Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Sadaka Çeşitleri, Her An İyilik Yapabileceğimiz Fırsatlar ve Sevginin Üstünlüğü (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

1 Cemâziye'l-Evvel 1418 / 03.09.1997

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Muhterem hocam, bu tür iki katlı evlerde Kur'ân-ı Kerîm'in alt katta olmasında sakınca var mıdır?, Saç boyaması | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Sadaka Çeşitleri, Her An İyilik Yapabileceğimiz Fırsatlar ve Sevginin Üstünlüğü (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

1 Cemâziye'l-Evvel 1418 / 03.09.1997

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Muhterem hocam, bu tür iki katlı evlerde Kur'ân-ı Kerîm'in alt katta olmasında sakınca var mıdır?, Saç boyaması | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Muhterem hocam, bu tür iki katlı evlerde Kur'ân-ı Kerîm'in alt katta olmasında sakınca var mıdır? Muhterem hocam, bu tür iki katlı evlerde Kur'ân-ı Kerîm'in alt katta olmasında sakınca var mıdır?

Hayır, sakınca yoktur. Her oda bir mekân olarak bir birimdir, Hayır, sakınca yoktur. Her oda bir mekân olarak bir birimdir, bunun dışında bir başka yerde başka bir şey olması ona bir saygısızlık mânası ifade etmez.bunun dışında bir başka yerde başka bir şey olması ona bir saygısızlık mânası ifade etmez. Üst katta oturan bir kimse oturup yatabilir, burada da Kur'ân-ı Kerîm, kütüphane vesaire olabilir,Üst katta oturan bir kimse oturup yatabilir, burada da Kur'ân-ı Kerîm, kütüphane vesaire olabilir, onun bir mahsuru yoktur. onun bir mahsuru yoktur.

Saç boyaması yapılıyor, bir sakıncası var mıdır? Saç boyaması yapılıyor, bir sakıncası var mıdır?

Saçları ve sakalları Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz zamanında Saçları ve sakalları Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz zamanında o zamanın insanları boyamıştır.o zamanın insanları boyamıştır. Peygamber Efendimiz saçlara ve sakallara kına yakılmasını tavsiye etmiştir,Peygamber Efendimiz saçlara ve sakallara kına yakılmasını tavsiye etmiştir, bu tavsiye ettiği bir boyama şeklidir.bu tavsiye ettiği bir boyama şeklidir. Bir de düşmana karşı; "Saçları sakalları ağarmış, bunlar ihtiyar,Bir de düşmana karşı; "Saçları sakalları ağarmış, bunlar ihtiyar, biz bunlara saldırdık mı bunları yeneriz, bunların hepsi ihtiyar." demesinler diye biz bunlara saldırdık mı bunları yeneriz, bunların hepsi ihtiyar." demesinler diye savaş anında siyah boyamaya teşvik etmiştir.savaş anında siyah boyamaya teşvik etmiştir. Fakat sair zaman belirmiş olan beyaz kıllarınızı koparmayın. Fakat sair zaman belirmiş olan beyaz kıllarınızı koparmayın. Demek ki zamanına göre, olaya göre boyama olabiliyor. Demek ki zamanına göre, olaya göre boyama olabiliyor.

Saç boyası konusunda bizi aydınlatmanızı rica ediyorum. Saç boyası konusunda bizi aydınlatmanızı rica ediyorum. Saç boyatıldığında ibadete engel nedir ve boyatmak için ne gibi madde kullanmalıyız? Saç boyatıldığında ibadete engel nedir ve boyatmak için ne gibi madde kullanmalıyız?

Saç boyaları hakkında bilgim yok ama eskiden kına yakarlardı. Saç boyaları hakkında bilgim yok ama eskiden kına yakarlardı. Kınalar bir takım renkler verirdi. Daha başka renkler veren, siyahlaştıran boyalar vardı.Kınalar bir takım renkler verirdi. Daha başka renkler veren, siyahlaştıran boyalar vardı. Şimdiki boyalar hakkında bilgim olmadığı için bu konuda konuşmuyorum. Şimdiki boyalar hakkında bilgim olmadığı için bu konuda konuşmuyorum.

Namaz kılarken duvar kâğıdındaki resimlerin sakıncası veya namazın Namaz kılarken duvar kâğıdındaki resimlerin sakıncası veya namazın resimli yerde kılınması meselesini soruyor. resimli yerde kılınması meselesini soruyor.

