Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Âhir 1446
24 December 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Sabah Namazını Camide Kılmak

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

24 Şa'bân 1418 / 24.12.1997
Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Sabah Namazından Sonra Zikir, Zikir Ne Demek?, Hayra Harcanan Para, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Sabah Namazını Camide Kılmak

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

24 Şa'bân 1418 / 24.12.1997
Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Sabah Namazından Sonra Zikir, Zikir Ne Demek?, Hayra Harcanan Para, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabbil âlemîn vesselatu vesselamu Ala seyyidil evveline vel ahirin.el-Hamdülillahi rabbil âlemîn vesselatu vesselamu Ala seyyidil evveline vel ahirin. Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Ve men te bihu bi ihsânin ila yevmiddin. Emma bad. Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Ve men te bihu bi ihsânin ila yevmiddin.

Emma bad.

İmâm-ı Tirmizî'den hasen bir hadîs-i şerîf.İmâm-ı Tirmizî'den hasen bir hadîs-i şerîf. Enes radıyallahu anhın rivayet ettiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuş: Enes radıyallahu anhın rivayet ettiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuş:

Kim sabah namazını cemaatle kılarsa. Sonra da zikrullahla meşgul olursa.Kim sabah namazını cemaatle kılarsa. Sonra da zikrullahla meşgul olursa. Sonra da kalkıp iki rekât namaz kılarsa tam bir hac ve umre sevabı kazanır,Sonra da kalkıp iki rekât namaz kılarsa tam bir hac ve umre sevabı kazanır, tam bir hac ve umre sevabı kazanır, tam bir hac ve umre sevabı kazanır. tam bir hac ve umre sevabı kazanır, tam bir hac ve umre sevabı kazanır.

Bu nasıl olacak? Bir; sabah namazının cemaatle kılarsa.Bu nasıl olacak? Bir; sabah namazının cemaatle kılarsa. Sabah namazını evde kılmak bir noksanlıktır. Sabah namazını evde kılmak bir noksanlıktır. Kılmak iyi bir şey de sabah namazını bir insanın evde kılması noksanlıktır. Kılmak iyi bir şey de sabah namazını bir insanın evde kılması noksanlıktır.

Çünkü peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yatsı ve sabah namazlarınıÇünkü peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yatsı ve sabah namazlarını camide olmaya çok dikkat edin, buyuruyor.camide olmaya çok dikkat edin, buyuruyor. Çünkü bu iki namaza münafıklar gelemezler, münafıkların durumuna düşmeyin, diyor.Çünkü bu iki namaza münafıklar gelemezler, münafıkların durumuna düşmeyin, diyor. Bu iki namaz münafık olmamanın göstergesidir.Bu iki namaz münafık olmamanın göstergesidir. Bir insan yatsı ve sabah namazlarına gelebiliyorsa münafıklık alameti üzerinde yok mânasına geliyor.Bir insan yatsı ve sabah namazlarına gelebiliyorsa münafıklık alameti üzerinde yok mânasına geliyor. Sabah namazını kılacak ama camide cemaatle kılacak. Sabah namazını kılacak ama camide cemaatle kılacak.

Men salle salatel fecri fi cemaatin süme kaade yezkurullah sümme salle rekateyn.Men salle salatel fecri fi cemaatin süme kaade yezkurullah sümme salle rekateyn. Sonra oturup zikrullahla meşgul olacak. Sonra kalkıp iki rekât namaz kılarsa, bir hac ve umre sevabı kazanıyor.Sonra oturup zikrullahla meşgul olacak. Sonra kalkıp iki rekât namaz kılarsa, bir hac ve umre sevabı kazanıyor. "Camilerin hepsi kubbeli ve minareli mi olmalıdır?" Hayır."Camilerin hepsi kubbeli ve minareli mi olmalıdır?" Hayır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hadîs-i şerîfinde bildiriyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hadîs-i şerîfinde bildiriyor ki:

Allah bana tüm yeryüzünü, toprağı mescid kıldı. Ve temizleyici malzeme kıldı. Allah bana tüm yeryüzünü, toprağı mescid kıldı. Ve temizleyici malzeme kıldı. Temizleyici malzeme kıldıdan maksat şudur:Temizleyici malzeme kıldıdan maksat şudur: İnsan çölde su bulamadığı zaman teyemmüm abdesti alıyor, toprağa vuruyor elini. İnsan çölde su bulamadığı zaman teyemmüm abdesti alıyor, toprağa vuruyor elini. Ellerini ve yüzlerini mesh ediyor. İki darp bir niyet, yüzleri ve elleri toprağa sürmek.Ellerini ve yüzlerini mesh ediyor. İki darp bir niyet, yüzleri ve elleri toprağa sürmek. Remiz olarak yani su olmadığı için tam bir temizlik olmuyor ama temizleniyor insan.Remiz olarak yani su olmadığı için tam bir temizlik olmuyor ama temizleniyor insan. Hem gusülden temizleniyor hem abdestsizlikten temizleniyor. Hem gusülden temizleniyor hem abdestsizlikten temizleniyor.

Bir insan çölde giderken yıkanması icap etse, gusül icab etse. Uyudu uyandı, gusül icap etse.Bir insan çölde giderken yıkanması icap etse, gusül icab etse. Uyudu uyandı, gusül icap etse. Su yok, toprağa eline bismillâhirrahmânirrahîm diye vurup,Su yok, toprağa eline bismillâhirrahmânirrahîm diye vurup, silkeleyip mesh yapmak bir daha vurup silkeleyip silkeleyip mesh yapmak bir daha vurup silkeleyip iki elini mesh ederse toprak bile değmiyor, toprağı bile silkeliyorsun. iki elini mesh ederse toprak bile değmiyor, toprağı bile silkeliyorsun. Bu hareketle gusül abdesti, namaz abdesti alınmış oluyor, su olmayan yerde.Bu hareketle gusül abdesti, namaz abdesti alınmış oluyor, su olmayan yerde. Su olan yerde değil. Suyun yerine geçiyor. Onun için "Yeryüzü bana mescit.Su olan yerde değil. Suyun yerine geçiyor. Onun için "Yeryüzü bana mescit. Ve abdest alma malzemesi kılındı." demiş oluyor Peygamber Efendimiz. Bu bir ruhsattır.Ve abdest alma malzemesi kılındı." demiş oluyor Peygamber Efendimiz. Bu bir ruhsattır. Müsaadedir, nimettir, genişliktir, rahatlıktır. Çünkü nerede olsa namaz kılabilir bir insan.Müsaadedir, nimettir, genişliktir, rahatlıktır.

Çünkü nerede olsa namaz kılabilir bir insan.
Hatta tarlasında çalışan bir çiftçi, namaz vakti gelir suyu varsa suyla, su yoksa teyemmüm ile abdestini alır.Hatta tarlasında çalışan bir çiftçi, namaz vakti gelir suyu varsa suyla, su yoksa teyemmüm ile abdestini alır. Dağın başında ezan okur, kamet getirir, namaz kılarsa onun sevabı 1'e 50'dir.Dağın başında ezan okur, kamet getirir, namaz kılarsa onun sevabı 1'e 50'dir. Mahalle mescidinde kılmaktan bile daha sevaplı. Mahalle mescidinde kılmaktan bile daha sevaplı. Mükâfatlı oluyor, dağın başında ezan okunmuş oluyor,Mükâfatlı oluyor, dağın başında ezan okunmuş oluyor, gördüğü görmediği mahluklar etrafına toplanıyor.gördüğü görmediği mahluklar etrafına toplanıyor. Çünkü oralar boş değil, orada görünmeyen mahluklar var.Çünkü oralar boş değil, orada görünmeyen mahluklar var. Oralarda ezan okunmuş olduğu için; Allah'ın en büyüklüğünü, ekberliğini, varlığını, Oralarda ezan okunmuş olduğu için; Allah'ın en büyüklüğünü, ekberliğini, varlığını, birliğini şehadet ettiğini söylediği için birliğini şehadet ettiğini söylediği için dağın başında kendi başına namaz kıldığı zaman bile 50 misli sevap alır. dağın başında kendi başına namaz kıldığı zaman bile 50 misli sevap alır.

