Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Takva Ehli ve Zenginlik (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

28 Şevvâl 1406 / 06.07.1986

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Hocam, ıskât-ı salâtın hükmü nedir?, İslâm'da alışveriş münasebetleri, Rükûya giderken iki el ile pantolonun yukarıya çekilmesinin | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Takva Ehli ve Zenginlik (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

28 Şevvâl 1406 / 06.07.1986

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Hocam, ıskât-ı salâtın hükmü nedir?, İslâm'da alışveriş münasebetleri, Rükûya giderken iki el ile pantolonun yukarıya çekilmesinin | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Hocam, ıskât-ı salâtın hükmü nedir?Hocam, ıskât-ı salâtın hükmü nedir? Hiç kaza namazı olmayan birisi "Ya namazlarım kabul olmadıysa..." diye Hiç kaza namazı olmayan birisi "Ya namazlarım kabul olmadıysa..." diye ıskât-ı salâtı vasiyet edebilir mi? ıskât-ı salâtı vasiyet edebilir mi? Bir de hatim okutuluyor, okuyana para vesaire veriliyor ama okumasaydı verilmeyecekti.Bir de hatim okutuluyor, okuyana para vesaire veriliyor ama okumasaydı verilmeyecekti. Bu para haram değil mi? Bu para haram değil mi?

Iskât-ı salât, fıkıh kitaplarımızda tavsiye edilmiştir.Iskât-ı salât, fıkıh kitaplarımızda tavsiye edilmiştir. Oruç tutamayanların oruç tutmasında fidye vermeye kıyâsenOruç tutamayanların oruç tutmasında fidye vermeye kıyâsen namaz kılmayanların o kılmadıkları namazlara fidye olsun diye namaz kılmayanların o kılmadıkları namazlara fidye olsun diye ıskât-ı salât yapılması fıkıh kitaplarımızda fakihlerimizin ıskât-ı salât yapılması fıkıh kitaplarımızda fakihlerimizin kabul etmiş olduğu bir husus olarak tatbik ediliyor. kabul etmiş olduğu bir husus olarak tatbik ediliyor.

Hatim vesaire okunduğu zaman bu parayla olmaz da ama Hatim vesaire okunduğu zaman bu parayla olmaz da ama o bir şey olarak verdiği zaman onun da alınabileceği ifade ediliyor. o bir şey olarak verdiği zaman onun da alınabileceği ifade ediliyor.

Bir şeyh efendi yastıkla namaz kılıyormuş. Nasıl oluyor? Bir şeyh efendi yastıkla namaz kılıyormuş. Nasıl oluyor?

Yastıkla namaz kılması, herhalde çok ihtiyar, üstüne oturuyor... Yastıkla namaz kılması, herhalde çok ihtiyar, üstüne oturuyor... Bir insan normal namaz fiillerini yapamazsa oturduğu yerden namaz kılar.Bir insan normal namaz fiillerini yapamazsa oturduğu yerden namaz kılar. Oturarak namaz kılamazsa tam secdeye filan varamazsa başıylaOturarak namaz kılamazsa tam secdeye filan varamazsa başıyla işaret etmek suretiyle rükusunu sücudunu başının muhtelif [kısımlarını] kıpırdatmak suretiyle işaret etmek suretiyle rükusunu sücudunu başının muhtelif [kısımlarını] kıpırdatmak suretiyle namazını öyle eda eder. namazını öyle eda eder. Başkaca yastıkla namaz kılmayı pek gözümün önüne getiremedim.Başkaca yastıkla namaz kılmayı pek gözümün önüne getiremedim. Bazıları önüne bir şey koyuyorlar, üstüne secde ediyorlar.Bazıları önüne bir şey koyuyorlar, üstüne secde ediyorlar. Onlara lüzum yok. Başıyla işaret etti mi kâfidir.Onlara lüzum yok. Başıyla işaret etti mi kâfidir. Zaten secde yerine yastık koymaya lüzum yok çünkü secde yerinin yastık gibiZaten secde yerine yastık koymaya lüzum yok çünkü secde yerinin yastık gibi yumuşak değil sert olması lazım. yumuşak değil sert olması lazım. Herhalde o oturamadığından altına alıyordur veyahut yanına yaslanıyordur.Herhalde o oturamadığından altına alıyordur veyahut yanına yaslanıyordur. Mazaret hâli olunca bir şey diyemeyiz. Normal olan insan ayakta kılıyor. Mazaret hâli olunca bir şey diyemeyiz. Normal olan insan ayakta kılıyor.

Biraz İslâm'da alış veriş münasebetlerinden bahsetseniz? Biraz İslâm'da alış veriş münasebetlerinden bahsetseniz? Duyuyoruz da bazı müslüman ağabeylerimiz 30 bin lira aylıkla evli adamı işçi olarak çalıştırıyor.Duyuyoruz da bazı müslüman ağabeylerimiz 30 bin lira aylıkla evli adamı işçi olarak çalıştırıyor. Bu konularda İslâm'ın hükmü nedir? Bu konularda İslâm'ın hükmü nedir?

Demek ki canı yanmış biraz. Para az olduğundan dolayı bizden de destek istiyor. Demek ki canı yanmış biraz. Para az olduğundan dolayı bizden de destek istiyor.

Müslüman kardeşlerim! Müslümanlar birbirlerine hakkaniyet esasına göre hareket edecekler. Müslüman kardeşlerim!

Müslümanlar birbirlerine hakkaniyet esasına göre hareket edecekler.
Bir işçinin hakkı neyse ondan az vermek zulümdür. Bir işçinin hakkı neyse ondan az vermek zulümdür. Onu zayıf tarafından, mecbur diye, yakaladı diye onu öyle götürmek haksızlık olur.Onu zayıf tarafından, mecbur diye, yakaladı diye onu öyle götürmek haksızlık olur. Ondan hayır gelmez. Ötekisi oradan tasarruf yapmaya çalışmasın.Ondan hayır gelmez. Ötekisi oradan tasarruf yapmaya çalışmasın. Kardeşine bahşişini, işçiliğinin karşılığını bolca versin.Kardeşine bahşişini, işçiliğinin karşılığını bolca versin. O bakımdan onu istismar etme durumuna düşmesin. Ama bazen de şöyle durum olur: O bakımdan onu istismar etme durumuna düşmesin.

Ama bazen de şöyle durum olur:

Adamın verebileceği para bellidir, kazancı bellidir; ayda şu kadar kazanıyor.Adamın verebileceği para bellidir, kazancı bellidir; ayda şu kadar kazanıyor. 100 bin kazanıyor, 30 bin lirasını işçisine verecek, 70 bin lirasını kendisi alacak mesela.100 bin kazanıyor, 30 bin lirasını işçisine verecek, 70 bin lirasını kendisi alacak mesela. Der ki; "Ben bu kadar verebilirim."Der ki; "Ben bu kadar verebilirim." O başında kendisi razı olmuş, girmişse oraya, adamın da işi kendine göre mahdut,O başında kendisi razı olmuş, girmişse oraya, adamın da işi kendine göre mahdut, o gelmediği zaman bir başkası o işi yapabilecek durumda olduktan sonrao gelmediği zaman bir başkası o işi yapabilecek durumda olduktan sonra o anlaşma olduğundan beriki 30 bin lira verene bir vebal gelmez. o anlaşma olduğundan beriki 30 bin lira verene bir vebal gelmez. Çünkü aile 30 bin lira ile geçinilmiyor.Çünkü aile 30 bin lira ile geçinilmiyor. İlle bir kişinin çalışmasıyla da geçinilecek diye bir şey yok. Artık ne diyelim...İlle bir kişinin çalışmasıyla da geçinilecek diye bir şey yok. Artık ne diyelim... Her şey, iki tarafa da zulmetmeyecek tarzda yürümesi lazım. Her şey, iki tarafa da zulmetmeyecek tarzda yürümesi lazım.

