Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Sorulmayacak Şeyler (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

29 Safer 1407 / 02.11.1986

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Evvâbîn Namazı Hakkında Bilgi Verir Misiniz?, Namazlarda gündüz gizli, gece namazlarında açıktan kıraat olunmasının hikmeti nedir? | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Sorulmayacak Şeyler (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

29 Safer 1407 / 02.11.1986

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Evvâbîn Namazı Hakkında Bilgi Verir Misiniz?, Namazlarda gündüz gizli, gece namazlarında açıktan kıraat olunmasının hikmeti nedir? | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Evvâbîn namazı hakkında bilgi verir misiniz? Evvâbîn namazı hakkında bilgi verir misiniz?

Evvâbîn namazı akşamın arkasından seccadeden kalkmadan, Evvâbîn namazı akşamın arkasından seccadeden kalkmadan, dünya kelamı konuşmadan kılınan namazdır.dünya kelamı konuşmadan kılınan namazdır. 2-4-6 rekât olabilir. Hadîs-i şerîflerde methedilmiş, tavsiye edilmiştir. 2-4-6 rekât olabilir. Hadîs-i şerîflerde methedilmiş, tavsiye edilmiştir. Bazı hadîs-i şerîflerde deniliyor ki; "70 yıllık günahın affına sebeptir." Bazı hadîs-i şerîflerde deniliyor ki; "70 yıllık günahın affına sebeptir." Bazı hadîs-i şerîflerde buyuruluyor ki; Bazı hadîs-i şerîflerde buyuruluyor ki; "Denizlerin köpüğü kadar kabahati günahı çok olsa insanın affına sebep olur.""Denizlerin köpüğü kadar kabahati günahı çok olsa insanın affına sebep olur." Böyle bir namazdır. Hadîs-i şerîflerde geçiyor. Böyle bir namazdır. Hadîs-i şerîflerde geçiyor. İnsan bunu mümkünse, tatbik etmeye çalışır ise iyi olur. İnsan bunu mümkünse, tatbik etmeye çalışır ise iyi olur.

Namazlarda gündüz gizli, gece namazlarında açıktan kıraat olunmasının hikmeti [nedir?]Namazlarda gündüz gizli, gece namazlarında açıktan kıraat olunmasının hikmeti [nedir?] Vitir namazında getirilen tekbirin hikmeti [nedir?] Vitir namazında getirilen tekbirin hikmeti [nedir?]

Müslümanlar ilk zamanlarda müşriklerin hücumuna mâruz idiler. Müslümanlar ilk zamanlarda müşriklerin hücumuna mâruz idiler. O zaman gündüz namazlarını, ibadetlerini saklı yapıyorlardı. O zaman gündüz namazlarını, ibadetlerini saklı yapıyorlardı. Ama gece kendi evlerinde olduğundan âşikâre oluyordu. Oradan öyle oldu.Ama gece kendi evlerinde olduğundan âşikâre oluyordu. Oradan öyle oldu. Ondan sonra da devam etti.Ondan sonra da devam etti. Bunların hikmetleri hakkındaBunların hikmetleri hakkında İmam Gazzâlî'nin Kitabu's-salâh'ına bakarsa oradaki geniş bilgiler inşaallah kendisini tatmin eder. İmam Gazzâlî'nin Kitabu's-salâh'ına bakarsa oradaki geniş bilgiler inşaallah kendisini tatmin eder.

Uyanınca ihtilam olduğuna dair kuşkulu olduğumuzda bir delil bulunmazsa Uyanınca ihtilam olduğuna dair kuşkulu olduğumuzda bir delil bulunmazsa gusül abdesti almak gerekir mi? Gerekmez. gusül abdesti almak gerekir mi?

Gerekmez.
Delil olmayınca gerekmez. Elbisesine, iç çamaşırına bakacak;Delil olmayınca gerekmez. Elbisesine, iç çamaşırına bakacak; bir delil olmadığı zaman gerekmiyor. bir delil olmadığı zaman gerekmiyor.