Demek ki her yer mescit olabilirmiş.Demek ki her yer mescit olabilirmiş. Bir lokal bile, bir zamanlar bilardo oynanan, iskambil oynanan daha başka tarz toplantı, Bir lokal bile, bir zamanlar bilardo oynanan, iskambil oynanan daha başka tarz toplantı, eğlenceli keyifli işler yapılan yer bile ezan okunursa mescit olur.eğlenceli keyifli işler yapılan yer bile ezan okunursa mescit olur. Bu köyceğizin, obamızın, yaylamızın, mescidi burası. Ne yapalım, başka yok.Bu köyceğizin, obamızın, yaylamızın, mescidi burası. Ne yapalım, başka yok. Toowoomba'da başka mescit olsaydı oraya gitmemiz gerekecekti.Toowoomba'da başka mescit olsaydı oraya gitmemiz gerekecekti. Yok. Burası mescit. Cemaatle Namazı kıldık oturup zikrullahla meşgul olacağız. Yok. Burası mescit. Cemaatle Namazı kıldık oturup zikrullahla meşgul olacağız.

Zikrullahı izah edeyim size. Oturup zikrullahla nasıl meşgul olunur, zikrullah nedir?Zikrullahı izah edeyim size. Oturup zikrullahla nasıl meşgul olunur, zikrullah nedir? Zikir Arapça'da hatırlamak demek. I have remembered, tamam tamam hatırladım.Zikir Arapça'da hatırlamak demek. I have remembered, tamam tamam hatırladım. Remember hatırlamak demek. Hatırlamaya vesile olan her şey zikirdir.Remember hatırlamak demek. Hatırlamaya vesile olan her şey zikirdir. Zikir diye adlandırılmıştır hatta Kur'ân-ı Kerîm'de ve hadîs-i şerîfte. Zikir diye adlandırılmıştır hatta Kur'ân-ı Kerîm'de ve hadîs-i şerîfte.

Mesela insanın dili ile Allah'ın çeşitli isim ve sıfatlarını söylemesi zikirdir.Mesela insanın dili ile Allah'ın çeşitli isim ve sıfatlarını söylemesi zikirdir. Allah Allah Allah, La ilâhe illallah Lâ ilâhe illallah, Ya Hayyu ya Kayyum ya Hayyu ya Kayyum.Allah Allah Allah, La ilâhe illallah Lâ ilâhe illallah, Ya Hayyu ya Kayyum ya Hayyu ya Kayyum. Ya Hay Ya Hay ya Hay Yâ Latif! Yâ Latif! Yâ Latif! hep zikirdir. Ya Hay Ya Hay ya Hay Yâ Latif! Yâ Latif! Yâ Latif! hep zikirdir.

Çünkü söz hatırlamaya vesiledir. Söz hatırlamanın anahtarıdır, ifadesidir.Çünkü söz hatırlamaya vesiledir. Söz hatırlamanın anahtarıdır, ifadesidir. Ekseriyetle insan söylediği sözüEkseriyetle insan söylediği sözü kulağı duyar. Bazısı duymaz ama ne söylediğini umumiyetle ağzından çıkanı idrak ediyor dakulağı duyar. Bazısı duymaz ama ne söylediğini umumiyetle ağzından çıkanı idrak ediyor da içeride düzenliyor da öyle söylüyor. Konuşmak bir zihni faaliyetin sonundadır, durup dururken insan konuşmaz. içeride düzenliyor da öyle söylüyor. Konuşmak bir zihni faaliyetin sonundadır, durup dururken insan konuşmaz. Ağzından çıkan ses vurgularının, ses topluluklarının, kümelerinin anlamı var.Ağzından çıkan ses vurgularının, ses topluluklarının, kümelerinin anlamı var. Ve bu anlamlarla insanlar birbirleriyle anlaşıyor.Ve bu anlamlarla insanlar birbirleriyle anlaşıyor. Bir şey düşünüyor, karşısına anlamı iletmek için sesler çıkartıyor. Bir şey düşünüyor, karşısına anlamı iletmek için sesler çıkartıyor.

Bütün varlıklar böyle. Balinalar denizin içinde bir takım sesler çıkartıyorlarmış, bunu tespit etmişler.Bütün varlıklar böyle. Balinalar denizin içinde bir takım sesler çıkartıyorlarmış, bunu tespit etmişler. Onlarla anlaşıyorlarmış, her mahluk böyle, kuşlar da öyle. Başka hayvanlar öyle.Onlarla anlaşıyorlarmış, her mahluk böyle, kuşlar da öyle. Başka hayvanlar öyle. Bülbülün öttüğü nedendir? Eşini çağırıyor da ondandır. O da bir haberleşme. Bülbülün öttüğü nedendir? Eşini çağırıyor da ondandır. O da bir haberleşme. Demek ki Allah'ın ismi ve sıfatlarını söyleyince hafızamızda bir Demek ki Allah'ın ismi ve sıfatlarını söyleyince hafızamızda bir hatırlama olduğu için söylüyoruz. Bu bir.hatırlama olduğu için söylüyoruz.

Bu bir.
Bir de çok iyi hatırlayamıyor tek tek insan.Bir de çok iyi hatırlayamıyor tek tek insan. Söyleye söyleye hatırlama kuvvetlenir.Söyleye söyleye hatırlama kuvvetlenir. Bu da ters dönüşümdür.Bu da ters dönüşümdür. Yani insan hatırladığı için söylüyor bir;Yani insan hatırladığı için söylüyor bir; söyleye söyleye de hatırlaması kuvvetlenir, iki. Ezberi kuvvetlenir.söyleye söyleye de hatırlaması kuvvetlenir, iki. Ezberi kuvvetlenir. Onun için şaka yapmışlar eski medrese talebeleri Et tekraru ahsen, Velev kane yüz seksen.Onun için şaka yapmışlar eski medrese talebeleri Et tekraru ahsen, Velev kane yüz seksen. Bu, yarısı Türkçe yarısı Arapça kelime oldu, alaca oldu.Bu, yarısı Türkçe yarısı Arapça kelime oldu, alaca oldu. Ettekraru ahsen, Arapça burası, tekrar en iyidir. Ettekraru ahsen, Arapça burası, tekrar en iyidir. Velev kane yüz seksen, yüz seksen de Türkçe.Velev kane yüz seksen, yüz seksen de Türkçe. Ama ses uyumlu olduğu için bu şakayı yapmışlar. Hakikaten de öyledir. Ama ses uyumlu olduğu için bu şakayı yapmışlar. Hakikaten de öyledir.

