tarafına bakınarak Bu söz emanettir." diyor.

Bu adam böyle iki tarafına bakınarak
sana söylediği söz sana emanettir sakın bu sözü başkasına duyurma. sana söylediği söz sana emanettir sakın bu sözü başkasına duyurma. "Filan yerde filanca bana böyle dedi." desen sen hıyanetlik etmiş olursun."Filan yerde filanca bana böyle dedi." desen sen hıyanetlik etmiş olursun. Hainlik içerisinde [olursun]. Allah cümlemizi affetsin, tevfikât-ı samadâniyetine mazhar etsin. Hainlik içerisinde [olursun].

Allah cümlemizi affetsin, tevfikât-ı samadâniyetine mazhar etsin.

[İhlas-ı Şerîf'in] fezâili pek çoktur. Üç Kulhüvellah'ın bir hatim sevabı vardır, bir. [İhlas-ı Şerîf'in] fezâili pek çoktur. Üç Kulhüvellah'ın bir hatim sevabı vardır, bir. Cenâb-ı Peygamber'imiz; "Günde 100 kere Kulhüvellah sûresini okuyan insanlarCenâb-ı Peygamber'imiz; "Günde 100 kere Kulhüvellah sûresini okuyan insanlar her ne kadar borçları varsa, -ödeyememiş borcunu, aniden göçmüş,her ne kadar borçları varsa, -ödeyememiş borcunu, aniden göçmüş, bu borçlarını ödemek istiyordu ama ödeyemedi.-bu borçlarını ödemek istiyordu ama ödeyemedi.- Cenâb-ı Hak tekeffül ediyor o borcunu kendisi ödeyecek." [buyurmuş.] Cenâb-ı Hak tekeffül ediyor o borcunu kendisi ödeyecek." [buyurmuş.]

Onun için başka fedâili de çok, yalnız her gün 100 Kulhüvellah'ı ne zaman olursa Onun için başka fedâili de çok, yalnız her gün 100 Kulhüvellah'ı ne zaman olursa okumanızı tavsiye ederim.okumanızı tavsiye ederim. Bahusus sabah namazının arkasından okursanız daha âlâ olur. Bahusus sabah namazının arkasından okursanız daha âlâ olur.

Topluluğun ne kadar büyük fedâili vardır. Topluluğun ne kadar büyük fedâili vardır. Şimdi buradaki cemaat ne kadarsa onu on ile darp ediniz [çarpınız] o kadar tevhid sevabı veriyor. Şimdi buradaki cemaat ne kadarsa onu on ile darp ediniz [çarpınız] o kadar tevhid sevabı veriyor.

Salât ü selâmlarımız da bu kadar cemaatin adedine darp olaraktan [çarpılarak] ona göre veriyor. Salât ü selâmlarımız da bu kadar cemaatin adedine darp olaraktan [çarpılarak] ona göre veriyor.

Buna karşılık birine on defa Cenâb-ı Hak karşılık veriyor.Buna karşılık birine on defa Cenâb-ı Hak karşılık veriyor. Bir salat ise on kat Cenâb-ı Hak katında. Misal; Bir salat ise on kat Cenâb-ı Hak katında. Misal;

Bismillah, esteîzübillah.İnnellahe ve melâiketehû yüsallûne ale'n-nebiyyi Bismillah, esteîzübillah.İnnellahe ve melâiketehû yüsallûne ale'n-nebiyyi yâ eyyühellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ ayetinin zımnında bunu da söylemişler.yâ eyyühellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ ayetinin zımnında bunu da söylemişler. Biz bir kere Cenâb-ı Peygamber'e salât ederken evvela Cenâb-ı Hak bize mükafat veriyor,Biz bir kere Cenâb-ı Peygamber'e salât ederken evvela Cenâb-ı Hak bize mükafat veriyor, bire on olarak.bire on olarak. Ondan sonra Cenâb-ı Peygamber'in iltifatına mazhar oluyoruz. Ondan sonra Cenâb-ı Peygamber'in iltifatına mazhar oluyoruz.

Onun için 100 tevhid, 100 defa hiç olmazsa Allah, 100 defa salavâtı şerîfeyi, Onun için 100 tevhid, 100 defa hiç olmazsa Allah, 100 defa salavâtı şerîfeyi, 100 de Kulhüvellah'ı unutmamanızı size tesviye ederim. 100 de Kulhüvellah'ı unutmamanızı size tesviye ederim.

Allah tevfikini hidayet buyursun. Allah tevfikini hidayet buyursun.

Çünkü biz tabii Kur'an okuyacağız, hatmedeceğiz inşallah. Çünkü biz tabii Kur'an okuyacağız, hatmedeceğiz inşallah. Onun sevabından tabii okuyamayanlar yahut işleri olup daOnun sevabından tabii okuyamayanlar yahut işleri olup da gidenler mahrum kalmasınlar diyerekten [bu hatm-i hâcegânı yaptık.]gidenler mahrum kalmasınlar diyerekten [bu hatm-i hâcegânı yaptık.] Bu da ufak bir hatimdir. Bu da ufak bir hatimdir.

Bundan da Cenâb-ı Hak cümlemizi mecur eylesin inşallah. el-Fâtiha. Bundan da Cenâb-ı Hak cümlemizi mecur eylesin inşallah.

el-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2