Üniversite talebesiyim. 7 Kasım günü 12'de imtihanım var. Üniversite talebesiyim. 7 Kasım günü 12'de imtihanım var. Cuma saatiyle çakışıyor. Bu Cuma namazını kılmamam olabilir mi? Cuma saatiyle çakışıyor. Bu Cuma namazını kılmamam olabilir mi?

Tabii [öğrenimine] tesir edeceği için Allah'a sığınarak, affını isteyerek imtihana girsin. Tabii [öğrenimine] tesir edeceği için Allah'a sığınarak, affını isteyerek imtihana girsin. Allah muvaffak eylesin.Allah muvaffak eylesin. Hocalar iseniz, imkanınız varsa hocaların bu saatte ders koymamasına,Hocalar iseniz, imkanınız varsa hocaların bu saatte ders koymamasına, meşguliyet koymamasına rica ederek herkesin çalışması lazım.meşguliyet koymamasına rica ederek herkesin çalışması lazım. Mü'minin -başkalarının da- ibadetini engellemek erkekliğe sığacak bir iş değildir,Mü'minin -başkalarının da- ibadetini engellemek erkekliğe sığacak bir iş değildir, yani derecesini düşüren kötü bir şeydir. yani derecesini düşüren kötü bir şeydir.

Eskiden bizim memleketimizdeki gayrimüslimler bile çocuklarını çekerlermiş, Eskiden bizim memleketimizdeki gayrimüslimler bile çocuklarını çekerlermiş, evde bir güzel döverlermiş; evde bir güzel döverlermiş; "Müslümanların Ramazan'ı geldi, sen sokakta nasıl meyve yiyorsun?" derlermiş. "Müslümanların Ramazan'ı geldi, sen sokakta nasıl meyve yiyorsun?" derlermiş. İngiltere'de, Almanya'da çalışan kardeşlerimiz çok şeyler söylüyorlar kiİngiltere'de, Almanya'da çalışan kardeşlerimiz çok şeyler söylüyorlar ki ibadet etmek isteyen kimselere onlar ibadet yeri tahsis ediyorlar ve ibadetlerini kolaylaştırıyorlar. ibadet etmek isteyen kimselere onlar ibadet yeri tahsis ediyorlar ve ibadetlerini kolaylaştırıyorlar.

Hatta bir yerde işçileri toplamış bir fabrikanın sahibi, demiş ki; Hatta bir yerde işçileri toplamış bir fabrikanın sahibi, demiş ki; "Ramazan geliyor, Müslümanların Ramazan'ı. İçinizde oruç tutacak var mı?" "Ramazan geliyor, Müslümanların Ramazan'ı. İçinizde oruç tutacak var mı?" Kimisi birbirlerine bakmışlar, demişler ki; Kimisi birbirlerine bakmışlar, demişler ki; "Bu gâvur bizden -gâvur diyoruz ama hıristiyan, gayrimüslim demek- bunu niye soruyor?""Bu gâvur bizden -gâvur diyoruz ama hıristiyan, gayrimüslim demek- bunu niye soruyor?" Kimisi çekinmiş, söylememiş. Kimisi çekinmiş, söylememiş. Kimisi de "Allah'tan başka kimseden korkmayız" demiş, el kaldırmışlar;Kimisi de "Allah'tan başka kimseden korkmayız" demiş, el kaldırmışlar; "Biz Ramazan'da oruç tutacağız." demişler. "Biz Ramazan'da oruç tutacağız." demişler. Kaç kişi ayrıldıysa, o ayrılanlara demiş ki; Kaç kişi ayrıldıysa, o ayrılanlara demiş ki; "Size Ramazan'da izin. Maaşınıza da devam." Ötekiler bu sefer demişler ki; "Size Ramazan'da izin. Maaşınıza da devam." Ötekiler bu sefer demişler ki; "Biz de tutacaktık." "Yo" demiş, geçti Bor'un pazarı... Onlara [izin vermemiş]. "Biz de tutacaktık." "Yo" demiş, geçti Bor'un pazarı... Onlara [izin vermemiş].