Tekrar; hafızanın kuvvetlenmesi, bir şeyin ezberlenmesi için usul. Tekrarla ezberler insan bir şeyi.Tekrar; hafızanın kuvvetlenmesi, bir şeyin ezberlenmesi için usul. Tekrarla ezberler insan bir şeyi. Ezberlediğin şeyi hatırda tutmak kolay değil. Ezberlemekle beraber unutmak da vardır.Ezberlediğin şeyi hatırda tutmak kolay değil. Ezberlemekle beraber unutmak da vardır. İnsan ezberlediği şeyi unutur.İnsan ezberlediği şeyi unutur. Hatta hanımının çarşıdan 'şunu şunu al, tamam mı bak, unutma ha' dediğiHatta hanımının çarşıdan 'şunu şunu al, tamam mı bak, unutma ha' dediği 'tamam tamam unutmam' dediği şeyi bile çarşıda unutur. 'tamam tamam unutmam' dediği şeyi bile çarşıda unutur. Aklına gelir sonra, "Ya hanım bana bir şeyler al demişti. Neydi onlar. Tüh be unuttum.Aklına gelir sonra, "Ya hanım bana bir şeyler al demişti. Neydi onlar. Tüh be unuttum. Eve gidince halimiz ne olacak?" Hatırlamak ve unutmak beraber gider. Birbirinin arkadaşıdır. Eve gidince halimiz ne olacak?" Hatırlamak ve unutmak beraber gider. Birbirinin arkadaşıdır.

Bir taraftan depoya, bilgi hazinesine bilgi gelirse; bir taraftan da gidiyor, unutuluyor.Bir taraftan depoya, bilgi hazinesine bilgi gelirse; bir taraftan da gidiyor, unutuluyor. Unutmak da bir şey, hatta bazen bir nimet. Niye Allah unutmayı yaratmış?Unutmak da bir şey, hatta bazen bir nimet. Niye Allah unutmayı yaratmış? Yaratmasaydı da hiçbir şeyi unutmasaydık. O zaman hayat zehir olurdu. Yaratmasaydı da hiçbir şeyi unutmasaydık. O zaman hayat zehir olurdu. Acıları da unutmazdın, mahvolurdun. İnsan unutuyor da biraz rahat ediyor.Acıları da unutmazdın, mahvolurdun. İnsan unutuyor da biraz rahat ediyor. Her an, en korkunç hakikatler, en büyük hakikatler Her an, en korkunç hakikatler, en büyük hakikatler gözünün önünde olsa insan iştahını kaybeder, yemek yiyemez.gözünün önünde olsa insan iştahını kaybeder, yemek yiyemez. Tekrar bir taraftan hafızayı kuvvetlendirir. Tekrar bir taraftan hafızayı kuvvetlendirir.

Zikrin de, yani tekrarın da Allah Allah Sübhanallah ElhamdülillahZikrin de, yani tekrarın da Allah Allah Sübhanallah Elhamdülillah Allahuekber Hasbinallah vesaire sözlerinin tekrarının da lafız olarakAllahuekber Hasbinallah vesaire sözlerinin tekrarının da lafız olarak geriye dönük olarak hafızayı kuvvetlendirmesi vardır. Onun için güzel bir söz var deniliyor ki geriye dönük olarak hafızayı kuvvetlendirmesi vardır. Onun için güzel bir söz var deniliyor ki

Ezzikru bittezekküri zikir tefekkürle olur. Ne demek?Ezzikru bittezekküri zikir tefekkürle olur. Ne demek? İnsanın Allah'ı hatırlaması, hiç unutmaması, Allah'ın hep insanın aklında olması tekrarlama sonucunda, İnsanın Allah'ı hatırlaması, hiç unutmaması, Allah'ın hep insanın aklında olması tekrarlama sonucunda, zikrin içine yerleşmesi sonucunda, zorlayarak zikrin içine yerleşmesi sonucunda, zorlayarak yaparsın, olmuyor olmuyor derken olur. Tekrar ede ede yerleşir. Tasavvufun bu işteki mantığı da budur.yaparsın, olmuyor olmuyor derken olur. Tekrar ede ede yerleşir. Tasavvufun bu işteki mantığı da budur. Çok zikir yapacak, çok zikir yapacak, kalbine iyice nakşolacak,Çok zikir yapacak, çok zikir yapacak, kalbine iyice nakşolacak, hafızasına zihnine nakşolacak, hiç unutmayacak. hafızasına zihnine nakşolacak, hiç unutmayacak. Hatta uyurken bile unutmaz uyurken bile zikreder. Neden? Çok zikrede ede bu hâle alışır. Hatta uyurken bile unutmaz uyurken bile zikreder. Neden? Çok zikrede ede bu hâle alışır. Artık uyurken bile zikreder. Yatar zikreder, kalkar zikreder, yürür zikreder, her zaman zikreder.Artık uyurken bile zikreder. Yatar zikreder, kalkar zikreder, yürür zikreder, her zaman zikreder. Bu tekrarın insanda meydana getirdiği bir sonuç. Bu tekrarın insanda meydana getirdiği bir sonuç.

Demek ki zikir bazı sözleri tekrar tekrar söylemek ile oluyor. Çünkü hatırlamaya vesile oluyor.Demek ki zikir bazı sözleri tekrar tekrar söylemek ile oluyor. Çünkü hatırlamaya vesile oluyor. Hem söylemek hatırladığı için oluyor hem de söyleye söyleye hatırlama kuvveti deniliyor. İkili bir iş var. Hem söylemek hatırladığı için oluyor hem de söyleye söyleye hatırlama kuvveti deniliyor. İkili bir iş var.

Sonra Kur'ân-ı Kerîm'in ayetlerinin hepsi zikirdir.Sonra Kur'ân-ı Kerîm'in ayetlerinin hepsi zikirdir. Kur'ân-ı Kerîm okumak zikir yapmaktır. Kur'ân-ı Kerîm okumak zikir yapmaktır. Mesela gelse buraya açsa Kur'ân-ı Kerîm'i, Bakara sûresini okusa zikirle meşgul oldu demek.Mesela gelse buraya açsa Kur'ân-ı Kerîm'i, Bakara sûresini okusa zikirle meşgul oldu demek. Kur'ân-ı Kerîm zikirdir, neden? Kur'ân-ı Kerîm'in ayetlerini Allah indirdi. Kur'ân-ı Kerîm zikirdir, neden? Kur'ân-ı Kerîm'in ayetlerini Allah indirdi. Ondan okudukça ondan dinledikçe Allah'ın kelamı konuşulmuş, dinlenmiş oluyor.Ondan okudukça ondan dinledikçe Allah'ın kelamı konuşulmuş, dinlenmiş oluyor. Allah hatırlanmış oluyor, onun için Kur'ân-ı Kerîm zikirdir. Allah hatırlanmış oluyor, onun için Kur'ân-ı Kerîm zikirdir.

Kur'ân-ı Kerîm hakkında bir âyet-i kerîmede Allah celle celâlüh buyuruyor ki;Kur'ân-ı Kerîm hakkında bir âyet-i kerîmede Allah celle celâlüh buyuruyor ki; İnnâ nahnu nezzelnâ-żżikra ve-innâ lehu lehâfizûn. İnnâ nahnu nezzelnâ-żżikra ve-innâ lehu lehâfizûn.

İnna Bize Allahu Teâlâ hazretleri, nezzelna zikr bu zikir olan Kuran'ı, İnna Bize Allahu Teâlâ hazretleri, nezzelna zikr bu zikir olan Kuran'ı,

Ve inna Ben azamet ve celal sahibi alemlerin rabbi indirdim ben bu Kur'ân-ı Kerîm'i.Ve inna Ben azamet ve celal sahibi alemlerin rabbi indirdim ben bu Kur'ân-ı Kerîm'i. Türkçe'de azamet ifade etmek için insan "ben ben"Türkçe'de azamet ifade etmek için insan "ben ben" "Ben emrediyorum bu böyle olacak.""Ben emrediyorum bu böyle olacak." Arapça'da bu mânayı ifade etmek için kişi "biz" der, sanki kendisi pek çok şahıstan müteşekkil gibi.Arapça'da bu mânayı ifade etmek için kişi "biz" der, sanki kendisi pek çok şahıstan müteşekkil gibi. "Biz emrediyoruz, böyle olacak." der. Emirde iştirakten dolayı değildir o."Biz emrediyoruz, böyle olacak." der. Emirde iştirakten dolayı değildir o. Kendisi birçok kişinin yerine geçiyor gibi olduğundan "Biz" diye kullanılıyor. Kendisi birçok kişinin yerine geçiyor gibi olduğundan "Biz" diye kullanılıyor.