Resimler eğer bitki resmiyse mesela şu duvarda yaprak resimleri var; Resimler eğer bitki resmiyse mesela şu duvarda yaprak resimleri var; bitki resminin bir sakıncası yoktur.bitki resminin bir sakıncası yoktur. Fakat eğer canlı hayvan resmiyse mesela geyik, kuş, aslan, kaplan vesaire bunlar mahsurludur.Fakat eğer canlı hayvan resmiyse mesela geyik, kuş, aslan, kaplan vesaire bunlar mahsurludur. Bir keresinde Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem evine geldiği zamanBir keresinde Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem evine geldiği zaman kapıya hayvan desenli bir perde asıldığını gördü, onu kaldırttı. kapıya hayvan desenli bir perde asıldığını gördü, onu kaldırttı. "Resim olan eve melek girmez." diye tavsiyesi vardır. O resimden kasıt işte böyle hayvan resmidir."Resim olan eve melek girmez." diye tavsiyesi vardır. O resimden kasıt işte böyle hayvan resmidir. "Acaba Peygamber Efendimiz neden bunu yasakladı." diye sorulursa;"Acaba Peygamber Efendimiz neden bunu yasakladı." diye sorulursa; insanoğlu dünyanın muhtelif yerlerinde çeşitli şekillerde yaptıkları resimlere,insanoğlu dünyanın muhtelif yerlerinde çeşitli şekillerde yaptıkları resimlere, heykellere taptıkları için İslâm bu tapınmanın önünü kesmek maksadıyla uygun görmemiştir.heykellere taptıkları için İslâm bu tapınmanın önünü kesmek maksadıyla uygun görmemiştir. Hele heykel kesinlikle engellenmiştir. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki: Hele heykel kesinlikle engellenmiştir. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki: "Bir insan bir resim, bir heykel yapmışsa Allah ahirette ona diyecek ki: "Bir insan bir resim, bir heykel yapmışsa Allah ahirette ona diyecek ki: 'Resmini yaptın hadi bakalım şimdi canını da ver.' 'Resmini yaptın hadi bakalım şimdi canını da ver.' Onun resmin yapmışsın canını da verebilecek misin diye azarlayacak ve cezalandıracak."Onun resmin yapmışsın canını da verebilecek misin diye azarlayacak ve cezalandıracak." Onun için tapınmaya vesile olmasın diyeOnun için tapınmaya vesile olmasın diye insan resmi, hayvan resmi, heykeli yapmak İslâm'da uygun görülmemiştir. insan resmi, hayvan resmi, heykeli yapmak İslâm'da uygun görülmemiştir. Ama bitki resimlerinin mahsuru olmadığından çinilerde, eskiden beri kitaplarda, kitapların üstünde, Ama bitki resimlerinin mahsuru olmadığından çinilerde, eskiden beri kitaplarda, kitapların üstünde, perdelerde bitki resimleri yapılmıştır. Ortalarında gül deseni var, yapraklar var.perdelerde bitki resimleri yapılmıştır. Ortalarında gül deseni var, yapraklar var. Çiniler çok güzel çiçek resimleriyle süslüdür. Bunların mahsuru yoktur. Çiniler çok güzel çiçek resimleriyle süslüdür. Bunların mahsuru yoktur.

Herhangi bir tarikattan dersi olan kimse başka bir hoca efendiyi sevip ona derviş olabilir mi? Herhangi bir tarikattan dersi olan kimse başka bir hoca efendiyi sevip ona derviş olabilir mi?

Olabilir. Bunun misali Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e tâbi olmak gibidir. Olabilir. Bunun misali Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e tâbi olmak gibidir. Musa aleyhisselam gelmiş, Tevrat'ı insanlara anlatmış.Musa aleyhisselam gelmiş, Tevrat'ı insanlara anlatmış. Aradan asırlar gemiş, Tevrat'ın aslı kaybolmuş, ilaveler, çıkarmalar, bozulmalar olmuş. Aradan asırlar gemiş, Tevrat'ın aslı kaybolmuş, ilaveler, çıkarmalar, bozulmalar olmuş. İncil, Îsa aleyhisselam'a gelmiş.İncil, Îsa aleyhisselam'a gelmiş. İncil'in Îsa aleyhisselam'ın zamanında ve onun diliyle yazılı nüshası ortada yok, belli değil. İncil'in Îsa aleyhisselam'ın zamanında ve onun diliyle yazılı nüshası ortada yok, belli değil. Îsa aleyhisselam'ın konuştuğu dille olanı yok. Îsa aleyhisselam'ın konuştuğu dille olanı yok. Yunancası var, daha başka dillere tercümesi var ve kendisinin zamanında yazılmış olan yok.Yunancası var, daha başka dillere tercümesi var ve kendisinin zamanında yazılmış olan yok. Kendisi zamanından yıllar sonra yazılmış nüshalar var.Kendisi zamanından yıllar sonra yazılmış nüshalar var. Onun için Allah onlar da asıl tevhid inancını bozup da Hz. Îsa'yı tanrı edindikleri içinOnun için Allah onlar da asıl tevhid inancını bozup da Hz. Îsa'yı tanrı edindikleri için Hz. Meryem'i tanrı doğuran diye isimlendirip meleklere tapındıkları için Allah dini yenilemiştir. Hz. Meryem'i tanrı doğuran diye isimlendirip meleklere tapındıkları için Allah dini yenilemiştir. Nasıl Peygamber Efendimiz peygamber seçildikten sonra artıkNasıl Peygamber Efendimiz peygamber seçildikten sonra artık Peygamber Efendimiz'in devri başlamış oluyor.Peygamber Efendimiz'in devri başlamış oluyor. Eski dinlere bağlı olan insanların gelip Peygamber Efendimiz'e bağlanması gerekse,Eski dinlere bağlı olan insanların gelip Peygamber Efendimiz'e bağlanması gerekse, yanlışı bırakıp doğruyu seçmesi gerekliyse yanlış bir yola girmiş olan bir kimse deyanlışı bırakıp doğruyu seçmesi gerekliyse yanlış bir yola girmiş olan bir kimse de güzel ve doğru olan bir yola gelebilir. güzel ve doğru olan bir yola gelebilir.