Gayrimüslimin böyle hürmeti varken aziz kardeşlerim, Gayrimüslimin böyle hürmeti varken aziz kardeşlerim, bizim memleketimizde şu Cuma namazı müslümanın boynuna borçtur,bizim memleketimizde şu Cuma namazı müslümanın boynuna borçtur, kıyamet mi kopar bu hoca bu saate bu imtihanı koymasa?kıyamet mi kopar bu hoca bu saate bu imtihanı koymasa? Ve bunu inadından yapıyorsa... Bu laikliğe sığar mı?Ve bunu inadından yapıyorsa... Bu laikliğe sığar mı? İnsanın din ve vicdan hürriyetine hürmet etmeye sığar mı?İnsanın din ve vicdan hürriyetine hürmet etmeye sığar mı? Bu husumet, bu düşmanlık... Gâvur kadar da mı, gayrimüslim kadar da mı olamıyor bunlar?Bu husumet, bu düşmanlık... Gâvur kadar da mı, gayrimüslim kadar da mı olamıyor bunlar? Anlayamıyorum. 12'de tatil vaktidir. Tatil vaktinde imtihan konulur mu? Anlayamıyorum. 12'de tatil vaktidir. Tatil vaktinde imtihan konulur mu? Ne olur 2'de koysan? İnadına... Bu inattan bir hayır gelmez. Ne olur 2'de koysan? İnadına... Bu inattan bir hayır gelmez. Biz bu memlekette birlik beraberlik, sevgi vesaire diyoruz. Bunları takip etmek lazım.Biz bu memlekette birlik beraberlik, sevgi vesaire diyoruz. Bunları takip etmek lazım. İlgililerin de takip etmesini rica ederim. İlgililerin de takip etmesini rica ederim. Çünkü 12 madem tatil saatidir, Çünkü 12 madem tatil saatidir, bu oyunu kâidesini sen koymuşsun, niye böyle yapıyorsun? Olur mu böyle şey? bu oyunu kâidesini sen koymuşsun, niye böyle yapıyorsun? Olur mu böyle şey?

Derste unuttum. Finlandiyalı ve İsveçli...Derste unuttum. Finlandiyalı ve İsveçli... Yani ırken Türk olmayan o iki kadın güzelce örtünmüş.Yani ırken Türk olmayan o iki kadın güzelce örtünmüş. Dinleyiciler arasında da gitti spiker, saçları kabarık, Dinleyiciler arasında da gitti spiker, saçları kabarık, güzel bir tayyör giymiş açık bir kadının yanına... Bakın ne ibretli hadiseler oluyor. güzel bir tayyör giymiş açık bir kadının yanına... Bakın ne ibretli hadiseler oluyor. Ona da dedi ki; -videodan görüyoruz, arkadaş İsveç dilinden bize tercüme ediyor- Ona da dedi ki; -videodan görüyoruz, arkadaş İsveç dilinden bize tercüme ediyor-

"Davetliler arasında sizin de müslüman olduğunuzu öğrendik. "Davetliler arasında sizin de müslüman olduğunuzu öğrendik. Demek ki baş örtmeden de Müslümanlık oluyormuş. Demek ki baş örtmeden de Müslümanlık oluyormuş. Siz örtünmediğinize göre... Bunlar -iki konuşmacı- tepeden tırnağa örtmüşler ama siz örtmemişsiniz.Siz örtünmediğinize göre... Bunlar -iki konuşmacı- tepeden tırnağa örtmüşler ama siz örtmemişsiniz. Demek ki böyle de oluyormuş." "Hayır" diyor kız. Çok hoşuma gitti.Demek ki böyle de oluyormuş."

"Hayır" diyor kız. Çok hoşuma gitti.
"Bizim dedelerimiz buraya geleli yüz sene kadar olmuş."Bizim dedelerimiz buraya geleli yüz sene kadar olmuş. Ben İslâm'ın emirlerini unutmuşum da böyle ondan açığım.Ben İslâm'ın emirlerini unutmuşum da böyle ondan açığım. Şimdi anlıyorum ki burada da baş örtmek olacakmış. Şimdi anlıyorum ki burada da baş örtmek olacakmış. Bundan sonra örteceğim." diyor. Bundan sonra örteceğim." diyor.