Demek ki Arap dilinde ululuk, azamet sigası azametli söyleyiş şekli "biz" diye kullanılıyor.Demek ki Arap dilinde ululuk, azamet sigası azametli söyleyiş şekli "biz" diye kullanılıyor. Onun için Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de "Biz azîmüşşân Kur-an'ı biz indirdik.Onun için Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de "Biz azîmüşşân Kur-an'ı biz indirdik. Onu biz koruyacağız." diyor. Allah'a birileri yardım edecek de hep birlikte mi koruyacaklar?Onu biz koruyacağız." diyor. Allah'a birileri yardım edecek de hep birlikte mi koruyacaklar? Haşa sümme haşa şeriki, naziri yok kendisi söylüyor.Haşa sümme haşa şeriki, naziri yok kendisi söylüyor. "Şerikim nazirim yok ne istersem onu yaparım. Gücüm kuvvetim her şeye yeter." diyor."Şerikim nazirim yok ne istersem onu yaparım. Gücüm kuvvetim her şeye yeter." diyor. Azemetinden dolayı diyor. Arap dilinin özelliğinden dolayı diyor. Ben demek yani. Azemetinden dolayı diyor. Arap dilinin özelliğinden dolayı diyor. Ben demek yani.

"Ben indirdim Kur'ân'ı Kerîm'i ben koruyacağım." Kur'ân-ı Kerîm demiyor dikkat ederseniz burada."Ben indirdim Kur'ân'ı Kerîm'i ben koruyacağım." Kur'ân-ı Kerîm demiyor dikkat ederseniz burada. İnna nahnü nezzelna zikra.İnna nahnü nezzelna zikra. "Hiç şüphe yok ki Kur'an'ı ben indirdim." demiyor, zikri ben indirdim diyor, neden? "Hiç şüphe yok ki Kur'an'ı ben indirdim." demiyor, zikri ben indirdim diyor, neden? Kur'ân-ı Kerîm zikirdir de ondan.Kur'ân-ı Kerîm zikirdir de ondan. Fâtiha'sından muavizeteynine kadar zikirdir.Fâtiha'sından muavizeteynine kadar zikirdir. Tek bir âyeti de zikirdir. Bir âyetin bir bölümü de zikirdir.Tek bir âyeti de zikirdir. Bir âyetin bir bölümü de zikirdir. Demek ki insan Kur'an okursa sabah namazından sonra zikir etmiş olur, oturup eline tesbihi alır da Demek ki insan Kur'an okursa sabah namazından sonra zikir etmiş olur, oturup eline tesbihi alır da Sübhanallah Elhamdülillah Allahu ekber vesaire çeşitli sözleri tekrar ederse o da zikir olur. Sübhanallah Elhamdülillah Allahu ekber vesaire çeşitli sözleri tekrar ederse o da zikir olur.

Sonra din ilimlerinin, dinî vakitlerin söylenmesi, dinlenmesi zikirdir. Çünkü hatırlatmaya sebep oluyor.Sonra din ilimlerinin, dinî vakitlerin söylenmesi, dinlenmesi zikirdir. Çünkü hatırlatmaya sebep oluyor. Hatırlamaya sebep oluyor. Onun için benim namazdan sonra dinî bilgi vermem de zikirdir. Hatırlamaya sebep oluyor. Onun için benim namazdan sonra dinî bilgi vermem de zikirdir. Buraya çıkıp bağdaş kurup oturup önüme mikrofonu getirtip bilgi vermem; bu da zikirdir. Neyi konuşuyoruz?Buraya çıkıp bağdaş kurup oturup önüme mikrofonu getirtip bilgi vermem; bu da zikirdir. Neyi konuşuyoruz? Allah'ın dinini, ahkâmını, hadîs-i şerîfleri, âyet-i kerîmeleri konuşuyoruz. Havadan sudan sohbet etmiyoruz.Allah'ın dinini, ahkâmını, hadîs-i şerîfleri, âyet-i kerîmeleri konuşuyoruz. Havadan sudan sohbet etmiyoruz. Kahve sohbeti yapmıyoruz, eğlence değil. Yaptığımız ne? Dinî konuşma. Dinî konuşma da zikir sayılır. Kahve sohbeti yapmıyoruz, eğlence değil. Yaptığımız ne? Dinî konuşma. Dinî konuşma da zikir sayılır.

Bütün dini ilimler zikirdir.Bütün dini ilimler zikirdir. Onun için sabah namazından sonra müderris gelse otursa,Onun için sabah namazından sonra müderris gelse otursa, medrese öğrencileri de karşısına dizilse rahlelerini koysalar, bir bahsi açsalar; medrese öğrencileri de karşısına dizilse rahlelerini koysalar, bir bahsi açsalar; hudutta miras taksimi bölümü. Birisi ölürse İslâm'da onun malları nasıl taksim edilir.hudutta miras taksimi bölümü. Birisi ölürse İslâm'da onun malları nasıl taksim edilir. "Bu maddî bir şey hocam, para pul işi. Bir kişi bu birisi ölecek de onun paralarını kimler yiyecek."Bu maddî bir şey hocam, para pul işi. Bir kişi bu birisi ölecek de onun paralarını kimler yiyecek. Onların hesabı bu, maddî bir şey, bunun dinî tarafı yok." Dinî tarafı var.Onların hesabı bu, maddî bir şey, bunun dinî tarafı yok." Dinî tarafı var. Dinî tarafı malın taksiminin şeklinde. Allah celle celâluh taksim için ölçüler vermiş.Dinî tarafı malın taksiminin şeklinde.

Allah celle celâluh taksim için ölçüler vermiş.
Bir adam ölür de arkada hanım ve çocuklarını bırakırsa malın taksimi şöyle olacak. Bir adam ölür de arkada hanım ve çocuklarını bırakırsa malın taksimi şöyle olacak. Sekizde birini karısı alacak, geriye kalanını erkekler kızların iki misli hisse almak üzere çocuklar paylaşacaklar.Sekizde birini karısı alacak, geriye kalanını erkekler kızların iki misli hisse almak üzere çocuklar paylaşacaklar. İki kız, iki erkek var geriye kalan altıya bölünecek. İki iki erkek çocuklara verilecek.İki kız, iki erkek var geriye kalan altıya bölünecek. İki iki erkek çocuklara verilecek. Diğer iki kız çocuklara verilecek altı olacak. Bu zor bir hesap değil.Diğer iki kız çocuklara verilecek altı olacak. Bu zor bir hesap değil. Hele şimdi çok basit bir şey ama ne hikmetlerle bölündü. Eğer çocuğu olmazsa kadına verilecek miktar değişir.Hele şimdi çok basit bir şey ama ne hikmetlerle bölündü.