Tabii İslâm'da alış veriş meselelerinden de bahsetmek lazım. Tabii İslâm'da alış veriş meselelerinden de bahsetmek lazım. Alış veriş meseleleri hadislerin içinde geçiyor.Alış veriş meseleleri hadislerin içinde geçiyor. Onları yeri geldikçe mutlaka söyleriz. Onları yeri geldikçe mutlaka söyleriz. Hep havadan sudan bahsedip de esas meselelere temas etmemek filan gibi bir şeyHep havadan sudan bahsedip de esas meselelere temas etmemek filan gibi bir şey bir İslâm alimine yakışmaz.bir İslâm alimine yakışmaz. Hak neyse sırası geldiği zaman onu aynen söyleyeceğiz.Hak neyse sırası geldiği zaman onu aynen söyleyeceğiz. Kimse kimseyi istismar etmeyecek. Hak sahibinin hakkı alnındaki ter kurumadan kendisine verilecek.Kimse kimseyi istismar etmeyecek. Hak sahibinin hakkı alnındaki ter kurumadan kendisine verilecek. Peygamber Efendimiz işçiler hakkında diyor ki; Peygamber Efendimiz işçiler hakkında diyor ki;

"İşçinin daha alnının teri kurumadan parasını verin ve"İşçinin daha alnının teri kurumadan parasını verin ve parayı da işçiyi çalıştırmadan, evvelden kendisine söyleyin." parayı da işçiyi çalıştırmadan, evvelden kendisine söyleyin."

Bir insan; "Bak kardeşim, ben bu işe şu kadar para verebilirim; razıysan başla, değilsen başlama, başkasını arayayım." diyebilir. Bir insan;

"Bak kardeşim, ben bu işe şu kadar para verebilirim; razıysan başla, değilsen başlama, başkasını arayayım." diyebilir.

Çünkü insanlar çeşit çeşit ücretler isteyebiliyorlar. Çünkü insanlar çeşit çeşit ücretler isteyebiliyorlar. Bir başkasını bulur, onu çalıştırabilir. Bir başkasını bulur, onu çalıştırabilir.

O bakımdan İslâm'ın ölçülerine uymayı herkese tavsiye ederiz. O bakımdan İslâm'ın ölçülerine uymayı herkese tavsiye ederiz. Bir insan kendi işçisini bol bol hakkını verirse ondan zarar görmez. Bir insan kendi işçisini bol bol hakkını verirse ondan zarar görmez. Onun hakkını çiğnemek suretiyle, onun hakkından kesmek suretiyle deOnun hakkını çiğnemek suretiyle, onun hakkından kesmek suretiyle de birisi fayda sağlıyorsa, yani işçiyi istismar ediyorsa o patron da o paradan hayır görmez.birisi fayda sağlıyorsa, yani işçiyi istismar ediyorsa o patron da o paradan hayır görmez. İki taraf da [hakkını] bilmeli. İki taraf da [hakkını] bilmeli.

Muhterem hocam, plajda boğulan bir kadının cenaze namazı kılınır mı? Muhterem hocam, plajda boğulan bir kadının cenaze namazı kılınır mı?

Kılınır. Günahkâr olmuş oluyor. Kılınır. Günahkâr olmuş oluyor. Plaja gitmiş olmak tabii açılmaması gereken yerlerini açmış olduğu için günah olmuş oluyor.Plaja gitmiş olmak tabii açılmaması gereken yerlerini açmış olduğu için günah olmuş oluyor. İmanının olup olmadığını göstermiyor.İmanının olup olmadığını göstermiyor. İmanlı olduğu halde gitmiş diye kılarız. İmanlı olduğu halde gitmiş diye kılarız. Hesabı Allahu Teâlâ hazretlerine aittir. Kusurlu, kabahatlidir. Hesabı Allahu Teâlâ hazretlerine aittir. Kusurlu, kabahatlidir. Kabahatli kusurlu kimsenin namazı kılınıyor. Kabahatli kusurlu kimsenin namazı kılınıyor. Hesabı Allah'a ait. Biz hüsnü zan ederiz. Hesabı Allah'a ait. Biz hüsnü zan ederiz.

Efendim rükûya giderken iki el ile pantolonun yukarıya çekilmesinin hükmü nedir? Efendim rükûya giderken iki el ile pantolonun yukarıya çekilmesinin hükmü nedir? Bazı yerlerde mekruh, bazı yerlerde namaz bozulur diye okuyoruz. Bazı yerlerde mekruh, bazı yerlerde namaz bozulur diye okuyoruz. İkisi arasında ihtilafa düştük.İkisi arasında ihtilafa düştük. Bu konuda bize bilgi verirseniz memnun oluruz. Allah razı olsun. Bu konuda bize bilgi verirseniz memnun oluruz. Allah razı olsun.

Ondan da, sizden de Allah razı olsun. Ondan da, sizden de Allah razı olsun.

Namazda rükûya gidiyorlar, secdeye varırken pantolonunuNamazda rükûya gidiyorlar, secdeye varırken pantolonunu iki eliyle hafif bir çektiriyor, öyle iniyorlar. Çünkü pantolon dar, yapışıyor.iki eliyle hafif bir çektiriyor, öyle iniyorlar. Çünkü pantolon dar, yapışıyor. Hele bu sıcak günde yapışıyor. Hele bu sıcak günde yapışıyor. Veya bir kış gününde de olsa çekince öyle bir destek oluyor, gerilme olmuyor. Veya bir kış gününde de olsa çekince öyle bir destek oluyor, gerilme olmuyor. Bu namazı bozacak kadar amel-i kesir değil.Bu namazı bozacak kadar amel-i kesir değil. Bir fiildir ama [amel-i kesir] değil. Mekruhtur.Bir fiildir ama [amel-i kesir] değil. Mekruhtur. Mümkünse bolca pantolon giyip başka şeyler yapmamak tavsiye edilir.Mümkünse bolca pantolon giyip başka şeyler yapmamak tavsiye edilir. Namazı bozacak kadar bir şey değil. Amel-i kesir namazı bozar, Namazı bozacak kadar bir şey değil. Amel-i kesir namazı bozar, bu o kısma girecek kadar olmuyor. bu o kısma girecek kadar olmuyor.