Aşk olsun! O da hoşuma gitti. Kadın ama merdâne, erkekçe bir cevap verdi. Aşk olsun! O da hoşuma gitti. Kadın ama merdâne, erkekçe bir cevap verdi. "Yok, ben haksızlığımı anlıyorum. Kabahat bende. Onların yaptığı doğru." dedi. "Yok, ben haksızlığımı anlıyorum. Kabahat bende. Onların yaptığı doğru." dedi.

Dikkat edin müslüman kardeşlerim! Dikkat edin müslüman kardeşlerim! O başı açık kız Finlandiya'ya 2. Cihan harbinde göçmüş olan müslüman Tatarlar'ın soyundan. O başı açık kız Finlandiya'ya 2. Cihan harbinde göçmüş olan müslüman Tatarlar'ın soyundan. O başını açmış da bu İsveçli, bu Danimarkalı kızlar da açık iken başını örtmüşler.O başını açmış da bu İsveçli, bu Danimarkalı kızlar da açık iken başını örtmüşler. Bu bir hadisedir. İnanan inanmayan bu hadiseye dikkatli baksın. Bu bir hadisedir. İnanan inanmayan bu hadiseye dikkatli baksın. Elini vicdanına koysun. Müslümanın örtüsüne karışmasın. Elini vicdanına koysun. Müslümanın örtüsüne karışmasın. Müslümanın inancına karışmasın. Müslümanın ibadetini engellemesin.Müslümanın inancına karışmasın. Müslümanın ibadetini engellemesin. Bu insanlık değil. Çünkü başka memleketlerde bile böyle yapmıyorlar aziz kardeşlerim. Bu insanlık değil. Çünkü başka memleketlerde bile böyle yapmıyorlar aziz kardeşlerim.

O halde ne yapmamız lazım? Bu kardeşimiz hocasına gitse dese ki; O halde ne yapmamız lazım?

Bu kardeşimiz hocasına gitse dese ki;

"Hocam benim için Cuma namazı farzdır, sen de buraya saati koymuşsun, "Hocam benim için Cuma namazı farzdır, sen de buraya saati koymuşsun, ben Cuma'yı senin yüzünden kılamıyorum." dese insafa gelmesi lazım. ben Cuma'yı senin yüzünden kılamıyorum." dese insafa gelmesi lazım.

Aslında o şahsın bunu demesi de lazım. Uygunsa demesi lazım. Aslında o şahsın bunu demesi de lazım. Uygunsa demesi lazım.

"O hoca bana takar, düşman olur." Allah dostun olsun."O hoca bana takar, düşman olur."

Allah dostun olsun.
Allah'ın dostluğu en önemli dostluk. Ve sizlere ve bana düşen de nedir? Allah'ın dostluğu en önemli dostluk.

Ve sizlere ve bana düşen de nedir?

Bu gibi şeylerde insaflı olmayı biz de nasihat yolu çevremize söyleyeceğiz. Bu gibi şeylerde insaflı olmayı biz de nasihat yolu çevremize söyleyeceğiz. Belki oraya o dersi koyan senin çocuğundur, belki akrabandır. Belki oraya o dersi koyan senin çocuğundur, belki akrabandır. Sen de akrabana [söyleyeceksin] ki; Sen de akrabana [söyleyeceksin] ki; "Ya Avrupa'da bile müsaade ederlerken ayıp olmuyor mu,"Ya Avrupa'da bile müsaade ederlerken ayıp olmuyor mu, yedi asırdır müslüman yaşamış Türkiye'de yedi asırdır müslüman yaşamış Türkiye'de ille 'Cuma namazı kılınmasın' der gibilerden gidip de saat 12'ye ders koymak olur mu? ille 'Cuma namazı kılınmasın' der gibilerden gidip de saat 12'ye ders koymak olur mu? Tam en azılı İslâm düşmanı insanların yapacağı şeyi yapmak yakışır mı?Tam en azılı İslâm düşmanı insanların yapacağı şeyi yapmak yakışır mı? Hani vicdan hürriyeti? Hani din hürriyeti? Hani ibadet hürriyeti?" diye söylememiz lazım. Hani vicdan hürriyeti? Hani din hürriyeti? Hani ibadet hürriyeti?" diye söylememiz lazım.