Eğer çocuğu olmazsa kadına verilecek miktar değişir.
O zaman dörtte bir alır kadın.O zaman dörtte bir alır kadın. Bu meseleleri konuşmak için hocaefendi diyor ki "Ashabım faraiz şunlardır. Bu meseleleri konuşmak için hocaefendi diyor ki "Ashabım faraiz şunlardır. Kişiler söyle şöyle miktarda alması lazım, miras şöyle şöyle bölünecek."Kişiler söyle şöyle miktarda alması lazım, miras şöyle şöyle bölünecek." Bu konular maddî konular olduğu halde taksimin şekliBu konular maddî konular olduğu halde taksimin şekli Allah'ın rızasına uygun taksim olduğundan bu da dinî bakıştır.Allah'ın rızasına uygun taksim olduğundan bu da dinî bakıştır. Bu da zikirdir. "İlm-i faraizi öğrenin." diyor Peygamber Efendimiz. Bu da zikirdir. "İlm-i faraizi öğrenin." diyor Peygamber Efendimiz. Mirasın nasıl takdim edildiğini çok iyi bilirdi sahâbe-i kirâm. Mirasın nasıl takdim edildiğini çok iyi bilirdi sahâbe-i kirâm.

Hz. Âişe annemiz çok iyi bilirdi, başkaları gelir sorardı.Hz. Âişe annemiz çok iyi bilirdi, başkaları gelir sorardı. Tıkır tıkır hesap yapardı, kolay değildi, bazen zorlaşırdı işler. Nispetler bölüştürme zorlaşır.Tıkır tıkır hesap yapardı, kolay değildi, bazen zorlaşırdı işler. Nispetler bölüştürme zorlaşır. Köprüler yapardı. Demek ki dinî ilimlerle meşgul olmak da zikir. Onun için Kur'an okusaydık da zikir olurdu.Köprüler yapardı. Demek ki dinî ilimlerle meşgul olmak da zikir. Onun için Kur'an okusaydık da zikir olurdu. Ben dinî konular anlatıyorum, siz dinliyorsunuz bu da zikirdir. Ben dinî konular anlatıyorum, siz dinliyorsunuz bu da zikirdir. Hiçbirimiz ses çıkartmasaydık hepimiz boynumuzu bükseydik, gözümüzü kapatsaydık,Hiçbirimiz ses çıkartmasaydık hepimiz boynumuzu bükseydik, gözümüzü kapatsaydık, tesbihi elimize alsaydık zikirleri çekseydik o da zikir olurdu. tesbihi elimize alsaydık zikirleri çekseydik o da zikir olurdu.

Zikir olan başka ne var? Namaz da zikirdir. Namaz mükemmel bir birleşik zikirdir.Zikir olan başka ne var? Namaz da zikirdir. Namaz mükemmel bir birleşik zikirdir. Yani basit değildir. Toplu çeşitlerin toplanmış olduğu mükemmel bir birleşik zikirdir.Yani basit değildir. Toplu çeşitlerin toplanmış olduğu mükemmel bir birleşik zikirdir. Basit değildir. Neden? Basit değildir. Neden? Allahu ekber zikir, Sübhaneke ve bihamdik zikir, Elhamdülillahi rabbil âlemîn zikir,Allahu ekber zikir, Sübhaneke ve bihamdik zikir, Elhamdülillahi rabbil âlemîn zikir, Sübhane rabbiyel azim, Sübhane rabbiyel ala zikir. Sübhane rabbiyel azim, Sübhane rabbiyel ala zikir. Et-tahiyyat zikir, rekâtlarda okunan Kur'ân-ı Kerîm vesaire, salât u selâm zikir, es-Selamu aleyküm ve rahmetullah zikir.Et-tahiyyat zikir, rekâtlarda okunan Kur'ân-ı Kerîm vesaire, salât u selâm zikir, es-Selamu aleyküm ve rahmetullah zikir. Namaz tepeden tırnağa, başından sonuna zikirdir. Her şeyi ile zikirdir. Namaz tepeden tırnağa, başından sonuna zikirdir. Her şeyi ile zikirdir.

Ama dinimizin bir kuralı var sabah namazından sonra namaz kılınmaz,Ama dinimizin bir kuralı var sabah namazından sonra namaz kılınmaz, güneş doğup belli bir seviyeye yükselinceye kadar namaz kılınmama zamanı vardır. güneş doğup belli bir seviyeye yükselinceye kadar namaz kılınmama zamanı vardır. Günde üç tane böyle kerahat vakti vardır. Bir, sabah namazından sonra.Günde üç tane böyle kerahat vakti vardır. Bir, sabah namazından sonra. İki, öğle vakti; üç, akşam güneş batarken. Güneş doğarken, güneş tepedeyken, güneş batarken.İki, öğle vakti; üç, akşam güneş batarken. Güneş doğarken, güneş tepedeyken, güneş batarken. Bu vakitlerde namaz kılınmaz. Diyelim ki bir insan uyumuş kalmış, çok yorulmuş, gece çok sohbet etmiş. Bu vakitlerde namaz kılınmaz. Diyelim ki bir insan uyumuş kalmış, çok yorulmuş, gece çok sohbet etmiş. Sabah namazına kalkamamış, gece sohbeti mekruhtur, doğru değildir gece çok sohbet etmek. Sabah namazına kalkamamış, gece sohbeti mekruhtur, doğru değildir gece çok sohbet etmek.

Yatsıdan sonraki konuşmalar zararlıdır. Neye zararlıdır hocam? Gece namazı kılmaya zararlıdır.Yatsıdan sonraki konuşmalar zararlıdır. Neye zararlıdır hocam? Gece namazı kılmaya zararlıdır. Çünkü kalkamaz gece namazına insan, teheccüde kalkamaz, sevabı kaybeder. Sabah namazına gelemez, kaybeder. Neden?Çünkü kalkamaz gece namazına insan, teheccüde kalkamaz, sevabı kaybeder. Sabah namazına gelemez, kaybeder. Neden? Geç yattı da ondan.Geç yattı da ondan. Film seyretti, maç seyretti, Muhammed Ali'nin falanca ile yaptığı galibiyet maçını seyretti yattı uyanamadı. Film seyretti, maç seyretti, Muhammed Ali'nin falanca ile yaptığı galibiyet maçını seyretti yattı uyanamadı. Yatsıdan sonra hemen erken yatsaydı uykusunu alacaktı.Yatsıdan sonra hemen erken yatsaydı uykusunu alacaktı. Gece kalkacak da abdest alacak da namaz kılacak da teheccüde kalkacaktı.Gece kalkacak da abdest alacak da namaz kılacak da teheccüde kalkacaktı. Sevap kazanacaktı, camiye erken gelecekti. Sabah namazını burada kılacaktı falan. Sevap kazanacaktı, camiye erken gelecekti. Sabah namazını burada kılacaktı falan.

Yapamadı bunları, bir uyandı saate bir baktı ki.Yapamadı bunları, bir uyandı saate bir baktı ki. "Hay Allah sabah namazını kılamamışım.""Hay Allah sabah namazını kılamamışım." Kerahat olmuş, hay Allah Tüh be Güneş doğdu ya kaçırdım. Ne kadar mahçup oldum, üzüldüm falan.Kerahat olmuş, hay Allah Tüh be Güneş doğdu ya kaçırdım. Ne kadar mahçup oldum, üzüldüm falan. Gidip abdest alıp namaz kılabilir mi o arkadaş? Kılamaz. Neden? Kerahat vakti de ondan. Gidip abdest alıp namaz kılabilir mi o arkadaş? Kılamaz. Neden? Kerahat vakti de ondan.