Abdestli bir kadın çocuk emzirdiği zaman abdesti bozulur mu? Abdestli bir kadın çocuk emzirdiği zaman abdesti bozulur mu? Cuma günü hatip hutbede iken müezzin ezan okumasında, Cuma günü hatip hutbede iken müezzin ezan okumasında, ezan sonunda lâ ilâhe illallah dediğinde bizim ezan duaları okumamız doğru olur mu? ezan sonunda lâ ilâhe illallah dediğinde bizim ezan duaları okumamız doğru olur mu?

Olur, yani hutbeye henüz başlamadığı için ezanın arkasından duaları okuması [olur].Olur, yani hutbeye henüz başlamadığı için ezanın arkasından duaları okuması [olur]. Ötekisi de abdesti bozmaz. Ötekisi de abdesti bozmaz.

Üniversitede okumak için sakalı kesmek câiz midir? Üniversitede okumak için sakalı kesmek câiz midir?

Zaruretler mahsurları bertaraf etme kâidesinden Zaruretler mahsurları bertaraf etme kâidesinden o vazife dolayısıyla [sakal kesiliyorsa] müsaade oluyor. o vazife dolayısıyla [sakal kesiliyorsa] müsaade oluyor.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sünneti biliniyorken Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sünneti biliniyorken alimlerin fetvalarıyla hareket etmek câiz midir? alimlerin fetvalarıyla hareket etmek câiz midir?

Alimler alimse sünnete aykırı fetva vermezler. Sünneti biliyor demek. Alimler alimse sünnete aykırı fetva vermezler. Sünneti biliyor demek. O zaman sen başka içtihattasın, alim başka içtihatta demektir. O zaman sen başka içtihattasın, alim başka içtihatta demektir. Sen cahilsen alimin içtihadına uyacaksın.Sen cahilsen alimin içtihadına uyacaksın. Alim o hadisi de biliyor da sana fetvayı öyle veriyor.Alim o hadisi de biliyor da sana fetvayı öyle veriyor. Sen o tek sünnetten hüküm çıkartmasını bilmezsin. Sen o tek sünnetten hüküm çıkartmasını bilmezsin. Ama alim, alim değilse sünnete aykırı [hüküm] veriyorsa sünnete uyacaksın tabii. Ama alim, alim değilse sünnete aykırı [hüküm] veriyorsa sünnete uyacaksın tabii.

Meseleyi şöylece özetleyeyim: Meseleyi şöylece özetleyeyim:

Alim hakiki alimse, senin bilgin ondan eksikse bir bildiği vardır, onun fetvasına uyarsın. Alim hakiki alimse, senin bilgin ondan eksikse bir bildiği vardır, onun fetvasına uyarsın. Ama sen biliyorsun ki onun ilmi ölçülü, kısa, hadise aykırı laflar söylüyor; Ama sen biliyorsun ki onun ilmi ölçülü, kısa, hadise aykırı laflar söylüyor; "Canım şunu da yiyiversen olur, bunu da yapıversen olur..." diyor,"Canım şunu da yiyiversen olur, bunu da yapıversen olur..." diyor, o zaman sünnete uyarsın, ona uymazsın. o zaman sünnete uyarsın, ona uymazsın. Cahile uyma mecburiyeti yok ki. Sünnete uymak [mecburiyeti] var. Cahile uyma mecburiyeti yok ki. Sünnete uymak [mecburiyeti] var.

"Her bid'at sapıklıktır." hadîs-i şerîfini söylüyorsunuz, oysa burada da bid'atler yapılmakta."Her bid'at sapıklıktır." hadîs-i şerîfini söylüyorsunuz, oysa burada da bid'atler yapılmakta. Buna ne dersiniz? Buna ne dersiniz?

Bid'atlerin üzerinde bilgi sahibi olmak lazım. Bid'atlerin üzerinde bilgi sahibi olmak lazım. Önüne gelen herkes her şeye pat "Bid'at!" diye bir yapıştırıyor... Önüne gelen herkes her şeye pat "Bid'at!" diye bir yapıştırıyor...

Küllü bid'atin dalâletün. Bu, dinin aslını değiştiren, itikada muhâlif olan,Küllü bid'atin dalâletün. Bu, dinin aslını değiştiren, itikada muhâlif olan, insanları İslâm'dan uzaklaştıran şeyler.insanları İslâm'dan uzaklaştıran şeyler. Yoksa burada mesela farzla sünnet arasında kulhüvallâhu ehad okunuyor, buna "bid'at" diyorlar. Yoksa burada mesela farzla sünnet arasında kulhüvallâhu ehad okunuyor, buna "bid'at" diyorlar. Canım Kur'an okumak sünnet ama bu arada okunduğu zaman işte namaz kılanlar şaşırıyormuş daCanım Kur'an okumak sünnet ama bu arada okunduğu zaman işte namaz kılanlar şaşırıyormuş da uygun olmuyor veya bu âdet hâline getirilince doğru olmuyor... uygun olmuyor veya bu âdet hâline getirilince doğru olmuyor... Ama netice itibariyle o kadar, ötekiler gibi olan bir şey değil.Ama netice itibariyle o kadar, ötekiler gibi olan bir şey değil. Adam tesbih kullanıyor, zikrinin sayısını bilsin diye. Adam tesbih kullanıyor, zikrinin sayısını bilsin diye. Bid'at. Bu bid'at ötekiler ölçüsünde değildir.Bid'at. Bu bid'at ötekiler ölçüsünde değildir. Sapıklık kelimesi oradaki bid'atin hangi cins bir bid'at olduğunu açıklayan bir bid'attır. Sapıklık kelimesi oradaki bid'atin hangi cins bir bid'at olduğunu açıklayan bir bid'attır. Dini tağyir eden, değiştiren, ölçüsünden çıkartan şeydir. Dini tağyir eden, değiştiren, ölçüsünden çıkartan şeydir.

Tabii burada başka bid'atler varsa hakikaten [dine uygun olmayan], Tabii burada başka bid'atler varsa hakikaten [dine uygun olmayan], onları arkadaşlar birbirlerine söylesinler, düzeltsinler. onları arkadaşlar birbirlerine söylesinler, düzeltsinler.

Bid'atin avukatlığını yapar mıyız? Mümkün mü? Bid'atin avukatlığını yapar mıyız? Mümkün mü?

Bid'ati kim nerede görüyorsa o arkadaşın yanına gitsin; Bid'ati kim nerede görüyorsa o arkadaşın yanına gitsin;

"Kardeşim, bu yaptığın bid'attir, doğru değildir." diye"Kardeşim, bu yaptığın bid'attir, doğru değildir." diye emr-i mâruf, nehy-i münker bâbından yumuşak yumuşak ona dinin aslını öğretsin. emr-i mâruf, nehy-i münker bâbından yumuşak yumuşak ona dinin aslını öğretsin.

Burada yapılıyor, her yerde yapılabilir. Mümkündür. Burada yapılıyor, her yerde yapılabilir. Mümkündür. Burası kalabalık bir yer, adamları içeriye kontrol edip de imtihanla almıyoruz ki...Burası kalabalık bir yer, adamları içeriye kontrol edip de imtihanla almıyoruz ki... Caminin kapısında durup da imtihanla mı alıyoruz içeriye? Caminin kapısında durup da imtihanla mı alıyoruz içeriye?