Ağlamayan çocuğa meme vermedikleri gibi hakkını söylemeyenin de bilmezler ki. Ağlamayan çocuğa meme vermedikleri gibi hakkını söylemeyenin de bilmezler ki. Belki o adam bilmiyor. O kendisi düşünüyor, şimdi hoca; Belki o adam bilmiyor. O kendisi düşünüyor, şimdi hoca; "Benim falanca okulda şu saatte dersim var. Filanca fakültede bu saatte dersim var. "Benim falanca okulda şu saatte dersim var. Filanca fakültede bu saatte dersim var. 12'de de falanca yerde olsun." diyor belki.12'de de falanca yerde olsun." diyor belki. Ama ona hatırlatılsa ki müslümanların Cuma demek canı demektir;Ama ona hatırlatılsa ki müslümanların Cuma demek canı demektir; sen bunu Cuma'ya göndermediğin zaman kıvranır, bu ders yapamaz.sen bunu Cuma'ya göndermediğin zaman kıvranır, bu ders yapamaz. İmtihana doğru düzgün cevap veremez. İmtihana doğru düzgün cevap veremez. "Hocam etme eyleme, gel sen bu saate [sınav koyma]. Sen de gel Cuma'ya..." "Hocam etme eyleme, gel sen bu saate [sınav koyma]. Sen de gel Cuma'ya..."

Bir emekli binbaşı dostumuz var, bizim fakülteden mezun oldu. Bir emekli binbaşı dostumuz var, bizim fakülteden mezun oldu. Arada da gelir, belki şimdi cemaatin içindedir. Allah selamet versin.Arada da gelir, belki şimdi cemaatin içindedir. Allah selamet versin. Yüzbaşıyken... Erciş, Van'ın kuzeyinde, kasabada. Yüzbaşıyken... Erciş, Van'ın kuzeyinde, kasabada. Ben orada askerlik yaptığım için o çevreye gittim de dediler ki; Ben orada askerlik yaptığım için o çevreye gittim de dediler ki;

"Filanca şahsı tanıyor musun?" "Filanca şahsı tanıyor musun?"

"Tanımaz olur muyum?" dedim. "Çok mübarek bir insandır."Tanımaz olur muyum?" dedim.

"Çok mübarek bir insandır.
Biz de çok severiz." dediler. "Niye?" dedim. Biz de çok severiz." dediler.

"Niye?" dedim.

Orada cami yaptırtmış. Kışlanın karşısında arazisi olan ağaya gitmiş, demiş ki; Orada cami yaptırtmış. Kışlanın karşısında arazisi olan ağaya gitmiş, demiş ki;

"Sen ağa mısın?" "Ağayım." "Buraya cami yapacaksın." demiş. "Niye?" "Sen ağa mısın?"

"Ağayım."

"Buraya cami yapacaksın." demiş.

"Niye?"

"İhtiyacı var. Sevaba girersin ya..." demiş. "İhtiyacı var. Sevaba girersin ya..." demiş.

Tatlı dillice oraya ona cami yaptırtmış. Ercişliler'in arasında sevgisi hâlâ yaşıyor. Tatlı dillice oraya ona cami yaptırtmış. Ercişliler'in arasında sevgisi hâlâ yaşıyor.

Cuma günü oldu mu gidermiş komutanın kapısına, paşaya; tak tak tak tak, gel bakalım... Cuma günü oldu mu gidermiş komutanın kapısına, paşaya; tak tak tak tak, gel bakalım... Sevimli sempatik bir insan. İçeri giriyor. "Paşam bugün Cuma, gel Cuma'ya gidelim." Sevimli sempatik bir insan. İçeri giriyor.

"Paşam bugün Cuma, gel Cuma'ya gidelim."

"Heyt git..." Ertesi gün yine gidermiş. Hatırlatıyor. Vebal kalmasın diye. "Heyt git..."

Ertesi gün yine gidermiş. Hatırlatıyor. Vebal kalmasın diye.
Yani o biliyor. Bazısı kızar. Bazısı "Bana ibadeti sen mi öğreteceksin.Yani o biliyor. Bazısı kızar. Bazısı "Bana ibadeti sen mi öğreteceksin. Ben senin paşanım!" der ama o bunu neden yapıyor? Ben senin paşanım!" der ama o bunu neden yapıyor?