Türkiye'de sözde faizli veya faizsiz bankalarda çalışmak veya onlarla alışveriş yapma caiz midir? Türkiye'de sözde faizli veya faizsiz bankalarda çalışmak veya onlarla alışveriş yapma caiz midir?

Peygamber Efendimiz'in kesin hadîs-i şerîfleri ve Kur'an-ı Kerîm'in kesin âyetleri vardır. Peygamber Efendimiz'in kesin hadîs-i şerîfleri ve Kur'an-ı Kerîm'in kesin âyetleri vardır. Dinimizde faiz yasaklanmıştır. Faiz almak büyük günahlardandır. Faizin çeşitleri vardır. Dinimizde faiz yasaklanmıştır. Faiz almak büyük günahlardandır. Faizin çeşitleri vardır. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki: "Faizi alan da, veren de, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki: "Faizi alan da, veren de, faiz işlerini kâğıda yazan kâtip de, bu anlaşmayı şahit olarak destekleyen, faiz işlerini kâğıda yazan kâtip de, bu anlaşmayı şahit olarak destekleyen, oluşmasını sağlayan şahitler de melundur, lanetliktir."oluşmasını sağlayan şahitler de melundur, lanetliktir." Faizden, faizli müesseselerden kaçınmak lazımdır. Faizden, faizli müesseselerden kaçınmak lazımdır. Onlarda çalışmak, bu işlemleri yapmak daOnlarda çalışmak, bu işlemleri yapmak da faizin kâtipliği ve şahidi gibi olduğundan dolayı doğru olamamaktadır.faizin kâtipliği ve şahidi gibi olduğundan dolayı doğru olamamaktadır. Ama faizsiz bankaysa, finans kurumuysa, kendisine para yatıranlara sermaye ortalığı yapıyorsaAma faizsiz bankaysa, finans kurumuysa, kendisine para yatıranlara sermaye ortalığı yapıyorsa o zaman faiz olmadığı için mahsuru yoktur. Yasak olan faizdir.o zaman faiz olmadığı için mahsuru yoktur. Yasak olan faizdir. Faiz olmadığı takdirde mahsuru yoktur.Faiz olmadığı takdirde mahsuru yoktur. Bir de yabancı diyarlarda gayrimüslimlerin diyarında yaşayan insanlar içinBir de yabancı diyarlarda gayrimüslimlerin diyarında yaşayan insanlar için Peygamber Efendimiz'in özel hadîs-i şerîfi vardır:Peygamber Efendimiz'in özel hadîs-i şerîfi vardır: O ülkenin kendi ahalilerini kendi inançlarına ve mevzuatlarına göreO ülkenin kendi ahalilerini kendi inançlarına ve mevzuatlarına göre caiz olan bir işlemi bir müslüman arada kendi lehine ise yapabilir. caiz olan bir işlemi bir müslüman arada kendi lehine ise yapabilir. Gayrimüslim diyarında müslüman ile gayrimüslim arasında faiz muamelesi olabilir.Gayrimüslim diyarında müslüman ile gayrimüslim arasında faiz muamelesi olabilir. Bu yapılmaması bahis konusu değildir diye hadîs-i şerîf vardır. Çünkü o ülkenin ilgilileri razıdır. Bu yapılmaması bahis konusu değildir diye hadîs-i şerîf vardır. Çünkü o ülkenin ilgilileri razıdır. Bir müslüman gayrimüslim bir ülkeye gitmişse onlarla anlaşmalı olarak gidiyor. Bir müslüman gayrimüslim bir ülkeye gitmişse onlarla anlaşmalı olarak gidiyor. Oradan da bir kişi İslâm ülkesine gelmişse anlaşmalı olarak geliyor.Oradan da bir kişi İslâm ülkesine gelmişse anlaşmalı olarak geliyor. Anlaşma şartlarına riayet etmesi lazım.Anlaşma şartlarına riayet etmesi lazım. Anlaşma şartlarına uygun olarak onların kendi mevzuatlarında Anlaşma şartlarına uygun olarak onların kendi mevzuatlarında eğer bir müslümanın lehine bir şey varsa ondan istifade edebilir. eğer bir müslümanın lehine bir şey varsa ondan istifade edebilir.

Sübhâne rabbike rabbi'l-ızzeti ammâ yesıfûnSübhâne rabbike rabbi'l-ızzeti ammâ yesıfûn ve selâmün ale'l-mürselîn ve'l-hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn el-fâtiha. ve selâmün ale'l-mürselîn ve'l-hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn el-fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2