Herkes geliyor, hadîs-i şerîfi dinlesin diye. Herkes geliyor, hadîs-i şerîfi dinlesin diye. Bizim başımızın tacıdır, Allah hepsinden razı olsun.Bizim başımızın tacıdır, Allah hepsinden razı olsun. Hiçbir şey bilmeden gelsin ki bir şey öğrensin. Hiçbir şey bilmeden gelsin ki bir şey öğrensin. Ama bilmediği bir hatalı şey varsa sen de ona yumuşak yumuşak, Ama bilmediği bir hatalı şey varsa sen de ona yumuşak yumuşak, kaçırmayacak gibi yumuşaklıkla anlat. kaçırmayacak gibi yumuşaklıkla anlat.

Çünkü ben bir kere Ankara'da bizim komşuya dedim ki; Çünkü ben bir kere Ankara'da bizim komşuya dedim ki;

"Hadi gel, seni camiye götüreyim." "Hadi gel, seni camiye götüreyim."

"Hocam, birkaç defa camiye geldim, hacı amcalar bana öyle bağırdılar ki "Hocam, birkaç defa camiye geldim, hacı amcalar bana öyle bağırdılar ki şimdi korkuyorum." dedi. şimdi korkuyorum." dedi.

Adam tabii namaz kılmasını bilmiyor,Adam tabii namaz kılmasını bilmiyor, otururken kalkarken diz çökerken doğru düzgün beceremiyor, acemiliği belli oluyor;otururken kalkarken diz çökerken doğru düzgün beceremiyor, acemiliği belli oluyor; hacı amcalar oradan yüklenmişler buradan yüklenmişler,hacı amcalar oradan yüklenmişler buradan yüklenmişler, adamı korkutmuşlar; camiye gidemiyor. adamı korkutmuşlar; camiye gidemiyor.

Öyle olmayacak. Yumuşak yumuşak... Adamın hâline bakacaksın; Öyle olmayacak. Yumuşak yumuşak... Adamın hâline bakacaksın; daha bu ibtidaî, yeni [başlamış], yumuşak yumuşak [muamele edeceksin].daha bu ibtidaî, yeni [başlamış], yumuşak yumuşak [muamele edeceksin]. Tatlılıkla; "Aferin, namaz kılmamayı bırakmışsın daTatlılıkla; "Aferin, namaz kılmamayı bırakmışsın da namaz kılmaya başlamışsın, çok güzel. namaz kılmaya başlamışsın, çok güzel. Ama Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfinde şöyle buyurmuş, Ama Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfinde şöyle buyurmuş, şöyle yaparsan daha da iyi olur, daha çok sevabı var..." diyeşöyle yaparsan daha da iyi olur, daha çok sevabı var..." diye teşvik ederek yumuşak yumuşak yapmak lazım. Kaçırtmadan yapmak lazım.teşvik ederek yumuşak yumuşak yapmak lazım. Kaçırtmadan yapmak lazım. Yoksa emr-i mâruf, nehy-i münker yapılsın, burada hiç bid'at bırakmayalım. Yoksa emr-i mâruf, nehy-i münker yapılsın, burada hiç bid'at bırakmayalım.

Burası, bu cami Türkiye'nin, belki de dünyanın önemli camilerinden biridir.Burası, bu cami Türkiye'nin, belki de dünyanın önemli camilerinden biridir. Ben dünyanın birçok yerlerine gittim elhamdülillah,Ben dünyanın birçok yerlerine gittim elhamdülillah, Avustralya'yı gördüm, Avrupa'yı gördüm, Orta Doğu'yu gördüm, İran'ı gördüm.Avustralya'yı gördüm, Avrupa'yı gördüm, Orta Doğu'yu gördüm, İran'ı gördüm. Şöyle cami kolay kolay bulamazsınız. Şu caminin kıymetini bilmek lazım. Şöyle cami kolay kolay bulamazsınız. Şu caminin kıymetini bilmek lazım. Bu camide sünnet-i seniyyeye uygun çok güzel haller vardır. Bu camide sünnet-i seniyyeye uygun çok güzel haller vardır.

El birliğiyle, bunu uzaktan tenkit yoluyla değil de gördüğümüzü lütf ile kardeşçe düzeltelim. El birliğiyle, bunu uzaktan tenkit yoluyla değil de gördüğümüzü lütf ile kardeşçe düzeltelim. Herkes hata yapabilir. Allah'ın kullarıyız. Hatamız olabilir.Herkes hata yapabilir. Allah'ın kullarıyız. Hatamız olabilir. Güzellikle düzeltelim. Güzellikle düzeltelim.

"Kıyam, rükû yalnız Allah'a yapılır." hadîs-i şerîfi var."Kıyam, rükû yalnız Allah'a yapılır." hadîs-i şerîfi var. Oysa burada bazı yerlerde ayağa kalkılıyor. Oysa burada bazı yerlerde ayağa kalkılıyor.

Bunu söyledim. Arkadaşların dinî bilgileri eksik. Bunu söyledim. Arkadaşların dinî bilgileri eksik. Dinimizde ayağa kalkmak var. Bilmiyorlar.Dinimizde ayağa kalkmak var. Bilmiyorlar. "Ayağa kalkılmaz." diyenler bunun dinimizde olduğunu bilmiyorlar. "Ayağa kalkılmaz." diyenler bunun dinimizde olduğunu bilmiyorlar. Ben bunu İslâm mecmuasında makalede yazdım. Ben bunu İslâm mecmuasında makalede yazdım.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Ensar'a diyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Ensar'a diyor ki;

"Efendiniz geliyor, ayağa kalkınız." O eşraftan olan şahıs geldiği zaman; "Efendiniz geliyor, ayağa kalkınız."

O eşraftan olan şahıs geldiği zaman;

Kûmû li-seyyideküm buyuruyor. Kûmû li-seyyideküm buyuruyor.

Peygamber Efendimiz olmayacak şeyi buyurur muydu? Peygamber Efendimiz olmayacak şeyi buyurur muydu?

Hadisten delil getiriyorum. Hadisten delil getiriyorum.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz kendi kızı geldiği zaman ayağa kalkardı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz kendi kızı geldiği zaman ayağa kalkardı. Efendimiz'in zerafetine, kibarlığına, yüksekliğine bakın ki Efendimiz'in zerafetine, kibarlığına, yüksekliğine bakın ki kendi kızı geldiği zaman ayağa kalkardı. kendi kızı geldiği zaman ayağa kalkardı. Ulemâya hürmeten ayağa kalkılabilir, bir mahsuru yok kardeşlerim.Ulemâya hürmeten ayağa kalkılabilir, bir mahsuru yok kardeşlerim. Ama benim için kalkın mânasına demiyorum; bunun bir mahsuru yoktur, bu bid'at değildir. Ama benim için kalkın mânasına demiyorum; bunun bir mahsuru yoktur, bu bid'at değildir. Hadîs-i şerîfte bunun misali vardır, Efendimiz bazı kereler böyle yapmıştır.Hadîs-i şerîfte bunun misali vardır, Efendimiz bazı kereler böyle yapmıştır. Bir şey değil bu. Bazıları; "Ne kalkıyorsunuz!" [diye] gürültü patırtı çıkartıyor burada, Bir şey değil bu.