Abdestini alsın, beklesin biraz.Abdestini alsın, beklesin biraz. Kur'an okusun, tesbih çeksin, "Tevbe yâ Rabbi! Bir daha yapmam tövbeler olsun yapmayacağım. Kur'an okusun, tesbih çeksin, "Tevbe yâ Rabbi! Bir daha yapmam tövbeler olsun yapmayacağım. Şeytana bir sefer kandım, bir daha kanar mıyım.Şeytana bir sefer kandım, bir daha kanar mıyım. Aklımı başıma topladım bundan sonra kanmam ben." desin.Aklımı başıma topladım bundan sonra kanmam ben." desin. Ondan sonra güneşin doğmasından yarım saat falan geçince kerahat vakti gider.Ondan sonra güneşin doğmasından yarım saat falan geçince kerahat vakti gider. Bunun bir hesabı vardır, takvimlerdeki ince hesabını boş verelim.Bunun bir hesabı vardır, takvimlerdeki ince hesabını boş verelim. Toptan pazarlık yapalım, küsuratı boş verelim.Toptan pazarlık yapalım, küsuratı boş verelim. Güneşin doğması dakikasından yarım saat sonra kerahat vakti çıkar. Bitti, o kadar bir şey.Güneşin doğması dakikasından yarım saat sonra kerahat vakti çıkar. Bitti, o kadar bir şey. O zaman adam vaktinde kılamadığı namazı kılabilir. Demek ki o arada kılamaz. O zaman adam vaktinde kılamadığı namazı kılabilir. Demek ki o arada kılamaz.

Onun için biz de bu hadîs-i şerîf'i uygulamak istesek de sabah namazını kıldıktan sonraOnun için biz de bu hadîs-i şerîf'i uygulamak istesek de sabah namazını kıldıktan sonra oturup zikrullah ile meşgul olurken Kur'an okuyabiliriz, tesbih çekebiliriz dinî ilimleri konuşabiliriz.oturup zikrullah ile meşgul olurken Kur'an okuyabiliriz, tesbih çekebiliriz dinî ilimleri konuşabiliriz. Vaaz dinleriz falan ama bu arada namaz kılamayız, sonra kılarız. Vaaz dinleriz falan ama bu arada namaz kılamayız, sonra kılarız.

Ne zaman çıkıyor kerahat vakti?Ne zaman çıkıyor kerahat vakti? Güneş ufuktan bir mızrak boyu yükseldiği zaman kerahat vakti çıkar.Güneş ufuktan bir mızrak boyu yükseldiği zaman kerahat vakti çıkar. Ne yapsınlar, o zaman ölçü yok. Geceyi anlatmak için ölçü lazım. Her şeyin birimi vardır, ölçeği vardır. Ne yapsınlar, o zaman ölçü yok. Geceyi anlatmak için ölçü lazım. Her şeyin birimi vardır, ölçeği vardır. O zaman ellerinde mızraklar varmış. O zaman ellerinde mızraklar varmış. Ne zaman çıkıyor kerahat vakti?Ne zaman çıkıyor kerahat vakti? Güneş ufuktan bir mızrak boyu yükseldiği zaman kerahat vakti çıkar.Güneş ufuktan bir mızrak boyu yükseldiği zaman kerahat vakti çıkar. Ne yapsınlar, o zaman ölçü yok. Geceyi anlatmak için ölçü lazım. Her şeyin birimi vardır, ölçeği vardır. Ne yapsınlar, o zaman ölçü yok. Geceyi anlatmak için ölçü lazım. Her şeyin birimi vardır, ölçeği vardır. O zaman ellerinde mızraklar varmış. O zaman ellerinde mızraklar varmış. Bir mızrak boyu güneş yükseldiğinde kerahat vakti çıkar biz mızrak falan bilmiyoruz.Bir mızrak boyu güneş yükseldiğinde kerahat vakti çıkar biz mızrak falan bilmiyoruz. Biz mızrağı biliyoruz da boyu ne kadar? Güneş bir mızrak boyu yükseldi mi?Biz mızrağı biliyoruz da boyu ne kadar? Güneş bir mızrak boyu yükseldi mi? Anlamak da anlatmak da kolay değildir. Anlamak da anlatmak da kolay değildir.

Ama alimin birisi demiş ki dik durursun veya ayakta durursun.Ama alimin birisi demiş ki dik durursun veya ayakta durursun. Çeneni göğsüne yapıştırırsın, şöyle bakarsın düneş doğduğu zaman.Çeneni göğsüne yapıştırırsın, şöyle bakarsın düneş doğduğu zaman. Kaşının üstündeyse güneş artık böyle bakınca bir güneş göremiyorsan kerahat vakti çıkmıştır.Kaşının üstündeyse güneş artık böyle bakınca bir güneş göremiyorsan kerahat vakti çıkmıştır. Yani yatay durumda biraz yükselmiş oluyor.Yani yatay durumda biraz yükselmiş oluyor. İlm-i heyet yani astronomi bilginleri de diyorlar kiİlm-i heyet yani astronomi bilginleri de diyorlar ki ufuktan şu kadar derece yükseldiği zaman güneş kerahat vakti çıkar.ufuktan şu kadar derece yükseldiği zaman güneş kerahat vakti çıkar. Biz dereceyi mereceyi ölçemeyiz. Biz dereceyi mereceyi ölçemeyiz. Bize bu güzel, yani çenesini göğsüne dayayıp göremiyorsak güneş göğe çıkmış tamam, kerahat vakti geçmiş. Bize bu güzel, yani çenesini göğsüne dayayıp göremiyorsak güneş göğe çıkmış tamam, kerahat vakti geçmiş.

Veya bir başka söz söylemişler. Güneş ilk doğduğu zaman ve batarken seyredilebilir.Veya bir başka söz söylemişler. Güneş ilk doğduğu zaman ve batarken seyredilebilir. Portakala benzer, tepsiye benzer, elmaya benzer, yuvarlak bir şeye benzer.Portakala benzer, tepsiye benzer, elmaya benzer, yuvarlak bir şeye benzer. Bakabilirsin ama bir zaman sonra bakamazsın.Bakabilirsin ama bir zaman sonra bakamazsın. Bakma, tavsiye de etmem çünkü güneşe ışıklar kuvvetlendiği zaman bakınca göze zarar.Bakma, tavsiye de etmem çünkü güneşe ışıklar kuvvetlendiği zaman bakınca göze zarar. Gözün kör olur Allah saklasın fazla baktığın zaman. Gözün kör olur Allah saklasın fazla baktığın zaman. O zaman bakılmaz güneşin sarılığının gidip deO zaman bakılmaz güneşin sarılığının gidip de bakamayacak hâle geldiği zaman kerahat vakti çıkmıştır.bakamayacak hâle geldiği zaman kerahat vakti çıkmıştır. Sarılık gitmiş bakılamıyor artık o zaman kerahat vakti çıkmıştır. İki rekât namazı o zaman kılabilirsiniz. Sarılık gitmiş bakılamıyor artık o zaman kerahat vakti çıkmıştır. İki rekât namazı o zaman kılabilirsiniz.

Zaten Peygamber Efendimiz ne buyuruyor;Zaten Peygamber Efendimiz ne buyuruyor; "Kim sabah namazını cemaatle kılarsa sonra oturup zikrullahla meşgul olursa"Kim sabah namazını cemaatle kılarsa sonra oturup zikrullahla meşgul olursa sonra oturup iki rekât namaz kılarsasonra oturup iki rekât namaz kılarsa tam bir hac ve umre sevabı kazanır bir. Rızkı bol olur iki." tam bir hac ve umre sevabı kazanır bir. Rızkı bol olur iki."