Müslüman mesuliyet duygusu taşır. Müslüman mesuliyet duygusu taşır. Müslüman Allah'tan korktuğu için "Allah bana bunu sorar." diye gidip ona hatırlatıyor. Müslüman Allah'tan korktuğu için "Allah bana bunu sorar." diye gidip ona hatırlatıyor. Sen ister yap ister yapma, o hatırlatsın. Sen ister yap ister yapma, o hatırlatsın.

Onun için bize de hatırlatmak görevi düşüyor kardeşlerim. Sizlere ve bizlere. Onun için bize de hatırlatmak görevi düşüyor kardeşlerim. Sizlere ve bizlere.

Bizim bu hocaları kim dinler? Dışarıda kimse dinlemez, yan yan bakarlar. Bizim bu hocaları kim dinler?

Dışarıda kimse dinlemez, yan yan bakarlar.
Ama siz seversiniz, siz dinlersiniz.Ama siz seversiniz, siz dinlersiniz. E biz dışarıdakilere laf geçiremediğimize göre dışarıdakilere siz laf geçirin. E biz dışarıdakilere laf geçiremediğimize göre dışarıdakilere siz laf geçirin. Ya senin arkadaşındır, sınıf arkadaşındır, ya amcazâdendir, ya dayızâdendir;Ya senin arkadaşındır, sınıf arkadaşındır, ya amcazâdendir, ya dayızâdendir; teklifsiz yanına gireceğin kimsedir.teklifsiz yanına gireceğin kimsedir. Elbette o da senden benden birisinin bir yakınıdır.Elbette o da senden benden birisinin bir yakınıdır. Ona gidip söyleyin. Ona gidip söyleyin. Etrafınızdaki bu gibi haksızlıkların yapılmamasına dikkat edin kardeşlerim. Etrafınızdaki bu gibi haksızlıkların yapılmamasına dikkat edin kardeşlerim. Müslümanlık böyle olur. Hayrı tavsiye. Müslümanlık böyle olur. Hayrı tavsiye.

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Ve'l-asri. İnne'l-insâne le-fî husrin.Ve'l-asri. İnne'l-insâne le-fî husrin. İlle'llezîne âmenû ve amilu's-sâlihâti ve tevâsav bi'l-hakkı ve tevâsav bi's-sabri. İlle'llezîne âmenû ve amilu's-sâlihâti ve tevâsav bi'l-hakkı ve tevâsav bi's-sabri.

Bu sûrede diyor ki; Bu sûrede diyor ki;

"Öteki insanların hepsi zarardadır; iman edenler, salih amel işleyenler, hakkı tavsiye edenler, "Öteki insanların hepsi zarardadır; iman edenler, salih amel işleyenler, hakkı tavsiye edenler, sabrı tavsiye edenler zararda değildir." Onlar kurtuluyor demek. sabrı tavsiye edenler zararda değildir." Onlar kurtuluyor demek.

Ne düşüyor o zaman? Ne düşüyor o zaman?

Sen de elinden geldiğince hakkı tavsiye edeceksin, sabrı tavsiye edeceksin. Sen de elinden geldiğince hakkı tavsiye edeceksin, sabrı tavsiye edeceksin. Allah'ın emri; sûreyi okuyup geçmek hüner değil. Amme'yi biliyor musun? Allah'ın emri; sûreyi okuyup geçmek hüner değil.

Amme'yi biliyor musun?

"Biliyoruz hocam, bilmez olur muyuz? "Biliyoruz hocam, bilmez olur muyuz? Amme cüzünü küçükken bize babamız, dedemiz öğretti."Amme cüzünü küçükken bize babamız, dedemiz öğretti." Ve'l-asr'ıyı da bilir misin? "Biliriz hocam." Tatbik eder misin? Ve'l-asr'ıyı da bilir misin?

"Biliriz hocam."

Tatbik eder misin?

"Orasını da karıştırma hocam artık. O kadar da kurcalama..." "Orasını da karıştırma hocam artık. O kadar da kurcalama..."