Bazıları; "Ne kalkıyorsunuz!" [diye] gürültü patırtı çıkartıyor burada,
kimisi oturuyor kimisi kalkıyor. kimisi oturuyor kimisi kalkıyor. Kalkılabilir çünkü din alimine hürmet iyidir. Bu cübbeye, bu sarığa hürmet iyidir.Kalkılabilir çünkü din alimine hürmet iyidir. Bu cübbeye, bu sarığa hürmet iyidir. Bunun içindekiler gelip geçer ama bu sarık ve bu cübbe din ilmini temsil ettiği için Bunun içindekiler gelip geçer ama bu sarık ve bu cübbe din ilmini temsil ettiği için buna hürmet iyidir, bunun bir zararı yok. buna hürmet iyidir, bunun bir zararı yok.

Benim zaten hoca olmasam da en büyük şerefi buradan almışım. Benim zaten hoca olmasam da en büyük şerefi buradan almışım. Ama benim dışarıdan elhamdülillah kâfi miktarda itibarım vardır, üniversitede profesörüm, Ama benim dışarıdan elhamdülillah kâfi miktarda itibarım vardır, üniversitede profesörüm, her gittiğim yerde elhamdülillah gereken [iltifatı] görüyorum, benim öyle bir şeye ihtiyacım yok. her gittiğim yerde elhamdülillah gereken [iltifatı] görüyorum, benim öyle bir şeye ihtiyacım yok.

Kardeşlerimden Allah razı olsun, hepsi benden kıymetlidir, bir şey demiyorum. Kardeşlerimden Allah razı olsun, hepsi benden kıymetlidir, bir şey demiyorum. Ama bu olabilir. El öpmek olabilir. Ama bu olabilir. El öpmek olabilir. Benim elimi öpmeyin, onun için bir şey demiyorum.Benim elimi öpmeyin, onun için bir şey demiyorum. Benim için kalkmayın ama kalkana böyle bir kem gözle bakmayın çünkü olabiliyor bu. Benim için kalkmayın ama kalkana böyle bir kem gözle bakmayın çünkü olabiliyor bu.

Dinin kaynaklarını topluca hepsini iyi bilmek lazım. Dinin kaynaklarını topluca hepsini iyi bilmek lazım. Hepsini, bir hadîs-i şerîfle iki hadîs-i şerîfle içtihat olmaz.Hepsini, bir hadîs-i şerîfle iki hadîs-i şerîfle içtihat olmaz. O konudaki bütün hadîs-i şerîfleri çok iyi bilmek lazım. O konudaki bütün hadîs-i şerîfleri çok iyi bilmek lazım. Ondan sonra dinin hikmetine vakıf olmak lazım. Ondan sonra dinin hikmetine vakıf olmak lazım.

Peygamber Efendimiz bir ara buyurdu ki; Peygamber Efendimiz bir ara buyurdu ki;

"Kabirleri ziyaret etmeyin." "Kabirleri ziyaret etmeyin."

Tamam, herkes bıraktı. Ondan sonra buyurdu ki; Tamam, herkes bıraktı. Ondan sonra buyurdu ki;

"Ben sizi kabirleri ziyaret etmeyin diye kabir ziyaretinden menetmiştim ama "Ben sizi kabirleri ziyaret etmeyin diye kabir ziyaretinden menetmiştim ama şimdi gidin ziyaret edin." şimdi gidin ziyaret edin."

Peygamber Efendimiz bir ara buyurdu ki; Peygamber Efendimiz bir ara buyurdu ki;

"Benden duyduğunuz hadisleri yazmayın." "Benden duyduğunuz hadisleri yazmayın."

Yazmadılar. Ondan sonra buyurdu ki; "İsteyen yazabilir." Yazmadılar. Ondan sonra buyurdu ki;

"İsteyen yazabilir."

Kur'ân-ı Kerîm'le karışacağı zaman yazdırmadı, ondan sonra yazdırdı. Kur'ân-ı Kerîm'le karışacağı zaman yazdırmadı, ondan sonra yazdırdı. Kabir ziyaretinde ölçüyü öğreninceye kadar, İslâm'ın nasıl hareket edilmesi gerektiğineKabir ziyaretinde ölçüyü öğreninceye kadar, İslâm'ın nasıl hareket edilmesi gerektiğine dair bilgilerini öğretinceye kadar yasakladı, sonra [izin verdi.] dair bilgilerini öğretinceye kadar yasakladı, sonra [izin verdi.] Bunları hikmetine göre dini iyi hazmetmiş insanlar güzel yapabilir. Bunları hikmetine göre dini iyi hazmetmiş insanlar güzel yapabilir. Her şeyi dörtbaşı mamur, her yandan bilerek yapmak lazım. Her şeyi dörtbaşı mamur, her yandan bilerek yapmak lazım.

İblis'in ve diğer şeytanların konumundan kısaca bahseder misiniz?İblis'in ve diğer şeytanların konumundan kısaca bahseder misiniz? Halk arasında "İblis, Âdem aleyhisselam yaratılmazdan önce meleklerin hocası idi." diye söyleniyor. Halk arasında "İblis, Âdem aleyhisselam yaratılmazdan önce meleklerin hocası idi." diye söyleniyor. Siz ne buyurursunuz? Siz ne buyurursunuz?

Âdem aleyhisselam'ın yaratılmasından önce İblis'in olduğunu Kur'ân-ı Kerîm'den biliyoruz. Âdem aleyhisselam'ın yaratılmasından önce İblis'in olduğunu Kur'ân-ı Kerîm'den biliyoruz. Çünkü yaratıldığı zaman Allahu Teâlâ hazretleri "Buna secde et." dedi.Çünkü yaratıldığı zaman Allahu Teâlâ hazretleri "Buna secde et." dedi. Biliyoruz. Ve cennette olmasından da biliyoruz. Biliyoruz. Ve cennette olmasından da biliyoruz.

Cennete girebilir miydi kötü bir şey olsaydı? Giremezdi. Cennete girebilir miydi kötü bir şey olsaydı?

Giremezdi.

O hocalık meselesi, demek ki az çok kendine göre bilgisi vesairesi vardı. O hocalık meselesi, demek ki az çok kendine göre bilgisi vesairesi vardı. Kitaplarda ben de okudum. İblis, cennette olan bir varlıktı amaKitaplarda ben de okudum. İblis, cennette olan bir varlıktı ama Âdem aleyhisselam yaratıldığı zaman Âdem aleyhisselam yaratıldığı zaman Allahu Teâlâ hazretleri meleklerin hepsine Âdem'e secde etmelerini emrettiği zamanAllahu Teâlâ hazretleri meleklerin hepsine Âdem'e secde etmelerini emrettiği zaman İblis buna ittiba etmedi. İtaatsizliğinden, isyanından ve Allah'a karşı gelmesinden,İblis buna ittiba etmedi. İtaatsizliğinden, isyanından ve Allah'a karşı gelmesinden, delil getirmesinden dolayı huzurdan kovuldu. delil getirmesinden dolayı huzurdan kovuldu. Az çok aslı esası var. Durumu böyle. Az çok aslı esası var. Durumu böyle.