Ne demek rızkı bol olur? Allah çok nimet verir. Nimet gönderir. Nasıl gönderir.Ne demek rızkı bol olur? Allah çok nimet verir. Nimet gönderir. Nasıl gönderir. Kanat takar öyle gönderir. Işınlar öyle gönderir Ahmet'i Mehmet'i vesile eyler, öyle gönderir. Kanat takar öyle gönderir. Işınlar öyle gönderir Ahmet'i Mehmet'i vesile eyler, öyle gönderir. Rızık gelip senin kapınaRızık gelip senin kapına öyle gönderir. Hiç şaşırma, nasıl gönderirse gönderir. öyle gönderir. Hiç şaşırma, nasıl gönderirse gönderir.

Rezzak olduğu için alemlerin rızkını veren Mevlâmız rızkı çoğaltır. Ne kadar çoğaltır.Rezzak olduğu için alemlerin rızkını veren Mevlâmız rızkı çoğaltır. Ne kadar çoğaltır. Çarşıyı, pazarı, şehirleri, kasabaları, ufukları, dağları,Çarşıyı, pazarı, şehirleri, kasabaları, ufukları, dağları, ovaları dolaşıp da ticaret yapmış olmaktan daha fazla rızık verir. Sofrası bereketlenir, kesesi bereketlenir.ovaları dolaşıp da ticaret yapmış olmaktan daha fazla rızık verir. Sofrası bereketlenir, kesesi bereketlenir. Evi nimet dolar, nimetleri nereye koyacağını şaşırır. Evi nimet dolar, nimetleri nereye koyacağını şaşırır. Sabah namazından sonra ibadet etmenin böyle bir mânevî özelliği vardır, insanın rızkı bol olur. Sabah namazından sonra ibadet etmenin böyle bir mânevî özelliği vardır, insanın rızkı bol olur.

Rızık nedir? Mehmet Zahit Kotku hocamız derdi ki;Rızık nedir? Mehmet Zahit Kotku hocamız derdi ki; "Rızık insanın boğazından geçer." Şişeye koyup da dışından yaladığın değil."Rızık insanın boğazından geçer." Şişeye koyup da dışından yaladığın değil. Bankada duran değil. Bir insan kendi parasını, nimeti alıp da yiyorsa o rızıktır. Bankada duran değil. Bir insan kendi parasını, nimeti alıp da yiyorsa o rızıktır. Yemiyorsa para kendinin değildir. Paraya hizmet ediyorsa o para kendisinin değildir. Yemiyorsa para kendinin değildir. Paraya hizmet ediyorsa o para kendisinin değildir. Kimin? O paralar mirasçının. O paraları mirasçılarKimin? O paralar mirasçının. O paraları mirasçılar yiyecek. Sert bir şeyi ısırdığı zaman kütür kütür sesi çıkıyor böyleyiyecek. Sert bir şeyi ısırdığı zaman kütür kütür sesi çıkıyor böyle çatır çutur yiyecek. Bizim muhitte bir zengin dostumuz var İstanbul'da, Allah selamet versin.çatır çutur yiyecek.

Bizim muhitte bir zengin dostumuz var İstanbul'da, Allah selamet versin.
Kalp krizi falan geçirmiş cümle hastalarımıza Allah şifa versin. Geçmişlerimize rahmet eylesin.Kalp krizi falan geçirmiş cümle hastalarımıza Allah şifa versin. Geçmişlerimize rahmet eylesin. Kendisi çok zengin, çok hayır yaptı. Bir tane cami yaptırdı, bir tanesine daha heveslenir falan.Kendisi çok zengin, çok hayır yaptı. Bir tane cami yaptırdı, bir tanesine daha heveslenir falan. Akıllı, tüccar cami yapacak tabii, şuradan buradan da yardım istiyor. Muzip de, şakacı.Akıllı, tüccar cami yapacak tabii, şuradan buradan da yardım istiyor. Muzip de, şakacı. Bir hacı arkadaşına rastlamış. Bir hacı arkadaşına rastlamış.

Yani babasından anasından geldiği bütün mirası iki kubbeli, iki minareli cami yaptı. Allah kabul etsin.Yani babasından anasından geldiği bütün mirası iki kubbeli, iki minareli cami yaptı. Allah kabul etsin. İstanbul'un en kalabalık en işlek camilerinden birini yaptı.İstanbul'un en kalabalık en işlek camilerinden birini yaptı. Muazzam bir şey, Yeşilköy havaalanına indiniz mi şöyle baktığınız zamanMuazzam bir şey, Yeşilköy havaalanına indiniz mi şöyle baktığınız zaman ışıklandırmaya gelin gibi görürsünüz. Kuzeyden geldiğiniz zaman sağ tarafınızda görürsünüz. ışıklandırmaya gelin gibi görürsünüz. Kuzeyden geldiğiniz zaman sağ tarafınızda görürsünüz. İki kubbeli, iki minareli pırıl pırıl bir cami, gelin gibi. Uzaktan görünüyor. İki kubbeli, iki minareli pırıl pırıl bir cami, gelin gibi. Uzaktan görünüyor.

Yolda bir hacı arkadaşına rastlamış.Yolda bir hacı arkadaşına rastlamış. Hacının oğlu hayırsız, namazsız, niyazsız; babası hacı, oğlu acı iyice acı. Fena halde, zehir gibi acı oğlu.Hacının oğlu hayırsız, namazsız, niyazsız; babası hacı, oğlu acı iyice acı. Fena halde, zehir gibi acı oğlu. Namaz yok, niyaz yok. Kötü huylar var, kumar var, vesaire var. Namaz yok, niyaz yok. Kötü huylar var, kumar var, vesaire var. Babası kızıyor oğluna adam olmadı diye. Adam olsun diye ardından falan. Baba haklı. Çocuk haksız. Babası kızıyor oğluna adam olmadı diye. Adam olsun diye ardından falan. Baba haklı. Çocuk haksız.

Hacıya demiş ki Selamün aleyküm. Aleykümselam Nasılsın iyi misin, iyiyim.Hacıya demiş ki Selamün aleyküm. Aleykümselam Nasılsın iyi misin, iyiyim. Oğlunun sana selamı var, demiş. Selam falan yok, muzip. Şaşırmış, afallamış. Oğlunun sana selamı var, demiş. Selam falan yok, muzip. Şaşırmış, afallamış. "Babama söyle o paraları harcamasın ben onları çatır çatır yiyeceğim." diyor. Adam sinirlenmiş."Babama söyle o paraları harcamasın ben onları çatır çatır yiyeceğim." diyor. Adam sinirlenmiş. Sakın hayra vermesin diyor o paraları. Ben onları çatır çatır yiyeceğim. Sakın hayra vermesin diyor o paraları. Ben onları çatır çatır yiyeceğim. Onun üzerine bilmem kaç milyon para koparmış camiye. Oğluna kızgınlığından vay mendebur vay.Onun üzerine bilmem kaç milyon para koparmış camiye. Oğluna kızgınlığından vay mendebur vay. Benden alacak kumarda yiyecek bu parayı falan.Benden alacak kumarda yiyecek bu parayı falan. Çıkarmış kızgınlıkla camiye şu kadar yardım yapmış. Çıkarmış kızgınlıkla camiye şu kadar yardım yapmış.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki; "Sizin hanginiz kendi malını başkasının malından daha çok sevmez?""Sizin hanginiz kendi malını başkasının malından daha çok sevmez?" Peygamber Efendimiz böyle karışık bir soruyor.Peygamber Efendimiz böyle karışık bir soruyor. Yani demek istiyor ki; sizler kendi malınızı sevmezsiniz, başkalarının malını seversiniz.Yani demek istiyor ki; sizler kendi malınızı sevmezsiniz, başkalarının malını seversiniz. Hanginiz daha kendi malını sevmez hep başkasının malını seversiniz? Hanginiz daha kendi malını sevmez hep başkasının malını seversiniz?