İşte zurnanı zırt dediği yer orası, önemli yer orası; onu tatbik edeceksin. İşte zurnanı zırt dediği yer orası, önemli yer orası; onu tatbik edeceksin.

Muhterem hocam, secdede iken ayakların birleştirilmesi mevzuunda ne diyorsunuz? Muhterem hocam, secdede iken ayakların birleştirilmesi mevzuunda ne diyorsunuz?

Ayaklar yere değecek ve iki başparmak birbirine yaklaştırılacak. Ayaklar yere değecek ve iki başparmak birbirine yaklaştırılacak. Efendimiz'in talimi öyle olduğundan öyle yapıyoruz. Efendimiz'in talimi öyle olduğundan öyle yapıyoruz.

Bugün İran'daki Şiiler'in düştüğü durum onları dinden çıkaracak kadar büyük müdür, Bugün İran'daki Şiiler'in düştüğü durum onları dinden çıkaracak kadar büyük müdür, yoksa hatalardan mı ibarettir? yoksa hatalardan mı ibarettir?

Nelerin insanın imanını zedelediği, dinden çıkartacağı kitaplarımızda yazılıdır. Nelerin insanın imanını zedelediği, dinden çıkartacağı kitaplarımızda yazılıdır. Onları yapıyorlar ise çıkarlar. Onları yapıyorlar ise çıkarlar. Mesela farzlardan bir tanesini inkâr etmek,Mesela farzlardan bir tanesini inkâr etmek, mesela Peygamber Efendimiz'in ashabına sebbetmek gibi hatalarda ısrar ediyorlarsa çıkarlar.mesela Peygamber Efendimiz'in ashabına sebbetmek gibi hatalarda ısrar ediyorlarsa çıkarlar. Onları çiğnemiyorlarsa demek ıslah olmuşlar, iyiler demektir, çıkmazlar. Onları çiğnemiyorlarsa demek ıslah olmuşlar, iyiler demektir, çıkmazlar. Biz hüsnü zan ederiz. Hakkı söyleriz, inşaallah iyi olurlar diye.Biz hüsnü zan ederiz. Hakkı söyleriz, inşaallah iyi olurlar diye. İyi olmalarını temenni ederiz. Allah hayırlara erdirsin. Hayırlı yollara çeksin. İyi olmalarını temenni ederiz. Allah hayırlara erdirsin. Hayırlı yollara çeksin.

Günümüzde dinlenen müziğin haram olduğuna dair âyet ve hadisler?Günümüzde dinlenen müziğin haram olduğuna dair âyet ve hadisler? Bir de kitap ismi tavsiye eder misiniz? Bir de kitap ismi tavsiye eder misiniz?

İmam Gazzâlî'nin İhyâ'sında müzikle ilgili bölüm vardır.İmam Gazzâlî'nin İhyâ'sında müzikle ilgili bölüm vardır. Orada genişçe bilgi verilmiş. Bazı mûsikînin haramlığı âşikârdır.Orada genişçe bilgi verilmiş. Bazı mûsikînin haramlığı âşikârdır. Büyüklerden bir kısmı bazılarının cevazına kâil olmuşlardır.Büyüklerden bir kısmı bazılarının cevazına kâil olmuşlardır. Ve tekkelerde dinî mûsikî olarak bazı şeyleri kullanmışlardır.Ve tekkelerde dinî mûsikî olarak bazı şeyleri kullanmışlardır. Salavât-ı şerîfeleri bestelemişlerdir, daha başka ilâhiler bestelemişlerdir. Salavât-ı şerîfeleri bestelemişlerdir, daha başka ilâhiler bestelemişlerdir. Maksadı iyi olup da iyiye kullanılınca bir müsaade kapısı açılıyor.Maksadı iyi olup da iyiye kullanılınca bir müsaade kapısı açılıyor. Maksat kötü olunca o zaman haram oluyor. Maksada göre değişiyor. Maksat kötü olunca o zaman haram oluyor. Maksada göre değişiyor. Aslında bir ilim olarak öğrenilmesi mümkün olan ve câiz olan bir ilim oluyor. Aslında bir ilim olarak öğrenilmesi mümkün olan ve câiz olan bir ilim oluyor.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2