Bir kimse günlük beş vakit namazlarının sünnetleri yerine, Bir kimse günlük beş vakit namazlarının sünnetleri yerine, geçmişteki kazaya kalmış namazlarını kılabilir mi? geçmişteki kazaya kalmış namazlarını kılabilir mi?

Kılamaz. Kılmaması lazım. Sünnetleri bırakmaması gerekir.Kılamaz. Kılmaması lazım. Sünnetleri bırakmaması gerekir. Sünnetleri kılsın, kazaları ayrı kılsın.Sünnetleri kılsın, kazaları ayrı kılsın. Bu hususta mezhepler arasında bir ihtilaf vardır. Bu hususta mezhepler arasında bir ihtilaf vardır. O kardeşlerimizin duyduğu bizim mezhebimizin değildir.O kardeşlerimizin duyduğu bizim mezhebimizin değildir. Hanefî mezhebinde bu sünnetleri terk etmesi de ayrı bir vebal oluyor.Hanefî mezhebinde bu sünnetleri terk etmesi de ayrı bir vebal oluyor. Bunları kılacak, o namazları ayrıca [kaza edecek].Bunları kılacak, o namazları ayrıca [kaza edecek]. Onun yerine bunu kılmak bizim görüşümüz değil, bizim büyüklerimizin görüşü değildir. Onun yerine bunu kılmak bizim görüşümüz değil, bizim büyüklerimizin görüşü değildir.

Ben bir büyük atölyede çalışıyorum. Orada yarısından fazla kişi bayan. Ben bir büyük atölyede çalışıyorum. Orada yarısından fazla kişi bayan. Ben hiç bakmıyorum. Bana şer'an helal mi haram mı? Açıklar mısınız? Ben hiç bakmıyorum. Bana şer'an helal mi haram mı? Açıklar mısınız?

Bir büyük çalışma yeri olduğu için kadınların örtülü olmak şartıylaBir büyük çalışma yeri olduğu için kadınların örtülü olmak şartıyla orada çalışması esnasında bu da çalışabilir. Çarşı pazar gibidir.orada çalışması esnasında bu da çalışabilir. Çarşı pazar gibidir. Ama "Bir kadınla bir erkek bir odada halvet kalmasın, Ama "Bir kadınla bir erkek bir odada halvet kalmasın, tek başlarına kalmasın." diye hadîs-i şerîf var. tek başlarına kalmasın." diye hadîs-i şerîf var. Böyle tenha kalmamaya dikkat etmek şartıylaBöyle tenha kalmamaya dikkat etmek şartıyla umumî bir yerde onlar örtülü bunlar dikkatli, bakmamak şekliyle, umumî bir yerde onlar örtülü bunlar dikkatli, bakmamak şekliyle, ne yapalım, geçim kapısıdır, olabilir. ne yapalım, geçim kapısıdır, olabilir.

Salât-ı vitir tekbiri alınırken üçüncü rekâtta eller yana bırakılır mı? Salât-ı vitir tekbiri alınırken üçüncü rekâtta eller yana bırakılır mı? Allahu ekber diyor, ondan sonra yana bırakıp ondan sonra mı bağlayacak? Allahu ekber diyor, ondan sonra yana bırakıp ondan sonra mı bağlayacak?

Doğrudan doğruya bağlar. Yana bırakma mecburiyeti yok. Doğrudan doğruya bağlar. Yana bırakma mecburiyeti yok.

Kızılbaşların kestikleri hayvanın eti yenir mi? Kızılbaşların kestikleri hayvanın eti yenir mi?

Onun durumuna göre, kızılbaşlığının renginin koyuluğuna göre değişir. Onun durumuna göre, kızılbaşlığının renginin koyuluğuna göre değişir.

Şunu demek istiyorum, latife bir tarafa bırakılırsa; mü'min olanın kestiği yenilir, Şunu demek istiyorum, latife bir tarafa bırakılırsa; mü'min olanın kestiği yenilir, kâfir durumuna düşmüşse kâfirin kestiği yenmiyor. kâfir durumuna düşmüşse kâfirin kestiği yenmiyor. Kur'an'ı, Peygamber Efendimiz'i vesaireyi inkâr etmişse, kâfir durumuna düşmüşse yenmiyor.Kur'an'ı, Peygamber Efendimiz'i vesaireyi inkâr etmişse, kâfir durumuna düşmüşse yenmiyor. Kendisi umumî hükme kâfirin kestiği yenmez hükmüne ister istemez girmiş oluyor. Kendisi umumî hükme kâfirin kestiği yenmez hükmüne ister istemez girmiş oluyor.

Muhterem hocam, "Râmûzü'l-ehâdîs kitabında zayıf ve mevzu hadisler var." diyorlar.Muhterem hocam, "Râmûzü'l-ehâdîs kitabında zayıf ve mevzu hadisler var." diyorlar. Bu konuda bizi aydınlatır mısınız? Bu konuda bizi aydınlatır mısınız?

Evet, bu kitabın içinde Hocamız'ın da kendisinin hadisin arkasına Evet, bu kitabın içinde Hocamız'ın da kendisinin hadisin arkasına "Buna zayıf hadis demişlerdir." diye yazdığı hadisler vardır."Buna zayıf hadis demişlerdir." diye yazdığı hadisler vardır. Ama Hocamız Gümüşhaneli Ahmed Ziyâeddîn Efendi Ama Hocamız Gümüşhaneli Ahmed Ziyâeddîn Efendi son devrin en büyük hadis alimlerindendir.son devrin en büyük hadis alimlerindendir. O onu bir sebeple uygun görmüş. O onu bir sebeple uygun görmüş. Başka konulardaki başka hadîs-i şerîfler onu takviye ediyor diye Başka konulardaki başka hadîs-i şerîfler onu takviye ediyor diye düşündüğü için buraya almayı uygun görmüş. düşündüğü için buraya almayı uygun görmüş. Fakat ilim adamı haysiyetine uygun olarak da arkasında;Fakat ilim adamı haysiyetine uygun olarak da arkasında; "Buna filanca alim mevzu hadis demiştir veyahut zayıf hadis demiştir." diye kaydını da koymuştur."Buna filanca alim mevzu hadis demiştir veyahut zayıf hadis demiştir." diye kaydını da koymuştur. Bunu buraya almasında "Bu hadisi bilin, bunu yapmayın." mânası çıkıyor. Bunu buraya almasında "Bu hadisi bilin, bunu yapmayın." mânası çıkıyor. Hadîs-i şerîflerin bazen senetleri bazen muhtevası dolayısıyla tenkidi olur. Hadîs-i şerîflerin bazen senetleri bazen muhtevası dolayısıyla tenkidi olur. Hadis alimlerine ait bir meseledir.Hadis alimlerine ait bir meseledir. Fakat o konuda başka hadisler bazen onu teyid eder, Fakat o konuda başka hadisler bazen onu teyid eder, o zaman Hocamız o teyid edici hadisleri alıyor buraya. o zaman Hocamız o teyid edici hadisleri alıyor buraya.