Hayırdır yâ Resûlallah, hikmet var bu sözünde, anladık ama nedir nükte acaba?Hayırdır yâ Resûlallah, hikmet var bu sözünde, anladık ama nedir nükte acaba? Ne demek istiyorsun yâ Resûlallah? Herkes kendi malını sever, kendi malını başkasının elinde istemez, takip eder.Ne demek istiyorsun yâ Resûlallah? Herkes kendi malını sever, kendi malını başkasının elinde istemez, takip eder. Gözü gibi bakar.Gözü gibi bakar. Herkes gurk tavuğun civcivleri koruyup kolladığı gibi malını korur.Herkes gurk tavuğun civcivleri koruyup kolladığı gibi malını korur. Ne demek yani? Ne demek yani?

Diyor ki Peygamber Efendimiz; senin aklınla, kalbinle, ilminle, imanınla,Diyor ki Peygamber Efendimiz; senin aklınla, kalbinle, ilminle, imanınla, kullandığın hayra hasenâta sarf ettiğin para senindir.kullandığın hayra hasenâta sarf ettiğin para senindir. Harcamayıp biriktirdiğin senin değildir, mirasçınındır. Mirasçı yiyecek onu.Harcamayıp biriktirdiğin senin değildir, mirasçınındır. Mirasçı yiyecek onu. Boyuna biriktiriyorsun, mirasçı yiyecek.Boyuna biriktiriyorsun, mirasçı yiyecek. Sen harcamıyorsun, mirasçının malını daha çok seviyorsun.Sen harcamıyorsun, mirasçının malını daha çok seviyorsun. Onu kolluyorsun, bekliyorsun.Onu kolluyorsun, bekliyorsun. Aman buna kimse dokunmasın diye mirasçı yiyecek bunları koruyuveriyorsun.Aman buna kimse dokunmasın diye mirasçı yiyecek bunları koruyuveriyorsun. Kendi malınızı sevmiyorsunuz, mirasçının malını seviyorsunuz. Onu koruyorsunuz. Ne yapacak.Kendi malınızı sevmiyorsunuz, mirasçının malını seviyorsunuz. Onu koruyorsunuz. Ne yapacak. Kendi malını koruyup o malı hayra sarf ederse kendinin olur.Kendi malını koruyup o malı hayra sarf ederse kendinin olur. Camiye verirse, hayra hasenâta verirse, hacca verirse, ibadete verirse, yoksulları gözetirse, Camiye verirse, hayra hasenâta verirse, hacca verirse, ibadete verirse, yoksulları gözetirse, açları doyurursa, çıplakları giydirirse, cihada yardım ederse o zaman onun olur. açları doyurursa, çıplakları giydirirse, cihada yardım ederse o zaman onun olur.

Peygamber Efendimiz kurban kestirdi.Peygamber Efendimiz kurban kestirdi. Dedi ki dağıtın, kesileni dağıtın fukaraya namazdan geldikten sonra sordu ne yaptınız kurbanı. Dedi ki dağıtın, kesileni dağıtın fukaraya namazdan geldikten sonra sordu ne yaptınız kurbanı. Kestiniz mi kestik dağıttınız mı.Kestiniz mi kestik dağıttınız mı. Dediler ki; "yâ Resulallah ön kolunu aldık kendimize eve, ötekilerin hepsini dağıttık.Dediler ki; "yâ Resulallah ön kolunu aldık kendimize eve, ötekilerin hepsini dağıttık. Bir kolu bizim oldu. Ön kol bizim oldu."Bir kolu bizim oldu. Ön kol bizim oldu." "Bir kolu hariç hepsi bizim olmuş." dedi Peygamber Efendimiz. Evde kalan hariç hepsi bizim oldu."Bir kolu hariç hepsi bizim olmuş." dedi Peygamber Efendimiz. Evde kalan hariç hepsi bizim oldu. Çünkü bir insan hayrı yaptı mı artık o âhirete geçer. O hayrı hesabına geçer. Çünkü bir insan hayrı yaptı mı artık o âhirete geçer. O hayrı hesabına geçer. İstifade olmuş olur. Yapmadığımız burada kalır. İstifade olmuş olur. Yapmadığımız burada kalır.

Onun için ölüye üç kişi refakat eder, arkasından üç kişi gider.Onun için ölüye üç kişi refakat eder, arkasından üç kişi gider. Öldüğü zama tabutunun arkasından üç kişi gider. Öldüğü zama tabutunun arkasından üç kişi gider. Hısımı, ailesi; parası pulu, malı mülkü; ibadeti taati, ameli.Hısımı, ailesi; parası pulu, malı mülkü; ibadeti taati, ameli. Bunlardan iki tanesi geri döner kabristandan. Bir tanesi ölüyle beraber mezarda kalır. Bunlardan iki tanesi geri döner kabristandan. Bir tanesi ölüyle beraber mezarda kalır. Hısım akrabası, parası pulu geri döner. Mezara gitmez. Hısım akrabası, parası pulu geri döner. Mezara gitmez. Amelleri, ibadetleri, hayrâtı, hasenâtı kabirde yoldaş olarak kalır.Amelleri, ibadetleri, hayrâtı, hasenâtı kabirde yoldaş olarak kalır. Çoluk çocuğu geri döner, karısı kızı geri döner.Çoluk çocuğu geri döner, karısı kızı geri döner. Çok sevdiği, ağladığı halde "Bizi bırakıp nereye gidiyorsun babacığım" dediği halde geri dönerler.Çok sevdiği, ağladığı halde "Bizi bırakıp nereye gidiyorsun babacığım" dediği halde geri dönerler. Kalmazlar orada. Malı da artık kendisinin değil. Malı da geri döner. Kalmazlar orada.

Malı da artık kendisinin değil. Malı da geri döner.
Malı insanın ne zamana kadar kendisinindir? Malı insanın ne zamana kadar kendisinindir? Hayattayken kendisinindir, öldü mü o da geri döner. Mirasçılar onu paylaşır.Hayattayken kendisinindir, öldü mü o da geri döner. Mirasçılar onu paylaşır. Önce borçlulara borçları verilir, ölünün borcu ödenir ama geriye kalan usulüne göre dağıtılır.Önce borçlulara borçları verilir, ölünün borcu ödenir ama geriye kalan usulüne göre dağıtılır. İnsanın kabirde ameli yanındadır artık. İnsanın kabirde ameli yanındadır artık. Arkadaşlık yapan namazıdır, ibadetidir, zikridir, Kur'ân'ıdır, hayrıdır, hasenâtıdır. Arkadaşlık yapan namazıdır, ibadetidir, zikridir, Kur'ân'ıdır, hayrıdır, hasenâtıdır.

Allah hepimizi malını, mülkünü, aklını, fikrini iyi kullananlardan eylesin.Allah hepimizi malını, mülkünü, aklını, fikrini iyi kullananlardan eylesin. Hepimizi cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.Hepimizi cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. Maddî mânevî ziyandan, zarardan, hatadan, yanlış iş ve işlem yapmaktan, yanlış hesaplar yapmaktan,Maddî mânevî ziyandan, zarardan, hatadan, yanlış iş ve işlem yapmaktan, yanlış hesaplar yapmaktan, yanlış uygulamalar uygulamaktan korusun. yanlış uygulamalar uygulamaktan korusun.

Bi-hürmeti Habibi Muhammed'ini Mustafa ve bi-hürmeti esrarı sûreti'l-Fâtiha. Bi-hürmeti Habibi Muhammed'ini Mustafa ve bi-hürmeti esrarı sûreti'l-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2