Almanya'da çalışmaktayım. Türkiye'de yapacağım bir yatırım içinAlmanya'da çalışmaktayım. Türkiye'de yapacağım bir yatırım için bir Alman bankasından kredi alabilir miyim? bir Alman bankasından kredi alabilir miyim?

Alabilir. Oranın [hükmü] başka oluyor. Alabilir. Oranın [hükmü] başka oluyor.

"İbadetin devamlı olanı efdaldir." hadisini açıklar mısınız? "İbadetin devamlı olanı efdaldir." hadisini açıklar mısınız?

Hadîs-i şerîf şöyledir: Efladü'l-ibâdeti edvemuhâ ve in kalle.Hadîs-i şerîf şöyledir: Efladü'l-ibâdeti edvemuhâ ve in kalle. "İbadetin en hayırlısı, en faziletlisi az bile olsa devamlı yapılanıdır." "İbadetin en hayırlısı, en faziletlisi az bile olsa devamlı yapılanıdır."

Yani bir yapılıp bir kesileni değildir, müdâvim olunanıdır diyor. Yani bir yapılıp bir kesileni değildir, müdâvim olunanıdır diyor.

"İbadeti riya ile yapmayınız." hadisini açıklar mısınız? "İbadeti riya ile yapmayınız." hadisini açıklar mısınız? Mesela ben evvâbin kılacaksam, arkadaşlarım kılmıyorsa ben kılarsam riya olur mu? Mesela ben evvâbin kılacaksam, arkadaşlarım kılmıyorsa ben kılarsam riya olur mu?

Olmaz. Emredilmiş olan [ibadetleri] yapmakta bir riya olmaz.Olmaz. Emredilmiş olan [ibadetleri] yapmakta bir riya olmaz. Riya insanın içinde, yaptığı ameli başkasına gösterip de oradan bir fayda sağlamak,Riya insanın içinde, yaptığı ameli başkasına gösterip de oradan bir fayda sağlamak, dünya menfaati sağlamak maksadıyla yapılan bir şeydir. dünya menfaati sağlamak maksadıyla yapılan bir şeydir. Ya itibar ya alkış ya menfaat sağlamak için yapılan bir şeydir. Ya itibar ya alkış ya menfaat sağlamak için yapılan bir şeydir.

Bu, bu namazı neden kılıyor? Bu, bu namazı neden kılıyor?

Ben söyledim diye kılıyor. Hocası söyledi diye kılıyor. Ben söyledim diye kılıyor. Hocası söyledi diye kılıyor. "Evvâbin namazı kıl, sevaptır." diye hadis kitabında okudu diye kılıyor. "Evvâbin namazı kıl, sevaptır." diye hadis kitabında okudu diye kılıyor.

Tamam, kılar. Şeytana fazla yüz vermez. Tamam, kılar. Şeytana fazla yüz vermez. Fazla değil, hiç yüz vermez. Vesvesesine [aldırmaz].Fazla değil, hiç yüz vermez. Vesvesesine [aldırmaz]. "Ben bunu hadiste okudum ki akşam namazının arkasından kılınacak.""Ben bunu hadiste okudum ki akşam namazının arkasından kılınacak." Tamam, başkası gördü görmedi, riya olur mu, o tarafı yok.Tamam, başkası gördü görmedi, riya olur mu, o tarafı yok. "Peygamber Efendimiz'e uyuyorum diye kılıyorum." diyecek, kılacak."Peygamber Efendimiz'e uyuyorum diye kılıyorum." diyecek, kılacak. Şeytan buralardan başlar, insanın ilk önce suyunca gider, sonra çok arkasından onu hançerler.Şeytan buralardan başlar, insanın ilk önce suyunca gider, sonra çok arkasından onu hançerler. Ona pek fırsat vermemek lazım. Ona pek fırsat vermemek lazım.

Misafirliğe veya gezmeye gittiğimizde bir gün veya birkaç ay kaldığımızda Misafirliğe veya gezmeye gittiğimizde bir gün veya birkaç ay kaldığımızda pazartesi-perşembe oruçlarını nasıl tutmalıyız? pazartesi-perşembe oruçlarını nasıl tutmalıyız?

Nasıl tutarsa tutacak, kalkıp tutar. Nasıl tutarsa tutacak, kalkıp tutar. Bir ay bayağı bir uzun zaman oluyor, onun öteki zamandan farkı olmuyor. Bir ay bayağı bir uzun zaman oluyor, onun öteki zamandan farkı olmuyor.

Misafirlikte ne fark olur? Herhalde "Sahura kaldırmıyorlar." demek istiyor.Misafirlikte ne fark olur?

Herhalde "Sahura kaldırmıyorlar." demek istiyor.
"Ben oruç tutacağım desem sahura kaldırmaz." "Ben oruç tutacağım desem sahura kaldırmaz."

Geceleyin kendin kalkarsın. Bir su içsen bile sahur olur o. İlle mükellef yemek bekleme. Geceleyin kendin kalkarsın. Bir su içsen bile sahur olur o. İlle mükellef yemek bekleme. O zaman da biraz fedakârca tutuver.O zaman da biraz fedakârca tutuver. Birazcık su içivermek, bir zeytin yiyivermek de sahur olur. Birazcık su içivermek, bir zeytin yiyivermek de sahur olur. Sahurda tam oturup da güzelce sofra kurulmadı, yemek yiyemedim diye Sahurda tam oturup da güzelce sofra kurulmadı, yemek yiyemedim diye o orucu terk etmesin, yine tutmaya çalışsın. o orucu terk etmesin, yine tutmaya çalışsın.

Hocam, bayramda veya gurbetten memlekete gidince ağabeyimin hanımının elini öpebilir miyim?Hocam, bayramda veya gurbetten memlekete gidince ağabeyimin hanımının elini öpebilir miyim? Veya amcam ve dayım hanımlarının veya kaynanaların ellerini öpebilir miyim?Veya amcam ve dayım hanımlarının veya kaynanaların ellerini öpebilir miyim? Bunlar annem yaşında, bana bir tavsiyede bulunur musunuz? Bunlar annem yaşında, bana bir tavsiyede bulunur musunuz?

Annesi yaşında büyük olunca olabilir ama uzak [akrabaların] öpülmemesi lazım. Annesi yaşında büyük olunca olabilir ama uzak [akrabaların] öpülmemesi lazım.

Ölüm orucu hakkında bilgi [verir misiniz?] Ölüm orucu hakkında bilgi [verir misiniz?]

Ölüm orucu diye bir şey yoktur. Yirminci yüzyılda çıkmış bir şey. Ölüm orucu diye bir şey yoktur. Yirminci yüzyılda çıkmış bir şey. Protestonun bir şekli. Orucun ölüm orucu tipi yoktur.Protestonun bir şekli. Orucun ölüm orucu tipi yoktur. Oruç, fecr-i sâdıktan gurûb-u şemse kadar yemekten içmekten,Oruç, fecr-i sâdıktan gurûb-u şemse kadar yemekten içmekten, cinsî münasebetten uzak durmak suretiyle tutulan bir ibadettir.cinsî münasebetten uzak durmak suretiyle tutulan bir ibadettir. Ölüm orucu diye bir şey yok. Akşam ezanı okundu mu iş biter. Ölüm orucu diye bir şey yok. Akşam ezanı okundu mu iş biter. Protestonun bu şekli Batılılar'ın bir [işidir]. Uygun bir şey değildir, bid'attır. Protestonun bu şekli Batılılar'ın bir [işidir]. Uygun bir şey değildir, bid'attır.

İşte bid'at! Al sana bid'at, tamam. Bid'atın misalini istiyorsan... Böyle şey olmaz. İşte bid'at! Al sana bid'at, tamam. Bid'atın misalini istiyorsan...

Böyle şey olmaz.

Peygamber Efendimiz en çok beyaz sarık mı kullanıyordu yoksa siyah sarık mı? Peygamber Efendimiz en çok beyaz sarık mı kullanıyordu yoksa siyah sarık mı?

Siyah sarık kullanmak sünnettendir ama hangisini daha çok kullandığını bakmam lazım.Siyah sarık kullanmak sünnettendir ama hangisini daha çok kullandığını bakmam lazım. Ekseriyetle hangisini daha çok [sardığını] bilemiyorum.Ekseriyetle hangisini daha çok [sardığını] bilemiyorum. Sarığın siyah olarak sarılması sünnettirSarığın siyah olarak sarılması sünnettir fakat bazı ülkelerde siyah sarığı fakat bazı ülkelerde siyah sarığı Peygamber Efendimiz'in soyundan olanlar sarıyor diye [kabul edildiğinden]Peygamber Efendimiz'in soyundan olanlar sarıyor diye [kabul edildiğinden] ben de siyah sarık saracağım ama çekiniyorum.ben de siyah sarık saracağım ama çekiniyorum. "Vay! Neye kalkışıyor hoca..." filan derler diye. "Vay! Neye kalkışıyor hoca..." filan derler diye. Ama yine belki onu bırakıp sarmak lazım. Siyah sarık sarmak sünnettir. Ama yine belki onu bırakıp sarmak lazım. Siyah sarık sarmak sünnettir.

Hocam, mahallemde faiz yiyen bir akrabam var. Hocam, mahallemde faiz yiyen bir akrabam var. Evinden su içsem, ekmek yesem olur mu? Evinden su içsem, ekmek yesem olur mu?

Çeşitli kazancı olan insanların kazançlarının bir kısmının harama dayanmasıÇeşitli kazancı olan insanların kazançlarının bir kısmının harama dayanması oradan hiçbir şey almamayı gerektirmez.oradan hiçbir şey almamayı gerektirmez. Ama ekseriyet itibariyle harama dayandığı bilinen bir kimsenin yemeği yenmez. Ama ekseriyet itibariyle harama dayandığı bilinen bir kimsenin yemeği yenmez. Ekseriyetle ticaretten kazanıyor da biraz da ticarette faizli başka işler yapıyor,Ekseriyetle ticaretten kazanıyor da biraz da ticarette faizli başka işler yapıyor, o onun [hesabına] kalır, sana helalinden gelir. o onun [hesabına] kalır, sana helalinden gelir.

Bir hoca "İki müslüman sarmaş dolaş gezemez." diyor. Birisi de "Delilin ne?" diyor.Bir hoca "İki müslüman sarmaş dolaş gezemez." diyor. Birisi de "Delilin ne?" diyor. "Müslümanın sözü senettir." diyor. Doğru mudur? "Müslümanın sözü senettir." diyor. Doğru mudur?

"Müslümanın sözü senettir" diye bir şey yok."Müslümanın sözü senettir" diye bir şey yok. Müslümanın sözü dinin, edille-i şer'iyyenin menâibinden değildir. Müslümanın sözü dinin, edille-i şer'iyyenin menâibinden değildir. Herkesin sözü senet olursa bu din karmakarış olur.Herkesin sözü senet olursa bu din karmakarış olur. Öyle şey yok. Müslümanın sözü senet olmaz.Öyle şey yok. Müslümanın sözü senet olmaz. Müslümandan delil istendiği zaman onun delil getirmesi mecburiyet olur.Müslümandan delil istendiği zaman onun delil getirmesi mecburiyet olur. Hata etmiş olabilir çünkü hata eden çok insan görüyoruz.Hata etmiş olabilir çünkü hata eden çok insan görüyoruz. Böyle bir umumî [söz] denmesin. Böyle bir umumî [söz] denmesin.

İki müslümanın sarmaş dolaş gezmemesi meselesi: İki müslümanın sarmaş dolaş gezmemesi meselesi:

Biraz sarmaş dolaş gezmenin şekli şemâiliyle ilgili. Biraz sarmaş dolaş gezmenin şekli şemâiliyle ilgili. Nasıl gezerler, pek bilemiyorum. Omzuna elini atar; "Arkadaşım, nasılsın?Nasıl gezerler, pek bilemiyorum. Omzuna elini atar; "Arkadaşım, nasılsın? Askerlikte ne güzeldi durumun..." der. Samimiyetten böyle bir şey oluyor.Askerlikte ne güzeldi durumun..." der. Samimiyetten böyle bir şey oluyor. Bir şey değil. Sarmaş dolaş uzun boylu fitneye fesada sebep olacak tarzda olmaz daBir şey değil. Sarmaş dolaş uzun boylu fitneye fesada sebep olacak tarzda olmaz da uzaktan gelen iki insan birbiriyle mesela kucaklaşıp muanaka yapabilir. uzaktan gelen iki insan birbiriyle mesela kucaklaşıp muanaka yapabilir. Sonra kolunu omzuna atsa, ben pek bir mahsur bilemedim...Sonra kolunu omzuna atsa, ben pek bir mahsur bilemedim... Hakikaten ötekisi de sormuş; "Delilin ne?" diye.Hakikaten ötekisi de sormuş; "Delilin ne?" diye. Sarmaş dolaşmanın bir şeklini bilelim, ondan sonra da o olmaz meselesine [bakalım]. Sarmaş dolaşmanın bir şeklini bilelim, ondan sonra da o olmaz meselesine [bakalım].

Uzaktan gelene sarılmak oluyor. Uzaktan gelene sarılmak oluyor. Yakından, her zaman olana değil de "Hoşgeldin!" diye sarılıyoruz ya hani, o olabiliyor. Yakından, her zaman olana değil de "Hoşgeldin!" diye sarılıyoruz ya hani, o olabiliyor.

Ezan okunurken cami içinde hoca veya büyük bir zât içeri girse ayağa kalkılır mı kalkılmaz mı? Ezan okunurken cami içinde hoca veya büyük bir zât içeri girse ayağa kalkılır mı kalkılmaz mı?

Ezanın ayağa kalkmakla oturmakla direk ilgisi yoktur. Ezanın ayağa kalkmakla oturmakla direk ilgisi yoktur. Konuşmakla selâmla ilgisi vardır.Konuşmakla selâmla ilgisi vardır. Ezan okunurken selâm verilmez, selâm verilirse alınma mecburiyeti yoktur. Ezan okunurken selâm verilmez, selâm verilirse alınma mecburiyeti yoktur.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2